Kargo - bu bir ayrılık şarkısığğğ
Kargo - yanımda sen olmayınca
Özlem tekin - bana bişey olmaz
Özlem tekin - sen anla

www.youtube.com

Rashit - Dinozor
www.youtube.com

Zardanadam - Sarışınlar B*ktur
www.youtube.com

Malt - Deprem
www.youtube.com

Kaçak - Koymaz
www.youtube.com

edit : galiba pek istediğin türde değil ama değişik bir bakış açısı da iyidir :)

cake - i will survive

derdim.

Canfeza - Dem

Gençliğimde bunu dinlerdim
www.youtube.com

Arabesk ağır parçalar. Bazen de klasikler. Moonlight sonata gibi.

pulp - razzmatazz
www.youtube.com

pulp - she's a lady
www.youtube.com

lush & jarvis cocker - ciao!
www.youtube.com

bunu kim gönül işlerine aldiysa, cümleden anlam çıkarma konusunda baya yeteneksiz biri

Benzer şekilde düşünüyorum. Bir lider olamayacağını kanıtladı, bu saatten sonra kendisinden bir hayır gelmez. Tek şansı vardı, onu da harcadı.

muharrem ince parti kurduğunda oyları böleceğini akıl edemeyecek kadar düşük zekalıysa bunca yıl boşuna siyaset yapmış demektir. akp nin gazlaması da bu yüzden.

katılıyorum. muharrem ince ulusalcı aragazla çalışıyor.

daha önce de benzer bir konuda şu yorumu yapmıştım:

şu an başkanlık sistemi olduğu için oyların bölünmesi, parlamenter sisteme göre çok daha az önem taşıyor. pratikte meclisin çok bir yaptırım gücü olmadığı için ve yürütme organını cumhurbaşkanı ve onun belirlediği bakanlar kurulu işlettiği için muharrem ince'nin olası partisi oyların bölünmesine yol açsa bile nihai sonuca muhalifler açısından faydası olacağını düşünüyorum.

sebebi şu: her siyasi görüş kendi içinde fikir ayrılıklarına sahip. en basit örneği deva ve gelecek partiler. akp'den kopan bu iki kurmay siyasetçi aynı tabanda birleşmeyip farklı partiler kurdular. yine eğer ince parti kurarsa chp'den biraz oy çalacağı aşikar. peki bunun muhalif partilere faydası nasıl olacak?

şöyle olacak; ekmeleddin ihsanoğlu'nun çatı adayı olarak girdiği cb seçimlerinde rte ilk turda seçimi kazanmıştı. seçimin en azından ikinci tura kalmamasının en büyük nedeni chp'li seçmenin ekmeleddin ihsanoğlu gibi partinin görüşlerini paylaşmayan ve temelde rte'den farkı olmayan bir adaya oy vermek istememesiydi. bizzat kendi çevremde de çokça gözlemlediğim partiye küsüp oy vermeme eylemi rte'nin ilk turda seçimi rahatça kazanmasına sebep oldu.

sonraki seçimlerde ise adaylara bakacak olursak rte'nin karşısında chp ve hdp adayları vardı. bu da sağ siyasetin istemese de rte üzerinde birleşmesine sebep oldu. aşırı sağcısı da ona oy verdi, merkez sağcısı da. çünkü sağ seçmen asla rte alternatifi olarak bir sol siyaset adayını görmüyordu (istanbul haziran seçimleri buna bir istisnadır. ancak sebebini hepimiz biliyoruz). dolayısıyla sağa alternatif bir aday olmadığı için yine seçim ilk turda bitti. açıkçası muharrem ince'nin seçim kampanyasındaki sivri dili de biraz oy kaybetmesine sebep oldu diyebiliriz. özellikle apolet polemiği.

özetle, ince kendi partisini kurar ise, deva ve gelecek partileri kendi cb adaylarını gösterir ise hem solda hem de sağda alternatifler çoğalacağından oy vermeyen seçmen de kendine yakın bir aday belirleyip ilk turda oyunu verecektir. böylece rte'nin aldığı oy sayısı aynı olsa bile muhalif partilere gidecek oy sayısı artacağından rte'nin oy oranı düşecektir. Ben %50'nin altında kalacağını düşünüyorum (hatta eminim). önemli olan ikinci tura kalacak adayın diğer tüm muhalif adaylardan oy alıp alamayacağı. yani gelecek ve deva'ya oy veren seçmen ikinci turda gidip rte'ye verirse rte yine kazanacaktır.

bu anlattığım mantığa göre bence hem imamoğlu hem de yavaş cb adayı olarak gösterilmeli. çünkü biri (her ne kadar sağcı aileden gelse de) chp'nin evladı, diğeri de sağ seçmene hitap edebilen biri. böylece chp bu iki aday arasında bölünmüş olabilecek tüm seçmeni oy vermeye yönlendirecektir. ikisinden biri ilk turda eleneceği için o adaya oy veren neredeyse herkes diğer adaya da oy verecektir.

Akp rakip olarak Muharrem Ince'yi istiyor. Muharremle birebirde polemik siyasetine gireriz, sonucta Reis alir diyorlar. Basortusu, Ayasofya, Muharrem Ince icki iciyor falan. Imamoglu, Mansur gibiler cikti felegini sasirdi AKP, Ocalanin mektubunu getirip, Trtye terorist cikartacak kadar beyinleri yandi. Diger gerizekali ortak da gelmis ulkede beka sorunu var diyor. Resmen AKP yonetemiyor ulkede beka sorunu var demek bu, o derece gerizekalilar bir kisi demiyor, hoop bana laf cakiyorsun diyemiyor:)

Şu anki sistemle çok dezavantajlı bir durum olmadığının bende farkındayım. Gündemde seçim kanunu değişikliği var. Eğer bu durum değişir ve yüzde 50'ye ihtiyaç kalmazsa,o zaman bu durum sorun yaratır gibi geliyor. Muhalaefetin ivme kazandığı bu dönemde yapılan bu hamle soru isaretleri barındırıyor.Büyük resim dedikleri olaya gerçekten her geçen gün daha çok inanıyorum. Bekleyelim, görelim bakalım.

seçim günü meselesi değil ki sadece. parti kurup kurmamasından ziyade sistem eleştirisi yerine kişiler ve günlük siyaset üstünden yürüme sorunu var kendisinde. tabii ki akp'nin işine geliyor. ayasofya'ya atladı, saraydaki chp'li denen deli saçmasına atladı. adam kazandı lafı da yapışmış halde kendisine. sürekli chp'deki entrikalarla kafayı bozan ahaber ve türevleri ne istesin daha.

bir emine ülker tarhan vardı, ayrıldı, parti kurdu, binde 5 oy aldı.

kabul ince biraz daha popüler ama alacağı oy tarhan'ın 2 katı bile değil.

Bende öyle kullanıyorum, debriajdan da biraz destek alıyorum, şimdiye kadar bi sorun çıkmadı.

Ben de aynısını yapıyorum, zararı mutlaka vardır da umarım büyük değildir :/

Vites dişlilerini zorlamış oluyorsunuz.

brrr sesinin adı vuruntu diye geçer. Araçlarda vuruntu sensörü vardır ve kontrol ünitesi bu sensörden geri besleme alarak duruma müdahale etmeye çalışır.

Vuruntu motor için zararlı neden ?

Daha fazla yakıt tüketirsin, kurum yapar vs olaylarını geçiyorum ama istenmeyen/beklenmeyen zamanda yanma olduğu için pistonlar, yataklar, kollar daha fazla yüke maruz kalabilir. 1000 kere yaparsın bir şey olmaz ama motorun ömründen minik minik çalarsın.

Yapma öyle, otomatik değil o. Yeri gelir yavaşladıktan sonra fırlayarak hızlanman gerekir, mesela arkana kamyon yanaşır ağırlığından duramayacaktır. Yüksek viteste hızlanamazsın. Brrrr der kalırsın, kamyon da öper arabanı. Devir değerlerine uygun hareket et.

Araba sirketin oldugundan ufak yipranmalar cok umrumda degil ama verilen kamyon ornegi hakli. Ben yine usenmeyip vites dusureyim.

Lisans'ta 27 yaş sınırı vardı. 27'yi aştıysanız, "buyrun askere" diyebilirler.

En sağlıklı bilgiyi, bağlı olduğunuz askerlik şubesini arayarak alabilirsiniz.


.

yas siniri 28

edersin sorun olmaz . tek can sıkan şey zırt bırt kağıt imzalamak ve bazı kendini bilmez polislerle ağız dalaşı oluyor. okulun yakınında ev tut gbt den uzak dur tamamdır.

Eskiden 29 yaşını doldurduğun anda okul kaydını yapmıyordu, yeni askerlik sisteminden sonra bu 28'e çekildi. 28'i bitirdiğin an okul kaydını yapmaz.

Eğer bu yaş sınırlarına takılmıyorsan okul için önemli değil, askeriye sıkıntı çıkarırsa da askerlik şubesine öğrenci belgenle gider halledersin işini.

Eğer yaşa takılıyorsan ve kayıt yaptırmak istiyorsan da yapılabilecekler var. Bu durumdaysan da durumunu özelden yazarsan adım adım yazarım. Gerçi artık pek bir şey farketmiyor, lisansı bitirsen de 6 ay, ilkokul mezunu olsan da 6 ay.

14 Temmuz'da sipariş ettim, bugün elime ulaştı. Satıcı ürün fiyatına 4 dolar yazmış, ptt görevlisine 15.63TL haraç ödedim.

8 TL gümrük sunum ücreti
0.8 tl damga vergisi
6.83tl gümrük vergisi

Denize gireyim tekne turu yapayım kalamar yiyeyim diyorsan merkezde kalman anlamsız. Bunları yapmak için her gün en az 100 km git gel yapman lazım. Sessiz sakin ve güzel tatil bölgesi arıyorsan karaburun derim.

Hahaha daha dün düşünmüştüm Konak civarında gezerken gördüğüm bi pansiyondan dolayı, acaba İzmir'e deniz tatili yapmaya gelip Konak'tan otel tutmayı düşünen oluyor mudur diye. Bu mantıksız planı bir gün sonra görmek gülümsetti :)

Şimdi açıkçası hiç mantıklı değil eğer amacınız deniz tatili yapmaksa Konak'ta kalmak. Denize girilebilecek en vasat yer bile arabayla 1,5 saat uzakta. Kaliteli yerler minimum 2-3 saat gibi. O yüzden sahil ilçelerine bakın kalmak için. Karaburun güzel bi tercih olabilir. Kuzey tarafta Dikili civarında da güzel yerler var.

10 gün içinde yapılacaklar konusunda zaten internette en klişe şeyler yazıyor. Tekne turu Çeşme'de var, en son 10 sene önce gittiğimde fena değildi, şimdi bilemem. Kalamar vs için Güzelbahçe'deki balıkçılar fena değildir ama çok da hakim değilim. Onun dışında aklıma özel bir şey gelmedi.

Araç varsa
Şirince'ye mutlaka git, seviyorsanız şarap tadın ve satın alın.
Ödemiş'te mutlaka Hurşit'te ödemiş köfte yiyin. Tadı hala damağımda.
Güzelbahçe'de balıkçılar ve balık restoranları var, orda mutlaka bi rakı balık yapın.
Asım Usta'dan kokoreç yiyin.
Tabiki Kemeraltı, Kızlarağası Hanı, tarihi asansör ziyareti yapın.

Cevaplar için çok teşekkür ederim :)
@nundu aslında sadece 2 ya da 3 gün denize gideceğim, o yüzden 1-2 saatlik yollar çok uzak değil benim için.
Geri kalanlar günler şehrin merkezinde olmak bana çok mantıklı geldi

Foça'da kamping alanları var, tenha olurlar. Tepeden plaja bakıp boş olan bir tanesine girebilirsiniz.

Madem öyle,

Asansör'e gidin Konak'tan yürüyerek bile gidilir ama sıcakta bilemedim. Martı / bisiklet olabilir bunun için. Konak'tan Karşıyaka vapuruna binin, bir de Karşıyaka Çarşı'yı gezin.
AVM olsun derseniz, Konak Pier'de takılabilirsiniz.
Alsancak'ta Gül Sokak, Kıbrıs Şehitleri Cad'ne gidin, ne ararsanız var oralarda.

Tarihsel takılayım derseniz, Kemeraltı turu yapın bir güzel. Balıkçılar Hali değişmiş epey, açık mıdır bilemem. YKM veya Sevinç Pastanesi önünde öylesine bekleyebilirsiniz, gelmişken yapayım derseniz :)))
Agora'ya mutlaka gidin mesela. Havra Sokağı'nın ilerisindeki sokaklardan birinde şeftali suyu satan bir amca vardı 15 sene evvel...
Kemeraltı'nda kara dut şerbeti için, Kızlarağası Han'a gidin. Severseniz ve gözünüz yiyorsa bir söğüşe 60tl bayılabilirsiniz..

İzmir'in en güzel manzarası Kadifekale'dedir.

Çok uzağa gitmeyeyim derseniz en yakın Güzelbahçe'de denize girebilirsiniz.

Onun haricinde Seferihisar, Sığacık var güneyde. Kuzeyde Foça, Yenişakran, Dikili.
bizevdeyokuz'un İzmir rehberi yardımcı olabilir.
Dikili'de Fame Beach güzeldir. Oradan da Bergama'ya geçin mutlaka giderseniz. Asklepion'dur, Domuzdamı'dır her yerde kahverengi tabela mevcut.

Yani neyden keyif alabileceğinizi bilmediğim için.

Varsa vaktiniz bence Kula'daki jeoparka gidin. Orayı kimse bilmez canım jeopark..

Daha detay isterseniz, şöyle olsun böyle olsun, yardımcı oluruz.

Bizim ülkede ikinci el kıyafet sektörü gelişmemiş gelişemiyor.

Ortada bir gömlek ya da bir ceket var mesela, satan onu aldığı fiyata koyuyor neredeyse, satın alacak olansa ölücülük yapmaya çalışıyor.

Benim 50 liralık kıyafetim varsa bunu 20 liraya elden çıkarayım demiyor insan 45 lira fiyat biçiyor. Böyle olunca da millet diyor ki gider sıfırını alırım. İkinci ele bu parayı vereceğime.
Dolap, letgo gibi uygulamalar var deneyin isterseniz şansınızı:)

Şehir?

İzmir'de bunları da al-sat yaparak çalışan bir butik biliyorum. Karsiyaka çarşıda, iskele tarafından girince sagdaki ilk sokak. Herhalde Türkiye'de tek değildir İzmir'de değilseniz de.

Dolap çok başarılı, fiyatı makul yazarsan ilanı koymanla satılması bir oluyor.

@encokbenisevinnolur

Şehir Adana.

sadece arka panel ince çivilerle çakılı oluyor. onları paneli kırmadan sökmek epey zor ama sökülüyor. gerisi vidalı veya geçmeli sistemdir.

Sökmek zor demişsiniz, var mı bir yolu sökmenin?

Var, dolabin arkasina gecip arka paneli cok hafif dolabin icine dogru iterseniz cakilan civiler kafalarini göstermeye baslar, onlari ince uclu pense veya catal cekic denen aletle yerinden sökebilirsiniz. Benim defalarca yapmisligim var.

Ya da dolabin icinden birisi ic paneli üst köselerden disari dogru iterse yine ayni sekilde civiler uclarini gösterecektir, bir kac tanesini söktügünüzde gerisi kolay cikar.

Çiviler çok rahat çıkar. Hafif hafif vurun, zaten kafalar yerinden itilerek çıkacaktır. Dolabı sonra yeniden toplarken yarım santim kaydırarak çakabilirsiniz.

Olur. Biz demonte edip tekrar toparladik sonra.

Arkadaki sunta çıkınca dolabın desteği kalmayacağı için eğilip bükülmeye başlar, sökerken en az 2 kişi olmak lazım.

İkea genelde kilitli vida kullanıyor, ilk önce tavandaki parçayı ayırıp, ardından rafları, ondan sonra gözleri ayıran dikey parçaları sökmen lazım.

Kilitli vidalarla birlikte kavela denen ahşap dübeller vardır, sökerken parçaları çok eğersen bunları kırabilirsin, bir kişinin devamlı boştaki parçaları desteklemesi lazım.

Acelen yoksa aliexpress’ten al

14.07 de sipariş verdim, 22.07'de istanbul'a geldi, bakalım bana ne kadar sürede gelecek göreceğiz.

14 temmuz tarihinde sipariş verdim, bugün ülkenize geldi diye mail aldım.

Ben en son haziran ayinda bir sey siparis ettim. 10. Gunde elimdeydi.

Normalde ön cam yasak, ağır kusur yazarlar ve geçirmezler. Ama şansla birlikte geçmek mümkün. Ön cama 1 numara, yan ve arka camlara 2 numara yaparsan hafif kusur olarak geçme ihtimalin var.

2 numara üstündeki filmlerin kullanımı da çok kötü etkiliyor, gece yan aynalardan bir şey görünmüyor, arka camdan bakıyorsun, bir şey görünmüyor. Hele arkadanda koyu renk bir araba/cisim varsa görmen imkansız.

Seneler önce cildiyeden rapor alarak ön cama da film yaptıranlar vardı.

Ön cama da yaptırılmaz ki, ön yanlar 2 arka yanlar 3 olabilir

ön camda 400 tl lik kaliteli bir 3m cam filmi var, 3m marka. dışardan görünmesi çok zor, ama iddia ediyorum söylemeden ön koltuklara birisini oturtsam cam filmi olup olmadığını anlayamaz, görüşü 0 etkiliyor. kaliteli takmak şart.

onun haricinde komple 3, ama keşke önlere 2 taksaydım diyorum bazen, tabi çok da elzem değil.

(bkz: osuruk böceği)

seyler.eksisozluk.com

ptt acil posta servisi. ertesi gün ulaşır.

Otobüse ver, hepsinden hızlı gider.

kesinlikle otobüs +1.

kargo firmaları, ptt vs. bir terslik olması durumunda hem günlerce teslim edilmez, hem de önemli bir evraksa risk almış olursun.

otobüse ver demek nasıl oluyor? ankara otobüsüne gidip bunu aşti'de şu şahsa verin mi demem lazım?

normal ptt vs değil de bu tarz işler için güvenilir ve özel çalışan bir firma var mı diye sormuştum.

Güncel durumdan pek bilgim yok ama şöyle bir şey gördüm geçen seneden

www.sis.itu.edu.tr

Yani ben anladığım ortalamadan öte sınav puanıyla da geçiş yapılabiliyor galiba.
3.10 da kötü bir ortlama değil bu arada. Hangi okul, hangi bölüme geçmek istiyorsunuz bilmiyorum ama olabilir bu ortalamayla.

Gitmek isteyebileceğiniz her okula başvuru yapın. Bazı okullar online başvuru alsa da bazıları okula kadar gitmenizi istiyor. Hepsine gidin.
3.10 gayet güzel ortalama. Şansınızı deneyin.

Ben 4 üzerinden 4.0'la geçiş yaptım, tek kontenjan vardı, arkadaşım 3.98 ortalama ile giremedi haliyle.

Şansına bağlı biraz, o sene başvuranların ortalaması ve kontenjan önemli. Moralini daha da bozmak istemem ama 3.50 bile sıkıntılıyken 3.10 gibi bir ortalamayla azıcık zor gibi görünüyor. Gene de birden fazla yere başvuru yaparsan şansını arttırmış olursun.

susuz kalmamasına dikkat etmelisiniz.
ayrıca çok iyi hava almalı.
muhtemelen panikleyip korkacaktır, o yüzden nefes alma sıkıntısı çekmemesi lazım.
yol boyunca muhakkak konuşup ilgilenin, sevin.

veterinere sorun, aşırı strese girmemesi için bir ilaç vermesi daha iyi olabilir.

Peki çişini nereye yapacak ? İlk önce 750km boyunca box'ında tutabileceğine inanıyorsan ya kedin iran kedisi gibi vur ensesine al lokmasını tarzı çok uysal bir kedi ya da çok iyimsersin.

Hayvan gidene kadar kafesin içinde ağlar, kafese işer, altına havlu vs sermediysen üstüne ve arabaya gelir. Tasmasını yanında bulundurup nasıl kendin için ihtiyaç molası veriyorsan arada hayvanı tasmasıyla indirip çişini/kakasını yapmasına izin vermen lazım. Tasmasız indirme kaçarsa çok tatsız olur.

Ayrıca hayvanı alıştıktan sonra arabaya salmanı öneririm, o kendisine en rahat yeri bulur, kucağına gelir, ön konsola yerleşir, korkarsa paspaslara iner vs.

Mutlaka saat başı susadı mı diye bir yokla, havalar sıcak.

bir de, arabada ön koltuklarla arka koltuklar arasında kalan yere bir kum kutusu koyabilirsiniz.
bence de arabada serbest bırakmak doğru olur ama klima çarpabilir, direkt üstüne esmemeli.
dikkat etmek lazım.

Daha once kediyle yolculuk yaptiniz mi, yolculuga karsi huyu suyu nasil? Bendeki bir kedi cok merakli ve hosuna gidiyorken bir tanesi cami azicik aralayinca korkudan kakasini yapti. O yuzden ilk defa yapacaksaniz hazirlikli olmak lazim her duruma. Veterinerle konusup belki sakinlestirici bir sey alabilirsiniz. Susuz kalmamasi lazim ayrica evet. Ayrica cis icin de yolculukta kullanilabilecek pedler filan var sanirim, ondan da edinmek fena olmaz.

kutusunun tabanına hastalar için çiş pedleri var, onlardan serin. ve her mola verdiğinizde onu da cıkarın kutusu ile. hava alsın. ayrıca her molada ıslak mama verin. hem yemek hem de su ihtiyacı için yeterli olacaktır.
ben gecen hafta 500 km yaptım kedimle, hiç sorun yaşamadım bu şekilde.

aslında çok kolay. geçen hafta ben kendim değiştirdim. youtube da videoları bak 1 tornavida ile kendin yapabilirsin.

tabi ki dataservis.

Ben de kendim değiştirmiştim. Aşırı basit. Youtube a bi bak derim

herhangi bir yer olabilir, çok kompleks bir işlem değil. Kasanın arkasındaki klavye logosu olan 3 vidayı söküyorsun, ön taraftan da pena gibi bir şeyle hafif kanırtıp kaldırıyorsun ve klavyenin flex kablosunu anakarttan söküyorsun (anakarttaki soket kilitlidir kilidini açıp sökmen lazım.

Klavyeyi sen götüreceksen maksimum 50tl alırlar.

Sadece montaj 240tl dediler ne yapmalıyım sizce, biraz komplike imiş montajı

model ismi + keyboard replacement yaz youtube a bir bak

Sıradan kullanıcıların yapabileceği bir işlem değil hocam, bakmıştım, lenovo yoga 900

www.hepsiburada.com

linkteki prizlerin çok bir etkisi olmaz, içinde dandirik bir varistör var sadece, aktif bir koruma sağlamaz.

Garantili koruma için kesintisiz online güç kaynağı lazım (online UPS), hızlı tepki süreleri olduğu için ani dalgalanmalar karşısında da besledikleri cihazı korurlar.

Online cihazlar girişi direkt olarak çıkışa vermezler, önce düşürüp aküye, aküden de yükseltip cihaza verirler, bu yüzden senin durumun için daha kullanışlılar.

Buz örgütücü ile buzları kırıp Bardağa dolduruyorum, sütü koyuyorum, makinadan espresso katıyorum, üzerine 1-2 çay kaşığı şurup ekliyorum, hem köpüklü hem soğuk, mis

Süper tarif veriyorum.
Şişeye 1 ölçü filtre kahve 8 ölçü su. Ağzı kapat dolaba koy 36 saat sonra çıkar önce süt süzgeci ya da tikbentle süz sonra filtre kahve filtresi ile süz. Buzla servis yap istersen süt ekle
.
Afiyetler olsun, beğenirsen de, denedim cogzel oldu diye mesaj atarsan güzel. Olur :)

kahveyi kaynatıp 36 saat bekletirsen çöpe dökmen gerekir çünkü o artık bir kahve değil uzaylı olmuştur.

filtre kahveni sıcak hazırla, ağzına kadar buz dolu bardağın üzerine dök. istersen süt, şeker veya şurup ekle. geçmiş olsun.

starbucks'ta böyle yapıyorlar filtre kahveden.

Kaynatıp değil ya,
Demlemeden toz halindeki çekilmiş kahveyi soğuk suya koyup dolaba koyacak.

Soğuk demlenmis kahve.

nescafeyi soğuk sütle karıştırıp içiyordum. başka türlü kahveyle denemedim.

1 ölçü French press için çekilmiş kahveye 16 ölçü su. 8 ölçü ile de yapabilirsiniz ama o zaman içerken sulandırmak gerekiyor. 1 gün bekletin, sonrasında süzüp soğuk için.

Ben ölçü kullanmıyorum.
Her zaman içtiğim Nescafe classic'i çeyrek çay bardağı sıcak suyla içine şeker de koyarak eritiyorum. Sonra bunu blendera koyup içine buz, süt ve çok az Nutella koyup karıştırıyorum. Köpüklü köpüklü mis

Mokapotla iki shot espresso yapıyorum, biraz da soğuk su ekleyip bir bardak buzun üstüne döküyorum. Teknik olarak iced americano yaptığımı düşünüp o niyetle içiyorum.

En önemli şey SEK Barista süt kullanmalısın, tadını acayip değiştiriyor.

Ben su bardağına tepeleme buz doldurup üstüne espresso çekiyorum 2 shot. Sade ve starbucks’takinden daha güzel ice americano oluyor.

Cold brew için kahveyi suyun içinde bekletmek yerine çok soğuk suyu kahvenin içinden damla damla geçirmek daha yumuşak sonuç veriyor ama bunu yapan sistemler çok pahalı. Evde yapmak için biraz DIY gerekiyor. Yarım litrelik su şişesini dondurup sonra üzerine incecik delikli bir kapak takıyoruz, donmuş suyun yavaş yavaş erirken aeropress nesnesine koyduğumuz filtre kağıdı ve ince çekilmiş kahve sisteminden geçip altta termosa akmasını sağlıyoruz. İdeal koşullarda en az 12 saat sürüyor bu. Şahane cold brew oluyor.

Günler sonra edit: Çok pahalı dediğim cold brew sistemini 250 lira civarına aldım, gözümde büyüttüğüm kadar pahalı değilmiş.

www.n11.com

muhteşem icat, yangında kurtarılacaklardan.

Ne çok ne güzel tavsiyeler geldi. Hepinize teşekkürler:)

En çok çapaktan olur.

merkezleme
merkezden geçen eksenin yüzeye dik olmaması
çapakların düzgün tahliye edilmeyip diş profilini bozması
ilk deliğin yanlış çapta delinmesinden dolayı diş açarken üst yüzeyin şişmesi

Yazıyordum daha telefon geldi.
Kılavuz kırılmasından,geometri bozulmasından,talaş tahliyesinden,yağlamadan olur.

işbilmezin teki açmıştır deliği

@sttc ilk deliğin yanlış çapta delinmesi olayını anlayamadım açıkçası daha detaylı açıklayabilir misiniz?

edit: bu arada benim de en çok ihtimal verdiğim şey çapaktı ama sürece çok hakim olmadığım için fikir almak istedim. bu metaller toplu yaptırılıyor hani 1-2 tane falan değil belki ustaya tek seferde aynı ölçüde 400-500 tane deldiriyorlardır aynı deliği

400-500 delik dandik uçla arka arkaya soğutmasız delinirse mesela o uç yanar gider keskinliği kalmaz. delsin diye de "usta" basa basa delmeye çalışırsa o delikte her türlü şekil bozukluğu olur. kılavuz da yamuk gider, yeterli derinlikte diç açmaz vs.

görmek lazım.

ustanın ustalığını sorgulamak lazım o kadar zor iş değil çünkü.

Kılavuzlar bir kaç kademedir. Misal benim kullandığım metrik 3 için olan würth marka kılavuzlarım 3 kademe.

Önce deliği açıyorsun, arkasından 1. kademe kılavuz, sonra 2, sonra 3. İşyerinde üşengeç birisine verirsem karşılaşılan sıkıntılar :

1) Delik açarken yanlış uç kullanıyor (2.5'la açması lazım)
2) Delik açtıktan sonra havayla talaşları temizlemiyor
3) Uç ince olmasına rağmen delmeden önce markalama yapması lazım, yapmıyor.
4) Kılavuz salarken yağlamıyor.
5) Direkt olarak son kademe kılavızu sallıyor, ya kılavuzu kırıp malzemeyi çöp ediyor ya da yamuk gidiyor. Zaten direkt son kademeyle açılarak yapılan bir iş varsa vida hemen tutmuyor, giderken zorlanıyor, diş kapıyor.

soruna cevap olarak:
@kimlanbu nun açıkladığı gibi birkaç aşamalı bir işlem. ve son delikte ulaşılması gereken bir çap var. eğer bu çap küçük olursa vidayı veya civatayı sıkarken gövdeyi şişirebilir. sıkı olacak çünkü

Egzoz emisyon testini orada yapıyorlar. Sigorta vs bende de çıktı olarak yok. Bir sorun yaşamadım. Bu Haziran ayında gittim.

Sistemden görüyorlar, çıktıya gerek yok.

Egzoz emisyon ölçümü yaptırman lazım. Önceden de yaptırabilirsin, gittiğinde orada da yaptırabilirsin. Orada yaptıracaksan parayı yatırırken söylüyorsun (sadece nakit alıyorlar, 422 tl mi neydi toplam, nakit olsın yanında), onun için de para veriyorsun. Ölçümü yaptırmadan senin sıran gelmiyor zaten. Ölçüm yaptırdıktan sonra sisteme düşüyor, ondan sonra sıranı takip edersin. Bu arada ölçümden geçmekle ilgili şüphen varsa önceden yaptır ki geçemezsen düzelttirecek vaktin olsun.

Lastiklerin durumu, diş derinliği önemli. İç dış bütün lambaların yandığından emin ol. Benim geri vites lambaları yanmıyormuş, ondan kalmıştım. Hepsini kontrol et. Gerçi geçemezsen 1 ay içinde ücretsiz olarak tekrar götürebiliyorsun, yaptırıp aynı gün bile götürebilirsin.

Ben 10:30a aldım randevuyu, 8:30 gibi gitsem işleme erken başlayabilir miyim acaba

Öyle olmuyor sanırım, randevu saatine göre geliyor sıran demişlerdi, randevu saati senden önce olanların sırası sen daha erken de gitsen senden önce gelecek. Tam 10:30 değil de belki 10:00 gibi fln sıra gelir en iyi ihtimalle. Egzoz ölçümünü yaptırabilirsin ama herhalde.
Ama tabi randevun 10:30'da diye 10:30'da gitme, biraz erken git ki gişe işlemleri, egzoz ölçümü fln yaptıracaksın daha. Erken dediğim 10'a doğru fln, 8:30 değil.

Bunlar sağdan soldan duyduklarım, kendi tecrübelerim değil.

Bir de biliyorsundur zaten de hatırlatmış olayım, kimliğini ve ruhsatı unutma. Bir de sıra no alırken aracın km'sini girmen gerekiyor, en son inmeden önce km'ye bak.

Arka koltuktaki emniyet kemerleri koltuğun altında sıkıştırılmış duruyorsa onları çıkar birbirine tak, yoksa onlar düzeltmiyorlar sen uğraşıyorsun 2 saat.

Aracın bütün farlarının yandığına emin ol, eğer sinyalin olduğu far saydamsa içindeki ampulü turuncu renkli istiyorlar, değilse ağır kusur yazıp geçirmiyorlar.

Plakada delik varsa çoğu yer geçirmiyor (vidayla tampona monte edildiyse)

Rot başlarında gevşeklik varsa ağır kusur yazıyorlar geçirmiyorlar.

Lastiklerde iç/dış yönleri hatalıysa ağır kusur yazıyorlar geçirmiyorlar.

Muayeneden kalmaya sebep olabilecek aklıma gelen ve başıma gelmiş olan detaylar bunlar.

Ne lazım; Nakit PARA, Ruhsat, Kimlik/Ehliyet.Bir sorun yoksa Sigorta migorta sorulmaz.
-Evden çıkmadan yangın tüpü vs'yi ön kultğun oraya koy.
- Bütün emniyet kemerlerini tak. (ön yolcu ve arka koltuk kemerlerini)
1- randevudan 30-40 dk önce sıra orada ol. Cebinde randevu ücreti + egzoz muayenesi ücreti nakit olarak olsun.
2-aracının km'si yaz yada aklında tut
3- ilk iş kiosk gibi bir cihaz var oradan sıra al.
4- İçeri sırayla alıyorlar numaralar karışık yanabiliyor.
5- numaran yandığı zaman içeri gir ruhatsın , km bilgin , paran ,kimliğin hazır olsun.
Veznedeki kişiye ver egzoz muayenen yoksa onu da yaptırmak istediğini söyle.
6-Veznedeki işin bitince direk egzoz sırasına gir. Egzoz işini çöz.
Sonra Tünellerde numaranı takip et.
7- Numaranın yandığı tünelede sıraya gir.
8-Görevli, Arabanı teslim alacak . Tünelin sonuna git orada arabanı bekle.

Umarım sorunsuz halledebilirsiniz. İyi günler.

Randevu saatine 5 dakika kala orada olsan yeterli. Ben bi keresinde 5 dakika geç gittim. Sıra fişi aldığım anda sıra bana gelmişti. Ne olur ne olmaz 5 dakika önceden gidersen iyi olur.

ben en son gittiğimde ne yangın tüpüne ne yangın çantasına baktılar. lastiklerin berbat değilse problem değil. egzoz emisyonu orada beklemek istemiyorsan sanayide yaptır ve git.

Sanayide yaptırmayı düşünüyorum ama fiyatları aynı mıdır yoksa daha mı pahalıdır? (Egzoz emisyon)

pratikle geliştirilebilir bir durum bu. zorlaman lazım izleye izleye. başlangıç için daha önce izlediğin, ne anlattığını bildiğin film veya dizileri izleyebilirsin. kaçırdığın noktaları bağlamdan çıkartarak gerçek bir "öğrenme" deneyimleyebilirsin zira.

İnternette Özkan Çelen ve Etkili pratik ingilizce videolarına düzenli çalış
Günde 10 dk duoling yap
Altyazılar geçerken kelime anlamı veren platformlar var oraya bak.

Sonuçta ingilizce yeterli olmadığı için anlamıyorsun diye düşünüyorum. Öneri olarak Seinfeld ve 70'ler gruplarını tavsiye ederim. İngilizceleri çok berrak şarkıların.

Klasik friends tarzi diziler, Pixar animasyonlari falan. Olay orgusunu anlamasi kolay, bol gundelik diyaloglu seyler

komedi dizilerini izle. genel konu hakkinda bilgin oldugu icin daha kolay gelir.
dizilerin direk linklerini mesaj olarak atiyorum.

Breaking Bad, Better Call Saul.

Bunun için Friends, Seinfeld vb. diziler birkaç cümle kaçırsan da akışa büyük bir etki yapmayacağı için en iyi çözüm. Sonra da Brooklyn Nine-Nine versiyonlarına geçersin. Ayrıca alt yazıya ''anlamalıyım, anlamalıyım'' diye bakarsan zaten anlamazsın. Kendini serbest bırakman gerekiyor, bir noktadan sonra otomatikleşiyor ve kendiliğinden akıyor yazılar zaten. Pratik en önemli nokta burada.

İngilizce dublaj, ingilizce altyazı ile izlersen bir süre sonra kelime dağarcığın da genişleyince altyazıya bakmıyorsun bile. Ben bazen altyazı eklemeyi unutuyorum, farkına bile varmıyorum.

Extra English dizisi ile başlayabilirsiniz. İngilizce öğrenmek isteyen kişilere yönelik olarak çekilmiş bir dizidir. Ayrıca izlemeden önce dizide kullanılan kelimelere Diziyle Öğren den çalışırsanız izlerken daha rahat anlarsınız.

Dizide kullanılan kelimeler: diziyleogren.com

Diziyi şuradan İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz: www.youtube.com

Olur oyle,sıcak havda daha çok olur.

arada oluyor oyle

pompayla alakalı. geri emişi çok hassastır depon doludur atar.

Gecen bize de oldu, arac 2020 modeldi. Baska bir benzinlige gittik sonra, orada yasamadik bir problem

pompada sikinti vardir. Tahliye borusunun tikanmasi bir kere basima geldi arac 15 yasindaydi, yeni aracta cok dusuk ihtimal.

1 hafta önce peugeot partner şirket aracında aynısı başımıza geldi, bir sonraki dolumda bir sıkıntı yaşamadık. sebebini hala bilmiyoruz.

Servise gitmene gerek yok yav, her seferinde böyle yapmaya devam ederse gidersin.

senin alman gerekiyor. sigorta gerisini hallediyor.

böyle durumlarda acenteyi arayıp bilgi alman daha sağlıklı ve hızlı.

sen gene yaptırmak istediğin servise bırak arabanı. eksperin gelip incelemesi gerekiyor, ondan sonra tamirata başlayabiliyorlar. Senin bir şey yapmana gerek yok, sadece tutanakları, fotoğrafları servise bırak onlar halleder gerisini.

mahallede pimapenci varsa çağır, mekanizma değiştirip yapar.

bildigim kadariyla her pencereyi cift acilima cevirmek mumkun olmuyor, kasaya oturmuyor o kullanilan mekanizma vs.. ama yine de ona uygun bir mentese vs var mi ya da yapilabilir mi diye gercek bir pencereciye (bu pvc sistemlerden bahsediyorum elbette) danisirsaniz daha dogru sonuc alabilirsiniz..

yaptırınca eskisi gibi sağlam kapanmayacak bilginiz olsun.

şunun gibi mekanizmalardan edinmeniz gerekiyor, civarda mutlaka vardır pimapen işleri yapan. onlardan fiyat alın bence


www.gittigidiyor.com

Dönüşüm yapılabiliyormuş ama ilk yapanlar standartlara uydularsa. Aşağıdaki firmayla alakam yoktur, google'dan buldum.

www.pentamiri.com

Açılın ben doktorum. 3 ay önce eve sıfır tadilat yaptırdık, pencereler de değişti haliyle. Tadilatı yapan gerizekalı arkadaş üstten açılım yerine düz pimapen taktı. Kavga dövüş zorla usta getirttik eve üstten açılım yaptırmak için. Şimdi şöyle söyleyeyim;

Üstten açılım yapılacak pencere kanatları çıkarılıyor, kasa üzerinde kalan menteşeler sökülüyor. Kanat üzerindeki metal kilit aksamları çıkarılıp üstten açılıma uygun olanlar monte ediliyor. Pencere kilit kolu çıkarılıyor ve iç aksamı değişiyor. Kasaya yeni menteşeler takılıyor. (Düz açılım pencere menteşeleri çıkarıldığında aşağıda 3 yukarıda 3 olmak üzere 6 adet vida deliği kabak gibi kalıyor pencere pervazında, üstten açılım menteşeleri farklı yerlere takılıyor)

İyi bir pimapenci bulmanızı öneririm, benimki baya iyiydi herhangi bir sıkıntı yaşamadık şu ana kadar. Ancak iş sandığınızdan daha zor olacak muhtemelen, çoğu pimapenci pencereyi kendisi yapmadığı için kabul etmiyor, kabul edenler de fahiş ücretler istiyor.

kanatli pencereyi ayni zamanda vasistas gibi cift yonlu yapmak da mumkum ancak cok onemli degilse bulasmayin.

Merhaba. Benim kedim de yıllar önce 2. kattan atlamıştı ve 1 hafta bulamamıştık. siz yine şanslıymışsınız hemen bulmuşsunuz.

Biz 1 hafta sonra yan binada bulduk kendisini ve dediğiniz ruh halindeydi. Korkak, ürkek ve koltuk altlarına saklanıyordu. Aynı zamanda agresifti.

Bence olayın şokunda hala. Veterinerin dediği gibi 24 saat gözlem altına alın. Suyunu - mamasını saklandığı yere götürün. Konuşmaya çalışın, ismiyle hitap edin.

Düzelir diye düşünüyorum. Geçmiş olsun.

ilk müdahale doğru şekilde yapılmış zaten veterinere götürmüşsünüz. iç kanama tedbiri alınmış. nefes alıp verirken zorlanma, idrarda kan, kusma gibi belirtiler yine de takip edilirse iyi olur. güvercin nasıl oturur bilmiyorum ama hiç basamıyorsa evet kırık olma olasılığı var. bizimkine platin takılmıştı. şimdilik sakin olun, ölebilirdi de, çok şanslıymış. agresiflik normal böyle bir travma sonucu. bundan sonra gerekli önemleri almak gerekecek tabii. çok güzel bir kediymiş.

Kedim 5. kattan diğer kedimizin sıkıştırması yüzünden atladı. Bacağı kırıldı, ağzından burnundan kan geldi, üstüne düştüğü yerde sokak köpekleri saldırmış, kapıcı sağolsun hemen su sayaçlarının olduğu dolaba saklamış ve bize haber verdi.

veterinere götürdük, bacak kırık, damak yarık, iç kanama yok. 10 sene oldu neredeyse, hala hayatta.

Eğer kısırlaştırmadıysan mutlaka kısırlaştır, yoksa istersen 100. katta ol, o dişi kedi kokusunu alırsa kimseyi dinlemez atlar. Eğer kısır kediyse de muhtemelen kuş, börtü böcek görünce aklı gitmiştir. Camlara tel yaptırmak ve balkon kapılarını kapalı tutmak lazım. Geçmiş olsun.

Yorumlarınız için ayrı ayrı teşekkür ederim. Son durum hakkında güncelleme yapmak ve yine değerli fikirlerinizi almak isterim. Dün itibariyle röntgen çekimi ve tetkik için veterineri ziyaret ettik. İnanılmaz zor oldu kutusuna koymak. Maalesef sol ön patisine basamiyor hiç. Hep boşlukta havada tutuyor. Çekilen röntgende iki küçük kırık tespit edildi. Üç dört haftada kendiliğinden kaynayacagi söylendi. Bandaja gerek duyulmadı hareket edilir bölgede kırık olmadığı için. Bugün ilk defa çişini yaptı olay sonrasi. 48 saattir dışkılama yok henüz. Modu çok düşük genelde uyuyor. Beslenmesi yaş mama ağırlıkta besleniyor ağzındaki yara sebebiyle. Sulandırıp veriyorum yaş mamayı. Su çok içemiyor maalesef. Kuru mama nadir yiyor. Ağzındaki yere sebeple diye düşünüyorum. Üzgün ve yorgun hali, yürürken aksaması çok üzüyor beni. Saniyorum halen şokta. Yemek yeme alışkanlıklarını nasıl duzenleyebilirim? Nasıl davranmalıyım? Sizlerinde görüşlerini almak isterim. Teşekkürler.

Ben bu tarzı pek dinleyemiyorum. Daha çok yüksek tempolu şu hardcore, happyhardcre vs diyorlar o türü severek dinliyorum.
O yüzden içinde hiçbir melodi barındırmayan, sadece tempo tutar gibi olduğu için bana çok yavan gelşyor.

Senin tarzın için, olması gereken budur tabii. Acid, trib vs böyle oluyor. Tabi uzmanı değilim. Oryantal öğeler ekleme olayı bence hem güzel hemde faklılık açısından iyi bir şey.
Başarılar.

Çok güzel olmuş. Böyle corporate olmayan girişimler beklentilerimi daha çok karşılıyor.

Bir de müzisyen olarak spotify'a yükleme nasıl yapılıyor?

çok beğendim, özellikle de entity ve transformation'ı. tebrikler.

güzel yorumlar için çok teşekkürler arkadaşlar.

@sorularimicinfeykhesap darbuka sesine sevgim sonsuz. sanırım bolca kullanmaya devam edeceğim. :]

@heritage distrokid üzerinden herhangi bir başka araca ihtiyaç duymadan tüm müzik platformlarına cüzi bir ücret karşılığı salabiliyorsun, araştırmanı öneririm.

@bir garip melek benim de favorilerim!

Parçaları ff yaparak dinledim, Snails Get High On Cat Food güzel geldi, baştan sona dinledim ve sevdim. Entity'de benzer şekilde güzel olmuş. Ritual of the mantis tribe eh işte. East ve Transformation ise yavan geldi.

Genel olarak psychedelic trance dinlerim, çok güzel bir "dark forest" havası yakalamışsın.

@heritage distrokid gibi sitelere yıllık üye oluyorsun 20-35 dolar arası fiyatı vardı.

ondan sonra şarkılarını distrokid üzerinden yükleyip yaptığın ayarlara göre bilinen hemen hemen tüm müzik marketlerde tek tıkla satışa çıkartabiliyorsun.

mesela amazon müzik, google müzik, apple müzik, spotif, böyle böyle belki 20 30 yer var.

tabi bu distrokid üyeliğine verdiğin para sana sınırsız sayıda şarkı yükleme imkanı tanıyor.

dinleme ya da satış üzerinden komisyon alıyosun , tarkan ya da dj tiesto falan değilsen anca ortamlarda albüm çıkardım geyiği yapar kaza ile 3 5 satış yaparsın o kadar.

cok iyi kanka. havaya girdim. kopuyorum kendi basima evde.

Çook beğendim ve mutlu oldum. ^^ Bence daha fazla tanıtımınızı yapmalısınız.

bu müzik türünü dinleyen biri olarak bende ortalamanın bir tık altında.

şimdi techno müzik zor. bende akai pro var. bende yapıyorum ama özellikle yabancılar ile kıyas yapıldığında ve youtube gibi mecralardaki soundlar dinledildiği ölçülerde sizin kullandığınız soundlar çok sıradan kaçmış. yani house chordlarının biraz kullanılması gibi olmuş.

hem pc hem kulaklık ile dinledim ama bir daha açağımı sanmıyorum playlistim sırf techno'dan oluşmasına rağmen.

benim fikrimce bu mainstream içine girmeyin müzik yaparken. özellikle 2020 sound librarysinde cidden kaybolursunuz yani eş dost'dan biraz daha ilerlemeniz zor çünkü sizin soundların kategorisinde çok daha iyi işler var.

kendi soundunuzu bulun zaten bir techno müzik konserine gittiğinizde bu soundları en az 6-7 saat dinliyorsunuz. insan başka bir şey duymak istiyor.

onun dışında ben bu işe yeni başladım işte soundları birleştireyim en azından 6-7 farklı track oluşturayım kendimi bir test edeyim diyorsanız bence güzel olmuş.

onun dışında şöyle soundlar yakalamanız lazım
www.youtube.com

tabi burada dinleyici kitlesi de önemli bende mesela macbook var. yine ses sistemi iyi sayılır ama Aquarium'u mac'ten açınca şarkı resmen çöp ama benim sennheiser'ı takınca kendimi su altında atlantis'i ararmış gibi hissediyorum.

zor yani techno.

Tebrik ederim. Takibe aldım.

Bu tarz-ı pek sevmeyen biri olarak başarılı buldum. Başarılarının devamını dilerim.

Tebrikler, başarılar.

Listemizde yerinizi aldınız. :)

open.spotify.com

ben yıllardır techno dinleyen bi insanım. benim fikrim şarkıların hepsi okey-okey üstü klasmanında. şarkılarda sürekli karşılaştığımız soundlar ön planda bu beni biraz üzdü. bir eventte çalsa gayet eğlene eğlene dinlerim ama shazamlamam gibi geliyor.

Naaayyssss ;)
Sound güzel geldi. Takibe aldım.
\m/

Müzikler Genelde aynı tonda ilerliyor, bir yükselme veya patlama kısmı yok. Biraz daha çalışmalısın dostum üzerine

bu tarza cok asina olmadigim icin yapilan isin kalitesini elestirecek yeterlilikte gormuyorum kendimi.. ama spotify`da actim, bir seyler yaparken arka plandan caliyor ve albumun bittigini bile fark etmedim.. akti gitti oyle.. kulagimi tirmalayan ya da off bu ne aga ya dedirten bir sey olmamasi sanirim iyi oldugu anlamina gelebilir.. destek amacli takibe aldim sizi, yolunuz acik olsun..

Bravo yahu yaklasik 4 5 senedir surekli olarak elektronik muzik dinleyicisiyim ve her seferinde ulan biseyler uretsem ya kafasina girip parmagimi bile oynatmadan yerimde oturuyorum fakat birileri iyi kotu birseyler cikardiginda ayakta alkislayasim geliyor. Ve bence parcalarin guzel olmus tebrikler ve basarinin devamini diliyoruz. Takipteyiz.

Tebrikler.

İlk şarkıyı dinledim ve 3.20'den itibaren yüksek bir tempo ile geri döneceksin beklentisi içerisine girdim.

Hiç olmadı 6.20'de gelen temponun daha yüksek olmasını arzu ederdim.

like:

youtu.be

Başarılar.

tebrikler ve başarılar. birkaç tanesini dinledim. keyif aldım. akışkan çalışmalar olmuş.

ben de corona sürecinde fl studio kurdum ve ufak ufak bir şeyler deniyorum. tabi öncesinde müzik teorisi ve nota çalışıyorum şimdilik. bir şeyleri ezbere değil de mantığını kavrayarak, analitik olarak ilerlemeyi seviyorum. benim müzik zevkim daha çok hans zimmer dünyası ile synth olduğu için o şekilde ağırlık vereceğim gibi. bol bol ost dinleyen biriyim. tabi şimdilik severek dinlediğim bazı parçaları oluşturarak anlamaya çalışıyorum neyin ne olduğunu. misal en son "yalnızlık senfonisi" parçasını biraz oluşturmayı başardım ve çok mutlu oldum. :)

bu arada soundcloud'dan dinlememizin sana bir getirisi oluyor mu? yoksa sadece spotify'den dinlendiğinde mi kazanç elde edebiliyorsun?

dinleyelim bakalım..

dinledim ben daha çok deephouse cu olduğum için çok tarzım değil ama güzel iş devamını dilerim tebrikler.

Yoğun konsantrasyonla çalışırken dinleyebileceğim şarkılar olmuş. Belki biraz daha bass mı olmalıydı acaba.

dinledim ve hem olumlu hem olumsuz eleştirilerim var.

olumlu: müzik sıkmıyor, iş yaparken filan kendiliğinden akıyor.

olumsuz: çok durağan, bazı noktalarda yükselme bekliyorsunuz fakat olan yükselme çok sönük kalıyor. bir de aynı soundları çok kullanmışsınız, uzun dinlemelerde şarkıların birbirinden farkı pek kalmıyor.

çalışmalarını takibe aldım.

Hayırlı olsun, şimdi musait değilim ancak ilk firsatta dinleyip yorum yapacağım.

elinize sağlık.

albümü henüz dinleyemedim ama türkiye'de elektronik müzik konusu bir süredir kafamı meşgul ediyor. belki burada sizle ya da diğer yorum yapan kişilerle fikir değiş tokuşu yapabiliriz diye buraya yazmak istedim duyuruyu görünce.

memleketimizde elektronik müzik alanındaki işlerin büyük kısmı yavan. sanki müzik programının default preset'leri kullanılarak müzik üretiliyor.

sahici ve samimi melodi üretme kaygısı yok. sadece "elektronik müzik üretme" kaygısı var gibi hissediyorum.

"ben de bunları yapıyorum." demek için bir şeyler yapılıyormuş gibi. müzikte, sinemada, edebiyatta... hemen her alanda var bu zihniyet. lakin konu elektronik müzik gibi görece daha niş bir alan olunca yapılan işlerde daha çok özen bekliyor insan.

katıksız bir tutku yok yapılan işlerde.

oliver koletzki ile aynı kabini paylaşmış olmak hiçbir şey ifade etmiyor üretilen müzik vasatı aşmadığı müddetçe.

çakal kasaları diyosun sanırım. modifiyesiz halini bende beğenirim ama dertli iş. düzgün toplanmışını bulmak zor. en iyisi bitik durumda alıp yaptırmak ama baya masraflı olur.

mesela: www.sahibinden.com

bmw 30 cs
bmw 2002
bunları görünce benim de içim gidiyor
arabalara düşkün bir arkadaşım var, elinden de böyle işler gelir.proje aracı olarak e21 aldı, paslı, dökük bir şey. her şeyi sıfırdan yapmak için. aldığı güne lanet ediyor. hem çok masraflı, hem de işini hakkıyla yapan usta bulması çoook zor. bir de tahmin ettiğinden fazla fazla para harcıyor, o kadar hesaplamasına rağmen.

en mantıklısı temizini bulup parayı basıp almak.

Eski arabalari almak istiyorsan;
- temiz bulmak lazim. Servis kaydi olan ozellikle tercih sebebi.
-civarinda güvenilir servis olmasi lazim ve kendinin de anlaman lazim. Çünkü çok ufak arizalar cikacak ve bunlar icin servise gidersen bosa para.

Buradaki asil sorun temiz bulmak. Misal benim enistem bildigin 20 yillik mercedes satti, ilk sahibi olarak. Simdi boyle araba bulursan sikinti yok ama 4-5. Sahibi arabada artik arabanın gecmisini takip etmek zor.

Arkadaşıma 1994 3.20i aldık, temizini bulmak için hemen ilk gördüğü arabaya atlamadı, aylarca aradı. Önemli olan motorunun sağlam olması, gerisi toparlanıyor. Aldığında teker bilyaları, amortisör takozları, motor takozları, ön düzeni komple yenilemek gerekiyor. Arabadaki ses yapabilecek ve sürüşü bozacak sıkıntıları giderdikten sonra kozmetiğe girişmen lazım.

Deri koltuklar haliyle yıpranmış oluyor, sökük vs varsa onları halledersin. İç aksamda çalışmayan ufak detaylar olabiliyor, misal klima sıcaklığı göstergesi, iç aydınlatmalar, çıtalar, etekler...

Araçların farları da çakalların elinde modifiyeye uğramış oluyor, dandik xenon taktırdılarsa araç muayeneden geçmiyor, amerikan park yapıldıysa söktürmek gerekiyor.

Ayrıca lpg takılmamış olanını bulmak imkansız.

Eğer niyetin varsa temiz bir tane denk getirip minimum 5-6bin tl de masraf edersen günümüzün çoğu arabasından daha konforlu ve performanslı. Milletin 1.4-1.6 motorlar tıkandığı yokuşta tapagaz devam edebiliyorsun, o yaşta araba köpek gibi yol tutuyor.

2 gün önce antalya'dan istanbul'a geldim bu arabayla, kütahyadan sonra ben kullandım, defalarca tekirdağ, nevşehir taraflarına da gitti bir sıkıntısını görmedim. Ağır bakımlarını yaptırdıktan sonra arkana bakmazsın.

temiz bulmak artik cok zor, temiz olanlara da inanilmaz paralar istiyorlar. bu tur araclar ilk kez bmw sahibi olacaksan ve elin tamire yatkin degilse cok riskli, ocak sondurme potansiyeli yuksek.

yok illa alacam diyorsan bence e36 degil oynanmamis e30 bak, zamanin cok otesinde araclar, kalite e36'a gore bence daha yuksek ve tamiri daha kolay.

Savunma sanayiinden kaçın. Yapabiliyorsa yurtdışına gitsin, hiç burada vakit kaybetmesin. Hem para hem akıl sağlığı açısından.

Yarın bana maaşımın 2 katını teklif eden bir firmayla görüşmeye istanbul'a gidiyorum, doğduğum yer değil doyduğum yer anlayışındayım.

Ama şu da var atıyorum arkadaşın 10k alıyorsa ve 12k teklif ettilerse mevcut işini bırakıp gitmezsin. 15k veriyorlarsa gidersin. Yeni gittiği yerde kendisini kanıtlama süreci, lab'a ve çalışma arkadaşlarına alışma süreci, yapılan işe alışma süreci derken zorlanma ihtimali var.

Otomotivdeki standartlar savunma sanayinde geçerli değil, işlemcisinden opampına, kondansatörüne kadar military grade donanım ve yazılımla çalışacak. Alışma süreci sancılı olabilir.

monami bir kırtasiye markası.

www.monami.com

Nyan cat mi ya?

monami maskotu şu :

www.ofisturka.com

Yok arkadaşlar bu herkesin bildiği pastel boya ya buna ulaşmam zor olmazdı. Bu da güney kore menşei imiş ama benimkisi baya ismi soyismi olan bi kedi idi. Minami garushi diye sallı yorum ama tabi daha farklı bişeydi.

Musti diye cizgi film vardi benim cocuklugumda ama 2000 ler degil 80 ler. Hello kittye benzerdi belki de onun atasidir. Hatta bu cizgi filmden sonra ulkemizde mustafalara musti denmeye baslamisti. Musti diye arat

www.google.com

Hayir musti de degil.

Bir de "Sanrio" yazarak araştırabilir misiniz? Bu şirketin karakterlerini incelerken belki aradığınızı bulabilirsiniz.

2000lerin başı gibi Moshi Moshi diye dükkan açılmıştı İstanbul'a sanırım. Hatta bu beyblade'ler ilk orada satışa sunulmuştu. Belki onunla ilgili bi şeydir?

Maalesef bunlar da yanls cevap. :(

Ekşi sözlüğün ölüsü ssg dahil herkesi beslemeye yeter.

Ben de reklamlara ayar olduğum için adblock plus kullanıyordum, saçmalayınca ublock origin kullanıyorum. Ayrıca trackerlar için ghostery de kullanıyorum. Olay butonu ve bir kaç buton sinirimi bozduğu için onları da engelledim, ekşi şeyler, pena, kanallar engelli. Çok sade ve temiz bir ekşi sözlük arayüzü görüyorum.

Sözlüğün alternatif reklam kanallarını kabul etmesi gayet normal, paralı entry'de girer, giriş yapmayanlara reklamlı temaya sahip sözlüğü de gösterir, açıldığında istediği reklam kokan başlıkları da gösterir.

Bunlar beni rahatsız etmiyor en fazla iki cümle okur ilgimi çekmiyorsa başka başlığa tıklarım, Allah daha çok versin. Yeter ki bu trolleri temizlemek için son aldıkları kararları uygulasınlar, katı bir yönetim anlayışına gidip huzur bozan paralı kalemleri uçursunlar.

ssg amerika'da sözlüğün ceoluğunu bıraktı zaten. hissesini devretmemiştir gerçi, para geliyodur. Ekşi şu an trde 13. sırada. Ne kadar adblock kullanılsa kullanılsın baya kazanıyodur.

Gül gibi iş dediğin birilerinin altında çalışmak. Adam koskoca ekşi sahibi, ben de olsam ben de bırakırdım. Şu an yatarak para kazanır gayet.

adam eksi sozluk gibi bir site yaratmis. microsoft'ta siradan bir pozisyonda calismak ssg icin bir basari degil ki. zaten 1 sene falan calismisti sanirim.

5 sene önce günlük giydirme ücreti 15000 liradan başlıyor diye duymuştum, yani şu anda tuttur reklamı için günlük 30 binden aşağı kazandığını zannetmiyorum, dedikleri gibi ölüsü hepsini doyurur, yine de bir yerde kalite ile ilgili bir çözüme gitmeye çalışacaklarını düşünüyorum, kalitesiz yazarların yazılarının geriye itilmesi gibi ama bunu nasıl yapabilirler muallak, çünkü karma sistemi çok kolay suistimal edilebilir gibi.

Adamın 2 senelik geliri ömür boyu yeter. Millet 2.500 maaşla hayatta kalıyor bu ülkede

20 liraya nasıl yazdırılıyor bu entry’ler

1) ekşi parayı trafik yani reklamdan kazanıyor. minimum masrafla türkiyenin en çok kazandıran sitelerinden biri.
2) kimse altın yumurtlayan tavuğunu başkasına emanet etmez. ssg hukuki yaptırımlardan korktuğu için amerikaya kaçtı. parde arkasından sözlüğün yönetim politikasını yönlendiriyor.

bugün biz bırakırız yarın başkası gelir. onay bekleyen binlerce çaylak var. sözlüğe küsüp yazmayı bırakanların durumu tavşan dağa küsmüş hesabı. maç başlıklarına binlerce entry giriliyor 2-3 senedir. her ekşi eskisi gibi değil dendiğinde ekşi daha fazla kazanıyor. ekşi şeyler, pena bunlar da sisteme ayak uydurmak için yaptıkları ve yine para kazandıkları yerler. ekşi şeyler zaten hali hazırda yazarların entrylerinin daha herkese hitap eder hali. (görsel, editör düzenlemesi vs.) pena'da da fena videolar yok değil.

alış 1 temmuz, iade 8 temmuz olarak seçip, teslim yerini antalya havalimanı yaparsan rentalcars.com sitesinde 900tl civarına renault symbol var. Firma adı boycar.

Fiat egea'lar 1250TL firma adı green motion.

ikisinden de daha önce kiralama yapmadığım için bir bilgim yok. Genelde firma fiyatları rentalcars.com sitesinden daha pahalı oluyor ama direkt arayıp bilgi alırsan belki daha ucuza bulma şansın olur.

tt prime enterprise %50 civarı indirim vardı.

Kurumsal olmayan firmaların çoğu dolandırıcı. Rentgo ya bak fiyatı piyasaya göre uygun.

bunlar tipik ucuncu dunya ulkesi sikintilari, cok kafaya takmamak lazim.

Komik ya. O kadar okumus ama ego ve kompleks aynen kalmis :)

Cidden şaka gibi

Doktor egosu ile karşılaşmış durumdasın. Sıkıntı yok yüzde doksanı böyle. Üstün insan olarak görüyorlar kendilerini.

böyle durumlarda fantastik cevaplar vermek gerekebiliyor.

+ben doktorum.
- ben de itfaiyeci???

Ne yapacakmış, meyve reyonunda muz mu ameliyat edecekmiş ?

Bunlar böyle hocam daha dur bak neler göreceğiz, metrobüs sıralarında, banka kuyruklarında, böyle park yerlerinde falan hiç susmaya gerek yok, böyle tiplere hemşişkohemdeli nin dediği gibi yaklaşmak lazım, bende Bilim Kurulu Üyesiyim falan dicen, senden benden terslenince ''ulan yemiyor sokakta '' diyip kesçek o davranışını.

fıkra gibi. keşke videoya falan çekebilseydin.

ya adam aslında medeni ülkelerde haklı.
geçen hafta 20 kişilik posta sırasında iken adamın biri geldi doktor/sağlık çalışanı kartını gösterdi ve hepimizin önüne geçti.

ondan sonra da keyfinden bu mektup niye gelmiş bu niye gelmemiş diye muhabbet etti çünkü 20 kişi önümdeyken önüme geçmiş adam sıra bana geldiğinde hala meşgul ediyordu. (2 kişi çalıştığını anlamışsınızdır). ağzımı açıp bir laf edemedim.

aynı şekilde marketlerde vs de öncelikleri var ama daha ona denk gelmedim. ülke ingiltere.

bizim ülkemizde ise öncelikleri var şeklinde bir açıklama vs hatırlamıyorum. dolayısıyla güzel davranmışsınız. özellikle eee kısmına bayıldım.

eee kısmı süper olmuş. ağzınıza sağlık.

çocukluktan beri pompalanan içi boş kendine güven yüzünden böyleler işte. Halbuki çoğu boş insan. İngilizce dahi bilmezler.

açılın ben doktorumu yanlış anlamış

Yapabilirsin ama davalık olursun, dava minimum 2 sene sürer. Temyiz/istinaf yoluna gidip 1 sene de ordan uzatırlar kafadan 3 sene tazminatını almaya uğraşırsın.

Kafana koyduysan, sana şahitlik yapacak birisi de varsa noterden tercihen bir avukata yazdıracağın dilekçeyle ihtar çekersin. Şu şu sebepten şu maddeden dolayı iş akdini haklı feshediyorum şeklinde.

Ayrılma şekli önce güzelce konuşarak olmalı.beni burada istemiyorsanız verin tazminatımı gönderin şeklinde olmalı. Yoksa uğraşır durursun.

İş Kanunu 24/2’den haklı nedenle feshedebilirsin. Ama hakaret edildiğini ispatlayabilmen lazım. Tanıklar, mail kayıtları vb. Kanıtlayamadığın durumda mahkeme haksız fesih der üzerine ihbar tazminatı ödersin şirkete.

Davadan önce arabulucu aşaması var, orda da anlaşmaya varabilirsin şirketle.

10 yıllık kıdemin var, maaşın da iyiyse kıdem tazminatın oldukça yüksek çıkacaktır.

Ben de öncelikle şirketle anlaşarak iş sözleşmeni sonlandırmanı tavsiye ederim. Eğer olmazsa, ispatlayabilirsen, faiziyle beraber kıdem tazminatını alabilirsin şirketten.

en az rachelı seviyorum, sanırım en çok da phoebe. ross'a ısınamamanıza üzüldüm ya ross sevilmez mi. sezon olarak 5 6 7 iyi, 8 mehh, 9 ve 10'u spoiler veremeyeceğim için açıklayamayacağım bazı nedenlerden ötürü sevemedim. ama şu an friends izlesem sevemezmişim, karakterlerin biraz sevgi pıtırcığı olması yapmacık geliyor bana. o dönemde karakterleri sevmemin sebebiyle hala izlerken eğlenebiliyorum.

chandler/joey ikilisi favorim. jennifer aniston'u çok beğensem de asla rachel olarak sevmedim.

ben en çok Phoebe ve Chander'ı seviyorum.
Janice'den nefret ederim.
Eğer biri olmayacaksa Monica olmasın isterdim çok da gerekli bir karakter değil bence.
Phoebe / Joey shipliyorum :))

chandler favorim.
rachel en sevmediğim.

diğer karakterler arada.
ama ross'u da severim ben. hatta rose > phoebe == monica > joey gibi bir şey sanırım.
bölüm ve sezona göre değişiyor gerçi.

rachel bencil bir karakter. ama zaman zaman karakter sahibi olduğunu gösterdiği durumlar da oldu.

janice'i hiiiiç sevmiyorum.
o çıkınca sesini falan kapatmayı düşünüyordum. o derece. daha fazla rol alsa onun oynadığı yerleri hızlı geçerdim.

Açık ara chandler. Chandler joey dostluğu olmasa asla izlemem bu diziyi. 4.sezonun başındayım, ilk 3 sezona bakarsam 2>1>3. 3.sezonda çok sıkıldım nedense, monicayı beğeniyorum Racheli sevemedim, phoebe bana uzak biraz ama arkadaş olarak iyidir, rossa gıcık oluyorum itici buluyorum. Bir karakter olmasa herhalde phoebe derdim, olmasa bişey değişmemiş gibi geliyor

Joey, chandler, monica, ross.

Rachel ve phoebe'ye karsi notrum

En sevdigim bolum yok zira eski izleyicisi olarak hatrimda kalan bolum yok.

Monica ve Joey benim bebeklerim ^_^
Rachel ve ross’u da severim ama arkadasim olsalar ross ve phoebe beni deli ederdi. Chandler daha notr bir karakter

Seçemedim adeta... ama Rachel’a bencilliklerinden ötürü sinir oluyorum. Phoebe ise azıcık saf geliyordu bana. Chandler ve monica sanırım en sevdiklerim. Monica’ya benzetiyorlardır huy olarak beni, yemek yapması, titizliği, sürekli herkesin onu evinde toplanması gibi özelliklerinden ötürü. Bu sebeple belki karaktere empati yaptığımdan monica bir tık daha önce olabilir.

phobe ve joey kesinlikle. ikisinin de şapşallıklarına bayılıyorum.

Phoebe
Bence en akıllısı o. Sarkazm yeteneğine hastayım.

Chandler
Ross
Joey, Monica, Rachel

Ben de Phoebe'ye ısınamadım hiç.

Sezon ayrimim yok.

Tabii ki joey. Zaten sonradan adama özel dizi yaptılar, ömrü kısa oldu dizinin ama ben sevmiştim.

Chandler ve Joey favorilerimdi. Rachel'i pek sevemedim.

Her sezonu ayrı güzeldi bence.

İlk baslarda favori sezonum 6. sezon idi, sonra bir ara 5 oldu, su an sanirim 4 favorim, joey ve chandler uğruna. Favori karakterimi secemiyorum, Chandler'a bayilirim, cogu kisinin aksine Ross'a bayilirim, Phoebe'den vazgecemem, Rachel'i da severim ben, bu Monica ve Joey'yi sevmediğim anlamina gelmez tabii.

Sezon olarak degil de sahne olarak Joey'nin aptalliklarinin abartildigi bolumleri sevmem, her ne kadar kendisinin akilla iliskisi olmamasini sevsem de...

Mizahla yoğrulduğu için Chandler ve her şeyi pata pata söylediği için phoebe. Ross'u eyyorlayacak olursam mimikleri ve o üzgünkenki haağğy deyişi çok hoşuma gider.

bende de var bir tane, evdeki rafta sergiliyorum kendimce. ebay'de 25-50 dolar fiyat araliginda satista var. belki satmayi deneyebilirsiniz.

ben penitum 3üm olsun isterdim, benim gibi böyle eski bilgisayarlara meraklı bir arkadaşına verirsin fazlalık yapıyorsa, satsan tr de pek kimse almaz tahminime göre.

Anahtarlık yapabilirsin delik açıp, şık oluyor.

tegv.org

Günümüz için net olarak çöptür. Oturup yazı bile yazamazsın kolay kolay, kanser eder adamı.

edu uzantılı mailiniz veya maili olan tanıdığınız varsa ücretsiz lisans alıyorsunuz diye biliyorum.

gittidiyor, n11 vs den 20tl ye lisans al, arkana bakma.

Farklı bir öneride bulunayım. Hiç gerek yok masrafa. Onun yerine Google Colab kullansın. Runtime 2 saat ile sınırlı ancak başlangıç için bu bir sorun değil. İleride de makine toplamak yerine cloud servislerini kullanabilir yine satın alıp (AWS, Google Cloud, Azure gibi).

Edit: Google Colab içerisinde doğrudan CUDA kodlarıda çalıştırılabiliyor.

Nvidia Jetson modülleri ve bu modüllere uygun geliştirme kartları var. En ufak olanı Nvidia Jetson Nano. Modül + Geliştirme kartı 1000tl civarında.

Diğer modüllere bakıp karşılaştırmak isterse :

www.nvidia.com

Jetson Nano almak isterse : (Çok zenginse bana da bir tane hediye eder mi acaba, hep "oynamak" istemişimdir şu modülle)

embedded.openzeka.com

@kimlanbu, Nvidia Jetson modüllerin amacı training değil yalnız, önceden train edilmiş modelleri performanslı bir şekilde çalıştırmak. Training yapılacaksa GPU ile yapılması daha verimli.

genel olarak oyun dinamikleri birbirinden çoook farklı olmakla beraber; hedef alma, yürüme, saklanma, kaçma, silah kombinasyonları gibi işlemlere daha alışmış ve el kontrolü o tarz oyunlarda iyi olduğu için genellenebilir gibi düşünüyorum.

fps oyunlarında bir yerden sonra aim, hoplama, zıplama herkeste benzer seviyelere geliyor. Önemli olan şey haritaları tanımak ve oyun zekası.

Prof. oyunculara bakarsan adamlar battal gazi gibi gitmezler, pusulacak yerleri bilirler oralara dikkatli yaklaşırlar, ses "kasarlar". Karşı tarafın hareketlerini tahmin ederler. Misal evin 2. katındayken birisi o eve girip yukarı çıkmayı düşündüğünde yeri geldiğinde camdan atlayıp arkasından vururlar.

Takım halinde oynarken koordineli oynarlar, devamlı iletişim halindelerdir. İyi bir fps oyuncusu her oyunda mükemmel değildir ama iyidir, en temel şey olan kas hafızası oturmuştur ve ortalama oyuncuların çok üstünde bir performans gösterebilirler.

Misal pubg de master degree olan birisi call of duty de de iyi oynayabilir, ama haritayı iyi bilen birisi kolayca pusuya düşürüp öldürebilir.

Evet genelde öyle oluyor. Fps de oyunları kastederken 'first person shooter' anlamında kullanılır.

fps oyunlarda reflekslerin hızlı olması çok önemli. hayatın boyunca fps oynamadıysan kendini geliştirmen yıllarını alıyor. diğer oyunlar pek öyle değil. hayatında hiç oyun oynamamış birine aksiyon-rpg ver, bir günde öğrenir. ama fps'de yeniysen hele bir de online'sa tek mermi sıkamadan headshot'ı yersin.

Kimlanbu artı 1, çok güzel bir cevap vermiş.

cs için aim ve anlık tepki işin içine girse bile game sense denen nane de çok etkili. Adam nerede olabilir, nereden çıkabilir, hangi yönü tercih edebilir bunları önceden görebilmek tecrübeyle birlikte belli bir zeka gerektiriyor. yetenki olmalarının yanında zeki adamlar ayrıca bunlar.

Cs iyi oynayan biri cod ve pubg'de iyi olabilir mi?

*Evet olabilir, oluyor. Shroud'a baksana :D Adam cs efsanesiydi, adamın hem aim hem oyun bilgisi üst seviyelerdeydi bıraktı cs'yi yayın işine geçti ama adam her oynadığı fps oyunlarda efsane olabilir mi ya :D Adam bildiğin saf yetenek, sanki adam fps oynamak için dünyaya gelmiş.

Sorunun tam cevabını görebilmek-izleyebilmek için shroud'a bakabilirsin.

O duvarı komple boya. Fotoğrafını çektiğinde ışık nedeniyle çok alakasız bir renk olarak görünebilir. bir de dijital renk kodu ile duvardaki renk birbirini tutmaz büyük ihtimalle. tüm duvarı boyayacak kadar boya al. İstersen önce o kısmı boya, olmazsa tümünü boyarsın.

@himmet +1
Boyacıyım. Dediğin şekilde olmaz. Renk tutmaz yama gibi olur çok çirkin olur. Komple boya. Arabada bile boyalı parçalar arasında renk farkı oluyor.

Boyacidan rica et renk kartelasi ödünç versin evde bak.
Yukaridakiker +1 fotografla olmaz ve mümkünse elbette komple boyanmalı

Tutturmanızın imkanı yok. Bir duvarı boyadıktan sonra, aynı boya ile 6 ay sonra tekrar boya yine renk farkı olacaktır. kirlilik, güneş, sigara, yağ vs nedeniyle.

boyacılar renk tutturmak için numune götürdüğünde boyayı hazırlayıp eskisinin üstüne sürüyorlar, tutturana kadar bir kaç deneme yapıyorlar. Fotoğraftan anca yakın bir renk yakalarlar.

Tek şansın eski evin için hazırlanan boyanın barkodunu bir şekilde bulmak (boyayı aldığın yerden istemek) veya numune götürmek (Duvardan kalkan boya vs)

Renkler de Gözün algıladığı, kameranın algıladığı ve fotoğraf işleme yazılımının algıladığı renk tonları hep farklı olacaktır.
Hazır boyayacaksan odanın genel renginden daha farklı bir renge boyamayı da düşünebilirsin duvarı.

Tek duvarı farklı boyama modasına uy.

Var olan rengin aynısı ama daha koyu tonundan al, sadece o duvarı, ama sadece dolabın arkasını değil, duvarın tamamını koyu renkle boya.

Dolap var diye arkasını bırakıp etrafını boyayan ustaya da kafam girsin.

www.izeltas.com.tr

6 x 100 veya 6x150 olur gibi geldi.

Kafa büyüklüğü 0-4 arasında değişiyor. PH2 büyük ihtimalle uyar, 100-150-200 yazan tornavidanın uzunluğu.

Açık hırdavatçı bulursan işin daha kolay olur, direkt cuk diye oturanı alırsın. Bugüne kadar hiç numarasına bakarak almadım, hep ince, orta, kalın diye göz kararı aldım, sayende öğrendim ben de.

Ek bilgi! M6 vidanin dişi ile ilgili bir bilgidir, kafa yapısı için pz ph givi bir şeyler olması lazım. Görüntüden ezbere söyleme imkanım yok ama yukarıdaki bilgiler faydalı olur.

ben açıkçası m6'yı o linkteki uç olarak yorumlamıştım. eğer m6 o değilse de o tarz bir uç ne ile açılır? pz0 açmadı.

Phillips pan head gibi geldi.
Bu şekilde bir arayın isterseniz. Net olarak bilmediğim için yardımcı olamıyorum.

bu phillips başlı vida. ph tornavidayla açılır.

pz dediğin pozidriv başlı vidalar için. phillips ile birbirine çok benzerler ama aralarda çentikleri olur böyle.

edit: www.finehomebuilding.com

Spesifik olmazsan kimse yardımcı olamaz. Matlab derya deniz olduğu için temel şeyler dışında işine yarayacak kısımlarını bilirsin sadece. Gerisi için açar manual okursun.

Octave ise linux versiyonu hiç kullanmadım ama iddia ettiklerine göre kodlar matlab ile uyumluymuş. Ödev nedir, ücretli yardım mı lazım, ücretsiz yardım mı lazım detay verirsen daha fazla geri dönüş alırsın.

baya iyi az bile

yılda 20bin km yapıyorum 3 yılda 40 bin bence az bile.

Normal, az kullanilmis bile denebilir ulkeye gore.

tam 3 yılda 44.000 yapmışım.

Değil
Tam ortalama

ortalamanın altı.

ortalama yılda 15000 diye biliyorum. yani 3 yılda 45000 yapıyor. ortalamanın altı bile denebilir.

Garaj arabasından hallice diyebiliriz. Sadece şehir içi kullanımda o kilometreyi 1 senede yapıyorum.

3 yilda 66 bin km yaptim ben. gunde 75 km hic trafiksiz, neredeyse bombos bir guzergah oldugu icin yipranma da az oldu.

Diğer kişi kimin olduğuna bağlı.

telefon konuşması normal diyalog duymaktan kesinlikle daha fazla yoruyor. çalışırken sürekli film - dizi - youtube - podcast dinleyen bir bireyim. ama tek taraflı telefon konuşması duymaya katlanamıyorum. Beynin yüzde kırkı falan diyalogun öteki tarafını tahmin edip tamamlamaya çalışıyor. (istemsizce, yoksa sapık değilim)

(bkz: evet tarafından)

çok sık tekrarlanıyorsa olurum. haftada 1-2 defaya bir şey demem.

not: profesyonel öğrenci evi sakini

Eşim de ben de genellikle (evdeysek) hoparlörde kullanıma alıştığımız için bana normal geliyor bu. Ben iş ile ilgili içinde bulunduğumuz uzak çalışma mevzusu yüzünden zaman zaman 3 saat kesintisiz konuşuyorum. ve gunde bir kaç defa tekrarlayabiliyor bu uzun konuşmalar. Şimdiye kadar kimse kimseden rahatsız olmadı.

evet olurum

çok değişkenli bir durum. kim konuşuyor, kiminle konuşuyor, hangi konuda konuşuyor, konuşurken aksayan bir ev işi var mı? cevaplar negatifse doğal olarak rahatsız edicidir.

mesela mesai işiyle ilgili bir konuşma eve taşınmışsa ve karşı taraf samimi olmayan mesai arkadaşı ise ben hoşnut olmam. yemek masasında insanlar bekliyor olabilir. yaptığım işte odaklanma sorunu yaşatıyorsa yine hoşnut olunmayabilir.

bir zamanlar çok samimi bir arkadaşım vardı. ama arayınca abartısız araya virgül koymadan bir saat konuşur. artık aradığında hemen dönmüyorum, o kadar zamanım yok artık.

konuşmasından ya da herhangi bir hareketinden rahatsız olacağım birisiyle aynı mekanı paylaşmam.bir şeyden rahatsız olursam direk soylerim.seni rahatsız ediyorsa soyle hacım git içerde donusle diye.mobil telefonlardan sonra olusan bir durum bu,gezerek konusma.bende oyle konusuyorum.

Ayrıca foolrules artı bir

Olmam zira beraber yaşamaya tahammül ettiğim bir kişi var, o da 10 senedir arkadaşım. 3-4 senedir de ev arkadaşım. Onun dışında tahammül edemem sanırım.

olurum, ilk seferler ses etmem ama devamlı hale geldiyse bsg(battle star galactica) odanda konuş derim.

ben de olurum. önce gözle taciz ederim, genellikle işe yarıyor, sonra da kak içeride konuş derim. ben sizin yerinizde olsam odalar arası gezerken kalkıp kapıyı kapatırım hangi odadaysa.

her yıl limit 55.000 kişiyse 100.000 kişi onaylıyorlar, evrak sürecinde elenme oluyor, başvurmayan oluyor vs..

siz evraklraı hazırlayıp başvurun, bütün süreçleriniz ilerlerse değerlendirirsiniz.

tebrikler!

Green card cekilisi Amerika icin degil mi zaten? dusunmeden basvurmamak lazim. ben sirf cok dusundugum icin basvuramiyorum cunku bir seyleri reddetmek hic beceremedigim bir sey.

neyse, sozlukte green card cikmis ve yardima acik kisiler var. tavsiyem green card basligini okuyup bitirmeniz olur.

neden başvurdunuz düşünmediğiniz yere?

herkes tiriskadan basuruyor. amerika boka sarmis. corona, irkcilik, trump hepini gectim en az 12 saat ucus + saat farki var. esin dostun hastalansa, evlense, olse ha diyip gelemeiycen. mantikli dusununce hicbir olumlu yani yok. ha amerika hayallerinin ulkesidir, buradakinin 3/4 katini kazanacagin bir is yapiyorsundur, yillardir gitmeye can atiyorsundur, herseyi arkanda birakip yeni bir hayat kurmayi arzuluyorsan bisey diyemem.

değmez hacıt.

ohooh böyle kararsızsan gidemezsin. gitsen mutlu olamazsın. bari gideceklere engel olmasaydınız.

tipleriniz johnny'ye ve jenny'ye benzemiyorsa gitmeyin. ırkçılık tavan şu anda.

hakkımı yersiniz vala eğer başvurmaya devam etmezsiniz :)

hayırlısı olsun.

Gitmeyeceksen niye başvurdun? Bana çıkmadı, benim hakkımı yedin belki de :)

Yhahahha gidicektik de birden pat diye çıkınca tabi ben şok.
Ama hayallerimi süsleye ülkeler genelde avrupa ülkeleri elbette.
Fakat işlerimiz iyi maaşlarımız iyi. O bakımdan bi ikilem oluştu
Değer mi değmez mi bir de ucuz da değil gitmiceksen neden bin dolar iki kişi harcayalım o da var
O paraya inek alırız :ppp

adam makara yapmış buradaki herkes inanmış hahahahah

Yok yha no makara. Gerçek. Sıralamam da yüksek. Kesin yani işi ilerletirsem resmen green card resmen amerika

ya niye makara olsun birilerine cikiyor sonucta...

ya nasil bir sey bir ekran paylassaniz hassas bilgileri kapatarak?

kurumsal şirkette müdür, nerden baksan şehrine göre min 8-10k'dan başlar. Memur bir mühendis, nerden baksan min 5-6k alır.

Aylık 15-20k arası bir gelirle şu an Türkiye'de ortalama üstünde yaşayabilirken orada bu karmaşada iş bul, düzen kur derken birikimi eriteceksin. Birikim yoksa zaten gidemeyeceksin.

Başvuru sürecini takip edip son aşamaya kadar iş bulmaya çalışmak en mantıklı seçenek olur. Buradaki hayat standardını sağlayabilecek iş(ler) bulabilirseniz "good morning and in case i don't see you, good afternoon, good evening and good night"

fotoğraf olsa nokta atışı yapılabilir ama bir yere mi yaptırdın yoksa kendin asetat/transfer vs bir yöntemle kendin mi üretip deldin ?

Eğer kendin yaptıysan muhtemelen yollardan birisinde kısa devre var veya elemanların bacaklarına yakın yerlerden yollar kopmuştur, gözle kolay kolay göremezdin, bir multimetre ile girişten itibaren kontrol ede ede gitmek lazım.

Ters takılan bir malzeme var mı kontrol etmek lazım, özellikle diyot ve kutuplu kondansatör.

@kimlanbu çinde ürettirmiştik. profesyonel bir kart. tek tek kontrolü sağladım ancak çözebilmiş değilim. pcb yamuk olduğu için sanırım üretiminde bir problem oldu

Prof. devre ise ve çok katlıysa eğilme bükülme durumlarında ara katmanlardaki yolların via bağlantılarında kopukluk olması kuvvetle muhtemeldir. Çoğu firma kartlar sana gelmeden önce bu testi zaten yapıp yolluyor.

yamuk kart derken neyi kast ediyorsunuz. Resim olarak atsanız daha iyi olur.

bire bir aynı tip pcb'lerden 2 tanesi de çalışmıyorsa pcb'de veya devrede bir sorun olabilir derim. Eğer 3 tanesi çalışmıyor ise devrede veya pcb de kesin bir sorun var derim.

Üzerindeki devre aynı da olsa bağlanmamış bir hat ya da gözden kaçan bir sinyal herşeyi bozar.
Resim ya da şema paylaşırsan daha net yorum yapılabilir.

yamuk kart ne demek ?

pcb üretilirken elektriksel test yapıldı mı ? smd padlere büyüteçle bakarak anlayabilirsin. iğne izi gibi izler olur.

2 parmak. işaret parmağı solda orta parmak sağ tuş. orta tuşa basılacaksa işaret parmağı.

benim farede ekstra tuşlar var. onlar için baş parmak

Tekeri kullanırken orta parmağın da biraz sağa gidecek, sabit tutmayacaksın orta parmağı

2 parmak. işaret parmağı sol tık ve tekerlek. orta parmak sağ tık.

solağım ama fareyi sağ elle kullanıyorum. elime ilk öyle vermişler küçükken.

1 - Orta parmak hakimiyeti işaret parmağı gibi rahat olmaz.
2 - Dört parmak orta parmağa doğru eğimli olacağı için içeri hareket dışarı harekete kıyasla daha kolay.

O yüzden orta parmak sadece sağ click yapmalı. Pandik atmak dışında hiçbir kullanım alanı olmayan bu parmağa sağ click vazifesi fazla bile.

2

hem sol tiklama hem scroll gerektiren bir durumum olmadigi icin orta parmaga bunu hic ogretmeye calismadim. kaldi ki mouse kullanmaya scrollsuz mouse ile basladim ve dolayisiyla bu sekilde gelisti her sey. bilemedik, bir gun tekerli mouse cikacagini...

edit: basparmagim ve yuzuk parmagimi da yabana atmamak lazim, mouse'u tutmadan kullanamam :)

ben solağım ve solda kullanamıyorum mouse'u. sağ işaret parmağı sol tuş,orta parmak sağ tuş. tekerlek orta parmak.

işaret parmağı sol tuş ve tekerlek, orta parmak sağ tuş üzerinde.

dikey mouse'um var bi tane. arada bir onu kullanırsam baş parmak ile önceki-sonraki sayfa tuşu.

2. işaret parmağı sol tuş ve teker. orta parmak sağ tuş.

işaret parmağı sol tuş, gerektiğinde orta tuş ve tekerlek. orta parmak sağ tuş.

hem tıklama hem scroll yapmam gerekiyorsa (upuzun bir pdf dosyasını seçeceksem mesela) sadece sol tuşa basılı tutup mouse'u sayfanın altına getirmek yetmiyor, çok yavaş ilerliyor. o zaman işaret parmakla sol tuşa basılı tutup orta parmakla scroll.

baş ve serçe parmağımın orada tuş yok. onlar da mouse'u yanlardan kavrayıp sağa sola hareket ettirmeye yarıyor.

yüzük parmak çoğunlukla işlevsiz, kimi zaman serçe parmakla ortak tutuyorlar mouse'u.

işaret parmağı sol tuş ve tekerlek, orta parmak sağ tuş.

şimdiye kadar yüzük parmağımla mouse'a tıklamışlığım yoktu, sayende denemek için yaptım ama acayip zor oldu :D

İşaret Parmağı: Sol tık

Orta Parmak: Standart olarak tekerleğin üzerinde duruyor. Tekerle ve sağ tık kullanımı.

yüzük ve serçe parmağımı kullanmayı hiç sevmiyorum. İşaret ve orta parmak yetiyor.

edit: işaret parmağıyla tekerlek kullanan amma çok kişi varmış, çok tuhaf geldi :)

onun dışında yüzük pamağıyla sağ tık yapmayı denedim. O da aşırı kullanışsız geldi. İnsanların çok farklı alışkanlıkları oluyor cidden :d

Oyuncu mouse'u kullandığımdan sağ elle 3 parmak kullanıyorum.

1. Başparmak : Mouse'un sol yanındaki kısayol tuşlarını kullanıyor. Ofis işlerinde kes, kopyala, yapıştır, tümünü seç işlevleri aktif.

2. İşaret parmağı : Sol tık, dpi ayarı, tekerlek çevirme, tekerlek tıklama/tekerlek sağa sola yatırma. Tekerlek yatırmalara sayfa ileri/geri özellikleri atanmış durumda.

3. Orta Parmak : Sağ tık.

cdn.shopify.com

2.

manuel vites araba gibi dusun.

Mibox'ta ya da projektorde bluetooth varsa soyle bi urunle sesi kablosuz iletebilirsiniz.

www.philips.com.tr

brkylmaz teşekkürler. hiç ona gerek kalmadan soundbar'ı mi box ile bt üzerinden bağlayabiliyorum. ama projektörde bt yok. ps4 (bt kulaklık/hoparlör bağlantısı yapmıyor) ve uydu alıcısı (bt yok)için yapamıyorum aynı şeyi. projektörden soundbar'a bağlanabilsem sorun kalmayacak.

Sana lazım olan şey HDMI Switch. Uzaktan kumandalı olanları var, misal şöyle bir ürün var, 5 giriş destekliyor. Kendim denemedim 4K'da falan nasıl bir performans verir ürün açıklamalarını okumak lazım.

Özet : HDMI Switch diye aratırsan bulursun.

edit : linki unutmuşum.

www.hepsiburada.com

edit 2 : digitus marka 4K destekleyinini buldum ama fiyatı pek iç açıcı değil. Digitus dönüştürücülerde baba bir markadır.

www.hepsiburada.com

kimlanbu teşekkürler. hdmi switchlere baktım ama kayıp vs detaylarını bakarak çözemiyorum. digitus iyi diyorsan onu baz alarak aynı özelliklerde daha uygun bir model araştırayım.

zımpara + cila olandan uzak dur, kısa süre sonra tekrar sararıyor. Buharlı olan efsane, pırıl pırıl oluyor. Ama kendin uygulamak yerine bir bilene yaptırsan iyi olur, far başına 100-150tl civarı fiyat çekiyorlardı en son.

Kendin yapmak istersen de kit almana gerek yok. Kloroform'u ısıtıp buharıyla yapıyorlar. youtube'da dünya kadar videosu var.

ben daha önce düşünmüş ama sonra servise yaptırmıştım, 1-1.5 sene sonra tekrar sarardı, kendim yapsam muhtemelen daha erken sararırdı.

Kart bozulmuş olamaz mı

kartın koruma kilidi açık olabilir

telefondan da mı olmuyor diye soracaktım, büyük ihtimal ios kullanıyorsunuz, olmuyormuş.
kameraya takıp deneyin diyorlar.

rufus'la dene bir de. sandisk 64gb hafıza kartıma windows format atamadı, rufus ile hallettim.

çürük olduğu için koku oluyordur veya diştaşından dolayı. hemen gitmek fayda sağlayacaktır. geçmiş olsun.

Geçmiş olsun. Ek bilgi olarak devlet bakmıyor, ağrı kesici yazıp yolluyorlar, baktıracaksan özele gitmen lazım. Ne coronaymış arkadaş anasını ağlattı herkesin.

Elektrik, su, doğalgaz borcu var mı?
Duvardaki boya ne durumda? Ev sahibi boyalı olarak teslim istiyorsa duvarların yeni boyanmış, iyi durumda olması gerekir.
Evin demirbaşlarında fayanslarında, parkelerinde vs. hasar var mı?
Eşyalarda hasar var mı? Bu hasarların kontratta belirtilmesi gerekir.
Duvarlarda rutubet var mı?
Apartman aidat borcu var mı?
Evde klima ve kombi varsa bakımları yeni yapılmış mı?

eşyalı ev ise koltukların yıpranmasından, ayaklarının sağlamlığına kadar kontrol etmelisin.

panjur varsa calisiyor mu, butun pencereler acilip kapaniyor mu ona da bakin.

en çok duyduğum şeylerden biri de camiiye yakınlığı. bunun dindar olmakla da bi alakası yok cidden camii yakın olunca çok ses oluyor evin içinde de. bizzat yaşadım bunu.

Ev sahibi!
Manyagına psikopatına denk geldiysen hayattan zevk almazsın.

Ev içi eşya kontrollerini yapıp arıza, kırık, çıkık, çalışmayan aksam varsa not düşmen lazım. Ama en önemlisi ev sahibi. Emlakçıyla azıcık muhabbet edip ağzını yoklaman lazım, ne iş yapar, nasıl birisidir, önceki kiracı neden çıkmış vs vs...

Alt komsu, ust komsu ve yan komsuyla tanisin tutmadan evvel mumkumse. Daha onceki.kiraci varsa tabi onla konusmak daha makul. Evde krobik bir sorun yoksa hersey cozulur ama gece 3 te surekli.esya ceken tv yi bagir bagir bagirtan niriyle komsu olmak istemezsiniz.

muhit eve gelebilecek misafirlerin için uygun mu? üst- alt-yan konşuların tipi- durumu- çocuk sayısı. evin önceki yıllarda gelen doğalgaz faturası, yalıtım durumu, mantolaması var mı yok mu? ısınıyor mu? cephesi nasıl, duvarlarda kabarma çatlak var mı? nem ve rutubet çekiyor mu? tavanda izler var mı? akıtıyor mu? kapı anahtarı kaç tane? kendiniz göbek alıp değiştirin. otopark ve güvenliği var mı? ev sahibi nasıl birisi. pimpirikli mi? depozitoyandahil ve hariç olan ne var. duvarlar badanalı mı? geri teslim de badanalı mı istiyorlar? beyaz eşyalar stabil çalışıyor mu? buzdolabı soğutması nasıl? evde böcek var mı? vs vs.

alt üst yan dairelerin sesi geliyor mu? tavan, duvarlar ses geçiriyor mu?