bunlar her ne kadar birey için değil yönetim şekli için var olan nitelemelerse de, geldiği gibi götüreyim madem; devletçiyim, halkçıyım, milliyetçiyim, cumhuriyetçiyim, laisistim, inkılapçıyım; e haliyle solcuyum, solculuğun içinde milliyeçilik olmadığını söyleyen "tip"in alnını karışlarım; sözlük değilsin, tanım koyucu değilsin, tayin edici değilsin, boş boş konuşmaya varsın.
desteklediğin "sol" olma iddiasındaki partinin içinde olduğu meclisin "devlet"çe tanındığını, uluslararası antlaşmalarda muhatapın "devlet" oduğunu, bağımsız bir ekonomi politikası taraftarı isen "devlet"in uyguladığı politikadan bahsettiğini, sendikal haklarını arar ve işçi olarak örgütlenirken muhatabının yi,ne devlet aracını kullanan hükümet olduğunu, yani tüm bu solculuğun domain'inin zaten bir devletle tanımlı bir ülke nüfusu olduğunu, devletin ise ülke yönetimini genel anlamda tayin eden mekanizma ve odaklar olduğunu hatırlayabilmek lazım saçmalamamak için.
sosyalist enternasyonel varsa komintern de var, o da var, bu da var; kaldı ki hiçbiri ama hiçbiri "devlet"sizliği öngörmez.
yani güzel arkadaşım,
solun her yanında, liboşların devşirip asimile etmeye çalıştığı troçkist tarafında bile
devlet var.
devletsizlik taraftarıysan adın anarşisttir o zaman gider malatesta, bakunin vs falan dersin.
ama sol, bir devlet olduğunu varsayarak, yani yönetim olduğunu varsayarak nasıl olması gerektiğini anlatır ve bu konularda, "nasıl olmalı"da ayrışır. devlet sınıflar ortadan kalktığında tasfiye olur, görüş budur yani sınıfsız toplum sayesinde ihtiyaç kalmayan devletin tasfiyesi solun ütopyasıdır; hal ve gidişatı değil. kısacası devletsizlik sonuçtur.
güzel kafalarınızı yormayın ama şurada zırvalamaktan da hiç kaçınmayın. siz de okumuş etmişsiniz falan değil mi, ah şu toplum yok mu şu toplum, toplum vs siz, falan dalgalı saç ve fular solculuğu vs. kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz.