3 -
geçen gün bi entry vardı sözlükte, alanında uzman bi müzisyen, benim de aynı enstrümanı çaldığımı görünce yanıma geldi alçakgönüllükle selam verdi. ama ben dilini bilmediğim için konuşamadım falan diyordu. adamın dünyada ki en iyi müzisyenlerden biri olduğunu söylüyordu, o enstürmanı çalan.
ayrıca bir dil bir insan, iki dil iki insan. vizyonu acayip derecede geliştiriyor. mesela bizim tükenmez kalem dediğimiz şey ingilizcede ballpoint pen olarak geçiyor. bunun ingilizcesini öğrenene kadar, tükenmez kalemin ucunda minicik bi top olduğunu, roll-on deodorant mantığıyla çalıştığını bilmezdim.
sadece türkçe biliyorsan, senin dünyan 70milyonluk türkiye ve diğer türki devletlerden ibaret. ama ingilizce biliyorsan en azından 2 milyar insanla daha kontakt kurabileceksin. dünyan bi anda büyüdü.
3 milyon konuşanı olan litvanca bildiğini düşün sadece, ingilzce, fransızca vs hiç bi şey yok başka. internette arama yapmak istediğin zaman ne kadar kaynağa erişebilirsin.
5- mandarince, nüfusu fazla onların.
onun dışında ingilzce.
neden ingilizce bu kadar yaygın. bi çok sebebi olabilir fakat kolay olması en başka gelen özellik. fiil çekimleri değişmiyor. i go, you go, we go, they go. hepsi aynı. oysaki türkçede (ben) giderim, gidersin, gider, gidersiniz vs. fransızca, almanca vs de çok çetrefilli. buradan genişletebilrsin örneği.
2 - üçüncü sorudan paralel git.
4 - livemocha, busuu, gibi siteler sistemli kullanıldığında en azından o dilin kullandığı ülkeye turist olarak gitsen ya da kısa bi süre geçirecek olsan tüm işini halledbilecek kadar yeti sahibi edebiliyorlar.
0