benzer duurumlarda degiliz bekarim kadinim vs ama bana gire bir seyi istemek istemektir. suphe yoktur

emin değilsen yapma. ben eminim, yapacağım. net. çocuk sahibi olanlar çocuk sevgisinin hayatta duyabileceğin en güzel his olduğunu söylüyor. zorluğu nedeniyle de keşke diyenler var.

Biz de sizinle aynı durumdayız.

Eşim pek çocuk sevmiyor, kendi çocuğunu da sevmeme ihtimalinden korkuyor. Ben oldum olası çocukları çok severim, genelde iyi anlaşırım, çocuklar da beni sever.

Yalnız ülkedeki ekonomik durum ve bu adamların yarın bir gün bizi muhatap edeceği iç veya dış karışıklık ihtimalleri ister istemez beni de düşündürüyor ve çocuk sahibi olma isteğimi törpülüyor.

32 yaşındayım, eşim de ben de mühendisiz, eve giren para Türkiye şartlarında gayet rahat yaşamamıza yetiyor şükür ama çocuk denkleme girince ürperiyorum biz bir şekilde geçinir gideriz vs. ama ona benden daha iyi imkanlar sağlayamazsam diye endişe ediyorum.

Sadece Türkiye'de değil dünyada da dengeler değişiyor, kaynaklar tükeniyor, iklimler, göçler vs. düşününce ne çocuğu diyorum ama sağda solda çocuk görünce de aman hiçbir zaman ideal ortam olmadı her zaman sıkıntılar vardı diyorum.

Bizde kafalar karışık kısaca belki birkaç sene daha düşünmekte fayda vardır hocam.

Benim evlenen arkadaşlarım da en geç birkaç yıl içinde çocuk sahibi oldular. Ama aynı yaşta olmamıza rağmen 40 yaşında gibi gözüküyorlar asdsadfdsd

ben cocuk sevmem, esim eh iste. 8 yillik evliyiz, cocuk yapmayacagiz. bu sekilde birlikte mutluyuz, bir eksiklik hissetmiyoruz. maddi acidan hic bir zaman yeterli olamayacagimiz bir seye de girmek istemiyoruz. su an evet yeterli imkanimiz var desek bile her gun her sey degisiyor.
cocuk zor. psikolojisi zor, cocuk sonrasinda ikili iliski dengesini yeniden kurmak zor, bedenen zorlayici bir deneyim zaten kadin icin. erkek tarafi desen ilk 2 yil bir sey anladiklarini sanmiyorum. cocuk yepyeni bir hayat, inanilmaz buyuk bir sorumluluk. zaten yeterince sorumlulugumuz varken daha da zorlayici bir sey katmak istemiyoruz hayatimiza.

bize bir sekil kodlanmis bence cocuk. yapmazsak gizli bir baski hissediyoruz. esimin ailesi olmadigini dusunuyor mesela cunku ne kadar istemiyoruz desek de buna inandiramadik.
ben sahsen cocugu her sekilde pismanlik olarak goruyorum. yapan da yapmayan da pisman. o zaman olmasin kafasindayim. muhtemelen cok guzel bir histir ama ben, sahsen, benim icin dogru bir karar verdigimi dusunuyorum.


ayrica chicha_v2+1. benden cok daha kucuk cocuklu insanlar yasima inanamayip sirrimi soruyorlar cocuksuzluk diyemiyorum :D (isin sakasi tabi)

Eşin Türk değilse yap geç. Türkiye'de çocuğun işlevi çok farklı. Sen istemesen de yabancı kadınlar çocuğun sorumluluğunu alıyor. Gerçekten anne olmak istiyorlar. 3-4 çocuğu olup halen çocuk isteyen avrupalı kadınlar var. Bıraksan tavuk gibi yumurtlayacaklar

Ben 30 oldum ve hala bir çocuk doğurup bakmayı düşünemiyor ve hatta istemiyorum. üstelik çocukları çok seviyorum ve çok iyi anlaşıyorum ama sadece sevmek yetmiyor, onunla ilgilenecek olmak bambaşka bir sorumluluk.
Belki önümüzdeki yıllarda isterim bilemiyorum ama şu an evli değiliz zaten. Erkek arkadaşım ise evlenip çocuk yapalım istiyor. Ben dürüstçe şu an istemediğimi söyledim ancak bu kararım belki ileride değişeceği için asla da demiyorum. Evlenirsek de hala istemiyor olursam ne yaparım işte onu düşünüyorum ben de. Bence siz de şimdiden düşünmeyin, zamanı geldiğinde hala istemiyor olursanız ona göre hareket edersiniz.

30'ların sonu 40'ların başında evli çiftiz, çocuk yapmama konusunda evlenmeden önce anlaşmıştık.

Emin değilseniz yapmayın +1
Bir de reddit'te truechildfree, fencesitter ve regretfulparents subredditleri ilginizi çekebilir. Detay konuşmak isterseniz mesaj da beklerim.

ben kendimi bildim bileli hep cocuk sahibi olmak istedim. hatta uygun sartlarim olsaydi 27-29-31 yaslarinda birer cocuk yaparim hayalini kurardim :) 34te ilk cocuguma hamile kaldim ama bu kadar cocuk seven biri oldugum halde is ciddiye bindikten sonra gercekten istiyor muyum, emin miyim, bakabilir miyim, cok buyuk bir sorumluluk altindan kalkabilir miyim diye cok cok dusundum. emin oldugumu anladiktan sonra esimle konusmaya basladik cocuk konusunu ve ondan sonra kalkistik zaten. cocugum olmasaydi da kesinlikle evlat edinecektim. ilk bir iki senenin cok yorucu ve zor gececegini biliyordum ama tahminimden gercekten daha zor oldu diyebilirim. 20 aylik su anda kendisi, hayatimiz bebeksiz halimizin normaline hala donmedi ama sanirim yeni normalimize de alistik diyebilirim, simdilerde son 1-2 aydir biraz daha kolay her sey ama 18+9 ay gercekten zor ve yorucuydu. bunu bilerek kalkismak onemli cocuk isine, yoksa pismanlik hikayeleri anlatirsiniz her yerde. gercekten uykusuz yasayamayan bir insanken neredeyse 2 yildir 5 saat kesintisiz uyudugum sayilidir mesela :) her bunyenin rahatlikla kaldirabilecegi bir sey degil yani ve bu isin sadece fiziksel yorgunluk kismi. daha bunun psikolojik kismi, maddi kulfeti var, var da var yani :). tabii boyle anlatinca korkunc geliyor ama icinde yasarken akip gidiyor diyebilirim. ben emin oldugum icin yorgunluklar ve diger seyler beni cok hirpalamadi mesela ama ufacik bir soru isareti olsa kafamda eminim cok farkli olurdu psikolojim. son olarak baska cocuk sahibi olmayi dusunmedigimi de eklemeliyim (yani en azindan dogurmayi dusunmuyorum). belki maddi acidan yetecegimize ikna olursak, birkac yil sonra bir cocuk evlat ediniriz diye de dusunuyorum ama. bu tabii cok havada bir fikir, ulkenin durumu ne olur, gidisat ne olur, maddiyat ne olur hepsi bir gaz ve toz bulutu kafamda su anda :) ne yazdim ama yaa :)

merhaba, biz de 5 yildir evliyiz, yaslar 31-35. cocuga karsi ikimiz de 'meeh' gozuyle bakiyoruz, cok asiri istemiyor veya ciddi sekilde nefret etmiyoruz. halimiz vaktimiz yerinde, ancak hayati da su an oldugu haliyle seviyoruz, cocuk karmasasina girmenin alemi yok su an modundayiz. hani olsa bakariz da ne gerek var gibi. esim gecen ya iste bilgisayar oyunu filan oynariz belki dedi, cocuk isteme sebebi o kadar.

ben hayati yasamayi cok mesakkatli buluyorum, hayatta kalma ugruna harcadigimiz caba (is guc okul patron toplum aile vs), hayata degmiyor bence. sirf bu sebeple cocuk yapma fikrine cok mesafeliyim, yarin bana beni ne diye yaptiniz allahsizlar dese verecek cevabim yok gibi.

tek makul argumanim, ilerde yapmazsam belki pisman olurum, olmayayim diye yaparim belki.

ben sana bir dost tavsiyesi cocuk yapma.

Benzer pozisyonda iken cocugu yaptim, ya$ 33 idi. Pisman degilim.

Ben kesin cocuk istiyordum cunku cocuklugumda etrafimda cocuk yapmamis birkac hatun vardi, birkac olaya sahit oldum ve o yaslarda hatunlarin bir kere dogurmasi gerektigine karar verdim. Benim hatun da pek cocuk sevmiyordu. Ilkinin maddi manevi ne kadar zor oldugunu gorunce tek cocukta durdum.

"Rizkiyla gelir" mevzusuyla ben de zamaninda dalga gecerdim, sonra basima gelince inandim. Palavra degil kesinlikle, ilk 2-3 sene ozellikle olmayacak isler oluyor, uzerine para yagiyor.

Baskalarinin ne yaptigiyla ilgilenme, siz kendinize bakin. Ben ne kadar zor olsa da "yapma" demem. Cocuk hem enerji isteyen bir olay hem de hatunlarin biyolojik saat olayi var, o yuzden 40li yaslara birakmadan aradan cikartmak lazim.

Bence tak fisi bitir i$i, 5 sene sonra baba diye pesinden kostugunda "iyiki" dersin. Ben diyorum..

çocuk işi mantıkla yapılmıyor zaten. her şeyi ölçüp bitip gündelik hayata göre tartarsan mantıksız gelir.
çocuk işi duygular ve ilkel dürtülerle yapılır, kötü anlamda söylemiyorum bunu ama durum böyle. yani başkalarından akıl alarak, mantıklı düşünmeye çalışarak, geleceği planlayarak çocuk isteme kararı verilmez.

yapıp geçeceksin ya da yapmayacaksın, çok ortası olan bir konu değil.

ayrıca inanıyorsanız gerçekten rızkı ile geliyor. bu demek değil cocuk olunca zengin olacaksınız. fakat bir şekilde size gelen güç mü desem, kısmet mi desem ama bazı kapılar açılıyor insana.

Biz de kararsiziz acikcasi, hatta gecen bir kadin dogum uzmanina muayene oldugumda cocuk dusunup dusunmedigimizi sordu. Hayır yani evet olabilir gibi bir cevap verdim. :D

Acikcasi bizi de ekonomik sartlar dusunduruyor. Eger iyi bir gelecek saglayamayacaksak cocuk yapmaya sicak bakmiyoruz. Cocuk sahibi olmak muthis bir seymis yapalim gitsin diyemiyoruz. Sıkıntı cekecek bir insan dunyaya getirmek istemiyorum.

İstemiyorsanız mecbur değilsiniz ama gerekçenin "maddi şartlar" olması bana doğru gelmiyor. Bakıyorsunuz çok zengin ailenin çocuğu bunalımlı olabiliyor, ya da çoban çocuk il birincisi oluyor sınavda. Başarı ya da mutluluk maddiyatla bir yere kadar orantılı, ailenin sevgi ve güven sağlaması daha önemli.

yani emin ol gittiğin yere bir daha gidince aynı etkiyi göstermiyor. yeni yere gitmeniz daha iyi olur.

Kesinlikle yeni yer +1

Yunanistan güzel bir ülke bence.

Peki atina ve selanik disinda "madem arabayla gezilecek şuralara gidilir" denebilecek yerler neresidir?

Merhaba,

Bence lokasyondan ziyade kimle gittiğinize, ki eşim demişsiniz, ve ne yaşamak istediğinize bağlı. Gidip göreceğiniz şeyler beraber geçireceğiniz vaktin içinde keyif alacağınız araçlardır en nihayetinde. Düşününce hangi tarz gezide eşinizle kendinizi akışta keyif alırken hayal ediyorsanız bence orayı tercih edin. Yoksa iki seçenek de farklı ve güzel deneyimler sunar. Yunanistan'da spontane bi road trip de iyisiyle kötüsüyle keyifli olabilir, italya'da planlı programlı turistik bi gezi de. Ben olsam kafamda geziyi bi canlandırır sonra da hangisini yaşamak istediğime karar verirdim.:)

Yunanistan çok güzel bir ülke +1

Biz de arabayla gittik bir ay kadar önce, gitmeden önce sorduğum sorulara falan da bakabilirsiniz işinize yarayacak bilgiler olabilir.

Bunun dışında Selanik'ten Atina'ya giderken biz tam yol üstü olmasa da Meteora'ya da uğramış ve çok memnun kalmıştık, iyi ki gitmişiz. 17'de kapanıyor yalnız, planınızı ona göre yapın biz son yarım saat koştura koştura gezdik.

Bir de Corfu tarafı da güzel, bizim seyahat süresi 5 gündü ve sıkışıktı program o tarafa gidemedik ama gidilebilir.

deniz için lefkada (porto katsiki) ve preveze. hatta civarlardaki parga ve yanya. sınırdan sonra lefkada 8 saat civarı tutar. türkiye'ye en uzak noktalarından birisi olduğu için de kendinizi çeşme'de gibi hissetmezsiniz. çünkü kavala, dedeağaç ve hatta halkidiki sahilleri de artık adalar gibi türk dolmaya başladı.

yunanistan +1,

ispanya ya da portekiz de olabilir italya yerine.

halkidi'ye gidip deniz tatili yapın. kavala'da balık yiyin.

selanik'te inanılmaz güzel bir mutfak deneyimi yaşanabilir,
selanik - halkidiki arası yollar muazzam, halkidiki'nin plajları effsane, haritadaki o 3 parmağın 2'si gezilebilir konumdaydı en son, oraların altını üstüne getirebilirsiniz.

Kefalonya?

Acilin Yunanci geldi.

araba ile bence Peloponesse'e dogru bir acilin.
- Kalamata, biz kac defa gittik hatirlamiyorum.
- Nafplio, guzel sevimli bir sehir.
- Lakonia. plajlar cok guzel, arabayla beach hopping yapmak icin musait. Limeni yazin google'a ve gorun. orda bi restoranda cok sahane kalamar yedi misafir gelen arkadasim. Monemvasia da ziyaret edilebilir gunu birlik.

biz hep araba kiralayip bu taraflara gidiyoruz, evimize de 2-3 saat uzaklikta olmasi artisi tabi. kayitli yer imlerimiz var, paylasayim diyecegim ama erkek arkadasim surekli guncelledigi icin cok cok fazla yer var. kafaniz karisabilir. ama yine de isterseniz ozelden paylasabilirim, sadece plaj vb degil tarihi yerler de var. soyle bir sey: imgur.com

Teflon üzmez.

Çelik tabii ki.

lava döküm sahan

Bn bu ikilemde kalıp teflon aldım, dikkatli kullanırım dedim.

zararlarını bir kenara bırakırsak bakır tavada yumurta daha güzel oluyor ama çabuk yapışıyor. teflonda hiç yapışmıyor ama tadı bakırdaki gibi olmuyor. çelik tava sağlıklısı ama yumurta için değil de yemek için daha iyi. bu arada bakır cezvenin kahvesi de diğerlerinden iyi oluyor. bir de döküm tava var. döküm ağır bir tava. sabahları uğraşması zor. ısınması uzun sürüyor.

ty.gl bu duz dokum saglikli.

ty.gl bu benim kullandigim sagliksiz ama nispeten uzun omurlu, kolay kullanimli sahan seti

Yapışmaz olacaksa kimyasal bir kaplaması olacak.

Çelik, demir olacaksa yapışacak ama kaplaması yok.

Bu granit, titanyum falan en yeni nesili herhalde bu kaplamaların. Bunlardan alıp çizmeden, ocağı mangal ateşi gibi harlamadan kullanırsanız minimum zarar-maksimum fayda derim.

Döküm Tava kesinlikle. Ufak bir adaptasyon süreci olur ama sonunda ömür boyu tava konusunu çözmüş olursunuz. Ben her sabah yumurta yapıyorum ve gayet kolay oluyor.

Ucuz bir teflon alıp biraz çizilmeye başlayınca değiştiriyorum.

saglikli teflon granit yok kaplamadan dolayi. artik bazi firmalar "teflon" ismini kullanamadiklari icin granit diyorlarmis.

bakir zararli derler, o yuzden yok oldu zaten.
aluminyum da zararli, uzak durmak lazim.

geriye saglikli olarak demir dokum tava ve celik kaliyor.
demir dokum acaip agar, temizlemesi zor.
celik hafif ama onu da temizlemesi zor.

Ben titanyum aldım teflon gibi ama daha kaliteli gibi.

Yıkarken de ekstra dikkat ediyorum çizilmesin diye birkaç yıl oldu yapıştırmıyor, gayet de kolay temizleniyor.

Normalde kasko da rayiç bedel olarak geçmesi gerekir. teminat falan değiştirmediyseniz.

rayiç bedel de kaskonuzda ilgili bir maddede bahseldilmiştir.

Örneğin; aracın rayiç değeri, sigortacı veya hasar tespitini yapan ekser tarafından internet sitelerinden*, galeri/yetkili/özel
satıcılardan alınan en az 3 adet güncel fiyat teklifinin ve pert kararının alındığı tarihte yayınlanmış güncel TSB bedelinin ortalaması alınarak ödenecek
rayiç değer tespit edilir Tekliflerin 3 adetten az olması durumunda, eksper ve sigortalının önereceği ve sigorta şirketinin de mutabık kalacağı yetkili araç
satış yerlerinden (bayiler) alınacak fiyatların ortalaması dikkate alınarak rayiç değer belirlenir.

@janavarorion Şöyle bir ifade var benim poliçede. Buradan anladığım o ortalama değer TSB'nin rayiç bedelinden fazla olamaz tavan fiyat o gibi. Ben mağdur olmaya devam ediyorum gibi.

Mevcut yerlerden tespit edilecek en az üç değerin ortalaması rayiç değer olarak kabul
edilecektir. Tespit edilecek değer, her halükarda Türkiye Sigorta Birliğince belirlenerek ilan edilen riziko tarihi itibariyle geçerli rayiç değeri geçemez

O zaman sıkıntı var. Kasko danışmanınız ile durumu görüşün. Siz değil onun ilgilenmesi gerek.

aynı sıkıntı benim araçta da olmuştu. kaskocunuza durumu belirtin, aracınızı listeye eklesinler. aracınızın gerçek değeri üzerinden gösterip kaskolatabilirsiniz aslında. eğer 100 bin tl'lik fark varsa o farkı donanım olarak kaskonuza ekletin.

bazen kaskocular dikkat etmeden poliçeye işliyor, donanımı yanlış giriyorlar. bende oldu düzelttirdim. ancak türkiye sigortalar birliği sayfasında aracınızın donanım değeri neyse kaskoda pert halinde ona yakın değeri öder. piyasa değeri ile bu değer farklı şu anda. daha önceden bir kazada kaskocu aracın özelliklerini tam girmemiş ve araç kazaya karışmıştı, ancak kasko firmasına aracın ruhsattaki değerine göre ödeme yaptırttılar.

Dolandiricilik degil de piyasa dusurmeye fiyat kirmaya calisiyor olabilirler

fiyat düşürmeye çalışıyor. o hesapların hepsi tek kişiye ait. tahminim fiyatı hiç düşmezsen de satın alacağı. takıntı yapmış. ben olsam fiyat yükseltirdim.

Tek kişi +1

bu arada denk mi geldi bilmiyorum.
sabah bir arkadaşımla konuştum. dolap satıyordı çocuk letgo'da.
aynı olay başına geldi. 1000 liraya sattığı dolaba aynı kişi farklı hesaplardan fiyat düşrmeye çalışmış. bizimkide "çok talep var. 1.200 yaptım fiyatı" dedmiş. 1.100'e satmış :)))

Thy'yi telefonla arayarak ücretsiz rezervasyon yapabilirsin.

Maalesef gelen e-postayı çıktı olarak kabul etmiyorlar

bence altınızdaki araç ile alakalı bir durum vw passat , audi a4-a5 gibi bir araçla aynı yola çıksanız o kadar güvensiz gelmeyebilir.

bu açıdan bakarken şunu da hesaba katmanız lazım, tem'i kullananların yüzde kaçı passat, audi a4-a5 gibi araçlarla yola çıkıyor? zaten lüks araçlar mecbur kalmadıkça e5-tem'i kullanmıyor kmo'ya geçiyor (ben de öyle yapıyorum), ama toroslar, kamyonlar, ıvır zıvır küçük segment araçlar ne yapacak hız sınırı 143 olan 3 şeritli bozuk yolda bunu merak ediyorum. türkiye'de araç yaş ortalaması 12 mi ne, audi sahipleri sandığınız kadar yaygın olmayabilir bence.

artı olarak 140 ile akan en sol şeritte iki araç arasında 8-10 metre mesafe varken ani fren yapılması durumunda altınızda bentley bile olsa sizi kurtarması çok zor. özellikle de önünüzde yüksek bir araç varsa.

Hem evet hem hayır. 120'yi otoyol dışında da yapabiliyorsun yolun durumu uygunsa. Bu durumda otoyolun bir avantajı kalmıyor. Tehlikeli mi? Evet. İzmit Gebze arası çok kaza oluyor. Sorun otomobillerden çok tırlar. Adam taşıdığı bilmem kaç tonluk yükle hız yapıyor. Hızın artırılma sebebi yolu özendirip para kazanmak olabilir.

Yaklasik 5 yildir avrupa yakasi tem'i kullaniyorum. Oturmus bir dinamigi var. Trafik yogun saatler belli, o saatlerde zaten yuksek hiza cikamazsin. Tenha saatlerde de zaten sol serit 120-150 arasi akiyor. (Bugune kadar radar cezasi yiyen de hic gormedim).

Asil e5'teki makas yapan cakallar tehlike saciyor bence. Onlara bi care bulsunlar.

Bence de yüksek. Türkiye'deki sürücü profili ve araç yaşı düşünüldüğünde üstüne bir de yolların durumunu ekleyince bu oranlar yüksek.

Almanya'da limit yok birçok yolda ama, yollar iyi hesaplanmış, iyi bakılmış... Araçlar yeni. Yeni olmayanlar da iyi bakımlı freni mreni tutuyor en azından. En önemlisi sürücüler dikaktli.

Türkiye'de bu arada eds olmadığı sürece kimse zaten limiti takmıyor. 100 de olsa limit basan basıyor.

Şimdi bizde arabalar iyi desek değil... Trafikteki araçların çoğunun bakımları eksiktir. Mutlaka bir yerinde bir eksiği vardır. Farı yanmaz, sinyali çalışmaz, lastiği kabaktır, fren yağında sıkıntı vardır, stop lambası çalışmaz, kritik parçaları yan sanayidir vs...
Üst segment araçların bile çoğu böyle.

Audi, BMW sürücülerinin çoğu araçlarına güveniyor. O yüzden ibreleri 150'nin altına inmiyor. Bir şey olmaz diye dikkatsiz de kullanıyorlar. Atıyorum adam hız limitinin 130 oldu yerde, önde 150'yle giden hyundai'nin tamponuna yapışıyor. Sırf öndeki hyundai ve bmw'sine yol vermiyor diye. Ee öndeki acemiyse panik yapıyor baaaaam kaza. Daha geçen böyle bir video gördüm. Bir bmw ibresi 160 gösteriyor. Önünde başka bir bmw, onların önünde daha sıradan bir otomobil. Ama hepsi 160 civarı bir hızda. BMW öndeki aracın dibine girdi selektör selektör... Öndeki araç panikle sağa kaçayım derken başka bir araçla çarpışıyordu.

Bir diğeri ve daha tehlikelisi ki bu bahsettiğimiz yolda bunlardan çok var, şirket araçları. Adam gün içinde 20 adrese uğrayacak. Fiat egea ya da clio symbol ile basıyor da basıyor. Şimdi fiat egea bu hızlara çıkıyor çıkmasına da... o hızda yol tutuşu sağlam mı? Ya da freni iyi mi?

Üstüne bir de kamyonlar, tırlar ve otobüsler...

Ben özellikle izmit'ten geçerken sürekli geriliyorum.

Bence de yüksek ve maalesef ölümlü kaza oranının artacağını düşünüyorum.

Yollar çok bozuk, yer yer sol şeritte bile çukurlar, özellikle köprü, viyadük giriş çıkışlarında yükselti farkı oluyor ve ufak araçlar hop hop zıplıyor. Böyle durumlarda kontrolü kaybetmek çok kolay.

Bir de gazlayan tayfa var dediğin gibi, 150-200 altına inmemeyi marifet sanıyorlar ve milletin canını tehlikeye atıyorlar.

Kuzey Marmara için lazımdı da diğer yollar o seviyeye çıkarılmadığı sürece eski limitlerde gitmekte ve eskisinden daha dikkatli olmakta fayda var.

130 değil 140a cikti benim bildiğim. O da 154'e tekabül eder ceza siniri olarak.

Bence yuksek falan değil ya 120 düşüktü zaten. Tem musait buna. 140-150 normal yani. Zaten bu hizlarda akiyor TEM açıkken. Hergun gun ici kullayorum ben, sol serit en kotu 140. Ben de 130-140 civarı gidiyorum, bazen 150. Zaten hakki buydu, iyi oldu bence bu uygulama.
Dedigim gibi zaten bu hizlarda gidiliyor temde, 3-4 yildir bu yolu kullanıyorum.
Bir 180-200 desen asiri hizlar ama 140 çok degil. Bu sinir icerisinde arabana göre sen belirleyeceksin artik hızını.


Ben bu hızların kaza yaptirdigini düşünmüyorum. Kaza yaptiran sey mal gibi araba kullanmak, 150 ile giden arabaya tampon yapmak, mal gibi sollama yapmak, serseri mayin gibi kuralsız hareket etmek. Uygun bir takip mesafesiyle duz yolda 140-150 olağanüstü hızlar degil.

megane iv sağlam ekspertiz ile alınırsa üzmez.

Manuel Opel Astra bakabilirsin yüksek model bulunabiliyor o fiyatlara.

Station modelleri öneririm. Megane veya octavia. Megane dci ile uzun yolda tasarrufunuz iyi olur ayrıca parça ucuzluğu da gerektiğinde üzmez.

megane +1 diyorum. çok az yakan aşırı geniş bir araç.

istanbul'da manuel vites yorucu oluyor. kucuk sehirlerde veya uzun yolda sikinti degil ama. tecrubeniz yoksa istanbul'da manuel vites tavsiye etmem, yorgunlugu disinda da zorlanirsiniz muhtemelen biraz.

onun disinda 1.0 atmosferik motor biraz yavastir, yavas hizlanir, yokuslari hizli cikamaz uzun yolda.

bunlar sizin icin sorun degilse yaris guzel arabadir, alinir. babamda 2007 yaris var, oradan tecrubeliyim. fiyat konusunu bilmiyorum.

Geçen sene bu arabayı denemiş ve vazgeçip 1.5 otomatiğini almıştık.

Neden vazgeçtik, çünkü kullanım senaryomuza uymadı. Arkada iki kişi yokuşta çok boğuldu, gitmedi. Üstteki cevapta dediği gibi atmosferik küçük motor pek akıl karı değil dümdüz bir yerde oturmuyorsanız. İstanbul içi çokça yokuş da var canınız sıkılabilir yanınızda eş dost misafir varken.

Manuel oluşu evet sürekli kullanımda sorun ama büyük bir sorun değil benim şu anki aracım da manuel haftada birkaç kez kullandığım için gözüme batmıyor.

Geçen yıl 190 bin tl idi bu araba, fiyatlar nereye gelmiş inanılmaz gerçekten.

araç modelinden bağımsız olarak 1.0 atmosferik motorlu her türlü araçtan uzak dur derim. bu motor hacmi turbo yoksa çok yetersiz.

Ben dün öğle saatlerinde verdim akşam 10-11 gibi çıkmıştı.

Taksim ilkyardımspor

Aynı şikayetlerle gittim doktora. Salya durumu bile aynı. Ben pozitif çıktım. Umarım sizde yoktur. Geçmiş olsun.

pozitif gibi sanki.
hangi şehirdesiniz? antalyada kayınbabam gitmiş, test yapmıyoruz, paranız varsa özelde yaptırın demişler. şikayetleri sizin gibi.

Ben de bir hafta klima çarptı herhalde diye yatak döşek yattıktan sonra dün ailemi ziyaret etmeden önce ne olur ne olmaz test yaptırayım dedim ve pozitif çıktım.

Muhtemelen sen de pozitif çıkacaksın. Geçmiş olsun şimdiden, bol su, vitamin takviyesi ile iyileşirsin bir haftada.

turna.com yapıyordu önceden.

THY'yi telefonla arayınca ücretsiz rezervasyon yapıyorlar.

Ancak Yunanistan için sadece rezervasyon yeterli "olmayabilir" dedikleri için ucuzabilet'ti sanırım o sitelerden bir tanesinden iptal halinde %90'ını geri alabileceğimiz bilet satın aldık. Sigorta için de belli bir miktar ödedik ne kadardı hatırlamıyorum.

Daha yağlı oluyor onlar evet.

Normal sütler su gibi artık fark ettiysen.

Hele yarım yağlı diye satılan şey süt bile değil bence öyle süt mü olur :/

daha yağlı oluyorlar ve daha az sulandırılıyorlar.

badem sütü, yulaf sütü denen şeyler tümüyle balondur.
Alpro marka badem sütünün içindeki badem oranı %3!! Gerisi su. İçinde hiçbir şey yok.

Buyrunuz içeriği:
www.macrocenter.com.tr

yulaf sütüne balon diyen arkadaşa oatly denemesini tavsiye ederim, özellikle barista versiyonunu.

hayır başka bir masrafınız yok. ama ben ekimde pandemi zamanı gittiğimde plf formu gibi bir form doldurmuştum online. sanırım yolculuktan 1 hafta önce doldurulması ve çıktı alınması gerekiyordu, ama şu an durum nedir bilmiyorum.

yeni ehliyet lazım.
kaskonuza ek yurtdışı poliçe eklettirin, yeşil sigorta sadece karşı tarafın masrafını karşılar.

araçtaki kişiler hariç ekstra pul harcı yok.

son olarak sınıra yakın depoyu fulleyin, orada yakıt pahalı.

bir de o tarafta otobanlarda cok sık aralıklarla odeme noktalari var. yani 10 dakikada bir durup para odedigimiz olmustu, insan naalaka oluyor. ve bizdeki gibi otobanlarda sık aralıklarla benzinlik ve dinlenme tesisi olmuyor onu da aklinizin bi kosesinde bulundurun derim.

yaninizda bol bol bozuk euro alin otobandaki giselerde kullanmak icin.

Bu hafta başı döndüm Yunanistan'dan arabayla.

Yeşil sigorta hariç bir şeye gerek yok araç için. Otobanlarda 1, 2, 3 ve küsüratları olacak şekillerde ve sık sık ödeme yapılıyor diğer arkadaşların dediği gibi. Hız sınırı 130 genelde, 120 olduğu yerler de oluyor ama pek sallamıyorlar gördüğüm kadarıyla. Yollar bizim devlet otobanlarından güzel, özel otoyollarla aynı kalitede. Benzin Shell'lerde ve bazı BP'lerde 2.4 civarında, diğer ufak ve yerel firmalarda daha pahalı.

Başka sormak istediğin bir şey olursa bilgiler tazeyken yardımcı olurum.

Şimdiden iyi yolculuklar ^^

tv ünitesi. sehpa her türlü olduğu için duvarın mantığı yok. sehpa konulamayacak/fazla yer kaplayacak durumlarda kullanılması mantıklı olur.

Duvar askısı. Sağa sola da dönebiliyor istediğim yerden tam açıyla izleyebiliyorum.

Ünite hem evi kalabalıklaştırıyor hem toz tutuyor gerek duymadım hiç.

Duvara monte çünkü 60 inç, koltuğum da yüksek ve ideal göz mesafesine göre yerden yüksek olması gerekiyordu ve o kadar yüksek ünite istemedim.

tv unitesi goruntu olarak daha guzel. zorunlu bi durum olmadikca duvari tercih etmem.

Duvara monte. TV ünitesi çok yer kaplıyor, duvar daha temiz duruyor bence.

tv ünitesi kullanıyoruz. ama duvara asılıyken de tv ünitesi kullanıyorduk. oğlanın yürümeye başlamasından, eşyaları devirmeyecek olgunluğa eriştiği yaşa kadar tv duvara asılıydı, ama tv ünitesi de yerinde durdu.

turkcell tv'nin box'ı var. internete kablolu bağlandığı için mecburen modem var. fiber modemin yanındaki daha ufak kutu gibi zımbırtı var adı neyse artık. mi box var. harici harddisk var. 10 yıldır falan kullanmıyoruz, olmasa da olur ama dvd player var. teledünya, tivibu, digiturk vs. kullanan için onların box'ı var, televizyonun dahilisini beğenmeyenler için uydu alıcısı var. var oğlu var.

altı boş duvara sınca bunları nereye koyuyorsunuz? hepiniz dahili uydu alıcılı tv'ye sadece uydu kablosu takarak mı kullanıyorsunuz? yoksa bu cihazları yere mi diziyorsunuz?

modem hariç ben hepsini duvar ile tv arasına koydum, tv'nin arkasına yapıştırdım. apple tv ve birkaç ıvır zıvır daha tv ile duvar arasında asılı duruyor yani. kumanda çektiği sürece o cihazların ortada durmasına hiç gerek yok zaten. yazlıkta da hepsini koltuğun altına bi yere koydum.

7-8 bin diyorum ben. O da ucuz kaskoyu seçerseniz Sompo gibi.

Sigortam.netten sorgulanabiliyor

Fiyatı bilemiyorum da kasko yaptırırken immyi sınırsız yaptırın, özellikle bu konuda ucuza kaçmayın.

x2 min.

3.500 tl'ye motosiklet kaskolatılmıyor artık. kapıyı 4-5'ten açıyorlar.

aracın geçen sene 200bin tl ise ederi, şuan 400bin tl ise, kaskon x2 oradan değerlenecek.
ek olarak sigorta şirketleri de %40-45 arası zam yaptı. onu da ekleyebilirsin.

trafik sigortası da 1600tl den 2000tl ye çıktı.

Ben de arabayı geçen yıl aldım. 2020 1.2 Opel Astra.

Daha bugün poliçe yeniledim.

2450 tl trafik sigortası
4000 tl kasko

baktım şimdi benimkinin altında dishwasher safe yazıyor. ben yıkamam ama asla güvenmiyorum.

dishwasher safe diyo ama kullanım klavuzunda önermiyoruz diyo. ben elde yıkıyorum.

Genel hiçbi termosun makinaya atılması sağlıklı değil

Ben attım içi güzel temizlendi ama birkaç sefer sonra boyası yandan çıkar gibi olunca bıraktım elde yıkıyorum.

Hem Stanley hem de Contigoyu makinaya atıyorum.Contigonun boyası soyulmaya başladı,stanley sağlam hala.

termos için asıl olay bence iç haznesi değil, dışarıdaki yay ve ayrılabilen parçaların temizliği(koku kalabiliyor) ben olsam makineye atmam. Hepsini parçalarına ayırıp yıkayıp havalandırıyorum. Bu şekilde koku kalmıyor.

uzun süre dayanıklılık için elde yıkamak gerek. leke çıkarma için 1 kaşık karbonat ve ılık suda 30 dakika bekletin.

Pantolon ve ayakkabini degistir.
Kumasi nemlendir ya da biraz kirlet, temiz kumasta oluyor.

Toprakta gezmek ise yaramaz, sen carpildigin anda zaten elektrik bosalip bitmis oluyor.

kaloriferler genelde toprakliyor, bir dk filan elinizi kalorifere tutun

Yerler halıflex ise ayakkabıyla da alakalı olabilir.

Başka tabanlı ayakkabıyla denedin mi?

Yerlerde hali yok. Kisin bot yazin spor ayakkabı giyiyorum, tabanlari hangi malzeme cok anlamam acikcasi.

bu denemeyi son yaptığımda aynı diyebileceğim kadar doğru sonuç veriyordu. araç toyota corolla hybrid.

benzin ışığı yanar yanmaz benzin alıyorum, 32-33 litre benzin alıyor.

tekrar benzin ışığı yanana kadar kullanıyorum (yani 32 litrenin tamamını kullandığımı varsayıyorum), araç 580 kilometre yol gidiyor, ekranda gözüken ortalama tüketim rakamı 5.4, 5.6 arasında değişiyor.

32/580x100 = 5.51

demek ki tutuyor diyebiliriz. şimdi ortalamayı 4'lü rakamlara kadar düşürdüm, ama gelen benzin zamları depoyu ışık yanana kadar kullanıp fullememe izin vermiyor, zam haberi gelince ışık yanmadan doldurup duruyorum, o yüzden tekrar ölçemiyorum.

Benimki de tutuyor.

Opel astra araba.

geçen hafta test ettim, birebir tuttu. araç: Nissan micra 2021

Tekrar deneyeyim dedim ama depo fullersem 1600tl tutuyor vazgectim.

çamaşır suyu.

Hocam silikona işlemiş.

Denerim ama sanki silikonu söküp yeniden uygulamak gerekiyor.

Silikon küflenmiş maket bıçağı ile kazıyıp tekrar silikon çekmelisin.

Bazı yapı marketlerde silikon sökme bıçakları var onla daha kolay sökebilirsin

Oradaki kenar profillerini komple söküp, temizledikten sonra,tekrar uygulamak lazım. Bu işlem için 1 gün tam kuruma için beklemeniz gerekecek.


2. Çözüm ise ; profilin bitimi ile fayans arasında 5mm kalacak şekilde maske bandı çekip yağlı boya ile boyamak olabilir. Ama o da kısa süreli bir çözüm olur. Boya, zamanla atacaktır.

Bunlar çıkmaz gibi görünüyor ama çamaşır suyu, bilek gücü ve biraz sabırla çıkıyor.

Yeniden oluşmaması için de çamaşır suyu spreyi hazırlayıp 2 günde bir lavabo, klozet ve duşakabin içlerini fısfıslayıp beş dk bekledikten sonra durulayın.

Ama köşeler zorlayabilir. En iyisi değiştirmek.

Tüm çözümler geçici olacak çünkü çok sık tekrarlayan bir problem. Silikonu çıkarıp, bölgeyi tamamen temizledikten sonra yeniden silikon uygulayabileceğiniz gibi tüm siyah alana pamuk yerleştirip pamuğun üzerine çamaşır suyu dökerek bir gün beklettikten sonra uğraştırmadan da temizleyebilirsiniz.

Plastik köşebentleri komple sökün atın, duvarda çok fazla çap yoksa tekrar köşebent kullanmayın.

1 cm kadar boşluklara altını kağıt vb ile doldurup üzerini silikon çekmelisiniz. Boşluklar 1 cm'den fazla ise o zaman tekrar köşebent kullanmalısınız.

En önemli konu, yeni işçilikte "küf yapmayan silikon" kullanın mutlaka.

Evet
Bir de diğer insanlar kaçıyor

yamalı veya orası burası kırık tonla taksi var trafikte. gayet de yapıyorlar.
istediğiniz kadar tecrübeli olun, tüm iş gününüz trafikte geçiyorsa kazaya daha yakınsınız.

www.cumhuriyet.com.tr

şu kazanın benzerini yaşadım. maalesef özellikle gece taksiye binildiğinde şoförü mutlaka konuşturmak gerekiyor.

Hocam adamlar günde 15 saat araç kullanıyorlar o kadar süre uzay mekiği pratiği yapsalar bırak kaza yapmayı Mars'a giderler.

Kaza yapıyorlar. Ben geçen yaz bindiğim takside kaza yaptık, adam uyudu direksiyonda gündüz vakti.

bir akrabamızın komşusu geçenlerde kendi hatasından kaynaklı sağlam trafik kazası yaptı, kırılmadık kemiği kalmadı. kadıköy'de yolda yürürken yine bir başka kazaya bizzah şahit olmuşluğum var.

kısacası gayet yapıyorlar hatta hem (çoğunlukla) dengesiz sürüşlerini hem de sürekli trafikte olmalarını hesaba katarsak muhtemelen fazla fazla yapıyorlardır... ihtimali düşüren bir etmen genellikle şehir içinde ve dolayısıyla düşük hızda araç kullanmak zorunda olmaları; yani nadiren 90-100 üstüne çıkabildikleri için manevra alanı daha geniş, boş yolda 120'yle yardırıyor olsalar o tip kazaları daha çok duyarız.

Taksici ve minibusculerin kaza yapmamasinin nedeni etrafındakilerin onlara caprmamak icin esktra caba göstermesi. Ozelikle minibüsçüler, allah ne verdiyse daliyor adam, bakıyorsun devam etsen carpisacaksiniz en son sen fren yapiyorsun minibuscu geciyor.

Stavro+1 ben taksici görünce her an her şey bekliyorum. Trafiğin doğal akışının bozulacağını bilip ona göre hareket ediyorum ve öyle de oluyor.

Taksicilerin kaza yapma istatistikleri bir kenara kazaya sebebiyet verme istatistiklerinin olduğu bir yer varsa merak ediyorum aslında.

Yapıyorlar hocam birkaç senelik taksilere bak sağı solu hep macun, kırık, bagaj kapağı iple bağlı, teker yalpalıyor vs. bir dünya kusur var araçlarda.

Bir keresinde bindiğimiz bir taksinin tekeri yamuktu, düşük hızlarda yengeç gibi gidiyordu araç. Hızlanınca düzeliyor dedi eleman asdsgfdf. Neyse ki mesafe kısa, saat geçti de başımıza bela almadan kurtulduk o araçtan.

Bir de @stavro'nun dediği gibi herkes aha taksici kesin bir bok yiyecek diye çok daha defansif sürüşe geçiyor.

Gönül istiyor ki şu videodaki abi gibi ulu orta girelim bunlara ama olmuyor işte: www.ahaber.com.tr (Ah*ber linki için özür başka yerde bulamadım)

"sakınılan göze çöp batar" derler, biz binbir zahmetle aldığımız aracımızı çalı çizse ciğerimiz yanıyor ama taksi şoförlerinde durum biraz farklı, öncelikle neredeyse tüm taksilerin sahipleri ve şoförleri farklı kişiler adam memur gibi aracı kullanıyor araç kendinin değil, araçlar kaskolu, sigortalı bir de zaten mafya vari hepsi trafikte iki şeyden kaçıyor millet 1. Taksi, 2. Dolmuş yani trafikte bir nevi dokunulmaz gibiler gözü kara hareket ediyorlar bir anda senin önüne kırıyorlar neden? çünkü bir kazaya karışsan en çok dert senin başına patlar onların başına bir şey gelmez (bkz : dolmuşçular odası, taksiciler odası).

Özetle taksiciler ve dolmuşçular rakipsiz oynayan oyuncu gibidir trafikte, kimse onlara bulaşmak istemediğinden kazaya senden benden daha az karışıyorlar. Hiç kaza yapmıyor değiller ama normal araç kullanıcılarından daha az yapıyorlar.

Şöyle bir örnek vereyim, çoğu araç sürücüsü, kendisine yanlış yaptığı sürücünün peşine düşer, korna çalar, hırs yapar vs. Sen hiç birinin taksici ya da dolmuşçuya aynı şeyi yaptığına şahit oldun mu? Olamazsın çünkü adam bir anons çakar anında yolunu kesip radyatörü monte ederler bir yerine işte o yüzden dokunulmaz gibiler trafikte.

Hocam Twitter kendi devletine dahi bilgi vermiyor, oradan hesap et işte.

Kendimden yola çıkayım, Twitter'da birini egm'ye bildirdim 3 senedir hiçbir şey çıkmadı. Uğraşmıyorlar pek. Yani bilgi alamıyorlar sanırım.

haklısın. twitter'in ip verdiği konular dediğin gibi. hakaret için ip vermez.

twitterın takip eidlmesi cok zor olmasa gerek diye düşünyorum
resmi olarak vermese de

pegasus var polisin elinde istedigi zaman istedigimi gorur.

İlla bilgi vermesine gerek yok. Girdiğiniz her türlü adres vs. takip edilir, belli bir süre için loglanır. Dolayısıyla çok profesyonel iş çıkartmıyorsanız, istedikten sonra sizi bulurlar.

Nasıl olsa bulamazlar diye çok rahat davranıp, başınızı belaya sokmayın.


.

twitter ip vermese de ip'nin bulunması bazı şartlarda zor değil. bunun için çok fazla taktik var. örneğin bir haber sitesinden link paylaştığınızda tam o saniyede sitenin trafiğinden falan bulabildiklerini "duydum". bu aklıma gelenlerden sadece biri.

Benim Berat Albayrak'la ilgili yazdığım tweet için mahkeme bildirimi geldi Twitter'dan.

Direkt sil demediler ama şöyle bir eposta gönderdiler.

-----

Twitter aşağıdaki içerik ile ilgili şu an için herhangi bir işlem yapmamıştır:

(tweet bağlantısı)

Ancak, bu içerik hakkında ileride bir işlem yapmak durumunda kalabiliriz. Kullanıcı hesabınızdan belirtilen içeriği gönüllü olarak kaldırmak isterseniz ya da ekteki talep sizin Twitter kullanıcı hesabınızla ilgili değilse lütfen bizi bu e-posta mesajına cevap vererek bilgilendiriniz. Aynı zamanda, karara karşı hukuki başvuru seçeneklerimizi değerlendirip itiraz edebiliriz. Karara itiraz etmeyi düşünüyorsanız, lütfen mümkün olan en kısa sürede bize haber verin.

İçerik ile ilgili işlem yapılması durumunda ilgili talebin bir kopyası Lumen’e gönderilecektir: lumendatabase.org. Ülke Bazlı İçerik Gizleme ile ilgili daha fazla bilgi edinmek icin ilgili sayfamızı ziyaret ediniz: support.twitter.com

Size hukuki tavsiyede bulunamayız. Bu konu hakkında avukatınızla iletişime geçmek isteyebilirsiniz. Hukuki taleplerle ilgili daha fazla bilgi edinmek için lütfen aşağıda belirtilen yardim merkezi sayfamızı ziyaret edin. t.co

Saygılarımızla,
Twitter

@bonjour
Ne gibi?

@tadellesever
Pegasus derken?

@beatbox
Haberler daha çok twitter üzerinden takip ediliyor artık. Oltalama link ise olabilir ama haberi retweetleyerek paylaşırsın genelde, twitterda.

www.t24.com.tr

@tadellesever
İyi de bu oltalama zaten. Eğer bu link tıklanmazsa polis bunu kullanamaz. Bu seçeneği pas geçtim zaten.

normalde yurtdışında deodorant gibi olanlar var, basınçlı ama türkiyede var mı bilmiyorum.

edit: varmış

www.gratis.com

www.gratis.com

Sprey şeklinde olanlar var ama yine de cilde yedirmek için el kullanıyoruz.

Yanınızda makyaj pamuğu gibi bir şey taşıyarak el değdirmeden sürebilirsiniz. Standart kreme göre çok daha iyi yayılıyor o yüzden hafif ovalasanız yeter bile.

stick formda olan güneş koruyucuları sizin isteğinizi daha çok karşılar bence.
shiseido'da vardı, başka markalarda da gördüm.

bebekler icin stick formda var ama hem cok pahali hem de cok minik boyutu. yalniz normal gunes kremini makyaj fircasiyla suruyorlar el bulasmamis oluyor belki ihtiyacinizi bu da gorebilir? soyle bir fircaydi bahsettigim:

ty.gl

20 li yaşların başındaki gibi beynim her şeyi sünger gibi emmiyor 30 dan sonra bunun farkındayım fakat bu zaten belirli bir şey, o yüzden bunu engellediği söylenen takviye vs bana kandırmaca geliyor önlem almıyorum

Benim zekamdan cok hafizam cok kotuledi. Ozellikle pandemi ile birlikte. Bir sey yapmadan evde oturdugum bir sene boyunca. Simdi biraz iyilesme ya var ya yok ama hafizam eskiye gore cok kotu malesef

zekadan ziyade hafızam çok kötüleşti. acayip unutkan bir insan oldum 30 yaşımdan sonra. 40'lı yaşlarımda sağlam alzaymır hastası oalcağım gibi duruyor. boynumda künyeyle dolaşırım artık.

B vitamini - tavsiye ederim. Bir de uyku.

Evet evet evet, ediyorum.
Telefon numaralarını Allahtan ezberlemişim seneler önce, artık yenilerini ezberleyemiyorum.
Ev telefonu değişti mesela 2 sene önce, ben bilmiyorum kaç olduğunu…
Okuduklarım aklımda kalmıyor, bişeyi araştırdığım anda öğrenip hee böyleymiş demek ki diyorum, 3 gün sonra aynı konu açılsa bakıyorum ki yarısını unutmuşum…

Ek olarak fiziksel görüntüm, yüzüm değişiyor, cildim daha güzeldi eskiden.

Evet endişe ediyorum ama henüz bir şey yapmıyorum bunun için.

Mühendisim, ne formüller ne kuramları biliyordum şu an 30'larımın başındayım sıradan iki basamaklı iki sayıyı çarpmayı bile hesap makinesinde yapıyorum.

Bulmaca, sudoku falan iyi geliyor diyorlar. Takviye işine ben de sıcak bakmıyorum ama besinlerin değerleri o kadar düşmüş ki 100 yıl önce 1 kg ıspanaktan aldığımız faydayı şimdi 5 kg'dan alabiliyoruz. Çöp gıdalardan uzak durmaya çalışıyorum bir de.

etmiyorum. hayatımda gördüğüm en zor sınavları geçen sene verdim. hafızama çok şaşırdım. ilkokuldaki hafızam yok ama üniversitedeki hafızama çok yakın. ergenken gençken saniyede 3 kere cinsellik düşünmekten ve hormonlardan akıl hep çer çöp dolu olurdu ve bir şeyi ezberlediysem, biliyorsam biliyorumdu. şimdi biraz odaklansam ezberleyip unuttuğum bir şeyi geri getirebiliyorum ya da çıkarım yaparak hatırlayabiliyorum. daha farkındayım. önceden daha içgüdüsel, çiğ bir zeka, hafızam vardı. compute compute diye giden makine, robot gibi. şimdi ai oldu.

evet endiseleniyorum ve dogal olan da bu. giderek algin azaliyor. kimse inkar edemez bunu. kimisi bu durumu 25inde yasar kimi 45inde orasi ayri.
bu konuda bi sey yapmiyorum.

su an bi kotu durum da hissetmiyorum. kucuklugumden beri bulmaca canavariyim bu arada :)) ilgisi var mi bilmiyorum.

Hocam yaşla birlikte beyindeki gri madde miktarı azalıyor zaten, bu da haliyle doğal bi bilişsel geriliğine neden olabiliyor.

En zeki olduğum dönemi de iyi değerlendiremediğim için çok umursamıyorum. Topluma adaptasyon açısından iyi bile olabilir. Beslenmem kötü,stresli de bir işim var, haliyle geriliyorum.

tanidigim biri 2 hafta once basvurmustu gecen hafta cikti. ama risk tabii her zaman var.

Randevuyu alabildikten sonra 1 haftada geliyor vize.

20 gün önce falandı randevum, belgeleri teslim ettikten 5 iş günü sonra elimdeydi vize.

Ankara - Javsu 26-TL

Ankara javsu 25.5

Abant 29

h2on , 2 damacana 46 lei

Buzdağı 28

İzmir Nestle 26,50

İstanbul - Kuzey su (getir) 31TL

nazlı 23tl
izmir

Sırma 20

İstanbul - Fuska - 29 tl

istanbul-beylikduzu - hamidiye - 27,50
istanbul-bahcelieveler - abant - 25,25 (is yeri fiyati)

hayat 35 -_- gecen yil 9.5tu saka gibi

İstanbul - Hayat - 15lt cam - 44 TL

Antalya ;

Hayat - 29 TL
Ceysu - 23 TL

24 aldim bence asiri buyuk, yazilimciyim tonla ekran kullaniyorum ama sevemedim.

2 tane 22 kullaniyordum o daha iyiydi.

İdeal monitör büyüklüğü ihtiyaçlara en iyi yanıtı veren monitördür. Eğer hem fps hem dizi izliyorsanız 27" 144+ QHD veya bütçeye göre 4K monitör tercih edilebilir. Fakat vaktinizin çok büyük bir kısmını fps oyunlarına ayırıyorsanız 24" 144 veya 240hz monitörler daha akıllıca olur. Gözün bir yüzey üzerinde belirli bir odak alanı vardır genellikle bu alan bir karış çapında olur, göz ve beyin bu alan içerisindeki hareketliliğe daha duyarlı olur. Tabi duyarlılıktaki diğer etken monitörün yakınlığı. Monitör yakınlaştıkça refleks artar fakat odak alanı küçülür, bu yüzden e-sporcular genellikle küçük ekranı kendilerine yakın pozisyonda konumlandırır. Eğer neredeyse hiç fps oyunu oynamıyorsanız 32" bile alabilirsiniz fakat 27" üstü monitörlerde curved özelliğine bakılması gerek ve en az QHD olmalı. Dipnot: Tamamen kişisel tecrübeye dayalı çıkarımlardır. Experti filan değilim.

Ben geniş ekran 24'ten çok memnunum. 24 üstü çok büyük geliyor. Kavisli ekran da oyun dışında rezalet bence.

24 kullanıyorum bence fazla büyük. 21 ideal. 24 te odaklanma sorunu oluyor.

3 tane 27" (2560x1600) kullaniyorum. bence tek monitor için 27'den sonrası gereksiz büyük oluyor. kavisli monitor de kullanmadım ama sevmedim. onun yerine 3 taneye gectim. boylece istedigim aciya ayarlayabiliyorum. tek basina 46" tv olan modelde kullanadım ama yükseklik bir süre sonra boyun agrisi yapiyor.

bence onemli olan 3 nokta var.
1. aci verebilmeliyim.
2. yüksekligi ayarlayabilmeliyim.
3. gerektiginde dik cevirebilmeliyim.

oyun oynamam. sadece iş için kullaniyorum.

Bu arada bencen yukseklik ayari ve saga sola bukme cok onemli.

Yani 2 elinle kenardan tutup 1 elinle cekince aci verebiliyorsun. Eskiden tuplu monitorlerde standart ozellikti sonunda lcd'ye geldi 15 sene sonra.

Dik olma isi hic isime yaramadi, kablo takiliyor oyle cart diye donmuyor. Olmasa da olurmus.

27"
1,25*kol mesafesinden kullaniyorum. kavisliye gerek yok.

27" QHD (yatay) ve 24" FHD (dikey) kullanıyorum mutluyum.

Tek monitör kullanacak olsam 27'liği seçerdim.

Kavis işini pek sevemedim. Oyun amaçlı kullanmadığım için gerek görmüyorum.

34" kavisli 3440x1440 çözünürlüklü monitorumle çok mutluyum, ilk başta kavis bi garip gelmişti ancak alıştıktan sonra düz monitörler çok kötü hissettiriyor. 27" üzeri kavis gerekli diye düşünüyorum, yüksek yenileme hızı da gerçekten farkediyor. Tek monitör kullanilacaksa hem iş hem oyun babında 21:9 34" monitörler ideal diye düşünüyorum.

İki farklı 27" yerine 49" kavisli ve PBP özellikli anlamlı olabilir, bunun dışında ekranı büyütmektense birden fazla ekran bana da daha mantıklı geliyor.

www.whatismymovie.com

Buraya sacma sapan seyler yaziyorsun ve buluyor. Cok kullaniyorum ben.

Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings değildir di mi?

The great wall mu? Filmi izlemedim sadece fragmanını hatırlıyorum.

www.imdb.com

temmuz 1 ve sonrası ise kontrat yenilenme dönemi evet yüzde 25 konusu geçerli. öncesindeyse 12 aylık tüfe ortalaması.

edit: yanlış olmuş. resmi gazetede yayınlandığı tarih itibariyle geçerliymiş.

Ne demek ne derece geçerli? Kanunda değişiklik yapıldı. Bunun derecesi mi var. Geçerli işte.

www.resmigazete.gov.tr

Madde-4

Yayın tarihi itibariyle 1.7.2023 tarihleri arasında yenilenecek konut kira sözleşmelerini kapsıyor.

5 yıl dolmadı ise %25'ten fazla artıramaz.

Hocam, ev sahibi senden nasıl kurtulacak?

Kira sözleşmenin 10. yılı doldu mu? Dolmadı ise seni çıkaramaz.
Kendim oturacağım derse tahliyeni isteyebilir ama 3 yıl başkasına kiraya veremez. Verirse sana 1 yıllık kira bedelini tazminat olarak ödemek zorunda kalır.

Uzun lafın kısası "ben kanun neyse onun üstünü yapmam" dersen ev sahibinin yapacak bir şeyi yok. Ama ev sahibiyle aran iyidir, iyilik yapmak istersin, o zaman %25'in üstünde yap. Onun için yeni sözleşme yapmanızda fayda var.

en temizi hiç aramamanız. Günü gelince %25 zamlı şekilde yatırmanız.
Farklı bir düşüncesi varsa o arasın, söylesin.

Senin ev sahibini savusturmana ve tartismana bagli yoksa yasal sinir %25.

%25 yasal hakkınız, bu konuda restleşip devam edebilirsiniz. ama benim tavsiyem her zaman orta yolu bulmaktır. huzur kaçmasını kavga mahkeme v.s. geçtik. yarın evde en ufak bir şey olsa gidip ev sahibinizi arayamazsınız.

tabi mevcut kiracıdan rayiç kira bedeli istiyorsa o olmaz, dediğim gibi orta yol bulmak lazım. rakam olarak 4-4,5 arası bence her iki taraf için de makul olur.

nuisance +1 — adam niyeti bozup evi satsa ya da çık ulan taşınıyorum dese daha çok zarara gireceksiniz. 4bin gibi bir yerlere çıkmanız sizin çıkarınıza olur.

benim eve %50 zam yaptı ev sahibi eyv dedim geçtim. dediğin gibi civar yerde arasam şimdiki zamlı fiyatın 3 katına ev bulur muuyum sanmam. civarda oturulacak kiralık ev yok zaten

Biz de aynı durumda yüzde elli yapacağız.

Şu an 2700'e oturuyoruz Beşiktaş'ın göbeğinde. Bizi çıkaracak pozisyonda değil ama 10 binden bir haftaya kiralar çok rahat öyle bir ev. 4000 olsun seneye bakarız artık dedik tamam dedi.

500-600 lira için ipleri koparmaya, bundan sonra hep gergin olmaya gerek yok. Maddi durumumuz uygun olmasa devlet yüzde 25 diyor diyip arkamıza bakmazdık o ayrı. Gitsin devlete ağlasın muhatabı ben değilim öyle bir durumda. Çoğu insan da yüzde elli zam almadı yani.

Ev sahipleri istiyor her zaman daha fazlasını istiyor da ev sürekli değerlenecek diye bir kaide yok yarın bir gün değeri de düşebilir. Mevcut kiralarla tutacak adam bulamayınca mecbur fiyat da kırabilir boş kalmaması için. Hayat sürprizlerle dolu :)

Benzer bir durumda ev sahibi olarak benzer teklifi yapan kiracıma teşekkür ettim ve çıkmasını kendim yerleşeceğimi söyledim. Hak hukuk önemli tabii ama 300-400₺ için ev sahibinle kötü olmaya değmez. %200 yapsa neyse de 1 yılda neye %25 zam geldi?

Enflasyon %73,50 olarak açıklandı (ENAG %160,76 olarak açıkladı) geçen ay ki bu rakama hiçbirimiz inanmıyoruz gerçeği yansıtmıyor. Kitap-kırtasiye sektöründeyim, kendi sektörüm için söylemek gerekirse bu oran bile az.

İşte bu verileri göz önünde tutarak %25 zam ne kadar hakkaniyetli sizce? Kendi evimde oturuyorum, kiraya verebileceğim 2. bir evim yok bu arada linç yemeden önce söyleyeyim. Ayrıca evden çıkmanız durumunda muhtemelen yapacağınız fazladan zammın çok daha fazlası kadar masraf yapacaksınız. Her zaman orta yolu bulma taraftarıyım, o yüzden şahsi fikrim @nuisance gibi 4000-4500 tl arası bir rakam önermeniz.

Bu arada %25 zam yap geç muhatap olma diyenlere de hatırlatmak isterim ki huzur kaçtıktan sonra o evde ucuza oturmanın hiçbir anlamı yok. Ayrıca bu zam olayında durum ne kadar çirkinleşebilir derken dün ülkedeki ilk zam cinayeti işlendi. İnsanlar kafayı yedi artık kimin ne yapacağı belli olmuyor. Hiçbir şey insan hayatından daha önemli değil.

4000 liraya anlaşırsın büyük ihtimal. %25 yasal olarak hakkın ama haklı bir uygulama değil. rayici verme bu arada. eğer zorlarsa 4000 i kabul etmezse o zaman restleşebilirsin.

Ben burada ev sahibinin durumuna göre hareket ediyorum. Mesela benim ev sahibim elini gösterdi Almancı ve 6-7 evi var. Çok rahat resti çekip yasal oranın üzerine çıkmam. Gelip oturacak hali yok.

Ama başka türlü olsaydi gelip oturma ihtimali yani. Farklı davranırdım. Rayice çıkmadan orta yolu bulurdum

Tamamen bencil davranın. Yok enflasyon %100 mus 25 adil değilmiş vs. Banane diyip geçiyorum. İhtiyacı varsa paraya satsın evi.

Ev sahibi sizi çıkarsa ve 1 senelik kira ödese bile uzun vadede karda olur çünkü hem 6000'e verecek hem onun üzerinden zam alacak. Siz belki 2 kira kapora, 1 kira+KDV emlakçı ve nakliye ödeyeceksiniz. Daha bu ay aynı semtte küçük bir kamyon 1000 liraya taşıdı. O adamı bulana kadar da kaç kişi o paraya gelmem dedi. O nedenle bence de 4000 teklif edip ona göre uzlaşmak daha mantıklı. İki tarafın da gönlü hoş tutulmuş olacak.

%39 ortalama enflasyon, enag isterse %500 aciklasin biz maasi %39'dan aliyoruz.
Seneye enflasyon dusuk aciklanirsa biz kira zammini ortalama artti diye belki %70'den vericez.

Tefe tufe rakami neyse onu yap gitsin, %25 sacma ama gidip %100 falan da yapmayin. Maasa ne kadar zam aldiysak hakki odur.
Begenmeyen evini satsin zaten en kotu ev bile dolar bazinda %100 artti.

Arabayla giderken sadece barkod okutuluyor.

Yaya olarak girişi bilmiyorum ama.

Araba olmadan binecek, yaya girişi yani.

Biletteki barkodu okutup girdik biz, kimlik soran olmadı.

Yakın zamanda Pendik-Yalova yapmıştım. Kimlik sorulduğunu hatırlamıyorum bileti alırken veya içeri geçtikten sonra.

Normalde sadece bilet barkodu okutuluyor ama yalovadan dönerken iki defa polisin kimlik kontrolüne denk geldim.

Yıllardır Logi G300S kullanıyorum. Memnunum.

Daha geçen gün kardeşime steelseries rival 3 aldım doğum günü hediyesi olarak memnun kaldığını söyledi.

Yorumları iyiydi amazon'dan 279 liraya aldım.

Daha iyisi olsun dersen steelseries sensei ten bakabilirsin.

oyunu sıçanı eskiden a4 idi artık razer'dır.
tavsiyem de razer deathadder v2. sıçanı alınca haber et panpa cs go atarız birlikte.

2006'da falan cs oynarken a4 tech x7 almıştım. çok çok iyiydi. 5-6 sene önce kayboldu. geçen senelerde de g3000s aldım. normal sıçandan farkı yok. hatta sevmedim. ben böyle simetrik sıçanları sevmiyorum. bilek ağrısı yapıyor ve aim kasamıyorum.
ofise razer deathadder v2 almıştım çizim için şahaneydi ama fazla kullanamadım. orada kaldı.

Zowie ec2-b. Çoğu pro cs:go oyuncusu da bunu kullanır zaten.

yalovadan indikten sonra köprüyle işin olmayacağı için otoyola çıkabilirsin eski yoldan da gidebilirsin. otoyol çok pahalı gelmezse otobanı tercih et, şehir içi, ışıklar trafik kamyon vs uğraşmazsın.
eski yolda bazen hiç trafik olmuyor, rahat gidiyorsun ama polis falan olabiliyor radar çevirmeye dikkat et çok basma.

eski yol 2 gidiş 2 geliş (nadiren de olsa 3-3 oluyor). Pendik - Yalova feribotundan sonra 40-50 dakika fark eder (otobana çıkıp 180 ile gitmeyi tercih etmezsen tabii). Eski yol gayet kullanışlı. Tek problemi Akhisar'daki trafik ışıklarıydı. Ancak oraya da ücretsiz çevre yolu yaptılar. Artık Akhisar'ın içine hiç girmeden, tek ışığa takılmadan direkt İzmir'e gidiyorsun. Işıklar sadece Balıkesir'de kaldı. Onlar da 2-3 taneydi yanlış hatırlamıyorsam.

Ben otobana çıksam da 120'yi geçmem diyorsan otobana hiç çıkma. Aşırı mantıksız bu fiyatlarla (Altınova/Yalova - İzmir arası 270 lira). Bayram yoğunluğu olmadığı sürece eski yol gayet iyi.

Bu arada otobanda da radar var. Bayram dönüşü Osmangazi'ye gelmeden önce 140'la ceza yedim.

canavar gibi. ne kopruden ne otobandan hic gitmedim. 110-120 gidiyorum.

normal yol işte. berbat değil. yıllarca o yolları kullandık.

Ben de köprüyü kullanıp sonrasında eski yoldan gidiyorum.

Diğer arkadaşların dediği gibi çoğu yerde 120'nin altına inmeden gidebiliyorsun. Ben son sefer biraz hızlı gittim, Manisa girişinde 130'la ceza yedim. Başka yerlerde de radar olabiliyor hız sınırlarına dikkat etmek lazım.

Gayet güzel bir yol, sadece bazı noktalarda hız sınırı düşüyor, dolayısıyla radara dikkat et derim yapıştırırlar çünkü. Hız sınırlarına dikkat ederek gidersen hiç sıkıntı olmaz, maksimum 1 saat geç gidersin izmire de.

Bursa İzmir arası güzel. Ama araç sayısı çok. Kalabalık olsun farketmez dersen yol akar.

google takvimi kullanabilirsiniz.

(bkz: google calendar)

Google keep kullanıyorum ben takvimden daha kolay arayüzü vs.

iOS da anımsatıcılar var ben onu kullanıyorum. Android’de benzer bişey varsa kullanabilirsiniz.

microsoft tasks en iyisi bu bence

Tercihen anadolu yakası demişsiniz ama avrupaya geçebilirseniz en bilinen ve köklü lokumcu ali muhiddin hacı bekir. Yeri eminönünden mısır çarşısını yeni caminin sağından geçip sirkeci garına doğru yürürken sağınızda kalıyor.

Gerçi böyle bir arayış içerisindeyseniz hacı bekiri muhakkak duymuşsunuzdur ama ne olur ne olmaz, söyleyeyim dedim.

Hacıbekir iyidir hocam.

Kendimize de alıyoruz, hediyelik de götürdük alan memnun veren memnun :)

Kadıköyde şekerci cafer erol vardı, bi bakabilirsiniz oraya

Ben lokum atolyesini begeniyorum. Hilltown avmde subeleri var. Ozellikle manda kaymakli guzel oluyor. Digerlerini de tadarak alabilirsiniz.

Sadece hacıbekir

Ben Şaşkınbakkal'da Cemilzade'den alıyorum. Gayet başarılı.

Kaymakli lokum almazsaniz ve vakum yaptirirsaniz baya uzun sure dayanir.

şerifali'de lokart diye bir lokumcu var. linkteki gibi sarma lokum yapıyorlar, muhteşem bir tat. tavsiye ederim.

www.lokart.com.tr

afyonun gaymağı gonyanın manyağı demişler.

afyonlu hacı mustafa han bu işin ustası. diğerlerini de yedim ama patates.

Kadikoyde de Haci Bekir var bu arada ve en iyilerinden biri.

Cafer Erol da iyilerdendir ama karsilastirmak gerekirse Haci bekir az farkla gecer.

ali muhittin haci bekir fistikli cifte kavrulmus+1
ayrica kadikoy carsida dukkanlari var.

İş bankası sanırım.

Ben de bulamadım çözümünü, FAST niye ücretli onu da anlamadım. Başka bankaları da kullanıyorum onlarda ücretsiz.

Yani ödemen bu kadar kritikse ver ücreti kurtul hocam ben hatırlatma kurup sabah hallederdim.

daha dun annemin hesabini kullanarak para gonderdim ve orada havale/eft ile fast icin ayri secenek vardi... sasirdim cunku enpara'da yok. varsa da ben bulamadim. aynen senin dedigin gibi "fast'la saliyom gardasim" diyor sadece.

bu bankanızdan kaynaklı. uygulama veya web iyi yapılandırılmamış veya çakallık yapılmış. yani 5 tl tırtıklamaya çalışıyor olabilir.

ben yapıkredi ve cepteteb kullaniyorum. ikisinde de birinden diğerine geçiş mümkün.

Akbank ile aynı sorunu yaşıyorum. İşbankası kullanırken böyle değildi. Şikayet açtım, talep yaptım vs sallamadılar. Maalesef bankanın müşteri memnuniyeti politikası ile ilgili. Bunu bir gelir yöntemi olarak görüyorlar.

E -30

E 29

E 29

E 28

E 24, erken olduğu için pişmanım.

K 28

E 26

K-27

E 31

K-27

e 39 olacak

k 27

23, k

K 31

E 29

E 32

E 29

K29 olacak

E-31

eğer sahibi değilse bir tane jbl bluetooth hoparlor alabilirsin. sık kullanacağı işlevli bir hediye.

Jblden sonra başka öneri vermiyorum bile
+1 jbl

500 lira dediğin 30 dolar ediyor. o parayla ancak üç takım tel alırsın.

@alperz Napayım hocam ben de isterdim Fender Strat almayı da bütçe bu.

yok dalga geçme amacıyla demedim. hani çok bir beklenti içine girme. hele müzik işi tam zengin hobisi oldu. sahneye falan çıkıyorsa bilmiyorum kaç paradır ama poly-tuner alabilirsin. hayat kurtaran bir alet.

Polis basından savmis, boyle sacma sey duymadım. Dava acıksa bile ispat edilemeyip ceza verilmeyen durumlar sicile yansimaz. Sikayetci olun, hakkınızı savunun. O kadınlar sahitlik eder mi acaba? Yarın baskasının kafasini yararlarsa sorumluluk biraz da siz de olmayacak mi

Editleyemedim ama ben de bir sonuca baglanacagini dusunmedim :(

Bence de vazgeçmeyin böyle böyle öğrenecek maalesef bu ülkenin insanı yaptığı davranışların sorumluluğunu almayı ve bir şeyler yaparken toplum içinde, yaptığının başka birilerine zarar verip vermediğini düşünebilmeyi. Mahalledeki herhangi bir gürültü 5 dakikadan fazla sürdüğünde doğrudan gürültü şikayeti yapıyorum, sonunda binadakiler en azından müziği yüksek sesle dinleyemeyeceklerini anladılar.

Kagitla ugrasmamak icin seni kandirmaya calismis, savciliga git komiseri de sikayet et.

Savcılık +1

oncelikle gecmis olsun. bir tanidik avukat vs yok mu ailende ve cevrende?

muhtemelen polis memurunun tavri tutumunu da iceren bir dilekce verip olayi yasadigin sekliyle anlatarak apartmanin tamamina ve yonetimine dava acabilirsin.

gorunuse gore hiyarin biri dusuncesizce koymus onu oraya. daha kotusu de olabilirdi. 3-5 kiloluk bir saksi da dusup seni oldurebilirdi veya sakat kalabilirdin.

eger ciddi olarak pesinden gideceksen tavsiyem sicagi sicagina deliller toplaman, raporlar, hastane kayitlari, varsa civarda o anin goruntulerini iceren kamera kayitlari, o apartmanin ozellikle kus boku tespit edebildigin katlarinin disaridan cekilmis fotograflari... artik pencere midir balkon mudur bilemem ama mesela dusen canagin yerine yenisi konulmussa yine kisiler daha isabetli bicimde tespit edilebilir.

kisilerle, apartman yoneticileriyle vb. dogrudan gorusmeye calismamani once bir avukatla dogru durust bir strateji dusunmeni ve sonra hareket etmeni tavsiye ederim.

bu tarz dusuncesiz insanlar yuzunden hayvanseverlerin adi da kotuye cikiyor.

eksisozluk.com

Bugün onu yapan, yarın da saksı koyar. Ölebilirdiniz de. Polisler neden insanları böyle başından savıyor?

Polisler zorla polis olmuş gibiler valla, hiç kimsenin çalışası yok. Herkes ekip arabasında sabahtan akşama telefona gömülmeyi hayal ediyor gibi. Bence saksı koyanla beraber polisi de şikayet edin.

Geçmiş olsun herkes söylemiş şikayet edin. Polisi de unutmayın.

Google Drive'da bi excel/word dosyası oluşturun biriniz, diğerinin hesabına da yetki verin isteyen istediği değişikliği yapar takibi de yapar böylece.

Biz koca ekipler olarak kullanıyoruz proje takibi için.

doğrudan sadece bu amaca hizmet eden bir uygulama var mıdır bilmiyorum ama apple notes ya da google keep gibi basit bir not alma uygulaması işinizi görür. her aksiyon için (alt değişimi - hangi ilaç kaçta alındı - kaçta uyudu) ayrı ayrı tablolar yapabilirsiniz. to-do listeleri oluşturabilirsiniz. apple notes'ta tablolar da oluşturuluyor, google keep'i bilmiyorum. ikisi de bedava ve ikisinde de notları birileriyle ortak yazabiliyorsunuz. (doğal olarak apple notes sadece apple ürünlerinde çalışıyor, google keep her yerde çalışıyor)

ya da sadece eşinizle ikinizin olduğu bir WhatsApp grubu açın, her şeyi bu gruba not edin.

Önerileriniz mantıklı fakat çocukla bunları yapmak inanın çok zor. Çocukla en basit işler bile curcunaya dönebiliyor :D Tek tıkla halledebilmek gerekiyor.

İhtiyacımız olan uygulamayı bulduk. Başkalarına da faydası dokunması adına paylaşayım.
Easy Health tarafından geliştirilen Baby Tracker - Breast Feeding uygulaması yetki verilen ebeveynler tarafından eş zamanlı veri girişi imkanı sağlıyor. Tek elle, pratik bir şekilde her şeyi halledebiliyorsunuz.

evet pttden anında alabilirsin.

ama ihtiyacın yok hgs olmasa geçiş yaparsan plakanı okuyor ve 2 hafta içinde cezasız ödeyebiliyosun.

O zaman etikete para vermeye gerek yok mu yani?

şöyle ki sürekli kullanmıcaksan istanbulda yaşamıyorsan bence gerek yok.
sık sık paralı yollardan geçiyorsan al ama.
hgs içine bakiye yüklersin ordan çeker uğraşmazsın ödemekle.

Benimki eski etiketi sökmeye üşendiğim için torpido gözünde duruyor bir senedir.

Başıma bir şey gelmedi çatır çatır plakadan okuyor valla.

volvo gibi görünüyor

Modeli ne sizce veri yetersiz mi yoksa?

v40'a benzettim.

Volvo v40

v40 değil. xc60 ya da xc90.

net volvo

Liverpool.
Çünkü Lig kupasını son maçta trajik bi şekilde kaybettiler

Real çünkü winner.

Liverpool, klopp ve salah'a sempatim var. Real alirsa da uzulmem, guzel bur oykuyle geldiler.

Liverpool'dan hazzetmiyorum pek, ama önceden severdim. Buna rağmen formalarını ve mücadelelerini seviyorum. Rm'yi desteklerim.

Ufak yaşlardan beri Real Madrid hayranıyım. İngiliz kulüpleri oldum olası itici gelmiştir bana sebep bu :)

Barcelona taraftarı olarak RM'den oldum olası nefret ederim. Kralın takımı vs gibi nedenler nefretimi artırıyor.

Liverpool'u loserpool olduğu zamanlar severdim. Klopp'u da dortmund zamanında severdim. Ama İngiltere'de de city'yi tuttuğum için son dönemlerde Liverpool'a da uyuzum.

Yine de ikisi arasında lesser evil olarak Liverpool dicem sanırım

Bir Mancunian ve Real Madrid sempatizanı olarak Hala Madrid. Forması daha güzel Madrid'in kajshdasd.

Real Madrid severim küçüklüğümden beri.

Liverpool'a da sempatim var Salah ve Klopp'dan ötürü ama hala Madrid ^^

liverpool'u çok severim ama finalde real madrid'i tutacağım çünkü ayda 20 lira verip premier lig izlediği için kendini futbol gurusu zanneden tayfadan bıktım. bu duyuruya cevap veren arkadaşlar alınmasın bu arada sözüm meclisten dışarı, yoksa ben de epl izliyorum zaten ama kimden bahsettiğimi anlıyorsunuzdur; ekşi'de üçüncü lig maçının başlığına bile dadanıp "bu futbol değil yeaa futbol premier lig abiii" diyen, lestır şampiyon olunca dededen lestırlı olan, city'yi anasından babasından çok savunan, epl izlediği için kendini diğer futbolseverlerden farklı yerde konumlandıran ve bunu prestij nişanesi belleyen tuhaf arkadaşlardan söz ediyorum.

o yüzden liverpool kazansa üzülmem, sonuna kadar hak ettiklerini ve güzel bir camia olduklarını düşünüyorum (ki ingiltere'nin zaten belki en az ingiliz takımıdır liverpool baktığımız zaman kültürel olarak, kimlik olarak vs) ama finalde tutacağım taraf real madrid olacak açıkçası.

önceden karar veremezsen belki maç içerisinde bir fikir oluşur kafanda çünkü bazen bir taraf o kadar güzel oynuyor ki ister istemez onlara meylediyorsun tarafsız izleyici olarak ya da ne bileyim bir taraf çok pislik yapıyor, serserilik yapıyor, diyorsun ki bunlar kazanamasın.

28inde gidicekmiş gibi plan yapın. burdan dönüşü zor

Konsolosluğa mail atmayı deneyin, telefonla arayan çok olduğu için bu tür yerler belli bir zamandan sonra bakmıyorlar telefona.

Hem mail atın hem kapıya dayanın, rica ederseniz formdaki tarihi bulur düzeltirler belki daha işleme alınmadıysa.

Hocam 1 gün geç gidin uğraşmaya değmez

@John abimin dediği gibi sonunda ulaştım çok yoğunuz eposta atın dedi onlar da.

Eposta gönderdim bakalım inşallah işe yarar.

Vizeyi birkac gun onceden baslatma ihtimalleri var. Bir schengen ulkesine 4unde gidicem 2sine vermisler.

Eposta işe yaradı bu arada ama vize basıldıktan sonra görmüşler. Uygun bir zamanınızda pasaportunuzla beraber gelin hallederiz dediler. Dün bırakmıştım pasaportu bugün aldım.

bu tamamen kisisel bir karar. size dert olmuyorsa alin, yoksa almayin.

kullanım için mantıklı, ama satmak içinse manuel almayın.

ucuzaysa bence alınır. ama manueller daha az değerleniyor daha zor satılıyor ona göre alın.

Bu yoklukta her araba satilir. Ikinci elde duz vites otomatige gore sikintisizdir. Ben olsam alirdim. Sonucta sehir icin 1. Ve 2. Vites kullaniliyor. Mesele etmeye degmez. Arac icinize sinmis kacirmayin.

Yanlış anlamadıysam ayda 4 gün kullanacaksınız arabayı?
Uzun yolda düz vites daha iyi bile olabiliyor.

Ayda 4 gün için araba almak bile absürt denebilir, hiç değmez otomatik farkı vermeye, satarken de düşük km olarak satabileceksiniz nasılsa.

Acaba satabilirmiyim diye dert ediyorsanız hızlı satılması için önemli olan aracın marka ve modeli. TR piyasasında sevilen bir araçsa manuel olması çok da önemli değil. Trafikteki araçların büyük çoğunluğu manuel, hatta bazı modellerin otomatik versiyonları problemli ve manuel olanları tercih ediliyor. Bence burada tek kriter eşinizin manuel kullanıp kullanamayacağı.

İkinci el piyasasında temiz araç denk getirip almak gerçekten çok zor, siz temiz bir otomatik bulana kadar aylar geçmiş olabilir ve otomobillere zam geldikçe bütçeye yama yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Ne olursa olsun aracı alırken aceleye getirmeyin mutlaka işini düzgün yapan bir ekspere sokun, dış görünüşe aldanmayın.

neden enayilik olsun?

ben satış sonrası hizmetlerde otomatik vitesli araçların (ki iyi olduğu söylenen aisinler falan bu) başına gelenleri söylesem dumur olursunuz.

ha bu arada emisyon normlarını karşılamak için markaların işine geliyor 8 ileri 10 ileri otomatik şanzımanlı araba yapmak. bu arada manuel şanzımanların da kalitesini yine maliyetten (ve bence sürtünme azaltma kaygısından dolayı - yine emisyon) kaliteyi düşürenler var.

------

ben manuelciyim. hem kullanım tarzı, hem de hizmet kolaylığı açısından.

Bir an önce al

enayilik değil ama pişmanlıktır. 30 bin daha verilir otomatik vites için. ben almazdım. haftada bir gün şehir içi, yılda 3-4 uzun yol az değil. otomatik verken düz vites asla kullanmam.

Sizin gibi arabayı haftada bir yada iki kullanan biriyim. Benimki de manuel. Sırf az kullandığımdan dolayı otomatiğe geçmiyorum. Bir rahatsızlıkta vermiyor bana manuel kullanıyor olmak. Bence direk alın temiz araba bulduysanız. Daha düşük fiyata satarsınız ama daha düşük fiyattan alıyorsunuz zaten. Olması gereken o.

Benzer bir durumda geçen sene kendimizi çok zorlamamak adına 2020 model manuel bir araç aldık çok memnunuz. Keşke daha önce alsaymışız.

Biz de haftada bir kullanıyoruz çoğunlukla, arada da uzun yola memleketlere veya gezmeye falan gidiyoruz.

Açıkçası o zamana kadar kiraladım hep, şimdi de araba olmasa olurdu belki ama kapının önünde dursa dahi araba büyük konfor. İstanbul gibi yerde bile toplu taşımada aktarmadan aktarmaya koşarak gideceğim yerlere trafiğe rağmen daha kısa sürede gidiyorum.

Maalesef evler çok pahalı olduğu için araba artık en ulaşılabilir yatırım aracı oldu. Durduğu yerde de km az olduğu için değer kazanıyor günden güne.

Dediğiniz gibi en kötü piyasasına satarsınız hayal ettiğiniz gibi olmazsa.

enayilik değişken bir kavram. otomatik vitesli araç fiyat farkı tr de çok yüksek. araç fiyatları zaten şu an akıl almaz bir durumda. eğer araç 300bin tl üzeri ise almayın satarken zorlanırsınız. araç 300bin altı ise daha rahat satılır.

Eğer büyükşehir trafiğinde yoğun bir şekilde kullanılacak olsaydı her türlü otomatik vites derdim ama anlattığınız şartlarda ekstra 30 bin vermek çok gereksiz olur bence. Bulmuşken alın geçin derim.

Benim takıldığım başka nokta var, emsallerine göre 30 bin daha uygunsa bu zamanda havada kapışılması lazım aracın!

Yani siz "alsam mı almasam mı" diye düşünürken çoktan satılırdı, bir sıkıntı olmasın?

Otomatik konusu ile tamamen kullanıcı ve aracın piyasadaki potansiyel alıcılarıyla alakalı.

Mesela piyasada daha çok kadınların tercih ettiği bir model ise, manueli zor satılır.

istanbul'da satisi zor oluyor.
Yatirimlik olarak almazdim eger istanbul'daysan.
Ben kendi aracimi cok zor satmistim, arayan butun kadinlar manuel deyince kapatiyordu.
Zaten musterinin yarisi boyle elendi gitti.

Ama bu araba esnafin sevdigi bir modelse kimse manuele falan takilmaz alir.
Ornegin opel manuel araci kolay satamazsin ama egea aninda gider. Esnaf manuel kullanabiliyor.

Alıp satma olayını bilmiyorum ama manuel bu şartlarda çok rahat kullanılır. Zaten bir süre sonra manuel mi otomatik mi anlamıyorsun sürerken.

Keşke model de yazsaydın, daha güzel cevaplar verilirdi, modelin piyasasını ve modeli tanıyan insanlar net cevaplardı.

Bence tek problem superb nin manuel olması. Üst segment bir aracı kullanacak / alacak kişiler otomatik olsun isteyebilir. Ha bana sorsanız araba alacak olsam manuel alırdım. Bakımı tamiri kolay, eh haftada 1 kez kullanacaksanız da büyük dert olmaz. Temiz olduğuna eminseniz üstüne piyasaya göre ucuza alacaksanız kaçırmayın. Suberb güzel araba.

Enayilik değil ama kullanım zorluğu oluyor.

Özellikle İstanbul'daysan trafik, yolların inişli-çıkışlı-virajlı yapısı, trafik ışıkları derken ben kesinlikle manuel vites kullanmak istemezdim. Tabi bütçe meselesi. Bunları göz önünde bulundurup tercih yapmak lazım.

Çevremden gördüğüm kimse manuel araba almak istemiyor. İlerde satarken zorluk yaşayabilirsiniz. Bunun dışında kişisel bir tercih siz okayseniz neden almayasınız. Benim fikrim, ikisini de sürmeyi biliyorum ama araba gibi şu şartlarda sık değiştiremeyeceğim bir şeyi asla manual almazdım.

Araba superb ise hayatta manuel almam. Hele aradaki fark 30binse alinmaz.

O seviyedeki(para olarak) arabalari manuel uretmek bile sacmalik.

Güncel skalayı bilmiyorum ama piyasanın üstünde genel olarak maaşları ancak güzel çalıştırıyorlar. Şu an x kurumsal 8-9 veriyorsa 11-12 veriyordur.

Az tecrübeli için iyi olabilir de bir yerden sonra bunalıyor insanlar başka yerlere geçiyorlar gözlemlediğim kadarıyla.

yaşıyorum :( imposter syndrome araştırınız.

Donem donem cogu kisi yasar, yasamistir. Imposter syndrome evet.

Ahshaha
Normal çok normal.

Yapabildiğiniz şey kolay geliyor ve bu kadar kolay olmamalı diye düşünüp bir şeyleri atladığınızı düşünüyorsunuz.

ara ara bana da oluyor 10 kusur sene gecmesine ragmen.
Dogru bir kaygi zaten :) iyi degiliz ama idare ediyoruz.
Baskasinin kodunu gorunce saygi durusuna geciyorum bazen.

Bu düşüncenin doğru olmadığını, imposter syndrome'un neredeyse herkesin başına geldiğini bilin.
Hatırladığım en çarpıcı örnek Marissa Mayer. Tanımıyorsanız kadının CV'sine bir göz atın.

Ben de sürekli böyle hissediyorum. Sanırım benim için sebebi yaptıklarımı unutmam. Mesela sene başında daha önce kullanmadığım bir framework ve bir kütüphane kullanmam istendi. Dökümantasyona bata çıka hallettim ama birisi çıkıp sen bunları kullanmıştın, şu nasıl yapılır diye sorsa cevaplayamam muhtemelen.

sektörüm farklı ama proje bazlı çalışıyorum yazılımcılar gibi.
Birçok yönden benziyor (kendini güncelleme vs.)
Şu an büyük bir firmada direktörüm.
Ona rağmen hala aynı kaygıyı yaşıyorum.
İyi bir şey o kontrollü olduğu sürece insanı gelişmeye itiyor.

Oo olmaz olur mu :)

Ben de bilgisayar mühendisiyim, toplamda 6 yıllık deneyimim var ama 2 yıl önce sektör ve altyapı değiştirdim. Ona rağmen lan bu işi başkası da yapar aslında, ohoo millet neler yapıyor ben mühendis bile değilim bence falan diyorum. İşe yeni başladığımda daha yaygındı bu sanrılar, o zaman ayrıca kesin kovulacağım falan diyordum veya bu kadar maaşı hak etmiyorum diyordum ama artık onlar geride kaldı :)

Bence eksper blöf yapmış, yerde çizgi yok ama genişliğe bakılırsa orası tek şeritli yol.

Çift şeritli yol da olsa siz kendi şeridinizden gidiyorsunuz, araba ya sizi görmüyor ya da sollamak için geçmeye çalışıyor.

Sanki hafif hafif sola doğru kayıyorsunuz, ama bence bu izi suçlu yapmaz, şeridin içinde kaldığınız sürece sizi aynı şerit içinde sollayamamalı.

İlgili trafik kurallarını kurcalamak lazım, bisikelt sürüşü ile ilgili olanları. Siz hiç bir suçlamayı kabul etmeyin.

Bence hatan yok kor noktada falan da degilsin.
Bisiklet kenardan gitmeli diye dusunup hatali diyor kendi mantigiyla.

bu görüntülere göre hatan yok.
o yolda şeridi kullanmak senin de hakkın.
araçtaki inat etmiş seni sollamak için. normalde bisikletli kenardan gittiği için yolu açacağını düşünmüş.

sorudan bağımsız olarak, görüntü net değil ama gördüğüm kadarıyla sizde kask var. yılların bisikletlisi olarak takdir etmeden geçemeyeceğim.

Hata falan yok ben böyle tehlikeli olabilecek ve görece hızın yavaş olduğu yollarda şeridi ortalıyorum başıma bu tarz bir kaza gelmesin diye. Çok geçmiş olsun umarım iyisinizdir.

Ekspere trafik kanununa göre bisiklet yolu olmayan yollarda bisikletin de bir araç sayıldığını ve yolu kullanmakta diğer araçlarla aynı haklara sahip olduğunu iletebilirsin.

haklisin. trafik kurallarina gore hatan yok. tek serit var ve bisiklet yolu yok. o yuzden o yolda araba gibi surme hakkin var.

Yasalar boyle demis:
2918 sayılı TCK KARAYOLLARI Trafik kanununda Bisiklet için;
- Madde 46 Karayolunda en sağ şeridi kullanır ve diğer taşıtlar ile aynı sorumlulukla hareket eder.
- Madde 66 Bisiklet yolu olan yerlerde karayolunda sürülemez.
www.bisikletliler.org

burda da bulunur:
www.kgm.gov.tr

ek fikrim: turkiye gibi bir yerde durum tehlikeli tabi. belki en sagdan gitmeye calismak daha guvenli (eger sola donmeyeceksen) ama onun da dezavantajlari olabilir. yollarda cok sinirli, inatci ve kurallari bilmeyen insan var. araba, seni gecebilecegini dusunmus sanirim ve sen de biraz da olsa sola gitmis olabilirsin. hatali olmasan bile tehlikeli yani.

Sizde hta goremedim. Eksper salliyor/korkutuyor gibi geldi. Yolunuzda gidiyorsunuz, butun arabalar da sola dogru gidiyor zaten. Tek seritte sollayim demis, sizi tehlikeye atmis. Umarim iyisinizdir.

Goz gore gore carpmis, %100 arac kusurlu. Insan nasil bu kadar kotucul olabiliyor aklim almiyor, bazi mesleklerdeki igrenc insanlara simit sat onurlu yasa diyesim geliyor. Baskasi olsa “-adam masum, o kadar da insanliktan cikmadik” der insiyatif kullanir. Bence eksperi de sikayet edin. Gelismelerden haberdar ediniz lutfen. Gecmis olsun

Senin bir hatan yok hocam, trafikte araba sürücüler alışkanlık sebebi ile gözleri her zaman araba arar seni görmemiş olabilir dolayısıyla, bende motosiklet sürücüsüyüm. Bu görünmemezlik konusunun birçok örneği var maalesef.

sizin hic bir hataniz yok, surucu sabirsiz ve saygisiz. Ama burasi TR, hakliyken haksiz olursunuz maalesef.

Hiçbir hatanız yok eksperi de dava edin.

Daha ne kadar hatasız olabilirsiniz bilemiyorum.

Arkadaşlar olay çözüldü. Sigorta şirketi karşı tarafı suçlu buldu. Bisikletin fatura ücretini hesabıma yatırıyorlar.

Fatura ücreti derken? Sizin aldığınız zamanki fatura ücreti ise, aynı paraya şu an o bisikleti alabiliyor muyuz?

Yok güncel fiyatı ise sıkıntı yok, hayırlı olsun.

faturadaki tutarı ödediler bana. fakat şuanki güncel fiyattan bisikleti alamadığım için itirazda bulundum. kalan ücretin ödenmesi için.

Son rastladığım araç kiralıktı, ön konsolda da kart falan yoktu haliyle.

Acaba polisi mi arıyoruz zabıtayı mı meşgul etmek istemiyorum kimseyi boş yere.

teleskop, eger onda yoksa. varsa da, belki daha iyi bir modeli olabilir.

baska ilginc seyler:
- uzayla/evrenle ilgili bir puzzle:

su cok detayli ve guzelmis, evrenin haritasi:
www.amazon.com

su da hubble'in buldugu onemli uzay olusumlarinin puzzle'i:
www.amazon.com

5000 parcali uzay puzzle sayin seyirciler:
www.amazon.com

- manyetik olarak havada asili duran uzay cismi gece lambasi:
www.amazon.com

- uzay/evren belgesel seti
- uzayla ilgili bir mug. sicak icecek konunca takimyildizlari gosteren bir mug vardi.

the expanse dizisinin official merchandise'i varmis. ordan bikac bisey de olabilir:
www.amazon.com

Direkt nokta atışı hediye öneriyorum.

LEGO Nasa 92176 Apollo Saturn V inşa Seti www.amazon.com.tr

Geçen ay kendime maaş zammı hediye aldım aşırı mutlu oldum. Başkasından gelse çok daha mutlu olur, o kişiye de ömrünün sonuna dek güzellik yapmaya devam ederdim :)

Başka sitelerde daha uyguna olabilir belki. Dün baktığımda 1500 lira civarıydı çünkü.

shop.eaglemoss.com

shop-us.kurzgesagt.org

Voyager 1 modeli ve pale blue dot fotografi (voyager 1'in cektigi fotograf) ile carl sagan'in bu fotograf icin soyledigi bir paragraflik yazi.

benim icin ideal hediye bu olurdu sanirim.

www.trendyol.com

hacıosman metronun orda atatürk kent ormanı var ispark var orman içinde huzurlu bir yürüyüş yapmalık ideal bi alan. ben çok seviyorum tavsiye ederim.

Hacıosman kent ormanı +1

Çok keyifli, saatlerce yürünebilecek ve kafa dinlenilebilecek bir yer. Hemen metronun alt katına ispark'a aracı bırakıp içeri girebiliyorsunuz. Beltur falan da var o girişe yakın çayınızı kahvenizi alıp da dolaşabilirsiniz.

Keşke daha fazla böyle park olsa da gitsek.

Etilerde bi park var Aykut bilmemne orası olabilir

Levent sporcular parkı