abi kusura bakma da yetişkin olup "keşke futbolcu olsaydım" diyen insanlar biraz şey geliyor bana. yani bayağı vizyonsuz, hayatın gerçeklerinden uzak vs... çocukluğumdan beri spor hastasıyım. çocuğumun aktif olarak bir sporla ilgilenmesini hatta sporcu olmasını da isterim eyvallah ama bu bel bağlanabilecek bir hayal değil.
birincisi kariyerin en fazla 35-36 yaşında bitiyor. sonrasında çok çok ünlü bir futbolcu değilsen yalnız başınasın. "o ara ben yatırımımı yaparım" deme, futbolcuların çoğunun iq düzeyi deniz seviyesinde.
ayrıca "normal mesaiye gider gibi antrenman yap" diye bir şey yok. adamlar amele gibi haftanın 4-5 günü sabah akşam çok ağır spor yapmak, sonra maça çıkmak zorunda. haftada bir maç olduğu da doğru değil. üst düzey kulüpler haftada iki, bazen üç maç yapmak zorunda kalabiliyor artık. avrupa kupalarında oynayan bir premier lig takımı şampiyonlar ligi, lig, lig kupası, federasyon kupası derken sezonda 60-65 maça çıkabiliyor. üstüne bir de avrupa şampiyonası veya dünya kupası eklenirse al başına belayı. yediğine içtiğine dikkat edeceksin, insanüstü disiplinle çalışacaksın vs... bunlara girmiyorum bile.
baki mercimek örneği çok güzel. televizyonda izleyip "bunu ben de yaparım lan ne var" diyorsun da mesela o "disiplinsiz" dedikleri quaresma bile sıradan insanlardan 1500 kat disiplinli bir adamdır. "sıradan" birinin o seviyeye çıkması yetenekle tek başına mümkün olamaz. ha inanılmaz yetenekli olup çok çalışmadan başarılı olan topçular yok mu? var. ama onlar istisna. ayrıca ne kadar çalıştıklarını biz bilmiyoruz. en disiplinsiz sporcu bile solitaire oynayan memurdan, günün 6 saatini yatarak geçiren çalışandan çok çok daha sıkı ve disiplinli bir yaşam tarzına sahiptir.
futbol oynadın mı hiç bilmiyorum ama 18 yaşına kadar gelmek bile zor. hem çok dolap döner hem de o zamana kadar ciddi sakatlık yaşayan, devam edemeyen adam sayısı çoktur. ha şanslısın, üçüncü lig takımına falan girdin diyelim. yükselebilmen için ciddi anlamda iyi olup sıyrılman lazım. o da kolay değil.
ayrıca profesyonel kariyerine 18 yaşında başlamış olsan dahi yükselmek için fazla zamanın yok. atıyorum çevirmen olursan 24 yaşında çalışmaya başlasan bile 65 yaşında hala çeviri yapıyor olabilirsin. futbolda sıçramayı yapamadın mı, gözden düştün mü sıçtın. diyelim ki 24 yaşındasın, ikinci lig takımında oynuyorsun, yıllık 600 bin türk lirası veriyorlar sana. 2-3 maç formun düştü, hoca seni yedeğe çekti. yerine gelen çocuk iyi oynuyor, hocayla falan da aran bozulmuş zaten bir daha ilk 11'e dönemiyorsun. sözleşmen bittiğinde ne yapacaksın? sözleşmeler 15 yıllık yapılmıyor ki, çok çok üst düzey değilsen genelde 2 yıllık bile yapmazlar. bir sene oynatır, göze çarpan bir adam değilsen gönderir. e sen ikinci ligde kendi kulübünde forma şansı bulamadın, 34 haftalık ligin 15-20'sini yedek kulübesinde geçirdin. ne yapacaksın? şanslıysan aynı ligde takım bulursun, değilsen alt lig takımına gidip "abi ben üst ligde oynadım beni alın la" dersin, 600 bin liranın yakınından bile geçmeyecek paralarla alt ligde oynamak zorunda kalırsın. şanslıysan, parlarsan sonra belki tekrar üst lige dönersin... iki senen gitti bile. kariyerin maksimum 35-36'da bitecek, performansının zirve potansiyeline ise sadece 2-3 yılın kalmış.
uzun lafın kısası futbol çok ciddi kumar. para bu kadar hoşuna gidiyorsa bence ticaret kısmına yoğunlaş. türkiye'de cimriliğinden tofaş'a binen, kıyafetini pazardan alan ama sikindirik bir fabrikadan yaptığı ticaret işiyle yıllık 4 milyon euro'yu antrenman yapmadan kazanan bir sürü adam var. onun dışında abramoviç gibi adamlar var mesela. 4 milyon euro kazanan futbolcunun "patron" dediği, işveren pozisyonundaki, o topçu gibi elinde 15-20 tanesi daha olan adamlar. üstelik bu futbol kulüpleri bu adamların bir nevi hobisi, gelirlerinin belki maksimum %20'sini falan bu işe yatırıyorlar.
spor aşkından kaynaklı bir futbol sevgisi yoksa (ki öyle görünmüyor) bence sen işin diğer ucundaki paralı adamlara bak. futbolcu olmayı istemek anlaşılabilir bir hayal ama olacak, yapılacak iş değil.
0