Giriş
(12)

Muhafazakar bölüm başkanı sorusu

anladespina
Merhaba. Ben bir devlet üniversitesinde bilim olan bir bölüm okuyorum. Bölümümdeki hemen her öğrenciden iyi olduğuma inanıyorum, gerçekten bilim insanı olma isteğim, yaşamımı bu uğurda harcama arzum var. Sanırım bunun için kendimi de "önemli kimselere" göstermem gerekiyor. Bölüm başkanımız muhafazak
Merhaba. Ben bir devlet üniversitesinde bilim olan bir bölüm okuyorum. Bölümümdeki hemen her öğrenciden iyi olduğuma inanıyorum, gerçekten bilim insanı olma isteğim, yaşamımı bu uğurda harcama arzum var. Sanırım bunun için kendimi de "önemli kimselere" göstermem gerekiyor. Bölüm başkanımız muhafazakar, benim ilgilendiğim alanlardaki fikirlerimle onunkiler bayağı bayağı çatışıyor. Sizce ne yapmalıyım; çatışan düşünceleri belli etmeden, başka konularda kendimi göstererek uyum içinde mi olmalıyım (böyle yaparsam ilgilendiğim konular bambaşka noktaya evrilebilir, ki bunu istemem), yoksa kendimi hocalara ve bölüm başkanına göstermeden kendi halimde mi kalayım?

"Aç kalırsın, sürünürsün, Türkiye'de olmaz o işler" tavsiyeleri yerine daha yaratıcı cevaplar gelirse çok sevinirim.

Edit: Zaten yurtdışına gitmek istiyorum. Fakirim ve idealistim. En mantıklı yolu bulmaya çalışıyorum. Yurtdışına çıkmak için sanırım burada daha birçok şey tecrübe etmem gerekiyor.
0
anladespina
(30.12.20)
Bazen pragmatik davranmak gerekebilir, bunda bir sakınca yoktur.
0
hepbiarayisicinde
(30.12.20)
MEB'in yurtdışı bursları var bu bir.
İkincisi bölüm başkanı sizden daha yaşlı biri olarak bir kere sizin ne olduğunuzu kestirmistir. Yani siz başka birini oynasaniz da sanırım beklediğiniz gibi olmaz. Bu iki.
Ayrıca her şey bölüm baskani da değil (bu arada kendisine dair önyargılarınizi kurmanızı öneririm). Bu önemsiz olduğu anlamına gelmez ama kadrolar rektörü tahsis edilir. Güçlü dekanlar veya hocalar (bol Bask dahil) bu kadrolardan gönüllerince beslenirler. Bu gönüllerince rektöre olan mesafelerini ifade eder.
Moralini bozma. İyi işler çıkar, kimse önünü kesmez. Kesmeye çalışır ama hala akdemide fikri hür, vicdanı hür onlarcası var. Tam bilemezsiniz, belki sizin bölüm başkanı da öyledir.
0
fempusay
(30.12.20)
Normalde olması gereken iki tarafın da kendi görüşlerinin olması ve bunlara saygı gösterilmesi, bunun profesyonel hayatı etkilememesi.

Ama bu hayal tabi.
Bence düşüncelerinizi vs hiç belli etmeyin. Işinizi yapın ve bu tarz konusmalarin oldugu ortamlarda konusmayin. Idealistlik Türkiye'de özellikle akademide iyi sonuclanmayabilir.
0
logisticsmanager
(30.12.20)
Yurtdisina gitme planiniz varsa bunu daha lisans zamanindan iyi planlamaniz lazim. Turkiye'de deneyim kazanayim sonra giderim diye bir durum yok.

Gitmek istediginiz, ilgilendiginiz bolumle ilgili en iyi destegi size sunacak universitelerin oldugu ulkeleri arastirip ona gore bir plan program yapin.
0
2oda1salon
(30.12.20)
Bölüm başkanını da onun çizgisini de bu kadar büyütmeyin. Bi kaç sene sonra başka biri oturacak orada mıhtemelen.
Kötü geçinmeyin ama iyi geçinmeniz şart değil büyük bi etkisi olmaz onu demek istiyorum.
Yurt dışına gidecekseniz mesela, bi kaç hocadan (idari görevi çok önemli değil) referansı garantileyin
Okulun tüm yurt dışı imkanlarından yararlanın. Erasmus, aisec, best vs vs
Work and travel yapın.
Workaway yapın.
Evs yapın hatta. Yurt dışı başvuruları sadece akademik yeterlilik beklemez, böyle şeylerin katkısı bölüm başkanının size sağlayacağı yarardan kat be kat büyük katkı sunar


Bi de “bilim olan bölüm” nedir allasen? Bilim olmayan lisans mı var? Önce bi buradan başlayın :)
0
rewlack
(30.12.20)
muhafazakar olsun ne var bunda. muhafazakarları öcü gibi görmeyi bırakın. bilimin bir yolu yordamı var. siz bu yolu yordamı terk etmezseniz kimse size karışamaz.
0
yigit inebolu
(30.12.20)
Bölüm başkanının, dekan yardımcısının bile hükmü olmuyor bazı durumlarda. Bazı durumlarda ise bir öğretim görevlisinin dekan yardımcısından daha fazla ağırlığı olabiliyor.

Ayrıca bir lisans öğrencisi ile kimse uğraşmaz. Ancak siz bir kadro isteğinde iseniz en geçer akçeler "uyumlu olmak (sallabaş olmaya gerek de yok), işe yarıyor olmak (kötü bir tabir olsa da bazıları sadece görev tanımına bağlı kalmadan işini hafifletecek insan arıyor)"

Ve son olarak hem fakir hem idealist olunmaz bu devirde :)

Bu kadro durumları hep bir pislik barındırmak durumunda da değil bu arada. Mail atın hocam size danışmam gereken konular var diyip hedeflerinizle ilgili bir şeyler danışın. Zaten hocanın buradaki tavrı ipucu verir. Uzaktan bakıp da adam muhafazakar diyip yaklaşmamak pek mantıklı değil. Hocam şöyledir, böyledir, siz ne önerirsiniz diyin...
0
armagan abanuz
(30.12.20)
Enteresan bir soruymuş. Ölmeyi göze alan Galileo gibi bir örnek varken bölüm başkanından çekinen insandan bilim insanı olmaz. Kusura bakmayın. Bölüm başkanının bilim insanı olmanıza doğrudan bir etkisi olamaz.
0
dissendium
(30.12.20)
Yani ne dram yapmışsınız şaşırdım. Türkiye'de rektörler Cb tarafından ataniyor bilginiz vardır zaten. Haliyle sanki muhafazakar hoca ile ilk kez karşılaşiyor gibi yapmak saçma olmuş. Kaldı ki bilim üretmek için siz bu üniversiteyi seçmişsiniz. Çok zorlanıyorsanız alternatiflere ya da yurtdışına gitmek için daha fazla çalışabilirsiniz.
Ayrıca @ yiğit İnebolu+1 Tüm muhafazakar insanları bilimin karşısında gören bu üstten bakan bakış açısı da kendisine bilim insanı diyecek birinin diyebileceği bir söz olmamalı diye düşünüyorum. Türkiye'de muhafazakar olup çok idealist açık görüşlü hocalar da var.

Zira farklı görüşlerle hayatınızın her alanında karşılaşacaksınız, çalışmanıza fikirlerinize karşı çıktıkları zaman bir aksiyon geliştirirsiniz.
0
japon balığı
(30.12.20)
içerden bilgi veriyorum: akademisyen olmak için öncelikle norm kadro müsait olacak, sonrasından sırasıyla bölümün ihtiyacı olacak, hocalar isteyecek, bölüm başkanı isteyecek, dekan isteyecek, rektörlük isteyecek ve finalde yök onay verecek. sonrasında açılan sınavı kazanmanız gerekecek. bu silsileden biri aksarsa iş yatıyor. dolayısıyla istediğiniz yere girme ihtimaliniz oldukça az oluyor.

siz yine de öncelikle notlarınızı olabildiğince yüksek tutun. çünkü sizin bölüm çok zor ve çok nitelikli eğitim veriyor olsa da boşbeleş bir üniversiteden mezun birinin ortalaması sizden yüksekse sizin önünüze geçiyor.

sonrasında alesten ve yabancı dilden mümkün mertebe yüksek puan almaya bakın.

her şey yolunda gider ve akademiye girerseniz (araştırma görevlisi kadrosuyla girdiğinizi farzediyorum) lisansüsütü eğitiminizin bittiği gün üniversiteyle ilişiğinizin kesileceğini ve doktoralı bir işsiz olarak kadro peşinde koşacağınızın bilincinde olun.
0
yemrem
(30.12.20)
Meb bursu, fullbright gibi seylere hazırlanın. Bolum baskanina yaranmanin esprisi yok. Zaten oyle bir tipse yine kendi tarzinda birilerini yuksek lisansa sokacaktir. Baska unilerde olsun gozunuz.
0
red g
(30.12.20)
Muhafazakarlığını bir kenarı bırak...

Kaç yayın yapmış, çalışkan mı, nerede okumuş..bütün bunlar önemli. Taşrada okumuş bir muhafazakarsa intihal risalesi yazmıştır.

Herkesle çalışılmaz. Bir konum elde etmiş ama nasıl gelmiş oraya diye bakmak lazım. Bazı kişi ve kurumların etiketi çok kötü

Bunlara ek olarak kendisi çok iyi olsa bile sana faydası olmayabilir. Dünyada ilk 10'daki bir okuldan doktora dereceli ama iyi işler yapamayan hoca gördük.
0
OrangeYellow
(30.12.20)
(11)

Ödemezsem ne olur?

Kirmizibavul
Pandemi basindan beri evden calisiyoruz. Market firin disinda disari cikmadim desem yeridir. Pandemi baslarinda maske almak icin maskesiz bir sekilde disari ciktim. Evin yakinindaki markette maske yoktu. Yaklasik 50m uzakliktaki cadde ustundeki buyuk markete gideyim dedim. Henuz caddeye cikmistim ki
Pandemi basindan beri evden calisiyoruz. Market firin disinda disari cikmadim desem yeridir. Pandemi baslarinda maske almak icin maskesiz bir sekilde disari ciktim. Evin yakinindaki markette maske yoktu. Yaklasik 50m uzakliktaki cadde ustundeki buyuk markete gideyim dedim. Henuz caddeye cikmistim ki zink diye sivil bi araba onumde durup icindeki kisi polis kimligini gosterip benden kimligimi istedi.

Kimligimi cikarirken eger maske cezasi icin soruyorsaniz, salgin konusunda bilincli biri oldugumu, her turlu tedbire uydugumu ve su anda da karsidaki markete maske almaya gittigimi soyledim. Arkadaki markete sordum ama kalmadigini gidip teyit edebilecegini ekledim. Polis bana inandigini ama kamera oldugu icin tutanagi tutmak zorunda oldugunu soyledi.

Gecen gun 900 liralik ceza tebligati geldi. Yolu nedir bilmiyorum ama buna itiraz edersem bir sonuc alir miyim sizce? Ayrica odemezsem bu ceza nerede karsima cikar? Ev/araba alip satarken ya da yurt disina cikarken falan. 10 yildir bu tur idari para cezasini odemeyenler var nitekim.
0
Kirmizibavul
(30.12.20)
nasıl bi sonuç almayı umuyorsunuz ki? maskesiz dışarı çıkmak yasak. kalanı hikaye olmuş biraz. ödeyip ödememe konusunu bilemiyorum.
0
elorelia
(30.12.20)
polis nasıl inanmış ki böyle bir şeye, aslında inanmamış da inanıyor gibi yapmış bence. keşke bi ıslak mendile iki kulak deliği açıp öyle gitseymişsiniz. itirazdan sonuç alacağınızı sanmıyorum, sonuçta maskesiz çıkmışsınız.

"İdari para cezaları vatandaşın kabahat niteliğindeki fiillerine karşı verilir. Bu nedenle idari para cezası ödenmezse hapis cezasına çevrilemez. İdari para cezası ödenmezse, cezanın tahsili amacıyla borçlu kişi hakkında yalnızca icra işlemleri yapılabilir. Uygulamada çoğu zaman kişi adına kayıtlı taşınmaz mallar ile araba veya banka hesaplarına haciz konulmaktadır. Kişinin evine giderek fiili haciz uygulaması yapılmamaktadır. Zaten, ev haczine gidilse bile kanunen ev eşyaları haczedilemez."
0
Improbable
(30.12.20)
Devlet bir şekilde faizi ile alır o parayi rahat ol

En iyi ihtimal faiz indirimi vs olur
0
all girls dream
(30.12.20)
Bak lütfen beni yanlış anlama ama ülkemizde kuralları ve yasakları anlamakta güçlük çekiyorlar.

Kural: maskesiz dışarı çıkmak yasak. Şimdi bunun istisnası asla yok. Masken yoksa asla ama asla çıkmayacaksın.

Soru: Eee ama nasıl maske alacağım?
Cevap: Bu kural koyanın sorunu değil, ister komşudan iste, ister birini bakkala gönder aldır, ister sanal market banabi vs. al, ister bi eczaneyi ara rica et. (Epey bi yolu varmış harbiden)

Polis seni rahatlatmak, direnmeni önlemek için inandım demiş muhtemelen kamera filanda yoktur.

Soruya cevap olarak itiraz edersen sonuç alamazsın çünkü sulh ceza hakimliğindeki arkadaşlarda benim gibi düşünüyor.
0
infernalcadre
(30.12.20)
@elore, yasagi bir yerine takmayan binlerce vatandas arasindan o polisin 50m2'ye sadece bir kisinin dustugu bir caddede gelip beni bulmasi, bu yokluk icerisinde 900 lira gibi bir meblagi odemek durumunda kalmak benim acimdan kisisel bir trajedidir.

Bekledigim sey; benzer bir durumda kalip ta itirazi olur ya bir sekilde olumlu sonuc alan birisi var mi diye bakinmaktan ibaret. Ya da birisinin cikip "bu cezayi odemeyip 2 seneye kadar bu ulkeden def olup gidersen devlet ancak babayi alir" demesidir.
0
🌸Kirmizibavul
(30.12.20)
Maskesiz çıkmak yasak.
Bu basit, açık ve net bir kural.
Online sipariş verebilir, birinden evinize getirmesini isteyebilir, en baştan polisi/zabıtayı arayıp danışabilir, buna benzer çözümler bulabilirdiniz.
Ceza size verilmeyecekse kime verilecek? Böyle bir seçim durumu mu olacak?


Faiziyle alırlar+1 zaten paraya ihtiyaçları var.
0
rewlack
(30.12.20)
Bi de kyk’dan biliyorum. Defolup gitmeniz işe yaramıyor. Hatta vatandaşlıktan çıkmak isteseniz bile önce borcunu öde sonra çık diyorlar ki vatandaşlıktan çıkmak falan kim neden istesin zaten isteseniz bile upuzun bi süreç
0
rewlack
(30.12.20)
benim bi arkadaşa ailece ceza kestiler kişi başı 3000 lira civarı, itiraz ettiler 900 liraya düştü kişi başı, tekrar itiraz ettiler, iptal oldu, haklı gerekçeleri vardı sanırım orasını bilmiyorum.

hesaplarına blokle kondu.

yani 900 liralık ceza için hesaplarına bloke koyulabilir.

adamlar mahkemeyi kazanmışlar iptal edilmiş ama mahkemeden karakola, oradan maliyeye yazı gidene kadar geçen sürede bloke yüzünden çok sıkıntı çektiler. resmi kurumların hali zaten malum, üstüne pandemi, resmi yazışma derken bu aylar bile sürebilir.

avukatları da ilgilenmemişti sonra avukat değiştirip zar zor koştur güç bela blokeyi kaldırıdlar ama o bile 2 haftayı geçti.

akışına bıraksan aylar sürer.

ne zaman bloke konuyor onu istersen bi araştır ödemeyeceksen.

benim de başıma böyle bişey geldi, maske satışı yasak o ara, bulunmuyor evde var 5 tane maske onu da güç bela almışız yalvar yakar, kaymakamlıkta işim vardı, annemi hastaneye götürmek için izin alacaktım. abi binlerce insan var kaymakamlık bahçesinde ben izin alana kadar geçti 6 saat, geri dönerken maske koptu, aldım poşetle cebime koydum derken polis çevirdi, niye maske yok diye.

dedim memur bey, durum böyle böyle saatlerdir kaymakamlıktayım, maske satışı yasak, bulunmuyor, al dedim bak vardı koptu, eve gidiyorum.

tamam kardeşim gidebilirsin ama aklında olsun normal şartlarda kesinlikle ceza yazmam lazımdı sana , arka sokaklardan git de başkası da çevirmesin dedi.
0
killerbee
(30.12.20)
Bana tebligati getiren postacinin elinde bi tomar tebligat vardi. Kim bilir o saate kadar ne kadarini eritmistir. Devlete para lazim haklisiniz. Daha yapacak saraylar, alinacak bir suru ucak var. O kadar adami icraya vererek kendi bacaklarina sikacaklarini sanmam.

100 milyar dolar kasadan ic etsen bu milletin giki cikmaz ama cebinden 100 tl'sini alsan urfalilarin isot tarlasina giren fransizlari ettiginden beter

Gene de enayi gibi oderdim ben ama zaten param yok, e gerisini de dusunmeye gerek yok. Ne olacaksa olsun gozum.
0
🌸Kirmizibavul
(30.12.20)
yurt dışına çıkmak istersen kapıda kalırsın.
ödiyeceksin yani.
0
jamswety
(30.12.20)
Öncelikle; www.hurriyet.com.tr

Birincisi sosyal devlet ilkesine aykırı

İkincisi bununla ilgili bir kanun yok sadece genelge var. Hıfzıssıha kanunu eski olduğu için güncel hastalıklar bile ekli değil.

Üçüncüsü idari para cezaları e-haciz ile tahsil ediliyor. Ödemediğiniz takdirde vergi borcu yoktur belgesi alamıyorsunuz, eğer bu belgeyle işiniz olursa.

Dördüncüsü idari para cezalarına faiz uygulanmıyor. 5 yıl sonra da alınacaksa aynı para tl olarak tahsil edilir.

Beşincisi idari para cezası tahsil edilemediğinde hapis cezası uygulanmaz

Altıncısı dava açarsanız hakim adil biriyse iptal eder, hükümet yalakasıysa etmez. Ergenekon hakimleri buna örnektir.

Yedincisi itiraz davası açarsanız karşı taraf (yani valilik/kaymakamlık) avukat tahsis ederse ve kaybederseniz levha fiyatı üzerinden avukatlık ücreti üzerinize kalır idari para cezasının yanında. Bazı tebligatlarda açılan davanın kaybedilmesi durumunda para cezasının %10 u oranında artırılır/eklenir der. Bazı davalarda da mahkeme giderleri (avukatlık ücreti dışında veya bu durum yoksa) kaybeden taraf üzerine kalır der.

Sekizincisi bazı avrupa ülkelerinde korona için kanun çıkarıldığından buralarla kıyas çok mantıklı değil.

Eğer gss borcunuz falan yoksa itiraz etmeden önce(1/4 oranında indirim hakkınız kayboluyor itiraz ederseniz) cezanın indirimli halini erkenden ödeyin ardından dava açın. Sigorta borcunuz (sgk’ya) ya da başka vergi borçlarınız varsa eğer davayı da kazandıysanız vergi dairesi bunları, size geri ödeyeceği paradan tahsil ediyor bilginiz olsun.

İtiraz dilekçesini tebligatın fotosunu da ekleyerek vatandas.uyap.gov.tr üzerinden “idari para cezalarına itiraz dilekçesi” bölümünden sulh cezaya adliyeye gitmeden yapabilirsiniz. Üstteki haberdeki dava emsal teşkil etmeyebilir durum farklılıkları olacağı için haberiniz olsun. evrak türünü dilekçe, evrak tipini de talep dilekçesi yapın.

Not: ödemezsen başka nelerden mahrum bırakılırsın bir bilgim yok.

Edit: 2020den itibaren faiz işlenmesi için karar çıkmış idari para cezalarına.
0
filipis
(30.12.20)
(7)

Bina Sağlamlığı Ölçüm Yapmadan Anlaşılabilir mi?

pantepember
Mesela,- binanın projesine bakarak (konunun uzmanlarınca),- binanın dışına ve içine bakarak,- binayı yapan mimarın önceki işlerine, güvenilirliğine bakarak,- ...Mümkün müdür? Veya ne oranda güvenilirdir?Proje yılı: 1997Yapım yılı: 1999Not: Bana, komşumun mimar olan annesinin verdiği bilgiler sonucun
Mesela,
- binanın projesine bakarak (konunun uzmanlarınca),
- binanın dışına ve içine bakarak,
- binayı yapan mimarın önceki işlerine, güvenilirliğine bakarak,
- ...

Mümkün müdür? Veya ne oranda güvenilirdir?

Proje yılı: 1997
Yapım yılı: 1999

Not: Bana, komşumun mimar olan annesinin verdiği bilgiler sonucunda bu soruyu soruyorum. Sahibi oldukları daireyi satın almadan önce,
- binanın projesini bir İTÜ profesörüne inceletmişler,
- binayı bir teknik firmaya inceletmişler (ne tipte bir inceleme olduğunu bilmiyorum, ama binadan parça almak şeklinde değil).
Ve binayı yapan kişinin tanınmış bir mimar (MSGSÜ öğr. gör.) olduğunu söylüyorlar.

Not 2: Binanın iskan onayı yok. İskan onayına 1999 depreminden sonra başvurdukları ve yönetmelik değişmiş olduğu için, onay alamamışlar ve iş öylece kalmış. Şu an bina iskan onaysız.
Bu arada bina, 3 tane ayrı binanın (apartmanın) birleşiminden oluşuyor. Garip bir bina. 3 binanın ortasına koyulmuş asansör de izin alınamadığı için çalıştırılamıyor.
Bir binanın dairelerinde daire içinde yükseklik farklılıkları var: önce birkaç basamaklık merdiven, sonra evin içi. Diğer binanın girişi ayrı, yan tarafta.

Not 3: İBB şöyle bir çalışma paylaşmış: depremzemin.ibb.istanbul
0
pantepember
(29.12.20)
Bir sürü eski bina yıkıp yenisini yaptım, fotoğrafına bile bakıp %90 oranında tuttururum.

bina 1999 yılından önce yapıldıysa %80 depreme dayanıksızdır, 1990 yılından önce yapıldıysa %95 depreme dayanıksızdır.

Bazı spesifik projeler ve bazı devlet kurum binalarını bundan hariç tutabiliriz. Piyasa şartlarında değil de işi bilen bir mimar ve mühendis ile eğer hazır beton kullanıldıysa sağlamlık yüksek oranda artmıştır.

Birer ikişer yapılan, küçük ve orta ölçekl, mütehitlerin yaptığı 1990 yıı öncesi her bina için bire on bahse girerim çürük çıkacağına dair.

O yıllarda bilerek çürük yapılmıyordu binalar, üretim kalitesi böyleydi. Deniz kumundan, hurda demirden, bina önünde sokakta karıştırılan betondan başka ne bekleyebilirizki.

Üzerine de hırsız kalfa ve müteahhitlerin demir ve hatta kolon eksiltmesini ekleyin, projede yazan her şeyi tam kullansanız bile malzeme dandik. İşçiler de harcı nasıl yapacağını bilmiyor, kumu çimentoyu ıslatıp beton diye attılar yıllarca.

Bakın bir örnek vereyim, bir sürü bina yapmış bir çok kalfa ve müteahhitin bile kendi oturacağı, aile apartmanı olarak kullanacağı için demiri ve çimentoyu bol kullanıp sağlam yaptığına inandığı 1990 öncesi binalar bile çürük.

Notu sonradan gördüm, projeyi bu ülkenin en kaliteli mimarı da çizse, en düzgün mühendisi de onaylasa, imalat aşaması çok önemli.

Siz bana binanın yapım yılını söyleyin, belki gerekirse dışarıdan bir foto isteriz. Binanın dışı görüntüsü üretildiği zaman ve yapım tekniği açısından bilgi verir az çok.
0
John Bloor
(29.12.20)
sadece fikir verir. ayrıca o projelerde zemin etüdü de vardır, belki zemin iyi olduğu için öyle bir yorum yapılmıştır. ama yapım kalitesi ile ilgili fikir sahibi olmak için numune almak lazım, o sonuçlar da zaten %100 "binanız şudur" diyemiyor. yorumlanıyor..

ama iskan yok yazmışsınız ve imar barışından da apartman faydalanmadıysa, bence satın çıkın. belli ki kat maliklerinin ekonomik durumları iyi değil veya başka oturacak yerleri yok. zor bir durum. siz oturulur veya oturulmaz raporu kovalamaya çalışmayın, kendinizi kurtarın.
0
malheiros
(29.12.20)
Binayi unlu bir mimara cizdir, hesabini dunyanin en akilli insaat muhendisine yaptir, uygulamayi yarim yamalak yaparlasa yine yikilir, garantisi yok.

Binanin saglam olmasi icin projenin, malzemenin ve uygulamanin iyi olmasi lazim, bunlardan birinde sikinti varsa ortaya sikintili bir bina cikiyor.

Binada iskan olmamasi, 3 binanin birlestirilmesi ortaya bir tane asansor yapilmasi ve onun calistirilamamasi falan malesef pek pozitif doneler degil.
0
cooperr
(29.12.20)
Biz ev satın almadan önce kpeder ile (inşaat mühendisi olduğu için) birlikte (bizim elediğimiz yüzlerce daire içinden) her halde bir 10-15 daire gezmişizdir. Şöyle bir kriterimiz vardı o zamanlar:
* Eğer binada 20'den fazla daire varsa kesin deprem testi yapılmıştır (99 öncesi yapılarda), göstermiyorlarsa zaten o binadan hayır gelmez.
* odalarda duvarlar 90derece açı yapmıyorsa zaten kalıplı döküm değildir, istediği kadar iyi mimar çizmiş olsun uygulama şinanaydır
* Bodrumu gezdiğinizde duvarlarda kabarma varsa demirlerin paslanmış olma ihtimali pek yüksek
99'da yapılmış bir binanın iskan onayının şimdiye dek alınamamış olması bana kaçak kat ihtimalini düşündürüyor. Bu açıklama bana mantıklı ve yeterli gelmedi.
Hele daire içinde yükseklik farklılıkları aman Allah!
0
SiyamkedisiZorro
(29.12.20)
İskan olmaması konumuz için öndemli değil o yıllarda ve daha eski yapılan binalarda çok normal. İstanbul'un yarısında iskan yoktur.

Bodruma kömürlüğe filan inip çıplak betonu gözlemleyebiliyor musunuz? Dökülen harç vs olup da demir donatı gözüken bir yer var mı?

Elinize hafif bir çekiç alıp betona vurunca kolayca ayrılıyor mu? Ayrılan parçalarda deniz kabuğu var mı?
0
John Bloor
(29.12.20)
Hazır beton kullanılmamış bir binada dayanım aramak bence abesle iştigal. Yıkım kararı çıkmazsa güçlendirme çıkar. Diğer hususlara değinmiyorum bile.
Ha yıkılmasa bile fay hattı yakınındaysa sağlam hasar alır.

İlla eski bina alacaksanız aktif fay hatlarına uzak ve yeraltı su seviyesi düşük yerlerden alın en azından.
0
Unde bach canim
(29.12.20)
John Bloor+1
gerisi teferruat.

cevap: güvenilmezdir.
0
rewlack
(29.12.20)
(6)

Market sütüyle yoğurt neden sulanıyor?

Unde bach canim
Sokaktan çiğ süt alınca taş gibi yoğurt olurken bu market sütleriyle yapınca çokça su ayrışıyor. Suyunu alınca bir problem yok ama yarısı gitmiş oluyor. Firmalar bu hazır sütlere su mu katıyor?
Sokaktan çiğ süt alınca taş gibi yoğurt olurken bu market sütleriyle yapınca çokça su ayrışıyor. Suyunu alınca bir problem yok ama yarısı gitmiş oluyor. Firmalar bu hazır sütlere su mu katıyor?
0
Unde bach canim
(26.12.20)
@bişey
Dost günlük sütle yapıyorum, içinde kaşık bırakma değil de mayalandığı ilk halinden bahsediyorum.
İçine metal kaşık koyma bir mit bence. Devirerek döktüğümde bile sonradan sulanıyor o normal durum.

Şok marketin o sütü ülker firmasının ve iyi ama şok market uzak olduğu için yoruyor. Mayası sokak sütü satanlardan almıştım, market yoğurdundan değil.
0
🌸Unde bach canim
(26.12.20)
Pastörize süt ve büyüyo probiyotik maya ile yapıyorum. İlk mayayı 1 yıl önce almıştım, 1 yıldır 10 günde bir yoğurt yapıyorum. Pastörize bile olsa sütü kaynatıp kaynadıktan sonra bir kaç dakika daha ocakta bırakıyorum. Böylece suyu iyice uçuyor. Pastörize sütü kaynatmamak lazım biliyorum ama diğer türlü hemen soğuyor.
Tencereye tahta kaşıkla mayayı karıştırıyorum. Sütten bir kaç kaşık mayalık yoğurda koyarak ısınmasını sağlayıp karıştırırsanız mayacıklar canlı kalır.
Bebeğime yedirdiğim için küçük kavanozlara yapıyorum, büyük kapta mayalarsanız kapağı her açtığınızda havadan küf ve mikrop tanecikleri düşer, çabuk bozulur.
Ağzı açık şekilde fırına koyuyorum kavanozları, sarmak veya fırını çalıştırmak yok.
6 8 saat sonra fırından alıp ağzı açık şekilde buzdolabında 1 gün bekletiyorum, suyu iyice uçup katılaşıyor.
İlk kullandığım kavanozdan hemen mayalık ayırıp dondurucuya atıyorum. Mayalığı yoğurt yaşlanmadan ayırmak lazım, mayalar da canlı hücre sonuçta, üreme çağını geçmemeleri lazım.
Bu şekilde yaptığım yoğurt hiç sulanmıyor. Sulanmamasının sebebi küçük kavanozda olması. Diğer yazdıklarım probiyotik özelliğini kaybetmemesi için dikkat edilmesi gerekenler.
0
curukturpkokusu
(26.12.20)
Yoğurt sulanınca suyu dökmeyin karıştırın bişey olmaz. Ancak dost süt bir kaç kez kullandım bir anormallik var. Sanki süte sonradan yağ eklemişler gibi. İçime sinmedi bıraktım.
0
cilekli krep
(27.12.20)
nedenini bilemiyorum ama ben de yıllardır dost kullanıyorum, 3 kg’lık kaba mayalıyordum çabuk sulanıyor diye 0,5 kg’lık kavanozlara geçtim ve müthiş fikirmiş artık sulanmaya fırsat bulmadan tükenmiş oluyor.
0
i think therefore i am
(27.12.20)
Şokta satılan mayayı deneyin çok iyi
0
iwillsee
(27.12.20)
yağı yok.
piç bu piç.
0
rewlack
(27.12.20)
(3)

Şöyle bir görsel arıyorum Acil_Futbol Medyası İçerir

rewlack
pandemisiz günlerdeHani kadıköy veya beşiktaş çarşıda gündüz takım elbise beyaz yaka takılan tayfa, akşam o gömleğin altından üniformasını çıkarır ya..mümkünse bağıran,bu şekilde gömleğinin önünü açmış, üniformasını gösteren bir futbol holiganı fotoğrafı arıyorum.yani hem beyaz yakalı çalışan olduğu
pandemisiz günlerde
Hani kadıköy veya beşiktaş çarşıda gündüz takım elbise beyaz yaka takılan tayfa, akşam o gömleğin altından üniformasını çıkarır ya..

mümkünse bağıran,
bu şekilde gömleğinin önünü açmış, üniformasını gösteren bir futbol holiganı fotoğrafı arıyorum.
yani hem beyaz yakalı çalışan olduğunu anlayalım. hem de aşırı holigan, o anlığına hafif şiddet, eğlence temelli bir duruşu olsun.
"plaza çalışanı holigan" : )


google doğru şekilde arama yapamadım.
takım farketmez. hatta 1. lig olmasa da olur. yabancı da olur.
0
rewlack
(25.12.20)
E kendin çek, yok mu bi forma bi gömlek kravat :)
0
freebird5406_2
(25.12.20)
basketbolda reklamının yapılmışlığı var www.youtube.com ama geçişler çok hızlı, yakalayıp çekebilirsin belki.
0
Improbable
(25.12.20)
@Improbable çok güzelmiş.
ama çok barışçıl bi ortam var.

benimki biraz daha şiddet içerikli olsun, eril bi görsel falan düşündüm. nebileyim kollarını iki yana açmış woaaaa diyebağıran, ütünde hem gömlek hem forma, altta ütülü pantolon yüz göz kırmızı veya biraz takım rengine boyalı bir erkek görseli arıyorum.
0
🌸rewlack
(25.12.20)
(5)

İstanbul kaban için yer tavsiyesi?

soru icin geldim
F/p oranı yüksek ve güzel bir model kaban arıyorum İstanbul'da hangi avm veya hangi çarşı,pasaj,iş hanı vs. tavsiyeleriniz var mı? Nerelere bakılmalı? Nereden alınmalı? Kaban bulamazsam en son mont falan alacağım. Mont içinde tavsiyelerinizi bekliyorum.
F/p oranı yüksek ve güzel bir model kaban arıyorum İstanbul'da hangi avm veya hangi çarşı,pasaj,iş hanı vs. tavsiyeleriniz var mı? Nerelere bakılmalı? Nereden alınmalı? Kaban bulamazsam en son mont falan alacağım. Mont içinde tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
soru icin geldim
(25.12.20)
Mahmutpaşa.
0
pass
(25.12.20)
Massimo Dutti veya Lufian'a bak..
0
anteelope_
(25.12.20)
f/p dediğin için mango - zara diyorum mont için. yılın ilk günü indirim olur. çok fazla çeşit oluyor. dandikleri değil, içi tam tüylü olanları veya sunni kürklüleri seçin.
0
rewlack
(25.12.20)
önerileriniz icin teşekkürler arkadaşlar. Bu Mahmutpaşa çarşısının ismi mi değişti? hürriyet çarşısı olarak görüyorum internette yanlış yere mi baktım... yine farklı önerisi olan arkadaşlardan fikir bekliyorum
0
🌸soru icin geldim
(25.12.20)
Mahmutpaşa çarşı olarak değil de sokak olarak...

Mahmutpaşa Ykş.
Fatih/İstanbul
goo.gl
0
pass
(25.12.20)
(4)

Braisserie tarzı yerler

ırene adler
->> Selamlar, İstanbulda yaka farketmez Beyaz Fırın, Kara fırın veya Pelit tarzında yerler arıyorum.Pastanesi veya güzel tatlıları olan ayrıca yemek olarak seçeneklerin de olduğu yerlerden bahsediyorum. Divan'da bu kategoriye girebilir. Başka neler var?
->> Selamlar, İstanbulda yaka farketmez Beyaz Fırın, Kara fırın veya Pelit tarzında yerler arıyorum.


Pastanesi veya güzel tatlıları olan ayrıca yemek olarak seçeneklerin de olduğu yerlerden bahsediyorum. Divan'da bu kategoriye girebilir. Başka neler var?
0
ırene adler
(21.12.20)
qaram
(21.12.20)
verdiğiniz örnekler brasserie değil, baya doğrudan pastane aslında.

görgülü var divan'a pelit'e benzer:
www.gorgulupasta.com

grandma var caddede, bakery tarzında, tatlıları iyiydi baya kektir vesairedir. ama yiyecek normal şeyler de vardı burada.
www.instagram.com

five o'clock diye bir yer var, acarkenttir kavacıktır o kesime hitap ediyor, pastaları falan çok güzel, yemek de varmış baktım.
fiveoclock.com
www.instagram.com
0
nimberjack
(21.12.20)
valonia. pelit'in alt markası, iyice fastfood'çuya döndü gerçi de.
ceviz ağacı.
divan.
venüs pastaneleri.
0
rewlack
(21.12.20)
gezi pastanesi
0
delidiyorum
(22.12.20)
(3)

Harç kredilerini yapılandırma kanunu ile ilgili soru

la traviata
Merhaba.Yeni çıkan yasayla tekrar yapılandırabiliyormuşuz eski borçları.Benim 1400 liralık harç borcum varmış. 1500 lira da gecikme faizi varmış toplam 2900 lira.Gelen mektupta yazdığına göre, eğer peşin ödersem gecikme faizini ödemiyorum. onun yerine Yİ-ÜFE'ye göre hesaplanan zammın 10'unu ödüyorum
Merhaba.
Yeni çıkan yasayla tekrar yapılandırabiliyormuşuz eski borçları.

Benim 1400 liralık harç borcum varmış. 1500 lira da gecikme faizi varmış toplam 2900 lira.

Gelen mektupta yazdığına göre, eğer peşin ödersem gecikme faizini ödemiyorum. onun yerine Yİ-ÜFE'ye göre hesaplanan zammın 10'unu ödüyorum sadece. (yüzde 90'ını ödemezsiniz yazıyor peşinde.)

Bu yi-üfe miktarı neye göre belirleniyor? muhtemelen bu daha düşük bir gecikme zammı çeşididir değil mi?

Yarın gitsem vergi dairesine toplamda 1500-1600 liraya bitirir miyim bu işi sizce?
Var mı yapmış olan?

not: taksitler 2şer ay ödemeli şekilde 6-9 ay taksit falan diye gidiyor ama ben onları genelde ödemeyi unutuyorum, yine aynı şekilde unutursam taksit yaptırıp bir daha yapılandırmayı bozarım diye düşünüyorum.


edit:
son durum.
1200'e hallettim : )
0
la traviata
(21.12.20)
"Yarın gitsem vergi dairesine toplamda 1500-1600 liraya bitirir miyim bu işi sizce?"

evet.
sadece süreye dikkat edin, yapılandırmadan sonra en erken ödeme ne zamanmış diye.
bir de yapılandırmanız onaylanınca yazıyor olacak zaten nakit tutarınız.
0
rewlack
(21.12.20)
elalemin ne vergileri siliniyor, bizim garibanlar harç borçlarını taksitlendirme derdin de hahahhaha

kolay gelsin..
0
theunderdog
(21.12.20)
rewlack

yarin yeditepeye gidiyorum. zaten o anda tamam derlerse yarin o anda odeyecegim icin kacirma durumum olmaz sanirim.

theunderdog

: )
normalde bu taksitle odenen biseydi yillar once. sonra ara odemeleri unutunca bu hale gelmis. cok garibanlik bir durum yok sadece unutkanligimin bedelini 1500 lira ekstra vererek odemek istemiyorum.
gerci tabi trilyonluk vergilerin silindigi yerde garibaniz o ayri : ) eyvalla
0
🌸la traviata
(21.12.20)
(5)

Sizce böyle bir seyahat mantıklı mı?(22.000 km)

Unde bach canim
Bütün yolları trenle, her ülkede birkaç günlük geziyle...https://youtu.be/avzHpPzeMWcNot: korona durumunun olmadığı varsayımıyla.
Bütün yolları trenle, her ülkede birkaç günlük geziyle...
youtu.be

Not: korona durumunun olmadığı varsayımıyla.
0
Unde bach canim
(21.12.20)
Başkan kulağa hoş geliyor ama 22.000 km diyorsun. Anam der ki; insan bal yese baldan bıkar. Bence siz bir Ankara-kars arası bir staj yapın. Duruma göre karar ver.
0
allah yazdiysa bozsun
(21.12.20)
Yapilir. Mantikli. Ama ben bu arkadas yerinde olsam transsibirya ile pekin e geldikten sonra orta asya yerine guney asyaya (tibet-hindistan) dogru giderdim. Kismetse yapicam hatta buna benzer bir yolu. Tabi ben st petersburgdan baslangic planliyorum
0
ala09
(21.12.20)
benim için değil. gittiğim yerlerde vakit geçirmeden öyle koştur allah koştur dünyayı trenle bir uçtan diğerine geçmenin pek de ilginç bir tarafı yok benim açımdan.

şu rotayı gittiğim her yerde birkaç gün kalarak geçebilsem o zaman muhteşem olurdu mesela ama ona da işte ne zaman yeter ne para, belki aylarca gezmen ve binlerce euro para harcaman gerekir.
0
der meister
(21.12.20)
@der meister
Zaten soruyu o şekilde sordum. Adam da öyle yapmış, bu bir kolaj video.
0
🌸Unde bach canim
(21.12.20)
rota çok kötü (benim için) yani sadece kişisel ilgi alanım açısından değil, seyahat güvenliği ve konforu açısında da kötü.
bir de mantıklı mı derken ne soruluyor tam olarak? trenle geziliyor olması mı?
tren ücretleri uçaklardan genellikle daha yüksek, bir de düşük ücretli kompartmanlar iyice beter oluyor. mevsim ne zaman olacak o da önemli. yalnız mı olacaksınız bir diğer önemli konu. avrupada müze gezmeye benzemez yani yalnız başına bu güzergahı gezmek.
0
rewlack
(21.12.20)
(6)

ev güzel koksun ama nasıl

Pertev nail
kimyasala boğulmadan ev nasıl güzel kokar? kokulu mum falan aklıma geliyor ama daha önce almadığım için konuya uzağım. ne alabilirim? teşekkürler.
kimyasala boğulmadan ev nasıl güzel kokar? kokulu mum falan aklıma geliyor ama daha önce almadığım için konuya uzağım. ne alabilirim? teşekkürler.
0
Pertev nail
(19.12.20)
çubuklu oda kokuları vardı, fena değillerdi. görece doğal sayılır hatta.

ben vanilyalı kullanmıştım, eh yani oda kokusuna biraz etki ediyor. diğer aerosol ve tütsülere göre iyiydiler.

örn: www.hepsiburada.com
0
kobretti
(19.12.20)
aşırı temiz olmalı ev. kokuyu taşıyabilmek için yani. alttaki kokuyu tutacak her şey ortadan kaldırmalsınız. bunun için yüzeyleri yağ çözücü şeylerle silmek ; sirke, alkol, çamaşır sulu su vs , düzenli havalandırmak gerek.

geniş yapraklı bitkiler alıp onları düzenli "siler" ve sularsanız faydası olur.

yapmanız gereken ısıtma yüzeylerine yakın yerlere veya hava sirkülasyonun olacağı yerlere yakın (havalandırma, klima, radyatör) koku esanslarını kullanarak bişeyler bırakmak. melisa, yasemin yağı veya özütü alabilir bunları belki kumaş pedlere döküp bu alanlara yerleştirebilrisiniz .

çubuklu oda kokularının (lütfen iyisi) alabilirsiniz. bu arada bunlar ve diğer tüm tütsü, sprey oda kokusu vs de kimyasal. veya daha doğalını siz yapabilirsiniz.
0
rewlack
(19.12.20)
Vileda kovasına biraz yumuşatıcı koyun.
0
cilekli krep
(20.12.20)
Atelier rebul un İstanbul serisi gayet güzel.
0
lüzumsuz adam
(20.12.20)
uzun demet lavanta alın. vazolara bolca koyun. 1 sene gidiyor.
0
iddaaci
(20.12.20)
Tütsülük ya da aromatik yağ ile buhurdan alabilirsiniz.

www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
0
kaset
(20.12.20)
(21)

Kadınlara bir soru: Size alınan hediyenin maddi boyutunu önemser misiniz?

Berck
Malum, yılbaşı yaklaşıyor... Söz konusu olan şey özel gün hediyesiyse(sevgiliden), gerçekten "önemli olan düşünülüp bir hediye alınmış olması" mıdır, yoksa düşük fiyatlı bir hediye verildiğinde "ne ucuzcu ya" diye içinizden bir memnuniyetsizlik yaşar mısınız?
Malum, yılbaşı yaklaşıyor...

Söz konusu olan şey özel gün hediyesiyse(sevgiliden), gerçekten "önemli olan düşünülüp bir hediye alınmış olması" mıdır, yoksa düşük fiyatlı bir hediye verildiğinde "ne ucuzcu ya" diye içinizden bir memnuniyetsizlik yaşar mısınız?
0
Berck
(16.12.20)
Memnuniyetsizlik yaşamam. Maddi değerinden ziyade üzerine düşünülmüş hediye daha kıymetli bence. Aksine pahalı bir hediye rahatsız eder. Aldığım hediyeler içinde en çok sevdiklerimden biri minik bir tahta taraktı misal.
0
Amaranta ursula
(16.12.20)
Gitsin postaneye yılbaşı kartı atsın mesela. Benden mutlusu olmaz. Maddi boyutunu önemsemem. İfade ettiği bir şey yok çünkü.
0
a perfect lie
(16.12.20)
maddi boyutunu önemsemem. ama geçerken öylesine standart bişey (benim için özel bi anlamı olmayan kupa, tshirt vs ) aldıysa da hiç almasa daha iyiydi derim. yoksa parayla satın alınmasına bile gerek yok, kendi yaptığı,yazdığı bişey bile olabilir.

öte yandan gayet pahalı bişey alınca da yine hediyesine göre "vay öküz, görgüsüzlük yapıp bu hediyeyi almış" yerine "canım, benim için etiketini önemsememiş" diyebilirim.

düşünülüp alınan hediye ne? burada o önemli.
0
jimjim
(16.12.20)
önemsemem, pahalı hediyenin altında ezilmek istemem.
0
siyah gece
(16.12.20)
pahalı hediye olması çoğunlukla artıdır.
ama ucuz hediye eksi değildir.

önemli olan elbette düşünmesi ama çoğunlukla düşünmeden alıyorlar bu da bir gerçek.
jimjim+1
0
rewlack
(16.12.20)
Pahalı hediyenin altında ezilmek de dert sonuçta ama milyoncudan mutlu yıllar yazan kupa ile gelince al senin olsun demişliğim var :)
0
cilekli pasta
(16.12.20)
Eski işyerimde yılbaşı hediyeleşme çekilişi yapılırken tüm kadınlar ortaya konuşup ehihihi 100 liradan ucuz olmasın ehhihih şaka şaka ihihih yapmışlardı.

Öylesine bir yazasım geldi.
0
heidi'nin dedesi
(16.12.20)
hediyede önemsenmiş olmak beni çok daha fazla mutlu ediyor. hediyeyi de değerli yapan şey benim için özel düşünülmüş olması. maddi değerini pek önemseyemiyorum.
0
kaptan maydanoz
(16.12.20)
Tek beklentim ucuz ya da pahalı beğendiğim bir şey alması. Sevgilimle artık bu zahmetlere girmek istemediğimiz için düz hediye çeki alıp geçiyoruz. Maddi ya da manevi anlam sevmiyorum işleve bakıyorum daha çok.
0
jazzabel
(16.12.20)
ucuz olmasi beni ilgilendirmez ama dandiklik ve dusuncesiz, gecistirilmis bir hediyeden hoslanmam. almak icin alinmasi kotu yani.

mesela gecen bir arkadasim baska bir arkadasima kolye aldi internetten. urunu alan kisi kendi adresine istedi o bakti gordu sonra diger arkadasa kargoladi. bence bu hediye cok guzel oldu :)
0
ala09
(17.12.20)
jimjim +1

bence burada maddi boyut, yol yordamla doğru orantılı olmalı.
bir de şöyle bir gerçek var: "düşünmesi yeter" diye bir şey yok bence.
hayır, düşünmesi yetmez, doğru düzgün bir hediye beklerim.
ama buradaki ölçü ne?

maddi durumu çok iyiyse, bana da eften püften bir şey aldıysa baştan savma bir hediye gibi görürüm ve kendimi değersiz hissederim.
maddi değeri yüksek olup hiç benle alakası olmayan bir şey alırsa da "düşünmemiş bile, parayı bastırıp almış" derim.
ikisi de beni mutlu etmez bu durumda.

yani bunun bir ortası olmalı.
bu doğum günümde sevgili değil de akraba konumunda biriyle buna benzer bir şey yaşadım mesela.
doğru zamanda, doğru tarzda, karşıdakine hem konum, hem yaş, hem ruh olarak hitap eden bir hediye almak önemli.
bu bazen el yapımı bir şey de olabilir, bir çanta ya da ayakkabı da.
çok değişken.

bir de yılbaşlarında daha eğlenceye yönelik, ıvır zıvır hediyeler alınabilir.
doğum günleri daha özel bence.
0
blatta hiberna
(17.12.20)
Hayır yaşamam. Hatta hayatımda beni en çok mutlu eden hediye elime hiç geçmemiş olan hediyeydi. Çünkü beklemediğim bir anda beklemediğim birisinden gelmişti, kabul edememiştim. Düşünülmek güzel şey.
0
ruhen hastayim ben
(17.12.20)
Kadınlar yerine erkekler yazın oraya ve düşünün , genellemenin nasıl bir canavar olduğunu görün.
0
docrivers
(17.12.20)
önemli olan sevmem.. sevdikten sonra parası önemli değil. özenini hissetmezsem üzülürüm.
0
lcha
(17.12.20)
eşime evlilik yıldönümünde iphone 11 aldım. ağladı ama üzüntüden "buna niye bu kadar para verdieeeaaaağğğn" çekti halbu ki hayaliydi. yani benimki maddiyata bakıyo ama harcama yönünden sdsfsd
0
KidLazer
(17.12.20)
Bu biraz kişilerin ekonomik durumuyla yaşıyla falan da ilgili. Özel bir gün olmadan öylesine içinden gelip alınan bir şeyin maddi boyutunu önemsemem. Ama karşımda işinde gücünde maddi problemi olmayan biri varsa doğum günü gibi özel bir günde doğru düzgün kaliteli bir şey beklerim.

Sırf benim beğeneceğimi, bana yakışacağını düşünerek fiyatına değer diyerek alınan bir hediye de düşünülmüş ve değer verildiğini gösteren hediyedir bana göre. Pahalıysa manevi değeri yoktur, düşünülmemiştir diye bir şey yok. Onun dışında akılda tutulmuş, o kişiye dair özel hediyeler de manevi anlamda önemlidir, pahalı olup olmadığına bakılmaz.

Yılbaşı özel bir gün değildir, kupa, kitap falan her şey alınabilir.
0
aquarium
(17.12.20)
Pahalı hediyenin altında ezilmek istemem +1

Daha ileri giderek, hiç hediye alınmamasını tercih ederim.
0
peki madem
(17.12.20)
Hediyenin benim düşünuldüğümu gösterme gibi bir işlevi yok bende. bu hediye işi beni okadar rahatsız ediyor ki 18-19 yaşı civarı hediye alıp vermeyi kestim yetişkinlerle. Hediyeleşme alışverişe dönüyor, üstelik sahiden zaman ve emek kaybı, her sene cetrefilleşen bir mesele, ugraşmaya değmez. Hayatı zorlaştıran bir şey çok. Coçuk tanıdık varsa alıyorum hala kücük seyler, onlar da resim falan yaparsa kabul ediyorum. Onlar dışında hediye konusunda katıyım.Şu olabilir, geziyorsunuzdur bir şeye bakıyordur, ihtiyaç ya da istediği o anda sen ödersin, kendiliğinden gelişen bir şey olur biter. Şimdiki sevgiliden de bir tek sneakers kabul ediyorum. O da diğerleri eskidiyse. Şöyle bir bakıyor, bunlar daha eskimemis diyor geçiyor, yıprandıysa ayakkabılar bir çift alıyor. Hep de aynı model bir sürprizi de yok ama ona seviniyorum çok (*-*)
ay soruya da cevap vermemis gibi oldum. Cevab veriyorym: Karşımdakini ucuzvu dneilecek ya da hava atacağı bir koşulu ortadan kaldirarak durumu çözüyorum
0
velvetmorning
(17.12.20)
asla. hediyedir. düşünülmek güzel. :)
0
naksidil
(17.12.20)
beni düşünerek seveceğim bir hediyeyi alması her zaman artıdır. misal yılbaşı hediyesi bana parfüm almış ama çok istediğim ve tek sevdiğim parfüm oydu, çok bilindik high end bir marka olmamasına rağmen kur farkından dolayı epey pahalı olan bir parfümdü. ben fiyatından dolayı alamıyordum. başka pahalı parfüm alsa hoşuma gitmezdi, özellikle onu almış olması beni çok mutlu etti. yani demek istediğim kişiye özel ve onun sevdiği bir şeyse maddi değerinin pek bir önemi olmuyor (fotoğraf baskılı yastık vb şeyler hariç).
0
harekatamiri
(17.12.20)
Önemsemem. Pahalı olmaması tercih sebebi hatta. İnce görsün yeter.
0
gayda
(17.12.20)
(8)

Yılbaşında eşe ne hediye alınabilir?

sigadam
Pandemi dolayısıyla çıkıp alışveriş yapamadığım için eşime internetten trendyol vb. ne alabilirim? Çok zorlanıyorum. Kadın arkadaşların fikirleri çok önemli. Teşekkür ederim
Pandemi dolayısıyla çıkıp alışveriş yapamadığım için eşime internetten trendyol vb. ne alabilirim? Çok zorlanıyorum. Kadın arkadaşların fikirleri çok önemli. Teşekkür ederim
0
sigadam
(10.12.20)
yılbaşı hediyelerinde kışlık romantik şeyler aklıma geliyor. mum, şamdan, atkı, şapka, eldiven, şal, tv battaniyesi, mug, termos, şemsiye, yağmur botu/çizmesi
0
ala09
(10.12.20)
Pijama takımı
0
sta
(10.12.20)
bornoz, powerbank, kulaklık, terlik, çakı
0
iwillsee
(11.12.20)
ben bayadır istediği bi bot vardı onu aldım. romantik değilim evet ama alacağıma ihtimal vermez çünkü pahalı baya o yüzden bence çok süper hediye.
0
entropik
(11.12.20)
parfum, makyaj malzemesi, mum, cilt bakim urunu.
0
hot potato
(11.12.20)
www.bathandbodyworks.com.tr burdan mum koku vs. birşey alın. Pahalı ( hatta bence buradan bu fiyatlara mum almak çılgınlık sayılabilir) ama kadınlar bayılıyorlar.
0
tss
(11.12.20)
ala09 +1
kahve falan seven biriyse termos mug falan alabilrisin. kokulu mum da olabilir yılbaşı temalı falan.
0
ruby elixir
(11.12.20)
eşinin tarzına göre
oysho veya intimissimi'den pijama veya iç çamaşırı alabilirsin.
iyi bir kahve makinesi, güzel kahve falan olabilir.
iyi bir termos falan da olur ama yani nalaka? üniv.den arkadaşın olsa süper olur eşin için en ideal hediye olmayabilir bence.
güzel bir parfüm falan da olabilir boynerde indirim vardır şimdi.
uzun süredir ilgilendiği, bi türlü almaya fırsat bulamadığı bişeyi alıp şaşırtabilirsin. @entropik haklı; özellikle senin ilgilenmiyor görünüp de aldığın bişey onu çok mutlu edebilir.

sakın ev eşyası, ortak kullanıma yönelik bişey falan alma.
0
rewlack
(11.12.20)
(15)

İşten çıkarma sebebi midir?

sta
Evimizdeki yardımcı 4 yaşındaki oğluma onların evlerinin orda bir arabanın kediyi ezdiğini ve kedinin ağzından burnundan kan geldiğini söylemiş. Sizce işten çıkartma sebebi midir? Aşırı sinirliyim de şu anda düzgün karar veremeyebilirim.
Evimizdeki yardımcı 4 yaşındaki oğluma onların evlerinin orda bir arabanın kediyi ezdiğini ve kedinin ağzından burnundan kan geldiğini söylemiş. Sizce işten çıkartma sebebi midir? Aşırı sinirliyim de şu anda düzgün karar veremeyebilirim.
0
sta
(10.12.20)
Bence öncelikle uyarın gidip yediği haltı temizlesin. Hatta sahte bir telefon konuşması yapsın çocuğun yanında.

Veterinere götürmüşler ve kedinin bir şeyi yokmuş meğer yemek yemiş ağzı hep yağ olmuş şapşiğin falan diye kıvırtsın.

Siz sakinleşince düşünün üzerinde. Şu anda acilen bir karar vermeyin.
0
pass
(10.12.20)
Degildir. Olayda da bir gariplik yok bence. 4 yasindaki cocugun bu olayi bilmesinde ne sakinca var anlamadim
0
ala09
(10.12.20)
bu gibi olaylarda hassas ve dikkatliyimdir ama sanmıyorum
okulda, sokakta arkadaşlarıyla konuşurken de ya da özetle "dışarıda" böyle şeylere maruz kalabilir, kalacaktır.
ama bence de @pass'ın dediği gibi kedininin iyi olduğuna dair bir açıklama duysa daha iyi olur.
ayrıca sıkı bir uyarı, sert ve net bir dille dikkat etmesi gerektiğini belirtin yardımcınıza.
0
rewlack
(10.12.20)
Çocuğun hayatın gerçeklerini tabii ki öğrenmesi gerekir ama bunu doğru yaşta doğru kişiden doğru bir anlatımla öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.
0
pass
(10.12.20)
pass +1
sebebini bilmem ama 4 yaşındaki çocuğa böyle şeyler anlatılmaz.
iyi niyetli bir insan ve boş bulunup anlatmışsa bi uyarın, durumu düzeltmeye çalışın.
aksi halde hayatın tüm gerçeklerini çocuğa anlatacak bir tip ise uzaklaşın.
0
seyduna6687
(10.12.20)
Uyarın ve @pass'ın dediği gibi bir çözüm bulun.
Güvendiğiniz birini yeniden bulmak zor çünkü.
0
pro9it9is9
(10.12.20)
Yardımcıyı çocuğa kavramları daha yaşına uygun yöntemle anlatması konusunda uyarma sebebidir. Fazlası değildir.
0
IncredibleMau
(10.12.20)
O yaştaki çocuğa öyle şeyler anlatmak resmen travma sebebidir. Zaten çocukların hayal gücü de zengin. Gözlerinin önüne getirdikleri şey şoke edici ve günlerce aklından çıkmaz. Benim bile çıkmaz yani. Yardımcınız muhtemelen ince düşünecek biri değil, düz adam Sabri modunda. Çocukların ne kadar hassas olduğundan bahsedin ve böyle şeyler anlatmaması konusunda kesin bir dille uyarın. Devam ederse çıkarın. Bu arada pass +1
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(10.12.20)
ben 4-5 yaşındayken hardcore yobaz ailem ilerde içki içersem suratımın içtiğim kasede parçalanacağından, yecüç mecüçten bahsederdi altıma sıçardım korkudan :) şimdi bu hikayeyi görünce kendi garibanlığım geldi aklıma.

yardımcının yaptığı öküzlük ama ilk vukuatiysa işten çıkarma sebebi değil bence. uyarın tekrarlanırsa o zaman şutlarsınız.
0
egokalp
(10.12.20)
geçen sene bir gün otobüs durağında beklerken, küçük bir kız çocuğu da anne-babasıyla bekliyor, sohbet ediyorlardı. yakınlarda ağacın altında ölü bir kuş gördüler. babası da, aaa kuş ölmüş filan dedi. kızın neşesi kaçtı, bir kaç saniye sessizlik oldu. sonra adam toparlamaya çalıştı, uçmaktan yorulmuş o, hava da sıcak ya, sen nasıl öğlen uyuyorsun o da uyumuş, hava serinleyince uyanıp uçar filan dedi. özetle yardımcıya uyarı ve pass+1
0
miranda
(10.12.20)
Ya başka saçma sapan şeyler de anlatıyorsa?
0
suicides underground
(10.12.20)
Yardımcı derken çocuk bakıcısı mi? Temizlikçi mi?
0
elorelia
(10.12.20)
@elorelia: Evde her türlü işimize yardımcı. Temizlik, yemek, ütü vs her şeyi yapıyor. Boş vakti olduğunda da benim işim varsa arada oğlumla zaman geçiriyor.
0
🌸sta
(10.12.20)
Bakicidan beklenecek hassasiyeti kendisinden beklemek mantıklı değil o zaman. Uyarılabilir.
0
elorelia
(10.12.20)
değil.
yapmayın:)
0
alt4y
(10.12.20)
(7)

Kablosuz Mikrofon Çalışma Prensibi_Mega Cahil İçerir

rewlack
Ciddi soruyorum :D bu yaşımdav aklıma takıldı. hani ekranda sunucuların beline -adaptörü falan sanırım- taktıkları yaka mikrofonları nasıl çalışıyor? yani sesi nereye nasıll kaydediyor? yani kamerayla nasıl iletişim kuruyor mikrofon?thanks.
Ciddi soruyorum :D
bu yaşımdav aklıma takıldı. hani ekranda sunucuların beline -adaptörü falan sanırım- taktıkları yaka mikrofonları nasıl çalışıyor?
yani sesi nereye nasıll kaydediyor?
yani kamerayla nasıl iletişim kuruyor mikrofon?

thanks.
0
rewlack
(10.12.20)
Wireless bağlantısı ile
0
olaylar olaylar
(10.12.20)
telsiz telefon gibi radyo frekansı üzerinden.
0
sutlu nescafe
(10.12.20)
kamerayla iletişim kurmuyor, ses ayrı görüntü ayrı olarak alınıyor.

kamerayla alakası yok.
0
killerbee
(10.12.20)
peki canlı olmayan yayınlarda nasıl?
sesi kaydedip sonra görüntüyle montajlıyorlar mı?
0
🌸rewlack
(10.12.20)
canlı olmayan yayınlarda da aynı şekilde. ses ve görüntü hep ayrı alınır.
0
orient blue
(10.12.20)
telefonuna bağlanan bluetooth kulaklık gibi düşün. onun çok daha güçlüsü, çok daha kalitelisi.
0
co2s2
(10.12.20)
Kablosuz mikrofonlar transmitter (verici) (konuşmacının beline bağlanan adaptörü dediğin parça) ve receiver (alıcı) şeklinde çalışıyor.

Basit youtube çekimlerinde kameranın mikrofon girişine receiver parça kabloyla bağlanıyor. Yani iki parça geliyor, biri konuşanda diğeri kameranın üzerinde


Stüdyo çekimlerinde de muhtemelen çok kanallı mikser ile görüntü ve birçok mikrofonu senkronluyorlardır.

www.rode.com
0
Northern Mariner
(10.12.20)
(6)

Sosyal sınıf tabu mu? Varlığından bahsetmek ayıp mı?

i ve been mistreated
İnsanlar Üst- orta üst- orta - alt orta - alt sınıf olarak gelir düzeyleri ve tüketim alışkanlıklarına göre kabaca ayrılmıyor mu? Eğitim ve entelektüel sermaye de bunda muhakkak biraz pay sahibi oluyordur. İnsanlara bu konulardan bahsedince neden “niye insanları böyle ayırıyorsunuz, herkesi bir bire
İnsanlar Üst- orta üst- orta - alt orta - alt sınıf olarak gelir düzeyleri ve tüketim alışkanlıklarına göre kabaca ayrılmıyor mu? Eğitim ve entelektüel sermaye de bunda muhakkak biraz pay sahibi oluyordur. İnsanlara bu konulardan bahsedince neden “niye insanları böyle ayırıyorsunuz, herkesi bir birey olarak değerlendirmek gerekmez mi” türü tepkiler alıyorum? Kendi sınıfımızı bilmek bizi siyasi açıdan daha bilinçli, ayakları yere basar hale getirmez mi? Niye insanlar rahatsız oluyorlar ki?
0
i ve been mistreated
(06.12.20)
En basit şekilde; bir kısım insanı, kendileri kolay bir şekilde seçemedikleri ve değiştiremedikleri bir neden yüzünden diğer bir gruptan daha alt şeklinde ayırmak ve bunu insanların yüzüne söylemek hoş değil.

Kendi sınıfını bilmek insanı daha bilinçli yapar ama daha mutlu yapar mı ve insanlar bunu ister mi soru işareti.
0
archmage mahmut
(06.12.20)
bu sınıfların farkında olmak başka şey. altını çizip ayrıştırmak başka şey. sınırı ve aradaki farkı bilmek gerek. yaklaşımda da böyle bir ayrıştırıcı dil, bakış açısına sahipseniz elbette rahatsız olur insanlar.

ben kendi adıma sabancı olmadığımı biliyorum ama sabancılarla aynı insani hak ve özgürlüklere sahip olduğuma en azından sahip olmam gerektiğine inanmak istiyorum. (pratikte gerçek olmayabilir)

bir de ahlak ve böyle yargılar, sınıf farkındalığı vs zaten orta sınıf içindir. bu arada orta sınıf kavramı da kendi içinde bir oksimoron aslında. sınıf temsiliyeti için bir çatışma/çelişki/antonist-protogonist ayrımı lazım. (işçi sınıfı ve burjuva sınıfı gibi. ) orta sınıf neden sınfı olsun? neye karşı olarak ne argüman üretiyor. öte yandan yine kavram olarak sınıf kavramı zaten günümüde toptan anlamını yitiriyor. neyse bunlar işin teorik tarafı..

özetle insanlar demokratik bir ortam, bakış açısını önceliklendiriyor artık. pratikte bu demokratik ortam sağlanamasa da en azından kağıt üstünde öyle olabileceğini düşünmek istiyorlar.

sınıf bilincinin ayaklarımızı yere basar hala getirememesi de az önce açıklamaya çalıştığım "sınıf bilincinin" artık mümkün olamaması. ben hangi paydaşlarla, neye karşı ya da neye istinaden "dayanışacağım" da bana faydası olacak? bireyselleşme(olumlu anlamda kullanıyorum) ve bireysel özgürlükler artık sınıf olmaya, sınıf doğruları için birarada hareket etmeye engel oluyor. kollektif bir temsil olmayınca da ben tek başıma bir yere yamanamıyorum.

özetle evet, yıl omuş 2020 bence de artık herkesi birey olarak değerlendirmeli. o bireyler kendi ekonomik ve sosyal sınıflarında yaşayıp gitseler de kalabalıklardan söz edemeyiz artık.
0
rewlack
(06.12.20)
@rewlack söylediklerinizin neredeyse hiçbirine katılmıyorum
çok zenginlerle aynı özgürlüğe sahip olduğuna inanmak istemekle kalmak yerine o özgürlüğe ulaşmak için siyasi mücadele verirseniz bir noktada kendinize belli açılardan benzeyen insanlarla dayanışmanız gerekecek.

Bu kadar literatüre rağmen orta sınıfın olmadığını iddia etmeniz çok tuhaf gerçekten. Size orta sınıfın sözlük tanımını getiremem, herhalde siz de google kullanabiliyorsunuzdur.

Yine insanların olmasa da öyle düşünmek istemesinden bahsediyorsunuz. Acaba siz gerçeklerin farkında olmak yerine hayal dünyasında, kafasında kurup inandıklarına yaşamayı seven biri misiniz? Niye insanlara bunu genelliyorsunuz?

Türkiyede orta sınıfın vergilerle nasıl sömürüldüğünü öne çıkararak çok güzel dayanışabilirsiniz bence. Siyasi düşüncelerinizi gerçekten çok merak ettim, bana kıyasla çok başka düşünüyorsunuz.
0
🌸i ve been mistreated
(06.12.20)
:D
canım arkadaşım,
insanların neden böyle bir eğilimde olduğunu kendimce; gözlemlediğim kadarıyla açıklamaya çalıştım.
vergiler, sömürüler hak ihlalleri vs ben de hepsinin farkındayım. kimsenin o "özgürlüğe ulaşma" motivasyonun bulunmadığı kabulüyle (bunu da gözleme dayanarak söylüyorum) neden kalmadığını açıklamaya çalıştım. bu doğrudan olup bitenleri doğru bulduğum ya da benim de öyle düşündüğüm anlamına gelmez. ne diyeyim inşallah dayanışırlar/Dayanışırız da değiştiririz birşeyleri. ama bakiim hiç de öyle durmuyor kimse. hayal dünyasında yaşamak asıl bizim doğruları, gerçekleri göstererek diğer herkesin de aynı duyarlılık ve bilinçle yaklaşmasını beklemek olur.
hayat ne yazıkki bu kadar rasyonel bu kadar modernist değil artık bunu söylüyorum.

açtığınız duyuruda insanlar neden böyle davranıyor diye sormuşsunuz bu cevpları bunun için. bir kez daha belirtmek istedim. insanların özgürlüğe ulaşmak için sınıfsal bir mücadele vermeli mi vermemeli mi değil; neden sınıfsal mücadele vermedikleirni anlatmaya çalışıyorum. zira göremiyorum, belki ben göremiyorumdur.
0
rewlack
(06.12.20)
Sınıf ayrımı üçüncü kişilerce yapılan bir ayrım. İnsanların bir arada olup hak aramaları için mantıksal olarak kendilerini sınıflandırması gerekir. Bu nedenle bu ayrım insanlarda geri teper. Bu noktada mesleklere göre yapılan ayrım bile sınıf ayrımından daha gerçekçi sonuçlar verir. Sınıf ayrımı konusunda eksiklikler ve yetersizlikler de var.
0
dissendium
(06.12.20)
Evet doğru düşünüyorsun .

İnsanlar temelde inançlarına göre ayrılırlar. tarihte siyasette ekonomide de bu hep böyledir.
Maddiyatın aşırı önemsendiği bir dünyada haliyle insanlar maddiyata göre sınıf/kesim oluşturuyorlar.

İnsanı, aileden kültürden inançtan akrabalık bağlarından ve duygu ve maneviyatından ayırıp biresellik adı altında sadece nefes alan bir ham madde olarak ele almak demek herkesin gözüyle görmediği bir global bir güce adapte olması anlamına da geliyor. Küresel çalışmalar da bu yöndedir.
(Parçala böl yönet politikası sadece Ortadoğu'da uygulanmıyor)
Bu türden örnekleri bazı bilim kurgu filmlerinde de görebiliriz.

Bireysellik, kendimizden ayrılmak ve aslında bize ait olmayan, birileri tarafından önümüze konan bir konsepti başka alternatifi yok mudur bile demeden kabullenmek demektir.

Bunda çeşitli yayınlarda, sosyal medyada yürütülen ve yine bizzat sosyal medya platformlarının da algı operasyonlarında payları büyüktür.
Körü körüne takip edilen "markalar"
algı ve hayattaki diğer kişisel tercihlerimizde etkili olmaktadırlar .
Bu şekilde başkalarının oltasına takılmayı Özgürlüğün ve bireselliğin peşinde koşmak zannediyoruz maalesef.
0
Erva
(06.12.20)
(4)

Kahve gurularına soru

babafingo
çibo'dan Brazil Mild mi alalım yoksa Feine Milde mi?
çibo'dan Brazil Mild mi alalım yoksa Feine Milde mi?
0
babafingo
(06.12.20)
Latin grande Guatemala güzel.
0
kararsızataletfilozofu
(06.12.20)
Brazil Mild kendilerinin de yapıp sattıkları olmalı. güzel aroması zengin. daha garanti bi lezzet.
feine milde denemek güzel ama içimi daha yumuşak gelmişti. bana uymuyor ama çok sevebilirsiniz de.

Guatemala da güzeldi+1

daha sert, sabah beni uyandırsın derseniz de african blue.
0
rewlack
(06.12.20)
dedim ben sana
(06.12.20)
Ben hep Feine Milde aldım. Sürekli çay gibi içtiğim için içimi yumuşak olan tercihim oldu :)
0
superfluid
(06.12.20)
(4)

gömlekleri siyah kotla çamaşır makinesine atmak

panamera
Selamlar, dünyanın en yapılmaması gereken şeylerinden birini yaptım ve daha yepyeni aldığım gömleklerimi siyah kotla attım makineye. 30 derecede hassas programda yıkayacağım için birşey olmaz sanmıştım. 6 gömlekten 4'ünde siyah boya lekeleri oldu. bir kısmı da görünür yerlerde. gömlekler, kravatla k
Selamlar, dünyanın en yapılmaması gereken şeylerinden birini yaptım ve daha yepyeni aldığım gömleklerimi siyah kotla attım makineye. 30 derecede hassas programda yıkayacağım için birşey olmaz sanmıştım. 6 gömlekten 4'ünde siyah boya lekeleri oldu. bir kısmı da görünür yerlerde. gömlekler, kravatla kullandığım düz açık renkli gömlekler üstelik. bir umut 40 derecede bir kez daha yıkadım ama lekeler gitmedi. yapılabilecek bir şey var mı? ya benimsin ya kara toprağın diyip çamaşır suyuyla yıkamamak için zor tutuyorum.
0
panamera
(06.12.20)
yuh. öncelikle mağara nasıldı diye sormak isterim.

renkliler için sanırım siyahlar için de vardı, renk karışımını önleyici yıkama bantları falan var. artık geç ama yine de onlardan alınabilir.
renk açıcı/leke çıkarıcı kosla oxi action gibi ürünler kullanılabilir.
en son çare kuru temizleme ya da verecekleri fiyata göre yeni gömlek alma.
40 derece zaten yetmez 60 falan yapmanız lazım yukarıdaki kimyasallarla.
0
rewlack
(06.12.20)
Biobellinde 3x diye bir temizleyici var. Renklilerde de kullaniliyor ve cok iyi temizliyor diye biliyorum. Onu deneyebilirsiniz. Trendyolda falan satisi var.
0
balpolen
(06.12.20)
leke çıkartıcılarla bölgesel olarak temizleyip öyle yıkaman lazım çok yayılmadıysa
0
hayat53
(06.12.20)
ilginç bir şekilde duyuruda 3 cevap görünüyor ama ben iki görüyorum.
0
🌸panamera
(06.12.20)
(15)

Ev sahibi olmamayı sorun olarak görmem

ırene adler
>>Selamlar arkadaşlar, 18 yaşıma kadar kendimize ait evde yaşadık İzmirde. Kira nedir bilmezdik.Eğitim için İstanbula geldim. Sonra ailemde buraya yerleşti.6 senedir aynı evdeyiz.İzmirdeki evimizde ailenin diğer fertleri kalıyor. O evin yarısı bizim. Şimdi lüks ve nezih semte yakın bir nokta kirada
>>Selamlar arkadaşlar, 18 yaşıma kadar kendimize ait evde yaşadık İzmirde. Kira nedir bilmezdik.

Eğitim için İstanbula geldim. Sonra ailemde buraya yerleşti.6 senedir aynı evdeyiz.İzmirdeki evimizde ailenin diğer fertleri kalıyor. O evin yarısı bizim. Şimdi lüks ve nezih semte yakın bir nokta kirada oturuyoruz İstanbulda. Kiramız 2200 TL an itibariyle. 6 senedir oturduğumuz için artışlar fazla olmadı. Çevre muhitte ev kiraları çok fazla arttı. Bizim kira bir tık diğer evlere göre iyi.

Ortalama bir gelire sahibiz aile olarak.(Totalde 13 bin TL aylık gelir). Yalnız nedense ev kirasına verilen paraya çok acıyorum ben. Sürekli bir evimiz olsa deyip duruyoruz ailecek. 4 ay önce krediler düştüğü zaman almaya niyetlendik fakat düzgün bir ev bulamadık. Bir anda ev fiyatları da arttı. Biraz birikmişimiz var. Yine de krediye girmeye cesaret edemedik. Şu an birikimi arttırmaya çalışıyoruz. Kredi çekip ev alsak en azından artış olmayacak yıllar geçtikçe ödenen miktarda. Alacağımız evde yaşadığımız semtten, buranın rahatlığından feragat etmemiz gerekicek. Lüks bir semtten ev almamız mümkün değil. Kirayı ödeyebilecek durumda olsak bile, nedense bu konuyu kafama takıyorum, bir evimiz olsa İstanbulda kafam daha rahat olur diyorum çünkü özelde çalışan bir insan olarak iş sürekliliğimde kesin değil. Acaba bu noktadan dolayı takılıyor olabilir miyim bu konuya?

Kirada oturanlar varsa aramızda siz nasıl hissediyorsunuz? Geliriniz fazla olsa da verdiğiniz paraya acıyor musunuz kiraya?Yoksa kira bana istediğim yerde oturabilme özgürlüğünü sağlamış oluyor bir yandan diyor musunuz? Acaba bu düşüncem 18 yaşına kadar kira kavramını deneyimlememiş olmamdan kaynaklanıyor olabilir mi?
0
ırene adler
(14.11.20)
Birikimlerinizi arttirarak evi pesin alamazsiniz. O hizda birikim yapilamiyor ulkede. Ev almak icin kredi kullanmalisiniz. Mart nisan gibi bir kredi muslugu daha bekliyirum. Bu surecte ev arayabilirsiniz.
0
karlmarx
(14.11.20)
istanbul'da mevcut şartlarda ev almak mantıklı değil, kiralar ev fiyatlarına göre daha uygun. bu yüzden çok da dertlenmeyin derim.


örneğin, evin değeri kadar parayı bankaya mevduat olarak yatırsanız evin kirasından daha fazla mevduat faizi alırsınız.
0
fever
(14.11.20)
İstanbula çalışmaya gelene kadar kira nedir bende bilmezdim kendi evimizde oturuyorduk, ancak istanbula geldim ailemden ayrıldım kiracı olarak taşındım, çok sorgulamıyorum açıkçası sokakta mı yatıcam mecbur vercem kira. Ha ama şunu yaptım bir kaç önce memleketten ev satın aldım. Yani denilen gibi birikim ile ve standartlarını düşürmeden alman imkansız, standartını düşürülen ve krediye giricen.
0
paramolacak
(14.11.20)
Ömür boyu kirada oturabilirim. Ev almak bana mantıksız geliyor. O kadar parayla çok daha akıllı yatırımlar yapılabilir.

Şu an çok birikmişim yok. Olduğunda NASDAQ borsasından güvenilir şirketlerin (Amazon, Microsoft, Apple vb.) hisselerinden alıp uzun vadeli yatırım yapmayı düşünüyorum.

Geçenlerde bir hesap yapmıştım.
2015 Ocak ayında 100 bin liralık Microsoft hissesi almış olsaydık 2020 Ocak ayında 1 milyondan biraz daha fazla bir paramız olacaktı. Bu süretçe Microsoft 4 kat, dolar da 2,5 kat arttı. totalde 10 katına çıkan bir yatırım. Herhangi bir evin bu kadar değerlenebileceğini sanmıyorum. Bu 5 yıllık süreçte de verdiğim kirayı bugünkü kiramla hesaplayacak olsam 120 bin lira yapıyor.
0
himmet dayi
(14.11.20)
ailem derken kimi kastettiniz?
anneniz babanız mı?

totalde 13k anne-baba-siz içinse ev alacak krediye girecek bir ücret değil üzgünüm.
istdan ev almak mantıklı dğeil +1
ben de aynen sizin gibi muadillere göre az vererek 2,5k kira veriyorum. evim yok diye asla üzülmem. tek derdim depreme daha dayanıklı bir eve çıkmak.

ayrıca ömür boyu anne babanızla birlikte kalmayacaksınız. kendi geleceğinizi düşünün. gelecek senelerde nerede yaşacayaksınız? ona göre küçük bir 1+1 de alabilirsiniz. başka şehirlerden yatırımlık alıp kiraya verebilirsiniz vs vs.

kendi evinizde kalan aile fertlerinden kira almıyor musunuz?
o evi satıp üstüne katıp başka bir ev alabilirsini falan.
bir sürü opsiyon mevcut ama sadece 13k gelirle -ister kredili ister kredisiz- peşinat olmadan ve istanbulda ev almak mantıklı değil.
0
rewlack
(14.11.20)
Hocam İstanbul için sıkıntılı durumlar var. Mesela Avrupa yakasının uzak bir bölgesinden ev aldın dliyelim ki Halkalı tarafı, sonra Anadolu yakasının uç bir kısmında güzel bir iş buldun, gidip gelmen mümkün olmuyor evini satman lazım. Bu anlamda İstanbul, İzmir veya Ankara gibi değil.

Ben yaklaşık 7 senedir kirada oturuyorum, en fazla 1900 TL ödedim aylık, şu an onun da altında. Kiram makul olduğu ve oturduğum evden çok memnun olduğum için şu an bir sorunum yok. Planımı yaptım, inşallah maksimum 1,5 sene içinde oturduğum bölgeden ev alarak bu sorunu çözeceğim. Geçmiş dönemde iyi ki ev almadım diyorum; biraz sık iş değişikliği yaptığımdan yıllarca yollarda telef olacaktım, gelirimi dört duvarın kredisine bağlayıp seyahatlerime, kendime, ilgi alanlarıma para harcayamayacaktım. Bu açıdan baktığımda iyi ki ev almamışım diyorum.

Öte taraftan her sene kira zammı olayı, ev sahibiyle pazarlık vb. beni çok geriyor. İstanbul'da ev sahibi olmak lazım ama hayatının en önemli amacı gibi görme. Gerekiyorsa uygun fiyatlı, kolay satabileceğiniz, yatırımlık 1+1 evler bakın, kiraya verin. Durumlar iyi olduğunda satar oturacağınız bir eve harcarsınız. Alternatif çok açıkçası.
0
Lethe
(14.11.20)
Ben de senin gibi düşünüyordum ve artan ev fiyatlarına rağmen kredi çekip ev aldım. Kredi oranları 0.64’ten 1.2-1.3’lere yükseldi ve geçen karşı dairem benim aldığım fiyatın 50 bin tl üzerine satıldı. Memlekette şöyle bir sıkıntı var: bir şeyin fiyatı her be sebeple olurla olsun (döviz, karaborsa vs.) arttığında, şartlar normale dönse bile düşmüyor. Bunun da sebebi memleketin çooook büyük bir kısmının “yemeyelim içmeyelim de bir evimiz olsun” demesi. Yani eve, arabaya vs. hep talep var artık.

Siz de duygusal davranmadan (daha ucuzken almadım, şimdi neden alayım mantığı) imkanlarınız da el veriyorsa bir ev almayı ciddi ciddi masaya yatırabilirsiniz.
0
giovanne
(14.11.20)
fever +1
himmet dayi +1

bu pandemi başlangıcında içinde oturduğum evi belki alabileceğimi düşünmüştüm, o da hali hazırda içinde olduğum için.
ama anlaşamadık, iyi ki de olmamış diyorum.

istanbul depremi beklenirken, şubat'ta 600 bin lira olan evler bir milyonun üzerine çıkmışken hiç lüzum yok.
varsın ömür boyu emlak balonu patlamasın, fiyatlar hep artsın, yine de ev almamayı tercih ederim.
ev alma isteğimin tek nedeni içini kırıp döküp tadilat yapmak, istediğim hale getirip istediğim gibi bir evde yaşamak olur.
ama bunun için de milyonlarca lirayı 2 ya da 3+1 eve gömmem.

anadan babadan kalan ya da zamanında alınmış evi olanlar şanslı.
şu şartlarda ev almayı kovalamak artık çok anlamsız geliyor.
şartlarım çok iyi olursa alırım bir arazi, üzerine dikerim istediğim gibi müstakil bir ev, o ayrı.
onun dışında, hiç sanmıyorum.
ekonomik olarak şu şartlarda pek iyi bir vizyon değil bence.
0
blatta hiberna
(14.11.20)
Alışkanlıklar önemli. Bir kez iyi hissettiren bir şeye sahip olduğunda bunun devam etmesini istersin. Hiç ev sahibi olmamış kişilere kirada olmak koymaz. Normal şartlarda kiraya verilen paraya acırım, hele 3-5-7 bin kira verenleri hiç anlamıyorum fakat yine de ev satın almaktan yana değilim. Evimden ve kiramdan memnun olmamı bir kenara koysak bile ev almayı mantıklı bir iş olarak görmüyorum. Bunun tek istisnası var, hayatının sonuna kadar yaşayacağın şehri bulmak ve o yaşamı kurmak.
0
alfred
(14.11.20)
bok gibi hissediyorum. çok kazansam da elin duvarına yüksek kira ödemem. standartımı düşürür, para biriktirir en kısa zamanda ve hep oturabileceğim bir ev almaya çalışırım. şu anda da öyle yapıyorum zaten. kalanı da tabi ki kredi çekerim. ödeyeceğin kredi taksidi şu an verdiğin kiraya yakınsa zaten bana göre mantıklı olan da bu.

oturduğum evin kirası çok ucuzsa belki kiralamaya devam ederim. sahip olduğum evi kiraya veririrm böylece daha çok para geçmiş olur elime.
0
sonsuz
(14.11.20)
eğer kıraniz ev fiyatına göre düşükse kiracı kalmak mantıklı.

fakat ne olursa olsun evin parasını tamamını biriktirip alma işi hem zor hemde finansal anlamda mantıklı değil.
her türlü konut kredisi kullanmak mantıklı. şu amcayı izleyebilirsiniz;
www.youtube.com
0
nuisance
(15.11.20)
Para biriktirerek ev almak nerdeyse imkansız; biraz birikim+bütçeyi çok sarsmayacak, olumsuz koşullar planı yapılmış kredi ile ev alınabilir.

Ev alma kafası iyidir, farklı muhitten/şehirden alınıp kiraya verilip yine istenilen yerde oturulabilir. Eve yatırım derken milyon dolarlar kazandıracak anlamda yatırım denilmiyor, geleceğiniz için elinizde olacak bir garanti anlamında yatırım deniyor. Sanırım bu anlam karmaşasından ötürü evden yatırım mı olur kafası doğuyor. Halbuki eviniz varsa iyi kötü elinizde bir şey var, yıllarca havaya verilen kiralar sonunda elinizde bir tuğla bile kalmaz, böyle düşünmek lazım.

Bütçeme göre ödeme planını da yaparak küçük bir ev aldım, kiraya verdim, hem borcunu ödemede katkı sağladı, hem de şu an oturduğum evin kirasını karşılıyor. O dönem ev almasını tavsiye ettiklerim halen kirada istedikleri yerde oturuyor, ben de istediğim yerde oturuyorum ayrıca bir de evim var. Çocuklukta hiç evim olmadı hep kiracıydık, bu yüzden ev sahibi olmanın kıymetini biliyorum. Yanlış düşünmüyorsunuz. Yalnız iyi hesap yaparak, bütçeyi darmaduman etmeden ev almak iyir.
0
epitaf
(15.11.20)
18-35 arasi kirada gecti. 35'de ilk evimi aldim pisman degilim.

Konfor satin aliyorsun bir kere, basini sokacak bir kapin oluyor. Kimse sana cik diyemez, kontrole gelemez, vs. Ev sahibi basagrisi, kira baskasini zengin etmekten baska birsey degil.

Belki ayni parayla borsada oynasan cok kisa ya da uzun vadede daha cok para yapabilirsin ama donuna kadar kaybetme olasiligin da var. Evin uzun vadede deger kaybetme olasiligi yok.

Fazla dusunmeden butceye uygun birsey cakin bitsin..
0
cooperr
(15.11.20)
Kira hayatinin sonuna kadar duzenli odedegin ve sonucta eline gecen somut bir sey olmayan sonuçsuz bir süreç olduğu icin kredi cekip ev almak mantikli. Ev alip kiraya verip oradan gelen kirayla evin kredisini ya da kendi oturdugun evin kirasini kapatmak da bir cozum.
0
passive aggressive
(15.11.20)
oturacağın evi, evin yeni, depreme dayanıklı ve gerekli asgari şartları sağlaması şartıyla düşük faizli krediyle yakalarsan fiyatı düşünmeden direkt yapıştırırsan ondan sonrası oldukça keyifli bir şekilde geliyor. dediğin gibi kira sürekli olarak çöpe giden bir para. parayı mevduat faizine koyup kira ödemek gibi hareketler yaparsanız 10 sene sonra elinizde enflasyona karşı patates olmuş bir mevduat kalır, ev alırsanız en azından kira ödemez, ev de 3-5 değerlenirse cebinize para kalmış olur. bazı arkadaşların dediği gibi kirada oturmak çok büyük stres, birkaç kez kiradaki evim satıldı, bir keresinde taşınmak zorunda kaldım, bunların hepsi çok büyük problemler gerçekten. şimdi gencim ama ileride yaşım ilerlediğinde böyle bir durumda kalmak istemedim.
0
roket adam
(15.11.20)
(8)

Çağdaş eğitim çok da çağdaş değil mi?

kiriko
Arkadaşlar derslere giriyoruz fakat ne zaman yapılandırmacı yaklaşımla öğrenciye yaklaşsak sonu iyi bitmiyor.Ders ilgilerini çeksin diye şarkıyla giriyoruz biraz espri yapalım ders eğlenceli olsun diyoruz vs vs sonuçta öğrencilerin şımardığını ve çok hareketli olduğunu gözlemliyoruz.Sorun öğretmende
Arkadaşlar derslere giriyoruz fakat ne zaman yapılandırmacı yaklaşımla öğrenciye yaklaşsak sonu iyi bitmiyor.Ders ilgilerini çeksin diye şarkıyla giriyoruz biraz espri yapalım ders eğlenceli olsun diyoruz vs vs sonuçta öğrencilerin şımardığını ve çok hareketli olduğunu gözlemliyoruz.Sorun öğretmende mi öğrencide mi sistemde mi anlayamadık.
0
kiriko
(10.11.20)
hayatım boyunca hiç bir zaman sürekli espri yapan, dersi sevelim diye alakasız şeylerle sevdirmeye çalışan hocaları sevemedim. bir çok öğrenci de sevmiyordur. şirket yönetmiyorsunuz ki insanların mutluluğu için şarkı espri vs uğraşasınız.

en temel sevdirme ve dikkat toplama yöntemi, dersin gerçek hayattaki örneklerini anlatmaktır, hikaye anlatmaktır. örneğin akademisyenseniz ve x dersine giriyorsanız, öğrencilere diğer ülkelerde yapılan çalışamaları, insanların neler yaptığını, ülkemizde de x alanında çok iyi çalışmalar olduğunu söylemeniz karşı tarafın kulaklarını tavşan gibi dikleştirir.

ha ilkokul ortaokul öğretmeniyseniz, sınıfınız vasat öğrencilerden oluşuyorsa, okulun olduğu konum alt kesimden insanlara aitse sizin de hikaye anlatma,dikkat toplama gibi becerileriniz yoksa, emekliliğinize kadar bu sıkıcı ve vasat sistem devam eder. zaten öğretmenlerin kontrol edildiği bir mekanizma da olmadığı için 1-2 seneye amaan der sallarsınız önünüze bakarsınız muhtemelen
0
avatar is back
(10.11.20)
otorite figürünün toplumsal tesiri ile alakalı sanki.

siz öğretmen olarak bunu deniyorsunuz sonra çocuk eve gidiyor "baba ne derse o olur" kafasını görüyor. Yahut tam tersi durumlar veya başka alanlarda benzer şeyler.

yetişkinlerde de aynı durum olabiliyor örneğin yazdığınız şekilde çalışılan bir iş ortamı ve sonrasında otoriter devlet figürü çatışması vs.

kafa gidiyor yani. olay biraz daha topyekün derin sanki.
0
AlsterWasser
(10.11.20)
genelde eğitim bilimleri ideal öğrenci tipi üzerinden varsayım yapıyor. yapılandırmacı yaklaşım için hazır bulunuşluk, uygun sınıf ortamı, öğrenci mevcudunun azlığı ve iyi bir planlama lazım. bizde genelde bunların biri veya birkaçı eksik oluyor.

30-40 kişinin olduğu sınıfta proje gelişimini nasıl takip edeceksin, bireysel farklılıkları nasıl takip edeceksin, dikkati nasıl artıracaksın?

diğer yandan otorite yönetimi çok önemli çizgiler ve kurallar en baştan net bir şekilde sınıfla belirlenmeli. bu konuda kendimi hep eksik görmüşümdür.
0
tantunizade murat efendi
(10.11.20)
yapılandırmacı yaklaşım bu değil.

everything matters olmalı. herkesin fikrine aynı önemi vereceksiniz verilecek ortamı da yine siz sağlayacaksınız.

otorite ve hiyerarşi net şekilde hissedildiğinde yani o sistem korunduğunda, "şarkı eğlence vs" boşluğunda öğrenci geçici olarak otoriteyi ele aldığını düşünerek cozutuyor. daha doğrusu o da otoriteden yararlanmak istiyor fırsat bu fırsat. oysa zaten bunu her zaman elde edebileceğini bilse, öyle bir durumda kafayı yemez, insan gibi davranır. siz bile bu söylemde belki istemeyerek "ulan biz hoca olarak iyilik yapıyoruz yine yaranamıyoruz" yaklaşımındasınız. zihniyet ve sistem burada hatalı zaten. senin orada hiyerarşi kurmana sebep olacak ne var pardon? (nşa için konuşuyorum :D geleneksel türk okulları için değil) öğrencilerin otoriteye değil moderatöre ihtiyacı var. moderasyon da her zaman piramit şeklinde olmayabilir. hatta genelde daire gibidir.

öte yandan hayatının hem fiziksel hem duygusal açıdan en hareketli dönemlerinde 10 saat sırada oturmak, dik durmak vs vs her yerden çomaklanan varlıklardan söz ediyoruz. tepemize çıkıyorlar diye sorumlu tutulacak en son grup öğrenciler bence.
0
rewlack
(10.11.20)
Bizde çocuk aileden dayak yiyip azar işitiyor. Büyükleri kendisine bağırınca yaramazlığı bırakıyor ya da ders çalışıyor. Ülke içindeki toplum yapısı da önemli. Bizim öğrencilere kimse yapılandırmacı yaklaşımla ders anlatamaz ki belki üniv hariç ama orada da pek uygulanmıyor. Dolayısı ile ortaokul öğretmeni bu yapsa öğrenci “eheheh eheheh öğretmene bak ne kadar kibar” der öğretmeni ciddiye bile almaz.
0
cemallamec
(10.11.20)
sen niye sarkı soyluyosun ki?
0
koela
(10.11.20)
Çağdaş eğitim, interaktif ders, katılımı sağlama, derse ilgi çekme bunlar hep dinleyicinizin eğitim seviyesine göre değişik araçlar kullanarak yapacağınız şeyler. Hepsi de iyi niyetlerle yola çıkıyor. İlkokul / ortaokul öğrencisini derse çekmek için şarkı söylersiniz, hoşuna gider, öğretmenini sever, aynı şeyi üniversite öğrencisine yapın, amfi bir anda buz keser.

Eğitim seviyesi ve olursa olsun derse giren öğrenci kendisine ders anlatan kişinin konunun kurdu olduğuna güvenmek ister. Bu güveni sağlayamazsanız dersi sulandırır, kontrolü elinizden alıverir.

Şirket çalışanlarına eğitime giriyorum. İlk zamanlarda gençtim, konuyu biliyorum, ama karşımdaki 30 senedir çalışan afedersiniz ortamın pt'u olmuş adam benim yetkinliğimi sorguluyor. En ufak bir tökezlememde benim üzerimden ego tatmini yapacak. Bu adama espri yapılamaz. Espri konusu olursunuz. Şimdi ben oldum 20 küsur senelik. Hem yetkinliğimi kanıtladım, hem de tecrübe biriktirdim. İlgili esprisini de yaparım, uzatmadan konuya hemen geri de dönerim.

Aklıma geldi Hababam sınıfında bir genç kız öğretmen gelmişti, sınıfın haylazları ağlatmışlardı kızı.
0
SiyamkedisiZorro
(10.11.20)
Yapılandırmacılık için bence sınıflarımız kalabalık,ders süresi uzun ve ders sayısı fazla. Günde 8-10 saat ders işlenen ve öğrencilerin tahta sırada oturduğu ortamda kaliteden bahsedilemez. Öğretmen olduktan sonra kısa bir süre için o sıralara öğrenci olarak döndüm.Ve saatlerce orada oturmanın ne zor olduğunu çok iyi anladım ki çocukların çoğu yeterli harçlıkla okula gelemiyor yani aç bir şekilde okulun bitmesini bekliyor.Çocuğun evdeki durumu da çok önemli. Ama biz -kimsenin beğenmediği- öğretmenler çoğu zaman mucizeyi gerçekleştiriyoruz.
0
oyokbuyoknevar
(10.11.20)
(4)

Jinekolog önerisi

sineklerin tanrısı
Merhaba ufak bir operasyon geçirmem gerekıyorİstanbul Anadolu yakası memnun kaldığınız jinekolog öneriniz var mı?
Merhaba ufak bir operasyon geçirmem gerekıyor
İstanbul Anadolu yakası memnun kaldığınız jinekolog öneriniz var mı?
0
sineklerin tanrısı
(07.11.20)
konu nedir?
uzmanlık alanına göre değişebilir böyle şeyler.

yine de zeynep kamil doç.ahmet eser.
her gün randevu alınamıyor, asistanları değil kendisini yakalayın.
0
rewlack
(07.11.20)
Konu ne bilmiyorum ama Tolga Taşçı’yı önerebilirim.
0
ruhen hastayim ben
(07.11.20)
Memorial ataşehir hastanesi zeki salar
Cidden çok ilgili ve bilgili bir doktor
0
tuborg yesili
(07.11.20)
Murat emanetoglu- operasyonel anlamda baya iyidir.
Vedat atay- operasyon olmadim ama baya iyi kendisi genel olarak
0
65 derece
(08.11.20)
(6)

Bildiri Arama

cilekesgargi
Merhaba,Anahtar kelimelerle bildiri bulmam gerekiyor. Nasıl bi yöntemle bulabilirim?
Merhaba,

Anahtar kelimelerle bildiri bulmam gerekiyor. Nasıl bi yöntemle bulabilirim?
0
cilekesgargi
(07.11.20)
Ne bildirisi? Nerde?
0
himmet dayi
(07.11.20)
kolay bir yolu var mı özellikle bildiri aramanın diye soruyorum. elimde belirli bir bildiri olmayacak. tek tek seçmem mi gerekiyor bunu sormak istedim. yoksa kongreleri mi tek tek tarayacağım? nasıl kolaylaştıracağımı sormaya çalışıyorum. hangi bildiriyi aracağımı bilsem buraya yazmaktan daha kolay olurdu bulmam.
0
🌸cilekesgargi
(09.11.20)
kütüphane kullanımı,
veritabanları kullanımı gibi konular için youtube'da videolar var.

neden anahtar kelimeleri "sadece" bildirilerde aramanız gerektiğini sanırım ben de dahil kimse anlamamış.

düz literatür taraması yapacaksınız işte? aradığınız kimi veri tabanlarında sadece bildirileri seç diye bir kısıt varsa ona da bakarsınız. daha ne kadar kolay bir yol arıyorsunuz tam anlamadım. daha önce yaptığınız herhangi bir literatür taramasından neden daha zor geldi size?
belki yardım talep ettiğiniz konuyu açarsanız daha verimli cevap alabilirsiniz.
0
rewlack
(09.11.20)
merhaba,

sadece bildiri aramam gerekiyor, ödevim bu. tabii ki zor gelmedi. google academicte öyle bir kısıtlama yapamıyoruz. bunun yerine scopus vs. gibi yerlerin bazılarında proceeding olarak araştırma oluyor. academicten ise dwelling, market yanısıra iccaua, iconarch ibi kelimeleri de anahtar olarak yazıp bakacağım. daha fazla cevap beklemiyorum. kimse fikri olmayan soruları cevaplamak zorunda değil. teşekkürler.
0
🌸cilekesgargi
(09.11.20)
öncelikle kızmayın yazan herkes size yardımcı olmaya uğraşmış.
ikincisi google academic kullanmak zorunda değilsiniz. kütüphanenizin veri tabanlarını kullanırsanız. zaman, yayın yılı, ulusal/uluşlararası vs gibi artık ne istiyorsanız başka kısıtlar girerek daha rahat arama yapabilirsiniz.

tabiiki zor gelebilir ayrıca. ne var yani?
ben eğer zorsa neden zor diye sordum anlamak adına.

bilgiye erişim için daha açık olmak her platformda daha çok işe yarıyor sanırım.
0
rewlack
(09.11.20)
Türkiye içi kaynaklara erişemiyorum, konut piyasa ilişkisine dair araştırma yapmam gerekli. Sadece bildiri kısıtlaması var. Proceeding book arşivlerinden tek tek bakmak çok zahmetli. Zaten kaynakların kendilerini taramam gerekliyken araştırma aşamasında bu kadar vakit kaybetmek istemedim. Konu piyasa ilişkisi olduğu için global ölçekte incelenmiş konulara ulaşamıyorum. Google taramasıyla genellikle şehir bazında, ülke bazında çalışmalara ulaşıyorum. Avusturya konut piyasası gibi bir konu da işime yaramıyor. Yardım etmeye çalıştığınız için çok teşekkürler.
0
🌸cilekesgargi
(09.11.20)
(4)

THY iddia edildiği kadar büyük mü ?

Avoiding The Puddle
Hani Qatar Airways, American Airways vs. bunlara kafa tutabilecek raddede mi ? Yoksa pek çok şeyde olduğu gibi kolpa bir durum mu bu ? Kartal İHL olayından bağımsız soruyorum.
Hani Qatar Airways, American Airways vs. bunlara kafa tutabilecek raddede mi ? Yoksa pek çok şeyde olduğu gibi kolpa bir durum mu bu ? Kartal İHL olayından bağımsız soruyorum.
0
Avoiding The Puddle
(07.11.20)
Uculan ulke sayisi olarak dunyada birinci, rota sayisi olarak 6. sirada, ucak sayisi olarak ise 12. sirada.

Bunlar disinda hicbir kategoride (marka degeri, ciro, yolcu sayisi, uculan mesafe vb) ilk 10'da degil.

en.wikipedia.org
0
sertac akin
(07.11.20)
Kolpalık bir durum yok. 2014'te dünyanın 'en iyi' beşinci, 2015'te de dördüncü hava yolu şirketiydi. Sonrasında bir düşüş var.

Büyüklük tabii sayısal verilerle belirleniyor. sertac akin zaten açıklamış. Bunun duşında hizmet kalitesi olarak bir dönem hep en tepeye oynuyorlardı. Şimdi biraz geride kaldı.
0
himmet dayi
(07.11.20)
Transit Yolcu ve aktarmalı uçuş olarak THY önemli bir yerde konumlaşmış durumda. Resmen dünyayı besliyor.
0
put it in your appropriate place
(07.11.20)
en büyüklerde en iyilerde demekten ziyade "önemli bir konumu var" demek daha doğru olur.
0
rewlack
(07.11.20)
(24)

İlişkide kadın ve erkeğin maaşı arasındaki fark

Geceler
Flört aşamasından sevgililik aşamasına geçmek üzere olan bir çift var. Erkek özel sektörde çalışıyor, 4 bin tl maaş alıyor kadın ise pratisyen 7-8 bin falan maaşı var, ileride daha da artar. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Genelleme yaparsam İlişki yürüyüp evliliğe gider mi yoksa egolar devreye
Flört aşamasından sevgililik aşamasına geçmek üzere olan bir çift var. Erkek özel sektörde çalışıyor, 4 bin tl maaş alıyor kadın ise pratisyen 7-8 bin falan maaşı var, ileride daha da artar. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Genelleme yaparsam İlişki yürüyüp evliliğe gider mi yoksa egolar devreye giriyor mu?
0
Geceler
(04.11.20)
Çok büyük çoğunlukla egolar devreye gider. Kadın sorun etmese erkek yetersizlik hissine oradan aşağılık kompleksine kapılır. Gerek yok.
0
1bir1bir1
(04.11.20)
Girmez girmez.
0
all girls dream
(04.11.20)
Eşimin benden daha çok ya da az kazanması sorun oluşturmaz.
0
hayirsiz
(04.11.20)
Tarafların karakterine bağlı. Ben tınlamam böyle şeyleri ama çalışmalar kadınların bu durumu sorun ettiğini gösteriyor.
0
glamdr1ng
(04.11.20)
erkekte oluşmasa bile kadında sorun olur. maaşına göre bir partner arar. Kendisi kadar ya da fazla maaş alan biriyle olsa daha lüks evler, arabalar, tekneler alırdı, çocuğunu daha iyi okula gönderirdi, yurtdışı tatili yapardı. Ama böyle fakirliğe talim :(

Boşver sen bu ilişkiyi, yol yakınken dön.
0
stewie
(04.11.20)
benden fazla kazanan bir suru kadin var. bunlardan birinin benim esim olmasi sorun mu yaratmali? bos isler. birey kendine yetecek kadar kazaniyorsa, digerinin daha fazla kazanmasi sorun degil. hos kendine yetecek kadar kazanmiyorsa da problem degil bence.
0
camussar
(04.11.20)
abi olaya tersten bakarsan mantıksızlığı daha net göreceksin, manzara şu:
ben fakirim o zaman eşim de fakir olsun ailece hep böyle az kazanalım.
0
rewlack
(04.11.20)
Benim icin benim param, benim paramdir, iliski turune bakilmaksizin. "Sikinti icerisindeyim, ihtiyacim var sinyali verilirse", elbette paramin uzerinde uyumam, paylasirim. Saklayacak degilim, ancak bir denge kurulsun isterim. Ego konusu yapilacak tek sey degil para. Iliskinin gelecegini sadece bu belirlemez.

Ancak egitim, sosyal cevre egonun cok daha guclu oldugu konular. Oralarda durum nasil?
0
buf-e kür
(04.11.20)
Benim hayatımda olan şu:

Babam isteği dışında zorla emekli edildiğinde maaşı 10'da 1'e düştü ve annemin maaşının yarısından da az oldu. Annem öğretmen. Babam gittikçe hırçınlaştı gittikçe daha fazla borç yaptı ve sonunda annemi aldattı. Annem babamla parası için evliymişmiş de emekli olduğundan beri babamı istemiyormuşmuş. Halbuki annemin babama olan davranışları hiç değişmedi, bu tamamen babamın kuruntusuydu. O borçları hâlâ ödüyoruz, belimiz doğrulmadı.

Kardeşim ise önüne gelen her işi yaptı. Kokoreççilikten saray restorasyonuna su satıcılığına şantiye şefliğine ve evrak memurluğuna kadar. Karısı onun aldığı hiçbir maaşı beğenmedi (kendisi asgarî ücretle ve haklarını gözetmeden çalışıyor) ve kardeşimi çok büyük borçlara soktu. Kardeşimde ne metabolizma kaldı ne diş ne sağlık hiçbir şey, kardeşim kendi kazandığı parayı artırmayı elbette istiyor ama bunu sen ben davasına çekmiyor, ama kadın götüne bakmadan sürekli daha fazla para diye ortalığı yırtıyor.

Kişilerin karakterine kalmış. Ama olan genellikle bu arkadaşlar. Belki yeni nesil farklıdır. 39 yaştan bikdiriyorum.
0
1bir1bir1
(04.11.20)
Maaşımın 2 katını alan bir kadın bulursam anında evlenirim. Hayalimdeki kadının kriterlerinden biri benden çok kazanması. Hatta öyle çok kazansın ki benim çalışmama gerek kalmasın, evi ben çekip çevireyim; mis!
0
Jux
(04.11.20)
Eşim benim kazandığımın iki katını kazanıyor. Sorun olması aklıma bile gelmedi. Eminim onun da böyle kaprisleri yoktur. Hatta çocuğumuz olduğunda bir süre evde kalabileceğimi bile önermişti.

Ben erkeğim.
0
a man alone
(04.11.20)
Ben problem olarak görüyorum.

Beraber olacağım insanın benden daha iyi bir pozisyonda olmasını istiyorum. Haliyle de bu durum maaşa da yansıyor.

28K
0
purplee
(04.11.20)
Bi arkadaşım bu sebeple boşandı. Kadın sürekli laf sokuyormuş ama demesine göre.
0
sekerse tehlike
(04.11.20)
Sorun olur oluyor. Erkeğin maaşı büyük eşittir kadının maaşı.
0
Hallegadola
(05.11.20)
Tarafların karakterine bağlı. ve kadının beklentisine.

aynı ilişkide kadın olarak, erkek memur 4-5 bin, kadın 10-11 de idim. Ve hiç önem vermezdim. Bilmiyordum o zamanlar bu duruma bakış açımı sonsuza kadar değiştirecek bir ilişkiye başladığımı. Erkek mükemmel bir görünüme havaya ve coolluğa sahipti. Alışmış o, yakışıklılıkla herşeyi karşıdan beklemeye, eski ilişkilerinden biliyorum.. Bana söylediği şey tam olarak "sen ilerde evin masraflarını ödersin ben araba alacağım" Böyle lömp diye ama, tamamen bu cümle ile. Hayırdır hacı. Bunu söylemenin bin yolu var. Sonra ayrılacağımız gün sen böyle dedin dediğimde diyor ki, araba senin üzerine olurdu (ben öyle birşey mi istedim acaba), ki böyle bir muhabbetin içinde de kalmak istemezdim. Ve hayatım boyunca kalmadığım kadar para mevzusunun içinde kaldım onunla olan ilişkimde. Bana dese idi ki, bak benim maaşım bu, ilerde ne yaparız, nasıl yaparız, ev giderleri bana da bir araba fln alırsak nasıl olur ikimizde ortaya birşeyler koyalım vs. Ama onu söyleyiş tarzı.. Bilemiyorum..

Bence kadını beklentileri ve adamın tavrı ve karakteri çok önemli. Erkeğin tavrı aşırı aşırı aşırı önemli.

Şahsen erkeğin bu durumu kafaya benden daha çok taktığını düşünmem, beklentilerim ve daha fazla bu kadar para mevzusunun içinde kalmak istemediğim için ayrıldım.

Beklenti mevzusu. Ben tatile önem veririm. İlk başladığımızda kanada'ya gidecek adam,(sonra iptal oldu), ben sonra yazın kübaya gitmek istediğimde uzattı da uzattı bin türlü bahane buldu en sonunda maddiyat olduğu benim kavga edip olayı derinleştirmemle anlaşıldı. Okey de baştan söylese hiç sorun olmazdı ki küba masraflı bir yerdi anlardım ve onun hakkında düşüncelerim değişmezdi. Sonraki sene gidelim dediğimde olur dedi nereye gidelim fln dedi. sonra zaman geçince ilişkinin bir yerinde dedi ki, ben hiç bir zaman yurtdışına gidemem sanırım. Dalga mı geçiyorsun benimle. Bozcaadaya gidelim dedim, onda bile uzattı da uzattı. Bir tatile bile güle oynaya gidemedim. Elini asla bana karşı açık oynamadı. Asla. Her dediğime yaparız dedi. günü gelince param yok oldu. Şuan maaşını bile tahminen yazdım asla bilmiyorum hala ne aldığını. Benimse açık ve seçik ortada idi. Ama beni bu kadar yıpratmadan en baştan, benim şuan durumum bu şekilde, bir kaç sene tatile gidemem, yurtiçinde gidelim, ne kadar bütçe ayıralım kendimi ayarlayayım, böyle yapsak benim için daha uygun olur dese idi, ona olan sevgim saygım azalmadan belki şimdiye herşey farklı olmuştu. Onunla tanıştığımızda asla takmazdım. ama artık bu durumu inanılmaz takıyorum sağolsun. Bir daha dersen hayır. Kendimi öyle bir durumda bulmak istemem.

Ve saygı. Zamanla ona olan saygım o kadar azaldı ki, bu davranışları söylemleri ile. Onu gerçek bir erkek olarak bile göremedim. Ve o babyface vücutlu vs vs adamla son 3 ayda sevişmedim bile. Hala zaman zaman, fotoğrafına bakıp birşey hissetmemem üzerinde düşünüp duruyorum, okdr yakışıklı bir adamla sevişmek istemeyeceğim denli yalanlarına. Ayrıldıktan sonra annemi arayıp, laf arasında maaşının 8-9 olduğunu söylemiş mesela, bana ne isterse 20 olsun bu saatten sonra. Para mevzusunda yalan berbat birşey. Asla yaşatmayın karşı tarafa.

Saygı biterse ilişki biter. Kadın asla saygısını kaybetmesin, erkek kadının saygısını kaybettirecek şeyler yapmasın. Erkek asla para mevzusunda yalan söylemesin. Neyse o. Azsa az yani, bunu değiştirecek şekilde göstermesin. Ve çok fazla para mevzusu mevzu bahis olmasın.

Ha aslında bakarsın yürümez mi yürür, kadın ortaya 4 koyar adam ortaya 4 koyar. Yaşar giderler, kadının üstü onda kalır. Ama dediğim gibi erkeğin tavrı ve kadının beklentileri çok önemli.

Edit: sonraki sene gidelim dediğinde bana ülke tarih fln seçtirdi, konuşuyorduk yani üzerine, sonra ben bulunca buna gidelim diyince işin rengi değişti. Dalga geçer gibi ben okdr zmn baktıktan sonra, ben hayatım boyunca gidemem demez mi bir de. Baştan söylesene hayatimda en sinir olduğum insan tipi, içinden hesap yapan. Onun haricinde baştaki kanada fayk olabilirdi bilmiyorum artık. Maaşının tutarı hakkında 4 kere yalan söyledi. Okdr çok yalan söyledi maddi mevzuda artık tek cümlesine inanmıyorum hayatının. Bu arada evet çok doluyum bu mevzuda. Ben eski moby, ilk başta aylarca adama hiçbirşey demedim, alınır gücenir diye. Maaşım 2 dedi ona bile tamam neyse yapacak birşey yok dedim. Düşünebiliyor musunuz öyle biri idim ben. Sonra kredi öduyor kalan tutar 2 oldu, sonra krediyi ailesi ödüyor o kredi kartlarini ödüyor oldu, sonra krediyi yine o ödüyor ailesi evlenmesi için para biriktiriyor oldu, sonra ailesi arabası icin para biriktiriyor oldu, sonra evlenince araba için kredi çekecek oldu, bu arada maaşı 2 den 4 5 e ayrılırken de 9 10 a yükseldi. oldu da oldu yani... Ha bir de aynı çocukla çıkarken ilk başta bukdr mükemmel biri bende ne buldu diye aylarca düşünmüştüm ya ne safmışım ya. Cidden ki ne güzel iyi niyetli güzide insanmışım.. Bu arada son söz, bir daha düşünmem. Şöyle ki, bir arkadaşım da maaşı 5 6 olan biri ile çıkmıştı. Kız bütün yurtdışı tatillerine tek çıktı. Ve aralarında laf sokma başlamıştı. Bence olmuyor ya. Ve iyi niyet de bir yerde bitiyor. Ve o kız 2 yıl çıktı, ayrıldıktan sonra ya farklı hayat beklentileri oluyor ya bir daha asla düşünmem demişti ben üzerine cok düşünmemiştim o sırada güzide bir şekilde ilişkim devam ediyordu çünkü. Ah şimdi karşımda olsa ne dertleşirdim o kızla var ya.
0
mobydick
(05.11.20)
mantıklı bakan 2 insan arasında problem yaratmamalı. zaten direk maaş muhabbetinden eziklik açısından bakıyorlarsa yürümez o iş. şimdi benim eşimin maaşı *5 olsa ben memnun olurum daha çok kazansın yani
0
kondansator
(05.11.20)
davul bile dengi dengine
kadın kendisi gibi maaş alan birini bulsa (ki kadın şimdi pratisyen 3 4 seneye uzman olunca 20 30lar alacak) hayatı bambaşka olur
bu devirde 4 bin alan erkek, vasıfsızdır, vasıfsız da kalacaktır
Ne senelik ücreti 100 bin olan fransız okuluna gönderirsin çocuğunu
ne senede 1 2 kere yurtdışına gidersin
bodruma herşey tatil bile zor adamın 3 kuruşu ile

adama hayat güzel de
kadına eziyet

düzgün işi gücü okulu olan adam bulsun
0
summatinyourteeth
(05.11.20)
Oturup konuşulduğunda çoğu insan sorun olmaz diyebilir.

Oturup konuşan insanların bu soruya cevap vermesi için düşündüğü süre bir kaç saniye.

X'i Y'yi sorun etmem deyip de evlendikten sonra tam da X'i Y'yi sorun eden insanlar tanıyorum.

Çünkü evlilik bir kaç saniye düşünülüp veya aynı şeyleri yaşamadan fikir söylenecek kadar basit bir süreç değil. 1 sene içerisinde zibilyon tane konu, iş, tartışma, uyuşmazlık, inatlaşma, alışveriş ve plan yapılıyor. Dengesizlik bir yerde patlak verecektir. Bir taraf kötü hissedecek veya diğer taraf laf sokmaya başlayacaktır. Normalde öyle insanlar olmasa bile ailesi veya arkadaşları gaza getirecektir.

Çok çok az duydum ama ortak havuzda paralarını toplayıp kimseye de kulak asmayıp mutlu mesut geçinen insanlar var. Fakat iki taraf da vizyon sahibi. Parayı kullanan var kullanamayan var.

Yine de güçler dengesinin birbirine yakın olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü erkek fazla kazanınca hovardalık yapabiliyor, aşağılayıp küçük görebiliyor. Kadın da benzer şekilde laf sokarak hayattan bezdirebiliyor. Sorun aslında çoğumuzun güçlü karakterde olmaması. Başta düşündüklerimiz çok rahat değişiyor ileride. Sonra da diyoruz ki yaşamadan bilemeyiz. Kardeşim sen her ihtimali düşünüp de yola çıkacaksın. Düşünmüyorsanız o sizin plansızlığınız. İyi günde kötü günde deriz ama çoğumuz için fasa fiso. O yüzden bunu düşünerek söylüyorum, çok büyük ihtimalle ileride sorun çıkar.
0
ananiyimioguz
(05.11.20)
Bizim arkadaşlar var oğlan hemşire 5bin tl falan alıyordur, Eşi kadın doğum uzmanı sanırım 20 bin tl falan alıyordur.
Gül gibi geçinip gidiyorlar.Evlilikte 3. yılları....
0
aids rakun
(05.11.20)
Avrupada ve dunyanin medeni ulkelerinde sorun olmaz ama Turkiyede kadinlar kendilerini armagan olarak gordukleri icin cok kucuk bir azinlik disinda yurumez derim.Turk kadinlarindaki bu mantalitenin duzelmesi icin 2-3 kusak daha gecmeli
0
turkuaz
(05.11.20)
Maaşta değil ama eğitimde ve görgüde fark varsa yürümez. Erkekte ilerisi için potansiyel varsa yürür.
0
SiyamkedisiZorro
(05.11.20)
Kadın aldığı maaşı aldığı gibi kocasının hesabına yatırıp kocasının kendisine harçlık vermesini bekler ve tartışma nereye giderse gitsin asla para mevzusunu açmazsa olur.
0
niyeti bozuk http nesnesi
(05.11.20)
İlişki yürür de evlilikte işler değişir. evlilik demek ortaklık demek. sen kendinden az sermayesi olanla ortaklığa girer misin öyle düşün.

Ben erkek olarak benden çok az kazanan kadınla evlenmem. 8 alırsın o 6-7 alır olur ama 8'e 4 olmaz. Bİr de o ilerleyecek, sen de bu imkan yok.

Olaya şöyle bak. Kendi gibi birini bulursa daha hızlı ev alır. Ailenin arabası olur. Çok kazananla az kazananın ilişkisinde bunlar geç olur.
0
OrangeYellow
(05.11.20)
SiyamkedisiZorro +1

evlilik uzun bir süreç.
sürekli power couple olabilenlere ne mutlu.
ama işsiz kalınan dönemler, iş değişiklikleri falan gibi süreçler de yaşanabilir.
bunlar atlatılır.
ama kökten gelen bir fark veya hiç değişmeyecek maddi uçurumlar sorun yaratır.

birinin diğerini hayatın içinde geriye düşürmemesi veya aşağı çekmemesi gerekir.
böyle olunca genelde kadınlar parayla ezmeye ve adama saygı duymamaya, erkekler de para azlığından komplekse girmeye ve kendini erkek gibi hissetmek için saçmalamaya meyilli olabiliyor.
temelden gelen bu tarz bir farklılık olunca karakterlere ve çiftin dinamiğine göre iki taraftan birine doğru denge bozuluyor.
0
blatta hiberna
(05.11.20)
(4)

terramycin

Tochinoshin
eskiden yoğun ve keskin bir kokusu yok muydu şimdiki mentollü masaj kremleri gibi? ben mi yanlış hatırlıyorum?
eskiden yoğun ve keskin bir kokusu yok muydu şimdiki mentollü masaj kremleri gibi? ben mi yanlış hatırlıyorum?
0
Tochinoshin
(04.11.20)
vicks olmasın o?
0
rewlack
(04.11.20)
Terramycin hiç kokulu olmadı? Bengayla karıştırmış olabilir misiniz?
0
balik kraker
(04.11.20)
terramycin gözlere de sürülüyor. mentollü olsa yakardı. hep şimdiki gibiydi. formülü değişmedi zaten.
0
lancelot du lac
(04.11.20)
Benim aklımda da sarı kötü kokulu bir krem olarak kalmış. Çocuklığumun kabusu gibi
0
epitaf
(04.11.20)
(18)

en kucuk kac yasinizi hatirliyorsunuz?

exlibris
ben bes yasindaki bazi olaylari hayal meyal hatirliyorum ama her seyi hatirlamiyorum.depremde kurtarilan ayda sanirim dort yasinda ve annesini depremde kaybettigini hatirlar mi ileride? umarim hatirlamaz cunku cok aci.
ben bes yasindaki bazi olaylari hayal meyal hatirliyorum ama her seyi hatirlamiyorum.

depremde kurtarilan ayda sanirim dort yasinda ve annesini depremde kaybettigini hatirlar mi ileride? umarim hatirlamaz cunku cok aci.
0
exlibris
(03.11.20)
2,5 tan kesitler var. 2 halinden fotoğraf hatırlıyorum, video akış şeklinde değil.
3ten sonrası çok net.
0
rewlack
(03.11.20)
Kız kardeşimin yeni doğduğu zamanları annemin kucağındaki, kundaktaki hallerini hatırlıyorum. Aramızda 2 yaş 9 ay var.
0
battal gemalmaz
(03.11.20)
4 5 den epey sey hatirliyorum, 3 yasimdan imajlar halinde belli belirsiz seyler var...
0
hewit
(03.11.20)
ben 5 yaşımdaki bi olayı çok net hatırlıyorum, annemle camdan dışarı bakarken anne ben ne zaman okula gideceğim diye bir diyalog geçmişti
0
nahtoderfahrung
(03.11.20)
Babam elimi tutmuş, Kahramanmaraş’ta meydanda yürüyoruz, yaz günü dondurma alıyoruz. Külahı falan hatırlıyorum. Dondurma tabii ki Maraş dondurması.3-4 yaşlarında olmalıyım.
0
stewie
(03.11.20)
Pardon, daha eskisi var. Kardeşim yeni doğduğunda ikimizi birden sünnet ettiler. O günün neredeyse tamamını hatırlıyorum. Travma ile dolu bir gün. 3 yaşındaydım.
0
stewie
(03.11.20)
2-2,5'tan kesitler var, üçten sonrası çok net +1
0
blatta hiberna
(03.11.20)
2 yaşımda tuvaletimize sıçan yeşil bi canavar görmüştüm rüyamda onu hatırlıyorum. Yattığım yeri falan hatırlıyorum. Ama bende de kare kare bunlar.
0
msb
(03.11.20)
0 3 yaş arası yaşadığımız evden bulanık birkaç fotoğraf karesi hatırlıyorum. Ama yaş bilmiyorum.
3 6 yaş arası yaşadığımız evden daha net biraz daha fazla fotoğraf karesi. Birkaç tane de video kayıt hatırlıyorum.
En net başını kıçını olay örgüsünü hatırladığım olay 01.05.1994 fenerbahçe samsunspor maçı. Dayımla Gultepe den çıkıp Kadıköy e gidişimizi hatırlıyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(03.11.20)
2 veya 3'e dair 2-3 şey var, ama sanki bazılarında koku da var gibi? ses hiç yok.
3-4 arasından 10-20 anı çıkar
5ten sonrası var.

ilginç olan 2-3 yaşımdan hatırladığım bazı şeyler, daha sonradan unuttuğum şeylerden daha önemsiz. seçebilsem onları seçerdim
0
owaki
(03.11.20)
1.5
0
orpheus
(03.11.20)
bi unutkan benmiyim ? ortaokulu zor hatırlıyorum. ilkokul hayal meyal.
0
cptxxx
(03.11.20)
malesef hatirlar.
3 yasindan fotograf kareleri var aklimda.
4'den sonra kucuk kucuk videolar ama 720 dpi
5'den sonra full hd, daha uzun videolar...
0
cooperr
(03.11.20)
6dan kısa bir anı
0
jelly bear
(03.11.20)
6 yaşımı, anaokulu zamanlarımı.
0
nothing in my way
(03.11.20)
1.5'tan 2-3 kare var zihnimde.
0
1bir1bir1
(03.11.20)
Hatırladığım en eski şey 2 yaşıma ait. Yaşımın iki olduğunu bilmiyordum tabi. Elimde o güne ait bir fotoğraf var, ordan çıkarabiliyorum.
0
synesthesia
(03.11.20)
2.5 yaş. ondan sonra 8-9 yaş.
tabi ki 2,5 yaş travma olduğu için hatırlıyorum.
dedemin köyündeki evindeydik. ev yanmıştı.
bizi karşı bahçeye çıkardılar. ahırda hayvanlarımız vardı. eşeğimiz canhıraş bağırarak tekmeleyip ahırın kapısını açıp kaçmıştı ve yanıyordu.
hala sesleri kulaklarımda.
travmalar unutulmuyor.
0
ankara06
(03.11.20)
(22)

Almanya Blue Card Maaşı_Berlinde net 2300EUR nasıl

rewlack
blue card visayla yani "nitelikli çalışan" olarak alınan vizenin min. maaş şartı -aranan meslekler için- yıllık brüt 43,056EUR şeklinde belirlenmiş.Vergiler falan düşünce aylık 2.300'e geliyor. Tabiiki bu min.limit. Ancak hem nitelikli diyip hem de hükümetin böyle bir limit koyması bana az geldi ama
blue card visayla yani "nitelikli çalışan" olarak alınan vizenin min. maaş şartı -aranan meslekler için- yıllık brüt 43,056EUR şeklinde belirlenmiş.Vergiler falan düşünce aylık 2.300'e geliyor. Tabiiki bu min.limit.
Ancak hem nitelikli diyip hem de hükümetin böyle bir limit koyması bana az geldi ama tabiiki orada yaşayanlara sormak lazım.

Bu mesleklerden birine sahibim ve Berlin'de bir amerikan şirketiyle görüşme halindeyim. Bütçe belli değil ama aşağı yukarı böyle bir ücret teklif ederler gibi duruyor; daha çok "aşağı" :) ben de blue cardı bahane edip biraz pazarlık ederim belki diyorum ama 2300 bile az mı acaba diye düşündüm. Pozisyon senior gibi.. öte yandan daha fazlasını da teklif etmezler bence : / bu sadece benim fikrim.

net 2300eur Berlin için nasıl bir maaştır bunu danışmak istedim.
Berlinde kiralar malum. 1k falan. Yalnızım ve çocuğum yok, amacım başta manevi ama aynı zamanda maddi anlamda rahat bir hayat sürmek.

istanbulda yan kazançlarla net gelirim 10k şu an. yeni mezun değilim. işim rahat ama vasıflı süper kariyerli bi iş değil. burada da 2,5 k kira veriyorum ayrıca o da var.

bu şartlarda berlinde aylıkk net kaç euroya okey demek mantıklı olur? sadece bu şirket için sormuyorum, genel.
0
rewlack
(03.11.20)
istanbulda 10k kazanan biri icin almanyada 2.3k az. idealindeki iyi hayati surmek surada kalsin pisman olursun.
0
buenosdias
(03.11.20)
istanbul'da net 10 bin kazanana önerilecek para 2300 euro netten fazlası olmaz. ortalama normali 2000 euro'dur, 300'ü de ekstrası olmuş. ama bu demek değildir ki kabul et. istanbul'da 10 bin lira ile tutturduğun yaşam standardının yarısını zor yakalarsın berlin'de 2300 euro ile.
0
in a world of magnets and miracles
(03.11.20)
öncelikle cevaplar için teşekkür ederim
gelecek diğer cevaplara yönelik şunları hatırlatmak isterim.

bu ücret benim bu şirketten beklentim ya da tahminim. henüz netleşen bişey yok.
aylık 10k net değil, yan kazançlarla edindiğim ücret. 2,5kira. min. 1000 yemek/market alışverişi. faturalar, üst baş, beklenmedik giderler falan derken ay sonu zaten elime 1,5 -2 k falan kalıyor maks. hangi standart allaesen? :D

şirket amerikan şirketi ama konuşacak kadar almanca bilmiyorum,
aranan meslek kategorisinde olsam da deneyimlerim sebebiyle şu projeyi bana bırakın, sırtlar götürürüm, merak etmeyin diyecek bir durumda değilim ya da kendime az güveniyorum belki, bilmiyorum.

amacım 1 yıl içinde tr'den gitmiş olmak.
Ek olarak şu an doktora yapıyorum. Tez aşamasında gitmiş olmayı umuyorum. ha ama oralarda ünivde bir pozisyon kısa vadede bence zor.
bu soruyu da genel bir fikir alış verişi olsun diye açtım.
yani mesela hangi şartta hangi şehirde kaç liraya okey demeliyim?

mesela başka hangi avrupa ülkesine başvurabilirim.
us ve canada uzak.
iskandinavyaya iklim nedeniyle bakmıyorum.
uk'nin zaten kendi durumu belli değil, talibi çok ve diğer rakiplerle yarışacak potansiyelim var mı bilmiyorum.

NE YAPSIN BU KARDEŞİSİNİZ :D

Gelen her cevaba kalpten teşekkürler bu arada.
0
🌸rewlack
(03.11.20)
10 lira'dan kala kala ay sonuna 1.5-2 lira bırakabilen hayat standardından bahsediyorum zaten :) saving oranı yüzde 20'nin altında olan bir ekonomik birey için avrupa'nın hiçbir yerinde yaşamak kolay değildir. yaşanır, ama tüketime harcanan pek çok kalemin ya üstü direkt çizilir, ya da daha küçüğüne/kalitesizine ok denmek durumunda kalınır. naçinazene.
0
in a world of magnets and miracles
(03.11.20)
Berlin'den cok daha ufak bir fransiz sehrinden (300 bin kişi falan).
Bütün kariyerim 3.5 yıl falan. Net 2600 euro kazaniyorum.
Kısacası xportant gibi; seniora o parayı veren sirket dandiktir. Ha ya da senior degildir pozisyon?
Süper hayat olmaz da normal bir hayat olur. Iki uc sene disinizi sikip baska yere geçersiniz.
Yani Avrupa'ya kapağı atmak için dusunulur. Biraz parayi kullanmayi öğrenirseniz kenara para da kalir. Ben 2600 euro ile esimin masraflarini da karsiliyorum, araba kredisi, onun egitim kredisi, benim egitim kredim derken elime 200 euro civari kaliyor. Sizin aslında para bile ayirabilmeniz lazim ama senior dediginiz icin dedim az diye.
0
logisticsmanager
(03.11.20)
istanbul'da 10k kazanan adama niçin 2.3k euro net verilmesi normalmiş?

istanbul'da 10k net kazanarak;
iyi bir binada en az 2+1 (istersen 3+1) dairede yaşayabilirsin, üstüne araç kredisiyle araç da alabilirsin. kalan parayla da yaşarsın.

berlin'de 2.3k euro net maaşa;
1+0 daire bulursun, veya paylaşımlı bir evde kalırsın. araç taksidine falan da giremezsin.

hayat kaliteni dramatik bir şekilde düşürmüş olursun yani.

yurtdışına gidecekseniz, hayat kalitenizi artırmaya gidin. sürünmeye değil.
0
tchuck
(03.11.20)
2300 eur sana yeter. 700 paylaşımlı eve verirsin, 300 mutfak masrafin olur. 100 eur da faturaların olur. Kalanı senin ister biriktir ister harca. Türkiye de 2 bin TL kaliyorken burada 1000 eur atabilirsin kenara.

Biz 4 kişi mutfak masrafı 500 eur yapiyoruz maksimum. Dışarda yemiyoruz ve çok güzel para kalıyor kenara. Araba bile aldık hemen.
0
lion de la Turquie
(03.11.20)
yine herkes kendi söylemek istediğini söyleyip çıkmış.
soru Berlin'de ne kadar paraya yaşanır gibi birşey.
bence senin standardında biri için (yeni mezun değilsin, deneyim var, aranan mesleklerden) berlinde 3k-3,5k. ama gördüğüm 3k üzeri neti çok az kişinin alıyor olduğu.
bol şans.
0
jimjim
(03.11.20)
yani yasamasina yasarsin ama oyle bir yasam icin berlin'e gelmiyorsun, buna emin ol.

ben de almanya'ya ilk geldigimde minimum blue card ucretine gelmistim(o zamanlar 39k idi). ama ben dusseldorf'ta yasadim. mesela ev kiram 550 euroydu ve gayet rahattim.

su anda berlin'deyim. birisi bana 43k berlin teklif etse hayatta gelmem. bunu almanya'yi cok ama cok seven, berlin'den acayip mutlu biri olarak soyluyorum.

ustelik pozisyon senior gibi diyorsun. yani tipik yurtdisindan ucuz kalifiye eleman bulma hamlesi. yerinde olsam sirket 43k onerirse, berlin'e yetmeyecegi icin degil, bunu onerebilen bir sirket oldugu icin gelmezdim.

tecrubeni bilmiyorum ama minimum 55k'dan baslayan tekliflerle gel, kafan rahat olsun. hatta fintech filan olursa 60-65k bile isteyebilirsin.

berlin'de ev kiralari 1k ama o evlere basvuran binlerce kisi var. benim su anda esimin de geliriyle beraber iyi bir kazancim var ama 2 ay yeni bir ev aramakla gecti vaktim. kisacasi, ucuza evin talibi cok, pahali evler de cok pahali.

ayrica, cogu ev sahibi kira/maas oraninin 30%'ten(hadi 35% belki) fazla olmamasini istiyor.

gelmesine gelirsin ve yasarsin ama bundan ne kadar zevk alirsin emin degilim.

ayrica "istanbul'da net 10 bin kazanana önerilecek para 2300 euro netten fazlası olmaz. ortalama normali 2300 eurodur" diyen arkadasa da sevgilerimi yolluyorum. sanirim ben 4 yildir bambaska bir ulkede yasiyorum.
0
tannen
(03.11.20)
berlinde tercihine gore 800 ile 1300 arasi kira odersin. 400 euro market masrafi. 200 euro telefon internet elektrik ivir zivir. yani yasatir, orta halli tatilini de yapabilirsin, araba alabilirsin.

2300 berlinde orta halli bir maas. ne cok ne az.

burada bakman gereken potansiyel olarak ileride alacagin maas ne olacak. almanyaya disaridan gelen kalifiye kisiler icinde bu civarda rekabetci bir maasla calismaya baslayanlar oluyor. doktor bile olsa bu rakama calismaya baslayanlar var. ama bu potansiyeli yuksek kisiler biraz ortama adapte olunca, almanca ve ingilizcede kendini gelistirince, ve gerekli baglantilarini kurunca baska firmalara gecip hizla maasini 3000-4000 euro araligina cikartiyor. 4000 euro da berlinde iyi bir maas diyebilirim.
0
emrahday
(03.11.20)
Burada yazılanlara bakma, Berlin'de 2.3'e mis gibi yaşarsın. Kiralarda öyle dendiği gibi bin falan olmak zorunda değil. Benim kuzenim Berlin'de 1+1 daireye 450 euro veriyor. İlla Kruezberg'de Mitte'de yaşayacağım dersen tabi fiyatlar daha yüksek olur (ki benim arkadaşlarım Kreuzberg merkezinde (kotti) bile 1+1 daireye 1000 euro civarında para veriyorlar). İstanbulda illa Moda'da ya da cihangir'de yaşayacağım dediğinde de fiyatlar daha yüksek oluyor.

Üstelik Berlin'de hayat çok daha ucuz, yukarıda bir arkadaş Düsseldorf'la karşılaştırmış, iki şehre de her yıl düzenli gittiğim için çok rahat söyleyebilirim ki Berlin'de dışarı çıkıp yiyip, içmek çok daha ucuz Düsseldorf'a göre.

Fransa'da küçük yerde daha çok alıyorum diyene de bakma, Fransa'da süpermarketler nerden baksan %25 daha pahalı Almanya'ya göre, maaşlar da ona göre daha yüksek doğal olarak.

Ayrıca @emrahday'in dediği çok doğru. Bu teklife atla git. Senin için sıçrama tahtası olur, 1-2 seneye çok daha iyi maaşla çalışmaya başlarsın.
0
noluyo yaa
(03.11.20)
cok ozur dileyerek noluyo yaa'ya cevap vermek istiyorum, cunku soylediklerinin hic katilamadigim birkac noktasi var.

eger berlin'de 1+1 eve 450 euro veriyorsaniz bunun birkac nedeni olabilir. ya cok uzun yillardir ayni evde kaliyorsunuzdur ya orasi berlin degildir.

ayrica her ne kadar kreuzberg'i genel olarak cok sevsem de kotti'de 1+1 evin 1k olmasinda sanirim sadece ben bir absurdluk goruyorum.

kendisi de dusseldorf ile berlin'i kiyaslamis ancak bir ulkede yasamak ile turist olmak arasinda daglar kadar fark var. buyrun numbeo mesela: www.numbeo.com

kendisi turist oldugu icin tabii ki disaridan yemek yemis ve pahali oldugunu hissetmistir(ki kendisine katiliyorum). ama burada yasayinca disaridan bir turist gibi yemeyeceksiniz. ana gideriniz kira ve market alisverisi olacak ki berlin'de bariz daha pahali oldugu gozukuyor. ben dusseldorf ile berlin'i kiyaslarken hayat standardi vs maas ile kiyasliyorum ve ortalama alim gucunun birbirine yakin oldugunu soyluyorum. dolayisiyla dusseldorf'tayken ben o maasi alirken, ayni hayat standardina erismem icin berlin'de bir tik fazla almam gerektigini soyluyorum.

katildigim tek nokta da sicrama noktasi olmasi. gelirseniz eh iste bir hayatiniz olur, bir sonraki iyi maasli ise gecinceye kadar(psikolojik rahatlik, ozgurluk gibi kavramlara paha bicmiyorum tabii ki)
0
tannen
(03.11.20)
agresiflik derken beni kastetmiyorsunuz umarım :D hahaha
bence de henüz bişey net değil.
iş başvurusu yaparken güncel koşulları sağdan soldan takip edebiliyorum zaten o nedenle 1k kiralardan söz edebiliyorum.
amacım ortamı germeden olabildiğince çok sesli bir fikir alışverişi yapmak. herkesin farklı avrupa şehirlerinde farklı koşullarda yaşadıkları deneyimleri görmek.
0
🌸rewlack
(03.11.20)
@xportant bana mı agresif diyorsunuz bilmiyorum ama ben Paris'te yaşıyorum, üzerine Berlin'de hem yaşadım, hem çalıştım. Düsseldorf'ta da yılda toplam bir-iki ay kalıyorum annemin orada yaşamasından dolayı. Şu an ikinci evim diyebilirim. Bu yüzden üç şehir ve iki ülke arasında çok rahat karşılaştırma yapabiliyorum. Agresif bir şekilde yazmadım ama sizin diliniz bariz bir şekilde agresif.

@Tennen bana turist demişsiniz, ama "turist" en son olduğum şey buralarda :). Düsseldorf'ta birçok defa market alışverişi de yaptım, neredeyse Paris kadar pahalı geldi bana. En son daha Ekim ayında yaptım bunu. Berlin'deyse ne zaman alışveriş yaptıysam çok daha ucuza çıkıyorum. Kotti'deki bin euroluk(tam olarak 1100 euroluk) evde de ben kalıyordum, şu anda da eski ev arkadaşım kalıyor o yüzden birinci elden biliyorum.

Belki ben sürekli yaşamadığım için daha ucuz yerleri bilmiyor olabilirim Düsseldorf'ta, ama bunlar kişisel tecrübelerim.
0
noluyo yaa
(03.11.20)
@tennen, "istanbul'da net 10 bin kazanana önerilecek para 2300 euro netten fazlası olmaz. ortalama normali 2300 eurodur" görüşümde ısrarcıyım. 4 yıl önce 10 bin alıp 4 yıl önce 2.3 binin üstünde euro teklifi tabii ki alınabilirdi ama bugünün 10 bin tl'sini kazanan x meslek mensubu, avrupa'da 2 bin euro'nun üzerinde net teklifi alamaz. şöyle alabilir, sektörü buna uygundur. o sektör nedir IT ve mühendislik. bunun dışında beyaz yakalılar için diyorum, bugün 2300 euro'nun üzeri iş teklifini türkiye'de 10 bin üzeri alan senior'a önerirler.
0
in a world of magnets and miracles
(03.11.20)
@xportant, arkadaş sektörünü yazmış mı? "lafı çevirmek" filan çirkin bir ifade olmuş, saygılı olmaya davet ederim
0
in a world of magnets and miracles
(03.11.20)
Yalniz geliyorsaniz oldukca mantikli derim. 2.300 ile gayet iyi gecinilir. Iyi bir semtten kucuk bir daire 1.200 civari tutulur. Hayat cok daha ucuz oldugu icin, cok zorluk cekmeden gecinilir.Spora da gidersiniz, disarida da yer icersiniz, bir kursa da yazilirsiniz. Yiyeceginizi bio alirsiniz. Sosyallesmek vs. pahali degil zaten. Biriktirecek paraniz kalmayabilir ama.

(Cok genel konusmak gerekirse, 2.500 civari, master bitirmisler icin, giris seviyesindeki iyi isler icin verilir, aklinizda bir karsilastirma icin bu bilgi dursun. 2.300 ise Bachelor bitirenler icin diyebiliriz.)

Türkiye´nin durumunu goz onune alinca, dusuk de olsa buradan baslamak ve sonrasinda daha iyi kazandiran bir isi buradayken aramak mantikli.
0
buf-e kür
(03.11.20)
"Berlin'den cok daha ufak bir fransiz sehrinden (300 bin kişi falan).
Bütün kariyerim 3.5 yıl falan. Net 2600 euro kazaniyorum.
Kısacası xportant gibi; seniora o parayı veren sirket dandiktir. Ha ya da senior degildir pozisyon?"=Fransa'da küçük yerde daha fazla aliyorum...

Belki gaza gelip okumadan gectiniz ama yazdigim ile anladiginiz alakasız. Senior pozisyon icin benim gibi bütün kariyeri 3.5 yıl olan birinden 300 euro daha az alacaksa o pozisyon ya senior degildir ya da sirket kötüdur.
Denildiği gibi insanlara bir sey bilmiyorlar gibi davranirsaniz alacaginiz cevap bu basliktaki gibi olur.
0
logisticsmanager
(03.11.20)
Senior icin o para cok az. Cok cok az. Logistics manager+1
Tannen +1

Eger amac sadece kapagi atmaksa berlinde ancak paylasimli evde kalip 2-3 sene disinizi sikabilirsiniz, o sirkete katlanabilirsiniz. Ama ben sizin yerinizde olsam 50-55bin brutten asagi gitmem.
Soyle diyim, ben junior olarak ilk senemi bitirdim daha, brut olarak size teklif edilen maasin az daha dusugunu aliyorum.
Boyle sirketlere firsat vermeyin, almanya’da o paraya kimse calismaz, boyle ucuz isgucu avliyorlar.
0
kuehles blondes
(03.11.20)
Millet kafa kol dalmış. Ben Yurt dışında yaşamıyorum. Yazdıklarım hava gazı. kusura bakmayın.
Bütün arkadaşlarım Yurt dışına kaçtı. Bulgaristan vatandaşı oldukları için vize mize zorlanmadan gittiler.

Hepsinin İstanbul'da evi , arabası vardı. İyi kötü beyaz yakalı işlerde çalışıyorlardı.Türkiye şartlarında iyi kazanıyorlardı. Hepsi mavi yaka amelelik işlerine düştüler. Ama hepsi mutlu. Hepsi çoluğun çocuğun hayatı kurtuldu diyor.
2 aile aynı evde kalan insanlar oldu. Bu insanların Türkiye'de evi yoktu, Apartmanları vardı.

Fırsatım olsa bende giderim . 3-5 sene hayvan gibi yaşarım. Ama çocuklarım kurtulur. Ama o fırsat yok.

Sizin soruya gelince. 10 bin güzel para 2,3 bin € kötü para. Tek tabanca adamsınız.
Gitseniz kötü yaşarsınız. Kalsanız 3-5 sene sonra ülke ne olacak .
0
ycaycayca
(04.11.20)
ben cok daha başka bir yerden bakacagim duruma. kizim almanyada yasiyor ben de iş geregi yilda birkac kez almanyaya gidip geliyorum, en son gecen mart ayinda berlindeydim.

eger sehir merkezinde yasayayim mitte'de kalayim her yere yürüyerek gidip geleyim diyorsaniz söylediginiz kiralar dogru. kreuzberg son 10 yilda cok degisti, hipster mekanı oldu, oralarda da ucuza ev bulmak zor olur. 45 dk. 1 saat tren yolculugunu göze aliyorsaniz ki bence mantikli istanbul kosullarini düsününce, cok ucuza cok daha rahat yaşarsınız. 800 euro kira üst limiti koysaniz geri kalani sizi yaşatmaya yeter de artar bile. berlin yeme icme restoran konularinda diger alman sehirlerinden daha pahali ama secenek de cok, cok uygun fiyata yemek yiyip alisveris yapacaginiz yerler de var.

ama asil mesele şu, her sabah bugun dolar ne oldu, rte bugun ne söyledi, hangi arkadasim hapse atildi, hangi yolsuzluk yapildi da cebimden para cikti, depremde koca apartmanlar yikildi hangi arkadasim altında kaldi derdi yaşamayacaginiz bir hayatiniz olacak. sokaklarda esnaflar bagirmayacak, trafikte bisikletle rahatca gezebileceksiniz, markette gördügünüz insanlar sizi tanımasa bile selam verecekler, bir kadın olarak gecenin bir yarisi istediginiz yere gideceksiniz, kimsenin sizi takmadigi, ne yaptiginiza aldirmadigi bir yerde yasayacaksiniz.

buradaki kosullarin dörtte birini öneren bir iş olsa bile gidin lütfen. burasi bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi, burada kaldikca hergün ölüyoruz.
0
proteus
(04.11.20)
@ycaycayca, @proteus
valla hay ağzınıza sağlık :D

diğer arkadaşlara da tek tek teşekkür ederim.
bu soruyu açma sebebim zaten herkesin deneyimlerini, fikrini öğrenmek.

gitme planında da amacım müthiş paralar kazanmak, bakmakla yükümlü olduğum birine para göndermek vs değil. bu maaş da şu an bir varsayımdan ibaret, piyasa nedir bunu öğrenmek istedim. kaldı ki yıllarca hep 2300 alacakmışım gibi bir durum olacağını da sanmıyorum. (ama bu da bir varsayım) almancam yok, yeni bir ülke; henüz network yok vs.

umarım daha iyi koşullar doğar, buradan yine konuşuruz.
0
🌸rewlack
(04.11.20)
(11)

istanbul'da nerede eşyalı ev tutayım?

han20
ulaşım problemim yok, yaka farketmez. sabiha gökçen'i kullanıp istanbul'a geliyorum iş için ve en fazla maslak ile yenibosna'da işim. bazen de ümraniye civarı.otel artık hem pahalı hem de pandemi meselelerinden dolayı güvenli gelmemeye başladı. eşyalı bir ev tutayım dedim bütçe max. 1100 tl.1+1 olab
ulaşım problemim yok, yaka farketmez. sabiha gökçen'i kullanıp istanbul'a geliyorum iş için ve en fazla maslak ile yenibosna'da işim. bazen de ümraniye civarı.

otel artık hem pahalı hem de pandemi meselelerinden dolayı güvenli gelmemeye başladı. eşyalı bir ev tutayım dedim bütçe max. 1100 tl.

1+1 olabilir, çok eski bina olmasın yeter desem sizce hangi mevkilere bakmalıyım? sahibinden'de tuzla ve beylikdüzü tarafında genelde bu şartlarda evler olduğunu gördüm. alternatif mevki yoksa bunlardan birinde kiralayacağım. bir de buradan fikir almak istedim. ne dersiniz?
0
han20
(30.10.20)
1.100 liraya eşyalı tutacağın ev muhtemelen fuhuş merkezi olan sitelerden birindedir. beylikdüzü diye pazarlanan o evler de aslında esenyurt'ta. nezih olduğu için beylikdüzü yazıyorlar. bana bulduğun ilanlardan birkaçını gönderirsen daha isabetli yorum yapabilirim.
0
himmet dayi
(30.10.20)
Fuhuş merkezleri tam tersi pahalı oluyor. Dİğer türlü köylülerin arasında millet nasıl fuhuş yapsın
0
insomniac
(30.10.20)
Sabihayı kullanıyorsanız tuzla ve pendik’in senişehir semtine bakın. Bu sitede benim çok arkadaşım oturuyor öyle bir ortam olsa duyarlardı diye düşünüyorum.
www.sahibinden.com
0
cilekli pasta
(30.10.20)
@himmet dayi
pendik kurtköy, tuzla aydınlı/orhanlı, beylikdüzü/esenyurt mevkilerini soracaktım.

zaten @cilekli pasta da aydınlı önermiş. o civarda baya ilan mevcut ama lokasyon olarak baya uzak. çok da sorun değil hem yakın hem eşyalı hem de düzgün mevki diye tuttursak 2500 liradan başlamam lazım.
0
🌸han20
(30.10.20)
Birbirinden alakasız lokasyonlar hep, sabiha muhit olarak saçma biyerde olduğu için evini oraya yakın seçme zira kimsenin evi sabihaya yakın değildir. Mecidiyeköy şişli okmeydanı yardır bence
0
docrivers
(30.10.20)
Anadolu yakası tercih edin ki gündüz yorulucaksınız akşam gerekirse iki saat dinlenin duş alın vs hop havalimanına geçin ordan hemen kırk saat trafik çekmeyin.
Tuzla mantıklı seçim bütçenize de uygun.
0
Aydan Dustum
(30.10.20)
1100 liraya sisliden ev tut. Gel bir de beni tut :)
Tuzla Evora tam sana uygun yer. Fiyaltara bakmadım biraz daha pahalı olabilir ama sabihaya yakın. Tam sana göre
0
dafuq
(30.10.20)
@dafuq
tuzla evora'da 1200 civarı. bakılabilir ama evora olacağına dumankayalar'da 200 tl kadar daha ucuz onlara da bakabilirim.
0
🌸han20
(30.10.20)
Sitelere bakıyorsun ancak aidat ücretlerini hesaba atıyorsun değil mi? Dumankaya'da mesela en düşük aidat 600 tl, senin hesap birden 1700'lere çıkar. Evora bence de mantıklı bir seçim bu arada.
0
roket adam
(30.10.20)
@aidat aklımın ucundan dahi geçmemişti. Araştırıyorum
0
🌸han20
(31.10.20)
Bu bütçe bu şartlar imkansız.
2000 lirayı bulur aidat dahil ve “eşyalı”1+1 ler. O da minimum.
0
rewlack
(31.10.20)
(3)

Yl ders alma

bbb_1
Arkadaşlar merhaba bir sorum vardı , biraz acil.yüksek lisans öğrencisi doktoradan ders alırsa yüksek lisans geçme notu ile mi geçer . Yoksa doktora geçme notu ile mi geçmesi gerekir
Arkadaşlar merhaba bir sorum vardı , biraz acil.yüksek lisans öğrencisi doktoradan ders alırsa yüksek lisans geçme notu ile mi geçer . Yoksa doktora geçme notu ile mi geçmesi gerekir
0
bbb_1
(12.10.20)
Dersin geçme notu herkes için aynıdır diye düşünüyorum. Marmarada yl phd hepimiz bir alıyorduk dersleri aynı çana dahil oluyorduk. Ama siz enstitü ile görüşün her okul kendi kuralını uygular.
0
cilekli pasta
(12.10.20)
bu soruyu daha önce de sormamış mıydın sen? ısrarla enstitüyü aramaman çok tuhaf, gerçekten..

genelde katalog dersi ise farklı, curve bazlı ise aynı oluyor.
0
superfluid
(12.10.20)
Daha önde sormuştun.
Yl ve doktora geçme norları farklı şeyler değil.
Bize tam ne sorduğunuz açık değil.

Örneğin 3/4 ile geçmek zorundadır bir çok okulda doktora ve yl öğrencileri. Bunun harf karşılığı da o okulda neye denkse o harfle geçtiğinde “başarılı” sayılır. Aynı sınıfta sen yl sin sen doktorasın ikiniz de 85 aldınız ama sana B öbürüne A düştü denemez.

Başarılı sayılma notu/puanı da dediğim gibi her iki grup için de aynı olmalı. Ama en güzeli enstitü bilir +1
Bir de enstitü bile şart değil yönetmelik de yazar. Açıp okuyun.

Ve tekrar söylüyorum puanlama, ders sistemi vs de iki temel grup vardır. Lisans ve lisansüstü.
Lisansüstünün şartları kendi içinde dr ve yl olarak ayrılmaz. Aynı potada yer alır.
0
rewlack
(13.10.20)
(6)

küçükken kahvede gördüğüm beyaz tülbentli kadın tablosu

tabudeviren
kadının başörtüsü, duruş ve bakış açısı, giysisi şuna benzeyordu:https://prnt.sc/uw3m7gbaşörtü çene altından bağlıydı.çizilen kadın zeynep değirmencioğlu'na benziyordu. daha önce internette görmüştüm ama şimdi hangi kelimeyi denediysem bulamadım.bi buldurun be yav...
kadının başörtüsü, duruş ve bakış açısı, giysisi şuna benzeyordu:

prnt.sc

başörtü çene altından bağlıydı.
çizilen kadın zeynep değirmencioğlu'na benziyordu.
daha önce internette görmüştüm ama şimdi hangi kelimeyi denediysem bulamadım.
bi buldurun be yav...
0
tabudeviren
(09.10.20)
İnci küpeli kadın olabilir mi?
0
sta
(09.10.20)
değil.
0
🌸tabudeviren
(09.10.20)
Aksi diğer tarafa doğru ama bu geldi aklıma, "The girl with the marmot" diye aratırsanız çıkar, memur lokalinde vardı.
0
koskoca kirpi
(09.10.20)
bu da değil karşim :(
0
🌸tabudeviren
(09.10.20)
bedri rahmi veya eren eyüboğlu koleksiyonlarına bakın.
0
rewlack
(09.10.20)
aklımda kaldığı haliyle şöyle bir şeydi:

prnt.sc

yüz olarak zeynep değirmencioğlu'na benziyor diye hatırlıyorum :)
0
🌸tabudeviren
(09.10.20)
(18)

alkol bütçenizi zorluyor mu?

mg3929
ben çok aşırı alkol tüketen biri değilim ama yine de alkole harcadığım parayla ilgili sıkıntı yaşıyorum. eskiden kafam atınca gidip sessiz sakin bi barda pubta 2 3 bira atar çıkardım. şimdi marketten almaya bile mesafeli olmaya başladım. 3 bira alsam ölmem ama acıyorum biraya o kadar para verirken?
ben çok aşırı alkol tüketen biri değilim ama yine de alkole harcadığım parayla ilgili sıkıntı yaşıyorum. eskiden kafam atınca gidip sessiz sakin bi barda pubta 2 3 bira atar çıkardım. şimdi marketten almaya bile mesafeli olmaya başladım. 3 bira alsam ölmem ama acıyorum biraya o kadar para verirken? bu durumun düzelmesi gibi bir ihtimal var mı?
0
mg3929
(09.10.20)
Bazen yurtdışına gitsem hayatımda ne değişir diyorum.
Kesinlikle alkol içerken suçluluk duymamak.
Abi 35 lik vodka dünyanın parası. İçim acıyor.
0
ycaycayca
(09.10.20)
Benim tüketim alışkanlığıma göre zorlamıyor ama bu durum alkolün ucuz olduğu manasına da gelmiyor.
0
elorelia
(09.10.20)
yurtdışında yaşıyorum, bir yıldır falan buradayım. işten arkadaşlarla haftada üç gün çıkıyorum ve sabaha doğru evin yolunu zor buluyorum bir aydır. haftada 40-50 euro falan harcıyorum ki günlük kazancımın yarısı bile değil ve bir öğrenci işinde çalışıyorum.

buradan kıyaslayın.
0
bohr atom modeli
(09.10.20)
katılıyorum. 3 bira alınca suçluluk oluyor. çok vergi alıyorlar. yani bu hayattaki belki kendimizi rahatlatabileceğimiz 2 3 şey varken onlara bile ulaşırken sıkıntı yaşıyoruz.
0
mikahakkinen
(09.10.20)
kktc'de 4-5 liraya tuborg gold alabiliyorsun. orada ortalama mekanlarda 10-15'i gecmezken, burada 25-30'lara dayandi.

hukumet degisirse bir sure zam gelmeyip, zamanla normallesebilir. tek ihtimal bu. yillar once jim beam'e mail atmistim: "tr'deyim, viski alirken evi ipotek ettiriyorum" diye. bolge mudurlugunden "%300 vergiyle bir dunya markasisisiniz, valla biz de kazanmiyoruz" diye cevap gelmisti. simdilik cozumum: senede 1 kibris'a git, olumune ic. tatili bedavaya getir. halloween'de bir baska oluyormus ozellikle... (covid bunu begendi)
0
ateistanbul
(09.10.20)
butcemi zorlamasi butcemle ilintili daha cok, alkol bagimsiz bir parametre oluyor burada.
0
ateistanbul
(09.10.20)
2 yıldır usa’de yaşıyordum. Haftanın 3-4 günü her türlü içkiyi rahatlıkla alıp içebiliyordum. Hem dışarda barda, hem de evde. Türkiye’ye döneli 1 hafta bile olmadı, ama burada çok sevmeme rağmen pek kullanacağımı düşünmüyorum. Maddi olarak zorlanmakla ilgili değil, bu bir tepki, bir içkiye dünyanın parasını vermek istemiyorum.
0
astrid
(09.10.20)
Zorluyor abi zorlamaz mi. Ben seviyorum alkol almayı. Özellikle gün içinde dahi durup dururken canım bira çekebiliyor özellikle yazları.

Cuma akşamı mesai bittiği gibi buz biramı açınca haftanın yorgunluğu gitmeye başlıyor. 6 bira alıyorum 75 tl gidiyor yanında aldığım turşu ve cipsle. Cumartesi de çıkıp dışarıda içsem en iyi ihtimal 150 tl.

Ama yapacak bir şey yok. Şu an yemekten kisiyorum onun yerine. 1.5 tl'ye makarna alıp onu yiyorum. Makarnayı da sade sevmem yanında et tavuk olması lazım ama yapacak bir şey yok, bir yerden kısmak gerekiyor.
0
materyalist imam
(09.10.20)
Bir ara ayda bir Kıbrıs’a giderdim. Alkollü içkiler o kadar uygun ki ihtiyacım olmamasına rağmen hep almışım. Şimdi evde 20 şişe falan premium içki var. Market fiyatlarını gördükçe bitmesin diye içmeye kıyamıyorum neredeyse.

Bira desen, 24lü alırım hep, artık tuborg gold bile 300 liralara dayandı ve hali ile zoruna gidiyor insanın. Dediğin gibi, mesele para da değil, insanın zoruna gidiyor.
0
giovanne
(09.10.20)
azaltıyorum.

yurt dışından gelen bir tekilam var bitmesin diye shot bardağının yarısını doldurarak içiyorum. bira + tekila en büyük keyfim. zaten başkaca keyfim yok gibi. ama tekila olmuş 200 lira. yazık yani. o paraları vermem cidden. tekila bitince bira ile devam. bu arada birayı da efes malt alıyorum. eskidendi bomonti falan.
0
tantunisultansuleyman
(09.10.20)
Ben genelde bira içiyorum, evde içmem, haftada 2-3 kez iş çıkışı arkadaşlarla yemek + 2 bira yapıyorum. Çok zorlamıyor, ama bu ucuz demek değil tabi.

Ara sıra evde güzel şarap alıp içiyorum, o biraz üzüyor. Çünkü eskiden 50-60 liraya güzel şarap bulmak mümkünken şu an 200 lira altına içilecek bir şey bile bulunamıyor.
0
plutongezegendegilmi
(09.10.20)
az önce 70'lik yeni rakı yeni seri 'ye 162,50 verdim :'(
0
since1907
(09.10.20)
Hiç zorlamıyor.
Niye?
Çünkü kendi alkolümü kendim damıtıyorum.
Şekerden damıtırsam Litresi 20-25 TL
Meyveden (Üzüm, incir gibi) damıtırsam 30-35- TL ye geliyor. :-)
0
ankarakecisi
(09.10.20)
Zorlamiyor, cunku bilerek ve isteyerek ve de zevkle maasin yarisini saraba veriyorum.

Mental olarak yorucuysa, zevk alinan bir sey olmaktan cikar. Amacina aykiri kullanim. Bu durum duzelmez derken, alkollu icecekler ucuzlamaz, hayir. Mecburen azaltacaksiniz tuketiminizi.
0
buf-e kür
(09.10.20)
Yani bu yüksek vergi muhabbetiyle evde bira ve şarap üretmeye başladım. Şu haliyle zorlamıyor. Ama hiç evden çıkmamış halimle haftada 2 şişe şarap 7-8 bira tüketiyor olsam verdiğim para beni rahatsız ederdi.

Bir şey var ki çözüm bulamıyorum; mekana gitmek. Tek biraya 25 vermek can yakıyor.
0
baal
(09.10.20)
20 senedir özel sektörde çalışıyorum, sektörümde çok ciddi uzmanlığım var, utanmasam rakam da söylerim de yani ülke geneline göre iyi kazanıyorum diyeyim kısaca.

haftada minimum 20 bira içiyorum, her hafta içiyorum istisnasız.
alırken o kadar koyuyo' ki anlatamam.
0
kumandanim
(09.10.20)
bira sevmiyorum, içilebilir şaraplar da anlamsız vergiler yüzünden 200den başlıyor.
haftada bir arkadaşlarla gidip iki üç bardak kokteyl içerdik şimdi corona da bahane oldu gitmiyoruz. bizim çözüm bu.
0
pink cadillac
(09.10.20)
zorluyor.
yurt dışına göç edeceğim. sebeplerden biri daha. sadece alkol değil, geneşl tüketim alışkanlıklarım artık zorluyor beni.

çözüm olarak azaltmak ve metro gross gibi, yurt dışından dönen arkadaşlardan satın almak ve daha kaliteli içecekler almak gibi çözümlerle idare ediyorum.
0
rewlack
(09.10.20)
(4)

Yüksek lisans doktora ders alma

bbb_1
Arkadaşlar merhaba bir sorum vardı , biraz acil.yüksek lisans öğrencisi doktoradan ders alırsa yüksek lisans geçme notu ile mi geçer . Yoksa doktora geçme notu ile mi geçmesi gerekir
Arkadaşlar merhaba bir sorum vardı , biraz acil.yüksek lisans öğrencisi doktoradan ders alırsa yüksek lisans geçme notu ile mi geçer . Yoksa doktora geçme notu ile mi geçmesi gerekir
0
bbb_1
(09.10.20)
Yüksek lisans notu ile geçer
0
fezagezgini_4
(09.10.20)
y.lisans olmalı.
ama genellikle yüksek ve dr geçme notları farklı olmaz.
0
rewlack
(09.10.20)
Yüksek lisans öğrencisi doktoradan ders alamaz ki.
0
BuddyGuy
(09.10.20)
Akademisyen onay verirse alabiliyor bazı üniversitelerde

Öğrenci işleri telefonları açmıyor maalesef
0
🌸bbb_1
(09.10.20)
(9)

Mühendis Maaşları

mech
5 senesi otomotiv sektörü olmak üzere iki dil bilen İtü mezunu bir mühendisin maaşı ne olmalıdır?
5 senesi otomotiv sektörü olmak üzere iki dil bilen İtü mezunu bir mühendisin maaşı ne olmalıdır?
0
mech
(08.10.20)
10-12 bin brüt.
0
stewie
(08.10.20)
Ne iş yapacak?
Ortalama 7-8k net diyorum.
0
rewlack
(08.10.20)
net min 8 diyorum ama otomotivin hangi alanında acaba? kritik ya da para çeviren yerdeyse 10+
0
avatar is back
(08.10.20)
Ne iş yapacak? +1
Hangi dilleri biliyor?

Arapçanın otomotiv için pek bi anlamı yok mesela.

İngilizce ve Almanca (ya da fransızca) biliyorsa 5 yıllık biri için 8K net bence.
0
himmet dayi
(08.10.20)
ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu 6 sene tecrübeli bir arkadaşım 8 net kazanıyor
0
paramolacak
(08.10.20)
Herkes maaşları net mi alıyor gençler?
0
stewie
(08.10.20)
8-9 brüt. Hakkettiği değildir ama alacağı budur.
0
conta
(08.10.20)
5 senesi otomotiv, toplam kaç sene tecrübeli?
0
barabas
(09.10.20)
otomotivin neresi? fabrikada parça mı tasarlıyor, üretim mi optimize ediyor, satış planı mı yapiyor, talep mi planlıyor?
0
fever
(09.10.20)
(8)

hangi yatirimlik emlak

baldur2
sizce hangisi yatirimlik manada daha mantikli olurkartal'da 1 arti 1, 1500 lira getiren bir yer. site ici bina yasi 9-10pendik'te 1 arti 1, 1100 lira kira getiren bir yer. site ici. bina yasi 1-25-10 sene sonra satilmak istense sizce hangisi daha mantikli olur? sadece kiraya vericeksem bina yasindan
sizce hangisi yatirimlik manada daha mantikli olur

kartal'da 1 arti 1, 1500 lira getiren bir yer. site ici bina yasi 9-10
pendik'te 1 arti 1, 1100 lira kira getiren bir yer. site ici. bina yasi 1-2

5-10 sene sonra satilmak istense sizce hangisi daha mantikli olur? sadece kiraya vericeksem bina yasindan ziyade lokasyona mi onem vermeliyim?
0
baldur2
(07.10.20)
Yatırım için ev almak mı? Bana kalırsa başka yatırımlar düşünün.500bin civarı en az para verceksiniz ve aylık 1500 lira alacaksınız. Kiracıyla uğraşacaksınız, bazen boş kalacak, o 10 yıl içinde ıvır zıvır bi ton masraf çıkaracak ekstradan iyi düşün derim:)
0
solenkol
(07.10.20)
Yarırım için asla ev almam. O parayı dolara altına böler yatırırım 5 sene sonra da zararsız elimde tutmuş olurum. Tabi ytd. Ev almak çılgınlık.
0
sta
(07.10.20)
Solenkol'a katılıyorum. İkisi de bina bolluğunun olduğu, arz fazlasının olduğu bölgeler. Kira gelirim olsun desen bir kısmı zaten gelir vergisine gidiyor, site içi demişsin 1-2 ay boş kalsa aidatı ev sahibine kaçıyor. Dolayısıyla ben de başka bir yatırım yapardım mutlaka.

Hem de 1+1 demişsin, kalanlar ya bekar olacak ya da öğrenci, uzun vadeli kira kontratı zaten olmaz. Zırt pırt kiracı değişir, otur uğraş.
0
roket adam
(07.10.20)
Yani şimdi ev almak tamamen yatırım sayılmaz demek pek bu işlerden anlamamak demek :)

1- Elinizde ki peşinat
2- Kredi'nin vadesi
3- Aylık ödeme tutarı
4-Kira getirisi
5- Ne kadar sürede kendini amorti edecek
6-Konumu

vsvs gibi konular çok etmen. Bende İsranbul'da yaşıyorum ve hazır faizler düşmüşken 100 bin tl çekip (50 bin peşinatım vardı) 5 yıl vadeli aylık ödemesi çok cüzi olan ve satın aldığım şehrin göbeğinde 1 yıllık ve kiracılı bir ev aldım Trakya Bölgesinden. İyiki de almışım.
0
paramolacak
(07.10.20)
kimse soruya cevap vermemiş.
kartal > pendik.


anadolu yakasında kartaldan kadıköye doğru gittikçe her zaman ve daima daha iyidir. hem ekonomik hem sosyal açıdan. ayrıca arz açısından da.
elbette sizin bütçenizle ilgili.

ancak 9-10 yaşla 1-2 yaş arasında büyük bir fark yok, hatta 9-10 yaş daha iyi denetlenmiş vs bile olabilir. bir de kartal derken kartal sahil/minibüs yolu dediğinizi var sayıyorum.
e-5 üstü kartal değildir, kartal'a bağlı başka semtlerdir.

maslak'ın şişli'ye bağlı olması gibi.
0
rewlack
(07.10.20)
zamaninda yatirim icin ev al ev al dediler :) oturmayacagim bir evi aldim bir miktar borcla. evi su an satsam 350k, kira getirisi vb koy 450k olur en fazla; dolar ya da altin ile ayni miktar su an 900k biri 850k biri oluyordu :) o yuzden yatirimlik ev almayin, oturacaksaniz alin derim
0
sweetoffice
(07.10.20)
Ben olsam ev almam.

İkisi arasında bir tercih yapacaksam merkeze yakın olanı alırım.
Daha yaşlı olmasına rağmen daha çok kira getiren Kartal mantıklı.
0
alfred
(07.10.20)
ALis fiyatini yazmadinigniz icin yapilacak yorumlar havada kalacaktir
0
turkuaz
(07.10.20)
(2)

İkinci üniversite mezunlarının yurtdışında yüksek lisans yapma şansı var mı

GoodMorningTeacher
İstanbul Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi'nin ikinci üniversite programları var, auzef ve aöf. Buradan lisans mezunu olan birisi aldığı diploma ile yurtdışında çalışma ya da burs kazanıp yüksek lisans imkanı bulabilir mi?İkinci üniversitdieden kastım, https://ikinciuniversite.istanbul.edu.tr/tr
İstanbul Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi'nin ikinci üniversite programları var, auzef ve aöf. Buradan lisans mezunu olan birisi aldığı diploma ile yurtdışında çalışma ya da burs kazanıp yüksek lisans imkanı bulabilir mi?

İkinci üniversitdieden kastım, ikinciuniversite.istanbul.edu.tr bu şekilde bir lisans/önlisans programına kayıtlıyken, açık ve uzaktan olarak okunan bölümler.
0
GoodMorningTeacher
(29.09.20)
başlık ve içerik uyuşmuyor.
buralardan 2.diplomayı mı alacak yoksa 1. diplomayı mı?
yurt dışında burs kazanmanız için iyi not ortalaması, iyi referanslar, iyi bir niyet mektubu lazım. sadece aöf'le imkansız değil ama imkansıza yakın. ekstra aöf de pek birşey katmaz en fazla hmm çalışkan/ilgili bir çocuk derler. ona harcanan emekle 2.bir diploama yerine 2. bir yabancı dil edinilirse daha kıymetlidir ama.
0
rewlack
(29.09.20)
ikinci universiteye girebilmeniz icin hali hazirda lisans diplomanizin olmasi gerekiyor zaten.
0
interview with the vampire
(29.09.20)
(13)

İş hayatı hakkında bir soru

noxell
Selamlar, arkadaşımın kendi iş hayatıyla ilgili bir problemi var. ben ikna edemedim. bir size sormak istiyorum. burayı okutup sizden de fikir alırsa daha iyi olabilir.çalıştığı iş yerinde, elindeki işi tamamlamış. biraz üstü olan kişi de işini denetliyor ve boşa çıktığını görüp kendi işinden paylaşı
Selamlar, arkadaşımın kendi iş hayatıyla ilgili bir problemi var. ben ikna edemedim. bir size sormak istiyorum. burayı okutup sizden de fikir alırsa daha iyi olabilir.

çalıştığı iş yerinde, elindeki işi tamamlamış. biraz üstü olan kişi de işini denetliyor ve boşa çıktığını görüp kendi işinden paylaşıyor, bunu da yapması için. üstü olan kişinin sorumluğu daha fazla olduğu için yetişememiş. arkadaşıma verdiği iş de arkadaşımın kendi yaptığı işten bu arada. sadece üstüne ait olan kısmı. bu gayet normal değil mi? mesai saatleri içerisinde, boşta ise sana senin yaptığın ama ekstra bir iş vermeleri iş hayatına uygun bir durum değil mi?

arkadaşım sinir olmuş durumda, ben ise bunun normal olduğunu söylüyorum. siz ne diyorsunuz?
0
noxell
(29.09.20)
Normal.Yöneticimin kendi sorumlulugundaki işi pasladığı cok oldu.
0
ırene adler
(29.09.20)
normal.
0
rewlack
(29.09.20)
bence tam tersine iyi bile olmuş. iş öğrenir ve birisinin terfi etmesi gerektiğinde , işleri bildiği için terfi alır.

ayrıca ne yapmak istiyor ki? boşta durup göze batmak mı istiyor?
0
co2s2
(29.09.20)
delegation denir buna :) ay şekerim işleri delegate edecek kimse bulamıyorum, tüm işler bende! al benim işimi sen yap demek. ama aslında yönetici tarafında operasyon işi çok olmamalı ki, çok daha hayati konular es geçilmesin. operasyonu yetiştireceğim diye yönetici şirketin lisansının elinden alınmasına sebep olabilir.
0
stewie
(29.09.20)
tabii ki normal.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(29.09.20)
son derece normal.
boyle seyleri olumlu yorumlamak gerekir. demek ki ustu onun yapacagi ise guveniyor ki kendi isini de ona vermis.
bunlar is hayatinda cok normal.
0
interview with the vampire
(29.09.20)
Arkadaşın yeni mezun heralde.. Hayat iyi yöneticilerle karşılaştırıyor belli ki hiç şımarmasın
0
lcha
(29.09.20)
"Normal" de doğru değil.

Performans değerlendirmesini nasıl yapıyorsun önemli olan o. İşini erken bitirip yöneticinin işlerini üstüne almanın bir faydası var mı? Daha fazla iş yaptığı için daha mı çok para alıyor? Bunlar varsa okey, bunlar yoksa işler ilerleyen zamanlarda erken bitmez. Hep son anda biter. Arkadaşının sinirlenmesi muhtemelen bundan, bu olaydan zararlı çıkacak olan da uzun vadede yönetici.

Kaldı ki ortada bir planlama sorunu var. Yönetici niye bitiremeyeceği kadar çok iş almış, keriz mi, işi mi bilmiyor, beceremiyor mu, sorunu ne? Arkadaşının işi erken bitmeseymiş ne yapmayı düşünüyormuş? Veya normal miktarda iş aldı da, kendi işini elemana mı yıkıyor? Tam olarak neler döndüğünü bilmek lazım.

Tabi biraz da zamana yayıp gözlem yapmak lazım. Yani ayda yılda olan bir şeydir, ona da çok şeyapmamak lazım ama düzenli olarak böyle şeyler olursa sıkıntı büyük.
0
plutongezegendegilmi
(29.09.20)
normal. elindeki işi erken bitiren elemanıma başka iş veririm. ama daha sonra performans zamanı geldiğinde de kendisine en iyi primi yazarım.

böyle yatırım olarak bakmak lazım olaya.

genel çalışan mantığı ise deadline gelene kadar yatmak son dakikada teslim etmektir. yine işini yapmış oluyor tabi bir sıkıntı yok. ama ben sadece işini yapan adama prim verilmesinden yana değilim.
0
ozdek
(29.09.20)
pluton +1
0
batlegolas
(29.09.20)
Arkadaşın İsveç'te yaşıyor ise normal değil
Türkiye'de yaşıyor ise sorusu sorulmayacaki konusu bile edilmeyecek derecede normal.
0
paramolacak
(29.09.20)
Çok normal. Avrupa'dayim, burada da normal.
Kendi müdürlerim bana cok is pasladi yapabilecegimi düşündükleri.
Benim de altimda iki kisi var daha is paslamadim. Ama misal onlarin cok yoğun oldugunu görüp ver ben yaparım onu sen bunu yap dedim.
Olur yani bunlar. Tek sıkıntı sizin yetki sinirinizi, bilginizi aşan ya da o kişi laylaylom takilip sizi kastiracaksa olur. Ama bu kisim iste Avrupa'da olur anca. Ben kendi isimi paslayip elemana kendim 5te çıksam elemanin sendikaya gitmesine bakar sikinti.
0
logisticsmanager
(29.09.20)
"Biraz üstü olan kişi" tanımı benim ilgimi çekti. Aslında onun üstü değil de sadece daha senior bir çalışma arkadaşı kendi işini vermiş diye anlıyorum. Eğer yapılan işi arkadaşınız kendi sunacaksa zaten sorun yok, ne güzel, bir şey daha yapabiliyor olacak. Bu durumda sinirlenmek yeni mezun ergen tribi olur.

Sıkıntı işi yapıp aslında üstü olmayan kişiye vermesi ve bu kişinin de işi kendi yapmış gibi satması. Raporladığı kişi değilse bu "üstü olan kişi" arkadaşınız acilen kendi raporladığı kişiyle bir sohbet edip "daha fazla sorumluluk alabileceğini, zaten x'in de kendisine bu gibi görevler verdiğini" çıtlatması gerekiyor.
0
SiyamkedisiZorro
(29.09.20)
(5)

Aidatı kim öder

re noreno
Bir şirkette mühendis olarak çalışmaya başladığınızda, mühendisin odaya ödemesi gereken aidatları kim öder? Şirket mi yoksa mühendis mi? Bu işin normali nedir?
Bir şirkette mühendis olarak çalışmaya başladığınızda, mühendisin odaya ödemesi gereken aidatları kim öder? Şirket mi yoksa mühendis mi? Bu işin normali nedir?
0
re noreno
(29.09.20)
mühendis
0
paudi
(29.09.20)
mühendis. mimarmar odasındaki arkadaşım da kendisi ödüyor.
0
gazozailacatmauzmani
(29.09.20)
mühendis odasının avantajları(!) iş için kullanılıyorsa şirket öder ya da ödemelidir. ben en azından kendi çalıştığım yerlerde şirket için lazımsa makbuzunu getirene ödedim kaç para ödediyse. çünkü oda belgesini iş için onlardan isteyen bendim.


normalde zaten proje falan çizmeyen biriyseniz ödemiyorsunuz borç birikiyor. lazım olunca da şirket ödüyor.
0
ozdek
(29.09.20)
mühendis.

ama şirket sizin imza yetkinizi kullanıyorsa, yani üye olmanızın şirket yararına bir etkisi varsa şirket "ödeyebilir"
0
rewlack
(29.09.20)
mühendis öder. odada olduğunuz için imza atıyorsanız ve şirketiniz bundan faydalanıyorsa, sonuçta siz de şirkette bu imzayı atabildiğiniz için çalışıyorsunuz. yine mühendis öder, yine mühendis öder.
0
co2s2
(29.09.20)
(29)

Ev sahibi kötü niyetli mi?

efemsradyo
• Haziranda ev tutuldu (1)• Temmuz 1'de temmuz kirası ödendi (2)• Eylül 3'te üniversite uzaktan öğretim kararı aldı.• Eylül 4'te ev sahibi ile konuşuldu, dediği şu; "durumunuzu anladım, evi kiralık'a koyuyorum siz de ilan verin, ay sonuna kadar kiracı çıkarsa sözleşmenizi feshederiz" Soru şu; bu
• Haziranda ev tutuldu (1)
• Temmuz 1'de temmuz kirası ödendi (2)
• Eylül 3'te üniversite uzaktan öğretim kararı aldı.
• Eylül 4'te ev sahibi ile konuşuldu, dediği şu; "durumunuzu anladım, evi kiralık'a koyuyorum siz de ilan verin, ay sonuna kadar kiracı çıkarsa sözleşmenizi feshederiz"
Soru şu; bu ev sahibi ay sonuna kadar eve yeni kiracı çıkmazsa bizden kira almaya devam edecek belli ki. Lakin bu şartlarda kira ödememiz anlamsız. Konu yargıya taşınmadan veya taşınırsa;

Ne yapmalı, nasıl yapmalı ve ne zaman yapmalı?

(1) 10 haziranda üniversitenin olduğu şehre günü birlik gidip evi gördük ve ev sahibi ile dostane şekilde anlaştık, kira kontratını 12 ay olmak üzere hazırladık, noter işini ev sahibinin kendisi tamamlayacağı sözüyle evi temmuz ayından başlamak üzere tutup kapora ve temmuz kirasını ödeyerek evden ayrıldık.
(2) okul yaz ayı boyunca "aksi olmadıkça normal eğitim yapacağız" açıklamaları yaptığı için temmuz ağustos ve eylülde kiraları günü gününe ödedik.
0
efemsradyo
(04.09.20)
Ev sahibi gayet iyi niyetli gözüküyor. Olanlar, uzaktan eğitim falan sizin suçunuz olmadığı gibi ev sahibinizin de suçu değil. Sözleşme süresi bitmeden evden çıkan siz olduğunuz için yeni kiracı bulamazsa sizden kira almaya hakkı var. Yapacağınız bir şey olmayabilir. Sağa sola ilan verip yerinize kiracı bulabilirseniz en temizi olur.
0
kobuzchu kiz
(04.09.20)
Kirayı ödemeye devam edeceksiniz.

Ev sahibi iyi niyetli davranmış. Yerinize kiracı bulursanız ya da kendi bulursa sözleşmeyi feshederim demiş. Olağanüstü sebep ev ile ilgili değil, okul ile ilgili. Ev sahibini bağlayan bir durum yok. Aynı olağanüstü sebep ev sahibi için de geçerli. O nasıl kiracı bulacak?
0
himmet dayi
(04.09.20)
Biz mi enayiyiz anlamıyorum, ben ev sahibinin yerinde olsam şanssızlık der başka kiracı arardım, nitekim yakın zamanda kiracımız işte çıkarıldı, son kirayı de ödeyemedi hatta, evden ayrıldı, kirayı da sonradan durumu olunca ödedi.(karşılıklı iyi niyet) Yasal hakkı bilemem ama ben olsam böyle bir durumda, hele de bir öğrenciden kira almazdım. (Öğretim üyesi olmadığınızı varsayıyorum ama öyle olsa da bi şey değişmezdi benim açımdan)
0
(04.09.20)
kobuzchu kiz +1

Şuan kötü niyetli demek haksızlık olur. normal bir şey istediği. genelde bu tarz durumlarda 1-2 ay kafadan gözden çıkarılır. ekimi de istemesi doğaldır. 3-4 ay sonra istemeye devam ederse kötü niyetli belki olabilir ama hakkı sonuçta.

şuan feshedelim diyecek ev sahibi sayısı %1 zaten. ekstra iyi niyetli olurdu o durumda.
0
fezagezgini_4
(04.09.20)
ev sahibi iyi niyetli +1 daha geldi ve bu konuda mutabakat saglandi sanirim...
0
hewit
(04.09.20)
Anladığım kadarıyla ev sahibinin vicdanına kaldık...

Peki ben, yasalar çerçevesinde kendi durumumu savunabilecek durumda değil miyim? Tbk 331 enine boyuna okunduğunda konu yargıya intikal ederse işin boyutu değişir mi, ülkede içinde bulunduğumuz dönemde benzer hususta emsal bir karar çıkmış mıdır duyan eden var mı? Arkadsşı olur eşi dostu olur?

N'aptınız a dostlar?

Okula giderim diye düşünüyordum, okul dibinde ev tuttuk bu yüzden. Olmadı, bir de bununla mı uğraşayacağım şimdi?
0
🌸efemsradyo
(04.09.20)
ben sadece tek bir şeyi merak ediyorum. imzaladığınız kira sözleşmesini okudunuz mu hiç?
0
mcsword
(04.09.20)
Hocam kontratında ne yazıyorsa o. Karşılıklı bir mal üzerine anlaşma yapılıyor imza atılıyor, bu iki taraflı garanti ve güven sağlaması için.

Tam tersi yönden bakalım, ev sahibi "yeğenim okula gidecekti ama uzaktan eğitim nedeniyle gitmeyecek siz evden çıkın o da burada yaşasın" deseydi, o zaman siz de iyi madem çıkalım mı diyecektiniz?


O nedenle ev sahibi isterse kontrat bitim süresine kadar sizden kira almaya devam edebilir. Ama bu kadar uğraşacağını sanmıyorum kiracı bulunur 1-2 aya.
0
lcha
(04.09.20)
Icha +1

Ki uzaktan eğitime geçileceğini sağır sultan dahi tahmin ediyordu, ikinci dalga muhabbetleri ta o tarihten belliydi.

Adam bir de 20 gün evi bedelsiz vermiş, kötü niyet değil gayet iyi niyetli davranmış. Bence işgüzarlık yapmaya kalkan sizsiniz
0
KaraSakall
(04.09.20)
siz bir iş hayatına başlayın da "noluyoruz" olun.

ev sahibi fazla iyi niyetli. artık böylesini görünce ben olsam çatır çatır "sözleşme yaptık- çıkarsan çık. icraya hazır ol." derim.
0
zoque
(04.09.20)
"Lakin bu şartlarda kira ödememiz anlamsız."
hayır, değil.
olaya kendi açınızdan bakmayın, kendi kendinize yorumlamayın.
resmi sözleşmeye imza atmışsınız.
sözleşme demek, "ben sana bir yıl kira vereceğim, sen de buna güvenerek harcama yapabilirsin/kredi çekebilirsin" demek.
harcama ve kredi olmasa, adam paraları tomarla evinin odalarından birinde biriktirse bile sonuçta sözleşme ona bu paranın geleceğini garanti ediyor.

zaten hukuk da bunu anlamsız bulmamış olacak ki, mal sahibine böyle bir yasal hak tanımış.

tam aksine, ev sahibi iyi niyetli çıkmış.
bir de ilan falan açmış sitede.
kiracı bulursa hakkından vazgeçeceğini, sorun olmayacağını söylemiş.
yapacak bir şey yok, kiracı bulunamazsa kirayı ödeyeceksiniz.
ödemezseniz sizi dava edecek, 1-2 yıl sonra kira borcunuzu toplu olarak avukat masrafıyla birlikte alacak.

yapmanız gereken şey, aşırı hızlı bir şekilde o eve kiracı bulmak.
0
blatta hiberna
(04.09.20)
hocam norveçmi burası ?
nasıl kafalardasınız anlamıyorum.
ay sonunda evi boşaltıyorum diyeceksin bitti.
eğer kanunen sözleşme sonuna kadar kira alma hakkı varsa (ki yok) buyursun gitsin mahkemeye avukata tahsil etsin.
bu yaşıma kadar tek bir evsahibinin erken tahliye nedeniyle mahkemeye gittiğini duymadım. en az 7-8 kere evi erken boşayıp sadece o ayın kirasını ödeyen duymuşumdur (ben dahil)
0
aslindasorunumpsikolojik
(04.09.20)
Olaya kendi açımdan bakmam, olayda taraf olmamdan kaynaklı olabilir mi sevgili arkadaşlar?

Klişe bir laf da olsa bu ülkede hak var hukuk var. Sözleşme yapıyoruz da günümüz günümüze uyuyor mu bu topraklarda? Kaldı ki pandemi ülke değil dünyanın konusu. Bu yüzden -iyi ki varlar- yasalar bana hak tanıyorsa hakkımı isterim,arzularım.

Empati yapıyoruz daha ne olsun,eylül kirasını vermemek de bir seçenek idi, sonuçta birkaç ihtardan sonra süreç başlıyor. Ama biz vermişiz kiramızı. Kaldı ki üniversite ve avm dibinde -gerçek dip- bir daire için evin sahibi sanmıyorum kiracı sıkıntısı yaşamaz...

Bakalım kısfmet.
0
🌸efemsradyo
(04.09.20)
Ev sahibi belki senden gelecek kiraya göre kredi cekti belki sağa sola sacacak. Bilemezsin ve seni ilgilendirmez de. Sonuçta o sözleşme bunun için yapılıyor. Tabi şu durumda sen de haklısın ( gerçi okulların açılmayacagi da belliydi ama ) senin yerinde kim olsa evi boşaltmak ister. Ev sahibi sözleşme bitene kadar senden kira alamaz. Evin kiralanabilecegi makul süre boyunca alabilir. Makul süre de iki üç ay olarak yorumlanıyor sanırım ama ev sahibinin mahkeme ila uğraşacağıni sanmam. Karşılıklı iyi niyet çerçevesinde anlasmaniz lazım.
0
elorelia
(04.09.20)
Ev sahibine hak veren arkadaşlara katılmakla birlikte, "mahkemeyle uğraşma" diye bir şey olmadığını da belirteyim, bi dilekçe veriyorsun sadece gerisini avukatlar hallediyor, tüm kalan masrafları da karşı taraftan alıyorlar.
0
roket adam
(04.09.20)
kaç kere yazılacak bilmiyorum ama ev sahibi kötü niyetli değil.
ancak siz biraz işgüzarlık yapıyorsunuz; bunun yerine anlaşmaya ve birini bulmaya uğraşın.

evet, emsal durum var yakın çevremde. hatta benzer sebeplerden.
ev sahibi haklı olarak yılın devamındaki kiraları da talep etti. kiracı olan arkadaşlarımdı, fazladan 2 aylık ücreti vermeyi önerdiler. mahkemelik oldular. ev sahibi leyhine karar çıktı, kalmadıkları toplam 7 ayın kirasını da aldı ev sahibi.

neresi anlaşılmıyor bilmiyorum ama elinizdeki sözleşme 1 yıllık. evde akar, kokar, kalınamaz duruma sebep olan bir olay yoksa sözleşmeyi haklı şekilde feshedemezsiniz ki ev sahibiniz zaten kolaylık sağlamış. ne yapsın önceden ödediklerinizi de geri mi versin?

bir de okulların açılmayacak olmasının konuyla ne ilgisi var? kayıt tarihi gelince ev tutsaydınız o zaman?
0
rewlack
(04.09.20)
Bu topraklarda günümüz günümüze uymuyor, bu konuda haklısınız ama buna sebep olan ev sahibiniz değil bu durumda üniversite. O yüzden hakkınızı arayacaksınız, mantık çerçevesinde, üniversitenizde aramalısınız.
0
gmzo
(04.09.20)
ortada yasal şeyler varken olaya kendi açınızdan bakarsanız, kiraları ödersiniz.
kirayı alma hakkı yok diye bir şey de yok, sözleşme süresi boyunca kalan ayların kirasını şak diye alır.
çevremde örneğini görmüşlüğüm var.

bu iş sizin açınıza göre değil, hukuka, kurala, kaideye göre şekilleniyor.
neyi anlamak istemediğinizi gerçekten anlamıyorum.
eylül kirasını vermemek de seçenekti falan diyorsunuz hâlâ.
vermeseydiniz, icrayla birlikte öderdiniz eylül kiranızı.
bu bir "seçenek" değil, yasal olarak ödemekle yükümlüsünüz.
mal sahibiniz peşinize düşmezse kanatsız melek seviyesine çıkacakken bir de kötü niyet sorgulayıp, lütuf olarak kira yatırıyormuş gibi davranmanız enteresan.
0
blatta hiberna
(04.09.20)
@gmzo üniversiteler önce yüz yüze deyip daha sonra mı online geçti ? ne alakası var.

Pandemi sürecinde haziran ayında bu durumu öngöremeyip risk almış arkadaşlar.
0
fezagezgini_4
(04.09.20)
@fezagezgini_4 evet, haziran ayında yök bundan sonra max. %40'ı derslerin online yapılabilir dedi, %60'ı yüz yüze olacak sonucu çıktı. üniversiteler buna göre pozisyon aldı, görüşler istendi, kurullar toplandı, kararlar verildi. sonra yök "her üniversite kendisi karar versin" dedi bayram öncesi, karar sürecinin işleyip tekrar kararların verilmesi eylül ayını buldu. hala açıklama yapmayan kurumlar var.eylül bunun için çok geç bir tarih, o kadar da öngörülemez bir süreçte işlemiyor pandemi süreci.
0
gmzo
(04.09.20)
Ev sahibi davranmasi gerektiği gibi davranmis. Yurtdışında da durum böyle işliyor. Kira sözleşmesi bitmeden çıkmak isterseniz yerine birisini bulmaniz lazım. Ama tek madur sen değilsin yani çoğu ogrenci boş eve aylarca kira ödedi.
0
superfluid
(04.09.20)
@gmzo evet yök belirttiğiniz kararı verdi ama kimse tamam yüz yüze olacak diye düşünmedi akademisyenler ne de öğrenciler, ve üniversiteler hala komple online yapma ihtimalini bırakmadılar.

haziran ayında üniversiteler normal çalışmaya anca döndü ve mayıs-haziranda tedbirler esnetildi. tedbirler yeni kalkmışken gidişatı gözlemeden ev tutmak pek mantıklı değil. temmuzun ortasından sonra hadi ağustos diyelim vakaların artması ile beraber hala yüz yüze yapılacağını düşünen var mı ?. o kadar öğrenci şehir değiştirecek, 6 kişilik yurtlarda kalacak.

Bazı bölümler lab için temmuz ayında video çekmeye başladılar.

siz hibrit yapma kararı açıklayan üniversitelerin gerçekten yapacağına inanıyor musunuz
vaka 1700e dayanmışken? ne ilk ne orta ne yüksek öğretim hiç biri yüz yüze yapamayacak. taş çatlasa 1 ay yüz yüze yaparlar.

yani haziranda ev tutmak bence alınacak bir risk değil.
0
fezagezgini_4
(04.09.20)
Kim iyi niyetli kim kötü niyetli muhabbetini geçersek konu yargıya taşındığı andan itibaren sizin lehinize çıkma şansı yok zaten.

Hukuk niyete göre işlemiyor.

O sebeple siz yerinize kiracı aramaya bakın bence.
0
ihanet kac kisilik
(04.09.20)
ev sahibiniz oldukça yapıcı ve mantıklı yaklaşmış, kesinlikle kötü niyetli değil.

ancak yazdıklarınızı okudum ve şunu söylemek istiyorum; ben ev sahibiniz olsam ve bu yazdıklarınızı görsem asla kiracı falan aramam direkt mahkeme ile tüm kalan kiraları alır, üzerine bir de avukat masrafı ödetirdim size.
0
i am 6 do you wanna be 9
(04.09.20)
Ev sahibi kararınca itimat göstermiş bunu diyoruz zaten. Sen seni destekleyen yorumlar beklemişsin anlaşılan.

Bu arada, sağlık bakanlığı üniversitelere mümkünse komple uzaktan yapın diyor.

www.memurlar.net

Edit: alttaki @j r r tolkien hayrani cebaına +1000
0
fezagezgini_4
(04.09.20)
Ev sahibi de kendince haklı. Evi belki yatırım için aldı ya da kredi falan ödüyor. O yüzden bir de onun açısından bakmak lazım.
0
kickboxer
(04.09.20)
ev sahibi kötü niyetli değil, bana sorarsanız iyi niyetli de değil, normal pragmatik olması gerektiği gibi bir ev sahibi işte. lakin duygular şelale olmuş mahkeme yargı ülkenin akibeti vb. bence ortada bu kadar büyütülecek bir durum yok hocam, bunlar her ne kadar olağanüstü sebeplerle de gerçekleşse olağan durumlar. eğer imzaladığınız matbu kira sözleşmesiyse, yani şöyle bir şey ise

www.emlakgundemi.com.tr

bk. madde 8 bir ay önceden haber verilmesi şartıyla fesih imkanı koymuş, burada benim atladığım bir şey varsa biri anlatsın lütfen ama siz tebliği yapmışsınız, gerekirse whatsapp'tan da ayrılmak istiyorum senden yazın yazılı da elinizde olsun, bu bir aylık süre ekim ayına taşıyorsa da ekimden taştığı gün kadar (3-4 günlük) kirayı öder yada depozitodan düşer eyvallahlaşırsınız.

çok mu basitleştiriyorum kaçırdığım bir şey mi var tam da anlayamadım ama bir adam işten çıkarıldı mecburen evi boşaltıp memlekete dönecek diyelim, bir de tefeci mafya gibi ev sahibi mi geziyor peşinde nerede benim 10 aylık kiram yada yeni kiracım diye yani. olağan insani olaylar bunlar. madde 8.
0
engelbert humperdinck
(05.09.20)
10 haziran'da 12 aylık kontratı imzaladığınız anda 12 ay x kira bedeli kadar tutarı, sözleşmede aksi belirtilmemiş her şartta ödemek zorundasınız. okulun açıklamaları, pandemi gibi faktörler sözleşmeye madde halinde eklenmediği için ev sahibi 10/10 haklı.
0
in a world of magnets and miracles
(05.09.20)
bu iş ne oldu acaba? duyuruyu açan arkadaş bizi bilgilendirse keşke. sözleşme imzalayıp sonra lütuf gibi eylül'ü ödedim daha ne istiyor? demesi epey ilgimi çekti.
0
parcaliham
(01.09.24)
(5)

yeşil pasaport 25 yaşına girildiğinde mi doldurulduğunda mı sona eriyor?

architects creed
"25 yaşını doldurmuş" bu ne anlama geliyor? pasaport süresini uzatmak istersem 25 yaşının son gününe kadar uzatabilir miyim? yoksa 25'e girildiği an hak bitiyor mu?keywords: yeşil pasaport 25 yaş girmek 26 yaş doldurmak zaman ne zaman bitiyor
"25 yaşını doldurmuş" bu ne anlama geliyor?
pasaport süresini uzatmak istersem 25 yaşının son gününe kadar uzatabilir miyim?
yoksa 25'e girildiği an hak bitiyor mu?

keywords: yeşil pasaport 25 yaş girmek 26 yaş doldurmak zaman ne zaman bitiyor
0
architects creed
(03.09.20)
30 haziran 2000 doğumlu birinin yeşil pasaportu
29 haziran 2025 gününe kadar geçerli.

Alacağınız son pasaportun üzerinde geçerli olacağı son tarih yazacak zaten, daha önceden biten bir pasaportunuz varsa yeni alınırken de benzer şekilde geçerliliğin sonlanacağı tarihe kadar vereceklerdir.
0
rewlack
(03.09.20)
25 yaşı bittiğinde olması lazım. doğduğun yıl 1 dersen tam 25 yıl boyunca hakkın var gibi düşün.
0
ozdek
(03.09.20)
pasaport alma şartı olarak ''25 yaşını doldurmuş'' olmak veriliyorsa, 26'dan gün aldığında pasaport alabilirsin.

eğer pasaport alma şartı olarak ''25 yaşını doldurmuş'' olmamaksa, 26'dan gün almamış olman gerekir.

özetle: soru eksik.
0
reanarchy
(03.09.20)
26’ya girildiği an bitiyor. Ve yukarıdaki arkadaş doğru söylemiş, bitişi zaten 26’ya girdiğin tarih olacak.
0
aliza
(03.09.20)
25 yaşını doldurmak zaten 26'dan gün almak demek. Yani 25 bittiğinde oluyor. Ama bu resmi olarak böyle. Fiili olarak çoğu ülke giriş için altı ay (ya da üç, altı olarak hatırlıyorum ama üç de olabilir) geçerli pasaport istiyor mesela ona da dikkat etmek gerek.
0
love my way
(04.09.20)
(19)

Çevrenizde kaç kişi covid hastası?

msb
Yakın zamanda (17 gün kadar) bu soruyu sormuştum. Belli aralıklarla tekrarlayacağım ki hastalığın gelişim sürecine dair genel bi fikrimiz oluşabilir diye düşünüyorum zira devletin sunduğu verilere hiçbir şekilde güvenmiyorum.17 gün kadar önce bendeki ve soruyu yanıtlayan birçok kişideki rakam '0'dı,
Yakın zamanda (17 gün kadar) bu soruyu sormuştum. Belli aralıklarla tekrarlayacağım ki hastalığın gelişim sürecine dair genel bi fikrimiz oluşabilir diye düşünüyorum zira devletin sunduğu verilere hiçbir şekilde güvenmiyorum.

17 gün kadar önce bendeki ve soruyu yanıtlayan birçok kişideki rakam '0'dı, şu anda benim çevremde 2 kişi covid hastası.

"Çevre" kapsamını aile, arkadaş, arkadaşın arkadaşı, komşu, akraba, uzak akraba vb gibi düşünebilirsiniz.
0
msb
(29.08.20)
Şirkette iki kişi var ikisi de hafif geçiriyor.
0
kumulatifvergimatrahi
(29.08.20)
Eniştem pozitif çıktı yakın zamanda ama belirti yokmuş.
0
dissendium
(29.08.20)
Hala sıfır.
0
Tochinoshin
(29.08.20)
O diyenlerdendim. İş yerinde sıfırdan 10 kişi oldu, bir o kadar da temaslı.
0
Hallegadola
(29.08.20)
4 kisilik bir aile sehir disina dugune gidip virusu kapip donmusler. Cocuklar evde (20'lerinde her ikisi de) anne baba hastanede atlatmis. Annem telefonla konusmus, tahammul edilemez bir vucut agrisindan bahsetmisler.
0
voyager 1
(29.08.20)
En az 2 kisiyi uzaktan kaybetti cevrem: Is hayatindan ve komsu olarak. Yan komsumuz ve karsi komsu covid, evde takip.
0
baldan kaymak
(29.08.20)
Zero
0
olaylar olaylar
(29.08.20)
Nişanlım ve is arkadaşım. 2
0
ruby elixir
(30.08.20)
Yakın arkadaşım ve arkadaşımın iki arkadaşı olmak üzere 3 kişi. 1 tanesi 20'lerinde olmasına rağmen hastanede, diğer 2 kişi ise evlerinde.
0
i am 6 do you wanna be 9
(30.08.20)
Geçen duyuruda yakın çevremde yoktu ama, aradaki zamanda bir arkadaşım vefat etti.
0
jazzabel
(30.08.20)
0
0
catch the arrow
(30.08.20)
çekirdek çevremden yakın zamanda 1 kişi oldu.
0
rewlack
(30.08.20)
3000 kişilik işyerinde / genel müdürlük, 16 kişi pozitif ve kime bulaştırdıklarını bilmiyorlar. servis de kullanmışlar.
çember daralıyor. dikkat edin kendinize :-(
0
ankarakecisi
(30.08.20)
Ben, 4 arkadaşım onların ailelerinden 11 kişi yani toplamda 16 pozitif
0
adventchant
(30.08.20)
kuzenim ve ailesi (totalde 3 kisilik bir aile). kuzenin kocasi, yogun bakimda.

babamin amcasinin oglu, 2-3 gun once covid'ten vefat etti (60 yas civari).
0
ubi dubium ibi libertas
(30.08.20)
0
0
cureforlove
(30.08.20)
nisan'a kadar 3 vaka 3 olu biliyordum, simdi bir orta siddette gecirip iyilesen bir arkadas var, digeri de yeni yakalandi
0
hewit
(30.08.20)
0 demiştim.

geçenlerde duydum, babamın eniştesinin bilmem kiminde çıkmış. 48 yaşında, ordu'da hastanede yatıyormuş.

2 gün önce duydum. Arkadaşımın arkadaşında pozitif çıkmış. 27 yaşında, bursa'da ilaç verip ev karantinasına almışlar.

Yakın çevremde, mahallemde, ailede, yakın akrabalarda duyduğum hala yok.
0
eazy
(30.08.20)
7 kişi var çevremde. 3ü iyileşti diğerleri tedavi altında.
0
kestane gürgen palamut
(30.08.20)
(17)

0 aracı nasıl alıyorlar?

ya ben lan neyse
dünyada en pahalı otomobiller bu ülkede.yılda 700 bin araç satılıyor. kim bu insanlar? meslekleri ne? nasıl kazanıyorlar o paraları? yaş 33. 8 yıldır asgari ücretin 2,5 katına çalışıyorum, sigara, gezme-tozma-aile, son 3 yılda kira yok. 70 bin anca tasarrufum var. illa ayda 20 bin falan mı almak laz
dünyada en pahalı otomobiller bu ülkede.

yılda 700 bin araç satılıyor. kim bu insanlar? meslekleri ne? nasıl kazanıyorlar o paraları? yaş 33. 8 yıldır asgari ücretin 2,5 katına çalışıyorum, sigara, gezme-tozma-aile, son 3 yılda kira yok. 70 bin anca tasarrufum var. illa ayda 20 bin falan mı almak lazım?

edit: satış sayıları 2017'ye ait. ben geçen yıl sanıyordum. geçen yıl 400 küsür bin.
0
ya ben lan neyse
(28.08.20)
benim aklıma buralardan örnek olarak şu geldi (bkz: erkam yildirim)
bir sürü örnek vardır. tabi hakkıyla kazanan varmıdır. bilmiyorum gözümle görmeden pek inanmam.
0
morcivert
(28.08.20)
o paralar maaşla kazanılmıyor. Aylık kazanç dersen hala yanlış yere bakıyor olursun.

Bir ihaleye bir işe giriyorlar, toptan milyonlar kazanıyorlar. Aktörleri düşün, bir reklamdan yüz binler hatta milyonlar alıp işine bakıyorlar.

Kimisinin sermayesi var (bildiğim bi örnek), oyun şirketi kurup iş yapıp deli para kazanıyor. Tabii fikrini iyi yönetmesi, uygulaması bir yetenek, ama sende de o yetenek olsa da başlangıç için paran yok mesela. "yeaa işte 100 bin lira ile başladık yolumuza baktık" diyip o parayı riske edebiliyor o. Sonra yatırım alıyor vs.
0
nhk ni youkosu
(28.08.20)
O 700bin rakamı nereden geliypr bilmiyorum da şirket araçları, kiralık araç sunan şirketler de varsa sayı artıyor tabii.

Öte yandan şöyle düşün, tüm nüfusu hane geliri olarak yüzdelik dilimlere ayıralım. İlk yüzde 10, yüzde 10-20 arası vs. Hah burada sen mesela kendini nereye yerleştirirsin. Bir dükkanı olan esnafı, 3-5 dairesi olan adamı, fabrikası olan adamı, koç holding ailesini vs herkesi yerleştirelim şöyle bir kafada. O zaman 700bin yeni araç 80 milyonda çok olmuyor aslında. Aile olarak 5-10 arabası olanlar falan var.
0
senolll
(28.08.20)
Çalışarak(yani sadece çalışarak) hiç bir sosyal ve ekonomik düzende “zengin” olamazsın.
Senin ve aileden gelen sınıfsal mirasın yeri; “çalışan” olmak. Bir firmada sigortalı mümkünse geliri iyi konforlu bir iş sayesinde karnın doyar, ufak tefek giderlerini hobilerini karşılarsın, mutlu gibi sanarsın kendini, biraz oyalanırsın yani. Sonra yaşlanır ve ölürsün, yerine yenileri gelir.
İş kurmak, yatırım yapmak, kazanç elde etmek, birikim yapmak;

Aile avantajı
Önceden bir varlık (zengilinlik demiyorum varlıklılık diyorum)
Kaçak kazanç (müslümanların haram dediği şey)
nispeten adil bir ülkede yaşamak
Risk almak
Şans
Kendi işin için çok çalışmak, uğraşmak
Alanında iyi bir donanım/strateji .....

yukarıdakilerin bir veya birkaçı lazım. Yoksa yani işe uğraşır belki o arabayı alırsın bu sefer de sepet gibi hayatın olur, gezip görmeden yani bi şekilde yine yeterli olmaz falan.
0
rewlack
(28.08.20)
En pahalı otomobilleri alanlar elbette maaşlı çalışanlar değil, ticaret yapanlar ya da konusunda işini iyi yapanlar, kendilerini iyi paralara satanlar.

Yılda satılan 700 bin aracın fiyat ortalaması senin alamayacağın tutarda değildir.

Kusua bakma ama 8 senede 70 bin birikim yapman biraz da senin kusurun, ne demişler "işten artmaz, dişten artar"

Maaşın kötü değil, idareli kullansan her türlü krediye girilir ve ödenir.
0
John Bloor
(28.08.20)
Alayi insaat, rant zengini. Buyuk sehirlerde bos arsa kalmamis, kumes gibi evlerde alt alta ustte oturulunuyor, iste bu binalarin sahipleri var sasilacak bir durum yok kac milyonluk ulkede
0
neverletyougodown
(28.08.20)
yılda satılan 700 bin aracın belki de neredeyse 650 bini standart orta halli arabadır. bunlar da en kötü bir kaç yıllık krediyle alınır. illa inanılmaz zengin olmaya gerek yok.

diğer pahalı arabalar için zaten gerekli açıklamayı diğer arkadaşlar yapmış.

bu arada asgari ücretin 2.5 katını alıp kirada vermeden 8 yılda anca 70 bin biriktirmekte biraz beceriksizlik.
0
biergarten
(28.08.20)
Satılan arabaların çok çok yüksek kısmı en düşük segmentlerde (clio, symbol, dacia falan yani) Lüks araba sayısı çok değil yani.
İnsanlar çok ciddi borçlara giriyorlar. 70 bin tasarrufun varsa ve bir yerde değerlendirmiyorsan o para durduğu yerde duruyor, ama 3 ay önce 70 bine dandik bi araba bile alsaydın şu an o para 100 bin olacaktı.
Yani işin özeti borca girmen lazım hocam.
0
roket adam
(28.08.20)
Turkiye nin nufusu 80 milyon. hic mi zengin insan olmasin? Sen ve ya cevren orta halli diye herkesin mi ayni sekilde olmasini bekliyorsuun ? instagramda bir foto paylasip/story atip 50 bin alan insan da var mesela..
0
bahele
(28.08.20)
Mesela fiyatı 1.5m usd ev var. Adam tekstil ihracatçısı. Adamın a8 long u ve 12000 m2 üzerine fabrikası var. Bakmayın, orta ve üst ölçek işletmeler iyi kazanıyor. Ya da adam iki inşaat yapıyor altına range rover çekiyor tüm kazancıyla. Sırf piyasada zengin müt. gözüksün de daha iyi yerlerden iş gelsin diye.
0
Unde bach canim
(28.08.20)
Bir senede 60 bin biriktirdim 100 bin kredi çektim aldım. Çok sorun olmadı. 4 sene önce evimi de öyle aldım. Zengin değilim
0
top_secret
(28.08.20)
200 bine sıfır araçlar var. türk insanı da gerekirse aç kalır ama araba alır. o yüzden krediyle falan alıyorlar. bunun için çok büyük paralar kazanmaya gerek yok. ama insanların çoğuna göre 4 yıl araba kredisin ödenir. bunda bir sıkıntı görmüyorlar.
0
black mamba
(28.08.20)
calisarak o paralar kazanilir, kafasi calisan düzgün bir devlet lisesi + devlet universitesi mezunu aylik ortalama 15.000 tl ile işe başlayabilir ve 8,9 senelik çalışma sonrasında aylık kazancınız 40.000 tl nin üzerine çıkıyor. mckinsey ,bain ,microsoft ,bcg ,birçok güvenlik danışşmanlık firması gibi firmalar rahatlıkla bu rakamlara çıkıyor. dolayısı ile 700bin kişiden biri olmak o kadar da zor değil.
0
akiskan
(28.08.20)
düzgün devlet okulu mezunu aylık ORTALAMA 15 bin lirayla işe başlayabilir mi? ahahahaha bu duyuru ne güzel yer, her gün yeni şeyler öğreniyorum.
0
der meister
(28.08.20)
@der meister benim gonderdiğim firmaların çalışanlarının cvlerine linkedin den erişebilirsin, maaşlar konusunda da glassdoor, indeed gibi siteleri kontrol edebilirsin
0
akiskan
(28.08.20)
@akiskan 90'lar çocuğu belli. Evet eskiden devlet okulları iyiydi fakat artık o kalmadı. Şu an devlet lisesinden mezun olanların çoğu ne yazık ki çok kötü, devlet üniversitelerinin de çoğu çok kötü. Düzgün demişsin tabii, ama onun yerine Koç, Bilkent vb. mezunu demek daha mantıklı şu an.

O şirketler o maaşı veriyor olsa bile yılda kaç kişi alıyorlar? Ortalama tam tersini söylüyor. Çoğu şirket eskiden ilk girene 1000 dolar verirken şimdi 600 dolarlara kadar düşürdü. Arkadaşlarla konuştuğumuzda yıllar önce 2500 liralarla işe başlayıp (o zamanın 1000 doları falan) şimdi hala 1000 dolar veya altı maaş aldıklarını görüyoruz.
0
nhk ni youkosu
(28.08.20)
@akiskan
15binle işe başlamak mı hahahahah iyi güldük sağol valla.
soruya gelecek olursak.bankalar eskisi kadar katı olsa kredilerde memlekette araba alımları yarıya düşer direk. suan yoldan 10 kişiyi çevir 9'u bankaya borçludur.
0
adventchant
(29.08.20)
(4)

Işyerinde cuma namazı arasi

sanguine
Işyerinde cuma günü, öğle namazı diye çıkanlar kaçta dönüyor genelde, makul Aralık nedir
Işyerinde cuma günü, öğle namazı diye çıkanlar kaçta dönüyor genelde, makul Aralık nedir
0
sanguine
(28.08.20)
13.00 civarı çıkıp 13:45-13:50 gibi dönmek makuldur.
0
tantunisultansuleyman
(28.08.20)
işyerine yakınlığı/uzaklığı, arabayla mı yürüyerek mi gidildiğine bağlı olarak 13:45-14:00 arası dönmüş oluyorlar.
0
dedim ben sana
(28.08.20)
Kadınlar yararlanabiliyor mu peki?
Espri yapmıyorum.
Muhafazakar yerlerde giden kadın çalışanlar var mı?
0
rewlack
(28.08.20)
Ben hiç kadın görmedim. Cuma günleri kadınlara ayrılan yere de erkekler giriyor, kadınlara herhangi bir yer de kalmıyor yani.
0
aynabugusu
(28.08.20)
(1)

Anadolu yakasında Almanca kurs merkezi önerisi?

5671
Şuanda Goethe'de yüz yüze eğitim yok bu yüzden başka alternatifler aramak durumundayım tavsiyelerinizi bekliyorum.Seviye 0, hedef seviye B1 B2.
Şuanda Goethe'de yüz yüze eğitim yok bu yüzden başka alternatifler aramak durumundayım tavsiyelerinizi bekliyorum.

Seviye 0, hedef seviye B1 B2.
0
5671
(28.08.20)
Özel ders.
Bir de emin miyiz? Ben an itibariyle opsiyonlu diye hatırlıyorum ama belki gençler için yoğun kurslarda geçerli de olabilir bakmak lazım.
Gothe kadıköy, gerekirse online’da ısrarcıyım.
Değilse özel ders +duolingo falan. Zaten A1 seviyesinde bu tip kurslara harcanan paraya yazık. Kendiniz güzelce çalışıp bi kaç hafta ders alın. Belki bi süre böyle de devam edersiniz hatta. Hocayı yine gothe’den soruşturabileceğiniz gibi (cafe, panolar vs) expat sitelerinden de bakabilirsiniz
0
rewlack
(28.08.20)
(14)

Düğüne klasik bir şort ve gömlek ile gidilir mi?

ananiyimioguz
Arkadasin kır düğününe gidecegim ama diğer arkadaslarim bu olaydan bahsedince hunharca yerdiler :(Gidilir diyenler örnek kombin atarlarsa sevinirim.Ben nedense daha önce gördüğümü hatirliyorum ve normal olduğunu düşünüyorum ama örnek de bulamadim şimdi :D
Arkadasin kır düğününe gidecegim ama diğer arkadaslarim bu olaydan bahsedince hunharca yerdiler :(

Gidilir diyenler örnek kombin atarlarsa sevinirim.

Ben nedense daha önce gördüğümü hatirliyorum ve normal olduğunu düşünüyorum ama örnek de bulamadim şimdi :D
0
ananiyimioguz
(27.08.20)
herkes takım giyerken düz siyah/koyu lacivert (Mavi'den mi ne almıştım) pantolon ve üstüne şık ama yine sporca(smart casual) gömlek giyip gittiğim oldu. Bana ne takım falan yok ve giyemem.

Şort abartı kaçabilir ama.
0
nhk ni youkosu
(27.08.20)
Normalde mayıs ayından eylül sonuna kadar hiç pantolon giymeden şortla yazı geçiren biriyim ama düğüne gideceksem giyeceğim en spor kıyafet şort olmazdı herhalde en azından bi kanvas pantolon bi keten gömlek giyilir.
0
angelus
(27.08.20)
düz bir şort üstüne gömlekle gidilir.
niye gidilmesin?
0
oz suser
(27.08.20)
gidilmez. umursamaz olursunuz.
0
gameofannen
(27.08.20)
Gidersin tabii. Kendine, arkadasina ve onun düğününe ne kadar saygı duyduğunla alakalı bir şey.
0
pass
(27.08.20)
gidilmez.
şortla herhangi bir davete gidilmez zaten.
görgüsüzlüktür.
0
rewlack
(27.08.20)
gidilmez tabiiki. dress code denen şey bu yüzden var. düğün gibi artık herkesin bu dress code'u bileceği(?) etkinliklere yazmıyorlar.
rahat bir keten pantolon olur, şık bir yazlık pantolon olur. ama şort veya kot/jean olmaz. aykırı ve cool olacağını düşünmeyin sakın.

kot, jean dress code mantığından bağımsız olarak; şort aslında erkek çocuklarına has bir kıyafet olarak tarih sahnelerine girdiği için yetişkinlerde ve böyle zaman/mekanlarda iyice saçma oluyor.
ayrıca bknz: kısa pantolon. ve/veya hala uk'de yaz kış küçük erkek çocukların şort giymesi, baknz:royal family. falan filan.

sakın şortla gitmeyin. 15 yaşın üstündeyseniz tartışmak bile saçma. kır veya plaj düğünü olması bunu değiştirmez.
0
jimjim
(27.08.20)
Kır düğünü de olsa gidilmez bence
0
elorelia
(27.08.20)
hocam hollywood filmleri sahnelerindeki yakışıklı adam gibi sanıyoruz ve kendimize yakışacağını düşünüyoruz bazen böyle durumlarda, ama burası Türkiye ve malesef şortla gidilirse garipsenir ve önemsememiş yaftası yersiniz. Benim düğünüme şortla gelen olsaydı öyle düşünürdüm.
0
bugisme
(27.08.20)
Parmak arası terlikte giy oldu olacak :)
0
all girls dream
(27.08.20)
gitmemek doğru olanı ama illa gideceksen keten gömlek keten bi dizshort alttan dexter/ timberland olsa olur. bakayım nette var mı öyle bi tip. shortun lacivert olmak zorunda.
aha buldum. www.trendyol.com
0
turbo sadık
(27.08.20)
Yabancı düğünlerde görmüş olmayasınız?
0
Unde bach canim
(28.08.20)
@Unde bach canim, evet sanırım @bugisme nin de bahsettiği kareler canlandı gözümde
0
🌸ananiyimioguz
(28.08.20)
Ben son 1-2 yildir sort ve gomlek ile gidiyorum dugunlere. Dugunler de esimin kuzeni, arkadaslar falan. Sadece benim kuzenin dugune pantolon gomlek gittim onu da halam ozellikle istedigi icin.
0
lemmiwinks
(28.08.20)
(7)

Covid, kalıcı hasar bırakıyor mu ?

prizmatik
Son durum ne oldu ? İspatlı birşey var mı ?
Son durum ne oldu ?
İspatlı birşey var mı ?
0
prizmatik
(27.08.20)
Bunun cevabını verebilmek için çok erken. Yeterince bilimsel olmaz.
0
pass
(27.08.20)
depresyon ve akciğerlerin yapısında kalıcı bozulma gibi çalışmalar çıktı. ancak istatistik olabilmesi için daha çok zamana ihtiyaç var.
0
rewlack
(27.08.20)
Atlatıp şeker hastası olanlar var diye de okumuştum ama. Kaynak bulamayacağım
0
kisa
(27.08.20)
1 ay özel hastanede yatan arkadaşımın söylediği şey şu oldu.

her gün doktorlar geliyor bakıyor, ilaç bırakıp gidiyor, durumum nasıl diye soruyorum? bilmiyoruz diyolar dedi.

30 gün yattı 27. günden sonra ateşi düşmeye başladı.

bu kullanılan corona ilaçları için de iyi şeyler söylemiyolar hastalık sonrası için maalesef.

kalp yetmezliği falan yapabiliyormuş.
0
hem şişko hem deli
(27.08.20)
En çok böbrek yetmezliği ve kanda pıhtılaşma yapıyor.
0
deer hunter
(27.08.20)
Kesin bir bilgi yok henüz. Zaten çok erken. Farkındaysaniz yazılan şeyler de 'söyleymis, böyle duydum, doktorlar olabilir demiş, bilim insanları x ihtimali üzerinde duruyor' gibi. Net bir şey söylemek için uzun bilimsel çalışmalar yapılması lazım.
0
fraise
(27.08.20)
her bakteri zararlıdır diye bir şey yok ama her virüs zararlıdır. covid'in kendisinin ne gibi zarar verdiği bilinmiyor. tedavide kullanılan ilaçların, yöntemlerin zararı tam olarak bilinmiyor. bilinen tek şey tomogrofi çekiminde abartı yapılırsa vücut için zararlıdır.
0
silah taciri
(27.08.20)
(13)

Okulların açılması, Öğretmenler Hk.

jamiro
Bugün öğretmenler okulda görevlerine başladı. Devlet okullarında 1 milyondan fazla öğretmen çalışıyor bir o kadar da özel okullarda vardır diye düşünüyorum.Ortamdaki salgın göz önüne alındığında bu kararı hala doğru bulan var mı gerçekten merak ediyorum, sözlükteki yorumları da takip ediyorum fakat
Bugün öğretmenler okulda görevlerine başladı. Devlet okullarında 1 milyondan fazla öğretmen çalışıyor bir o kadar da özel okullarda vardır diye düşünüyorum.

Ortamdaki salgın göz önüne alındığında bu kararı hala doğru bulan var mı gerçekten merak ediyorum, sözlükteki yorumları da takip ediyorum fakat burda yazar olmayanlar da fikir beyan edebilir diye burdan da yazalım istedim.

Alınan kararı doğru buluyor musunuz özetle soru bu.
0
jamiro
(24.08.20)
evet doğru buluyorum.

öğretmenlerin çok büyük bir kısmı tatillerini, memlekete gitmelerini ve gezmelerini eksik etmedi.

elbette evinde oturanları da vardır ancak gezmeye geldiğinde geri durmayan öğretmenlerimiz seminer olunca riskli diyorlar.

gitsinler de bu süreçte uzaktan eğitimde nasıl eğitim ve öğretim yapılacak biraz görüş, fikir belirtsinler, eğitimlerini alsınlar.
0
eeb
(24.08.20)
Yani şöyle düşünüyorum; bütün konserler veriliyor, bütün tatil mekanları tıklım tıklım dolu, anaokullari açık, insanlar büyük plazalarda çalışıyor, kurs merkezleri, dershaneler açık. E o zaman öğretmenlerin seminere gitmesi de o kadar abes bir durum değil. Kaldı ki eeb'in dediği gibi de hepsi karantinaya girmış de oturmuş durumda değiller. Birbirlerinin dibine girmeyip, maskelerini takip gayet de seminerlerde bulunabilirler. Ki benim öğretmen arkadaşlarımın çoğu bu karari destekliyor.

Avrupa'daki cogu ülkede vaka sayıları artmasına rağmen okulları komple açtılar bu arada.

Edit: Westblack+1 bu sene komple uzaktan eğitim yapılacaksa öğretmenler okuldaki materyaller ile birlikte bu işi götürmeyi bence de.
0
fraise
(24.08.20)
Bu lafım istisnalarını kapsamamakla birlikte çevremdeki bütün öğretmen tanıdıklarım maşallah tatilinden gezmesinden eksik kalmadı.

Hatta bazıları sağlık çalışanlarına da laf etti işleri bu zaten diye.

Hepimiz çalışıyoruz, hepimiz risk altındayız.

İşlerine gelince tatil, işlerine gelmeyince pandemi.

Senin de işin bu, git seminerine yeni düzende eğitim konusunu tartış.
0
denizgonen
(24.08.20)
Öğretmen çocuğuyum. Onlar gezerken bulaşmıyor, okula gidince mi bulaşıyor? Polis ve doktora ya da her gün işine giden insana bulaşmıyor mu? Market çalışanları da her gün bir sürü insanla muhatap oluyor. Öğretmenler evde oturdukça sağlık çalışanlarının motivasyonu düşüyordur. Adamlar kendi ailelerinden bile uzakta virüsü taşımamak için.
0
gelmeistemem
(24.08.20)
Bence uzaktan eğitim sınıfa kurulacak olan materyallerle ve sistemlerle yapılmalı. Evde verilen uzaktan eğitim olmaz. Hem 3 saat ders ver hem 10 saat ek ders parası al derse girmiş gibi. Asıl sorun burda.

He okullarda internet vs yok doğru, Ama doğru olan bence öğretmenin okulda ders anlatması.
0
westblack
(24.08.20)
öğretmenlerin daha doğrusu benzer şekilde çalışanların okullara gitmesini/seyahat hareketliliğini "yanlış bulmuyorum". Ancak öğrencilerin okullara gitmesini doğru bulmuyorum.

Öğretmenler eğitimi daha faydalı nasıl sürdürebileceklerine dair planlama, hazırlık vs için yan yana gelmiş olabilirler. Ayrıca öğrenci nüfusuyla kıyaslandığında öğretmen sayısı çok çok daha az; aynı şekilde yetişkin bilinciyle çocukların dur yapma'dan anlamaz hallerini de kıyaslayamayız.

temennim; öğretmenler verimli olacak bir eğitim sistemi için planlama yapsın. okullar daha da önemlisi üniversiteler açılmasın.
0
rewlack
(24.08.20)
Okullar öğretmenlere her birinin ayrı sınıflarda eba'dan uzaktan eğitimi sağlıklı, İnternet kopmalar olmadan verebilecek bir şekilde sistem kurabiliyorsa gelsinler okulda çalışsınlar. Bir haftalık seminer neyse de okullar açılana kadar uzatmışlar. Çoğu okulda bu sistem olmadığına göre çocuklar sadece eba tv' den mi takip edecek dersi? Öğrenciler için böylesi zararlı olabilir.

Liseden yeni mezun oldum, tercih dönemi iki ya da üç hafta önce pazartesi başladı ve tercih danışmanlığı yapan rehber hocamız tatilini tercihler başlamadan iki gün önce bitirdi, Antalya'da orada burada gezmediği yer kalmadı :)) kendini düşünmüyorsun bari tercih yapacak öğrenciyi düşün, mesela.
0
black holes in the sky
(24.08.20)
Öğretmenler seminere başlayıp, önlemlerini alarak planlama yapabilirler elbette. Fakat yüz yüze eğitimin nasıl olacağını ya da daha doğrusu sürdürülmesinin nasıl mümkün olacağını aklım almıyor. Diyelim bir öğrenci covid oldu, tüm sınıf ve sınıfa derse giren öğretmenler kendilerini 14 gün karantinaya mı alacak? E bu öğretmenlerin girdiği diğer sınıflar, dersler ne olacak? Ya da pozitif kişi ile temaslı koca bir sınıf hiçbir şey olmamış gibi derslere girmeye, eve gidip gelmeye devam mı edecek? O zaman nasıl kontrol altında tutacağız bu salgını?

Türkiye'de okulların açılması ile Avrupa'da okulların açılmasını kıyaslayamayız. Avrupa'daki çoğu ülkede sınıflar 20-25 kişilik, öğrenciler okula yürüyerek gidip geliyor. Bizde 40-45 kişilik sınıflarda eğitim almak için uzun süren servis yolculukları yapıyor öğrenciler maalesef.
0
gmzo
(24.08.20)
Ingiliz hukumeti de aciyor. Bu hafta okullarin acilmasi ile ilgili bir suru propaganda yaptilar, halki ikna etmeye calisiyorlar. Risk az diyorlar, burdan takip edebilirsiniz: twitter.com
0
neverletyougodown
(24.08.20)
Elbette doğru buluyorum. Hadi işin kaynağından yazalım, aynı tepkiyi veren öğretmenler maaş,atama,özlük işleri için okulun açık kalmasını onaylıyor ama iş kendilerine dönünce yooo olaaamaz nidaları yükseliyor.

Mart ayında kronik rahatsızlıktan dolayı evden iş yapıyordum , hiçbir şey aksamadı bazı öğretmenlerin okula gelip evraklarını imzalamaları gerekiyorken söylemiş oldukları cümle şu ''synax neden yok ? eee nolmuş ki diyabeti varsa'' şimdi bu öğretmenler (hiç bir sağlık sorunları yok) sabahtan beri şikayet halindeler.

Okul idareleri daha geçen hafta kaymakamlık ve ilçe sağlık kurulu kararı ile filyasyon ekiplerinde çalışma yaptılar, bunlar insan değil öğretmenler minnoş ?

Dahası diğer kamu personeli ne yapsın, temassız kamu birimi mi kaldı ? Saymaya başlasam sayfa uçar gider.

Bu istemezükçülerin fotoğraflarını paylaşsam olay olur , 2 öğretmen haricinde yaz tatilinde evde izole olan yok ama sorsan pandemide okula neden geliyoruz.
0
synax
(24.08.20)
Kurslar da açık Haziran başından beri ama tekrar online eğitim için altyapılarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Okullar açılacaktır belirtilen tarihte ama yüz yüze eğitimin yıl boyu kesintisiz devam edeceğini pek sanmıyorum. Yaz boyu seyahate, tatile yasak gelmedigi için ülkenin dört bir yanından toplanıp gelen öğretmenlerin okullarda birbirlerinin ve öğrencilerin sağlığı açısından büyük risk oluşturduğunu düşünüyorum. Hibrit ve seyreltilmiş eğitimden tekrar online eğitime geçilecek gibi geliyor bana.
0
epistemic_regress
(24.08.20)
6 aydır hiçbir şey yapmadan maaş alıyorlar, diğer meslek grupları çalışırken onların da artık işe dönmesi normal. bana kalsa yüz yüze başlayana kadar gitmesinler ama o zaman maaş da almasınlar, hatta maaşları sağlık çalışanlarına verilsin. milyonlarca lira çöp, yazık.

bu arada sağlık çalışanı falan da değilim, öğretmen arkadaşlar mesaj kutumu yeşillendirmesinler.
0
candide
(24.08.20)
18 yaşından beri çalışan ve çalışmayı çok seven biri olarak 6 aydır evde oturmak gerçekten can sıkıcı bir durum. Ama bir yandan da öğretmenlerin seminer döneminde okula gitmeleri mantıklı bir hareket değil. Bugün iki canlı yayın dinledik, müdürümüz bir konuşma yaptı ve dağıldık. Bunu kendimizi ve çevremizdekileri riske atmadan evden de yapabilirdik.

Kaldı ki daha yüz yüze eğitime başlanacak. Bugün okullar için uyulması gereken tedbirleri duysanız gülersiniz. Öğrencilerin yemek yemesi yasak mesela. Ya da teneffüslerde bir buçuk metre sosyal mesafe korunacakmış. Benim öğrencilerim ikinci sınıfa gidiyor sizce buna ne kadar uyulacak? Her neyse. Ben önlemimi alıyorum. Çalışmayı da dert etmiyorum. Ancak bu mantıklı bulduğum anlamına gelmiyor. Bana kalsa sadece okulları değil, kafeleri, otelleri, hatta iş yerlerini de kaptırım.
0
ruhen hastayim ben
(24.08.20)
(5)

akademisyenlere/bu yolda ilerleyenlere birkaç soru

vacigok
merhaba. okuduğum bölümden yeni mezun oldum ve bu alanda araştırmalar yapmayı, akademide ilerlemeyi istiyordum uzun bir zamandır. fakat şu günlerde kafamda bazı soru işaretleri var. o nedenle buradaki akademisyenlere, yüksek lisans/doktora yapmakta olup bu yolda ilerleyenlere birkaç soru sormak isti
merhaba. okuduğum bölümden yeni mezun oldum ve bu alanda araştırmalar yapmayı, akademide ilerlemeyi istiyordum uzun bir zamandır. fakat şu günlerde kafamda bazı soru işaretleri var. o nedenle buradaki akademisyenlere, yüksek lisans/doktora yapmakta olup bu yolda ilerleyenlere birkaç soru sormak istiyorum:

sizce okumayı, yazmayı, araştırmayı seviyor olmak akademik kariyer yapmak için yeterli motivasyon kaynakları mıdır?

akademik kariyer yapıyor olmaktan memnun musunuz? bu yola adım atmadan önceki beklentilerinizi karşıladı mı bu meslek, yoksa alanda çalışmanın daha iyi olabileceğini düşündüğünüz de oldu mu?

son olarak tavsiye eder misiniz akademik kariyeri? önerileriniz var mıdır bana?
0
vacigok
(20.08.20)
araştırma yapmak, kendini geliştirmek için akademik kariyer yapmana gerek yok. kaldı ki akademik kariyer yapmak için olması gereken motivasyon kaynakları sıralamasında araştırma yapmayı sevmek herhalde en sonlarda kalır.

not: akademisyen değilim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.08.20)
Sen bişeyler yapmak istesen de birlikte bişeyler yapabileceğin birileri yoksa -burada hocaları kastediyorum - yılgınlık durumu olabiliyor. Birinin seni yetiştirmek istemesi gerekiyor. Diğer türlü doktora olsa bile kadro bulman zor. Bölümde 10 öğrenci vardır. 9'u mezun edilir, bir tanesi gerçekten yetiştirilir.
0
indifferent
(20.08.20)
-hayır değildir.
-hali hazırda tr’de yaptığım için hayır; ancak aynı anda yaptığım bir kaç meslek/iş daha var, bu sayede mutlu oluyorum. Yoksa kafayı yerdim.

Master/doktorayı yani eğitim kısmını mutlaka yurt dışında al. İngilzice dışında en az bir dili daha çeviri yapacak düzeyde öğren.
Ve mümkünse tr.de değil başka yerde çalış.
Hani eskiden kpss’yle devlet memuru olanları küçümserlerdi ya, vizyonsuz ıyy diye. Üç beş yıl sonra hatta an itibariyle aynı şey akademi için de geçerli. Rezil bir halde her anlamda.
0
rewlack
(20.08.20)
-kesinlikle yeterli değil
-Yurtdışında yapsam daha fazla mutlu ve tatmin olurum. Kesinlikle karşılamadı. Bürokrasi üzerine dönen konular çok yoruyor. Alanda çalışmadım ama çalışsam onu da başarırdım.
-Yurtdışında akademik kariyeri tavsiye ederim.
0
piotr
(21.08.20)
Çok sevdiğim bir hocam üniversitede saçkıran oldum akademi yüzünden falan diyordu. Sevdiceğim ise bir süre asistanlık yapmış, biraz daha devam etseydim pat küt dalacaktım herkese diyordu. Adamı zar zor ikna ettim doktoraya devam etmesi için.

Ben çok isterdim akademisyenliği ancak bunun için de sağlam referans gerekiyor, saçmasapan insanların gereksiz ego ve kaprisleriyle uğraşmak zor. Kardeşim çok istiyor şimdi ama yaşam enerjisi kalsın içinde diye antrenörlüğe devam etse keşke diye düşünüyorum içimden.
0
Hallegadola
(21.08.20)
(3)

Yüksek lisans için hangi kıstasları koymalıyım?

northern eagle
Bu sene Marmara'dan mezun oldum ve yüksek lisans yapmak istiyorum fakat bu konuda hala bilgisizim. Şu an için ALES'e girdim tek ve sözelden 80, EA dan ise 70 gibi bir not alırım sanırım. Bir de 65 ile 70 arası bir YDS notum vardı 2 3 sene öncesinden ama şu an girsem rahat 80 alırım.Sizce ne yapmalıy
Bu sene Marmara'dan mezun oldum ve yüksek lisans yapmak istiyorum fakat bu konuda hala bilgisizim. Şu an için ALES'e girdim tek ve sözelden 80, EA dan ise 70 gibi bir not alırım sanırım. Bir de 65 ile 70 arası bir YDS notum vardı 2 3 sene öncesinden ama şu an girsem rahat 80 alırım.
Sizce ne yapmalıyım? Hangi bölümde yüksek lisans yapmam (sözel veya EA) ilerde yurt dışında çalışma ihtimalimi güçlendirir? Özel okula mı yoksa devlete mi başvurmalıyım?
0
northern eagle
(20.08.20)
Hangi bölümden mezun olduğunuzu bile bilmiyoruz.

Mezun olduğunuz alanda mümkünse yabancı ortaklı, girebildiğiniz en iyi firmada işe girin. İş öğrenin, dilinizi geliştirin, çevre yapın. Burada yaptığınız yüksek lisansın size yurt dışında çok bi artısı olmaz.
0
archmage mahmut
(20.08.20)
Yurt dışı düşünüyorsan Tr'de yaptığın masterın etkisi yok gibi.
0
indifferent
(20.08.20)
Tr’yi boşver ve yurtdışında yüksek bak.
Almanya, hollanda gibi avrupa ülkeleri olabilir,
Finlandiya (master’ı araştırmanı öneririm) ya da isveç gibi yerlere bakabilirsin avrupa şartı koşmuyorsan.
Ya da temiz temiz kanada.

Tekrar söylüyorum boşver burada masterı falan.
0
rewlack
(20.08.20)
(11)

kovayım mı bu yaşlıları?

banacevaplazım
Annemlerin sürekli gezen bir arkadaşları var. 65 yaş üstü insanlar bunlar. Bize bir şey olmaz modundalar. Biz aylardır kimseyi görmemişiz, çat kapı misafirliğe gelmişler. Çok sinir oldum.
Annemlerin sürekli gezen bir arkadaşları var. 65 yaş üstü insanlar bunlar. Bize bir şey olmaz modundalar. Biz aylardır kimseyi görmemişiz, çat kapı misafirliğe gelmişler. Çok sinir oldum.
0
banacevaplazım
(14.08.20)
acilen kov
0
fezagezgini_4
(14.08.20)
Kovun tabii ama kibar bir dille tabi. Annenize de söyleyin yüz vermesin kimseye.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(14.08.20)
Ben olsam öksürmeye başlardım yanlarına gidip, geçen görüştüğüm bir arkadaşım hasta çıkmış hastaneye yatırmışlar der biraz endişe etmelerini sağlardım. Kendileri kalkıp giderler zaten.
0
GoodMorningTeacher
(14.08.20)
@GoodMorningTeacher, yok bunlar koronayı tanımıyor.. Çocukları başka şehirleri dolaşıp bunlara geliyor, bunlar da ailecek sağda solda geziyor. Çok cahiller ya. Keşke ihbar etme şansım olsaydı.
0
🌸banacevaplazım
(14.08.20)
Öksür ve ağzını kapama +1
0
jacque
(14.08.20)
Yok yine gelir onlar, hatta sizin ne kadar kötü bir evlat olduğunuzu anlatmak gibi yeni bir bahaneleri olur. Kendi çocukları engelleyebilir ancak çıkmalarını. Bizde de aynı modelden var, oradan biliyorum.
0
wish i could find a way to disappear
(14.08.20)
polisi/zabıtaya şikayet edin ceza yesinler. bak o zaman geziyorlar mı
0
wendyangelamoiradarling
(14.08.20)
Evde yokuz numarası yaptır annene ama numara yaptığınızı anlasınlar. İstenmediklerini eşek değillerse anlar giderler.
0
Topalordek
(14.08.20)
Direkt kovun.
Açık açık söyleyin diğer türlü anlamıyorlar.
Düşünecek bişey yok. Kovmazsanız sonra siz pişman olabilirsiniz.
0
rewlack
(14.08.20)
Yanlarina gidip oksurukle bog onlari.

"Susma haykir ageism vardir"
0
buf-e kür
(14.08.20)
Arkadaşlar, öksürün demişsiniz ama gaz çıkarmaktan dahi anlamayacak derecede cahil insanlar var, artık kimse umursamıyor. Şu an bulunan gruptaki tüm yaşlıların kronik rahatsızlığı var ama işte laftan anlamıyorlar. Annemde yukarıda dendiği gibi 'ama onlar arkadaşım' kafasında. Gittiler, tekrar gelmezler umarım. Kendi çocukları da kendileri gibi cahil tüm Türkiye'yi geziyorlar. Böylelerine bir şey olmaz dikkat eden insanlara olur.
0
🌸banacevaplazım
(14.08.20)
(5)

İşsizlik maaş şartı(uzman sorusu)

drystedb efficacious
İşsizlik ödeneği almak için gerekli olan Son 120 gün prim şartı için konuşacak olursak:İşe giriş 1 Haziran İşten çıkış 1 ekim Ağustos ayında 1 gün boşluk var yani 1 gün sigorta yatmamış.Fakat Ağustos ayı 31 gün, yani 1 gün eksik olsa bile teknik olarak kişiye ağustos’ta 30 gün prim yatmışYani Son 4
İşsizlik ödeneği almak için gerekli olan Son 120 gün prim şartı için konuşacak olursak:

İşe giriş 1 Haziran
İşten çıkış 1 ekim

Ağustos ayında 1 gün boşluk var yani 1 gün sigorta yatmamış.
Fakat Ağustos ayı 31 gün, yani 1 gün eksik olsa bile teknik olarak kişiye ağustos’ta 30 gün prim yatmış
Yani Son 4 ayda 120 gün primi var

Bu kişi 1 Ekim’de çıktığında işsizlik maaşı alabilir mi alamaz mı?
0
drystedb efficacious
(14.08.20)
alabilmesi lazım bu şekilde. ayrıca yanlış hatırlamıyorsam son 1 yılda veya 6 ayda 120 gün yeterli oluyor. dolayısıyla bir önceki işindeki sigortalı günler de hesaba katılır.
0
reanarchy
(14.08.20)
alamaz gibi eliyo bana. birincisi bu işlerde bir ay 30 gün sayılır, ikincisi fazla haftasonu var agustosta. umarım yanlışımdır.
0
foolrules
(14.08.20)
sgk ayi 30 günden hesaplıyor, bunu da yatan Kco den ogrendim. Alamaz sanırım.
0
monkey
(14.08.20)
Bi kere “kovulmuş” yani işten çıkarılmış olması gerek öncelikle, bunu atlamıyorsunuz değil mi? Son olarak da en doğru bilgiyi e devletteki sgk kaydınız gösterecektir. Gün gün yazıyor ya da yazacak orada.
0
rewlack
(14.08.20)
İşten çıkarma yasağı devam ettiği sürece kimse işsizlik maaşı alamaz. işveren tarafından sonlandırılması lazım sözleşmenin fakat yasak. Çünkü patronları işsizlik fonundan besliyorlar. Çalışanın maaş alamaması için bu yasağı 1 sene uzatma hakkı verildi yönetime. Ekim'de de devam edeceğini düşünüyorum.
0
desdenova34
(14.08.20)
(12)

Ne yapmali?

Oceanblue
Ozet:Teshirci bir oz babanin (baba demeye bin sahit gerci) kendi oz kizina yaptiklarini, bu durumdan magdur olan kizi anneye bahsetmeli mi? Detaylar:Bu adam, oz kizinin universiteye gittigi yillarda (kizin yas o siralar 19-20) kizina kendi cinsel organini gostererek teshircilik yapmis bir mahlukat.
Ozet:
Teshirci bir oz babanin (baba demeye bin sahit gerci) kendi oz kizina yaptiklarini,
bu durumdan magdur olan kizi anneye bahsetmeli mi?

Detaylar:
Bu adam, oz kizinin universiteye gittigi yillarda (kizin yas o siralar 19-20) kizina kendi cinsel organini gostererek teshircilik yapmis bir mahlukat.

Kiz o yillarda abisi, anne ve babasiyla ayni evde yasiyor. Adam ev uygun durumda iken
(anne ve abinin ortalikta olmadigi zamanlari kollayarak) kizina teshircilik yapiyor.

Ta ki kiz Avrupa’da is bulup evden ayrilana kadar bu olanlara ara ara maruz kaliyor (yaklasik 6 yil) fakat bu durumdan kimselere bahsedemiyor.
Utanip sıkılıyor ve karar verip icine atip sir olarak sakliyor annesinin hassas karakterini bildigi icin. Cunku anneye bahsederse, annenin sinir krizleri gecirip kendi sagligindan olacagini az cok kestirebiliyor.

Bu arada anne ve babanin iliskisi neredeyse kopuk.
Evde hic konusmuyorlar, huzursuzluk, kavga...vs. var.

Yurt disinda 5 yil her sey yolunda, rahatken ve kiz tam da babadan kurtuldum diye dusunurken,
3 ay once covid nedeniyle aile evine tekrar donmek zorunda kaliyor.

Simdi ise kizin hissettigi (yas 32), her seyin yeniden eskiye donmus olmasi.
Utanmaz arlanmaz adamin surekli goz hapsinde oldugundan, ev icinde kose kapmaca oynarmiscasina ondan kaciyor, ayni ortamda bile bulunmaktan asiri derecede rahatsiz oluyor ve biliyor ki o evde yasadigi surece her sey tam anlamiyla eskisi gibi olacak yani baba teshircilige yine baslayacak (simdilik musait anlari kolluyor gibi gorunuyor)
Cunku zihniyeti, hal ve hareketleri hic degismemis hatta daha da kotulesmis ve bunamis gibi yasi ilerledikce (65yas)

Kiz annesiyle iyi anlasiyor ama onunla doya doya ozlemini gideremiyor kafasina bu takilanlar yuzunden.
Bir an once is bulup ayri eve cikmanin planlarini yapiyor ondan tekrar kurtulabilmek adina ama
bu arada da olanlari ve hissettiklerini artik anneye (yas 60+) bahsetmeli mi diye dusunuyor ve
daha ne kadar boyle bir ortama dayanabilecegi de beynini kemiriyor.

Kiz nasil bir tavir sergileyip ne yapmali?

Not: Kiz babasina karsi bu olanlar yuzunden tamamen soguk ve mesafeli davraniyor ve
neredeyse hic konusmayip muhatap olmuyor.
0
Oceanblue
(10.08.20)
Allah'ım az önce neler okudum diyeceğim ama bunun gibi binlerce, yüz binlerce olay var.
Öncelikle asla boyun eğmesin, annesine söylesin diyeceğim ama söyledikten sonra babasından şiddet görme hatta öldürülme ihtimali var mı? Sapık bir mahlukat olması dışında elimizde babaya ait pek done yok.
Bir de ne yazık ki kadınların kemalim yapmaz tribi var, anne inanacak mı? Ayrıca babanın siktir olup gitmesi durumunda anne maddi olarak darlığa düşüp depresyona falan girip yarın öbür gün çocuğunu da suçlayabilir, bu kulaklar bunları duydu.
Neyin nasıl olacağını tacize uğrayan arkadaşımız daha iyi bilir ama ben olsam söylerdim sokakta aç sürünürüm ama buna göz yummam.
0
matilda
(10.08.20)
Ben olsam cemkirirdim baba figurune. Korkup kacarsan ustune gelirler. Korktugunu belli etmeden kizman lazim bence. Adami yerin dibine sokmak lazim. Baktin ki duzelmiyor abi/kardese soylemek lazim. Anneye kiyamadim...
0
nax
(10.08.20)
anne/abi hiç uyanmıyor mu aralarındaki duruma soğuk davranmasınan?
o abinin çocuğu olacak mesela ve torun sevecek bu adam öyle mi? çevredeki diğer insanlara zarar verir vermediğini de bilmiyoruz, otobüste, markette...
bence yaşa başa bakmadan sapıklar ifşa olmalı.
ama en azından babasıyla bir sapık olduğu hakkında konuşup devam ettiği takdirde yapacakları üzerine konuşmalı diyeceğim de bilmiyorum. sapıklar ifşa olmalı daha fazla insanın hayatını karartmadan.

edit: kızın da çocuğu olur da bir şekilde yaklaştırmayacağını varsaydım.
0
not dark yet
(10.08.20)
Annenin boşanacak maddi imkanı vs mi? Yani bu işin sonu boşanma olmayacaksa ortaya dökmek mantıklı mı bilemedim.
0
elorelia
(10.08.20)
Bu tarz durumlarda sessiz kalmak işi daima kötüleştirir. İlk başta sert çıkılsaydı, konu buralara gelmeyebilirdi.

Babayı çok sert terslemeli ve hatta gücü yetiyorsa, temiz bir dövmeli. Durum değişmezse, konu ailenin diğer fertlerine anlatılmalı. Anne buna dayanamaz, abi elini kana bular vs. ciddi endişe varsa da evden en kısa sürede ayrılmalı.


.
0
kartallar yuksek ucar
(10.08.20)
Nerede yaşıyor bu kadın
0
opitseri
(10.08.20)
bence annesine söylemesin. Zamanında söylemediyse bu kadar yıl sonra öğrenmek annesine daha ağır gelecektir. Babasıyla tek kaldığı bir anda onu korkutmayı deneyebilir belki.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(10.08.20)
Bence annesini ve kardeşini yanına alma şansı varsa siktir etsin babayı. Hatta polise falan da şikayet edebilir. Bence ilk kardeşine söylesin ve annelerini duruma hazırlamaya çalışsınlar.

Yaşa başa bakmadan sapıklar ifşa olmalı +1
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(10.08.20)
Ben öyle babayı döverim. Samimi söylüyorum. 32 yaşına gelmiş, işinde gücünde bir kadınken artık sinip köşe bucak kaçmak yerine o rezil adamı insan içine çıkmaya utanır hale getirmek gerekir bence. Anne ve abinin duyması belki iyi olmaz, bilemiyorum delirip bir şeyler yapabilirler mi. Ben olsam sessiz sedasız çekio gitmeye zorlardım galiba o adamı. Def olsun napıyorsa yapsın uzak dursun o aileden.
0
ma ya
(10.08.20)
Hatta ben olsam bi avukata danışırdım. İstismardan dava bile açılabilir belki. Kanıt toplama vs konusunda yardımcı olur illa ki avukat.
0
ma ya
(10.08.20)
Kesinlikle söylemeli.
Bakın kesinlikle diyorum.
0
rewlack
(10.08.20)
youtu.be

Dün bunu izlemiştim. Videoda bahsedilen birebir yaşanılanların aynısı değil ama benzer.

Kanıt toplayıp, suç duyurusunda bulunulsun. Hiç acımaya kalkmasın. Gerekirse sosyal medya, internet sayesinde destek almaya çalışılsın. Hiç aile yıkılacak diye düşünülmesin. Zaten ortada aile yok. Belki annenin de bu adam yüzünden yaşadığı acılar var, olan biteni öğrenince kızına hiç olmadığı kadar çok sahip çıkacak. Kız, zaten yıllarca aileden uzakta, yakın olamadan yaşamış, ailesi ona karşı gelse bile kaybedeceği bir şey yok.

Böyle bir babanın anneye, akrabalarına, erkek çocuğuna pekte iyi davrandığını sanmıyorum.
0
GoodMorningTeacher
(10.08.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.