gidersin, doğum dedikleri doğum operasyonu oluyor yalnızca.

ama eğer evliysen doğum da eklet bence, ne olur ne olmaz.

Sigortalarda genelde bekleme suresi oluyor (12 ay gibi). Bu sure boyunca hamilelik olmadigi takdirde dogumu da karsiliyorlar, genelik suresindeki muayeneleri de. Ama o bekleme suresi gecmeden hamile kalirsa, hamilr kaldiktan sonraki kontrolleri karsilamiyorlar diye biliyorum (birkac gun once sigortacimdan aldigim bilgi). Hamile kalana kadar muayenelerde ise bekleme suresi sorun olmaz.

Ben gebelik teminatim olmadigi icin tum gebelik kontrollerimi katilimsiz odemistim gebeligimin basinda.
Sonra isyerim sigorta yaparken bekleme suresi okmadan gebelik teminati da ekletmis. Hem gebelik takibinde hem dogumda kullandim.
Teklif verdikleri policeyi iyice inceleyin derim sozlu gorusmedense.

ingilizce biliyorsan, google translate ingilizce /almanca çok güzel çeviriyor.

Mailler kompleks değilse yardımcı olabilirim.

@reanarchy kimseyi bulamazsam o şekilde yapmayı düşünüyordum.

@reactionic mesaj atıyorum şimdi :)

dhl falan yap abi, ille ptt olmak zorunda mı? dhl ups vs bu konuda oldukça iyiler.

ben mafre kullanıyorum memnunum.

sürekli gittiğiniz bir doktor varsa bulunduğu hastane ile anlaşması var mı sigortanın? ona bakman lazım.
eş/çocuk durumu önemli.
ayakta tedavi ve yatarak tedavi limitleri. bir yılda kaç kez doktora gidebilirsiniz, kaç liraya kadarki tedaviler karşılanır vs.

Allianz kullanıyorum memnunum şimdiye kadar bi sıkıntı olmadı, ailecek yaptırdık 2.200 civarı bi fiyattı sanırım. genelde standart oluyor hepsi ekstra ekletmek istediklerine göre de fiyat değişiyor. yıllık 10 limit, ayakta-yatarak tedavi ücret ödemiyorsun. Her muayenede sadece 15TL ücret ödüyorsun bu kadar.

yatırım amaçlı ise esenyurtta çok iyi siteler var, farklı milletler alıyor direk, bir yakınım şu siteden aldı param olsa direk alırdım

oturmayı düşünüyorsan alma ama, site güzel ama nezih bir yer değil esenyurt genel olarak, beton yığını ama alıcı kitlesi yoğun yatırım için uygun

phantomresidence.com

kavaklı güzel bir yer, ciddi anlamda hızlıca değer kazanıyor. o civarda yaşıyorum bu arada. sürekli yeni mağazalar dükkanlar binalar evler yapılıyor. 1 sene öncesine göre çok gelişmiş durumda ve hızlıca gelişiyor.

kavaklıda hem arsa hem de daire olarak akıl almaz paralar kazandılar son 5 senede. herkes duydu, gördü bundan sonra para kazanmak için sağlam paran olması lazım üç kuruşa kapatamıyorsun.

Hayır edemez. İhbar tazminatının ödenip işçinin derhal işten çıkarılması hakkı sadece işverene tanımlı bir haktır. İşçi sadece işveren ile anlaşır ise ihbar tazminatını ödeyerek derhal işten ayrılabilir. Çoğu zaman işveren ile anlaşılır ise ihbar tazminatını ödemeden bile hemen ayrılabiliyor çalışan. ama işverenin müsaade etmemesi halinde işçi ihbar süresini çalışmak zorunda.

öyle saçma şey mi olur, bıraktın gittin ne yapacaklar mahkeme kararıyla kolundan tutup çalıştıracaklar mı? istemediğin bir işi bu şekilde zorla yaptırsalar ne kadar verimli olur? her işinde hata çıkar vs.

ihbar tazminatı bildiğim kadarıyla her iki tarafı da bağlayan bir şey. yani ilgili tutarı ödemeyi kabul ettikten sonra işverenin yapacak bir şeyi olmaması lazım.

hayır hiçbir kozu kalamaz. denedim biliyorum.

götümden uydurmuyorum. kanun söylüyor: www.muhasebetr.com

@himmet, avukat olarak hiç dikkat etmediğim bir ayrıntı ama uygulama da yeri yok çünkü zorla tutamazlar

Soru sahibine gelince, hocam hiç haklı nedenle fesih sebebin yok mu boşa para ödemesen. Paranı eksiksiz bankadan mı alıyorsun. Fazla mesai sınırına uyuyorlar mı ve fazla mesai ücretini alıyor musun mesela?

@himmet dayı, çok faydalı bir makale teşekkürler. ancak "işverenin kabul etmemesi halinde işçi, İş Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihbar süresi içinde işine devam etmek zorundadır" görüşündeki yazar bunun olası yaptırımlarından bahsetmemiş. yani iş akdimi ben yarın tek taraflı sonlandırsam bana karşı ne yaptırımları olur bilemedim.

@mabesa, hocam ücretleri ödemeyi hiç aksatmadan yapıyorlardı. ancak içeride kullanılmamış izinlerim var, onları bu tazminata mahsup edebiliriz diye düşündüm. bir de yıllık ikramiye tutarı var. 2019 yılının yarısı kadar fiilen çalıştığım için 2019'un bonusunun yarısına da hak kazanmış mıyımdır acaba onu da merak etmiyor değilim

yaptırımları ben de bilemem. ama işveren "bu kişinin işten ayrılması beni şu kadar zarara uğrattı" iddiasıyla dava açabilir diye aklıma geliyor. nedir bu zarar? sen ayrıldın diye firma bir işi alamamış olabilir. aldığı işi zamanında bitiremeyip cezai yaptırıma maruz kalmış olabilir. buna benzer zararları sizden tazmin etmek isterse uğraşırsınız.

haa @mabesa ne demiş uygulamada yeri yok. yani o kadar da katı değil. ama işverenin böyle bir hakkı var mı? var.

sonuç olarak işveren işçiyi ihbar tazminatını verip anında çıkarırsa bu işçi için olumsuz durum yaratmıyor. ihbarını çalışıp çalışmaması önemli değil. hatta işçinin işine gelir. çünkü hem çalışmış gibi maaşını alacak hem de istediği kadar iş arama izni olmuş olacak.

ama işveren için aynı durum söz konusu değil. senin patronun şeytan olabilir mesela ama tam tersini de düşünürsek çok kıl bir çalışan gül gibi patronu bu mantıkla yarı yolda bırakabilir. işveren açısından olumsuz bir durum oluşuyor. kanun da bunun önüne geçmek için var.

Telefon kayıt harcı 1.500 TL oldu.

www.dunyahalleri.com

bu site işine yarayabilir.

la casa de papel 3. sezon çıktı

şimdi sana nasıl anlatalım?

eksiup.com

s400'ler teslim edilmeye baslandi

en çok beğenilen kedili instagram fotoğraflarını görmek ister misin son 20 günde?

merkez bankası başkanını kafasına göre değiştirdi.

pasaportun internet bankacılığı ve edevlet ile kendin yap. gir garanti internet bankacılığına.

bu arada hemen yap sabah birisi yeni fiyat yansımamış demişti. hala yansımadıysa vaktin var, ama yansıdıysa bekle biraz belki geri döner falan.

hala 618 lira. Gece 12 den sonra değişir 1500 tele

pasaport ve hat sahibinin e-devletinden kendin yapabilirsin.

bugün içinde yap+1 yoksa 1500tl olacak.

Dun 618 liraya edevletten hallettim herkese tesekkurler

tayfun talipoğlu

''o an'' sanırım programın adı.

Yok degil hocam. Bu baya hikaye anlatiyordu. 10-15 foto vardi belgeselde.

Oğuz Haksever O an olabilir mi?

O kadar unlu degil.

Foto romanin seslisi gibi. Kendi sahsi web sitesi de vardi

vimeo.com
Buldum: fatih pinar

baya fark var hem de. honda freni bosalmis kamyon gibi soguk uflerken, mercedes usul usul buz gibi havayi akitiyor ortama.

klima kalitesi sessizliği havanın temizliği yön kontrolü vs. üst sınıf mercedeslerde düğme dahi oluyor ızgarayı kapatmak için hava gelmesin diye.

benim arabamda otomatik klima var örneğin. arabanın sağ tarafını buz gibi soğuk, sol tarafını 30 derece sıcak üfletebiliyorum. ya da araç içi sıcaklığını 23 dereceye ayarlıyorum yaz kış hiç ellemiyorum o gerektiği kadar sıcak gerektiği kadar soğuk veriyor.

sonuç: klima aynı arabanın aynı modelinde seçtiğin pakete göre dahi değişiyor.

Aracın marka, model ve sınıfına göre klimanın da özellikleri değişiyor, arkadaşlar belirtmiş zaten ama ben de yazayım bir çok segment araç kullanmış birisi olarak, C sınıfı bir araçta klima genellikle tek ayar düğmesi ile kontrol edilir klimanın şiddeti ayarlanır o kadar ama E sınıfı ve üstü araçlarda sağ/sol ayrı ayarlandığı gibi arka koltuklar da ayrıca ayarlanabilir mesela. E sınıfı araçlarda klima bariz şekilde daha sessiz çalışır ortamı yavaş yavaş soğutur/ısıtır. En önemlisi üst segment araçlarda arka koltuklar için ayrı bir klima kontrolü vardır.

o dediğin rahatsız etmeden soğutma olayı e ve s kasa mercedeslerde var.

Octavia'da motor durunca (start-stop) klima'nın kompresörü de duruyor. İçerisi fazla ısınırsa motoru tekrar çalıştırıyor. Yine VW gurubu olan bir üst segment Passat'larda ayrı klima motoru olduğu için klima hiç durmuyormuş. Bence büyük rahatlık.

Kadjar olabilir, dediğin fiyatlarda çok var.
150 ye 2018 bile bulabilirsin

Kadjar, 3008

Suv dedininiz mi bana soracaksınız ! biraz araştırıp editleyeceğim.

1.6 dizel Hyundai Tucson alabilirsiniz mesela şu www.sahibinden.com diğer sonuçlar için www.sahibinden.com kendinize uygunu seçebilirsiniz.

az yaksın diye 1.6 dizel baktım. Hem kasa olarak hem donanım için hyundai dedim. şehir içi kullanacakssanız 4x2 bakabilirsiniz.

abi nerdeyse aynı koşullarda araç aradım, hemen hemen hepsini test ettim araştırdım. ve 3008 aldım aşırı da mutluyum.

3008 benim de önerim. hem yakışıklı hem az yakıyor.

dizel 3008 kullanıyorum 1,5 yıldır. Çok memnunum. Az yakıyor.

Çekişini bilemeyeceğim çünkü deneyecek bir durumum olmadı.

3008, 2008, iyice fiyat düşürülecekse Dacia Sandero.

dünya işine geldiği gibi görecek onları dinlemeye falan kalkarsak ohoo kapatalım dükkanı gidelim moduna gireriz. bizim kanunlarımıza göre biz işlem yaparız(ki işimize böyle geliyor)

sular ısınmaya devam edecek ki petrol falan bulursak dünya üzerindeki yamyam olan herkes pay için oraya üşüşecek. bu tamamen gücünle alakalı abd irana ambargo koyar gene kendisi el altından ticaret yapar ama sana yaptırmaz bunun gibi bir şey. bu birazda politikanda ne kadar dik durduğunla alakalı dünya üzerinde kimse kimsenin lafı ile hareket etmez etmek istemez.

özet: olur da petrol çıkarsa o zaman büyük restler ortaya çıkar dik duran ve eli güçlü olan söz sahibi olur.

kktc'yi türkiye dışında tanıyan bir ülke yok. gerçekten yok. müttefikim, kardeş ülkem dediğin hiçbir ülke tanımıyor.

bm üyesi tüm ülkeler, kıbrıs'ı bütün olarak görüyor. kktc cumhur başkanı bile uluslararası arenada kıbrıs türk toplumu temsilcisi olarak anılıyor.

bu durumdan kktc halkı da genel olarak çok memnun değil. yeni nesilin ab ve batı ilişkileri ile birlikte çok hızlı bir şekilde kktc halkı kıbrıs'ı kabul edecek bence.

türkiye de bu konuda da yalnız kalacak. hali hazırda zaten kimse kktc'yi tanımadığı için uluslararası hukuk anlamında türkiye'nin hiçbir hakkı yok kıbrıs açıklarında petrol aramaya. ama işte biz kktc'nin bağımsız bir ülke olduğunu iddia ediyoruz ama kimse kktc pasaportu ile herhangi bir ülkeye giriş yapamıyor. tek taraflı bir bağımsızlık var yani. böyle olunca tüm dünya da bize orada kaynak aramaya izin vermek istemiyor, hukuki olarak haklılar da.

eve striptizci çağırıp eğlenmeyeceğinizi varsayıyorum.

bizde erkek erkeğe bekarlığa veda dediğin fasıla gidip içmek olur. benimki de öyleydi, arkadaşlarımınki de.

son zamanlarda neresi trend onu bilmiyorum ama fasıl mekanlarını araştırın.

yok illa striptizci diyorsanız onu bilmem.

maltepe tarafında eskiden mega show diye bir rus revüsü vardı, o tip bir yer olabilir. 2013'ten beri ankara'ya gitmediğim için son durumu bilmiyorum.

pavyona gidin abi. fıstık gibi.

ya da dansözlü falan güzel bir meyhaneye.

pavyona gidip "arkadasa bekarliga veda yapicaz" diyin. dugunden gelen altinlarla da hesabi odersiniz.

damsız çoğu yere almayacakları için gidin adabınızla için bir meyhanede derim ben. şarkılı türkülü olsun dersen kalender zebra

play station oynayın

2-3-4 arası olmalı bence. çok zorlamazsa 3+ iyidir.

Bence gönüller bir olduktan sonra yüzük vb gereksiz ayrıntılar ama "erkeğin maaşının en az 3 katı" şeklinde genel kabul görmüş bir yaklaşım var.

@crown oha cok degil mi yahu bu? bir insan uc ay boyunca verdigi emegi parmakta tasinacak bir esyaya gommeli mi gercekten?

Alındıktan sonra anlamsız olduğu anlaşılan şeylerden. Taa yurtdışından bize yerleşmiş en az 2 maaş hikayesi var ama gereksiz.

Ben alırken o kadar araştırıp 0,6 karat yok D renk, bilmem ne berraklık vs bişi beğenmiştim GIA sertifikalı. Hanımın umurunda olmamıştı. Arkadaşlarım gayet normal kuyumcu sertifikalı yüzükler aldılar yine umurlarında olmadı. Bazı arkadaşlarda gidip kocaman pırlanta gibi ama zikron taşlı yüzük aldılar yine umurlarında olmadı :).

Maddiyatçı değilse hanım kişi göze hoş gelen bir şey olur. Parasına takılmayın

Erkeğin maasinin üç katı mi? Bu mantikla 3bin maaş alan bir erkek 9 binlik yüzük alacak he mi? Yani üç ay boyunca parmakta duracak bir taş parcasi için sabahın 7sinde kalkip ise gidecek?

Parasi olan alsın da üç beş bin maaşla çalışan insanin bırakın üç maaşı ile, tek maaşının tamamı ile bile tektaş alması saçma.

Benimki bu paralarda bir yüzük getirseydi gider iade ettirirdim heralde.

Tektaşımın ederi (beyaz altın olan değersiz taşlılardan) dümdüz ve ince alyansimdan bile daha düşük bir rakam, o kadar söyleyeyim.

beyaz altın alın geçin. pırlanta olmadığını kuyumcu dışında kim anlar ki?
www.altinbas.com

Kadının zevki neyse ona göre olmalı. Fiyatla ilgilenmiyoruz.

minimum 25bin liralık olmalı ama parası mutlaka ödenmeli

Ben de çok önemsemiyorum ama pek çok önemseyen 3 taş 5 taş şeklinde evlilik içinde çocukla vs. konuyu ileriye taşıyan arkadaşlarım var. Genel kanı net olarak renk çok önemli değil (içinin temizlik miktarına göre daha beyaz ya da daha sarı oluyor).
Önemli olan boyutu. F değil H olsun ama daha büyük olsun diye tavsiyede bulunabilirim.
Sonuçta genelde bunu takarken aynı anda başka pırlanta olmuyor o parmakta karşılaştırmak için.

burdan anlıyorum ki 21 bin liralık yüzük almam lazım. onun yerine arabanın modelini yükseltirim. :)

eğer hayatındaki kadın ailesine arkadaşlarına falan yüzüğü gösterip bakın ne kadar büyük diye hava atmayacaksa, gözüne hoş gelen bütçene uygun olan herhangi bir yüzük de aynı anlamı taşıyacaktır.

Lovapirlanta var hem fiyatlari cok iyi hem de baya ilgili insanlar. Bi bakin mutlaka memnun kalirlar. Magazalari da var gidip bakabililr arkadasiniz

net aylik maas x 3. bu paraya karsilik ne alinabilirse artik..

maaşının 10 katı olmalı ve tüm varını yorunu ağır borçlar altına girerek kadının önüne sermelisin. olmazsa olmaz, diğer erkeklerden bir farkın kalmaz (!).

bor detarjan güzel ucuz da. eti'nin.

www.migros.com.tr

bim'in bint deterjanını kullanıyoruz, temizliği iyi, kokusu ve tortusu yok. ilaveten parlatıcı olarak sirke kullanıyoruz.

Bulaşık makinası için:
Ben fairy extra kullanıyorum. Dozajlaması rahat, arada indirim varsa calgonit filan da kullanıyorum. Parlatıcı kullanmıyorum. Beyaz sirke gayet yeterli oluyor.

Çamaşır makinası için:
Uzun yıllar toz deterjan kullandım, ancak makinede çok ve iğrenç görünüşlü birikinti yapıyor. O yüzden sıvı deterjan kullanıyorum. Persil, Omo, Ariel arasından biraz hangisi o an indirimdeyse onu alıyor gibiyim. Yumuşatıcı eser miktar koyuyorum. Uzun bir süredir bebekler için olanı kullanıyorum.

Perwoll kullanıyorum, hem ucuz hem kaliteli.

Bulaşık fairy platinium bir damlası bile iyi köpürüyor

Makine omo colour al renkliye beyaza her şeye kullan

Yumuşatıcı yumoş normal veya bulut

millet ne hayaller kuruyor ya :) hem istanbul çevresi, hem de hiç insan görmemek.

insan faktörünü geçersek, hacıllı şelalesi'ni öneririm. dersi var şırıl. orman var. gökyüzü var. araba sesi olmaz. araba kamp alanına yakın olur. insan da olur ama.

darlik baraji etrafinda biraz kesif yaparsaniz bulabilirsiniz. guvenlik konusunda garanti yok.

aslında demek istediğim böyle kamp alanı olmasında başımıza bir iş gelmeden bir yere çadırı kuralım takılalım mis gibi.

@reanarchy evet bahsettiğimiz yerler öyle yerler

İstanbul çevresi denmiş ama bence feribota atlayıp Bursa'ya geçilirse, aranılan şeylerin tümü Uludağ eteklerinde bulunabilir.
Alternatifler için Çanakkale, Çerkezköy, Kocaeli düşünülebilir.

Uludağ +1

(git:www.sahibinden.com )

90-91 bmw e30. 2 kapi, manuel, alpine white mumkunse.

Bluetooth speaker, ne zamandir alacagim bu kadar para verilmez deyip erteliyorum. bundan onceki takintim 1 sene beklettigim tarot kartlariydi aldim rahatladim.

Dolmakalem ve kulaklık.

www.indekskitap.com

gülmeyin valla, okul bitince burslar kesilince 200 lira bile gözümde 200bin lira gibi oldu kara kara düşünüyorum valla

Dyson supurge +1 :)

dyson v8 (en önceliklisi bu)
kitchenaid mikser

ayrıca bir blender'a ihtiyacım var, karar veremiyorum ne alacağıma.

monitör
araba
ps4

kendi kendine evi süpüren robot süpürge almak istiyorum.

ayrıca gönlünden geçenler = gönül işi olmuş olabilü:3

Madem gönül işleri gönül işimi yazıyım, Kraliçem için Maldivler’de ona layık bir ön balayı turu =)

www.hepsiburada.com

olaydı çok iyiydi ya.

guzel bir pareo istiyorum ama ya cok dandikler ya cok siradanlar.
Yamaha tracer istiyorum.
kurutucu istiyordum aldim cok mutluyum onunla.
panco havlu istiyorum.
bir de yazlik motor botu ve pantolonu

x-box veya ps4.

En çok isteyip ertelediklerim bluetooth kulaklık ve garmin saat triathlona hazırlanma hayalimi güçlendirmek için.

Dyson süpürge aldığımdan beri çok bişey almak istemiyorum.
Bu günlerde kolsuz v yakalı merserize örgü bluz/atlet arıyorum ama pek bulamadım...

bluetooth hoparlör

ps4 + vr set
drone için yedek batarya
hpi vorza (kumandalı araba)
yeni bir iphone, artık son çıkanı hangisiyse.

huzurlu bir mahallede, birbirine saygılı insanların arasında müstakil bir ev.

tablet.

ipad pro2'nin ufağı olursa daha iyi olur tabii.

lego.storeturkey.com.tr

yumurta

Faturayi ekledim mobil gorunumden cikarsaniz goruntuleyebilirsiniz :(

malesef böyle, ciddi zam geldi elektriğe falan. dikkat ederseniz 47 tl dağıtım bedeli de var.

Ya ama cevremdekilere hala 70-80 lira geliyor. Bir bana mi 50 lira dagitim bedeli :(

Benim de faturam 83 Tl gelmiş tüketim bedelilim 42 tl vergi ve fonlar vs de eklenmiş. %50 %50 gibi.
Sizinde tüketim bedeli (enerji bedeli ) 76 gelmiş %50 %50 desek. vergi ve fonlar da 70 lira bile olsa 146 yapıyor zaten maalesef. + 150 güvence bedeli. 303 Tl olmuş faturanız.

bu kadar masraf ve çekince ile bahçekatı daireye çıkmazdım ben olsam. bunun daha hamam böceği var, banyodaki rutubeti var, gürültüsü var falan. ben kaldım yaklaşık 7-8 yıl böyle bir dairede ve çok sıkıntılıydı gerçekten.

annem mgs kullaniyor ben ise paradox kullaniyorum. ikisinden de memnunuz.
rutubet olayi ise bambaska. oncelikle kaynagini ortadan kaldirmak gerekebilir. yalitim ve boya ile de desteklersiniz sanirim.
hamam bocegi sorunu ise duzenli ilac uygulayabilirsiniz. www.haseremarket.com cok ise yariyor.

alarm isi biraz dertli ucuz bir sey alirsan gecenin bir yarisi bos yere calip kalp krizi gecirtebilir ya da evde yoksan sabaha kadar mahalleliyi cildirtabilir. o yuzden mekani analiz etmek lazim riskli noktalar neresi manyetik sensor veya pir hangisi ile yapilacak kablolar nasil cekilecek vs.

nem konusunda ne alici cihaz sadece anlik nemi alir ama eger evde rutubet varsa bunu kurutamaz. malesef rutubet ile ugrasmak zordur. koku disinda uzun vadede saglik sorunlari olusturabilecek mantarlar rutubetli ortamda cok kolay cogaliyor.
o yuzden onerim bodrum-giris kat evler icin her zaman iyi havalandirma ve kis bile olsa iceriye surekli temiz hava akisi saglamak.

6 ay yurtdışında ikamet ettiğin taktirde 6 ay burada aracı kullanabiliyorsun.

son durum buydu. başka bir kaçar yolu da yoktu, 6 ay orada konaklaman şart vburada yalnızca 6 ay kullanabilmek için.

reanarchy nin dedigi galiba 2 yila cikti.

muhtemelen tamir ederler, eğer tamir edilmeyecek gibiyse yenilenmiş telefon verirler.

70 80 le giderken kapı açmış şöför, kız da dalgın, bu tür inme binme olaylarında otomatiğe bağlıyor vücut, büyük ihtimalle otobüsteyken binmek istediği aracı gördü ve acelesi olduğu için dalgınlığın da etkisiyle böyle oldu. güvenlik kamerasında hız olarak 40 yazıyor ama inandırıcı gelmedi.

dolmuşçunun amk. hepsi böyle. otobüs tam durmuyor hafif hareket ediyor hala kız inerken. tam inmeden de inmiştir diye hızlanıyor. şöför kesinlikle suçlu bence.

şöförün arkasındaki kişilerden biri kız zaten. ben garip bir şey göremedim.

Öncelikle Şoför büyük oranda kusurlu, araç tamamen durmadan kapıyı açıyor, böyle gerzek bir dolmuş şoförü benim park halindeki aracımın kapısını alıp götürmüştü geçmişte açık olan kapısına takarak ve tabi 8/8 suçlu bulundu, diğer taraftan videoda kız muhtemelen yanında oturanın koluna ya da altına sıkışmış çantasının kulpunu çekiyor o yüzden çocuk kolunu kaldırıyor olağan dışı bir durum yok gibi. Bazen insan böyle dalgın ve refleks haliyle hareket edebiliyor sonucu üzücü olmuş ne yazık ki.

sormak istediğin sanırım, kız ile yanındaki yolcu arasında bir şeyler mi oluyor yönünde. sanki kız adama dokunuyor adam da kıza aynı şekilde gibi.

Evet, video başlar başlamaz kız sol eliyle yanındakine bir şey veriyor gibi görüyorum. Alan arkadaşın da baştan sona hal ve hareketleri eğreti duruyor.

Önceki cevabımda kız çantasının kulpunu alıyor kaldırıyor demiştim ama video'yu yavaşlatıp izleyince çocuğa bir şeyler verdiği açıkça görülebiliyor ayrıca iki kişinin birbirine yabancı durmasına ve kızın gayet ince bir yapıda olmasına rağmen kızın çocuğun dibine kadar sokulmuş olması (Kızın solunda bir adam oturacak kadar mesafe var) Daha sonradan çocuk kızın bıraktığı/verdiği şeyi alıp tepkisiz kalıyor kız sonrasında heyecanla aniden ortamdan uzaklaşma eğiliminde.

Muhtemel senaryo: kız ve oğlan düzenli olarak aynı toplu taşıma ile gidip geliyorlar kız oğlandan hoşlanıyor en nihayetinde cesaretini toplayıp çocuğun yanına oturuyor öncesinde de telefonu vs yazan bir notu çocuğun eline tutuşturup sonra da heyecanla ortamdan uzaklaşmaya çalışıyor eğer böyleyse gerçekten çok acı bir son.

@038576'in uyarısı üzerine düzeltme, kızın (bize göre solunda) görünen boşluk arka koltuktan kaynaklı bir göz yanılmasıymış.

sofor suclu
bu kizin boylesine acele etmesinden bagimsiz. ya kizin bir acelesi var, artik orada bir taciz mi var, bir isler mi ceviriyorlar supheli.

soforun de bu konuda maalesef ihmalkarligi var. acele etme diyorsan niye kapiyi aciyorsun, hava gelsin diye mi? ve yani refleks olarak bile insan inmek isteyebilir sonucta.

Şoför yüzde yüz suçlu. Araç durmadan kapıyı açamazsın. Ancak 70'le gitmiyor 50-40 olabilir.
Kadın da hayatını kaybetmiş yazık. Allah ailesine sabır versin.

Bence kız adama bir şey veriyor. Bunu çaktırmadan yapmaya çalışması, verir vermez hemen kalkıp inmesi illegal bir madde olabilir diye dusundurttu bana.

Kız bir şeyler veriyor ve ortamdan acele bir şekilde uzaklaşmaya çalışıyor, telefon numarası ihtimali daha büyük. Adam şaşırmasa uyuşturucu vs derdim ama değil.

Kazada suçun büyük kısmı şöförde. Kız dikkatsiz olsa da o şöför alır cezayı. bunu engellemek için yeni otobüslerde hareket halinde kapı açmayı geçtim kapının önünde dursanız bile kapı açılmıyor.

Allah rahmet eylesin ne diyelim.

Kız bir şey veriyor gibi geldi ama kaza ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

Şoförler araç durmadan kapıyı aciyorsa bu bir hatadır. Yalnız şoför kızın indiğini görüyor. Inmiştir diye düşünmüyor. Hızı da kapı açıldıktan sonra iyice yavaşlıyor ama tam durmuyor.
Kız aracın durmasını beklemeden iniyor.

Iki tarafta da hata var. Ama kız arabanın hareket ettiginin bilincinde olmalı çünkü görüyor inerken (dalgın değilse)

Bizim burada da bu durmadan kapı açmayı minibüsçüler yapıyor. Tamamen durmadan inmiyorum ve bazen arkalarda kalıp son anda inecekken hareket ediyor.

hülasa iki taraf da hatalı.

öyle bir uygulama yok malesef.

kadıköyde aktaç spor var. orada bulabilirsin

beyazıtta bir yer var meydanla kapalı çarşı arasında. birebir replikalar var çok kaliteli.

www.sekiz8numara.com

Şu var abi illa yeni sezon olsun diyorsan ayrı.

ben capacityde new balance da liverpool ve celtic formalarını gördüm geçen sene. fiyatları uygundu ancak bu kurdan sonra uçmuştur. liverpool internet sitesinden alabilirsin. replika hakkında bilgim yok.

özmen atkı (istiklalde)

hattrickforma.org

retro ve yeni sezon formaları var. ben aldım sıkıntı yaşamadım.

Kızılay'da yüksek meblalı usulsüzlükler haber olmuştu, benim güvenim şahsen yok kendilerine. En basitinden google'a, "Kizilay'da usulsüzlük" yazıp aratırsan tonla haber görürsün.

yönetim kurulunun çoğu binali nin akrabası ya da bi seyi. ona göre.

Basindaki adam alenen parti probogandasi yapan bir adam.
Ne kadar güvenilir sorusuna yeterli bir cevaptir bu.

Kızılay'a bağışı ben de bıraktım. LÖSEV diyorum.

ailemden biri burada ust duzey gorevdeydi. o zamanlar bu sekilde guclu grupta da degildi. bagislari kendi ceplerine aktaran ust duzey baska gorevlilerden sonra birakmisti. ben hicbir kurumu guvenilir bulmuyorum. bagis yapiliyor, oyle ustaca cebe aktariliyor ve sorumlulari uste cikiyor ki, bagis yapan insanlara aciyorsun.

ben artık kızılaya kan dahi vermiyorum. düzenli kan veren insanım, vakti geldiğinde sözlükte sosyal medyada falan bir ihtiyaç sahibi görüyorum, gidip onun adına veriyorum. durduk yere kızılaya kan bağışlamıyorum.

ayrıca bu ülkede bürokrasi ile ilişkili olup da %100 güvenilir herhangi bir kurum olduğunu düşünmüyorum. lösev tegev vs tarzı kurumlara dahi salt bir güven duymuyorum.

Darüşşafaka'ya yapın derim. kızılay da parsellendi, bölüşüldü. Veya Mehmetçik vakfına yapın.

Lösev+Darüşşafaka yı tercih ediyoruz.

Çalışanıyla epey sohbet etmiştik. Sohbet sonunda Kızılay hakkında çıkan haberleri söyledim ne diyorsunuz diye, bu kadar sohbet sonrası size yalan söylemem doğru duyduklarınız demişti. Ben de artık Kızılay’a kan vermekten vazgeçtim ilanları takip edeceğim

dediğin gibi ne kadar erken o kadar iyi.
her akşam rutin olarak kabataş-ataşehir arası 5:30 çıkış, 7:00 eve varış olarak geçiyor.

Eğer mümkünse 4'ü geçirme. çünkü bu akşam 3 günlük tatilciler de istanbulu terkedecektir ve yoğun bir trafik olur.

2-3 abi hatta imkan varsa öğleden sonraya dahi kalma. aka 5'ten sonra 10-11'e kadar falan bütün saatler aynı olur muhtemelen.

Trafiği kafana takmamanı öneririm.Pazartesi günü dahil 3 gün tatil olduğundan her türlü trafiği göze almalısın.

ciltteki ölü deriler temizlendiği için cilt nefes alıyor dolayısıyla kaşınıyoring

Keseden sonra güzel bir yağ ile nemlendirmek gerek.

Olmuyor valla.

keseden sonra güzel bir köpük masajı iyi geliyor.

Cilt kuruluğundan olur. Uygun bir nemlendirici rahatlatır kaşıntıyı.

kese ve kuru fırça gibi cilde yapılan sürtme işlemleri cilt tarafından pek de tolere edilen şeyler değil. cilde sürtünme kuvveti uyguladığımız zaman ciltteki mast hücreleri histamin salgılamaya başlıyor. histamin de ciltteki kan damarlarının genişlemesine, ciltteki kızarıklığa, kaşıntıya ve daha hassas ciltli kişilerde ciltte kabarmalara da sebep olabiliyor. cilte düzenli olarak kese ve kuru fırça yapmak veya sürekli kaşımak çeşitli cilt rahatsızlıklarına sebep olabilir: cilt renginde değişim ve cilt kalınlaşması gibi. Ayrıca sıcak duş ve sıcak banyo, sauna da histamin salgılanmasına sebep oluyor. Aslında sıcak su altında yapılan kese cildin daha çok tahriş olmasına sebep olabilir.

Bence emlakçılık topyekün çok saçma bir meslek. Yasa koyucu olsam emlakçılara ızdırap olurdum heralde. Bence de kiracının komisyon ödemesi saçma.

yeni yasada yarı yarıya değil oyle bir şey yok.

abi sen sokak sokak gezmiyorsun istediğin kriterlere göre emlakçı sana evleri sunuyor.
ev sahibi de her önüne gelene evi göstermiyor istediği kriterlere uyanla muhattap oluyor sadece.

saçma olan sadece kiracının vermesi. ikisi ortak vermeli bence de.

ha emlakçılık yine de çok iğrenç ama bir mantığı var neticede.

komisyonu ev sahibi ödemeli, kiracı adayı da gösterilen ev başına veya aldığı hizmetin süresi karşılığında ücret ödemeli bence.

@reanarchy

abi sokak sokak gezmesi kalmadı ki. giriyorsun internet sitesine bakıyorsun eve. ev sahibi de zaten dediğim gibi çok muhattap olmak istemiyorsa tutar parasıyla emlakçıyı.

@jugador
valla internet sitelerinde öyle yazıyordu. onların yalancısyım. hatta oranda bir kiraya düşmüş.

komisyonun hepsini, hatta yarısını bile ev sahibi ödeyecek diye yasa çıksa çoğu ev sahibi evini emlakçıya vermeyi tercih etmezdi. iyi de olurdu tabi

keşke öyle olsa. emlakçılık mesleği sadece lüks evlerini kiralamakla uğraşmak istemeyen zengin ev sahipleri için yaşasa. kiracıların çoğu zaten kıt kanaat geçinen insanlar, bir de yok yerlerinden emlakçıyı besliyorlar.

yıllık kira bedelinin %12'si +kdv şeklinde bir komisyon oranı vardı.

yasa değil zaten; yeni yönetmelikle beraber "bir kira bedeli + kdv" olarak değişti sadece.

yarı yarıya öder vs gibi bir durum yok.

senin soruna gelecek olursak, ev sahibi öder şeklinde bir düzenlemeye gidilse bile ev sahibi o komisyonu bir şekilde kiranın üstüne maliyet olarak koyar yine ödeyen dolaylı olarak kiracı olur.

ne işe yarar peki; 1200 tl'yi tek seferde vermek yerine ayda 100 - 100 vermiş olunur.

youtube gopro action videos falan yazınca çıkar bence.

yazmamışım ama ben videoları indirmek için arıyorum. indirebileceğim linkler lazım. youtube için sağlıklı bir video indirme sitesi de gerekli o zaman.

torrent olursa çok daha iyi olur sanki

youtube.com
gopro extreme sports

youtube.com
fantastic football/soccer/basketball moments

zaten bir tane açsan önerilenlerde gerisi gelir.

edit: google.com
youtube video download

Faturasıyla birlikte gidip alarm çıkartmışlığım var ama değişim yapar mı bilmiyorum, denemeden öğrenemezsin.
Sonucu paylaşırsan sevinirim ;)

yarın geri götür, olmuyormuş öyle de :D

bence olmaması lazım bu arada. değişim koşulları trendyol da yazıyordur.

mağazada olan ürün olmama ihtimali yüksek. eğer varsa beden değişimi falan yapabilirler. direkt değişim sanmıyorum.

Hector'un Mutluluk Arayışı adlı filmde yolun sonu "her insan mutlu olmak ZORUNDADIR"a çıkıyor.
Kendi deneyimimle örtüşen bir nokta ise şu; her şey senin içinde.
Mutluluğu bir şeylere endekslediğim zamanlar hayat bana gerçekten acı veriyordu, ta ki kendimin farkına varana dek.
Var olmamın, mutlu olmam için yeterli olduğunu, hem bir başlangıç hem de mutluluk dediğim süreçte bir kanal olduğunu anladım.

Dışa dönük yapıda olan ve sürekli bunun sorunlarıyla uğraşan biri olarak benim için mutluluk başkalarıdır.
Kendi kendine mutluluktansa benim gözlemim iç huzur var, kendini dış etkenlerden, başkalarının konumlarından belirli oranlarda soyutlamak olarak tanımlıyorum bunu. Başkaları yerine kendi koyduğun prensip, yol ya da öngörü üzerinden hayatını devam ettirip bunlardan haz almak da iç huzuru tamamlıyor.

Ben de bu bağlamda kendimi "iç huzursuz" olarak nitelendiriyorum.

bununla alakalı çok güzel bir yazıyı bırakıyorum buraya.

eksisozluk.com

İç huzuru olmayan, kendi kendine mutlu olmayan insanı en muhteşem insanların arasına koysanız da mutlu olamaz. Mutluluk kişinin kendinde başlar, sonra çevresine sirayet ettikçe çoğalır, yoğunlaşır, sağlamlaşır.

ben de ic huzur demeye geldim, benim icin de mutluluk ic huzur oluyor, icim huzurluysa kim ne demis ne yapmis, kim gelmis kim gitmis pek onemi olmuyor. elbette sevdigimiz insanlarla iliskilerimizin bitmesi vs. uzucu seyler ancak bu sistematik bir mutsuzluk ya da mutluluk sebebi degildir, o zaman baskalarina bagimli mutluluklar ve iliskiler yasariz. oldugum gibi varligimla mutlu ve huzurlu muyum soru bu sanirim, ve boyle bir mutluluk var. kendimizin ve yasamimizin 'ne oldugunu fark etmek' ve oldugu gibi kabul etmek, birinci adim bu. ikinci adim duzeltmek istedigimiz konulari gercekci beklentiler dahilinde iyilestirmek. ama birinci adim, kendimle ve yasamimla baris icinde sadece 'var olmak' mutluluktur.

evet parasiz olmamiz, issiz olmamiz, birini kaybetmek vs. mutsuzluk sebebidir o zaman icin, ancak bu ayni zamanda bir gercekliktir, bir olaydir. ama bu olaya sarilip akintiya kapilmak farkli bir sey oluyor.

mutluluga cok anlam yukluyoruz bu nedenle, cunku yeni donem ve tuketim toplumu bunu pompaliyor, tatile gidene kadar mutsuzsun diyor adama, ise girene kadar mutsuzsun diyor, canta alana kadar tam degilsin diyor mesela. halbuki issiz adam da, tatile gidemeyen de pek tabi temelde varligi ile mutlu olabilir. illa bir sey yapmaya gerek yok.

Mutluluk kimseye, bir şeye bağlı değildir. İnsan hayattan ne kadar zevk alabiliyorsa ya da kendi çapında zevk almanın yollarını bulabiliyorsa o kadar mutludur.ama mutluluğa kesinlikle fazka anlam yüklüyoruz çünkü herkes hep "mutsu"

arabayı alıp expere götürme şansın yok, oturup çalıtırma şansın yok, motorunda elektronik beyninde sıkıntı var mı anlama şansın yok. en fazla eline bir ölçüm cihazı alıp kaportada boya var mı ona bakarsın. eğer piyasasının %20 kadar altına alabiliyorsan denenebilir bir risk. ama %19 altı için bile fazla riskli.

ayrıca arabanın anahtarı yediemin otoparkında kaybolabiliyor, ihaleyi kazansan da bize bir beş bin ateşle anahtarı bulalım diyebiliyorlar.

bunlar benim sağdan soladn duyduklarım, çok araştırmıştım zamanında ben de.

evraklarla bak araç yürüyerek mi gelmiş çekici ile mi. aracın içine gir sağını solunu kurcala bakalım nasıl evraklar çıkacak. yapılan bi işleme ait fatura bakım kağıtları vs.

hocam araçtan çok anlamıyorsan neden böyle bir riske giriyorsun ki?

Aracın genelde içindeki donanımı söküyorlar ona dikkat edin.
Kolsoldaki multimedyayı ekranı, tuşları , vites kolunu sökmüş olabiliyorlar

forum.donanimhaber.com

bu başlığı okuyun. sorularınızın %90'ına cevap alırsınız.

@prizmatik. Ucuz olacagin dusundugum icin hocam

Hiç bulaşmayın.


.

ucuz etin yahnisi yenmez bro, sana astarı yüzünden pahalıya gelir. hiç bulaşma.

bu konular çetrefili bol konular. eğer uzmanlık alanın değilse bu topa hiç girme derim ben. ya da yanına bilen birini al onunla aracı inceleyin.

aracın dıştan görünmeyen ama sökülmesi zor olmayan özellikle elektronik parçalarının fiyatlarına bak internetten (beyin,sensörler vs.) ondan sonra tekrar düşün.
anahtar, far beyni,aracın kendi beyni, bir kaç parça daha sökseler en az 30 bin eder.

bence seni beğenmedi. olabilir mi diye tarttı olmaz dedi ve saçma bahanelerle geldi. sonra yalnızlık kötü hissettirdi, ya da düşündüğü diğer kişiyle olmadı ve tekrar sana döndü sonra vazgeçti. aklı karışık. bence bir daha arama.

Aaa bu bildiğin manyak. Çok iyi tanırım bunları.

Manyak ifadesi dışında daha özel bir tanı istersen antisosyal kişilik bozukluğunu okuyabilirsin internetten.

Ben böyle biriyle ilişki yaşadım. Konu hakkında doktora tezi bile yazabilirim.

Artık sizi istemiyor olabilir.

amacı yok
yalnız kalamıyor sizle de olamıyor
sıkışıp kalmış
bir şey olacağı yok yani, nanay

Kişilik bozukluğu +1

Yaş farkı vb. ego tatmini yapmak istiyor olabilir bazı arkadaşlar yaşlandıkça. Kendilerine güvenemiyor sonrasında. Bir de sakladığı bazı şeyler olabilir. Kimisi bitti dediği sevgilisine dönüyor, sonra bir bakıyorsun abrakadabra a aa yok olmuş. Anlamaya çalışmak sizi yorar, arkanızda bırakmaya çalışın bence.

O sürede başka bir aday ortaya çıkmış, o olmazsa diye sizi de reddetmemiş ya da kararsız kalmış.

Sürüncemede bırakan herkes ve her şeyden uzak durun, sorgulamadan. Sorgularsanız sizi çeker ve uzulmeye devam edersiniz.

ilk başta beğenmedi ya da bu kızla olmaz dedi. mesafeyi bahane etti yol verdi.
sonra yokluk zamanında ulan şu hatunu bir yoklasam mı acaba dedi. yokluk zamanları böyledir çünkü. yokladı ve sen yol verdin.
sonra senin yokluk zamanın geldi sen yokladın, bunun da az biraz yokluk zamanına denk geldi görüşmeyi kabul etti. ama görüşme günü geldiğinde yokluğu geçti biraz olsa ve ilk baştaki beğenmeme durumları tekrar nüks etti.

eğer bu adamı istiyorsan yokluk zamanlarını iyi takip etmelisin.

sevseydi "mantıklı düşünüp" böyle saçma sebepler bulup ayrılmaya karar vermezdi. bence o ilk ayrılıkta sadece bu takılmanızın ciddileşip ilişkiye dönmesini istemediği için ayrılmak istemiş, yaşı ve farklı yakaları da bahane olarak sunmuş. sonra ne olmuş da mantığıyla düşünmeyi bırakmış acaba? ben söyleyeyim, o gün canı biraz takılmak istemiş, "hmm kim vardı, morgen vardı onu bir yoklayayım" demiş.

bence ikinci şansı hiç vermemen gerekiyordu. bana "mantıklı düşündüm, sen kadıköydesin ben beylikdüzünde, bu böyle olmuyor. ayrılalım" diyen adamla hayatta bir daha buluşmam. bir de benden 11 yaş büyükmüş. güya olgun davranmasını beklersin. ayrılık sebebine gel.

retorqiue +1

15 yas kafasi bunlar, bence mutlaka arayin, ikiniz de cok uygunsunuz birbirinize :)
amaci ne olabilir? sizdeki potansiyeli kesfetmis kullaniyor

buluşmak istedim'den sonrasını okumadım, buluşmak isteyerek hata etmişsin.

tabiri caizse erekte olunca size yazmis, ama erekte olmadigi anlarda sizi istemiyor.

@retorique hahahahaha, aynı şey geçiyordu aklımdan. Lan millette ne şans var, böyleleri denk gelmez bize.

Ya burada anlaşılmayacak ne var? Adam canı istediğinde sizinle olmak sonra tatmin olunca çekip gitmek istiyor. Vermeyeceğinizi anlayınca da taktik değiştirmiş, size Issız Adam çekerek daha da kendine bağlamaya çalışıyor. Görünüşe göre de başarılı.

ne manyağı ne kişilik bozukluğu ya. anlayamadığımız durumları direk manyak diye geçiştirmek ne kadar kolay. bir de haklı gibi doktora tezi yazarım denmiş :)

doğru cevap şu: adam yaş farkı ve mesafe gibi kendince (bence haklı) nedenlerden dolayı ayrılmak istemiş. çok da sevmemiş seni ya da sevip bağlanmak istememiş bu nedenlerden dolayı.

bir süre sonra yalnız kalınca ve sabah ereksiyonları artmaya başlayınca "ulan bu hatunun gideri vardı aslında, dur ben ona yazılayım" diyip tekrar yoklamış.

sonra sen önce reddedip sonra kabul edince aşağıdaki iki sebepten dolayı soğuk davranmış.
1. azgınlığı geçti, o sırada başkasını buldu
2. mantığı dürtülerinin önüne geçti, hem kendine hem sana kötülük etmemek için bu işi uzatmak istemedi

@abelardo +1

okuyunca direkt olarak "aaa ıssız adam lan bu" dedim. sen bir tavır koymazsan bu böyle devam eder. ya herro ya merro.

Tanıştıktan 7 ay sonra evlendik. 2 yıla yakın oldu evleneli.
ne diyeyim ki gayet mutluyuz başından beri, -muhtemelen- haftaya da bebeğimiz doğacak <3
Öf amma vck bir cevap oldu :) ama iyiyiz napayım
Edit:kelimeler

Var. 4-5 ayda evlenen de var. Senelerce sevgili olup evlenenlerden daha az kavga ediyolar, daha olgun daha mutlular.

6 diilse de 9. ayda evlenmek üzereyiz. 4-5 yıl geçirip evlenmek 'zorunda' hissedenlere göre daha güzel bi durum bence..

7 Ocak 2010 ilk tanismam, 24 nisan 2010 evlenmem. 9. Yil.
35 yillik bekarligin etkisi de vardi o zamanlar. Uzerime 10000 kat yuk bindi ama mutluyum.

Boşandıktan 2 ay sonra başkasıyla tanışıp 4 ay sonra evlenen arkadaşım var. İlk eşiyle yaklaşık 3 yıl sevgili olduktan sonra evlenmişti. Kavga gürültü hiç bitmedi. Şimdi ise gayet mutlu.

6 ayda evlenen başka bir arkadaşım da var. O da mutlu.

Çevremde bunlar gibi çok örnek var aslında. Uzun süren sevgililiklerden sonraki evlilikler daha "gürültülü" oluyor gözlemlediğim kadarıyla.

Gözlemlerine göre daha iyi oluyor

Var. Tamamen seks için. Başka açıklaması yok. Bunu hedefliyosan zaten mutlu olursun bi şekilde

2 tanidigim var biri 6 ay icinde evlenip 2,5 yil sonra bosandi.

digeri 6 ay icinde evlendi 1,5 seneyi gecti su an gayet mutlu ama zaman ne getirir bilinmez tabii herkes icin.

biz esimle tanistiktan 2 hafta sonra birlikte yasamaya basladik, yaklasik 2,5 yil birlikte yasadiktan sonra da evlendik. su an gayet mutluyuz.

Cok var valla.
6ayda evlenen de 3yilda evlenen de yakindan tanidiklarim ite kaka goturuyor evliligi cogu. Ama pek fazla yuzunu goremediklerim var, onlardan mutlu olanlar olabilir bilmiyorum.

Var yakın bir akrabam. İnternetten Alman bi çocukla tanıştı. Sadece bi defa yüz yüze görüştüler 6-8 ay içinde evlendi ve 2 senelik evli. Mutluluktan havalara uçuyor mu bilmem ama rahatı yerinde ki sesi soluğu çıkmıyor :D

bir yakınım kasımda tanıştı 21. gün evlenme teklifi aldı, geçen hafta evlendi.

yaşlar: k:31 e:34

bir arkadaşım 8 senelik sevgilisiyle evlenip 1 sene sonra boşandı. bir diğeri de6 senelik sevgilisiyle evlenip 2 sene sonra boşandı. gerisini siz düşünün artık :)

ee o zaman sevgililik kötü, muhafazakarlardaki gibi görücü usulü tarzı evlilikler iyi mi yani asjdjad.

benim var tanıdığım, 2 çocuk yapıp boşandılar. 6 ay gibi bir sürede evlenmişlerdi. kadın boşandıktan hemen sonra tekrar kısa sürede tanıştığı biriyle evlendi, erkek tarafı bekar.

çok büyük aşk hikayeleri yok bence kısa sürede evliliklerde. evlenmeye kararlı olunca kimi görürlerse tamam hadi diyorlar.

Valla biz galiba birinci ayın sonunda evlenmeye karar verdik. Kaynana izin verseydi paramız da olsaydı evlenirdik. Şu an ilişki 1.5 senesinde. bir ay sonra nikah var. Pişman da değilim bu karara. Biraz şans, biraz karşıdakini iyi analiz edebilme, biraz da kendinden emin olma olayı.

Mutluyuz, mutlu da oluruz. Sevgililik süresi ile evlilikte mutluluk arasında doğrudan bir korelasyon olduğunu zannetmiyorum. Olay kişi ve kişilerle ilgili.

var, haftanın 2 günü kavga etmekle meşguller.

geçenlerde bu hanım kız aile arasında bir sohbette kır düğünlerinin çok güzel olduğundan ama istanbul'da yer olmadığından bahsediyordu. kendisi düğününü bodrum kat bir düğün salonunda süs pasta keserek yaptı. dedim ki aslında harika yerler var da bizim bütçemiz yetmiyor. hayır ne alakası var bizim paramız vardı, ama istanbul'daki her yere baktık hepsi çok küçüktü. geniş yer bulamadık o yüzden salonda yaptık dedi.

evlilikleri hakkında fikir verebilir belki bu.

bence 6 ay gibi bir süre değil evlilik kararı almak için, brlikte gelecek planı yapmak için dahi çok erken.

ha her iki kişi de 30+'dır ve daha fazla zaman kaybetmek istemez ve yeterince olgun insanlardır. o zaman okey.

ben vardım. 8.5 sene sonra boşandık.

6. ayda evlenme kararı alıp 7. ayda evlenen var. Evleneli 1 ay oldu, boşanmak için uğraşıyor bir taraf.

reanarchy +1

6 ay birlikte geleceği düşünmek için bile çok erken. evlendikten sonra o kişiye mecbur kalınıyor artık, bana öyle geliyor.

Var. Mutlu olan da var 3. Ayında boşanma davası açan ve 1 yıldır boşanamayan da var.

Olay aslında sağlıklı ilişkide. Sağlıksız ilişkiler üzerine müthiş tecrübelerim sonrası uzun süre oturup sağlıklı ilişki nedir diye okudum araştırdım.

Nasıl oluyor iki kişinin birbirine deliler gibi aşık olması, 5000 yıldır tanışıyor olması bir ilişkiyi sürdürmeye yetmiyor.

Sağlıklı ilişkilerde süre doğrudan bir etken değil. Şöyle değil; önemli olan birbirini ne kadar tanıdığın, ne kadar süredir tanıdığın değil.

Eğer benim gibi etrafına yüz tane duvar ören, o duvarları hemen kaldırıp gerçek halini gösteremeyen biriyle ilişkin olsa 3 yılda falan anca tanırsın. Ya da şu günümüzde ilişkiyi satranç kaçına çevirip sürekli strateji kasan gerizekalılardan biriyle ilişkin olsa 6 ayda bir şey öğrenemezsin. Öğrendim sanırsın yanılırsın. Sonra evlenince de “aaa bu adam evlenmeden önce böyle değildi”. O adam öyleydi de sana strateji ayağına bambaşka birini gösterdi, çünkü gerçek halini görsen kaçacağını düşünüyordu.

Ama herkes böyle değil. Daha ilişkinin başında kartlarını açık oynayan insanlar var. Adam/kadın ilk buluşmadaki tavrını, karakterini, düşünceni 27. Evlilik yıldönümünde de birebir aynen sergiliyor. Bir değişiklik yok. O zaman da bu adamı/kadını 3 ayda zaten tanımış oluyorsun. 3. Ay ile 27. Yıl arasında zamanla her insanda olabilecek değişiklikler dışında bir sürpriz yaşamıyorsun. Dolayısıyla o ilk tanıştığın zamanki hali ile bir ömür geçirebileceğine inanıyorsan 3 ayda da evlensen 30 yok flörtten sonra da evlensen aynı şey.

Bazen de şöyle bir sorun olabiliyor. Birisi aşk yüzünden kör olup kötü özellikleri görmezden geliyor. Ya da zamanla değiştiririm ben onu diyor. Bu kendi topuklarına sıkmaktır bence. Karşındakini bir paket olarak kabul edip hiç değiştirmeden bir ömür yaşayabilir misin ona bakman lazım. Ya da sen kendinde değişiklik yapmak zorunda kalıcak mısın buna bakmak lazım.

Olayın benim tarafımdan temeli bu. Kişiler birbirlerini ne kadar doğal haliyle gösteriyor bu mühim olan.

Ama benim gibi hemen kendini açamayan mallar için böyle bir olasılık yok.

ablam ve eşinin tanışmaları ve evlenmeleri arasında 3 ay var. 6 senedir falan evliler.

havaist miydi, o otobüsler ile en hızlı şekilde tek seferde gidebilirsin küçükçekmece'ye. ama öğretmenevi küçükçekmece'nin tam olarak neresinde ve bu araçlar kaç para bilmiyorum.

veya ordan atatürk havalimanına gidebilirsin belediye otobüsü vardı sanıyorum, ahl'den de küçükçekmece çok yakın yine.

fethi sekin olanı diyorsun sanırım. yeni havalimanından nereye nasıl gidilir bilmiyorum ama havaist e-5 üzerinden gidiyorsa florya (bağlar) durağında inebilirsin. ondan sonrası 10 dk yürüme.

ilgili pozisyonda ne gibi vakalar olabilir bu konuda biraz araştırma yap, bu konuda güvendiğin tecrübeli birileri varsa onlardan fikir al. ve ilgili sektör ya da pozisyonla alakalı beklentiler neler? ve elindeki silahlar neler. olası bir vakada elinde hangi silahlar var ve bunlarla hangi beklentileri gerçekleştirmen lazım onu düşün.

Vaka çalışmasını koç bünyesindeki firmalar daha çok uyguluyor. Bunun haricinde de simulasyon yapan firmalar da olabiliyor, canlandırma usulüne dayanan. Vaka için Elinize bir senaryo veriyorlar buna uygun bir şekilde davranışlarınızı inceliyorlar. Örn. bilgisayar ve mail hesabı verip sizden oradaki mailleşmeleri yöneterek işleri planlayabilmeniz istenebilir. Gideceğiniz firma ile ilgili mülakat sorularını bulmak zor ama imkansız değil :) Tavsiyem ise soğuk kanlı olup mevcut durum analizini yaparak durumun net fotoğrafı üzerinden kararlar alarak uygulamanız olur. farklı katılımcılar da olacak ise takım çalışması üzerine yürümeniz sizin için + olacaktır.

Favorilerinizde varsa orda gorunur olmasi lazim

Wayback machine

maalesef o zaman yazarlığım yoktu

google da önbelleğe alınmış içerik görülebilior bir süreliğine belki orda çıkar.

Yok baktim, sonuçlarda hep sonraki entryler gözüküyor. Neyse artık

Daha önce denemedoginiz bir şey olsun. Birbirinizi tanımış olursunuz.

olimpos olabilir. araba varsa çadır kampı ile 5 günde birkaç güzel güney sahili görülebilir. datça falan.

@RENARCHY araba yok kanka

sakin mi, eğlenceli mi, aktivite tatili mi ne istiyorsunuz? ona göre bir yer önerelim.

@babilbaligi hiç farketmez kardeşim :)

Ege kiyilarina gidin, deniz tatili yaparsiniz mis gibi.

İzmir Özdere gökkuşağı koyu, sakin ve temiz. Tavsiye ederim.

kadıköy'deki tuzak güzel. hepsi 2-5 kişilik oluyor zaten o kaçış oyunlarının. tuzak'ın 2 oyununu da 2 kişi oynadık eğlenceliydi.

Trump avm de var escapist. Bütün oyunlarını oynadım çok keyifli. Kadıköy de falan da gittim ama hiçbiri escapist kadar profesyonel değildi. İnternet siteleri de var. 2-6 kişi arası oynanacak bir sürü oyun var. İstediğinizi seçin.

Bir ara çok açıldı kaçış oyunları. şimdi iyiler ayakta. 3-5 yer kaldı zaten adam akıllı. bence korku evleri bulmacalara önem vermiyorlar pek. Benim önerim escape istanbul.

hocam hareketli sahne oynarken sıkıntı olmuyor.. bir fotoğrafı, bir kanalı saatlerce açık tutarsan logo yanığı, resim yanığı oluşuyor.. oledlerde yanma sorunu diye bir yaygaradır gidiyor.. led tvlerde de aynı sorun mevcut? kimse bunu dillendirmiyor.. şuan bu yanık mevzularını sadece ips panellerde görmedim..

günde 8-9 saat bu ürünlerin karşısındayım.. acemilikten sabit reklam koyduğumuz için 65" ve 55" oledlerde yanık problemi oluştu.. paneli servis tarafından ücretsiz değişen tvlerde şuan hareketli demo görüntü yayınlıyoruz.. herhangi bir problem yok..

lg paneli kullandığı için vestel oled tv önerebilirim.. fiyatı 6500 tl.. yoksa c8 başlangıç fiyatı 10999 tl.. 2019 samsung qled'leri inceleme şansım oldu geçen gün detaylı.. geçen seneki aynı sınıf panellere göre baya gelişim var.. 10 sene yanma garantisi de veriyorlar.. aklımda bir şey kalmasın, sabit görüntü de hayatımın bir parçası diyorsan şans verebilirsin.. ben netflix, blutv, ps4 hariç tv başında zaman geçirmediğim için bütçemde varsa şayet oled panel alırdım şahsen..

Ben lg OLED curved kullanıyorum. 3 yıldır hiçbir sıkıntı çıkmadı çok da memnunum.

sürekli aynı kanalı izlemiyorsan(tv logosu) ya da sürekli radyo kanalı açmıyorsan(devamlı yanan kamp ateşi) sorun olmaz.

peki söz konusu yanma meydana geldiğinde çözüm var mı? çözüm kalıcı mı? çünkü gayri ihtiyarı sadece açıkken aynı kanal saatlerce kalabilir.

yeni modellerde piksel düzeltici var.. b7'de gördüm ilk olarak.. kanal logosu yanığı gibi küçük çaplı lekeleri 1 saatlik yazılımsal temizlik sonrası sildiği söyleniyor.. ben büyük çapta yanıklara etkisi olmadığını gözlerimle gördüm.. tv işleme başladıktan sonra otomatik bekleme moduna alıyor kendini.. 1 saat sonra otomatik açılıyor.. kanal logosu gibi ufak çaplı yanıklara etkilidir diye düşünüyorum.. gelişmekte olan bir teknoloji, bu yüzden halen pahalı.. bilmiyorum ya iki ucu başka kapı..

Kadıköy Copy Center var, yanlış hatırlamıyorsam bir arkadaşım oraya kendi tişörtlerini götürüp baskı yaptırıyordu. Telefonla sorsanız olur bence.

goo.gl

kullandıkları baskı tekniğine göre her tshirte baskı yapamamaları lazım. polyester için farklı, pamuk için farklı teknikler var.

fark etmez direk her şeye basarız abi derlerse kaç ordan. :)

anadolu yakasında, göztepe optimum içerisinde iyi bir baskıcı var. yaya giriş katının bir alt katında. arabayla girerseniz de ilk otopark katında kalıyor.

uluslararası örgütleri denemekte fayda var. unicef olur, dünya sağlık örgütü olur, sınır tanımayan doktorlar olur, avrupa birliği olur.

kaç yaşındasın? garantisi devam ediyor olabilir ama bu gibi aksesuarlar genelde hep bir sebeple garanti dışı kalıyor.

ayrıca eğer sıkıntı tat almakla alakalı bir şeyse, dudak bozuk değildir muhtemelen çünkü o işlevi dil aygıtı görür.

ama dudakta bir kesik delik falan varsa oradan kaçan kan diline dokunup ekranda tatlı gibi uyarı verebilir.

rean+1 bildiğim kadarıyla yüzbin hatalı üretim dudak ve yanak içi geri çağrıldı geçen haftalarda. üreticinizle bir görüşün derim

bozuk demişsin ama bu bildiğin bal dudak.

Açlıktan kaslar erirken insanın ağızına tatlı bir tat gelirmişmiş. Glikoz Şuruplu besinlerin de öyle kötü bir etkisi oluyor bazen

youtu.be

çözümün mantığı şu

Geçiririz gibi. 12sn ile 8sn aynı anda geçse, yavaş olanla diğer yavaş olanı aynı anda geçiririz. 12 saniyede bunlar geçer. 6 saniyede de 3 saniyeliği geçiririz. Toplamda 18 saniye oldu. 1 saniyelik de kendi geçsin işte.

Soruyu yanlış anlamamışımdır umarım. Anladıysam da lanet olsun. :) Hiç sevmem böyle soruları.

Ek: Tam 30 saniyede mi geçireceğiz? O zaman değişir.

1 saniyede geçenden başlayıp tek tek geçsinler işte. (tersi de olur, neticede 30 saniyede tek tek geçebilirler).

soruda bir eksiklik olmalı. bazılarının gidip geri dönmesi falan lazım böyle sorularda.

30 saniye içinde geçirmek için windowsguvenlikduvari yöntemi söylemiş zaten.

tam 30 saniyede geçirmek gerekirse de herkes tek başına geçerse tüm sürelerin toplamı 30 sn yapıyor zaten.

soru sanki eksik veya hatalı sorulmuş gibi geldi, bu haliyle çok kolay çünkü.

karşıya geçen lambayı geri götürmek zorunda bunu da hesaba katmalısınız.

@freebird5406_2'nin attığı çözüm doğru. Oldukça klasik bir zeka problemi bu

Soru şey mi? Bu lamba mobil ve birinin elinde mi? Lamba gidip geri mi gelecek?

anlamadığınız nokta şu, lambanın karşıya geçince geri gelmesi lazım.

yani çözüm şu:

1) 1sn ve 12sn karşıya geçer. 1sn geri döner lambayla. +13 sn
2) 1sn ve 8sn karşıya geçer, 1sn geri döner lambayla. 13+9=22 sn
3) 1sn ve 6sn karşıya geçer, 1 sn geri döner lambayla. 22+7=29 sn
4) 1sn ve 3sn karşıya geçer 29+3=32 sn

1sn geçen arkadaş eşşek değilse, 7. geçişinde lamba olmadan da 3sn arkadaşın elinden tutup geçirebilir. :D

www.coolmathgames.com

soruyu oynamak isterseniz şuradan yapabilirsiniz.

Cevap şöyle:

1 ve 3 sn beraber gider, 1 sn lambayı geri götürür Toplam 4 saniye harcandı
12 ve 8 saniye beraber gider, 3 saniye lambayı geri döndürür. Toplam 19 saniye harcandı.
1 ve 6 sn beraber gider, 1 sn lambayı geri döndürür. Toplam 26 saniye harcandı.

1 ve 3 saniye beraber karşıya geçer. 29 saniyede hepsi karşıya geçmiş olur.

Anlamadığımız değil, anlatılmayan kısım o. Nereden bileceğiz bu lamba, sokak lambası mı el feneri mi?

evet soruya lambanın mobil olduğu ve geri gelmesi gerektiği eklenmiş. o halde:

1 ve 3 birlikte geçer, 1 lambayı geri getirir. 3 saniye gidiş, 1 saniye dönüş = 4 saniye.

12 ve 8 birlikte geçer, önceden karşıya geçen 3 lambayı geri getirir. 12 saniye gidiş, 3 saniye dönüş = 15 saniye. etti mi 19 saniye.

bu tarafta 1, 3 ve 6 kaldı. yine 1 ve 3 karşıya geçer, 1 lambayı geri getirir. 3 saniye gidiş, 1 saniye dönüş, = 4 saniye. etti 23 saniye.

6 ve 1 kaldı. onlar da karşıya geçer + 6 saniye = 29 saniye.

fakat benim de ifrit olduğum olay şudur. ben bu tip soruları çok severim, sormaya da cevaplamaya da, kafa yormaya da bayılırım.

ama illa biri çıkar, gayet güzel mantık sorularını "genç olan fener olmadan da elinden tutup kıyı kıyı geçirir, ehehe hızlı geçen çocuktur yeaa o hafiftir, üç kişi geçseler köprü çökmez dayanır o dayanır" diye sulandırır.

kafayı çalıştırıp çözeceksen çöz, niye sulandırıyorsun?

9 tane top birinin ağırlığı farklı, çift kefeli teraziyle en az kaç tartıda bulursun diyorum, "ehehe marketten dijital tartıyı ödünç alır tek tek tartar bulurum" diyor hoşaf. gel de bu adama mantık nedir, zeka nedir anlat şimdi.

IX den sonra X gelir zaten

XIX mi demek istedi acaba

eksiup.com

şu siyah ters p gibi şey var ya, o'na bas, o atlama yapan yerde sayfa sonu (çift sayfa)/tek sayfa vs. diye mi eklemişsin ona bir bak. bende sorun oydu benzer durumda. o sayfa sonları sayıyı artırıyordu.

son ihtimal: üst bilgiyi açınca öncekinden çöz gibi bir şey var, onu seç. oradan sonra sayfa numarasını düzenleye gelip o sayıdan başlat.

kolonya, bol kolonya.

Silverdin ya da başka bi' yanık kremi, yoksa kahve telvesi ile güzelce ovun.

erkeksen çişe giderken dikkatli ol

Normalde ağızdaki yanmaya süt iyi gelir. Elde de denenebilir belki?

Sirke ile yıkayın. Fight Club'da Brad Pitt Edward Norton'ın eline kimyasal döküp yakınca "Sakın su dökme bu çok daha kötü yapar, sirke ile nötralize etmelisin" demişti. Bence bu işin ilacı sirke.

bir parca zeytinyagiyla da ovusturun

Edit: İngilizce seviyem upper intermediate. Kelime bilgim fena degil. Sadece hic daha once birileriyle konuşmadığım icin zorlaniyorum.

tek eksiğin pratikse nerede sosyallik sen orada ol. insanlarla diyaloğa gir, sokakta tanımadığın insanlara hi how is it goin diye sor. konuştukça açılırsın.

Almanlar her zaman sormuyor. Diğer eu ülkelerinde de bazen soruyorlar. Bir matematiği yok o işin. Sormasalar bile yaptırmakta fayda var.

cek cumhuriyetinde de soruldu. bu isin garantisi yok. zaten yaptirmadan gitmek cok büyük sacmalik.

o saglik sigortasi sizi duruma göre 20 bin euroluk masraftan kurtarabiliyor. bizzat kardesimi 4-5 bin euro masraftan kurtardi 30 euroluk sigorta.

sormasalar da yaptır. orada başına bir iş gelirse alman sağlık sistemi götünden kan alır. 8-10 euro bişey zaten, kaçılacak bir meblağ değil.

öneri: Almanya'ya giderken Allianz'dan yaptır.

sorarlar.
benim 3 aylık vizem olmasına rağmen ne kadar süre nerede kalacağımı sordular, 1 hafta sonra geri döneceğim dedim uçak bileti istediler. çıktısı vs. yoktu yanımda mailini aç göster dedi alman polisi. e dedim hattım kapalı, havalimanı wlanına bağlan diyerek arkamdaki kuyruğa aldırış etmeden kontrol etti dönüş biletimi.

yalnızca almanya için değil, herhangi bir ülkeye ziyaret ederken yanımda bir şeffaf dosya içerisinde aşağıdaki evraklar olur hep:

Pasaport
gidiş ve dönüş biletleri
otel rezervasyonları
sağlık sigortası
hangi müşteri ile görüşeceksek konuyla alakalı yaptığım bir mail yazışmasının çıktısı

bunlar olmadan yola çıkmıyorum, bazen soruluyor bazen sorulmuyor. ama risk almıyorum hiç.

barfiks ve dumble ile yapılan sırt hareketleri.

youtube'da örnek görebilirsin.

yüzme
duzenli yürüyüş

cat-cow, arch up ve child's pose gibi hareketlerle sırt kaslarını harekete geçirebilirsin. çeşitli row varyasyonlarını önce vücut ağırlığı sonra imkan varsa dumbbell ya da barbell ile deneyebilirsin.

* Bu hareketleri bilmiyorsan google ile aratıp youtube üzerinden bakabilirsin ya da "posture workout", "posture exercises" aramaları ile çeşitli bilgilere ulaşabilirsin.

** Kişisel tavsiyem sadece sırta odaklanmak yerine böyle bir dik durma problemi varsa tüm vücuda uygun bilhassa büyük kas gruplarını tetikleyecek hareket çeşitliliği ile çalışmak. Diğer bir ifadeyle sadece sırt değil, özellikle sırtı destekleyecek noktada omuz ve göğüs kasları ile core bölgesi denilen karın çevresi ile diğer büyük bir kas grubu olan kalça ve bacak bölgesine ilişkin hareketleri uygulamak.

Hocam düzenli pilates yapın valla sopa yutmuş gibi oldum sayesinde

pilates +1 postürüm düzelmişti 2 cm uzamıştım

Dersen git ordan al derler.

Evet oradan alacaktım, ama randevu yok ve yetişmiyor.

almanya vizesi ile ilk girişimi polonya'ya yaptım hiçbir sıkıntı da yaşamadım. girişteki polislerin insiyatifinde ama neden gittiğini geri döneceğini falan gösterir güven verirsen sıkıntı olmaz. dönüş bileti kaç gün kalacaksan o kadar otel rezervasyonu falan yanında olsun.

almanya konusunda da soru gelirse birkaç hafta içinde almaya'ya gideceğim ve daha uzun süre kalacağım bundan dolayı almanya'dan aldım vizeyi dersin.

vize alırken polonya'yı hiç karıştırma. italya'dan aldığın vize ile polonya'ya girersin, problem olmaz. en fazla sorarlarsa "italya seyahatim daha uzun olacağından ordan almak zorundaydım" dersin. buna uygun rezervasyon yapıp çıktılarını gösterirsin. ama böyle bir şey olacağını sanmıyorum.

ben almanya'dan vize alıp ilk girişimi yunanistan'a yaptım, yüzxüme bile bakmadan onayladılar, sonra fransa'ya gittim, hiç soru sormadılar. ardından polonya -> sorun yok, çek cumhuriyeti -> sorun yok, italya -> sorun yok.

işin komik tarafı, gümrükte soru soran tek ülke almanya'ydı. ve vizem almanya'dandı.

çok teşekkürler!