hayır. hayır.

kesinlikle hayır.

kesinlikle evet.

hell no

hayır.

%20 ancak

evet yetiyor.

memurum,

işte statü artırma gibi bir durum mümkün olmadığı için, mesleki anlamda üst kademeye geçmek için çalışma, bu anlamda bir şeylere mesai harcama motivasyonu ve meşgalesi olmuyor.

sonra sosyal yönü boş bir ilçede yaşıyorum, bu yüzden vakit olsa bile eğlenecek aktivite çok sınırlı oluyor.

birlikte vakit tüketeceğim sosyal çevremedeki insanlar da, evli ya da sevgilileri var genelde, hepsi çalışan eden insanlar. (bu tip insanlar daha bir asosyalleşiyor, kendilerini çevreden yalıtıyorlar.) haliyle bu eğlence kısmıyla cok vakit tüketme olmuyor.

bir de gene yaşanılan yer itibariyle, iş dışında düzenli vakit geçirilecek kurum, kuruluş, mekan, kurs şu bu neredeyse hiç yok. haliyle vakit sıkıntısı yok, iş doğası gereği zaten, planlı.

internetten alabilirsin.
(bkz: e-gurme)
(bkz: urban coffee)
(bkz: kahve fabrikası)
(bkz: barista sepeti)
(bkz: kahhve.com)
bunlar 200 ya da 250 gram olarak satıyor.

(bkz: cherrybean coffees)de 100 gram ve katları olarak alabiliyorsun.


edit: kuru kahveci mehmet efendi'nin kadıköyde dükkanı var, 50 gram ve katları olarak çekirdek alabiliyorsun. 50 gramı 1.5 liraydı yanlış hatırlamıyorsam.

www.coffeenutz.net

çerez satan yerlerde satıyorlar. ama bildiğin türk kahvesi onlar. bi de istanbul'da kuru kahveci mehmet efendi'nin di yanılmıyorsam satış yapılan yeri vardı. bayaa kuyruk vardı. meşhur bi yer. bu tarz yerlerden bulabilirsin.

Dün kafe nero'da alıyorlardı gramla. 200 gram falan şeklinde, indirimleri, kampanyaları falan da var sanırım ama almadım, bilemiyorum tam.

third wave coffee shoplara bak ordan min. 100-150gr cektirebiliyorsn. ben de nerden filtre kahve cekirdegi aliyorsunuz diye soruyum.

Adalara kaçın? güzel oteller var.

saros-gokceada-komur limani-kapidag-kastamonu-kiyikoy-kastro-igneada-assos
dalis-yamac parasutu-trekking-bisiklet-magara gezisi

bozcaada

para sorun değilse uçakla izmir ordan gökova yahut çeşme'yi tercih ederdim ben.

Pastırmalı kuru fasulye nohut Vs.

Pastırmalı milföy hamuru ile poğaça olabilir paçanga böreği olabilir
yumurtalı olur sade olur ekmek arası olur çiğ çiğ olur.

çig çig ye onu.

çiğ ye abicim gerisi güzel olmaz.

pastırmayı çiğ çiğ ye, hayvana dokunma.

böyle güzelinden bir kavun alınca dondurma kaşığı gibi bir şeyle top top yap. çemeninden ayırdığın pastırmayı da etrafına sar, kürdan sapla. ben denemedim ama mükemmel bir rakı mezesi oluyormuş.

hazır yufkayla paçanga böreği yap at buzluğa, çıkarıp fırına atar atar yersin.

Humus

Pastırmalı yumurta yap nolur, çok canım istedi.

Milföy hamuruna börek, arasına peynir ve pastırma... mmmmmh...

pastırmalı humus

pastırmalı kuru fasulye. ayyy canım istedi bak şimdi :)

kedi için geldim: baharat ve o kadar tuz sorun kedi için.

o kadar kolay olsa bunu herkes 100.000'er 100.000'er yapmaz mi ? ;) alim satim arasindaki kur farkini da unutma

olmaz

bu islemler icin odeyecegin araci kurum masraflaridir. bu masraf sokaktaki doviz burosunda alisla satis arasindaki kur farki olarak girer, kur farkinin az oldugu online yatirim islemlerinde islem basina odenen -misal- 0.1% ya da sabit masraf olarak alinir.

bu olaya arbitraj denir. Sırf bu fırsattan para kazanmak için finansal şirketlerin über programları vardır. Sürekli dünya üzerinde arbitraj fırsatı ararlar. Yakaladıkları an emirleri girerler ve bu fırsat kaybolur. (kur değişikliği) yakalamak zordur. Eğer yakalarsan tabiki para kazanabilirsin.

1000 tl = 45710,1 Yen
45710,1 Yen = 335,1542 Euro
335,1542 Euro = 382,9472 USD
382,9472 USD = 998,7646 TL

:)

@croswell, hocam ordaki uydurma bi örnekti, bazı somut örnekler var +18 liraya kadar çıkıyor, belki fazlası da vardır yeterince araştırmadım henüz.

bu senin dediğine arbitraj,o 10 liraya da arbitraj karı deniyor.

önünde engel yok aslında ama döviz bürosunda yapsan bile hergün yapamazsın anlarlar ne yaptığını adamlara para kaybettiriyorsun sonuçta.internet üzerinden yapsan o 10 liranın 8 i işlem ücretine(alım-satım) ve gelir vergisine gider.1000 lirada 2 karın olur.

boşuna uğraşma yani bi akıllı sen değilsin.bu işlerle ilgilendiğim için biliyorum.

şimdi öncelikle bahsettiğin olaya arbitraj deniyor, yani fiyatlama farkından para kazanmaya. Eğer aynı anda her bir kurda doğru taraftan (tl satış yen alış kuru, yen satış - euro alış kuru vs.) işlem yapabilirsen gayet kâr edebilirsin. Ancak;

- Arbitraj her zaman var olmaz, saniyeliktir. Eğer oluşursa birileri bunu kullanır ve arbitraj ortadan kaybolur.
-İkincisi, baktığın kurlar şu an direk işlem yapabildiğin kurlar olmalı. Bloomberg HT'de, CNBCE'de dönen kurlarda örneğin USDTRY için işlem yaptığında para yarın hesabına geçer, EURTRY, USDJPY gibi kurlarda para 2 iş günü sonra hesabına geçer.

Özetle zor iş, ama oluru var:)

çok büyük paralarla yapsan olur da 1000 lira için katlanılan maliyetle 10 lira olur 2-3 lira. o zaman da değmez tabi.

arbitraj deniyor ona. kimse söylememiş ben söyleyeyim. arbitraj. arbitraj.

abitraj

Arbitraj, evet ama o dedigini pratikte yapamazsin. Bir sure deneyerek gorebilirsin.

diyalog örnekleri verirsen daha iyi yorum yapabiliriz.

seviş geçer. abi sende niye kendine akıl verdiriyorsun. akıl verene bana akıl lazım değil para lazım. akıl verme para ver de.

Kimse kimseye durup dururken akıl vermez. Muhtemelen buna ihtiyacın olduğu için insanlar yardım etmek istiyordur. Bildiğim kadarıyla, iş konusunda sıkıntılısın. Bu yüzden çevrendekiler şöyle yap, şunu dene vs. diyebilir. Diğer konularda da bu olabilir.
İnsanlardan yıldıysan, şöyle bir öneri sunabilirim. Sana yük olan insanları hayatından çıkar.

ya öneri sunmak var, dikte etmek var. dikte ediyolar. kalın kafalıymışım gibi üst üste söylüyolar. sessiz sakiniz diye mi oluyo böyle?

sen belki tam kararında sevecen, iyi niyetli vb olabilirsin ama toplumumuzda bunlar değer görmeyen özellikler. daha sert ve kendinden emin olmayı dene.

akıl verme konusunda da kibarca tersle akıl veren kişiyi. pişman et. kavga et demiyorum ama o ince çizgiyi koruman lazım.

bak akıl almak için açtıysan bu duyuruyu, bişey yazmiyim? sonra ortalıkta diyorsun herkes bana akıl veriyor diye...

birden olmamıştır. yavaş yavaş vermişsindir insanlara argümanları. yani suç senin zaman içindeki tavır ve davranışlarında. kararlı ol ve yumruğunu masaya vur. gerisi çiş gibi gelir :)

sessiz sakinsin diye oluyor :P

edit: seneler önce tiksindiğim bir iş verenim bana şöyle bir akıl vermişti: "herkesi dinleme, herkesin dediğini yapma, bazen duymazdan gel."
işe yaramıştı.

denemek ister misin bunu?

şu an bile akıl verilmesini istiyorsun. :) buna alışmışsın bence(tek şeyden şırt diye söylemek zor ve bence bu olaya kendin eğilmelisin).

Ayrılırdım.

ona olan saygımı yitirir ve ayrılırdım

Kardeş bizim senin kadar geniş mezhebimiz yok. Olanlar varsa bilemem.
Cevap: BSG derdim.

"Ne halt etti de kaçamağa izin çıktı" derim. Öyle bir durumda altını kaşıyınca ya biriyle aldattığı çıkar ya da birine karşı bir şeyler hissettiği.

Öyle zihniyetteki biri ne sevgilim ne de eşim olurdu.

aychovsky + 1 :)

Altında kesin bişey olduğunu düşünürüm. bununla birlikte böyle bir durumda saygımla birlikte sevgimi de yitirir.

ve ben asla böyle bir izin vermem!

Kesin boynuzlanıyorum diye düşünürdüm :)

jugador +1

öyle eş mi olur

Godoşizme saygı duymuyorum dolayısıyla ayrılırdım.

Baştan biz başkalarıyla beraber olmayacağız demişiz, birbirimize sadık olacağız demişiz, sadık olmuşuz da ondan sonra durup dururken böyle diyecek sevgilim/eşim; bu durumda ortalığı birbirine katardım, sağlam bir kavga ederdim önce. Belli ki kendisi aldatma izni istiyor açıkça ama sanki bana ödül veriyormuş gibi yapıyor bunu da, bu da ayrı aşağılayıcı, benim böyle bir şey isteyeceğimi düşünmesi ve bunun için "izin vermesi" zaten onur kırıcı diye düşünürdüm.

Sonuç olarak hayatı ona zehir etmek isterdim. Bunu ayrılarak yapabileceğimden emin değilim.

En mantıklısı ve sağlıklısı tabi ki ayrılmak, ama ben sinirlenince hırsımı çıkarmak istiyorum, o ayrılma aşamasına o sakin kafaya gelene kadar burnundan getirmek isterdim bir şekilde. Başkalarıyla beraber olayım istiyor diye, başkalarıyla beraber istediğini söylemek için böyle bir yol seçiyor diye inanılmaz öfkelenirdim.

Ek: Doğruca kaçamak yapmak istediğini söylese, hatta bunun için izin istese bu kadar tepki göstermezdim. Kabul edebiliyorsam ederdim, edemiyorsam ayrılırdım ama kırılmazdım. Buradaki "ben senin başkalarıyla beraber olmanı istiyorum, seni teşvik ediyorum, destekliyorum, arkandayım, öylesi daha iyi daha güzel olacak" tavrı kırıcı.

vay be, şaşırdım lan, genelde libertine ve geniş geniş takılan duyurucular burada muhafazakar kesilmiş. sanırım soruya göre muhalif cevaplar vermek buranın raconu.

''sevgiliniz/eşiniz kaçamak yapmanıza izin vermese'' deseydin bu sefer ''a-a kim ki o beni kısıtlayacak, hemen ayrılırdım'' tarzı cevaplar gelirdi emin ol.

soruya cevap olarak: garip oldugunu düşünürdüm sevgilimin, pek normal değil bence.

Bayanım. Sevdiğim kişiyi aldatacağımı düşünmüyorum. Çünkü sevince gözüm başkasını görmez. Erkektir yapsın kafasında da değilim.
Ancak şöyle bir durumda var ki; erkekler bu konuda kendilerinin yapmasında oldukça rahat davranıyor. ve ben bu yüzden herzaman eşimin birgün biryerde bir başkası ile aldatabileceğini düşünüyorum. Şahsen ona şöyle demek isterdim yapacaksan ne haberim olsun ne bir renk ver, ne benim bir tanıdığım olsun, ne de yaptığın şey uluorta alenen olup beni başkalarının gözünde küçük düşürsün.

Aldatmak sadece iki cinsel organın iç içe geçmesi demek değil benim için. Oyüzden beni sevdiği saygılı olduğu sürece bir gecelik bir olaya bilmeyeceğim için de takılmazdım.

Hatunun biri tek şartla izin veririm demişti, nasıl yaptığını gelip anlatacaksın. Hatta teşvik bile ediyordu. Acayip tahrik oluyordu bundan ve üstelik her fırsatta bana aşık olduğunu falan söylüyordu, çevremdeki kızlardan kıskanıyordu. Kadınlar değişik yaratıklar.

önce bi şaşırırdım. sonra güvenimi kaybederdim. gerisi gelir zaten. asdşkljsdf.

bunun adı cuckold yani türkçesi gavatlık. türkiyede bolca miktarda mevcut karısını kocasını yabancı birisiyle yatağa atan tipler. swinger çift diyoruz buna, anlamı ise karısının veya kocasının ayrı aşk hayatı olmasına izin vermek, yani gavatlık.

rus salatasının birazı

bezelyeli pilav.

2 gün önce ver fırına'da bezelye teması vardı. tarifler linkte.

www.tv8.com.tr

Ben de aynı şey düşünüyordum, sonra bezelye pesto tarifi gördüm. Öyle bir şey yapılıp makarnayla vs servis edilebilir.

borege garnitur gibi ic yapabilirsin

zeytinyağlı kerevizle yakışıyorlar
ayriyeten mantar soteye de ekleyebilirsin sırıtmıyor.

dbskinnycook.blogspot.com.tr şunu da yapabilirsin bence

buharda pişirilip et yemeklerinin(sulu olmayan), köftenin yanına garnitür olarak çok güzel oluyor. makarna salatasına da koyabilirsiniz.

Bulabiliyorsan Semiz otuna karıştır, içine hoşluk olsun istyorsan meksika fasulyesi, mısır. İsteğe göre nar ekşisi,zeytinyağı veya yoğurt. Ana yemek olmaz ama yan yemek oluverdi.

Ya da salataya at.

Pişirip yemek leblebi gibi.

e boreek! yani ici bezelyeli borek

Zeytinyağlı zilyon tane yemek var. Bi kaç güzel meze de olsa pek güzel olur.

mesela o kıymalı kabağın içine kıyma koymayınca vejetaryen oluyor, çok kasma

zeytinyağlı birşey (dediğin gibi kabak olabilir), salata ve bulgur pilavı yeterli

baklagillerden birini yap, yanına da tereyağlı pilav. tereyağına da şeediyosa bitki yağı kullan.

vejetaryen lazanya oalbilir, kıyma yerine küçük sebzeler tarzında

vegan iseler yoğurt, süt vs de tüketmezler. internette birçok vegan yemek tarifi bulabilirsin.

Zeytinyağlı yeşil fasulye pişir, yanına domatesli pilav, patlıcan, kabak, biber, patates karışık dolma doldur, soğuk meze niyetine sofraya koyarsın. Brokoli, karnabahar, havuç haşlayabilirsin yine meze niyetine. Çorba ve salata yaparsın. Hazır yufkalı börek yap, yumurta koyma onun yerine yoğurt koy, tabii yoğurt da hayvansal gıda yerler mi bilemedim, sen riske atma soda koy onun yerine.

ıspanak ya da kabaklı kiş.

Zeytinyağlı bişi
pattisli börek
kısır
mücver
altın günü kıvamında olur
bi de makarna salatası yap acil durumda dolaptan çıkarırsın

ya bildiğim kadarıyla vegan değiller ama bir sebepten de yumurta yemiyorlardı
ya veganlarsa? o zaman bütün besamel solslu şeyleri elemem gerekir
ben enginardan karnabahardan anlamam off biri gelip bana yardım etsin :)

onlar vegan olsalar beşamel sos yapmazlardı
açık açık sor sen de süt kullanıyo musunuz, tereyağ olur mu diye. herkesin ne yiyip yemediğini tahmin etmek zorunda değilsin.

hepinizin tikini vericem söz ama önce daha böyle civcivli bir tarif istiyorum
şöyle civcivli, kımıl kımıl ;))) bunlar çok sıradan ya böyle görsünler way be desinler öyle bulgurla çorbayla geçiştirmeyeyim
kabak mücveri iyi fikir mesela :P

alman veganlara dolma yapmıştım ben, biber dolması, ve de mercimek köftesi yapmıştım. bayılmışlardı. soya kıymalı azır mantı da yapmıştım, onu yemiyorlar mantının hamurunda yumurta olduğu için. haberin olusun :)

ıspanak başı çorbası diye bişey var, ıspanak kökü diye geçiyo da olabilir.. yemek gibi bi çorba. ıspanağın köklerini ayırıp yıkıyosun. sonra soğan kavurup mercimekleri ve ıspanağın köklerini ekliyosun. biraz salça da ekledin miydi tamamdır. ben nohut da koyuyorum, yakışıyor. bi de mercimeği başka bi kapta haşla, çorbanın rengini karartır.

Shepherd's Pie yapabilirsin (git: pureella.com ). Yanına da koca bir salata ve içecek bir şeyler tamamdır bence. Sadeleştirilmiş malzemelerle Türkçe tarifi de var bunun; (git: veganyemekler.blogspot.com.tr ). İlk tarifi de elinde olmayan malzemeleri; mesela soya sosu, kereviz sapı, pirinç sütü gibi çıkarıp öyle yapabilirsin. Pirinç sütü yerine su da kullanabilirsin. Google'da "vegan shepherd's pie" diye aratınca mantarlı tarifler falan da çıkıyor bu arada. Bu öyle bir tarif ki, yanına başka bir şey yani pilavdır, makarnadır gibi yardımcı yemek istemiyor. Belki öncesinde bir çorba olabilir. Mesela domates çorbası (süt ürünü tüketmiyorlarsa kremasız ve kaşarsız tabi). Bir de tatlı olabilir belki opsiyonel. Onun için de vegan brownie iyi gider (git: veganyemekler.blogspot.com.tr).

shepherd's pie hoşuma gitti yanına da mücver ohh
bir de tatlı bulduk mu tamamdır
bir de tatlı bulalım hadi :) kahve tüketmiyorlar o yüzden o brownie olmaz

peynir dolgulu kabak olabilir fırında.
mücver olur.
pattis köftesi olur.
mercimek köftesi.
makarnalı yeşil mercimek.
haşlanmış yumurtalı pattis salatası.
beşamel soslu ıspanaklı yufka böreği

peynir süt vs. yiyorlar di mi? vegan değiller?

parmesanlı fırın domates
çilekli crumble (20dk sürüyor ve çokzel oluyor)
çilekli yoğurt müs
parfe
kabak ve biber dolmaları, penir ğirinç ve yeşil otlar üzümler doldurabilirsin.
yeşil mercimekli yufka böreği (tavada kızartma), etrafına panko ya da kıtır pane harcı koyabilirsin yumurtalayıp.
fırında ıspanaklı yumurta
avakoda püre salatası (sadece sarımsak ve limon ekilyosun, bi de tuz karabiber)
avokadolu fırında yumurta vs. vs.
patlıcan ve pattis fırında
biber + pattis + beşamel + kaşar rende + fırın

ohoooy.. gayet de çok tarif var :)

bademli ve kuru siyah üzümlü yeşil salata
sarımsak ve parmesanlı fırında pattis
tofu :)
humus
fava
kızarmış kabaklı spagetti (çokzel bu)
sarımsak ve limon kabuu rendeli spagetti (bu da faforim)
umurta ve una bulanmış kabak kızartma (mezesi de şahane oluyor rakıyla :9)
domates çorbası
peynirli veya peynirsiz herhangi bir sev-bze gratin

..neyse ben yemeğe gidiyorum.

@neira

brownie tarifinde "1 bardak soguk su veya filtre kahve" demiş yalnız. su da kullanabiliyorsun yani kahve yerine ;)

Humus, falafel gibi şeyler. Dondurulmuş gıdalar da var artık İstanbuldaysan.

kuru-pilav

Care jel kalem.

@ kuzey li, jel kalem olmaz dostum. kız günlüğüne yazı yazmıyoruz :) tükenmez kalem arıyorum.

Onun tükenmez kalem gibi olanları var siyah mavi

roller kalemlere bakabilirsiniz. yazımı, hem pilota hem tükenmeze yakındır.

uniball. üstüne tanımam. hatta uniballsuz bir dünya düşünemiyorum.

scrikss z7 speed

stabilo yav :)

scrikss +1

gerçekten aradığın kalem o.

bence bu yüzük 40 yaş üzerine alınır, genç işi değil. güzel yüzük ama çok çok ağır bir havası var.

bilmiyorum arkadaşın ve kız arkadaşı kaç yaşlarında ama tahmin ediyorum ki gençler, ondan bu kadar emin olamama ve heyecan var; bence tek taş yüzük daha geleneksel ve risksiz olur ve hem de genç işi, modern olur.

mavi taş seviyorsa alınabilir ama ben pek sevmedim.
ille klasik tektaş alınsıncı değilim ama bu da pek güzel bir yüzük değil.

Babam olur niye olmasın ama bi tek taşın yerini tutmaz diyor.

Kendisi bu ürünlerin piri!

kızın beğenilerine göre değişir.
ben olsam zümrüt isterdim misal :P

not: yüzük güzel. hanım hanımcık ve zarif bir bayana göre.

Başıma bir iş gelmeyecekse ben yüzüğü beğendim. Olur yani, böyle bir yüzük alınıp evlenme teklifi edilebilir gayet.

Muhteşem yüzyıl sonrası ortaya çıkan çirkin yüzükler.
Hürrem'e evlenme teklif etmiyorsa almasın bence.

gayet de güzel olur safir yüzük. ancak bu model o yaşlara (35 yaş altı diye tahmin ediyoum) ağır gelir. aynı sitede farklı ve daha modern görünümlü yüzükler de gördüm. arkadaşınız onlara baksın.

www.zenpirlanta.com
www.zenpirlanta.com
www.zenpirlanta.com

kararsızsa bir de yakut yüzüklere baksın. onşar da güxel olur.

Ben kizin yerinde olsam taşlı şeylerin sacma olduğunu beraber Alyans takmanin yeterli olacağını bir şekilde ima ederdim yüzük istesem de zaten yine ima ederdim. Bu mavi her gün takilacak yüzük değil sürekli takilacak bir yuzuk alıyor kraliyet Balosu nisanesi değil.

Uygun değil. zaten gereksiz pahalıdır. Bi tane dandirik yuzuk alıp sembolik bir şey sonra kızı dükkana gotursun

oha ben bunu görmüş ve çok beğenmiştim, niye bu kadar gömdünüz anlamadım :( yaş 26 bu arada. biz alyans bakarken göstermişti zenpırlantacıdakiler.
modelin de zaten anlamı var, lady di'nin alyansının versiyonları bunlar. annesinin yüzüğünü büyük oğlan william da kate yengemize taktıydı da öyle gündeme geldi yine. yıllar sonra zen'in koleksiyonunda olma nedeni bu zaten muhtemelen. ilk gördüğümden beri hayranlıkla bakarım. teklif edilecek kız biliyorsa benzerliği bence çok yerinde olacaktır.


static1.squarespace.com



edit: ayrıca parmakta ince bir tektaştan çook daha görkemli duruyor. taşıyabilecekse hediye edilmeli yoksa kutuda tozlanacaktır. öğrenci işi değil plaza kadını aksesuarı biraz.

çok güzel...

+1 shubulubapshubaptishaluva

Ben de Lady Diana'nın yüzüğü demeye gelmiştim. Niye gömdünüz bu kadar? Ben safir yüzükleri pirlantadan tektaştan daha çok seviyorum ama asıl sorun kız seviyor mu ve tarzına uyar mı?

shubulubapshubaptishaluva'nın açıklamasından sonra bu yüzüğü alırsa romantik olacağını düşündüm ama tabi kızın da kate middleton gibi sürekli topuklu ayakkabı, elbise modunda geziyor olması lazım. bir de aile yadigarı, annesinin yüzüğü diye takmıştır bunu prens, ama ortada böyle bir yüzük olmsa yine gider bu modeli alır mıydı onu bilemeyiz tabi.

kraliyet ailesinden bağımsız olaraksa yüzükle ilgili düşüncelerim halen geçerli. bence 40 yaş üstüne uygun.

lady di'nin diye beğenin demedim gençler. sadece modanın kaynağındaki hikaye bu. ben tamamen bağımsız çok beğendim yalnızca. hatta önce beğendim sonra öğrendim hikayeyi. kaldı ki o yüzüğü takan hatun mutsuz bir kraliyet evliliği sonucu yaşadığı abuk gelişmeler sırasında paparazzilerce kovalanırken hakk-ı rahmetine kavuştu.
dedim ya, yüzük çok güzel bence. ama zaten ben peynirle reçel, turşuyla tulumba tatlısı, zeytinle anne kekini falan da beraber tüketiyorum. zevklerim öyle çok şey sayılmaz :D

Bence çok hoş. Tektaşın yerini tutmaz diye bir şey yok. Misal ben tektaşla evlenme teklifi alsam kabul etmezdim. Benim istediğim yüzük şu misal <3 pinterest.com
Ama daha güzel bir fikir vereyim pırlantalı olmasaydı kesinlikle bunu isterdim ama pırlanta fikrine karşıyım o yüzden üstteki inciliden isterdim. Crysellas beni unutma çiçeğinden çok güzel yüzükler yapmış fiyat da diğer pırlantalara göre makul, ayrıca anlamlı:instagram.com

Bu arada incili olan da satomi kawakita tasarımı 200$ falan fiyatı.

Evlilik teklifini kabul edip etmemek yüzükle alakalı değil, teklifi yapanla alakalı; rahat olun.

@whimsical şöyle de düşünebilirsin:
Birçok sebep yüzünden hiç hoşlanmadığım hatta nefret ettiim pırlanta yüzüklerle evlenme teklifi ediyorsa sevdiğim adam -ki ya konuşulmuştur, ya da zaten biliniyordur öyle ya da böyle- ya beni tanıyamamıştır ya da isteklerimi, hassasiyetlerimi önemsemiyo demektir. Şahsen ben defalarca asla pırlanta istemediğimi, tek taş yüzük istemediğimi sebepleriyle birlikte anlattım. Karşı taraf saygı duyuyosa, beni anlıyosa zaten ona göre davranacaktır. Velhasıl yüzükle de alakalı olabilir. Belki çok komplike düşünüyoruzdur ama sonuç bu bana sorarsan:)

Kıza göre değişir ya ben böyle renkli taşları daha çok seviyorum hatta zümrüt olsa süper olurdu :D

Edit: şmdi baktım vazgeçtim safir daha güzelmiş pırlantası abartılı olmayan zarif bir safir olur çok da güzel olur.

Standart pırlanta ve renksiz taş kesinlikle bu değil

Evlenme teklifi için kullanılacak bir yüüzk değil bu. 15 senedir kuyumculuk sektöründeyim, buna dayanarak söylüyorum. Lady Di' nin böyle bir safir yüzüğünün olması - ki o safir yüzük de kafam kadar, linkte yolladığınızla sadece orta taşın rengi benziyor :) birşey ifade etmez, birincisi örnek veriyorum o yüzüğün safiri 8 ct - 10 ct. gibi düşünün, etrafındaki pırlantalar yine 2-3 ct. civarıdır, demek istediğim boy büyüdükçe işin rengi değişir, evlilik teklifi için kullanılabilir ama bu boy onun için değil, bir ikincisi de Lady Diana' nın evlilik yüzüğü bu diye tektaşı yok mu sanıyorsunuz :) O yüzden Lady Diana' yı alalım, bir kenara koyalım, mevzu bahis dışı bence.

güzel ama pahalı. (kendime bakmıştım yakın zamanda oradan biliyorum) 500-600 civarında yüzükler var. onlara bakılabilir.

Yav kuyumculara sesleniyorum:)
Niye olmasındı? Ne demek evlenme teklifi için kullanılmaz. Sizin literatürde de meslek yemini falan mı var arkadaş bu konuyla ilgili? Belki komik ama adam teklif etse bu yüzükle bal gibi de teklif olur. Yaptım oldu der işte bu kadar. Tektaştan artık midemiz bulanıyor. Çoğu kişi de mahalle baskısından alıyor, takıyor. Anayasaya girerse şaşırmam. Kültür olarak oturdu resmen, yemişim kültürü. Para kazandırmicam size pırlantadan. 2 arkadaşımı daha ikna ettim:))

Paşam Çokoprens'le de evlilik teklifi olur, niye olmasın. Ben kuyumcular para kazansın derdinden ziyade işin nasıl olurunu belirttim kendimce.

aras kargoya git abi/abla öğrenciyim ben çok param yok de. acaba anlaşması olan bir firma üzerinden gönderimi yapar mısınız de. 60 liranın çok çok altında bir ücrete gidebilir kargon. annene de arayıp kargo şu şu isimden gelecek dersin.

Hangi seçenekte görünüyor?

Bende: Herhangi bir siyasi parti üyelik kaydınız bulunamadı.

Nereden bakıyoruz.

herkes ak partili doğar

Bi gün hepimiz akp li olacağız.

www.turkiye.gov.tr

kontrol ettim, bulunamadı bir üyelik.

Bişey almış olmak için Abidik gubidik bişey alma. Git bi çiçek al bi öp yeter annelere.

Olsun ya. Sevinir insan. Kotonda kolay begendim olur mu ki.

Bana da öyle oluyor artık ''yav he he'' diyorum içimden , uzatmıyorum, karşımdaki insana bağlı tartışmaya girip girmemem. Bazısı boş yere enerji sarfiyatı çünkü, anlatsan da anlamaz.

bende öyleyim insanlarla tartışmaya hatta yüksek sesle konuşmaya bile gelemiyorum hemen oradan uzaklaşıyorum sanırım artık 'kafam gürültü götürmüyor' :D :D

Normal. Herkesin kendine yetecek derdi var zaten .

bana da öyle oluyor. hiç uzatmıyorum haklısın ya da yav he he diyip geçiyorum. uğraşamam, sıkılıyorum. uzasın istemiyorum, tartışma istemiyorum filan.

kimseye bişey ispat etmek zorunda olmadığımı anladığım zamandan beri tartışma başlayacağını anladığım anda susuyorum. ve kimseyle tartışmıyorum. içimden "o kadar cahilsin ki keşke ölsen" :) deyip geçiyorum.

"Sana ne" "Saman ye" döneminden böyleyim ben, o zamandan beri kafam kaldırmıyor. Yaşla da belki ilgisi vardır.

23 24'den sonra böyle oluyor evet. şahsına yönelik bir şey olmadığı sürece havadan sudan konularda "he he" deyip geçiyorsun. zaman kaybetmeye gerek yok xten konular üzerinde

Bende de öyle. Bir genişlik, takmamazlık. Big Lebowski durumu.

Ben liseden sonra biraktim, bana da aynisi oluyor. 10 seneyi askindir tartismalara girip bir seyler kanitlamaya calismiyorum pek. Girsem de ilerleme olmadigini farkettigim an stop ediyorum.

Karma olabilir.

çünkü eşeğin dilinden dolayı

çünkü hayat böyle.işine geliyorsa.

üzülme..geçecek..

kocanın mafya babası olması mı ne niye?

çünkü eşeğin toynağından dolayı

Merhaba,
Siz sorun diye.
İyi geceler.

maalesef hayatın gerçekleri bu :\

Çünkü sorun sizde değil onda.

ciger iyi gider.

yulaflı yoğurt gömdüm, tıpkı bir beygircesine zevk aldım.

çoocum ayı mısınız? carl's jr. neyinize yetmez? 3,5 iskender neyinize yetmez? iş yapıyorum hala, sıkıldım artık bu akşam çalışmalarından...

markette satıyolladi, aldım ben de

bende quick china'dan sipariş verdim az önce, yemeksepeti harcamam 300'leri aştı -.-

kendimi kontrol edemediğim için kendimden nefret ediyorum.

bende yemeksepetinden siparis veriyim mi vermiyim mi onun kararsızlıgına girdim saat 21:45 yeemeen gelmesi 10u gece. yiyip yatmak istemiorm la hiç göbek cıkacak iice.

ay efenim ayı felan demeyin rencide oluyorum, soğanlı ciğer dürümü de hiç bir carl's juniora değişemem ki

hataylı ustalardan mega tavuk dürüm 100 gr, yanında da ayran gömüyorum.
valiz hazırlıcam sonra. ankaraya yolculuk var.

affiyet olsun, hayırlı yolculuklar gurbaneyy

Babam memleketten gelir gelmez kumandaya el koydu. Puzzle yaptım biraz sonra sıkıldım, 9gag ekşi duyuru takılıyorum telefondan.

Puding Yaptım ben de kakaolu :) soğumasını bekliyoruz yeğenimle yiyeceğiz...

pederin işyerine geldim, kalıp gelecek onu bekliyorum :/ gerçi evde de boş boş yatıyordum hareket oldu. aslında hareket de olmadı arabayla geldim :\

amk puzzle'ı pizza diye okudum

yıldırım çarpsın diye iki saat balkonda bekledim. şu an sırılsıklam ve romantiğim.

Yaz meyveleri cikti, benim gunde 1 kg erik 1kg yenidunya yeme mevsimim acildi. Bi de eve cips almislar cildiricam. Cevap: YIYORUM

Uzanıyorum. Hepsini aynı anda yemedin umarım, zira damak tadını sorgularım. Ciğer güzel giderdi ama şimdi bak canım çekti :(

Uyku öncesi son turlar

Iki monitorde iki is birden yapiyorum. Birinde yazdigim program calisiyor, digerinde baska bir seyler kodluyorum. Matrix gibi sayirlar uca uca geciyor gozumun onunden.

karşıdaki eve lazer tutuyorum.polisi arayacaklar sanırım.

Vazgeçtim uyuyamama öncesi turlar

Moralim bozuk, öfkeliyim.. İyi olmadığımı İtiraf etmekten korkuyorum

Arkadaşınız dünyanın en hayırlı evladı moduna bürünsün, efendi sessiz sakin dursun. Vede boş konuşmasın :) bence bunlar yeterli ilk görüşmede

sen niye gerildin ki bırak sevgililer gerilsin

boş gitmesin, çuklat, çiçek filan götürsün.
gereksiz cevaplar verip gevezelik yapmasın.

Yemeğe gidiliyosa çikolata falan yerine tatlı götürülebilir.

@metket ya ailesiyle ben daha once tanistim ve beni cok sevdiler. kiz bize kalmaya geldi, o arkadasimin sehirdisindan geldigi zamanlarda da geldi. ailesi bilmezken geldi, simdi ailesi ogrenince, ailesinin gozunde itibarim gidecek gibi hissediyorum. insanlar kizlarini bana emanet ediyorlar yillardir assdhddhf

bi kere damat adayı kesinlikle boş konuşmasın. bunun önüne geçmek içinde mümkün olduğunca az konuşsun :) aile ile tanışılacağı için yanınızda anne babanın yaşına yakın konuşkan birini de götürebilirseniz uzun sessizlikler olmamış olur. hadi bakalım gazanız mübarek olsun..

baklava iyi midir?

yasi buyuk tanidik goturmedigimiz gibi, 19 yasindaki kardesimi goturuyoruz:))

niye cümbür cemaat gidiyorsunuz onu anlamadım ben bırakın erkek tek başına gitsin. ben sevgililerimin evine ilk defa yemeğe giderken hiç arkadaşlarımı götürmedim.

ben bile gerildim hayal edince. vücut dilini iyi kullanın ve sırıtmasın. Tebessüm en iyisi.

normal davranın, herkes kendi olsun. böylesi her yönden daha iyi olur. (tabi kibar kibar kendiniz olun :P)

yemeğe gidiyorsanız tatlı götürürsünüz (baklava iyidir), oturmaya gidiyorsanız çiçek götürürsünüz. çiçek çukulata birlikte olmaz. o isterken oluyor.

diğer mevzuyla alakalı da (kızın size gelip kalması) müsterih ol, ailesi büyük olasılık biliyordur ya da tahmin ediyorlardır. baba olmasa bile anneler bilir. aileler de devrin değiştiğinin farkındalar, konumları icabı sessiz kalırlar, sonradan öğrenmiş gibi yaparlar filan.

arkadaşın kızın babasının ilgi alanlarını öğrensin, azıcık hazırlanıp gitsin. spor, balık, arabalar... konu bulmakta zorlanmazsınız.

Anneye kahve falı baksın arkadaşın, fal esnasında bir iki sevimli espri filan da yaparsa o iş tamam. Anneyi tavladı mı da sırtı yere gelmez açık konuşmak gerekirse.

Test edildi, onaylandı, evlenildi ;)

annenin yemeklerine iltifat etsin bence. sonra laf arasina cok iyi bi evlat yetistirmissiniz ne kadar tesekkur etsem az tarzi seyler soylesin sjdhsj bu cok mu oldu ya

eliniz boş gitmeyin sakın.
ailenin dini konularda ki durumuna göre, şarap olabilir örneğin.
meşrubat-ı alkoliyenin uygun olmadığınız düşünüyorsanız şık paket yapılmış madlen yaptırın arkadaşlar.
bir de, ortamda utanıyorsanız bunu dile getirin mutlaka. samimi bir hava katacaktır.
;)

dondukten sonrasi icin geri bildirim:

kadayif ve kesme dondurma ile gittik
is-guc-okul muhabetleri oldu
evin bahcesinde yemege gectik, kizin babasi havlayan kopege seslendi
"pasa, sus artik damat geldi oglum! :)"

bizim gerginligimiz azaldi, arkadasim cogunlukla kollari bagli oturdu ama muhabbet etti o da.
yedik ictik gulduk bolca:))

biz eve dondukten sonra kizina "hayirli olsun"demis, mustakbel damadi da sevmis

not:19 yasindaki kardesim iyi ki gelmis, muhabbetin tikandigi yerde devreye girdi oglan

Ve guzel fikirleri ve iyi dilekleri herkese cok tesekkurler^^

Ölüm değilse bizi ayıran
Yazık olmuş, hata yapmışız
Senden ya da benden ne farkeder
Şeytana uymuş aşkı yakmışız

sen ve yağmur.
başa dönemezsiniz.
öyle bir yol yürüdünüz ki ancak
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.
yağmur yalnız yağarken yağmurdur
sen yalnız senken sensin
burada kalamazsın ve başa dönemezsin
gitmek zorundasın
kovalanan bir yahudi gibi
ama yahudiler gibi kendinle kalamıyorsun
her şey çok yetersiz senin için
her şey sana çok fazla
ayıklarsan ayık durabiliyorsun
aranı açıyorsun kendinle
eşyayı araladıkça
uyanmanın bedeli serapları fedadır
uykuyu tadayım dersen
kâbusa dalmak pahasına

ismet özel/of not being a jew

Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.

...
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları.
...

***

Eğer insanların ve meleklerin dillerini konuşursam,
fakat sevgim yoksa,
ses çıkaran bakır çalgıdan ya da çınlayan zilden farkım kalmaz.
Eğer peygamberlik yeteneği almışsam, tüm kutsal sırları ve bilgileri biliyorsam, dağları yerinden kaldıracak imanım varsa,
fakat sevgim yoksa,
bir hiçim.
Varımı yoğumu insanları doyurmak için verir,
hatta kendimi bile feda edersem;
fakat bunu övünmek için yaparsam ve sevgim yoksa,
bana hiçbir yararı olmaz.

...

İlhan Berk'in tüm şiyirleri.

ana rahmindeydik indik pazara
bir top kefen aldık döndük mezara

"
...
Ömür çok,
Bekleriz;
Ne çıkar?
..."

Zaten kısa şiir ama bu kısmını severim.

sonrası iyilik güzellik
(cemal süreya-aşk)

ya ölmek ustalığını kazanırsın
ya korku biriktirmek yetisini
(atilla ilhan-aysel git başımdan)

sevdiğim çiçek adları gibi
sevdiğim sokak adları gibi
bütün sevdiklerimin adları gibi
adınız geliyor aklıma
(melih cevdet anday-anı)

burası dalyan kahvesi
ortalık süt mavisi
apostol bu ne biçim meyhane
tabağımda bir bulut
kadehimde gökyüzü
(oktay rıfat-kadeh)

"...

sen güzel insansın
herkes biliyor bunu
yaramı alıp uzak şehirlere gidiyorsun
-saçlarımı düz bir denize ısmarlıyorum

utanma! ayıp değil ki bu
bak ben utanıyor muyum?
kanayana kadar dizlerim, misket oynarken
hem, unutma herkes birilerinin yarasını taşır uzaklara."

birhan keskin

insan olan yerlerim çok ağrıyor,
olsun, yine de sen kapanma, bu sıra benim,
yerine bırak ben incineyim.

b.k.

ellerini unutmadan
ellerini hiçbir yerde unutmadan
tekrar ol
tekrar ol...

b.k.

her gün bir kez bu kitabın başına geçtim. her gün bir kez
dışarı çıktım kırık bir bulutla yürüdüm, her gün bir insana
bakıp, yüzümü yere eğdim. her gün bir gazeteye boş gözlerle
baktım. her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi yaptım. her
gün bir kez "neredeyim" diye sordum kendime. her gün bir kuzey
kışı indi içime. her gün karşımda duran fotoğraflarına
baktım. bir kez öfkelendim her gün bir kez sordum kendime neden bu
kadar bağlandın. her gün adalet ve zalimlik üzerine düşündüm.
belki de her şey. her gün bir barbar, bir medeni ile gezdim
sokaklarda. minareleri her gün sabaha ezan sesleriyle ben açtım. her
gün bir perdeyi aralamaya çalıştım. her gün hiçbir şeyi
anlamadığımı düşündüm, her gün her şeyi anladığımı
düşündüm. güvercinleri yolculadım. her gün, günlere
dayanamadığımı düşündüm. kitapları alt alta dergileri
kıvırarak yan yana dizdim. ne idüğü belirsiz yerler benimle
yürüdü. gördüğüm her "cümle" bana bir bıçak gibi battı,
anlamadım. her gün bir taş parçası söktüm içimden. her gün
uyku beni koynuna alsın diye yalvardım. her gün, gün bitiyor gece
bitmiyor dedim. her gün işlerin beni avutmadığını gördüm.
ayrılık günlerini sonradan niçin sisli bir perde gibi hatırlarız
diye sordum. öfkeni unutma dedim kendime her gün, unutursan
düşersin dedim. her gün en az bir saati ayakta durmaya, dimdik
durmaya ayırdım. her gün ömür sözcüğünü bir kez kalbimden
geçirdim. her gün ömür sözcüğü kömür gibi tınladı içimde.
her gün sana içimden bir kez "sevgilim" diye seslendim. her gün sana
bir kez "zalim" diye seslendim. her gün, yan yana oturup birbirine
rikkatle bakan iki yaşlı kadını düşündüm. her gün o
kadınların bu fotoğrafı yırtıldı dedim. her gün "âh" ettim bir
kere, bir kere o âh'ı geri aldım. her gün "yol arkadaşım" dedim,
kahırla kapladım sözlerimi. her gün acını tattım. her gün
unutmak için değil, unutmamak için ağu kattım kalbime. her gün
insan olmak ne çok kusur içeriyor diye düşündüm. her gün bir
kilidi açmaya çalıştım. başka bir şey vardı, başka bir şey;
ben sana dünyanın değil yeryüzünün diliyle seslenmiştim. çile
nedir, günah ne? bana ne bunlardan. dünyanın merkezi sendin her gün
ben senden uzayan uçsuz bucaksız bir kara.
karrrrrrrrrraaaaaaaaaaaaaa.

bu en sevdiğim b.k.

milonga
ılık süt gibiydin
sen, uf uff..
benim ağzımda bir zehir vardı,
beni bu dünyaya ağzımda,
hoh,
bu zehirle bıraktığında
ben senin kötü olduğunu,
senin kötü olduğunu
anlamamak için,
çok çalıştım..
benim seninle ilgili
bildim her şey bir
yalandı. buna çalıştım..
tersinden bir adaletsizliği
anlamam gerekti benim,
ve ben
hoh,
ben bunun için bir afrikalı gibi çalıştım..
ılık süt gibi,
ılık süt gibi olduğun,
hooohhh,
benim uydurmamdı..

"böyle. kendime inandığım gibi inanmıştım ona da.
aşk olanın ötesinde bir aşktan söz etmek, aaaaaaaah
bir inançtı desem.
bu kadar dağılmam,
kendimi şimdi bu dünyaya fırlatılmış gibi hissetmem, bundan.
ne söylememi bekliyorsun
hava aldıkça sızlayan bir diş var içimde.
susmam bundan, konuşmam bundan.
ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata.
insan olmuştum ilk o zaman.
ya da bozmuşlardı beni yenidoğandan.
kendimi acıya teslim ettiğimde hatırladım,
ölünmüyordu, hatırladım.
ölünmüyooooooorrrrrrrrrrrrdu."

"bir nefeslik can kalsaydı sana üflerdim canımdan
diyecekler; çok yüksekti ondaki zindan
görmeli, eline almalı, sıvazlamalıydın, öğretemeden
yazgına kanat ol kol ol diyemeden ayrı düştüysem senden.
buna yanarım çok, en çok buna yanarım inan.
onaramazdım kırdığım yerleri
onaramazdın kırdığın yerleri
son bir nefesle sana sarıldımdı.
en acısı buydu.
en acısı buydu."

"insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
kendine bir daha uğrayamadığından,
koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
hatanın dönüşsüz oluşundandır."

''omurgamı aldın benim.
omurgamı aldın.
omurgamı aldın.
omurgamı.

niye?''

dünya ne ki sevgilim,
benim sana yaptığım kubbe yanında?

ey kimselere değişmediğim
ayrılığın neden bunca ağır?

en acısını sevgilim en acısını
tadayım istedin:

en acısı buydu.

ah benim sesimle
söylesem de, inanmazlar
benzemiyor çünkü bir dile.

döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm
döndüğüm bu sema sensin. dönnnnnnnnn
düğüm.

sen benim kara ömrüme vuran
suyumu harelendiren sevincimdin.

gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

bilemem, belki bu yüzden
ben sana yanlış bir yerden edilmiş
bir büyük yemin gibiydim.
beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
yine de döneyim döneyim istedim.

onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
titreme daha fazla kalbim.

bağışla kendini artık onu da
bırak gitsin.
bırak gitsin.

o senin en ezel gününden kaderin
sen onu nasılsa bin kere daha
seveceksin.

günler öylece kendi kendine geçsin diye
bir camın arkasında durdum
bana dokunmasın hiçbir şey
hiçbir şey yarama merhem olmasın
iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
bir camın arkasında durup
akan hayata ve zaman baktım.

bilirdim, biliyordum, biliyorum,
bittiğinde, geçtiğinde,
azaldığında sızı, iyileştiğimde,
o saman tadıyla karıştığında;
her şey daha acı olacak.

BEŞ

"İki kere iki dört eder

Fakat ben beşim

Kaf dağından aşırdım beşimi

Kaf dağında şenlik var

Kaf dağında ki şenlikten kimin haberi var?"

- Naid Ulvi

tohum
ya da onlar adına bağış yaptığına dair bi kağıt

oyuncak vosvoslardan görmüştüm.
www.google.com.tr

www.tegv.org

başka kurumların da bu şekilde hem bağış yapmanızı sağlayan hem de nikah için davetlilere anı olan ürünleri var.

ufak çikolata sepetleri gördüm nikah şekeri tadında.
gelin ve damat figürlü ufak piyonlar olabilir(çikolatadan şekerden).

tohum efsane guzel fikirmis.

lokum verdiler en son.

küçük saksılarda canlı çiçekler veya ikinizinde resmi olduğu güzel çerçeveler olabilir

tohum iyiymiş evet. fidanda olabilir. alın sizin bi dikilmiş fidanınız var dersiniz.

Müstakbel eşim akademisyen olduğundan tegv bağışı daha bi manalı olur kanımca :)

Hepinize fikirleri için teşekkür ediyorum

lösev oyuncağı
şekilli kurabiye
tema vakfının ufak defterleri var hediyelik, hem bağış yapmış olursunuz
buzdolabı magneti sizin resminiz olur üstünde
deniz kabuğu

bi nikahta fidan dağıtmışlardı. ama bizim nikah değildi biraz erken gitmişiz öyle görmüştüm...

çocuk esirgeme vakfının nikah şekeri yerine kullanabileceğimiz bişeyi var mı?

Dürüm ya da lahmacun. O şekerleri saklayanlar var ama bunları yemekten başka çare yok :)
Ciddili:
Kitap al, elde kalmış, kiloyla satılanlardn filan, dağıt gitsin.

Lavanta kutusu ve fidan gordum ben de. Onun disinda onlarin resminin oldugu miktanisli kitap ayraci dagitan vardi.

bir nikahta bize sarap sisesi tipasi vermislerdi.
www.sz-wholesale.com
ama nikaha katilacak kitleyle uyumlu olmali. muhafazakar bir kesimse kufur etmek gibi olur.

Biz Yedikule Hayvan Barınağı'na bağış yapıp hazırladıkları magnetleri vermiştik.

zirve

logo
eta

internet üzerinden kullanılaan paraşüt diye bir yazılım var. belki işinize yarar.

Minimum %30

3.500 ve üstü.

3.500 istersin, onlar indirir zaten.
3.250'de ortak yolu bulursunuz.

Yeni iş sana şimdikinden maddi imkan dışında bir fark yaratmayacaksa 3500 aşağısına hiç gerek yok. Yani işinden memnunsan 3500 altı için iş değiştirmeye gerek yok. Ama işinden memnun değilsen, yeni iş senin için daha avantajlıysa 3000'e kadar düşeri var.

değişebilir biraz. eğer yeni gireceğin yer sana kariyer açısından daha fazla imkan sağlıyorsa, daha mutlu olacaksan, yan imkanları daha iyiyse vs aynı paraya bile gidilebilir. tabii başvuru yapacağın firmayı biraz inceleyip, piyasa araştırması yapabilirsin. iskolig.com'da belki maaşlar ile ilgili bilgi bulabilirsin.

3200 e kadar yolu var.

eğer onlar seni aradıysa min 50%
sen başvurduysan min 30%

%30 un is degistirmek icin ideal rakam oldugu biliniyor.

sen en az %30-40 koy üstüne.

tabii ki de sakin olalım, sakinliği elden bırakmayalım. gidenin ardından bu kadar ağlanmaz, giden gitmiştir, seni bu kadar etkilemesine izin verme. git lavaboya bi yüzünü yıka, olmadı iki tokat at kendine, soğuk su iç, alnına yoğurt sür.

sebebi neydi ki

tarafını seçmeliydi
putin mi
obama mı
erdoğan mı

adam icimde yer etmis de haberim yokmus, reyiz bosver gurbet elleri sana gurbetlik yakismaz, tatil yap don

aklıma şu karikatür geldi diyen bir entry var

karikaturistan.files.wordpress.com

haklı derim.

yazar bılgılerını fbıya vermek ıcın gıtmıs.

arkadaslar ciddi cevap yok mu hic?

kanzuk'la et yiyecekmiş diyollar.

öncelikle ssg evlenmiş. 1 sene olmuş olmalı. instagram hesabından görebilirsiniz. olmadı karısının instagram hesabına bakın. ekşi sözlük beklediği kadar para getirmiyor olabilir. şimdi evlendi barklandı. belki çocuk yolda... o nedenle amerikada gidip çalışacak. gelirini arttıracak. sözlüğü elden bile çıkarmış olabillir.

sozluk para getırmıyo mu. ohahahahaha .

dönerse ...

i2.heptarlaydi.com

sözlük kanzukunmuş artık. satmış sözlüğü.
i.imgur.com

sozlugun satilmasina uzuldum, niye satti ki. niye sattin reyiz sozlugu, niye sattin bizi :(

Ya zaten son senelerde siteyi o şişkonun yönettiği belliydi, beklenen olmuş. Bundan sonra da ssg elini tamamen çekerse sözlük iyice çekilmez hale gelir. Ben onun yerinde olsam ben de bırakır giderdim o ayrı tabi. Gelir arada yazar gibi takılır, işine gücüne ailesine bakar bundan sonra.

ayak yapmış bir de gitmeden "büyümeye devam ediyor" bilmem ne diye. sözlüğün içine sıçılalı çok oldu. akıllıca davranıp elden çıkarmış. aha yazdım buraya 5 seneye sözlük kapanıp mazide bir hatıra olarak kalır.

döner gelirse senindir, pide gelirse benim.

durum belli oldu, baska projeler icin gocmus.. yolun acik olsun reyiz, yap da ovunelim, sevildin, opuldun

mobile.twitter.com

kimse kanzuk'u sevmiyor zaten. herkes toplu olarak hesabını kapatıp boşaltsın siteyi de elinde patlasın :)))))

sözlüğün en sikten dönemi ne deseler, 2004-2009 derim. sebebi de kanzuktur.

çaylak kuyruğunda bekleyen yüz binlrce insan, keyfi ban atmalar. sikko uygulamalar.

geri döndük amk.

kendisine açılan davalardan gitmiştir.
gerçi bu saçma sapan politik ortam olmasaydı sözlük çoktan bitmişti.
ülke normalleşirse sözlüğe giren olmaz.

dedelerimizle beraber öldüler.

dedem kendi bahçesinde önceki senelerin tohumlarını kullanıyor. kaç nesil geriye gider bilmiyorum ama tohum saklıyor o.

Çanakkale Biga'da tohum ıslahı yapan Orman Evi Kolektifi diye bir oluşum var.

ormanevi.tumblr.com

Var ben bikaç sene öncr okumuştum ama hatırlayamadım şuan hatırlarsam editlerim

(bkz: svalbard küresel tohum deposu) :)

fakat türkiyede tohum takas şenlikleri yapılıyor, oralarda insanlar ellerindeki oynanmamış tohumları takas edip üretimlerini sürdürüyorlar

örneğin
www.hurriyet.com.tr
www.radikal.com.tr
www.radikal.com.tr

birkaç yıl önce konya'da binlerce yıl öncesine ait mercimek tohumu bulunduğu haberi çıkmıştı. vardır eskiler sokuşturmuştur biyerlere...

Bu coktan dusunulmus. en.m.wikipedia.org

tohumuna sahip çıkan çiftçide bazı sebzelerin tohumu var.
mesela anneannemde pembe domates tohumu var. ama çok zor bulmak.

@jesterdvine: ilginiz icin tesekkur ederim. sorumu editledim; turkiye'de var mi acaba bu isi yapan resmi bir kurum ya da bir vakif diye merak ediyorum ozellikle

amcamın eşi(yengem) mısır tohumu saklıyor.

dedem domates tohumu saklıyor, 20 sene servet değerinde olacaktır.

evet dedelerimiz zamanından kalma tohumlar duruyor. örnekleri alınıp bir yere koyma değil de aynı tohumdan üreterek her sene yenilenerek bu zamana geliyorlar.
burada bir not düşeyim, birkaç yıl önce bir mağarada dediğin gibi tohumlar bulundu, tohumların canlı oldukları belirlendi. hükümet onları ne yaptı bilmiyoruz henüz halka henüz bir bilgi verilmedi. (verildiyse de ben atlamışım)

gelelim doğal tohumlar dediğimiz dedelerimizin tohumlarına.
bu tohumlar bundan 8 - 10 yıl kadar önce gönüllüler tarafından toplanmaya başladı. herkes ninesinden dedesinden köyünden bu tür tohumları topladı ve paylaştı. tarlası olan tarlasında bahçesi olan bahçesinde olmayan balkonunda tersasında bu tohumları ekip çoğalttı, tohum alıp yine dağıttı. (bu aşamaların bi kıyıcığında ben de terasımla yer aldım)

pembe domates ağı da bu oluşumların bir parçası.

imece evi gibi tohum takas ağı gibi gruplar oluşumlar hala tohumlarını paylaşıyorlar. geçtiğimiz ay seferihisar (izmir) tohum takas şenliği vardı.

not: bu tohumların çoğalılması da tamamen doğal yollarla yapıldı. kullanılan ilaç ve gübreler de doğaldı.

Bir kısmı duruyor ama tohum da çürüyen bir şey. Çokça sene saklamak için birtakım koşullar gerekiyor, öyle çekmecede durunca olmuyor. Sonra çürüdüğünü de anlamıyorsun ama içi boşalıyor, ektiğinde bir şey çıkmıyor. Yine de yerel birtakım kuruluşlar bu tohumların canlandırılması için çalışıyor. Citta Slow'larda yerel ekim özendiriliyor, şart olmasa bile özendiriliyor ve koruma önlemleri alınıyor.

@Fritz-X , hayal kırıklığına uğratmak istemem ancak, bill gates amca kutuplarda tohum saklama tesisi kurdu. prens charles kaz dağlarından bizzat gelip kasa kasa dometesleri başından hiç ayrılmamacasına uçağa yükleyip memleketine götürdü.
bilmem anlatabildim mi...

@llllllllllll: D8 Seed Bank var, türkiye de katılımcı
www.d8seedbank.org

Ayrıca The Peliti Seed Bank var Türkiyenin de işinde olduğu. Ama Yunanistan kökenli.
www.aeginagreece.com

ton baligiyla makarna salatasi ben hic yapmadim ama malzeme alirim diyorsan cok kolay bir tarif verebilirim.


kucuk makarnalari hasla. icine garnitur (bezelya, havuc, kereviz karisimi olanindan) ekle. kornisonlari minik minik dogra. istersen misir da ekleyebilirsin biraz. sonrasinda mayonez ve yogurdu karistirip bir sos hazirla (bunun ayarini tadina bakarak yapabilirsin). hepsini bir kaba al; biraz da tuz koy, harmanla. istersen sarimsak da ekleyebilirsin. bu kadar. gayet lezzetli oluyor.

Makarnayı haşlayıp üstüne ton balığı, yeşil biber, kırmızı soğan, mısır, siyah zeytin koyabilirsiniz. Sosu için elinizde varsa nar ekşisi ve zeytinyağı öneririm.

Elimde makarna dahi yok şu anda. Sadece ton balığı var. Hangi tarif kolay ve yapılabilir olursa gidicem malzeme alıcam ona göre. ^^

Benim gördüğüm makarna salataları hep yoğurtluydu. Hem yoğurt hem ton balığı olur mu ki? Düşünemedim.

ben simdi baktim; benim verdigim tarife ton baligi ekleyenler varmis, nasil olur bilemedim. bir de fotrsapka'nin dedigi gibi, salata tarzi yapanlar var. sen bak iste. ton baligi kullanma zorunlulugun yoksa baska tarifler de var.

Yaptığın salatayı ikiye böl, birine ton balığı ekle birine de mayonezle yoğurt karışımını ekle

Makarna salatası bir Türk yemeği değildir, keza ton balığı da.
böyle der işin içinden çıkardım.
Lokma yap sen. Aynı yağ ve karbonhidrat değerlerinde olacak nasılsa. :p
Ki ne makarna salatasını ne de ton balığını seviyorum, bu cevap ondan böyle.

aithra +1

kısır yap sen.

sweneey valla çok zekice ben bunu akıl edememiştim! bakayım malzemeler totalde çok pahalıya patlamazsa böyle yaparım.

aithra: ahahaha biliyorum o yüzden milli bir yemek olduğunu belirttim ^^ türk yemeği diyince aklıma bir şey gelmedi şimdi ama makarna salatası bile yapamayan bir insana büyük görevler yüklenemez tahmin edersin ki :i

Düdük makarnayı haşlayın. Dereotu kıyın kornişon turşu dilimleyin biraz mayonez ve yoüurtla karıştırın isteğe göre azıcık sarımsak tozu vs olabilir.

makarnayı haşla,
biraz soğusun, diğer tarafta yoğurt ve mayonez ikilisini karıştır,
makarnayı ekle, garnitür ekle.
salata hazır.

üzerine salça sos yapabilirsin.

bu kadar.

dereotu mutlaka koyun. onun dışındakileri kafanıza göre ayarlayın.
salata, adı üzerinde birbirine uyan ve yakışan tadları birleştireceksiniz.
neler olabilir:
kornişon turşu
taze soğan
kurutulmuş domates
ceviz parçacıkları gibi ilaveler genellikle herkesin sevdiği yemeyeni pek çıkmayan ilavelerdir. rahatlıkla kullanabilirsiniz.
şimdi enginar zamanı biraz iç enginar da koyabilirsiniz. bakla da olur ama bakla alerjisi olan olabilir. bakla koymayın.

:D
illa yapacaksan makarnayı haşlayıp süz.
küçük bir kase yoğurdu bir kaşık mayonezle karıştır. + tuz + karabiber.
içine salam, garnitür sebzeler, turşu vs. koyabilirsin.
ton balıklısında ise bence sadece mayonez + turşu + haşlanmış mısır + ton balığı koy.
malzemeleri bir tasta azcık karıştırıp kendin de tadabilrisin önce.

Marks and Spencer

park bravo olabilir

ben her zaman çiçek yaptırır göndertirim. o da benim paramla bana hediye alma der. senelerdir bu döngünün içindeyiz.

Bi kere anneme blender almıştım, o günden beri konuşmuyoruz.
Ne cenazesine, ne cenazeme... :(

bu sorunun altında anneler günü denen saçmalık ve bu saçma günde alınan hediyeleri tartışabiliyor muyuz? ona göre pozisyonumu alayım.

cevap: hediye almak zaten saçma. ama ev aleti almak çok daha saçma. annenin bu işlerle görevli kişi olması olarak görülmesiyle alakalı işte, ataerkil toplum...

küçüklük utançlarımdan biridir.
şimdi kesinlikle çiçek ya da daha duygusal hediyeler tercih ediyorum. hatta son aldığım çiçeğin fotoğrafının telefonunun açılış ekranında olduğunu görünce çok duygulanmıştım.

bence de saçma. bi kere o hataya düştüm annem bana mı aldın eve mi aldn hediyeyi diye dalga geçti. hiçbir şey almayıp bi sarılsan bile daha çok makbule geçer.

soruyu direk üstüme alınıyorum.

anneler/sevgililer günü vs. türevleri tamamen kolpa, alinan zorlama hediyeler de cabası. fakat toplumda öyle bir atmosfer oluşuyor ki, bunları yapmak bir tercihten öte zorunluluk durumu oluşturuyor. oysa ben de biliyorum birlikte olmak, anneye içten bir sarılış her seyin ötesinde. gene de toplum icinde bazı normları düşünüp gönlü hoş tutmak da gerekiyor bazen.

hea bu arada ivir zıvır sepetinden Çikolatalı bilmem neli çiçek, pasta almaktansa; işe yarayacak ev gereci almak daha mantıklı geliyo.

aslında en guzel hediye, Çocukken teker teker topladığımız papatyaları annemize vermekti.

Ihtiyacı olan bişeyse neden alınmasın? Kıyafettir ayakkabıdır zaten normal zamanlarda alıyorum. Çiçek alsam buna verdiğin parayla şunu şunu alırdın der benim annem. Saksı çiçeği desen envai çeşidi var zaten. Mutfak robotunun motoru yanmış mesela isteyip duruyor almak nasip olmadı. Anneler Günü'nde ben onu alıcam anneme.

anneme sordum. çiçek iyi güzel de ihtiyacım olan bir şey daha güzel dedi. en azından bir eksiğim tamamlanmış olur dedi.

bu arada, çok idealist bir annem varmış.

babanın ısrarla almadığı ama annenin aklı kaldığı bir ev aletiyse neden olmasın?

Anneye göre değişir. Hobi olarak sürekli ev eşyası satan yerleri gezen bir annem var. Ona anneler gününde ev aleti almaya utanmıyorum; çünkü çiçek falan alsam "ot aldı geldi bu öff" der, güzel bir pasta alsam "ben daha güzelini yaparım" der, pastayı kendim yapsam "aman mutfağı batırdın" diye surat yapar.

Geçende tahta yemek kaşığı aldım, düşünceli evlat olarak bağrına bastı beni.

Arkadaşlar tikledim ama bence hiçbir şey almamak ev aleti almaktan bin kat iyidir. Saygılarımla.

Valla bazı anneler ev aletleri alınca mutlu oluyor. Mesela çekişi süper olan bir elektrik süpürgesini benim anneme hediye olarak versem havalara uçar. Çünkü kadın temizlik hastası ve böyle bir ürünle işi kolaylaşır.

Yani güzel kardeşim hayat ve anneler senin etrafındakilerden ibaret değil, genellemelerden kaçınalım.

Deniz ürünleri için özellikle mezeleri Süperdir beyaz kayalar Burgaz da

Pideli köfte kayhanda iş bankasının az aşağısında yola bakan küçük dükkan, hemen.ipek böceğinden inince karşında, önüne geliyosun direk. Pide, lahmacun fomara patila's. Kumpir, Kumpirci Teyze, altıparmak.

FSM de cumhuriyet diye bi yer varmış Fethiye girişinde ben gitmedim ama giden arkadaşlar tavsiye etmişti. Pide türü bişeyler isterseniz Hasköyüm pidecisi var. Bademli ye taşınan taraça da güzelmiş.

Yemeklerinin lezzetini bilemem ama mekan olarak Hünkar Köşkünü tavsiye ederim. Manzarası şahane

Hiç uğraşmaya değmez. 25-30 lira arası 1 nolu pasta alsan yeterli olur. Hem riske gitmemiş olursun.

tam olarak pasta değil ama bunlar benim tariflerim, işine yararsa daha anlatırım

www.ekmeksizyiyin.com
www.ekmeksizyiyin.com

kendin yap ne olursa olsun, satın alma

@try again fail again fail better, ben bunları bu hafta sonu arkadaşımla kendimize yaparım herhalde. hele çilekli olanda gözüm kaldı resmen :) ama bizim hatunlar için biraz daha gönyesi biçimi yerinde bir şey olması lazım.

Ağlayan pasta ister misiniz?

@ekaterina, ağlayan pasta içinden veya üzerinden krema falan akan pasta değil mi? olabilir.

En kolay tarif veriyorum: marketten hazir pastaban al( ekmek reyonunda satiliyor) kakaolu olani tercih et!! Once pastanin katlarini bi ayir, ara katina ve en ust katina bir bardak soguk sutu kasikla dagit ki pasta biraz ıslanain, dikkat et cok cuvik yapma pastayi!! Sonra Bir paket krem santi tozunu paket ustunde yazdigi sekliyle hazirla sonra icine yarim paket labne peyniri ve 5-6 corba kasigi pudra sekeri ekle ( seker miktari sana kalmis)!!! Bu kremayi pastanin arasina ve ustune iyice guzelce sür.. En ustune mevsimi oldugu icin tavsiye ediyorum bolca , kesilmis cilek ile susle.. En n uste de dr. Oetker in cikolata soslarindan hazirla ve bir catan yardimi ile pastanin ustune gezdir..

en kolay krema tarifi ganaj bence; 200 gr kremayi isitin, kaynamadan kapatip icine 200 gr bitter ya da sutlu cikolata kirip eritin.
biraz soguyunca yaptiginiz kekin arasina ve ustune surun.

gözlerimin bağlı olmasını ve kulağımda dış sesi geçirmeyen bir kulaklık ile ismini paylaşmak istemediğim şarkıyı dinlerken küt diye gitmek

yüzüme zarar vermeyin ölüm güzel olsun derdim sanırım.

hücremde sorarlarsa son akşam yemeğim 2 dal malbuş, bomonti filtresiz ve çerez olur. sehpadayken sevdiğim kadını öpüp öyle gitmek isterim.

blowjob.

bol tereyağlı bol etli iskender :)

torunumun torununu görmek

Enpara->Birikim Hesabı.

kaybetmeyi de göze alarak hisse senedi alınabilir. doğru hisse senedi iyi kar gelirecektir.

b tipi likit fonlar her zaman bozdurulabiliyor ama günde %0.01 veya %0.02 civarı kazandırıyor

enparada günde 1.5-2 tl arası bir para gelir birikim hesabıyla

dolar dalgalanmasıyla oynayabilirsin.

tatlı bişi al baklava veya pasta

Evde kaç kişi yaşıyorsa ona göre pasta alabilirsin.

ne ev sahipleri var yaa!

pasta çok başarılı bir çözüm. yanında gönderilen temiz tabaklar ve bizzat teşekkür tadından yenmez.

Ben tepsiye kendimi koyar götürürdüm

ayıp be. ev sahipleri derneği gibi bişey varsa bu duyuruyu oraya ulaştıralım bence. benim lazutlar da haftanın 3-4 günü balık yapsınlar. üst katımızdasın, kokmuştur diye bi lokma getirmesinler. anca aidat anca kira.

tatlı çok mantıklı. muzlu rulo pasta idealdir bence.

acil değilse ptt ile posta bence.
hepsi pahalı :/

dhl ve fedex ikisi de iyidir. kullanıyoruz. göndereceğiniz şeyin ağırlığına göre fiyat değişiyor.

bogazici önündeki dhl anlasmali daha ucuza yolluyorsun ordan. durak copy olsa gerek adi.

perşembe 5 buçukta izmirden verdiğim kargo pazartesi rotterdama varmış, sahibine ulaşmıştı.

yurtiçi kargo bunu becerdi, hala şoktayım. ama pahalı baya.

ptt ile normal yurtdışı kargo en ucuza gider. ama yavaş gider (istanbuldan amerikaya 15-20 gün gibi)
ptt nin turpex diye bir hizmeti var, 4 günde gönderiyor ama normal yurtdışı tarifesine göre daha pahalı. yine de ups, fedex, dhl den çok çok daha ucuza gider.

16:00 öncesi yapıldığı için geçer

geçmemesi için hiç bir sebep yok.

5 dakkaya geçer

az bekle birazdan geçer.

geçmiştir bile

Almak için ilçe kaymakamlığına başvuru gerekir. Onlar da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na yönlendirir.
Not: Herhangi bir sosyal güvencesi olmadığını varsayıyorum. Emekli kişi 65 yaş aylığı alamaz.

Edit: 3 aylık 250 lira gibi bir şey.. Ama kişi engelli ise, hastaneden alacağınız engelli raporu ile birlikte bu ücret aylık 400 liraya kadar çıkabiliyor.

yaşlılık aylığı da deniyor. herhangi bir geliri olmayanlara verilen cüzi bir para. ne öldürür ne güldürür.

www.tasova.gov.tr

bunun okul bölüm ile ilgili olanı da vardır muhtemelen. zamanla asosyalleşmek mümkün. kendi adıma insanlardan hiç hoşlanmıyorum. hiç bir zaman da pek hoşlanmadım.

yalnız olmayı sevenler var yani bir de.

onların da kendi aralarında arkadaş gurupları var.

asosyal diye genelde kalabalık ortamlardan kaçan ve kendi başına kalmayı seven insanları kastediyoruz. belki kaygı seviyesi artabilir kalabalık ortamlarda vs.

asosyal olmanın sebebi bence tamamen para. okulmuş, sınavlarmış yok arkadaş çevresi yokmuş sadece bahanesi.

kakao yanılıyor.
param olsa da vize final dönemleri çok yaklaşık olunca kitleniyorsun.quiz ödev eklersen buna komple ölü vaziyetteyiz.

utangaç olmak

benim bir arkadaşım var tasvir edeyim:

öss'de ilk 100'e girdi EA2 puanıyla. GSÜ Hukuk kazandı, uzatmadan bitirdi. King's College'da yüksek lisans yaptı, uzatmadan bitirdi.

Tanıdığım en donanımlı, ve en olmasa da orta düzeyde sosyal insanlardan biridir. Asosyallik tanımının yakınından geçmez özetle.

Burayı okuyorsa: "Naber lan yarram?"

üniversiteyle alakası yok bence. ablam tıp okuyor mesela benden kat kat sosyal. ders falan pek çalışmam. ama asosyal derecesindeyim. genel olarak neden şu en azından benimiçin cdn.iwastesomuchtime.com

@kakao'nun kafası neyse bende ondan istiyorum.

bir insan arkadaş çevresi/ortamı yapamdıysa parasının olup olmaması bir şeyi değiştirmiyor. kendimden biliyorum.

Bazı insanlarda çocukluktan itibaren varolan çekingenlik ilerleyen dönemde sosyal çevreden tamamen geri çekilme olarak gelişebiliyor.
Bazılarında aradıkları sosyal çevreyi bulamamak sosyal olarak geri çekilmeyle sonuçlanıyor.
Bir diğerinde insanlardan ya da farklı bir deyişle toplumdan nefret etme olarak baş gösteriyor.
Bunlar aklıma gelen örnekler sadece. Asosyallik için belirli bi nedeni vardır diyebileceğimizi sanmıyorum şahsi olarak. Pek çok farklı etken mevcut.

öncelikle insanın kişiliği etkiler.
üniversite ortamı bunu azaltıp, çoğaltabilir.

asosyallik baska bir sey. kisi istedigi halde firsat bulamadigindan sosyal olmuyorsa bu asosyallik midir?
kendi adima, asiri sosyallikten uzmanlik sinavina calisamiyorum. ama 2.derece arkadaslarim calistiklari icin disari cikmayan kimseler ve bu onlari asosyal yapmaz

gercek asosyal hic gormedim. o kim ise harbi asosyalmis

örneğin ben güzel sanatlarda okuyorum yani öyle teknik ya da çok zor bir bölüm değil. aksine en rahat, sosyal ortama sahip fakültelerden :D buna rağmen asosyalim

Kişiliği asosyal olabileceği gibi dönemsel asosyal de olunabilir. Asosyalliği de önce bir düzgün tanımlamak gerek, burada okuduklarımdan tanımın ikiye ayrıldığını düşünüyorum. Asosyal dediğimiz insanlarla konuşmaktan çekinmek veya insanlarla iletişim kurmayı istememek midir, dışarı çıkmak veya dışarıda eğlenmek istememek midir? Asosyal kelimesinin tanımı, çevresi ile yeterince kaliteli iletişimde bulunmama olarak geçiyor, ben de bundan sonrasında tanımı böyle ele aldım. Dolayısıyla iki grup da asosyalliğe girebilir.

Bu karakter özelliği olabilir, insanlarla konuşmayı sevmeyen ve içine kapanan bir kişi asosyal olabilir. Bu grubun para ve pulla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Ya da bu iletişmeme isteği dönemsel olabilir, bir kötü olay sonrası kimseyle konuşmayabilir insan. Zamanla da değişebilir. Gençken fıkır fıkır olan insanlar, yaşlandıklarında durulup insan görmek istemez hale de gelebiliyor. Burada uç durumda antisosyalliğe gidebilecek bir kişilik özelliği olabilir.

Bir de "durumu olmayanlar" var. İşsiz insan kiminle buluşsun, kiminle gezsin ve bir gezişinde 30-40 TL'lik bütçe ayırabilsin. Kişi asosyal falan değil ama mecburen asosyal. Sınavlar veya iş de dönemsel asosyal yapabilir insanı. Çoğunlukla benim asosyal olduğum dönemler de işin yoğun olduğu, programımı bir türlü yetiştiremediğim, "Keşke gün 30 saat olsa, iş saatlerinden de uzasa bile razıyım" dediğim dönemler. Ki o zamanlar bile iş arkadaşlarınla sosyalleşebiliyorsun, birlikte yemeğe gidebiliyorsun, aciz durumunuzla dalga geçebiliyor ve stresini atabiliyorsun. Final döneminde kişinin dibi tutmuş, "Anam da anam" diye çalışırken nereye gezmeye vakti geçirmeye gitsin. Bu da kimseyle yeterince iletişmiyor anlamına gelebilir, grup halinde çalışıyor olabilir birileriyle, yeterince iletişimsiz olduğu anlamına gelmez her zaman. Sosyal olmak için dışarıya çıkılmak zorunda değil her zaman.

"Hadi, gel çıkalım" dediğinde, "Olmaz, çalışacağım" demek gerçek bir asosyallik değil. Geçici ve dönemsel bir asosyallik. Asosyal bir kişilik ile durumsal nedenlerle asosyallik arasında fark var.

Üniversiteyi bir enstrüman üzerine okumuştum, dolayısıyla istemesem de insanlarla görüşme sürem kısıtlandı. Lise de öyleydi gerçi. Böyle böyle baktım ki yalnızlığı seven biri olmuşum. Ama asosyal demek istemiyorum. Çünkü onda bir isteyip de yapamamazlık var gibi geliyor. İşim olmadığı zamanlarda tek başıma olmayı severim ya da 1 kişi olabilir yanımda. Tercih meselesi.
Asosyal insanlar bir şeyle çok fazla meşgul olan insanlardır. Tam tersi hiçbir şey yapmayanlar da asosyal olabilir. Bazıları toplum tarafından itilir, bazıları da bahsettiğim gibi mesleki durumundan dolayı. Ama kafa adamlardır -kihkih-

eğerli formülle çok kolayca yapabilirsin. ya da düşeyara.

aslında eksik sormuşum, bi hücrede başlangıç ve bitiş tarihleri ile kişi bazlı seçim yapacağım. onla ilgili grafik çıkartacağım. IF, VLOOKUP falan işime yaramıyor yani tek başına.

Pivot kullanmamanın sebebi nedir?

Veri filtreleme serbest mi?

sadece seçimlerle kullanılmasını istiyorum. o yüzden pivot kullanmak istemiyorum. makro bilgim de şuan için yetersiz. halbuki daha kolay yapılabilirdi.

filtreleme de olmasa iyi olur. :)

nasıl bi tablo yapmak istediğini anlamadım ben o kişiler tamam da tarih ve o ayılar ne anlatıyo örnek üzerinden anlatırsan macroyla yapabilirim belki.

A sutunu: işlem tarihi
B sütunu: tutar
C,D,E,F sütunları: ekip kişileri.

ben istiyorum ki, 2 tarih belirleyim başlangıç ve bitiş diye. sonra bu tarihler arasındaki tutarı, ay bazında toplayarak, kişi kişi grafiğe dökeyim.

örneğin A kişisinin grafiğini seçmek istediğimde: ocak ayında o kişinin toplam tutarı, şubat ayında toplam tutarı vs vs diye.. ay bazında toplu olacak yani. umarım anlatabilmişimdir :)

Dell U işlemci..bu ultra low power demek genellikle az ses çıkarsın falan diye koyuyorlar..yüksek işlem gücünde sorun yaratabilir..U'dan kaçın..ayrıca bunun harici ekran kartı da yok..photoshop falan hak getire..

levono'da U serisi ama 840m ekran kartı var..iyi bu ekran kartı çoğu grafik işini yaparsınız..ama cidden zorlu işler geliyorsa ekran kartını 128 bit seçmeye çalışın bu 64 bit..

bir de bence U serisi almayın..yani U serisinde konfor devreye giriyor..az ses duyarsınız ama yüksek işlem güçlerinde sorun yaşarsınız..

bu ikisi arasında levono tabi..

Marka olarak lenovo.

Bu ikisi arasından da ben lenovo'yu seçerdim, zaten kendim de y510p aldım. :)
Fakat yine de seçtiğin laptop "bence" uzun vadeli bir yatırım değil. İşlemci ve ekran kartı açısından yetersiz.