gittigim her yeri yazayim. ama oncelikle aksam yemegi olarak sadece meze tarzi tukettigimi soylemek isterim. balik, et vb yok.

Ta kardasia - burasi guzeldi, hatta iki kere gittik. Zythos olan birayi icmenizi tavsiye ederim. (bira seviyorsaniz) saganaki, patlican salata, cacik vb yedik.

Pizza street 99 - buranin pizzasi muhtesemdi. napolitan pizzaydi resmen (sadece margarita yedik, ondan baska pizza yemem) iki kere gittik. pizza seviyorsaniz kesinlikle tavsiye ederim.

taqueria muchachos - taco var sadece burda. ben aman aman cok begendim diyemem.
dreamy donuts - buranin donutlarini begendik, yine iki kere gittigimiz yerlerden biri.

Boston Burger Bar - pizzacinin karsisinda burasi da, fena degildi ama pizzaci ordayken buna gitmem sahsen bi daha Rodos'a gidecek olsam.


fiyatlari net olarak hatirlamiyorum ama bizim bir caciki endeksimizvar. caciki 3-4 euroysa o mekan uygundur. menuler google'da var cogunda.

hicbir yere 30-35 euro'dan fazla vermedik (2 kisi). mezeler ana yemekten daha pahaliya da gelebiliyor tabi bunu unutmamak lazim.

Fiyatları hatırlamıyorum (aşırı pahalı değildi sadece onu söyleyebilirim, ama çok ucuz da değildi), biz genelde hep deniz ürünü mezeler ve uzo şeklinde takıldık. Restoranların menülerine ve fiyatlarına bakıp öyle oturabilirsiniz.

- Old town civarlarında Petaladika ve Koykos
- Gidebilirseniz Stegna Kozas - arabayla gitmiştik, önünde de plajı var, tüm gün denize girip restoranda yiyip içmiştik, adada gittiğim en güzel yerdi, kendi şarapları da vardı çok güzeldi.

Hayir, Bukres cok guzel bir sehir. Buyuk, eglenceli, her yerde park var, yine de sakin.

Sadece bir gün bulundum bükreş'te. Yollar geniş, parkları olan bir şehir.
Merkezde de türk dönerci vardı.

yapıştır. Bir kere "expat" moduna geçtin mi zaten ülkeden ülkeye atlarsın

Kesin git, mutsuz bile olsan geri döner en azından denedim dersin.

giderdim. yurtdisina ayagi attin mi ufkun aciliyor zaten ordan baska yerlere gecersiniz.

Yazılımcı olarak Google'da çalışmak yer bağımsız çok büyük fırsat bence.

Sabah ne gündem ne bugün ne debe hiçbir liste açılmıyordu.
Bir de kullanıcıların katkıda bulunduğu kanallara bakmak isteyince rastgele başlıklar açılıyor.

m'siz acinca buyuk basarisizliklar diyor bana. m aciliyor.

Ben yalnızca Pro kullandım, öbürlerinin şarj ömrü vb az geliyordu, onları bilemiyorum.

Ben 1 aydan kısa bir süredir kullanıyorum, ses kalitesinden çok memnunum, mikrofonda da sorun yaşamadım hiç. Silikon da sağlam bence gayet. Beni deli eden şu oldu: Kutuyu sadece adaptörle duvardan şarj edebiliyorum, bilgisayarlardan şarj olmuyor. Teknik servisle görüştüm, test edildi, yeni kutu geldi, gene aynı. İşin garibi Macbook'larda şarj ediliyor, Windows tabanlı cihazlarda no no. En son bu şekilde kaldı. Başka Pro kullanıcısı var mıdır benzer durumda, merak ediyorum.

ekşide şöyle bi entry var

'' kulağa saplanan tip kulaklığa geçerek kendini bitirmiş projedir. millet şuna nasıl dayanıyor anlamıyorum. hayır 2 bin liralık kulaklığı kulağına saplayıp kulak kiri dolduracak millet. iğrenç. eski tip kulak içi kulaklıklar harika cidden. ''

buna katılıyor musunuz ? yani beni biraz da bu korkutuyor. kirleri arkaya ittirip tıkanma falan yapmasın :/

yani gurultu engeleme esas sebebiniz degilse Pro olmayan (silikonsuz) da var, hem biraz daha ucuz hem daha sonra cikti ona bakin. Pro'nun tek farki noise cancelling olmasi.

buyrun karsilastirmasi: www.apple.com

@hayati cozemeyen adam
Ben kullandığım sürede öyle bir sorunla karşılaşmadım. Diğer kulaklıklar da kulağa tam oturmadığı için düşecekmiş gibi geliyor bana :)

Ufak bir not; pro’da kulak kiri kulaklığın içine ulaşmıyor, çıkarılabilir olan silikon parçaların içinde ağ gibi ince bir malzeme var. Uçları çıkarıp temizleyebiliyorsunuz.

@orient blue

teşekkür ederim, beni endişelendiren kulaktaki kirleri geriye itmesiyle beraber kulak tıkanıklığı yaratır mı düşüncesi. pamukla temizlerken dahi çok dikkatliyim çünkü, bu da airpods 2 gibi ucunda durmuyor sanırım içine giriyor biraz.

ben AirPods 1'den pro'ya geçtim. kesinlikle farklı kulaklıklar ve kesinlikle herkese göre değil. pro'yu daha az kullanıyorum çünkü düz airpods'u tek kulaklık olarak bütün gün takıp kullanabiliyordum, telefonla konuşurken de daha iyiydi, ama pro'nun o silikonu bi tık daha zorluyor beni açıkçası. pro'nun benim için tek artısı gürültü engelleme, o da satın alma sebebimdi zaten ama bu sebepten çok fazla kullanamıyorum.

mutlaka bir kere dene derim.

uzun yıllar AirPods 2 kullandıktan sonra AirPods Pro'ya geçtim. İlk birkaç gün galiba pek rahat değil dedim, sonra geçti. Aşırı alıştım ve çok memnunum. Bir yıldan uzun bir süre oldu.
Şimdi AirPods 2'yi taktığımda bi garip geliyor.
Gürültü engelleme özelliğini çok az kullanıyorum, olmasa da olurdu ama ses çok daha net duyuluyor.

Değer, pro alın.
(Elbette herkesin huyu da kulağı da biraz farklı. Kimisi parmak arası terlikle çok rahat ediyor, kimisi hiç kullanamıyor. Şansınız olsa da bir arkadaştan alıp hiç değilse 10-15 dakika taksanız daha iyi olurdu.)

Türkiye'de yasal değil. Bir şey yapamazsın.

yasal olduğu ülkelerde bile öyle kafana göre gidip "ben ötenazi olmak istiyorum öldürün beni" denmiyor. öyle her intihar etmek isteyeni öldüren bir sistem değil bu.

Dünyanın hiç bir yerinde ben ötenazi olmak istiyorum diyerek kendinizi öldürtemiyorsunuz. Ötenazinin yasal olduğu ülkelerde dahi bir takım şartlar ve bir prosedür var.

Öncelikle ölümcül bir hastalığınız ya da tedavisi olmayan ve tek başınıza ihtiyaçlarınızı gidermenize engel olan yatalak olmanıza neden olan ya da sadece ağrı kesicilerle yaşamınızı devam ettirebileceğiniz bir hastalığınızın olması lazım.

Neyse bu konunun açıklaması, diğer konuya gelirsek geç olmadan bir uzmanla görüşün, hiç kimse durup dururken ötenazi olmak istiyorum demez, belli ki çözülmesi gereken sorunlarınız var.

Hocam yanlış anlama saldırmak için söylemiyorum ama ötenazi tam da senin düşüncendeki insanlar nedeniyle yasak. Yani ben hayattan tat alamıyorum o zaman öleyim gibi düşünenler nedneiyle. Ötenazi protokolüne kabul edilmek için varoluşsal kaygılardan daha fazlası gerekiyor, sen bi dışarı çıkıp kedi köpek sevsen kendine gelirsin bence. Geçmiş olsun.

depresyonda olma ihtimalin var. şu aşağıdaki kitapları okumanı tavsiye ederim. iyi bir terapiste de gidebilirsin.

-hayatı yeniden keşfedin
-iyi hissetmek

Herkes de depresyona yormuş. Belki hasta yatağından yazıyor adam. Ülke değiştirmeniz gerek. Uzun iş yine de.

merhaba. ötanazi degil ama bunu isteyecek duruma gelmenize sebep olan seyi soylerseniz belki ona cozum bulmaniza yardimci olabiliriz.

Merhaba,

Neden ötenazi olmak istiyorsunuz ?

tarihi "siz" yanlış seçmişsiniz.
para iadesi taahhüdü var mıydı rezervasyon yaparken. yoksa neye itiraz edeceksiniz anlamadım.

İade şartlarını rezervasyon yaparken gayet açıklayıcı şekilde yazıyor booking. O yüzden iade şartları haricinde yapabileceğiniz hiç bir şey yok.

Hocam Booking'i tam olarak neye istinaden şikayet edeceksin ki? Yani hatalı olan sensin, iade şartlarında para iadesi yaparız demiyorsa Booking'le bir işinin olmaması lazım muhatabın otel, o da onun vicdanına kalmış tabii.

Non refundable rezervasyon aldıysanız geçmiş olsun rezervasyonu alırken sözleşme şartlarını kabul etmiş olursunuz zaten.

Aslında sormak istediğim bunun Tr’deki ticaret mevzuatına uygun olup olmadığı. Yoksa ben de biliyorum hatanın bende olduğunu. Chargeback istedim zaten, bi de şikayet edesim var.

Ülke içi rezervasyon yapmasına izin verilmediği için şikayet edemezsiniz.

Aslında iyi ki de izin verilmiyormuş. Sizler gibi mücbir sebep harici yasanın etrafından dolaşmaya çalışan insanlar sebebiyle sözleşmeler yüzlerce madde ile doldu. Hem pastam dursun, hem karnım doysun olmuyor. Hatalıyken chargeback istemek de ayrı bir kafa imiş. Umarım alamazsınız paranızı.

Almayacağım hizmete neden para ödemem gerektiğini anlamadım, neyi savunuyosunuz burada tam olarak?

Sizin mantığınıza göre online alışverişte yanlış sipariş veren biri de kesinlikle iade edememeli ürünü.

Haterlığa bak biri de beddua etmiş :)

edemezsiniz. zaten Booking.com Turkiye'ye acik bile degil.
chargeback yaparsiniz belki geri de alirsiniz ama onda da Booking de itiraz edip second presentment ile yeniden cekebilir parayi. sonra bir kere daha chargeback yapmaniz gerekir. yani en azindan Avrupa'da boyle, TR'de nasil isliyor bunlar bilmiyorum.

otel parasini her turlu alacak o yuzden geri vermeye yanasmamasi normal. o tarihlerde kalmak tek cozum sanirim, "alinmayacak hizmet" cok gecerli bir sebep degil cunku oyle olsaydi herkes rez yaptirip garantiye alip, plan belli olunca iptal ederdi. refund edilebilenlerin daha pahali olmasi da bundan. (booking degil de digerinde calisan biri olarak yaziyorum bunu)

edit: tikleri unutmayalim lutfen.

Booking Türkiye’de faaliyet gösteren bir firma olmadığı için hakem heyetine başvuramazsınız.

Yanlış seçtiğiniz tarihle ilgili sorumluluk size ait. Başvuruyor olsanız bile muhtemelen paranızı alamazdınız. Ayrıca yukarıdaki arkadaşa katılıyorum. Umarım paranızı alamazsınız, sizin gibi kendi hatasını iyi niyete dayalı haklarla telafi etmeye çalışanlar yüzünden sözleşmeler, yasalar her ihtimali karşılayan maddelerle doluyor.

Kendi icloud’unu nasıl girdin ki?

windows'da giriş yapmaya çalışıyorum. artık giriş yapamıyorum.
ayrıca osx resetleme ekranında icloud'u girmemi istiyordu. o kısımda giriş yapabildim fakat işletim sistemini kurmadı.

Eğer makine çalıntı ise ve asıl sahibi cihazı uzaktan kayıp moduna aldıysa sıfırlayıp yeniden kurmaya başladığınızda wifi bilgilerini girdiğiniz an ekranda bunu görürdünüz zaten, böyle durumda sistem ekranında cihazın kayıp olduğu, hangi numara üzerinden iletişim kuracağınız ve nereye teslim edebileceğinizin bilgileri çıkıyor.

Bence yanlış bir şeyler yapıp şifrenizi filan sıfırlanmışsınızdır, kayıp/çalıntı apple cihazlarda icloud hesaplara girilen icloud hesaplarının bloke olması gibi bir durum yok bildiğim kadarıyla.

kendi hesabınızla sıfırlama diye bit şey yok. cihaz kilitliyse hiçbir şey giremezsiniz.

yani kendi icloud hesabınıza hiçbir şey yapamazsınız. eger kilitli değilse girdiyseniz belki şifreyi yanlış girmişsinizdir.

şunun ayrımını yapayım çünkü apple kullanıcıları demişssiniz. her apple kimiği bir icloud hesabı değildir. sadece apple cihazlarda icloud hesabı açabilirsiniz. aksi halde sadece apple kimliği olur o (uygulama indirmek için kullanılan)

sorularım
1- maci açınca karşınıza ne çıkıyor?
2- apple kimliğiniz ne zamandan kalma? daha önce iphone mu vardı sizde?

solo’nun dediğini yaparak anlayabilirsiniz. fakat çalıntı moduna (kayıp modu) almadıysa da kilitli olabilir.

1- mac'i açtığımda artık format attığım için disk izlencesi, reinstall os x ekranı geliyor.

2- apple kimliğim yok. icloud hesabım var. onu da bir süre kullandığım iphone 6s için açmıştım. apple kimliğim hiç bir zaman olmadı.

her Apple kimligi bir iCloud hesabi olmasa da her iCloud hesabi bir Apple kimligidir ama neyse konumuz bu degil, sadece anlamak istedim kitlediginizin ne oldugunu ondan sordum daha once iPhone mu vardi diye. varmis.

reinstall OS ekrani geliyorsa Kayip modunda degildir ama etkinlestirme kilidi kayip modu olmasa da kilitler cihazi. fakat iCloud hesabi girilen ekrana gelebildiyseniz zaten etkinlestirme kilidi de yok demektir.

ben Apple kimliginizin devre disi kalmis olabilecegini dusunuyorum. uzun sure kullanilmayan hesaplar kilitlenebiliyor ama eger oyleyse de id.apple.com sitesinden kilidi kaldirabilirsiniz. once bir bakin girebiliyor musunuz (telefondan da giriliyor) eger giriliyorsa kimlikte bir sorun yok. varsa zaten iforgot sitesine yonlendirecek sizi.

cihazda da reinstall yapin, hatta once diski silin. cihaz calinti diye dusunerek kendinizi rahatsiz etmeyin, Avrupa'da insanlar eski macbooklarini elden kolayca cikarabiliyor. calintiysa zaten hicbir sekilde giremezsiniz ve calinti cihazin sizin icloud hesabiniza bir sey yapmasi mumkun degil.

Diski sildim. Kendi apple kimliğimde aygıtlar kısmında cihazda gözüküyor artık. Seri numarası vs. Umarım sıfırdan kurulum yapabilicem.

"bu öğe geçici olarak mevcut değil" hatası alıyorum. cihazın tarihi doğru, format işlemi de yapılmış. fakat kuruluma geçemiyor.

sunu bir dener misiniz?

kurulum ekraninda get help online (safari logosu) var ona tiklayin.
icloud.com'a girin ve oradan hesabinizla giris yapin.

giris yaptiktan sonra tekrar kurulumu deneyin.

denemedim. denemediğim de yöntem de kalmadı. son olarak başka hdd taktım ve karşıma bu kilit ekranı çıktı :) imgur.com

çöp sanırım.

oops evet cop bu noktada. firmware sifresi ile kilitlenmis... sadece ve sadece fatura ile serviste acilabiliyor bunlar.

support.apple.com

Cricut sanirim.

apps.apple.com

Comm100 livechat (sitelerde yardım/destek) destek personeli tarafındaki ara yüzünde , siteye ziyaretçi girdi bildirim sesi.

@janavarorion teşekkür ederim. teyit etme şansım yok ama o olabilir bence de.

başka bir fikri olan da duymak isterim ama sanırım yok. çok bariz bir tıktıktık tonu olduğundan sizin dediğiniz bildirim sesi olduğunu düşünüyorum.

agackakan gibi bir sey mi? Slack bildirimi oyle. zoom gorusmelerinde duyuyorum hep mikrofonu acik kisilerden nefretlik...

edirne de birden fazla yerde yemiş biri olarak ciğerci aydın diyorum. (çarşı veya margi outlet)

'Aydın' dediler bize. Gittik Edirne'ye, baktık, diğer ciğerciler sinek avlarken Aydın'ın önünde sokağın başına kadar 'biri kalksa da otursak' kuyruğu var. Girdik kuyruğa, bekledik. Yedik ciğerimizi.
Ertesi gün yine gittik, kuyruğa girmeyelim diye herhangibir ciğerciye girdik. Sonra bakıştık. Dün o kuyruğa boşuna girdiğimize karar verdik. 'Hepsi aynı' dedik.

Aydın iyi ama çok bir olayı yok, Niyazi Usta'yı deneyebilirsiniz.

Öz Akgünler

bir iş için gittiğimizde arkadaş "daha önce aydın'da yemiştim, şimdi de gel niyazi ustaya gidelim" dedi. gerçekten çok lezzetliydi. arkadaşım da aralarında hiç fark yok dedi.

Mirket+1

Aydin'da anlamsiz bir kuyruk oluyor hep ama hemen karsisindaki rastgele yerde de yedik ayniydi. yani bize ayni geldi en azindan. (ikisi de guzeldi)

ben de gidince aydın'da yiyirodum ama.

aydın amcam yan tükkan boş olmasına rağmen. tükkan genişletmiyor.

çünküüü. kuyruk olsun istiyor.

kuyruk olunca da insanlar "lan acaba burası iyi yer mi" diye düşündüğünü düşünüyor.

Oranın yerlisi ciğerci aydında yemez. Kapalı çarşı bitimin yanılmıyorsam olda küçük bir dükkan var orada yaşayan biri götürümüştü yadjn falan hikaye. Yani boşa sıra bekliyorsunuz

Mirket+1

Ciğerci aydında çok sıra var diye beklemek istemedik. Hemen karşısındaki sokakta Çiçek ciğer tava var. Orada yedik. Çok beğendik. Çok bir fark olduğunu sanmıyorum. O sırayı beklemeye değer mi sen karar ver.

Sürekli Aydın da yiyordum, Öz Akgünler e geçiş yaptım. Daha samimi geliyor.

Bahri iyidir. Selimiye Camine yakın.

(bkz: hiperakuzi). reddit'te hyperacusis subreddit'inde toplandik. reddit kullaniyorsaniz ve ingilizce biliyorsaniz bir goz atin derim. maalesef ben kulak tikaci takmaktan baska bir cozum bulamadim.

Bu konuda çok bilgi ve tecrübe sahibi olmadığımı söyleyerek başlayayım.
Bol bol bozuk para Euro almayı unutmayın. Sık sık otobana ödeme yapmanız gerekiyor.
Sınırdan girdikten sonra Dedeağaç ve Kavala'yı pas geçip direkt Selanik'e gidin bence.

Selanik'te bir airbnb'de 1 gece kalın. Atatürk'ün evini, beyaz kuleyi, şehrin havasını, restoranlarını, meydanlarını gezin. Sonra direkt Halkidiki'ye gidin derim.

Halkidiki Selanik'in altındaki 3 çıkıntının ismi, bunlardan birinde zaten manastır olduğu için kadınların girmesi yasak. Onu unutuyoruz. Diğer ikisi de inanılmaz güzellikte deniz ve plajlara sahip. Oralarda nereye gitseniz mutlu olursunuz. O civarda beğendiğiniz bir yerde airbnb'de 3 gece kalın ve her gün farklı bir veya birkaç koya yüzmeye gidin.

Halkidiki'de bazı yerlerde tekne kiralayıp kendiniz kullanarak gezebiliyorsunuz. Türkiye'de 10 beygire kadar motorlar için belge gerekmiyor, Yunanistan'da 30 beygire kadar. Fiyatı birazcık pahalı olsa da bunu mutlaka yapın derim. Vourvouro tarafında pek çok tekne kiralayan şirket bir aradaydı. O gün gezintiye erken başlamanız gerekiyor.

Denize doyduysanız artık Atina'ya gidip orada şehri gezme zamanı geldi. Atina'da elbette Akropolis'e ve Akropolis müzesine gideceksiniz. Onun dışında da Monastiraki bölgesinde yeme-içme, hediyelik, bakınma, şehrin havasını soluma derken tatiliniz bitiyor.

Bir günde Atina'dan İstanbul'a ulaşmak için uğraşmayın bence, dönüşte Kavala'da da bir gece kalıp öğlen yola çıkarsınız.
Kavala'da yapılacak muazzam bir şey yok ama Kavala'ya gittim, orada kurabiyeler şöyledir, böyledir diyebilmiş olursunuz.

Tatil boyunca deniz ürünü görünce hemen deneyin. Rakı seviyorsanız Uzo çeşitlerini deneyin, Çipuro mutlaka için, beğenirseniz alın çünkü Türkiye'de bulamayacaksınız. İçinizde sigara içen varsa Türkiye'den alsın, orada sigara daha pahalı. Selanik, Halkidiki tarafında bal görürseniz mutlak alın, tadın. Souvlaki bol bol yiyeceksiniz, inancınıza aykırı değilse domuz etinden olanı mutlaka deneyin.

İyi eğlenceler,

instagramda gurukafa'yı takip edin bu ara meteora'da. Arabayla gittiler öve öve bitiremedi :)

bit.ly burası dedeağaç rıhtımda bir cafe. karşısında da otopark var. yorgunluk kahvenizi burada için mutlaka. sonra ayaklarınız biraz açılsın diye rıhtımda deniz kenarında yürürsünüz.

oradan devam edip kavala'da bir belki de 2 gece konaklayın. osmanlı mahallesine uğrayın. kavalalı mehmet ali paşa'nın evinin olduğu ufak meydanda ufak bir otopark da mevcut. ayrıca bu yoldan inerken sağda çoook meşhur bir kavala kurabiyecisi var. şimdilik az alın, dönüşte aynı yerden çok alırsınız. nasıl olsa dönüş yolu üzeri.

bit.ly burası mehmet ali meydanı. otopark ve kafe var.

bit.ly burası kavala'ya hem yakın, nispeten daha sessiz sakin, denizi güzel bir mekandır. şezlonglar ücretsiz, bira 2 avro falan. su yerine bira içmenizi tavsiye ederim. mythos birası. hiçbirşey söylemek zorunda da değilsiniz bu arada, türkiye gibi düşünmeyin :) 

bit.ly burası ise biraz daha sosyetik, daha kalabalık, daha concon ve ilk yere göre yarım saat daha uzak bir mekan. buyrun bakın, kavala'da denize girip ter atmayı tercih ederseniz seçiminizi yapabilirsiniz. iki mekanın da ücretsiz otoparkı mevcut.

kavala'dan 15 km iç tarafta drama var. evet o meşhur drama köprüsü türküsünün geçtiği yer. drama bozüyük kılıklı bir yer. köprü möprü de yok :) ufak bir su kemeriymiş meğer o. yani gaza gelip ille gidicez görücez diye vaktinizi harcamayın.

selanik'e gelirsek nerede kalacaksınız bilmiyorum umarım şehir içindedir. bu kadar yorgunluk sonrası atatürk'ün evine yürüme mesafesinde iseniz yaşadınız. yani harita yürümeyi 30 dakika gösterse de sorun değil, yürüyün. selanik akşamının en popüler yeri ladadika ismindeki restoranlar sokağı. ha aklınıza über büyük bir yer de gelmesin çıtır bir sokak burası. ladadika'da otopark sorunu yaşarsınız. dediğim gibi umarım otel ya da tuttuğunuz ev merkeze yakındır. ki bence başka bir alternatif düşünmeyin. ladadika'da istediğiniz yere girin sorun değil. varsa mutlaka midyeli pilav yiyin. şahane olduğu için demiyorum ama türkiye'de bulunmayan bir yemek. bence şahane ayrıca :))

bit.ly ayarlamadıysanız selanik konaklamanız için burayı tavsiye edebilirim. rıhtımın bir arka sokağında. beyaz kule, aristotales meydanı, büyük iskender meydanı, atatürk'ün evi yürüme mesafesinde. kavala'dan sonra selanik'e geçince atatürk'ün evine gidersiniz, dönüşte soğuk bir frappe. dinlenmece ve gece önce sahil, sonra ladadika. ikinci gün halkidiki'de deniz, ve tekrar mekancılık. tavsiyem yeşil barbayanni uzo.

bit.ly  halkidiki'de ben bu plaja gittim hep. hem selanik'e en yakını, hem de pek kalabalık değildi.

Selanik sonrası dilerseniz vizesiz Makedonya'ya, Manastır, Ohri, Üsküp turuna sarkabilirsiniz. Ohri'de konaklama yapılabilir. Selanik Ohri arası 4 saat civarı. Ya da Yunanistan'ın tam öteki kıyısına Lefka'da adasına gidebilir, görünce "Ben bugüne kadar denize girmemişim abi ya" dediğim Porto Katsiki'de yüzebilirsiniz. Yalnız buraya erken gitmeniz gerekmekte, yoksa ne plajda ne otoparkta yer bulabilirsiniz. Lefka'dayı Google'lamınızı tavsiye ediyorum. Yol üzerinde de Preveze gibi meşhur ve çok güzel bir şehir var. Selanik Lefkada arası 4 saat ancak full otobandan gidiyorsunuz, 30 tünel ve 1 yer altından adaya geçen Avrasya Tüneli yerden geçiyorsunuz ama ödeyeceğiniz toplam ücret 12-14 Euro arası :) 
Otobanlarda benzinci yok, herhangi bir exit tabelasını görünce çıkıp alabilirsiniz. Gişeler çıkışlarda değil yol ortalarında. Atina konusunda mutlaka gitmeniz gerekmiyorsa bence tekrar düşünün derim. Ama illa gidecekseniz Leptokarya'ya uğrayın. maps.app.goo.gl 

Yola çıkmadan sigara stoklayın, yanınıza su alın hiç değilse otelde - evde buzluğa atıp ertesi gün soğuk soğuk içerseniz. yoksa insan milyoner de olsa suya 30 tl vermek koyuyor. pisküvi kılıklı şeylerden de alın yolda sıkıldıkta yersiniz. ipsala'ya gelmeden de sağdaki shell'de depoyu fulleyin. ama sakın ödemelerde x17-18 hesabı yapmayın tatiliniz mundar olur. dönüş için Atina'dan İzmir fikri de mantıklı değil.

Atina'da yasiyorum, bir defa karayoluyla geldim. epey yorucu, Selanik'te kalma fikri mantikli

giseler totalde 40 euro gibi bir sey tutuyor. suradan detaylari gorebilirsiniz: www.viamichelin.com

sigara stoklayin demisler, sinirdan gecerken arabayi arama ihtimalleri var, bu durumda 2 paket(karton degil)/kisi harici sigaraya ceza keserler. arkadasim 1kg tutun getirdi adiyaman, 100 euro ceza odedi, allahtan tutunu gecirmisler. benim zamanimda arama yapmamislardi. (ickide de bi sinir mevcut)

Izmir'e(Cesme) Sakiz uzerinden gidebilirsiniz. 8 saat suruyor, ordan da Cesme'ye 1- travel.viva.gr
2- www.turyolonline.com

5 yildir yurtdisindayim, internet bankaciligi ile ilgili hic sorun yasamadim. en fazla SMS istiyor o da Turk hattinizin roamingi aciksa geliyor sorunsuz.

edit: enpara, akbank kullaniyorum. 2-3 yil oncesine kadar vakifbank ve cepteteb de kullaniyordum.su an onlarla isim yok bilmiyorum.

bankalarda IP kisiti var ama standartta ekstra bir sey yapmaya gerek yok cogu zaman. guvenlik ayarlarina girip kontrol edebilirsiniz bankasina gore degisebilir.

Artik cogu yurt disi numaralara sms yollamaya basladi. Yine cogu yurt disi IPleri dert etmiyor ama bazilari Turkiye mesai saati disinda islem yaptirmayabiliyor.

yurt dışındayım,

teb, finansbank, enpara, vakıfbank
bu dördünden her türlü işlemi yapabiliyorum.

hiç denemedim ve hiç deneyeni görmedim ama çay olur mu ki acaba?

lavanta. aktarda satılıyor.

ben kuru nane sarar icerdim eskiden. ama bu da sigaraya ozendirebilir yine.

Parliament One, Winston One gibi sigaraların nikotin ve zifir oranları çok düşük. Belki onlar kullanılabilir.

biz bi dönem denemiştik 10 sene önce kadar. korkunç bir fatura gelince bir daha bulaşmadık.

Hayır mümkün değil.
Yalıtımı iyi olan fakat yerden ısıtmanın yeterli gelmediği bir binada kuzey cephesinde işe yaramıyodu(iç anadolu)
Bir de benim gözlerimi kurutuyordu mesela, içerinin havası genel olarak kuru oluyodu eğer böyle şeylerden etkileniyorsanız iyi incelemelisiniz.

Eksi derecelere inen bir yerde çalışamıyordu sanırım. Çalışmak için önce dış üniteyi ısıtıyordu, sonra çalışıyordu. Ama kısa süre içerisinde dış ünite yeniden soğuduğu için yeniden önce onu ısıtmak vs.

Isınmaya en çok ihtiyaç duyduğunuz günler de zaten bu günler olacak.

Yanlış biliyorsam bile biri gelir düzeltir şimdi :)

Ben cocukken izmirde evi klimayla isitirdik ama oda sicak olmazdi. Simdiki elektrik fiyatlariyla hem isitmaz hem uzer.

bence ankara'da klimayı calistirmadan kisin otursan calistirdiginla esit miktarda üşürsün. :) hem elektrik faturasi gelmez. üzülmezsin.

illa ısıtacak bir sey lazimsa elektrikli isitici kullanabilirsiniz. muhtemelen klima kadar elektrik harcar.

Aslında elektrik bedava olacak yeteri kadar güneş paneli var. Ama ısıtmaz diyorsunuz, bence de ısıtmaz evet

elektrik bedava ise yağlı radyatör bak derim. Bir oda olarak düşününce klimadan çok daha etkili olur.

Ankara'da yeterli olmayabilir ama Mersin filan demisler sasirdim. Yunanistan'da yasiyorum, kisin sadece klima kullanarak isiniyorum ki yalitim filan hak getire sicak havanin ciktigini nerdeyse gozumle goruyorum :D ama bu bana yetiyor acikcasi. cok nadir radyatoru aciyorum (merkezi) ama elektrik gunes enerjisi filan olsa klimadan sasmam. ki klima da eski bayaa...

Ankarada hayatta kalacak kadar ısınmak için muazzam fatura ödersin. Ufo tarzı birşey almak daha mantıklı illa elektrikli olacaksa.

akbank saçma sapan güvenlik triplerine girdi. şube çalışanı bile size hesap hareketlerinizi gönderemiyor. illa app.

atiyordu. hala atiyor. simdi baktim bu ayinki de pdf olarak gelmis. goruntuleyemiyorsaniz tiklayin diyor ama o da app'e yonlendirmiyor.

guvenlik triplerine girdi bu ara evet, uygulamaya girdigimde bastan aciyor sms atiyor filan ama pdf hala geliyor. bi ayari vardir belki farkinda olmadan degistirmissinizdir?

guvenlikten oturu kapatmisti ama isterseniz tekrar alabiliyorsunuz. bana da 1-2 ay gelmedi sonra ya app'ten ya web'den tam hatirlamiyorum duzelttim artik geliyor uzun suredir.

Hepsine gidip fiyat isteyecekler. Telefonda genelde fiyat söylemezler. Derin bir eksiklik yoksa özel ders alabilir. Dershanelerin çoğu İzmit'te. Ben Kültür'e gitmiştim 10 yıl önce. Oradaki hocalar kendi eğitim kurumlarını bile açtı. İyi hoca nerede bilmek zor. Çünkü genelde genç öğretmenler çalışıyor. Final iyidir ama tek başına bir şey ifade etmez. Final'e gidip barajı geçemeyen biliyorum. Zaten dershane kaynakları artık bir şey ifade etmiyor. Piyasa kitap dolu. İyi kaynakları alıp çözecek. Youtube bile tonla video dolu.

ben de aslinda oyle dusundum. cunku caliskan bir cocuk. iki senedir pandemi mandemi bozuldu hep calisma duzeni bir de ergenlik... ama inanci var zaten calisacagina. matematikten geri oldugunu dusunuyor. belki de oraya yogunlasmak daha dogru olur, hem de daha hesapli (ozellikle su anki durumda)

tesekkurler!

ben bir telefona o kadar para vermeyi açıkçası israf olarak görüyorum. aşırı apple tutkun yoksa 3 te biri fiyatına xiamoi almanı öneririm.

kalanıyla da dolar/euro yapabilir, hatta yapmayıp kısa bir avrupa seyahati yapabilirsin.

tabi tercih senin.

20bin geçse 10bnilik telefon alırım. 10binden sonra telefonların marjinal faydası ciddi anlamda düşüyor. hatta belki 8bin falan.

benim bir arkadaş var ofiste, o da senin gibi hocam. en son araba ev alamıyorum, bari keyini çıkarayım dedi. hem iphone 13, hem de airpods aldı. mutlu olacaksan sen de al gitsin. ama faizsiz kredi, taksit vs yaptırabiliyorsan nakit yerine onu tercih edebilirsin. hazır parayı da bir şeylerde değerlendirebilirsin.

uzun süre gidecek bir telefon alman lazım, iphone veya S serisi Samsung vs. 8-10 binden başlayacak.

Bahsettiğin kafayı iyi biliyorum ama orta direkten fakire düşme sebebimiz de bir yandan bu. Düzgün birikim yapmadan bunları hak etmiyoruz aslında :/ Ama şimdi almazsan ileride fiyatı daha da artacak orası kesin. Ben olsam hepsini telefona gömmezdim sanırım. 1 tam altın 6000 küsur lira mı, onu alıp köşeye atıp kalan 14 bine alırdım hem kendimi az da olsa birikim yapmış hissederdim.

alırım. geçmişte de aldım. parayı yerine koyabiliyorsan, yarın yiyeceğin yemeğin hazırsa düşünme al. keyfini çıkar. yavaş yavaş bir şeye sahip olma lüksünü kaybediyoruz zaten. bugün alsam mı acaba düşünürken yarın bunu bile düşünemeyeceksin, erişiminin dışında olacak belki de.

ben eskiyene kadar telefon kullanam bir insan olarak o parayla tatile giderdim.

bizim cto bile 13 kullanmiyor adam koc'la falan takiliyor 200bin maasi vardir.

Ne gerek var sana para kazandirmayacak alete para gommene. Madem gozden cikardin parayi, a52 alip kalan parayi egede antalyada ez.

Fakir bir insanın cebinde 20 bin liralık telefon olması bazen telefoncu dayıların haklı olduğunu düşündürüyor bana :) Tercih senin elbette ama genç yaşlarda olduğunu düşünerek 6-7 binlik iyi bir telefon alıp üstünü eğitim gideri olarak harcamayı düşünürdüm. Hiç olmadı ye iç gez toz seviş yine kısıtlı parayı telefona gömmekten iyidir. Yapma bence.

kişinin önceliklerine göre çok değişebilen bi durum bu. benim elime o paranın 5 katı geçse de bi telefona o kadar para vermezdim sanırım. işimi görebilecek fiyat / performans ürünü bi telefon alıp kalan paranın tamamını gezmek, tatil yapmak, değişik yerler görmek için harcayabilirdim ama bilgisayar dışında herhangi bir elektroniğe 5 haneli rakamlar ödemezdim.

Hayatta almam. Birikim sadece ev, araba için yapılmıyor. Bir gün istifa edersin, iş bulana kadar birikimin seni rahat ettirir. Ya da ne bileyim, dişin ağrısa iyi bir dişçiye gitmek için bile birkaç bin lira harcıyorsun. Ne zaman paraya ihtiyacın olacağı belli değil. O yüzden en fazla 10 bin liraya telefon alırdım. 10 bin liraya mis gibi telefonlar var.

Alırım. Çok paraya ihtiyacın olursa satar daha ucuz bişey alırsın zaten seneye. Benim geçen sene 8-9 bine aldığım telefonu şimdi ikinci el 20 bine satıyorlar :)

Al

almam

Elimdeki telefon bozulmadığı sürece değiştirmem. Yapması gereken her şeyi yapıyor zaten.

al gitsin. 5 yil gayet uzun bir sure telefon icin. yenisini de bir bes sene daha kullanacak gibi dusun. o bes sene icinde eline gecen parayla yaparsin digerlerini, daha kaliteli Ispanya fotograflari cekebilirsin :D

Zaten işin doğalı TL almak. Soruyu tam anlamadım.

Sorunuz tam anlasilmiyor ama yurt disindan gonderecek kisi direk Wise kullanirsa o taraftan dolar atip sizin tarafa direk TL hesabina yollayabilir Wise uzerinden.

Wise in internet sitesinde swift kisminda su yaziyor , bu sebeple sordum.
We’ll return payments from countries not on this list to the sender. This can take 3–10 working days.
Turkiye liste icerisinde degil.

Swift degil cunku bu islem. dolari TL'ye donusturup gonderme islemini yapiyor wise.

bakacaginiz article bu: wise.com

karsi taraf hedef olarak TRY sececek ve sizin hesap bilgilerini girecek, bunu yaparken orada butun masrafi gosterecek. TL olarak aldiginiz icin size herhangi bir masraf da olmayacak.

aynı kombinasyonu yakalamak isteyen biri olabilir, ben de kendi adım için yapıyordum oradan biliyorum :))

phishing denemesi de olabilir. mailin otantik olduguna dikkat etmekte fayda var.

onu bile otantik olmadigi halde oyle gostermenin yontemleri var.

klasik onlemlerinizi alin. kaynagi belirsiz mailleri acmayin ya da actiysaniz bile linklere tiklamayin, yonlendirmelerini takip etmeyin. inanmayin. dogrulugunu surekli sorgulayin.

son olarak bir ihtimal bug bile olabilir. rast gele sifre gonderme durumu. yani size ozel olmama ihtimali her halukarda var.

birisi kendi hesabi sanip girmeye calisiyor. benim sadece adim ile outlook hesabim var, ona neler neler geliyor. otel rezrvasyonlari, site uyelikleri.. bir email adresinin kurtarma hesabi olarak bile ayarlandim. yani her kimse hesabinin adini dogru duzgun bilmeden kurtarma hesabi olarak secmis :D resmen hesabini bana teslim etti haberi yok.

tiklamayin hicbir yere bir sey olmaz. hesap ayarlarinda giris yapulan yerler vb gosteriyor sanirim. bir de diger oturumlardan cikma sansi var. bir bakin.

kavala'da taverna yani balık resturantlarına girip bol bol meze yiyin.

Akropolis ve Arkeoloji Muzesi diyecegim ama onlari zaten listeye eklemissinizdir. muze kart gibi bir sey yok. ilk Pazar gunleri ucretsiz oluyor ama bu yazin gecerli degil (Eylul-Mart arasi olmasi lazim)

* Ancient Cemetery, www.greeka.com (cokca kaplumbaga goreceksiniz)
* Agora > ancient-greece.org
* Lycabetus tepesi var, merdiven cikmak yormaz diyorsaniz cikinca manzara bekliyor. (gerci teleferik de var sanirim ama ben kullanmadim sahsen) > whyathens.com
* Akropolis manzarasini gormek isterseniz> www.greeka.com
* biraz uzaklasirsak Sounio var (otobus var normalde ama arabaniz varsa daha kolay) > www.visitgreece.gr

restoran cok var, tavsiyem google maps'te yorumlarina bakmaniz, hatta menulerine vb. benim icin bir yerde tzatziki 3-4 euro ise fiyatlar normal kabul edilebilir oluyor. tzatziki indeksi diyoruz buna kendimizce :)

ha az kalsin unutuyordum. "To Nisi" (το νησὶ) diye bir restoran zinciri var burada. eger doya doya yemek ve fix ucret vermek istiyorsaniz burayi es gecmeyin. mezeler ortalama lezzette ama yine de denemeye deger. ev yapimi ouzo, sise bira, icecekler, et, balik, deniz mahsulleri vb her sey. kisi basi ucret senelerdir 13 euroydu, bu sene 14 olmus diyorlar henuz gitmedim.

guneyde (20-30 dk) Pire sehri var, oradan yakin adalara gunubirlik gidebilirsiniz. (Aegina, Agistri, Hydra vb).

Ben Pire'de yasiyorum. eger bira seviyorsaniz Pire'de Mpyrama'ya gitmenizi oneririm (her cesit birayi en ucuza bulabileceginiz yer)

Kavala'ya hic gitmedim, Selanik'e bir defa gittim cok bilmiyorum.

park yeri bulmak cok kolay olmayabilir. Atina merkezde yanlis yerlere sakin ha 5 dakikalik bile park etmeyin, burada polis araci cekmiyor plakasini sokuyor (bayaa gozlerimle gordum sokerlerken) sonra ugrasiyorsunuz. yine boyle Turkiye'den gelen bir arkadasin kiralik aracinin plakasini sokmuslerdi de bi ton ugrasmisti sonra.

ay sonu Muse konseri var. ben gitmek istiyordum sahsen ama seven kimseyi bulamadim. tarihler uyuyorsa, ve seviyorsaniz aklinizda olsun www.viva.gr

onun disinda sorunuz olursa mesaj atin. hemen gormeyebilirim zira bu aralar pek giremiyorum ama illaki cevaplamaya calisirim.

Her şey'den önce Atina'ya kadar gidecekseniz Meteora'yı görmenizi tavsiye ederim.

goo.gl

Bir de domuz eti yiyorsanız domuz etinden döner yapan yerler var, acaip lezzetli oluyorlar. denemenizi tavsiye ederim. Reçine şarabı denemeyi de unutmayın, benim favorim: Malamatina 50cl, neredeyse her yerde var.

İyi eğlenceler.

Başka yolu var mı bilmiyorum ama residence permit çıkmadan olmaz sanki.

Yani Romanya'yı bilmiyorum da misal fransa için tabiki dümdüz vize alıyorsunuz.
Eşinizin vatandaş olmasının tek olayi vize almanın kolay olması vs.

Evlenince otomatik serbest dolaşım diye bir olay yok. Ki olamaz Romanya'ya girip başka her ülkeye geçebilirsiniz bu mantikla.

bulgaristan'ı sorsanız söylerdim ama romanyayı bilmiyorum. her ülkenin kendi kuralı var.

bakmissinizdir belki bilmiyorum ama su sayfaya bir bakin. eviza.mae.ro

Şu grupta güzel bilgiler paylaşılıyor bence, postları okursan epey bir şey kaparsın, youtube videoları da yayınlıyorlar
www.facebook.com

eksi'de cok guzel detayli yazmislardi. etsy basliginda sukela modunda bakmak faydali olabilir.

eksisozluk.com

şu grup da iyi: www.facebook.com

su anda app store turkiye'yi kullaniyorum ve apple pay calisiyor. apple pay'i app store yurtdisiyken mi turkiyeyken mi tanimladigimi hatirlamiyorum, degistirebiliyorsun zaten. yurtdisindayken turkiye store'unu kullaniyorum.

Bölgeyi yaşadığın ülke yapmalısın, netflix spotify etkilenmiyor. bende etkilenmedi türk kk dan 20-30 tl çekiyor ayda beleş.

netflix + amazon prime + youtube premium + spotify taş çatlasın 100-110 tl falan. £6 yapmıyor.

sadece youtube premium £12 ingilizler için. kaba hesapla ortalama hepsine £40-50 veriyolar ayda min.

konudan bağımsız türkiye’ye büyük kıyak geçiyo adamlar :)

Yaparsın.

Settings > General > Language & Region'dan ülkeyi değiştir. Sonra kurulacak. 2 gün önce Amerika için yaptım. Eski üyeliklerim de duruyor.

uyelikler iTunes hesabin(Apple kimligi) ile alakali. telefonun bolgesi degisince onlar etkilenmez.

Apple pay icin gereklilik telefonun region'i ve kartin gonderildigi ulkenin ayni olmasi.

Demir korkuluk mu? Kaçıncı kat? Kiracının korkuluk istemesi normal, ev sahibinin yaptırıp ödemesi de normal ama çocuk daha dün doğmadıysa kiracının eve girmeden bunu belirtmesi daha uygun olurdu.

valla bizim giriş katta zaten korkulukları olan(hırsız girmesin diye) eve içinde kiracı varken korkulukları kesip hırsız girdiği için komple korkulukları yeniden yaptırmıştık ama ne bileyim hani giriş katı değilse ben olsam yaptırmam.

hani çocuğum aşağa düşmesin dedi diye 3. kata 5. kata korkuluk yaptırılmaz. hatta kendisi yaptırmak istese bile kabul etmeyebilirsiniz evime zarar vermeyin vb diyerek.

5. Kata korkuluk yaptırmayın yarın gelen kiracı söküp atmak isteyecek. Kendisi yaptırmak istiyorsa yaptırsın 5. Kattaki evde korkuluk olmaz.

Hocam 5. Kata korkuluk yaptırmak isteyeni ilk kez duyuyorum. Çocuklar için pencere kilitleri var çeşit çeşit. Onlardan alıp taktırabilirler. Daha mantıklı olur.

5. katta korkuluk mu olur yahu saçmalamış. Çocuk da böyle bakılmaz.

Uç bir fikir ama kediler için çok sağlam metalli ve kilitli sineklikler var, çocuk düşmesi de mümkün değil, hem de sinekten koruyor. Kalıcı bir ürün, sinek problemi varsa onu düşünebilirsiniz.

winblock.

Pencere kilidi almalı.
Beşinci kat için gereksiz olur korkuluk.

Yaptırmayın. Mecbur da değilsiniz, mantıklı da değil, eve değer de katmaz. Hatta değerinden götürür bile bence.
Canınız isterse kendisinin yaptırmasına izin verin. Ama giderken hem sökecek hem de söküp taktığı yerleri düzelttirmek, boyatmak şartıyla.

çok keyfi bir şey. bence yaptırmayın.

hani eve katma değer katmayı bırak, bence kötülük resmen eve.

5. Kattaki eve taşınacak olsam korkuluk olmasını yadırgarım. Mümkünse de ev sahibine sökülüp sökülmeyeceğini sorarım. Bunu anlatıp bu eklemenin evi olumsuz etkileyeceğini, çok isteniyorsa kendilerinin yaptırabileceğini söyleyebilirsin.

Çocuk mocuk diye uzatırsa yukarıda bahsedilen koruma yöntemlerini önerebilirsin.

Sakın. Elinizi verir kolunuzu kaptırırsınız. Evi tutarken 5. Kat olduğunu bilmiyo muydu?

kucuk cocugum var 5. katta ev tutmayayim diye kendi dusunecekti ya da tasinmadan size soracakti. cocuk 1 ayda olmadi heralde.

1 ve 2inci kat olsa neyse de o kadar yüksek katta olmaz.

Daha sonra sökmek ve ilgili yerleri tadil etmek şartıyla kendi yapabilir istiyorsa. Ya da sağlam bir sineklik takabilir isterse.

besinci katta korkuluk mu olur allah askina adama gulerler. besinci korkuluk da nasil yaparlar bilmiyorum. cok zor imalat olur o.


iceriden alinan cocuk ve hayvanlar icin onlemler var onlarda alacak kiraci ag pencere kilidi vs ya da 20 cm e kadar acilan cam anahtarlari var vs.
biz hastane yaparke psikiyatri bolumundeki camlari 20 cmden fazla acilmayacak sekilde takariz. atlayanlar oluyor cunku

eve deger katmaz hatta degerinden goturur +1
5. kattaki evde korkuluk gorsem yadirgarim +1 (demek ki bolge guvebli degil hirsiz giriyor vb)
cok keyfi bi sey +1
yapmasi zor ve pahali olur +1
cocuk dun dogmadiysa girmeden niye konusmadi +1
cocuk boyle bakilmaz +1

sanirim bir tek kiraciniza mantikli geliyor bu olay. kapiyi pencereyi acip cocugu gozetimsiz salmak istiyor herhalde.

bence kendi yaptirmasina da izin vermeyin. sineklik belki ama onu da yapiyorsa kendi yapsin (hic ev sahibi olmadim ama bunlar ekstra seyler ev sahibinden istemek mantikli degil)

yedeklendiğine emin ol ondan sonra sil.

google fotograflarda "cihazdan sil, cihazda yer ac" diye bir sey var. o zaten yedeklenmemis olanlari silmiyor. bir bakin.

tam aradiginiz sey gibi degil ama aradan o ornegi verince su geldi aklima gecenlerde yazilmis... (bkz: 136477759)

(bkz: deyim öyküleri)

maalesef bunlar değil. sonradan aklıma geldi. eşik anlamına gelen threshold kelimesinden falan da bahsediyordu.

buldum.
eksisozluk.com

evet, aynı kutuya koyup arkasındaki tuşa basınca eşlenir

evet. makalesini de vereyim tam olsun
support.apple.com

benim hattıma ara ara geliyor hiç bir şey olmuyor.

faturayı sen ibraz etmiyorsun, satan adam halledecek o işleri. senlik bir şey yok. arkadaşına git söyle direkt.

selam. kurtarma derken, kopyalama islemi geri alinamiyor oncelikle onu soyleyeyim. tek numara eslestirme yapip imei numarasini telefon numaraniza baglayabilirler. ama bu proses degismis olabilir.

saticiyla ilesitime gecin. buyrun aradiginiz sayfa, en alttan ucuncu madde

tuketici.btk.gov.tr

gideceginiz ulke=x

"responsible hosting in X" diye arayin google'da, airbnb makalesi cikacak. orada host sizden ne isteyebilir hepsi yazar.

son dediginiz CBT olsa gerek.

yani (bkz: bilişsel davranışçı terapi )

bunlar zihinsel rahatlamadan ziyade, bilinçaltını kazmaya ve travmaları çözmeye yönelik çalışmalar.
yani bilinçaltı çözümlenmeleri sonucunda hayatın genelinde zihinsel rahatlama da olur tabii ama asıl zihinsel rahatlama getiren şey meditasyon.

aynı zamanda, geçmişten kopma diye bir şey de yok.
geçmişi geride bırakabilmeyi sağlamak önemli.
yani bu çalışmalar travmaları çözdüğü için dolaylı olarak hayatınızı yaşayabilmenizi ve anda kalabilmenizi sağlıyor.
yoksa eternal sunshine misali geçmişi silip kopmuyorsunuz.
bilmeyenler için bunun önemli bir detay olduğunu düşündüğüm için yazma ihtiyacı duydum.

access consciousness, aile dizimi, jean adrienne sistemi ilk aklıma gelenler.
direkt bilinçaltı çalışmaları ve teknikleri de var.

nmbr14.com

Semantle var. Sınırsız tahmin hakkın var, tahmin ettiğin sözcüklerin aranan sözcüğe anlamlık derecesine göre yakınlığını gösteriyor. Verilere göre bulmaya çalışıyorsun. 20 tahminde de bulabilirsin 250 tahminde de. Bazen uyuz etse de gün içinde boş kaldıkça dur bi iki tahminde bulunayım oyunu. Türkçesini de yaptılar bu arada ama Türkçe sondan eklemeli dil olduğu için İngilizce kadar verimli olmuyor bu oyunda

Microsoft Casual Games'te ne var ne yok onları oynuyorum ben senelerdir. Wordament, Sudoku, Solitaire vs günlük challengelar.

her gun oynadiklarimiz (hepsi gunde bir defa)

quordle - wordle'un 4lusu, ayni anda 4 kelimeyi tahmin etmeye calisiyorsunuz. pratik yapma imkani da var. - quordle.com
mathler - bir sayi veriyor. 0-9 ve 4 islem kullanarak o sayiya ulasmaya calisiyorsunuz. mathler.com
waffle - soldan saga yukardan asagi filan, yine kelime tahmin etmece wafflegame.net
worldle - harita cikan ulkeyi tahmin etmece - worldle.teuteuf.fr

Birbirini kesen 3 tane metro, bir de metronun birinin devamında (kırmızı hat olması lazım) banliyö treni var. Bunların gittiği yerlerdeki otellere bakabilirsiniz. Hangi muhit ne derece güvenli onu bilemiyorum tabii. Acropolis'e yakın yerlerdeki oteller aşırı turistik kafasıyla pahalı haliyle. AirBNB bir seçenek olabilir. Athinas Street Inn'de kalmıştık arkadaşla. Meşhur meydana yürüyerek bi 15-20 dk. mesafede ama nispeten daha ucuzdu. Metro durağına da çok yakın. Yine de AirBNB'ye göre pahalı kalabilir.

selam. Atina'nin guneyinde (Piraeus) yasiyorum. bahsettiginiz yer Syntagma civarinda sanirim. (merkez diye tabir ettigimiz yer)

uber var ama normal uber gibi degil sari taksi olarak hizmet veriyor
taksi icin de taxibeat uygulamasi var online taksi cagirabiliyorsunuz. mesela benim evime merkezden 20 euro tutuyor ama otobus 24 saat calisiyor yarim saatte bir de olsa ve gayet de hizli geliyor. eskiden cikar gece 3 gibi donerdim tek basima.


metro da geceleyin var ama mesela tren yok.

Piraeus, Kallithea, Neos kosmos, Nea Smyrni civarina bakabilirsiniz. bu bolgelere ya taksiyle cok fazla tutmaz ya da toplu tasima gider. (Piraeus biraz daha uzak tabi)

guvenli olmasina gelirsek, ben olsam kato patissia ve victoria civarindan uzak dururum.

airbnb yaygin burada baya, ona bi bakin. sozluktan mesaj atabilirsiniz sorunuz olursa.

Yakın zamanda atina'daydım. Yunanistan'a da sık sık giderim. Son gittiğimde Atina çok iyi durumda değildi güvenlik açısından.

Plaka tarafları iyidir.

Merkezden çok uzaklaşmamanızı tavsiye ederim. Ciddi manada bu göçlerden sonra sıkıntılı mahalleler oluşmuş durumda.

Bizimkiler gibi dolandırıcı taksiciye denk gelmeniz çok olası o konuda da dikkatli olun. Mümkünse uber taksi kullanın.

Hiç önermiyorum. Bir süre sonra alıp bir kenara atacaksınız. İlla alıcam diyorsanız Oral-B Pro 750 fena değil o fiyat bandında.

ben devamli kullaniyorum valla kenara atmalik bir durum yok. oral b'nin orta bir modelini almistim 2 sene once. simdiki aklim olsa direkt en ucuzunu alirdim, ufak tefek gereksiz detaylar haricinde aralarinda bir fark yok diye dusunuyorum. telefona baglanmasinin falan hicbir faydasi yok mesela.

orta halli bir şey almanı öneririm. ekstra gereksiz özellikler için dünyanın parasını vermeye gerek yok bence. bana kalsa aslında hiç gerek yok.
2 sene önce hem bana hem eşime oral b giriş modeli (vitality 100 sanırım model adı) aldık birer tane. ben hiç sevmedim duruyor kenarda. eşim 2 yıldır aralıksız kullanıyor.

@teritori +1

En sonunda fiziki olarak hepsi aynı işi yapıyor, giriş seviyesi bir fırça alıp çok rahat kullanırsınız.

Oral b'nin giris modeli cok makul. Bende 4-5 yildir var, ilk kullandigimda dislerimi eskiden fircalamiyormusum yahu demistim ben de...

benim anladigim en ucuzlarin malzeme kalitesi cok dandik oldugu icin o kadar ucuz oluyor, ama ileri seviyelerde de yok su ozellik yok bu ozellik derken gereksiz pahali oluyor. yani bana gore bir seviyeden sonra hepsi ayni.

bu arada ben de cok on yargiliydim bu cihazlara ama cok buyuk rahatlik, kenara atilacak bir sey olsa ilk ben atardim.

bende en ucuz oral b'yi almistim. ben de severek kullaniyorum. basliklari digerleriyle uyumlu zaten o bir avantaj.

kardesime de aldim benden sonra, o pek sevmedi mesela. onunkinin benimkinden tek farki sarj olup olmadigini gostermesi. benimkinde bunu bilme sansi yok o yuzden gece takiyorum sabah aliyorum (bi hafta filan tekrar sarj gerekmiyor)

bir de pilli olanlar var, bir daha alirsam onlari alabilirim. dis fircalamanin ortasinda anidan durmasi uyuz ediyor. (gostergesi de olmadigi icin bilemiyorsun ne zaman duracak...)
sarjli pil evreninde yasadigim icin yeni pili takmak daha kolay olurdu. hem boylece daha uzun sure kullanabilirim pil bittiginde cope atmak zorunda kalmayacagim icin.

Korkutmayım ama bazen gelmiyor. Bazen de tat koku bozuluyor.
-> anosmi
-> parosmi

Semptomlardan en son biteni tat koku. Bende 12-13 gün sürmüştü galiba. Yanlış hatırlıyor da olabilirim. Epey zaman oldu.

Parosmi geçmedi. Hala bazı şeylerin tadı ve kokusu farklı geliyor. 17 ay olmuş toplamda. Bundan sonra da geçmez heralde diye takmıyorum.

Benim birinci haftadan sonra yavaş yavaş gelmeye başladı; ikinci hafta sonunda hiç covid olmamış gibi koku alıyordum.

Bir iki yiyecek tadinda hafif bozulmalar devam ediyordu; son 4-5 aydır normale döndü. Toplamda 1 sene olacak covid gecireli.

Çok kişiden kişiye değişen bir durum. Arkadaşımın koku almasi 6 ayda ancak normale dönmüştü.

keskin kokular çekin demişti birisi. şampuan, kolonya koklamıştım, sonra düzelmişti. ama yine 10 gün falan da olmuştu. ilgisi var mıdır bilemedim :)

6 aydır gelmeyen var :(
ama ortalama 3-14 gün gibi duydum çevremde de

kasimda gecirdim. sifir koku olayi 10gun sonra filan gecti. su an koku aliyorum ama her sey ayni kokuyor gibi geliyor. ornegin butun sampuanlar igrenc kokuyor. 3 yildir sevmedigim oda parfumu kokusu cok guzel geliyor. her sarapta vanilya tadi aliyorum vb vb

erkek arkadasimda koku hic geri gelmedi o gunden beri. zorluyorum bazen bak bu sarimsak bu limon. nope...

Daha kullanışlı olduğundan? Ve buzdolabı kısmındaki şeyler göz seviyesinde oluyor.

kullanici deneyimi tasarimindan dolayi. sebebini biraz insan aliskanliklarinin degismesine bagliyorum. eskiden annelerimiz oraya dondurulacak ve aylar sonra kullanilacak seyler koyardi. simdi genelde saglikli yasam, alisverisle vakit kaybetmeme vb.. sebeplerden dolayi dondurulmus bamya, dondurulmus simit, dondurulmus kofte gibi hemen aksama yapabilecegi seyler koyuluyor. daha kolay ulasildigi ve gorundugu icin alta alindi bence.

arkadaşlara ek olarak enerji tasarrufu da var .alt kat buzluğun soğuması daha basit motor a yakınlık açısından.

ama eşim kullanışlı değil bu diye değişmişliğimiz de var.

soğutucu kısmı daha günlük kullanılıyor ve el-göz hizasında günlük kullanım ürünlerinin yer alması kullanan kişi için daha kolay.

ama benim gördüğüm kadarıyla buzluk aşağıda olunca ebatlar aynı olsa bile hacmi düşüyor buzdolabının, neden bilmem.

Kullanımı deneyimi açısından koyuyorlar. Ama bence üstte olması daha kullanışlı.

teknik olarak altta buzluk soğutucunun üstte olması hep sorun yaratıyor derdi yakın bi usta abim.

şöyle birşey var o buzdolapları genç evliler için mantıklı olabilir ama 55+ yaş larda olmaz. üst kattan bir şey almak için merdiven ister.

bence de talep. denemisler kullanan seven talep eden olmus. ben sahsen ozellikle oyle olan aldim. cunku sebzeleri unutmak istemiyorum altta.

ama ote yandan eski buzdolabimda da (ki epey eskiydi ELCO marka belki 15 yillik) buzluk alttaydi. cok yeni bir sey degil belki de.

Açık. Okunup okunmadığını görmek istiyorum.

Hepsi kapalı ilk çıktıkları günden beri. Kime ne zaman neden cevap vermediğim konusunda insanların fikir yürütebilme imkanının olmasından rahatsız oluyorum.

kapalı. böyle bir özellik olduğunu bile unutmuşum hatta.

Kapalı. Bir sebebi yok.

Kapalı. Rengini sevmedim.

Açık. Başkası mesajımı okumuş mu görmek istiyorum

Açık. Niçin? Niçin olmasın?

kapalı. tripcanlarla uğraşmamak içün.

Özelde açık şirket hattında kapalı

Açık. Son görülme saatim de açık. Vardır herkesin kendince sebepleri ama birinin mavi tiki kapattığını fark edince puanını kırıyorum. Canı ne zaman isterse o zaman cevap verme rahatlığına sanki kendi imkanlarıyla ulaşamıyor da bişeyin birinin yardımına ihtiyaç duyuyor gibi. Bi çeşit zayıflık geliyor bana.

kapalı.

her arayanı da anında açmam. öyle gıcık biriyim.

açık saklı gizlim yok

açık. ayarları kapalı birini görünce aha bu da kendini çok ayrıcalıklı ve özel zanneden, sabancı triplerindeki tiplerden biri pehhhh diyorum. görüldü yapıp yanıt yazmazsam buna hiç bir arkadaşım bozulmuyor. ya da onlinesin bana yazmıyorsun diyen adam seçmiyorum. özelliklerde sorun yok, seçilen insanlarda sorun var. gibi gibi.

son görülme kapalı, mavi tik açık.

açık her şeyim.
neden kapatmam gereksin bilmiyorum.

işim varken yazılanı okuyup yazacağımı sonradan yazdığım da oluyor.
en fazla "pardon hemen yazamadım" diye giriş yapıyorum gerekirse.
çok da şey yapmamak lazım gibi.

Açık. Son görülme de açık.

Kapatmak için bir sebebim yok.

açık. en baştan beri hiç karıştırmadım o özellikleri. uğraşmam. gece vakti neden online'sın, gördün neden cevap vermedin vs diyen, düşünen biriyle birlikte olmam, arkadaşlık yapmam. benim de böyle şeyler aklıma gelmez.

Açık,çünkü neden olmasın, varsayılan ayarı o şekilde, kapalıya çevirmek için bir sebebim yok, açıkçası whatsapp mesajlaşmaları üzerinden çıkarım yapmayı komik buluyorum.

Açık. Tam olarak @incredi ve @phoebe +43

kapali. unuttum bile +1 (son gorulme de ayni sekilde)

biri mesajimi gordu mu gormedi mi veya ne zaman online oldu bilmek istemiyorum.

kapalı.

hem kendim için kem karşıdaki için. mesajımı okudu/okumadı online oldu yazmadı triplerine girmek ve kimseyi bu triplere sokmak istemiyorum.

bilmemek mutluluktur.

Hepsi kapalı. Çok anlamsız geliyor.

mavi tikler açık. son görülme saati kapalı.
mavi tik bana samimi geliyor. son görülme de bir o kadar hadsizce.
son görülme için dolu dolu bir sana ne? diyebilirsin ama mavi tikte 2 kişiyi bağlıyor olay. mesajın gidip gitmediğini bilmek önem arz edebiliyor. cevap gelir gelmez o ayrı. trip atma hakkımız yok. bunun bilincinde kullanırsak mavi tik candır.

Microsoft OneDrive üyeliği iOS OneDrive uygulaması üzerinden yapılınca aylık 15 TL. 6 kişi için aylık toplam 24 TL (kişi başı 4 TL yani). Office uygulamalarını 5 farklı cihaza (PC, Mac, iOS vs.) yükleyebiliyorsun. Üstelik her kişi için 1 TB bulut da var.

500 lirayı tek seferde vermek yerine aylık 15 lira ya da ortak bulursan çok daha düşük fiyata alırsın.

Yok veremem dersen illegal yöntemlere başvurman lazım. Onu da burada paylaşmak yasak.

Istanbul Üniversitesi email veriyor, bilgi işlem sayfasındaki yönergeleri takip edin. Oradan da üniversitenin sağladığı Office365i kullanırsınız.

Oradan öğrenci eposta için talepte bulundum olmadı aradım ama ilgilenen kimse yok

verilen cevaplara ek olarak, amac word excel kullanmak ise (yani is icin dediniz o yuzden belki baska durumlar vardir) ben googledocs kullanmanizi oneririm. tabii ki ayni sey degil ama hemen hemen her seyi onda da yapabiliyorsunuz. ben gayet mutluyum kendisiyle ve kisisel bilgisayarima bir daha yukler miyim emin degilim.

libre office var bir de alternatif, ucretsiz.

Apple'in office programlarina sozde esdeger programlari page/numbers vb diyecegim ama onlar birebir ayni degil o yuzden hic demiyorum.

her kullanımdan sonra üstüne bol bol tuz dök. veya yağ da olur.

tereyağı ile kapla üstünü kullandıktan sonra.

Kullanınca ortasında açılan çukuru düzleyip üzerine ince bir tabaka zeytinyağı ekleyerek

zeytinyağı eklersen yağ donar :) çiçek yağı eklemen lazım.

Cam kavanoz salçalar konservelere göre çok daha uzun ömürlü oluyor ağzı sürekli kapalı olduğu için. Yine de küfleniyor dersen ayçiçek yağı +1

Ayçiçek yağı eklemen gerekiyor ama tek başına işe yaramayabilir, salça kavanozuna soktuğun çatalın/kaşığın da temiz olması gerekiyor.

buzluğa atabilirsin.

küçük cam kavanozlara çok doldurmadan bölüp buzluğa atın. uzun yıllardır böyle kullanırım. en ufak bir lezzet kaybı olmaz.

Cam kavanoz buzlukta patlamıyor mu?

Salçayı küp şeklinde olan bir kap bulup içine doldur sonrada buzluğa at donsun. İstediğin zaman istediğin miktarda çözdür

buz kalıbına bölüp buzluğa atın. donunca küpleri kalıptan çıkarıp buzdolabı poşetine doldurun. buzlukta saklayın. yemek yaparken bir küp alıp tencereye atın. tat değişmiyor, hiç de ziyan olmuyor bu şekilde.

Salça markanızı değiştirin. Olca ya da öncü ya da ev salçası bulabiliyorsanız ondan alın.

Kullandıktan sonra üst kısmına yağ eklemek bir çözüm. Hangi boyda kullanıyorsunuz bilmiyorum ama tat'ın 170 gramlık salçaları da var.

Teneke kutuyu buzluğa atın. Donmuş haliyle bıçakla oyup tavaya alın, hiç bekletmeden buzluğa geri atın. Ben hep öyle kullanıyorum. Cam kavanoz da paylamaz aslında, içeriğinde su oranı düşük olduğu için. Genellikle içi sıvı şeyler genleşme farkı yarattığı için camı patlatıyor

buzluk +1

buzluga kup kup koymak da olur elbette ama ben buzlugu dovmek istemedigim ve sacla lekesiyle ugrasmak istemedigim icin strec filmle koyuyorum.

strec filmleri belli boylarda kesip icerisinde tek kullanimlik salcayi koyuyorum ve sariyorum. sonra buzluga atiyorum (plastik bir kap icerisinde duruyor) lazim oldukca aliyorum.

uzerine yag tuz vb dokme kesinlikle bende ise yaramadi. hos yarasa da ugrasamam her seferinde. bu yontem kesinlikle en pratik cozum.

Bir depo ile gidersiniz, oradan da bir depo alır dönersiniz. Orada fiyatı ne kadar acaba? Ortalama 2,2 euro gibiydi en son avrupa fiyatları. 100-110 euroya doldurur gelirsiniz herhalde.

Araçla çıkmak için gerekli sigorta masrafını da hesap etmeli.

Muse konseri sanirim :)

Ben Atina'da yasiyorum. burada yasayanlar burdan Atina'ya surekli gidip gelir, hatta beraber gidip masraflari paylasir.

benzinle beraber tolls faktorunu de unutmayin. cok fazla gise var. yanilmiyorsam 15 tane filan gececeksiniz ve totalde 40-50 euroyu bulabilir odediginiz (tek yon)

su gruba girin isterseniz www.facebook.com
belki baska gelmek isteyen bulur masrafi paylasirsiniz. olmadi daha once konuyla alakali sorulan onlarca sorudan faydalanirsiniz.

edit: soyle bir site var www.viamichelin.com

@supergirl Evet Muse konseri :)

Michelin'in sitesi çok iyiymiş dediğiniz gibi 40 küsür euro yol ücreti çıkarıyor.

Facebook hesabım yok ama eşimin vardı sanırım gruba da dahil oluruz.

Peki kalacak yer için nereyi önerirsiniz? Bir veya iki gün kalırız herhalde çok lüks olmasına gerek yok çok salaş da istemeyiz temizlik vs. açısından.

Atina'ya değil ama Yunanistan'ın öteki ucundaki Lefkada adasına gittim. Otoban dedikleri ve 30-40 km'de bir 1 ya da 2 avro aldıkları yollar bizim normal ücretsiz şehirlerarası yollarla aynı seviyede. bazen daha da dandik. Sınırdan girişte Kavala'da 2 gün, Selanik'te 2 gün kalıp Atina'ya geçebilirsiniz. Selanik Atina arası oldukça uzak bir mesafe yalnız, arada bir yerde gece kalmanız iyi olur.

Arabayla Avrupa turu uyuşturucu gibi, bir kere yaptıysanız bir daha gözünüz, cebiniz ve mantığınız Türkiye'de tatil yapmayı reddediyor. Ben 7-8 kere yaptım bu eylemi ama şimdi dolar yüzünden resmen uyuşturucu krizine girmiş gibi acı çekiyorum gidemeyeceğim için. Avro 2 tl iken Avrupa'da arabayla fink atıyordum.

kalacak yer bulmaniz cok zor olmaz, airbnb'den bakabilirsiniz. konser yerine yakin bir yer bakabilirsiniz veya merkezi olsun derseniz daha cok seceneginiz olacaktir (bu durumda viktoria civarindan uzak durmanizi tavsiye ederim)

gorur. sonucta o B kisisinin hikayesi artik.

edit: hmm eger goremiyorsa tuhafmis. ama dusununce mantikli olabilir. merak ettim, deniycem.

Hayır göremiyor. A b c kafam karıştı :) Deneyimlediğim şekliyle anlatıyorum.
Ablam eşimden hikayesini gizledi.
Sonra ablam beni etiketleyerek bir hikaye paylaştı.
Ben onu hikayeme ekledim.
Eşim benim o hikayemi göremedi. Çünkü orjinali ablamın hikayesi sonuçta.
Üzerine bir güncelleme vs geldiyse bilmiyorum. Birkaç ay önce denemiştik.

@supergirl deney sonuçlarını bizimle de paylaşırsanız, insanlık olarak bir adım daha ileri gitmiş oluruz :)

su an denek yok etrafimda ama cidden deniycem :D

reddit'te biri denemis ve diyor ki B kisisi bunu paylastiginda C kisisine "this story is not available" cikiyormus. bu bana cok mantikli gelmedi (cunku herkes paranoya yapar o zaman) ama yine de paylasmak istedim. deneyince sonucu yazarm :D

www.reddit.com
.

zamanında şöyle bir şey deneyimlemiştik.

Benim hesabım gizli, ben bir hikaye paylaştım ve bir arkadaşımı tag'ledim. O arkadaşım da benim hikayemi kendi hikayesine ekledi. Arkadaşımın hikayesini sadece ikimizin ortak arkadaşları görebilmişti.

Neye göre değişiyor bilmiyorum, çünkü ben bazen takip etmediğim gizli hesapların hikayelerini görebiliyorum arkadaşlarımın paylaştığı.

Ya tutarsa iste. Gonderirse kar, gondermezse gondermez.

sponsor olucaz anlaşma yapıcaz diye avlıyorlar. değerli bi hesapsa ödüyorlar

nasıl yani linke tıklamak yetiyor mu yoksa linke girip şifre mi giriyorlar?

tiklanilan linkte instagram arayuzu var, kullanici adi ve sifre giriyorsun, kullanici adi sifre dogru degil diye hata veriyor sistem ama bilgiler coktan mail olarak gitmis oluyor karsi tarafa. 2 faktorlu koruma yoksa direkt giris yapiyorlar hesaba.

benim çaldıran arkadaşlarım hep 36 saat nöbet çıkışı yorgun haliyle o bahsedilen linke basıp çaldırdı. Muhtemelen insanların dalgın anına geliyor işte. Zaten olayın fake olduğunu fark edip dolandırıcıyla geyik muhabbeti yapanlar var twitterda arada düşüyor önüme :d

sana www.instagrm.com/login diye link atıyorum oraya da aynı instagramın giriş sayfasının bire bir aynısını yapıyorum.

sen fark etmeyip basınca ig anasayfasına geldim sanıyorsun aa neden çevrimdışıyım diye kullanıcı adı şifre giriyorsun

yani benim sayfama giriyorsun bilgilerini

yerse işte.

linke tiklayarak degil de tikladiktan sonra bilgileri girince (veya erisim izni veriyorlar bilmiyorum) oluyor olan.

bir arkadasima da ekran goruntusu atmislar "bak su kisi sikayetvar'da senin onu taciz ettiginden bahsediyor" diye, cidden ekran goruntusu de yapmislar. sonra al bak burda diye link atmislar ama link sikayetvaar ve girince (tahmin ediyorum) sifre filan soruyor.

yani aslinda dusmek cok kolay degil ama artik nasil zayif yerlerine geliyorsa insanlarin giriveriyorlar sifreyi.

Bkz: phishing

no worries (derdim ben)

İngiltere taraflarındaysan cheers de diyebilirsin. Her selamlamaya cheers diyordum ben çok keyifli :D

Yeap! Ya da yup!
Don’t mention!
Cheers!
Sure

Resmi: "You're welcome"
Beyefendi: "My pleasure"
Casual: "Anytime"
Umursamaz: "Yeah"
Gangster: "Forget about it"


Teşekkürün sebebine bağlı olarak "Don't worry about it", "It was nothing", "Don't thank me yet" ya da "Take your mother and go" gibi karşılıklar da olabilir.

Yani kapıyı tuttuğun kişi mesela "thank you" diyorsa cevap olarak "yeah yeah don't let it hit you on the ass" de denilebilir. Bunlar hep İngilizce işte.

Not problem

Amerikali arkadaslar "sure thing!" kullaniyor cokca.

Avusturalya'da "no worries" cok kullanilir

kapi acma tesekkurunde "no problem" en uygunu bence.

Not at all

no worries,
no problem,
all good,
it's fine,
my pleasure
pleasure

no problem.

Seneler önce iphone 7 aldırmıştım Amerika apple storedan.Ve özellikle buradaki modelin kodunu buldurmuştum arkadaşıma,garantisi 2 yıl olsun ve şebeke frekans problemi yaşamayım diye.
Buraya geldiğinde akasya apple store a götürdüm, garantisi 1 yıl dediler.Ve kesinlikle frekans problemi var, buradaki operatörlerde sorun yaşadım.
Belki modele özeldir bilmiyorum ama telefon açıkken, şebeke varken ulaşılamıyor bazen.Apple store’a bu durumu isptlayamadım,böyle kullanıyorum hala.

ben 3-4 yıl önce aldırmıştım , garantisi 1 yıl oluyor TR'de. Şebeke frekans olayıyla ilgili bir bilgim yok ama.

devam ediyor evet. surada karsisinda Turkey olan modelleri tercih etmelisiniz

www.apple.com

yani koronadan mi bilmiyorum ama birkac ay once korona oldum ve ondan beri dudaklarim epey kuru evet, mevsimdendir diye dusunuyordum.

benim esas koronadan kaldigina inandigim sey agzimin damagimin bogazimin cok kuru olmasi. bunun net ondan olduguna eminim. yanimda su olmadan markete gidemiyorum.

dudak da ondan dolayi olabilir.

aynen, bende de birebir bu sıkıntı var, hatta genel olarak cildim de inanılmaz kurudu çöl gibi oldu, bugün suratım kanadı resmen. kovid'in tam bitmeye yakın olan döneminde başladı bunlar. havadan da olamaz çünkü sürekli evdeydim.

Genelde böyle hatalarda iyi hazırlanmış sistemler parayı geri yatırır belli bi süre sonra. Merak etmeyin paranız youtube da kalmaz. Bu sorunu bence youtube ile konuşmalısınız. Eğer otomatik bi kontrol yoksa siz söylediğinizde geri yatırırlar.

Youtube a mail iletin mutlaka, geri yatıracaklardır.

zimbirik'in dedigi gibi geri gelir diger ucu. bu kart islemlerinin belli bir suresi var, o sure zarfinda provizyonda kaliyor. youtube alacagini alir gerisi sure asimina ugrayip size doner.

ben olsam bir 10 gun filan beklerim. gelmezse youtube'a yazarim. aciliyeti varsa simdi yazin tabi..

o zamanki ikamet adresleri de vardı evet. 2009 yerel seçimlerinden sızmıştı diye hatırlıyorum.

Aynen. Adımı soy adımı google'ye yazınca, genealogic.review/tr diye bir sitede adresim çıkıyor. Hatta sadece benim de değil, bütün ailemin.

ben tek tek kontrol ettim.

tüm sülalem ve hatta kiracımızın bile vardı o listede.

key odemeleri diye bir sey vardi, onda da bi suru insanin adresi tc kimlik nosu sacilmisti. hacklenme filan degil yani direkt sacmislardi ortaya. rapishare'den harf harf indiriliyordu. meraktan akrabalara bakmistim vardi valla bazilari.

iPhone'un kendisinde şifreliyor iCloud ile şifreliyor zaten. üçüncü parti uygulamaları bana güvenli gelmiyor.

notlara yaziyorum. o nota da sifre koyulabiliyor. boylece yanlislikla silmek biraz daha zorlasiyor. cunku silmek istersen yeniden sifre soruyor.

icloud'un kendisinde var zaten, ben de onu kullanıyorum. şifreyi hatırla diyorsun kaydediyor. ayarlardan da istediğin zaman hepsini görebiliyorsun. telefon gitse bile yedekleniyor cloud'a.

Bitwarden kullanıyorum.

(bkz: iCloud anahtar zinciri)
+
oraya kaydedilemeyen sifreleri ben de Notlar uygulamasinda tutuyorum (banka vb). o notu da sifreliyorum. (sifre ekran parolasindan farkli bir sey olabiliyor ama not touch/face id ile de aciliyor)

Önce deli gibi çığlık atıp sonra korkudan bayılırdım.

Üstüne koşmak nedir? Bilmiyorum fiziksel olarak kendine güvenen koşar belki ama adam zaten hazirliklidir, siz uykudan yeni uyanmış sersem bir halde, bilemedim yani aşırı gereksiz bir risk.

Sağlıklı düşünürsem hiçbir şey yapmam abi bu bir risk. Sen üzerine koşunca kaçabilir de böğrüne rambo bıçağını da sokabilir, mantıklı düşünürsem bunu göze alamam ama o an adrenalinle ne yapardım bilmiyorum.

Ruhsatlı tabancamı alıp karşısına öyle geçerdim.
Kaçarsa sorun yok, kaçmazsa vay haline.

@kaptan maydanoz @Kaleci Saçlı Forvet O an koşup herifi yakalamak, saldırmak geçti aklımdan sadece. Yani beynimin bana saniyelik verdiği komut bu oldu. Ama sonradan sizlerin de ve çevremin de dediği şekilde ciddi de bir risk almışım. Beklemediği anda ben karşısında belirip aksiyona geçtiğim için onun panik yaptığını düşünüyorum, o an paniklemese ve yanında bir şey varsa (ki vardır bence) kullanabilirdi. Mantıklı düşününce böyle düşünüyorum şu an.

Ben çığlık atarım. Saldırmak bana da mantıklı gelmedi. Ya siz yaralansanız ya adam ölse çok büyük sıkıntı.

Aynen o esnada kaç ya da savaş moduna giriyorsun ister istemez hormonal bir durum bu, tabii aynı moda hırsız da giriyor yani kaçabilir de savaşabilir de, sonuç ne olur bilemiyorsun evin güvenlik tedbirlerini artırmak daha sağlıklı olur herhalde bilemedim.

Ben de sizin yaptığınızı yapardım. Ben hatta sokağa çıkıp arkasından koşardım. Telefon, bilgisayar ucuz şeyler değil. Hayatta beklemem. Evimde hırsız görsem aşırı sinirlenirim. Bir şey çalmamış olsa da senin özel alanına girmiş biri var.

Valla büyük cesaret. Bir kez başıma geldi onda da yattığım yerden balkon demirinin üstünde kafası gördüm. Göz göze geldik hemen atlayıp kaçtı zaten. Son derece erkek halimle hiç öyle üstüne atlayayım da adalete kendi ellerimle teslim edeyim, yok efendim iki tane vurayımmış ya da çekip kenara konuşayım da belki imana gelir tövbe eder vatanına milletine hayırlı bir evlat olur gibi şeyler geçmedi. Kavuşacağını bilsem belki tükürürdüm yattığım yerden. Ki düşününce mantıklı geldi. Adam pislik çıktı deyip belki hepten vazgeçerdi.

Savaş çıkarsa seni ön cepheye sürsünler. Savaşın akıbetini tarafların en iyi askerleri dövüşerek belirleyecekse eğer o sen olmalısın. Suç ve suçluyla mücadelede güvenin tesisi birimize düşecekse eğer bir gün, o da sen olmalısın.

kalp krizi geçirmezsem kovalarım.

şu an yaşadığım evde mümkün değil ama diyelim ki dışa açık bir apartman dairesinde, 1. kattayım;

hırsız ile arama engel koyarım. sandalye, ayaklı ışık, sehpa aklıma direkt gelenler. alıp bana karşı kullanabileceği bir şeyi ona fırlatmam; i.e. bıçağı alıp adama sallamam. doğruca dış kapıya yönelirim. giderken telefonumu alabiliyorsam alırım, odanın kapısını kapatırım ama kapının kulbundan tutup zorlamam, evde bir başka hırsız varsa arkamdan gelebilir. max 5 snde evin dış kapısına çıkarım. dış kapıyı kapatırım. merdivenlerden zıplaya zıplaya inerken "hırsız vaar" diye bağırırım. apartmandan çıkar çıkmaz güvenli bir yere ışınlanırım ve 155 polisi ararın. böyle durumlarda hızıma çok güveniyorum.

eski ben olsaydım, kaçmaz, hırsızı kovalar, mümkünse yakalamaya çalışırdım. yakalarsam da hastanelik ederdim.

bazi seyler baglama bakar. alanim ve kuvvetim varsa hamle edebilirim, ben koseye sikisacaksam edemem. bicak varligi ve arkadasin madde tesiri altinda olma ihtimalleri korkutucudur, kucumsenemez.

adam bulundu mu? bulunmuyor mu hala bunlar?

gecmis olsun...

biber gazım var onu sıkarım. etkisiz hale gelince hemen ok cihazımla bayıltırım odaya kitlerim ve polisi ararım.

tabi korkudan bayılmazsam

Yazın gece 10 gibi bahçe katı evde salonda oturuyordum, hırsız yatak odasından girmiş ortadaki boşluk alana çıkarken göz göze geldik ben de bağırıp önümdeki cam bardağı girdiği kapıya doğru fırlattım ses olsun diye aynı şekilde girdiği pencereden kaçtı

youtu.be

Yatar uyurum. Acayip usengec adamim kimse uykumu bolemez.

Gecen girdi sandim, iceri seslendim ne alacaksa alsin da gitsin diye. Kalkip bakmadim bile.

Zaten sirket laptoplari var, onlar disinda duzgun elektronik cihazim yok. Keske alsa da gitse dedim :D

Bizden biriymis hirsiz degilmis

Üstüne atlamam. Ama bağırırdım. Polisi arıyorum diye falan.

Açıkcası hırsızlık suçunun gerçekleşmesi için çok fazla şey gerekiyor. Sizin evde yakalansa, ürünleri götürürken yakalansa, ürünleri çalıp evine koysa ve öyle yakalansa bile hırsızlık suçu tam olarak gerçekleşmiş sayılmıyor. O yüzden polisler hırsızlık konularında kıllarını kıpırdatmıyorlar. Hırsızlık yapmak da hırsızlar için tehlikeli falan olmaktan çıkıyor bu nedenle, hüküm giymesi çok zor çünkü.
Bu nedenlerde dolayı gece gece evinize girecek kadar planlı bi iş yapan hırsızın sizi kendi evinizde yaralayacağını sanmıyorum. Bu durumda çok risksiz ve ceza bile almayacağı konuyu çok büyük bir suç haline getirmiş oluyor. ( aynı şeyi sokaktaki hırsızlar için söyleyemem. Onların madde etkisinde falan olma olasılığı daha fazla. ) bu nedenle bende varlığımı belli edip gitmesini söylerim.

Bunu geçen düşündüm. Eve bir silah almayı da düşünüyorum bu sıralar ama hırsız için değil.

Silah kullanmak bana bir şey kazandırmaz durduk yere katil de olabilirim, canımdan da olabilirim. O yüzden önce sesimi çıkarır evde ve ayakta olduğumu belli eder ve blöf yapardım. Polisim arkadaşları aradım da diyebilirim, tüfekle bir dakika içinde odadan çıkacağımı da söyleyebilirim bilmiyorum ama uykudan uyanınca güzel yalan söylüyorum. Maksat bir an önce korksun ve geldiği delikten defolsun gitsin. Kendimi ve eşimi korumak için ise b planım var artık o son çare ama.

Ustune atlasan da atlamasan da karsisina ciktiginda kacacak zaten.

Mutfaktan bıçağı kapıp önce "aldıklarını bırak, sonra yürü git ;) buradan" uyarısı yapardım sanırım. Sonrasında olaylar ne şekilde gelişirse artık. Kendi evimde yabancı bi adamı görmek anlık olarak kendimi dizginleyemeyeceğim bir noktaya getirebilir beni. Ama bu doğru bir hareket mi, değil bence.

Kapının önünde kamera var zaten. Şüphelenirsem önce kameraya bakarım biri gelmiş mi ne zaman gelmiş diye.

Odamda biber gazım var. Mesafeyi ayarlayabilirsem biber gazı sıkarım.

@e haliyle Teşekkürler. Henüz bir şey yok, 1 haftalık mevzu. Polis gerekli prosedürleri uygulayıp dosyayı savcılığa sevk etti. Bekleyeceğiz artık bir şey çıkar mı diye.

Hırsızın kaçış güzergahını kapatmamalı, aniden önüne çıkmamalısınız. Hiç bir şey hayatınızı riske atmaya değmez.

Tamam bunlar adi hırsız, eve canımıza kast etmeye gelmediler, ama siz üzerine hamle yaparsanız o da can havli ile bıçağı takabilir.

İçerden "noluyo lan" diye bağırıp mesafeyi koruyarak onun evde olduğunu anladığınızı hissettirin.

www.cnnturk.com

Allah korusun.

genelde yanlarında bıçak oluyor, bazenee silah. bizim işyerine giren haplımıydı neydi kafası milyondu ona atlasan bıçaklanmıştın mesela. büyük risk canını ortaya koymuşsun.

uzaktan polis diye bağırsanda kaçardı çok yaklaşmaya gerek yok adam orda misafir gibi durmıcak ya

gecmis olsun. okurken inme iniyordu gorsem ne yaparim bilmiyorum.

yalniz yasiyorum. oncelikle gece uyurken bazi sesler duysam kalkip bakmam. iceride biri olduguna inansam o panikle polisi aramak aklima gelir mi bilmiyorum. muhtemelen 3 km otede yasayan arkadasima yazarim.

uzerine atlama? asla. uzaktan ciglik atarim korkup kacmasini beklerim en fazla.

aslinda iyi hatirlattiniz, evde biber gazi vb bulundurmak iyi olur.

Daha önce cevaplarda mevzusu geçmişti diye yeni bilgi olarak yazıyorum; hırsızlar yakalandı. Adamlar o kadar rahat ki kısa süre sonra yeniden bizim civarlarda başka evlere hırsızlığa gelmişler ama bu kez enselenmişler.

Ruslar bunun için Sovyetler Birliği'ni yıktı abi nesi garip geliyor, adamlar seviyor.

Gider bi Double Köfteburger bir de Big Mac yerim ama çok sıra varsa işim olmaz. Bence lezzetli. Homemade burgerler ile alakası yok tabii ama spesifik bir tadı var. Ben beğeniyorum.

Bunun icin sovyetler birligini yikmalari tuhaf geliyor zaten abi iste.
Bu kadar lezzetli mi geliyor bigmac falan?

15-20 yaş aralığında olsam kesin girerdim.
asla tüketmiyorum bu arada*

bir eklemek istediğim önemli bir şey var, evet junk food içeriği kötü, çöp gıda falan ama ülkeden ülkeye içerik ve kullanılan ürünler değişiyor. bizdeki kötünün de kötüsü olduğu için buradan kıyaslama yapıp rusları anlamamız zor olabilir.

Eskiden guzeldi ozellikle mcdonaldsa ailece gidiyorduk.
Taksimde ilk acildiginda da kuyruk olmustu.
Sirayla anadoluya acildiginda da kuyruk yapiyordu.

Simdi kalitesi asiri dustu, lezzetsiz baya.
ulkeden cekilse haberim olmaz.

Belki ruslarda hala iyi kalitede urun satiyordur.

Ben yıllardır yemiyorum, ne mc ne burgerking, çünkü aşırı lezzetsiz. köfteler köfte gibi değil. eskiden nasıl yemişim anlayamamıştım son yediğimde, ya da sonradan mı bozdu bilmiyorum. yüksek fiyat ve kalitesiz ürün sunuyorlar.
butik bugercilerden yiyorum.
cevap: kuyruğa girmem.

@rewlax
10-15 farkli ulkede McDonald's denemiskmdir. Hepsi vasat. Bu sahsi düşüncem tabii ama.

Yok abi lezzetinden değil, sen yıllarca bi halkı bir şeylerden mahrum edersen halk haliyle ona daha çok bağlanır, bu da onun gibi bir şey kaybetme korkusu işte. Elde etmek için her şeyi yaparlar ülkeyi de dağıtırlar. Sen bunu fark etmişsen bu zayıflığı kullanmak istersin, bunları ülkeden çekip halkı mevcut yönetime karşı ayaklandırmak istersin. Yani sevip sevmemekle pek ilgisi yok daha çok sosyolojik bir konu.

Kılımı bile kıpırdatmam. Önünden geçiyor olsam, sıra olmasa bile girmem.

Giderim ama çok kalabalık varsa gitmem.
Burger King duruyorsa gitmem. İkisinin farkı yok benim için.

bunun icin sovyetler birligini yikmadilar. komunizm insan dogasina aykiri sacma sapan bir sistem oldugu icin cok bile dayandi.

soruna cevap: gitmem, evde yaptigim hamburger 50 kat daha lezzetli oluyor.

hayatta gitmem abi

çok fazla sıra varsa girmem ama az sıra varsa sıraya girerim ve ağlayarak bigmac yerim muhtemelen. birkaç tane de fazla alırım.

28 yaşımdayım. :(

mcdonalds yemem ama belki gidecek bi restorana giderim ben de. ruslar büyük ihtimalle çok uzun süre modern dünyanın nimetlerinden uzak kalacaklarını bildikleri için yükleniyor olabilirler.

Gitmem ama gideni de anlarım. Tadını sever, yurtdışına çıkma imkanı da yoktur son kez yiyeceğini bildiği için yer, bir gariplik göremiyorum.

Çocukken happy meal'larını ve verdiği oyuncakları severdim. Birçok insanın iyi kötü üniversite ve çocukluk zamanlarından anısı var bu tip mekanlarda. Sonuçta marka kimliğini çok öne çıkaran bir şirket mc donald's bir şekilde gıda dünyasının "ünlüsü." sırf ünlü birini yolcu etme anlamında dahi birçok kişi gidip bir son yemek yiyebilir.

Neyini anlayamadınız ki? Sizin için bir anlamı olmayan şeyin birçok insan için olabilir. Yani insanların bir şeylere anlam yüklemesi çok olağan bir davranış. Ben şahsen buna şaşırmanıza şaşırdım. Lezzetle falan da bir alakası olması gerekmiyor bunun.

Ben bayadır yemedim, ama bu aralar rejim gibi bişey yapıyorum fast food yemem yasak. Şimdi bunu okuyunca canım çekti. Kimseye çaktırmadan gidip yesem mi diye düşünüyorum. Son günleri olsa yine gider yerdim. Doublecheesespor.

Gitmem, zaten normalde de yemiyorum çok dandik bence ürünleri. Rusyayı bilmiyorum ama Ukrayna’da mcdonalds çok popülerdi, baya insanlar süslenerek lüks restorana gider gibi gidip uzun uzun oturuyorlardı. Algılar farklı yani. Starbucks da benzer muameleyi Türkiye’de görüyor mesela öyle düşün

En son 5-6 yıl önce mi yedim ne zaman yedim hatırlamıyorum.

O zaman da kötüydü şimdi bu maliyetlerle iyice kötü olduğuna eminim.

Bir tek patatesleri güzeldi çok sıra yoksa son bi patateslerini yerim belki. Onun harici hamburger için falan sıraya girmem. Beşiktaş'taki herhangi bir hamburgerci daha iyidir MCD ve BK'den.

@akhenaten
Anlayamamis olmamin nesini anlamadiniz ki:)
Bayagi dandik tatsız tuzduz 2dk da hazirlanmis fastfood sattiklari icin insanlarin boyle duskun olmasina sasirdim iste.

Bir hamburgerci oldugu icin de lezzetle iliskilendirdim haliyle. Tema parkı falan degil nihayetinde, burger restorani oldugu icin lezzetle iliskilendirdim.
Baska insanlara lezzetli mi geliyor diye merak ettim bana lezzetsiz gelen sey.

Hani McDonald's dusuk kalite bir şey, ogrenci isi yemek satiyor, bir ozelligi yok hani, o yuzden şaşırdım. Yani Newyorkta meşhur bir steakhouse kapanacagini açıklasa, insanlar son kez yemek icin akin etse tuhaf gelmez.
İyyy McDonald's tan yemek mi yenir falan demiyorum, yersin gayet de bu duskunluk tuhaf geldi ikamesi olan, ekstra bir ozelligi veya yuksek kalitesi bir ayricalogi olmayan ucuz fastfood restoranina bu duskunluk, anlatabildim mi bilmiyorum. Yoksa kendim de defalsrca yemisomdir McDonald'stan
Neden sasirmama sasirdiniz anlamadim:)


Hani bir kebabci vardir efsane kebabi vardir, insanlar kalkar şehrin dort tarafindan gider mesela. Burasi kapanacak olsa insanlsrdaki tepkiyi anlarsin. McDonald's olayinin neden tuahf geldini, aradaki farkı anlatmaya çalıştım.

Valla ben fast food severim (30 E). Normalde de basic tatları severim. Yeni şeyler tadıyım diye düşünmem ama denk gelirse ya da arkadaşlar giderse denerim.
Damak tadım öyle elimden bişey gelmiyor.
Pizzaya ketçap falan sıkarım (belki dandik pizza yiyor da olabilirim)
Akşamları neredeyse her gün dışardan yemek söylerim.
Büfelerin tavuk burgerleri hoşuma gider.
Ön bilgiden sonra;

Mc kapancak olsa sıra çok yoksa son kez bir big mc yerim.
O tadı bir daha bulamayacağım çünkü (sosu falan yapılır tabi de). Bana lezzetli geliyor ve yerken ciddi ciddi keyif alıyorum.

Demek istediğim, insanların mc donald's ülkeden çekiliyor diye oraya gitmesindeki en büyük etkeni lezzetle ilişkili görmenizin sizi yanıltıyor olabileceği. Mc Donald's bir fast food markası; buna lüks bir restoran muamelesi yapamayız. En başta kendisinin böyle bir iddiası yok zaten.

Ama mc donalds birçok kimsenin geçmişinde yeri olan, dünyaca bilinen ve üzerinden big mac endeksi gibi fiyat endeksleri çıkarılan son derece ünlü bir marka. French fries olayının geniş çapta yaygınlaşmasını sağlamış ve hamburger kültürünü dünyada yayıp insanların diyetlerine katarak çeşitli gurme burgercilerin gelişmesinin önünü açmış tarihi değeri olan da bir marka. Aynı zamanda fast food denilen başlı başına bir konseptin kilometre taşlarından. Müzelik bir marka yani.

Mc donald's'ın bir ülkeden çekilmesi onun bilinirliğiyle de birleşince büyük bir olay oluyor ve insanlar da bunun bir yerinde bulunmak isteyebilirler. Berlin duvarı da sadece bir duvardı örneğin, ancak bizim evde dahi bir parçası duruyor.

Söylemeye çalıştığım şey, bu bir gıda markası diye bu olayın yarattığı etkinin sebebini sadece ürettiği ürünlerin lezzetinde ararsanız bu sizi bir sonuca götürmez. Zannetmiyorum ki kimse mc donald's'ın çok harika burgerler yaptığını iddia etsin. Böyle bir şey yok. Olmasına da gerek yok.

Kötü bir markadan aldığınız düşük kaliteli bir gündelik kıyafet de sizin için çok daha büyük bir anlam ifade ediyor olabilir. Her zaman "ne kadar kaliteli ki sanki bir değeri olsun" deyip kestirip atamayız ki. Yumiyum görünce heyecandan zıplayan insanlar var ve bunun sebebi yumiyumun harika bir şeker olması değil kesinlikle.

Keşke toplumun sağlığıyla oynayan her firma gitse. Hamburger zaman zaman güzel bir yiyecek olabilir ama daha başarılı yapan butik firmalar var artık. Cevabımdan da anlaşılacağı gibi kılımı kıpırdatmam.

Çok kötü. O berbat şeyleri yiyip bir de üstüne asla para vermem. Ülkeden cekilseler umrumda olmaz.

Kendi hamburgerimi, mayonezimi, hardalımı kendim yapıyorumspor.

Yani şehirden gidiyor diye son kez yerdim aşırı lezzetli olmasına gerek yok. Ki zaten bazı ürünlerini seviyorum ben.

son kez yemek için kapısına dayanırım ama kuyruk varsa girmem. o kadar değil. elli çeşit alternatif var.

Bizim icin McDonalds onemli degil. Yüz tane alternatif burgerci var. Bunlarin yaninda yerli ve milli Amerikan alternatifi de var. McDonalds bu gün Almanya´da, Hollanda´da ya da Türkiye´de is yapamaz batar ise bu kimsenin ozel hayatini yerle bir etmez. Bu o ülkenin rejim degisikligine gideceginin, tekrar ice kapanacaginin, tarihinde korkulacak yerlere gideceginin gostergesi degildir. Marka basarisizliga ugramististir, batacak duruma gelmistir, o pazardan cekilmistir. Hikaye burada biter.

Bizim batili kimligimizi koruyacak mihenk taslari cok. Biz McDonalds´a kalmadik. Amerikan kültürü biz yas alirken cok buyuk bir rol oynadi. Bizim hep alternatifimiz olur.

Rusya icin isler cok farkli. Hayatla, yasayan seylerle, dünya ile iliski demek bu markalar.

Burada canımı çektirdiniz gittim mcdonaldsa. İki bigmac ekstra sosa 98 TL verdim. Sanırım kapansa özlemeyeceğim artık. Her şey çok pahalı. :(

McDonalds tavukburgerini severim. senede 2-3 defa gider yerim.

kapaniyoruz dese uzulurum ama kuyruga filan girmem. artik baska ulkeye gidince yenecek bir sey olarak kalir o benim icin.

Şimdi aklıma geldi, kochlöffel vardı mesela türkiye'de. Kaç yıl durdu bilmiyorum ama kapandı. Tutunamadı heralde. kimse de sıra olmadı, belki de geç gelip erken gittiği için. İnsanlar benimseyememiş olabilir.

McDonalds global ve çok ünlü bi marka, illa çok lezzetli olmasına gerek yok.

Zamanında Işid lideri miydi birini McDonalds ısmarlayarak konuşturmuşlardı diye hatırlıyorum. Ortadoğuda Rusya'da vs. bunlardan uzak kalan tipler için büyük şey bu. Düşünsene Türkiye'de bu markaların hiçbir yok ama tvde filmlerde sürekli görüyorsun, markette le cola ve pınar hamburger var. McDonalds açılmış deseler koşarak gider denersin. Zaten reklamlarda dikkat edersen diş macununa bile "Amerikanın bir numaralı X'i artık Türkiye'de" diyorlar. Bizde bile yiyor bu. Sanki batıda yıllardır müthiş şeylerle yaşıyorlar bize ilk defa geldi kafası. Rusya da bunu yaşıyor ve kaybetmek istemiyor.

Özetle, bu lezzetten çok marka algısı bence. Türkiye'de Starbucks biraz bu konumda mesela.