reflüde doktorum ilk domates ve kahveyi yasaklamıştı bana, tekrarlanmadıkça 1 kereden bir şey olmaz heralde en fazla yanma ve ağrı çekersin..

kahve yerine yesil cay icebilirsiniz iki bardak? onda da kafein var ve bence ise yariyor. hem midenize de yazik olmaz.

mat içi bıyıklı matematik, hepsi için benimhocam. zaten zamanla önerir kanalları bulursun kendin de.

Rehber matematik

tonguç akademi harika, izlerken egleniyorsunuz.

Kiralarken öğrenmek için demenize gerek yok. Direkt kiralayabilirsiniz.

Eğer çarpmaktan ürküyorsanız kaskolu kiralayabilirsiniz.

Çarparsan hasar sürecinde, Hergün kiralama bedeli işler. Onun yerine ders al sürücü kurslarından.

2. Şöför olarak bir arkadaşınızı alın yanınıza, bayinin önünden alır, boş alanda ilk sürüşü yapabilirsiniz. Sigorta olayını es geç geçmeyin.

Özel ders alabilirsiniz bence de.

Hatta arabanızı aldıktan sonra kendi arabanızla özel ders alabilirsiniz. Hocalar tecrübeli olunca iyi yönlendiriyorlar, daha güvenli oluyor sanki.

"Çarparsan hasar sürecinde, Hergün kiralama bedeli işler. Onun yerine ders al sürücü kurslarından.", Kurumsal firmalarda böyle bir durum söz konusu değil.

Kendi araciniz ile ozel ders +1

Kusura bakmayin da yaptiginiz sey bencillik.

açıkcası ben öyle öğrendim, ehliyeti aldıktan 3-5 sene sonra bu arada hiç araba kullanmamışken gittim kurumsal bir firmadan full kaskolu bir araç kiraladım. hayatımda hiç otomaik vites araba kullanmamıştım, önce youtube'dan birkaç video izledim sonra oturdum direksiyona. anahtarsız arabanın düğmeyle çalışacağını bilmiyordum, e bu kumandada anahtar yok, kumandayı nereye sokacağız falan oldum.

hatta otomatik vites arabayı, manuel'e almışım. nasıl bağırıyor araba kendi kendine vites çok geç atıyor. sonuna kadar yükseliyor devir artık motor aşağı inmesin diye vites atıyor mecbur sanırım, haha.

o ilk gün biraz zor oldu, bu sürede yanında bilen bir arkadaşın olursa yeterlidir.

arada da fluence'di bu arada.

neyse aradan birkaç yıl geçti, şimdi suv kullanıyorum. hiçbir sıkıntılı durum yaşamadım şimdiye kadar.

bu arada, kurumsal kiralama firmaları senin için bir nimet, sakın farklı yerden kiralama. ayrıca firmalar bilip bilmediğine değil, ehliyet yılına bakarlar. yanında bilen birinin olması iyi. hatta istersen bilen birini ek şöför olarak ayarla, arabayı ilk o alsın sen yanında kal, sonra müsait bir ortamda versin sana.

Babam kurumsaldan kiraladı. Arabanın hasarlı olup serviste kaldığı Hergün bizden ücret alındı.

@playing, online görüştürdüğümüz bir psikolog arkadaşımız (neler konuştular bilmiyoruz) emdr önerdi bize. bu psikolojik şiddet yeni bir durum değil, ilişkilerinin en başından bu yana var. hamilelikle birlikte boyut değiştirdi.

Kadıköy Koşuyolu; Altis Danışanlık-Refika Yazgaç Hanım (orada değilse bile bu isme bakın.)

Gölge Psikolojik Danışmanlık

Refika Yazgaç’in psikoloji diplomasını göremedim ben bu arada, dikkat dikkat.

EmDR derneğindeki isimlere bakabilirsiniz

@damba kardeşim ee düzgün araştır. sen göremediysen bir sorun vardır:))
sana dikkat dikkat!!



____________&___________

Refika YAZGAÇ (Uzman Psikoterapist)


Refika Yazgaç, hemşirelik eğitiminden sonra, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde Lisans, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Davranış Bilimleri’nde Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Maltepe Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Doktora programına devam etmiştir.

Çalışma hayatına SurpPirgiç Ermeni Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Hastanesi‘nde görev yaparak başlayan Yazgaç, İstanbul Huzur Hastanesi ve Dinlenme Evleri Vakfı’nda yöneticilik ve danışmanlık, Birleşmiş Milletler SOMARC Kadın Sağlığı Projesi‘nde saha koordinatörlüğü, Aile Mahkemeleri‘nde bilirkişilik, çeşitli psikolojik danışma merkezleri, huzurevleri ve okullarda danışmanlık yapmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı‘nda travma, kriz yönetimi ve madde bağımlılığı konularındaki projelerde görev aldı.Bilişsel Davranışçı Terapi, Evlilik ve Aile Terapisi, EMDR Travma Terapisi, Hipnoterapi ve Mediasyon/Arabuluculuk (ABD’de Ohio Eyaleti Cleveland Mediasyon Merkezinde) eğitimlerini almıştır. IPI ZerkaMorenoPsikodramaEnstitüsü‘nde eğitimlerini tamamlayarak psikodramatist unvanı almıştır. Tamamlayıcı Alternetif Tıp (TAT) ve Kendi Kendine İyileşme Yöntemleri; Qigong (Çin Tıbbı Yöntemi), Reiki, EFT (Duygusal Özgürleşme Tekniği), Evrensel Enerji, Mandala, Kahkaha Terapisi vb. ilgi alanları arasındadır.

Psikolojik Danışmanlık çalışmalarında; Bilişsel Davranışçı ve Psikodramatik temelli yaklaşımla, Sistemik Aile Terapisi Model'ini kullanmaktadır. EMDR, Kendi Kendine İyileşme Teknikleri ve Hipnoterapi terapide kullandığı diğer yaklaşımlardır. Travma sonrası stres bozukluğu, kayıp ve yas, geriatri (yaşlılık), kronik hastalıklar, ilişki problemleri ve performans geliştirme, çalıştığı başlıca sorun alanlarıdır.

Maltepe ve Acıbadem Üniversitelerinde lisans ve yüksek lisans düzeyinde Psikoloji, Davranış Bilimleri, İletişim, Psikodrama ve Yas Danışmanlığı derslerini vermiştir. Halen Yeditepe Üniversitesi‘nde yarı zamanlı öğretim elemanı olarak görev yapmakta olan Yazgaç, YÖRET Vakfı‘nda üniversite öğrencileri ve yaşlı bireylere yönelik gönüllü projeler yürütmekte ve ekibimizde psikoterapist olarak çalışmaktadır.

TRT Çocuk Televizyonu‘nda program danışmanlığı da yapan Yazgaç’ın yerli ve yabancı dergilerde makaleleri yayınlanmıştır. İyileşme ve İyileşmede Gülümsemenin Gücü adlı kitabın yazarlarındandır.

Pendik'te ROL Psikoloji - Erkan Kurt uyguluyor. ben kendisine 8 seans gitmiştim, fiyatları da uygun, konuşup birşeyler de yaptırabilirsiniz belki. bir araştırın derim

Eskiden olsa okunurdu ama artık okuma işleri zaman kaybı. Hukuk mezunu işsiz çok. Vereceğin zaman neye değecek bunu düşün derim. Hobi için ilgi duyduğun için kendini geliştirmek için vize final çalışılmaz. Hukuk'ta sosyal ortamda zayıftır. Çekilmez bence

Maddi bir beklentim pandemiyi yok sayarsak yok. Üniversite bitirmedim, bir miktar orada, bir miktar da akademik kapı açılması yönünden beklentim var. Aslında, ilgim de var hukuka. Ben aslında bitirebilir miyim veyahut nasıl bitiririm yollu bir tavsiye arıyorum.

Size yapamazsın diyenlere kulak asmayın, yaparsınız. son düzenlemeler ile birlikte kanunlar çok anlaşılır hale geldi, yeter ki pes etmeyin. ilk sene temeli iyi atarsanız sonraki yıllar çatır çatır gider. temele yüklenmezseniz sonraki senelerin tamamında "ne anlatıyor bu hoca?" dersiniz. (bizzat tecrübemdir). roma hukuku gibi alanlar hiçbir işinize yaramaz, dersi geçecek kadar öğrenseniz yeter. medeni hukuk, hukuk başlangıcı gibi dersler kraldır ama bunlara gerekirse gece gündüz çalışın. hatta şimdiden bir medeni hukuk ders kitabı alıp önden başlayabilirsiniz.

üzmek istemiyorum ama hukukumuz daha çok osmanlıca/farsça terimler üzerine kurulu, ingilizce ve fransızcanın "bu aşamada" size pek bir faydası olmayacaktır. ancak mezuniyetten sonra 2-0 önde başlamış olursunuz.

Arapça ve Farsça kökenli kelimeler ve etimoloji ilgi alanım, oralarda sıkıntım yok. Bu aşamada Fransızca yardımcı olabilir diye medeni hukuk kabulünden yola çıkmıştım, saçmalıyor olabilirim.

Senin yaptigini yapan muhendisler gordum yurtdisinda. Muhendislikte pek para yok, muhendis ustune hukuk okumus adam da cok az. Dolayisiyla muhendis temelli hukuk adami kontenjanina girince muz ortayi kesiyorlar, sende yetenekli isen gelisine iyi vurursan kalecinin cikarma sansi yok, koseyi donenleri gordum.

Burda demek istedigim daha once okumus oldugun ya da bildigin isin ustune hukuku oturtabilecekmisin ona bir bakmak lazim bence. Eger oturmuyorsa, duz avukat olacaksan ben olsam hukuk diplomasanin bokunun ciktigi ulkede o ise girmem. Turizm + hukuk da yukarda behsettigim gibi bir potansiyel var ise, ustune dil falan da biliyorum demissin, o zaman yurunebilir. Heyencanlanmadan once sektore bir bakmak lazim zira okul bir suru bas agrisi, sonunda ciddi mukafat yok ise 35'den sonra cekilmez.

Burada mesele yaparsın yapamazsın değil. Amaç ne önemli olan o. Çok zaman harcaman gerekecek.

amacin ne baskan? sinava girmissin, yerlesmissin, okul basliyor, ne diye bu bolume girip okumak istedigini cozsen iyi olur sanki. hobi olsun diye de okunur tabii ama en azindan belirle amacini.

Öncelikle tebrik ederim!

Üniversitenin online olması size yaradı, dersleri bile takip ederseniz belki müsait olursanız. İstanbul Hukuk’taki arkadaşlar final döneminde ders çalışıyorlar onu da deli gibi yapıyorlar diye biliyorum, yoğun çalışıyorlar ama öncesinde o yoğun çalışma yok. Bence bir öğrenci bulup sorabilirsiniz çalışma sistemini.

İngilizce, Fransızca bilmeniz akademik açıdan çok önemli bence. Eğer akademik hukuk İngilizcesi dersi vs varsa İstanbul Üni’de alıp kendinizi geliştirmeye bakın. Yurtdışında uluslararası hukuk çalışabilirsiniz ki yurtdışı deneyimleriniz, bağlantılarınız da vardır kesin. Belki okulun Erasmus ihtimalinden yararlanırsınız işinizi de kaybetmeyecekseniz, Erasmus’ra alınan dersler, oradaki Üni ortadamı size akademik anlamda yardımcı olur. Uluslararası hukuk dışındaki alanları bilmiyorum hukuk yüksek lisans alanlarını araştırabilirsiniz bence bir. Marmara, İstambul Üni ya da diğer pek çok devlet üniversitesinden mezun avukatlar İngilizce bilmedikleri için ne kaybediyor bilmiyorum ama siz bildiğiniz için baya önde olabilirsiniz.

Hayırlı uğurlu olsun.

Aslında bakarsanız akademik gelişim için girdim bu yola ve kriminoloji en başından beri beni buna iten yoldu. Ticari becerilerim çok az, hatta rezalet, çekirdek ailede iki akademisyen var. Doneler çerçevesinde oluru var gibi, olmaz ise de olmaz.

Hukukçu değilim ama tüm öğrencilere tavsiyem ilk seneden uzmanlaşabilecekleri alanları araştırıp kendi kendine de olsa araştırma yapmaları, sertifika, staj vs. şeklinde. İş alanlarından, İngilizce makalelerden, diğer hukukçularla konuşarak bu araştırmayı yapın. Önce okurum mezun olunca bakarım olmuyor.

Örneğin göçmenlik hukuku, ya da Türkiye'de yabancılara verilen servisler, telif hakları, internetle ilgili hukuksal konular vb.

Boşuna masraf etme bence
Avukatların yarısı asgari ücret kadar kazanıyor
Hukukta amaç sınıf geçmek değil özümsemek olmalı
Tavsiyem : mutlaka derse gir
Tebrikler ve başarılar

akademikten kastınız akademisyenlikse o iş sıkıntılı, araştırma görevlisi olarak girme yaşı 35. ha genel akademik gelişimse bunun için üni okumaya gerek yok bence, 4 sene de harcayacağınız parayla sağlam bir kütüphane kurarsınız. avukatlık yapmak ise bahtınız açık olsun.

okumasına okursunuz ama diğer öğrencilerle aradaki yaş farkı kendinizi alien gibi hissetmenize yol açar. bende birden fazla üni var, sonuncuyu 27 yaşında girmiştim, iletişim sıkıntı oluyordu bir yerden sonra, sizin için biraz daha zor olabilir zira hem yaşınız benim girdiğim yaşa göre daha ileri hem de 2000 doğumlularla muhatap olacaksınız ki cidden hayata bakış açısı ve mantalite olarak bir 80 lerde doğan nesle göre çok farklılar.

bu arada yakın çevremde hem avukat hem akademisyen olarak bir kaç hukukçu var, onlara bakarak şunu söyleyebilirim, çok okumanız ve araştırmanız gerekecek. bunun için vakit ve kafa ayırabilecekseniz korkmanıza gerek yok.

tebrik ederim.

Neyse en son ben bir okuyayım da gazım çıksın raddesine geldim, yazan herkese teşekkürler. Zaten önemi olduğundan ve olmadığından ötürü rahatım.

Tebrikler öncelikle, alakasız olacak ama bu yaşta bu bölümü nasıl kazandınız? İkinci öğretim olarak bile neredeyse ilk 5000 sıralamaya sahip. Yoğun bir çalışma programınız olmuştur diye tahmin ediyorum.

Allah kolaylık ve sabır ihsan eylesin....

Yabancı dillerin fakültede faydası olmaz ancak sonrasında çok olur.

Sınav dönemine yıgmadan düzenli çalışmak tek püf nokta. Bunu yaparsanız bitirirsiniz.

Onların hepsi bi hâlden geliyor bence, o yüzden ucuza satılamıyor :(

Ormanlarda şimdi böğürtlen mevsimi, gidip toplayabilirsiniz :)

10 sene icinde kesin ortaya cikar hocam.

çok komik birader tebrikler

iç tarafa kaçmışsa 1-2 gün içinde kurur ve oradaki tuşlar çıtır çıtır ederek çalışır. kullanmak şart değilse hemen pirince yatırın aleti 2 gün kalsın o nemi çeksin (yapmışlıgım var)

aromalı bir soda ise büyük problem, profesyonel bir yardım almanız mantıklı. sade ise 507'nin dediği gibi küçük problemler dışında bir sorun yaşamazsınız pirince yatırdıktan sonra.

bunu yaptım support.apple.com

3 gün 11 saat 42 dakika.

Bence çıtır çıtır etmeyebilir. O çıtır çıtır olayı genelde kola vs. döküldüğünde oluyor. Sebebi de şeker. Şeker orayı yapış yapış yapıyor. Sodada öyle bir şey olmaz.

Ben olsam 2 gün iyice kuruyana kadar açmam.

Evet klavyeden anakarta su gittiyse birazcık bile olsa, zamanla kart oksitleniyor ve beklemediğiniz bir anda çalışamaz hale geliyor.

Benzer bir şey başıma geldi. Ters çevirip bekledim iki gün pirinçte, sonra servise götürdüm (Apple anlaşmalı servis, Mecidiyeköy Efortek olabilir) içini açıp baktırdım nem, su vs var mı kartta diye. Yokmuş, içim rahat etti :) bence siz de baktırın güvenilir bir yer içini açsın, nem varsa temizlesin. Seneler sonra da ortaya çıkabiliyor bunların sonuçları böyle okumuştum araştırmalarımdan.

beypazarıysa sıkıntı değil asidite oranı düşük, ama kızılay maden suyuysa işte orada dur adamım!

2 ay önce 1 dolu bardak su döküldü, bir sorun hissetmeden çalışıyoruz kendisiyle. macbook pro

beşiktaştan. bujiterileri bakın

diktirmek istersen, instagram ismiyadeteks

lösev dükkanda çok güzel fermuarlı bez çantalar vardı isterseniz bakın. hem paranızı iyi bir yere harcamış olursunuz :)
www.lsvdukkan.com

Suud Collection’da var bi kaç model. İnternetten bakın.

Kadıköy
Güven sanat

Kadıköyde sanat kırtasiyeleri var fiyat sorabilirsiniz.
Yeniden başlamak için temel gereçleri alın sonrasında kendiliğinden şekillenecektir.
Küçük bir tuval, 2-3 çeşit fırça, boya çok renk almanıza gerek yok, ana renkler, beyaz ve siyah almanız yeterli.
belki selülozik tiner alınabilir fırçaları temizlemek için.

Zaten kırtasiye çalışanına derdinizi anlatırsanız yardımcı olur.

Ne güzel düşünmüşsünüz.

GüvenSanat,
AnkaSanat vb Kadıköy çok pahalı, epey para verirsiniz. Kadıköy’den vapura binip Sirkeci’ye geçin ya da Marmaray’la Sirkeci Durağı’na gidin. Sirkeci Hakikat Kırtasiye’de söylediğiniz malzemeleri bulabilirsiniz. Yağlı boya ucuz değil zaten, Sirkeci’ye gitmeniz iyi olur. Marmaray durağında Cağaloğlu Yokuşu’ndan çıkarsanız hemen dibinde kırtasiye. Vapurla geçince da yukarı çıkıyorsunuz yokuş biraz, oralarda.

Kredi kartı ve bankamatik geçmiyor, nakit parayla gitmeniz lazım.

+y e k +1 boya konu ve malzeme konusunda kendisine katılıyorum. fakat Kadıköy’ü pahalılık açısından önermiyorum.

İnternetteki hakikat Kırtasiye ve gittiğiniz dükkan Hakikat Kırtasiue aynı yer değil bu arada. Fiyatları ancak yerinde karşılaştırabilirsiniz.

hakikat kırtasiye +1 mimarlık öğrencisi olarak ben de oradan yaparım alışverişi. marmaray sirkeci çıkışından çıkarsanız direk oradasınız.

Online alacaksanız tahtakalehobi.com'a da bakın.

eskiden bu bölümden mezun olup, her birini yapabiliyorduk.
şimdiki sistemi bilmesem de, öğretmenlik dışarıdan formasyonla hala alınabiliyorsa, onu geç.
tercümanlık da lisedeyken bile yapılıyor.
başka olasılıklar varsa bir görüş bence.
dediğim gibi bizim zamanımızda :D 1998 mezunuyum, böyleydi.

Şu anda da böyle durum ama bölümü okumanın kattıklarıyle o meslekleri havadan yapabilmek farklı şeyler elbette. İngilizce bilen herkes nedense çeviri yapabileceği inancına sahip ve bu da son yıllarda ülkede çevirmenliğin ayağa düşmesinde önemli bir sebep. Ben öğretmenlikteki öğretme üzerine yaklaşımları yakından öğrenme amacıyla veya çevirmenlikti çeviri teknikleri üzerine aktif bir şekilde pratik yapabilirim düşüncesiyle bu bölümlerle yapmayı düşünüyordum.

Öncelikle “sen ne istiyorsun?”o önemli. İlerde kendini ne yaparken görüyorsun?

Bana kalırsa İngiliz Dili ve Edebiyatı harika bi bölüm, yurtdışında devam etmek isterdim.

Çap olarak da İngilizce öğretmenliği seçerdim ki, ülkede her an her şey olabilir. Başka ülkelerde İngilizce öğretmenliği yapma şansım olur diye düşünürdüm? Çin’de mesela... olur mu bilmem ama.

Neyse bunlar benim hayallerim, peki sen ne istiyorsun?

@damba

Ne istediğim konusunda maalesef çok büyük planlarım yok açıkçası. Mezun olduktan sonra akademide kalmak istiyorum. Asıl arzu ettiğim çevirmenlik ama sektörün durumunu bildiğim ve bu yolda harcanan pek çok nitelikli insanı yakından tanıdığım için bu alanı zorlayarak kendimi sıkıntıya sokmak istemiyorum. Belki büyükelçilikler için ileride şansımı deneyebilirim. Onun dışında yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla birkaç sertifikalı üniversite programına başvurmayı planlıyorum. Şimdilik bu kadar. Dediğim gibi büyük bir planım, hayalim yok maalesef.

Öncelikle ne istediğin daha önemli +1
Ama farklı bir branşa çap yapma şansın varsa (atıyorum başka bir dil ya da edebiyat fakültesindeki başka bir alan) daha iyi olur bence, 2.bir mesleğin olur.
Bu yazdıkların arasında ben olsam Mütercim tercümanlığı seçerdim,pratik dersleri daha fazla olduğundan.

Öğretmenlik için formasyon almak şu an belirsiz bir durumda ama CELTA diye bir belge var, duymuşsundur. CELTA alarak dünyanın her yerinde öğretmenlik yapabilirsin ama MEB de öğretmenlik atamaları için geçerli mi bilmiyorum.

öğretmenliğin bölümle ilgili bir faydası yok ki, tamamen ayrı şeyler. bölüme faydası demek, orada öğrendiklerine katkı sağlayacak demek. öğretmen olmak istiyorsan sonrasında formasyon alıyorsun, çap'a gerek yok. tercümanlığı mesleki olarak ciddi yapmak istiyorsan mantıklı olabilir ama yine çap'ın zahmetine değmeyecek bir katkı, okumadan da yapabilirsin çünkü. evet öğreneceğin teknik ve teorik yaklaşımların katkısı olur ama çap'ın getireceği yüke değer mi; bilemiyorum.

mezuniyet sonrası ne yapmak istediğinle alakalı yani. akademide kalmak istiyorsan psikoloji, sosyoloji, felsefe ya da tarih gibi bölümlerden biri lisans eğitiminde öğrendiklerini çok güzel pekiştirecektir. bölüm zaten bunlarla iç içe, bir tanesine ayrıca eğilmek seni donanımlı bir humanities'ci yapabilir. ben de ide okudum, çap gibi bir niyetim olsaydı felsefe yapardım.

Kesin yükseltir. Ama ne zaman bilmem, bir anda yapıyorlar.

Son fiyat yükselttiğinde appledan önce media markt gibi siteler fiyat yükseltmişti. Bunu donanımhaberden biri anlayıp siteye yazmıştı apple da yükseltecek alın alacağınızı diye. Ben de bir şeyler aldım bir kaç gün sonra apple sitesinde yükselmiş oldu.

Böyle şeylerde donanımhaberi takip etmekte yarar var bence. Ayrıca kesin yükseltirler.

iphone 12'nin çıkışı ertelendi.

o zamana kadar muhakkak artacaktır.

Doktor rapor vermediyse size, evet bi daha gidip yazdırmanız gerekiyor.

Bi daha hastaneye gittiğinizde doktordan rapor yazmasını isteyin o zaman her ay gitmenize gerek kalmaz. Doktor da size Cipralex iyi geldiyse rapor yazar bu arada :)

İlacı reçetesiz de alabilirsiniz İstenbul’daysanız genelde veriyorlar bu ilaç kapsıyor mu bilmem, ama daha pahalıya denk geliyor.

Eğer özel hastanede doktora gittiyseniz her ay gel yazayım sana derse rapor isteyin. Ama bence rapor çok mantıklı değil sürekli takipte olmak gerek, zihin bu inişli çıkışlı.

Bipolar gibi bi rahatsızlığı yoksa inanın -ömür boyu ilaç, uzun süreli ilaç-her ilaç kullanımında kontrol altında olması gerekiyor bence. Basit ilaçlar değil çünkü.

Cevaplarınız için teşekkürler, gidip direkt eczaneden almayı deneyeyim.

İkinci görüş aldığım bir doktor gerek yok bence bırak demişti ona gideceğim sanırım çünkü 0 fayda ve rastgele gelen bulantılar dışında bir etkisi olmadı hiç.

Reçetesiz satışı yasak. Doktor rapor çıkartırsa, sağlık ocağından muayene ücreti olmadan reçete ettirip, 3 kutu falan alabilirsiniz (rapor süresine göre).

cipralex reçeteli mi olmuş?? ben gidip eczaneden alabiliyodum önceden, şaşırdım. neyse onu bilemedim şimdi ama şöyle bişi var beniö bildiğim bu tür psikiyatrik ilaçlara rapor verilmiyor, reçeteli ise her seferinde gidip yazdırıyorsun, değilse eczaneden al daha avantajlı hiç değilse muayene parası kitlenmez. Ama eğer periyodik bişise. Durumun özel, ciddi, tehlikeli olur psikiyatrı belli periyotlarda ziyaret etmen gerekir, ona bişi diyemem :)

Update: Reçetesiz aldım. Psikiyatristi sigortam karşılıyordu ama gitmeye üşeniyordum bırakacaktım faydasını görmedim diye, devam etme kararı aldım. 7.5tl yerine 32.5tl vermiş oldum sadece.

Bilgisayar mühendisliği ya da hukuk mantıklı.

beslenme ve diyetetik

bence meslek edinmek gibi bir derdin yoksa sosyal bilimlerden birini oku. siyaset, sosyoloji gibi. ufuk açıcı olabilir gerekli okumalarla da desteklenirse.

YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ

@cosmicstring

Universitedeki departmanim geregi bolumlerle cok fazla icli disliyiz. Devam konusunda zaten ogrencilere de cok sıkıntı cikartmiyorlar, bana da çıkacağını sanmam.

Meslek edinme acisindan "bana sifir fayda olsun, hobi istiyorum" modunda değilim, hayatin bin turlu hali var sonucta.

Suan aklimda net bir bolum yok ama sadece "keske 4 sene once atandigimda boyle bir adim atsaydim" diyorum, yeterince de gec kaldim ama belki ucundan kaçırmamışımdır diyorum.

Hukuk bitmiş
Yazılım mühendisliği olabilir

30 yasinda insan hayata daha farkli bakiyor. Ben olsam psikoloji okurdum mesela. Insani tanimak hayati tanimak daha farkli bir algiyla bu ogretileri lip gecmis tecrubelerinle birlestirmek daha degerli olur kanaatindeyim.

Yaşın çokta bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Hangisini seviyorsan, ilgi duyuyorsan, derslerine zevkle gireceksen o bölümü oku derim. Şu "üniversiteye 18 yaşında başlanır" algısı bir tek bizde var sanırım.

Düşüneceğin tek şey, okurken maddi olanaklarının da devam etmesi. Gerisi fasa fiso.

hukuk falan yazma pişman olursun.
yazılım müh. +1

Yazılım ya da grafik tasarım, animasyon vs

Teknoloji Çağı’nda mıydık?:)

ben de üniversitede memurum. end. müh. kazandım örgünde. haftalık 40 saatlik mesaimi cuma,cmtesi pazar olmasını sağlayacak bir birime geçtim (kütüphane). amir insiyatifi dense de amirler üniversitede sıklıkla değişir ve yeni gelen amir buna razı olmayabilir. ki diğer memurlar da o okula gidiyor maaş alıyor, onun işini de biz yapıyoruz diye arkadan laf gelir.

Öyle çok kazandıkları filan yok psikologların; yeni mezunların çoğu işsiz. Öyle ha deyince de terapist olunmuyor; mezun olunduktan sonra bir sürü eğitim, yüksek lisans ve gerekiyor ki psikologların çalıştığı tek alan klinik değil. Her bir alan için kendini geliştirmek gerekiyor.

Mantıklı bir nedeni yok bana kalırsa; aşçılık bölümü de varmış. Açıköğretimde ascilik okumanın nesi mantıklı? Hatta türkiye için konuşursak ben herhangi bir bölümün okunmasını mantıklı bulmuyorum. Üniversiteler için ise açık öğretim gelir kapısı. Dışardan okunabilir gibi gördükleri her bolumu ekliyorlar. Üniversite kendi psikoloji bölümü akademisyenlerine sormamış, fikir almamış bile. Nasıl bir mantık olabilir ki bunda? Yakında hukuk fakültesi de açacağız derlerse ki o psikolojiye göre uygulaması daha az bir bölümdür, hiç şaşırmam.

Edit: psikolojinin bu kadar olay olmasının nedeni ise psikologların zaten alan ihlali ve meslek yasası yüzünden dertli olması, üstüne bir de bu eklenince örgütlü bir şekilde hareket etmeleri. Yoksa kimsenin ruhu duymazdi bunu da.

ülkede psikolog olmak isteyen yığınla ev kadını, yaşı geçkin teyze, hevesli ergen, 30lu yaşlarında olup plazada çalışan abla abi var. belli bir kitlesi yok. belki aöf psikolojiyi 3 katı ücretle açarlar, yine yığılma olur. insanlar psikolog etiketini istiyorlar. açanlar da iyilik olsun diye açmadı elbette, kasaya para girmesini istedikleri için açtılar.

Vakıf üniversitelerinin neredeyse hepsinde psikoloji bölümü olmasıyla aynı sebep: Maliyeti az. Goygoyla doldurulmuş programlarla psikoloji açtık diyorlar. Bir de adı havalı geliyor insanlara. Herkes üniversite okuduğunu sansın diye yapılan hamlelerden biri. Ortamlarda eğitime önem veriyoruz, ülkedeki üniversite mezunu sayısını arttırdık diyecekler sonra. Hiçbir bölümün mezununa da talep yok.

psikolog olmak toplumda revaçta, derdini anlatıyorsun dinleyen biri olmak için hevesleniyor insanlar.

bir de kolay yoldan para kazanılıyor zannediyorlar galiba, hop psikolog olup seans başı 250 TL alacaklarını sanıyorlar. Rahat meslek gibi görünüyor dışarıdan. Özel üniversitelerin hepsinde var arkadaşın dediği gibi neredeyse. Yüksek lisans ücretleri diğer yüksek lisans ücretlerinin neredeyse 2 katı. Eğitimlerin ücreti almış başını gitmiş durumda.

Psikoloji bitirdim ben de bu sene. Midem bulanıyor alandan, sektörden. Devam etmeyi düşünmüyorum bu şekilde ticarethanelerin arasında...

seneye hukuk da açılacak.
psikologlar öyle çok kazanmıyor.
bu ülkede her an her şey olabilir.
sadece kamuda çalışanların işine yarayacak, diğerleri kendine okumuş sayılacak.

psikoloji, sosyoloji, ve felsefe bölümleri görece olarak daha "seküler" bölümler türkiye'de. dindar kesimin üniversitede nüfuz edemedigi bölümler bunlar. felsefe ve sosyolojinin zaten acik ögretimi vardi, psikoloji de acilmis oldu. böylelikle bir breach yaratip oradan alana sizacak dini bütün tayfa.

bir de söyle bir ihtimal var, saglik kurumlarında, üniversitelerde medikolarda, sosyal hizmetler birimlerinde, devlete bağlı anaokullarında ve kreslerde psikolog kadrosu acarsiniz, var olan kadrolari artirirsiniz. sonra bu kadrolara acik ögretim mezunu dini bütün psikologlari alirsiniz. sonra üniversitede psikolojik danismana ihtiyac duyan ögrenciye "namaz kil gecer yavrucum" denir, anaokullarinda dini bütün egitim icin bir adim daha atilir, sosyal hizmetlerde, yetimhanelerdeki cocuklara dini bütün psikologlar yardimci olur.

aöf tamamen para basma makinası, açıköğretim psikoloji rabet göreceği için gelecek görüp açıyorlar. instagramda bazı gerizekalı influencer bozuntularu psikoloji diplomaları olmadan millete terapistim diye yalan söylüyordu onların işine yarar.

(bkz: socialmom13)
(bkz: çağla düvenci sönmez)

@ proteus
En olası cevabı vermiş bir iki kişiden daha gelen açıklayıcı cevaplarla birlikte.

Sadece aöf’ün paraya ihtiyaç duyması değildi sorduğum. Yani konu paraysa bile insanların bunu çok talep edeceklerini nerden biliyorlar diye sormak istedim.
Psikolog olmak neden havalı olsunki diye düşünüyordum ama anladığım kadarıyla havalı bir algısı varmış :D

Herkese teşekkürler cevaplar için.

aöf sürekli bölüm açıyor. sosyolojiyi neden açtıysa o nedenle açtı. çeşitlilik, daha çok kişiyi mezun etme, para kazanma vs.

Yeğeninize bayıldım :) Ben küçükken hep şu küre dünya haritalarına özenmiştim ama kimse bana almamıştı. Yeğeninizin var mı? Havalı bir küre alırsanız odasına koyar. Bir de eski gezginlerin (Marco Polo, Macellan vs.) seyahatlerini okumak hoşuna gidebilir, yetişkinler için yazılmış kitapları bile okuyabilecek gibi geldi.

Yıldızları görebileceği bir şehirde yaşıyorsa teleskop bile alabilirsiniz; dünyayı yalamış yutmuş, uzaya açılabilir.

Tablete veya bilgisayara erişimi varsa geoguessr premium hesabı :D bilgisayar ekranına bakması pek iyi değil tabii ama tam onluk oyun.

TÜBİTAK - Bilim Çocuk
National Geographic Kids (Çocuk Dergisi)

Bu iki dergiden birine (ikincisi daha uygun) bir yıllık abonelik yaptırabilirsiniz. Her ay dergi evine gelir, poşetimden çıkarır, bakar, inceler :) hem bilimle hem de coğrafyayla alakalı şeyler bulur. Bir senelik aboneliğe özel hediyeler de oluyordu. Her ay derginin yanında hediyeler geliyor, dünyanın değişik yerlerinden hayvan kartları gibi mesela.

Küre dünya haritası bence de iyi fikir.

Doğa bilimlerine ilgiliyse şunun da çıktısını alıp boyatmak istersiniz belki: christinawarinner.com

@wish i could find a way to disappear çok havalı olmasa da küre haritası var. teleskopu ben de düşündüm ama nasıl özellikte bir telekop almalıyım onu araştırıyorum. ankara'da ne kadar iyi olur bilemedim.

@glamdr1ng geoguessr güzel fikir.. düşüneciğim.

@damba tübitak çocuk var.. adını hatırlayamadığım bir dergi daha var. ama bir sorayım national kids yoksa olabilir.

@evrim halkasi boyama kitabı çok güzelmiş. teşekkür ederim.

Kozmik Anafor teleskop yerine dürbün ile başlamayı öneriyor. Belki dürbün düşünebilirsiniz.

ilk elin günahı olmaz, ama 2.seferde böyle bi sıralama iyi değil.
çalışmamış ama iyi birinin sıralaması da böyle olabilir

bu sıralamayla iyi bir bölüme girebilir mi girer, istediği ne bilmiyoruz.

Hayır gayet iyi bir sıralama. Eşit ağırlık başarı sıralaması 900.000'den daha fazla öğrenciyi barındırıyor. İlk 50.000 iyi bir sıralama. Başarısızlık olarak görmek çok yanlış olur. Üstelik bu sene başarı sıralamalarında geçmiş yıllara göre oldukça farklılık var. 47. olan kişi eğer aynı puanla geçen sene sıralamada olsaydı 15-20 bin öne geçebilirdi.

"tembel veya kafası basmıyor bir daha sınava hazırlanmasın yorumu gerçekçi mi"

Gerçekçi değil ve çok saçma bir yorum.

İkinci seneye bırakmak riskli iş. Bu sene puanlar inanılmaz yükseldi, ikinciye hazırlanan birçok insan umduğunu bulamadı. Bu sene eğitim öğretim nasıl yapılacak belli değil. Uzaktan eğitim var diye 12. sınıf konularının çoğu aslında işlenmiş olmasına rağmen kolay sordular ayt yi sonuç bu oldu. Her şey çok belirsiz. Söylediğiniz sıralamadan çok daha kötülerini yapıp bir sonraki sene üç bine çeken insanlar tanıdım eşit ağırlıkta. Disiplinli bir çalışmayla yapılmayacak bir şey değil. 47 bin sıralamanın kötü olduğunu düşünmüyorum.

Tek bir sıralamaya bakıp birinin tembel mi zeki mi olduğunu anlamak çok doğru değil. Sınav anında her şey olabiliyor sonuçta. Elimizde olmayan şeyler var. Ama ikinci sene hazırlanmak sabır, disiplin, güzel bir ruh hali gerektiren bir şey. Kimsenin dediğine bakarak da karar vermeyin. İstemediğiniz bir şeyi hayatınız boyunca yapmak yerine bir sene daha ders çalışırsınız olur biter. Çalışmadan 47 bin yapılmaz zaten en 15 ayt matematik gerekir o sıralamaya.

hedefinizin ne olduğuna göre değişir. ilk bine oynayan biri için 10 bin çok kötüdür mesela.

söylediğiniz şeylerin sıralamayla doğrudan bir ilgisi yok. ilk senenizse düzgün bir çalışmayla daha iyisini yaparsınız bence. edebiyat ve coğrafyayı zaten yüksek yapacağınızı varsayarak konuşuyorum. matematiğe abanın bu iş çözülür. düzgün matematik neti yaparsanız çok temiz yükseltirsiniz bu sıralamayı.

polyannacı olmayacağım. kötü değil ama iyi hiç değil. kimse kimseyi kandırmasın burada şimdi.

üniversite sınavına 11 yıl önce girmiş bir mühendislik bölümü kazanmış abin olarak üniversite bittikten 5 yıl sonra girip hiç ders çalışmadan 98 bin oluyorsam kusura bakma ama kötü.

biraz matematik yapsaydım şimdi hukuk okuyor olurdum.

Eğer yaptığı yanlışlar daha çok sözel alanındaysa ben ikinci seneyi denemesini tavsiye ederdim. -motivasyonu varsa- temeli olan bir öğrenci için TM’de ilk 30-25 binde sıralama yapmak zor değil diye düşünüyorum. Çalışınca olacak alanlar : Türkçe, Sosyal, Edebiyat, Mat 2.kıısım.

Mat 1 belki çok çalışsan da zekaya, hıza pratikliğe bakar. Ama tm’de çoğu alan çalışınca karşılığını alacağın alanlar. O yüzden tekrar çalışılabilir eğer motivasyonu, istediği bir yer varsa.

gayet iyi bir sıralama yahu. sırf kendileri iyi sıralama yaptıkları için burada milleti aşağılıyorlar. egonuzu sevsinler.

Nesi iyi anlamadım?
Ben TM’den 11 binlerde bir sıralama yakalamıştım dershaneye dahi gitmeden. Hele hele orta öğretim puanım da 40 üzerinden 31 olmasına rağmen.
Önemli olan sıralamadan ziyade hangi bölümü istediğin ve o bölümden hangi üniversitelere puanının yettiği..

Abı olur tabi neden olmasın, zorlar mı zorlar tabi ama ölmezsin. Büyük tuvalet içinde mapsten benzinci kovalarsın.

Arabanın neresinde yatacaksın? Koltuklarda olmaz o iş belin ağrır. Koltukları yatırıp yatak yapabiliyorsan zorlanırsın ama imkansız değil.

Deniz suyu da olsa sabunsuz temizlik olmaz.

Ucuz kamp alanlarını tercih edin. Çadır ve şişme yatakla rahat edersiniz. Ciltte kalan deniz suyu kaşındırır ve leke yapar.

Çok tercih edilmeyen yerlere giderseniz kamping parası uygun olur. Çanakkale, Asos taraflarına bakabilirsiniz.

havasızlık sorununu nasıl çözeceksin, cam açık mı uyuyacaksın?

Doblo kirala

Tatile değil, eziyet çekmeye gidiyor olacaksın. Bu halde tatil yerlerini değil köyümü akrabalarımı ziyaret ederim daha iyi.

rezillik cekiyorsun.
sirtim agiriyor gunes vuruyor terliyorsun. her tarafin les gibi oluyor dinlenemiyorsun o yorgunlukla araba vs suremezsin zaten.
sakin bulasma.

Araba kirala, yanına aprenaz çadır al Decathlon'dan. Ufak bir masa kamp sandalyesi ufak bir tüp kısaca minimum kamp eşyası.

2 günde bir kamp alanına gidersin duş vs alabilirsiniz. Kamp duşları da var 20 lt lik

arabada kalirim mantigi kulaga hoş geliyor ama buyuk sknti cekersin, ikinci gun pisman olursun, en ucuzundan da olsa bi dus bi yatak olacak sekilde bi pansiyon falan bak derim, yoksa hic cikma o tatile

2 gece arabada 1 gece pansiyonda şeklinde yapabilirsin.

arabada uyuma konforu açıkçası boyuna bağlı 1.60-70 kişi için belki ama 1.80 ve üzeri adam arka koltukta uyuyamaz.

arka koltukları düz yatan station bir araç bulursan bunun üzerine mat+uyku tulumu ile olabilir.

camı mutlaka 1 parmak açık bırakmalısın yoksa içeride aşırı nem olur, ön cama mutlaka güneşlik koymalısın bu havada arabanın içi gün doğumunda hamam gibi olacak.

youtubeda "how to sleep in your car" videoları var bir sürü, sana epey bilgi verir.

Arabada bir saat uyumak bile yorucu oluyor her yerin tutulduğu için -boyum 1.55 ama durum bu-

+çadır diyorum.

şişme yatak ve çadır al. veya arka koltukları yatırıp şişme yatağı oraya da atabilirsin.

olur diyenler bir geceden fazla yattı mı acaba arabada merak ediyorum? çok yorucu olur. arabada mecburiyetten yatılır. tatil yapıyorum diye arabada yatarsan daha yorgun bir şekilde evine dönersin.

Evet yattım o nedenle olur dedim zaten ? oldu mu ? @proletarier aller lander vereinigt euch kardeşim adam çadır yatak duş bilmem ne satın almasın diye sormuş soruyu algı sorunu mu var size? o kadar para verceğine gitsin pansiyona daha iyi allah allah ya. Adam ne dio siz ne diosunuz

Ben! :) 26'da girdim ama çok uzun sürmedi. Hatta iyi ki girmişim böylece 30'a girerken hazırlıklıydım ve çok sakin karşıladım.

inanıyorum, 27ler kulübü diye bir şey var sonucunda ama sakin ol bence 40 yaşına kadar sürüyor.

- 27 civari depresyon yaygin.
- Duze cikmak cok goreceli. O zamani dertlerimin bir kismini kafamda cozdum, simdi yenileri var.
- Gecebilir
- Bilemem
- Bilmiyorum

Benimki buhranlı değildi :) Depresyon dönemim bi tek 15-17 yaş arası oldu bi daha hayata adapte olabildiğimi düşünüyorum. Ama şunu diyebilirim ki geçmeyen bir durum yok. He bazen illletlik şekilde uzun sürüyor ama yine de son buluyor.

26 da başladı 27de dip demiyim ama bayaa aşağılara düştümm :)) 28de kuş gibi hisettim gerçekten böyle bi süreç olacağını bilmiyordum. 27 yaş içinde çok zor zamanlarımda insanlar söyledi böyle bir şey olduğunu, sanırım yaşla gelen tam dönüm noktası yerlerden biri o nedenle böyle oluyor.

26 yas krizini yasadim galiba. Hic ihtimal vermedigim halde yurtdisina tasinmama, yeni bir cevre edinmeme sebep oldu. Iyi ki de yasamisim.

Ben de 28imde yaşadım, etkileri hala sürmekte. Sanırım çoğumuz bazı şeyleri baştan aşağı sorgulamaya bu yaşlarda ancak vakit buluyor, dolayısıyla ben kimim ve şu an yapmakta olduğum şeyi neden yapıyorum gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışıyoruz. Düşünce yapısıyla ilgili birçok şeyi revize edebilirse kişi, taze bir enerjiyle devam edebilir hayatına. Ancak bu değişimlere kendisini açma konusunda cesaretli olması gerek bence.

bu topraklarda yaşıyorsan depresyonun bitmez,geçmez de .

x571 +1

bence de gecmez ya.

Bu yaşlardayım, depresyon sonrası büyük değişimler yaşıyorum. İnsan en dibi görmeden üste çıkamıyor. Bazı depresyonlara şükretmek gerek diye düşünüyorum :)

-29um son 1 yıldır falan kendini sorgulama vs garip bi dönemdeyim. hareketlerim ve karakterim hakkında çok düşünüyorum.(yani inanıyorum)
-vala evlenicem bu sene ama ondan bile emin olamaz oldum çok bozdum bu ara. çıkamıyorum
-geçer inş.
-kendini olduğun gibi kabul ederek olabilir (?)
-ben daha kendimi bilmiyorum asdfsd

şu an yalnız olmadığımı görünce cidden sevindim, 27 ile katılıyorum.
Depresyon değil ama bir hayatı sorgulama, yaptığım işin beni tatmin etmesi/etmemesi durumları, gelecekle ilgili belirsizliklerin yarattığı mutsuzluk, genel bi enerji düşüşü...

Neden böyle bir kriz grubu oluşturup kendinizi buraya dahil etmeye çalışıyorsunuz anlamıyorum. Yok abi kriz mriz. İnternette birileri krize girdim dedi diye herkes kendini kriz hacısı olmak zorunda hissediyor. Kendin bile inanmıyorsun bir depresyonda olduğuna. Ama duymuşsun bir yerden illa sen de gireceksin.

26 yaşındayım. "artık çocuk değilsin" ile "it gibi çalışıp sığır gibi yaşamaktan başka şansın yok; ipin ucunu bırakacak kadar özgür değilsin ama çalışıp bir yerlere gelecek kadar tecrübeli/önemli de değilsin" diye düşünüyor ve kendimi iki arada bir derede, faydasız, aptal hissediyorum. bunu tümüyle yaşa yüklemek doğru olmaz tabii, kendi kararlarımın ve yaşantımın da büyük payı var içinde bulunduğum durumda. farklı yaşasaydım belki şu an böyle hissetmezdim ama yine de sanırım yaş itibariyle içinde bulunduğum bu periyot ruhumu daraltıyor biraz.

sadece arka panel ince çivilerle çakılı oluyor. onları paneli kırmadan sökmek epey zor ama sökülüyor. gerisi vidalı veya geçmeli sistemdir.

Sökmek zor demişsiniz, var mı bir yolu sökmenin?

Var, dolabin arkasina gecip arka paneli cok hafif dolabin icine dogru iterseniz cakilan civiler kafalarini göstermeye baslar, onlari ince uclu pense veya catal cekic denen aletle yerinden sökebilirsiniz. Benim defalarca yapmisligim var.

Ya da dolabin icinden birisi ic paneli üst köselerden disari dogru iterse yine ayni sekilde civiler uclarini gösterecektir, bir kac tanesini söktügünüzde gerisi kolay cikar.

Çiviler çok rahat çıkar. Hafif hafif vurun, zaten kafalar yerinden itilerek çıkacaktır. Dolabı sonra yeniden toplarken yarım santim kaydırarak çakabilirsiniz.

Olur. Biz demonte edip tekrar toparladik sonra.

Arkadaki sunta çıkınca dolabın desteği kalmayacağı için eğilip bükülmeye başlar, sökerken en az 2 kişi olmak lazım.

İkea genelde kilitli vida kullanıyor, ilk önce tavandaki parçayı ayırıp, ardından rafları, ondan sonra gözleri ayıran dikey parçaları sökmen lazım.

Kilitli vidalarla birlikte kavela denen ahşap dübeller vardır, sökerken parçaları çok eğersen bunları kırabilirsin, bir kişinin devamlı boştaki parçaları desteklemesi lazım.

Ben de aynı durumdayım. Valla ittiriyorum, bırakırsam vicdan azabı çekeceğim sınavdan sonra. Ama gerçekten odaklanıp çalışamıyorum. Kendimce program falan yapmaya başladım. Kronometreyle çalışıyorum. Ama bir yandan da iş aramaya başladım :(

Çare kütüphane :(

www.gittigidiyor.com

soslu fıstık ama bu hayvan gibi turuncu olanlardan bahsetmiyorum. baharatlı olanlardan bahsediyorum. tabii bu geçiş süreci, sonra normal tuzlu fıstık leblebiye filan geçersin.

lavaş cips, patlican cipsi

antep fıstığı, ayçiçeği çekirdeği.

Patlamış mısır. Cipse göre daha sağlıklı. Evde az yağ ve az tuzla yaparsanız çok daha iyi.

bilumum kuruyemiş kurtarabilir. size hangisi hitap ederse.

ben de cips manyağıyım, kontrollü hareket etmeye çalışıyorum, bi paketi açarsam 5 günde bitirmeye çalışıyorum falan. önceden almıyodum bile ama şu karantina dönemlerinde ve sonrasında bastım yine eve cipsi.

beni bu ara beyaz leblebi-sarı leblebi kombosu kurtarıyor. Sarı tuzlu leblebiler var o da fena olmuyor beyaz leblebi ile. tuzsuz çekirdek seviyorum mesela hem tuz manyağı olmuyorsunuz o da iyi.

soyalı fıstık diye bişi var, zararlı mıdır değil midir bilmiyorum ama o da iyi oluyor bazen, ondan da ufak ufak yenebilir.

www.cimri.com

Yagsiz ve tuzsuz...

fırınlanmış patlıcan ve kabak dilimleri
kuruyana kadar ve baharatla fırınlayın.

karışık kuruyemiş

YouTube’da mercimek cipsi diye bir şey gördüm, yapımı kolay ve sağlıklı duruyor.

En kolayi yer fistigi.
En sagliklisi firinlanmis nohut.

eti gong pops

yüksek lisans için 32 yaş geç değil bence. çalışanlar için ikinci öğretim gibi imkanlar var bildiğim kadarıyla.

Gidip direkt olarak ders veremezsin. O kadar basit olsa niteliğinden emin olunmayan insanların toplandığı yol geçen hanına dönmez miydi üniversiteler? 32 yaş için yüksek lisans geç değil, buradan ilerle.

kendini kapatıp 2 yıl master 4-5 yılda doktora tamamlarsan 5 yıl içerisinde ders verecek kıvama gelirsin sonra istersen anadolu'da random bir yerde ders verirsin.

türkiye'deki odtü boğaziçi sabancı koç gibi büyük üniversiteler dışındakilerin durumu pek iyi değil.

üniversite hocaları bile düzgün ders veremiyor

yerinde olsam patreon, youtube, vb. online platformlarda dersler hazırlar sunarım.

+cosmicsfring üniversitede ders vermekten daha fazla zevk alabilirsiniz bir klüp bulaşınız, ilgili kişiler gelir dersinize çünkü.

Onun dışında yüksek lisans yaparken bir yerden asistanlık teklifi alırsanız, asistan olarak çalışırken ders verebilirsiniz. Ama işinizi bırakıp asistan olmak ister misiniz bilemedim.

İşinde çok çok iyi insanlar var, o insanlar misafir olarak ders veriyorlar Türkiye’de ama BİM’in CEO’su ya da iyi bir reklamcı olmak gibi şeylerden bahsediyorum. Kim bilir belki ilerde bir davet alırsınız siz de.

Merhaba,

çalıştığınız kurum kurumsal büyük bir kurum olursa (Örneğin Tübitak, ya da savunma sanayii şirketleri) önde gelen üniversitelerde dahi ders verebiliyorsunuz.
Okulların bilgisayar mühendisliği bölüm başkanlıklarına mail atarsanız temel derslerden olmasa da seçmeli ders açmanız konusunda yardımcı olacaklardır ki seçmeli ders sadece ilgili öğrencilerin gelmesi açısından daha iyi bence.
iletişime geçmeyi deneyin derim.

ohooo sen yeter ki açmak iste. gerçekten donanımın biraz da hevesin biraz da sosyal zekan varsa kesinlikle ders verebilirsin. bizde bir kaç dersi tübitaktan ya da bi kaç kamu kurumundan gelen hocalar açıyor. ama zorlarsan özel sektörden de adama ders verdirtebilirler.. zaten hocalar ders anlatmak istemiyor. teknik seçmeli ders verirler sana onu verirsin. bi de o sırada yüksek lisans yaparsan seni öğretim görevlisi olarak bile alabilirler (çok zorlarsan)

Şu an her sayısal bölüm programlama öğretmeye çalıştığı için bir açık var, geçen sene Bilkent üniversitesi benden gelip istatistik bölümünde Python öğretmemi istemişti mesela. Sadece lisans diploması sormuşlardı. Bölümlere mail atıp böyle bir şey lazım mı diye sorabilirsiniz. Bilgisayar mühendisliğinde zor olabilir ama.

IF’in kendisi kilo verme nedeni değil zaten ne kadar kalori alıyorsun o önemli ama 2 hafta belirleyici bir süre değil. Alınan kalorileri doğru hesaplayıp doğru kalori açığı verirse kilo verir ama kadınlarda işler biraz karışık bir gün doğru sonucu alır ertesi gün su tutar fazladan 1 kilo çıkar, östrojen gibi detaylar var, tartı çok doğru sonuç vermez ayna takibi daha net bir çözüm.

mutfak tartısı alın. hangi besinden kaç kcal alıyorsunuz daha net olur.

Adet döngüsüne bir haftadan fazla varsa kilo almış görünüyor olabilir.

Vücut ödem tutmuş olabilir, çok fazla şekerli, tuzlu bir şeyler yediyse eğer.

Onun dışında kalori hesabı çok önemli, evet.

oncelikle if konusunda kati mi? yani 16 saat aclik suresince agzima iki findik atayim durumu varsa if'i bozar. emin mi kalori almadigina,

acliktan gozu donuyor fazla kalori aliyor olabilir.

kalori hesaplamasi yaparken eger bir program kullaniyorsa oraya bir porsiyon bamya yemegi diye girerseniz hata yaparsiniz, ben 50 gram yag ile yaparim sen 100 baskasi 200...kisaca yaptigi yemege ne koyduysa tek tek tartarak kalorisini hesaplayacak

su tutma durumu malum, adet oncesi, sicak hava, az su tuketimi...

gunde bir tane maden suyu mutlaka icsin macro lar kadar microlar da onemli...

yok biz her seyi kuralina gore yapiyoruz ama 1 ayin sonunda kilo veremedim, santim incelmedim diyorsa, endokrinolojide test yaptirip hormon duzeylerina baktirabilir

bu arada d ve b12 vitamini eksikligi kilo vermenin onunde buyuk bir engeldir.

Gr hesabı yapmıyor hocam. O konuda eksiğimiz, hatamız var. Bilmiyordum bile o kısmı. B12 eksik. Bir de açlık kısmında hiçbir şey yemiyor.

Sanırım Gr Gr kalori hesaplamadigi için böyle oldu.

yatmadan önce günlüğe bir şeyler yazmak

yattığın oda zifiri karanlık hale getirilebilir. ama bence sanırım en kolay çözüm (çocukluğumdan beri uykuya dalma sorunum vardır) yorucu bir gün geçirmek. iş yoğun geçmediyse koşu-egzersiz gibi aktivitelerle bedeni yormak. ertesi sabah da çok iyi bir hisle uyanıyorsun.

Nefes egzersizleri gevşeyerek uykuya rahat geçiş yapmanı sağlar.

2 duble rakı veya cin veya viski

white noise.

cihazları var ama telefonlar için de pek çok uygulama mevcut, cihaza gerek kalmıyor.

Nefes egzersizi ve nefese odaklanıyorsunuz. Düşüncelere odaklanmayın, sadece boşluğa. Bunun pratiği var meditasyon pratiği diye geçiyor sanırım. Eğer yapabilirseniz uyumanız bir kaç saniye :)

derin nefes alip vermek bende de ise yariyor.

tranko buskas

Not:İnternet şart değil. İstanbul'da mağazası olan bir yerde olur.Eklemeyi unutmusum

1610istanbul.com

zeckie vardı www.zeckie.com güzeldir.

Hesaplama ikinci varsayımına göre yapılıyor yani kalori üzerinden

Toplam aldığın kalori üzerinden dağılım yapıyorsun. Yani günlük 2000 kalori alıyorsan bunun 70’i yağ olacak, bu da 1400 kalori yapıyor. 1400 kalori de 155 gram yağ yapıyor. Günlük 155 gram yağ alınması gerekiyor bu hesaba göre.

Peki ne kadar kalori alacağımı yine 500 kalori açık yapacak şekilde mi ayarlamalıyım? Bazal metabolizmam 1.500 ise 1.000 kalori alacak şekilde mi beslenmeliyim?

Bazal metabolizma değil bazal metabolizma ile günlük toplam enerji ihtiyacını hesaplayıp ona göre kalori açığı vereceksin, bazal metabolizmanın ihtiyacı olan kaloriyi zaten almak zorundasın, bazal metabolizmadan kalori açığı verilmez. Yani bazal metabolizman 1500 kalori günlük harcanan toplam enerji de (TDEE) 2200 kaloriyse, 2200 kaloriden açık vereceksin.

aynı sorun bizde de var çözüm bulamadık çamaşır suyu dokun diyorlar ama Bi faydası olmadi

balkonu temizleyip kullanın.
yumurtaya dokunmak zorunda değilsiniz ki?
yani bütün balkonu bir yumurta için heba etmenin anlamı yok.
siz balkona girip çıktığınızda, kullandığınızda muhtemelen zaten sadece yumurtanın sahibi gelecek.
onu da siz yokken yapacak.

yani bir sorun yok aslında, keşke en başından temiz tutup kullansaydınız.

bir de, yumurtalar daha önce neredeydi ve şimdiki yumurta nerede?
nereye yumurtluyor yani?

dişi kuş oraya çok güvendiği için devamlı yuva yapıyor. Ölmeyeceğini yavrularını koruyamayacağını biliyor. Sebep bu. Soruya cevap ise bırakın yapsınlar. Eğer yaptırırsanız Anadolu inancına göre 1000 yıl torunlarınız bunun ekmeğini yer.

İşi bozmayın yani.

Geçmiş olsun. Bırakın yapsınlar, temizle tek yumurta zaten diyen arkadaşlar için söyleyeyim, o öyle olmuyor :)

Tek yumurta için balkonda oluşan sirkülasyon sebebiyle balkon kısa sürede pislik içine dönüyor. Biz senelerdir aynı sorunu yaşıyoruz. Tamam bu yumurtlasın gitsin, sonra temizler eski haline döneriz derken yenileri geliyordu.

Maalesef bir sürü yol denedik, en son balkonun açık yerlerini tavuk kümesi telleriyle örmekte bulduk :( kuşlar gelemiyor şimdi. Ama bi tane yavru vardı hala uçmadı, onu kartona koyduk ve annesinin geçeceği bi boşluk bıraktık. Ordan anne ilgileniyor minik bi kutuda ama gelemiyorlar balkona. Yine de pislip oluyor eskisine göre az da olsa. Balkon tavuk kümesine döndü anlayacağınız :/

+biz bitlendik bile.0

yumurtaya el sürersen koku siner kuş daha ilgilenmez o yumurtayla.

off @damba bir sen anlamışsın teşekkür ederim. çevremiz hep park bahçe. götürüp yumurtayı bir yere bıraksam bir hayvan da yese ve döngüye katkıda mı bulunsam. çünkü balkonu ardiye olarak kullanacaktık, eşyalar odada yığıldı kaldı. çok da arsızlar ben balkona girince de kaçmıyorlar. optimum çözümü hala bulamadım

naftalin işe yarayabilir.

Bırakın yapsınlar ne güzel işte keşke bizim balkonada güvercin yuva yapsa :)

@acebi hocam öyle romantik bir şey değil, keşke olsa. Biz de ilk başlarda eve gelen çocuklara bak yumurta yapmışlar vs diye gösteriyorduk. Ama balkonu full-abartıyorum belki ama %80 güvercin boku olduğunu düşünün. Korkunçlu. Balkonu kullanamıyorsunuz, balkonu b*k götürmesi de cabası.

@feldspar üzgünüm...:( Tavuk teli pahalı değil ama güzel bi görüntü diyemem. Tavuk teli yapsanız da yumurta yine içerde kalacak gerçi bi sistem ayarlamak gerek.

Yumurtayı ne yapacağınıza da karışamam, adaletini kuramadım. Umarım iki taraf için de en doğru karar verilir :)

Damba+1

Bizim de kullanmak istediğiniz güzel bir balkonumuz vardı. Yumurtalar büyüsün temizler kullanırız dedik, yavrular yuvadan ayrıldığı gibi yeni yumurtalar geldi. Onlar gittikten sonra balkonda nöbet tuttum resmen. Her yere kovalar, rüzgarda ses yapan şeyler koydum. Oturduğum odadan balkona bir şey uzattım da kanat sesi duyduğum gibi o şeyi sallayarak gitmelerini sağladım.

Ama gardımi indirdigim gibi yine yumurta yaptılar :) daha bir sürü macera yaşadık kuşlarla. Hatta annesinin terkettigi yumurtadan yeni çıkmış yavruyu şırınga ile kursağından besledik de büyüttük.

Tüm bu uğraşlarımiza rağmen kalıcı tek çözümun tel kafes olduğunu gördük. Tel kafesten sonra rahat ettik.

Tünedikleri alanın ev eşyası vs ile doldurulmamasi gibi bir opsiyon var ise hirdavatcilarda kuşkovar adıyla satılan ürünlerden uygun olanı alıp monte edeceksiniz.

rüzgar gülü, baykuş şeklinde asmalı dalgalar bunlar kuşları kaçırıyor.

eski cdleri delip asmak, rüzgarda dönünce yine kuşları kaçırıyor ama büyük şehirlerde hayvanlar artık hiç bişeyden korkmayıp dejenere bi hayat sürdüğü için işe yaramyabilir.

@biseysorcaktim peki bu zinciri nerede kırdınız? Mesela yumurtaları parka koyabilirim başka bir hayvan yer. Ama doğmuş yavruların uçmasını beklemek zorundayım. 30 gündür uçtukları da yok dana kadar oldular. hiç fırsat vermiyorlar ki cam balkonu kapatayım

Bu devirde zor iş bulunuyor ama gerçekten başka çare yoksa, yapacak başka bir şey de kalmıyor.

Ayrıca insan mutsuz olduğu için istifa eder, istifa ettiği için niye mutsuz olsun ?. Eş-çocuk filan yoksa daha rahat olursun.

istifa etmeden once izin hakkiniz kaldiysa onu kullanip, o bos surede terapiye baslayin, sadece antidepresan degil psikolog destegi de alin, biraz toparlayinca yeni is basvurulari yapin ve psikolog+ilac destegini doktorlar tamamdir diyene kadar birakmayin derim ben. profesyonel yardim, daglari tek basina delmekten daha kolay ve daha hizli basariya ulasmanizi saglayacaktir.

gecmis olsun.

Sorunuza cevap değil ama sürecin sizin adınıza sağlıklı geçebilmesi ve tamamlanabilmesi adına aile yanından başka bir alternatif yaratmanızı kalpten öneriyorum.

öncelikle belirtmek isterim ki, korona öncesi beni çok mutsuz eden işimden ayrıldım, göz seyirmeleri, anksiyete yaşatan bir işti bu benim için ve ayrılmak dünyanın en mantıklı kararı oldu. aile evine döndüm bahsettiğin gibi, depresyona girmekten korkuyordum ama aksine aile hayatı bana çok iyi geldi. üstelik masraf da yapmıyorsun.

işler kimsenin planladığı gibi gitmiyor bu aralar, ama söyleyebileceğim en iyi tavsiye ruh sağlığın için en güzel ortamı sağlaman olacaktır kendine. dünyaya bir kere geliyoruz.

sonrasında ise benim kurtarıcım, anı yaşamak oldu. sevdiğim hobilerimle ilgilenip, sağlıklı beslenip, bol bol uyudum. yıllardır çalışmaktan ertelediğin filmleri izlemek, kitapları okumak insanın zihnini öyle güzel açıyor ki. plan yapmaya başlıyorsun ertesinde. bundan daha iyi iyileşme olabilir mi? asıl antidepresan bunlar, bana güven.

aslında asıl zor zaman, mutsuz olduğun işte çalışmak =)

bence sen güzel zamanlara adım atmışsın. yolun açık olsun.
sevgiler.

Her gün söve söve gittiğim ve hem bedenen hem ruhen inanılmaz yorulduğum bir işim var. Bazen 19 da işten gelip 21 de uyuyakalıyorum. Ama katlanıyorum, zorundayım neden çünkü bakmakla yükümlü olduğum bir eşim var. 1-2 ay sonra dahi olsa, kesin olarak başlayabileceğin/kurabileceğin bir iş bulmadan/ayarlamadan istifa etme derim. Ülkede iş yok gerçekten, inanılmaz kötü günler önümüzde. En azından rub sağlığını korumak için bunu yapmalısın. Kendini yormayacağın şekilde çalış ve dışa kulaklarını tıka. Mesai bitince işi orada bırak bir sonraki mesaiye kadar.

Ne yaşadığını derinlemesine kimse bilemez ama insanların çoğunda bu sendrom var. kimse yaşadığı hayattan memnun değil ve daha iyisini hakettiğini düşünüyor ne olmak istiyorum nereye geldim diyor vs vs. Üst düzey firmada kendi ısını yapan adam da mutsuz, asgari ücrete çalışan beyaz yakalı da.

Avrupa’da ya da 1. Sınıf Dünya ülkesinde olsan istifa et kendini dinle derim ama burası Türkiye. aç kalıp daha kötü hallere düşebilirsin ne olursa olsun isini bırakmadan çözmeye çalış. İznini kullan varsa, yoksa ücretsiz izne çık.

is bulmadan istifa edilmez. Bu is hayatinin ilk kurali. Issiz gecen her gunun moral bozuklugu, degersizlik hissi olarak sana geri donecek. Yeni is bulma sureci uzadikca katlana katlana buyuyor o hisler. Piyasa zaten kotu bu zamanda istifa edilmez, demedi deme sonra. Ayni hatayi zamaninda ben de yaptim cunku

Köyde kafanı dinle iyi gelecektir.

Mcfly+1.
Is arkadaşım vardi, sozlesmesi bitince dedi is falan aramam belli sure. Issizlik maasi ile takilirim o sırada gezerim kafam rahat.
Ben bu kafaya ulasamam ne kadar aynı ülkede de yaşasam. Belki çocuğum ulasir ama benim kafam "ya is bulamassam ya soyle ya boyle" diye gider, aliskin degilim.

Burada yazmistiniz, satin almacilara nasil ulasilir diye. Hala ayni isten bahsediyorsak tek temennim cok fazla beklentiniz olmasın çünkü o zaman da dedigimiz gibi makul durmuyordu bahsettikleriniz.

Umarim sizin icin en iyisi olur ama bu surecin 3 ayda bitecegini dusunup 1 sene is aramak da var su an gelecekte.

Amerika'da bu ara popüler mini emeklilik. Araştırın isterseniz.

İlaç desteği size iyi gelebilir kısa süre de olsa.

Is bulmadan iyi bi sirkette iyi bir maasi birakip ayrildim cunku aşırı mutsuzdum. Her saniye icimde istifa et istifa et diyen bi sesle mücadele ediyordum. Psikolojik olarak çökmüş durumdaydim ama istifa ettiğimden beri hem hüzünlü hem rahatlamis hissediyorum henuz ihbar sürem devam ettiği icin boslukta kalip depresyona girme firsatim olmadi ama hobilerime yoğunlaşmayı dusunuyorum. Zaten calisirken de evden çalıştığım için evde boguldum hissi yasamam herhalde zaten boguluyordum.

Bence 3 ay ailenin yaninda kalma. Kalacaksan 1 ay kal sonra don arkadaşlarınla takil ya da hobi edin, kafani dinle. Her bunaldiginda da is yerinde de daha mutlu olmadığını hatırlat kendine.

sorunların psikolojikse bunu işle veya başka bişeyle sabitleme.

bak kendin ne güzel demişsin.

3 ay kira paramı ayırdım/yani maddi olarak çok rahat birisi değiilm
aile evine gidicem ama orada da rahat olamıycam/ yağmurdan kaçıp doluya tutulmak.

piyasadaki durum belli, iş bulmak aşırı zor. 3 ayda iş bulacağını nereden biliyorsun?

ha linked in falan bir sürü teklif yağıyodur anlarım da. bence sen bu istifa mistifa olaylarından önce bu durumun psikolojik bir rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını, eğer öyleyse tedaviye başlayıp durumu görmeyi bekle.

kaç zamandır çalışıyorsun bilmiyorum belki yabana atılmayacak bir tazminatın da vardır. bundan bahsetmemişsin.

ayrıca kimin işi yolunda gidiyor ki? öğretmenler hatta öğrenciler bile nasıl hareket edeceklerini bilmiyor, okullar ne zaman açılcak, ne nasıl olcak, böyle bir durumda kim önünü görüp net hareketler sergileyebilir?

öte yandan işteyken vakit geçiyor, evdeyken parasız hiç geçmiyor. gezmeye gitsen gidemiyorsun, aktivite yapmak istesen yapamıyorsun, gelecek belirsiz ve kaynaklar sınırlı. dolayısıyla seni daha büyük psikolojik sorunlar bekliyor.

Geçen hafta başında aynı durumda olduğum aynı şeyleri düşündüğüm işimden yine senin gibi başka bir şey kovalama isteğiyle ayrıldım.

Pişman değilim baba. Arkadaşlar çok doğru söylemiş evet iş bulmadan ayrılmak deli işi. Evet adrenalin bağımlısıyız resmen ama bunu da çeken bilir. Kimse memnun değildir mutlaka işinden. Öyle bir şey ki yapalım diye karşılığında para veriyorlar. Ama "iş yerinde bir şekilde vakit geçiyor" diyen insan bir günün bir hafta gibi geçtiği bir yerde çalışmıyordur şu an ve çok sağlıklı değildir yorumu bu senaryo için.

Benim söyleyeceğim hobilere falan vakit ayırma abi. 3 ay minimum masrafla bir şekilde hayatta kal ama o kovalamak istediğin şeyi kovala. Yol dahil 10 12 saatini işe ayırıyodun şimdi buna ayır. Çünkü insan çok çabuk alışıyor atalete. O ritmi bozmadan devam etmen lazım.

Hayırlısı olsun hakkında. Eğer sonrasındaki adımları akıllı atarsan yanlış bir karar değil, yanlış zaman değil.

işten ayrıldıktan ilk bir kaç ay çok iyi geliyor. dinleniyorsunuz. arkadaşlarınıza ailenize zaman ayırıyorsunuz. zaten tazminat veya biriktirdiğiniz parada var herşey gülük gülistanlık. yeni ayrılan arkadaşların mutlu güzel şeyler yazmalarının nedeni bu.

Sorun para azalınca zaman ayırdığınız şeylerin işi bitince doyuma ulaşınca başlıyor. çünkü bu hobilerde para kazanamıyorsunuz. bir yandan sıkılıyorsunuz. zaman para kazanmadan geçiyor, elinizdeki para eriyor hergün. başka bir iş planınız varsa ve kötüyede gidiyorsa tuz biber oluyor. iş bakıyorsunuz kriz var virüs var. iş bulamıyorsunuz. eski iş yerinde şansınızı denemeye çalışıyorsunuz veya başka alternatifler. eğer 1 ayda bulursanız sorun yok. ama bulamazsanız iş yerinde yaşadığınız krizden daha büyük bir krizi sizi bekliyor emin olun. kenarda bir kaç milyonunuza varsa tabi bu kadar olmaz. birde öyle 3 ay boyunca hobilerinizle ilgilenemiyorsunuz. en fazla 1 ay 1.5 ay fln. sonra tekrar hayatını kazanma düşünceleri baskın olmaya başlıyor.

bencede izinlerinizi kullanın gerekirse ücretsiz izine çıkın bir kaç ay. şu kriz ortamında işinizi ve tazminat hakkınızı kendi elinizle yakmayın. mümkünat varsa tazminatınızı alarak ayrılmaya çalışın. artı bir kaç ay daha demek bu. ücretsiz izin alırsanız veya izin sürecinde gerekli piskolojik desteği alın. para herşey değil katılıyorum ama para varsa saadet olabilirde olmayabilirde garanti değil ama para yoksa saadet kesin olmuyor malesef.

sakarya vib'ten online bilet alsın, sonra otobüs saatine yakın arayıp uzunçayır'dan bineceğini söylesin. metrobüsle uzunçayıra geçip e-5 anadolu yönünde, köprünün altında beklesin. otobüs kalkış saatinden 5 dakika sonra orada oluyor genelde. bindikten sonra nerede ineceğini soracaklar, sapanca diycek.

tren seferleri az, esnekliğini kaybediyor; zaman önemliyse otobüse baksın. yarım saatte bir harem'den kalkıyor, yoğun saatlerde saat başını 5 geçe ek sefer koyabiliyorlar. 16:30'da metrobüse binmiş olsa 17:00'de kalkan otobüse seferine yetişebilir sanırım, metrobüsün oradan uzunçayıra gidişi yarım saati geçer mi tam bilemedim. o saatte aşırı trafik olmaz, maks 2 saate varmış olur sapanca'ya.

@bruce teşekkürler cevabınız için. O saatte Anadolu yakası’nda çok fazla trafik olmaz mı? İş çıkış saati sonuçta, Kartal civarı trafik kitlenmiyor mu?

rica ederim. otobana çıkıyor göztepe'den(ya da trafik durumuna göre daha ileriden), kartal'dan gitmiyor. elbet bir trafik oluyor ama aşırı kitlenme olacağını sanmıyorum bu pandemi döneminde, bu aksamayı dahil edip 2 saat diye belirttim.

sakarya vib sapanca'da nasıl indirecek ben anlamadım. otoyol'dan gelen araçlar bunlar, sapanca'ya girmiyor ki. terminalden tekrar sapanca halk otobüsüne binmek zorunda.

@bisorumvargaliba, berceste'de indiriyor, sapanca işte orası?

@bruce normal zamanda berceste sapanca sayılabilir fakat şu an berceste sadece atatürk il ormanı. orada ne zaman inecek? araç gelecek mi? gelen araç bu kişiyi alacak mı? kaç saat bekleyecek? 100 evlerde polis pusu kuruyor, dolu olan hiç bir otobüs almaz inecek kişiyi. terminalden binmesi en mantıklısı.

Blablacar a bakın. Istanbul sakarya arasi çok sefer bulunuyor.

olabilecek opsiyonları yarım yamalak yazayım
-sapancaya izmitten de otobüsler olması lazım.
-metro aktarmasıyla hat 100 mü 200 mü öyle bir hat vardı kartal izmit arası, çok dur kalk yapıyor tabi, izmitten sapancaya geçebilirsiniz.
-pendikten tren var arifiyeye gidiyor sapancaya yakın bir yer ordan da otobüs kesin vardır. hatta sapancada da tren duruyor olabilir.
-okmeydanı metrobüsle söğütlüçeşmeye gidip kadıköyden vib sev gibi otobüslerin büroları var servisle haremden adapazarına geçersiniz.
-marmarayla gebzeye gidip ordan adapazarına ordan sapancaya geçebilirsiniz belki direk sapancaya da geçiliyordur.
istanbul içi aktarmalar ayrı dünya ama hepsi mümkün:)

Kaliteli markalardan* olacak o ilk kısım.

imkan varsa %100 pamuk olmalı. %70 pamuk da fena değil. ama %100 polyester kötü baya

Markadan çok kullanılan malzeme önemli.
LCW internet alışverişlerinde açıklama kısmında bu yazıyor. Etiketlerde de hangi marka olursa olsun, mutlaka yazar.
Özellikle yaz aylarında tercih yüzde yüz pamuklu olmalı. Daha serin zamanlar için yüzde otuz polyester kabul edilebilir.
Pamuklu giyecekler çabuk buruştuğu için, bazı kişiler tercih etmiyor. Bu nedenle içine polyester katıyorlar.
Zamanında Decathlon'un internet sitesinden son derece ucuz yüzde yüz pamuklu tişörtler almıştım. Hala sıcak havalarda kullanırım. Çok memnunum.
Markadan önce sağlıklı giyinmek önemli.

ben ozel gun degilse, kumas cok resmi, dokumlu durmayacaksa pamuklu tercih ediyorum.

polyesterler bence guzel duruyor, kolay kolay burusmuyor, salas bol seylerde hos duruyor. ama dediginiz gibi cok terletiyor. yazin giymek cok cok zor onlari.

kisin giydigimde de icimde uzun kollu ya da kisa kollu pamuklu bir tsort giyerim, boylece polyester bedenime temas etmez ve terlemem ya da zararli degil o kadar.

polyester kumaslarin kimyasal daha cok icerdiginden dolayi cilde zarar verdigini ve bazi vitaminlerin bu kumas etkisiyle vucudunuzdan aktigi hipotenizi de hatirlatmak isterim.

imkan varsa pamuklu, pamuk orani yuksek olarabilir. vizkon da guzel (vizkoz degil, viskon)

asiri dikkat ederim. mumkun mertebe 100% pamuk aliyorum. en az %90 pamuk degilse kesinlikle almiyorum.

Klasik ceket pantolonda polyester az oranda olmalı yoksa ütü tutmaz. Gömleklerin hepsi içinde aynı şey geçerli. Tişört ve pantolonda ise polyestere gerek yok. Polyester dayanıklı kalmasını ve ütüyü tutmasını sağlar. Pamuk nefes aldırır. Oranlara evet dikkat ederim. Yüz polyester oranı tişört için çok fazla. Birde deodorant yerine karbonat kullan.

polyester su emmesi düşük bir malzeme, bu yüzden çabuk kurur ama kötü kokuları tutabilir. lcw'de ucuz 14-15 tl'ye %100 pamuk tişörtler de var, ama outlet kısmında denk getirmek gerekiyor. ya da pazardan bile almak mantıklı olabilir, gerçi şu aralar covid tedbirleri nedeniyle pazarlarda kıyafet satışı yasak diye biliyorum ama. kıyafetlerde mümkün mertebe pamuk lifi oranı yüksek seçilmeli, ben çok dikkat ediyorum şahsen eğer iş-toplantı gibi bir yerlere giyeceğim bir gömlek-bluz değilse. ama pamuk da çabuk kırışır, polyester fazla kırışmaz, o durumda da kırışmaması gereken ciddi kıyafetlerde polyester tercih edebilirim. ama yine de polyester de değil de viskon (viskoz/rayon) daha tercih edilebilir. viskon lifler pamuk liflerinin kimyasal yolla işlenmiş hali, tabi yine de pamuk en doğalı ama kırışması pamuğa göre az ve tamamen sentetik lif olan polyesterden daha sağlıklı bence. o yüzden diyelim ki ciddi kıyafet alacağım, yine de polyester değil de viskon daha tercihim oluyor.

açıp etiketine çoğu zaman bakmam, kumaşa dokununca pamuk mu polyester mi ayırt edebiliyorum.

polyester hava almaz, teri emmez dolayısıyla çok terletir. birkaç tane polyester tshirtüm var, soğuk havalarda falan giymek için kullanıyorum. sıcaklarda imkanı yok giymem, giyemem.

Ben zamanında ygs'ye gireceğim diye koştur koştur kimlik değiştirmiştim. Belli bir tarigten önce çıkarılanları kabul etmiyorlardı çünkü. Benzer bir durumla geçen sene karşılaştım. Yds'ye girerken sınava kayıt yaptıranlardan biri kimliği eski olduğu gerekçesiyle sınava alınmadı.

En son araba anahtarı falan götüremiyordunuz. Kemeri bile çıkarmanızı istiyorlardı. Değiştiğini sanmıyorum, zaten sınava giriş belgesinde de yazar. Bu sınav binasına giriş kuralları ilk kez sıkılaşmaya başladığı zaman millet anahtarını, parasını falan okulun bahçesine gömüyordu. Şimdi genelde girişte emanetçiler oluyor. Onlara eşya bırakabiliyorsunuz. Onun dışında birçok öğrencinin refakatçisi oluyor. Malum, üniversite sınavı mühim görülüyor. Kimse çocuğunu yalnız göndermek istemiyor.

foto götürme de pasaport götürebilirsin.

araba anahtarı yasak. ama pantolon içine veya ayakkabı altına falan saklayabilirsin. araba tekerine saklamak da çözüm tabi risk. ya da emanete vericen.

sınav süresi pandemi dolayısı ile arttı. ara yok.

Basit anahtar , para, ulaşım kartı serbest ama araba anahtarı yasak.

Görevlilere de aynı şekilde yasak.

Not: hafta sonu bina sınav sorumlusuyum.

bi yere saklamayin anahtari, yakalanirsa islem yaparlar. basortuye takilan minik igneler bile kabul olmuyor.

eskiden kantina emanet birakiliyordu ama simdi yapmayacaklar korona sebebiyle.

biri sizinle gelsin, arabada beklesin. anca oyle, ben oyle yapicam.

Bunca zaman osym sınav görevi yaptım. Yks'de eski kimlik gecerli degilmis diye bir bilgiye sahip değilim. Oylesine sinava gireceğim. Giremez miyim eski tip kimlikle?

Ben iki sene önce girdim eski kimlikle.

Ne olur ne olmaz derseniz nüfus kayıtttan kimlik yerine geçen belgeyi alın, onu da götürürün.

1- TC Nüfus Cüzdanı veya TC Kimlik Kartı ile sınava girebilirsiniz. (Eski de yeni de kabuldür yani)

2-başörtü için kullanılan boncuklu/boncuksuz toplu iğne, para, anahtarlıksız basit anahtar, ulaşım kartı, basit tokalı kemer, basit tel
toka ve basit piercing (taşsız, metal top veya sivri uçlu) ile sınava GİREBİLİRSİNİZ.

Sınav yönergesine bakarsanız tüm cevaplar orada aslında.

kimliğin eski olmasından çok kimlikteki foto çok sıkıntılı, foto tanınaack halde olsa muhtemelen eski kimlikle girerdim yanlış bilgilendirmiş olmayayım.

yök ödüyor, bu gece iç bence.

bence tekrar burslu kazanıp okulu gelecek para için heyecanlandırıp okulu bitirme, hevesleri kursaklarında kalsın.

@bruce okulu bitirmesem de yök benim parami odemeye devam etmeyecek mi? :( okula bi daha adim atacagimi dusunmuyorum ama yök'e ben mezun oldum, lutfen ödemeye devam etmeyin diye mesaj atasim var :)

atılırsan ödemezler bence, devletimizi o kadar keriz sanmıyorum...

@bruce, atilmadim hocam mezun oluyorum bu sene.

he siz onumuzdeki sene icin kazanayim, burslu kontentajini doldurayim, ama atilayim diyorsunuz? olabilir. boylece o sene 10 kisiden para alacaksa okul, 9 kisiden alacak.

bu hafta sonu sinava giriyorum. istedigim yer gelmezse dediginizi yaparim. tesekkurler intikam onerisi icin.

4 senelik okulu 2 senede nasıl bitirdin yahu? öyle bir imkan mı var?

ücreti okul karşılar. yök'ün devletin olayla alakası yok. özel okulsa diğer öğrencilerden gelen parayla, vakıf üni. ise vakıflardan gelen parayla karşılanır.

@jelly bear daha once 4 yillik bir fakulte bitirdim, o fakulteden ortak derslerimi bu ozel okulda saydirdim. 1 seneden fazla ders saydirdim. sonra ustten ders aldim vs derken bitti. her okul diger fakultenin derslerini diger fakulteden mezun olduysan saymiyor, ama ticarethaneler(universiteler) sayiyor sanirim, bazilari :)

bende burslu okudum, benim bildigim yök odemiyordur, sadece kanun geregi universite para almiyordur bence, burslu kontenjan zorunlu cunku

Yök apartman ünisindeki bebenin parasını niye ödesin keriz mi

Tabiki YÖK ödemiyor. Üniversite kendisi karşılıyor. Verdiği nakdi burslar için de, öğrenim bursları için de devletten bir para almıyor. Ve hatta YÖK bursların belli bir oranda tutulmasını sağlamak için işi sıkı tutuyor ve üniversitelerin bütün verilerini takip ediyor. Vakıf Üniversiteleri ile ilgili bütün bu bilgilere YÖK'ün yıllık raporundan erişebilirsiniz.

www.yok.gov.tr

Ayrıca yukarıdaki yorumlarda gördüğüm için şunu da ekleyeyim. Son 3 yıldır, ÖSYM, özel şartlar altındaki 60. madde ile, daha önceden herhangi bir yükseköğretim programını kazandıysanız, (Okuldan okula uygulama değişse de madde dahilinde, hala öğrenci olmanız, okulu bırakmanız veya mezun olmanız durumu değiştirmiyor.) burslu olarak bir vakıf üniversitesini kazansanız bile burs hakkından yararlanamamanızın önünü açmış durumda ve hatta ne kadar topu üniversitelere de atsa aslında burslu olarak kabul edilmemenizi talep ediyor. Çok bilinen bir durum değil, ama bazı büyükler de dahil bazı üniversiteler bunu uyguluyor.

forum.donanimhaber.com

Ayrıca Madde 60 aynen şu şekilde: Yükseköğretim kurumu Mütevelli Heyeti tarafından verilen indirim ve imkanlar (öğrenim ücreti muafiyeti, burs, para, yurt, yemek vb.), öğretim ücretini ödeme koşulları, taksitli veya peşin ödeme imkanları, diğer ücretler, sonraki yıllarda ücretlerde yapılacak artışlar, burslu programlara ilişkin ayrıca verilecek burs süreleri ile eğitim öğretime ilişkin diğer hususlar, ilgili yükseköğretim kurumunun internet sayfasından öğrencilere duyurulacaktır. Ücretler, ödeme yöntemleri, öğrenim ücretindeki olası artışlar her yıl, kayıtlı öğrenciler için de TEFE-TÜFE oranları dikkate alınarak Mütevelli Heyetinin uygun göreceği oranda yeniden belirlenebilir. Bazı vakıf yükseköğretim kurumları, kendi öğrencisi veya başka üniversitenin öğrencisi olup ayrılanların veya ilişiği kesilen/ilişiğini kesenler ile bir yükseköğretim programından mezun olanların, YKS sonuçlarına göre burslu veya indirimli programlara yerleşmeleri halinde yükseköğretim kurumunun kendi mevzuatı doğrultusunda sadece ücretli veya diğer indirimli statülerde kayıt yapabilmesine izin verebilir; Üniversite, bu durumda olanların sadece ücretli veya diğer indirimli programlara kayıtlarını yapma hakkını saklı tutar. Bu durumda olanların tercihlerini yapmadan önce ilgili üniversiteden ayrıntılı bilgi almaları gerekmektedir. Adayların tercihlerini yapmadan önce üniversitelerin internet sayfasındaki bilgileri dikkatlice inceleyerek tercihlerini yapmaları gerekmektedir.

burunda sıkıntı var mı nefes almada, yattığınız yerin havadar olması da etkileyebilir.

üstadlar yazacaktır, tiroid hormonlarına bakılabilir.

Magnezyum eksikliği olabilir

2- doktora gidecekse doktorun isteyecegi tahliller yaptirilmali. Ilk etapta bu sikayetlerinizi aile hekiminize belirtebilirsiniz. Testleri o ister zaten.


D vitamini eksikligi olabilir, tiroid olabilir.. yani kafaniza gore takviye henuz almayin.

D vit eksikliği, ben de inanılmaz ıyku yapıyor.

1- bir uyku kliniğine gidin (devletin var - erenköy )
2- bir dahiliye doktoruna gidin
3- kbb doktoruna gidin

uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu veya net olarak kendini belli etmeyen bir eksiklik olabilir. multivitaminler bu konuda çare değil. ilk olarak içlerinde miktarlar günlük yeterli doz sadece ikincisi bazı durumlarda emilim sorunu olabiliyor. bu yüzden hap olarak ne kadar alırsanız alın işe yaramaz.

(bkz: gluten alerjisi)

Bir doktora gidin B12, B ve türevleri, D vitamini, troid komple baktırın. D vitaminini unutmayın. Bunlar eksilmişse yapar böyle uyku ve halsizlik.

Sizi son zamanlarda üzen bir şey oldu mu? Depresyon gibi bir şeye sebep olmuş olma ihtimali olan bir durum?

Benim demirim çok düşük çıktığında yorgun ve uykuluydum. Takviye aldım ama yine bitti sanırım çünkü tekrar aynı hissediyorum.
Muhtemelen vitamin eksikliğine bağlıdır ama çok genel geçer bir sorun olduğu için en iyi yanıtı doktor verir.

B12 eksikliği olabilir.

kas ağrısı da var mı?

ben de aynı belirtilerle bir bucuk sene yaşadım. sonuç; alerjik rinit olduğum ortaya çıktı.
alerji fena yorgunluk yapıyor, bütün gün yatmış olsanız dahi kolunuzu kaldıracak haliniz olmuyor. bir kbb ye görünün derim.

airdropla fotoğrafları mac'e atın. sonra onları da usb'ye atın.

ardından da telefona reset atın. (ayarlar>genel>reset)

@insan... bilgisayarım eski sürüm olduğu için AirDrop kafasına göre çalışıyor.

Başka yolu yok mu?

google photos yükleyin. abinizden kullandığı gmail i rica edin.
bütün fotoları buraya yedekleyin.
android'de zaten default olduğundan hiç sıkıntısız kullanmaya devam eder.

ıphone'ddan android'e taze geçtim 1 hafta olmadı.
en temizi google photos

iki tarafta da var
15gb fotograf attım

yeni telefonuna istemiyor fotoğrafları yalnız, USB’ye atmamı istiyor :)

Amazon ne diyorsa odur,en ufak sıkıntıda müşteri hizmetleri olayı çözer.

amazon kazık atmaz neyse o.
mümkünse usd olarak ödeyin try olarak ödeyince dolar kurundan geçiriyorlar.
%2 falan zarar ediyor olabilirsiniz bir kontrol edin.

usd ekstre isteyin bankanızdan usd olarak aldığınızı usd ödeyin yani. yoksa yine kur farkı oluşur.

bir ihtimal sipariş iptal olabilir (bu yılın başında yaşadım) ama gönderirlerse ek bir ücret ödemezsin korkma.

Hatta şöyle söyleyeyim, normalde gümrük vergisi ülkesine göre %18 veya 20. Amazon da öyle hesaplıyordu, bu covid olayından sonra daha fazla kesiyormuş galiba, sizinkinde de oran çok aslında.

Ekstra iyi bir şey söyleyeyim, zamanında Türkiye'de 5000 tl civarında olan ekran kartını 3000 lira civarına almıştım (ön sipariş ile vs), gümrük vergisi verdiğim halde ucuza geliyordu ve 1 ay sonra amazon mail attı, ne olduysa vergi alınmamış 90 dolar vergiyi iade ettiler üstüne :) ha şu an Türkiye kuş uçurtmaz, o vergiyi keserler ama alınmayan bişey olursa amazon iade bile ediyor bilgin olsun.

edit: evet usd ödeyin kesinlikle. Yoksa kur şu an 6.85 ise mesela amazon gider 6.96'dan hesaplar. Dolar dersen burada dolar alır ödersin.

ürün ne merak ettim bu arada özel değilse paylaşır mısın?

bir sıkıntı olmaz zaten ödemen gereken vergi oranları standart. sistem onları otomatik hesaplıyor. sorunsuz kapına gelir ürün.

Yurtdışından 22 usd ve üstü ürünler gümrüğe takılmıyor mu? Gelmez ki o ürün buraya :( gümrük vergisini ödeseniz bile.

Ancak ordan biri satın alacak, sizin için kargoya verecek gönderecek. Bakın o şekilde olabilir bi araştırın.

Glocalzone'a bir bakın, uçuşlar başladı, gelen olabilir

Damba yanlis biliyor. Urun kapiniza ne oderseniz aynen o sekilde gelir. Hatta odemeniz fazla cikar ise amazon size iade eder, eksik cikar ise de kendi oder size yansitmaz.

gümrükte problem olmaz zira amazon bu ürünü ihraç ediyor size. bir problem yok.

damba sen baya yanlış anlamışsın gümrük olayını :D Gümrükte takılma diye bir şey yok. Gümrük vergisi çıkma durumu var, onu da kargoyu alırken ödüyorsun.

Hocalar ben zamanında baya araştırma yapmıştım (6 ay önce) 22 Euro üstü gümrükte takılıyor gelmiyor diye okumuştum. Meğerse o gümrük vergisinin 22 Euro ve altına da gelmesiymiş?

Neyse kısaca yanlış anlamışım, harika haber, bir senedir 22 Euro ve üzeri diye bir çok şeyi almıyordum Amazon’dan. Teşekkürler.

@damba, evet eskiden 75 euro'ydu, 22'lere düşmüştü sonra 0 oldu şu an ne alsan vergi vermek durumundasın. (eskiden mesela o fiyatın altındakiler hiç vergisiz geliyordu) Fakat şu an vergisini veriyorsun geliyor. (çinden vs. alırsan ptt kapıda istiyor)

Ha cep telefonu, kozmetik vb. şeyler yasak, onlar 1 dolar da olsa 1000 dolar da olsa gümrükten geri çevriliyor. O ayrı.

Glukosamin kondritin osteocare

Haftada 2-3 gun paca yesin agri falan kalmaz. Bizzat deneyimledik.

Misvağın içindeki sıvı dizdeki sulara iyi geliyor diyorlar hocam, alternatif tıp tarafı.

Nemli misvak kullansın, aktarlarda ya da hacı malzemeleri satan yerlerde bulabilirsiniz. Kuru değil, nemli misvak. Buzdolabında bi kutuda saklayın temizleyerek gün içinde ya da suda bekletin.

Hem ağız kokusu yapmıyor, hem de mideye de çok iyi geliyor. Ben kullanmaya başladıktan sonra gece midem çok rahat uyuyordum.

Kolajen hapları diz için olanını alın

Benim anneme de oyle denmisti. Her seyi denedi. Ama her seyi.
Kolajen hapi, bitkisel takviye, suluk tedavisi, ilac, igne ve hatta kok hucre tedavisi (ya da buna benzer bisey) hepsini denedi.

En son ameliyat oldu ve “neden kendime iskence etmisim ameliyat olmayacagim diye?!” dedi sonrasinda.
Kadina iskence etmeyin, isinin ehli bir doktora goturun.

Asagidakiler icin kaynak: Kanada diz doktorlari. Ayni problem oradaki akrabamda vardi ve bu takviyenin cok ise yaradigini soylemisti.

Kurkumin takviyesi (zerdecalin ana maddesi). Takviyeden daha fazla faydalanabileceginiz icin zerdecal yerine dogrudan takviyesini kullanmaniz daha iyi olur. Dikkat etmeniz gereken sey kapsulun yag ve karabiber (piperine) icermesi, icermiyorsa takviyenin yag (1 kasik zeytinyagi) ve bir tutam karabiber (1 cay kasigi) ile birlikte alinmasi. Maksat emilimi arttirmak. Kapsul basina en az 500mg, gunde 2 kez yemeklerle beraber alinacak sekilde.

Buna ek olarak kollajen takviyesi, gunde 10gr olacak sekilde. Daha dsuk dozlardan faydalanma kapasitesi daha az. Pahali bir alternatif, o yuzden evde kemik suyu, kelle oaca gibi seyler yapip benzer fayda saglayabilirsiniz.

kuehles blondes +1

alternatif tıpla gidilecek bir yer yok o sıvı bittiyse. İyi bir cerrahın ameliyatı üstüne kaliteli bir özel fizik tedavici yönünde gidin derim. Kadın geceleri uyuyamıyordur ağrıdan kesin, annem de geçti aynı yollardan. İyileşirken içirirsiniz paçayı falan.

Bir iki dersine katılmaksa amac, sorun olmaz.

Ama bu tur e mailleri gormezden gelen, ne olumlu, ne olumsuz yanıt vermeyen hocalar da var. Oyleyse zaten calısmamaniz icin onunla bir neden olur. Ogrencileri ise bu durum, ilgilemdirmez

valla çoğu okulda hoca öğrencilerin hepsini tanımaz mevcut çoksa. mesela bizim 50-60 kişilik derslere gel anlamaz hoca.

birkac ders icin sorun etmezler. ozel universite olmasi kabul etme ihtimalini artiriyor. ilk abone olan kisiye verilen 1 aylik deneme suresi mantigi oralarda vardir.

ekleme: ozel universiteleri, devlet universitelerinden kat kat daha iyi.

@jelly bear evet tanımıyor diye girebilirim derse tabii ama hem riskli, hocaya ayıp olmaması bakımından hem de güvenlik içeri almıyor öğrenci değilsen çoğu üniversitelerde. Güvenlik sorarsa e-mail cevabını gösteririm diye düşündüm.

Çoğu hoca kabul ediyor bence sıkıntı olmaz. Arada tek tük aksi tipler çıkıyor öyle biriyle de çalışma yüksekte zaten :D Hoca gel der ama genelde nizamiyeden giriş çıkış iznine pek karışmaz, sen uğraşıp durursun. Sona hoca bi yazı yazar belki verir kapıdaki görevlilere. Ona rağmen kimliği bazen bırakıp girebilirsin bazen sıkıntı çıkarırlar vs. Özetle hoca değil, güvenlik sıkıntı :D

Okula girerken guvenlik anlaminda sikinti yasamazsaniz eger hocanin itirazi olmaz. Diger ogrencilerinde yorum yapma hakki yok onlar kim ki?

Ben yazdım öyle bir kaç iş. Yaptım sonuçta. Kanıtlayabildiklerim eklendikce cv'ye ,bu işleri siliyorum. Böyle ilerliyorum şimdilik.

Yazarsın neden yazmayasın?

@chemnil sadece kanitlayabilecegimiz seyleri yaziyoruz diye dusundugumden. sonucta yalan da soyluyor olabilirim surda calistim diye. pek bilmiyorum is arama kurallarini.

@damba oraların iletişim numaralarını yazarsın teyit ederler,sıkıntı yok bence

benzer bir çıkmazda kalmıştım iş aradığım dönemlerde. çözümü mesleki tecrübeler-bireysel tecrübeler diye ikiye ayırmakta buldum. mesleki tecrübelere belgeleyebildiğim tecrübeleri yazıyordum. diğerine de bir şekilde çalıştığım ya da emek harcadığım ama geriye dönüp ispat ihtiyacı duymayacağım, bana donanım kazandırdığını anlatmaya çalıştığım şeyleri yazıyordum. sizde durum tam böyle değil anladığım kadarıyla ama belki fikir verir diye paylaşmak istedim.

ben yazdım hatta ilk staj yaptığım yer bu yüzden kabul etmişti beni. öyle ot gibi yaşamamışsın bi çok işle uğraşmışsın demek ki çalışmayı seviyorsun demişlerdi.

İş yeteneği ve deneyim kattığına inanıyorsan yaz

40k’ya alacak bir araç bulabilirsen al tabii. Askerlik konusunu da madem bedelli yapacaksın, ertele gitsin. Parasını yeniden biriktirirsin.

Bedelli ücreti şu an 30 bin civarı değil mi? Eğer ayda 6 bin lira kazanmıyorsan zaten bedelli askerlik tamamen lüks bir şey. Dolayısıyla iki lüksün arasında hangisini önceliklendireceğin sana kalmış. Eğer ayda 6'dan fazla kazanıyorsan kesinlikle bedelli yap geç.

kadinim, is ariyorum.

baktigim neredeyse tum is ilanlarinda erkekler icin askerlik yapma sarti vardi, bedelli yapin bence. manuel arabayla devam.

bedelliyi aradan cikart, araba bir sekilde ilerde halledilir.

askerliği aradan çıkar kurtul dostum. zaten altında eski de olsa bir araban var anladığım kadarıyla. önünde araba yenilemek için daha çok fırsatın olur ama askerlikten kurtulmuş olmanın verdiği hazzı hiçbir arabada bulamazsın. :)

Zaten işin varmış. Arabayı yenile. Bedelliyi ne kadar geç yaparsan fiyatı resmi enflasyona göre artığından o kadar iyi

tartismasiz bedelli. yarin ne olacagi belli degil, hop bedelli kalkti artik derlerse napacaksiniz?

araba katı bir cisimdir. senin olur.

askerliği gider yaparsın 6 ay.

@i destroy you 6 ay değil 1 ay

Haklısın bence. Bikaç hafta geçsin apartman görevlisinin kulağına üfle. Bir de o denesin bakalım.

En olmadı görmezden gel. Onu oraya koyan adam ne desen anlamaz.

toplu yaşama kurallarından bihaber bir sığır değilseniz hayır, normal değil. karşı komşunuz ise bu gruba dahil maalesef. kesinlikle abartmıyorsunuz, uyararak gayet doğru bir harekette bulunmuşsunuz. bu tiplerin saçmalıklarını sineye çektikçe daha da ileri giderler.

edit: devam ederlerse poşeti yırtıp çöpü kapılarının önüne dökün. kedilerin böyle kötü huyları var maalesef. ya da söyleyin köylerine geri dönsünler.

Apartman görevlisi yok ki (bkz: senin kocanın evi yok ki)

Ona kolaylık olsun diye yapsa anlarım ama öyle bir durum yok demek istedim, evden çıkana kadar benim mutfağın köşesinde beklettiğim çöpü kadın kapısının önüne atıyor ki orası aynı zamanda benim de kapımın önü, sabah kocasının keyfi gelirse o da asıl çöpe atıyor. Durum bu.

Konuyu apartman yöneticiniz ile paylaşmanız lazım. Mümkünse ona gidip sakin, nazik bir dille olanı biteni anlatın. Kapı önlerine koydukları çöpler yüzünden tüm bina çöp kokuyor, sıcaklarda başladı bina sinekten geçilmez, zaten ortada salgın hastalık var diye olayı sanki siz binayı ve bina sakinlerinin sağlığını düşünüyor gibi anlatın.

@sele zeytini, çok defalar poşeti tekmeleyip aşağı yuvarlamayı, veya en azından poşetin dibini delip kadını uğraştırmayı cidden istedim. Ama burası öyle bir 'şen dullar apartmanı' ki normalde mahallenin haşarı çocuğundan bilinmesi gereken bu yaramazlıklar 35 yaşındaki benim başıma kalır.

@GoodMorningTeacher, apartman yöneticisi var mı, varsa kim onu bile bilmiyorum. Ama her kimse o da muhtemelen sallamazdı. Karşı daire hariç buradaki herkes 30 küsür yıllık komşu, öylece yaşayıp gidiyorlar.

Ama bir süredir sabahları 'Ya Sabır" ile beraber fotoğraf da çekiyordum, iş inada binerse çirkinleşebilirim.

Doğrusunu yapmışsın.ama senin digrun onların doğrusu değil. Belli ki elemanlar köylü. Çöpü bağa bahçeye atmada sorun görmüyor.
Gecenin on bucugunda hilti çalıştıran veya perde aşmak icin benden sandalye isteyen komşularım var.
Ses etme, muhatap da olma. Kavga çıkar. Hatta yaralama veya hafezanallah ilerisi olur. Cunki koylulukte kurali kendin koyarsın güçlü olduğunu düşünüyorsan.

Evet...Benim annem de atmaz. Aksam namazindan sonra cop atilmaz derler, hic duymadiniz mi?

@damba, duymamıştım, duysam da itibar etmezdim o ayrı ama ben de zaten çöpü sabah çıkarken atarım. Tek fark çöpüm sabaha kadar ev sınırları içinde, mutfakta bir yerlerde kalmaya devam eder.

Ayrıca sanırım onlar da duymamışlar ki akşamları atıyor sayılırlar, sonra çöp asıl olması gereken yere aktarmayla gidiyor.

Allah için poşetlerin sızdırdığını görmedim, ağızları da olabildiğince düğümlü oluyor. Ama bunu akıl edebilen bir kadının "O zaman bu böylece mutfağın balkonunda veya kapının iç taraftan önünde dursun, eşim sabah atar" diyebilmesi için üstün bir bilinç seviyesinde olması gerekmiyor. Çünkü onun kapısının önü benim de kapımın tam önü, apartmana ayak basan insanların da basıp geçtiği yer.

taşın

haklısın, apartmanda yaşamak için nüfus cüzdanına a-b-c gibi bir sınıflandırma-karne sistemi gelmezse bu iş çözülmez. bunlar adam olmaz.

imza: apartman yöneticisi

arada bir yapsa gece yorgundur, komşudur falan idare edilir de düzenli olarak çöpünü apartmanda bir gece bekleten idare edilmez. ben destekledim seni...

Asla degistiremezsin.
Bu turler laftan anlamaz. Onlarin normali o cunku. Benciller ayrica.
Bagirsan da cagirsan da duzelmeyeceklerinden idare edicen :(
Bu devirde boyle tipleri idare etmek zorunda kaliyoruz
Bi cop tenekesi al kapilarina koy dicem ama bu sefer de utanacaklarina "aaa ne guzel kova almis bize, haftalik biriktirip atalim madem" mantigina gecer bunlar. Sonra senin tepen atinca ne fevri insan derler, uste cikarlar bi de:(

kittie +1

benim yan komşum da halk sağlığı uzmanı. çöplerini mutlaka biriktirir asla kokana ya da sızıntı yapana kadar atmaz. öyle de iğrenç insanlar ki bir de sizi suçlu çıkarır

7 haftada 85 mi? Coook zor.

tecrübeli abinden: 7 haftada inanılmaz farklar çıkarabilirsin ortaya. konuyu anlayınca bol bol soru çöz.

bu olay çok farklı hocam ya. kpss ales falan acayip değişik olay. tavsiyem alın bi kpss denemesi çözün puanınızı hesaplayın sonra yanlış ve boşlara bakın "he çalışsam bilir mişim, bunlar kitaplarda vardır ya" falan diyebiliyorsanız ve çözdüğünüz denemede de 75-80 arası alıyorsanız minimum 85'i rahat görürsünüz. ama bunu sizden başkası bilemez hocam.

ben mesela hem kpss hem ales'e 1 saat bile çalışmadan girdim. insanların aylarca çalışıp 80 almak istediği alesten 89.9 almıştım. kpss ise 77'ydi benim. alese 1 ay çalışsam 93-95'lere çıkarabilirim ama kpss'ye 3 ay çalışsam 85'i zor görürüm. çok kişisel bi olay hocam. tarih coğrafya özürlüsü olduğumdan da olabilir gerçi o ayrı

Size kendi hikayemi anlatayım.

2009 yılında,
25 günde,
Türkçe+mat+inkılap+cografya+vatandaslik+ eğitim bilimleri(gelişim Öğrenme, program geliştirme, ölçme degerlendirme, rehberlik, Yöntem teknik, sınıf yönetimi aLanlarinda 6 farklı ders) derslerinin tamamına neredeyse sıfırdan başlayarak çalısip Hem genel kültür-yetenekten, hem de eğitimden yaklaşık 80 almıştım. Çok rahat 85_90 üstü de alabilirdim ama sınav gününe kadar gece çalışıp gündüz uyuduğum için sınav anında gözümü acamamistim neredeyse, onun gazabına ugradim.
O günden bu güne sınav sisteminde ya da soru tarzlarında çok radikal değişmeler olmadıysa siz de yapabilirsiniz kararliysaniz. Ama @avatar is back arkadaşın da dediği gibi bütün iş sizde bitiyor aslinda, değişken bir durum çünkü.

Düzgün çalışırsanız olur hocam türkçe ve matematk temeliniz var ise. Coğrafya ve tarih tüm konuları birer haftda bitirip bol bol soru çözmek ve biraz da şansınızın olması ihtiyaç duyduğunuz şeylerdir. 85 çok bir puan değil alınabilir

Turkce mat iyiyse umitlen,su sinava 1 sene calisanlar var ne diyeyim.Max 3-4 aylik sinav.Gk gy icin konusuyorum.

Hayır. Beklenti oluşturup hayal kırıklığı yaşatmayın kendinize.

Herkese tesek ederim.

Bir deneme cozup durumuma bakacagim, ona gore yoluma devam ederim artik.

Kalori takibi.
Sadece kalori takibini yaparak ve barfiks/sinav vs türevlerini haftada 3 gun yaptim. 2.5 ayda 8 kg verdim. Ama arada kacirdigim oldu yani.

Acilen kilo vermek olmayacagi icin ancak vucuttan su atilabilir. Karbonhidrati keserek, vucuttan su attiran besinlere yönelin.

Bu durumun saglikli olmadiginizi zaten bildiginizi varsayiyorum :)

Tek ogune dus. O tek ogunde de protein agirlikli beslen. 23 saat su ve sekersiz cay kahve harici bir sey yok. 24. saat protein agirlikli olarak doyana dek ye.. Farkini gorursun.

bir kaç ay sabret sonuç alırsın

öğlen protein yye acıkma
evde basit spor hareketleri

+1 tek öğün ya da aralıklı oruç

Gerek LGS gerekse YKS sınavlarına girecek adayların sınav binasına ulaşımlarının toplu taşıma ile sağlanması halinde kendilerinin yanı sıra bir yakını, özel araçlarla gelinmesi halinde ise araç sürücüsü ile birlikte bir yakını sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olmayacak.

www.icisleri.gov.tr

yok canım kan bağı nedir yav? polis görürseniz aracın içinden kağıdı kaldırın anlarlar sınava gittiğinizi durdurmazlar bile

Geri donerken size belge sorulursa ne olacak?

Veliler bahcede bekleyebiliyor mu?

@damba belgeden iki çıktı al dönerken yine göster.

Huawei'nin saatlerine bakabilirsin. Ben kullanmadım ama epey övülüyor.

Eğer iphone kullanıyorsanız, sağlık datasını en doğru takip eden cihaz Apple Watch. Ha buna alternatif Samsung olur, Garmin olur. Series 3'ün fiyatları uygun ve yeni çıkmış Huaweilere, Xiaomilere göre bence tek bir kötü yanı var: Bataryası günü anca geçirtiyor. Çin markası saatlerin bazı ölçümleri gayet salladığını düşünüyorum.

FitBit ve Garmin diyorlar.

arabayla işe giderken 5000 adım atmak istiyorsan huawei, xiaomi ve fitbit öneririm.

apple watch series 1 de aynısını yapıyor gerçi ama daha az yapıyor.

parası fala geliyorsa series 3 fiyatları gayet uygun ondan alabilirsiniz.

bana da oluyor ya saat 6-7 arası inanılmaz bir uyku. o eşiği atlatınca 11'e kadar oturuyorum.

O vakitler basar uyku. Bi de sabah kuşluk vakti. Orayı atlatırsanız gerisi kolay :)

mövenpick?

AOC'nin dondurmalari severdim ben, bayiler sekmesinden size yakin bir bayi varsa deneyebilirsiniz: www.aoc.gov.tr

sadece migros, carefurr, a101, bim var etrafta.

mövenpick, aoc imkansız.

migrosta satılıyor mçvenpick

almak sart degilse bir suru guzel tarif var yapabilirsin belki?

Keçi sütü, vanilya özütü gibi şeyler alarak kendiniz yapabilirsiniz?

Bulunduğunuz bölgede iyi dondurma yapan bi yer vardır belki bi soruşturun?

Algida ve golfun maraş muhabbetleri fena degil onlari denedin mi ?

Golf maras en iyi market dondurmasi.

dondurmacı amca diye Bi marka çıkmış bazı yerlerde görüyorum alıp denedim tadı çok hoşuma gitti maras dondurmasına benziyor.

Bence kendiniz yapın. İyi dondurma diye bir şey kalmadı ülkede. Yani market mamulü anlamında. Birkaç yıl önce Kahramanmaraş'a gitmiştik bir görev için. Has dondurma yiyelim istedik. Müdürümüz forsunu devreye sokmak istedi ama, ele geçirdiğimiz tek şey "burada her gün sadece 50-60 kg has dondurma çıkar onlar da vali gibi kaymakam gibi kodamanlara anca yetiyor. Hakiki dondurmayı günde 50-60 kg'dan fazla üretemezsiniz" bilgisi oldu.

@m orak

Söylediğin markanın üzerinde glikoz şurubu yok yazmasına rağmen arkasında var yazıyor.

Golf maraşım fena değil, bir ara migros'tan bir marka alıyordum ama artık yok. Fıstıklısı güzeldi ama hatırlayamadım.

Bunları okumak illaki onların felsefelerini, düşüncelerini benimseyeceğimiz anlamına gelmiyor. Okurum, kendimce çıkarımımı yaparım. Düşüncelerini değerli bulmam bile karamsar bir hayat sürmemi gerektirmiyor. Hayatında Nietzche okumayıp depresif, karamsar olan milyonlarca insan var sonuçta. Bu tarz şeyler sırf okumakla ilgili değil bence.

black holes in the sky'ı görüyor ve arttırıyorum.

depresif ya da karamsar diye tanımladığınız o düşünceler mantıksız olmak zorunda da değil.

çok karamsar ama bir o kadar da aklıma yatan dünya görüşleri var.

aynı zamanda çok karamsar, kendi içerisinde oldukça tutarlı ama benim benimsemediğim dünya görüşleri de var. bunları da okuyorum. bir görüşü okuyup öğrendiniz diye fanatiği olmak zorunda değilsiniz ki. belki dediği 100 şeyin 100'ünü değil 3'ünü benimseyip hayatımı daha da aydınlatacağım.

Depresiflikte yalnız olmadığımızı hissetmek için :)

karamsar filozof diye bir tabir -bence- olamaz. filozofun ödevi belirlediği hakikatleri tutarlı ve sistemli bir şekilde ortaya sermektir.

herhangi bir filozofa karamsar demek besleyemeyeceği yavrusunu yuvadan atan leyleğe kötü, kendinden olmayan yavruları yiyen aslana şerefsiz, anne karnında kardeşlerini yiyen yavru köpek balığına hain demekle eşdeğerdir.

pavese okumadım. caraco, schopenhauer ve nietzsche ile kıyaslandığında filozoftan ziyade daha çok denemeci olarak tanımlanabilir.