[]

markafoni teslimat süresi

bu siteden ilk kez alışveriş yaptım.. aldığım ürünün kampanyası biteli yarın 5. gün olacak hala kargolanmaya dair bir ibare yok.. Bu site gerçekten teslimat hususunda bu derece hantal mı yoksa arayıp güzel bi çemkirmemi gerektiren olağanüstü durum mu var ortada ? Daha önce sipariş verip ürünlerini teslim alanlar kaç günde ve hangi kargo ile teslm aldıklarını paylaşırlarsa pek memnun olurum..




 
benim bildiğim kampanya bitişinden bir hafta sonra kargolamaya başlıyorlar. bir iki gün daha gecikebilir bu süre. yine de sitede yazılan kargolama süresine bakarsan iyi olur.


  • windwalker  (28.10.09 23:54:56) 
söylendiği gibi kampanya bittikten sonraki 1 hafta içinde kargoya veriliyor. bir de araya bayram falan girince karışmış olabilir.


  • sanal uyku  (29.10.09 04:03:24) 
[]

öksürüp aksıran kedi

Merhaba.. Bahçemizde beslediğimiz, sıklıkla hazır mama verdiğimiz bir kedimiz var.. Günün büyük bir bölümünde bahçede kaldığı için hareketlerini gözlemleme imkanına sahibiz.. Hayvancağızda şöyle bir durum var.. gün içersinde ara ara öksürür, aksırır gibi kafasını eğip siniyor.. Kusacak zannediyoruz ama kusmada yok.. süresi değişmekle birlikte ortalama 1 dk kadar bu sinerek kusmaya benzer hareketleri yapıyor.. Acaba bu tarz hareketi olan bir kedide bir rahatsızlık olabilir mi yoksa bunlar doğal şeyler mi ? Rahatsızlık var ise ne gibi birşey vardır, çözümü ne olabilir ?




 
kediniz soğuk almış olabilir. eğer böyle bir hastalığı varsa hemen tedavi edilmesi gerekiyor. çünkü pisicikler bu hastalığa yakalanırlarsa bu onlar için öldürücü olabilir.


  • felagund  (26.10.09 18:31:27) 
peki veteriner dışında yapacağımız bir şey var mı ? Mağlum sokak kedisini tutupta doğru düzgün veteriner olmayan bir yerde nereye götüreceğiz.. Acaba bizim yapabileceğimiz birşeyler olabilir mi ?


  • joehigashi  (26.10.09 18:36:58) 
mezarını hazırlayın çok yakında mefta olacaktır veterinere götürmezseniz. korkutmak gibi olmasın da ona göre davranın


  • vurursa gol olur  (26.10.09 18:43:53) 
kedilerde bunlar doğal şeyler, midesindeki tüyleri atmaya çalışıyor ya da gıcık olmuş olabilir. normal nefes alıp vermesine bakın, eğer kediyi tutabiliyorsanız ve gözü veya burnu akıyorsa asit borik ile temizleyin. şimdi kediyi görmeden bir şey söylemek de zor açıkçası.


  • deliberte  (26.10.09 18:46:41) 
@deliberte

herhangibir kusma yok yalnız.. Dediğim gibi sinip öksürür gibi sesler çıkartıyor.. Birde nefes alıp verişinde neye dikkat etmemiz gerek ?
  • joehigashi  (26.10.09 18:50:24) 
rahat nefes alabiliyor mu? genelde soğuk algınlığı olan kedilerin miyavı bile çıkmaz ya da kötü miyavlarlar, nefesleri hırıltılıdır.
mide ile ilgili ise atamıyorsa, taze ot yedirin. gerçi kendisi yiyordur ya :)

  • deliberte  (26.10.09 19:02:49) 
Hareketlilik durumu iyi sayılır.. Hani ne zaman bizi görse ayaklarımıza dolanır, ilgi ister, sürtünmeye çalışır.. Tamam çok aktif değil ama çokta pasifte değil..


  • joehigashi  (28.10.09 23:33:11) 
[]

casio saatler hakkında

bütçem en fazla 120-130 tl civarında olan bir saate el veriyor.. Demin hepsiburda.com'da gezerken gözüme casio'nun şu modeli ilişti.. Sizce bu fiyata bulunabilecek fiyat\performans oranı olarak iyi bir saat mi ? Birde saatlerde en çok muzdarip olduğum şey ekranın zart zurt çizilmesidir.. Acaba casioların camları nasıl ? Çizilmelere karşı hassas mı ? Model budur

www.hepsiburada.com


 
çizilmez cam istiyorsan safir kristal camı olan saatler almalısın.bu tip cam çizilmez ama bu saatler biraz pahalı oluyor.bu modelin camı mineralmiş.


  • keah  (22.10.09 20:45:57) 
istanbul'daysanız bir vasıtaya atlayıp doğruca sirkeci'ye gidin, orada doğubank'ın ana cadde sırasında bir sürü saatçi var. envai çeşit modelden seçin istediğinizi.
ama bana sorarsanız sağlam bir saat istiyorsanız 200 300tl'yi gözden çıkarın.
2002'de casio PRG50 aldım. Muazzam bir saat, en son geçen saat jettaşına çarptı da az bişi sıyrıldı.Camında da üzerinde beton düşmesinden ötürü hafif bi çizik var :) ha birde pil derdi de yok. 2002'den beri yani 7senede sadece 1kere kayışı değişti o kadar. Onda da terim kuvvetli olduğu için silikon kayış yıprandı ve koptu.
eğer sağlam camlı bir saat düşünüyorsanız casio dışında timex'i de şiddetle tavsiye ederim.
  • icemanr  (22.10.09 22:20:29) 
www.saatturk.com ben de şunu beğendim mesela. bu saate 89 tl ye sahip olabilirsin, hem de hemen !


  • demre  (23.10.09 13:51:15) 
[]

swatch saat seçimi

Acaba resimde görülen tarzda swatch saat kullanan ya da kullanan birilerini bizzat görüp yorumlarını esirgemiyecek birileri var mı ? Bu tarz bir modelden almayı düşünüyorum ama kasa plastik.. Acaba 25 yaşındaki birinin kolunda çocuk işi gibi mi kaçar yoksa gayet güzel durur mu ? Şimdiden teşekkürler.. Birde böyle büyük markaların kasa tipi plastik olan saatleri kullanışlı oluyor mu ?




 
bende 25 yaşındayım. resimdeki saatler sanki lise-üniversite gençliğine hitap ediyor gibi geldi bana. plastik kordonlu saat yerine çelik veya deri kordonlu baksanız derim. hatta swatch yerine seiko veya casio' ya da bakmanı öneririm. swatch, casio ve seiko saat kullanmış biri olarak, swatch son tercihin olsun derim.

biliyorum soruna cevap değil ama, bir arkadaş tavsiyesi olarak kabul et :)
  • erzi  (19.10.09 11:56:52) 
bende buna cok yakin ama plastik olmayan bi modeli var, cok daha sik duruyo. plastik ve buyuk olunca biraz cocukca durur tabi.


  • nawres  (19.10.09 12:01:01) 
Aslında dediğiniz gibi seiko'da kafamda yok değil ama fiyat pahalı.. Ucuzlarda bir tek gittigidiyor.com'da var.. orda da sürekli olarak satılan 4-5 model dışında başka çeşit yok..


  • joehigashi  (19.10.09 12:04:23) 
benzer bir modeli zamanında vardı bende.
Estetik kaygılar kişiden kişiye değişir ama iki adet sıkıntısı vardı bunun bende, birkaç senelik kullanım sonucu gerilim veren.

1- Plastik kol kayışı, içinin halka halka olmasının da artırıcı etkisiyle fena terletme yapıyor, uzun süre kullanıldığında, kötü koku, uzun süre kalan halka izleri, ciltte plastik hissiyatı gibi yan etkileri mevcut.

2- Camı sürekli çiziliyor bunların, en ufak temasta. Swatch bayilerine götürdüğünüzde temizletiyorlar ancak bu defa da cam incelmiş oluyor o temizlik esnasında.
  • turcopolis  (19.10.09 12:20:14) 
sakın sakın sakın sakın plastik alma.öyle bir kokuyorki,aman tanrım dersin.çelik takabiliyosan kesinlikle çelik kemerli derim.ama böyle plastik yada kauçuk kemerlilere yaklaşma.soruna cevap değil ama aklında bulusun


  • jpsartre  (19.10.09 16:20:24) 
[]

Erkek için kol saati tavsiyesi

Arkadaşlar maksimum 200 tl'ye kadar kendime kaliteli bir saat almak istiyorum.. Marka olması, sağa sola elimi çarpmam halinde camının çizilip canımın sıkılmaması ilk etapta önem verdiğim kıstaslar.. ikinci etapta hani içinde kronometre olsa da fena olmaz.. Var mı bir tavsiyeniz ya da yakın zamanda gözünüze ilişen ve beğendiğiniz bir model ? Swatch, seiko, çin malı falan derken kafamda karışmadı değil.. Yani 200 tl'ye seiko öpüp başımıza koyarız elbet ama sözkonusu gittigidiyor olunca bir adım geriye atmıyor değilim




 
casio:
www.alisverissaati.com -> bu cok super kullaniyorum
www.alisverissaati.com
www.alisverissaati.com
www.alisverissaati.com
www.alisverissaati.com -> bunu da kullaniyorum cok superdir tissotun bir modelin benzedigi icin almistim kordonu ve goruntusu cok guzel

romanson tissot ve diger markalardan onerebilirim ama fiyatlari 400'den asagi degil.
casio'nun bu saatlerinin hem fiyatlari dusuk hem de şık.
fiyati yukseltebilirsen romansonun cok guzel modelleri var. trofish'ler guzeldir. ama cok pahalilar.
  • theknoppix  (25.09.09 17:52:31) 
@theknoppix

linkler üyelik istiyor.. Acaba model olarak belirtme imkanın var mı google'da araştırayım hiç olmazsa.. Ya da başka bir link verebilir misin ?
  • joehigashi  (25.09.09 17:56:10) 
Casio BEM-501L-7A
Casio EF-527L-1AVDF
Casio EF-527L-2AVDF->(DarkBlue)
Casio EF-524SP-1AVDF->(Black)
Casio SHN-5003PS-7ADF
  • theknoppix  (25.09.09 21:59:36) 
[]

İstanbul'dan üsküdar'a yol gider

Sayın arkadaşlar malum yarın bayram.. Bu zamana kadar hep hususi araba ile ailecek gittiğimiz için problem olmuyordu ama yarın toplu taşıma araçları ile üsküdar'a, ordan da karacaahmet mezarlığına varmam lazım.. Acaba büyükçekmece civarından karacaahmet mezarlığı zeynep kamil tarafındaki kapısına yakın olan bir noktaya nasıl varırım ? Malum dünyanın en büyük mezarlıklarından karacaahmet ve aile kabristanına ancak o kapıdan varabilirim.. Teşekkürler şimdiden..




 
metrobus ten altunızade duragında ıner ordan tekrar kadıkoye gıden otobuslere bınersen tam onunde ınersın


  • hanyın  (19.09.09 12:02:22) 
üsküdardan kadıköy dolmuşuna binin şöföre indirir sizi. yaklaşık olarak selimiye civarı bir yerlerde ineceksiniz 5 dk fln yurursunuz. illa üsküdardan gelmeniz gerekmiyorsa kadıköyden bağlarbaşı dolmuşuna binin o daha da yakından geçiyor.


  • kenarortay  (19.09.09 15:42:29) 
[]

Biri adsl nasıldır ? Ya da diğer adsl sağlayıcıları ? (Hız, teknik destek vs)

ttnet'in 1 mb ve 4 gb kotalı tarifesinin lanet olası kota sorgulama sayfalarına da giremememden ötürü kotayı aştığım için bu ay 15 tl ekstradan para ödeyeceğim.. Cinlerim tepemde.. Demin biri adsl'ye baktımda fiyatlar oldukça uygun.. hatta 2mb kotasız versiyonun fiyatı benim şu an 1 mb ve 4gb kotalı olarak ödediğim para ile eşit durumda.. Neyse burdan sonra madde madde sorulara geçelim

www.biriabonemerkezi.com

1- Acaba bu fiyatlarda benim farketmediğim bir katakulli falan olabilir mi ? hani 1-2 ay gösterilen fiyatı ödeyipte sonra ödeyeceğimiz para 2 kat artar mı ? Aşağıda ufak detaylar verilmiş ama bu detaylarla ödeyeceğimiz para ttnetten fazlaya gelir mi?

2- Biri adsl kullanan biri tanıyor ya da kullanıyorsanız hızı ve teknik desteği konusunda neler söyleyebilirsiniz ? Hani 2mb diye alıpta 0.30-0.40 kblara düşer miyiz ? Açıkçası sözlükte yazan yorumlar kafamı karıştırdı.. Kimi hızda bir sorun yok derken kimi teknik desteğin yetersizliğinden bahsetmiş, net bir sonuca varamadım..

3- Eğer biri adsl'ye geçersem mevcut ttnet aboneliğimi iptal etmem için telekom merkezine falan gitmek zorunda kalır mıyım ?

4- Biri adsl dışında doping adsl, smile adsl falanda var acaba ttnetten çıkıp diğer kuruluşlara geçmeye herşeye rağmen değer mi?

 
1- 24 ay taahüt karşılığında sadece 2 ay o ücretten hizmet alıyorsun kalan 22ayda standart indirimsiz fiyat geçerli. o da ttnet ile aynı. 2 ayda 80lira eksik ödüyorsun (karta göre 3-4 de oluyormuş) fakat 24 aylık taahüt süren dolmadan adsl hizmetini kapatırsan ya da faturanı 1 ay geciktirip kestirirsen o indirimleri faizleri ile geri ödersin.
2- altyapı tüm servis sağlayıcılar için aynıdır. hız ile ilgili bir fark söz konusu olamaz, var diyen yalan söyler. teknik servis konusunu bilmiyorum.
3- kalırsın.
4- bu taahüt meselesi sana uymuyorsa değmez. ben şahsen kimseye hiçbir konuda taahüt vermem prensip olarak o yüzden bana asla uymaz. tercih meselesi.
  • blackdog  (01.09.09 01:26:49) 
tüm sorularına tek bir cevabım var, eğer istanbul dışı bir şehirde iseniz hiç düşünmeden uydunete geçin. yok istanbulda iseniz ya da kablo tv erişimi yok ise binanızda geri kalanların hepsi aynı bokun soyu der babaannem. hepsi aynı alt yapıyı kullanan farklı firmalar.


  • bir zamanlar cocuktum  (01.09.09 01:59:45) 
[]

Kedi Aşılatmak ?

Daha önce evimizde baktığımız, büyüttüğümüz anneleri ile birlikte 2 ay kadar misafir olan ancak sonrasında elimizde olmayan imkanlardan ötürü bulunduğumuz nahiyede uzak bir yere anneleri ile salıverdiğimiz 4 yavru kediden ikisi 2 ay sonra büyümüş vaziyette evimize geri geldiler :) Evimiz bahçeli olduğu için yemek vakitleri bahçeye gelip miyavlayıp, paçalarımıza sürünüp, kendilerini sevdirip sevdirip duruyorlar. E hali ile bizde onların sevimliliğine karşı koyamayıp seviyoruz.. Bu hayvancağızların kuduz aşısını yaptırmak istiyorum ama hala bazı durumlarda yabani olabiliyorlar.. Yani kafese koyupta veterinere götürme işi zor bir ihtimal.. Ayrıca aşıyı ben yapmaya çalışsam bu seferde hayvanin ani bir davranışı karşısında bir yerimi tırmalatabilirim.. Bu işin çözümü nasıl olabilir ? Ben bu hayvancağızların aşısını nasıl yaptırabilirim ?




 
veterinere yeterince para verirseniz gelip sizin orada aşılayabilir. ayrıca bu kafesten, yolculuklardan hoşlanmayan hayvanlar için bi damla veriyor veterinerler ağzına bir damla damlatıyorsun yarım saat sonra hırçınlık falan kalmıyor, veterinere danışın o size yol göstersin...


  • brainfour  (19.08.09 13:17:41) 
bir adet kafes alıyorsunuz hayvanların hastası olduğu mama, sosis salam üçlüsünden işinize geleni sepetin içine koyuyorsunuz, hop kedi girince kapatıyorsunuz... basit kesin net... iğne yapmayı bilmeyen insan olarak nasıl kendi başınıza böyle şeyler yapmaya kalkıyorsunuz!!
insana yapar mısınız da hayvan olunca tek şüpheniz kaçması oluyor kasaplık resmen

  • ilse  (19.08.09 14:24:39) 
@ilse

Bu konuda hiçbir bilgim yok.. Daha önce ne bir sokak hayvanı besledim, ne de aşılattım.. Bu gün bulunduğum ilçede başvurduğum bir veterinerin "hayvanı bir kafese koyup bize getiriyorsunuz, ya da biz size aşıyı veriyoruz siz aşılıyorsunuz ama böyle olunca karneye işleyemeyiz" demesine istinaden böyle bir duyuru yaptım.. Acaba bu konuda bir bilgisi olmayan kişinin veterinerin söylediklerinden yola çıkarak bir şeyler paylaşması ve onun ışığında kafasına yatmayan birşeyleri burda sorması benim kasaplığım mı yoksa veterinerin işgüzarlığı mı ?
  • joehigashi  (19.08.09 15:24:49 ~ 15:32:38) 
cevap veriyorum b şıkkı veterinerin işgüzarlığı.
o nasıl iş al aşıyı kendin yap. deneme tahtası mı bu hayvanlar?
sen en iyisi ilse'nin tavsiyesiyle kafesle kediyi ve (tercihen başka) bir veterinere götür. bahsettiğim sakinleştirici damla, kedinin yol boyunca kendini hırpalamasını engelleyebilir ama adını hatırlayamadım, telefonla falan sorarsanız veteriner söyleyebilir size. bizim kedi kafese koyulunca kendini parçalardı miyavlaya miyavlaya kendini ordan oraya atardı, mecburen kullanıyorduk bu tip durumlarda...
  • brainfour  (19.08.09 15:54:10) 
kafesi taşırken üstünü bir örtüyle kapatırsan hırçınlığı azalır.


  • arnold schwarzeneger  (19.08.09 16:22:06) 
@brainfour

Sonuçta bu hayvanlar sokak hayvanı, yani direkt ağzına damlatmak zor bir ihtimal ama acaba yemeğine ya da sütüne ağzına damlatılması gereken dozda damlatırsakta aynı işi görür mü ?
  • joehigashi  (19.08.09 16:29:54) 
evet örneğin bir dilim sosisin üzerine damlatıp verirdik biz, tabi ilacın tadını alınca yüzü biraz ekşiyordu yine ama sosisin geri kalanını verince ses çıkarmıyordu bu duruma :)


  • brainfour  (19.08.09 16:38:09) 
[]

Kendi T-Shirtünü dizayn etmek ?

tish-o gibi kendi tshirt dizaynını yaptığımız sitelerden daha önce alışveriş yapan oldu mu ? Baskı kalitesi ve oluşturulan şablonun t shirt ile benzerliği konusunda bilgilerinizi benimle paylaşırsanız çok memnun olurum.. Ya da istanbul'da cüzi fiyatlara istediğimiz baskıyı tshirte bastıracağımız yerler var mı kaliteli bir şekilde ?

edit: gittigidiyor dahil türkiye hudutları içersinde the usual suspects ile ilgili t-shirt yok malesef.. Eğer tasarımlar güzel oluyorsa kendim yapayım tasarımımı madem öyle..


 
ben tish-o'dan almistim, gayet kaliteli baskisi. hediye etmistim sonra tshirt'u ama guzeldi yani.


  • sourlemonade  (14.08.09 12:11:47) 
tish-o muhteşem. tavsiye ederim.


  • darknum  (14.08.09 13:09:43) 
sadece yazı yazdırmak istiyorsan www.simplycolors.com.tr
çok ilgileniyorlar.

  • zeki baba  (14.08.09 13:42:45) 
[]

Sonu süpriz biten filmler ?

Sorum aynen başlıkta yazılı olduğu gibidir.. daha net anlatmak gerekirse tıpkı the usual suspects gibi sonunda "hadi lan" dedirtecek ya da çok afedersiniz koca bi "hass.ktir" çektirtecek izlenebilir filmleri arıyorum..




 
(bkz: the departed)
(bkz: memento)
(bkz: the others)
(bkz: the skeleton key)
  • propontis  (08.08.09 22:33:09 ~ 22:42:38) 
oldboy?


  • imfuckinlou  (08.08.09 22:33:54) 
(bkz: sting)


  • imfuckinlou  (08.08.09 22:34:14) 
next!


  • sourlemonade  (08.08.09 22:34:54) 
(bkz: layer cake)


  • yurdum insani  (08.08.09 22:34:55) 
spoiler:



(bkz: saw)
  • 44  (08.08.09 22:37:50) 
  • dambil  (08.08.09 22:41:10) 
  • baschar  (08.08.09 22:42:12) 
(bkz: the game)


  • gaia  (08.08.09 22:43:24) 
(bkz: sixth sense)


  • keah  (08.08.09 22:54:13) 
(bkz: fight club)
(bkz: the machinist)

  • keah  (08.08.09 22:58:05) 
oha nasıl söylenmemiş lan!?

(bkz: the usual suspects)

edit: ben duyuruyu okumayan bir gerizekalıyım.
  • cro magnon  (08.08.09 23:02:33 ~ 23:41:54) 
heist vardı iyidi bak.


  • bryan fury  (08.08.09 23:04:04) 
matchstick men nikılıs keyç


  • sokak cocugu  (08.08.09 23:05:41) 
the descent
identity
wild things
the prestige
donnie darko
children of men
changeling
mulholland drive
high tension
lucky number slevin
big fish
wind chill
martyrs
the uninvited
mindhunters
primal fear
the mist
the ring
  • ermanen  (08.08.09 23:17:52 ~ 23:26:37) 
  • killer  (09.08.09 00:13:45) 
(bkz: babel) film komple süpriz


  • buffy de vampir sayilir  (09.08.09 00:32:09) 
fight club:)

(bkz: dokuz)
  • atmosphere  (09.08.09 08:47:04) 
(bkz: match point)


  • think martini  (09.08.09 16:07:54 ~ 16:09:04) 
[]

Adsl modem sorunu

İş yerinde 4 makineye internet bağlantısı sunan modemimiz bu gün saat 17:30 gibi internet bağlantısını bir anda kesti.. Modemi bir daha açıp kapatarak düzelteceğimi düşündüm ama malesef sorun hallolmadı.. Daha sonrasında ttnet'e telefon açtım, telefondaki görevli "bağlantının olduğunu, modemin ayarlarının kaçtığını ve ayarları bir kere daha yapmam gerektiğini" söyledi.. Modem olayları da beni aştığı için bilgisayarcı bir arkadaştan yardım aldım.. ancak arkadaş ayarları düzgün yapmasına rağmen sorun yine de hallolmadı.. sonra hemen ttnet'e bir kere daha telefon açtık.. Durumu bir kere daha ilettik.. Sonrasında anlaşıldı ki modemin dsl bölümündek "act" ışığı yanmıyor.. Ttnet'e arıza kaydı yaptıktan sonra görüşmeyi bitirdik.. Artık ne zaman ilgilenirler bilmiyorum..

1- Bu "act" ışığının yanmaması telekomdan kaynaklanan bir durum mudur yoksa teknik bir sorun mu var ? Daha doğrusu bu modemlerdeki act ışığı ne anlama gelmekte ?

2- Modemin markası pikatel.. 4 bilgisayara birden internet sağlıyor acaba ağ ile ilgili bir ayarsızlık söz konusu olabilir mi ?

 
eğer dsl bölümündeki "act" adsl olduğunu belirten ve sürekli yanan ışık mı yoksa yanıp sönen bir ışık mı? eğer adsl ışığı ise ve yanmıyorsa sorun ttnet de yüksek ihtimal. data ışığıysa eğer o act ışığı o zaman modemin ayarları bozuktur ve modem bozuktur. sanırım modemin ayarlar bozulmuştur. ağ ile ilgili bir yarsızlıktan ziyade sorun nette.


  • sokak cocugu  (07.08.09 21:17:24 ~ 21:18:13) 
led etiketlerinden anladiğima göre act aktivite anlamına geliyor. Bu durumda adsl ışığı yanıyor değil mi? Modem arayüzünde ip aliyor ve port oturuyor olarak görünüyor mu? Örneğin 1024/256 hız IP adresi:85.x.x.x gibi. Bir de modelini yazsaydınız daha cok yorum yapardık. Eğer adsl var ve ip almış durumda ancak sayfa açamıyor iseniz daha başka bakmak gerekir.


  • ned flanders  (08.08.09 01:15:34 ~ 01:17:34) 
[]

Kpss Kursları Hakkında

kpss b kadrolarından birine yerleşebilmek için gelecek sene ciddi şekilde çalışmayı düşünüyorum.. "b kadrosu için kasmanın luzumu yok" düşüncesi oluşmasın şöyle bir durum var ki; genel kültür-genel yetenek kapsamındaki malum derslerden yaklaşık 6 senedir uzak kaldığım için pratiğimi yitirdim, sakata gelmek istemiyorum.. o süreden bu süreye hiçte işim olmadı bu derslerle ilgili.. açıköğretim işletme 1'de gördük ama o da bahsettiğim sürenin paralelinde yani olsun olsun 5 sene önce.. işin belli bir sistematik kazanması ve pratiği geri kazanmak için sadece bahsettiğim genel kültür-genel yetenek konulardan kursa gitmeyi düşünüyorum.. yanılmıyorsam aralık gibi başlıyor kursların büyük çoğunluğu.. acaba giden, memnun kalan ve memnun kaldığı yerin ismini benle paylaşacaklar var mı ? birde bu kurslar ortalama olarak kaç para civarında istanbul'da ? 1000-1200 tl den fazla mı ?




 
kitapları alıp kendin çalışabilirsin, genelde kpss a grubu için oluyor kursalr muhasebe, iktisat, huku, eğitim bilimleri vs. için... kitaplara göz atarsan gitmen gerekmediğini anlarsın, sadece oturu bir kaç kere okuman yeter b grubu için.


  • alchemistt  (29.07.09 17:36:53) 
@alchemistt

Şöyle söyleyeyim.. İşletme lisans mezunuyum ama hedefi yükseğe koyup hayal kırıklığına uğramaktansa düşük hedefle birşeylere ulaşmak istiyorum.. A kadroları benim için zor.. İşte çalışıyorum iktisat,işletme,hukukla falan uğraşırsam b kadrosu için önemli olan derslere gereken ağırlığı veremem.. b olsun benim olsun yani :) En büyük engel lise 3'ten bu yana 6-7 senedir bu derslerle hiç ilgilenmemem.. Açıkçası işimi de şansa bırakmak istemiyorum.. Yani olur ya evde kendi başıma çalışarak belli bir düzende ilerleyemezsem,motive olamazsam 2 sene kaybetme ihtimalim var, yaş 26.. Herhalde en azından dershane insanda ister istemez bir çalışma sistematiği oluşturuyordur.. Yani hafta sonu gidince hafta içi işten çıkınca ister istemez ya bu hafta neler işledik diye deftere kitaba bakıp merak edersin..
  • joehigashi  (29.07.09 17:55:11 ~ 17:57:05) 
:) o zaman haklısın, kurs bir anlamda motive edebilir. ama kpss a için de şansını deneyebilirsin sanırım öyle bir şeyler oluyordu, belli mi olur belki bir gaz ile kpss a'dan müffettiş olurusn, zaten çok umursamayanlar daha başarılı oluyro genelde sınavlarda.

bir de bu sene sonuna bir kpss sınavı daha olcak diyorlardı kaçırmamaya bak.
ben mesela kitapları aldım, 150 civarı bayıldım bir gün bile açıp bakmadım, gerçekten üstünden seneler geçince insan çalışamıyor istek kalmıyor, sana bol şans.
  • alchemistt  (29.07.09 18:00:45) 
hangi şehirdesin bilmiyorum ama ben bu sene nisanda yazıldığımda 750 liraydi gk-gy kurs ücreti. birde aralık ayı çok erken gibime geldi. gerçi iyi plan program yapmakta lazım.misal kpds yoksa bence önce kpds için kurs aramaya bak. ya bu kasım döneminde minimum 70 almaya bak, ya da mayıs2010 dönemindeki sınavı vermeye çalış. yok ben kasım için hazır olamam diyosan aralık ocak gibi kpds kursuna sonrada şubat mart gibi kpss kurslarına bak. ama nisan da biraz geç oluyor. en geç mart gibi kesin kpss kursuna yazıl.


  • copy paste  (29.07.09 22:55:55) 
ha bu arada kaynak kitap olarak ihtiyaç yayınları gayet güzeldir. yavaştan tarihe bakmaya başlayabilirsin. birde cumhuriyet filmleri olsun dizileri olsun kurtuluş falan filan onları seyretmekte bayağı işe yarıyor..


  • copy paste  (29.07.09 22:58:29) 
@copy paste

Kpds ile işim olmayacak yani şahsen dolambaçlı, yollardan değilde bir an evvel en basit şekilde devlet kadrolarına geçmek istiyorum.. Bu bağlamda da lisans mezunu olarak haziran 2010'da yapılacak sınavda genel kültür-genel yetenek kasıp iktisat işletme hukuka hiç bulaşmadan b kadrolarında üniversite mezunu için mevcut kadrolara atanmak istiyorum.. Bu arada ben istanbuldayım..Hangi kursa başvurmuştun ? Memnun kaldın mı eğitimlerinden ?
  • joehigashi  (29.07.09 23:55:05) 
ben sana tekrardan bir cevap vereyim. taze taze memur olmuş bir kişi olarak yazıyorum ben bunu. öncelikle kendine şehir ve kurum hedefi koy. alman gereken puanı belirle. ona göre çalışma mantığını kur. şöyle bir şey yapabilirsin mesela, bu sınava girecek 3-5 kişi bulursun. haftada 2-3 gün bu insanlarla müsait bir ortamda buluşur birlikte bir etüt tarzı bir şeyler takılabilirsin mesela. şahsen ben bu sınavdan çok yüksek puan alma hedefin yoksa kursu gereksiz görüyorum. hatta bazı kursların saçma ders konularına önem vererek sen başarısız kılabileceğini de biliyorum.
80 puan almak için kursa falan gitmeye gerek yoktur kanımca. 85 üzerine çıkmalıyım diyorsan o zaman düşünebilirsin ki ben hala gereksiz olduğunu savunurum. hangi illeri düşünüyorsun, hangi kurumları düşünüyorsun bunlar senin alman gereken puanı doğrudan etkileyecektir.
2009 da kpss sınavı olmayacak başka. o 2010 daki sınavın 2009 a alınacağı tamamen kolpa bir haber. resmi açıklama geldi bununla ilgili.
iyidir memurluk, sabah 8, akşam 5. haftasonu 2 gün tatil. hatta 23 nisan bile tatil. negzel.
  • jaaaccckkk  (30.07.09 03:24:51) 
ha ben ankaradayım yanlız. burada da karacan akademi'ye başvurmuştum.


  • copy paste  (04.08.09 19:02:41) 
[]

Özel kurslarda kayıt dondurmak ?

Merhaba.. Özel bir eğitim dershanesinin web tasarım kursuna gidiyorum.. Lakin bazı sebeplerden ötürü yaklaşık 8-9 ay boyunca kursa gitme şansım olmayacak, kursa ödeyeceğim bir senet falanda yok.. borçlu değilim yani.. Acaba bu tarz dershaneler maksimum 1 sene kayıt donduruyorlar mı ? Hani şu an kaydımı dondurup geri kalan kısmı 1 sene sonraki kurda devam ettirme şansım olabilir mi ? Tamam dershaneye telefon açmam daha doğru olacaktır ama şu saatte böyle bir imkanım yok, en azından yarına kadar da bir fikir edineyim sizin değerli görüşlerinizle ve tecrubelerinizle..




 
kayıt dondurmana gerek yok ki. kurs yöneticilerini ara sabah ve durumunu anlat. kurstan çok memnun olduğunu, seneye kaldığın yerden devam etmek istediğini söyle. olmaz derlerse de zaten senet menet yok, gitmezsin olur biter.


  • samanliktaki zuhtu  (31.08.09 21:32:35) 
[]

Kpss sorusu

2010'da yapılacak olan ve "b" kadrolarına atamanın yapılacağı kpss sınavına girmeyi düşünüyorum.. Lakin daha önce girmeyip büyük hata ettiğim için bu hususta hiçbir bilgim yok..

Lisans mezunuyum.. Bir arkadaşım lisans mezunu olmamdan ötürü kpss a sınavındaki genel kültür genel yetenek puanıma göre b kadroları için tercih yapabileceğimi söyledi.. Yani eylül'de daha doğrusu 2 senede 1 yapılan ve en son 2008 olan kpss sınavına lisans mezunu olmamdan ötürü giremezmişim.. Doğru mudur ? B kadrosunda tercih yapmam için lisans mezunları için düzenlenen kpss sınavındaki genel kültür genel yetenek sınavındaki puana mı tabiyim ?


 
Kısmen doğru söylemiş arkadaşın. sanırım tam bilmiyormuş o da.

B kadro memurluklara atanmak isteyen bir lisans mezunu iki yılda bir yapılan KPSS sınavına girmelidir. Bu sınav Lisans ve Orta öğretim mezunları için ayrı ayrı yapılır. Lisans için olanı haziran sonları, diğeri ise eylül gibi olur. Bu sınav en son 2008 de yapıldı. bir dahaki ise 2010 da yapılacak. Senin girmen gereken sınav, işte bu sınavdır.

arkadaşının haklı olduğu nokta ise genel kültür ve genel yetenek puanı konusunda. sen bu bahsettiğim sınava girdikten sonra b kadro memurluklar için başvuru yapmak istediğinde senin bu genel kültür ve genel yetenek sınavından aldığın puana bakacaklar. bu puan türü de "P3" diye geçer hatta.

şimdi diyeceksin ki "ee, kpss a sınavında da genel kültür, yetenek puanı hesaplanıyor. onunla b kadro memurluklara başvurabilir miyim? aynı şey değil mi?"
hayır değil, a kadrosu sınavı sadece a kadro memurluklar için geçerlidir. fakat sen dilersen, 2010 da gireceğin kpss sınavında; eğer alan sorularını (iktisat, maliye, eğitim bilimler vs.) çözersen a kadro memurluklar için gereken puanın da hesaplanır.
yeri geldiğinde de her iki kadroya da başvurabilirsin.
yani 2010 KPSS de başarılar sana şimdiden.
  • jaaaccckkk  (17.07.09 10:49:38 ~ 10:52:44) 
benim bildiğim ösym bitirdiğin en yüksek öğrenim düzeyi neyse ona bakıyor, o yüzden ön-lisansların sınavıyla yapmazlar atamanı.


  • dali dili havali korna  (17.07.09 11:00:04) 
@jaaaccckkk

Şimdi olay şu mudur ? Benim b kadrolarına girebilmem için haziranda lisans mezunları için düzenlenen sınavda genel kültür- genel yetenek sorularını çözmek ve puanım ortaya çıktıktan sonra boş kadroları beklemek midir ? Yani o halde işletme mezunu olaraktan eylül'de yapılacak sınav beni ırgalamayıp haziran'da yapılacak olan sınavın genel kültür genel yetenek soruları ilgilendiriyor ? Bu arada "a" kadrolarında gözüm yok.. Zaten özel sektörde bir işte çalıştığım için istesemde iktisat, işletme, hukuk, maliye'ye vakit ayırmam imkansız..
  • joehigashi  (17.07.09 11:10:33 ~ 11:11:29) 
aynen öyle. işletme mezunu olarak sınava başvurunu yapacaksın. 1 ay kadar çalışıp güzel puanını alacaksın. sonra oturup bekleyeceksin. muhtemelen sınavdan sonraki kasım-aralık gibi ilk atamalar gerçekleşecek. puanın yeterse kazanırsın, olmadı 2012 sınavına kadar o puanının geçerliliği olacak. bu süreç içerisinde çeşitli atamalar olacak. sen de deneyeceksin.
1 ay çalışma kısmında tabi durumunu falan tam bilemem. öyle dedim ama 1 ay çalışıp sonra niye olmadı deme bana. bir işletme mezununun 85 puan alması gayet yeterli olur. çok büyük ihtimalle ilk atamada (ankara hariç diyelim) atanırsın. olmadı ikincide yerin garantidir.
fakat hemen önemli bir noktayı daha söyleyeyim. ilk atamada atanırsan bir yere, gidip çalışsan da, çalışmasan da, beğensen de, beğenmesen de o puanın geçerliliği biter, diğer atamalarda tercih yapamazsın.
  • jaaaccckkk  (17.07.09 11:39:00) 
bence 2001eylülünde yapılacak olan b grubu sınavına da lisans seviyesinden girmelisin yeni ben gir deerim şahsen :)


  • modoniyon  (17.07.09 12:22:21) 
[]

Kediotu bitkisi hakkında bilgi

Sözlükte bilgi var ama verilen bilgiler beni pek tatmin etmedi.. Bu bitkisel hapı sabahları artık müzminleşen yorgun kalkma modundan kurtulmak için kullanmayı düşünüyorum.. Lakin ucuz bir şeyde olmadığı için bir işe yaramazsa eğer parayı sokağa atmış olurum.. Acaba bu haptan ve bitkiden fayda gören birileri var mı ?




 
bünyen saglamsa kedi otu bi işe yaramaz ancak pisikolojik etki yapar, ben nasil olsa bitkisel die 3 kapsül icerdim ancak 3 kapsül uyumama yardım ederdi, bilmiyorum belki de ben öküz bünyeliyim ama tavsiye etmiyorum, onu icicegine relax cay vardi bi zamanlar, bi kac fincan ondan ic.


  • saturndeki salyangoz  (12.07.09 20:53:32) 
bitkisinin kokusu çok feci. dört yudum sonra bunu içecek hale nasıl geldim diye düşünmeye başlamıştım ben. iyileştirici yanı budur belki de. kısacası insan için değil, bırak kediler nasiplensin. tabi midem sağlam diyorsan o başka.


  • zihuatanejo  (12.07.09 22:57:59) 
ben tam da senin kullanmayı düşündüğün sebepten dolayı kullanmıştım çok fayda gördüm. bitkisinin kokusuna katlanmak gerçekten mümkün değil, bazı aktarlar bile kokusu yüzünden satmıyorlar bunu. o yüzden bence haplarından alın.


  • hayali arkadaş  (13.07.09 01:17:41) 
@hayali arkadaş

ne şekil kullandın ? Hangi zamanlarda günde kaç defa aldın ?
  • joehigashi  (15.07.09 00:18:25) 
markasını hatırlamıyorum ama aktardan almıştım. şişelenmiş haptı, solgar falan gibi bi markadır herhalde.
hapı bile biraz kokuyo.

  • hayali arkadaş  (16.07.09 21:37:05) 
[]

Duş jeli vs Sabun ?

Şahsen sabundan öte temizlik maddesi kullanmazdım.. Geçenlerde tamam itiraf ediyorum 45 dakika önce bu kadar övülmesine mütevellit nivea marka duş jelini kullanayım dedim ve tam bir hayal kırıklığı ile karşılaştım.. Neredeyse kutunun yarısını boşaltmama rağmen bu duş jeli denen meret doğru düzgün köpürmemişti bile.. Duşun yarısında tekrar sabuna döndüm.. Böyle midir bu duş jelleri genel olarak ? Birde örgü lif kullanıyorum ondan dolayı köpürmemiş olabilir mi ? eğer bütün duş jelleri bu şekilse bizim beyaz sabunumuzun suyu mu çıktı yahu




 
palmolive ve duru kullanıyorum, genelde az köpürüyorlar ve çabuk bitiyor. ama yine de vazgeçilemiyor :( onun kadar güzel kokan sabun bulsam sabun kullanırım.


  • clementine  (03.07.09 02:29:56) 
sabunlarin cogu cildi kurutuyor o yuzden dus jeli tercih ediliyor. kopurenleri de var aslinda. ben hem dus jeli hem sabun kullaniyorum, sabunu iyisinden seciyorum ama.


  • ermanen  (03.07.09 02:39:57) 
örgü lifle köpürmemesi doğal, süngerimsi şeyler var duş jeli onunla güzel oluyordu


  • cisegu  (03.07.09 02:46:29) 
"ipek"in gelincik isimli kırmızı bir duj jeli var, kokusu muhteşem. 5-6 senedir kullanıyorum. tavsiye ederim...


  • jhan2  (03.07.09 02:50:24) 
örgü lifiyle köpürmez zaten.onun özel bi lifi var.bi ara duru duş jeliyle birlikte veriliyordu.ucuz bişeydir.git al istersen.


  • rnks  (03.07.09 03:14:29) 
Dove dus jeli derim baska bir sey demem.


  • msb  (03.07.09 03:23:44) 
duş jeli boşa rep'lenen bi şeydir. milletin abartısı her olayda olduğu gibi. sabun gibisi asla olamaz. bi de bana yapış yapış geliyor duş jeli. genel olarak böyle. titiz adamın işi değil. temiz olmuyor. kokusuna kanmamak lâzım.


  • acikcasi dehsete kapildim  (03.07.09 04:33:27) 
bir kere sabundan çok daha iyi köpüren birşey duş jeli. hem de azcık birşey yeterli oluyor yani bir aydan fazla dayanıyor bana bir duş jeli öyle söyleyim. bu durumda tek sorun örgü lif, onun yerine renkli renkli naylon malzemeden lifler var ince ince iplerden oluşan, onlardan alın farkı göreceksiniz.


  • prodeq  (03.07.09 09:03:59) 
Sunger, ince plastik agdan yapilan o seyler veya orgu bezler ile sorunsuz kopurur dus jelleri. Hem de hizli kopurur. Kullandiginiz seye dokdukten sonra birazcik citileme hareketi yapin, yeter.


  • wpi  (03.07.09 09:12:09) 
Ben de yıllardır dove sabun kullanırdım, sonra lif yerine doğal sünger kullanmaya başlayınca sabun yeterince köpürmemeye başladı, ben de o yüzden duş jeline geçtim. Yani normalde duş jelleri daha fazla köpürür. Hatta niveanın active3 ü deli gibi köpürmeli çünkü traş köpüğü niyetine bile kullanılabiliyor alet...


  • selimse  (03.07.09 09:56:47) 
pofuduk banyo şeylerine bir oy da ben veriyorum. onlarda da sabun verimli olmuyor, yani kullanacağınız jel mi, sabun mu ona göre karar verin derim.

sabuna alışkın bünyede jel temizlik hissi vermiyor. jeller genelde nemlendiriciler falan içerdiği için sabunun ciltte yarattığı "gıcır gıcır oldum" hissiyatını yakalayamıyorsunuz. sanki iyi temizlenmemişsiniz gibi hissedebilirsiniz. ama cildi kuru olanlar için de faydalı tabi
  • mermaid  (03.07.09 10:26:55) 
abi o resmini koydugun duş jeli bence muhteşem canavar gibi de köpürüyor parfümü de güzel. sana acaip bir ürün gelmiştir. + o duş jeli ile denedim traş olabiliyorsun, + ben şampuan yerine kullanıyorum. Başka duş jeli deniyceksen sana palmolive'in aromaterapi serisini + yeşil ve mavi olan steam bath ve deniz mineralleri serisini öneririm. Bir de dove un sade janjanlı olmayan beyaz bir modeli var o güzel


  • joepiscopo  (03.07.09 10:33:39) 
www.debiltd.com

lif olarak bunlardan kullan. duş jeli süper bir icat :)
  • jamesjersey  (03.07.09 11:29:15) 
hımm.. yorumlardan anladığım kadarıyla sorun zannedersem benim kullandığım örgü liften kaynaklanıyor..bir üstteki arkadaşın dediğini lifi alayım birde.. Bakalım köpürecek mi bu sefer


  • joehigashi  (03.07.09 12:45:33) 
sabunlar ıslan, kuru, ıslan vıcık vıcık ol, ıslan elalemin saçları üstünde kalsın gibi iğrençliklere sahne olduğundan duş jeli candır


  • ilse  (03.07.09 13:40:23) 
duş jeli köpürmez.


  • atmosphere  (03.07.09 15:03:34) 
[]

bir whitney houston şarkısı

Hareketli bir şarkıydı.. Klibinde whitney abla bol bol yırtık kot pantolonu ile dans eder sonra da bir adamın motorsikletine binip giderdi.. Neydi bu şarkı ? Acaba bu klibi anımsayan şarkının ne olduğunu çıtlatabilir mi ?




 
I'm your baby tonight


  • rachel  (28.06.09 23:50:46) 
[]

Bilgisayarcı işleri

Bu nasıl iştir ben çözemedim.. Markalı bir bilgisayar alacağız.. Modeli falan da beğendik.. Ama iş ödeme safhasına geldiğinde bu markalı bilgisayarı satacak olan satıcı ''abi siz kredi kartı numaranızı verin ben bunu bilmemnereye bildireceğim, o şekilde satış gerçekleşecek'' diyor.. Hemde bunu yapan casper bilgisayar satıcısı.. Hayır herşeyi geçtim karttaki limit acaip fazla.. Elektronik ortamdan bilmemkime iletilebilecek konumda bir kart değil yani.. Neyse o iş bozuldu bu sefer ''crea'' bilgisayar yetkili satıcısına gittik o da aynı şeyleri söyledi.. Kredi kart numarasını elektronik ortamdan bilmemnereye ileteceklermiş.. Ya nedir bu işler ben anlamadım.. Pos makinesinden niye çekmiyorlarda böyle tüketiciyi zorda bırakacak işlere giriyor bu ünlü firmaların yetkili bayiileri ?




 
sanal pos kullaniyorlardir kendi satis sistemleri uzerinden.


  • sourlemonade  (26.06.09 10:38:52) 
ödemeyle alakalı değil ama casper veya crea almakta kararlı mısınız?


  • sotw  (26.06.09 11:54:49) 
modeli madem beğendiniz ve kredi kartı kullanacaksanız onun yerine ucuzal.com.tr gibi sitelerden alın.


  • emininsel  (26.06.09 11:57:24) 
casperdan uzak durun lütfen


  • nl extreme  (26.06.09 12:08:05) 
hocam markalı demişsin ama casper ve crea marka değiller ki.
hele casper tam sallamasyon. iş alırsın başına.
adam gibi toshiba,hp,asus falan al derim acizane..
  • zeki baba  (26.06.09 15:59:10) 
[]

İkinci el kitaplar nerde değerlendirilir ?

aynen böyle.. Elimde okuduğum ve bir daha okumayacağım kişisel gelişim, roman vb tarzı kitaplar var. En azından bunları 3-5 liraya satabileceğim istanbul avrupa yakası sınırları içersinde bir kitapçı biliyor musunuz ?

Not: Bakırköy'de tren istasyonu üstündeki kitapçılara sordum. Ne hikmetse ikinci el kitap alınır diye koca koca afişlerle yazmalarına rağmen hepsi duddak büktü, hiçbiri almadı. Hatta onu geçtim ukalalık bile yapan oldu. Hem fiyat soruyorlar ne kadar istersin diye sonra bir şey söyleyince yok kitap falan almıyoruz, ihtiyacımız yok diyorlar. Yok mudur başka bir yer ?


 
internet üzerinden (hepsiburada vb. sitelerde) satmayı deneseniz?


  • hia  (20.06.09 20:35:47) 
hepsiburada.com ikinci el kitap alıyor mu ki ?


  • joehigashi  (20.06.09 20:40:01) 
gittigidiyor.com olabilir. siz kullanıcı hesabı açıp, fiyat belirleyip satacaksınız.


  • tabudeviren  (20.06.09 21:24:05 ~ 21:24:17) 
kitaplarını listele burada sat.


  • radikalherif  (20.06.09 21:28:38) 
hepsiburada.com olmazda gittigidiyor.com ya da sahibinden.com olabilir. hepsiburada da ikinci el ürün olmaz.


  • rurouni  (20.06.09 22:32:14) 
Beyazıt'ta sahaflara sorabilirsiniz.


  • mavi karanlik  (20.06.09 22:33:10) 
en temizi sahaflar. buradan bir arkadaş 3-5 tlye satıyordu sordum 1 kişi almamış. ben taşınırken gittigidiyorda ücretsiz dağıttım sadece kargo ödeyin dedim gıcır gıcır 20-30 tllik kitaplar sadece 3 kişi aldı :) öyle böyle de değil ha. yaşar kemal, orhan pamuk, oğuz atay, elif şafak, ahmet ümit her bir şey vardı. html giriş kitabı, adobe teknikleri ve safahat dışında bir tane bile gönderemedim :) (satamadım demiyorum bak ücretsiz veremedim)


  • oztokyolu  (20.06.09 23:10:51) 
bazı sahaflarda okumak istediğiniz kitaplara karşı takas edebilirsiniz. aslıhan pasajı'nı öneririm.


  • alkolikfedai  (21.06.09 02:42:55) 
taksim-beyoğlu balıkçılar çarşısının içinde bir pasajın alt katında sahaflar var, oraya sorabilirsiniz. (galiba aslıhan pasajı da orası oluyor?)

ama kişisel gelişim kitapları pek para etmez, tanesine 1 lira verse şükredin, çünkü zaten ancak 2-3 liraya satabiliyor, o da belki. romanlar da yazarına göre değerlidir.
  • ashh  (21.06.09 11:16:00 ~ 11:17:33) 
[]

videoda çalan şarkının adı nedir ?

www.timsah.com

soru başlıktaki gibidir. repertuarı geniş olan arkadaşlar el atarsa çok mesut olurum.


 
  • osuruklu  (18.06.09 21:18:33) 
  • ermanen  (18.06.09 21:20:25) 
[]

Fotoğrafçılık, raw modu ve photoshop

Merak ettim.. Fotokritikte fotoğraflara bakıyorum çekilen fotoların büyük çoğunluğu çeşitli bilgisayar rötuşlarıyla düzenlenmiş ve yorumcuların ''müthiş kompozisyon, harika çalışma'' eleştirileriyle dolu olan çekimler.. Acaba fotoğrafla uğraşan kişiler olarak siz şu fotoşop olayına, raw moduna yani resimlerin çekildikten sonra düzenlenmesi olayına nasıl bakıyorsunuz ? En güzel fotoğraf hiçbir müdahaleye uğramayan, olduğu gibi çekilen fotoğraf değil midir ? Sozlukte fotoğrafla uğraşan arkadaşlar ne düşünüyor merak ediyorum..




 
photoshoptan ziyade bazi resimlerde lightroom veya makinenin kendi edit programiyla minik düzeltmeler yapilmasi iyidir. yani güzel bir kompozisyon bulup ufak ışık hataları yaparak kompozisyonu harcamak acı geliyor. şahsen her cektigim fotografi hem arw hem de jpeg olarak sakliyorum. uzerinde minik degisiklikler (Saturation, noise v.s.) yaptiklarimin orjinal halleri de kaliyor. ama photoshopla bokunu cikartmaya karsiyim evet. kanaatimce o zaman fotograf ceken degil fotograf editleyen oluyorsunuz.


  • mat couthon  (17.06.09 21:43:28) 
elbetteki en iyi fotoğraf manipule edilmemiş olanıdır. ama günümüzde photoshop ve türevlerinin aşmış durumda kullanılması ile gerçek fotoğrafçılık teknikleri arka planda kaldı ne yazıkki. önüne geçilemeyeceği için bunu kabul etmek gerekiyor bir yerde(şayet ihtiyaç ise).
fotoğrafları da iki ayrı kategoride incelemek gerekiyor bu durumda; manipülasyon görmüş ve görmemiş olarak.

hiçbir fotoşap eseri usta bir fotoğrafçının müdahalesiz fotoğrafının yerini tutamaz illaki.
  • pandoraninkutusu  (17.06.09 21:45:49) 
bence el değmemiş, işlenmemiş fotoğraf candır. ama işlenince çıkan süper sonuçlar da canandır. tepkili olmaya gerek yok. tarz meselesidir. dileyen analog çeker el bile değmez, dileyen fotoğraf daha karta bile düşmeden bin filtreden geçer ve enfessonuçlar verir... Ama sıkıyorsa fotoşopsuz gelinsin yani :]


  • mhm  (17.06.09 21:58:00) 
bir, resim değil fotoğraf. (fotoğrafçılar çok kızıyor buna)
iki, dijital manipülasyon fotoğrafçılık içinde ayrı bir koldur zaten, kolaj falan yapıyorlar, kesip biçiyorlar. diğer taraftan sizin dediğiniz küçük düzenlemeler filmle çekilen fotoğraflarda da yapılıyor. karanlık odada bile ışık ayarlamaları gibi çeşitli düzenlemler teknik olarak mümkün ve profesyonel bütün fotoğrafçılar bunları yaparlar. dolayısıyla dijital müdahaleler de abartıya kaçmamak kaydıyla hoş karşılanmalıdır bence.
maksat seyir zevki veren ve mesajı olan bir fotoğraf yaratmaksa ve müdahaleler de buna yardımcı oluyorsa neden hor görelimki.
  • berdush  (17.06.09 22:28:32) 
sanırım siz hdr tekniğinden bahsediyorsunuz, bana da çok yapay geliyor. fotoğraf değilde yağlı boya tabloya bakar gibi oluyorum


  • lngrad  (17.06.09 22:32:47) 
dijital fotoğrafçılıkta düzenleme yapmamak imkansız gibi artık. ama buna illa kötü yönden bakılmamalıi o da işin sanat kısmının bi parçası. ciddi güzel bir fotoğraf oluşturacak şekilde editlemek de zor bir iş sonuçta ve sanatçı sanatçılığını o aşamada da konuşturuyor.
"ayrıca resim değil o fotoğraftır" demek de yanlış. fotoğraf da bir resimdir. basitçe bakıldığı zaman fotoğraf çekmek, ışığı kullanarak, özel bir kağıt üzerine resim çizmektir.
(bkz: camera obscura)
  • hardal  (17.06.09 23:35:50) 
1. djital geldi mertlik bozuldu düşüncesi saçmadır. dijital değil de film çekince fotoğrafa müdahale yapıl(a)mıyor mu sanki ? neredeyse 100 senedir yapılıyor nitekim. yani bu konu film/dijital ikiliğine falan dayandırılamaz.

2. fotoğraf çekmek eylemi kendi başına müdahaleci bir eylemdir. "olduğu gibi çekmek" diye birşey yoktur. fotoğrafladığınız konuyu çekerken kullandığınız açı, objektif, hatta fotoğrafı kullanma şekliniz ve daha bir sürü şey doğruca müdahale oluşturur. kısacası fotoğraf çekerken kullandığımız tüm değişkenler zaten bir müdahaledir.
  • dumur  (18.06.09 00:09:20) 
şimdi kendi adıma konuşim. çektiğim fotoğraflardan fotoşoptan geçen olursa benim gözümde değeri kalmıyor. sevmiyorum. üvey evlat muammelesi gösteriyorum. ancak özel durumlarda kullanıyorum ve bununda belirtiryorum. fotoğraf üzerinde digital ortamda manipulasyon yapmak ayrı bir iştir. bir kere baştan yanlış yoldasınız. fotomanipulasyon diye birşey vardır ve hakkını vererek kullanana saygı duyarım. ama fotokritik şimdiye kadar rastladığım en saçma platform. fotoğraflarınızı oraya upload ediceğinize gidin market önündeki gençlere gösterin, inanın ki daha mantıklı tepkiler alırsınız. kullanmıyorum kullandırıtmıyorum. nedeni ise bir arkadaşımın fotoğraflarına (kendisi de sözlük yazarıdır)"keşke hiç çekmeseydiniz" gibi yorumların utanmadan yapılmasıdır. fotomanipulasyona ilgi duyuyorsanız çok meşekatli bir iştir, fotoğraf çekmenin ötesinde bambaşka bir kulvardır. birkere bunun iyi ayırt edin. kolay gelsin.


  • la grande  (18.06.09 00:21:39) 
photoshop ile yapılan müdehaleler ikiye ayrılır:

1 - rengini, tonunu, kontrastını, kadrajını falan ayarlarsın ki bu işlemlerin hepsini karanlık odada kart baskısı ve banyosu yaparken de yapmak zorundasındır. ayrıca analog olarak çok zor olan temizlik işlemlerini de bu kategoriye sokabiliriz, lekeleri silme, tozları veya fazla noise temizleme gibi..

2 - manipülasyon dedikleri işlemler, kesme yapıştırma, hdr, ldr gibi aşırı ton değişiklikleri vb. işlemler ki bunların da hemen hemen hepsi aslında analog alarak yapılabilen ama üstün bilgi ve deneyim ile başarıya ulaşılan şeylerdir.

önemli olan, fotoğrafa dokunulsun ister misin, istemez misin, odur. photoshop sadece bu işleri kolaylaştırdığı ve yaygınlaştırdığı için günah keçisidir.

bir fotoğraf gerçekten iyiyse, bunu net bir şekilde ayırdedebiliyorsan,
neyle nasıl yapıldığının ne önemi var?
  • ashh  (18.06.09 14:15:37 ~ 14:18:10) 
[]

Canon eos 450d resimlerin beyaz çıkması

Evet arkadaşlar aynen başlıktaki gibi.. İlk slr makinemi aldım ve tercihimi canon eos450d'den yana kullandım.. Süper fotoğraflar elde etmeme rağmen şöyle bir durum var ki çektiğim fotolar genelde beyaz tonlarda çıkıyor, yani renklerdeki canlılık fotoğraflara pek yansımıyor.. Sebebi ne olabilir ? acemi olduğum için kafama göre bir kaç ayarı kurcaladım ama hala renklerdeki canlılığı fotoğraflara yansıtamadım beyaz yoğun fotoğraflar elde ediyorum.. Özellikle gündüz çekimlerinde renklerdeki canlılığı fotolara yansıtmam için ne gibi ayarlar yapmam lazım ?




 
iso değerlerinden olabilir.


  • rentts1  (17.06.09 11:00:03) 
pozometreyi kullanıyo musun?


  • teritori  (17.06.09 11:02:28) 
@rentts

Zaten günlük çekimlerde en düşük iso değeri olan 100'ü kullanıyorum..

@teritori

pozometreyi kullanıyorum ama pozometre o kadar hassas ki en ufak bir açı değişikliğinde hemen denge ayarından şaşıyor.. Bazı ışık ayarları var en son ondan şüphelendim ben.. Awb, florasan, gün ışığı gibi.. Bunlardan olabilir mi renklerin canlı çıkmaması ?
  • joehigashi  (17.06.09 11:02:45 ~ 11:04:17) 
lcd ekrana bak, -2, -1, 0, 1, 2 gibi değerler olacak. fotoğraf çekerken o değer 0'ın sağında mı çıkıyor? onu 0'da dengelemeye çalış.

program (P) moduna al öyle çek, sonra makinenin hangi değerlerde çektiğine bak, manuel moda (M) geçip o değerler üzerinde kafana göre oynayabilirsin.
  • deckard  (17.06.09 11:02:52 ~ 11:03:48) 
örnek bir fotoğraf alırsak pek de güzel olurdu...

iso değerlerinin yüksekliğinden olur, az pozlamaktan olur.. sebep çok..
  • vital  (17.06.09 11:04:17 ~ 11:05:18) 
şu an iş yerindeyim.. Öğlen eve uğrayacağım.. Ordan çektiğim bir foto örneğini buraya koyarım..


  • joehigashi  (17.06.09 11:05:02) 
@joehigashi, "Awb, florasan, gün ışığı gibi.. Bunlardan olabilir mi renklerin canlı çıkmaması?"

bu bahsettiğin white balance. renklerin canlı çıkmaması bununla ilgili tabii ama ilk sorduğun soru fotoğrafların overexposed olmasıydı. renklerin canlı çıkmamasıyla fotoğrafların aşırı beyaz çıkması (overexposed olması) farklı şeyler.
  • deckard  (17.06.09 11:07:58 ~ 11:10:47) 
çekilen fotoğrafları makinede incelerken histograma bakın, histogram sağa yanaşmışsa fotoğraf overexposed/fazla pozlanmış, sola yaslanmışsa underexposed/az pozlanmıştır. dengeli bir histogram da çan eğrisi gibi görünür hemen hemen. beyaz ayarı (white balance ise awb de olsun en azından başlangıçta, siz elle beyaz ayarı yapmayı öğrenene kadar) bu arada makineyle beraber gelen el kitabını OKUYUN. Bitirince tekrar OKUYUN :D. yıllardır D-SLR kullanırım, hala arada sırada el kitabını okuyup vay be dediğim şeyler çıkıyor.


  • justaddwater  (17.06.09 11:56:14) 
contrast-saturation-color tone üçlüsünü de bir kurcalayınız efenim.


  • paradoxical  (17.06.09 15:13:28) 
[]

Çoklu cdleri dvd'ye yazma

Mesela 4 cd'den oluşan bir programım ya da oyunum var.. Ben bunu bir tek dvd'ye atmak istiyorum.. Nasıl başarabilirim ? Yani dvd'ye öyle atayım ki setup yaparken hiç cd isteme derdiyle uğraşmadan direkt olarak programı dvd'den kurayım.. Mümkün müdür ? Mümkünse nasıl olur ?




 
Ben bir oyuna yapmıştım bunu. Balder's Gate.

Bir klasör aç. 4 CD'yi oraya kopyala. Nero ile klasörün içindekileri iso yap. Daemon tools ile oyunu yükle ki düzgün yaptık mı diye kontrol olsun. Her şey OK ise DVD'ye yaz.
  • pichoscosama  (16.06.09 20:02:29) 
gamecopyworld.com sitesinde ve forumlarında gerekli dosyaları bulabilirsin. her dosyayı dvd ye atıp yazdırmak her oyunda işe yaramaz. özel hazırlanmış .msi dosyaları gerekir çoğu oyunda.


  • carnicero  (16.06.09 20:05:38) 
[]

Kedi köpek kovucular işe yarıyor mu ?

Merhaba.. Bahçemizin arka kısmına domates, biber ve çeşitli sebzeleri binbir emekle ekiyoruz. Amma velakin kapımız yabancı hayvanların girişine müsait olduğu için kediler köpekler girip binbir emekle ekilen fideleri berbat ediyorlar.. bizim emeklerde boşa gidiyor malesef.. Araştırdım da piyasada manyetik kedi kovucular falan varmış.. Bunları kullanıpta fayda gören ya da faydalı olduğuna şahit olan biri var mı acaba ?




 
manyetiklerini değil de, toprağa dökülen cinsten olanlarını kullandık biz. onlar işe yarıyor.


  • ne bok yedim ben  (16.06.09 10:45:14) 
bi keresinde manyetik olan köpek kovucuyu bi ev köpeği üzerinde denemiştim işe yarıyo mu diye hayvan evin en ücra yerine gitti pustu kaldı ama dediğim gbi ev köpeği olduğu için çıtkırıldım olabilir, bi k9 üzerinde nasıl bi etki yapar bilemiyorum.


  • rentts1  (16.06.09 10:49:43) 
kediyi bilmem de köpekte yarıyor. kedide de fark yoktur sanırım.


  • abtash  (16.06.09 12:33:14 ~ 12:33:29) 
Kediler üzerinde işe yaradığını defalarca gördüm.


  • hiko seijuro  (16.06.09 13:07:35) 
marka model tavsiye eden var mı? yazlıkta biz de aynı dertten mustaripiz.


  • lykos  (16.06.09 14:26:00) 
evet marka model tavsiye ederseniz çok iyi olur..


  • joehigashi  (16.06.09 14:39:11) 
dazer marka olanı piyasada en yaygınıdır, köpeklerde etkili ama kediler için kesin birşey diyemem


  • lngrad  (16.06.09 15:26:42) 
üniversitedeyken hocalar araziye çıkarken kullanıyorlardı manyetiklerini, işe yarıyormuş gerçekten.


  • nyx  (16.06.09 17:37:14) 
dazer işinize yaramaz
yani şöyle tabiki kediyi de köpeği de uzaklaştırır lakin tetiğine basınca çalışır size 7/24 etkin bir kovucu gerekli

dazer ın sürekli çalışanı var mı varsa pil dayanır mı bilemiyorum
  • inspectorjavert  (16.06.09 21:58:38) 
[]

Fotoğraf makinesi alacağım nelere dikkat etmem lazım ?

Evet bir kaç güne kadar canon eos 450d almayı planlıyorum. Bu benim ilk slr makine alışverişim olacak o yüzden nelere dikkat etmem konusunda pek bilgi sahibi değilim.. İlk etapta nelere dikkat etmem gerekir ? Ya da bu tarz alışverişlerde neye önem vermeliyim ? Makinenin hangi kısımlarına dikkat etmem gerekir ? Hayyamda tavsiye edeceğiniz bir esnaf var mı ?




 
tireşim engelleyici özelliği olması önemli, deklanşör gecikme hızı önemli, ISO değeri önemli.. Keşke makine alırken bir haftalık deneme süresi verseler, ben kendiminkini aldığımda o kadar dikkat etmeme rağmen gözden kaçırdığım noktalar olmuştu. O nedenle iyice araştırın, mümkünse değişik ayarlarda bir kaç kare çekim yapın (makineyi düşürmemeye dikkat ederek tabi:-) sonra kararınızı verin.


  • seniorfaruk  (12.06.09 13:23:07) 
hayyam'da babataş'a gidebilirsin. Şener ya da Yılmaz abi yardımcı olabilir sana.

şunlar da yardımcı olabilir, fikir baabında;
(git: 77482)
(git: 68127)
(git: 66548)
(git: 47196)
(git: 46612)
(git: 45024)
(git: 44688)
  • paradoxical  (12.06.09 13:41:29) 
eğer bütçeyi denkleştirebilirsen kamerayı sadece body olarak alıp daha güzel bir lens al. zira kitlensi pek işlevsel bir lens değil 450d'nin.


  • teritori  (12.06.09 13:48:00) 
Alacağınız makineye karar vermişsiniz, güzel de bir seçim olmuş, şimdiden "hayırlı olsun" diyelim.
Makineye karar verdiğinize göre özellik tavsiyesi olarak "şu özelliğe dikkat et" demek yersiz olur. Bu sebeple;
Makineyi alırken yanında verilen lense dikkat edin, şayet aynı fiyata, sizin kullanım amacınıza daha çok hizmet eden bir lens ile alabiliyorsanız, bunu bir fırsat olarak değerlendirin, ayrıca alırken mutlaka deneme yapın, uzun süre teşhir olarak kalmış bir lens vermeye çalışırlarsa tozdan, pürüzden bunu anlamalısınız.
Bir de dikkatimi çeken nokta olarak canonların mükemmel fotoğraf kalitesine rağmen fotoğrafların kenarındaki bulanıklığın makineden makineye değişiklik göstermesi, alırken çektiğiniz fotoğrafın köşe noktalarına bakarak şayet göze batacak kadar bulanıklık görürseniz farklı bir body alınız.
Tabii ki makinenin kasasına, çiziğine, eziğine, pil yuvasının aşınmış olup olmadığına, mod seçim düğmesinin kemikli bir şekilde geçip geçmiyor olduğuna bakmak gibi ilk aklınıza gelecek noktaları yazmaya gerek yok, yine de yazmış bulunduk :)
Hayırlı olsun.
  • inshroud  (12.06.09 13:52:49) 
lens için şuraya bakabilirsin;
(git: 64406)

  • teritori  (12.06.09 13:54:14) 
ilk DSLR ise kit lensi ile birlikte alın. söylenene göre 450D'nin kit lensi olan 18-55 IS, daha önce canon'larla birlikte verilen 18-55 (IS olmayanı)'na göre çok daha iyiymiş. tamron 17-50 falan çok iyi deniyor ama pahalı ilk aşama için. ilk aşamada kit lensiyle alın. ben de öyle yapacağım galiba.

sıfır alacaksanız zaten teşhir, toz, vs gibi kaygımız olmaz herhalde. kutusuyla getirip verecek. bir de orada deneme şansınız olmaz belki ama en kısık diyaframda bembeyaz bir duvar çekin ve fotoşokta auto level verip inceleyin. ölü piksel neyin kontrol edin.
  • kibritsuyu  (12.06.09 14:25:25) 
Fotoğrafı makine çekmez sen çekersin.
vga cep telefonu ile 50cm x 70cm matbaa baskısı yapmışlığımız bile var.

2 yıllık Canon 400D kullanıcısıyım.Kitlens (is olmayanı) ideal ayarları yakalarsan tatmin edici olabilir.(zamanla alışmaya ve ışığa göre değişmekte kalite.)

Ben 28-135 is usm ile kullanıyorum makinemi otoshow da ışık sorunu yaşadım mesela birazda dar kalmıştı.
Arkadaşımın birisi IS kitlensi aldı denedik oldukça ideal bir ürün.
Tamron 17-50 f/2.8 bu aralıkta ki main zoom lens için ikinci parti üretici lensler içerisinde en iyisi (Canon da da 17-50 f/2.8 is usm var 2-2,5 katı fiyatı ancak tamron a göre)(ikinici parti derken tamron - sigma fiyat/performans ürünleri sunarlar canon - nikon - sony ye de lens üretirler korkulacak bir yanı yok.)

Canon da 400D - 450D piyasaya düştümü bilmiyorum ama 500D.
Nikon da d80 - d90 korkunuz olmadan alacağınız ürünlerdir.
dSLR larda bence en önemli olay elinize aldığınızda ne hissettiğinizdir.
kalite hepsinde benzer sonuçta.

Konuya Ekleme:

Hayyam da en iyi fiyatı şimdiye kadar hep Odak fotoğraf Mustafa abiden aldım.
Girişte ki eski aydınlar yeni adı neyse işte olan yer ise oldukça kazıktır misal.
  • sozluknickmiverulan  (12.06.09 14:45:20 ~ 16:33:02) 
2. cevaptaki Babatas'dan 400d aldim, cok ilgililer. Bazi ufak problemleri ucretsiz hallettiler hatta garantinin dolmus olmasina ragmen (votka sicramis flash kapagi acilmiyordu)..

Ilk makinaniz olcaksa en ucuz body, artan parayla lens diyorum. ikisinide ucuza getirmek icin Sony alfa serisi diyorum. Kit lensi canonun kit lensinden cok daha iyi. ama Canon un avantaji lenslerinin kolay bulunmasi tabiki..
  • theli  (12.06.09 15:01:06) 
açıkçası ben babataşla'da telefonda görüştüm.. evet baya telefondan ilgili, kibar davrandılar ama fiyatları bana uygun kaçmadı.. Bana en uygun fiyatı refleks fotoğrafçılık ile macro foto verdi.. ben kitlens ile almayı düşünüyordum ama fikirleriniz ışığında body alıp ayrı lens ile takviye yapmak daha uygun geldi şimdi..


  • joehigashi  (12.06.09 16:05:35 ~ 16:06:23) 
[]

Anne kedi ve yavrusunu bırakmak için en ideal yer

öncelikle Lütfen kimse bana kızmasın.. Yaklaşık 2.5 ay önce iş yerimizin kapısına yavrulayan ve erkek kedilerin korkusundan kakasını bile yapmaktan çekinen dişi kedimizi evimize aldık.. En güzel mamalarla besledik.. Yavrularını anneleriyle birlikte bizde büyüttük.. anneciği krallar gibi yaşattık.. ama artık malesef iş bizim sınırlarımızı aşmaya başladı.. Yavrular 2.5 aylık olunca felaket ayaklandılar.. Pıtır pıtır her yere koşuyor muzurlar.. e ayaklanınca hayvanları hala kapalı alanda tutamadığımız için beslediğimiz boş odanın camlarını açtık.. Ancak esas sorun burdan sonra başladı.. Zira ev ahalisinin binbir emek sarfederek bahçeye diktiği domatesler biberler, bahçede binbir emekle yetişmiş çiçekler hayvanların oyuncağı olarak heba olmak üzere.. Hadi onu geçtim nihayetinde bu bizim bahçemiz ama yanı başımızdaki evlerin bahçelerinde de bu tarz mahsuller onunca ve evler birbirine çok yakın olunca iş değişiyor. şöyle bi durumda var çevredeki bazı arazilerde insanlar bu mahsullerden ekmek parası kazanıyor... zira bu hayvanlar o bahçeye girerse emin olun bizim güleryüzümüzle karşılanmazlar diğer ev ve arazi sahiplerince.. kedigen, miyavlar, ekşi.. bir sürü yere ilan verdim ama yavrulara herhangibir alıcı da çıkmadı.. Malesef bize de tek bir şey kaldı.. Hala annelerinin gözetiminde olan yavruları annesi ile birlikte bir yere bırakmak.. bu yer neresi olabilir ? İlk etapta annenin ilk yavruladığı iş hanımızı düşündüm ama dışarda araba yoğunluğu baya bir fazla.. Acaba anne gözetiminde yavrular bu tehlikeleri atlatır mı ? Burada araba yoğunluğu gibi negatif bir etken varken yemek verecek lokantalar gibi pozitif bir etkende var.. Yoksa araba tehlikesinin minimum düzeyde olduğu en azından kedilerin yemek yiyeceği bir çöp kenarına mı bırakmalıyım..

edit: ne vicdansız adamsın, 2.5 aylık yavruları nasıl sokağa bırakırsın diyecekler olabilir.. Ama kimse kimsenin durumunu yaşamadan bilemez.. Derseniz bile ben sonuna kadar müsterihim.. Zira o yavruları evimize almasaydık değil 2.5 aylık hallerini görmek muhtemelen 15-20 günlük iken erkek kedilerce boğazlanmış halini görürdük.. nitekim sonradan öğrendim ki bizim anne kedimizin ilk yavruları bu şekilde öldürülmüş..

edit 2: daha önceki duyurularımda kedilerin fotoğrafları mevcut.. Gerçeği anneleri halen pek bırakmak istemiyor ama mantıklı olmak şu sırada en acil ve olması gereken çözüm.. ben de tam bu aralar bir dost arıyordum diyenler olursa da çok ama çok mutlu olurum..

 
bence direk en yakındaki hayvan barınağına bırakın.


  • cumingsoon  (09.06.09 01:54:39) 
Hayvan barınakları kedi alıyor mu ? Benim bildiğim köpek alıyorlar.. Bu konuda pek bilgi sahibi olmadığım için eksik biliyor da olabilirim.. Eğer bildiğiniz bir yer var ve paylaşırsanız çok mutlu olurum.


  • joehigashi  (09.06.09 01:57:51) 
Birincisi hayvan barınaklarının nerdeyse hepsi köpekler için. Kedi almıyorlar. Tek tük çok zor durumda kedileri geçici süreyle aldıkları oluyor.

İkincisi hayvan barınakları hayvanlar için cennet ortamı değil. Hayalleriniz yıkılacak ama iyi durumdaki barınak sayısı az. Ayrıca bir hayvan için barınak ortamında yüzlerce hayvan ile zor durumda yaşamak çok zor.

Sokak yüzü görmemiş kedilerin sokağa alışması çok zor. Yavrulara yuva bulmaya çalışın. Pencereye tel takın dışarı çıkmasınlar.

Yavru kediler 1 yaşına kadar adamı delirtir. Bunu yaşayan bilir. Bende bir adet 1 yaşında olan var. Durmadan içinden bişiler geliyor bunun. Habire beni dürtüklüyor, habire büyük kedimi dürtüklüyor. Hiperaktif. 1 yaşından sonra duruluyorlar.
  • mea maxima culpa  (09.06.09 06:34:47) 
Bu durumda en iyi seçenek, direktoman sokağa salmaktansa, çayır çimen ve araba girişinin sınırlı sayıda olduğu alanlar, yani üniversite kampüsleri. elinizde salına salına girmeyin tabii. kedilerden rahatsız olmayan bir kampüs bulup, oraya bırakınız bence. arada gidip mama takviyesi yaparsınız. aklıma gelen en iyi öneri bu oldu.


  • pyro clustic flow  (09.06.09 09:06:32) 
@mea maxima culpa

aynen öyle.. İnanılmaz derecede hiperaktifler.. Hayır biraz olsun dışarıda yaşamanın zorluğunu bilseler içim yanmıyacak ama hala dışarısını bile oyun yeri görüyorlar.. Sağolsunlar bahçemiz tarumar oldu sayelerinde..

@pyro clustic flow

bende dediğinizi düşünüyorum ama yiyecek meselesi ne olacak acaba ? 4 taneler bari 2 tanesini verebilsem anneleri bakar büyütür diğer 2'sini ordan burdan bulduğu çöplerle ama sayıları fazla..
  • joehigashi  (09.06.09 10:19:57) 
[]

90'lardan ispanyolca bir şarkı

İspanyolca bir şarkıydı.. Klibinde eğer yanılmıyorsam elinde gitarı ve güneş gözlüğü olan bi abi ''gipsy kings'' e benzer akdenizli ses tonuyla söylerdi bu ispanyolca şarkıyı.. Diğer bir hatırladığımda şarkının içinde ''amor'' kelimesinin sıkça geçtiği idi.. Lakin demin youtube'ta amor diye bir arama yaptımda bir ton şey çıkıyor.. Geçenlerde yine duydum bu şarkıyı hasta kaldım.. Hatırlayan ya da bilen birileri var ve paylaşırsa berhudar olurum..




 
amor amor - lolita flores

gibi sanki?

hatta yeliz adli sarkicimiz da "yalan" adiyla soylemisti.

www.youtube.com
daha bugun dinledim..


edit: "abi" dediginizi sonradan gordum. ama bu sarkiyi da mutlaka edinin.
  • la traviata  (08.06.09 00:38:37 ~ 00:44:27) 
tabii erkek dediginiz icin, gipsy kings - amor amor diyorum bir de.

(bkz: #6542240)

www.youtube.com
  • la traviata  (08.06.09 00:40:32 ~ 00:41:23) 
bir de yine gipsy kings'in amor'u var.. ama sanki bir onceki amor sizin dediginiz gibi sanki?

www.youtube.com
  • la traviata  (08.06.09 00:43:50) 
@la traviata

malesef bunlar değildi.. Yönlendirmiş olmayım ama sanki eski bir şarkının coverından ziyade yeni bir şarkıydı.. Birde öyle çok hareketli bir şarkı değildi..

edit: bu arada ilk verdiğiniz linkteki şarkıda duyduğum ama ismini bilmediğim şarkılardan biriydi :)
  • joehigashi  (08.06.09 00:45:11 ~ 00:46:42) 
www.youtube.com
tarkan'dan "asla vazgeçemem"

  • tembel degilim useniyorum  (08.06.09 00:50:04) 
yok yok bunlarda değil.. Aslında geçen radyoda duyduğumda keşke mp3playera kaydetseydim de buraya link verip sorsaydım diye kafamı duvarlara vuruyorum şimdi..


  • joehigashi  (08.06.09 00:56:50) 
no volvere cikarsa eger sarki cidden atarim kendimi pencereden.


  • la traviata  (08.06.09 00:57:04) 
içime dert oldu bu şarkı ha , talisman - moonlight diyorum.


  • madrigal  (08.06.09 10:13:48) 
arkadaşlar malesef bunlar değil..


@hoochie woman

julio iglesias'tan gençti ya bu adam.. Ondan eminim..
  • joehigashi  (08.06.09 13:05:06) 
nino - amor


  • merry shelly  (10.06.09 16:08:16) 
[]

Web yazılımı hakkında soru

Şunu merak ediyorum.. Diyelim web tasarımı hususunda öğrenmemiz gereken her hususu öğrendik.. Photoshop, html vs.. Farzedelim bir firmaya site yapmamız icap etti yazılım da bilmiyoruz.. Acaba iletişim formu gibi basit detayları internetteki kaynaklardan, tutoriallerden falan öğrenebilir miyiz yoksa bu işin mantığını kavrayabilmek için hakikaten epey bir kasmak kursa falan gitmek mi gerekir ? ya da hiç uğraşılmaz arkadaş sen o kısımları bi web yazılımcıya havale et mi dersiniz ?




 
hazır iletişim formu scriptleri var ki, onlar da kullanılabilir. tabi bu hazır form firma prestijini ne derece etkiler bilemem.


  • sanal uyku  (01.06.09 13:20:47) 
tasarım ile programlama arasındaki fark oluyor bu. bunun için tasarım değil programlama bilmek gerekli.


  • ency  (01.06.09 13:25:10) 
@ency

sormak istediğimde bu zaten.. Tasarımcı programla konusunda hiçbir bilgiye haiz değilse iletişim formu gibi nispeten basit kısımları webteki kaynaklarla yapamaz mı ?
  • joehigashi  (01.06.09 13:29:34) 
çok basit örnek vereyim. php'yi kağıt üzerinde öğrenirken kendi dökümantasyonundan, mail diye bir komut göreceksiniz.

mail(x,y,z) diye anlatacak size sonra bakacaksınız ki başka bir şey öğrenmeye gerek kalmamış herşey ortada. sonra o mail dökümantasyonunun web sayfasının altına bakacaksınız bir sürü örnek var yani çok efor sarfetmeye hiç gerek yok.

tabi bu dediğim php gibi dünyanın en şahane dili için geçerlidir, komünite desteği fazlacadır. ama tabi bunlardan önce bi html öğrenmek lazımdır. photoshop vs. ile uzaktan yakından alakası yok ama temel tasarım bilgisi yerine geçer. yok tabloydu, formdu vs. tasarımdır.

son sorduğunuza ithafen: adam gibi bir editör edinin gerisi kolay. dreamweaver veya sharepoint bilmemne (eski frontpage) hatmetmeniz her zaman işinize yarar.
  • carnicero  (01.06.09 13:36:18 ~ 13:37:18) 
mail formu, anket... gibi basit şeylerin kodlarını google.com'u açmayı başarabilen herkes bulabilir. çok yaygın şeyler olduğu için en basitinden en karmaşığına kadar açıklamalı bir sürü kod bulunabilir.


  • emrag  (01.06.09 13:40:20) 
valla çok az html biliyorum. 3-4 yıldır phpbb, wordpress, smf gibi sistemlerle uğraştım ama oturup kod yazmadım. bir şey gerektiğinde ya basit html ile hallettim ya da bu sistemlere özel yapılan modüllerle hallettim. onun dışında iletişim formu olsun, başvuru formu olsun özellikle php ile uğraşacaksan hazır olarak çok fazla bulabilirsin.
www.makinakulubu.com (yalın üretim...in yanındaki oka tıkla, en alta in. o form hazırdı üzerinde biraz değişiklik yaparak "iframe" ile siteye gömdüm.)
www.ozturklerapart.com (buradaki form da hazırdı, biraz düzenleyip yine "iframe" ile siteye gömme işlemi yaptım.)
yani böyle hazır şeylerle de bazı işlerini halledebilirsin.
  • sanal uyku  (01.06.09 13:41:01) 
olay sadece iletişim formuysa gerek yok, prestijine de bir şey olmaz, çok güzel hazır scriptler var. html'in yanında css de bilmen gerekir, dememişsin ama belirteyim dedim. eğitimlerden de basitçe öğrenebilirsn form işini. ama taşıma suyuyla değirmen dönmez, bir gün özgün bir iş yapman gerektiğinde tıkanabilirsin, ya da yaptığın site de şu da şöyle olsun dediklerinde tıkanmamak için google'ı yanında bir de kitap bulunsa elinin altında çok güzel olur. google'da ne arayacağını daha iyi bilirsin böylece.


  • abtash  (01.06.09 14:03:32 ~ 14:04:21) 
benim tavsiyem, programcılık altyapın varsa direk kod yazmayı öğrenmen. o zaman hiç bir scripte veya template e ihtiyaç duymazsın.


  • firatunverir  (01.06.09 16:45:22) 
programlamayı hiç sevmiyorum. tasarım diye girdim işe ama boyuna kod yazıyorum. sadece tasarım bilmek yetmiyor artık. programlama öğrenmek şart. bazı scriptleri bulursun ama bir yerde takılır kalırsın sonunda. php çok zor değil. biraz bak sen. anlamadığın yerde sorabilirsin.


  • ency  (01.06.09 18:32:52) 
google'da istediğin her şey hakkında her düzeydeki bilgiyi bulabilirsin. bulabilirsin ama çok araman taraman gerekiyor. Ayrıca da ne arayacağını bilmen gerekir. Mesela bir tasaraım yada yazılım eğitimi veren kurumun web sitesinden eğitim içeriğine bak, ve oradaki konuları öğrenmeye çalış sırasıyla. ama dediğim gibi işte, buda çok meşakatli bir iş, yani bulduğun bilgilerin ne kadar yeterli olacağını bilemeyeceğin için, ne aradığını hiç bir zaman bilemeyeceksin. Ben bu yüzden BilgeAdam'a gidiyorum sanırım. hee tavsiye edermisin dersen etmem derim:)


  • daglien  (02.06.09 02:32:50) 
[]

Kedilerimiz sıcacık bir yuva arıyor..

Herşey yaklaşık 2 ay önce başlamıştı.. İş yerimize gittiğimiz gün son zamanlarda yaşadığımız en büyük süprizlerin biriyle karşılaşmıştık.. anne bir kedi iş yerimizin paspasına yavruladığı 4 adet bebeği ile birlikte uzanmış bizlerden şefkat bekliyordu.. Biz onlara o şefkati gösterdik, anne dışarı çıktığında erkek kedilerin saldırısına uğradığında anneyi erkek kedilerden kurtardık.. Sonunda evimizin boş bir odasına almaya karar verdik.. 1 ay geçti.. Önce ayakta bile duramıyorladı, çöküyorlardı.. Sonra geliştiler.. Kakalarını gereken yere yapmayı, yemek yemeyi öğrendiler.. 1.5 ay geçti.. Artık yavaş yavaş bu 4 yavruya bakma imkanımız daraldığı ve dışarıya salıp başta araba olmak üzere binbir tehlike ile hayvanları başbaşa bırakmak istemediğimiz için kendilerine kucak açacak, onları her tehlikeden izole edece sıcak yuvalar arıyoruz.. Yavruları verince anneyi de tekrar özgür ortamına bırakacağız doğal olarak.. İşte huzurlarınızda dünya güzelleri :)

img35.imageshack.us

img35.imageshack.us

img35.imageshack.us

img35.imageshack.us

İlgilenenler şahsımla irtibata geçebilirler

tel: 0505 928 73 47

not: ilan bir müddet yukarda kalırsa çok memnun olurum..

 
başka yerlere de ilan verip kediciklerin şansını artırabilirsiniz.
kedigen.com
miyavlar.com
www.miyavlar.com
hatta eğer durumunuz var ise anne kediyi öncelikle kısırlaştırıp bıraksanız? bunu çok uygun fiyata yapacak dernekler var. sokak hayvanları için indirim yapıyorlar hatta bazen bedava da olabiliyor. anne, çocuklardan ayrılıp kendini toparlayınca tekrar çiftleşmeye hazır olacaktır, bebeklerin sokaklarda telef olmaması için baştan bir önlem.
yavrular için reklam yapacağım :)
  • brc  (26.05.09 20:27:25 ~ 20:31:20) 
[]

Kedi depresyona mı giriyor ?

Merhaba.. Yaklaşık 1 ay önce anne kedi ve yavrularını dışarıdaki tehlikelerden izole etmek için evimizin boş dairelerinin birine yerleştirdik..Lakin herşey çok güzel giderken, yavrular iyice ayaklandığı şu zamanlar anne kedi tuhaf davranışlar sergilemeye başladı

1- Yemek getirdiğimiz zamanlar önceden hiç kaçmadığı halde bizden kaçma eğilimi içerisinde.. Korkuyor bizden.. önceden kendisi sevdirmek için elimize atlarken şimdi yemeğini yedikten sonra kuytulara kaçıyor.. Acaba kedi dışarı mı çıkmak istiyor ? Daha doğrusu özgürlüğünü mü istiyor ?

2- herşey iyi güzel de 4 tane yavrusu var.. 1.5 aylıklar.. dışarıya salarsak her türlü tehlike ile yüz yüze kalacaklar bu konuda nasıl bir formül tavsiye edersiniz ? Yavrularını elimle alıp götürdüğümde yavrular hala ağlıyor ve annesini istiyor.. Annesi de ne kadar depresyonda olsa da yavrularının peşinden geliyor.. Yani hala ayrılmak istememe söz konusu.. Bütün bunlar ortadayken nasıl bir çözüm bulabilirim ?

3- Anne hala yavrulardan ayrılmayı kabullenemezken benim yavrulara sıcak bir yuva aramam doğru olur mu ? Hani daha anne ne kadar bu hayvanlardan kopmak istemeyecek ?

 
bence o yavrular anne sutunden kesildikten sonra, onlara gercek anlamda bakabilecek insanlar bulabilirsen, onlara en buyuk iyiligi yapmis olursun. disari birakirsan anneleri onlari ellerinden geldigince korur belki ama erkek kediler yavru kedileri firsat bulduklarinda oldurebilirler, hayatta kalmalari kolay degil disarida. anne de bu tedirginlik yuzunden oyle davraniyordur belki. umarim hayvanlari oyuncak yerine koymayan kisiler bulabilirsin onlara bakmak uzere. ben de talip olayim diyecegim ama iki erkek kedi var bende de. umarim sanslari yaver gider.


  • npyx  (25.05.09 19:55:38) 
dışarı çıkmak istediğini zannetmiyorum anne kedinin, kediler dolaysız yaratıklar, kuytulara kaçıyorsa kuytularda durmak istiyodur dışarı çıkmak istese kapıya koşardı. depresyonda gibi değil de travmatize olmuş gibi geldi o kedi bana. orda yalnızlarken başlarına bi iş gelmiş olabilir mi, belki dışarı çıktı ve başına bişey geldi ya da içeri biri girdi yahut ne bileyim insan olmak zorunda değil kiremit düştü, yandaki evlerden birinde tadilat oldu falan kedi korktu. (bazı kediler çok ödlek oluyor)

yavrular konusunda ise her iki taraf da ayrılmayı istemiyormuş. onlar ayrılmayı kabullenmeden ayırmayın bence, bi bildikleri vardır. zamanı geldiğinde yavrusunu ite ite kendinden uzaklaştıran anne kedi de gördüm, yaklaştığı zaman anneyi döven yavrular da. Onlar bilirler bence zamana bırakın.
  • hayali arkadaş  (25.05.09 20:46:25) 
1-yavaş yavaş çocuklarını bırakma aşamasında gibi. özgürlüğünü istiyor oluşu kuvvetle muhtemel.

2+3- yavru kediler 2 aylıkken sütten kesilirler, o zaman sahiplendirebilirsin. hatta şimdiden saip bulmaya çalışmak en akıllıcası. kedigen, minikpati, miyavlar gibi sitelerin forumlarına göz atabilirsin
  • gochebe  (25.05.09 20:59:32 ~ 21:00:00) 
depresyona girmiştir.
kediler garip canlılar, hani yok aslansın, kaplansın, avcısın falan diyoruz ama bir yere kapatıldığında, yalnızsa, korkuyorlar.
muhtemelen gece olabilir karanlıkta, sesler fln duymuştur, dışarıdan köpekler havlamıştır bir şey olmuştur. ilgi gösterip biraz sakinleştirmeniz lazım. ama anne olduğu için yavrularını koruma güdüsüyle de uzak duruyor olabilir.
bence ne kadar depresyonda da olsa hayvanı sokağa salmamalı ve yavrulardan ayırmamalısınız ne bileyim. daha hazır değiller demekki
  • ilse  (25.05.09 21:15:40) 
tam anlamadım ama siz bi yere koymadan önce sokak kedisi idiyse kesinlikle dışarı çıkmak istiyordur. istersen kraller gibi bak. dışarı çıkmak ister. çok çok doğal.


  • cereal killer  (26.05.09 01:17:21) 
[]

Bahçeye alınan köpek

şöyle bir şeyi merak ediyorum.. Hiçbir bilgim yok bu hususta.. diyelim ki evimizin bahçesine kulübesiyle birlikte yavru bir kangal ya da ilerde büyüyüp bekçilik yapması için bir köpek aldık..

1- Bu köpekler tuvalet ihtiyacını nasıl gideriyor yani eğer ki bahçeye salınırsa ulu orta yerlere pisleyip bahçeyi berbat eder mi yoksa verilecek bir eğitimle kedi gibi kendisine ayrılan özel bir yere pisler mi ? Yani genelde bahçeye salınan köpekler ulu orta yere mi pisliyo ?

2- Gece gece fuzuli yere havlayıp mahalleyi ayağa kaldırır mı ?

3- Soğuk havalar karşısında hayvancağızı içeri almaya gerek olur mu ? Yoksa ısıtmalı tarzı kulübeler var mı ?

4- Beslenme hususu nasıl oluyor ? Evde pişmiş bizden artan etleri falan versek olur mu yoksa illa özel mama mı almak gerekir ?

not: şu an köpek almayı tahayyül etmiyorum ama ilerde alırsam fikir sahibi olma açısından soruyorum ki böyle bir durum olabilir.

 
senelerdir bahçede köpek bakarız (memlekette).
1- baştan işaretliyor bahçenin her köşesini, sonra dışarı salınınca yapıyor ediyor. dışarı hiç salınmıyorsa bellediği bir köşeye gidip yapıyor bizimkiler.
2- yabancı bir ses ya da uygunsuz (beğenmediği) birilerini görünce havlıyor. genelde çingenelere havlar.
3- tüyleri var onun :) kulubesine şilte koyarsınız kışın en olmadı. (gerçi bu cinsine göre değişir galiba)
4- evdekileri veriyoruz biz, içine ekmek doğrayıp. hemen hemen her yemeği yiyorlar. ama tabi arada bir kemik vs. de veriyoruz.
+ aşıları var; kene için vs.
  • aithra  (25.05.09 12:56:05) 
böyle bir işe girişirken, yavru köpeklerin bahçeden çalınacağı riskini de unutmamak gerekir.
alacağın köpeğin cinsi verilecek cevapları dadeğiştireceği için, köpeğin cinsi bilmeden pek bir şey yazamadım. mesela rotweiller olursa
2, evet
4, sadece kuru mama diye cevaplardım, kişisel deneyimlerime ve kızıma dayanarak.
  • pyro clustic flow  (25.05.09 15:08:42 ~ 15:09:25) 
1 ) tuvalet alışkanlığı diye bir şey var, eğer doğru işaretlemeler yaparsanız, bahçeye bile yapmaz, günün belli saatlerinde alırsınız bahçe dışında bir yere yaptırırsınız.

2 ) eğitimine bağlı. bekçi köpeği isteyenler genelde köpeğini bahçe duvarının yanından geçen herkese havlatmayı tercih ediyor. eğer işlek bir yerde otoruyorsanız günde 2650 sefer havlayabilir bu köpek. ha eğer köpek sadece bahçeye girene havlasın ve içeri sokmasın derseniz bu sefer işin içine acil durumda eve girmek zorunda kalacak olan doktor veya itfaiye eri ne yapacak sorusunu sorarım. nitekim kangal diyorsunuz, 80 kiloluk köpek, skertiverir adamı bahçenin kıyısında köşesinde. burada eğitim çok önemli, istenilen şey; köpeğin sahip eksenli havlaması, youtube' da schutzhund bark and hold diye aratın, ondan lazım size.

3 ) yok. kulübeyi 2 kademeli yapın. ilk kademede kapı olsun, köpek kapıdan girdikten sonra bir paravan ile karşılaşsın ve yarım tur dönüşle yatacağı yere ulaşsın, böylece kapıdan giren rüzgar direk paravana vuracaktır ve içeriyi estirmez. bir de kulübe içine kamyon lastiği atarsınız, köpek girer lastiğin içinde uyur, böylece tamamen rüzgardan korunur.

4 ) köpekler artıkçı hayvandır. ama köpek besleme söz konusu olunca, mevzu sadece artık yemeği vermekle olmaz. siz evde yahni yaparsınız, az artar, gider verirsiniz köpeğe. yahni içinde olan soğan gider köpeği zehirler. veya gider aşırı protein yüklersiniz, aşırı d vitamini yüklersiniz vs. ha şimdi şurada hiç bir şey olmaz diye yazan arkadaşları az dehşetle izliyorum, köpeklerine kaç sefer kan sayımı yaptırmışlar, kaç sefer kemik ölçümü yaptırmışlar. büyük ırklarda köpek beslenmesi başlı başına bir sorundur. benim köpeğim 40 kilo, ben 6 yıldır mama ile besliyorum. cillop gibi köpek. tüm değerleri sınırda, kalçası sağlam, iskelet sisteminde bir anormallik yok, mineral eksiği yok. sağlıklı neticede.

köpek almayın. çok uzun bir inceleme süreci geçirtin kendinize. bir ırka da tamamen vurulmadan o ırkı almayın. hiç beklemediğiniz süprizler olabilir. elinizde olan kangalı doğru yetiştiremeyip asosyal yaparsanız ne olacak? bu tip soruların cevabını verdiğiniz zaman köpek sahibi olun.
  • galahad  (25.05.09 16:20:53) 
[]

Bayan parfümü tavsiyesi

Bir bayan arkadaşa (sevgilim değil yanlış anlaşılmasın) parfüm almam gerekiyor. Sözükteki saygıdeğer bayan arkadaşların tavsiye edeceği güzel bir parfüm markası var mı acaba ?

Not : açık parfüm alacağım o yüzden fiyat önemli değil.. Hatta kullandığınız memnun olduğunuz açık parfüm varsa tavsiye de bulunursanız çok memnun olurum..


 
cok yanlıs, parfumunu bilmiyorsan hic kalkısma. cok ters tepebilir.


  • bryan fury  (23.05.09 15:13:11) 
moschino-cheap and chic beğenmeme ihtimali olacağını sanmıyorum. bir çok tene uyan nadir kokulardan.


  • wilwarn  (23.05.09 15:34:19) 
Benim adım hıdır, elimden gelen budur.. Parfüm alacağım kişiyi tanımıyorum bile.. Nerden baksanız tutarsızlık, sonuçta parfümü bana aldıranın düşüneceği bir şey. Söyledim de hatta olsun dedi.. Şöyle anlatayım kendi bulunduğu yerde açık parfüm satan yer yok diye ben kendisine daha doğrusu kız arkadaşına kargoyla parfüm göndereceğim olaya bak !! Ne derseniz diyin artık.. Ha parfüm alacağım kişi esmer galiba.. bu arada hiçbir sorumluluk almadığımı arkadaşa da söyledim..


  • joehigashi  (23.05.09 15:38:35 ~ 15:40:37) 
(bkz: ralph lauren)... bayanlar genelde bu parfümden memnun kalırlar.


  • vend avesta  (23.05.09 15:40:53) 
lacoste


  • aithra  (23.05.09 18:38:16) 
candy - açıktır ama harika kokusu var.( kapalısı var mı bilmiyorum )


  • ykyt  (23.05.09 18:43:58) 
himm...
parfüm almanın felsefesi. "sen kötü kokuyorsun / senin parfümünü begenmiyorum" demek anlamına gelebilir. lise mantığıyla hediye alma derim. hele parfüm asla. onlar kendi parfümlerini çoktan seçmişlerdir zaten. seninkinin çöpe gideceği kesin.
başka bi hediye düşün... bence :-)
  • anki06  (23.05.09 21:41:39) 
hunca sexy...

benim hatunda var. doyamıyorum koklamaya..
  • anteelope_  (23.05.09 22:53:01) 
çemkirmek istemiyorum bu yüzden en kısık sesimle, lütfen, rica ediyorum, bayan demeyelim. teşekkürler.


  • nobetciokur  (24.05.09 13:07:06) 
[]

Bu hareketler hoş değil !(Keriz yerine konmak)

Şöyle izah edeyim..

Önceki duyurularımdan da netleştirmiş olmakla beraber tam 6 ay önce dede yadigarı, tamiri oldukça zor olan ve hakikaten ustalık gerektiren eski bir masa saatini tamir etmesi için bu alanda uzman olduğuna inandığım antika saatleri tamir eden bir saatçiye emanet ettim.1 ay sonra beni aradı ve saatin tamir olduğunu söyleyerek gelip almamı istedi. Her ne kadar istanbul'da olsam da saatçinin bulunduğu mahale gitmem benim için en az 2 saat ve 2-3 aktarmalı bir yolculuğu gerektirdiği için zar zor fırsat bulup ''tamir edildiği'' iddia ettiği saati aldım.. Ancak tamir edildiği iddia edilen saat eve geldikten sonra çok değil 5 dakika içersinde durdu ne hikmetse..Neyse bir kere kafaya takmıştım o saati yaptıracaktım ayrıca 60 tl para vermiştim..saatçiyi bir daha aradım.. durumu izah ettikten sonra saati getirmemi istedi.. Yine o uzun ve zahmetli yolculuğu çekip saati kendisine götürdüm.. İşte bu son ziyaretten sonra garipsediğim ve art niyet aradığım olaylar patlak vermeye başladı

İkinci tamir sürecinde saatçi beyi gideceğim günün bir gün öncesinden aradım.. eğer tamir olduysa ve kendileri de dükkanındaysa ertesi gün saati almak için yanına geleceğini söyledim.. ''tamam yarın burdayım buyrun gelin saatiniz oldu'' dedi.. Gittim ancak o da ne beyefendi dükkanında yoktu.. Bana onca yolu boşuna teptirmişti.. Cebini arıyordum onu da kimse açmıyordu.. Acaip sinirlenmiştim birde o gün felaket şekilde yağan yağmur cabası..herhalde o an telefonu açsa epey dökecektim içimi ..Bu son olaydan hemen hemen 1 ay sonra başka bir sebeple saatçinin oraya yolum düştü, ters köşeye düşürme fırsatı geçmişti elime.. Gelmişken gidip alayım bari şu emaneti dedim.. Yakalamıştım saatçi ordaydı.. ama 1 ay önce saatin hazır diyen beyefendi bu seferde ''son anda yine durdu sen en iyisi ben seni aramadan uğrama, boşuna yol tepme'' demez mi ? '' bakın eğer olmayacak gibiyse hiç uğraşmayın,ben alayım saatimi gideyim'' dedim ama kendisi burdan arızalı saat çıkmaz ben muhakkak saatini tamir edeceğim gerekçesiyle vermeye yanaşmadı. Peki dedim antika ayarında saat zahmetlidir tamiratı, vardır bi bildiği.. O zamandan bu zamana dostlar 3 ay geçti.. Geçenlerde aradım kendisi yoktu.. Yanındaki kişiye hemde 2 defa not bıraktım beni araması için ama geri dönüş olmadı.. Eğer saat tamir olmadıysa bile 2 defa not bırakıp mutlaka aramasını istediği bir müşterisini herhalde normal şartlar altında araması lazımdı dimi ? İşte bütün bunlar kafamda acaip komplo teorileri üretti.. Ben ne saatteyim, ne de işin parasındayım artık.. Tek sorunum keriz yerine konmak. Şimdi sorum şu

eğer ki bu saatçi kardeş mevcut saatimi heder etmiş, parçalamış, yedek parça olarak kullanmış en geneli başına bi iş getirmişse ''dağıt, söv, ağzına geleni söyle'' dışında daha somut bir tavsiyeniz var mı ? böyle bir durum karşısında en mantıklı şekilde hakkımı nasıl ararım ? Tüketici hakları, hukuki haklar ne gibi bir süreç izlemem lazım ?

 
parasını önceden vermiş olduğunuz halde saatiniz , size söz verilen zamanda tamir edilmediği ve sürekli tamiri ertelendiği için mahkemeye başvurabilirsiniz.


  • kirophobia  (21.05.09 00:32:58) 
geçmiş olsun hayli can sıkıcı bir durummuş.

tamirciyle uğraşmak istiyorsanız, saatçiler esnaf odası olması lazım. gidin odaya anlatın durumu ama nasıl bir yaptırım uygulanır veya derdinize çözüm bulurlar mı bilmiyorum.

saatinizin heder olma konusunda ise, iki önerim var, tanıdık başka bir saatçiye danışın durumu, ondan akıl alırsanız daha sağlıklı olur. diğerinde ise bu saatçinin sizin saati bozduğunu ispat etmeniz gerekecek haliyle. çok fantastik olacak bu ama saatini götürmeden önce iç aksamının fotoğrafını filan çekmiş miydin? belki bu yolla bir delil elde edebilirsin, diğer türlü tamirci her yönden çamura yatabilir ve kıvırabilir gibi geliyor maalesef.

not: fiş, makbuz gibi bir şeyler var mı ortada tamirle alakalı ?
  • lejant  (21.05.09 00:34:11 ~ 00:35:22) 
saat antikaymış. ondan yedek parça falan çıkmaz bence. olsa olsa saat çok değerliyse satılır o. bence git al saatini. sonuçta somut bir veri yok elinde. sen bırakmışsın o da yaparım demiş, işi ağırdan almış. yada 1 hafta içerisinde saati yapın 3 ay oldu yada 60 ytl mi verin falan de. neblim biraz meşakatli geldi bana tüketici hakları falan ama sen bilirsin gene de.


  • slevinkelevra  (21.05.09 00:36:26) 
hukuki olarak bilemiyorum ama ben de çok severek aldığım, eski gümüş bir yüzüğü küçültmeleri için bir gümüşçüye bırakmıştım 1 ay önce falan.unutmuşum. geçenlerde gittiğimde yüzüğümü sattıklarını söylediler. evet çok kötü. kızdım falan ama ne yapsam nafile. onların yüzüklerinden almamı istediler bir tane, ben de bir tane seçtim ceza olsun diye onlara. ama benim yüzüğüm daha güzeldi.
belki sizin saat de satılmıştır, gidin siz de seçin bir tane, mahkemeyle falan uğraşmayacaksanız, en azından yanlarına kalmasın.

  • pinking of you  (21.05.09 00:38:09) 
Dediğim gibi parasında değilim.. Beni en çok sinirlendiren ''gelin yarın ben burdayım saatiniz hazır'' denip gidilince orda olmayan, telefonlara dahi bakmayan kısacası müşteriyi keriz yerine koyan bir esnaf anlayışı.. şöyle düşünün yoluma 1 saat daha ekleseniz nerdeyse tekirdağ'dan gideceğim..

Bu arada saat bozuktu zaten.. Bozuk saati satacağını düşünmüyorum.. 2-3 defa isteyipte vermemesi ve her seferinde benim dükkanımdan bozuk saat çıkmaz diyerek ağzıma bi parmak bal çalması inandırıcılıktan yoksun laflarmış demek.

@lejant

öyle bir şey yok ama arkasına el yazısıyla paraf attığı ve saati teslim ettiğim günün yazılı olduğu kartı bende mevcut.. 15.11.2008 imiş ilk kez verdiğim tarih..
  • joehigashi  (21.05.09 00:40:46 ~ 00:50:51) 
konunun uzmanı değilim fakat saati halen alamadığına göre o kağıt işine yarar bir şey olabilir, şu kadar zamandır tamir edil(e)miyor diye. sonuçta bu tamir süresinin belli bir standartı olması lazım. dediğim gibi uzmanı değilim ama belki işine yarayabilir o kağıt.

uğraşmak istiyorsan tüketiciyi koruma dernekleri var. onlar daha sağlam şeyler sunabilirler sana.
  • lejant  (21.05.09 00:55:44 ~ 00:56:49) 
banada bir benzeri oldu. ama böyle degerli bir saat için degilde daha çok bir futbol topu için

şunu kullanın derim : bir veya iki azman bulun . saatçiye gidip tamir edilmesi gereken saatin aslında kendilerine ait oldugunu iddia etsinler. azıcık diş göstermeleri lazım lakin. işe yarar belkide. sinir bozucu bir durum . geçmiş olsun
  • alokozay  (21.05.09 01:02:14 ~ 01:03:29) 
@alokozay

Malesef saatin dedemden kaldığını söyledim. o iş pek olmaz :)
  • joehigashi  (21.05.09 01:08:03) 
bir şekilde ulaş ve de ki; "abicim sana güvendim tek amacaım saatin çalışmasıydı sana 1 hafta süre, yaptın yaptın yapamadın 60 tl mi alıyorum, saatimi de alıyorum. çocuk mu var senin karşında, haysiyetin şerefin varsa yaparsın. yeter artık"

bunun adamın son şansı olduğu hissettir. hem saatinin geleceği için güzel bir süre olabilir bu. ha baktın aksi bir durum oluştu yine, anladığım kadarıyla son derece hümanistsin ama keriz yerine konman tasdikleniyor işte o zaman kaba kuvvete başvurmak elzem. adamı dövme. al eline bir saati indir camı. saatini de al çık.

öyle mahkeme esnaf sanatkar odası falan sökmez bu adama, eti ne budu ne sanki? ne alıcaksın adamdan? derdin hoş para da değil. sanatkarlar odasına rezil etmek mi adamı amaç? hiç bir şey elde edemezsin bence.

en iyisi göz dağı ver, süre ver, sert ol. o süre sonunda da saatsiz dönme.. saatçi mi kalmadı koca istanbulda.
  • ventiquattro  (21.05.09 01:38:13) 
muvakkit nuri beyle görüşmenizi öneririm.
bazı saatçılar cins olur. buradan bozuk saat çıkmaz dediyse bu gerçekten adamın taktığı bir şey olabilir. saat hala bozuktur, yapamıyordur bu yüzden de size geri dönmüyordur. utanıyordur.

belki de hassas bir insan? :D
  • eyke  (21.05.09 03:27:05) 
Şimdi ismini versem google'da o ismi yazdığınız an kendisi ile ilgili makaleleri, röportajları bulursunuz yani.. O derece uzman ya da öyle hissettiren bir usta.. Ama işte gel görki durum ortada.


  • joehigashi  (21.05.09 10:12:30) 
[]

Çok çok acemi bir photoshop sorusu

Evet soru başlığımdan ve sorduğum sorudan da anlayacağınız gibi acemi bir photoshop kullanıcısıyım, ya da öğrencisi.. Aşağada linkini verdiğim şekli kabataslak hallettim yalnız tek sorun o içersindeki koyu gri halka renkler.. Bu halka renkleri photoshopta hangi aşamalardan sonra elde edebilirim ?

img301.imageshack.us


 
soruyu biraz daha açabilir miyiz?


  • kobuzchu kiz  (18.05.09 20:31:16) 
en genelden alayım o zaman.. Web tasarım kursuna gidiyorum.. sınıfta toplu olarak bir monitör çizdik photoshop üzerinden.. sorduğum soru da çizdiğimiz monitörün alt destek kısmı.. diğerleri az çok aklımda olmasına rağmen bu alt kısımda bahsettiğim o gri halkayı bir türlü yapamadım.. İşte alt kısmın birleştiği monitör çizimi de bu :

img301.imageshack.us

Dediğim gibi bunu sınıfta çizdik.. Ben şu an gördüklerimden ve anladıklarımdan yararlanarak kendi başıma bir kere daha çizmek istiyorum ama dediğim hususta takıldım.
  • joehigashi  (18.05.09 20:39:44 ~ 20:40:49) 
yanlış anlamadıysam eğer :)

önce, brush'ı kullanmak için keskin kenarlı bir fırça seçin, 5 px olabilir mesela.

(yeni bir layerda)ellipse tool'la o gri halkanın olması gereken yere gri elips'in uzun çapı kadar bir çember çizin, elips çizerseniz perspektif veremiyoruz, o yüzden çember çizdik... (içi dolu olmayacak, sadece "path" çizeceksiniz.) bu pathi çizdikten sonra, sağ tıklayıp "stroke path" deyin. açılan pencereden brush dediğimizde (stimulate pressure seçili olmayacak) başta seçtiğimiz brushla dolduracak çemberin kenarlarını.
sonra da bu çemberi ctrl+t (free transform) ile distort ve perspective seçenekleriyle istediğiniz açıdan göreceksiniz.

daha kısa çözümleri de var gibi gelyor ama, bu geldi aklıma :)
  • kobuzchu kiz  (18.05.09 20:54:35) 
[]

Kargo ile parfüm gönderme

Aynen budur.. Bir sorun teşkil eder mi acaba ? Yani kargo şirketleri yanıcı, patlayıcı, kırılma ihtimali olan madde şeklinde sorun çıkartır mı ? Bir tane cam şişede parfüm, 2 tane de metalik şişede deodorant göndereceğim..




 
sorun çıkarabilirler ama onları ne oldukları belli olmayacak bir şekilde paketlerseniz bu ne diye bile sormazlar.


  • biz ikimiz drink sonra dodu  (17.05.09 17:52:37) 
herhangi bir sorun çıkmaz. güzelce paketle gönder. kargo şirketleri sizin kadar paranoyak ya da ince fikirli değil merak etmeyin =)


  • fotograf cekemeyen japon turist  (17.05.09 18:23:37) 
kırılmayacak bir şekilde etrafını gerekli malzemelerle sarıp yollayın.


  • beni boyle sev seveceksen  (17.05.09 19:35:04) 
Normalde kanunlara göre yasak. Kargoyu yollarken içindekileri belirtmenizi isteyeceklerdir, parfüm derseniz kabul etmezler kargoyu. Ama başka kırılacak bi şey derseniz açıp içine bakmazlar...


  • selimse  (17.05.09 21:27:12) 
[]

Açık parfüm olayını çözemedim

Bütçem orjinal parfüm almaya el vermediği ve neüdü belirsiz perşembe pazarlarında satılan satıcıların sakız gibi yapıştığı çakma parfümleri de pekte uygun görmediğim için açık parfüm almak istiyorum.. Yani açık derken en azından bu işi sağlık bakanlığı onayıyla yapan d&p parfümeri gibi bir yerden, tezat oluşturmayım. Ancak şöyle bir durum var.. Geçen yaz burdan aldığım armani black code 3 gün sonra resmen uçtu.. Sanki üzerime koku değilde su sıktım o derece tesirini kaybetti.. tamam bende 200 liralık kokunun kalitesini beklemiyordum ama 3 gün içinde de uçması anormal değil mi ? Şimdi forumları inceledim de insanlar benimki ile tam aksi bi tecrübe yaşamış bu açık parfüm hususunda.. Hatta bazı kişilerde o derece kalıcıymış ki bir hafta üstlerinden çıkmamış sıktığı parfümlerin kokusu.. benim de aklıma şu takıldı acaba d&p parfümeri gibi açık parfüm satan yerlerde şubeden şubeye kokuların kalitesi değişiyor mu ? Ya da kullandığınız kalıcı güzel bir parfüm önerebilir misiniz böyle açık parfümeri satan yerlerden ? ha for men olcak bu arada :=)




 
bende armani code'un(eski ismiyle black code) hem açıkğı hem de orjinali var.orjinali daha uçucu valla.3 gün iyi bir süre.


  • onurct  (14.05.09 16:20:32) 
Ben yillardir d&p'den Rochas alip kullaniyorum mesela cok memnundum ama belirtmem lazim son 3 senedir cakma parfum piyasasindaki rekabet yuzunden, d&p'nin kalitesi du$tu. 2002-2006 yillari arasinda harika parfumleri vardi ve oldukca kaliciydi. ama $u siralar siradanla$ti malesef. (orjinali kadar degildi ama iyiydi yine de.)
Rochas'a gelince, $eker ve potibor biskuvisi kokularinin kari$imi gibi bi$eydir. cocukluguma goturuyor beni. :)
ama yaz degil ki$ kokusudur. Yaz aylarinda az sıkılmasi lazim.
  • karaktersiz  (14.05.09 16:39:52) 
ben de d&p'den armani code kullanıyorum. gayet de memnunum. asla orijinali kadar değil onu iddia edemem ama 3 gün dayanıyorsa iyi bence. ben her gün sıkıyorum.


  • teritori  (14.05.09 20:04:22) 
[]

Photoshopçular yardım lütfen..

Arkadaşlar photoshop konusunda bir hususa takılmış durumda olup bilgisi olan arkadaşların yardımına ihtiyacım var.. amaç aşağadaki fotoğrafın bir benzerini photoshopta icra etmek.. Ancak bir hususta takıldım.. hususta şu :

Resimde görüldüğü üzere sandal ile karpuzun birleştiği noktanın hemen alt tarafında dalgalanmalar var.. Bu dalgalanmalar nasıl ve hangi araçla yapılmış ? Şimdiden ilginiz için teşekkürler.. İşte resim

img17.imageshack.us

 
(cok basarili olmasa da) gecisleri yumusatma amaci ile yapilmis bir sey o.
layer'a filter mask ekleyip, siyah-transparan gradient cekmisler.

  • sourlemonade  (11.05.09 14:45:48) 
bana direk fırça ile yapılmış gibi geldi.


  • blackdog  (11.05.09 15:30:35) 
eraser ile silmiş o kadar.
eraser'ın opacity'i düşürün, %20 gibi. sonra silmeye başlayın. aynı noktaya 1-2 kez vurunca istediğiniz etkiyi elde edersiniz.

  • Gulyadkin  (11.05.09 16:27:22) 
opacity'nin yanında hardness'ı da düşürerek silmeyi deneyin. kayıkla denizin birleştiği bölgelerde soft tool ve smudge tool kullanılmış ayrıca.


  • jack of hearts  (11.05.09 17:06:29) 
edit : jack of hearts benden önce davranmış :)

eraser ile yapmış dooru ama araç olarak eraseri seçtikten sonra resmin üstünde sağa tıkla altta handness derecesi var o eraser in kenarını sola çektikçe (mesela % 30 iyi gibi) yumuşatır. sonra teknenin üzerine getirdiğin karpuz layerını yavaş yavaş silersin böle bişe çıkar ortaya...
  • cembirdek  (11.05.09 17:06:57 ~ 17:09:17) 
Ayrıca başarılı bir çalışma olmamış zaten örnekteki...


  • pass  (11.05.09 18:02:59) 
3 tane Mask, 2 tane Erase Tool darbesi ve 3 defa Move Tool ile yapılmış, hepsi bu kadar. Photoshop'a ilk başlayanlar genellikle böyle başlarlar. Sonra gelsin uykusuz geceler (:


  • gozupek  (12.05.09 19:05:53) 
[]

Yavru kedileri annelerinden ayırmak

Bu şekilde arkadaşlar.. Bir gün iş yerimizin kapısına yavrulayan anne kediyi ve yavruları evimize aldık, büyüttük şimdi Kedi yavrularımız nerdeyse 1 aylık oldu hatta geçiyorlar bile.. 2 tanesi anne sütüyle beraber katı yiyecekleri yiyor sayılır. Biraz geveliyorlar ama sanırım bir kaç güne kalmaz yemeye başlarlar. 2 tanesi ise hala anne sütü emiyor ve katı yemeklere pek yüz vermiyor. ayrıca yavruların hiçbiri şu an pislemiyor gibi görünüyor. Şimdi buna istinaden

1- Bu yavruları katı yemeğe alıştırmak için benim bir şeyler yapmam gerekir mi ? 1 ayı geçiyor nerdeyse bu artık yavaştan katı yemek yemeleri gerekmiyor mu ?

2- Anne kedi biraz yaramazlaşmaya başladı ve evin olmadık yerlerine kakasını yapıyor. ücra bir köşede toz görse nerdeyse gidecek o toza pisliyecek. Koyduğumuz kumlar pekte fayda etmiyor. Acaba anne kediyi dışarı salsak erkek kedilerin çok afedersiniz tecavüzüne maruz kalmadan geri gelebilir mi ? Birde bizim bu mahali bilmiyor ve yabancı kedi sayısıda baya bir fazla sorun olur mu ? Malum 2 yavru hala anne sütüne muhtaç sayılır şu an ?

3- En önemlisi bu yavrulara malesef fazla bakamayacağız. Yaşamaları ve bu hale gelmeleri için maksimum gayreti gösterdik. Daha dün annelerinin yanlarında meme emip gözleri kapalıyken bu gün patır patır yürüyorlar :) Şimdi ne kadarlık bir süre sonunda sözlükten duyuru yaparak bu kedileri annelerinden ayırıp sıcak bir yuva bulmaları için duyuru yapabilirim ?

 
kediler 1 aylık olduktan sonra kati yemek yiyebilirler ama bence 3 aylik olana kadar bizim yedigimiz peynir ekmek yumurtadan ziyade bebek kedi maması vermek gerekir, petshoplarda 0-6 aylik bebek kediler icin mamalar satiliyor, onlar hem en besleyicisi hem de sindirebilcekleri cinsten. 3 aydan sonra peynir haslanmis yumurta sute dogranmis ekmek vs yiyorlar ama tum lokmalarin kucuk kucuk olmasi gerek.

Bence anne kediyi sokaga salma hala süt emiyorlarsa, tecavüz demeyelim ama sokaktaki diger kedilerle sevisebilir kendi rızasıyla :)sonra gelmeyebilir yada busefer evde 5 tane daha dogurur bi de onlara bakmak zorunda kalabilirsiniz.

ben kedilerimi iki aylikken aldim, anneleri ölmüştü gayet herseye adapte oldular. hatta birilerine verecekseniz cok uzun zaman gecmeden verin bence cunku yeni sahibinde yeni evinde buyusun ki koseyi bucagi cabuk kesfetsin sahibinin kokusuna, evdeki kumun yerine vs alissin, yoksa annesiyle birlikte suanki evinden ve sizden ayrilmasi da cok zorluk yaratabilir
  • tehanu  (07.05.09 11:15:54) 
@tehanu

Yok yok benim dediğim sevişme değil, tecavüz resmen. zira bu olay benim anne kediyi önceki duyurularımdan da bakarsanız eve alma sebebimdi. dün gibi hatırlıyorum 7-8 saat erkek kedilerin saldırısı altında kalmış anneyi aç kalan yavrularına yetişmesi için elimde şemsiye ile erkek kedilerin elinden kurtardığım günü. En son hayvan bir ağaca tırmanmıştı, ordan kurtardım yoksa bırakacakları yoktu.. onun için sordum bunu.. Sanırsam dişi kedilerin çiftleşme dönemi değil şu aralar ya da yavruları varken pek sıcak bakmıyorlar..

Bir an önce ayırmanız iyi olur demişsiniz ama yavruların 2'si hala katı yemek yemiyor ki ? Yiyenler bile anne sütü emiyorlar, daha doğru düzgün kakalarını bile yapamıyorlar.. Eğer annelerinde ayırırsam bu sorunları tek başlarına nasıl aşabilirler şu an ?
  • joehigashi  (07.05.09 11:31:30) 
Su aralar degil de 2-4 aylikken birilerine verebilirsiniz, iki aylikken hala kakalarini yapamiyorlarsa bence bi veterinere gosterin zira cok gec ogrenilen bisey degil bu. ama muhtemelen kati mama yemeye basladiklarinda otomatik olarak kaka yapacaklardir.

tecavüz konusunda haklisiniz aslinda siz yazinca hatirladim ben de buna benzer biseye sahit olmustum, belki sutleri geliyorken sevismek istemiyorlardir
  • tehanu  (07.05.09 12:20:11) 
katı mama yiyen yavruların kaka yapabilmelerini kolaylaştırmak için sıvı yağ ile popolarını silmelisiniz. böylece yavaş yavaş alışırlar. yavruyu anneden ayırmaya gelince dişleri annelerinin canını acıtmaya başlayacak bir süre sonra. anne de yavrulardan kaçar olmaya eğilim gösterdiğinde yeni sahiplerine vermelisiniz kediyi. en ideali 6-8 hafta annelerinden süt almalarıdır, aşı zamanları gelene kadar ölmemelerini sağlar.
benim bildiğim kadarıyla yavrusu olan anneye, protein ihtiyacı yetişkin kedilere oranla çok daha fazla olan yavru kedi maması verilir ki emzirme sürecinde hem süt yeterli proteine sahip olsun hem de anne beslenebilsin. bu sayede yavrular da annelerinin mama kaplarından tırtıklamaya başladığında yavru maması yemiş oluyorlar ve yavaş yavaş buna da alışıyorlar.siz ne veriyorsunuz bilmiyorum.

  • aritra  (07.05.09 14:41:02) 
[]

Photoshop Sorusu

Photoshopla ilgili naçiz bir sorunum var şöyle ki :

img27.imageshack.us

fotoğrafta görüldüğü üsere photoshop'un ranch house fotosunda ufak çaplı değişiklikler yaptım, renklendirdim kapıyı araladım.. Lakin aralanan kapının arkasına güzel bir manzara fotosunu bir türlü yerleştiremedim.. O alan görüldüğü üzere öyle bembeyaz kaldı.. Kapının arkasındaki o beyazlığı yok ederek güzel bir manzara resmi nasıl ekleyebilirim ? şimdiden teşekkür ederim..

 
istediğiniz manzara resmini yeni bir layer olarak ekleyin çalışmaya.
eklediğiniz layerı, kapı fotoğrafının olduğu layerın altına taşıyın.
daha sonra, kapı aralığındaki beyaz alanı polygonal lasso ile seçip silebilirsiniz.
ya da layer mask kullanarak gizleyebilirsiniz.
  • kobuzchu kiz  (07.05.09 00:49:50) 
en basit teknikle;

tek layer üzerinde çalıştığını varsayıyorum,
- magic wand'la beyaz alanı seç, delete'e bas, beyaz alan yok olacaktır.
- eklemek istediğin manzara fotografını aç sonra da kendi çalışma alanının üzerine sürükle bırak.
- layerların olduğu sekmede (standart olarak sağ alttadır.) yeni bi layer olarak fotoğrafın gelmiş olması lazım. manzara layer'ını, ranch house'un olduğu layerın altına sürükle bırak.
- 'layers' kutusunu göremediysen ya da kapalıysa; window menüsünden açabilirsin...

ek: kapının perspektifi için de yine en kolay yol;
-polygonal lasso'yla kapıyı seç,
-seçim alanına sağ tıkla, layer via cut de... kapı ayrı bir layer olacaktır, kapının layerını ranch house layerıyla manzara layerı arasına sürükle.
-kapı layerı seçiliyken ctrl + t ile 'free transform' yap, ctrl'e basılı tutarak perspektifini ayarlayabilirsin kapının.
  • heavens scream  (07.05.09 00:51:41 ~ 01:01:56) 
[]

Photoshop cs 2 ile cs 3 arasında bariz farklar var mı ?

Photoshop ustaları sorum aynen bu şekil. Gerçekten yapılan işlemin kalitesini önemli ölçüde arttıracak değişiklikler var mı cs 3'te ?




 
yok


  • underdose  (04.05.09 12:36:59) 
cs4'te çalışma kolaylığı açısından gelişmeler var.


  • parasut  (04.05.09 12:56:31) 
yapılan işin kalitesinden ziyade bir takım eksiklikler ve kullanım kolaylıkları, ek özellikler fln geliyor. asıl mesele programa tam hakim olmakta çünkü genelde bir şeyi yapmanın bir çok yolu var ve o yolları biliyorsanız cs2 yi fln bırakın çok daha eski versiyonlarla da işinizi halledebilirsiniz.


  • sijwocaq  (04.05.09 14:10:40) 
[]

Parmaklarım şişiyor

Bir kaç gündür dışarıdan evin içeri girdiğimde sağ elimdeki parmaklarım, parmak uçlarım şişiyor ve kızarıyor sebep ne olabilir ? Enteresan bir şekilde bu durum dışarıdan kapalı bir mekana girdiğimde ortaya çıkıyor. Havalarla ilgili bir durum olabilir mi ?




 
romatoit artrit belirtisi olabilir hele ki kızarıklık varsa bir romatizma tahlili yaptırın,bir yakınımda da kısmi başlayarak el ve ayak parmaklarında öncelikli olarak görüldü


  • gundeniz  (22.04.09 23:36:40) 
[]

Anne kedi ve yavruları acil yardım

Daha önce anne kedi ve yavrularıyla ilgili 2 tane soru sormuştum, ilgilenen herkese teşekkür ederim. Yeni bir soru daha doğrusu sorunla yine duyuru aracını kullanıyorum.. Bizim dişi kedi çok afedersiniz tuvalet ihtiyacını gidermek için iş hanından dışarı çıkar çıkmaz 2 tane erkek kedinin saldırısına pardon tecavüzüne uğradı. Dışarıda Görür görmez erkek kedileri kovaladım ama o kadar inatçılar ki korkudan bir araba altına sığınan dişi kedinin peşinden gidip onlarda araba altına kaçtılar. Kovalamak için başka bir imkanım da kalmadı. şu an gözden kayboldular anne kedi ile beraber.. dişinin yavruları halen kapımızın önünde ısınmak için birbirlerine sarılmış hayvancağızlar.. anne, erkek kediler peşinden gelmesin yavrulara zarar gelmesin diye gelemiyor buralara. bebekler yaklaşık 10 günlük ve 1.5 saattir annelerini bekliyorlar.. Hemen sorulara geçeyim

1- 10 günlük bebek kediler ne zaman acıkırlar ? Ne kadar süre sonra müdahale etmem gerekir ?
2- Erkek kediler felaket inatçı taş atmama rağmen dişinin peşini bırakmıyor ve bırakacak gibi de değiller. Uzun bir müddet anne gelmezse yavrulara nasıl bakabilirim ? İlginiz için şimdiden teşekkürler

 
taş atmak yerine yemek verin. hatta yemeği uzaklaşarak verin sizi takip etsinler, dişi kediden uzaklaşsınlar.


  • turtle  (15.04.09 14:49:37 ~ 14:50:26) 
teşekkür ederim cevabınız için.. Ama dediğim gibi gözden kayboldular şu anda, bulamıyorum.. O kadar inatçılar ki birde nasıl bir dürtüyse taştan bile zorla kaçtılar, kuyrukları havada hala anne kediyi arıyorlardı.. İnsan böyle bir durum karşısında sakin düşünemiyor malesef yavrular saatlerdir yardıma muhtaç şekilde annesini bekliyor o iki .ezevenk kedi yüzünden..


  • joehigashi  (15.04.09 14:52:19 ~ 14:55:51) 
sorularına cevabım yok ama erkek kediler yavruları öldürebiliyorlar, o ufaklıkları ulaşamayacakları bir yere götürmen fena olmaz.


  • mojosnik  (15.04.09 15:48:35) 
@absolutely essential words

keşke dediğin gibi olsa.. Ama hayvanlar daha doğru düzgün ayakta bile duramıyorlarki.. Nerdeyse 3 saattir anneleri gelmedi..
  • joehigashi  (15.04.09 15:52:36) 
boşverin o .ezevenkleri biz işimize bakalım :)

yavru kedilere süt verebilirsiniz ANCAK SÜTÜ MUTLAKA SULANDIRMANIZ GEREKİR. Bu nokta çok önemli lütfen unutmayın... Yaklaşık bire üç sulandırmalısınız. Bir de, yavrucakların çişlerini ve kakalarını yapabilmeleri için, elinize ıslak bir bez alıp onların popolarını okşar gibi silmeniz lazım. aksi halde yapamıyorlar.
  • kahvegibi  (15.04.09 15:56:40) 
kediler başına kalırsa eğer beslenmeleriyle ilgili şöyle birşey var.site üyelik istediği için bir de onla uğraşma diye copy paste ediyorum. www.kedilerimiz.com 'dan.

Bir Ayliktan Küçük Yavru Kedi Beslenmesi
24.9.2003
Gözleri açilmamis bir yavru kedi 15 günlükten büyük degildir. Yavrunun beslenmesini, buldugunuz andaki fiziksel durumuna göre saglanamiz gerekebilir. Ayrica kendi basina beslenemeyecegi için onu doyurmak size düsecektir.
Ilk olarak bir veterinerden yardim isteyin. Götürebiliyorsaniz klinige götürün ya da telefonla bilgi alin.

Henüz kendisi beslenemeyen kedilerin beslenmelerini saglamanin en saglikli yolu yavru kediler için yapilmis olan biberonlardir. Biberon temin etmeniz mümkün degilse damlalik veya ignesiz bir siringa da isinizi görebilir. Siringa ya da damlalik temin edemiyorsaniz bir plastik eldiven, temiz ve düz bir poset acil durum çözümü olabilir. Plastik eldivenin sadece bir parmaginin ucunu, posetin bir kösesini igne ya da makas yardimiyla 1-2 milimetre delmeniz gidanin gelmesi için yeterlidir. Açtiginiz delik küçük olursa yeteri kadar beslenemeyebilir, fazla büyük olursa da bogulmasina yol açabilir. En kisa zamanda biberon temin ederseniz emin olun beslenmesini daha kolay yapacaksiniz.

Siringa veya damlalik ile beslerken de dikkat edilmesi gereken en önemli nokta gidayi kediye verirken nazik ve yavas olmaktir. Gidayi asla çok hizli enjekte etmemelisiniz. Siringa ya da damlaligin açisini çok iyi ayarlamalisiniz. Siringayi veya damlaligi geriye, bogazina dogru tutarsaniz kedinin bogulmasina sebep olabilirsiniz. Siringanin sadece ucunu, yani bir kaç milimlik bir kismini kedinin agzina sokmalisiniz.
Kediyi siringa veya damlalikla beslemenin en kolay sekli, yüzü size dönük olacak sekilde dizinize ya da kucaginiza aldiktan sonra ensesindeki deriyi nazikçe geriye dogru çekerek agzinin hafifçe açilmasini saglamak olacaktir. Direnmeye çalisabilir. Bu durumda biraz sakinlesmesini saglayin ve beslemeye bir süre ara verin.
Bu sekilde tutumakta zorlaniyorsaniz kedinin basini nazikçe avucunuza alarak dizinizde tutabilirsiniz. Çok fazla hareket etmesine izin vermeden siringayi agzinin yan tarafina yerlestirip gidayi yavas yavas enjekte edebilirsiniz. Siringayi biberon pozisyonunda da tutabilirsiniz ama emmeye çalisacagi için damagini zedelemesi söz konusu olabilir. Genellikle siringa ile beslenen yavru kedilerin agzinda yaralar olusur. Bu duruma meydan vermemek için siringayi mümkün oldugunca kedinin damaklarina degdirmemeye çalisin.



Biberonla besleyecekseniz yasina en uygun olan biberon agizligini tercih etmelisiniz. Petshoplarda yavru kediler için uygun büyüklükte biberonlar bulabilirsiniz. Bebekler için kullanilan biberonlari tercih etmeyin. Meme agizlari çok genis olacagindan dolayi yavru yeteri kadar beslenemeyebilir.
Veterinerinizin tavsiye ettigi sekilde ve miktardaki mamayi biberona doldurduktan sonra kediyi bir havluya sarin. Beslenme sirasinda asiri heyecanlanip çok hareketlenecegi için tirnak darbeleri almaniz ve yaralanmanizi engellemek için havlu önlem olabilir. Ayrica beslenirken dökülebilecek gidanin da havlu yardimiyla dagilmasini engellemis olursunuz..

Dik bir sekilde oturup, kediyi kucaginiza alin. Kediyi tutarak sirtini kendinize yaslayin. Arka patileri kucaginizda ön patileri elinizde olacak sekilde tutun. Diger elinizde biberonu nazikçe agzina yerlestirmeye çalisin. Ilk anda ne oldugunu anlamayacaktir. Biberonun içindeki gidadan bir miktar agzinin kenarlarina damlatin. Tadini aldiktan sonra yeniden biberonu agzina yerlestirmeye çalisin. Bir kaç beceriksiz hamleden sonra biberonu emmeye baslayacaktir. Biberonu emmeye basladiktan sonra ön patilerini serbest birakin böylece biberonu ön patileriyle tutabilecektir. Bir kaç kez ara vererek dinlenmesini saglayin ve düzgün beslenip beslenmedigini kontrol edin. Biberonla bile bogulma riski yasayabilirler.

Doydugu zaman biberonu birakacaktir. Içinde gida kaldiysa bitirmesi için zorlamayin. Eger verdiginiz miktarin yeterli olduguna eminseniz biberondaki gidayi bitirdikten sonra tekrar doldurup vermeyin. Beslenmesi bittikten 15-20 dakika sonra tuvaletini yaptirin.

Annesiz bebek kediler günde en az 4 defa beslenmelidir. Beslenmenin hemen ardindan bebegin karninda bir genisleme olabilir ancak bu genislemenin asiri olmamasina dikkat edilmelidir. Dogumdan sonra birkaç hafta boyunca bebek kediler yemekten ve uyumaktan baska hiçbirsey yapmayacaklari için sürekli miyavlamalari üsüdüklerine veya aciktiklarina isaret edebilir.

Evde hazirlanan mamalar çogu zaman bebek kedilerin beslenmesinde tercih edilir. Ancak birebir kedi sütüne bagli kalinarak hazirlanan ve içinde her türlü vitamin ve minareli barindiran kedi mamalarini da veterinerinizden temin edebilirsiniz (örnek kitty milk ve milkopet). Bebek kediyi sürekli sütle beslemek kesinlikle tavsiye edilmez. Bu tür beslenme sekli ciddi boyutlarda ishale yol açabilir. Ama yinede inek sütüyle beslenecekse laktozsuz olanlari tercih edilmelidir.

Acil durumlarda kalindiginda bir kaç ögün ya da gün için örnek mama karisimi su sekilde olabilir.
1 su bardagi yari yariya sulandirilmis süt 1 tatli kasigi seker 1 çay kasigi fosfo-kalsiyum granül
Sütü sulandirmaktaki ya da laktozsuz süt kullanmaktaki amaç, kediye anne sütünden baska bir süt verileceginden dolayi olusabilecek alerjik reaksiyonu engellemektir. Laktozsuz süt kullanmak, sütün kedide gaz yapmayacagi anlamina gelmez. Ayrica sulandirilmis sütle beslenen kedinin rasitik olmasi kaçinilmazdir.

Veterinerinize danisarak, prematüre bebek mamasi, kitty milk veya milkopet toz mamalari paketlerin arkalarinda bulunan tarife göre hazirlanarak verilebilir.

Bu gibi durumlarda kullanilacak en dogru beslenme sekli, premium mama markalarinin kediler için ürettikleri bakim mamalarini kullanmaktir. (Örn: Hill's a/d)
Yine veterinerinize danisarak Multi Tab veya Vidaylin Surup gibi vitaminlerden bir kaç damla verebilirsiniz.
  • mojosnik  (15.04.09 15:56:41) 
yavrularin sag kalmasi icin ayni anneleri gibi davranmaniz gerekir cunku bu kadar kucuk yavrular vucut isilarini kendileri ayarlayamazlar, gunduz karinlarini doyursaniz bile -ki imkansiza yakin derecede zordur- bu geceyi ya da ondan sonraki geceyi cikarabileceklerini sanmiyorum, bu yuzden beslemeye calismak yerine bir an once annelerinin gelmesini saglamaniz daha faydali olur.


  • libera  (15.04.09 16:46:48) 
ek olarak su ya da süt sıcak olsun ki ılık bir karısım elde edin ve lütfen onları sıcak tutun henüz daha vücut ısılarının kontrol edemiyorlar.
Pet şiseye sıcak su koyun ve kumasla, kazakla atkıyla ya da havluyla sarın ve yanlarına koyun.Üşümesinler.
Geri kalan her şey gayet acık izah edilmis.
Senin ilgin icin de ben tüm canlilar adina şimdiden tesekkür ediyorum.
  • gdduman  (15.04.09 17:43:56) 
[]

Basit bir adobe fireworks sorusu(usta tasarımcılar yardım)

img301.imageshack.us


arkadaşlar adobe fireworks cs3 te yukardaki linkte siyah ile boyadığım kısımları yani mesaj kutularını(text yazan yerleri) nerden ekliyorduk ? Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim..

 
sol tarafta vector yazan kısımda A harfi şeklinde düğmesi olan text tool'u kullanabilirsiniz.


  • solverger  (12.04.09 23:21:47) 
üstadım cevabın için teşekkür ederim ama sormak istediğim tam olarak o değil. sormak istediğim mesaj kutularının nasıl eklendiği.. İçindeki yazıları kastetmemiştim


  • joehigashi  (13.04.09 00:09:30) 
sanırım yanlış anlaşıyoruz :) eğer sorduğun şey bir web sayfasına textbox eklemekse onu fireworksle yapamazsın. eğer web sayfası yapıyorsan kullanıcının giriş yapabileceği dinamik bir textbox için dreamweaver ya da başka bir web tasarım aracı kullanmalısın. fireworkste textboxı ve geri planını resim olarak oluşturup slicelar, sonra da ör. dreamweaver ile uygun bir şekilde ayarlayıp ortasına da dreamweaverin içinden bi textbox ekleyip halledebilirsin.

anlattığım olay şu aslında: www.ertugrulhaskan.com

bu sefer doğru mu anladım?
  • solverger  (13.04.09 01:19:22) 
[]

Anne kedicik ve yavruları

Bir sokak kedisi iş yerimizin paspasına 2 gün önce yavruladı.. Bebek kedilerin malumunuz gözleri bile açılmadı o kadar tatlılar ki!! ilk etapta yavru kediler pisleme hususunda koku yapar endişesi taşıyorduk ama bir önceki duyurumda sütten kesilene kadar ciddi derecede koku yapmadıkları cevabını alınca en azından sütten kesilene kadar iş yerinin kapısında kendileri için yaptığımız yuvada bakmaya karar verdik.. Malum daha önce hiç kedi bakmadığımız için bu hususta bilgimiz yok.. Yardıma muhtaç yavrulara da bir zarar gelsin istemiyoruz.. sorulara geçersem ;

1 - Anne kedi oldukça uysal hatta baya bi bakımlı hayvan.. edindiğim bilgiye göre de bizim mecradaki bir cins kedinin yavrusuymuş bu genç anne. zaten burdaki esnaf bakıyormuş hayvancağıza. Belki uysallığı ordan geliyordur tabi yemek seçiciliği de.. Evet yemek seçiyor.. Tavuk yemiyor, kıyma yiyor.. Haşlanmış yumurta yemiyor vs.. Bir kedinin reddemeyeceği ne gibi besin maddeleri vardır ya da bir anne kediyi 4 tane yavrusuna süt getirecek kadar nasıl besleyebiliriz ?

2 - Hayvan yavrularına süt verirken, nefes alırken hırlıyor.. Bu durum normal midir ?

3- Dediğim gibi hiç kedi beslemedim o yüzden bilgim yok. Bir kaç kez kafasından sevdim ben kafasından sevince o da başını elime doğru getirdi, gözlerini kıstı falan.. Bu sevilmekten hoşlandığını mı gösterir ?

4- Bir rivayete göre bazı erkek kedilerin dişileri takip ettiğini ve sırf yeniden çiftleşme dönemine girsin diye yavrularını öldürdüğünü duydum. Doğru mudur ?

5- Anne kedi yavrularına süt verirken sürekli olarak patileriyle yeri tırmalıyor.. Bu hareketin tam olarak anlamı nedir ? acaba süt verirken acı mı çekiyor ?

 
1- bu anlamda genel bi reçete yok maalesef hazır mamalar dışında (o bile değişebilir)
2- gayet normaldir, sevgi belirtisi
3- bkz. 2
4- doğrudur, aman ha
5- içgüdüsel olarak kendi emdiği zamanları hatırlıyor, o hareket memenin etrafına masaj yapma hareketidir, süt akışı bozulmasın diye. dikkat edin aynısını yavrular da yapar.

not: bir de lütfen çok fazla elinize almayın şimdilik yavruları, kokuları değişirse anneleri reddedebilir.
  • uyuzcan  (09.04.09 00:12:23) 
Yavru kediler çişlerini kakalarını henüz yapmıyorlar. Yani yapıyorlar ama anne yardımıyla oluyor o iş, anne ne çıkıyorsa yalayıp yutuyor. Biraz büyüdüklerinde kendileri yapmaya başlayacaklar. Anneleri o zaman kendi nereye yapıyorsa orayı gösterecek. Toprağı kazıp yapacaklar. Siz ne görürsünüz ne de kokusunu alırsınız. Yavru kedi kakasının kesif kokusu evde besleyenlerin bilebilecekleri bir şeydir ancak.

- Kedilere çiğ et vermek, tıpkı insanlarda olduğu gibi kurt sorununa yol açar. Sağlıklı değildir. Kıyma yiyor diyorsunuz, iş yerinde kıymayı pişirmediğinizi varsayarak söylüyorum. Doğum yapan kedilere ve hamile kedilere özel mamalar var. Biraz pahalı ama her gün belli öğünlerde verildiği için uzun süre gidiyor. Bu mamalardan alır, kaç öğün verilecekse verirseniz hem kedi iyi beslenmiş olur hem de yavrularına süt verirken sıkıntı çekmez. Emziren kediye kaç gr. mama veriliyor onu bilmiyorum ama bilen biri çıkar kesin.

- Yavrularına süt verirken hırlaması mutluluktan kaynaklanıyordur. Yani tam olarak mutluluk mudur bilmiyorum ama insan duygularıyla düşününce mutlu olduklarını varsayabiliriz.

- Onu sevdiğinizde verdiği tepkiler size güvendiği ve halinden memnun olduğu anlamına gelir. Ancak yeni yavruladığı için yine de sık sık başına gitmeyin ve yavrulara kesinlikle ellemeyin. İnsan kokusu geçerse yavrularını emzirmez derler. Çok mecbur kalmadıkça yavrulara hiç dokunmayın ve ilgilenmeyin. Yavrulara ilgi göstermeniz anneyi tedirgin edebilir ve yavruları taşımak isteyebilir, sonra yardımcı olamazsınız onlara.

- Erkek kediler dediğiniz sebeplerle yavruları öldürüyorlar. Siz elinizden geldiğince korumaya almışsınız zaten. Bu konuda ne yapabilirsiniz en iyi siz bilirsiniz şartlarınıza göre.. Yine de dikkatli olun, gözünüz üstlerinde olsun.

- Patileriyle yeri tırmalaması 'sağma hareketi' yapması. Yavruların annelerini emerken sağdıkları hareketin aynını yapıyor. Mutluluk, şefkat, annelik hissi artık her ne ise o yüzden yapıyor. Acı çekmiyor tam tersi çok mutlu oluyor demek bu hareket.

Yavrulara, anneye ve size kolay gelsin:)
  • neriman koksal  (09.04.09 00:25:35) 
1- herhangi bir veteriner kliniğinden kolaylıkla bulabileceğiniz "klinik" mamalar var. bunlar whiskas gibi market mamaları değil. özellikle postpartum dediğimiz doğum sonrası dönemde laktasyondaki hayvanlara özel mamalar var. tavsiye edeceğim marka hill's. bunu kullanırsanız hem annenin kemiksel gelişimini desteklemiş hem de laktasyona yardımcı olmuş olursunuz. günde 2 kere suyunu değiştirin ve mutlaka yakınında evamlı su kabı bulundurun. kedi kumunu da çok yakına koymamanız yavruların enfeksiyon kapmaması açısından önemlidir.

2-hırlama sinirsel kökenli bir davranıştır. memnuniyet belirtisidir. hırlayan kedi mutlu, tıslayan kedi ise agresiftir.

3- kuyruğunu yavaş yavaş sağa sola sallama (kırbaç şeklinde hızlı hızlı değil) ve gözleri kısma memnuniyet belirtisidir. bel bölgesinin gerisini okşamanıza muhtemelen izin vermez. ama kafası ve ense derisinin okşanmasından hoşlanır.

4- doğru. erkek kediler yavruları yeme eğilimini sıkça gösterirler.

5- süt verirken gerinerek laktasyona ve sütün indirilmesine yadımcı oluyor. acı çekmesi söz konusu değil. hafif bir acı ileri laktasyon dönemlerinde dikkat çeker bu da yavruların gelişen dişleriyle alakalıdır. sorun teşkil etmez.
  • bas git  (09.04.09 00:33:26) 
1. soruya cevap olarak normal kedi günde 70 gr yermiş, bence bir buçuk-iki katı filan anca yeter ona. şu küçük konserveler 78 gr filan. ben pek yemeğini suyunu eksik etmiyordum, zaten o kendi isteğine göre yiyordu, hiç şişman olmadı, hatta epey zayıf. tabi sırf mama vermedim, peynir verdim bol bol. et, tavuk filan da yedi.
2. kediler canı acıdığında da mırlar. ben bunun bir tür sakinleştirici etkisi olduğunu düşünüyorum. en azından annelerde sabır gösterir bir hal oluyor emzirirken.
3. göz kısan kediye siz de gözlerinizi kısarak bakarsanız arkadaş olur. gözünün dibine bakan kocaman açık gözler tehdittir. kısık göz ise sana zarar vermem, dostum demektir.
4.doğrudur.
5.bakınız 2. :)
herşey normal görünüyor. :)
  • kediebesi  (09.04.09 21:01:17) 
[]

Kedi sahiplerinin yardımına ihtiyacım var

Arkadaşlar bir sokak kedisi iş yerimizin önündeki paspasa yavrulamış :) Daha gözleri bile açılmamış hayvancağızların.. İş hanındayız, yerimiz de en üst kat.. Şimdi biz bu yavruları annesiyle birlikte en alt kata paspastan tutup indirsek bir sorun olur mu ? Ben eğer yeni doğmuş yavrular ellenirse annesi tarafından bakılmaz diye bir şey duydum bu doğru mudur ? Ya da bu yavru kedileri aşağaki kata taşımak için ne tavsiye edersiniz ? Hani bi kartona koyupta aşağa taşısak bir sorun olur mu en basitinden ?

Aslında burda kalmasının benim açımdan bir mahsuru yok ama olaya profosyonel olarak yaklaşan patronum kedilerin iş yerinin kapısında durmaması gerektiğini pisledikleri zaman burayı leş gibi kokutacaklarını söylüyor..


 
aslında bir karton kutu bulup paspasla birlikte kutunun icine koysanız iyi olur, sokaga o sekilde bırakmak yavrular icin tehlikeli olur.. koku icin de sacma bir cozum olabilir ama oda kokuları gibi seyler yeterli olmaz mı ki ? glade'in sprey degil de jel seklinde kokuları var ya, onları da kutunun dısına yapıstırsanız sanki olur gibi.. tabi patronunuz buna ne der, ne tepki verir onu bilemem, buradan bakınca mantıklı gibi duruyor :)


  • frtslck  (06.04.09 11:08:56) 
Yanlış anlaşılmasın dışarı atmayacak patron yavruları :) Sadece iş hanının aşağaki katlarında büro yok oraya taşımayı düşünüyoruz..


  • joehigashi  (06.04.09 11:13:15) 
o zaman pek sorun olmaz, yani dedigim gibi cevreden etkilenmesinler diye karton kutu yine gerekebilir.. yavrulara dokununca annenin bakmaması gibi bir duruma henuz rastlamadım ben.. yine de iciniz rahat etmiyorsa paspası alıp oyle tasıyın dikkat ederek..

yavruya bakmama konusunda ise sadece tavsanı gordum.. yavrusuna dokununca agzında bogup olduruyor.. yani tanık oldum bu olaya.. ancak kedide bugune kadar hic gormedim, zaten kediler dogum anında sahiplerinin yardımına ihtiyac duyup sahiplerinin yardımıyla dogurabiliyorlar yavrularını..
  • frtslck  (06.04.09 11:22:45) 
eğer annesi pimpirikliyse bir kumaş, havlu vs ile tutabilirsiniz yavruları. kutulayıp aşağı indirin ama annenin girip çıkmasına izin verecek bir yer olsun. yakınına mutlaka yemek su koyun. bir süre yavrularını bırakmayacaktır, aç kalmasın. yavrular sütten kesilene kadar hiç bir koku olmayacaktır. bu da en az bir ay sürer.


  • kediebesi  (06.04.09 12:36:08) 
gelen geçen herkesin görmeyeceği bir yere taşımanız iyi olur. genelde anne kediler doğurduktan bir süre sonra çekip gider, bazen uzun sürse de dönerler ama başında anne kedi olmayan yavru kedi gören insanlar aa terkedilmiş yavru kedi diyerek o kedileri oradan almakta ve anne kedi döndüğünde yavrularını bulamamaktadır. o yüzden uygun biyere taşıyıverin, anne nereye taşındıklarını görürse ve bulmakta zorlanmayacağı biyerse sorun olmaz. ama gelende kediler bu kararları kendi kafalarına göre verirler ve sizin yerleştirmenizden sonra, anne yine yavrularını kendi uygun gördüğü yere taşımaya karar verebilir. yeni yerlerinde ona yiyecek ve su yardımı yaparsanız orayı daha cazip görmesini sağlayıp, tekrar taşınmasını engelleyebilirsiniz.


  • cereal killer  (06.04.09 18:21:27) 
[]

King'te koza girme olayı

Yeni yeni king oynamaya başladık lakin halen şu koza girme olayını çözemedik. Mynette oyunu oynarken o kadar enteresan şeyler oluyor ki bir oyuncu koz dediğinde diğer oyuncularda sonraki turdan itibaren mutlaka koza girmek zorunda kalıyor, bazen arada koza girmeyip cezaya girenlerde oluyor. iyice arap saçına döndü iş. Acaba oyunda koz olayı nasıl işliyor ? Herkes kafasına göre kozu istediği zaman söyleyebiliyor mu yoksa herkesin uyması gereken belli başlı kuralları mı var kozun ?




 
benim bildiğim ilk 4 el dışında istediğin zaman koz söyleyebiliyorsun. her oyuncunun iki kere koz söyleme hakkı var.


  • izaleisuyuu  (26.03.09 15:11:11) 
herkes farklı oynuyor bunu, ilk turdan itibaren koz söyleyen de var söylemeyen de.

Biz arkadaşlarla ilk tur mecburi ceza oynuyoruz, ondan sonra ise isteyen istediği zaman koz söyleyebiliyor.
  • aves  (26.03.09 15:11:34) 
İlk turda koz söylenmez arkadaşlar.
Söyleyeni dövüyoz biz masada genelde.. :)

  • zeki baba  (26.03.09 15:17:51) 
ilk tur mecburi cezadır. sonra isteyen istediğini söyler.


  • sanal uyku  (26.03.09 15:22:25) 
ilk dört tur koz söylenmez. oyun içinde de çakılmadan koz dönülmez.


  • ayiadam  (26.03.09 15:25:10) 
kanlı kansız olayı sanırım bu biz oynarken de ilk tur kozsuz oynuyoruz bi de orda koz yükseltme de mecburi değil bazıları yükseltmeli oynuyor. arkadaşların da dediği gibi ilk turdan sonra kozlar söylenebiliyor.


  • elishafanz  (26.03.09 15:26:39) 
tamamen oyun öncesi anlaşmaya bağlı, her yörede değişiklik gösterir. biz misal olarak ilk dört el mecburi ceza oynuyoruz, ama başka bir yerde son 8 el koz oynanıyor. kimisi kafadan koz giriyor. bazısı koz oynarken yükseltmeyi mecbur tutuyor, bazısı yükseltmiyor, bazısı sadece kozda yükseltiyor vs. bu tamamen oynadığınız kare ile oyun başı anlaşacağınız bir şey.


  • galahad  (26.03.09 15:34:13) 
Hımm anladığım kadarıyla işin özeti şudur ki ilk 4 turdan sonra koz söyleme konusunda (-) lerde sürünenler özgür.. bütün oyuncuların uymak zorunda olduğu herhangibir sıralama falan yok ?


  • joehigashi  (26.03.09 16:49:45 ~ 16:52:29) 
ilk tur koz söylenmez ama bir de yükseltmesiz oynayan arkadaşları kınıyorum.
yükseltme olmadan koz olmaz. çünkü kendinin/rakibinin oyunculuğunu ön plana çıkarmasını engellemiş olursun.

mesela sen kozcusun. elinde kız as yok
sen 10luyu koydun masaya, koltuk altındaki kızı koyar bir de karşıdan veya dibindekinden as çıkarsa tamamdır operasyon. bu gibi denemeleri engellemiş olursunuz yükseltmesiz oynarsanız.

hatta biz eşli oynarız. çok ta keyiflidir.
  • Gulyadkin  (26.03.09 19:30:27) 
[]

laptop ekran kartı ?

Mevcut laptopumda nvidia geforce 8400 ekran kartı var. Kendileri 256 mb oluyor ve şu an için oldukça tatminkar. Ancak oynamak istediğim bazı oyunlarda yetersiz kalmakta. Acaba piyasada bu ekran kartından daha üstün özelliğe sahip ve laptop için kullanacağım bir ekran kartı modeli var mı ? Eğer varsa fiyatı ortalama ne kadardır ?

edit: lütfen madem oyun istiyorsun o zaman masa üstü al demeyin. topu topu medieval 2 total war'ı adam gibi grafiklerle oynamak istiyorum başka bişey değil

edit 2 : evet dolar 1.80'i geçmiş ben neye heves ediyorum..

 
Laptop ekran kartları genelde onboard olur, entegre çip filan olur. Değiştirebileceğinize emin misiniz? Aletinizin markası, modeli nedir?


  • ataturkiye  (09.03.09 18:27:25) 
ekran kartın harici olduğu için mümkün. ancak fiyatı çok tuzlu. benim ati 256+256 ekran kartımın chipsetinde sorun oldu, tamir ederken iyice bozdular, ekran kartı için 145 dolar değişim istendi tamam dedim, bu sefer ekran kartı kalmamış ellerinde onu bekliyorum. bu ekran kartları genelde başka tarafı bozulmuş notebook'lardan aktarılıyor karaborsa bir nevi. notebook'lar için bu şekilde özellikle yedek orjinal-sıfır parça satan yer bilmiyorum, genelde kendi teknik servislerinde bulunduruyor notebook firmaları, o yüzden ondan daha iyi ve senin kasaya uyumlu ekran kartı bulman zor, bulsan da çok tuzlu olur.


  • abtash  (09.03.09 18:32:00) 
@abtash benim 2003 yapımlı aletin board'una 1200 dolar + kdv istemişlerdi. Sen yine iyi kurtarmışsın.

Bu kartlar çipe entegreli olabiliyorlar ve dediğin gibi ancak ikinci elleri bulunuyor. Bulaşmamak en iyisi.
  • ataturkiye  (09.03.09 18:39:53) 
[]

akbil çıkartmak

Benimde olsun bi tane diyorum. Şimdi bunu çıkartmak için tam olarak istanbul'da nereye müracat etmek gerekiyor ve hangi evraklar isteniyor ? Ayrıca 1 gün içersinde çıkartmam mümkün oluyor mu ?

edit : Öğrenci değilim bu arada öğrenci akbili çıkartmam söz konusu değil.


 
ogrenci akbili cikartman gerekMiyorsa yapman gereken tek sey herhangi bir akbil dolum gisesine giderek depozito bedelini (5-6tl falan olsa gerek) vermek ve doldurup giseciden almak. bas bas harca.

edit: ogrenci akbili cikartman gerekMiyorsa kisminin "m" sini eksik yazmisim ve hicbiriniz uyarmamis. yaziklar olsun cik cik.
  • nochristrequiress  (05.03.09 00:35:28 ~ 00:56:01) 
öğrenci olmayanlar için de aynı şey geçerli.


  • beccaria  (05.03.09 00:38:35) 
ne güzel ya bende öterim dı nııı diye.. Peki herhangibir akbil gişesi verir mi bunu ? evrak gerekmez mi ? Atıyorum yenibosna metrosundaki akbil gişesinden anında alabilir miyim ? aslında atmıyorum en yakın o çünkü :)


  • joehigashi  (05.03.09 00:40:10 ~ 00:43:46) 
alırsın..
ama ellerinde olmayabilir..

var da olabilir..
git, bi akbil dolum gişesine akbil alıcam de al. :)
rengini seç.
  • vital  (05.03.09 00:41:58) 
yani kimlik dışında başka herhangibir evrak istemiyorlar mı ?


  • joehigashi  (05.03.09 00:52:53) 
kimlik de istemiyorlar yahu. o sadece öğrencilerin pasosu için gerekli. öğrenci akbil'İ daha az basar. o yüzden de akbili öğrencilerin pasosuna takarlar. bilet alırken nasıl kimlik vermiyorsan akbil alırken de kimlik vermiyorsun.


  • beccaria  (05.03.09 00:55:08) 
alt tarafı çoklu otobüs bileti alacaksınız. evrak falan gerekmiyor.
ver para al bilet. bu kadar

  • domine deyus  (05.03.09 00:57:31) 
yok gerek yok. zaten sadece akbil alacaksan (mavi kart falan kullanmayacaksan) kimliğe de gerek yok diretk o anahtırlaklardan alıyorsun, ama sen akbil değil mavi kart istiyorsun sanırsam ona da kimlik yeter.


  • abtash  (05.03.09 00:57:55) 
O anahtarlığa takılan şeye "akbil tomu" da deniyor. Ben de almadan önce çok hevesliydim. 4. Levent metro girişinden almıştım, bana bej renkli bir akbil verdiler. Bazı yerlerdeki tomların renkelri aşırı dandik olabiliyor.


  • okan  (05.03.09 01:34:56) 
6 TL ye (akbil dolduran) her beyaz İETT mobo'sunda satıyorlar.
İstediğin kadar yükle içine rahat rahat gez, indirimler oluyor onlardan faydalan.

  • girisimci ruh  (05.03.09 13:41:40) 
[]

saçtan wax çıkarmak

schwarzkopf mess up marka wax aldım ancak sürmemle beraber meret şey saçlarıma bir yapıştı ki 5 - 6 kere şampuanla çitiliye çitileye ancak çıkartabildim hemde bu kadar kaliteli bir marka olmasına rağmen.. Bu waxı çıkarmanın daha pratik bir yolu var mıdır acaba ? Ya da kullandığınız tavsiye edebileceğiniz bir şampuan ?




 
kendi sampuani olmasi lazim. kuafor/berber sorarsaniz muhtemelen yonlendirir.


  • polifonik osuruk  (02.03.09 15:13:19) 
sayın arkadaşlar ilginiz için teşekkür ederimde daha spesifik, net bir öneriniz ya da marka tavsiyeniz yok mu ? Çıkmayacak endişesiyle kullanamıyorum bile eğer net, başarıya ulaşmış bir tavsiyeniz varsa hemencecik gidip alayım..


  • joehigashi  (02.03.09 16:31:46) 
yau "bu ürüne özel şampuan var(net öneri), o şampuan olmadan çıkmıyor(başarıya ulaşmış tavsiye), "schwarzkopf"(marka tavsiyesi)" demiş arkadaşlar.
daha net ne söylenmesini bekliyorsun anlamadım. ürünü aldığın yerden gidip şampuanını isteyeceksin. bu kadar basit.

  • girl in a coma  (02.03.09 17:43:00) 
markası falan yok onun "wax şampuanı" onun neti, yazan diğer arkadaşlarda brüt yazmamışlar zaten,wax şampuanı diye gidipte turtle wax araba şampuanı almayın dikkat edin.evet net bu.


  • buffy de vampir sayilir  (02.03.09 18:18:41) 
bende aynı marka kullanıyorum, sıcak suyla şampuana ihtiyaç kalmaksızın arnıyor ama saça hacim verecek kadar bi doku bırakıyor bunun bi zararı olduğunu zannetmiyorum ama illa tam çıkarmak istiyorsan yine sıcak suyla hafif ıslatıp şampuan döküp yıkayıncada çıkıyor. bence senin kullandığın miktarla alakalı ne kadar sürüyorsun?


  • 05  (02.03.09 22:36:34 ~ 03.03.09 18:13:11) 
[]

web tasarım kursları

Bu kurslar der ki bizim programımıza katıldıktan sonra şirketlere web siteleri yapabilirsiniz.. Orta düzeyde bir bilgisayar bilginiz olması yeterlidir.. Peki kime göre neye göre ?? Ortalama bilgisayar bilgisi olan ancak web dizaynı, programcılık, asp vs.. bilgisi 0 düzeyde olan bir adam bu kuruluşların kurslarına giderse hakikaten söyledikleri 150-200 saatten sonra güzel güzel web siteleri yapar mı yoksa bunların yaptığı para tuzağı mı ? Web dizaynı 150 saatte öğrenilir mi ?




 
daha önceden gitmiş biri olarak müfredatı yazayım ve gerekli açıklamayı yapayım. öncelikle html den başlarlar. css gösterirler. eğer asp varsa konular içerisinde biraz access ve mysql den sonra asp gösterirler. bu tür bi eğitimle sana her ne kadar online bir alışveriş sitesi yapabilecek düzeye gelirsin deseler bile eğer 0 bilgisayar bilgin varsa basit bir tanıtım sitesini yapmakta bile zorlanabilirsin. sebebi 150 saatlik eğitimde sana ne html i ne css i ne de diğer konuları tam anlamıyla gösteremezler. size hepsinin ana hatlarını gösterirler ve genellikle şu ifadeyi kullanırlar " biz size site dinamiğini ana hatlarıyla gösterdik , civcivli olaylar size kalıyor bu sizin bu işle ne kadar ilgilendiğinizle alakalı." yani demek istediğim bu tür kurslarla genel olarak nitelikli bir iş yapman zor. zaten işin yapılabilirliğini sana bırakıyorlar. bilgilerin hep yarım yamalak oluyor , bu yüzden o kadar para ve zaman harcayacağına 2-3 kitap ( artık e-book larla bedavaya da getirebilirsin ) ile kendini daha fazla geliştirebilirsin. eğer hiç bilgin yoksa yardımcı olabilirim , sözlükten bana ulaşabilirsin.


  • sforza  (25.02.09 10:27:06) 
oha 150-200 saat. ben o kadar zamanda bi odundan canavar yaratırım. çok uzun bir süre ya. günde 3 saat olsa 2 ay sürer hergün ders verildiğini varsaysak. insan manyak olur ya. büyük ihtimalle bu sürenin bir kısmını uygulamadır şudur budur diyip arada kaynatcaklar.

tasarım için mutlaka hayal gücü lazım. bunu da ahmet mehmet veremez kimseye. kişinin kendisiyle alakalı. ortalamanın altında siteler diyorsan bu kısmı geçeyim direk.

asp yi bilemiyorum da düzgün bir eğitimle php yi öğrenirsin o kadar zamanda ama tabi orada da sana kalmış bazı şeyler var. matematik bilmiyorsan programlama dili bilsen de sıkıntı çekersin. ayrıca bi süre deneyim de gerekli hangi fonksiyon nerelerde kullanılabilir için. daha eli yüzü düzgün işleri zaman içinde kendiliğinden getirirsin yani. benzer konular daha önce açılmıştı. oralarda kendi başına nasıl öğrenilirle ilgili tavsiyeler verilmişti. onlara bir göz gezdir.


eklemeden geçemicem eğer gittiğin kurs sana iş garantisi veriyorsa gidebilirsin ama iş garantisi vermiyorsa ve istedikleri mebla yüksek ise hiç bulaşma. sana hiç bir getirisi olmaz.
  • emrag  (25.02.09 11:19:54 ~ 11:20:13) 
kısaca yazım,
bir bok yapamaz.

  • thefirstfbli  (25.02.09 13:19:54) 
iş garantisi olayı şöyle ki belli kurumlar bir çok şirketle anlaşmalı, onlara işçi sağlıyor. anlaşmalı oldukları şirketler dışarıdan eleman almıyor yani. bunlar elemanları yetiştiriyor daha sonra ihtiyacı olan şirkete direk olarak gönderiyorlar. şirket eleman arama derdinden, kursa giden eleman da iş arama derdinden kurtuluyor. iş garantili kurs olayı budur. ha tabi binlerce dolar kazanayım diyemezsin bu şekildeki kurslar sonunda. çünkü işe sokacakları firmada imzalayacağın sözleşme en azından bi kaç yılını bağlar ve maaşta bir çokları için tatmin edici olmaz.


  • emrag  (25.02.09 13:50:17 ~ 13:51:58) 
12345678910   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.