Fena diil. Normal vantilatör gibi aynı.

en güzeli don atlet ve buzzzz gibi bira hocam

normal vantilatörden farkı yok, fiyatları daha tuzlu

işe yaramaz. en iyisi kilima

gideri var.
en iyisi montla sicmak ama.

bende onun ufağı var. tschibo'dan almıştım yamulmuyorsam. çok memnunum

seni dik durmaya yöneltecek aktiviteler yap.
misal yüzme, yoga, tango.

Monitoru goz hizaniza kaldirin. Surekli asagi dogru bakmak zararli. Bir de dik oturmaya calismanin yaninda en fazla saatte bir kalkin biraz yuruyus yapin.

yüzme mutlaka,
sırt, bel ve omuz kaslarını güçlendiren egzersizler yapmak
tabi bu egzersizleri kafamıza göre değilde bir doktora danışarak yapmak lazım,
onlar da genelde belli başlı hareketlerdir.
arada bir gezmek,
duruş pozisyonu iyi ayarlamak ( koltuk pc falan işte )
o aletin faydası olmaz ama zararı bol olur.

laptop başında durmamak, laptop kullanılacaksa onu harici bir monitöre ve klavyeye bağlamak.

klavyenin mümkünse ergonomik olması (küçük klavyeleri kullanmak için omuzların sıkışması gerekiyor, zamanla da öne eğilmeye dönüşüyor oturuş).

internetten aldığınız destekler hangisi bilmiyorum ama yeterince büyük bir mckenzie roll yeterince etki yaratıyor bana göre.

müzik uymamış:)

bence de müzik olmamiş, ama görüntüler güzel

ben de müziği oturtamadım videoya. yani dubstep ritmleri güzel de plug in baby, ı-ıh. =/

tam 30 sn topa vururken oraya 2 sn sonra gelen bas sesini yerleştirirsen daha iyi olur

müzik konusuna ben de katılıyorum. tavsiye olarak da çok klasik olsa da handel'in sarabende'si uyabilir kanaatindeyim.
www.youtube.com
www.youtube.com

daha sert olsun istersen de prodigy düşünülebilir.
www.youtube.com
www.youtube.com

cayyolutenis.com ve bastaki yazilarin fontlari daha sportif secilebilir..

eyvallah abiler. oysa ki bana cok guzel gelmisti dubstep versiyonu ühühü

şu site linki çok göz yoran bir yerde sanki

fena değil ama she kills koy müzik olarak :)

cirrus she kills'i diyorsan buna olmaz abi o ya. goruntulerde bol aksiyon var vurdulu kirdili hisler var. tam tam tam olmaz bence ne bilim ama yine de sagol fikrin icin

a-ha sana süper şarkı buldum o zaman, ağır çekimlerin şahıdır bu şarkı
www.youtube.com

ve site ismi biraz küçültülüp sağ kenara konsa daha iyi durur gibi.

hepinize tesekkurler videoyu siliyorum dedikleriniz dogrultusunda degisiklikler yapicam! sagolasiniz

güzel bence hacı

Üniversiye mezunları için diyosan 12 Ağustosta teslim oluyorsun.

12 agustos.

12 ağustos akşam beşe kadar teslim ol gerisi gelir zaten.

1. evet aynen dediğin gibi
2. müsait(kullanılmamış) limitin varsa kullanabilirsin

1-aynen uygulanıyor
2-babalar gibi kullanırsın hemde. ( bankanın en sevdiği müşteri tipidir )

iki üç ay sonra hiç kullanamayabilirsin.

1 aya yakın bir zamandır hacı.

hitman, shooter

killer elite

bildiğim çok güzel bir film war.

www.imdb.com

shoot em up da değişik bi film, aksiyon dozu yüksek ama eğlence unsuru da var.

İzlemediysen şunu kaçırma.

www.imdb.com

o zaman jason statham'dan devam edelim; The Mechanic.

bir de revolver'da mark strong tarafından canlandırılan "sorter" karakteri gayet sağlam bir tiptir, tavsiye ederim.

www.imdb.com

daha ciddi bir film ararsan le samourai var. ghost dog var bi de..

onları taşıyanlar uluderedeki masum köylüler. pkklı değil onlar.

askerdeyken öğretmediler mi?

hızlı hızlı "asker" deyince sonuç gayet net -last16digits
askeraskeraskeraskeraskeraskeriaskeriaskeriaskersiker

ha basın denen hukumet reklam ajansı da var tabi

doçkanın abartı olduğu kanısındayım,
sende yazmışsın zaten öyle insan taşıyacak gibi değil,
kullanılmış olsa her saldırıdan sonra araziden doçka toplamamız lazım gelir.
mg3 genelde bizde var ama onlarda biksi var, mg3 e göre hem daha hafif hem daha kullanışlı.
zamanında türk ordusu ırak silah pazarından alış yapmıştır.
bunu düşünecek olduğumuzda çok uzak gelmiyor doçka veya doşka.

yaş düzeyi ortaya çıktı, bu kadar mıyız askerlik yapan :)

kısa dönem ve boş şarjörle nöbet tutan yorumu ister misin?:)

tahmin ettiğiniz kadar çabuk intikal edilmiyor çatışma bölgesine. baskın yiyenler saatlerce çatışıyor yardım gelmeden. o arada teröristler kaçıp gidiyor olay bu.

30un üzerinde istihbarati bilgi yapıldığı söylentisi de cabası saldırıdan önce. Kısacası herşey aslında bizim sandığımız gibi değil. Bunu askerliğini yapanlar çok daha iyi biliyorlardır.

neyse sildim simdi oys oss falan

Ceviz.

bir imama soraydınız

pek önemi yok,
yani kavak ağacından da olsa olur.
ama yabancılar tabutla gömdükleri için onlarda fark eder.

Cam gibi gorunuyor?

polo, lacoste

beyoğlu iş merkezi var. jack jones var, mudo var. e herkes yapıyor nihayetinde.

@free bird, polo yaka diil de bisiklet yaka da var mı onlarda?
@fenerliyim ama delgado, outlet falan mı orası, neden orayı tarif ettin?

mudo'da da var

mudo'nun internet sitesini takip edin, bazen 4.95 - 7.95 aralığına kadar düşüyor, her renk. hem de kumaşları kaliteli.
kazaklar da var kış için.
mesela, beğenip gördükçe, "takip ettikleriniz" (ya da beğendikleriniz) diye bir sepet var, atın oraya, kimi özel günlerde ücretsiz nakliye diyorlar bir de. o zaman oradan alıp alıp verin sipariş, mis gibi.
ben eşime hep oradan topluyorum.

fred perry

lacoste+1

beyoğlu iş merkezi, istiklal cadesi üzerinde. her kafa markanın ihraç fazlaları satılıyor.

polo yaka tshirtlerimi us polo, gap,benettondan alıyorum çokda memnunum. H&Mden aldığım polo yakanın rengi çok hızlı attı H&M 29 tl civarında diğerleri 49-69 arasında bir fiyat aralığında ama özellikle siyah rnklerde biraz daha kaliteliyi tercih etmekte fayda var. yuvarlak yakalarda farketmez.

Lacoste var esas ama gidipte bir tshirte 24234 tl vermem şahsen.

lescon

oha zara pull&bear, polo, lacoste. markalara bak.. 1.kalite pamuklu tişörtün seri üretimde maliyeti 2.5 lira bile değilken minicik bir timsah amblemine para yığmak istemiyorsan; c&a var abi. mis gibi tişörtler 9-15 lira arası değişen fiyatlara. lcw, sevenhill vs gibi dandik de değil.

doncu kilotcu çorapçı mazalarından
evet fakirim.

İçinde 3 tane filtre 1 tane de tatlandırıcı bulunan tezgah altı arıtma cihazlarından kullanıyoruz. Sudan memnunuz. Bunu kuran adam zamanında bu filtreler kullanıldıktan sonra marka önemli değil demişti. Sanırım bulunduğunuz yerde teknik servis hizmeti iyi olan uygun birini almanız yeterli olur. Belirli aralıklarla suyun değerlerini ölçtürmenizde fayda var. Yalnız bunu sadece almakla bitmiyor. Yanlış değilsem senede 1 veya 2 senede bir filtre değişimi oluyor. En son hatırladığım tanesi 35 liraydı. Yalan olmasın 50 de olabilir. Bu maliyetleri de hesaplayarak girişin işe.

tartışmasız ihlasın sattığı. 3 senedir kullanıyoruz. başka yerden su içmek istemiyor insan.

bms kullanıyoruz memnunuz.
arada bir tahlile gönderiyoruz suyu, hiç sorun çıkmadı.

waterbox var güzel gayet. başka kullanmadığım için kıyas yapamıyorum.

anneniz adamla tartıştıkları zaman etrafta olan kişilerin isimlerini versin, tanık olarak dinlensinler.

ayrıca bir kadın tarafından ayın 20'sinde darp edilen birinin hala 26'sında iyileşmemesi bence raporun sahteliğine karinedir. bunu da söylesin.

bu arada dava açılmış mı yoksa dosya daha savcılık aşamasında mı? ben dava açılacağını düşünmüyorum.

avukat degilim. bastan belirteyim de sonra maraz cikmasin.

o kisinin actigi davadan bir sey cikmaz. takip edin yine de siz. yani durusmaya gidin, gerekirse avukat tutun. darp raporu can sikici biraz. gerci raporda ne oldugu onemli. gorgu tanigi olarak birilerini gosterebilirseniz muhtemelen rapora ragmen bir sey olmaz.

sahtekarlik derken? hangi sahtekarliktan dava acacaksiniz? benim okudugum kisimda elinizde bu konuda herhangi bir sey yok.

26'sında rapor almış. peki ne yazıyor raporda? o gün mü darp edilmiş yazıyor mesela (yani bu şekilde yazmaz ama yara bere varsa bu yazılmıştır) eğer gün belirtilmiş ise raporda anneniz 26'sında nerede olduğunu o kişiyi görmediğini 26'sında yanında olan kişileri şahit ederek duruşmada anlatsın. aklıma gelen bunlar (avukat değilim, 3 hakaret davası kazandım kendi başıma)

@nesilsiz
1- Evet annemin yanında amcamın eşi var. Etrafta bir kaç tane adam daha var. Ama o kişileri bulabilirler mi bilmiyorum.
2- Darp raporu içinde annemi karakola çağırıyorlar ve oradaki polis şunu diyor "abla kafanı duvara vur, gidip darp raporu al ve mahkemede kullan"
3- Dava açılmış hatta dün duruşmaya gitmiş. Savcı annemi çağırmış ilk aşamada kendisinin özür dilemesi gerektiğini söylemiş fakat annem reddetmiş bu durumu. :) Avukatı'da var kendisinin. Avukat bu dür davalar kolay geçer diyor. Ve ilk defa başımıza böyle birşey geliyor.

@entrapmen
Sahtekarlık, avukat geçmişine bakacakmış sanırım. Aslında ben tam anlamadım bu durumu. Sabıkası varmış sanırım. Oradan birşeyler yapabilirim mi ne demiş. Tam bilmiyorum aslında o konuyu.

ciddiyim,
öncelikle bunu belirtmek istedim ciddi ciddi söylüyorum,
bu adamı bi elinize alın iyice ezin,
yani gerçekten bir darp raporuna sebebiyet verin.
tehdit edin.
bu orilbi evladı sus pus olacaktır.
sizin yumuşak davranmanız onun götüsünü kaldırmış şimdi de para sızdırmanın peşinde.

şunu da yazmayı ihmal etmeyelim, o dava yalan olur yani kasmaya gerek yok.

bakın, annenizin savcıya gittiğinizi söylüyorsunuz.

bu demek oluyor ki henüz dava açılmamış. şu anda dosya savcılık (yani soruşturma) aşamasında.

ve ben bu delillerle savcılığın iddianame düzenleyip dava açacağına pek ihtimal vermiyorum.

ekleme: ayrıca madem annenizin avukatı var, bu konuyu gelip burada sormanız o avukata yapılmış bir haksızlık ve ayıptır. bir başka meslektaşımın takip ettiği işle ilgili hukuki yorumda bulunamam zaten. kolay gelsin.

@nesilsiz
Dün duruşmaya gitti yalnız. Emin olun kötü bir niyetim yoktu. Sadece bu gibi durumlarda ne gibi sonuçlar çıkar, bunu merak ettim. Bu kadar alıngan olmanıza sebebiyet verecek bir durum olduğunu düşünmüyorum bu sorumun.

ya yok, mesele alınganlık meselesi değil, bir hukuki işi takip eden avukat varsa bu işle ilgili başka avukatlara fikir sormak hoş bir şey olarak algılanmaz genelde. o yüzden öyle dedim, biraz fazla tepki vermiş de olabilirim kusura bakmayın.

merak ettim, ne zaman oldu bu olay?

vay be. makaraya bak :). karakola git. yada gitme telefonla ara şikayet et. böyle bir hakkın var. ama ondan önce bir kere daha uyarmalısın

adam hayvan sevgisi, insanlık ve hayvanlar adlı yargı cümlelerinizi istememiş, ne yapabilirim demiş? Te Allaaam.

Bence sen de o geçerken kafasından su dök, pardon kedilere döküyordum de. egeheshaeh

yönetici - site yönetimi - muhtar - belediye - büyükşehir belediyesi - kaymakamlık - valilik - iç işleri bakanlığı - başbakanlık - cumhurbaşkanlığı.

belediye - site yönetimi

Yardım istenen bir konuda trollük yapmanın olayı ne ben de onu anlamıyorum @çok şey bilen adam. Kediciklerimi ıslattı diye açmadım soruyu bisikletin sünger selesini de ıslatıyor kullanamıyorum kuruyana kadar. Sorum "Ne yapabilirim?"

oncelikle sakin ol, derin bir nefes al, sonra da git kadinin agzina sic!

şikayeti kediler üzerine kurarsan pek bir şey çıkmaz ama eşyalarını ve sana ait olan bölümü ıslattığına ve seni huzursuz ettiğine dair kurarsan daha etkili olur. önce apartman yönetimine şikayet et, polise şikayet et pek işe yaramasa bile kapıya gelip uyarıyorlar. Belediye'ye şikayet et bu daha etkili olacaktır. çözüm bulamazsan savcılığa şikayet et. zaten mahkemelik oluyorsunuz bu durumda.

bilan +1 beni ıslatıyor eşyalarımı bisikletimi masamı ıslatıyor balkonumda rahat oturamıyorum huzurum kaçtı ulan de mesela

hayvnaları öne çıkaran konuşmalar yerine, kendinin zarar gördüğünü söyle kadına.
olayı somutlaştır; balkonda oturamıyoruz, yemek yerken üzerlerine su geliyor fln.
kibar; ama katı ol.
delilerle uğraşmak zordur.
kolay gelsin.

Çok teşekkür ederim.
İçimden hortumu alıp evinin içini sulamak geçse de biraz daha konuşarak vazgeçirmeyi deneyeceğim. Çünkü ben şu an tek kalıyorum ama onun oğlu ve eşi var ve son tartışmamızdan sonraki günler oğluna döktürdü suları. Sonrasında pek umudum olmadan muhtara belediyeye falan giderim. Herhalde oralardan bir şey çıkmaz. Belki kapısına polis gelince vazgeçer ya da daha da saçma sapan bir hal alır durum bilemiyorum.. Zor..

korktuğunu çekindiğini asla belli etme .korkmak derken yani seni sindirmiş gibi hissettirme.

Ondan şüpheniz olmasın böyle haklı tartışmalarda cahil cesareti gibi bir şey geliyor burada ama onun oğlu var eşi var dediğime bakmayın orada 3ü de gelse ciyaklayarak hayatlarından bezdirebilirim.:))

@çok şey bilen adam (özellikle kedilere) aşırı sevgi gösteren insanların size anormal gelmesi belki de eskiden kedileri çok seven bir kız arkadaşınıza karşı duyduğunuz kinden ötürü olabilir belki de başka bir nedeni var bilemiyorum. ama bir canlıyı sevmek için bir sebebi olması gerekmez, insan bir canlıyı yararına göre sevmez. Onun adı sevgi olmaz zaten. Tüm canlı varlıklar sevgi ve saygıyı hakeder.

@çok şey bilen adam, bu konu belli ki bildiğiniz çok şeyin dışında kalıyor. kedileri kıskanıyor olabilir misiniz? :) kedilerden ya da diğer canlılardan nefret eden insanlar da var, sevenleri sevelim, hatta nefret edenlei de sevebilirsiniz, ne demişler "hate the sin, love the sinner" :P sevgiler.

kendileriyle çalışmaktan memnun olduğunu ancak sağlık durumunun bu kadar yolu gidip gelmeye artık elvermediğini ve ne yazık ki yeni bir eve taşınma imkanın da olmadığından üzülerek ayrılman gerektiğini söyle. böylece geri dönmek istersen açık kapı da bırakmış olursun.

sizinle konuşmam gereken önemli bir şey var de kuytuya çek muhatabını,

problemlerini uzatmadan anlat,

en sona da bunlardan dolayı istemeden de olsa ayrılmak durumundayım, ne yapmamamı önerirsiniz diye sor (açık bi kapı bırakmış olursun, kim bilir, bakarsın maaşına kallavi bi zam alırsın),

ha baktın adamlar sen bilirsin diyor veya yapacakaları zam vs. seni tatmin etmiyor, herşey için çok teşekkürler dersin bağlarsın

önce onlardan olan memnuniyetini anlat,
sonra neden ayrılmak istiyorsun sebeplerini uygun bir dille sırala ,
beklentilerine göre konuşmayı devam ettirirsin veya noktalarsın.
iş arkadaşlarına falan bahsetme müdürn amirin kimse direkt onun yanına git anlat.

tek kelime clio olur hacı.
neden diyeceksin.
her yönden diyeceğim.

2005 albea kullandım 3 sene. hayvan gibi bagaj hacmi, az yakması (1.3 multijet), masraf çıkarmaması (aldığımda 80bindeydi 120bine kadar kullandım) en sevdiğim özellikleriydi. aynı dönem ara ara arkadaşların clio'larına bindiğimde boğulacak gibi oluyordum darlıktan. ölçülerini bilmiyorum ama albea clio'dan daha geniş geldi hep.

symbol ise reno+1 (520lt bagaj)
aslında her türlü reno.

symbol olduktan sonrasını çok bilmiyorum ama albea'nın önceki cliodan daha geniş iç hacmi vardı. bagajı da oldukça büyüktü. 1.3 multijet albea motoru oldukça iyi ve ekonomiktir. öte yandan 1.5dci renault motoru da öyledir. sahibinden.com da iki aracı da arat. ikisinin de maksimum km lerine bak bakalım. bir ortalama çıkar. iki araba da çok denk, becerebilirsen ikisi ile de bir kaç gün gezmeye çalış. zira konfor farklılığı bu iki arabada önem kazanır. diğer özellikler çok yakın birbirine. çukurları hissettirmeyenini al.

Şirket aracı olarak 2010 Albea, 2005-2006 Clio kullandım ve şu anda 2007 Clio symbol kullanıyorum. Bence ikisi de beş para etmez arabalar ama yine de gözlemlerim:

1_Bagaj hacmi arasında pek fark yok. Renault'nun bagajı gerçekten büyük ama arka koltuk sabit.
2_Albea'nın iç hacmi sınıfına göre iyi. İri yarı biriysen Clio'ya yanaşma. Clio'nun içi gerçekten çok dar. İrice bir arkadaş ön koltuğa oturduğunda birbirinize yapışarak gidiyoruz.
3_Yakıt olarak aşağı yukarı birbirine benzer diye tahmin ediyorum. 2007 Symbol (dizel) uzun yolda km'de 16 kuruş harcadı.
4_Clioların 2007 modellerinden öncekilerde devir saati yok.(en azından benim kullandığım dizel modellerde) Bu çok sinir bozucu.
5_Kabin konforu olarak Renault bana daha iyi gibi gelmişti ama alışkanlıktan da olabilir. Çukurlarda Renault daha yumuşak gibi.
6_Albea'lar yol tutuş olarak felakettir, rezalettir. Clio(eğer sedansa) o da kötüdür. Ama belli sınırlar aşılmadığında bir problem olmaz(ben yaşamadım en azından.)
7_Şirketteki Cliolardan biri 250000'yi aştı ve hiç bir problem yaşatmadı. Albea da 2 sene içinde hiç bir sorun yaşatmadı.
8_Kaporta olarak ikisi de zayıftır. Hangisi daha zayıf çözemedim.
9_Clio'un ikinci eli çok hızlı. Araç temiz ise çok kolay elden çıkar. Hatta az da olsa kar da bırakabilir. Albea'ların ikinci elini pek bilmiyorum ama onlarınki de diğer araçlara göre hızlıdır diye tahmin ediyorum.
10_Dizel almayı düşünüyorsan parçaları benzinlilere göre pahalıdır. Daha özenli kullanmak gerekir.

Bence, Renault Clio hatchback ise alınabilir. Ama ben olsam o bütçelere (2000-2001) Toyota Corolla, Honda Civic, (1997-1999)Opel Vectra (bu biraz masraflı olabilir) düşünebilirdim temiz olmak şartıyla.

linkleri bi kontrol et istersen

asus iyidir.

bende link'ini verdiğin asus'un ya bir üst ya bir alt versiyonu var n53sv yanlış hatırlamıyorsam 4-5 ay kadar oldu. gayet memnunum, ısınma sıfır, performans gayet iyi. pc depo kimdir bilmiyorum vatan'ın geleneksek yüzde yirmi beş indirimi ile almayı düşündünüz mü? bana herkes onu önermişti.

@hınzırpaşa
baktım vatan a da yok bu pc orada,daha düşük özellikli olanları daha pahalı şu an vatan da. pcdepo freedos veriyor,o yüzden hesaplı sanırım.

ben freedos tercih etmemiştim. vatan'ın ekranda söylediği en yüksek fiyatın yüzde yetmiş beşi olacak işte. pcdepo'nun nasıl bir yer olduğunu öğrenmenin en iyi yollarından biri donanımhaber namlı forum sitesi. ben laptopu almadan orayı epey bi hatmetmiştim. işe yarar bilgiler var.

asus kesinlikle al birde forum donanımdan bak

ilk defa bu duyuruyu görünce baktım, öyle bişey olduğunu yeni gördüm

daha yukarı bi yere konulabilirdi bu istatistik linki

ben bakıyorum ara ara. giriş sayıma yaklaşan var mı falan diye, bir de en çok bakılan duyurulara.

F5'in faydası olacağını sanmıyorum. deneme yapılabilir. ama istatistikler belli süre aralıklarında güncelleniyor galiba (5-10 dk belki), göz önünde bulundurmak lazım.

sadece 1 defa bakmıştım,
hiç merak etmiyorum.

ben ispiyondaki yerimi koruyor muyum diye bakıyorum arada.

f5 ile arttığını sanmıyorum. siteden çıktıktan ne kadar sonra girersen giriş yapmış oluyorsun onu da bilmiyorum. bende ekşi duyuru sürekli açık durmuyor, son okuduğum duyuruya gelince kapıyorum, sonra canım sıkıldıkça tekrar açıyorum yeni bir şey var mı diye. ve canım çok sıkılıyor genelde.

yarasadır. gece uçan kuş da vardır ama o yarasadır.

yarasadır hacı.

yarasadır hacı ama boşver adrenalin salgıladı vücut.iyidir iyii

yüzünüze gerçekten 10 cm. den daha da yaklaştıysa kuş olabilir. herhangi bir şeyden korkup körleme uçuşlar yapabiliyorlar.
yarasa da olabilir; ama onların kanat çırpışları çok sessiz olur ve siz ani bir hareket de yapmış olsanız çok ciddi bir çarpışma riski yaşamazlar.
asıl soru benden size gelsin: biz nereden bilelim kuş mu yarasa mı yahu!

ejderha da olabilir??

gece uçan kuşlar da var. baykuş gibi. ama nerden bilebiliriz suratına az kalsın yapışacak canlının kuş mu yarasa mı olduğunu?

yarasadır büyük ihtimalle. yanından geçerken anlamak zor oluyor bazen. gece aktif kuşlar genelde baykuşlar. ama "mockingbird" gibi gündüz kuşları da gece aktif olup ötebiliyorlarmış. şehirdeki ışık kirliliği yüzünden imiş daha çok.

yarasadır;hatta geçen sene benim odama girmişti.hem de istanbulda 12 katlı binaların olduğu yerde öyle köyde möyde de değiliz yani.

yarasadir abi. adrenalin seven dengesiz hayvanlar. o kadar sonar dalgali bilmemneli duyuları olmasına ragmen, carpismisligimiz da var kendisiyle.

kelebekten büyük, kuştan küçük, daire çizer gibi anlamsız hızlı uçuşta bişeyse yarasa. güneş batmaya yakın görüyorum ben genelde. gözü görmüyo napsın o da haklı

ayrıca doğal alan bırakmak gibi bi centilmenlik yapmadığımızdan betonlar arası mücadelede ben olsam ben de beton dışı bişey gördüğümde yapışırdım evet

yarasa yarasa. istanbulda çok fazlalar geceleyin bunların olduğu yerde yapılabilecek en ölümcül hatayı yapmışsın sigaraı bir de hava fırlatsaydın gör bak neler oluyordu

güve
www.berfinilaclama.com

vatandaşlık bile alırsın.

alırsın.

kaynak buldum.

www.citizenship.gov.au

Evliliginizin gercek olmadigina dair birsey bulurlarsa vizeyi vermeyebilirler. Vize alma sureci 6-8 ay. Bu vize sadece gecici ve iki senelik. Bu iki sene icinde evliliginiz normal sekillerde devam ederse bu sefer kalici oturma iznini alibilirsiniz. Baska soru varsa da cevaplayabilirim.

soldaki. sarı saç yüzünü solgun gösterir ki. madem normal saç rengin siyah, tenin buna daha uygundur (pembe-beyaz olmadığını düşünürsek). kontrast renk daha sağlıklı durur yüzünde. makyajsız haliyle bile.

soldaki saç rengi şahane..

yaşlı durdurmaz mı o renk?

aksine.. genç bile gösterir :)

soldaki iyi

açık renkler daha yaşlı gösterir.

(bi keresinde civciv sarısı chp kadın kolları saç kesimli bi kadın görmüştüm trende arkadan. yaşlı başlı teyze sanmıştım. durakta inerken gördüm ki yirmilerinin başında biriymiş :S)

küllü kumral yerine indigo mavisi tavsiye ederim.

@lorenzen ne yaptin oyle :)

blair kahverengisi çok hoş görünüyor.

satın alınmalı.

satın alınmalı. özel bir gün, özel bir kıyafet olmalı. diğer kadnların da giydiği olmamalı. ayrıca ileride kızı olursa torunu olursa gösterebilmeli. annemin gelinliği çok çirkinmiş, ona rağmen modifiye edip kullanmayı düşünüyorum.

300 tl çok büyük bir para değil satın alma ile kiralama arasında. ayrıca bir sürü yer de işgal etmiyor abartmayalım. dolabımızda kimbilir neler neler var alıp sadece 1 kere giydiğimiz. bu da onlardan bri oluversin, en azından daha anlamlı

kiralanmalı. gelinlik ona özel dikilecekse tabi. alsa napçak, atçak bi kenara, bir daha açıp bakmayacak bile. ama ona özel dikilmeyecekse veya istediği gibi bir gelinlik değilse satın alınmalı. önemli olan giyeceği gün yani. daha sonra fotoğraflara falan baksa yeterli.

not: erkekim. :)

tabi ki kiralanmalı. Bi gece giyceksin, sonra nasıl nerede saklıycaksın? İlla torunlarıma çocuklarıma göstermek istiyorum diyosan fotoğraflar, videolarla kolayca yapabilirsin bunu.

bence dünyanın en gereksiz pahalı ve lüks listesine girebilecek bir şey gelinlik.
sadece 3-4 saat giymek için neden 3-4 milyar verilir ve satın alınır ki ?
ciddi söylüyorum benim hayatım boyunca aldıklarımı toplayın ki 27 yaşındayım bi gelinlik etmez.kiralasınlar adamı deli etmesinler.onu zaten satın alıp bir yere tıksa 20 yılda kaç kere çıkarıp bakıcak ? her baktığında "ulan bu kadar para vericeğime şunu yapsaydım" keşkelerini her baktığında anıcak.kirala hem yerden kurtul hemde parandan olma.

alt tarafı gelinlik her şeye panik olmasın o da.

200-300 lira için kiralamak mantıksız, zaten giren girmiş diyip satın almak en mantıklısı.. sonradan herifin başına kakar kesin ya da sen alma dersen de kesinkes sana çemkirir "aldırmadın gelinliği böhühühü" diye.. bu sebeplerle günümüz şartlarında satın almak en mantıklısı.

gelinlik kendisine özel dikiliyor, ilk kendisi giyecek benim de kafam karıştı şimdi.

kesinlikle kiralamalı. arkadaşım satın aldı şimdi kara kara düşünüyo bide yok naftalini yok ıvır zıvırdı uğraşıyo.
ama kiralasaydı bile yine kendi üzerine göre dikilecekti yani hiçbir şey farketmicekti. başkalarının giydiği gelinlik olmicaktı. senin belinle ötekinin beli aynı değil ki zaten her gelinlikte yenisini yaptırıyo gelinlikçiler.
kiralasın gitsin, yeni evleri küçük yapıyolar zaten, koyacak yer bulamaz dolabında.

ben direk gelinlik konseptine karsiyim, o acidan seindfeld'e katiliyorum. "abi hayatindaki cok ozel bir an, bir kere x yapacaksin" diye duduklene duduklene bir hal aldik zaten :P

bu yaklasimla secenkler arasindan kiralamayi secerdim ama 300 lira da hakikaten azmis. bence satin alip sonra kendisi satsin sdfkgdflö

300 tl için pintilik yapmasın.sonuçta ona özel hazirlanicak.hem özel günlerde giyer falan arada ambiyans olur.

satın alınmalı. çocuğuna torununa hediye eder ilerde, onlar da retro tasarım diye kesip kırpıp giyer ya da belki kızı olur o giyer düğününde. evet çok duygusalım.

kiralanmalı.
sadece bir defa kullanacaksın,
saklaması bi ayrı bela olur hem.

pintilikle uzaktan yakından alakası yok. kiralanması gerektiğini düşünenlerdenim. söyle ki gereksiz alışverişler listesinde 1 numaradır kendisi. evet gelinlik beyaz önemli gün falan feşmekan daaa anasını satıym adet bizim bile değil be! biz gelinlik giymeyiz, bu toprakların insanları "acer esvap" giyer. tabi şartlar değişti şimdi mintanla şavlar giyecek değilim bende gelinlik giyeceğim ama satın almam. isterse arada 50 lira oynasın.

hatıra ise; annemin gelinlik ayakkabıları durur. altında arkadaşlarının ismi yazılı, arada giyer evin içinde tur atarım. :)

üstüne göre diktirmeli, satın almalı. anlam yüklemek garip gelebilir ama evlilikte her şeye sıfır, beyaz, temiz başlamak kafası diye bir şey var.

hele de 300 tl fark varsa düşünmesin hiç. benim arkadaşlarım sonra o gelinlikleri ne yaptılar biliyor musunuz?

1-2 sene saklayıp evin içinde eğlencesine 2-3 kez giydikten sonra (muzır eğlenceler de vardı o işin içinde) hepsi de ihtiyacı olan evlenmek üzere olan fakir genç kızlara verilmesini sağladılar. o kızların mutluluklarına paha biçilemez.

biz evlenirken eşim kiralayalım dedi tüm ısrarlarıma rağmen, biz de ona göre gittik bir moda evinde diktirdik, ilk giyen o oldu. baskasının giydiğini giymedi yani.

kesinlikle alınmalı. hele 300 lira fark için, ben kiralık gelinlik giymiştim böhü böhü olmaya gerek yok. hatta siz aranızda toplayın en kötü verin o 300 milyonu. üzmeyin gelin kızımızı.

satın alınmalı. 300 tl çok değil. ayrıca eski günleri yad etmek için de birebir. :D

Kiralik bir gelinlik dugun gunu onu tedirgin edebilir, ya bir yerine bir sey olursa diye. Satin alsin bence, ha hatirasi var diye dusunmuyorsa, yer kaplayacak diye uzuluyorsa birine hediye eder olur biter.

Maksat sen, ben, Ahmet amca, Ayşe teyze anlamasın. Anlamasın ki hukukçular bizi söğüşlesin. Dilini bile anlamadığın kanundan yargılan ama kendini bir cümleyle bile ifade edeme. Bu yüzden başka ne yüzden olacak. En nefret ettiğim meslek gruplarının başında geliyor avukatlar, hukukçular. Tamam sakinim.

''...bizde seni....'' -de eki ayrı olacak. Maalesef bir eki bile doğru yazmayı beceremeyen hukukseverler yüzünden bu meslektekileri sevmemeye devam edeceğim sevgili trajikomix(nickin kadar trajikomik bir cevap vermişsin, sesli güldüm)

arapça ve farsça kökenli bir dil olduğundan ve hukuksal terimlerin değişmesinin çok zor olduğundan olabilir belki. hem bu terimlere alıştıktan sonra normal halini kullanmak daha zor geliyor. butlan varken hükümsüzlükde niymiş? yada müeyyide varken yaptırım? 1. sınıfta senin bu sorularını bende soruyodum. seneler ilerledikçe e hukukçuyuz bi farkımız olsun demeyi öğreniyosun.

re'sen dedim bi keresinde arkadaş ortamında ama hiç hukukçu yok, o ne la dediler, açıklayamadım. dile yapışıyor çünkü bi yerden sonra. hem kullanması fln daha havalı. zımni olarak kabullen sende hacı bu durumu.

edit: @buzbebek haklı. bizde seni sevmiyoruz buzbebek çözmüşsün sen olayı.

@traji

işte onu diyorum kanka. 100 yıl önce belki insanlar re'sen diyince birbirini anlayabiliyorlardı ama artık yıl 2012 yav. hadi topyekün tüm terimler değişecek diye bir şey olamaz da en azından yeni öğrencilere daha "anlaşılır" versionu öğretilmeli diye düşünüyorum yav. bence inanılmaz gereksiz bir iş ve işin içinde biraz "show" olduğunu düşünüyorum. belki de yanılıyorumdurş.

arapça ve farsça olayına katılmakla birlikte şunu da belirtmek istiyorum,
karşındaki kişiye bir şeyi anlatırken onun anlayabileceği şekilde anlatmak varken, bolca farsça ve arapça cümle kullanmak fark değildir olmamalıdır da bence,
doktora gittiğinde doktorun sana bir sürü tıbbi terimle senin rahatsızlığını sana anlatsa "geberiyorum la galiba" der insan.
i.i.b.f de hukuki terimlere epey bir aşinadır.
avukatlık ulaşılmaz bir doruk noktasıdır.
normal insanlarla muhabbet etmek gerçekten çok zordur,
onların güldüğüne sen gülmezsin, senin güldüğüne onlar.
kimse senin halinden anlamaz bir tek meslektaşların vardır.
kısacası zordur avukat olmak.

@tchuck öyle diyosunda olmuyor işte o. mesela fiil kelimesi var ceza hukukunda. fiil nedir dediğinde normal insan işte bildiğin fiil der. ama ceza hukukunda fiil hakkında ne kitaplar ne makaleler yazılıyor. ne kadar netice varsa o kadar fiil vardır diyende var ne kadar hareket varsa o kadar fiil vardır diyende.(1 kurşunda 3 adam ölürse 1 fiil mi 3 fiil mi olur sorusu)

hadi onu geçtim, içtima var gene cezada. koskoca konu. inan bak o kadar kitap okudum o kadar dirsek çürüttüm, içtimayı tam olarak karşılayan bi türkçe sözcükle karşılaşmadım. alt sınıflar sorduğunda mesela karine ne abi dediklerinde kesin değilse sonuç karine olur diyebiliyoruz. içtima ne abi sorusuna asla böyle bi cevap verilmiyor işte.

stay www.imdb.com

the prestige

prestiji izlemediysen hoşuna gidebilir.
olağan şüpeliler de dağıtır adamı izle.

edward norton ve richard gere'in bir filmi vardı, ilk suç olabilir ismi.
altıncı his
the others
örümceğin maskesi

www.sinepil.org

mullholland drive. epeyce karşık bir sürü iş var işin içinde

salt

ailenden biri kendi kimliğiyle de alabilir

hacı fatura numarası elinde ise her türlü kolay.
eğer değilse senin adresine en yakın şubeyi ara ben şu zaman gelip kendim alacam veya bana ne zaman getirebilirsiniz de, sorun çıkartmazlar.
ailenden biri alır kimlik şart değil.
kendimden biliyorum hacı ondan yazıyorum.

kimliğe bile gerek duymuyor bazıları. alır muhtemelen. imzasını atıyor sonuçta.

kargo geldiğinde evde yoksan kapıya not bırakırlar "geldik yoktunuz, şubeden gel paketini al" diye. 3 gün içinde almalısın.

en erken salı gelir zaten. bu durumda cumaya kadar bekletirsin. takip numarası, fatura vs gibi şeyler varsa internetten kontrol edebilirsin kargo nerede diye. ona göre gidersin şubesine.

annenin biliyor olma ihtimali de var. az da olsa, bunu da düşün

evet zor bir durum gerçekten fakat kesin bir kanıtın yoksa kalkışma sakın böyle bir olaya ve anneye söyleme babanla konuş derim daha sağlıklı olur.

Zor bir durum gerçekten. Her şey yolundaysa evinde, böyle de sürer diyorsan bence sen bilmezden gel. Çünkü annen her şeyi bilir, bilmezse bile hisseder. Yapılacak bir şey varsa o yapar. Eğer baban babalık yapmıyorsa sana, kocalık yapmıyorsa annene o zaman zaten baban aileniz olmayı haketmiyor demektir.

Haddimi aştıysam kusura bakmayın, görüşlerim bu yönde.

Kadını bulmam neredeyse imkansız sayılır muhtemelen istanbul da oturuyor zira biz antalyada yaşıyoruz ayrıca kadını hiç görmedim ve babamın mesajlaştığına ve konuştuğuna dair sağlam kanıtlarım var ki bu sanırım genede kadını bulmama yardımcı olmaz

Söylemek babayı kaybetmek söylememek annenin kandırıldığını görmek.Zor bir durum.Bekle biraz annen belki kendiliğinden anlayabilir.Kadınların hisler kuvvetlidir.

çok zor bir durum. Allah yardımcın olsun.

ne yaparsan yap lütfen acele hareket etme. ölçüp biçmeden, hatta birilerine danışmadan hareket etme. hele ki öğrenciysen, sınavların varsa, veya annenin veya kardeşinin özel durumları varsa onları da hesaba kat.

sana olanları sineye çek demiyorum ama acele ile, öfke ile sonradan pişman olacağın şeyler yapma.

ya zaten belli süreç sora karı koca ilişkisi bitio. annenin bu durumdan çok rahatsız olucağını düşünmüyorum. 20 yaşında değiller. heyecan meyecan yok aralarında.

aldatıldığından rahatsız olmak için ancak 20li yaşlarda olmak gerektiğini de öğrendim bu akşam.
kim demiş karı koca ilişkisi bitiyor diye, kadın nasıl umursamaz? hayretler içindeyim şu an.
babanın ya da annenin ağzı aransa diyeceğim (ihanet konusunda, genel olarak) ama ortalığı batırmadan nasıl yapılır bilemedim.

önce babanla konuş sonra hareket et derim...

aldatmak asla tasvip ettiğim bir durum değil fakat burada yazılanlara bir farklı bakış açısı daha katmak için yazıyorum; ya babanın diğer ilişkisi, annenle olan evliliğinin bir dinamiğiyse?

üsttekinin üzerinde de bir düşün derim.

ama öncelikle kendini rahatlatman lazım. annene kötülük yapan sen değilsin. kendi vicdanını rahatlatman gerek.. annenle konuşursan, babanın seninle ve annenle olan ilişkisi büyük zararlar görebilir. ama babanla konuşursan ve durumu bildiğini düzgün bir dille anlatırsan, kimseyle aran bozulmaz ya da sadece babanla aran bozulur (ki babanla aranın bozulması da düşük bir ihtimal, sadece baban senden utanabilir). yani iki durumu karşılaştırdığımızda, annene anlatma durumunda iki ilişki bozulacak, babana anlattığında (babanın da saygıyla karşılayıp diğer ilişkisini bitirdiğini düşünürsek) sadece bir ihtimalle bir ilişki bozulur.

of, bilemedim şimdi.

allah kolaylık versin.

babanla konuşmalısın...durdurmanın tek yolu bu..yoksa devam edecek...annene söylememelisin...babanla konuş, delikanlı gibi..ciddi ciddi...olay ancak böyle çözülür...çözen var biliyorum..

önce annenin ağzını ara, bakalım farkında mı değil mi?
sonra babanla konuş,
duruma göre annene söyle veya söylemezsin.

annenin ağzını arama hiç bir şekilde. işkillendirme. direk babanla konuş

annen snne be slk triplerine de yatabilir. kadın sonuçta. iyisi mi akışına bırak. konuşucaksan da babayla konuş.

En mantıklısı bence de babayla konuşmak ama kesinlikle %100 emin olacağın kanıtlar olmalı. Bir anda hayal gücü yüksek bir "iftira atan" (Kelimeyi bulamadım) durumuna düşebilirsin. Senin psikolojin bile sorgulanabilir bu durumda. %100 emin olursan baban inkar edemez ve mantıklı konuşmak zorunda kalır.

Allah kolaylık versin.

annenin gerçekleri görmesini sağla. mesela eve biri telefon etsin gizemli bi kadın. Annen şüphelensin böylece. ama ne öğreneekse kendi araştırsın öğrensin. -bence- ben asla dayanamazdım bilmemesine..

ilginç gelebilir ama ben hiç karışmaman taraftarıyım. ikisi de yetişkin insanlar. annenin durumu sezdiği konusuna katılıyorum. evlilik çok başka bir kimyaya sahiptir, bizim sevgilicilik oyunlarımıza benzemez. babana istersen biraz gıcık git, sinirini at. kötü davran kendini iyi hisset. baktın dayanamıyorsun, git konuş. konuş ve hemen yargılama da. aldatması çok kötü ama nihayetinde insanların aldatan yaratıklar olduğunu biliyoruz.

biraz da annenin nasıl bir insan olduğuyla ilgili bir durum. güçlü ve ayakta kalabilecek bir kadınsa, bu olanları öğrenmesi onu sonunda perişan etmeyecekse babanla konuşurken rahat olabilirsin. çünkü babanla bu konuyu konuşmanın nerelere varacağını tahmin edemezsin. bahsi geçmeyen bir mevzuyu dile getirmen demek artık o mevzuyu kaçınılmaz kılmak demektir.

sabırlı ol, takip et, izle. baban annene nasıl davranıyor bir bak. sonra gider konuşursun güzel güzel. "ne oluyor baba, neden yapıyorsun?" de. saldırma hemen suçlama. yaptığı suç da olsa sen suçlama. dinle. böylece o da yakalanmış olmanın verdiği korkuyla saldırmayacaktır. çok büyük tepkiler verse bile sen sakinleştiren taraf ol, anlamak istediğini göster açık açık.

yukarıda da söylemişler, o kadın evliliğin dinamiği bile olabilir. ve kadından kesinlikle uzak dur. muhatap olma. sakın karşısına geçeyim konuşayım deme. senin muhatabın kadın değil baban. bunu yapan baban çünkü. tamamen babanın bilinçliği yaptığı bir şey bu. sorunu ancak onunla çözebilirsin kadınla değil.

Hiçbirşey olmamış gibi yapma. Çok daha büyük olay patlıyor. Bunu yaşadım. Hiç konduramadım babama. Düşün o sırada 70 yaşındaydı. Ufak ipuçları vardı, ama konduramamıştım. Bilseydim, onunla konuşurdum ve olay anneme ulaşmadan biterdi. Şimdi, o kadınla ilişkisi bitti. 70 (şimdi 80) yaşında birini kim ne yapsın? Babam evde ama annemle konuşmuyorlar. Hepmiz büyük insanlarız, ama yine de eski mutlu günlerimiz yok artık. Neden? Bir tarafına hakim olamayan andropozlu bir adam ve onu kafalayıp para silkeleyen bir karı yüzünden. Konuşun babanızla. O da 60'larındadır herhalde.

17 yaşımda öğrenip 4 sene sakladım.babanın vücudundaki izlerden anne işkillendi babanın yıllardır süren kötü davranışlarında b.kunu çıkarma görüldü annenin yoğun ve haklı şüpheleri karşısında dayanılamayıp itiraf edildi.bunların üstüne 2 sene psikiyatrik tedavi gördüm.ilaçları daha yeni bıraktım.hala bilmiyorum iyi mi ettim kötü mü en başta söylememekle.
bak eski günlere döndürden beni şimdi gözlerim yaşardı hatırlayınca.umarım erkeksindir.ve dilerim bu meseleyi herkesi en az zarara uğratacak şekilde halledebilirsiniz.

İslam dininde bir insanın aldatmasına, dört kişi şahit olacak, gözüyle görecek,sizden ricam eğer gözünüzle çok ileri giden sahnelere şahit olmadıysanız konuyu abartmak bence yanlış olabilir, insanlar sosyal medya aracılığı ile artık görüşe biliyor, ben evliyim kız arkadaşlarım var eşimde biliyor, önemli olan eşlerin birbirine güvenmesi, evlendik diye iletişimleri koparmak insanın doğasına aykırı, cinsellik ayrı o konuda gözle görmek gerek , yoksa iftiraya girer onunda sorumluluğu büyük.

ya valla lanet olsun benim durumuma ya, 17 yaşındayım sınava girecem bide seneye gecen gece çaktım olanları bütün gün öylece dalıp gittiğimi söylediler dersmi çalışsam sınava mı girsem bilemedim zaten.. ya inanın hiç hazmedemedim ve babamı bu akşam gördüğümdede hiçbirşey olmamış gibi davranmayı da sindiremedim kendime.Sanırım en kötüsü de babama böyle bir şeyi yakıştıramamam.. . ama gerçekten vakit ayırıp düşünen cevap herkese çok teşekkür ediyorum var olun...

kullanan varsa yorumlasın ya, bende merak ettim. işe yarıyorsa alacağım.

arkadaşım bu diş beyazlatan her bir şey dişlere zararlı,
diş minesini aşındırarak bir beyazlama sağladıklarından uzun vadede dişleri çok kötü etkilemektedir.

beyazlatır mı? mutlaka beyazlatır çünkü yöntem kolay ama sonrasını sen düşün.

www.sikayetvar.com

öyle diyorsunuzda kliniğe gidip beyazlatma uygulatıncada aynı buna benzer mavi bir ışık tutuyorlar dişlere.

dayım kül ve soğumuş köz ile fırçalardı dişini. ancak işe yarayıp yaramadığını hatırlamıyorum:)

1.

iki

kesinlikle bu değil: www.templatemonster.com

galiba en zarifi bu: www.templatemonster.com

2 ya da 3.

3 - 4

2

En çok 2'yi beğendim ama kamu olduğu için 5'e de eşit şans tanıyorum.
3-4-6: asla olmaz, sakın! 3 en kötüsü, kamunun ciğerini bilirim, olmaz.
1: korkunç değil ama 2 ve 5'e kıyasla zayıf ve silik kalıyor, olmaz.

standart, az renkli ve sade bir şablon kullanın. Görsel yönden zengin bir şablonla yaşanabilecek potansiyel iki sorun:
1- Siz beğenirsiniz başkası beğnemeyebilir
2- Daha da önemlisi, dikkati içerikten tasarıma kaydırabilir. Sizin için önemkli olan içerikse tasarımı basit tututn. İçerik zayıf ama uğraşmış görüneyim, gerisi önemli değil diyorsanız renkli, bol şekilli, animasyonlu bir şablon seçin.

aşkım ve hayatım hariç hemen hemen tüm hitap şekilleri.
kuzum, minnoş, miniğim, tatlı kedim, guduş, tatlım, balım, sevgilim.
telefonumda da adı ve soyadıyla kayıtlı.

sevgilim diye kayıtlı. hitap da zaman zaman değişir adıyla da hitap ederim aşkım, hayatım canım vs de derim ama bebişim, aşkitom gibi vıcık vıcık hitap kullanmam.

www.eksiduyuru.com

tombul memelim

kayıt: dadlı dillim
hitap: güler yüzlüm ey ceylan gözlüm

telefonda isim soyisimle kayıtlı. samimi olduğum kimseye adıyla hitap etmiyorum, bana da adımla hitap edilmesinden rahatsız oluyorum. konuşurken hiçbir sevgilime bir isim eklediğimi hatırlamıyorum.

erkeğim

vahşi erkeğim

ismiyle kayıtlı, sanırım ben onda 'popiş' diye kayıtlıyım ama asduhfasudfs.

hafız

zubizaretta

y.rak afedersin

yedinci hesabim falan +1, adıyla hitap ederim, telefonda da aynen, laubaliliğin lüzumu yok:)

maralım
yitik sevdam

ismiyle kayıtlı

hayatımın anlamı, yaşama sebebim, sebeb-i saadetim, güneşim gökyüzüm, ruhum,bal kuzusu, miyavım vs şekiillerde hitap ediyorum.

tırtıl

Telefonda sim kartında isim+m eki ile (atıyorum isim ahmet olsun ahmedim gibi).
Ama bir de contact kısmında adresiyle filan kaydı var, o gayet resmi Dr.XYZ şeklinde.

Ben ona ya sim kartındaki gibi hitap ederim ya da kocam derim. O da bana ya fıstıkım (fıstığım değil) der ya da karım. Böyleyiz biz.

siz kaldıramıyor musunuz? kırık değilse o kendini 1-2 ayda toplar.

kırılarak devrilmiş. pek zannetmem kurtulabileceğini.
ama dallarından köklendirmeyi deneyebilirsiniz.

altından yeni sürgün verebilir, tümden heba edilmesin. aslında duvara ip çekip doğrultulabilir ama sarıp çatlayan yeri sıkıştırmak da lazım. aslında demir mengenelerle filan yapıyorlar bazen ama bilgim yok. belediyeden yardım edebilirler belki diycem ama...

iflah olmaz malesef kök gitmiş:/

Belediyeyi aradım, ilgilenicez dediler. İnşallah bir an önce gelip bir şeyler yaparlar :( Nasıl üzüldüm bilemezsiniz. Etrafı evlerle çevrili kapalı bir bahçeydi burası. Korunaklı sayılır yani. Yine de fırtına vurdu. Kurtulabilirse eriklerini yiyecektik yakında.

kök nereye gitmiş?

maalesef kurtulmaz o ağaç,
eğilmemiş kırılmış.

fırtına nerede çıktı abiler? dünyadan bihaberim be.

Halktan ziyade Sağlık Bakanı ve hükümete karşı tepkiler.
Doktorları, eczacıları "bunlar da ne para kazanıyor haa" diyerek hedef gösterdikleri için..

annene babana sor öğretmenlerine nasıl davranırlanmış. öğretmenleri ne kadar kazarnırmış. öğretmen dendiği zaman ne akla gelirmiş. bir çok sorunun cevabını burada bulacaksın.

Şimdi gelelim diğer sorularına. sen hiç itibarsızlaştırıldın mı? hiç kazanılmış hakkın geri alındı mı? aylık gelirin her geçen gün düşürüldü mü? saçma sapan politikalar yüzünden halkla karşı karşıya bırakıldın mı?

buz dağının görünen yüzü bu, o nedenle.

yani her gün ne dayaklar kavgalar yumruklar döner tekmeler aduketler uçuşuyor havada...

küfürü hakareti? onları saymıyorum bile.

tepki gosterilmesi gereken bi olay tabi ki ama keske sadece kendilerine haksizlik yapildiginda olmasa gosterdikleri tepki.

doktorlar yillardir refah icinde yasarken ne dusunuyorlardi acaba iscilerin emekcilerin haklari ellerinden alindiginda?

basta o ermeniyi dovdurmeyecektik.

doktorların itibarı gittikçe azaltılıyor. asıl tepki buna. geçen gün de trafik yüzünden geç giden bi ambulans görevlisine hayvani bi şiddet uygulanmıştı hasta yakınları tarafından. hadi bütün bu "doktorların düştükleri durum"u geçtim ben önce merhuma üzüldüm. sonra ülkenin aldığı hale, insanların cehaletine üzüldüm. doktor, doktor adayı ve yakınlarının tepkilerini de anlayabiliyorum gayet. oldukça normal. ben de onlardan biri olsam ben de aynı şekilde tepki gösterirdim. bugün ersin arslana olan, yarın onlara da olabilir. kaldı ki başka meslek gruplarına da şiddet uygulanması, 26 yaşında gencecik bi adamın cahil bi p.şt tarafından bıçaklanıp öldürülmesi karşısında tepkisiz kalınmasını gerektirmiyor.

ha tabi şu var:

adamın babasına anasına bir şey olur. gözü bir anda "bir şey göremez" moduna girer, doktoru hemşireyi döver, olayın adı "yaaa adamın acısı var barışın" olur. ben acısı olup da emnıyet muduru cumhurıyet savcısı tumgeneral döven "pek" görmedim. acısı var diye insan bir sey goremeyen bır termınator olmaz ki.

----

ha diğer taraftan doktor da zavallı gorunce aşağılar ama 4 tane ayı gibi oğlu olan yaslı teyzeye saygıda kusur etmez veya hayvan gibi dekoltesi olan big boob ablaya 100 kez kıbarlık yapar...

----

ama bence bu yine münferit bir olaydır. şiddet arttı ama cinayet yine ayrı. sağlık bakanı her gün doktorlara 100 kez "süper adamlar bayılırım onlara" dese de bu cinayet olacaktı. yani bu cinayeti işleyen adam "dur yahu ortada ıtıbarsızlastırma var ben gidip öldüreyim" demedi.

Ben de dayakla, hakaretlerle karşı karşıya gelmesine az kalmış biri olarak rahatsız olduğum konuları söyleyim. Maalesef bir tek doktorlara saldırılmıyor evet. Ama işi bu tür tehlikelerle karşı karşıya gelmek olan meslekler haricinde en fazla şiddete maruz kalan meslek doktorluk. Bakın o kadar sene okuma, emek verme, nöbet tutma olaylarına girmeyeceğim fakat en azından insanları ayırmadan iyleşmeleri için elinden geleni yapmaya yemin etmiş insanlara bunların reva görülmesi çok koyuyor bana. Tıp fakültesine girdiğimizde bize ilk "primum non nocere" -önce zarar verme- öğretildi. Şimdi insanlar konusunda bu kadar hassas bir mesleğin bu kadar hassas eğitilmiş bir bireyi olarak ilerde başıma gelecek şiddet olaylarından korkuyorum. Doktorların yaptığı iş karşılığında hakettiği maaşa göz dikilmesinden rahatsız oluyorum. En başta sağlık bakanının bile doktorları hedef göstermesinden rahatsız oluyorum. Böyle göz önünde ve ihtiyaç duyulan bir mesleğin bu kadar yıpratılması mantıklı mı sizce? Noluyor bunlara noluyor bize noluyor? Nedir bunların derdi?

bence toplumdaki en büyük sıkıntılardan birisi de, bir yanıt verirken önce karşıyı aşağılayarak konuya girmek.

"sen ve senin gibiler ezilmeye, sesini çıkarmamaya o kadar alışmış ki garipsiyorsunuz hakkını arayan, çağdaş bir toplum isteyen insanlar görmeyi"

bir cümlede 10 hakaret. hak arama gönüllüsü medeni insan önce karşının hakkına riayet etmeli, karşıyı aşağılayarak lafa girmemeli.

sonra ben bunu yazınca yanıtım siliniyor falan...

@truvaiti +1

simdi, doktorlarin calisma sartlarini anliyorum; hakkinizi ariyorsunuz anladim, super.

E arkadas nasil bir tepki bu ya? Niye birden butun doktorlari butun halka dusman ediyorsunuz? Butun halk "siz"(siz bile degil, resmen "sen"), karsisinda "biz" doktorlar. Bunu yaparken de doktorlar super yaratiklar, halk mal konseptine getiriyorsunuz.

Adam akilli nedir bu doktorlarin cektigi, nedir bu doktorlara karsi muamele diye sorup, dikkat cekseniz anlarim.

kimse ölümü haketmiyor o kesin ama doktorlarda çok akpak değil yani onuda bilelim.
tam 14 gündür evde raporluyum,
eklem ağrılarından şikayetçi olarak gittim,
4 ayrı bölüm gezdim,
hala bir teşhis koyamadılar,
yüzümüze bile bakmadan konuşuyor,
sanki milyarları kazanmıyorda orada 3 kuruşa çalışıyormuş gibi bir sıfata sahip,
her tarafım ağrıyor yatamıyorum diyorum - olacak o kadar diyor.
lan amına soktuğum kaç gündür ağrıdan yatamıyorum işime gidemiyorum deyip dalmadım adama ama hala ağrılarımda var.
o dört ayrı doktoru gözümün önünde sikseler, durun yazıktır yapmayın demem.
işini özveri ile yapan doktorlarda var tabi ama genel durum bu,
ulan her gittiğim doktorun kötü gününemi denk geliyorum anlamadım ki,
gülücükler saçsın demiyorum,
hastaya nerden geldi la bu şimdi der gibi de bakmasınlar ya bu yani.

bırak dağınık kalsın.

bencede dağınık kalsın hacı,
30 yaşındayım bırak cöleyi sipreyi tarak bile değmedi la saçıma.

hahah hadi tikliyim de beklediğim cevaplar bunlar değil :D

ben de bu konuda soru soracaktım.benimde yan kısımda keterol şampuandan dolayı döküntü oluştu. ayrıca sakalda uzuyor.

clay wax öneririm

ölecem ben.

18-20 lik kızlarla seks yapıcam.Tabi kalkarsa

o kadar yaşayacağımı sanmam.
(ya hepsi denenmişse ne olacak hacı)
dünya turu :)

www.liveleak.com

Dünyevi işlerden elimi ayağımı çeker Uzun İhsan Efendi gibi astral seyahat yapmaya başlarım.

ağzıma ekmek içi alıp 8 saat emecem meh meh diyerek.

bu cevabı tiklemezsen seni bulacağım.

lsd dene.

deli nine olacam.

biriktirdiğim para ile güzel bir mezar alacağım. gelenlerin en azından geldiğine deysin. manzaranın zevkini çıkarsınlar.

vücudum halsizleşmeye başladığında havai fişeklerle dolu bir kutunun içinde kafama sıkacağım. öyle de bir mekanizma olacak ki, silah patladıktan sonra tüm havai fişekler birer saniyelik sırayla patlamaya başlayacak.

bir apartmanın çatısında falan yapabilirim bunu.

o yaşa geleceğimi sanmıyorum. çok daha öncesinden intihar etmiş olurum muhtemelen.

saçlarımı mavi boyatıcam. zaten beyaz olacağı için rengini açmakla uğraşmaya gerek kalmayacak:)

am üstünde got sikicem. viagra saoulsun:)

el öptüreceğim. belki hikaye de anlatırım.

o dediklerini büyük ihtimal denemiş olurum. epey yaklaştım çünkü. 70 i göremem bu yüzden büyük ihtimal. ama 70 imde kamboçyada olabilirim. evet cambodia, hayalim.

harbi harbi 80'ene geldim lan sal gerisini diyecem.

sırf konuştuklarımı dinlesin diye parayla adam tutacam. ama dinleyecek piç gerçekten. öyle "hı hı" kafa sallamak yok. yerinde sorular soracak, ilgili olduğunu gösterecek, yalanımı bulmaya çalışacak falan.

başka bitane bul.

sevmiyormuşsun zaten yazdıklarından bu anlaşılıyor.

ayrılma kararını sen versen buraya yazıp dilenicek kadar sallamazdın. demekki tekmeyi yemişsin burdan teselli arıyosun. kolay gelsin.

sana kızmı yok hacı takılma fazla

montla sıç

bu yine iyi hallerin, kız başkasını bulunca sıkıntı o zaman başlıyor söleyeyim.

hayırlısı olmuş bence. şimdi olmasa da ilerde anlarsın.bir gün fedakarlık yapmaktan kaçınmayacağın şartlarda biriyle tanışırsın nasılsa. yanlış yaptım diye kendini germe.

sen dogru olanı yaptın hacı

sezen aksu-aşkları da vururlar
www.youtube.com

fikret kızılok-bir harmanım bu akşam
www.youtube.com

sezen aksu-son sardunyalar
www.youtube.com

az önce yazdım birşeyler gitmedi mesajım. bi kaç keredir başıma geldi bu, duyuru silinmiş gibi. oluyor mu size de?

belkis özener - nasıl geçti habersiz youtu.be
zeliha beklenmeyen misafir - youtu.be
mfö - mevsimler youtu.be

bende olmadı öyle bir sorun.

birden aklıma bu geldi hacı;
www.youtube.com

Tarkan-Ona sor
Yalın-Meleklerin sözü var,Ki sen

umut kaya - mevsimler geçerken
gripin - sus söyleme
mor ve ötesi - küçük sevgilim
malt - yangın

mira dene birde şarkıları şöyle;

son melodi
vimeo.com

bir gün gelir
vimeo.com

başkası
www.youtube.com

mustafa ceceli-unutamam

www.youtube.com

www.youtube.com

en sevdiklerimden.. belki de en sevdiğim...

Semiha Yankı - Seninle Bir Dakika
video.google.com

Kurs konusunda herhangi bir sözleşmeniz var mı? Parayı elden mi? Kredi kartıyla mı ödediniz?

Sözleşme imzaladım. Ücreti elden ödedim, makbuzum var yalnızca.

paranın geri ödeneceği yazılı mı bildirildi sözlü mü? mail veya herhangi birşey var mı yani?

öğrencisin diye varsayarak şöyle diyebilirim, okulda hukuk fakültesi varsa oradaki hocalardan birine anlat bu durumu, hukuki işlemleri, sonuçları ne olurmuş iyice öğren. sonra çıkıp karşılarına eğer ücreti iade etmezseniz şöyle şöyle hukuki işlem başlatacağım, sonuçları sizin için şöyle olur, şeklinde ufaktan tehditvari konuşmalar yap. yüksek ihtimal işe yarar.

@il padrino; sözlü bildirildi. Hem bana birebir söyledi, hem de telefondan.

@sivrisinek; sorun da orada. ben fırsat sitesinde gördüm ve kursa görüşmeye gittim. yani siteden hiç bir işlem yapmadım. dolayısıyla sitenin hiç bir ilişkisi yok bu işle.

@goldentitan, evet öğrenciyim, bu yolu denemeye çalışacağım ama önce tüketici haklarına bir gideyim diyorum.

Kesinlikle ücret için kendimi yırtmıyorum, bu iş inada bindi, o yüzden uğraşıyorum.

adını numarasını yaz bana kursun, bi de ben arayıp saydırayım istersen. hatta istersen ben avukat x, arkadaşıma böyle yapmışsınız falan bile diyebilirim. orospu çocukları... çok sinirleniyorum böyle şeye.

not: çok ciddiyim.

evet haklisin. kursun adini buraya yazip ifsa etmekle baslayabilirsin mesela

@hope ender; desteğin için sağol, yasal işlem sonuç vermezse, benimle birlikte bunu yapmanı isteyeceğim. ben de ciddiyim :)

Kursun adı Time Dil Okulları. Yanından bile geçmeyin.

hacı her türlü ara hakkını sakın vazgeçme,
kursun adını afişe ettiğin iyi oldu.
enderle birlikte beni de yaz listeye,
kalabalık olalım

sözleşmendeki para iadesiyle ilgili şartları incelemen gerekir. tavsiyem bu tür işlemleri bağlayıcılığı olması açısından mail aracılığıyla yapın.

herhangi bir destek için varım, mesaj atman yeterli.

@karpuzpeynirekmeksu, teşekkür ederim.
Destekleriniz için çok sağolun.
Önce kaymakamlığa gidip tüketici haklarına başvuracağım. Daha sonra ise hukukla uğraşan bir kişi ( belki bir hoca, belki bir arkadaşın arkadaşı, ...) bulup bu işi çözmeye çalışacağım.
Aklınıza herhangi bir çözüm önerisi gelirse mesaj kutum burada :)
Umarım bir gün 'hakkımı aldım!' diyerek bu duyuruyu canlandırırım, böylece başına bu tür şeyler gelenlere de örnek olur.

bizim şirkette tek tek mail yoluyla yapıyorlar. ama muhatap sayısı 40 falan, o yüzden büyük problem olmuyor.

not: muhasebeci değilim.

kurumsal bir yerde yok arkadaş yok.
ha mail ha faks fark yok bence.
bizde mail kullanan şirketlere genelde mail atıyoruz.

not: allah belamı vermiş muhasebeciyim

ba-bs mutabakatı yerine ymm ile karşıt inceleme gönderiyoruz. onlar uğraşıyorlar.

ben mutabakat yapmıyorum. bana gönderen olursa cevap veriyorum ama kendim göndermiyorum. onunla mı uğraşıcam amk. sonraki 10 günde fatura gelirse cezasız düzeltirim, gelmezse benim sorunum değil. ceza yerlerse yesinler. 1-2 sefer vergi dairesi arayıp cezalı düzeltme yaptırırsa akılları başlarına gelir, faturasını geç gönderen satıcılara söyler zamanında isterler faturalarını.

ba bs'yi benim çalıştığım şirkette bizzat stajyer olarak telefon ve faks yoluyla hallediyoruz. eğer faksa cevap gelmezse telefonla tek tek arıyorum. bayaa büyük bi şirket muhatap sayısı 100 den fazla. zor oluyor ya:(

fethiye güzeldir. yamaç paraşütü yapmak isterseniz haber et ayarlarız :))

Gidin gidin, çok güzeldir. Yamaç paraşütüne götüm yememişti ama.

egede en güzel yerlerden biridir fethiye.
iyi tatiller güle güle gidin.

ayakkabı için diyorlarsa dockers by gerli, pantolon falan için diyorlarsa dockers. farklı evet.

gerli Türk markası öbürü Amerikan.

alman markası türk değil.

alma la alma,
ne ayakkabısından ne pantolonundan memnun kalmadım.
evde bir ayakkabısı var giymiyorum,
sanki çıplak ayak yere basıyorum, nasıl bir tabansa.
levis mağazalarında mutlaka vardır.
ama alma yani.
resimdeki gibi pantolonlar sararda var çok güzel aynı para.

fetih 1453, sıkıldım.

Fetih 1453 e gittim güzeldi. The Hunger Games'e gidicem güzel olacak işalla yaleppim amin. Kitap çok güzeldi.!

hemşo

ejderha dövmeli kız'a gittim, güzeldi.

evde, rahat rahat, büyük ekranda o kadar çok izliyorum ki sinemada en son ne izlediğimi hatırlamıyorum şu anda, hem de yakın tarih olmasına rağmen :)

ama sanırım en son film festivalinde izlemiştim, evet evet... ama festivalde birden fazla filme gittim.. en son hangisi kestiremedim şimdi, çok bilindik bir film değil...

fetih 1453,güzeldi bence de.

hugo
güzeldi ben seviyorum öyle filmleri

nar'a gittim. çok iyiydi.

tırtıl

isminin sonuna iyelik eki ekledim.

Agapi mou

ad soyad +1

bir de mısır gevreğim

Isim Soyisim

fındık

"29. manitam"

"daha iyisini bulana kadar en iyisi"

ismiyle

Marsmelov

adı soyadı.

rehberimde herkes öyle zaten, annem ve ablam hariç. sevmem öyle minnoşum bebişim aşkitom sölenterem makbule tokmak'ım falan.

borulcem

Aaaaaa

en üste çıkması için en uygunu.

ad-soyad.

müşavir

doktor
patron
usta
hırsız
ne bileyim böyle iletletilebilir ama illa ciddi dersen

ad soyad favori

kızların en çok taktığı konu.isim soyisim yazanlar illa ki sıkıntı yaşamışlardır :)

ad soyad

ben iş dışında kimseyi isim soyisim diye telefonuna eklemeyen biriyim. isim soyisim ne lan? görüşünce el sıkışacakmışsın gibi ...

isim+iyelik eki +1

abu çi çi

Kasap

ismiyle

isim soyisim

*le wild gf

annemin babamın manitamın kardeşimin yakın arkadaşımın
5 yani
sonra işyeri telefonumu da biliyorum
6 etti
ev telefonumu da
7 etti
şirket santralinin no su
8 oldu
ttnet müşteri hizmetleri
9 oldu aklıma gelenler.

kendi numaramı

ben gerikafalıyım, hala aldığım numaraları ezberlemeye çalışırım hep. bayaaa var ezberimde.

valide
peder
dişi arkadaş
yakın bir arkadaş
ev

ev. eski ev. sevdiğim. annem 2 tane. babam 2 tane. kendi telefonum. babaannemlerin evi. anneannemlerin evi. dayımlar. 11 taneymiş.

Allah allah daha çok biliyordum sanki ben.

2

kendim, annem, babam, abim, ev, teyzemin ev, ananemin ev, 3-4 sokak ötedeki lahmacuncu, yapı kredi çağrı merkezi.

ev
eski ev
annemin santral
babamın işi
halamın eski telefonu
annanemin evi
kendi telefonum
kuzenimin telefonu

not: son 4-5 yıldır numara ezberleyemiyorum.

elliden fazla olduğu kesin, yüze kadar gider.
iş ve sosyal çevre dahil

5 tane falan. anne baba ev dedemin işyeri diğer dedemin evi. bu.

9 çıktı. speed dial gibiymişim lan, kapasite 9 demek ki.

2.
kendi cep numaram
kendi ev numaram

sevgili
ev
cep
anne
kardes
abi
anneanne ev
ttnet musteri hizmetleri
garanti musteri hizmetleri
ykb musteri hizmetleri
bir hastanenin online randevu nosu
okul

112
155
156
110

11818
11880 (son ikisi ne yazik ki)

kendi cep telefonum. annemin cep no. annemlerin ev. bi de benim iş no. o kadar iştr 4 tane. iyi yine

aslinda an itibariyle 40 kadar ama istersen sonsuzluga uzatabiliyorsun bunu.neden 40 tane biliyosun hani 10 mantikli-ezber yetenegin varsa neden 40 ,40 az diyorsan,haklisin.

özellikle numaralari hafizada tutmak kolaydir.

yani söyleki bende 40-45 olmasinin nedeni türkiyeyi yurtdisindan ararken,baska bir numarayi arayip ,aramak istedigim numarayi aradigimdan ,sürekli telefondan bak zor geliyodu bende ezberledim.

saymaya üşendim ama en az 30 tane biliyorumdur.

kendi numaram
anam
babam
babamın eski işyeri
ev
annanemin evi
kuzenimin evi
istanbul bilim ve sanat merkezi
bir de eski sevgiliminkini hatırlıyorum hala

9 olmuş

spermiyogram basliginda biraz bilgi var konu hakkinda.

yarım saat içinde ulaştırmak kaydıyla evden yapıp getirilebiliyor denmişti.

evet kuru,
sırada bekleyen yoksa (ki olmuyor) süre sınırlaması yok,
kimi yerlerde içeride dergi olurken kimi yerlerde sürekli akıp giden film oluyor, bazı yerlerde ise hiçbişey olmuyor ibiş gibi kalıkalıyorsun.

(hayır defalarca ölçtürmedim :) genel bilgi birikimi bu)

bundan daha önce 2 kere yaptırmış biri olarak:

- ilkinde elime kabı tutuşturan kız "lavabo yukarda" dedi sadece.
- ikincisinde bir hasta bakıcı beni ultrason odasına götürdü. anahtarı bana verdi "hadi kitle içerden takıl rahat rahat"

bu yani. ve bunlar kalburüstü özel polikliniklerdi. öyle "sperm testi odası" gibi bir fasilite varsa direk şanslısın yani.

sabun mabun olmasa daha iyi evet, örnek steril kalmalı. en büyük kaygın elinde o kapla koridorlarda gezerken ne düşüneceğin olsun.

eskişehir askeri hava hastanesinde yaptırmıştım,
boş bir oda, başka bir şey yok,
fanteziden fanzteziye atlayarak o minik, ağzı kapaklı plastik kutuya denk getirmek zor oluyor.
yani helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştirmenin askeri hastane versiyonu.
unutmadan herkese 4 gün perhiz demişler ama binbaşı bana 3 gün demişti.
sabın,su, bilmem ne yasak.

bir tanıdığımın eşi medicana da bu işlemi yaptırmıştı, kadının anlattığına göre eşi girmiş odaya, bir tv ve dvd varmış, rahat bir de koltuk varmış, tv yi açtığı anda gayet sesli bir şekilde film? başlamış :) sesi kısmış falan rahatmış yani, daha ayrıntısını da bilemiyorum.

çapada, küçük bir oda, porno film oluyor ama genelde tv bozuk, ki ben zaten porno sevmem, anlamsız yani elin şeyini izlemek.

ve lavabo ve pisuvar, aynı odada.

Sperm kültürü için, Çapa-Cerrahpaşa arasındaki bir ÖZEL hastanede şahsıma (2007 yılında) şöyle olmuştu;

Gide gele muhabbeti ilerlettiğimiz laboratuvardaki kıza, elimdeki tahlil kağıdını istemsizce uzattım. Verdiği karşılık; "Eyüp aaabiiiiiii" oldu. Eyüp abi elinde iki kapla geldi. Birini verdi "buna idrar örneği vereceksiniz. İdrarın ilk ve son kısmı tuvalete, orta kısmı kaba." dedi. Diğer kabın üzerine S harfi çizdi.. "buna da.. su ve sabun kullanmadan.. sperm örneği vereceksiniz" dedi ve TUVALETİ işaret etti..

Daha önceden sözlükte ve internet camiasında okuduklarıma göre hemen her hastanede süper lüks, tv, dergiler ve kanepenin bulunduğu, geniş ferah bir "31 odası" olmalı idi. Fekat bana tuvaletin yolu işaret edilmişti..

Tuvaleti tarif etmeme bilmem gerek var mı ama yine de bir iki şey söylemem gerekirse;

Ben laboratuvarın kapısında beklerken, ihtiyar bir dayım, ikide bir tuvalete girip çıkıyor, yarım bardak (bildiğimiz plastik bardak) çişi karısına sanki bir çay bardağı tutar gibi bir eda ile veriyor, halam da onu örnek teslim kutusuna koyuyor..

Böyle bir ortamda ben o tuvalete girdim. "Bak arkadaş" dedim, "Anlaşalım. Ömrünün performansını bekliyorum senden. Işık hızı ile olmalı ne olacaksa. Hadi bak senden bir daha ömür boyu böyle bir şey isteyecek değilim" falan dedim ama dinlemedi. Oralı bile olmadı. Sallamadı beni.. "Hadi noolur gözünü seveyim şudur budur.." ı-ıhh..

Tuvalet, 2 metreye 1,5 metre kadar bir alanda, laboratuvarın önündeki kalabalıktan, sadece 2 parmak kalınlığındaki tahta kapı ile ayrılan, dışarının sesini aynen içeri aktaran; üstten geçen merdivenlerin, tavanını yararak geçtiği, tuvalet kağıtlarının çöp kovasının etrafına atıldığı, ilaç, sidik, bok kokan reziillll ve dapdaracık bir yer!

Eee o da haklı! Nasıl olsun o rezil ortamda? Ufak ufak "acaba mı?" derken, tık tık tık kapı tıklaması! Sen içerde "canın"la cebelleşirken amcaların bardaklara işemek üzere kapıda bekliyor olması. Gözde canlanan, amcanın karısıyla "bunlar da naapıyor içerde yaa o-hooo" gibisinden dedikoduları vs..

Bin bir emeğin de 1 saniyede boşa çıkması, insanın erkekliğinden endişe etmesini de beraberinde getirebiliyor o ruh halinde :)

"Hay böyle işin amk" dedim ve kap cebimde tuvaleti terk ettim. Dışarı çıktım bir hava aldım. Cami tuvaletinde denemek bile geçti aklımdan. Sonra çok da bir fark olmayacağını hatta daha da kötü etki edebileceğini düşünüp vazgeçtim. biraz soğukta dolaştım. Kara kara düşündüm.. Neden sonra jetonum düştü. Hastaneye geri döndüm. Laboratuvar tuvaletini (Zemin kattakini) siktiredip, hasta katlarına çıktım. Aman Allaahh!!! (Koridorda) Bir tuvalet buldum ki, tuvalet değil cennet cennett!! 3 metreye 5 metre! Birkaç dakika bekledim, gelen giden kapıyı tıklatan olacak mı diye. Karışan görüşen olmadıııı...

Gel gelelim, işin diğer bir en pis tarafına.. "Su yok, sabun yok, cibicibis marka krem o da firmamızın hediyesii.."

Bir diğeri de o tempoda 1 parmak derinliğinde, 5 cm çapındaki silindir kutuyu nişan alabilmek..

Durum budur. Oda bulursan süresinin derdine düşme derim ben..

www.youtube.com bu olmasın?

@ordabiyerde:

benziyor ama değil.

www.youtube.com

hacı bu adamdan başka söyleyenini bulamadım.
berbat söylemiş adam ama bu herhalde.