"Senin öfken benim ateşime rüzgar olacak" diyor. Nesi mantıksız? Rüzgar ateşi harlar, kuvvetlendirir. Mangal yellemek gibi. Sen kızdıkça benim sana olan gıcığım daha da büyüyor diyor.

"Olacak" diyor, olmayacak demiyor. Yani mantıklı bir deyim, "senin öfken benim ateşimi harlayacak, daha da kızacak daha da bileneceğim" gibi. +1

Kesinlikle en iyi yerli silahlardan birisi.
Ama anlamam diyen birisi için biraz riskli olabilir, yanlış bilmiyorsam emniyet yok bu modelde.
Bu da şu demek, eğer silah taşımaya, nasıl taşınacağına aşina değilseniz kendinize ve çevrenizdekilere istemeden zarar verebilirsiniz.

Silah bulundurmak ve taşımak bir çok disiplini birden gerektiren, eğitim isteyen bir iş.

Bu silah konuda uzmanlaşmış, işi icabı kullanan, anında silahını kullanmaya başlaması gerekebilecek personel için biçilmiş kaftan.

Tümünü okur, izler, çalışırım derseniz olur ama diğer türlü, başlangıç için daha güvenli bir silah tercih edebilirsiniz.

Diğer yandan bu silahla ortalama bir vatandaşa göre oldukça fazla atış yapmış biri olarak diyebilirim ki 20 metre mesafede doğru atışlar yapmaya başlamanız için 2-3 gün bir bilenle çalışmanız yeterli olacaktır.

Fotoğraf makinesi gibi mübarek. :)

@mhm alternatif Canik tavsiyesi verebilir misiniz?

Ben uzun araştırma ve denemeler sonucu "canik tp9 sfx mete" aldım. tavsiye ederim.

Bu platform üzerine inşa edilmiş olan Combat modelini taşıyorum, bundan önceki tabancam da Glock 19 idi.

Modelde emniyet var, model ismi sonundaki -S takısı emniyeti ibare ediyor. Sanırım @mhm -S takısı olmayan emniyetsiz "TP9 SF Elite" modeli ile karıştırdı.

Ama bana göre emniyet hiç olmasa daha iyi, benim silahım olan Combat modelinde Türkiye satışlarında emniyet standart.

Bahsettiğim emniyet de tetik emniyeti, tetik korkuluğu üzerine yerleştirilmiş bir mandal.

Hiç sevmiyorum, hiç kullanmıyorum, bana göre hiç de mantıklı değil.

Son yıllarda geliştirilen ve dünyaca kabul gören tabancalara bakarsanız neredeyse tamamının emniyetsiz olduğunu görürsünüz, başta glock olmak üzere.

Tabi burada bahsettiğimiz manuel kurulan bir emniyet mandalının olmayışı, yoksa her firma kendi tasarımında farklı emniyet sitemleri kullanıyor. Bunların bir çoğu da iğne emniyetleri tabi ki.

Elbette bu bahsettiğim durum horozsuz, iğne vuruşlu tabancalar için geçerli. Çocukluğumdan beri hayranı ve aşığı olduğum Beretta F92 almayışımın en büyük nedeni "Eşek Kulaklı Emniyet Mandalı"dır

Neyse konuya dönelim, Canik (özellikle TP platformu) çok geliştirilen, her yeni sürümde bir önceki hata veya eksiklikler giderilen, sürekli kendini ileri taşıyan bir marka.

Amerika pazarında ciddi bir kitlesi var, Glock - Sig Sauer - Canik aşağı yukarı aynı paralara satılıyor.

Siyasi ve milliyetçi nedenlerden dolayı satışının yasaklandığı bazı eyaletlere (ya da tek bir eyalet, hatırlayamadım) dışarıdan ikinci el olarak getirip satan polis memurları vs var.

Ben silahı atım yatağı boş taşıyorum, Glock'u da böyle taşırdım. Mafya değilim, polis değilim, terör bölgesinde JÖH-PÖH değilim, kan davalım yok hamd olsun.

Namluda patlamaya hazır bir fişek olmasının benim için bir mantığı yok, çünkü Allah korusun bana silahın lazım olması gerekecek bir durum, silahla bir kaza yaşama ihtimalinden çok çok çok daha düşük.

Zaten ani bir durumda (bir kere başıma geldi) silahı çekmem ile mekanizmayı kurmam aynı saniye içinde oluyor, tek handikapı silahı tek elle kullanmak zorunda kalınca kurmak zor. Gerçi tactical tabanca olduğu için gez ile pantolon kemeri veya sert herhangi bir kenar ile kurulabiliyor.

Neyse konu çok dağıldı;

Canik güzel markadır, TP9 güzel seridir, sivil vatandaş için Elite serisi idealdir.

Ama benim tavsiyem bir de Berettanın Türkiye üretimi markası olan Stoeger'in STR-9 modeline de bak. Glock klonudur ve güzel bir tabancaya benziyor.

Direkt girişiyorum. Turbosuz benzinli otm.

Tek tık çeviriyorum.
Işıklar yanıyor.
Kemeri takıyorum.
Işıklar sönüyor.
Çalıştırıyorum.

ya da
Tek tık çeviriyorum.
Işıklar yanıyor.
Telefonu çıkarıyorum, şarkı / navigasyon vs.
Işıklar sönüyor.
Çalıştırıyorum.

tek tık çevirip kemer, navigasyon ayarı ışıklar sönünce marş

Peki bununla alakalı, kullanım kılavuzu bilgisi var mıdır? Tavsiye edilen hangisidir?

frene bas, çalıştır.

gaza basılıyken arabayı çalıştırıyorum desem yeridir.

kullanım kılavuzu göstergelerin tüm ayarlara gelmesini bekleyip ondan sonra çalıştırmanız gerektiğini söyler. kontağı açınca aracın muhtelif yerlerine elektrik gitsin, yakıt pompası çalışıp ilk yakıta yol versin, yağ pompası çalışıp yağlamaya hazır hale gelsin, marşa basınca da her şey hazır olsun. kılavuzun mantığı bu.

ben de arabamın ilk zamanlarında göstergelerin tamamlanmasını bekleyip çalıştırırdım. hatta kontağı açınca bir yerlerden vınnnn diye 2 saniyelik bir ses gelip sonra dururdu. hah derdim ki "bak bir şey elektriği alınca hazır konuma geçti". şimdi anahtarı takar takmaz çevirip çalıştırıyorum.

2 yıl önce aldığım corolla anahtarsız olduğu için zaten bir tık çevirme gibi bir durumu yok. frene basıp power'a bastıktan sonra göstergeler önce açılıp sonra toparlanıyor. lakin bir noktaya gelene kadar da vites P'den çıkmıyor, o toparlanmayı bekliyor, yürüyüp gidemiyorsun.

Yazın beklemem basar çalıştırırım, kışın 1-2 saniye beklerim. Hatta aşırı soğukta kontağı açar 1-2 sn bekler, sonra kapatır tekrar açarım ki kızdırma bujileri iyice kızışsın. Dizel araç için geçerli tabi ki bu.

beyaz gres. benim eski philips multigroomda vardı. düz vites otobilin vites kolu çanağında da görmüştüm.

Bende bu yağın mucizesini merak etmiştim, bu yağ varken cihaz uçuyordu hatta birçok Philips cihazı kullanan bu yağ bittikten bir çok cihazda anormallik var diyordu.

Aslında tam adı silikonlu gres olması lazım, ama piyasada beyaz gres olarak biliniyor +1

Ama sanayide kullanılan sarımsı olan değil (kırmızıyı zaten herkes bilir)

Temiz kalması gereken genelde iç mekan mekaniklerinde kullanılır, işte arabada direksiyon göbeğinde, hareket eden kalorifer düğmelerinde mekanimalarında vs

Sürekli Almanya başta olmak üzere Avrupa'dan gelip giden ve küçük parçalar dahil eşya nakliye kargosu yapan firmalar var, panelvan minibüslerle gidip geliyorlar. Onlardan birine ulaşırsan şöför alıp getirir büyük ihtimal ile.

Bir firma vardı daha geçen gördüm ama adı neydi? Paleks miydi Polex miydi öyle bir şeydi.

Edit: Polexs - eu transportmuş adı.

sığar tabi bu da sığmazsa at o aracı

bir ihtimal pandizotu çıkarmanız gerekebilir.

100x100x100 bile sığabilir.

genişlik ve derinlik 100 kesin sığar, yükseklikte belki 80-90 kalabilir. o da koltuk yatmadan, koltuk yatsa dana bile sığar o araca.

Sizin ölçülerde en az 2 koli sığar o aracın bagajına.

"Haberlerde şiddetli yağmur, fırtına beklendiği söylendi" demek ki günlük güneşlik olacak.

Bu gece sabaha kadar yağış ihtimali yüksek diyor Meteoroloji, öğlene kadar yağış yok ama hava kapalı, saat 15 - 18 arası yağmur ihtimali yüksek, ondan sonra yok geceye kadar.

Linki göremedim ama ABD'deki bir çok mutfak aleti sadece 120 V ile çalışıyor. Dolayısıyla voltaj dönüştürücü edinmeniz lazım. O da uzun vadede size çok sağlıklı bir çalışma performansı göstermeyecektir.

Edit: Linki şimdi gördüm eğer cihazda 120-240V yazıyorsa linkteki işe yarar.

Linkteki ürün sadece fiş tipini dönüştüren bir adaptör.

Voltaj ile ilgili asla bir müdahalesi yok.

ABD'den gelen ürün elektronik bir ürün ise yüksek ihtimal "input 100-240 volt" gibi bir ibare vardır ve çalışır.

Ama elektronik değil de içinde motor barındıran elektrikli bir ürün ise sadece 110 volt ile çalışır, onun için de voltaj düşürücü bir regülatör lazım.

Çok teşekkür ederim ikinize de.
@John Bloor
Bizim ürün stand mikser. Aşağıdakinin aynısı.
www.amazon.com

sizin söylediğinizden voltaj düşürücü gerekli olduğunu anlıyorum. Elektrik bilgim ampul değiştirmenin ötesinde olmadığından mazur görün. Voltaj düşürücü diye arattığımda aşağıdaki gibi hiç görmediğim şeyler çıkıyor:
www.amazon.com.tr

Bu şeyler direkt internetten alıp kullanabileceğim şeyler mi, yoksa bir servistir, elektrikçidir bulmak mı gerekir?
Teşekkür ederim yine.

ilk yolladığın link mekanik adaptör sadece. macbook veya telefon şarjı gibi giriş seviyesi 95-265 volt arası olan cihazlar için. sendeki cihaza bağlarsan cihazın yanar.

diğer yolladığın link ise dc/dc dönüştürücü konuyla hiç alakası yok.

ihtiyaç duyduğun ürün ise 220/110 volt dönüştürücü. bu alet mecburen trafolu ve ağır/pahalı bir cihaz olacak. gücü de sizin mikserin gücünden bir %20 fazla seçilmeli. mesela mikser 800w ise bu dönüştürücü 1000w gibi olmalı.

not: mikser 500w gücündeymiş bu durumda min 500w tercihen 600w veya üzeri bir dönüştürücü seçmelisiniz.

öncelikle cihazın etiketine bakın 120~240 yazıyorsa postunuzdaki fiş işinizi görürü.
Eğer etikette sadece 120 yazıyorsa (büyük ihtimal öyledir) o zaman aşağıdaki gibi bir ekipman almanız lazım. Bunu alırkende cihazın kaç Watt güç çektiği önemli. Bu değeri de cihazın etiketinden okuyabilirsiniz.

www.amazon.com.tr

amazon linkinde ki ürün 120VAC 500W gözüküyor, bunun için 110VAC-220VAC çevirici almak gerekir, ancak 500W üzeri bir çevirici ayrı bir mikser ebatlarında birşey olacaktır, bu şekilde kullanır mısınız, ona karar verin.

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

Maalesef tuğla gibi ağır ve büyük bir dönüştürücüye ihtiyacınız var, verdiğiniz dönüştürücü elektronik ürünler için "DC to DC", sizin işinize yaramaz.

Yerli malı olan dönüştürücüler var, onlardan alabilirsiniz.

Mesela;

www.yesilkoyelektronik.com

www.hepsiburada.com

Şu linkte manueli var. 120V olduğu ve dönüştürücü ile kullanılmaması gerektiğini yazmışlar. Ha belki yine de sorunsuz olarak çalışır, kesin bilmek zor.
www.cuisinart.com

90'lara gerek yok, hala aynı müzikler çalıyor o oyuncaklarda. Evet hala satılıyolar :)

Hatta melodiyi mırıldanabilirim şu an dilimin ucunda, evde çocuğun oyuncak sepetinde olmalı bir tane, akşam bakarım unutmazsam.

Elinde direksiyon olan biri kaydedip yuklerse amme hizmeti yapmis olur :) Benim de kafama takildi simdi

Şunu buldum ama müzik tuşuna basınca çalan şarkı bizim bildiğimiz şarkı değil;

www.youtube.com

@john bloor Evet bizim zamanımızdaki müzikler değil bu. Benim de dilimin ucunda :) duysam güzel bir nostalji duygusu yaşayacağım.

@mirafiori arkadaşa katılıyorum. Biri YouTube’a yüklese baya izlenme alır gibi geliyor bana içeriğe göre. :)

bir değişiklik olmadıysa: adayın ysk ya başvurusundan sonra imza vereceklerin ilçe seçim kurullarına gidip imza vermesi gerekiyor. türkiye'de özellikle seçim gibi bir konuda kimse güvenemez dijital şeylere

Alıntı;

"Cumhurbaşkanı olan kişinin milletvekili adayı olamayacağını düzenleyen teklife göre, 100 bin imzayla aday olacak kişi YSK’ye bizzat başvuru yapacak. Destekledikleri aday için imza atacak seçmenler de bizzat kayıtlı oldukları ilçe seçim kurullarına giderek işlemlerini yapacak."

Aday kendisi stand açıp imza toplamayacak tabii ysknın birimlerine başvuru yapılıyor da sorunuzu görünce ben de açıp baktım;

6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 8/A Maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenmiş. Ordan okuyabilirsiniz.

kadıköy de ayakkabıcıya götür

Ayakkabıda renk değiştirmek biraz tecrübe ve doğru ürünler ile mümkün, öyle siyah boyayı kırmızı üstüne sürerek olmuyor maalesef.

Hatta kahve ayakkabıyı bile siyah boya sürsen siyah olmuyor, kapatmıyor asıl rengi.

Önce deri üstünden kırmızıyı sökecekler, sonra uygun boya ile siyaha boyayacaklar. (normal ayakkabı boyası değil)

Yani ayakkabı kaliteli ise kesinlikle lostracıya götürün.

Bence bu saydıklarınız kablo, scart vb. kaynaklı, cihazda sorun olsa normalde de yayın alamazsınız. Kabloda kırık, scart girişte temassızlık vb. var mı, önce bunları kontrol edin derim.

Cihazdaki tüm kabloları çıkarıp bi gözle kontrol edip tekrar takın.

Uydu antenden gelen kablonun ucundaki connector soketin doğru takıldığına emin olun, gerekirse çıkarıp kabloyu 2 cm kesip tekrar geri takın (bilmiyorsanız youtube bakın)

Yüksek ihtimal ile kablolarla alakalı bir durum.

sorunuza cevap degil ama ev sahibi o kadar ciddi bir uyarida bulunmus ve dinlememissiniz ki, kullanmayinca pas akan musluktan kullanildiginda surekli temiz su mu akacak belli ki tum tesisat olmus. normalde yasanilabilir durumda olmayan bir yer haline gelmisse sorumlulugun ev sahibine aittir, ancak bu saatten sonra bu is cok zor gorunuyor, yeni ev bakmaya baslayin, o surecte de ev sahibine yaptirmasi icin zorlayin bakalim ne olacak.

Adam da emlakci da uyarmis. Manasi yaptirmam isine gelirse kirala demek simdi evi kiralayip durumdan sikayet etmek neden? Ortada yalan beyan yok birsey yok.
Avukat degilim yasal durumu bilmem ama yaptigin etik degil.

İnsanlar da bir değişik ha. Ev sahibi söylemiş böyle durum var demiş sen neden taşındın o zaman. Hele küçük çocuk var sen neden taşındın.

Tam şark kurnazı ha, ucuz diye taşındı şimdi de bir şeyler tırnaklamaya çalışıyor aklınca.

Neyi yaptırıyorsun bir de eski tesisat sistemi eski evler böyle. Ne yaparsan yap o borular paslanıyor, geçtiğimiz senelerde apartman olarak daire başı onbinlerce lira verdik de tüm apartman içi tesisat kırıldı, dairelere yeni boru çekildi, sonra da daire içi tesisat yenilendi.

Vay mk herkes normallestirmiş durumu. İnsanlık dışı bir durumda yaşamamızın istendiğini düşünmedik. Böyle her açtığımda okul oluk paslı su geleceğini zannetmedim. Kadın uzun süre kullanilmayinca oluyor demişti.
Bu durumdaki bir evde insanların kalması nasıl beklenebilir aklım almıyor açıkçası.

Her neyse kadın geldi gördü durumu, özetle param yok bu iş büyük iş dedi . Nihayetinde bir kaç gün iyice gözlemleyerek kara verelim ben yaninizdayim dedi. Gerekirse ben yaptıracağım kiradan düşeceğim. Herhalde ,20/30k geçmez diye umuyorum. Yine de hepiniz sağolun

Valla açıkçası baya değişik insanlarmışsınız. Önceden beyan edilmiş bir durumda “bu kadar da olacağını düşünmemiştik” savunması cidden ilginç. Bir de gerekirse gerekirse kiradan düşüp yaptıracağız diyorsunuz kadının durumum yok demesine rağmen. Ha nasıl olsa kontratı yaptık her türlü hak bizim diyorsunuz.

şark kurnazlığı +1

söz konusu durum; ayıplı mal. ancak bu durum size bildirilmiş. normalde bu kabul edilmez. ilk aklıma gelen piyasa şartlarının altında bir kira bedeliyle tutulduğu için bu ayıbın gözardı edildiği. malik izni olmadan masraf edip kiradan düşerim derseniz bu sizi haksız yapar. yapabileceğiniz en makul şey filtre taktırmak olur. içme suyu için damacana kullanmak olur.

@vazovski ilk olarak bu devirde 20-30k'ya tadilat yapacak usta sokmak bile yetenek ister. İkincisi de su borularının geçtiği her yer kırılacak, yeni boru döşenecek, sonra da o kırılan fayanslar, açılan parkeler kapatılacak. Apartmanda diğer dairelerde de böyle bir durum varsa apartman içi tesisat da yenilenecek. Her türlü bir 100.000 ödeyeceksiniz. Filtre kullanmak da bir yere kadar çözüm.

Ek olarak ahırdan bozma evlerin geniş ferah diye pazarlandığı, kırık dökük evin boya badana gerekiyor diye pazarlandığı bir ülkede ev hakkında böyle bir şey söylendiyse ciddiye almayacak kadar fanusta yaşamanız da inanılmaz.

benim de oturduğum evde su tesisatı 1-2 gün kullanılmazsa önce hafif paslı, sarımsı bir su akıyordu, birkaç saniye sonra sonra düzeliyordu.

su tesisatının eski olması, paslı olması başka, musluktan çamur gibi paslı su akması başka.
neden herkesin gömdüğünü anlayamadım.
emlakçı uyarmış da, "önceki kiracı dayanamadı, bu yüzden çıktı, o denli bir pas" dememiş.
"uzun süre kullanılmayınca pas akıyor" dendiğinde, benim eski evimdeki gibi bir durum olduğu düşünülür, musluktan çamur gibi su aktığı değil.
bu zaten eski binalarda hep olan bir şey çünkü.

bu, ısınma sorunu olan evi kiraya vermek gibi bir şey.
anlattığınız durum "biz uyardık" seviyesini aşan bir şey, yani kiralanamaz durumdaki evi kiraya vermişler.

yukarıda söylendiği gibi, çok büyük iş.
ama yani iki ayrı evimde hem boru patladığı için tadilat yaptırdım, hem mutfak yaptırdım.
öyle "cesaret isteyecek" falan bir şey değil.
iyi usta bulursanız tıkır tıkır yapıyorlar ama tabii ki büyük iş, yani yerler falan kırılacak.
ayrıca bir usta çağırıp baktırın, en problemli yeri tespit edip sadece o kısmı da değiştirebilirler işiniz görülsün diye.
benim evde boru patlayınca sadece dirseğe kadar olan kısmını değiştirdiler mesela.
belki o şekilde kurtarılabilir bir tarafı vardır, bir usta getirip sormanız lazım.
tespit için para isteyebilirler yalnız çünkü kamerayla bakıyorlar borulara.

duruma göre olmazsa taşınırsınız.
tabii ki durup dururken üst üste iki kere taşınmanın masrafı da olacak.
iyi düşünün, düzgün bir ustaya danışın.

Ev sahibi tamam değiştirelim dese de siz evin içindeyken olacak iş değil, Mutfak banyo tuvalet ve dışarıdan evin içine ve bu bölmelere kadar her yer kırılacak.

İçinde yaşanan evde hiç kolay değil, kaldı ki problem binanın ana kolon tesisatındaysa aynı sorun devam edebilir.

Tam aciklayici olmadan uyardi diye pas icsinler madem. Uzun sureden 2 gunu anlayan super zekalar icin evet tesisati onlar kendi parasiyla degistirsin. Sizin durumunuzda sorumluluk ev sahibindedir, geregi neyse seve seve yapacak. Cok biliyormus madem uzun sure degil 2 gunde pas akiyor bakin ona gore kiralayin deseymis. Evden cikinca borulari yaninizda goturmeyecekseniz yaptirin, kiradan dusun.

bu kadar büyük bir tadilati ev sahibi rızası olmadan yaptıramazsınız. parasını siz ödeseniz dahi izin almanız gerekir. ya ev sahibi ile anlaşacaksınız ya da çıkacaksınız.

Peki iki lambadan biri sürekli yanmak zorunda mı olacak?

Vaviende mantık sizinkinin tam tersidir, lamba bir tane anahtar iki tanedir.

Sizde lamba iki tane anahtar bir tane. Bu yüzden iki yönlü bir anahtar olmalı, elektronikte ve araç elektriğinde çok kullanılan bir anahtar tipi, ama ev elektriğinde kullanılan bir türü var mı hiç aklıma gelmedi.

Biraz bakalım internetten, merak ettim.

Edit: Belki motor yönü değiştiren bir yöntem kullanılabilir.

Edit 2: Nasıl aklıma gelmedi ilk başta, panjur anahtarı olabilir. Hatta tam da bu iş için sanki.

dediğiniz gibi anahtar ve araya eklenecek vavien anahtar ile yapabilirsin. Vavieni bağlarken normalde iki anahtarı birbirine bağlamak için kullanacağın kontakları lambaları bağlamak için kullanacaksın.

Ama tabi bu durumda aynı anda ikisi yanmayacak, dediğin gibi sen ana anahtarı açınca sadece vavienden seçili olan lamba yanacak.

aradaki elektrik düğmesini komutatör anahtar olarak koyabilirsiniz. bu sayede 2 lambayı ayrı ayrı veya aynı anda yakıp söndürebilirsiniz. anladığım kadarıyla 220 tek hat olarak çekilen kablodan daha sonra ek yapılarak ikinci bir lamba eklenmiş. eğer böyleyse ek yerinden komutatör anahtarı bağlayabilirsiniz.

komutatör anahtar görseli www.sektorumdergisi.com

bir normal anahtar ve buna bağlayacağınız bir vavien anahtar ile lambalara bağlantı yapınca olur gibi. aşağıda çizdim.

www.hizliresim.com

Evet, yapmak istediğim surprise'ın çizimindeki gibiydi. Teşekkürler herkese.

ehü ehü şekil doğru isim yanlış. doğru cevap komütatör olacak.

@bravoteam,@izole Komütatör anahtar benim istediğim işi yapmıyor. Bana iki anahtarlı bir düzen lazım. İkincisi (tek düğmeli) sadece gerektiğinde diğer lambaya geçiş için kullanılacak. Vavien buna uygun gözüküyor.

@aman üstüme geliyorlar

mesafemiz yakın fakat mesai saatleri içinde çalıştığım için gidemiyorum, vekalet verme konusu için de aynı şekilde zaman gerekir diye düşünüyorum.

Noterde verilen ücret var. 300-500 gibi bir şeydi.

457 TL imiş.

www.sahibinden.com

aynı şey benimde başıma geldi sadece iki kere noter parası ödüyorsun. hatta benim kuzenim aracı devraldı yarım saat sonra ben gelebildim ve kendi adıma aldım. araç yarım saat içinde iki kere el değiştirmiş oldu. Bunun yanında noterden baban adına vekaletname de çıkartabilirsin senin adına devralması için ama noter ne kadar alır bu muammadır.

Babanız aracı devir alınca sigorta da kestirmesi gerekecek, onu da iptal ettirip tekrar sizin kestirmeniz gerekir.

Bence vekalet vermek noter ücretinden (457) daha ucuz olmalı. Babanızın size araç devretmesi için yine notere gitmeniz gerekecek, bu zamanı vekalet için harcayabilirsiniz.

Dip not: Nöbetçi noter gibi bişey çıkmıştı sanki yakın zamanda, hafta sonu açık noterler vardı. Hafta sonu vekalet verebilirsiniz.

Senaryo geregi tanımaması gerekiyordu. Çünkü senaryoyu ona göre yazıp hikayeyi ilerletmişler. Hatırlasa operasyon olmayacak konu bitecekti. Öteki türlü bölümün dakikasını nasıl dolduracaklardı. Alt tarafı dizi. Çok kafaya takmamak lazım.

limonlu +1

aslan akbey o esnada bir ejderhaya dönüşür ve tutarlı bir sebebi olabilirdi
her kurgu gibi üfürmece olduğu için hikayenin geçmişini geleceğini istediği gibi dolduruyor & geçiştiriyor senarist ve yönetmen

Kerpeten Ali de kac sefer Ezel'i cikartacak gibi oluyor tanimiyordu. Bir yerde kerpeten abi diye agzindan kacirdigi bile olmustu. Dizi iste fazla mantik aramamak lazim

Sonraki sezonda (ya da son sezon) buluştuklarında Karahanlı "çok değişmişsin" diyordu, Aslan Bey de "karşına çıktım, tanımadın" gibi bir şeyler diyordu.

30 yıl olmuş, hiç tanımaması saçma olurdu ama "sizi bir yerden tanıyor muyum?" demesi çok mantıksız değil.

Nihayetinde can ciğer kuzu sarması bir dostlukları, kardeşlikleri yok 30 yıl geçse de tanısın. Milyon insan görmüştür Karahanlı 30 yılda.

neden mantıksız anlamadım, bence gayet mantıklı 30 yıl geçmiş aradan. ikisinin hayatından binlerce insan geçmiştir. karahanlının tanımaması gayet normal. 40-45 bölüm kadar sonra 30 yıl önceki fotoğrafları çıkıyor ortaya orda bile aslan amcaya benzemiyor adam nasıl tanısın.

Bana da Karahanlı gibi üstün zekalı sith lord bir adamın Aslan amcayı tanımaması mantıksız gelmişti. Sonuç olarak sonrasında hatırlıyor ki sanki o sahnenin devamında kılıça şu adamı eski bir tanıdığıma benzettim diyor. Bence hatırlıyor ama o adamın Aslan amca olduğu a imkan vermiyor.

Yalnız İskender büyük mesela Polat’ı şak diye anlamıştı estetik olmasına rağmen.

Hayır, gelen ekranı instagram/banka vs sanıp bilgilerinizi girmezseniz, çalamazlar.

Maalesef 99 öncesini kapsıyor. Yeni çıkan yasanın eskiyi kapsamaması lazım. Ama işte o dönemde herkesi kapsadı. O yüzden böyle eyt gibi bir sorun çıktı. Gönül ister herkesi kapsasın 50 yaşında herkes emekli olsun fakat ülkenin içi boşaltılmış ve maddi çöküşteyiz.

bu konuda bir yetkinliğim yok ama duyduklarıma göre hep 2000 veya 99 öncesi şeklinde konuşuluyor malesef.

Kural olarak aleyhte olan yasalar geriye yürümez. Ama emeklilik yasası yürüdü maalesef.

Ha 99’da sigortası başlamış insanla 00’da başlamış arasında ne fark var derseniz eve tartışılır bir mevzu ama şu anki ilk cephe Eyt’lilerin hakkını alması. Kalanların hakkı için sonradan savaşılır sanki.

Durun bakalım şurada seçimlere ne kaldı 20 yıldır verilmeyen müjdeler sessiz sedasız verildi aflar müjdeler peşpeşe geliyor bu kanununda kapsamı genişletilebilir

staj başlangıcı var mı

99 diye tarih verilmesi rastgele bir tarih seçimi değil sanırım.

Yanlış hatırlamıyorsam emeklilik sistemi ve ssk sıkıntıya düştüğü için bu yaş ve prim günlerini kapsayan kanun o tarihlerde çıkmıştı. Çıktığı zamanda da bu insanlar isyan etmişti "biz sisteme girerken ve işe başlarken şartlar bu değildi, maç devam ederken kural mı değişir" vs diye haklı ya da haksız isyanlar vardı.

Siz "ben 2000'liyim, ne günahım var? ha 99 ha 2000" derseniz ve kabul görürse, bu sefer de 2001'li aynısını söyler, onun ki kabul edilse 2002'li. Bunun sonu yok maalesef.

kaydını yapan memur ya da çocuğu bulan polis memurları isim verebiliyor. ben böyle birolaya şahit olmuştum. 2002-2005 falan olsa gerek. Bebeği çöpte bulan polis memuru bebeğe Özgür Deniz adını vermişti, soyisim olark da polis memuru kendi annesinin kızlık soyismini yazdırmıştı.

Nüfusta çalışıyordu annem. Kimsesiz çocuklara taş, kaya, toprak, Çınar gibi doğadan isimler soyisimler verdiklerini söylemişti.

Baba adı olarak da Abdullah yazıldığını duymuştum sanki, hani "Allah'ın kulu" anlamında. Yoksa bu çok daha eski tarihi bir bilgi miydi? Devşirmelerin baba ismini mi Abdullah yapıyorlardı?

Yalnız ben de çok merak ettim şimdi, hadi ana baba adını memur belirler verir kendine göre.

Peki kütük işi nasıl oluyor acaba? Nufusa kayıtlı olduğu yer, cüzdan no sıra no vs?

teknik adı : buluntu çocuk
teknik işlem karakolda başladığı için resmi yazıya girmesi adına karakolda sosyal hizmetler yetkilisiyle beraber genelde polisler tarafından bir isim ve soyisim veriliyor. (aynı zamanda anne baba ismi de veriliyor.)

bu çocuklar edevlette soyağaçlarını görüntülediklerinde soyun devamı (altı üstü) çıkmıyor.

Öncelikle ereksiyon problemi için önce tüm tahlillerinizi yaptırıp fiziki bir sorun olup olmadığına, vücutta eksik ya da fazla bir hormon vs olup olmadığına baktırın.

Eksik olan bir şeyin takviye ile tamamlanması, fazla olan bir şeyin de tedavi ile düşürlmesi sayesinde ereksiyon problemi aşılabilir.

Erken boşalmaya gelince, ne kadar sıklıkla seks yapıldığı ve ne kadar erken boşaldığı önemli. Maalesef seyrek seks yapan toplumlarda erken boşalma sorunu çok yüksek, sebebi malum.

Sağlıklı ve genç bir erkek için, haftada bir seks bile seyrek bence. Zaten az daha dursa vucut spermleri gece uykuda dışarıya atıcak, hatta bu anı beyin çok güzel bir rüyayla birleştirip çoğu gerçek seksten daha büyük haz bile aldırabiliyor.

Haftada 2 kere / 3 günde bir gibi bir sıklıkla seks yapıp, hala erken boşalıyorsanız, o zaman tedaviye ihtiyacınız vardır bence.

Muafiyet demek alacağın parada kesinti. Olmaması parayı tam alacağın demektir

Yazılan hasarlarda tam ödeme alacaksın demek +1

Mesela %25 muafiyet var yazsaydı, atıyorum hasar da 10.000 lira olsaydı, sigorta size 7500 lira verirdi.

Muafiyet sadece % olmayabilir, bazen de rakam yazılır. Atıyorum der ki 5000 tl altı x hasarlarında muhafiyet vardır, ödeme alamazsınız vs.

tabii ki boyadan sonra

Boyayı yapacak olan kaporta/boya servisine yaptırın pasta cilayı, daha ekonomik olur bu halde.

Önce boya işlerini yapsınlar, sonra pasta cila yaparlar komple.

çoğu mailin en alt kısmında unsubscribe butonu oluyor onu deneyin isterseniz.

Üşenmeden her gün spam olanları işaretleyin, zamanla çok çok azalacaktır bu iş yükü.

Ayrıca abonelikten çık varsa +1

onun için özel aparatlar var, kendiniz de yapabilirsiniz gerekli alet edavat varsa, ama elektrikçi de çözer işinizi.

Alet edevat olarak tornavidalarim var baska bi sey yok.

asilacak olan duvarin malzemesine gore dubel tipi degisir
anlamiyorsaniz hic girmeyin
kapiciya ses edin veya mahallenizdeki nalbur'a sorun

apartmanlardan birinde bu islerden anlayan bi kapici olur genelde, o yapar

Hareketli askı aparatları var, tv ölçünüze uygun alıp monte edilmesi gerekli;

www.hepsiburada.com

Ahşap kaplama duvar mı? Kaplamaya monte etmek riskli, mutlaka kaplama arkasında dikmeler vardır 5x5 ya da 5x10 cm gibi. Onlara denk getirip monte edilirse insan bile taşır.

Harici ekran kartınız varsa onu söküp birkaç kere açıp kapatmayı deneyin eğer sorun çözüldüyse ekran kartındandır. Aynı sorunu şirket bilgisayarında yaşadım. Sürekli ram söküp takmaktan gına gelmişti, meğer esas sorun ekran kartıymış.

Statik elektrikten olabilir, komple kasayı bi topraklayın, deneyin.

daha basit bir sorun olma ihtimaline baktınız mı? vga veya hdmi kabloda sorun olabilir.
iş bilgiyasarındaki monitör için vga/hdmi dönüştürücü kullanılmış. aynısı bana oluyordu. üç dört resetten sonra ekrana görüntü geliyordu. dönüştürücü olduğunu görene kadar jeton düşmedi. sonra onu değiştirdik sorun düzeldi.

Düşey yağmur oluğunda tıkanıklık olmadığından emin miyiz?

@Mirket Eminim. Fotografa aldanmayın baya test ettik temizlettik fakat sonraki ilk şiddetli yağmurda aynı şey oldu. Gider, gelen suyu tahliye edemiyor ve su birikiyor. Önceki evimde de şiddetli yağmurlarda boru kapasitesi dolunca 3. kata kadar balkonlardan su fışkırırdı mesela.

Tahliye gideri o bozuk para gibi görünen yer ise bizim gider bunun 5 katı. Sanki asıl sorun burada gibi. İzolasyon önemli ancak havuz gibi dolan bir yerden iğne deliği açıklık kalsa yine duvara sızar. Bence bu iş daha çok tesisat işi gibi

Şöyle olacak geçici ve en kolay çözüm olarak;

O yukarıdan oluk içine inen membran eteği kaldırılacak, tabiki işi bilen biri tarafından ve pürmüz ile ısıtılarak.

Sonra kırmızı kumlu membran altındaki siyah membran da mümkünse kaldırılacak, mümkün değilse üstünden çalışılacak.

Kırmızı membran altındaki siyah membran, (tüm çatıyı kaplayan) ona ek yapılarak oluk/parapet içine inilecek ve membran mukavemetli bir şekilde yapıştırılacak.

Sonra da aynen kırmızı kumlu membran yapıştırılacak, böylece havuz gibi su dolsa da alttan çatı arasına/eve sızması engellenecek. Taşan su yılda bir iki kere mermerden aşağı aksın bişey olmaz.

Yer müsaitse ve çalışılabiliyorsa en güzeli aslında iniş ağzını değiştirmek. Fotodan 50'lik gibi duruyor, en az 70 olmalıydı.

sizin daireye giren su borusu tıkanmış olabilir. tesisatçılar bunu açabiliyor eğer sorun bu ise.

Dairenizin ana vanasını kısmış olabilir misiniz.
Sayacın yanındaki vana açık mı diye kontrol edin öncelikle.
Yeni binaysa muhtemelen banyoda bir iç ana vana daha olur. Ona da bakın.

apartmanlarda oluyor mu bilmiyorum ama müstakil evlerde basınç regülatörü oluyor.

şebeke suyu basıncı 4 bar filan oluyor eğer basınç yükselirse evde tesisat patlamasın su basmasın diye konuyor.

bende geçen sene bu arıza yaptı ve su basıncı aşırı düştü. değiştirilince düzeldi.
su sayacından sonra böyle bir şey varsa ona bakmak gerekebilir.

birisi ana vanayı kısmış olabilir. eski eve ilk taşındığımda su vanaları işaretli değildi, kendi evimin vanasını bulana kadar diğer vanalar ile oynamıştım. sonra eski hallerine geri getirmeye çalıştım ama. birisi benim gibi yapıp tam açmadan bırakmış olabilir.

aynı sorunu yaşadım. bir anda basınç düşmüştü.

su tesisatının yanınca basınç kontrolücü gibi bir alet var. tesisatçı bi anahtarla o basıncı ayarladı, sorun düzeldi.

Binaya gelen suyun basıncı fazla olmasın diye bir küçük alet takılıyor.
Eskiden oturduğum bir apartmanda rezervuar sık sık bozulunca sorunun bu olduğunu ve çözümün o küçük basınç dengeleyiciden takmak olduğunu söylemişlerdi.

Belki birisi apartmanın ana su girişinde (varsa öyle bir şey) vanayı kıstı,
belki bu dediğim basınç şeyinden taktılar binaya,
belki sizin evin vanasını birisi yanlışlıkla kıstı.

Kombi ile bir bağlantısı olmaması gerek.

Bir anda düştüyse ilk şüphelenecek şey bozulan basınç düşürücüdür, tabi varsa. Size ait saatin önünde arkasında ya da binaya giren tesisatta basın düşürücü var mı bir bakın.

Basınç düşürücü varsa kapağını açıp içerideki ayar vidasını alyan (allen) ile bir tur çevirin, basınca bakıp karar verin.

Bir ihtimal daha var, binaya girmeden önce yer altında bir yerlerde bir kaçak varsa bundan dolayı da basınç düşer. Alt katlarda daha az fark edilir kat yükseldikçe fark büyür.

Kısık vana basıncı düşürmez, akış hızını düşürür. Musluğu ilk açtığında basınç var ama hemen basınç/ akış hızı düşüyorsa vana kısıktır.

Ama musluğu ilk açtığın anda da basınç yoksa kısık vanadan olmaz.

Green Card için kendi resmi sitesinde fotoğraf için bir sayfa var, kendi çektiğiniz fotoğrafı da orada uygun hale getirebilirsiniz.

Ama biometrik fotoğraf green card'ın istediği nitelikte zaten, kolayca yüklersiniz uğraşmadan.

değil.

biyometrik demek anatominin belli oranda olması demek.
yani shengen biyometrik ile greencard biyometriği diye ayrı tabirler olduğu için aynı değil.

yok öyle bi hat.
vodafone red limitsiz var sadece o da faturalı

Türk Telekom'da Selfy, Vodafone'da Red tarifeleri var.

İnternet paketleri belirli bir kotada 15-20 gb gibi, ama sosyal medya kullanımları sınırsız olan paketler var. Paket ücretleri 150-200 TL arasında aylık, 2 yıl taahhüt olması lazım ikisinde de.

Turkcell'den haberim yok.

Pttcell

İnternetteki bilgi ;

PTT BDDK’ya ve Merkez Bankası’na bağlı olan bir banka değildir. Aktifbank, Garanti Bankası, İNG Bank gibi bankalarla işbirliği yapmaktadır. PTT posta hesabına herhangi bir bankadan EFT yapamazsınız. PTT Bank banka kodu yoktur. Yani diğer bankalar gibi banka kodları bulunmuyor. Kendi adına kredi veremez. Diğer özel bankalarla işbirliği ile kredi başvurusu almaktadır.

Bankamatikleri üzerinden sadece kendi posta hesaplarına para gönderebilme, fatura ödeme gibi işlemler yapılabilmektedir.

İşlemi e-devletten yapamıyorsa doğrudan bankaya gidip promosyon için maaşını taşıyabilir.

Ptt hesabına eft yapabilirsiniz iban numarası da oluyor tüm bilgili pttbank hesabınıza girip bakabilirsiniz

elinizde size zimmetli olan eşyaları teslim ettiğinize dair bir yazı yok mu? Yoksa öyle kapıdan bırakıp çıktınız mı? Elinizde yazı yok ise uğraşırsınız.

en azından kamera kaydı vardır inşallah?

cihazları teslim ettiğinize dair bir form, tutanak yok mu elinizde? yoksa işiniz zor. kamera kaydı olsa bile üzerinden zaman geçti ise silinmiş olabilir. ofis binasına kart, parmak izi gibi kayıt edilebilecek bir yöntemle giriliyorsa oradan da gidebilirsiniz.

tutanak almadım malesef. ilk defa ayrılışımdı, acemiliğime geldi. kameralar vardı her yerde, hepsinin göreceği şekilde laptopu çıkarıp teslim ettim görevliye. binaya girerken de danışmaya kimliğimi bıraktım. kartımla giremedim çünkü iş çıkışımdan sonraki bir tarihti.

keşke tutanak tutsaydınız teslim ederken. cihazları teslim alırken zimmet formu imzalamışmıydınız ?

Eğer teslim ederken bir belge, form, kayıt vs almadıysanız; teslim ettiğiniz yerdeki kötü niyetli biri hacılamış olabilir.

Yani şirketin size bir garezi yoktur, cihaz gerçekten ulaşmamıştır belki. Çünkü teslim edildiğine ve teslim alındığına dair hiç bir belge/kayıt yoksa durum bu olabilir.

Bir kaç ay olduysa kamera kaydı yoktur, şahit bulmaya çalışın. Hatta teslim ettiğiniz kişiye ulaşıp bir sorun.

"yoo ben teslim almadım" derse geçmiş olsun. Bir şahit bulup ona teslim ettiğinizi kanıtlamaya çalışın.

bıraktığınız kişinin ismini biliyorsanız şu kişiye bıraktım diye söyleyin ama inkar edebilir. kimliğinizi bıraktığınızda bir ziyaretçi defteri gibi bir şeye kayıt edilmiş olabilir. gittiğiniz tarihi net olarak hatırlıyorsanız onu da söyleyebilirsiniz.

cihazları teslim ederken sadece ikiniz mi vardınız? görgü tanığı var mıydı? onlar da inkar edebilir gerçi ama oraya gittiğinizi ispat edebilirseniz belki bir kozunuz olur.

android kullanıyorsanız, google konum geçmişi açık mı? ziyaretinizi orada görebiliyor musunuz?

çok teşekkürler. görgü tanığı vardı ama hatırlayacaklarını da çok sanmıyorum, çok anlık bir şeydi çünkü. alırken bir zimmet kaydı imzalamadım, onlar online kendi kendilerine zimmete girdi çıktı yapıyorlardı benden bağımsız. aldın mı verdin mi diye soran olmazdı hiç.

teams'te konuşma kaydı tutuluyorsa görevliye "x ofise bıraksam olur mu?" demiştim ve olur demişti - sonra da ertesi gün o ofise girişim var, plaza girişi kayıt tutmuştur diye tahmin ediyorum.

Öncelikle geçmiş olsun sakin kalmanızı tavsiye ederim. Meseleyi mahkemeye yansımadan çözmeye çalışın şirketle irtibatta olun durumu izah edin şahit bulmaya çalışın aradan Aman geçtiği için kamera kayıtları silinmiş olabilir. Baktınız olmuyor gerekirse şirkete laptopun bedelini ödeyin zira Türkiye'de adalet sistemi çok sıkıntılı hakimler dosyalari incelemiyor bile

geçenlerde ben de bir diş çekimi ve bir dolguya 1800 verdim, bana normal geldi sizin fiyat.

Yirmilik dişe normal diş muamelesi yapmıyolar, cerrahi yetkisi olan doktor çekiyor diye fiyatları yüksek.

Ama sizinki gömülü değilmiş, 5 dakikalık normal çekim olmuş.

genelde bu birlik, oda vs. taban fiyat belirliyor. doktorun populeritesi, ünvanı, klinik lokasyonu vs. fiyatı yukarı çekiyor.
ayrıca doktora sorarsanız muhtemelen muayene, lokal anestezi, diş çekim, çektiyse röntgen, sürdüyse ilaç vs. parası diye bir sürü kalem sıralayabilir :)

eski listeye bakıyorsunuz öncelikle.

www.tdb.org.tr

20 yaş dişi eğer normal çekim ise genellikle 5.1 ile 5.3 arası ücretlendirilir. normal bir diş çekimi (5.1) de değil sonuçta.

tarife keşke her yerde geçerli olsa ama o zaman hastalar çok sorun çıkarır. liste çoğu kalemde baya yüksek(ki olması gereken). mesela 6.1' e bakın. bu bildiğin küçümsenen diş taşı temizliği ve ücreti 1180 tl.

tavsiye edilen tarife bu yıllardır. eskiden asgari tarife idi. ama hiç bir zaman zorunda olunan bir tarife değil.

özetle normal fiyat sizinki.

edit: surprise'ın da değindiği gibi çoğu işlemde o kalemler hesaplanmıyor bile. anestezinin tanesi(ecza deposundan alış) olmuş 15 tl... 1.5-2 tl idi.

Üniversite düşüncesi hangi bölümler? Çizim yapıp görsel birşeyler hazırlanacak bir bölüm okursa sıkıntı olabilir.

Eşit ağırlıkta okuyor, çizim vs. işi olmayacak çok yüksek ihtimalle.

Haberden izlediğim;

doktor odasından çıkıyor insanlar kapıda beklerken, sıradaki hasta ya da sıradan bir hasta "nereye gidiyorsun" gibi bir şey soruyor. Doktor da "yöneticim çağırdı ona gidiyorum" gibi bir şey diyor.

Hasta da bu cevaba inanmadığını belli eden tavır ve kelimeler kullanıyor sanırım, sonrası da malum. "Sen kimsin bana hesap soruyorsun" ile başlayıp çirkinleşiyor konu.

kadın "ne zaman geleceksiniz, kızımı okuldan alıp geldim, ona göre bekleyip beklemeyelim, dersten geri kalmasın" minvalinde bir şeyler söylüyor. doktor da kuduruyor bunun üstüne.

Bu konuda bir açıklama yapıldı mı, veya işin doğrusu eğrisi ortaya çıkarıldı mı onu öğrenmek istemiştim...

kadıncağız gariban evladıyla çok masum yaklaşmış ama canavar doktor üzerine yürüyüp ana bacı sövmüş.
herkes bekliyor böyle bir şey çıksa diye. hele bi de doktor fetöcü çıksa.. üf.

işin aslını bilen yok, kirli bilgi çok. ben o hastanedeki arkadaşlarıma sorayım, öğrenince editlerim.

aküyü bekletip çalıştırmak akünün durumunu toplamak anlamına gelmiyor. akü gidikse bekletmek daha kötü sonuç doğurur.
bence aküde sorun aküye baktırın. olmadı bujilere bakılması gerekebilir. araç km. yaşı vb. bilgiler vermeniz de çözüm önerileri için faydalı olabilir.
en önemlisi akü kaç yaşında onu da biliyorsanız bence söylerseniz daha iyi olur.

araç 2021 mart çıkışlı. akü de arabayla beraber geldi. 1.5 senelik bir akü. ama dediğim gibi bir kaç kez boşalttık aküyü ve kablo yardımıyla tekrar doldurduk. bu zarar veriyor muydu aküye bilmiyorum. sanırım aküyü bir çeşit ölçme durumu var onu yaptırıp gerekirse yeni akü almak gerekir gibime geliyor.

problem olasi nedenleri;

- aku zayifladigi icin olabilir, aku bitince genelde anahtar cevrilince arac hicbir tepki ve ses vermez. ekranda isik bile verirken guc yetmeyebilir.
- sarj dinamosu bozuktur ve araci kullanirken aku sarj olmuyordur. bunda da olay akunun bitmesine bezer belirtiler.
- mars dinamosu kaynakli olabilir, akuden alinan elektrik ile motora ilk hareket verilemiyordur. (eger kontak cevrildiginde aractan tik sesi geliyorsa ve calisir gibi yapip calismiyorsa buyuk ihtimalle bundan kaynakli olabilir)
- arac atesleme sisteminde problem vardir. mars dinamosu ilk harketi veriyor ama motor gerisini ateslemiyordur.

bunlardan herhangi biri olabilir.

Marş basarken klima, radyo, aydınlatma gibi unsurların çalışıyor olması marş dinamosuna zarar verir marş basarken tüm elektronik aksamın kapalı olduğundan emin olmanızı tavsiye ederim muhtemelen marş dinamosunda sıkıntı vardır.

Akünün ölmesi için bu yaş çok erken, ama akü araçtan daha yaşlı olabilir üretim yılı olarak.

Bahsettiğiniz hareketler zayıf akünün belirtisi, ama bu akünün öldüğü anlamına gelmez. Araç çok kullanılmayan bir araçsa şarj problemi olabilir.

Arabaya binince kontağı açın, marşa basmadan göstergedeki ışıklara uyarılara bakın, marşa basarken bu ışıklar gidip geliyorsa akü zayıftır.

Önce aküyü ölçtürün, ölmemişse şarj ile dirilebilir. Aküyü ölçerken şarj sistemini de kontrol ederler, bu kadar yeni arabada şarj problemi olmaz ama yine de bakılsın.

arkadaşlar fikirlerini belirten herkese teşekkür ederim. dün aracı servise götürdüm aldılar 2 saate yaptılar. sorun akü kaynaklıymış. garanti kapsamında aküyü değiştirdiler. açıkçası bende akü olduğunu düşünmyordum ama 52 amper akü olduğu için 1.5 senede akü perte çıktı. yerine takılan da tabi yine 52 amper. idare edicez artık.

Tamamını sıkıp bitirin, 1/10 ölçek şeklinde beyaz sirke ve içme suyu koyun. Hem kokuyu alır götürür, hem de fıskiye kanalları ve memelerini temizler. Bu da bitince zevkinize göre parfümlü, kışı sert geçen bir yerdeyseniz illa ki antifirizli cam sularından alıp kullanın.

Bazı sevislerde cam suyuna sade su değil de antifrizli su vs gibi şeyler koyuyorlar, onun kokusu olabilir.

Komple boşaltın ve temiz su ekleyin, hatta biraz sıvı deterjan ekleyenler de var.

Ama ben havalandırma ile alakasını anlamadım? Koku içeri mi geliyor? O zaman cam altındaki ızgaradan emiş yaptığı yerden emiyordur kokuyu.

Bir de şöyle dene, cam suyunu sıkma ama cama su şişesinden elinle su dök ve su aşağı aksın, bu şekilde aç havalandırmayı ve bak bakalım koku var mı?

Konu silecek suyuyla alakalı değil de camın altında, silecek motorunun ve kalorifer hava alma ızgaralarının olduğu bölmede olabilir.

Bir hayvan ölmüş olabilir, aşırı kir birikmiş olabilir, oraya biriken suyu aşağı akıtan delik tıkanmış olabilir.

Bahsettiğiniz koku aklıma akünün ölmüş olacağı ihtimali getirdi.

@valar Araba henüz 2 yaşında akünün zayıfladığıyla alakalı da başka bir sorun yaşamadım hocam.

Dediğim deneyi yaptınız mı? Cama bir şişeden su döküp denediniz mi?

@john bloor Akşama yapacağım abi araba otoparkta şu an :)

bende de vardı ne yapsam çözemedim.servis te solucan çıktı martı karga herneyse o bırakmış çürümüş.iyi bak.

@john bloor Abi sorun cam suyunun kendisinde. Leş gibi kokuyor onu boşaltıp yenisiyle değiştireceğim.

Cevaplar için teşekkürler.

Normal nalburda böyle bir O ring bulamazsınız zaten, ancak oto sanayide bulabilirsiniz. Ya da yakın bir oto parçacıda bir ihtimal.

Batarya muslukların kartuşunda var O ring ama bundan küçük ve büyük, asla benzeri değil. Hani normal nalbur için bulabileceğimiz belki en fazla bu olur.

Oto parçacıya gideceksiniz ama hepsinde olmaz.

yazdığınız ölçülerde veya 16mmx2,4mm olarak etrafınızda varsa hidrolik / pnomatik ürünler satan yerlere bakabilirsiniz.

Çöp olmadığı kesin, ofisimdeki bilgisayarların hiç biri bu seviyede değil.

Ama şu var ki zorlayıcı işlerde kanser edebilir, amatör olarak PS kullanılır ama yüksek büyüklükteki dosyalarda save süresi bile gıcık edebilir insanı.

Video edit de yine büyük kapasiteli dosyalarda sorun olabilir. Ama normal ofis kullanımında daha çok iş görür bu pc.

çoğu şeyi yapar ama oyun ve ps için zayıf diye düşünüyorum ben de.

ISS ile iletişime geçip hizmet alamadığınız günlerin faturanızdan düşülmesini talep edebilirsiniz. Bir kaç yıl önce 4 gün boyunca alamadığım hizmet için faturadan düşülmesini talep ettim ve servis sağlayıcım bir sonraki faturamdan 4 günün ücretini düştü.(Hizmet alamama sebebim sokakta yapılan çalışma sonucu bina içi ankastreden önce oluşan arızaydı)

Bizim de yol çalışmasında internet kablolarımız koptu. 1 hafta internetsiz kalmayı beklerken hızlıca 2. Günde internete kavuştuk. Muhtemelen bahsettiğiniz durum doğru olabilir ki, bu kadar hızlı onarım yaptılar. Daha önce 1 hafta internetsiz kaldığımız olmuştu.

Türknet'ten bir iki hafta kadar kullanmadığım internetin ücretini düştüler. Dediğiniz gibi kazılarda bunu belediyeye rücu etseler gece 2 saatte bitirirlerdi.

Bir vana, musluk ucuna takacağın hortum/boruyu istediğin yere uzatıp, bu vanayı/musluğu açınca oraya sıcak su taşırsın.

Ama tesisata ek bir boru takacak ve taşıdığın yerde bir vana ile sonlandıracaksan işin içine basınç giriyor, biraz ustalık ister.

Biraz daha açarsanız konuyu nokta atışı yardım edebilirim.

@John Bloor: hocam sadece banyo, mutfak ve banyo lavabosu olmak üzere 3 noktadaki sıcak su için kullandığımız doğalgazlı şofbenimiz var. tuvalet şofbene 4 metre uzaklıkta. görselde kırmızı yerden yeşildeki tuvalete sıcak su gelmesini istiyorum.

Tamam, peki şofben ile mutfak musluğuna giden hat arasına bir yerlerden ek hat alıp yeni bir hat taşıyıp sonuna musluk mu takacağız?

Eğer böyleyse pprc boru ve ek parçaları, bunları birleştirmek için kaynak makinesi, ve biraz tecrübe lazım. Eliniz yatkın biriyse internetten videolar izleyerek nasıl yapabileceğini öğrenirsiniz, küçük ip uçları haricinde gerçekten kolay bir iş.

Ama elinizde en azından kaynak makinesi olduğunu sanmam.

Hortumla olmaz o iş, hortum ek yerlerinden basınca dayanamaz illa ki kaçırır.

Kaynak makinesi ile uğraşmayalım, daha kolay bir yolu yok mu dersen kangal boru ve kaplin ek sistemleri var.

Genelde bahçe sulama sistemlerinde kullanılan kaynaksız, ek parçalar ile oluşturulan sistem. O da estetik olmaz evin içinde.

Engellemez

Engellemez +1

Pencereleri, çatıdaki tahtayı, kiremitleri bile satabilirsiniz.

Evet hukuksal açıdan aracın işletilemediği gün kadar bir bedel kusurlu taraftan tahsil edilir sigorta bu bedeli karşılamaz sizin ödemeniz gerekir.

Sigortanızda bununla ilgili bir madde olabilir, tam adı aklıma gelmedi ama bu tür bir sorumlulukta en fazla şu kadar ödeme yapar diye bişeyler yazıyordu.

Trafik sigortanızda yoksa kaskonuzda vardır ondan da alınabilir varsa.

O yatan bir hafta için o araç yerine ne kiralandığını? Belgelerini, faturalarını vs isteyin. Avukatım inceleyecek diyin, belki de sadece blöftür.

John bloor +1 şanslarını deniyorlar, faturalandıracakları belge isteyin

Eğer yakın zamanda kapanmadıysa bir kaç seneye kadar TRT hala bu bantlarda yayın yapıyordu 1-2 tane kanalla.

Arabada fm harici diğer bantlar ile bir arama yapın, bulunduğunuz bölgede yayın varsa en kolay araba radyosu bulur otomatik tarama ile.

Yayın varsa frekansı not alın ve eski radyoda bu frekans civarında hassas bir arama yapın.

am frekansından arap kanalları bir ihtimal. ve belki trt radyo 1

radyoyu amfiye cevirin, standart fm radyo baglayin

Aynı problem akülü el aletlerinde de var, bu yüzden duyuruda kim "ev için" şarjlı matkap/vidalama sorsa "elektrikli al, şarjlı alma" diyorum.

2 sene sonra cihaz kadar batarya masrafı çıkıyor çünkü.

dostum mesela airpods da öyle, aşağı yukarı 24-30 ayda pili ölüyor, 15 dk falan gitmeye başlıyor. sonra çöpe atıyorsun pili değişmiyor bile. ben de mümkün olduğunca bataryasız alıyorum her şeyi, ama tabii scooter, robot süpürge falan mümkün değil.

Pervane miline önce WD-40 sprey sıkıp güzelce kirin süzülmesini bekleyin. Sonra aynı yere bu kez sıvı gres (bu da sprey) sıkın. Hem ses kesilir, hem pervane hızı (motor kaynaklı bir sorunu yoksa) ilk günkü haline döner.

fan olduğuna emin misiniz genelde kompresor çok ses yapar

yok eminim. hem sesin kaynağı yukarıda hem de zaten fişi çekip vidaları söküp pervaneye fön makinesiyle hava verince aynı ses çıktı.

az önce şöyle bir geçici çözüm buldum. bu fan motoru zaten arkada. onun üzerindeki dış plastiği çıkardım, pervaneyi döndüren kısma ince bir çubuk soktum. şimdi dönmüyor ve dolayısıyla ses yok. sabah evden çıkarken çubuğu çekerim. yine akşam uyurken çubuğu takıp durdururum.

Ama bu yöntemle pervane dönmeyecek ve sistem soğutulmayacaktır. Motoru yakma, sistemi bozma ihtimalin çok yüksek.

Hele bir de elektriklenen motor bobini pervaneyi çeviremediği için ısınması var ki o ayrı bir konu.

Bu yöntemi kullanmayın kesinlikle.

Geçici çözümünüz ne kadar geçici bilmiyorum ama aceleyle evden çıkmanız gerekir veya insanlık hali o çubuğu orada unutursanız en iyi ihtimalle dolabınız çalışmaz en kötü ihtimali söylememe gerek yok sanıyorum.

Bir an önce tamir edin/ettirin üçe beşe bakmayın hocam.

Bir bilen yok mu?

Şimdi aynı şey mi bilmem ama 5-6 sene önce aldığım 500 ml mürekkebi yıllardır şırıngaya çeker ve biten kartuşa enjekte ediyorum.

Hiç bir sıkıntım yok, sanırım buradan mürekekbin ömrünün çok uzun olduğu ya da son kullanma tarihinin olmadığı anlamı çıkabilir.

Dur bi bakayım mürekkebe merak ettim tarih var mı? Altında 2015 tarihi var, dolum tarihi olabilir. Etiketinde de garanti periyodu 2 yıl yazıyor.

Ama ben 5-6 yıldır kullanıyorum dediğim gibi.

eczaneden siz de alabilirsiniz bir engel yok.

Reçete yoksa, hastanın yakını da olsanız antibiyotik vermez eczacı. Ancak tanıdık bir eczacı varsa verebilir.

"Opel yılda en az bir kez veya 15.000 km'de bir yetkili bir servisin ziyaret edilmesini önerir."

www.opel.com.tr

100.000 km ömrünü geçen her araç (yağ kıvamında kayıp ve renginde kararma yoksa) 15.000 km'de bir sıvı ve filtre bakımına girmelidir. LPG kullanılıyorsa bu aralık 10.000 km'ye kadar düşürülmeli ve bakıma LPG ekipmanları da dahil edilmelidir.

Tanıdığınız bir usta varsa özel servis daha hesaplı olur. Yetkili servis orijinal parçalar kullanır, her şey kayıt altında ve garantilidir, bu yüzden fiyatı özel servisten +%100 dahi fark edebilir. En ideal çözümler yetkili servislerin dönem dönem yaptığı "garantisi biten araçlara bakım, yedek parça, işçilik indirimi" vb. gibi kampanyalarını web sitelerinden takip etmek, varsa sadakat programlarına kayıt olmak ve yararlanmaktır. Bu şekilde sanayi piyasası fiyatlarına yetkili servis hizmeti almış olursunuz. Diğer çözüm de orijinal parçaları yetkili servisten temin edip özel servise işçilik ödeyerek yaptırmaktır.

Bonus tavsiye, yağ filtreniz mutlaka orijinal olsun. Yağı kendiniz satın alacaksanız piyasada çokça sahte yağ var, resmi bir bayiden temin edin. Hava ve polen filtrelerini muadil kullanabilirsiniz.

Triger seti değişmiş mi? Bilyalar kayışlar değiştiğine dair servis kaydı var mı?

Eğer böyle bir kayıt yoksa bir an önce trigger seti değişimi yapın. Yağ bakımını da kullanım kitapcığında yazanın dışına çıkmayın. 15.000 km ya da 1 yılda bir yapıp yeterli.

trigger evet kasım 2021de değişmiş. bilyaları bilmiyorum.

şu an yağ %49 seviyesinde. kaçta değiştirmek lazım. bakımdan bakıma mı

Triger komple set değişmiştir, kayıt varsa sıkıntı yok. Yağ seviyesi zaten yeni bakım yapılsa da %100 olmamalı, fazla yağ yarar değil zarar verir.

Yağ çubuğundan yağın yapısına bakın çok şüphe ettiyseniz.

yağ seviysine bakmıştım kendim. %50 civarıydı. yağda sıkıntı yok da. bilya vs gibi diğer kayıtlara ulaşabilecek miyim bimiyorum

Söyleyip söylememen önemli değil. Gözlük raporunuz sistemde olduğu için aile hekimi rapor veremiyor, sistem izin vermiyor. Direkt hastaneye gitmeniz lazım.

Öncelikle e-devletle sisteme girip bu iş için bir ön rapor hazırlıyorsun, sonra bu raporla aile hekimine gidiyorsun.

Aile hekimi büyük ihtimal ile branşı olmayan göz kulak vs konular için sevk edecektir.

aile hekiminden sağlık raporunu yeni aldım. aile hekimi gözlük için klasik harf tablosunu okutup okey verdi.
daha önce yazılmış. gitmeden önce e-devlet üzerinden kişisel sağlık bilgi formunu doldurmanız şart.

servisi ara sor. bazıları 1-3 ay süre verebiliyor.

km veya yıl, hangisi önce dolarsa ona göre bakım yaptırman gerekiyor.

Bazan ters cevap verenlere çok kızıyorum ama şu duyuruyu açmaya harcanan emekle bu sorunun cevabu bulunurdu.

Ara sevisi sor kardeşim.

arkadaslar zaten servise güvenmiyorum ki buraya yazıyorum. servise kalsa hemen gel diyorlar.

servise niye güvenmiyosun? bazı servis gıcıktır 1 ay geç gitsen garantiden çıkarırlar.
bazısı der ki abi 3 ay içinde gel sorun olmaz.

servis ne diyorsa o, markadan markaya değişir.

Markanın genel merkezini (üreticisi/ithalatcısını) arayıp ilk ağızdan bu bilgiyi alın, zaten mutlaka bire yerlerde yazıyordur.

reno aracım var. araç eylül trafiğe çıkışlı ancak marttan beri kullanılıyor. 7bin kmde aracım. genel merkezi aradım ya bir sene ya da 20bin km dediler. reno için böyle her firmada farklı olabilir. benzinlilerde 20bin dizel 15bindir genelde.

hyundai için ilk 3. veya 6. ayda check-up, sonra 12. ayda bakım vardı.

kullanma kılavuzunu açın, bakım bölümünde ne zamanda bir veya kaç kmde bir (hangisi önce dolarsa) bakım yapılacağı yazar. örneğin benim araba için 12 ay veya 15000 km.

Vw'de araç 1 ay kala zırt pırt hatırlatıyor. Bu 1 ay geçerse nolur diye sordum, garanti dışı kalır dediler.