merhaba. öncelikle almanya'da hangi şehre gidecekseniz o şehrin eyaletiyle görüşün onlar daha bilgilidir. diyelim hamburg'a gideceksiniz. hamburg eyaletinin şöyle bir sitesi var mesela yeni gelecek olanlar için: welcome.hamburg.de

buradan ilgili konuyu sorabilirsiniz onlar daha çok yardımcı olur. eminim diğer eyaletlerin de buna benzer bir platformu vardır.

www.kmk.org

surdan bir bakar misiniz denklik var mi okulunuz icin hic ugrasmaniza gerek kalmadan zaten alinmisi olabilir. ben aldim bu arada ama bilisimdi alanim. olmadi su an vaktim yok bana özelden yazarsaniz ben anlatayim süreci.

dogru link su: anabin.kmk.org
burada suchen kismindan okulunuzu ve diploma tipinizi arastirin. devletin resmi sitesi bu. eyaletler ilgilenmiyor bu isle.

önce okul gecerliligi sonra diploma gecerliligi bakmalisiniz. yani önce üniversitenizi buradan sonra diplomanizi bölüm bazli aramadan yapacaksiniz.

edit: diploma kismi da buradan bakarsaniz dis hekimligi ilk basta cikiyor. istanbul ve ankara üniversitesi kabul ediliyormus, umarim oralardan mezunsunuzdur, cünkü bu durumda bu sayfanin ciktisi size yetecek.
anabin.kmk.org

Merhaba. Benim kedim de yıllar önce 2. kattan atlamıştı ve 1 hafta bulamamıştık. siz yine şanslıymışsınız hemen bulmuşsunuz.

Biz 1 hafta sonra yan binada bulduk kendisini ve dediğiniz ruh halindeydi. Korkak, ürkek ve koltuk altlarına saklanıyordu. Aynı zamanda agresifti.

Bence olayın şokunda hala. Veterinerin dediği gibi 24 saat gözlem altına alın. Suyunu - mamasını saklandığı yere götürün. Konuşmaya çalışın, ismiyle hitap edin.

Düzelir diye düşünüyorum. Geçmiş olsun.

ilk müdahale doğru şekilde yapılmış zaten veterinere götürmüşsünüz. iç kanama tedbiri alınmış. nefes alıp verirken zorlanma, idrarda kan, kusma gibi belirtiler yine de takip edilirse iyi olur. güvercin nasıl oturur bilmiyorum ama hiç basamıyorsa evet kırık olma olasılığı var. bizimkine platin takılmıştı. şimdilik sakin olun, ölebilirdi de, çok şanslıymış. agresiflik normal böyle bir travma sonucu. bundan sonra gerekli önemleri almak gerekecek tabii. çok güzel bir kediymiş.

Kedim 5. kattan diğer kedimizin sıkıştırması yüzünden atladı. Bacağı kırıldı, ağzından burnundan kan geldi, üstüne düştüğü yerde sokak köpekleri saldırmış, kapıcı sağolsun hemen su sayaçlarının olduğu dolaba saklamış ve bize haber verdi.

veterinere götürdük, bacak kırık, damak yarık, iç kanama yok. 10 sene oldu neredeyse, hala hayatta.

Eğer kısırlaştırmadıysan mutlaka kısırlaştır, yoksa istersen 100. katta ol, o dişi kedi kokusunu alırsa kimseyi dinlemez atlar. Eğer kısır kediyse de muhtemelen kuş, börtü böcek görünce aklı gitmiştir. Camlara tel yaptırmak ve balkon kapılarını kapalı tutmak lazım. Geçmiş olsun.

Yorumlarınız için ayrı ayrı teşekkür ederim. Son durum hakkında güncelleme yapmak ve yine değerli fikirlerinizi almak isterim. Dün itibariyle röntgen çekimi ve tetkik için veterineri ziyaret ettik. İnanılmaz zor oldu kutusuna koymak. Maalesef sol ön patisine basamiyor hiç. Hep boşlukta havada tutuyor. Çekilen röntgende iki küçük kırık tespit edildi. Üç dört haftada kendiliğinden kaynayacagi söylendi. Bandaja gerek duyulmadı hareket edilir bölgede kırık olmadığı için. Bugün ilk defa çişini yaptı olay sonrasi. 48 saattir dışkılama yok henüz. Modu çok düşük genelde uyuyor. Beslenmesi yaş mama ağırlıkta besleniyor ağzındaki yara sebebiyle. Sulandırıp veriyorum yaş mamayı. Su çok içemiyor maalesef. Kuru mama nadir yiyor. Ağzındaki yere sebeple diye düşünüyorum. Üzgün ve yorgun hali, yürürken aksaması çok üzüyor beni. Saniyorum halen şokta. Yemek yeme alışkanlıklarını nasıl duzenleyebilirim? Nasıl davranmalıyım? Sizlerinde görüşlerini almak isterim. Teşekkürler.

Assistivetouch özelliği mevcut telefonda. Settings > Accessibility > Touch > Assistivetouch

bunu aktif edince ekranda minik bir düğmeniz oluyor. oradan telefonun sesini açıp kapatabilirsiniz

a hayat kurtardı çok teşekkürler :)

temizlemeyi deneybilirsiniz, benim telefonumda ise yaramisti..

www.youtube.com

www.ikea.com.tr

2 tanesi 35 tl biraz pahalı ama bulamıyorsanız yapacak bir şey yok. ayrıca yapı marketlerine de bakın koçtaş'ta vardır kesin daha uygun fiyata.

Lcw

www.hepsiburada.com

Matketlerde belli saatlerde mal dizimi olur, çıkan kolileri kağıt toplayanlar alır. Onlardan önce yakalaman gerek. Marketlerden mal dizim saatlerini öğrenip o saatlerde gidersen bedavaya getirirsin. Biraz daha büyükçe marketlerde, happy, kile vs her zaman koli bulunur.

Avansas'tan almistim ben.

Koli alacaksın güvenilir olmasa ne olur))olduğun semtte mutlaka bir ambalajcı vardır.sen bulamadıysan mesaj at ben sana bulurum.ilave bütün yapı marketlerde,nalburlarda bulabilirsin.

Taşıma yerleri hayat kurtardı:

urun.n11.com

Google’a “ambalajlı” diye yazıp arattım hemen bana bulunduğum yere yakın ambalajcıları sıraladı.

İkea ya da internetten hiç uğraşma. Yaz doğrudan Google’a gidip al.

bizim toptan market vb toptanci marketlerinde de epeyce koli oluyor.

Metro marketlere de atiyorlar koli, kasalarin yaninda oluyor

@r evolution bu biraz papatya falı bakmak gibi :) yakın zamanda olacağından emin miyiz?

yazligi neden adalarda aliyorsunuz? yazlik bolgelerden alin bence.

ve evet, ben de depremden once adalardan veya diger deprem bolgesi olarak belirlenmis, cok hasar gorecek yerlerden ev almamanizi tavsiye derim.

...

ben olsam izmir veya bodrum'da bir yazlik alirdim.

@batlegolas

istanbul'da ikamet ediyoruz. bodrum'a yıllardır gidiyoruz devremülkümüz olduğundan fakat artık yol vs gözümüzde büyüyor (uçakla gidilse bile).

adalar hem yakın hem de denize de girilebiliyor. bir de bodrum'da satılık ilanları çok uçtu. istediğimiz evi bulmak zor bu bütçeye.

deprem konusunda haklısınız ama ne zaman olacağı muamma.

Merkezden ev en temizi. Airbnb işi zahmetli bir iş uğraşıp peşinde koşman gerekiyor.Evin hor kullanılması da cabası. Adalarda yazlık ölü yatırım olur diye düşünüyorum. İmkan varsa Şişliden ev daha mantıklı gibi.

evin 12 ay müşteri potansiyeli, yazlığın taş çatlasın 5 ay müşteri potansiyeli var.

ha tabi çok şahane böyle yaz kış ayrı güzel, ayrı potansiyeli olan bir yazlık olursa orası başka ama ona da çok büyük paralar harcaman lazım.

quicktime programı ekran görüntüsünü + sesi kaydedebiliyor.

zoomun ücretsizi de kaydediyordu en son girdiğimde geçen aylarda. görüşmeyi siz başlatmadıysanız, başlatan kişi diğer kişilerin kaydetmesini kapatmış olabilir.

skype’ta da var kaydetme.

zoomun kendisi kaydediyor istersen.

Teams'te de kayıt oluyor anladığım kadarıyla. Bizim müşterilerden biri toplantılarımızı kayda almıştı.

Open Broadcaster Software indirip kayıt edebilirsin.

amazon kısmını bilmiyorum ama eğer dhl ile anlaşmamız var bu şekilde gönderin dediler ise , satıcıdan 95/96 ile başlayan uluslararası hesap numarasını alıp kargoyu bu numara ile dhle vermeniz lazım, aksi halde al bunu karşı ödemeli almanyaya gönderin derseniz almazlar. siz kargo ücretini ödeyip amazondan tahsil etmeye çalışırsanız bu da biraz güç olabilir.
konşimento=taşıma senedi=takip evrağı

size dhl ile ilgili kutunun üzerine yapıştırabileceğiniz bir retour dökümanı göndermeleri lazım. bununla dhl'e gittiğinizde adamlar o kodu okutup sizden herhangi bir ücret almazlar.

ben nike'ta böyle bir süreç yaşamıştım. ürünümü hollanda'ya ücretsiz bu şekilde göndermiştim.

ben ptt kargo ile iade etmiştim. faturayı gönderince parayı yatırmışlardı

iş tanımınız belli değil mi? eğer belli değilse amire gitmekten başka şansınız yok. net olması lazım kim ne yapıyor ne kadar yapıyor diye.

iş tanımım belli. fakat yeni kişi olduğum için üzerimde ürkeklik var ve bu suistimal ediliyor bence.

müdürün, senin ve o elemanın yer aldığı bir toplantı talep et. kim ne iş yapacak bunun açık bir şekilde dile getirilmesi gerektiğini belirt. yeni olduğun için de o elemanın itelediği işlere sesini çıkartmadığını da söyle.

Is dunyasina girdikce ogreneceksin, aslinda insanlar isi sana iteklemiyo, insanlar herseyi yavastan aliyo ve ortaya bisey atiyo yutan cikarsa yapmam diye. Sen de yavastan o hale geleceksin iste o zaman sirtindan yuk kalkacak. Is hayatinda hep yavas is yap, kendini yorma, bisey derlerse de hep herseyden sikayet et kendine toz kondurma ama lafi kendine getirtmeden yapmaya calis. Yani “o is noldu” derlerse ya yapiyom ama biseyi yapinca oburu cikiyo valla cok yoruluyom bir baska eleman alinmasi lazim falan dicen. Herkes camura yatarken sen beyaz beyaz takilamazsin.

beriberi +1 iş arkadaşlarımın tanımını yapmış :-) çok zor bu insanlarla uğraşmak

burgaz ada'da olmuyorlar genelde. büyükada'da ne yazık ki her saat arap turist görebilirsin.

kalırsınız.

Abi İstanbul'da turist mi var ki

apple müşteri temsilcisine mail attıysanız (ingilizce), hemen geri dönüş yapıyorlar ve para iadesi sağlıyorlar. aynı durum başıma gelmişti ve hemen geri dönüş yapmışlardı bana. paramı da iade etmişlerdi.

Ürünü yanlışlıkla aldığınızı İngilizce olarak belirtirseniz hemen iade ederler. Ben çok defa iade aldım.

Bu sefer öyle olmadı işte. Şikayetimle ilgilenen yetkiliden midir nedir. İngilizce yazdım durumun apple şartlarını taşımadığını yazmış yetkili. Hangi maddeden dolayı iade etmiyorsunuz diye yazdım daha cevap gelmiyor. Deneme üyeliği hakkım olmadığı halde deneme üyeliği hakkımın olduğunun yazması benim suçum mu ben anlamadım

o 7 gün bitmeden iptal etmen gerekiyordu. saniye bile geciktiysen tabi otomatik olarak çeker parayı. büyük ihtimalle iade olmaz ve sana 1 ay servisi kullanma hakkı verilir sonra iptal edilir. genelde tüm servislerde böyledir yani diyelim ki ben ödeme yaptım ve henüz 5. gün sonra iptal ettim. sana servisin 25 gün sonra iptal olacağını söylüyor otomatik olarak.

@evert... 7 gün bitmeden daha en başında iptal etmiştim zaten.
Neyse sorun çözüldü

1 ben kavun peynir haydari deniz börülcesi severim yanında.

2 hiç almadım.

1- haydari, beyaz peynir bir numaram, humus da iyi gidiyor.

1- Haydari, peynir, ciğer, tereyağlı karides. Benim sevdiklerim bunlar.

2- market mezeleri nereden alırsan al güzel olmuyor. Çok denedim market mezelerini, sahiden yenilecek gibi değiller. Git bir meyhaneye istediklerini söyle al, ben öyle yapıyorum.

Haydari atom köpoğlu

carrefour'un acılı ezmesi efsane benim gözümde.

1. damak tadına göre değişir. rakının yanında çay içen şeylerde! var. bence peynir ve kavun.
2. kadıköy için çarşı içinde, balıkçıların olduğu sokakta şahane mezeler satan dükkanlar var. meyhanelerde var. carrefour'dan iyidir eminim. migrosun bir üst sokağı yani.

1. son favorim semizotu salatası: semizotu yaprakları, evde olan diğer yeşillikler (fesleğen, nane, kekik, reyhan, maydanoz vs), domates, salatalık, zeytin, ezine veya tulum peyniri, ceviz, zeytinyağı, nar ekşisi.

onun dışında haydari, cacık, havuçlu veya kabaklı meze (rendelenmiş havuç ve/veya kabak zeytinyağında kavrulur, sarımsaklı yoğurt ve cevizle karıştırılır), buyurdi (www.youtube.com ve yanında fırında zeytin (www.youtube.com kışın daha ağır mezeler yaparım mesela buğday salatası, hibeş, humus.

2. hiç denemedim. bizim burada güzel yapan bir abladan mercimek köftesi ve yaprak sarması alıyorum rakının yanına. istanbul'da değilim.

ilave: üstüne de tatlı olarak fırında tahin helvası <3 <3

Beyaz peynir
Kavun
Zeytinyağlı patlıcan
Yoğurtlu semiz otu
Beyaz leblebi
Sevgilinin dizi

Caresizlikte marketten olur.

humus, haydari, hibes ve acili ezme

Yoğurtlu mezelerin çoğu yakışıyor bence. Bir de tabii beyaz peynir. Babam illa ki humus ve kavun ister.

Carrefour'dan biz bir kere mecburen almıştık dediğiniz gibi; gece sonunda meyve, çerez tabakları bitmiş mezeler kalmıştı. Market mezeleri güzel olmuyor gerçekten. Ben daha sonraları için evin yakınındaki bir yeri keşfettim, ordan alıyorum. Eğer e yapamayacaksam.

Evde yapma ya da başka bir yerden alma imkanınız hiç yoksa Carrefour'dan meze almak yerine beyaz peynir, kavun, çerez, bir de 5 dakikada haydari (gerçekten 5 dakika) ile güzel bir sofra kurabilirsiniz.

Edit: haydari tarifini de bırakayım buraya www.google.com

köz patlıcan, çerkes tavuğu, harşıl favorilerim. turşu ve peynir de güzel yancılar. tarama ve lakerdanın lezzetlisini bulunca onlar da çok keyif katıyor rakıya.

1) haydari, köz patlıcan, fava, hardallı levrek, tereyağlı karides, kalamar. humus da çok severim ama şu ana kadar türkiye'de çok iyi humus yapan bir yer görmedim.

2) ben marketten meze almaya kesinlikle karşıyım. mezeyi ya kendiniz yapacaksınız ya da mezeciden meze alacaksınız. bunun için de kurtuluş'taki mezeciler çok iyidir tuana ve tuşba özellikle.

hocam rakının yanına bence olmazsa olmaz bir yogurt mezesi haydari olur atom olur, 1 adet et türü (tavuk, kırmızı et, balık) ve peynir benim için olmazsa olmazdır.


2) carrefour mezeleri güzel. paketli alma paketli mezeler güzel olmuyor. açık al.

Avukata danışın. Eve minimum 400.000 lira veriyorsunuz; ama bir avukata gidip 500 TL verip danışmayı çok görüyorsunuz.

Imza sirküsü istemek
Her yıl yeni sözleşme yapmak
Tahliye taahhutnamesi imzalatmak
1 yıllık kira kadar senet imzalatmak

Benim ev sahibinin yaptıkları.
Daha önce sağlam kazık yedi sanirim.

@emcekare

her yıl sözleşme yapmanızın hukuken bir anlamı yok. ilk yıldan sonra belirsiz sürelidir artık. isterse aylık sözleşme yapsın yine de çıkaramaz kiracıyı.

Tahliye taahhütnamesinin yasal olarak geçerli olabilmesi için bazı şartlara uygun olarak hazırlanması gerekiyor.
Yazılı bir şekilde olması,
İlk kira sözleşmesi yaparken verilmemiş olması,
Özgür irade ile belirlenmiş bir tahliye tarihini içermesi gerekiyor.
Yukarıdaki özellikleri taşımayan ve kira sözleşmesi yapılırken alınan tahliye taahhüdü geçersiz sayılıyor.

-tefe-tüfe oranına göre her sene zam yapılması gerektiğini ekletin. aksi belirtilmedikçe her sene bu orana göre kira kontratı uzar.
-kiracı çıkarken minimum 2 ay önceden haber vermeli.

En çok dikkat edeceğiniz şey kiracıyı düzgün seçmek. Eğer ödemezse yasal süreçte alacağınızı almayı başarsanız bile bu çok uzun sürebilir. 2-3 aylık depozito veya mesela 6 aylık kirayı peşin isteyebilirsiniz, eğer maddi gücü sağlamsa öder ama kiracı bulmanız da bir o kadar zorlaşır. Sözleşme maddeleri yoluyla yapabileceğiniz pek bir şey yok.

Kiracı adayıyla sohbet edin, tanımaya çalışın, sıkı sıkıya pazarlık yapan insanları tercih etmeye çalışın.

50-100 lira için sıkı pazarlık yapacak olan adam kirasını ödeme niyetindedir.

Atıyorum eve 1100 istediniz ve biri geldi peki beğendim dedi tutmak istedi, biri de geldi pazarlık edip fiyatı biraz düşürmeye çalıştı.

Ben hep sıkı pazarlık edenleri tercih ederim kiracılık için, çünkü adam ödeme niyeti yoksa neden pazarlık etsin.

Beyaz eşyanın şans işi olduğunu düşünen birine göre bence bir şeyi eksik değil. Çok çocuklu aileler için kg olarak düşük sadece. Sık çalıştırmak gerekir. Battaniye yorgan vs yıkanmaz. Bütçe bu ise ve tek kişi ya da iki kişi ise alınabilir. Ekrani olmamasinda fiyatı düşüren nedenlerden biridir.

bu fiyattan atıyorum beş bin liraya olan kadar arasında pek bir fark olmaz. gayet iyidir altus bu arada, parça konusuna gelince zaten parça fiyatları o kadar artmış ki hani gidip yerli üretim bosch falan alırsan bi de 3-4 sene sonra parça değişmesi gerekirse çükündürük deterjan kapağına bile 200 lira derler noluyo lan dersin. bi de pek talep olmadığı için yan sanayisine de bulamazsan geçmiş olsun.

3 kisiyiz

Bütçe buysa üç kişiye de yeter ya. Ben evlenirken 7 kg aldım. İllaki üç kişi olacağız, makine değiştirecek halim yok. Bizde haftada 3 sefer filan renkli, 1 sefer de beyazlar yıkanıyor. Kışın tabi daha fazla. Üç kişide de çok değişeceğini sanmam.

15 program demişler üç dört tanesini anca kullanırsın. Ama program dakikalarını bilmek lazım. Trendyolda çok uzun yıkıyor vs denmiş. Özellikle renklileri bir saatlik kısa programda yıkıyorum ya da acil bişey varsa yarım saatlik filan, iyi oluyor. Her yıkamaya 2 saat harcıyorsa sıkıntı.
www.arcelik.com.tr
Benim makine bu.

Yani butceyi 2 bine kadar cikarabiliriz. Bir bakayim su anki makinemiz kac kg imis.

siemens'lere de bakın. onlarda da uygun fiyatlılar var ve baya kaliteli. kullanımı da çok basit.

Siemens uygun olmaz. Profilo bak. Hatta şunu al: cmg1000dtr

çamaşırda kilo farkı, en çok yatak yorgan yıkama işlerinde lazım oluyor. çift kişilik silikon yorganları 5kg yıkayan makineler sıkarken zorlanıyor. 7 kg olması o açıdan benim tercihim.
ikinci konu da kısa program olması, zaman, su ve elektrik tasarrufu sağlıyor.
üçüncü konu garanti süresi. arçelik grubu 3 yıl garanti + tutardan emin olmamakla beraber 300 - 400 tl gibi bir karşılık ile extra 4 yıl veriyor. 7 yıl garantili bir makine avantajdır.

Çalışanın o riski alacağını sanmıyorum. Muhtemelen imzaya gerek kalmayan bir olay olduğunu sonradan idrak etti. Gün içinde gelemiyorsanız da adamlar pekala müsait bir zamanda gelin diyebilirlerdi.

öyle şey olmaz. imza gerekse gel at der.

e adam önce "imza lazım" deyip sonra neden çark etti?

Ziraatin formlarını bilmiyorum ama çoğu bankada normal imzaladığınız kağıt üzerine iki tane tik atılacak kutu oluyor. İnternet bankacılığı kullanmak istiyorum / telefon bankacılığı kullanmak istiyorum diye. Bu belge genel müdürlüklere taranır, oradaki personel açar internet bankacılığına. İmza atmasa bile tik atmıştır.
Yerine imza atanların akıbeti genelde iş akdi feshi oluyor. Tik gibi kolay taklit edilebilecek işaretlerde ise, mürekkep ve kalemin kağıda uyguladığı basıyı kıyaslıyoruz. Onda da usulsüzlük tespit edilirse, onda işini kaybeder.
Bu bilgiler ışığında nasıl tepki vereceğiniz size kalmış. Böyle küçük oyunlara giriyorsa, ileride daha büyüklerini yapar.

@irene öyle bir tik yoktu.

bir de dostlar "internet bankacılığını açtırmak için en yakın şubeye gidin" diyor müşteri hizmetleri. imza yoksa neden gidiyoruz en yakın şubeye?

İnternet bankacılığını açtırmanın iki yolu var zaten. Ya şube, ya çağrı merkezi. Şubeye gitmeden yapacağınız her işlemde telefonunuza kod gelir zaten. Kod gelmediyse, siz de gitmediyseniz imza atmış olma olasılığı yüksek. Yani bunu o kadar çok yapıyorlar ki ben şaşırmıyorum bile artık.

banka/şube ismi vermeyeceğim, acil nakit ihtiyacım vardı ve şubeye gittim. tapu alım-satım vergisi ödeyecektim. parayı alıcam, dekontu imzaladım, görevli sizin imzanız bu değil dedi. bu kardeşim diyorum, hadi imza benim değil, kimlik kimin kimliği o zaman falan... ekrandan gösterdi, sizin imza bu diye. hani müşterilerin eksik bilgileri oluyorya, bana mesaj geliyordu, şubeye gelin diye ama başka şehirdeydim ve internet şubesinden tüm işlerimi yapıyorum salla diyordum. benim de imzam eksikmiş herhalde kendi kafalarından bir şey atmışlar. ona benzeterek imza attım. herif iki kere düzelttirdi falan deli etti beni. parayı vermeyecekti...

Benim hatam dediyse yapmış olabilir.

"almayı planladığım eğitim" şeklinde yazmışlığım var

çok kritik bir sertifika, kıytırık eğitim katılım sertifikalarından değil.

planned yazabilirsiniz. yine de sertifika programları genelde cv doldurmak için yazıldığından çok ciddi bir noktada değilse önem verilmiyor. yani istediğiniz herhangi bir şekilde belirtebilirsiniz.

planned yazabilirsiniz, zaten kararlı olduğunuzu gösterecektir.
bu taahhüt konusu daha çok bizim kültürümüzde var, zira birbirimize fazlasıyla güvenmiyoruz.

"planned" ya da "to be taken" yazabilirsiniz.

sertifika adı......tarih......(expected)

On track.

Taahhüt ediyorsan; Pledge

kedi her zaman gördüğün bildiğin bir kediyse ve önümüzdeki beş altı gün boyunca takip edebileceğin durumdaysa doktora gitmene gerek yok.
Bilmediğin alakasız bir yerde alakasız bir kediyse kuduz aşısı olursan hiçbir şey kaybetmezsin.
bu arada ilk müdahale olarak çok doğru yol izlemişsin.

gerek yok.

gerek yok. kolonyayla temizlemeniz yeterlidir.

kedi apartmanın kedisi, otoparkta yavruları ile yerleşmiş, arada besliyoruz.

bu arada, dışarıdaki yavru bizim kedinin değilmiş, onu tespit ettik.

teşekkürler.

görmeyip yabancılar bu rezilliğemi gelsin.görsünki turist olarak gelmesinler

Paylaşmaya değer buluyorsam paylaşıyorum, iyi veya kötü olması farketmiyor.

yurtdisindakileri bilmiyorum; ama kimsenin paylailmasina gerek yok. bircok yerde bulundum. genelde yabancilar erdogan'i trump, putin, saddam, kaddafi gibi dengesiz, diktator olarak goruyor.

Türkiyeyle ilgili herhangi bir şey konuşmuyorum, paylaşmıyorum. Soranlara da "Türkiye'den bıktığım için buraya taşındım zaten, bu konuda hiç konuşasım yok açıkçası" gibisinden cevaplar veriyorum, sonra ülkeyle alakalı başka bir şey de sormuyorlar zaten. (ki aşırı da takip etmiyorum gündemi)

Tr agziya kus tutsa yaranamaz bu yuzden onemsemiyorum.. mesela kaz daglari falan cok paylastim

6 senedir yurt dışındayım. mevcut hükümeti hiç sevmem ama ben türkiye'nin hiçbir kötü olayını sosyal medyada paylaşmadım/paylaşmam. çünkü bana çok gereksiz geliyor. yani paylaşınca elimize ne geçecek gerçek hayatta aksiyon almadıktan sonra?

zaten kötü bir intibamız var ve yabancılar kimin ne olduğunu çok iyi biliyorlar.

ikincisi bu konuyla alakasız ama şu tiplere uyuz oluyorum; öyle ya da böyle bir şekilde yurt dışında yaşayan (evlilik, okumak, iş için vs) ve bazı şeyleri instagram story'sinde paylaşarak türkiye'dekilere nispet yapanlar... bu tipler hayatları boyunca ezik olan ve başkalarının mutsuzluklarından mutluluk duyan tipler. bunlara inanılmaz uyuz oluyorum.

ilk 5-10 sene paylastigim oluyordu. son 10 senedir paylasmiyorum cunku copluk de olsa bizim copluk, insan uzak kaldikca anavatan olayinin degerini anliyor. bunu yurtdisinda uzun sureler yasamamis biri anlamaz, anlamasini da bekleyemeyiz. simdi gorup uzuluyorum, ama asla paylasmam.

nasıl alıştırdıysanız öyle gider maalesef. bazı yerlerde kendinizi durdurmayı bileceksiniz. mümkün olduğunca mesai saatinde işinizi bitirin (yarım da kalmış olsa). eğer işler yetişmiyorsa yanınıza bir yardımcı alsınlar. iş sizin hayatınızdan önemli değil.

elektr10 +1

Bizde de oyle pandeminin basindan beri, yeni ise girdim ev duzenine gectik. 4-5 aydir cilginlar gibi calisiyorum. Simdi son 2 haftadir falan aklim basima geldi, simdi yanima ekstra bi yardimci alacaklar.

Ben olsam kiracıya satarım.

Kiracıyla anlaşmışsınız. Daha yüksek verene satmak dürüstlüğe sığmaz. 15bin az para değil fakat para için sözünüzü çiğnemeyin.

yani 15 bin para elbette az para değil ama ahlaki değerlerinizi bu kadar yitirdiyseniz para kazanmanın çok daha kolay ve başka yolları da var. üstelik bir kaç gecede.

önceden kiracıyla anlaşmışsınız. 15bin lira fazla verene evi satarsanız o paradan hayır gelmez. kiracıya satın tabii ki.

kiracıyla anlaştıysanız ona satın.

yani hem ona satın hem de ona satmanız lazım zaten.
maddi manevi zarar vermiş olursunuz.
15 bin için değmez.
dava açma hakkı da doğar ayrıca.

15 fazlaya satsan bile kiracı, evi alanın burnundan fitil fitil getirir. mahkemelik olurlar.

15 bin için değmez hocam.

15 temiz para ama değmezcilerdenim ben de. kiracıya sattığınızda adam çok mutlu olur emin olun. yıllardır oturduğu evi satın almak artık kira ödememek çok mutlu eder adamı.

kiracıya bunu söylersin, benim niyetim sizi bu saatten sonra geri çevirmek değil ama böyle de bir gerçek var, 15 bin az para değil dersin. her halükarda kiracıya satarsın, etik olarak doğru olan da budur zaten ama demek ki 15 bin daha fazlası verilebiliyormuş, kiracı da vermeye çalışsın.

@delidir yakalayin
Hangi yasaymış o?

aslında pazarlık yapılmış konu kiracı lehine kapanmıştır ama kiracıya durumu söyleyin.
5.000 kiracıya vermeyi teklif edin, kabul ederse diğerine satarsınız.

Etik metik diyenlerin hepsi gerçek hayatta 15 bin fazla verene verip geçer.
Ayrıca ; kredi çıkmaz, adam vazgeçer şu olur bu olur. Ben ev satarken de kaç kişi geldi kredi çekeceğim eksper meksper oyaladı durdu almadı, en sonunda peşin para ile alacak birine sattım. İnsanımız ahlaksız, cins. Oyalar oyalar haber vermez, cevap vermez.binbir türlü pislik. Bundan sonra bir şey satarsam parayı ilk getirene verip geçerim.

öncelikli olarak kiracı tabi ki. bu haftaiçi kredi çıkmazsa yeni adam. ben olsam böyle yapardım.

etik olarak tabi ki ilk söz verilen kişiye satılması lazım. bu da paraya verdiğin değere göre değişir.

Ben kiracıya satardım.

Bizde aynı durumdayız evi satma niyetimiz yok ama kiracımız satın alalım modunda.

@x571 ile aynı kafadayız sakın ha 15 TL'nin oyununa gelme hayrı ortadan kaldırma ama şöyle bir yöntem acıklayabilirim, ilk alıcıyı yokla belki vazgeçmek istiyor verdiği söz ağır olduğu için vazgeçemiyor bu konuda ona rahatlık verirsen belki vazgeçer, "bende sizden bunu bekliyorumda hay çok yaşayın" diyebilir. Müşteriyi almaktan vazgeçirebilirsin ona aklında başka bir ev veya başka bir düşünce varsa uygulamasını öner.

Turk hukukunda sozlu akid gecerlidir, kiraciyla olan anlasmani bozmus olursun, dava ederse 15kdan fazlasi cebinden cikar

sen kapora aldın mı? eğer satış kesinleşmişse iki tarafta kesin tamam demişse bu dakikadan sonra dönmek olmaz. satılan mal 2 kere satılmaz. yeni alıcı nasıl çıkıyor onu anlamadım.

kiracıya Kredi çıkmazsa tüm kafa karışıklığın son bulur :)

aradaki fiyat farkından bağımsız evi kiracıya satmak her zaman daha kolaydır ve başını ağrıtmaz.

bir de 15bin ne kadarlık bir rakamda 15bin? mesela 150bin liralık dairede %10 iken. 750bin liralık dairede sadece sadece %2 yapar.

Top 10 ultras falan diye youtubeda videolar izle oradan kendi kararını ver. En iyisi GS ve BJK çok da uzağa gitme xd tr, yunanistan, sırbistan biraz da almanya gruplarına bak

Lech Poznan derim, en azından tribün şovları için

legia warszawa'nın taraftar grubu bence en ateşlisi. legia warszawa-lech poznan maçına gitmiştim 2016'da hatta şimdinin ankaragüçlü oyuncusu pazdan ve trabzonsporlu guilherme aynı takımdaydı. o maçta bile taraftar sayesinde legia 3 puanı almıştı.

Öyle tribün kalmadı bence mevzu yönünden bakıyorsan olaya.

napoli lazio roma milan.
b.dortmund st pauli.
marsilya, st ettienne
liverpool,sunderland,ingiltere full celtic,rangers
kızılyıldız,partizan,aek,paok,olimpiyakos,panatinaikos
adana demir,göztepe,karşıyaka

celtici seçmeni öneririm. siyasi de takılıyorlar.

düzenli temizleniyorsa dahi az da olsa risk var diyor haberler.

düzenli temizleniyor olsa dahi corona olan biri girene kadar sürer bu. virus suda aktif durumda kalabliyor, ağzına burnuna su kaçan herkes de havuza tekrar çıkarttığı için doğal olarak güzel bir yayılım alanı olabilir boyle yerler.

mart ayında bi gemi vardı hatta en son küba kabul etmişti içinde yüzlerce vaka vardı, yayılımın bir sebebi de havuz demişlerdi o zaman.

havuzdan her türlü pislik mikrop geçer. düzenli ve sık temizlik yapan havuz işletmeleri çok nadir. o yüzden koronadan dolayı değil bence hiç girmeyin havuza (kendinize ait havuzunuz varsa orası ayrı).

adobe ps

photoshop'ta brush tool ile yapılır.

hmm, başka ve daha küçük bir programla yapabilmenin yolu var mıdır?

paint.net adlı program ile yapılabilir. ücretsiz, küçük ve güzel bir program. PS'in temel bazı araçları var.

www.photopea.com brush toolun içinde 1. satır en sağdakini seç.(ibb.co) ondan sonra da opacity %80 ya da artık kaç istiyorsan ayarlayıp koy yeşil daireni.

hocam evet doğrudur ama bu hareket net kırmızı kart. başkasına gösterilmedi diye buna da göstermemek olmaz.

bu sene evet özellikle pandemi sonrası maçlarda gs aleyhine kararlar daha çok çıktı. gaziantep maçında da ayyuka çıktı zaten son dakika verilen kararlar nedeniyle.

bu sene ts şampiyon yaptırılıp, şampiyonlar ligi'ne başakşehir gider trabzon'un cezasından dolayı. başakşehir de katarlılara satılır. herkes mutlu olur.

Yahu ben tartışmak için değil bir pozisyonu hatırlamaya çalıştığım için sordum.

Taç çizgisi kenarında benzer poziston olmuştu. Hangisiydi o?

Mehmet topal bir ya da iki sene onceki fb-gs macinda yapti kirmizi gormedi.

Resimdeki gibi hazır soğuk içecek olarak olduğunu sanmıyorum ama mate çayı olarak aktarlardan veya Suriyelilere ait marketlerden alabirsiniz.

Aynı kalitede değil ama alternatif olarak: www.clubmate-tr.com

@fotrsapka vay be club mate tr de var mıymış?

websitelerine giriş yapamıyorum privacy error verdiği için ama bakacağım.

Şimdi çok biliyormuş gibi görünmek istemem ama asıl diploma küçük bir artı puan olur böyle bir şey için, deneyiminiz projeleriniz referanslarınız önemlidir benim bildiğim, avrupa'da mezun olup direkt iş aramak, bu işi sadece diplomaya bağlı aramak diye bir şey olamaz bence.

Berlin'de yaşayan adam Boğaziçi'ni de bilmez ki. Onun için adını duymadığı iki üniversite arasında bi fark olmaz yani. Oxford mezunu olsan farkederdi ama.

Su anda berlinde calisiyorum. calisitigim sirket ve bircok sirkette gordugum sey diploma cok onemli degil. diplomanin agiriligi yabancilar dairesinden calisma izni alirken oluyor ama is yeri kabul ettikten sonra bu prosedur de cok onemli olmuyor.

almanyada is basvurusu yaptiktan sonra yazdiginiz cv begenilir ise genelde bir insan kaynaklari personeli sizinle bir online interview yapmak isteyecektir. bu gorusmede is tecrubelerinin uzerindne konusup daha cok iletisim yeteneginize ve bakilacaktir. daha sonra birkac teknik interview yapilacktir, bu interviewlerde zaten bilginizin o pozisyona yeterli olup olmayacagi ortaya cikar. bu teknik interviewler soru cevap, online code challange, veya bir ornek uygulama gelistirme olabilir.

en sonunda bu gecilirse bir de sizi yuz yuze gorusmeye davet ederler, bir de yuz yuze teknik interview yapilir. bunda genelde bir yonetici de katilir bu gorusmeye. zaten bu noktaya gelince buyuk ihtimalle olasi iki veya uc adayan birisisinizdir.

yani ozetle bu interview sureclerinde sizin tecrube ve egitimde ne seviyede oldugunuz zaten kendini belli eder. o nedenle diplomaya cok takilmazlar. herhangi bir isimsiz universitede de gayet yetenekli kisi cikabilir. ayni zamanda yazilim isi okulun disinda calisarak da cok iyi ogrenilebilir. hatta universite okunmasi bile gerekmez is bulma acisindan, ama bu durumda calisma izninde sorun cikabilir.

okuldan ziyade turkiyede hangi sirketlerde calistiginiz, oradaki referens mektuplari cok onemli. eger calistiginiz sirket uluslararasi bir sirket ise, ismi bilinir ise, veya bir alman sirketi ise almanyada sansiniz cok artar. ya da aranan teknolojiler ile somut gelistirginiz projeleri gosterebilirseniz ikna olabilirler. ornegin universite mezunu degilsinizdir ama siemens turkiyede 3 yil o alanda calismis ve iyi referansiniz vardir ,size calisma izni verecek yabancilar dairesi haric, sizin diplomaniza kimse bakmaz.

yazılımcılar yurt dışında genelde çok kolay iş bulurlar. diplomaya kesinlikle bakmıyorlar. baktıkları şey senin maaş beklentin. eğer maaş beklentini düşük tutarsan 90% işe alınırsın.

benim sana tavsiyem eğer almanya'da çalışmak istersen iş arama vizesi alıp, yaşamak istediğin şehre gitmen. 6 ay iş arama vizesi veriyorlar zaten bu sürede şehri de tanımış olursun.

decathlon'un kendi metal termosu ile stanley'i karşılaştırma şansı buldum, bir fark bulamadım. soğuma süreleri birbirine çok yakındı.

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

www.ikea.com.tr

stanley kanka. yesil olan. kapagi bardak olarak kullanilabilen. kesinlikle efso.

Decathlon +1

Brut

Dior Sauvage

hermes

su... su... su...
en mucizevi iyileştiricidir. (ılık olsun)

yine ılık ve limonsuz olmak üzere ballı ıhlamur yapabilirsiniz.
pastillerden destek alabilirsiniz.

çok konuşmayın. ama çok fısıldayarak da konuşmayın.
geçmezse ses tellerinize doğru kamera sokabilecek ve işin ehli bir kbb uzmanına görünebilirisniz.

Ses tellerinin gecici ve tek taraflı felc olmuş olabilir. Bir ayvayı dörde bölüp bir tek dilimini bir iki çekirdeğiyle birlikte hafif ateşte 3-4 dakika kaynatın. Suyunu ılıyınca yudum yudum şekersiz için 3-4 gün. Geçmezse bir KBB ye gidin ses teli felci tek taraflısı eziyettir çift taraflısı risktir.

update: sesim gayet iyi şu anda. hakikaten su içmek gerekiyormuş bolca :)

en kolay yolu önce eğitim yoluyla gitmek. yüksek lisans için başvuruda bulunabilirsin. daha sonra yüksek lisansın bitince sana iş bulma vizesi verecekler. o sırada da iş bulabilirsen kalırsın.

ya da türkiye'de bir uluslararası firmada işe başlayıp 2-3 sene dişini sıkıp, yurt dışındaki ofislerinde expat olarak çalışabilirsin.

Bir dilin ve bir bavulun dışında bir şeyin yoksa yasal yollardan kalıcı olarak gitmen pek mümkün değil. Suriyeli olsan mülteci olarak giderdin. Ama Türkiye'den daha iyi olacak bir ülkeye gitmek için en azından iyi olduğun bir mesleğinin olması lazım. Bir de ciddi ciddi gitmek istiyorsan bence şimdiden araştırmaya başla. Yani bu iş bu kadar basit değil. Burada okuyacağın iki paragraf yazı sana yardımcı olmaz.

yurtdışına gitmeyi iş aramak gibi düşün. seni neden işe alalım sorusu ile seni neden buraya alalım sorusunun cevabı aynı. adamların ülkesine katkı yapacağını kanıtlaman lazım. mesleğinde iyi olmak yetmez çok iyi olman lazım. çünkü senin gibi adamı ülkelerinde bulamadıkları için tercih ediyorlar. yoksa ne uğraşır yurtdışından işci almakla. ha mülteci falan olarak başvuracaksan korona, işsizlilk, ekonomik durumlar vs.. çok kötü. mülteci olarak gidersen buradan çok daha kötü durumda olursun. sen burada çingene suriyelilere çalışmayan, ülkemize yük olan asalaklar olarak baktığın gibi orada da sana öyle bakacaklar.

bunlar dışında yukarıdaki arkadaşların verdiği örneklerle de gidebilirsin.

Devamlı mutsuzluk yaşıyorsanız başka bir ülkeye gidince bu sıkıntılardan kurtulacağınıza inanıyorsanız kendinizi avutmuş olursunuz. Sorun kendinizde ülkede değil. Şayet başka bir ülkeye göç ederseniz bu sorunlar çözülmeyecek beraberinizde gelecek emin olun. Arap ülkesi olmasın yazmışsınız(.!?) Bir dilim bir bavulum var demişsiniz bu profilde birini kolay kolay hiç bir ülke kalıcı olarak kabul etmez. Ha aklıma İran geldi İran'a gidebilirsiniz mesela zira İran vizesiz gidilebilen bir ülke ayrıca "Arap ülkesi" değil süreniz doluncaya kadar İran'da ikamet edebilirsiniz ve belki dil okulu vs. ile ikamet alabilirsiniz.

Yahu sanki birçok türk isçi vs avrupa'da yaşamıyor da hep çok iyi okullardan çok iyi bölümlerden mezun olmuş kalifiye elemanlar yaşıyor sanacak.

İki üniversiteyi yarım bırakmış arkadaşım avusturalya'da bir dönercide çalışarak başladı birkaç sene sonra kendi dönercilerini açtılar türk arkadaşlarıyla baya mutlu şu an oradaki hayatından. Burada gerçekten mutsuzdu.

Almanya'da ne kadar türk çalışan, işçi olduğunu gitmeyen bile bilir. Bu insanlar düşük maaşlarla düşük hayat kalitesiyle yaşamıyor. Hatta çoğu bir süre çalıştıktan sonra kendi işini kuruyor. Orada geçirdiğim süre boyunca bunu gördüm.

@turkce konusan uzayli, 60'larda mı yaşıyorsun acaba? şu zamanda hangi adam elini kolunu sallayarak "işçi" olarak almanya'ya gidebilir türkiye'den? senin gördüklerin ya 80'lerde gitmiştir ya da çok spesifik bir alanda iş yapıyordur. hiçbir vasfı olmadan giden de vardır elbet ama onlar çok istisnai ve şans işi durumlar.

@der meister kendin cevap vermişsin işte. Var hala gidenler eskisi kadar çok olmasa da.

Avusturalya'da aynı şeyi yapan arkadaşım da 5 yıl falan önce gitti. Dediğim gibi üniversite mezunu değildi işi falan da yoktu. Demek ki gidiliyor :)

Madem avustralya konusu da açılınca türkiyeden gitmek istediğin ülkeye dil okuluna gidip oradan sonra kaçak kalıp,iş bulup vize türünü değiştirebilirsin

gayim de multeci ol. ciddiyim.

Ya eğitim ya evlilik. Diğer seçenekler çok düşük olasılık eğer bulunmaz hint kumaşı değilsen ya da mülteci olarak sızmayı denemeyeceksen..

amaan boşver umursama. paran varsa istediğini al. ucuzunu alsan da pinti diyecekler, o kadar parası var gitti en ucuzunu aldı diyecekler. çok para kazandığımı zanedenler varyemez amca olduğumu düşünüyor da oradan biliyorum, ben umursamıyorum.

edit: aynı kişiler başka bir arkadaşımın yazlık kiralamasına, harcadığı benzine fln laf ediyor. yani her türlü laf ediyor birileri, çok takılma.

Aldığınız ürünün fiyatından çok ne kadar gerekli olduğu ile orantılı cevap verilebilir bu sorunuza.

Örnek vereyim, Ablamlar yakın zamanda bir Türk markalı klima almışlar, tek bir 12 bin BTU klimaya 6K para vermişler, ben ofisime 2 adet aynı değerde klima aldım 7200 TL ödedim, teknik olarak benim aldığım 2 adet klima ile onun aldığı tek klima aynı işi yapıyor aynı segmentte A+++ ama onlar neredeyse 2 katı fazla ödemiş? Neden çünkü en son teknoloji demişler, uçuyor kaçıyor demişler neymiş wifi bağlantısı varmış kullanacaklar mı hayır, pahalı mı pahalı bitti.

Gelelim Macbook olayına, hem evde hem ofisimde Mac kullanıyorum, ofisimde iMac evimde Mac Air var, başka bir makine de kullanmak istemiyorum telefonum iphone ve senkron konusunda aşmış durumdalar iş adamıyım ve bu aletler benim elim ayağım, dışarıdayken bir teklifi ofiste bile hazırlamış olsam hem telefonumda hem mac air'de hem iMac'de aynı teklife anında ulaşabiliyorum, mac air ile dünyayı dolaşsam şarjım hala %10 altına düşmemiş olur eğer film izlememişsem ya da oyun oynamamışsam. imac'i hiç powerOff yapmadım air alındığı günden beri bir kez bile kapatılmadı hep direk kapağını kapatır açarım daha dün gibi aynı stabilite ile çalışmasına devam ediyor, bu aletler pana para kazandırıyor yerine PC olsa da olur mu hayır olmaz aynı esneklikte, aynı hafiflikte aynı sağlamlıkta ne PC ne de Notebook yok bana hitap eden bu durumda pahalı mı hayır?

Pahalı aldığım aletler de oluyor ve tüh pahalı almışım diyorum uyaranlara da teşekkür ediyorum bir daha aynı hatayı yapmamak için uyarılarını dikkate alıyorum.

@solo kişisel bilgisayarla iş bilgisayarını ayıracağım ben de bu arada bu yüzden kendim için olanı daha iyi ve daha uzun süre dayanacak bir macbook pro düşünüyorum. İş için ise air düşünüyorum. Bunu da gereksiz buluyorlar iş ve şahsiyi aynı kullanabilirsin diyorlar ama bana bu çok saçma geliyor çünkü iş bilgisayarı sürekli yanımda olup aktif kullanılacak ve başına bir iş gelme olasılığı yüksek olabilir. Şahsi bilgilerimi de neden içinde riske atiyim ki diye düşünüyorum. Sizce şahsi ve iş ayrı mı olmalı ?

10 yıl kullanacağın çok uygun fiyatlı başka ürünler de bulabilirsin .
Markanın yaygın olarak kullanılması ve reklamlarının etkisi altında kalmamak lazım .
Dünyanın bir çok yerine gitmiş tekstil, giyim işi yapan biri tanınmış markaların ürünlerine vb. kıyafete oldukça yüksek meblağlar ödeyen biri sonunda: harcadığım paraya pişmanım, hiç gerek yok gibisinden konuşmuştu zamanında. Ürünün maliyeti ile kullanıcının eline geçene kadar oluşan fiyat farkı da ayrı konu.

(Bazı hususlar hariç) PC ya da laptop kelimesini itici bulanlar için macbook kelimesinin bile sanırım elit bir havası olduğundan talep ediliyor. Sıradışı kalayım derken de nedense hep paradan oluyoruz. Bizde maalesef teknolojiyi takip etmek, bu tür ürünlere aşırı miktarda tutar ödemekle gerçekleşen bir durum haline gelmiş.

Kısacası köyde bulunan için ferrari almak nasıl yersiz ise bahsettiğin mesele için de Macbook gereksizdir.
Yine sıradan günlük işler için de PC ya da dizüstüne gereksiz derecede para harcayanları yer yer görüyoruz.
Konu hakkında bilgisi olmayan, çözüm noktasında genelde parasından oluyor.

İş bilgisayarı ile ev bilgisayarının ayrı olması kadar doğal bir şey yok o konuda kimseye kulak asma mac iş için kullanılabilecek en güvenilir makine kim ne derse desin bence kimseye bir şey anlatmak zorunda da değilsin dediğim gibi maddi durumun varsa macbook al gitsin ben 5 yıldır aynı mac air'i kullanıyorum daha tık demedi notebook olsaydı şimdiye kaç kez format yemişti kaç kez bataryası değişmişti allah bilir.

@solo bundan 10 sene önce yine o zamana göre pahalı bir laptop almıştım windowstu ama iyi kötü 7-8 sene götürdü beni sonradan çok yavaşladı onu da düşününce hani macbooku çok daha uzun süre stabil olarak kullanabilirim gibi geliyor.

Sahsi ve is bilgisayari ayri olmali. Ben sahsi olarak Macbook Air kullaniyorum, sirket bilgisayari da Macbook Pro. Ama bunun sebebi sizin dediginiz gibi is bilgisayarinin basina bir is gelir de sahsi bilgilerim kaybolur degil. Su an tum telefon ve bilgisayarlarim bir yanginda yansa bile ne sahsi bilgilrim ne de is bilgilerimde bir kayip olur, her sey Cloud'da guvende. Ayri tutmamin sebebi benim kisisel takintim :) Yoksa sirkette bircok kisi sahsi bilgisayar bile almiyor, her sey icin sirket bilgisayarini kullaniyor (bizde sirket bilgisayarlarinda bir kisitlama yok program kurma, site bloklama vb).

Diger soruya gelirsek, aldigim pahali seyleri almak icin bir seylerden kismiyorsam bence sorun yok. Cevremde de gereksiz bulan olmuyor cunku gereksiz ise almayacagimi biliyorlar. Pahaliliktan degil de aldigim teknolojik seyler bazen gereksiz bulunuyor ama kullandikca ne kadar gerekli oldugunu gorup sonradan iyi ki almissin diyorlar :)

"sanane lan, param varr aliyorum" de gitsin.

@crown ya cloudda ne kadar hafızanız var ? Tüm herşeyi oraya yedeklemek benim için pek mümkün gözükmüyor :(

Baktim simdi, Cloud'da 152 GB alanim var, 85 GB'sini kullaniyorum. Daha fazla kisisel ne olabilir bilmiyorum, eger korsan film arsivi gibi seyler yuklemeyecekseniz fazlasiya yetmesi lazim gibi.

hic ayrinti okumadim basliga cevap veriyorum, kendi paramla aliyorsam kimseyi ilgilendirmez o kisiyi sevme olcume bagli olarak "sana ne seni ilgilendirmez." ile "benim hosuma gitti aldim." skalasinda cevaplar verir sustururum. umrumda da olmaz.

zenginin malı züğürdün çenesini yorar.

bir şeye ihtiyacım varsa ve para sorunum yoksa en iyisini alırım.

Yani eğer yazılımcı ya da reklamcı değilsen bence de Macbook çok gereksiz bir alet. Hele ki şu sıralar acayip pahalı.

Ben de 2014'ten beri Macbook kullanıyorum işim gereği 6 sene olmuş ama hala taş gibi maşallah. O konuda haklısın çünkü gerçekten uzun ömürlü bir alet (gerçi yeni Macbook'larla ilgili çok şikayet var orası ayrı bir konu). Bir de iphone ya da apple tv varsa senkronizasyon açısından çok güzel.

Yani çok istiyorsan al takma elalemi. Ben hiçbir arkadaşıma alacağım telefonu, arabayı ya da herhangi bir şeyi sormam. Bence bu konularda biraz ketum olmak lazım. :)

Ben 'almışken en iyisini alma' felsefesine karşıyım. İhtiyacı karşılayanları belirleyip sonra F/p oranına bakıyorum. Sizin konuyla ilgili örnek vereyim. 2010da samsung laptop almıştım. 10 yılda 3 defa batarya değiştirdim, 2 defa da fan değişimi yaptım. Hala işimi görüyor. Elbette eski performansında değil. Aynısı telefon için de geçerli. Çevremde neredeyse herkes iphone kullanıyor. Şarj süresi konusunda 2K'lık telefonum 7K'lık iphonelardan çok daha iyi. Ömür olarak da çok fark etmiyor. Yani daha çok para verip daha iyisini almıyoruz her zaman. Apple fanboylar kızacak ama benim gözlemim bu.

Bizim nesli sosyal medya bu hale getirdi. Beğendiği aracı alamadığı için araba almayan insanlar biliyorum. Ama kişisel kararınız bu. Bence x bir şeye daha çok para verirken düşünce şu olmalı; bu aradaki farka ihtiyacım olur mu? Atıyorum aylık geliriniz 7K. Bir laptopa 7 yerine 10K vermeniz sizi etkilemez. Çevremde özellikle evlilik sürecinde yapılan gereksiz lüks harcamaları görünce şok yaşıyorum. Eyyorlamam bu kadar:)

benim çevremde de vardı o tipler. herkesi kendileri gibi baba parasına muhtaç yada asgari ücretle çalışan sanıyorlar. ben kibar falan olmuyorum. sanane diyip tersliyorum.

"özel olarak kullandığım herhangi bir program vs yok ama pahalı bir macbook almak istiyorum çünkü öyle yani bi sebebi yok alınca 10 sene kullandığım için bu şekilde almak istiyorum."

Buradan bakınca aldığı şeye ne kadar ihtiyaç duyduğu ve ürünün ne kadar edeceği konusunda fikir sahibi bir insana benzemiyorsun. Yani gerçekten gereksiz ve pahalı şeyler alıyor olabilirsin. Bunun ötesinde paran var ve alıyorsun, insanların da ağızları var ve konuşuyorlar. Biri hakkın olan şey, diğerini engelleyemezsin. Kişisel olarak bir şeyi alacaksam alırım, gereksiz bir şey satın almam, pahalılık göreceli bir kavram. Bazen daha pahalı olan, daha ucuz olabiliyor.

üniversite mezunları 6, diğerleri 15 ay yapıyordu. eğer sizin bahsettiğiniz kişi üniversite mezunu olup 15 ay yaptıysa disiplin cezası alıp uzatmış olabilir belki?

Bir dönem üniversiteye gittiğini biliyorum ama mezuniyet durumunu veya disiplin cezası hakkında herhangi bir şey bilmiyorum. İlginçmiş. Bu kadar mıdır acaba konu sadece?

Üniversiteyi yarım bırakıp gittim. 15 ay Askerlik yaptım. sonra 4 yıllık üniversiteyi bitirdim. Buna benzerdir muhtemelen.

Eğer üniversite mezunu ise, Para için, astsubay olarak 15 ay yapmış olabilir.

Kısa dönem yani 6 ay yaparsanız er olarak yapıyorsunuz , fakat Astsubay olmak istiyorum seçeneğini işaretlemişsiniz 15 ayın 12 aynı maaşlı yapıyorsunuz.

Yedek subay olarak gitmiştir.

2 biradan bir şey olmuyorsa bir kadeh şaraptan da olmaz. Ama hızlı içmeyin, aç karnına içmeyin siz yine de.

Bir şey olmaz. 3 saat sonrasında araba kullanmanda da bir sorun olmaz..

Yavaş yavaş için +1. Alışkın değilseniz hızlı içmek çarpabilir.

yanında su ya da soda ile için. bir sorun olmaz.

2 bira = 1 kadeh sarap etkisi diyebiliriz aslinda. Ama tabi gunesin altinda hizli sekilde tuketirseniz isler degisir. Bunun disinda normal bir tuketimde arac surmeye vs etkisi olmaz.

Yanında suyla falan içmeyin!!! Alkol çabuk kana karışır o zaman.

Soruya gelince hiçbişi olmaz.

Afiyet olsun. Bir kadeh şaraptan bu dediklerinizin hiç biri olmaz. Su içmenizde hiç bir sıkıntı yok. Zaten içtiğiniz şarabın büyük bir kısmı su. Lakin alkolle birlikte alınan gazlı içeceklerin, midedeki alkolün bağırsaklara geçmesini hızlandırdığına dair çalışmalar var. Soda içmeniz iyi bir fikir değil. Kötü hissederseniz ayran içebilirsiniz.

Hiç ama hiçbir şey hissetmedim. Teşekkürler herkese :)

volvo benim gözüme daha hoş geliyor ve peugeot'ya göre daha sağlam bir imajı var. ben volvo'dan yana tercihimi kullanırdım.

karşılaştırmalarda pejo daha donanımlı gözüküyor. volvo hastası olmama rağmen bu ikili arasında pejo alırdım.

Teneke pejo mu
Tank volvo v40 mı

Ama 3-4 kişilik bir aileysen
Bagaj senin için önemliyse, kapalı otoparkın varsa, satarken hemen (2-3 güne) satman lazımsa,

Pejodan devam

3008 alırdım. volvo piyasası yok, yedek parçası yok, bi yeri bozulsa doğru dürüst ustası yok.

dedigin gibi cok farkli arabalar, ikisinden biriyse volvo diyorum

Volvo elbette.

1-2 kişiysen yere yakın seviyorsan volvo

3+ kişiysen yükseklik ve hacim lazımda peugeot

v40 içi dar bagajı küçük. 3008 daha yeni ve şuan piyasada aşırı popüler. Pek bir eksiği yok. 3008 alırım.

3008

Yeni kasaysa kesinlikle 3008.

İnanılmaz piyasası var. Koy ilana hemen sat.

İkisi de sıfır mı? İkisi de sıfırsa tabii ki volvo alırım.

Kesinlikle 3008 abi, V40 yeni kasa daha gelmedi çook eskidi artık o, allure veya gt olsa bide tadından yenmez. Yeni kasa 3008 tabi 2016 üstü sanırım

ben de volvo hayrani ama pejo alirdim volvo turkiyede sikinti

3008

Kalp V40, beyin 3008 diyor.

V40.

Masallah diyelim,dışarıya salınmıyorsa sıkıntı yaşamaz.tabi sin alışma süreciniz gibi onunda olacaktır.

dışarıya bırakmıyorsanız sorun olmaz +1
belki birkaç gün hafif bir şaşkınlık yaşayabilir.
benim de aynı yaşta kedim var, bazen demans atağı gelebiliyor ama çok nadir, yılda 2-3 kere gibi.
yer değiştirme o tarz şeyleri tetikleyebiliyor insanlardaki gibi.
demans atağından kastım genelde geceleri ortaya çıkan bir tür şaşkınlık ve huzursuzluk hali.
en kötü ihtimalle belki buna benzer hafif bir şey yaşayabilir ama 1-2 günde alışır hemen.

@duptıs teşekkürler. :) dışarı çıkmıyor. bir keresinde camdan atlamıştı 1 hafta aramıştık sonra yan apartmanda bulmuştuk. onun dışında çıkmıyor kendisi. :)

@blatta hiberna geceleri arada ağlıyor gibi miyavlıyor. heralde biz evde yokuz zannettiği için diyordum ben ama bu dediğiniz demans atağı mı oluyor emin değilim.

olabilir.
yani bir mama kabına, bir su kabına gidip kafası karışık gibi davranıyorsa, geceleri miyavlıyorsa, bazen mama ve su kaplarının yerini karıştırıyorsa, bir takım obsesyonlar geliştiriyorsa, bunlar demans belirtileri.
ve insanlardaki gibi genelde gündüzleri normaldir, geceleri ortaya çıkar.

benimki sadece bir kere sabaha kadar uyutmayacak kadar şiddetli şekilde bir atak geçirdi.
fakat bunun dışında suya karşı takıntı geliştirdi.
sürekli banyoya girip küvetten su içmek istiyor.
su kabındaki suya sürekli patisini sokuyor, her yeri ıslatıyor, her su içmek istediğinde taze su istiyor.
bu tarz bir takıntı oluşturduysa ya da tuhaf alışkanlıklar edindiyse ya da genelde geceleri dediğiniz şekilde miyavlıyorsa, bunlar yaşıyla ilgili maalesef.

artarsa composure falan gibi bitkisel, hafif sakinleştiricilere başlayabilirsiniz.
ben başladım, normale döner gibi oldu, çok daha iyi durumda ve daha huzurlu şimdilik.

edit:
hatta isterseniz veterinerinize bir danışın.
yer değiştirme yaşından dolayı bu tip şeyleri tetikleyebileceği için bir kür ya da taşınmadan bir hafta önce başlayıp, taşındıktan bir hafta on gün sonrasına kadar falan kullanın.
daha rahat atlatacaktır.
www.petbesinleri.com.tr

Biz pandemiden once idastan aldik. 2 kere gittik magazaya, ikisinde de baya bir yattik yatakta. Hatta gorevli siz yatin istediginiz kadar diyip gitti., herhalde bir yarim saat yatmisimdir yatakta. Gorevlinin yonlendirmeleri de cok iyiydi. Brandium idas magazasindan aldik, yakinsaniz tavsiye ederim.

Ben yataştan geçen ay şunu aldım: www.yatasbedding.com.tr

Skolyozum vardı ve bu yatak efsane rahatlattı. Düşünebilirsiniz.

ben bundan aldım: www.yatasbedding.com.tr

acayip memnunum. çok yüksek yatakları sevmiyorum o yüzden bunu tercih ettim. 120 gün deneme süresi de var. memnun kalmazsan iade edebiliyorsun.

Bu aralar bende yatak bakiyorum, senelerce idas miracoil kullandik ama gidip deneyince biraz kaliteden odun vermisler.
Oncelikli olarak gidip denemek 1. Oncelik
2.yay sissemi cift kisilikse paket sistemli olan oneriliyor
Cok paran varsa Tempur
Kesinlikle pamuklu olmasi gerekmis, arastirmalarim bu kadar ;)

ilginc. ben her gun bisikletle 25-30 dakika ofise gidiyorum (covid oncesi diyelim), hava asiri sicak degilse ciddi bir terleme yasamiyorum, yorulma hic yasamiyorum.

ama 10 dakika kosamam mesela.

vitesle alakalı bir durum olabilir mi? vites artırdıkça sürüş daha çok zorlaşır ve her pedal itişte efor daha çok sarfedilir.

ya da bisiklet sürerken sırtınızda çanta varsa o da çok terletir. özellikle sırtım yamyaş oluyor.

Gece 10'da koşuyormuşsunuz. Bisikleti de aynı saatlerde ve aynı yolda mı kullandınız? Bisiklet çok terletir, çok kalori yaktırır, bu doğru ama koşu kadar olmaz. Bisikletle düz yollarda pedal çevirmediğiniz, enerji harcamadığınız süreler olur. Koşuda sürekli enerji harcarsınız. Arada mutlaka başka değişkenler olmalı.

Ben bir makalede okumuştum, eğer yağ yakmaya çalışıyorsanız tempolu yürüyüşü tercih edin diyordu.

Sebebi, vücut koşarkan acil olarak enerjiye başvurduğu için direkt karbonhidrat yakımına başlıyormuş (%80 karbonhidrat, %20 yağ).ama tempolu yürüyüşte vücut gerekli enerji için yağ depolarına gidermiş çünkü gerekli enerjiyi öngörebiliyormuş (%80 yağ,%20 karbonhidrat).

Mesela ben uzun mesafe koşuyorum, eğer koşudan belli süre önce karbonhidrat yüklemesi yapmazsam koşunun yarısında pilim bitmiş oluyor. Araştırmayı bu şekilde kendi vücudumda doğrulayabiliyorum.

@Angelus daha bilgili bu konuda. son noktayı gelip koyacaktır :D

@elektr10 hafif vitesle başlıyorum hızlandıkça ağırlaştırıyorum. Çanta kullanmıyorum.

@samterk evet bisikleti de akşam 10'da sürüyorum.

Uzun zamandır koşuyorum, kaslarım kısmen koşuya alışkın. Bisikleti yıllar yıllar sonra ilk defa kullanmaya başladım. Sanırım bu yüzden daha fazla efor sarf ediyorum. Yaptığınız yorumlardan başka sonuç çıkaramadım. En mantıklı cevap bu gibi duruyor. İlginiz için teşekkürler.

yani avrupa'nın bizim paramıza ya da non-eu insanların parasına ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. ab ülkeleri bu turist sirkülasyonunu kendi içinde yaparlar zaten. brexit nedeniyle bu dediğiniz kolaylığı birleşik krallığa yaparlar çünkü para onlarda.

bence daha da zorlaşacak bu schengen işi ilerde. şimdiden ab ülkeleri dışardan gelenlere 14 gün karantina zorunluluğu getirmeye başladılar bile.

Tam öyle değil.

Muhtemelen alışkanlıklarınla alakalı bir şey olabilir.gece yemek,sigara kullanımı gibi.birde stresten olabilir.çok kafana takılıyorsa bir uyku testine gir.

stresten. bana da oluyordu bir ara.

gittiğin ülke seni 14 gün kitleyebilir. thy bana ne ona sen bakacaktın diyebilir. ülkenin koşullarına ve tr'ye bakışını araştır.

En son, 2 hafta oncesinden bahsediyorum, bazi avrupa birligi ulkeleri turist vizesi ile almiyordu. Ingiltere bu ulkelere dahil degildi. Pegasus’un bilgilendirme duyurusu da bu konuda aydinlaticiydi.

pegasus sitesinde baya ayrıntılı açıklamış kimler hangi ülkeye seyahat edebilir diye. orayı bir kontrol edin isterseniz, sonuçta kurallar aynıdır.

tşkler ama pegasus gideceğimlkeye uçmuyor.

abi o zaman ülkeyi yazsan zahmet olmazsa bilen vardır belki ?

Türkiye’nyi alan bir ülke ben bilmiyorum
Azerbaycan bile kabul etmiyor

Keskinlikle ülkeye giremezsin.

Thy sizin girip giremeyeceginizi, girme sartlarini karsilayip karsilamadiginiz bilemez.
Muhtemelen “gidecegim ulkeye giris sartlarindan haberdarim” seklinde bir maddeyi tiklemissinizdir.

Tc Dis isleri bakanligi sitesinde ya da portekiz dis isleri bakanligi sitesinde yazabilir. Mesela su anda avusturya hemen hemen her yere acti ama portekizle yasak. Tekrar lockdown geliyor diyorlar orasi icin.

oturum kartınız yoksa, gidemezsiniz. 14 gün karantinada kalma zorunluluğu var avrupada.

Portekiz için benim de ağustos sonuna biletim var. Birkaç gün önce çağrı merkezini başka bir şey için aradığımda 10 Temmuz’da Portekiz’e bütün uçuşların açılacağını söylediler. Turistik uçuşlar da dahilmiş.

Şurada yazıyor: www.flypgs.com

Bunu gördüm ama bu dönüşü anlatıyor. Ben gidiş için soruyorum.

Oturma izniniz yoksa giremiyorsunuz.

avrupa'ya uçarsanız 14 gün karantınada kalma zorunluluğu var. bu yüzden şu an için sadece oturumu olanlar gidebiliyor.

Imkansız gidemezsiniz. Oturum izni gerekli. Turist kabul etmiyor hiç bir Avrupa ülkesi şu an.

Sirke, karbonatlı su vs deneyebilirsin.

içine su doldur, yarım limon at, 1 gün bekle...

Ben içine filtre kahve yapıp 2 gün ağzı kapalı bekletiyodum, işime yarıyodu ama sende de yarar mı..? Nası bi koku bilemediğimden :)

sıcak su + limon suyu. 30 dakika beklesin.

Ne yaparsan yap, tek çare zaman.

@antihero aşk acısı mı bu :)

@pati iyi güldürdün beni valla :) üfleyince geçmiyor işte, mecbur zamana bırakıcan :)

Fiyatını bilemiyorum ama telefonla sorarsanız bilgi veriyorlar.

Aşağı yukarı 20 kg için Fransa-Çekya arası 100€ verdik diye hatırlıyorum. Fikir versin diye yazdım. Sitelerde hesap araçları vardır belki.

ben almanya'dan 5,6 kg paketi 38 euro'ya gönderdim. heralde 150 euro filandır.

edit: firma dhl'di bu arada.

Bunu ben de merak ediyorum, takipte olmak için yazdım.

bayram yaz mevsimine denk geldiği için istanbul'un çoğu güneye gider tatil amaçlı. dolayısıyla istanbul'dan izmir istikametine giden araç sayısı daha çoktur.

zaten eğer yaz mevsimini ve bayramı istanbul'da geçirdiyseniz şehrin ne kadar boş kaldığını görürsünüz.

Geçen sene Kurban bayramında İstanbul'a gitmiştim. ben kendi şeridimde 140-150 hız ile giderken İstanbul'dan çıkış tarafı Kocaeli ne kadar kuyruk vardı. Aynı durum bayram sonrası dönüş için de geçerliydi.

bom boş olur.

Gördüğüm yabancı kadınların çok azı günlük hayatta makyaj yapan insanlardı. Ama Türkiye'de makyajsız dışarı çıkan kadın görmek imkansız neredeyse. Hangisi normaldir bilmem bilmek de istemem

Avrupa’da kalıcı makyaj daha yaygın şu sıralar. Kalıcı tırnaklar, kaş-kirpik-eyeliner, kalıcı ruj vs.

Sorunun cevabı: hayır, ama Türk erkekleri çok sever.

avrupa'daki ülkeye göre değişir. almansa makyaj yapmaz doğal gezer. polonyalı kızlar makyajsız çıkmaz.

oje açısından öyle bence ama hafif makyajı herkes yapıyor. çok fazla ojeli görmüyorum ben avrupa'da ya da bulunduğum diğer kıtalarda. türkiye'de çok yaygın ve aslında güzel de duruyor.

Avrupa ve amerika´da ki makyaj turkiye´ye gore cok abarti. ben bazi kadinlarin tirnaklarindan korkuyorum almanya´da.

Almanya'da yeni nesil cok makyaj yapiyor.
Yasi büyük olanlar da dogal makyaj yapiyor. Kadin degilsen veya bu konulara ilgin yoksa farkedemiyorsun o makyaji.

evet,çevremdekiler aşırı makyaj yapıyor. bembeyaz surat, dövme kaşlar. bir de güzel olduklarını sanıyorlar.

Kendi gozlemlerim uzerinden ben de Polonya orneginden devam edebilirim. Kadinlarin buyuk cogunlugu makyajli ve protez tirnakli.
Miktar olarak az/cok kismini bilemeyecegim ama her ne kadar istisnalar da olsa Turk kadinlari kendine yakisan makyaji yapma konusunda daha basarililar bence.

Duyuru başlığı ile yazdığınız ters şeyler. Pek anlamadım.

Bence bunun herhangi bir ülkeye ait olduğu yok şu ülke seviyor, diğer ülke sevmiyor diye.

makinenizin rezistans problemi vardır. kireç dolmuştur eğer eskiyse.

makina eski değil yeni ama ben 2. el aldım

anladım. o zaman hangi marka çamaşır makinesiyse onun teknik servisini arayın ve durumu anlatın.

bu arada buzdolabı tamiri için gelen arkadaşlar haklı olabilir. şöyle bir kaynak buldum neden çamaşır makinesinin gürültü çıkarttığına dair:

removeandreplace.com
maalesef ingilizce

www.youtube.com


şu videoda adam nasıl değiştirdiğini göstermiş uğraşsam kendim bile yaparmışım aslında :D

amortisörü de 25 liraya satıyolar
www.uygunparca.com

önce ayaklarını kontrol edin. Yere her biri sağlam basıyor mu? havada olan varsa onu ayarlayın tekrar deneyin.
Sonrasında amortisör olayına girersiniz.

@burfak ayakları sağlam sallanmıyor

hocam
en temizi swift
1-2 defa gelecekse
sorun olmaz
düzenli gelecekse sorarlar

en fazla para niye geldi derler
acıklarsın

yani bu parayı başka yolla alma şansınız pek yok. o yüzden bir problem olacağını zannetmiyorum. çok çok vergisini ödersiniz sorarlarsa. 18500 euro küçük bir meblağ millet yüzbinlerce euro transfer ediyor. fark edilmez bile.

Bu ülke 99 dışında ev fiyatlarının düştüğünü görmedi daha daha görmez
99 çok beklenmedik bir olaydı bundan sonraki depremin etkisi sınırlı olacaktır
İstanbul da yapılan yüzde 50 sinden fazla 7 ve üstü bir depremde sıva bile dökmez
O yüzden geç kaldınız evet

2019 subat, martta nasil dusmus ya?

Bazi seylerin fiyati asla dusmez. Ev bunlardan biri. Bi de ev sahiplerinin cogu cok ac gozlu oluyor. Piyasanin ustunu istiyorlar. E veren de cikiyor. Sirf bu yuzden bile hep artista oluyor fiyatlar.

Banka faizleri yüzde 15 seviyelerine geri döndüğünde ev fiyatları düşecektir. Şu anki fiyatların çoğu balondur, talepten dolayı afaki artmıştır.

Krediler düşünce fiyata 100 bin lira fazla ekleyenler 20-30 bin düşecektir.Gerisi düşmez

14-15 aydır parayı napıyorsunuz? Eğer değerlendirmediyseniz, TL'de duruyorsa zarardasınız.

Evlerin fiyatları düşmesi mevzusu TL bazında değil tabii ki...

Bence ev almak sadece oturacaksanız, sevdiğiniz bir yer varsa, ev sahibi vs. uğraşmayım diyorsanız mantıklı. Yoksa yanlış bir yatırım. Fiyatlar uzun vadede düşecektir. TL bazında değil tabii ki...

Uyarı: Fikirlerimi yazdım, yatırım tavsiyesi değildir!


.

evler nerede yükseldi ben göremiyorum. bizim istanbul göztepede 3+1 site içerisinde dairemiz var geçen senelerde şöyle bi fiyat araştırmıştık ve 450-475 arası satabileceğimizi gördük. şu anda sahibinden.com üzerinde muadil evlere bakıyorum 480-490 yazılmış. gene bu muhitte baktığım zaman benzer dairelerde de büyük bir artış göremedim.

ancak kira olarak baktığımda geçen sene 2250-2500 bandında gezen daireler şu anda 3500 civarı.

@paco de lucia

Ben en temel ihtiyacım olan barınma ihtiyacımı karşılamak için ev almak istiyorum diyorum, sen ev kötü yatırım aracı diyorsun. Yatırım değil, barınma. Altını çiziyorum en temel ihtiyaç. Kiradan bıktım diye ev alınmazsa neden ev alınır tam olarak çok merak ettim?

turk milletinin ev manyakligi dunyada kimsede olmadigindan ev fiyatlari bence cok az duser ama o dedigi seviyelere gelmez artik.

Abi sonraya kalırsam yandım değil olay. Ben hayatımda hiç kirada yaşamadım, alışamıyorum, istanbulda fahiş kira verdiğim evden aldığım verim sıfır ve kendimi eve evi de kendime ait hissetmiyorum. Içine bi eşya almak, sağını solunu yapmak bile içimden gelmiyor. Bu nedenle kendime ait bir 4 duvar istiyorum. Yani olayın yatırımla vs ilgisi yok.

bence düşer. özellikle bu corona olayı biraz daha uzarsa insanlar ellerindeki evleri de bir an önce satmak isteyeceklerdir nakit para ellerine geçsin diye.

bütçeniz nedir bilmiyorum ama şu dönemde çok yüksek meblağlara ev almak (2 milyon ve üzeri) bence akıl karı değil yatırım amaçlı almasanız bile. bence bir eve maksimum 1.300 verilmeli.

Ev fiyatlarında bir anda yapılan fahiş artışlar biraz düşebilir belki. Şu an alım satım yoğun, bu durulursa belki bir nebze.

Yalnız asıl ev alınmazcıları boşverin demek istiyorum. Tr’de de dünyada da ev önemli, beş yıl önce Rusya’da bir göz oda 400 dolardı. Kiraya verilen para havaya gidiyor, imkan dahilinde bütçeyi de iyice felç etmeden uygun bir ev sahibi olmak lazım, Muhiti beğenmezseniz kiraya verir başka yerde oturulabilir, her türlü alternatif değerlendirilebilir.

Ev gibi ihtiyaçlar hiyerarşisinin temelinde olan bir konuda insanların bahsettiğiniz gibi çok rahat motivasyon düşürmesine dayanamadım, yazıverdim.

evet şu ara bir patlama yaptı, illaki biraz sakinleşecektir. her yerde fiyatlar arttı fakat 2 kat artan yer görmedim, öyle bir durum varsa ilk talep azalmasında en çok düşecek yerlerden biridir sizin baktığınız yer.

ayrıca bu tip konularda çevrenizi dinlemeyin, hatta fikirlerini sormayın bile. bence en büyük ders bu olsun. ayrıca krediler gerçekten çok iyi yani oturmak için evi zorlayıp alabilirsiniz. her zaman kar-zarar hesabı yapmayın biraz zararı göze alabilirsiniz.

Deprem dönemi dışında ev fiyatlarının düştüğü bir dönem olmadı. Eğer paran varsa bir an önce al gitsin. İstanbulda kirada olmak gerçekten büyük dert. En azından bi tane ev sahibi olmak lazım.

Fiyatların yükselmediği muhitler, zaten fiyatların şişik olduğu semtler genellikle. Onun dışında baktığım her yerde yükseldi.

evet. tekrar krediler 1.40-1,60 olduğunda ev fiyatları düşer. ben 31 aralık 2019 tarihinde gözümü karartıp kredisiz peşin paraya ev aldım. tapu parasını ödedim ve bir simit alacak param bile yoktu bankada. o akşamı aç geçirdim.çünkü kredi kartı ile de doğalgaz aboneliği yaptırmıştım limit bitmişti. şimdi o ev 80 bin lira kar yapmış aldığım paraya göre.iyi ki almışım diyorum hayatım boyunca biriktirdiğim para idi.

Aslına bakarsan ev fiyatları artmış gibi düşünmek yanlış, üklede enflasyon görünen değerlerin çok üstünde, bunu çarşıda pazarda görmek mümkün bunun etkisini ev fiyatlarında da görüyoruz tabi kredi faizleri düşürülünce talep arttı satıcılar da fırsat bilip fiyatları olması gereken seviyelere çekti biraz da abartan oldu.

Daha önce de benzer konuyu ben açmıştım neredeyse 10 yıldır kiradayım ev almaya karşıydım ama o kadar sorunlu ev sahibi ile muhatap oldum o kadar çok para döktüm ki bu kira işine, zamanında ev almadığıma çok pişman oldum ama kafamı duvarlara vurmadım her şeyin bir zamanı var dama diyince kararını veriyorsun işte.

Fiyatlar düşer mi sorusuna gelince; bu ülkede fiyatı artan bir şeyin tekrar düştüğü hiç görülmedi düşse de uzun soluklu hiç olmadı o yüzden eğer amaç yatırım değil de barınma ise bence riske girip almakta fayda var çok da uzatmanın alemi yok ama kredi çekeceksen çekeceğin kredi ile peşinatın birbiriyle orantılı olsun 50 bin tl peşinat verip 500 bin TL çekme en az evin yarısını ödemeye çalış.

Ha bir de şunu unutma kira her sene artar ama konut kredisi ödemen her sene daha da değer kaybeder pula döner.

birikmiş paran yoksa senin için toplamda sonuç değişmeyecekti. kredi faizi yüksek iken alsaydın. bankaya ödeyeceğin tutar yüksek olacaktı. kredi düşünce alınca ev sahibine ödeyeceğin tutar yüksek olacak. ki ev fiyatları genel olarak sürekli bir artış içerisinde. sadece artışın tutarı bir yıl içinde %3 iken takip eden %7 olabiliyor. ev fiyatları artarak devam edecektir (tabi bir enflasyon düşüsü olursa düşüebilir ama bu sistemde zor). nakit olmadan ev işine girmek bence makul değil.

2019 subat-mart'tan bugune kadar 2 katina cikan ev hic gormedim, duymadim.

oturacagin ev her zaman alinabilir, ancak yatirim amacli ev alinmaz.

15-20 yil vade ile ev alan tum tanidiklarim hayat kalitelerinde hep dusus oldu. dandik bir ev icin deger mi tartisilir :)

Bisiklet olarak değil, koleksiyon unsuru olarak düsün onu. Simdi 250 ye veriesin, iki gün sonra 600, 700 e internette gorursun satilik olarak. Peugeot falan satmistim 500 tlye. Klasikti onlar da.

Bisiklet hem yeni duruyor hem şekli gusel hem de ekstra aparatları var. Su an 350 ye almak zor aksesuarları çok para.

Hem de nostaljik duruyor

bisikletler bizim düşündüğümüzden daha dayanıklı ve tamiri kolay araçlar. bu bisiklet 100-150 liralık masrafla bozuk freni vitesi varsa değiştirilir, bakımı yapılır, pırıl pırıl olur

bu fiyata satmayın bari bir çocuğa hediye edin sevinsin

selamlar. fischer marka iyi bir alman bisiklet markasıdır. bu piyasada giant ya da hercules ne ise fischer de odur ve bisikletlerinin piyasa değeri 300-2500 euro arası değişir.

isterseniz buradan da bakabilirsiniz: www.fischer-fahrradshop.de

bence bisikletinizi satmayın ve kullanmaya bakın. güzel de bakmışa benziyorsunuz.

bende de aynı durum var senin gibi. kız/erkek fark etmiyor. anlatacağı hikaye 1 dakika sürmesi gerekirken uzattıkça uzatıyor ve acayip bunalıyorum.

ben genelde boş konuştuğunu anlayınca meraklıymış gibi sonuca varacak olan bir soru soruyorum bölüp. yani yönlendiriyorum. o da boş konuştuğu yeri kesmek zorunda kalıyor ve sadede geliyor.

anlatma şevkinin kırıldığını görürsem de yalandan bir soru daha soruyorum sanki ilgiliymiş gibi. sonra yorum vs yapıp işi tatlıya bağlıyorum :)

uyumsuzluk anlamına geliyor benim için. iletişimi kesiyorum.

Açılın, o 1 dakikalık hikayeyi 5 dakikada anlatsn benim ahahah
Ya sanki o aradaki 4 dakikalık detayları vermezsem eksik kalacakmış gibi oluyor :D
Yalnız ben bu durumun, yani uzun ablatıp insanları sıktığımı çok önce fark ettim. Ya da birileri söyledi hatırlamıyorum. O yğzden bakıyorum karşı taraf sıkılmaya başlıyor sadede geliyorum. Bu arada arkadaşlarımın sıkılmasını istemem o yüzden nazikçe sadede gel demelerine de alınmam. Siz de deneyin derim, konuyla ve anlattıklarıyla hala ilgili olduğunuzu belirtip, ama canım biraz çok uzun anlatıyorsun :/, diyin. İyi arkadaşsanız alınmaz zaten bence. Dinlememezlik yapmayın ama o daha kötü. Birinin sadede gel demesini başka şeylerle ilgilenmeye başlamasına tercih ederim.

Konuyla alakalı bir cevabim yok ama aynı sorunu yaşayan biri olarak yazayım dedim. Abi insanlar ne kadar çok konuşuyorlar böyle. "X geldi y'ye dedi ki bundan sonra konusmayalim" cumlesini x'in tüm eğitim hayatını içine alarak anlatan insan var ya. Gerçekten çok yorucu. sabir dilerim.

Çözüm olarak özet geç diyorum ben. Karşıdaki kişi iyi anındaysa gülüyor ve tamam diyor. Ama anlattığı destansı olay onun için kötü bir zamansa "aman be sana da bir şey anlatilmiyor" tepkisi alıyorum.

senin gibiyim. çok konuşan ve boş konuşan insana sinir olurum, üstüne bir de yavaş konuşuyorsa valla çıldırıyorum, daralıyorum. ne anlatmak istediğini anlayıp araya girip cevap veriyorum veya konuyu değiştiriyorum ama genelde işe yaramıyor. içlerinde kalıyor herhalde, anlattıkları şeyi bitirene kadar anlatmaya devam ediyorlar. başka da çözümüm yok. yani içimden geçen "kısa kes, eee?" demek (hatta yavaş konuşuyorsa ağzına vurmak) ama karşımdaki kırılmasın diye demiyorum.

cildiyede yuzumde olmayan et benlerini (bir kac tane) soguk fisfisla yaktilar (adini bilmiyorum) iz kalmadi. 9-10 gun icinde kendiliginden dustu. sgk kapsamindaysan ucret odmezsin. ilac verirse fark vs oduyorsun sadece eczanede

ama yuze uygulama nasil olur bilmiyorum

@exlibris'in dediği soğuk fısfıs cryotherapy. benin çok küçükse tek seansta yok edilir gibi geliyor bana. en son 1200 tl civarıydı amerikan hastanesinde.

Yüze o soğuk gazla şeyyapmıyorlar, kuzenimin yüzündeki beni plastik cerrah aldı devlet hastanesinde, iz kalmadı. Para vermemişti ama yıllar önceydi, şimdi nasıl bilmiyorum. (Ben de yüzümde olmayan bir beni soğuk fısfısla tam yok edemedikleri için yine plastik cerraha aldırdım sonra. Yüz için direkt plastik cerrah daha iyi olur gibi geliyor bana.)