Üstüne yazmış olması lazım.
Yazmadıysa da eczacıya inanırdım. Çünkü bilgisayarda görüyor doktorun hangi dozları yazdıgını. Ona dayanarak size öyle söylemiştir diye tahmin ediyorum.

prospektüse uyulabilir az doz almak da zarar vermez. etkisi geç ya da az görülebilir. ancak umca öyle işe yarar bilimsel kimyasal falan değil, biraz dandik bir şey.

bir de umca'da mı sorun var yoksa türkiye mi böyle bilmem ama umca solüsyon için konuştuğum herkes propektüsten farklı bir kullanım öneriyor. kafaya dike dike içtim yine de ümit ettiğim şeyi bulamadım.

siz öyle yapmayın. prospektüse göre gidin lazımsa. uzun süreli kullanmayın bir de. max 1 hafta. zararı olduğundan değil de etkisiz hale geliyor diye.

doktor yazmadı, kendim gidip aldım. solüsyon değil hap. Eczaci üzerine yazmamış kapıdan çıkarken son anda sordum günde bir tane mi diye o da evet dedi ama pek güven vermedi işte .prospektüsü uygulasama olur heralde dimi?

belki iki soruna da cevap veremicem ama yardırmım dokunur diye söylüyorum.

izlediğim bir filmde kürek takımı antreman olarak koşuyordu.

yani iş sadece kürekte bitmiyor koşu mekik şınav benzeri antremanlar yapmanız lazım sanırım.

"dediğin gibi önemli olan dayanıklılık ve kondisyon, kilodan bunu nasıl anlayabildin..

üniversitenin destek vermesi için neler yapabiliriz, bu konuda kimlerin desteğini alabiliriz? dekanla aramız sağlam işe yarar mı?"

plyometric cardio circuit aratsın bulsun o kişiler öncelikle. ani güç kasın ki uzun vadede orta efor sarfedebilin. ekipman fazla pahalı ancak bir şekilde sponsor arayın. başka türlü toplaşılıp çıkılmaz.

ben seninle aynı boydayım. kas yönünden de kendimi zayıf bulmam. 65 olman için harbi cılız olman gerekir çünkü kas yağdan daha ağır çeker. düzenli idmana ihtiyaç duyar. takımdan arkadaşım vardı eskiden. bir de ekip uyumluluğunu sağlamanız en önemli şeylerden. ortak çalışmalar yapın geride kalan alakasız kimseler olmasın.

hepsinden önce maliyet çıkartın, planları konuşun, katılımcı grup bulun koca bir dosya oluşturup sponsor arayın. bulun ve bak kardeş sen şu ürünü satıyorsun (misal redbull - bak enerji içeceği sporcuların işi. biz de sporcuyuz biz de ulusal yarışmalara gidecek ve sizi tanıtacağız ya da benzer bir şeyler.) konuşup uzun vade plan sunun. başka türlü o masraf zor. üni ayağı çok zor değil ancak bir antrenör vs. üzerinden spor kategorisi için ayrı şeyler gerekiyor diye biliyorum. malum, kulübe giren çocuk sakatlanırsa ya da düşüp kalırsa diye şartlar zurtlar var. orasını ben bilemiycem.

meraktan sonuyorum mide derken? karın kasları zaten çok yavaş gelişir şişirmeniz falan değil görünür olması için öncelikle yağın gitmesi gerekir. yağ kaybolunca karın belirginleşir. hergün yapmanızla yapmamanız kasın gelişiminde etkili rol oynar ancak önemli olan yağ oranıdır. bundan dolayı hergün yapmanız da mantıklıdır.

bir de karın hayvani kas gruplarından olup yorulması çok zaman alır. mesela kol yanar ama karının yanması çok sürer. ondan dolayı günlük 5 dkda gibi egzersizlerle o kadar zorlayamayacağınızdan hergün yapsanız da olur. ama doğrusu bir gün dinlenmece. tabi adam gibi yorduysanız.

karın kasları en zor belirgenleşen kaslardır ve bu kasları süper set triset veya dev setlerle yapabilirsiniz zira karın kasları arkadaşın da dediği gibi geç kasılmaya başlarlar trisetler halinde yaptığınız da arada 45 - 60 sn kadar dinlenmeniz gerekiyor. Midenin yanında ek olarak 15 - 20 dk interval koşu programı deneyin :) tabi bunların yanında kaliteli bir diyet programınız olsun zira hepsi yalan olur :D

karın kası istiyosan koşacaksın koşarken hiç karnını ellemedin mi semsert oluyor mesela 40 dk koşacaksın ama yüksek tempoda sonra hemen karına geçiceksin 3-4 set bol tekrarlı sonra yine 20 dk koşacaksın ben bu işe hecesliyken 3 ayda belirginleştirmiştim

valla 100den bayağı fazla sayfa yazdırdım. kartuş siyah yarının biraz altında. biraz sesli ama tarayıcı hpnin eski modellerine göre hızlı. bir de a5 çıktı alırken yamuk çekiyor kağıdı. anlamadım gitti o kısmı. ama a4'de sorun yok. ucuz.

ha bir de öyle mucizevi görüntü kalitesi yok resim falan bastıracaksanız hayal kırıklığı. ama rahat iş görüyor.

kağıt çekme konusunda memnun değilim.müdahele etmiyosun almıyo elle müdahele ediyosun ikili üçlü alıyor falan.benim makine eskidi ondan da olabilir ama.

kağıt çekme konusunda memnun değilim.müdahele etmiyosun almıyo elle müdahele ediyosun ikili üçlü alıyor falan.benim makine eskidi ondan da olabilir ama.

little buzz prank
bu ne demek tam olarak, ne gösteriyor millete

bence little buzz derken uyusturucu kastediyor ve sonra buzz lightyear i gosterince millet kopuyor. Evet komik

Buzz lightyear toystory den bi karakter, do u wanna catch a lil buzz da tahminen "ucmak ister misin/uystrucu ister misin" in argocasi. O yuzden insanlar cok sasiryo drek gelip sordugu icin yani, sora da elinde ne var diyince toystory deki bauzz in oyncaani gosteryo falan ooof amma dertmis saka anlatmak :)

ben güldüm.

gayet komik. polislere sorması da komikti. su kaydırağındaki kadının sinirlenmesi de güzeldi :)

insanlar ağlar.

normal hacı,
belki o an başka bir duygu yoğunluğu vardır içinde.

3 sezon, yaklaşık 30 bölüm. her hafta beklemişsiniz.

aileden olmuş spartacus. gannicusa niye ağlamadınız? oysa bileklerinden çivilendi, oenomaus'u gördü, gülümsedi ona. borcunu ödediğini anladığında bir gülümseme belirdi yüzünde. tutsak gitcek adam değildi halbuki? bedeni burdaydı ama kafası kumlar üzerindeydi. Tezahüratları, kana susamışlığı duydu kulaklarında. son bir kez daha bağırdı. kükreyişi yükselirken başı geriye düştü. durdu bedeni.

duygusalım ben de. yaklaşmayın. bir de credit aktıktan sonra i am spartacus kısmı andy değil miydi? bana mı öyle geldi? yine bir duygulandık. olmadı starz. ağlattın bizi.

@wiillii: ben genel olarak tüm finalde böyleydim, gannicusun çocukla son sevişmesi anında da duygulandım mesela, sonra saxanın gannicusun kollarına düsüsünde de ağlıcaktım, bahsettiğin sahnede de ağlıcaktım, gannicusun arkadan atlarla gelişinde de göğsüm kabardı sanki benim takım 5 gol atmış gibi gururlandım, nasir argona silah verirken konusmuslardı, nasir benimde yanım daima senin yanın dedi sonra umutsuzca birbilerine bakarak ağlayıp sarıldılar, orada da ağlamaklı oldum hep böyle boğazımda düğümlendi herşey, ulan cok duygusal bi adamım galiba.

Değilsin, normalsin. Götlek Roma.

@wiillii Evet sondaki Andy whitfield'dı ki sevindim. Bitince adını geçirecekler mi diye merak ediyordum, daha da güzelini yapmışlar.

gannicus reyiz gibi abim olsaydı sırtım yerim gelmezdi dedim , bitime 10 dakika kala saldım şelaleyi. zaten dizi boyunca kendini tutup da andy reyizi görünce hüzünlenmeyen bizden değildir.

teknoloji blogları ve dergilerinde belirli bir izleyici rating alım satım yakalandığında size çoğu şeyi beleşe yolluyorlar. bunların sonrasında satışı da söz konusu, çalışanlar arasında paylaşımı da. ancak bazı ürünler test olduğu belli olarak gelince (kimi özelliklerden mahrum) ne satılıyor ne de isteyeni pek olmuyor. heriflerde de şuna okutayım para kazanayım ya da kenarda dursun mentalitesi de olmayınca böyle yapıyorlar.

bir tür daha var az bir kısım ama ilk ipad parçalayan herif öyle mesela. parası bol, alıp parçalıyor.

son bir grup var bildiğim o da blendtec gibi firmaların sponsorluğunda. adamların bir adet blender'ı var. ne atsanız parçalıyor. süpürgeden tutun her türlü elektronik aleti parçaladılar resmen. eğer yeni çıkan ürünleri parçalıyorlarsa izleyeni bol oluyor. yayılıyor falan. ordan da blendtec iyi bir viral reklam yapmış oluyor. bundan dolayı da para destek falan çıkıyorlar.

başka bir grup varsa bilmiyorum. bende bunlar var.

buraya yazınca ne anlamı kalacak diyor ve çok bilinen 2 örnek verip kaçıyorum. çok bilinmeyenlerden örnek vermek saçma olur zaten başta dediğim gibi.

(bkz: the sixth sense)
(bkz: usual suspects)

kısaca mindfuck movie list diye aratın mücevherler keşfedersiniz. garantisi benim.

the 13th floor
pi
a clockwork orange
being john malkovich
machinist
memento
12 monkeys
illusionist
prestige
fight club
the game
inception
donnie darko
seven
butterfly effect ama amerikan sonu ile.
shutter island
number 23
funny games

cube serisi ağız burun dağıtır
CUBE 1 2
Hyper Cube

shutter island, 1408, click

trainspotting
the perks of being a wallflower
the tenant

sağolun. The perks of being a wallflower ve the tenant dışındakiler izlediğim filmler.

oplayer lite işimi görmüştü. bir özelliklerine bakın. altyazıyı ayrı seçip büyült küçült yapıyordu zamanında.

Avplayer kullanıyorum ben. Çok başarılı.

avplayer üstüne tanımam.

bekleyin atıyorum şimdi

"Download permission denied by uploader." diyor.

www.dosya.tc

kuru buz deniyor kendisine. aslında buz değil bir kimyasal madde.

katı karbondioksit işte.

kuru buz olmasın o?

www.youtube.com

Evet kuru buz olmalıdır söylediğin. Ayrıca not olarak bulunsun, çok düşük sıcaklıktaki buz yakıcı etki gösterir. Hatta bu yöntem bazı cilt tedavilerinde de kullanılır.

zihnimdeki ödül törenindeki aday klipler:



en iyi kadın oyuncu:

Ninet Tayeb - crazy
www.youtube.com
lana del rey - ride
www.youtube.com


en iyi hikaye:

alt j - breezeblocks
www.youtube.com
wild belle - keep you
www.youtube.com

görsel efekt:

flobots - handlebars
www.youtube.com
alt j - tesselate
www.youtube.com

en iyi yönetmen:

yoann lemoine
woodkid - iron ve
www.youtube.com
woodkid - i love you
www.youtube.com



daha kasamadım playlistim nuralarda değil.

vimeo.com

vimeo.com

vimeo.com

kisa-filmler.com

benim favorim:

www.youtube.com

ikinci sıradaki kısa film:

www.youtube.com

en beğendiğim video clip:

www.youtube.com

(clipte ayrı bir hikaye var ondan dolayı listeme girer.)

ikinci favori clip:

www.youtube.com

son edit: bonusum olsun:

www.youtube.com

benim normal. isp ve şehir aynı. ttnet'i arayın isterseniz.

modem ne? modem sıcaklığı ne? reset atıp tekrar deneyebilirsiniz. aşırı yüklendiyseniz dolaba atıp soğutun bir süre.

(iki defa fazla ısınan modemim yandı. öncesinde yavaşlarlardı hep. hey gidi modemler hey...)

modem airties modelini hatırlamıyorum ama bu son cıkan tek kulaklı olanlardan, kablolu kullanyorum üstelik ( kendisi wireless ama)

dolaplık bir şey olduğunu sanmıyorum izmir yazı görmüş modem bunlar sonucta ve üstü de cok sıcak değil yani :) başka bir sıkıntı var bu güne özel.

undispeded yazılışı tam doğrumu bilmiyorum google yaz çıkar.

2. ve 3. sünü izledim güzeldi.

yeşik sokak holiganlari 1 ve 2 yide izleyebilirsin.

izlemediysen limitless.

Hangover 1-2. Komedidir ama saçma sapan değil.

@caaannn

undisputed - özellikle 3 - scott adkinsin en deli performanlarından biri.

never back down - tamam liseli falan ama dövüş çekimleri de kareografiler de başarılıydı. expandables falan da olabilir. aynı motivasyon. the raid redemption da kafadır.

bir de hangoverı izleyeceksen ilkini izlesen de olur. yeter.

step up 4

Hangover 1-2 izledim. Dövüş filmlerinden de pek hoşlanmıyorum maalesef.

tabiki soul kitchen ve in july fatih akın filmleridir

natural born killers

''Quentin Tarantino'nun senaryosunu yazdığı Natural Born Killers, travmatik geçen çocukluklarının kurbanı olan Mickey ve Mallory'nin psikodeilk cinayetlerini anlatıyor. Gençlik yıllarına kadar çok zor bir hayat geçiren bu ikili birbirlerini bulurlar, aşık olurlar ve kitlesel katliamlarına başlarlar. Medyanın ilgisini üzerlerine çeken ve halk kahramanı olan Mickey ve Mallory'yi yakalamak isteyenler de tabi ki vardır. ''

siteden kopyaladım konuyu da.

"words ending in xx" gibi aramalar işe yarar.

www.morewords.com mesela

haha türkçe olabileceği aklıma bile gelmemişti database falan deyince. bulunur bulunur google'ı zorla sen.

türkçesi olsa süper olurdu:)

- google işe yaramadı :( bir veritabanı! olsa o da işimi görürdü aslında:)
- excel veritabanı buldum. teşekkürler.

kafiyedizini.net

ha bir de bu var

www.atilasaraloglu.com

camtasia

fraps iyidir, oyunlarda video almak için kullanmıştım yıllarca.

diyeceğim şeyi dokunmakalbime demiş zaten de benim diyeceğim, cracked falan indirmeyecekseniz deneme çekimi yapmanız. ben direkt başladım 1,30 saat video aldım sonuç? arkaya kafam kadar filigran yerleştirmişler üretici adının olduğu. rezil oldu video boşa gitti emeklerim. buna dikkat edin her ne indirecekseniz.

mirillis.com

gayet memnunum

en kolayi quicktime.

Mirsillis yalnızca win 7 aero temada çalışır güzel olduğunu duydum. Camtasia'yı denemedim. Fraps ortalama bir pc'yi çok yorar ve devasa boyutlarda kayıt yapar...

belki bi yavrusu eksiktir? bütün yavruları içeride mi?

ev içerisinde kendine uygun ortam bulamamış olabilir. değişik şeyler deneyin. kumaşları yatırdığınız bir köşe ya da karton kutu içine kumaş serin falan. kendine yer arıyor olabilir. bulana kadar kendini kasıp doğumu tamamlamayabilir.

arkadaşlar doğum dün gece başladı, bu sabah bitti. Bir de gündüz çok rahattı, yavrularını emzirdi uyudu falan.
Bir de ateşi var sanırım bayağı ondan mı böyle huzursuz acaba?

Kuyruk titmesi, seni gördüğüne sevindim anlamına geliyor esasen ama miyavlayıp seni rahatsız ediyorsa, bi sıkıntısı vardır yanında dur bakalım bi süre, ne yapacak ilgi göster azıcık. Biraz da yavrualara yanaş bakalım ne tepki verecek.

icim urperiyor'un söylediğine ihtimal veriyorum ben de. anne kediyle birlikte yavru kedileri ilk aldığınız yere bir tekrar inin. eğer diğer yavrusunu arıyorsa hemen deli gibi miyavlayıp aramaya başlayacaktır. yok yapmazsa bi fikrim yok.

yer ariyordur o, yavrular aciktaysa bundan rahatsiz olur. bizim bi tane vardi cok hosuma gittigi icin eve almistim 2 hafta sonra ortadan kayboldu, ara tara birde baktim ki tavan arasinda eski bi kanepenin icine saklamis yavrulari.

sokak kedisi malum belki de ''sote'' bir yer ariyordur yavrularina.

ben bunu doğum yaptığı kutuyla aldım getirdim ama kutu kanlı falan diye aldım bunu da yavruları da temiz bi kutuya koydum, ondan olabilir mi acaba?

muhtemelen, yeni dogum yaptiklarinda koruma icguduleri had safhaa oluyor. yavrucaklar ayaklanana kadar evde birakacaksan eger sote bir yere koy yavrularla anneyi. annenin girip cikabilecegi yer olsun. ve anne eve ve sana alisana dek yavrulara yaklasmamaya calis.

Yavrular ulu orta bir yerdeyse saklayacak yer arıyordur belki. Huzursuz olmuş olabilir yer değişikliklerinden falan dolayı çünkü yeni doğum yapmış kediler çok korumacı oluyor.
Ama aklıma direk içeride bebek kalmış olabileceği geldi. Bu tip durumlar olabiliyor, kedi doğumları 24 saati bile aşabiliyormuş zaman zaman. Bir aksilik olmuş içeride yavru kalmış olabilir, kasları yorulduğu için dışarı itemiyor olabilir. Ne bileyim bebek içeride ölmüş olabilir, düşürecektir vs vs. Yani demem o ki bir ihtimal durumu ciddi olabilir. Veterinere götürebilirseniz iyi olur. Bir şey yoksa bile doğum sonrası kontrol ettirmenizde fayda var.

yavrulara dokundugunda reddetme olasiligi da olabiliyormus diye duymustum bi kere. cik bi gun evden kafasina gore takilsin saklasin yavrulari :)

Kedilerde doğum süresi 24 saate kadar çıkabilir. iki doğum arasında 1 saat geçtiği halde,, kasılmalar sürdüğü halde yavru gelmemişse güç doğum ve müdahale gerekebilir. Sanırım sizde böyle bir sıkıntı yoktur diye düşünüyorum, doğum tamamlanmış gözüküyor.
Davranış anormallikleri bu evrelerde görebilirsiniz.Biraz içgüdünün devreye girdiği zamanlar bunlar.Ateş olsaydı bağırmak gezinmek yerine halsizlik daha olası bir belirti olurdu.
Bütçeniz varsa bir yavru kedi maması almanız daha iyi olur, anne için. Yavruları esmeyen bir yerde tutunuz, altları temiz tutun,koliyi ara ara değiştirebilirsiniz.
Anne ne yapacağını bilir, ona güveniniz.

nasil oldu, duzeldi mi kedi arkadas? merak ediyoruz, guncelleyin burayi.

up up up meraktayiz reyiz.

Evet, sinavin iptal oluyor yalniz sorun cikarip cocuklarin dikkatini dagitacagina girme sinava.

İki mal arkadasimiz sinir olmus, burada sorun erken cikmasi degil sorun cikararak diger cocuklarin dikkatini dagitmasi, kucuk ineklerim benim.

sçmlk

bi sonraki girilcek sınavları etkilemez ama di mi

etkilemez ama bence erken çıkma.Sen belli ki çalışmamışsın ama o sınav bazılarının hayatı.

o yüzden dikkat dağıtma.

etklmz

ben girmiycem sınav yüzünden psikolojisi bozulmuş birini ikna etmeye calışıyorum rahatsızlanırsa çıkarmazlar diye endişe ediyo

banane ayrıca herkesin hayatı kendine.

Çıkmak istiyorum dediğinde salon görevlisi çıkamazsın, cık cık tarzında bir şeyler söyleyecektir. Salondan depar atarak çık, polisler yakalar zaten, çok çalışmaktan psikolojim bozuldu diyip ağlayı verirsin, bir müddet göz altında kaldıktan sonra serbest kalırsın.

Not: Lanet olasıca aynasızlardan kaçmak istiyorsan bina giriş çıkış için kullanılan kapılardan çıkma, zemin katta ki pencerelerde demir olduğundan 1. katta ki bir pencereden atlayıp kayıplara karışabilirsin.

Ulan madem herkesin hayati kendine, disaridan mudahale etmesene, arkadasina yardim etmesene. Adama bak ya, milleti rahatsiz edecek sonra da banane diyecek.

öyle bi şey yapmaz ya adam gibi çıkarmıyolar mı. cidden çıkarmıyolarsa sınava girmesi için ikna etmicem

millet onun çıkmasından niye rahatsız olsun kafayı mı yediler bunlar. bu cocuk onları düşünecekse onlarda bunu düşünsünler o zaman.
bana adam deme

Cocuk diyeyim madem, millet cikmasindan rahatsiz olmaz, millet cikamazsin denildiginde tartisildiginda rahatsiz olur. 1 yil calisiyor o cocuklar bu sinava, senin arkadasin gibi gotunu devirip yatip sinav sirasinda millete kamikaze yapmiyor.

allah senin belanı versin
benim kardeşim götünü devirip yatmadı babası ve sınav yüzünde psikolojisi bozuldu en az o cocuklar kadar calıştı.
burda iki tane cakalı laf atıcam diye moralimi bozmaya değer mi. defol git yazmak zorunda değilsin.

Saçma sapan konuşmayın ya, çalışmış olan adam her türlü yapar, birisi çıkmış, girmiş, dışardan müzik sesi geliyormuş, eften püften bahaneler.

O sorular vahiyle çözülmüyor, tecrübe, bilgi, deneyim gerektiriyor sadece.

cumhuriyet savcisi bos bos konusup beni bile sinir ettin ya.
durumunu belirtirse cikabilir sanirim. o kadar da kati degildirler. onlar da insan.

konuda sorun yok
cevaplarda da sorun yok
senin cevaplarında sorun var
ne kadar çirkinsin rezilsin.

sağlıkla alakalı olduğunda gözetmenin kontrolünde salonu terk edebilir ancak sınav binasını terk etmemesi gerekli. soruların dışarı çıkartılması falan gibi bir sürü paranoid neden mevcut bu kuralların gerekliliği için.

sıçasım geldi ya da kusasım geldi der babalar gibi çıkarsın abi.cidden bokunun geldiğini farzet ne yapacaklar görevliler,gel kürsüye sıç mı diyecekler?

jack & coke demek istiyorum size.. bol buzlu :)

alışkanlıkla alakalı. viski sevmesi, içmesi zor bi içki. benim içtiğim ilk içki viskiydi 12,5 felandım :d içiş o içiş. bol buzla yavaş yavaş içebilirsin aslında.

Alisman lazim :D bence sovuk ve biraz buzlu ic ozaman daha kolay alisirsin

göreceli. viskiyi sek tercih ederim

ama bir duble rakıda midem altüst olur mesela. içemem. anasonu sevemedik napalım?

şöyle güzel bir çikolatanın yanında güzel bir viski çok güzel gidiyor. rahat rahat içiyorum.

bir kere ictigin viski viski degil ..nerden mi biliyorum ben tenneessee de yasadim aylarca ve burasi jackin anavatani jackide pek sevmem ama tenneessee honey efsanedir...icki iceceksen chivas regal alacan..ha oyle sat atayim ha oyle bira gibi iceyim yok adabi var...ha viskiye buz atma viski tasi var amk..bir seyide dogru yapin...
bak bunlari yazmama ve iyi de viski tuketmeme ragmen ilk yudumu aldigimda ben de zorlanirim lan viski iciyon..
tavsiyem yavas yavas icmen.
icebiliyorsan sek yoksa viskiye karistirmadan kola soda bu da baslangic icin...

sevmiyorsan icme bence.

bir de JB hakikaten kolay icilen viski degil. Jameson, Jack Daniels, Famous Grouse bunlar iyidir. Gerci Famous agirdir biraz, Jameson dene sen.

jb yi kokteyl falan yapacaksaniz kullanin bence.. -single malt olayina girmez isek- chivas regal tavsiye edebilirim.. bogazdan gecerkenki o igrenc tadi hissetmemistim hic ilk icisimde ama ruh haliyle falan da cok ilgili bence bazen cok guzel geliyor bazen burusturuyo insanin yuzunu..
viski genel cok agir bir icki.. yillandirilmadan once bildiginiz ispirto gibi zaten :)

@pisuvardandumancikartanadam

adam viski içemiyorum ağır geliyor diyor sen buz atılır mı viski taşı at diyorsun. sulandırmadan nasıl içecek o viskiyi? ayrıca tennessee'de yaşamakla viski uzmanı olunmaz. mısır viskisi viskiden sayılmaz iskoç maltları dururken :)

black label, light coke... karışımı belki başlatabilir viskiye seni... buzda koyarsan iyice yumuşar... Ama sek biraz zor... onu da geçtim filmlerde içilenler genelde ice tea tarzı şeyler kimse oyuncusuna sette alkol içirmez hele ki dizi ve türevleriyse...

herkes her içkiyi sevmek zorunda değil, bi de öyle bir gerçek var.

hocam sevmiyorsan, tadı mideni bulandırıyorsa niye içiyorsun. boşver gitsin ya. mesela ben de severim içmeyi, nadiren içerim, zevkine içerim. o yüzden rom olsun, kahveli naneli likör olsun o tip tatlı şeyleri içerim. viski de içerim ama diyelim ki hafif bi tiksinti oldu, dökerim gider. yani zevk almıyorsan içme, boşver.

bourbon viski ic.

niye icmek istedigini anlasam...
millet kurtulmaya calisir sen bagimli olmaya calisiyorsun. gercekten anlasilmaz bir durum, ani dogru cevap birak daginik kalsin, alistirma kendini. vucudun sane dogruyu soyluyor,
bir dost

muhtemelen başlangıç programlarını düzenlerseniz olur. mesela bilgisayar açıldığında otomatik başlatılan şeylerin kendi içinde önem sıralaması var. onlardan bahsediyorum soluto falan işe yarayabilir.

onun haricinde dell'in kendi yazılımı varsa hantal olabilir bu konuda. airties'ın bir programını kullanıyorum mesela direkt olarak başlatılıyor diğer başlangıç programları açılmadan internete bağlanmaya çalışıyor oluyor. dellin sitesini bir ziyaret edip gncellemeyi deneyin.



bu tamamen yazılımsal olmalı yoksa çalışmasında da problem olurdu. geri götürmeyin cihazı da dediğim şeylere bir göz atın önce. boost süresi ne? msconfigde hangi programlar gözüküyor? ağların şifrelemeleri ne? kimi durumlarda modem de çok geç tepki verebiliyor mesela. bende airties'dan önce başka bir şey vardı onda şifreye tamam dedikten sonra 1 dk kadar bekletiyordu modemden onay gelene kadar.

Başka bir modemde dene öncelikle.

ders çalışmak için motivasyon

aşk

yeni bir bilgisayar.

tez için konu

para

kilo vermek

fantezi

meşk

seks

sağlık.

biraz aşk
biraz dersçalışma isteği
mail attığım okullardan olumlu cevaplar
piyangoyu kazanmak.
efe yi pişman etmek.
efenin bana aşık olması benim ona pasvermemem.
haa bir araba
bi telefon
bi fotomakinesi
bi pc
bir düzine ayakkabı, çanta, aksesuar.
...
...
...
..
..
.
.

Motivasyon.

hizmetçi.

birinin ağzını burnunu kırmak.

söyle azıcık sinirlendirecek bir tane yumruk atacaksın yumruğu tutmaya kalkacak o elin tersinde dönüp dizi kırıp öbür kolun dirseğiyle yüze gömüceksin dönüp de spartan kicki çakacaksın. sonra da eğilip yakasından tutup sana demiştim diyip uzaklaşacaksın.

iç ferahlığı, birikenlerden kurtulabilme

zaman

53 saattir ayrı kaldığım uyku.

para +1

30.000 tl falan tertemiz bütün işlerimi görür, huzur satın alırım resmen. üstüne 1 kuruş lazım değil.

sadece ve sadece para.

elde edilebilir olduğu için para(zor da olsa).

asıl ihtiyacım olan sağlık ama yapabilecek bir şey yok.

huzur

Huzur +1
Bide ankara galiba...

alkol belki bi parça da çukulata

Huzur, dinginlik, birazda tatlı kalp çarpıntısı.

o

huzur+1

Tek eksik aşk..

Biletin yandı dostum :D

yandı filan gibi cevaplar verip kendi çapında espiri yapmayın. ciddi bir konu.

bir sıkıntı olacağını sanmıyorum. dedikleri gibi çoğu zaman hata olabiliyor muhtemelen. aldığınız havayolunun çağrı merkezini arayıp durumu bildirin , sorun olup olmayacağı teyidini alın. yüzde 90 sorun olmayacağı görüşündeyim.

1. olmaz.

edit : benzeri başıma gelmişti. soyadımla adımı karıştırmışlardı. ama paşalar gibi gidip geldim.

bir harfle bir şey olmaz hacı,
benzer durumu yaşadığımda danışmaya sormuştum.
sorun olmadığı için düzeltmenize gerek yok derler.

göbek adını unutmuş bir arkadaşım durumu bildirdiğinde bilet iptal oldu yeni bilet için ara ücret ya da ceza gibi ufak bir meblağ ödedi boşuna. bilet tarihine göre işlem prosedürü değişebilir. bahsettiğim iş kısa süre kala yapıldı uçuşa.

bir de mümkünse checkini falan beklemeyin önceden halledin işinizi.

aklınızda olsun isminizin pasaportta vizede geçtiği gibi olması lazım. mümkünse kısaltma kullanmayın .A. Murat gibi ya da yerlerini değiştirmeyin Ece Nazlı bişeyoğulları yerine Nazlı ece bişeyoğulları gibi.

durumun daha net ifadesi lazım aslında. yani morarma mı var içten mi acıyor yoksa elmacık kemiği falan mı sızlıyor? yüz olduğundan ve orda çok fazla sinir ve ufak kas olabileceğinden analjezik krem bile önermemek lazım ama kısa süreli buz tutmak rahatlatabilir. muhtemelen derialtı ezildiği için sızlıyordur ama uzun sürerse doktora gidin.

bir de her şeyi sürüp denemeyin, yüz bu birkaç mimiğe bile hoşçakal deme ihtimaliniz var aslında.(ya tamam çok extrem diyorum da yepmayın yahu) neyse, geçmiş olsun.

morarma yok, kızarıklık yok..içten acı var. bugün de geçmedi ama düne göre daha az. elmacık kemiğinin orası tam. bir şey sürmek gerekir mi acaba?

1-dünya koccaman bir yer. sizin sadece bir ülkenin yazılarını kitaplarını okuyup sadece koccaman dünyanın uffacık bir kısmıyla etkileşime girebilecek olmanız sizi rahatsız etmiyor mu? dil öğrenip hayatı bir çok yönden tatmak bir çok farklı kültüra açılmak bilgi ve tecrübe kaynaklarını katlamak istemez misiniz?

2-yukardaki nedenlerden dolayı önemli. iş hayatında önemli, farklı kültürleri tanıyıp vizyon geliştirmede önemli..

liste uzar gider

3-bu sorular hep birbirinin tekrarı mı diye sorgulamıyor değilim.

4-ilki bir dile gelişimine saygı duyun, almanca zor yeaaa diye bırakmayın, sabır işidir, yetenek yoksa zor ilerler. işin akademik boyutu var, konuşmayı bilseniz de yazmayı ve anlamayı öğrenmek ayrı bir iş. akademik makale okuyacak kadar ilerletebilmeli, kurallarına göre öğrenmelisiniz. bir de pratik kısmı var. öncelikle özgüven, çekingenlikten sıyrılmak dut yemiş bülbül gibi kalmanızı engeller. sonrasında bolca pratik günlük kalıplar ise sizi sosyal hayata sokar. sırf kitaptan değil karşılıklı pratik ise aksan diğer şeyleri sağlar. yüzeysel olarak bu.

5-ingilizce, sonra ispanyolca ya da çince. ikisi son dönemde kapışıyor bilemedim. hatalı da olabilirim tabi.

ingilizcenin bu kadar yaygın oluşunda bir çok faktör var. öncelikle sömürü döneminde affedersiniz ama s.kip atmışlar dünyayı. amerika zaten ingiliz kökenli, adamların sömürgeleri arttıkça ingilizce de yayılmış, çoğalmış. çok farklılıklar var tabi ama temelde neden bu. sonracıma grammeri daha basit bir çok dile göre. yani anlaması da anlatması da öğrenilmesi kolay. çince mesela ekonomi dili olacak diyorlardı, bunun gerçekleşmesi mümkün dahi olsa yıllar sonra anca. çünkü öğrenene kadar insanın canı çıkıyormuş. (alfabe şart) alfabe derken dünya dillerinin çoğu latin kökenli alfabe kullanıyor ordan da bir aşinalık var tabi. bir de ekonomi şu bu derken amerikanın filmini izliyoruz. amerikanın dizisini takip ediyoruz. eğlence sektörü ingilizce dönüyor ve biz türkler iyi hoş şeyler yaratamayınca veya zor gelince hoop ingilizceyi sahipleniyoruz. türk dublajları yine kaliteli de çoğu ülkenin dublajları arka sesin üzerine yapıştırma. bundan dolayı da genç nesilde dil öğrenelim şeyi var. bir de ingilizce artık şart, bilmeyen ama başka diller bilen biri dahi zorluk yaşar. bu kadar çok bilindiği için bilmek gerekiyor bir de.


not:bir yerlere de bir dil bir insandır sözü yalan. bir dil yeni bir dünyadır diye ekleyin. artistik point +5



buyrun lise seviyesi yazı. fikir verir umarım.

Usta fikir vermez olur mu... Müthişsin.

Ve evet, ilk 3 soru çok paralel

Naçizane fikrim; dilin tarihçesinden de bahsedin bence herhangi bir soruda. Ne sorulursa sorulsun kompozisyon, makale, ödev vs hep tarihçesinden bahsederim. Dil kelimesinin kökeninden bahsederim. Dil bilmek her kültürde nasıl karşılanıyor, nasıl yaklaşılmış bunlardan bahsederim. Yine kabilelere kadar dayandırabilirsiniz bunu. 3. soru için uygun olabilir hatta bu dediğim. İnsan hayatına etkilerine bağlayabilirsiniz.

3 -

geçen gün bi entry vardı sözlükte, alanında uzman bi müzisyen, benim de aynı enstrümanı çaldığımı görünce yanıma geldi alçakgönüllükle selam verdi. ama ben dilini bilmediğim için konuşamadım falan diyordu. adamın dünyada ki en iyi müzisyenlerden biri olduğunu söylüyordu, o enstürmanı çalan.

ayrıca bir dil bir insan, iki dil iki insan. vizyonu acayip derecede geliştiriyor. mesela bizim tükenmez kalem dediğimiz şey ingilizcede ballpoint pen olarak geçiyor. bunun ingilizcesini öğrenene kadar, tükenmez kalemin ucunda minicik bi top olduğunu, roll-on deodorant mantığıyla çalıştığını bilmezdim.

sadece türkçe biliyorsan, senin dünyan 70milyonluk türkiye ve diğer türki devletlerden ibaret. ama ingilizce biliyorsan en azından 2 milyar insanla daha kontakt kurabileceksin. dünyan bi anda büyüdü.

3 milyon konuşanı olan litvanca bildiğini düşün sadece, ingilzce, fransızca vs hiç bi şey yok başka. internette arama yapmak istediğin zaman ne kadar kaynağa erişebilirsin.

5- mandarince, nüfusu fazla onların.
onun dışında ingilzce.
neden ingilizce bu kadar yaygın. bi çok sebebi olabilir fakat kolay olması en başka gelen özellik. fiil çekimleri değişmiyor. i go, you go, we go, they go. hepsi aynı. oysaki türkçede (ben) giderim, gidersin, gider, gidersiniz vs. fransızca, almanca vs de çok çetrefilli. buradan genişletebilrsin örneği.

2 - üçüncü sorudan paralel git.

4 - livemocha, busuu, gibi siteler sistemli kullanıldığında en azından o dilin kullandığı ülkeye turist olarak gitsen ya da kısa bi süre geçirecek olsan tüm işini halledbilecek kadar yeti sahibi edebiliyorlar.

Kardeş 3. soruya yazdıkların muhteşem kere muhteşem. Çok sağol. Ellerine, emeğine sağlık

shockwave'i güncelle.

20den çok sekmeye gerek yok, 6 tane dizimag sayfası da çökebiliyor. sayfadan ziyade kaç obje olduğuna bakıyor. güncelleme çözüm değil. ben de bulduramadım ama bilgisayarla alakalı dediler. arkada başka işlem dönerken diğer programlar shockwavei direkt şutluyor.

şuralarda biraz gezinin.
www.google.com.tr

kısa özet geçeyim:

herifler 1988de bir nesil e.coli bakteri alıyor. bir 60.000 nesil falan ürüyor gelişiyıor. her nesilde genetik dizilimler üzerinden pcr araştırmaları yapılıyor. booom. evrim.

süper özet oldu kusruma bakmayın.

(bkz: teori)
(bkz: kanun)

Evrim kanıtlanabilir bir olay değildir. Ancak şimdiye dek gözlenen vakalar (örneğin Victoria gölündeki aynı tür levrekten nasıl iki ayrı tür oluştuğu) günümüzdeki evrim teorisinin ana hatlarına uyuyor. Ara fosillerin bulunmasıyla (örneğin yarı kurbağa yarı sürüngen canlıların fosilleri) geçiş formları, sırası ve şekli evrimi desteklemekte.

evrim teorisi ispatlanmadı, ispatlanmasa da aşikar olan şey evrimin varlığı ve bizi bu güne getirmiş olabilecek mekanizma adayları içinden seçilebilecek en muhtemel (hatta tek muhtemel) açıklama olması.
kayıp halka var bulundu, bizim köyden kendi bokuyla oynayan bi deli çıktı o meşhur kayıp halka.
ha velev ki kayıp halka bulunmadı, evrime "inanmak" için "ne" gerekir diye düşündüm ve "aptal olmak" gerektiği sonucuna vardım. çünkü ancak bir aptal bilime "inanır". akıllı kişi bilim diye kendine dayatılandan da şüphe edebilendir.

İspatlandı. Geçtiğimiz yıl resmî gazete yayınlandı hatta. Mağarada mı yaşıyorsunuz anlamıyorum ki.

1) bilimsel teori ile gunluk hayatta kullanilan teori kelimelerinin anlamlari bir degil. bilimsel teori; dogadaki olaylarin elle tutulur, tekrarlanabilir veri ve deneylerle aciklanmasina denir. yani evrim teorisi bir fikir degil, aciklamadir. aksi kanitlanmadigi surece de dogrudur.

2) evrim teorisinin aksi yuz yillardir kanitlanmaya calisiliyor ama ortaya konulan aksi iddialar sadece bos laftan ibaret. diger taraftan, her gecen gun evrim teorisini destekleyen veriler elde ediliyor. (orn; 100 yil onceki mikroplarla bugunku virusler arasinda genetik cesitlilik ve mutasyon mevcut)

2) kayip halka mevzusu insanin biyolojik tarihi ile ilgili ama evrim teorisi butun biolojik hayat ile ilgili. yani kayip halka bulunursa evrim ispatlarinir diye bir sey bastan beri yok.

3) evrim teorisi de charles darwin'in gotunden uydurdugu bir sey degil. daha oncede calismalar vardi ama darwin'inin evrimi teorisinin babasi olmasinin sebebi, evrim hakkinda ilk kez adam akilli akademik anlamda deger tasiyan calismalarindan dolayi.

4) evrim teorisinin bir cok alt basligi var ve bunlarin hepsini dogada gozlemlemek mumkun. orn: dinazorlarin neslinin belirli sebeplerden dolay tukenmesiyle yerini memeli canlilara birakmasi gibi. gayet guvenilir testlerle bunu yillar once ispatlandi.

bilimde inanma yoktur, ispat vardir. evrim teorisine inanilmaz, ogrenilir.

charles darwin and the tree of life

bunu izlemeniz yararınıza olacaktır.

tdl'in yaklaşımı çok isabetli. şunu eklemek isterim. kütleç ekimi gravitonlarla açıklanmaya çalışılıyor. gravitonlar teorik parçacıklar ve ispatlanmış değil ama kimse kütle çekimi yok diyemez, değil mi?

teori kanunlaşmadı diyenlere cevaben.

bir teori veya hipotez, doğruluğu bütün bilimlerce kabul edilmiş ise kanun halini almaz. zaten bütün bilimlerce kabul edilmek diye bir şey yoktur bilimde. hem bütün bilim adamlarının aynı düşünmesi imkansızdır, hem de bilimde hiçbir şey değişmez değildir. siz yeni deney ve gözlemlerle bir kanunu da çürütebilirsiniz bir teoriyi de. siz birinin teorisini mantıklı bulmuyorsanız yeni araştırmalara girişirsiniz ve sizin bulduğunuz sonuçlar da onunkiyle aynıysa susarsınız, ama ben inanmıyorum ki demezsiniz.

kanun, gözlem ve deneylerle iyi desteklenip kanıtlanmış matematiksel prensiptir. tipik olarak bilimsel kanunlar, matematiksel formüllerle ifade edilirler. mesela yer çekimi kanunu. çok basit açıklarsak, dünyada elimizden bıraktığımız bir nesne yere düşer bunun sebebi yer çekimidir. işte bunu söyleyen şey yer çekimi kanunudur. fakat yer çekimine neyin neden olduğunu, yer çekiminin nasıl işlediğini açıklayan ise yer çekimi teorisidir. sandığınız gibi bir tane yer çekimi teorisi yok yani. newtonınki var einsteinınki var. yani kısaca kanun bir olgunun varlığını, teori o olgunun nasıl işlediğini, oluştuğunu, özelliklerini açıklar.

kennesa state university profesörlerinden ronald h. matsonın teori ve kanun arasındaki ayrımla ilgili gayet güzel açıklaması:
science.kennesaw.edu

university of missouriden çok yalın bir açıklama:
web.missouri.edu

bir öğretmenin bilimsel kanun ve teoriler arasındaki farkı öğrencilerine anlattığı video. kolay anlaşılabilir anlattığı için faydalı olabilir:
www.youtube.com

Sanıyorum yok çünkü ünlüleri tuvalette bile çekmeye çalışıyorlar

Hakli

valla konu çok çetrefilli. çok bilgi sahibi değilim ancak kamusal alanda çekildiği için o fotoğrafı kaldırma gibi bir hak söz konusu olamaz kanımca. ancak en kötü ihtimalle şikayetçi kişilerin suratları mozaiklenebilir. gerçi bu son söylediğim saçma geldi ancak yandex sokak haritalarından hareketle böyle bir şey söyledim. ama dediğim gibi büyük ihtimalle kamusal alan olduğu için bir şey yapılamaz gibime geliyor.

mülkiyete girilip çekildiğinde, evinizin sınırları içerisinde, size ait bir alan içerisinden çekildi ise hukuki yaptırımınız var. yani biri sizin mekanınızda siz istemeden çekiyorsa şikayet sonuç buluyormuş. ancak öyle manzara çekerken zoomladım zoomladım pencereden bakarken ben görünüyorumdan, sokakta çekmişler mal gibi çıkmışım kaldırsınlar diyerek bir yere ulaşılmıyormuş.

bu daha önceki bir duyuruda sorulmuş, yazar kişisi ordan hatırladığı kadarıyla yazıyormuş.

ama birçok vakada resim sahibi dayanağı olmayan tehditler veya güzel uyarmalarla şikayeti değerlendirip iyi niyet göstererek kaldırabilirlermiş. muş.

bununla ilgili çok uzun bir yazı var. şimdi oaradan okuduklarımı özetleyeyim. sonra link gelecek.
o tür halka açık bir yerde çekilmiş fotoğraflarda bir birkaç kişiyi özellikle çekmiyorsanız (ama kalabalıkta olsa da yüzleri görünüyorsa) kaldırın veya telif ödeyin deme hakları yok. ama diyelim istiklal'de ilginç bi tip gördün ve zoomalyıp çektin. evet buna hakkı var. ancak bunda da sizin objektife bakmış ve hatta el sallamış vs olması yine onun haklarının gitmesine yani rıza göstermiş olması anlamına geliyor. bunun için bir imza vs gerekmiyor. ancak siz çektiğiniz sırada yüzünü gözünü kapatıyor vs ise bu da rızasının olmadığı anlamına geliyor. link geliyor şimdi de.

pardon dün eklemeyi unutmuşum. yadi.sk

hanım değilim ama bence buluşmada bi erkek sürekli elleri cebinde takılıyosa ukala,kendini beğenmiş,şımarığın tekidir.götü kalkıktır.

hanım falan değilim de gördüğümü yorumlayabilirim:

eller cepte olması seninle konuşmaya ilgilenmiyorum/kendimi istekli hissetmiyorum/fazla utangacım ifade eder. beden dili olarak açıklaması bu. elleri göğüs hizasında kenetlemek de aynı şekilde muhabbete kapalıyım demek, kolları değil elleri kenetlerseniz de seni takmıyorum beni rahat bırak ksfamı dinleyeyim/yorgunum/tembelim demek.

diğer durumlara göz atalım. tel el cepte ise ne yapacağını bilmeyen kişi modeli demek oluyor. yok üstüne giydiğim ceket-mont vsnin altından cepte ise o el, havalıyım coolum/sizi umursamıyorum hahaha loserlar demek oluyor. aşırı özgüven de teşkil edebiliyor.

yani ceplerin teki çifti hepsinde sorun var. eller cepte gezmeyin kısaca.

-bir de alleri cebe sokup omuzları kaldırırsanız sümsük mü deniyor, böyle mıymıntı, umursamaz, hiçbir işe yanaşmaz bir tip imajı uyanıyor. hele ondan iyice uzak durun. son dönem hipster modası pozları gibi zaten.

Eger kizi bulusmaya ikna edebildiysen istersen amuda kalkarak gel yine farketmez.

Ben de kadin degilim ama bence tek el cepte kisi rahat ve kendine guvenir bir goruntu verir. İki el cepteyse abarti olur. Kollari orangutan gibi yanda sallandirmaktan iyidir bence.

Valla kimse değinmemiş ama ereksiyon halindeki çükün saklanması için cep önemlidir. Ele dikkat et, ortalara doğru gitmişse ereksiyon belli olmasın diye çükü düzeltiyordur.

elleri üşümüş olabilir

hanim degilim. iki el gergin ve elleriyle ne yapcagini bilmiyor ama masum bir seydir. tek el ise biraz havali davranim oz guvenli gorunim, oyleyim tripleridir ancak iyi bir seydir cunku iyi bir izlenim birakmak istiyordur . biraz daha muhabet et sakalasin

yalan söylüyor. aynı kokmayın diye sana parfümünn adını söylemek istememiş. çok sisnsice ama gerçek

aynen yalan söylüyor. bu tipler bana özel parfüm, adını bilmiyorum gidip alıyorum falan da diyorlar. parfümeriye gidip denemek en mantıklısı, zaten karışınca da genelde öyle senin beğeneceğin gibi çok güzel kokmazlar.

(bkz: )www.google.com.tr

firstclass dır o :)

yalan soylemiyordur, ben de aynısını yapıyorum.

karıştırarak kullananını gördüm yalan olmayabilir. ama karıştırıyorum dedikten sonra neyi karıştırdığını söylemediğinden, muhtemelen cevap vermekten kaçındığı doğrudur.

dipnot:parfümün kapağını açıp içine deodorant abanan arkadaş da gördüm, kurumuş roll on'un üstünü nemlendirmek için başkasının deodorantını sıkanını da. direkt benle alakalı bir sorun da olabilir ama hiçbiri de kötü değildi hani. ya da onların doğal hallerindense böyle yapsınlar diyip razı olmamla da alakalı olabilir her neyse. arkadaş kitlemi sorgulamaya başladım şu an.

@penetre hangi kokuları karıştırıyorsun ?

Aslında merak ettiğim malum parfümlerin çeşitleri var baharatlı,çikolatalı,ferah.... bunların hangi birbiri ile uyumlu olur ?

yoksa deneme yanılma ile mi bulabilirim biraz sundan biraz bunda :)))

@kaiserr76 JPG & Gucci homme

elini onun boynuna kazağına en çok parfüm kokan yerine sür, sonra soluğu sağlam bir parfümcü de al. kokudan çıkarırlar.
he sonra da bize söyle de neymiş öğrenelim.

parfümlerin karistirilmasi kisinin kendini aldatmasindan baska bir sey degildir. cünkü son kullanici parfümleri karistirilmaya uygun degildir.

bahsedilmis zaten muhtemelen size söylemek istememis kokuyu.

muhtemelen vardır da bu ürünlerde şunlar mühim:

alıcı kitlesi - hedef kitle
kimyasalların fiyatları - üretim maliyetleri
saklanabilirlik - raf ömrü - tekrar kullanılabilirlik - çevresel sağlık etkenleri

bu nedenlerle her kimyasalı ucuza bulup düzgün bir şekilde saklamayı başarıp, eş zamanlı olarak patlarsa falan zehirlememesini sağlamanız zor.

ondan dolayı şu anki materyaller tercih ediliyor. organik temelli yapılabilir mesela ama onun da üretimi fazla zahmetli.

yoksa dediğiniz fikir iyi hoş.

var zaten öyle bir ürün. pedin içini jelle dolduruyorlar, jelin içinde de metal bir plaka oluyor. plakayı çıtlatınca jel sertleşip ısınıyor, bir kaç saate kadar da sıcak kalıyor. aynı zamanda tekrar kullanılabilir.
www.vippromosyon.com

monopod?

www.glidecam.com

(bkz: Steadicam)

This was shot all on a Canon 5D Mark III, and a Glidecam HD 2000.
www.glidecam.com

descriptionda yazıyor bir baksaydınız keşke.


özetle titremenin ötesinde silindir içi gyroskop olarak biliyorum. yani sadece sarsıntıları süspansiyonla emmek değil eş zamanlı olarak açı geçişlerini daha kaygan adamın tabiriyle daha smooth " akıcı olmasını sağlıyor.

devin graham - videodaki adam - uzun zamandır bu modeli kullanıyor. bildiğim kadarıyla pahalıydı. 480 dolar falan diyor amazon. ayrıca çoğunlukla outdoor çekimlerinde eğer kendisi koşmayacak ancak hızlı hareket edecek nesnelerle çalışıyorsa glidecam hd 4000 kullanıyor. o da 600 dolar falan. tabi herif o kadar reklam vs.den dolayı her videoda referans gösterdiğinden bolca ücretsiz ürün alıyor. birkaç tane daha model vardı kullandığı ama hatırlamıyorum. blog ya da kamera arkası kanalından bulabilirsiniz.

ama çok fazla alternatif var. çok farklı yöntemler güdenler var. homemade versiyonlarına dahi rastlayabilirsiniz. gayet de iş görüyorlar bu arada.

daha detaylı açıklama ve birkaç başka model için

www.youtube.com

umarım almanca biliyorsunuzdur. 3:30dan sonraki modellerin internette planları falan mevcut. kasarsanız yaparsınız dahi.

Aslında kuyruğunu dimdik kaldırıyorsa sevimlilik/sevdirme ifadesi, ama çözemedim. Yuvasını senden savunmaya çalışıyor olabilir biraz yemek ver bi süre alışır sana.

Evcilleştirilebilir tabii :)

Siz yemek vermeye devam ettikçe alışır size hayvan, merak etmeyin. Kedilerin bir yere sürtünmesi orayı sahiplenmesi anlamına geliyor, evi sahiplenmiş belli ki. Bir süre sonra bacaklarınıza da sürtünmeye başlar :) Yaptığı da tehdit değil, korkar ya da sizi kaçırmak isterse tıslar zaten, suratından anlarsınız gerçekten tehdit olduğunu :) Hayırlı olsun kediniz, elinize sağlık bir de tabii.

elini yukardan uzatma. aşağıdan uzat koklasın önce tehlike olmadığını anlasın

@lady montana; harikasın, gerçekten de yukarıdan uzatmıştım, demek ki tehdit olarak algıladı. ama tüylerini okşarken atak yapması ?

ani hiçbir adım yapmayın. korkarsa veya rahatsız olursa geri adım atın. göz temasını kesmeyin ki başka bir amacınız olduğunu düşünmesin. elinizi uzattığınızda yarı yolda bekleyin. kendi gelene kadar ona doğru daha fazla uzanmayın. yüzünüze baktığından emin olun. eğer elinize gözü dikmişse size güveni yok demektir. sizden atak falan bekliyor durumdadır.

ha tüm bunları yaparken oturur durumda patileri aşağı toplamış ya da sırtı kambur falan değilse kedinin huyudur. illa sevdirecek sırnaşacak değildir. kimi kediler küçüklüklerinden veya yaşadıklarından dolayı çok yabani olabiliyor. size alışıp ona iyiliğiniz dokunmadığı sürece size yaklaşmamayı seçebilir. bir de sizi başka şeylerle özdeştiriyor olabilir. başka kişiler veya hayvanlarla. onu da aşmanız zor.

ama yemeği yuvayı ve mesafeyi koruduğunuz sürece zamanla size alışması kırmanız yolunda ilk adımdır. olur da kırarsanız boynun altına girmeyin hemen severken. kedi köpek aileleri dövüşürken boyunu ısırarak hamle yapabilirler. boyna karşı hassaslar. kulak arasından bele doğru sevin ilk. kendi istemediği sürece popoya veya boyna patilere yaklaşmayın. çünkü ellerini zorla tutma ihtimaliniz var. bir de poplar hassas tabi.

huysuz kedilerin başka dertleri de olabilir. muhtemelen iç veya dış parazit barındırıyor olabilir. bundan dolayı beklemediğiniz anlarda ani tavır yapma nedenleri bundan kaynaklı olabilir. örneğin siz yaklaşıp elinizi uzattığınızda bir pire bit onu ısırıyorsa bunu size yorabilir. tıslayabilir. pek alınmamak lazım. özünde kedi bu. kafa bi dünya.

daha önce insanlardan kötü davranışlar görmüştür büyük ihtimalle. size güvenmesi ve zarar gelmeyeceğini kabullenmesi için belli bir süre geçmesi gerekiyor. hemen mucize beklemeyin. kimbilir kaç tekme yedi sevdirmek için sokulduğu insanlardan.

not: severken mıncıklamayın ya da tutar gibi yapmayın. çok korkabilir. bir süre yalnızca sırtını okşayın ve istiyorsa kafasını, kulaklarının arkasını kaşıyın. elinizi karnına değdirmeyin.

evin duvarına sürtünüp, kuyruğu kaldırması sevgi gösterisi.
sadece dokunulmasından ya da bazı şekillerde sevilmekten hoşlanmıyordur.
benim kedilerimden biri de mesela 3 saniyeden fazla boynunu sevdiğinizde patiyi atıveriyor, ama sonra bacaklarınıza dolanıyor.

bu saldırganlık değil, karakterdir.
bazı kediler kucaktan inmez, bazısı dokundurmaz, bazısı karnı sevilince kızar, bazısı öpülmekten hoşlanmaz, bazısı kızınca dişler şöyle bir, bazısı patisiyle vurur vs vs.
bunun sokak kedisiyle, ev kedisiyle ilgisi yok.

avcunuz yukarı bakacak şekilde elinizi ona doğu, onun hizasında yaklaştırın.
belki kafasını elinize sürter, ama siz sevmek isterseniz muhtemelen pati yersiniz yine.

bu saydıklarınızdan sadece yiyecek verirken saldırması biraz kendini koruma amaçlı büyük ihtimalle.
onu da zaman içinde bırakır kendi kendine.
siz ilgilenmeye devam edin.
ama kediler köpekler gibi olmuyor işte.
evde doğup, evde büyüyenler bile böyle olabiliyor.
dediğim gibi, sokak-ev kültürüyle ilgisi yok bunun.

ayrıca ben de elinize sağlık diyorum.

house m.d. izlemiştir kesin. onunla alakalı orijinal ürünler var, tişörtler kupalar falan.

bunlardanistiyorum.com
mydays.com
biacayip.com

şu sitelere bir bak.
komik ve eğlenceli ürünler var.

ne kadar vaktin var?

yapay zeka teknikleri ders notu cuk oturur

@ben smyrna yarın öğleden sonraya kadar almam gerekiyor.
@icim urperiyor House m.d.'yi çok sever ama dizi tişörtü pek tarzı değil :)

tişört falan değil. ismine özel bir ilaç kutusu arayın bulun.ismini ve yanına vicodin dozunu vs yazın mintle doldurun. yaratıcı olun. bu hediye değil de bir parçası gibi ya da hediyemi tahmin etmen için ipucu vericem gibi bir şey olabilir mesela. beyin psikoloji falan diyorsanız uğraşmayı sevecektir.

house izlemeyeli yıl oldu izleyip yaratıcı şeyler bulmanız kolay. şu son dakikada aramaktan ve bulmaktan ziyade yapmanız daha kolay olur ve değer kazanır. ne dersiniz?

loser

"pipin bu kadarcık sadece" demek.

www.youtube.com

what ever makes you loser şeklinde de görüldüpğü oldu.

başpğarmak serçe parmak birleşik üç yapar gibi yukarı bakıyor w harfi.
parmaklar sola doğru bakıyor E harfi
aşağı doğru bakıyor M harfi
silahmış gibi L harfi yapılıyor ama ileri doğru bakıyor işaret parmağı yani you
işaret parmağı yukarı bakıyor L harfi Loser.

saçmalık.

bir de glee de benim gözümde loser demek.

lindsey bir sürü adamla çalışıyor hangisi ne bilmiyorum ama devinin çektiği yerler şopsuz efektsiz yerlerdi. "epic violin girl serisinin kimi videoları devin grahamin"

www.youtube.com

şu yer gerçek ise ki öyle diyor silverthıorne colorado mu ne. bu gerçekse diğeri niye olmasın.

öküzlük bende ilgili videoyu atmamışım:
www.youtube.com

alakasız ama sen sorunca araştırmaya başladım kızla çıkıyormuş devin zaten. neyse edit olsun dursun kenarda.

oturuş pozisyonundan günlük rutininize kadar bir sürü neden olabilir. esneme derken gözlerde yanma ağrı vs olmuyor mu? uyku gelmeksizin mi gerçekleşiyor?

Herhangi bir ağrı olmuyor. En zevkli şeyleri okurken bile bu yaşanıyor ayrıca. Sadece esniyorum ve esnedikten sonra da mayışıyorum sürekli. Pek çok pozisyonda denedim aslında ama yine de bir kaynak varsa kontrol edebilirim. Yapabileceğim ekstra bir şey var mı engellemek için? İlaç vs. de olabilir.

sesli oku, birisine anlatıyormuş gibi konuyu kendi kendine anlat. sözel bir şeyler çalışıyorsan hem yürü hem sesli oku anlat yorum yap, cam aç temiz hava gelsin. kahve bir de tabi.

www.mckinley.illinois.edu

basit bir klavuz. özetle her mayıştığınızda esneme öneriyor.
brainmass.com

burda nedeni falan yazıyor biraz. hiçbiri adam gibi kaynak değil ama...


bir de çalışırken eller ayaklar hareketsiz kalıyor olabilir. bundan dolayı kitlenme durumları gerçekleşebilir. bu da mayışıklığa neden olabilir.




ilaç var ama ilacı kafanıza göre alamazsınız. dikkat dağınıklığına yönelik ilaçları önerme ihtimalleri var. ders çalışıp oturmaya yönelik bir tepki geliştirmiş de olabilirsiniz.

esnemeyi bir deneyin tekrar görüşelim.

istiklal mephistoda 4-5 liraya vardı en son.

beşiktaştaki kırtasiyelere bak. balcı, elif, sönmez, turfan vs.

eminönündeki kırtasiyelerde orijinal olarak 6-7 arası dönüyor ama gariptir 6 liraya ntlerde silgi+uç+kalem.

bu arada rotringin 100 ürünü var. tikky bilmemne arıyorsunuz gibi davranıyorum.

1 kişi kalmaz ki.

1 kalır, 3 kalır, 5 kalır ..... 999 kalır.

500 kişi hayatta kalır.

1.numara.

sürekli başa dönerek devam ediyor.1 kişi kalıncaya kadar.

767

1.

sayı yarıya indikçe 1 hariç herkes 2. kişi, yani ölen kişi olacak.

Kişi sayısı çift olarak devam ettikçe 1 numara hayatta kalır:

500
250
125.

Burada 1 numara ölür.

1 olmaz o yüzden.

500'dür.

Çift sayılar olmaz, tek sayılar baştan sonran azalacak.

O zaman en ortadaki tek sayı olmalı. Yani 1-999'un medyanı. E o da 500. Nasıl oluyor o? 500. kişinin ölmesi gerekirdi ilk turda.

yok hiçbiri de değil

1, 3...
3, 7...
7, 15....
15, 31...
31, 63...
63, 127....
127, 255...
255, 511, 767
511

pardon 767 değil 511 miş.

(2 üzeri 9) -1

hocam çözdüm cevap 977

Yarın bi kağıda yazıp tek tek öldürücem adamları.

nasıl 977

n: 1000
n:500 ilk:1 son: 999
n:250 ilk: 1 son: 997
n:125 ilk:1 son:993
n:63 ilk :1 son:993
n:31 ilk:17 son:977
n:16 ilk: 17 son:977
n:8 ilk:81 son:977
n:5 ilk:209 son:977
n:2 ilk:465 son:977
Ve kazanan 977 :)

evet doğru 977 imiş

math.arizona.edu

soru 2de cevap da sayfa 6 da

977 diyen arkadaşlara ileriki hayatlarında başarılar

Teşekkürler :)

metro grossmarkette vardır büyük ihtimalle

il yazmamışsınız ancak istanbuldaysanız eminönü civarında kek kalıpları satan yerlerde vs bulunabiliyor. barmenlikle alakası yok ancak sosları ve şerbetleri vs. şişeden her defasında ölçülü akıtmaya yarayan ölçülülerden normal damlatmayan özelliksiz kapaklara kadar 1-15 tl arası bir skalada ürün var.

shakerımı da taksimde paşabahçenin yeri vardı. ordan almıştım. mudoların mutfak reyonlarında falan da var. onları bulması zor değil aslında.

il istanbul,tamamdır bi sölediklerinizi değerlendiricem saolun

www.supermutfak.com

dürüst olalım undisputed 3teki jurinin tadını hiçbir filmden alamayacaksınız. zaten filmlerden alınan eğlence 1<2<3 şeklinde gidiyor. onun haricinde micheal jai white'ın yer aldığı filmler hoşunuza gidebilir, ancak aynı tadı vermez, blood and bone enteresandır ancak cidden yakın derecede dövüş sahnelerine mad dog karakteri ile "raid redemption" filmindeki Yayan Ruhian aracılığı ile rastlanır. öküz herif kendisi. onun haricinde cam gigandetin mix dövüş sahneleri ile belki bir parça never back down denebilirdi ama...

dediğim gibi sahne çekimleri açısından ve adkinsin insanüstü performansı açısından bahsettiğiniz filmi yakalayan başka bir şeye denk gelmedim. mad dog hoşunuza gider ama. onu da ekleyeyim.

(bkz: blood and bone)

sıvı sabunu var, ellerini yemeye çalışan misafirlerimiz oldu.

duş jelini bilmiyorum da sabunu çok tatlı oluyor.

fazla feminen bir koku elbet ama gerçekten çok hoş. (erkeğim ama bana ne lan. sıvı sabunda bu kokuya taparım)

gourmet serisi miydi neydi onun diğerleri de güzel ama favorim bu.

dondurmalı şampuan biliyorum.

soru sormamışsın ama yine de cevaplayayım kilo al ve kızın peşini bırakma.

kas yapmaya devam. başkasını bulursun.

demekki kilolu tiplerden hoşlanıyor. geleceğe yatırım yapmak istiyorsan sporu bırak kilolu olmaya kas

kas yapayım derken göz çıkarma.

birinin sevmenin kilosuyla ya da başka bir şeyle alakası yok ki.

kilo alınca seni beğenecek mi sanıyorsun? fit biriyle çıksa bir şey diyememzdim ama kilolu diyorsan dış görünüm değil derim onun gözünde tek önemli olanın. kafa uyumuna bakıyor da derim. siz dururken onu tercih ettiyse kilolu seviyor değil sizi sevmiyor da derim.

derim de derim. iş kiloyla falan değil onu etkilemekte bitecek. bir de yuva yıkan kişi olmayın eğer öyle olursa sizi asla affedememesi sorunsalı var.

inciswf.com

kulübe hoşgeldin

sen kası yap da başkası gelir.

supradyn energy

Pharmaton.

Ayrıca vitaminin ne yan etkisi? Bu kadar huylu olmayın. Her hap zararlı değildir. Hapın içerisindekinin ne olduğu önemli.

Bilmem, ne yan etkisi? Sanırım bilmediğimden bu şekilde soruyor olabilirim. Tıp yada eczacılık okuyor olsaydım yada iyi bir deneyime sahip olsaydım soru soran değil cevap veren olurdum. ^^

Şimdi bu bahsettiğiniz haplar tam olarak ne sağlıyor? Nedir, ne verir, naapar?

Bazı şeyler toplumun büyük kesimi tarafından bilinen ortak bilgiler olarak kabul edilir. Okullarda zorunlu eğitim safhasında öğretilir. Halk arasında da çok yaygındır. Bilmemek garip karşılanır. Sizin tedirginliğiniz bu nedenle garip ve sorunuz gereksiz endişe içeriyor.

supradyn enerji vermek için kullanılabilir hatta kafein eşliğinde pek yararlı olmasa da deli iş görür ama ben önermem. pharmaton da vitamindir şudur budur verir ama onu daönermem. sizin en iyisi bir eczaneden solgar ürünlerinin kataloğunu edinip kendinize uyan "takviye" bölümünden bir şeyler bulmanız. male ve female multiple olarak ayrı ayrı inceledikleri günlük 2000 cal üzerinden değerlendirip ona göre eksikleri tamamlamaya çalıştıkları ürünler mevcut. solgardan takviye kullandım iyidirler ama şunu bunu öneremem alıp bakıp incelemeniz gerekli size en uyanını.

edit: endişeniz meyve sebze vitamin değil aynı zamanda protein aynı zamanda mineral olduğuna dayanarak solgar ürünlerine bakın araştırın diyorum. yok hasta olmayalım derseniz calcium sandozundan diğer önerilerde mevcut.

bir de yan etki mevcut değil pek ama asıl soru şu: vücut sürekli emilime en hızlı en kolay olsun diye hazırlanmış bu tarz ürünlere alışmamalı. yani bir başlayıp ömür sonuna dek kullanılmamalı. birkaç ayda bir vücut boşa bırakılmalı mola dönemleri olmalı vs.

Solgar'ın vegan ve vejetaryen seçenekleri var. Ben Vitamin B-Complex "50" (vegan),kullanıyorum.

Yan etki konusunda bir şey diyemem. Ama solgar'da bitkisel seçenekler de var.

Hangi vitamine ihtiyacın varsa buradan bakmanı öneririm www.solgar.com.tr

@hiko seijuro, "Bildiğim yada bilmem gerektiğim" önyargısıyla yaklaşmaya devam ediyorsunuz. Varsayımları ve eleştirileri kenara bırakıp konuya dönmeyi düşünmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Teşekkürler.

çıkmamış mı? = çıkmış mı? manasında olmuş, hiç(have you ''ever'') de destek verince hayırla cevaba başlanmış. Yani kullanım doğru bence.

ben burada soruda sorun görüyorum.

o hiç yurtdışına çıkmamış mı? olumsuz bir soru cümlesi.
evet, hiç çıkmamış.
hayır, hiç çıkmamış.
cevaplarda bir problem yoktur. ikisi de -türkçe'de- kullanılır. oysa soruyu değiştirdiğimizde:

o hiç yurtdışına çıkmış mı?

evet, çıkmış.

evet, çıkmamış. olmaz yerine:

hayır, hiç çıkmamış. koyulmak zorunludur.

olumsuz sorulan cümleye
(sen yemeğini yememezlik etmedin mi?)
evet derseniz cümleyi tekrarlayarak onaylamış olursunuz.
(evet, yememezlik ettim.)
hayır derseniz cümlenin soru kökündeki olumsuzluğa karşı gelirsiniz.
(hayır tabi ki yememezlik etmedim.)

eğer evet/hayırdan sonra cümle kuruyorsanız cümlenin olumlu ya da olumsuz kullanımları sorun teşkil etmez. (hayır yememezlik ettim demeniz de evet, yememezlik etmedim demeniz de kullanım açısından yanlış değil. ikisi de yaygın)

almanlar çözmüş işi olumsuz soruya olumlu cevaba doch diyorsunuz, evet ya da hayır derseniz olumsuz cevaplamış oluyorsunuz.

türkçede ise böyle bir kural vs bulunmuyor. bense +x+ artıdır, -x+ eksidir, -x- artıdır diye bakarım. ama anlam karmaşası oluşur mu? cevap evet.

bu kural türkçe ile ingilizce'de birbirinin tam tersi imiş. (ingiliz kültürde bir ingiliz hoca söylemişti).

türkçe: gitmiyor musun?
cevap: evet (gitmiyorum) / hayır (gidiyorum)

ingilizce: are you not leaving?
answer: no (I am not leaving) / yes (I am leaving)

gerçi şimdi yazarken kafam karıştı, öneklerim ters olmamıştır umarım.

Hatta son derece başarılı olan Harry Potter çevirilerinde bu anlamda evet/hayırların hatalı çevrildiği bir kaç yer vardı.

İlk aklıma gelen Reha Erdem'in Korkuyorum Anne filmi.

eşkiya ..

ağır roman

ulak'ın müzikleri pek iyiydi.

ağır roman
sonbahar
tabutta rövaşata


ve cahit berkay'ın elinin değdiği filmler.

genco - jenerik.

kaybedenler kulübü
amelie

"Peynir ve tereyağı daha uzun süre dayanabiliyor. Ancak, siz yine de bunları 1 ay içinde tüketin."

www.on5yirmi5.com

su içinde beklediyse ve hava teması kesildiyse bir yıla akdar rahat dayanıyor. kapaklı kapta değil açıktaysa bu bir ayı geçmeden küflenmeye başlayabilir. lor ve tam yağlı peynirler çabuk küflenebiliyorken keçi peyniri veya kaşar gibi daha tuzlu peynirlerde bu süre uzuyor.

peynirin çeşidine göre değişir.
lor, mozerella gibi taze peynirler 3-4 gün sonra bozulmaya başlıyor.
beyaz peynir, ezine fln 2 hafta dayanır.
gravyer, parmesan gibi uzun süre beklemiş kokulu ve sert peynirler 3-4 hafta dayanabilir.

kokusundan ve yapısından bozulup bozulmadığını anlarsınız.

ambalajı içinde daha bozulan peynir görmedim buzdolabında aylarca sakladığım oldu. ambalajı açılırsa beyaz peynir ve kaşar 4-5 günde bozuluyor. kaşarın küflü kısımlarını kesip yiyorum beyazı atıyorum.

bizimkilerdeki cemil'in bira şişeleri.

lotr-yüzük (süperim lan)

biraz daha genre belirtseysdin. aklıma gelen bir sürü oldu da göndermeye emin olamadım. belirli romantik film şu bu olsun dediğiniz var mı mesela?

pulp fiction - bad muther fucker yazan cüzdan

s3.amazonaws.com

arabası meşhurlar:
jurassic park
ghost busters
back to the future

matrix gözlüğü
matrix hapları
otostopçunun galaksi rehberi - deep thought ve marvin figürleri
seventh seal -satranç tahtası
little miss sunshine otobüsü
forrest gump çikolataları
jeux denfants çikolata kutusu
shawshank redemption minyatür çekici
big lebowski halısı :)
indiana jones - kırbaçtan kafatasına
buz devri palamudu
titanic kolyesi
üzerinde the ringli vcr kasedi
star warsun death starı lightsaberı
memento - herhangi bir palaroid +caption
supernatural - colt
amelie - şu her yerde resmi olan cin heykeli
azınlık raporundaki ismin yazılı olduğu kürecikler
tanrılar çıldırmış olmalı - eski tip coca cola şişesi
cast away - wilson:)
mr bean arabası


bu liste devam eder de ortaya karışık yapıldı. spesifik talepler olaydı iyiydi.

forrest gump: bubba-gump shrimp co. şapkası
saw serisi: "play me" yazılı teyp kasedi
the good the bad and the ugly: blondie'nin pançosu
the great dictator: nazi simgelerine benzeyen fake adidas logosu gibi çift çarpı işareti:) cf2.imgobject.com
toy story action figure'leri..

breaking bad: vamonos pest tişörtü (kategori dışı jüri özel:)

otomatik portakal'da evdeki sik biblosu.

fight club'daki sabun taksim'deki bir pasajda satılıyor. 10 lira falandı.

famousobjectsfromclassicmovies.com şunu oynamanı tavsiye ederim fikir vermesi açısından, görseller filmlerle gayet uyumlu

özel bir şey yerken mi oluyor yoksa hep mi? özel bir şey derken kuru ekmek mesela.

nefes alıp verişinizi düzenli yapın. büyük bir nefes aldıktan hemen sonra lokma yutunca olan bişey bu bana. daha çok su içerken oluyordu.

Fark etmiyor kuru ıslak hep aynı

ne zamandan beri?

bir ihtimal olarak son dönemde aşırı sıcak/aşırı asitli bir şey yediğinizi iddia ediyor be zedelemiş olma ihtimalinizi soruyorum. bu yediğiniz yutmalık lokmalar yani yutkunmanıza yol açan şeyler sırasında batma yanma veya acı şeklinde hissedilebilir. altın sorusu: su içerken vs yine yanma var mı?


balık kılçığı olma ihtimali de mevcut ama uzun süre değil çıkıp gitmiş olmalıydı ha bir üstte dediğime delip yine çıkarken zedelemiş olabilir. bu tarz bir şey yediniz mi yakınlarda? çok çiğnemeden yutar mısınız lokmaları?

saç uzatmak hukuken serbest ama hoca taktıysa ya hocayla takışmayı göze alacaksınız(ki bence bunu yapın, şikayet edin, sonuna kadar direnin) ya da kestireceksiniz.

nasıl hukuken serbest, yönetmelikte "saçlar kısa ve temiz olur. ense düz ve açık olup favori, sakal ve bıyık bırakılmaz" yazıyor.

iki farklı ilaç niye kullanıyor? hangi ilaçlar?

@sorular sorular aklımdaki sorular o eski yönetmelik. yürürlükten kaldırıldı o. 1981 tarihliydi o. yenisi 2012 tarihli.

@esenboğa işe yarar cevaplara ihtiyacım var, çözüme yönelik olmayan sorulara değil. merak ediyorsan mesaj atar öğrenirsin.

@sorular sorular aklımdaki sorular, rica etsem link atar mısın lütfen

1981 tarihli MEB ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılan hükümlerin uygulanmasına 2012-2013 öğretim yılı sonuna kadar devam edilecek.

ben eski yönetmelikten bakmıştım ama böyle bir durum da var.

doğru ben ona dikkat etmemişim. bu senelik idare ediversin artık. seneye bi daha uzatır :)

yeni yönetmelik seneye yürürlüğe girecek ama benim çalıştığım okul da dahil bütün okullarda serbest kıyafet uygulamasına geçildi.saç uzatmak da serbest.bakanlık da öğrencilerin kılık kıyafetiyle uğraşılmaması yönünde kesin talimatlar gönderdi.o yüzden kimse kolay kolay bişey de diyemez.şikayet etseniz başları ağrır.

bir başka noktaya da dikkat çekmek isterim.

ergen işte denmesinden yaş tahmini yapamam ama herkesin içinde saçını kes diyen bir hocanın karşısına sürekli uzun saçla çıkacak. hoca durumu anlasa dahi ve durumu (sağlık psikoloji ve her neyse) saklamasını isteyeceksiniz. ancak ufak çocuklar düşüncesiz olur ve genelde adidirler. acımasızca incitirler. kendilerinden ne üstünlüğü var da biz saçı kesiyorken bu herif bırakıyor diye sorup hocaya da çocuğa da baskı oluşturup sataşabilirler.

hoca bu aptalca şeylere sinirlenip durumu açıklayıp işleri daha da batırabilir.

nerden diyorum derseniz ufacık çocukken sınıfımda okuldaki tek uzun saçlı çocuk vardı. herkes saçları uzun diyedalga geçerdi hatta kavgalarda saçtan çekerlerdi (allahtan o kadar hain değilmişim ben sataşmazdım) geçen yıl öğrendim ki arkadaşından o zamanlar dediğiniz duruma benzer bir gerekçe ile aile gelip konuşmuş hiperaktivite nedeniyle ilaç kullanmaktaymış. fena ayıp edilmiş yani. ha çocuktur anlamaz. bunu hesaba katın.

tartışmak istenmemesi doğakl ama sosyal çevreden de soyutlarsa kendini kimse yardımcı olduğunu iddia edemez




ps:derdinize dert katmak istemem soruya da tam cevap vermedim ama konuşmadan önce yaşa okula çevreye arkadaş grubuna ve hocaya bağlı olarak iyice tartın istedim. umarm en iyisi gerçekleşir.