benim de akımdan geçti. istanbulda olsam bir tencere sarmayı sarıp, birer birer ağızlarına tepmek isterdim.
serinletmek için başlarını ıslatmak iyi fikir bu arada.

inci.sozlukspot.com

petibör ve su istemişler. şapka, güneş gözlüğü, bisküvi tarzı şeyleri götürün. kabul eden olursa verirsiniz.

@evrenos gazi -umarım ironidir?

arkadaşlar bence enerji içeceği götürün, hani şu futbolcuların devre arasında falan içtiklerinden.
çünkü bizim millet bazen bokunu çıkarabiliyor, petibör diyorsunuz yarın bi bakıyorsunuz taksim meydanında petibör standı var Ülker açmış gibi :)

yurtdisi derken? avrupadan getireceksen pek karli olmayacaktir. havaalaninda vergi iadesi alabilirsen %10 falan belki biraz daha karli hale gelir. telefonla ugrasma bence cunku pasaport kaydi olmayinca satilmasi cok kolay degil.
amerikadan geleceksen her turlu elektronik, ozellikle apple urunleri kar getirir.

konuşamıyorum resmen. yeniden deniyorum:

hong kongdan getirilen fotoğraf makinesi burda internetten alımlarda rastladığım en ucuz fiyatın 800 lira altındaydı. üstüne üstlük bolca hediyesi de vardı. teknosa gibi sitelere göre ise fiyat farkı 1500leri buluyordu. sen düşün farkı.

bir de istek yaptır onaylanınca getirt. yoksa elinde kalıyor bir sürü benzer arkadaş var. belirteyim.

her bankaya, hatta şubeye göre değişiyor, genelde geçirebildiklerine çakıyorlar. Ben bedelsiz almıştım, eşimden para istemişti garanti. Bir görüşün şube müdürüyle falan.

imza sirküleri noterden alınır.

kız arkadaşım aynı bankanın (garanti) 3 ayrı şubesinden 3 ayrı cevap almıştı.

1. veremiyoruz, oyle bir sey yok.
2. tabii ki (ucretsiz verdiler)
3. 50 tl lutfen.

aynı işlem için gidildi ama sirküler için değil döküm için sayfa başına 5 lira gibi bir şey alındı. iş bankası cağaloğlu şubesi

aynı işlem avcılar işbankasında yapıldı. para alınmadı.

İs bankasi beykent şubesi hesap dokumu sayfa basına 5.25 lira aldı benden :)

orospu çocukları 1 sayfa için 10 lira aldılar. 5 sayfa ya 50 lira verdim. ziraat bankası.

dağ bisikletleri ağırdır, tekerlekleri kalındır dolayısıyla daha yavaştır. şehir bisikletleri dağa bayıra gelmemeleri dışında dağ bisikletlerinden daha kullanışlıdır.

dışarıda gördüğünüz ilginç model de yol/yarış bisikletidir onlar en hafif ve hızlılarıdır ama tekerlekleri çok ince olduğundan engebeli asfalt, paralel mazgal gibi durumlarda sıkıntı yaşatabilirler.

arkadaşım, bisiklet almadan önce amacını yaz, ne tür süreceksin neler yapacaksın vs vs

ben salcano city sport kullanıyorum, aluminyum şase 27 jant ve ince tekerlekli olduğu buna karşın dağda bayırda ve yolda rahat kullanıldığı için tercih ettim.

trek yada specialized markalarını öneririm sana.

öncelikle anlaşalım daha hızlı bisiklet çok doğru bir tabir değil. daha hızlı sürücü vardır. ancak...

1-) dağ bisikletlerinde kadro daha kalındır bu nedenle daha hantal gelecektir. ancak paraya kıyarsanız çok dayanıklı kaynaksız ya da alüminyum kaynaklı hafif modeller bulabilirsiniz. bende bu tarz bir şey var, bisanın eski şehir bisikletimden daha hafif geliyor. taş gibi de sağlam.

dağ bisikletlerinde bol süspansiyon desteği mevcut taşlık yollarda olmazsa olmaz. selede de yay bulunanlar var, aksi durumda yumurtalıklar çok kötü yollarda eziliyor. ona göre diyeyim.

bir de extreme bisikletler akord bozulmasına zincir atmasına ve tekerlerin değiştirilmesine yönelik etkili çözümlerle satılır. iyidirler. candırlar. 400 liralık bir bisiklet var ancak parça ederi dahi 800ü aşıyor, nasıl denk getirdim inanmam. bence en güzeli budur.

2-)şehir bisikletleri daha hafiftir, lastiklerde daha incedir. eğer düz yol varsa iyi çözümdür ancak genelde daha ağır olurlar. taşlı yolda sürekli olarak akordları bozulur sıkıntı çıkartırlar.

sepet gibi aksesuar taşırlar ayrıca çamurlukları vs aşağı kadar uzar, sakin sakin binilebilir. arkaya yüklük /çanta asılmasına elverişlidir. ancak bu zamana kadar şehir bisikletlerim durduğu yerde paslandı, yıprandı öldü gitti. 4 senedir ellemediğim dağ bisikletim taş gibi. yazıklar olsun bisan salcano, bianchi, yazıklar olsun.

3-)o dediğiniz bisikletler hem pahalı hem de parça yönünden bulması zor. ha uygun bulurum falan derseniz tüy gibi bisikletler. hatta dolgu tekerlekleri de var patlamaz falan. ancak yağlamayı unutmamakta yarar var.

bir de bu bisikletlerde abanamıyorsunuz, yani ayağa kalkıp zorlayayım falan. süper bisiklet ama çok da deneyimim yok. ama dağ taş mıcırda ölüyorlar. bunu deneyimledim.

son olarak, her tip bisikletin hızlı ve hafif modelleri var. genele yayamazsınız. bu daha çok sizin bileceğiniz iş. düz yolda ağır bisikletle bir hızı tutturunca gitmesi kolay, dağda bayırda dağ bisikleti haricinde çok seçeneğiniz yok, otoyol varsa tyaşıyacak yük falan da yoksa üçüncüsü de olası.

marka vs önermiyorum. 400lüğk olanı kendim topladım. bilen birine toplatırsanız da mutlu olursunuz. parça parça incelendiğinde markalı birçok bisikleti sollayan deli bisikletler var.

bu arada o aşağı uzanan gidon uçlarına benzer şeyleri başka bisikletlere de takabiliyorsunuz. çok esprisi yok günlük kullanımda.

aseksüel yapılıyorsunuz. pipi değil toşpikler / yumurtalık&rahim komple alınıyor. hormonlar işlemiyor. dürtüler köreliyor. herhangi bir istek duyulmuyor.

hayvanlardakiler vasektomi tarzı değil diye biliyorum.

ancak sağlıklı bir ömür uzantısı için dişi kedilerin en azından bir doğum yapması gerek diyen de var, hayır ergenlik biter kızgınlık başlamadan alınmalı diyen de. o kısım muamma. her iki durumda da size kıl olmak için nedenleri var. dürtülerin kaybolduğu bir gerçek ancak kızgın başka bir türdeşle aynı ortamda bulunmadan sesini dahi duyarak huzursuzlaşabiliyor.

(azma değil ya da ne bileyim. huzursuz işte.)

söz konusu kedi degil, 9 yılını yalnız gecirdikten sonra yanına yılısık bir dişi konulmus kısırlastirilmis bir erkek muhabbet kusu ve su aralar psikolojisi mi diyeyim artik cok tutarsiz, cok keyifsiz tuhaf hareketleri var. yanına koyulan dişinin kısır olup olmadigini bilmiyoruz.

kısırlaştırma yöntemine göre değişir, tüpleri bağlayarak üremeyi engellersiniz hormonlar çalışır toptan yumurtalıkları rahmi alırsınız isteği köreltirsiniz

www.gamezhero.com

walla ben su anda halk tv izliyorum bir yandan da cnn international yeniden bize dönsün diye bekliyorum. çok heyecanlı, bırakamıyorum. www.geziparkicanli.com
weplaylive.tv

bu arada bazen örgü de örüyorum. evden bu kadar oluyor.

www.theuselessweb.com

iki gül sonra 9gag tickld falan bir yerden tutturur gereksiz dünyaları aralarsın.

etik edit: gülüp kendine gel bi sonra dasherın dediklerine geri dön, bir düşün bir sorgula bakalım naptın ne ettin şimdiye kadar? ne düşünüyorsun fikren zikren zihnen?

edit 2 : hazır karın ağrısı geçmişken pomodoraya birdaha bakalım tutmadıysa çare arayalım. gene olur gene yaşarsın aynı durumu çünkü

son olarak yanıt vermemişim: müzik dinliyorum

şuan sandalye sert oldugundan götüm ağrıyor. müzik dinleyip ekşide takılıyorum. compumasterden allah razı olsun.

twitch tv de en son 2009 gibi oynadığım wow u izlemeye başladım...
@willi
@dasher
aslında olayların içindeydim izmirde filan gidip katıldım biraz unutmak istiyorum bi kaç saatliğine :/

bide bilmiyorum pomodora mı etki etti zekam mı yardım etti şansım mı vardı ama en yuksek puanı aldım finaldeki çan bende wiillii :D

connected. arada internetten kanallar

aglıyorum be, başımı da duvara dayamışım öyle işte

oeeh cok acayip sikildim. www.onemorelevel.com diye bi site buldum duyuru sayesinde, cocuk gibi oyun oynayip duruyorum kac saattir. sikintidan 2.5 litre kola ictim, 1 saatte 12 tane sigara ictim.

piranha kötüydü en son. digix ve turunculu bir oblio kullandım sonuç:

sansa clip bulacan bir yerlerden ya da eski creativeler olacak birilerinden sana gelecek ya da paraya kıyıp ipod alıp kafa dinleyeceksin. sansa clip + amazonda var mı hala bilmem ama sesi güzeldi bayağı. ucuzdu da arttırılabilir hafıza. daha ne olsun la.

ha netten almazsan sıkıntı söyleyeyim not düşeyim.

hafızası arttırılıyo diye gidip de ne idüü belirsiz bişey alma.Ses kalitesi ve içinden çıkan kulaklık son derece sikimsonik oluyor.Ben sabit hafızalı 2gb philips gogear spark + schnizer mx370 kulaklık kullanıyorum 2-3 yıldır. Mont cebine tıkıştırmak kulaklığın ömrünü bitiriyor. Jack in dibinden temasssızlık başlıyor.Kaç GB doldurucan ki,ben benimkinin bi kere bile hafızasının full olduğunu görmedim.Arşiv bile yapsan bıkıyosun dinlemiyosun ki inan.Bi çok şarkıyı dinlemeden geçiyosun zaten.Bence asıl önemli olan radyolu olması.Benimkinde radyodan kayıt bile var.
Philips in hafıza kartı takılan bi modelini görmüştüm de ama galiba mp4 çalardı ekranı büyüktü.modelini fiyatını araştırmak lazım.

herkesin kullanımı/ihtiyacı farklıdır sanırım.ben tek tek şarkı değil bütün albüm olarak dinlemeyi seviyorum, yanımda en az 10 tane o anki moduma göre canım ne dinlemek isterse diye albüm olması lazım. shuffle zaten sözkonusu değil çünkü dediğim gibi sık sık yeni bir albümü bütün olarak atıyorum ve şarkı isimlerini de görmek istiyorum, o yüzden mümkün olduğunca geniş hafıza ve ekran benim için şart. o şekilde en sevdiğim şarkılardan oluşan bir best of listesi yapıp değiştirmem sözkonusu değil, bütünlük taşıyan albümleri bütün halde dinlemeyi seviyorum çünkü. 4-8 gblık 32gb a kadar falan destekleyen, ekranlı en ucuz alternatifin peşindeyim yani.

Okuduğun her şeyi unut.Bir çok mp3 player kullandım ama Creative Zen X-fi 2 gibisini görmedim.Elimdeki Creative'i satıp Ipod Touch 5 aldım ve memnun değilim.Creative,Ipod Touch 5'den epey üstün ses olarak,zaten içinde özel bir ses kartı var.

Şu linkte 150 TL'ye 16 GB Creative Zen X-fi 2 var,kesinkle al derim.

www.sahibinden.com

sandisk sansa clip zip.ebay dan 80 liraya 1 haftada istanbul a gelir.

normal silah ile aynı prensipte çalışıyor.merminin hızı/gaz bombasının hızı=gaz bombasının ağırlığı/merminin ağırlığı

edit:hesap ortalamadır..hacime göre rüzgarın gösterdiği direnç göz ardı edilmiştir

havadai hızını falan bilmem de, normal silah ile aynı prensipte çalışması diye bir şey yoktur en azından. ki aslında merminin ağırlığıın ve hızının mermiden mermiye göre değiştiğini hesaba katmazsak, en küçük mermi çaplarından biri olan 7.65 mm lik mermi bile 200-250 m/s hızla gider.

birebir aynı silah de3ğil ancak işlev ve formal yönden 1968den bu yana kullanılıyorsa standarda yakındır diyorum:

Muzzle velocity 250 ft/s (76 m/s)

(namludan çıkış hızı/ilk hız) saniyede 76 metre diyor.)

kaynak: en.wikipedia.org

not:olm lan bu grenade launcher derseniz şu kısım var:" In addition, the M203 can be used as a crowd control weapon when equipped with the M651 Tactical CS (tear gas) grenade. "

kaynak aynı.

afedersin ama bu saatte ayı gibi yemişsin :) soda falan iç, olmadı alkazeltser mi ne var çok alkol aldığında kullanılıyor hani, suya atıyorsun soda gibi oluyor, çok yiyince de işe yarıyormuş evde varsa onu dene.

@demet sırf ders çalışmaktan kaçmak için yemek yedim o.O soda denerim ogrenci evi bi o vardır zaten.

ps: 10 kilo eksigim var zayıf biriyim bide

ha bi de sıcak şeyleri doğrudan karnına falan koyma hiçbir zaman, böbrekleri pişirirsin :) alkazeltser içmiştim ben benzer durumda, öğrenci eviyse kesin vardır soda yoksa bile :)

alka seltzer +1

evil genuis 1 - pomodoro tekniği 0

ağrı dayanılmaz olursa kus rahatlarsın

@demet icimde pişmiş içorgan dusundumde bi daha düşünmem... :/

@willii çalışıyorum panpa arada :(

Bunu bende ariyorum iyi olmus actigin

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com

DEVAM PLS. TİKLER YARINA.

Yapılmışı var:
capulcular.bandcamp.com

lmgtfy.com

keten sarılır üstüne de bir çeşit macun/boya sürülür.
"Açılan dişler üzerine teflon veya keten sarılıp sülyan boya ile boyanmalıdır"

bu durumda alternatif olarakyün vs sarabilirsiniz de kalıcı çözüm değil. üzgünüm. benden bu kadar:

ha bu arada o dediğinize de teflon deniyor.

teşhis: procrastination

eksisozluk.com

tedavi: sabah ve öğlen bol molalı olmak spor ve uyku düzenli olmak kaydıyla:

eksisozluk.com

alternatif tıp:

to do list yapıp süreyi spontane tutarak ancak ufak (40 dk max) bölümlere ayırıp bitene kadar ara vermemek.

özet:o kıç iş bitmeden yerinden kalkmayacak. başka yolu yok.

bonus materyal: masa lambası ve sakin ortam iyi gider. müzik belki vaktin nasıl geçtiğini anlamanızı engeller iyi olur.

konsantre olamıyoruz güzel kardeşim
mesela
yarın entegrasyon sınavım var ki zaten hayatımın son 5 yılı AB ile geçtiği için üfürsem 70lik kağıt verebilitem var bunu da koy kenara hepi topu iki konu dahil etti istikrar ve büyüme paktı, lizbon süreci.
en fantastik ne sorabilir değil mi, biliyorumdur...


ama tabi bu benim gözümden manzara

2 konu dahil etmiş olabilirim ama o sınavda kalem oynatmamanızı sağlayabilirim biliyor musunuz diyerek dönemin kapanışını yapmış bir bölüm başkanından söz ediyoruz. acaba o ne düşünüyor şu an onun zihnini okumayı gerçekten isterdim.


az önce gardrop ihtiyacımın olduğuna karar verdim. ölçü aldım odama nasıl bir en boy gardrop sığar diye modellere bakıyorum.

@willii suan yatakta yarı cıplak, laptop kucagımda elimde sorular cok verimsiz bi şekilde 5 dk ders 10 dk mola şeklindeyim en son eski sevgilime biz niye ayrıldık diye mesaj attım... 50 gece başlıyorum 25 dk der 5 dk mola hadi bakalım.

@ceci benimde tek dusuk notum bu ders dusuk dediğim de geçiyorum ama ortalama işte... hazır yaptır panpa daha güzel oluyor

ct.fra.bz

bir birayı hızlıca içersen yarım saat içinde konsantre olup başlayabilirsin.

bakamayacağından eminsen bir daha hiç bir şekilde içeri alma(altın kural) ve evinin çevresinde yiyecek içecek bir şey verme. gel zaman git zaman alışır bir daha uğramaz zaten.

yok o kadar beklemeye gönlüm el vermez diyorsan tut ensesinden araba varsa araba yoksa yürüyerek 500 metre kadar uzakta bir yerlere bırak.

uzaklaştırmak çok sağlıklı değil aslında orada sizden önce kurulu bir düzeni olabilir. ancak evin kapısına kadar gelince yemeğini alıp dışarıda verin. eve almayın. girerse kızdığınızı gösterin. Ama şiddetle değil sesle. zamanla yemeği verdiğiniz yere alışır yine görürsünüz yiğidonuzu eve girmemeyi de öğrenir bu şekilde.

denendi, başarılı olundu ama kediden kediye fark olabilir.

eksisozluk.com

Fotosentezlerini etkilemesi için belil bir dalgaboyunda uv ışık yayması gerekiyor ki etkilesin. Bunun da sokak lambalarından çıkacağını sanmıyorum yine de emin değilim ama.

olumsuz etki şöyle:

çiçeklerin açılma kapanma sürelerini etkiliyor fotoperiyodizma.
büyüme faaliyetlerinde anomalilere rastlanabiliyor. ancak o kadar güçlü değiller sorun yok. UVye gerek yok geniş bir aralık komple etkilendikleri bir aralık. yeşilse sorun yok falan da değil sadece etkisi değişir.

uv ve kızılötesi gibi ışınların bitkiler üzerindeki etkisi diye bir doktora tezi var isveç'te yapılmıştı yanlış hatırlamıyorsam. içeriğini okumadım ben. bence geniş bilgi orada mevcuttur.

elbetteki etkiliyordur. çünkü tıpkı güneş ışığı gibi o da bir ışık. fakat bu etkinin ne, nasıl ve ne kadar olduğunu bilmiyorum. bence sokak lambalarından önce ağır metal birikimini düşünmeliyiz.

kütüphane gibi bunun da acilen beden bulması gerektiği düşüncesindeyim. ancak polis şiddetine dair milyon resmi asmanın kışkırtıcı olacağını söyleyenler çıkacaktır. bunları belirlemek ise kim tarafından nasıl yapılacaktır sorusu getiriyor aklıma. fikri sevdim onda sorun yok da uygulamada nasıl yapılmalı bilmiyorum

şiddet görüntülerinden ziyade eğlenceli anlara,dayanışma ruhunu yansıtan fotoğraflara yer vermeleri daha hoş olur bence

salt siddet yerine siddetin yasandigi anlarin fotograflari olabilir. bu acidan fotograf sanatcilarinin, gazetecilerin ve halkin ortak secim yapabilmesini arzuluyorum. sadece bir kurator ile degil de eylemin dogasina uygun bir serginin yerinde olacagi fikrindeyim.

misal: gaz atilirken insanlarin durumu, polisin adrenalini, tazyikli su sikildigindaki durum, evcil hayvanlar, dukkanlar, vs. bu tur fotograflarin siddeti resmetmesini isterim sahsen.

tişört basan her yerde yaptırabilirsiniz aslında

gezi parkı işgali

bir adet asetat alınır. (şart değil de üztüne çizmesi kolay diye saydam pvc tarzı bir şey mükemmel olur.) bilgisayardan occupygezi diye düzgün bir adet resim açılır asetat ekrana konur sonra da asetat çizilir. sonra bir adet neşter/kretuar/jilet/bıçak yardımıyla kesilir. düzgünce yapamıyorsanız da sorun yok. sonra siyah sprey alınır. 1 milyoncularda dahi kalitesizleri mevcut. sonra da asetatı tişörte koyarsınız spreylersiniz. bir başka alternatif ise bu kesilen iç kısımların siyah bir tişört üstüne konması ve bir sprey şişesine konmuş çamaşır suyu ile hafifçe spreylenmesi. geri kalan kısımlar açılır kalan kısımlarda ise üstüne ne koyduysanız kalır.

ilk yöntem kalityeli boya kullanmıyorsanız kalıcı değildir. 2. yöntemin dez avantajı ise yaptıktan sonra bir yıkamak gerekir ancak kalıcıdır. onun haricinde büyük özalitçiler fotokopiciler tişörte baskı yapabilir. ancak kısa vadede bulur musunuz bilemem. detay lazımsa mesaj kutusu yeşillendirmece.

ilk google aramamin sonucu:
discussions.nokia.com

(bkz: aramaya inanmak)

hafifçe yere düşür tekrar. ya da masanın üstünde dik tutup düşür masanın üzerine.

@izafi

yalniz sanirim bir yanlis anlasilma olmus. bu arkadasin telefonunu bir arkadasi dusurmemis. bir arkadasi, kendi telefonunu dusurmus. bu durumda "canin sagolsun" denmez ki?

@chronic evet galiba yanlış okumuşum.

ne kadar önemli olabilir bir telefon?

titreşim motoru gördünüz mü hiç bilmem ama ufak salak şeyler. çoğu da ayrı ünite gibidir devreye tutturulur (son telefonları görmedim ama muhtemelen onlarda da öyle. eski telleri atmadan bir kurcalıyorum da)

muhtemelen servis hemen halleder, temassızlık falansa.

Edit:de ayrı.

motora baglı ufacık kablolar var onlar gitmistir. pahalı bısey dııl zaten telefoncu hemen halleder. ufacık bı motor ucundada durmadan dönen basıt bısey

Nerdeki bi piercing?

Sol kaş

ucundaki topu cıkart sonra diğer ucundan cek cıkıyo. cıkmıyosa sorun var demektir.

topu çıkardıktan sonra çekip çıkarıyorsun. zaten basit bi edevat hani neresi kafanı karıştırdı anlayamadım.

never back down filminde punk saçlı herif mma dövüşten önce üzerine bant yapıştırıyordu. ha film tabi. o ayrı.

cd burner xp.

burnaware free

ikinci paragraf dil okulu değil kalacak yer ayarladınız mı sorusu. Diğerleri için emin olmadığından yorum yapmayayım.

abitur sınavı bizde avusturya ve alman liseselerinde oluyor. eğer girdiyseniz onları yazabilirsiniz. eğer yoksa boş bırakın bence bu kısımları.

ikinci dediğiniz kısım, kalacak bir yer için başvurdunuz mu diye soruyor.

fach kısmı için sanki daha detaylı bilgi gerekiyor hangi bölümün altında sormuşlar, sadece bu kelimeden ne sorduklarını anlamak zor. alacağınız dersleri de soruyor olabilir.

"art der abiturprüfung/hochschulzugangsberechtigung"

eksisozluk.com



"haben sie sich für einen wohnheimplatz beworben?"

-kalacak yer için başvuru yaptınız mı?


"fach/facher" - bunu erasmus danışmanı falan bilir böyle anlamadım.

"haben sie sich für einen wohnheimplatz beworben"

kısmında kafam karışmış (:

ama fach/facher kısmı kaldı...

en baştan başlıyorum.

"art der abiturprüfung/hochschulzugangsberechtigung":

istanbul erkek, alman lisesi ve avusturya lisesi mezunu değilsen, yani abitur veya matura belgen yoksa, burada kastedilen öss oluyor. sendeki form master için mi sadece yoksa genel yüksekokul başvuru formu mu? lisansı bitirdiysen öss'ye gerek kalmayabilir, üniversite belgelerini isterler sadece.

"haben sie sich für einen wohnheimplatz beworben?":

yurt başvurusu yaptın mı diye soruyorlar. başvuru yaparken bana yurt ayarlayın da diyebilirsin, o yüzden sormuşlar.

"fach/facher":

bölüm demek. ne yazacağını bilmiyorum, formu görmeden söylemek yanlış olur.

curvefever var mesela.

www.transformice.com var mesela

bir de aynı servera gelene kadar restart yaparsanız jelly jumper var.

tankatwar.com
miniclipten buddy olma
tm nationsda aynı listeye yüklenmece
hamachi kurup sonrasında little fighter oynama

liste uzar gider

ilk nereceğim şey alcohol52 ile iso oluşturmak netbookta da daemon toolsile açmak. korumalı ise dvd ripper tarzı bir program gerekebilir.

teşekkürler, daha kolay bir yolu var mı ? pek bir şey anlamadım da :)

çokkk teşekkür ederim.

bir hafta çok uzun süre. hiçbir şey olmasa bile aklınız takılır. bakıcak birilerini bulmaya çalışın.

tanıdığınız kedi sahibi kimse yok mu? anahtarınızı bırakın 2-3 günde bir gelip mamalarını sularını tazeleyip kum kabını temizlese yeter.hangi ilçede olduğunuzu da yazın belki 1 haftalığına kedileri eve almak isteyen yakınlarda oturan bir kedi sahibi çıkar.

tuvalet koku yapar bir noktadan sonra kullanmaktan kaçar evin içine pisleyebilir, birşeyleri devirip altında kalabilir, yem kokabilir sinek böcek yapabilir vs vs. iki günde bir olsa da arada uğrayacak bir tanıdığınız varsa çok daha iyi olur.

Hayatta kalamazlar. O kadar küçük hayvanlar bir de, mümkün değil. Su kabını bir devirseler mesela gitti.
Mümkün değil, mutlaka birine anahtar falan bırakın, gün aşırı gelip baksın. O durumda bile hayvanlar çok sıkılır ama.

alice'in dediği gibi biri arada kontrol etse iyi olur. mümkün değilse çok sayıda kaba su koyup bırakın ve birkaç kaba da mama koyun. kumu sorun olmaz bence, en mühimi su.

ben atasehirdeyim 1 haftaligina alabilirim ama geri vermek $artiyla. 1 hafta bakimiyla ilgilenebilirim.

evi kirletip dağıtmaları kedilerin değil sizin sorununuz :) kimseyi bulamazsanız bol miktarda farklı kaplara mama koyun. aynı şekilde su da koymalısınız bol bol, ama deviremeyecekleri bir şeylerin içine (eski bir tencere mesela). Ya da daha garantisi tüm bunlara ek olarak banyo musluğu gibi alçak bir musluğu hafifçe damlar şekilde bırakmak. gerekirse altına bir de kap koyun, o kaptan da içsinler, devirirlerse de musluktan yalayabilirler. kum kabı sayısını da artırın. evde leğen vs varsa ona da kum doldurun. tabii ki bunlar son çare. bakacak kimse bulamazsanız bu şekilde idare etmeye çalışın.

Hiç su içmezse 1 haftada ölür diye biliyorum. Yani 6 gün içinde müdehale etmek gerekir diyebiliriz.

ölecek suruma ne kadar sürede geleceği kişinin metabolizmasına bağlı, ama 6-10 arasında susuzluktan insan ölebilir. yalnız 2-3.günden sonra vücutta (başta beyin ve böbrekte olmak üzere) geri dönülmesi imkansız yani kalıcı hasarlar oluşmaya başlıyor

aclik siniri 7 gunden cok daha fazla diye biliyorum.

yani su içse açlığa çok uzun süre dayanabilir.

valla test etmedim ve ordu mensupları için hazırlanmış survival rehberinde 3 kuralları diye bir bölüm vardı. der ki: havasız 3 dk susuz 3 gün yemeksiz 3 hafta geçer. tabi bu durumlar extrem durumlr. yata yata 3 hafta geçer belki ama 1 haftadan sonra doğada mahsur birinin hiçbir şey yemeden yola devam etmesi falan imkansız. su alımı devam eder yorulmaz hatta şeker vs alabilirse (sudaki mineral şu bu) belki dayanılır.

mostextreme.org

adam 43 gün kalmış mesela. ben kendim 3. gün yemeksiz (başında sonuna kadar sakız çiğnedim) ve uykusuz geçirdim, sonunda insanları anlamaz haldeydim mesela.

açlıkta ortalama 2-3 hafta bile dayanmak mümkünken, susuz 3 gün zor çıkar

iphone un saatinde kendi timeri var onu kullan

Interval Timer
-Runloop ltd

dediğinizin çok daha üstünde bir uygulama. ayarlayıp loopa alabiliyorsunuz:

3030.binaryhammer.com

işinizi görür. yok sporda kullanacağım diyorsanız (45 sn'de başka napılır ki?) app store'da intervall timer diye aratın.

bu olabilir mi?

portal.wecreatestuff.com

portal

ikinci kısma cevabım pratikte vermiyor teoride de mantıklı. sonuçta ekstraksiyon muhabbeti var. biri daha kolay daha hızlı emilmeli. aynı etki değil kısaca.

emilimi hızlı ama yoğunluğu seyreltilmiş... tolere edebilir gibi durmuyor mu?

kahve çekirdeğini direkt yemek vücuda zararlı diye biliyorum.

7. kattan balon yedim. az doldurmuş balonu hıyar herif, çarptı geridli gerildi öyle patladı diye koccaman kızarıklık vardı. az doldurursanız yakar çok doldurursanız ve kolay patlamazsa çok can yakar. belli açıyla kafaya yerseniz boyun vs kırdırabilirsiniz gibi geliyor. su tabancası alın, pompalı, onu sıkıp sıkıp rahatlayın. illa p.çlik yapcam diuyorsanız çok az miktarda çamaşır suyu damlatın suya, yüze göze gelmeyeceğinden eminseniz tabi. yoksa yine göz möz yakarsınız. ama elbiselere sıkarsanız kalıcı ve hain bir hasar verirsiniz.

yapmayın ama lan. çocuk bunlar. ayrıca ebebeynleri de moronsa şikayetçi olma hakları var ve sizin yasal dayanağınız yok. gürültü için limiti aşmazlar muhtemelen, gece 00:00 yasal, ama su balonuyla yaralanırsa en basitinden apartman konseyinde kiracıysanız şutlayabilirler ufak bir çoğunlukla dahi. araba çizilmesi lastik indirilmesi gibi çocuk intikamları da cabası. bilakis çocuklarda eskisi gibi masum da değil salak da değil. (tamam salaklar da farklı türden salak)

nickinize ters uzunlukta yazdım kusruma bakmayın.

şahen ben küçük çocuk babası olsam ve çocuk orda oynamasın diye ikide bir su balonu atan biri olsa "aman çocuğuma zarar gelecek, orada oynatmayayım artık" diye düşünmek yerine o balonları alır tek tek suratında patlatırım. yaparım bunu. yaparım, dönüp arkama bakmam bile.

uzun sözün kısası; daha insani yöntemlere başvurun.

öldürür mü? çocuklar onu eğlence sanır daha çok toplanıp gelirler be

@wiillii

su tabancası güzel fikir. uzağa sıçratabilenlerden bir tane işe yarayabilir.

tükürük bırak. ben yapmadım ama bana yaptılardı.

yaşlı, nispeten alt katlarda yaşayanlar da rahatsız oluyolardır büyük ihtimalle. en iyisi örgütleşin hatta imza toplayıp apartman toplantılarında bu sorunu dile getirin.

iklim makinesi al bi tane ve yağmur yağdır orda.

toplarını kes ama su balonu atma

leave that kids alone !!!

emin olmamakla beraber duyuruda bir soru açılmıştı konser sırasında sahneye bir şey atmanın yasal olup olmadığı ve bolca fikir fırtınası ve alternatif objelerden sonra adam justin konseri için diyorum demişti.

yad ettim anıları, başardıysa eğlendim. hehe.

divxplanet.com

olabilir?

rurouni, benden önce davranmış. da vincis demons+1

black mirror

sherlock holmes un dizisini izle ama komedi dersen shameless var süper

continuum dene bir. dr who üzerinden absürd sci fi seviyorsun diye gidiyorum, bir sezon çabuk biter ama eş zamanlı defiance başladı ona göz atar ordan firefly yapar halo forward unto dawn yapar sci fi akarsın.

şubat. az sci fi değil.

fark yok.

vurguyu nereye yapmak istediğinle alakalı. arabaya vurgu yapmak istiyorsan ileyi ayrı kullanabilirsin.
mesela.
şok şok şok ünlü manken yeni arabası ile sortieye geldi.
şok şok şok ünlü manken yeni arabasıyla sortiye geldi.

ilk cümlede vurdu arabada. ikinci de sortide.

bilir kişi olarak söylüyorum;
üstteki her iki cevap da yanlış.

doğrusu:arabasıyla
açıklama: -ile bağlacının eklendiği kelime sesli harfle bitiyorsa ile'nin başındaki i düşer.

her yere çadırla gitme lüksünüz yok, köyden insanlarla, jandarma ile ya da bilimum sarhoş piknikçilerle uğraşıyorsunuz. TR içinde belirli piknik alanalrı var, misafir seven özel mülkler var, en temiz ve güvenli şartlar oralarda. ormanlık bölgelerde bolca bulabilirsiniz. sakarya taraflarında ormanlık bölgelerde, safranbolu civarlarında, iznikte, güney sahil kesimlerinde kısa süreli bireysel, grup kampları tecrübe ettim. yaşım kadar haftalık kamp yaşadım, ama hala aceminin önce gideniyimdir. kendimi asla usta göremeyeceğim zaten. içgüdüsel öğreniliyor herşey çünkü. başınıza gelmeden öğrenmenizin pek yolu yok.

sürekli gitmiyorum, hatta uzun zaman oldu son kamptan bu yana. uygun alan seçiyor, uygun ekipmanları kuruyorsunuz, dikkat edilmesi gereken binlerce şey var, böcekler son dönemde öncelik taşıyor, sıcak ve soğuğu düşünmeniz lazım, hayvanlara dikkat etmeniz lazım, yemeği etrafta bırakmamanız ateş yaktıysanız sorun çıkmayacağını sağlama almanız gerekiyor. her acil durum için desteğiniz olmalı, ipiniz şuyunuz buyunuz. bu noktada en verimli çözüm kalabalıkla kampa gitmek, çünkü yeniyseniz ve güvenilir çevreniz varsa sorun olmaz ve genelde sorunları çoğunluk daha kolay aşar. ayrıca kendinizi güvende hissedersiniz.

anlatılacak o kadar şey varken işin zor kısmını da anlattım, ama en güzel kısmı orman havası. çadır içi boğucu hale gelir gece biterken, gün doğunca kalkar metabolizma, kalk bir aydınlan der. çadırı terk etmek zor gelir, dışarsı serindir, ayakkabıları geceleyin içeri almadıysanız içleri nemlidir, ormanda daima sabaha doğru çiy düşer, titrersiniz, kendinize gelmeye çalışırken azıcık esnersiniz, hareket ettikçe açılırsınız. her yer sessizdir, muhteşem bir hava vardır, güneş doğuyordur, hafif sis içerisinde ışığın mızraklarını seçersiniz havada. en yakın çeşmeye gidersiniz, musluktan akan ya da damacanadan aldığınız su gibi değildir soğuktur ferahtır. yüzünüzü yıkarsınız, ateş başına gelir kahvaltı hazırlıklarına koyulursunuz. bedeniniz orman havasına hemen uyum sağlamış ancak şartlar sizi yormuştur. gece çöktüğünde hiç uyumadığınız gibi uyursunuz derin ve dinlenerek. dinlendiğinizi hissedersiniz.

ve dönüş günü ayrılırken bir parçanızı orada bırakırsınız.

SORU: Eser sahiplerinin hakları kaç yıl süreyle korunur? Eserlerin izin almaksızın serbestçe kullanılabilmesi için kaç yıl geçmesi gerekir?
CEVAP: Koruma süresi, eser sahibi yaşadığı sürece ve ölümünden itibaren 70 yıldır.
Eser sahibi tüzel kişiyse, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır. Sahibinin ölümünden sonra alenîleşen eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.
Eser sahibi belli değilse, koruma süresi eserin alenîyet kazanmasından itibaren 70 yıldır.
Koruma süresi eser alenîleşmediği sürece işlemeye başlamaz.
Koruma sürelerinin dolmasıyla birlikte eser sahibine tanınan mali haklar sona erer. Bu sebeple koruma süresi dolmuş eserler, eser sahibinden izin alınmaksızın serbestçe kullanılabilir.

kaynak:www.telifhaklari.gov.tr

ancak yine de yabancı kaynakları araştırıp, bahsi geçen yabancı hikayelerin belirli yayıncılar tarafından satın alınmış hakları olup olmadığı kontrol edilmeli.

illa girilmesi lazım ise:

anonwww üzerinden:

bit.ly

salt metin sürümü:

webcache.googleusercontent.com

google önbelleği:

webcache.googleusercontent.com


sayfada google chrome'u kastıran bişiler var. kısaca soruna da cevap vereyim.

@wiillii evet htaccess ile ilgili bir şeyler olduğunu düşünüyorum ben de.

dns i 8.8.8.8 - 8.8.4.4 yaparak da rahatlıkla girebilirsin.

ben normal olarak nitelendiriyorum. güvenlik açısından...

linkteki 3. yorum:

erdemkolay
25 dakika önce
AYIP ETMİŞLER TRAMVAY HATLARINI UNUTMUŞLAR Bİ HATIRLATALIM.

avea'dan uzak dur da neyi seçersen seç.
fatura bile geçiriyorlar.
aman dikkat.
aman.
vodafone iyidir.
adamlar dünya çapında kurumsal marka zaten.

aveadan uzak dur diyenlere inanma

çok memnunum

sadece sms ve arama yönünden kullanıyorum.

vodafone'nun şöyle bir sorunu var, neredeyse her ülkede var, ama hemen hemen her ülkenin ikinci ya da üçüncü büyük operatörü. ingiltere'de öyle, almanyada öyle, tr'de de öyle en azından.

sadece iki defa konuşmam kesildi. bir sene evvel yaz sonu, çanakkale'de çanak şeklinde bir koy dibinde iken. ama orada türk radyolarının hiçbiri (trt dahil) çekmiyorken olabilir dedim.) biri de sevgili okulumun bodrumundaydı. tarihi bina, çekmemesi normal. zaten kesilince direkt kapanmıyor iki saniye bekleyin açıcam diyor, son reklamına göre kesilirse ücret almıyoruz kardeş diyorlar. öyle olsada bir senedir hiç kesilmedi.

paketleri de uygun. memnunum. tek sorun arkadaşların çoğu türkcelli bana mesaj atarken söyleniyorlar lan türkcell değilmişsin diye. umrumda da değil.

çok uzun yazdım ama değinmeden geçemem. yurtdışına çıkarken paket falan bir halt alın faturası yürek hoplatıyor. ama sanırım bu tüm operatörler için geçerli.

çok memnunum tırkcell gibi kazık, afea gibi hırsız değiller, ayrıca hizmet veriyo adamlar.

9-10

ailemi aramam 23.30dan sonra.
arkadaşlarımı da 01.30. bi durum varsa mesaj atarım uyanıksa duyarlar zaten

9-10 +1

yakın çevre akşam ikiye kadar rahatsız edebilir, edilebilir. ama önce mesaj atarım tepki yoksa aramam genelde.

aile ve yakın arkadaş haricindeki herkes için akşam 20.00'dan sonra armam. ama çağrı mesaj olursa yanıtlarım.

Az uzak olanları, daha doğrusu "kim kiminle nerede ne yapıyor?" bilmediğim adamları 10'dan sonra aramam.

Ama kaçta uyuduğunu bildiğim adamı affetmem. Saat 3-4-5 bana hiç fark etmez.

24:00

9-10 dan sonra çok hayati bir durum yoksa aramıyorum. mesajı ise bi kandillerde atıyorum onu da 23ten sonra. niye bilmiyorum

geri dönersiniz.

genelde sorun yok ama son noktada bir görevli gezip herkesin indiğinden emin olunca işaret ediyor kapıları açın diye. ondan sonra binen oluyor. öyle olunca indiriyorlar ne yazık ki.

vapur iskeleye demirlemeyecekse sonuna kadar turlarsın dostum. kimse seni zorla yaka paça indirmez. dolaşıyorum dersin anlaşılır.

o işi karaköy-kadıköy vapurlarında yapmak daha mantıklı. haydarpaşa'dan binenler olduğundan pek sallamıyorlar ama beşiktaş vapurlarında "hadi herkes düşsün" diye gezen görevliler olabiliyor.

tamamını izlemeden yorum yapmam. yapana da kızarım. lost bozmuş. he iyi amk.

ha başlayayım mı başlamayayım mı diye de pilotu izlerim yeter.

ilk birkaç bölümünü. 4-5 bölüm şans veririm baştan. başta çok kötü olup sonradan açılan çok dizi var.

diziye göre değişir.

mesela lost ve prison break gibi diziler daha ilk bölümden belli ederler sürükleyici, kalite bi yapım olduklarını. bazı dizilere ise en az 3-4 bölüm sabretmek gerekir. six feet under gibi.

bence ilk bölümden az çok kendini belli eder, örnek vermek gerekirse the office ve dexter'ın ilk bölümlerinde biraz sıkılmıştım ama daha ilk bölümden bir ışık vardı karakterlere falan ısınmıştım her ne kadar konu daha sarmaya başlamasa da. ve gerçekten de en sevdiğim diziler arasındalar şu an.

3. bölümden itibaren anlıyorum ben sevip sevmeyeceğimi

gunese koy biraz, yoksa kesin cozum saatciye gotur.

iflah olmaz daha.
sürekli aynı şeyi yaşayacaksın.
güneşe koy kurusun.
bir kere daha olursa saatçiye götür.

önce güneşe koy buğusu gitsin. ardından saatçiye götürüp camının daha önce buğulandığını söyle. oringini değiştirirler. buğulu halde götürürsen söküp temizlemeleri gerekeceğinden iş uzayacak. bu şekilde daha ucuza (5-10tl) ye işlemi yaparlar.

kuru bulgur / pirinç veya bilimum bakliyatlar var ise bir adet çıt çıt kilitli poşete saatle beraber birkaç avuç koy. saat gömülecek kadar. sonra poşeti ezerek mümkün olduğunda az hava kalacak şekilde kapat. güneçte beklet.

neden mi?
iddiaya göre bakliyat kuru olduğundan nemlenmeye çok daha yatkınmış. su buharının olduğu yerde kolayca emer ve şişermiş, ortamında kurumasına neden olurmuş, bakliyat kavanozlarında veya ambarlarda oluşan ağır kokunun nedeni de nemin azlığı imiş.

mış müş.

ha işe yarıyor mu? evet, ıslanan telefonu böyle kurtardık.

arka kapağı açıp pirince yatırmak +1

internetten halledin çok daha kısa sürer

Bugun ben de ayni seyi dusundum. Tek bi durakta dikkatimi cektigi icin cok kurcalamamistim.
Cevaplari merakla bekliyorum.

bu soru atlanmasın diye özenle refreshliyorum ama bir arkadaş ilk gördüğümüzde bunun engellilerin ulaşım özgürlüğünün yeterince sağlanamaması yönünde bir işaret olduğunu söylemişti benzer izler bakırköy görme engellilerin orda da mevcut. tabi bir ihtimal doğrusunu öğrenmeyi iple çekiyorum

ben 23 nisandan dolayı filan sanmıştım lskjdfhsd

denk gelmedim, taksimde tünelin ilerisinde solda ya da hanlardaki tshirt satan yerlerde belki olabilir ama zor ihtimal. baskı yaptırmanız her türlü daha kolay olur. google amca'nın verdiği en yüksek çözünürlük ilgili resme 1200x1473 olan şu:
thebeardedglassman.files.wordpress.com

besin değerlerinden de büyük bir kayıpla pastörizasyon sırasında bolca bakteri ölüyor. şişeleme ise vakum altında yapılıyor. ondan dolayı dayanabilir. ancak açıldı ve hele de birazı içildiyse (tükürükle bakteri şu bu karıştıysa) bozulmadıysa yine de korkun derim.

açıldıktan sonra 5 gün içinde tüketilmezse yine bozuluyor. kerameti yeni teknoloji ambalajlarda diye düşünüyorum.

Günlük derken bu şişe olanlardan mı? Buradaki itimat'ın dükkanından arada alıyorum şişe günlük süt, açsan da açmasan da 2 gün dediler ömrüne. 10 gün dayanması enteresan bence.

ben organik diye 2 kati fiyatina aldigim sutun acik halde 2 ay bozulmadigini biliyorum. merakimdan dayanamadim ictim de bi de, hic birsey olmadi. kandiriyolar aga bizi, tozu suya karistirip sut diye iciriyolar.

@whoosie, sek süt reklamını yapıp duruyor. uht kutular içinde günlük sütmüş, 10 gün bozulmuyormuş falan.

@wiiiiliii denemedim, inandırıcı gelmiyor çünkü, tükürük olayını da deneyemedim o yüzden)

@tasa oturma, hangi marka acaba? uzak duralım biz de?

(bkz: 404 not found)

Başlangıçta çok giden bile zamanla dandikleşiyor. En iyisi ek güç kaynağı veya yedek batarya almak.

macbook air? 8 saat falan diyor?

macbooklar bu konuda en iyisi olsa gerek. özellikle air.
netbookların da şarjı uzun süre dayanır.

ThinkPad X220/X230 serisi
donanimhaber.com

Ultrabook serilerine bak. Param var dersen mac book air en iyisi.

blog.laptopmag.com

macbooklar. macbook istemiyorsan vaio z serisi. 3,5 sene once aldigim laptop'un sarji ilk aldigimda 6.5 saat fln gidiyordu. tek sarj ile 3 tane film izleyebiliyordum. 3.5 sene sonunda 4 saate dustu.

dell şarj konusunda gayet iyi. günlük kullanım için de uygun. ortalama fiyatlardaki bir modeli satın alsan işini görür muhtemelen.

- Önlük giyiyor ama sadece kışın, yazın tişörtle duruyor.
- Arkonun bu traş sabunları var ya silindir şekinde kırmızı kaplı, onlardan kullanıyor.

senelerdir gittiğim iki tane berber vardır. ikisi de bunu kullanır:

galeri3.uludagsozluk.com

ve biri gömlek diğeri içe başka bir şey (kazak falan) üstüne de yelek giyer.

abi şöyle bi berber görsem direkt "baştan yarat ellerimi" diye ayaklarına kapanırım, kendimi onun kollarına bırakırım. ama yok işte, bizde berberlik daha alaturka, daha geleneksel falan. anca kazak yelek falan. meh.

thedesignfiles.net

genellikle fiyatı ucuz ve uzun süreli kullanım imkanı olduğundan arko stick kullanırlar. şimdilerde derby kase (yoğurt kasesi kıvamlı bir kapta) ve stick şeklinde sabun çıkardı, bunu da almış benim berber ama beğenmemiş. sürekli gömlekli görüyorum.

malzeme olarak sorduğumda, ucuz ve müşterinin şikayet etmediği ürünleri kullanıyor.

selamlar.

saat

www.greatis.com

kronometre

soluto

sol altta katlanmış sayfa kenarı gibi tüm açılacakların bittiği süreyi de söyler, tek tek isim verir, süre verir, en son olarak da düzenleme yapmanıza izin verir.

ekşi başlığı: eksisozluk.com
kendi sitesi: www.soluto.com

güzel bir msconfig örneği. anneye anlatır gibi diye.

visual effects director -

KRONFELD, Grant.
Died 13 September 2012.

ekipten başkaları da ölmüş demek. bu kadar yakın olması ise rastlantı. andy'i sesiyle grant'i de onun tarzında efektle anmışlar gibi gözüküyor.

andy reise yine de ayıp etmişler o zaman.

hea. ben de bi durdum garipsedim gördüğümde.
yani onu da yaz ama endiyi de yaz...

cam silmek için özel mikrofiber bezler var, onlarla da bir dene istersen. oda spreyi ne yea bu arada :) onunla cam mı silinir :)

in vino,

şu airwick'in spreyleriyle gayet pencere falan silebiliyorum ben :D baya da maharetli

abi at o masayı erkek adamın ne işi olur cam masayla ya git tahta bi masa al onlar parlamaz

şu ucuza cam sileceklerinden de bir deneyebilirsiniz. ihtimal var ama muhtemelen yağlandığı için ne camsil ne gazete yetmediğindendir o sorun.

corazon valiente,

hani böyle aynaya elini sürtersin de böyle nahoş bir görüntü olur ya, aynı o görüntüden oluşuyor masada. bazen kız kardeşim gelip siliyor, o zaman cam masa kristal gibi oluyor neredeyse. en iyisi ona sormak püf noktasını.

git bimden fiberli bez al en ucuz orda vardır onunla sil.
eğer bardak altı izleri varsa izin üzerine biraz kolonya dök ve kolonyayı yak.
İz filan kalmaz, ama çok dikkatli ol sonuçta açık alev.

tüy bırakmayan bezle dene,ama işe pek yaramıyo,parlamaz yani.

camı en iyi silen şey, gazetedir. Bütün kuyumcular camlarını gazete ile siler. Denemenizi tavsiye ederim

yemek yerken tabağınızın altına serviş şeylerinden o adı her ne sikimse ondan koysanız, böylece kırıntı harici şeyler ona dökülse daha kesin çözüm olur. hem masayı temizlemek de her daim daha kolay olur.

cam yemek masası.. büyük hata. kolay da çizilir o, bak dikkatli kullan :(
masanın alt tarafını da sil buarada. sadece üstünü silip bırakma.

kolonya + kağıt havlu

Camsil + gazete

chest expander
chest pull

diye de geçer.

bundan bahsediyoruz di mi? www.fitness-equipment.com