bir ürün hem torpidoda, hem jantta, hem camda hem kaportada etkilidir diyorsa ben o üründen kaçarım. :) bu da öyle bir ürün, açıklamaya bakarsak.

bu ürünler mucize ürünler değildir. kaportada ve plastik aksamda leke bırakma ihtimali vardır.

apple olsun. ıphone 6s falan işini görür. ios kullanımı daha kolay bence.

Xiaomi'lere bakın.

6S'ten Android'e yeni geçen biri olarak hiç önermiyorum, şarjı iyi gitmez, yakında Apple desteği kesilir, uzun süre kullanamazsınız. Ama pahalı olmasın demeseniz tabii yeni nesil iPhone'lardan biri çok rahat olurdu.

Samsung Galaxy j 7 core. Bizim babada yeni kullanmaya basladi. Kullanımı o kadar kolayki hemen alisti.

Huwai p40 lite aldık kayınbiradere. memnun kendisi ama öncesinde market yüklemesi yapmak gerekiyor. Malum amerika-çin ekonomik savaşları nedeniyle google play yüklenmemiş şekilde geliyor.

Apple Fanboy olarak ben de 6S önermiyorum. Çok eskidi artık o telefon. iOS 14'ten sonra güncelleme de almaz.

Xiaomi +1

155

Polis takmıyor

Eger yapabiliyorsan seni görmeyecekleri bir mesafeden telefonla kaydet. Sosyal medyadan yayinla, ifsa olsunlar. :/
Üzgünüm ama polisin umursamadigi bir senaryoda adaleti sosyal medya temin eder :(

ülkeye bak aq. çocuklardan bile nefret eder oldum. bencede @chitosanın dediği yapılabilir

Yaşları küçük. Görüntüleme olmaz.

@chitosan çingen çocuğunu mu ifşalıcan afdhwasfa. fark ettirmeden sağlam sopalıcan anca öyle olur. polis uğraşmaz onnlarla

ifşala hocam
maalesef cozum bu
patron sirketi gibi, ülkede sıkıntı patrona ulastı mı cozum oluyor.

illa ki bunların çekindikleri birileri vardır mahallede, bekçiler belki bilmiyorum tanıyorlardır.
bence de video kanıt olarak çekilebilir. internete koymak gerekmiyor. ilgilenecek kişiye göstermek için.

Cimer

havalandırınca üzerinde toplanan olası virüslerin gittiği bilgisine nasıl ulaştınız onu merak ettim. öyle olsa açık alandaki kapı kolları, otobüs duraklarına falan elleyince de elimizi yıkamamıza gerek kalmazdı sanırım?

maskelerin sterilezasyonu için özel ışıklar falan var. havalandırarak olası virüsler gitmez.

o maskeler de ayrıca 1 günlük. ikinci güne temizlenmeden kullanılmaması gerekli.

Cdc en kötü durumlarda bile en fazla 5 kere kullanılmasını tavsiye ediyor. Yapısal olarak geçirmezlik gidiyor. Yanlış bir güvenlik hissine kapılmaktansa normal maske kullanın daha iyi.

Romadaysan pompi tiramusuyu öneririm. hemen ispanyol merdivenlerinin orada.

franco'nun yerinde yiyceksin abi.

east fifth avenue'da ilk ışıktan sola gir. Otobüs durağını geçince hemen solda görürsün.

bim'de de satılıyor çok güzel.

italya tabi ki. ama oraya gitme durumunuz yoksa, new york'ta little italy'de ferrera bakery, mulberry St & Mott St köşesinde. dondurması da pardon gelatto'su da çok güzel oluyor ama rezervasyonsuz gitmeyin.

pompi'ye gidecekseniz, ptesileri kapali.

pompi diye trollemeye geldim, adam new york falan yazmış hahahaha. tabii ki pompi en iyisi.

hangi şehirdeyseniz oranın valiliğine bakın. mesela istanbulda kapalı alanda ve yemekli yasak. 81 ilde gelin-damadın 1. ve 2. derece akrabaları hariç 65 yaş üstü gelemez vb kurallar mevcut.

istabul valiliği kararları: www.istanbul.gov.tr

Mekanlar "yaparız" modunda çünkü kaporayı, parayı alıp sonra "kusura bakma kardeş devlet yasakladı başının çaresine bak" diyecekler. Kesinlikle valilikten teyit et + kesinlikle kapora için yüksek bir ücret ödeme. Yaşanmış acı tecrübelerden alıntıdır :)

mesela sen 1-2 ay sonrası için program yaptın. bu 1-2 ay içinde tekrar yasakların başlamayacağının garantisi var mı?

mavic air 2 inceledin mi hiç? mavic 2'den daha uygun ve mini/air'den çok daha iyi.

daha birkaç gün önce sorulmuştu benzer soru ve çok detaylı bilgiler vardı, biraz ararsanız bulabilirsiniz.

hocam ben yoyko almıştım 1.5 yıl önce. 180 derece dönebiliyor. Böylece rahatlıkla oturup içe dönderebiliyorsunuz. Memnunuz bayağı iyi bir ürün. Ancak fiyat olarak biraz daha pahalı olabilir.

o yaşta ise artık 15-36lık modellerden alın. bunlar bebeklere uygun olduğu için büyüdüğü zaman iyi olmuyor.

Gidip yerinde görmek gerekli, hatta bebekle gidip bebeği de oturtup rahatlığına bakmak lazım.

Bel boşluğu için dizaynı iyi mi? ya da en azından küçük bir minder ile destek olabilecek bir yapısı var mı dikkat edin.

Yatmak için açı değişiyor mu dikkat edin.

E bebek kendi ürünleri kaliteli olur genelde, yanılmıyorsam biz de kendi markasını almıştık koltuk olarak.

Bu koltuğun bi özelliği de gövde sökülüp sadece oturak olarak kullanılabilirmiş bebek büyüyünce, bu da bir avantaj.

bence daha kaliteli bir markanın ikinci ellerine bakın. oto koltuğu kesinlikle riske atılmayacak bir şey. ayrıca üzerine çocuğu oturtmadan kesinlikle almayın.

besafe veya römer gibi çarpışma testlerine falan girmiş markaların ikinci ellerine bakabilirsiniz. ayrıca 180 derece dönebilmesi çok da elzem bir özellik değil.

ateşim varken bana öyle oluyordu, tansiyon da olabilir mi?

ikisi de yok bende.

üzerinizde kısa şort falan varsa bir ota, bitkiye, ısırgana falan değmiş olabilir misiniz?

benim oturup kitap okumak için pek vaktim yok, biraz da tembelim bu konuda. ama bir süredir sesli kitaba oldukça sardım. günde hemen hemen 2 saatim tarafikte geçiyor araba kullanırken. müzik denedim, sıkıldım. podcast denedim, sıkıldım. radyo tiyatrolarına sardım. hemen hemen tüm türkçe kaynakları bitirdim. şimdilerde de sesli kitap olayına girdim. muazzam keyif alıyorum.

normal kitap okumaya göre de sanırım tek dezavantaşı, seslendiren kişinin vurgu ve tonlamalarıyla sınırlı kalmak. yani içinde yaşarken, senin hayal gücünle, aklından geçen tonlamalarla değil de seslendiren kişininkiyle yaşıyorsun kitabı. bunun dışında not alıp geriye dönüp aldığın notu inceleme, gerekirse o bölümü baştan okuma gibi bir şansın da yok sanırım.

eğer vakit değerlendirmek içinse son derece iyi, ama akademik anlamda okuma yapman gerekiyorsa mesela, bu not konusundan dolayı yerini tutmayabilir.

sesli kitap düz metin okunuyor uyarıcı tek vurgu.
benzer nitelikte radyo tiyatrosu var fakat onda daha çok uyarıcı var. efektler gibi
bu nedenden dolayı içine giremediğim için pek tercih etmiyorum.
sorularına geleceksek
1 okuma değil dinleme eylemi olur aynı şey değil
2 yukarda uyarıcı ile dediğim şeyden dolayı normal kitapta ele almak o da bir uyarıcı görüyorsun çok önemli uyarıcı.
bu kadar

Bununla ilgili bir araştırma vardı, kitap okumakla dinleme arasında bir fark olmadığını, kitapta söylenenleri her iki durumda da eşit ölçüde kavradigini söylüyordu. Başta zorluyor sesli kitaba konsantre olmak ama alıştığın zaman okumuş kadar oluyorsun. Sesli kitaplar benim de favorim bu ara.

Süpermiş. İşte aradığım cevaplar :) dinlemeye devam. Hedefimi tutturdum diyebilirim ozaman.

Ben de dinliyorum gözlemlediğim farklar şöyle; kitabı okurken detaylar daha çok aklımda kalıyor çünkü cümleye takıldığım, altını çizdiğim ya da 2 kere okuduğum oluyor ama dinlerken de akışa daha hakim oluyorum genele hatları daha çok aklımda kalıyor.
İkisinin de güzelliği var iş yaparken dinliyorum açıkçası bir klasiği dinlemek okumaktan daha keyif verici geliyor bana.

Paco +1
Bana sayı artırmak için okuyorsunuz gibi geldi. Zevk almaktan başka amaç olmamalı.

*dinliyorsunuz ya da

istediğin kelimeyi istediğin hızda okuyabilmek en büyük fark bence. insanın ilgisi hep aynı düzeyde olamıyor. kitap okurken o anki algı durumuna göre bazen hızlanıp bazen yavaşlıyorsun ama dinlerken o imkan pek olmuyor.
fakat amaç hikayeyi kavrayıp detaylara takılmamaksa pek fark olduğunu düşünmüyorum.

hangi ilden gideceğine bağlı, izmir'den eskişehir'den, istanbul'dan, ankara'dan gidersen alışman zor olabilir. ama düzce'den, bayburt'tan, çorum'dan gidersen rahat alışırsın.

kışın soğuk olur mesela. ama neye göre? erzurum'dan gideceksen soğuk gelmez.

Bir dönem günübirlik uğruyordum Bolu merkeze. Nedense ısındığım bir şehir oldu. Hatta 2 ay kadar da Ankara'da kaldım hiç sevemedim mesela. İstanbul'dan sonra bana ufak ve sakin yerler iyi geliyor olabilir. Sürekli hareketli sosyal hayat, şu mekana gideyim, bu mekana akayım vs. bunlara cevap veremez tabii ki.

Ufacık ama çok şirin, temiz havası olan, insanı genel anlamda yumuşak, zaman zaman çok sıkıcı olabilecek bir şehir.

2015'te orada 1 yila yakin kaldim. gayet guzel bir sehir ama soguk. agustos ayinda sabahlari gomlek ve hirka ile santiyeye gidiyordum sizi baglar mi bilmem yemegi ve kizlari cok guzel.
esnafi da sessiz sakin. rahat insanlar. ayi ve sivrisinek sorunu var baska da bir sey yok.

Devlet hastanesinde yaptırdıysanız ortalama 24 saat içinde çıkıyor.

ortalama 3 gün. daha erken veya daha geç de olabilir. bu ortalama rakam.

Burada çok değişken var.
1- Testi yapanın testi lab.a teslim süresi
2- Lab. ın elindeki test sayısı
3- Çıkan sonuçların sisteme girilmesi

Çok çılgın yoğun bir yer değilse 24 saat içinde (bende yaklaşık 16 saatte) e nabıza düştü. Bak ayrıntılı söyleyeyim yazdıklarıma göre

1- Test 23:14 te yapıldı
2- Test ertesi gün 12:16 da lab a teslm edilmiş
3- Sisteme girip onaylanması 17:25

Ama istanbul ankara vs daha yoğun olabilir.

Devlet Hastanesi'nde yaptırdım. Tamamdır, çok teşekkürler.

1/1 ihtimalle sahte.

Ben olsam hepsiburada satıcısına ulaşmayı denerdim. Facebook, instagram veya mail adresleri mutlaka vardır. Yazışmada sahte ürüne orjinal diyecek kadar cesaretli olacaklarını sanmıyorum.

Daha önce de benzer duyurular açılmıştı. Ben de sahte olduğunu sanmıyorum ama satış sonrası hizmet bakımından böyle bir fark var.

o saati aldığınızda iki ay sonra kararırsa öyle karardığı ile kalır. saat ve saat'ten alırasnız kararma vb. durumlarda hemen yenisini ile değişim yapılır.

Yurt dışı fiyatları ortalama 150 dolar, kısa bi arama ile gördüğüm sonuç. Yani 2500 liralık fiyat adam öpmeye yönelik bana göre, diğer fiyat daha gerçekci.

HB yorumlarında saati alırken orjinalliğinden şüphe edip te saati saatçilere gösterip orjinal olduğunu öğrenenlerin yorumları da var.

Orijinal olup olmamasina su an yorum yapamam ama satis sonrasi destek icin saat ve saat’e de hic guvenmiyorum.

Iyi bir markanin saatini magazadan almistim, bir yil icinde 2 kez servise gitti. Geri kalma sebebiyle. Servisten 2. Donusunde de “bir seyi yok bunun” raporuyla gonderildiginde iade istedim. Iade denince inanilmaz cirkeflestiler. “Biz hic iade almayiz” gibi dunyanin en sacma cumlesini kurdular. Tuketici heyetine vererek iademi aldim.

Daha onceki yillarda da boyle sorunlu bir saatimiz olmustu saat ve saat’ten. Hic orali olmamislardi, sanki isportacidan saat aliyoruz...

Ozetle satis sonrasi icin saat ve saatten cacik olmaz. Allahtan tuketici hakem heyeti var:D hepsiburada’dakinin orijinalligini sorgulayin, orijinalse alin bence. Gule gule kullanin bir de :)

1. kalite emitasyondur. hepsiburada da

başlıktan bağımsız olarak @John Bloor'ın bahsettiği yorumlara değinmek istiyorum.

kısa bir süre önce online metin yazarlığı gibi bir gruptaydım. yazıları paslayan işveren kişisi, belirli aralıklar ile çeşitli internet sitelerinde çeşitli ürünlere sanki kullanmış ve memnun kalmış gibi yorum yaptırıyordu insanlara. :) ayrıca bu tarz sitelerin beğenmedikleri yorumları sildiğini de bilmeyen yok sanırım. haliyle bu yorumlara çok da güvenmeyin.

Saat&saat mağazasına gidip pazarlık yapmanız durumunda o saati size 1500 TL ye de satarlar. %50 kampanya, %10 personel indirimi, %5 zart zurt indirimi adı altında.

Unutmayın ki hala zarar etmiyor.

3 gün sonra aynı saate bakın %50 yazarlar.

Ne kadarlık bir altından bahsediyoruz?

İl merkezine gitmek için harcanan yol masrafı kadar fark yoksa uğraşma bile.

Her gün ile gidiyorum zaten hocam. 5 bin TL değerinde.

telefon ile birkaç kuyumcudan fiyat al. hatta aldığın teklif diyelim ki totalde 5100-5050 tl arasında değişiyor.

son kuyumcuyu ara, ilk önce telefonda de ki, yahu siz de anlaşmış gibi bütün kuyumcular 5450 civarı fiyat veriyor. adam da muhtemelen ederi odur beyefendi diyecek, sonra hesaplayıp bakalım diyecek. hesaplayacak ve sizi kaçırmamak için evet ederi bu, dilerseniz 5500'den alalım diyecek.

tecrübe ile sabittir. bu taktiği telefonda değil yüz yüze yaparsan daha iyi olur.

İline göre, ilçeye göre vb. çok fark eder maalesef. Geçen hafta başıma geleni söyleyeyim. Kadıköy'de 6.900 tl olan bileziğin aynısını Kapalıçarşı'da 6.400 tl'ye aldım. İmkanın varsa, yekün ciddi miktardaysa ve İstanbul'a çok uzak değilsen Kapalıçarşı'da bozdurmanı öneririm. Öyle bir şansın yoksa da kesinlikle il merkezinde bozdur.

mafya veya haraç kesmek isteyen var mı?

hesabını ödeyecek kadar parası olmayan veya ödemeyi reddeden olduğunda ne yapıyorsunuz?

adam lazim mi?

kaş'ta pub işletmeyi düşünüyorum. daha önceden hiç işletmecilik deneyimim yok, kurumsal bir şirkette masabaşı bir işte çalışıyorum hatta.

batar mıyım?

30 yıldır bodrum'da tatil yapıyorum. bunun en az 20 yılı oralarda geçti.

adres ver gelelim. eski mekansa gelmişimdir bile.

Kiran ne kadar?

nerede pub? gelelim :)

Öncelikle gelmek isteyenlere özelden yazarım, tabii ki seve seve ağırlarım :)

Mafya/haraç konusu biraz farklı, benim işyerim baya ufak bi yer. Haraçlık bişey çıkmaz ancak ara ara zorbalık yapmayı deneyenler olmuyor değil. Bu işler biraz daha farklı artık eskiden duyuyorduk ama artık pek yok.

Hesabı ödeyemeyen adamın motivasyonu çok önemli. Yani ben bunu kazıklayayım diye geliyorsa anlıyoruz zaten. Ya almıyoruz ya da peşin çalışıyoruz. Anlayamadığımız durumlarda mesela gerçekten bir sorunu olabilir ya da hesabını bilmeyebilir, uzatmam. 300-500 lira için can yakmam ya da yaktırmam. Oldukça riskleri olan bir iş.

Adam lazım değil malum sezon sonu ama seneye görüşelim :)

Muhtemelen batarsın ama uzun uzun konuşmak lazım istersen elimden geldiğince yardımcı olurum. Beyaz yakadan gelmeyim tecrübelerimi paylaşırım.

Eski kiracı olduğum için kiram uygun ama burada küçük bir yer işlettiğimi de söylemem lazım.

Değişmediyse %3 satandan, %3 alandan.

%2 oldu diye duydum

Evet %2 olmuş.

Bak burada hesaplama sitesi de var: www.hesapkurdu.com

nasıl buldum? Google'a bu sorunun başlığını yazdım, ilk sırada çıktı.

Açıkçası bi standardi oldugunu bilmedigim icin duyuru'ya yazdim.

E duyuru da benim gibi cahiller icin iyi ki var. Cevaplar için tesekkurler.

Estağfurullah. Cahillik demeyelim de 'Aramaya inanmamak' diyelim.

2+2 alıyorlar genellikle ama tutturan tutturabildiğine.

2+2 kısmı şöyle oluyor, satıcı ile anlaşıp onun %2 kısmını da senin alış fiyatına yediriyor. yani satıcı razı olduğu fiyatın en az %2, piyasaya göre daha yüksek oranında sana satıyor. haliyle tüm komisyonu alıcı taraftan alıyor.

www.nahil.com.tr

Özgür Kazova da maske üretimine başladı ancak şimdilik kullan at maske yapıyorlar sanırım sadece, o da aklınızda bulunsun.
good4trust.org

tissumhealth.com

sertifikalı falan.

www.cattfishh.com

miamano.com

burda da çok tatlı nakışlı ve desenli kumaşlardan yapılmışını bulmak mümkün. ^^

Dhl tnt

dhl fln cok pahali cikar.

Kargomix ya da shipentegra ile gorusun. Onlar toplu parsel aldigindan dhl ile gidiyor ama cok cok daha ucuza. Cok gonderim yaptim gayet guvenli firmalar

Yaşadığım şehirde kargomix şubesi yok. Başka firmayla onlara yollamam onların da gereken adrese göndermesi mi gerekiyor?

PTT Upex ben hep öyle yolladım çok ülkeye, sorun çıkmadı. FedEx vardı ama MNG oldu sanırım bir bakabilirsiniz.

Çok teşekkür ederim.

shipentegra ya da kargomix sitelerindne uye olun. aynen onlara baska firma ile kargo edeceksiniz o kargoyu da onlar karsiliyor.

gondereceginiz ne bilmiyorum ama yasakli madde olmamasina dikkat edin. olmazsa arayin sorun firmayi

Tamam çok teşekkür ederim. Hayır yasaklı bir madde değil:)

ups, dhl

Ben gidiyorum.

o benim de kafamı kurcalıyor. geçenlerde eski spor salonumdan aradılar, dedim gelmeyeceğim böyle bir dönemde. bana ''peki aldığımız önlemleri duymak ister misiniz?'' diye sordu bu sefer, istemiyorum dedim kapadım. ne gibi bir önlem alabilirler ki? kapalı alan, derin derin nefeslerin alınıp verildiği ve klimayla bu havanın devir daim edildiği bir ortam. benim hiç aklıma yatmıyor.

gitmiyorum, gidene de iyi gözle bakmıyorum. pandemiden önce de gitmiyordum. o zaman gidene iyi gözle bakıyordum ama.

ben gidiyorum. aptal oldugumu öğrendim az önce

Açıldığından beri gidiyorum. Yeri geldi haftada beş gün gittim. Ne bana, ne de tanıdıklarıma bulaşma olmadı. İstanbul’un göbeğinde ve gayet kalabalık olabilen bir gym.

Üstelik sizin covidiot dediğiniz hiçbir şeye dikkat etmeyen birisiyim. Siz market poşetinden kaparken ben zımba gibiyim ahahaha

icra avukat masrafları vs önden tahsil edilmiştir muhtemelen.

yatırılan tutarlar anaparaya gitmiş tabii.

ama toplam anapara tutarı kasım 2019'da 14.000 TL civarındaymış.

Geçen seneki tutarın üstüne tekrar faiz binmiş olabilir.

Kasım 2019, 23bin tl, mesela 24 ay aylık 1000 tl ödemeler olsa.

Ancak 500er tl ödemelerle bir de üstüne süre uzadıysa ana paraya ve faize faiz gelmiştir. Diye düşünüyorum.

kapıları sert kapatıyor musunuz? (bkz: #112204995) ne kadar doğru bilmiyorum.

link bozuk mesajı üzerine edit: eksisozluk.com

yok hocam, gayet hassasım bu konuda.

Lastikler zamanla sertlesmis olabilir.

rüzgar sesi mi yol gürültüsü mü?

1) arabanın lastiklerinde, havalarında problem olabilir.
2) lastik balanslarını kontrol etmekte fayda var.

kapıdaki lastikler de eskidiyse daha çok rüzgar sesini alırlar, vuuuu şeklinde olur ve çoğunlukla yüksek hızda gösterir kendisini.

bana rüzgar sesi gibi geliyor. yüksek hızda daha fazla hissediyorum.

marka model ne?

hocam 5.20i

bmw'lerde öyle malesef. kapı içlerine ve fitillerine silikon sprey ya da bant çekiyorlar.

lastikler de ömrünü yitiriyor olabilir.

lastikler +1
sertleşmiştir muhakkak

lastik kardeşim değiştiriver.

Evet evet, olur boyle seyler Zamanla, normal. Lastik/fitilden kaynakli buyuk ihtimal.

lastik + 1

Bazi lastikler bitmeye yakin inanilmaz ugultu yapmaya basliyor. Eger lastiklerin yeni ise o zaman rulmanlar olabilir, rulmanlar da bitince ses yapar yakin zamanda basima geldi.

sebeplerini yazayim tecrubeyle sabittir:

lastikler %50
cam fitilleri kapi fitilleri %10

kalan kisim normaldir. %100 e ulasacagim derseniz %40 ses yalitimi ama onermem cunku eksperde sok tak gorunecek.

how to drive a manual car şeklinde aratabilirsiniz.

clutch kavrama demek. clutch point kavrama noktası olarak kullanılabilir

www.wikihow.com

3 Ways to Start Your Car on a Hill Quickly - wikiHow

Here is a no panic method, requiring lots of practice.
Press both the clutch and the brake pedal.
Do not release the brakes. Release the clutch slowly halfway until you feel vibrations (namely, until you feel like the car is trying to move forward). ...
Hold the clutch in the same position. ...
Press the accelerator pedal.

how to move a car with a stick shift

1) teyzenin çocukları varsa mirastan mal kaçırma davası açabilir
2) tapu/maliye fark ederse ceza verebilir
3) tekrar satarken gerçek değerinde satış yaparsanız aradaki fark göze batıp tapu/maliye tekrar devreye girebilir.

Teyze çocukları muvazalı satış davası açarlar duyarlarsa +1

Belediyeden rayiç değer belgesi alıp onun üstünde bir rakama yuvarlayıp satışı yapabilirsiniz,atıyorum rayiç değer 123.450 liradır siz 150 bin diyip yapın.

5 sene dolmadan satarsanız, sattığınız rakam ile aldığınız rakam arasındaki farka gelir vergisi çıkar. Bu yüzden çok düşük göstermeyin.

Belediyeden rayiç değer öğrenip o rakamın az üstünü yazmanız gerekir.bundan düşük yazarsanız ki bildiğim kadarıyla tapu buna müsade etmiyor,ileride vergi dairesinden ceza gelir.5 yıldan önce satarsanız bununla alakalı gelir vergisi çıkar.

tapudairesinin oraya git muameleciler var tapucularla kankalar onlar sana yol gösterir 50-100 ateşlersin.

vergi fazla cikar ama hibe yoluyla alirsan cocuklarinin itirazla hak iddia ederek menfaat elde etmesi daha guc. en guzeli sattir parayi hesaba çak.

sözleşmede kira her yıl %10 oranında artırılır falan gibi madde varsa, eksik gönderdiğiniz anladıkları an eksik olan tüm ayların kirasını isteyebilirler ve haklı da olurlar.

O evde niye oturuyorsun? 450 lira elektrik mi olur?

@elorelia cidden 450 geldi elektrik. hemde kac kere. evde dogalgaz yok, tek bu dairede yok. merkezi isitma ve elektrikli ocak var. ki onuda ben aldim.
o da cok yakiyor masallah
evin baska artilari var ondan oturuyorum :( tasinasim da yok pek

@sivrisinek daha once bi kere zam oldu. onda da pazarlik yapmistik. siteye ait bir daire oldugundan direkt ev sahibi sistemi yok ya, niye bize az para geliyor diye pek dertlenmiyorlar, hemen fark etmiyorlar sanirim.

geriye donuk isteme olayi kotuymus, uzuldum :(

etik kismi sizde (imza attiginiz bir sozlesme var) ama ev sahibi belli bir sure icinde itiraz etmezse yatirdiginiz kirayi kabul etmis sayiliyor diye birsey hatirliyorum, google ya da avukat yardimci olabilir odemeyi dusunmuyorsaniz.

eğer kendi evindeyse şınav için gerek yok. temiz olması yeterli. mekik için de çok elzem değil yine ama,8-10 mm olan bir şey dahi yeterlidir bence.

bence bilmek şart, hayatta kalman için gerekli bir durum dahi oluşabilir. örneğin görece ıssız bir yerde yanında arabayı kullanan arkadaşın rahatsızlanır, onu hastaneye götürmen gerekir.

araba almamak, arabaya ihtiyaç duymamak farklı bir şey, araba kullanmayı bilmemek farklı.

ya da ileride araç kullanmanı gerektirecek bir işin olabilir veya belki şirketin sana araba verir, terfi alırsın falan. ne yapacaksın?

tavsiyem arada bir özel ders almak ya da bir arkadaşınla falan araç kiralayıp öğrenmek.

Bu düşünce bence hayat kurtarır, niye çünkü herkes araba kullanmaya elverişli değil ve ne yazık ki her önüne gelen ehliyet alıyor haliyle bir sürü kaza oluyor. şahsen bazen bana da oluyor biri mükemmel bi manevra yapınca ulan ben olsam sıçardım diyorum.

herkes araba kullanmayı bilmeli bence.
En basitinden çoluğa çocuğa karışınca hastalığı var sağlığı var. Bir gecede üç kere acile gittiğimizi bilirim kanamalı rahatsızlığı oldu pijamalarla kendimizi arabaya zor attığımızı bilirim. Taksi bile almazdı o halde muhtemelen. Bu sebeple bebekli ailelerin arabası da olmalı bence.
Hadi evlenmeyeceğim çocuğa karışmayacağım dersiniz tenha bir yerdesinzdir arabayı kullanan rahatsızlanır kaç saat yardım mı bekleyeceksiniz?
Araba almasanız bile kullanmayı bilin.

Bence de herkes az da olsa öğrenmeli(manuel+otomatik). Trafiğe girmeli demiyorum ama gereklilik olursa kullanabilmeli.

Seninle aynı yaştayken araba kullanmayı sıfırdan öğrenen arkadaşım oldu. Şimdi gayet güzel kullanıyor. Ayrıca 40'ından sonra öğrenen insanlar olduğunu biliyorum. Yaş konusuna hiç takma. Fırsat buldukça pratik yapabilirsin. Kendini zorlama elbette. Tabulaştırmaya gerek yok. Gidip eğitim alabilirsin. Direkt istanbul trafiğinde kullandırmazlar zaten.

araba kullanmayi bilmelisin. arada tekrar da yapmalisin. ama surekli binecem her yere gidecem diye bir sey yok. zor anlarda kullanabilecek kadar bilmen yeterli gerisi keyif isi.
sokakta zaten araba surenlerin cogu araba kullanmayi da kurallari da bilmiyor. bir insanin bunun farkinda olup uzak durmasi muazzam.

ben araba surmeyi 1999 yilinda ogrendim 88 dogumluyum. catir catir karadenizin koy yollarinda kullaniyordum. ha nasil oldu. surucu kursumuz vardi. okul bitince aksam altiya kadar mecbur surucu kursunda oturuyordum sonra eve beraber gidiyorduk.
cok insan gordum kimi yenetekli kimi bildigin sigir.

bi keresinde kursa bi kadin gelmisti 20-25 yaslarinda cok heyecan biriydi. dayim da sakinlessin diye yanina beni verdi. pistteyiz ben yan koltuktayim abla da arabayi suruyor.
abla arabayi kaldirdi tabelaya dogru gidiyoruz.
diyorum abla direksiyonu yola cevir tabelaya gitme. kadin inadina boga gibi tabelaya kitlendi ona gidiyor. ciglik atiyor ay vurucam tabelaya gidiyoruz diye. bir yandan da gaza basiyor. ben arabada feryat figan.
abla gaza basma. gaza basma dedikce kadin gaza basiyor hicbir sey yapmiyordu. frene bas diyorum basmiyor. en sonunda benim frene bastim elimle de direksiyonu kirdim da kurtardik.
simdi dusunuyorum da abla allah affetsin tam bi kalasmis.
carpacaz diye bagira bagira tabelaya gidiyorsun ama hicbir sey yapmiyorsun kuş gibu izliyorsun :s

arkadas anladik kaza gelirken hedefe kitlenme diye psikolojik olay var direksiyonu kiramamayi anlarim. hadi gazla frenin yerini de karistirdin malligin tuttu frene de basamadin. yahu gaza niye basmaya devam ediyorsun ceksene ayagini.

Bende ehliyet bile yok, yaş 29. Benim de ne hevesim var ne kendime güvenim. Aldığım gün kaza yaparım gibi geliyor. Yanaşmıyorum o yüzden pek. Ama madem ehliyetin var sürüş dersi al, pratik yap. Lazım olur illa ki.

Benim da hiç isteğim, hevesim, ilgim vs olmadı. Hala da yok. 32 yaşımda ehliyet aldım, ilk defa o zaman kursta sürücü koltuğuna oturdum. Öğrenmek de istemiyordum, şiddetle karşı çıkıyordum, ben araba kullanmayı beceremem, benim yerim yan koltuk diyordum. Öyle olunca da baktım birine bağımlı olmadan istediğim gibi gezemiyorum, yan koltuk da kalmadı, bütün yaz denize gidemedim fln. Ani bir kararla gittim kursa yazıldım. Hala hiç sevmiyorum araba kullanmayı ama bütün yaz hafta sonları gezdim, gezmeyi seviyorum. Bence özel ders al, şu halinle trafiğe çıkma tabi. Zaten kendindeki ilerlemeyi gördükçe kendine güvenin de gelecek, kesin bilgi.

Bir de ilave yapayım: ben kullanıyorsam herkes kullanabilir.

Bu kadar endişe varken geç yaşta öğrenmek biraz riskli olabilir. 27 çok geç değil ama erken yaş kadar da kolay olmayacak bundan sonraki senelerde. Hevesin de yoksa bence hiç bulaşma.

araba kullanmayı bilmek gerekir. tıpkı yemek yapmayı bilmek gerektiği gibi. bilmeden de yaşarsınız da başkalarına muhtaç olursunuz. hevesle alakası yok yani.

ek olarak gün gelir birini hastaneye yetiştirmek zorunda kalırsınız, bir ambulansı ya da taksiyi beklemek yerine kendiniz götürüp hayat kurtarabilirsiniz. bilmekten zarar gelmez.

bu biraz senin yaşam tarzına bağlı; nerede yaşıyorsun neler yaparsın vs. bence zorunluluk değil ama gereklilik. insanlar bu ikisini karıştırıyor. gerekli görmüyorsan boşver gerekli olduğunu düşünüyorsan öğren. yani hayatında hiç araba kullanmamış onlarca tanıdığım var. onlar nasıl yaşıyorsa demek ki yaşanıyor.

Bence araba dünyanın en büyük özgürlüklerinden. Tek başıma yaşıyorum 30 yaş k. İstersem arabamla 2 günlük mini tatile bile çıkıyorum. Kendimden başkasına ihtiyacım yok.

Ben araba kullanamayı bilmeyen ya da heves etmeyen birini anlamıyorum bu noktada. Çünkü kaç tane özgürlüğümüz var ki şu hayatta, inlardan birini elinin tersi ile nasıl itebilir insan.

ahahah şu anda beni anlatıyorsun, aynı anda aynı şeyleri yaşıyor olmak güzel, insan kendini yalnız hissetmiyor XD şöyle ki:

34 yaşındayım, ehliyetimi 18 yaşımda aldım, 29 yaşındayken annemler ikinci bir araba aldılar anneme, ama ne hikmetse kardeşim arabayı bir aldı bir daha da göremedik XD çok uğraştım kullanmak için ama 1. aynı senin gibi hevesim yoktu, 2. birilerini ezerim diye ödüm kopuyordu. zaten sürekli olarak kendime "boşver pasp, toplu taşıma daha iyi, karbon ayak izin azalır şu dünyada..." vs vs diyip duru. hatta şu anki işime girerken müdürüme "araba kullanabiliyorum ama otomatik vites" demiştim, kullanıyorum dediğim de evden biraz uzağa gitmek ya da şehirlerarası sakin bir yolda/köy yolunda azıcık gitmekten ibaret. adamcağız da ben işe başladıktan sonra bir - iki kere dedi al arabayı çık diye ama yok ben bu trafikte korkuyorum, yok kaza yaptım yakın zamanda vs diye almadım açıkçası. yani niye birilerini riske atayım?

...diye düşünürken, şu anda pandemi dönemindeyiz ve benim haftasonları tez çalışması için okula gitmem gerekiyor. işin kötü yanı başka üniversitenin öğrencisi olduğu için kardeşimi okula almıyorlar ve zaten kendisi gece yatmaz sabah kalkmaz bir gamer. benimse sabah erken - gece geç bir program oluşturmam lazım ki tezim bitsin. beri yandan da toplu taşımaya binmeyi zerre istemiyorum şu anda, cidden gereksiz bir risk gibi geliyor bana. o yüzden yılllaaarrr sonra tekrar araba kullanmayı öğrenmeye başladım. iki hafta falan oluyor.

hala panik oluyor muyum? e evet. ben hız falan da yapamıyordum, kardeşim yavaş yavaş "60'ın altına düşme" "70'in altına düşme, yasaklıyorum.." "80, 90..." falan derken baya hızımı arttırmamı ve hız korkumu azaltmamı sağladı. ek olarak ben de birilerine çarparım, ederim ya da gelip bana çarparlar korkuları içindeyim, ama hem duyuru sakinlerinin hem de kardeşimin dediği gibi, o korku hep içinde olacak, anca o zaman kurallara uygun araba kullanabilirsin. öteki türlü kendine aşırı güven gelir ki en tehlikelisi de budur zaten. tabi ki panik olmak da ayrı bir tehlikeli ama arabayı kullandıkça ve trafiğe çıktıkça paniğin azalıyor, zaten çalıştıkça da otokontrolünü arttırıyorsun. otokontrolün arttıkça da kendine güvenin geliyor, ama dediğim gibi kendine aşırı güvenmek de iyi değil. ancak bence sen tedbirli oluşun ve başkalarını düşünebilmen nedeniyle -yazdıklarından böyle bir insan olduğunu anlıyorum- zaten gereksiz özgüven içine girip de başkalarının hayatını tehlikeye atmazsın. ama kullandıkça da ustalaşırsın. bir de trafik sorun değil de ara sokaklar sorun zaten, çocuk, yaşlı, kedi köpek çok çıkar. ama ara sokaklarda da zaten hız sınırı düşük olduğu için, o hız sınırına ve genel trafik kurallarına uyduğun sürece kimseye zarar vereceğini sanmıyorum. ve diğer duyurucuların da dediği gibi, bazen araba kullanman elzem olabiliyor acil durumlarda vs. o yüzden ben derim ki öğren. yalnız araban yoksa, öğrensen de çok geliştiremeyebilirsin kendini, yani elinin altında bir araba olması da gerekiyor.

20 yasinda aldigim ehliyeti 34 yasina kadar kimlik olarak kullandim. IETT ve acil durumda taksi ile hayatima nerdeyse sorunsuz devam ettim. Sevgililerimin ve sonra da esimin kullandigi arabalara hic dertsiz tasasiz bindim. Arada erkekligim sorgulandi. Yine de icimden hic araba kullanmak gelmedi.

Sonra yurt disina geldim. Burda sirket bana araba verdi.

- Insanlarin kurallara uydugu, dusuk trafikli yollar
- Araba kullanmayi ogretmesini bilmeyen moral bozucu aile ve arkadaslarin olmamasi

birlesince keyifle manuel vites araba kullanmayi ogrendim tekrar. Sorun bazen sendedir, bazen degildir. Bazen de sorun hic yoktur.

Not: Araba kadinlar icin cok net bir ozgurluk ve bunu anlayabiliyorum. Erkekler toplu tasimayi daha guvenle kullanabildikleri icin duruma gore araba gereksizlesebiliyor.

:) arkadaşlar hepinizi görüyor ve arttırıyorum; 42 yaşındayım, ehliyeti alalı 8-10 sene oldu, araba kullanmayı bilmiyorum, evin önünde araba var :))))

sevmiyorum kullanmayı ben, zor geliyor daha doğrusu ama heralde 1-2 sene içinde öğrenicem :)

Ben de aynıyım. Ehliyetim var hevesim ve isteğim sıfır. Zamanında çok kaza yaşadık başkası kullanırken bile tedirgin oluyorum. Başka bir ülkeye gidersem kullanırım belki ama evim metro ve marmarayın yanında. İdare ediyorum şimdilik.

Yaş 31. Çocukluğumdan itibaren arabalara karşı hiçbir zaman ilgim olmadı. Ehliyeti 2009 senesinde annemin zoruyla aldım.

Ben de sizin gibi düşünüyorum. Araba kullanırken, sağa sola dikkat ederken hem aynaya bakmak hem gaz/fren/debriyaj üçlüsüne hakim olmak, bununla birlikte yayalara da bakma bana zor geliyor.

Hem multitasking yetim araba kullanımı için epey zayıf hem konsantrasyonda dağınık. Zaten araba kullanırsam otomatik kullanırım ama henüz bu psikolojik olgunluğa ulaşmadım.

Evim merkezi yerde. Bir yere giderken evden veya iş çıkışı cuma günü sağa sola gidebiliyorum. Son zamanlarda sağa sola gitmeye niyetlenirken üşeniyorum. Gerçi pandeminin getirmiş olduğu tembellikle alakalı bir durum. Ara ara öğrensem mi diye aklımdan geçiyor ama dediğim gibi hazır değilim.

İhtiyaç diyenlere hak veriyorum. Ne bileyim yarın, öbür gün bir şey olduğunda gerekli olabilir ama yine de sokaklar manyak dolu.

33, bilmiyordum

32, bilmiyorum.

e,39, bilmiyordum

27, bilmiyorum

30+ Biliyorum

biliyorum 40+

38, biliyorum

35 Bilmiyordum

26, bilmiyordum.

Biliyorum, 28.

Edit: hatta çok şaşırdım. Bilinmeyebileceğini hiç düşünmemiştim.
Mühendisim.

biliyorum 40+

biliyorum ama hiç kullanmadım. 39

bilmiyordum 38

23, bilmiyordum.

33, bilmiyorum.

34 bilmiyordum ilk kez duydum.

24 yaşındayım, tarih mezunuyum ve bu kelimeyi hiç duymadım. Osmanlıca derslerinde falan duyduysam da unutmuşum.

Biliyorum 30.
Üniversitede öğrendim.

35 yaşındayım, 14-15 yıldır biliyorum. avukatım ve biz "mutat değil mutad" olarak öğrendik, şimdi baktım tdkda mutat olarak yazılmış.
hukuk okumadan, mutat-mutad nedir bilecek kimseye rastlamadım.

bilmiyordum, yaş 25.

Hatta görünce u’yu kısa okudum.

@de jure
Türkçede sözcükler d ile bitmediği için en yakın sessel karşılığı olan t’ye dönüştürülüyor.

Biliyorum 35

32, biliyorum.

de jure +1. Hukuk okuyan herkesin bu kelimeyi bildiğini varsayabilirsiniz.

28, biliyorum

28, bilmiyordum.

Mutant biliyorum, mutat bilmiyorum. 20-33

biliyorum, kullanmışlığım var. 27

27, biliyorum.

tanpınar sık kullanıyor.

25, biliyorum, hukukçu

mutad mesken şeklinde çok defalar kullandık

25, mutat kelimesi alışılmış anlamına gelmektedir. mutat mesken gibi. her zamanki, alışılmış olarak mesken edinilen yer anlamında kullanılır. hukukçuyum.

35, kelimeyi biliyorum (tanıyorum) ama anlamını bilmiyordum.

40+
"bilindik" demektir diye düşünüyordum. tdk'da alışılmış diye yazıyor. hayatımda hiç kullanmadım. hukukçu değilim.

Biliyorum, yaş 35,öğretmenim. Mütemadiyen kelimesinden aklına gelsin bundan sonra.

37, bilmiyorum. hukukcu degilim
universiteyi tr'de okumadim.

27 biliyorum.

Babam latince, osmanlıca, farsca, arapca kelimeleri ve etimolojiyi çok sever. Zamanında para karşılığında sorardı. Ordan sanırım.

Hukukcu degilim.

büyük şehirde yalnız yaşayan biri olarak hastalık şüphesi olsa eldiven+çift maske ile taksiye binerek giderim. yanımda da zaten sürekli kolonya var, ara ara onu kullanırım eldivenin üzerinden ki birine bulaştırmayayım.

Vefa grupları vardı bir ara.

@elorelia anlamadım, bu iş için faydaları ne olacak:/

ben olsam taksiyle giderim, belki bulaştırır da memlekete bir faydam olur mantığıyla maske de takmam.

Kiralarken öğrenmek için demenize gerek yok. Direkt kiralayabilirsiniz.

Eğer çarpmaktan ürküyorsanız kaskolu kiralayabilirsiniz.

Çarparsan hasar sürecinde, Hergün kiralama bedeli işler. Onun yerine ders al sürücü kurslarından.

2. Şöför olarak bir arkadaşınızı alın yanınıza, bayinin önünden alır, boş alanda ilk sürüşü yapabilirsiniz. Sigorta olayını es geç geçmeyin.

Özel ders alabilirsiniz bence de.

Hatta arabanızı aldıktan sonra kendi arabanızla özel ders alabilirsiniz. Hocalar tecrübeli olunca iyi yönlendiriyorlar, daha güvenli oluyor sanki.

"Çarparsan hasar sürecinde, Hergün kiralama bedeli işler. Onun yerine ders al sürücü kurslarından.", Kurumsal firmalarda böyle bir durum söz konusu değil.

Kendi araciniz ile ozel ders +1

Kusura bakmayin da yaptiginiz sey bencillik.

açıkcası ben öyle öğrendim, ehliyeti aldıktan 3-5 sene sonra bu arada hiç araba kullanmamışken gittim kurumsal bir firmadan full kaskolu bir araç kiraladım. hayatımda hiç otomaik vites araba kullanmamıştım, önce youtube'dan birkaç video izledim sonra oturdum direksiyona. anahtarsız arabanın düğmeyle çalışacağını bilmiyordum, e bu kumandada anahtar yok, kumandayı nereye sokacağız falan oldum.

hatta otomatik vites arabayı, manuel'e almışım. nasıl bağırıyor araba kendi kendine vites çok geç atıyor. sonuna kadar yükseliyor devir artık motor aşağı inmesin diye vites atıyor mecbur sanırım, haha.

o ilk gün biraz zor oldu, bu sürede yanında bilen bir arkadaşın olursa yeterlidir.

arada da fluence'di bu arada.

neyse aradan birkaç yıl geçti, şimdi suv kullanıyorum. hiçbir sıkıntılı durum yaşamadım şimdiye kadar.

bu arada, kurumsal kiralama firmaları senin için bir nimet, sakın farklı yerden kiralama. ayrıca firmalar bilip bilmediğine değil, ehliyet yılına bakarlar. yanında bilen birinin olması iyi. hatta istersen bilen birini ek şöför olarak ayarla, arabayı ilk o alsın sen yanında kal, sonra müsait bir ortamda versin sana.

Babam kurumsaldan kiraladı. Arabanın hasarlı olup serviste kaldığı Hergün bizden ücret alındı.

26 bitmek üzere, 27 olmamış. O yüzden 26 derim ben.

26 yaşında olur.
Doğum günü geçince de 27 deriz. 3 Aralık tarihine kadar 26 yaşında.

net rakam isteyenlere 26,7890411 diyebilirsin. istersen 26,79'a yuvar daha kolay olur.

söylemen gereken şey, tamamlanmış olan yıl sayısı. yani 26. ama gördüğün gibi 27'ye de oldukça yaklaşmışsın. 26'nın sonları diyebilirsin.

Sözelciler bunu karıştırıyor nedense. Şöyle açıklayın belki anlarlar; 1 ocakta 93te doğan bir çocuk 2 ocak 93te 1 yaşında mıdır? Hayır 1 ocak 94te 1 yaşında olacaktır. Bu gün alma muhabbeti de ayrı bir gerzekçe mantıktır. Aynı mantıkla 100 yaşından da gün alıyorsun. Mühendislik okuyunca günlük hayattaki bu 'karmaşalar' aşırı aptalca geliyor insana.

26

i.imgyukle.com

bir karışıklık yok aslında. doldurulan yaş söylenir. şu anda 26 yaşındasın. ama aslında küsuratı var, 26.7 yaşındasın. 3 aralık'ta 27 yaşını dolduracak, yani bu dünyada 27 tam yıl yaşamış olacak, doldurduğu yaş olan 27'yi söyleyeceksin.

ama ben olsam doğum gününe bu kadar az zaman kalmışken, doldurduğum yaşın tam sayısına yuvarlayıp 26 demem. niye geçmiş 9 ayı çöpe atayım ki? bebe gibi 26,5 da denmez. ben olsam yarı yolu geçtikten sonra yukarı yuvarlayıp 27 derim.

soğanı yağda kavur, sonra belki biber, sonra belki domates, üstüne biraz et, sonra bir sebze, ve tabii ki biraz salça. bunların 1-2 parmak üstüne çıkacak kadar da su. kaynasın. al sana yemek.

kimse sana dolma yap demiyor ama üstte verdiğim sıra ile (en sertten en yumuşağa doğru gibi düşünebilirsin) sınırsız yemek yaparsın

tabii arada kafana göre tuz, karabiber, kimyon, pulbiber vs koyabilirsin.

En uğraşsızı bulaşıksızı fırında tavuk. Tavuk kanat, soğan,domates, patates ne seviyorsan yağlı kağıtlı tepsiye ver. 30 dk 250 derecede pişir ye.

teşekkür ederim öneriler için, önce tepsi, tencere vs de almam gerekicek tabi. bulaşık çok dert değil bi kendime yemek yapıcam zaten :)

fırın poşeti al, içine tavuk patates soğan havuç, kekik, tuz at, koy poşeti bağlayıp fırına. miss gibi yemek.

Hazır haşlanmış olan fasülye barbunya ile falan yemek yapmak çok kolay. Soğan salça tuz biraz baharat kombosuyla pişiyor.
Acemiler için pirinç pilavı biraz dengesini tutturmak zor o yüzden bulgur öneririm suyunu falan ayarlamak çok daha kolay, gaza gelip mantarlısını falan bile yaparsın.
Patlıcan yemeği de kolaydır aslında ama ileriki seviyelerde de yapabilirsiniz.
Tarhana falan da kolay zaten ana malzemesi hazır alınıyor sonuçta.
Patates haşlaması yapılır. Eğer kızartmasını seviyorsan ama kızartmak istemezsen haşlanmış patatesleri tavada az yağda tekrar pişirerek hemen hemen aynı kıvamı yakalayabilirsin.
Bir de ilk başlarda aşırı tuz atarım diye korkuyorsan az atıp sonra yerken tuzlarsın alıştıkça tuzunu ayarlarsın.
Menemenle uğraşmayıp domatesleri yuvarlak dilimleyip tavaya atabilirsin üstüne yumurta kırarsın ama dikkat et domates ağzı yakar mutlaka soğumasını bekle :D.
Aklıma bunlar geldi sucuk türevi şeyler falan yapılır, ton balıklı makarna vs çok kolay aslında çoğu yemek. Sadece analarımızın yaptıklarına başlarda lezzeti benzemiyor öğrendikçe yaklaşıyoruz.

Patates+ soğan+domates+biberi tepside küp küp doğruyorsun. Üzerine kiyma+ salça+tuz baharat +1 su bardağı su ekliyorsun. Yağlı kağıdı ıslatıp sıktıktan sonra tepsinin üzerini örtecek şekilde kapatıp fırına veriyorsun. 40 dk sonra kağıdı alıp pişirmeye devam ediyorsun. Üzeri kızarinca alıyorsun fırından.

Edit: tarif de burada. youtu.be

Fırının varsa hiç korkma, her şeyi fırında yapabilirsin.
Bi borcam alman lazım dikdörtgen.
Benim favorim fırında somon. Somon dilimlerini öylece yıkayıp diborcama diz. Üzerine biraz tuz biraz limon sık. 200 derecede önceden ısıttığın fırına koy, 13-15 dk sonra çıkar. Mis. Yanına bişey olsun diyosan patates püresi.(haşlanmış patates-üçgen peynir-süt-tuz-zeytinyağı-tereyağı-limon ve iyice karıştır ez)
Aynı şekilde fırın torbasına köfte-patates-domates-salçalı su koyup fırında pişirebilirsin. Köfte torbada çok güzel oluyor, daha yumuşak ve sulu. Hem de hafif ve ortalık da batmamış oluyor.
Biraz zahmetli görünsün diyosan patlıcan-domates
-köfte-ince dilimlenmiş patatesi sıra sıra dizip üzerine 2 su bardağı suyla 1 tepeleme yemek kaşığı salçayı karıştırıp dök. 200 derecede önceden ısıtılmış fırına koy. Mis gibi yemek.

sözlükte klasik olacak belki ama otostopçunun galaksi rehberi'ni kesinlikle öneririm eğer okumadıysan.

Can kozanoğlu - acemi eğitimi

saatleri ayarlama enstitüsü
bir de aslan asker şvayk diye bir kitap vardı, sadece ismini ve mizah tarafı olan bir kitap olduğunu hatırlıyorum. çok zaman geçti okuyalı.

Good Omens (kitabın Türkçe adını hep unutuyorum) Neil Gaiman ve Terry Pratchett kitabı. (Edit: Kıyamet Gösterisi)
Kara mizah seviyorsanız Madde 22
Gulyabani
Bir Yerde
Mizah yazarlarından Atilla Atalay'ı çok severim, onun kitaplarına da bakabilirsiniz.

Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar - Tom Robbins

Ben Giovannino Guareschi (Don Camillo serisi) ve Ephraim Kishon hastasiydim. Ikisini de oneririm yazar olarak.

Kimdir Bu Mitat Karaman- Doğu Yücel

öncelikle terry pratchett'ın disk dünya serisini tavsiye ederim, ki bir arkadaş da good omens'dan (kıyamet gösterisi) bahsetmiş, beraber yazdılar neil gaiman ile birlikte, o yüzden ben de tavsiye ederim. ek olarak selçuk aydemir'i de evet tavsiye ederim, güle güle bir hal oldum. hababam sınıfı ile gülse birsel'in alakasını anlayamadım yalnız? :/ bir de aziz nesin'in kitaplarını tavsiye ederim, mesela damda deli var, namus gazı gibi öyküleri. aklıma başka gelirse eklerim.

parfümün dansı-tom robbins
okuduğum en witty yazılmış romandır. hem şakalar ironiler hem de anlatım tarzı çok eğlenceli bir deneyim sunuyor diye ny times köşe yazarı yorumu yapayım hatta.

Herkese çok teşekkürler.

liseden arkadaslari i okurken inanilmaz gulmustum

bana biraz babanne gibi geldi.

tarzına uygunsa neden olmasın, instagramda bu tarz kombinler yapan bi hesap vardı

bence bayaa şirin bunlar ama zayıf çıtı pıtı kızlara yakışıyor.

modelinki gibi içine sokmayacaksan babaanne olursun

Ben beğendim, çevremde de giyen çok.

Bu sene o kadar moda ve bütün influencer tayfa o kadar çok giydi ki ben de alsam mı diye düşündüm ama günlük hayatta kullanışsız gibi geldi. Mesela içine hiçbir şey giymeden ya altını ya omzunu açarak giyiyorlar ama böyle bir hava yok yani bence. Akşam öyle üşürsün, sabah da yanarsın gibi geliyor. İçine bir şey zaten giyemezsin, kötü durur. Sanki sadece poz verip instagram’a atmalık gibi.

theseachange +1
özellikle zayıf insanlarda gayet zarif duruyor. benim tercih edeceğim bir hırka değil ama vücut tipine göre oldukça yakışabilir.

guzel bence de.

yoktur. engelle geç. diğer türlü uğraşır durur.

Savcılık VS uğraşmam lazım

günde 50 kere oluyor bu, genel olarak çaylaklara mesaj alımını kapatabilrisin.

öte yandan savcılığa dilekçe ver, ekran görüntüsü ile birlikte. sonuç çıkar mı bilmem.

istersen sözlüğe de ulaş, sonuç çıkar mı bilmem.

Ben küfür edenleri hiç sallamıyorum. Cevap bile yazmıyorum. Yoksa karşılıklı küfürleşe küfürleşe sonu gelmez o işin. Hem Böylelerini ciddiye alıp kafaya takarsak, hayat bizim için çok zor olur.

bunun yaptırımı var. sözlükteki atwa'nın 8-10 sene önce nasıl ezik ve gülünç bir duruma düştüğünü okuyabilirsin. çok rahatsız ettiyse savcılığa git bitsin gitsin. zor bir şey değil.

hatta:
eksisozluk.com

savlıcığa gitmek haricinde hayır, bir yaptırımı yok :D burada bana da birisi ana avrat düz gitmişti ama engelledim geçtim yani böyle beş para etmez garip insanlar için savcılığa gidecek motivasyona sahip olmak da ağır işsizlik bence. salla gitsin.

resim açılmadığından göremedim ama ben 10 senedir intex kullanıyorum ihtiyaç halinde ve çok memnunum. çift katlı bu arada.

Edit: ev için kullanıyorum 2 kez kampa da götürdüm ama çift katlılar kampta eziyet. hem şişirmesi zor oluyor hem de çadırda yüksekliği çok harcıyor.

ikincisi çok yüksek,kamp için uygun olmaz eğer çok geniş ve yüksek bir çadırın yoksa. ayrıca elektrikli, yine kamp için uygun olmaz. ama kuşkusuz daha rahattır.

www.hepsiburada.com
Bende bundan var misafir icin falan kullaniyorum baya uzun suredir, memnunum

Dechatlon dan aldık çift kişilik 210 tl gibi bişeydi. 10 numara 5 yıldız. Gayet rahat ve hafif. Tavsiye ederim.

Kamp için değil de daha çok evde, terasta falan kullanılacak. Yüksek olması daha iyi değil mi?

o zaman daha iyi tabii. full şişirirsin, sonra isteğe göre adım adım indirip istediğin yumuşaklığa getirirsin, herkesin rahat ettiği sertlik farklı oluyor.

intex'ten aldım ancak bir ay sonra kendi kendine sönmeye başladı. patlamadığından da eminim. memnun kalmadım hiç.

Kullandığınız faiz oranına göre değerlendirin derim. Düşük faizden kredi alıp dolar alan çok oldu. 4 sene sonra doların değeri ile ödeyeceğiniz rakamı karşılaştırın.

Amerikan lirasını verip, Türk lirası borcumu ödemem.

mantıksız düşündüğün nokta var evet, usd yükselecek diye bankanın sana kredi vermeyecek olması. bankaların kredi faizlerini belirleyen bir sürü bağımsız değişken var. döviz de bunlardan biridir elbette fakat karar mekanizmasının tek unsuru bu değil. yani banka sana kredi verirken belirlediği faizi tüm bu değişkenleri hesaba katarak belirler. nihayetinde banka kaybetmez. ama sen banka kadar profesyonel takip ve değerlendirme yapamadığın için tek kutupta değerlendiriyorsun.

kredinin erken kapatılması konusuna gelince, geriye yatırım olarak başka usd kalacak mı krediyi kapattıktan sonra, usd'yi alırkenki kur nasıldı, bozduracağınız usd miktarı, dört yılda 14 bin lira gelir bırakır mı size? ileride farklı bir ihtiyacınız olabilir mi, olursa tekrar kredi kullanmak gerekir mi? gerekirse şu an ödediğiniz faiz oranından mı yoksa daha üstünden mi kredi kullanmanız gerekecek? bir sürü değişken var yani.

Gelirim dolar üzerinden, dolayısıyla o açıdan bir kâr-zarar hesabı yapamıyorum.

Düşündüğüm şey şu: 44 bin tl şu an 6 bin dolar ediyor. 6 bin dolarla 58 bin tl ödemem için (şu an kapatmadığım, taksitlere devam ettiğim senaryoda), doların 2 sene sonra 10 tl, 4 sene sonra 12.5 tl olması lazım. (Çünkü şu an taksitleri ödemek için de dolar bozduruyorum.)

Yani bana öyle bir şey olmaz gibi geliyor (inş. yükselmez o kadar). Tabi 3 sene önce dolar 3 küsür liraydı. Ekonominin daha iyiye gitmesi için de bir sebep yok gibi. Ama dolar 10 lira olur mu ya? İnsaf.

2 yıl önce vietnama gittiğimde dolar karşısında paralarının olduğu değere açımıştım. Şuan o hallere doğru gidiyoruz.. 12 de olur. Ama 15 in sözünü veremem.

normalde 3 saatte belli oluyor fakat enabız'da 1-2 gün içinde yükleniyor.

1 günde çıkan da var 5 günde çıkan da. hastanesine göre değişiyor.

benimki tam 3 günde çıkmıştı, çevremdekilerin de benzer sürede.

Sonuç çıkana kadar kayıtlı bilgi bulunmamaktadır yazıyor, bizimkiler 24 saat içinde çıktı.

testler çabuk çıkıyor ama enabıza 3 gün sonra hatta 5 gün sonra bile girdikleri oluyor yoğunluktan dolayı demişlerdi.

eğer yurtdışı çıkışı için yaptırdıysan gidip , yaptırdığın yerden al.

Taksitli bir şey almışsındır. Geçen aylardaki harcamalara bak.

gelecek dönem taksitlerine bakabilirsin, ya da ekstre kesindikten sonra yapılan bir harcama olabilir.

malesef ikiside degil , hâla bulamadım ne oldugunu fikri olan var mıdır ?

Kişisel tecrübeme göre bazen harcamada ve provizyonda görünmüyor, ama limitten düşüyor harcama. Bir müddet sonra (mesela ertesi gün) harcamalarda görünüyor. Niye böyle olduğuna dair bir fikrim yok.

iş bankası 250 lirayı temassız harcama için ayırıyor. böyle bir şey olabilir mi?

2 gün önce farkettim bende zaten yine biseyler yapmisim ondan gitmistir dedim provizyonda da harcamada da bisey cikmadi , kart vakifbankin , gidip atmden de aldim harcama ciktisini ordada biseyler yok , kart yeni uygulamadan 2 aylik tum odeme ve harcamalari topladim yine 235 yani bu acigin nerden oldugunu hâla anlayamadim ..

eminönü ve istoç

www.darussafaka.org Darüşşafaka'dan yaptırdık biz geçen yıl. Çok da tatlı oldu.

Daha çok çeşit olsun, daha da ucuz olsun derseniz davetiyeshop falan gibi sitelerde milyon çeşit magnet var.

Ulus sulu han.

Tema'nınkileri çok beğeniyorum: www.tema.org.tr

www.digitalmagnet.net

Buradan yaptırmıştik biz hem magnet hem açacak magnet

asmira store var. kendileri duyurudan. yardımcı olurlar çeşit konusunda bence.

19 günde hala bir belirti yoksa korkacak bir şey yok bence, eşinizin negafite döndükten sonraki 10 gün de önemli bence. eğer eşiniz negatife döndükten sonra 10-14 günde belirti göstermezseniz rahatlayabilirsiniz tam anlamıyla.

Şu saatten sonra ilçe sağlık ne derse onu yapın. Kişisel düşünürseniz kafayı yemeniz muhtemeldir. Ben mart ayında pozitif çıkmıştım, televizyona çıkan profesörler pozitif kişinin bulaş riskinin 4-5 hafta sürdüğünü söylüyordu. Hafif geçirmeme rağmen 31 gün evde tutmuşlardı beni. Şimdi bakıyorum pozitif vaka 10 gün sonra iş başı yapabilecek diyorlar.

arkaya biri binmeden önce birkaç tur ısınma yapsın. trafiğin akmadığı ve yayaların sokak hayvanlarının yoğun olmadığı yerde denesin. motorlu taşıt bu oyuncak değil. üstelik denge vs konuları iki kişide zor olur.

boş bi alanda biraz pratik yaparsa yatkınlıkla beraber çözer, sıkıntı olmaz ama artçı riskli onunla da ayrıca pratik lazım.

www.youtube.com

Bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim, izlemediyseniz.

Evet, hemen sürer ve hemen düşer. Sıfır tecrübeyle bide artçıyla yüzde 100 düşme garantisi veriyorum.

armut vs tarzı yerlerden bakmanı öneririm.

goo.gl

Bu konumda bir ilan var, sanırım orada oturuyor davulcu, telefonu da yazıyor.

Işık yanmasa belki zilde sıkıntı vardır diyeceğim de, ışık da yanıyorsa belli aklı evvelin biri şaka yapıyor. Ben olsam ertesi gün zile iğne bantlarım geceden, canı yanarsa aklı başına gelir avarelin.

Kimseyi tanımıyorum, birkaç ay önce tasindim. Işık yanmadan zili göremez zaten. Hiç anlamadim. Not mu yazsam acaba

Kapıyı açmamanız doğru olmuş. Korkutmak istemem ama hırsız vb olabilir. Evde biri var mı diye kontrol etmek için zili çalıyordur belki. Kamera falan koysanız iyi olur bence. Apartmam kapısı açık mı? Kapıcı vs varsa tembihleyin. Apartman yönetimi varsa iletin.

Apartmanın kapısı hep açık evet. Kameralı sistem var ama apartmanın kapısını gösteriyor. Onların kaydı yoktur di mi

Kayit vardir.
Kapiyi acmayin. Duyulacak sekilde kilitlemeye kalkmayin. Korktugunuzu belli etmeyin. Eve girer girmez kapi kilitleme islemini yapmaniz lazim aslinda. Kapi caldiktan sonra degil.
Kamera varsa kayit vardir. Ama bu kayitlar belli sure sonra siliniyor. Bu sebeple apartman gorevlisinden kayitlari rica edin. Kapiya rahatsiz etmeyin vs not yazmayin.

kameranin kaydi vardir mutlaka isteyin ve izleyin. bu aralar da dikkatli olun, ozellikle eve girerken biri de sizin arkaniz da mi diye mutlaka bakin. saniyorum kadinsiniz mahalleden biri yapiyor olabilir. bu durumu yonetici kapici ya da komsu fln duyurun ayrica

İyi tarafından bakıyorum, sarhoş biri rastgele çalıyordur.

ilk aklıma hırsız olma ihtimali geldi, evde misin değil misin diye bakıyorlardır. genelde yaptıkları şey diye paylaşılıyor.

2. ihtimal de yalnız yaşayan kadın diye birileri sarıyor olabilir (nickten öyle bir fikre düştüm) bi erkek tanıdığınızın kimooo vb. şekilde seslenirken sesini kaydedin ve zil çaldığında o sesle cevap verin. Yalnız olmadığınızı düşünürlerse bu sebepten bulaşıyorlarsa bulaşmazlar en azından.

Sensörün ayarını en sona getirin ilk önce, bir sandalyeye çıkıp camı açın ve üzerindeki zaman ayarını sona alın. Daha uzun süre yanar böylece.

Kapıya bir tane ip kamera alın, geleni gideni görür kayda alırsınız içiniz rahat eder.

Kapıyı her zaman alt ve üst olarak kilitli tutun, eve girer girmez kilitlemeyi alışkanlık haline getirin.

Bu tavsiyem belki biraz abartı olabilir ama özellikle yalnız yaşayan hanımlar mutlaka dikkate alsın;

Bir adet yivsiz av tüfeği satın alın, bürokrasisi çok kolay (anlatırım sonra)

Evde uygun bir yere koyun, kas hafızanız alışana kadar da kuru antreman yapın. Kimseyi öldürün demiyorum tabiki, Allah korusun.

İlk iki fişeği kuru sıkı takın, sonraki 3 fişeği de kauçuk (plastik) fişek takın. Böylece kazayla da olsa bilerek de olsa ne başkasına zarar verirsiniz ne de kendinize.

Ama Allah korusun bir saldırıya maruz kalsanız iki tane kuru sıkıyı sıkar, adam kaçarken de kıçına plastik mermileri sıkarsınız, uzun bir süre poposunun üstüne oturamaz ama kalıcı bir hasar olmayacağı için sıkıntı da olmaz.

Hanımlar silahlanın mutlaka, eğitim de alın bu konuda. Youtube bile yeterli eğitim için, korkmayın evlerimizdeki bıçaklar daha tehlikeli.

ben olsam hemen hızlı bir şekilde hareket sensörlü kamera alırım. fake kameralar var çok uygun fiyatlı. hareketi algılayıp hemen kayda alıyor gibi, başını çeviriyor, ışık yanıyor vs.

ayrıca kapıdaki ışık sensörünü de ayarlamak mümkünse süreyi uzatır, hatta sürekli yanar hale getiririm. ayrıca konuyla alakalı da emniyete gidip olayı tutanak altına aldırır, emniyet gerekirse bina sakinleriyle vs görüşüp, kamera kayıtlarını falan izleyebilir. bu da her kim sizi korkutmak ya da taciz etmek istiyorsa ona geri adım attırabilir.

Evet tek yaşıyorum. Kamera kayıtlarını ev sahibine sordum, müteahhite sorayım dedi. Kapıcı, yönetici yok. Kimdedir acaba kayıtlar. Bir de çıkıp ev kapısı için kamera alayım.
Cok teşekkür ederim cevaplarınız ve verdiğiniz fikirler için. Sensörün süresini de uzatmayı deniycem hemen.

Bence emniyete şikayet oluşturun ve kendi ailenizden kişilere de durumdan bahsedin. Can sıkıcı olay.

Çok üzüldüm öncelikle. Benim başıma böyle bir olay gelmişti yaklaşık 6 sene önce, takip eden birisiymiş ve en son gelişinde gitmemişti ve polisi 3 kez ağlayarak aramama rağmen gelmemişlerdi. (1 km uzaklıktaydım karakola)
O sebeple alt kapının muhakakkak şifreli olması gerektiğini düşünüyorum. Kapıyı kilitlemeyi asla unutmamak ve kamera... Bunlar çok önemli.
Ben o evden sonra iki ev değiştirdim ikisinde de zilimi kapattım. Yukarı kadar gelebilmiş olan kişi kapıyı tıklayarak çalmak zorunda haliyle. Kimin geleceğini bilmiyorsam (arkadaşım/kurye) ne olursa olsun asla kapıyı açmam ve hala daha gece kapım çalarsa kalbim sıkışıyor.

Edit: sonrasında çözümü şöyle buldum, mahalledeki samimi olduğumuz 1-2 esnafa şahsın fotoğrafını gösterdim ve kim olduğunu sordum. Mahalleden biriymiş. Sonra olanları anlattım. İlgileneceklerini söylediler. Sonra bir daha hiç görmedim o şahsı. Normalde gün aşırı karşılaşıyordum o kişiyle mahallede.

Giriş kat demişsin, camların demirlidir umarım.

Yonetici nasil bilmez, kameranin kaydinin tutuldugu kayit edici kutu vardir, video buyuklugunde olur. Genelde de apartman asansor dairesinin oraya koyarlar. Bunu sakin ihmal etmeyin muteahiti siz arayin olmaz ise, kem kum ederlerse karakola ya da savcilga gidicem zaten fln diyin bu durum rahatsiz etti beni dersiniz o zaman verirler.

Bu arada sakin kapiyi kargo, ne biliim iski tedas digiturk fln ne olursa olsun acmayin. En yakin zamanda derhal bugun arkadaslarin dedigi gibi kapiya fake kamera ve kapi arkasina mutlaka ama mutlaka zincir taktirin. Anahtarcilar 5 dk da takar ( ev sahibi bu masrafi karsilayabilir )

cam da demir yok ise de www.hepsiburada.com su tur kilitletden cama taktirabilirsiniz. Taktiracaksaniz anahtarci da da vardir sanirim bunlardan onlar takar.

normaldr ben de sarhos fln derdim ama ust uste olmasi dikkat cekici. Belki apartmana yeni tasindiniz apartmanda bir sarhos var olabilir karsi komsunuza sorun.

Bir de olayin sizinle hic alakasi olmayip sizden once oturan biriyle de alakasi olabilir. Tasindigini bilmiyodur belki o kisinin fln. Sizden once kim oturmus fln komsuya sorun hic boyle bir sorun olmus mu fln diye

yonetici degilmis pardon ev sahibi bilmeyebilir, siz direk muteahiti arayin

Sonra kaybolması ilginç, eski kiracıya gelen platonik aşık-eski sevgili diyecektim ama kalırdı bir şey derdi sanki o zaman.

Hırsızlık ihtimali olabilir.

Bize mesela aşağıdan çalıyorlar, kapının şifresi 3 ile başlıyor bizim daire 3, gece yarısı bizi çalıyorlar ama o başka bir şey.

Kamera varsa o görüntüleri bulabilmeniz lazım. Kapı zili için de kameralı sistemler var, eğer zilin baktığı yönde başka daire varsa sorun olur ama boşluksa koyabilirsiniz kendi evinize gelen gideni kaydedersiniz. İşteyken bile kargo gelirse telefondan konuşabilirsiniz vs


Bu arada yöneticiyle konuşun, apartmanın kapısı niye hep açık yahu, hırsızlığa davetiye resmen.

Hocam güncelleme yapar mısın problem devam ediyor mu?

Erkek bir akrabanız varsa bir hafta olsun sizinle kalsın, eve girerken çıkarken iyice bir görülsün duyulsun. Gece yarısı yine gelen olursa çıksın görünsün ses çıkarsın. Bunları utanarak ve ülkem adına üzülerek yazıyorum, keşke hiç birimiz böyle saçma sapan şeyler yazmasaydık da böyle bir ürkme korkma yaşanmamış olsaydı!

Merhaba, çok teşekkür ederim. Ev kapısına kamera taktirdim, ışık sensörünü de ayarladılar. Apartmanda kamera yokmuş, zilin anlık gösteren kamerasiymis sadece. Birkaç komşuya sordum, haberleri yok. Ev sahibi de bir daha olursa ara yakınım dedi.
Kapıda 3 tane kilit var hepsi sonuna kadar kilitli sekikde kamera bekçiliği yapıyorum her gece maalesef.

Gelişme : bu gece de geldi. Zili çalmadı. Kamera taktirmistim. Hissetmiş gibi o sırada uyandım. Kayıtları kontrol ederken gördüm son kayıtta. Polisi aradım. Karakolda tutanak tutuldu. Ne olur ne olmaz detay vermesem daha iyi buradan. Bu şekilde.

Kapı deliğinden içeri bakıyor ve içeriyi dinliyor bir süre sonra gidiyor

yuh o neymiş ya? geçmiş olsun.

Son durum nedir acaba?

Tedirgin bekleyiş.

en azından artık eşkali belli, tipi vs var. Çok iyi olmuş kamera.

Hocam ilginç bir gelişme olursa günceller misiniz? Çok sinir bozucu bir durum. Söylemeye gerek yok zaten de eve girip çıkarken de dikkat edin.

Gelmeye devam etti. En son üst üste 3 kere geldi. Bir kamera daha taktirdim. Her gece karakolda ek ifade ve video verdim. Ve ısrar ettim gece 1-3 oralarda olmaları için. Anında aradığım da oldu min 10 dkta geldikleri için kaçtı.
Mahalleli daha seferber oldu arabada sopayla bekleyen, balkonda bekleyen, evinde kalmam için çağıran.
Gorememesine rağmen her delikten içeri bakmaya çalışıyor.
Apartmana girişe de fotoğraflarını astım. Bulunamadı. Artık orda kalmıyorum. Yakın zamanda da tasincam.

üzücü olmuş, geçmiş olsun.

aslında fotoğraflarını asmanız vesaire çekinmesini temin edecektir diye düşünüyorum. bir parça sabretseniz?

Korku filmi senaryosu gibi. Geçmiş olsun

çok geçmiş olsun. Taşınmak en net çözüm tabii ama kim acaba o, yakalansa olay çözülse çok iyi olurdu. Sizden sonra başka bir kadın taşınsa oraya, o da benzerini yaşayabilir :/

Ben fedai değilim. Kalmak isteyen varsa vereyim anahtarı kalsın. Uyandığında 3 metre ilerisinde ne manyaklilar dönüyor her gece her gece görünce kalabilir mi acaba. 15 gün yetti 3 tane kayıt var. Artık bir zahmet.

Acaba sözlükte veya twitter da ifşa mı etseniz? mutlaka tanıyan ve isim verecek çıkar.

Çok üzücü gerçekten. Başınıza bir iş de gelebilirdi, bazı polislerin işini yapmaya bu kadar gönülsüz olması inanılır gibi değil.

Taşınarak iyi yapmışsınız, mahalleliye de pek inanmıyorum ben arabada bekleyen vs. nasıl göremediler, kimse mi tanımıyor bu manyağı...

Boyle gogsunun tam ortasinda yumruk yemis gibi bir agriysa reflu olabilir. Gecen hafta oyleydim. Nefes alirken bile yorulma/agri/ zorlanma gibi garip bir his vardi. Onceki hafta cok kizartma ve asitli seyler tuketmekten ve arabada gogsume klima yemekten refluyu tetiklemisim. Biraz dikkat edince gecti.

Sigarayi azaltin, yeme icmenize dikkat edin bir sure. Gecmiyorsa bir doktora gorunun mutlaka

@65

2 gün önce gereksiz alkol ve kusma cereyan etmişti.

reflü olabilir ama yanma şikayetim yok. eskiden çok olurdu, uyuyamazdım mide ekşiliğinden.

muhtemelen reflü. ağzından gaz çıkarınca veya kusunca rahatladığını hissedebilrisin. tavsiyem eczaneden bir şişe renni duo alman ve bir ölçek ondan atman.

bende de yanma olmadi. ama renu alinca 1-2 defa gecti gitti. bi deneyin isterseniz.

geçti birkaç gün sonra.

korona korkusu boşaymış şükür...

ev alma potansiyeiniz varsa en uygun zamanınızda ev alın. geleceğe yatırım. ne zararı olacak ki:)ileride de siz kiraya verirsiniz. ev almak gittikçe zorlaşıyor.

ömür boyu düzce'de oturacaksanız alın. sonra kiraya veririm derseniz hayır.

kredi ile alacaksanız almayın, 800 tl kredi masrafının yanında hiçbir şey.

800 tl kira varsa ev filan alip ugrasmayin, sonra kiraci vb. ile ugrasmak daha zor olacaktir, baska yere yatirim yapin, ev fiyatlari zaten ucmus durumda

not: ytd

Biraz orada kirada yasayin, taniyin, orada yasamak istediginize karar verirseniz alin

Ev kiraya vermek için değil, oturma amaçlı.

2 ay sonra gelen edit : evi aldım, 20 gündür oturuyorum. :-)

30 haziran 2000 doğumlu birinin yeşil pasaportu
29 haziran 2025 gününe kadar geçerli.

Alacağınız son pasaportun üzerinde geçerli olacağı son tarih yazacak zaten, daha önceden biten bir pasaportunuz varsa yeni alınırken de benzer şekilde geçerliliğin sonlanacağı tarihe kadar vereceklerdir.

25 yaşı bittiğinde olması lazım. doğduğun yıl 1 dersen tam 25 yıl boyunca hakkın var gibi düşün.

pasaport alma şartı olarak ''25 yaşını doldurmuş'' olmak veriliyorsa, 26'dan gün aldığında pasaport alabilirsin.

eğer pasaport alma şartı olarak ''25 yaşını doldurmuş'' olmamaksa, 26'dan gün almamış olman gerekir.

özetle: soru eksik.

26’ya girildiği an bitiyor. Ve yukarıdaki arkadaş doğru söylemiş, bitişi zaten 26’ya girdiğin tarih olacak.

25 yaşını doldurmak zaten 26'dan gün almak demek. Yani 25 bittiğinde oluyor. Ama bu resmi olarak böyle. Fiili olarak çoğu ülke giriş için altı ay (ya da üç, altı olarak hatırlıyorum ama üç de olabilir) geçerli pasaport istiyor mesela ona da dikkat etmek gerek.

Buhar odasına, saunaya falan hiç gerek yok. Ilığın bir tık sıcağı bir suyla her zamanki gibi duşunuzu alın. Vücudunuzda hiç köpük kalmasın. Sonrasında birkaç dakika bekleyin ve keseye başlayın. Bu kadarı yeterli. Satın alınan keselerin arkasında falan da yazar şöyle yapın diye.

Ek olarak, kendiniz de yapabilirsiniz. Şu ürünü tavsiye edebilirim www.gratis.com İnce gelirse aynı markanın kalını da var. Ben her hafta peeling niyetine kullanıyorum, bin tane kese denedikten sonra çok memnun kaldım bundan.

eğer sporla bir engelin yoksa gir banyoya bildiğin şınav çek zorla kendini. istirahat halinde terlemekten çok daha etkili bir yöntem.

ikincisi kese seçimi önemli, 100 çeşit kese vardı gittiğim hamamda(korona öncesi) bütün tellaklar sadece 1 tanesini aynı model aynı tip kullanıyordu, siyah kalın büyükçene bişey.

bazı keseler çok tırt oluyor şey gibi düşün, ince zımpara kalın zımpara gibi.

bunun dışında ben evde çok keselendim hiç deri kaldıramadım ya.

bir de dikkatimi çeken başka bişey var. deli gibi güç gerekli öyle nazikçe falan değil bildiğin güreş tutar gibi abanıyor adamlar, kan ter içinde kalıyor. yengenin gücü yetmeyebilir.

Yukarıda da tavsiye edilmiş dermapeel harika bir ürün ben de onu yazmaya gelmiştim. Ilık suda duş alacaksınız fakat duş jeliyle değil klasik kalıp sabun ile (beyaz sabun değil onlar çok kurutur, pirinç sabunu katranlı sabun gibi doğal içerikli el yapımı sabunlar güzel oluyor) sabunlanıp durulanın sonra da keselenin.

benim bunca yıllık hamam tecrübemden (pandemi öncesi ayda bir kez mutlaka giderdim) öğrendiğim en önemli şey, kese yapılmadan önce vücuda sabun şampuan değdirilmez.

ne yapacaksın? ilk önce banyoda mümkün olduğu kadar en sıcak suda, biraz uzun kalacaksın. sıcak su cildi yumuşatacak, gözenekleri açacak. sonra kese kısmına gelinecek. su kapatılacak, kese çok seyrek şekilde ıslatılacak.

bu şekilde dene, ulaşabildiğin yerleri kendin bastırarak yap ilk önce, derinin soyulduğunu göreceksin. sonra ulaşamadığın yerler için eşinden destek istersin.

Patron senin ilacın kabak lif kese ama uzun olanlarından. Bir de sentetik olmamalı hakiki kabak lifi olmalı. Aktarlarda bulunuyor. Banyoda sınav çekip kafayı gözü dağıtma riskini alma şu zamanda..

reanarchy +1
kese sabun/sampuan vucuda degmeden once yapilir.

ben banyoyu şöyle hamama çeviriyorum:

kombiyi son seviyeye ayarlayıp fıskiyeyi yukarı ve kenara doğru çeviriyorum. suya dokunamayacağım kadar sıcak oluyor. kettle'da iki üç litre suyu kaynatıp duşa kabinin içine döküyorum.

zaten hepi topu iki üç dakikada inanılmaz bir buhar oluyor ve çok sıcak oluyor. astım vesair bir rahatsızlığınız varsa tehlikeli olabilir bu.

çift sim kart destekleyen telefonlar ile.

Telefon destekliyor. Mi 6.

sim yuvasi 2 kart aliyor. 1 ve 2. birini oncelikli olarak ayarlayabiliyorsun, butun aramalarin mesajalrin ve internetin o numaradan gidiyor. oncelikli kart ayarlamazsan arama butonuna bastiginda soruyor sana hangi hattan arayayim diye. arama gelince hangi hatta arama geldigini soyluyor ekranda 1 veya 2 seklinde.

Ek olarak, internetin 2. ya da 1. sim karttan mı kullanması gerektiğini ayarlayabiliyorsun.

giriş katta oturup asansör kullanmayanlar da elektrik faturası ödüyor o mantık düşünün. haksızlık olduğunu sanıyorsunuz ama aslında eşitlik için gerekiyor bu. sizin dükkanı kullanmıyor olmanız sebebiyle apartmanın giderleri dairelere bölüştürülürse herkes daha fazla ödeyecek.
apartman aidatı dire başına bölünmezse ev sahipleri sıkıntı yaşar. örn; 15 daireli apartmanda bahçe sulanıyor vs diye su parası ödeniyor ama eğer 5 daire boşsa millet daha çok ödeyecek.

apartmandakilerle görüşüp yönetim planında değişiklik yapabilirsiniz. diğer türlü herkes ortak giderlere katılmak zorunda.

neira +1

aynı şekilde çatı akıtsa yine tüm apartman ödemek zorunda.

çatı masrafını en üst kat üstlensin bu durumda, asansör masrafını giriş katlar ödemesin, ben erzurumluyum soğuğa alışkınım diyen dış cephe yalıtım masrafını ödemesin, yine kliması olan yalıtımı ödemesin. böcekten korkmuyorum diyen de ilaçlama parası ödemesin.

binanın tüm masrafları, tüm sakinleri arasında eşit paylaştırılır. dükkanlar, alt katlar, üst katlar dahil.

@neira

Apartman içerisinde bulunup, elektriğinden, temizliğinden, kapıcı hizmetinden, ilaçlamasından yararlanıp; sadece asansörden istifade etmeyip aidat ödeyen mi ?

Yoksa hiçbirşeyden yararlanmayıp aidat ödeyen mi ?

Burda bir eşitlik söz konusu değil, evimde aidatı öderken de burda öderken de tarafsız bakıyorum.

@fezagezgini_4 çatı akarsa hadi diyelim apartman duvarları, kirli görüntü vs karşılanır, yahu apartmanın içinde kullanılan ve bana 5 faydası olmayan hizmete niye para ödüyoruz.

@reanarchy senin nickinle senden çok daha fazla destek beklerdim, :) lakin dediğim gibi genel yönetim giderleri değil bunlar, hanelere özel.