Giriş
(23)

dün bir psikanalistle görüştüm, moralim sıfır

damdanakan
selamlar.dün bir psikanalistle görüştüm. kadının psikanalist olduğunu bilmiyordum, ben başka bir doktorun tavsiyesiyle gittim. kadın tıp mezunu, psikiyatr yani ama ekolü bu şekilmiş. iki hafta önce ayaküstü on dk konuşmuştuk. bir sonraki randevuya kadar ilaç kullanmamaya çalışmamı söyledi. ilaçla te
selamlar.

dün bir psikanalistle görüştüm. kadının psikanalist olduğunu bilmiyordum, ben başka bir doktorun tavsiyesiyle gittim. kadın tıp mezunu, psikiyatr yani ama ekolü bu şekilmiş.

iki hafta önce ayaküstü on dk konuşmuştuk. bir sonraki randevuya kadar ilaç kullanmamaya çalışmamı söyledi. ilaçla tedaviye (çok gerekmedikçe) karşıymış. tamam, dedim, bi hafta kullanmadım ilaçları ama yine o ezberlediğim ilaçsızlık etkileri kendini gösterdi. öğrenme, hatırlama, analiz, dikkatini bi noktada toplama gibi fonksiyonlarım tammaıyla kayboldu yine. yeni bir işe girdim ve işi öğrenme aşamasındayım. kimseye de"ya canıms ben ilaçları bırakıyorum da, ayküm sizlere ömür. anlamıyorum ben ya, hani sen anlatıyosun da anlamıyorum yani" diyemiyorsun. bu duurm iş arkadaşlarımın da dikkatini çekti tabii, huzursuzluk ve hafif bir gerginlik hasıl oldu. ben de sikerün böyle aşkın ızdırabını diyerek ilaca tekrar başladım. bi haftadır kullanıyorum ve şu an, evet, ayküm normal seyrine dönmek üzere.

dünki görüşmemizde doktora bu durumu anlattım. bana ilaçları çat diye bıraktırmayın, bakın ne hale geliyorum. çalışmam lazım ama o halde çalışamıyorum vs dedim. bana o ilaçların yoksunluu söyleidğin kadar ağır değil. biyolojik nedenlerin ötesinde ilaca fazlaca ihtiyaç duyduğuna inandığın için öyle oluyor dedi. ama geçtiğimiz altı ayda ne zaman ilaç bırakma girişiminde bulunsam tamamıyla benzer fiziksel etkiler yaşadım. çok isteyerek, güle oynaya bırakıyorum ama bir hafta sonra tam bir gerizekalıya dönüşüyorum. neyse takıldığım nokta tam olarak bu değil ama bu konudaki görüşlerinizi de almak isterim.

gelelim moralimi alt üst eden asıl noktaya. beni biraz dinledi ve söylediği şeyler şu:
"Antidepresanlar uzun süreli kullanıma uygun ilaçlar değildir, sorunlarını çözmez (bu noktada hak veriyorum kendisine). yani şöyle, hayatının olağan seyrinden kopmuş ve sorunlarıyla baş edemeyen insanlara, o süreci daha rahat atlatabilmesi için ilaç tedavisi uyguluyoruz ve bir iki sene içinde ilacı bıraktırıyoruz çünkü bu kimyasallar beyindeki belli maddelerin salgılanma mekanizmasını değiştiriyor, bir noktadan sonra ilaca başladığından daha hasarlı bir hale getiriyorlar beynini. ama anladığım kadarıyla sen hayatın boyunca stabil bir seyir yakalayamamışsın hayatında. boşlukta süzülüyor gibisin. ilaç tedavisi uygulamak istesem hayatının sonuna kadar ilaç kullanman gerekecek. yani sorununun kaynağı derinlerde. dışarıdaki random x bi insanın hayatının belli dönemlerinde yaşadığı çalkantılar senin hayatının ta kendisi. sen hep böyleymişsin. bu durumu ilaçla düzeltemeyiz. imkanım olsa snei haftada üç gün görmek isterim ama hem ben çok yoğunum hem de sen çalışıyorsun. haftada bir görüşmeliyiz mutlaka ve hazır ol bu tedavi yıllarca sürecek." dedi.

beynimden vurulmuşa döndüm ya. dünden beri kendimde değilim.. kendimi inanılmaz hasta, anormal hissediyorum. titriyorum, sonra ateş basıyo. midem bulanıyor, üzerimdeki giysiler bile ağır geliyor.

yani bir analistin "hasta"sına, durumu çok kritik bile olsa bunları söylemesi doğru mu?

bir de seans başı 200 tele istiyor. "lan bu ney?"

ek soru: bu tedavi çok büyük bir maddi külfet benim için. maaşımın yarısını her ay gidip kadının eline saymam lazım. yine de devam etmeli miyim yoksa spor, yoga yaparak, kitap okuyarak hayatıma yampiri yampiri devam mı edeyim?
0
damdanakan
(14.02.15)
sanırım doktorun dedikleri doğru sen de farkındasın ve inkar aşamasını geçip öfkeye geçmişsin.

geçmiş olsun.
0
ceycey e
(14.02.15)
ben doktor veya uzman değilim, o yüzden "saçmalamış" gibi bir ifade kullanmayı hayvanlık olarak görürüm ama ne yalan söyleyeyim aklımdan ilk olarak bu geçti.

lisede her şeye plasebo etkisi yeaaa diyen mal kızlara benzettim. ayrıca on dakika ayaküstü sohbet ve yarım saat seans sonrasında "ömür boyu sürecek bir tedaviye hazırlıklı ol :))" demesi çok saçma geldi bana.

benim psikiyatristim 3 seanstan sonra "ilaçla bi yere kadar gidebiliriz, senin psikologla da görüşmen şart" demişti mesela. hiç öyle ömür boyu tedavi lazım, vooouv çok uzun bir yolun başındayız, sen kafayı yemişsin aq çocuğu tarzı bir yaklaşımda bulunmadı.

dediğim gibi ben sıradan vatandaşım, bir şekilde o mesleği yapan biri hakkında atıp tutmak istemem ama bu tarz yaklaşım bana çok sağlıklı gelmedi işin açığı. ayrıca ilaçların çat diye bırakılmaması gerektiğini çocuk bile bilir. doz azalt falan dese neyse. niye çat diye ilacı kestiriyor ki sana. "normal" halini görmek için mi? ne biçim mantık o ya.
0
der meister
(14.02.15)
@der meister: bu psikanaliz dedikleri tırıvırı yıllarca süren bi tedavi şekli zaten de "hiii sen y.rrağı yemişsin" çıkışı kalbimi kırdı açıkcası.
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
ceycey e, sen haklısın da dışarıdan bir kişi olarak ben inkar aşamasındayım.

Belki tamamen, belki kısmen haklıdır. Başka bir analist, doktor, vb. de aynı şeyleri mi söyleyecek? Haklı olsa bile, herkesin farklı bir yaklaşımı olabiliyor. Doktor her şey.
0
aychovsky
(14.02.15)
yok ben de onu diyorum zaten, normalde bu tarz bir yola çıkıldığı zaman uzmanın "koçum benim bee, bunu mu yapamayacaksın ulan" demesi lazım. tabii ki boş bir gazla değil de daha gerçekçi ve makul bir şekilde. mesleklerini buna indirgemiyorum ama psikolojik tedavinin olayı zaten GENELDE telkin yoluyla kişinin düşünce yapısını, kafasının işleyişini değiştirmek değil mi? konuşa konuşa ne yapılabilir ki sonuçta, eninde sonunda bakış açısını ve yaklaşımı değiştirmeye dayalı tedaviler oluyor bunlar.

ve böyle bir eylem öncesinde "ooo kardsm sen ski tutmuşsun yaa :))" tavrı bana biraz anlamsız geldi. pohpohlasın, gaz versin demiyorum ama biraz da hassas olmaları lazım yahu. bacağı kırılan birinin bacağına tekme atıp böyle acıyo mu demek gibi bi şey olmuş bu sanki.

ama dediğim gibi ben sıradan vatandaşım, belki bu da bir yöntem falandır ters psikoloji gibi, hatta bakarsın ilerde "senden bi halt olmaz" da der ama en sonunda süper bi tedavi süreci olur. bilemiyorum. benim yorumum klasik vatandaş yorumu.

yine de psikolojik mevzular konusunda kendime güvendiğimi söylemem lazım. yani bu konudaki düşüncelerimde çok yanılmayacağımı düşünüyorum, der meister "bu ne biçim tedavi lan" diyorsa orada bir yanlışlık vardır. çünkü der meister bir dostoyevskidir, bir freuddur, psikolojinin kitabını yazar.
0
der meister
(14.02.15)
der meister'in dediklerine katiliyorum.

en azindan imkanlar dahilindeyse, ikinci bir gorus almaniz faydali olabilir.
haklilik payi varsa bile (oyle mi konusulur; ayi! diyesi geliyo insanin), daha pozitif ve kisiyi guvende hissettiren bir secim yapma sansi cikar.

ek olarak: ek'te sordugunuz aktivitelere yonelmek de bence faydali olur, kendinizi rahatlatmak adina.

saglik afiyet dilerim ;)
0
dolphingirl
(14.02.15)
şu anda hiçbir psikolojik problemim yok ancak bana birisi gelip böyle cümle kursa, hasta olmasam bile hastalık psikolojisine girerim. kibarlık yapmaya gerek yok, hayvanlık yapmış.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(14.02.15)
doktor senin yapamadigin seyi yapacak ve senin hayatina senin suzgecinin disindan bakacak. boylece senin kendince akla uydurdugun seyleri rahatca gorebilecek. ideal bir kimsenin bunu yapmak icin bir doktora ihtiyaci yok.

ilaclara inanan guvenen bir insanin basarabilecegi bir sey degil bu. dolayisiyla ilaclari birakacak kadar iradeli degilsen malesef kendi kendine basaramazsin.

eger okumayi seviyorsan, aliskanliklarini degistirmekte kararliysan otur biraz kitap oku. sorumluluk almayi, problem cozmeyi ogren.

doktor sadece gordugunu yuzune vurmaktan cekinmemis. bunlari duyunca hemen moralin bozuluyorsa ilac kullanmaya devam, doktoru falan da bosver.

kendi kendine basarabilecegine inaniyorsan oku, meditasyon yap... kendi kendine "sorun"larini coz.

kendi kendine basaramayacaksan ve parayi bayilmayi goze aliyorsan bayil kurtul.

benim anladigim da ilgi ariyorsun, sefkat ariyorsun, muhtacliga alisiksin.

yerinde olsam kendi kendime silkelen kendine gel derim. kendi sorunumu kendim cozerim.
destek almakta bir sikinti yok fakat profesyonel destek gercekten pahali.

spor salonu gibi dusunebilirsin. ayda 150 lira vermeden de kosuya cikabilirsin, spor yapabilirsin... ama 150 lira verince uyelik icini rahatlatiyor, biraz daha "rahat" spor yapiyorsun.

secim ve birlikte gelen sorumluluk sana kalmis birini sec.

edit: doktorun uslubunu doktorun parmagi gibi dusun. isaret ettigine bakmayi ogrenmen gerek. bu en basta gelen problemin olabilir mi? ne dedigi mi onemli nasil dedigi mi? faydalanacagina daha cok dert yaratiyorsun kendine.

fikirlerim bu kadar.
0
idexo
(14.02.15)
Bana soyledikleri cok mantikli ve duzgun geldi.

"yani bir analistin "hasta"sına, durumu çok kritik bile olsa bunları söylemesi doğru mu?"

Bu cumleyi anlayamadim bile, cunku durumun kritikligi ile ilgili bir sey dememis. Normal seyler soylemis iste?
0
f_d
(14.02.15)
@idexo: "benim anladigim da ilgi ariyorsun, sefkat ariyorsun, muhtacliga alisiksin."

hangi kafa tanımadığınız etmediğiniz insan hakkında bu keskin çıkarımları yapmanıza neden oluyor?
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
Kisaca genel gozlemlerimi ileteyim
1. Guven herseydir. Guvenmedigin insanla yol alman mumkun degilm daha ilk gunden belli ki aranizda bi guvensizlik olusmus. Bu durumda ikinci bir kisi ile gorusmeden asla emin olamayacaksin.
2. Ote yandan evet ilac konusunda hakli. Kime gitsek ilaci dayayip herseyin cozulecegini saniyorlar. Oysa ilac sadece bi yardimci bi agri kesici bi vitamin. Belli bi sure sonra gorevini tamamlayip hayatimizdan cikmasi gereken birsey ve bizi iyilestiren asil unsur da tek basina ilacin kendisi degil.
3. Ote yandan uslup sorunsali tip mezunlarinda sık gorulen bir durum ve biraz da tedavi surecinin ellegorulur tahlille olculur olmamasi sanki hekime bu sureci tayin etme kolayligi veriyor gibi hissediyorum. Cok basit bir ergenlik depresyonuna bile 5 sene 6 sene cocugu haftada 3 gun gormek isteyen hekimler var. Sanki surec daha da kisa olabilirmis ama bu durumdan para kazaniliyormus gibi hissediyorum bazen. Sizin durumunuzda sure ne kadar olmalidir durum nedir bilmiyorum ama her hekimin bu isi biraz abarttigina yonelik genel bir kanim var. Burasi zengin bebelerin her hayal kirikliklarini gidip terapiste anlattigi zengin insanlarla dolu bi ulke degil. Talep edilen ucretler cok yuksek. Dolayisiyla da muhtemelen bu durum sizi borca sokacak bu da tuz biber olacak. Ozetle maliyet o denli agir ki kolay kolay kimse bu imkandan yararlanamiyor.
4. Bi kisiye daha gidin imkan varsa. Bi sorun var bunu zaten biliyorsunuz. Ama kendinizi cok hasta gibi gormeyin. Belki cogumuzun ihtiyaci var ama farkinda bile degiliz.
0
photo85
(14.02.15)
doktorun dediklerine kısmen katılıyorum.

ama 200 tl çok. sen doktoru değiş. ilaçları da çat diye bırakma. antidepresanlar yavaş başlanır yavaş bırakılır.

ilaca öcü gibi bakmamak gerek. ilacın da terapinin de yeri olan yerler var. olmayan yerler var.

ilaç gereken durumsa tabi ki kullanacaksın.
0
siradisi00
(14.02.15)
Ailesinde psikolojik sorun bol olan biriyim.
Fakat maalesef annem dahil olmak uzere cevremde yillarca terapi gorup ya da ilac kullanip iyilesen gormedim.

Tip psikoloji alaninda cok yetersiz ve artik bir suru psikolog ve psikiyatrist baska seylere yoneliyor.
Panik atakla yasamayi ogrenecegiz diye 25 seans yapiyorlar, halbuki panik atak 1-2 seansla gecirilebilen bir sey.

Depresyon da ayni sekilde.
Bu kisinin yaptigina kodlamak denir.

Sana tavsiyem bilincaltina yonelik calismalar yapman.
Ya da istiyorsan ve istanbuldaysan gel 2-3 seans ucretsiz access bars uygulayalim, sonra karar ver.

Bunu bilim karsiti bir insan olarak soylemiyorum, cok sukur aklim basimda.
Fakat norologlara ve psikologlara bunun egitimini veren ve bunun icinde olan biriyim.

Yillarca terapi gormek iyilesmek demek degil, yillarca terapi gormek demektir.
Ustelik bunun sonunda iyilesecegin de soylenmez.
Bu sekilde hayatini devam ettirecegin ve bunu ogrenecegin soylenir.

Artik devir bu konuda cok degisti.
Drlar da yavas yavas bunlara yoneliyor ama yavas bir surec tabii.

Bu konularda da yazmam genelde ama kendimi tutamadim bu sefer.
0
blatta hiberna
(14.02.15)
"hangi kafa tanımadığınız etmediğiniz insan hakkında bu keskin çıkarımları yapmanıza neden oluyor?"

evet simdi de neye isaret ettigimi birakip benim parmagima odaklaniyorsun.

herkesin belli duzeyde bir algisi var. ben de kendi algi seviyemde bu cikarimlari yapiyorum. aradigin ilgiyi bulamadigin zaman canin daha cok sikiliyorsa demek ki burada bir problem var.

kendi bakis acimdan soyle dusunuyorum: onay aramaktan vazgecmen, "sorun"larinla yuzlesmen lazim. sorunlari birakip insanlarin usluplariyla zaman gecirmekle oyalaniyorsun.
0
idexo
(14.02.15)
@idexo: onaylanmak ihtiyacından çok üslubun inanılmaz agresif geldi. sorma gereği duydum. içimi bi tuhaf ettin. daha fazla eşelemeyi düşünmüyorum.
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
doktorlari abartmaya gerek yok. gerizekali, yavsak, oc bir suru insan da doktor olabiliyor belli bi karakter testi yapilmiyor sonucta. akademik zekan iyi herkes doktor olabilir. anca bizim gibi az gelismis ulkelerde doktorlarin bu kadar gotu kaldirilir. bence siktir et o doktoru. git baska bi doktora. tasma baglamamis sonucta.
0
mayeskuel
(14.02.15)
doktorun dediklerinin bir kısmı doğru olarak kabul etsek bile yöntemleri tamamen yanlış.

öncelikle bu tip ilaçlar hafif de olsa öyle dank diye bırakılmaz, etkileri psikolojik dahi olsa senin günlük hayatını etkiler.

her tedavi hayatın her anına uygun değildir. şimdi sen yeni bir işe girdim diyorsun. zaten bir kaç hafta bu işe alışmak ve iş yerindeki arkadaşlara ve amirlerine kendini gösterme zamanın. sen bu zamanda dank diye ilaç bırakmışsın ve ilaç yoksunluğu yaşıyorsun.

doktorun 10 dakika ayaküstü konuşarak hayatını böyle bozması hiç uygun gelmedi bana.

ilaçların tedavi edici bir yanı olmadığını biliyoruz zaten. senin durumun da ilaçla düzelmez belki. haklıdır ama her şeyin yolu yöntemi ve zamanı var.

psikanaliz çok zaman ve para harcatan bir şey. kadın seninle haftada 3 kez konuşacak. haftada 600 liradan ayda 2400 lira alacak.

o kadar çok konuşur ve o kadar para alırsam ben de düzeltirim seni.

evet seçim yapman lazım. böyle bir tedavi ve böyle bir doktorla devam edecek misin?
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
Ek cevap: Soruna cevabi verecek kisi sensin tabii ki, biz ne diyebiliriz ki.

Herhangi bir uzmanligim yok ancak iki sart olmazsa bana tedavi olmazmis gibi geliyor. Doktoruna guvenin ve degisme istegin. Eger bunlar varsa ben kisisel olarak sagligin herhangi bir maddi kulfete degecegini dusunuyorum. Diger yandan belki de gerek yoktur. Uzman gorusu istiyorsan bir devlet hastanesinden randevu alip durumu anlatip gitmene gerek olup olmadigini sorabilirsin belki, bilmiyorum.
0
f_d
(14.02.15)
damdanakan merak etme yarrağı yemeyen kimse yok biz buna varoluş sıkıntısı diyoruz. der meister'ın dediği gibi ben de başta saçmalamış gibi düşündüm.
0
füt
(14.02.15)
bir kişi de çıkıp dememiş: psikanaliz bilimsel bir terapi yöntemi değil ve diğer terapi yöntemlerine kıyasla ciddi ölçüde başarısız olduğuna dair pek çok çalışma var. Fakat kült bir gelenek olduğundan popülerliği kolay kolay geçmiyor. Tavsiyem bilişsel terapi vb. adam akıllı terapi yöntemlerine göz atman ve sorununla ilgili güncel çalışmaları takip etmen olur. Geçmiş olsun.
0
negatype
(14.02.15)
negatype'ın dediği kesinlikle doğru. Psikanaliz günümüz şartlarında bilimsel bir yöntem değildir. Psikanalizin yararlılığı hakkındaki çalışmalarda, bu yöntem lehine bir sonuca rastlanmamıştır.

İyi bir psikiyatri doktoruna danışırsanız, sizin için daha iyi olur. Geçmiş olsun.
0
animus
(14.02.15)
doktor sanki fazla Amerikan filmi seyretmiş gibi geldi bana.
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
psike istanbul veya istanbul psikanaliz derneği üyesi mi sor ve paran varsa git kesinlikle..ben de 11 yıl önce böyle demiştim ve sonra başladım..
neler neler çözüldü..
0
gadlemler
(03.03.15)
(8)

pörtlek kelimesinin daha kibarı

sarper361
geliyor mu aklınıza?
geliyor mu aklınıza?
0
sarper361
(13.02.15)
patlak?
şişik?
0
etna
(13.02.15)
fırlak :D
0
afush
(13.02.15)
Çıkık belki.
0
pike
(13.02.15)
ha gayret varıyoruz.
0
🌸sarper361
(13.02.15)
konvex
dışbükey
çıkık
kurbağa (göz içinse) :D
0
loveinaflipbook
(13.02.15)
belirgin ?
0
sannora
(13.02.15)
Pörtlek.. Ciddiyim..
0
wittgenstein
(13.02.15)
yukaridaki oneriler olmus aslinda. hatta firlak tam olmus :) farkli baglam ariyorsaniz biraz ipucu verin.

ek olarak belki bombe olabilir diyorum. ya da portlek yerin portlemis de kullanilabilir.
0
f_d
(13.02.15)
(8)

Bonsai nereden alınır?

khomaniac
Bonzai değil bak "Bonsai" diyorum, minyatür ağaç, saksıda ağaç :)İnternetten sipariş etmek istiyorum ama nereden almalı, nelere dikkat etmeli hangi türleri makbuldür bilmiyorum.Bilenlerden yardımlarını rica ediyorum.
Bonzai değil bak "Bonsai" diyorum, minyatür ağaç, saksıda ağaç :)

İnternetten sipariş etmek istiyorum ama nereden almalı, nelere dikkat etmeli hangi türleri makbuldür bilmiyorum.

Bilenlerden yardımlarını rica ediyorum.
0
khomaniac
(13.02.15)
www.ciceksepeti.com

internet olmazsa da olur dersen, ikea, koçtaş, bauhaus gibi yerlerde çok daha uygun fiyata var.
0
inheritance
(13.02.15)
çiçeksepeti.com'da 2 çeşit vardı sadece. Başka sitelerde daha çok çeşit var ama ben özellikle bonsai satan güvenilir bir yer var mıdır diye merak ettim.
0
🌸khomaniac
(13.02.15)
internet şart değilse git mahallendeki çiçekçiden al. çiçek sepeti 3 katı fiyata satar.
0
corneillus
(13.02.15)
Bazen sokak cicekcilerinde bile bulunuyor aslinda. Daha buyuk cicekcilerde de vardir. Onun disinda koctas gibi yapi marketlerinde ve bildigin supermarketlerde de cok karsilastim.
0
f_d
(13.02.15)
yapı marketlerde var evet ama küçük ve bakımsız oluyorlar genelde. kolayca da öldüklerini okudum.
0
🌸khomaniac
(13.02.15)
Bonsailer genel olarak hassastir zaten, kolay olurler. Eger tecrubeniz yoksa kucuklerden baslayin zaten. Buyukleri degerli oluyor.
0
f_d
(13.02.15)
ikea'da gördüm sevimli sevimli
0
sannora
(13.02.15)
dün mü bugün mü ne aynı başlığı gördüm burda bauhaus demişti herkesler.
0
supergirl
(13.02.15)
(2)

Linux'da Thunderbird'den daha iyi Mail Client?

gezegen olan pluton
Bir Outlook olamaz ama yine de Thunderbird'den daha iyi bir mail client arıyorum.
Bir Outlook olamaz ama yine de Thunderbird'den daha iyi bir mail client arıyorum.
0
gezegen olan pluton
(13.02.15)
Thunderbird'den daha iyi mi bilmem ama ben KMail kullanıyorum. KDE ile entegre olduğu için seviyorum keratayi
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(13.02.15)
soruya tam cevap olmayacak, biraz kaynak yapacagim.

artik alternatifleri bilmeme mi dersin ne dersin bilmiyorum ama ben genel olarak farkli adreslerdeki onbinlerce mailimle yillardir thunderbird'den memnunum.

su anda tek memnun olmadigim konu mobil uygulamasi olmamasi. o da mail filtrelerinde sorun cikartiyor (filtreleri bilgisayardaki program duzeyinde uyguluyor saniyorum, mobilde istemedigim seyler de inbox'a dusuyor.) eger mobil uygulamasi ile entegre calisan bir mail uygulamasi varsa ben de gecmeyi dusunebilirim.
0
f_d
(13.02.15)
(8)

briç i neden 50 yaş üstündekiler oynuyor?

silver apple
bir de neden bizim kahvehanelerde tercih edilen bir oyun değil?
bir de neden bizim kahvehanelerde tercih edilen bir oyun değil?
0
silver apple
(12.02.15)
pişpiriğin suyu mu çıktı ki..
0
redeath
(12.02.15)
beyin gerektiren bir oyun da ondan.
0
justinho26
(12.02.15)
Biraz kasvetli bir oyun. Kasvetli derken fazla detaycı yani. Zor bir oyun diğer kağıt oyunlarına göre. 50'li yaşlar biraz daha relax mı oluyor acaba o yüzden mi bilmiyorum. Stressli bir oyun çünkü.
0
arockm
(12.02.15)
çok eskiden modaydı çünkü. hatta tek tük klüpleri bile vardı.
o zamanın gençleri şimdinin yaşlıları.
0
titiraprap
(12.02.15)
ulan hala bazı kahvelerin tabelasında "aile bezik briç salonu" yazıyor memlekette.

içeride ne aile var, ne bezik oynayan var (bezik takımı bile yoktur kesin), ne de briç oynayan var.

king yokken briç vardı. briç o zamanın gençlerinin king'i idi. onlar yaşlandı, onlar oynuyor. gençlere king daha eğlenceli, daha basit geldi, gençler king oynuyor.

briç hakikaten oyun kısmı king ile, batak ile aynı olan, ama o baştaki konuşma kısmı itibariyle çok pis taktik gerektiren bir oyun.
0
kibritsuyu
(12.02.15)
Brici sadece 50 yas ustu oynamiyor. Milli takim var, genc milli takim var, universite takimlari, turnuvalari var. Emeklilik icin cift ya da tek olarak zaman gecirilebilecek, kafa egzersizi yapilabilecek ve sosyallesebilecek cok iyi bir secenek. O sebeple 50 yas ustu tarafindan tercih ediliyor.

Ayrica kahve kulturum pek yoktur ancak kahvelerde bric oynandigini bilirim. En azindan eskiden. Eski briccilerin cogu kahveden yetismedir. Kahvelerde oynadiklari sistem genelde gorendir (bkz: goren). Tecrube etmemekle birlikte eminim su anda da kahvelerde bric oynayan coktur.
0
f_d
(13.02.15)
@f_d ben yüzlerce kahve gördüm ama daha hiç briç oynananı görmedim. okey, batak, 51, king ama briç yok.
0
🌸silver apple
(13.02.15)
Kulupler cogalinca kuluplere kacmis olabilirler. Bilemiyorum. Ya da belki saatleriniz tutmamistir.
0
f_d
(13.02.15)
(4)

bu ne demek?

enkolaykullaniciadi
"Sadece para ödeyen değil, firmanın ürettiği hizmetlerden yararlanan herkes o firmanın müşterisidir."yani? çağrı merkezini falan mı kastediyor?
"Sadece para ödeyen değil, firmanın ürettiği hizmetlerden yararlanan herkes o firmanın müşterisidir."

yani? çağrı merkezini falan mı kastediyor?
0
enkolaykullaniciadi
(12.02.15)
firmanın ürettiği hizmetlerden yararlanan herkesten bahsediyor. çok güzel açıkladım öyle değil mi :)
0
neira
(12.02.15)
Firmanın ne yaptığına bağlı. Bir ürün satılıyorsa, onu sadece alanlar değil, ürün hakkında bilgi almak için gelenler de müşteri olabilir. Hizmet ürettiğine göre, sunum ağırlıklı bir işyeri. Bunun da anlamı "Şu anda para verip müşterimiz olanlar var, bir de henüz para vermemiş olanlar var. Onlara da bize para vermiş müşterilermiş gibi davran ki, onlar da bu sunumdan memnun kalıp bize paralarını versinler ve para vermiş müşteriler olsunlar" gibi anladım.
0
aychovsky
(12.02.15)
Google'a para vermiyorsun ama Google'in musterisisin. Mail adresinden kullandigin telefona, uygulamalardan internet altyapisina kadar Google'in urettigi hizmetlerden faydalaniyor olabilirsin.
0
f_d
(12.02.15)
ikinci el mercedes araba aldın diyelim. ama bunu mercedes bayisinden değilde bir arkadaşından aldın.
herhangi bir durumda arabayı mercedes servisine götürürsen artık bir mercedes müşterisi olmuş olursun. arabayı oradan almış olmasan dahi.
yukarıdaki cümlede kabaca bu işte.
0
etna
(12.02.15)
(3)

Bu..bu..nedir..bu?

lambada
Tarifi imkansız (kendi kendime açıklayamadığım) haller içindeyim.Ben çözemedim bir çözen olur belki..Kendimi bildim bileli (5 yaşımdan beri:) şöyle bir durum var:İşime gelen ya da gerçekten benim için özel ve önemli şeyleri en küçük ayrıntısına kadar yıllarca hatırlayabiliyorum. Mesela küçükken çok
Tarifi imkansız (kendi kendime açıklayamadığım) haller içindeyim.
Ben çözemedim bir çözen olur belki..

Kendimi bildim bileli (5 yaşımdan beri:) şöyle bir durum var:

İşime gelen ya da gerçekten benim için özel ve önemli şeyleri en küçük ayrıntısına kadar yıllarca hatırlayabiliyorum. Mesela küçükken çok çok sevdiğim kazağın, rengi dokusu, nereden ve nasıl aldığımız ya da annemin bana 5 yaşındayken falan söylediği beni çok mutlu eden bir söz, ortaokuldaki ilk sevgilimin çıkma teklif ettiği günü baştan sona tüm ayrıntılarıyla falan.

Bunun haricinde çok önem atfetmediğim,günlük hayattaki çoğu olay ve konuşmayı, tanıştığım kişilerin adlarını, işle ilgili yeni öğrendiğim pek çok şeyi ve geçen konuşmaları vs tamamen hafızadan siliyorum, hatırlamıyorum ya da belki de hiç hafızaya almıyorum bile..

Dolayısıyla insanlar "yahu beraber orada değil miydik o konuşmada, nasıl hiç duymamış gibi davranıyorsun" diyorlar. Valla billa bilinçli değil, ya da belki bilinçaltım böyle çalışıyordur :) Ama kötü bir imaj veriyorum biliyorum, beni tanıyan insanlar umursamadığım ya da umursamazlıktan geldiğimi düşünüp kırılıyor, hiç tanımayanlar da aptal falan diyorlardır muhtemelen..

Ek olarak zamanında çok üzülmüş olduğum olayları ve kişileri de kısa zaman sonra hatırlayamıyorum. Bir arkadaşım soruyor mesela, ya o çocuğa çok üzülmüştün, neydi adı falan diyor hatırlayamıyorum. nasıl bittiği, tam olarak neye kızdığım kesinlikle aklıma gelmiyor. Sadece konusu geçerse içimi kötü bir his kaplıyor o kadar.

Kafam almıyor mu desem, yüksek lisans yapmış, senelerdir çalışan insanım. Sevdiğim konu ya da kişiler ile ilgili bir şeyler olsun sittin sene en ince ayrıntısıyla sayarım.Mesela lisansta hastası olduğum oyun teorisinin geçen gün konusu geçti, çata çat 2 saat muhabbetini yaptık arkadaşla, aradan yıllar geçmiş nasıl bu kadar detay hatırlıyorsun diye şaşırdılar.
Ama resmen işime gelmeyen şeyi 10 kere anlatsalar da anlamıyorum, error veriyor yeminle :) Konuşmaları sürekli kaçırıyorum, başını yakaladıysam bile bi süre sonra bi sessizlik oluyor, dalmış buluyorum kendimi.Sürekli yazmaya çalışıyorum o yüzden.

Ne şimdi bu, her şey normal mi, dikkat eksikliği mi, başka psikolojik bir sorun mu,nerelere gideyim ben?

edit: Bu arada yay değilim, ikizler hiç değilim:) Hayatımın hiç bi döneminde ilaç, psikolog vs olmadı. Kırk yılın başında içki kullanırım, sigaram hiç yok.
Ama aşırı derecede dalgınlık, dünyadan kopukluk var. Uzun bir toplantının yarısında Datça da Ovabükü, Palamutbükü gezip, oradan feribotla Bodrum a geçiyorum mesela :)

Her şey normalse, herkesler böyleyse çok sevinicem valla :)
0
lambada
(12.02.15)
Yay burcu musun?

Bahsettiğim unutma durumları günlük hayatta basina büyük isler açmaya basladiysa bi psikiyatriste gorunebilirsin. Onun dişinda fitratin bu sekildeymis gibi geldi.
0
damdanakan
(12.02.15)
Normal. Cok standart insan davranisi. Garip olan bu yasta bunu bu kadar anormal karsilamaniz, o kadar normal.

ek: telekarti unutmadik.
0
f_d
(12.02.15)
Normal insanlık halleri işte. Farklı tanımlamalar yapıp durumu dramatikleştirmenin lüzumu yok.
0
sehpa fx350
(12.02.15)
(1)

Character Decoding problemleri

f_d
Daha onceden nasil encode edildigini bilmedigim bir seyleri decode etmeye calisiyorum. Turkce karakterlerde sikinti yasiyorum.Soru #1) Bazi islemlerle decode ettigimde Turkce karakterler soyle cikiyor:ı -> \'fdş -> \'fe ğ -> \'f0vs.Soru #2) Ayni islemlerden gecirdigim ayni metnin farkli bir bolumun
Daha onceden nasil encode edildigini bilmedigim bir seyleri decode etmeye calisiyorum. Turkce karakterlerde sikinti yasiyorum.

Soru #1) Bazi islemlerle decode ettigimde Turkce karakterler soyle cikiyor:
ı -> \'fd
ş -> \'fe
ğ -> \'f0
vs.

Soru #2) Ayni islemlerden gecirdigim ayni metnin farkli bir bolumunde turkce karakterler soyle cikiyor:
ı -> ı
ş -> ÅŸ
ö -> ö
vs.

Metnin farkli bolumlerinde farkli yerlerde farkli encoding yapmis olabilirler.

Bu karakterlerin encoding ve decoding'deki uyusmazlik ne olabilir? Google'da aratamiyorum bu karakterleri, bir taniyan cikar herhalde.
0
f_d
(11.02.15)
Ettigim yer neresi sorusunu anlamadim. Base64'ten cevirip cp1254 ile decode ediyorum. Gosterimde utf-8 kullanan eclipse'in icindeki default editoru kullaniyorum.
Ikinci sorumdaki hata utf-8 decode hatasi sanirim.
0
🌸f_d
(14.02.15)
(33)

Ülke Sorunları - Yine Umudum Söndü AMK

aradaki uzaklik
Tam bu seçimde biraz umutlanmıştım AKP'nin oyu düşer bir şeyler olur sanki bir hareketlilik çıkar diye düşünüyordum ancak yine baktım herkes AKP milletvekili olmak için istifa ediyor. Yani bu adamların tüm foyası ortaya çıktı halen bir sürü adam bunlara koşuyor, tüm bürokratlar istifa etti milletvek
Tam bu seçimde biraz umutlanmıştım AKP'nin oyu düşer bir şeyler olur sanki bir hareketlilik çıkar diye düşünüyordum ancak yine baktım herkes AKP milletvekili olmak için istifa ediyor. Yani bu adamların tüm foyası ortaya çıktı halen bir sürü adam bunlara koşuyor, tüm bürokratlar istifa etti milletvekili olmak için. Profesörler bile bu kervanda.

Nedir ağalar bu iş?
0
aradaki uzaklik
(11.02.15)
foya derken?
0
ssyumusakg
(11.02.15)
Sadece 9.5 milyon üyesi var akpnin. Tayyibe bir şey olmadıkça oy moy düşmez umut etmeyin.
0
yatagants
(11.02.15)
AKP yi eleştireceğimize, elimizdeki en iyi alternatifin AKP olduğu gerçeğini eleştirmeliyiz bence.

İnsanlar yanlışları, eksikleri, eksi yönleri olduğu halde neden hala AKP yi tercih ediyor, ya da edecek?
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(11.02.15)
AKPnin oylarının ciddi şekilde düşeceğini sanmışsan polyannaymışsın :)
0
dafuq
(11.02.15)
Akp'nin %40-45 arasında bir oy alacagina kendini hazırla yeterli.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(11.02.15)
En iyi yalayanlar simdi sekerlerini bekliyor iste. Zaten yaladiklari icin o pozisyondaydilar. Eger bekledikleri sekerleri alamazlarsa homurdanmaya baslayacaklar, seker aldiklari surece yalamaya devam edecekler. Akp tipi organizasyon semasi iste. Bir nevi saadet zinciri. Eger ki odul sistemi bozulursa seri bir cokus olacak, yani umut kaybedecek bir sey yok. Henuz daha bunlar aday adayliklari, ortada kesin bir sey yok.

Ek olarak bazilari "bak istedin pislik yaptik, simdi dokunulmazlik ver" diyor olabilir.
0
f_d
(11.02.15)
hala akp'nin en iyi alternatif olduğunu düşünmeliyiz diyen adamlar var, al işte aq burdan yak. akp alternatifsizlikten dolayı falan iktidar değil. insanlar salak. ses kaydına montaj diyen, faturalar ikiye katlanmışken ve her şeye vergiler binmeye devam ederken hala "ama müslüman ://" deyip oy vermeye devam eden insanlar salak.

bakın komşuda "ulan bir de bunu deneyelim" diyerek insanlar çat diye gitti sol koalisyona oy verdi. bunlardan bir cacık olmazsa bir sonraki seçimde emin olun aşırı sağcılara yönelecekler. çünkü adamlar parti tutmuyor. bu olmadıysa diğerini deneyelim diyorlar.

türkiye'de böyle bir anlayış yok. biat ve itlik kültürüyle yetişmiş, özgüvensiz, birey olamamış mıymıylardan oluşan bir toplumuz. bu toplum başında böyle höyhöy yapan, vurup kıran ve "metro yapan" birisi varken kolay kolay değiştirmez oy vereceği partiyi. hele ki allah kitap edebiyatı da yapılıyorsa...

türkiye'de alternatif yok değil. en basitinden, chp'nin oy için sağa kayma yavşaklığından ben de hiç hoşlanmıyorum ama normal bir ülkede "lan şunlara oy verelim" deyip de chp'yi seçen insanların oranı en az %8-10 olurdu. çünkü iktidar hırsız, soyguncu, tüm ülkelerle ilişkimizi bozduğu yetmezmiş gibi ülke içinde de kutuplaştıran mafyatik bir güç halini almış durumda.

böyle bir iktidar varken alternatife ihtiyacınız yoktur zaten. ama bu yazdıklarım normal ülkelerde geçerli tabii, böyle sikik yerlerde işlemiyor. burada insanlar allah kitap deyip tasmalarından tutacak birine tapmaya bayılıyorlar.

sonra bazıları da çıkıp "neden hala akp'nin bu kadar oy aldığını düşünmeliyiz :))" diyor. oy çaldıkları, din sömürüsü yaptıkları, halkı cahil ve kültürsüz bıraktıkları için olabilir mi?

ulan şu memleketin dünya devi olduğuna inanmak için gerzek olmak lazım ama halkın en az %30-40'ı inanıyor işte, türkiye'yi bir bok zannediyor. keşke olsa lan. keşke türkiye dünya devi olsa da helal olsun tayyip desek. ulan her gün onlarca kadının öldürüldüğü, solcuların ve ateistlerin "onlar da insan" tavrına maruz kaldığı ülke dünya devi mi olur? olsa ne yazar?

ama alternatif yok yeaaa :/
0
der meister
(11.02.15)
su anda kriz patlamasin diye ugrasiyorlar deli gibi. secimden once kriz vurursa (ki kapida su an) biraz dengeler degisebilir. Ama tabi bir cacik olmaz Turkiye'den, ben 3 yil once terk ettim iste.
0
fortisvita
(11.02.15)
Yunanistandaki o hava buraya da sıçrayacaktır. Kilit nokta HDP. Farklı olacaktır bu sefer.
0
Cursed Chico
(11.02.15)
evet kardeşim kilit nokta hdp ahaha. ulan syriza'dan kendine pay çıkarıyor ya bu hewaller çok gülüyorum. birader çipras nere demirtaş nere. birisi sol KOALİSYON, diğeri etnik siyaset yapan kürtçü ve ırkçı bir oluşum. he he, buraya da sıçrayacak hdp yardıracak.
0
der meister
(11.02.15)
sevgili @der meister;

insanlar salak filan değil, anadolu insanının geneli, o köylü eğitimsiz vs dediğimiz insanların bir çoğu, bizi sulu götürür susuz getirir.

emin ol halkın ve seçmenin bir çoğu o birilerinin bir şeyler indiregandi yaptığını tahmin ediyor, ses kayıtlarının da çoğunun doğru olduğunu olduğunu biliyor ama umursamıyor.

peki neden? salak mı bunlar?

hayır, aksine daha akıllılar. önüne alıp tartıyor, eksikliklere ve yanlışlara bakıyor. birde yapılanlara, yapılmaya devam edenlere ve yapılacaklara. çıkarına ve karına uyduğu için oy vermeye devam ediyor.

çünkü bunlara kızıp başka partiye oy verse, iktidar yapsa onların da çalacağına inanıyor. çünkü kendinden biliyor işi :)

madem herkes çalacak (o öyle düşünüyor) o zaman bari iş yapan devam etsin diye oy veriyor.

komşuyu örnek vermişsin, solu iktidar yaptı demişsin, bizde biat kültürü var demişsin. canım kardeşim (samimiyim bu hitabımda), demirel'i, özal'ı, erbakan'ı, ecevit'i iktidar yapan halk bu halk değil mi?

memnun olmadıkca oyunun yönünü değiştirmiş işte, hatta dindar bir başbakan varken sol bir partiyi iktidara getirmiş.

yani memnun olmazsa anında değiştirir bu halk sevdiği lideri, partiyi başbakanı vs.

sen akp ye alternatif diye chp yi gösterirsen bu halkı tanımadığını anlarım ben, bak dedim ya bu halk sola oy verdi zamanında. iktidar da yaptı, ecevit başbakan olmadı mı?

ama şu an akp ye oy veren adamın chp ye oy vermesi çok zor, belki de imkansız.

bu gün akp çatırdasa, devran dönse ve halk artık akp ye oy vermeyecek olsa;

büyük oranda ya mhp ye oy verir, ya da yine milli görüş geleneğinden gelen birilerine.

ya da bir ihtimal sosyalist ama adı chp olmayan bir partiye.

siyaset uzmanı değilim, bu söylediklerim gördüklerim ve gözlemlediklerimdir.

ve evet halk değişim istiyor, aslında bu halk devrimci bile sayılır.

hala başörtüsünün tekrar yasaklanabileceği korkusunu taşıyan insanlar var, ne komik değil mi? baş örtüsü taktığım için okula gidemem korkusu yaşanır mı ya hu? sene 2015 olmuş!

velhasılı kelam, halk cahil bırakıldığı için, din sömürüsü yapıldığı için oy veriyor argümanı çok doğru değil.

tahsil oranı yıldan yıla gelişme gösteriyordur eminim ki. 10 yıl önceki nufusa oranlı üniversite okuyan sayısı ile şimdiki farklıdır.

her ilde bir üniversite açtılar neredeyse, ya da neredeyse değildir belki de her ilde üniversite vardır. nitelikli olmayabilir ama insanların okula gitmesi eğitim almasına engel bir durum yok benim bildiğim.

din sömürüsü filan da çok eski terane. tamam halkın çoğu dindar ama ekonomik kalkınmayı, istikrarı, cebine giren parayı, aldığı arabayı evi vs iktidarın/liderin dindar olmasından daha önemli görür.

teravide hangi imam hızlı kıldırıyorsa o camiye giden halk kardeşim bu, cumada kapıya yakın kılıp farzdan hemen sonra kirişi kıran halk.

rahmetli ecevit mesela, ne kadar muhafazakar adam tanıyorsam hepsi emindir ve ağzıyla söyler ecevit'in dürüst bir adam olduğunu. asla bir şey çalmadığını ve çalmayacağına emin olduğunu.

ama devamında da ülke yönetmeyi beceremediğini, etrafındaki adamların neler çevirdiğini, adama yazık ettiklerini söyleyerek uzaklara bakar.

ecevit hükümeti kalkınma ve gelişme gösterebilse, insanlara umut verebilse idi sürekli bir şekilde gelişen ve büyüyen, gözle görülen bir şeyler yapılsa idi belki de hala sol bir parti iktidarda idi.

ez cümle, halk aptal ve salak filan değil. halk doğal olarak çıkarcı, çıkarını düşünüyor. aldığı arabayı, kredisini ödediği evi düşünüyor. başka hiç bir şey umurunda değil.

böyle de olmak zorunda, çünkü tuzu kuru değil. daha yeni yeni biti kanlanmaya başladı, edindiklerini kaybetmekten korkuyor.

ve evet, bu halk asla kendini aşağılayanlara veya kendini aşağılayanlarla aynı görüşe/partiye oy vermeyecektir.

büyük ihtimal ile okunmayacak ve gerilerde kalan bu duyuruya neden bu kadar uzun uzun yazdım onu da Allah bilir :)
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(12.02.15)
Valla okudum da okumaz olaydim. Ayni metinde halkin din somurusu ile oy vermedigi ve basortusunun yasaklanmasindan korktugu icin chp'ye oy vermeyeceginden bahsetmissin.

Daha da bir sey demiyorum.
0
f_d
(12.02.15)
@f_d ben okumadım ama öyle dediyse doğru demiş :)

evet halk salak değil. salak oldugunu düşünenler tanımıyor bu halkı. tanımadığı ve anlamadıgı için salak zannediyor.

edit: okudum ve çok doğru yazmış cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
0
dafuq
(12.02.15)
hdp'nin kilit olduğunu söyleyen arkadaş doğru söylüyor. restorasyon sol liberalizm ile sağlanmaya çalışılıyor. yunanistan bunun bir yansıması ve türkiye'de bu söylemleri tutturan (en azından tutturmaya yakın ve buna oynayan) hdp var.

şunu okuyabilirsiniz; haber.sol.org.tr
0
john lee hooker
(12.02.15)
hayir, cok dogru yazmamis. cok dogru yazdigi yerler var, hic dogru yazmadigi yerler var. az once bariz celiskilerden birini soyledim. Basortusunun yasaklanacak olmasi korkusu tamamen propagandadir, din somurusudur.

bir digeri su mesela: "halk asla kendini aşağılayanlara veya kendini aşağılayanlarla aynı görüşe/partiye oy vermeyecektir." halki akp'den daha cok asagilayan parti yok bu bir. ikincisi halkin kendini asagilayanlarla ayni gorus diye bir sey yok. tamamen desteksiz algi oyunu. bir tane "karsi" cephe var. halki asagilayanlar hep o cephede. olabilir mi boyle bir sey yahu?

halki tanimiyorsunuz geyigine de ayri kilim. bunu diyenler iki cumle sonra ustten bakiyorsun da derler. esasen karsindakine halki tanimiyorsun demenin ustten bakmak oldugunu farkina bile varmazlar. bir siz taniyorsunuz zaten halki aq.
0
f_d
(12.02.15)
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam baştan sona doğru bir yazı yazmış. fd, sizin çelişkili bulduğunuz kısımlar kendi yorumunuz. örnek "halki akp'den daha cok asagilayan parti yok bu bir." kendi seçmenini yani halkın çoğunluğunu aşağıladıkları falan yok bu tamamen sizin kişisel yorumunuz. gerçeği yansıtmıyor
0
ssyumusakg
(12.02.15)
Eger oraya takildiysaniz soyledigimin o kismini tartisabiliriz. Elbette bir miktar kendi yorumumu icerecektir ancak soylediklerim genel hatlariyla ispatlamasi kolay seyler.

Ancak gercegi yansitmiyor gibi iddialarda bulunacaksak, once akp secmeninin halkin cogunlugunu olusturmadigi gercegini ve halk dedigimizin de sadece iktidara oy veren kesim olmadigi gercegini ozumsememiz, algilarimizi acmamiz lazim.
0
f_d
(12.02.15)
@f_d anladığım kadarı ile iki eleştirin var. cevap vermeye çalışayım

1. başı kapalı olan muhafazakar kesimde eski yasakların geri geleceği endişe hala var. akp eski yasakların geri gelmeyeceğinin güvencesini veriyorsa bu kesim elbette akpyi destekler ne olursa olsun. bu din sömürüsü değildir. kazanılan ve olması gereken bir hakkı garanti eden bir partiye verilen destektir. hiçbir başörtülü chp'ye oy vermez, çünkü başörtüsü yasağını şiddetle savunan kişileri barındırıyor, geçmişte yapılanlar da cabası.

2. halkı aşağılayan parti akpdir demişsin, ama halka koyun diyen, her seçimden sonra makarna yorumları yapan, oylar çalındı diyenler chp seçmenleri. ayrıca başörtüsü giyen kesimin akp karşıtlarının büyük çoğunlugu tarafından aşağılandığı da ortada. bu aşağılanma mevzusu sanırım biraz sen-ben olayı gibi. bir kesim diğerini, diğer kesim de öbürünü aşağılıyor veya öyle hissediliyor.
0
dafuq
(12.02.15)
ispatlaması kolay şey demişsiniz ama maalesef yine tam tersi halkı aşağılamak ispatlanabilir bir durum değil bak mesela dafuq'da chp nin halkı aşağılamasına örnekler vermiş. ben de size asıl chp halkı aşağılıyor diyebilirim ama bunu ispatlayamam. bu da benim yorumum olur. siz bu farkı anlamayıp bir de üstüne ispatı kolay diyorsunuz bunlar tamamen öznel yorumlar. yani ispat peşinde olduğunuz şey sizin yanlış bir düşüncenizden ve kişisel yorumunuzdan ibaret, ve evet tekrar etmek gerekirse gerçeği de yansıtmıyor. bu konuyu tam olarak anlamadıysanız zaten bu konuşmaya devam etmek de mantıklı olmaz..
0
ssyumusakg
(12.02.15)
akp ye alternatif olarak geçtim mhp'yi, chp'yi gösterenleri gördükçe bu adamların niye %50 oy aldığını daha iyi anlıyorum.

önce çarşaflılara rozet takıp ertesi günü memlekete medeniyet getiriyoruz diye meydanlarda çarşaf yırtan, ne yapsam da biraz daha oy koparsam yüzsüzü parti mi alternatif (chp)?

aslında faili belli olan faili meçhul cinayetlerinin katillerini kahramanlaştıran, sözde vatan uğruna işlenmiş cinayetleri yücelten, şimdiki gençlik yapılanmalarının bile küçük birer mafya örgütü gibi çalıştığı parti mi alternatif (mhp)?

dağdaki teröristten bağımsız konuşmaya bile korkan, iki yüzlü, elinde yetki yokken doğru konuşup (misal demirtaşın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi beyanları) eline yetki geçince işine geldiği gibi davranan (özellikle güneydoğudaki belediyelerin icraatları),tek bir adamın isteklerini (apo) temsil ettiklerini iddia ettikleri kesimin istekleriymiş gibi lanse eden parti (hdp) mi alternatif?

yoksa ülke yönetecek kadrolara sahip olmayı geçtim özgün fikir üretmekten aciz diğer partiler mi alternatif?

tüm bu alternatifsizlik içinde ....................(onca şeyi yazmaya ne mecalim ne zamanım var) yapan ve bunu yüzsüzce yapmaya devam eden, düzeltme namına hiçbir girişimde de bulunmaya akp mi ana seçenek?

akp'ye oy vermeye vicdanım razı değil, diğerlerine oy veremeye aklım razı değil.

ben ne bok yiyem?
0
yemrem
(12.02.15)
akp nin oylarının düşmesi için akp nin oylarının gideceği bi parti olması lazım. öyle de bir parti yok.
ayrıca akp demek rte demek. çok ekstrem bi sevgi var akp seçmeninde rte ye karşı. şimdiki seçimde aslında kimse davutoğlu na oy vermeyecek, rte ye verecek.
ama chp, mhp, hdp de partideki liderin önemi yok. kim gelirse gelsin aynı oyu alır o partiler.
0
enkolaykullaniciadi
(12.02.15)
bakın dün bir taksiciyle konuştuklarımda geçenler.

- abi %98'i müslüman olan ülke, tabii ki ak parti'ye oy verecek.
- açık kadın çarşaflı ablama ninja derken iyi, çarşaflı ablam açık kadına orospu diyince kötü.
- her gelen hükümet kendi yedi, bununla en azından birlikte yiyoruz.
0
[silinmiş]
(12.02.15)
ayrıca bazı arkadaşlar basortusunun yasaklanmasindan korktugu icin chp'ye oy vermeyecek seçmenlerin varlığının saçmalığından bahsetmiş, buna inanmamış.

en yakınlarında bu travmayı yaşamamış insanların bunu anlaması tabi ki çok zor ama somut örneklerle anlatmaya çalışayım:

başörtüsüyle üniversite okurken bir gece çıkan kararla artık başındaki o "şey" ile okula gelemezsin denen bir ablam var. hep söylerler ya aile baskısıyla, koca baskısıyla türban takıyorlar diye (aslında bunu söylerken kadını nasıl aşağıladıklarının farkında bile değiller, neyse), bir ay boyunca babam başını açacaksın, ablam açmayacam diye direndi. sonunda baba baskısıyla başını açtı, okuluna devam edebildi, sonuçta daha mezun olmadan evlendi ve mezun olduktan sonra devletin militarize ettiği ablam çarşafa girdi. şimdi bu ablam kızının başörtüsüyle eğitimine devam edemeyeceği korkusunu taşıyor.

başka bir akrabam başörtüsüyle çalışırken, devlet kurumundaki yöneticilerin baskıları ve mobingleri sonucu başını açmak zorunda kaldı.

arkadaşlarımın üniversitenin girişinde başörtülerini çıkarıp utanarak peruk taktıklarını gördükçe ben onlardan daha çok utandım.

türkiyenin önde gelen hocalarından birinin üniversitede başörtülü bir öğrenci görürsem onu buradan kovarım, defol diye okulu inletirim diye gururla anfide modernlik nutuğu attığını da gördüm.

bunlardan bağımsız olarak, kutlu doğum haftasında okulda gül dağıttıkları için (bildiğin saplı, dikensiz, kırmızı, tek gül) uzaklaştırma alıp dönem uzatan arkadaşları da gördüm.

bu travmaları ve buna neden olan chp, dsp, mhp, anap, dyp vs. partileri görmeden "bu herifler din sömürüsü yapıyor, bu gerzek halk da bunu yiyor" demek, "walla balıklar suyun içinde nasıl boğulmuyor akıl alacak iş değil" diyen kafadan daha moron daha aptaldır.
0
yemrem
(12.02.15)
@douchebag :) süper. bizim chplilere sorsan bu taksiciye cahil derler, ama adam çok net konuşmuş.
0
dafuq
(12.02.15)
+1 cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam

katılmadığım yerler olsa da genel olarak çok doğru şeyler. aslında bu halk salak falan değil, sosyal demokrat ailede, amcaları akrabaları azılı sosyalist, çevresi milli görüşçü, köydeki akrabaları dinci, olabildiğince tuhaf bir çevrede büyüdüm. siyaset üzerine düşünen biri değilim ama hepsini gayet iyi gözlemleme şansım oldu. seküler bir ülke isterdim ama azılı bir romantik değil, realist bakış açısıyla bakıyorum ve ortadoğunun bağrındaki bir ülke için fazla şey istediğimi farkedip hemen uyanıyorum uykumdan. bu ülkenin 15-16 sene önceki halini dün gibi hatırlıyorum bir de.

bu ülkede özellikle cemaat-akp-abd ayrışmasının başladığı andan itibaren (2009-2010) müthiş bir rte diktatör algısı yükseldi. bir rte fanı olmasam da dış basının üzerine bu kadar gittiği adama ister istemez sempati beslemeye başladım son 3-4 yılda. çünkü iyi biliyorum o dış basının neyi sevip neyi sevmediğini. ayrıca gezi eyleminin bir goygoydan, serseri gençliğin oyun arayışından ibaret olduğunu düşünenlerdenim.

atatürk'ü eleştirenin hapse atıldığı bir ülkede rte diktatör demek ikiyüzlülük gibi geliyor bana, bu adam sesi travesti gibi çıkıp sahnede konuşurken ülke muhalefeti içten içe taşak geçti, benim orada gördüğüm şey samimiyetti, çabaydı. kim jong il'in kuzey koresi değil burası ama koluna k. atatürk dövmesi yaptıran adamların olduğu bir ülkeyiz şaka gibi, öyle bir hükümdar olmak ki 100 sene sonra bile vücutlara kazınmak. bu adamlar hüloğcuları eleştiriyor ve ben gülüyorum. komik değil mi? 2 tarafa da bakıp bakıp gülüyorum. sözlük ortamında o kadar anti-rte var ki, farklı bi görüş olsun diye o açıdan yaklaşıyorum şu an. zaten siyaseti hiç siklemediğim için kendimce acayip de objektif olduğuma inanıyorum. kimseden nefret edecek kadar siklememenin dayanılmaz hafifliği var üstümde.

sevgili kardeşlerim, siz rte'yi sevmiyorsunuz, ben de sevmiyordum ama benim nedenlerim bambaşkaydı. siz, diktatör olduğu için sevmiyorsunuz. ama asıl sevmeme nedeniniz diktatör olması değil, "sizin diktatörünüz" olmamasıydı. çünkü düşünceleriniz o kadar faşizan ki, başa geçseniz ülkedeki tüm dincileri gömecek gibisiniz.

bu ülke kürt lafını, alevi lafını ağzına alanların öcü gibi karşılandığı bir ülkeydi. bu ülke çok değil 15-16 sene önce kaldırımların kamusal alan ilan edilip türbanlılara kaldırımda yürümenin bile yasaklanmaya çalışıldığı bir ülkeydi(30 yaş ve üstü çok net hatırlar bunları). neyin özgürlüğünden bahsediyorsunuz siz?

özgürlük bir tek sosyal demokratlara veya kürtlere veya kapitalistlere özgürlük değil, özgürlükse herkese özgürlük. işte anadolu'daki senin salak dediğin çiftçi, rte denen diktatöre tam da senin diktatörüne aşık olduğun gibi aşık. o kadar sığ ve o kadar faşistçe. ondan bir kitap fazla okumuş olman seni müthiş özgürlükçü bir aydın yapmıyor. temelde aynı kafa yapısı. hatta kitap okuyup, mürekkep yalayıp bu kafada olmak bence daha aşağılayıcı.

rte'yi şu an bu kadar güçlü yapan 2 şey var: cumhuriyetten 15-20 sene öncesine kadar alttan alttan darbeleyen sol faşizmi, türban sorunu, ülkede tek bir gerçek sol liberal partinin olmayışı. o kadar sıkıldım ki bu ülkeden. sanki tepemde sağcı ve solcu filler tepişiyor, ezilen ben oluyormuşum gibi hissediyorum. ülkenin sosyal demokratlarına bıraksak şimdi 56k modemle internete giriyor olurduk. her yeri devletleştirelim, kpss'den 50 puan alan kadın gitsin kurumda akşama kadar solitare oynasın. aldığı maaşı beğenmeyip cıyak cıyak sendika eylemleri yapsın vs. vs. uyuşuk kardeşim bu ülkenin solu. sol iktidarda olsa biz nah görürdük hızlı treni, ucuz uçak biletini, kaliteli bir sürü hizmeti. sol uyuşuk. iş bilmez. kendi ailemden biliyorum ben bunları. sırrı süreyya da bunları söyledi diye adamı itin götüne soktular. iki günde yalayıcı oldu adam. halbuki sapından köküne kadar haklıydı gören göz için.

keşke şu ülkede özgürlüğün ne olduğunu bilen, kimsenin dinini, başörtüsünü, mini eteğini siklemeyen ve otu boku devletleştirmeyecek, ekonomiden anlayan bir sol partisi iktidar olsaydı ama keşke çalışkan da olsaydı. yemesinde gözüm yok benim, ülkesine kazandırsın, ne yiyorsa yesin. ecevit gibi fazla dürüst olmasın, fırlama olsun az, eli iş tutsun. bizimkinin sol anlayışı ülke sağcısından oy almak için ekmeleddini aday göstermek. ekmeleddini samimiyetsizce aday gösterdiğinde değil, travesti sesiyle gırtlağını yırtarcasına insanlara hitap ettiğin zaman, fedakarlık yaptığın zaman %50 oy alırsın. sonra çalsan da çırpsan da kimsenin gözüne gelmez. hakkıdır yesin koçum çalışıyor derler. bu yazdıklarım romantik bakış açılarıyla değil dünya gerçekleriyle alakalı. dünyada gerçekten herhangi bir başbakanın yemeden, çalmadan, karanlık işlere bulaşmadan süper işler çıkaracağına inanıyorsanız, gerçekten ağır romantiksiniz. ya da dünya sikine minare götüne, ufak bir iskandinav ülkesinin vatandaşısınız. burası kan gölü ortadoğu biraderim, hatırlatayım. bu topraklarda ecevit gibi temiz, dürüst adamlar değil, iş bitirecek pisikopatlar prim yapar.

amacım fütursuzca tartışmak değil, siyasi ideolojilerini hayatının hiçbir alanına yansıtmayan biriyim. herhangi bir sebepten kalp kırıntısı varsa özür dilerim. dediğim gibi, siyasete çok uzak ve kendince gayet tarafsız olmayı başarmış bir insanın türk soluna, kemalistine eleştirisidir bunlar.
0
calligrapher
(12.02.15)
ayrıca yeme olayında da şöyle bir algı var ve haksız da değiller:
adamlar yedi, yiyor ama tamam da hizmet de ediyor. peki, 80 yıldır kim neler yedide biz adam gibi hizmet görmedik?
0
enkolaykullaniciadi
(12.02.15)
yalandan da olsa umut verdiğinde halktan sana geri dönüş oluyor. demirtaş'ın cb seçimlerinde yükselttiği oya da, cem uzan'ın birkaç ayda aldığı %7 küsürlük oya da, komşuya da baktığımızda bunu görebiliyoruz. olayın solu, sağı yok pek. belli kesimin ihtiyacı olan o umudu en doğru biçimde aşılaman gerekiyor. ecevit de bunu yaptı, rte de. rte daha da ileriye giderek zamanla seçmeninin birer yol arkadaşı, kendisininse onların davalarına ortak sıradan bir kasımpaşalı olduğuna ikna etti insanları. dolayısıyla "ecevit nasıl oy aldıysa chp de pekala alabilir" gibi bir cümle sarf etmek biraz mantık dışı oluyor. rte'nin seçmeni gözündeki itibarı bu şekilde ekstra bir konumda olmasaydı kalkıp suçu muhalefete rahatlıkla atabilirdik ama durum öyle değil pek. ha bence de gerek yerel seçimlerde gerekse cb seçimlerinde oldukça beceriksizlerdi, orası ayrı fakat şu saatten sonra ne olursa olsun rte'nin işaret ettiği parti dışında hiçbir partinin şansı yok. buna ister cehalet deyin, ister korku ya da bağlılık, fark etmez.
0
soso
(12.02.15)
HDP ve MHP'nin alacakları oy kritik. Eğer bu partiler oylarını arttırabilirlerse, AKP'nin tek başına iktidar olması bile riske girebilir. Kürtler bu ülkenin ağırlığı giderek artan ve artacak olan en kritik grubu, onları görmezden gelerek hiçbir parti başarılı olamaz.

CHP ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun onca çabasına rağmen özellikle sünni muhafazakar kesimden zor oy alır ki bu kesim ülkenin en aşağı yarısını oluşturuyor. Kılıçdaroğlu gerçekten çok çaba sarfediyor partinin söylemini daha kapsayıcı hale getirmek için, milletvekilleri neredeyse AKP'lilerden daha çok dini söylem kullanıyor ama olmuyor.
0
maxim gorki
(12.02.15)
@dafuq,
Aslinda ikiden fazla katilmadigim nokta var yazida, ancak konu dagilmasin diye hepsini soylemedim.

Konustugumuz konudan devam edeyim.

1) Din somurusu olmadigini iddia etmen cok komik. Hicbir basortulunun chp'ye oy vermeyecegini iddia etmen ayri komik. Bunu soyleyebilen kisi olarak karsindakini halki tanimamakla itham etmen bambaska komik. Chp'ye oy veren ve hayatlarinda basortusu olan sayisiz aile var. Sirf chp orgutlerinde hayatlarinda basortusu (ya da turban) olan sayisiz aile var. Ayrica ayni seyler Mhp'nin de hem oy tabani hem orgutu icin de gecerli. Aslinda bu tam da benim soyledigim noktayi gosteriyor: "karsi" tarafta yaratilan dusman algisi ve agir din somurusu. (argumanin devami icin @yemrem'e yazdiklarimla devam edebilirsin.) Akp'nin "onlar" dusman "onlar"dan cacik olmaz algisi yonetiminden baska bir sey degil.

2) Partiyle secmeni birbirine karistirma. Secmen cok genis, her turlu seyi diyen cikar. Akp tarafinda her turlu seyi diyen, karsisindakini asagilayan cikiyor. Ancak akp bunu parti olarak yapar, chp (ya da mhp) yapmaz. Fark bu. Cok onemli bir fark. Devlet yonetiminde hic olmamasi gereken bir sey.

@ssyumusakg,
Kisisel bakis acisi oldugunu iddia ettigin bir konuda ayni zamanda kendi gorusunun gercegi yansittigini iddia etmen celiski degil de nedir? Biraz oz elestiri lutfen, senden gelen her arguman faullu.

@yemrem
Yasadiginiz zorluklari goz ardi etmiyorum; tam tersine bu konular kullanilarak insanlarin somuruldugunu soyluyorum. Akp'nin yaptigi ve onemli gordugum seylerden biridir, sizin gibi haksizlik gorenlerin haksizligini gidermesi. Ancak bunu duzgun ve hakkaniyetli sekilde yapmadigini ve (belki senin icin kisisel oldugu icin anlayamayacaksin ama) bu konunun turkiye genelinde sandigin kadar onemli bir konu olmadigini gormen lazim, eger o kadar iddiali konusacaksan. Once kendini somurtmeyeceksin ki baskalarina bir sey derken yuzun olsun.

O yasaklarin darbe donemiyle iliskisi oldugunu, akp'nin bu yasagi neden cok degil 1-2 sene once kaldirdigini, niye bu konuyu hemen cozmek yerine iktidar oldugu yillar boyu surekli kasidigini, niye bu yasagi halka oldugu gibi (universite ve kamu kurumlari ile ilgili olarak) anlatmak yerine gunluk hayatta basindaki ortuye karisiyormus gibi anlattigini, niye chp'nin dinsiz ilan edildigini, chp ya da mhp'nin bu yasaklarda somut hangi noktada baglantisinin oldugu bunlari hep dusunmen lazim. Bunlari dusunurken de turkiye'de universite okuma oraninin %11 civarlarinda oldugunu, memuriyet oraninin da bunun yarisindan az oldugunu unutmaman lazim ki sorunun ulke capinda onemini objektif olarak kavrayabil (yani max %5). Bu, demek degil bahsi gecen sorunlar onemsizdi. Hayir cok onemliydi. Sorunlarla karsilasanlarin hayattaki onceliginin ornegin universitede basortusu olabilecegini anlayabilirim. Ancak bu tarz bir ozgurluk icin diger pek cok ozgurlugu, hirsizliklari, asagilamalari, baski ve kisitlari kabul edip tum vicdanini kapatip akp'ye oy veren buyuk cogunluk hakkinda daha tatmin edici aciklamalar yapmalisiniz.
0
f_d
(12.02.15)
din somuru ve başörtüsü konusuna takilan arkadaslar olmus.

başörtüsü korkusu varsa bu o kişinin dini ile ilgili somuruldugu anlamina mi gelir.

yoksa eskiden yasak olan birşeyi, kendisi ile ayni dunya gorusune sahip birilerinin kaldirmasindan dolayi duyulan minnet midir?

akp beni secmezseniz başörtüsünu yasaklarim dese neyse, boyle bir sey yok. aksine halk akp (ya da sp, bbp vs) yani kendi gibi muhafazakar bir iktidar olmadığında uzerine baski olacagindan korkuyor.

isterseniz basortusu diyin, isterseniz ana dilde konusma vs.

peki halk neden boyle düşünüyor?sizofren mi bu halk?

ya boyle olursa diye paranoya mi yapıyor?

yoksa daha once başına geldiği için biliyor mu?

yazdigim gozlemi okuyunca akp li oldugumu sanan arkadaslar olmus.

hatta okumus akp lilerin bile ne kadar bos ve sacma dusundugunu yazmis, yazarken cok edebi ve anlaşılır bir dil kullanmış.

yazisini tekrar tekrar okuduğumda insanların neden akp ye oy verdiğini anlar.

ben en son oyumu saadettin tantanin yurt partisi ne atmistim. ergenler bilmeyebilir. oy atacak parti bulamamis, eli sopali en psikopat olarak sadettin beyi gorup belki memleketi duzeltir demistim :)

adettendir; ailemde de annemden baska bas ortusu takan yok, 3 tane de ablam var.

fakat bu haksızlığa karsi cikmayacagim anlamina gelmez.

son bir not;

bu tur fikir alışverişlerinde seviyeyi kimlerin dusurdugune, kimlerin hakaret hatta kufur edip dalga gectigine iyi bakin. işte o zaman bu halk ile daha iyi empati yaparsiniz.

belki beni hala akp li olarak suclayanlar olur. son bir not daha,is yaptığım bolge akp belediyesi. gecen secim chp kazansin diye cok dua ettim, çünkü iliskilerim cok kuvvetli. ama yine akp kazandi.

akp degil de chp kazansa idi istediğim gibi almayi umdugum imar durumlari ile normalden 8 daire daha fazla uretebilecektim :)

mobilim, sporda bisiklet ustundeyim. yanlısim olduysa kusura bakmayin.
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(12.02.15)
fd, konuyu iki kişinin tartışmasına dönüştürmemek için size daha fazla cevap vermemeyi seçiyorum zaten belli ki aynı dili konuşamıyoruz. sevgiler
0
ssyumusakg
(12.02.15)
Aslı AYDINTAŞBAŞ'ın 30 mart seçimleri öncesi yazdığı bir yazı var. Lütfen okuyun. Tam tartıştığınız konuyu özetliyor.

www.milliyet.com.tr

SEÇMEN İLKESİZ AMA RASYONEL

Geçenlerde kamuoyun araştırmacısı Adil Gür’le sohbet ederken, vatandaşın yolsuzluklardan çok ‘ekonomik istikrarı’ önemsediğini söylediğinde, şaşırmıştım.
Ertesi gün gazetelerde KONDA’nın da benzer bulgular içeren araştırmasından söz ediliyordu. Buna göre, vatandaşın % 77’si 17 Aralık sürecinde yolsuzluk olduğu kanaatinde; ancak % 47’si Ak Parti’ye oy vermeyi düşünüyor.
Bunu nasıl yorumlayalım? Haftalardır sayfa sayfa yolsuzluk operasyonunun detaylarını, internette devlet imkânlarıyla yapılan olmadık işlerin telefon tapelerini okuyoruz. Konuşulan rakamlar, çoğumuzun hayal bile edemeyeceği uçuklukta. Standart bir Batı demokrasisinde bu iddiaların onda birinin 77 kere iktidarı alaşağı edeceğini biliyoruz. (Bırakın saati ya da işadamlarından gelen kişisel kıyakları, Almanya’da siyasetçi Cem Özdemir, iş için aldığı uçak biletlerinden kazandığı ödül millerle kendine tatil bileti aldığı için istifa etmek zorunda kalmıştı.)
Peki, Türkler farklı mı? Tayland’da, İngiltere’de, Japonya ya da ABD’de skandal sayılan işler, burada neden ”Adamlar çalıyor ama iş de yapıyor” refleksini doğuruyor?
Bana sorarsanız şeçmen, ilkesiz de olsa, kendi açısından rasyonel seçimler yapıyor. Bakın anlatayım...

İSTİKRARIN BÜYÜSÜ: Adil Gür, seçmenin yüzde 80’inin şu ya da bu şekilde ‘borçlu’ olduğunu (kredi, banka, vergi, araba taksiti vs) ve bu yüzden de her şeyden çok ekonomik gidişatı önemsediğini söyledi. Vatandaş, günlük hayatla ilgili şikâyetleri olsa da cebine giren paranın azalması ihtimalinden tedirgin. Bu anlamda muhalefet partileri ekonomi yönetiminde başarılı olabileceklerine dair güçlü bir vizyon ya da kadro sunmuyor. Ak Parti’nin 2011’den beri kullandığı ”İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” sloganı da işte tam bu yüzden seçmen nezdinde etkili. Ekonomi kötüye giderse, sandıkta bunun hesabını soracak. Ancak ekonomi hâlâ iyi kötü dengedeyse, o zaman maceraya girmek istemiyor.

ERDOĞAN’IN STRATEJİSİ: Başbakan’ın çok etkili bir hatip olduğunu söylemeye gerek yok. Yolsuzluk iddialarını külliyen reddediyor. Bunu yaparken de tartışmayı ‘yolsuzluk’ boyutundan ‘devletin bekasını tehdit eden paralel devlet’ konusuna yönlendirmeyi başardı.

‘ADAMLAR İŞ DE YAPIYOR!’: Medyada tanıdığım herkes Melih Gökçek’in Ankara’ya Boğaz getiren(!), dinozor parkından tutun da her türlü fantastik öğe içeren seçim kampanyası tanıtım toplantısıyla alay ediyor. Gel gör ki, insanlar medyanın alay ettiği o ‘proje’ işine bayılıyor! Çünkü hayatlarını olumlu etkiliyor. Kanal İstanbul’dan tutun da Gökçek’in ‘kitchistan’ projelerine kadar vatandaşın önüne koyduğunuz görsel, cafcaflı ve mevcut gri varoş hayatını renklendiren, çeşitlendiren her atraksiyonun seçmen açısından belli bir cazibesi var. Üstelik Ak Parti’nin ‘atmadığını’, iktidarda olduğu bazı illerde başarılı bir yerel yönetim sergilediğini de biliyor. Hal böyleyken insanlar ‘şikâyet’ sunan muhalefet yerine ‘güzel hayaller’ resmeden iktidara meyledebiliyor.

İDDİALARI DUYMUYORLAR Kİ: Medyanın bir başka hatası, sokaktaki insanın da gazeteciler gibi her gün internetteki tape ve yolsuzluk haberini okuduğunu sanmak. Fakat durum böyle değil. Türkiye’de 16 milyon IP numarası var ama bilgisayar başındaki vatandaş bundan daha az olmalı. Unutmayın, 17 Aralık operasyonu hükümetin hukuka el koymasıyla fiili olarak durduruldu. Yapılamayan 2. ve sonraki operasyonlar hakkında yayın yasağı var. Memleketin birçok yerinde insanlar ne ‘medya havuzu’ ne de ‘villa’ gibi meseleleri duymuş değil.

RAKAMLAR FAZLA UÇUK: Bir de unutmayın, seçmen açısından günlük hayatta rüşvet ve yolsuzluk yok. Bürokratik işlemler büyük ölçüde kompüterize. Haliyle herhangi bir devlet dairesinde işinizi çözmek zarf içinde memura 50 TL uzatma gibi bir zorunluluğunuz yok. İddia edilen yolsuzluk, çok daha yüksek rakamlı ve rakımlı yerlerde, insanların günlük işleyişinde göremedikleri bir dünyada cereyan ediyor. 100 milyon dolar gibi rakamları algılamamız bile pek mümkün değil. İnsana masal gibi geliyor. Seçmenin haberde okuduğu bu uçuk meblağları ‘kendinden çalınmış gibi’ görmesini sağlama işi, muhalefete ait. Ancak muhalefet de somut olarak seçmene bunu anlatabilmiş değil.
Haliyle seçmen açısından yolsuzluk, kendi hayatını etkilemeyen, çok uzaklarda, iş yapan bir iktidarın katlanılması gereken ‘dikeni’ olarak görünüyor. Yukarıda saydığım parametreler (söylem, ekonomi, muhalefetin etkisi) değişmedikçe de yerel seçimde büyük sürpriz beklememek lazım.
0
corneillus
(12.02.15)
@sesgetireceknick,

O konunun niye somuru oldugunu yukarida acikladim. Temelsiz korku ve kutuplastirma politikasi var ve din buna alet ediliyor. Dinini sevenin bunu fark ettiginde buna karsi cikmasi lazim.
0
f_d
(13.02.15)
(6)

buyukler icin ninniler'den olusan calma listesi

jimicik
hazirliyorum. uyumalik sarkilardan olusan bir liste olacak ama okyanus sesi, yagmur sesi, 432hz parcalar fln degil de dream a little dream of me gibi miril miril sarkilar olsun. var mi oneriniz?
hazirliyorum. uyumalik sarkilardan olusan bir liste olacak ama okyanus sesi, yagmur sesi, 432hz parcalar fln degil de dream a little dream of me gibi miril miril sarkilar olsun. var mi oneriniz?
0
jimicik
(11.02.15)
örneği dinleyemedim. yanlış yoldaysam affola. şunlar gibi olabilir mi:

queens of the stone age-this lullaby
cat power - maybe not/the greatest
glissando-good bye red rose
nina simone-here comes the sun
0
zihuatanejo
(11.02.15)
pink martini - hang on little tomato.
Muzigiyle sozleriyle tam olarak oyle bir sarki.

Yine pink martini - Lullaby.
Que sera sera'yi da dahil edebilirsiniz.

Bu arada listeyi tamamlayinca paylasirsiniz belki?
0
f_d
(11.02.15)
tabii ki paylasirim. biraz daha oneri gelse ne guzel olur.
0
🌸jimicik
(11.02.15)
www.youtube.com

bunun türkçe sözleri mevcut. güzel bir kayıt olursa yeme de yanında yat.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(11.02.15)
kaset
(11.02.15)
feist, cat power, kings of convenience aç dinle. şunlara da bir bakıver:

elfen lied-lilium
elfen lied-shinkai
nicholas lens-was hast du mit meinem herz gaten
set fire to flames-love song for 15 ontario
mogwai-cody
ry cooder-paris texas
erik satie-inities
jehan barbur-bir sevda şarkısı (+erkan oğur versiyonu)
dolores o'riordan-the butterfly
m.ward-psalm
0
zihuatanejo
(11.02.15)
(4)

turing-kahlo

medievalman
bilg muhendisi olarak, turing filminden sonra herkes turing diye ortada gezmeye basladi, biraz kotu hissettim. populerlesmesi, agza sakiz olmasi hosuma gitmedi. benzer gorusler sozlukteki basliklarda da var. ama benzer sekilde sinemanin populerlestirmesi ile frida kahlo hakkinda bilgi sahibi olmustu
bilg muhendisi olarak, turing filminden sonra herkes turing diye ortada gezmeye basladi, biraz kotu hissettim. populerlesmesi, agza sakiz olmasi hosuma gitmedi. benzer gorusler sozlukteki basliklarda da var.

ama benzer sekilde sinemanin populerlestirmesi ile frida kahlo hakkinda bilgi sahibi olmustum ve kendisini ogrendigim icin cok mutlu olmustum.

bu sekilde farkli tutum sergilemem normal mi?
Hangi tutum dogru?
0
medievalman
(10.02.15)
Bence bu konu, filmin ilgili sahsin calismalarini ve amacini ne kadar isabetli yansittigi ile alakali.
0
f_d
(10.02.15)
bu sebepten ötürü paylaşmadığım filmlerim, müziklerim, zevklerim, hobilerim, alışkanlıklarım var evet.
0
vonkhar
(10.02.15)
turing'in niye ve nasıl öldügünü de sorgulamiyorsa insanlar, turing diye ortalikta gezmelerinin bir anlami yok.

iki tutum da yanlış.
0
jaygatsby
(10.02.15)
adımı öğrendiğim günden beri bilimkurgu severim. bilimkurguyu geçtim bilimsel yayınları takip ediyorum uzay ve fizikle ilgili bir çok yeni konu öğreniyorum. bu güne kadar bunları anlatacak adam bulamazken interstellar diye bir film çekildi. herkes uzay bilimleri uzmanı oldu. hatta o kadar geliştirdiler ki kendilerini yorum falan yapıyorlar. 20 yılını bu işe vermiş adam konuya bir cümle katkı yapıyor eleman lise fizik bilgisiyle karadelik açıklıyor. karadeliği keşfeden adam o kadarını bilmiyor. bu yorumlamış. yok karadelikler şöyle yok quasarlar böyle. daha dün televizyondaki dram dizilerini izleyip ağlaşıyodunuz ne ara bu kadar bilime sardınız diyesim geliyor. aynı tutum bende de var. bi film çıktı herkes bilimkurgucu herkes astronot. turing de de öyle olduysa şaşırmam. şimdi herkes şifreleme uzmanıdır.
0
maxhoper
(11.02.15)
(5)

İnternetten indirilen APK güvenliği ile ilgili

six packsiz
MerhabaTelefonuma ücretli oyunların, programların apklarını internetten bulup kuracağım ama herhangi bir sıkıntı olur mu acaba?Yasal bir sıkıntı veya telefona olabilecek herhangi bir sıkıntı.Bilgilendirirseniz sevinirim.
Merhaba
Telefonuma ücretli oyunların, programların apklarını internetten bulup kuracağım ama herhangi bir sıkıntı olur mu acaba?
Yasal bir sıkıntı veya telefona olabilecek herhangi bir sıkıntı.
Bilgilendirirseniz sevinirim.
0
six packsiz
(10.02.15)
Guvenlik garantisi yok. Farkinda olmadan zararli yazilim kurabilirsiniz. Yasal sikinti olmaz.
0
f_d
(10.02.15)
birisi uğraşyor. ücretli programı kırıp ücretsiz indirilebilir oynanabilir hale getiriyor. ciddi uygulama yazılım bilgisi gerektiren bir iş. ve onu kurduğunda sen o kişinin insafına kalıyorsun. içine yazdığı kodlarla cihazına istemediğin şeyler yapabilir.

o işi yapanlar yani programları kıranlar hayrına yaptırmıyordur emin ol
0
efruz
(10.02.15)
Peki aralarında güvenli bir site varmıdır bildiğiniz?
Hani şu şu sitede test edip öyle paylaşıyorlar gibi, diyebileceğin siteler var mı?
0
🌸six packsiz
(10.02.15)
güvenli siteler o işlere izin vermez zaten. yani kırmak demek güvenliği kaldırmak demektir. google play bile o konuda yeterli kalamıyor. en kralı appstore. para var huzur var
0
efruz
(10.02.15)
Para olana var huzur :)
0
🌸six packsiz
(10.02.15)
(8)

Kaza hız sorusu

kimlanbu
Şirket aracımız kaza yaptı, formülleri de hatırlamıyorum, araştırmaya da üşendim :)Kamera görüntülerinde 20m'lik mesafeyi fren yaparak 4sn'de geçip direğe çarpıyor, bu aracın ilk hızı nedir ? Direğe çarptığı anda 20-30km/s yaklaşık hızı var diyebiliriz. Evet aynştaynalar, bu araç kaçla gidiyordu ?
Şirket aracımız kaza yaptı, formülleri de hatırlamıyorum, araştırmaya da üşendim :)

Kamera görüntülerinde 20m'lik mesafeyi fren yaparak 4sn'de geçip direğe çarpıyor, bu aracın ilk hızı nedir ? Direğe çarptığı anda 20-30km/s yaklaşık hızı var diyebiliriz.

Evet aynştaynalar, bu araç kaçla gidiyordu ?
0
kimlanbu
(10.02.15)
formuller:
x = v.t
v = a.t
0
f_d
(10.02.15)
61

Edit: Sallamadım ciddiyim, kaba hesap tabi.
Edit2: asdfgkfk 61 yazmıştım ya ben 6 değil tabi ki :D bana da tik vir
0
capitatum
(10.02.15)
Asfalt kuru, düzgün ve aracın lastikleri, frenleri iyiyse bile formülle yapılan tahmin oluyor ancak. Zemin ıslaksa hele ki yağmurun ilk başladığı zamanlarsa buzdan beter kaygan bir zemin oluşabiliyor bazı yerlerde dolayısıyla o hesaplamalar bir işe yaramıyor. Ama asflat lastikler falan herşey düzgünse 20 metre frenden sonra 20-30 km/s hızla çarpmasından 50-60 km/s hızın üzerinde olduğu düşünülebilir.
0
slayerrr
(10.02.15)
o formüller işe yaramaz zemin sürtünmesi bilinmeden kesinlikle hesaplanamaz. ayrıca asfalt dandik olabilir her asfalt aynı kalitede yol tutacak diye bir kaide yok.
0
lathspell
(10.02.15)
yaklasik 70km hizla gidiyordu.

alman ehliyet sinavi icin ögretilen pratik bir formu var acil fren mesafesi icin, kuru zemin, uygun lastik ile.

((hiz / 10)^2 ) / 2 = acil fren mesafesi

bu formule göre carptigindaki hizi 30km/s ise yuvarlak hesapla 5m daha fren mesafesi kalmis

20m daha önceden kaydigina göre de toplam 25m kayma gösterecekmis

25m kaymasi icin bi aracin 70km/s hizla gidiyor olmasi gerekir.

Ayrica bu hesaplama alttaki formullerle de zenginlestirilebilir
Reaksiyon süresinde katettidigi mesafe(1sn) metre = (hiz * 3)/10
Normal frenleme mesafesi (acil fren degil, tekerler kaymaz) = (hiz / 10)^2
0
emrahday
(10.02.15)
öyle formül ile ortalama bir sonuca ulaşılabilir. lastik ve asfalt durumu, frene tam mı basıldı? ne zaman abs devreye girdi? acemi olduğu için mi aracı durduramadı? vb. değişkenler var.
0
zam sampiyonu domates
(10.02.15)
benim hesaplarıma göre doksan çıktı. 20 metre=ivme x zamanın karesi

buradan= 20= ((v1-20)/4)16= 4v1=100 v1=25 metre/sn

25x3600/1000=90 km/h


dipnot: fizikçi değilim, en son fizik problemini beş sene önce çözdüm.
0
sndnzr
(11.02.15)
Cevap sağlıklı bir şekilde bulunamaz.
Kamera görüntülerinde frene basmadan önceki görüntüleri incelemeniz gerekli.

Arabanın frenleme özelliğini bilmiyoruz, lastiklerin cinsi ve kondisyonunu bilmiyoruz, zemin özelliğini bilmiyoruz, bunları bilsek bile fren tam güçle mi basıldı bunu da bilmiyoruz.
0
burfak
(11.02.15)
(1)

Tableti workstation haline getirme

f_d
Elimde rootlamaktan cekinmeyecegim bir tablet var (samsung tab s). Bunu full performans calisma aleti haline getirmek istiyorum. Uygulama onerilerinize ve diger butun onerilerinize (os degistirmek dahil) acigim.Tablette Android Kitkat calisiyor ve henuz default uygulamalardan baska bir sey yok.Ozell
Elimde rootlamaktan cekinmeyecegim bir tablet var (samsung tab s). Bunu full performans calisma aleti haline getirmek istiyorum. Uygulama onerilerinize ve diger butun onerilerinize (os degistirmek dahil) acigim.

Tablette Android Kitkat calisiyor ve henuz default uygulamalardan baska bir sey yok.

Ozellikle olmasini istedigim ozellikler
- Pdf edit, annotate
- Not alma (konferans, toplanti vs.)
- duzenli backup
- Sunu hazirlama ve sunma
- Yazilim gelistirme & sunucu baglantilari
- Image edit
0
f_d
(10.02.15)
Yapamayacagim konusunda ayni goruste degilim. Nasil yapabilecegimi ariyorum.
0
🌸f_d
(14.02.15)
(7)

merkez bankası hesabını verecektir

john
Erdoğan, "Dolardaki hareketi değerlendirmek bana ait olan bir şey değil. Eğer Merkez Bankası bunu yönetemiyorsa hesabını verecektir" dedi. cnbc-e ekonomi portalında sabah haberlerinde sayın Erdoğanın doların 2,5 tl ye dayanmasıyla ilgili sözü budur, zaten onun çıkışları yüzünden çıkmıyor mu bu dolar
Erdoğan, "Dolardaki hareketi değerlendirmek bana ait olan bir şey değil. Eğer Merkez Bankası bunu yönetemiyorsa hesabını verecektir" dedi.
cnbc-e ekonomi portalında sabah haberlerinde sayın Erdoğanın doların 2,5 tl ye dayanmasıyla ilgili sözü budur, zaten onun çıkışları yüzünden çıkmıyor mu bu dolar euro , nerede güvenilir ekonomimiz, nasıl sıyrılıyor suçu merkez bankasına atıyor anlayamıyorum
0
john
(09.02.15)
Hep yaptigi is. Herhangi bir konuda sorumluluk alip hesap verdigi vaki mi?
Ustelik iktisat okudugunu iddia eden birinin laflari bunlar ki tum 1. sinif ogrencileri herhalde ne diyor bu diye bakiyordur.
0
f_d
(09.02.15)
mantık aramamak lazım bu söylemlerde. adam iktisat profesörlerine iktisat dersi vermeye başladı artık. kendisine danışmanlık yapan kişi yiğit bulut.
0
kafkef
(09.02.15)
şahsi düşüncem faizlerin düşmesini istemesi milletin tasarruftan yatırıma teşvik amaçlı. kredi kullanımları vs vs... merkez bankası neyin hesabını verecek bilmiyorum ama bu adama artık birileri az bişeyide bilme demesi lazım...

adamın açığını kapatmak için döviz rezervleri piyasa salınıyor yine fayda etmiyor..

çok değişik enteresan birisi...

suçu merkez bankasına atıp hedef gösteriyor..

aklıma gelmişken söylim.. merkez bankasını özerk hale getirdiği için akp yönetiminin minnet duyması gerek kemal dervişe.
0
dokuzonbeş
(09.02.15)
adam ekonomi kitaplarında yazan teorileri bile tanımıyor. dünyadaki her şeyi bu adam biliyor. başka kimsenin bi halt bildiği yok. herhangi bir konu olsun, siz adını verin konunun. bu adamın o konuda bir fikri var. bilgisi olmadan fikri olmak sözünün bayrak taşıyanı.

son zamandaki doların yükselişinin tek sorumlusu kendisidir. merkez bankasının bağımsızlığını sorgulayan, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan gibi saçma tartışmalar sürdüren bir cumhurbaşkanı yurtdışı fonları tedirgin ediyor, dolar ülkeden çıkıyor, git gide güçlenen Amerika'ya, gelişmiş ülkelere, güvenli limanlara gidiyor.
0
[silinmiş]
(09.02.15)
"faizlerin düşmesini istemesi milleti tasarrfıtan yatırıma teşvik etme amaçlı" kısmen doğru. yanlış kısmı; yatırıma değil tüketime.

bu ülke ne zaman neye yatırım yaptı ki şimdi yapsın? inşaat yapıp mortgagela ev almayı büyüme sanıyoruz.
0
ie
(09.02.15)
Faizi dusurtmek istemesinin nedenini ulvi amaclara baglamaya gerek yok. Bu, gunu kurtarmayi dusunen siyasi biri olmasindan kaynaklaniyor.

Ekonomide her sey faizlere baglidir. Dusuk faizde ekonomi yuksek faize gore daha hizli doner, rakamlar daha guzel gelir. Dolayisiyla siyasiler dusuk faiz ister. Siyasilerin dolar ya da enflasyon hemen hic umrunda olmaz. Ekonomi daha canliysa daha cok oy/destek alirlar. Cerceveleri kisa vadelidir, simdi faizi dusur uzun sure oyle tut, oturup da lan iki seneye krize gidiyoruz biz demezler.

Bu yapisal nedenlerden oturu de merkez bankalari bagimsiz olmalidir ve bu cok kritiktir.
0
f_d
(09.02.15)
esas problem, uzun zamandır büyük miktarlı (en az 1 milyar dolar) yabancı yatırımcının gelmeyişi. hukuk sisteminin çöktüğü bir ülkeye kim gelir yatırım yapar.
0
merhum
(09.02.15)
(5)

aileden birisinin klinik vakaa olmasi

very big cat you.
bu insani nasil psikiyatriste yonlendirebiliriz? Kendini normal, cevrelerindeki hasta olarak goruyor. Hic ama hic iyi degil ruh sagligi ama bunu kabul etmiyor. Yakin zamanda buyuk bir aci yasadik. hem onun verdigi sikintiyla hemde daha once bu kisi de olan psikolojik sorunlarla daha kotuye gitti dur
bu insani nasil psikiyatriste yonlendirebiliriz? Kendini normal, cevrelerindeki hasta olarak goruyor. Hic ama hic iyi degil ruh sagligi ama bunu kabul etmiyor. Yakin zamanda buyuk bir aci yasadik. hem onun verdigi sikintiyla hemde daha once bu kisi de olan psikolojik sorunlarla daha kotuye gitti durumu. Psikolog da kesmez artik. Ne yapilabilir? Nasil ikna edebiliriz? Boyle giderse sonu hic iyi degil.
0
very big cat you.
(08.02.15)
gideceginiz yeri daha önceden bilgilendirin ve birlikte gidin. sizin için gittiğinizi dusunsun. orada bir sekilde psikiyatrist olaya o kisiyi mudahil edecektir.
0
teknikekip
(08.02.15)
Katıldım arkadasa. tabi ama inandirmaniz lazim sizin icin gittiğinize.
0
evc
(08.02.15)
aynen, sanki siz önceden gitmişsiniz ve sizin tedaviniz için o kişinin de bir seansa katılması gerekiyor gibi düşünmeli. sonradan da böyle böyle devam edebilir önü açılabilir tedavinin.
0
mutlusismankedi2015
(08.02.15)
mantikli cevaplar geldi fakat bunu yemez. Kendi icin gidildigini anlar kesin. Uyanik birisi oldugu icin hemen anlar. İyice dellenir. Boyle bisey yaparsak daha da beter olur isler.
0
🌸very big cat you.
(08.02.15)
Gideceginiz yerle konusun, onlar yonlendirsin.
0
f_d
(08.02.15)
(3)

akademikler bi bakar mısınız?

sen olmayan cocuk benim
Bandura (1977) ise özyeterliği sosyal bilişsel teoriye dayanarak “insanların belli bir performansa ulaşabilmelerini sağlayacak eylemleri örgütleme ve sergileme becerileri ile ilgili yargıları” şeklinde tanımlamıştır (Bandura, 1986, s.391).burada neden iki tarif var? biri kitabın ilk basım yılı, diğe
Bandura (1977) ise özyeterliği sosyal bilişsel teoriye dayanarak “insanların belli bir performansa ulaşabilmelerini sağlayacak eylemleri örgütleme ve sergileme becerileri ile ilgili yargıları” şeklinde tanımlamıştır (Bandura, 1986, s.391).

burada neden iki tarif var? biri kitabın ilk basım yılı, diğeri de ikinci, üçüncü vs basım yılı mı?

Teşekkürler.
0
sen olmayan cocuk benim
(08.02.15)
yanlis olmus muhtemelen. gerci bircok atif stili var ama bu mantikli durmuyor.
0
f_d
(08.02.15)
Bandura denen adam 1986 yılında yayınladığı bir kitabın 391. sayfasında, 1977'de yazdığı bir cümleyi aynen (tırnak içinde) kullanmış ve kendine referans vermiş. Bu adam da Bandura'nın 1986 no'lu kitaına sahip ama bu da 1977 yılındaki çalışmaya referans veriyor. Bu yüzden böyle bir "referenception" olmuş.

Özet: Bandura 1986 yılında "Ben 1977'de bunu dediydim" demiş. Bu kişi de "Bandura 1986 yılında, '1977 yılında böyle demiştim' dedi" demiş.
0
aychovsky
(08.02.15)
Aychovsky nin dedigi referenception benim de aklima yatti.
Gerci "Bandura (1977)" diyorsa referansini vermesi lazim diye dusunuyorum. O zaman da ception a girmek biraz beyhude oluyor.
0
f_d
(08.02.15)
(4)

Mümkün mü?

Lola90
Böyle soruları saçma bulurdum ama sorsam iyi olacak. Temmuz ayına kadar 10 bin tl olması gereken bi para var elimde. Yani olsa bomba olacak. Şu anki miktar 2.500 elimdeki. Bahis harici öneriniz var mı? Biraz risk alarak hangi yollarla yükseltilebilir? Çalış diyenleri seviyorum, zaten çalışıyorum, o
Böyle soruları saçma bulurdum ama sorsam iyi olacak. Temmuz ayına kadar 10 bin tl olması gereken bi para var elimde. Yani olsa bomba olacak. Şu anki miktar 2.500 elimdeki. Bahis harici öneriniz var mı? Biraz risk alarak hangi yollarla yükseltilebilir? Çalış diyenleri seviyorum, zaten çalışıyorum, o aylık yaşam masrafımı karşılıyor. Fikirlerinizi merak ettim. Bir şey alıp satma olabilir, her türlü fikre açığım.
0
Lola90
(08.02.15)
e5te şaşal su satarak falan. tam tarif ettiğin, riski de var, her an trafik açılabilir ve ezilebilirsin, suyu alıp para vermeden fıyabilirler. arada gelin arabası denk gelirse o da ek gelir getirir. (gelir kelimesini ikiledim, anlatım bozukluğu oldu).
0
ismail yk
(08.02.15)
Malesef makul bir yolu yok bunun, hem sirkülasyonu hızlı olan hem de kar marjı yüksek olan hem de kumar olmayan bir enstürman bulman imkansız. hedefine ulaşmak için her ay parana %25 değer kazandırman lazım. Bitcoin işine gir desem araştırması soruşturması bile 5000 liradan fazlaya tekabül eden enerji harcatır. ama mevcut koşullarda kumara yakın riskte işler olmadan yapamazsın.

imkb desen yine öyle sağlam tüyolar alman lazım ki o tüyolara ulaşmak da baya enerji harcatır. kaldıraçla forexe gir desen yine bunların kumardan hiç farkı yok sıradan insanlar için.

borsada sağlam tüyoyla 1-2 ay içinde %80 kazanç bile mümkün. sıradan biri için bunun gibi ince bir durumu kısa vadede 2 kere yakalamak ise imkansıza yakın.
0
calligrapher
(08.02.15)
borsa ve bahis dışında mümkün değil. borsa için sağlam tüyo lazım ancak futbola veya nba'e merakın varsa her gün bir iki saatlik analizlerle düzenli olarak kuponlar yapıp kazanabilirsin. yine de risk tabi elindeki 2500 tl'den de olabilirsin. bahis derken de iddaa'dan bahsetmiyorum kesinlikle iddaa'nın saçma politikaları ve düşük oranlarıyla kazanmak çok zor. yurt dışı bahis siteleri diyorum ancak onlar da illegal bilgin olsun.

cointellect patlamasa onu önerebilirdim. gerçi patlayacağı belliydi de ilk zamanları olsa girilebilirdi.

bir de amerika, çin ya da dubai'den elektronik cihaz alıp (iphone, fotoğraf makinesi vs) satabilirsin ama bunun için de ya yurt dışına gitmen ya da oralardan güvenilir bir arkadaş bulman lazım.
0
halitkin
(08.02.15)
2500u harcama ve 7500 biriktirmek icin calis. Bu sekilde gayet mumkun.
0
f_d
(08.02.15)
(26)

Ayrıldık amk, mutlu musunuz?

long live rock n roll
Kız duyuru açmıştı geçen hafta (onu tekrar deşifre etmemek için onun duyurusuna olan linki kaldırdım), hepiniz "ayrıl ayrıl" dediniz, terk etti kız beni, iki küsur yıllık ilişkimiz bitti. Are you happy now?!Burada duyuru açanlar hep "bizden" gibi geliyor da ilişkinin öteki tarafındaki suçlu oluyor y
Kız duyuru açmıştı geçen hafta (onu tekrar deşifre etmemek için onun duyurusuna olan linki kaldırdım), hepiniz "ayrıl ayrıl" dediniz, terk etti kız beni, iki küsur yıllık ilişkimiz bitti. Are you happy now?!

Burada duyuru açanlar hep "bizden" gibi geliyor da ilişkinin öteki tarafındaki suçlu oluyor ya, şimdi içinizden birini yaktınız işte.
0
long live rock n roll
(06.02.15)
Kusura bakma guldum ben biraz. Gecmis olsun.
0
f_d
(06.02.15)
ilişkiyi ta buralara kadar yayıp seni şikayet ediyorsa zaten hayır gelmez hacı ondan. boşver iyi olmuş, üzülme.
0
amele spor
(06.02.15)
Hatirliyorum belki ben de gaz verenlerden olabilirim kusura bakma üzüldum :/
0
rayde
(06.02.15)
şimdi kardeş kızın başkasının fikriyle ayrılması yanlış ok da sende de hata var, kabul ediyorsun zaten.

kendin demişsin bir iki takıntısı dışında çok iyi diye. e "sevgililik" dediğin müessesede bunlara biraz daha fazla özen göstersen çok mu yani? yorulur musun?
ben de takılıyorum böyle şeylere bazen. istediği, konuşmayı kesin olarak bitirmekse bitir yani nedir, o kabalık olarak görmüyorsa sanane ki?

neyse geçmiş olsun.
0
piremses
(06.02.15)
sevgililer günü belki bahane olur barışırsınız.
0
rock n roll
(06.02.15)
Millet ayrıl dediği için ayrılıyorsa kız zaten maldır siktir et.
0
efrasiyab87
(06.02.15)
madem neden cevap vermiyodun kıza?
0
screamshot
(06.02.15)
ayrılmanızı isteyen yürekler şimdi barışmanız için kenetleniyor

evet söz duyuruda
0
neferkitty
(06.02.15)
ona bu şarkıyı armağan et:

www.youtube.com
0
ron dennis
(06.02.15)
Sizin gibi çiftlerin azalarak bitmesi iyi oluyor.
0
angelus
(06.02.15)
whatsapp'daki mavi tick bitirdi kardeş seni. duyurunun suçu yok. mesajları okuyup okuyup cevap vermemişin. halbuki öyle cevap vermeyeceksek mesajları kısa kısa görünen kadar okuyoruz, açmıyoruz. hata sende.
0
prodeq
(06.02.15)
kız adına mutluyum. Ne üzüyon la kızı. ilgilenmiyon ilgilenmiyon sonra ayrıldık mutlumusunuz. mutluyuz !
0
accorbite
(06.02.15)
İki yildir sevgilisiniz, kiz da huyunu anlayamamis mi? Ya da niye oturup hic konusmamis ki yani? Niye bir cozume ulasamadiniz ya da? Ayrilasi varmis bence.
0
yuzır
(06.02.15)
Tam da bu yüzden whatsapp ve SMS kullanmıyorum. Sevgiliyi geçtim saçmasapan insanlar bile trip atıyorlar. Minicik ve saçma telefon tuşları ile yazışmakla aram inanılmaz kötü, zaten telefonum da bozuk, pek yazamıyorum. Birine söylemek istediğim bir şey varsa arar konuşurum, bana mesaj gönderirse de cevap alınamaz genelde. Bu da karşımdaki kişiyi sevmediğimden değil; karşımdaki kişiye olan sevgimin mesajlaşmaya olan antipatimi bastıramamasından. Telefonu hala telefon olarak kullanıyorum; mutluyum, huzurluyum, ilişkim yıkılmıyor.

Diğerini ayrıntılı okumadım ama ilişkinin bitiş nedeni "Mesajıma cevap vermedi" ise ben olsam çok da üzülmezdim, "Uymuyormuşuz" derdim. Ama mesajına cevap yazmamanın daha derin bir anlamı varsa, ilişkinizin dinamiklerinden biri bu mesajlaşmalar üzerine ise tabii ki başka tartışılası şeyler de olabilir. Sevgililer günü geliyor, barışırsınız umarım ve umarım bir daha mesajlaşmalar sorun olmaz.
0
aychovsky
(06.02.15)
make up sex yapın.
0
fransizkalanadam
(06.02.15)
vay anası millet duyurudan sevgilide buluyormuş. hacı sende niye kıza zaman ayırmadın?
0
komando kani var bende
(06.02.15)
hayırlısı be gülüm.
0
hain kostokk
(06.02.15)
Ayrilma tavsiyesini iliskilere cozum onerisi olarak goren zihniyet kime mutluluk getirmis ki.
0
photo85
(06.02.15)
konuyu bilmiyorum ama genelde mantıklı tavsiyeler veriliyor burada. demek ki ayrılmanız gerekiyormuş.
0
kuzey li
(06.02.15)
ayrıl
0
yakuza123
(06.02.15)
bence ayrıl.
0
gokhan atestepe
(06.02.15)
Gonus isleri lobisinin isi bunlar hep.
E siz de mevzuyu lobiye deklare etmissiniz.
0
delifaruk
(07.02.15)
he bişi daha yazayım. vakti zamanında böyle bir ilişki yaşamıştım.

Hatun sürekli bir mesajlaşma konuşma derdindeydi.

Her gün 1 saat konuşulması lazımmış filan, sürekli mesaj atardı kısa cevap verince triplenirdi.

bazen 5-10 adet mesaj ardarda yollardı, yok benimle ilgilenmiyorsun ıvır zıvır.

2. ayda artık dedim bu ilişki çekilmez.

ayrıldım filan sonraki dönem hayatımın en güzel dönemiydi. zart zurt mesaj atan yok, beni sevmiyorsun benle ilgilenmiyorsun tripleri yok.

kafa rahat, stressiz filan.

bence sevgililer döneminde de barışma salla gitsin, biraz kafa dinle ciddi ciddi aşığım modunda takılmıyorsan.
0
efrasiyab87
(07.02.15)
burada kimseyi suclama abicim.
whatsapp'tan mesajlasmiyoruz diye bir ayrilik sebebi olamaz. Kiz zaten sebep ariyormus kendine. Duyuru da cesaret vermis.

hem telefon mesajlasmak icin degil ki, konusmak icin?
0
yirtik foto
(07.02.15)
Burada duyuru açanlar hep "bizden" gibi gelmiyor da ilişkinin öteki tarafındaki suçlu olmuyor. çok yüklendiğimiz, sorguladığımz üyeler de var. çemkirmek hakkımız, engellenemez.
0
yarmasimo
(07.02.15)
Toplu genel bir cevap yazayım:

- Evet benim de kabahatlarim oldu.
- Tek sorumlu duyuru değil elbette, ayrılık seviyesine gelmese buraya düşmezdi mesele zaten.
- Tek sorun mesajlaşma da değildi. Sadece "mesajıma geç cevap veriyor" diye iki yıllık ilişki bitmez.
- Ama duyuru'nun da sorumluluğu var. Zira o sabah kız "erkek arkadaşımla sorun" diye duyuru açarken, ben birkaç saat sonra mesaj attığımda bana cevabı "ayrıldık bitti" ile başlıyordu. Demek ki duyuru açılırken ben 'problemli sevgili' iken cevaplardan sonra 'eski sevgili' olmuşum.
- Şimdiye kadar çok kez ayrılık seviyesine gelmiştik (hatta birkaç aylık ayrılıklarımız da oldu) ama son zamanlardaki onun ayrılık çabalarını onu ikna ederek geçiştiriyordum. Artık ben de kabahatli olduğuma ikna oldum, belki böyle olması gerekiyordur diyerek kabullendim, bitti.
0
🌸long live rock n roll
(07.02.15)
(8)

biz boşuna mı tahsil yapıyoruz arkadaşlar?

kaufman
ülke kocaman bir vasatlık imparatorluğunun mezalimi altında inim inim inlerken hayatın her yönünde bizi vasat bataklığına gömen bu şer kumandanlara karşı neden ortaya çıkıp bilgi becerimizi insan tokatlamak adına kullanmıyoruz ki? ben sinemacıyım mesela. içimden bir tane senaryo yazmak gelmiyor, ins
ülke kocaman bir vasatlık imparatorluğunun mezalimi altında inim inim inlerken hayatın her yönünde bizi vasat bataklığına gömen bu şer kumandanlara karşı neden ortaya çıkıp bilgi becerimizi insan tokatlamak adına kullanmıyoruz ki? ben sinemacıyım mesela. içimden bir tane senaryo yazmak gelmiyor, insan tokatlayacağım bundan sonra. üzülmek yerine tokatlayeceyim.

bunu yazmama sebep olan bülent arınç'ın konuşmasına şuradan ulaşabilirsiniz: arkeofili.com
0
kaufman
(05.02.15)
Sorunuz niyetinize göre cevaplanır,benim anladığım evet aiz boşuna tahsil yapmışsınız,orjinal metinden böyle yorumlar çıkarılması pek mantıklı gelmedi,zira yazı da hiç bir hata yok,Bülent Arınç gayet doğru konuşmuş.
0
Gülnane
(05.02.15)
Ayni duygulari meshur 'bulut bilisim kafayi yedirir' soyleminde yasadim.

Konusmadaki sikintiyi anlamayan arkadaslar, bu soylemleri yapan takimin cok uzun yillardir tepede her seyi biliyormus edasiyla yonetim yaptiklarini, isinde uzman insanlari dogradiklarini ve ulkeyi isinde uzman insanlar icin nasil yasanmaz hale getirdiklerini nasil goremiyorsunuz bilmiyorum. Ust duzey yonetici cikmis ben cahilim diyor, arkasindan cok dogru konusmus diye alkis tutuyorsunuz. Insan sorar madem cahilsin neden yillardir oradasin ya da neden yillardir uzman insanlari o islerde gorevlendirmedin diye.
0
f_d
(05.02.15)
tahsili ne için yaptığın önemli
0
dokuzonbeş
(05.02.15)
güzel konuşmuş.
0
enkolaykullaniciadi
(05.02.15)
hiçbir sıfatının doğru kullanımını bilmeyenler, -de, da kullanımında sıkıntı yaşayanlar böyle üstten bakıp yorumlarda bulunuyorlar ya, ayar oluyorum.

yazıda anlaşılmayacak bir durum yok. örgütlü cehalet bütün kurumlarıyla omzumuza binerken ve bu toplumun hatırı sayılır kesiminde kabul görürken, en azından kanıksanmışken tahsil için eşek yükünü sırtlamak ağır geliyor; o yüzden tokatlama işine gireceğim. güzel konuşmuş diyenler ülkenin tüm güzelliklerinin bu cahiller ordusunun elinde olmasının önemini kavrayamıyorlar mı yoksa sadece kötü niyetliler mi?
0
🌸kaufman
(05.02.15)
bu ülkenin çoğu talebesini bu tavır nihilist yaptı da, toprak sahibinin kabul salonunda orada ne iş yaptığı belli olmayan öfkeli nihilist gibi dolaşıyoruz ortalıkta. nihilist olup veremli olmaya gerek yok arkadaşlar, bunu okuyup üzülmeyin. tokatlayın bunları.
0
🌸kaufman
(05.02.15)
evet boşuna yapıyorsun. tahsil yaptığın sürede ticaret yapsan hem daha çok kazanırsın, hem daha çok saygı görürsün.

konuşmayı bilmek şart değil.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(05.02.15)
Orman kanunlarinda yasamayi elestiriyoruz zaten. Bunlari konusmamiz lazim. Kafa kesmeye nereden geldik? Kose kapmacayi inkar ettigimi niye varsaydin? Kose kapmacanin kurallarinin olmasi gerektigini soyluyorum.

Bak sana ne yapalimi net olarak soyluyorum: ise alimlari liyakate gore yapalim. Su haberi okuyup alkis tutmak tahsil yapana bok atmak mi, yoksa yanlisa ses cikarmak oneri sunmak mi?
0
f_d
(05.02.15)
(5)

Döviz Kuru - İthalat İlişkisi

leper messiah
İthalatçı/döviz kuru ilişkisini Bilal'e anlatır gibi anlatacak var mı?
İthalatçı/döviz kuru ilişkisini Bilal'e anlatır gibi anlatacak var mı?
0
leper messiah
(05.02.15)
Sen ithalatcisin. Almanya'dan makine getirip turkiyede satiyorsun. Almanya'da makine'yi euro ile aliyorsun. Turkiye'de tl ile satiyorsun. Euro arttiginda senin malin maliyeti artmis oluyor. Tl'de ayni fiyata satmaya devam edersen kazancin dusuyor. Malin fiyatini arttirirsan satislarin dusuyor.
0
f_d
(05.02.15)
dolar yüksekken, dolar cinsinden satış yaparsa ihracatçı, normal olarak daha fazla kazanacaktır. amma ve lakin hammaddeyi de dolar cinsinden alıyorsa, bu sefer gideri de o miktarda artacaktır.

avrupa'ya satışta genelde euro cinsinden satış yapıyorsa şirket, şu anda düşük euro yüzünden gelirlerinde bir miktar düşüş olabilir. hammaddeyi dolar cinsinden alıyorsa yine bu şirket, bu durum duble kötü olacaktır kendisi için.

ayrıca şirketin yabancı paracinsinden borcu bulunuyorsa ve bu cins dolarsa, borçluluğu da giderek artacaktır güçlü dolar yüzünden. borcu euro cinsindense düşük euro'dan pozitif etkilecektir.

bu eksende düşün. ithalatı da, ihracatı da.
0
mermize
(05.02.15)
o biraz değişik bir konu ya. sabit bişey yok.

benim mesela anlaşmam var. kurdan oluşan zararlarımın kur farkının %20si, malzemeyi aldığım şirket tarafından karşılanıyor. ha devede kulak tabi ama en azından bişey.
0
Lt. Col. Frank Slade
(05.02.15)
ie
(05.02.15)
(bkz: hedge)
0
mermize
(05.02.15)
(9)

dolar almak, dolar bozdurmak falan biraz yalan değil mi?

mistreated
bu soruyu babaanneniz soruyormuş gibi cevap veriniz. özellikle küçük meblağlar için konuşuyorum. yani atıyorum 300 400 binin altı için. sonuçta marketten cips almak haricinde piyasa ve fiyatlar da kendini yükselen dolara göre ayarlamayacak mı? dolar 2 lira iken ve 2,50 lira iken ev fiyatları aynı mı
bu soruyu babaanneniz soruyormuş gibi cevap veriniz.

özellikle küçük meblağlar için konuşuyorum. yani atıyorum 300 400 binin altı için. sonuçta marketten cips almak haricinde piyasa ve fiyatlar da kendini yükselen dolara göre ayarlamayacak mı? dolar 2 lira iken ve 2,50 lira iken ev fiyatları aynı mıydı? günü kurtaracak, o gün yatırımı yapıp voleyi vuracak olanlar haricinde para bozdurmak, dolar almak satmak falan ne kadar manalı ki?
0
mistreated
(05.02.15)
Az para da cok para ile ayni yuzde ile kazanacak ya da kaybedecek. Niye biri degilken digeri yalan olsun?
0
f_d
(05.02.15)
keşke dediğin gibi olsa ama hayat bilgisayar oyunu gibi değil.

Çok basit bir örnek vereyim. Dolar diyelim ki sene başında 2.30 sene sonu 2.40 oldu.

Yıl içinde 2.70'e çıkması, 2.10'a inmesi halinde pozisyon almak mı kazançlıdır, yoksa beklemek mi? Dolarda yıllık % 4.5 artış var ama yıl içinde %15'lik bir kazanç söz konusu.
0
[silinmiş]
(05.02.15)
hayır değil. maruz kaldığın piyasanın kullandığı işletme ve hammadde bedellerinin senin alış fiyatına yansıması için belirli bir zaman geçmesi gerekir. herhangi bir para veya değişim değerinin diğeri ile ilişkisi üzerinden edinilen fark ise değişimin yapıldığı an itibariyle oluşur. değişimin yapıldığı an ile reel fiyatların yansıması arasında geçen süre boyunca, değişimin yapıldığı öz kaynak da fiyatlardan dolayı yıpranır ancak söz konusu kar yıpranmaz.

Bir diğer durum da değeri düşen para biriminin elde tutulması sonucu o para biriminin sabit kalmasından dolayı zarar etmeye karşı önlem geliştirmektir.
0
rygard
(05.02.15)
doların dalgalanması ile gerçek yaşam anlık olarak dalgalanmıyor. 100 liran var 50 dolar aldın. doların fiyatı arttı bozdurdun 120 lira sahibi oldun. bu işlem bi kaç günde gerçekleşti. dolayısıyla yediğin cipsin fiyatı hala iki üç gün önce olduğu gibi 2.5 lira. yalan değil yani. büyük meblağlarda bu binlerce tl lik fark yaratıyor. sırf bu kur farkıyla parasına para katan var. sadece dolar euro değil. uluslararası dolaşımdaki bütün para birimlerini alıp satarak kur farkından faydalanan insanlar var. temel mantık basit. ucuza al. pahalıya sat. önemli olan hangi kurun hangi zamanda değer kazanacağını önceden bilmek. değer kazanacak kura çevir bekle. değeri artınca sat. diğer kura geç bekle. mevzu bu şekilde işliyor.
0
maxhoper
(05.02.15)
titiraprap
(05.02.15)
öncelikle tabii ki parayı korumak için döviz almaktan bahsetmiyorum. o enflasyondan korunmak için yapılan bir şey. bahsettiğim yok 50 bin liram var dolar alayım mı, yok 4000 dolarım var satayım mı diyenleri anlamaya çalışmak :)

cevap: iyi de bu çok saçma değil mi? bütün yatırımlarda ticarette şunda bunda ya ithalat ihracat ya da hiç olmadı döviz üzerinden yapılan alışverişler büyük rol oynuyor. doların 2 liradan 2,5 liraya çıkması o cipsin bütün üretim sürecindeki masrafları baştan sona değiştirecektir. ayrıca kar eden adam değeri düşmüş paradan kar edecektir. ürünü bugüne göre pahalıya almış, düne göre ucuza satmış olacaktır. sonunda birileri bir şeyler kaybediyor yani. burada adaletsiz bir şeyler var. niye herkes fiyatlarını atıyorum dolarda yaşanacak her 0.10'luk artışa göre güncellemiyor? araba, gayrimenkul gibi piyasalarda işler daha ciddi değil midir? boğaz manzaralı, tl üzerinden satılan 1 milyonluk evin fiyatı doların 2,25 ve 2,50 olduğu sürede artmamış mıdır? artmazsa bunu satan adam enayi değil midir? o evi sırf türk zengini değil petrodolarlı arap ebu karton bin mukavva da almayacak mı? fiyatların devamlı arttığı dönemleri 90'larda yaşadık. bugünkü değişim o kadar gözle görülür değil belki, kuruş kuruş gidiyoruz henüz de, fiyatların güncellenmemesini tam çözemiyorum. ben bu sorunun benzerini burada daha önce de sormuştum o defa da herkes piyasa kendini ayarlıyor diye cevap vermişti. durun onu bulayım siz de bana aradaki farkı söyleyin.

heh buyurunuz. www.eksiduyuru.com
0
🌸mistreated
(05.02.15)
neyini anlamıyorsun kardeş ? 5,000 dolar kadar paran varsa. doların artacağını düşünüyorsan düşükken alırsın, yükselince satarsın. ayfon ya da benzin alıp evde mi depolasın?
0
titiraprap
(05.02.15)
merhaba. saat 9 gibi 2401 den 20000 dolar aldım tayyip zıplatır zıplatmaz vurdum kactım 520 tl kar var bir kaç saatte, tepki satışı olur diye tırsmasaydım keşke bi ben sattım anasını satayım ama böyle böyle işte 100000 dolarla 2400 tan alış yapıp 2460 ya kadar durabilen acayip karlı çıkar yani, buna short diyorlar yapan çok var. normalde bu kadar kısa süre içinde olmuyor ama olmuyor ama bu yıl cok dalgalı.
0
libertine
(05.02.15)
doviz kurunun degismesinin fiyatlar uzerine aninda etki etmemesinin sebeplerinden bazilari da sirketlerin bazi dalgalanmalari absorbe edebilmeleri ve dolar kuru degisimlerini kendileri icin stabil hale getirecek onlemler alabilmeleri. ayrica yuksek rekabetin oldugu piyasalarda sirketler maliyetlerindeki degisimleri o kadar da rahat fiyatlarina yansitamazlar.

ev konusuna gelince, piyasada o fiyattaki evler satisa doviz uzerinden cikiyor. ancak teorik konusmak gerekirse evi dolar degistiginde tl cinsinden ayni fiyata satan adam enayi degildir cunku demek ki dolar degismeden once o fiyata satamamistir. evin fiyati saticinin soyledigi rakam degil, alisverisin gerceklestigi rakamdir.
0
f_d
(05.02.15)
(33)

Çok Önemli - Siz Olsaydınız Gider miydiniz?

aradaki uzaklik
Arkadaşlar selam. Elimizde bir evlilik ve bir gelecek kararı var, sizin fikirlerinize ihtiyacımız var.Erkek - 30 yaşında, 27 yaşına kadar İzmir'de ailesiyle yaşamış, sonra hayatının aşkıyla evlenmiş, İzmir'de yaşamaya devam ediyor. Dev bir hızlı tüketim firmasında Ege Bölge Müdürü olarak çalışıyor.
Arkadaşlar selam.

Elimizde bir evlilik ve bir gelecek kararı var, sizin fikirlerinize ihtiyacımız var.

Erkek - 30 yaşında, 27 yaşına kadar İzmir'de ailesiyle yaşamış, sonra hayatının aşkıyla evlenmiş, İzmir'de yaşamaya devam ediyor. Dev bir hızlı tüketim firmasında Ege Bölge Müdürü olarak çalışıyor. Kariyeri harika ilerliyor. 6.500TL net maaş alıyor. Daha çok genç ve çok fırsatları var önünde. İzmir'i, Türkiye'yi, burada yaşamayı çok seviyor.

Kadın - 27 yaşında, üniversite için İzmir'e gelmiş, Erkek'le evlenip İzmir'de yaşamaya başlamış. Deli gibi aşık. Dev bir firmada Müşteri Müdürü olarak çalışıyor, 4.000TL maaş alıyor. Çalıştığı şirketten İngiltere'de aynı pozisyonda bir fırsat çıkmış, gitmeyi çok istiyor çünkü eskiden beri hep yurtdışında "en azından 2-3 yıl" veya sürekli yaşama isteği var.

Bu çiftimiz İzmir'de, kariyerleri çok parlak, evleri kira değil, arabaları şirketten, üstüne bir adet de evleri var (ekstra, kira getirisi olan), toplamda 11.000 TL'ye yakın maaş alıyorlar. Aileleri İzmir'de, gayet iyi anlaşıyorlar, harika bir evlilikleri var, İzmir'den çok memnunlar, sürekli yurtiçi yurtdışı gezip duruyorlar. Hiç bir sıkıntıları yok.

Ancak kadın ısrarla İngiltere'deki iş ilanını değerlendirmek istiyor ve Erkeği de ikna edip oraya taşınmak istiyor. "istifa et, İngiltere'ye yerleşelim, olmadı döneriz veya orada yaşarız" diyor. Erkek bunu çok mantıksız ve gereksiz bulduğunu söylüyor. Kadın kesinlikle tehdit filan etmiyor, istemezsen gitmeyiz ama gitsek harika olur ve çok ama çok istiyorum diyor.

Şu anki tüm bilgiler dahilinde ve ülkenin siyasi geleceğini, insan kalitesini, toplumdaki durumu vs. göz önüne alarak, Erkek olsaydınız ne derdiniz? Kadınlar da cevap verirse süper olur.

Yorumlarınız çok önemli beyler bayanlar.

Çok önemli ekleme: Erkek işsiz gidecek. Dönüşte yaşı 32-33 olacak ki bir satışçı için çok riskli yaşlar olabilir.
0
aradaki uzaklik
(04.02.15)
olası bir başarısızlık/mutsuzluk durumunda geri döndüklerinde iş bulana kadar yeterli paraları olacaksa gitsinler de erkek işsiz mi gidecek? erkek de iş bularak gidicekse olabilir neden olmasın. mevcut düzenleri de "rahat battı" dedirtecek cinsten.
0
9kuyruklukedi
(04.02.15)
sizin sartlarinizdaki insanlar icin belki de en guzel ülke turkiye burada mutlu olabilmek de ayri basari, İngiltere'de mutsuz olursunuz demiyorum ama turkiye'de mutlu olmak guzel bisey. Hakkinizda hayirlisi.
0
hocam fazla egon var mi
(04.02.15)
Erkeğin yerinde olsam ve orada beni idare edebilecek (aynı statüde olmasa bile benzer bir iş) bir iş bulsam arkama bakmazdım. Burada zemin kaygan. İngiltere, daha doğrusu Londra çok yaşanılası bi yer.
0
polkaf
(04.02.15)
ingiltereye gitseler erkek ne iş yapcak orda
0
emirkulu2
(04.02.15)
Gidersen iş bulmadan gitme. İş bulsan bile mutsuz olursan yengenin başına kakma (senin yüzünden geldik vs. gibi) yada ufak ufak laf sokma durumları mümkün. İş bulur içime sindirir isteyerek giderim dersen git yoksa 2-3 yıl yenge istiyor diye maceraya gerek yok bence. Ayrıca 2-3 yıl için gidilmez bence madem gideceksin en az 8-10 yıllık bir plan ile gidin.

(erkeğe öğütler)
0
poseidon1
(04.02.15)
oha amk hayata bak.bana yaşam koçu olsalar ya bunlar :)
neyse buradaki yaşamdan mutsuz iseler gitsinler.ben deli gibi yurtdışına gitmek isteyen biriyim fakat hiçbir zaman yapamazsam döneriz gibisinden dönerim diye düşünmüyorum mesela.tabi ihitimaller var ama öyle bi niyet ile gidersen olmaz o işler diye düşünürüm neyse konu dağıldı :) demem o ki mutlu iseler kalsınlar bence.maddiyat olarak söylemiyorum bunları.
0
high hopes of the sozluk
(04.02.15)
bu şartlar altında gidilmez. ancak gidilmezse bir ömür kadın tarafından senin için hayallerimden vazgeçtim dırdırı yapılır.

ayrıca izmir gibi bir yerde bu yaşam standardında bile ülkenin siyasi geleceği, insan kalitesi, toplumun durumu vs. diye bahane arıyorsanız ülkenin geri kalan kısmı ne yapsın?
0
yemrem
(04.02.15)
bence önce kadın gitsin önden, baksın durumlara, hem ülkeyi, hem de işi tartsın. ok verirse erkek de işini ayarlasın, artık ingiltere'de iş mi bakar, başka bişey mi olur bilemem. sonra ingiltere'de yerleşik düzene geçme planları yaparlar.

büyük hayat değişiklikleri çok kolay olmuyor, bunun gibi durumlarda böyle ayrı kalmalar çok normal, belki 2-3 ay belki 6-12 ay. belki ordaki ortama ya da kültüre çok yabancı hissedecek kadın, belki orasıyla ilgili başka şeyler çok zorlayacak onu (hava koşulları, çevre gibi) ve geri dönmek isteyecek. bu durumda hazır kurulu düzenin bozulup yeniden yapılandırılmaya çalışılmasındansa, en azından çok sıkıntı olmadan yeniden başlamak çok daha kolay. bazı hevesler gerçeklerle yüzleşince kolay sönüyor, sonrasında da hayatınızın sıkıntılı olmaması için buşekilde yapmanızı öneririm.
0
loveinaflipbook
(04.02.15)
Yanlış anlamayın, kızmayın ama bi laf vardır ya hani "rahat battı" diye, aynı o durum olmuş. Kurulu bir sistem, harika bir yaşam, harika bir maaş ve mutluluk var. Rahat var. Ama rahat batıyor, erkek işsiz olacak, hiç bilmedikleri yerlere gidip baştan başlamaya kalkacaklar. Oldukça mantıksız bir hareket.
0
eksi was here
(04.02.15)
Erkeğin işsiz olarak gitmesi ve muhtemelen İngiltere'de halihazırda sahip olduğu standartlarda bir iş bulamayacak olması ilişkide ciddi sıkıntı yaratabilir.
0
Sandeman
(04.02.15)
Çocuk yoksa kadın kendi başına gitsin. 2-3 sene dediğiniz nedir ki? Eğer kadın orada dikişi tutturur ve kocasını da yanına aldırabilirse yeni ülkede yeni düzen kurarlar ama kadın orada yapamazsa da buradaki düzenleri bozulmamış olur. Bence kimsenin kendi kariyeri için başkasınınkini çöpe atmaya hakkı yok. Bu insanlar evli diye illa her saniye birlikte olmak zorunda da değiller. Aksine, aralarındaki bağ ve arkadaşlık kuvvetliyse bir iki yıl "gidip gelerek" idare edebilirler. Kazançları güzel olduğu için uçak masrafı çok koymaz. Hafta sonları buluşurlar, biletleri önceden ayarlarlar. Bence kadın gitmeli, adam beklemeli. Sonraki duruma göre de kimin geri döneceği/taşınacağı şekillenmeli.

Ayrıca "satış" işi öyle bir alan ki, teknik işlerle alakasız, bulunduğunuz ülkenin hatta bölgenin kültürüne göre inanılmaz değişiklikler gösterir. Yani burada bölge müdürü olan adam, İngiltere'de hiçbir şey ifade etmeyebilir. Mühendis olaydı, sanatçı olaydı, elinde başka bir altın bileziği olaydı durum farklı olabilirdi ancak hele ki İngiltere için iş önceden ayarlanmadıktan sonra, alınması hiç de mantıklı bir risk değil. Çocukluk olur. Kadın gidip ortalığı bir kolaçan etsin işte. Yapamazsa geri döner yuvaya. Yapabilirse kocasını da alır.
0
pandispanya
(04.02.15)
Arkadaşlar cevaplar için çok teşekkürler, arkadaşım yanımda o okuyor (konu kendisiyle ilgili).

Ricam şu, okuyan kim olursa olsun bir iki dakika ayırıp kendi fikrini yazabilir mi? Yazanlara çok teşekkürler, başka fikirler var mı?
0
🌸aradaki uzaklik
(04.02.15)
yani bence kalmak daha iyi gibi ama kadının aklında kalacak. sonuçta aranızda anlaşmanıza bağlı.
0
bradshaw
(04.02.15)
ben olsam giderim ama herkesin almak isteyeceği bir karar değil bu. erkek bunu kabul edecekse olası sorunlarda bunu kadının yüzüne vurmayacak, gerekirse karın tokluğuna yaşamayı kabullenecek, gibi şartlar oluşabilir ki bu da her insanın razı olacağı şartlar değil. aynı şekilde kadın da erkeğin bu şartlara uyup uymayacağını düşünerek hareket etmeli, gerekirse gitmeyelim demeli. karşılıklı oturup anlaşma gerektiren zor bir durum yani.

kadının maaşı adam iş bulana kadar yetecek mi mesela? adam yabancı ülkede yaşamak hakkında ne düşünüyor, yeterli parası olduğunu düşünürse.
ben avrupa'da yaşama isteği olan biriyim, o yüzden karım yeterli parayı kazanıyorsa hiç çalışmamayı bile kabul ederek gitmek isterim. evimin adamı, çocuklarımın babası olurum valla, ses etmem.
0
baba jo
(04.02.15)
erkek iş bulsun, gitsinler. çocuklarını türkiye'de yetiştirmesinler. çocuk büyüdükten sonra yurtdışı tecrübeleriyle dönerler isterlerse.

son yıllarda okullarda okutulan kitaplara bir göz atın, zaten titreyerek ingiltere bileti arayacaksınız. çocuk yapılmayacak bile olsa, o kitaplarla büyüyen diğer çocuklar on sene sonra türkiye'de hayatın önemli noktalarında olacak, bu bile yeterli sebep.
0
freya
(04.02.15)
Gitmezse kadın sürekli erkeğin kafasına kakar gelecekte bunu. Bence gitmeliler. Eğer dediğin gibi bir yaşamları varsa, Erkek de yurtdışında iş bulabilir bir şekilde.
0
maxim gorki
(04.02.15)
Şu an her şey mükemmel görünüyor. Yurtduşında da çalışabilmek için farklı bir bölüme girecek biri olarak şu düzeni bozup gitmezdim. Evet Türkiye'de ne olacağı belirsiz ama hani öyle reddedilemeyecek iş teklifi falan da gelmemiş ki.
Ben olsam savaş falan çıkana kadar beklerdim. Hayatları şu an mükemmele yakı görünüyor.
Kadınım.
0
mornie
(04.02.15)
Ricaniz uzerine yaziyorum. Eger standartlara alismislarsa veya iki tarafda da 'en kotu rezil olur doneriz nolacak yea' kafasi yoksa, erkek issizken gitmesin. Diger yandan kadinin icinde kalacak. Bu durumda erkek de is bulursa gitsinler. Ya da kadin isi kacirmamak icin onceden gitsin, birkac aya erkek de is bulup ya da gorusmeleri ayarlayip gelsin.
0
f_d
(04.02.15)
lütfen gitsinler. türkiyede şeriat gelecek, bütün izmirlileri sürgün edecek zaten. şimdiden gitsinler.
0
namus ninjası
(04.02.15)
selam.

ingiltere'de 2 sene okuyan/çalışan biri olarak söylemem gerekir ki izmir'deki standardınıza ulasmanız imkansiz orda. hem erkek için iş bulma süreci çok sancılı geçicektir. türkiye'deki iş tecrübesinin hiçbir geçerliliği yok orda. mühendislik falan olsa bi nebze ama bu durumda ben iyi bir iş bulma şansı oldugunu düsünmüyorum. hem de oraya dependant olarak gidecek çalışma vizesi işi nası olur bilmiyorum.

madem fikrimizi soruyorsunuz o zaman söyleyeyim, bence hiç maceraya girmeyin. yani girmesinler.

iş hayatıyla ilgili sormak istedikleri bi sey varsa da yardımcı olmaya calısırım.

ha unuttum türkiye tabi ki bok. daha da kötü olacak her sey. o yüzden paraları biriktirip dolara çevirip bi 10 seneye ben de siktir olup gidecegim
0
fazıl sayma
(04.02.15)
Benim anlamadigim o 3 senenin sonunda ne degisecek? Kariyerinde olaganustu bi sicrama olacak mi? Yoksa sadece yurtdisinda yasama hevesi mi tatmin olunacak?
3 sene icin su sartlar tepilmez hele ki yurtdisinda yasayayim hevesi yuzunden.
0
bilinmez bilinmez
(04.02.15)
Erkek neden işsiz olarak gidiyo? Bir eşin diğerinden bunu istemesi çok büyük bi' bencillik umarım bunu okuttuğun kişi kadın tarafıdır. Bak bacım adam biraz şans biraz da özveri ile daha 30'unda üstelik İstanbul da değil İzmir'de 6500 net maaşlı işte çalışıyor. Doğudan mülteci gider gibi işsiz gitmenin mantığı ne? İş bulamadığını bir düşünsene evi geçindiren sadece sen olursan psikolojik olarak da harap edecektir onu. Şimdi yapmanız gereken şey abimize iş ayarlamak.

İş ayarlayın gidin illa gidecekseniz yahu. Burada aldığı maaş asgari ücretin 6.5 katı. Orada mesela Londra'da 10 bin lira maaşla çalışacak olsa bile burada yaptıklarının yarısını yapamaz. Aylık 11bin lira + kira geliri ve üstüne kira gideriniz vs yok kendi eviniz. Orada da buradaki gibi rahat edebilmeniz için ikinizin de cidden güzek bi maaş alması lazım. Adam için 32 33 yaş dönüşte riskli olacaksa her şeyi garantiye almadan peşinde sürükleme sakın. Gerçekten gerçekten çok istediğin bir işse arkadaşların da dediği gibi 2-3 senelik uzak mesafe katlanılamayacak bir şey değil.

Mutlusunuz, aileniz burada daha ne istiyorsunuz. Her şeyi rayına oturtmuşsunuz. Lütfenbu bencilliği kocanıza yapmayın. Kimsenin buna hakkı yok.
0
oddyseus
(04.02.15)
pandispanya +1. bunu yazmaya gelmiştim ki, yazılmış daha önce.
0
sappho
(04.02.15)
ben olsam gitmezdim adamın istifa etmesi çok saçma bir defa. burda mutlu mesut yaşıyorlar düzenlerini bozmasınlar. gezmeye bol bol gitsinler ama başka ülkede yaşamak bana çok zor geliyor. yaşları da ufak değil. ayrıca biri gidip biri kalması bana anlamsız geliyor. birbirlerine yakın olamadıktan sonra evli olmanın ne anlamı var. para ya da kariyer her şey değildir. sonuçta burda da mutlular burda devam etsinler bence.
. kadın 31 yaş.
0
sta
(04.02.15)
erkek olsam iş bulmadan gitmezdim gerekirse bir süre farklı yerlerde çalışmayı göze alırdım ama kadın tarafı olsam gerekirse köprüleri yakar giderdim.
0
kuzey li
(04.02.15)
madem hanım kariyer sebebiyle en azından 2-3 yıl demiş, eğer kendisi cumartesi çalışmayacaksa ayda 2000 liralık uçak yolculuk masrafı gözden çıkarılıp 1 senelik program yapılsın ve denensin. hanım tarafı için aynı şirket içerisinde rotasyon yapılacağından geri dönüşü mümkün bir durum var ve risk yüksek değil. erkek için ise durum tam tersi ve önemli bir pozisyonu ve duygusal olarak bağlı olduğu bir yeri bırakıp gidecek; psikolojik olarak zorlanabileceği için riskli bir durum.

kadın yeni ofise başladığında kendini kabullendirmek için eşek gibi çalışacak eve yorgun argın gelecek ve büyük ihtimal evde darlanmış bir adamla karşılaşacak. sadece bu kısmı aşmak bile başlı başına bir iş.

dolayısıyla biletleri almaya başlayın.
0
groovettyn
(04.02.15)
erkeğim,

herkesin bişeyler istemeye hakkı var ama kadın bence fazla zorluyor. "bir de tehdit etseydi" dedim okurken, açıkçası ben o şartlarda bi durumu, erkek olarak sevgilime söylemeye imtina ederdim, kafası karışır, üzülür, hayır diyemez diye düşünüp. zira ortada bir "şeftali bulup tüysüzüne göz dikme durumu" var. kaldı ki yurtdışında yaşamak kişiye göre değişken olsa da meşakkatli ve yorucu bi durum. kadının kariyer aşkı diğer aşkın önüne geçecek gibi duruyor. şımarıklık ediyor. ayrı ayrı çalışıp ilişkiyi sürdürebilecek yürek varsa ne ala ama aksi takdirde çok saçma olur birlikte gitmeleri. kaldı ki 2-3 yıllık bir süreçte odaklarının birbirinden ziyade kariyerine kayacağına inanıyorum.

adam zaten bi satışçı olarak kendi işini kurmadığı sürece steve jobs olsa bile 38-40 yaşında emekli edilir, istisnasını nadiren gördüm.

adama tavsiyem, kesinlikle gitmemesi. eğer evlilikte sorun yaratmayacaksa kadın gitsin, buluşun ara ara ama yaş 35e dayandığında ayrı geçirilmiş bir gençliğe bakıp "parası, kariyeri batsın" demek de var işin ucunda. çünkü o işin 2-3 yıl ile sınırlı kalmayacağı gün gibi ortada. kadın orada kalır banko.

sevdiğin insan için her yere gidilir, belki bu gidiş erkeğin profesyonel anlamda ufkunu açar, kendi işini bile kurar ama ne bileyim, çok zor öyle ingiltere'de okumadan orada adamı alanında işe alacak yerler bulmak. ingiltere bu anlamda diğer ülkelerden de katı. artı satışçı olarak dili de senden benden sağlam olmalı. en kötü 1 yıl boş boş yatacak adam orada.

ayrıca şöyle boktan bir durum da var ki ingiltere'ye gidilmezse şayet, şimdi "istemezsen gitmeyiz ama çok mutlu olucam" diyen kadın 3 yıl sonra bu olay yüzünden evde fırtınalar estirir "keşke gitseydim" diye. hele bir de çocuğu olursa "hayallerim vardı benim" diyip bunalıma girer.

umarım böyle olmaz sonu.
0
calligrapher
(04.02.15)
pandispanya +1
birlikte gitmek zorunda değiller.
0
kalimotxo
(04.02.15)
ya çok üzüldüm ben lan. burda çok güzel hayatları var ama kadının yurtdışında yaşama hevesini de sonuna kadar anlıyorum. e gitseler ortam çok farklı, adam işsiz. kalsalar kadın mutsuz olacak, adam da üzülecek belki. iki ucu boklu değnek.

ben 20 yaşındayım, bence beni evlat edinsinler ve "çocukla zor olur bu saatten sonra" diyerek izmir'de kalmaya devam etsinler. annem babam falan çok sevmiyo zaten sorun olmaz yani. ben de hiç sorun çıkarmam zaten cebime paramı koysunlar hiç öyle kavgaya mavgaya karışmam sigaram alkolüm yok evde oturuyom öyle mal gibi. ama istanbul'da bitirmem lazım okulu onlarla yaşayamam kusura bakmasınlar.

şaka bi yana, ulan cidden çok karışık. ben türkiye'den bir an önce defolup gitmek isteyen biri olarak kadını çok iyi anlıyor ve anlayışla karşılıyorum. ama türkiye'de 6500 lira maaş alan bir adamın vasıfsız bir "ev erkeği" olarak yaşamak zorunda olması da kötü bi şey. e burda kalsalar, birincisi türkiye'de kalmış olacaklar ki yeterince kötü bir şey. ikincisi kadının içinde ukte kalacak, araları belki bozulmayacak ama kendilerinin farkına bile varmayacağı bir soğukluk girecek. pf.

ya bence burda kalmaları lazım. tatile zaten gidiyolarmış. paralarını biriktirsinler. burada işler çok boka sararsa, belki ingiltere değil ama başka bir ülkeye giderler. yoksa eğer yabancı dilleri, onu da öğrensinler. bu kadar para kazanan insan 40'ına geldiğinde bir iş kursa, bi' şeyler yapsa zaten sırf evde yatmak için bile yurtdışına gidebilir diye düşünüyorum. hani bu durumda iş-güç derdi de olmaz.

bence ayrı kalmasınlar. 3 sene az zaman değil. kadın gitsin erkek kalsın bence olmaz o iş. adam askere gitmiyo ya da kadın 6 aylığına iş için gitmiyo ki. 3 sene diyosun. gencecik insan bunlar yav biri 30 diğeri 27 yaşında. üç senede ne biçim sevişilir. ne gereği var o yaşlarda ayrı kalmanın. mecburiyet yok bi şey yok.

şimdilik otursunlar oturdukları yerde bence. teklifimi de düşünsünler.
0
der meister
(04.02.15)
Butun dogumlar sancili olur. Size soracagim soru su olur : ee?

Bu genc yasta hayaliniz bu kadar mi ? Ikinizde nerdeyse zirvedesiniz burda. Ama ? Sonra. Yani hayat bu mu? Monotona baglamayacak mi ? Hayat sadece iyi maaslari alalim gezelim mi ?

Tamamen bir macera hayat. Boyle bir firsat her zaman gelmez :) adam ve kadin bu kadar basariliysa zaten donduklerinde tekrar is bulacaklardir ama islerin kotu gidecegine ihtimal vermiyorum. Dediginiz pozisyonlara geldiyseniz bir ozelliginiz kabiliyetiniz olmali. Cocuk plani varsa avrupa vatandasi olmasi cok cok buyuk bi avantaj.

Siz turkiye levelini bitirmissiniz :) bence hazirliklari yapip level 2 ye baslayin :)
0
busuta
(04.02.15)
affedersiniz ama yurtdışında yarrak mı var, nedir bu yurtdışı merakı, cillop gibi ülke dururken, yılın on ayı karamsar, sürekli yağmur ve kapalı bir hava, izmir gibi dünyanın cenneti bir şehirden sen kalk ingiltere denen insanında meymenet yok, suratsız yavşakların memleketine git.

hayattan soğursunuz, sakın gitmeyin, güneyde bir ülke olur, o zaman oturur konuşuruz.

not: gittim, yaşadım, döndüm, oradan biliyorum.
0
orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi
(04.02.15)
erkek dönüşte 32-33 yaşında aynı işi bulamazsa baya baya baya kötü duruma düşer. bu çift türkiye'de şanslı %10'luk dilimde. rahat mı battı?
0
komando kani var bende
(04.02.15)
Gelen cevapları okumadan yazdığım için tekrara düşersem affola. Herşeyden önemlisi İngiltere'ye gittiklerinde, oturdukları evi de kiraya verseler maddi olarak ekstra bir gelirleri olmuş olacak. Kaldı ki erkek de birkaç ay içinde bir iş mutlaka bulur diye düşünüyorum. Ama satış işi biraz riskli, ülkelere göre farklılık gösterir ancak yurtdışı tecrübesi bambaşka bir tecrübe olacaktır her ikisi için de.

Ben kadın da olsam erkek de olsam giderdim. Eşlerden biri çalıştığı ve bunu diğerinin yüzüne hiçbir şekilde vurmadığı sürec sürece sorun yok.(ne fedakarlık yapan için ne de yaptırtan için) Ülkenin siyasi geleceğini göz önüne almıyorum bile. Alırsam uça uça giderim.
0
gokyuzu gibi
(04.02.15)
(23)

şu türden insanlar nereye gitti?

mistreated
az konuşan, boş konuşmayan, soyut düşünebilen, nazik, küfür etmeyen, sakin, her cümlesinde bir şeyler öğreten, hayattaki en büyük zevki merak edip bilgi sahibi olmak ve bunu paylaşmak olan (yani futbol maçı ya da dizi seyretmek olmayan), keşfetmeyi seven, barışçıl, kavgadan ve tartışmadan uzak, resi
az konuşan, boş konuşmayan, soyut düşünebilen, nazik, küfür etmeyen, sakin, her cümlesinde bir şeyler öğreten, hayattaki en büyük zevki merak edip bilgi sahibi olmak ve bunu paylaşmak olan (yani futbol maçı ya da dizi seyretmek olmayan), keşfetmeyi seven, barışçıl, kavgadan ve tartışmadan uzak, resim, mimari, edebiyat gibi güzel üzerine az biraz kafa yormuş, estetik zevkleri olan, hayaller dünyasında yaşamayan ve her düşünceye eşit mesafeden yaklaşmayı bilen, insana dair şeylere yabancı olmayan, şaşırmayan... yani arkadaş ortamında bir insanın böyle olduğunu anlamak çok zor. büyük arkadaş gruplarına girdiğimde neredeyse herkesin salak olduğunu düşünmeye başlıyorum. belki ben de salağımdır da acaba bunlar insanlardan kaçıp kendi hallerinde mi yaşıyorlar? akademiye yamanıp evde derslere makalelere okumalara mı gönül veriyorlar? ya da kaldı mı böyle bütün bu özellikleri taşıyan insan? ben çok mu idealize ediyorum?
0
mistreated
(03.02.15)
onlar kendi arkadas gruplarina cekildi.

sen cok idealize etmissin bi de.
0
kurnaz
(03.02.15)
Böyle biri bahsettiğin arkadaş grubunda muhtemelen garip biri diye dışlanır, konuşulan konuları salakça bulduğu için nezaketinden lafa dalmaz millet asosyal diye dalga geçer.
0
turkuaz
(03.02.15)
bugün ekşichatte böyle bir grup kuralım dedim yorum bile alamadım.

not: yukarıdaki insan değilim. mesela az konuştuğumu sanmıyorum.
0
rakicandir
(03.02.15)
sen çok ama çok fazla idealize etmişsin bence kusura bakma. bunca özelliğin bir insanda araya gelmesi neredeyse imkansız. ayrıca seni temin ederim, böyle bir insan tanırsan çok daha çabuk ve çok daha yıkıcı bir hayal kırıklığına uğrarsın. boşver "çoğu" insan salak olmaya, "az" insan ilgini çekmeye devam etsin. normali, doğrusu budur zaten bana göre. saydığın kadar "mükemmel" birisi olduğunu da düşünmüyorum işin açığı ama olsa bile dediğim gibi, daha kötü olur. ayrıca böyle bir insanın neden iyi veya güzel olduğunu anlamadım. neden böyle birini istiyorsun sence? böyle birini tanıdın diyelim, ne olacak ki?

o insanlar bir yere gitmedi çünkü hiç var olmadılar bence. en donanımlı, en uysal, en nazik, en harika insanların bile pek çok abuk sabuk düşüncesi ya da özelliği olabilir. hiçbirimiz siyah ya da beyaz değiliz. renkler menkler bunlar hep güzel şeyler.
0
der meister
(03.02.15)
@ der meister

bunlar gitar çalsın, vücudu gelişkin olsun, memesi büyük olsun, çok parası olsun, arabası bmw olsun türünden şeyler değil ki. tamamen karakter ve beyin ile alakalı şeyler. birkaç tanesi diğerlerini de getirir zaten. niye hayal kırıklığına uğrayayım ki? niye kötü olsun? bunların cevabını vermemişsin. böyle birini tanırsam beraber vakit geçirip mutlu olacağım. burada abuk sabuk düşüncesi olmasın denmemiş ki. ayrıca renkli bi insan bu. seni temin ederim o giysi programındaki kızların çoğundan daha renkli bir insan.
0
🌸mistreated
(03.02.15)
sen kendin öyle misin cidden?

sen bu insanlari idealize etmiyorsun, ben öyle insanlara layığım, ama etrafımda yok diyerek kendini idealize ediyorsun aslında. egonuzu törpüleyin, insanları olduug gibi kabul edin. herkesin arkasında kocaman bir göt deligi var ve oradan oluk oluk sıçıyorlar her gün. kimse mükemmel degil.
0
jaygatsby
(03.02.15)
Benim birtakım atlarim vardi, güzel. Verdim bunlara, bindiler gittiler.
0
damdanakan
(03.02.15)
yahu böyle biri ile arkadaş olmak istemek neden ego olsun? ayıp mı yani? benim böyle biri olduğum iddiam da yok zaten. hep güzel şeyler yazdım. beğendiğim şeyler yazdım. insanın beğendiğini istemesi ayıp mı?
0
🌸mistreated
(03.02.15)
beni yazmışsın. salonda oturuyorum.
0
[silinmiş]
(03.02.15)
ramiz dayı arıyorsun sen resmen.
0
rakicandir
(03.02.15)
ataşehir'de evdeyim. çekirdek yiyom şimdi. buyur beklerim bir ara.
0
teritori
(03.02.15)
Oyle insanlar var(iz). Ancak dediklerinizin bir kismi kisisel ozellik degil sizin ilgi alaniniz (estetik), bir kismi cevre etkisine cok acik ve turkiyede gittikce zorlasan ozellikler (sukunet), bir kismi da gercekci degil (hepimiz bazen salagiz).
0
f_d
(03.02.15)
tüm bu özelliklere sahip insan oldukça idealize de, benim asıl belirtmek istediğim şu; bu çizilen insan profilinde bazı hatalar var bana kalırsa. örneğin; her düşünceye eşit mesafede olan insan denmiş, bu insanın doğasına aykırı ve gereksiz de zaten, kendini gerçekleştirmiş insan, her düşünceye eşit mesafede yaklaşan insan değildir ki, elbette ki her insanın hisleri, duyuşları, tercihleri, seçimleri dolayısıyla her düşünceye aynı mesafeden yaklaşamaz, yaklaşması da gereksiz zaten. o zaman öznel yargıları olan bir insan değil, robot olur.

bir başka örnek; (yani futbol maçı ya da dizi seyretmek olmayan) futbol maçı seyretmek illa ooo feneri de ne siktik, cincona da ne soktukçulukla sınırlı ve kötü ve değersiz bir şey değil ki. aşırıya kaçıp, futbol maçı izlemeyi değersizlikle özdeşleştirmişsin gibime geldi. kötü örnekler üzerinden yanlış bir genelleme.

küfür etmeyen insan. küfür dediğimiz kelimeler, kullanılış biçimine göre bazen gayet yerindedir ve buz kırıcı etkiye sahiptir. örneğin öyle bir durumda ve yerinde bir ''ulan piiçççç'' dersin hiç de kabalık olmaz bu.

ki tartışma da kavga demek değil, aksine üslubunca tartışmaya giren insan, sürekli bir kibarlık kumkumalığı halinde olan, donuk biblo gibi tiplerden daha değerli ve saygındır.

bu gibi sebeplerden dolayı bence senin tarifin olan tip, pek gerçek dışı ve saçmalığa varır derecede garip.
0
wilhelmwasmuss
(03.02.15)
"kufur etmeme" kriterin haricindeki butun kriterlere uydugumu dusunuyorum. ve evet "acaba bunlar insanlardan kaçıp kendi hallerinde mi yaşıyorlar?" aynen bunu yapiyorum. cunku kimse yukaridaki ozellikleri tasimiyor. yahut bana bu zamana kadar boyleleri rast gelmedi. ben de "diger insanlar" ile paylasacak seyimin olmadigini dusunuyorum. bundan mutevellit uzun zamandir aramayi birakmis vaziyetteyim. binaenaleyh bilincli yalnizligi sectim. kafam rahat.
0
papillon7
(03.02.15)
@wilhelm:

"tüm bu özelliklere sahip insan oldukça idealize de, benim asıl belirtmek istediğim şu; bu çizilen insan profilinde bazı hatalar var bana kalırsa. örneğin; her düşünceye eşit mesafede olan insan denmiş, bu insanın doğasına aykırı ve gereksiz de zaten, kendini gerçekleştirmiş insan, her düşünceye eşit mesafede yaklaşan insan değildir ki, elbette ki her insanın hisleri, duyuşları, tercihleri, seçimleri dolayısıyla her düşünceye aynı mesafeden yaklaşamaz, yaklaşması da gereksiz zaten. o zaman öznel yargıları olan bir insan değil, robot olur."

ben bazı noktalarda özet geçmeye çalıştığım için yüzeysel kalmışım. kimse robot gibi hmm şu da ama bu da demez. bir insan ifadede sınırsız özgürlüğün tarafında olabilir ama biraz düşündüğünde din adına kendinden geçip kutsal gördüklerine hakaret edilince deliye dönenleri az çok anlayabilir. bahsettiğim buydu. tabii ki kendine özgü bir hayat görüşü olur. ama bu diğer hayat görüşlerini anlamamaya çalışmak olmaz. kastettiğim buydu.

bir başka örnek; (yani futbol maçı ya da dizi seyretmek olmayan) futbol maçı seyretmek illa ooo feneri de ne siktik, cincona da ne soktukçulukla sınırlı ve kötü ve değersiz bir şey değil ki. aşırıya kaçıp, futbol maçı izlemeyi değersizlikle özdeşleştirmişsin gibime geldi. kötü örnekler üzerinden yanlış bir genelleme.

futbol maçından ya da dizi seyretmekten kastım hayatta insanın kendine erdemli bir amaç edinmesi idi. sadece popüler kültürün bize sunduklarını beğenip bunlar üzerinden zevklerimizi belirlemekten bahsetmeye çalışmıştım aslında. sözlükte ich diye bir yazar var. onun futbol hakkında yazdıklarını okurken mest oluyorum mesela. öyle izlemek de var tabii ki.

küfür etmeyen insan. küfür dediğimiz kelimeler, kullanılış biçimine göre bazen gayet yerindedir ve buz kırıcı etkiye sahiptir. örneğin öyle bir durumda ve yerinde bir ''ulan piiçççç'' dersin hiç de kabalık olmaz bu.

ben de senin gibi düşünüyordum. hala da çok küfür ederim. bugün de çok ettim. zaten idealize birinden bahsediyoruz. ben hiç küfür etmeyen insan gördüm. o kadar naif özellikleri olan biriydi ki hayran oldum. belki küfür etmemesi bunları tamamladı bilmiyorum ama o adamın küfür etmeme konusunda gösterdiği özen ya da karakterinden bunu çıkarmış olması beni etkiledi. kötü ve olumsuz sözler moral bozar. hatta kimi insanlar olumsuz cümle kullanmamak için bir sürü uğraşırlar. küfür etmeyen insan görür ve bir süre gözlemlerseniz benim gibi düşüneceksiniz.
ki tartışma da kavga demek değil, aksine üslubunca tartışmaya giren insan, sürekli bir kibarlık kumkumalığı halinde olan, donuk biblo gibi tiplerden daha değerli ve saygındır.

tartışma kötüdür dedim mi? bu insanla fikir paylaşımı tartışma olmadan yapılır mı? tartışmadan uzak demişim ama kavga ile beraber kullanmışım. anlatmaya çalıştığım çatışmacı değil uzlaşmacı kişilik.

bu gibi sebeplerden dolayı bence senin tarifin olan tip, pek gerçek dışı ve saçmalığa varır derecede garip.
0
🌸mistreated
(04.02.15)
var böyle gruplar ama söyle bir sey var o dünyada herkes öyle, yani seninde o aradigin özelliklere sahip olman lazim. böyle tamamen entelektüel gruplar var ama kapali gruplar.

uzun uzun yazdiydim da sildim sonra.
0
kurnaz
(04.02.15)
neyin kafası bu?
0
bana jacob diyolar
(04.02.15)
e olabilir, sen de benim tarifimi gerçek dışı ve saçma bulabilirsin :)

fikrimizi sordun, hepimiz bir şeyler söyledik, elbette ki düştüğümüz şerhler seninle aynı paralelde olmak durumunda değil, örneğin; küfür ifadesi sayılan kelimeleri kullanmamanın tek başına kötü bir şey olmadığı fikrine hala aynı inançla sahibim. ama küfürden kasıt belirttiğim üzere ''hakaret'' vasfından arınık bir kullanım.

her neyse, sen sormuşsun, benim de fikirlerim bu, iyi günler:)
0
wilhelmwasmuss
(04.02.15)
Kötülerin devrinde iyiler karanlıkta gezer.

Illuminati nasil kuruldu zannediyorsun?
0
thracian
(04.02.15)
Oyle insanlar yalniz. Diger insanlardan umutlarini kestikleri icin ogrenilmis caresizlik icinde kabuklarina cekilmisler buyuk ihtimalle. Sansli olanlari kendi gibi olan biri(leri)ni bulmus, onla takiliyodur. Sosyallik biraz herkese hitap edebilmeyi o da herkese benzemeyi veya gerektiginde benzer gorunebilmeyi, uyum saglamayi gerektirir. En kisa tabirle rol yapmayi. Bu insanlar kolay kolay rol yapamaz hale gelir, sosyallesme onemini yitirir hatta avam gelmeye baslar, yani varlar bence ama bulmak zor
0
saçdemeti
(04.02.15)
saçdemeti +1
0
rakicandir
(04.02.15)
kendimle hep mücadele ediyorum da nereye kadar.acaba ben megolaman mıyım? hep ben saf, ben mi çok ötekiyim, onlar mı çok sıradan ve art niyetli? en çok sorduğum soru bu kendime. neden bu kadar ince düşündüm, sustum. itiraf etmedim en dürüst olması gereken duyguları, en basit olması gereken şeyleri.arkadaşlığın, dostluğun gerçekte ne olması gerektiğini. sen bana bir adım at ben sana koşayım demekten yoruldum. nereye kadar. ortama uyup laga luga yaşıyorum işte. bu gece hariç. ama hayaller gerçekten çoğu durumda bir sığınaktır benim için. küfür olmazssa olmaz. her ne kadar yaşamak bu değilse de çözüm yok şimdilik.
0
akks
(04.02.15)
Küstüler, sıkıldılar, baydılar.
0
fapple
(04.02.15)
(8)

modern mit nedir?

o degil dee
bana bunu örneklerle açıklayabilecek olan var mıdır?
bana bunu örneklerle açıklayabilecek olan var mıdır?
0
o degil dee
(03.02.15)
Sehir efsanesi dedikleri sey olur mu acep?
0
selam
(03.02.15)
Modern mit derken neyi kastediyorsunuz bilmiyorum. Ama semiology'de mit, kabaca soyluyorum, isaretlerin olusturdugu, kulturel derinligi olan, siklikla anlatilan hikayeler gibi bir sey. Ornegin kovboy miti, evlilik miti gibi.
0
f_d
(03.02.15)
ayfon 7 nin saydam olacağı bir mit mesela. ayfon 3 ten beri her çıkan ayfona aynı mit hatta.
0
Tears of Devil
(03.02.15)
Star wars. Biraz postmodern mi oldu ?
0
pinocchio
(03.02.15)
mesela çin mallarının kalitesiz olma söylemi ya da otomotivde alman üstünlüğü için mit haline gelmiş diyebilir miyiz?
0
🌸o degil dee
(03.02.15)
Kelimenin asil anlamini f_d yazmis. Simgeler, olaganüstü kisilikler ve olaganüstü olaylar olacak. Anlatilan hikaye bir kültürün ortaya çikisini ve özelliklerini ôzetleyecek, açiklayacak. Dini kitaplardaki Adem - Havva, cennetten kovulma bir mitdir örnegin. Gilgamis destani bir mitdir. Türklerin Orta Asya'yi terk etme hikayesi, Asena (kurt olani, dans öz degil) bir mittir. Kelimenin asil anlami bu. Efsane, yani.

Mitler sözlü kültür ürünü olduklari için kusaklardan kusaklara söylenerek aktarilmislardir. Kelimenin daha çok kullanilan ma tûrev anlami da buradan geliyor. Herkesin bir gerçek kabul ederek söyledigi seylere de "mit" deniyor. Almanlar araba yapmayi bilir vs.'ye mit demek mümkün, ama buradaki anlam asil anlami degil.
0
pinocchio
(03.02.15)
Hangi baglamda sordugunuzu ben hala anlamadim. Guncel konusmada her turlu mit dersiniz orneklerinize. Detayli bilgim yok ancak sosyolojik tanimlara bagli kalmak isterseniz bana cok uygun ornekler olmadi gibi geliyor.
Daha guncel ornek vermek gerekirse "ozgurlukler ulkesi", "boy band", "34 beden kadin", "mutluluk" amaci gibi seyler olabilir. Fark olarak hem hikayeleri fazla, hem de bircok imgenin birlesmesinden olusuyorlar.
0
f_d
(03.02.15)
Soru hem klasik anlamda mit olsun, hem de modern olsun ise, ben Star Wars'da israrliyim. :-)
0
pinocchio
(03.02.15)
(4)

Samsung telefon - Neresi bozuldu?

f_d
Telefonun acma tusuna basinca once normal acilir gibi yapiyor. Ardindan gectigi hafif efektli samnsung ekraninda takili kaliyor. Buradan sonra ne aciliyor ne kapaniyor. Anca pili cikartarak kapatabiliyorum.Ne yapayim bu telefonla? Samsung S4 mini.
Telefonun acma tusuna basinca once normal acilir gibi yapiyor. Ardindan gectigi hafif efektli samnsung ekraninda takili kaliyor. Buradan sonra ne aciliyor ne kapaniyor. Anca pili cikartarak kapatabiliyorum.

Ne yapayim bu telefonla? Samsung S4 mini.
0
f_d
(01.02.15)
şunu deneyebilirsin : www.androidpit.com

volume up basılıyken, power tuşuna basılı tut.

Lakin buradan cihazdaki tüm datayı siliyorsun, belki hard reset işe yarar ama telefondaki dataların gider.
0
bonjurkes
(01.02.15)
recovery mode'a girip, dalvik cache ve cache'i sıfırlayabiliyorsanız sıfırlayın. yine olmazsa telefonu tamamen sıfırlayın.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(01.02.15)
half brick yapmissin telefonu sanirim. sorun nasil basladi ? guncelleme yaparken yarida mi kaldi ? custom rom falan mi yuklemeye calistin ?
0
baklavasi olmayan erkek
(01.02.15)
Sorun bir is icin sim karti cikartip taktigimda basladi.

Recovery mode'da "wipe cache" yaparken hata veriyor.

Hard reset denemedim henuz. Datalari silmeden tum seyleri denemek istiyorum.
0
🌸f_d
(01.02.15)
(10)

Geyik , timsah, kaplumbağa eti lezzetli mi?

delicevat
Belgesellerde yerliler iştahla yiyor diye sanırım, kaplumbağa ve timsah eti çok lezzetliymiş gibi geliyor bana, geyik etini de ekstradan soruyorum,var mı bunlardan yiyen?
Belgesellerde yerliler iştahla yiyor diye sanırım, kaplumbağa ve timsah eti çok lezzetliymiş gibi geliyor bana, geyik etini de ekstradan soruyorum,var mı bunlardan yiyen?
0
delicevat
(31.01.15)
Geyik yedim, gerçekten lezzetli ama fiyatı nedeni ile 3 lokma yemiştim.
0
aychovsky
(31.01.15)
ceylanin geyikten katbekat guzel oldugunu soyluyor dedemler. bulunduklari yorede ikisini de sik sik avlamislar gecmiste.
0
bohr atom modeli
(31.01.15)
Geyik eti sert, kaplumbaga eti guzel, yilan eti ise tavuga benzermis. Timsahi hic duymadim. Bunlardan geyik eti turkiyede bulunur, yiyen coktur, iyi et kabul edilir. Abd'de ise tam tersine kotu et kabul edilir, ucuzdur.
0
f_d
(31.01.15)
alışkanlıkla alakalı. bulabildiği tek et timsah eti olan adam elbete iştahla yiyecek. asya'da bazı ülkelerde de insanlar et olarak sırf böcek yiyorlar, sen şimdi çekirge falan yiyebilir misin iştahlı iştahlı?
0
loser blueser
(31.01.15)
geyik ve timsah yedim. geyik süperdi. timsah da tavuğa benziyordu, kızartmasını yedim kızartmayı çok sevmediğimden öyle ahım şahım gelmedi.

balina da yedim!
0
la noix
(31.01.15)
kaplumbağa ve timsah eti yenebilir gibi görünüyor, böyle beyaz ve tel tel, birde toprağa közlerin içine gömüp pişiriyorlar, canım çekiyor
0
🌸delicevat
(31.01.15)
timsahın tadı ızgara tavuk gibi. diğerlerini yemedim.
0
dogyman
(31.01.15)
timsah biraz hindi biraz da tavuğa benziyor. Çok gereği yok yemenin bence.
kaplumbağadan çorba yapıyorlar. Lifli ve lezzetli ama olmasa da olurç
Geyik eti, av etini nasıl pişireceğini bilen adamın elinde efsaneye dönüşüyor, diğer üçü ile kıyas kabul etmez.

Geyiği ye, kaplumbağayı sev, timsahtan kaç bence.
not: geyik etinin genci güzel, yaşlısı gerçekten biraz zorluyor pişirirken.
0
rygard
(01.02.15)
timsah eti tavuga benzer, ancak biraz daha serttir. en pahali ve lezzetli kismi kuyrugudur. ranch sosla cok guzel gider.
kamplumbaganin da tadi tavuga benzer, yalniz kesme islemi cok zahmetli.
0
monicapp
(01.02.15)
Geyik ve tospa yedim. Tospa normaldi geyik mükemmeldi.
0
Tears of Devil
(01.02.15)
(23)

bütün gün televizyon izleyen biri var

namus ninjası
hayatı televizyon, ne kadar çöplük varsa maruz kalıyor akşama kadar. 60 yaşında, kadın, anam oluyor kendisi. bu arada zannedersem okb falan. yani, ev işini düzenli yapmaz, günübirlik yaşar. 1 haftalık bir planı asla olmaz. ev çok acayip bir dağınıklık içindedir sürekli. komşularıyla ilişkisi kısıtlı
hayatı televizyon, ne kadar çöplük varsa maruz kalıyor akşama kadar.

60 yaşında, kadın, anam oluyor kendisi.

bu arada zannedersem okb falan. yani, ev işini düzenli yapmaz, günübirlik yaşar. 1 haftalık bir planı asla olmaz. ev çok acayip bir dağınıklık içindedir sürekli.

komşularıyla ilişkisi kısıtlı. akrabalarının pek azıyla iletişimde.
mevcut kısıtlı çevresiyle arada avm gezer, ismek falan gibi organizasyonlara uzaktan uzaktan karışır. ama asla düzenli yapmaz hiçbir şeyi.

hiçbir plan program yok, evde oturur, kardeşlerimi, babamı ve beni troller, sinir bozar. hiç sigortalı işte çalışmamış.

bu insan benim üzerimde olumsuz etkiler bırakıyor 30 yıldır. kötülüğünü istemiyorum ama benden uzak olduğunda özlemiyorum da.

eğitimli değil ama okumuş, boş durmamış.

bu kanserojen organizmayı nasıl tedavi edelim? sabah tartıştık, kahvaltıyı bizimle yapmadı, yeminle kafa dinledim. şimdi geldi, yanımda atıştırıyor. tv açtı hemen. gözünü ayırmadan yemek yiyor. günde 16 saat tvye maruz kalıyorum bu yüzden. sürekli tv açık.

30u geçip annesiyle kalan ev pandalarından değilim, öyle anlamayın, arada tatil zamanlarımda eve geliyorum, masraflar azalsın falan diye.

yeniden evden ayrılmadan önce şu kadını nasıl kendine getirsem.
lan iki muhabbet ediyoruz, hemen narın faydası, yok benim böbreklerime iyi gelecek şeyler, karbonatla zayıflama, kafayı yemek üzereyim.
0
namus ninjası
(31.01.15)
60 yaşında bütün gününü dışarıda mı geçirecek? ne yapacak?
dağınıklık o evde asıl yaşayanı rahatsız etmiyorsa neden sorun olsun?
evde geçirdiği onca saatini sıkılarak geçireceğine boş boş zaman öldürüyor işte, ben bir sıkıntı görmüyorum.
senede kendi isteğinle beraber geçirdiğin bir kaç ay rahat etmek için karşındakini senin istediğin kişi olmaya zorlamana gerek yok. istemiyorsan hiç gitme.
zaten sen şimdi naparsan yap, sen gittiğinde yine kendi bildiğini yapacak, eski haline dönecek büyük ihtimalle.
0
ucan spagetticanavari
(31.01.15)
upsss. bence ilk olara annene karşı kullandığın dili değiştirmelisin. bu onun hayatı. istediğini gibi yaşar. sen de ona bu kadar öfkelenemezsin. bu öfkeni hakedecek ne yapmış kadın anlamadım? tüm hayatı boyunca çalışmamışsa 60 yaşında ne yapmasını bekliyorsun. 40 yaşındayken sorsaymışsın keşke bu soruları ve o zaman çözüm arasaymışsın. türkiye'de yaşayan 60 yaşındaki insanların ne yaptığını sanıyorsun? ayy kızdım ben sana şuan. annenden böyle bahsetme lütfen. kadın bu öfkeni hakedecek hiçbir şey yapmıyor.
0
sheridans
(31.01.15)
öteki tarafa empati güzel. ama fikrim değişmedi.
bir defa iç kulak iltihabı yüzünden hastalandı. sedyeye zor kaldırdık. baygınken taşınmıyor. ilk kaldırışında 120 kg deadlift yapmış adamım ben, anamı kaldıramıyorum.
öyle saçma bir düzeni var ki sürekli hastalanıyor. bir yerlerden düşüyor. bacağı beli ağrıyor. kulağı sarılı dolaşıyor (kulak bizde genetik defolu organ)
bu okb, aynısı bende de var.
ne kadar berbat ırsi miras varsa bana da tevarüs etmiş.
bakıp bakıp lan ben böyle bir yaşlıya dönüşmemeliyim diyorum. ama olacağım bu. korkuyorum.
0
🌸namus ninjası
(31.01.15)
oha 60 yaş demesen benim annem zannedecektim. Benimki 45 yaşlarında; gündüz zaten televizyon başında, geceleri de televizyon karşısında uyuyakalıyor. çok nadir dışarı çıkar, birileriyle görüşür. ev "garip bir dağınıklık"tan öte çöplüktür. seninki yine sağlıklı beslenmeye takmış; benimkisi sabah akşam burç, numeroloji, rüya müya, melekler falan takılıyor (üni mezunu). geçmişte okb tedavisi görmüş. kendisi yüzünden depresyona girdim, antidepresan kullandım. daha 1 hafta önce, ben şubat tatili dolayısıyla onlarda kalırken, yine kavga ettik, ağır bir laf söyleyip çıktım evden; o gün bugündür gitmedim, gitmeyeceğim.

bunları niye anlattım? ben pes ettim, sen 60'ına kadar iyi dayanmışsın; bari bundan sonra kendi yoluna bak.
0
rivulet
(31.01.15)
o kırk yaşındayken ben 10 yaşındaydım. o zaman odunla dövüyordu beni.
olm benim anamla aram iyi değil. ateist olduğumu duyunca evden kovan, bir sene para yollatmayan bir insandır. kendisinden akşam vakti yemek bekleyemezsin, sabah kahvaltıyı hazırlamaz, kendi düzeni öyle berbattır ki kendi başının çaresine de bakamazsın.
0
🌸namus ninjası
(31.01.15)
rivulet beni bi sen anlarsın canım kardeşim benim. bizim ev de çöplüğün bir seviye üstü sadece.

bizim evde herkes kaçar. 4 kardeşiz. sadece en küçüğümüz evde kalmaya muhtaç. o da liseyi bitirirse evde iki ihtiyar kalacaklar.

uzun vadeli bi çözüm lazım bana yav.
0
🌸namus ninjası
(31.01.15)
öncelikle anneye kanserojen organizma denmez, ayıp.

uyuz oldum şu yazım tarzına ve anlattıklarına. hiçbir yazdığını katılmıyorum. kendi halinde türk annesi işte, ne yapsın bu saatten sonra kendini geliştirmek için, japonca mı öğrensin? şu yaşında karakterini değiştirip hamarat, titiz mi olsun. rahat bırak lan kadını. belki ölüm korkusu var, belki umutsuzluk var, belki ben bundan sonra bir şey yapamam korkusu var, belki kocası ya da çocukları hayalindeki gibi olmadı, belki elli bin tane başka derdi var. 60 yaşında bir insandan artık almaya çalışmazsın, ona bir şeyler vermeye çalışırsın, mutlu etmeye uğraşırsın. muhabbet ederken narın faydası anlatmayı mı dert ettin kendine. derde gel..

ökkeş gibi yorum yazmışsın, gerçekten ayıp lan.
0
sir gawain
(31.01.15)
torun baksın.
0
prompter
(31.01.15)
ben yıllardır dil döküyorum psikiyatriste götüremedim. babam desen kabullenmiş o artık, ben evin huzur kaçıranı oluyorum. değişmeyecek gerçekten. ya kadına "yalnız öleceksin" dedim daha ne diyeyim? hani daha ne demem gerekiyor kafasına dank etmesi için? biliyorum hiçbir zaman kabullenemeyeceksin ve annen hep kafanın bir köşesinde anti-rol model olarak kalacak ama gerçekten böylesi psikolojin açısından daha iyi. belki üzülüyorsun kardeşin de gidince yalnız kalacaklarına ama yapabileceğin bir şey yok maalesef. ben tek çocuğum, ayrı evdeyim; bazen yalvarıyor geleyim diye ama gidince kavga kıyamet.
0
rivulet
(31.01.15)
benden torun çıkmaz kanka. kardeşlerim de badak.
0
🌸namus ninjası
(31.01.15)
anne normal bir anne, trolluk derken ne yapıyor? hepimizin anne babası kontrol üzerine kurulmuş varlık sistemine sahip , angelina brad tipi anne baba mı arıyorsunuz?
0
bonifas
(31.01.15)
60 yasinda ve kapali fikirli birini degistirmek atomu parcalamaktan daha zor demis aynstayn. Degisim kuvvet gerektirir, onun icin kolay olan alisilagelmis sekilde yasamaya devam etmesi olacak. Liseliye odaklan bence.
0
f_d
(31.01.15)
ilgilenme, gitme yanına bırak... hele kardeşlerin de varsa hiç ilgilenme. arayıp sorma bile...
niye yanına gidip o kadar uzun süre kalıyorsun o kadar rahatsızsan?
sevmek zorunda değilsin anneni, buradaki kişilerin çoğu gibi düşünmüyorum ben.
aranızdaki kişisel sorunlar nedeniyle nefret dahi edebilirsin, istediğin gibi hitap da edebilirsin. bilmeden yorum yapılması kolay sonuçta...
ama istesen de değiştiremezsin diyorum, bırak pes et. canını sıktığına değmez. ne kendinin ne onun...
zamanında senin kararına dahi saygı duymamış birine saygı duymak zorunda değilsin, ben senin yerinde olsam hayatım boyunca bir daha yüzünü bile görmezdim.
0
ucan spagetticanavari
(31.01.15)
bilmiyorum hanımlar beyler. bilmiyorum.
ben de asap sahibi oldum. gerçekten uzlaşılmaz bir insanım. kardeşlerim varken denge oluyor ama şimdi biri askerde diğeri şehirden taşındı.
babam da denge politikası güdüyor.

neyse yaaa. ben çıkıp arkadaşlarla buluşucam. buna çözüm bulabilen arkadaşlar, varsa bana ulaşın lütfen. ya da analarımızı tanıştıralım birbirleriyle, çıkartalım bi yerde maşukiyeye sapancaya falan yollayalım minibüsle. aramızda para toplayıp bi de gündelikçi tutalım. bunlar evde yokken evi temizletiriz.
0
🌸namus ninjası
(31.01.15)
Muhtemelen annen de senden pek hoslanmiyor. İgnore edeceksin.
0
damdanakan
(31.01.15)
yahu anneleriniz bu kadar kötüydü ama sizi onlara laf sayacak kadar büyütmüş. o kadar pisti, yemek yapmazdı falan ama ölmemişsiniz bak. 6 aylık bir bebeğe bir annenin harcadığı enerjiye/zamana ve emeğe şahidim. yapmayın yani! yineliyorum bu kadar öfkeleneceğiniz birşey yok. ayrıca ülkenin gerçeğinden uzak mısın sen ninja? ateistim diyince evden atmış, atar tabi. türkiye'deyiz yahu. bu zaman kadar kaç kere 'hayatında ne yapmak istedin?' diye sordunuz? ya da kaç kere 'bir sıkıntın, derdin var mı?' dediniz? ne paylaştınız? onun sizinle birşey paylaşabilmesi için ne yaptınız? bir de 'annem yüzünden psikolojim bozuldu' ne demektir. siz doğduğunuzda da onun hayatı sikildi. olsun o kadar yani. terlikte dalıcam şimdi size
0
sheridans
(31.01.15)
bende de böyle bir sorun var, biraz daha karmaşık yalnız. ne kadar ignore etmeye çalışsan da olmuyor. psikoloji falan kalmıyor adam da. hiçbir şeye tahammül edemeyen biri haline gelebiliyorsun. haliyle bu kadar mantıksız şeyler yapan biriyle aynı mekanda bulununca kendine güvenin de kalmıyor, kendini mal gibi hissediyorsun. yaptığı her şey, attığı her adım anlamsız gelebiliyor. sanırım tek çözüm bir an evvel yol almak. yalnızlığın işkenceli halindense huzurlu halini tercih ederim.
0
carnal malefactor
(31.01.15)
şurada şu kafadaki bir kadını bile sırf "anne" sıfatına sahip diye ölesiye savunuyor hala bir sürü kişi, nasıl bir şey anlamıyorum ya...
imkanı olmayan çocuk yapacak diye bir şey yok, yapıyorsa hatalıdır. saygı duyulacak bir tarafı yoktur...

"ne zor şartlarda dünyaya getirip büyüttü seni" -getirmeseydi
"yemedi yedirdi, kendine almadı sana harcadı" -parası yoksa çocuk yapmasaydı

ulan salaklığı yüzünden insanların övüldüğü nadir konulardan sanırım bu... çocuk yapmak çok matah bir şey değil, üstün yetenek gerektirmiyor... hayvanlar da yapıyor onu...

ailesini seviyor diye herkesin ailesi sevgi pıtırcıklarından oluşacak sanıyor optimistlerimiz her ortamda. yok öyle bir dünya...
0
ucan spagetticanavari
(31.01.15)
bence kendin ayrı yaşayabiliyorsan hiç takma boşver ayrı yaşa.anca bayramlarda vs yanına git biraz oyur kalk git.başka türlü bu durum değişmez.bende de tam birebir olmasada aynı durumdan muzdaribim umarım yakında bende kurtulucam.

birde burdaki bazı tipleri takma yok öyle konuşulmaz yok o sana o kadar bakmış sen böyle konuşamazsın diyenleri.birisi annen veya baban diye illa sabretmek zorunda değilsin.
0
lprytk
(31.01.15)
benim annem de 65 yaşında. akrabalarıyla falan iletişimi iyi ama televizyon konusunda ben de huzursuzum zira takıntılı olmaya başladığını fark ettim.

her gün bir yerim ağrıyor diye geliyor mesela. kendini dinlemeye başladığını fark ettim. oram ağrıyor, buram kaşınıyor, şuramda bir şey mi var. sabahtan akşama kadar dışarıdayım mesela, eve geliyorum, hemen(cidden hemen, eve girer girmez) gün içinde ağrıyan yerlerini anlatıyor. babam vefat ettikten sonra daha da arttı bu durum ama babam vefat edeli 12 sene olmuş. ben suçu doktor programlarına atıyorum. bazen kanal frekanslarını mı bozsam falan diyorum.

sabah doktor programı, öğlene doğru cinayet, kaçırılma, iz sürme programları, akşam halk tv'de "akp ebemizi belleyecek" temalı yayınlar derken psikoloji kaldırmıyor bence. anne çık biraz dışarı dolan diyorum yok, haftalarca evde durabiliyor, telefonla konuşuyor neyse ki.

psikolojik olarak toparlaması için bunu yapıyoruz. doktora götürdük ilaçlı tomografiler, kan tahlilleri, kolonoskopi falan her şeyi yaptırdık. yok işte bir şeyin diyoruz, 1-2 gün şuram ağrıyor buram ağrıyor demiyor, 3. gün yinje bir yeri ağrıyor kesin. evde kalmaktan oluyor bu.

şimdi 3-5 gün teyzemlerin yanına gitti, açılmış, aradım az önce neşeliydi. böyle olacaksın. bozacam valla kanal frekanslarını. o doktor programlarını, iz sürme programlarını hangileri yayınlıyorsa, tamamen bozacağım. nat geo falan kalsın.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(31.01.15)
tabiki kimseyi sadece anne ve babanız diye sevmek zoruna değilsiniz. ama bir insana hele ki 60 yaşındaki bir insana evi temiz değil ve tüm gün tv izliyor diye hakaret etmemelisiniz, nefret etmemelisiniz, onu aşağılamamalısınız. kötü bir insandır, hırsızdır şudur budur, birilerinie zarar veriyor, canını yakıyordur tamam. ama ortada böyle bir durum yok. kadının evi yahu! temizlemez. eğer pis olmasından rahatsızsa sen temizle/temizlet. rahatsız değilse karışamazsın. onun hayatı. eğer sabah onunla kahvaltı etmediysen ve o yalnızlıktan bunu tv karşısında yapmaya başladıysa da susacaksın. ya da sadece sevdiği için bile bunu yapabilir.
çocuklar ilerliyor diye anne ve babalar ilerleme zorunda değil. sen üniden mezun olduğunda annen böyleydi, sen işe başladın annen hala aynı yerde, sen dil öğrendin ama annen hala o tv karşısında. evet, öyle. o yaşlarda sen de yavaşlamış/durmuş olacaksın. 60 yaşında bir insanın ne yapmasını planlıyorsunuz anlayamıyorum.
ve yineliyorum bu öfkeye de hiç anlam veremiyorum. ha belki de ben 18 yaşından beri ailemle ayrı yaşadığım için bu süreçleri yaşamadım. ama burada da hata belli bir yaşa gelip hala ailesiyle yaşayanlarda bence.
sevgi pıtırcığı bir ailem yok. kimseyi de kutsamıyorum. sadece anlamaya çalışıyorum. yakınmak, öfkelenmek yerine anlamak ve çözmeye çalışmak daha doğru
0
sheridans
(31.01.15)
Sheridans o şekilde hitap etmesinin ya da hakaret etmesinin sebebi sadece bu sorunlar mı ki?
adamı evinden kovmuş, tercihine saygı duymamış, üstünde kendi fikirlerini dayatmaya çalışmış geri kafalı biri... genel hitap şekli de gayet bu şekilde olabilir.
he ben de karışmamasından yanayım, çünkü değişmez... boşa uğraş olur. değmez vereceği uğraşa. zaten karışma hakkı da yok, aynen o kadının zamanında bu arkadaşın inançlarına karışma hakkı olmadığı gibi.
ama o kadın nasıl karıştıysa zamanında, şimdi karışılması da hakettiği karşılıktır. laf etmeye yüzü olmamalı... hep biri birini kötülüyorsa kötüleneni savunmak, tek taraflı empati filan yanlış. iki tarafın da hataları olabilir. genel olarak ninja gayet haklı bana kalırsa... tek sorun, maddi olarak rahat ettiği için o eve gidip kalması... hiç arayıp sormayıp yüzünü dahi görmese sorun kalmayacak işte. iletişimi kesip hayatından çıkarsa olup bitecek.
0
ucan spagetticanavari
(31.01.15)
belki annen kendindedir de, sen kendinde değilsindir.
nereden biliyorsun?
0
pangea
(31.01.15)
(16)

bu ifade yanlış değil mi? ..

hayat aklini konusacak bir filozof uret
"Türkiye nüfusunun en alt yüzde 40’lık kesiminin geliri neredeyse toplam nüfus gelir artış hızı ile aynı oranda artmıştır; bu refahın toplumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşıldığını göstermektedir."ifadesi yanlış değil mi?
"Türkiye nüfusunun en alt yüzde 40’lık kesiminin geliri neredeyse toplam nüfus gelir artış hızı ile aynı oranda artmıştır; bu refahın toplumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşıldığını göstermektedir."

ifadesi yanlış değil mi?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.15)
Ben ifadede yanlislik gormedim. Ben farketmemis de olabilirim ama bana sorarsaniz yanlis yok. Refah artisi homojen olmus, gelir dagilimi esit degil belki ama en azindan gelir artisi esit dagilmis diyor.
0
delifaruk
(31.01.15)
Yanlış olduğunu düşündüğüm yer şu:
%40 lık kesimin geliri toplam nüfusun gelir artışı oranında artmış. Bu durumda "bu refahın toplumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşıldığını" denmemesi lazım.

10 kişilik bir örnek kuralım.
4 kişi 1000 tl 2 kişi 1500 tl 2 kişi 2000 tl 1 kişi 3500 bir kişi de 25500 tl kazanıyor olsun.
toplam 40000 tl gelir var. %10 gelir artışı verelim.

4 kişi 4400 tl
2 kişi 3300 tl
2 kişi 4400 tl
1 kişi 3850 tl
1 kişi 28050 tl kazanacak. toplam gelir 44000 tl oldu.

Gelir artışı olan 4000 tl yi nüfusun % 40'ı 400 tl, % 60!ı da 3200 tl olarak paylaşmış oldu. Bu durum refahın geniş dağılımı olmuyor ki, aynı hamam aynı tas oluyor.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.15)
Bence de var bi yanlışlık haklısın.
0
hala mi ceren yahu
(31.01.15)
"refahin" yerine "refah artisinin" gibi bir sey denirse daha dogru olur herhalde. Bu sekildeyken de dolayli varsayimlarla cok yanlis olmayabilir.
0
f_d
(31.01.15)
@f_d, dolaylı varsayımlar neler?

Refahın ya da refah artışı gibi ifade olayın özünü değiştirmez ki. Gelir gurupları arasında geniş bir şekilde "artış paylaşımı" yok. Bir kısım 100 tl bir kısım 200-350 tl bir kısım da 2500 tl lik artı refaha ulaşmış.

Ayrıca bir de "neredeyse" ifadesi var. Artış, toplam nüfus gelir artış hızının altında yani.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.15)
Cok parasi olanin az parasi olana gore daha iyi oranlar kazanacagi, yani paranin parayi cekecegi gibi bir beklentiniz olursa eger, ayni oranda kazanmalari refah paylasiminda az parasi olanlarin ezilmedigine isaret olabilir. bilemiyorum.
0
f_d
(31.01.15)
Belku de yanlif ifadedir ama ben sizin gibi algilamamdim.
"... artis hizi ile ayni oranda ..." diyor. Siz, "toplam nüfusun gelir artışı oranında artmış." diyorsunuz. Ayni hizda arttigini soyluyor.

Bana sorarsaniz bu haliyle ifadede yanlislik yok.
Nisbi refah artisi diye tanimlarim ben bunu kendimce. Herkesin kendi refah seviyesine oranla artis esit olmus.
Sizin verdiginiz ornekteki gibi degil de, herkesin gelirinin 2000 tl arttigini varsayalim. 1000tl geliru olan vatandasin refahi 3'e katlanirken 20.000 tl gelir olan icin cok da onemli bir refah artisi olmayacak. Bu durumda siz refah artis orani ayni diyecektiniz suanki bakisinizla, herkes 2000 kazandi diye.

Refahlarin esitlenmesinden bahsedilmiyor refah artis hizinin ayni oranda oldugundan bahsediliyor.

Ifade hatali degil ama aldatici diyebilirim.
0
delifaruk
(31.01.15)
@f_d, ?
Beklentiler nereden çıktı şimdi, yukarıdaki cümlede olan bir durum ve bağlanan sonuç var.

Bak cümlede ne diyor; 4 kişinin artış oranı geriye kalan 6 kişi ile birlikte hesaplandığı zaman "neredeyse" "aynı "oranda" oldu diyor. 6 kişinin artış oranının 4 kişiden fazla olduğunu örneğe almadım ki biraz bilgin varsa bu oranın da aynı olmayacağını, birlikte olunca çıkan rakamın ikisi arasında bir nokta olacağını biliyorsundur.

Refahın geniş dağılımına ilişkin bir veri verilmemiş. Bu durum şu sonucu gösteriyor diyor, geçiyorum. "Neredeyse"yi de geçiyorum.

Düz hesapla bile bu ifade yanlış diyorum. Basit bir matematik hesabı bile geniş dağılımın yanlış olduğunu gösteriyor diyorum.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.15)
@delifaruk, heh işte tam öyle düşünüyorum. @f_d, delifaruk'un açıklamasından sonra senin neden artış oranı dediğini anladım. evet, geniş yerine "aynı oranda paylaşıldığını" deseydi olurdu.
cevaplar için çok teşekkürler :)

ifade, dünya bankası türkiye sayfasında yazıyor. yazı başlığı şu: "dünya bankası’nın yeni raporunda türkiye’nin yüksek gelir eşiğine yükselişi ve aşılması gereken zorluklar inceleniyor"
www.worldbank.org
edit: tam adres şu:
www.worldbank.org
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.15)
Beklentiler bakis acisini sekillendirmede ortaya cikiyor. Ayni sizin, orneginizdeki durumun adil olmadigini varsaydiginiz gibi. (Halbuki esit olmadan da adil olabilir bir paylasim) Siz orneginizde mevcut durumun adil olmadigini dusundugunuz icin aslinda "ayni tas ayni hamam" seklinde bir paylasim size refahin paylasiminin genis paydada olmadigimi soyluyor. Halbuli bakis aciniz bu olmak zorunda degil.
Bilmem anlatabildim mi.
0
f_d
(31.01.15)
refahın tolumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşıldığını belirtmek gelir dağılımında adalet gibi yorumlanabilir bir şeyi değil eşitsizlik gibi matematiksel anlamda net bir anlamı içeriyor bana kalırsa.

toplam kazancı geniş bir şekilde paylaşmaktan ortadaki 1000 liranın 910'unu 10 kişinin kalan 90 lirayı da 90 kişinin paylaşmasını ve bir sonraki sene paylaşılan 1500 liranın paylaşım yüzdeleri dağılımının aynı kalışını anlıyorsak artan kısmın geniş şekilde küçük bir yüzde tarafından paylaşıldığını söyleyebilirsiniz ancak. sonra da adil veya değil dersiniz. bunun bakış açısıyla alakası yok.
0
godoşu beklerken
(31.01.15)
bence dogru.paylasimdan kasit nominal (TL cinsinden) gelir artisi degil, oran. gerci "genis paylasmak" anlamsiz bir tabir, orda bir anlatim bozuklugu var gibi
0
earthsea
(01.02.15)
@f_d, dediklerine katılıyorum. bakış açımda haklısın, mevcut gelir dağılımının rahatsız edici olduğunu düşünüyorum.

ancak yukarıdaki ifadeyi okurken bakış açımı değil, aynı orandaki artışın toplumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşılan refaha neden olmayacağı bilgisini kullandım.

Beni şaşırtan değil ama düşündüren şey; burada bu kadar matematikçi/ ekonomist/üni öğrencisi/ akademisyen/ ev geçindiren aile kurmuş kişiler vb. olmasına karşın, çok basit bir bakkal hesabıyla bulunabilecek sonucu göremeyip "aa yanlış ifade" ya da "yanıltıcı ifade" denmemesi oldu açıkçası.

Refah kelimesinin sözlük anlamı: Gönenç (tdk)
Gönenç : Bolluk, rahat ve varlık içinde bir yaşam sürdürme. (iktisat terimleri ve güncel Türkçe sözlük )

İçinde bulunduğumuz ekonomik yapıda toplumdaki gelir gruplarının artış oranı aynıysa; bolluk, rahat ve varlık içinde bir yaşam sürdürmenin (refahın) geniş bir şekilde paylaşılmayacağının bilinmesi gerekirdi.

Bu yazı dünya bankası sayfasında arkadaşlar. Gülerler yani anlatabiliyor muyum, bir yerleriyle gülerler. Sonra niye koyun, niye %40'ı aptal dendi. %60'ı aklıllı denseydi sevinecektik sanırım.

Cümle en azından şöyle olmalıydı:
"Türkiye nüfusunun en alt yüzde 40’lık kesiminin geliri neredeyse toplam nüfus gelir artış hızı ile aynı oranda artmıştır; bu refahın toplumdaki gelir grupları arasında geniş bir şekilde paylaşılmadığını göstermektedir."

Hadi diyelim iyi bir portre çizmek istiyoruz, eyvallah, o zaman mesela şöyle olabilirdi:

"Türkiye nüfusunun en alt yüzde 40’lık kesiminin geliri neredeyse toplam nüfus gelir artış hızı ile aynı oranda artmıştır; bu toplumdaki gelir grupları arasında gelir artış hızının aynı şekilde paylaşıldığını göstermektedir."

Eminim sizler benden daha güzel öneriler bulursunuz.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.02.15)
WB raporundaki refah kelimesini ekonomi jargonuyla yorumlamak daha dogru olabilir. Ekonomide refah (wealth) insanlarin kararlariyla maksimize ettigi amactir. Refahi hesaplayabilmek icin refahin gelirin bir fonksiyonu oldugu varsayilir. Bu fonksiyon lineer degildir, konkav kabul edilir (yani ornegin 100tl gelir 100 refah verirken 10000tl gelir 10000 refah vermez, daha az refah verir).
0
f_d
(01.02.15)
@f_d,
ekonomi jargonu, kelimeleri iktisat sözlüğünden farklı mı kullanıyor. tdk sitesine göre kelime iktisat alanında da aynı anlamlarda kullanılıyor.

sitedeki ingilizce metin de şu:
"The income of the bottom 40 percent of Turkey’s population has increased almost at the same rate as the rate of total population growth, indicating that prosperity has been broadly shared across income groups of the society."
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.02.15)
Konu dışı ama, refahın fonksiyonuna filan girmişken;
Refah fonksiyonunun içbükeye dönüşünü, ağaoğlu evladının kendine sormadan aldığı yatı parçalattığı zaman gördük, görmemiş olmayı diledik.

Rahmetli Tuncay Kurtiz bir keresinde "zengin olma tehlikesi atlattık" demişti hatırlarsınız. Duyduğumda "demek sanatı kadar ekonomi bilgisi de üst düzeymiş" demiştim.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.02.15)
(6)

uyumayanlar - uyuyamayanlar

indescribable
Ne yapıyorsunuz?3 saattir uyanığım. Bir ihtiyaç uğruna uyandım bir daha uyuyamadım Yapacak bişey de bulamadım.
Ne yapıyorsunuz?

3 saattir uyanığım. Bir ihtiyaç uğruna uyandım bir daha uyuyamadım

Yapacak bişey de bulamadım.
0
indescribable
(31.01.15)
Kitap okuyabilirsiniz eger soruyorsaniz. Kitap okumak icin guzel bir zaman.
0
f_d
(31.01.15)
Bir de benim gibi mecburiyetten sabahin 6sinda yollara dusenler var, yatal hayali kuruyorum resmen :(

Benim yatakta sakin bir muzik dinleyince hemencecik uykum gelir. Deneyebilirsiniz.
0
fraise
(31.01.15)
Denedim olmadı. Gözlerimi açamıyorum. Aslında uyumam gerek ama uyuyamıyorum. Esnemekten ağzım yırtılacak ama :(
0
🌸indescribable
(31.01.15)
yatağa yat, 15 dakika hareketsiz kalmaya çalış, zaten istemesen de uyursun. telefonu, bilgisayarı falan bırak, suratına doğru ışık parlarsa uyuyamazsın.
0
himmet dayi
(31.01.15)
banyo yaptım, sonra gözleme yaptım -yedim-, çay demledim, kuaföre bile gidecem -pek yaptığım iş değil de-
şu faturaları bi kesip bitirirsem :/
0
niye ama
(31.01.15)
Sen yine bi amac ugruna uyanmissin bende o da yok ama 6 da kalktim. Bos oturuyorum.
0
rahmi pinkfloydoglu
(31.01.15)
(12)

Chp'nin akp'yi eleştirmesi sorunu

Greycrescent
az önce haberlere bakıyordum, baktım yine yazmışlar chp grup toplantısında akp ve cumhurbaşkanını eleştirdi yani ben bakıyorum chp iyi söylüyor güzel söylüyor ama bu olayı kimsenin salladığı yok, sanki flash tv'nin sürekli halay çekmesi gibi bi durum oldu artık akp'yi eleştirmek. Bu kadar danışmanla
az önce haberlere bakıyordum, baktım yine yazmışlar chp grup toplantısında akp ve cumhurbaşkanını eleştirdi yani ben bakıyorum chp iyi söylüyor güzel söylüyor ama bu olayı kimsenin salladığı yok, sanki flash tv'nin sürekli halay çekmesi gibi bi durum oldu artık akp'yi eleştirmek. Bu kadar danışmanlar vs. var kimse demiyor mu ya bu başarılı bi muhalefet değil biraz farklı şeyler konuşalım falan. Bi de hep aynı anasını satim hırsızlar vs. inanan zaten biliyor hırsız olduklarını öbürlerine de ne desen inanmayacaklar mesela icraatler eleştirilse hiç değilse katlamalı harç gibi bi mevzu var şimdi hiçbir yerde gr. haber yok. Bunlar hep danışıklı dövüş müdür nedir, sinirlendim gece bi yarısı ya, sizin görüşleriniz ne acaba bu konuda ? yanlış mı düşünüyorum aslında doğru mu yapıyorlar.
0
Greycrescent
(29.01.15)
ya abi aklın mantığın alacağı bütün eleştirileri yaptılar ama işe yaramıyor. daha fazlasını yapamıyorlar sanırım. onlar da bilemiyor herhalde dahasını. merkez sağ politikacısı gibi konuşmak ya da inşallaha maşallaha başlamak da istemeyince, ilkeli olmayı seçince elde bu kadar malzeme kalıyor. bir de çoğu şeyden bahsediyorlar da haber olmayabiliyor. bıkkınlık da var tabii muhtemelen. konuş konuş bir halt olduğu yok, insan bayar.
0
i ve been mistreated
(29.01.15)
tabi ki yanlış yapıyorlar.
türkiye öyle kutuplaştı ki, şu saatten sonra akp-chp arasında oy geçişi olmaz.
chp samimiyse, yapacakları tek şey var olan oylarını çaldırmamak için uğraşmak.
mesela:
eksisozluk.com
0
titiraprap
(29.01.15)
Chp nin dedikleri dogru. Akp nin yaptiklari yanlis. E sucu nasil oldu chp de buldun ben anlamadim?
0
f_d
(29.01.15)
Ayrica kanuna gore sandik basinda kamera kaydi yapilamiyor titiraprap. Daha yol yordan bilmeden chp samimiyse laflari bos konusmak.
0
f_d
(29.01.15)
birşey yapalım, bir çözüm üretelim yok.
devamlı eleştiri.
0
titiraprap
(29.01.15)
aha tam ak kuçu argümanları, safsataları. eleştirir gibi görünüp goygoydan boş laftan başka bir şey söylemez, bir de kendince aşağılar... sizi sayıyla mı gönderiyorlar yahu, bi bitin bi azalın be...

edit: la ak kuçu gibi konuşursan öyle derler tabii ki. ne bileyim ben senin ne olduğunu. değilsen değilsindir zeni zorla akpli yapacak halim yok. bu arada kaçıncı editi yaptın duyurularında onu da anlayamadım. bari not etseydin chp'yi çıkardım diye...
0
i ve been mistreated
(29.01.15)
beyin kullanmadan cevap yazanlar var.
insan bir bakar da konuşur,
bir tane "ak" entry imi göstersene.
aksine, oy çalıyorlar demişim.
ne yazdığımı, niye yazdığımı anlamaktan acizsin.
0
titiraprap
(29.01.15)
ulan adam oyları çaldırmasınlar demiş adama demediğiniz kalmamış. e yanlış mı demiş? biz de bunun için kıçımızı yırtmıyor muyuz?
0
justinho26
(29.01.15)
meclis, düzenin meclisi. medya, o da düzenin aygıtı. akp, o da düzen partisi zaten. chp, akp'nin laciverdi.
düzen şu an sıkıntıda mı?
hayır. bir şekilde işliyor.
ee? chp ne derse desin, milletin otu, tuzu kuru. ben halkı yakından gözlemliyorum, demokrasi, şeffaflık, gelir dağılımında adalet, bağımsız yargı, isyandevrimanarşi falan kimsenin umurunda değil. gündemlerde öyle bir şey yok.
0
namus ninjası
(29.01.15)
Hadi kendince chp kafasi tanimladin, beni nasil o tanima dahil edebildin? Hadi beni dahil edebildin, bunu nasil yukarida yazdigimdan yapabildin? Yukarida elestiren biri varsa o kisi de sensin arkadasim. Chp samimiyse kanun disi is yapsinmis, tey allahim ya.
0
f_d
(29.01.15)
Hepimize goygoy ve kendi taraftarınca pışpışlanmak kolay geliyor da ondan.
0
arnold schwarzeneger
(29.01.15)
ayıp yahu burada her aksini iddia edene ak kuçu kuçu falan diyen adamlar oldunuz. ayıp abi yapmayın şunu.

soruya gelirsek, zaten yolsuzluk/rüşvet/adm kayırma halkın kendi yaptığı, kanıksadığı, normal saydığı işler. misal kimse şaşırmadı yolsuzluk operasyonu olunca. "aaa akp yolsuzluk mu yapmış" diyene rastlamadım. zaten herkes az çok kendi çapında görüyor dönenleri.

senin buradan yürümen imkansız, çevre konusundan, özgürlükler konusundan, batı değerlerine göre eleştiri yaparsan etkisi sıfır. parti olarak yapacağın şey umut tacirliği yapmak biraz da. insanlarda heyecan uyandırman, yeni şeyler söylemen lazım.

chp bunları yapmıyor. zaten ilk 10 yılı Atatürk/cumhuriyet/laiklik goygoyuyla geçti. chp'nin AKP'den zerre farkı olmaz iktidar olunca. bkz: şişli meselesi.
0
doxanikee
(29.01.15)
(9)

Tanımadığınız İnsanlarla Konuşmak

afush
Tanıdığım bir kişi var,kimseyi tanımadığı bir ortama salsan 40 dakika sonra bir çok kişiyle muhabbeti kurmuş halde bulursun kendisini. Bu şekilde çok sağlam network kurup bir sürü insan tanıyor ki hepsiyle de yüzeysel değil oldukça muhabbetli biçimde konuşuyor.İnsanlar kendisinden baymıyorlar da. Mi
Tanıdığım bir kişi var,kimseyi tanımadığı bir ortama salsan 40 dakika sonra bir çok kişiyle muhabbeti kurmuş halde bulursun kendisini. Bu şekilde çok sağlam network kurup bir sürü insan tanıyor ki hepsiyle de yüzeysel değil oldukça muhabbetli biçimde konuşuyor.İnsanlar kendisinden baymıyorlar da. Misal adam metroya biniyor, yanındakiyle muhabbete sarıyor ama konuşma bittiğinde kendisi de yanındaki de gülümseyerek ayrılıyor, hatta sağdan soldan muhabbete atlayanlar dahi oluyor. Çok özeniyorum kendisine.
Aranızda böyle biri var mı? Nasıl olunuyor böyle?

Bir de bana bakarsak, asansör kapısının önünde biri bekliyorsa merdiven tercih eden, zorunda kalmadıkça nedense kimselerle pek konuşmayan bir insanım.

Bahsettiğim kişi gibi biri olabilmek için tavsiyeleriniz varsa süper olur.
0
afush
(25.01.15)
Berbere gittiginde dikkat et, berber nasil söze basliyor, insanlarin tipine göre nasil muhabbet konusu seçiyor vs.

Suradan da baslayabilirsin : #896254
0
pinocchio
(25.01.15)
ben de senin gibiyim. tamamen yapı meselesi olduğunu düşünüyorum. zorlamayla olmuyor gibi. olsa da kısa süreli oluyor benim, özüme dönmek istiyorum hemen.
0
cinsi kisi
(25.01.15)
bahsettigin adam benim. ama yari yariya. cok guzel muhabbet kurarim ama sonra o adamla ikinci defa gorusmek( caps )sevmiyorum( caps sonu)

bu tip insanlar yay burcu sozlukten suna bak jack of all trades master of none.

bu olayin en guzel tarafi insanlar senin hicbir kotu yanini gormedigi icin seni cok uber muhtesem biri zannediyorlar hele ki onlarin ilgi duydugu alan hakkinda az bucuk ufak ama sadece ustalarin bildigi ayrintilari bilip bunlari araya sikistirirsan sana bayilirlar bence buna calis. bir tenis hocasina liu ile serena arasindaki mactan bahsettim bir de kedi bagirsagi markadan bahsedince falan cok sasirmisti. tamam bir spesifik ayrinti degil ama begenmsti. oradan muahbbet kurduk
0
charlotte blanc
(25.01.15)
sürekli 4 bira kafasında dolaş.
0
istege bagli sigortasiz
(25.01.15)
Bu sonradan olunabilecek bir şey değil, yaratılış meselesi. Benim de bir arkadaş var böyle, gözlemlenebilir belli bir sırrı yok. Doğaçlama takılıyor. Mesela ben senelerce ders alsam da bu arkadaş gibi olamam. O da benim gibi olamaz. Bunlar hep mizaç.
0
mountaincat
(25.01.15)
Utanma cekinme yabancilik cekmiyor bazilari gicik oluyom ben yapamadigim icin
0
selam
(25.01.15)
Bence bi kocluk egitimi isini cozer..
0
selam
(25.01.15)
Bircok seyin yaninda en temel olarak insanlari sevmek gerekiyor sanirim onun icin.
0
f_d
(25.01.15)
"Shyness has a strange element of narcissism, a belief that how we look, how we perform, is truly important to other people" diye bir söz var. reddedilme, beğenilmeme korkuları buna sebep diye düşünüyorum. oysa hepimiz insanız kimse birbirinden üstün değil. tabi bunu siz böyle olmayı sevmediğinizi söylediğiniz için söylüyorum. aksi taktirde az konuşan birisi olmak da gayet normal bence.
0
fearisthemindkiller
(25.01.15)
(10)

Faizsiz kredi

hasanli
Araba almayı düşünüyorum faiz almayan hangi bankalar var?
Araba almayı düşünüyorum faiz almayan hangi bankalar var?
0
hasanli
(22.01.15)
kuveyturk, asya finans vs. var.
ama normal bankalardan daha fazla "faiz" istiyor.
0
sutlu nescafe
(22.01.15)
Masrafsız mı demek istediniz?
0
grgn
(22.01.15)
Faiz Olmasın dini yonden
0
🌸hasanli
(22.01.15)
Trollün böylesi.
0
grgn
(22.01.15)
faizsiz bankacılık sistemini amerikalı musevi bankerler tarafından icat edildiğini bilseniz tövbe edersiniz.

faiz olmadan olur mu be canım ya geçmiş olsun o kâr payları hep faiz diyecek niyet falan ama hepsi yalan.
0
Çuvaldızı
(22.01.15)
Senin dininde faiz istemek günah, faiz ödemek değil. Günahı bankanın boynuna.
0
harzem
(22.01.15)
Şöyle yapabilirsiniz: eğer sıfır araç almayı düşünüyorsanız bazı firmalar bankalarla belirli bir miktara kadar sıfır faizli kredi sağlanması üzerine anlaşabiliyorlar. Belki 2. el araçlarda da vardır, ondan tam emin değilim. Üstünü de ya düşük faizli bir krediyle ya da tanıdıklardan borç alarak kapatabilirsiniz.
0
sevgikusunkanadinda
(22.01.15)
Onumuzdeki seneler faizsiz bankacilik, islami bankacilik bunlari cok duyacaksiniz. Simdiden uyariyorum bunlar hep kandirmaca. Sizi, dini hassasiyetlerinizi kullanarak musteri yapma cabalari. Bilginiz olsun. Faizsiz densin denmesin gunumuz bankacilik sisteminin temelinde faiz var.
0
f_d
(22.01.15)
Adı kar payı olunca aldıkları faiz olmuyor mu yani?

Siz böyle yaparak Allah'ı mı kandırıyorsunuz?
0
white35
(22.01.15)
eminevim'e git. faizin iyi birşey olduğunu düşündürür adama.
0
rhan
(22.01.15)
(2)

sermaye finansmani vs borc finansmani

kedidir o kedi
bu ikisini salaga anlatir gibi anlatabilecek var mi, aralarindaki farklar ve benzerlikler nedir?
bu ikisini salaga anlatir gibi anlatabilecek var mi, aralarindaki farklar ve benzerlikler nedir?
0
kedidir o kedi
(21.01.15)
Birini cebinden koyuyorsun digerini borc aliyorsun. Benzerlikleri ikisi de finansman. Farkliliklari ilki birinin cebinden cikiyor, digeri borc olarak aliniyor.
0
f_d
(21.01.15)
[silinmiş]
(21.01.15)
(20)

acıma yetime...

zam sampiyonu domates
derlerdi hep ama inanmazdım. daha doğrusu inanmak istemezdim. yeni başladığım iş yerinde arada bir muhabbet ettiğim 3'lü arkadaş grubunu (2 kız, 1 erkek) aynı güzahgah üzerinden eve gittiğim için aracıma alıp ilgili yerlerde bırakıyordum. bir süre sonra sabahları gelirken bile almaya başladım.buraya
derlerdi hep ama inanmazdım. daha doğrusu inanmak istemezdim. yeni başladığım iş yerinde arada bir muhabbet ettiğim 3'lü arkadaş grubunu (2 kız, 1 erkek) aynı güzahgah üzerinden eve gittiğim için aracıma alıp ilgili yerlerde bırakıyordum. bir süre sonra sabahları gelirken bile almaya başladım.

buraya kadar her şey normal. 2 ay boyunca neredeyse her sabah alıp, her akşam bıraktığım bu arkadaşlar, bu süre içerisinde farklı zamanlarda girdiğim 10 benzin istasyonunda 1 kere 10'ar TL verdi. amacım bu arkadaşlar üzerinden para kazanmak değil elbet. öyle olsa baştan pazarlık yapardım. en azından teklif etmeleri.

fakat her gün 2 TL gidiş 2 TL geliş için verdikleri yol parasını 2 ay boyunca vermeyen bu arkadaşlar sanki mecburiyetten onları taşıyormuşum gibi bazen geç kaldığımda trip falan attılar.

sonuç olarak artık o güzargahı kullanmadığımı, başka yerden geleceğimi söyleyip bu arkadaşları almamaya başladım. sonra selamı sabahı bir anda kestiler. insanlar nasıl bu kadar sığ düşünebiliyor? iyilik yap denize at diyorlar ama "zaten araba o yoldan gidiyor" kafasındaki bu arkadaşlar, araca bindirdikleri yük ile tüketimi arttırdıklarını düşünemezler mi? sıcacık arabayı, leş gibi otobüs ve minibüste yolculuk etmeye tercih etmek için ne gerekir?

birisi beni her gün böyle götürüp getirse günlük yol paramın yarısını vermeyi teklif ederdim. nasıl böyle düşüncesiz yaşıyor insanlar?
0
zam sampiyonu domates
(21.01.15)
Onlar bayağı sırtlanmış da, sen de arabaya binenin yakıt harcamasını arttıracağını hesaplıyorsan işin zor.
0
arnold schwarzeneger
(21.01.15)
Açıkçası ben de aynı durumdayım. Daha doğrusu tersi durumda. Bazı Pazartesiler bir arkadaşım beni eve bırakıyor. Ayda 4 gün, taş çatlasa 5 gün, ki sadece dönüşlerde. Ama ev yol üstü değil, bir 10 dakikalık mesafede. Çok utanıyorum ben böyle durumlarda; benzin istasyonuna girse, en azından ben ödeyeceğim bir kısmını ama hiç benzinliğe de girmedik. Üstelik benzin masrafının çoğu eşinin işyeri tarafından karşılanıyor. "Bir hediye mi alsam, ne alsam" diye düşünüyordum birkaç gündür. Ne uygun düşer, onu belirlemeye çalışıyorum.
0
aychovsky
(21.01.15)
yok işim zor değil. almıyorum artık kimseyi. alıp kötü olacağıma, almayıp hakkıyla kötü olayım.
0
🌸zam sampiyonu domates
(21.01.15)
onlar düşüncesiz, bu kısmı çok net. ama siz de keşke baştan konuşsaydınız. bu devirde insanlar böyle maalesef. siz bir yıl da götürseniz, on yıl da emin olun akıllarına gelmezdi size benzin konusunda yardımcı olmak.
0
sen olmayan cocuk benim
(21.01.15)
ben de sabahları bir arkadaşımla birlikte geliyorum, 2 aydır hiç para istemedim, niyetim de yoktu. o da teklif etmedi. ama geçen gün mazot almak için girdik istasyona, ben pompacıdan fişi alıp içeri girene kadar o kasaya gidip full depo parasını ödemiş bile. bu sefer de ben mahçup duruma düştüm :)

arabaya binenin yakıt tüketimini artırması mesele değil ama hayvanlık etmesi mesele. eğer o "nasıl olsa araba o yoldan geçiyor" diye düşünüyorsa siz de "nasıl olsa günde 4 tl veriyorlar" şeklinde düşünebilirsin. sonuna kadar haklısın, almamaya devam et. bunun için selam vermeyenle de muhabbet etmemen daha hayırlı boşver
0
animalman
(21.01.15)
tekrar belirteyim. amacım "bana benzin parası versinler" değil. teklifi yapan benim zaten. fakat 2 ay boyunca bu devam ederken, her benzin istasyonuna girdiğimde çıt çıkarmadan oturdular. onlar dışındaki birisi bana "zaten bu yoldan gidip geliyor. götürsün, ne olacak ki?" şeklinde konuşulduğunu iletti. zaten ondan sonra vazgeçtim.
0
🌸zam sampiyonu domates
(21.01.15)
şimdi anlıyorum sizi, belki de teklif etseler hemen kabul bile etmeyecektiniz. mesele hayvanlık yapmaları, sizi enayi yerine koyduklarını sanmaları. sanırım.
0
sen olmayan cocuk benim
(21.01.15)
3'ün 5'in hesabını yapmıyorum. trafikte falan muhabbet hoş oluyordu ama en azından bir kaç kere teklif etselerdi. çok mu zor? "hadi depoyu fulleyin" diyecek halim yok. bunu anlamamaları kötü.

konuyla ilgisiz ama söylemeden edemeyeceğim. bunu yapan kızlardan birisi geçen gün ev almış ve baklava dağıttı :) ne ironik.
0
🌸zam sampiyonu domates
(21.01.15)
Literatürde oportünist başka bir deyişle yaban çakalı diye geçer bu arkadaşlar. Doğalarının gerektirdiği gibi davranmışlar. Şaşırılacak bir durum yok. Senin hatan, belki kırılacaklarını düşünerek belki yeni tanışmış olmanın verdiğinezaketle bu yakıt mevzuunu en başta konuşmamak olmuş. Aslında mesele yakıt parası ödeme meselesi değil bu çok açık. Sen beklediğin nezaketi karşıdan göremeyince kendini keriz durumuna düşmüş gibi hissetmişsin ki, son derece haklısın.
Neyse artık uyandın. Bir daha götürmezsin.
0
battal gemalmaz
(21.01.15)
kesinlikle düşünmeleri gerekiyor. hadi benzinlikte kalkıp para vermiyorlar, en azından kibarlıktan bile olsa "ya bizi her gün götürüp getiriyosun bir şey iste bizden yapalım böyle karşılıksız olmaz" demeleri gerekiyordu. trip atmaları falan da komikmiş. iyi yapmışsın.
0
sir gawain
(21.01.15)
iyilik etme görevin olur.
kıyakçılığın sonu ayakçılıktır.
0
alperz
(21.01.15)
Acima yetimelik bir durum degil bu. Ne yetimler, ne acinacak durumdalar, ne de donup zarar vermisler.
0
f_d
(21.01.15)
@f_d; istanbul'a ilk karın yağıp milletin tir tir titrediği gün ve sonraki bir kaç gün güzelce sıcacık arabama binip güzel güzel evime geldim. bu arkadaşlar otobüs durağında otobüs bekliyordu.
0
🌸zam sampiyonu domates
(21.01.15)
Otomobili olmayan insanların bir kısmında tuhaf bir düşünce oluyor. Haklı olarak arabayla bir yere gidip gelmenin yaya olarak gitmeye göre çok çok kolay olduğunu görüyorlar ve araba sahipleri için birisini bir yerden gidip almanın, götürmenin, getirmenin hiç mesele olmaması gerektiğini düşünüyorlar.
Bir yerde buluşulacağı zaman beni arayıp sende araba var gel beni al diyen çok arkadaşım oldu. Çoğu zaman da aldım, zaten demeseler bile aracı olmayan insanları hiçbir zaman zora sokmak istemem. Ama bazı insanlar bunu senin görevin gibi görmeye başlıyor bir yerden sonra. O yüzden arada bir bu tip insanlara arabaların su yakmadığını, birisini her sabah bir yerden alıp bir yere götürüp getirmenin aracı kullanan kişi için manevi olarak da ekstra bir yük getirdiğini hatırlatmak gerekiyor.
Gel beni evden al deyip kapının önünde, araç park edilmeyen trafikli yerde, diğer araçlardan küfür yiye yiye 10 dakika bekleten tipler var bu dünyada.
0
creepy
(21.01.15)
değil ara sıra benzin almak, beni her gün otobüse binmekten kurtaran insana günlük 4 tl otobüse veriyorsam 5 tl den 20 gün için ayda 100 tl veririm. almayı kabul etmezse bir daha da binmem arabasına.

siktir et takma kafana.
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(21.01.15)
İş hayatında iyilik olmaz. İlk çıkmazda seni satıp kendini kurtarmanın dayatıldığı bir sistemde, gebereceklerini bilsen kimseye el uzatmayacaksın. Ha patron olur, çalışanlarına kıyaklar yaparsın, o başka. Ama senle aynı statüdeki insanların gözünün yaşına bakma. İş hayatında iyi yoktur, iyilik de yoktur.
0
evrenos gazi
(21.01.15)
@domates, dogrudur yardimci olmussunuzdur. Belli ki dusuncesizler de.
Ancak dedigim gibi ihanetlik bir durum yok. Size bir zarar vermemisler. Donup ihanete etme durumu bambaska bir durum.
0
f_d
(21.01.15)
çok iyi demişsin. odunluk etmişler resmen. yakıt meselesini geçtim Allah korusun bir kazada birine bir şey olsa senden soracaklar hesabını ya da ömür boyu kendini borçlu hissedeceksin.

benzer durum benimde başıma geldi geçen hafta buraya yazayım da içimi dökmüş olayım. apartmandaki komşunun oğlu çalıştığım yere staj yapmaya geliyor. komşu dedim ama öyle bir samimiyetimiz yok yani isimlerini bile bilmem görünce selam veririm o kadar. birkaç kere çocuğu durakta görüp aldım arabaya. o da taş çatlasa ayda 3 kere anca olmuştur. her zamanda kendi arabamla gidemiyorum arkadaşlarla dönüşümlü gidiyoruz.

geçen iş dönüşü merdivenlerde yakaladı beni annesi, çocuk sabah otobüsü kaçırmış gelememiş. ‘niye giderken haber vermiyorsun ziline de bastık, baktık gitmişsin’ diye hesap sordu manyak karı. tavrı konuşması o kadar çirkindi ki anlatamam. insan kibar kibar rica etmeye çalışır. bi de diyor ki ‘parası neyse veririz yani’. sabahları çıkarken onların ziline basacakmışım. oldu canım. staja başvururken sanki ben kefil oldum oğluna şoförlük yapmaya. sinir oldum bak yine. öküz kadın.
0
yue
(21.01.15)
aynen senin gibi iş arkadaşlarını alıp işe götüren, akşam da geri getiren kaç kişiden dinledim. illa ki boka sarıyor. bir de geç kaldığın için trip atmışlar ya sana, gerçekten pişkinlikleri için kendilerini tebrik etmeli.

insanlara yaptığın iyilik süreli olmalı, sürekli değil. o zaman iyilikten çıkıyor ve mecburiyete biniyor iş. tadı kaçıyor.
0
mkrn
(21.01.15)
%100 haklısın. hiç kafanı takma onların yüzsüzlüğü diyorum direkt.
@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam olması gerekeni söylemiş.
2 seneye yakın bu şekilde bir arkadaşımla gitmiştim eski işimde. her ya muntazaman adamla paylaştım benzini %50 olarak.
Rahat rahat gidiyorsun üstadım yol paran neyse %50 fazlasını veririm, verdim.
0
gece lampulu
(21.01.15)
(7)

Florida'da Restoran Kuruyoruz

the feel good
Masa başı sohbetlerde onlarca şirket kurulur, batırılır ya. Biz de kendimize Florida'da bi restoran kurmayı deneyelim bu sefer. Şimdi en önce yer bulmamız gerekiyor. Ben biraz araştırdım Highway üzerinde 1979 SF bi yer buldum. SF başı 24$ yıllık kira alınıyor. Bu da demek oluyor ki aylık 4000$ kira
Masa başı sohbetlerde onlarca şirket kurulur, batırılır ya. Biz de kendimize Florida'da bi restoran kurmayı deneyelim bu sefer. Şimdi en önce yer bulmamız gerekiyor. Ben biraz araştırdım Highway üzerinde 1979 SF bi yer buldum. SF başı 24$ yıllık kira alınıyor. Bu da demek oluyor ki aylık 4000$ kira veriyoruz mekanımıza. (Mekan icin: www.loopnet.com!ARYC$BAQIB ) aynı zamanda google mapste: 10725 E Colonial Dr yazarsanız lokasyonu kontrol edebilirsiniz. Yakınlarda Mc Donald's falan var, işletmeler falan mevcut.

Q harfi güzel bir sembol bence. Qubrick Orlando tarzı bir işletme adı düşünebiliriz.(salladım tamamen) Hedefimiz sağlıklı beslenemeyen Amerikan halkını bu çileden kurtararak bir restoran zinciri olmanın ilk adımını atmak. Bunun için yemeklerde mümkün mertebe az yağ kullanıp doğal, ucuz, besleyici besinlere yönelmek. İşimizi pratik yapmamız çok önemli, bunun için menümüzde yer alan her ürünün yer aldığı bir oryantasyon hazırlamamız gerekiyor. Spor yapan insanlar için ara ve ana öğünlerde hızlıca tüketebilecekleri, protein değeri yüksek, aynı zamanda olabildiğine ekonomik menüler hazırlayacağız. Böylelikle günde ortalama 6 öğün yiyen ve bu hususta para harcamaya uygun bu sporcu kişilerini kendimize bağlayacağız.

Ekstra masraflarımız illa ki olacaktır ama şöyle basit bir hesap yaparsak ortalama bir menüden 5$ kar edersek ve günde 30 menü satarsak temel masraflarımızı çıkarırız ilk etapta. Bu da çok zorlayıcı bir hedef değil bence. Sırtlarında sarı Q harfi olan elemanlarımızı 52 eyalete yaymaya ne dersiniz?
0
the feel good
(20.01.15)
bu bir iş teklifi mi?
0
ytse jam
(20.01.15)
Vergisini,lisansini, ek giderlerini ve genel olarak business plan'inizi dusunduyseniz direk business plan paylasip bu tur bir seyi soyleseniz daha cok ilgi cekerdi.

Yoksa ben de simdi 5th ave'de sari R harfi gormek istemez misiniz diye soylerim ama lafta kalir :)
0
ruhi mucerret
(20.01.15)
miami downtown, 50 derece sıcakta koşan/antrenman yapan adonisli abla abi kaynıyor.
etraftaki otel ve kafelerde ortalama bir yemeği 50 dolardan yiyorsun zaten.
bence oralarda da gideri olur ama tabi kiradır,işletmenin diğer giderleri vs nasıl artar,değişir bilmiyorum.
0
demoniclewinsky
(20.01.15)
siz bu işe hiç girmeyin azizim.

günlük 30 menü satma hedefiniz varsa temel masraf çıkartırım diyorsunuz, menü başı 5$ kar diyorsunuz. e o zaman siz 4500 dolar aylık kar ile 4000 dolar kira nasıl ödeyeceksiniz?

peki ;
maaşlar
sigortalar
vergiler
demirbaş ödemeleri
işe ulaşımınız
paket servis yapılacaksa diğer araçların kira ve vergileri
enerji harcamalarınız
telefon faturalarınız
resmi işlem giderleri

hani o kadar çok kalem harcaması oluyor ki bir firmanın. ben gıda işiyle ilgilenmiyorum ancak 70 küsür farklı kalemde ödeme yapmışım geçen yıl. bence öncelikle bir restaurant' ın içinde bulunan ve çalışan biriyle görüşün gider kalemlerinizi. ondan sonra böyle bir işin fizibilitesine girin.
0
galahad
(20.01.15)
@galahad burada bi fizibilite çalışması yapmadım ben. kaldı ki en kötü ihtimal şirketi ayakta tutarız tarzında bir açıklamaydı o. biz de biliyoruz o kalemleri. gidip girmeden, bu işin mutfağında pişmeden iş yapılmaz. zaten hayal kurma maksadımı başta belirttim. gel hayale ortak ol diyorum. bu stresle hasta olursun ihtiyar, dikkat et.
0
🌸the feel good
(20.01.15)
Amerikayi bilmem de Ankarada spor sonrasi yemek yenecek tek bir yer yok. Porsiyon olarak da yapilis olarak da. Iki porsiyon yağlı tavuk Göğsü yemek zorunda kalıyorum.

Bu tip bir eksiklik varsa oralarda da, olabilir.
0
günde 3 litre kola içen adam
(20.01.15)
Eger hayalse bozmak istemem ama sadece hayal degilse soylecek bir iki seyim olabilir.
0
f_d
(20.01.15)
(22)

Hayvanlar İğrenir mi?

jihat
Ne dersiniz?Ben tamamen içgüdüsel olarak "hayır" diyorum.
Ne dersiniz?Ben tamamen içgüdüsel olarak "hayır" diyorum.
0
jihat
(20.01.15)
Bence iğrenir.

Hem biz de hayvanız.
0
amarikanya fitbolcusu
(20.01.15)
bokunu örten kedi
0
namus ninjası
(20.01.15)
Tamamen salliyorum, bence de hayir. Onu birak, ben herseyi tamamen suursuz yaptiklarini dusunuyorum.
0
delifaruk
(20.01.15)
şunun şuursuz olduğunu düşünen şuursuzdur asıl:
facultypages.morris.umn.edu
0
namus ninjası
(20.01.15)
Bir kedinin burnuna azcık kolonyağı koklat o iğrenme ifadesini 5 yıl uğraşsan yine yapamazsın
0
Solem2
(20.01.15)
@namus ninjas bence içgüdüsel o.
0
🌸jihat
(20.01.15)
hayvanlar iğrenir ama daha çok yemenin sakıncalı olabileceği şeyler için.

insanlar kadar karmaşık iğrenme duyguları olamaz tabii ama iğrenmek, korku gibi temel duygulardan biri.

fareler üzerinde deney yapmışlar mesela ve bazı maddelere karşı mide bulantısı belirtileri göstermişler.
0
ermanen
(20.01.15)
bir kedi elindeki sigaraya yiyecek bir şey sanıp yaklaştığında, iğrene iğrene kaçarken fark edersin sigaradan iğrendiğini. :) iğrenirler yani evet.
0
emfuzi
(20.01.15)
iğrenir tabii ki.

ayrıca namus ninjasının paylaştığının içgüdü ile uzaktan yakından alakası yok. hayvanları beyinsiz, aptal canlılar sandığınız için öyle geliyor.
0
nawar
(20.01.15)
ahah öyle bir iğreniyorlar ki hem de.

mandalina yerken illa kabuğunu kedime koklatırım, yüzündeki o iğrenme ifadesi ve geriye doğru atlayarak kaçmasını görmek için :D
bir de sevmediği bir yemek koyarsan yaklaşıp kokluyor ve sırtının derisini titretip iğrenerek kaçıyor.

şuursuz falan değiller. öyle bir numaracı, kumpasçı, hınzır ki onlar. her şey içgüdüyle açıklanamaz. bir adım sonrasını planlayıp tuzak kuran tiplerden bahsediyoruz.
0
lily briscoe
(20.01.15)
iğrenir, sever, öğrenir, her şey içgüdü değil.
0
kuzey li
(20.01.15)
iğrenir neden iğrenmesin. ama hiçbiri bizim kadar prenses değil, o yüzden eşikleri daha düşük.
0
sir gawain
(20.01.15)
hayvanin igrenmesi icgudusel diyorsun da insanin igrenmesi ne? bir de icgudusel olarak hayir diyorsun filan, enteresan seyler yapiyorsun.
0
fortisvita
(20.01.15)
İğrenmeyi hayal gücümüzü kullanıp kendi kendimize yarattığımız bir şey olarak düşünürsek hayır bir kedi bok yediğini düşünüp iğrenmez. Fakat bozuk bir tavuk derisini kokladıktan sonra yememeye karar verebilir, buna iğrenme denir mi emin değilim.

Ayrıca hayvanlar fiziksel olarak bizden daha üstün olsalar da zeka olarak insanın yanına yaklaşamazlar. Görüp etkilendiğimiz çoğu hareketleri duygularının yansıması. En zekilerinin yetenekleri taş, sopa gibi alet kullanmak çemberden atlayıp kurabiyeyi kapmak vs. olabilir. Hayvan sevip besliyoruz ama abartmamak lazım yeterliliklerini.
0
burberry
(20.01.15)
iğrenme tepkisi hastalık bulaşma ihtimaline karşı geliştirdiğimiz korunma duyusudur. Hayli güçlü bir tepkidir ve hem bir çok nöron gubunu aktive edebilir hem de defansif mod için gerekli olan hormonları tetikleyebilir.

Bu hayatta kalma güdüsü türe göre hemen her canlıda (sadece hayvan değil) gözlemlenir. İğrenme olarak özelleşmiş tavırlar ise genel uyarıcılar dışında, sadece temporal korteksi gelişmiş primatlarda sosyal davranış olarak gözlemlenebilir.

İnsanlarda primitif uyarılar ve sosyal ilişkiler üzerinden suni sebeplerle de tetiklenebilir ki buyrada gözlemlenen atımların büyük çoğunluğu amigdala ve duyusal korteksde olsa da, farklı kombinasyonlar da görülebilir. Yapılan deneylerde bazı diğer primat türlerinde de ilkel örnekleri görülmüş olsa da, hiçbir zaman insanlardaki kadar karmaşık ve detaylı değil bu nöron kombinasyonları.
0
rygard
(20.01.15)
keçiler başka bir hayvanın otladığı yerden otlamaz mesela.
0
zgrydn
(20.01.15)
melancholia
(20.01.15)
Insanlarin kendilerinin hayvan oldugunu dusunmeden kendilerini ustun gormesi hep cok komigime gider.

Cevaba gelirsek, igrenmenin tam olarak hangi asamasi bilinc gerektiriyor da bilincsiz oldugunu sandigin hayvanlar igrenmesin? Igrenmek cok temel bir hayvan icgudusudur.

Ek: Alttaki arkadasim, belli cok zekisin ama sen yine de ayar vermeye calismadan once okudugunu anlamaya calis. Kelimelerin tek basina anlamlarina takilan yok. Referans verilen anlamlara odaklan. Sonra da soruyu soran ve cevap veren bazi arkadaslarin bakis acisini anla. Sonra yine ihtiyacin olursa gel konusalim. Hadi kolay gelsin.
0
f_d
(20.01.15)
Insanlarin "biz de hayvaniz" deyipte kelime anlamlarina takilmasi hep komigime gider. "Hayvan" denen seyin kelime anlamina inersek evet biz de hayvaniz, bunu bilmeyen kalmadi zaten. "Hayvan" dedigimizde akla gelen seye bir kelime bulunsa da hepimiz kurtulsak. Evet biz de canliyizda ayni sey degiliz iste neden zorluyorsunuz? "Onlardan ustunuz, ezelim onlari, onlara hukmedelim" diye birsey yok tamam da ayni sey degiliz yani, biri "hayvanlar" ile ilgili bir konu actiginda neyi kastettigi gayet aciktir, "hepimiz hayvaniz" ayri bir konu ve artik sikti.
0
delifaruk
(20.01.15)
Çok garip bir hikaye anlatayım. Bir inek aldık. 20 yıl önce bu olay. Annesi doğurur ama ölür. Biz bu sekilde aldık ve büyüttük. 120 bin nüfuslu ilçenin tam ortasında. Insanlar belediyeye şikayet etti vs biz vermedik bu ineği. El bebek gül bebek büyüttük. Ve ayrıntıları geçiyorum. Bildiğin köpek gibi ailenin insanlarını ayırtediyordu. Herkese yaklasmiyordu. Inanir mısınız bir kere ısırılmış elmayı bile yemiyordu. Isterse muz olsun bir insanın bir kere ısırdığı hiç bir şeyi yemeyen bir hayvan hem de inek. Hayvanı hamile bırakmak için boğa boğa gezdirdik hamile kalmadı. En son suni döllenme ile hamile kaldı. Bir gün belediye yüzünden satmak zorunda kaldık. Annem babam sanki kızını gelin vermişler gibi hüngür hüngür ağladı.
0
ground
(20.01.15)
namus ninjası
(20.01.15)
evet. şu aralar hepimizden iğreniyorlarmış hatta.
0
dolaysiz tumlec
(20.01.15)
(23)

hayat bok gibi

docrivers
herkesten empati yapmasını bekliyorum bu duyuruda.20li yaşlarınızın başınızdasınız okul yok askerlik yok anne baba evden kovmak için gün sayıyor , baba hiç bir şekilde sevmiyor, hesapta üniversiteye hazırlanıryosunuz yaşınız kaç olmuş evet hala .cebinizde para yok çalışmıyorsunuz , para veren de yok
herkesten empati yapmasını bekliyorum bu duyuruda.
20li yaşlarınızın başınızdasınız okul yok askerlik yok anne baba evden kovmak için gün sayıyor , baba hiç bir şekilde sevmiyor, hesapta üniversiteye hazırlanıryosunuz yaşınız kaç olmuş evet hala .
cebinizde para yok çalışmıyorsunuz , para veren de yok .

İntihar o kadar da kötü değil gibi gözükmüyor mu ?
0
docrivers
(18.01.15)
Gözükmüyor. İntihar hiçbir zaman güzel gözükmez. Böyle bir durumu intihara nasıl bağladın diye düşündüm hatta. O kadar gözükmüyor.
0
Lim5
(18.01.15)
Is arayiniz.
0
f_d
(18.01.15)
iş bulmak kolay, vasıfsız eleman olarak nereye kadar gidilir, elinde bi diploma olmadıktan sonra ne yapabilirim , bundan 10 sene sonram daha mı iyi olacak şimdi işe girsem
0
🌸docrivers
(18.01.15)
ben önce "neden beni evden kovmak istiyorlar?" sorusunu sorardım kendime. kendi hatalarımdan dolayı öyle düşünüyorlarsa "ben bunu hak ettim ama düzeltmeye çalışmalıyım." derdim.

ama aksi durum için bir şey söyleyemem.
0
m e b
(18.01.15)
birak 10 sene sonrayi bundan bir hafta sonrasi bile daha iyi olacak.
0
f_d
(18.01.15)
keke 20'li yaşlarımın başındayım, yıllardır kaydım olmasına rağmen okulda 1. sınıftayım, ailemden uzakta istanbul denen bok çukurunda kendi kazandığım parayla takılıyorum. durumun güllük gülistanlık değil ama kesinlikle intiharı düşündürecek kadar kötü değil. ha öyle olsa da intihar etme zaten ama o raddeye gelmene bile çooook var daha.

fazla radikal bir fikir olabilir bu ama sana tavsiyem ailenden uzaklaşıp kendine bir hayat kurman yönünde. burs veya kredi aldın mı daha önce? almadıysan o çıkabilir. yurt da çıkarsa yaşadın. sadece onun parasıyla bile, zor da olsa, yürürsün. okursun yani onu diyorum. çalışarak da okuyabilirsin. kolay iş değil ama yapan çok fazla öğrenci var. oluyo.

"yaşın kaç olmuş" diyenleri siktir et. sen ayağa kalk, işine bak. 19 yaşında yapmadıysan 22 yaşında yap. "yaşım kaç oldu" diye kendini yersen 40 yaşında da aynı yerde olursun.

get ap biaç!
0
der meister
(18.01.15)
valla keşke ders çalışmanın dışında hiç bir sorumluluğun olmadığı 20li yaşların başına dönebilsem.

değil intihar etmek dansöz getirir göbek atarım. o denli mutlu olurum yani.

yıllar sonra sen de aynı şeyi düşüneceksin.

neden yarım gün bir işte çalışıp günün geri kalanında da kütüphanede ders çalışıp anne babanla makul saatlerde daha uygun koşullarda kısa süreli görüşmeyi denemiyorsun?
0
mea maxima culpa
(18.01.15)
"bundan 10 sene sonram daha mı iyi olacak şimdi işe girsem"

muhtemelen evet. kapı kapıyı açar. yeni insanlar, yeni ortam, yeni fırsatlar demek.
0
letheavendangered
(18.01.15)
intihar mevzusu canınızı sıkmış olabilir ama bende ağır depresyon yaşıyorum ilaçlar kullanıyorum , sadece akıl istedim sizden yada örnekler verip motive etmeniz için açtım bu duyuruyu, intihar etmek istesem şurda şu kafenin önündeyim haberiniz olsun ben ölüyorum diye duyuru açmam en azından
0
🌸docrivers
(18.01.15)
lan adam dertleşmiş derdini sıkıntısını anlatmış intihar mektubu yazmamış 10 dakika sonra gidiyorum falan dememiş ne coştunuz? bak bak bak laflara bak zararı olmayan dandik dandik cevapları sileceğine bu duyuruyu silecekmiş. pardon da bu duyurunun ne zararı oldu sana şimdi? ne insanlar var şurada ya. bi faydan yok gölge etme bari.
0
cthulhu
(18.01.15)
20li yaşlarımın başındayım, hiç sermayem yokken deli gibi borca girdim sirf annem babam mutlu olsun diye eczane açtım bok gibi bi beldede. Yandaki eczacılarla ayrı, eğitimsiz halkla ayrı, ukala sağlık ocağı doktorlarıyla ayrı, elemanla ayrı, depoyla ayrı ugrasıyorum, dev gibi sorunlarım var, ha bunun yanına her ay binlerce lira ödemem, çeklerim var. Dünyanın bilmem kaç tane ülkesini gez, 6 yıl istanbulda yasa sonra 8-9bin nüfuslu beldeye gel, sıfır arkadas dost. 7 aydır her gün gelen hastaya gülümsemek için zorluyorum kendimi. Ailemi idare ediyorum ama ben eriyip bitiyorum.
Demem o ki bro, beterin beteri var. uzakta olmak daha iyihissettiriyo bazen, bunu düşün derim.
Ne istiyosan onu yap, nasıl mutlu olacaksan, en önemlisi de kendini düşün , başkalarını düşünerek hareket ettiğinde hep daha fazlasını istiyolar, ailen dahi olsa.
Bik bik k neymiş, silselermiş duyuruyu, sacma sapan milyonlarca duyuru acıldı, bu mu battı
0
coronaa
(18.01.15)
evet, hayat bok gibi. 18 yaşındayken de bok gibiydi . 28 yaşındayım hala bok gibi. çok çabalayıp bazen bi nebze iyileştiği zamanlar oldu. çoğu zaman çabalamama rağmen bok gibi kalmaya devam etti. bazen de ben çabalamayı bıraktım. o zamanlar iyice boka sardı. intihar etmek benim için hep bir seçenek olmuştur. bir köşede durur. o seçeneğin varlığını bilmek rahatlatıyor beni. ama görülüyor ki bu zamana kadar seçmemişim. aslına bakarsan sadece 1 kere daha profiterol yemek için bile intihar etmeyebilirim. çok lezzetli değil mi lan? ve işin en iyi yanı hayatının boktanlığı profiterolün lezzetini bozmuyor.

konuya dönecek olursak; hayat bok gibi. (ama profiterol çok lezzetli)
0
sheridans
(18.01.15)
bu arada intiharın ne şakası, ne düşüncesi komik değil.

eğer böyle düşünceleriniz varsa doktora görünün. sonra sonu kötü olur.

burada eleştiren arkadaşlar da haklı. komik ya da çok basit bir şeymiş gibi her yere de yazmayın.

intihara kalkışıp sonra kurtarılan arkadaşlarla da dalga geçmeyin.
0
mea maxima culpa
(18.01.15)
dostum söylemesi elbette çok kolay burdan ama götü sık üniye git part time iş bul bitti gitti ;) şimdi o intihar olayını ordan sil bakim hadi evladım
0
gündüz m
(18.01.15)
ay ben üniversiteyi de kazandım ama hala aynı havadayım. intihar etmeye sebep bitmiyor. yaşamak için bul mesela. inadına yaşa.
0
aydogank
(18.01.15)
gozukmuyor.

okul her zaman okunur. onu kafana takma. 20 degil 30 yasinda da universiteye gidebilirsin, yas kisitlamasi yok sonucta :)

ama calisma hayatina bir yerden baslaman, para kazanman sart. hemen is ara. bir uzmanligin olmadigi icin her onune gelen isi yapabiliyor olman da sart.
0
goo.gl
(18.01.15)
Arkadaşım hem okuyup hem güvenlikte çalışıyor. 2 bin liraya yakın maaş alıyor. Hazır para yemeye alışmışsın sen sanırım.ben de öyleydim ama düzelttim.
0
nickimi yermisin
(18.01.15)
gözükmüyor fakat büyümek daha hoş gözükebilir. zira biraz geç kalmışsın gibi. kıçın rahata alışmış o kadar. ya ne olacaktı? beyimiz yan gelip yatarken birileri üzümle besleyip başkaları da cebine 200 er 200 er banknot mu sıkıştıracaktı?

babaların oğulları ile ilişkilerinin özellikle 20'li yaşlarda iğrenç bir hal aldığını düşünüyorum. çünkü şu an 20'lerinde olan erkeklerin babaları o yaşta muhtemelen evden ayrılmış hatta belki kendi yuvalarını kurmuşlardı. o yüzden hala okurken ya da çalışmıyorken "bundan adam olmaz" gözü ile bakıyorlar. muhtemelen onların babaları da onlar 18-20 yaşındayken vs. aynı şeyi düşünüyorlardı. nesil farkını, zamanın değiştiğini 25 yaşında bir bireyin evde kalmış olmadığını anlatmak çok da kolay değil ebeveynlere hele bir de doğu kültürü etkisi varsa. olur öyle.

"para veren yok" çok çocukça bir bakış olmuş. iş veren yok desem anlarım da ben üniversite'deyken bile utanıyordum babamdan para istemeye, kaç yaşına geldim hala babamın eline bakıyorum diye. "para veren yok, intihar etsem mi?" çok yanlış bir düşünce olmuş. bir iş bul çalış. herhangi bir üniversite okumadığın için yüksek maaş beklentin ya da "ben bu kadar sene bunun için mi okudum?" diye alan değiştirme zorunluluğundaki sinir harbi de yok. kendi paranı ye.

bir de son 1-2 haftadır zaten inanılmaz arttı bu intiharlı duyurular vs. ne kadar hazıra, kolaya alışmışsınız anasını satayım. 20-21 yaşında adam, daha her şeyin başındayken hayattan ümidini kesmiş sıkışınca.
0
nawar
(18.01.15)
iş bul +1
ailen ile aranın kısacık sürede nasıl düzeldiğine şaşacaksın.
0
kaymaktutmayansicaksut
(18.01.15)
Kendi hayatını sonlandırmak bir seçimdir, kimse senin seçimine müdahale edemez, sonlandırmak istiyorsan sonlandırırsın.

Tamamıyla dibe battığına karar verdiğin zaman bana özel mesaj at, sana yardımcı olabilirim.

Not: Yardım kısmı intihar ile ilgili değildir.
0
grimer
(18.01.15)
son sorunu dikkate bile almıyorum. lim5 + onyüzmilyon

Durumunla ilgili:
Baban parası olduğu halde sana para vermiyorsa iyi yapıyor. Çünkü rahatını bozmak istiyor. çünkü seni önemsiyor ve senin ayaklarının üzerinde durabilmen için kötü olmayı bile göze alıyor. Babana sonra teşekkür edeceksin. Parası yok diye vermiyorsa bu da senin için bir şans. kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğreneceksin. Şansını iyi değerlendirmen lazım. Bu biir.

Bak dün 23 yaşında bir arkadaşımız çok güzel bir soru sordu. Tavsiyeler istedi. Verilen cevapların hepsi de o kadar değerli ki. Hepsi deneyimlerden edinilmiş, yol gösterici cevaplardı.
Şimdi sen soruyorsun, herkes çeşitli şekillerde sana yanlış sonuca vardığını söylüyor. Sormakla iyi yapmışsın demek ki değil mi. Yanlış düşündüğünü anlamış oldun böylelikle. Doğru sorular doğru cevapları getirir.Bböyle "param yok okulu okuyamadım intihar edeyim ben madem öyleyse" gibi değil de; şu konuda sıkıntım var, napam nedem bi akıl verseniz gibi sorarsan verilen cevaplar daha nitelikli olur. Konu kendince vardığın sonuca kaymaz. Vardığın sonuç dedim ama aslında sonuca filan varmış değilsin, sen de biliyorsun zaten sonuca varmadığını. Bir sonuca varmak için konu hakkında araştırıp bilgilenmek ve bilgileri yorumlayabilmek lazım. Seninki biraz kaçak dövüş oluyor, yan çiziyorsun ya da şımarıklık ediyorsun.
Tekrar; soru sormak önemli, doğru soruları sormak çok daha önemli. Bu ikii.

İşin küçüğü büyüğü olmaz, işleyen demir ışıldar gibi sözlerimiz gökten zembille inmedi. eskilerin söylediği sözlerin altında deneyimler var. Altları boş değil, dolu.
Böyle, olumsuz, önyargılı "10 sene sonra n'olcak ki sanki" dediğin sürece sittin sene geçse aynı yerde saymaya devam edersin.
Önce bakış açını bi derle toparla.
Süt kazanına düşen iki kurbağanın hikayesini oku. Başarılı adamların başarı hikayelerini oku. Bilim adamlarının hikayelerini oku. Oku yani, boş durma. Ama nitelikli okuma yap. Seçerek ve düşünerek oku. Bakış açının nasıl değiştiğini göreceksin. Kendin de şaşacaksın sonrasında, ben nasıl öyle düşünmüşüm diyeceksin. Bu üüç.

Gelelim 20'li yaşların başlarında okul yok askerlik yok mevzuna. Şaşıracaksın ama yalnız değilsin, istatistiki olarak çok büyük bir kitlenin içindesin. Bundan sonra hangi kitlenin içinde olacağın da sadece ve sadece sana bağlı. Neye karar vereceksin?
Çünkü karar girdap oluşturur. Hiç bir engel tanımaz, tüm engelleri siler süpürür. Karar çok çok önemli. Bu dööört.

Sonuç:
Bir işe gir. İş beğenmemezlik yapma. En basit dediğin işten bile öğreneceğin çok şey var.
Üniversite okumak istiyorsan, meslek seçimini belirlemişsen işini o yönde ara. O sektörde olsun, getir götür olsun ne olursa olsun. Sektörü tanıman sonra çok işine yarar.
Bir yandan da sınava hazırlan.
Bir deneyimimi paylaşayım bu noktada. Okullar bittikten yıllar sonra bir kez daha sınava girdim. İki çocuklu çalışan bir anneydim. Koşullarımı anlatsam inanamazsın, işim o kadar yoğun ve yorucu ki. Çocuklar ufak. Ancak kendim için de bir şeyler yapmak istiyorum . İlgilendiğim konuda bilgilenmek istiyorum. Hiç çalışamadım desem yalan olmaz. Matematik konularına şöyle bi göz attım, toplasan 100 soru ya çözdüm ya çözmedim. Aldığım puan beni bile şaşırttı. Yaşamak, çalışma hayatı bana ne çok şey katmış meğer.
Demek istediğim şu, bir kenarda oturup kukumal kuşu gibi kara kara düşünme, kendini çürütme. Sahaya çık, oyuna gir. Terle, düş-kalk, yaralan, heyecanlan, sevin, zafer çığlıkları at... Hayatı böyle yaşarsan başlıktaki gibi demezsin. "Yaşıyom ben yaa :)" dersin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
hayat güzel bir şey değil zaten kardeşim. hayat ancak milyonerler için (yani sıkıntısı olmayan) ve sevip sevilenler için güzel.
0
fransizkalanadam
(18.01.15)
Ha, bir de kimsenin hayatını trollemesine izin verme. Hiç kimsenin, hiç bir sözün, hiç bir davranışın.
Bir lafa bak laf mı diye bir de söyleyene bak adam mı diye. Ne yaptı ki şimdiye kadar diye sor kendine. Mızmızmız lara kulak asma. Kişinin aynası işi. Açık ve net.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.01.15)
(5)

Eylül de teslim ev alınır mı

betman
Selamlar burada sormak doğru mu bilmiyorum ama şöyle bir maruzatım var. Ankara Eryaman da ata yıldız inşaat ın yaptığı şu an kaba inşaatı bitmiş sitede bir ev almayı düşünüyorum. Inşaat Eylül de teslim. Fena olmayan bir fiyat da verdiler. Malum ekonomik kriz beklentisi de var. Sizce bu topa girilir
Selamlar burada sormak doğru mu bilmiyorum ama şöyle bir maruzatım var. Ankara Eryaman da ata yıldız inşaat ın yaptığı şu an kaba inşaatı bitmiş sitede bir ev almayı düşünüyorum. Inşaat Eylül de teslim. Fena olmayan bir fiyat da verdiler. Malum ekonomik kriz beklentisi de var. Sizce bu topa girilir mi? Şirketin şimdiye kadar ki işlerinde bir yamuğu olmamış.
0
betman
(18.01.15)
Bunun cevabini verebilecek biri yok. Topa girme dersin bir sey olmaz sen giresiye fiyat artar, gir dersin ertesi gun patlar. Garantisi yok bu islerin.
Yalniz benim anlamadigim evin kabasi bitmisse eylule kadar ne suruyor sormasi ayip?
0
f_d
(18.01.15)
Hiçbir tesisat işi yok henüz öyle yüksek gri bir bina var.
0
🌸betman
(18.01.15)
pek anlamam ama sanki inşaatların iç masrafı kabasından daha çok. eylüle kadar bekletiyorsa ve satmaya kararlıysa inşaatı yapacak paraları yok. halbuki bekler 9 ay daha yükseğe satar. bir de şöyle düşün kendin taşınacaksan o kadar süre yaklaşı k10bin tl kira vereceksin ya da kira geliri alamayacaksın onu da göz önünde bulundur. riskli iş. adamları araştırmak lazım
0
mr fusion
(18.01.15)
Belli başlı firmalar dışında 5-6 ay gecikir genelde
0
steward
(18.01.15)
inşaat sahibinin paraya ihtiyacı vardır. parası olsa iç işleri 9 ay sürmezdi. adamın sıcak paraya ihtiyacı var şimdilik. evi ucuza kapatman mümkün.
0
alp9900
(18.01.15)
(31)

Kim bu insanlar

aychovsky
Aşağıda take a minute'ın veda yazısından sonra sorayım dedim. Bu hafta Duyuru'yu tanıdığım ve sevdiğim 3 kişi terk etti. Hepsinde de "Ne söylesem, mesajla aşağılamalar geliyor", "Ne biçim şeyler yazdığımı söylüyorlar", "Her şeyden şikayet ediyorlar", "Benden ne istediklerini anlamadım. Hevesim kırıl
Aşağıda take a minute'ın veda yazısından sonra sorayım dedim. Bu hafta Duyuru'yu tanıdığım ve sevdiğim 3 kişi terk etti. Hepsinde de "Ne söylesem, mesajla aşağılamalar geliyor", "Ne biçim şeyler yazdığımı söylüyorlar", "Her şeyden şikayet ediyorlar", "Benden ne istediklerini anlamadım. Hevesim kırıldı, soğudum, yazasım yok" gibi benzer nedenler söylediler.

Bir troll grubu var da, her gün başka birini hedefleyip onun üstüne mi geliyor? Genel olarak mıymıntı bir kitle miyiz? Güzel insanları neden kaçırıyoruz? Siz soğudunuz mu?

Ben 1 senedir buradayım, o yüzden bu değişim kısa zamanda mı oldu, uzun zamanda mı oldu, bilmiyorum. Açıkçası bazı yazılan şeyleri saldırganca bulduğumu da söyleyebilirim. Gerçi geçen seneden beri de bir miktar değişim söz konusu benim açımdan da, en tatlı zamanlarını biliyor muyum diye merak ettim.
0
aychovsky
(17.01.15)
Evet sürekli yermeye odaklı bir kitle var ben onlara bok sinekleri diyorum afedersin, biri geldi mi diğerleri de üşüşüyor falan çünkü tek başlarına fikir beyanı yapamıyorlar pek ödlekliklerinden. Böyle onları takıp meydanı onlara bırakırsanız duyuru daha kötü bir hal alacak. Çare umursamamak. Keşke gitmeseler gidenler.
0
emirkulu2
(17.01.15)
genel olarak mıymıntı bir kitle var, her şeye laf sokmayı ve her şeyi aşağılamayı karakteristik birer alışkanlık haline getirmiş bir kitle... ben zaten pek duyuru açmıyorum da başkalarının duyurusuna bakarken altında yazılan cevaplara bakarken bile geriliyorum. soruyu soran kişiyi kendisinden daha iyi tanıyormuş gibi "en doğrusunu ben bilirim" havasında bir yargılayıcılığa bürünmek moda herhalde. sözlükte de aynı sebepten takılmıyorum zaten. herkes birbirini hakir görüyor anca.
0
neseranni
(17.01.15)
@comptrol Aynı kitle herhalde trollük yaparak bana da "Yaz! Yaz!" diye gazı veriyor. Manipülatörler işte!

Lağım çukurunun içinden bir ton sevdiğim insan ile tanıştım, dışarıda da zamanım oldukça görüştüğüm. Görüşmeyip buradan birbirimize el attığımız kişiler de var; o kadar kötü de görünmüyor durum buradan ama saldırgan ve mıymıntı tavrı da izlemek, buna maruz kalmak üzücü.
0
🌸aychovsky
(17.01.15)
- Bir sene icinde ne kadar degisti bilmiyorum ama esas itibariyle soru cevap kalitesinde feci dusus var. Dinamigi uzun uzun anlatmayayim, sistem iyi cevabi takdir etmiyor. Sonucta sen de ya kalitesiz ortama uyum saglayip kalitesizlesmeye katkida bulunuyorsun ya da ayriliyorsun.
- Depresif insanlar cok can sikici. Her sorunun altina gelip hiccilik oynuyorlar.
- Son zamanlarda niteliksiz insanlar da cok turedi. Oyle ki bazen ortama uyum saglayabilecegin kadar bile olmuyor, bunlar ne kafasi diyorsun.

ek: yanlis yorumlanmasin, soruya cevaben negatifleri siraladim. genel itibariyle kisisel olarak hala faydasini goruyorum ki zaman harciyorum. ustelik ortamda bozulma olsa da hala hem insan hem bilgi olarak bircok cevher oldugunu biliyorum. ancak ne yazik ki genel trend fazlasiyla kotuye gidiyor.
0
f_d
(17.01.15)
bundan 5-6 sene önceki duyuru ile simdiki arasinda daglar kadar fark var. şu anki hali ile duyuru bok gibi.
0
jaygatsby
(17.01.15)
ne tatlı zaman vardır burda ne kötü. türlü türlü insan, huy, karakter var. normal yani. bu arkadaş kalkıp da "yaaa ne güzel şeyler söylüyorsunuz benim için" diye duyuru açtı mı hiç? (arkadaş dememdeki sebep kendisini tanımamam, hiç de mesajlaşmadık).
açmadı. çünkü insan hep kötü lafları/eleştirileri muhatap alır. iyi yorumlar unutulur.

hepsini geçtim, rica ediyorum şu duyuruyu, sözlüğü vs. çok da hayatınızın "önemli" bişeyi haline getirmeyin. buradan sosyal bir hayat edinme çabasına girmeyin.
bakmayın şu site öyle böyle yararlı bir site değil. hani faydalananın faydalanabildiğiniz kadar. bak dün çocuğun biri intihar ediyordu, duyuruya yazmasa şu an toprak altında olacaktı. yani "ben bırakıyorum, gidiyorum buralardan...." triplerine girmek yerine, ortalama bir vakit geçir burada. ne hayatına sok ne hayatından çıkar duyuruyu, ve yazarlarını. hatta bana kalsa şu ifşalardan da uzak durun, kişisel sohbetlerden de.
0
brotha b
(17.01.15)
kaç senedir buradayım, arada kalite düştü diyerek koptuğum sonra geri geldiğim zamanlar da oldu.
ama hiçbir dönem kalite bu kadar düşmemişti.

öte yandan şu da var, bunca zamandır buradayım, ne moderatörlerle problemim oldu ne de nefret mesajı aldım. tam tersine gelen mesajlar hep teşekkür mahiyetinde oluyor ve güzel muhabbetler ediyorum arada.

yani kalite düştü, milletin 3'er 5'er hesabı falan var sanırım, habire sağlı sollu trollük yapanlar var, ama dramatik vedalarla ayrılan arkadaşlar biraz da kendilerine de dönüp bakmalı. girmesinler tartışmaya? ne gerek var. soruya cevap ver ve devam et yani di mi?
hele şuradan ifşa, arkadaş, sevgili yapmaya çalışanları hiç anlamıyorum.
çok muhabbet tez ayrılık getiriyor cidden.
0
lily briscoe
(17.01.15)
Ben de zaman zaman açıyorum duyuru, cevap da yazıyorum hemen her gün, öyle bir sıkıntım olmadı. Olsa da rahatsız olmam ben, biri mesajla beni aşağıladıysa ben de küfreder ve bloklarım bu kadar basit. Pire için yorgan yakmaya gerek yok.
0
i was made for you
(17.01.15)
eskiden her ilginc duyuruyu acardim. ihtiyacim olmasa bile. her birinden bir sey ögrenirdim. birinden ögrendigimle daha sonra telefon hatti cektim. birinden ögrendigimle lezzetli yemek yaptim. birinden ögrendigim yeri ziyaret edip güzel vaki gecirdim. burdan ögrendiklerimi tasinirken kullandim, hesap actim, burasi sagolsun, isimi gördü hep. her birinden ögrendigimle yeni bir sey kattim kendime. random bilgi dagarcigi olustu.

eksi de öyleydi, sürekli ama sürekli acar, yeni basliklar okur, vay be böyle miymis derdim. bir yil geldi, sonra her sey bozdu yavas yavas. @2ciler ve bu tarz benim, spor yorumlari mi debeler oldu? sonra yavas yavas cekiyorsun, sadece ne olmus ne bitmis diye giriyorsun arada.

duyuruda ilginc bir yönde gidiyor, atismalar, bilip bilmeden cevap vermeler, asagilamalar, özelden tartismalar. adam diyor ki mail adresiyle alakali sorun var. cevap yaziyorum google products forumlarindan bildiklerimle. benzer dert yasamisim 1 hafta kadar önce. özelden yanit dönmüs. "sana mi sorduk dallama". atopic cilt yapisina sahibim, trasla alakali bir ürün soruyorum. yanit: "tras olayini da ne abarttiniz cart curt oluyorsun bitiyor" yazan da 19 yasinda tüyü bitmemis bir velet. nice örnekler var, cinsellikle alakali bir sey soruyorsun, yalancisin. niye? cünkü kimsenin cinsel hayati yok, masa basinda eli s.kinde yanit atmaktan ibaret. soru soruyorsun, özelden sen beni gerzek mi sandin, niye öyle yaziyorsun. ciddi soru soruyorsun, sacma yanitlar yazip dolduruyorlar, cevabi olan adam cekiniyor tartismaya girmekten. ben de bazen yanit yazmiyorum bilsem de, cünkü altta tartisma baslamis. yok canimlar cicimler, birkac duyuru "fenomeni" yaratmalar, acik acik troller... icerik nerde?

yani hala degerli, kiymetli buluyorum bu ortami. ama o da zamanla degisiyor. umarim daha fazla insan sogu(tul)maz.
0
wiillii
(17.01.15)
bunların hepsi beklentiyle alakalı bana kalırsa. "bu siteden beklediğin nedir?" sorusunun cevabı bu kalıp gitmeleri belirliyor. "şu siteden asgari de olsa fayda sağlayayım, belki birilerine de ufak da olsa bir faydam olur" gözüyle bakıldığında, buradan gitmeyi gerektirecek bir sebep de olmaz.

eskiden 5 birim fayda sağladığına inanan şu an 3 birim fayda sağladığını görüyorsa da, burada geçirdiği süreyi azaltır, yine gitmesi gerekmez.

gerektiğinden fazla anlam yüklemenin böyle sonuçları doğurduğu kanaatindeyim. diğer arkadaşlar da söylemiş zaten, dünyanın hangi topluluğunda sadece iyi/kaliteli/karakterli/olgun insan kitlesi var da burada onun yansımasını arayalım? gerçekçi olup, fazla beklenti içinde olmadan yüklesek anlamlarımızı, iyiyi de kötüyü de bu kadar büyütmesek, bu kopuşlar asgari düzeyde olur bence.
0
treamorg
(17.01.15)
insanlari bilgilendirmek amaciyla duyuru actigimda bile (soru degil duyuru) ozel mesajla agza alinmayacak kufurler eden insanlar mevcut burada,oyle az sayida da degiller. bir kismini gormemeye calisiyorsun ama bir kismi surekli olarak kendini sana gosterme ihtiyaci hissediyor, ne kadar depresif oldugunu illa gozune sokmak istiyorlar. bir de hicbir seyi begenmeme, her seye muhalefet olma timi var ki evlerden irak.

yaklasik 3 yildir buralardayim, gozlemledigim eski yazarlarin hicbirinin kalmadigi. benim de zaman zaman uzaklastigim olmustur, bu ara yavas yavas o moduma donmek uzereyim. hepsinden sogudum desem yeridir.

bunlar haricinde cok sevdigim insanlarla da tanistim burada; guzel aktiviteler de yapiliyor. disarida gorustugum, yemek tarifleri aldigim, bazi konularda danistigim hatta is gorusmesine gittigim insanlar bile oldu. bu durumda kolayca da birakamiyorsun.

ha bu kadar ciddiye almali mi dersen, bence gerek yok. iyinin de kotunun de oldugu bir yer burasi. bes parmagin besi de bir degil iste. sadece o kotuler citayi yukselttikce iyiler azaliyor.
0
fraise
(17.01.15)
İnternet kullanımının çok yaygın olduğu bu dönemde, binlerce insanın takip ettiği bir sürü site var. Bu sitelerde gayet makul insanların olduğu gibi günümüzde kullanılan "troll" insanlar da var.

Bu yüzden fazla takılmamak lazım bunlara, kalite artar, bozulur, insanlar değişir, yeni insanlar gelir, yeniler eskileri benzemez, eskiler yenileri vs...

Fazla dert etmemek gerekiyor böyle şeyleri yoksa sonu yok yıpranan kendiniz olursunuz. İnsanlar artık bu sanal alemden evleniyor, mutlu oluyor, güzel arkadaşlıklar kuruyor. Tabi ki bunun zıttı da oluyor. Eğer çok rahatsız oluyorsan bazı şeylerden yani o siteden uzaklaşırsın, görmezden gelirsin.
0
arockm
(17.01.15)
senelerdir buradayım. rahat iki senedir olmuştur, belki daha da fazla. ben burada olduğum süre içerisinde en azından 3 dönüşüm geçirdi duyuru ve bu değişimler resmilikten samimiliğe doğru gitti ve sanırım şu anda o iş cıvıklığa döndü. açıkçası çok dikkat etmedim, zaten saçmalayanları da fazla ciddiye almadım. o anda tartıştım ve bitti. böyle yaptığım için belki şimdiye kadar durumu farketmedim ama bir süredir duyuruda ki şikayetlerin arttığı bir gerçek. başlarda üzerinde durmadım aynı şekilde ancak bu kadar şikayet olduğuna göre bir şeylerin ters gittiği belli ancak duruma doğrudan ''troller bunlar'' diyerek yaklaşmak ne kadar doğru, ondan da emin değilim.
hali hazırda toplumumuzda ruh hastası ve sorunlu insanlar bolca mevcut, bu artık herkes tarafından kabul edilebilir sanırım. sonuçta burası da o insanların da içinde bulunduğu toplumlardan meydana geliyor. o yüzden troll olduğunu düşündüğümüz insanların bir kısmımının aslında psikolojik anlamda bir takım sorunlara sahip olduğunu düşünüyorum. bu kanıya da bir arkadaşımın karşılaştığı bazı olaylar sonucunda vardım. hani öyle absürt tepkiler ve yazılar okudum ki, bunları yazan birinin troll olmasının imkanı yoktu, adam doğrudan ben ruh hastasıyım diyordu.
millet normal hayatında ki sorunlarını gelip burada kusuyor. patronuna, eşine, amirine vs söyleyemediklerini burada ilk karşısına çıkana sayıyor, sövüyor.

onlar tamamen troll değil demiyorum, arada elbet trollük yapa(maya)nlar da var ancak, işin birde bu tarafının olduğunu düşünüyorum.
0
air
(17.01.15)
Bu kadar duygusal da davranmamak gerek bence.
0
dessy
(17.01.15)
Mesajlaşma bölümü açılıp da insanlar birbiriyle yiyişmeye başlayınca olay koptu bence. Önceden insanlarla çok zor iletişim kurulurdu cevaplamak dışında.
0
ufukcel
(17.01.15)
troll meselesi hep vardı aslında.
hâlâ da var muhtemelen.
son birkaç aydır uzak kalmayı tercih ettim biraz, o yüzden pek bilemiyorum.

ama bu değişim süreçleri hızlı yaşanıyor burada.
yıllardır girip çıkıyorum duyuruya.
bazen birkaç ay çok iyi, seviyeli, kaliteli giderken, birden bozabiliyor.

belirli bir çizgide ilerlediğini sanmıyorum.

benim soğumam kişisel nedenler dolayısıylaydı.
duyurunun kendisiyle ilgisi yoktu.
ama saçmalayanlar her zaman olacaktır.

bazen bazı şeyleri sorma ihtiyacı hissediyor insan.
ama iş geyiğe döndüğünde, saçma cevaplar almaya açık oluyorsunuz.

yani işe yaradığı noktada kullanıp, arada akıl dağıtıp, fazla kaptırmamak en iyisi bence.
0
blatta hiberna
(17.01.15)
duyuru camiası fazla kırılgan sanki. zamanında bana demediğini bırakmazdı millet, hala konuşuyorlar da şimdi biraz daha büyüdüm diye ses etmiyorlar herhalde. eskiden ne ergenliğim ne asosyalliğim ne mallığım kalırdı, mesaj atıp küfreden olurdu. 3-5 yavşak yüzünden duyuruyu sözlüğü bırakacak olsaydım ohoo.

ha "bu ne biçim ortam, burda kalmak istemiyorum" deyip gidiyorlarsa bir şey diyemem kendi tercihleri. sözlük zaten saçmasapan bir ortam, duyuru yine fena değil eskisi gibi olmasa da. ben duyuruyu sadece çok fazla zaman geçirdiğimi ve bunu kesmem gerektiğini düşünürsem terk ederim açıkçası, insanlar niye geliyor ya da başkalarının tavırlarına göre duyurudan gidiyor onu bilmiyorum/anlamıyorum.

mesela emirkulu'nun bok sineği dediklerinden biri benim. ona efsane sataşıyodum. başka insanlar da var sataştığım. ben şahsen bunu troll olduğum ya da biriyle kişisel derdim olduğu için yapmıyorum. troll de değilim zaten. ama bu insanlar ben sataşıyorum diye duyuruyu bırakmıyo veya ben de bırakmıyorum. bi duyuruda küfürleştiğim kişi gelip diğer duyuruda bana güzel cevap veriyo vesaire. bu kadar abartılacak, büyütülecek, "gidiorm duyurudan :((" demeyi gerektirecek hiçbir şey yok bence.

gidiyorum diye bildirim yapanlara ayrı kılım. gidiyosan git amk çok sevdiklerin varsa onlara mesaj atıp söylersin, bana ne. arkandan ağlayalım mı onu mu bekliyosun. millete "kendinizi ne zannediyosunuz" diyolar, kendileri giderken çok önemliymiş özelmiş gibi duyuru açıyolar.
0
der meister
(17.01.15)
acilin ben geldim,

ilk duyurumu 2006'da atmisim ve o gunden beri aktif olarak (kendimce) duyuruyu kullaniyorum.

ilk baslarda sanirim internet kullanicilarina acik degildi burasi (oyle hatirliyorum) ve cidden ortam bambaskaydi.

uzatmadan gunumuze gelirsem,

- her onune gelenin kayit olabildigi bir platform haline geldi,
- Sahte niklerle kendilerince eglence arayan ergenler turedi
- Kendi arasinda komun kurmus garip bi grup var. Birbirlerine canim cicim diye hitap ediyorlar falan (kotu diye etiketlemiyorum ama o yone evrildi duyuru, bu da ilginc bir sey.)
- Ifsa denen birsey var ki bu da artik buranin tanisma platformu haline geldigini gosteriyor bi nevi. (Insanlar bilgi paylasilan bir ortamda artik fotograflarini gosterme ihtiyaci hissediyorlar bu sebeple)

Duyuru, salt bilginin paylasildigi bi yer olmadi hicbir zaman evet ama bu kadar da civimamisti hic. Di mi cinimcim yaaa.
0
brkylmz
(17.01.15)
işte bunlar hep insanların kendini fazla önemsemesinden.
duyuruya ara ara veda edip, bunu belirtip, dayanamayıp tekrar döndüklerinde yine 'ısrarlara dayanamadım ben geldiim' diye duyuru açan adamlar direk gözümde özgüvensiz insanlar olarak canlanıyor.

mesajdan rahatsızsan mallara eklersin, cevaptan rahatsızsan şikayet edersin. sorun çözme becerileri yok. bi de yine kendilerini çok önemseyip 'falanca bana böyle mesaj attı, nasıl oluuuğğr' diye duyuruyu ayağa kaldıranlar var.

yoldan geçen adam laf atsa adama bişey demek yerine gelip burda duyuru açanlar var. ne bileyim sosyal konularda bi duyuru açtığımda ben nicklere takılmak yerine bakış açımı değiştirecek cevaplara bakıyorum. amacı sadece yermek olan cevapları önemsemeyip diğer cevaplara odaklanıyorum. yoksa kendimce haklıyım zaten neden destek arayayım? bu insanların günlük hayatta insanları bu kadar önemsemediğini zannetmiyorum. burda da tavır aynı olmalı.

ama asıl sorun modların adaletsiz tavırları bence. keyiflerine göre cevap-profil silince insanlar doğal olarak isyan ediyor. haklı çıkma güdüsü hepimizde var ama kurallar herkes için olursa seve seve uymak zorunda kalırız.
0
seksen9
(17.01.15)
Bu arada blgisayari tamirciye birakiyorum. Bundan sonraki tik ve aciklamalar sonra gelecek.
0
🌸aychovsky
(17.01.15)
7-8 senedir duyuruya düzensiz aralıklarla giren, bir sorum veya merak ettiğim bir şey olduğunda iyi kötü cevabını alan biriyim. denk geldiğimde de yardımcı olduğum insanlar olmuştur. 2008'de yaz stajımı bulmama vesile bile olmuştur burası. amacına uygun kullanıldığında gayet faydalı bir yer. ama internette büyük bir kitlenin girişine-katkısına açık her yer gibi "bozulmaya" mahkum. burada belirli 1-2 kişi dışında kimsenin nickini bilmem, tanımam. insanlar sitenin amacına uygun olarak sorularını-duyurularını paylaşmak veya paylaşanlara yardım etmek için girseler hiçbir sıkıntı yok. ama meşhur oldukça buraya dadanıp ego tatmin etmek isteyenler, kadın-erkek kaldırmaya çalışanlar dadandı buraya. ekşi sözlükle paralel bir gelişim seyri gösterdi. kankacılığın olduğu yerde huzur kalmaz. ama terkedip gidecek kadar ciddiye alanlara da şaşıyorum doğrusu. rahatsız oluyorsan zaman geçirmezsin, sorun sorunun olduğunda gelir cevabını alır gidersin. beyin bedava!
0
temasettin
(17.01.15)
benim başıma hiç gelmedi, gelmiyor böyle olaylar. alla alla...
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.01.15)
Hiç tanımadığım bir kişi sanki kan davamız varmış gibi bana mesajlarına cevap vermediğim için bin türlü hakaret sıralamıştı. Paragraflarca yazı düzmüştü. Üstelik bunu duyuruda engelli olduğu için Facebook'tan fake hesabıyla bana ulaşıp da yapmıştı. Facebok'tan beni nasıl bulduğuna gelirsek, o sırada görme engelli ve dişsiz bir kediye yuva arıyordum ve burada Facebook'taki ilan da vardı.

Bu kişi bana güya hukuki bir şey danıştı duyurudan. Ben cevap verdim. Sonra büronuza geleyim dedi. Bürom olmadığını söyledim ama normalde karşılaşmadığım ısrarcı, agresif bir tarzı vardı ve benim kimliğimi filan bildiğini de işte daha sonraki Facebook üzerinden mesaj atması sayesinde anladım.

Kim bilir kafasında neler kurdu da beni duyurunun tehlikeli olduğuna ikna edip buradan soğuttu.

Bu olayı yaşayınca kendimi burada kendine eğlence arayan, ciddi psikolojik sorunları olduğuna inandığım kişilere karşı da gereğinden fazla ifşa ettiğimi (fotoğraf koyarak filan değil bu ifşa) fark ettiğim için uzaklaşmak istedim buradan ve de herkes aramızda böyle insanlar olduğunu görsün diye bana gelen saçma sapan, hakaret dolu mesajı da paylaşarak duyuruyu bırakma sebebimi paylaşmak istediğimde insanların nefret kusmak için bahane aradıklarını anladım gelen tepkilerden.

3 ay duyuruya girmedim. Sonra hukuk sorularına cevap vererek yine kullanmaya başladım.

Kimseyi fazla ciddiye almıyorum artık ve sakince cevap veriyorum bana edilen hakarete, yapılan kötü bir yakıştırmaya. O yüzden kafam rahat.

Burası ego tatmin yeri değil, yardımlaşma platformu.

Anonimliğin suyunu çıkarıyorlar bazıları halen. Her fırsatta laf sokup, saldırıyorlar etrafına. Artık onları ciddiye almayıp, kendimi onların çirkin egolarına hedef yapmamayı öğrendim.

Normal yaşantımızda çevremizi hepimiz kendimiz seçiyoruz, internette muhatap olduğumuz kişiyi seçmek gibi bir lüksümüz ise yok ve bu yüzden her türlü sorunla karşılaşabiliriz. Nasıl başa çıktığımız önemli.

Kendi yaşantımda ne benden 10 yaş küçük ne benden 20 yaş büyük kişilerle görüşüyorum. Burada ise her yaştan, her meslekten, her ilden, her gelir düzeyinden insan var ve bu yüzden biz kendi çevremizdeyken olduğumuz rahatlıkta, samimiyette davrandığımız vakit herkes bizim almaya alışık olduğumuz şekilde tepki vermeyebiliyor. Bunu fark etmek önemli bence.

Artık duyuruya zaten soğuk bakıyorum ve o yüzden de soğunacak bir durum yok benim için ortada. Biri benimle tekrar kişisel olarak uğraşmadıkça, ben buna izin vermedikçe burda olucam. :)

Edit: İmla
0
m e l t e m
(17.01.15)
burdaki en rezil şey insanların birden fazla hesap alıp kendilerini başka insanlarmış gibi tanıtmaları bence. adam/kadın aslında tam bi gerizekalı, burdakiler bunu ayıklıyo ama bu sefer bi iki ay daha diğer nickiyle takılıyo burda. ben bunu gördükten sonra daha az girmeye, girsemde daha az cevap vermeye, yardımcı olmaya çalıştığımı farkettim. bilinçli bi hareket değil belki ama karşısındaki insanı gerizekalı yerine koyar gibi, ki bence hiç farkı yok, 55 tane nickle üye olup burda yazmak bence hoş değil. belki bende yazmam bi süre sonra ama "arkadaşlar sizi çok seviyorum ama ben yokum" diye de başlık açmam muhtemelen. burdada toplam 5 kişi farklı nicklerle birbirlerini eğlerler artık.
0
bruceandwayne
(17.01.15)
açıkçası ben de uğramamaya başladım buraya. devorgilla zaten kendini uçurdu lanet olsun diyerekten.

düzgün cevap veriyorsun birine subjektif soru sormuş zaten, yanlış anlar diye baştan buranın mimiksiz ortam olduğunu hatırlatıyor, fikrini yazıyorsun özelden gelip sana etmediği lafı bırakmıyor. cevap verirken bile kırıcı olmamaya çalışıyorsun, hakaret filan asla söz konusu değil sen "yanlış anlama ne olur
üzülürüm." demiş hakaretlere küfürlere
"terbiyesizlesiyorsun, kal sağlıcakla." diyorsun, burası bitiyor sözlükten dadaniyor. okudugun cümle "bebeğin ölü doğar umarım, en büyük acıyı yaşarsın."

demeye çalıştığım iyi niyeti sömüren, hakaret etmeyi kendinde hak gören leş insanlar da var burada ki başkalarıyla konuşmasını duysan bir melek sanırsın, bir terbiye abidesi.

özür dilemesi gerekirken üste çıkan, hadsiz ve görgüsüz kitle mevcut ne yazık ki. ve bıktırıcı oluyorlar .
0
kaymaktutmayansicaksut
(17.01.15)
eski nickler gitti biraz daha cıvık sorular çoğaldı bence
ama ben seviyorum buradakileri
ha herkes herkesi sevecek diye bir gaye yok
herkes kendi açısından haklı olduğunu iddaa ediyor ama tabi yanlış birşey
hakaret vb şeyler oluyor ama böyle insanların olduğunu bilip giriyorum ben buraya sıkıntı yaşamıyorum.
0
basond
(17.01.15)
Çok emin olmamakla birlikte kankamsı kemikleşmiş bir oluşum olduğunu düşünüyorum. Birbirlerinin yanlış hareketlerinde bile kolluyorlar hatta paslaşıyorlar gibi.

Dokunulmazlar/dokunulmaz olduğunu düşünenler/ dokunulmazların olduğunu düşünenlerin olması rahatsız edici.

Duyuruya ilk verilen cevaplar ayağını sürüme etkisi yaratabiliyor. Ardından gelen cevaplar aynı minvalde olabiliyor. İlk cevap esip yağmışsa bakıyorsun herkes esip yağmaya başlıyor. İlk cevap olumluysa gerisi de öyle gelebiliyor. Cevapları okumadan cevaplamak bunun önüne geçebilir bence.

Troller beslenmezse trollük yapamazlar.

Bana göre duyurunun sıkıntıları bunlar.

Mesajlarla gelen aşağılamalar hakkında bir bilgim, deneyimim yok. Sürekli olması rahatsız edici olmalı. Huzursuzsam neden o ortamda kalayım ki diyorlar sanırım. Böyle bakınca haklılar. Sitenin yararı zararından azsa, gitmeyi seçer adam. Herkesten birilerine bir faydam dokunur belki diye kalmasını bekleyemeyiz.
Troller veya dalaşanlar olduğu gibi samimi sorular sorup samimi cevaplar veren çok fazla kullanıcı var burada. Diğerlerinden çok daha fazla. Girip cevap vermeyenler, okuyanlar da var sanıyorum epeyce.
Duyuruda daha çok olan kesimin ağırlığını koymasına bağlı olarak sorma ve cevaplama oranının artacağını gitmelerin azalacağını düşünüyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
benim öyle çok benimsediğim bir yer değil burası.ara ara girer bakarım.amacına uygun biçimde kullanmaya çalışıyorum.bahsi geçen kitle benim de gözüme çarpıyor ama isimlerini say deseniz sayamam çünkü cevap vermeye tenezzül etmediğim için kim olduklarını hiçbir zaman kafamın bir köşesine not edemiyorum.ben böyle saldırgan,troll tiplerin cevaplarını gördüğümde sanki onlar yazmamış da ben ilk cevap veren kişiymişim gibi davranıyorum.bu sayede böyle tiplerden uzak durabiliyorsunuz.tabi yine de böyle davrandığınız durumda özelden laf sokmaya çalışanlar/küfür edenler olabiliyor.böyle kişiler ortaya çıktığında da mallara ekle düğmesi faydasını gösteriyor.
0
rakicandir
(17.01.15)
1.si kalite feci düştü. Bunu zaman zaman cevaplarımda saçmalayan trollükler yapan biri olarak söylüyorum. İlk hesabım "agnahie" banlanmadan önce(ki çok saçma bi sebep yüzünden banlanmıştır, trollere kurban gitti daha doğrusu) cevaplarım uzun uzun iken bir baktım millet artık en ciddi şeyin altına bile link atıp geçmeye, geyik çevirmeye başlıyor. Yani ortamın genel algısını değiştirdi millet. Herkes de buna uyum sağladı nedense. Nedenini ben de gerçekten bilmiyorum.
2.si ifşalar arttı. Bu ifşalar artınca tabi otomatik olarak bir çoğumuzun dahil oldugu yürüşmeler yaşandı fakat bu olay arasındaki ince çizgiyi fark edemeyen bir gerizekalı kitle mevcut. OLayı bundan ibaret sanıyorlar.
3.sü kötü yönetim. Hollow'a hepimiz kıl oluyoruz hatta bbenim baya baya sövmüşlüğüm de var. Solem2 olmasının sebebi bu zaten :D Ama adam şöyle bir durup bakınca yine yapıyor bişeyler. Neyse fazla övmeyeceğim onu :)
4.sü Arkadaş paranoyak oluyor insan. Burdan birileriyle biraz samimi olmaya başlayınnca anında fake hesaplarını fark edebiliyorsun. Abi bu kadar olmaz ya neden çifter çifter hesap alıyorsunuz? Gerçekten artık biri ciddi bişey sorduğunda altına yazacağım cevabı mesaj ile gönderiyorum. Daha iyi oluyor hiç değilse yardımcı bile olamasak birbirimize o konu üzerinden bir muhabbet dönüyor. Eskiden bunlar duyuruların altında seviyeli bir şekilde olurdu.
5.si aslında burada herkes birer troll. Duyuru çok fazla sorunlu insanı bünyesinde barındırıyor. BUnlar da sorunlarını buraya taşıyıp çözüm bulmak yerine sorunlarının acısını acınası bir şekilde buradan çıkarmaya çalışıyorlar. Bi ikisiyle reelde denk gelip sonlarını kötü bitirmişliğim var.
6.sı Herkes çok mükemmel havalarında. Misal biri buraya "otobüste tanıştım şöyle oldu böyle oldu diyip hava atıyosun" demişti bana. Arkadaş ben düzenli olarak reddedilen biriyim zaten bunu da yazıyorum ama loser içerikli duyurular gördüğünüzde kim yazmış diye bakmaktansa hemen eziklemeye başlıyorsunuz herhalde. Ne diyeyim? Objektif de olamıyor kimse.
7. İşi sürekli fuck buddy aramaya çevirmek. Bunu yapan kadın tanıdıklarım da var ve kendilerini kesinlikle burada bir soruya cevap verirken göremezsin. Avcıdır onlar, hedeflerini seçer, takip eder ve sonunda pat diye yeşillendirirler.
8. Arama butonunun kullanılmaması. Bu çok ciddi bir problem. Ben artık sayısını unuttum "neden hayvanları kısırlaştırıyoruzkieee" diye açılan duyuruların. Arkadaş bir arayın ya neymiş niyeymiş önce bi bakın. E haftada 3 gün benzer duyurular açılınca insan ister istemez dur sunun bi ağzına sıçayım bu ne salak bişeymiş ya diyor. Bir beyin var ve kullanmayı bilmiyor bir çok kişi. Neyse

Not: Yukarıda yazdıgım tüm maddelerin benim için de geçerli oldugunu hatırlatır, espri kaldırmayacak bir kafada oldugumu bilgilerinize arz ederim sayın pikicanlar.
0
Solem2
(17.01.15)
ben de 2007'den beri aktif olarak kullanıyordum. duyuru kaçırmazdım yani. gece bıraktığım yerden devam ederdim sabah kalkınca. akşam eve geldiysem en son bıraktığım yere geri dönerdim ki kaçırdığım duyuru olmasın cevaplayayım diye.

son 1 senedir biraz soğudum, son 6 ayda daha da soğudum. son 3 aydır duyuruları bile takip etmiyorum. günde bi kaç kere giriyorum. bi kaç dk bakınıp çıkıyorum.

brkylmz'ın yazdıkları doğru. önce ifşa duyuruları, şimdi de zirve duyuruları falan bozdu burayı. sitenin amacı soru cevaplamaktan çıktı sosyalleşme, tanışma oldu sadece.
0
xenophobe
(18.01.15)
Herkese çok teşekkürler, kafamda bir sesler "Haaa, vay anasını" dedi.

Yönetim derslerimiz şununla başlıyordu: "Bir kişinin yanına, ikinci bir kişiyi koyarsanız, burada sosyalleşme ve yönetim başlar. Gerek ve yeter koşul ikinci kişinin varlığıdır. Bu varlık platformdan bağımsızdır. Mektup arkadaşlığında veya teftişlerde bile sosyalleşme ve yönetimden söz ederiz. Belli bir kişi sayısına kadar bu ilişkiler sezgilerle yönetilebilir. Güç kimde ise yetkiler de onda toplanır az kişi varsa. Çok kişi varsa güç ve yetkiler birbirinden ayrı olabilir, güçlü olanın yetkisi olmayabilir. Bu şekilde yapılandırılmış bir yönetimden söz edebiliriz."

Buranın ilk amacının sosyalleşme olmadığını biliyorum. Aynı işimize gitmemizin amacının sosyalleşme olmaması, çalışmaya gitmemiz gibi. Yine de "iş arkadaşı" diye bir kavram var ve bunlar çok yakın arkadaşlar bile olabiliyorlar. Ya da İspanyolca kursuna İspanyolca öğrenmek için gittim. Ders dinlerken milletle muhabbet etmedim ama yine de dil kursundan görüştüğüm insanlar var. Keza ehliyet kursundan da. Buralara "Ooo, kimlerle tanışılır" diye gitmedim ama insanlarla tanıştım. Ana amaç o olmasa da ister istemez sosyalleşiliyor. Teoriler bunun platform bağımsız olduğunu ifade ediyor; yani "Burası bir site" ile "Burası bir işyeri" arasındaki tek fark işe gitmek zorunda olmamız. Ama "Burası bir kurs" ile çok da farkı yok. Sonuçta bir kişi ile herhangi bir şey için mesajlaşıldığında, artık o kişi hayatına giriyor iyi veya kötü bir şekilde; ya da bir duyuru veya cevabını okuduğunda da. Çünkü Yönetim Bilimleri bunun için yeter ve gerek koşulun o insanın varlığından haberdar olmak, öyle bir kişinin var olduğunu bilmek olduğunu söylüyor. Bir kişiden haberdar olduğunda, ona olan bir şey sende etki bırakıyor. Etkinin büyüklüğü kişiye bağlı olarak değişiyor. Oturup dövünebiliyorsun da, görmezden de gelebiliyorsun. Örneğin, Zetahead emirkulu'na çok yardım etti. Ana amacı gerçekleştirdi, bu ana amaçla birlikte ikisi sosyalleştiler. Varlıkları birbirine güven verdi ama Zetahead'in gidişi emirkulu'nu oldukça üzdü. Sonu.ta hayatının en büyük yardımlarını yapan biri ile ne kadar yüzyüze görüşmese bile, onun varlığı bir güven yaratıyordu. Ama başka birinde "Hmm, gitmiş mi, peki" tepkisi verdirtti.

Buradan çektiğim ana sıkıntı, bir anlamda sosyalleşmenin birincil amaç haline gelişi. Bu beklenti-gerçek farklılığı kişide hayal kırıklığı oluşturuyor olabilir.
Gidenlerden tanıdığım birkaç kişiyi de bu şablona oturtamıyorum açıkçası. Onların başına gelenler benim başıma bir iki kere geldi ve sallamadım, güldüm geçtim. Konudan bağımsız olarak bir noktaya geleyim, dün buradan bir kişi ile konuşurken "Ya ben 3-4 günden fazla kaldığım yeri evimmiş gibi belliyorum. Bir yere giderken evden ayrılasım gelmiyor, oraya gittikten sonra da orayı evim belliyorum, oradan dönesim gelmiyor. Ama sonra 3-4 güne de unutuyorum" demiştim. Şimdi buraya geri döneyim. Bu bağlamda burası da ev gibi benim için. Her akşam Candy Crush oynasam, o da başka bir ev olur. Amacından bağımsız olarak. Yani "Evim, güzel evim" gibi değil de her zaman gittiğim markette ne kadar rahatsam, spor salonunda zaman geçirmeyi ne kadar seviyorsam, 3-4 kere gittiğim yeri ne kadar benimsiyorsam; bu da öyle. Amacım sosyalleşmek olsa da, katkı yapıp yardım etmek olsa da ya da hiçbir şey yapmayıp sadece bakıp çıksam bile; birkaç kere heves kırıcı bir şey olsa üzülürüm be. Yani, yıkılmam, birkaç güne unuturum; neler bırakılmıyor ama dokunur yani. "Vay be, ne günlerim oldu. Hakkınızı helal edin" derim. Ki bazılarında merak ettim, "Neymiş o beğenilmeyen cevaplar" diye. Cevaplarda bir şey de yok, hatta yardım edildiği için heyecanlı bir cevap olmuş biri ikisi. Sonra elemanın teki gelmiş, şevkini kırmış, gitmiş. Buna "Müdahale edelim" de diyemem tabii ki, saçma ve temelsiz olur. Başka birinin de şevki kırılmaz, o da öyledir. Ama yazık bence yine de, iyi insanlardı gözümde. Ne bileyim, iyi niyeti ile cevap vermiş, niyetinin tam tersi yanıt almış. Neyse, umarım herkes kendine göre ister gerçek hayatta ister sanal hayatta akacak birkaç mecra bulur.

Edit: Yanlış anlama olmasın. Doğrudan "take a minute süper insandı, o niye gitti" değil derdim. Sadece tanıdığım bir kısım insanlar gitti, tanımadığım da bir kısım insanlar gitti. Masum olmayabilir gidenler, masum olabilir de. Sadece davranışı anlamaya çalışıyorum. Sezen Aksu'nun "Ben Allah'ın terazisi miyim de, kim neye layık onun kararını vereyim" diye; sonuç olarak Allah'ın terazisi ben de değilim. Neyine niye karar vereyim.
0
🌸aychovsky
(18.01.15)
(11)

html - css - javascript - mysql - json - ajax

ay nov kung fu
Bunları kullanarak bir e-ticaret sitesi yapılabilir mi? Yoksa illa ki php vb bulaşmak gerekir mi?Ya da html-css-js kullanarak hazırlanan bir tasarımı e-ticaret sitesi şeklinde işler duruma getirebileceğim başka bir yol var mı? Opencart vb kaynaklarda illa ki bir tema kullanmak gerekiyor anladığım ka
Bunları kullanarak bir e-ticaret sitesi yapılabilir mi? Yoksa illa ki php vb bulaşmak gerekir mi?
Ya da html-css-js kullanarak hazırlanan bir tasarımı e-ticaret sitesi şeklinde işler duruma getirebileceğim başka bir yol var mı? Opencart vb kaynaklarda illa ki bir tema kullanmak gerekiyor anladığım kadarıyla.

Tişikkirler.
0
ay nov kung fu
(16.01.15)
Opencart, magento gibi bi CMS kullanmanız gerekiyor.
0
pardonan
(16.01.15)
Guvenli bir sekilde yapilamaz. Gerekir.
0
f_d
(16.01.15)
front-end, back-end nedir bi arastirmanı oneririm.
0
sage
(16.01.15)
php zorunlu.
0
tchuck
(16.01.15)
html, css, javascript, json, ajax gibi dil/kütüphane/teknolojiler front-end teknolojilerdir. yani kullanicinin bilgisayarinda calisir. serverda herhangi bir islem yapmazlar.

Burada asil mesele herhangi bir istek icin servera gidinice ne olacak? Bilgisayarda adam bi butona tikladi, ve o buton ürünlerin listesini gösterecek. buton ve tüm aksiyonlar yukarda belirttigim dil/kütüphane/teknolojiler le yapildi ve servera bir "http request" yani GET/POST gönderir. serverda bunu bir programlama dili Node.js(javascript)/PHP/Java/C#.net/Asp.net/Ruby isleyip MySQL den ürünlerin listesini almasi gerekli. Yani sistem su sekilde islemeli Client (Kullanici bilgisayari) -> Server -> Database. Kullanici bilgisayarindan direkt olarak database bir sekilde erisilir ama bu alisilmis bir yöntem degil ve verimli olmaz. "Cache" "Session" gibi islemler icin server tarafli bir dile ihtiyac var. bilinen server tarafili dillerin disinda illa javascript kullanacam diyorsan bunun cözümü de Node.js.

Yani özetle sayfa adamin bilgisayarinda calissa da, Cache/Session/Güvenlik gibi islemleri server tarafinda yapman lazim, bunun icin de server tarafinda calisan bir dile ihtiyacin var.
0
emrahday
(16.01.15)
@emrahday cok guzel aciklamis, JS'de iyiyseniz node.js su an yukselen yildiz
0
jedilance
(16.01.15)
@emrahday haklısınız. get/post http kısmını düşndüm ama o databaseden nasıl jsona dönüşecek düşünememişim. Orada bitmiş benim bilgi. ^_^
Manuel olarak yapılabilir belki ama dendiği gibi güvenlikte sıkıntı çıkar sanırım.

Peki sorumu değiştiriyorum. Ben front-end developer olarak kendi işim için yapacağım bir e-ticaret sitesini, özgün tasarımla en kolay nasıl işleme alırım? Back-endden anlamıyorum ancak biriyle çalışabileceğim bir bütçe yok.
Şu ayarda olacak:
www.juico.com.tr

CMS kullanmak istemedim çünkü siteler illa ki birbirine benziyor.
0
🌸ay nov kung fu
(16.01.15)
Ben sizi stresten kurtayim eger para harcamak istemiyorsaniz seceneklerinizi sayayim:
* Yazilimcinin isini ogrenmek (hazir sistem kullanacaksaniz kismen ne nerede onu ogrenmek + server kurulumu ve bakimi ogrenmek)
* Yazilimci ortak bulmak
* Hazir ucretsiz sistem alip izin verdigi kadar degisiklik yapmak

Hem sistem hazir olsun, hem gorunumu tamamen degistireyim, hem back-end bilmeyeyim bana mumkun gozukmuyor. Sonucta front-end ile back-end birbirinden tamamen kopuk parcalar degil. Artik bu seceneklerden hangisi size en kolay geliyorsa..

Ek: tek seferde fazla para harcamadan duzenli araliklarla odeme yapabileceginiz hazir e-ticaret sistemleri de vardir. Ben olsam bu secenegin uzerinde dururdum.
0
f_d
(16.01.15)
@f_d asıl derdim layout üzerinden çalışmak zorunda kalmamak, sitenin tam olarak benim istediğim bir görünüme sahip olması.
İş internet işi değil, gıda işi o yüzden yazılımcı ortak almak pek mümkün değil. Halihazırda bir ortağım var.
Dediğiniz gibi hazır bir şeyler kullanacağız gibi görünüyor, mecburen.
0
🌸ay nov kung fu
(16.01.15)
Layout'un sistemde bir hukmu yok, silinebilir degistirilebilir, eger sistemdeki data akislarini takip edebiliyorsaniz sorun olmaz esasen. Ancak bunun icin dedigim gibi ne nerede bilmeniz lazim.
0
f_d
(16.01.15)
Bence en kolay yol CMS gözüküyor. Hazir bi e-ticaret sistemi kullanirsan isine daha cok konsantre olursun. Öbür türlü Front-End, Back-end, database, system administration derken acayip zaman alir ve tek basina yetisemezsin. Fiyatlari da cok ucuzladi bu e-ticaret ve CMS sistemlerinin. Genelde e-ticaret girisimcilerinin basina en bela olan durum bu. Az para ile is yapmak durumunda kaliniyor, o nedenle her isi kendin basarmak durumundasin, sonra zamaninin cogunu isin kenidisi degilde bu gibi seyler yiyor.

Benim düsüncem rahat bi sekilde e-ticaret sitesinin yönetilmisi icin 5 kisi lazim. Iyi bir tasarimci (Photoshop, illustrator, zevk sahibi), Front End(HTML5, CSS, JS, JSON), Back End(JSON, RESTFul, Herhangi bir dil), SQL developer, System Administrator (Linux, ssh vs.). Bu besli bir araya gelmeyince insan kafayi yiyor. En az ikisinde uzmanlasip, diger 3 ünü de bir siteyi ayaga kaldiracak kadar bilmekte de yarar var.
0
emrahday
(16.01.15)
(3)

Kelime cevirisi

f_d
Bir kisisel ozellik olarak "paylasimci" sifatini ingilizcede hangi kelime ile karsiliyorduk?
Bir kisisel ozellik olarak "paylasimci" sifatini ingilizcede hangi kelime ile karsiliyorduk?
0
f_d
(16.01.15)
aydogank
(16.01.15)
Sharing
0
buff
(16.01.15)
tesekkurler. sharing pek hosuma gitmemisti ama sanirim en iyisi o.
0
🌸f_d
(16.01.15)
(1)

Mühendis yöneticilere finansal tablo sorusu

tellioglu
bir tane rüzgar trübünü projesinin finansal tablo analizini yapacağım. bana tribün yapımında kullanılacak bütün malzemelerin maliyetini yollayacaklar ona ek olarak nakit akışı, iç karlılık vs. analizi gibi maddeler ekleyeceğim. siz olsanız neler eklerdiniz? yada neler ekliyorsunuz? bunun bir sitesi,
bir tane rüzgar trübünü projesinin finansal tablo analizini yapacağım. bana tribün yapımında kullanılacak bütün malzemelerin maliyetini yollayacaklar ona ek olarak nakit akışı, iç karlılık vs. analizi gibi maddeler ekleyeceğim.

siz olsanız neler eklerdiniz? yada neler ekliyorsunuz? bunun bir sitesi, blogu falan var mı bakabileceğim?
0
tellioglu
(15.01.15)
Finansal 'tablo' analizi genelde duzenli bilanco ve tablolari olan sirketlere gecmis verileriyle karsilastirmali olarak yapilir. Sizde anladigim kadariyla proje yeni yapilacak. 'Finansal fizibilite calismasi' size daha uygun bir kavram muhtemelen.

Ruzgar tribuninin dogasi geregi uretim ve satis ongoruleri hesaplama acisindan isinin kolay olacagini tahmin ediyorum.

Soylediklerine ek olarak aklima gelen
-roi, wacc hesaplari olabilir.
-Senaryolar koyabilirsin (ornegin ruzgarin gecmis verilerin standart sapmalarini kullanan kirilimlar).
-Yatirimin geri donus suresi olur.
-capital investment ve operational expense kavramlari onemli.
- finansal tablo forecast edip uygun gordugun karsilastirmali olmayan "ratio"lari koyabilirsin
- sektor ortalamalarini dahil edebilirsin.
- bulduklarini guzelce yorumlayip ozet gecebilirsin

Yani aslinda uzatmak istedigin kadar uzatabilecegin bir alan. Kolay gelsin.
0
f_d
(15.01.15)
(7)

Ekonomi Teorisine hakim sayin arkadaslar

f_d
"Ekonomi teorilerinin cogunlukla mukemmel bilgiyi ve bilgi asimetrisi olmadigini varsaydigi" bahsinde bulunacagim. (Turkce terimler yanlis olduysa ozur)Ancak guncel teorilere hakim olmadigim icin bunun ham bir iddia olmasindan ve ters koseye yatmaktan korkuyorum. Guncel modellerde simetrik bilgi var
"Ekonomi teorilerinin cogunlukla mukemmel bilgiyi ve bilgi asimetrisi olmadigini varsaydigi" bahsinde bulunacagim. (Turkce terimler yanlis olduysa ozur)

Ancak guncel teorilere hakim olmadigim icin bunun ham bir iddia olmasindan ve ters koseye yatmaktan korkuyorum. Guncel modellerde simetrik bilgi varsayimi hala gecerli mi?
0
f_d
(14.01.15)
çok geniş bir soru ama bilgi asimetrisinin olduğu yaklaşımlar artık çok fazla. yeni keynesyen falan ordan yardır.
0
passion rules the game
(14.01.15)
O halde bu varsayimi yapanin "klasik ekonomi teorileri" ya da "neoklasik ekonomi teorileri" oldugunu soylesem daha dogru olur?
0
🌸f_d
(14.01.15)
ben şöyle söyleyeyim, doktora yapıyorum ve geçen dönem "karşılaştırmalı iktisat politikaları" diye bir ders aldım. genellemelerden kaçınmak en mantıklısı olur bence çünkü çok fazla okul var her akımın altında. ama şu an için klasik ve neoklasik yaklaşımda bilgi asimetrisi vardır diyen bir isim gelmiyor aklıma :) biraz araştırayım ben de.

tabi neoklasik için söylenebilir bu varsayım kesinlikle. klasikte arada bir çıkıntı var mı emin değilim :)

düşündüm de, sanmıyorum ya bir çıkıntı olduğunu:)
0
passion rules the game
(14.01.15)
behavioral economics ve yeni ekonomi politikaları o dediğinin aksine yardırıyor. 30 yıl önce deseydin belki makul olabilirdi.
0
modesttiago
(14.01.15)
behavioral economics'in henuz yardirdigi bir model benim bilgim dahilinde degil. varsa bilmek isterim. yeni ekonomi politikalari nedir?
0
🌸f_d
(14.01.15)
modesttiago
(15.01.15)
Tesekkur ederim. Iddiali olmasin ama orada yazanlarin coguna asinayim. (Yine de okuyacagim, guzel bir kaynaga benziyor.)

Ancak kastetmek istedigim daha cok politikalari sekilleyen genel teoriler. Davranissal ekonomi ise bu genel teoriler icerisindeki anomalileri tespit etmekte cok basarili. Eger politikalari etkileyen genel teorileriler yarattilarsa da ben bilmiyorum (bu noktayi soruyorum aslinda)
0
🌸f_d
(15.01.15)
(5)

Son 1 yıldaki önemli haberler

ermanen
haberleri hiç takip etmiyorum. ancak çok ses yapan ve her yerde olan birşey olursa gözüme çarpıyor.neler oldu son 1 yılda? türkiye'de dünya'da..malezya uçağının biri kayboldu, biri vuruldu. sonra bi uçak daha kayboldu. bunları biliyorum bi tek. aklımda kalan başka bişey yok. gezi parkı olayları 2013
haberleri hiç takip etmiyorum. ancak çok ses yapan ve her yerde olan birşey olursa gözüme çarpıyor.

neler oldu son 1 yılda? türkiye'de dünya'da..

malezya uçağının biri kayboldu, biri vuruldu. sonra bi uçak daha kayboldu. bunları biliyorum bi tek. aklımda kalan başka bişey yok.

gezi parkı olayları 2013'te miydi?

hafızam da kötü zaten :(

fransa'da bişey oldu son zamanlarda, onu da takip etmedim. onu da özet geçseniz güzel olur.
0
ermanen
(12.01.15)
fucking machine in my head
(12.01.15)
ne iş ne okul ne yoğunluk dünyayı takip etmemek için mazeret değil

hayatımızı gündem odaklı yaşayalım demiyorum ama etrafta olup bitenden, dünya nereye gidiyor haberdar olalım

aydın insan çağının farkında olan insan demektir

hazıra konmaktansa azıcık bilginin kıymetini bilelim

kendine bir kaç faydalı internet sitesi belirlersen türkiye'den ve dünya gündeminden her gün 10 dakika ayırarak haberdar olursun

mesela her gün şuraya uğra www.bbc.com

ekleme:

link bile vermiş olmama rağmen tik koymamış artiz ya :D
0
freebird5406_2
(12.01.15)
Dunya icin:
ABD parasal genislemeyi durdurdu. Rusya Ukraynaya girdi, ambargo yedi. Petrol fiyatlari yaridan fazla dustu.

Turkiye icin:
Yolsuzluklar ortuldu. Cumhurbaskanligi secimleri oldu. AYM secimleri oldu.
0
f_d
(12.01.15)
keywordler vereyim, hatırlamadıklarını kurcalarsın:

soma - ermenek
ışid
kobane
suriyeliler, sınır
ukrayna
kırım - rusya
abd - rusya ekonomi
ebola
rosetta - philae - 67p
robin williams
tapeler
youtube - twitter erişim
seçimler
başbakan - cumhurbaşkanı - aksaray
berkin elvan
cem garipoğlu
pamir
12 eylül dava sonuç
bedelli
charlie hebdo
0
iz
(12.01.15)
şey oldu bi de. çek bilim adamı Vlastimil Hart, köpeklerin dışkılarken bedenlerini Dünya'nın kuzey-güney jeomanyetik alanına göre konumlandırdıklarını kanıtladı.
0
sagittal
(12.01.15)
(46)

ne olsaydı osmanlı hala yaşardı?

muratchelik
yav geçenlerde bi neoosmanlıcı anlatıyodu, viyana'yı alsaydık osmanlı hala yaşıyordu diye. ama biz biliyoz ki amerikanın keşfinden, mollaların ağırlığını arttırmasına kadar dünya kadar faktör var tarihte ve viyana'yı alsaydık da pek bir şey değişmeyecekti. peki ne zaman ne olsaydı değişirdi? daha do
yav geçenlerde bi neoosmanlıcı anlatıyodu, viyana'yı alsaydık osmanlı hala yaşıyordu diye. ama biz biliyoz ki amerikanın keşfinden, mollaların ağırlığını arttırmasına kadar dünya kadar faktör var tarihte ve viyana'yı alsaydık da pek bir şey değişmeyecekti. peki ne zaman ne olsaydı değişirdi? daha doğrusu bir olayın bütüm tarihin akışını değiştirebileceği bi kırılma noktası oldu mu hiç (olmaması da mümkün)..?
0
muratchelik
(12.01.15)
Bilime gereken önemi verseydi eger devam ederdi.
0
kurnaz
(12.01.15)
cevap veriyorum, halamın bıyıkları olsaydı.

ilgili referanslar, (bkz: fransız devrimi) (bkz: ulus devlet)
0
marido
(12.01.15)
Endustri devrimini yapabilseydi muhtemelen. Ama bu bir suru faktore bagli, bunlarin basinda, en buyuk engel olarak da din (daha dogrusu yobazlik) var tabii ki.
0
fortisvita
(12.01.15)
evet çağ açıp çağ kapatırken dinsizdi osmanlı zaten. Allah'ım bu malları yaratıyorsun başıboş bırakma yarabbim.

soruna cevap olarak: ekonomisini savaş dışında da çeşitlendirebilseydi, yeni kaynaklar yaratabilseydi yaşardı. ama sürekli yeni topraklar ve onlarla birlikte gelen ganimet/vergi kolay geldiğinden yönelmemişler böyle şeylere. bu da sonu oldu tabi.
0
tescillimarka
(12.01.15)
ne yapılsa yapılsın yıkılırdı. 1. dünya savaşı imparatorlukların sonu olmuştu zira.
0
domates yiyom
(12.01.15)
amerika diye bir kıta hiç var olmasaydı büyük ihtimalle osmanlı hala yaşıyor olurdu
0
dafuq
(12.01.15)
süveyş kanalı.
0
namus ninjası
(12.01.15)
@tescillimarka çağ kapatıp açarken savaşla yaptı bunu. bilimle yapmadı. laf koyacağım diye bu kadar kasmayın.

bende sanayi devrimi ve fransız ihtilaline +1 basıyorum. daha küçük bir toprak parçasında (bugünkü turkiyeden hallice) sanayi yatırımları yaparak hayatta kalabilirdi.
0
mattiadestro
(12.01.15)
"çağ açıp çağ kapatırken"

ya bsg.. tarihi nasıl da götünüzden anıyorsunuz..
0
namus ninjası
(12.01.15)
söze osmanlının tarih çağı açıp kapattığını söyleyerek başlayanlar tarih tartışıyor ülkemizde. cehalet ne güzel bir şey ya, yerim. ingiltereyi çini afrikayı kızılderilileri çok güzel etkiledi istanbulun fethi.
0
günde 3 litre kola içen adam
(12.01.15)
Viyana'yı alsaydık herhalde çok daha erken yıkılırdık.

Çağ açıp çağ kapatma olayı 1000 yıllık şehrin silahla ve barutla ele geçirilmesidir. Tüm DÜNYAYI etkiledi denemese bile ay çok Önemsiz denemez. İngilizler kıçı kırık bir ada krallığı idi o zamanlar Hakeza Afrika uzak bir kıtaydı. Eski kıtanın merkezi olan ve yaklaşık 2000 yıllık bir devletin yokolması ise ay Çin'e ne etki etti ki diye küçümsenemez.

Osmanlı devletinin tarihi 300 yıllık zaferler 300 yıllıkta yenilgiler tarihi değildir bu aşırı basitleştirmek olur. 1700lerin ortalarına kadar Osmanlı yenilgilere ciddi toprak kayıplarına uğrasa bile hala güçlü bir devletti. Yüzyıl boyunca Aşama aşama zayıfladı ve 19. Yüzyıl'ın hasta adamına dönüştü.

Peki me olsa devam ederdi. Aslında enteresan olan o kadar uzun süre yaşayabilmiş olmasıdır. 600 yıl boyunca tek bir hanedanın Kontrolü Altında varlığını devam ettirebilmiş bir Monarşi olarak Dünya'da ki tek örnektir. İngiliz ve Fransız devletleri bile sürekli devrimler içinde Çokça defa yönetim ve hanedan değişikliklerine uğradıkları halde devam ettiler. Sırf son 200 yıl içinde Fransa 2 devrim 1 imparatorluk 2 kraliyet yönetimi ve 5 cumhuriyet yenilenmesi yaşadı.

Osmanlı'yı mükemmel sistem demek yanlış olur tabii fakat daha dikkatli incelenirse eğer Beşik ulemalığı, Savaş'a ve ganimete fazlaca Bağımlı bir ekonomi ve ticaretin gayri Müslim unsurların eline bırakılması, emperyalist ve kapitalist politikaların uygulanmaması gibi sebepleri düşündüğümüzde zayıflatan sebeplerine görmek mümkün oluyor.
0
KaraSakall
(12.01.15)
osmanlı'nın çağ açıp kapadığını da öğrendim duyuru sayesinde sağolun valla, dünya tarihini orhan veli ilköğretim okulunda aldıkları hayat bilgisi dersiyle sınırlı sanıyorsunuz sanırım.
0
docrivers
(12.01.15)
kimse bilemez.
0
ete summer
(12.01.15)
bir fikre karşı çıktık kendi yorumumuzu da ekleyelim bari.

osmanlıdan çok başarılı bilim adamları, çok başarılı sanatçılar çıktı. inkar edemeyiz. 600 senelik devlet, milyonlarca kişiden oluşuyordu. asıl soru şu olmalı, 600 yıllık devletin yetiştirdiği bilim adamı sayısı neden bir elin parmaklarını geçmiyor ? milyonlarca kişiden 600 yılda neden 20 tane bilim adamı çıkmamış ?

osmanlı bir bok yapmadı, şunu kabul etsin artık herkes. diyeceksiniz ki be hey gerizekalı, viyanaya kadar kim gitti, hazar denizine kadar kim gitti, bilimsel kültürel başarılar askeri başarıların devamlılığını sağlar, 300-400 yıl bu devlet nasıl genişlemeye devam etti ?

cevap çok basit. hala söylüyorum osmanlı bir bok yapmadı. ilerlemesini sağlayan tek şey kilisenin yıllarca avrupanın tasmasını tutmasıydı. kilise osmanlıya geç paşam yaptı demiyorum, kilise yüzünden avrupa böyle kaldı diyorum. bakın bi, ne zaman kilise biraz kontrolü kaybetse avrupa bildiğin ağzına tükürüyor osmanlının. 300-400 yıllık birikim kaç senede yerle bir edildi ? osmanlının 400 yılı kaç senesine denkmiş avrupanın bakın.

"e 1700den 1923e kadar nasıl ayakta durdu o zaman ?" sence durdu mu ? ingiltere soldan rusya sağdan italya aşağıdan girseydi sence daha mı çok kar edeceklerdi ? osmanlıyı ayakta tuttular (evet tuttular. osmanlı ayakta kalmadı) osmanlı da kurtulmaya çalıştıkça mecburen daha çok bağlandı, daha çok faydalandılar osmanlıdan.

hadi rusya soldan istanbula sağdan konyaya girdi diyelim. ee ? değer mi askerlerinin yarısını kaybetmesine, değer mi ülkesinde o kadar muhalif edinmesine, değer mi ülkeyi tekrar inşa etmeye çalışmasına, o kadar resmi işi düzenlemesine.

osmanlı kalsın orada, ne var ne yok alalım elinden. gayet güzel bir mantık. bizde de bu "denge politikası" diye öğretiliyor.

türk tarihi 1000 yıla yakındır bozuk. aşağı yukarı melik şah döneminden sonra devamlı düşüşe geçti. osmanlının başlattığı bir şey değil yani.
0
günde 3 litre kola içen adam
(12.01.15)
Asimilasyonu fazla yapmadi, bununla birlikte egitimide dusuk kaldi bu bilimsel gelismeyide engelledi ve batti olarak yorumluyorum ben
0
selam
(12.01.15)
cehalet ne güzel şey diyen adam abdulhamit'in eşsiz diplomasisinin esasını şöyle açıklıyor:

"hadi rusya soldan istanbula sağdan konyaya girdi diyelim. ee ? değer mi askerlerinin yarısını kaybetmesine, değer mi ülkesinde o kadar muhalif edinmesine, değer mi ülkeyi tekrar inşa etmeye çalışmasına, o kadar resmi işi düzenlemesine."

age of oynuyor sanki.

how-to-learn-any-language.com
impactofthefallofconstantinople.weebly.com
www.mainlesson.com

orta çağ ve sonundan bahsederken osmanlı'nın adını anmayan tek makale gösterin de hayat bilgisi kitabı yerine nereden tarih öğreniyorsunuz bi görelim.
0
tescillimarka
(12.01.15)
1 paragrafta 30 sene padişahlık yapmış (ve cidden dolu dolu yapmış, en azından öbürlerine nazaran) adamı akademik dille açıklamamı beklediğin için teşekkür ederim.

dikkat ettiysen neden işgal edilmediğini açıklamaya çalıştım. "şimdi kalksak 8 saate şamdayız." mantığında bir cümle kurmadım.
0
günde 3 litre kola içen adam
(12.01.15)
Bu konu icin ortaokul-lise ders kitaplarini oneriyorum.

bkz. magna carta, cografi kesifler, bilim, fransiz devrimi, sanayi devrimi

bu gelismeler oyle bir anda olmadi. osmanli devleti yuzyillardir cagin gelismelerinin gerisindeydi. ustune ustluk kalitesiz yonetimi ve beseri kaynaklarindaki islam kulturu ile gelecek de vaat etmiyordu. dunyanin ugrastigi konular ile osmanlinin ugrastigi konular cok farkliydi. su anda da farkli.

oyle x sey olsaydi osmanli hala yasardi diye sacma sapan bir sey yok. osmanli devleti yikilmaya mahkumdu. su anda da ifade ozgurlugu ve bilime onem vermedigimiz icin gelisememeye mahkumuz.

not: Evet, tarihimiz mufredatta cok boktan isleniyor farkindayim. Ama seviyemiz belli ki bu.
0
f_d
(12.01.15)
Yahu Osmanlı devleti Avrupa ve Amerikada akademik olarak başarılı bir devlet ve sistem olarka görülüp çalışma yapılırken bizdekiler Osmanlı yüzyıllar boyunca gerideydi, zaten yıkılıcaktı güzellemeleri yapıyor.

Tarih akademik bir disiplindir kahvehane muhabbeti gibi 3-4 basitleştirilmiş cümle ile yorumlamak sığ kalır.

Öncelikle osmanlı tabiki yıkılacaktı, her devletin nihai kaderi yıkılmaktır. İngiltere yıkıldı, Fransa yıkıldı, Rusya yıkıldı. Polonya 3 defa yıkıldı, Avusturya 2 defa.

Yüzyıllarca geriden gelme olayına gelince, o kadar büyük bir fark oluşmadı. ve Osmanlı ile Avrupa arasında 1500lerde Osmanlının önde götürdüğü bir teknoloji vardı. 1600larde durum eşitlendi ve sonlarına doğru Avrupa öne geçmeye başladı.
1700lerde avrupa iyice ilerlemeye Osmanlı geride kalmaya başladı.
1800lerde zaten Aradaki makas açıldı bayağı.

Padişahlık babandan oğula geçiyordu ondan geri kaldık diyenlere gelince

1914'te kadar babadan oğula geçen Monarşik sistemler:

Britanya İmparatorluğu,
Rusya Çarlığı,
İtalya Krallığı,
İspanya Krallığı,
Almanya İmparatorluğu,
Japon İmparatorluğu,
Çin İmparatorluğu,
Sırbıstan,
Bulgaristan
Yunanistan
Karadağ,
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu,
İsveç,
Norveç
ve Danimarka Krallıkları.

İslam Kültürü gelecek vaadetmiyora gelince,
1500lerde Preveze muharebesinde, mohaçta, Viyana kuşatmasında dinsizdik, ondan öndeydikte 170de birden müslüman olunca mı geri kaldık?

Gerileme toplumsal bir olaydır. Bugün ABD geriliyor ama etkisi ancak 100 yıl sonra farkedilmeye başlanacak. 1600lerde Osmanlı Devleti o zamanın zirvesindeydi. Sosyal ortam olarak, zenginlik olarak ve diğer mefhumlarda.

Rahat ve zengin bir devlet olduğu için yavaş yavaş ben en büyüğüm kibrine kapıldı. Düşmanlarını önemsemedi. İlmi olarak pozitif bilimleri pek önemsememeye başladı.
Yazılı kültür olarak geride kaldı.

Biz keyif çatarken Avrupa Coğrafi Keşifler, merkantalizm ile uğraşıyordu.

Adamlar öne geçtiler ve biz durumun farkına varıp lan aslında o kadar güçlü değiliz diye birden sudan çıkmış balığa dönünce artık bayağı geç olmuştu.

Avrupa kadar bilimadamı çıkartamamıza gelince, tabiki çıkartamadık zira arada coğrafi ve nüfus olarak devasa fark vardı.
Bir yanda Kastilya (ispanya), Krallığı, Roma-germen (avusturya) imparatorluğu, Fransa Krallığı, İngiltere krallığı, Polonya, İtalyan devletleri, İsveç ve Danimarka Krallıkları, Rusya çarlığı, Portekiz, Bİrleşik Eyaletler(hollanda) sayıldığı taktirde 13 adet güçlü krallık ve küçük devletlerin siyasi/askeri/ekonomik/nüfus gücüyle tek başına duran bir Osmanlıyı karşılaştırıyoruz.

1. dünya savaşında Almanya-Avusturya imparatorlukları Fransa, İngiltere, Rusya ve İtalyaya direnemedi.

2. Dünya savaşında Almanya-İtalya, Fransayı ezdiler, Ama rusya-ingiltere ve ABD'ye direnemediler.

Bütün bunların hepsinin toplamına Osmanlı nasıl direnecekti? Kanuni protestan-Katolik savaşında protestanları, Fransa Almanya savaşsında Fransızları destekledi. Denge politikası güttü o ara dünyanın (Çin hariç) en güçlü devleti olmasına rağmen. BUgün ABDnin Çin-Rusya bloğuna karşı Dünyanın en güçlü devleti olmasına rağmen Avrupa Bloğunu yanına alamsı gibi bir nevi.

Birde türk Tarihi bin yıldır bozuk diyen adamı, Melikşahtan sonrası kötü diyen adamı şu an Türkiye değil, her hangi bir avrupa tarihi konuşulan yabancı bir forumda yazsın bu dediklerini, adamı şamata çıakrtmaya çalışan bir troll diye banlarlar, ciddiye almazlar.

Kendi tarihinden veya yaşadığı tarihten bu denli uzak, bu derecede bilgisiz birisini ciddiye almanızı önermem.

Fakat tabiki, Harvard Üniversitesinde çalışan kitapalr bastıran prof GÜlru NEcipoğle, Prof Cemal Kafadar ve Prof Halil İnalcık aslında konu hakkında bilgisiz ama günde 3 litre kola içen adam çok daha iyi tarih ve sosyolojik gözlemler yapıyor
0
KaraSakall
(13.01.15)
Şimdi çıkıp yok Osmanlı böçyle salaktı, şöyle gerideydi, böyle dandikti diyenler olacak.

O yüzden Tavsiyem Cambridge Üniversitesinin (İngilteredeki en iyi 2., üniversite, DÜnyada ilk 15e giriyor) Yayınladığı Şu kitabı okuyabilirsiniz:
(arkadaşlar Türk işi tarih tü-kaka, ne varsa Yabancılar, avrupalılar biliyor biz salağız dedikleri için İngiliz Akademisinden bir Tarih kitabı koyuyorum)

www.cambridge.org
0
KaraSakall
(13.01.15)
Buda bir işe yaramadığı söylenen, yüzyıllardır geride kaldığı söylenen, veyahut 1000 yıldır geride kalındıını iddia edenler için tam tersini savunan, Harvard Üniversitesi Türk ve Osmanlı Tarihi kürsüsü'nün adresi, güzel akademik yayınlar var, okuyabilirsiniz.

www.fas.harvard.edu
0
KaraSakall
(13.01.15)
Şuda BBC'nin Osmanlı hakkında yaptığı 3 bölümlük belgeselden bir bölüm.

Yukarıdaki arkadaşların dediklerinin tam tersini söylüyorlar nedense.

www.youtube.com
0
KaraSakall
(13.01.15)
Buda Sovyet sonrasında RUsya'da Osmanlı hakkında çıkan makalelerin olduğu bir kitap, güzel makaleler barındırıyor tavsiye ederim:

www.tandfonline.com
0
KaraSakall
(13.01.15)
sadfasdfasdf yav he he osmanlı en büyük bir numaraydı tamam.
bbc belgeselinde ermeni soykırımından bahsediyor what a shame :) keşke izleyip koysaydın.
0
domates yiyom
(13.01.15)
Sizinle benim aramdaki fark şudur.

Siz Osmanlının komple batık lanet dandik bir devlet olduğunu söylüyorsunuz.

Bense Osmanlınında normal bir devlet olduğunu güçlü-zayıf taraflarının olduğunu ve son yüzyılda iyice geriye giderek çöktüğünü ve bunun doğal bir süreç olduğunu söylüyorum.

O kadar yazdığım yazıyı okusaydınız Osmanlı bir numaraydı diye bir cümle kurmadığımı veya öyle bir iddiada bulunmadığımı görecektiniz.

Fakat 2 satırlık bir cevap aslında cevap değildir, cevap verilemediğinden geçiştirme ve konuyu değiştirmektir "ama o belgeselde ermeni soykırı var=((" diyerek.

Demekki ermeni soykırımı iddiasını içeren bir belgesel koyduğuma göre, dediğiniz "osmanlı bir numaradır" şeklinde bir şey söylemiyorum zira eğer öyle bir iddiam olsaydı herhalde böyle bir konudan bahseden belgeseli izleyin diye önermezdim.

Lütfen kendi içerisinde çelişen iddialar ve 2 cümlelik, her hangi bir düz adamın kurabileceği basit bilgi içermeyen iddialar yerine daha ayakları yere basan, mümkünse benim yaptığım gibi yabancı kaynakları, yabancıdan kastım Kalitesi dfünya çapında kabul edilen üniversitelerin kaynaklarını da yazarak gelmeniz.
0
KaraSakall
(13.01.15)
- II. Mehmet roma'yı alsaydı
- II. Bayezid italya'dan çekilmeseydi
- I. Selim bu osmanlı'yı bu kadar sunnileştirmeseydi
- I. Süleyman viyana'yı alsaydı
+ Mustafa tahta geçseydi
- II. Selim doğu avrupa'yı türkleştirseydi.
+ Sokollu biraz daha yaşasaydı.

Osmanlı 17. yy'da çökmez çok daha uzun süre güçlü kalabilirdi.

öte yandan:

- bilime gereken önemi verseydi.
- müslümana güvenmek yerine osmanlı üst kimliği ile o çeşit milliyetçiliğe önem verseydi
- devleti dinciler değil devlet adamları yönetseydi
- "abi nasıl olsa baharat ve ipek yolu bizde. alternatife gerek yok diye" yatmasaydı
- coğrafi keşiflere ayak uydurabilseydi
- sanayiye ayak uydurabilseydi
- yağma ve vergi dışında düzgün bir ekonomisi olsaydı
- kafes sistemi olmasaydı
- padişahlar iyi eğitim alsaydı

20. yy'a güçlü olarak girerdi.
0
nawar
(13.01.15)
osmanlı'nın en iyi yaptığı şey araklamaktı. bizansın birçok şeyini araklayarak kendine uyarladı. toprak sistemi de bunlardan biridir. çevresindeki boşluktan da yararlanarak genişledi. ne zamanki avrupa reform yaptı, bunlara dur bakalım demeye başladılar. o kıyasladığın 13 krallıktan daha geniş toprağı ve beşeri şartları vardı osmanlı'nın, ama bir tane bile bilim adamı yetiştiremedi. en önemli sanatçısı mimardı, o da ayasofya kubbesini taklit etmekle ömrünü geçirdi.
sonrasında bir başarıymış gibi bahsedilen denge politikası sonucu -ki osmanlının şuurlu bir şekilde yaptığı bir şey değildi- 200 sene fazladan yaşadı. rusya saldırınca ingiltere yardım etti ki mısır'ı kaybetmeyim diye, ingiltere saldırınca rusya yardım etti ki ingiltere dibime gelmesin diye. kırım savaşını ondan kazanabildi, yoksa ne mümkündü. 1871'de 2. reich kurulunca ingiltere'nin önceliği almanlara kaydı. ruslara ne yaparsan yap dediler onlar da 93 harbinde belinin suyunu aldı osmanlının. ve devamında yıkım da geldi.
özetle osmanlı komşularının dezavantajını lehine kullanarak güçlendi. ama 600 sene dünyayı yönetti demek çok saçma. bu yönetim de savaşarak oldu yani sadece savaşla dünyaya damgasını vuran bir devlet. ne bir sanatçı ne bir bilim adamı dünyaya yararlı olacak bir çivi çakılmadı.
0
domates yiyom
(13.01.15)
Dünyanın "yıldız mimar" olarak seçtiği, Harvard Üniversitesinin Sİnan Çağı diye 500 sayfalık a3 boyutta kitap bastırdığı Mimar Sİnan'a "hayatını ayasofyanın kubbesini taklit etmekle geçirdi" diye biliyorsan, kusura bakma arkadaşım, ama zır cahilsin, bilgisizsin, tamamen cehaletten kaynaklanan bir ör yargıyla konuşuyorsun.

Gİt bir Mimarlık fakültesinde her hangi bir kişiye bunu söyle ki suratına gülüp küçümseme ile sana baksınlar.
Mimar Sinan gibi bir dehaya bu kadar basit bir bakışla bakan birini hayatım boyunca görmedim.

Belki okursun ama zannetmiyorum.

www.skylife.com
0
KaraSakall
(13.01.15)
Tarihteki osmanlili bilim adamlari olmasa su an hala ilk cagda yasiyor olurduk. Osmanli uzaya arac gonderen ilk devletludur. Cag atlatmistir hepimize. Hoplatmistir bizi. Osmanli oyle guzel bir seydir ki dadindan yinmez.
0
kosun lan mevzu var
(13.01.15)
Evet, yine bir dalghacı "cool" arkadaşımız daha teşrif etti.

hayır gerçekten bu kadar basit cevapların, bu tarz ehi ehi tadında liseli cevapları yazarak bir şey ispatladığınızı mı zannediyorsunuz?

Bence bu tarz cevaplar vererek kendinize olan öz saygınızı yitiriyorsunuz zira sürekli geyik sürekli geyik bir yerden sonra düşünce tarzını ve fikir üretme kapasitesini düşürür-basitleştirir.
0
KaraSakall
(13.01.15)
mimar sinan'ın ve
sultanahmet camii mimarı sedefkar mehmet ağa'nın
türk olmadığını biliyorsunuzdur umarım

ayrıca evet, mimar sinan, bizans kilise esteği ve tekniğini taklit etmiştir.
0
titiraprap
(13.01.15)
sinan çağı demişsin ama thy dergisi la bu asfsafsadgsafdg rte'nin oğlu da harvard'lı yani ne oluyor orada doktora yapınca?
sultan ahmet camisine bir bak net ayasofya çakması. adam hayatı boyunca ayasofya kubbesini geçmeye çalıştı, en sonunda 90 yaşlarında selimiye camisinde geçebildi. garip garip linkler vererek kendini haklı çıkarma. sanki almanlar yenilince bizde yenik sayıldık diye yazanlar bu prof lar vs değilmiş gibi.
0
domates yiyom
(13.01.15)
Türk olup olmaması ne farkediyor?

Ulusçuluk 19. yy akımı. Osmanlı nüfusu müslim-gayrimüslim olarak ayrılıyordu ve devlet "imparatorluk"tu. Bugün OBama ne kadar amerikalıysa Mimarsinanda o kadar Osmanlıydı.
0
KaraSakall
(13.01.15)
Mimarlık okumadan ayasofya çakması diyorsun.

Öncelikle biraz mimari okuması yap.

Temel sistemleri, destek sistemleri, kubbe taşıması, statik nedir bunlar hakkında bilgi edin.

Yoksa kendini rezil etmekle kalırsın az biraz okumuş birinin yanında bunları söylersen. Yüzüne bir şey demezler ama arkandan çok dalganı geçerler. Dediklerinden çok daha azını söylediği için cahil lan bu resmen keko diye çok kişi dışlandı mimarlık/Tarih fakültelerindeki konuşmalarda.
Yanlış link yollamışım New York Times gazetesi linki:
www.nytimes.com

proflara gelince ben sana türk proflarını örnek vermedim ABD'den örnekler verdim.

Almanlar yeilince yenildik sayan tarih anlayışı ile benim verdiğim İngiliz ve Amerikan Tarih ekolü arasındaki bağlantıyı da algılayamadım.
0
KaraSakall
(13.01.15)
ya adam ömrünü ayasofya kubbesini geçmek için harcıyor işte anlamadığın ne? sen her b.ku biliyorsun ya tarihçisin, mimarsın, sanatçısın falan asdfsadfasf
bana verdiğin link skylife dergisinde türk bir prof harvard'da doktora yapmış onunla mimar sinanı övüyorlar. almanlar yenilince muhabbetini yapanlar da bunlar işte. linkteki yazıyı bi okusan anlarsın.
neysen neysin mimar sinan tüm camilerinde ayasofya'yı geçmeye çalışmıştır. biraz okusan bunla ilgili yazılar var. bak ayasofyayı geçmeye çalışan adam osmanlı'nın çıkardığı en ünlü adamdır asdfasdf ömrünü ayasofya kubbesini geçmeye adıyor bak tekrar ediyorum ayasofya'nın kubbesini geçecek hedef bu kadar sığ. yaklaşık 32 metre kubbe çapı. aralarında 1100 yıl falan var. süper devlet osmanlının en süper adamı bu
0
domates yiyom
(13.01.15)
Mimar Sİnan'In ömrünü Ayasofyanın kubbesini geçmek için harcadığı, ve Selimiyeyle bunu becerdiği olayı sağcı tarih anlayışının ortaya çıkarttığı basit bir masaldır.

Genelde magazinsel tarih anlayışının hakim olduğu gazetelerde yazılır, Mimar Sinan aslında Mihrimaha aşıkmış hikayesinin masal olması gibi.

Sende zannedersem Hürriyet haberde bir yerde okudun.

Zira Ne Mimar Sinan'In öyle bir maksadı oldu, Ne de Selimiyenin kubbesi Ayasofya kadar büyüktür, büyük yapamadığından değil, isterse Ayasofyayı çok rahat geçebilirdi ama Geçmedi, beceremediğinden veya imkanı olmadığından değil.

İşte bunu Sİnan Çağı kitabında okuyabilirdin, eğer tarih bilgini 3. sayfa haberlerinden almayı yeterli görmemiş olsaydın.

Sana yolladığım Linkteki profesör HArvard üniversitesinden profluk aldı, eğitimi Harvard ekolündendir. Beğenmediğin Gülru hoca seni 100-200e katlar böler. TÜm DÜnyada Konferanslarda baş konuşmacı olarak davet edilir.

New York Tİmes gazetesi linkini de yolladım 2 üst mesajda okuyabilirsin.

Bundan sonra adamakıllı bir kanıta dayanan cevap yazmayacaksan lütfen başka bir şey yazma. Zira bildiğin hikaye anlatan Tarih tezleriyle geliyorsun.

Ayasofyayı geçmeye çalışıyormuş Sİnan, ancak sonra geçmiş filan.

Sİnan Ayasofyayı geçmedi, isteseydi Selimiyede geçerdi.

Mimari sidik yarıştırma bilimi değildir, Sİnan ben daha büyük yapıcam diye hareket etmedi, fakat sizde AKP zihniyeti olduğu için daha büyük-daha iyi modunda bir anlayışınız var maalesef, Çamlıca tepesine devasa 7 minareli cami dikmek filanda o anlayışın eseri.

Mimar Sİnan Ayasofyanın 500 yıl daha ayakta kalmasını sağlayan kişidir, 3 defa çatlayan ve çöken o kubbeyi, ve strüktürü tamir eden, hatalı/eskik kısmını tamamlayan bir dehadır.

NEyse, söz arif olana konuşulur derler.

Basit ve kasaba bilmişi modunda cevaplar ancak bilgi düzeyinin düşüklüğünü belli ediyor maalesef. Tavsiyem en kısa zamanda yapabiliyorsan kaliteli bir üniversitenin mimarlık bölümünü ziyaret etmen olacaktır.
0
KaraSakall
(13.01.15)
Yalnız eklemek gerekirse ben o kadar kaynak vermeme rağmen görüşlerini doğrulayan "1" tane bile akademik kaynak vermedin bana, hep iddialarla geliyorsun oysa kanıtın yok.

sadece Tayyip gibi boş laflar, atıp tutmalar görebiliyorum.

Bilim objektiftir, birikim üzerinden, deneylerle ve kanıtlarla ilerler.

Lütfen bilimsel bir yorum/kanıtla gelin.

Cidden sıkıldım şurada laf yetiştirmekten zira çok kısır ve verimsiz bir konuşma bu.

Ben akademi'den örnekliyorum, sen gelip ama sinan ayasofyaya yetişmek istiyodu XD XD XD şeklinde cevaplar veriyorsun.
0
KaraSakall
(13.01.15)
eycof oynamayan, trade yapacak liman bulamadığı için altınsız kalıp mecburiyetten ekmekçi basmayan, millet trebüşleri açarken palaları salarken herbal basıp tevekkül etmeyen osmanlının neden battığını anlayamaz. relic goldla bi yere kadar.
0
namus ninjası
(13.01.15)
Bilgili birisin hatırladığım kadarıyla. Yaptığın savunmalar da bir tık gösteriyor bunu.

Ama olmamış. Dediklerinin çoğunun cevabı yazdığım göt kadar yerde vardı.

Eskiden insanlar Osmanlı'ya direk tapardı, şimdi örnekteki gibi "Ya ben yanlışlarını söylüyorum. Son yüz yıl çöktü." demeye başladılar. Osmanlı hep bok çukurundaydı, ancak son yüz yıl o kadar çok battı ki siz bile savunamayacak duruma geldiniz. Genelde bunu tartıştığım insanların bilgi seviyesi "Viyana yüzünden..." civarlarındaydı. Ancak bu halinizle siz bile Osmanlı'nın o muhteşem yüzyıllarından örnekleri, Osmanlı'ya odaklı bir şekilde veremiyorsunuz. Kıyasla iyi olunmaz. Daha az kötü olunur.
0
günde 3 litre kola içen adam
(13.01.15)
istanbuldaki rasathane kapatılmasaydı
halifelik osmanlı'ya geçmesiydi
kapütülasyonlar olmasaydı
fransız devrimi yaşanmasaydı
sanayi devrimi olmasaydı
halamın sakalı olsaydı

osmanlı hala yaşardı.
0
arras
(13.01.15)
yahu doktora yapmış harvardda dio sen profluk aldı diosun. bana kaynak diye skylife dergisinden röportaj veriyorsun. he sen haklısın. he sinan geçmek istemedi ayasofyayı, onun için onun çakması sultan ahmet'i yaptı. bi de akp'li diosun asdfasdf yani kusura bakma da osmanlıyı boklayan benim yücelten sensin, ben mi akp'li oluyorum? komiksin genco
0
domates yiyom
(14.01.15)
bu arada "istanbulun fethi ile osmanlı çağ açıp kapattı" bir türk tarih tezidir.

dünyanın başka hiçbir yerinde bu şekilde işlenmiyor. türkler çağ değiştirdi vay be demiyor kimse. haberiniz olsun.

rönesans, reform, amerika'nın keşfi, işleniyor. istanbulun fethi etkisi en minimum olan olay.

ki aslında bu durum da osmanlının neden yıkıldığı hakkında fikir veriyor gibi değil mi?

millet rönesansla, reformla, buluşlar ve keşiflerle yani fikir sistemlerini değiştiren şeylerle, hayat tarzlarını değiştiren şeylerle uğraşırken, biz hala kıçı kırık fetihlerle övünüyoruz. al sana osmanlı neden yıkıldı.

----

okulda istanbulun fethi haftalarca anlatılıyor. tek tek bütün savaşlar, hisarların yapımı, zincir, karadan yürütme, bilmem ne, en fazla timur olmasaydı ne olurdu diye tartışıyoruz. rönesans, reform, keşifler, icatlar, matbaa vs. "bi de böyle şeyler vardı ya" diye geçiştiriliyor. işin ilginci %99'luk kesim istanbulun türklerden 200 sene önce venedikliler tarafından fethedildiğini bile bilmez. bari bunu anlat değil mi?

batılı çocuklar (abd'yi saymıyorum) rönesans neden oldu, kilise neden boktandı bunları tartışarak büyüyor. e yıkılırsın tabi.
0
kta
(14.01.15)
tarihte onlarca dönüm noktaları vardır. o olmasaydı bu olurdu ise binlerce olasılığı ortaya koyan bir hayal denizidir. onlarca, yüzlerce kırılma noktaları vardır. mesela fatih ve yavuz 5-10 sene daha yaşasaydı muhtemelen viyana roma falan alınmış ve fransa, habsburglar da dahil olmak üzere tüm avrupa haraca bağlanmış olurdu.ancak çok ileri gideceklerini zannetmiyorum. çünkü bu geniş coğrafyaya yetecek bir nüfus yoktu. belki muhteşem sülüman nüfusu artırmak için dizideki gibi bir hayat yaşayarak yeni doğan bebek oranını artırmaya çalışıyor olabilirdi. :)
0
kallesnikof
(14.01.15)
Mustafa Kemal'e Sabiha Sultan'ı verselerdi belki ingiltere gibi kraliyet ailesi devam ederdi. Üstelik modern, sanata önem veren bir kraliyet ailesi varken başta, ecdadımız böyleydi diye bıkbık edilmezdi, sembolik takılırlardı. Bir de halifelik ünvanıyla yapılan yeniliklere "caizdir" diyerek müslüman halkı sakinleştirip, başka başka uydurma şeyhlerin gazıyla saçmalamalarını engellerlerdi.
0
urasil
(14.01.15)
yuh yani her şey ok de. lafı mimar sinan'a çapsızdı demeye getirmek izansızlık.

hele ki sultanahmet'i mimar sinan yaptı demek tamamen cahillik.
0
marido
(14.01.15)
Cevap: Yaşıyor olduğunda Osmanlı olamayacağını bilseydi yaşayabilirdi.
Yıkılan diğer imparatorlukların devamı halklar da bizim gibi "ne olsaydı yaşardı" yı konuşuyor olsalardı Osmanlı hala yaşıyor olabilirdi mesela. Bunu konuşuyor olmak bile Osmanlının yıkılmasının nedenlerinden biri bana göre. Üstelik bir arpa boyu gidememişiz, hala aynı tas aynı hamamız. Bizden sonraki kuşaklar "Türkiye ne olsaydı yaşardı"yı konuşacaklar bu gidişle.

Bilimin halklara ulaşamamasından tut, ulaşanların da bir halt yapamamasından çık. Yönetimin aklı bilme uzaksa, halkın bütünün aklı almıyorsa ulaşanlar n'apsın.

Bak burada bile kendi öz tarihimizi tartışırken bazılarının ne dediğini bazıları anlamadı.
Verilen linklerden bir tane adam gibi türkçe kaynak yok, cümlelerin içine girmiş yabancı kelimeler var.
Aynı şekilde osmanlıca-türkçe sözlüğü aç, fransızca, farsça, arapça işaretleri olmayan kelimeleri parmakla sayarsın.

Anlamadığım şeyi nasıl yorumlayabilirim ki. Üstüne, en önemlisi de yorumlama becerisini edindim mi? Bilimsel düşünme yöntemlerini mi kullanıyorum yoksa subjektif (siyasi) yorumlar mı yapıyorum.

Osmanlı yaşasaydı o yaşayan Osmanlı addan ibaret olurdu, "Osmanlı" olmazdı. Artık Osmanlı olamayacağını bilirdi. Bunu bilim diyor, ben demiyorum.

Bilimin girmediği yere masallar girer. O da anca uyutur.

(Bilmin girmesi yetmez, bilim tek bir bütün olabilmeli. Halktan saklanmamalı, çarpıtılmamalı, halkın anlayabileceği dile indirgenmeli.)

Geleceği kurtarma adına: Divan-ı hümayun'un dengesi incelenmeli. Anahtar orada.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.15)
(9)

Türkan Saylan Hakkında

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Ne düşünüyorsunuz?Dün bir kitapçıdaydım, genç bir kadın girip Türkan Saylan'ın kitabını sordu. Kitapçı çalışanı yok dedi. Yok deme tazı biraz değişik geldiği için kadın gittikten sonra satış görevlisiyle Türkan Saylan hakkında konuştuk biraz. Ama son olan olaylar... filan dedi. Yani kitapçı son ola
Ne düşünüyorsunuz?

Dün bir kitapçıdaydım, genç bir kadın girip Türkan Saylan'ın kitabını sordu. Kitapçı çalışanı yok dedi. Yok deme tazı biraz değişik geldiği için kadın gittikten sonra satış görevlisiyle Türkan Saylan hakkında konuştuk biraz.
Ama son olan olaylar... filan dedi.
Yani kitapçı son olan olaylardan ötürü kadının kitabını satmıyormuş.

Garip değil mi? Kitapçı yani, kitap satması gereken ticari bir işletme. Türkan Saylan ise okuma ve kızların eğitimi için uğraşmış, oldukça büyük bir kitlenin okuma yazma oranına olumlu katkılarda bulunmuş, eğitim alanında yaptığı çalışmalarla fark yaratmış bir kadın. Eğitim gönüllüsü.

Sen nelere kadirsin eyy siyaset! deyip çıktım dükkandan. En az üç kitap alacaktım oysa.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Neymiş abi Son olaylar?
Darbe Girişimi mi
0
kahve kokusu
(11.01.15)
Turkiyeye cok katkisi olmus, turkiyede cehaletle en cok bogusmus insanlardan biri oldugunu dusunuyorum.
"Son olaylarin" oldugu zamani dusunurseniz akp tipi cehaletin gucunu kanitlama istegini icerisinde, uzanamadigi tum cigerlere hizla camur bulastirdigi bir donemdi. Kendisi de bundan nasibini olum doseginde aldi.
0
f_d
(11.01.15)
Hangi kitapçıymış burası? Hemen kara listeye alayım.
0
dessy
(11.01.15)
dün türkan saylan ile ilgili delillerin sahte olduğunun ve sonradan eklendiğinin ispatlandığına dair bir haber vardı. haber altındaki yorumlara baktım akpliler ne düşünüyor acaba bu konuda diye şöyle bir yorum gördüm;

"fetullah ve kankası yani chp sorumludur bu kadına yapılanlardan"

diyecek kelime bulamadım ben.
0
arma aski
(11.01.15)
Çarşının göbeğinde bir kitapçı. Kirası ara sokaklara oranla epey yüksek olmalı, kendi malı değilse tabii.

Biz kitaplarımızı okuyup geri verebildiğimiz sistemi olan kitapçıdan alırız genellikle. Okuyup geri veriyoruz, üzerine biraz ekleyip başka alıyoruz.
Bu kitapçıya ilk kez girdim. arada esnafa destek amaçlı başka başka dükkanlardan alışveriş yapmaya çalışıyorum. Bir de neler var filan bir bakayım dedim. Bir duvar aşk meşk temalı kitaptı. Yeni gençlere hitap eden şeyler. cicili bicili kapaklar filan. Diğer duvarda nispeten ele gelir + popüler kitaplar filan vardı. Yani öyle siyasi nur akan bir dükkan da değil.

@arma askı, o haberi görmedim. İspatlandıysa da halka boy boy duyurulmamış demek.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Çarşının göbeğindeki hangi kitapçı? (Beşiktaş Çarşı, değil mi?) Kabalcı var, Alkım var. İsim lazım bize, isim. Kadıncağıza sağlığında etmedikleri eziyet kalmadı, şimdi de ölümünden sonra mı uğraşıyorlar!
0
microfiction
(11.01.15)
@Microfiction, İstanbul değil burası :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.15)
Sayin filozof uretgeci,
Halka boy boy haber duyurmaktan bahsettiginiz icin size soylemek istedigim bir sey var: Ozellikle son yillarda haber alma ozgurlugunuzun kesinlikle olmadigini, eger haberleri takip ediyorsaniz, ya da cevrenizde takip eden varsa, araliksiz manipulasyona magruz kaldiginizi biliniz. Abartisiz soyluyorum bunu.
Belki siz biliyorsunuz ama karsinizdaki yuksek ihtimal bu durumu bilmiyor.
0
f_d
(12.01.15)
@f-d, haber izlemiyorum pek fazla. Tam da dediğin nedenlerden.

"Halka boy boy gösterilmedi demek"ten kastım şu:

Halka boy boy gösterilen baskınlar hala hafızamda. Aklıma geldikçe ülkem ve bir çok değer adına hala utanıyorum. Hele bir görevlinin " burs verdiğimiz çocukların listelerini alamıyoruz, onlara da el koydular, çocuklar paralarını alamayacaklar" ifadesi, yaşadığı çaresizlik ve gözlerindeki üzüntüyü unutmam mümkün değil.

Herkes olaya benim gibi bakmadı. Ben olayı eğitime yapılan katkıya atılan tokat olarak gördüm, başkası başka şeyler gördü. İşte o kitapçı çalışanı da başka şeyler görenlerin adına konuştu. Türkan Saylan bazılarının hafızasında yasa dışı işler yapan, polislerin bastığı bir oluşumun lideri olarak, bazılarının hafızasında da hükümet karşıtı bir oluşum olarak kaldı.

Tıpkı baskın haberleri gibi, ana haberlerde, her haberde, defalarca "şok şok şok, deliller sahte çıktı" demelerini beklemiyorum, ancak beklemek gerektiğini de biliyorum. Kanıksadıklarımız bizim için tehlikeli olan. Madem çamur attın, düzelteceksin kardeşim. Aynı şekilde düzelteceksin!

Haberi okumamıştım duyunca da şaşırmadım. Siyaset bazı alanlara hiç girmemeli. Hiç!

Bu gün Osmanlı ne olsaydı yaşardı diye bir soru soruldu. İşte cevaplardan biri de bu. Eğitim. Osmanlı savaşta kazanıp masada kaybetmedi mi.

Eğitim siyasete alet oluyorsa o eğitimden de o ülkeden bi halt olmaz! Hala akıllanamadık!

Kitapçıya dönelim:
Adam kitap satıyor. Parasını kitap okuyanlardan kazanıyor. Kitap okuyan insanlarımızın çoğalmasında bunca katkısı olan kadının kitabını satmak istemiyor. Ya, bir de sattığı kitapların çoğu genç kızlara yönelik türler ha. Türkan saylan da kızlar okusun diye didindi durdu.

Akıl fikir dağıtılırken bu insanlar neredeydi acaba.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.15)
(2)

Piyasa Volatilitesi Hesaplamak

twelfth
Arkadaşlar,Şu an çalıştığım iş yerinde benden önceki kişi piyasa volatilitesini hesaplamak için şunları yapmış. Mantıklı mıdır? Bana aptala anlatır gibi anlatabilecek var mıdır?Gösterge kağıdın 1 sene boyunca günlük bileşik faizlerini almak.Günlük faiz değişimlerini hesaplamak. (Delta)Bu deltaların
Arkadaşlar,

Şu an çalıştığım iş yerinde benden önceki kişi piyasa volatilitesini hesaplamak için şunları yapmış. Mantıklı mıdır? Bana aptala anlatır gibi anlatabilecek var mıdır?

Gösterge kağıdın 1 sene boyunca günlük bileşik faizlerini almak.

Günlük faiz değişimlerini hesaplamak. (Delta)

Bu deltaların standart sapmasını hesaplamak

Sene başından beri geçen işgünü sayısının karakökünü almak

Bununla standart sapmayı çarpmak

Çıkan sonucu =NORMSINV(0.9) formülü ile çarpmak.

Özellikle son adıma kafam basmadı?

Tick'ler akşama.
0
twelfth
(07.01.15)
Normsinv(0.9) yazilan yer %90 cumulative pdf icin gerekli z-score'u veriyor olsa gerek.

Bana hesap sizin anlattiginiz kadariyla mantikli gelmedi, sd ile n^1/2 carpilmasi kismi anlamli bir sey ifade etmiyor. Eger yapilacak hesapta cok guzel denk gelmis sadelesmeler vs varsa bilemem, o zaman belki de mantiklidir.
0
f_d
(07.01.15)
Ön not: Bu tür hesaplamalara aşinayım. Ama senden önceki arkadaşın ne yaptığı hakkında anca spekülasyon yapabilirim.

Faizlerin volatilitesini hesaplamak üç aşağı beş yukarı benzer

Arkadaşın varsayımı günlük faiz değişimlerinin birbirlerinden bağımsız ve aynı şekilde normal dağıldığı şeklinde (ecnebi literatüründe independent and identically distributed normal distribution da deniyor). yani X senin faiz değişiminse X ~ N(0,sig) şeklinde dağıldığını varsayıyor. Yöntem doğrudur yanlıştır bilemem.

Standart sapmayı gün sayısıyla çarpma hesabı da faizler günlük olduğu için onu yıllığa çevirirken kullanılır. Normal dağılan bir rasgele değişkeni bir sabitle çarparsan ortalaması ve varyansı o sabitle çarpılarak dağılımı bulunabilir, dolayısıyla standart sapma da kareköküne kadardır. Yani Y ~ (mu,sig) ise a.Y ~N(a.mu, sqrt(a).sig) olur. Gün sayısının karekökü bu yüzden alınır.

Çıkan sonucu bir güven aralığı (confidence interval - yani ileride gelen değerlerin %A kadarı bu aralıkta çıkacak) çıkarmak için çarpmış olabilir. Direk standart hatayı verir. Standart normal dağılımdaki 0.95lik alanı kapsayan değer bulunur. Mesela 95% güven aralığı mu +-1.96*sigma şeklinde geçer ama normal dağılım çift taraflı simetrik olduğu için =NORMSINV(0.975) alırsın. Senin arkadaş 80% güven aralığı almış gibi gözüküyor. Bu piyasa volatilitesi değil, faizlerin çıkma ihtimalini gösteren bir göstergedir.
0
jesters cap
(07.01.15)
(15)

Hemen Polis cagirmak

evrenos gazi
Ya arkadas bu Besiktas vb semtlerin halkinin bir kismi ne kadar gerizekali? Dun para cekmek icin evden ciktim. Arabayla levente geldim. Dedim once su parka gireyim de kiz arkadasimla telefonla sohbet edeyim, sonra donerim. Neyse arabayi parkin onune park ettim. Baktim hava cok soguk. Dedim en iyisi
Ya arkadas bu Besiktas vb semtlerin halkinin bir kismi ne kadar gerizekali?

Dun para cekmek icin evden ciktim. Arabayla levente geldim. Dedim once su parka gireyim de kiz arkadasimla telefonla sohbet edeyim, sonra donerim. Neyse arabayi parkin onune park ettim. Baktim hava cok soguk. Dedim en iyisi arabada konusayim. Sonra da kapatir gider parami ceker eve donerim. Saat 24 falan.

Bir pencereden perdenin aralandigini gordum. Maks 2-3 dk sonra, hic ekip arabasinin akil edip de girmeyecegi bir yer olan yere ekip arabasi geldi. Koseyi donup yanima yanasirlarken ben de arabanin isiklarini yaktim icerinin. Yaklastilar. Cami actim. Buyrun abi dedim. Guzelce selam verdiler. Bu civarda mi oturuyorsunuz, kimlik kontrol edebilir miyiz falan. Neyse onlar islerini yapti, ben de islerini kolaylastirdim. Plakayi falan da sorgulattilar.

Tesekkur edip gideceklerdi ki, ihbar falan mi oldu acaba dedim. Adam gulumsedi, bole bir bilgiyi ben veremem ama sen keyfine bakmaya devam edebilirsin dedi. :)

Neyse, belli ki o kari ihbar etti. Ya bu insanlar kendini ne saniyor? Ben Allahin sokagina, hem de park olan bir yere park edemez miyim? Araba benim. Istersem icinde oturur amuda kalkarim.

Bu millet ne kadar tirsak amk ya. Ben orda ipsiz sapsoz biri bile olsam kapin bacan kilitliyse sana en fazla ne yapabilirim.

Bunlar herkesi nasil tohmet altinda birakma curetini gosterebiliyorlar aklim hayalim almiyor. Ha ne oldu, ben 10 dk sonra gidecegim yerden 1 bucuk saat sonra gittim. Mal gibi perdeyi aralayip durmakla kaldi.
0
evrenos gazi
(04.01.15)
Herkes sen ben degil, hasmi olan, tehdit edileni, dovuleni tecavuz edileni var. Birde boyle dusunmek lazim.
0
selam
(04.01.15)
haksızsın
0
sta
(04.01.15)
ihbari bilmem de "belli ki o kari ihbar etti"den anladigim kadariyla kadin pencereden bakmaya devam etse laf atip dalasacaksiniz. neyse onu gectim, anlik bir seydir, yanlis anlamisimdir.

normaldir, bir sürü manyak dolu. karsi apartman dairesi terör örgüt yuvasi cikan, yaza dogru tatile cikan evleri gözetleyip soymak icin kose baslarinda telefonla konusur gibi yaparak ev gözetleyip rapor veren, soydugu emeklilere ait evden dönerken icine sic.n hirsizdan, köse basinda arabasina cam attiklari icin arabasindan inen yegenini dövüp kafatasinda ezilme ve kirik kaburgalarla hastaneye kaldirtanlardan, alt sokaktaki nalburda cocuk istismari ve adult film sektörü dönerken, pencereden bakmaktan baska yapacak isi olmayan, bu kayip kadinlari ariyoruz su bu diye sabah programlari izleyip evinde oturup kuran teyzeler de yapabiliyor. evet.

sorun senin neden sikayet edildigin degil, sorun senin kadar normal davranan birinden bu derece korkabilmek icin ne kadar b.ktan bir yerde yasadigimiz.
0
wiillii
(04.01.15)
o polisin de amına koyam, saldırabileceğine saldırıyor yavşak, sabah sabah sokakta içip bağıra bağıra şarkı söyleyip arabadan müzik dinleyen yavşakları şikayet edince 3 ekip arabasının da götü yiyip durup bir şey diyemiyor.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(04.01.15)
@selam +1
0
empty man
(04.01.15)
kadının ne yapmasını bekliyorsun. keske benimde böyle duyarlı komşularım olsa. senin yerinde mahalleye dadanmış olan hırsız da olabilirdi. ayrıca ne pis ağzın var "o karı" lafı hiç hoş değil.
0
kuzey li
(04.01.15)
Beşiktaşın ortasında kavgaya karıştımdı, kazanla cami arasında. Polis 10 dakika sonra geldi. Gelenler sivildi. Kavga ve daha spesifik olarak, yediğim dayağı izlediklerine de eminim. Polis işine geldiği gibi takılıyor. Silahsız bir kavgaydı, esnafla girişmiştik birbirimize, esnaf mahallenin polisi ya, devletin polisi çekimser kalıyor, görev bölgem değil diyor.
Eski kız arkadaşımın alt kat komşusu şizoydu bi de, o tür bi tipe denk geldin sen galiba, bizimki haftada bir yukarıda para basıyorlar diye polis getirirdi.
0
namus ninjası
(04.01.15)
belki de onceki hafta yan komsunun evi soyulmustur. korkuyordur. olabilir. senlik bi sey yok ki polis bakmis gitmis buyutmenin anlami yok.

benim takildigim noktaysa, gunduz vakti beni tinerciler cevirip para isteyebiliyorlar ama ben sirtimda cantayla yururken gbt yapiyorlar. o adamlar nasil bu kadar kolay etrafta dolasip millete satasabiliyor? kimse gormuyor mu bunlari yani sokakta?
0
bohr atom modeli
(04.01.15)
@bohr, abi tipten az çok belalı olanları çevirmiyorlar bile ya. korkuyorlar bence. tipi düzgün olana nasılsa bişey yoktur deyip tüm zorluğu çıkartıyorlar resmen. arkadaşımı taksiden indirip üstünü aradılar beşiktaşta.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(04.01.15)
@bohr iki üç ay önce karşı komşuya hırsız girdi. güvenlik kamerasından tespit edildi. gayet şık, temiz giyimli bir adammış hırsız.

birde kimin hırsız olduğu belli değil büyük ve isim yapmış bir dükkanı olan adamın hırsız olduğunu öğrendim geçenlerde.eskiden de değil hala devam ediyor.
0
kuzey li
(04.01.15)
Yok abi sen nasil haksizsin ya. Bariz bi korku imparatorlugu var artik ulkede. Herkesi potansiyel suclu gormenin nesi normal lan. Her farkli mahalleye park eden potansiyel katil tecavuzcuyse isimiz var. Sen haklisin aga. Yorumlara bak. Adami resmen hukumlu yaptiniz. Bu kadar kolay olmamali bazi seyler.
0
baldur2
(04.01.15)
İkiniz de haklısınız.
0
doxanikee
(04.01.15)
haksizsin. demek ki kadin senden yada cevredeki olagan disi bir durumdan suphelendi ve sen de o puzzle in bir parcasi oldun.
0
mayeskuel
(04.01.15)
Diyelim ki kadın eşinden şiddet görüp boşanmış ve hala tehdit alan birisi.

Senaryo yazmak değil amacım. Polis gelmiş, bakmış ve gitmiş. Herhangi bir sıkıntı çıkmamış. E sorun ne öyleyse?

Kimin ne durumda olduğunu bilemeyiz.
0
Tyler89
(04.01.15)
Mahallede duzenli olmayan bir hareket yapmissin. Gelmisler kontrol etmisler. Sorun gormemisler, sen de sikinti yasamamissin. Yanlis bir sey yok. Her sey yerinde, mahalleli sorumlu davranmis, polis gorevini yapmis, senin de ozgurlugune zarar gelmemis.

E peki sen niye evinde tedirgin ettigini bildigin belki savunmasiz birini sirf gicikligina tedirgin etmeye devam ediyorsun? Ustune niye insanlari gerizekali olarak nitelendiriyorsun? Niye yasadigin kucuk olayi bazi semtlere kendi aklinca mal edip genelliyorsun?

Belki hirsizlarin dadandigi bir mahalledesin, belki apartmanda daha once siddet yasanmis, belki eski kocasi tarafindan tehdit edilen komsular olmus. Belki x kisisi cocuguna karsi asiri savunmaci. Binbir turlu hali var dunyanin. Insan icinde saygili yasamayi ogrenmen lazim.

Polisin asil tehditlere karsi gorevini yapmiyor olmasi seni hakli cikarmaz. Insanlari da bosuna tedirgin etme.
0
f_d
(04.01.15)
(6)

Diktatörlük - İktidar - Devlet

okuyamıyom ben ya
Bir iktidarı diktatörlükten ayıran meşruluğudur değil mi? Yoksa iktidarı direkt devlet olarak görüp devlet mi demeliyim?Bir de "Bu diktatörlüğü bir devlet olarak inceleyecek olursam..." girişli bir cümle kurdum ilgili yönetimi devletlerden birine benzetmek amacıyla. Komik duruyor mu ki? Hani diktatö
Bir iktidarı diktatörlükten ayıran meşruluğudur değil mi? Yoksa iktidarı direkt devlet olarak görüp devlet mi demeliyim?

Bir de "Bu diktatörlüğü bir devlet olarak inceleyecek olursam..." girişli bir cümle kurdum ilgili yönetimi devletlerden birine benzetmek amacıyla. Komik duruyor mu ki? Hani diktatörlük yönetimi de devlettir diye direkt benzetmemi yapayım mı yoksa diktatörlüğü devletten ayrı tuttuğumu belirteyim mi? Bence diktatörlükle devlet aynı şey değil ya. Devlet meşru olmalı bir kere!

Nebleyim beynim durdu gece gece şu diktatörlük devlet iktidar halk hepsi karıştı. Bu saatte bu konularla ilgili ve beyni yerinde birileri vardır umarım. Beni bu dertten kurtarın lütfen. :<
0
okuyamıyom ben ya
(02.01.15)
öncelikle meşruiyet nedir ne değildir bunu sorgulaman lazım. günümüzde yaygın olarak kabul edilen biçimi kaynağını halktan alan biçimdir. ancak bunun dışında krallıklar vs. meşruiyet kaynağını ilahi güç olarak da gösterebilir. ya da bambaşka şeyler olabilir.
diktatörlük bir devlet biçimi değil yönetim biçimidir.
bu arada eğer elinde silah varsa fiziksel kuvvetle de meşruiyetini sağlamış olabilirsin.
0
vartuhi
(02.01.15)
Iktidar guc demek. Diktatorluk gucun tek kiside toplanmasi. Bunlari birbirinden ayiran bircok sey var cunku farkli kavramlar. Mesruiyet ise insanin ahlaki bir kavrami. Hukuki zemin olarak yorumlanabilir kismen.
Kavramlari cok karistirmissiniz.
0
f_d
(02.01.15)
şimdi öncelikle hükümet devlet farklıdır temel bilgisiyle iktidara direk devlet dememelisiniz.

sonrasında weberin devlet tanımındaki meşru şiddet kullanma tekelini yasalara dayanarak elinde bulundurması kısmı sizi ikileme düşürmüş olabilir.
diktatörlük yönetim biçimidir. yönetim şekli ile yapıyı karıştırmış olmalısınız.
tabiki diktatörlükler de devlet olabilir. totaliter devletleri yada tek parti diktatörlüklerini bu şekilde açıklayabilirsiniz. Diktatörlük varsa devlet yoktur diye bir şey söz konusu değil.
0
gis
(02.01.15)
@f_d Diktatörlük gücün tek kişide toplanması demişsiniz. Tüm krallar diktatör mü oluyor bu durumda? Yani diktatör olmak için gücün toplanmasının yanı sıra bir baskı olması gerekmez mi?

@vartuhi Fiziksel kuvvetle meşruiyet sağlamak diye bir şey var mı gerçekten? Yani bir diktatörün halkı terörle susturması, sindirmesi meşruiyeti kazandığı anlamına gelir mi? Yazıda söz konusu diktatörün halkın rızasını almaktansa korku aracılığıyla halkın rızasını yok ettiğine değinmiştim de. Eğer dediğiniz gibi bir durum varsa gerçekten diktatör rızayı yok etmektense rızayı korkuyla kazanmıştır şeklinde bir düzeltme yapmam gerekecek.

Kusura bakmayın yine çok karıştırmış olabilirim ama yazdıklarınızı tam olarak sindirmem için kafamda soru işareti kalmaması lazım. Bunca yıl doğru bildiklerimden şüpheleniyorum da şu anda. :>
Yazı bitsin diye baya zorluyorum kendimi. Sanırım böyle zorlamaya devam edersen yazının sonunda kendi adımı bile doğru yazmayacağım. Ama durmak yok yola devam!
0
🌸okuyamıyom ben ya
(02.01.15)
aslına bakarsan @gis in anlatımındaki weber tanımında devlet verili bir bölge içerisinde meşru fiziksel şiddetin kullanımını elinde bulundurmasıyla tanımlanıyor. bunun meşruiyetini ne sağlar sorusu dönemlere ve coğrafyalara göre değişir. halkın rızasını almak demişsin bunun günümüzdeki uygulaması seçimler yoluyla olanı ama tarih boyunca değişik şekillerde meşruiyet sağlanmıştır. naziler iktidara seçim ile gelir ancak ondan sonra seçimleri kaldırırlar. kaldı ki halkı korkutmak vs. her devlet çeşidinde var. charles tilly war makes state, state makes organized crime diye bi cümle kurar. her devlet çeşidinin içinde korku faktörü vardır.
0
vartuhi
(02.01.15)
Evet dikte etmeyi barindiriyor. Ama guc tek kiside toplaninca, o kisinin sozu yasa oldukca, buyuk kucuk bazi seyleri dikte edebilir ve edecektir, degil mi?
0
f_d
(02.01.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.