8 bucuk, citizen kane

The Prestige

The Shawshank Redemption

The Godfather I

Braveheart ve The Shawshank Redemption arasında gidip gelirim.

Once Upon a Time in America

schindler's list

1 numaram hep Gladyatör oldu

Rumble Fish.

The Godfather

The Godfather

interstellar

goodfellas sanki

Buz Devri 3

bu soruya dogville, kingdom of heaven ve lord of the rings derdim. ucunden 1'ini soylerdim ne zaman sorulsam.

The departed

The Matrix

the godfather

Lord of the rings, interstellar, intouchables

Life is beatiful ve
yeşil rehber(İngilizcesi unuttum)

The Matrix

Heat

Gazap Ateşi

2022'de olacağını düşünüyorum. Üstelik seçimden önce parlamenter sistem getirilebilir. Cumhur ittifakının anketlerde durumu iyi değil çünkü.

Hangi yarım akıllı bu yangın yerine dönmüş ülkede seçime gider ? Aynen devam.

Parlamenter sisteme geçilip seçim olsa, 18 yıllık saltanatın devamından başka bir sonuç çıkmayacaktır. Geçen onca seçimin nihai sonuçlarını inceleyin lütfen, bizim susak akıllı muhalefetin en büyük argümanı oy çalıyorları bir inceleyin.

2 gün önce personel arasında asgari ücret sohbeti vardı , kulak misafiri oldum. Hepsi yetmediğinin , yapılacak zammın kuş kadar olacağının farkında ama içlerinden en az 3'ü (5 kişiler) ''devlet'' daha ne yapsın heeep dış güçler diye öyle bir celalli anlatıyorlar benim içim acıdı o asgari ücretlilere. Milyonlarca emekli, milyonlarca memur , milyonlarca işçi ve dahil aileleri oy veriyor yıllardır. Bu kadar milyonu topla bir yere ,tükürseler baraj dolar ne denebilir ki daha.

@synax +1

Seçimler normal zamanında olacaktır. Bu kadar güçlü merkezi yönetim varken kimse
seçime gitmez.

seçimler kesinlikle ama kesinlike 2023'de olacaktır. hatta şöyle ki oy oranının düştüğünün bilincinde olan reis çok daha ağır oyunlarla gelecektir bu kez muhalefetin üzerine. bu sürecin sonunda kendisinin, yandaşlarının ve sülalesinin yargılanacağının bilincinde olması sebebiyle demokrasi'den aşırı kopuk bi seçim olacağı kanaatindeyim.

anayasal olarak seçilemiyor olacağını düşünürsek akp seçimi kaybeder ancak anayasayı sallamayan birisi var karşımızda ve o seçim gününde bu ülkede kıyamet kopar ama o koltuğu kimseye vermezler.

şu an seçime gitmeyi isteyecek tek kişi var, o da neden istesin ki? muhalefette böyle bir yıkıntıyı almaya hazır değil. kalacak olan büyük bir yıkıntı var eğer hazır alamazsan 2 sene dayanamaz gene seçime gidersin. eğer pandemi olmasa şu aylarda büyük ihtimal erken seçim vardı. seçimi isteyecek ne etkili kişi elindekini neden durup dururken kaybetsin ki? zaten muhalefet sağ seçmeni ürkütmemek için hiç bir şey yapmıyor.

Parlamenter sisteme donulur, tayyip putin gibi tekrar basbakan olur, butun yetkiler tekrar basbakanda toplanir, cumhurbaskanligina da bir tane noter atanir, oldu bitti.

olmaz sanmıyorum. Sadece ana muhalefet partisi zaman zaman sanırım gündemde kalmak için bu iddiayı ortaya atıyor hükümet bu kadar güçlüyken düşük bir ihtimal.

bence de parlamenter sisteme dönüş olacak.
yoksa bu haliyle kaybedecek.

"gelecek vaat etmek" benim haddimi ve resim konusundaki bilgimi gani gani aşan bir şey ama dilek yücel'i beğeniyorum ben mesela. soyut şeyler seviyorum: www.instagram.com

1500 parça güzel bir puzzle alıp, tamamla ve çerçevele. Onu as.

ben gittigim sergilerden begendigim afislerden bazilarini asiyordum önceden. ya da müze shoplarindan.

simdi cogunu indirdim, bir tanesi asili, o da sade. bir de kendi cektigim bir fotografi 50x70 bastirip cercevelemeyi düsünüyorum.

bir arkadasim ufak bi galerinin önünden gecerken begenip girmis, konusmus sahibiyle. birkac ressamin portfolyosuna bakmis ve biriyle anlasip kafasindaki seyleri söylemis. "bana bacasi tüten ev yap" dememis tabi ki, tam bilmiyorum o kismi, ama degisik bir sey cikmisti.

www.eksiduyuru.com


Daha dun sordum.

nejat satı

Atina okulu, arnolfini'nin evlenmesi, urbino venüsü, samson ve delilah(rubens) , judith slaying holofernes

Oldukça kişisel bir soru olmuş.
Benim için:
1. Güller - Van Gogh
bit.ly

2. Gönül Alma - Bouguereau
bit.ly

3. Başlıksız - Kandinsky
www.wassilykandinsky.net

4. Lady Peel - Lawrence
bit.ly

Bu dördü kesin olurdu.

Başka van gogh, kandinsky ve bouguereaular da kesin olurdu.

Bir sürü thomas kinkade olurdu. Monetler -mesela Seine'de bahar- olurdu:
bit.ly

Picasso, Dali, Rembrandt, Chagall, Da Vinci falan olmazdı bende hiç mesela.

En popüler beş tablo ise bence:
-Da Vinci - Mona Lisa
-Picasso - Guernica
-Münch - Çığlık
-Vermer - İnci Küpeli Kız
-Yıldızlı Gece - Van Gogh
Olabilir. İnci küpeli ilk beşe girecek kadar kadar popüler mi bilmiyorum ama bu beşinden bir tek onu asardım evime...

muthisler otesi. sagolun arkadaslar.

Benim listem:
* Muhakkak M.C. Escher'den bir litografi
* Bir Ayvazofsky
* Dali - Young woman at window
* Bir Murat Palta (Kill Bill veya Starwars'da gözüm var)
* Son olarak bir Natürmort, Rachel Ruysch seçkilerinden olabilir

The Garden of Earthly Delights, yeterince buyuk duvarim ve alanim varsa kesin olurdu.

Bir de Leonid Afremov'dan bir tablo.

bende osman hamdi bey, monet ve picasso var

Okulunu okumuş koca koca profesörlerin aşı süreçleriyle ilgili şeffaflık durumunu sayısız kere ifade etmeleri, aşının menşeinin bir önemi olmadığını, aksine yapan firmanın yetkinliği, tecrübesi ile birlikte uygulanan tekniğin düşünülmesi gerektiği açıklamaları bence kafa karışıklığına bir lüzum olmadığının yeterli kanıtları.

Sinovac dediğimiz firmanın aşılarını daha önce de olduk. Biz veya bir yakınımız bir noktada bu firmanın aşısıyla tanıştı. Askerde bu nerenin aşısı diye sormanıza fırsat verilmeyecek bir şekilde aşılama yapılıyor. Bebekken aşılama yapılıyor. İlkokulda, lisede yine içeriğini ve menşeini sormadan aşılar olduk defalarca.

Bu konuda dünya diken üstündeyken herhangi bir komplonun varolma ihtimali bana oldukça komik geliyor. İnsanlık maalesef komploculuğa bayılıyor. Eğer tümden aşı karşıtı bir zihniyette değilseniz bunda da kafanızın karışmaması gerekiyor. Başımıza gelebilecek en kötü şey aşının etkisiz olması olur. Benim şahsi görüşüm bu.

Şimdiye kadar aşıdan dolayı kötü bir şey yaşayan bir tanıdığım olmadı. Yan etki elbette her ilaç ve aşıda olabilecek bir şey. Bunun hangi bünyeye nasıl etki edeceğini bilemeyiz. Tıpkı virüsün herkesi aynı derecede hasta edememesi gibi.

Seçme şansımızın olmadığı bir riskin içerisinde yaşıyoruz. Sıranız geldi, aşı olabilirsiniz kısmına gelebilirsek hiç düşünmem aşının nereden geldiğini. 1 senedir gece gündüz çalışan insanların emeğini sırf Çin, ABD, Almanya, İngiltere diye değerlendirmek çok ayıp geliyor bana. İnsanlığa hizmet etmek için çırpınan insanların hakkı bu değil.

Eyyorlamam bu kadar. Umarım kimse hasar almadan aşılanma şansını bulur.

her gun tavuk yiyen, misir yiyen, sigara icen, duzenli olarak alkol alan adam, asinin yan etkilerinden korkuyor.

dunyanin en kisa fikrasi.

bence bu doktorların ve bilim insanlarının endişesi olmalı. vatandaş olarak neye göre çıkmaz olduğuna karar veriyorsunuz ki? ne biliyorsunuz da çinle ilgili kafa karışıklığınız var mesela?
bu çernobildeki gibi üç beş kişinin ekrana çıkıp bakın içiyorum bir şey olmuyor demesine benzer bir durum değil. yapılan çalışmalar üç kişinin eline kalmış değil.

Büyük problem.
Hayvanları 'yönlendirme ' üzerine deneylerde yapılıyor.
bunların biri de geçen aylarda ortaya çıkan çekirge istilasıydı. Sadece haber olarak geçildi sadece ama temelde ne olduğu konusuna değinilmiyor .ve nano teknoloji insanın içerisinde cirit atacak kadar ilerledi .

i.hizliresim.com
(ne tuhaf ki ajan simith'in elinde de buna benzer bir tane vardı)

@baldur2
Aşı konusu dışarıdaki ülkelerde ciddi derecede konuşuluyor tartışılıyor oysa. Yan etki diyerek geçtiğin şey aslında hayatı etkileyebilir.
Unutma biz "son kullanıcıyız" hala gücü elinde bulunduranların gözünde.
(Yerli bir aşı olursa ne güzel tabi.)

İzlemek isteyen olursa bu konuda alt yazılı bir kaç video :
streamable.com
streamable.com
www.dosyaupload.com

@ Bohr atom modeli
Bu aşıyı sadece bizim gibi gelişmemi ülkeler alıyor. Medeniyet vs olarak bizden çok çok ileride olan ülkeler tercih etmedi. Şimdilik tek seçeneğimiz bu aşı olduğundan bu kafa karışıklığı. Aslında devletin yapmadığı ve saklamadigi şeyler yüzünden. Uzun lafın kısası şansa yaşıyoruz. Bu sefer de şansımız yaver gidecek mi merak ediyorum.

Aşıyı bulsam olucam ben. Artık canıma yetti evde oturmak. Ne doğru düzgün arkadaşlarımı görebiliyorum ne sevgilimle bi şey yapabiliyorum. Anneme babama bi şey bulaşıcak mı diyip korkudan ölüyorum. Bulduğum aşıyı yaptırıcam ben

Sinovac şirketi şeffaf değil bu düşündürücü evet, fakat yapım tekniği olarak ve sinovac'ın geçmişi (6 tane mi ne aşıları var) bence güvenli.

Hatta batı ülkelerinin aldığı aşılar dünyada ilk kez uygulanan aşılar, yeni teknoloji olsalar bile büyük bir s.çış yaşayıp yaşamayacakları belli değil. Ha başarılı olurlarsa da daha başarılı olacaklar orası öyle.(mutasyonlar olsa da aşı geçerli oluyormuş, başarı oranı da daha yüksek vs.)

faz3 verileri düzgün şekilde açıklanıp onaylanırsa ilk tercihim çin aşısı olabilir. m-rna aşıları için birkaç yıl bekleyip görmek gerektiğini düşünüyorum.

Şu an mevcut bilgileri göz önünde bulundurunca aşı olmamak, olmaktan daha riskli görünüyor. Mağarada tek başına yaşamayacaksak virüs eninde sonunda bizi bulacak.

@hindistan cevizi aşıyı olmanız şimdilik sadece sizi bağışıklamaya yönelik, bulaştırıcı olmayı ne kadar engellediği henüz bilinmiyor/çalışılmadı.

Hırsızlık da öyle.

Demek ki para Allah bağıntısı kuvvetli.

Şans oyunları da devam ediyor mesela.

Şu anda bunu fuhuş olarak değerlendirmiyorlar ama ilerde "her yerde fuhuş var!!!" diye çıldırıp yasaklayarak "güç" göstermek için.

Üstelik fuhuşu fuhuş olmaktan çıkaran da kendileri. Hem de ilk icraatlardan biri.

şeriata mı gidiyormuş gibi? hiç alakası yok. yanlış anlamışsınız bence akp'yi.

@bohr atom modeli :D
bir de başlığa kahkaha attım :D

i.pinimg.com

Bu gibi yasada olan bir şey insanların bunu yapmasını zorunlu hale getirmiyor. Yapmayana ceza da yok malum.

Bazı şeylerin yasal olması kesin doğru anlamına gelmiyor. Zamanla
koşullara bağlı olarak değiştikleri ortada. Yasal olduğu halde metrukiyet halinde olan başka kanunlar da var.
100 yıla yaklaşan Türkiye için değişim hemen hemen son 20 yıldaki akp ile değil, özellikle 1950 sonrası ile başlıyor denebilir.
O nedenle mesele bir kaç kanun maddesi ile değil ülkenin en azından yakın tarihi incelenerek anlam kazanıyor.

Türkiye seriate gidiyorsa ben de peygamberligimi ilan ederim.

Şeriata gidiş yok, onun da çakmasını yapmışlar :)
Yalnız teknolojimizle Almanya’yı, şeriatımızla da Arabistan’ı kıskandırıyor olabiliriz

İlginçtir ki eşcinsellik de serbest. Akp söylem düzeyinde bir parti. Kendi seçmeninin gözüne girmek için arada atıp tutar da maçası yemez bazı şeylere. Milli piyango, alkol vs bu konularda birileri çıkar konuşur sadece.

bizim memlekette şeriat çoook zor.
bu iktidarın top noktası 6 yıl önceydi.
hala her mahalleye cami + imam hatip açma derdindeler ama olmuyor, dolmuyor.
fakat bu memlekette din önemli bir yere sahip.
sağ iktidarlar + 12 eylül iktidarı camileri çoğaltıp, sağı güçlendirdi + imam hatiplerin sayısını arttırdı.
imam hatipler en iyi, en donanımlı okullar. fakat imam hatiplere artık kayıt olan yok.
şeriata gidebilecekleri bir oy çokluğu, normalite + motivasyonları yok. entellektüel, sanat alanında 20 yıldır yoklar. bilimde yoklar. sporda bile yoklar. kendi sosyalitelerini yaratamadılar. onlar da bunun farkında. yani şeriat bu ülkenin mayasında yok.
şamanizm bu ülkenin mayasında var (hala 3 kere tahtaya vuruyoruz :-)
sadece bu siyasal dinciler sonuna kadar her şeyi dayatmaya çalışıyorlar. fakat olmuyor. (en son haftasonu içki satışına izin vermediler mesela)
memleket elden gitmiyor korkma, herkes dalgasını geçiyor.
+ kapializmle + parayla + rüşvetle + çalmakla + ülkeyi soymakla adları anılır olmuş.
şimdilik korktuğumuz için sadece klavye kahramanıyız fakat günü gelir beşiktaş'ta zıplayınca kıçlarını nereye koyacaklarını bilemezler :-)

Sans oyunlarindan gelen kazanc
Iddaadan gelen kazanc
At yarislarindan gelen kazanc
Fuhustan gelen vergi
Alkolden gelen vergi
Sigaradan gelen vergi



Akp seriati getirsin 3 aya ulke batar, erken secimle Baraji bile gecemezler.

Adamlar her gune sans oyunu koydu, at yarislarini sabah aksama cikardi. Akp'nin seriati ancak para seriati olur.

kimse farkında değil ama fetö ile akp'nin ortaklığı bozulmasaydı, çok farklı bir ülkede yaşayacaktık. yavaş geçiş başlamıştı. mesela aynı evde kız erkek karışuk yaşayanları kontrol ve evlere müdahale başlamıştı. ama ortaklık bozulup güçten düşünce şu an tek amaçları iktidarlarını korumak.
www.youtube.com

yeter. herkesin 100 milyon abonesi olamaz. nasil dunyada herkes zengin olamazsa.

Kültür farkı.
Küçük de büyük de olsa başarıyı kutlama kültürü.

Ben de böyle basit şeyler için bile ülke çapında genelleme yapma sevdasının çok boş bir iş olduğunu düşünüyorum.

Linkedinde "dün akşam başarılı bir şekilde uyudum." Yazsam en az 10 tebrik alırım. Öyle bir yer.

9 yıllık çalışmaysa fena :D Fakat her yer Türkiye gibi sosyal medya delisi değil.

Ayrıca, kanada'da 10 bin üyeli/izlenmeli bir kanal Türkiye'de 100 binlik kanaldan çok kazanır eğer düzgün iş yapıyorsa.

Girişimcilik koçluğu falan yapıyorsa kitap-eğitim vs veriyordur normal hayatta işleri yolundadır herhalde, yıllardır devam ettiğine göre. Ama videolarında bir sıkıntı olmalı.

Kanada görece küçük ve yaşlı bir ülke. Çok büyük bir coğrafyaya rağmen nüfus 37milyon. Medyan yaş 41.

Buna karşılık, Türkiye 83 milyon, medyan yaş 29.

Üstüne bir de Kanada'nın farklı eyaletleri, farklı ülkeler gibi. Kimisinde Fransızca baskın; kimisinde İngilizce baskın.

Bu yüzden çok da karşılaştırılabilir değil.

yav kanadalı adamın yaptığı video ingilizce olur, bunu bizdeki türkçe içerikler gibi sadece türkçe bilenler değil tüm dünyadan herkes izleyebilir.

ne medyan yaşı allah aşkına. altta 350 milyonluk abd var. klasik kanadalı denyoluğu işte. naif olmakta üzerlerine yok.

para kazanma beklentisi yoktur bizim gibi.

Bizde tebrik etme kültürü yok adamlar bunu bir motivasyon gücü olarak kullanıyor biz ise aşağı çekme olarak. En basitinden bi resim yaptığımda kardeşim bırak bu boş işleri derken Avrupalı arkadaşım kötü olsa bile bravo mükemmel devam et diyor

Açıkçası LinkedIn olması sebebiyle diyorum çünkü o ortamin facebooka donmemesi için insanlar farkli bir kimlik burunuyor. O yüzden normalde "500 kisi ne la" diyecek adam "ahmet bey çok tebrik ederiz" diyor orada.

Aksine bunu umursamayip orayi facebook yapanlar var, onlari da sikayet edip duruyorum zaten. Banane kuzeninin bilmem ne üniversitesi kazanmasından...

Neyse yorum olarak da kendisi neyle mutluysa öyle yapsin, 0 video 0 izlenme bir sürü video 500 üyeden kötü. Benden daha başarılı misal çünkü benim YouTube kanalım bile yok :) bu arada üye olayi follower değil de subscribe olmasin? Hani para ile destek olunan.

Pass +1

Bir de bu küçücük davranıştan nüfus, yüz ölçümü gibi verileri de göz önüne alarak analiz çıkarmışlar. Soru başlığı direkt hatalı/yanlı zaten. Evrene genellemek için örneklemimiz çok küçük değil mi ya? Neyse analizcilik genlerimizde var.

bu iş sabredenlerin işi zaten. sabredemeyecek olsa süper lig'de hakemlik yaptırmazlar. fatih terim'e bırak karışılık vermeyi. cevap bile verse başına büyük iş alacağının farkında.

burada büyük işten kastım fatih terim ya da galatasaray'ın büyüklüğü ile ilgili değil, ne kadar çirkef bir spor ve medya camiasına sahip olduğumuza işaret aslında.

Hakemin kimsesi yok, Terimin arkasinda 30 milyonluk camiasi arti guclu abileri var. Turk futbolundaki en guclu isim su an. Terim'e bir sey olmaz. Hakemler yakin mesafeden yuzlerine karsi cok bariz ana avrat kufur olmadigi surece duymamis gibi yapiyor cogu zaman. Kufurden korkan adam zaten hakem olmaz. Turkiye'nin en cok kufur yiyen meslegi hakemlik zaten kimseye yaranamiyorsun

hakem bir taraf degil cunku. hakemin cevap vermesinin tek zarari kendisine. cevap verse hakliyken haksiz duruma da duser ayrica.

hakemin cevap vermesi için arkasında sağlam bir mhk ve federasyon ayrıca bağımsız olmaları lazım. hakeme hakerette herhangi bir tehditte oyuncu veya teknik ekibin büyük ceza alması lazım.şimdi hakem olmak için bile siyasi güç veya torpil lazım. zaten adamcılıkla buralara gelen hakemler, kendinden daha güçlü figürlere biat etmek zorunda kalıyor. ülkemizde adamcılığın her yere yayılmasının sonucu olarak fatih terime cevap vermenin biraz yürek istediği durumdayız.

hakemin yanıt vermemesi doğru olan. taş gibi ruhsuz olmalı. ideal hakem budur. ayrıca şampiyonlar ligi maçı yöneten fifa kokartlı hakemler bile aylık en fazla 20 bin tl falan alıyordur. fatih terim aylık 1,5 milyon tl alıyor. 75 katı kadar. :) yani bir yerde "yeter ulan gerekirse futbolu bırakırım" bile diyemez. çünkü futbolun diğer unsurlarına oranla çok az kazanıyorlar.

sergen'e nasıl sabrediyorlarsa öyle sabrediyorlar.

@bohr atom modeli bu doğru mu 20 bin nedir yahu şl hakemi için?

@owaki, evet. hatta bizim ülkede fazla bile. bundesliga'da bir hakem ortalama bir mühendis kadar ancak kazanıyor.

hakemin cevabı zaten kırmızı kart işte, napsın kalkıp hem kart gösterip hem anasına mı sövsün?

Her şarap doğar, yaşar ve er ya da geç ‘ölür’. Ne kadar iyi bir ortamda saklanırsa, kendi yaşam süresinde o kadar uzun sağlıklı kalır.
soğuk sıkım yaparak daha fazla alkollü şarap elde edebilirsiniz.
şarabı buzluktan çıkarın ve yavaş yavaş erimesini sağlayın, alkol hemen eriyecek, geriye su kalacaktır. bu eriyen alkol daha yüksek alkollüdür.

sen ne ictin kanka? sarap mi?

Beyaz sarap soguk icilir kanka.

Çok soğuk için, çoğu kötü aromayı böylece maskelersiniz.

ben bi kere birayı koydum unuttum sonra, dışarı çıkarıp eritmek yerine normal buzdolabı bölümünde erimesini bekledim tadı çok bozulmamıştı

2

6.

yaş 26 olduğu için vazgeçmek kolay olmuyor, o yüzden her zaman "olumlu" tarafta kalabiliyorum ama o noktaya geldiğimde de işte heyecanlanacağım bir şey yok açıkçası. o yüzden altı verdim. kendime 10 sene veriyorum zaten. baktım 35'imde hala türkiye'deyim, ay sonunu zor getiriyorum falan sıkarım kafama yeter daha fazla zorlamanın manası yok, herkes 80 sene yaşayacak değil, olmuyorsa üstelememek lazım.

0

Yok.

Hayatın kendisine 3. Ama şu anki şu kısacık zaman dilimine 9 veriyorum.

2,5-3

Şu ara 3. Zor dönem=)

3. Niye çünkü vaktim yok. Ama çalışmıyor olsam ve vaktim olsa bu 7 olur 8 olur.

Bazen 3 bazen 8 ama ortalamasi 4-5 falan

9, yeni şeyler denemeye bayılıyorum ve deneyecek o kadar çok şey var ki

Şu sıralar 2-3.

7

alt limiti 1 koyduğun için 1.

senelerdir 2 bile değildi, esasen hiçbir zaman yoktu. şu an ise 9 civarı. her şey yeni başlıyor gibi bir his var içimde.

2-3

1. o da asik oldugum kisinin hatrina. kendisi de benden hoslansa 10 uzerinden 11 olur heyecanim ama hoslanmiyor iste.

7

bazen 2 bazen 9

Hint aksanına alışkın olmadığı. Yavaş konuşmalarını rica et.

hint ve çin aksanı gerçekten zor anlaşılır. siz adamı susturun ve siz sorular sorun ve basit sorular olsun bunlar. hala da anlaşılmıyorsa kusura bakmayın heralde telefondan dolayı dedikleriniz net anlaşılmıyor diyip kapatın veya zoom üzerinden görüşme ayarlayın. en azından yanında birkaç kişi olur belki onlarla anlaşırsınız.

anlayana kadar sor. sorun sende degil onlarda.

Youtube da hintlilerin çokça teknolojik alet, telefon incelemeleri var, bazen en önce onlar inceleyip yorum yapıyor onları izleye izleye bu aksanlarına alıştım

Freebird +1. Bir programlama dilinde yeterli icerik sadece hintli hocalarin yuklediklerinden olusuyordu. Ingilizcem cok iyi olmamasina ragmen zamanla alismistim. Cidden bastan zor. Bence arayin anlamadim musait degildim gurultu vardi tam duyamadim daha once filan deyin

Ayyy fecidir bazıları. Hatta bir Hintli arkadaşa bir Alman arkadaşın "sen hiç Hintli gibi konuşmuyorsun, konuşurken kafanı da sallamıyorsun" şeklinde öküz ötesi bir yorumu olmuştu ama içten içe Alman'a hak vermiştik.

Benim size tavsiyem görüntülü görüşme yapmaya çalışın ve onların her sorusuna "... böyle anladım" şeklinde neyi anladığınızı özetleyerek cevap vermeye başlamanız. Bir süre sonra alışırsınız ama adamların aksanları hakkında sakın yorum yapmayın (alınırlar), ama kendi dil kapasiteniz konusunda da çok mütevazı olmayın.
Size cevap yazarken çok düşündüm "çok divers bir ortamda çalışmıyorum, o yüzden tam anlamadım" gibi bir şey söylemeniz yerinde olur mu diye, sonra vaz geçtim.

Yavaş konuşmasını rica edersen anlayış gösterirler çünkü tüm dünya biliyor onların konuşmalarının ne kadar anlaşılmaz olduğunu.

yavaş konuşma ricası + konuşurken dudak takibi

hangi kulaklik? microusb, usb-c, lightning olabilir kulakliga gore.

usb-c olmadigina eminim.
anker soundcore

micro usb sanirim.

Cihazların girişinin fotosunu çek koy emin olalım. Usb tipleri şunlar;

previews.123rf.com

Kindle icin micro usb

testleri başarılı olarak tamamlayan ilk aşı bu diye biliyorum. diğer aşıların hepsi bu aşıdan sonra çıktı piyasaya yaptık diye, ama o güne kadar testleri tamamlayan yoktu sanki.

hatta bize gelecek çin aşısının da test aşamaları tamamlanmadı henüz sanırım, yine de alternatif olarak görülüyor. süreç olarak biontech diğerlerinden önde diye biliyorum

pfizer'in güçlü bir firma olması etkiliyor.

Testleri başarılı tamamladığı falan yok. Faz 3 ön sonuçlarına göre acil durum izni aldı.

Ona bakarsanız Çin aşısı diye beğenmediğiniz coronavac da Çin’de acil durum izni ile bir milyondan fazla insana uygulandı. Pfizer CEO’su daha kendi aşısına güvenip aşı olmamış.

Testlerle alakasi yok. Nu asi, dunyadaki ilk mRNA asisi. Daha once insanlar icin varolan hicbir asi bu teknik uzerinden yapilmamisti. Bu nedenle buyuk bir yenilik.

Guvenip de bu asiyi olanlara bence madalya takmalari gerek. Ben kesinlikle 3-5 sene gecmeden olmayi dusunmuyorum. Pfizer amerikada o kadar guclu ki istese fare zehrine bile asi diye lisans alabilir.

@JohnOakley hocam niye fare zehrini koysunlar yani niye böyle bir şey yapsınlar ki? bunu düşünmendeki sebebi çok merak ediyorum cidden.

Orada fare zehiri derken pfizer'in gucune atifta bulunuyor.

Cevap pfizer'in gucu. Dunyanin en buyuk ilac firmasi miydi ya da top 3 falandir herhalde, tam hatirlamiyorum.

ABD başkanı aşıyı onaylaması gereken kurumun başındaki adama “aşıyı onaylamazsan seni görevden alırım” diye göz dağı verebiliyor, fare zehirini bile onaylatır ifadesi bence de çok yerinde olmuş.

yahu aşı dışında herhangi zararlı bir şeyi neden milyarlarca insana sunmak istesinler bunu soruyorum?

Hocam sen verilen cevapları okumuyorsun sanırım. Diyorlar ki kullandıkları bu aşı teknolojisi daha önce hiç denenmemiş bilinmeyen bir şey, uzun vadeli sonuçları nedir bilinmiyor ben o yüzden kullanmam. Üreten firmanın da lobisi çok güçlü her türlü onay alır. Yani bile isteye tehlikeli bir şey üretip insanlara kullandırmıyorlar, sadece uzun vadede böyle bir risk var mı yok mu bilinmiyor. Ha testlerde aşı olanlarda büyük yan etkiler görülse kimse kimseye illa da çıkaracaksın bu aşıyı onay vereceksin demez.

Biontech in buldugu asi ile ilgili tum bilgiler hem gelistirme surecinde hem de gelistirme sonrasinda adim adim EMA (European Medicines Agency) ile paylasilmis ve ema ile calisan bilim adamlarindan olusan komisyonun onayina sunulmus. Burada bir asinin onay sureci ile ilgili bilgiler var www.ema.europa.eu

Diger tarafta rusya ve cin sirketleri tarafindan gelistirilen asilarin avrupada onaylanmasi karisiliginda ema tarafindan denetlenmesi istenmis. ama sirketler bu denetimin yapilmasina olumlu cevap vermemisler.

Dogal olarak avrupa denetimde ve bilgide seffaflik istiyor ve bu nedenle de onay vermiyor. avrupa onay vermedigi icin bati ulkeleri biontech asisina daha cok guveniyor. bati ulkelerinin onay verdigi asi da daha populer oluyor.

yani olay guvenle alakali, cin asisinda bilgi paylasimi yapilmamasi guvensizlik yaratiyor. tabi bu cin asisi kotu veya iyi demek degil. halk nezdinde ne oldugunu kimse test edemeidigi icin insanlar guvene gore hareket ediyor ve bu guveni de denetleme kuruluslarindan aliyorlar.

Mrna yöntemini bulan kisiler biontech de calisiyor.

Korsan

Ps3 kullandığım zamanlar korsan, gidip yükletebiliyorduk ya hani :) İlk rdr'yi bile korsan oynamıştım hey gidi.

Şu an ps4 var orijinal mecbur.

Çoğu orjinal

Valla korsan karşıtı değilim ama orijinal oynuyorum, steam varken başka bir şeyle uğraşmaya değmiyor gibi geliyor.

Öte yandan PS4 için satın alıp, beğenmeyip, sonra da iade edemediğim için pişman olduğum çok oldu, keşke önce bi korsan deneseydim dedim. Video güzel görünüyor ama gameplay öyle değilmiş mesela, adam da demo da yayınlamamış. İade kabul etmeleri lazım ama etmiyorlar.

elim ekmek tutmaya başladığı günden beri orjinal.

yıllardır korsan oyun oynamadım. pc için steam'den oyun satın alıyorum. ps4'te de genelde ikinci el kutulu oyun alıp aldığım paraya ya da 10-20 lira ucuza satıyorum, böylece oyunlar neredeyse bedavaya gelmiş oluyor.

korsana karşı değilim oyunda çünkü 500 lirayı oyuna vermek çok saçma. ama ben en son 5 sene önce crack yaptım sanırım, uğraştığına değmiyor bence, alıp geçiyorum. o parayı vermek istemiyorsam da indirime girmesini bekliyorum. pc'ciyim.

Pc'de oynuyorum.1-2 seneden beri hiç korsan indirmedim. Önceden korsan oynadığım oyunları bile indirimlerde Steam'den almaya çalışıyorum. Sonuçta ortada bir emek var.

Malesef paramız degersiz oldugu için oyun fiyatları genelde korkunç fiyatlarda. 300, 500 lira gibi fiyatlar var. O sebeple korsan takılıyorum. Steamda oyunu inceleyip torrentten indiriyorum .
Ama mantıklı fiyatlar sunan oyun oldugumu indirimdeyken alıyorum. En son ETS 15 liraydı aldım.
Maddi durumum üst düzeyde olsaydı tabiki de satın alır korsan işine girmezdim.

Korsan manyağıydım ama son 2 senedir işe girdiğimden beri iş bilgisayarı pek oyun açmadığı için bıraktım. Zaten kendi bilgisayarım da artık oyunları açmaz oldu. Korsan indirsem de yüksek ayarda oynayamayacağım için girişmiyorum.

Onun yerine xbox aldım, game pass üyeliğim var, onun içindeki oyunlar yetiyor. Çok beğenirsem oyunu satın alıyorum. PC'de de oynasam 200 liraya kadar olan beğendiğim oyunları alırdım. Fazlası psikolojik sınırımı aşıyor. Bazen steam'dan falan indirim olduğunda da alıyorum. Uzun zamandır korsanla ilişkim kalmadı steam, epic games, xbox game pass çıktığından beri. Kafan rahat en azından.

Uzun zamandir korsan oyun oynamadim.

gençliğimde hep korsancıydım, bugün de hala o zamandan kalma oyunları (2010 öncesi diyelim) hdd'de halihazırda varsa o şekil oynuyorum. onun dışında son 10 sene içinde ne aldım ettimse hep steam. bunda hem steam'in hem de oyuna 3 kuruş para verebilecek konfora ulaşmamın etkisi var.

online özelliği önemliyse orjinal. single player ise torrenten çakar geçerim. işe girersem orjinal alırım ama hepsini.

PC

%100 orjinal.

Ergenligimde orjinal bulmak zordu + pahaliydi. Steam sonrasi kademe kademe orjinal oranimi arttirdim.

su cagda ve sartlarda korsanla ugrasana gipta etmemek mumkun degil.

Orjinal. Her istediğimi her an oynayamıyorum tabii ama steamde istek listeme ekliyorum steamdb'den en düşük fiyat ne olmuş bakıyorum. Mesela %90 indirim falan yapılmışsa daha önce bu seneki indirimlerde o civarda yapılıyor. 100 liralık oyun 10 tl'ye düşüyor.

Epic games veya amazon primedan verilen ücretsiz oyunlarda da çok güzel oyunlar var özellikle epicin önümüzdeki günlerde 15 gün boyunca her gün oyun vereceğini düşünürsek baya oyun yapıyor.

Ha diyen olursa bunları mı bekleyeceğiz vallahi oyun kütüphanelerim henüz vakit bulamadığım oyun dolu inanılmaz birikiyorlar bundle şeklinde falan ucuza alınca

90lar ve 200lerin basi full korsandim. Baska da yol bilmiyordum ki gidip alıyordum kosedeki bilgisayarcidan. 2010da konsola gecis yaptım, 10 senedir orjinalciyim.

PlayStation

Mangal. Ciddiyim.

yılbaşlarını dışarıda geçirmeyi sevmem ama arkadaşlarımla ya da ailemle olurdum normalde.
bu yıl tek başıma evdeyim mecburen.
zoom party falan yapmayı düşünüyoruz.
mücbir sebepler olursa ona da bakarım.

perşembe akşamından pazartesi sabahına kesintisiz sokağa çıkma yasağı var. evimizde oturup şarap falan içeriz film izleriz. olup olacağı o.

sokağa çıkma yasağı olmasa geniş aile takılacaktık, şimdi çekirdek aile takılacağız mecbur. Kuruyemişimizi alırız takılırız.

aileyle yemek

Parti. 10-15 tane bira, sarap, viski allah ne verdiyse icicem.

evde tek basima olacagim. hicbir sey yapmayacagim. suslerim, agacim hazir. kendi kendimi sevindiriyorum iste. moral oluyor.

youtube izlerim. muhtemelen dondurma sprite falan alirim. tek basima icki icmem.

evdeyiz buyuk ihtimal.

bir arkadaşın evine gideceğiz yasaklar başlamadan. bahçeli falan büyük bir ev. içeriz herhalde. maksat yılbaşı kutlamak da değil, 4 günü 4 duvar arasında yalnız geçirmemek.

Ana baba kardeş ben, pasta kuruyemiş güzel yemek televizyon.

Hayaller sevgilimle Ilgaz, hayatlar PTT.

Dağ evi. Kar. Müthiş bir toto donması yaşayacagız ama dur bakalım.

aile ve ev, güzel ama abartılı sayıda olmayan yemekler.

Büyük ihtimal evde olurum. Sevdiğim bir yemeği yapar, biraz televizyona bakinirim. Sevdiklerimi arar yeni yıllarını kutlarım. Güzel bir film izler sonra da yatarım.

Tek olurum, TV kuruyemiş film dizi filan. Yılbaşını seviyorum tek veya kalabalık farketmez kutlarım.

Kus ucmaz bir yerde ev kiraladik. Yaban domuzlari ve geyiklerle yeni yila gireriz. Bu sene havai fisekler de yasaklandi, rahat rahat ormana gidip kopegimle yuruyuse cikarim. Sessizligin tadini cikaririm. Mis.

Evde hanimla okuz gibi yiyip icecegiz sanirim. Youtube'dan dansoz felan mi acsak?

ptt

Yurtdisindan alamiyorum, ondan soruyorum zaten.

Yurtdışında çalışıyorsan türkiye'de kredi alman neredeyse imkansız gibi bir şey. Bir yakınımın başına geldi, banka ve benzeri bir çok firmayla görüştü, tr'de bordrolu değilsen, hele ki ikametin de yurtdışındaysa kesinlikle yanaşmıyorlar.

20 senedir abd'de yaşayan bir arkabam var. Türkiye'de kirada ev dükkan vs. taşınmazları var. Pandemiden önce kredi çekmişti Türkiyede. Çektiği krediyle yine Türkiyede yatırım yaptı. İpotek detayı konusunda bilgim yok. Halihazırda mevcut gayrimenkullerini de mi ipotek yaptılar yoksa sadece yeni aldığını mı bilemiyorum.

Direkt bu modeli bilmiyorum ama şekil itibariyle benzer bir fossil saatim var. Fossil'lerde hiç bu özelliğe denk gelmedim.

luminova deniyor. fossil ve benzeri markalar hiç kullanmadım bilemiyecegim

aradığınızın türkçesi kadran fosforlu saattir. sonradan kullanılmaya başlanan bir madde olduğu için luminova derseniz bazı saatçiler bile anlamayabilir. Resimden beyaz kısımları bu işleve sahip gibi görünmekle birlikte almadan önce satışını yapan firmaya veya yetkili servisin müşteri hizmetlerine sormanız bence işinizi görecektir.

gosteriyordur. akrep ile yelkovan'i goruyor musun, onlarin ici daha beyazimsi, dislarinda cerceve var gibi. iste o beyaz kisimlar gece parlayacak.

Görmek lazım. güzele her şey yakışır (kadın erkek) ama değilsen dediklerinin hepsi olabilir.
Ben kırmızı pantolon giysem pavyondan çıkmış gibi olurum, arkadaşım giyince oonje güzel olmuş oluyor:)

evet iliklik katar

hipster falan olmazsin emekli apartman yoneticisi albay olursun. yas genc senin. sokma icine ileride gomlek t shirt sokabilirsin ama.

giy dene bir ayna karşısında. güzel oldu haa aslında hissi oluyorsa devam et bence. son 10 yıldır herkes birbirinin aynısı gibi giyiniyor ki asıl hoş olmayan durum bu bence. farklılık iyidir.

Biraz tişörtün doğasına aykırı bir tarz ama yapılabilir yani neden olmasın. Farklılıkları törpülememek lazım. Tucked in tshirt diye aratırsan giyen bir çok kimse görürsün.

kemerli mi kemersiz mi daha iyi durur?
gobek yok boy da uzun bu arada.

Zaten cevap sorunda saklı. Kendin bile olmayacağını biliyorsun. Yapmayın böyle şeyler tarz olayım derken komik oluyorsunuz. Sadece polo yaka tişört pantolonun içine sokulabilir(kemerli) ki bu tarz da pek genç işi değil.

düz beyaz tişörtü açık renk pantolonun içine sokanlar var. Altına spor ayakkabı giymeyince bence iyi oluyor. Yani olur bence.

Ben giyim olarak Rocky'i seviyorum. O da giyiyor senin dediğin bazen. İnstagram'da da erkek tarz sayfalarında hep beyaz tişört giyiyorlar haberin olsun. başka renk görmedim.

Mesela rocky'den örnek:

cdn.shopify.com

Bence kemerli olursa iyi durur ama kemerine de bağlı, dümdüz bir kemerse olur. Diğer türlüsü kıro olur. şöyle bir kemer ve burada da üstündekini içine sokmuş mesela bence bayağı hoş duruyor. www.pullandbear.com

Düz renk oversize gömlekler de hoş oluyor.

Örnekler;
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com

Edit: Dar pantolon olmamalı ama altına, hatta dar pantolon hiçbir zaman olmamalı bence :puke:

"french tuck" diye bir stil var, ona da bir bakın. google'da aratınca görsellerden anlarsınız. bu pantolon içine gömlek tişört tıkıştırma işi doğru kumaş, doğru kıyafet komboları yakalanmadan yapıldığında tam olmayabiliyor, tipsiz durabiliyor. dümdüz full tuck'ı ayarlamak biraz daha zor oluyor. asimetrik tıkıştırmalar daha rahat olabiliyor. deneyerek sizde iyi duranına bir bakmanız lazım.

Hedef kitlene göre değişir.

pantolon kemersiz giyilmez zaten o yuzden kemerli mi kemersiz mi sorunu sormamissin sayiyoruz.

aradığınız şey @nimberjack'in de dediği gibi french tuck. (sayesinde adını öğrenmiş oldum)

evet resimlere bakarken french tuck'in guzel oldugunu gordum ben de.

2. Bir sayfayı geçmemeli fikrini saçma buluyorum. Bir sayfaya her şeyi sığdırmak bayağı uğraştırıcı ve anlamsız. Tam tersi, iş tecrübelerini açıklarsan, yapabildiklerini yazarsan CV dolu gözükür ve daha çok incelenir. Bir sayfa CV'ye bomboş da diyebilirler. CV bir çeşit kendini pazarlama alanıdır. İki sayfa yazmak istiyorsan iki sayfa yaz. Bu benim kendi tecrübem.

3. CV işe göre yazılırsa daha isabetli olur. Başvuracağınız yer özel dersi tecrübesine sahip olmanızı önemsiyor mu? Önemsemiyorsa yazmaya gerek yok.

arkadaşlar insanlar çok üşengeç ve ilgisiz. bir sayfayı geçirmenizi önermem. ayrıca "YDS'ye yönelik İngilizce özel ders, 2017-devam ediyor" yerine "Yabancı dil özel ders" demeyi tercih ederdim. unutmayın ki orda önemli olan ne yaptığınız, neyi nasıl yaptığınız değil. merak ediyorlarsa onlar sorsunlar. burada gerekli olan şey sizin "özel ders" verebiliyor oluşunuz bence. umarım aradığınız işi bulursunuz.

2 sayfayi gecirmiyorum ben.

Canva'da gayet hoş ve 1 sayfaya sığdırabileceğiniz taslaklar var.

10+ senelik ve de farkli farkli bir suru sirkette calistiginiz bir kariyeriniz yoksa bir sayfayi asmasi abes. kendinizi kisa ve oz bir sekilde ifade etmek onemli bir yetenek bir de gereksiz laf kalabaligi varsa cv'de, okuyanda antipati yaratabilir.

o yuzden oluyorsa bir sayfayla kisitlamakta fayda var.

atacağınız kişi belliyse Dear Mr/Mrs XXX

belli değilse ve resmiyet önemsizse Hello diye başlayabilirsiniz. ufak tefek iş maili atarken hello deyip geçilir genelde.

belli değil ve resmiyse to whom it may concern ya da dear sir or madam denebilir.

bana sorarsaniz size hello uyar. :D

edit: edit.

dear la başla garanti olsun

dear+1

teşekkürler, hello deyip yolladım. kurumun bir departmanıydı kişi falan bilmiyordum yoksa dediğiniz gibi direkt dear x derdim.

not : "dear x kurumu" gibi bir kalıp varsa da bilmiyordum :D

Dear ile başlanır. Kadınlara mutlaka Ms. diyin. Mrs evli olanlara söyleniyor ve evli olup olmadığını bilmediğiniz için Ms. diye hitap etmek daha kibar.

Dear Representative

Dear Sir or Madam yaz.

Eğer Good morning, good evening demediysem hello diyorum

Gunde kaç saat uyanık kaliyor ve ne kadar efor sarfediyorsun?

@pass

6-8 saat uyuyorum. bu ara bütün gün evdeyim. sıkılırsam yürüyüşe çıkıyorum. onun haricinde öğrenciyim, aktif hayata dönsem de böyle beslenirim araya biraz daha fast food girer sadece.

Tahıl? Lif?
Uzmanı değilim ne olur bilemem ama bunların olmadığı bir diyet çok da sağlıklı olmasa gerek.

harika.

10 bin sene once tahil mi vardi sanki.

boyle devam et.

Fast food'la bu yazdığın diyet arasında bir denge kurman lazım, iki aşırı uçla ilgileniyorsun, ikisi de sağlıksız.

Aşırı protein gut yapar. Çok sıkıntılı bir hastalıktır. Dengelemek için doğal yağlar ve doğal karbonhidrat/lif alman gerek. Onun için bence sana en uygun diyet ketojenik diyet olabilir. Bi araştır derim. Hatta ketofasting diye bir olay var hoşuna gidebilir.

Ortalama insandan iyi beslenmiş olursun.

Fiyatlari kiyasladin mi peki?

Sağlıklı olduğu için yiyoruz. Her gün 2 yumurta kesin yerim ben de.
www.yum-bir.org

Etten daha ucuz yoldan protein sağlıyor. Vitamin bakımından da etten farklı özellikleri var.

@baldur 30 tane m yumurtanın ağırlığı ne kadardır? şuan kıyma 44 lira. 30 m yumurta 24 liraydı. 50 gram desek 1.5 kilosu 24 lira, kilosu 16 lira yapar. tavuktaki protein/fiyat her türlü daha iyi bu hesaba göre.

Yumurta proteinin tamamı sindirilip kullanılabiliyor, ette bu oran %85-90 oranında. F/P ürünü.

Sadece beyazını yiyorum. Aynı proteini etten almaya çalışsam herhalde damarlarım tıkanırdı.

Aşırı sağlıksız bir ürün. İnanılmaz derece kolestrol yükseltiyor. Ayrıca tavuklara inanılmaz hormon ve antibiyotik basıldığı için yine bütün bu maddeler yumurtada. Vegan olmadan yıllar önce yumurtayı bırakmıştım.

okuduğum bir yemek kitabında, eskiler, daha eskiler 1 yumurta yemenin 1 günlük insan hayatını kurtaracağını iddia etmişlerdi. hepimizin bu yüzden 1 yumurta yediğimizde kendimizi 1 gün yaşatabildiğimiz anlatılıyordu. adını unuttum :-)

Canım istediği için yiyorum. Yediğim yiyeceğin içindeki vitamin oranı ilgilendirmiyor

bilimsel konusamiycam ama yumurta daha pratik, sindirilmesi daha kolay ve daha ucuz etten. ayrica kahvaltida tuketilebilen bir sey olmasi da onu one cikariyor olabilir.

Gençken kışcıydım yaşlandıkça yazcılığa kaydım.

ilkbahar.

ama o beni pek sevmez.

not. bahar alerjisi

kış.
sonbahar da iyi sayılır.
yağmurlu havalar dışında güneşli ve soğuk havayı da çok severim.

25-30 derece arası güneşli nemsiz hava severim. haziranda yağmur yağıyor temmuz çok sıcak oluyor o yüzden mevsim adı veremiyorum

etik sebeplerle yaz (bir sürü insan aç, kışın şartlar zor, yolda işte güçte bir sürü insan var), bitki böcek seven insan olarak bahar ama içten içe sonbahar kış. son bir kaç yıl doğru dürüst kış göremedikçe özlemim arttı galiba. pc'de kardan kıştan kırılan karakterleri oynuyorum, novy urengoy'da yaşayan bir arkadaşım var arada havayı soruyorum resim istiyorum. bir de geceleri severim, çıplak gözle yıldız gözlemi yaparım, kış gökyüzündeki takımyıldızlar daha ilginç geliyor bana.

ilkbahar. kendime geliyorum. güzel anılarımın çoğu ilkbahar aylarından.

yaz çünkü hava güneşli, aydınlık ve sıcacık. günler uzun, hava geç kararıyor. akşamları sıcak havada elini koluna sallaya sallaya istediğinizi yapmak, dondurma yemek falan çok güzel ve rahatlatıcı. yaz insana yaşam enerjisi veriyor.

Aslında yaz dışındaki üç mevsimi de ayrı ayrı seviyorum. Her sonbahara ve kışa girişte pinterest kurcalayıp bu iki mevsime hayran kalma huyum var senelerdir. Ama tabii kış hiçbir zaman pinterest’teki gibi geçmiyor ve kışın sürekli aklım sokakta yaşayan hayvanlarda oluyor. Son birkaç senedir doğanın da en güzel renklere büründüğü sonbahar bir adım önde diyebilirim bu yüzden.

Ben direkt Mayıs ayını seviyorum. Ne soğuk ne de çok sıcak.

yaz. cunku fakirim.

sonbahar. benim için hep yeni başlangıçların habercisidir.

en sevdiğim mevsim açık ara kış.
en sevmediğim mevsim yaz.
ilkbahar ve sonbahar aynı seviyede.
sıcak havalarda dışarı çıkmak bile istemiyorum.
ekim-kasım-ocak-şubat-nisan-mayıs en sevdiğim aylar.

soguk ve karli geciyorsa kis.

ilkbahar mayıs <3

Yaz <3 <3 <3

Daha önce benim açtığım ankette kış kazanmıştı. Ben sonbaharcıyım.

www.eksiduyuru.com

artık olmasalar da ilk ve son baharlar

ilkbahar

Sonbahar

Yaz hariç tüm mevsimleri seviyorum.

ilkbahar ve mayıs ayı.

önceden müzik festivalleri ve akşamları caddebostan sahili oturmaları başlardı mayıs ayı sonlarında. özledim valla :(

kış, kış bir deeeeeeeeeeeeee aa evet yine kış ^^

Yaz. Parlak mavi bir gökyüzü ve tek tük bembeyaz bulutlar ya da sıcak bir yaz akşamı kadar güzel hiçbir şey yoktur benim için.

Kapalı, yağışlı, ıslak ve gri havalardan nefret ederim.

yaz

tabiiki!

kesinlikle ilkbahar

yaz baba. resmen yasama sevinci veriyor.

"oldies but still goldies"

fun, remastered (reimagined da olabilir)

ne güzel oldu be, çok beğendim sloganımı

old is the new
old joy in a new way
your old joy renewed

Newborn Oldschool
Same old joy (fun) with a modern touch
Your old addiction with a new flavor
Benjamin button :)

your newly old fun

new fun, same old joy

Bahsettiğin oyun türü için zaten iki tane terim mecut:

Remastered

Remake

yapmıyoruz ama hediye iyidir hak edene, değer verene, değer bilene

bence kararsız kalma, özel günlerde hediye almıyoruz biz olayı bana çok gereksiz geliyor. küçük soslar,sürprizlerden ne kendinizi ne hayatınızdaki insanı mahrum edin. hatta hediye almak için özel günü beklemeyin ama özel günleri de atlamayın derim ben. mutlu yıllar şimdiden.

durduk yere bile hediye alıp vermeyi seven biriyim.
sevgilime de tabiiki alırım. bu bir "hediyeleşme" olmasa da olur. içimden geliyorsa alırım ki içimden gelir.

yok ecnebi adetleri bunlar bize ters

evet, yapilirsa guzel olur.

Durduk yere hediye vermeyi severim +1

Ama 3 aylık ilişkim olsa tam olarak tanımadığım için ne alacağımı bilemeyebilirim

yapmak istiyorum ama ne alsam onu bilemiyorum.

biz yapıyoruz. ben hediye vermeyi de almayı da çok severim. ilişkiyi canlı tutan ufak heyecanlar bence bunlar.

yap yap, bugünler bir daha gelmeyecek. her anı güzel anılarla doldur.

stewie +1
böyle şeyler ilişkiyi sıcak tutar.
hediye almama meselesi çok soğuk ve gereksiz bir şeydir bana göre.
üstelik daha yeni bir ilişki, en güzel zamanlar, ufak bir şey de olsa alın bir hediye.

kız arkadaşım (yabancı) bana klasik Adventskalender dedikleri, noel gününe kadar 24 ufak hediye içeren büyük bir paket yapmış. çok hoştu. normalde yapmazdım ama ben de bir hediye alacağım yılbaşı için.

Bence her halükarda al sen. Eğer ne gerek vardı falan derse ya da o sana almamışsa seneye (hala sevgili olursanız) almazsın. Ya da konuşursunuz o zamana kadar. Ama bu işin default ayarı almak bence, aksi konuşulana kadar en azından.

Soruna direkt cevap: Evet yapıyoruz, ikimizi de çok mutlu ediyor.

yapmıyoruz ama ilişki yeni olduğu için güzel olur bence sen al :)

ben hediye alıp vermeyi çok seviyorum ondan alıyorum. beklentiye girmeden alıyorsam da sorun olmuyor, gelirse ne güzel, gelmezse de gelmemiştir yani.

İçimizden geldiyse ve maddi imkan varsa yapıyoruz. Ama bilerek başlamadık. Habersizce o bana ben ona almışız geçen senelerde öyle başladı. Hatta bu yılki hediyesi bugün geldi çok mutlu oldum, günüm güzel geçti. Onunki de yolda.

Ufak da olsa karşındakin yüzünü güldürecek bir şey almaktan kimseye zarar gelmez bence. Ajanda, kupa, sevimli çorap by tarz bir şey bile olabilir.

Gönderilen mesajın altında, tarih/saat bölümünün yanında ... var, tıklayınca Mesajı Bildir çıkıyor.

Edebiliyorsun. O kisinin moderasyon tarihcesine Isleniyor. Uc nokta olan butona tikla.

Şikayet edince ne oluyor ?

Deneyip göreceksin bilemeyiz.

Şikayet edince ne oluyor ?

> üç dört kere şikayet ettim farklı kişileri. hiçbir şey olmadı.

burada cins cok maalesef; adam bir sey soruyor cevap veriyorsun begenmiyor, sacma sapan mesaj atip seni block'luyor; enteresan!

Şikayet edince ne oluyor?

1 hafta lanetli çaylak olunuyor. Kesin bilgi, başıma geldi oradan biliyorum.

Şikayet ettiğim birkaç kişi lanetli oldu, biri de uçuruldu.

Tesadüf değilse şikayet ettiğim kişi lanetli çaylak olmuş.

Cafelerdeki fiyat çok yüksek zaten. Süper bi cheesecake olmaz ama beğenir yersiniz bence, topkek çıkmaz.

kafelerdeki fiyatlar ile migros'taki tatlının fiyatını karşılaştırmak biraz haksızlık olacaktır. kaldı ki çoğu kafe zaten tatlısını dışarıdan alıp kesip servis ediyor. ayrıca ne kadar kötü olabilir?

a101den aldım. güzel olur mu falan derken yarısını tek oturuşta yedim.
bence migrostan da alınır.

KAfelerdeki cheesecakelerin %99 u fabrikasyon uretilip dondurulmus olarak toptan saticilardan geliyor. Sevgiyle kendi cheesecakelerini ureten isletme %1 belki. Migros'un ki daha kotu olamaz. Ayni uretim bandindan cikiyor bile olabilir.

Alınır kesinlikle. Kafeye göre değişir elbet ama bazı ucuz kafeler zaten a101, bim, migrostaki o cheesecake'leri alıp dilimleyip müşteriye satıyor. :)

O yüzden afiyet olsun.

@2oda1salon arti 1.

o cafelerdekiler de zaten arka taraftaki mutfakta kendileri yapmiyorlar.

bim'in limonlusu mükemmel. file den de alabilirsin aynısını.

Bırak migros u üstte bir arkadaş da belirtmiş. A101 den aldım. Gayet tatminkardi.

bim'in cheesecake'i bir ara efsaneydi. halen varsa oradan alabilirsin.
eksisozluk.com

alınır, bu da güzel bir keyk. ben aldım.

onu evde yapsan daha pahalıya gelir :)

Bu markanın kavanozda olanını tükettim biraz limonlusu kötüydü bence, frambuazlı güzeldi, cheesecake pahalıya mal olan ürün iyi yapıldığında bu yüzden pahalı, ben ise mahallem pastanesinden aldığımı bitiremeyince migrostan almıştım, daha iyi çıkmıştı :D

wireless mi? if yes;
alıcısı bozulmuş olabilir,
sıvı bulaşmış olabilir,
pil azalmış olabilir.

kablolu ise bilemiyorum.

bildiğiniz üzere windows 10, bill gates'in bir projesi ve kendisi bu aralar bu windows işlerini biraz boşladı. hazır covid19 sebebiyle aşı falan yapılacakken , yıllardır üzerinden çalıştığı kimyasal çipi insanlığa yaymakla uğraşıyor. covid19 geçtikten sonra klavyeniz kendine gelecektir.

@plastic_angel

laptop kanka.

hava kötü olsa zaten yasak olmasa da dışarı çıkasım gelmez, ama bu hafta sonu hava bu kadar güzelken eve tıkılmaktan bunaldım evet :(

ilk başlarda bana da bu kadar koymuyordu ama koronayla ilgili her şeyden, aylardır her yerde korona görmekten duymaktan o kadar bıktım ve bunaldım ki şimdi bayağı koyuyor.

ben alışkınım çok sıkılmadım. ama internet olmasaydı durum daha değişik olabilirdi...

Tüm aile üyeleri evde olunca normalden fazla ses oluyor. Sessizliği seven biri olarak kafam şişiyor. Yasağın en kötü taraflarından biri bu bence.

Ben asiri mutluyum. Tamam cikaak iyiydi ama sikayet etmek yerine evde vaktimi degerlendirdim, beklettigim evdeki bazi isleri yaptim, kitap okudum, dizi izledim, tembellik yaptim, pencere pervazlarini bile sildim, kirlenmis :)) kisacasi; sizin elinizde sikilmak veya sikilmamak

Hayır, aksine dönüşümüm bitiyor yarın işe gideceğim iki hafta, hiç istemiyorum gitmek. Ev iyi ya.

Spora ve akşam dışarıya çıkamamak dışında bir sorun yok. Herşeye alışıyor insan. Yasak hepimizin sağlığı için, sokağa bak bomboş ne tuhaf bir şey. Yüzyılda 1 gelir böylesi bir olay keyfini çıkar diyorum kendime.

Ben ilk yasaklarda daha çok boğulmuştum sanki. Sağlık çalışanı olduğum için her gün hastaneye ve sık sık nöbete gidip bir de üstüne her gün evde olmak aşırı kötüydü. Sonra istifam kabul oldu da kafam rahat şimdi asjsj. Bir de evi değiştirmemizin de etkisi var herhalde bende. İlk yasaklardaki evimiz balkonsuz ve çok eskiydi. Şimdi büyük teras var da açık havaya çıkabiliyorum içerde bunaldıkça.

Evcimen biri olmama rağmen beni de boğdu. İlk yasaktaki keyif kalmadı artık. Film izlerim dedim ama saatlerdir izleyecek bişey bulamıyorum. Sabrımız kalmamıştır.

Bende de böyle oldu. İlkinde çok iyi gelmişti ama şimdi hiçbir şeye odaklanamıyorum, çalışamıyorum falan. Tatsız.

Alıştım artık yadırgamıyorum

boğulmadım, aksine evde yapılması gereken ve ertelediğim bir sürü şey vardı, onları hallettim.
biraz da yorulmuştum son zamanlarda, dinlendim.
iyi bile geldi sayılır.

Kesinlikle çok boğdu. Sürekli evden çalışıyıyorum bir de, her sabah uyandığımda ne yapıyorum ben neden yaşıyorum gibi düşünceler doluyor kafama.

işim gereği sürekli dışarıdayım ve kalabalık ortamlardayım. covide yakalanmamam mucize. bana kalsa hiç çıkmam keşke evden çalışabilseydim :(

baya bunalım takılıyoruz evet.

dunya depresyon, kaygi ve intihar oranlari tavan yapmis durumda. covid'den daha cok kisi olduruyor bunlar.

Zaten evcimen olduğum için evde kalmak beni ekstra boğmuyor da 9 aydır evden çalışıyorum hala düzenimi oturtamadım, zaman yönetimini öğrenemedim. İş verimim düştü ama bir yandan da sanki uyanık olduğum her an çalışıyorum, işi düşünmediğim bir saat geçirmedim şu 9 ay. Ofise gidip işimi yapmayı, evde olunca da rahat olmayı özledim. Bu sınırsızlık beni boğuyor.

Hah iste ayni bu durumdayim @peki madem. Evde olunca da ev isi yapabiliyor veya kendime vakit ayirabiliyor degilim ki

baldur2 +1. hatta geçenlerde covidin insanlara kafayı yedirtecek olması diye başlık açacaktım:) bence bu böyle gittikçe insanlar kafayı yiyecek çok net.

14 gün boyunca evden çalıştım. sadece 2 kez pazara çıktım. daha da devam ettirebilirdim. beni pek boğmuyor bu karantina meselesi. meğer hayatım karantinaymış da ben yeni farketmişim.

Cumartesi pazar 11'de uyanmışız, hanımda bende çocuk gibi sırıta sırıta gezindik evin içinde. İşler için kötü bir şey ama cidden en azından bizim ihtiyacımız varmış. Dışarıda telefonda çok kötü oldu yaaa tavrı ile gezip konuşuyorum ama iyi geldi. Sözde kendi işimiz pazar günü bile sabahın 8'inde kalkıp gidiyorduk yıllardır.

Not : Geçen dönem kapanmada da aynı fikirdeydik.

üçüncü sezon güzel başladı ama bence kötü bitti. ben tekrar izlemem. 1 ve 2'yi izlerim. 2'ye niye kötü diyorlar bilmiyorum, 2'de çok fazla ve güzel karakterler var.

ben beğendim şahsen.
belki 1. kadar kült değil; ama kesinlikle kötü bir dizi de değil.

2 muhtesem. Final bölümü bence dizi tarihinin en etkileyici bölümlerinden biri .

Birinci ve ikinci sezonu çok seven biri olarak ben izleyemedim.

Olmamis 3. Sezon maalesef.

2, kisim kisim aklima dustukce hala tuylerimi diken diken eder. 3'un anasiyla bacisiyla oynanmistir.

Yani 2’yi mi izleyelim? Üç biraz sıktı zaten

1 de iyidir. 1-2'yi göm, zirvede birak.

ha afedersin, 1'i sey yapmissiniz zaten. 2 yeterli evet.

%30'dan aşağısına iş değiştirmemek lazım zaten, eğer yükselen bir kariyer grafiği istiyorsak. title de varmış, durma.

10 numara hiç durma

sorman hata.

Çok güzel bir fırsat. Şimdiden hayırlı olsun

yeni şirketin kötü yanları neler
bu kadar az datayla bu soruya nasıl cevap verelim

maaş farkın +%34 olmayacak bu arada
mevcut şrkette alacağın zamdan sonra hesapla

şehir aynıysa güzel. küçük şehirden istanbula gidiyorsan eksidesin

Ben m365 pro kullanıyorum, hız, yokuş ve menzil olarak gayet yeterli. Ama şimdi yeniden alacak olsam amortisörlü bir model alırdım.

@talasas neden? daha mi konforlu?

Hacı baldur, sen yurt dışlarında yaşayan bir sözlük insanıydın yanılmıyorsam. Ondan sebep sana segway önereyim mi? Ama ginger denenlerinden değil normal scooter. Model adı da Ninebot Max.

iphonedo da incelemişti. www.youtube.com

@armagan

segway neredeyse iki kat daha fazla xiaomi'lerden. deger mi fiyat farki?

Mi Pro 2 kullanıyorum (en üstte yazdığın)

Bu üçü arasında kaldıysan şöyle bir özet geçeyim.
M365 bi kere eski model. Menzili ve hızı daha az. 50 kilo değilsen sana gelmez.

M365 Pro ile Pro 2 arasında çok ufak tefek farklar var. Temelde aynı scooter. Çünkü motor gücü, batarya kapasitesi, boyutları falan filan bir çok şey birebir aynı.

Farkları arkadaki stop lambası, önceki farın ışık şiddeti (2 katına çıktı), arka çamurluğun sabitlenmesi, kablonun rengki (kırmızıdan siyaha döndü) yandaki reflektörler kağıttı plastik yaptılar vs.

Kısacası Pro ve Pro 2 modelleri arasında fiyat farkının çok olmaması lazım. O yüzden Pro 2 diyorum.

Amortisörlü model bence de daha iyi olabilir ama eli yüzü düzgün amortisörlü modeller de çok pahalı xiaomi'ye göre. Hem xiaomi'nin şöyle bir olayı var; çok yaygın olduğu için yedek parçası, aksesuarı vs. çok rahat bulunuyor.

Bir arkadaşım a101'den aldım dedi Segway'e :) ben de onun kullandığını deneme şansı buldum. Xiaomilere göre bayağı klasman farkı var onu söyleyebilirim.

Her odanin esiginde 2.5 cm mermer mi var cidden? Saka gibi. O kosullarda olmaz tabii ama ise yaramiyor diyenler neye dayanarak bunu söylüyorlar anlamak güc, en fazla kötü bi ürün tercih etmislerdir.
Her neyse bugüne dek hep cesitli model xiaomi'lere denk geldim ve insansiz bir elektrik süpürgesi bir evi ne kadar iyi temizliyorsa o kadar iyi bu aletler, benim o kadar temiz süpürecek sabrim olmuyor bazen.

xiaomi roborock s5 max

imkanı olan herkese tavsiye ederim. bence bu robotların en büyük olayı haftada 2-3 toz alıp mop attığından dolayı toz kalkmıyor yukarı. küçük dostum aramıza katıldığından beri eşyalar daha az ve geç tozlanıyor. temizlik yapmaktan ve etrafımda yapılmasından nefret eden birisi olarak sürekli çalışsın istiyorum. aynısından temizlik takıntılı halama da aldık o da çok memnun.
bende eşik olmadığı için o konuda bir yorum yapamacağım. nette 2 cm kadar zıplıyor falan dediler ama hiç denemedim.

mükemmel bir alet, bugün hatta bir arkadaşımla konuştuk, onda da var, o övdü ben övdüm.

ama size gitmez, her odada 2.5 cm eşik varsa bir işe yaramaz açıkcası. sürekli oradan al buraya koy yapılacak iş değil.

tavsiye olarak çağırırım bir fayansçı yada parkeci, o eşikleri kaldırtırım, mutlaka da akıllı robot alırım.

dediğiniz modeli kullanıyorum. proyu. çok memnunum. sözlüğe de yazmıştım. ama olumsuz ne var dİye düşününce aklıma gelenleri söyleyeyim;
koltukların üstünü falan almıyor tabi. elektrik süpürgesinden farkı olarak söylüyorum.

halı üstüne rahat inip çıkıyor. bende eşikler yüksek değil, sadece balkona çıkamıyor, orada basamak kadar yüksek zaten eşik, e gitmesin diyorum. birkaç defa üşendim silmeye, kucağımda götürdüm yine de, süpürüp sildirdim. bir arkadaşımın eşiği yüksekti, eşik önüne tahta koydu. nasıl anlatsam bilemiyorum, eğimli bir tahta. eğimli tahtayı eşeğin iki tarafına da koydu, inip çıkıyor robot. "iyi bulmuşsunuz bunları, mutfak da eksik kalsın dememişsiniz" dedim. "bu kolaylığa alışınca her yer temiz olsun istedim" dedi.

filtresini altı ayda, olması senede bir yenilemelisin. çakmaları var, bir sorun yaratmıyor dediler. orijinalleri pahalı ama yan sanayide gerçekten iyiyiz, ben de çakma almayı düşünüyorum bundan sonra. çok pahalı değil onlar.

başka kötü yan bulamadım.
ben inanılmaz memnunum, bir sene olacak neredeyse. sadece yerde aksesuar bulundurmuyorum pek. saatim vardı yerde, düşürdü onu. normal mobilyalara falan çarpmıyor, ama yumuşak ya da iktirilebilecek bir engel olduğunu düşünürse dokunuyor ufak ufak.
elektrik süpürgesi ile geçmeden önce etrafı bi toplarsın ya, yerde kıyafet falan varsa süpürgenin borusuna tıkanır, burda da robotun süpürgesine takılıyor. geçen balon varmış yerde. ama şişmemiş balon. takılmış ona. bu durumlarda sana mesaj atıyor sorun var, bi gel diye. olduğu yerde duruyor. dibine kadar zorlamıyor yani.

toz-saç falan topluyor. eğer istersen "iki kere geç üstünden" diye ayarlıyorsun, bir kere daha geçiyor her yerden. ha, eksik olan yer var mı? duvarın tam dipleri ve köşeler belki 2-3 santim kadar çok gıcır olmuyor. çünkü malum robot yuvarlak, köşelerde altındaki güçlü süpürgesi ile değil, kenardaki minik fırça ile alıyor ve çok iyi olmuyor.

ben memnun muyum? evet. anneme aldım, akrabalarıma aldım-aldırdım. müthiş bir rahatlık. eğer "ay ben aşırı titizim, başkasının süpürmesine bile güvenemem" diyorsan uygun değil. ama "normal süpürüyorum işte" diyen biriysen yetiyor.

silme özelliğini özellikle yazın kullandım. halıları kilimleri kenara atıp, suyunu doldurup saldım eve. sildi. silme kalitesi süpürme kadar değil. paspaslıyor işte.

hasılı, beğenemeyenler biraz Masumlar Apartmanı Safiye tiplemeler olabilir. Ya da robot halıyı silkelesin, şöyle bir tozunu da alsın istemişlerdir. uzun yazdım ama, bu harikulade şirin şeyi herkes bilsin istiyorum. bi de, başka markaları incelemiştim, onların sensörleri iyi değil, o yüzden Xiaomi tercih ettim.

Bizde de roborock s5 max var.

Valla bizce gayet işe yarıyor. Hatta haftada 1 -2 kere filtresini toz tankını falan değiştirirken hayret ediyoruz ne kadar toz topladığına.

Bu arada bizim de banyo tuvaletin girişinde var eşik 2 santim falan. Tuvaletinkinden kendi atliyordu, banyodaki den atlayamiyordu ben her ihtimale karşın ufak bir rampa yaptım geçici çözüm olarak kirada oturduğumuz için. Şimdi kendi kendine takılıyor. Biz suyunu doldurup makineyi temizliyoruz sadece.

robot supurge'yi alip da ovmeyen insan gormedim.

O modeli kullanıyorum. Günde bir saatimı supurgeye harcamadigim için gayet güzel

Roborock S5 kullanıyorum ben de. Ben "ödediğime en çok değer ürün budur hayatımda" diyen tayfadayım. Yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum ben de. Evde 2 kedim var. Robot yokken (tek kedim vardı o zaman) Yerde mutlaka kedi tüyü olurdu özellikle yaz dönemi. Çalıştığım için her gün süpürmem imkansız. Hafta sonuna kadar da mutlaka yerlerde, duvar diplerinde kedi tüyü olurdu çok fazla. Şu an hiç yok.

Süpürgeyi tek sefer çalıştırdığında çıkan kire toza inanamazsın zaten. Çok iyi temizliyor. En sevdiğim yanı ise yatağın ve salondaki kanepenin altını temizleyebilmesi. Normal süpürge ile oralar çok zor oluyor. Kediler de altlara girmeyi çok sevdiği için toz nedeniyle kirlenirdi. Şimdi öyle bir dert de yok. Pırıl pırıl oluyor.

Bende çok fazla halı olduğu için mop özelliğini nadiren kullanıyorum ama ona rağmen gayet temiz ev. Evli çift arkadaşım bana geldiğinde kadın olan "senin evin ne kadar temiz böyle" demişti :)

Aynı model bende de mevcut.
* Süpürgesi fena değil ama bazı ince şeyleri bazen bıraktığı oluyor (susam gibi).
* Sürekli şarjda kalması gerekiyor, eğer şarjda durmazsa bataryası bir çabucak boşalıyor, temizlik gerektiğinde öyle kalıyorsunuz.
* Süpürmesi tabii ki bizim süpürmemize nazaran daha uzun sürüyor. Arkada çalışsın kendi kendine derseniz tamam. Biz bazen pratik ve hızlı olmak adına kendimiz süpürüyoruz.
* Alan sınırlandırmaları getirerek belirli yerleri süpürtmesini sağlayabiliyorsunuz.
* Mop özelliğini hiç kullanmadım, kronik su kaçırma problemi var diyorlar. Bilemedim.
* 1-1,5 cm lik halılara çıkabiliyor. banyo eşiğimiz de salondan 1,5cm kadar yüksek. Sorunsuz çıkıyor.

Yani bir (bkz: irona) değil ama idare eder bir ürün.

xiaomi'nin en basit ve ucuz süpürüp silen modeline sahibiz. (düşük modeller en farklı özelliği batarya ve toz haznesi kapasitesi. ev küçükse tek şarjda sorun olmuyor.) bence tek eksiği kendi toz haznesini boşaltıp temizlememesi:) (evet duvar dipleri ve şarj istasyonuna çok yakın kısımlarını çok iyi temizleyemiyor)

m-pt.gearbest.com şurada çart halinde modellere göre engellerin bir karşılaştırması var. genelde almak istediğin modelin özelliklerinde bu bilgiler olur.

Akıllı telefonun ev hali, olmazsa olmaz

sanırım bulaşık makinesinin 25-30 yıl önceki durumu gibi. o zaman da "iki kişinin bulaşığından ne olacak, iki tabak iki çatal elde yıkayıveririz, bunun için makine mi alınır" diyen herkesin evinde, tek kişi bile olsa bulaşık makinesi var.

bizde henüz yok mesela. hala "sadece süpürge tutmak için ne gerek var, 15 dakikada süpürgeyi çıkarıp süpürüyoruz" diyorum. hala da gereksiz görüyorum ama alıp koysam büyük ihtimalle "ulan ne büyük rahatlıkmış" diyeceğim.

the night of

Çok klasik olacak ama...

Chernobyl ve The Queen's Gambit

the bodyguard

taboo
i am the night

Chernobyl, masum

The spy

Amerikan crime story

Unorthodox

The missing
Night of

When they see us.

Unsere mütter, unsere vater.

Alias grace
And then there were none

The Terror
Reprisal

11.22.63
The Night of
Haunting of Hill House (2 sezon gibi görünüyor ama adı farklı. İlk sezondan bağımsız ikincisi. Her sezonu mini dizi gibi yani ben ilk sezondan bahsediyorum)

patrick melrose.

benedict cumberbatch dokturuyor.

ayrica the night of da gayet guzeldi. bunda da john turturro dokturuyor.

chernobyl de harika cunku olaylar tamamen gercek. chernobyl'in bu kadar begenilmesinin sebebi bence olayin tamamen gerceklere dayali olmasi.

chernobyl
the lost room
the triangle

Band of brothers

i know this much is true
i may destroy you
the undoing

a young doctor's notebook

Lars Von Trier'in Riget'i ama Stephen King'inkine bulaşmayın, o tam bir çöp.

Yolunacak kaz kalmadi. Maymun gozunu acti.

@proletarier günümüz oyunları gibi sadece kozmetikten para kazanamazlar mıydı? open world olunca masraflar mı artıyor acaba?

Mmorpgnin ruhunda pay to win var. Oyun sahibi bile engelleyemez bunu. Yine bir şekilde parayla öne geçen oyuncular olacaktır. Bu yüzden tercih edilmiyor artık.

Competitive espor sayilan oyunlar yerlerini aldi mmorpglerin.

Bitti diyemeyiz bana kalırsa. Mmorpgler bildiğiniz üzere karakter geliştirmeye dayalı olan oyunlar. Aktif oyuncu kitlesini tutmak için sürekli yeni bir şeyler eklemek lazım oyunlara. Artık son seviyeye gelmiş, oyundaki her karakteri her silahı vs. son seviyeye getirmiş olan oyuncular geliştirecek,tüketecek bir şey bulamazsa doğal olarak oyuna olan ilgilerini kaybederler. İlgilerini canlı tutmak için sürekli bir şeylerle beslemek lazım oyuncuları. En büyük nedenlerden birisi bu.

Diğer yandan başarılı olmak isteyen bir MMORPG'nin detaylı, kaliteli olması gerekir. Kimse kötü bir oyuna saatlerini ayırmak istemez. Ama her oyun firması da böyle bir oyun yapamaz.

mmorpg değil ama path of exile var, genel mantık olarak yine görevleri yap, haritayı temizle, seviye yükselt, ekipman diz, yetenek geliştir...
Sezon mantığı, güncellemeler, geniş/esnek karakter yapılandırması vs özelliklerle hala oyuncu çekebiliyorlar ama oyuncu sayısı eski mmorpglerle karşılaştırılamaz tabii ki.

mmorpg yapmak çok pahalı ve oyuncu bulmak zor. şirketler de moba'lara falan yöneldi o yüzden.

vakit abi... oynamaya vakit yok.

şimdi ben bir mmorpg'ye başladım. Her gün 2-3 saatimi o oyuna vereceğim, hikayeyi takip edeceğim, dungeon için adam bulacağım vs...

ya da

giricem hızlıca battle royale, moba ya da hikayeli bir oyunu oynayıp gidicem... insanlar hızlı olanı tercih ediyorlar. gir tüket çık. kimse vaktini emeğini 6 ay sonra ne olacağını bilmediği bir sisteme harcamak istemez. Eskiden ayda 2-3 MMORPG çıkıyordu hatta zamanında level dergisi her ay ufak mmorpg kitapçığı veriyordu yeni çıkan vs. şimdi hiçbiri yok. çünkü herbirini taşıyacak kitle yok. herkes aynı anda 20 tane mmorpg yi hakkı ile oynayamaz ama hakkı ile moba, battle royale vs oynayabilir.

moba ile mmorpg farki ne?

Stats kısmında vardı yüzdesi ama ben tüm ana görevleri bitirdiğimde %65 gibi bi şey gösteriyordu gibi hatırlıyorum.

oyundan oyuna degisir.

66. görev olduğu için bence %66 sı bitmiş oluyor oyunun.

gta 5'te istatistik kısmının en altında %100 checklist var. o sayfanın en sağında % olarak yazıyor. ana görevler hariç yaptığın yan görevler, haritada açtığın bölümler, karşılaştığın insanlar, tenis gibi oynadığın oyunlar,vs de oyunun yüzdesini ilerletiyor.

img.gta5-mods.com

Steam üzerinden oynuyorsan Steam'de görünüyor

dayı spoiler vermissin
bu arada farklı crew ile farklı sekilde de soyabiliyorsun

stats ta % gosteriyor
ve yan gorevler var bir sürü biri o seviyeye gelene kadar hepsini yapmıstır biri yapmamıstır

spoiler aklıma gelmedi kusura bakmayın dayı shshs

(bkz: bavul ticareti)

polonya'da çok türk var ama özellikle öğrenci, öyle bir iş olsa onlar yapardı. ben de gittim ve al sata değecek pek bir şey görememiştim.

Kozmetik mantikli.

10 dolarlik urunler turkiye'de 300 liraya satiliyor.

polonya'da ucuz olup türkiye'de pahalı olan bir şey yok ki. polonya gayet pahalı bir ülke.