3.5 yaşında oğlum var ve tam da senin davrandığın gibi davranıyorum. Seninki doğru olan merak etme.

Kolay.

Sana emanet ettigim cocugum yerlerde yuvarlanirken telefonunla ilgilendigini farketsem ayni camura kafani sure sure, 4 yasindaki cocukla zeka olarak farkli olmani bekledigimi ve onunla inatlasmaman gerektigibi ogretirdim. (Ebeveynim)

Iste bu sebeple sorumsuz insana cocuk emanet edilme. Oz kardes dshi olsa.

@pk siz nasıl davranırdınız, Kaçarak garip garip hareketler yapan çoğuna karşı? Yola kaçmasından korkup hiç dokunmadım. Düşeceği zaten garantiydi o hareketlerle. Daha sakin düşmesini istedim. Soruyorum birseyin var mı bağırıyor. Elini yüzünü yıkamak istedim bağırıyor. Bağırması ile ilgilenmedigimi belirtmem yanlış mi?

Yanlis tabii. Boyle durumlarda baska oyunlarla cocugun dikkatini dqgitip, birlikte oynayacaginiz bir oyuna yonlendirirsiniz.

@ok ek olacak ama şunu da belirteyim olayın basında tutup sakin davranmasını istiyorum. Bağırıyor. Oyun parkında anası babası olmadigim bir kız çocuğu sarildigimda avazı çıktığı kadar bağırınca çok rahat olamadım.

abi 4 yasındaki cocukla sakin ol diye konusursan, bu "sakin olursan oynayamayız, sakin olma ki eglenceli olsun" gibi bir şey olur çünkü cocuk oyun odaklı.

dediğim gibi bu gibi durumlarda düşüncelerini dağıtacak bir oyun (meslea parktaysan saklanbac, senin kontrolunde yasayacağınız bir kosmaca, kaydıraktan kayma yarısı vs) yaptırarak cocugun abuk subuk davranmasını engellemeye calısırsın.

ha yine garantisi yok tabii cocuk bu sacma davranabilir. ama bunla genellikle işe yarar.

yeğenlerime aynı şekilde davranıyordum. fakat bir süre sonra, o çocuğun oyuna dalıp da yemediği yemek sana çok mühim gibi görünüyor. "üç kaşık daha ye, oyun parkına götürcem seni" falan derken buluyorsunuz kendinizi, çünkü yemek yemesini çok istiyorsunuz. boş midesini düşünüp üzülüyorsunuz.
ama elbette çocuk dediğin de onu sevenin yanında şımarıyor, yemek yiyeceğini bildiği halde son damlasına kadar şımarıklık yapıyor. ebeveynler de bazen sinir patlaması yaşıyor.

çocuk dediğin düşer. bizim dizlerdeki kabukları kaldırırdık, oyun gibi. düşmeyen, acıktığında yemeyen çocuklar yetiştiriyoruz merhametimizden. yine de, kendi çocuğunuz olsa arkadaşınıza benzeyebileceğinizi düşünüyorum. çünkü çocuğa objektif bakmışsınız. ve ebeveynlik oldukça subjektiftir.

sizin davranışınızda bir problem göremedim, kendi çocuğuma da aynı şekilde davranırım ecnebilerde sizin gibi davranıyor, hasta vs. olmadığı sürece ağlasın ağlasın susar, düşerse kendi kalkar diyor (uzmanlarda öyle diyor), serbest ama gözetim altında (başına bişi gelirse müdahale edilecek şekilde) olması doğru olan, bir olay yaşandığında da sence neden böyle oldu falan diye kendi kendisini tartmasını sağlamak lazım.

bir anı: bir arkadaş meclisinde herkes çantasını ceketini bir sandelyeye asmıştı, arkadaşlardan birininde çocuğu var 4 yaşında, sandelyeye çıkmaya çalışıyor, dediler ki dikkat et düşersin, çocuk dinlemedi çıktı sandalyeye, arkasına yaslanıp kaykılınca sandeye ile beraber düştü, biz aa düştü falan derken çocuk ağlamaklı oldu yüzü buruştu falan, annesi ilgilenmeyin kafanızı çevirin dedi sessizce; bizde öyle yaptık bende yan gözle seyrediyorum, çocuk sustu, yüzünü normale döndü sandalyeyi düzeltti tekrar oturdu, bizde çantalarımızı falan aldın kendi sandalyemize astık, çocuk arkada hep çanta var ya ondan düştüm dedi.

yine başka bir mecliste aynı çocuk bir köpeği sevmeye kalktı, köpeğinde çocuklara gıcığı varmış (sadece çocuklara ilginç şekilde) kolundaki monttan tuttu çekiştirdi falan, çocuk korktu ağlamaya başladı, bizde korktuk tabii neyse köpek çocuğu bıraktı, annesi fazla ilgilenmeyin dedi, iki dakika geçmeden çocuk tekrar köpeği sevmeye başladı ne korku nede başka bişi kaldı.

sizin durumunuzda ise çocuk sizin çocuğunuz değil, çocuğun alıştığı davranış biçimi sizin davranış biçiminiz değil, iki davranış biçimi arasında uçurum var, bir gündeki davranışınız ile çocuk ne bişi anlar ne siz nede çocuğun ailesi rahat edersiniz.

yani doğduğu günden bu yana nasıl davranılıyor ise aynı şekilde davranmak gerekiyor ki tutarlılık olsun.

ve tabii ki lovemyself'in de dediği gibi bekara karı boşamak kolay :)

doğru davranmışsınız bence.

zaten günümüz ebeveynlerinin yaptığı en büyük yanlış "yeter ki çocuk yemek yesin" ya da "üç lokma daha yesin" diye çocuğun başında durmak ya da peşinde koşmak.
iki kere aç kalıp sonraki öğünü beklemesi gerektiğinde, zaten doğru miktarda yemeyi öğrenir ve anlar.

ayrıca çocuğun abuk subuk davranması durumunda aklının dağıtılması gerektiğini de düşünmüyorum.
abuk subuk davranmaması gerektiğini bilerek ve söylenen sözü dinleyecek şekilde yetiştirilmeli zaten.
yani "suya girme" dendiğinde suya girmeyecek, bu kadar basit.
ama telefonla ilgilenmek biraz nahoş olmuş.
en azından bir sözlü iletişim yolu izlenebilirmiş.

ben ve çevremdekiler uzaktan kumandalı gibi hareket ederek büyüdük, tamam belki o kadar disiplin de fazlaydı (gerçi kötü bir sonuç da olmadı, hepimiz doğru düzgün insanlar olduk çok şükür), ama en azından söz dinleyebilmeli.
4 yaş da bunu yapması için yeterince büyük bir yaş.
siz bu şekilde davranan bir çocuk karşısında normal tepki vermişsiniz bana göre.

ben de paranoyak kedi gibi düşünüyorum. bu işin bir ortası var ve maalesef bunu tutturabilen çok az ebeveyn olduğu için çok fazla ruh hastasıyla iç içe yaşıyoruz.

bence ilgi isteyen çocuğa yokmuş gibi davranmak her şeyden önce acımasızlık. o çocuk bir şeylerden rahatsız ki dikkat çekmeye çalışıyor. o hale getirmeden önce takip edip ilgisini çekecek şeylere yönlendirmek gerekiyor. umursanmayan çocuk bir yerden sonra evet, saçmalamayı bırakır muhakkak; ama kendini yerden yere attıktan sonra normal bir yetişkin gibi "tüh lan bi boka yaramadı, neyse" demez, bundan bir şekilde mutlaka etkilenir.

bence senin burada 3 suçun var:
1- senin olmayan bir çocuğu terbiye etmeye çalışmak. çünkü anlamsız. çünkü çocuk 2 saat sonra evine gittiğinde aynı hayatı yaşamaya devam edecek ve sen de çocuğun bakım vereni olmadığın için bu durumda seni ilgilendiren hiçbir şey olmayacak.
2- babaya -hem de çocuğunun yanında- ebeveynlik dersi vermeye çalışmak. insanların bunu ancak istismara giren bir durum gördüklerinde yapmaya hakları olduğunu düşünüyorum. sana sordu mu "kanka nasıl babayım ama xd" diye? fikrini merak ettiğini sanmıyorum. hayatın her alanında birilerinin fikir sorulmadan başkalarının yaşam biçimi hakkında yorumlar yapmaları çok sinir bozucu.
3- arkadaşının çocuğuna bakmayı kabul etmek, hadi ettin, alıp parka bahçeye götürmek. büyük cesaret örneği.

ebeveyn değilim, kapış kapış giden kıdemli teyzeyim; zevkine çocuk psikolojisi kitapları okuyucusuyum.

@meyal
1- çocuğu terbiye etmek istemedim. Kaldı ki, üzerime vazife değil. Aslinda parkta avazi ciktigi kadar bagiran kiza yapabilecek ikinci bir fikrim yoktu. Elini yuzunu silmek istedim bağırdı. Ciddi birseyi olmadığını düşünüp ilgilenmedim. Aslında esas sebep ikinci bir fikrim olmaması. Ne yapacaktım?
2- fikir vermek istemedim babaya da zip zip sinirim bozuldu. Otur yemeğini ye. Yok prenses bilmem kimmiş yok kurbağaymış sağda solda geziyor. Yoksa üzerime vazife değil tabi.
3- aslında çocuk bakmak benim harcim değil de; daha iyi bir alternatif yoktu. Mecburduk.

her indirmede sifre istetebilirsiniz. sifreyi bilmezse indiremez.

Onu yapamadım çok uğraştım ama bulamadım o minvalde birşey.

Lock- uygulama kiliti uygulamalarından birini indirip başta play store ve ayarlar olmak üzere çoğu bölüme ve uygulamaya şifre koymak mümkün. Şifre koyunca play store’ye giremez

8.5 şiddetine kadar dayanır, kesin bilgi yayalım.

bobinhoo pi'yi 3 aldığı için düz hesap yapmış.

8.1'den yukarısını göremez.

o bina yamuk duruyor.
bana hiç güven vermedi.

Fotoğraftan anlarım bence o fotoğraf makinesi yamuk yani depreme dayanıksız

Reis bunu anlayacak göz kimsede yok. Yeni deprem yönetmelikleri bildiğim kadarıyla gayet yeterli. Yeni yapılıyor işte ne sorun olabilir ki? Aklınızdaki çekince nedir?

gorunen acidan kolonlar, kirisler dengeli, boyutlar makul gozukuyor.
dosemede konsol var (ileriye dogru cikinti yapmis) bu turk yapilarinda genelde olur. biraz ek yuk getirir ama, tasarimda ozel bir mallik yapilmadiysa muhim degil. eskiden bu konsollarda kolonu kaydirirlardi yukarda, ciddi sikinti yaratirdi (dusey sureksizlik). bu yapida yok bu.

bina sevin uzerine oturuyor, zemin egimli. temeli seve paralel (yani yamuk) yapmak gibi malliklar yaparlardi eskiden. burada oldugunu sanmiyorum oldugunu. derin kazilan yerin cevresini de perde duvarla cevirdilerse ekstra katkisi olur.

dosemelerde asmolenimsi bir dolgu kullanmislar. birinci derece deprem bolgelerinde cok tercih edilmese daha iyi. ama beton dayanimi, donatilar, uygulama (iscilerin ustaligi) filan iyiyse ayakta kalabilir depremde.

daha duvarlar orulup kullanima gecmemis. depremde cok karsimiza cikti. kullanima gectiginde biri tutar kolonu keser. biri tutar kolonlarin arasinda son bir metrede, 50 santimde bant pencere birakarak duvar orup buralari zayiflatir. vesair kullanici hatalari da onemli.
detayli bilgi edinmek icin, kullanim asamasinda uzman burolardan yardim almaniz kesin sonuc verecektir.

Asmolen gibi döşeme perde vs var mı bakmak lazım. Ama yeni şartnamelerle yapılan ba yapılar sıkıntı çıkarmaz.

dün attığın eve küçük demiştim. bu ondan da küçük. yani yatak odasında ilerleyebilmek için uçmak gerekiyor. tek kişi isen tamam da aile evi olmak için oldukça küçük.

Tekim, aile olmama minimum 7 yıl var

Bu evin değerinin 350 bin olduğunu sanmıyorum. Aynı fiyata daha merkezi bir yerde ev satın alabilirsiniz. :(

bulundugu yere bir gidin bakin, mahalle nasil oluyor geceleri mesela. ev turkiye sartlari icin bence asiri ufak, hele hele nasil oluyor da 2+1 bu m2de dusundurucu. evi gidip bir gorun bazen yamuk yumuk ufak odalar oldugu icin daha asagi fiyatlar olabiliyor. bir de iskani var mi tapuda kat irtifaki mi gibi bilgileri de ogrenmelisiniz. evin kendisi mi yeni yoksa sadece ici disi mi yenilendi bunlari da ogrenmek lazim.

Yeni olduğu belli ama ev küçük. bu metrekareye 1+1 ev yapsan bile küçük olacakken, adamlar 2+1 yapmış.
Ayrıca semt durumu var bir de. Esatpaşa, örnek falan oralar çok iç açıcı muhitler değil.

300'den fazla etmez.

hem ev küçük hem muhit kötü hem de gereksiz pahalı. başka ev bak kardeşim

Aynı eve 85 m2 yazacak binlerce emlakcı/satıcı var memlekette, adam dürüst adammış.

Ortalama 200-220 m2 arsaya yapılmış çift daireli bina, tek daire yapsan kimseye satamazsın mecbur kutu gibi 2 daire yapılıyor.

Fiyat için emsallere bakmak lazım, gidip yerinde görün ama çok da ucuz değil sanki.

57 metrekare 2+1 mi olur? Her bir odaya bir kisi mi sigiyor?

Muhit de fiyat da fena değil bence. Çok yüksek beklentileriniz olmasın ama güvenlik gibi riskler olmayacak bir muhit. Gece eve hırsız girer bilemem. Iti kopugu olmaz anlamında söyledim. Kira vermekten iyidir. Küçük ev her türlü satılır. Biraz pazarlıkla alınabilir bence.

Muhit kötü 250 den 1 lira fazla verme

istanbulu bilmiyorum. konumunu da dolayısıyla. ama ilk gösterdiğin ev daha sempatik gelmişti bana.

Bir şey olmaz go go go!

Oldu da duyuldu, biz eskiden de takılırdık arada dersin.

bence uzak dur , başka kadın mı yok

bir şekilde kulağına giderse üzerime oynuyorlar, iftira atıyorlar dersin. lcha +1

işten ayrılmış olan yöneticiyle nasıl bir ilişki kuracağına senin karar vermen lazım. bu konu haricinde de direktörünün üzerinde bu kadar tahakküm kurmasına fırsat verme bence. yarın bir gün ayşe veya mehmet ile görüşme derse konuşmayacak mısın şirkette?

@mcsword, güzel bir bakış açısı teşekkür ederim. direktörüm normal şartlarda bahsettiğin etkiyi kurmak isteyecek biri değil, yani kimi görüp görmediğim onu ilgilendirmez ama bu kişi konusunda hassas olduğu için ikileme düştüm.

sevişin.

Kadın dedikodu için seninle görüşüyor.

Senin belirledigin bir yerde gorus yoksa da kamera falan ara ortamda :p

şu saatten sonra kimseyi ilgilendirmez senin kiminle ne yaptığın

Are you player? Are you big player? Gerçekten sinirlendim ama ya. Beline kuvvet reis :)

yav 2 dakikada direktörümle de seviştirdiniz ne fenasınız :D

meşaz alınmıştır teşekkürler!

senden laf almaya v.s. calışacaktır, bu konuda dikkatli ol. bi de korun ;)

Direktör bıdı bıdı yaparsa onunla da seviş +1

Cinsel olmayan sex yapın.

Bana da bu sana direktörün kapıyı da açar gibi geliyor. Seviş.

bence dogru hamlelerle bu pozisyon en az iki gol yazar.

dibine kadar yaşaaa

Et yer. Birkaç kilogram et alıp pişirip verebilirsin.

Mama yer en basitinden.

Et, tavuk, yoğurt, yumurta bile yer.
Kokusuna bile dayanamadığımız mamalar yerine evinizde kalan etli yemekleri( etli dolma lahmacun vs :) verin.
Yemekhanelerde her gün tonlarca yemek çöpe gidiyor, yakınlardaysa isteyin.
Atıksız yaşayabilmek çok güzel. Bu kadar israfla nereye gidecek bu dünya bilemiyorum. Köyde mesela sebze kabuklarını bile ineklere verirsin, atık olmaz. Şehir hayatında bu zor biraz ama en azından etli yemeklerinizi çöpe atmayın.
Ben bayat ekmekleri bile mesela didip kuşlara veririm.
Baharatlı yemekleri sindiremez diye düşünmeyin, biz de bir porsiyonda en fazla bir çay kaşığı kadar baharat yemiş oluyoruz.
Tabi en güzeli etli biraz haşlayıp suyuna da ekmek didip etle beraber vermek, bereketli de olur.
Yoğurda, süte veya sadece et suyuna da ekmek katılıp verilebilir.

ben de ev yemegi veriyorum, zaten kopekler kediler gibi degil daha omnivor, kuruk ekmek yiyen kopek olur fakat kedi pek olmaz mesela, genelde sokak kopeklerinin bunyesi de zaten cok nazli olmuyor, ben de evde kalan yemegi kis aylarinda ozellikle biraz isitip veya sicak su ekleyip, icine kalan ekmegi falan da atip veriyorum, bir de bu isler icin evde musait plastik kap biriktiriyorum, bizim burada bir park var orada takiliyorlar, orada herkes veridigi icin onlar da bilip geliyor, siz de sizin mahalledeki takilma lokasyonlarinda besleyebilirsiniz, ozellikle hamile veya yeni dogum yapmis kopeklere oncelik veriyorum.

f/p oranı yüksek olarak ben tavuk ciğeri veriyordum

www.migros.com.tr

ne verirseniz yerler, özellikle de açlarsa. yemek artıklarınız atmayın toplayın köpeklere verin. tavsiye edilmez ama makarna pilav bile verseniz yerler. bunun en uygun ve mantıklısı büyük mama alıp düzenli beslemek.

ucuza kasaptan akciğer vs alabilirsiniz ayrıca. bildiğim kadarıyla çok ucuza büyük miktarda alabiliyorsunuz. onu haşlayıp yad a pişirip verebilirsiniz. hem ucuza çıkmış olursunuz hem de köpekler ve kediler için baya besleyici oluyor.

Tavuk ciğeri haşlayıp suyuna kırık pirinç dök. Birer kilo olsa bunlar eder toplam 10 tl. En ucuz mama zaten o fiyat ve mamayı yeme garantileri yok.

tavuk ciğeri ile makarnayı birlikte haşlayıp veriyordum.

Reis aklında olsun migros değil ama sok a101 gibi marketlerde son kullanma tarihi gelmiş ürün alabilirsin. Kızın tekine yaklaşıp selamun aleykum bacım tarihi geçmiş et ürünü alabilir miyim dersen verir. Vermezse başkasına gidersin. It beslerken ben alıyordum. Yanına da en ucuzundan makarna. Suyu ile karistirdim mi mis. Yok ben isteyemem tarihi geçmiş ürün utanırım dersen en ucuz makarna en ucuz yoğurt bulamaç eyle.

her seyi yer.
ha kopeklere sarimsak salca sogan vermeyin derler, dogrudur. bol soslu seyler haric verebilirsiniz.
artan yemekleri su ve bayat ekmekle yogurup verebilirsiniz.

Turk-Kurt evlilikleri ne demek? Sen Kurdu ya da Turku ne sandin?
Besiktasli ile Fenerbahceli'nin evliligi ne kadar suruyorsa, onlarinki de o kadar surer.

Sormak istedigin sey herhalde baska bir sey, ama o baslik olmamis.

kürt tarafiyim.

amcam karadenizli bir kadinla evlendi. misafir ve aile cok gelip gidiyor diye karisi amcami bosadi.

bizde gitmedi.

evliligin surmesi icin bir tarafin asimile olmus olmasi gerekiyor. iki taraf da kart ise olmaz.

"amcam karadenizli bir kadinla evlendi. misafir ve aile cok gelip gidiyor diye karisi amcami bosadi."

esini bosama sebebiyle milliyeti arasinda bir korelasyon yok. taraflar birbirini anlamiyorsa biter, anliyorsa devam eder. sempanze eslesmelerinde de bu durum boyle, kuslarda da.

p.s: karadenizliyim, en son akrabami 10 yil once gordum. amcan beni bulsun.

Almanla ingilizle evlenen türkün kültürü nasıl farklıysa bu da öyle farklı.
Ailemizde var. İki taraf da eğitimli ahlaklı olduğu için sorun yaşamıyoruz.

malatyalıyız. yarı türk yarı kürt sayılırız.

üç ablam var.
birisi kürtle evli.
birisi karadenizli ile evli.
en küçüğü de izmirli, köken olarak bulgar göçmeni birisi ile evli.

üçü de senelerdir gayet mutlular, hiçbir problem yaşanmadı.

burada önemli olan kendi kökenini ön plana çıkarmamak ve hoşgörülü olabilmek.

Aynı bölgenin kurt türk evliliğinde birşey olmaz ama kayseri şırnak işi yaş. Samsunlu türk diyarbakırlı kurt evliliği var üst katımda. Iki ailenin birbiri ile iletişimi yok. Aileleri bir araya getirmez kendi evinizden de uzak tutarsanız yürür.

ya siz evden çıkmayan aşırı asosyalesiniz ya da dalga geçiyorsunuz
azıcık sosyalleşen türk-kürt evliliği dolu bir ülkede oldugumuzu bilir, bu soruyu soru olarak kabul etmiyorum umarım yasın cok kucuktur zıhnıyetın degıl

bilimsel olarak var olmadığı için ırk ayrımına inanmıyorum ama sormuş olduğunuz soruyu anladım ve bunun üzerinden cevap vereceğim. kendi evliliğimde türk tarafıyım ve koca kişisi de kürt tarafı. benim ailem de ırk konusunda benim gibi düşündüğü için ilk başta sorun yaşamadık ancak bu ilişki aileler yüzünden aşırı derecede sorunlara ve krizlere gebe. koca kişisi rasyonel düşünen ve gerektiğinde ailesine karşı durabilecek özelliklere sahip olduğundan (%100 değil de %70 başarılı bu konuda) benim de ailemin hiç bir şeye karışmayan süklüm püklüm bir tavrı olduğundan bu günlere geldik. ama şöyle diyeyim kavgalarımızın %95'i onun ailesi ile ilgili konulardan çıkıyor. gelecekte de sorunlar çıkmasını çok muhtemel görüyorum. böyle bir evlilik içine girecekler evvela kendilerine baksınlar. partnerimi aileme karşı ne kadar koruyabilirim gerektiğinde kendi çekirdek ailem için ana babamı karşıma alabilir miyim diye bir sorsunlar cevapları hayır ise o evlilik yürümez.

Kimseye kolay kolay fazla para yatmaz reis. Ara bi sor durumu bilerek yatırmışlardır. En azından iyi niyet belirt.

Kalan iznin var mıydı? Onun parasını yatırmışlardır.

ne kadar fazla?

3k alacağın varken 13k yattıysa fazladır, 4k yattıysa normaldir gönüllerinden kopmuştur, izin parasıdır falandır filandır.

Bir yanlışlık varsa harcama. Hem ahlaki değil hem de illa ki geri isteyecekler. Ama geri isterler diye değil, etik olmadığı için harcama.

Fark büyükse yanlışlık vardır.
Bildir, başın ağrır.
Küçük bir mebla ise hata yoktur, bilmediğin birşey vardır.
Onun için aramana lüzum yok güle güle harca.
( Küçük fark dediğim iki üç yevmiye kadar birşey. Fazlası için ara.)
Yok Eğer bordo bereliyse birşey yapmana gerek yok o gelir seni bulur.

normalde part time çalışıp 12 gün üzerinden asgari ücret alıyordum, tam asgari ücret yatmış. kalan iznim de yoktu

fark edilir ve geri isterler.

o iş yerinde gelecek düşünüyorsan durumu anlat, bonusu kap yok staj bitsin yoluma bakayım diyorsan güle güle kullan. helal haram kavramlarına hiç girme çünkü gün gelecek maaşından vergi dilimi parası bile kesilecek.

Belli ki yanlışlık var. Konunun vergi dilimiyle de alakası yok. @kanlakarisikyagmur düpedüz saçmalamış. Ateist, yahudi ya da Müslüman ya da başka bir şey olun. Ne yapmanız gerektiğini esasında siz de gayet iyi biliyorsunuz. Vicdanınız da zaten size doğrusunu söylüyor demek ki sorma ihtiyacı hissettiniz. Söyleyeceklerim bu kadar.

üstad öyle düşünme kafayı yakarsın. o kadar saçma sapan başlık var ki. bazı şeyler bazı kişilere komik geliyor. çok takmamak lazım.

ben de bunaldım artık. bi bu bi de maaş geyiği. bi bitmediler. bu başlığa yazanlara gerçek hayatta kimse gülmüyo bence.

@veysel helal kesim yapan hristiyan da komik değil ki :(

ben de uyuz oluyorum bu geyiğe. Aynı şekilde maaş geyiğine de. Saçma sapan, olmayan olaylar üzerinden gerçekmiş gibi geyik döndürmek acınası geliyor.

Anlayana.

Onu bunu bırakın da ben ayfon konserini gerçek zannediyordum yok mu öyle birşey?

elitler anlamaz. basit insan işi.

ben bayılıyorum mesela şimdi gidip bir entry de ben yazacağım. çok basit bir insanım.

ilk okudugumda ben gercek zannedip googleladim. nasildir acaba tadi filan diye düsündüm.

afyon konserini ayni sekilde. sona güldüm gectim. güzel seyler ama ilk görüldügünde.

(bkz: ankara anlaşması)

sakın evini satıp gitmeyi düşünme. çok büyük riske girersin.
gidip tutunamamak var.
birşekilde para biriktirip öyle gitmeyi dene gideceksende.

Öncelikle evli ve çocuk sahibi olduğunuz için mutlaka yasal yollar ile yurtdışına yerleşmenizi öneriyorum.
Ülkelere göre değişiklik gösterse de genel olarak bunun yolu da o ülkeye ya yatırım yapmak ya da o ülkeden belirtilen tutarlarda gayrimenkul satın almak.
Önce hangi ülkede yaşamaya karar vereceğinizi belirlemelisiniz. Bu aşamadan sonra tavsiyem o ülkeye eşiniz ve çocuğunuz ile turist olarak 20-30 gün gidip, ev kiralayıp kısa süreli bir deneyim edinmeniz olacaktır. Bu süre boyunca turist gibi değil, o ülkede vatandaşı gibi yaşamanız daha doğru olacaktır. Örneğin dışarıda yemek yemeyin, 1-2 gün sadece evde vakit geçirmeye çalışın, evde yemek yapın, pazar market fiyatlarını deneyimleyin, vs...
Ancak yurtışında yeni bir başlangıç göründüğü kadar kolay bir aşama değildir, bilginiz olsun.

Hevesinizi kırmak gibi olmasın ama pek mümkün görünmedi. Hani mesleğiniz yazılım olsa... Eşinizin mesleği nedir? Avrupa zor da Kanada biraz daha olası sanki.

Umarım iyi planlanmamış bir macera uğruna tek birikiminizi satmazsınız, neticede evladınızın geleceği.

Vallahi umut vermek gibi olmasın ama bizim ali evli çocuklu olarak kanadaya gitti. Yes no kadar dahi ingilizcesi yok. Lise mezunu kurgucu. Ilk duyduğumda sektirsen gidemez diyordum. Ama gitti. Hâlâ anlamış değilim. Kanada kelimesini ingilizce olarak yazamaz. Karısını da bilemedim şimdi de bilim adamı değildir herhalde o da. Ilginç işler.

dolar 1 ay önce 5,70 iken, bugün 5,95. belki bir fikir verir.

üçe bölüp dolar, altın ve gayrimenkulde değerlendiririm. veya anadolu yakasında belli bölgelerde emlak fiyatları düşüşte. hepsini oraya gömebilirdim ancak depremden de biraz çekiniyorum.

Üçe bölüp altın dolar euro olarak değerlendiririm. Gayrimenkul olarak degerlendireceksem de bu ev değil arsa olurdu.

@just give away man

6,22'yi görünce satacaktın işte

@malheiros satamazdin o an çünkü 7 yi de gördü beklenti 7,5 idi

Dunya merkez bankalari, yeni yilda genislemeci bir para politikasi uygulayacaklari mesajini veriyorlar. Bu da bizi altin cevabina goturuyor.

İmza nikim :)

ev alırım kiraya veririm. düz adamım.

uzun vadede altın almak..
ama bana sorarsan ticaret.

Emlakçılarla anlaşıp uygun evler kovalayıp, paranın bi kosmıyla evin tadilatını yapıp yüzde 25-30 bandında karla satardım.

altın ya da ev alıp kiraya vermek.

beğendiğim bir finans kurumunun yatırım uzmanına giderdim.

oturma izni veren ülkelerden birinden gayrimenkul tabiiki, portekiz falan.

Ben ticaret yapardım.

Yarısıyla uzun vadeli borsaya girerim (SP 500'e atarım mesela) bu uzun vadeli, 15-20 bin dolarıyla opsiyonlarla uğraşırım, bu kısa vadeli. 15-20 bin dolarını direkt nakit olarak tutarım, geri kalanını da kısa vadeli treasury bill'e falan koyarım (1-3 aylık arası).

+1 :) ah bir de hisse önerileri olan olsa

ilk başta seviyodu, sonralara doğru da sevdi. aradaki bi 10 yılda pek vakti fırsatı olmadı.

Hiç hatırlamam. Oldum olası da babasıyla oynayan çocukları kıskanırım.

Sevdi sağolsun.

sevdi. net.

Sevdi.

Sevmedi

Sevdi, sevmese baba yerine koymazdım.

baba sevdi, anne sevmedi

Sevgisi kafasının içinde. Ama davranışlara yansımıyor.

Sevdi çok şükür

Evet.

kendince.
ya da işine geldiği gibi.

sevmedi. aksi gibi annem de sevmedi. bu yüzden evlatlığım. sonradan (25 sene sonra) sevesi gelmiş ikisinin de... şeyime kadar dedim yol verdim ikisine de.

Sevdi ama asla sorumluluk almadan sevdi. Hani yolda köpek görürsün seversin ama bütün sorumluluk sahibinindir ya, aynı onun gibi yolda gördüğü köpeği sever gibi sevdi.

Sevdi kraldır babam. Dedem babamı daha çok severdi. Biz 3. Katta Dedem 1. Katta otururdu. Babam köye işe falan gidince rahmetli dedem babam eve gelene kadar eve girmezdi. 17’den sonra en az 2 defa aratırdı. Şimdi de ben onca şehir dışında okumuş çalışmış biri olarak 30 yaşımda o küçük ilçede arkadaşlarla buluşup gece 1 2 ye kadar takılırız ben gelene kadar uyumaz. 30 y e.

Çok sevdi, hala seviyor sağolsun. Sevgiyle büyüttü beni . Hiç kıyamam ona kızınca üzülürüm o yüzden.

Hiç sevmedi;
Çocukken bana attığı dayakları hayvana atsanız dile gelirdi, dayak yerken ağlamıyorum diye daha da çok döverdi. Hanıma bu mevzuları ilk anlattığımda inanamamıştı , abartıyorum zannediyordu sonra annemden öğrenince saatlerce ağlamıştı yanımda ''senin gibi çocuğu nasıl bu kadar dövmüş'' diye.

Bütün arkadaşlarının X gibi oğlum olsaydı keşke dediği bir çocuktum, elimden her iş gelir, çok güçlüyümdür , herkese ve her şeye yardım ederim ama hiçbir şekilde tasvip edip sevgisinin kırıntısını göstermemiştir.

İlk oğlum lafını duyduğumda 30 yaşımdaydım :) Onuda 1 kere söylemiştir. Dünürlerin yanında sokakta sesleniyor paşam :)

Yine de hastahanede benim refakatim sırasında öldü. Defnettiğimiz günden beri hiç gitmedim mezarına. O beni sevgisine layık göremedi ben affetmeye ...

Karakoyde social var. Guzel yer.

Reis yengeyi taksime sokma da ne yaparsan yap. Karaköy daha sakin. Mekan öneremem çünkü bilmiyorum.

Ben olsam Kadıköy civarında biryer arardım.

Cok sagolun cevaplar icin, bir de mekan tavsiye etseydiniz süper olurdu :)

işlemci ve ramine uygun linux kurabilirsin.

bunun dışında işletim sistemi olarak kurulum yapıp oyun oynamak için emulatör gibi kullanabilirsin. retroarch'a bak derim. retropie da olur.

Ssd çok fark eder.
Hdmi çıkış varsa mediaplsyer olarak kullanılabilir

maddi bir sıkıntın yoksa önce ram güncellemesi yaparak ram kapasitesini arttır, sonrasında da hard diski çıkartıp ssd takıp tekrar işletim sistemi kur. zaten sonrasında kendini belli eder. Tabi kuvvetle muhtemel o bilgisayarı günlük basit işlerde ve internette kullanabilirsin en fazla aklında olsun.

Ssd +1

2010 yilinda aldigim laptopa ssd taktim. Simdiye kadar yaklasik 10 yildir cayir cayir kullaniyorum. Ne oyunlar oynadim, ne tezler yazdim peheey. Eski hdd si kendiliginden oldu ama, once birkac bad sector hatasi, sonra windows 10'un ben bu diske kurulmam diye nazlanisi sonrasi aramizdan ayrildi.

Bataryasi da gitmisti onu da degistirdim ama yine gitti :) yine de masa ustu olarak hala saglam.

Sahibinden.com herşeyin bir alıcısı var. Ben 10 yıllık masaüstünü 150 liraya vermiştim. Ver kurtul.

smart olmayan bi televizyonda tvbox olarak kullanılabilir.

Tv8 zarar ediyor. Bir ara ciddi ciddi batacağı konuşuluyordu kulislerde. Hayatta aynı paraya satamaz. Tv8 i satın almak acun ılıcalı nin en gereksiz hamlesiydi. Bizim bilmediğimiz başka şeyler olmalı. O kadar para da vermedi ayrıca. Değişim işler bunlar.

acikcasi millet biraz yanlis biliyor.

bu kanallarin zarar etmesi gibi durumlar öyle normal manavin zarari gibi degil.

hala tv reklamlarinin saniyesi bir kac bin lira civarina. inanilmaz rakamlar var, cekim maliyetleri ve program maliyetleri her gecen gün düsüyor.

acunun yaptigi en güzel sey programlara yatirim yapmak, hem istedigin gibi uzatabiliyorsun, hem maliyetleri cok düsük.

mesela isim vermeyeyim bazi programlarda starlar ile reklam geliri üzerinden anlasirsin, programa 120 bin liralik reklam gelmisse mesela günlük %20 si gibi. star ona göre reytingini ceker. hepsi böyle degil elbette.

batma olaylari genelde o kadar kar etmedigi icin olur.

zaten yüzde 51ini doğuş gruna satmıştı. tv sektörünün artık çöktüğünü anladı. kendisini ekranlara atacak kadar çaresiz. 3 gün yayınlanan masterchef retingleri iyi diye programı zorlayarak 5 güne çıkardı. o da çaresiz ilk fırsatta da satar gibi.

En temizi sigortanız varsa sigortayı aramak. Ikinci ayakta yönetici bu sorunu çözmeli.

annem bu konuyu araştırmıştı sanırım belediyeye şikayet ediyorsunuz halk sağlığını tehdit diye gelip sularını kesiyorlarmış... şikayet merciinden cok emin değilim ama böyle bir şey

sigortanız varsa hiiç uğraşmadan arayın böyle böyle diyeyin. zarar neyse yapıp karşı taraftan tahsil edeceklerdir.

Normalde dava açıp ugrasabilirsin. Şikayeti bilmiyorum ama su ondan damlıyorsa ki ondandır evet yaptırmak zorunda. Yoksa dava aç

daire yapıları farklı mı,üst katın banyosundan sizin salona gelmesi enteresan onların tuvalet banyosundan aktığına emin misiniz ? daha önce üst katta tesisatçı gelip baktı mı ?

Üst katın wc'si alt katına salonuna nasıl gelir be abi.
Çin'li müteahhite mi yaptırdınız evi?
Acilen sorunu üst katın çözmesi gerekir öyle saçmalık mı olur?

Belediyeye başvurun, sorunu çözmezlerse sularını kesip mühürlüyorlar diye biliyorum ben de.

Tabi bunu yapmadan önce komşuya anlatın, mesela

"komşu çözüm için belediyeye gidip sordum, dilekçe verirsem gelip suyu keseceklerini söylediler, ben de bunu kendime yakıştıramadım şurada komşuyuz neden susuz kalasınız, lütfen bir an önec halledin de ikimiz de mağdur olmayalım"

diyin, her türlü anlar.

Bizim kayınpederler yaşadı aynı durumu. bir söyledi iki söyledi komşu tınlamadı. Kendi arızalarını giderdiler fakat bu sefer kayınpederlerin evine verdikleri zararı gidermediler. Gitti bizimki eve sigorta yaptırdı. Sigortanın anlaşmalı olduğu tamircileri çağırıp bir güzel tamiratını yaptırım ücreti üst komşuya kilitledi. Teşekkürler.


Ayrıca bizim üst katımızda tadilata girdi. Adam banyo yerine oda, salon yerine mutfak yapmış. Siz daha neyin tartışmasını yapıyorsunuz :)

kadın sorunlu.

3 erkeksiniz yahu. ne var bunda. elemanın eşiyle konuşması lazım.

abartı.

kadın ruh hastası ve tam bir kocişime sunumsuz yakanmadım çok şükür tayfasından gibi geldi.

Ali'nin gay olma şüphesiyle dolu sanırım Ayşe. Eşcinsellikle ilgili bastırdigı büyük bir korkusu ya da travması da olabilir. Eski erkek arkadaşı gay çıkmıştır vs. Bunun başka bir açıklamasını bulamıyorum. Ya da patolojik boyutta bir kıskançlık soz konusu. Bunlar anormal yazışmalar değil. Künefem belki biraz ahahaha yok olm, degil vallahi. Eğleniyorsunuz. Açık bu.

sizde anormal bir şey yok. kadın ruh hastası +1

ben olsam iyice üstüne giderim. elinden alacağım onu, ali benim olacak falan derim asdfghjkl aliye de bu minvalde mesajlar atarım.

kadın çok da sorunlu değil bence, erkek erkeğe sürekli öpücük atılması, balım falan denilmesi bana da tuhaf gelir, hani bi adam bi adama ayda yılda 1 kere esprisine kalp atsa komik olur belki de, fıstığım künefem nedir

kadın problemli erkek geyiğini anlamayıp saçma sapan davranıyor. arkadaşın da bir zahmet okutmasın yazışmalarınızı, eşin de olsa bir sınır olmalı insanın hayatında.

Kadının kocasının mesajlarını didiklemesi psikopatlık. Telefonu eline alıp size yazması bambaşka bir boyut.

Sizin yaptığınızda bence bir şey yok. Kadın bayağı ağır sorunlu hem de. Arkadaşınıza da çok geçmiş olsun şimdiden. Çok kötü günler onu bekliyor

kaçın aga. arkadaşın da mutlu değildir muhtemelen. mutlaka ruh hastası o kadın.

Size en fazla sizin yolunuz yol degil diye, homofobik bir espri yapilir, baska da garip bir yaniniz yok. Var diyende homofobik bir gizli gay'dir :)

Arkadasin esi sorunlunun önde gideni, adami aldi diye sahibi oldu saniyor heralde, ona nasil hitap edeceginize karismak ne cürretine!

Ama tabii erkeklerin ya da kadinlarin cogu da böyle man kafa, normalde garipseyecekleri seyleri iliski icerisinde, cok uzun süre, hatta belki ömür boyu tolere ediyorlar. Sonra da bunun adi ask oluyor. Neyse sinirlendim bak.

böyle konuşursanız eşinin gey olacağı gibi bir korkusu var

Kadın manyak tamam da aga erkek erkeğe kalpli emojiler öpücükler canımlar cicimler baklavamlar nedir yahu.

Ateist, milliyetçi duyguları sıfır bi arkadaşımla kavga ediyoruz hep selamlasma mevzusuna, ben ülkücü selami veriyorum kafa tokusturmali(ülkücü değilim) her seferinde bu ne amk diyor, ben de her seferinde yürü git lan adam adamı öpermiymis diyorum. Hic de sevmem oyle şap sup öpmeli yılışık şeyleri.
Neyse, kadın manyak, sizin grup islak :p

bi dahakine gruba şeyinizin fotosunu atın da kadın erkeklik görsün ne diyim hahaha. ben bi daha o arkadaşımın yüzüne bakmam, değil manyak karısıyla görüşmek.

Acaba kocasının gizli gay olduğunu falan mı kurdu kafasında o geyiği görünce. Bazıları şakadan anlamıyor zira. Misal espri yapınca bile dönüp yapılan espriyi açıkladığımız insanlar var. Onlardan sanırım bu kadın.
Ama sizinki de cidden komik balım, canım vs. gerçekten komik:)

Kadın ruh hastası +11

Yazık arkadaşına üzüldüm, zor günler onu bekliyor.

Haha ben evli arkadaşlarıma gecenin köründe özledim mesajı atıyorum. Demek ki kadin kafayı yiyecek benim gibi birisi olsa haha. Kadin ruh hastası. O değil bir ara da ama evlisin şarkısını arıyordum.

Arkadaşin tam bir fino :(

Ben arkadasi gruptan atardim. Kendi sorunu.

normal değil.
kadın normal değil.
adam da normal değil.
adam yakında gizli gizli gelip ağlar size.

@Hakan1980 +1 abi :(

Everybody Lies isimli kitapta bahsedilen bir detay vardı. Kadınların Google'da arattığı "is my husband..." diye başlayan soruların çok çok büyük bir kısmı "...gay?" diye bitiyormuş. Yani big data'ya bakarsak, kadınların çok fazlası eşlerinin gay olabileceğinden "endişe ediyor". Haliyle bu kadının da böyle bir kaygısı olabilir.

Ben olsam ben de "ay ne uzatıyorlar şu saçma espriyi" diye düşünürdüm ama gidip de arkadaşlarına bir şey söylemezdim.

benim de çok samimi birkaç arkadaşımla konuşma tarzım bu. kalpli öpücük falan zaten standart oldu artık hep gönderiyoruz. homofobiklik yoksa aslında normal. yıllarınız birlikte geçtikten sonra kardeş gibi oluyorsunuz ve kardeşinize bunları söylemiş gibi sayıyorsunuz içinizde. benim eşim de sürekli bunları görüyor, duyuyor, bizde bir problem yok.

kadin ruh hastasi, arkadasiniza gecmis olsun..

ben yukarıdaki cevaplardan farklı düşünüyorum.

evet kadın anormal, çünkü bunu size değil kocasına söylemeliydi. sizi muhatap alması çok aşırı yanlış ve kocasını küçük düşürücü bir durum.

erkekler olarak da artık koskoca adam olduysanız bu yazılar ve emojilerin bu kadar çok kullanılması saçma.

yani ortamda herkes anormal.

bonus olarak aklıma black mirror striking vipers bölümü geldi. erkekler arasında bu derece yakınlık bence normal değil.

kadın gerçekten ruh hastası imiş, arkadaşın da kılıbık anlaşılan. yalnız balım, böceğim nedir arkadaşım? yarrağım ne güne duruyor? en azından biz genelde öyle hitap ederiz arkadaş arasında, lise dö sen benuğa mezunu musunuz nesiniz?

neredeyse tam olarak batlegolas+1

biz kadinlar istedigimizi yapiyoruz da erkekler neden yapamiyor? istediginiz kadar kalp emoji fln gonderebilirsinz, ne kadar guzel ki kendinizi kisitlamadiginiz bir grubunuz var.
kadin manyak, arkadasi atip baska bir grup kurun :)

Kadin agir ruh hastasi ve uranyum kadar tehlikeli. Aman diyim uzak durun, bulasmayin.
Arkadasinla araniza biraz mesafe girmek zorunda, sen istsen de istemesen de boyle olacak.
O arkadasla mesafeyi acip kaderine terk etmek zorundasiniz.

O eleman cok sikinti cekecek. Karisi watsap yazismalarini tek tek okuyor falan, zor is. Daha neler vardir onda.

Kadın ruh hastası ama eşinin homo filan olduğunu düşünmüyor, sizin kadın olma ihtimalinizden çıldırmıştır o. Bir de ne bileyim espriden, kanka muhabbetinden anlamaz, şimdi akıllı başlı adamı yolda çıkarırsınız maazallah diye şeetmiştir.
Hey Allahım, benim kocamın da böyle değişik bir grubu var, başka bir konuşmayı gösterdiğinde üst metinde vardı bu künefemsi ifadeden ben kendisiyle epey dalga geçmiştim ama aklıma gelmez orada arkadaşlarına Rotenmayerlik yapmak. Biz olsak kadınla topluca dalga geçerdik, yazık lan.

abi bizim erkek grubunda atılan fotoğrafları dönen muhabbeti bir gören olsa lgbti derneklerine helal sertifikası verir, öpücük emojisi falan hiçbiji.

birinin eşi dostu yakını gruba böyle müdahale etse veya bana bu şekilde atar yapsa afedersin de açar sallar gif yapar gruba düzenli atarım, "kocan zaten pegging seviyor bir gün bi erkek için seni terk eder diye mi bu paniğin" derim, üstüne gider çıldırtırım ağlatırım yemin ediyorum.

Özet: kadın sorunlu, arkadaşın ibiş. vatsap grubunu eşe okutmak nedir ya...

Kadın sorunlu gibi duruyor evet. Whatsapp mesajlarını okumak, bununla yetinmeyip bunu size aktarması vs problematik hareketler, hemfikiriz.

Ama ben bu erkek milletinin, hem topluca bu kadar homofobik olup da, hem de kendi aralarında "bebeğim, erkeğim, balım, kaymaklı künefem" muhabbetleri yapmasını da anlamıyorum arkadaş. Aranızdaki homoerotizm üst düzeyde vallahi. Neyse, siz mutluysanız, allah daim etsin.

kadın kesin sorunlu, kocasının bu konuda bir açıklama yapmamış olmaması onun da sorunlu olduğunu gösteriyor.

ama contexten bağımsız olarak; sizin de üç erkek arkadaş grubunda kalpler, peteğim, balım falan yazmanız (bence bir kadın olarak) çok itici. bunu gay'likle falan ilgisi olmasa da çok itici.

bugüne kadar hiç bir erkek cinsiyetindeki arkadaşıma tatlım, balım, canım künefem demedim (künefem ne ya :D ) bana böyle yazan arkadaşım da yok, o samimiyetteki arkadaşım da yazarsa aramdaki samimiyet ne kadar fazla olursa olsun rahatsız olurum ve düzeltirim.. "başkan, müdür, kanka, dostum, kardeşim vb" kelimelerin suyu mu çıktı?

eşini sizi kıskandığından değil de cıvık konuşmadan rahatsız olmuşsa demek ki..

1000-1200 lira olsa satılabilir. üstünde satabileceğini hiç sanmıyorum.

1200 liranın üstüne satılmaz diyen arkadaş ne içiyosa bende istiyorum.

minimum 3000-3300 bandında satılabilir.

3500 - 4500 lira civarından aşağı gitmez muhtemelen. Sahibinden ilanlarına bakıp yorum yapabilirsin.

evet, sahibinden de 3500-4000 aralığında satıldığını gördüm. sizlerin de fikirlerini almak istedim. teşekkür ederim

Sahibinden de 3500 görünüyorsa 3500e satamazsın.

Hocam sahibinden.com da 3500 liradan ilanlar var. Demekki 3500 liraya satılmıyor, 3000 e gider belki.

1000 1200 diyen net bilgisizdir

@kis vakti kutuphanede yasayan bt insani
he sen çok bilgilisin. neredeyse 8 yaşında olan bir bilgisayardan bahsediyoruz. özellikleri bildiğin çağın gerisinde kalmış durumda. (Mac kullanım alanları, işletim sistemi desteği ve uyumu hiç önemli değil zaten..)
2011 macbook pro ile anca günlük internet işlerimi halledebiliyorum artık ben, siz ikinci el arabalardaki gibi şişirdikçe şişirip 8 yaşındaki pc üzerinden ticaret yapmaya devam edin anca.

@onurrrrr
asıl 3000+ veren insanlar ne içiyorsa ben de ondan istiyorum. üzerine 1-2 daha koyularak kıyaslanmayacak kadar iyi bir sistem alınabilir.

www.apple.com burada bu aletin sıfırı 8-9 bine alınabilirken ve piyasadan ya da sıfır olup bir model eski olanlarını çok daha uyguna alabilecekken 3000 liralar falan gerçekten cahillikle açıklanabilir.

yok hocam ekstra bişey yapmana gerek yok. normal düz nasıl kullanıyorsan yapıştır gitsin.

çok fazla bataryayı bitirip sıfırdan doldurmak pili zayıflatır. yeni laptoplarda sürekli kablo takılı olunca belirli bir seviyede tutuyor pili zayıflatmamak için.

pil sağlığı modu vs oluyor %60 civarında tutan. varsa onu açabilirsin.
yoksa aynen devam

kullanım kılavuzunu okuyun. pilin teknolojisine göre değişir kullanım tarzı

Şarjda kullan reis. Batarya ömrü uzatacağım diye bilgisayarı rosie atma. Bataryasız kullanma çılgınlığı gibi işlere bulaşma.

Merhaba,
Bu bilgilerle maalesef dr house gelse tanı koyamaz.
Diyabetik gastroparezi
Pankreatit
Peritonit
Fmf
Hepatit
Barsak iltihabı
Gastrit, düodenit
Vs vs yani karın içi organlar ve karın zarıyla alakalı milyon tane şey olabilir. Vakit geçirmeden dahiliye hekimine görünün derim.

Hatta sadece gaz bile olabilir.
Çok geçmiş olsun.

Tam olarak gaz diyorum.

Diyabeti için verilen hapı var ise mide koruyucusu kullanıyor mu ? Daha önceleri diyabet için verdikleri hapı mide koruyucusu olmadan içmiştim (ağrı eşiğim çok yüksektir) 3 gün kıvrandım hatta doktora ulaştım bir şekilde pankreatit mi diye , mide koruyucu iç demişti 1 günde normale dönmüştüm.

güzel bence

beğendim

Güzel ama pahalı aynısını ucuza yapabilirim:)

vasat. bu fiyatı da asla hakeder bir duruşu yok

Pahalı.

2500-3000 benzerleri valla iskandinav isteyince biraz abartı fiyatlar çıkıyor:)

Çok çok güzel cok beğendim. Max 250 veririm. Gerisi haram

Aynısını ikeada ben de çok beğendim ama mobilyacılar sitesi falan varsa bulunur benzer bi şey bu kadar para verilmez dedi kime sorsam. Bir de bunun teşhir ürünü olanı var bazı mağazalarda 900e iniyor. Tertemizdi tek alacaksanız aklınızda bulunsun.

Share ae

Eskilerde ve köylerde saçma bir şekilde oluyordu. Sakın böyle bir şey yapmayın tabi, sevin evladınızı.
Sorunuzun cevabını tam olarak bilmemekle beraber tahminim, sevgi göstermek zayıflık gibi algılandığından aslında genel. Olarak sevgi gösterilmesi istemiyordu galiba.
Bunun yanında, baba çocuğunu adam gibi yetiştirmiş ama. O kendi çocuğunu severken maymun gibi hallere giriyor diye de düşünülebilir.
Ya da çocuk aimarmasin diye belki de.

Karslı bir tanıdığım var, bahsettiğiniz şekilde davranıyor. Babasını gördüğünde kucağındaki çocuğunu bırakıyor mesela.

Hiç duymadım görmedim böyle bir şey. Dünyanın en saçma en aptalca geleneğiymiş.

Yavrum, aşkım, bebegimmmm deyip ağzından öpen tipleri bizim sülale sevmiyor. Daha önce lafının edildiğini duydum. Açıkçası aşırı sevgi göstermeli sevme şekli bana da itici geliyor. Şap şup öpmeler filan...

Bizim patronun eşi (kadın) babası ile konuşurken kendi cocuklarindan bahsederken isim bile kullanamazmiş, bırakın sevmeyi. Bu da aşırı anormal ama.

Kökeni nedir bilmiyorum ama bu çocuklara özel bişey değil. Yani karı kocanın birbirini sevmesi de hoş karşılanmıyor. Aile yanında yanyana oturamayan eşler biliyorum.

Toplum olarak sevme ile ilgili problemimiz var.

Bizim ailemizde yok ama babamın akrabaları babamın bizi sevmesine şaşırırlarmış, babam bizi bazen sırtına alırmış küçümserlermiş vs babam bunlara hiç takacak adam değil. Tam tersi sevgisini göstermeyi seven biri. Annem desen zaten öyle. Tabi bu anlattıklarım 30 sene önce falan. Şimdi biri çocuğunu sevse kimse şaşırmaz. Kökeni veya sebebi ne bilmiyorum ama etnik kökenle pek alakası yok bence.

Var. Sebep saygı, köken Çerkes.

Bu çok eski bir gelenektir 1900 falan değil, taa biz insan olmadan önceki memeli atalarımızdan genetik olarak aktarılan bir gelenektir. Dün akşam aynısını trt belgeselde izledim baba aslan 6 ay yavrulara yaklaşmıyor, sonrasında anne getirip önüne koyuyor çocukları ama babalarının yanında çocukları sevmiyor emzirmiyor. Aksş durumda baba aslan yavruları içgüdüsel olarak dayanamyıp yiyor.

Çok şükür ki öyle saçma geleneği olan aileden değilim. God thanks.
Doğu kökenli arkadaşlarımdan duymuştum sebebini şöyle açıklıyorlardı çocuğu olmayana nispet yapmama, çocuğu şımartmama, büyüğüne saygısızlık.
Nereden tutsan mantıksız. Ülke bu sevgisizlikten çekiyor ne çekiyorsa.
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey diyor şair. Sevmek ve sevdiğini göstermek kadar insanı pişiren ne var bu hayatta? Bir çocuğa her istediğini alamazsınız belki ama saf sevgiyle her şeyi öğretirsiniz.

Kuzey kafkas halklarında (Çerkes, Abhaz, Adige, vs) değil sevmek, ilgilenmek bile çok ayıptır.

Anadolu'ya ait düzgün bi gelenek mi var ki bu düzgün olsun. Bomboş işler, yok saygıymış şuymuş buymuş. Seviyosanız sevin geçin böyle saçma sapan iş mi olur..

Köylü cahil tipler yapıyor bunu

Yahu bırak çocuk sevmeyi nikahlı karından makas alsan, topa korlar adamı. Sivas

Nikahlı karından bi zahmet anne baba yanında makas alma istersen.
Dejenerasyon böyle bişey.

Daha geçen gün bunu konuştuk 1968 doğumlu bir teyzeyle.
Annemizin babamızın yanında çocuklara ismiyle bile seslenemezdik, kucağımıza almak zaten yasaktı diyor.
Bence şöyle bir kültürden kaynaklanıyor bu, anne baba çocuklarının daima kendisine hizmet etmesini bekliyor. Çocuğu oldu diye onunla ilgilenmesi kendi annesini babasını ihmal etmesi ve biraz da şımarıklık olarak algılanıyor.

Bu soruyu az önce babaanneme sordum, "Ben onları aradım da buldum, severdim tabii annemin babamın yanında" dedi. Insanlar sevmezmiş dedim, "Vardı öyleleri de, ayıplayan olurdu büyüklerden" diye ekledi.

Biz açtık birşey olmadı.

Açmaya açarsın ama diğer kişi senden önce isim hakkı yani patent aldıysa dava açma hakkı var.

@deer hunter

Isim hakki, marka tescili patent degil ki. Trademark.

Ki onda bile sektörel farkliliklar var.

şöyle, ilk olarak ismi kullanan banka bu markayı hangi sektörler için tescil ettirmiş ona bir bakın derim. online bakılıyordu diye hatırlıyorum. yani bu marka tescili olayı sektörel oluyor. mesela garanti bankası var. ama onunla alakalı olamayan garanti iplik diye bir firma da var. sende eğer tecili yok ise garanti metal adında bir firma açabilirsin.

Aynı isimde ama farklı uzantılarda bir sürü şirket var zaten.

Şirket ünvanı farklı bir şey, marka tescili ayrı birşey, karışmasın.

Mesela "Leo İnş Müh Tic Ltd Şti" diye bir şirket kurulduysa aynı unvanı alamazsınız.

Ama "Leo Mim Müh İnş Tic Ltd Şti" olarak da siz alabilirsiniz, Leo ismi çok bilindik bir kelime/isim ise peşinden gelen ünvanlar ile bir çok farklı şirket kurulmuştur ve işiniz zorlaşır.

Şirketi açtınız ve ürettiğiniz ya da satacağınız ürün ile alakalı bir de marka tescil ettirmek istiyorsunuz diyelim, bunun için şirket açmanıza da gerek yok, şahıs olarak da marka tescil edebilirsiniz.

"Leo" markasını sizden önce herhangi biri tescil ettirmiş olabilir, konusuyla alakalı nace kodlarında tescil ettirmiş olabilir.

Siz ise farklı bir iş kolunda "Leo" markasını daha önce tescil edilmemiş bir sınıfta tescil ettirebilirsiniz.

Ama farklı sınıflarda tescil ettirseniz de aynı sektörde iş yaparsanız davalık olursunuz.

Cebimdeki yabancı var ilk aklima gelen birebir aynisi. Orijinali Perfetti sconosciuti

Şener Şen’in oynadığı Kırmızılı Kadın aslında bir Amerikan filminden uyarlama.

Türk sinema tarihi yabancı eserlerden çalma çırpma esinlenme remake tarihidir (: ancak bizden alıp uyarlama yapıldı mı diyince bir düşündüm pek birşey aklıma gelmedi araştırmak lazım.

Mesela Chaplin filmleri resmen yağmalanmıştır...

Neredeyse çoğu Yeşilçam filmi. Kemal Sunal'ın çoğu zevzek filmi Charlie coplin'den. Garip, en büyük Şaban...
Ferdi Tayfur filmlerinin tamamı Hint sineması özellikle Avare.
Ama aşırı derecede çok.

Ozcan denizin bi filmi remake'mis. Oteki taraf- hidden face (ispanyol)

Bi de charlie c., kemal sunal +1
Ben de bunu gecen sene ogrenmistim, cok sasirmistim, bircok film charlie chaplin filmlerinden alinmaymis

Atif yılmaz filmleri. Neredeyse tamami

Bir yildiz doguyor

edit: yeni bir yildiz'mis turk filminin ismi.

Some Like it Hot filmi çekilmişti. Fıstık Gibi Maşallah

Normalim, sen nasılsın?

Canım sıkkın. Değişmiyor. Koşu bandında kostugumu hissediyorum. Yoruluyorum terliyorum ama aynı noktadayim. İnancımı da kaybettim. Olmayacak. Değişmiyor. Ne yapsam değişmiyor. Gerçi artık birşey yapmayı da bıraktım. Koyverdim. Saat kaç olmuş hala evdeyim ofise gitmedim. Daha duş alıp cikicam. Aman öyle işte.

calismaktan sikilmak realist bir durum degil bana gore, eger calismaktan sikildigini dusunen varsa isini sevmiyordur, cunku para kazanmak icin calismak gerekiyor.
ben iyiyim, bugun diger gunlere gore biraz daha rahat bir gunum is yerinde, o yuzden kalan islerimi toparliyorum.
sen nasilsin?

yorgunum.

@amarantaursula, @interviewwiththewampire
Kötüden hallice :<

İşi bulduk bulmasına da daha ilk maaşı almadan epey masraf yapmam gerekti. Yüksek lisansa başlamıştım. İş sebebiyle derslere uğrayamadım. Burnu yere düşse eğilip almayacak profesörlere dert anlatmaya çalışıyorum. Artık kurtarabildiğimi kurtarır diğerlerini bırakırım.

Kafamda, ileri vadede gerçekleşmesini istediğim hedefler var. Onların arasından seçim yapmam gerekiyor.

Tüm bu işlerin arasında acayip aşık olasım var. Hadi bakalım :)

Ortalamaya vurduğumuzda iyi diyebilirim. İşim çok rutin, günün çoğu zamanı iş yerinde boş geçiyor ben de bir şeylerle doldurmaya çalışıyorum, açıköğretim derslerine çalışıyorum. Sigarayı azalttım, epey azalttım yani günde 2 paketten 7-8 taneye düşürdüm, güzel bir şeymiş. Hayatıma biri girdi yeni sevgililik dönemi yaşıyoruz. Güzel yani.

ben çok bunaldım. kötüyüm diyemem. gelecek kaygısı çok ciddi yük oluşturuyor sadece.

yaşı almış yürümüş öğrenciyim. üzerimdeki baskı yüzünden derslerimi anca verebiliyorum (o da bölümü çok sevdiğim için, fazla uğraşmam gerekmediğinden, hevesli olduğumdan... ciddi efor sarf etmem gerekse küp şeker gibi dağılırım) ve başka hiçbir şey yapamıyorum. eskiden ara sıra üç kuruş getiren bir yan işim vardı, o da bitti sayılır, artık gelmiyor hiçbir şey. bi' yerden aramışlardı, eskiden çalıştığım yer sayılır aslında. dediler biz seni yine istiyoruz, şöyle olacak böyle olacak. aşırı mutlu oldum. hem çok sevdiğim, hem fazla vakit almayan hem de benim gibi öğrenci hayatı yaşayan biri için düzgün ve düzenli gelir sağlayacak bir işti. bugün, yarın, bekle, şu ara çok yoğunuz şu dönem bitsin vs. diye diye uzadıkça uzadı. kovalamıyorum artık. aradım sordum, hep "dur" dediler. aylar oldu. aptal gibi bekledim, ümit ettim. rahat rahat hem okuyup hem çalışacağım, düze çıkacağım, okulumu da aslanlar gibi bitireceğim diye düşünürken şimdi bombok ortada kaldım.

yani babam sağolsun çok yardımcı oluyor, ben 100 lira istersem 150 lira gönderiyor ama çok üzülüyorum. aha erasmus imkanı doğdu, ne halt olacağı belli değil, 6 ay sonra nerede yaşayacağımı bile kestiremiyorum. her şeyi bi kenara bırakıp şöyle yırtık, cevval bir adam olup "ne iş olsa yaparım abi" kıvamında önüme gelene dalsam, gidip garsonluk ya da başka bi iş yapsam, hem bel fıtığım var (bazen düz yolda yürüyemediğim oluyor) hem de mevcut sebepler dolayısıyla anksiyetem çok zorluyor. zaten üç kuruşluk beynim var, yoğun iş temposu & okul falan derken hepten dağılıp paramparça olmaktan korkuyorum.

ailem de aynısını söylüyor, "olm zaten malsın biz para gönderiyoz işte sktir git okuluna, mezun ol, sonra gerilirsin. şu an gerilme" diyor ama duramıyorum gerilmeden. yanlış anlaşılmasın ay çok kötü hayatım var derdim başımdan aşkın demiyorum asla. yaşamayı seviyorum. sahip olduğum şeyler benim için çok kıymetli. bu yaşta baba parasıyla hala okuyor olabilmek çok büyük lüks. ama geriliyorum işte. birazcık daha rahat, daha az gergin olabilseydim, ne bileyim geleceğe dair umudum olabilseydi istiyorum.

böyle kafamda saç kalmadan 2-3 sene daha zorlayacağım, anamın babamın iliğini kemiğini sömüreceğim. sonra günde 10 saat mesaiyle hadımköy'de 2500 liraya falan iş bulursam şanslı sayacağım kendimi. bundan şikayet edince de nankör diyecekler, tembel diyecekler. çok üzülüyorum. yaşamayı sevmesem intihar ederdim ama seviyorum işte pi.

değil bence.

Hitap olarak mı? Karakter olarak mı? Tip olarak mı?

rahatsız oluyorsan belirt eğer devam ediyorsa normal değil.

arada geyiğine mi diyor, sokakta sana keko diye mi sesleniyor, seni öyle mi tanımlıyor nereden bilelim. düzgünce sorsanıza şu soruları yahu.

değil. sana saygısı yok.

bu tabir bir kadına kullanılabilecek belki de en son şeylerden biri olduğu için, ihtimal dahilinde dahi değilden yürüyor büyük ihtimalle.

feyyaz yiğit in kötü film tanımı gibi, çok kötü bir tabir, o kadar kötü ki nirvanasını tamamlamış dönmüş, başka boyutta, dolayısıyla eğlenceli.

dk. 9:40'tan sonra.

www.youtube.com

hangi bağlamda diyor, o önemli.

Normal değil. Kekonun kızı varoştur, varoş demeliydi :D

Hatunun canı sıkıldığı bi gün snap filtresiyle kendisine martı kaş bıyık felan yapmış.
O günden beri telefonda adı sıbgatullah.

Gülüp eğleniyoruz biz öyle şeylere. Aranizdaki ilişkiye bağlı bu ki seni rahatsiz eden bir şey yapıyor, sert bir dille uyarılmalı:)

Başkan diyordum reis diyordum sorun olmadı. Değişir iletişiminize göre.

Degil.

Kekoluk yaptiysan normal. Keko oldugunu gorup piremses mi desin sana?

Okan Bayülgen edasıyla öf be öf diyesim var.bunlara takilacaksaniz bırakın yani ne diyeyim ki

Bence normal. Ben yeri geliyor kolpaci diyorum

ben sevdiğim arkadaşlarıma da keko diyorum. çok normal. keko diyecek kadar bir kızı sevmişsem ne mutlu o kıza :D

erkek arkadasinin keko olduguna delalet.

aranızdaki diyaloga göre değişir.

bazı insanlar takmıyor böyle salakça hitapları. bana gelmez.

Birinden iyi ki kurtulmusum
ikiden Allah korumuş
Üçe çok ayıp ettim
dört daha farklı olabilirdi
Beş sevgi de yetmiyormuş daha önce rastlasacaktik.

2 tanesini arada stalklıyorum. Birisi başarısız olsun diye umuyorum, diğeri başarılı.

Kimse aklıma gelmiyor. Evlenmiş eski sevgilim yazdığında engellemiştim bile. Geçmiş bitmiştir benim için.

birini hiç umursamıyorum zaten anlamsız bir ilişkiydi ve başıma gelen en aptal saptal şeydi. ilk sevgilimi ise her zaman arkadaşça ve çocuksu bir özlemle anıyorum. hala çok sevdiğim bir insan. ama öyle daha iyisini bulamadım, hata ettim gibi değil. hayatımın bir dönemi gibi geldi ve geçti diyorum.

Maltepenin tren yolu cevresi guzel bence

Umraniye : tantavi ve Atatürk mahalleleri

kucukyali minibusyolu ile tren yolu arasi ozellikle. idealtepe. benim en sevdigim yer.

ben sureyyaplaji migros'un orada oturdum. 5 yil falan oturmusuzdur. ben pek sevmezdim gurultuyu patirtiyi sevmiyorum. surekli yasam atraksiyon seviyorsaniz uyar.

gece 12'ye kadar canli muzik. sabaha kadar millet arabayi yaristiriyir dirft falan huzur yok. en yakin yer migros. ekmegi almaya oraya gidiyordum. altta annemin terligi pijama falan. millet giyinmis suslenmis puslenmis sahile inmis. daha once de bostanci'da oturuyorduk orada da ayni oluyor. acikinca arkaya star'a kek falan almaya inerdim midemin kazintisi gecsin diye millet acayip acayip bakiyor.

su am zumrutevlerde yasiyoruz. burayi biraz eski kilyos ya da riva'ya benzetiyorum sessiz sakin tantana gurultu yok. ama gene ekmek almaya falan migrosa gidiyorum ahaha lan bu migros ne ayak ya simdi fark ettim. ev alacaksam su an alacagim yerler ki insaatci olarak ev almak pek kafamda yok ama alacak olsam kuzguncuk beykoz idealtepenin minibusyolu ile trenyolu arasinda kalan yerlerinden bir yer maltepeye dogru da olabilir.
ek olarak fuaye sitesinden bi daire.

idealtepe sahilde yaşıyorum.
mutluyum.
muhit olarak gayet güzel ve nezih.

Ümraniye banko kupon Tantavi ve Atatürk
Plase kupon atakent ve istiklal

Çekmeköy için;

Çamlık
Mimar Sinan
Mehmet Akif
Hamidiye

Metroya en yakını çamlık ve mehmet akif, Diğerlerinden de sürekli ring otobüs var.

Ataşehir - Barbaros mahallesi.

çevrem öyle değil ama son flörtüm sürekli paradan bahsediyordu, yok şu işe başlıycam maaşım şöyle olacak, yok araba bakıyorum, yok şurdaki ev fiyatları şöyle.. uzun süreli ciddi bir ilişki düşünüyordum ancak sırf bu yüzden selamı sabahı kestim, açıkça da "sürekli para muhabbeti yaptığın için artık daha fazla devam etmek istemiyorum" dedim. inanılmaz sıkıyor beni bu sohbet.

Kimse kendini ekonomik açıdan güvende hissetmiyor, herkes diken üstünde. Güvence arıyor. 25+ insanların sürekli maddiyattan, paradan puldan bahsetmesinin bir nedeni de bu. Mal varlığıyla övünen, caka satma peşinde insanlar da azımsanmayacak çoklukta. Hal böyle olunca "şunu şuradan şu fiyata aldım", "aa bak falanca yerde daha ucuza satılıyor, kaçırma", "euro önümüzdeki ay biraz düşse de bi yurtdışı yapsak" muhabbetlerinin ardı arkası kesilmiyor. Elektriğe, suya, doğal gaza, sigaraya, meyveye, sebzeye gelen zamlar başlıca gündem maddelerimiz oluyor öte yandan. Maaşın hesapta 24 saat durmadan borca harca, faturaya gitmesi, elde onbinlik telefon, ayakta bin liralık botla minibüse binecek nakti denkleştirememe şikayetleri... Et yiyemiyoruz feryatları. Paramız yok ve aklımız hep onda. Mevzu bu.

Cevrenizi degistirin:)

Bi yaştan sonra o çevre değişmiyor. Ayrıca önemli bir kısmı akraba olunca...

Pek konusulmuyor benim cevrede.

Ben de sürekli paradan bahsediyorum. Kadın erkek fark etmez paradan bahsederim. Çocukken de severdim. En sevdiğim kadın 20 alman markinin üzerindeki hatun.

Görev çubuğunda simgesine sağ tıklarsanız orada her zaman üstte diye bir seçenek olmalı.

Mustafa Özarslan - efendim

erol parlak-hayal meyal gelir imiş, radyoya mesaj attım öğrendim :D

beyaz show'la alakalı bişeydi sanki.

canlı kamera veya sen de söyle diye ismi vardı galiba. 2003 yılında Kanal D kanalında yayınlanmıştı galiba.

benim de aklıma takıldı :)
bahsettiğinize benzer beyaz showda bi bölüm vardı ama sadece şarkı değildi isteyen kabine girip istediğini söylüyordu / anlatıyordu diye hatırlıyorum.
şöyle bir şey benim bahsettiğim; www.youtube.com
*ama bu video aradığınız değil galiba, yeni versiyon.

Kloshtrohobi

youtu.be

Arkadaşın dediği bu değil birdenbire hazretleri. Ben de aradım bulamadım onu. KanalD de yayınlanıyordu. Böyle pazar öğlen kuşağı gibi hatırlıyorum. İsteyen istdigini söylüyordu.

beyaz show ile alakası yok bu ayrı bir programdı bende hatırlıyorum.

alkislarlayasiyorum.com

Şuydu sanırım.

evet göster kendini!

Çok sevdiğim bir muhit. 1 sene yaşadım. Kötü bir olayla karşılaşmadim. Sağlam mı? 30 40 yıllık binalar çoğu. Ne kadar sağlam olabilir. Yeni bina ise ne ala. Ötesinde çok güzel yer

Site sakinleri kendi aralarinda anlaşıp iskanı alacak çok pahalı birşey değil. Ancak bunu müteahhitin yapması gerekir. Müteahhit kacmadiysa sizi ilgilendiren bir konu yok.
Müteahhit piyasada yoksa parasını öder iskanı alırsınız. Ne gibi bir sürpriz olabilir? Adam projeye uygun yapmamıştır belediye sorun çıkarır. Başına gelebilecek tahmin edebildiğim en kötü senaryo da bu olur.

Kredi çekecekseniz zaten banka eksperi sizin adınıza projeyi ve evi kontrol eder. Projeye uygunsa büyük bir sorun değil.

riskli, ben iskansiz binaya bulasmam.

iyi senaryo, bina projeye uygun yapilmistir, muteahhit duzgundur sikinti cikmadan iskan alinir herkes yoluna gider.

kotu senaryo, muteahhit ortada yoktur, iskan bir turlu alinamaz, belediye buldozerle binanin ustunden gecer, sen bir suru insanla bir arsaya ortak olmus olursun.

konuyla ilgili internette tonla bilgi var, iyice arastirmani oneririm.

aman hocam uzak dur,belediyede ki projeden farklı yapıldıysa bina işin çok zor.Diyelim binada otopark depo kapıcı dairesi vs var ve bu ortak alanlar dairelere dahil edilmemiş ise işgüzar hak sahiplerinden 1 tanesi bile bina için yıkım kararı aldırabilir.

4 Senedir alınmadıysa zaten artık alınmaz o öyle kalır ben sana söyliyim.
Yapı kayıt belgesi almışlarsa iyi en azından elektriğine suyuna abone alursun.

İskan olmayınca su aboneliği alamıyorsun, inşaat esnasında alınan inşaat su aboneliği üzerinden her daireye su veriliyor.
yani 1 abonelik 10 daire su kullanıyor buda pahalıya geliyormuş çünkü şantiye suyunun m3 daha pahalıymış falan. Bunun üzerine arada su faturasını düzgün ödemeyen 3-4 komşu oldumu patlarsın.

Ben iskansız daire aldim 9 daireli apt dolu su an. Suyu her daire kendi oduyor ama suya ve elektirk icin yaklaşık 3 katı fazla ücret ödüyoruz

oncelikle aldın diyelim, standart abonelikleri bağlatmak sorun olacak. elektrik su bütün binayla paylaşılacak, yani tek fatura gelip daire sayısına bölünecek. sıkıntılı işler. ayrıca, muhtemelen müteahhit iskanı almayacak bu da sizin uğraşmanız demek. yani para toplayacaksanız bütün daireler anlaşacak, eksik hatalı yapılan işler düzettirilecek veya yeni proje çizdirilecek vs. sıkıntılı işler. mümkünü varsa uzak durun.

kredi cikiyorsa tapuya
al
kredi cikmadan para ödeme

burada projeye aykırı yapılmış süper lüks ve çok büyük bir site var.

2 yıl önce bitmesine rağmen iskan alınamadığı için kimse taşınamadı apartmana, mahkeme dava falan derken belki 300 dairelik site altlarında dükkanlar açıldı, apartmanlar komple boş.

bu sitedeki temel problem, örnek olarak 500 metrekare arsaya 100 metrekare konut yapılır gibi bir sistem var ya, bu adamlar bu kuralı sallayıp, sahip oldukları araziye komple site dikmişler, yani yeşil alan, otopark gibi şeyler için yer ayırmamışlar.

ben iskan dedim ama iskanın yanında daha büyük problem de olabilir. en son bizim sitenin normalden büyük olan yeşil alanını satın almak için dava açmışlardı tabi mahkeme bunlara red cevabı verdi. adama bak lan, bizim yeşil alana göz dikip bir de dava açmış.

iskansiz binada ev sahibiyim, birileri mal davasına düştü, o daire satışa çıktı ama iskansız olduğu için ve 1 metre yola kaydığı için sanırım yıkılacak. Sonuç ne olacak bilmiyoruz.

Sadece freelance değil kalitrli bir yasam icin erken kalkmaya alis bence mutlaka. Herkesin erken kalkmaya ihtiyacı var.

Bu konuda yillarin tecrubesiyim diyebilirim.

Ve evet, erken kalkmak bu isin baslica kurali. Sadece musteriye olan sorumluluktan degil, genel disiplin ve pozitif hissiyat icin mutlaka erken kalkmalisin.

Bu arada musteriler de buna cok onem verir, bu konuda bizzat geri donus aldim.

Sabah 8'de is basi ;)

şirkete ve işe göre değişebilir ama genelde sorun olmaz. mesela o şirket dünyanın dört yanından freelancerlar ile çalışıyorsa saat kavramı olmaz, yani senden anlık acil bir şey istemez. bize en kötü ihtimalde bile 3 gün süre veriliyor. zaten freelancer olmanın anlamı da biraz o, eğer 9-6 çalışacak adam arasalar freelancer ile çalışmazlar. disiplin ayrı bir konu.

ne is yaptigin farketmez, hergun ogleden sonra kalkiyorsan kendine bir cekiduzen vermen lazim.

7:30'da atilan maile 15:30'da bakmak kimbilir saat kacta donmek sorun yaratir. Adamlarin isi gucu var.

Zaten oyle universite hazirlik ogrencisi gibi hayat gecmez.

Öğleden sonra uyanan insanı ciddiye almam.

olunur, nihilizm hiçbir şeyi önemsememek değildir, sadece önemsenen şeyin evrensel bir doğru çerçevesine indirgenemeyeceğini savunur. idealist olmadığınız sürece sorun yok.

Ters miknatislanma yapar.

Nihilzmin "hiçbir şey yok" anlayışı öyle düz anlamda bir yokluk değil. Öyle olsa aynı anda hem nihilist hem şizofreni hastası olmak çok olağan olurdu. Nihilizm ve materyalizm harmanlanabilir akımlar.

ben severek kullanıyorum; gayet güzel oluyor. özgür irade gibi bazı hususlarda çok uyumlu düşünmüyorum ama kimse hiçbir felsefeye noktası virgülüne bağlı olmak zorunda değil; kaldı ki bu düşüncelerin de kendi içinde pek çok çeşitleri var.

1de kimsenin ölünün arkadaisnda ugrasacagini sanmam ama bırak şehidi, suçlu.

hiç birisinde olmaz. hatta askeri araç kullanırken kaza yapan ve kazaya kendi neden olanlar dahi şehit olamıyor. Şu an gazi yapmaya çalıştığım bir müvekkilim var. nöbetçi kulübesinde nöbet tutarken askeri bir kamyonun frenleri patlıyor ve kulübeye dalıyor. aylarca komada yatıyor. hatta hastanede yattığı süreler unutulmuş ve terhis olduktan sonra çağrılıp eksik günler için tekarar askerlik yaptırılmış.

Kafası olmasa 2.3 saniye daha hızlı koşar. Ben mesela kafası hariç 100 metreyi 3.1 saniye daha hızlı koşarım.

Ne kadar kucuk meme, o kadar rahat kosu.
Zaten kosuculara bakarsan hicbirinde oyle dolgun meme yoktur.

mümkün olduğunca dar sporcu kıyafetleri yapıp memeleri gizliyorlar zaten. bu hem aerodinamik verimlilik açısından da önemli.

sporcu sütyeni bunun için.

Evet koşarlar. Kadın koşucu bi arkadaşım vardı lisedeyken. Göğüsleri küçük olmasına rağmen bandajla sarardı tamamen düzlemek için. Hızını kestiğini söylüyordu.

Sporcu südyeni +1

Hatta konuyla ilgili bir medya adamımızı yabancı bir sporcu hanım video çekip makaraya almıştı ama isimleri unuttum.

Uzun sure lisansli kostum. Sporcu giyisileri presliyo zaten gogusleri.

Elma sirkesini temizlik için çok kullanıyorum. Ayda bir suyla seyreltip elimi yüzümü saçımı yikiyorum. Gayet memnunum

1/10 ölçeğinde elma sirkesi ve suyla duş sonrası durulama yapmak saç için çok faydalı. İpek gibi yapıyor. Ama ayda en fazla 1-2 defa öneririm.

keçi gibi olur...

A fuck gibi okuyor espri oluyor bence.

A fuck ne demek peki?

Sittir et mi yoksa cinsel birlesim mi?

"I don't give a fuck" bir deyis, umursamam, sallamam, gozum gormez anlaminda.

"Kahvemi icene kadar hicbir seyi umursamam"

Birebir tercümesi “Kahvemi içene kadar hiçbir şeyi siklemem.”

ev sahibini tanıyor musunuz? çevreden soruşturup mu bulacaksınız? yani teknik olarak tabi ki mümkün ama ev sahibi yanaşmayabilir. ya da aralarında sözleşme olabilir. remax mesela yapıyor böyle bi sözleşme. benim bulduğum alıcıya sözleşme bitse dahi 6 ay satamazsın diyor.

aralarındaki anlaşmaya bağlı. Bazı emlakçılar şöyle imzalıyor sözleşmeyi; diyor ki bu ev atıyorum 3 ay içinde satılırsa ben satiyim ya da kendin bul ben komisyonumu alırım diyor. Enayi olmayan ev sahipleri bu şekilde imzalamıyor ama. Senin apartmana gidip kapıcıyla komşulara falan sorup ev sahibinin iletişim bilgilerini Alman ve konuşman lazım. Aralarındaki sözleşmeyi bilmeden hiçbi şey diyemeyiz.

Kurumsal emlakçı ise zaten sözleşme var aradan cikaramazsiniz. Mahalle arası emlakçı ise, evsahibinin tanidigidir. Sizin için onu satmaz. Emlakcilari sevmesem de ödeyeceksiniz.

İnternette bulduğunuz ilan başka emlakcı tarafından veya sahibinden olarak açılmadıysa, tek satıcı bu emlakcıyla sözleşme vardır ve yetkilidir.

Siz emlakcıdan hiç bir hizmet almadan ev sahibine ulaşır ve aracısız satış yaparsanız bu etik olur.

Ama emlakcıdan hizmet alıp, evi gezip, ev sahibi ile iletişim kurdurursanız ve bu aşamadan sonra emlakcıyı aradan çıkarmaya çalışırsanız bu etik olmaz.

Sözleşme varsa ev sahibine ulaşsanız bile sizi emlakcıya yönlendirir.

Ben sattığım daireler için emlakcıyla gelip gezenler sonradan bana ulaştıklarında sözleşmem olmadığı halde emlakcıya yönlendiriyorum.

Abi yanlış anlaşılmasın emlakçı fetişim yok,küçükken emlakçı şefkatinede maruz kalmadım ama adamın sizin payınıza yuzde 1,5 tapu harcı yuzde 2 komisyon ilave evin bedelini birarada soylemesine çakallık diyip adamı aradan çıkarmaya çalışmanızda çakallık degil mi?
Ev sahibi denien muessese ben aldığıma bakarım hiçbirşeye karışmam diyen ayrı bir çakallık muessesesi zaten,bi dunya adam gelecek neden ugrasayim diye bu arkadaşlara veriyor ve biliyor ki emlakçı evi kendisinden daha hızlı satacak.
Adamda gidiyor,ürünü hazırlıyor,ilan veriyor,gelen bütün aramaları cevaplıyor,evi gezdiriyor.ofisinde çay kahve içip bacak bacak üstüne atıp bi de sigara yakıyorsunuz.
En son bizde evde 3 lu koltuga yatıp sahibinden de istediğimiz lokasyonda,tam istediğimiz gibi filtreleri ayarlayıp o evi buluyoruz,cam gibi ev işte.
Hiç grift işlere girmeye,sonra buraya duyuru açıp avukat var mı özelden bir soru soracağım demeye gerek kalmadan,adam 100 liramı istiyor totalde,aslında bu senin için tamam ama neden komisyon vereyim kafasındasın kes abi yuzde 5-10 aç emlakçıya bende total olan 90 bi kuruş daha ödemem de pası emlakçıyla ev sahibine at.bu havada ev alacak adam bulmuşlar kaçırmazlar bu teklifi.
soruna asıl cevap sözleşme varsa orada yazan komisyonu emlakçı hakkıyla alır.eğer sözleşme yoksa huzursuzluğa hosgeldin.

4000 yıl önce de denenmiş ama başarılı olan olmamış.
encrypted-tbn0.gstatic.com

@duptıs çok güzel yazmışsın ama gel seninle şu detay üzerinde yoğunlaşalım:

adam evin değerini bana söylemiyor. 500bin tüm masraflar her şey dahil diyor. Ev sahibi 450 alıp geri kalan her şeyin bana kalıp kalmadığını nereden bileceğim? Eh emlakçı bu işi hayrına yapmıyor. Elbette o da bundan para kazanacak ama emlakçılar yüzde üzerinden para kazanıyor normalde. Şu kadar, bu kadar alırım diyemez. Açık bir şekilde evin değeri, vergiler belli olsun o zaman emlakçıya veririm parasını. Emlakçı sadece benden değil, ev sahibinden de alır. Vergileri satan ve alan ortak öder ama haydi vergilerin tamamını alıcı ödesin. Ben yüzde üzerinden ödemek isterken ve olması gereken buysa neden havadan para ödeyeyim?

Dubtıs'a hak veriyorum. Emlakçı o evi buluyor size gezdiriyor elbette hakkını alacak. Bu da ev sahibinden %3, alıcıdan %3 şeklindedir - %2'ye de düşerler.
Size de hak veriyorum; ev sahibi net istediği parayı söyler onun vermediği %3'ü de alıcıya yüklemeye çalışırlar. Bu durumda siz de pazarlık edip mex çıkacağınız parayı söyleyeceksiniz. Evsahibi söylemeden evin gerçek baz fiyatını bilmenize imkan yok. Tek yapabileceğiniz şey pazarlık, o kadar.

@silah taciri, bu maliyet konusunda haklısın. O zaman amacın emlakcıyı aradan çıkarmak değil de hakkı olan net %3'den fazlasını vermemek.

Şöyle söyle "kardeşim sen evin net fiyatını söyle bana, ben tapuyu alacağım ve mal sahibine ödediğim miktarın %3 komisyon hakkını sana vereceğim, sanane benim vergimden harcımdan?"

Şu aşamada çok önemli bir soru sorayım sana, ev sıfır mı?

@John Bloor Ev sıfır değil ve şu anda ev sahibi oturuyor.

Ev sıfır olsa ödenmeyecek olan tapu harcını da sanki masraf edilmiş gibi indirecek cebe diyecektim.

Pazarlık için mal sahibiyle görüşmek istediğini, kendisinin komisyonunu ayrıca vereceğini, tapu harcı vs ile ilgilenmemesini söyleyin.

Yok mal sahibiyle görüşmenize gerek yok tek yetkli benim diyorsa yapacak bir şey yok.

eve bakmadan önce emlakçıyla pazarlık yapın yazılı kağıda dökün
yüksek ev fiyatlarıyla emlakçı komisyonları çok saçma rakamlara çıkıyor

duyuruyu açan arkadaş isyan etmekte haklı bana göre..

emlakçı %3 alır diye bir şey kalmamış ki artık, alayı çakal olmuş yüksekten uçuyor..
mesela bir dönemler 300bin liradan satmak istediğim bir evi emlakçıya vermiştik..
adam gelene gidene 350bin diyormuş.. bunu sonradan öğrendik ve emlakçı ile yolları ayırmıştık..

vakti zamanında ucundan kıyısından emlakçılık da yapmış biri olarak söyleyim, hiçbir emlakçıya güvenmem.

emlakçı ile satıcı anlaşır, evin fiyatı 400'dür. emlakçı der ki ben %3 senden komisyon alırım. %3 alıcıdan. ev sahibi de ben vermem, komisyonumu satış fiyatına dahil et, onu da alıcıdan al. bu iş böyle gider genelde, emlakçı da demiştir ki o zaman sen 400 istiyorsun, ben istediğim fiyata satarım farkı benim olur. ya da 450'ye satarsam farkı benim olur, daha üstüne satarsam aradaki farkı aramızda bölüşürüz.

böyle bir hesap yapılır genelde.

eğer mahalle arasında bir emlakçıysa sözleşme olmayabilir. ama emlakçı ile ev sahibi ahbap, akraba, uzun zamandır iş yapan birileri olabilir. ev sahibine gitmen sonuç yapmadığı gibi, evi de kaçırabilirsin.

veya ev zaten emlakçınındır, komisyon da almak için ev sahibi var diyordur ev sahibi dediği aslında kayınçosu, karısı falandır.

ben olsam soruştururum önce, aralarında bir organik bağ var mı. buralarda satılık bir ev varmış acaba kaç para istiyor diye sorarım binaya falan. sonra bakarım duruma göre.

Evde şu anda ev sahibi oturuyor. Eve bakmaya gidersem emlakçı ve ben beraber gideriz. Ama ev sahibi güvenilir mi orası da bilinmez tabi. Ben ev sahibiyle pazarlık yapabilsem fiyatı aşağı çekmeye kasarım. Ama öncelikle ev sahibiyle birbirimize güvenmemiz gerekir

Sor babus

rus edebiyatında romanlarda neden sürekli fransızca kullanıldığını araştırıp cevabını banada gönderirsen ne güzel olur.

@ayseee o sorunun cevabını verdik reis.
@ müzisyen Rusya'da kimse kalmamış da sizin Türkiye'den kimsenin aklına gelmeyen bir problemi bulabileceginize gerçekten inanıyor musunuz?
1- 2. Katerina'nin sibirya'yi ruslastirma projesi neden tutmadı?
2- 2. Katerina'nin bira uretimi yasağı sebepleri nedir?
3- 1. Petro'nun evlilik hikayesi?
4- tarihinde hiç konstantin olmamasına rağmen 2. Katerina neden oğluna 3. Konstantin adı vermiştir?
5- ruslar'in hristiyanlasma hikayesi?
6- nogvorod knezliginin çöküşü ve Rus tarihine etkisi?
Falan fıstık. Kaynak bulması çok zor ruscaniz yoksa.
Orlando figes - natasa'nin dansı
Kezban Acar - başlangıçtan Sovyetlere Rus tarihi

Hocam mevzu problem bulma olayı değil. Yazılmamış, daha önce literatürde yer almamış gerçek bir tarihi yazmak. Atıyorum Rusların yaptırmış olduğu bir bina var ve daha önce bu bina ile ilgili bir araştırma yapılmamış, yapılmışsa da yayınlanmamış, literatüre girmemiş. Ya da ailesi daha önce SSCB yönetiminde bir yerde yaşamış, sonradan bir yerlere göçmüş bir etnik grubun hikayesi gibi. Bunlar sadece örnekler. Saydıklarınız çok genel konular ve bunların birçoğuyla ilgili illaki araştırmalar yapılmıştır daha önce. @allah yazdiysa bozsun, saydıkların çok genel konular olmalarının yanı sıra, hakkında bilgi alabileceğim, röportaj yapabileceğim bir insanı bulmanın çok zor olduğu konular, malum bir hayli eski zamanlar. Mesela 2. Katerina döneminde yaşayıp bira yasağıyla ilgili bana bilgi verecek, bunu tecrübe etmiş kimi bulabilirim?

hic dovmelerimi kapatmaya calismadim ama sunu demeye geldim: bahsettiginiz fondoten watsonslarda satiliyor, gidip testerlarindan deneyebilirsiniz.
fondotenden sonra bir de transparan pudra ile ustunden gecerseniz sabitlenmis olur.

kryolan makyaj malzemeleri tiyatro ve sinemalarda kullanılan ürünler. dövme kapatıcı çok güzel kremleri vs. oluyor, mutlaka bir kryolan mağazasına sorun derim.

www.hepsiburada.com

İstediğiniz ürün bu. Videolarını izleyebilirsiniz

Krylon +1 belki baska bir alternatif olarak Kat von d

Krayolan ve dermacol.

Oyle krem gibi sangur sungur surmeyin ama, sungerle filan. Gitmeden once birkac kez deneyin surmeyi filan.

Emniyete girerken ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün imzasının sildirilmesi gereken bir ülkeye dönüşmemize çok üzüldüm. :(

Cevap olarak kryolan +1

Teşekkürler arkadaşlar,
Akşam watsons ve gratis e uğradım dermacol vs denedim ama pek umduğum gibi bir sonuç alamadım. Bariz birşeyler sürüldüğü belli oluyor.
Sınav içinde sildirmeye gönlüm yok,
Muhtemelen 1200 küsür isim çoktan verilmiştir içeriye.Boşa kürek çekmeye gerek yok diyor ve bu aşkı bitiriyorum.

Not: dermacol biraz daha ten rengine uygun ve tek kat geçince kapatıyor yazıları.

@karsiyakaliyiz
Polisin dövmesi, belirgin bir yara izi

Yarabbi ya resul. Yanlışla gönderdim. Mobimdeyim duzeltemiyorum.
Polisin belirgin izi beni, dövmesi olamaz. Atatürk paşamın şahsi ile bir sorun değil.

Rahat ol. Senin yavrunun karakteri de böyle demek.

Başka insanlara karşı da aynı mi? Eğer öyleyse senin yavru “ezik” :). Kötü algılama bunu, karakter meselesi.

Daha çok sev, fiziki olarak. Ve çokça oyun oyna. Biraz daha normale döner. Seni direkt “sahip” bellemiş. Ama diktatör gibi sahip :)

@super kahraman olsaydim baba olurdum, tam da duymak istemediğim soruymuş, sorduğun... :( Hayır, başkalarına çılgıncasına şımarıyor, üstlerine atlıyor, şaklabanlıklar yapıyor ama bunları yaparken gözü hep bende. "Acaba mı?" diyor sanki hep bana bakıp bakıp :(((

Ben çocuğumu ezik yetiştirdim, öyleyse... Hmpff...

:) olsun ezik olsun ne var sanki.

Tavsiyem, sakın daha çok mama veya ödül maması verme. Sadece çokça sev. Samimi ol köpekle

Bu yüz ifadesinin istediğini yaptırmakta daha faydalı olduğunu öğrenmiş olabilir. Bizim it de eti kopmuş gibi bağırmaya ogrenmisti. Sallamayın birşeyi yok hayvanın.

O dönemde aynı bizde olduğu gibi Avrupa denince akla gelen tek yer Fransa. Üstelik Tolstoy da kendi hatiralarinda Rusça konuştuğu için cezalandırıldığıni anlatır. Seckin ailelerin tamamı Fransızca konuşuyordu ya da konuşmaya ozeniyordu.

İlk kez duyuyorum böyle bir şey.
Var mıdır örnek bilindik bir kitap?
Bilindik derken popüler

valla aynı soru benim de aklımda neredeyse her kitapta fransızca konuşmaya çalışan ruslar var

3-5 örnek yok mu bu rusça konuşmaya çalışan ruslara ilişkin kitap?

Budala - prens miskin
Oblomov - oblomov
Bunlar ilk aklıma gelen iki örnek. Ama alıp sazı eline Fransızca konuşmuyorlar tabi ki de. Bizdeki gibi araya Fransızca sıkıştırıyorlar. Ama en net örnek: Tolstoy - çocukluğum.

@2 tostos turan hepsinde var. mesela şu an ivan goncarov'un yamaç kitabını okuyorum onda 10 sayfada bir fransızca kelimeler var.

dostoyevski, gogol, puşkin hepsinin kitaplarını okuyorum hepsinde fransızca dolu. hem fransızları cahil,kaba olarak görüyorlar o devirde hemde onlarsız yapamıyorlar gibi bir durum var.

@aysee bu durumda şunun da etkisi büyük. Aslında çok büyük bir Fransa ozentiligi yaşanıyor. Ancak napilyon'un Moskova seferinden sonra bu garip bir nefrete de dönüyor. Neticesinde de garip bir ilişki dönüyor aralarında.
Almanca konuşmaları pek beklenemez. Çünkü Almanya denince sadece kumar ve kaplıca biliyorlar. Bir hayranliklari yok. Ayrıca Almanlar'ın Rusya'ya bira getirmelerinden ve uretmelerinden dahi şikayetçiler.

İyi de tolstoy puşkin gibi yazarlar anadil seviyesinde fransızca biliyormuş zaten.
Bunların etkisi olabilir mi?

@2 tostos turan
Onlar Fransızca bildiği için değil Fransız etkisinden ötürü Fransızca yaşıyorlardı. Çünkü o zamanın seckinleri Fransızca bilmemeyi ayipliyordu. Tolstoy'un anadili Fransızca bu arada. Anası olacak kadin, sadece Fransız dadisi ile konuşmasına izin veriyordu. Rus hizmetcilerle konuşması yasaktı.

Tolstoy’un anadili nasıl fransızca?
Adamın bütün eserleri rusça
Aristokrasi dili fransızca doğru
Ancak ana dil demek biraz zorlama olmuş..