Giriş
(3)

eu'ya vize

duyurukullanıcısı
en yakın ne zaman sorunsuz gidip gelebiliriz?sonbahar?
en yakın ne zaman sorunsuz gidip gelebiliriz?

sonbahar?
0
duyurukullanıcısı
(12.03.21)
2022'yi rahatlıkla bulur.
0
roket adam
(12.03.21)
2022 sonbahar (iyimser)
2023 sonbahar kötümser
0
otopsicocugu
(12.03.21)
2022 en iyi ihtimal
0
rewlack
(13.03.21)
(6)

yurtdışına remote çalışmakmı yurtdışında iş bulmak mı?

ShadowOfMoon
şu an fiziki çalışma sponsorship yazılım işleri için çek,litvanya, uk, hollanda gibi çeşitli ülkelere başvuruyorum. bir yandan da remote yazılım işlere. hangisi olursa artık diye karman çorman ilerliyorum.remote mu yoksa fiziki mi istiyorum diye bir sonuca ulaşamadım. fiziki bir çalışma istiyorsam ü
şu an fiziki çalışma sponsorship yazılım işleri için çek,litvanya, uk, hollanda gibi çeşitli ülkelere başvuruyorum. bir yandan da remote yazılım işlere. hangisi olursa artık diye karman çorman ilerliyorum.

remote mu yoksa fiziki mi istiyorum diye bir sonuca ulaşamadım. fiziki bir çalışma istiyorsam ülke şehir bazlı başvurular yapmam gerekir mesela veya remotelara başvurmayı bırakmam. birine kanalize olmam lazım ama hangisi başarılı olursa teklif gelirse o an karar veririm diye kendimi avutuyorum.

mesela londrada iş bulup gittiğimde orda en az 6-7 ay kalacak olmak korkutuyor. istediğim zaman gelebilirim tabi. denemek önemli olan. remote ise daha bağımsız geldiğinden daha tatlı geliyor. arkadaşımın gezmediği ülke kalmadı. şu an covid sebebiyle herkes gezebilir de ne kadar daha devam eder bilmiyorum.

mesela her ay türkiyede şehir değiştirerek çalışmak olabilir şu anki uzaktan çalışma imkanıyla.

siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

araştırmalarıma ve arkadaşlarımdan gördüğüm avantaj dezavantajları yazayım yazılım sektörü:

yurtdışı remote avantajlar
-fiziki çalışmaya göre maaş yüksek
-belli bir yerde olmak gerekmediğinden ülke ülke gezilebilir

yurtdışı remote dezavantajlar
-avrupadan usa ya çalışma gibi durumlarda çalışılan şirketin saatlerine uymak gerektiğinden gece çalışmak gerekebilir
-sigorta yok(kendisi yapabilir kişi tabi) laptop vermiyorlar genelde
-yoğun çalışmak gerekebiliyor haftaiçi

yurtdışı fiziki avantajlar
-o ülkede yaşaman için vize verilyior. eş çocuk vs de varsa onlara da. visa sponsihip genelde çünkü
-kurumsal şirketler genelde ve çalışma saatleri dışında çalışma yok.
-uzun zaman kalınacağı için kira daha uyguna gelebilir

yurtdışı fiziki dezavantajlar
-maaş remotea göre daha az
-yerleşik bir düzen ister istemez oluşuyor.iyi mi kötü mü değişir kişiye göre
-sponsorship varsa şirketten ayrılınca başka sponsorship bulmak gerek
0
ShadowOfMoon
(12.03.21)
türkiye'de dövizle para kazanmak, avrupa'da lokal para biriminde para kazanmaya göre çok daha farklı bir yaşam vaad ediyor. eğer yurtdışı firmasına döviz kazanacak şekilde remote çalışabiliyorsan, türkiye'de paşa hayatı yaşıyorsun. kafana göre istediğin yere gider yaşarsın. ama yurtdışına yerleşmekle ilgili bir talebin varsa bu ayrı bir konu tabii ki.

ben ilkini tercih ediyorum it sektöründe biri olarak, öğrenciyken zamanında yurtdışında 1 sene geçirdim hevesimi aldım. yurtdışında yaşayıp yok göçmenlik, yok vize, ıvır zıvır uğraşıp orta sınıf hayat yaşamaktansa, burada kral yaşamak çok daha mantıklı geliyor. istediğim zaman zaten yurtdışına gidebiliyorum, tvde gösterilen insanların şikayet ettiği trafik, kalabalık, müge anlı, ıvır zıvır şeyler bana zaten etki etmiyor böyle bir hayat yaşayınca. sevdiklerimden de uzak kalmıyorum, kafam rahat ediyor. gider bi ay bodrumda bi ay kaşta bi ay kamboçyada bi ay balide yaşarsın, kimse de bir şey diyemez.

bu arada sigortayı kendin yapıyorsun çok bi para değil, şimdiye kadar laptopumu hep kendim aldım şirket laptopu hiç kullanmadım, hiç sevmem bana marka dayatılmasını :) ama dediğim gibi burada konu nasıl bir yaşam istediğin, amacın ne olursa olsun taşınmaksa remote'a hiç bakma zaten.
0
roket adam
(12.03.21)
Yurtdisina gitme amacin paraysa remote olarak da takilabilirsin ancak ne kadar para kazanirsan kazan turkiyedesin. Turkiye'de yasamanin pozitif (alistigin cevre, arkadaslarin, ailen vs) ve negatif (siyasi baski, disarda muhatap olmak zorunda kaldigin insanlar vs) taraflari var. negatif taraflarin bir kismi parayla cozulebilirken buyuk bir kismi cozulemiyor.
0
fakyoras
(12.03.21)
fakyoras+1
yurt dışı fiziki veya remoteken orada kalmanın avantajı: kalıcı oturum veya vatandaşlık..büyüktür > diğer hepsi.
0
rewlack
(12.03.21)
bi süre burda yaşayıp sonra giderim ben olsam. sokağa çıktığında uğraştığın insan konu komuşu bozuk mimari ,siyaset, kadın ölümleri bunlar kafayı çok dolduruyor ve huzur bulamıyorsun istesen de. her türlü imkanım olsa giderdim.
0
camene87
(12.03.21)
Bu biraz size bagli. Ben Türkiye'ye, türk insanina vs dayanamayan biriyim bu sebepten Türkiye'ye anca bir kac yıl görev vs diye gelirim ama kalici gelmem.
Sizin bu sorulardaki tek derdiniz paraysa remote ile daha rahat olursunuz, tabi Türkiye Avrupa'ya göre de pahalı. Türkiye'de üretilen şeyler dışında herşey size Avrupa'dan daha pahalıya mal olacak.

Onun dışında ab vatandaşı olmanin vereceği kafa rahatlığı da başka tabi.

Türkiye'de cok mutluysaniz ve tek sorun paraysa remote. Yok siz de benim gibi her gecen yıl daha kötüye gittigini dusunuyorsania en mantiklisi oraya yerlesmek. Avrupa'ya tatile gitmek ile Avrupa'da bir hayata sahip olmak arasında cok ciddi fark var.
0
logisticsmanager
(12.03.21)
bence gitmeye hazir degilsiniz, bu nedenle orada mutlu olmayacaksiniz, kalin cunku gercekten gitmeyi cok isteyen kisilerin sansi yok olmasin, siz Turkiye'de mutlu olacaksiniz, onlar AB'de. Herkes mutlu oldugu yerde kalsin.
0
howfaristhesky
(12.03.21)
(15)

bebemizin cinsiyeti :)

pasaklıpepee
selamlar hepinize 12 haftalık bebemizin cinsiyeti cok büyük ihtimal kız dendi. ancak doktorumuz ısrarla alışveriş yapmayın 16. hafta hatta en geç 20'de kesinleşir bekleyin dedi. lakin ben cicili bicili eşyalar almak istiyorum kendisine :) simdiden herşeyini alsak sonradan aaa aslında bu erkekmiş yah
selamlar hepinize

12 haftalık bebemizin cinsiyeti cok büyük ihtimal kız dendi. ancak doktorumuz ısrarla alışveriş yapmayın 16. hafta hatta en geç 20'de kesinleşir bekleyin dedi.

lakin ben cicili bicili eşyalar almak istiyorum kendisine :) simdiden herşeyini alsak sonradan aaa aslında bu erkekmiş yahu falan der mi doktor? o kadar para harcayıp bosa gitsin istemiyorum ama şuan deli gibi de alısveris yapasım var.

çevremde hiç yanlıs tahmin olmamıs. kızsa kız, erkekse erkek olarak teyitlenmis. siz böyle olaylar duydunuz mu cevrenizde?

teşekkürler
0
pasaklıpepee
(09.03.21)
Cicili bicili ama cinsiyetsiz şeyler alın? Çok beğenirseniz pembeyi de alın, maviyi de alın, çocuk bu, ikisini de giyer, nedir ki :)

Sağlıkla doğsun umarım :)
0
kobuzchu kiz
(09.03.21)
erkek direk belli oluyor kız için biraz da bekleniyor. bizimki de kız oldu. pembe giydirmek istemiyoruz. zaten ilk ay erkek kız olduğu belli olmuyor. bize sürekli erkek mi diye soruyorlar. 0 1 ay alınan şeyleri de zaten uzun süre giymiyorlar. 0 1 aylık al.
0
mikahakkinen
(09.03.21)
Doğumdan sonra yanlış cinsiyet söylendiği çok hikaye duydum ben de. Belli olmaz bu işler. Ama bence içinizden nasıl geliyorsa onu alın amannn :) Çok mutlu sağlıklı uzun ömürler diliyorum bebişe
0
Hallegadola
(09.03.21)
Acele etmeyin yahu daha önünüzde 24 hafta olacak :)

Sağlıkla kucağınıza alıp büyütün.
0
robin one persie
(09.03.21)
12. hafta kesin cinsiyet söylenmesi için çok erken. biraz daha sabredin :) 16. haftadan sonra netleşir. hatta detaylı ultrasonda iyice emin olursunuz, o da 21-24 dolaylarında. renk kısmına da çok takılmayın, benimki erkek ama neneleri pembe şeyler örüp duruyorlar hala :D
0
pide
(09.03.21)
sağlıklı mutlu ömrü olsun şimdiden : )

bebek yaşta cinsiyetli şeyler almanıza veya bu kalıplara takılmanıza gerek yok.
ne olacak pembe şort alsanız oğlunuza giymeyecek mi? zaten özellikle kıyafetleri çok kısa süre giyecek. mobilyalar konusunda zaten cinsiyetsiz şeyler seçin.
tam olarak neyi sorun yaptığınızı sesli söyleseniz size de komik gelecek.
0
rewlack
(09.03.21)
Bizim 12. Haftada kız dendi, 15. Haftada erkek çıktı ahshfds
0
somethinginthewayshemoves
(09.03.21)
@somethinginthewayshemoves korktuğum cevap :o :o

bana yine beklemeler görünüyor :)
0
🌸pasaklıpepee
(09.03.21)
Beyaz olur, sarı olur. Mutlaka alacaksanız.
Bir arkadaşımın ilkokulda bir kızı var. Pembe giymeyi reddediyor. Doğum gününde mavi elbise giydi, her yer mavi süslemelerle donatıldı.
Artık böyle cesur çocuklar kıracak kalıpları.
0
pro9it9is9
(09.03.21)
Bekleyin bekleyin, doktorumuzun ultrason cihazı çok da iyiydi, doğum kilosunu boyunu tam olarak tutturmuştu mesela ama cinsiyet işi pozisyonla alakalı sanırım.

üsttekilerin dediği gibi beyaz, yeşil, sarı, toprak renkler alabilirsiniz. İnsan gerçekten duramıyor :)))
0
somethinginthewayshemoves
(09.03.21)
Cin takvimine gore de kiz cikiyorsa kizdir, simdiye kadar bu takvimin yanildigini gormedim.

tr.calcuworld.com

Ytd!
0
cooperr
(09.03.21)
belki alışveriş yapacağınız mağaza bir aydan daha fazla değişim süreci tanır, etiketi kopartmazsınız ama dolabında durursa hoşunuza gider, cinsiyeti erkek çıkarsa değiştirebilirsiniz
0
cometome
(09.03.21)
Hamileliğinin son ayında "Pardon erkek değil kızmış" dediler bir arkadaşıma. Siz biraz daha bekleyin, hayırlı olsun :)
0
epistemic_regress
(09.03.21)
bize de 12nci haftada kıza benziyor ama önümüzdeki ay netleşir demişlerdi, kız oldu :) yani bacak arasını rahat görmedikçe kolay kolay tahminde bulunmaz doktor, sonradan değişmesi istisnai bir olay. illaki almak istiyorsanız kesin cinsiyet belirtmeyen çiçekli pembeli şeyler dışında alın yine. biz ilk öğrendiğimiz ay bile bişeyler almıştık hevesle ama kıza da erkeğe de sırıtmayacak şeyler almıştık :)
0
jonestown
(09.03.21)
Beyaz, sari, yesil, turuncu, kajverengi, gri, kirmizi vs alabileceginiz tonla sey var. Hepsinin dinozorlusu alfabelisi matematiklisi spaghettilisi sakalisi komiklisi derken cocuk zaten 6 aylik olur..
0
taurina
(10.03.21)
(9)

eski ev almak vs yeni ev almak

buenosdias
merhaba, istanbul avrupa yakasinda ayni fiyata iki ev var. 350 bin bandinda.eski: -30 yasinda.-ferah ve buyuk.-lokasyonu iyi.-dekorasyonundaki bir cok oge cocuklugumu hatirlatiyor.-mutlulukla oturacagimi dusunuyorum.-7 katli binanin 6. katindayeni-1 yasinda.-pek ferah diyemeyiz.-lokasyonu ehh iste.
merhaba,

istanbul avrupa yakasinda ayni fiyata iki ev var. 350 bin bandinda.

eski:
-30 yasinda.
-ferah ve buyuk.
-lokasyonu iyi.
-dekorasyonundaki bir cok oge cocuklugumu hatirlatiyor.
-mutlulukla oturacagimi dusunuyorum.
-7 katli binanin 6. katinda

yeni
-1 yasinda.
-pek ferah diyemeyiz.
-lokasyonu ehh iste.
-dekorasyonu iyi; oturulur.
-mutlulukla oturmayacagim ama uzulerek de oturmayacagim.
-3 katli binanin girisinde.

cok muallakta kaldim. beklenen istanbul depremi gercegi var; ama eski evi'de cok sevdim. bir akil fikir verir misiniz?
0
buenosdias
(08.03.21)
Hocam çok denyoca gelebilir ama ben deprem işini sallamıyorum,
1- Yeni yapılan binalarında uygun standartlara göre yapıldığına inanmıyorum
2- Bu iş birazda şans işi

O nedenle Lokasyonu iyi ferah ve iyi hissedeceğim yeri satın alırdım
0
paramolacak
(08.03.21)
1999 depremini yaşamadıysan/hissetmediysen/sonrasında afet bölgelerinde yaşamadıysan eski evi olasılık dahiline almanı anlarım.

her türlü yeni eve bak bence.
hatta eğer varsa deprem raporu olan evleri tercih edin derim.

sadece giriş kat tercihini sorgularım. ara kat bulabilirseniz daha iyi.
0
teritori
(08.03.21)
Asansör var mı o önemli. Asansörlü olanını al. Allah korusun hastalık olur bişey olur...
0
1bir1bir1
(08.03.21)
sakın ama sakın eski ev almayın canınızı seviyorsanız.
0
matilda
(08.03.21)
hocam çok denyoca gelebilir ama deprem salladı mı tam sallar.
0
co2s2
(08.03.21)
Yine cok cahilce gelebilir ama ben eski evi alirdim
0
balpolen
(08.03.21)
teritori+ 1
99 depremi ist.da olmadı üstelik.
eski ev= pahalı mezar.

ayrıca ev almak zorunda değilsiniz.

neyse, deprem gerçeği olmasaydı bile:
30 yaşında (deniyorsa 45-50dir en az) beton bina yaşı geçmiş bir binadır. ilerde satmaya kalksanız daha da değer kaybeder.
en önemlisi alt yapı sorunudur. tesisatlar ne durumda? sürekli arıza çıkartır. yalıtım asla yoktur. koku, gürültü her yerden sızar. yine ısı yalıtımı olmadığı için ısınma bedelini daha çok ödersiniz. küf vs.
bir de yine depremden bağımsız olarak 99 öncesi beton yönetmeliği kum, çakıl taşına izin veriyordu.
depremle bağıntılı da düşünebilirsiniz.
eski ev alınmaz. isviçrede değiliz.
sevgiler.
0
rewlack
(08.03.21)
sadece deprem açısından bakma, eski evin dertleri gerçekten bitmiyor, elektrik altyapısı eski oluyor, kaliteli internet gelmiyor, nem vs sıkıntısı bi çıkarsa kolay kolay çözülmüyor. adam akıllı ısınmıyor. bunların hepsi aylık masraf / düzeltmeye üşendiğin takdirde de kalitesi epey düşmüş bir yaşam olarak dönüyor sana. uzak dur eski evden.
0
nolmus yani
(08.03.21)
eski evin derdi bitmez, deprem korkusu bitmez. şu anda sorun olmayan bir şey ama bi sallantı olur medya haberle dolar, anksiyeteden uyuyamazsınız sinir hastası olursunuz. risk sadece yıkılma değil yani, artı tadilatı, derdi falan da olur mutlaka. kafanın rahat olması için yeni ev al derim mutlaka, 350 bin az para değil.
0
roket adam
(08.03.21)
(15)

arabayla viyana-istanbul

c1b2k3
ilkkez geleceğiz. çocukken babamlarla falan geliyoruz da eşimle ilk geliş.bizi uyardılar komisyonlar yüzünden benzini falan hep kartla alın diye. iyi ama bizim euro, sırbistan başka, bulgaristan başka para birimi ve gece gideceğiz yolda.mesela gece kurlar daha değişik olmuyor mu? daha çok zarar etme
ilkkez geleceğiz. çocukken babamlarla falan geliyoruz da eşimle ilk geliş.

bizi uyardılar komisyonlar yüzünden benzini falan hep kartla alın diye.

iyi ama bizim euro, sırbistan başka, bulgaristan başka para birimi ve gece gideceğiz yolda.

mesela gece kurlar daha değişik olmuyor mu? daha çok zarar etmez miyiz?

umarım anlatabilmisimdir derdimi.
0
c1b2k3
(07.03.21)
e zaten doviz alırken komisyon çok olmasın diye kartla (visa/master) alın dememişler mi? ben mi yanlış anladım.
kart, her yerin kuruna göre bankanızın anlaşması neyse o kurdan düşüyor ve anlaşmadaki kadarlık komisyon alıyor.
0
rewlack
(07.03.21)
Kredi kartı olmaması halindeki alternatifiniz nedir?

Kur yine gece pahalı olacak ve kur çevirme işlemine ekstra komisyon ödeyeceksiniz. Kredi kartı avantajlı oluyor yine.
0
himmet dayi
(07.03.21)
nakit almayın diyorlar çünkü mesela kur 1.5 ise onlar daha düşük hesaplayıp daha fazla euro karşılığı istiyorlarmış.

ama kartla alırsan kur sabit sonuçta.

ama gündüz ile gece arasında da kur farkı oluyor bildiğim kadarıyla?

o yüzden daha zararlı oluyor dimi gündüze göre gece kart kullanmak?
0
🌸c1b2k3
(07.03.21)
kredi kartı kullanmak nakit parayı çevirmekten daha karlı. Banka kendi kuru üzerinden ufak bir komisyon kesiyor sadece
0
ishak77
(07.03.21)
Kartla alin tabi ki. Parayi nerede bozduracaksiniz, bozdururken sanki alim/satis farki olmayacak...

Kart iste.
Fark belki 100€da 1€ fark eder, onun heaabini mi yapacaksiniz? KK islemi ile bankada piyasalar kapaliyken doviz alim satim islemi ayni sey degil.
0
kuehles blondes
(07.03.21)
Kredi kartının döviz hesabı yoksa, yani alışveriş anında direkt TL'ye çeviriyorsa Türkiye'de işlem saatleri içinde alman daha iyi olur. Hafta sonu ya da TSİ 18.00'den sonra makas aralığı açılacağı için pahalı kurdan çevirir TL'ye.
0
himmet dayi
(07.03.21)
Yurt dışında kredi kartı harcaması yaptığınızda banka şüpheli işlem sanıp mesaj atabiliyor ya da arıyor. Telefonunuzun açık olmasına dikkat edin.
0
kaset
(07.03.21)
Viyana'dan depoyu doldurup çıkın, 600 km sonra Belgrad civarında otoban ustundeki benzinlikte yine fulleyin, sonra bulgar sınırına girdikten sonra hemen sagda shell var orda da fulleyip turkiye'ye gelirsiniz. Arabanızın dizel ve 50lt depolu olduğunu varsayiyorum.

Her seferinde kredi karti ile aldim akaryakıtı.
0
duster
(07.03.21)
Konudan bağımsız nasıl gidiyorsunuz?
Oturum mu var orada ya da vatandaşlık?
0
otopsicocugu
(07.03.21)
Bi yanlis anlama olmus sanirim kartlar avusturya karti ve biz burada yasiyoruz ve viyana’dan istanbul’a geliyoruz.

Tl hesaplariyla ve karti ile alakali degil.

@duster aynen bu plani yapmaya calisiyorum ben de benzinli araba 65lt depo var 7-7.5 yakiyor ortamala sehirdisinda
0
🌸c1b2k3
(08.03.21)
Bir soru daha ekstra; pasaport tasimasak sadece yabanci kimliklerimizle gezsek sikinti olur mu?

“Ikimiz de yurtdisi vatandasiyiz esimle”
0
🌸c1b2k3
(08.03.21)
otopsicocuğu sorusu +1
0
in a world of magnets and miracles
(08.03.21)
"yurtdisi vatandasiyiz" ne demek anlamadim (bizim millette biz vs yurtdisi diye genelleme durumu var) da "pasaport tasimasak sadece yabanci kimliklerimizle gezsek sikinti olur mu?" sorusunun cevabi hangi ulkeler olduguna gore degisir. Atiyorum Isvec kimligiyle AB icinde dolasim yapabiliyor olabilirsiniz (emin degilim), dolayisiyla Bulgaristan sorun olmayabilir ama Sirbistan sizden pasaport gerektirebilir. Bunlar iki ulke arasinda/bileteral belirlenen seyler genellikle.
0
hot potato
(08.03.21)
Yanlis anlatiyorum sanirim ben alman esim avusturya vatandaslariyiz. Turkiye’ye geliyoruz ve yasaklardan dolayi aksam yasak varmis ama biz cikabiliyoruz yuruyuse sahile vs. gezerken yanimizda pasaport tasimasak sadece kendi kimliklerimizle gezsek yeterli olur mu?
0
🌸c1b2k3
(08.03.21)
pasaportsuz turkiye'de sokakta gezinmeniz sorun olmaz. normalde gelen turistler uzerlerinde pasaportla gezmez zaten, ozellikle kapkac riskinden dolayi.
0
hot potato
(08.03.21)
(6)

Evin doğal gaz bağlantısının olmaması

woody woodford
Herkese merhaba. Bir ev tutacağım, emlakçı evin doğalgaz bağlantısının olmadığını, mutfakta tüplü ocak, banyo ve mutfakta sıcak su için termosifon, ısınmanın da merkezi olduğunu söyledi. Elektrikli ocak alıp kullansak, evde herhangi bir problem yaşar mıyız? Evi beğendik ama bu kafamızı çok karıştırd
Herkese merhaba. Bir ev tutacağım, emlakçı evin doğalgaz bağlantısının olmadığını, mutfakta tüplü ocak, banyo ve mutfakta sıcak su için termosifon, ısınmanın da merkezi olduğunu söyledi. Elektrikli ocak alıp kullansak, evde herhangi bir problem yaşar mıyız? Evi beğendik ama bu kafamızı çok karıştırdı ve hiçbir fikrimiz yok. Teşekkürler şimdiden
0
woody woodford
(05.03.21)
Aynı durumdakı evımde 2 senedır ouruyorum ve elektrıklı ocak da aldım, ustelık bende merkezı ısınma da yok, o da elektrıklı. Tum elektrıklı cıhazları aynı anda acmayınca bı sıkıntı yasamadım =) Sadece bı defa 2 ısıtıcı, 2 kettle, elektrıklı sofben ve elektrıklı ocayı aynı anda calıstırınca komple apartmanın elektrıgı gıttı =D
0
e mice
(05.03.21)
tüple uğraşmak zor iş.
0
xrated
(05.03.21)
Ev yeniyse ve düzgün bir elektrik tesisatı varsa sorun olmaz. Eskiyse mutfakta aynı anda çok fazla şey çalıştırmamaya çalışın, mesela fırın ve ocakların tamamını aynı anda yakmayın yani. Elektrik tesisatı yanarsa değiştirmesi masraflı değil ama uğraştırıcı.

Yazlıkta tüp var benim, bi sorun olmadı. Bitince arıyorum getiriyorlar yenisini. Düzenli kullansam bıkar mıydım diye düşünüyorum ama çok farketmezdi herhalde. Zaten mutfak tüpü kolay kolay bitmiyor.
0
plutongezegendegilmi
(05.03.21)
elektrikli ocak konusunu bilmiyorum ama kendi deneyimimi anlatmak için yazmak istedim, benim de evim bu şekilde. ısınma merkezi doğalgaz, sıcak su için termosifon var, mutfakta da tüp var. 7 senedir bu şekilde yaşıyorum, elektrikli ocak almadım tüple devam ettim. bitince arıyoruz geliyor hemen, eve su söylemekten farkı olmadı benim için.
0
nimberjack
(05.03.21)
herkese çok teşekkürler
0
🌸woody woodford
(07.03.21)
tüple uğraşmak zor+ pahalı.
0
rewlack
(07.03.21)
(11)

Fikirtepe'de neden ev almamaliyim

mhmtt
ev almamak gibi bir secenek yok. ev alinacak, zorunlu gibi dusunun bunu sorgulamayin pls.Fikirtepe residance yapiliyor bir suru, istanbulun merkezi, 5-10 yila bu insaatlar biter yasam oturur gibi. fiyatlarda abarti degil. istanbulda ev alinacak en mantikli yer gibi. ne diyusunuz?
ev almamak gibi bir secenek yok. ev alinacak, zorunlu gibi dusunun bunu sorgulamayin pls.

Fikirtepe residance yapiliyor bir suru, istanbulun merkezi, 5-10 yila bu insaatlar biter yasam oturur gibi. fiyatlarda abarti degil. istanbulda ev alinacak en mantikli yer gibi. ne diyusunuz?
0
mhmtt
(05.03.21)
Neden almayasiniz ki? Bence gayet güzel.
0
allah yazdiysa bozsun
(05.03.21)
Bıçaklanmak istemiyorsan Fikirtepe'den ev almamalısın.
0
rahibeler terasa
(05.03.21)
Ev ararken baktım o tarafa (baktığım siteler istanbul 216, kentplus, concorde vs) sonra Ataşehir'de karar kıldım. Nedenlerini şöyle sıralayayım:

İnanılmaz bir trafik ve gürültü kaynağı olacak bir bölge, bir sürü blok ufacık bir alanda sıkışmış durumda.
Henüz daha sitelerin hiç birinin yönetimi oturmuş durumda değil, ödeme disiplini olmadığı için acayip aidat paraları ödeniyor.
Site sakinleri kentsel dönüşümden ev sahibi olan toprak sahiplerinden de oluşuyor, onlar aidat ödemek istemiyorlar sıkıntı yaratıyorlar, oturuyorlarsa da site yaşamına alışkın değiller.
Binalar dipdibe, sadece e5'e bakan cepheler biraz daha ferah, onda da gürültü sıkıntısı var yine.
Bazı binalarda halen kat irtifakı tapusu veriliyor, gerçek tapular çıkmış durumda değil. Koca koca binalar şantiye elektriği kullanıyor.

Konforlu bir bölge değil yani maalesef. Bi 10 seneye falan her şey yerli yerine oturur ama trafik ve gürültü çok büyük problem oluyor şimdiden, binalar çok dip dibe maalesef. Rezidans sevmeme rağmen bu dipdibelik ve kalabalık yüzünden rezidans konforundan uzak bir yer yani, o yüzden o bölgede fiyatların bu saatten sonra aşırı artacağını düşünmüyorum. (bkz: #113786465)
0
roket adam
(05.03.21)
Fikirtepe ghetto oldu. Bir dönem Brooklyn Park’da oturma gafletinde bulunduk aman diyim.
0
suicides underground
(05.03.21)
Fikirtepedeki rezidanslardan ev almadan önce yorumlara bak. Ben kentplusta kiralamayı düşünüyordum, biraz araştırdım pek iç açıcı değil. Ekşide kentplus başlıklarına bakabilirsin
0
mg3929
(05.03.21)
etraf güvensiz.
ooo residans falan diyip daire alan genellikle -görece- düşük gelirli kesim. yani bu noktada da residansta yaşamanızın bir anlamı kalmıyor.
trafik berbat ama 5-10 seneye o bölge daha berbat olacak.
gürültü, hava kirliliği, her türlü toplu taşımaya (ve bu toplu taşıma araçlarıyla taşınan her türlü insana) açık bir yer.
kentin karanlık yüzü olarak kaldı fikirtepe yani bir subcultre gibi, güvenliğin huzurun daha az oluduğu tekinsiz imajını koruyor.
bizde kentsel dönüşüm sadece inşaat yapmaktan ibaret olduğu, sosyal bir dönüşüm sunulmadığı için fikirtepe varoştu hala varoş. sadece gökdelenli bir varoş mahalle oldu.
yeni yapılan binaların (deprem açısından demiyorum) ince işçiliği, tesisatı vs de şüpheli.
aynı bütçeye anadolu yakası sahil hattından veya ataşehirde en azından yukarıda sayılanları bir kaçının olumlu olacağı seçenekler mevcut.
0
rewlack
(05.03.21)
Daha geçenlerde tv'de gördüm koskoca residans ama imarı yok, su-elektrik-asansör çalışmıyor.
5-10 sene diyorsunuz ama kendi kendine oturmayacak bu yaşam. O zaman kadar ben kiracı olsam oturmam - yani ev sahibinin onca aidatı aylık masraf gibi düşünmesi lazım. İlave masraf illa ki çıkacak. Kendiniz otursanız komşularınız eski gecekondu sahipleri olacak.

Roket adam ne dediyse+1
0
SiyamkedisiZorro
(05.03.21)
Ben gittim dolaştım, pırlanta'dan deniz gören daireler alınır.

O paraya o evler alınır mı bilemem ama illa alınacaksa elbette alınır.

e5 yanı teknik yapı o civar değil de pırlanta hem içeri çok ta girmeden güzel daireleri var, banyoları küçük.
0
liberal
(05.03.21)
çok ayakaltı bir yer. uzun vadede trafik, kalabalık ve gürültü yorar.
0
mj23
(05.03.21)
Birkaç sene sonra trafikten vb eve girip çıkmak dert oluyor.
Benzer bir bölgede oturuyorum bak akşam köprüden çıkıp eve yaklaşıyorum son 2-3 km 20 dakika sürüyor:)

Çünkü bu bölgelere yol, altyapı sokak genişletme vb yapılmadan eski nüfusunu katlayacak büyüklükte binalar yapılıyor. O yüzden korkunç bir kaos oluşuyor birkaç sene sonra yaşam oturunca.

Çok daha iyi seçenekler var bence anadolu yakası'nda.

Bir de bu bölgelerin demografik yapısı öyle kolay değişmiyor.

Araban yoksa dert sıkıntı. Gece geç saatte rahat gidip gelemezsin. Huzursuz olursun.

Araban olsa bile eşin, dostun, çoluğun çocuğun, kız arkadaşların vb için rahat gidip gelecekleri bir ev olmuyor. Ben ataşehir'deyim. Oturduğum yer güzel mesela. Ama çevresi sıkıntı. Ana caddeler pırıl pırıl, 3-4 sokak aşağı iniyorsun dert.

Ki Ataşehir artık epey oturmuş bir lokasyon.

Bir de tam anlamıyla bitmemiş projelerden ev almak Türkiye'de hep dert. Çok çok iyi güvenilir bir inşaat şirketi olması lazım (ki onlar 1-2 tane Türkiye'de).

Daha geçen ay karda kışta bir sitenin gazı kesildi. iskan miskan yuzunden.
0
anten
(05.03.21)
gecenlerde tv de gördüm diyen +1. baya kışın ortasında kombi falan çalışmamış. Fikirtepe'de bir siteden bahsediyorlardı.
0
camene87
(19.03.21)
(4)

TDK sözlük kısaltmaları

mentuhotep
Selam online güncel türkçe sözlükte -e, -i gibi sarı renkte yazılmış kısaltmalar var. Bunların anlamları nedir? (örnek fotoğraf ekte)Bunların tam listesine nereden ulaşabilirim?Son olarak da sözcük köklerini belirten bir online sözlük biliyor musunuz?Teşekkürler.
Selam online güncel türkçe sözlükte -e, -i gibi sarı renkte yazılmış kısaltmalar var. Bunların anlamları nedir? (örnek fotoğraf ekte)

Bunların tam listesine nereden ulaşabilirim?

Son olarak da sözcük köklerini belirten bir online sözlük biliyor musunuz?

Teşekkürler.
0
mentuhotep
(05.03.21)
Sanırım kendinden önce gelen sözcüğün alabileceği ekleri gösteriyor. Kaçmak fiiline baktım bazı örneklerde nesnesiz diyordu. Emin değilim sadece tahmin.

Nişanyan etimolojik sözlüğü.
0
black holes in the sky
(05.03.21)
İsmin -e hâli, -i hâli onlar.
ara: İsmin hâlleri
0
ryhmer
(05.03.21)
"bir şeyi" yüklemek ve "bir şeye" yüklemek şeklinde ek alarak kullanılabileceğini söylüyor.
0
bir garip melek
(05.03.21)
"Madde başında her sözün türü dil bilgisindeki yeri atılacak ve fiillerden önce gelen nesnelerin hangi eklerle kullanıldığı kısaltmalarla gösterilmiştir: a., sf., e., zf.; (-i), (-e), (-den), (nsz) vb."


sağ üstte sözlük hakkında açıklamalar var. oraya bakabilirsiniz.
0
rewlack
(05.03.21)
(12)

yapmadan ölseniz üzüleceğiniz şeyler?

matilda
Var mı sizin de yani kesin vardır ama ben çok büyük şeylerden bahsetmiyorum. Mesela ben Dexter'ın 9.sezonunu izlemeden ölürsem ya da GTA VI'yı oynayamadan ölürsem, ölürken kesin aklıma gelir ve çok üzülürüm hatta vaktim varsa bi de bunlar için ağlarım ve kocama falan vasiyet ederim benim yerime izle
Var mı sizin de yani kesin vardır ama ben çok büyük şeylerden bahsetmiyorum.
Mesela ben Dexter'ın 9.sezonunu izlemeden ölürsem ya da GTA VI'yı oynayamadan ölürsem, ölürken kesin aklıma gelir ve çok üzülürüm hatta vaktim varsa bi de bunlar için ağlarım ve kocama falan vasiyet ederim benim yerime izle ve oyna falan diye. Yazarken bile duygulandım. Sizin böyle düşününce küçük ama yapmadan ölseniz üzüleceğiniz şeyler var mı? Hem belki listelerimize de ekleriz daha çok üzülürüz :D
0
matilda
(05.03.21)
www.instagram.com şöyle takılmadan öleceğim için çok üzülüyorum.
0
turkce konusan uzayli
(05.03.21)
Büyük ırk kedilerden birini kucağıma alıp sevip öpmeden ölürsem mezarımda ters dönerim vallahi. Bir kaplan yavrusunu sevsem ne olur ki:(
0
suicides underground
(05.03.21)
Yazmak için giriş yaptım; Belçika' da bi' maraton var 3 bira markasının düzenlediği. Bi' bira fabrikası içinde başlayıp diğerinde bitiyor. Önümüzdeki yıllarda katılmayı planlıyorum, hayal değil hedef diyeyim. Yapamadan ölürsem cidden üzülürüm.
0
kumandanim
(05.03.21)
kuzey ışıklarını canlı görmek
0
amugochi
(05.03.21)
@Mor bembombom

Kemer - Adrasan civarları denizden gün doğumu izleyebilirsin
0
freebird5406_2
(05.03.21)
yurtdışında yaşamak. çocukluğumdan beri almanya ve rusya'nın bende yeri hep ayrı olmuştur ama "burada yaşamak isterdim" diyebileceğim ülke sayısı hayli fazla. çok fark etmez.

benim için bu durum sadece "türkiye'de yaşanmaz" ile açıklanabilecek bir şey değil. küçük yaştan beri isterim. daha 9-10 yaşındayken artık ne gördüysem, ne olmuşsa norveç diye tuttururdum mesela. yağmur yağınca çok hoşuma giderdi, "norveç'te çok yağıyomuş, demek ki burası şimdi norveç'e benzedi" diye düşünüp mutlu olurdum. konu yaşam standartlarıyla, ülkenin geldiği noktayla alakasız. 15 yaşındayken ne bilecektim siyaset falan? yine de avrupa'da yaşamak istiyordum.

işin komik yanı iyi düzeyde ingilizcem var, rus dili ve edebiyatı öğrencisi olarak birkaç yıl içinde rusçam da hayli düzgün olacaktır diye tahmin ediyorum. almanca oturup çalışmadım ama temelim var. peki buna rağmen elde ne var? sıfır. ne yapıyorum? hiçbi şey. iş güç, tecrübe? yok. çimenlere uzanıp puşkin şiiri okumuştum bi kere okulda arkadaşlara, video ve fotoğraf çekmişlerdi, gülmüştük. yeteneklerim bununla sınırlı. türkçeyi doğru konuşamayan fırıncı gidip isveç'te pizzacı açıyor, biz ankara'da ezik ezik dolaşıyoruz. bazen diyorum keşke çocukluğum daha çetin koşullarda ve aile ortamında geçseymiş, keşke "az buçuk kültürlü, yabancı dili olan ama başka bir şey beceremeyen beyaz yaka adayı vasat üstü anadolu lisesi öğrencisi"nin yurtdışına çıkma şansı EN DÜŞÜK tip olduğunu zamanında öğretselermiş bana.

bunun acısını ve bir nevi ezikliğini çok hissediyorum. yurtdışında yaşayacağıma da inanmıyorum açıkçası ama inancımı kaybedersem hayatımı çok negatif etkiler, bir sürü şeyden keyif almamaya başlarım. o yüzden aklımın bir köşesinde "belki olursa" diye düşünmeye devam ediyorum.

bu arada yanlış anlaşılmasın, "gidince hayatım kurtulacak" veya "burası bok, orası süper" şeklinde bir yaklaşımım yok. kısa süreli seyahatlerimde türkiye'yi özlediğim, yurtdışında olduğum için çok zorlandığımı hissettiğim, beynim yabancı dilde iletişim kurmaktan pelteye döndüğü için farkında olmadan aralara türkçe kelimeler serpiştirdiğim, gece 2'de hatay dürüm videosu izleyip ağladığım oldu hahaha. doyçland'da market fiyatları ucuz diye hayatın güllük gülistanlık olduğu şeklinde bir yanılgıda değilim.

diyorum ya merak işte, böyle büyüdüm ben, bunu yapamazsam eksik hissedeceğim. "bir an önce çıkıp gideyim" diye hiçbir şeyde istikrar sağlayamadım, iş verseler "yeaaa ben buraya alışırsam konfora alışırım, bi daha gitmek istemem" deyip reddedecek oldum hajdfdjdk tam bir gerizekalıyım. artık 75 yaşında, boş cüzdanla, elimde bir kağıt parçası ve sadece yabancı dil bilgimle avrupa'da iş ararım jdfjdk. dili bilsem nolcak başka bi numaram olmadıktan sonra, almanya'da herkes biliyo onu sonuçta.

kusura bakma lütfen yine bütün negatifliğimi ve pisliğimi duyuruya saçmış oldum, beni çok rahatsız eden ve üzen bir konu olduğu için yazdıkça yazasım geldi djfdkd
0
der meister
(05.03.21)
kısa süreliğine de olsa fil bakıcılığı yapmak.
evet.
0
rewlack
(05.03.21)
İyi derecede bağlama çalmayı öğrenmeden ölürsem çok üzülüceğim valla.
0
etna
(05.03.21)
aydan dünyaya bakmak. muhtemelen mümkün değil ama olsaydı süper olurdu.
0
das ende der welt
(05.03.21)
Sigarayi birakmadan olursem cok uzulurum. Hatta sirf bu üzüntüden olebilirim.
0
Kirmizibavul
(05.03.21)
bu başlığı gördüğümde

beni seven, sevdiğim biri ile çoluklu çocuklu dertsiz tasasız rahat bir yuva kurmadan üzülürüm demek istedim.

deyip, gidiyorum.
0
rain when i die
(05.03.21)
Rio Karnavali.
Yasliyken de olur, zamaninda gidemedik derim en azindan:) www.youtube.com
0
neverletyougodown
(05.03.21)
(11)

annemin şapşallığı-corona-

melodi
pazartesi günü ailecek çok yakın olduğumuz biri corona sebebiyle vefat etti. sabah 8de annemi aramış eşi vefat etti diye. annemde corona falan unutup evlerine gitmiş. (eşi de corona idi 3-4 gün olmuştu karantinası biteli) hiç bi yere dokunmamış, sarılma vs yok, cam açık camın yanında maskeyle oturmu
pazartesi günü ailecek çok yakın olduğumuz biri corona sebebiyle vefat etti. sabah 8de annemi aramış eşi vefat etti diye. annemde corona falan unutup evlerine gitmiş. (eşi de corona idi 3-4 gün olmuştu karantinası biteli)

hiç bi yere dokunmamış, sarılma vs yok, cam açık camın yanında maskeyle oturmuş. 4gündür bize de kendine de hayatı zindan etti ne uyuyor ne bir şey ben böyle bi salaklığı nasıl yaptım ya hasta olduysam ya babanızı da hasta ettiysem diye.

annemde babamda ilk aşılarını oldular(annemin 2.dozu 2 hafta sonra,babamın haftaya)

çıksaydı şimdiye çıkarmıydı belirtiler? ha migrosa gitmişsin ha oraya bi farkı yok diyoruz ama artık beni de strese sokmaya başladı. şu kadar günden sonra rahat edebilirsiniz falan gibi bişey var mı?
0
melodi
(04.03.21)
ilk 14 günde belli olur.
kendi enfekte olmasa bile veya hafif atlatsa bile başkasına taşıyabilir.
0
rewlack
(04.03.21)
@rewlack 14gün çok uzunmuş ya :( evde bi tek annem&babam var 4 gündür ayrı yatıyorlar dikkatliler ev içerisinde
0
🌸melodi
(04.03.21)
Hastanede mi vefat etmiş?
Ev kalabalık mıymış?
Yani hastanede vefat ettiyse, ev kalabalık değilse biraz umutlanılabilir diye sordum.
Çoğunlukla ilk 7 günde belli oluyor.
0
pro9it9is9
(04.03.21)
@pro evet hastanede vefat etti evde annem dahil 3 kişi varmış. salonda oturmuşlar annem açık camın yanında oturmuş
0
🌸melodi
(04.03.21)
Ortak kullanılan tuvaletleri sık sık çamaşır suyuyla temizleyin. Umca ve D vitamini takviyesi yapın. Stres bağışıklığı düşürür. Eğer temaslıysa bile güçlü bir bağışıkla asemptomatik olabilir, hastalanmayabilir(siniz).
0
inawen
(04.03.21)
@rewlack - ilk 14 gün değil, 4. günden itibaren semptomlar belli olmaya başlar.
aşı olmuşlarsa hafif atlatabilirler.
0
ankara06
(04.03.21)
@ankara06 bugün 4.gün herhangi bir semptom yok. evde sürekli bir şeyler kokluyor :)

ben artık onlar iyileştiği için bulaşı yoktur diye düşünüyodum. bi de maskeyle mesafeli oturmuş. ama artık ben de gerilmeye başladım
0
🌸melodi
(04.03.21)
Merhumun eşinin karantinası bittiyse nasıl bulaşsın ki?
0
starlightz
(04.03.21)
@starlightz karantina bittiğinde hastalığın geçtiğine dair bi bilgi yok ki.
0
🌸melodi
(04.03.21)
semptomların medyanı 5. gün, %90 temastan sonraki 1 haftada belirtiler ortaya çıkıyor
0
asbe
(04.03.21)
peki acaba anlattığım şekilde bulaş riski var mıdır acaba? biliyorum fazla ütopik bi soru ama
0
🌸melodi
(04.03.21)
(7)

Konuşma Sanatı

nicky nick
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden iyi bir bölüm mezunuyum. Çevrem tarafından da zeki olarak atfedilen bir insanım. Bu konuda sıkıntı yok. Fakat samimi arkadaş ortamı haricinde bir ortamda bulunduğumda (yeni tanışılan insanların ortamı, iş toplantısı vb.) sanki beynim duruyor. Konuşmak i
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden iyi bir bölüm mezunuyum. Çevrem tarafından da zeki olarak atfedilen bir insanım. Bu konuda sıkıntı yok. Fakat samimi arkadaş ortamı haricinde bir ortamda bulunduğumda (yeni tanışılan insanların ortamı, iş toplantısı vb.) sanki beynim duruyor. Konuşmak istediğim çok şey olsa bile beynimde toplayamıyorum, üzerime bi mallık çöküyor ve konuşmaya başladığımda konu dağılıyor. Konuşurken beynimde ben ne diyorum, dışarıdan konuşurken nasıl görünüyorum diye sorgulamaktan konuşacağım şeyleri bağlayamıyorum. Konuşurken 10 saniye sonra söyleyeceğim şeyleri düşünürken anlık konuşmadaki düzgün kelimeleri seçemiyorum. Bazen de karşı taraftaki kişi veya kişilerin benim konuşmamdan sıkıldığını ya da ses tonumdan irrite olduklarını düşünüyorum, vücut dilleri böyle gösteriyor. İş toplantılarında sırası geldiğinde konuşan ve sonra susup hiçbir etkin rol almayan, konuştukları dikkate de çok alınmayan birisi gibi hissediyorum.
Bazı insanlara bakıyorum, konuşurken kendilerini çok güzel dinletiyorlar, doğru kelimeleri seçiyorlar, sanki konuşmaya başlamadan önce ne konuşacağını ezberlemiş de onları söylüyor gibi duruyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar? Özgüven ile mi alakalı? Kitap okuma alışkanlığı olmadığını bildiğim insanların arasında bile var böyle tipler.
Bir ilaç olsa da gün boyu 2-3 duble rakı kafasını sağlasa, o zaman her şey çözülür gibi hissediyorum, seviyesinde alkollüyken bu sorunları çok fazla yaşamıyorum. Ama öyle bir ilaç yok tabii ki.
Bunu aşmak için ne yapmak gerekir? Psikolog mu? Udemy'dan veya başka ortamlardan hitabet dersi mi? Özgüven geliştirme çalışmaları mı? Ne yapmalıyım?

Teşekkürler.

P.S. Düzenli kitap okuyan bir insanım, kitap okumuyorsun o yüzden olabilir diye yorum yapacaklar için önden söyleyeyim.
0
nicky nick
(04.03.21)
Konuşma, kendini dinletme tıpkı bir resim veya müzik yeteneği gibidir bana göre. Bu dediklerinizin hiçbirine sahip olmayıp hatta eğitimsiz insanlar bile bazen öyle bir konuşuyor ki hayretler içerisinde dinliyorsunuz. Siz kendinizi fark etmemiş olabilirsiniz, sebebi tak şudur demem çok zor o yüzden önce bi gerçek nedene odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Kişinin fiziksel şekli bile konuşma şekline yansıyor icabında.
0
olaylar olaylar
(04.03.21)
dikkat dağınıklığı ve odaklanma problemi var gibi geldi bana.
psikolog değilim.
0
rewlack
(04.03.21)
Ozguven eksikligi. Bastan bir on kabul yaratmissiniz kendinizle ilgili. Bunu degistirmeniz gerekiyor. Bunu da cok basit sekilde bu hikayeyi tam tersi olarak dusuneceksiniz. Bugune kadar hep iyi bir konusmaci oldugunuzu, herkesin sizi istekle dinledigini ve sozu gecer biri oldugunuz on kabulunu yerlestireceksiniz icinize..

Neville Goddard ogretilerini takip ediyorum uzun bir suredir. kendimizle ilgili (ve aslinda hayatimizdaki her kisi ile ilgili.. ama o konuya girmeyelim simdi) her tur on kabulumuz degistirilebilir, kotu anilar dahil. Bu degisikligi yaptiginizda farki gormeye baslarsiniz.
0
2oda1salon
(04.03.21)
@rewlack +1
Bende de oluyor bu son zamanlarda. Kendimi rahat hissetmedigim zamanlarda boyle. Toplantilarda, gorusmelerde bisey soruldugunda veya soz aldigimda ne soyledim diye kendim de anlamiyorum bazen. Konusmaya baslayinca kafamdakiler birden ucuyor sanki. Dikkat daginikligi en buyuk sebep sanirim.
0
Kirmizibavul
(04.03.21)
Mesleğim gereği çok fazla sunum yapıyorum.
Konuşma ve hitabet aslında epey meşakkatli bir zanaat.
Üstelik konuşma sadece konuşma değil, sizin karakterinizin bir yansıması.
Yani nasıl bir karakterinizi varsa (baskın, içedönük, lider ruhlu, dışa dönük, asabi, yumuşak başlı vb.) konuşmanız da öyle şekillenir.

Sadece kitap okumakla, zekayla alakalı değil.

Ama en temelde özgüven ve beden dili çok önemlidir kendini dinletme konusunda. Ses kontrolü, beden dili hatta belki giyim kuşam bile etkili bu konuda.

Elbette beden dilini kontrol etmeye çalışmak dışardan çok eğreti durabilir. Bunu doğal yapmak da bir beceri.

Bol bol ayna karşısında pratik yapmak, kendini konuşurken videoya çekmek, sonra izlemek vb. faydalı olabilir.

Bir de iyi konuşmanın sırrı komplike olmak değil, basit olmakta. Kısa ama öz cümleler kurmak lazım.

Bir analiz vardı Trump'ın başarısını analiz ediyorlardı konuşmaları üzerinden. Bütün rakiplerinin konuşmalarındaki kelime dağarcıkları lise son, üniversite vb. seviyesindeyken,

Trump'ın kelime seçimleri ilkokul 4 seviyesinde. bu tabii ki metin yazarlarının özellikle yaptığı bir şey.

Basit her zaman iyidir.

Basit konuşmak sizi de rahatladır.
0
anten
(04.03.21)
ben de meslek gereği sürekli sunum ve konuşma yapıyorum, bunlar içinde 300-500 kişilik gruplara konuşmak da var. bir üstteki arkadaşın belirttiği gibi bu bir süreç, yani a'dan z'ye birden müthiş bir sonuç yakalayamazsın. benim tahminim bu heyecandan kaynaklanıyor, sahne kilitlenmesi yaşıyorsun. bunu yenmek için de daha sık yapmak lazım, üstüne gideceksin yani. işin buna elvermiyorsa mesela istanbulda toastmasters diye bir grup var, ara ara buluşup insanlar birbirlerine 10 dklık konuşmalar yapıyorlar. kendi konuşmalarını videoya çekmek de bir yöntem. evde konuşup videoya çek, izle, kötü olan yanlarını iyileştir. bu tarz aktiviteler kendine güvenini artıracaktır, kendine güvenin artınca o "işte konuşamıyorum etkin rol alamıyorum" etkisini de yenersin. yani kendine güvenini artırmak için sürekli pratik yapman lazım.

ha bu arada evet bu karakterle de alakalı, bazı insanlar doğuştan böyle oluyor. benim ailemin yetiştirme tarzından dolayı ben hazır girdim resmen bu konuya, yani zaten herkes baskın karakterdi ve herkes bir şeyler anlatıyordu, bizde hiç sessiz insan yoktur. ama sonradan da edinilebileceğini düşünüyorum.
0
roket adam
(04.03.21)
sebepleri şunlar:
1. özgüven eksikliği: konusurken insanların sıkıldıgını ve dikkate alınmadıgını düşünüyorsun. bu düşünce seni iyice baskı altına alıyor ve daha kötü konusmaya başlıyorsun. içinden çıkılmaz bir döngü haline geliyor.
2. yetenek/çalışma/tecrübe: çok zeki, bilgili, yakışıklı, kitap okuyan birisi olabilirsin. bunlar daha iyi yüzmeni sağlamayacağı gibi daha iyi konuşmanı da sağlamaz. konuşmak apayrı bir olay. bu konuda hiç bir çaba sarfetmemişsin belli ki. insanlar daha iyi konuşmak için kendini geliştiriyor. bu konuya özel kitaplar, videolar, kurslar var. beden dili eğitimi vs çalısıyor insanlar.
ayrıca ailende veya yakın çevrende iyi hatipler var ise bunları gözlemleme şansın olur. belli ki senin yok. bazı şeyler aileden öğreniliyor.
0
dafuq
(04.03.21)
(8)

çocuk faaliyet

firemanjonny
2 yaşında oğlumuz var, doktor tavsiyesiyle tv yi komple iptal ettik, sıkılmamamız için faaliyet önerebilir misiniz, yaptığınız yada aklınıza yatan olabilir, teşekkürler.
2 yaşında oğlumuz var, doktor tavsiyesiyle tv yi komple iptal ettik, sıkılmamamız için faaliyet önerebilir misiniz, yaptığınız yada aklınıza yatan olabilir, teşekkürler.
0
firemanjonny
(03.03.21)
kedi, kopek, kus, balik vs..alabilirsiniz.
0
buenosdias
(03.03.21)
bu yaslarda su ile oynamaya bayilirlar... hotwheels renk degistiren arabalar var, sicak ve soguk suya konunca renk degisiyor, gene hotwheels basit mekanizmali rampalari baya oyaliyor.

lego duplo...

boya kitaplari

hamur yogurma, sekil verme...ziyan oluyor ama motor beceriler icin cok iyi
0
cairo
(03.03.21)
basit şekilde yemek yapımına yardımcı olabilir.
her gün farklı birşey yaptırın. dilimleme, koparma, dökme, karıştırma gibi.

motor becerileri ve eş zamanlı hareket sağlayacak ve denge içeren şeylerle oyunlar yaratabilirsiniz.
oyun hamuru, kil gibi şeyler de güzel fikir ama bedenini kullanacağı oyunlar da bulun.
0
rewlack
(03.03.21)
1- Oyun hamuru (Bizimki bayılıyordu. Kedi köpek vesaire yaptırıyordu bize)
2- Aşağıda linkini verdiğim kukla tavuk. O kadar çok oynadık ki bununla. Şimdiye kadar aldığım en faydalı oyuncak oldu bizim için.

www.amazon.com.tr

3-2 yaş için belki biraz erken olabilir ama zıp zıp. Biz 2.5 yaşındayken aldık, zıplaya zıplaya enerjisini atıyor.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(03.03.21)
Bir baba olarak yaptığımız etkinliklerden bahsedeyim. çocuğunuzun sevdiği şeylere göre yapabilirsiniz.
Ahşap bloklardan kule, şekil yapma...
Karton bardaktan çeşitli oyunlar.
Dondurma çubuklarından çeşitli etkinlikler..
Küçük yazı tahtası alıp kalemle birşeyler karalamasını sağlayabilirsiniz.
Sök-tak oyuncaklar.(Psikomotor gelişimi için çok iyi)
Oyun hamuru etkinlikleri...
Kinestetik kum ile kum oyunları.
2 parçalı yap bozlarla etkinlikler.
Holde futbol :)
Minik çocuk dergisine abonelik ve ordaki etkinlikler.
Mini Survivor :)
Legolarla çeşitli etkinlikler.
Süs havuzunda ılık suyla oyunlar.
Eşleştirme kartları...
0
oxxo
(03.03.21)
Kreşe başlatmak. Biz 27 aylıkken başlattık çocuk kendine geldi.
0
sta
(03.03.21)
2 yaşında ikizlerim var en çok sevdikleri oyunlar mıknatıslı ahşap bloklardan kule yapmak,
kitapları yere sıra sıra dizip üzerinde sayarak yürümek
dans etmek
adeda eğitici set kitabını okumak
suyla oynanan oyunlar ve oyun hamuru.
0
saklisecilmemis
(03.03.21)
2 yaş hem müthiş enerjik hem de enerjisi biter bitmez pıt diye yığılıp uyuyabilecekleri yaşlar. Aslında her gün dışarı çıkartıp top ile atıp tutma oynasanız süper olur. Evcil hayvan önermiyorum zaten halihazırda evinizd yoksa. Hayvan için çok çileli oluyor çocuğun ilk 3 yaşları.
Çocuklara evdeyken en iyi şey beraber oyun oynamak. Imaginarium'un çok güzel oyuncakları vardı. Sevgili Bebek'in zeka gelişim kartları ile oyun oynayabilirsiniz. Poldi serisini beraber okuyup şarkılarını söyleyebilirsiniz.
0
SiyamkedisiZorro
(03.03.21)
(17)

müthiş bir komedi dizisi izlemek istiyorum

i think therefore i am
böyle office, scrubs, friends gibi uzun soluklu olsun kendimi bi parçası hissedeyim gönülden bağlanayım bitince üzüleyim günüme renk katsın... öyle bir dizi arıyorum, en sevdiklerinizi yollayın gelsin lütfen. teşekkürler ^_^
böyle office, scrubs, friends gibi uzun soluklu olsun kendimi bi parçası hissedeyim gönülden bağlanayım bitince üzüleyim günüme renk katsın... öyle bir dizi arıyorum, en sevdiklerinizi yollayın gelsin lütfen. teşekkürler ^_^
0
i think therefore i am
(03.03.21)
modern family
0
archmage mahmut
(03.03.21)
seinfeld
0
polopan
(03.03.21)
modern family
0
rewlack
(03.03.21)
seinfeld +1
0
nothing in my way
(03.03.21)
brooklyn 99
0
pasp
(03.03.21)
it's always sunny in philadelphia
0
juliette
(03.03.21)
modern family, seinfeld, izledim arrested development yarım bırakmıştım ona devam edebilirim.

onlar dışında himym, community, coupling, black books, parks and rec, b99 filan da izlendi.
0
🌸i think therefore i am
(03.03.21)
my name is earl.
0
baldur2
(03.03.21)
bence british dizilerin bu konuda kimse eline su dökemez.

the it crowd
spaced
the coupling

ilk aklıma gelenler.
0
anti-kahraman
(03.03.21)
man seeking woman
0
sinek kral
(03.03.21)
seinfeld i bidaha izle
0
ghostinthemech
(03.03.21)
Entourage.
0
deer hunter
(03.03.21)
Uzun soluklu değil şimdilik 10 bölüm, müthiş olduğunu da iddia edemem fakat eğlenceli scrubs ın yazarlarından bill lawrance var hatta bir bölümünü de zach braff yönetmiş, ted lasso dizisi
0
freebird5406_2
(03.03.21)
the mighty boosh
0
uzunincemalbrodayim
(03.03.21)
The last man on earth
0
beyinter
(03.03.21)
the it crowd +1
müthiş bir işyeri komedisi.
0
uuth
(03.03.21)
the league
0
bir garip melek
(03.03.21)
(5)

Doktorada yeterlilik dışında ders dönemi sınav var mı?

asaf
Her kafadan bir ses çıkıyor. Lütfen net bir şey söyleyin. Doktorada uygulama dersi var mı dediğimde "yaa ne alakası var, hiç duymadım" dendi burda. Olabiliyormuş.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Lütfen net bir şey söyleyin. Doktorada uygulama dersi var mı dediğimde "yaa ne alakası var, hiç duymadım" dendi burda. Olabiliyormuş.
0
asaf
(28.02.21)
var evet yazılı sınav yapan. dersler için yani.
0
jelly bear
(28.02.21)
Hocaya gore degisir, bolum baskani bize kizip sinav yapmisti, yillik izin alip sinava calismistim. Kadini cok severim, doktora seviyesinde materyalin yeterince okunmamasi, ogrencilerden kaliteli yorum gelmemesi konusunda cok hakliydi.

Istatistik hocamiz da sinav yapmisti, bir vize bir final. Yani isteyen yapar.
0
howfaristhesky
(28.02.21)
Doktora da uygulama dersi hiç duymadım. Yok.

Her derste de sınav olduk.
0
ceketimi alip cikcam
(28.02.21)
okula bölüme göre değişir.
sınav yapan da biliyorum.
dönem sonu yazı isteyen de.
yurt dışında sadece projeye hizmet etmesini bekleyen de.


sınav neden olmasın ayrıca?
7-8 tane ders alıyorsunuz tr.de "ders" alınıyorsa "sınav" da olur zira bir ölçüm gerekli. çoğu hoca sadece final ister ve finalde de güzel bi makale bekler. ama dediğim mühendislikte ileri matematiksel yöntemler alan insanın sınava girmesi daha mantıklı.
0
rewlack
(28.02.21)
benim bildigim:
once 8 ders bitirirsin, o derslerin vizeleri, finalleri olur. Bu iki sene surer.
Sonra comprehensive'e girersin. Zaten hocan kolay kolay onu gecmeden arastirmana yogunlasmana izin vermez.
Onu da hallettikten sonra arastirmaya yogunlasirsin, lab isi varsa onu halledersin, tezi yazarsin, sonra da savunmayi verirsin. Bu surec de iki-uc sene surer.
0
cooperr
(01.03.21)
(7)

açık parfümler

cursor
Döviz ile birlikte parfüm vb fiyatları da pek tabiki uçup gitmiş.Açık parfüm konusunda erkek kokularında önerebileceğiniz markalar veya siteler var mı? Var mıdır bunların bir farkı?
Döviz ile birlikte parfüm vb fiyatları da pek tabiki uçup gitmiş.

Açık parfüm konusunda erkek kokularında önerebileceğiniz markalar veya siteler var mı? Var mıdır bunların bir farkı?
0
cursor
(28.02.21)
Oriflame'e bakın derim 36 liraya 100 ml parfüm almış eşim bana. Gayet de başarılı. En son D&P den parfüm almıştım, sıkınca boyumu tahriş ediyordu.
0
Arthur Dayne
(28.02.21)
Açık alacağınıza gratis gibi yerlerde uygun fiyatlı bir parfüm almak daha mantıklı bence
0
all girls dream
(28.02.21)
david walker ı tavsiye ederim, baya kalıcı.
alırsan açık parfüm diye fazla sıkma sakın.
0
gaza gelen
(28.02.21)
sakın sakın.
kullanmayın da gerekirse karbonat sürün geçin.

zara'ya bakın? nispeten iyidir.
eyüp sabri tuncer'ın falan atelier dükkanlarında güzel parfümler de oluyor. en kötü 70 derece kolonya serisinde ocean falan kokularına bakın. hem hijyenik olur hem de kolonyaya göre kokusu çok kalıcı.

avon ve oriflame'e de bakabilirsiniz. int.ten bulursunuz.
0
rewlack
(28.02.21)
Farmasi Shooters kullanıyor kardeşim yazdan beri. 76 liraya getirttim en son 100 ml. Eski parfümü 1 million idi birebir aynısı.
0
cilekli pasta
(28.02.21)
Bir kaç ay önce benzer arayış içindeyken buradan tutaste yi keşfettim. Fiyat performans olarak çok başarılı buldum. Pek açık parfüm tercih etmemiş biri olarak açık parfümerilerden bildiğimiz keskin alkol kokulu karışımlarla alakası yok bazı kokuları orijinallerinden daha kalıcı. Zaranın da güzel klonları var ama kalıcı değil malesef. Orijinal designer parfümlere yüzlerce, niche parfümlere binlerce lira verince sıkmaya da imtina ediyor insan. Donanımhaberde de yüzlerce sayfalık bir başlığı var oradan da göz atabilirsiniz. Öncelikle daha önce bildiğiniz kullandığınız bir parfümü denemenizi tavsiye ederim. Performansından memnun kalırsanız iş zaten fiyat avantajından dolayı kör alımlar yapmaya farklı bir meraka dönüşüyor.
0
glavina
(28.02.21)
Açık parfümdense, Zara'nın parfümlerini öneririm.
Hem daha kaliteli, hem de kokuları iyi. Bir de uygun fiyatları.
Açık parfümden pahalı biraz ama iyidir.

seyler.eksisozluk.com
0
anten
(01.03.21)
(1)

Tayvan dan gelecek olan var mıdır

kleider
Sağolsun sözlükten arkadaş yardımci oldu telefon aldırdımAldirdigim zaman , hesabıma göre İngiltere de ki arkadaşa gonderticektim öylede oldu ancak,Hem 0 ürün olduğu için 120 pound vergi çıktı, hemde kargo batarya yüksekliği sebebiyle geri döndü.Türkiye ye kargolatamiyorum zaten , telefon gelmiyor k
Sağolsun sözlükten arkadaş yardımci oldu telefon aldırdım

Aldirdigim zaman , hesabıma göre İngiltere de ki arkadaşa gonderticektim öylede oldu ancak,

Hem 0 ürün olduğu için 120 pound vergi çıktı, hemde kargo batarya yüksekliği sebebiyle geri döndü.

Türkiye ye kargolatamiyorum zaten , telefon gelmiyor kargoyla.

Pilot , host arkadaşlar var, onlara haber verdim giden olursa alsın diye ancak, başka alternatif var mıdır?

Fikri olan varsa öğrenmek isterim.
0
kleider
(28.02.21)
interrail türkiyeye yazın.
0
rewlack
(28.02.21)
(14)

Duşakabin temizliği

Filinta61
Benim dusakabin 3 surgulu kapili, plastik seffaf mika gibi malzemeden. Sabun artiklarindan boyle kirli gibi gorunuyor ya bunu nasil temizliyeyim.?Domestos ve bulasik sungeri ile girissem nasil olur?Boyle alengirli temizlik malzemelerim yok?
Benim dusakabin 3 surgulu kapili, plastik seffaf mika gibi malzemeden. Sabun artiklarindan boyle kirli gibi gorunuyor ya bunu nasil temizliyeyim.?
Domestos ve bulasik sungeri ile girissem nasil olur?

Boyle alengirli temizlik malzemelerim yok?
0
Filinta61
(28.02.21)
Sabun artığının duşakabin yüzeyine gelmesi düşük ihtimal, büyük ihtimal kireçtendir. Kireç çözücü ile girebilirsiniz.
0
fezagezgini_4
(28.02.21)
Direkt duşakabin temizleyici ürünler var.

cdn.cimri.io

Bunlar gerçekten etkili. 7-8 lira falan.
0
himmet dayi
(28.02.21)
Tüm marketlerde var artık, beyaz sirke. Bir fısfısa koyun, yüzeye sıkın, süngerle ovun, durulayın.
Tertemiz olacaktır.

Aşındırıcı özelliği nedeniyle, zemin seramikse, zemini mümkün olduğu kadar çabuk durulamanızda fayda var.

Yemeklik sirkeden daha ucuz olduğu için beyaz sirke dedim. Yemeklik sirke de kullanabilirsiniz.

Daha az aşındırıcı bir şey olsun, daha sık kullanır farkı telafi ederim derseniz A101'lerde Sirkelim adlı bir ürün var. Hoş kokuludur. Tavsiye ederim.
0
Mirket
(28.02.21)
Anladim. Peki elimde mintax sirkelim diye birnurun var. Bir de normal sirke var. Hangisini kullanayim. ?
0
🌸Filinta61
(28.02.21)
Kireç çok yoğunsa ilk seferde sirke kullan bence.
Daha sonraki temizliklerde diğeri.
0
Mirket
(28.02.21)
Ben boydan boya çamaşır suyunu yayıp 2 saat sonra yıkıyorum. Tertemiz oluyor. O siyah lekeler, kirecler kalmıyor
0
westblack
(28.02.21)
ana temizlik için
cif banyo
veya duşakabin için spreyler var, onlar da iyi.
daha sonra da en güzeli bir sprey şişesine sirkeli su yapmak.
0
rewlack
(28.02.21)
Valla 1 saat sirke ile sirkeli midir nedir onu karistirip fisfis yaptim, bulasik sungerinin yesil tarafi ile bile fircaladim. Sonuc husran.

Soyle domestos gibi sıkınca bitiren bir dusakabib cami temizleyicisi lazim bana. Sirke ve sirkeliler ciliz geldi bana.
0
🌸Filinta61
(28.02.21)
Fısfısa çamaşır suyu koy. Kağıt havluyu çama tutup, çamaşır suyu fısfıslayarak, iyice ıslatarak cama yapıştır. İki saat bekletip durula.

Bu sefer de çıkmazsa Duşakabinci çağır. Camları değiştirsin.
0
Mirket
(28.02.21)
cif power shine banyo. fisfislayip bi 15-20 hatta 30 dakika bekleyeceksin. sonra fircayla, sungerin yesil kismiyla giris.

o da olmazsa porcoz. ben bu sekilde gideriyorum.
0
65 derece
(28.02.21)
Ben bir sünger yardımıyla o an hangi temizlik ürünü varsa döküp temizliyorum. Tertemiz oluyor.
0
ruhen hastayim ben
(28.02.21)
Duş-sil mi ne vardı, o iyi.
0
adivar
(28.02.21)
Rossmanda domol marka sarı bir trmizleyici var duşakabin için, çok iyi alın mutlaka.
0
somethinginthewayshemoves
(01.03.21)
porçözü kullanırsanız solumamaya dikkat edin aman...
0
SiyamkedisiZorro
(01.03.21)
(8)

Her Mülakata Çağıran Firmaya Gidiyor musunuz?

derdim büyük
ben hepsine gidiyorum ama olumsuz olunca da emekler boşa gitmiş oluyor, mesela şartlar ne kadar iyi olursa olsun cumartesi çalışma olunca direkt kafan siliyorum orayı.firma mülakat için aradığında cumartesi çalışma yoksa gelirim de diyemiyorsunuz tabi, siz nasıl yapıyorsunuz her çağıran firmaya gidi
ben hepsine gidiyorum ama olumsuz olunca da emekler boşa gitmiş oluyor, mesela şartlar ne kadar iyi olursa olsun cumartesi çalışma olunca direkt kafan siliyorum orayı.

firma mülakat için aradığında cumartesi çalışma yoksa gelirim de diyemiyorsunuz tabi, siz nasıl yapıyorsunuz her çağıran firmaya gidiyor musunuz yoksa telefonda kısa bir bilgi aldıktan sonra mı gelirim ya da gelmem diyorsunuz?
0
derdim büyük
(27.02.21)
hep online oluyor görüşmeler o açıdan sorun olmadı hiç.
0
jelly bear
(27.02.21)
neden diyemeyeyim?
dandik/asla çalışmam diyeceğim yerlere başvurmuyorum.
başvurmadan arayan yerlerle de telefonda ön görüşme yapıyorum. teşekkür edip gitmediğim çok yer oldu.
onun dışında her görüşme zaten kendi başına güzel bir deneyim/kazanım bence. görüşüp gelen teklifi reddettiğim veya 2.3. görüşmeye gitmediğim yerler de oldu. yine de deneyim cepte kalmış oluyor. iki iş yapış tarzı, üslup vs görüp tanıyorsunuz. ama berbo yerlere artık uğramıyorum bile.
cumartesi çalışma mı kaldı? :/
0
rewlack
(27.02.21)
cogu cagirana yanit bile donmeye useniyorum linkedinden. cok begendigim bi yer olursa degerlendiriyorum. ayrica cumartesi calisma varsa en bastan veda edebilirsin bunda ayip bir sey yok. is veren ne kadar seni seciyorsa, senin de is vereni secme ve sorgulama hakkin var. interview tek tarafli bir sey degil, onlar seni sen de onlari degerlendiriyorsun gorusmede.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(27.02.21)
Şu an iş aramadığım için gitmiyorum. Son iki ayda 5-6 yerden görüşmeye çağırıldım hiçbiri ile görüşme yapmadım. İş değiştirmek istemiyorsam neden hem kendi vaktimi hem başkalarının vaktini boşa harcayayım.

İş arıyorsam ve başvurmadığım bir yer aradıysa, firmanın sektörü ismi pozisyonun niteliği gibi kriterlere bakarım. Uymadığını düşünürsem yine görüşmem, uyarsa tabi ki görüşürüm.
0
Lethe
(27.02.21)
Git ki sorulacak sorularo gör tecrübe olur. Ben çağıran hepsine giderim anasının nikahında bir lokasyonda değilse. Sonraki isteyerrk gittiğin görüşmelerde sorulacak sorulara pata küte cevap verebilirsin böylece
0
regina phalange
(27.02.21)
benim de prensibim var öyle. 9-18 yani 9 saatten fazla olan ve 4 haftada 1 gün cumartesi çalışacaksın diyen çok firmayı eledim. boşu boşuna sömürmeye çalışıyorlar.
özel sigorta yoksa eledim. ilk başta da maaş aralığımı söylüyorum. çoğusu sıkıntı etmiyor ama çok azı sonra belirlenir deyip devam ediyor
zaten önceden ilan bilgilerini isterim atmamışlar çalışma saatleri, fazla mesia var mı,mesai parası var mı gibi
0
ShadowOfMoon
(27.02.21)
telefonda önce bütçeyi soruyorum ben de, eğer en başta parasal bir uyuşmazlık yoksa gitmiyorum. ilk telefonda 4 aşağı 5 yukarı ortaya çıkıyor her şey.
0
roket adam
(28.02.21)
bol keseden basvuruyorum ara sirada bir hafta icinde iki mulakat oldugu falan oluyor, oyle olunca genelde sadece bir tanesine (daha cazip olana) gidiyorum. Bazen mevcut isim yogun oldugu icin gitmedigim oluyor.
0
hot potato
(28.02.21)
(6)

yasaklar hk

müptezel dostoyevski
devletin inanilmaz bir yuku var emekli maaslarina yonelik.hastaligin ciktigi ilk gunlerde italyada oldugu gibi, yogun bakimlar dolup tasmayacaksa, ki 1 seneyi gecti, istanbulda onlemlerin alinmis olmasi gerekiyor, neden hala maske zorunlu ve yasaklar varbagisikligi kotu olanlar ayakta kalamiyorsa, g
devletin inanilmaz bir yuku var emekli maaslarina yonelik.
hastaligin ciktigi ilk gunlerde italyada oldugu gibi, yogun bakimlar dolup tasmayacaksa, ki 1 seneyi gecti, istanbulda onlemlerin alinmis olmasi gerekiyor, neden hala maske zorunlu ve yasaklar var
bagisikligi kotu olanlar ayakta kalamiyorsa, guclu duramiyorlarsa devlet buna neden mudahale ediyor? hem de olum orani yaslilarda daha fazla, devletin isine gelmiyor mu emekli maasi alanlarin vefat etmesi?
0
müptezel dostoyevski
(25.02.21)
"istanbulda onlemlerin alinmis olmasi gerekiyor, neden hala maske zorunlu ve yasaklar var" çok değişik bir kafa.
istanbulda tüm önlemler alındığında da maske kullanıyor olmalı.
önlem zaten maske.



neyse,
istanbul veya genel olarak her yer neden toparlanılamadı çünkü kolay değil. ekonominin işlemesi için hareketlilik; mobility gerekli. virüsü de zaten bu hareketlilik yayıyor.
bağışıklığı kötü olana nasıl bir müdahale yapılabilir?

görüyorum ki çaresizliği tatmamışsınız hayatınızda.
eksisozluk.com

covidi geçtim, bu tip konularda normal desteği bile umursamıyorlar ki?


ancak komplo teoriniz yersiz.
virüs sadece yaşlıları öldürmüyor. genç yaşta da çok insan vefat etti.
0
rewlack
(25.02.21)
Onu bunu bilmem de abi istanbul açılsın ya. yeter anasını satim. Dayanamıyorum artık yemin ederim kafayı yedim. İtalya'da öle öle adam kalmadı, onlar bile açmış barlarını marlarını. Bizimkiler hakkari'yi açarız, normalleştik deriz işte kafasında.

Hayır zaten istanbul'da adam kaynıyor. İnsanlar toplu taşımada yine göt göte, dün kadıköy'e gittim. Millet kaldırımda içiyor, dalgasına bakıyor. Nasıl önleyebilirsin koca şehirde vakaları. 1 yıl daha istanbul kapalı kalsın desek, yine olmuyor işte gördük.

dayanamıyorum artık arkadaşlar, kafayı yedim. İnsan görmek istiyorum. Ayrıca o kadar mekanlara gittik, meyhanede tanıdık garsonu öptümaq bu virüs bana bulaşmadı bulaşana nasıl bulaşıyor anlamadım ya.
0
eazy
(25.02.21)
her yer açılsın ölen ölsün +1. akıl sağlığımız gidiyor.
0
Anjelik
(25.02.21)
i2.cnnturk.com

ayrıca bi insan bunu niye yer ya? Senin bin kere allah belanı versin çinli kere.
0
eazy
(26.02.21)
Şimdi bir terazimiz var.
Bir tarafta bağışıklığı kötü olduğu için ölecekler,
Diğer tarafta canı sıkıldığı, psikolojisi bozulduğu vs. için yasakların kalkmasını isteyenler.

Şimdi biz gezelim tozalım ama bağışıklığı düşükler ölsün mü?
Yoksa bağışıklığı düşükler yaşasın ama biz gezmiyoruz diye psikolojimiz mi bozulsun?

Tarafını seç.
0
infernalcadre
(26.02.21)
biz yasakçı bir kültüre sahibiz. sakız çiğneme, bacak bacak üstüne atma, kahkaha atma, büyüklerin önünde içki-sigara içme, sokakta öpüşme, el ele tutuşma, kollarını bağlama, onu giyme, bunu yeme, şunu söyleme...vb

tabi ki devlet yönetimimiz de yasakçı olacak.
0
sinek kral
(26.02.21)
(16)

yemeksepeti siparişine kötü yorum karşılığında aranmam

rewlack
sinirim çok bozuk, tansiyonum çıktı.bu hafta sipariş ettiğim bir yemeğe kötü yorum yazdım. gerçekten berbat gelmişti. çatal yerine kaşık göndermişler onu da yazdım.adam bu saatte: 22:15'te arayıp bana madem beğenmediğiniz bu yemeğin tarifini verir misiniz falan diyor :/ çok gerildim. numaramı paylaş
sinirim çok bozuk, tansiyonum çıktı.
bu hafta sipariş ettiğim bir yemeğe kötü yorum yazdım. gerçekten berbat gelmişti.
çatal yerine kaşık göndermişler onu da yazdım.

adam bu saatte: 22:15'te arayıp bana madem beğenmediğiniz bu yemeğin tarifini verir misiniz falan diyor :/ çok gerildim.
numaramı paylaşmışlar diye yemeksepetine şikayet mi edeyim sizi bir de dedim. yok, geçmişe dönük siparişinizden buldum falan dedi.

bizim telefon numaralarımız nasıl bu kadar kolay ulaşılabilir ya?

gerçekten yemeksepetini arayıp napıyorsunuz siz mi desem? yoksa hiç uzatmasam mı adamlarda numaram var artık nasılsa daha çok bela mı olurlar?

eve değil, iş yerine söylemiştim yani adresim yok ama numaram ellerinde.
0
rewlack
(25.02.21)
ben olsam yemeksepetini arar şikayet ederim.
0
jelly bear
(25.02.21)
kişisel veri ihlali zaten bu. ben olsam yemeksepetini arardım, şikayet edeceğimi de söylerdim.
0
jangbogo
(25.02.21)
ama nereden ihlal işte? nasıl ispatlayacağım?
0
🌸rewlack
(25.02.21)
Verilen her sipariste otomatik olarak musteri telini de goruyor sanirim restoran. Hani kurye adresi bulamazsa arasin yol tarifi alsin diye.
Isletmeci varsa dogrulasin lutfen.
0
neverletyougodown
(25.02.21)
@neverletyougodown evet varsa işletmeciler doğrulasın.
ama bu saçma değil mi öyle olsaydı neden doğrudan aranmıyoruz teslimat sırasında da yemeksepeti üzerinden bir numaradan aranıyoruz? getir'le mi karıştırıyorum yoksa ben :/ (bi de sistemin yapısına ters değil mi zaten? adam arar der ki iptal edin, yemeksepetine komisyon vermeyelim, size direkt getireyim..)
0
🌸rewlack
(25.02.21)
abartmanıza gerek yok. ben de kötü yorum yaptığımda telafi etmek için aramışlardı veya "elmalı içecek şu an yok, vişneli verelim mi?" diye arıyorlardı. size bayağı saçma biri denk gelmiş. bu normalde bayağı düşük ihtimaldir.

yapacağınız şey belli: yemeksepeti'ni arayacaksınız veya mesaj atacaksınız ve bu dükkan böyle böyle yaptı, saçma sapan konuştu diyeceksiniz. olay kapanacak.

veri ihlali konusunda şikayet etmenizin bir yararı olacağını sanmıyorum. çünkü yıllardır böyle gidiyor zaten. sistem bu, tekil bir olay değil ki.

edit: size verdiği fişte adresiniz ve telefonunuz yazıyor zaten, bu doğal ama dükkanın sisteminde (yani onların yemeksepeti arayüzünde) nasıl ve neden duruyor bu bilgiler bilmiyorum. belki aynı fişin bir kopyasını kendilerine basıyorlardır, o duruyordur ya da belki 1-2 gün sonra siliniyordur ama sanmıyorum.

"adam arar der ki iptal edin, yemeksepetine komisyon vermeyelim, size direkt getireyim"

bununla kimse uğraşmaz. kaldı ki o komisyonun yarısını sipariş edene de versin ki benim de her defasında tekrardan adres vs. verip uğraşmak için motivasyonum olsun. ayrıca böyle peş peşe 10 tane iptal edilen sipariş oldu mu yemeksepeti arar ne oluyor der.

abartmayınız :)
0
ahm1
(25.02.21)
telefonunuz görülüyor siparişlerde, veri ihlâli falan değil çünkü kurye adresi bulamayabilir ya da siparişteki bir değişiklik için size ulaşmak gerekebilir.

bence buradaki asıl ihlâl, yorum yapanın kimliğinin tespit edilebilmesi.

ben olsam yemek sepetini arar, bu saçma tavırdan haberdar eder ve şikayet kaydı oluştururdum.
konu telefonun ellerinde olması değil çünkü ahm1'in dediği gibi durumlar da olabilir.
asıl problem böyle bir işletmeyi barındırmaları.
buna benzer bir durum benim de başıma gelmişti, yemeksepeti gerçekten ilgilenmişti sorunla.
bu tip konularla ilgileniyorlar yani, muhakkak şikayet edin.
0
blatta hiberna
(25.02.21)
"numaramı paylaşmışlar diye" değil, seni arayıp bu şekilde konuştukları için şikayet et ama çok bişey çıkmaz o işten.

Ayrıca numarayı biliyorlar bu yeni bişey değil ki ? Hiç mi aramadılar seni "abi aşağıdayım kapıyı açar mısın" diye.

Edit: Ekşiye rezalet başlığı açmak ve açıkça ifşa etmek daha mantıklı ve etkili olabilir.
0
infernalcadre
(26.02.21)
Ekşi sözlük'e yazmadan önce, ilk olarak Yemeksepetine geri dönüş yapabilirsiniz bence. Böyle yorum yaptım, 22.15'de arandım böyle böyle dendi diye.

Ne kadar yaptırım olur, bilmiyorum ama en azından bilgilendirme olur.
0
put it in your appropriate place
(26.02.21)
yemeksepeti gayet ilgileniyor bu tur durumlarla. benim tecrubemde kurye gerizekali oldugu icin pos makinesini getirmemis sonra da sanki evden kacacakmisim gibi gecenin 12 bucugunda ters bi sekilde arayip gelip odeme alicam demisti. ben de yalniz yasayan bir kadin olarak ne kadar rahatsiz oldugumu yorum olarak yazmistim. ertesi gun dukkanin sahibi aradi beni binbir ozur dileyerek. kurye bilememis sizi bu sekilde rahatsiz etmeyi kesinlikle istemezdik ozur mahiyetinde paket gonderelim gonlunuzu alalim yorumu silin, kuryeye gerekli konusmayi yaptik bir daha yasanmayacak size ya da baskasina dedi istemedim paket filan ama adamin samimiyetine inandigim icin yorumu silmek istedim. yorum silmek ancak musteri temsilcisine baglanarak yapilabiliyormus, musteri temsilcisine yorumumu silmek istedigimi soyledigimde tehdit edilip edilmedigimi ya da restorandan herhangi bir kotu muamele gorup gormedigimi sordu hem de birkac kez emin misiniz diyerek. kotu bir durum olmadigina ikna olduktan sonra sildiler yorumumu. amma uzattim ama yemeksepeti bu tur konularla ilgileniyor onu anlatmak istedim :)
0
in vino veritas
(26.02.21)
Aradıklarında hiç muhatap olmayacaktın.

+Buyrun kimsiniz?
-Falanca yerden arıyoruz şikayet etmişsiniz bla bla
+ (çat kapat + engelle)

Yemeksepetine şikayette bulunun.
0
indifferent
(26.02.21)
sipariş verdiğinde adın, adresin, telefonun restoranların sistemlerine kayıt ediliyor. her sipariş verdiğinde bu bilgileri almak ve tekrar girmek gerekmesin diye. yemeksepeti siparişi de versen, telefonla da arayıp sipariş versen kayıt edilirsin. yemeksepetiyle ilgili bir durum değil.

restoranı yemeksepetine şikayet et +1
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.02.21)
Normalde telefonunun verilmemesi lazım, teknolojiyle çok ilgili olmayan birinin "abi telefon olmaz ise kurye nasıl ulaşacak?" diye sorması normal!! fakat uber yada benzeri platformlarda bu işi aplikasyon uzerinden yapıyorlar, yani o siparişini zaman aralığında senin numaranı görmeden sadece arayuzdeki ismine tıklayarak sana ulaşabiliyor.

eğer yemeksepeti hala ilkel usul işletmelerle müşteri bilgilerini paylaşıyorsa bu şirketin kendi altyapı yetersizliği, muhtemelen kullanım koşullarında bunu kabul ettirmiştir ama siz arayın ve geri bildirimde bulunun.

böyle ukala heriflerle muhattap olmak zorunda değilsiniz. işini adam gibi yapmayı öğrensin, ayrıma hiç bir şey yapamaz sıkıntı yapma.
0
bluewhale
(26.02.21)
Bu konu için ilk önce cimer.

Daha sonra da burası sikayet.kvkk.gov.tr

Sonra gör curcunayı.
0
mucoaga
(26.02.21)
yani olayın içeriği bi tarafa;
telefon numaralarının bu kadar açık seçik gösterilmesi çok saçma değil mi?
yani artık getir veya uberde olduğu gibi basit bir uygulamayla çözülecek bişeyken..
bi hamburger söyleyeceğiz diye komisinden kuryesine herkes numaranızı görüyor falan :/
0
🌸rewlack
(26.02.21)
geçici telefon numarası atamak çok büyük bir yatırım olmamalı yemeksepeti için.
0
screamshot
(26.02.21)
(10)

Uzun sure susamamak ve tuvalete gitmemek icin ne yapmak gerek?

faati
4 saat surecek bir sinava girecegim, sinavda su icebilirim ancak 4 saat boyunca oturdugum yerden kalkmamam gerekiyor. ara sira su icmem gerekecek cunku kullandigim bir ilac sebebiyle agzim cok cabuk kuruyor, su icmem gerekiyor, ama mumkun oldugunce minimumda tutacagim elbette. ama ilac haric beni si
4 saat surecek bir sinava girecegim, sinavda su icebilirim ancak 4 saat boyunca oturdugum yerden kalkmamam gerekiyor. ara sira su icmem gerekecek cunku kullandigim bir ilac sebebiyle agzim cok cabuk kuruyor, su icmem gerekiyor, ama mumkun oldugunce minimumda tutacagim elbette. ama ilac haric beni sinav suresince susatacak, agzimi kurutacak her seyden tamamen uzak durmam gerek.

bu 4 saat boyunca susamamak ve tuvalete gitmemek icin ne yapabilirim?
0
faati
(24.02.21)
ağız içinize krem sürmek mümkün mü acaba?
0
co2s2
(24.02.21)
ben de girdim 4 saatlik bir sinava.

layer layer giyin, sicaksa ustunu cikarabilesin. bir de sicak kaynakli su icme sebebi olmasin.

sinav gunu minimum sivi al. sinav esnasinda yudum yudum su ic. kokleme. ben oyle yapmistim.sorun olmadi.
0
camussar
(24.02.21)
@co2s2, emin degilim ama surulebilir diye tahmin ediyorum, neden?
0
🌸faati
(24.02.21)
Sabah çay, kahve içme.
0
oyokbuyoknevar
(24.02.21)
ben de girmiştim yıllar önce.

benim tavsiyem; vücudu susuz bırakan ve/veya çok susatan şeyleri (tuzlu şeyler, turşu vb) en az 2 gün önceden kesin ve şimdiden sınava son 2 gün kala yiyeceğiniz ve içeceğiniz şeyleri planlayın, dışarıdan yiyip içmeyin.

dolaylı bir etki ama 1-2 gün öncesinde bir gıdadan etkilenip geçireceğiniz kısa bir ishal bile sınav günü vucudunuzun sıvı dengesini etkileyecektir.

yine son 2-3 gün bol su için derim. sınav günü vucudun son gunlerde cektigi bir sivi kaybi susuzluk olmasin.

sınav sabahı da kahvaltınızı en sade ve risksiz şekilde yapın.

susuzluk hissi yediklerimiz ile çok bağlantılı.

camussan +1 kat kat giyinin terleme ihtimaline karşı

(saglik profesyoneli degilim, kendi
deneyimlerimden onerilerdir.)
0
la lykia
(24.02.21)
@faati : krem sürünce en azından ağzınız daha az kurur herhalde. nemi tutar belki??
0
co2s2
(25.02.21)
Ben bir yudumu üç dört parçaya bölüp yutuyorum. Sanki çok su içmişim gibi oluyor. Yazınca korkunç durdu ama işe yarıyor, özellikle sporda.
0
ruhen hastayim ben
(25.02.21)
Hocam yetişkin bezi düşünür müsünüz çinde herkes kullanıyor sınavlarda
0
gatherer
(25.02.21)
4 saat çiş tutamayan biriyseniz tutamazsınız.
yani bence uzun bi süre değil ama kişiye göre değişir. o nedenle bez diyorum. kadınsanız pedle de çözülebilir.
yoksa hele ki sınavda su içmeyecek değilsiniz. :/
0
rewlack
(25.02.21)
Sorun tutmak/tutamamak değil, tutarım elbette ama sınav esnasında çişim gelsin ve dikkatim dağılsın istemiyorum.
0
🌸faati
(26.02.21)
(6)

Üniversite katkı payı

birbuket
Merhaba arkadaşlar. Auzef'te öğrenci iken bu dönem yüksek lisansa başlıyorum. Ne Auzef'te ne de diğer obsde katkı payı görünmüyor. Daha doğrusu yüksek lisans yaptığım yerde "başka yerde öğrenci olduğunuz için 0 tl katkı payı ödeyeceksiniz" yazıyor. Ben olduğu gibi bıraksam mı yoksa ders kaydı yaptır
Merhaba arkadaşlar. Auzef'te öğrenci iken bu dönem yüksek lisansa başlıyorum. Ne Auzef'te ne de diğer obsde katkı payı görünmüyor. Daha doğrusu yüksek lisans yaptığım yerde "başka yerde öğrenci olduğunuz için 0 tl katkı payı ödeyeceksiniz" yazıyor. Ben olduğu gibi bıraksam mı yoksa ders kaydı yaptırmazlar mı bana zamanında ödeme yapmadığım için? Benzer bir durum yaşayanlar mesaj atarsa sevinirim. İyi akşamlar.

Edit: Auzef'te ikinci üniversite kapsamında öğrenciyim.
0
birbuket
(23.02.21)
Yl vakıf üniv mi?
0
rewlack
(23.02.21)
@rewlack yok hocam. tezli, devlet üniversitesi.
0
🌸birbuket
(23.02.21)
İlginçmiş.
Peki yl ist üniv mi? O yüzden mi acaba?
Ben aöfteyim çatır çatır ödüyorum,
Devlet olunca aldılar vakıfta okul bana bedava diye almıyorlar ama aöfe para yatırıyorum .

Ders eklerken sorun olmaz, olursa da yatırırsınız onun ekstra süresi oluyor. Dert etmeyin.
0
rewlack
(23.02.21)
@rewlack başka üniversitede. Sağolun hocam. Mail vs ile dönüş almak zor olur diye ben önden kaygılanacaktım da bakalım artık.
0
🌸birbuket
(23.02.21)
Auzef'te kaydım varken devlet üniversitesinde bir lisans bölümüne kayıt olmuştum. Bana aynı sizde olduğu gibi katkı payı, dönem harcı çıkarmadılar. Sistemde gözükmüyordu. Bende şaşırmıştım ödeme çıkmamasına.

Ama ikinci dönem kayıt yenileme sırasında hem ikinci dönem için hemde ilk dönem çıkmayan katkı payı sistemde çıkmıştı. Yüksek lisans içinde aynı durum söz konusudur diye düşünüyorum. Bir şekilde ödemeyi alıyorlar. Olduğu gibi bırakabilirsiniz, ama bir şekilde bu ödeme çıkar karşınıza bu yüzden üniversitenin ilgili birimle görüşün. En azından aklınızda kalmaz.
0
GoodMorningTeacher
(23.02.21)
Aynısı benim başıma geldi. Borcum gözükmediği için kaydımı yaptım normal, harç da ödemedim sorun da çıkmadı. Epey bir süre sonra katkı payı ofisinden mail geldi, iki üniye kaydınız olduğu için harç yatırmanız lazım diye, o zaman girip öğrenci işleri sisteminden baktım borcum düşmüştü sisteme.

Sana da böyle bi şey olabilir. Şimdi kaydını normal yaparsın, ilerleyen zamanlarda borç çıkarırlar.
0
buff
(23.02.21)
(4)

Ionna Kuçuradi kitaplarını hakkında düşünceleriniz?

neil manke
okunur mu? yoksa kant kitabı gibi okuyup hiç bir şey anlamadan kapatılacak kitaplardan mı?
okunur mu? yoksa kant kitabı gibi okuyup hiç bir şey anlamadan kapatılacak kitaplardan mı?
0
neil manke
(23.02.21)
İonna hocanın dili gayet akıcı ve anlaşılırdır
0
apocalipy
(23.02.21)
Üniversitedeyken ders gereği "İnsan ve Değerleri", "Çağın Olayları Arasında" ve "Uludağ Konuşmaları" kitaplarını okumuştum. Hepsi öyle midir bilmiyorum ama bu okuduklarım oldukça yalın bir üslupla yazılmış kitaplardı.
0
huçi kuçi
(23.02.21)
çok akıcı. rahat okunur.
0
rewlack
(23.02.21)
Çok rahat okunacak kitaplar, ancak farklı kitaplara geçtiğiniz zaman tekrarlar arasında boğulabilirsiniz. Bu diğer kitapta da vardı diye.

"insan ve Değerleri", "Uludağ Konuşmaları" ve "İnsan Hakları" kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
0
hayaletimsi
(23.02.21)
(2)

uçuşlarda pandemi sebepli ekstra vakit kaybı var mı?

Jux
pandemiden sonra ilk defa yarın uçuşum var, yurt içi. online check-in yaptım, direkt kapıya gidicem. sabahın köründe olduğu için ne kadar optimize edersem o kadar çok uyurum diye düşünüyorum.pandemiden önceki gibi düşünüp saat planlaması yapacağım. öncekine göre ek bir süreç, bekleme vs. var mı? önc
pandemiden sonra ilk defa yarın uçuşum var, yurt içi. online check-in yaptım, direkt kapıya gidicem. sabahın köründe olduğu için ne kadar optimize edersem o kadar çok uyurum diye düşünüyorum.
pandemiden önceki gibi düşünüp saat planlaması yapacağım. öncekine göre ek bir süreç, bekleme vs. var mı? önceden 2 saatte gidiyorduysam yine aynı saatte giderim diye düşüniyim mi?

sık sık yaptığım bir uçuş olduğu için artık biliyorum evden çık uçağa bin ne kadar sürüyor, eskiden olmayan bir şey var mı onu merak ettim. en fazla kapıda ateşime bakarlar diye düşünüyorum.
0
Jux
(21.02.21)
birkaç yurtiçi uçuşu yaptım. süreye etki edecek ekstra bir durum olmadı.
0
papa ikinci jambon
(21.02.21)
yok.

ama sefer sayılarına/sıklıklarına bağlı olarak uçuş izni falan sorun olabilir ya da sadece ist.hava limanının vasat sistemi yüzünden böyle şeyler yaşadım.

pandemi sebepli kontrolle ilgili bir gecikme yok yani.
0
rewlack
(21.02.21)
(3)

Dis beyazlıgı bir estetik kaygı mı sağlık problemi midir? Bıktım.

sen ne anlatiyon la
çay severim, kahve falan içmem. tatlı, tuzlu bile çok yemem ama dislerim sarı bir ölçüde. bu lanet disleri beyazlatma yapmadan beyazlatan bir dis macunu yok mu? dis etlerim de çok hassastır.-tükürüğüm hafif kıvamlıdır.-colgate klasik kullanıyorum-çok fazla içerik olan colgate'ler dis etlerine zarar
çay severim, kahve falan içmem. tatlı, tuzlu bile çok yemem ama dislerim sarı bir ölçüde. bu lanet disleri beyazlatma yapmadan beyazlatan bir dis macunu yok mu? dis etlerim de çok hassastır.

-tükürüğüm hafif kıvamlıdır.
-colgate klasik kullanıyorum
-çok fazla içerik olan colgate'ler dis etlerine zarar verir mi
0
sen ne anlatiyon la
(21.02.21)
Marvis in beyazlatıcı diş macunu benim dişlerime bayağı yaradı. Tadı ağır değil, fiyatı biraz tuzlu, ama çok uzun süre gidiyor.
0
Una mujer
(21.02.21)
dişindeki katmanı çizecek granül-kristal içeren herhangi bir diş macunu işe yarar
diş etlerin için soft-ekstra soft fırça kullan, ip kullan, bir yerden sonra güç kazanacak
herkesin diş minesi beyaz değil. yakın zamanda alakalı bi duyuru vardı, şunu paylaşmışlardı static.independent.co.uk www.youtube.com
0
esref
(21.02.21)
market macunuyla dişleriniz beyazlamaz.
opelesence falan kullanacaksınız.
bir de klinik tipi veya dişçi kontrolünde evde kullanılabilir beyazlatmadan neden kaçınıyorsunuz?
evde çözüm bir yere kadar olur.
0
rewlack
(21.02.21)
(16)

moda'nın abartılmış bir balon olması

roket adam
selamlar arkadaşlar, 31 yıllık istanbulluyum, son 3-4 senedir de Kadıköy'e arabayla 10 dk mesafede bi ilçedeyim, e-scooterla da 15 dk falan sürüyor. tüm duyurularda bir moda övgüsü görüyorum da bu bölgenin neden yaşamak için bu kadar övüldüğünü anlayamıyorum. şöyle ki:- evlerin geneli çok eski, sade
selamlar arkadaşlar, 31 yıllık istanbulluyum, son 3-4 senedir de Kadıköy'e arabayla 10 dk mesafede bi ilçedeyim, e-scooterla da 15 dk falan sürüyor.

tüm duyurularda bir moda övgüsü görüyorum da bu bölgenin neden yaşamak için bu kadar övüldüğünü anlayamıyorum. şöyle ki:

- evlerin geneli çok eski, sadece deprem riski değil yapısal problemli bitişik nizam binalar var
- inanılmaz bir otopark sorunu var
- özellikle haftasonları inanılmaz bir yaya kalabalığı oluyor, sokak aralarında içen sıçan bağıran bir sürü garip tip var
- yine haftasonları arabanızı dışarı çıkarmanız olanaksız, ayrıca sokak aralarındaki trafik aşırı gürültü yapıyor. millet son ses müzik açıp geziyor. alkollü araç kullanan çok.
- mekan olarak öyle kendine özgü diyebileceğimiz ilginç pek bir mekanı da yok
- sahili suriyeliler tarafından ele geçirilmiş durumda, sahil desen o da kullanılabilir durumda değil -bence-, çekirdek çitleyip yerlere atan, çimlerde yiyişen, sağda solda bira şişesi kıran tekin olmayan tipler var hep.

yani hem gezilecek görülecek pek bir şey yok, hem de ufacık bi bölge, bütün istanbulun buraya akmak istemesi bana çok ilginç geliyor. bazen Kadıköy'e gidiyorum metroyla falan, bakıyorum millet giyinmiş süslenmiş bi saat isparkta otopark sırası bekliyor. ya da 50 yıllık her tarafı dökülen bitişik nizam karanlık binaya 3 bin tl kira ödüyor insanlar falan. bi tek bana mı ilginç geliyor bu. havalı diye mi acaba diyeceğim bir havası da yok, mütevazi bir semt yani. neyse sizin yorumlarınızı merak ettim, bu huzursuz semtte neden yaşamak istiyorsunuz genel olarak?
0
roket adam
(21.02.21)
yaklaşık 10 senedir moda'da oturuyorum. arabam olmadığı için arabayla ilgili yazdıklarını geçiyorum. ama bu zaten genel olarak istanbul'un bir sorunu olsa gerek.

moda'nın da sakin sokakları var, ben de onlardan birinde oturuyorum. özellikle korona öncesi haftasonları aşırı kalabalık oluyor evet, bu kadar herkesin gelmesini ben de tercih etmezdim.

sahil de aynı şekilde özellikle yazın haftasonları çok kalabalık oluyor etrafta bir sürü çöp oluyor doğrudur. ama sahil herhangi bir zümre tarafından ele geçirilmiş durumda değil ve tekinsiz tipler de olmuyor öyle. yani ben tek tük olaya denk gelmişimdir bu 10 sene içinde. gerçi haftasonları pek gitmiyorum o da var.

semt huzursuz değil ama kesinlikle benim için. özellikle haftaiçi çok daha güzel oluyor. şimdi korona zamanı da az insan olduğu için daha da güzel. 2 dk'da sahile inip yürüyüş yapıp dönebiliyorum. yaşayan insanları da iyidir genelde. ben memnunum ki kalıyorum 10 yıldır :)

edit: bu arada aşağıda yazıldığını görünce aklıma geldi moda sahili deyince benim aklıma doğrudan kalamış'ın karşısına düşen yer geliyor. rıhtımdan moda'ya kadar uzanan sahilde oradan daha farklı bir kitle var bence ve kadıköy'e farklı ilçelerden gelen çoğu kişinin hala kalamış tarafındaki sahilden haberi bile yoktur bence.
0
tepedeki psychedelic adam
(21.02.21)
Bu saatte uyanık olmamın tek sebebi bütün akşam sahibinden’de kadıköy’de ev bakmış olmam :(
Bence insanların övdüğü kısımlar sizin saydığınız noktalar ile örtüşmüyor. Ben çok seviyorum şahsen. Şifa sokakta oturmak isterdim ama param oralara yetmiyor. Sokak var sokak var diyorum o yüzden...
0
irene
(21.02.21)
Ev alma komsu al durumu. Daha gencken pek sallamazdim ama artik cok onemli oldugunu dusunuyorum. Suriyeliler Moda'nin sakin ara sokaklarinda degiller. Guvende olmak gibisi yok.

200 metre yurudukten sonra onlarca kafe, restoran, hayatin kendisi orada. Kadikoy, Turkiye'nin nadir en batili yerlerinden biri.
0
howfaristhesky
(21.02.21)
Ben de Moda'ya 10 dakikalik bi mesafedeyim. Sahil konusunda kismen haklisin, Kadikoy tarafinda kalan bolumu biraz tekinsiz ama Kalamis'a bakan tarafinda gayet nezih tipler var gordugum bildigim kadariyla.

Merkeze cok yakin, Kadikoy'un yani basinda, agaci parki yesilligi bol, denizin dibinde, nispeten duzgun bi kitleye sahip, genel olarak kendine ait kulturu olan bi semt. Elbette sagdan soldan gelen apacisi var ama o kesim bebek'te de var, istanbul'da yasiyoruz tamamen izole olmasi cok zor. Ben seviyorum ya, guzel ara sokaklari var, evinden ciktinmi kadikoy 2 dk falan...
0
msb
(21.02.21)
Son yıllarda farklılaşmış olabilir ama abartılmış balon demek fazla olur bence, huzursuz diye nitelemişsiniz ama Moda benim için huzurun temsiliydi, hala da sabahları Caddebostan civarı ile karşılaştırınca sakin ve huzurlu, kocaman ağaçlar, geniş pencereli evler, artık yeni binalarda hiç kalmamış olan balkonlar, bir yanda Tarihi Yarımada bir yanda Adalar manzarası ve pek çok kişinin belirttiği gibi nezih çevre, benim için Moda bunlardır.

Çok önce değil Gezi sırasında (7 sene olmuş, hiç de az sayılmaz aslında) herkesin Boğaziçi Köprüsü'ne akın ettiği akşam Moda'daydım, hiç kimseler yoktu etrafta, sessizdi, karanlıktı, çıt çıkmıyodu, kimsenin haberi olmadı mı acaba diye şaşırmıştım.

31 yıllık İstanbullu olmanıza rağmen bunu söylemenize şaşırdım, mesela ben yılların Modasını son 3,5 yılı ile değerlendiremem, yoksa sağdan solan yükselen müzik sesi, akın akın sahile giden insan kalabalığı, Ali Usta'nın önünde birikmiş sıra, leş gibi trafik ve korna sesleri benim de hoşuma gitmiyor.
0
(21.02.21)
2012 yılında moda'da ruşenağa sokağında bir yıl yaşamıştım, o zamanlar çok daha güzeldi ama şu an hala çok özel bir yer her şeye rağmen özellikle ist'da yaşayıp da sürekli ege hayali kuran seküler kesim için nimet, benim zamanımda komşuların çoğu sanatla ilgilenen insanlardı, biri oyuncu biri yazar biri ressam vb kültür düzeyi baya yüksekti ve kültür düzeyinin yüksekliği semtin de esas ruhunu oluşturan şeydi, insanlar sıcak ve kibarlar.

nasıl şu an herkes kıyıya, egeye özetle daha seküler insanların yaşadığı yerlere yerleşmek istiyorsa modanın da revaçta olma sebebi biraz da bu, insanlar özgürlük ve 'düzgün' insanlar arıyorlar.

şu an kurtuluş'ta yaşıyorum, her ne kadar deniz hemen yanıbaşımda olmasa da kurtuluş'ta da hafif bir moda havası alıyorum.
0
blue rebel motorcycle club
(21.02.21)
bende bir süre yaşadım. sabah 7.30 - 8 gibi işe giderken bahariyeye kadar mesela yürüyerek yol bomboş olması gibi şeyler.sonra bahariyede bomboş tramvay yolunda yürümek güzel hissettiriyordu. haftasonları- sahilde oturduktan sonra arkadaşlarla 1-2 dakikada evde olmak da güzeldi.
ama mesela haftaiçi iş çıkışı 6-7 gibi geldiğimde kalabalık boğuyordu bazen kadıköyden yürümeye başlıyordum
beşiktaş da aynı hissettiriyor.
bu merkezlere sahillere uzak olmayan bir yerde oturmayı tercih ederim 10-15 dakika yürüyüşte. ben de ev bakıyorum.göztepeyi bile düşünüyorum bir yandan yeni evler var diye
0
ShadowOfMoon
(21.02.21)
Merhaba.
Moda' da hiç ev tutmamış(ev sahibi demiyorum dikkat edersen, tutmamış diyorum zira Moda' da NŞA' da ev almak eşyanın tabiatına aykırıdır. ya çok zengin ya atadan kalmış olması lazım o evin ki genelde atadan dededen kalmıştır evler insanlara);
ama hayatının büyük kısmı(neredeyse yarısı) Küçükyalı- Kadıköy/Moda arasında geçmiş, öte yandan yakın arkadaş/dost/eski sevgili vb. gibi bir sürü insandan dolayı hatırı sayılır süre Moda' da zaman geçirmiş hatta yaşamış, orada çalışmış da birisi olarak yukarıdaki eski/yeni Modalılar gibi birkaç kelam edebilirim sanıyorum.
...
Öncelikle yazarın gözlemlediği olumsuz durumların hemen hepsi Moda' nın son 1-2 senesine ait.
Öncesinde ne bu kadar hafta sonu göçü vardı ne de sahillerine başka semtlerden öyle bir akın. Sahillerin durumunu ve rahatlık skalasını da bir kaç arkadaş hayli güzel belirtmiş.
Bununla birlikte ayrımcılık yapmak istemem ama maalesef gelenler(Suriyeli kitle, barzo/kezban çiftler ve dahi gündelik hayatta Moda' yı gömüp hafta sonu koşup gelen muhafazakar kesim vs.) bu alanların nitelikli/niteliksiz insan profilini ve kalabalığını da belirliyor doğrusu.
Ha, belirtmeliyim ki seküler kesimin kimi gençleri de son dönemde özellikle kalamış' a doğru olan tarafa akın edip, etrafındakilere dikkat etmeden sahili ve çimleri, hem bıraktıkları ile hem de abartılı müzikleri ile kirletmiyor değiller. Sanki iyice C.bostan gibi yapmaya çalışıyorlar -ki yaşadığım yere daha yakın olmasına rağmen zinhar C.bostan tercih eden birisi değilimdir- Hatta arada arkadaşlarım ile Küçükyalı sahili - Suadiye sahili arasına otağ kurmuş ve hayli keyif almışızdır.
Ezcümle, oluşan profil sosyolojik skalaya göre değişen bir durum maalesef.

Öte yandan, kalabalık hali vuku bulmadan önce dahi Moda' ya otomobil ile gitmişliğim sayılıdır, öyle zamanlarda bile örnekse sote yerlerim vardır hala bir park yeri bulunabilir ama gece orada kalınmadıysa başka yerden hafta sonu Kadıköy / Moda' ya araba ile girmek bi nevi intihardır. Kaldı ki bu sadece Moda' nın sorunu değil, şehrin tüm merkezi yerlerinin genel sorunudur takdir edersiniz.
İmkanınız varsa motosiklet ile Moda' ya gitmek çok avantajlı hatta keyiflidir.
...
Mekan konusuna gelecek olursak, üzgünüm ama "Moda' da kendine özgü bir yer yok" demek; Moda' ya pek değil neredeyse hiç gitmemiş birisinin düşüncesi olabilir ancak sevgili dostlar. Burada, son senelerde bir kaç kez o da herhalde hafta sonu yolu düşmek zorunda kalmış birisi izlenimi veriyor başlık sahibi günün sonunda, üzgünüm.

Müzik, meyhane, içki, yemek, bira, kokteyl, tatlı, vegan mutfağı, son senelerde de yabancı ülke mutfakları diğer tarafta; Süreyya operasına, salonlara, sahnelere yakın olmak bir başka tarafta dursun; bir sürü seçenek ve şahsına münhasır mekan bulunmaktadır Moda' da!
Bu kadar deneyimlemeden eleştiri, çıkarım yapmak da ne bileyim..

Son olarak koyu bir BJK taraftarı olup ve bu yüzden Beşiktaş' ı, o semti, köyiçi'ni hayli seven birisi olarak da Moda'yı, Koço' da demlenmeyi, sabah Papatya fırından sıcacık kruvasan almayı, oyun atölyesinde veya başka yerindeki salonda son anda izlenmeye karar verilen bir oyuna dakikalar kala yetişmeyi, mekandan çıkıp yakındaki evde after party ile devam etmeyi, suratsız çalışanları ile tek Büfe'yi, Korkmaz Büfe' de ayak üstü leziz döner yemeyi, motoru sahile çekerek çimenlerdeki dostların yanına gidip sabahlara kadar sohbet etmeyi, akşam üzeri Naan' da Edip Akbayram ile karşılaşıp selamlaşmayı, yürüyüşe çıkıp Barış abinin evinin önünden geçerek bir şarkısını mırıldanmayı, hatta muhalif Yoğurtçu parkı kürsülerini dahi özlüyor ve bu yüzden orada olmayı / yaşamayı seviyorum, genel olarak..
0
oldcosmos
(21.02.21)
Kaotik ve paçoz denilebilecek insanların yoğun yaşadığı bir yer. Özellikle haftasonları bence kötü oluyor.

Evler dediğin gibi eski. Kiralar da pahalı olunca bir evde 3-4 kişi yaşayan çok var. Açıkçası üst katımda böyle birilerinin olmasını istemem. Sahili desen bağımlı ve varoş dolu.

Bence burası batılı falan değil. Ailesinden fonlanan ve kendini sanatçı falan sanan kişilerin mesken tuttuğu yer
0
mj23
(21.02.21)
oldcosmos+1

ayrıca kimse değinmemiş ama modanın en önemli alameti farikası
1. "öteki kimliklere" saygılı şekilde yer açmasıdır.
siz bu duyuruyu muhtemelen genç/orta yaş beyaz erkek olarak açtınız.
kadın olmak, ermeni olmak, musevi olmak, kürt olmak istanbulun her yerinde ne yazıkki pek kolay değil. bakın daha gezilecek görülecek yerler, güzel mekanlar demiyorum bile.

2. toplu taşımanın olmamasıdır.

3. buna benzer bir yeri ; (kuzguncuk, sarıyer, zekeriyaköy, arnavutköy, galata ) bu şartları aynı anda sağlayacak ve bu kadar şehrin merkezinde olup maddi açıdan da bu kadar kolay olacak şekilde bulmak zor.

modayı körü körüne övenlerden değilim de 31 yılda istanbulun neresinde yaşadınız da bunları gözlemleyemediniz bilmiyorum yani, şaşırdım biraz.

yürüyüş yapacak park bahçe, deniz.. bisiklet, tenis, yürüyüş için serbest alanlar.. bu kadar çok tiyatro/konser sahnesi.. kendine özgü mekan yok derken tam ne kastettiniz bilmiyorum ama :/ yine de pek çok seçenek var. başka bir yerde benzer çeşitlilik yok benim bildiğim kadarıyla.

bu kadar merkezde yaşayan biri için araç sahibi olmamak bir problem yaratmıyor.

yukarıda da saydığım sebepden suriyelilere ve pek çok "other" kimliğe daha açık bir yer olduğu için sorun olmuyor sanırım onları görmek.

kira meselesi de her ne kadar şu an çoğu kişinin (ort. bir beyaz yakalının) verebileceği kiralar olduğu için sosyoekonomik seviyede bi standart var diyemesek de; insanlar böyle yerlere zaten kendilerine yakın gelir seviyesinde insanlarla komşuluk yapmak için bu kiraları verirler. bi kahveye 30 lira verilir mi tartışması gibi biraz. midpointte veya fine dining bi yerde kahve içmekle belki aynı kahveyi starbucksta içmek arasında fark olduğu gibi.

abartılmış bir balon değildir.
ist.da yaşanacak çok az yer kalmıştır.
az biledir.


*ayrıca mütavizi değil. mütavazı.
0
rewlack
(21.02.21)
Moda'da Bahariye'de ve tabi ki Kadıköy'de eskiden güzeldi. Halk Eğitim merkezinin yan sokağı olan Halil Ethem sokakta Sauna apartmanında rahmetli babaannemin(bademin) rahmetli büyükbabamın aldığı evde büyüdüm ben bir 90 doğumlu olarak. 2009'da badem gidene kadar 19 yıl boyunca yuvamdı oralar benim. Kışları Modanın ara sokaklarında yalnız başıma gezip kar altında sakince sessizce yürümeye bayılırdım. Bahariye'de havuzlar vardı eskiden ne güzellerdi. Sonradan herkes gelmeye başladı bizim oralara birde utanmadan bizler buralıyız dediler. Zaten bademde gittikten sonra hiç umurumda olmadı oralar ama üzülüyorum hüzünleniyorum eski halini bildiğim için anılarım için izlerim var olduğu için. Birde ''bade'' seni çok özlüyorum...
0
zekicalik
(21.02.21)
teşekkür ederim yorumlarınız için. çok ilginç, çoğunuzla aynı fikri paylaşmıyorum, etrafımda pek paylaşan da yok. gidenler de yaşayanlar da illallah ettiklerini söylüyorlar benim saydığım sebeplerden ötürü. belki hayattan beklentilerle alakalıdır, belli bi yaşı ve gelir grubunu gelince insanın sokakta edip akbayramla karşılaşmaktansa konfor beklentisi oluyor, bununla ilgili olabilir gibi geldi bana. bu arada beşiktaş için de birebir aynı şeyleri düşünüyorum mesela, etiler, akaretler gibi belli bölgeleri dışında yine kaotik, sıkışık, eski, gürültülü ve güvensiz bir bölge benim için. kaosu sevmekle alakalı olabileceğini düşünüyorum. zevk meselesi tabii.

yani atıyorum hafta içi 11'de dışarıda olabiliyorsanız zaten büyük ihtimalle aileden zengin falansınızdır, çalışmak zorunda değilsindir, o zaman modanın keyfini sürersin tabii, bomboş sahile inersin, kafana göre yaşarsın. ama 9-5 çalışan adam, işine gitmek için toplu taşımaya binse dert, binmese araba koyacak yer yok, arabasını sokağa koysa sıkışık tıkışık güvensiz yerler, binanın yalıtımı ısınması zor tadilatı bitmez, akşam evine gelir 2 dk kafa dinleyecek dışarıda bira içip nara atarlar falan. bana sanki bohem takılan aileden zengin tiplerin mekanıymış gibi geliyor daha çok, bu da güzel bir şey tabii kötü değil.

**tüm genellemeler gibi bu başlıktaki tüm genellemelerim de yanlıştır :)***
0
🌸roket adam
(21.02.21)
İlk kez geçen sene uğradığımda Paris Sendromu yaşamıştım. Bence beğenmememizin bir numaralı sebebi moda ve kadıköy övücüler diyorum.

Gittim etrafa bakıyorum: E burası mıydı?! O kadar övüldü?!? Bir şey mi kaçırıyorum acaba??

Şeklinde düşüncelerim olmuştu.


Güzel yerdir tabii, bir sorununu görememiştim. Bu bile ideal yaşamalık yer yapıyor ama o kadar abartılı övgüden sonra biraz hayal kırıklığı idi.
0
aguen
(22.02.21)
ben de modada yaşıyorum, yıllar yılı değişiyor aynı taksim gibi, çok övülmeye başlayınca oranın övülmesine sebep olan insanlardan farkı gruplar gelip profili değiştiriyor. suriyelilerin geçen moda sokaklarında öğrenci kovaladıkları videoları görmüşsünüzdür malesef artık türkiyenin kaderi böyle.
0
nahtoderfahrung
(22.02.21)
liseden beri moda'dayım. 15 seneyi geçti buraya taşınalı. istanbul'da başka bir semtte oturabileceğimi düşünmek bile istemiyorum. hala istanbul'dan taşınmadıysam moda'da oturduğum içindir.

bir yeri nasıl görmek istiyorsa öyle görüyor insan. ben bunca senedir (kurbağalıdere'nin koktuğu dönem ve fb stadında maçlar olduğu akşamlar hariç) hiç rahatsız olmadım moda'dan ve insanlardan. tam aksine her geçen gün daha yaşanabilir oluyor bence. burasının genel bir güzel enerjisi var. bu enerji insanlara geçiyor. buraya gelip magandalık yapamıyorsun, kedi köpek dövemiyorsun, millete zarar veremiyorsun. çünkü ayıplanıyorsun. medeni insanlar çoğunlukta ve birileri illa karşı çıkıyor, seni sindiriyor. bireyin rahatlığı ön planda burada. kimse huzur kaçıramıyor.

genellemelerine karşı çıkmak için yazayım; aileden zengin değilim. beyaz yaka çalışıyorum. akşam 6ya doğru işten eve geliyorum. hava güzelse hemen dışarı çıkıyorum. yürüyüş ya da moda sahil. akşam bir arkadaşım kadıköydeyim diyor, yürüyerek bara gidip yanına oturuyorum. zaten herkes kadıköye geliyor genelde. benim kalkıp bir yere gitmeme gerek kalmıyor sosyalleşmek için.

sessiz bir sokakta, 5 yıllık binada oturuyorum. kiram < 3000 TL. bir de ev arkadaşım var, dolayısıyla kiram < 1500 TL. yeni bina olduğu için ısı yalıtımı effsane, geçen ay 56 tl doğalgaz geldi. arabam yok, hiç olmadı. çünkü ihtiyacım yok. moda zaten çok merkezi bir yer. 7/24 toplu taşıma ile en tekinsiz saatte bile başıma bir şey gelmeden evime ulaşabiliyorum. toplu taşıma kullanmayı da seviyorum açıkçası. biraz insan görmek, hava almak, 10 dakika yürümek falan insanı canlandıran şeyler bence. illa lazım olursa taksiye bin, tatile çıkacaksan araba kirala. her türlü bir araba masrafı etmez.

moda'nın havalı bir mahalle olduğunu hiç düşünmüyorum. tam aksine çok mütevazı gerçekten de. süslenip kadıköye gelip isparkta sıra bekleyen ekibe yazık, öyle keyif alınmaz. rahat olmalılar. ama onlar da kadıköylü değil zaten. başka semtte yaşayıp kadıköye gelmek de zahmetli genel olarak. yolda trafik oluyor. sonra, insanlar kırk yılda bir kadıköye çıkıyorsa özenmek, güzel giyinmek istiyor. arabayla rahat gelmek istiyor. onlar da haklı kendince. ama bu yüzden burada ya da yakınlarda yaşaması ve rahat gelip gidilebilmesi asıl keyifli olan.

en çok sosyal yönünü seviyorum ben buranın. mahalleden tanıştığım arkadaşlarım var. sırf mekanlarda sık karşılaştığımız için tanıştığımız ve kopmadığımız. apartmanda komşuluk ilişkilerimiz çok iyi. tatile gidiyorum, kedilerim komşulara emanet. anahtar bırakıyorum gelip bakıyorlar. "akşam balık yaptım, gel" diye arayan komşum var. çevredeki esnafların neredeyse hepsiyle tanışıyoruz. bakkalın kızı oldu, geçenlerde hediye götürdüm. pastaneden bir şeyler alsam pastaneci tadımlık bir şeyler ikram ediyor. manav illa birkaç erik, çilek, kiraz bir şeyler atıyor poşete. yerel ürünleri satın alabileceğim kooperatifler var. migros vb yerlerden çook nadir alışveriş yapıyorum artık.

neredeyse her gün yürüyüşe çıkıyorum. günbatımları moda ve kalamış sahilden çok güzel izleniyor. evden çıktığım gibi yürüyebileceğim sakin ve ağaçlı sokakları olmasını seviyorum buranın. caddelerden, arabaların ve insanların gürültüsü içinden yürümek zorunda değilsin. neredeyse bütün sokakları denize çıkıyor. her sokak ayır bir manzara. sadece moda da değil, 10 dakika yürüyorsun boğa'dan aşağı, yeldeğirmeni sokakları da böyle. yürürken kafanı kaldırıp binaları izlediğinde şahane köşkler, eski evler, kiliseler görüyorsun. eskiden çok dikkat etmezdim ama son zamanlarda pandeminin de etkisiyle sokaklar bomboş, etrafıma bakına bakına yolun ortasından yürüyorum ve sokakların güzelliğine dalıyorum.

taksim'in "in", kadıköy'ün ise hafiften "out" olduğu zamanlarını da yaşadım burada. yaşlı nüfusu bol, cafeleri daha azdı. yoktu hatta. barlar vardı bir tek. dutluktu bir de buralar :P çok daha sakindi tabi o zamanlar. ama şimdiki halinden de hiç şikayetçi değilim. kalabalıklaştı evet tek eksisi bu, ama iyi yanları da var bu halinin. sahiller çok güzelleşti. eskiden (10 küsür sene önce) moda sahili diye bir yer yoktu. kimse gitmezdi. it kopuk dolu, düzensiz, tekinsiz bir yerdi. geçen seneye kadar kurbağalıderenin kıyısında yürünmüyordu, yol yoktu. şimdi öyle güzel yaptılar ki amsterdam kanalları gibi oldu. canım ibb.

haftasonları yer gök insan oluyor. evet ama gelenler hep kaliteli, modern, en azından laftan anlayan insanlar. kimse moda sahilde mangal yakmaya kalkmıyor, kimse alkol içenlere laf etmiyor, kimse bikiniyle güneşlendin diye yan gözle bakmıyor, kimse "çekirdeğinin kabuğunu yere atma" dedin diye bunu egosuna hakaret olarak algılayıp kavga çıkarmıyor, seni dövmüyor, gidip çöpe atıyor. çünkü yapamaz. burada yemez :) bu rahatlık güzel. kaldı ki, haftaiçi kadıköy'ün yerlisi insanlarla buraların tadını çıkarıyoruz. haftasonu da bu güzellikler haftaiçi gelemeyen isanbul'lulara kalsın.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(22.02.21)
@istanbul kanatlarimin altinda,

Çok güzel anlatmışsın, +1 diyorum.
0
msb
(22.02.21)
(6)

şuan türkiyede kayıtdışı ekonomi

izmirduyuru
sizce yüzde kaçtırözellikle son dönemdeyüzde 40 varmıdır
sizce yüzde kaçtır
özellikle son dönemde
yüzde 40 varmıdır
0
izmirduyuru
(20.02.21)
yoktur bence o kadar. maks yüzde 15-20
0
papuayenigine02561
(20.02.21)
Esnaf vergiden kaçınmak için nasıl taklalar atıyor bilemezsiniz. İşim gereği bunu size rahatlıkla söyleyebilirim %40+ rahat var.
0
Kresto
(20.02.21)
ev içi bakım ve hizmeti de dahil ediyor muyuz?
çocuk bakımı, yaşlı bakımı,
ev içi temizlik, yemek vs.
tarımda aile işinde çalışanlar? gerçi tarım mı kaldı.

%40tan kesinlikle daha fazladır.
0
rewlack
(20.02.21)
bu arada kayıtdışı ekonomiye kulağa hoş gelmese de fuhuş ve uyuşturucu dahil
0
🌸izmirduyuru
(20.02.21)
O kadar yoktur ama yakindir bence
0
Anjelik
(20.02.21)
%40+ vardır +1
0
lesmiserables
(20.02.21)
(4)

Sorun Çıkaran Alkolik Babaya Çözüm Önerisi

nethernovas
evet arkadaşlar babam alkolik sorun çıkarıyor, alkolden alınan ehliyetini alabilmek ve çalışabilmek için para istiyor ancak ehliyetini almasına yardımcı olmamız durumunda ehliyetin elinde durma süresi muhtemelen ilk polis çevirmesine kadar olur(ki kendisi yine alkol içerim alkollü araç kullanırım di
evet arkadaşlar babam alkolik sorun çıkarıyor, alkolden alınan ehliyetini alabilmek ve çalışabilmek için para istiyor ancak ehliyetini almasına yardımcı olmamız durumunda ehliyetin elinde durma süresi muhtemelen ilk polis çevirmesine kadar olur(ki kendisi yine alkol içerim alkollü araç kullanırım diyor) kaldı ki trafik cezalarının miktarı benim için oldukça yüksek kolay şekilde karşılayabileceğim bir miktar değil kendim zar zor geçiniyorum.
bu durumda da farklı aile bireylerini arayarak rahatsız ediyor (kardeşim, kardeşleri vs) hatta kimilerini tehdit de ediyor. Medeni Kanuna göre kişinin korunması amacıyla kısıtlama yapılabiliyormuş ancak kapalı klinikte ne kadar tutarlar ya da oradan kaçma ihtimali var mı bu konularda hiçbir bilgim yok.
Üç beş gün sonra salacaklarsa çıkınca bu sefer yakınlarına zarar vermesinden de korkuyorum. Konuşarak düzelmiyor.
Nasıl bir çözüm bulunabilir, kusura bakmayın biraz uzun oldu.
Şimdiden teşekkür ederim
0
nethernovas
(20.02.21)
Alkol bağımlılığı önemli bir sağlık sorunu. AMATEM'e danışmayı düşünebilirsiniz: www.yedam.org.tr
0
fotrsapka
(20.02.21)
param yok deyip geçeceksiniz.
nedir ya?
bağınızı koparın gerekirse.
0
rewlack
(20.02.21)
@fotrsapka, tavsiyeniz için teşekkür ederim, pazartesi ilk fırsatta arayıp danışacağım,
@rewlack, tavsiyeniz için teşekkür ederim ancak benim için bağımı koparmak sorun olmamakla birlikte ailemin diğer bireyleri için endişeleniyorum, özellikle annem için, babamla aynı evde yaşıyor sürekli diken üstündeyim, kaldı ki bir akşam içerisinde önce kendisi beni aradı, ardından farklı yerlerden telefonlar geldi babana sahip çık, gel bu sorunu çöz diye, yani burada benim bağımı koparmam çok bir fayda sağlamıyor maalesef
0
🌸nethernovas
(20.02.21)
uzaklaşın, araya mesafe koyun. uzun diyaloglara girmeyin. tehdit bol ama aksiyon az olur genelde. tehditlere pek aldırmayın.

gel çöz diyen olursa da, net olarak ben ilgilendirmiyor ne derdiniz varsa kendiniz çözün diye yanıtlayın. malesef başka bir kurtuluş yok.
0
orpheus
(21.02.21)
(28)

Ayçiçek yağı bu kadar çok kullanılıyor mu?

alperz
Bu ayçiçek yağının fiyatı muhabbetinden sonra her yerde görmeye başladım. Ben hayatımda zeytinyağı ve tereyağından başka eve yağ girdiğini bilmiyorum. Millet bu kadar çok kullanıyor mu? Yemekte memekte mi kullanıyorlar napıyorlar?
Bu ayçiçek yağının fiyatı muhabbetinden sonra her yerde görmeye başladım. Ben hayatımda zeytinyağı ve tereyağından başka eve yağ girdiğini bilmiyorum. Millet bu kadar çok kullanıyor mu? Yemekte memekte mi kullanıyorlar napıyorlar?
0
alperz
(20.02.21)
herşeyin içinde kullanıyorlar, ayçiçek yağı türk insanının mutfağından hiç eksik olmayan bir şey. sizinkiler biraz zengin sanırım. ben evimize zeytinyağı pek girdiğini görmedim, tereyağını da köyden babannem vs yapar gönderirdi bitene kadar tüketirdik dışardan da alınmazdı.
0
nahtoderfahrung
(20.02.21)
evet, kızartmalarda falan ideal olan ayçiçek yağıdır.
0
malheiros
(20.02.21)
fabrikasyon değil mi abi bu yağlar? ben hayatta yemem. mısırözü çok duyuyordum mesela şimdi galiba geçti onun modası.
0
🌸alperz
(20.02.21)
Evet, zeytinyağından daha ucuz olduğu için yoksulların alışılmış yağıdır.
0
pro9it9is9
(20.02.21)
Zeytinyağının litre fiyatı şu an üreticide 30 lira. Öyle düşün. Çicek yağının fiyatı uygun sağlık açısından o kadar da dert edilecek bir şey değil.
0
westblack
(20.02.21)
Zam yemeden önce ucuzdu. Tereyağı ve zeytinyağı görmeyen o kadar insan var ki. Yani siz zeytinyağını "yemekte memekte" kullanıyorsanız, ayçiçek yağı da motor yağı değil; kekte mekte de kullanılıyor.
0
jalapeno
(20.02.21)
@alperz parası olmayanlar yiyordu zaten.
Size uygun değil.
0
pro9it9is9
(20.02.21)
kızartmayı neyle yapıyorsun? tamam hepimiz yüzde 6 yağ oranımızla takılıyoruz da senede 1 defa bile olsa kızartma yapılmıyor mu?
0
Anjelik
(20.02.21)
Fakir yağıdır ayçiçek yağı. Türk halkı da fakir olduğuna göre en çok kullanılan yağ diyebiliriz. Zengin olup alışkanlıktan kullanan da vardır. Sağlık kısmına girmiyorum, öncelikli hedef karın doyurmak, sağlık açısından bi zeytinyağı değil tabii ki.
0
msb
(20.02.21)
parayla alakası yok bence bu işin. ben de memur çocuğuyum. az yedik düzgününü yedik. ben şimdiye dek lokantaların aldığını ya da işte kızartma falan yapacaksa birileri onda kullandığını zannediyordum ciddi ciddi.

ayçiçek yağıyla yapılmış bir taze fasulye yemeği hayal edemiyorum mesela.
0
🌸alperz
(20.02.21)
Ayçiçek yağlı fasulye hayal edemiyorum diyorsunuz da, zeytinyağlı fasulye'nin adının zeytinyağlı fasulye olması, bu ülkede default halinin zeytinyağlı olmadığını gösteriyor zaten :D


İkisinin de yeri ayrı bence, ikisini de kullanıyorum.
0
aguen
(20.02.21)
Bizde de kullanilirdi, fakir de degildik. Aliskanlik oyleydi. Hatta bir donem margarin de kullanilirdi tereyagina alternatif olarak, sonra margarin zararli oldu sivi yaglar saglikli oldu onlara gectik. Simdi islenmis yaglar sagliksiz islenmemisler saglikli diye tereyagina donduk zeytinyagi da kullaniliyor. Arada kizartmalar icin hala aycicek yagi kullaniliyor ama nadir de olsa, zeytinyagi kizartma yapilacak yag degil.

Saglik endustrisi biraz geriden geldigi icin neyin saglikli neyin sagliksiz oldugunu anlamak yillar suruyor, anladiklarimizi da yanlis anlamis oluyoruz hep. Yagin benzeri yumurta icin de gecerli, bir donem cok saglikliydi, baska bir donem kalp hastalarinin yemesi yasakti, baska bir donem yine saglikli oldu fln. Insanlari suclamayin, herkesin oturup literatur taramasi yapacak vakti ve enerjisi yok. Yanlis bilgilendirme yapan, endustri lobilerine yenik dusen devlet politikalarini sorgulayin esas. Yillarca becel gibi markalarin kendilerini kalp dostu diye pazarlamalarina izin veren, hatta buna destek olan kuruluslari suclayin.
0
taurina
(20.02.21)
soğuk sıkımda zeytinin kurtlarını ayıklıyorlar mıydı ya vay be
dünya ve türkiye, akdenize kıyısı olan zeytin bahçelerinden ibaret değil, zeytinsiz yaşayanlar var
bu arada zeytinyağlı çoğu sıcak yemek lezzetsiz, yenmeyecek tadda, ayçiçeğe nispetle(gustoyum o biçim)
0
esref
(20.02.21)
geçen ayçiçek yağı bitmiş evde kekin içine içim acıyarak zeytinyağı koydum kokudan yenmedi. yemiyormusunuz siz kek, kızartma. ben trakyalıyım çoğu yemekte memekte ayçiçek yağı kullanılır.
0
ferrarimizolaydisatardik
(20.02.21)
herhalde yaşanan yöreyle ilgili bir durum o zaman bu.

dedemin anlattığına göre de memlekette tereyağı hariç yağ bilmezlermiş.
0
🌸alperz
(20.02.21)
Aristokrat tribinden başka bir şeyle ilgili değil.
Ciddi ciddi zannettiklerinin başka bir açıklaması yok. :)
0
jalapeno
(20.02.21)
yemek kültürü düşük gelirli toplumlarda ekonomiyle şekillenir.
siyahilerin, kölelik zamanından kalma alışkanlıkları ve hali hazırda devam eden düşük gelirleri nedeniyle her şeyi kızartarak yani "kalorisini arttırarak" yemesi gibi. insanlar düz sebzeyi yese enerji vermeyecek yağla zenginleştiriyor ki kalori artsın, çalışacak enerji bulsun.

tr.de de düşük gelir ve tükenen tarım nedeniyle insanlar ay çiçek hatta mısır özü gibi sağlıksız yağları evet, hala tüketiyor. dahası kızartma yemekleri çokça tercih ediliyor.
avrupa'da türkiye obezitede 1.liğe yükseldi geçen sene.
evet, yemeklerde de kullanıyorlar sadece kızartmalarda değil.
0
rewlack
(20.02.21)
Maalesef alışkanlık ve maddi sebepler
Biz de memur çocuğuyuz, biz de yıllarca margarin ve ayçiçek yağı yedik ama son 20 yıldır zeytinyağ ve tereyağ harici tüketmiyoruz
Kek yaparken 2 su bardağı yağ kullanan varsa ağır gelebilir, ölçülü kullanırsan mis gibi olur, ben az yağlı yaparım ama normal ölçüyü de garipsemem, dediğim gibi alışkanlık meselesi
0
mephistoo
(20.02.21)
"yemekte memekte kullanıyorlar" evet. bu da yetmezmiş gibi kek, pasta, tatlı yapımında da kullanıyorlar.
0
uuth
(20.02.21)
Kızartmalarda kullanılır+1

Kızartmada çok miktarda kullanıldığı için de hızlı tükenir.
0
physcos physcos
(20.02.21)
Sizin gibi elit insanlar haşa kullanmaz tabi ama ısı aktarma becerisi çok iyi olduğu için zeytinyağından üstün olduğu birçok durum vardır.
0
zoghurt
(20.02.21)
bu arada yanma sıcaklığı da yanlış biliniyor.
www.ozgurniflioglu.com.tr:~:text=Her%20ya%C4%9F%C4%B1n%20bir%20yanma%20derecesi,%C4%B1s%C4%B1%20220%20%E2%80%93%20230%20derecelere%20ula%C5%9Fabilmektedir.

bir satış stratejisi olarak, zeytinyağıyla kızartma yapılmaz diye bir şehir efsanesi yarattılar. oysa gerçekler tam tersi.
0
rewlack
(20.02.21)
Fiyatlardan bağımsız zeytinyağı bazı bölgelerde yemeklik yağ iken, bazı bölgelerde asla yemekte kullanılmaz. Örneğin zeytinyağlı yemek yiyebileceğimi hayal ederken bile midem bulanıyor :) Herkes Ege’li değil.

Ayçiçek yağı da o kadar sağlıksız değil, margarin ile karıştırmamak lazım, hatta mısır özünden daha sağlıklı.

Markalara göre fiyat/kalite farkı vardı, şu anda hepsi pahalı olduğu için gündemde.

Bir ara (covid öncesi) Bizim Ayçiçek Yağı bulunmuyordu, o zaman biraz araştırınca fabrikaların satıldığı, Trakya’da ayçiçek üretiminin azaldığı gibi bilgiler öğrenmiştim. Tarımı dışa bağlayınca sanırım piyasaya üretim de yetersiz olduğundan, covid de üstüne tuz biber ekince gündem oldu. Aslında mevzu epeyde başlamıştı yani.
0
epitaf
(20.02.21)
Biz kızartmalar da dahil her türlü yemekte sadece zeytinyağı kullanıyoruz. Kek, pasta vs için de hindistan cevizi yağı. Ayçiçek yağı 1-2 yılda 1 kez falan alınıyor en fazla. Ailem aslen egeli olduğu için böyle sanırım küçüklüğümden beri. Ben de zeytinyağı dışında bir yağla sebze, baklagil falan pişirdiğimi düşünemiyorum.
0
ms brownstone
(21.02.21)
bunu "pis fakirler" geyiği olarak algılayan arkadaşlara teessüf ederim. ortaokulda bursluluk sınavına, babam bana "oğlum otobüse verecek param yok girmeyiver" demesi yüzünden gidememiş biriyim. ve yine de ayçiçekti mısırözüydü görmedim. kekti pastaydı öyle şeyler için kaymak kullanırdı annem mesela. onu da aldığımız sütün kaymağını biriktirirdi oradan kullanırdı.

hatta amcam çöpçüydü benim. ilkokulu bile bitirmemiş. eşi de çalışmazdı tütüne falan giderdi. onların evinde de görmedim.

rewlack'ın yazdığı yanma sıcaklığı da mühim mesele. geçenlerde bir arkadaşımın evine yemeğe gittim. hazırlarken de yardım ediyordum. baktım iki şişe farklı zeytinyağı var. "bunlar ne?" diye sordum. zannediyorum ki "biri gemlik biri edremit" falan diyecek. "biri soğuk sıkım biri riviera" dedi. bunu kandırmışlar meğer. "soğuk yiyeceklerde soğuk sıkım, yemeklerde riviera kullanılır. soğuk sıkım yağ çabuk yanar çünkü" demişler. riviera denen garabetin ne olduğunu anlattım. inanmadı.

aynı şekilde kızartmalarda zeytinyağı kullanılır. hatta zeytinyağının yanma derecesi öyle düşük falan da değil. 200 civarında yanıyor. kızartmalarda 180-200 derece civarında oluyor diye araştırmıştım. evet mesele tereyağı çabuk yanar. o yüzden de mesela tereyağında pirinç kavuracağımız zaman bir iki damla da zeytinyağı koyarız ki yanmasın.
0
🌸alperz
(21.02.21)
ya o zeytinyaginin kokusuna nasil tahammul ediyorsunuz? tadi da cok agir. valla ben asla yiyemiyorum zeytinyagli yemekler. kokusu bile midemi bulandiriyor. aycicek ve tereyagi kullaniyorum.

memur cocuguyum. zeytinyagini nadiren gorurdum. ama sicak yemeklerde bizde asla zeytinyagi kullanilmaz. ben de zeytinyagli yemekleri asla yemem. kendi evimdeyim, eve sokmuyorum. ben hic sevmiyorum.

tereyagina bayilirim. sek marka aliyorum simdilik. maasim arttiginda organikcilerden almayi planliyorum.
0
batlegolas
(21.02.21)
dandik yağ kokar öyle. güzelini alırsan sorun yaşamazsın. bir keresinde öyle dandik bir zeytinyağına denk geldim. bildiğin kötü kokuyordu yemek. ziyan olmasın diye yedim ama bir daha o adamdan almadım asla.
0
🌸alperz
(21.02.21)
hah. meseleyi noal harari sosyal darvinistliğine de bağlamışlar
yahu brokoli haşlanınca mı güzel, fırınlanınca bi tarafı kızarınca çıtırlaşınca mı güzel. tamam kalori malori de, eski insanların da damak tadı vardı be kardeşim
0
esref
(21.02.21)
(15)

Eski ev alınır mı?

sckxyss
Kadıköy Bahariye ile moda arası bir yerde çok güzel bir ev buldum. Evin içi odaların şekli, güneş alması falan tam istediğim gibi. Beni tek düşündüren evin eski oluşu. 31+ yazıyor sahibinden'de. Muhtemelen 40 yıllık falandir. İstediğim yerlerdeki evler genelde eski. Yeni olanlar da çok pahalı. Siz o
Kadıköy Bahariye ile moda arası bir yerde çok güzel bir ev buldum. Evin içi odaların şekli, güneş alması falan tam istediğim gibi. Beni tek düşündüren evin eski oluşu. 31+ yazıyor sahibinden'de. Muhtemelen 40 yıllık falandir.

İstediğim yerlerdeki evler genelde eski. Yeni olanlar da çok pahalı. Siz olsanız çok begendiyseniz bu evi alır mısınız? Almazsanız da sebeplerinizi duymak isterim.

(Evi İstanbul'un merkeze uzak ilçelerinden birindeki yeni bir evi satıp alacağım. Üste para vermeyeceğim. Belki bu detay da önemlidir diye belirtmek istedim.)
0
sckxyss
(20.02.21)
Hayır, eski binalar çok eziyetli. Binanın yeri güzel, ferah, güneş alıyor ama değmez. En az 40 yıllık, deniz kumuyla yapılmış binalar bunlar. Siz diyelim satın aldınız, değer kaybedecek.
0
GoodMorningTeacher
(20.02.21)
Ben alirim. Yeni ev mi var merkezi yerlerde. Var olan da dedigin gibi aşırı pahali
0
her giriste sifresini unutan adam
(20.02.21)
Güneşten büyüklükten vb feragat edip nispeten yeni (max 15 yıl) bir ev almak daha mantıklı şu süreçte. Düşündüğünüz fiyat bandında bulabiliyorsanız tabii. İnsanlar eski binayı değil almak kiracı olarak bile düşünmüyor artık.
0
msb
(20.02.21)
Çevreden bağımsız olarak o kadar eski bir evde yaşamak istemem. Fiyatların uçup kaçtığı merkezi yerlerde oturma isteğini de anlamıyorum. Metro hattında bir yer düşünürdüm ben olsam.
0
alfred
(20.02.21)
Ben olsam şu üç kriteri düşünürdüm:

-40 yıllık bir binanın sorunları ve çıkarabileceği masraflar

-Kadıköy bölgesindeki deprem riskini

-Binanın kentsel dönüşüme girme ihtimalini. Evi aldıktan sonra kentsel dönüşüme sokulursa (kadıköy taraflarında çok fazla bu yaşta bina kentsel dönüşüm kapsamına alınmaya başladı) uzun zaman alabilecek meşakkatli bir süreci çekmek ister miyim?
0
anten
(20.02.21)
Senin eve bir tadilat yaparız . 40 50 binin var ise :)
0
opitseri
(20.02.21)
moda-bahariye civarında hiçbir ev yıkılmadıkça değer falan kaybetmez.
en kötü ihtimalle değerini korur.

eski ev evet meşakkatli bir şey.
ama apartmanın durumu da önemli.
bazıları gerçekten allaha emanet oluyor, bazıları en azından iyi bakılmış durumda.

kentsel dönüşüm riski varsa, değer açısından bu daha iyi bir şey.
sadece taşınma meseleleri falan uğraştırabilir, onu düşünmek lazım.

bir de depreme konusunda bina hasarlı mı, değil mi, durumu nedir öğrenmek lazım.

31+ oralar için yeni bile sayılır bu arada, onu da söyleyeyim.
oradaki binaların çoğu daha eski.
bina bir şekilde içime sinerse, evi de beğendiysem ben alırdım.
0
blatta hiberna
(20.02.21)
benim icin, otoparkli ve az katli ise alinir.
otopark karaborsa zaten o bolgede.
0
camussar
(20.02.21)
Fiyatına bağlı olarak değişir bu sorunun cevabı. Konum da yaşam kalitesi açısından önemli. Dediğin bölgede yaşam kalitesi düşük. Uzun süre yaşamak için ideal bir yer değil. O taraflarda şehirde birkaç sene ikamet edeceksen yaşayacaksın. Fazla ayak altı.
0
mj23
(20.02.21)
Sade ve sadece deprem riskinden dolayi almam.
0
taurina
(20.02.21)
deprem riski + bitişik nizam. ben almazdım.
0
orpheus
(20.02.21)
Kiralarım ama almam, 20 sene otursan 60 yıllık binada oturuyor olacaksın
0
megacracker
(20.02.21)
Kadıköy belediyesi sınırları içinde çok ciddi kentsel dönüşüm var. Geçen yıl taşındığımı ev birkaç ay sonra yıkılacak boşuna masraf ettik.
0
suicides underground
(20.02.21)
alınmaz.
deprem olacak şaka değil.
acı çekerek ölmek istemeyişim geçerli ve noktayı koyan bir sebep.
ancak deprem olmayacak olsaydı bile;
yıllardır modada yaşıyorum inanılmaz kötü ve eski bir alt yapısı var.
eski binaların yalıtımı ayrı dert,
su hatları, sıhhi tesisatı ayrı dert.
asansör var mı?
apartman düzgün temizleniyor mu?
duvarlar yine aynı beton kalitesizliği yüzünden ses geçiriyordur.
havalandırma kadıköy evlerinin genelinde çok kötü.
binada hidorfor var mı? 2 haftada bir sular kesiliyor, hidrofor bile yok.
kadıköy kalabalığından duş almak için gece olmasını bekliyoruz ki su debisi normale dönsün.


*ayrıca yeni ev alırken zaten 10-15 yıldan yaşlı ev almayın.
0
rewlack
(20.02.21)
oturmak için alınmaz, ama yatırım için alınabilir. deprem riski var yani sonuçta, 40 yıllık binada kesinlikle oturmam istanbul gibi yerde. depremi geçtim, eski binanın derdi çok olur. yalıtımı, borusu, ısınması, tadilatı bi ton sıkıntı. bütçen yeterli değilse kadıköy'den biraz daha uzaklaş derim. depremden bir şey olmaz abi deyip eski evde oturanlar izmirdeki deprem gibi travmatik olaylardan sonra psikoloğa gitmeye başlıyor çünkü.
0
roket adam
(21.02.21)
(8)

Maaşınızın kaçta kaçını ailenizle

anarsika
Paylaşıyorsunuz? Belirli bir bütçe oluşturdunuz mu, yoksa denk geldikçe veya talep oldukça mı destek oluyorsunuz? Beraber yaşayanlara soruyorum özellikle. Dışarıdan destek veren varsa onlar da yazsınlar lütfen.
Paylaşıyorsunuz? Belirli bir bütçe oluşturdunuz mu, yoksa denk geldikçe veya talep oldukça mı destek oluyorsunuz? Beraber yaşayanlara soruyorum özellikle. Dışarıdan destek veren varsa onlar da yazsınlar lütfen.
0
anarsika
(20.02.21)
Yemek kartımı anneme verdim. Aylık 500 TL. Mesai oluyor. O da yaklaşık haftalık 200 liraya geliyor. Onları veriyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(20.02.21)
Beraber yasarken malesef ki %1'i civarindaki internet faturasini oduyodum sadece. Ara sira da bir seyler aliyordum o kadar. Pismanim o donemler yapmadiklarima. Mezun oldugumdan beri turkiyede iyi para denebilecek maaslar kazaniyordum bir de.

Simdi yurt disindayim, maasim da artti. her ay maasimin bir kismini onlar icin kenara atiyorum, yarin oburgun birden verebilmek icin. Tabi evlenince iki aile oldu, ikisinden hangisine gerekirse
0
fakyoras
(20.02.21)
aile hangi aile?
anne baba ile sıfır. ben onlardan istemem onlar benden istemez.

kendi çocuğumu eşimi kastediyorsan o zaten ortak.


*aynı şehirdeyiz, çalışmaya başladığımdan beri ayrı evde yaşıyorum.
0
rewlack
(20.02.21)
%30-35
çalışmaya başladığımdan beri ayrı yaşıyorum.
0
pati
(20.02.21)
Ailemle yaşarken lazım oldukça destek oluyordum, bu kadar. Öyle aylık bir sabit rakam yok yani.
0
roket adam
(20.02.21)
Çalışmaya başladığımdan beri ayrı yaşıyorum. Aynı şehirdeyiz. Ailemin maddi durumu benden daha iyi. Bu yüzden sadece jestler yapıyorum. Onlardan gelen parayı da almıyorum. Ama bazen evde dolabımı açtığımda sabun, yumurta falan gördüğüm oluyor. Ana yüreği :/
0
ruhen hastayim ben
(20.02.21)
Ayrı yaşıyorum, istemiyorlar zaten hiç ama yine de hediyeler falan ile elimden geldiğince ihtiyaçlarını kapatmaya çalışıyorum.

Yani bensiz de gayet kendilerine bakıyorlar, hatta ben gidince iyice yükleri azalmıştır ama isteseler lazım olsa elime geçen tüm parayı veririm hiç üzülmem. Senelerce desteklediler beni.
0
aguen
(20.02.21)
ayrı yaşıyoruz. hiç para vermiyorum. aksine bazen yüksek masraflı şeylerde bana destek olurlar. durumları benden daha iyi, babam emekli bi de ev kiraları alıyor ohh valla keyifleri yerinde.

18 olup evden ayrıldıktan sonra babamdan aldığım harçlık anlamında toplam para 5 bin lira değildir.(yukarıda bahsettiğim yüksek masraf haricinde) üniversitede kendi paramı kazandım, sonra da işsiz kalmadım zaten hiç.
0
Jux
(20.02.21)
(7)

Türk işveren ve İK'cılar neden bu kadar şekilci?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Türkiye'de işverenlerin verdiği iş ilanlarının neredeyse hepsinde bi şekilcilik var. Prezentabıl, diksiyonu düzgün, bakımlı, kendine özen gösteren bilmem ne bilmem ne. Bu özelliklerin istenmediği neredeyse bir tane ilan yok. Sonra bakıyorum bu sefer de yurt dışı ilanlarında bu öze
Merhaba arkadaşlar,

Türkiye'de işverenlerin verdiği iş ilanlarının neredeyse hepsinde bi şekilcilik var. Prezentabıl, diksiyonu düzgün, bakımlı, kendine özen gösteren bilmem ne bilmem ne. Bu özelliklerin istenmediği neredeyse bir tane ilan yok. Sonra bakıyorum bu sefer de yurt dışı ilanlarında bu özelliklerin istendiği bir tane bile ilan yok. Adamlar sadece niteliğe, tutkuya önem veriyor. Merak ediyorum bizimkiler neden bu kadar şekilci? Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(18.02.21)
3. Dunya ulkesi iste. Egitimsizlikten gelen yuzeysellik. Kulturun falan da etkisi var tabii
0
Anjelik
(18.02.21)
onu yazmayınca insanlar pijamayla geliyorlar iş görüşmesine de ondan. ciddi bir izlenim bırakmak üzere ayrıca belirtmek zorunda kalıyor işverenler. hani bak bur aya gelirken saç sakal dikkat etmen gerekir, ona göre gel şeklinde. ben fazlasıyla hak veriyorum, bazı işlerde düzgün görünmek gerekiyor. ha diyeceksin bu mesela almanya'da neden yok: çünkü orada adam iş görüşmesine pijamayla gelmez, ofise gelirken nasıl görünmesi gerektiğini de bilir. üniversiteden mezun olana kadar hem stajlarında hem eğitiminde bunlar öğretilmiş oluyor. biz öğretemiyoruz maalesef. adam 30 yaşına geliyor hala takım elbise taşımasını, giymesi gereken yeri bilmiyor.
0
roket adam
(18.02.21)
Takım elbiseye gelene kadar ohoo, neler neler var. Deodorant kullanmayan biriyle yazın ortasında iş görüşmesi yaptığınızı düşünün. Ya da yaşadığı yerin yerel ağzıyla konuşan biriyle iletişim kurmaya çalıştığınızı düşünün. O zaman bunların aslında ne kadar önemli şeyler olduğunu fark edersiniz.
0
dissendium
(18.02.21)
çünkü şekilciliği bırakabilmek için önce o şekilciliğin özüne varıp doymuş olmak gerek. biz daha yolun ortalarında bile değiliz.


yani biz henüz otur kalktan anlamayan, magandalıktan kurtulamamış bir toplumuz. kent soylu olamadan kent soylu işlere atandık 2-3 nesildir.. dolayısıyla baştan şablonu/gömleği giydirmek istiyorlar bu anlamda yanlış bişey görmüyorum.

yurt dışında tercihen olan şeyler bizde tercihen değil mecburen olabiliyor. eğitim, görgü, ahlak vs bizde çokça eksik. buna engel olmak için yapıyorlar. daha etkili bir yöntem var mıdır tartışılır elbette.
burada topuklu ayakkabı giymek, ütülü kıyafetle gezmek, her gün saçın başın temiz gelmek gerekir gibi üstü kapalı msjlar vermezsen ofis tuvaletinde, askerde sıçan adamları görürsün, aynı durum bu insanların iş yapışına da yansır langur lungur..

böylelikle içlerindeki eğitimsizlik, magandalık yok mu oluyor? hayır. en azından yanlış olduğunu görüyor ve açık edemiyorlar bu da bişeydir.
0
rewlack
(18.02.21)
Soyle bi yazilanlari okudum da ben fazla kendime gore dusunmusum. Arkadaslar hakli cidden. Ozellikle rewlack +1
0
Anjelik
(18.02.21)
bilmiyorum, birden fazla nedeni vardir muhakkak,

aklima ilk gelen asker bir toplum olmamiz, yani nizam iltizam, saygi vs herkesin kaninda var, aksi her sey saygisizlik olarak goruluyor, gomlegin utulu degilse ciddiyetsiz, ayakkabin boyali degilse firca yiyorsun,
ikinci olarak kisisel hayata midahele serbestisi, o etek boyu, o ceket rengi, o saclar, epilasyon mu yapmamissin, makyaj mi abartim hepsine bir kulp takiliyor
ucuncul olarak irkcilik, diksyonu duzgun demek buyuk ihtimalle beyaz turk demek istiyordur, saat satan nijeryalilar mi basvuruyorsa artik- anladik dertlerini
dorduncul olarak talep fazlasi - 1 pozisyona 450 kisi basvurursa patron veya mudure haimin gozune hos gorunecek birini almak ister IK ci arkadas, yazarda yazar is ilanina
son olarak ulke geneline hakim olan bosvermislik, yani aslinda kimsenin pek bir is yapmamasi, mudurlukler, kalemler, sekreterler, departmanlar, tirtoluklor, genelde akillar uckurlarda, ne yaparsan yap muhabbet uckura dedikoduya laf salatasina geliyor, sekilcilik ozun olmadigi yerde elde kalan tek sey oluyor
0
tresrichesheures
(18.02.21)
Yurtdışındaki ilanları bilmiyorum kiyaslayacak kadar, ancak dediğinin sekilcilik kadar ilgili işle pek de alakası olmayan işveren/ik ile de ilgisi var gibi geliyor. Çünkü o maddelerin sıralandığı iş ilanları sektör ve firma farklı olsa bile birbirinin kopyası oluyor ve başka bir ayrıntı olmuyor. Bilmiyorum neyle ilgilidir, herhalde "bize çalıştıracak x bölüm mezunu adam lazım" yazmamak için kabul görmüş bir kalıp var bari şunları da yazalım diyorlardir.
0
encokbenisevinnolur
(18.02.21)
(5)

turkiye'de sinirlandirmalar ne zaman biter sizce?

baldur2
hafta ici gece ve hafta sonu sokaga cikma yasaklari sizce ne zaman biter tam olarak?
hafta ici gece ve hafta sonu sokaga cikma yasaklari sizce ne zaman biter tam olarak?
0
baldur2
(17.02.21)
Devlet memuru olan komşum mart başında sokağa çıkma yasakları bitecek diye duyum almış, ay hadi inşallah...
0
pati
(17.02.21)
Turizm sezonu ne zaman başlıyorsa (sanırım nisan sonu gibi) açılır herşey
0
otopsicocugu
(17.02.21)
Mart içinde kalkar bence de. Restoranlarda 45 dakika sınırı gibi bir haber çıkmıştı. Aşırı saçma ama hiç yoktan iyidir.

Maske için 2023'ten önce bence yasak kalkmaz. Daha kaç kişi aşılandı ki?
0
himmet dayi
(17.02.21)
kamu çalışanları aşılanır, turizm sezonu başlarsa önlemler gevşer.
mart sonu nisan ortası gibi düşünüyorum.

vakalar ve ölümler hep artacak yaz boyunca ama geçen yaz gibi açık olur her yer. son baharda diğer önlemler (çalışma saatleri vs.) de gevşetilir.
0
rewlack
(17.02.21)
Turizm sezonunun başlaması ve yazın gelmesiyle biter. Turizm sezonu kapanışı ve yazın bitmesiyle geri gelir.
Geçen senenin birebir tekrarı olacağını,
Gerektiği şekilde aşılamanın yapılabileceğini düşünen arkadaşların da çok iyimser olduğunu düşünüyorum.
0
Mirket
(17.02.21)
(8)

Özel sektörde çalışmak

dembudemdirdembudem
çalışanların büyük bir çoğunluğu gibi özel sektörde çalışıyorum-beyaz yaka.. ülkenin şartları, enflasyon, işsizlik, gibi faktörleri bir yana bırakıyorum. şu sıralar kafama taktığım şey, hayata dair tüm düzenimin bir insanın iki dudağı arasında olması.. düşünsenize; sadece 2 saniyede tüm planlarınız
çalışanların büyük bir çoğunluğu gibi özel sektörde çalışıyorum-beyaz yaka.. ülkenin şartları, enflasyon, işsizlik, gibi faktörleri bir yana bırakıyorum. şu sıralar kafama taktığım şey, hayata dair tüm düzenimin bir insanın iki dudağı arasında olması.. düşünsenize; sadece 2 saniyede tüm planlarınız alt üst oluyor. ekonomik olarak amaçlarınızda ya da programınızda kökten değişiklik yapmak durumunda kalıyorsunuz, psikoloji muhabbetine hiç girmiyorum.. Bekar biriyseniz de problem evet ama evli ve çocuklu iseniz -ki değilim- bu hayatınızın 2 saniyede kaos içinde olması demek. öte yandan iş bulma paradoksu, gelecek kaygısı, bir sonraki işte de aynı senaryoyu yaşama ihtimali gibi maddeler koca bir soru işareti olarak sürekli yanımda. buna sadece işten ayrılma odaklı bakmıyorum. günlük iş hayatında, pozisyon olarak üst kişinin veya patronun edebileceği kötü bir kelam bile alt üst edebiliyor. kısaca mutluluk bir veya bir grup insanın insiyatifinde kalıyor sanki. bunları düşünmeden durabiliyor musunuz ?
0
dembudemdirdembudem
(16.02.21)
özel sektörün tamamında patronun ağzından çıkan söz çalışana zarar vermiyor, çok genelleme olmuş bu. ben niçe bir yazılım sektörünü tercih ettim, patron firması az, adam bulması zor, iş yaparken kullandığım araçlar iş bulma alanımı daraltıyor ama aynı zamanda patronun da adam bulma alanını daraltıyor böylece birbirimizin yükünü taşıyoruz. zamanında bir patron firmasında çalıştım farklı bi meslekte öyle hayat geçmez ya.
0
nahtoderfahrung
(16.02.21)
çalışan emeğini her zaman alır
mevcut işinden olursan yeni işinde karşılığını alırsın
kendi işini denersin
0
bir soru sorcam
(16.02.21)
özel sektörde çalışanlar türkiye'de ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor.
0
dafuq
(16.02.21)
El emeği gerektirir bir iş üzerinden para kazanırken bir sabah sağ kolumu hissetmeyerek uyandım. 6 aydır, bırak o işi yapmayı kaşık tutup çorba içemiyordum (yeni yeni düzelmeye başladım).

Demem o ki; hayat zaten bir an sonra ne olacağını bilmediğin bir muamma. Bunları düşünme de demiyorum. Korkularının gerçekleşecek olması olasılığına karşı önlemler alabilirsin. Kendini diğerlerinden üstün kılacak nitelikler geliştirebilir, tek bir plan üzerinde yoğunlaşmayabilirsin.
0
the she ronin
(16.02.21)
patron-işçi mukayesesi yapıyorsan,
bu saydığın risklerden ticarette, patronlukta daha çok var?!
bi pandemi geliyor, bi döviz vuruyor, turist gelmiyor, bırak sermayeni sıfırlamayı, eksiye düşüyorsun. milyonluk borçlanıp çıkıyorsun, hiç değilse beyaz yakada böyle bir ihtimal yok
başaranın 10 misli kaybeden hikayesi var ticarette, adları anılmıyor tabi
0
esref
(16.02.21)
özel sektör çalışanı olarak dediklerine katılıyorum en kurumsal şirket de olsa patron şirketi de olsa iğne ipliğe bağlı bir nevi işini konumunu kaybetmen. bir iki kişinin insiyatifine bağlı kurumsalda müdürün direktörün patron şirketinde patron patronun yeğeni. ancak ihtimal yüksek değil. hayatın kendisi zor ve bilinmezliklerle dolu. konumun ve kazandıkların arttıkça kaybedeceklerin de artıyor. korkun da artıyor normal. şirketin ceo su veya patronu düşün kazandığı yaşadığı lüksü hayatı ve onun da kaybetme ihtimali var. bir günde pat diye olmasa bile 1 ayda 1 haftada 1 yılda çok kötü hale gelebilirler. ne kadar sürede o hale geldiğin önemli olmuyor. bize düşen kendimizi geliştirerek düştüğümüzde çelme taktıkların da veya yanlış zamanda yanlış yerde olduğumuzda tekrar ayağa kalkacak kuvvet de olmamız gerektiği.
0
kelepir
(16.02.21)
gerçekten ironi yapıyorsun sandım.
sence şu an özel sektör olmayan sektör bir insanın iki dudağı arasında değil mi? samimiyetle soruyorum? espri yok ciddi ciddi sordun yani?


öte yandan özel sektör diye sebahat teyzenin bakkal dükkanında/kobisinde işe girerseniz bu durumu belki hissedersin ama hangi büyük kurumsal şirketin gerçek sahibini görüyor çalışanlar? ne alaka yani? herkes herkese hesap verecek şekilde bir iş hiyerarşisi vardır, gerçek patron (ki o da aklı başındaysa tek başına karar vermez) dışında kimse doğrudan karar verici konumunda değildir.
kurumları bu kadar sahiplenmeye gerek yok, herkes kendi fonksiyonunu gerçekleştirip parasını alma peşinde sonuçta..
0
rewlack
(16.02.21)
bunu düşünmeden durabilmenin formülü, en az 6 aylık maaşı kenarda tutmakta yatıyor. aksi takdirde "işsiz kalıcam" korkusuyla kafayı yersin, ayrıca işsizlik korkusuyla riske giremezsin, riske giremeyeceğin için yükselemezsin, olduğun yerde sayarsın. ama kenarda paran varsa, o 6 ayda da iş bulabileceğine inandığın bir beceri ve yeteceğe ulaştıysan, iyi bir alanda çalışıyorsan bunları kafaya takmıyorsun. bir abim bana demişti ki, hepimiz bir gün öleceğiz ama her gün ölümü düşünerek yaşanılır mı?
0
roket adam
(16.02.21)
(25)

İş mi beğenmiyorsunuz siz?

işimdeyim gücümdeyim
Bir öğretmen arkadaşımla bu konuyu tartıştık.Ben işsizlik var dedim ama haksız çıktım.Tanıdığı bir sürü işveren çalıştıracak işçi bulamıyormuş. Karadeniz'e fındık toplamaya hep gürcüler geliyormuş. Çok da iyi para veriyorlarmış. Öyle diyor bu arkadaş.Siz iş mi beğenmiyorsunuz?
Bir öğretmen arkadaşımla bu konuyu tartıştık.
Ben işsizlik var dedim ama haksız çıktım.

Tanıdığı bir sürü işveren çalıştıracak işçi bulamıyormuş. Karadeniz'e fındık toplamaya hep gürcüler geliyormuş. Çok da iyi para veriyorlarmış.

Öyle diyor bu arkadaş.
Siz iş mi beğenmiyorsunuz?
0
işimdeyim gücümdeyim
(16.02.21)
evet halkımızda var maalesef böyle bir şey.
0
neverguesser
(16.02.21)
gurcistanin parasi bizden degerli neden gelsin ki?
0
turbo sadık
(16.02.21)
Yav insanı sinirlendirmeyin. İnsanlar üniversitesini okuyup yüksek lisansını yapıp işsiz kalıyor siz karadenizde neden fındık toplamıyorlar diyorsunuz. Oldu ya okuyup okuyup amelelik yapalım iş beğenmiyor olmamak için. İşsizlik var hemde aşırı derecede işsizlik var. İşveren çalıştıracak işçi bulamıyor çünkü rezalet şartlar sağlıyor. Karadenizde fındık toplamaya iyi para verilse karadenizliler salak mı onlar kendisi toplar zaten.
0
alaimisema
(16.02.21)
harbi beğenmiyorum ben. ama kabul de ediyorum işi sonra öf pöf yaparak yapıyorum. herkes de beni bundan dolayı suratsız bilir.
0
alperz
(16.02.21)
Evet iş beğenmiyorum. Ben 10 yıldır otomotiv sektöründen mühendis olacak çalışıyorum. Ekip yönetmişliğim var. Bana bu saatten sonra 2-3 yıl tecrübe istenen pozisyonlar için gelen teklifleri düşünmüyorum bile. Her önüme gelen işi beğenme gibi biz zorunluluğum mu var?

Bir de fındık toplama işi denmiş. Oldu, çıkıp fabrikanın tuvaletlerini de ben temizleyeyim iş yok piyasada diye.
0
himmet dayi
(16.02.21)
Asiri bir universite ve hatta yuksek lisans mezunlugu enflasyonu soz konusu. Herkes beyaz yaka olmak istiyor ve issizlikten kastimiz buysa evet herkese yetecek kadar beyaz yaka is yok.

Bir de egitim kalitesi cok tirt ve cogu okunan universitenin, alinan yuksek lisans diplomasinin bir degeri yok. Dolayisiyla birisi "benim yuksek lisansim var findik toplamam" dediginde (herkes icin gecerli degil ama azinsanamaz sayisi) aslinda layigi findik toplamaya daha yakin cunku daha komplike bir is icin kalifiye degil.
0
hot potato
(16.02.21)
genellemek yanlış ama ne yazık ki bence de doğru bir durum.
bir mühendislik firmasında yöneticiyim. mülakata gelenlerin %90'ında müthiş bir özgüven var (bu kötü birşey değil) ama CV'ler bomboş. hadi diyorum CV boştur da belki kendisini sözlü ifade ediyordur, konuşuyorum adayın içi de boş. konuşmadan çok net algılıyorum ki adam işi de beğenmiyor ki çok net söyleyebilirim: piyasanın üstünde maaş ve çalışma şartlarına sahibiz. "yok ben seyahat etmem, yok ben ofiste oturmayı sevmem, halamın bıyıkları var ona amca derim"... iş beğenmiyorlar. kimsede kariyerime bir noktadan başlayayım da yükseleyim düşüncesi yok. herkes CEO'dan başlamak istiyor halbuki tecrübe etmek için önce CEYO'dan başlamak gerekir.
0
KidLazer
(16.02.21)
Yalan dolan.
Üç kuruş paraya köle olmayi kabul etmeyince is begenmiyor oluyoruz.
Zamaninda daha 1 ay olmuş olmamis, is bulamayinca daha alt kademe bir ise bakmistim, bir forwarderda calismak.
Ise gomlek kravat geliyorsun, asgari ücret, her gün mesai var ama mesai parasi yok, haftasonu cumartesileri calisiliyor. O an belki dedim sirf is olsun, sonra benim mentor gibi olan birini aradim, piyasanın sağlam adamlarindan, güldü telefonda, bir de s.kslermis bu ne saçma sey dedi, kabul etme sen bulursun dedi. Sonrasinda iki hafta sonra normal calisma, haftasonu yok iki is buldum 2500liradan o donem asgari 1200 falandi, birine girdim.
Kısacası ben köle gibi çalıştırilmadim diye is begenmedim oluyor.

Türkiye'de is hayati kalitesi cok düşük. Ben Avrupa'dayim ornek veriyorum (hep de bunu diyorum) carrefourda çalışan adamin sartlari;
Asgari ucret
Alisverisinde %10 indirim
Bir maas ek para
Kar payi
35 saat calisma
35 gun tatil ki daha yükseğe çıkıyor bazı eklerle
Zorunlu ek sağlık sigortasi

Bu sebepten carrefourda calisan adam mutlu, bimde çalışan kişi malesef mutsuz haliyle yüzüne gülemiyor bile.

O yüzden hayatimda duyduğum en boş şeyler bunlar. Herkesi üniversite mezunu yapip, bunla övünen ülkelerde anca olur.
0
logisticsmanager
(16.02.21)
dogru. is yaptiracak adam bulamiyorum, dijital sektordeyiz. herkesin beklentisi milyon dolarlar. ceplerinde 5 tl yok, babalari bakiyor, ama calismiyorlar. is yapmak istemiyorlar, surekli ulkeye lanet ediyorlar. 5 dakika calisayim 500 bin dolar kazanayim kafasinda gorustugumuz herkes. dizilerdeki hayati istiyorlar.
0
müptezel dostoyevski
(16.02.21)
Boşa çalışıyoruz hissi, iş beğenmemeye yol açıyor. Verilen 3,5-4 bin tl maaşlar da bi nebzeye kadar tamam ama ( başlangıç için ) istenen şartlar insanlık dışı. Bazı yerlerde ayak işlerini yaptırıyorlar, bazı yerlerde fazla fazla çalıştırıp sızlanmamalısın diye mobbing uyguluyorlar, üniversite mezunu adam bu durumda tabii ki iş beğenmez. Aldığın 4 bin tl’nin de değeri olmayınca haliyle absürt bi durum oluşuyor. Alım gücü olan bi ülkede gayet alınabilen standart bir maaş olan 1800-2000 kazansa millet mesela başlangıçta şikayet edecek bir allahın kulu var mı ? Paranla dünyaları alabiliyorsun çünkü çalışmaya şevkin oluyor, ay sonunda belki paran birikiyor ya da hobilerine harcıyorsun. 2000 euronun getirdiği motivasyonu ve hayat standardını tr’de 13-14 bin anca getirir. Bunu verebilecek kaç işveren var ? 2000 euro gelişmiş bir ülke için halkın %80 inin alabileceği bir ücretken trde 13-14 bini halkın %5-10 u anca alıyordur ( belki almıyordur ). Ya gayet iyi olan 8 bin tl maaş alsan gram yemesen içmeden 1 yilda 96 bin tl yapar, bak hiç yemedin içmedin diyorum, 2007 model peugeot falan alabiliyorsun böyle ülke mi olur allahını seversen ?

O yüzden insanlar, yeni mezunlar türkiyede beyaz yaka olmak yerine almanya’da kasiyer olayım abi diyor. Taksicilik yaparım diyor, tr’de asla yapmayacağı mesleği yapıyor. Çünkü motivasyon var, alım gücü var. Tr’de yok, boşa çalışıyoruz hissi var.
0
garavel
(16.02.21)
Ben beğenmiyorum açıkçası. TR "kurumsal" yazılım sektörü leş gibi.

Devlet ihaleleri, kişisel bağlantılar vs. sayesinde patronculuk oynayan 5-10 tane aptal boomer güzel iş yaptıklarını zannedip boş zamanlarında kendilerini elliyorlar. Başka bir şey yaptıkları yok.

Altlarında gerçekten iş yapan (ama onu da kötü yapan) ölücüler var bi de. Onlar da karaktersiz oldukları için "fazla para almayalım ama kimse bizi ellemesin, aman başımız ağrımasın" diye hem piyasayı düşürüyorlar, hem de güzel iş yapılmasını engelliyorlar.

Sonuçta daha az paraya daha güzel iş yapabilmek mümkünken hem hayvan gibi paralar harcanıyor, hem de eldeki ürün çöp.

Kaçtım kurtuldum. Kalanları da allah kurtarsın.
0
plutongezegendegilmi
(16.02.21)
İşler beğenilecek gibi değil. O işverenler Türkiye'nin en iyi üniversiteleri olan İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi gibi yerlerden mezun, tecrübeli mühendis alıp haftada 45+ saate, mesai ödemesiz 4000₺'ye çalıştırmaya çalışıyorlar. bu kölelik şartlarını kabul eden olmayınca da "iş var, beğenmiyor kimse" diyorlar.

bir de "her diploma sahibi, iş bulacak, mezun olduğu alanda çalışacak değil ya" diye saçma bir bakış var. üniversite diplomasını duvara asılacak tablo sanıyorlar. aynı şekilde bunlar için iş bulamadığı için taksicilik yapan ya da tezgahtar olarak çalışan makine mühendisi "işsiz" değil mesela. aksine gidip giresun'da fındık toplamazsa "iş çok yiğenim, iş beğenmiyonuz siz" oluyor.
0
nawar
(16.02.21)
iş beğenmeme olayı var, şöyle var: mesela burada da arkadaşlar yazmışlar ben 5 sene ekip yönettim, şimdi jr işe girecek halim yok. adam aslında haklı, doğru söylüyor yani. ama türkiyede kalifiye insan gerektirecek yeterince iş açığı yok. yani kalifiye işçi fazlamız var, iş az adam çok. dolayısıyla kalifiye bir çok insan, aslında olmasından daha jr pozisyonlarda çalışmak zorunda kalıyor, dolayısıyla işi beğenmiyor, mutsuz oluyor. bu tamamen o diplomaları bol keseden dağıtmamızdan kaynaklanıyor maalesef. ben o yüzden bu arkadaşlara aslında olmamaları gereken bir pozisyonda olduklarını belirtmeye çalışıyorum ama bu onların suçu değil, devlet bir sürü vasıfsız gence o kadar diploma ve başarı pompaladı ki adamlar acayip bir şey olduklarını düşünüyorlar. hasbelkader 2 sene bi işte çalışınca birden ben acayipim abi ya triplerine giriliyor. yani ciddi birkaç üniversite ve bölüm dışında "ben ayak işi yapmam abi üniversite mezunuyum" denecek bi durum yok çünkü ayak işi yapmak için sırada bekleyen milyonlar bekliyor arkada. şu anda üniversite mezunu "çoğunluk" gerçekten o kadar hiç bir şey bilmiyor hiç bir şey öğrenmiyor ki, hakikaten bu adamlar fındık toplamayı öğrense memlekete daha faydalı bir iş yapmış oluruz.

mavi yaka perspektifinden bakınca da başka bir sosyolojik durum var. vasıfsız işçiler, özellikle gençler iş beğenmiyorlar, umursamıyorlar, zaten o işe girseler de, işi kaybetseler de hayatlarında çok bir şey değişmeyecek. çoğu kredi kartı borçlusu, yükselme yırtma umutları yok yani. öyle olunca sallayabildiği kadar sallıyor herkes. nolucak zengin mi olucam kafasında çoğu kişi.

sonuç olarak ben gençleri suçlamıyorum yanlış anlaşılmasın. ama herkesin ne olduğunu nerede olduğunu da net bilmesi lazım. aksi takdirde beklentiler gerçeklerle uyuşmuyor, üstüne sosyal medya etkisini de ekleyince mutsuz oluyorsunuz. burası avrupa değil yani bunu bilmek lazım, aldığınız üniversite avrupa üniversitesi eğitimi değil, iş olanakları da avrupadaki uluslararası şirketler gibi değil. burada karabük üniversitesi var, kardeşler holding var. onların sunduğu olanaklar da belli.
0
roket adam
(16.02.21)
iş beğenmiyorum evet, konu para da değil bu arada. bak @garavel 13-14 iyi para halkın
%5-10 u alır demiş. ben o parayı hatta fazlasını alıyorum ama gene de mutsuzum. Çalışma motivasyonum sıfır çünkü insan gibi davranmıyolar, gecenin bir yarısı whatsappdan mesaj atıp maile cevap yaz demeler, pazar günü sabahın köründe arayıp hesap sormalar insanın bütün motivasyonunu yok ediyor. Üstüne de giderek fakirleşiyorum alım gücüm her geçen gün düşüyor. 2017 de aldığım para 3 bin euro ya denk geliyordu, şimdi onun yarısı bile etmiyor. Gayri resmi min %40-50 enflasyon var, devlet dalga geçer gibi %14,6 açıklıyor, patron %5 zam yapıyor. Nesini beğeneyim ben bu işin?
0
zikardo
(16.02.21)
bütün ülkeyi üniversite mezunu yaparsan kimse iş beğenmez.
iş beğenilmeyen ortamda da kimse güvenip yein iş kolları açmaz.

bayburt üniversitesinde mühendislik okuyan adam kendini mühendis görüp, iş bğeenmiyor.
normal bir ülkede bu arkadaş meslek yüksekokulu okuyup sanayide iyi bir usta başı falan olacak halbuki.

haliyle noluyor? usta başına çırak arayan adam çırak bulamıyor, dükkan açmıyor.
kendini mühendis gören adam da, iş bulamıyor. çünk üaslında mühendis değil.
0
tchuck
(16.02.21)
adam normalde 17 yaşında sanayide çırak olarak çalışmalıyken,
25 yaşında bayburt üniversitesinden mezun oluyor.

17 yaşında 1500 liraya çalışmak koymazken,
25 yaşında kendini mühendis sandığı için 2500 lirayı bğeenmiyor. halbuki dünyaya bundan fazlasını da katmıyor.

ülkedeki üniveersitelerin %90'ı kapatılıp çalışma yaşı düşürülmeli artık.
0
tchuck
(16.02.21)
Beğenmem ve seçerim tabii. Kendimi iyi hissetmediğim bir alanda çalışıyordum, başka bir alana geçtim. Yine şartlardan rahatsız olsam, yine değiştiririm. Bu değişim sürecinde de bir süre işsiz kalmayı göze alabilirim.


Eğitim ve donanınımına güvenen ve minimum finansal standartı zaten olan insanlar (birikmiş paranız olur, devlet desteği olur, aileden gelir vs...) niye nefret edecekleri işlerde çalışsınlar?
0
buf-e kür
(16.02.21)
bu işverenler o kadar boş konuşuyor ki. 4 yıllık mühendislik programını bitiren her genç senin işini en fazla 2 ayda öğrenir çatır çatır yapar. hangi okul olduğu da çok önemli değil. ben avrupa'da yüksek lisans yapıyorum kimse uçup kaçmıyor. herkes işi işte öğreniyor.

bunlarınki kezban tribi. aday çok diye sömürülmeye en yatkın olanı seçmeye çalışıyorlar hepsi bu. üniversite mezunu çok diye üniversite mezununun kalitesiz olması gerekmiyor. hayır yaptığın iş ne ki? ülkede kaç tane şirket kaç tane gerçek anlamda ar-ge yapacak mühendis arıyor? gerisi boş boş işler. mühendislik pozisyonundaki işlerin çok büyük kısmını 2 yıllık makine teknikerleri bile yapabilir. mühendise kendini gösterecek bir alan yaratılmamış. mühendis adam okulda termodinamik, mukavemet dersleri alıyor senin bu adamdan en büyük beklentin excel bilmesi.

bu avam insanlar patron oluyor sonra otorite gibi çıkıp iş beğenmiyorlar diyorlar. la bi gidin allah rızası için.
0
bohr atom modeli
(16.02.21)
mesleki anlamda iş bulmak zorlaştı bence , bulunsa bile işveren asgari ödeyince insanın çalışası gelmiyor
0
nivoandmira
(16.02.21)
@bohr atom modeli +1 demeye geldim. kalbur üstü ortalama bir üniversite olduğu sürece iş kesinlikle işte öğrenilir. 5 yıl deneyimli gerçekten işini seven herkesin mezun olduğu üniden bağımsız yakın seviyelerde olacağını düşünüyorum. en azından belli bir tatmin edici standarda kadar bu böyle. müdürlük, şeflik, hatta belki ceolukta falan ise maalesef okul bir tık etiket olduğu için orada iş değişebilir ama normal çalışan için bir fark yok.
0
garavel
(16.02.21)
Evet insanların asgari ücretle günde 10 saat eşek gibi çalıştırılıp üstüne mobinge uğradığı ve asla saygı görmediği, kendini mutlu hissedemedigi, kendine ayıracak enerjisinin kalmadığı, hobiler edinemediği, ayda bir kitap almak için bir kez tiyatroya sinemaya gitmek için bile bütçe ayıramadığı işleri beğenmiyorum.

İnsan en alt kademede başladığı en dandik işte bile bu kadar sömürülmeyi haketmez. İnsanlar hemen cebim dolsun aman da hemen ceo olayım derdinde değil, gencecik yaşlardayız bir işe girdiğimizde bu gençliğimizde enerjimiz varken biraz hayatın tadına bakabilecek imkan istiyoruz. Kırk yılda bir tiyatroya gidince bile insan ne kadar iyi hissediyor. Bunlar ihtiyaçtır. Kitap alışverisi ihtiyaçtır.

Ama bunlara gelene kadar yeni işe girmiş asgari ücret alan bir insan bir ayda alması gereken protein miktarını bile karşılayamıyor. Haftada bir et yemek balık yemek, düzenli bir şekilde kandaki besin denğerlerini koruyabilecek kadar kuru yemiş tuketebilmek lüks değildir. Kimse bunları konuşmuyor. Bunlara lüks değil demek bile abes geliyor kulağa artık. Bu ülkede lüks anlayışı değişti insanların. İnsanlar iş beğenmiyor diyen biri o parayla ve o eforla kendisi nasıl yaşardı biraz empati yapsın.
0
Mossy
(16.02.21)
Arkadaşın bayağı cahilmiş. Gebze'de, Tuzla'da ortalama bir fabrikada işçilere sigortasından tatiline, servisinden yemeğine kadar hak veriliyor. Adam fındık için Karadeniz'e mi gitsin yol, yemek, tatil, belki sigorta bile olmadan? Ülkede işsizlik yüksek. Çevrenizde insanlar iş beğenmiyor diyen biri varsa hayatınızdan çıkarın.
0
dissendium
(16.02.21)
yazılanları görünce insanın içi sıkılıyor hakkaten. biz şu an teknikere 7 8k TL maaş veriyoruz ona rağmen gelip tehdit ediyor gidicem diye. biz de yolun açık olsun diyoruz. insanoğlu hep ister de serde biraz arsızlık var malum..
0
KidLazer
(16.02.21)
mavi yakadaki haklar beyaz yakada yok. bu ülkeyi sırtlanan okumuş beyaz yaka kesimdir. kimden bu kadar vergi alabiliyorlar başka? mavi yaka işi bırakırım diyince fabrikaların götü atıyor, beyaz yaka sigara molasını 2 dakika uzatsa kapının önünde.
tamamiyle sömürü üzerine konulmuş yalan titlelar varken kim neyi beğensin allah aşkına?
0
wild honey suckle
(16.02.21)
bu kavram çok yanlış anlaşılıyor bence.

beğenilmeyecek işi beğenyemeyeceğiz elbette. o zaman hiç iş görüşmesi olmasın vs. iş verenler artık karşı tarafın seçme şansı hiç yokmuş gibi düşünmeye başladı. siz iyi misiniz ya?
biri beğenmez öteki beğenir. nasıl ki siz kötü (?) çalışanı beğenmiyorsunuz, çalışanlar da bazı işleri beğenmiyor bazılarını beğeniyor bundan doğal ne var?

tabiiki beğenmeme hakkı var herkesin.
beğenen insanı bulup çalıştırsınlar o zaman.
0
rewlack
(16.02.21)
(2)

Singapur'da bir suser araniyor!

vfvandetta
Bir kutu urunum ici kalem dolu, yaklasik 40 adet rotring kalem, singapurda kaldi. Orada olan biri varsa burayi okuyan, o koli icin adresini verip koliyi teslim alip benim gonderecegim kargo ucretiyle koliyi singapurdan bana gonderirse ben cok sevindirik olurum efenim. Saygilar.
Bir kutu urunum ici kalem dolu, yaklasik 40 adet rotring kalem, singapurda kaldi. Orada olan biri varsa burayi okuyan, o koli icin adresini verip koliyi teslim alip benim gonderecegim kargo ucretiyle koliyi singapurdan bana gonderirse ben cok sevindirik olurum efenim. Saygilar.
0
vfvandetta
(15.02.21)
Fb interrail türkiye grubuna yazın
0
rewlack
(15.02.21)
Bir deneyeyim. Tesekkurler.
0
🌸vfvandetta
(15.02.21)
(6)

evden sigara kokusu nasıl çıkar?

veritaslibertas
sb. normalde hiç içilmiyor. iki gündür iki paket sigara içtim ama salonda. dışarı çktım geldim şimdi, girince kokuyu alıyorsunuz. nasıl çıkarıcaz bunu havalandırsak gider mi
sb. normalde hiç içilmiyor. iki gündür iki paket sigara içtim ama salonda. dışarı çktım geldim şimdi, girince kokuyu alıyorsunuz. nasıl çıkarıcaz bunu havalandırsak gider mi
0
veritaslibertas
(14.02.21)
Havalandırın ama eşyalara da siniyor, ozellikl perdeleri yıkamak iyi olur.
0
red g
(14.02.21)
Adaçayı yakabilirsin, tütsü yakabilirsin, lavanta yakabilirsin.
0
jalapeno
(14.02.21)
kahve çekirdeği beklet, bir kapta süt beklet o da kokuyu emiyor.
0
captainmrg
(14.02.21)
Perdeyi yıkamak, yıkarken de yumuşatıcı koymak en etkilisi. Hatta koltuk kılıfı çıkıyorsa onu da yıka. Sonrasında ise buhurdanlık diyorum ben. Sedir damlatsan mis gibi olur.
0
irene
(14.02.21)
Perdeler başta olmak üzere ortamdaki kumaşlı her şey yıkanacak. Koltuk kılıfları, halı vs.
Yüzeyler sirkeli suyla silinecek, yerler çamaşır suyuyla. Genel olarak ortalığa, sağa sola karbonat bırakmak da bunlara ek olarak yardımcı olur.
Yazık, duvarlara sinmiştir o is kokusu :/ duvarları silin diyemeyeceğim ileride boyanır artık.
0
rewlack
(14.02.21)
eşyalara, perdelere, koltuklara, halılara, parkelere kadar siniyor. biz önceki kiracıdan evi teslim alırken badana yaptırmak zorunda kaldık.
0
roket adam
(14.02.21)
(7)

Fiyatlar Neden Düşmüyor?

yanqoue
Haziran'da 6500 lira olan ürün şimdi 10.000 lira.Dolar kuru tekrar Haziran seviyelerine inmesine rağmen ithal ürünlerde fiyatlar dolar kuru 8.5'a göre sabitlenmiş.Bu böyle devam eder mi dersiniz?En azından dolar endeksli ürünlerin fiyatlarının düşmesi ihtimali var mı sizce?
Haziran'da 6500 lira olan ürün şimdi 10.000 lira.
Dolar kuru tekrar Haziran seviyelerine inmesine rağmen ithal ürünlerde fiyatlar dolar kuru 8.5'a göre sabitlenmiş.

Bu böyle devam eder mi dersiniz?
En azından dolar endeksli ürünlerin fiyatlarının düşmesi ihtimali var mı sizce?
0
yanqoue
(14.02.21)
devam eder.
çıkan şey neden düşsün, hazır fırsat varken?

düşme ihtimali bence yok.

ayrıca dolar da gördüğü seviyeyi unutmaz diye bişey var, çok uzun olmayan vadede yine yükseleceğini bekliyorum.
0
rewlack
(14.02.21)
Dolarin dususu kalici degil herkes biliyor bunu o yuzden dusmez. Ha bi de ulkeye soktugu zamanki kura gore satmak da zorunda zaten. İhtimal yok bence cunku iktidar belli sermaye belli
0
Anjelik
(14.02.21)
hocam dildo zaten aciklamis. ben sunu belirtmek isterim. urunu alabiliyorsan amazon.com amazon.de gibi yerlerden almaya calis. her turlu daha ucuza geliyor. bu dolar dusunce fiyatin dusmemesi durumlarindan da etkilenmemis oluyorun.
0
nibba
(14.02.21)
Neden düşsün diye karşı soruyla cevap veresim geldi. Ya da insanlar neden düşecek beklentisinde oluyor bunu anlamıyorum diyeyim. Kıyıya vuranlar detaylı açıklamış. Bence fiyatın düşmesi yerine alım gücünün yükselmesi gerekiyor, yanlış mı düşünüyorum bilmem.
Bir de şu var, misal domatesin fiyatı arz takep,stok, nakliye vs gibi çeşitli etmenlere bağlı olarak zaman zaman düşüp yükselebilir, çünkü elde kalan domates çürüyeceği için ona göre hesap yapılır. Ancak elektronik eşya vs gibi şeyler için bu geçerli olmaz.
0
epitaf
(14.02.21)
ben de bekliyorum düşmesini.yeni modeller gelince bir kaç aya düşecek diye umuyorum. ara ara indirimler oluyor. habercisi bence bu durum.
covid ilk zamanlar gibi yoğun talep yok. o zamanlar herkes evden çalışıyor diye abandı şirketler.
0
ShadowOfMoon
(14.02.21)
@kiyiya vuran dildolar
mb yıl sonu dolar kuru tahmini yapmaz, hedef belirlemez
belirli kurumlara gönderilen beklenti anketinin ortalamasıdır o

ülkede bir çok sebeple kronik kemikleşmiş enflasyon var. yüksek enflasyonla maliyetler yükselince kar beklentisini de yükseltiyorlar
dolar artarken özellikle elektronik eşyalarda -sanki anlık stok güncelliyormuş gibi- saatlik fiyat arttırıyordu mağazalar. dolar düşünce ee biz yüksek kurdan aldık oluyor :)

dolar 8'in üzerinde 2 hafta kalmadı. sanırsın bütün stoklar 8,50'den dolduruldu, hiçbiri mal almadı o rakamlardan doğru düzgün ama fiyatlar hep dolar kuru 8+ ye göre ayarlandı
0
asbe
(14.02.21)
belirli kurumlara gönderilen beklenti anketinin ortalaması zaten o +1
investingden bakarsanız detayda da bu yazıyor.
0
esref
(14.02.21)
(5)

Evde tek başına sıkılmayacak hayvan

mirafiori
Almayı düşünmüyorum da alsam ne alabilirdim günde 10 saat evde tek başına kalacak hayvan diye düşünceye girdim. Ne olabilir? (Böcek ve Balık hariç)
Almayı düşünmüyorum da alsam ne alabilirdim günde 10 saat evde tek başına kalacak hayvan diye düşünceye girdim. Ne olabilir? (Böcek ve Balık hariç)
0
mirafiori
(14.02.21)
iki kardeş kedi <3
0
pati
(14.02.21)
kaplumbağa
*kara kaplumbağası
0
rewlack
(14.02.21)
Kedi de hariç yazmayı unuttum alerjim var :)
0
🌸mirafiori
(14.02.21)
tek yaşayan ve haftada 45 saat çalışan birisi için tek alternatif kuş.
0
captainmrg
(14.02.21)
Kuş da sıkılmaz mı ya ben isterim kuş
0
🌸mirafiori
(15.02.21)
(2)

Klarnetimi üzerine para koyarak bir elektro gitarla takas edebileceğim yer?

northern eagle
Merhaba. Elimde kaliteli bir klarnet var ve bunu üzerine para koyarak başlangıç seviye bir les paul (ikinci el olması önemli değil) ile takas etmek istiyorum. İstanbul'da buna imkan tanıyabilecek bir müzik dükkanı vs var mı bildiğiniz?
Merhaba. Elimde kaliteli bir klarnet var ve bunu üzerine para koyarak başlangıç seviye bir les paul (ikinci el olması önemli değil) ile takas etmek istiyorum. İstanbul'da buna imkan tanıyabilecek bir müzik dükkanı vs var mı bildiğiniz?
0
northern eagle
(14.02.21)
dükkanlar alımda kazıklar gibi düşünüyorum.
satarken letgo, facebook sayfaları gibi yerlerde yani bağımsız bi şekilde satın.
alırken istediğiniz yerden alın..
0
rewlack
(14.02.21)
zamanında varsa bile şu an yoktur. koronadan dolayı müzik işleri durdu, dolar da çıkınca enstruman alımları da çok azaldı.

marka model ne sol mü, sibemol mü?
0
killerbee
(14.02.21)
(9)

isbankasi yayinlari icin mensup indirimi

in vino veritas
uye olurken tc yazinca %40 mensup indiriminden faydalaniyorsunuz kutucugu tiklenebiliyor fakat sepete urun ekleyince normal uyelikteki (hatta uye olmadan devam etme secenegindeki) fiyatla ayni fiyati veriyor acaba bir sey mi kaciriyorum neden yansimiyor olabilir %40 indirim?
uye olurken tc yazinca %40 mensup indiriminden faydalaniyorsunuz kutucugu tiklenebiliyor fakat sepete urun ekleyince normal uyelikteki (hatta uye olmadan devam etme secenegindeki) fiyatla ayni fiyati veriyor acaba bir sey mi kaciriyorum neden yansimiyor olabilir %40 indirim?
0
in vino veritas
(14.02.21)
Herkese %20-25 size %40 indirim var.
Asıl fiyatı yanlış görüyor olabilir misiniz? Belki zaten genel indirimli fiyatı görüyorsunuzdur?
0
rewlack
(14.02.21)
uye olmadan olusturdugum sepetle mensup indirimiyle olusturdugum sepet icin ayni fiyat cikti ben de anlamadim. acaba halihazirda indirimli kitaplar icin gecerli degil mi mensup indirimi? cunmu olusturdugum sepetteki kitaplar %30 indirimliydi.
0
🌸in vino veritas
(14.02.21)
Cogu urunde fiyat ayni oluyor. Isbankasi mailiyle kayit oldunuz di mi?

Eski isbankasi mailimle giris yapinca "size ozel %40 indirimden faydalanmaktasiniz" yaziyor sayfanin en ustunde. Urun fiyatlari da ona gore gozukuyor. Her urunde etiket fiyatinin ustu cizilmis, %40 indirimli hali yazilmis. Istifa ettikten yillar sonra dahi indirimleri iptal etmemeleri guzelmis :d
0
fakyoras
(14.02.21)
araya kaynak yapayım. zaten indirimde olan kitaplara +%40 yapıyor mu?
0
unabomber
(14.02.21)
Etiket fiyati uzerinden %40 oluyor, indirim olana tekrar indirim olmuyor yani
0
fakyoras
(14.02.21)
isbankasi mailiyle uye olmadim ama tc soruyor uyelikte, tcnin altinda da %40 mensup indiriminden yararlanmaktasiniz diye bir kutucuk tikli. denemek icin baska tc ile uye oldum onda boyle bir kutucuk cikmiyor. almayi denedigim kitaplar %30 indirimde, gorunmesi gereken fiyat %40 indirimli hali mi yani? ornegin su kitap 21 tl gorunuyor uyelikle de uyeliksiz de. sizde kac gorunuyor @fakyoras?

www.iskultur.com.tr
0
🌸in vino veritas
(14.02.21)
Bende indirimsiz fiyati 30, indirimlisi 18. Yaninda %40 indirim yaziyor
0
fakyoras
(14.02.21)
bu kitap 30 lira
size 18 Lira olacak

normalde:
düz insana 22,5 Lira
iş bankası/maximum kartıyla ödeyene 21 lira olacaktı.

şimdi indirim olduğu için düz insan ve iş bankası kartıyla ödeyene de 21 Lira. hatta tüm kitaplar böyle sanırım.
0
rewlack
(14.02.21)
neden bende %40 gorunmuyor hic anlamadim, yarin musteri hizmetlerini bi arayayim bakalim. tesekkurler @fakyoras
0
🌸in vino veritas
(14.02.21)
(12)

istanbul vs dubai

the junior jr
sizce taşınmalı mı ?aynı banka aynı iş 1-istanbul : 26.000 brüt maaş , yaklaşık 16.500 nete geliyor + senelik 1 maaş civarı bonus var. 2-dubai : 30.000 AED (60.000 TL) net maaş (dolara endeksli) + senelik 1 maaş bonus. 2sinde de aileyi kapsayan özel sağlık sigortası var. istanbulda izin yılda 15 işg
sizce taşınmalı mı ?
aynı banka aynı iş

1-istanbul : 26.000 brüt maaş , yaklaşık 16.500 nete geliyor + senelik 1 maaş civarı bonus var.

2-dubai : 30.000 AED (60.000 TL) net maaş (dolara endeksli) + senelik 1 maaş bonus.

2sinde de aileyi kapsayan özel sağlık sigortası var. istanbulda izin yılda 15 işgünü, dubaide 25 işgünü.

çalışmayan eş + 1 bebek var.
0
the junior jr
(13.02.21)
Soruyu mu anlamadım diye 2-3 kez okudum ama galiba anladım ve burada kalmanız için hiçbir sebep göremedim.

Edit: bankadan istifa ettiğim için kalkıp duvara vuracağım şimdi kafamı. Hangi banka bu qnb mi? Odea mı? Gideyim yatayım kapısında işe alsınlar beni alllahımmm :((
0
irene
(13.02.21)
Mayış dört kat artıyor neredeyse, ben olsam giderdim.

İki ihtimal geliyor aklıma soruyu görünce.

Ya troll sorusu ya da sen gitmek istiyorsun ama eşin istemiyor.
0
mezarkabul
(13.02.21)
mekanlar yerler elbet önemlidir ama asıl önemli olan hayat şartların. birinde 1 senede milyonluk oluyorsun neredeyse. istanbulu daha çok seviyorsan bile bu aradaki maaş farkı için dubai seçilir derim. hayat standartlarının ne kadar değişeceğini düşün bir.
0
papuayenigine02561
(13.02.21)
maaş artıyor ama kiralar, genel ihtiyaç (telefon, internet, su, elektrik, klima vb) + mutfak harcamaları da yüksek dubai de
0
🌸the junior jr
(13.02.21)
Netten hızlıca baktım da İstanbul 38. Dubai 35. Sırada pahalılık bakımından. Aşırı fark yok doğruysa bilgi.

Zengin Araplar, aşırı görgüsüzdür, birkaç yıl para kazanıp, Avrupa ülkelerine geçmenizi veya Türkiye'ye dönmenizi öneririm.
0
mezarkabul
(13.02.21)
Uzun sureli mi dusunuyor yoksa kisa sureli mi?

Dubai uzun sure oturmayi dusunecek bir yer degil bence, cok bilgim yok ama cocuk yetistirmek de zor olabilir. (Yabanci okullar varmis diye duydum). Oraya giden arkadaslarim genelde ya para biriktirmek ya da baska yere adim olmasi icin gitti.

Turkiyeden muhtemelen her turlu iyi olacaktir ama uzun sure durmayi pek onermem.
0
fakyoras
(13.02.21)
gidilir, çocuk okula başlayana kadar kalınır. çocuk okula başlayınca o para sıkıntı yaratır.
0
roket adam
(14.02.21)
bence bu soruyu soruyorsan dubai'ye tasinmak sana gore degil. cevabim istanbul.
0
hot potato
(14.02.21)
Dovizi tlye cevirip karsilastirma yapmanin hicbir faydasi yok.
Yurtdisinda pahali sayilabilecek bir sehirde yasiyorum. Numbeo rakamlari cok dogru degil ama bir fikir veriyor. Calismayan es + cocuk durumu bende de var. Benim yasadigim sehirle dubai'yi karsilastirinca insan gibi yasamaya calisirsaniz verecekleri maasin %80-85ini rahat ezersiniz, biraz artar gibi.

Dolayisiyla amac ciddi para biriktirmek falansa o is zor gibi. Ben arap colune cok ciddi para kenara koyamacaksam gitmem ama kisiye gore degisir tabii.
0
cooperr
(14.02.21)
ne kadar süre kalınacak?
eş neden çalışmıyor? yani eş burada da mı çalışmıyor yoksa bebek izninde falan mı?

TL ye çevirip bakma.
maaşlardan her iki taraf için de kira, faturalar, market alışverişi gibi şeyleri düşüp gün sonunda kalana bak.

dubai pahalı bir şehir, maaş 3 kişi için wow süper değil. ama iyi bir maaş. böyle durumlarda maceraya atılma motivasyonu da sağlayacak bir çeşit maaş olması beklenir. biz türkiyeliler sürekli ülke ülke gezmeye alışık insanlar değiliz üstelik. ayrıca dubai dubai de olsa arap kültürü? :/
çocuğun eğitimi açısından da işler zor. okul öncesi eğitim ne ve nasıl olacak ://


bence gidilir, eş hiç çalışmayacaksa 2 yıl civarı kısa süre kalınır, deneyim kazanılır, başka ve daha batıda bir ülkeye gitmek için güzel bir referans elde edilir.
0
rewlack
(14.02.21)
Havasına suyuna bak 1 hafta tatile gidip
Gerçi şu an kış sayılır ora da
0
bir soru sorcam
(14.02.21)
Ben de burada bir arap bankasındayım. Dubai’ye giden birebir samimi olduğum insan yok ama arkadaşlardan duyduğum kadarıyla gidenler çok memnun.
Ben olsam giderim o tecrübeyi yaşarım. Eş çalışmadığı için çocuk okula başlayana kadar rahatsınız o maaşa da sürünecek haliniz yok. Neden denemeyesiniz ki?
0
cilekli pasta
(14.02.21)
(4)

İkinci el bulaşık makinesi 900tl çok mu?

sevenay
Arçelik marka, A+, model 6233. 2,5 sene kullanılmış temizmiş. Bu modelin üretimi artık yok sanırım. 6333 modelin fiyatı nette 2500-3000 gibi. Spotçu normalde 6 ay garanti veriyorum, temiz olduğundan buna bir sene garanti verebilirim diyor. Adam tanıdık biri sayılır. Henüz bakmaya gitmedim görmek i
Arçelik marka, A+, model 6233. 2,5 sene kullanılmış temizmiş. Bu modelin üretimi artık yok sanırım. 6333 modelin fiyatı nette 2500-3000 gibi. Spotçu normalde 6 ay garanti veriyorum, temiz olduğundan buna bir sene garanti verebilirim diyor. Adam tanıdık biri sayılır. Henüz bakmaya gitmedim görmek için ama fotoğrafları var, hasarsız görünüyor. Bir de bakmaya gidersem neresine dikkat etmeliyim. İkinci el beyaz eşya hiç almadım daha önce.
0
sevenay
(12.02.21)
çok tabi.
bulaşık mak. çamaşırdan daha ucuz.
eski makine için A+a falan gerek yok. boşver garantiyi.. 500 falan iyidir, o civarda bişey denk gelirse arasın seni. veya başka birinden al. taşımayı dert etmiyorsan letgoya bak falan..
0
rewlack
(12.02.21)
www.sahibinden.com sıfırdan farksız olduğunu iddia ediyor. En azından bir 50 tl daha iner gibime geliyor. Makine hakkında fikrim yok ama :)
0
synax
(12.02.21)
1400 liradan başlıyor sıfır bulaşık makineleri. en azından servis getiriyor, kuruyor, belgeleri imzalayıp teslim ediyor. arıza olduğunda da müdahale ediyor. 1400 ile 900 arasındaki fark çok görünmese de devir hesap devri. diğer yandan arızalanan ikinci el makinenin satın alınması, nakliyesi, kurulumu, tamiri daha pahalıya gelebilir. karar sizin.
Birde; ikinci el mağazaları vardır, özellikle öğrencilerin yoğun yaşadığı semtlerde. oralardan da görüp alabilirsiniz.
0
cliquot
(12.02.21)
millet kafayı yemiş. çok tabii. hele hele bulaşık makinesi dediğin alette 1200 liralık olanla 3000 liralık arasındaki farkı dikkatli biri değilsen fark etmezsin bile.
0
Anjelik
(12.02.21)
(7)

ben evde kavurma yapıyorum ama hep sert oluyor

sizofren06
yumuşak olması için ne yapmam gerek?
yumuşak olması için ne yapmam gerek?
0
sizofren06
(12.02.21)
Uzmanı değilim, anne tarifi ile yapmıştım, güzel olmuştu. Kavurma etin kendi yağında kavrulur. Yağlı kısımları küp küp doğrayın, tencerede eritin. Erimeden kalan kıkırdak kısımları çıkarın. Küp doğradığınız etleri ekleyip yüksek ateşte renkleri dönene kadar kavurun. Sonra çok kısık ateşte arada bir karıştırarak 1.5 saat pişirin. (Tuz sanırım son yarım saatte katılıyordu. Bunu hatırlayamadım)
0
zihua
(12.02.21)
doğrama biçiminden kullanılan bıçağa, saklama koşullarına kadar bir sürü sebep var.
0
rewlack
(12.02.21)
Ben de bu dertten muzdarip idim. Olay su eklemekteymiş. Kuzu olsun dana olsun kavurma su istiyor. Önce bir salıyor kendi suyunu yüksek ateşteyken, sonra çekmeye başlayınca kısık ateşe alıp kaynar su ekliyoruz. Yumuşak kıvama gelene kadar su ekleyerek pişirmek gerekiyor. Bu sırada suyu tamamen çekip tencereye/tavaya yapışarak eti kurutmamaya dikkat ediyoruz.
0
beetlejuice
(12.02.21)
tencereyi isitiyorum once, eti ekliyorum renkleri kahverengi olana kadar ceviriyorum. sonra kisik ateste pisiyor, suyunu arada kontrol ediyorum, kendi suyu bitmisse sicak su ekliyorum.
0
durgunfoton
(12.02.21)
belki konuyla alakasız ama beef ragu makarna yaparken eti 2 saat pişiriyorsun. içine azaldıkça sürekli su ekliyorsun. 2 saatin sonunda bildiğin dağılıyor et. ben bunu alelade bir etten yaptım ve inanılmaz yumuşak oldu.

bence olay uzun ve ağır pişirmekte. kurumasına da izin vermemek lazım.
0
bohr atom modeli
(12.02.21)
Su ekleyerek uzun süre pişirmek +1

En az 1.5 saat orta kısık ateşte pişirdikten sonra suyu çektirip yağ eklereyek kavuruyoruz. Yağ olarak da genellikle iç yağını erittikten sonra kalan sıvı kısmı kullanılıyor.
0
starlightz
(12.02.21)
bildiğim, gördüğüm kadarıyla kuyruk yağı önemli.
0
silver apple
(12.02.21)
(29)

Evden çalışanlar psikolojiniz bozuldu mu?

spacevan
Sabah 9 da geçiyorum bilgisayarın başına akşam kalkıyorum. Akşamd hiç birşey yapmadan TV karşısında uyuyakaliyorum resmen. Haftasonu da bilgisayar TV artık psikolojim bozuldu. Günler o kadar rutin ki. Başlarda spor falan yapıyordum onu da bıraktım. Hergece ulan yine bişey yapmadan günü bitirdim diyo
Sabah 9 da geçiyorum bilgisayarın başına akşam kalkıyorum. Akşamd hiç birşey yapmadan TV karşısında uyuyakaliyorum resmen. Haftasonu da bilgisayar TV artık psikolojim bozuldu. Günler o kadar rutin ki. Başlarda spor falan yapıyordum onu da bıraktım. Hergece ulan yine bişey yapmadan günü bitirdim diyorum.
Siz napiyirsunuz nasıl geçiyor zaman? Lutfen bişey onerin

Bns:m.youtube.com
0
spacevan
(11.02.21)
Çok oldu kafayı kıralı. 1 yıldır evdeyim.
0
Take it away honey
(11.02.21)
var böyle birşey evet, yalnızsan daha kötüdür.
0
nucleon
(11.02.21)
ben evde takılmayı çok seven biriyim. hatta hep şu güzel evimde doya doya takılamadım tek başına derdim hep.

berbat bi haldeyim. sıfıra yakın verimlilik. asla o planladığım gibi güzel vakit falan geçiremiyorum. eve eliptik bisiklet aldım, sadece tozunu alıyorum.
en son spor salonuna gidip üyeliğimi yenilettim, böyle olmayacak korka korka gideceğim napiim. : /
bomboş geçiyor günlerim. ama bommmmmmmmmmmm boş.
0
rewlack
(11.02.21)
hayatım seyahatlerde geçiyordu bu evden çalışma olayından önce. ofis bile değil sürekli dışarıda. korona öncesi bekardım. evlendim ve şimdi full evdeyim istisnasız. inanılmaz radikal bir değişim oldu bende yani spor yapmaya kitap okumaya iş dışı aktiviteler yaparak hayatımı idame ettirmeye ve psikolojimi korumaya çalışıyorum. spor çok işe yarıyor diyebilirim, bırakınca direkt fark ediyor. yoga falan yap. spor yapmadığım günler gece zor uyuyorum açıkçası.
0
roket adam
(11.02.21)
Aynen yanlız yaşıyorum.
Bbende spor salonunu bırakıp evdeki salona yatırım yaptım. Bir sürü ekipman aldım. Ama salon kapısını acmayya çekiniyorum. Birde üstüne peteklerini bile kapattım resmen hiç girmeyeyim diye.
Önceden PS biraz zevk verirdi. Onu da tamamen bıraktım. Ne oalcak böyle artık işte de verimim düşüyor gitgide
0
🌸spacevan
(11.02.21)
Bozuldu. Bozulmadı diyen varsa tebrik ediyorum kendisini.
0
jjimyl
(11.02.21)
Çok oldu kafayı kıralı +1
Yazın idare ediyordum hafta sonu çıkıp ama son yasaklardan beri evden çıkamıyorum çünkü akşama kadar yoğun çalışıyorum.
Evin kendisi hapis gibi geldiği için içinde ne yaparsam yapayım rahatlayamıyorum.
0
Jux
(11.02.21)
Hayvan gibi çalışıyorum. Normalde de cok calisirdim de su an sabah 9da aciyorum arada aralar yemek vs derken bazen gece 1de kapatıyorum. Ya dur sunu da yapayim diye diye bu hale geldi.

Spor salonu, restoran özledim. Maskesizligi özledim.
Evliyim, aliskiniz evde olmaya ama bu kadar da evde olmak sıkıntı.
Spor yapiyorum ama vallaha barbelle siir yazicam özlemimden.
0
logisticsmanager
(11.02.21)
güzel gidiyor. 1 senedir evdeyim. arada ofise gidiyorum, arada arkadaşlarla buluşuyorum. akşamları da programlama öğreniyorum, egzersiz bazen vs. tv yok, dizi film çok nadir.
0
sttc
(11.02.21)
Yok aksine, benim psikolojim düzeldi.

5 senedir aralıksız günde minimum 10 maksimum 18 saat arası çalışıyordum. Şimdi 2,5 aydır hiç çalışmıyorum. Her gün ev temizliyorum bana süper iyi geliyor. Yıllardır içimde kalan bütün detayları, çekmeceleri, kitapları tek tek düzenliyorum.

Gün aşırı dükkana gidip orada da boya, temizlik vs yapıyorum. Evde resim yapıyorum, taş boyuyorum. Yıllar sonra duyuruya döndüm çok uzun uzun yazıyorum. Kedimle köpeğimle oynuyorum.

Kendime, aileme, arkadaşlarıma yemek yapabiliyorum. Senelerdir yaptığım yemeklerin daha ben tadına bakamadan bitmesinden, stok kaygısıyla yiyememekten ve bunları parayla satmak zorunda kalmaktan çok sıkılmıştım. Dur iki porsiyon kalmış şimdi müşteri isterse eksilmesin diye senelerdir her gün 10 saat yemek yapıp kendim peynir ekmekle besleniyordum asjdkah :D

Haftada 2 gün filan misafir geliyor, bizim gibi evden dışarı adım atmayan arkadaşlarımız. Ya da biz gidiyoruz. Oyun oynuyoruz, mangal yakıyoruz. Yalnızken dizi, film vs. Baktığın zaman verimsizlik akıyor üzerimden ama bu da benim kendi iç verimim diye bakıyorum. Yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi. Tek kelimeyle kusursuz.
0
pandispanya
(12.02.21)
kafeler açıkken kafeye gidiyordum arada. onlar kapanınca kötü oldu biraz
dizi vs seyretme açısından iyi oluyor. belgesel açıyorum işle birlikte sürekli
0
ShadowOfMoon
(12.02.21)
Pandeminin basindan beri yaklasik 11 ay evden calistim. Cok nadiren ofise gidiyordum bi degisiklik olsun diye. Sabah 8:30 uyan, 9:00 bilgisayari ac, programlanmis bi makine gibi isleri yap ama 15 dk'lik kahvaltiyi bile saat 13-14 gibi yap gibi bi akis.

1 senelik surecte 3 senelik is cikardim. Ama insan yuzu bile goremiyordum, en buyuk aktivitem markete gitmek ve arabayi yikamakti, ki bazen onlara bile vakit kalmiyordu.

Dedim ben istifa edeyim. Maasim falan da iyiydi baya ama yok dedim bu hayat degil.

Simdi daha iyiyim. Hala anlamsiz bi yogunluk var hayatimda ama oteki turlu olacak gibi degildi.

Birak isi.
0
msb
(12.02.21)
Bozulmadı. Yola giden zamana çok acırdım ben. Şimdi yola gitmeyen zamanda sabah spor yapıyorum, akşam resim, heykel, dizi, film geçiyor öyle. Her güne yapacak bir sey buluyorum.
0
turk kizi
(12.02.21)
Eve geçtiğimizden beri o kadar yoğun 7/24 çalışıyoruz ki yöneticim artık yeter dedi ve istifa etti. İki kişi çalışıyorduk ben tek başıma kaldım. Delirdim biraz.
0
jazzabel
(12.02.21)
Bir aralar hep evdeydik, şimdi 50%. Keşke hep evde olsam. Hazırlanma derdi yok, yol derdi yok.

Boş zamanlarda internette boş boş dolanmak veya telefonda oyun oynamak yerine piyanoya sarmıştım, hayalimdeki oyunun prototipini yapmıştım zengin olacaktım, Just Dance oynuyordum, kitap okuyordum, dizi izliyordum vs :(

Keşke hep evde olsam.
0
aguen
(12.02.21)
katiliyorum, ayrica bu evde calismayi yucelten tiplere de ayrica ayarim. linkedin'de falan ilik ilik postlar paylasiyorlar bunla ilgili hepsinin altina doseyesim geliyor canima yetti valla; ki ben 2-3 gun ofise gidiyorum ona ragmen..
0
bay b
(12.02.21)
evdeyim, mutluyum ofise gitmeyi gerek duymuyorum. uzun vadede bu şekilde çalışmaya pozitif bakıyorum mümkünse insanlar istedikleri şehirlerde yaşayabilsinler.
0
prezarlatif
(12.02.21)
İşimden nefret ettiğimi anladım. Çalıştığım yer değil, işin kendisinden. Evde sadece ben ve iş varız başka hiçbir şey yok. Benim için işe giderken yolda geçirilen zaman (bu benim için günün en güzel kısımlarından biriydi mesela, kitap/müzik/podcast dinliyordum, yolun bir kısmını yürüyordum), ofisteki insanlarla muhabbet etmek falanmış günü kurtaran. Başka bir planım olsa işi bırakacağım ama her şey için motivasyonum o kadar düşük ki işi bıraksam da bir şey yapamayacak haldeyim. Zaten bu dönemde nasıl iş değiştireyim, hele de tamamen sektör değiştirmek hiç mümkün değilmiş gibi geliyor. Yaptığım işin de gittikçe kötüye gittiğini görüyorum. İnsan çalıştıkça işinde daha iyi olmaz mı? Ben geriye gidiyorum işte. O da üstüne biniyor senden bir bok olmaz şu haline bak diye iyice kendimden de nefret ettim. Geçen sene hayatım için baya radikal değişiklikler yapma kararlarım vardı ama bu olay dünyayı öyle bir sikip attı ki onları da asla gerçekleştiremeyeceğim ile de yüzleşmem lazım. Bu dönemin benim için görece ne kadar rahat geçtiğinin farkındayım bu arada, onu aklımda tutarak çabalıyorum işte. Tekrar terapiye başlamam lazım sanırım. Bunu da yıllardır diyorum ama onu bile yapamadım peh

Büdüt: Hep evden çalışalımcı veya hep ofisten çalışalımcı değilim. Herkesin nerede verimli çalıştığı farklı. Bence evden çalışılabilecek işlerde insanlara bu seçenek sunulmalı. Ama bizim şirket full evden çalışmaya geçiyoruz, ofisi kapatıyoruz falan derse işi bırakırım direk. Ben bu şekilde çalışamıyorum, benim için çalışma yeri ve yaşama yerinin ayrı olması çok önemli. Öğrenciyken bile evde ders çalışmazdım hep kütüphaneye, ya da bir kafeye vb giderdim. Ben de sinir oluyorum karantinada verimin dibine vurdum, her akşam gurme yemek yapıyorum, 3 dil öğrendim diyenlere ama dediğim gibi herkes farklı.
0
peki madem
(12.02.21)
Yedim kafayı ya , benim kadar gamsız insanı dert sahibi yaptı, terapi falan alıyorum o derece. Sıyırdık valla
0
paramolacak
(12.02.21)
ev hapsi gibi bir şey evden çalışma + haftasonu yasakları.
0
nuisance
(12.02.21)
ben aylardır atlatamadığım bir ayrılığa rağmen psikolojik olarak gayet iyiyim.

etkisi olduğunu düşündüklerim:

-yıllardır düşük olan demir seviyem için demir ilacı almaya başladım. (kan değerlerine baktır. halihazırda düşük olan değerlerin olabilir ya da bu yeni evde oturma düzeninde düşmüş olabilirler. bazıları direkt psikolojini etkiliyor.)
-çok fazla dışarı çıkıyorum. yürüyüş yapıyorum. birilerine gidiyorum. birileri bana geliyor. senelerdir görüşmediğim arkadaşımı aradım, sıkıntıdan ölüyormuş. arayınca çok sevindi hemen gel dedi. herkes baymış, herkes yalnız hissediyor. sosyalleşmek lazım.
-karbonhidrat yemiyorum olabildiğince.
-yoga yapıyorum. zoom üzerinden yapılan online yoga dersleri var, kendi kendine yapmaktan çok daha iyi ve etkili oluyor. yasaklar başlamadan önce de birçok farklı aktivite yapıyordum. kamp, dalış, wakeboard.. bence kafayı yememenin çözümü hareket etmekten geçiyor.
-evde oturacaksam xbox oynuyorum. hafta boyu bir sürü şey yaptığımdan bazen bütün cumartesiyi oyun oynayarak geçirsem de hiçbir şey yapmadan günü bitirdim hissi olmuyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(12.02.21)
@nuisance +1

Evden çalışmak iyi güzel de şu düzende tam bir ev hapsi.

Yazılımcıyım, yeni işe başladım Ekim gibi. İş arkadaşlarımın hiçbirini yüz yüze görmedim. Kalabalık bir ekibiz aslında ama bire bir çalıştığım 3-4 kişi var, günlük toplantılarda 3-4 kişi daha ekleniyor bunun haricinde kimseyle tanışmıyor ve işin düşmedikçe iletişim kurmuyorsun. Ama trafik çekmemek, mesaiye beş kala uyanmak vs. bunlar güzel şeyler tabi.

Önceden düzenli spor yapardım. Şu an salon üyeliğim var ama salona gitmek istemiyorum. Havalar 10 derecenin üstüne çıktı mı bisiklet sürüyorum, boş boş yürüyorum evden uzaklaşıp.

Eşimle bazen birlikte bazen ayrı ayrı bir şeyler yapıyoruz da vakit geçiyor. Yoksa yalnız olsam çoktan keçileri kaçırmıştım.

Hasta olmadık, olmuyoruz belki ama bu durum çoğumuzun psikolojisini bozdu. Ben iyiyim, böylesi daha iyi diyen elbette vardır ancak yasaklar devam ederse özellikle yaşlılar vs. ciddi sağlık sorunları yaşayacak fiziksel/psikolojik.
0
chicha_v2
(12.02.21)
Yorumlar için teşekkürler.
En azından yanlız değilmişim çoğu kişi ben gibi kafayı sıyırmış:) Tamamiyle pozitif etkilenen kişilere saygılarımı sunuyorum ve tebrik ediyorum gerçekten.
Ama hayatı aynı kalan kişi pek yok gibi yani ya çok olumsuz etkilemiş ya da pozitif bu durum da ilginç olmuş.
0
🌸spacevan
(12.02.21)
Ben de “yine bir şey yapmadan gün bitti” kısmını anlamıyorum. Diyorum ki ne güzel hayatları varmış pandemiden önce.
Ofise gittiğimiz normal dönemlerde, haftanın 4-5 günü falan yogaya gidiyordum geri kalan 2-3 günde de iş çıkışı yemek, alkol ve sohbet ile geçiyordu. Son bir yılın rutini buydu hatta. Bazen haftasonları 1-2 arkadaşım gelirdi kalmaya. Ama ofise gitmekten, mesaiye ofiste kalmaktan, dedikodulardan nefret ediyordum.
Pandemi ile beraber yoga salonu kapandı onun yerine haftada üç gün özel hoca ile çalışıyorum. Sabahları 15 dakikalık bir akışım var onu yapıyorum. Onun haricinde öğle arasında çamaşır yıkama özgürlüğü var, istediğim müziği dinleyerek çalışabilme özgürlüğüm var mesela bugün ofiste olsam muhtemelen karın ağrısından ağlayarak çalışıyor olurdum ama şu an koltuğa uzandım, sıcak su torbam var. Kapkalın giyindim, topuklu ayakkabı üzerinde ağrıya sabretmeye çalışmıyorum.
Çok stresli bir işim var ama ona rağmen iş arkadaşlarımın yüzünü görmeden çalışabildiğim için her gün şükrediyorum, bu bile yeterli bir sebep mutlu olmam için.
Arkadaşlarımı pek özlemedim sanırım, telefonla görüşüyoruz.
Deniz kenarında yürüyüş yapmayı özledim ama bunu yapamadığım için delirdim, öldüm bittim diyemem.
Sadece daha iyi şartlarda nasıl olabilirdi diyorum. Biraz daha geç yatabilsem daha çok kitap okumak isterdim. Bir de bazen yalnız olmak zorluyor. Mesela geçen haftasonuydu sanırım arayan soran da olmayınca 2 gün konuşmadığımı fark ettim. Garip bir his. Ailesiyle değil ama sevdiği insan ile yaşayanlara özeniyorum. Ben de en azından haftada 3 gün falan sevdiğim bir insanla beraber kalarak birlikte vakit geçirmek isterdim. Sanırım o da olsa, ağzımdan memnuniyetsiz herhangi bir söz çıkmazdı.

Mesela spor yapıyormuşsun, neden bıraktın? Hayat manasız mı geliyor, spor yapmaya mı değmez? ”bir şey yapmak”tan kasıt nedir tam olarak? Kendini geliştirmek mi? Vakti bir şeylerle doldurmak mı?
Mesela ben bu haftasonu resim yapacağım, yazı yazacağım. Temizlik yapacağım mesela, onu bile zevkle bekliyorum. Bu his çok kötü, anlıyorum. Ama öneri verebilmek için en azından normalde sevdiğin şeyleri yapmayı neden bıraktığını anlamamız lazım.
0
irene
(12.02.21)
Evet. Psikoloji bozukluğunun kıstası nedir bilemiyorum ama bir anormallik hali seziyorum ben de.
0
alessandro del pieroglu
(12.02.21)
2020 martindan beri evden calisiyorum, ilk 6 ay turkiyedeydim, son 6 aydir londradayim.

Turkiyedeyken normalde sabah 7.15'te uyanir, eve de 7.30-8 gibi gelirdim. Haftaici pek bir sey yapamazdim haliyle. Evden calismaya baslayinca 6'dan sonra bisiklete binmeye basladim. Esimle duzenli yuruyuse cikmaya basladik.

Ardindan londra'ya geldik, su anda ha istanbul'dayim ha burda. Gunduz calisiyorum, is bitince cevredeki parklara yuruyuse gidiyoruz o kadar. Hayatimda pek degisikligi olmadi.

Koronavirus olmasaydi cok daha farkli olurdu tabi ki ama ofiste olmaktansa evde olmak daha guzel geliyor bana. Hem istedigim gibi calisabiliyorum hem de evde oluyorum (Biraz evci bir insanim).

Eger yalniz olsaydim cok daha kotu gecerdi.
0
fakyoras
(12.02.21)
Evde olmayı aşırı seven ve işe gitmekten nefret eden bir insan olarak bunca zamandır içten içe keşke böyle devam etse diye düşünürken artık dayanamayacak noktaya geldiğimi hissediyorum ne yazık ki

Cafeler, barlar, sinemalar vs. açılsa bu kadar problem olmazdı ama benim için.
0
jacque
(12.02.21)
Her sabah hazırlanıp işe gitmenin kadar iğrenç ve acı verici olduğunu bildiğim için zerre şikayetim yok bu durumdan. Yasaklar bitip de rahat rahat dolaşmaya başladığımız zaman home-office olayı çok daha iyi olacak. Şu an tek sıkıntı akşam işi bitirdikten sonra yapacak bir şeyin, gidecek bir yerin olmaması.
0
synesthesia
(12.02.21)
bozulmaması için bilinçli çaba sarf ediyorum. :) daha doğrusu, bozulma seviyesini asgari seviyede tutmaya çalışıyorum. her ne kadar evde vakit geçirmeyi seven biri olsam da, ben de iş ve ev ortamlarının ayrı olmasını tercih eden insanlardanım. kafeler açık olsa bu kadar zorlanmazdım, bir yandan yiyip içerek saatlerce çalışabiliyordum çünkü. aynı zamanda bir iki insan yüzü görmek, dışarıda hayata karışmış olmak da iyi geliyordu.

bu yeni düzen bakımından, sürekli verimli olmaya çalışmak bana çok yorucu geliyor. buna harcanan çabanın kendisi, işin kendisinden de zorlayıcı. bu açıdan kendimi çok sıkıştırmamaya çalışıyorum ama bir yandan da uzun süreler verimli olmamı gerektiren bir işim var; o yüzden sıkışmışlık hissinden kurtulamıyorum. :) yalnız yaşıyorum ve kendimle keyifli vakit geçirebilen biriyim. düzenli spor yapıyorum, enstrüman çalıyorum, bol bol okuyorum çiziyorum vs. ancak sevgilim olsaydı ve en azından hafta sonlarını onunla birlikte vakit geçirerek ve bir şeyler paylaşarak değerlendirebilseydim, hafta içi iş günleri daha verimli olabilirdi benim açımdan, bir ihtimal. :)

ha şu da var, çok sıkıldığımdan yola çıkarak özellikle sosyal medya bazında abuk subuk insanlarla vakit geçirmeye de çalışmıyorum. enerjimi pozitif ve hayat kalitesini yüksek tutmaya çalışan, buna özen gösteren insanlara yöneltemiyorsam, tek başına vakit geçirmeyi her türlü tercih ediyorum. ötekisi psikolojiyi daha da bozuyor bence. ^^
0
brena
(12.02.21)
(1)

uzaktan yüksek lisans hk

the real brad pitt
selamlar.pandemi sebebiyle değil, normalde uzaktan eğitim veren üniversitelerin birinde yüksek lisans yapmak istiyoruz (iş vs sebebiyle) yönetim bilişim sistemleri programında.beykent en güzel aday. ama beykent'le konuştuğumda dedikleri şu. bu bahar dönemi için yök henüz kontenjan vermedi bize. nede
selamlar.

pandemi sebebiyle değil, normalde uzaktan eğitim veren üniversitelerin birinde yüksek lisans yapmak istiyoruz (iş vs sebebiyle) yönetim bilişim sistemleri programında.

beykent en güzel aday. ama beykent'le konuştuğumda dedikleri şu. bu bahar dönemi için yök henüz kontenjan vermedi bize. nedenini bilmiyorlar. orası olsa oraya başvuracaktık ama olmayacak büyük ihtimalle bu dönem diyorlar.

marmara var mesela aday okul. ama ingilizce ve örgün 2.öğretim. nasıldır bu? ingilizce olması, zorluğu,okula gitme periyodu, devlet-özel okul kıyaslaması alanlarından bakarsak. açıkçası çok kasmak da istemiyorum.

tşk.
0
the real brad pitt
(11.02.21)
hepsi üç aşağı beş yukarı aynı kalitesizlikte. uzaktan yl kıdem mıdem, askerlik veya cv için yapılıyor hatta normal yl bile artık öyle. zor olmaz başlayın gitsin.
0
rewlack
(11.02.21)
(17)

Ayrıldığınız iş yerinde ayrıldıktan sonra sizi dertlere sokan şey ne oldu?

mucoaga
Benimki: Bu böyle yapılmaz bunun doğrusu budur diye diye 1.5 sene tek kişi olarak departmanı yürüttüğüm yerde, ben ayrıldıktan sonra yerime aldıkları adamın benden 2.500 TL fazla alıyor olması o kişinin hiç bir şey bilmediğinden sürekli beni arayıp şunu bilmiyorum bunu bilmiyorum diye sorması, 153.0
Benimki:

Bu böyle yapılmaz bunun doğrusu budur diye diye 1.5 sene tek kişi olarak departmanı yürüttüğüm yerde, ben ayrıldıktan sonra yerime aldıkları adamın benden 2.500 TL fazla alıyor olması o kişinin hiç bir şey bilmediğinden sürekli beni arayıp şunu bilmiyorum bunu bilmiyorum diye sorması, 153.000 $ lık yeni cihazlarla çalışacak olması, +3 kişinin daha departman için alınacak olması idi.

Şu an beni arıyorlar ve dediğim her şeyi yapıyorlar. O da çok garip.

NOT: Bilmediğini biliyor ve öğrenmeye çalışıyor olması güzel; oraya girerken adama söylemediler çünkü şu da var bunu da yapacaksın diye. Tribim ona değil; bir değer olan işçisini kaybeden çalıştığım eski iş yerinedir.
0
mucoaga
(10.02.21)
sen niye yardım ediyosun ki?
0
jelly bear
(10.02.21)
çok normal bir şey bu, genelde zaten tam olarak böyle olur :) kafaya takmayıp yoluna bakacaksın.
0
roket adam
(10.02.21)
yogunum diyeceksin, bakariz diyeceksin, minimum 4-5 saat sonra donus yapacaksin mesajlara cagrilara
0
neverletyougodown
(10.02.21)
Sen de başkasının yerini dolduruyorsundur şuan bilemezsin. yeni gelene çemkirmenin, sinir olmanın bir anlamı yok. işlerin idare etmenin sorumluluğu da o iş yerinin yöneticilerinde ararlarsa daha fazla yardımcı olamayacağım, beklediğimden uzun sürdü bu süreç ve benim yeni işime engel olmaya başladı falan diyip kırmadan kopar bağlarını bence.
0
erty_ksk
(10.02.21)
cevap vermek zorunda mısınız?
0
co2s2
(10.02.21)
Siz neden “yardım” ediyorsunuz? Burası anlaşılmıyor.
0
rewlack
(10.02.21)
sizin yerinizde olsam konuyu yeni gelen kişiye detay vermeden anlatırım. sorunun onunla ilgili olmadığına, şirketin izlediği yol yüzünden daha fazla yardımcı olamayacağımı söylerim. ayrıca siz de yeni bir işe girmiş olabilirsiniz, onlar için mesai harcamanız yeni iş yeriniz açısından da doğru olmazdı.
0
nalmes
(10.02.21)
Senin gibiler olmasa patronlar nasil 150bin dolarlik makine alacak. Helal olsun koca yurekli adam ver bilgini bedavaya. Sakin fatura falan kesme boyle devam et.

Ilerde ah bizim bir keriz uzmanimiz vardi isten cikti ama hep yardim etti diyerek anacaklar.
Zaten hayatta onemli olan boyle anilmak degil midir.

Belki karmalar birikir ve birgun sana da 2500 tl fazla verirler ;) belki de vermezler. Karma bu garantisi yok tabi.
0
divit
(10.02.21)
bi iş arkadaşım emekli oldu. ihtiyaç durumunda arıyoruz, danışmanlık adı altında bize fatura kesiyor.
0
sttc
(10.02.21)
Ben işten çıkartıldığımı öğrendiğimde masaüstünü komple boşalttım, tüm programları sildim, dilekçe örneği arşivimi yok ettim. Belki yedekleri vardır biyerlerde bilmiyorum ama yeni gelen tecrübesiz biriydi, zengin bir kocası var çevresi işimize yarar diyerek almışlardı onu. Kadın bilgisizdi evet bu onun kabahati değildi uzak kalmıştı, sonrasında beni asla yardım için aramadılar ama müvekkiller aradığında hiçbir dosya hakkında bilgisi olmayan asıl büyük patronun numarasını attım hepsine :) mesela sabah 9 duruşması, 8:30’da telefonum çalıyor “neredesiniz avukat hanım?” karşı tarafın avukatı arıyor. Hemen büyük patronun numarasını atıyorum o ilgilenecek diye, muhtemelen totosunda sinekler uçarak uyuyor o saatte ama telefon rahatını bozuyor falan :)

Haksız yere çıkarıldıysam bitimi bile kıpırdatmam onlar için.
0
megalomaniac
(10.02.21)
çok güvendiğim, sürekli dayanışma halinde çalıştığım iş arkadaşımın işyerindeki ilişkim olan/olmayan her kadına tacize varan yürüyüşler gerçekleştirdiğini öğrenmiştim. dahası işyeri beni geri çağırmak istediğinde buna engel olduğunu bile duydum.
0
sinek kral
(10.02.21)
6 sene sonunda alakasız biriyle nikahlanıp tazminatımı alıp da çıksaydım keşke diyorum. Şirket zaten beterin beteri olsun.

Ama sen neden bir başkasına "valla bak bu çocuk hızlıca işi çözdü, mucoaga'nın yokluğunu hiç aratmıyo aferin kerataya" denmesine destek oluyosun ki?
0
lcha
(10.02.21)
Danışmanlık ücreti isteyin.
0
inawen
(10.02.21)
Cidden ilginç. Herkes demiş ama ben de tekrarlayayım, danışmanlık ücreti isteyeceksiniz. Bunu peşin peşin belirttikten sonra da telefon konuşmaları vs. süresini not alacaksınız.

Genelde yarım saatlik veya yarım saatlik yapılıyor.

5dk bir şey mi anlattınız? yarım saatlik fatura kesilir vs.
0
aguen
(10.02.21)
Genjler selamlar sevgiler. 3 yorum harici bana yürünmüş; konu anlaşılmamış herhalde. Benim oradaki sorum " ben ne yapmalıyım?" değil benim oradaki sorum "Ayrıldığınız iş yerinde ayrıldıktan sonra sizi dertlere sokan şey ne oldu?" idi.
0
🌸mucoaga
(24.02.21)
kavgali sekilde ayrildigim bi firma benden sonra batti. keske daha once ayrilsaymisim lanet olasica tatli su pokemonlari
0
turbo sadık
(24.02.21)
ben de istifa ettim, gün sayıyorum. benden sonra yaşanabilecek problemler:

vizyonsuz yöneticim iş devrettirmek yerine hala amelasyon yaptırdığı için, ilgili işin sırası geldiğinde yapacak kişi baya bir sövecek. umarım şahsıma sövmez. :D

aynı şekilde benim bitirdiğim herhangi bir iş için bir sıkıntı çıkarsa, içten içe "bakmamış" diyenler kesin olacaktır.

tazminatımı alıp gidiyorum, bununla ilgili de kesin gıybet döner.

ama ne olmayacağını çok iyi biliyorum; kimse dönüp de kendine bakmaz. bu ekipten 1 ay arayla insanlar gidiyor, kalanlar deli gibi iş arıyor, bunu düzeltelim demez.
0
piremses
(24.02.21)
(10)

Challenge için tek kelimelik Türkçe isim önerisi

alessandro del pieroglu
Merhaba dostlar,Genelde oyunlarda ve son dönemde sosyal medyada da direkt İngilizcesiyle karşımıza çıkan ve Türkçeye ekseriyet "meydan okuma" diye çevrilen bu kelimeye "tek" kelime olacak şekilde Türkçe ne önerirdiniz? Zira, artık Türkçede "challange" diye kullanılır olmuş.Mesela hemen bi Youtube ar
Merhaba dostlar,

Genelde oyunlarda ve son dönemde sosyal medyada da direkt İngilizcesiyle karşımıza çıkan ve Türkçeye ekseriyet "meydan okuma" diye çevrilen bu kelimeye "tek" kelime olacak şekilde Türkçe ne önerirdiniz? Zira, artık Türkçede "challange" diye kullanılır olmuş.

Mesela hemen bi Youtube araması yaptım ve bu kelimeyle çıkan bazı sonuçlar: "Don't laugh challenge" (Gülmeme meydan okuması?!), "Ürkmeme Challenge" (Oha herif direkt challange olarak almış kelimeyi), "LGS Challange".

Evet, tek kelime challenge için ne olur sizce? Şu sözlüklerdeki karşılıklar olmuyor, onları boşuna yazmayın. Çünkü o kelimeleri yukarıdaki örneklerle kullanamazsınız. Sizin öneriniz nedir?
0
alessandro del pieroglu
(08.02.21)
Mücadele??
0
rewlack
(08.02.21)
Çelınç desek direkt?
0
plutongezegendegilmi
(08.02.21)
çelınç
0
dafuq
(08.02.21)
Uluslarası spor müsabakaları için kullanıldığında çalenç olarak çevriliyordu eskiden. Her duruma uyacak tek bir karşılığı yok türkçede, duruma göre meydan okuma, mücadele olabiliyor.
0
Jux
(08.02.21)
"meydan okuma"
0
birkibirkibirkibirkiuc
(09.02.21)
Çekişme veya kapışma olabilir. Tdk anlamına bakarsak bunlar da olmaz ama. Bakmayalım.
0
heathen
(09.02.21)
İddia?
0
uuth
(09.02.21)
Yarış

-gülmeme yarışı
-ürkmeme yarışı
-konuşmama/koşmama/hızlı yürüme/uyuma vs yarışı...

Çelınç deyince orijinal havalı bişey gibi duruyor ama aslında yapılan şey o konuda yarışmak. (Sözlüğe bakmadım, bilmiyorum)
0
epitaf
(09.02.21)
İddialaşma
0
etna
(09.02.21)
Mücadele +1
0
SiyamkedisiZorro
(09.02.21)
(7)

Fleabag tarzi dizi

camene87
Selam daha once bir kez daha sorulmus ama ben de bir kez daha sormak istedimBayildim diziye ve cabuk bitti fleabag e en yakin ne onerirsiniz?Tesekkurler
Selam daha once bir kez daha sorulmus ama ben de bir kez daha sormak istedim

Bayildim diziye ve cabuk bitti fleabag e en yakin ne onerirsiniz?

Tesekkurler
0
camene87
(07.02.21)
(bkz: killing eve)
yapımcısı aynı. tonu benzer ama farklı bir hikaye, anlatım.
0
Jux
(07.02.21)
ne alaka deme ama
good place.
0
rewlack
(07.02.21)
Crashing olabilir
0
i think therefore i am
(08.02.21)
Komedi unsurları ve kadın karakter merkezli anlatı yönüyle: www.imdb.com
0
feliss
(08.02.21)
Killing eve +1
Marvelous mrs masel +1

Home for christmas
Love & anarchy
i hate suzie
i may destroy you
Girls
Broadcity

Film olarak da frances ha olabilir
0
freebird5406_2
(08.02.21)
Crashing +1
0
kanlakarisikyagmur
(08.02.21)
benzer tad kesinlikle değil ama GLOW'u önermek isterim ben de.
0
a darkness coming
(08.02.21)
(18)

Mühendisin Araba Alamaması

yanqoue
28 yaşındayım, ayıptır söylemesi 12 bin TL civarı bir gelirim var, yeni yeni bu paraları kazanmaya başladım, dolayısıyla birikim yapıp araba almayı kafaya koydum. Geçtiğimiz ay 7 bin kenara ayırarak başladım diyebilirim.Ama arkadaşlar umudum yok :(İhtiyaçlardan kesmeden ayda 7 bin TL atabiliyorum ke
28 yaşındayım, ayıptır söylemesi 12 bin TL civarı bir gelirim var, yeni yeni bu paraları kazanmaya başladım, dolayısıyla birikim yapıp araba almayı kafaya koydum. Geçtiğimiz ay 7 bin kenara ayırarak başladım diyebilirim.

Ama arkadaşlar umudum yok :(

İhtiyaçlardan kesmeden ayda 7 bin TL atabiliyorum kenara ama hesabını yaptığımda 2 veya 3 sene sonra belki düzgün bir araba alabileceğim. Bu ülke nasıl bu hale gelebildi? Geleceğe dair hiçbir umudum yok. Ortalamanın üzerinde kazanıyorum ama borç altına girmeden ve ot gibi yaşamayı kabullenmeden ev/araba almak imkansız hale geldi. Fazla mı karamsarım?
0
yanqoue
(07.02.21)
eğer işin ve gelir modelinde bir değişiklik yapmayacaksan arabayı hemen alıp borçlan. min 3-4 yıl ot gibi bir hayatın olacak. araban olacak ama gezemeyeceksin. ayrıca onunda sigortasi, mtv, muayenesi, bakımı gibi giderlerin olacak yapacak birşey yok ortadoğu burası.

ya bu deveyi güdersin yada bu diyardan gidersin koçero.
0
paudi
(07.02.21)
Normal vatandasin alacagi araba fiyatlari ev fiyatlarina gelince sifir arabayi kredisiz almak imkansiz hale geldi. 2-3 sene iyimser bi tahmin olmus bence.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(07.02.21)
ben 33 yasimda senin gelirine gelebildim ilk kez ve maalesef cok haklisin. benim de umduum yok. hicbisey birikmiyor bu ulkede, arabayi gectim bir macbook, iphone bile alamiyoruz. fazla karamsar degilsin. burasi ortadogu yorumuna katiliyorum.
0
camene87
(07.02.21)
bir süre daha para biriktir bu sürede parayı değerlendirebileceğin yatırım yöntemleri bul fon olur borsa olur. araba fiyatları da düşüşte gibi sanki. bir de maaş bu seviyeye yükselene kadar kazanılan para nerde merak eden olabilir. birden 12 k ise sakin kalmakta fayda var.
0
andlee
(07.02.21)
İstediğiniz bir modelin bulunduğunuz bölgedeki en büyük bayilerinden birine gidip konuştunuz mu hiç? İlk defa araç alacak insanlar çat diye parayı masaya koymuyor mesela. Durumunuzu anlatıp gelirinizi falan anlatın. Köşede 50-75bin cash varsa, geri kalanı taksitli, faizsiz kredili falan ayarlanabilir. 400-500binlik araçsa bilemem ama en azından %50’lik dilimdeki max fiyatlı (231bin) aracı alabilirsiniz gibi duruyor
0
avatar is back
(07.02.21)
Welcome to Middle East. Deve gütme yorumuna +1
0
lion de la Turquie
(07.02.21)
Şimdi iki sıkıntı var.
1- Şu an ki piyasaya göre 12 bin TL ayıptır söylemesi denilecek bir para değil. Yani kaba bi hesapla aslıda 4-5 bin bir para bu.

2- Tüm fiyatlar yüksek. Başkasını 3 haneli bir rakama alabildiği şeyleri biz 4 haneli rakamlarla alıyoruz.

Çözüm olarak faizsiz krediler veriyorlar firmalar onlara bak ama senin 2 katından fazla bir maaş alıyorum fakat bu paraları bu arabalara vermem. Gereksiz şişirme fiyatlar.
0
infernalcadre
(07.02.21)
çok fakiriz alım gücü de düşük ülkede buna lafım yok. ama neden araba almak? herkes neden araba almaya çalışıyor veya zenginiliği/alım gücünü arabayla ölçüyor anlayamıyorum.

süt olmuş 10 lira o da yağı alınmış, günlük demesine rağmen bi hafta raf ömürlü dandik bişey.
yani yaşam kalitemizi düşüren çok fazla şey varken zengini fakiri genci yaşlısı herkesin araba sevdasında (sanki çok kullanışlı bir karayolu alt yapısı, iyi sürücüler ve makul benzin ücretleri varmışçasına) olmasını anlamıyorum....

kusurabakma kardeş : ) elemimi kederimi sana kustum.

ama bence başlık mühendisin niye araba alması falan olmalıydı. veya herkesin niye araba almaya çalışması.şimdi takvim gazetesi gibi olmayayım da herkesin bi de birinci el araba almaya kasmasına akıl sır erdiremiyorum. evet tabiiki çalışan insanın hakkıdır, evet ülke fakir ondan alamıyoruz bunlara lafım yok.

yani komik geliyor 28 yaşında insanın hayaline bak ev alam beton alam, araba alam.



neyse umudu kesme, ya enflasyon oranları böyle kalmaz, ufak ufak biriktirir alırsın. ya da enflasyon hep böyle gider, komple batarız bi kaç seneye sen de işinde gücünde insansın kaçar bi yere kurtulursun heralde.
0
rewlack
(07.02.21)
5 senelik birikiminle alırsın. Bu Türkiye için normal süre. Aslında kredi çekip de alırsın şimdi. O zaman ödeme süren 10 yılı bulabilir.

Araba bir ihtiyaç. Bence lüks falan değil. Özellikle sabah işe giderken toplu taşıma eziyet.
0
horowitz
(08.02.21)
Araba bir ihtiyaç ve fakir ülkelerde ya da zengin ülkede şehrin içinde yaşayıp "yaaaa niden araba kullaniyorsun nolcak 20km bisikletle gitsen" diyen tipler tarafından tartisiliyor. Onun dışında arabanın verdiği özgürlüğü veren birşey yok. Bugün hic plan yapmadan arabaya atlayıp bir yere gidebilirim, bu farkli birşey. Telefon, araba, bilgisayar gibi şeyleri tartisilmasi bile komik.

Senin dediklerinde malesef haklısın ama yapacak birşey yok. Kredi cekip ödemek en mantıklısı ve belli miktara düşük faiz vs veren araç firmalari oluyor onlara bakabilirsin. Ya da fiyatlarin birgün düşeceğine inancin varsa parani yatirimda kullanirsin ve o sürede gerektiğinde araç kiralayarak halledersin.

Bu arada malesef aldığın para gercek enflasyona göre 5 sene öncesinin 5-6 bin lirası. O zaman da o paralara alinamiyordu araba zaten.
0
logisticsmanager
(08.02.21)
@rewlack

Bahsettiğin konu aslında enflasyonla ilgili ekonomik bir fenomen. Uzun yıllar parası değer kaybetmiş ülkelerde insanlar elleri ile tutabileceği gözleri ile görebilecekleri yatırımlara yönelirler. Araba gibi ev gibi. Herkes sıfır araba almak zorunda değil. Fakat sıfır araba alacak birileri varsa bunun da devlet yetkilileri, mafya patronları ve hükümete yakın iş yapan müteahhitler yerine genç mühendisler olduğu bir dünya görürüz inşallah.
0
twelfth
(08.02.21)
Cunku bi 5sene oncesine kadar hem döviz ucuzdu hem de krediler. Çevreme bakıyordum bankacılar vs bmw 3 serisi passat kaynıyodu etraf. Çek uygun krediyi seniçok etkilemeden al geç. Şimdi öyle değil maalesef, bol para basılan dönemde millet iyi alıştı bunlara ama artık devir değişti. Sen kendini Almanya , Amerikayla karşılaştırma, gelişmekte olan ülkeler klasmanındayız neler onlar mesela Güney Afrika, Brezilya, Hindistan, Romanya gibi ülkeler. Bunlardaki mühendislerle karşılaştırmamız lazım orda yanlış yapıyoruz. Ekstradan enflasyon denen bi gerçeğimiz var ki dünyada en üst sıralardayız...
0
solenkol
(08.02.21)
bu carki kirabilmenin tek yolu, birikim yapip, o birikimlerle yatirim/girisim yapip daha az vergi veren tarafa gecmek.

yoksa cok fantastik maaslar alsan bile gun sonunda kendinden cok baskalarini mutlu edecersin
0
foster
(08.02.21)
kardeş hangi arabayı istiyorsun da ayda 7 bin tl kenara koyup yine de alamıyorsun? elinde 30-40 bin peşinat olacak, sonra 2-3 sene vadeli krediye girip 100-150 bin bandında bir araç alacaksın işte. araba fiyatları yüksek evet ama biraz kafayı değiştir derim bu noktada. küçüğü beğenmezsen büyüğe asla ulaşamayacaksın bu gidişle. küçükten başlayacak, sonra borcu bitince büyüteceksin.
0
roket adam
(08.02.21)
ilk araba zordur haklısın
sonra satıp üstüne koya koya gidersin.

ilk araba için freelance iş miş yapıp toplu ödeme almak en kestirme yol
ben öyle yapmıştım.
0
summatinyourteeth
(08.02.21)
Başlık yanlış olmuş, doğrusu "mühendisin bir aylık maaşıyla araba alamaması" olacak.
0
alfred
(08.02.21)
maaşlı işle lux araba almak zor

ucuz araba alıp, birikim yapmak daha mantıklı
0
bir soru sorcam
(08.02.21)
15 bin dolara 2016 grand cheeroke aldim, 28 yasinda yolun basinda, edirnenin otesinde bi hayata bakmanizi oneririm
0
cairo
(08.02.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.