ellerinde kalan saatleri old school diye millete kakalamaya çalışıyorlar.

ben de almak istiyorum bunlardan ama bu düşüncede olanların sayısı arttığı için vazgeçiyorum yavaş yavaş :)

kullanan bir arkadaşım var yok retroymuş asker saatiymiş çocukluğu anımsatıyormuş.

ha işlevsel mi evet. ama hoş duruyor mu siyah plastiği dahi hayır. metalimsisi kesin daha da batar göze.

senin adina olan bir nufus kayit örnegi ile vizeye basvuramaz.

senin pasaportunla nasil basvuramazsa ayni sey.

eger bahsettigin, kurum ismi olarak senin adina verildiyse sorun olacagini sanmiyorum, ama vize isi sans tamamen, belki kil birine denk gelir reddeder vizeyi.

kabul etmezler.ama dikkat etmeleri gerekir kabul edilip edilmemesi için. belgelere iki kez bakılıyor. ve orda denk geldiğiniz kişiye göre sorun yaratabilir tekrar isteyebilirler. en iyisi vizeden önce kendisi için bir kayıt örneği alması.

kabul etmezler. gözden kaçar da bir istisna olur mu bilmem ancak red yerde belge isterlerse yeniden toplayıp gönderdiğinizde daha titiz incelerler. sıkıntı yaratırlar. yeni sistemde yaşamadım ancak eski konsolosluktan randevu sisteminde tanık olduğun arkadaşlarım oldu.

korkarak kitlenirsen etmez (salgıladığın hedelerden hissediyorlar)
üstüne yürü demiyorum ama bağırarak ve koşarak sana gelen bi köpeğe, bağırarak ve hamle yapacakmış gibi karşılık vermelisin. cüsse olarak büyüktür her zaman insan. köpekler de (koruduğu özel alanına filan girmediysen) sırf psikopatlık olsun diye kendinden büyük bişeye saldırmaz durup dururken... yüksek ses çıkarınca meydan okumuş olursun ve cesaret edemez sana yaklaşmaya

saldırganlığa meyilli olduğunu farkettiğiniz köpek gördüğünde adımlarınızı yavaşlatmak epey etkili oluyor. durmak nasıl bir etki yaratıyor bilmiyorum, hiç denemedim. fakat adımları hızlandırınca acayip işkilleniyorlar ve saldırganlıkları artıyor.

ek olarak, köpeğin burnu çok hassas yeri. olur da bir şekilde size saldırırsa, burnuna sert bir darbe indirirseniz bu köpeği çok sersemletecektir, hatta darbenin büyüklüğüne bağlı olarak bayılabilir de.

size zarar verme amaçlı (bazıları oynamak için atlar üstünüze çünkü, ondan belirttim) üstünüze atlamış bi köpeğin burnuna vurmaya çalışırsanız, muhtemelen o kolunuzu havada kapar ve çeneyi de kitler. bence yapmayın...

gerçi bi köpeğin bu kadar tahrik olması için, koruduğu alana (eve bahçeye vs) girmiş veya sahibine lölö yapmış filan olmanız lazım. o kadar da zorlamazsınız şansınızı bence :)

kedigillerde denildiğine göre elleri havaya kaldırıp bağırarak veya ağzı açıp sesler çıkararak üstüne yürümeniz gerekiyormuş. video aradım ama bulamadım. puma tadama doğru sokuluyordu hızla adam kolları açtı hayvan gibi bağırmaya başladı kedi durdu önce kafayı eğgi pusuda bekler gibi adam adım attı kedi sindi sustu adam adım atıp kükrer gibi brutale girdi kedi yana hareket etti sonra ufak daireler çizdiler birkaç adım sonra kedi döndü hızla gitti. nedeni ise cüsseni büyük göstermek için ellerini kaldırır ve bağırırsan senin saldırma ihtimalini düşünerek geri dururmuş ancak erkek aslanlar ve bir kaç şey için bu yemiyormuş.

köpek videodaki goril de dahil sanırım birkaç tür ise tam tersi tepkisiz kalınmasına karşılık ataktan vazgeçiyorlar. birkaç defa başıma geldi gece yürüyüşlerinde köy ve orman içi yollarda birkaç kişi olarak yürürken vahşi veya çoban-köy köpekleriyle karşılaştık. deli gibi havladılar ancak göz teması kurmadan umursamadan geçtik. eğer sağlı sollu geçiyorlar ve yürüdükçe bağırıyorlarsa durduğumuzda şaşırıyorlardı. sessizleşiyorlardı. bağırdıkça durduk havladıklarında gitmeyeceğimizi farkedip bizi kovmak için bağırıyorlardı. ancak yolunuzu kesmeye çalışan bir köpek ise o durumda durmanın anlamı yok. o alanını savunmak için saldırmayı göze alıp karşınızda duracaktır. bu noktada elleri kaldırmak vs tehdidin büyük olduğunu belirtir ve çoğu köpek mücadeleyi tercih eder. sadaket ve değerler doğrultusunda sanırsam. bu yüzden her durumda durmak işe yaramaz.

bu durum vahşiliği arttıkça değişken oluyor. örneğin yaban domuzları cüsselerine güvendiklerinden çok büyük gürültü kükreme vs duymazlarsa karşısındaki insana saldırmaktan çekinmez. ellerinizi kaldırmanız falan da işe yaramayacaktır. zaten hayvan bodoslama koşuyor oluyor. bu durum için önerilen şey orman içi ise çeviklik farkından yararlanmak. domuz sizden hızlı koşar ancak hantaldır cüsseden dolayı. bu yüzden zigzag koşmak ve ani yön değiştirmek işe yarar derler. yine görüş açılarından ve gözlerinin konumlarından dolayı geyik vs gibi türkler için bu zigzag durumu geçerli.

kaynak:sayısız köpek karşılaşması 5 defa yabandomuzuyla karşılaşma 1 defa koşmak zorunda kalma tahminen tilki falan da birkaç sefer oldu. bir defa kurtla karşılaştım ama kurtlar da tek gezmezler diyerek tabanları yağladım asla durup bakmadım bilemiycem o yüzden. ha bir de ilk kedi-aslan-puma tarzı şeyi yaşamadım umarım da yaşamam. ters tepme ihtimali mevcut.

göz teması kurmamak çok önemli.
göz teması kurmayın ve mümkünse rahat bir enerjiniz olsun.
yani onun farkında bile değilmiş gibi sakin bir şekilde geçip gitmeye bakın.
köpekler arkadan saldırmazlar.
genelde ya kendi bölgelerine girildiği için kendilerini tehdit altında hissettiklerinden ya da sahiplerine bir şey yapıldığı için saldırırlar.

sokak köpeğinden bahsediyorsak zaten sahip durumu söz konusu olmaz.
ya alanına girmişsinizdir ya da elinizde, üstünüzde tehlikeli olduğunuzu düşündürecek bir şey vardır.
mesela köpekler çarşaflı kadınlardan, çöp toplayan adamlardan, çok yavaş yürüyen bastonlu dedelerden vs genelde hoşlanmazlar.
çünkü hepsinde normale göre bir tuhaflık var.
böyle şeylerden huylanırlar.

yani aslında hiçbir köpek gelip durup dururken kırt diye ısırmaz.
havlayan değil, hamle yapmak için pozisyon almış, hırlayan köpek daha tehlikelidir.
havlarsa sizinle konuşuyor, gitmenizi istiyor, uyarıyor vs demektir.
tehdit olmadığınızı anladığında zaten peşinizden gelmez.

bunun dışında eğer sürüyle karşılaşırsanız lideri sakinleştirin, hepsi sakinleşir.

köpeklerle konuşmak da çok işe yarar, ama gerçekten çok soğukkanlı ve köpekleri seven-tanıyan biri olmanız lazım.

mesela vücut dili konusunda cesar millan'ı (the dog whisperer/köpeklere fısıldayan adam) izleyip çok şey öğrenebilirsiniz.

hocam cesur bir adam değilimdir. ama bir defa yanlışlıkla bir köpeği sinirlendirdim. hırladı, dişini gösterdi. %99 ısıracaktı. bi karar vermem gerekiyordu.

ben de kararı verdim. köpeğe doğru hareketlenip sesler çıkardım. vücudumu da ona doğru eğdim meydan okurmuşçasına. valla yaptığıma o an ben bile inanamıyordum, köpeğe hırlıyordum resmen.

birkaç saniyede pıstı hemen. ben de hiç bozuntuya vermeden uzaklaştım.

belki saldırgan huylu bir köpek olsaydı tillahımı sikerdi bilemiyorum.

@kamera motor:

köpeğe yüz yaklaştırmak meydan okumak demek oluyor.

insanlar da böyle mahalle kavgalarında falan alınlarını yaklaştırır hatta.
pes eden taraf o olmasaymış, dediğiniz gibi bir sonuç oluşabilirmiş.

o yüzden tanıdığınız bir köpek olmadıkça, hatta kendi köpeğiniz olmadıkça oyun oynarken bile yüzünüzü pek yaklaştırmayın.

bir de derler ki herhangi bir canlı - insan hariç hayvan türlerinin tamamı için geçerli - yüzün olduğu uzvu boynu yere yaklaştırmak yani başı öne eğmek anlam ifade ediyor.

-ilki göz teması kurmadan, demek oluyor ki itaat ediyorum. lider alfa karakter sürü içindeki tensiyonu burdan kolaçan edermiş. diğeri ise göz teması kurarak, bu da saldırı planlaması imiş. zaten pusu kurmuş yere saldırma moduna girmiş hayvanlarda vs görülüyor açıkça. yüzün yüze yaklaştırılması da yine bu yüzü eğmeyi gerektirdiğinden o anlama gelebiliyor.

başın havada olması ise insanlarda küçümseme ve diklik iken insan haricindeki hayvanlarda durum farklı. bu biraz dostça bir ifade oluyor hatta kimi zaman cinsel talep. yavru köpeklerin oyunlarını izlerseniz birbirlerini ısırmalarına rağmen boynu açıkta tutup niyetlerini belli ettikleri gözlenebilir.

çömmek işe yaramıyor bu arada ekleyeyim.

bir de babamın acayip ilişkisi var köpeklerle anlamış değilim. ben uzak durur veya dediklerimi uygularım ama babam umursamaz. havlayarak yırtınan köpek varsa patır patır yanına yürür "ulan eşşek ne bağrıyon kulağımın dibinde hıyar ağası" der kalın sesiyle. köpeği döver gibi sever başına pat pat vurarak. köpek ondan sonra ayrılmaz peşinden babamın. ben yaklaşsam direkt hırlar.

bunla ilgili teori ise köpeklerin vahşi geçmişlerinde ve içgüdüsel durumlarında lider köpeğe ihtiyaç duymaları. yani beta karakterlerin karşısında emin duruş onların güvenini ve bağlılığını kazandırmaya yarıyor. ha sürü lideriyle karşılaşır da aynısını denerseniz sizi tehdit olarak görüp bu davranışınızı düello olarak alabilir. bilemem.

gri değil.

kahve tonu bence bu onların arasından bak

önce şu programı indirin. yüklemeye gerek yok sadece açın.
www.colorschemer.com

sonra rengi bulana kadar fareyle resimde gezinin. herhangi bir tuşa bastığınızda bastığınız an hangi renkteyseni onu kaydedecek. hex kısmına gelip tıklayın. kopyalanmış olacak.

sonra google'a ctrl v yapın clour yazın. çıkan renge bakın. ismi de olacaktır.
www.colourlovers.com

bu noktada benim bulduğum şey antrasit-kül rengi karışımı iken google seçtiğim rengin çimento grisi olduğunu söylüyor mesela. gölgeler vs etkileyeceği için kendiniz hangi rengi arıyorsanız daha iyi ayarlarsınız.

mesela ben kül ve çimento ile alabalığı rengi buldurtabildim. ama gölgeler falan garip hava katmış tam rengi emin olamadım. ama sonuçta bu sistemle arayabilirsiniz.

bir şey değil.

ahşap deseni olduğu için sadece tek bir renk değil.
meşe muhtemelen.

www.sitelerparke.com
tam bu değil ama en yakın bunu buldum.ahşap deseni sonucta.tek renk değil yani.

senin de tecrübe ettiğin gibi oluyormuş işte

ilk görüşte arzularsın, sonra aşık olursun.

feromonlar yüzünden falan diyorlar. mantıklı açıklamaları var yani.

sadece determinist olguları olan duyguların varlığını reddeden her davranışın birkaç adım sonrasını yüksek bir isabet oranıyla öngören biri olarak:

evet oluyormuş. seviyorsunuz da aşık da oluyorsunuz. elinizdekilere bakınca tek gerçekten sahip olduğunuz şeyin de o olduğunu anlıyorsunuz.

bir süre kabuğu kırma yuvadan çıkma ya da düşünce çerçevenizi zorlamak gerekebilir. ama her şeye değiyor...

peki ya tanışma konusundaki tavsiyeleriniz neler?

hiç görmedeni varken, ilk görüşte aşk da neymiş brehh

dövme işinden gir işte. tutar.

oha! benim de başımda tıpkısının aynısı dert var şu anda. ayrıntıları dahil aynı. çözümünü, ne yapacağını bulursan haber ver bana da.

@yule reyiz ilk ben gördüm :) farklı kişiler ise eğer bahtımız bol olsun tabi.

ilk görüşte aşk gerçek olamaz bence. birini hiç tanımadan aşık olmak çok zor. ben 2 kere bir kelime konuşunca heyecandan titreyecek derecede aşık oldum. ikisi de tanıdığım hatta yeni tanıdığım zamanlar sevmediğim tanıdıkça, gördükçe sevdiğim, onla aynı havayı solumaktan bile mutlu olduğum insanlardı.

tanışmanıza gelince ilk olarak merhaba deyip ismini sorabilirsin sonra dövmelerden yardırabilirsin. sonra akşam kahve içmek istermi falan da diye sorabilirsin :P

kalem pil yok ki onun içinde, şarjlı diş fırçası o. yedek pil bulamazsın ki değiştirmek istesen bile

hacu bende de var bundan, şarj aleti falan full plastik nasıl şarj oluyor anlamadım.

sarj cihazları son dönemlerde değişti. alet ile kontağa ihtiyaç duymuyor. indüksiyon bobinleri mantığıyla bir tarafta bobinden akan elektrik alan aracılığı ile aktarılıyor.

@zazazaraeta - duyurudan ziyade size yanıt oldu gibi ama...

edit:bak burda ufak açıklama da var. ilk kısım yeterli ilk izlenime.
www.youtube.com

soruya gelirsek batarya bulunuyor ve değiştiricek yer yoksa dedikleri doğrudur. ha yok batarya bitmedi öldü diyorsanız aleti açarsiniz ancak uygun pili de bulamazsınız muhtemelen plastik kaplama sıcak birleşimden geçmiştir. kırmadan da açmanız zor.

çakmaktaşı bitmiş onun.

çakmak taşı koyman lazım. içini çıkar, altındaki vidayı aç, yay çıkacak. çakmak taşı koyucan oraya.

taşı bitmiş, alttan tornavida veya el yardımı ile cıkıyor. cikartirken dikkat et yayı var fırlamasın parcası

peki bildiğimiz çakmak taşı mı,şu günlük hayatta kullanılan çakmakların,yoksa bunun çakmak taşı özel mi?

kendi markasının çakmak taşı var

çakmaktaşında boyut haricinde bir şey farketmez. uyuyorsa şurda bakkaldan 1 liraya bir tane alıp onu sökp kullanabilirsiniz. onun haricinde eminönü civarında bolca bulursunuz. zippo satan yerlerde de bulunur. yöntem yukardakilerde açıklanmış zaten

bir ihtimal hazneye bir halt yedirmiş olabilirsiniz. ama ihtimal vermiyorum pek.

ben bedavaya yapardim sana :)

adam orda tekel olmuşsa yapabilir ama azıcık insaflı olsa 1 liradan fazla istemezdi.

işin aslı zaten ben de bedava yapıyor sanıyordum. zira arada bi kaç çıktı alma işlemi de yaptırmıştım. ama borcum ne kadar diye sorunca aldığım cevap karşısında gözüm seyirdi.

gercekten maliyeti de dusunuldugunde dunyanin en kazancli isini bulmus gibi : )

birkaç sene evvel 5 lira verildiğine şahit oldum. ancak çoğu telefonla çekilmiş resim bile okunaklı oluyor. taramakla uğraşmak istemeyince (uzun sürüyor) resim çekmek yetiyordu genelde. baskı alınmayacaksa tekrardan.

bir de ufak yerler genelde taratmaya ücret almıyor. en azından bakırköy ve avcılar civarında bir beş altı yer için geçerli.

pirinç patlağı olabilir mi?

toblerone tarzı başta kıtır kıtır gelip bir araya gelince yapışkan ve sert bir hal alan şeyden bahsediyorsanız ise nugattır.

kimi çikolatalarda damla sakızı, kek parçaları veya mısır gevreği de kullanılıyor.

arkadaşların dediği de yüksek bir ihtimal.

değil galiba. biraz tadı naneyi hatırlatıyor. kötü olmasa bir tane yiyip daha detaylı bir açıklama yapabilirdim:)

naneyi hatırlatıyorsa nanedir o zaman?
www.etietieti.com.tr
bugün de eti reklamı yaptık gibi oldu ardarda ama neyse :)

eti sticks naneli olabilir mi yediğin?

kırılmış olips gibi bişey o. vicks tadında.

acı badem dendi. pek inanmadım ama o herhalde.

hangi çikolataymış o acı bademli ya? :)

böyle kutuda gelip içinden 5-6 farklı tattan çıkanlardan.

30 lira vereceksem ve beğenmeme olasılığım varsa hoşlanmam. fikir olarak iyi yine de.

çok yemek seçen birinin asla denemeyeceği ama benim balıklama atlayacağım bir menü seçeneği olur. ama seçeneğin çok geniş ve tanınmamış olması lazım. yani yeni tatlar bulmak için seçiyorsam mantıklı ancak bu seçenekle de makarna gelecekse makarnayı kendim söylemeyi tercih ederim.

bu arada bir yerlerde karma restorantı vardı oturuyorsunuz önünüze rastgele birşey geliyor kader iyi kötü seçimleriniz hazırladı geyikleri dönüyor. benzer konseptte yerler var denk gelmedim ama işittim.

yemek konusunda sürprizden hoşlanmam. ne geleceğini bilmem lazım.

bayılırım sürprizli yemeklere :) kesinlikle denerdim.

hoşlanırım.

Kesinlikle denerdim. Bortu böcek dahil her türlü şeyi deneyebilirim yemek adına. Tek sartım yumuşak olmasi. Karides bile sert geliyor kac kere zorladım kendimi yok yiyemiyorum.

böyle bir şeyi denemek için gideceğimden ay bu ne deme şansım da olmaz aslında. yani sonuçta 3 çeşit yemek 5 lira düşüncesinde yanlışlıkla gitmiş olma ihtimalim %1 falan olur. cevap olarak ben denemek için giderdim açıkçası.

ben bazen yanlis cevap olursa ya da eklenmesi gereken bir sey varsa yapiyorum bunu.

verilen cevaplardan bazilari ciddi derecede yanlis olabiliyor ve tikler her ne kadar dogru cevabi da gösterse bir cok yazar her cevaba tik atiyor. bende genelde öyle yapiyorum kirilan darilan olmasin diye.

bunun ne zararı var ki?

kimi sorularda birden çok kişinin aynı fikirde olması aynı şeyi söylemesi ya da savunması daha net ve reliable bilgi sağlıyor.

bazen sen yazerken işin çıkıyor başka şeylere dalıyorsun sonra devam edip gönderiyorsun. sonra bi bakıyorsun ki iş işten geçmiş falan.

başkalarınında işine yarayabilir.

Ben de izliyorum arada ama gülmedim hiç bazıları komik oluyor da kafisinin çivi gibi betona girdiği anlar falan olunca sadece vay amk diyorum meraktan izliyorum sonra da hep. Sen gülüyormuşsun demek ki biraz hastalık olabilir evet.

Hastalık değil bence, insanlar adrenalini seviyor. Ortaçağla alakası yok, ev-iş-okul döngüsünde monoton hayatlar var. Düşen, yaralanan çoğu insanın sıkılmışlığı belli oluyor. Bu hareketleri izlenmek için yaptıklarını da hiç sanmıyorum.

uzun yazmışsınız ben de uzun yazdım okuyacağınıza güvenerek;


ilki videolar yaygın çünkü para kazanma imkanları var. ciddi ciddi kazananlar da mevcut. hatta iş çirkefleştiğinden artık video thumbnail resimlerine "popo kalça bikinili kız vs" figürleri koyuyorlarki tıklanma çok olsun hatta give away tarzı ücretsiz ürün yollayarak izleyicilerini arttırmaya çalışan elemanlar var. bu nedenle bu iş yaygınlaştı.

ikincisi hepsi değil kimileri komik. mesela uçurumun kenarına tek bar kurup artistic hareketler yapan adamın sisteminin kopup adamın ekrandan çıkması veya serbest tırmanış sırasında yaklaşık 70 metreden düşen adamın görüntüsünün aniden kesilmesi bence korkunç. ancak insanlar da herşeye hehehehe diye gülerek izlemiyor. onlar da aynı şeylere gülmüyor. çoğunluk what happened diye merak edip comment bırakıyor dude that was horrible diyorlar falan. ortada gladiator dövüştüren bir topluluk yok aslında.

ama şu var bu videoların yaygınlaşması sayıyı arttırıyor ancak kaliteyi zorlaştırıyor. eskiden bir yılda compilation hazırlayan adamın elinin altında 70 tane video varken şimdi february week 1 diye zaman aralığını da azalttılar. bu yüzden de koyacak video bulamıyorlar. sürekli buzda kayıp düşen adam izletemeyeceklerinden zamanla bu kenarda kalmış ilk tercih olmaması gereken şeyleri koymaya başladılar. bu dizi reytinglerini arttırmak için karakter öldürmeye benziyor. ilgiyi çekmek haricinde başka çıkış noktası mevcut değil zaten.

videolar sonuç olarak hastalıklı değil ancak giderek sapıklaşan zihniyet onlardan çıkar sağlamak için videolara neyi nasıl koyacağını kasan insanların zihniyeti. sonuçta ortaçağa dönmüyoruz ama bizim çağa gelmeyi reddeden bir kitle mevcut, evet.

tamam da o videoların çoğunda düşen insanlar da kendilerine gülüyorlar düştükten sonra. ayrıca çoğu insan bilinçli bir şekilde yaptığı için söz konusu hareketi, sonuçları o kadar acı verici olmuyor. mesela bisikletle tümsekten atlayan birisi küçük olmayan bir olasıkla yere düşebileceğini biliyor ve düşüyor. bu tür şeylere gülmek bizi psikopat yapmaz. siz işi biraz dramatize etmişsiniz.

ayrıca willii'nin dediği gibi youtube partnership olayı var. para kazanmak için bu kadar çok fail compliation var.

freud bunu 1900'lerin başında söylemiş.
insanın doğasında başka birinin acı çekmesinden zevk almak var.

şahsen insanların ciddi zarar gördüğü belli olan görüntülere gülemiyorum ben. hani böyle rezil olma tarzı şeyler komik, ne bileyim suya düşmeler falan komik ama bazıları dediğin gibi cidden zarar görmüş gibi görünüyor ve onlara zerre kadar gülemiyorum. temelinde insanların acı çekmesinden zevk almaktan çok rezil olmalarına ve salaklıklarına gülmenin olduğunu düşünüyorum.

satan adam da yatayda kullanmış. alışılır ama evet ufak.

bende 5 inç ekranı bir ereader var sorun olmuyor ekran. aşağı yukarı bir kitap sayfası boyutu işte.

Her operatorde var, paket halinde aliyorsunuz sonra yolladiginizda ekranda numara yerine sizin istediginiz bir isim yaziyor. Istanbul Emniyeti kullaniyordu sanirim bolca bunu.

www.pusulateknoloji.com.tr (firmayla bi alakam yok, Google aramalarinda denk geldi diye paylastim)

yok yani demek istediğim, gizli numaradan arama yapmak gibi, gizli numaradan mesaj atabilir miyiz? mesaj gittiğinde bilinmeyen numara yazacak başlığında?

crownun dediği haricinde başına sayı yazıp ya da ayarları değiştirip öyle gizli mesaj atmak yok. operatörle anlaşmalara bağlı olarak numara yerine isim hakkı satın alınabiliyor onun haricinde de başka uygulama görmedim duymadım

Eskiden (7 yıl kadar önce) yapabiliyorduk bunu. Arkadaşım beni keklemişti. Bir araştırman lazım.

saat güzelde normal fiyati nedir?

Cok hos

bayağı kötü.

ben takmam ama çok güzel saat. harika

saat süper

saat güzel ama kayıştan endişem var. eğer metal kıstırmalı değil cırt cırt gibiyse o kayış suda falan açılabiliyor haberiniz olsun. ha buna da başka kayış takılmaz o da başka bir gerçek

julesvernenin kaptan hatterasın maceraları ve ada ilginç gelecektir o adam cevher

hmm, kıyısından köşesinden ilgilidir bunlar, yani konu denizin, deniz yolculuğunun üzerine geçmez ama önereyim (bilme ihtimalin de çok yüksek zaten)

beyaz kale
martin eden
ve bir ada hikayesi serisi.

Jules verne deniz kurdu da cok guzel

adı ustunde : Denizler altında 20 bin fersah

zinciri falan yağla, frenleri kontrol et. bir sorun olacağını zannetmiyorum.

zincire yağ sürmen önemli. ama bence mümkünse önce bi temizle zinciri. sonra yağla. wd40 veya balata temizleyici spreyler işe yarıyor.

eğilme olacağını sanmıyorum.
lastiklerde az da olsa hava varsa sorun yok zamanla inmesi doğal ama eğer lastikler inik ve ayakta duvara dayalı beklediyse jantın iç lastik yuvası zamanla iç lastiği keser. ıslak kaldığı dönem olduysa çürüme yapmıştır. iç lastiği şişirip kauçuğunda yırtılma ezilme var mı bakmak gerekir.
paslanma olmadığını var sayıyorum. varsa işin uzun.
hardcore kullanımlarda zincir gevşemiş olabilir. zincir check edilmeli, temizlenip yağlanmalı.
vites ve frenleri gevşeme yapabilir, kontrol edip yağlayın.
bir de dişlileri yağlayın.


bisikletten bisiklete fark var. örneğin bisan bisikleti 3 yıl ellemeden bırakıp alıp tapa bayır direkt sürmüşlüğüm var ama bianchilerin ucuz modelleri bir yıl içerisinde en az iki defa elden geçmeye ihtiyaç duyuyor. şuan topladığım bisikletim 7 senedir ne jantı ne de başka şeyine bakıldı. taş gibi ve çok ağır şartlarda kullanılıyor.

eğer akordu bozulmuş falan diyen hassas biri değilseniz kısa mesafe sürün tekerleri şişirince. ses yoksa yüksek hızlarda dahi sorun yoktur kısaca.

mail üzerinden katalog dönüyordu bir ara onun haricinde vatan ya da gold ya da teknosa gibi ürün indexi mevcut değil internette.

en fazla kaloğuna bakarsın ürünler için mağzaya gitmen gerekli.

kataloğa da ebrosur.com dan bakabilirsin. onun dışında internette fiyat yok.

şarj girişi anladığım kadarıyla.

500-600 lira 4s için çok çok az bir fiyat. başka yamuğu olmasın?

100-200 liralık arıza masrafı olan iphone 4'ler bile o paraya satılmıyor. elden alıp iphonedan anlayan düzgün bir telefoncuya göstermeden böyle ucuz ikinci ellerden kaçının. bence riske girilmez.

sarj almadı derken dock bozuk demek değil de sanırım batterycellin bağlantısından bahsediyor olabilir. satıcıya mesaj atıp bişey uydurun. diyin ki cafe işletiyorum dock üzerinde duracağından sarj almaması umrumda değil. dock girişi sağlam mı? docka takılıyken çalışıyor mu?

eğer dockta sorun yoksa içerde sarjdadır sorun. yanınızda du ufak ios cihaları için bataryalar var. olmadı adaptörle gidip elden bakarsanız içiniz rahat olur.

ancak fiyat bayağı düşük. yedek parça niyetine satanlar dahi daha yüksek tutuyor.

ikinci not olarak nasıl bir satıcı ben onu da anlamadım. 750ye başka model bırakıyor:
"merhaba arkadaslar cihazım normal çalışıyordu 1ay once aldım telefonumda guvenlık kılıtı vardı açarken doğru girdiğim halde yanlış dedi ve telefon kendini kilitleyip itunes'e bağlanmamı soyledı bende oradan cihaz güncellemesi bölümüne geldim ve cihazın son yazılımının güncel olduğunu belirtti (cihaz yurt dışından gelme geveyli)bende zaten son yazılım atılmış diyerek tekrar attım ve cihaz simlock'a düştü uğraşmak istemiyorum alıp yaptırın hayrını görün...."

para derdi pek mevcut olamayan bir öğrenci olabilir naz gsm. bir de kareli defter üzerinde ürün fotoğraflamış. ancak 3. ve son ilanı www.sahibinden.com

yedek parça üzerine. eğer aynı kişiye aitse bu, parçanın değerini de ederini de bilip ona göre fiyatlamış olmalı.

risk ufak değil yani.

www.eksisozluk.com

@mavijojobatanecigi birçok ülkede yasaklı demişsin de, wikipedia linki öyle demiyor eheh. abd, ingiltere, almanya cart curt falan hepsinde legal. birkaçtenesinde de nikotinli sıvılar yasak diye okudum ben tamamını incelemedim.

nikotinli sıvı demişken, bu şey sigara bağımlılığını engellemiyor, ona alternatif. ama kullananlar genelde aşamalı olarak nikotin oranını düşürüp, en sonunda tamamen nikotinsiz şeye geçtiklerini söylüyorlar. bi de ne olursa olsun, hem ekonomik hem sağlık açısından içilen normal sigaradan bin kat daha iyidir. daha geçen gün sigaralarımızı yakmış aynı meseleyi konuşurken, bi arkadaş elinde sigarayla "yeaa o sağlığa zararlıymış" dedi, siklemedik.

amacım sigarayı tamamen bırakmak değil (bırakırsam daha iyi olur tabi); sigara isteğimi sigaradan daha az zararlı bir şeyle tatmin etmek. İçinde sigaranın bağımlılık yapan maddesi olan nikotin bulunuyor, kalan zararlı yüzlerce maddeyi boşuna almamış olacağım. en azından şu aşamada öyle olacağını düşünüyorum. kullanan kimse yok mu?

kuru temizlemeye götürün fazla zorlamadan, daha kalıcı hale gelebilir zorladıkça

eğer rengi mavi - königsblau ise:

www.google.com.tr

tintenlöscher denen bir zımbırtı var, saydam renkli, kalem olarak da satılıyor, biraz leş kokuyor ancak ucuz 5 lira kadar bişey kalemi. o kalemle geçerseniz direkt boyanmış kısım saydam hale geliyor. zamanla yıkansa da saydam kalıyor.

ellerime bulaşanları kıyafetlere bulaşanları sürekli böyle siliyorum. kağıt üzerinde hata yapınca da bunla siliyorum.

süper icat valla.

edit:valla bir kere kabalcıda bir kere de eminönünde rastladım. bulması zor. almanyadan 15 kalemlisi bir euroya alınabiliyor da burda biraz pahalı

tenis

Fikri mulkiyet

gastronomi,müzik,içme

valla uzmanlık çok iddialı bi kelime ama mutfak bilgim iyidir. misal yeni bir tarif oluşturacaksam neyi neyle kullanmam gerektiğini az çok bilirim.

lunapark makinaları

birçok şeye yeteneğim var ama hiçbirinde uzman değilim. mesela sesim güzel ama bence tam güzel değil. resim çizerim iyi çizer değilim. voleybolcuyum, çok iyi oyuncu değilim, tiyatro yapıyorum, iyi oyuncu değilim vs.vs.

procrastination alanında uzman ötesiyim

Yazmayan arkadaşlar ben pek bir şeyden anlamam mı diyor yani? İnanmıyorum:)

Rock müzik,basketbol,tenis,İngilizce,Amerikan sineması ve edebiyatı.Yalan yok...

seks :D

Bu memlekette herkes 2 gram anladigi her seye uzman kesildiginden soru bu sekilde sorulmus sanirim. Bu cumleyi kurabiliyorsan bence ortaya koyabilecegin saglam seyler olmasi gerekiyor. Ben de şahsen satrançtan anlarim, ama bir grandmaster olmadigim icin uzmanim diyemiyorum.

@ sAINT. O kadar ciddiye almana gerek yoktu zaten soruyu be güzel kardeşim:) Benim gözümde sen bir satranç ustasısın bundan sonra..Kendini küçümseme hayat güzel..

işsiz yaşamakta ustayım. benim yerimde başkası olsa parkta yatıyordu, hala köpeğimle başımızı sokacak bir odamız var.+internet ve tüplü tv. e yeter.

sınıfı bilmem ama ikisine de dahil.

nerede yaşıyorsun?

eğer yakınlarında bu tip şeyleri satan hobby marketleri varsa git onlarla konuş.
biz öyle yapmıştık. gidip adamın kafasına çöküp saatlerce konuşuyorduk. eğer gerçekten iyi öğrenmek istiyorsan simulatör al. programı yüklüyorsun. kumanda ucun usb. takıyorsun. orda pratik yaparak baya bi öğreniyorsun. böylece daha az uçak parçalarsın.

sen git bul konuş.

@fakir ama... +1

bir de tipi güzel diye f14 faan almayın. cessna iyidir, piper iyidir, planör veya başlangıç modellerinde genelde kanat seviyesinin altında motor bulunur. o tipler ani hataları daha kolay kaldırır. ancak akrobasi uçakları spitfiremış, edge 330smiş bir hatanızda direkt yön değiştirdiklerinden öğrenmek için iyi bir seviye değil. çok kanallı çok devasa bir şey değil normal ortalama fiyatlara bakın. bir de arkadan motorlu planör modelleri vardır bir de jet motorlu modeller vardır ikisi de başlangıç seviyesinin uzak durması gereken uçaklar.

ps:model almadım, modellerin solid çizimlerini özalitçilerde bastırıp kendim yaptım. kullanan arkadaşlarım da oldu diğer modelleri. kimisini denedim kimisini izledim genel fikrim bu.

arka planda çalışan sinsi uygulamalara bakılabilir. eğer ekran kartı üst seviyede çalışıyorsa laptopun güç ayarlarından performans modu yerine güç tasarrufu modu seçilebilir. ayrıca ekran parlaklığı azaltılabilir. bluetooth falan kullanılmıyorsa kapatılabilir.

bütün bunlar dışında bataryanın ömründen de gitmiş bir şeyler olabilir. hani pek yapılacak bir şey olmayadabilir, onu demek istedim.

bilgisayarı alalı ne kadar oldu?
Bataryaların süresi zamanla ve kullanımla azalır. Hatta gün gelir en fazla 1 dakikalık bir şarjı depolar batarya...

@ready2strike ben ilk aldığımda güç seçeneklerini değiştirmiştim şimdi hatırlıyorum. en makul ayarlar hangisi yazabilir misiniz? ben o ayarları yaptığımda bilgisayarın kendini bekleme moduna almasından hoşlanmıyordum şimdi de öyle bir şey olmasını istemem. aynı şekilde parlak ekranı da severim. fakat bunlar çok fazla şarj yiyorsa gitmesin tabii.

@enkolaykullanıcıadı 2011de almıştım.

güncel driverları kullanın çift ekran kartlı modeller ise anakarta bağlı olanı asıl seçili bırakın.

bir de şarjı çıkartılabiliyor mu bütünleşik mi?
çıkartılabiliyorsa diğer bahsettiğiniz bilgisayarla değiştirin öyle deneyim.

bataryanız yarılanınca fişe takmayın tamamen tüketip sonra tamamen dolana kadar trickle charge denen şekilde sarj edin, batarya ömrünü uzatan hareketler bunlar.

modelin internet reviewlerini araştırın ve standart batarya ömrünü bulun. arkadaşınızınki 9-cell ancak sizinki 6-cell battery taşıyor olabilir. farkedilmemiş olabilir bu detay. çünkü 2 saat kimi bilgisayarların max sunduğu süre.

doğru anladığımdan emin değilim ama deneyelim.

dinamik bir kamp mı. sabit yerde kalmayacaksanız malzemenin ağırlığına dikkat edilir, teflonmuş ıvır zıvırmış olmasada olur, eğer ocak kullanmayacak ve ateş yakacaksanız kontrolsüz olur, ne yaparsanız yapın dibi tutacaktır kazırken metal tel kullanabilmek için teflondan vs kaçının. ancak alacağınız tavada teflon olmasından ziyan yok ama tencereler özellikle derinlerde buna dikkat edilebilir. köşeli değil de kenarları kavrımlı tencere bulursanız ideal olur. hani şu karıştırma çırpma kapları var ya köşesiz dipleri ile yan duvarlar kıvrılarak köşe yapmıyor ya hani. yanma tutma engeller. saplar metal olsun ama plastik kaplamalı olmasın, ateş bu kontrolden çıkıyor, biz büyük kullandığımızdan tencereleri yukarda telleri tutamacı olanları bulup ateşin üstüne karabinayla asıyorduk. tutma sapı olsun eğer 5 litreden büyükse. altı falan kesin is olacak kılıfmış poşetmiş bişey bulun her yere bulaşmasın. kapak mühim kapak olsun, ateşte asla ve asla düdüklü kullanmayın.

yok ben azcık yerim diyorsanız kişisel tencere setleri var 40 ile 200 lira arası mantıklıdır. yok o kadarına gerek yok derseniz kaynar suda ısıtılınca olan yemeklerden alır konserve ısıtır vs için bir kap alırsınız atılacak o da yeter. hatta kimi dye yemeğe hazır yemeklerde ısıtıcı torba var onu kırıp bekliyorsunuz. o da iş görür kısa süreli çözüm olarak.

kaç gün, ne amaçla, ne kadar büyük falan demediğinizden genel yardımım bu kadar.

ihtimal bir:hafıza dolmuş uyarı vermeyebiliyor

ihtimal iki:mesaj kayıt yerinde sorun var, ayarlardan düzeltin

ihtimal üç:mini sd falan yerinden çıkmış olabilir. kayıt yeri orası gözüküyor olabilir.

ihtimal dört:sorun arkadaşınızdadır. onun telefonu geç gönderiyor olabilir. (samsung chat 335 kullanıyorum ve bir haftadır mesajlarım iki üç saat gecikmeli gidiyor)

ihtimal beş:türkcell sizden nefret ediyor. müşteri hizmetlerini arayın.

ihtimal altı: telefonunuz bozulmuş olabilir. yazılımsal hata olabilir. fabrika ayarlarına geri yüklemek kimi zaman çözüm olabiliyor.

ihtimal altı:daha önce mesaj kutunuz doldu vs diye (iki yıl önceki ben) mesaj alamıyorsanız ve bu süre bir haftayı geçti ise (yine ben) birikmiş gönderilemeyen mesajlarınız sırada bekleyen diğer mesajların varlığından dolayı gönderilmiyor ancak önceki mesajlara da ulaşılamadığından öyle dımdızlak kalıyorsunuz. (yine ben...)

ihtimal yedi:gördüğünüz üzere birsürü neden olabileceği için mümkün olduğunca daha çok detay (tel model vs ye yönelik duyurularla) sorularınızı yenileyin. ve gerekirse tamirciye vs götürün gönderin. uzaktan iletişim yetersiz kalacaktır muhtemelen...

Paranın karşılığını almak istiyorsan Apple dışında bir tercihin olmasın.

"izlemek" derken neyi kastediyosun? nerden izleyeceksin? flash player yok bu aletlerde ve dışardan yüklediğin flash player'lı browser'lar da pek randımanlı çalışmıyor hani.

ayrıca tablet ekranında kitap okumak pek uygun değil, bunun için e-ink'li cihazlar var gözü yormayan, çok daha uzun pil ömürlü vesaire. bence bu iki işlem için de tablet uygun değil.

Tekele karşıyım ama apple tabletimin bi kere donduğunu, arka planda kullanılmayan uygulama çalıştırdığını, bunları kapamak için bi sürü uygulama indirdiğimi, takıldığını görmedim. Ama kullandığım iki android tel yeterince bıktırdı.

arkadaşların da dediği gibi,

bu tarz ekranlarda uzun süreli yazı okuyamazdın.

youtube takılacaksan app çok güzel de diğer sitelerde flash player epey sıkıntılı. ek program yüklüyon tıklıyon ediyon filan..

ama diğer herşey muazzsam. maillere bakma internette dolaşma video izleme vs vs vs..

nexus 7 kullanıyorum , çok da memnunum. kardeşimin ipadi var sevmedim , sevemiyorum..

sırf kitapsa hepsini kenara koyun ve einkli modellere bakın. ben de 10 saatin ikisi hariç kitap okuyan biri olarak aşırı göz yoruyor diyebilirim.

e ink ekranlılara yöneleceksenizde iki temel kriteriniz olmalı. siz de yazı yazacak mısınız? ve hafızası yetecek mi?

wd'lerden biri olur.

en üstteki %25 indirimliymiş güya ama burada çok daha ucuz.
www.hepsiburada.com

WD Elements'in 500gb'liğini kullanıyorum. Memnunum.

ihtiyacına en uygun WD
ilk linkteki ile ikincisi arasında (benim bildiğim) tek fark parola koruması.
dosyalarını gizlemek istiyorsan ikincisini seç, kimse kurcalayamaz. öyle bir derdin yoksa ilk seçenek de uygun.

çok taşımadan kullanacaksan 3,5" olanlardan da bakabilirsin mesela, senin kullanım şekline göre belirlemen lazım. bende 3,5" MyBook var iki adet 2+3TB

ama markası WD olsun.

sürekli taşımayacak sapdan sola atmayacaksan wd olanlara bak. ilkinden iki tane var bende çok kısık bir sesi var kulağı dayarsan, tek sorunu ara kablosu 20 cm kadar yani devasa değil. usb uzatması kullanıyorum. bir de diske giren kısmı özel uçlu öyle sağda solda bulma sansınız pek yok kaybetmeyin, ışık kısmı falan önemli değil zaten.
23-27 derece arası seyrediyor sıcaklığı hd essential programına göre. şu anda da takılıymış zaten. ısınma gibi bir sorunu da yok yazarken. hızı da yeterli bana ama sizi bilemem.

bir incelemesi eski ama olsun. forum.donanimhaber.com

kablo boyu ordan da belli. yani laptop kullananlar yanında taşıyanlara falan yönelik diye şey etmemişler heralde sorun da yok aslında.

son olarak: ucuza alıyorsunuz daha da ucuzu vardır bakın. çok değişken fiyat. dartyden yeni yıl başında 150ye mi daha mı ucuzdu almıştım, ancak ambalajında ezilme vs olabiliyor biraz hoyrat olabiliyor. illa yenisini isteyin

evet 1 tane önemli spoiler var harry potter ile ilgili.

@king lizard
@wast
teşekkürler,
iyi madem, atlayacağız bu bölümü:/

harry potter spoilerları çok ciddi, dava etsen edilir yani o derece.
walking dead de verilen spoiler da ciddi gibi ama en azından hangi sezon hangi bölüm olduğunu falan söylemiyorlar.

ya ciddi spoiler denmiş ama spoilerlardan aşırı rahatsız olup ron kızılmış dendiğinde okuma hevesiniz kaçacak bir tipseniz izlemeyin derim. ama aynı spoilerlar kitabın yayınlanmasından önce jk rowling tarafından bir röportajda değinildi. hatta şöyleydi:

spoilerımsı alert

"süpriz birileri ölecek evet. iddialar doğru"

spoilerımsı alert

birde aynı spoiler türkçeye çevrildikten sonra tanıtım yazılarında dahi kullanıldı. o zamanlar lanet etmiştim öğrendim diye ama kitabı bıraktıran spoilerlar değil. takılmayın.

walking deadle alakalı spoilerı duyunca da inanın sevineceksiniz üzülmek yerine. o da sorun değil.

windows kullanıyosan windows'un hesap makinesinden sağlamasını yap. ya da online hesap makineleri var, onlara da bakabilirsin.

böyle bi ihtimal var mı ya cidden?

radyana çeviriliyor bazen makine, tekrar dereceye alın, bazen ondan dolayı farklı sonuç verir, üst sağ tarafta ayar için düğmesi olacak.

hesap makinesinin yanlış hesap yapması teorik olarak da pratik olarak da mümkün değildir. bir yanlış varsa radyan-grad-derece geçişinden kaynaklanıyor olma ihtimali var yukarıdaki arkadaşın dediği gibi.

Hesap makinesi sonuçta binary sistemde değer saklayan (interger, float, double etc.) cihazlar olduğundan rasyonel sayılar haricinde yaklaşık değer hesaplar. Yani her zaman ufak bir hata payı vardır. Örneğin:

asin(acos(atan(tan(cos(sin(29)))))) işleminin 29 vermesi lazım. Benceki fx-82MS 28.99999928 buluyor.

çok komikmiş yazar kardeş. adam gibi parantezli yapın işlemleri niye yanlış yapsın alet. bütden falan kalındı galiba ne yapacağını şaşırmışsın. hayır bide katlı integral falanla uğraşsan napacab acaba :)

casio 991es kullanıyorum. ayarlarda son 8 basamağa yuvarlamak ya da dorekt tam sayıya yuvarlamak arasında seçenekler var. yani çok küsüratlı çıktıysa nereye nasıl yuvarlasın ayarlayabiliyorsunuz. yanlış ayarda olup 5 adım sonra sonucu çarptırıyor olabilir.

piye basın oran değil sayı isteyin yeterince küsüratlıysa bir ihtimali elemiş olursunuz.

hesap makinesine tanrıdan daha çok inanan bir kişi olarak şok yaşıyorum şu anda

ona ayiracak vakti baska sekilde degerlendirmek istiyorum diyebilirsin. konsept olarak sacma buluyorum dersin, sosyal olmak icin facebook a ihtiyac duymuyorum dersin, dersin de dersin

karşınızdaki ciddi bir insansa ;
-çok vakit harcıyor
-ilişkileri samimi bulmuyorum
-yüz yüze görüşmeyi tercih ediyorum
-dediğim ve yaptıklarımın kayıt altında olmasını istemiyorum
-mail üzerinden zaten ulaşılabilinir durumdayım.

samimi biri değilse;
-facebook down yeni trend ... sitesi. yoksa siz onu kullanmıyor musunuz? tüm ünlüler orda takılıyor gece gündüz akıyoruz.
-geçen bir arkadaşım müzik videosu paylaştığından/paylaştığı resimden 13.000 tl para cezası ile davalık olmuş. ondan ben de kaçınıyorum
-facebook açıkken bilgisayardaki her işlemin kaydı tutuluyormuş. ekran görüntüsünden tut banka hesaplarındaki kredi extrelerine kadar her şeyinizi amerika hesabına veriyorsunuz.
-facebook dine aykırı, geçen alaklı fetva verildi bilmiyor musunuz. cehennemde yanarsınız valla.
-bunlar hep sex.

bilimum türevleri. ancak ilk listeyi değil ikinci listeyi seçecekseniz ana bırakın daha çok eğlencesi oluyor. otobüste arkadaşınız ve onun bir arkadaşı kızla gidiyorken muhabbet sırasında arkadaşınız iniyor ve siz seviyesiz bir muhabbet içerisinde kalıyorsanız güvenlik yazılımları uzmanıyım diye açılış yapıp facebook accountunun tüm detaylarını salak bir güvenle anlattırıp sonra da hesabı sildirtebiliyorsunuz.

ahh, ahh. İnsan deneyleri. yaratıcı olun.

Bu vicdan azabı-pişmanlık hissiyatını sınav öncelerinde ben de çok hissederdim. Olayı çözdüm ama. Şöyle söyleyeyim çalışamamanın verdiği rahatsızlık bir süre sonra o kadar büyüyor ki çalışmaya teşvik edecek nedenin kendisi haline geliyor ve mecburen çalışmaya başlıyorsun. Ama o durumda da önündeki zaman kısalmış oluyor çalışmaya ayırabileceğin ve böylece bir de stres üstüne binince verim alamıyorsun. O nedenle ben bu pişmanlığı taşıdıkça günlerden bir gün sike sike çalışmaya başlayacağım fikrini kabullen ve nasolsa çalışmaya başlayacaksam şimdiden başlayayım bari de önümde biraz vakit olsun fikrine kanalize etmeye çalış kendini.
Valla oluyor, ben yıllardır böyle çalışıyorum.

çok önemli bir sınavım var ancak çalışırsam panikleyeceğim diyorum. son bir haftam kaldı ve hayvan gibi bir tempoyla dahi yetişmemesinden endişelendiğimden sürekli kaçıyor, saat 1.01 ise ikide başlarım diye erteliyor öğlene doğru kalkıyor gün bitmiş diye çalışmıyor kitapları masada bırakıyorum ki çalışmışım gibi hissedeyim ama içim içimi yiyor.

anlıyorum anlamasına, hatta bir hafta sonra çok ağlayacağım ama çözüm bulamadım. yarın başlayacağım artık. başka zaman da kalmadı ki. lanet olsun.

çözüm motivasyon falan bulursan bana da haber ver lütfen.

var ama sanirim cozumu buldum. kendime terapi yaptim bi haftalik cipsimi cikolatami puskevitimi suyumu birami kirmizi battaniye sari yastigimi ve televizyonumu alip kendimle basbasa kaldim ve rahatladim ve bu gun calismaya basladim mutlu ve umutluyum..

güncelleme yapayım istedim, iki günüm kaldı daral geldi, kalkıp çalışmaya başladım zorlanarak. g.tü sıkışmakmış çözüm. umarım sizde aynısını yapmazsınız.

valla çok pis girecekler ama hadi bakalım...

millet aglanip duruyor dolandirildik diye sen oyunu merak ediyorum diyorsun.

dayz isimli arma 2 modu var belese. onu denemeni oneririm.

yok ben illa bunun calisip calismadigini gormek istiyorum dersen:
www.systemrequirementslab.com

doğru fakat arma 2 yi benim pc imkanı yok çalıştırmaz. bu oyunu çalıştırabilir ancak. yani benim için alternatif yok malesef.

beta döneminden edindiğim izlenim çok yetersizdi. oyunun işleyişi, yapılabileceklerin çok büyük haritada çok dağınık ve yetersiz kalması bir sürü bug.

ne kadar düzenlendi server kapasiteleri falan ne kadar arttırıldı bilmiyorum da 2012nin en kötü oyunu diye söz edilmesinin nedenleri var. gayet haklı nedenleri var.

DayZ her haliyle War Z'den daha iyi ama her iki oyunda da aşırı hileci yer alıyor. Ben hesabı verirdim ama çok kullandığım bir şifreyle hesap oluşturmuştum. Eğer yapımcıların keyfi gelirde hesap düzenleme gibi panel falan yaparlarsa şifreyi değiştirip veririm sana..

DayZ Standalone sürümünü bekleyin. Steam'de ön siparişe açılacak yakında...

Tüm bu kötü yorumların sebebine gelince;
-DayZ'in orjinal ve daha önce yapılmamış oyun fikrini çalıp üzerine konmaya kalktılar.
-Oyunculara çok şey vaat edip hiç bir şey vermediler.
-Oyun kaç aydan beri gelişmek bilmedi.
-Çok iddialı anti hile sistemleri bir türlü çalışmıyor.
-Role play unsurlarında ısrar edilmesine karşın hiç bir ayrıntı yok.
-Normalde az biraz tırsmak gerekirken zombi keserken arkadaş grubuyla gülüyoruz. Korku atmosferi yok...

Özel mesajını kontrol et hesap bilgilerini gönderdim...

o nasıl bir iğrençlik öyle?

valla benim nescafenin içine kırmızı şarap döken ve zrla içiren olmuştu berbatti. buda öle olur sanırım

mındar ne kelime günah olur.

günaha girme gece gece, bu gece şarap iç yarın bira iç. karıştırma.

illa karıştıracaksan şarapla gazozu karıştırıp, şardoz yapabilirsin.

iğrençlik miğrençlik dinleme böyle şeyleri. dinle şu tavsiyeyi ; öyle çok kaliteli olmayan 1.5 litrelik matara beyaz şarap al bi vodka bardağının %60ını şarapla doldur üzerine %20 gazoz %20 de bira koy. hem içimi güzeldir hem güzel kafa yapar. şiddetli tavsiyedir.

Terbiyesizliğin önde gideni olur arkadaşım.

üzerine bir saat öncesinin viskisi ve tekilası da karışıyor ve ondan öncesinde de çiğköfte yediyseniz mor kusabilirsiniz.

şarap mundar olur. tadı da anlamı da kalmaz.

tekila bomb deneyin. limon damlattığınız yarım litra biraya koca bardağın içinden yukarıdan tekilayı atın. köpürmeye başladığı an dikin ve fondipleyin.

şarap karıştırılmaz. beyaz ve kırmızıyı karıştırınca da kimisi ya kusuyor ya da fikri itici geliyor.

kaynak:bir arkadaşım, ben yapar mıyım öyle şey.

aşağıda güzel bi şarabım var açamıyorum dedin herkes bişeyler söyleyip açmana yardımcı oldu bu soruyu soracağını bilsek demezdik bişey,illa karıştırcam diyosan birayla gazoz karıştır ama şaraba dokunma:(

@bunumu demek istedin
yok hocam şu an sade şarabımı içiyorum. ben yıllar önce böyle karıştırıp içmiştim. tadını pek hatırlamıyorum ama sanki iyiydi. ama gecenin sonu kötü bitti. ortalığı fena batırmıştık. böyle bişey var mı oluyor mu diye merak ettim sadece. içkiler konusunda çok fazla bilgim yok. o yüzden sordum.

şaraba yazık etmeyin.

Yeter ki iste..

bıçakla tepesine küçük bi delik aç

bıçağı kapağın arasından sokup havasını al.

kapağını azıcık aralayıp hava almasını sağlayın. bunun için bir kaşığın ince sapından faydalanabilirsiniz. vakum etkisini yitirince rahatlıkla açılacaktır.

bir kaseye sıcak su koy,
kavanozu baş aşağı suyun içine koy, 5 dk içinde kolayca açacaksın. elini yakma.

yöntem bir: kavanoz sıvı ile doluysa ve metal kapaksa ocağa ters koyup azıcık ısıtıp genleşmesini sağlayarak açabilirsiniz.
+kolay açılabilir
-metal kapağın altındaki lastik yanabilir, fazla ısıtırsanız başka negatif yönleri olabilir.

yöntem iki:kapağı delersiniz.
+temiz yöntemdir.
-kapaktan olursunuz.

yöntem üç:kapağın kenarı ile azıcık bıçak ucuyla zorlar ve kavanozun tırtıklarıyla kapak arasına girmeye çalışırsınız.
+yapması kolay
-camın tırnaklarını kırma ihtimaliniz ve cam parçalarının karışma ihtimali korkutucu olabilir. asla zorlamayın

yöntem dört: kavanozu kırarsınız. çok uzun süre içinde katı şeylerin kaldığı yiyecek olmayan şeyler için denenebilir.
+kolay ve acısız ve zevkli kırması
-kendinizi yaralama ihtimali

Yöntem basit açamadığım kapak yok :) şöyle; bir elinle kavanozu tut diğer elinle kapağın orta yerine destekli vur dene olmadı tekrarla mutlaka açılacaktır açtım.Herhangi bir aletle kapağın kenarından hava aldırmak kapağı tekrar kullanılmaz hale getirir. Elleriniz kayıyorsa bulaşık eldiveniyle giymeden dahi sıkı tutabilirsiniz.

konserve acacagin varsa onun acacak gibi bir kismi oluyor, onunla cok rahat hava almasini saglayabilirsin. böylece bicaklarin ucu yamulmamis olur. simdiye acmissindir da bir dahakine aklinda bulunsun.

kişiden kişiye esneklik gösteriyor bir de. mesela ben içilmiş odada uyurum kaliteli uyku geçiremem, bir başka arkadaş hassastır bir hafta öncesinde içinde sigara içildiğini tülden gelen kokudan anlar uyuyamaz.

sürekli içiyorsanız üzerinize sinen kokudan farklı olmayabilir, alışık olduğunuzdan o kadar etkilenmezsiniz, genel olarak çok çok düşük pasif içici etkisi gösterir.

valla uyuyorum bir şey olmuyor hiç.

bana bi cacık olmazdı uyku kalitesi mevzuunda. kuzen dumanlanırken götümü döner mışıl, mışıl uyurdum.

faranjit garantili, %100 çalışıyor.

tabiki etkiler.kış günü. pencereler kapalı. o duman nerde. sürekli odada ve sen sigara içtikçe artan bir şeklde

Uyumadan önce yarım saat pencereyi aç havalandır soğuk olsa bile..

79.4. dağılın.

%78.6 ama bu oran sildiğim cevap sayıları sebebiyle bu kadar yüksek. kimseye tik atmayanlara uyuz olanlar kulübüne üyeyim ben.

biz cevap verdi mi tam veririz. %100.

%76,9
tp cevap sayısı :2040
cevap bu sayısı :1570

bu yüzdelikte verilen cevap sayısı da önemli. sayı yükseldikçe tiklenme miktarında azalma oluyor. zira tik nedir bilmeyen insanlar her daim var.

***hazır fırsatını bulmuşken maruzatımı dile getireyim. hani kendi duyurumuza kendimiz de cevap yazıyoruz ya, işte o da ortalamaya katılıyor. oysaki sorum yeteri kadar anlaşılmadıysa ve ben kendi duyuruma bir yanıtta bulunduysam bunun ortalamaya katılmaması gerekir.

bu cevapların hiçbiri "cevap bu" değil ki. Hatta sorunun cevabı yok ki.

bu duyuruyu cevaplayanın oranları otomatikman değişiyor. %62 diye sallayacağım o yüzden kendiminkini ama cevap doğru olacağından tikleyeceksiniz ve yanıtım yanlış olacak.

eğer tikli yanıtmış gibi %64 falan dersem, o zaman da yanlış olacak ve tiklemeyeceksiniz, cevap yanlış kalacak.

cevap vermiyorum ben ya.

bonus:70 iyidir candır da duyuru sayısı da önemli. sizin sayılara göre sizin oran başarılı bence.

%73

%76.3 şimdi fark ettim, bişi yapmadım ama fena değil göründü.

76,6 da niye level kasma peşindesiniz?
+ "t"iklemeyenler utansın.

82.7 ymiş çok takmıyorum açıkçası

(bkz: viva la bam) or (bkz: wild boyz)

evet böyle plaj gibi bir ortam oluyordu genelde. dokunmakalbime'nin dedikleri değil ama ben de hatırlayamadım adını.

dokunmakalbime nin dedikleri ayrı programlar dediklerimle alakası yok

Fist Of Zen geldi aklima ama?

fist of zen +1

i bet you will?

teracopy
dfx audio enhancer
ccleaner

any video convertor

şşş... kimse duymasın.

unlocker

total video converter

revo uninstaller
jk defrag

Deepfreeze
fine reader
dopdf

vlc media player, gom player.

ne işe yaradığını da yazsaydınız ya la!!

renamer
index your files - belirlediğin dizindeki dosyaları indexliyor.(harici diskin içinde ne var diye bakmak için açmam gerekmiyor.)
acronis true image
sumatrapdf

tabü kü de idman yani nam ı diğer internet download manager... müthiş bir pırogıram....

nitropdf pro - hayat kurtaran çok işlevsel bir pdf düzenleme-oluşturma vs.
jetaudio - eq ayarlarıyla beni benden almış bir music player.
revo uninstaller - basit ama işlevsel birçok toolun yanında program ekle kaldırın gelişmisi olarak nitelendirebiliriz.
soluto - ailede bilgisayar kullanamayan insanlara uzaktan erişim ve düzenleme imkanı.
the powder toy - manyak bir oyun lan.
splashtop - ipoddan masaüstü yönetimi. vnc gibi bişi.

billy : güzel bir mp3 player
keynote : 10 numara bir not tutma programı

AllMyNotes

Tek bir arayüzden tüm notlarınızı saklayıp organize edebildiğiniz güzel bir program. bunun dışında çok süper birçok özelliği var.

Bu arada www.vladonai.com adresinde "Trial expired" seçeneğini seçerseniz programın full sürümünü ücretsiz elde edebilirsiniz.

Avafind - aradığınız dosyayı bulmanızı sağlar
TimeLeft - zamanlayıcı, alarm, gerisayım vs..

sırf tabanını satıyorlardı biryerlerde görmüştüm ama bulduramadım. allah alla. öyle bir de siz arayıp bir bakın. sadece iç süngeri olarak kesip siz yerleştiriyordunuz gibi bişiydi

Metin marka tahin al, Afyon'undur ve aşırı kalitelidir. Ekşici piçler Koska, Seyidoğlu diye zırlar ama bunu bilmezler. Bağlarbaşı'nda Oray Market diye bir yerde rastladım aldım.

Pekmez konusunda ise bir tavsiyede bulunamayacağım, Tokatlı bir arkadaşım sağolsun yılda 1-2 kez getirir pekmez kendisine, bana da verir.

koska +1

pekmez konusunda koskadan iyisi vardır elbet ama tahin için fabrika satış mağazasına gidip gözünüsün önünde sıcak sıcak makineden çekmelerini isteyin. süper oluyor.

portableapps.comdan maxthon kullanıyorum usbye atıyor ancak genelde private kullanıyorum.

illa bilgisara atar mı diye endişelenecekseniz cccleanerın da portableı var. yok ben özellikle saklasın istiyorum diyorsanız chromeu hesabınızla açıp oturum özelliklerinden ayarlayıp bilgisayara kaydetmemesi (veya usb'ye) direkt üyeliğinizle eşzamanlamasını ayarlayın.

skypeı bilmiyorum.

sizi private browsing opsiyonlu bir browser + cccleaner paklar.

normalde atmaz ama bu özellik ayarlanabiliyor: portableapps.com

1-) Evet olabilirsin
2-) Bilmiyorum

1-kimi ülkelerde limit var diye biliyorum limit derken mal mülk edinmeniz sınırsız değil anlamında. maddi karşılığı sınırlandırılmış anlamında
2-avrupa vatandaşları için geçişlerde pasaporta gerek yok. ancak oturma iznine ihtiyaçları var mı uzun vadede emin değilim.

1- ab icinde tasinma genel olarak serbest, fakat 3 aydan fazla kalindigi icin oturma izni alinmasi gerekir, bunun icin de tasinanin maddi acidan kendine bakabileceginin ispatlanmasini isterler. is yada emeklilik gibi, ogrenci olunsa bile gelir ispati isterler. bu gelir tasinilan ülkenin asgari ucretinin ustu olmali. mutlaka saglik sigortasi yaptirilmasi gerekir. bir de orada is bulmak icin normalde oranin dilini konusman gerekir, yada bir artinin olmasi ki seni ise alsinlar. yani o kadar kolay degil bunu pratige dokmek.
2- pasaporta gerek yok.

@darknum
EHIC o kartin adi, daha dogrusu sigorta kartinin arka yüzü ehic. turist olarak hic sorun yok ama orada yasadiginda sadece ehic yeterli olmaz cunku herzaman herseyi karsilamaz, acil olmayan durumlari mesela dis hekimini yada kronik rahatsizliklari cebinden de ödemen gerekebilir, yada ülkendeki sigorta üstlenmek istemeyebilir burada gitseydin der hakli olarak. her ülkede saglik ücretleri ayni degil. kaza sonucu hastane, akut rahatsizlik gibi acil durumlari karsilar.

Aykırı, Ankara'daki bu şekilde davranan belediye kuruluşu aleyhine dava açıldı ve şu an yapamıyorlar bir şey. Ama İSPARK'a karşı böyle bir karar almak göt ister ve malesef o göt şu anda mahkemede yok.

aykırıdır ancak tek nokta bu da değildir.

bir arkadaşın park ettiği vev bir hafta kadar kullanmadığı arabasının bulunduğu yere bir anda ispark dikilmesi ve fatura kesilmesi, adamın habersiz olduğu süre için de ödeme yapması.

belirsiz direkler ile tam olarak belirtilmemiş bir alanda otopark sayılması. isparkın çekicilerle enteresan bir iletişimi.

daha da devam eder liste. nereye nasıl şikayet edilir,soucu ne olur bilmiyorum.

bir başka eğlenceli konu için fatih bölgesinde trafiğin belirli saatlere bölünmesi ve çok alakasız zaten kullanılmayan yerlere görevli kulubeleri ve hidrolik kukalar yerleştirmeleri incelenebilir.

dizimag

tamam dizimag iyi biliyorum ama görüntü kalitesi çok kötü

dizi sitelerinde çok fazla hd seçenek yok, varsa da bana denk gelmedi. yabancı diziler için en makulu torent, birçok dizinin hd versiyonunu bulmak mümkün.

izlemeye devam et, daha güzelleşecek dizi

güzel çünkü alla alla

insanları irdelemek ve gerilim sahneleri açısından başarılı. çizgi romanı daha da hoş gelecektir.

leş gibi bir dizi, derinliği yok. 2. sezon ortalarında artık dayanamayıp bıraktım.

yapımcıların iddiası zaten "anormal şartlar altındaki insan tepkilerini ve ilişkilerini irdelemek" olduğu için gizeme dair çok da bir şey beklenmemeli bu diziden.

abi çok yüzeyselmiş o zaman, onu da becerebildiklerini ben düşünmüyorum. özellikle de diğer amc dizileriyle karşılaştırıldığında

2. sezonu da yarıladık bitirelim madem, ama hayal kırıklığı oldu bende

zombileri seviyorum, o yüzden.

u can't touch this

aynen. bom bom pow vardı bi ara black eyed peas'da. bu tip şarkıları arıyorum.

(bkz: outro lex) :(

Lorna - Papi chulo
www.youtube.com

(bkz: chacarron macarron)

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

tam olarak aradığın şeyi bilemediğimden aradıklarına en yakınları tekrar söyle o listeye o gruba çalışayım.

asereje ve macarena vardı. sözlerini hala bilmiyorum.

upuzun bir liste geliyor arada suggestionlara daldım kusruma bakmayın yıldızlılar özellikle bakın dediklerim

bunu da duymayan kalmadı sanırım:
www.youtube.com
*********www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
*******www.youtube.com
www.youtube.com
*******www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
*******www.youtube.com


devamına bakıyorum onlar da yolda bi beş dakika bekleyiverin siz bunlara bakarken atarım ben

******www.youtube.com
www.youtube.com
******www.youtube.com
******www.youtube.com
******www.youtube.com
******www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

kesha tiktok bad romance u bu diye gider. asıl liste bilgisayarımda da o da tamirde. bu kadarı az da olsa iş görür gibi

şunu da ekleyiverin

who let the dogs out
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

******www.youtube.com
www.youtube.com
******www.youtube.com
******www.youtube.com

shakiranın var bir iki tane daha herkesin bildiği ama hatırlayamadım şimdi.

bi ara yıkıp atmıştı ortalığı:

www.youtube.com

11 günde 13 ülke 17 şehir...

11 günde bu kadar yerden sadece geçilir. gezme falan olmaz. sınırlarından girilip çıkılır heralde.

l ikta'ya katılıyorum. gitmedim ama bu şekildeki turlar çok verimsiz oluyordur. aynı gün içinde belki 2 ülke, 3 şehir. düşünsene bi? hiç bi şey anlamadan doğru düzgün bi şey görmeden geleceksin, lafta gezdin işte. öyle yapmaktansa 1-2 tane ülkeyi adamakıllı gezmek, görmek daha faydalı bence.

gittiğiniz yerlerde check in yapın bari nereye gittiğinizi ordan hatırlarsınız.

üstteki yorumlar haklı kısaca.

Sorun olmaz, kabine sokmaya calismayin kafi.

el bagaşına kesin olarak almazlarda normal bagajda bir şey diyeceklerini zannetmiyorum

lasere de kaleme de sorun çıkmaz. el bagajında da çıkmaz. kalemin aynısının geçmişliği var. laseri denemedim. bilemiycem