Giriş
(2)

Açmışım gibi baş ağrısı

ya ben lan neyse
hani ramazanda bazen bir tip baş ağrısı olur, açlık baş ağrısı diye tarif edeyim siz anlayın.ne oalbilir nedeni?1 haftadır var. ara ara artıyor. bazen yok oluyor. aç falan da değilim. uykusuz da değilim.neden olabilir? sizde en uzun ne kadar sürdü baş ağrısı?
hani ramazanda bazen bir tip baş ağrısı olur, açlık baş ağrısı diye tarif edeyim siz anlayın.

ne oalbilir nedeni?1 haftadır var. ara ara artıyor. bazen yok oluyor. aç falan da değilim. uykusuz da değilim.

neden olabilir? sizde en uzun ne kadar sürdü baş ağrısı?
0
ya ben lan neyse
(28.05.16)
Geçmiş olsun. Suyu az içmiş olabilir misiniz?
0
ikcı
(28.05.16)
Mevsim geçişi olabilir. Örneğin özellikle bu aralar olan rüzgar ve gün içindeki basınç değişimi benim migrenimi çok etkiliyor.
0
Phoebe
(29.05.16)
(36)

hayvanseverlerin gereksiz saldırganlığı

devilred
başlıkta hayvanseverler dedim ama az çok anladınız siz neyden bahsettiğimi. sanki biz hayvan sevmiyoruz, bi onlar seviyor. neden birer panter emel saklı bu insanların içinde? daha az önce adam sormuş "kedi mi beslemeliyim, köpek mi" diye -bakın, soru sadece bu-, gelen cevap "erkek arkadaşın olunca e
başlıkta hayvanseverler dedim ama az çok anladınız siz neyden bahsettiğimi. sanki biz hayvan sevmiyoruz, bi onlar seviyor. neden birer panter emel saklı bu insanların içinde? daha az önce adam sormuş "kedi mi beslemeliyim, köpek mi" diye -bakın, soru sadece bu-, gelen cevap "erkek arkadaşın olunca evden atmaya yer ararsın". kafayı mı yediniz kardeşim?

bu tiplerin samimi olduğuna inanıyor musunuz en basitinden? ben asla inanmıyorum. bu neredeyse her şeye, herkese saçma sapan saldırma motivasyonlarını da çözemiyorum. var di mi böyle bi "her şeyi en iyi ben biliyorum" havası bu insanlarda?

şu başlığı da şuraya atıp gideyim:

(bkz: hayvanseverlerin manyak olması)
0
devilred
(24.05.16)
Hayvanları severim hayvanseverlerden iğrenirim. Hayvanseverlik de bir çeşit psikolojik rahatsızlık, o da eşittir kişilikteki bazı eksiklik ya da yanlışlar.
0
podrostok
(24.05.16)
Duyuru benim için açılmış da ben de kendimi hayvansever olarak tanımlamıyorum, ne olacak şimdi. Teşekkürler devilred, muck!

Neyse duyuruya yanıtım burada:

Hayvanseverleri ben de sevmiyorum. Kafeste kuş besleyip kendilerine hayvansever diyorlar. O kuşlara hayatlarının işkencesini yapıyorlar aslında. O kuş üreyemiyor, uçamıyor, ömür boyu aynı yemi yiyor...

Sonra kedi satın alıp, sokak kedilerini cinsine göre beğenmiyor kimileri. Kedi ırkçıları bunlar da.

Sokak kedilerini seven kimileri de onları tavukla besliyor. Bunda tavuğun ne suçu var! Buna da türcülük deniyor. Bir hayvanı şirin bulduğu için diğer hayvanla onu besliyor. Sokak kedileri bildiğin çöpten yemek buluyor zaten! Yok illa marketten mama alacak. Kuzu etiyle yapılmış kedi köpek mamaları bile var. Bunda kuzunun ne suçu var! Sarışınları seviyorsun diye sarışın insanlara zenci eti yedirmek gibi bir şey bu!

Sonra hayvanları seviyorum deyip iki aylığına kedi getiriyor eve sıkılınca kediyi sokağa bırakıyor. Hayvanlara değer vermeyenleri anlarım, onlara göre kediler köpekler şunlar bunlar değersizdir... de onların hislerini anlamayıp bir de kendilerine hayansever diyenler benim sevmediklerim.
0
Traveller
(24.05.16)
bu neredeyse her şeye, herkese saçma sapan saldırma motivasyonlarını da çözemiyorum. var di mi böyle bi "her şeyi en iyi ben biliyorum" havası bu insanlarda?

Var, evet.
0
damdanakan
(24.05.16)
herkese haayvansever denmez, önce bunu bi netleştirelim. ben de hayvanları severim öreneğin, çok kedi köpek iyileştirdim. evimde de baktım sonra sokağa saldım. şimdi yok misal. çiçek koparmaya bile karşıyım yerinde güzel o çiçekler. seviyorum ayağına kopartıp öldürüyorsun resmen.

işte o insanlara "havansever" demiyoruz.
0
Goddard
(24.05.16)
o dangalaklar zaten polemik olsa da girsem diyolar. her haltı biliyolar her konuya hakimler. sen niye ciddiye alıyosun, he de geç :)
0
ambrosia
(24.05.16)
he he Traveller.
0
🌸devilred
(24.05.16)
bu duyuru birkaç saat önce gördüğüm "7-8 saat evde yokum köpek alsam problem olur mu köpeğe?" temalı duyuruya verilen "iki sene sonra bıkacaksan alma!!" cevabı üzerine açıldı galiba.

ben onu görünce uyuz olmuştum, onu yazan arkadaş onlaynsa gelsin akldfjalk çok iticiler bence de. bir de hayvan sahiplendirme ilanlarına hayvanın ağzından yazanlar çok itici. yav he he diyorum her okuduğumda.
0
nickimin hakkini veremedim
(24.05.16)
Sen de hayvanseverlere saldırmış oldun su an. Herkes bir gün hater olacak, her canlı internette haterligi tadacak. Kaçış yok.
0
damdanakan
(24.05.16)
benim duyuruda en çok cevap verdiğim duyurular hayvan kategorisindeki duyurular. hemen hepsi sorduktan 1 gün sonra siliyor ve hemen hepsi kedi/köpek alayım mı? diye soruyor. hepsine de neredeyse aynı cevabı veriyorum. hayvan sahiplenmenin ne kadar zor ve ömürlük bir şey olduğundan bahsediyorum.

bu arada hayvan sever tepkilerinin abartılı ve psikolojik vaka olduğuna kesinlikle katılıyorum. ancak şunu tanıdığım bir sürü insandan dolayı teyit edebilirim ki bu insanların çoğu kesinlikle samimi. inandıkları bir şey var ve bunun için uğraşıyorlar. zaten samimi olmayan bir insanın verebileceği tepkiler değil bu kadar aşırı tepkiler. yani her tepki verenin samimi olduğunu söylemiyorum tabii ki ancak samimi tepki verenler gayet anlaşılıyor bence.

şu da var ki dediğiniz gibi psikolojik sorunların ortaya çıkmasının bir sebebi var. gerçekten hayvanlara yardım etmek için hayatının büyük bir çoğunluğunu harcayan insanlar var. ben ne kadar böyle bir kafaya erişmekten korksam da, ben bile ne gibi durumlar gördüm. kim bilir onlar neler görmüş, yaşamıştır.

bizim ülkemizle sınırlı kalamayacak şekilde dünyada bir hayvan şiddeti sorunu var. insanlar bir şey yapmaya çalışıyorlar. kah agresifleşiyorlar, kah haksız tepkiler veriyorlar. ancak ben şahsi olarak bunları gayet anlamlandırabiliyorum.

siz de başka bir şeye tepki verseniz mesela? başka bir şey için kavga etseniz?

sonuçta bu insanlar bir şey için kavga ediyorlar ve bu kavgalarının en büyük müessibi sırf heves için hayvan sahiplenenler. 3 ay sonra bırakıyor çoğunluğu.

deminki duyuruda traveller sanırım bahsettiğiniz cevabı yazmıştı. inanıyorum ki gördüğü ve yaşadığı şeyler sonucunda bu tepkiyi veriyor. çünkü hayvan şiddetinin en büyük sebebi bir hevesle hayvan alan insanlar.

köpek popülasyonun artmasında da, köpek saldırılarında da ya da bahsettiğiniz duyuruya yazdığım cevapta verdiğim örnekteki olayda da suçlu hevesle hayvan sahiplenenlerde.

tekrar ediyorum. bence de bu kadar saldırganlık ve bu ruh hali normal değil. ancak kesinlikle anlayışla karşılanabilir.
0
cinayet saati
(24.05.16)
Laf atmayın bana :)) Açıklamamı yukarıda yaptım! Okumadan nefret ederseniz hepiniz traveller gibi olursunuz ;)

(Aslında hepimiz aynıyız)
0
Traveller
(24.05.16)
Öncelikle arkadaşın bahsettiği duyuru benim duyurum, aha da şurda www.eksiduyuru.com

Bahsettiği cevabı veren kişi de buraya da cevap vermiş.

Hangisi daha az kötüyse alacam diye bir şey yok. Elbette bir hayvana bakmak kişinin isteği dahilinde olan, zorunluluktan kaynaklanmayan bir şey olduğu için de kişilerin seçimine tâbidir. Elbette hayvan alırken kendimize en uygun hayvanı seçmeye özen gösteriyoruz ki onlar da rezil olmasın biz de. Yoksa kutup ayısına da bakmak isterim bal porsunuğa da.

"Hal böyle olunca" insan ileride oluşabilecek sıkıntıları "daha önceden deneyimlemiş" kişilere danışarak öğreniyor ve en uygun şartları sağlayan hayvana yuvasını açıyor.

--

Buradaki hayvanlı duyuruları yaklaşık bir yıldır takip ediyor, onların nasıl davrandığı, yanındaki insanların ne yaptığına dair görüşler ediniyor; bunu kendi hayatımla karşılaştırıyor, sahiplenmek için en uygun şartları oluşturuyordum. Şimdiye kadar ki en çok kafamı kurcalayan şey sık sık şehir değiştirmemdi. (Bu değiştirmeler kalıcı değil bir hafta kalıp dönüyor, bir ay kalıp dönüyor şeklinde) Ancak artık bu sorunu da çözdüğüm için böyle bir duyuru açarak genel tecrübeleri öğrenmiş oldum.
0
Euxinos007
(24.05.16)
Hayvanseverler arasında kim daha çok seviyor tadında ilginç bir çekişme olduğu doğru ve hayvanlar için en iyisini ben bilirim, siz bi boktan anlamıyorsunuz şeklinde bir ego çekişmesi var. Bu zaman zaman hayvan sevgisinin önüne geçiyor ve kişide ego kaynaklı bir saldırganlığa, ukalalığa sebebiyet veriyor.

Lakin işin bir de farklı bir yüzü var. Hayvan meselesi ile gerçekten ilgilenmeye başlayıp aktüel olarak bir şeyler yapınca meselenin ne kadar vahim olduğunu görüyoruz. Sahiplenip ertesi günü sokağa atanlar, sahiplendiği hayvanı satmaya çalışanlar, barınağa bırakanlar, öldürenler, tecavüz edenler, işkence edenler... Bunların dışında çok basit bahaneler ile terk edenler. Nelerle karşılaşıyoruz bilseniz aklınız durur. Köpeği asitle yakan adam var. Köpeği 3 aylık tatile giderken evde tek başına bırakan adam var. Hayvanın beline kürekle vurup felç eden adam var. Bunlar sadece bir iki örnek. Sadece.

Dışarıdan bakan birinin hayvanseverlerin saldırgan ve korumacı tavrından irite olmasını anlayabiliyorum. Bunu poz kesmek olarak düşünenler de vardır. Cidden samimi olmayan hayvanseverler de vardır. Ama olaya bir de bizim tarafımızdan bakabilmekte fayda var. Götünü yırtıp kurtardığın, milyarlık tedavi masrafını karşılayıp iyileştirdiğin, sahiplendirdiğin hayvanı tekrar dönüp iyi ihtimalle barınakta bulunca çıldırıyorsun. Hayvanseverler manyak değil o yüzden, "bizi siz delirttiniz."

Hayvanseverlerin hayvanlar konusunda ne kadar emek, mesai, para, duygu, gözyaşı harcadığını bilse insanlar bence daha olumlu yaklaşabilirler.
0
buff
(24.05.16)
bu arada bazı arkadaşların yok hayvan ağzından yazılınca çok itici falan gibi laflarını görünce gerçekten üzülüyorum. ve eski duyurularına baktığımda da tahmin yürüttüğümde de bunların daha yetişkinliğe erişememiş çocuklar olduğunu düşünüyorum.

evet birbirimize saldırmayalım ancak bu konu gerçekten "öf çok amelece :s" falan diye geçiştirilecek bir şey değil. demin yazdığım cevapta da belirttim. gerçekten bu çok büyük bir sorun ve bir sürü insan hayatını sadece buna odaklayıp buna göre yaşıyor.

işe giderken, nişanlımla buluşacakken, annemin yolda gördüğü falan 3-5 hayvanı tedavi ettirip sahiplendirene kadar gerçekten canım çıktı. çünkü gözünüzü çevirseniz de o hayvanı o halde bırakıp gidemeyecek kadar vicdanlı olmak zorundasınız. insan olmak bu demek bence. bu insanlar keyifleri için o dille yazmıyorlar. belki birilerinin dikkatini çekeriz diye yazıyorlar.

yani aşırı duyar da kasmak istemiyorum. devilred'e hak versem de bence biraz daha anlayışlı olmasını isterim kendimce. ama nickimin hakkını veremiyorum'un yazdığı bence hiç hak verilebilecek bir şey değil.

bu arada şöyle bir örnek vermek istiyorum. ömür gedik'i nasıl biliyoruz? bildiğiniz mal değil mi? hatta ben biraz daha aptalca şeylerini biliyorum. bildiğin süzme gerizekalı. ama ne kadar aptal olsa da medyada hayvanlarla alakalı yaptığı şeylere saygı duymak gerekiyor. hiç bir şey yapmasa da (ki bir şey yapacak kadar akıllı biri değil gerçekten) bir farkındalık yaratıyor ekranda.

dolayısıyla gerçekten hayvan hakları gibi bir sorun var. çok değil ama azıcık daha duyarlı olunabilir bence.
0
cinayet saati
(24.05.16)
Bakın adam şu cümleyi kurmuş "Kedi tirmaliyo, kopek havliyo hofff hangisi daha az kotuyse onu alcam yalnizliktan gibi bi anlam cikmis bahsi gecen duyurudan. Hal boyle olunca daha simdiden sıkıntıları karsilastirirken yuzyuze gelince nolcak diye dusunuyo insan, ondan hep bu saldirilar."

Böyle bir cümleyi insan neden kurar ?. "Hangisi daha az kötüyse onu alacam" dikkatinizi çekmek istediğim cümle bu. Duyurumda dediğim "Hangisi daha iyi olur ?" cümlesini "Evde yalnızım" ile beraber yorumlamaya yetmiyor bazı şeyler. Ben burada hangisi daha iyi hoplar, zıplar, hangisi çılgın atar demek istiyorum herhalde. Bir de araya yalnızlıktan sıkıştırmış.

Sanıyor ki kedi köpeği sıkıntıdan almak istiyorum insanların hayatlarıyla ilgili bilginiz olmadan fikriniz olmasın.
0
Euxinos007
(24.05.16)
@cinayet saati, ciğerdelen, buff

Devilred ve diğerleri ne yazık ki toplumda savaş verdiğimiz insanlar. Büyük ihtimalle vejetaryenleri aşağılıyorlar, toplumdaki azınlıkların yaşam hakları olmadığını düşünüyorlar; trafikte kırmızıda geçen, kadınları aşağılayan, ERİL düşünceye sahip kişiler bunlar. Sizleri tanımıyorum, ERİL düşünceyle ne demek istediğimi anladınız umarım. Bizler bu toplumda azınlığız çünkü kendi yaşamlarımızın yanında başka yaşamları da önemsiyoruz. Durum üzücü ama daha verimli bir eğitimle, sorgulayıcı ve kendinden başkasını da düşündürecek bir eğitim ve kültür aşılama sistemiyle belki işin içinden çıkılabilir. Ama iktidarlar da bunu istemez çünkü onların koltuklarında kalmalarını sağlayan aslında bu cehalet ve bencillik gücü.
0
Traveller
(24.05.16)
@Traveller ben toplumda kimseyle savaş halinde değilim. Bütüncül bir anlayışı anlayabilme ve aktarabilmenin derdindeyim. İnsan, hayvan, bitki, bütün doğa ve evrenin bir olduğuna inanıyorum ve kimseden farklı ve üstün görmüyorum kendimi. Kendimi kimseden ayırmıyorum.

Hayvanseverliğin yanısıra bi feminist de olarak feminizm ve ekolojik duyarlılığı asla birbirinden ayırmam. Ancak bunun yanında insanları belli tipler altında genellememem gerektiğini de biliyorum. Devilred'i ve diğerlerini tanımam, ne derece eril zihniyet taşıdıklarını bilemem. Daha doğrusu taşıdıkları bir eril zihniyet mi yoksa en basitinden bir bilgisizlik mi bunu anlamaya çalışırım ilk önce. Eğer cidden böyleyse de düşmanca ve aşağılayıcı bir tavır sergilemektense anlayışlı ve anlatmaya çalışan bir tavır ile yaklaşmayı doğru buluyorum karşıdakine. Ben bir şeyin bilgisine sahipsem ve bunun doğru olduğunu biliyorsam karşıdakini ezmek, ona savaş açmak için kullanmam bu bilgiyi. Ona da öğretmeye çalışırım.

İyi niyetlisiniz, eminim bundan ama bence temelini biraz negatif güdülenmeden alan bir niyet bu. Dolayısıyla katılamıyorum size. Beni lütfen dışında tutun genellemelerinizin.
0
buff
(24.05.16)
Ayni duyuruya ikinci az saldirgan cevabi ben girdim.

Burada her hafta duzenli sekilde kedi kopek sahiplendirme duyurulari goruyoruz,bende takip ediyorum.geneli ilanlar bir hafta kadar duruyor ve sonra ilgisizlikten siliniyor.sansa birisi cikarsa buyuk mutluluk.sonra bir kac hafta evvel arkadasin birisi bir duyuru acti ve yanilmiyorsam 6 kedi yavrusundan bahsetti.cins ve guzel kediler.bu aralar cok moda olanlardan.burda millet birbirini ezdi almak icin.saniyorum ilan acildiktan 5 ya da 10 dakika sonra hepsi sahiplenilmisti.

Buna cok sasiriyormuyum ,asla.bekledigim samimiyet zaten bu kadar.bu canlilarda aksesuar.iste bu yuzden kedi tirmalar,kopekte havlar diyen arkadasa abi sen almayiver,dizi seyret,telefonunla oyna diyoruz.duyuruyu acan arkadasi tenzih edelim ama alip pic edip sokaklara atiyorlar bunlari ve dayanma sanslari yok.sikilinca alip dolaba kaldiramaiyorsunuz.sonra bin turlu yalan,mustakbel esimin tuye alerjisi var,cocugumuz olacak,iste o zamanda esinide diye baslayip icimizden kufur ediyoruz size,ben disimdanda ediyorum.almayin abi.hayvanlari hobi olarak sevmeyin.
0
duptıs
(24.05.16)
Hayvanseverden bazıları psikolojik olarak hasta.

şöyle ki aşırı hayvan sevgisinin ardında birine ya da bir şeye karşı duyulan nefret ya da bir kayıp ( sevilen birinin ölmesi gibi ) olabiliyor.

aşırı hayvanseverlik, şefkat ya da sürekli dindarlığı ön plana çıkarmak bir ruh hastalığıdır. Aslında tam zıt düşüncelere sahip oluyor ama savunma mekanizması kendine olan saygısını yitirmemesi için onu o şekilde davranmaya itiyor. Az evvel facebook'ta kediseverler sayfasında bir kadının paylaşımlarını inceledim, kadının öz bakımı sıfır, görünüşünden bile hasta olduğunu anlayabiliyorsun.

Normal olanı bir hayvan sahiplenirsin onunla ilgilenirsin ya da zor durumdaki bir hayvana yardım edersin olay budur. Her saniye hayvanlarla ilgili paylaşım yapmak, tartışmalara girmek, kavga etmek hastalıktır.
0
roe
(24.05.16)
Kimin samimi olup olmadığına karar vermek senin haddine değil. Ben kimseye kedi tırmalıyor köpek havlıyor almıyorum demedim. Bunların ikisini de barındıran insanlara sordum. Kimin neyi öğrenip öğrenmediğini tartacak kadar kendini bir halt sanma
0
Euxinos007
(24.05.16)
@buff ayirim konusunda benim de henuz kafam karisik. Genellemelerin yanlis oldugunu bilsem de karakterinin birkac ozelliginin kisinin diger ozelliklerini ongorebilmemi sagladigini dusunuyorum. Iktidara karsi savas halinde oldugumuzu dusunuyorum. Bu iktidar kendisini surekli degistirebilen kimi zaman karsimiza hayvan dusmani olarak kimi zaman da turculuk ve satin aldirma durtusuyle ortaya cikan bir iktidar. Bunun yaninda bireylerin secenekleri tanimamasi da bir sorun. Bu konuda hak veriyorum. Zaman zaman yardimci olmak ve bir secenegin daha mevcut oldugunu belirtmek yerine kisinin bilgisizligini yadirgiyorum. Gercekten ekofemisnizmin duyarliligi icinde anlayisli bir tavriniz varsa paylasimlarinizi daha dikkatli okuyacagimi belirtmek isterim.
0
Traveller
(24.05.16)
bu baslikla damarima bastin. ama bahsettigin sey abartilacak bir sey degil bence. asil facebook'ta her gun kendini hayvan kurtarmaya adamis insanlarin gereksiz saldirganliklarini okudukca deliriyorum. birisi bir sey sorsa bloke ediyorlar. bu insanlarin hicbiri masum degil. egolarini filan da gectim, hepsi paragoz olmus, cogu kendi pazarini koruma derdinde. duyuruduki yorumlari tenzih ediyorum.
ornek veriyorum, barinagindan fotograf koymus, bagli bir kopek var. bilmeyen birisi basit bir sey soruyor 'neden bagli?' vay sen kimsin de sorguluyorsun, acik birakalim da diger kopekleri mi parcalasin da.. neyse gunde yuzlerce ornegi var zaten facebook'ta :( sonra bize mama gonderin, ilac gonderin, ne ruhsuzsunuz da. ama soru da sormayin mantigindalar. konuyu epey destim, ama ozetle durum bu.
0
bir varmis bir yokmus
(24.05.16)
Bu hayvansever geçinenlerden bazıları da kendine toplumda yer edinmek, kabul görmek amaçlı bu aşırılığa başvuruyor. " hayvansever " kimliğini iletişim kurmak amaçlı kullanıyor. Karşı cins ilişkileri olsun, normal arkadaşlıklar olsun bu tanımladığı kimlik üzerinden oluyor.
0
roe
(24.05.16)
@traveller, aslında beni de bu genellemenin dışında tutsan iyi edersin :) bir çok hayvan duyurusunda birbirimize referans verip cevap vermiştik. ama dediğim gibi hepsi sildiği için o duyuruları bulamadım. ancak nickini hatırlıyorum. ben bir feminist değilim. bu da gayet doğal ve normal. çünkü düşünsel bir fikir feminizm. ben bunun destekçisi olmam, sen olursun vs. bunlar tamamen insanın kişisel gelişimiyle alakalı.

aynı şekilde ne kadar kendimle çelişkilerim olsa da vejeteryan değilim. bu da aslında alışılmışlıktan gelse de bir tercih meselesi benim için. ancak yazdığında desteklediğim bir nokta var ki bu ne bir fikir ne de tercih. hayvanlara yardım etmek, onlara karşı vicdanlı olmak adı üzerinde tamamen vicdani bir nokta benim için. bunu yalnızca evcil hayvanlar olarak da düşünmemek gerekiyor. ne kadar zararlı olursa olsun bir yaşamı bitirmemeye ve başka bir çözüm bulmaya çalışıyorum kendi adıma.

buff'a ise şu noktada katılıyorum. burada gerçekten ayırt edici nokta, insanın doğada kendini nasıl konumlandırdığı ile ilgili. her şey gerçekten bizim için mi? yoksa insanlar da doğanın bir parçası mı?

ben şahsi olarak burada insanların da doğanın bir parçası olduğu fikrindeyim. ancak dediğim gibi. ben de buradaki kimseyle kavga halinde değilim. belki hayvan bakmak konusunda bilgisiz olabilirler ama her gün gördüğümüz hayvanlara eziyet edenlerin bu arkadaşlardan çıktığına inanmıyorum.
0
cinayet saati
(24.05.16)
@Traveller işte böyle tatlı tatlı anlaşınca çok mutlu oluyorum ben.

Ebette hepimiz insanız, zaaflarımız var, kontrol edemediğimiz taraflarımız var. Benim de zaman zaman öfkeye kapılıp dellendiğim anlar olmuyor mu, oluyor. Erkek egemen topluma, her türlü canlıya hatta cansız olduğunu düşündüklerimize karşı yapılan zulmün karşısında çıldırdığım zamanlar oluyor. Ama sakinliği koruyabildiğimiz yere kadar korumak, bunun için uğraşmak çok önemli.
0
buff
(24.05.16)
Traveller, her duyuruda yaptığın gibi bunda da hayvanlardan lafı gene nası feminizme azınlık haklarına getirmeyi başardın? birazdan kürtler de çok eziliyor ühü diye başlamandan korkuyorum
0
ambrosia
(24.05.16)
@cinayet saati

Kavga olarak buradaki insanlar degil savas halinde oldugumuz durum iktidarlarin dusunce sistemi. Buna siyaset de denilebilir eger savas ve siyaset sozcuklerini ilk anlamlari disinsa dusunursek. Homofobik, dislayici, bencil dil ile baslayan bu surec hayvanlarin katledilmesi, insanlarin yasamlari boyunca temel hak ve ozgurlukleri elde edememeleri, doga katliami gibi sureclerle tamamlaniyor. Buff'in da dedigi gibi erkek'ten sonra kadin'in kedilerin atlarin daha sonra yunuslarin en altta boceklerin yer aldigi pramit dunyadan hepsinin bir butun oldugu ekolojik kumeye gecis istiyoruz.

Kavga icin de buradaki kimseyi degil iktidarlarin eril gorusunu kastettim. Zaten saatler once konuyu acan kisiyle mesajlastik sozum ona degildi.
0
Traveller
(24.05.16)
@ambrosia

Kadin dedigimde biyolojik olarak kadin bedenindeki insanlari demek istemiyorum. Queer felsefeye gore eril olmayani demek istiyorum. Bunu Wittig buyuk harfle Erkek ve Kadin diyerek yazmisti. Eril sozcugu de sanirim erkek egemen sistemi tanimlamak icin kullanilabilir.
0
Traveller
(24.05.16)
Sana ve kimseye karşı samimi olmak zorunda değilim. Kaldı ki "ben ne kadar hayvanseverim şu kadar hayvana bakıyorum" kafasına ulaşmak da eminim acayip bir duygudur.
0
Euxinos007
(24.05.16)
İşte hep diyorum. Okumak ayrı bir şey. Az biraz kafanı yukarı kaldır bak.
0
Euxinos007
(24.05.16)
Dubtıs +1
0
hasmetizm 2046
(24.05.16)
millette uzman psikiyatr olmuş maşallah, o hasta bu şöyle deli bunun çocukluk travmaları var. kim neyi severse sever sizi neden rahatsız ediyor? millet ineğe tapıyor kimse çıkıpta bu ineğe tapanlar ne kadar salak diye tepki gösteriyor mu?

işin ucunda iyi bir niyet var, yaşanmış tecrübüler var. üstelik bunlar herkesin görebileceği kadar açıkça ortada hayvansever olmaya gerek yok, artık tvde bile uyarıları dönüyor sokağa atacağınız hayvanı bir hevesle almayın diye. bazen insanları şöyle bir sarsmak gerekiyor malesef nasıl bir sorumluluğun altına girdiğinin farkında mı diye. bu hayvanseverler de onu yapıyor.

adam evine aldığına bakmayı bırak arabayla üstünden geçtiği hayvana bile bir dakika durup bakmıyor bir şey yapabilir miyim diye. vicdanı sızlamadan öylece acılar içinde bırakıp gidiyor. böylesi insanların olduğu yerde hayvanseverleri anlayışla karşılamak lazım uyarıların için sağol farkındayım denebilir rahatlıkla.
0
yue
(24.05.16)
yukarıda çok polemik dönmüş okumadım
cevabım evet aşırı olanları malca buluyorum.
0
basond
(24.05.16)
yıllarca şiddeti gittikçe artan bir köpek fobisi ile mücadele ettim. son sürat gelen arabanın önüne atlamak mı yoksa köpekle yanyana yoldan geçmek mi deseniz arabanın altına atlamayı tercih ederdim, o derece yani. çevremde hayvansever olan, evcil hayvanı olanlardan bir alman arkadaşım hariç her zaman çok yorucu ve kırıcı davranışlara ve yorumlara maruz kaldım. yok benim insan sevgimden de şüphe edermiş, yok onlar insanlardan zararsızmış, o kadar gönüllü çalışmalara katılmamın sahte olduğunu dahi söyleyen oldu. hatta parkta illa olduğum tarafta köpeğiyle oynayan birinden çok ciddi fobim var diye ricada bulunduğumda (ondan çok önce gelmiştim ve uzanmış kitap okuyorduk arkadaşımla), bilerek üstüme attı hayvanın oyuncağını, köpek öyle bir koştu ki, korkudan saatlerce ağladım kocaman insan. bunun sevmemek olmadığını, fobi olduğunu, asansöründe ısırmadığını ama insanların fobisi olduğunu anlatma çabalarım hep sonuçsuz kaldı.

bir tek o alman arkadaşım fobim olmasa bile sevmek zorunda olmadığımı, nefret etmemem ve hayvan düşmanı olmamamın yeterli olduğunu söylerdi bana.

neyse ki çeşitli terapilerden sonra aştım köpek fobimi, ama bana yıllarca davranışları ve söylemleri yüzünden evet önemli bir kısmını gereksiz derecede çok anlayışsız ve sert buluyorum. gerçek hayvanseverleri ayrı tutuyorum.
0
Phoebe
(24.05.16)
Bazı hayvanseverler cidden kafayı bozmuş durumda haklısınız. İnsanların hayvanlara verdiği zararın öfkesini alakasız kişilere göstererek çıkarıyorlar. Bu davranış bozukluğunu sadece hayvanseverler değil işyerinizdeki müdürünüz, arkadaşınız ya da okuldaki hocanız da yapıyor ama doğrudan bir etkileşim içinde olduğunuz için reaksiyonlarınız da değişiyor bu tip hayvanseverlere oranla.
Bunun dışında bu hayvanseverlerin böyle çıldırmasının nedeni de elindeki son parayı veterinere, ilaca, mamaya yatırmaları.
Kısacası insan içinde olmadığı bir dünyayı tanıyamıyor, anlayamıyor ya da o dünyanın realitesini tahayyül edemiyor. Sonra da "samimi değiller, saldırma motivasyonları var, herşeyi ben bilirim havasındalar".

Ayrıca
traveller,cinayet saati,buff,yue +1

Bir de karşı tarafın düşüncesini yok sayıp dinlemeyip umursamayıp küçümsediğinizde daha haklı olmuyorsunuz. Engizisyon mahkemesinden farkınız yok.


Edit: Devilred ben seni ve senin gibileri eleştirdim halbuki, bana tik verme konusunda emin misin?
0
rakicandir
(24.05.16)
Hayvanları hayattaki başarısızlıklarının sorumlusu olarak gördükleri diğer insanlara nefret kusmak için kullananlar var. Panter Emel tarzı stereotip hayvansever çok itici bir tipleme.
0
arnold schwarzeneger
(24.05.16)
Ben de hayvanseverim ama o dedigin tipe asiri sinir oluyorum onun gibi bi de kendini yirta yirta yalvara yalvara para toplayanlari var sorsan kendisi 3 kr atmaz ama para vermeyene cemkirir filan.
Hayvanseverlerden olusan bi olusumub icindeydim sirf bu yuzden ciktim gercekten manyaklik derecesinde insanlar var.tamam hayvani seversin yardim edersin de yardim etmeyen insana niye cemkirirsin ? Cok kavga ederek o olusumlardan ayrildim.Artik kendi halimde hayvan seviyorum kafam da rahat.
0
Esinsin
(24.05.16)
(15)

Annem araba sürmeyi öğrenebilir mi sizce?

kitap arasında kalmış silgi tozu
Merhaba,Annem 54 yaşında. Birkaç denemesi dışında hiç araba sürmedi. Ben onun bunu içten içe çok istediğini görüyorum. Abim ve babam da önüne geçiyor, biz hepimiz sürüyoruz istediğin yere götürüyoruz ne gerek var diyorlar. Asıl sorun, annemin heyecanlı ve trafik konusunda korkak olması. Kendi sürers
Merhaba,
Annem 54 yaşında. Birkaç denemesi dışında hiç araba sürmedi. Ben onun bunu içten içe çok istediğini görüyorum. Abim ve babam da önüne geçiyor, biz hepimiz sürüyoruz istediğin yere götürüyoruz ne gerek var diyorlar.
Asıl sorun, annemin heyecanlı ve trafik konusunda korkak olması. Kendi sürerse geçer mi acaba diyorum ama, bilemiyorum?
Boş bir alanda ben dur kalk çalıştırsam, baktım heyecanlanmadan kotarıyor, bir hocayla anlaşalım çalışsınlar diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
Aracımız düz ve yeni aldık, şartlar öyle gerektirdi, otomatiğe geçme şansımız yok şu an.
Bu annem için ihtiyaçtan öte bir hayal. Bulunduğumuz ilçede sürmesini sağlayabilsem dahi yeter. Ama çok heyecanlı. Ne diyorsunuz, çevrenizde böyle örnekler var mı?
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
anneler güzel. anneler değerli.

o yüzden bu hayvan gibi trafiğe salmazdım ben olsam annemi. Annen mükemmel kullansada ayaklarını dısarı cıkarıp araba süren ayıyı ne yapacaksın?
0
anonymice
(21.05.16)
annem 40'ından sonra araba kullanmayı,
50'sinden sonra italyancayı ve yüzmeyi öğrendi. isteği varsa yüzde bir milyon yapar. cesaret verin, destek olun, mutlaka yapar.
0
507
(21.05.16)
anneler güzel. anneler değerli. o yüzden öğretin. kendi işini kendisi görsün, otobüslerde taksilerde sürünmesin, bi yere gitmesi gerektiği zaman ehliyeti olan birinin keyfini beklemek zorunda kalmasın. benim babannem 45 yaşında öğrenmiş, dedem vefat ettikten sonra bir yere gitmesi gerektiğinde ehliyetinin kıymetini daha iyi anlamış. ben kendimi bildim bileli araba kullanır, çok da güzel kullanır. siz de öğretin, heyecanlansa bile zamanla aşar.
0
ambrosia
(21.05.16)
Bence zor gibi. Arabayi da yeni almissiniz. Sahsen ben kalkismazdim bu saatten sonra ogretmeye. Abiniz gibi "nereye istiyorsan gotureyim" derdim.
0
stavro
(21.05.16)
bence öğrenir. biraz zaman alır. bu zamanda çok stresli olur. bana kalırsa değmez. bir de yaş ilerledikçe dikkat azalıyor. olayları kavrama süresi artıyor. 54 yaşında tecrübesiz bir şoför hem kendi için hem başkaları için de tehlike oluşturur ayrıca.
0
platoniclover
(21.05.16)
Sanıyorum ki iki ayrı görüş var.

Ben de bu ihtimalleri düşünüyorum. Ama karar veremiyorum. Bir insan bu yaşına kadar bu fırsatı elde edemedi diye "bu yaştan sonra beceremezsin sen" diye yerine hüküm vermek üzücü geliyor. Kendi işini halledebilmenin mutluluğunu duysa ben çok mutlu olurum. Bir sürü insan başarıyor bunu.

İlçemiz çok küçük ve yazlık bir ilçe. En azından bu trafiksiz ortamda belki sürebilir. Arabamızın yeni olması önemli değil, kendi kazanıyor kendi ödüyor.

Abim şehirdışında yaşıyor. Ona konuşmak kolay :)
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
Heyecanlı ve korkuyorsa panik yapar. Trafikte tehlike arz eder bu da. Bence tenha yerlerde beraberken kullansın. Trafiğe çıkmasın.

İlçe demissiniz, eğer trafik fln yoksa yollar da dümdüz ise korkusu he heyecanı geçene kadar birisiyle turlasin. Bunlar geçmiyorsa da dediğim gibi en sagliklisi boa alanlarda kullanması
0
nucleon
(21.05.16)
annenin böyle bir isteği varsa lütfen ama lütfen yerine getir. türkiye'de trafikten çekinmeyen insandan korkacaksın zaten, sen ya da artık her kimse klasik baba tavrıyla kadını gererek değil de düzgünce öğretirseniz sürmeyi, zamanla gerginliğini de üzerinden atacaktır. şu an çekinmesi, gerilmesi son derece normal. araba sürmeyi bilince, o özgüvene sahip olup trafiğe çıkınca yavaş yavaş normale dönecektir. dönmese de olur zaten, bazı insanlar mizaç olarak fazla heyecanlı/tedirgin olur. arabayı kullanabildikten sonra önemi yok.

benim annem daha 41 yaşında ama çoğu şeyi istemesine rağmen hiçbiri konusunda adım atmıyor. korkuyor mu, çekiniyor mu, derdi ne bilmiyorum ama sürekli bi "oğlum bu saatten sonra ne yapçam yea" havasında. zamanında okuyamadığı için çok üzülüyor mesela. dışardan bitir diyorum, "bu saatten sonra ne işime yarayacak ki" diyor. ingilizce öğrenesi var. gel öğretiyim diyom. aman oğlum bu saatten sonra kiminle konuşcam ki diyor. la havle.

anneler güzel, anneler değerli. o yüzden, istiyosa öğret. hem kadın rahat etsin, hem de siz sürekli ona şoförlük yapmak zorunda kalmayın.

araba sürmek kesinlikle öğrenilemeyecek, kotarılamayacak bi şey değil. baktınız olmuyo zaten ben yapamıyorum deyip bırakır o kadar tedirgin biriyse. yoksa yardırın gitsin.

not: ben 9 yaşında değilim, anam 19'unda evlenmiş ve hemen bir efsane doğurmalıyım demiş, ondan böyle.
0
der meister
(21.05.16)
Neden bir ehliyet kursuna yazdir miyorsun? Bu arada hem hayaliyle ilgili bir seyle uğraştığı icin mutlu olacaktir hem de yapamiyorsa bunu zaten kursta fark edecektir. Bu arada sen de biraz calistirirsin bence olur bu is :)
0
shadowcat
(21.05.16)
Komşumuz olan bir çift vardı ve erkek tarafı 64 yaşında vefat etti. Eşi de 61 yaşındaydı. O yaşa kadar hep kocası banka işlerini yapmış ve arabayı kullanmış. Bir anda hepsi kadına kaldı. Önce ehliyet aldı üçüncü girişinde mi, üçten emin değilim ama birkaç kere girdi. Sonra sitenin çevresinde arabaya tur attırmaya başladı. Site de yokuştaydı; yokuş çıkıp iniyordu manuel vitesle. Bir yıl site boyu döndü ve sitenin karşısındaki bakkala gitti. Sonra pazara gitmeye başladı yavaş yavaş. Bir gün ışıklarda yanında bir dolmuş şoförü durmuş bir yaz günü. İkisinin de pencereleri açık. Dolmuş şoförü bakmış, annesi yaşında kadın. Ağzını bozamamış ama sinirli olduğu belli olan bir şekilde

- Olmuyor hanımefendi, olmuyor.

demiş. Bizimki gayet sakin bir şekilde şoföre bakmış. Tatlı bir sesle

- Olacak beyefendi, olacak.

demiş. Bu 'olacak'tan 3 sene sonrasında arabasıyla Uşak-İzmir yaptı kardeşlerini görmek için. Şimdi fıldır fıldır dönüyor, yaşı da 70 civarı.

İlk başta pazar sabahın körü gibi saatlerde, yakınlarda dört dönebilir. Löp diye trafiğin içinde korkmasın.
0
aychovsky
(21.05.16)
Herkese cevapları için çok teşekkür ederim. Annemin bu isteğini gerçekleştirmesini çok istiyorum. Annemin ehliyeti var, en azından sınava girmeyecek.

Ben en iyisi onu boş bir alana götürüp, hevesinin gerçek olup olmadığına bir bakayım:) zaten gerçekten istiyorsa sıkılmaz ve yapar. Eğer sıkılmazda bir hoca ile anlaşayım :)
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
direksiyon hocaları var gayet uygun ücretlerle şehiriçi trafikte araç kullandırıyorlar, yolları dahi öğretiyorlar. sizin çalılştırmanızdan çok daha verimli olur.
0
Phoebe
(21.05.16)
Ogrenir araba kullanmayi niye ogrenemesin :) yukarda cok guzel cevaplar verilmis zaten, ben sadece kurs hocasiyla calisirsa daha iyi olur demeye geldim. Babanla abinle calisirsa bir anlik sinirle ters bir sey soyleyebilirler, annenin hevesi kacmasin. Kurs hocasi daha profesyonel yaklasir hem cesaret verir hem yollari iyice ogrenir. Biraz pratik yapinca trafige de cikar. 30 yasinda ben cok iyi araba kullaniyorum diyip makas atanlardan daha tehlikeli olacak degil ya.
0
turuncu sufle
(21.05.16)
öğrenir.
0
Alt4y
(21.05.16)
Teşekkürler :) Ben kesinlikle biriyle çalıştırmam onu, ben dahil. Bu iş tekniktir ve hoca ile öğrenilmelidir. Ben sadece heyecanı ne alemde, onu tartacağım. Hele babamla abime hayatta bırakmam:) maazallah
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
(4)

izrmirde nerede bulunur?

halanne
1. anadolu tohumundan organik üretilmiş fide. balkon bostanı yapmalık domates, salatalık, biber vs 3-5'er saplık. eğer tohumdan üretmek için geç kalmadıysak tohum da olur.2. ahşap desen tarağı/aparatı. (boyama sırasında ahşap görünümü vermek için)bunları izmirde mümkünse karşıyaka/çiğli tarafında ne
1. anadolu tohumundan organik üretilmiş fide. balkon bostanı yapmalık domates, salatalık, biber vs 3-5'er saplık. eğer tohumdan üretmek için geç kalmadıysak tohum da olur.

2. ahşap desen tarağı/aparatı. (boyama sırasında ahşap görünümü vermek için)

bunları izmirde mümkünse karşıyaka/çiğli tarafında nerden bulabiliriz?

istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. her soru eşit puandır.

ps: final sınavlarında tüm öğrencilere başarılar.
0
halanne
(18.05.16)
mucizem; maalesef bauhaus, praktiker hepsi kapandı izmirde, kazıkçı koçtaşın eline kaldı koca izmir. orda da yoktu zaten sorduğumda.
0
🌸halanne
(18.05.16)
anadolu tohumları için maalesef tohum takası ile üretim yapan kişilere ulaşman gerekiyor onun harici hibrid tohum başka seçenek yok
ahşap desen taragı nedir bilmiyorum fakat ahşap boyama ile ilgili hobi dükkanı çarşıda ankara ilkokulu sokagı cıvarında gormus olabılırım konuya vakıf degılım o yuzden kabaca soyluyorum
0
gaspetizm
(18.05.16)
Ege Üniversitesi'nin Ziraat Fakültesi'ne danışmanızı öneririm. Olsa olsa orada olur birinci maddede aradıklarınız.

Başarılar.
0
kara yuan
(18.05.16)
www.facebook.com

bunun gibi pek çok grup var izmir'de. bir ihtimal onlarda olabilir veya onlar doğru yönlendirebilir.

birde ağaçlar.net'e sorabilirsin.
0
Phoebe
(18.05.16)
(28)

Kilis'e üzülmekte zorlanıyorum

babilbaligi
Selamlar,Malumunuz olduğu üzre, Kilis'e sürekli Işid tarafından roket atılıyor ve en az 21 kişinin öldüğü söyleniyor.Öncelikle olaydan etkilenenlere sabır, ölenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim.Peki bu Kilisli kardeşlerimiz 6-7 ay önce "Işid terör örgütü değil" diyen malu
Selamlar,

Malumunuz olduğu üzre, Kilis'e sürekli Işid tarafından roket atılıyor ve en az 21 kişinin öldüğü söyleniyor.

Öncelikle olaydan etkilenenlere sabır, ölenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim.

Peki bu Kilisli kardeşlerimiz 6-7 ay önce "Işid terör örgütü değil" diyen malum partiye %65 oy vermediler mi? Işid bomba patlatıp yüzden fazla vatandaşımızı başkentin göbeğinde katledince televizyonlara çıkıp sırıtan tipleri yeniden seçmediler mi? Işid'e tır tır silah gönderen adamları bu memleketin başına getirmek için vermediler mi bu oyları?

Şimdi istikrarın tadını çıkarmıyorlar mı?

Ben bu meseleye üzülmekte zorlanıyorum. Biraz "rüzgar eken fırtına biçer" tadında yaklaşıyorum, ama bakış açımdan kendim pek memnun değilim.

Aslında kendimle muhabbetim de fena değildir. Siz ne diyorsunuz?
0
babilbaligi
(16.05.16)
DHKP-C -Allah korusun- Ege'de bir yere saldırı düzenlese ona da mı üzülmemek lazım o zaman?
0
tescillimarka
(16.05.16)
evet oralar akp'ye oy verdi biz de oraları komple ışid'e verelim gitsin. güneydoğu- doğu pkk partisine oy veriyor hepsi terör örgütü yanlısı, onları da verelim. izmir zaten chp'li elitist, kendinden başkasını beğenmez ayrı takılmak istiyorlar, bırakalım kendi cumhuriyetlerini kursunlar. zaten gerçek sosyalist olmak, gerçek vatanseverlik bu.

ben kilis'e değil, türkiye'ye üzülmekte zorlanıyorum. hak ettiğimizi yaşıyoruz. hale bak.
0
akil kupuru
(16.05.16)
farzet ki ölen 21 kişinin tamamı kalan %35'in içinde. napıcaksın o zaman?
0
animalman
(16.05.16)
bunun AKP'ye oy vermekle alakası ne ki? kimse bir siyasi düşünceyi desteklediği için roketatarla öldürülmeyi hak etmez. kaldı ki AKP'ye oy vermiş olmaları onları AKP'nin her dediğine, her politik hamlesine destek verdikleri anlamına da gelmez. kaldı ki ölen kişilerin siyasi düşünceleri hakkında da elimizde veri yok.
0
nathanieltroy
(16.05.16)
psikiyatriye gitmenizi oneririm. insanligin siyasetten futboldan hatta dinden daha öte oldugunu ögrenmen temennisiyle...
0
Fritz-X
(16.05.16)
@tescillimarka: bilmem, işte onu soruyorum. CHP bir ilden "DHKP-C terör örgütü değildir" açıklamasına, tır tır gönderdiği silahlara, tutuklanmayan DHKP-C üyelerine ve daha nicelerine rağmen oy alırsa dememeli miyiz?

@akil kupuru: işte herkes hakettiğini yaşıyor mantığı yanlış mı? "verelim gitsin" ile e alakası var?

@animalman: çok pis göt olurum. net.

@nathanieltroy: ben ne alakası olduğuna dair fikrimi yazdım.

@Fritz-X: Ankara'da önereceğin bir psikiyatri kliniği varsa, oraya bi görüneyim.

@theli: kendi düşüncemi pek insani bulmadım. oysa genelde aram iyidir kendimle.
0
🌸babilbaligi
(16.05.16)
ben HDP'li olarak AKP ve MHP seçmeninden bu kadar nefret etmiyorum, hatta nefret de etmiyorum zaten. garipmiş yani "oh olsun" mantığı. sivil insanların ölmesi kötü bir şey, karşısında olmamız gereken şey bu. orası da sosyal medya hesaplarınızda uğruna canlar verdiğiniz vatan toprağının parçası değil mi? ne çabuk vazgeçtiniz bunlardan. insanların kasıtlı ve insafsızca öldürülmesini yaşadıkları şehrin seçim sonuçları üzerinden değerlendirmek doğru değil BENCE. "belki %35'in içindeler?" dünyanın en mantıklı sorusu burada beğenmeseniz de.
0
nathanieltroy
(16.05.16)
Ben de bu hissiyata sahip insanları anlamakta zorlanıyorum. Akp yalnızca Kilis'ten aldığı oylarla mi iktidar oldu? İsidle ilişkilerinin gidişatını kilisliler mi belirledi? Kilislilerle isidliler birebir savaş halinde mi? Ki bu hallerde bile ortadaki kaos, savaş gerçeği üzerine konuşmaktan çok "Ölenlere üzülmüyorum" demeyi seçmek nasıl bi akıl muhakemesinin ürünü, anlayamıyorum. Eğitimsiz, kolay manipüle olan, kor muhafazakar insanlar ölsün mu direkt?
0
damdanakan
(16.05.16)
siyasi düşüncesi ne olursa olsun bütün vatandaşların eşit hak ve özgürlüklere, güvenliğe sahip olarak yaşama hakkı vardır. akp'ye oy vermiş olması onun kendi ülkesinin sınırları içinde, güvenle yaşayabilmesi gerekirken bombalanmasını haklı çıkarmaz.

şayet mücadeleniz sadece kendi ideolojiniz için olursa bu bok çukurunda yaşamaya devam ederiz ülke olarak çünkü gücü eline geçiren herkes diğerlerini yok etmeye devam eder. daha bütünsel bir alandan bakıp hak ve özgürlüklerin eşit olması için mücadele edilirse; herkes bir arada, insani koşullarda, birbirilerinin hayatlarına saygı duyarak yaşayabilir. zaten şu anki iktidarın bu kana susamışlığıda kendi ideolojisi uğruna. tıpkı daha öncekilerin tamamı gibi. bu kısırdöngünün bir yerden kırılması lazım artık.
0
Phoebe
(16.05.16)
@nathanieltroy: nefret falan yok. "cebinde akrep taşıyan zehrine katlanır" diye bir atasözü var. rüzgar eken fırtına biçer, ne ekersen onu biçersin, vb. biraz böyle olayları doğal sonuç olarak görüyorum. yoksa ölen her zamanki gibi gariban.

@damdanakan: ben ölmelerini istemiyorum, ama kendi tercihleri sonucunda ölüyorlar gibi geliyor bana işte.

@Phoebe: 3 kere okudum, ne demek istediğini anlamadım. tamam benim bütün fikirlerim bok yesin, kimim lan ben zaten. ama sen tutup almanya'da hitler'i desteklersen, 2.dünya savaşında ölürsün. üstelik senin yüzünden bir sürü insan daha ölür. aynı mantık bence.
0
🌸babilbaligi
(16.05.16)
Kim olursa olsun oradaki zor durumdaki insanlar için üzülmek gerekir. Ancak biz vatandaşların yapabileceği şey budur, üzülmek. Asıl ironik olan devletin bu konuda kılını kımıldatmaması, ve oradaki insanların gazete ilanıyla diğer vatandaşlardan destek istemesi.
Devletin bu sağırlığını artık planın bir parçası olduğu, hatta bizzat planlayıcısı olduğu şeklinde yorumlamak bile mümkün. Kilis'i Kuzey Irak'taki El Nusra ve IŞİD'cilerin daha rahat gezinebilmesi için boşaltmaya çalışıyor bile olabilirler.
0
screamshot
(16.05.16)
@babilbaligi, ben size sizin düşünceniz ne ki demedim. sadece ülkenin durumunu anlatmak için bok çukuru dedim. kişisel algılamayın lütfen, yanlış anlaşılmak istemem.
0
Phoebe
(16.05.16)
@screamshot: enteresan fikir. olmaz değil, hakkaten biz neden savaş uçağı ile mevzi imhası yoluna gitmiyoruz? hmm. daha da enteresan oldu. ama kolplo kokuyor.

@Phoebe: tamam öyle anladım. ama mesele hakkaten benim ne düşündüğüm değil, hakkaten ben kimim ki? benim düşüncem bi boka yaramaz. memleketin genel hali konusunda da maalesef sana katılmamak elde değil. o açıdan tamam. ama bu bok çukurunu derinleştiren bu malum zihniyete oy verenler değil mi? soru net...
0
🌸babilbaligi
(16.05.16)
oyy vermeyi de geçtim ben.

5 sene önce, türkyie cumhuriyeti tarihinin en büyük ihaneti olan, suriye sınırındaki mayınlar temizlendirken kilisliler göbek atıyordu. halay çekiyordu adamlar mayınlar temizleniyor diye.

çünkü rahat rahat kaçağa çıkabileceklerdi :)
şimdi o mayınların boşalttığı yerden füzze yiyorlar. beter olsunlar.
0
tchuck
(16.05.16)
@tchuck: bu açıdan bakınca ben niye üzüleyim amk. oha kendimle barışık oldum lan sayende.
0
🌸babilbaligi
(16.05.16)
kafalarına roket yemelerinin sebebi tamamen bizim siyasetçilerimizin basiretsizliği. buna karşılık, ben hiçbir kilislinin hala AKP'yi suçladığını görmüyorum. türkiye cumhuriyeti devletinin topraklarına roketler yağması tabii ki halay çekilecek bir iş değil, olmasa çok daha mutlu olurdum ama tercihini roketten yana kullanan bir halk için de üzülüyor değilim. "yarın sizin başınıza gelse? :((" diyenler:: bizim başımıza roket değilse de başka şeyler yıllardır yağıyor. her yerde öldürülüyoruz biz, rokete bile gerek olmadan. o zaman kilisliler, konyalılar, akp'liler yanımızda değildi; aksine genelde öldürmekle meşguldü. o yüzden kilislilere üzülemiyorum. dediğim gibi, "OOH BOMBALASINLAR İYİ OLUYOR" demeye yüreğim asla el vermez ama suçu hala chp'de veya başka şeylerde arayan, akp'nin şanından şüphe dahi duymayan aptal bir insan grubu için kılımı kıpırdatacak değilim.

bakın chp'li, hdp'li veya mhp'li olmak "siyasi görüş" olabilir ama akp'yi desteklemek siyasi görüş değildir. üç sene önce olabilirdi ama şu an değil. suriyeliler her yerdeyken, bu kadar şehit veriliyorken hala "ama onlar cahil, şehirlerine yol yapıldığı için akp'ye oy veriyorlar, senin gibi kaygıları yok ki" demeyin lütfen. göz göre göre türk ulusunu aptal yerine koyan bu heriflere çanak tutuyor akp'ciler ve kimse kusura bakmasın, ben akp'ye oy vermeyi "politik tercih" olarak algılayamıyorum artık. benim gözümde akp'ye oy veren herkes [cümlenin devamı bayağı agresif şekilde devam ediyordu, moderatör kırbaçladı. tamamını okumak için lütfen üye olunuz]. ben gidip bu insanların kafasına roket atmam ama kendi tercihleri neticesinde roket yediği halde bu tercihlerinden geri durmayan cahil, aptal halka da "tüh ya roket yiyolarmış" diye üzülmem. ne halleri varsa görsünler. yarın benim kafama roket yağdığında onlar da aynısını söyleyecek zaten, duyar kasmaya gerek yok o yüzden.
0
der meister
(16.05.16)
bu malum zihniyete oy verenler bir gecede türemediler ki. halkın, bu malum zihniyet ilk ortaya çıkmaya başladığı zamanlarda bu kadar (oy verenleri eleştirenlerin argümanlarıyla yazacağım, kendi görüşlerim değildir) bilinçsiz, öngörüsüz, eğitimsiz, kolay kandırılabilen, cahil, yobaz, yönetilmesi gereken, bağnaz vesaire vesaire olmasından önceki iktidarlar suçlu değil mi? e o zaman onların zamanıda bok çukuru çünkü sadece kendi ideolojilerini yüceltmek, korumak adına mücadele etmişler. ülkenin bilinç düzeyinin nerde olduğun kimse bir yerine takmamış. altın tepside bu vatandaşları sundukları için mevcut hükümet bu kadar rahat manipüle etmiyor mu bu insanları? gecekonduda yaşayan amcanın hayati öncelikleri gerçekten makarna ve kömür yani, bunu anlamak için uzman olmaya gerek yok. önceki iktidarlar sosyal devlet temellerini atabilseydi kim o amcayı makarna karşılığı kendine mahkum edebilirdi? tabana inmek diye bir olgu var. öncekiler becerip inemediler ki tabana. varsa yoksa kendi ideolojileri. ülkenin genel refahı ve bilinç düzeyi için akp'den önceki 5 iktidarı düşünün bakalım, kim ne yapmış? hepside bir şekilde faşist ve diktatör.

o yüzden mevcut bok çukuru durum için iktidara oy verenlere yüklenmek ve hatta o seçmenlerin bu şekilde ölmesinden hiç rahatsız olmamak çok yüzeysel bir bakış açısı olur. daha farklı katmanlarla bakabilmemiz lazım bu olaylara toplum olarak.
0
Phoebe
(16.05.16)
Normaldir.
Ben de seninle siyaseten zıt görüşteyim. Benzer durumdaki olaylara üzülmüyorum. Sevmediğim adamdan tipten bana ne diyorum.
0
enkolaykullaniciadi
(16.05.16)
bence yazık onlara.
ama şunu söylemeden geçmek olmaz insanlık savunucusu, hümanist ve on numara beşyıldız insanlara. bu adamlar kendinden olmayan hangi İNSANIN yaşam hakkına saygı göstermişler?
kendinden olmayan ölmüş çocuğun anasını meydanlarda yuhlatan, kendinden olmayanları yuhlatan zihniyet hangi farklı insanın yaşam hakkına saygı göstermiştir?
insanlık adına üzücü tabi ki ama gezide ölenler kadar üzmemiştir beni.
biz en azından üzülüyoruz, onlar geberdi diyorlar kendilerinden olmayanlara.
bakın bu adamlar bu olanların sebebini yine getirip başka yerlere bağlayacaklar.
esas sorumlulara ne hesap soracaklar ne de sitem edecekler.
0
seyduna6687
(16.05.16)
rüzgar ekmek mi? kimin rüzgar ektiğini söyleyeyim ben sana. biz laiklerden pek bir burjuva olanlarımız.

özelleştirmeler baldan tatlıydı, o işi yapacak adamı başa kilis'li falanlı filanlı getirmedi hiç merak etme, gladio getirdi, türk iş adamları oh dedi, çok hoş, baykal efendi'ye ayrı, kılıçdaroğlu'na ayrı, bahçeli'ye ayrı, ecevit efendi'ye çok ayrı teşekkür etmek lazım.


anca ağacın kesilince, barın sineman kapatılınca ülkenin geri kalanına ne yapıldığını hatırlayıvermek bir utanç tablosudur, başka bir şey değil. 5 dk'nı sokakta gazete satan çocuğa veya farklı bir fikri duymaya ayırama vs sonra böyle şaşır kal. neredeyse herkes sıra kendine gelince viyaklıyor. bizlere de acımamak lazım o açıdan.

orada eğitim görmemiş insan daha çok, eğitim görmüşken bu ilgisizlikle, bencillikle asıl bizler kendimizi savunabilir miyiz?

ben herkese öfkeliyim. kendim de buna dahilim. o yüzde altmış beş hepimizin eseridir.

önce çuvaldızımızı kendimize bir batıralım. suyumu bulandırıyorsun diyen kurttan medet ummak ne kadar saçma idiyse, o kurta kendi çıkarın için yol açmak da o kadar saçmaydı. bizde yapılan bu. sivri zekalılar kendi yerlerini sabit zannedince ülke de neymiş, yemişim ben ülkeyi, dediği için bunlar oldu.
0
godoşu beklerken
(16.05.16)
Üzülmek zorunda değilsin elbette. Kimse değil.

İşin içinde bir ikilem var. Bu %65'i sevmezken, bir yandan da düşünceli davranıp eğitimli değiller, eğitim görme şansları olmamış gibi düşünüyorum ben bazen. Ama bu düşünce ikilemi çözmeye yetmiyor. Bu insanlarla konuştuğunda fanatikliğini, akıl yürütememesini ve bazen kötü niyete varan düşüncelerini görünce sevmemeye devam ediyorum.

Ben bu insanların içinden geldim. Eğitim gördüm, farklı insanlarla tanıştım, çoğunun haberi bile olmadığı sözlüğü okudum. Bir zamanlar onlardan biriyken şimdi karşılarındayım. Ülkenin bu hale gelmesinin benim suçum olduğunu da düşünmüyorum. Ne yapabilirim ki? Onların aleyhinde davranıyor, konuşuyor, fikirlerimi söylüyorum zaten. Hayatımı ortaya atmam ama. Karşımdakiler insan olsaydı, biraz akıllı olsaydı anlaşırdık zaten. Biz eğitimliyiz, bizim düşünceli olmamız lazım romantizmine de karşıyım o yüzden.

Sonuç olarak oradaki insanların nasıl insanlar olduğunu bildiğim için ben de üzülmüyorum. Üzülmeyeceğim de. Sıra bize gelirse de gelir, o da bizim şanssızlığımız. Zaten burada doğmakla yeterince şanssızız.
0
humblebirth
(16.05.16)
eğitimli olan adam önce ülkeyi kurtaracağını düşündüğü partinin TÜZÜĞÜNE bir bakar.

kendi partisini eleştirir, değiştirmeye çalışır. seçilebilecek hale getirmeye çalışır.

bizim hatamız bu zamana kadar yapmadıklarımızdır, bugün de ceremesini çekmekteyiz. okul kazanıp bunları düşünememek, ben yırttım sen düşün demek, içine girince anladığın o gelişmiş yerin gelişmişliğini onun içerisine daha hiç girememiş, girmeye de fırsatı olmamış olanın anlamasını beklemek üstü kapalı bencilliktir.

biz insanların kitle olarak yönelimlerini tekil olarak değiştiremeyiz. değişmelerini istiyorsak biz de bir kitle olmalıyız, biz de örgütlenmeliyiz. bunu bilmek ama yapmamak ama yine de beklentiye girmek suç demeyeyim, komiktir.

bunun romantizmle en ufak bir alakası yok, gerçekçilikle var. her şey aynıyken, hatta daha da kötüleştirilmişken değişim gökten zembille mi inecek? biz içinde bulunduğumuz coğrafyanın koşullarının zoruyla iyiye gideceğiz gideceksek, özel bir çabamız olmadığı belli.

adam chp'sine laf söyletmiyor. ulan hıyarlof, altı oku önemsemiyorsan neden kendine başka parti kurmuyorsun, yoksa meclisteki ana muhalefeti korsan gibi ele geçirip içini boşaltmak için olmasın? yok, değilse, neden bir bağışıklık mekanizman yok, ele geçirmek için saldırı olduğunda ve bu başarıldığında? umursamadığından olabilir mi? umursamadığın şeyin hesabını nasıl sorarsın? - yazarlara söylemiyorum, bu chp tabanına kızgın bir eleştiridir.

umursama ama bekle. armut piş ağzıma düş. pardon da, nerede görülmüş o dünyadan, söyleyin gidelim oraya.

çocuklar ortaokulda parmakla toplama çıkarma yapıyor artık. kerrat cetveli müfredattan kalkmış neredeyse. bizi daha neler bekliyor, neler, ohoooo.

son not: hiç sevgiyle dolup taşmıyorum bu insanlara bakınca. ne var ki kendimize bakınca da sevgiyle dolup taşmıyorum. göte göt demezsem yol alamayacağımı biliyorum, o kadar. bu toprakta kalıcı bir değişim eğitimin yaygınlaşmasından, o da ekonomik bağımsızlıktan geçer. boşa ulusalcı diye hedefe konmuyor insanlar, bunları savundukları için ve çıkar odaklarının en istemediği şey de bu olduğu için yafta da yeniyor bir güzel. köy enstitüsü kapatma karşılığı yardım mı yapılır? bunu yapana müttefik dedik biz, müttefik. NATO'dan çıkmak gerekiyor bir kere.
0
godoşu beklerken
(16.05.16)
@godoşu beklerken

Bana yazdığını düşünerek cevap veriyorum.

Onların karşılarındayım derken herhangi bir partiye ya da oluşuma dahilim diye belirtmedim.
Kitle olmak, fikirleri değiştirmeye çalışmak tercih meselesi bana göre.

Bunlarla uğraşmayı değer bulmuyorum açıkçası çünkü sonuç alınamayacağını düşünüyorum. Ülkenin durumunu düzeltmeye çalışanlar şiddetle karşılık buluyor. Fikirlerle değiştirmeye çalışanlar, ki buna ben de dahilim, duvarla karşılaşıyor. Bunlara rağmen uğraşanlara ise büyük saygım var.

Buna bencillik denebilir evet. Bunun için de üzgünüm. Ama değiştiremeyeceğim bir şey için uğraşmamayı tercih ediyorum. Ancak ben onların içindeyken bu kadar kapalı fikirde, kötü niyetli, fanatik değildim. Eğer bir değişim olacaksa bu onların da zarar görmesiyle olacak. Ekonomik ya da sosyal her neyse. İnsanlar bundan anlıyor malesef.

Asıl bencil olan konuştuğumuz halk. Oy verirken sahip olduğu düşünceler tamamen bencillik üzerine kurulu.

Ülkenin geleceğine, çocukların geleceğine üzülüyorum evet. Ama bu insanların yaşadıklarına değil.
0
humblebirth
(16.05.16)
senin düşüncelerin bende yazma tepkisi yarattı ama ben çok genel yazdım. zaten bende genelde öyle oluyor, zira ben kişisel olarak senin ne kadar çabaladığını bilemem. genel yazmak durumundayım o yüzden çünkü ortada sorun olduğu belli bir durum var: birileri bir şeyler yapıyor, sonuç böyle oluyor. e bana göre o yapılan şeye eleştiri yapan kısımda da genel olarak böyle bir sorun var.

ama söylemeye çalıştığım şu: gerçek şu ki biz bu insanlarla anayasa karşısında eşitiz. eşitsek karşılıklı olarak birbirimizin geleceğine etki edeceğiz demektir. etmemeyi seçende ben söylenme hakkı çok görmüyorum açıkçası.

şunu biliyorum çünkü: ben de falan filan kültürde işte x şekilde yetiştirilmiş olsam, çok da farklı olmayacağım. öyle çok farklı genlerim yok, hayattan etkilenerek şekil alıyoruz.

e demek ki o topraklarda burada olmayan bir şey var ve biz bunun bizi artık kötü etkilemesini, dahası bu kimselerin geleceğini kötü etkilememesini istiyorsak maalesef eli taşın altına koymadan olmaz bu. yani hiç olmamış ki şimdi olsun.

ben kimseye ömrünü bir şeye adamayı seçmedi diye kızamam. hakkım değil. zaten ben de adamış falan değilim. ama görüyorum ki etkin muhalefet yeri olarak ortada meclisteki muhalefet partileri ve bunların tabanları var. ancak söylemlere, kriterlerin değişimine hiç bakmadan da onları fanatik gibi savunan insanlar mevcut.

özellikle bu insanlar yüzünden aslında boş olan muhalefet slotu dolu gözüküyor. söylenip duran insanların bu yanlarını gördüğümde canım çok sıkılıyor açıkçası. bütün bu salaklıkla uğraşmak zorunda mıyız, bence olmamalıydık, bence bunları düşünmek zorunda kalıp durmak gerçekten çok berbat, ama darwinistik bir dünyada yaşıyoruz hala ve bizi buna zorluyorlar.


hani açık açık umursamıyorum dese insanlar, tamam. ama o zaman da "niye umursamadığın şey hakkında sallayıp duruyorsun" diye sormak isterim. yani insanlar istiyorlar ki x konuyla hiç ilgilenmesinler ama onun hakkında hep fikir yürütebilsinler. bu çok sinirlendirici. tamam kimse öyle her şeyi okumak zorunda falan değil. ama en azından fikir yürütürken daha iyi düşünmeye, daha iyi analiz yapmaya, daha mantıklı sonuçlar elde etmeye, irrasyonellikten daha da uzaklaşmaya, bir sonucu ancak rasyonel bir gerekçesi olduğu müddetçe kabul edip aksini gösteren veriler ışığında da bu kez değiştirme hakkını saklı tutmaya özen gösterebilirler, insanlar.

yani eğitimli olmanın da o açıdan önemi bir yere kadar. umursamadıktan sonra, merak etmedikten sonra -ki en azından bu yapılabilir, şeyler anlatmadan önce anlaşılmaya çalışılabilir- bu çabayı gerçekten anlamıyorum.

bizi etkileyenlerin hepsi kendi kontrolümüz altında değilse o şeylerden kontrolümüz dışında olanı kontrolümüz altına sokmaya çabalamak bizim sorumluluğumuz oluyor çünkü bundan şikayet eden biziz ve kendi kendine olmuyor bu iş. ben bunu söylüyorum. o yüzde altmış beşteki payımız, biz eğitim alabilirken diyelim ki, alamayanı sallamadığımızdan. örnekse. daha çook çıkar böyle örnek, sallamadığımız şey sayısı çok çünkü.
0
godoşu beklerken
(16.05.16)
@der meister: işte o yaşadığına kutuplaşma ve yabancılaşma diyoruz. aynısından herkeste bir mikltar kendin göre var.

@Phoebe; o %65 o diktatörleri o faşistleri gördü de öbür %35 görmedi mi?

@enkolaykullaniciadi: ben severim anadolu insanını, ama herkes yaptığı seçimin sonucuna katlanıyor.

@godoşu beklerken: tabi evet herşeyi zaten illuminati ayarlıyor, bizim hiçbir etkimiz yok. gerçekçi mi sence? diğer açıdan bakınca bir toplumsal düzenleme kimi vuruyorsa onun ayağa kalkması normal değil mi? ya ne olacağdı?

@humblebirth: bana kalırsa ışid denen çeteye destek olmamak için, destek olanlara destek olmamak için gereken eğitim seviyesi anadolu'daki her bir insanda teker teker var. basit atasötlerini bunun için yazdım.

@godoş: ben chp'li değilim ki, akp'yi sevmeyen herkesin chp'li olduğunu nereden çıkardın? yerim onların tüzüğünü ben... herhangi biri için soruyorum.
0
🌸babilbaligi
(17.05.16)
1. gladio'dan illuminati diye dalga geçerek bahsediyorsan senin 40 fırın ekmek yemen gerekiyor bunları anlamak için, kusura bakma.

2. derin devlet diye geçen örgütler her zaman olmuştur, yaptıkları operasyonlar devlet değil hükümet eliyle devlet kurumu kullanarak olur, bunu da herkes bilir, hatta bunlar zaman geçtikçe ifşa da olur. bir sürü yerde laiklikten şeriata geçiş hikayesi aslında derin devletin karşı devrimleriyle oldu. bir ülkenin kaynakları, ordusu vs, bürokrasisi satın alınmadan mı ele geçiriliyor sanıyorsun? neyi ne sandığını anlamak da mümkün değil.

3. bu böyleyse bir insan kendi devletini ve ülkesini yönetecek hükümeti seçerken bunları mı kriterlerinde kaale almalı yoksa lafları mı? 60 yıldır türkiye'yi kurtaracağız diye başa gelip anca kendilerini kurtaran iktidar partileri var bu ülkede. kim fonladı bu vasıfsızları? vasıfsızsan ve o halinle güç istiyorsan sözler verirsin. darbeleri bunların anlaştığı uluslararsı güçler değil de heidi mi yaptı? milliyetçi ekonomisi olan ama pazar ülkesine dönüştürülmek istenen her yerde ilginç şekilde gerici "devrimler", rejim değişiklikleri, borçlanmalar vs olması sana göre allah'ın işi mi? ya da tesadüf falan mı, hiç mi patern görmüyorsun yakın tarihe baktığında?

4. meclisteki muhalefet partilerinden örnek olarak chp'yi seçtim çünkü tüzük ve taban olarak karşı duran parti o. mhp tabanı yakın zamana kadar akp'ye de oy verdi. kazanılacak bir bilinç varsa, mecliste olup onu kazanmaya en yakın olanı chp, kazanılırsa iş görecek olanı da o ve öyle olduğu için zaten ilk ona saldırıldı ve söylem itibarıyla iktidar partisi yahut hdp'den farksızlaştırıldı.

bu ülkede olmasını yadırgadığın her şeyde dört partinin de katkısı var ama bunlardan aslında kurumsal olarak en azından özünü koruyan, yani genelbaşkanına "stir git, sen parti tüzüğüne uymuyorsun" diye parti içi etkin eleştiri yapılabilecek olan chp.

sen "x" muhalefet partisi de. fark etmez. ben farklı bir şey için uğraşablecekken uğraşmayan, mevcut düzeni aslında savunmuş olan parti fanatiklerinin her partideki etkin hallerinden bahsediyorum. sıradan vatandaş bu hale büründüğü zaman, ne kadar okumuş olursa olsun, bir tane lanet soruyu sorduramıyorsun.

sorduramazsan başına da bunlar gelir işte.

birisi size bir cevap verdiği zaman içinden cümle seçmek yerine, bu kişi özünde ne demek istiyor diye bir düşünerek bakmanızı rica edeceğim. pek bakmamış da taramış gibi bir haliniz var. uzun yazdım, böyle bir şey olmuş olabilir. ama işte buradan anlaması zor, o nedenle söyleyeyim dedim.
0
godoşu beklerken
(17.05.16)
@godoşu beklerken: ben bakış açınıza katılmadığımı ifade etmek istiyordum; mesele cümle seçme meselesi değil. bizim hiç suçumuz yok, biz toplum olarak (ya da şahıs olarak) üzerimize düşeni yapmışız gibi her meseleyi gladio'ya falan bağlamak bana samimi gelmiyor.

siyasi partiler üzerine düşüncelerinize genel olarak katılıyorum, ama mazeret değil gibi geliyor bana.

adam gibi oy vermeyi, verdiğimiz oyun arkasında durmayı, sandıkta cezalandırmayı, sandıkta ödüllendirmeyi, sandık dışında hakkını aramayı, hakkını arayana saygı göstermeyi ve onu korumayı öğrenemediğimiz sürece gladio gider derin devlet gelir, o gider illuminati gelir.

aynısı inovasyon ve sanayi üretimi için de geçerli; sen şahıs olarak, ülke olarak üzerine düşeni yapma, sonra vay yaptırmadılar. uçak fabrikası kapatıldığında kapatanın ofisini basmazsan öyle olur tabi.

bu olay da buna örnek gibi geliyor bana. toplum olarak ne ekiyorsak onu biçiyoruz, burnumuzun boka batması için gladio'ya falan gerek yok gibi geliyor bana. o açıdan şeyediyorum.
0
🌸babilbaligi
(17.05.16)
anladım dediğinizi ama aslında tam olarak öyle demiyorum ben. demek istediğim şu:

bir partinin kendisini tanıtması için daha en başta yüzlerce milyon doları olursa, şehir şehir gezebilirse, ardan haysiyetten, yok efendim imf borçlarını sildirmekten, refahtan bahsederse beri yandan sen muhalefet partinle eşzamanda aynı etkide kampanya yapamazsan, hem diğer adamın yalan vaatlerini hem de bu işin nasıl çözüleceğini anlatamazsan, dil dökeceğin kişi de eğitimsizse, hata onun olsa da, bak altını çiziyorum, hata onun olsa da, beklenen o kişinin bu hatayı yapmasıdır.

ben sana diyorum ki, ister sevelim ister sevmeyelim, kendi haklarımızın gözetildiği insancıl bir yerde yaşamak, başkalarına zaman verecek şekilde rahatımızı bozmaktan geçiyor çünkü bunu bir sorun olarak bu şekilde dile getiren biziz. kilis'teki ölmeyip de kamplarda eğitilip istanbul'a oraya, buraya salınsa ne yapacaksın? orduda ücretli asker yetiştirilmeye başlanıyor işte, görüyoruz reklamlarda. ileride pek çok diktatoryada olduğu gibi, bu askerler gık dediğinde üzerine salınırsa ne yapacaksın? ben çok mu bayılıyorum sence şu muhabbeti yapmaya. ama el mecbur. yani bizi biz kadar kimse düşünmez. ben demiyorum ki kilis'te öldürülen vatandaş gider bunu da yapar ama bu potansiyeli çıkarmaya çalışıyorlar, (3 çocuk yapın ama okumayın falan, yani bana ücretli asker ve ucuz işçi ol, gibi bir şey sezinliyorum).


tabii ki halkın hatası çok. ama bundan başkası olamazdı. sonraki seçimlerde hata görüldüğünde 17 milyon yedek oy pusulası, dijital oy sayımı, parmak mührünü kaldırma, ölülerin oy vermesi, çöplerden çıkanlar, senin yıllardır yaşadığın apartmanda hiç varolmamış birinin ikametinin bu apartman olarak gözükmesi vs... türlü türlü dalavereyle de koltuğu kaptığında o halk istese de seni yerinden edemez ya neyse, o ayrı.

şimdi anketlerde oy miktarları yükseliyorsa işbirliği yapıp durdukları terör örgütlerine güya savaş açtıkları için. yalandan milliyetçi (ulusal bağımsızlıkçı) bir söylemle. evet, bu da ahmaklık ama acı gerçek şu ki şimdi bu söylemi samimiyetle yapması gereken partiler değiştirilmiş durumda. bir de bu var. yani iktidar partisi çözüm değil problem olduğu gibi ona alternatif bir şey yaratılmış değil. önceden alternatif olabilecek şeyler ise ele geçirilerek etkisizleşmiş halde.


hangi enayi iki kömür için onu tohumundan, hayvanından edecek bir partiye bir daha, bir daha oy verir? herkes mi yemleneceğini sanır? sanmıyorum. orada başka bir haltlar karıştırılıyor olmalı. ancak nihayetinde yaptıkları takiyye yine de etkili oluyor.

kısacası türkiye'nin yakın geçmişine baktığında bunun olmasına o kadar şaşırıyor musun? çünkü şaşırmıyorsan, o zaman bu halkın hatalarını tekrar etmesini bekliyordun, demektir. e bekliyorduysan ve durumdan hoşnutsuzsan, bu halk "ben değişmeliyim" demediğine göre, kabul et veya etme, o değişiklikteki pay "hoşnutsuz" olana ait olmak zorunda.

adam düşünsel olarak aynı miktarda aktivite yapabilecek hale geldiğinde, onun adında düşünenler olmasını kabul etmediğinde, yani ancak o adam özgür düşünebildiğinde bizler gibiler de özgür olacak.

ben bir mecburiyetten bahsediyorum.

*mühür demişim mürekkep
0
godoşu beklerken
(17.05.16)
(23)

Eğitime Göre Veya Sosyal Statüye Göre Oy Hakkı Verilmeli mi?

vapurlarfalan
Eğitim alamamış insanların oy hakkı, eğitim almış bir profesör veya lise seviyesi eğitimi bulunan insanlara kıyasla farklı bir değeri olmalı mı?Temel insan hakları eğitim seviyesine göre kısıtlanmalı mı?İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRİSİ Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşitdoğ
Eğitim alamamış insanların oy hakkı, eğitim almış bir profesör veya lise seviyesi eğitimi bulunan insanlara kıyasla farklı bir değeri olmalı mı?

Temel insan hakları eğitim seviyesine göre kısıtlanmalı mı?


İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRİSİ

Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit
doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik
anlayışıyla davranmalıdırlar.

Madde 2- Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir
görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir
ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün
özgürlüklerden yararlanabilir."
0
vapurlarfalan
(15.05.16)
iq testine göre kısıtlanmalı
0
sta
(15.05.16)
Egitim seviyesi ve sosyal statu icin hayir.

Ama baska kriterlere gore (mesela analitik dusunme) kisitlanmali.
0
crown
(15.05.16)
O söylediğinin adı meritokrasi. Birsürü sıkıntısı var.
0
thewizardofearthsea
(15.05.16)
İnsanları o şekilde sınıflandıramazsınız. Değerlendirme yanlış olur. Herkesi temelde aynı eğitim seviyesinde tutmak zaten seçilenlerin başlıca görevi.
0
bigbadabum
(15.05.16)
kisitlanmamali. 18 yasindan buyuk 55milyon kisi varsa hepsi kullanabilmeli. surda burda bir sekilde kullanamayan ( sakatligi olsun bir seyi olsun) insanlarin da yardimlar ile kullanmaya ozendirilmesi gerekiyor.

oy kullanmak iyidir. sinifli toplum iyi degildir.
0
fakyoras
(15.05.16)
sorun "düşük eğitimliler yanlış oy veriyor" değil, insanların düşük eğitimli olması. yoksa ben mesela ilber ortaylı'yla oyumun aynı sayılmasından rahatsızım.

adamın hayatı, aynı anadolu ilçesinde geçiyor. internet falan bilmiyor, dünyası küçük, 10 seçimde oy vermiş, hükümetler geliyor gidiyor, her şey her gün aynı.

sonra senin sevmediğin parti geliyor, ilçeye hastane yapıyor yolları düzeltiyor. bu adamı ben nasıl eleştireyim "ama özgürlüklere karşı, ama din sömürüsü yapıyor bu parti" diye. bu söyleidklerimin onun hayatında hiç bir etkisi yok, senin rahatsız olduğun çizgilerin varlığından bile haberdar değil.

bu örnekler çok uç, çok uzakta falan da değil. istanbulun göbeğindeki ilçelerde bile geçerli. o adamın dünyasında en büyük iyileşmeyi o parti yapmış, onu seçtiği için aşağı göremiyorum açıkçası.

bütün ülkeyi siyaset bilimcisi yapmak gibi bir hayalim de yok ama daha açık kafalar daha iyi oy verecek o kesin.
0
celeron 300a
(15.05.16)
demokrasi iyidir, şeriatla yönetilmeyi önler.
0
devilred
(15.05.16)
Caktirmadan kisitlama yapiliyor zaten. Kambocyaliysan yasamin belli ciftci olacaksin, Taylandlilardan sikayet edeceksin, eger basbakaniniz zaten Endonezya'nin kuklasi olmasaydi seklinde cumlelerin olacak...

Turksen bir dukkan acacaksin ya da bir sirkette calisacaksin, Suriyelilerden Israillilerden sikayetci olacaksin, Aleviler olmasaydi - yobazlar olmasaydi - karsi koy olmasaydi her sey iyi olurdu gibi genellemelerin olacak...

Yasamin belli yani! Oy versen de vermesen de cok sey degismisyor.
0
Traveller
(15.05.16)
oy verdiği parti hakkında bilgisi olmayanlar oy vermesin yeter. yani milletvekili denir, meclis nedir gibi soruları bilmeden oy verememeli insan
0
burya
(16.05.16)
Nedense Türkiyedeki solcu geçinen tayfadan özgürlük kısıtlayıcı öneriler sağcılara oranla kat ve kat daha fazla ve ses getirici şekilde çıkıyor ve bu sözüm ona özgürlükçüler karşı ses fazla çıkmadığından kendilerini barışsever humanistler olarak görüyor.

Türkiye ilginç bir yer sağcılık ve solculuk resmen yer değiştirmiş.
0
🌸vapurlarfalan
(16.05.16)
3 tane basit matematik işlemini yapamıyorsa oy veremesin mesela, hariga olur
0
mrvengeance
(16.05.16)
kesinlikle olmalı. çünkü eğitimsiz bir toplum için demokrasi gerçekten tehlikeli bir şey. zaten ülkelerin demokrasiye geçiş süreçlerinde zbam diye oturmuş bir demokrasi yok. eğitimle birlikte olgunlaşıyor.

demokrasiyle yönetilen ülkelerde, oy veren vatandaşların partiyle bütünleşmeleri, "kemikleşmiş taban" oluşturmaları saçmadır. en nihayetinde iktidara gelen partiye oy veren seçmenlerin, diğer partilere oy vermiş seçmen kitlesinden daha çok iktidarın icraatlerini sorgulaması gerekir ki en iyi sağlanan hizmetten yararlanabilsin.

yani, iktidara gelmiş parti her icraatinden önce 4 kere 5 kere düşünüp, gerekirse çok iyi analizler yapıp o icraati gerçekleştirmesi gerekir. "bir sonraki seçimde yine tek başına iktidar olurum nasılsa" diyemez, anca "ben düzgün iş yapmazsam, yaptığım işlerin hesabını veremezsem bir sonraki seçimde meclise 1 vekil bile sokamam" der.

bilmem anlatabildim mi.
0
dead and broken
(16.05.16)
@vapurlarfalan Sol ile Türk solu farklı şeylerdir. Türk solu özgürlükçü değildir. Uzak dursunlar benden!!!

Türcülüğe, Yaşçılığa, Cinsiyetçiliğe, Irkçılığa, Görünüşçülüğe, Sınıfçılığa... KARŞIYIM!

Aslında çok kolay: Kimsenin yaşamı beni ilgilendirmez.

Bunu kafaya oturtunca zaten Türk solundan da dinci yobazlığından da liberallikten de uzaklaşıyorsun.
0
Traveller
(16.05.16)
çok cahilce. hayalperest fakat herkes eşit haklara ve fırsatlara sahip olmalı.
0
sayns
(16.05.16)
Bütün vatandaşlarının eşit seviyede eğitim alması, bu eğitimin sürdürülebilir olması zaten devletin sorumluluğu. Vatandaş olarak temel bir hakkım olan eğitimi bana sağlayamadığı gibi, birde bana kısıtlama mı getirecek eğitim seviyesine bakarak?
0
Phoebe
(16.05.16)
Oylarda nitelik sınıflandırması yapılabilir.
*Kaynağını hatırlamıyorum ama, Abd de eskiden bazı eyaletlerde sınav şartı varmış. Temel vatandaşlık sınavı, oy kullanmak isteyenler bu sınava girermiş.
*veya herkes eğitimi, verdiği vergi ve varsa devlet hizmeti sıfatına göre oy kullanabilir. Bu da isviçrenin bazı kantonlarında uygulanmış.
Mesela ilkokul mezunu 1 oy ünili 4 oy prof 8 oy kullanır.
0-1000₺ arası vergi veren 1 oy 10000-100000₺ arası vergi veren 4 oy kullanır
Yada memurlar memuriyet derecelerine ve rütbelerine göre ekstra oy hakkı olur mesela 1-6 yıllık memur 1 oy 12-18 yıllık memur 3 oy kullanır
*üstelik uygulama da basit seçmen listesinde herkese kaç pusula verileceği yazar
Ör: yılda 50000₺ vergi vermiş bir prof. Profluktan sekiz vergiden dört memuriyetten üç oy kullanma hakkı olur. Toplamda onbeş oy verir.
Veya Lise mezunu yılda 50000₺ vergi veren esnaf eğitimden üç vergiden dört toplamda yedi oy verir.
*bu uygulamalar toplumun çok geniş bir kısmını oluşturan kesim tarafından rahatsızlıkla karşılanır, o ayrı.
Ama seçim sadece birilerini biryerlere halkın tayin etmesi değildir. Birazda halka danışmaktır. Bu durumda herkes bu tip meseleleri aynı kapasite ile değerlendiremez. Ve de kesinlikle bir çoban ile prof. Oyu aynı değil.
Yada yılda devlete 1000000₺ vergi veren ile vermeyenin. Devletin politikalarına karşı alacağı tavır aynı değil.
0
karahitayli
(16.05.16)
Hayır.

Sen çok süper olduğunu düşündüğün fikirlerini senden az kafasının çalıştığını düşündüğün insanlara, o üstün vasıflarına rağmen anlatmayı beceremiyorsan; o senin eksikliğindir.
0
arnold schwarzeneger
(16.05.16)
Ne doçentler gördük malın önde gideni.

Ne mankenler gördük (Aysun Kayacı) bir de...

Anayasada da vatandaşlar eşittir. Demokrasiye tamamen aykırıdır eğitime ve sosyal statüye bağlı oy hakkı. Kaldı ki hiçbir "big dilemma"yı çözmez bu tarz teoriler bence.
0
mza
(16.05.16)
Eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalır. Bunu inkar eden yok herhalde. Ama genede herkesin oyu bir olamaz. Çünkü insanlar oy verirken bilgi ve fikir seviyelerine konuyla ilişikliklerine göre akıl yürüterek bir tercih yapıyor.
İnsanlar insan olduklarından ötürü hertürlü temel insan hakkından eşit yararlanmalı. Ancak doktrinde üçüncü kuşak insan haklarının kullanımının şekillendirilebileceği görüşü baskın.
Gene dediğim gibi bu tip katsayılı uygulama fikri toplumda rahatsızlık yaratır.
Diğer bi faktör bu memleket bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşların memleketidir.
Sokakta kime sorsan, gıcık aldığı bi akademisyen illaki vardır ve o akademisyen malın önde gidenidir.
0
karahitayli
(16.05.16)
öyle bir evrensel kanun olsa bile kılıfını uydururlar rahat olun :) hatta daha ileri gidip donanımlı insanların oy vermesini falan engellerler. burası türkiye.
0
hakim oynayin dedi
(16.05.16)
evet verilmeli.

dünyadan haberi olmayan davarlar benim yaşamıma müdahale edemezler.
0
tchuck
(16.05.16)
4 yıl önce "esad 2 haftaya gider" diyen beceriksizi dışişleri bakanıyken başbakan yaptılar, bir de bu adam profesör.

kaldı ki kendisinin "ukrayna krizine el koyuyoruz" demişliği var, çözüm süreci denen skandalda falan parmaği var.

demek ki profesör olmakla olmuyor.

cevap: hayır, eşit olmalı.
0
babilbaligi
(16.05.16)
parti logosuna göre oy veren insanlar oy vermemeli bence. okuma yazma bilmeyen teyzelere "ampüle" bas diyorlar, "ampüle" basıyor. gel de isyan etme. bu vatandaş, vatandaşlık görevini yapmış oldu eyvallah. akli melekeleri yerinde olmayanlar oy kullanamıyor mesela ( gerçi türkiye'de onlara bile oy kullandırıyorlar ya) sadece resme bakıp oy verebilen birisiyle akli dengesi yerinde olmayan birisi bence aşağı yukarı aynı kefeye koyulmalıdır. demokrasi falan filan deyip oy verecekler sittin sene değişmez bu o ayrı tabi..
0
burya
(16.05.16)
(12)

Doğa yürüyüşü grupları

13 lejyon
Selamlar, İzmir ve çevresinde faaliyet gösteren bildiğiniz düzgün yürüyüş grupları var mı?İhtiyar heyeti gibi olan gruplardan bahsetmiyorum. Şöyle yürümeye başlayınca kolay durmayacak gruplar çok daha güzel olur.Spor geçmişim var ancak ilk defa böyle bir gruba katılacağım. Nelere dikkat etmem gereki
Selamlar,

İzmir ve çevresinde faaliyet gösteren bildiğiniz düzgün yürüyüş grupları var mı?

İhtiyar heyeti gibi olan gruplardan bahsetmiyorum. Şöyle yürümeye başlayınca kolay durmayacak gruplar çok daha güzel olur.

Spor geçmişim var ancak ilk defa böyle bir gruba katılacağım. Nelere dikkat etmem gerekir? ne yapmam gerekir? Anlatan veya destek çıkan olursa çok sevinirim.
0
13 lejyon
(13.05.16)
Symirna diye bir grup vardi. Aratin facebook'ta. Ekipmanin varsa sorun yok, neye dikket etmek gerektigini etkinlik davetlerinde yazarlar tum bu gruplar zaten.
0
stavro
(13.05.16)
@stavro: teşekkürler
0
🌸13 lejyon
(13.05.16)
dedak ve yds'ye bakabilirsiniz faceten. valla ihtiyar heyeti gibi diyorsunuzda, en son dedakla gittiğim bir yürüyüşte 60 yaş üstü katılımcılar hepimizin tozunu attırdı :).
0
Phoebe
(13.05.16)
zirve dağcılık
0
peggy
(13.05.16)
@phoebe: rakibini küçük görme diyorsun :)
nasıl oluyor peki bu yürüyüşler? bilgim sıfır.
bi yerde buluşup, yürümeye başlıyoruz diye düşünüyorum.
0
🌸13 lejyon
(13.05.16)
@peggy: en yaygın olan grup zirve sanırım.
hiç katıldın mı?
0
🌸13 lejyon
(13.05.16)
zirve bayağı popüler bir gruptur, her yaştan insan var.

ben katılmadım çünkü başka bir kulüpteydim, onlar artık gezi düzenlemiyor.
0
peggy
(13.05.16)
@peggy: teşekkür ederim.
0
🌸13 lejyon
(13.05.16)
evet, çoğunlukla konakta buluşuluyor. ya da güzergaha göre birkaç notka daha belirleniyor servislere binmek için. face gruplarından rahatlıkla takip edersiniz nerelerde buluşuluyor diye.

3 gruba ayırıyor genelde yds, ben orta hızda yürüyen b grubunu seçiyorum , parkur çok zorluysa c grubunu. a grubunun güzergahı daha zorlu oluyor ve hızlı yürüyorlar onlar. bence sizde ilk yürüyüşte en yavaşı seçip kendinizi bir yoklayıp sonra b grubuna geçebilirsiniz.

kahvaltı genelde yol üstünde bir yerde kendi götürdüğünüz kahvaltılıklar ile oluyor. bileği kavrayan bir ayakkabı modeli ile daha rahat edersiniz.

bencede hiç küçümsemeyin vallahi :)).

iyi eğlenceler.
0
Phoebe
(13.05.16)
Zirve daha populer evet.
Soyle oluyor, bir minibus tutuyor klup, belli duraklardan sabah erken saatte katilimcilari aliyorlar, yuruyusun baslayacagi noktaya arac birakiyor, yuruyus yapiliyor, bitis noktasinda arac tekrar alip ayni duraklara katilimcilari birakiyor.
0
stavro
(13.05.16)
@Phoebe: teşekkür ederim :)
@stavro: tekrar tekrar teşekkürler :)

yarın ilk iş zirve dağcılık :)
0
🌸13 lejyon
(13.05.16)
Dikkat etmen gerekenler de kısaca şöyle (kulüpten de bilgi alırsın zaten): varsa bilekli trekking botu giy. yoksa spor ayakkabısı falan da idare eder ama yıpranır ve çok rahat olmaz. rahat bir sırt çantası al, içine su, sandviç gibi atıştırmalık bir şeyler koyman gerekcek.
hava durumununa göre fazladan tshirt, yağmurluk, extra çorap vs. şapka veya bandana al. ve tabii güneş kremi gerekebilir. artı eksi bu şekilde.

başka yapman gereken bir şey yok. spor geçmişin varmış zaten, çok zorlanmazsın. grubun en başında bir rehber ve en sonunda bir artçı olacak, onlar yönlendiriyor, sana da sadece yürümek kalıyor. ama gittiğinde ilk defa katılacağını söyle. iyi yürüyüşler şimdiden:)
0
peggy
(13.05.16)
(7)

Göç etmek istemek

tavish11
Selamlar arkadaşlar.Uzun bir süredir kafamda olan bir konu bu. 22 yaşımdayım. Öğrenciyim. Annemle yaşıyorum. Seneye üniversite bitiyor. Edebiyat fakültesinde bir bölümden mezun oluyorum. Bu yaz bir süreliğine yurtdışına çıkıyorum. Amacım yurtdışına göç etmek. Bunu başaramazsam istanbuldan ayrılmak
Selamlar arkadaşlar.

Uzun bir süredir kafamda olan bir konu bu. 22 yaşımdayım. Öğrenciyim. Annemle yaşıyorum. Seneye üniversite bitiyor. Edebiyat fakültesinde bir bölümden mezun oluyorum. Bu yaz bir süreliğine yurtdışına çıkıyorum. Amacım yurtdışına göç etmek. Bunu başaramazsam istanbuldan ayrılmak istiyorum.

Çanakkale veya Kuşadası gibi yerlerde bir veya iki daire satın alıp (birisi annem için) burada hayatımı sürdürmek istiyorum. Doğduğumdan beri İstanbuldayım. 22 senedir aynı mahallede yaşıyorum. Sokağa girdiğimde hangi dairede kim oturur ne iş yapar kaç kişi yaşar hepsini biliyorum. Ama artık bundan çok sıkıldım. Beni buraya bağlayan bir şey göremiyorum. İstanbulun kalabalığından keşmekeşinden, hayat pahalılığından, kalabalığından çok sıkıldım.

Gece hayatım, içkim, sigaram yok. Ayda yılda bir arkadaşlarla dolaşırız. Taksime ayda yılda bir giderim.

Sosyal imkanları iyi olan, merkezi ama küçük bir yerde yaşamak istiyorum. Mesela Kuşadasına tatile gitmiştim. İstanbulda gördüğüm her markayı gördüm. Her taraf turist dolu. İmkanlar iyi. Satılık ev fiyatları da çok pahalı değil.

Ancak beni düşündüren tek konu iş olayı. Bu tarz yerler de kolay iş bulabilir miyim bilmiyorum.

Mesela Çanakkale olsa yine hayat pahalılığı çok yüksek değil. Ama iş imkanı beni düşündürüyor?

Tası tarağı taşıdıktan sonra pişman olur muyum acaba.
0
tavish11
(13.05.16)
İşini gücünü ayarlayıp git o halde. Önden gidip gel, orada en az bir hafta kadar zaman geçir.
0
pavlis
(13.05.16)
İşte işi nasıl ayarlayacağımı bilmiyorum.

Mesela şuan 150 bin kadar birikmiş para var. Bu parayla İstanbulda ev almak için temizinden bi 80 bin lira daha gerekiyor. 80 bin lira kredinin 70 bin lira faizi var. 10 sene boyunca her ay 1200 lira para ödemek demek.

İstanbulda bu tarz girişimler yapıp geleceğimi ipotek etmek istemiyorum. Sonra bi de araba alayım dersin, vergiler sigortalar trafik dehşet para. Ondan sonra bi evleneyim çoluk çocuk derken ömür geçti gitti. İstemiyorum bunu.
0
🌸tavish11
(13.05.16)
22 yaşında evi mevi siktiret ya. takıl sen. ben 28 oldum takılmaya çalışıyorum. yarın makedonya'yı gezmeye başlayacağım. atarım sana da fotoğraf. ev almak 22 yaşında düşünülecek bir şey değil bence. göçü de bilemiyorum. fırsat yakalarsa yapıştır.
0
gunhanselas
(13.05.16)
Birebir bir arkadasim ayni seyi yasamis, vw dandik ucuz bir van birakmis adamin biri, bir sene boyunca her haftasonu arabayi tamir etmeye calismis. Arkaya yatak atmis, mutfak ve tuvalet eklemis kova seklinde, bakmis, yalitmis, motoru elden gecirmis. Sonra annesine tam dediklerini söylemis, kücük yerde dogdum büyüdüm dünyayi görmem gerek diye. O da anlayisla karsilamis, cok az bir parayla cikmis yola. Avrupayi yardirmis, afrikaya inmis, bir sekilde hindistana sonra avustralyaya gecmis. Su satmaktan insaatlara sürekli kisa süreli islerde calisip karnini doyurmaya bakmis. Bir bucuk sene sonra dönmüs arabayla evine.

Wtf dedirtiyor biliyorum ama adam resimleri vs gösterdi, gezmis görmüs. Universiteden evvel, para pul yok, yas ufak, adam dünyanin yarisini gezmis, cok acayip insanlar tanimis.

Yiyor mu? Yemiyor. Ama gipta ediyorsun elinde olmadan.
0
Silesius
(13.05.16)
bence elli kez düşünüp bir kez karar vermen lazım, yaşın da çok genç be, kendine bu kadar ağır düşünceler ve sorumluluklar yüklemen ne kadar doğru.

adayı iyi biliyorum, kışın pek sosyal hayat bekleme, haziranda bile sessiz sakin bir yerdir. satış-pazarlama konularında iyiysen iş falan ayarlarsın ya da bir otel de (çoktan aramaya başlamışlardır eleman)
0
redeath
(13.05.16)
bu yaşta bunları düşünme diyenleri boşver. bazı insanlar hayata erken atılıyor. buna mecbur kalıyor.

iş olayı o tür yerlerde sorun olur evet. kolay kolay bulamazsın. iş bulamadığın zaman orada apaçıkta kalma. bence bir süre kalabalık da olsa istanbul'da idare et. kariyer yap, veya mesleğini edin. bunlar biraz yerine oturduktan sonra nezih yerlerde yerleşik hayat kurmak daha kolay olur.

ben senden 2 yaş büyüğüm ama aynı durumdayız. istanbul'da sıkışıp kaldığımı düşünüyorum ama bir sahil kasabasında iş bulamam şu an muhtemelen.
0
mit dir stehen die sekunden
(13.05.16)
önceden araştırmalarınızı düzgünce yaparsanız neden olmasın. ben antalya'dan izmir'e taşınmaya karar verdiğimde önce geldim bir arkadaşımda kaldım 2 hafta, iş imkanlarını, ev kiralarını, oturabileceğim semtleri araştırdım. 1 ay sonra tekrar geldim 2 hafta, geçici uyduruk bir iş buldum, evimi tuttum, taşıdım her şeyimi, uyduruk iş kiramı vesaire karşılarken yavaş yavaş kafama göre, niteliklerime uygun bir iş aradım, o işe geçtim vesaire derken şimdi gayet kurulu bir düzenim var 7 yıldır ve mutluyum. üstelik ben bunları 30'umdan sonra yaptım. siz bu yaşta bunları hayli hayli yaparsınız.

tek bir önerim var, istanbul'un keşmekeşi gerçekten normalin üstünde olduğu için kuşadası gibi yerler ilk etapta istanbul'da yaşayanlara pek güzel geliyor. ama uzun vadede kasaba ruhu taşıyan turistik yerler insanı bayar, hele sizin yaşınızda. çanakkale, izmir tarzı şehirler biraz daha mantıklı. sakin bir semtte oturup, sadece canınız istediğinde şehir merkezlerine gidebilme opsiyonunuz olur.
0
Phoebe
(13.05.16)
(53)

30 yaşında Bekar Kadın

Özlen_06
2 sorum var ama dürüst cevaplar verin lütfen:1)30 veya üstünde bekar bir kadın gördüğünüzde aklınızın bir köşesinden acıma duygusu geçiyor mu?2) Diyelim ki 30 veya üstünde bekar bir kadın var, ama geçmişinde kendisine evlilik teklifi edilmiş, parmağına yüzük takılmış, nişan yapılmış ama sonra anlaşm
2 sorum var ama dürüst cevaplar verin lütfen:

1)30 veya üstünde bekar bir kadın gördüğünüzde aklınızın bir köşesinden acıma duygusu geçiyor mu?

2) Diyelim ki 30 veya üstünde bekar bir kadın var, ama geçmişinde kendisine evlilik teklifi edilmiş, parmağına yüzük takılmış, nişan yapılmış ama sonra anlaşmazlık olmuş evlilik olmamış taraflar kendi yoluna gitmiş vs.. Bu kadın geçmişinde bir erkek tarafından beğenilmiş sonuçta ve parmağına yüzük takılmış, yine de evde kalmış olarak algılar mısınız? 30 yaşıına gelmiş ama hiçbir erkeğin parmağına yüzük takmadığı bir kadından farkı olur mu bu anlamda ?

edit: çevrenizdeki diğer insanların görüşlerinden de bahsedebilirsiniz
0
Özlen_06
(12.05.16)
1-hayır
2-hayır, evde kalmış gözüyle kimseye bakmam.
0
yatakdosek
(12.05.16)
Bir - Güçlü bir kadin olduğunu düşünürüm. Asla acimam. Ilk etapta.

Ama tutup da derse ki ama benim parmagima bir kere yuzuk takıldığı olmuştu, iste o zaman acirim.

Anlamsiz gelir biraz.

Yani kisinin kendi durumuna nasil ve nerden baktigi da onemli. Sen kendine acirsan bunu her halinle hissettirirsin sanki. Bilemedim.
0
a perfect lie
(12.05.16)
Ne çektin be özlencim, bi everemedik seni de, ankarada yalnız olan tek kadın sen kaldın. Daha tecrübeli kıymet bilir bu diye düşünürüm. Kötü bi algım olmaz yani.
0
bigbadabum
(12.05.16)
Genellemeyin artık, sokmayin insanları kalıplara. Nereye varmaya çalışıyorsunuz, ne elde etmeye çalışıyorsunuz anlamıyorum.
0
jadle
(12.05.16)
1- hayır
2- yüzük takıp çıkarması iyi olmaz, geçimsiz olduğunu falan düşünürüm.
0
cekilmis gayfe
(12.05.16)
genellemiyorum ama sonuçta Türk toplumunda yaşıyoruz, toplum da 30 üstü bekar kadınlara iyi bakmıyor maalesef "evde kalmış" diye damgalanıyoruz. İnsanların da bir gururu var sonuçta.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
1- hayır geçmiyor geçmesi için de hiçbir sebep görmüyorum
2- ya evde kalmalık bir şey yok belki de kendi istemiyor herkes evlenecek çoluk çocuğa karışacak diye bir şey yok ki
0
metehan01
(12.05.16)
1- mutsuz bir evlilik yapmaktansa bekar kalsın canımı yesin ne acıması.
2- kadınları bilmem ama erkeklerin bir kadına evde kalmış gözüyle baktığına pek rastlamadım. erken evlenip hayatını mahfedenlere üzülüyorum asıl.
0
pembe baytar
(12.05.16)
@metehan o öyle olmuyor işte toplum fena acıyorr.

bir de çocuksuz yaşlanınca sürünüyor insanlar. bizzat denk geldim hastanede hemşirenin evde kalmış yaşlı bir kadını"senin kocan yok mu, neden çocuksuzsun, neden yalnız geldin" diye bağırdığına. Yalnızlık çok zor hele ki yaşlılıkta.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
eğer evlenemedim evlenemedim diye dolaşıyorsa acırım ama istemediği için evlenmemiş biri hakkında birşey düşünmem hatta toplum normalarına değil kendi istediği şekilde yaşadığı için takdir ederim.
0
kuzey li
(12.05.16)
@kuzey li bu senin gibiler neden yok benişm etrafımda ya :( "Ne güzel 30'unda bekarsın takdir ediyorum" demiyolar, "ay geç kaldın koca bul" diyolar, neden ? türk toplumunun klaisk hasetliği mi ?

çalıştığım yerdekiler iyi eğitimli, yurtdışında master doktora yapmış hatta bazıları, ama koca sahibi olmak çok önemli görülüyor.

Kocasızsan loser sın yani. Herşey koca demek.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
1- KEsinlikle hayir. Acinacak bir durumu falan yok cunku 30 yasinda bekar kadinin. Eskidendi o muhabbetler.
2- Evde kalmis diye bir sey soz konusu olmadigi icin bu sorunun cevabi da belli benim icin. Bkz. cevap 1.
0
stavro
(12.05.16)
devlet kurumuna işim düşmedikçe -kendim dahil- bekar kadınlara acımıyorum da
devlet kurumna işim düşünce, evet, sinir oluyorum.

bekar kadın olarak ne ev sahibinin ben olduğumu anlatabiliyorum
ne refakatçi kimse kalmayacağını anlatabiliyorum
ne kadın doğum muayenesini
deli ediyorlar insanı..
0
niye ama
(12.05.16)
çevremde bol miktarda var 30 yaşın üstünde veya 28-29 yaşlarında bekar -ve de muhtemelen en az bir 4-5 yıl daha bekar kalacak olan- kadınlar.

hiçbirinin de bu yönünü böyle düşünmemiştim, başlığa rastlayınca durumun böyle olduğunu farkettim. netice itibariyle gayet normal şeyler bunlar. toplumu çok da şaapmamak lazım.
0
dulgerbob inciryapragi
(12.05.16)
Benikimse takdir etmiyo :( "Bravo, çok cesursun" da denmiyo :( Varsa yoksa "elini çabuk tut, bir koca kapakla."

sanki pazardan alınan birşey koca dediğin. sanki o kadar kolay bişey koca bulmak.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
1,2 - hayır aksine olgun bir kadın olduğunu düşünürüm ama yüzük olayından bahsederse kendini yerin bin kat dibine sokar.

3 - arkadaş çevreni acil değiştir. bir insanın olgun olması ile master yapması arasında doğru bir orantı yoktur. bunu bir hakaret olarak düşünmeni istemem ama mesajlarından çıkardığım sonuç, hayat algın 15 yaşındaki kızların algısıyla kapışır.
0
darksdantes
(12.05.16)
@darks arkadaş çevrem yok. bunlar işyerindeki insanlar. ODTÜ, Boğaziçi, siyasal falan bitirmiş insanlar..
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
sağ ve sol büromda iki tane 35 yaşında hiç evlenmemiş hatun var. ikisi de birbirinden güzel ikisi de birbirinden kafa. bitanesini mühendis abime yapmaya çalıştım ama olmadı. kadınlardan bir tanesi aşırı ortamcı hala kendini afrodit sanıyor ama yaşının geçtiğinin farkında değil. diğerisi de çok şirin çok deli. sadece doğru insanla karşılaşamamışlar diyip şaşırıyorum ama hiç negatif bir düşünce beslemiyorum. "ah hayat.." diyorum. :)
0
bana da mi lolo
(12.05.16)
hayır hayır
0
basond
(12.05.16)
Koca aradikca koca bulmaniz zorlasir.
0
stavro
(12.05.16)
ya aramıyorum ama işyerindekiler daha da moral bozuyor. moral verip takdir etmiyolar tam tersi "hadi geciktin, yaşın geçiyor, kocasız kalacaksın" deyip üzüyolar devmlı
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
@sour aslında çelişkili değil. birinci sorunun cevabı evetse, ikinci soru da daha önce yüzük takmış kadınla hiç yüzük takamamış kadın arasında fark olup olmadığını soruyor.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
1- yooo
2- yooo, fark olur ama

iş yerindeki insanlarada bakma , neler neler diyorlar
30 yaş genç bir yaş , kafaya takılacak bir sey yok ortada
0
bnmzz
(12.05.16)
@bnm işte o kadar güçlü oloamıyoruz hayatta zaman zaman.ister istemez demoralize ediyolar.

bu arada "fark olur" derken ne anlamda bir fark olur?

hayır morla vermek varken üstüme gelince, kötü hissettirince ellerine ne geçiyo ? bunu anlamıyorum
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
"yüzük takmış kadın" diye sıfat soktun literatüre valla, sağol.
0
niye ama
(12.05.16)
ama halk arasında var böyle bir tabir, "helal olsun adama kızın parmağına yüzük taktı" vs. gibisinden çok kullanılıyor.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
Bende böyle bi kompleks oluşmamıştı birkaç ay öncesine kadar. Toplumdan da bihaber yaşadığım için çok uç tepkiler gormuyordum. Ben de otuza gün sayan kadınlardanim, ustelik "parmagima yüzük de takılmadi". Sonra bi gün dersanede bi kız yaşımı öğrenince " Oha, ben o yaşta hala evlenmemiş olursam kendimi öldürürüm!" dedi. O zaman anladım ne kadar sığır bi toplum olduğumuzu.
0
damdanakan
(12.05.16)
Ben bir şey düşünmem. Muhtemelen ben de evlenmeyeceğim. Ama akrabalarım anadolu köylüsü ve geleneksel oldukları için bu kız da evlenemedi yaaa kimse çekmez bu aksiyi tabi diye arkamdan atıp tutarlar eminim. Uzakta oldukları için sorun yok. Çevremdeki arkadaşlarım da benim gibi takmaz böyle durumları.
0
jazzabel
(12.05.16)
fark derken , olayın neresinde olduğuma göre değişir
erkek tarafıysam ve haberim varsa dinleyecek ve üzerinde konuşulacak çok sey var demek oluyor.

Ben biraz takıntılıyım cogu insan geçmişi önemsemez
0
bnmzz
(12.05.16)
30 yas ustu
dul kadin gorursem: karar ve tercihlerinde basarisiz oldugunu dusunurum
evli kadin gorursem: birsey dusunmem
bekar kadin gorursem: eger tum arzusu bir an once evlenmeye odakli degilse saygi ve hayranlik duyarim.
0
mayeskuel
(12.05.16)
Ayrıca niye ama +1500
Devlet kurumlarında iliğine kadar hissediyorsun o dışlanmışlık halini.
0
damdanakan
(12.05.16)
1. Hayır. Aklıma bile gelmez.
2. "Benim de parmağıma yüzük takılmıştı" falan derse laf arasında, yani nişanlanmıştım denir hadi de, "ben de seçilmiştim" gibi düşüncelerle farkında olmadan kendini aşağıda gördüğü için üzülürüm.

Halbuki, olacak olan olur kafasında olup normal hayatını yaşayan bir tip olsaydı saygı duyardım daha çok
0
bfm
(12.05.16)
siz hayatiniz boyunca disaridaki insanlarin dediklerine gore yasamaya devam ederseniz hicbir zaman istediklerinizi gerceklestiremeyeceksiniz. bunu da not alin bir yere
0
evimin paspasi
(12.05.16)
"helal olsun adama kızın parmağına yüzük taktı" filan gibi cümleler kadını resmen mal yerine koyan tabirler bence..
lan yüzüğü ben takıyorum, kabul ediyorsam evlenmeyi (ki ben etmedim birkaç kere) ee adama ne oluyor? niye ona helal oluyor?
0
niye ama
(12.05.16)
hımm bir saniye
yani
"kızı gezip gezip bırakmadı, ortada koymadı" gibi bir bakış açısıyla mı adama helal olsun, oluyor acaba?
yuhh valla bunu diyecek olan hiç demesin. bi çay koysun.
0
niye ama
(12.05.16)
o şundan oluyor: bizim toplumda kadınlar evlenme meraklısı, evlenmeye can atan varlıklar; erkekler de evlilikten kaytarmaya çalışan olarak görülüyor. o yüzden erkeğehelal olsun diyorlar yani kızla gezip bırakmdı, sahip çıktı ciddi olduğunu gösterdi gibisinden. Yani en okumuş modern aile bile kızı bi erkekle çıktığında ciddi olup olmamayı müthiş önemsiyor

ya işte mehmet ali erbil. kendi yemediği halt kalmadı ama kızı erkeklerle gezip dansetsin istemiyor en basit örnek işte.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
Çok yanlış ülkeye doğmuşum, anasını satayim. Reenkarnasyon varsa bi önceki hayatımda bayağı bayağı cofri lenistir falandim herhalde. Hangi günahın bedeli bu? :/
0
damdanakan
(12.05.16)
mehmet ali erbilin kızıyla aynı yıl mezun oldum ben, bikentten. kamu yönetimi okudu o kız ama 1 gün işini yapmadı. mis gibi baba parası yedi.
bunun babanın kart zampara olmasıyla bir alakası yok. erkek tahakkümünü kabul etmekle alakası var. kendi ayakları üzerinde duran, babasından geçinmeyen bir kız olsaydı, ne istiyorsa onu yapabilirdi. o kızın başlık parasıyla satılan 15 yaşında kkızlardan ne farkı var?
daha üstüne, kızın kendi tercihi. Malinin birlikte olduğu hatunlar da tabi ki parası için birlikte oluyor. kendini o kızın da o hatunların da yerine koymak, benim nazarımda çalışan, kendi ayakları üzerinde duran, kendine saygısı olan, kadın-erkek ilişkilerine tahakküm nazarıyla bakmayan kadına hakaret olur.
0
niye ama
(12.05.16)
hayır o bilkentli kızdan bahsetmiyorum. mehmet ali'nin küçük kızı var 1995 doğumlu, gazetelere düşmeye başladı erkeklerle dansediyor diye. mali de yasak getirmiş.
0
🌸Özlen_06
(12.05.16)
1) benim için hayatımda beni anlayan bir insan olması çok önemli. hayatı beraber paylaştığım, berbaer dokunduğum hayata.

ve bir şekilde benim böyle arkadaşlarım olmadı. belki şanssızlık, yanlış insanlara denk gelmek, belki üniversitede tıp fakültesini fazla uzatmamın insanlar üzerindeki negatif etkisi bilemiyorum.şimdi yeniden hayat gelsem adam gibi 2 arkadaş yapardım. gerçi var bir tane baya sağlam dostum, o da başka şehirde herneyse.

ve ne kadar yakın arkadaşlarınız olursa olsun bu hayatı beraber paylaşma olayı bir yaştan sonra sevgililiğe kalıyor sanki.

o yüzden bekar olması öenmli değil ama bir sevgilisi yoksa üzülürdümn evet. ama güçlü de bulurdum.

dipnot:buna ben de adayım evet. sanırım 30 yaşımda yanlız olacağım. 4 yıl var gerçi.

2)böyle birşeyi duymak ilk başta biraz negatif bir his oluşmasını sağlıyor bende. doğru değil böyle hissetmem ama öyle işte.

başarmış bir erkeğe yüzük takmış olarak değil de daha çok başarısız görüyorum sanırım.
ama bu düşüncem hoş değil.
0
mobydick
(12.05.16)
1-acımam. evde kalma tabiri bence eskilerde kaldı. tercih meselesi derim. herkes evlenmez zorunda değil.
0
all girls dream
(12.05.16)
hayır x 2

ben bu soruyu daha ziyade acımak kelimesini irdeleyecek şekilde ele almak istiyorum. belki bir gün hayata başka bir yerden bakınca şimdiye kadar baktığım yerlerden göremediğim bir şeyi görürüm ve düşüncelerim ile hislerim değişir ancak şu zamana kadar gördüğüm şeyler şunlar:

birisinin bir şeyi yaşamamış olması, o şey yaşanması dilenecek bir şeyse, benim o kişi adına üzülmeme neden olabilir ancak. üzülmek içinde empati içeren bir histir. bu anlamda acımak bana yabancı. her kim ki acıdığını söyler, büyük bunalımları olduğunu ve bunların farkında bile olmadığını düşünür, asıl o zaman o kişiye acırım zira bu kişi kendi aşamadığı problemlerin etkide bulunduğu bir bakış açısıyla kontrol eden değil edilendir ve kafada özgür olmadığı gibi başkalarını da o zihne hapsetmek suretiyle beraber acı çekmek ister. belki hiçbirimiz "tam manasıyla" kafada özgür olamıyoruz ama en azından bunu teslim edecek kadar şuurlu olmaktır yapıcı olan ve zaten hiçbir zaman bu minvalde "tam manasıyla" olamayacak bir şey olabiliyormuşçasına, sen de onu aşmış gibi kendine ve dünyaya yalan söylemeye çalışmak hem gereksiz, hem de sadece kendine değil bu tarz yaklaşımlara bağışıklığı olmayan kimselere de zararlı.
ayrıca bu belirli duruma -bekar olmak/olmamak örneğine- dönersek, güzel denecek bir ilişki yaşamak istenebilecek yegane şey gibi geliyor ve bu durumda "güzel"in içeriği de kişiyi bağlar; yani örneğin her halükarda evlenmiş olmak, şeylere razı gelmek kiminin de belki tercih etmediği bir şey. tercihe saygı duymamak duruma acımaktan ziyade acınacak duruma düşmek gibi geliyor çünkü bana şu duyguyu veriyorlar bu durumda: demek ki senin gibi olmayanlar olmasından bu kadar rahatsızsın. sana giren çıkan ne? demek ki sen kendini başka türlü yaşayanlarca olumsuzlanmış hissederek tahrikin olmadığı bir yerde kendi kendine bir saldırıya geçiyorsun yani savunma mekanizman böyle işliyor. demek ki sen acıyacak biri bulma ihtiyacındasın, kendi kendine büyüklenecek bir şey bulamazsan eksik hissediyorsun. üzüntüden ziyade küçümser şekilde acımaya ben başka bir anlam veremiyorum, kimsin ki başkasının haline bu tarz gerekçelerle acıyorsun? bu durumda o mu aciz, sen mi acizsin? gerçekten acımakla, acımak istemek farklı şeyler. benim küçümseme anlamında acıdığım kimseler kendileri bunu yapmaya çalışanlar; hatta acımıyorum diyeyim direkt küçümsüyorum. bu davranış söz konusu ise aşağı yukarı her durumda böyle oluyor. yoksa yani, ancak empati kaynaklı, saygısını bozmayan şekilde acırım birine. evsiz biri düşün mesela. hiç evsiz yaşamış mıyım ki, bakalım o zaman ben ne yapardım. bunların cevabını bilmeden saygı içermeyen bir acıma nasıl duyabilirim? o zaman ırkçılardan, doğduğu yerle, renkle vs yani kendisinden kaynaklı olmayan vasıflarla övünenlerden farkım ne olur? hayır yani hayatın gerçeğine küçümsemeci bir şekilde acımak nasıl bir şey ki, bana çok mantıksız geliyor bir de.

böyle genel bir görüşüm var sonuçta, dolayısıyla verdiğin spesifik örnek de benim açımdan bu genel görüşümden bağımsız değil.

son olarak, bir insanı tanımaya çalışmadan hakkında fikir edinmeye kalkmak ara ara yaptığım bir hata olmakla birlikte yapmayı onaylamadığım bir şey. üstüne ben bunu yapmaya özellikle çabalıyorsam sorunluyumdur üstelik parazitik bir hal almıştır o sorunuma aradağım çözümlerim. herkesin sorunları var, olabilir, ancak sakıncalı gördüğüm şey o enerji asalaklığı durumu. öyle görüyorum.
0
godoşu beklerken
(13.05.16)
valla bizde mi anormallik var bilmiyorum da, ben 29 yasındayım. üniden ya da iş cevremden ben tanıdıktan sonra evlenen kadın sayısı 1. işte zaten erken evlenmiş olup orda tanıdıklarım vardı, üniversiteden cemaatçiler dısında kimse evlenmedi:/

evde kalmış diye bişe yok, ama cevre cok etkili. akraba ortamında evlenmeyince adam yerine konmuyosun.
0
galandar kostumu
(13.05.16)
1- hayır
2-evet
0
gokhan atestepe
(13.05.16)
Hayır×2

Size böyle davranılmasına bu düşünce yapısıyla kendiniz yol açıyorsunuz çünkü sizde toplumun genel yargısına sahipsiniz. Yoksa parmağına yüzük takıldı vesaire diye gerekçelendirmezsiniz durumu. Gerçekten kendinize ait içi dolu, sağlam bir argümanınız olsa bırakın koca kapakla demeyi, sevgilin var mı diye bile soramazlar. Siz yeterince dik ve sağlam durmuyorsunuz gibi görünüyor burdan bakınca.
0
Phoebe
(13.05.16)
milletin ne dediğine bakma. onlar hayatın boyunca susmayacak çünkü. evli olsaydın hani çocuk diyeceklerdi çocuğun olsaydı hani ikinciyi yapmıyonuz mu diyeceklerdi vs. böyle gider bu. hayatını yaşamaya bak, evlenebileceğin biri olursa değerlendirirsin zaten gerisini koy g.tüne rahvan gitsin.
0
yue
(13.05.16)
1- hayır, saçmalamayın lütfen
2'yi okumadım ama muhtemelen onda da yanlışsınız
0
cembacemba
(13.05.16)
bu biraz dışarıya verdiğin mesajla alakalı. 35 yaşında bir kadın tanıyorum. işinde gücünde kariyer kasıyor, evi arabası her şeyi var. fakat aşırı kibirli. herkesi küçümser kimseyi beğenmez. ona acımıyorum neden acıyayım. aşırı özgüvenli ve evlenmeme durumunu evde kaldım olarak değil böyle tercih ediyorum olarak yansıtıyor dışarıya.

sen kendini "parmağına yüzük takılmış kadın" olarak etiketleyince daha iyi hissedecek biriysen evet belki sana acıyabilirler. düşünme böyle şeyler. hangi zamanda yaşıyoruz. evlenme yaşı çok ilerledi artık. ben üniversiteden mezun olalı 1 yıl olacak, bölümden geçen yaz evlenen 22 yaşında o kadar çok insan var ki. ben onlara daha çok acıyorum şahsen.
0
aquarium
(13.05.16)
Tercih edilmeyecek fiziksel ve kişilik defoları varken, yalnızlığına çok dobra, güçlü ya da zeki olmasını bahane ediyorsa, hafiften bir gülme geliyor.
0
arnold schwarzeneger
(13.05.16)
çocuk için geç kalıyor, evde kalıyorum paniğiyle yanlış bir evlilik yapma ihtimali yüksek diye düşünürüm.
0
kayranin kedisi
(13.05.16)
a perfect lie yazmak istediklerimi aynen yazmış
0
avonkatalogu
(13.05.16)
burada çoğu kişinin söylediğine katılıyorum ve eklemek istiyorum: tercih edilesi özellikleri olmamasına bahane arıyorsa diye bir ifade gördüm az üstte. bu bizim toplumda hatta sanıyorum çağdaş çoğu toplumda olan bir şey işte. bundan zehirlenmemen gerekiyor. tercih edilmek ne demek, sen kimsin, siz kimsiniz, bakalım ben sizi tercih ediyor muyum, diye konuşabilmen gerekir. hangi konuda olursa olsun. kimse pazarda patates seçmiyor (oha hatta çüş diyorum o densizliğe). sen kendini birilerine beğendirmekle, hele ki bu uğraşın sana zarar verdiğini düşünüyorsan, asla mükellef değilsin. insanın kendine özeleştiri yapabilmesi tercih edilmek duygusundan bağımsız olmalı yoksa o arada ruhun duymadan kendine saygını yitirir ve her şeyi yapabilecek hale gelirsin. bu gerçekten ruh hastası bir anlayış biçimi. kendini hasta ettiği yetmemiş, gelmiş burada şu an özgüvensizliğinden (ya da her neyse, telkine açıklığından diyeyim) yararlanarak seni edecek. birilerini kendisi tercih ettiğini sandığı zaman tanrı kompleksi, kendisi reddedildiği zaman ise felaket bir aşağılık kompleksi yaşamak işten olmaz böyle biri için.
0
godoşu beklerken
(13.05.16)
1- hayır çünkü olgun kadınlardan hoşlanıyorum
0
Cruyff
(13.05.16)
(15)

kendimi kötü hissetmem normal mi?

sta
30 haftalık(7 aylık) hamileyim. 2 ay sonra doğum var ama ben hala anne olacakmışım gibi hissetmiyorum. daha önce anne olanlar ya da hamileler ne zaman bebeğinize karşı sevgi hissetmeye başladınız?bende sevgi belirtisi falan hiç yok bu yüzden de kendimi çok kötü hissediyorum :(sevgi hissetmemem norma
30 haftalık(7 aylık) hamileyim. 2 ay sonra doğum var ama ben hala anne olacakmışım gibi hissetmiyorum.
daha önce anne olanlar ya da hamileler ne zaman bebeğinize karşı sevgi hissetmeye başladınız?
bende sevgi belirtisi falan hiç yok bu yüzden de kendimi çok kötü hissediyorum :(
sevgi hissetmemem normal mi? siz doğmadan önce hissetmiş miydiniz?
0
sta
(10.05.16)
her şey o bebeği kucağına aldığın an başlayacak... diyor klişeler, bence sorun yok.
0
baba jo
(10.05.16)
kimse doğmamış çocuguna sevgi hissetmez zaten. kanı canlı bi dünyaya gelsin bi eline al, bi emzir falan... normal yani bi sıkıntı yok.
0
mahone
(10.05.16)
ya ama bazı hamileleri görüyorum baya baya sevgi hissediyorlar. benim alışveriş yapmak için bile hevesim yok daha hiçbir kıyafetini fln almadım. sadece bebek arabası aldık o kadar. o da daha sonra yürümekte zorlanırım diye geçen hafta aldık.
0
🌸sta
(10.05.16)
seni kadınlar kulubune alalım bence :)

doğunca değişir herşey.
0
elorelia
(10.05.16)
kimsenin ne hissettiğini bilemeyiz. emin ol birçok kişi "yapmaya mecbur olduğu" için öyle. öyle görünmek zorunda. ha bu demek degil ki gerçekten heyecanlı vs olanlar yok, o da vardır elbette.

ama senin durumunda bir anormallik yok.
0
mahone
(10.05.16)
mümkün olduğunca normal doğumu tercih et..
0
1adam
(10.05.16)
Ben şeyi merak ettim şimdi, bu bebeğini doğduktan sonra öldüren veya terk eden anneler normal doğum yapmıyor mu? Kucaklarına almıyorlar mı?

Bence alakası yok doğumla. En azından denildiği kadar yok.
0
pomknos
(10.05.16)
normal doğum kesinlikle düşünmüyorum
0
🌸sta
(10.05.16)
şu aşamada bol bol onu düşünmeye odaklanabilirsiniz, bebeğinizle nasıl bağ kuracağınızı, onunla neler yapmak istediğinizi, onun nasıl bir bebek/insan olacağını hayal edebilirsiniz, eşinizle planlarınızı daha çok konuşabilirsiniz. içinizdeki duygulara ulaşmak için bir günlük tutabilirsiniz, ileride güzel bir anı olur hem de. belki kaybetme korkusu, belki başka bir sıkıntı, belki duygularını çok açık yaşamayan bir karakteriniz olduğu için heyecanlanmıyorsunuzdur. annelik korkutucu bir şey bence, fedakarlık, sorumluluk isteyen, size muhtaç bir canlıya hayat vereceksiniz, insan belki de bunun ağırlığından bile donuklaşabilir. ama doğumun yaratacağı süreç, bebeği kucağınıza almak bir çok şeyi değiştirecektir bence. anne değilim, o yüzden çok beylik laflar gibi gelebilir ama. çocuğa dair duygusal yatırımlarınız olması, doğumdan sonraki anne-bebek bağını da etkileyen bir şey, o yüzden kendinizi diğerleriyle kıyaslamak ya da suçlamak yerine korkularınıza, heyecanlarınıza, umutlarınıza, hayallerinize, kısaca duygularınıza ulaşmaya çalışın.
0
red g
(10.05.16)
ben inanmıyorum zaten "ana rahmine düştüğü an bir sevgi seli kapladı içimi" veya "o tekmeleri hissetmek var ya muazzam"cılara. klişeler bunlar. pamuk prenses masalları gibi 'öğretilmiş' 'olması gereken' 'normal' yanılsamaları. takma kafana. bebeğin doğduğunda kimseye benzemeyen sta isimli bir anne olacaksın, varsın hissettiklerin de tepkilerinde 'sta' gibi kimseciklere benzemesin.

allah sağlık versin
sevgiler
0
kam davulu
(10.05.16)
bi tanıdığım söylemişti, ne hamileyken ne doğduğunda hissetmiş. birkaç ay sonra sevmeye başlamış, ayırdına varmış falan.
0
sayns
(10.05.16)
benim de bir tanıdığım söylemişti. bebek tepki vermeye başlayınca, gülümseyince falan hissetmeye başlamış. bozmayın moralinizi. bakın siz de burada yazıyorsunuz ama etrafınıza söylüyo musunuz ben sevemedim bu bebeği diye. bu yüzden bir şey hissetmiyorum diyen anneleri duyuyoruz ama bu olmadığı anlamına gelmez.
0
cilekli krep
(10.05.16)
www.5harfliler.com

bu yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum.
0
Phoebe
(11.05.16)
çok yakın arkadaşım bebek doğduktan aşağı yukarı 1 sene sonra onu kabullenebildiğini söylemişti. çocuk da sever sevgi dolu bir insandır da. çok şaşırmıştım o yüzden.
0
kakao
(11.05.16)
Bebeği kucağına alınca +1
0
basond
(11.05.16)
(26)

inançlarınız yüzünden terk edilseniz ne hissedersiniz?

ryze
ateistsiniz diyelim. deli gibi de aşıksınız kız arkadaşınıza. kız arkadaşınız çok dindar biri değil. mini etek giyer, alkol alır vs. rahattır yani ama yine de müslümandır. siz bu rahatlığa güvenip ateist olduğunuzu açıklarsınız korkarak. sevdiğiniz kızın yüzü asılır ve ertesi gün bu iş olmaz diyip s
ateistsiniz diyelim. deli gibi de aşıksınız kız arkadaşınıza. kız arkadaşınız çok dindar biri değil. mini etek giyer, alkol alır vs. rahattır yani ama yine de müslümandır. siz bu rahatlığa güvenip ateist olduğunuzu açıklarsınız korkarak. sevdiğiniz kızın yüzü asılır ve ertesi gün bu iş olmaz diyip sizi terk ederse ne hissedersiniz? öfke? eziklik? hayalkırıklı? mutsuzluk? nefret?

ben şu an ne hissedeceğimi bilemiyorum. çok karışık duygular içersiindeyim. küfür etmek istiyorum edemiyorum, sevdiğimi söyleyip yalvarmak istiyorum gururum izin vermiyor. napayım ben şimdi?
0
ryze
(30.04.16)
baştan neden konuşmadım bunu der, hatayı kendimde ararım.
0
devilred
(30.04.16)
simdi uzulmen normal. uzun vadede bu kadar cahil ve karaktersiz, hayati yalan birinden kurtuldugun icin mutlu olacaksin.

en nefret edilesi insan tiplerindendir bu. ateistten daha gunahkardir ama ateisti yargilar. okurken bile midem kalkti. sktir et, onune bak.

***

bilgisayara geçtim daha rahat ve uzun yazabilirim şimdi. "müslümanım yea" diye poz kesip, müslümanların "ahlaksızlık" saydığı her şeyi yapan insanlara zerre saygım yok. böyle birinin, sevgilisini ateist olduğu için terk etmesi de aptallığın daniskasıdır. ne olduğunu, neye inandığını bile doğru dürüst bilmeyen böyle dengesiz/saçmasapan insanlarla değil sevgili, arkadaş bile olunmamalı. ateist müslüman fark etmez, insan kendini bilecek.

o yüzden sktir et gerçekten, hiçbir şey kaybetmezsin böyle bir insanın terk etmesiyle.
0
der meister
(30.04.16)
hiç birşey. kişilik değil de neden inanç ön plana çıkmış? ne önemi var. boş ver hocam,bence iyi olmuş. sıkma canını
0
MtKrt
(30.04.16)
dindar bir insanla kati suretle sevgili olamayacağım için (zira hayata çok farklı pencerelerden bakıyoruz, yürümez o iş) bu tip sorunlarla karşılaşmıyorum.

ne yapın siz şimdi..? kafaya böyle insanları pek takmayın ve kurtulduğunuza sevinin.
0
köstebek kurabiye
(30.04.16)
içi ve dışı arasında uçurum olan insanlardan kesinlikle uzak durulması gerekitğini düşünüyorum. hadi çelişkide olabilir anlarım insanlık hali ama bu sizi yargılama böyle nefret edilesi bir davranış gösterme hakkını ona vermiyor. ne küfür edin ne ağlayın. bence sadece sevinin.
0
muslugubozukhayrat
(30.04.16)
2 gun uzulur 3. gun unuturum.
0
stavro
(30.04.16)
İnanç sebebiyle başlamamasını anlarım da ilişki bitirmek aşırı mantıksız bir durum. Hiç mi konuşmadınız, bu konular üzerine yorum yapmadınız? Aşırı yüzeysel bir ilişkiydi galiba.

Şu noktadan sonra yapacağınız bir şey yok gibi, kız arkadaşınızın olaya bakış açısı belli.
0
pike
(30.04.16)
kız arkadasın da muhtemelen dindar biri degil, zaten yasayısından bahsetmişsiniz. onu gec dindar birinin karsısındaki insanla sevgili vs. olmadan bu mevzu hakkındaki fikrinden haberi olur. sizin nasıl bi ilişkiniz vardı ki sevgili oldunuz ama inanc durumunuzu bilmiyorsunuz? degisik geldi baya. öte yandan kızmana üzülmene gerek yok, muhtemelen bu kız geleneksel musluman dedigimiz kafada. biraz da faşizan bi düşüncesi var. yani sen ona gururunu yenip yalvarsan sana dönse bile ulastıgın sonuc anlamlı olmayacak. hayırlısı olmus deyip, daha fazla vakit kaybetmedigine sevinip önüne bakmak iyi olabilir.
0
galandar kostumu
(30.04.16)
Baştan bilinmesi gereken bişeydi bu derim. İlişkinin adını koymadan önce ne konuşuyordunuz siz?
0
harzem
(30.04.16)
Ben evlenecekken yaşadım bunu.

En başından beri üstüne basa basa vurgu yapmama rağmen...

O yüzden, yukarıda da bir demiş;

Karakteri değil bunu önplanda tutup da başlamış ve devam eden (!) bir ilişkiyi bitiren insanlardan uzak dur.

Zamanla geçer. Artık 1 yıl mı 10 yıl mı bilemiyorum. Ama geçer...
0
mza
(30.04.16)
Başka bir şey vardır bence. Bu da sebep olmuş gibi.
0
istenmeyen evlat
(30.04.16)
Hem mini etekli, alkol kullanıyor hem ateist olduğu için sevgilisini terk ediyor. Ucuz kurtulmussun.
0
damdanakan
(30.04.16)
sorunuzla alakasız olarak ateistliğin gençler arasında moda olduğunu düşünüyorum. şu söze de sonuna kadar katılıyorum: "feminizm kocayı buluncaya, kominizm parayı buluncaya, ateizm uçak sallanıncaya kadardır."
0
kakao
(30.04.16)
Fatih akın ın im juli diye bi filminde, "söyle tanrın kimse ona inanayım!" Diyordu.

Sevdiğini söyle, yalvar. Çok da şeyyapmamak lazım, onun da bir iki adım atıyor olması gerek.
0
bigbadabum
(30.04.16)
Eheh ben de ateist olmadığım için terk edilmiştim :D

Benim müslümanlığım da öyle 5 vakit seviyesinde değil üstelik, sadece inandığım için önce dalga geçmeye çalıştı, sonra da kendince haklı sebepler belirterek ayrılmak istediğini söyledi. En rahat biten ve kafama takmadan hayatıma devam ettiğim ayrılık oldu.
0
an engineer
(30.04.16)
Arkadasim niye yalvariyorsun? Yalvarmak benim kirmizi cizgimdir, ustelik ikiyuzlu bir hayat suren birisi icin yapacaksin bunu. Hadi sonuc degistirecek olsa neyse de, onun gozunde daha da degersizleseceksin ve onun da egosu( götü) daha da kalkacak. Cool luktan taviz verme, sakina arama da onu. Su an duyularinin yogunlugu sonradan pisman olacagin seyler yapmana sebep olabilir, sen aklini dinleyip bize danismayi basarabilmissin. Tebrik ederim.

Kizdan bu evrede kurtuldugun icin kendini şanslı kabul et, yoksa iliski daha ciddi bir seviyeye geldiginde bununla yuzlesseydin bedeli cok daha agir olabilirdi.

Tavsiye, icini dokecek birilerini bul, bulamazsan bir kagida yaz duygu ve dusuncelerini, icine atma, icinde kaldikca daha da cekilmez olur bu.
0
scars dont fade
(30.04.16)
Bi dahaki sevgiline ateist olduğunu söyleme. Sen söylemediğin sürece kimse anlamaz kandillerde mesaj atarsın sağlık problemim var diyip oruç tutma namazı zaten pek soran yok olursa da vakit yok falan dersin. Sonuçta Suudi Arabistan'da yaşamıyoruz. Ergen gibi ben ateistim diye dillendirmeye gerek yok.
0
kelepir
(30.04.16)
Şimdi barışsanız ileride problem olacak bu. O inanan bir çocuk yetiştirmek istiyor demek ki. Açıkçası "Evlenmeden önce olmuş, iyi olmuş" derdi bir tarafım. Tabii ki aşık olduğum için bol bol acı çekerdim ama bu konuda beni terk etmişse, ben değişecek değilim. Kim olduğumu bilip kabul etmediği sürece yapılacak bir şey yok.
0
aychovsky
(30.04.16)
@kakao, böyle saçma argümanlarla kendi inancınızın ne kadar kof ve ikiyüzlüce olduğunu ortaya koyuyorsunuz aslında. ateistlik uçak sallanıncaya kadarmış ahaha. siz herhalde "lazım olur" diye inanıyorsunuz allah'a? ateist insan ateisttir. uçak sallanırken de, düşerken de. "keşke tanrı olsaydı da bok gibi ölüp gitmeseydim" diye düşünebilir mesela ama ölüp gideceğine inanıyordur. ateist için durum böyledir, değişmez. peki müslümanların bu ikiyüzlülüğünü ne yapacağız? mini etek giyip ateist diye sevgili terk edeni, "allah yoksa bi şey olmaz ama varsa kazançlıyım abü xD xD" leşliğini?
0
der meister
(30.04.16)
@kakao,

30+ yaşındayım 30+ kere uçağa bindim daha dönmedim. Sebebi belki de 26 yaşında ciddi ciddi araştırıp dinden çıkmış olmamdır. Sizin gibi korkudan müslüman olanlar uçak sallanınca müslüman olunduğunu zannedebilir.

gençler arasında moda değil, bilgiye erişimi eski nesilden daha kolay olanlar, araştıranlar arasında moda. Mesela biyoloji alanındaki biliminsanlarında %94.5 ateizm, astronomi ve fizik alanındaki biliminsanlarında %92.5 civarında ateizm var. Farklı bir sürü araştırmada biliminsanları arasında %75 ile %99 arasında çıkıyor. Türkiyede bile %54 ve daha fazlasını bulan araştırmalar var.

İsimsiz anketlerde sayılar daha yüksek. Yani allahtan değil sizin gibilerden korktukları için ateist olduğunu açıklamak istemiyorlar. Çünkü yönetimde dinciler var ve ateist olduğu ortaya çıkarsa işini kaybedeceklerini biliyorlar.

özetle, kafası çalışanlar ve araştırmaya açık insanlar arasında acayip moda.

peşin not: bu sayılar "tanrının olduğuna inanmayanlar" ve "tanrının olmadığına kesin emin olanlar" gibi farklı agnostik/ateist/apatheist görüşlerin toplamı. Yani tanrıya inananlar grubunun tersi. Herkesin görüşü ve fikrinin şiddeti aynı değil sonuçta. Tek kişinin peşinden koşan bir güruh değiliz :)

eğitim seviyesi arttıkça ateizm oranının artması da bir fikir verebilir me kadar yanlış yolda olduğunuzla ilgili.
0
harzem
(01.05.16)
bir de @kelepir ve @kakao gibi insanlarin soylediklerini ciddiye alma.
0
scars dont fade
(01.05.16)
"korkarak" ateist olduğunuzu açıkladığınız bir ilişkiden bence zaten hayır gelmez. insan kendi içini rahatça, güven hissederek ve yargılanmayacağını bilerek açabilmeli karşısındaki insana. karşınızdaki şaşırabilir, ilk etapta şok olabilir falan ama bunlar konuşulabilir olmalı. yani bence ayrılmanız o inançlı sen ateistsin gerekçesinden değil ama bu gerekçeden dolayı iyi bile olmuş.
0
Phoebe
(01.05.16)
uzun vadede "iyi ki terk etmiş" dersin. senin gibi düşünen birilerinin varlığını bilip rahat nefes al.
0
cedrus deodara
(01.05.16)
Zerre sikimde olmaz bu kadar hoşgörüsüz ve ikiyüzlü biriyle zaten yürümezdi.Merak etme başka bi müslüman onu döve döve sikerken bu günleri hatırlayacaktır.
0
Nox
(01.05.16)
hangi muhabbette kaç kişi olursanız olun, siyasetçi ve din adamı değilseniz, sohbet siyasete ve dine bağlanıyorsa, orada muhabbet bitmiştir.
0
gokhan atestepe
(04.05.16)
din için seninle birlikte olacaksa siktirsin gitsin imamın biriyle takılsın amk. madem çok dindar.
0
zvonimir
(04.05.16)
(2)

Ağır Migren vakası

sorumatik
Selamlar,Annemin migreni var. İki gündür yatıyor. Günde 5-6 tane ağrı kesici almasına rağmen geçmiyor. Bildiğiniz bitkisel bir kür var mı? İbrahim Saraçoğlu'nun düz yapraklı aslan pençesi kürü var, deneyen oldu mu? Bu bitki nerede satılır.
Selamlar,


Annemin migreni var. İki gündür yatıyor. Günde 5-6 tane ağrı kesici almasına rağmen geçmiyor. Bildiğiniz bitkisel bir kür var mı? İbrahim Saraçoğlu'nun düz yapraklı aslan pençesi kürü var, deneyen oldu mu? Bu bitki nerede satılır.
0
sorumatik
(30.04.16)
Annen normalde de migren haatasıysa ve o bahsettiğin ilaçlar normal ağrı kesiciyse yani migren ilacı değilse işe yaramaz. Maxalt diye bir ilaç var. 37 tl. Çok hızlı etki gösteriyor. Bitkisel olarak Yeşil çay kısmi rahatlama verebilir. Sonrası için de Kaş estetiği ve migren diye bişey araştırın. Kaş kaldırma operasyonu yapılan migren hastalarında yüzde 87 migren tamamen sonlarımızı. Özon tedavisinin de etkili olduğunu biliyorum.
0
a r a m i s
(30.04.16)
vicks ile buhar yapsın.

yeşil elma yesin (grany smith)

migrex veya relpax türü triptan içeren bir ilaç alsın.
evde hafif hafif karnını ovarak yürüsün gaz çıkarmaya veya geğirmeye çalışsın.

hala geçmezse muhakkak iğne veya serum.

bu atağı atlattıktan sonra solgar 5htp kullansın. mevsimg eçişi şu an ve migrenin abyıldığı havalar. bu 2 ay boyunca kullansın çok faydasını görüyorum ben.

doktor değilim, 2001'den bu yana migren teşhisim var, kişisel tecrübelerim.
0
Phoebe
(30.04.16)
(9)

Maddi yardım yapılacak ihtiyaç sahipleri

kupigometa
Nasıl bulunur?
Nasıl bulunur?
0
kupigometa
(28.04.16)
duyuru sabit ilanlarda, debe editlerinde. darüşşafaka, lösev gibi kurumlara. yakın çevreden olsun diyorsanız komşu teyzelere sorulur.
0
lazpalle
(28.04.16)
her gün geçtiğiniz yollara bakın, ihtiyaç sahibi birini muhakkak görürsünüz. onlar öyle mahzun, kenarda köşede duruverirler.
0
evde liyakat kalmamis
(28.04.16)
Peki ilanlara bakacağım. bahsettiğin kurumları biliyorum fakat güvenilirlikleri nasıldır sizce? Günümüz Tr si malum. galiba bir deniz feneri değil bunlar hı?
0
🌸kupigometa
(28.04.16)
ihtiyacharitasi.org sayesinde de maddi yardımlarınızı ulaştırabilirsiniz.
0
evde liyakat kalmamis
(28.04.16)
e buldun beni işte...
0
ucan spagetticanavari
(28.04.16)
Muhtarlıklara gidip yardım yapmak istediğinizi söyleyin. Onlar sizi yönlendirecektir. Hem yardım için gittiğiniz evden de yardıma ihtiyaçları olup olmadığı anlaşılır.
0
toucheamore
(28.04.16)
ihtiyaç sahibi ayağına geldi.
0
dirty pussy and cock
(28.04.16)
O kadar fakirim ki...
İhtiyaç sahibi bile değilim
0
eksimeksi
(28.04.16)
bizim bir kadın imece ve takas grubumuz var. şu anda 5 tane kadına ve çocuklarına destek olmaya çalışıyoruz. çocuğunlukla aile içi şiddetten kaçmış, boşanmaya çalışan, bu süre zarfında da yardımlardan faydalanamayan kadınlara bu geçiş süreçlerinde ulaşmaya çalışıyoruz. bir şekilde çevreden, başvuru merkezi olmayan ama kendilerine başvurulan kadınd erneklerinden falan yönlendiriyorlar kadınları. ya da bize haber veriyorlar. yani illa ki ulaşılıyor.

düşünürseniz size ihtiyaçları yazabilirim ama bizim olmamız şart değil. bu şekilde daha direkt yardım ulaştırmaya çalışan kollektifler, gruplar vesaire var bir sürü. burda da ara ara ilanlar yayınlanıyor, takipte kalabilirsiniz.
0
Phoebe
(28.04.16)
(26)

Ses Hukuk Bürosu - Avukat Selçuk Bayram rezaleti

celiski profesoru
Sinirden titrediğim için kendimi tam olarak ifade edemeye bilirim. İkametgah adresim aileminkinden farklı. yaklaşık 7 senedir ailemden ayrı yaşıyorum. ekonomik olarak onlardan bağımsız sürdürdüğüm bir yaşamım var. `Vakıfbank`'a borcum var ve bu hukuk bürosu ilgileniyormuş. Bu sabah `Rabia` isimli, k
Sinirden titrediğim için kendimi tam olarak ifade edemeye bilirim. İkametgah adresim aileminkinden farklı. yaklaşık 7 senedir ailemden ayrı yaşıyorum. ekonomik olarak onlardan bağımsız sürdürdüğüm bir yaşamım var.

Vakıfbank'a borcum var ve bu hukuk bürosu ilgileniyormuş. Bu sabah Rabia isimli, kendini avukat olarak tanıtan biri tarafından ailemin ev telefonu aranıp çocuğunuzun bankaya borcu var bildirimi yapılmış. Daha önce bana ulaşmaya çalıştılar mı bilmiyorum. Ama bu görüşmelerden sonra gelen sms'lere bakılırsa daha önce bir bildirimleri yok.

Sabah annem ile görüştüm, annem telefon numaralarını kaydetmiş ve bana iletti. Zaten ben annemle görüştükten hemen sonra bu hukuk bürosu aradı. Rabia isimli avukat/görevli kişiye ailemin adresini ve telefon numarasını nasıl edindiniz diye sordum ve bankaya vermişsiniz dedi. Fakat o adresi bankaya hatta başka hiç bir yere vermediğimden eminim. Bunun tartışmasını yaşarken birden sertleşerek, hitap değiştirdi ve sizler, beyler; sen ve ismime dönüştü. Hem borçlanıyorsun hem de ailenden mi utanıyorsun minvalinde ithamlarda bulundu. Ben de, beni ailem karşısında utandırmaya çalışmanızın ahlaksız bir yöntem olduğu, etiğe uymadığını, yanlış olduğunu belirttim. Bunun üzerine sen borçlusun, borcun var çok konuşma asıl konuya geçelim diyerek daha fazla terbiyesizleşti ve benim de sinir kat sayım yükseldi biraz.

Adınız Rabia peki soy adınız nedir? diye sorduğumda soy isim veremiyorum dedi. Bir şeylerden mi korkuyorsunuz minvalinde şeyler söyledim ve aldığım cevap bizim korkacağımız bir şey yok, borcu olan sensin dolayısı ile ahlaksız olan da sensin cevabı aldım. Sonra 1- akıllı olacaksın 2- borcu olan da ahlaksızlık yapan da sensin 3- git kime şikayet edeceksen et 4- haczedeceğim vs. diye saymaya başladı ben de telefonu yüzlerine kapattım.

Bu arada ben konuşmanın bir yerinde bu söylediklerini sosyal medya'da paylaşırım dediğimde "ne yaparsan yap, ama ucu bana dokunursa -yaşadığım şehrin bir ilçesini söyleyerek- orada akrabalarım çoktur biz de yanına bırakmayız dedi." dayım zabıta falan dedi git ona soy adımı verir falan dedi biraz fazladan saçmaladı.

neyse kapattıktan sonra aynı hukuk bürosundan bir sms geldi. "borcunuz ödenmemiştir, icra işlemleri başlatılacaktır ve 451 lira daha borcunuza eklenecektir, mağdur olmamak için bizi arayın"

Aradım, operatöre Rabia hanım ile görüştüm ben biraz önce, mümkünse bir başkası ile konuşmak istediğimi belirttim operatör tamam dedi fakat tekrar Rabia isimli görevli çıktı telefona. "Benden başkası ile muhattap olamazsın, sana kimse yardımcı olamaz, dolayısı ile bana saygılı olmak zorundasın, beni tehdit edemezsin minvalinde şeyler söyledikten sonra sana hiç bir şekilde yardımcı olmayacağım deyip telefonu kapattı.

sonra babam aradı, bana gelen sms ona da gönderilmiş.. babamla konuşurken kardeşim aradı meşgule düştü, dönüş yaptığımda aynı sms ona da gönderilmiş ve sabah o da aranmış, onunla görüşüp kapattıktan sonra whatsapp'dan diğer kardeşim yazmış onu gördüm. sms'i aynen kopyalayıp göndermiş.

Yani benim borcumu sanırım tüm akrabalarıma sms olarak gönderdiler. Bekliyorum amcam, dayım, halalarım falan arar birazdan.

Bu Rabia isimli kadını sosyal medyadan bulur da soy adını öğrenirim belki diyerek hukuk bürosunun sahibinin -av. selçuk bayram- twitter hesabını buldum. #twitter hesabı farklı bir avukata aitmiş#

Asıl tartışma yaşadığım kişiyi bulamadım ama sanırım hemen her borçluya aynı tonda yaklaşıyorlar.

www.sikayetvar.com
0
celiski profesoru
(26.04.16)
hangi şehirdesiniz? baro levhasından bakıp baroya şikayet etmeyi deneyin.
0
fosforlu cevriye
(26.04.16)
baronun yaptırımı ne oluyor acaba biliyor musunuz?
0
🌸celiski profesoru
(26.04.16)
baroya şikayetten çok konuşma saatini aşağı yukarı hatırlıyorsanız vakıfbanka avukatınız böyle konuştu böyle yaptı diye şikayet ederseniz daha etkili olur. dosyaların avukattan çekilmesine kadar gider bu iş. özellikle tehdit ve hakaret kurumların hiç hoşuna gitmez. ben de hemen hemen aynı işi yapıyorum ve kuruma şikayet gidecek diye ödümüz kopuyor. iyi cesaret valla kızdaki
0
dulcinea
(26.04.16)
Aklıma şu rezalet olayı geldi:
eksisozluk.com

Muhtemelen avukat değildir seninle konuşan kişi. Sanırım insanlara hakaret etmeleri için özellikle tutuyorlar böyle paçozları.

Bir dahakine görüşmenizin başında, şu anda ses kayıt programı kullanıyorum, bu kayıtları gerekli mercilere ve vakıfbank'a sunacağım diyebilirsin. O zaman tehdit savurmak biraz sıkar sanırım.
0
peggy
(26.04.16)
geçmiş olsun. maalesef türkiyede o kadar çok akıllı borçlu var ki, alacağı tahsil çok zorlaşıyor. bu sebeple de alacağı tahsil etmeye çalışan bürolar çareyi sertleşmek de buluyor. karşınıza doğrudan sesini yükselten biri çıkmış kötü olmuş. ben de banka vekiliğinin yapıldığı bir ofisteyim. cinnet sebebi insanlarla boğuşuyorum. kredi kartı estresinde lüx keyifler sürdüğünü gördüğüm ama iş ödemeye gelince borcu inkar edenlerle uğraşıyorum. neyse ben dert çeken öteki taraftayım ne yazıkki.
avukat ile görüştürmüyorlarsa doğrudan gidin banka şubesine onlarla muhatap olun. onların iletmesi daha iyi olur.
0
cabiday
(26.04.16)
hocam şimdi bu linki, gönderilen smsleri ve aileme ulaşma şekillerine de değindiğim bir şikayet metni hazırlayıp hem istanbul barosuna hem barolar birliğine şikayet edeceğim.

şikayetvar.com'dan da şikayeti vakıfbank'a yapacağım. diğer aile fertlerine sms atmaları normal bir prosedür mü?

ve ayrıca mernis'den buldum adresinizi dedi. ama benim ikametgahım dediğim gibi farklı. hacizi ailemin adresine göndereceğini söylemişti. benim eski adresimi mernis'den görebiliyorlar mı?
0
🌸celiski profesoru
(26.04.16)
geçmiş olsun. elinizden geleni yapın, durumunuz elveriyorsa ya da yakınınız varsa siz de bir avukatla hareket edin bence. özel hayatın gizliliği, aileye zarar vs konularından bir dava çıkartılabilir izlenimi uyandı bende (amatörce). bir de tüketici koruma heyeti geldi aklıma. bankayı buraya şikayet etmeyi deneyebilirsiniz. en azından bir fikir alın bence.
0
acan99670
(26.04.16)
Meseleyi Ekşi Sözlük ve Twitter gibi mecralara taşırsanız etki uyandıracaktır diye tahmin ediyorum. Yaptıkları şeyin -ve elbette ki sizin yapacağınız teşhirin- yasallığı konusunda da bir avukata danışın derim.

Bu arada hukuk bürosunun sahibinin kimliği de beni hiç şaşırtmadı. Apak ve cumbabasını çok seven bir avukatmış. Başları ne ki kendileri ne olsun.
0
sevgikusunkanadinda
(26.04.16)
barolar birliği ve il barosundan pek sonuç çıkmaz. daha önce de dediğim gibi etkili bir ders, tutuşan paçalar istiyorsanız şikayet var kanalıyla, direk bankaya ulaşarak şikayeti belirtin. büronun konuşmaları kayıt altındadır. kurum konuşmaları dinledikten sonra büroyla iletişime geçer. siz ve yakınlarınız hala kurumun potansiyel müşterisisiniz. bu muamaleye izin vermezler
0
dulcinea
(26.04.16)
Tamamen çirkeflik. Yasal olarak bu konuyla ilgili senin ve varsa vekalet verdiğin avukat haricinde kimseye bilgi veremezler.

Şöyle bir örnek vereyim, arkadaşımın eşi, bankadan yüklü bir kredi almaya gidiyor ve müşteri temsilcisi maalesef size kredi veremiyoruz kredibiliteniz uygun değil ama eşinize verebiliriz diyor. Arkadaşım bunu duyduğunda, banka memurunu genel müdürlüğe şikayet etti. Kişinin kendini ilgilendiren kredi puanını eşine söylediği için. Memurun işine son verildi.

Dediğim gibi, borcunuzu aileniz de olsa, üçüncü kişilere bildirip bir de pişkin pişkin akıllı olacaksın vb. demeleri büyük rezalet.

Olayı sözlüğe taşımaya çalışın bence. Sosyal medya çok etkili bu konularda.
0
old possum
(26.04.16)
twitter'dan ses hukuk bürosunun sahibine konu linkini gönderdim bakalım ilgisini çekecek mi, yoksa alışkın olduğu bir durum mu bu?
0
🌸celiski profesoru
(26.04.16)
Merhabalar, çok geçmiş olsun.

Öncelikli olarak sizi arayan şahıs yukarıda da söylendiği gibi avukat veya stajyer avukat değil. Ya takip elemanı ya da ofiste borçlular borçlarını hukuk bürosu herhangi bir işlem başlatmadan (icra işlemi yapmadan - masraf etmeden) tahsil etmeye calışan bir eleman.

Sizin bilgilerinizi daha doğrusu aile bilgilerinizi ve hatta akraba bilgilerinizi bulmaları da gerzekçe bir program sayesinde oluyor, tam adını bilmiyorum ama bunu kullanan şeref yoksunu hukuk büroları var. Sizden ziyade akrabalarınızı hatta komşularınızı bile taciz ediyorlar ve böylelikle ödeme yapmanızı amaçlıyorlar.

Sizin yapacağınız şey bulunduğunuz il barolar birliğine giderek hukuk bürosu ve avukat hakkında şikayette bulunmak, böylelikle avukat hakkında disiplin soruşturması açılacak. Çok büyük ihtimal ile yanında bilmem kaç tane avukat çalıştığını, işyükünün fazla olduğunu, takibi yapması adına eleman aldığını ve konunun ondan habersiz vuku bulduğunu söyleyecek ama önemli değil, disiplin kurulu bu savunmaya alışık, ciddi olarak değerlendirmeyecektir. Avukat hakkında disiplin cezası çıkabilir, öncesinde başkaca cezaları varsa baro levhasından ismi bile çıkartılabilir. Dolayısıyla gidin şikayet edin!

Bunun yanında ayriyetten lütfen savcılığa da giderek şikayetçi olun, huzur ve sükunu bozma suçu kapsamında değerlendirmeye alabilir takipsiz kalacak da olsa.
0
kaymaktutmayansicaksut
(26.04.16)
ben bu uygulamayı daha önce pek çok platformda duydum ve okudum. bu tarz pek çok hukuk bürosu var bildiğim kadarıyla. belli bir süreden sonra bu avukatlar bu alacakları ilgili kurumdan satın alıyorlar diye biliyorum. terimsel bir adıda var hatta bu olayın, bulabilirsem ekleyeyim. yani x avukatık bürosu veya finansal danışmanlık bilmem kim satın alıyor bu borçları, belli bir rakam ödüyor kuruma. kendi ne kadarını koparabilirse ona kalıyor. bu yüzden böyle üsluplarla, yıldırma politikasıyla almaya çalışıyorlar borçları.

şöyle şeyler var internette;
www.enuygun.com
0
Phoebe
(26.04.16)
Ek olarak, hakkınızda icra takibi başlatmışlar mı yoksa sadece borcunuz olduğunu mu söylüyorlar?

Borcunuz olduğunu söylüyorlarsa çok büyük ihtimal göz korkutma ve masraf yapmadan tahsil amaçlıdır, bu durumda onlardan dosya esas numarası isteyin. e-devlet kontrolü de yapabilirsiniz. Eğer e devlet'te hakkınızda dava yoktur diyor ise, takip açmamışlardır.

Bu durumda bir daha aradıklarında icra dosyasının müdürlük ve esas numarasını isteyin kendilerinden. Ik mık ediyorsa, kapatın telefonu gitsin, sonra doğru şikayete.

Size dosya numarasını verirlerse, gidin dosyanızı bizzat kontrol edin. İçinde tebligat parçası var mı(borcunuz olduğuna dair yazı size gönderilmiş mi, gönderildi ise tebligat notunda ne yazıyor, kime teslim edilmiş vb)? Bu usulsüz tebligat noktasında önemli, tebligatlar usulsüz olmasına rağmen ısrarla telefon açıp taciz eden hukuk bürosu çok sayıda.

Dosyanızın -eğer varsa- fotokopisini alın, müdürle konuşun (tebligat usulüne uygun mu vb), dosya kapak hesabını yaptırın (bazı hukuk büroları borcunuzu fazla söyler) ve ödemek istiyor iseniz dosya kapak hesabındaki miktarı ödeyin. Hukuk bürosunun size ''İndirim yapalım.'' demesini dinlemeyin, dosyayı kapatma harcını ödemekten imtina eder, dosyayı takipsiz bırakırlar. Bu durumda üzerinize kayıtlı araç ve gayrimenkul varsa, üzerilerine haciz koymuş iseler, bankalar ile ve satış işlemleri sırasında sorun yaşarsınız.
0
kaymaktutmayansicaksut
(26.04.16)
hocam e-devlette icra takibi var. onu kontrol ettim.

bana elden herhangi bir tebligat yapılmadı. eşten dosttan da böyle bir uyarı almadım. icra dosyası istanbulda ben başka bir ilde ikamet ediyorum.

bulunduğum şehirde bu dosyayı görebilmem mümkün mü ?

anladığım kadarı ile hukuk bürosundan ayrı olarak borcumu icra müdürlüğüne vs. yapabilirim bu benim için önemli. çünkü bir daha muhattap olmak istemiyorum bu insanlarla.
0
🌸celiski profesoru
(26.04.16)
tebligatı takip edin eğer 1 hafta süreyi geçmemişse yetki itirazında bulunabliir, dosyayı bulunduğunuz ile aldırabilirsiniz
0
dulcinea
(26.04.16)
Size kağıt gelmemiş olabilir. Borcunuzun hukuken kesinleşmesi için öncelikli olarak sizin borçtan icra dairesi kanalıyla gelecek bir ödeme emri ile haberdar edilmeniz ve tebliğ tarihinizden itibaren 7 gün içerisinde borca itiraz etmemiş olmanız gerekiyor.

Bunu bir kanara koyarsak kağıt size neden gelmemiş olabilir?
1- siz bankaya hesap açtırmak için başvururken verdiğiniz adresi hukuk bürosuna vermişler ve icra işlemleri bu adres baz alınarak yapılmış olabilir. Bu sizin eski adresiniz olabilir. Eski adresinize tebligat gittiyse, postacı evde kimseyi bulamadı ise, komşulardan da kağıdı alan olmadı ise muhtara gidip adres teyidi yapmadan kağıdı icra dairesine teslim etmiş olabilir. Bu durumda güncel adresinize -ikametgah adresinize- yeniden tebligat çıkması gerekir.

2- Komşunuz size teslim etmeyi unutmuş olabilir - çok sık oluyor-

İlk borcunuz vardır yazısı tarafınıza veya bir yakına/komşuya teslim edilemedi ise, ikinci defa yazı çıkması gerekir dedim ya, bu yazı için yapılan adres sorgusunda eğer adresiniz ilk adresle aynı çıkarsa postacı aynı adrese yeniden gidip sizin orada tanınmadığınız bilgisini alırsa tekrardan veya evde yine kimse yoksa kasıtlı olarak tebliğ almaktan kaçındığınıza kanaat getirerek kağıdı bağlı olduğunuz muhtarlığa bırakır. Bu durumda hukuken size teslim edilmişcesine 7 günlük itiraz süreniz başlar.

Dosyayı bulunduğunuz şehirde göremezsiniz, e devlette hangi icra dairesi yazıyor ise oradan işleri götüreceksiniz eğer bir yetkisizlik durumu yoksa ve süreyi geçirmedi iseniz (icra takibi sizin ikametgah adresiniz icra müdürlüğünde açılmadı ise)

Evet, hukuk bürosu ile hiç muhattap olmadan borcunuzu icra dairesi kanalı ile ödeyebilirsiniz, hatta telefon açarsanız ilgili müdürlüğe, kapak hesabının yapılmasını rica edin ve ibanlarını isteyin, söyledikleri meblağı yatırın.
0
kaymaktutmayansicaksut
(26.04.16)
çok teşekkür ederim.

bir arkadaş saolsun konuyu sözlüğe de taşıdı.

eksisozluk.com
0
🌸celiski profesoru
(26.04.16)
Şunları yapmanızı tavsiye ederim.

1- Şikayetvar üzerinden vakıfbank ile iletişime geçmek bu olayı şikayet olarak yazmak.
2- Hukuk bürosunu baroya şikayet etmek.

Borçlu olsanız bile hiç bir alacaklı size bu şekilde davranamaz, bu şekilde sizi ve ailenizi taciz edemez. Buna ilişkin daha yeni çıkan bir sürü yargıtay kararı var.

Aalcaklının yapacağı şey en fazla icraya bulaşmamak için borçluyu uyarmak, borcunu ödemezse yasal yola başvuracağını söylemektir. fakat ne yazık ki bunu yapmıyorlar.
0
antonin artaud
(26.04.16)
Şikayeti Vakıfbank markası için yaptım.
zaten Ses Hukuk Bürosu için bir çok şikayet söz konusu aynı nedenlerle. ve hiç biri için bir cevap verilmemiş.
0
🌸celiski profesoru
(26.04.16)
dostum, bu işlerden anlayan bir memur olan şahsım, eski bir adliye çalışanıdır. 10 yıl boyunca adliyede gördüklerimi anlatsam, dudağın uçuklar. senin konuna gelirsek;

artık icra kanununun değişmesi neticesinde avukatlar haciz işlemleri yapamadıkları için, aynı soyadda kaç kişi bulurlarsa, hepsine mesaj atıyorlar, alakası olmayan adamlara dahi mesaj atabiliyorlar. bir nevi alacağı psikolojik bir savaş neticesinde almaya çalışıyorlar. bu bir edepsizlik midir? kesinlikle edepsizliktir.

bugüne kadar konuştuğum tüm avukatlar, ağızlarında sigara, dumanını savurarak, öküzlemesine bir kahkahayla, yaptıklarının ne kadar doğru olduklarını ispatlamaya çalışıyorlardı. bu konuyu yıllarca konuştuk avukatlarla, ancak adamlar haklı olduklarına o kadar inanmışlar ki, başkasının babasının kalp hastası mı, annesinin kanser hastası mı olduğunu düşünmeden mesaj atıyor ve anne babaların da üzülmesine yol açıyorlar. o yüzden avukatlardan nefret ederim, sırf avukat olmamak için hukuk fakültesini 3. sınıfta bırakmış adamım. sen pay biç buradan dostum.

tabii her avukat böyledir demiyorum, çok sağlam duruşa sahip birçok avukat var yine de. hukuktan anlayan, hukuk sınırları içinde kalan avukatlar kastım değildir ama çoğunluğunun böyle olduğunu söyleyebilirim.

bu konuda ne yapabilirsin dostum, hiçbirşey yapamazsın. baroya şikayet etsen bir sonuç çıkmaz, barolar birliğine gitsen hiçbir cacık olmaz. savcılığa gitsen, onlar da bakanlıktan izin falan alacaklar soruşturma için. o dosya zamanaşımına uğrar. bu yüzden şikayet falan uğraşma hiç.

10 yıl içerisindiği adalet saraylarında öğrendiğim tek şey oldu; kim her ne yapıyorsa, yanına kâr kalıyor. maalesef durum budur. hırsızlık zanlısının gülerek x5 çarptım, büyük vurgun yaptım dedikten sonra serbest kaldığını ve o x5'in parçalarını sattığını gördü bu gözler. o yüzden önemseme, kafanın rahat olması için bul buluştur borcunu icra müdürlüğü kanalıyla öde. hiç uğraşma bile. yasal yolların var muhakkak, icraya itiraz edebilirsin. takibin durdurulmasını isteyebilirsin ama bunlar senin için hep zaman kaybı olacak aynı zamanda varolan borcuna daha fazla borç binmesine sebep olacaksın.

o yüzden 10 yıllık tecrübem sonucu özet geçeceğim tek şey şu olacak; uğraşın boşa kalacak, borcunu öde ve kurtulmaya bak bir an önce. sonra bir pakete sıçar, bunu kargoyla ilgili avukatlık bürosuna gönderirsin. (yapanı gördüm)
0
jesues
(26.04.16)
"biz de senin yanına bırakmayız" dediyse zaten direkt tehditten sen dava aç. bence peşini de bırakma, o kişi zaten avukat degil. mahkemede yüzleşip karşında aglamasını görmek bile her şeye deger inan ki. ben burada sinir oldum.
0
akatreil
(26.04.16)
Bir ihtimal tehditten şikayet edebilirsin ama kayıt olmadan ordan da bişey çıkmaz
0
loser blueser
(26.04.16)
Hocam size özel mesaj attım bakarsanız sevinirim.
0
bayc
(27.04.16)
aynisini ben de yasiyorum aktif hukuk bürosu ile.
eski is arkadaslarimi aramis adamlar.
0
fleshbloodmore
(27.04.16)
bu hukuk büroları bu sızdırılan tc kimlik bilgilerini kullanıyorlar, üstlerine gidecekseniz buradan gidin yoksa polis, hakim, savcı vs den bir umudunuz olmasın bunların hepsi bu adamlarla işbirliği yapıyor. herhangi bir dava açmayı planlıyorsanız buradan yürüyün götleri tutuşur avukatların. en önemlisi korkmayın bu ahlaksızlardan.
0
taksici milletin efendisidir
(28.04.16)
(13)

ne kadar acik olayım?

damdanakan
Ben uzun süren bi fetret devrinden sonra öğretmen olmaya karar vermiş ve sınava hazırlanan bir öğretmen adayıyım. Kemik bi arkadaş cevrem yok. Şimdilerde gittiğim dersanedeki diğer öğretmen adaylariyla geçici bir arkadaşlık ilişkisi kurmuş durumdayım. Buradaki arkadaslarin çoğuyla beklediğimden daha
Ben uzun süren bi fetret devrinden sonra öğretmen olmaya karar vermiş ve sınava hazırlanan bir öğretmen adayıyım. Kemik bi arkadaş cevrem yok. Şimdilerde gittiğim dersanedeki diğer öğretmen adaylariyla geçici bir arkadaşlık ilişkisi kurmuş durumdayım. Buradaki arkadaslarin çoğuyla beklediğimden daha yakın ilişkiler kurdum açıkçası, bariz kezban, keko olanlarla pek muhabbetim yok. Öyle insanlar da bana çok yanaşmaz zaten.

Şimdi şöyle söyleyeyim, ben bu bahsettiğim insanları seviyorum, sayıyorum ama hep bi kendimi saklama mecburiyeti hissediyorum. Yani erkeklerin surekli cinsellik dusundugunden falan bahsediyorlar, "Sen düşünmüyor musun?" diyemiyorum. Yani sanki cinsel hayatı olan bir kadın olduğumu sezdirsem başıma iş asacakmisim gibi. Söylenen çoğu şeye kafa salliyorum ama içimden bi ses "Ne isim var lan benim burada?" diyor.

Şimdi, son pişmanlık neye yarar? Pişman da değilim öğretmen olacağım için ama benim hayatım böyle kendini surekli kapatarak, gizleyerek mi geçecek? Diyelim bi Anadolu iline atandim. Yani, dusunuyorum, bi tekele gidip bira bile alamam belki de laf olur diye. Hadi canım, bulursun bi yolunu. Herkes saman altından ne sular yürütüyor, dediginizi duyar gibiyim ama bu kısıtlılık halı an itibariyle inanılmaz rahatsız etti beni.

Sizce beni nasıl bi hayat bekliyor?

Bu arada, anlamışsınızdır muhtemelen ama cinsiyet olarak kadınım.

Böyle anı gelişen bir panik halidir bu değil mi? Herkes kafasına göre yaşamanın bi yolunu buluyor, değil mi? Ne dusunuyorsunuz?
0
damdanakan
(19.04.16)
Fazla muhabbete girme
0
basond
(19.04.16)
Oyle konusanlarin bir kismi aksama gizli kapakli sextingler ceviren tipler, ortamlarda oyle bonus topluyorlar. Ozelini kimseyle paylasma.

Herkes kinadigi bir cok seyi yapiyor, ozellikle de turkiye'de. O yuzden kimseyi takma kafaya ve cok fazla muhabbete hirme.
0
neferkitty
(19.04.16)
Eğer öyle konuşan bayan bir öğretmene ''sen cinsellik düşünmüyor musun?'' derseniz bayan öğretmenden değil, bunu duyacak o keko dediğiniz öğretmenlerden korkun :) Bir tanıdığım öğretmen, o keko dediğiniz tiplerle problemler yaşadı, iş hayatınızı zehir edersiniz.Dedikodular çok çabuk yayılıyor öyle yerlerde, hiç bulaşmayın derim.

Birayı bence de evde yapın, çok ucuza geliyormuş diyorlar seneye planlarım arasına aldım.
0
utkumon
(19.04.16)
inan bana kapalı kapılar arkasında neler neler dönüyor bir bilsen. dışarıda ahlak timsali olanlar evde pegginge domalıyor. o nedenle çok çok fazla umursama ama yine de insanların ağzına laf verecek hareketler yapmamaya dikkat et.
senin de dediğin gibi herkes bi şekilde yolunu buluyor. senden daha önce anadolu şehirlerine giden ve senden daha absürd yaşam tarzına sahip insanlar yok muydu? tabii ki vardı. onlar da bi şekilde yaşadılar ve görev süreleri dolunca başka yerlere gittiler. gittiğin yerlerde sana gerçekten yardımcı olmaya çalışan insanlar olduğu gibi yardım adı altında senden faydalanmaya çalışan insanlar da olacaktır. dik dur. kimseden korkma. herkesle samimi olma. tek bir tane bi dost yetecektir sana.
0
fanila
(19.04.16)
al hatta sana kit ve maya linkleri. anadolu şehrine gittiğinde sana da uğraş olur :)

www.butikbira.com
www.butikbira.com
0
fanila
(19.04.16)
Öncelikle sizi çok kötü bir hayat bekliyor. Ben otobüsle Kocaeli'den Kars'a gitmiş bir insanım ve kilometreler boyunca Türkiye'nin ne kadar boş bir ülke olduğunu gördüm. Gittiğiniz yerde bırakın cinsellik yaşamayı arkadaşlık kurabileceğiniz tipte insanlar bile olmayacak çoğu zaman. Çünkü büyük şehirler dışında Anadolu'da gerçekten hiçbir şey yok. Bence sakın ola ki tamamen tanımadığınız biriyle ilişki yaşamayı düşünmeyin. Eğer sizin "veren" bir öğretmen olduğunuz açığa çıkarsa ve sık sevgili değiştirme gibi şeyleriniz dikkat çekerse milli eğitim bakanlığına şikayet bile edilebilirsiniz. Dillere düşmek istemiyorsanız ya yuva kuracaksınız ya da fazla özgür olmayacaksınız.
0
dissendium
(19.04.16)
İş değişikliği stresi bu sanki. Bence de pek açma kendini. Dedikodu yap gıybetin dibine vur ama kendine anlatma. Millet çok fena
0
hasmetizm 2046
(19.04.16)
Bira tarifleri için teşekkürler :)
0
🌸damdanakan
(19.04.16)
Sakın kendinle ilgili ayrıntı verme, onların yanında onlardanmış gibi davran.
0
chitosan
(19.04.16)
belki karaktersizlik gibi olacak ama görmek/muhattap olmak zorunda olduğun insanın seviyesine inebilmek ya da çıkabilmek büyük bir meziyet. yapabildiğin kadar rahat edersin. ben de benzer şeyleri şu an çalıştığım işyerinde yaşadığım için sıkıntı yaşıyordum ama zamanla insan sallamayı ya da alışmayı öğreniyor.
insanları idare edebildiğin sürece sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum. zaten bi noktadan sonra kafa dengi ortamını buluyorsun.
0
b roy
(19.04.16)
aslında meslekten bağımsız olarak türkiye'nin hiçbir noktasında ve hiçbir sosyal statüsünde insanlar birbirlerine kendilerini anlatmamalı. bir insana verdiğiniz en küçük bir sır bile koza dönüşür. bunun da istanbul'da çalışmak ve hakkari'de çalışmak arasında bir farkı yok. aradaki tek farkı bazı ürünlere erişiminizin zor olması olur o kadar.

üzücü de olsa bir şekilde ben özgür bir insanım halüsinasyonuyla yaşayabiliyor insan bir yerden sonra. bu sözde denge hali bir yerde sizi de bulur.
0
uuth
(19.04.16)
camdan bir koruma kalkanınız ve pr gülümsemeniz olacak. sizi camdan görecekler, sizde onları göreceksiniz, iletişim kurabileceksiniz karşılıklı. öyle soğuk, mesafeli, kibirli gibi algılanmamanızı sağlar bu şeffaf cam. ama oldukları noktadan bir adım öteye geçmeye çalışırlarsa cama toslayacaklarını, şeffafta olsa bir kalkanınız olduğunu hissettireceksiniz. poltika, din, yaşam görüşü gibi konuları detaylı konuşmayacaksınız, kendinizi genel olarak ifade edecek kadar paylaşacaksınız sadece bu görüşlerinizi. hep hissedecekler onlardan farklı olduğunuzu ama sizi yadırgayacak veya yargılayacak olumsuz bir veri asla edinemeyecekler.

bu kendini kapatma değil bence. yıllardır uyguladığım bir sistem. bir süre sonra o şeffaf cam size karşı bir saygı geliştirmelerini, ya çok farklı bizlerden ama çok düzgün biri vesaire demelerini sağlıyor.
0
Phoebe
(19.04.16)
dostum bu durumun ogretmen olmanla alakasi yok. hangi meslegi yaparsan yap, birebir olmasa bile benzer seylere maruz kalacaksin.

ben icmimarim istanbulda. bizim topluluk gayet acii ve rahattir, ama bizde de bir giybet bir kuyu kazma isi doner ki anlatamam. herseyde bir bokluk var, sizinkinde de bu varmış. iyi yanlari da olacak oyle düşün. biraz alisinca o taktiklarinn takilacak seyler olmadigini anlayacaksin zaten.
0
beyteper canavari
(19.04.16)
(23)

Hanımlar neden makyaj yapmıyorsunuz?

neotunc
Elbette makyaj yapmayanlara soruyorum. İster yapın ister yapmayın fakat ben makyaj yapmıyor olmanın nedenlerini merak ediyorum.EK: Sadece fondöten kullanmayanlara değil hiç makyaj yapmayanlara sordum. Cilt kusurunuz yoksa balçık gibi fondötenle ne işiniz olur fondöten kullanmayın zaten.
Elbette makyaj yapmayanlara soruyorum. İster yapın ister yapmayın fakat ben makyaj yapmıyor olmanın nedenlerini merak ediyorum.


EK: Sadece fondöten kullanmayanlara değil hiç makyaj yapmayanlara sordum. Cilt kusurunuz yoksa balçık gibi fondötenle ne işiniz olur fondöten kullanmayın zaten.
0
neotunc
(18.04.16)
Yüzüme saçma sapan kimyasallar sürmek hiç hoşuma gitmiyor ve de makyaj yapmayan insanların makyaj yapanlar gibi bugün çok solgunum bir şeyler süreyim kaygısı da olmuyor.
0
Gingko
(18.04.16)
Benim makyajlı kadın sevmediğimi öğrendiler :)
0
six packsiz
(18.04.16)
yüzüm çok alerjik ve çok hassas. makyaj yapmak ile yüzüme aseton sürmek aynı şey. yapmayı çok seviyorum ama canım çok acıyor, yapamıyorum.
0
la lykia
(18.04.16)
yapmayınca soldakine benzediğimiz için.

makyaj yaptıkça sen o makyajlı kişi oluyorsun, yapamadığında/yapmadığında tanınmıyor ve hasta gibi görünüyorsun.

ten rengi canlı olan hanımların özellikle cilt makyajı yapmasını aşırı saçma buluyorum.
0
piremses
(18.04.16)
hiç yapmıyor değilim göz makyajı ve ruj kullanıyorum.
ten makyajı yapmıyorum.onun yüzümde bıraktığı hissi sevmiyorum,yapay geliyor.kaliteli bir ten makyajıyla hoş görünüyor tabi ki ama günlük makyaj için fazla buluyorum cildim sağlıklı ve kapatma ihtiyacı duymuyorum.gün içinde ekstra parlayıp porselen gibi durmasa da olur onu özel günde yaparım, makyajsız halini de beğeniyorum ben.
0
aquarium
(18.04.16)
çünkü olduğumdan farklı görünmek anlamsız geliyor.

çünkü boyanmakla bakımlı olmanın, kişisel hijyen ve temizliğin aynı şey olmadığını düşünüyorum. ( yapanları yargılamıyorum, bu bir bakış açısı ve tercih meselesi )

çünkü zamanım çok kıymetli, buna ayıracağım zaman içinde 2-3 sayfa bir şey okurum, makineye çamaşır atarım, güzel bir müzik eşliğinde kahvemi yudumlar kendimi dinlerim, bir dostumla telefonda sohbet ederim falan filan.

çünkü bu kadar kimyasala bulanmayı anlamlandıramıyorum. zaten çepeçevre kimyasalla sarılmışken birde yüzüme gözüme kimyasal sürmenin anlamı ne.

çünkü bu kadınlara dayatılan, empoze edilen bir olgu. kendini boyamazsan, süslemezsen beğenilmez ve tercih edilmezsin baskısı var alttan alta.
0
Phoebe
(18.04.16)
Hafif göz makyajı dışında makyaj bana anlamsız geliyor. Özellikle allık, yok gözünün altına beyaz renk bir şey süren kadınlar bana palyaço gibi gözüküyor.

Rimel ve eyeliner arada bir sürdüğüm makyaj malzemeleri. Diğerleri yok bile.

Üşengeçlik de var tabii.
0
of dream and drama
(18.04.16)
Moduma göre değişiyor. Bugün işe sıfır makyajla geldim. Genelde kendimi kötü hissettiğim zamanlar yapıyorum makyaj, sıkıntıdan herhalde.
0
peggy
(18.04.16)
üşeniyorum, eve gelince çıkarmak zor geliyor. göz altı morluklarımı kapatıyordum kapatırsam, bir de maksimum ruj sürerim.
0
nice tnetennba
(18.04.16)
1. Spor yaptigimdan bolca dus oluyor, ugrasamiyorum.
2. Yapmayi bilmiyorum. Metotlari ve uygulamari bilmeden kendi cabalarinla bir seyler karalayinca iyi olmuyor.
3. Kozmetiklerin kokusunu sevmiyorum.
4. Dudaklarimi yiyorum.
5. Rujla yemek yemek, bir seyler icmek, opusmek kotu geliyor cok.
6. Makyaj yaoinca gun icinde surekli kontrol edip duzeltmen gerekiyor. Aklimin bunla mesgul olmasini istemiyorum. Mesela biriyle konusrken kalem akti mi, ruj disime bulasti mi, vs.
7. Temiz hissetmiyorum kendimi makyajli. Mesela bir yuz ve dis temizliginden sonra gelen ve o sekilde gune baslanan hissin ferahligini anlayamazssiniz.
8. Makyaj malzemeleri yanimda fazladan kalabalik yapiyor. Cok nesne sevmiyorum. Canta tasimayi sevmiyoru.

Oyle cok guzel bir cildim yok, ama bu saydigim sebepler agir basiyor.
0
shadowcat
(18.04.16)
Çünkü cildime ne idüğü belirsiz kimyasalları sürmektense sigara-alkol içmeyerek, spor yaparak, su-bitki çayı içerek, yediğime içtiğime özen göstererek daha güzel-canlı olacağımın bilincindeyim. Bir fondötene 300 lira, bir rimele 200 lira vermemin kozmetik firmalarını zengin etmek olduğunu biliyorum.

Bir de zaman ayırma meselesi var. Yapacağım hepi topu bir far, rimel, göz kalemi sürmek ama ben sabahları onu yapmak yerine 2 lokma kahvaltı edip ailemle çay içip güne başladığımda daha mutlu hissediyorum.

Not: Özel günler konu dışıdır. Öyle günlerde göz makyajını eksiksiz yapıyor, rujumuzu sürüyor, gerekmedikçe de cildimize bb cream, fondöten vb. dokundurmuyoruz.
0
chitosan
(18.04.16)
Valla 30 yaşındayım, toplam 6-7 kere makyaj yapmışımdır önemli günlerde, makyaj dediğim de kalemle ruj, fondöten falan hayatımda 2 keredir anca. Hakikaten makyaj yapmayanlar kategorisindeyim yani. Kalemi bile sürmeyi bilmediğim için alt göz kapağımın içine sürebiliyorum anca :)
Bence makyaj yapmamanın nedeni olmaz, yapmanın olur. Niye makyaj yapayım ki, yani ne faydası var bana? Evet, makyaj yapınca daha güzel görünüyorum (normalde güzel bir yüzüm yok), millet iltifat falan ediyor belki ama eee? anlamsız ve sıkıcı bir işlem bence. Şahsen üşengecim, ayrıca yüzümde makyaj var diye dikkatli olmam, gözümü ovuşturmamam, rujumu tazelemem falan lazım ki hiç huyum değil.
Sokaklar güzel, bakımlı, alımlı ve makyajlı kadın dolu, arada bir iki taneye de toplumumuz dayansın bir zahmet.
0
whoosie
(18.04.16)
Kadının doğal hali çok güzel. Toprak gibin. Yapmayın kızlar bravo
0
hasmetizm 2046
(18.04.16)
üşeniyorum. yapmaya da çıkarmaya da.
0
hushhush
(18.04.16)
1 üşeniyorum
2 cildimde problem yok (belki olsa başka yaklaşırdım)
3 makyaj, özellikle göze siyah şeyler sürmek bana çok atalarımızdan kalmış saçma alışkanlıklar gibi geliyor. mesela allık sürmek daha sağlıklı gösteriyor yüzü kızartıyor hadi mantıklı diyelim de gözüne siyah far sürmek biraz toplayıcılıkla uğraşan birinin yapacağı şey gibi geliyor, makyajı mantıklı bulamıyorum. insanın yüzündeki kusurları boyayla kapatması genel olarak modası geçmesi gereken bir konseptmiş gibi geliyor. feminist yönüm ağır basmıyor bu noktada ama yine de erkeklerin full kusurlu gezmesi ne kadar normal ve doğalsa aynısının kadın için geçerli olmamasına şaşıyorum. ayrıca böyle full cildi düzeltmek hariç falan renkli makyaın daha güzel gösterdiği algısına katılamıyorum.
4 üşeniyorum
5 yapmayı bilmiyorum
6 her türlüsü cilde zararlı

yine de belli özel günlerde, görüşmelerde falan yapıyorum tabii. gençken de 19-18 göz kalemi - rimel olmadan gezmezdim. şimdi olabildiğince kaçınıyorum.
0
freya
(18.04.16)
1. oncelikle makyaja zaman harcamaya cok useniyorum, uykuyu veya baska seyleri tercih ediyorum cogu zaman makyaj yapmaya.

2. makyajli goruntume alisip makyajsiz halimi begenmemeyi /eksik ve solgun bulmayi hic sevmiyorum.

3. Ten makyaji hicbir zaman yapmadim, cok yapay ve fazlalik gibi geliyor, o hissi sevmiyorum, bir de bence sivilcelendiriyor benim cildimi. gozume gozalti kapaticisi, kalem ve rimel, dudagima da naturel tonda bir ruj surerdim makyaj rutinim buydu ama 1 sene once gozumde arpacik gibi bi sey cikti ve o zamandan beri de gozum hassas, makyaj yapinca hemen sisip kizariyor. bu yuzden kalemi de biraktim, simdi sadece gozalti kapaticisi ve rimel kullaniyorum bazen, dudagim icin de ruj veya lipstick.
0
saçdemeti
(18.04.16)
silmeye üşeniyorum. üşendiğim için de yapmıyorum. ama 0 değil. eyeliner ve rimelsiz çıkmam mesela. bunları da mendille silebildiğimden (hele en son eyeliner'ı gayet suda çıkanlardan aldım kolay çıksın diye) yapıyorum. uzun uzun temizleme olsa yine yapmazdım
0
la noix
(18.04.16)
makyaj yapmayı biliyorum ve aklıma eserse de yaparım 5-6 sene önce neredeyse günlük yapıyordum. şimdi senede 3-4 gün en fazla.
en büyük sebep gerekli bişey olarak görmemem, işim, hayatım, karakterim şu anda dünyayı algılama biçimim bunlarda etken.
esmerim ve belli olacak makyaj yapmaya (özelikle göz için) kalksam zaten gece makyajı gibi oluyor. o da fazla geliyor. belli olmayacak (nude vb) makyaj yapmak normal makyajdan daha zor. o kadar uğraşamam hele bütün gün evde olan bir ben, hiç uğraşamam.
33 yaşındayım cildime saçma sapan şeyler sürmek istemiyorum.
cilt, akne, tıl tüy vb sorunum yok kaşım gözüm esmerlik dolayısıyla zaten şekilli, düzgün benim derdim; göz altı morluklarım var onlar hayattan bezmeme yetip artıyor. o da basit bir makyajla filan geçmiyor.
0
niye ama
(18.04.16)
cildimde akne, iz gibi problemler yok. o yüzden de hiç merak edip öğrenmedim sırasıyla napılır ne edilir.göz makyajında da rimel kirpiklerime ağırlık yapıyor gibi hissediyorum zaten yüzüm yeterince canlı geliyor bu sebeple onu da gereksinimlerimden çıkardım. makyaj algım bordo rujdan ibaret.sonbahar/kış aylarında kafama esince sürüyorum.
0
muslugubozukhayrat
(18.04.16)
mayajın karşı konulamayan bir cazibesi olduğunu düşünenlerdenim.
bu yüzden, kararında makyajı destekliyorum.
0
pangea
(18.04.16)
ten makyajı yapmıyorum. evimde kapatıcı, fondöten, pudra, renkli nemlendirici vs. yok. onlara harcayacağım parayı cilt bakımı ürünlerine yatırıyorum açıkçası. yaz kış güneş koruyucu sürerim. öyle mükemmel cildim de yok ama makyajlı yüze alışınca makyajsız gezmek yıkım geliyor insana. bağımlılık yapıyor.

onun dışında ruj, arada eyeliner vs. sürerim tabii ki.
0
hale luya
(18.04.16)
Yüzüm aşırı beyaz, dolayısıyla en ufak bir siyah nokta, sivilce, leke baya belli oluyor. Üstelik sorunlu bir cildim olduğu için o üçünden de bolca var. Göz altlarım da kronik olarak koyu mor. Ve makyajla makyajsız halimden çok daha güzel olduğumu düşünüyorum düşünmesine. Ama neredeyse hiç, neredeyse hiç derken hayatımda beş kere falan istisnası oldu toplam, makyaj yapmıyorum çünkü:
1) Cilde zararlı. Cilde zararlı olmayanları da gerçekten pahalı.
2) Çok zaman alıyor ve sabahın altı buçuğunda yedisinde, sırf biraz daha fazla uyumak için kahvaltı etmeyen bir insan olarak onunla uğraşamam.
3) Kullanışlı değil. Sürekli makyajlı olduğunun bilincinde olup ona göre hareket etmen gerekiyor.
4) Bir de gerçekten hiç makyaj yapmayınca bir süre sonra insanlar ne kadar doğal olduğunuzdan bahsetmeye başlıyor ve açıkçası o imajdan fazlasıyla hoşlanıyorum.
5) Makyajın bir tercih olduğunun farkındayım ve makyaj yapan kadınlara laf yapan herhangi bir insana, kadın ya da erkek, çok net karşı çıkarım. Ama kendi adıma yukarıda saydıklarımı güzel görünmeye tercih ediyorum.
0
love my way
(18.04.16)
@gang leader of wasseypur
Yazdıkların değersiz değil ama düzgün bir nedensellik ilişkisi kurmayı unutmuşsun. Bu nedenle ok veremedim üzgünüm. Erkeklerden de cavap verenler olmuş. Yazmalarından rahatsız olmadım ama sorunun muhattabı olmadıklarından doğal olarak onlar da ok almadılar. Formel giderim bilginize.



@love my way
"Bir de gerçekten hiç makyaj yapmayınca bir süre sonra insanlar ne kadar doğal olduğunuzdan bahsetmeye başlıyor ve açıkçası o imajdan fazlasıyla hoşlanıyorum."

Evet evet bunu herkes gibi ben de doğru hedeflere karşı kullanıyorum. İnandırıcı hafif şaşırmış orta seviyede taktir dolu bir yüz ifadesi ve hafif etkilenmiş bir ses tonuyla birlikte. Yeme!
0
🌸neotunc
(19.04.16)
(3)

kitap okuma aliskanligimi kaybettim

cilgin fantezilerin adami
bir 7 sene falan oldu dogru duzgun kitap okumayali. lisede ve ortaokulda cok okurdum halbuki. universiteye basladiktan sonra bilgisayardi ottu boktu derken iyiden iyie biraktim okumayi. yeniden baslamak istiyorum. nereden nasil baslayayim?
bir 7 sene falan oldu dogru duzgun kitap okumayali. lisede ve ortaokulda cok okurdum halbuki. universiteye basladiktan sonra bilgisayardi ottu boktu derken iyiden iyie biraktim okumayi. yeniden baslamak istiyorum. nereden nasil baslayayim?
0
cilgin fantezilerin adami
(17.04.16)
Öykü seviyorsanız öyküden başlayın. İlk on kitap falan mümkünse çeviri olmasın, türkçe yazılmış güncel kitaplar olsun. Arkadaşlarınızla bir kitap kulübü kurmakta motive edici olabilir.
0
Phoebe
(17.04.16)
ayni sorundan muzdaribim. daha da kötüsü internette reddit, imgur, youtube derken, cok kisa sürede sikilir, fokus süremi kaybeder oldum. simdi oturup 60 dk bir metinle ugrasamiyorum, buna sinavlar dahil.

cizgiromana basliyorum, ufak cocukken saatlerce okur olmustum, tommiks serisi vardi essegessenin, saatlerce okurdum, durmadan. öyle baslamistim cilgin gibi kitap okumaya. lisede azaldi, unide durdu. simdi dc marvel punisher serisiyle giris yaptim. devami gelecektir.

cilgin gibi okumaya basladigin seri, tarz neyse, ona geri dön derim. ordan sonrasi gelir bence. ha ama ben de takipteyim duyurunu, belki baska fikirler de gelir.
0
Silesius
(17.04.16)
ben yatmadan önce en az yarım saat kitap okumaya çalışıyorum. hatta okuyarak uyuyorum. internet falan derken, kaybediyor insan bence kitap okuma Alışkanlığını.
0
maq
(17.04.16)
(4)

esenboğa'dan kaleye

manuel mandalina
havalimanı servisinden nerede insem anadolu medeniyetleri müzesi civarına kolay ulaşırım? ağır bir bavulum da var. teşekkürler.
havalimanı servisinden nerede insem anadolu medeniyetleri müzesi civarına kolay ulaşırım? ağır bir bavulum da var. teşekkürler.
0
manuel mandalina
(15.04.16)
ulus'ta
0
cekilmis gayfe
(15.04.16)
Ulustan geçtiğine emin misin? Durak görünmüyor.
0
🌸manuel mandalina
(15.04.16)
neye bakıyorsun? belko geçiyor.
0
cekilmis gayfe
(15.04.16)
Havaş geçmiyor ama belko geçiyor. Birkaç hafta önce kullandım daha. Birde valizin yanınızda olması şart değilse havaşla aşti'ye gidip (belkodan biraz daha kısa sürüyor) emanete bırakabilir, ordan ankarayla ulusa geçebilirsiniz.
0
Phoebe
(15.04.16)
(6)

aile mahkemesi süreci

hayat aklini konusacak bir filozof uret
nasıl oluyor? hakim neler soruyor, sorabilir?avukat gerekiyor mu?
nasıl oluyor?
hakim neler soruyor, sorabilir?
avukat gerekiyor mu?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.04.16)
hiçbir veri vermemişsiniz. anlaşmalı boşanma mı çekişmeli mi? boşanma davasının gerekçesi ne? tazminat, nafaka vb. istenmiş mi? ortada şiddet, aldatma vb. bir tarafın kusuru olan bir durum var mı? siz davalı taraf mısınız davacı mı? erkek misiniz, kadın mı= ortada çocuk, velayet vb. sorun var mı?

eğer anlaşmalı boşanma değilse her halükârda ben avukata gitmenizi öneririm. (hatta taraflardan birinin diğerini suistimal etme ihtimali olan durumlarda anlaşmalı boşanmada da avukat tutulmasını öneririm. tutmasanız bile en azından bir saatlik bir danışma bile işinize yarayabilir.) eğer çekişmeliyse avukat tutmamanız halinde mağdur olmanız kuvvetle muhtemel. dava süreçleri "hâkime meramını anlatmak"la kotarılamayacak derecede detaylı hususlar içerebilir.
0
microfiction
(13.04.16)
boşanma davası değil, aile mahkemesine adli yoldan gidilecek.
konu aile içi şiddet. kadın tarafı adına soruyorum. yeni evli genç bir çift bunlar. erkek evlenip boşanmış bu kadın ikinci eşi. adam ilk evliliğinden sonra alkole başlamış. psikolojik ve fiziksel şiddet var. hepsi de alkollüyken olmuş.
fiziksel şiddetin olduğu gün kadın ailesinin yanına gitmiş, ailesi darp raporu almaya yönlendirmiş. kadın psikolojik ve fiziksel muayene olmuş. raporun içeriğini bilmiyorum, hastane raporu karakola gönderecekmiş. olayı çok ayrıntılı anlatmayayım başkasının özelini paylaşmak olmasın. şiddetin derecesi tokat sonucu dudak patlaması gibi şeyler. kadın şimdi babaevinde kalıyor. polisler mahkemeye kadar ailende kal demişler. sanıyorum adama uzaklaştırma yazmışlar, karakol yazabiliyor mu bilmiyorum. polis amiri 1 ay uzaklaştırma yazın aklı başına gelsin demiş galiba. aiile de çok üzgün, şokta gibiler. deneyimli akıl fikir alabileceğim kimseyi de bulamadım. nasıl yardımcı olabileceğimi bilemiyorum.

mahkeme kurulunca hakim ayrıntıları sorup iki tarafı da dinleyecek mi, kadına ne yapmak istediğini mi soracak, avukat tutacak durumları yok, avukat gerekiyorsa mahkemeden avukat talep edilebiliyor mu?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.04.16)
Merhabalar, şimdi aile mahkemesi ile çok işiniz yok gibi. Olay şu böyle şiddet olaylarında karakol yada mahkeme uzaklaşma veriyor bu olaydaki rolü bundan ibaret. Şiddetle ilgili kısım asliye ceza mahkemesinde (aile mahkemesi hukuk mahkemesidir, asliye ceza ceza mahkemesidir.) devam edecek. Basit yaralama suçu adı altında olması lazım. Bu mahkeme sürecinden önce aile içi şiddet savcısı ifade alabilir dava savcının talebiyle açılır. Mahkeme sürecinde heyet yada kurul yok. Ağır ceza mahkemesi dışındaki mahkemeler (asliye ceza, aile, sulh hukuk vs.) tek hakimli mahkemelerdir.Asliye ceza mahkemesine dava açıldığında bir dilekçe yazsın maddi durumum kötü avukat talep etmek istiyorum diye uygun görülürse barodan bir avukat görevlendirilir.

Aklıma gelenleri yazdım, aklınıza takılan bir durum olursa bilgim kadarıyla yardımcı olabilirim.
0
infernalcadre
(13.04.16)
avukat karşılayacak durumları yoksa ve bu ispatlanabilir bir durumsa adli yardıma başvurabilirler.
İstanbul'da olduğunuzu varsayıyorum. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi gelir durumuna bakmadan bu konuda ücretsiz yardım da bulunabiliyor.
0
emininsel
(13.04.16)
Teşekkür ederim. Mahkemenin yolunu bilmem diyebilecek kadar bu konulardan habersizim. Olay üzerine internetten araştırdım, 6284 sayılı kanunu okudum. O çerçevede aile mahkemesine çıkacaklar sandıydım.

Aile İzmir'de. İzmir Barosu'nda da kadın merkezi vardır muhakkak. Bi onlarla görüşsünler madem. Kadın çalışmıyor, ailesi kızlarını evlendirken epey borcun içine girmişti, okuyan çocukları da var ve emekli maaşıyla geçinen bir aile.

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla adam asliye cezada yargılanacak ve kadının şikayetçi değilim deme durumu yok, kamu davası olacak. Adam suçlu bulunursa siciline işlenecek mi? Ne cezası alabilir?

Kadın eşinin alkol nedeniyle bunları yaptığını söylüyor, Adamın şiddet eğilimli olup olmadığını anlamak istiyor. Kendi isteğiyle alkolü bırakma ve şiddet/ öfke kontrolü tedavisi olursa evliliğini sonlandırmayabilir gibi. Daha kafası çok net değil ama konuşmalarından bu yönde de açık kapı bıraktığını düşünüyorum. Bu konuda kadına nasıl yardımcı olabilirim tam bilmiyorum. Aile terapisini düşünmüştüm. Araştırdığım kadarıyla şiddet olan durumlarda terapistin tavrı hayli önemliymiş. Aile bakanlığının aile terapisi hizmeti var ama açıkçası güvenemiyorum. Devlet Buhari tipi aileyi destekliyor ve bakanlık çalışanlarının da aynı yönde düşünüyor olma olasılığı hayli fazla. Zaten de eşle birlikte yapılacağı için şu durumda bu mümkün de değil.
Kadına birkaç kitap verdim, Irvın Yalom'un evlilik terapisi kitabı faydalı oldu dedi. diğerlerini henüz okumamış. kitap öneriniz varsa makbule geçer.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.04.16)
izmir barosunun kadın merkezi var. bazı avukatlar çok usulen ilgileniyorlar ama bazıları gerçekten inceliyor ve ilgileniyor. boşanmaya niyeti olsaydı bizim destek olmaya çalıştığımız kadınlardan birinin işlemlerini mükemmel götüren cabbar bir gönüllü avukat vardı ama siz açık kapı bıraktı demişsiniz.

yinede isterseniz o gönüllü avukata süreç nasıl işleyecek sorabiliriz belki?
0
Phoebe
(13.04.16)
(2)

Karsiyaka/ bostanli civari kahvalti acil

aquarium
Karsiyada ozellikle bostanli civarinda kahvaltisi guzel, doyurucu bir yer onerir misiniz :)
Karsiyada ozellikle bostanli civarinda kahvaltisi guzel, doyurucu bir yer onerir misiniz :)
0
aquarium
(09.04.16)
bilmiyorum gittiniz mi şu an ama, rcs haftasonları güzel
0
rajaz
(09.04.16)
Morisi.
0
Phoebe
(09.04.16)
(4)

saksıda bitki için süt yumurta takviyesi

semenderr
her şeyin en iyisini bilen siz sevgili duyuru dostlarım, ben bunu birinden duydum ama temkinli olmak adina sizlere de danismak istedim. kimya biyoloji botanik vs bilgilerinizi paylasir misiniz. saksi topraragina süt yumurta dökülür mu? etkili olur mu? maksimum verim için bitkinin hangi aşamasında bu
her şeyin en iyisini bilen siz sevgili duyuru dostlarım,

ben bunu birinden duydum ama temkinli olmak adina sizlere de danismak istedim. kimya biyoloji botanik vs bilgilerinizi paylasir misiniz. saksi topraragina süt yumurta dökülür mu?
etkili olur mu?
maksimum verim için bitkinin hangi aşamasında bu müdahale gerçekleştirilmeli?
sizin bildiğiniz yöntemler var midir?
0
semenderr
(27.03.16)
Doğrudan süt yumurta duymadım, ama askerdeyken komutan bahçesindeki çiçekleri sabah kahvaltıda haşlanan yumurtanın haşlama suyuyla suluyordu. epey faydalı olduğunu söylemişti.
0
koskoca kirpi
(27.03.16)
yumurtanın haşlama suyu +1.
bir de yumurta kabuklarını toprağa katabilirsin. iyice kırman lazım tabi. çay posası ya da kahve posası da okoyabilirsin. ben zamanını bilmiyorum. kafama eserse koyuyorum. sıkıntı olmadı hiç. süt hiç duymadım.
0
sutlu nescafe
(27.03.16)
Haslama suyunu dokuyorum ben de
Yalniz cay kahve cok fena bocek yapti :/
0
la noix
(27.03.16)
Haşlama suyu +1
0
Phoebe
(27.03.16)
(2)

izmir'de 11 yaşında çocuk ve annesine eşya topluyoruz

Phoebe
arkadaşlar, eşyaların bir kısmını temin ettik ama aşağıdakiler hala eksik, temin edebileceğiniz bir şey varsa ses verir misiniz lütfen?1 adet çekyat, 1 adet yatak, soba, mutfak gereçleri, 1 adet avize.
arkadaşlar, eşyaların bir kısmını temin ettik ama aşağıdakiler hala eksik, temin edebileceğiniz bir şey varsa ses verir misiniz lütfen?

1 adet çekyat, 1 adet yatak, soba, mutfak gereçleri, 1 adet avize.
0
Phoebe
(18.03.16)
Mutfak gereçleri ve avize konusunda yardımcı olabilirim, biraz sorup soruşturursam soba da temin edebiliriz. Nasıl ulaştıracağız peki?
0
cimeray
(18.03.16)
merkezi bir yerde toplayıp başka gönüllülerden araba temin edeceğiz.

ben özelden detayları yazıyorum size.
0
🌸Phoebe
(18.03.16)
(15)

Öf

Frederick Co
Çok gerildim. Ne yapayım
Çok gerildim. Ne yapayım
0
Frederick Co
(16.03.16)
melisa çayı iç.
0
tranceforresuminglife
(16.03.16)
sigaraya tekrar başlamamak için zor tutuyorum kendimi :(
0
🌸Frederick Co
(16.03.16)
saçmalamayın olm, sigara nedir? çık bi yürüyüş yap, tempolu. açılırsın.
0
babilbaligi
(16.03.16)
aslında buraya başka bir şey yazmak gerekirdi ama uyu diyeyim :)
0
fakyoras
(16.03.16)
müzik dinle
0
mantarliborek
(16.03.16)
enerjisi yüksek pozitif bir arkadaşını ara, sohbetlen biraz havadan sudan. canını sıkan konular dışında sohbet edin.
0
Phoebe
(16.03.16)
31
0
razvan rat
(16.03.16)
yürüyüş + müzik
0
sherlockun kizi
(16.03.16)
Kalk yakınındaki bir mezarlığa git, mezarlara bak. Biraz sohbet et. Biraz düşün. Biraz ağla...

Sonra imkanın varsa, bir kaç hediye alıp bir çocuk yuvası ziyaret et. Biraz çocuklarla oyna. Dünyanın tüm dertlerini unut.
0
kartallar yuksek ucar
(16.03.16)
Topraga yat
0
lithu
(16.03.16)
sigara çözdü.
0
🌸Frederick Co
(16.03.16)
yakınlarınızda bir çocuk varsa onunla biraz zaman geçirin. terapi gibi geliyor onlarla sohbet etmek. hiç ummadığınız bir çözüm önerisi de sunabilir size.
0
kakao
(16.03.16)
1 kadın 1 erkek falan izleyebilirsin kafan dağılır
0
zimbirik
(16.03.16)
aferin
0
tranceforresuminglife
(16.03.16)
Sigarana bizi alet ettin, yazıklar olsun :p

İki insana çok acıyorum ben. Uzun süre bıraktıktan sonra sigaraya tekrar başlayanlara, bir de vejetaryenlere...
0
kartallar yuksek ucar
(16.03.16)
(3)

Antalya'da iş arayan Davut Demirtaş'a yardım edebilecek kimse var mı?

demesi kolay tabii
Selamlar. Az önce Linkedin'de karşıma çıkan bir duyuru beni çok etkiledi. İlgili kişiyi tanımıyorum ancak yazdığı şeyler, beni paylaşmaya itti.DAVUT DEMİRTAŞİş Tekliflerine Açık / Aktif İş ArayışındaMerhaba Sayın Linkedin Arkadaşlarım, 30.12.2015 tarihinden bu tarafa işsizim. Antalya da şirket sahi
Selamlar. Az önce Linkedin'de karşıma çıkan bir duyuru beni çok etkiledi. İlgili kişiyi tanımıyorum ancak yazdığı şeyler, beni paylaşmaya itti.

DAVUT DEMİRTAŞ
İş Tekliflerine Açık / Aktif İş Arayışında
Merhaba Sayın Linkedin Arkadaşlarım, 30.12.2015 tarihinden bu tarafa işsizim. Antalya da şirket sahibi olan veya Antalya da tanıdıgı olan Arkadaşlarım bana iş bulma konusunda yardım eder misiniz. 2,5 yıl Satın Alma sorumlulugu, 2,5 yıl Muhasebe Sorumlulugu ve aynı firmada 3,5 yıl Lojistik Operasyon Sorumlulugu yaptım. Bana görev vermeniz durumunda sizi asla ve asla mahçup etmeyecegime Söz veriyorum. 3 tane çocugum okuyor. Ev kira ve evde tek çalışıyordum. Lütfen İş bulmak için bana yardım edin. Saygılarımı sunarım ve Teşekkür ederim.

___

Dilerim kendisine saygısızlık etmiyorumdur burada paylaşarak, tek istediğim bir an önce kendisine uygun bir iş bulabilmesi. Kolay şey değil bu devirde, bu koşullarda işsiz kalmak. Elbette pek çok kişi işsiz, biliyorum. Benim elimden ancak bu geliyor.

Antalya'daki iş sahiplerinin; tanıdığı olanların dikkatine lütfen.

Sevgiler.
0
demesi kolay tabii
(14.03.16)
antalya da tanıdıklarım var ama bu sektörden değil. umarım iş bulur. Allah herkese yardımcı olsun. duyarsız kalamadım bende kardeş. yazayım dedim. ne günlere kaldık .. herşeye çok üzgünüm.
0
chichionai
(14.03.16)
gönderdim birilerine, umuyorum bir yerlerden bir şeyler çıkar tez zamanda...
0
Phoebe
(14.03.16)
bu arkadaşa nasıl ulaşırız
0
Frederick Co
(14.03.16)
(4)

kayseri veya konya havalimanından otogara ulaşım

Phoebe
hangisinden otogara ulaşım daha kolay ve kısa sürüyor? hangi ulaşım yolları var, hangisi rahat ve pratik otogar havalimanı arası? ona göre bilet alacağım. acil biraz, çok teşekkürler.
hangisinden otogara ulaşım daha kolay ve kısa sürüyor? hangi ulaşım yolları var, hangisi rahat ve pratik otogar havalimanı arası? ona göre bilet alacağım. acil biraz, çok teşekkürler.
0
Phoebe
(10.03.16)
Kayseri için havalimanini onunden halk otobusune binip carsida inersin. Ordanda ister yine otobus ister tranvayla otogara gidersin takribi 1 saat sürer.
0
hendek atlayan deve
(10.03.16)
konya hakkında fikrim yok ama kayseri çok mal bi sisteme sahipti servis falan yok, herkes var diyor ama yok, belediye otobusü var sanırım ama bilet alabileceğiniz yer yok, siz de biniyorsunuz mecbur sonra sizi yolda indirip bi büfe gösteriyorlar gidip bilet alıyorsunuz sonra aktarma yapıyorsunuz sanırım o yüzden 2 bilet al diye tembih ediyorlar falan ama mesafe çok uzak değildi diye hatırlıyorum, kurnaz bi taksiciye denk gelmezseniz uygun fiyata gidebilirsiniz.
0
pamuk helvalar cebe
(10.03.16)
abi ocak ayında kayseri havaalanından havaş ile (servis hizmeti veren firma adı farklı olabilir) kayseri otogarına direk gittim, yarım saat kadar sürüyor.
0
animalman
(10.03.16)
konya ile ilgili de bilgisi olan varsa yazarsa çok sevinirim.
0
🌸Phoebe
(10.03.16)
(20)

kadina siddete hayir! sizce de sacma degil mi?

pinman
Kadin erkek esit degil mi , siddeti sadece kadina indirgeyip kadini daha da kucuk dusurmus olmuyor mu. Siddetin her turlusune niye karsi cikmiyoruz
Kadin erkek esit degil mi , siddeti sadece kadina indirgeyip kadini daha da kucuk dusurmus olmuyor mu. Siddetin her turlusune niye karsi cikmiyoruz
0
pinman
(10.03.16)
evet o yüzden ben kadın erkek ayırmadan herkesi dövme taraftarıyım her zaman..

ee hakedene budaklı meşe odunuyla dalacaksın hacı.
0
ayaz mckiller
(10.03.16)
Siddetin her turlusune karsi cikiyoruz. Birine karşı çıkınca diğerine destek olduğun anlamına gelmiyor zaten.

Sokak hayvanlarını koruyalım gibi postların altına, "bir dilenciye ekmek vermezsiniz ama" filan yazıyor musun?

Devlet eliyle öldürülen insanlara yürüyüşler düzenlenince hemen "şehitlerimiz!!! anca ermenilere yürüyün" gibi düşünüyo musun?

Bunların hepsi hemen hemen aynı gerzeklikte bak.
0
pikrua
(10.03.16)
kadına şiddet herhangi bir şiddetten bağımsız olarak sadece kadın cinsine erkekler tarafından yöneltilmiş şiddet olduğu için olabilir mi? erkeğe şiddet diye bir kavram yok çünkü. erkek, erkek olduğu için uğramıyor şiddete, başka sebeplerle uğruyor.
0
dahili meddah
(10.03.16)
Evet sacma buluyorum. Turkiye'de kadina yonelik siddet diye bir sorun yok. Turkeye'de bir siddet sorunu var. Ogretmen, ogrenci, doktor, hukukcu herkes tepkili, herkes sinirli. Devletin en ust kesiminden bir tane sevecen laf duydunuz mu?

Ayrica erkegin, kadina yonelik ustune ayrica konusmaya deger bir siddeti olduguna da inanmiyorum. Sozlukteydi yanilmiyorsam, bir istatistik her kadina karsi 9 erkegin olduruldugunu soyluyordu. Kadinin kadina siddetinin yaninda erkegin kadini oldurmesi onemli degil. Erkek kadini en fazla oldurur, kadin kadini nesiller boyunca boyunduruk altina alacak tum kurallarin koruyucusudur.

Kadin kendini diger kadinlardan daha ustun gosterecek tamamen erkek tarafindan belirlenmis namus kavramininin en onemli savunucusudur. Tecavuze ugrayan kadina "o saatte orada ne isi varmis" sorusu kadinin daha cok isine geliyor.

Kadinin kadina siddeti kadinlar kendi kurallarini yazmadigi surece devam edecek.
0
allah yazdiysa bozsun
(10.03.16)
Erkek döven kadın çok istisna bir durumken zeka yoksunu erkeklerin bunu sıkça yaptığını bildiğimiz için kadına şiddete hayır diyoruz. Eşiniz sizi döverse sizi de savunuruz elbette.
0
alaimisema
(10.03.16)
kadın ve erkek sahip oldukları haklar konusunda eşitler, fiziksel anlamda eşit değiller. genellikle kadınlar, bedenen daha güçsüz oldukları için şiddete daha fazla maruz kalıyorlar ve kendilerini savunamıyorlar. "kadına şiddete hayır!" derken kendini savunamayanları savunmaya çalışıyoruz. çelimsiz bir adam başka bir adamdan dayak yerken de aynı tepkiyi veriyoruz yani şiddetin her türlüsüne karşı çıkıyoruz.
0
boyalı kuş
(10.03.16)
kadına şiddet sadece fiziksel değil. dilimiz cinsiyetçi (insanoğlu, adam olmak, karı gibi gülme/ağlama, vs.), küfürlerimiz cinsiyetçi (amına koyayım, ananı sikerim gibi erkek cinselliğini yüceltip kadın cinselliğini aşağılayan şeyler), kadınlar aynı iş kolunda daha düşük maaş alabiliyor, kadınlara devlet tarafından "EN AZ üç çocuk yapıp evde oturun" deniyor, ahlak kelimesi yalnızca kadın bedeniyle özdeşleşmiş durumda, sürekli olarak erkekler kadınlara ne yapması, nasıl giyinmesi konusunda bir şeyler öğretmeye çalışıyor, kadınlık anneliğe indirgeniyor, kadınlar erkeklerin malı/mülkü gibi davranılıyor (o benim namusum gibi saçmalıklar mesela), haber bültenlerinde olaya karışan kişiyse kadınsa buna özellikle vurgu yapılıyor (kadın terörist, kadın sürücü, kadın hırsız), kız çocukları mal gibi alınıp satılıyor, bazı bölgelerde okula gönderilmiyor, mecliste çok az kadın var, kadınlar işyerinde mobinge uğrayabiliyor, taciz sokakta/işte/ailede her yerde var, tecavüz kurbanları büyük oranda kadınlar oluyor, her yıl kocası tarafından öldürülen kadın sayısı artıyor...

bunların hepsi şiddettir. listeye daha devam edebilirim ama işlerim var. kadına yönelik erkek şiddetinin cinsiyetçi ataerkil toplum yapısıyla alakası var, bunu "toplumda şiddet var zaten" diyerek aradan çıkarmaya çalışmak, kusura bakmayın ama biraz art niyet gibi geliyor bana. bu kadar da kör olamazsınız. bu bir kadın sorunudur, dünyanın her yerinde de olan bir sorundur. bundan 40-50 yıl önceye kadar kadınlar seçimlere bile katılamıyordu bazı avrupa ülkelerinde. neyse ki bok atıp durduğunuz feministler var da dünya iyi bi yerlere ilerliyor haklar konusunda.

edit: "hiçbir aklı başında ve haysiyetli kadının, aşırı ve anormal dekolte kıyafetler giyerek, mahrem yerlerini teşhir ederek, edeb ve hayâ dışı kışkırtmalar yaparak erkekleri tahrik etmeye hakkı yoktur. kadın öncelikle anne, eş, bacı ve kız evlattır. cinsellik, ahlak, edeb, hayâ, iffet sınırlarını zorlayan kadınlar, kendilerine yapılan tecavüzleri teşvik ve dâvet etmiş olur… laik sistemin büyük ayıplarından biri, ülkemizdeki yasal seks köleliğidir. bayağı ve seviyesiz saldırgan erkekler elbette suçludur ama onları kışkırtan kadınlar da dolaylı şekilde suçludur."

m.habervaktim.com
0
nathanieltroy
(10.03.16)
kadına şiddet toplumun azımsanamayacak bir kesimi tarafından, normal, hak , gerekli vb. bulunduğu için farkındalık kazandırılması gereken bir kavram. cevaplardan birinde olduğu gibi misal bizim öğrenciliğimizde öğretmen şiddeti de öyle görülürdü. eti velilerin, kemiği öğretmenlerindi. ama git gide bu durum terk ediliyor, eğitimde şiddetin olmaması gerektiğinin altı çiziliyor. ve yüzde yüz olmasa da bu durumda bir değişim var.d
kadına şiddete de bu bağlamda bakmak lazım. kadına şiddet erkeğin bir hakkı, bir terbiye enstürmanı, doğal, alışageldik bir şey değil, olmamalı. ama maalesef geleneksel bakış, dini bazı öğretiler vs. bunu olumluyor. o zaman da insanların buna parmak basması,göstermesi, altını çizmesi gerekiyor. kadına karşı şiddet diye isimlendirmek, hakkında konuşmak, kampanyalar yapmak lazım. en basitinden sokakta herhangi birine vurursan olay polise yansıyacakken ve darp cezası alabileceksen, karına vurulduğunda bizi aile içine karıştırmayın diyen polisler, kocasıdır araya girmeyelim diyen halktan, kızım kocandır sever de döver de otur evinde diyen ebeveynlerden bahsetmiş oluyor böylece. biliyorsunuz aile içi şiddetin şikayete bağlı olmayan bir suç olmasının geçmişi çok eski değil. ve bu hale gelmesinde, feminist grupların, kadına şiddetin altını çizen kampanyaların emeği çok büyük. ama bazen yasalar toplumun önünde gidiyor. yasa var ama uygulayan yok. o zaman da bas bas kadına şiddet var diye bağırmak zorunda kalıyorsunuz işte. o polis memuru, sokaktan geçenler, komşular, ebeveynler değişsin diye.
0
red g
(10.03.16)
Erkekler kadınlardan daha fazla şiddete maruz kalma riski altında. Erkeğin maruz kaldığı şiddetin sonuçları da genelde daha ölümcül. Sözlükte skeptico güzel şeyler yazıyor bu konuda. Bir bak derim.
0
arnold schwarzeneger
(10.03.16)
kadınlarla ilgili organizasyonlarda gönüllü çalışıyorum çok uzun yıllardır. en son başvuru yapan kadın henüz 26 yaşında. ailesi tarafından 3000 tl karşılığı hiç görmediği bir aileye gönderilmiş gelin olarak. ilk eş uyuşturucu alışkanlığı olduğu için bunu pzarlamaya başlamış. sanırım kendi ailesi onu ancak ve ancak, sadece biz pazarlayabiliriz demiş olacak ki gidip almışlar, sonra şizofren bir amca oğluyla nişanlayıp, daha nişanlıyken dayak yemeye başlayınca biz daha bunu pazarlarız diyerek nişanı bozmuşlar. yine 3000 tl karşılığı başka birine verilmiş. bu eş ise ortada yok, gelen haberlere göre işid'e katılmış,10 aylık bebekle yapayalnız şimdi kadın. aile bebeğini istemiyoruz bırak gel diyor (bebek olursa tekrar başlık parası ile satmaları güçleşir). kayınpeder kendisi apartmanda yaşıyor ama bunu bahçedeki kulübede yaşatıyor, bu aralarda sık sık kovuyor ordan. bu kadın şu anda duvarlarında böceklerin dolaştığı bir evde yaşıyor, çocuğun eli yüzü böcek ısırıklarıyla dolu.

diğer başvurumuz izmir'de gaziemirde doğmuş büyümüş 23 yaşında bir kadınımız. hiç okula kaydettirilmemiş. okuma yazma bilmiyor, evlenene kadar gaziemir dışına da hiç çıkmamış. 4 çocuğu var, bir şekilde boşanmayı başardı, götürdüğümüz bütün yardımlara annesi el koyuyor biz çıkar çıkmaz çünkü 2 oğlu ve onlardan olan torunlar daha kıymetli, onlara götürüyor.

diğer kadınımız 2 yıldır ölüm tehditleri altında, defalarca evi basılmasına rağmen sağolsun gönüllü bir avukat sayesinde boşanabildi. tam 16 yıldır ağır şiddet görüyormuş. şiddet gösteren eski eşin abisinin biri avukat, biri savcı. gayet durumun farkındalar ama kardeşlerinin raporlu psikolojik rahatsızlığı var, atmışlar teyze kızlarının başına, çekiyor nasılsa, aman bizim hayatımıza bulaşmasın bu durum diye kıllarını dahi kımıldatmamışlar yıllarca.

uzun yazdım, içimde sıkıldı, kaldıki bunlar gördüğüm en ağır vakalar falan değil. ama şimdi bu hikayelerde ki kahramanların cinsiyetlerini değiştirip yazmayı denemeni rica ediyorum. bakalım oluyor mu, hikaye sana inandırıcı geliyor mu...

şiddettin her türlüsüne tabi ki karşı çıkıyoruz. ama ortada aleni bir şekilde daha dezavantajlı bir grup varsa, onlarla ilgili ayrıca mücadele edilmesinin hiç bir sakıncası yok. tersine artısı var. böyle bir mücadele kadını küçük düşürmez. bütünsel alandan baktığınızda da, şiddete karşı duruşun bir parçasıdır zaten.
0
Phoebe
(10.03.16)
Tum yorumlar, kadinin ayrica bir korumaya uzerine dusulmeye ihtiyaci oldugu yonunde olmus. Benim buna bir itirazim yok. Fiziksel olarak daha gucsuz olmalari bu toplumsal siddetten daha cok nasiplenmelerine yol aciyor.

Benim karsi ciktigim nokta: kadina siddete onlem almaliyiz dayanagi ile bunu cozemeyecek olmamiz. Bu bana sunu hatirlatiyor. Orman yanarken, cam agaclarini koruyalim demek gibi. Tamam onlari da koruyalim ama orman yaniyor.

Dunyada bunun tek bir istasnasi var. Arjantin ve brezilya. Hemen hemen tum alanlarda vasat olan bu iki futbolda inanilmaz basarili. Boyle bir ikinci ornegi yok bu durumun. Diger ulkelere baktiginiz zaman; ornegin yunanistan ekonomideki basari ile spor basarisi esit; banglades tip egitimi ve enduatriyel tarimda ayni seviyede yetersiz. Demem su; siddete karsi toplumsal farkindalik sadece kadin ozelinde tartisilamaz. Turkiye'de siddet sorunu var. Bu cozulurse kadina yonelik siddet diye ayri bir baslik konusmuyor olacagiz.

Yukarida; gelismis ulkelerde de kadina yonelik siddetin ayri bir baslik altinda incelendigi belirtilmis. Yani bunun ayrica bir mucadele kolu olarak devam etmesi gerektigi yonune fikir belirtilmis. Su var ki; kadin fiziksel olarak daha zayif. Erkekle karsilastirildiginda, maglubiyeti cok sasirtici degil. Ayrica zaten erkekler icin dizayn edilmis, erkekler icin kurgulanmis bir dunyada yasiyoruz. Kadinin erkegin izin verdiginden farkli bir rolu yok.

Mesele su ki: kadin kendi kurallari, kendi dusuncelerini, kendi yasayisini ortaya koymak zorunda. Ve daha kotusu: tekrar soyluyorum. Erkegin kadin uzerinde kurdugu tahakkumun esas savunucusu, kadinlardir. Erkek dilli kulturu ve ahlak anlayisini bizatihi kadinlar koruyup kollayip yuceltiyor. Kadinin oncelikle bir insan oldugunun bilincinde olmasi gerek. Eger kadin bir insan oldugunun farkinda olursa, cocuklarini da buna gore egitecektir.

Kendi evime bakiyorum. Anaannem ve babaannem kisin bizde kaliyor. 70 yaslarinda iki kadin kendilerini benim kadar degerli gormuyorlar. Her yemekte her olayda kayirildigini goruyorsun. Boyle gormusler. Onlara gore kadin kim olursa olsun erkek kadar deger hak eden bi varlik degil. Anneme bakiyorum o farkinda olayin. Ama o da kiz kardesim ve ben arasinda dengeyi kuramiyor. Sadece farkinda ama ne yapacagini bilmiyor. Kardesim ogreniyor. Demem o ki kusaktan kusaga kadin, insanlasmaya basladi. En kirsala kadar bunu duyurmak mesele. Sivas'in agri'nin urfa'nin bir koyunde de kadin insan oldugunun farkina varmali. Cunku bir sonraki kusagi yetistirecek olan kadinlar. Bir yerde, kendisine kotu davranan erkegi yetistiren de kadin.
Selametle
0
allah yazdiysa bozsun
(10.03.16)
Merhaba, sacmaliyorsunuz.
0
stavro
(10.03.16)
Değil. Kadına şiddetten söz edilen size ana avrat düz giden, vuran, arabayla sıkıştıran vs. kadına yönelik şiddet değil. O olsaydı direkt şiddete hayır demek yeterliydi. Çünkü bu vb. durumlarda şiddet erkeğe de uygulanıyor. Bahsedilen kadına şiddet daha çok:

- bir kadın olarak sus

- kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin

gibi sözler ile çeşitli sözlü, fiziksel taciz ve tecavüz olayları, hatta küfürler. Buna çocuk gelinleri, kuma/çok eşliliği, okula göndermemeyi vs. bile katabilirsin. Gelişmemiş zihniyetlerde kadın konuşamaz, fikir belirtemez, itiraz edemez hatta sokakta yürürken bile erkeğin yanında değil arkasında yürür.

Ayrıca bir şeyin üzerine daha fazla düşülmesine yönelik hareketler diğerlerini umursamamak ya da arttırarak devam etmek anlamına gelmez.
0
nawar
(10.03.16)
Cok guzel cevaplar tesekkurler. Demek istedigim goruyorumki sizin de bilincinize işlemiş kadinin gucsuz bir varlik oldugu. Billboardlarda reklamlarda da dayak yiyen kadin figuru sanirim ogrenilmis caresizlik aşılıyor.
0
🌸pinman
(10.03.16)
@dahili meddaha katılıyorum kadına şiddet kadının sadece 'kadın' olduğu için cinsiyetinden dolayı şiddete uğraması demek. Zannendiyorum bazı kavramlarla ilgili zihinlerde kargaşa var. Kadınla erkek eşittir bu demektir ki kadınla erkek yasalar ve toplum önünde eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Ama kadınla erkek AYNI demek değil bu aynı olsalar zaten kadın ve erkek diye 2 ayrı cins olmaz. Hepsi kadın ya da erkek olurdu.
Kadının kendi içinde ne kadar güçlü ya da sporcu olursa olsun ortalama bir erkekle fiziksel anlamda mücadele etmesi çok zor çoğu zaman imkansız ve bu yaradılıştan yani SADECE KADIN OLDUĞU İÇİN gelen bir durum. O yüzden KADINA ŞİDDET deniyor. 2 erkek kavga ettiğinden nispeten kendilerini savunabilirler arada farklılıklar olsa da bir denklik söz konusu. Bu sadece kadınlar değil bazı erkekler kendilerinden güçsüz oldukları için hem kadınlara çocuklara hayvanlara da eziyet ediyorlar. Hayvan da kendini savunamaz bir çocuk da. Bu diğer şiddetlere karşı çıkılmadığı anlamına gelmez. Sadece fiziksel değil, duygusal-psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddet kime yapılırsa yapılsın yanlıştır ve aklı başında insanlar bunu savunurlar.
0
limoncello
(10.03.16)
bu arada @allah yazdıysa bozsuna da katılıyorum. Kadının erkekten güçsüz olduğu tek alan fiziksel güçtür bu da yaradılıştan gelen bir şeydir ve tartışma kabul etmez ama bunu değiştirecek olan yine kadınlar. Eğer bizim ülkemiz için konuşuyorum zaten batıda işler bu konuyla ilgili fena değil. Ortadoğu ülkeleri ve bizim gibi dini ve muhafazakar geleneğini toplumsal yapıdan uzaklaştıramamış ülkelerde ataerkil sistemin savunucusu kraldan çok kralcı kadın. Ataerkil sistem hangi görüşten olursa olsun, -ataerkilliğe karşı erkeğe bile- sırf erkek olduğu için sayısız haklar ve avantajlar veriyor. Hangi erkek bunu terk edip altın tepside karşı tarafa sunmak ister. Erkeklerin ataerkilliği savunması BİR YERE KADAR mantıklı kendi içlerinde. Ama stockholm sendromu mudur nedir kadınların bunu bu kadar benimseyip devam ettirmesi kendi canlarına malolan bir sistemi. Esas sorun bu. İş yine kadında bitiyor. Türkiyedeki bütün kadınlar, en azından büyük şehirde yaşayanlar bile- birleşse ve kendilerine çizilen uygun görülen değil de kendi yaşamak istedikleri yoldan yürüseler, baş kaldırsalar. Şu an kadına ne fiziksel ne duygusal şiddet hiçbir sorun kalöaz ataerkillik sorunu olmaz.
0
limoncello
(10.03.16)
kocası/sevgilisi tarafından öldürülen, dövülen vs bir sürü kadın var anlıyorum. Fakat bunu devam ettirenler arasında yine kadınlar ve tercihleri de var bence.

ayrıca şiddet derken, illa neden karşı cinsin uyguladığı şiddet düşünülüyor? Biri "kadın erkeği döverse ona da karşı çıkarız" gibi bişey demiş. E peki erkek-erkeğe olan ne oluyor? Mesela geçen Turgut Vidinli restoran rezaleti olayında iki taraf erkek olsaydı kafa göz yarılır, hatta birileri vurulabilirdi. Yolda "yan bakma" adıyla adam dövülen, hatta bizzat hatırlıyorum bir Anadolu şehrinde "şort giydi, saç uzattı" diye dövülen ya da psikolojik baskıya uğrayan erkekler var. Kadın kadına da olabilir, iş yerinde kıskançlık durumlarından dolayı baskı gören mobbing'e uğrayan kadın yok mu? Ha erkek yönetici tarafından taciz edilen de var. Ama hep çok taraflı şeyler bunlar. Yeri geliyor kadın yönetici de çalışanı "kadın" diye eziyor.

Kadınlara uygulanan baskıya tabii ki karşı çıkmalıyız, ama bu toplumda(ve aslında dünyada da) sadece kadına değil erkeğe de yüklenen bir imaj (stereotype diyim) var, bu da bir çeşit baskı ve şiddeti de doğurabiliyor.
0
rodriguez2
(10.03.16)
söz olarak saçma gelmiyor bana çünkü kadın erkek fiziksel olarak eşit değil ve bu durum kadınların şiddet görmesine neden olabiliyor bildiğiniz üzere.
hani eşittik, böyle laflar asıl kadını güçsüz düşürüyor gibi şeyler söylemek saçma oluyo yani, elbette şiddet başlı başına karşı çıkılması gereken bi olay ve burada @allah yazdiysa bozsun'a katılıyorum türkiye'de şiddet sorunu var fakat kadınlara karşı cins tarafından "karşılık veremeyeceği için" şiddet uygulanıyor, dayak atma hakkı olduğunu düşünen bi taraf var sonuçta.
bana saçma gelen şey oturduğun yerden kadına şiddete hayır diye bağırıp durmak, evet bu saçma bir şey.
0
pamuk helvalar cebe
(10.03.16)
kadına karşı şiddete hayır derken en azından ben kendi adıma sadece erkeğin uyguladığı şiddeti kastetmiyorum. gelinine fiziksel işkence bile yapan kayınvalideler var bu toplumda, ütü falan basan. kaldı ki bu saçma toplumsal sosyal rollerin erkeklerede ciddi şiddet uyguladığını düşünüyorum. erkeklerede öyle roller yükleniyor ki adamlar eziliyor bu rollerin altında. naif, düşünceli, eşitlikçi bir erkek bazı ortamlarda ciddi şekilde taciz ediliyor, küçük düşürülmeye çalışılıyor.

kadınlar daha dezavantajlı durumda oldukları için ayrıca böyle bir harekette var. ama bu demek değil ki diğer şiddetlere karşı değiliz. vidinli yorumuna gerçekten katılıyorum, silahlı çatışmaya bile dönebilirdi konu mağdurlar erkek olsaydı.

birde kadınların şiddet döngüsünden çıkması maalesef o kadar kolay değil. bazen bende diyorum neden katlanıyorsun diye, özellikle psikolojik ve fiziksel şiddet öyle bir boyutta ki değersizlik hissiyatı çok fena yakalarına yapışmış oluyor. dinleyince anlıyorum neden öyle ha deyince uzaklaşamadığını. kaldı ki görece olarak daha düşük sosyo-kültürel-ekonomik kesimdekiler kendi aileleri tarafından da tehdit ediliyorlar ayrılmaya kalkıştıklarında.

bu bence çok katmanlı bir konu. ne bu kadar hafife almak doğru, ne de sadece teoriler üzerinden gitmek.
0
Phoebe
(10.03.16)
"Ogrenilmis caresizlik" denen seyi cok yanlis anlamissiniz. Cok yanlis yerden giriyorsunuz kadina siddet olayina.
0
stavro
(10.03.16)
(1)

Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun !

arockm
Tüm kadınların Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlu olsun!Kadına yönelik zorbalığın olmadığı, tacizin, şiddetin olmadığı günler görmek umuduyla.
Tüm kadınların Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlu olsun!

Kadına yönelik zorbalığın olmadığı, tacizin, şiddetin olmadığı günler görmek umuduyla.
0
arockm
(08.03.16)
Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın örgütlü kadın mücadelesi! Birlikte daha güçlüyüz!

Dayanışmayla...
0
Phoebe
(08.03.16)
(10)

izmir'de nerede ev tutmalıyım?

velasco
selamlar. doğma büyüme antalyalıyım. ( rahat adamım anlayacağınız) işim gereği de istanbul'da yaşıyorum bir süredir. yeni bir firmaya geçiş yapacağım ve şansıma izmir çıktı. izmir'de yaşanacak yerler hakkında açıkçası pek de bir fikrim yok. çalışacağım bölge karşıyaka olacak ve aracım var. otopark p
selamlar. doğma büyüme antalyalıyım. ( rahat adamım anlayacağınız) işim gereği de istanbul'da yaşıyorum bir süredir. yeni bir firmaya geçiş yapacağım ve şansıma izmir çıktı. izmir'de yaşanacak yerler hakkında açıkçası pek de bir fikrim yok.

çalışacağım bölge karşıyaka olacak ve aracım var. otopark problemi yaşamayacağım nerelerde ev tutabilirim? bir de zaman zaman ailem ziyarete gelebilir ve kendileri oldukça yaşlı. o yüzden yaşlılara göre de bir yer olmalı.( huzurlu, yokuşu olmayan vs.) izmirli arkadaşlar yardımcı olursa çok sevinirim.

not: soyak siesta oxygen sitelerini gördüm mesela sahibinden.com'da yaptığım basit bir araştırmada. olabilir mi?
0
velasco
(07.03.16)
Karşıyaka zaten düz ayak, karşıyakanın her yeri olur. Mahallenin çok önemi yok, siz kendinizce beğendiniz apartman ve daireyi bulmaya çalışın.
0
Tutesh
(07.03.16)
mavişehir ve atakent tarafına bakabilirsiniz. ama 1500+ bütçeniz olması lazım. bütçeniz daha düşükse yeni girne ve onur mahallesi (yokuşlu burası biraz) olabilir. otopark sorunu buralarda yaşamazsınız. bostanlı, girne, alaybey, ksk çarşı... buralarda otopark sorunu var.
0
derd
(07.03.16)
Bostanlida efes sitesi var otopark sorunu olmayan. Hemen sahilde sayilir. Iskeleye yuruyerek 20 dk. Onunde ve arkasinda cesitli otobus duraklari da var ve simdi bir de tramvay geliyor.
0
letheavendangered
(07.03.16)
Onur mahallesinden uzak durun. Otopark sorunu yok diye yaşanmaz orda. Yeni girne bütçesi çok yüksek olmayanlar için ideal.
0
himmet dayi
(07.03.16)
yeni girnede yaşıyorum. çok memnunum. her yere kolayca ulaşıyorum ama aynı zamanda sessiz sakin çok güzel bir sokakta oturuyorum. evler ferah, birbirinden mesafeli, dip dibe değil karşıyaka merkez veya bostanlı'nın geneli gibi. medikalpark çevresi veya pazaryerinin arka taraflarında çok güzel evler var. çoğunda da otopark sorunu yok.
0
Phoebe
(07.03.16)
selamlar ben de doğma büyüme karşıyakalıyım. karşıyaka'da rahat edersiniz . yokuş da yoktur . nufus olarak emekli bölgesi olduğundan aileniz de problem yaşamazlar .
izmir genelde insanların birbirlerine saygı gösterdiği avrupa'yı aratmayan bir ilimizdir . hiç düşünmeyin
0
devilone
(07.03.16)
karşıyaka genellikle düzdür, yokuşu yoktur ama kendi özel otoparkı olan siteler vs. dışında otopark sorunu olmayan yer yok. özellikle de akşam saatlerinde yer bulmak çok zor. kendi otoparkı olan yerlere bakmanı tavsiye ederim.
0
henry gale
(07.03.16)
hepinize çok teşekkürler. söylediklerinizi teker teker aklımda tutarak araştırmamı yapacağım.
0
🌸velasco
(07.03.16)
soyaklar biraz daha şehir dışında kalıyor, araban olduğu için sorun olmaz ama anne baban geldiğinde yürüyelim çarşıya inelim falan diyemezler. yoksa arabası olanlar için oxygen iyi bir tercih olabilir.
0
111111
(07.03.16)
almanya ya calsimaya geldim ve bostanli daki evimi bosaltacagim. esyali veya esyasiz kiraya verebilirim.
0
o is oyle olmaz koc
(06.04.16)
(8)

çıkmaz bi durum

_k_u_z_g_u_n_
arkadaşımın durmunu anlatmak istiyorum çok zor duruda intihr falanda bahsediyor o derece çıkmazda durumu anlatıyım kısaca eşinden ayrı nfaka alamıyor geliri yok eski kocasının annesi ölmüş babası kötü biri araları kötü şimdi bi ilçede oturuyorlar babası evi satıp izmire gidecekmiş onada sende başını
arkadaşımın durmunu anlatmak istiyorum çok zor duruda intihr falanda bahsediyor o derece çıkmazda durumu anlatıyım kısaca eşinden ayrı nfaka alamıyor geliri yok eski kocasının annesi ölmüş babası kötü biri araları kötü şimdi bi ilçede oturuyorlar babası evi satıp izmire gidecekmiş onada sende başının çaresine bak demiş işi yok sosyal güvencesi yok babası böyle bişey yapma lüksü var mı hakları nedir arkadaşımın bana yazdı bende araştırıyım dedim
0
_k_u_z_g_u_n_
(01.03.16)
bi nokta koysaydın daha iyi anlaşılırdı.

işi yok sosyal güvencesi yok nafaka da alamıyorsa çıkıp iş arayacak çalışacak. ne diyelim ki şimdi biz?
0
she is gone
(01.03.16)
herkesin her şey yapma lüksü var.
intiharı seçerek zaten ne kadar kolaya kaçan biri olduğunuda göstermiş.
o yüzden "bir iş bulup çalışsın" demek hiç bir şeyi değiştirmez.
0
etna
(01.03.16)
tşkler yorumlar için ilçede yaşıyor ha deyince bulamıyor yani bi küçük çocuğa bakıyordu en son ondanda ayrıldı esas sorun barınma sorunu bakıcılık yaptığı evde yaşıyordu birde ünivde ouyan oğlu var babasıda öyle deyince çok zoruna gitmiş
0
🌸_k_u_z_g_u_n_
(01.03.16)
sonuna kadar güzel yazmışsında sulandırmasak dalga geçtiğin şey başına gelebilir
0
🌸_k_u_z_g_u_n_
(01.03.16)
lokasyonumuz neresi acaba?
0
mimimi
(01.03.16)
183 ve 144 ü arayıp durumunuzu detaylıca anlatın, eğer devlet tarafından yapılacak birşey varsa net olarak en doğru bilgiyi buradan alabilirsiniz. bu telefon numaralarınında bir sürü çeşidi var. zorda kalan kadınlar için devletin misafirhaneleri falanda var hatta. ne kadar erken ararsanız o kadar kolay bir çıkış bulabilirsiniz, allah yardımcınız olsun.
0
pop star ajdar top star kont
(01.03.16)
Nafaka neden almıyor anlayamadım. Çocuk gayrı meşru mu. Boşanırken en azından iştirak nafakası alır çocuğuna. Nasıl nafakasız
0
efruz
(01.03.16)
nafaka istemiyorum dediyse boşanabilmek için, eskisi gibi değil yeniden dava açılabiliyor dedi geçenlerde bir avukat. araştırabilirsiniz. baroların kadın sorunları için gönüllü birimleri oluyor, ücretsiz avukat temin ediyorlar.

sosyal hizmetler il müdürlüğüne gidebilir, belediyenin ayni ve nakdi yardımlar şube müdürlüklerine gidebilir, laymakamlığa gidebilir. biz gönüllü çalışmalarımızda bu kanallara yönlendiriyoruz, istisnai durumlar dışında, süreç biraz uzasa da alabiliyorlar bir şekilde yardım.
0
Phoebe
(01.03.16)
(4)

Migren bu mudur?

halusinojen
Genelde ayda 1 gün mutlaka uğruyor. İshalle başlıyor, baş ağrısı ve sonrasında feci bir mide bulantıısıKusmadan asla geçmiyorUçak personeliyim, çalışırken uzun gece uçuşlarında olurdu, uykusuzluğa bağlıyordum. Şu an doğum iznindeyim, uykularım düzenli ama birşeye stres yaptıysam oluyor. Kendimi balk
Genelde ayda 1 gün mutlaka uğruyor.
İshalle başlıyor, baş ağrısı ve sonrasında feci bir mide bulantıısı
Kusmadan asla geçmiyor

Uçak personeliyim, çalışırken uzun gece uçuşlarında olurdu, uykusuzluğa bağlıyordum.
Şu an doğum iznindeyim, uykularım düzenli ama birşeye stres yaptıysam oluyor.

Kendimi balkondan aşağı atma isteği uyandıran berbat bir ağrı, tarifi yok.
MR Kesin teşhis koyar mı?
Tedavisi gerçekten yok mu ? :(
0
halusinojen
(26.02.16)
benim sizin kadar şiddetli olmuyor ve MR sonrası teşhis konuldu bende. sağolsun devlet hastanesi olmasına rağmen doktor 20 dakika boyu anlattı neyi nasıl yapmam gerektiğini. uyku düzeni, yemek düzeni, sigara düzeni bile etkiler dedi. asker hastalığıdır bu düzeni bozarsan ağrı gelir. bozmazsan da gelir ama az olur dedi. gerçekten de öyle. ağrı arttığı zaman ağrı kesicilere abanıyorum, arvales en büyük destekçim. ağrı coştuğu zaman da maxalt kullanmam lazım ama maxalt aşırı pahalı geliyor bana o yüzden ölüyorum ağrısı olmadıkça kullanmıyorum.

yani tedavisi olmasa bile kontrol etme imkanınız var.
0
trajikomix
(26.02.16)
Şu dönemde emzirdiğim için ilaç da alamıyorum ama vücut bir zaman sonra ağrı kesiciye de tolerans gösterebiliyormuş. İşim gereği asker düzeninden çok uzağım.
0
🌸halusinojen
(26.02.16)
uzmanı değilim ama çekeni olduğumdan birkaç şey yazabilirim.
@trajikomix'in dediği gibi asker gibi yaşamak gerekiyor.
uyku düzeni mesela, pazar günleri bile en geç 8'de uyanırım.
çok gürültülü, ışıklı, stresli ortamlardan uzak dururum.
kahve hergün içerim ama sayısı bellidir.
özetle doktorun söyleyecekleri yanında herşey denge ve düzene bağlı.
allah yardımcınız olsun.
0
spadram
(26.02.16)
öncelikle nöroloji ile görüşmekte fayda var ama genellikle migren teşhisinde ilk yaptıkları şey antidepresan yazmak oluyor maalesef. istisnasını hiç yaşamadım. ben sadece ataklarım arttığında başka bir şey olmadığından emin olmak için kontrole gidiyorum. antidepresan kullanmıyorum baş ağrısı için.

sadece mens döneminizde tutuyorsa migreniniz, o ayrı bir çeşidi, çoğu kadın yaşar bunu.

birde şunlar var daha önce yazdığım, işinize yarar diye umuyorum;

www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com

geçmiş olsun.
0
Phoebe
(26.02.16)
(2)

Izmir Psikolog Tavsiyesi

aradaki uzaklik
Babamın ölümü sonrası ablam halen kötü. İzmir de onerebileceginiz bir psikolog var mi?
Babamın ölümü sonrası ablam halen kötü. İzmir de onerebileceginiz bir psikolog var mi?
0
aradaki uzaklik
(20.02.16)
bildiğim kadarıyla yas uzmanlık alanlarından biri kendisinin.

www.tavsiyeediyorum.com
0
Phoebe
(20.02.16)
jackyr
(20.02.16)
(4)

bir sehri öğrenmek- izmir

yuvarlanantencereninkapagi
aradığım şey tüm şehirler için aslında. Su an spesifik olarak izmir için soruyorum. Bu şehri tam anlamıyla gezerek öğrenmek istiyorum. ama bir kaynaga, yardimciya ihtiyacım var. Bu bir uygulama, kitap, harita vs olabilir. Yalnizca turistik anlamda değeri olan yerleri gostermeyecek, şehir içindeki so
aradığım şey tüm şehirler için aslında. Su an spesifik olarak izmir için soruyorum. Bu şehri tam anlamıyla gezerek öğrenmek istiyorum. ama bir kaynaga, yardimciya ihtiyacım var. Bu bir uygulama, kitap, harita vs olabilir. Yalnizca turistik anlamda değeri olan yerleri gostermeyecek, şehir içindeki sokaklar, mekanlar, yaşam alanlarını gösterecek bir şey arıyorum. Bu konuda bana yardımcı olabilecek tavsiyelerinize de açığım. ( google map i bu konuda kullanışsız buluyorum)
0
yuvarlanantencereninkapagi
(18.02.16)
İstanbul için vedat milör'ün İstanbul 100 Lokanta kitabındaki yerlere gitmeni öneririm. lokantaların olduğu yerleri de gezince büyük oranda şehri öğrenmiş olursun :)
0
fakyoras
(18.02.16)
Valla döküman olarak bilmiyorum ama İzmirdeysen, arkadaşlarım var sorabileceğin
0
mirty
(18.02.16)
izmir özeli için yazıyorum;

mesela burayı takip ederek hiç haberdar olmadığım bir sürü kültür merkezi ve sanat galerisi keşfettim. örneğin Aziz Vukolos Kilisesi Kültür Merkezi'ne gitmişken ara sokaklarıda gezeyim diyorsun ve o bölgeyi keşfediyorsun. etkinlik merkezi/diğer etkinlik merkezlerini tıklayınca görebilirsiniz;
www.izmir.bel.tr

tarkem'in kemeraltı'nı keşfet projesi paylaşımları bir sürü eski han ve şadırvan vesaire görmemi sağladı.
www.facebook.com

mesela foursquare'da bu tarz yerler bulup ( zevk meselesi, herkes bu ara sokak yerlerde yemek istemeyebilir ) köşe bucak sokaklarda bunları arayıp buluyoruz ve kentin dokusuna ait bir sürü yer görmüş oluyoruz.

tr.foursquare.com
tr.foursquare.com
tr.foursquare.com
tr.foursquare.com

bu grubun sohbetleride hiç bilinmedik bir İzmir anlatıyor, takip edebilirsiniz.
www.facebook.com

pek iç açıcı bulmuyorum apikam'ı ama belgelere bakmak isterseniz;
www.apikam.org.tr

direkt bir uygulama yok henüz bulabildiğim ama bu tarz bir sürü sayfa var sık kullanılanlar listemde, ara ara bakıyorum.
0
Phoebe
(18.02.16)
Bulabilirsen "İzmir Mimarlık Rehberi 2005" adlı kitabı tavsiye edebilirim. İzmir'deki eski ve yeni mimari yapılar hakkında detaylı bilgiler içeriyor.
0
Sandeman
(19.02.16)
(2)

eşi çalışan kadın çocuk parası almıyor değil mi?

tolga asp
çalışan babaya zaten çocuk parası veriliyor, bu durumda eşi çalışan kadınlara bekar agi'si veriyoruz değil mi?
çalışan babaya zaten çocuk parası veriliyor, bu durumda eşi çalışan kadınlara bekar agi'si veriyoruz değil mi?
0
tolga asp
(17.02.16)
her ikisi de aynı anda alamıyor çocuk parası.
0
Phoebe
(17.02.16)
doğrudur bekar agisi alacak.
0
freya
(17.02.16)
(3)

Karşıyaka'dan 9 Eylül Meydanı'na nasıl gidilir?

alice practice
toplu taşıma ile nasıl gidebilirim? Fuarın 9 Eylül Kapısına. Basmane'de.
toplu taşıma ile nasıl gidebilirim? Fuarın 9 Eylül Kapısına. Basmane'de.
0
alice practice
(12.02.16)
karşıyaka izban alsancaktan aktarma ile veya halkapınardan aktarma ile rahatlıkla gidersin
0
gaspetizm
(12.02.16)
121 ile direkt gidebilirsiniz, çok az yürürsünüz atatürk lisesi önünde inip.
0
Phoebe
(12.02.16)
Karşıyaka izbana binip halkapınarda inerek metroya geçin. Metro ile de basmane durağında inin. Zaten metrodan çıkıp dümdüz yürüyünce fuarı görürsünüz
0
trulymadlydeeply
(12.02.16)
(6)

Değişim temalı film önerisi

dave87
Bireysel, toplumsal, psikolojik, sosyolojik değişimi konu alan veya öyle ya da böyle işleyen film önerebilir misiniz?
Bireysel, toplumsal, psikolojik, sosyolojik değişimi konu alan veya öyle ya da böyle işleyen film önerebilir misiniz?
0
dave87
(11.02.16)
goodbye lenin
die welle
das experiment

3'ünün de ortak özelliği alman filmi olmaları.
0
del piero10
(11.02.16)
der untergang
das ende ist mein anfang
good will hunting
0
EasyTiger
(11.02.16)
Toplumsal mesajlı
También la lluvia
Persepolis
Hotel Rwanda
Die Welle + 1

Kişisel uyanış, aydınlanmalı
Philadelphia
Tsotsi
The Family Man
0
aychovsky
(11.02.16)
Başkalarının hayatı
0
Phoebe
(11.02.16)
the mist
0
bir garip melek
(12.02.16)
Bireysel: Groundhog Day (1993), Erin Brockovich (2000), Phenomenon (1996), Life as a House (2001), Working Girl (1988), Office Space (1999), As Good as It Gets (1997), About a Boy (2002), Overboard (1987), Flawless (1999), One True Thing (1998), American History X (1998), Homeless to Harvard (2003 TV Movie), Baby Boom (1987), Welcome to the Rileys (2010), The Long Kiss Goodnight (1996), Freedom Writers (2007), Tuesdays with Morrie (1999 TV Movie), Wide Awake (1998), A Family Thing (1996)

Toplumsal: Pay It Forward (2000), Pleasantville (1998), Iron Jawed Angels (2004 TV Movie), The Help (2011), Pride (2014), Safe (1995), Remember the Titans (2000)

Psikolojik: It's Kind of a Funny Story (2010), The Squid and the Whale (2005), Nobody's Child (1986 TV Movie)
0
RedGoldGreen
(12.02.16)
(5)

muzekart sorusu

bluewhale
slm lar yarın bir is vesilesiyle nevsehire gidicem. kapodokya icin muze kartı nerden alabilirim. havaalanında falan var midir?
slm lar yarın bir is vesilesiyle nevsehire gidicem. kapodokya icin muze kartı nerden alabilirim. havaalanında falan var midir?
0
bluewhale
(09.02.16)
müze girişinde satılıyodur hocam. öbür müzelerde öyle en azından.
0
ekonometri okuyan adam
(09.02.16)
girmek istediğiniz müzelerde satılıyor oradan alabilirsiniz.
0
insan opusen hayvandir
(09.02.16)
işbankası maximum kartınızı kullanın
0
mrvengeance
(09.02.16)
online alabiliyorsunuz.

www.muze.gov.tr
0
Phoebe
(09.02.16)
internette listesi var hangi müzelerde satıldığı, oradan kontrol edebilirsiniz.
0
gezegen olan pluton
(09.02.16)
(8)

zor durumdaki bir kadınımıza bebek bezi&mama gönderecek gönüllü arıyorum

Phoebe
arkadaşlar, internetten birkaç paket 4 numara bebek bezi ve mama alıp zor durumdaki bir kadınımıza gönderebilecek gönüllüler arıyorum. bu hafta sosyal hizmetler başvurularına başlanıyor ama sonuçlanması zaman alıyor. 11 aylık bir bebekle yalnız kalmış. komşular ve muhtarın yardımları ile çok kısıtlı
arkadaşlar, internetten birkaç paket 4 numara bebek bezi ve mama alıp zor durumdaki bir kadınımıza gönderebilecek gönüllüler arıyorum. bu hafta sosyal hizmetler başvurularına başlanıyor ama sonuçlanması zaman alıyor. 11 aylık bir bebekle yalnız kalmış. komşular ve muhtarın yardımları ile çok kısıtlı yemek bulabiliyorlar. yardım edebilecek olanlar bana ses verebilir mi lütfen?
0
Phoebe
(08.02.16)
Şehir neresi ?
0
lilidance
(08.02.16)
Doğrudan kendimiz mi götüyoruz, yoksa aracı olan bir kişi carsa, ona ulaştırsak yardımları.
0
aychovsky
(08.02.16)
şimdilik ilk özel mesaj atan duyurucumuz sağolsun bir miktar bez gönderdi. diğer mesaj gönderenlerden de biraz isteyeceğim.

mama konusunu netleştirip yazacağım. çocuğa daha önce hiç mama yedirmediği için ne almamız gerektiğini araştırıyoruz. kendiside çok yetersiz beslendiği için pek emziremiyor.

kadınımız menemen/izmir'de oturuyor. internet'ten direkt gönderebilirsiniz veya ben bu hafta market alışverişi yapacağım topladığımız bir kısım para ile, ona destek olabilirsiniz. dökümleri gönderebilirim.
0
🌸Phoebe
(08.02.16)
benim oğlum 8 aylık, gece hariç mama vermiyoruz (5 öğün normal besleniyor yani). 11 aylık bebeğe de mama o kadar şart değil. 2 numara mama alınacak eğer alınacaksa. 1 ay sonra da 3 numaraya geçilecek. hangi mamayı kullandığının çok önemi yok. aptamil, hipp, similac, bebelac...hepsi olabilir.
0
la noix
(08.02.16)
@la noix: 9 aydan 12 aya kadar 3 numara, 12 aydan sonra 4 numara verilir.

lütfen biraz daha özenli :)

www.unnado.com

9.aydan tibaren ifadesi açıkça yazılı.

www.hepsiburada.com

12.aydaan itibaren ifadesi açıkça yazılı.

p.s. 14 aylık.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(08.02.16)
evet @eksi daha özenli

mesela similac: akakce.cubecdn.net

demek ki neymiş, ders vermeden önce dersimizi daha güzel çalışıyormuşuz.
herhalde mama alacak olan da mamanın üzerindeki yazıyı okumaktan aciz değildir

edit: bu arada 1 numara mamalar harici diğer mamaların hepsi birbirinin laciverdi. 2 numaraymış 8 numaraymış fark etmiyor o kadar. hele ki zaten tam beslenemeyen bir bebek söz konusuysa
0
la noix
(08.02.16)
Ben mesaj gönderemiyorum ama yardımcı olmak istiyorum aklınızda olsun
0
lilidance
(09.02.16)
arkadaşlar, mesaj atan arkadaşların sırasına göre ihtiyaçları yazıyorum kimseye çok yüklenmeyelim diye. ihtiyaç kalırsa burdan yazan arkadaşlarada bilgi vereceğim. çok teşekkürler hepinize...
0
🌸Phoebe
(10.02.16)
(7)

30 yaşında hayata yeniden başlayan var mi

john
Yada 30 na kadar durağan seyreden hayatı 30 dan sonra değişen var mı ? Kafamda biton soru var ama cevapları yok
Yada 30 na kadar durağan seyreden hayatı 30 dan sonra değişen var mı ? Kafamda biton soru var ama cevapları yok
0
john
(05.02.16)
30 yasinda universiteye basliyan, 30 yasindan sonra yeniden dogan insanlar var. Istedikten sonra neden olmasin.
0
duyurumvar
(05.02.16)
klakie
(05.02.16)
Hey yavrum hey. Oradan bakinca 30 yas bazi seyler icin gec kalmis hissi mi veriyor?

Benimki 33 yasindan, esiminki 45 inden sonra degismisti.

Her an her sey degisip hayatini bambaska yonde ilerlemesine sebep olabilir.
Umudunu kaybetme.

En bi guzel yaslar 30 lar.
0
mavi istiridye
(05.02.16)
Baslanir 40dan sonra bile baslanir.
0
halitkin
(05.02.16)
Ben. En azindan is hayatim ve sosyal cevrelerim.
0
nooneatall
(05.02.16)
Her şey senin elinde. Mantıklı şekilde analizlerini yap, programla, harekete geç. B planlarında cepte olsun. Haydi mutluluklar ve başarılar!
0
Phoebe
(05.02.16)
30 a kadar hayat çok hızlı geçiyor ondan sonra zaten zaman ağırlaşıyor ve derinleşiyor. işte o an insan kendine yolculuk yapmaya başlıyor.
0
redeath
(05.02.16)
(17)

duyurudan tanıdıklarınız

tejeve
buradan kaç insanla, ne kadar samimisiniz? yüz yüze görüştüğünüz kaç kişi var, uzun sayılabilecek sürelerde muhabbet ettiğiniz, konuştuğunuz insanların oranı ne? buyrun ankete
buradan kaç insanla, ne kadar samimisiniz? yüz yüze görüştüğünüz kaç kişi var, uzun sayılabilecek sürelerde muhabbet ettiğiniz, konuştuğunuz insanların oranı ne? buyrun ankete
0
tejeve
(04.02.16)
Ben gerçek hayatta bile samimiyet kurmakta zorlanıyorum açıkçası, sanalda tahmin edildiği gibi imkansıza yakınsak.
0
anonymice
(04.02.16)
duyurudan sanal veya reel diyaloğa girdiğim kimse olmadı ve sosyal biri olarak bu duruma çok şaşırıyorum.
0
delicevat
(04.02.16)
oran düşük. daha ileri gittiğim de oldu.
0
bigbadabum
(04.02.16)
zero, nada, nul, nula, nol, нула, nialas, sero, kore, nolla, cero, nihil
0
[silinmiş]
(04.02.16)
Var bi kac tane. Tanisip da yuz yuze gorusmedigim pek olmadi. Cok iyi insanlar tanidim.
0
rayde
(04.02.16)
Zamaninda birkac zirveye gitmistim. Onlardan var birkac kisi. Genelde zirvelerde tanisiliyor zaten. Bir de bir zirvede tanistigim duyurucuyla iki yil beraberdik o kadar :)
0
fakyoras
(04.02.16)
biri ile tanıştım ben buradan. ankara'da içecek mekan arayışı içindeyken 'hadi gel beraber içelim' lafına düştüm sanırım. sevgili olduk sonra. baya seksli filan :/ nickini vermiyim şimdi ayıp olur.

duyuruda kızlar teklif ediyomuş ayrıca.
0
elorelia
(04.02.16)
50+'dır sanırım.
0
c1b2k3
(04.02.16)
samimiyet yok denecek kadar az. insanlar muhabbet etmeye cekiniyor sanki.
yuz yuze 1 kisiyle gorustum, hala da ara sira konusuyorum.
0
safepassage
(04.02.16)
sadece kız arkadaşım,burada tanıştık.
0
rakicandir
(05.02.16)
buradan aşinalık iyi babam ya, napcan gerisini.

@anonymice +6
0
kupigometa
(05.02.16)
Buradaki herkesi çok seviyorum öncelikle. İyi arkadaşlıklar kurdum, iş yaptığım insanlarla yüz yüze de konuştuk, yiyip içtik de.
15 falan diye tahmin ediyorum samimi olduğum kişi sayısı.
0
norek
(05.02.16)
sıfır. sanırım sadece bi tanesi feysbukta ekli ama görüşmedik.
0
aydogank
(05.02.16)
Görüştüklerim var, sadece yazışarak düzenli haberleştiklerimde var.
0
Phoebe
(05.02.16)
4-5 kişiyle düzenli sayılabilecek yazılma etme durumu vardı, 2-3 kişiyle de yüz yüze görüşme. kaldı sonra. ben yazmadım, onlar da keza.

var ama yine de iyileri. kötüler de var tabii ki de, bana mı var anasını satayım? herkeşlere var onlar.
0
mermize
(05.02.16)
2-3 kişi oldu sanırım.
0
arnold schwarzeneger
(05.02.16)
basond
(05.02.16)
(5)

bursa'da otel tavsiyesi

Phoebe
bursada yarın çok yoğun bir programımız olacak. sadece gidip uyuyacağımız, düzgün, ekonomik bir otel tavsiyesi alabilir miyim?akşam şurda yemek yerseniz, şurda kahve ieçrseniz çok beğenirsiniz dediğiniz tavsiyeleride alabilirim, süper olur.edit: önce muradiye türbelerine uğranacak, sonra da belediye
bursada yarın çok yoğun bir programımız olacak. sadece gidip uyuyacağımız, düzgün, ekonomik bir otel tavsiyesi alabilir miyim?

akşam şurda yemek yerseniz, şurda kahve ieçrseniz çok beğenirsiniz dediğiniz tavsiyeleride alabilirim, süper olur.

edit: önce muradiye türbelerine uğranacak, sonra da belediye ile randevumuz var. birkaç müze daha gezilecek belediyedekilerle. akşam 7'yi bulur işimizin bitmesi. bu civarlarda olcaz bunlar nerelerdeyse :)
0
Phoebe
(01.02.16)
yer bulabilirsen öğretmenevi. zafer plaza'nın hemen yanı olduğu için akşam sinemaya gidersin mağaza dolaşırsın kahve içer yemeğini yersin rahatça. altıparmak heykel yürürsün istediğin yöne.
0
kakao
(01.02.16)
öğretmenevi olmaz maalesef. yine de teşekkürler.
0
🌸Phoebe
(01.02.16)
Fırsat sitelerinde kampanya otelleri oluyor onlara da göz atabilirsin. Semt olarak ne tarafta olacağınızı yazarsanız yemek, kahve vb tavsiyelerde bulunabilirim.
0
mazeret dilekcesi
(01.02.16)
jamswety
(01.02.16)
ne tarafta işin olacak?
şehir merkezine yakınsan oda kahvaltı 100 lira civarı almira var şehir merkezine en yakın en kaliteli oteldir.
iskender mekanlarına, pideli köftecilere ve koza han'da kahve keyfine de 15-20 dk mesafededir.

gönlüferah denmiş çekirge tarafında muradiye'ye yakındır, termal oteller var orada onun gibi, hamam keyfi düşünürsen iyi:) ama almira diyorum ben yine de hem uzak değil gideceğin yerlere hem de gezip görebileceğin yerlere yiyecek içecek mekanlarına ulaşım kolay.
0
rockinside
(01.02.16)
(27)

Pedofil olduğunu bildiğimiz biri

gayda
Merhabalar,Bir arkadaşımın yeğeni (5. sınıf öğrencisi), eve özel ders için gelen öğretmen tarafından tacize uğramış. İki hafta sonra anneannesine söyleyebilmiş. Anne, baba yok. Anne vefat etti yıllar önce, baba var da yok. Detayları anlatmıyorum gözünüzde canlanmasın diye, mide bulandırıcı.Oldukça ö
Merhabalar,
Bir arkadaşımın yeğeni (5. sınıf öğrencisi), eve özel ders için gelen öğretmen tarafından tacize uğramış. İki hafta sonra anneannesine söyleyebilmiş. Anne, baba yok. Anne vefat etti yıllar önce, baba var da yok. Detayları anlatmıyorum gözünüzde canlanmasın diye, mide bulandırıcı.
Oldukça öfkeliyim kendi adıma. Ama kanıt/kayıt olmadığı için bir şey yapamazsınız denmiş aileye.
Öğretmenlik yaptığı okulu da biliyorum, adını da biliyorum. Buraya bile yazmak istiyorum adını gözünüzü açın diye, ama süper duyarlı, insan sevgisi coşkunu arkadaşlar sildirir diye yazamıyorum. Kesinlikle ifşa edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Nasıl ifşa edilir çocuğa zarar vermeden fikriniz var mı?
0
gayda
(29.01.16)
delil toplamanızın mümkünatı yok mu hiçbir şekilde? bence önce o konuya yoğunlaşın ifşa'dan önce.
0
loveinaflipbook
(29.01.16)
Diğer ailelere ulaşmak banko yapılacak bir şey. Demişler valla, bir şey yapamazsınız diye. Aile de aman kız daha yıpranmasın, bırakalım peşini meselenin diye düşünüyor. İfşa etmek geldi benim aklıma sadece başka çocukların da başına gelmesin diye.
Bimer de şahane fikir, arkadaşıma danışıp yazıyorum hemen.Sağolun.
Ya zaten delil aramak delilik ve nasıl kanıtlanabilir ki böyle bir şey?
0
🌸gayda
(29.01.16)
savcıya haber verin, savcının bilgisi dahilinde eve gizli kamera koyun. nasılsa yine yapar en azından yeltenir. ama tabii çocuk bunu kaldırabilir mi sanmıyorum.
0
yaylada cimene uzanip goge bakan savasci
(29.01.16)
taciz/tecavüz ve istismar vakalarını çoğu zaman delili olmaz zaten mağdur beyanı dışında. avukat olarak söylüyorum kesinlikle şikayette bulunun, kesinlikle sonuç alırsınız. dilekçe konusunda yardım isterseniz,gönüllü olarak yardımcı olarak isterim.
0
dahili meddah
(29.01.16)
Ya diyorum ya kaydı, kanıtlanması imkansız bir şey. Çocukları yem gibi mi kullanalım? Berbat fikir.
0
🌸gayda
(29.01.16)
Çok teşekkür ederim dahili meddah. İleteceğim arkadaşıma.
0
🌸gayda
(29.01.16)
psikolog ve ya da konuyla ilgili uzman arkadaşlardan biri de çocuğun psikolojisini korumak için yapılması gereken doğru şeyler konusunda fikir verse ne güzel olur. @gayda isterseniz konuyla ilgili de ayrı bir başlık açın.
0
dahili meddah
(29.01.16)
Ya bir site açsam veya adamın okulun sitesindeki fotoğrafını Facebook'ta paylaşsam, yayılsa bu adam böyle diye. Bana patlar mı?
0
🌸gayda
(29.01.16)
Öncelikle çok geçmiş olsun. Karakoldan ziyade doğrudan savcılığa şikayette bulunun. Karakol aşamasından savcılığa geçmesi de uzun sürebiliyor bazen. Şkayetten önce diğer ailelere ve çocuklara da ulaşabilirseniz dilekçenizde bu isimleri de belirtin, gerektiğinde tanıklık yapabileceklerinden emin olun. Başkaca bir delil temin edemezseniz (ki ben burda nasıl delil bulmak gerektiğini de pek anlayamıyorum. İlle olayı tekrarlatıp kameraya falan mı çekelim yani, neyse) yalnızca bu işinize yarayabilir çünkü.

Yalnız işin savcılık, mahkeme aşamalarında çocuk, pedagog eşliğinde yeniden dinlenilecek ve böylece ifadesi alınacak. Yani çocuk illa ki etkileniyor bu durumdan. Ama bimer ve milli eğitim şikayetlerini de göz ardı etmeyin.
0
mazeret dilekcesi
(29.01.16)
@dahili meddah
Çocukluğunda (ilkokul 1) buna benzer bir şey yaşayan arkadaşım yirmilerin ortasında terapiyle atlattı bu durumu. Ve en yıpratıcı şeyin ifade/teşhis aşamaları olduğunu hala söylüyor. Adlî makamların beklentisi ne bu durumdaki bir çocuktan?

Cevap gelmiş zaten ben yazarken.
0
🌸gayda
(29.01.16)
www.kadinininsanhaklari.org burada yapılacaklar adım adım yazılmış. nasıl destek alınabileceği de. hukuki yolları denerseniz başka çocukları da korumuş olursunuz. ifşa nedeniyle herhangi bir suç işlemiş olmayın. unutmayın ki çocukları sevdiklerine yakınlarına zarar vermekle korkutuyorlar. ifşa eden kişiye gelecek en ufak bir tepki nedeniyle istismara uğrayan çocuk suçluluk duyabilir.
0
madarch
(29.01.16)
@gayda ; öncelikle sadece şikayette bulunmanızı ve kesinlikle sosyal medyadan teşhir vs gibi bir eylemde bulunmamanızı öneririm. bu hukuki açıdan size zarar verir ve bence çocuk için de çok olumlu sonuçları olmaz.

sorunuza gelince. çocukların yalan söylediğini anlamak takdir edersiniz ki büyüklerinkinden çok daha kolay. çocukların ifadeleri de öyle büyüklerin ifadelrei gibi alınmıyor zaten, bu işe bakan savcıların da çocuk psikolojisi konusunda çok yeterli olmasa da bir eğitimleri var. uzman bir pedagog/psikolog eşliğinde sohbet eder gibi görüşme oluyor. çocuğun beyanı büyük oranda yeterli oluyor.

teşhis aşaması evet çocuk için biraz zorlayıcı olacaktır ama illa ki "evet o bana bunu bunu yaptı" demesini aramıyorlar merak etmeyin.

çocuk anneannesiyle paylaştıysa durumu, tabi uzman arkadaşlar yine daha iyi yönlendirir ama yine onun yardımıyla olayın detaylarını aktarabilir sanıyorum.
0
dahili meddah
(29.01.16)
Ne demek ya kanıtlanamaz? Böyle durumlarda çocuk psikologa götürülür, psikologun "evet, çocuk gerçekten taciz edilmiş" raporu kanıt sayılır.

Evet, kesinlikle hem polise hem milli eğitime şikayet edin, soruşturma açılır. Büyük ihtimalle öğretmenlikten alırlar.
0
green knight
(29.01.16)
Para cezasıyla yırtacağımı bilsem her türlü ifşa ederim. Diğer ihtimaller beni tutan.
0
🌸gayda
(29.01.16)
yav hem ifşa et rezil olsun adam hemde hukuki yollardan ne gerekiyorsa yaparsın
0
lorne malvo
(29.01.16)
olay, kendinden büyük erkeklere aşık olan masum kızın hırçınlaşması şeklinde olamaz mı? yani hani küçükken herkes yaşından büyük kişilere aşık olur da sevdiği kişinin sevgilisi, karısı, kocası olduğunu öğrenince üzülür ya, belki onun gibidir, olamaz mı?


yoksa çok büyük bir suçlama olur bence. umarım olay jagten filmindeki gibi sonuçlanmaz.
0
m e b
(29.01.16)
Patlar.
O zaman da bunu kanitlayamadiginiz için adam bana iftira edildi, adimlekelendi diye size hakaret ve maddi manevi tazminat istemiyle dava açabilir.

Üstelik böylesi bu tavır cozumleyici de olmaz.

Adam haklı çıktığı gibi eskisi gibi davranmaya devam edebilir,üstelik bu sefer elinde temize çıktığına dair resmi kanıtı da olur. Başkalarının cani daha fena yanabilir .

Öncelikle "ispatlanmış,yapacak ve şey yok" diye kim demiş? Bu kısım önemli.
Ikinci olarak dahili meddah çok kıymetli bir jest yapıp yol gösterebileceğini söylemiş.
Buradan başlayın.
Profesyonel davranirsaniz çözüme yonelirsiniz. Aksi halde elde edeceğiniz kuru gürültü ve boşa sarfedilen emek olur.

Dahili meddahla görüşün.
Olay evde olduğu için sanırım ilk şikayet merciniz savcılık olmalı.
Ama adam öğretmen olduğu için okuluna da bilgi verilmeli. Milli eğitime şikayet bu aşamada okul yöneticisi ile yapılmalı. Ilgilenmezlerse o zaman bimer'e yonelin.
Bu yolu resmi olarak tüketmeden diğerine geçmeyin. Amaç sonuca yönelik gitmek ortalığı birbirine katmak değil. Zaten zor bu konu,insanlar ustlenmek ve yanınızda olmaktan kacinacaklardir. Bir de ortalığı dalgalandirip bu durumu kullanmalarına, "bize gelme başkasına şikayet et" demelerine fırsat vermeyin. Unutmayın sakinlik en buyuk silahınız.

Üçüncü olarak siz bireysel sikayetinizi yaparken çevreyi de kolaçan edin. Bu durumu yaşayan kimler var. Belki şikayetçi oldular ve sizin haberiniz bile yok??? Bu işlerde gizlilik onemlidir cunku. Kimse kuzum tacize uğradı ben de şikayet ettim diye bağırarak gezmez.

Eğer bu durumu yaşayan başkaları varsa ve şikayetçi olmadilarsa ikna etmeye çalışın. Birlikten kuvvet dogar. Cekinebilirler, istemezler olabilir. Kimseyi kinamayin.Unutmayin onların da cani en az sizinki kadar acıdı ama herkesin acıya vereceği tepki farklıdır.

Ama asla yalnızım diye sikayetinizden vazgecmeyin. biliyorum,Bana söylemesi kolay görünüyor,ama sizin ne kadar zor durumda olduğunuzu anlıyorum. Lütfen dik durun.

Son olarak da mutlaka psikolojik destek alın. Hem kız, hem de onunla ilgilenen yetiskinler için gerekli.
Aile sosyal pol. Bak. Açmış olduğu sosyal hizmet binalarında ücretsiz terapistler var. Onlara başvurun.
Kızın yaşadıklarını atlatması, velisinin de bütün bu zor süreçte yilmadan ayakta kalmasi icin gerekli.

Unutmayin. Ofkeyle kalkan zararla oturur.
Çözüme yonelin. Aksi halde hersey hiç olacağı gibi bir de üstüne kendinizi pedofil birine binlerce lira tazminat öderken bulabilirsiniz.
0
balik kraker
(29.01.16)
@ m e b: Olamaz.
0
🌸gayda
(29.01.16)
@balik kraker: Haklısın malesef. Teşekkürler.
Bir de çocuğun yasal vasisi hiç arayıp sormayan, görüşmeyen babası. Bu da sıkıntı aile için.
0
🌸gayda
(29.01.16)
önce çocuğu psikolağa götürseniz onlar rapor falan veremiyor mu ya? bu arada çocuk çok yıpranmaz yani sizinle konuşmaktan daha rahat olabilir bile. yani önce kesinleşsin, iftira deyip geçemesin herif sonra atılır zaten, ekstra bir şey söylemenize gerek kalmadan nasıl biri olduğu da yayılır.
0
pamuk helvalar cebe
(29.01.16)
@gayda; yasal vasisinin babasının olması da önemli değil. aileden biri hatta siz bile gidip savcılığa bildirseniz ihbar kabul edip incelemek zorunda. çünkü şikayete tabi bir suç değil bu, doğrudan kamu davası açılır.
0
dahili meddah
(29.01.16)
cevapların hepsini okumadım muhtemelen yazılmıştır ama "kayıt yoksa bişi çıkmaz" diyen adam bakkal mahmut emmi falan heralde. diğer taciz olaylarında mağdur faile "du bi dakka" diyip kayda mı alıyor olan biteni? lütfen işin peşini bırakmayın.
0
littlejack
(29.01.16)
Ben ömrüm boyunca bırakmayacağım bu işlerin peşini. Anneanne, dede, teyze; birincisi çocuğun daha fazla yıpranmasından, ikincisi babasının almaya kalkmasından çekiniyor. Ben @dahili meddah'ın ve sizlerin söylediği şeyleri iletip, ikna etmeye çalışacağım hukuki süreç için.
0
🌸gayda
(29.01.16)
1-Polise gidin.Çocuk Şube
2-Savcılığa başvurun

Her iki durumda da görüşmeyi bir pedagog(psikolojik danışman) veya psikolog yapacak çocukla ve bu görüşmeler zihninizde nasıl canlanıyor bilmiyorum ama gayet çocuğun kendini rahat hissedebileceği şekilde yapılmaya çalışılır. Evinde okulunda vs ve sivil kıyafetli kişiler gelir. Dediğim gibi bu süreci bilen birileri yürütür ve diyelim ki emniyetin personeli yetersiz ramlardan psikolojik danışman talep edilir. Ve sorgulama gibi bir havada yürütülmez. Bu süreç tekrarlanmamaya çalışılır genelde karakola git anlat savcıya git anlat şeklinde çocuğun tekrar tekrar olası moda girmesi engellenir vb.
Sakin olun, önce resmi kanaldan girişimde bulunun
0
dr.ramiz
(29.01.16)
Çocuk bedenime dokunma derneğinden haberdar mısınız? Dernekle iletişime geçerseniz seve seve yardımcı olunur.
0
buraya yalniz uyanmak icin geldim
(29.01.16)
Çim (çocuk izleme merkezi) var mı bulunduğunuz yerde araştırın. Özel eğitimli savcı ve uzmanlar görüşüyor çocuklarla. Prosedürleri araştırabilirim sizin için? Uzman olarak çalışan arkadaşım var. Özelden biraz daha bilgi vermeniz mümkün mü bana şehir vesaire?
0
Phoebe
(29.01.16)
çocuk bir psikiyatriste götürülüp gerçekten emin olmadıkça bir şey yapmamanızı şiddetle öneririm. eğer gerçekten yaşanmışsa bu olay, o noktada direkt polis ve savcılık vasıtasıyla olayı çözersiniz.
0
sen git ben geliyorum
(29.01.16)
(6)

İşler Güçler / Cesaret / Akıl - Fikir

mutekebbir
Önümüzdeki 1,5 yıl içinde kendime ait bir yer açmaya karar verdim. Bu süre zarfında da girmek istediğim alanla ilgili kurslara vs. katılıp kendimi geliştireceğim ki az çok vardır becerim.İlk başta pastane tarzı bir yer düşünüyordum fakat fazla maliyetli ve biraz zor, çok teferruat var bir kere altın
Önümüzdeki 1,5 yıl içinde kendime ait bir yer açmaya karar verdim.
Bu süre zarfında da girmek istediğim alanla ilgili kurslara vs. katılıp kendimi geliştireceğim ki az çok vardır becerim.

İlk başta pastane tarzı bir yer düşünüyordum fakat fazla maliyetli ve biraz zor, çok teferruat var bir kere altından kalkamam.

Şuan şöyle 5-6 masalı küçük bir konsept var aklımda, içerik olarak daha çok kekler, pastalar, kurabiyeler, dondurma gibi şeyler belki kahve menüsü geniş olabilir bu tarz bir şey düşünüyorum. Hani şu sadece ekler satan küçük dükkanlar var ya onlar gibi. Menüsü sınırlı tek yönde bir yer olursa altından kalkabilirim diye düşünmekteyim.

Orta halli bir semtte olabilir öyle gözde semtlere caddelere gücüm yetmez.

Yavaş yavaş kendimi hazırlayıp başlayacağım işe. Sermaye + masraflar + 2 yıllık dükkan kirasını cebime koyduğumda hazır hissedeceğim kendimi.

İlk 1 yıl sadece ceptekini yemeyi sonra yavaş yavaş kendi kendini çeviren bir yere döndürmek var kafamda. Çok büyük kârlarda gözüm yok, bana yetsin yeter.
Sonunda batmayı ve bir işe girip birkaç yılımı bu işten kalan borçları ödeyerek yaşamayı da göze aldım. Bu konuda riske gireceğim kararımı verdim.

Şimdi diyeceksiniz ki soru nerede?

Sorudan ziyade fikir lazım bana aslında teorik bilgileri zaten gerekli yerlerden alırım. Düşünemediğim ihtimaller, farklı taktikler, tecrübeler ihtiyacım olan şey.

Biraz da gaz lazım açıkçası etrafımda bu konuda bana destek olan 2 kişi var, 1 arkadaşım direk olarak olmayacağını söyledi bir tanesi daha aynı şeyi söyleyecek bunu bildiğim için düşüncemi ona açmadım bile.
Dükkanı açacak duruma gelene kadar bu 3 kişiden başka kimse bilsin istemiyorum cesaretim kırılmasın diye.

Yani kafa biraz karışık farklı düşüncelere ihtiyaç var.

Teşekkürler.
0
mutekebbir
(28.01.16)
mekan açmak gerçekten sıkıntı iş. özellikle son dönemlerde etrafta doluşan kahveciler ve malum diğer markalar piyasayı ele geçirmiş durumda.


mekanın yeri olarak;
işlek cadde her zaman pahalı ve avantajlıdır. fakat en işlek caddede mekan açıpta batanı da görü bu gözer.

orta halli bir cadde her zaman risklidir ama ilk durumdakini tersine mahalle arasına açıp işleyen mekanlarda var.

sermaya+masraflar+kira olayını halledebiliyorsan yüzde 50si bitiyor zaten işin. çünkü mekan açıldığında en çok sıkıntı yapan grup burası. kasayı 50 lirayla kapatmak nasıl bir acı biliyorum. aklınıza hemen kira geliyor böyle durumlarda.

personel konusunu var. onu da halletmen lazım. kasayı bırakabileceğin bir adam mutlaka olmalı. tabi bunlar ufak tefek şeyler elbet halledilir.

mekanın dekorasyonu zaten bu dönemde olmazsa olmaz. insanlar sırf mekan güzel diye o bayat pastaları nasıl yiyebiliyor anlamıyorum.

onun dışında ben öğrenciyim ama ablam ve eniştem bu işlerle uğraşıyorlar yılardır. ikisi de iyi şefler kendi mekanları da vardı bir zamanlar onların yanına git gel aklımda kalan kısacası bu; paran varsa sıkıntı yok.
0
yuz kiloluk bir zenci
(28.01.16)
üniversite okurken eşimle gittiğimiz 3 masalı küçük bir dükkan vardı kadın sadece kurabiye kek poğaça yapıyordu birde kahve çay gibi az içecek vardı herkesin bildiği bi yerde değildi.

okul bittikten sonra gezmeye gittik kadın işi büyütmüş çarşıya taşınmış kocaman bi cafe açmış menüde neler var neler şaşırdık.

he istanbulu bilmiyorum tutar tutmaz bişey diyemem ama bence yürüyebilirsin bu yolda.
ayrıca annem pastahane işletiyordu acayip zor bişey iyiki vazgeçmişsin. bence olur yaparsın.
0
mantarliborek
(28.01.16)
kesinlikle bunları düşünmüş olacağını düşünüyorum ama yine de bi kardeş tavsiyesi olarak yardımcı olur belki diye kenara koyayım düşüncelerimi.

ilk olarak masrafları hiç bir zaman kesinlikle tam hesapladığını düşünme. bunu düşünüp buna güvenme yani. o masrafın üzerine bi %50 koymaya hazırlıklı ol. 30 senedir esnaflık yapıyoruz. her zaman ama her zaman hesapta olmayan masraflar çıktı. çıkacak da.

ikinci olarak işi tamamen kendin bilmeden ustaya güvenip iş açma. ustayla yürüyen işin her daim patlama riski var. bir sabah kalktığında kasadaki paraları alıp memleketine gitmiş ustanın bıraktığı bomboş bir dükkana uyanmaya hazır ol. işi kimse olmadan da çevirebileceğin seviyeye çok çabuk getirmeye çalış.

ucuza kaçma. ucuz malın müşterisi ucuz olur. kaliteli malın müşterisi kaliteli olur. çok genel geçer bi cümle farkındayım ama inan gerçekliğini çok aktif bir şekilde öğreniyor olacaksın inan bana.

pazarlama, satış, insan ilişkileri vb kısımlarda etkin değilsen işinin ehli veyahutta insanların sırf tekrar yüzünü görmeye muhabbetini duymaya geleceğini düşündüğün birilerini bul. veya öyle biri ol. çok önemli.

seri giden, aranan, hızlı tüketilecek, tabanca mallar üzerine odaklanmaya çalış. sabahları insan trafiğinin olduğu yerlerde olacaksan mesela poaça (nasıl yazılıyosa veya) çıkar mesela. ama hangi ürünleri yaparsan yap, iyi veya kötü bi tane en az kendine özgü ürünün olsun. sadece sende tadıp yiyebilecekleri. kavurmalı poaça mesela. salladım götümden.

vergi masrafları, matbu evrak gelir gider masraf işlerini hiç yabana atma. bunu ilk maddeye ek olarak düşünebilirsin tabi.

zibilyon tane toptancıyla veya tedarikçiyse işte ne haltsa çalışma. sağlam bi tedarikçin olsun. ama aynı zamanda yeri geldiğinde seni taşıyabilecek güçte biri olsun. kuvvetli firmalarla, sana esneklik gösterebilecek firmalarla çalışmak her zaman faydalıdır.

peşin çalışmaya gayret et. tamam yaptığın satışlarda insiyatif illa ki kullanacaksın ama mal alışlarında peşin çalışırsan toptancının gözündeki yerin çok farklı olur ve eline geçebilecek fırsatlardan haberdar edilirsin. unutma asıl karı mal alırken yapacaksın. alırken kazanacaksın. elinden geldiğince nakit dön.

daha bir sürü şey söylenebilir ama, en son ihtimal ihtiyaç anında camı kırınız modeli olarak el frenini nerede çekmen gerektiğini asla unutma. ve bundan da korkma.

girişimci olmak, kendi işyerine sahip olmak çok güzel şeyler. inan bana hiç bir işte bu tadı yakalayamayacaksın. inşallah her şey gönlünce olur.

hayırlısı diyelim.

(çok yazdım, çok klişe yazdım sanırım sıktıysam affola)
0
baharat
(28.01.16)
merhabalar, 4 yıla yakın bir cafe işlettim. çok farklı özel nedenlerle devrettim. genel olarak seninle deneyim olarak paylaşabileceklerim şunlar;

açacağın işyerinde ki bütün işlere hakim olduğunu ve gocunmadan yapacağını hissetmesi lazım personelin. örneğin aşçı sana kapris yaparsa ertesi sabah ve öğlen menüsünü çıkarabileceğini bilsin. veya temizlikçi kendisi nazlanıp işe gelmezse o tuvaleti temizleyeceğini, tabakları yıkayacağını idrak etsin. o zaman kaprisleri tavırları çok başka bir perdeden oluyor zira biliyor onlar olmasada işleyen bir sistem var. bunları yapmak zorunda kalmıyorsun zaten bunu bildikelri için.

ilk 6 ay için, personel giderleri, vergi vb giderler, kira, diğer sabit giderlere ilave olarak hayatını idame ettirecek bir para olmalı kenarda. yoksa çok zor işlerin oturması. ki sen buna benzer bir şey yazmışsın zaten.

günlük ciro biraz fazla olunca hemen işi kotardığını düşünüp gevşeme. günlük ciron, kiranın en az yarısı kadar olursa çekip çevirir orası kendisini.

bir önce ki madde sebebiyle en azından gün bazında ortalaman minimum kiranın yarısı olabilecek şekilde menü içeriği ve hizmet geliştirmelisin. sadece kahve ve kurabiye çeşitleri demişsin, ona istinaden yazdım bunu.

kullandığın malzemelerde abartıya gitme. tamam her şey şıkır şıkır olsn isteyeceksin ama bu gazla gidip sırf şık diye külçe veya yatak gibi sandalye seçme. ergonomik olsun yeterli. masalarda aynı şekilde, en kolay şekilde temiz gösterebileceğin malzemeyi seçmeye çalış. tabak-çanağım tarz olsun diye ortalama porsiyon ölçüsüyle dolduramayacağın kare-üçgen-beşgen artistik malzeme seçme. makineye yerleştirmesi, temizlemesi, dayanıklılığı gibi kriterlerinde olsun. harmanla bu kriterleri. sonra o tabağı dolu gösterebilmek için türlü şebeklikler yapmak zorunda kalırsın. en pahalı çatal bıçak alma, kaliteli ama hafif ve hatta orta boy çatal-bıçak kullan.

işin içinde üretim aşaması olan her iş, özellikle gıda çok risklidir. beklemiş ürünü satamazsın. bu sebeple menü içeriğini kombine edebileceğin (sallıyorum şu an; ana yemek-pilav-cacık) veya hızlıca indirime sokabileceğin şekilde seçmeye çalış. sadece su böreği vereceksen hayır biz illa ki aromalı uzakdoğu çayı satacağız deme yani farklı olcam diye.

orta halli semt olur. lezzettin ve hizmet kaliten iyiyse müşteri seni her yerde bulur. ben sanayide açacağım dediğimde herkes bana gülmüştü ama açtım yani, 3 ay içinde de arkada ki dükkanıda kiralayıp duvarı yıkıp birleştirmek zorunda kaldım yoğunluktan. iyi gözlemle. gözün kulağın hep boş dükkanlarda olsun. sakın devren kiralık bir yere bakma. o vereceğin hava parası ile sen zaten kendi müşteri kitleni oluşturursun.

müşteri ilişkileri kilit nokta. "sürekli müşteri" kavramına sonuna kadar inan.

son olarakta, benim devretme sebeplerimden biri buydu. allah korusun bir sağlık sorunun vesaire olduğunda o kasaya bırakabileceğin 1. derece güvenebileceğin yakınların varsa gir bu işe (anne,baba,kardeş, kuzen gibi). personelin istediğin kadar sana bağlı olsun, "el elin kayıp eşşeğini türkü söyleyerek ararmış" deyimini sonuna kadar yaşayacaksın.

aklıma başka bir şey gelirse yazarım. umarım faydası olur yazılanların ve başarılı olursun. iyi dileklerim seninle :) !

edit 1: jimicik + 1. kosgeb uygulamalı girişimcilik desteğini muhakkak araştırın. tam bu işlere göre.

edit 2: bir de rutin bir iş akışı planınız olmalı. örneğin tuzluk biberlikler her 2 günde bir kontrol edilecek. sandalyeler her salı silinecek. eksik malzeme listesi her cumartesi yapılacak. öğle yemeği ön hazırlıkları en geç şu saatte bitmiş olacak. her 10 günde bir dip köşe temizlik yapılacak. gibi gibi...böyle yaparsanız çok rahatlıkla kontrol altında tutabilirsiniz iş akışını.
0
Phoebe
(28.01.16)
Phoebe ne güzel anlatmış.
Benim bir arkadasim da 3 ay önce bir pastane açtı.iki kişiler biri pastaları yapıyor diğeri daha idari işleri. ama gün içinde ikisi de sürekli serviste.
Tuzlu işine girmediler. Içecek tatlı (serbetli tatlı yok daha butik seyler) ve sandviç veriyorlar.
Arada bir yer ama tutundu. Ne zaman gitsem kalabalık.
Phoebenin dediği gibi müşteri sizi buluyor nerede olsaniz da.
Size başarılar dilerim.
Hayalleriniz için ne güzel uğraşıyorsunuz. Size epey imrendigimi de itiraf edeyim ;)
0
balik kraker
(28.01.16)
biraz hibe/kredi gibi seyleri kovalamani oneririrm.
0
jimicik
(28.01.16)
(2)

Hafta sonu Ege gezisi önerisi hakkında

draconas
Arkadaşlar merhaba, Malum mevsim kış, Cennet yurdumuzda elbette gezilip görülecek çok yer var ama Ege bölgesinde genelde yaz döneminde canlı bir ortam söz konusu. Bu nedenle benim aradığım daha çok kışın da canlı olan, gezilip, eğlenilecek bir yer. Umarım ifade edebilmişimdir. Bu hafta sonu için (16
Arkadaşlar merhaba,

Malum mevsim kış, Cennet yurdumuzda elbette gezilip görülecek çok yer var ama Ege bölgesinde genelde yaz döneminde canlı bir ortam söz konusu. Bu nedenle benim aradığım daha çok kışın da canlı olan, gezilip, eğlenilecek bir yer. Umarım ifade edebilmişimdir. Bu hafta sonu için (16-17 Ocak 2016 için yani) İzmir’den hareket edeceğim. O sebeple Ege bölgesi içinde kalmayı ve çok fazla da iç Ege’ye kaymadan (yani iç Ege'den kastım İzmir'den çok fazla uzaklaşmadan, yoksa yön farketmez. Merkezi İzmir düşünüp Kuzey, Güney, Doğu her yönde tavsiyeler olabilir.) bir hafta sonu gezisi yapmak istiyorum. Gideceğim yerde 1 gece konaklamayı planlıyorum. Eşimle birlikte gideceğim. Bu gezi için önerileriniz nedir? Nereye gidilir? Nerede kalınır? Nerede, ne yenilir? Var mı tavsiyeniz?

Teşekkür ederim.
0
draconas
(15.01.16)
müze vesaire seviyorsanız efes tarafına gidebilirsiniz, hem ulaşımı kolay, hem mesafe kısa çok zaman kaybetmezsiniz.

yok biz sakin bir kasabada takılalım derseniz günübirlik foça veya urla yapabilirsiniz. foçaya giderken kozbeyli köyüne de uğrayabilirsiniz.

bir yerlere yetişmeyelim bakalım izmir'de neler var derseniz o zaman size ayrıca yazmam gerek kendi sevdiğim ara sokakları, eski mahalleleri falan. çoğu insan izmir'de bir şey yok diyor ama benim için soğukkuyu gayrimüslim mezarlığı bile gidilip gezilecek bir yer.

nelerden hoşlandığınızı yazarsanız daha pratik olur sanki.
0
Phoebe
(15.01.16)
Kış olduğu için sıkıntı. Yani demek istediğim yaz olduğunda her yerde tesisler aktif. Kalkıp örnek veriyorum bu dönemde Akyaka'da heryer kapalıdır. Saklıkent vs yerlerde aynı durumdadır. Benim gitmek istediğim yerler tamda şu anda kışın aktif olan/olabilecek yerler. Örneğin yazın ortasında Uludağ'a gitmek Nasıl pek tercih edilmezse Ege'de de yazlık yerler pek tercih edilmiyor. Tesisler ya kapalı oluyor ya da personel eksiltiyor.

Zaten İzmir de yaşıyorum. Bu nedenle Foça, Urla vs İzmir civarı her yeri gezdim. Önümüzdeki hafta içi senelik izin kullanacaktım. Öyle olsa Sapanca, Abant, Uludağ vs yardıracaktım. Şimdi eşim izine çıktı benim *bne patron yan çizdi benim izini kaynattı. Yoğunluk falan filan Dedi. Kaynadı. Bu nedenle en azından hafta sonu bu tarz bişeyler yapalım dedik.
0
🌸draconas
(15.01.16)
(5)

aras kargonun bana teslim etmediği üründe hasar olması

Phoebe
sanalpazar'dan ısıtıcı aldım, aras kargo ile gönderdiler. kargo takip numarası ile kontrol ettiğimde kendisine teslim edildi yazıyordu ancak bana hiç bir şey teslim edilmemişti. şube hiç bir şekilde telefonlarını açmadı. çağrı merkezi ile 1 hafta cebelleştikten sonra dün beni arayıp kargonuz apartma
sanalpazar'dan ısıtıcı aldım, aras kargo ile gönderdiler. kargo takip numarası ile kontrol ettiğimde kendisine teslim edildi yazıyordu ancak bana hiç bir şey teslim edilmemişti. şube hiç bir şekilde telefonlarını açmadı. çağrı merkezi ile 1 hafta cebelleştikten sonra dün beni arayıp kargonuz apartman görevlinize teslim edilmiş, isim yanlış girilmiş dediler. dün ben aldım paketleri ve paketlerden biri iyice ezilmiş, içinde ki ısıtıcıda ufakta olsa zarar görmüş. üstelik apartman görevlimiz hayır 6 ocakta değil, daha bu cumartesi 9 ocakta getirdiler, yalan söylüyorlar, üstelik almak istemedim zorla bıraktılar diyor.

satıcı kontrol edip almalıydınız, satış sözleşmemizde de bu uyarı var diyor. kargo çağrı merkezi o anda tutanak tutturmalıydınız diyor, izah ediyorum kayıt tutmaktan başka bir halt etmiyorlar. şube tabii ki telefonları hiç açmıyor vesaire vesaire...

nerdeyse 10 gündür bu konuyla uğraşıyorum ve delirmek üzereyim. şubeye direkt gidemiyorum çok ters bir istikamette. ne yapmak lazım? böyle bir şey yaşayıpta bak şöyle çözmüştüm tüketici haklarına göre diyen vardır umarım aramızda...
0
Phoebe
(13.01.16)
hasarlı olmasını geçtim. en başta senden başkasına teslim edemezler o kargoyu. buradan yardır ve işin peşini bırakma bence. sakin sakin. en sevdiğim şeydir böyle ibneliklerle uğraşmak.
0
tavish11
(13.01.16)
ben teslim almadım, teslim belgesini ibraz edin ya da ürün bedelini bana ödeyin diyeceksin. gönderen kişi kapıcının adını yazacak değil ya, uğraşırsan sonuç %100 senin lehine olur.
0
animalman
(13.01.16)
sana teslim ettiklerine dair belge iste. onlar uğraşsın ondan sonra
0
argent dawn
(13.01.16)
zaten twitterda falan yazınca ancak dönüş yaptılar, normal şikayet kaydıyla dönmediler. bir daha arıyorum bakalım çağrı merkezini ve satıcıyı...

delirmek üzereyim.
0
🌸Phoebe
(13.01.16)
Aras kargo 31 Aralıkta kargomu "evde kimse olmadığı için" teslim etmedi, gel kendin al şubeden dedi. O gün bütün gün evde birileri vardı, ama Istanbul'da kar vardı ve kargo da kedi kumu olduğu için beyefendiler üşenmişler zaar. Aynı sizin gibi telefonlarıma çıkmadılar. Bir gün sonra posta kutumun üzerine "geldik bulamadık" kağıdı yapıştırmışlar ama ne tarih ne saat ne de kargo memurunun adı yok. Satıcı ile irtibata geçtim, başka bir kargo firması ile gönderdiler. Leş bir firma Aras Kargo.
0
SiyamkedisiZorro
(13.01.16)
(5)

mistik kokmayan tütsü var mı?

tolga asp
tütsücüde yüzlerce çeşit var ama sanki hepsi aynı kokuyormuş gibi geliyor bana. böyle hepsi mistik, gotik, kilise kokusu, hindistan tarzı şeyleri anımsatıyor.bunların oda spreyi gibi daha hafif koku yayan modelleri var mıdır?edit: tütsü alternatifi de önerebilirsiniz, maksat evin içinde ateşli bir ş
tütsücüde yüzlerce çeşit var ama sanki hepsi aynı kokuyormuş gibi geliyor bana. böyle hepsi mistik, gotik, kilise kokusu, hindistan tarzı şeyleri anımsatıyor.

bunların oda spreyi gibi daha hafif koku yayan modelleri var mıdır?

edit: tütsü alternatifi de önerebilirsiniz, maksat evin içinde ateşli bir şey yansın dursun öyle.
0
tolga asp
(12.01.16)
var.

misal vanilya
0
nucleon
(12.01.16)
Sunu da belirteyim onun sebebi cok yakman veya odanin cok ufak olmasi olabilir. Cam kokusu tavsiye ederim.
0
floydian
(12.01.16)
ağaç gibi kokanlar oluyor, çam falan. deniz gibi kokanlar da var sanırım onlar daha fresh. tütsücüde genel olarak aynı koku hakim olduğu için değişik gelmemiş olabilir dışarıda kokla istersen.
0
freya
(12.01.16)
hiç alıp denemişliğim yok bu arada, sadece satıcıların önünden geçerken aldığım kokudan dolayı böyle düşünüyorum.

ilk defa alıp deneyeceğim, birazda o yüzden tavsiye istedim.
0
🌸tolga asp
(12.01.16)
green forest ve rain forest favorim.
0
Phoebe
(12.01.16)
(8)

berlin gezisi

holydreamer
Barcelona ve roma ya gidip cok begenmis birisi olarak berlin'den zevk alir miyim? Gelecek yaz avrupa gezime buradan baslayabilirim. Guzel meydanlar, muzeler ve bira seven birisiyim. Ne dersiniz?
Barcelona ve roma ya gidip cok begenmis birisi olarak berlin'den zevk alir miyim? Gelecek yaz avrupa gezime buradan baslayabilirim. Guzel meydanlar, muzeler ve bira seven birisiyim. Ne dersiniz?
0
holydreamer
(08.01.16)
bence doğru tercih, köln de olabilir ama.
0
alcapon
(08.01.16)
valla bizim de bi berlin gezi planımız var, baya gezi kitabı okudum, wikitravel okudum çok içimi açmadı, yalan olmasın. ama zaten pek almanya sever bi insan olmadığımdan da olabilir.

gitmedim henüz, gidince belki fikrim değişir
0
la noix
(08.01.16)
berlin'i roma ve barselona gibi akdeniz ülkeleri ile karsilastirmak yanlis olur, kulvarlari cok farkli. ama müze ve birasever birinin sevmemesi mümkün degil. avrupa gezisi yapip berlin'i es gecmek ayip olur.
0
shi aila
(08.01.16)
Ne aradığına bağlı biraz bence. Güzel meydanlar, müze ve biraysa istediklerin bence seversin. Ama ben Almanya'nın ve Avusturya'nın Türk yoğunluklu şehirlerinde bunaldığım kadar hiçbir yerde bunalmıyorum açıkçası. Yerel halk sana turistten çok alamancı gözüyle bakıyor tipten dolayı, oradaki alamancılar da ölümüne akp'li zaten onlar da sana ters bakıyor. Sikeyim böyle şehri deyip en hızlı şekilde çıktım her zaman(Berlin'e gitmedim ama 7-8 şehir gezmişimdir Almanya + Avusturya'da, Berlin de farksızdır bence).
0
noluyo yaa
(08.01.16)
söylediklerine bakılacak olursa bence Berlin'i es geçme tam senlik. evet çok fazla türk var ama bu bir rahatsızlık oluşturmuyor bence ki zaten sen onlarla iletişim kurmak istemedikten sonra seninle direk iletişim kurmazlar. ama benim iletişim kurduğum bütün türklerin hepsi çok sıcak kanlı insanlardı, ama hep bir İstanbul'dan Berlin'e gezmeye mi gelinir abi tavrı vardı. sadece bu fikirlerine katılmıyorum, berlin çok güzel bir şehir, keşke fırsatım olsa da yaşasam diyeceğim şehirlerden birisi...
0
benim de soyleyeceklerim var
(08.01.16)
berlin cok guzel sehir +1

sehrin havasi roma'dan farkli tabi ama ikisi de kendi icinde guzel.
kesinlikle git. burgermeister'de hamburger ye benim icin.
0
jedilance
(08.01.16)
bizim merkez ofis orda, ne zaman gitsem alman iş arkadaşlarımız bizi muhteşem salaş ve keyifli jazz barlara götürüyorlar böyle ara sokaklarda falan, bayılıyorum :).

genel olarakta çok seviyorum ben berlin'i. beklentinize göre değişir ama müze ve bira dediyseniz zaten es geçmemelisiniz...
0
Phoebe
(08.01.16)
berlin abartılmış balon bir şehirdir :) şaka bir yana bana sorarsanız berlin pek de turistik bir şehir sayılmaz. sonuçta etkileyici bir mimarisi falan da yok aslen, ikinci dünya savaşını tüm şiddetiyle yaşamış olması nedeniyle. musemsinsel ya da museums island ingilizce adıyla gerçekten görülmeye değer ve gece hayatı biraz işte. yoksa neyi var allasen berlin'in o kadar yolu tepmeye değecek? mevzu bahis bira ise de yine özel bir durumu yok berlin'in almanya'nın herhangi bir yerinden.
0
bosver nicki
(08.01.16)
(5)

kitap ismi bulmak için yardım

Phoebe
yanlış hatırlamıyorsam opera sanatçısı veya entelektüel bir kadının hayatından kesitlerin anlatıldığı, lezbiyen yönelimi olmasına rağmen hem sosyal statü olarak düşük gördüğü hemde yönelimini gizlemek için bir türlü açılamadığı bir kadınla ilgili kendi iç konuşmalarının yer aldığı bir roman vardı, y
yanlış hatırlamıyorsam opera sanatçısı veya entelektüel bir kadının hayatından kesitlerin anlatıldığı, lezbiyen yönelimi olmasına rağmen hem sosyal statü olarak düşük gördüğü hemde yönelimini gizlemek için bir türlü açılamadığı bir kadınla ilgili kendi iç konuşmalarının yer aldığı bir roman vardı, yazarı erkekti diye hatırlıyorum ama ne kitabın ne yazarın ismini hatırlayamadım. hangi kitaptan bahsettiğimi bilen var mı?
0
Phoebe
(08.01.16)
Selim İleri'nin Yarın Yapayalnız kitabı olabilir mi?

www.dogankitap.com.tr
0
psychedelic dreaming
(08.01.16)
çokkk teşekkür ederim gerçekten, bütün gün kafayı yedim bunu hatırlamak için, selim yerine semih diye hatırlayıp bir sürü araştırma yaptım :).
0
🌸Phoebe
(08.01.16)
Rica ederim.
Eşcinsellik üzre birkaç kitap tavsiyesinde de bulunabilirim:

Jean Genet - Çiçeklerin Meryem Anası
Mehmet Murat Somer - Peygamber Cinayetleri
Arslan Yüzgün - Mavi Hüviyetli Kadınlar
Gore Vidal - Kent ve Tuz
Patricia Highsmith - Tuzun Bedeli
Perihan Mağden - Ali ile Ramazan
Murathan Mungan - Üç Aynalı Kırk Oda
Mehmet Bilal - Adresinde Bulunamadı
0
psychedelic dreaming
(08.01.16)
madem öneri gelmiş ben de bir tane söyleyeyim izninle :)

james baldwin-giovanni'nin odası. hatta konu bile aynı ama ilgililer erkek bu kitapta.
0
denne
(09.01.16)
Havadan yeni bir okuma listem oldu, çok teşekkürler arkadaşlar :)
0
🌸Phoebe
(09.01.16)
(12)

pergamon müzesi-berlin

la noix
öncelikle önümüzdeki birkaç ay boyunca berlin soruları ile sizi bunaltabilirim, peşin peşin özürler :)şimdi bu pergamon müzesi'ndeki esas olay pergamon altar'ı 2019'a kadar kapalıymış. buna rağmen gidip görmek gerekir mi?önbilgiler:1. eşim müzeye daha önceden gitti.2. bergama'nın kendi ülkesinde yaş
öncelikle önümüzdeki birkaç ay boyunca berlin soruları ile sizi bunaltabilirim, peşin peşin özürler :)

şimdi bu pergamon müzesi'ndeki esas olay pergamon altar'ı 2019'a kadar kapalıymış. buna rağmen gidip görmek gerekir mi?

önbilgiler:
1. eşim müzeye daha önceden gitti.
2. bergama'nın kendi ülkesinde yaşıyoruz, açık hava müzelerinden gezmediğim az kalmıştır
3. berlin'de her dakikamız değerli olacak
4. 14 aylık bebeyle gidicez. müze kültürünü erken erken aşılayalım diyoruz
5. islam sanatıyla pek ilgilenmiyorum. gidersek antik eserler için gideceğiz
0
la noix
(06.01.16)
Bebeye muze kulturu mu asilanir yav buyuyunce dover sizi cocuklugumu yasayamadim ulan diye :(

Soruya cevap degil hunharca tik vermesen de kabulum yeter ki bebeyi rahat birakin :(
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.01.16)
@proletarier
danimarka'da müzede at gibi köpekler ve bebe arabasındaki 6 aylıkları görünce kıskanmıştım :D köpek yok ama bebe var :D

şaka bi yana bence süper keyifli oluyor. hele bazı müzelerin çocuk kısımları var, ben girip oynamamak için zor duruyorum
4 yaşındayken ana okulu bizi beşiktaş'taki denizcilik müzesine götürmüştü. pek bi olayı yok müzenin ama sırf bu sebepten en sevdiğim müzeler arasındadır :)
0
🌸la noix
(06.01.16)
Açıkcası ben Pergamon Müzesi'ni görmüş olduğum müzeler arasında çok üst bir sıraya koyamam. Bizden çalınıp gitmeleri gibi duygusal nedenleri çıkarıp objektif biçimde baktığımızda gitmesem de olabilirmiş seviyesine gelebiliyorsunuz. Sebebi ülkemizde çok daha zenginlerini doğal ortamlarında görebiliyor olmamız olabilir belki.

Berlin seyahatiniz sırasında yolunuzun Museum Island tarafına bir şekilde düşeceğini öngörerek "sıra yoksa girilebilir" şeklinde programınıza dahil edebilirsiniz.
0
Sandeman
(06.01.16)
@sandeman ben de aynı duyguları hissediyorum. bi de kabak gibi adını "bergama müzesi" de koymuşlar, o konuda da almanlara kırgınım :D
0
🌸la noix
(06.01.16)
pergamon altarı kapalıyken gitmenin pek gereği yok ama dedikleri gibi sıra yoksa gidebilirsiniz. Museum Island'da çok daha güzel müzeler var bana göre. hatta neues museum'da çok şahane dönemsel sergiler oluyor. nefertiti sergisine gitmiştim, çok güzeldi örneğin...

bu arada işim önemli ölçüde müzelerle. bu bizden çalmışlar dediğimiz eserlerin önemli bir kısmı bizden kaynaklı sebeplerle gitmiş. örneğin troya hazinelerini kaçıran Schliemann arkeolog bile değildir. tüccardır ve buna rağmen kendisine kazı izni verilmiştir. hatta Schliemann yarması adı verilmiş bir teknikle kazı yaptığı için, alt tabakadaki höyüklere önemli ölçüde zarar vermiştir. hazineleri kaçırdığı ortaya çıkınca şu kadar cezalısın denilmiş, o da o kadar değil şu kadar vereyim benim olsun diye yanıtlamıştır, bu talebi bizim devletimiz tarafından kabul görmüştür. metin yazarlarımıza iletmek için bana çok fazla ham metin ve bilgi geliyor müze müdürlüklerinden, ordan biliyorum bu hikayeleri :).
0
Phoebe
(06.01.16)
@phoebe kesinlikle haklısın. lisemde ufak çaplu bi müze var. eski mezunlar efesten, çatalhöyükten ordan burdan tarihi eser toplamışlar zamanında (izin var), öldükten sonra da liseye miras bırakmışlar. koruyamamışız, hala koruyamıyoruz. t.şklı birileri olsa tek tek geri almasını bilirdi onları :/

o zaman sana ileriki dönemlerde bazı şeyler için başvurabilir miyim özel mesaj yoluyla?
0
🌸la noix
(06.01.16)
IshtAr gate ve egesten goturme bir seyler var. bence guzel.
Asurlular vb hepsinden bir seyler var.
Ben ikinci kez gittim kasim 2015te, yine ayni heyecan :)
Ayrica hele de islam eserleri kismina girmeyecekseniz max 2 saate bitirirsiniz. Ayrica herkes bebekle geziyor (ama aglayan bebek gormedim)

Bir de hicbir muzeyi gidip gormek "gerekmez", ilginiz varsa siz gidip gorursunuz.
0
kuehles blondes
(06.01.16)
@kuehles zaten antik şeyler ilgimi çektiğinden soruyorum, burası mı yoksa ilgimi çeken başka yerlere mi öncelik vermeliyim diye, berlinde 4 sene geçirmeyi planlamıyorum sonuçta. esas öyle laubali bi cevaba "gerek yoktu"
0
🌸la noix
(06.01.16)
ne zaman istersen, hatta türkiye'ye geldiğiniz zamanlarda da seve seve bilgi paylaşırım :).
0
Phoebe
(06.01.16)
ben de bu yaz gittim, altarı göremediğim için baya üzülmüştüm ama yukarıda dendiği gibi ishtar gate ve diğer babil, akad, asur eserleri de görülmeye değer, boşuna gitmişsiniz gibi olmaz yani. benim en çok sevdiğim müze doğal tarih müzesi olmuştu ne kadar ilginizi çeker bilmiyorum. çocuğunuz biraz daha büyük olsaydı onun çok hoşuna giderdi diye tahmin ediyorum.
0
peki madem
(06.01.16)
@peki madem natürkunde'ye gidicez bi de hayvanat bahçesine gidicez. ben ayrıca gemaldegalerie'ye gitmek istiyorum. eşim de parlamentoya girmek istiyor. ayrıca dışarıdan görmekle yetineceğimiz yerler var listede. kısa süreli gidince bazı şeyler öncelikli oluyor :)
0
🌸la noix
(06.01.16)
hatırladığım kadarıyla 2 yada 3 gün geçen bir müze passları var.Onu almanı öneririm.Altar kapanmadan önce 2014 yılında gitmiştim ben.Altar kapandıktan sonraki yoğunluk durumu nedir bilmiyorum ama ben ilk gün öğleden sonra gittim ve kuyruktan giremedim.Ertesi gün sabahın köründe gidip girebilmiştim.Pergamon tüm Almanyada en çok ziyaret edilen müzedir.Müze pass da alırsanız şöyle bir bakarsınız.Bana sorarsan Altar dışında bir olay yok.

Ben size Yahudi müzesini tavsiye ederim.Yahudi külürüyle ilgili aklına gelecek her şey mevcut. Ben 5-6 saatte zor çıktım gözüm arkada kaldı.Yahudi müzesi geç bir saatte kapanıyor bazı günler akşam 20:00'de kapanıyordu yanlış hatırlamıyorsam.
0
turkuaz
(06.01.16)
(8)

Gönüllü müsünüz?

su olsam ates olsam
Sevgili gönüllüler, gönüllü olmak isteyenler;Hangi sosyal yardım kuruluşunda gönüllü olarak yer aldınız/alıyorsunuz? Ya araştırıp edip "zamanım olsa şurada gönüllü olmak isterim." dediğiniz bir vakıf/dernek vb var mıdır?Daha çok çocuklarla olsun istiyorum aslında. Aklımda haftada 1 gün çocuklara ori
Sevgili gönüllüler, gönüllü olmak isteyenler;

Hangi sosyal yardım kuruluşunda gönüllü olarak yer aldınız/alıyorsunuz? Ya araştırıp edip "zamanım olsa şurada gönüllü olmak isterim." dediğiniz bir vakıf/dernek vb var mıdır?

Daha çok çocuklarla olsun istiyorum aslında. Aklımda haftada 1 gün çocuklara origami dersi verip sene sonu origami müzesi açmak geldi. Bunu gerçekleştirmeye imkan sağlayacak bir yer var mıdır mesela? Toplum gönüllülleri vb de sabit dersler üzerinden mi gidiliyor nasıl olur?

Yer: İstanbul

p.s: içinde bu kadar gönül geçerken, gönül işlerine koymasam olmazdı :)
0
su olsam ates olsam
(02.01.16)
Losev iyidir, zamaninda gitmistim, zamanim olsa tekrar giderdim.
0
fakyoras
(02.01.16)
greenpeace ve unicef gönüllüsüydüm. toplum gönüllülerine kardeşim geçen hafta gönüllü olmak için gitti ama grup dağılmış mı bir şey olmuş. ya da sadece liselileri ilgilendiren kısımla alakalı bir eylemsizlik de olabilir bilemiyorum. bence nerede gönüllü olursan ol oldukça zevkli bir iş. bir de benim çocukluktan kalma bir akut gönüllüsü olma hevesim vardı. hala durur öyle.
0
ruhen hastayim ben
(02.01.16)
o kadar çok yer var ki, hangisini saysam:))

çocuklarla origami çalışmak istiyorsanız;
zihinsel engelliler için çalışan akadaşlar var, çocuklar plastik şişe gibi atık malzemeler, kağıt seramik çamuru vb şeylerle bir şeyler üretiyorlar, sonra onlar satılıyor, emeklerinin karşılıklarını alıyorlar. çok güzel.
çydd nin eğitimevleri projesi var, genç yaşlı herkes bilgisine becerisine göre katkıda bulunuyor. el becerileri sınıfı her eğitimevinde var.
bağlı bulunduğunuz belediyenin sosyal işler servisiyle görüşebilirsiniz. belediyelerin bir çoğu benzer çalışmalar yapıyorlar stk gönüllüleriyle ortaklaşa. siz de el verirsiniz.
hastanelerin onkoloji servisinde yatan çocuklarla yapılan çalışmalar var.
ben izmir'deki çalışmaları biliyorum, istanbul için şuraya git diyemem ama orada da olduğunu duyuyorum.
origami dışına da taşarım derseniz;
görme özürlüler için sesli kitap projesine katkıda bulunbilirsiniz, işitme engellilerin toplumda günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için işaret dili öğrenip öğretilmesine katkıda bulunabilirsiniz.
açev bu sene ara verdi ama önümüzdeki yıl tekrar eğitmen yetiştirecek sanıyorum. açev eğitimlerine katılıp okuma yazma bilmeyen kadınlara okuma yazma öğretebilrsiniz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.16)
ücretsiz programlama dersi için gönüllü olmak isterdim.
0
selam
(02.01.16)
KAÇUV iyidir.
0
rivulet
(03.01.16)
bulunduğunuz ilçede kent konseyi varsa gidin katılın gönüllü olarak. kent konseyleri salon insanlarına bırakılmaması gereken yerler, çok net söylüyorum. daha genç, daha farklı bakış açısı için oralarda kararlılıkla bulunmak lazım. şu verdiğiniz etkinlik örneği bile onların düşünmeyeceği bir şey.
0
Phoebe
(03.01.16)
tegv e git kesinlikle. hem bir şeye katkıda bulunuyosun hem de sana katkıda bulunulduğunu hissediyosun.ortam da iyi
0
damlaya damlaya gol olur
(04.01.16)
Ben 2 sene UTOG( Uludağ Ünv. Toplum Gönüllüleri) ' da çalıştım. Neredeyse her bölgede örgütlenmesi var. Merkezi Eminönü'nde.
Ama TEGV isteklerinize cevap verebilecek düzeyde. Ama TOG'da fena değil. Çocuklarla çalışabildiğimiz 3 proje vardı biri Küçük Melekler lösemili çocuklarla çalışıyorduk. Aynı Gökyüzüne Bakıyoruz projesinde de ceza evinde yetişen çocuklarla çalışıyorduk. Bir de Rüzgar Gülleri var. O da otizmli çocuklarla çalışan bir projeydi. İllerde isim farklı olabilir ama temelde amaç aynıdır.
0
masumiyetmuzesibekcisi
(09.01.16)
(21)

sevgili ile iletişim sorunu

manuel mandalina
erkek arkadaşımla gün içinde acil bir durum yoksa haberleşmiyoruz. bu durum benim canımı sıkıyor. işte detaylar:4-5 aydır birlikteyiz, yaşlar 30+. ben haftada 6 gün 5'e kadar çalışıyorum, ayrıca lisansüstü eğitime devam ediyorum. erkek arkadaşım haftada 5 gün 7-8'e kadar çalışıyor işi benimkine göre
erkek arkadaşımla gün içinde acil bir durum yoksa haberleşmiyoruz. bu durum benim canımı sıkıyor. işte detaylar:

4-5 aydır birlikteyiz, yaşlar 30+. ben haftada 6 gün 5'e kadar çalışıyorum, ayrıca lisansüstü eğitime devam ediyorum. erkek arkadaşım haftada 5 gün 7-8'e kadar çalışıyor işi benimkine göre daha stresli, benim ise işten kalan vakitlerimi çoğunlukla okulla ilgili çalışmalar alıyor. hafta içi -özel bir program yoksa- en fazla bir gün, haftasonu ise bir tam gün görüşebiliyoruz. ben gün içinde messengerdan bir kaç cümlelik bişeyler yazıyorum, daima cevapsız kalıyor. telefonla konuşma sayımız günde ya da iki günde bir, o da çok yüzeysel. geçen gün arama kayıtlarından baktım, 3 günde toplam 12 dk konuşmuşuz, yüzyüze de görüşmemiştik.

yüzyüze görüştüğümüz zamanlarda iletişimimiz iyi. ancak hafta içi yukarıda açıkladığım uzun ara durumlarında ben arıza çıkarmaya meyilli oluyorum. bana göre ilişki paylaşmak demek, ancak gün içine yaşadığım şeyleri onunla paylaşma imkanım olmuyor bu durumda. fazlasını talep eder konuşmalar yaptım, ancak sonuç alamadım, çoğunlukla yoğunluğu sebep gösteriyor.

bazen gün boyu yaşadığına dair hiçbir belirti görmeden akşam oluyor. yatmadan önce 'naber, hayatta mısın, hiç sesin çıkmadı?' tarzı bir msj atıyorum. 'işim vardı vs. ama sen de aramadın ki' dediği çok oluyor. hal böyle olunca ben kendimden şüphe eder oldum. dağa küsen tavşan mıyım, fazla beklenti içinde miyim? sizce durum ne?

ilginize şimdiden teşekkürler.
0
manuel mandalina
(30.12.15)
@onu iyi dedin, cinsiyetiniz nedir?
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
sen daha dolu bi ilişki istiyosun oda biraz daha rahat. 4-5 ay iyi dayanmışsınız. ilk zamanlardan beri iletişim periyodunuz böyleyse çok normal ama bi süre sonra cicim ayları geçince erkek tarafı salmaya daha müsait oluyor. sen derdini söylemişsin, bence bırak bi süre daha izle onu. eğer orta bir yol bulamıyorsanız çokta zorlamanın alemi yok diye düşünüyorum.
0
bruceandwayne
(30.12.15)
buradaki duyuruları okurken, özellikle yoğun çalışan erkeklerin kadınların iletişim taleplerine karşı haklı eleştrilerine çok denk geldim. bu nedenle amacım biraz dışarıdan yorum almak.

@bruceandwayne, ilk zamanlardaki iletişimimiz daha iyiydi sanıyorum. gerçi ilişki henüz rutine girmeye başladı ve ben genelleme yapabilir hale geldim.
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
her akşam yatmadan önce ara, zamanla alışır o da aramaya başlar.
0
peggy
(30.12.15)
işte büyük resmi görmek lazım :) çokta düşünüp hesap yapmaya gerek yok aslında, sen bişey istiyorsun, o biraz daha başka bişey veya her ne ise. bunu ara ara hatırlatmalısın, ortak bir paydada buluşuncaya kadar. dediğim gibi olmuyorsada dünyanın sonu değil.
0
bruceandwayne
(30.12.15)
Aynısı başıma gelse arıza çıkarırım. Hiçbir yoğunluk, sevgiliye iki dakika ayırmamaya sebep olamaz. Sevgi kısmını bi gözden mi geçirsek ne?
0
devilred
(30.12.15)
Yoğunluk= Bahane.
E sen de aramadın = Suçu üzerinden atma hamlesi.
Yaşadığından bile emin degilim gün içinde haberleşmiyoruz diyosun. Kendi açından düşün demek sen o gün allah korusun yolda kaza geçirsen ölüp gitsen adamın umrunda degil. Senden haberi bile yok. Deneyimlerime ve görüp duyduklarima dayanarak bu ilişkiden fazla beklentili olmamani öneririm. Sana işinden gücünden daha fazla vakit ayırabilen biriyle olmalısın.
0
buzbebek
(30.12.15)
normal değil.

istediği kadar yoğun olsun gün içinde eyvallah ama işten sonra da seni özleyip seni arayıp sormuyorsa sıkıntı var demek.

gün içinde de ne kadar yoğun olursan ol, üç beş mesaj hal hatır sorma bilmem ne olur. akşam da işlerini halleder bi arar sorarsın.

tamam her akşam yarım saat bi saat konuşulmaz, kendine zaman ayırmak ister ama onun dengesini tutmak zor değil.

zaten konuşmuyorsa, merak etmiyorsa çok da önemsemiyor demektir.

yaşadık, öğrendik maalesef.
0
jugador
(30.12.15)
@onu iyi dedin, faydalı olur, sağolun.

@bruceandwayne, ben ara ara hatırlatıyorum ama iletişim seviyemiz az olunca her görüştüğümüzde bununla ilgili dırdır eder pozisyona düşüyorum sanırım.

@devilred, yoğunluk konusunda ben aynı fikirdeyim ama o değil sanıyorum, ki sorun da bu noktada.. kafası rahat olunca dönmek istiyor sanırım ama o rahatlık gelemeyebiliyor. örneğin dün halı saha günleriydi, gün içinde bişeyler yazdım, havadan sudan bişey, 'çok yoğunum bakamadım, kusura bakma' yazdı. akşam işten maça koşturuyor, maçtan çıkınca da arkadaşlarıyla takılıyorlar. bugün bu saat oldu halen ses yok..
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
@peggy, onu yapmaya çalıştım ama sonuç vermedi.

@buzbebek, haklısınız. bunu pek çok kez örnekleyerek açıkladım ama sonuç vermedi. çünkü kendisi yaz aylarında motor kullanıyor, ses çıkmadığı durumlarda 'beni merak etmiyor'dan çok, 'başına bişey mi geldi' derdindeyim.

@jugador, "gün içinde de ne kadar yoğun olursan ol, üç beş mesaj hal hatır sorma bilmem ne olur. akşam da işlerini halleder bi arar sorarsın." beklediğim tam da bu aslında. eski erkek arkadaşlarımla bazen bana yazdığınız kadarı bile fazla geliyordu. telefonu, mesajlaşmayı falan çok seven biri değilim esasen. ama kısıtlı görüşünce sanırım telefonu sık sık kontrol eder oldum.
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
arkadaşlar fikirleriniz için çok teşekkür ederim. dediğim gibi bazen bu işin normali ne idi, ben mi abartıyorum diye çok şüphede kalıyorum. kafamın netleşmesine çok yardımcı oldunuz.
dilerim sevgiliniz sizi çok sevsin, bayıltana kadar arasın :P
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
Darlama adamı.
0
bigbadabum
(30.12.15)
aynı şekilde davranan erkek tarafı olarak şöyle söyleyim, işi gerçekten stresli olabilir, işyerinde telefonla oynaması hoş karşılanmıyo olabilir, keza arayınca da rahat konuşamıyo olabilir.

benim için tüm bunlardan önemlisi ise işle sevgiliyi birbirine karıştırmamak. gün içinde yaşadığın boktan durumlar, patronun tafrası, iş arkadaşının yavşaklığı vs. arasında işle bu konuşmaları mesajlaşmaları ayrı tutmak. laiklikte dinle devletin ayrı tutulması gibi.

özetle darlama adamı.
0
confessions of an adman
(30.12.15)
İlişki yeni sayılır her şey normal. Bu rahatsızlığınızı güzel bir tonda dile getirin bence. Sizi anlayacaktır
0
lcha
(30.12.15)
gayet normal ve kabul edilebilir bir durumdasınız bence. abartmanın lüzmu yok. gayet ideal.
0
beyteper canavari
(30.12.15)
İşte kadın ve erkek arasındaki en büyük farklardan biri.

Kadın gün içinde yaşadığı şeyleri "hemen" paylaşarak o an yaşadığı duyguyu karşı tarafa da iletmek istiyor. Yaşadığı gerginliği, mutlu olduğu biriyle konuşarak azaltmak istiyor. Sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi işine geri dönecek.

Aynı anda tek bir işle meşgul olabilen erkek tarafının düşüncesi ise şu: "Esra bir dur Allah'ını seversen zaten ortalık karışık!"

Erkek o an ne hissettiğini paylaşmaz arkadaşlar, kızar/güler/yaşar geçer. Çok da kasmayın yani. Hatta şundan adım gibi eminim, sizin gibi paylaşımcı olsa daha çabuk sıkılacaktınız.
0
pulsartgr
(30.12.15)
@confessions of an adman, işi çok stresli, evet. yukarıdaki arkadaşlara paralel olarak durumumuzun normal olmadığını düşündüğüm halde, bu stres nedeniyle kendisi gibi davranamadığını düşündüğümden sabretmeye çalışıyorum.

iş ile sevgiliyi karıştırmama konusunda ise, bu bir tercih olabilir, saygı duyuyorum. benzer davrandığınızı söylediğiniz için soruyorum, iş dışı vakitler için sizde durum nedir? yazmanızda sakınca yoksa
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
maalesef yaşlar 30u geçince canımlı cicimli sevgili durumları erkek tarafı için daha zor.
bana kalırsa biraz anlayış gösterin.
0
Absinthe75c
(30.12.15)
@pulsartgr, yalnızca iş saatlerinde değil, akşam saatleri ve hafta genelinde haberleşme-görüşme durumundan da bahsettim sorumda. yoksa yazdıklarınıza büyük oranda katılıyorum.
0
🌸manuel mandalina
(30.12.15)
iş dışında aynı sizin gibiyiz, haftada bir maks. iki görüşebiliyoruz. ama gün içinde eve dönüp bi kendime geldikten sonra zaman ayırıyorum, o yazmazsa ben yazıyorum. pek telefonla konuşmayı sevmiyoruz o yüzden whatsapp web'den yürüyo.

ama bunu içimden gelerek yapıyorum, zorla ağzımızdan laf almıyoruz anlattığın gibi. eğer öyle hissediyorsan ruhu öküz olabilir:)
0
confessions of an adman
(30.12.15)
çok yoğun olabilirsiniz, çok başka başka işlerinizde olabilir, ama bir telefon açmak, arada bir iki kelime yazmak insanın içinden gelir zaten yahu. yoksa hayatımda biri olmasının ne anlamı var. çok beklenti içindesin diyenlere aldırma, normal bir duygusal beklenti içindesin, sen her saniye rapor versin, beni ilgi manyağı yapsın, aşkitom aşkitom diye kıçında dolaşsın istemiyorsun ki? normal, duygusal bir ilişkide zaten olması gereken bir durumdan bahsediyorsun. insan gerçekten ilişkideki partnerinden hoşlanıyorsa, seviyorsa zaten tutamaz kendini iş yoğunluğu ne olursa olsun, özler, canını sıkan bir konuyu paylaşmak ister, bir nefesini duymak ister vesaire...
0
Phoebe
(30.12.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.