Giriş
(1)

Alfabe haritası

hlot
Dunya alfabe haritasi var mi? Kimin hangi alfabeyi kullandigini harita uzerinde gostermesi onemli.
Dunya alfabe haritasi var mi? Kimin hangi alfabeyi kullandigini harita uzerinde gostermesi onemli.
0
hlot
(27.05.21)
plutongezegendegilmi
(27.05.21)
(5)

şahıs şirketi sgk ödemesem ne olur?

kljgslsdkjsd
Soru başlıkta. Ben bu sigorta ödemesini yapmazsam ne olur? çok fazla değil mi ya bin küsür lira.
Soru başlıkta. Ben bu sigorta ödemesini yapmazsam ne olur? çok fazla değil mi ya bin küsür lira.
0
kljgslsdkjsd
(27.05.21)
başka bir yerde sgk'lı olarak çalışmıyorsan bağkur kaydı yaptırmalı ve primlerini ödemelisin.

eğer ödemezsen borç olarak birikir. ödemediğin için de bu süreçte sgk hizmetlerinden faydalanamazsın. fazla ya da az kısmını şöyle düşün. herhangi bir işletme işçisine asgari ücret ödediğinde sgk'ya aynı bu rakamda ödeme yapıyor. bu ödeme sadece sağlık hizmeti değil emeklilik için de fon oluşturuyor.

ödemediğin için devlet alacaklarına uygulanan e-haciz türü şeylerle karşılaşabilirsin. ya da arada bir çıkan bağkur affından faydalanır ya borcunu toplu ödersin ya da ödemezsin ama prim günlerin de silinir.

mesela:
31 Ekim 2020 öncesinde doğan Bağkur prim borcunuz varsa, hiç ödeme yapmadığınız taktirde, bu borçlarınız Şubat 2021'de silinecektir.


Herhangi bir başvuru yapılmasına da gerek bulunmamaktadır.

Silinen dönem çalışma gününden sayılmayacaktır.
Kaynak: www.sgk.gov.tr
0
orpheus
(27.05.21)
Orpheus+1
Benim hiç ödeme yapmadığım için 2016da komple silmişlerdi borcumu. Pirimi de sildiler tabi
0
neysene
(27.05.21)
prim silmeleri problem değil de e-hacize falan kalkarlarsa sıkıntı
0
🌸kljgslsdkjsd
(27.05.21)
Valla ben hep ödedim de, bizim muhasebeciye sürekli birileri geliyordu, yapılandırmaya falan başvurup normalde ödemeleri gerekenden çok daha ucuza halledip gidiyorlardı.

Yani bilinçli bir şekilde şu an ödeyeceğin bağkur primiyle altın/dolar alıp kenara atsan, 10 sene sonra yapılandırmada bozdurup neredeyse bedavaya işin içinden çıkabiliyorsun.

Öte yandan zaten vergiden düşüyorsun, hani bağkur ödemesen gelir vergin artacak, o yüzden ödemek bana mantıklı geliyor. Gelirin yoksa başka konu tabi.
0
plutongezegendegilmi
(27.05.21)
2009 yılından beri bağkurluyum. hiç prim ödemedim. hiç sağlık güvencesinden faydalanmadım. her afta borcu sildirdim. hiçbir zaman haciz ya da e-haciz gelmedi. günleriniz silinmiyor. af geldiğinde geriye dönük ihya isteyip sildirdiğiniz primleri ödeyerek haklarınızı kazanabiliyorsunuz.

hedefim 63 yaşa gelince (ömür yeterse) 15 yılı ihya edip emekli olmak.

edit: yukarıda bahsedilmiş sağlıktan faydalanılma işi düşünülmüyorsa primleri akılcı yatırımlarla değerlendirip emeklilik yaşı geldiğinde toplu ödemeyle emekli olunabilir. ihya durumu daha avantajlı olabilir. geçen afta e-devlette baktığımda ödemediğim dönem borçları bu dönem üzerinden değil geçmiş dönemdeki tutarın yasal faizi ile hesaplanmıştı. faiziyle bile bugünkü primlerden uyguna geliyordu.
0
phonex
(28.05.21)
(1)

Şirket Değiştirmeden İş hayatınızda konfor alanından nasıl çıkabilirsiniz?

portakal
İş hayatı ile ilgili örnekler lazım bana. Şirkette sunum yapacacağım :) Bir örnek aşağıdaki örneğin, sizden başka örnekler rica ediyorum. - Bir iş yerinde sadece sana verilen işleri yapmaya çalışıyorsan orası senin konfor alanın.- Ama sana söylenmeyen doğru işleri-doğru fikirleri arayıp buluyorsan.
İş hayatı ile ilgili örnekler lazım bana. Şirkette sunum yapacacağım :)

Bir örnek aşağıdaki örneğin, sizden başka örnekler rica ediyorum.

- Bir iş yerinde sadece sana verilen işleri yapmaya çalışıyorsan orası senin konfor alanın.

- Ama sana söylenmeyen doğru işleri-doğru fikirleri arayıp buluyorsan. Bunları hayata geçirmeye çalışıyorsan, işte orada konfor alanının dışına çıkmış oluyorsun.
0
portakal
(26.05.21)
İlk çalıştığım yerde şirketin default'u olan eski bir teknoloji yerine henüz emeklilik aşamasına olan yeni bir teknolojiyi kullandırtmak için epey uğraşmıştım. Normalde benden böyle bir beklenti yoktu, eski tas eski hamam he diyip devam edebilirdim. Ama yeni teknolojiyi öğrenmek istediğim için bastırmıştım epey.

Şöyle bir riski vardı, ekipte o teknolojiyi bilen kimse yoktu (ben de bilmiyordum). Dolayısıyla işi beceremesek sonuç bana patlardı. Öte yandan o teknolojiyi orada öğrendim, sonraki işlerim için CV'ye ekledim ve epey işe yaradı.
0
plutongezegendegilmi
(26.05.21)
(5)

Favori starbucks kahveniz hangisi?

goodyes
Ben hep caramel macchiato içtim ama sıkılmaya başladım, yeni tatlar arayışındayım. Sizin en favori starbucks kahveniz hangisi?
Ben hep caramel macchiato içtim ama sıkılmaya başladım, yeni tatlar arayışındayım. Sizin en favori starbucks kahveniz hangisi?
0
goodyes
(26.05.21)
Ben içine direkt süt konan içecekleri sevmiyorum :/ O yüzden starbucks seçeneklerim çok az. Genelde Amerikano (sıcak/soğuk) içerim. Kahve dışında meyveli yoğurda benzeyen krema bazlı frappuccino alırım.
0
himmet dayi
(26.05.21)
Uzun zamandır sade kahveye geçtiğim için menüye pek hakim değilim.

Ama sonbaharda gelen kabaklı kahveyi her gelmesinde bir kere içerim :)
-Pumpkin Spice Latte özellikle ekstra tarçın ekleyince güzel oluyor. Aşırı şekerli bir tadı var ama bu yüzden bir kereden fazla içemiyorum.
0
mutekebbir
(26.05.21)
Flat white + ahududu şurubu :)
0
theseachange
(26.05.21)
zamanında naneli mocha çok içtim ama artık şekerli olduğu için içmiyorum. düz latteciyim.
0
sir gawain
(26.05.21)
Ben hep americano / cold brew içiyorum, üçüncü dördüncüyü içeceksem cortado'ya falan geçiyorum. Siz muhtemelen bunları sevmezsiniz, ama @sir gawain'in dediği gibi naneli mocha güzel bir alternatif olabilir.
0
plutongezegendegilmi
(26.05.21)
(5)

Matematik geliştirmek

hlt1985
Üniversiteyi bitirmiş (sözel), işinde gücünde, çoluk çocuk sahibi biri olarak son zamanlarda matematiğe sardım. Matematiğim hiç fena değildi zamanında, çok körelmemişimdir ümid ederim. Uzun soluklu olacak şekilde matematikle ilgilenmek istiyorum. Denklemler çözeyim, matematik zeka oyunlarını yapayım
Üniversiteyi bitirmiş (sözel), işinde gücünde, çoluk çocuk sahibi biri olarak son zamanlarda matematiğe sardım. Matematiğim hiç fena değildi zamanında, çok körelmemişimdir ümid ederim. Uzun soluklu olacak şekilde matematikle ilgilenmek istiyorum. Denklemler çözeyim, matematik zeka oyunlarını yapayım, bu zamana kadar kullandığımız matematik denklemleri ve formüllerini anlayayım istiyorum. Yani bir denklem veya formül varsa onun dilini anlayayım istiyorum.

Tamam kabul belki en baştan başlamak gerekiyor ama kitapçıya vs gittiğimde hep üni hazırlık soru bankaları var.

Ben bu matematiğimi nasıl geliştirebilirim? Online kaynak tercih etmiyorum pek. Kitap veya yaklaşım önerisi olan veya şu yolu takip et aman şu konuyu kesinlikle atlama diyenleriniz varsa lütfen önerilerinize açığım. Daha en başta tıkandım.

Not: bu arada sözel derken tm idim. matematikte zamanında 45'te 41 netim vardı söylemesi ayıp:)

Not 2: Mesela Ali Nesin'in kitaplarını alsam işe yarar mı? Alacaksam baştan mı almalıyım vs?
0
hlt1985
(24.05.21)
Matematiğin alanını belirlemek gerekiyor önce. Matematik bölümünü bırakmış biriyim. Bence başlangıç analiz ve lineer cebir olabilir üniversite düzeyinde. Daha sonra soyut matematik öğrenilebilir. Ben olsam lise düzeyinden başlardım.

Bu arada Ali Nesin'in YouTube'da bir sürü videosu var. Mustafa Yağcı'nın da geometri videoları var. Tavsiye ederim. En azından alanı belirlemiş olursunuz. Türev, integral başlangıç için tavsiye etmem.
0
dissendium
(24.05.21)
Ali Nesin kitapları , Thomas Calculus falan çok ağır kitaplar olur sizin için. Öncelikle lise matematiğini halletmeniz lazım.

Çap yayınlarının fasiküllerini tavsiye ederim mesela. Her ne kadar online kaynak istememiş olsanız da Khan akademiyi takip edebilirsiniz.

Geometri için Üçgenlerde benzerlik ve alan konularını iyi öğrenin. Bu ikisi ile neredeyse tüm geometriyi halledebilirsiniz.

Matematik için ise denklemler, çarpanlara ayırma ve fonksiyonlar tüm konuların temelini oluşturur.

Ben matematik öğretmeniyim. Yardıma ihtiyacınız olduğunda çekinmeden yazabilirsiniz.
0
lancelot du lac
(24.05.21)
@lancelot du lac, lise matematiğini halletmiş görünüyor, 45te 41 yaptım falan diyor, küstahlıktan değil bilgi olarak söylüyorum yanlış anlamayın.
0
ckisc
(24.05.21)
Ali Nesin +1, matematik dünyası diye dergisi vardı özellikle, açıp roman gibi okunuyor, aşırı keyifli bi dergi.

Onun haricinde bence alan daraltmanız iyi olur, çünkü matematik çok geniş bir alan. Calculus anlamsız olur, mühendis değilseniz napcaksınız calculus öğrenip. Geometri basit, ama ilginç keyifli bi alan. Combinatorics de ben çok severim, epey eğlenceli bir alan. Mantık çok sıkıcı, sayı teorisi de güzel ama ilginizi çeker mi bilmem.

İsterseniz önce Nesin dergisinden random bölümler okuyun, hangi alan ilginizi çekiyor ona bakın, ondan sonra "şu alanı öğreneceğim" diye devam edersiniz.

Khan Academy videoları genelde sınava yönelik olduğu için ben sevmiyorum, ama anlatımı güzel.

Eğer combinatorics (aslında discrete) çalışmak isterseniz de ben şu kitaptan öğrenmiştim, güzel bi kitap (ders kitabı ama), tavsiye ederim:

www.amazon.com.tr
0
plutongezegendegilmi
(24.05.21)
(2)

her lokmada mide yanması

chihirovekohaku
dün midemde şişkinlik hissi vardı. dün gece bir mide ilacı aldım, sabah daha rahattım. ancak kahvaltıda fark ettim ki mideme düşen her lokmada midemde bir acı duyuyorum. sıvı değil ama katı besinlerde özllikle. pandemi diye hastaneye gitmeye çekiniyorum. Arkadaşlar, reflü mü bu?Bir süre sıvı mı besl
dün midemde şişkinlik hissi vardı. dün gece bir mide ilacı aldım, sabah daha rahattım.

ancak kahvaltıda fark ettim ki mideme düşen her lokmada midemde bir acı duyuyorum. sıvı değil ama katı besinlerde özllikle. pandemi diye hastaneye gitmeye çekiniyorum.

Arkadaşlar, reflü mü bu?
Bir süre sıvı mı beslenmeliyim?
0
chihirovekohaku
(23.05.21)
Reflü olabilir :(

Ben olsam giderim direkt hastaneye ama, eğer çok korkuyorsanız sıvı beslenme değil de bir süre (1-2 hafta en az), gazsız, yağsız ve mideyi çok yormayacak şeylerle beslenin. Çayı kahveyi bırakın.
0
plutongezegendegilmi
(23.05.21)
Midesi hassas kişilerin alevlenme dönemi olur mevsim geçişlerinde.
ilacı yazın.
Sabah aç karna ve gece yatarken alacacaksınız.
Bu arada çiğ sebze meyve yasak. Çay yasak. Bitki çayı mümkünse sarı kantaron için.
Geçmiş olsun mesaj at amca bana.
0
gatherer
(23.05.21)
(14)

Korona aşı tercihi

kondansator
Dahil olduğum meslek grubu sayesinde uzun zaman önce bana da aşı çıktı. Ancak hem güven sorunu hem de aşı hakkındaki spekülasyonlar karşısında aşı olmak istemedim. Şimdiki gidişat da elbet bir şekilde aşı olmak zorunda kalacağız gibi geliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Haziran gibi tüm yaş gru
Dahil olduğum meslek grubu sayesinde uzun zaman önce bana da aşı çıktı. Ancak hem güven sorunu hem de aşı hakkındaki spekülasyonlar karşısında aşı olmak istemedim. Şimdiki gidişat da elbet bir şekilde aşı olmak zorunda kalacağız gibi geliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Haziran gibi tüm yaş gruplarına sıra geleceği söyleniyor. Aşı olacak mısınız
0
kondansator
(23.05.21)
öncelikli gruptaydım. oldum. sıra yeni gelse yine olurdum.
0
sutlu nescafe
(23.05.21)
Elbette olacağım, dört gözle sıramın gelmesini bekliyorum. Aşı karşıtlarının söylemleri üzerine yorum yapmak istemiyorum çünkü sinirleniyorum, bu kadarını söyleyeyim.
0
kedimedi
(23.05.21)
olacağım tabi.

spekülasyon yapanlar aynı zamanda dünya düz diyorlar. napalım, ona da mı inanalım?
0
tantunisultansuleyman
(23.05.21)
Sıram gelmeden önce olmak için yurtdışında imkan araştırdım geçen hafta. Ne gelirse yaptıracağım. Aşı karşıtlarını destekliyorum, onlar olmazsa sıra bize çabuk gelir diye düşünüyorum + doğal seçilim doğanın kanunu malum. Son olarak bir de yaptığım iş gereği uluslararası seyahat etmem gerekiyor, ülkeler daha şimdiden aşı olmayanı almayacağız demeye başladı. Güzel bir fırsat yakalarsam ve aşı olmadım diye gidemezsem gerçekten rezalet olur.
0
roket adam
(23.05.21)
Olmayacağım.

30 yaş altı, sağlıklı bir insanım, covid de geçirdim. Bu noktada uzun vadeli etkisinin ne olduğunun bilinmediği deneysel bir aşıyı olmak çok mantıklı bir hareket değil.
0
plutongezegendegilmi
(23.05.21)
olacağım. abi en kötü nolacak ya? kısır mı kalacağız? neden korkuyoruz aşıdan bu kadar?
0
dog day afternoon
(23.05.21)
@roket adam +1 inşallah olmak istemeyenleri es geçip isteyen bizlere çabuk sıra gelmesini sağlarlar. Yani onların olmasını beklemezler.
Sıram gelirse ellerinde ne varsa olacağım. Aylardır sıramın gelmesini bekliyorum.
0
gullak
(23.05.21)
Spekülasyon ne bilmiyorum. Eğer asi bizi öldürecekse öldürsün. Annem babam oldu, arkadaslarim oldu. Hep beraber ölürüz iste. Esimin annesi asi karşıtı. Ilk bizi cipleyecekler dedi. Sonra bizi kontrol edecekler dedi. Simdi asi ile bizleri steril yapacaklarmis bir de bagisiklik sistemimiz yerle bir olacakmış sürekli hasta olacakmisiz. Nasil dünyaysa bütün dünya hasta olacak, kim fabrikada calisacak kim lojistigi halledecek hic dusunmemis bu big pharma. Herkes hasta. Bir de big pharma marsta yasiyor, bütün dünyada milyonlarca insani etkilerken kimse birşey yapamayacak. Bu arada bazen big pharma bazen bill gates diyor zor takip ediyoruz. Kendi annem ölüp böyle biriyle başbaşa kalacagima ölürüm ben de aman :)

Ki zaten komplo teorilerinin hiçbirini mantikli bulmuyorum ve genel düşüncelerim de bill burr ile ayni;
youtu.be

Yaklasik 3 dk önce esimle moderna olduk.
0
logisticsmanager
(23.05.21)
İki kere covid geçirmiş biri olarak -ki biri belirtisiz, biri hafif- %10 koruyucu tek bir aşı dahi olsa yaptırırım.
0
elorelia
(23.05.21)
Aşı olacağım yeter ki sıram gelsin
0
photo85
(23.05.21)
Oldum bile. AB kabul ettiği için biontech oldum. Kısırlık diyen büyük resim uzmanları olmasın bir zahmet.
0
zoghurt
(23.05.21)
2. dozu oldum, sıra gelse gene olurum. eğer toplum içinde yaşıyorsak aşı da olmak zorundayız. dağda yaşanacaksa olunmayabilinir.
0
mikahakkinen
(23.05.21)
Tabii ki olacağım, koşarak. Neyin spekülasyonu? Spekülasyon yapanlar biliminsanı mı? Tanıdığım bütün tıp doktorları tereddütsüz aşı oldu, internet trollerini mi dinleyeceğim.
0
kobuzchu kiz
(23.05.21)
ilk dozu oldum, ikinciyi bekliyorum. domuz gribini de olmuştum, hepatit de oldum. ikiyüz senelik bir tıbbi uygulamadan böyle kitlesel oranda korkulabiliyor olması beni dehşete düşürüyor. wright kardeşlerin ilk uçağı 1903, ilk aşı 1796, uçakta da yerin üç* misli radyasyon alıyorsunuz, biraz insafa gelin ya.
*:edit
0
engelbert humperdinck
(23.05.21)
(6)

macbook tarzı ürünler ikinci elde nerede satılır?

nuisance
Selamlar,macbook pro cihazımı satmaya çalışıyorum. sahibinden'e koydum fakat araba gibi değil arayan soran yok. bu tarz cihazları ikinci elde satmak için neresi daha uygun olur? bir de ikinci elde fiyatı neye göre belirleyebiliriz?
Selamlar,

macbook pro cihazımı satmaya çalışıyorum. sahibinden'e koydum fakat araba gibi değil arayan soran yok. bu tarz cihazları ikinci elde satmak için neresi daha uygun olur? bir de ikinci elde fiyatı neye göre belirleyebiliriz?
0
nuisance
(20.05.21)
sahibindende satanlar genelde ucuzdan kapatıp pahalıya satmaya çalışan al-satçılar ya da bilgisayarcılar oluyor. acelesi olmuyor onların ve fiyatları genelde yüksek tutmaya çalışıyorlar.

sahibinden ve letgo'dan bakarak kafanızda bi fiyat belirlemeye çalışabilirsiniz. farklı bir mecra da yok açıkcası satmak için.
0
a darkness coming
(20.05.21)
iphone u letgoda 2 ayda satamadik, dolapta 10 saat sonra satildi, dolap uygulamasini bi arkadasim tavsiye etmisti, letgo ve oraya koyun.
0
müptezel dostoyevski
(20.05.21)
sahibinden, letgo, dolap. arayan soran yoksa fiyatı yüksek yazmışsınızdır. azar azar aşağı indirip en güzel noktayı bulacaksınız.
0
roket adam
(20.05.21)
macbook ilanlarında genel olarak temel bir hata yapılıyor. fiyatlamayı doğru yaparsanız aynı gün bile satabilirsiniz. malum sarı sitede ve bir çok platformda 2015-2017 arası eski kasa cihazlara 6-7binlerden fiyatlama yapıyorlar. bakın bu gerçekçi değil. bu fiyattan satılması ancak bu işlerden anlamayan birini bulmakla yapılır. o yüzden aylar yıllar boyunca sa tıl maz!
fiyatlamayı doğru yapmalısınız. kilit nokta bu. ürünün her şeyini eksiksiz ve şeffafça açıklayın. bunun üstüne talep olan bir ürünse gerçekten satılmaması için bir sebep olmaz. hızlı/acil satılsın derseniz zaten fiyatınızdan 200-300 daha düşmeniz gerekebilir.

2017 model 12" retina macbook i5/8gb/512gb donanıma sahip bilgisayarım kütüphanede çalınınca aynısından almak için bir ilanlara bakayım dedim. aman allahın bu kadar mı bu insanlar manyal olabilir dedim. herif 7.5-8k arası fiyatlama yapmış 4 yıl önceki cihaza. 4 yıl önce ben türkiye'den 5499₺'ye almıştım sıfır cihazı. bu ürünler kar amaçlı satılmaz. değerinde satılıp model yükseltmek için kaynak oluşturulur. 2020 model sıfır i3 işlemcili 8gb/256gb cihaz 6999₺ idi 4 ay önce. düşünün... adam 2017 macbook air için 5.5-6-5k arası fiyat biçiyor. e tabi satamaz. satmamalı da.
0
pardus
(20.05.21)
Bu arada cevap yazayim belki gorenlerin isine yarar. Sahibinden.com da bilgisayarcilarin verdikleri rakamin %25 fazlasina sattim.
Satma isi uzun surmedi ayrica
0
🌸nuisance
(12.07.21)
Ben letgo'da, sahibinden vs'nin bi tık altında fiyatla koyup aynı gün satmıştım.
0
plutongezegendegilmi
(12.07.21)
(7)

Bu taraftarlık nasıl bir şey böyle?

turkce konusan uzayli
Taraftarlık derken bir futbol takımının taraftarı gibi bir şeyden bahsediyorum. bugün beşiktaşa geçtim beşiktaşlılar nasıl mutlular belli değil. hatta vapurda birileri fenere küfretmeyeceksin diye fiziksel kavga bile etti. Ben zaten sadece annemle büyüdüm hayatım boyunca futbolla alakam olmadı. Eleş
Taraftarlık derken bir futbol takımının taraftarı gibi bir şeyden bahsediyorum. bugün beşiktaşa geçtim beşiktaşlılar nasıl mutlular belli değil. hatta vapurda birileri fenere küfretmeyeceksin diye fiziksel kavga bile etti. Ben zaten sadece annemle büyüdüm hayatım boyunca futbolla alakam olmadı. Eleştirmek amaçlı söylemiyorum aksine insanları mutlu eden her şey çok güzel o yüzden merak ediyorum. nasıl bu kadar mutlu olabiliyorlar beşiktaş şampiyon oldu diye. Yani bugünün dünden onlar için ne farkı var?

gerçekten çok içten bir mutluluk böyle bir arkadaşım da var. nasıl bu kadar sevinip üzülebiliyorsun diyorum. anlayamazsın aşk bu diyor. Nasıl bir şey bu çok merak ediyorum.
0
turkce konusan uzayli
(19.05.21)
(bkz: Özdeşleşme)

Mobilim bkz tam oldu mu bilmiyorum ama. Cevabı Freud söylüyor.
0
westblack
(19.05.21)
Jux
(19.05.21)
Futbolla pek bir ilgisi yok. Yani daha geniş bir olayın tezahürü ve iki sebebi var bence.

Birincisi insanın topluluk halinde yaşayan bir tür olması. O yüzden kendine ait bir kabile bulmak, aidiyet hissetmek (ve bu aidiyeti göstermek, bkz: abartılı sevinç gösterileri) hayatın en önemli meşgalelerinden biri. Dini yüzünden burada Hamas savunan da var, 20'li yaşlarında sağlıklı biri olmasına rağmen aşı olmak için çırpınan da var. Bunların hiç birinin konunun kendisiyle mantıklı bir bağı yok aslında, ait olduğun gruba yönelik sinyallemelerle ilgisi var. Çok yaygın bi davranış.

Diğeri de insanın doğanın kaotikliğini kendince düzene sokma isteğiyle ilgili. Kendi alıştığı düzen bozulmasın diye soğuk savaş döneminde nükleer savaşın eşiğine gelmiş bir türden bahsediyoruz. Yani nükleer savaş ABD'ye komünizmin gelmesinden daha kötü bir opsiyondu, buna rağmen insanlar bu uğurda savaşmayı ve ölmeyi göze almışlardı, çünkü "düzen"inin bozulması ölmekten bile kötü geliyor insanlara (burada örneği bkz: fener aşağılanmasın diye kavga etmeyi göze almak, fenerli olmak hayatının düzeninin önemli bir parçası çünkü).

Yani olayı futbola indirgememek lazım. İnsan beyni her yerde böyle çalışıyor.
0
plutongezegendegilmi
(19.05.21)
boş beleş insanların bir gruba ait olma çabası. yani başka hiç bir özelliğin yoksa işte futbol üzerinden gruplaşıyorsun.
0
roket adam
(20.05.21)
Roket adam +15000000
0
mirty
(20.05.21)
Roket adam boş beleş demiş.

Sesli güldüm.

Çok boş beleş bir yorum olmuş.
0
istanbul gecesi
(20.05.21)
Alinti

"biz birey olarak yetersiz bireyleriz genellikle. güzel değiliz, yakışıklı değiliz, uzun boylu değiliz, iyi eğitim sahibi değiliz, enstrüman çalmıyoruz. çok iyi okullarda okumadık, çok güzel kız arkadaşlarımız yok... birey olarak bir şey ifade etmeyince, sokaklardan bakıyor; kalabalıklardan ayrılamayınca ne oluyor? kalabalıklara katılıyor. ben fenerliyim, ben galatasaraylıyım; mahvederim sizi. ben şu partinin sempatizanıyım, nasıl yendik? ben ibrahim tatlıses fanıyım, ben beren saat'e bayılıyorum. kalabalıklara katılıyor bir şey ifade etmek için. birey olarak bir şey ifade etmediği için... birey kalitesi düşük toplumlar bu tarz sıkıntılar yaşamaya mahkumdur. bunun yolu*, toplumsal hareketlerden geçer...."
0
neverletyougodown
(20.05.21)
(7)

uzun zamanda gicik etmek mi kisa zamanda mi?

durgunfoton
Arkadaslar biz ayni hocanin 2 doktora ögrencisiyiz.ben yeni geldigimde bu kiz 3. yilindaydi, buradaki herkesi biliyo, hocayi taniyo, calismalarini tamamlamis falan, ben hem yeni geldim hem de calistigim konuyu bilmiyordum. kiz fransiz. simdi, ben köpek gibi calistigim icin 3 tane makalem cikacak he
Arkadaslar biz ayni hocanin 2 doktora ögrencisiyiz.
ben yeni geldigimde bu kiz 3. yilindaydi, buradaki herkesi biliyo, hocayi taniyo, calismalarini tamamlamis falan, ben hem yeni geldim hem de calistigim konuyu bilmiyordum. kiz fransiz.

simdi, ben köpek gibi calistigim icin 3 tane makalem cikacak hem de uygulama degil bilimsel, 2 tanesini sundum. sonuncunun sonuclari hazir, yazabilirsem. bu kizin 1 tane makalesi var o da uygulama. bunu makale sayisi falan gibi degil de anlatabilmek acisindan karsilastirma icin yazdim.

ama söyle ki, ingilizcesi daha iyi oldugu icin, konuskan da oldugu icin, hocaya falan da daha yakin, kendisini cok iyiymis gibi gösteriyo ama bisey bildigi yok. sinir oldugum sey bu.

simdi elime firsat gecti, beni kötü yönden etkileyen bi hatasini buldum, bunu hocaya bire bin katip, magduru oynayip anlatayim mi? (aramin iyi oldugu biri olsa, canin sagolsun diyecegim bir durum) yoksa,

bir yandan da diyorum ki, Durgun hic bozma, hocaya gidipte sikayet falan etme. 3 tane makaleyi görünce yüzü düsecek zaten.
0
durgunfoton
(19.05.21)
bire bin katıp anlatırsan hoca da onunla samimiyse işler senin aleyhine dönebilir. olduğu gibi anlat hoca kendi tepkisini versin bu bir, 3 tane makaleyi görünce yüzünün düşmesi de artı kombo olur
0
fff02561
(19.05.21)
Kız sana bir şey yapmamış ki, sırf kıskandığın için kötülük yapayım mı diyorsun. Bunun cevabı da yapma olur tabi. Sana bir zararı da yok zaten.

Yaptığı şey de hataymış, söyle kendisine düzeltsin. İnsanlar birbirini kıskanır, bunu kendini daha iyi çalışmaya motive etmek için kullanırsan güzel bir şey bu. Ama başkasını aşağı çekmek için kullanırsan kötü bir şey.
0
plutongezegendegilmi
(19.05.21)
yarın o kız gelse burada duyuru açsa "üniversitemde bir insan, köpürtüp köpürtüp bir yerlerinden hiç olmayan şeyler uydurup hocaya beni kötülemiş" dese ne derdin?

yalan söyleyerek hocayı fişteklemek için bizden onay mı bekliyorsun? olduğu gibi anlat. bakalım hoca ne diyecek.
0
hlot
(19.05.21)
yalan degil,
önemli degil diyip, uzatmadan gecebilirim ya da bundan dolayi sunlar falan hep ertelendi de diyebilirim.
0
🌸durgunfoton
(19.05.21)
@pluton+1
Anlattıklarına göre kız sana harbiden bişey yapmamış, sen kendi kendine yarış moduna girmişsin. Gerek yok öyle küçük hesaplara, git uyar kapat konuyu.
0
j r r tolkien hayrani
(19.05.21)
kötü bir insansınız.
yetersiz kalmış, kıskanmışsınız.
umarım sizin gibi biriyle karşılaşmam hayatımda.
0
brakgn
(20.05.21)
evet, ben kötüyüm.
kimsenin duyurusunda kuru gürültü yapmiyorum en azindan.
0
🌸durgunfoton
(20.05.21)
(9)

Hintlilerle calisma tecrubesi olan var mi?

nefertarii
ya merak ediyorum genelde mi boyleler? boyleler dedigim; Amerika'da da headquarter'i bulunan bir Hint firmasina freelance is yapiyorum. sadece onlar icin degil amerika, avrupa ve kanadali firmalarla da calistim. batililar alabildigine relax ama kaliteden odun vermeyen bir tavir takiniyor; ama Hintli
ya merak ediyorum genelde mi boyleler?
boyleler dedigim; Amerika'da da headquarter'i bulunan bir Hint firmasina freelance is yapiyorum. sadece onlar icin degil amerika, avrupa ve kanadali firmalarla da calistim. batililar alabildigine relax ama kaliteden odun vermeyen bir tavir takiniyor; ama Hintliler:

1) gunun her saati online olur mu insan? bizden 2.5 saat ilerdeler buna ragmen bana gore gecenin bir yarisi olan saate toplanti koyuyorlar, onlar gore saat gece 1-2 filan...

2) deadline'lar asiri siki ve sanirim biraz da guven sorunlari var; hemen takip etmek istiyorlar.

3) ghosting ve fikirden cayma var sanirim. soyle diyeyim; ben gecen sene ocak gibi onlarla calismaya basladim. once seni 6 ayligina kontratli alalim dediler 4x fiyat verdiler. ben de o fiyata calismam dedim; fiyat oldu aninda 10x; sonra bu konunun ustune yattilar lan? kac tane takip e-mail'i attim "bizim bir kontrat vardi noldu" diye; cevap yok. yani komple gormezden gelindim. sonra bu sene subat'ta bir anda merhaba bizim yeni projemiz var dediler filan. asiri global musterilerle calisma firsati vermeseler verdikleri iyi paraya bile cekilecek dert degil. dusunun ki firmanin direktoru (new york'ta) oturup junior birinin yapacagi gorevleri yapiyor (proofreading mesela...).

niye boyleler acaba ya? ya da bana mi boyle denk geldi...
0
nefertarii
(19.05.21)
1 yıldır 3 hintliyle çalışıyorum. aşırı vurdumduymaz ve input-output şeklinde çalışıyorlar. insiyatif alma, analiz yapma, pratik zeka yok.
0
buenosdias
(19.05.21)
benim çalıştıklarımın hiçbiri söylediğiniz gibi değil.
genelde iyi iletişim kuran, sıcak insanlar bana göre.
egoları ve mesafeleri yok.
iletişimde olduğunuz sürece deadlinelar konusunda da yeterince anlayışlı oluyorlar.

benim deneyimim bu yönde en azından.
0
blatta hiberna
(19.05.21)
Tanıdığım biri, üretim yapan bir tesiste çalışıyor. sordum ordaki hintlilerin işle ilgili tutumlarını.
Düşünceleri:

Bilgileri oldukları işte başkasına öğretme konusunda kurnazlık yapıyorlar (sanırım işle ilgili bazı şeyleri öğretmeyi saklıyorlar demek istiyor)
Dışarıya karşı normal davransalarda kendi aralarında ikiye çok çabuk bölünüyorlar.
Bizim Türkler gibi onlarda da gruplaşma ve birbirini örgütleme var. yalaka olduklarını düşünmüyorum.
İnanç ekseninde düşünülürse , bir kesmi çalışma konusunda daha verimli ve ağır başlı. Diğer kesmi alkolik. Çok çabuk kavga ediyorlar.
0
Erva
(19.05.21)
5 aydır çalıştığım yerdeki yöneticim hintli. daha önceki işimde de hintlilerle çalışıyordum ancak bu kadar yakın değildi. bu insanlar hakkındaki genel gözlemim,
olumsuzlar:
- kesinlikle soğukkanlı ve pratik zekalı değiller,
- burunlarından kıl aldırmazlar ve herhangi olumsuz bir durumda sizi veya başka 3. bir kişiyi direkt satabilirler.
- iletişimleri eksiktir, mesela takvimde olan bir toplantı çok önemli bir toplantı değilse haber bile vermeden toplantıyı ekerler.

olumlular:
- ekseriyeti götüme benzedikleri için bizler her daim daha yakışıklı ve güzelizdir. bundan dolayı tribe girdiklerini görmek insana keyif verir.
0
makarnavodka
(19.05.21)
Valla çeşit çeşit insan var. Direkt genellemek saçma bence. Benim çalıştıklarım arasında işini çok süper yapan, başkalarına olabildiğince yardımcı olmaya çalışanı da vardı sürekli kaytarip başkasına iş yıkmak isteyeni de.
0
j r r tolkien hayrani
(19.05.21)
Hocam dünyada herhalde 1,5 milar falan Hintli var, nasıl genelleyelim :)

Benim birlikte çalıştıklarım çok iyi değildi. Genel izlenimim Hint iş ahlakının TR ayarında olduğu. Aşırı kötü değil, ama iyi de değil. İyi para veriyorlarsa idare edilir yani.
0
plutongezegendegilmi
(19.05.21)
ya valla haklisiniz 1.3 milyar hintli var da; abna garip geldigi icin merak ettim baskalarinin tecrubesini. cunku sunu da sorguluyorum, sektor ismi vermeyeyim ama milyar dolarlik, uretimini durdursa hayatimizin kayacagi sirketleri nasil baglamislar diye merak ediyorum bir yandan da...
0
🌸nefertarii
(19.05.21)
Ben 1 sene kadar unlu bir sirketleriyle calistim.

Baslarindaki yazilim mimari adam bizim turkiye'de goremeyecegin derecede akilli ve insiyatif alan bir adamdi. Yazilimci olmasina ragmen finans direktorune finans ogretiyordu

Ama ekipte her cins adam vardi.
Bagira bagira calisan, diger hitlinin ne dedigini anlamayan, ofiste yerde oturup calisan, asiri caliskan asiri kontrolcu.

Verdikleri paraya gore adamlar degisiyor.

Ben en cok kendi aralarinda iletisim kuramayanlara sasirmsitim. Acaba dedik kast sistemi var da o yuzden mi konusmuyor, cozemedik
0
divit
(20.05.21)
Kültürel olarak genellemek çok yanlış olur. Yetiştikleri ortam / bulundukları yer çok önemli. Uluslararası kurumsal şirketlerde bir sürü hintli ile çalışıyorum, dubai'dekilerle falan, herifler gayet iyiler avrupa standartlarında iş yapıyorlar. Ama mesela örnek olarak pakistan'da yaşayan pakistanlı ile muhattap olunca senin dediğin sıkıntıları ben de yaşadım. Yani bulunduğu yerin iş kültürü ile alakalı bir durum maalesef.
0
roket adam
(20.05.21)
(11)

herkes neye göre "iktidar çok zayıfladı muhalefet çok güçlendi" diyor?

avatar is back
bugün ortalama bir anket chp 24-25 iyip 13 civarı rakamlar buluyor. toplam 38 civarı. 2018'de ince + akşener'de 38'di zaten.zerre bir ilerleme yok. ak partiden kopuş var ama yükselen parti'de yok, muhtemelen çoğu yine "bas ampüle" deyip ak partiye verecek.herkesin erken seçim istemesindeki rahatlık
bugün ortalama bir anket chp 24-25 iyip 13 civarı rakamlar buluyor. toplam 38 civarı. 2018'de ince + akşener'de 38'di zaten.

zerre bir ilerleme yok. ak partiden kopuş var ama yükselen parti'de yok, muhtemelen çoğu yine "bas ampüle" deyip ak partiye verecek.

herkesin erken seçim istemesindeki rahatlık / sebep nedir? nereyi kaçırıyorum ben?
0
avatar is back
(19.05.21)
1% icin Saadet'in kapisinda ittifak diye yatiyorlar. Bu bile onemli bir veri. Saadetin dinozoru OguzHan Asilturkle konustular, adam kendi dedi Istanbul Sozlesmesi kalkacak soz verdiler bana diye.
0
neverletyougodown
(19.05.21)
Anketler.
Meclis'in bi önemi yok artık. Parlamento seçimlerine değil Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakıyoruz o yüzden. Tüm anketler muhalefet adayının kazanacağını gösteriyor. İşte buna göre "İktidar zayıfladı." diyoruz.
0
bluntaf
(19.05.21)
Anketler var ama bir de iktidarın uzun süredir gündemi kontrol edememesi durumu var.
0
chavezding
(19.05.21)
evet anketleri sıkı sıkı takip ediyorum ama dediğim oranlar çıkıyor. değişen tek şey düşmüş akp oyları. onları da seçim zamanı beleş kredi vs ile toplama ihtimali yok.
0
🌸avatar is back
(19.05.21)
30'ar yıl aradan sonra istanbul ve ankara'nın hatta adana'nın bir sol partiye geçmesi olabilir mi bir nedeni?

bu saatten sonra rte'nin başkanlık seçiminde %50'yi yakalaması imkansız. ekrem imamoğlu aday olursa o %38'in içine hdp de girer. ayrıca son seçimde oy kullanamayan gençlerin azınlığı rte'ye verecek.

daha ne olsun?
0
bohr atom modeli
(19.05.21)
Kimse suriyelileri düşünmüyor
Normalde oy kullanamıyorlar ama ümmet falan hikaye, akp o kadar adamı boşa beslemez.
Bir hile planlıyorlardır muhtemelen.
0
vizivozo
(19.05.21)
Etrafına göre, Moda , Kadıköy, Bakırköy, İstanbul'a göre. Hayatında hiç anadoluya gitmemiş insanlar bunlar. Bu filmi anadolu kopartır, milliyetçilik ve din eksenin seçime son 1 ay kala geliştirilecek iyi bir politika ( ki bu son 20 yıldır böyle olmuştur) bütün anketleri yerle yeksan eder. AKP'nin güç kaybettiği falan yok, aksine daha güçlü olacaklar. Bizim insanımız aç kalırım ama kutsalıma dokundurmam mantığı ile hareket ettiği için basar ampüle.

Öyle dolarmış, yurt dışına çıkamamakmış, muasır medeniyetmiş falan tanımaz kimse, bu insanların bırakın yurt dışına çıkmayı, eğitim almayı, pasaportu bile yok onu geçtim çok çok büyük bir kısım kendi yaşadığı ilçesinden il'e bile gitmiş değil hayatında.

Üzgünüm ama gerçek bu, senelerdir, il il, ilçe ilçe, köy köy dolaştım, nabız da , anket te , seçim de orada.
0
paramolacak
(19.05.21)
moral bozmaya gerek yok. bu sefer gidiyorlar az kaldı.
0
angina pektoris
(19.05.21)
Bana da pek mantıklı gelmiyor. İnsanlar muhtemelen Davutoğlu/Babacan etkisini biraz abartıyor, biraz da ekonomiye gereğinden fazla anlam yüklüyorlar. Ekonomik durum insanların oy verirken en önemli kriteri olsa sosyalist partilerin iktidar olması gerekirdi.

Kaldı ki 2018'de nasıl seçildi? 15 Temmuz olayları sayesinde. 2015'te nasıl seçildi? Terör bombalar şu bu. Yani şimdi seçim olsa yine "mucizevi" bir şekilde karışır ortalık, yine %50'yi alır. Bunun olmaması için bir sebep göremiyorum.

Yahu her şeyi geçtim, seçimle giden diktatör var mı?
0
plutongezegendegilmi
(19.05.21)
anketler, ve gözümle gördüğüm halk, pandemi etkisiyle işini kaybeden kitle, işleri bozulan esnaf.

karamsar tayfa 2019 yerel seçimlerinde de benzer şeyleri anlatıyordu muhtemelen. istanbul ve ankara alındı, basit bir şey mi bu?
0
sabenburak
(19.05.21)
cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler farklı şeyler. İkisini ayrı ayrı ele almak lazım. Cumhur 53'le ittifaka geldi. Şu an son anketlerde akp 35 civarı, chp 24, mhp 7-8 arası iyip de 12-13 arası geliyor. Cumhur tek başına ittifak olamıyor. Onun için hdp oyları hepsi için önemli. Millet 37-40 arası alıyor cumhur 42-43. onun için gidici diyorlar. Ayrıca tayyip son başkanlık seçimlerinde 44e 56 gibi bir farkla ekreme yeniliyor.
0
onkiloversemtamamım
(19.05.21)
(5)

UI / UX Design öğrenmek istiyorum.

tavish11
Öncelikle ücretsiz kurslar veya gerçekten parasını hak edecek ücretsiz kurlar önerebilir misiniz? Ayrıca bu alanda uzmanlaşmak için hangi programlar öğrenmek gerekir? Resim çizmeye yeteneğim yok ama tasarımlara ve kullaıcı arayüzlerine karşı ilgiliyim. İlk 1-2 sene hobi olarak öğrenmek istiyorum. He
Öncelikle ücretsiz kurslar veya gerçekten parasını hak edecek ücretsiz kurlar önerebilir misiniz?

Ayrıca bu alanda uzmanlaşmak için hangi programlar öğrenmek gerekir? Resim çizmeye yeteneğim yok ama tasarımlara ve kullaıcı arayüzlerine karşı ilgiliyim. İlk 1-2 sene hobi olarak öğrenmek istiyorum. Hemen iş bulma/para kazanma beklentim yok.

Teşekkürler.
0
tavish11
(19.05.21)
tool ogrenmekle baslarsin, zaten ogrenirken de olabildigince gercekci proje yaparak ogreniyorsun haliyle. ferdi cildiz'in youtube kanalindaki Figma egitimi serisini izleyerek tool'a giris yapip sonra her gun girdigin begendigin sitelerin bire bir kopyalarini Figma'da olusturmaya calis, sonra biraz UX tarafina ve isin "neden?" lerine inmeye bak. turkce olarak sherpa blog'dan baslayabilirsin okumalara. ux biraz daha bilişsel bir olay haliyle "tamam ux'i de bitirdim" diyebilecegin bi konuma gelemiyorsun asla. gozunu egittikce, ux konusunda kafani actikca onceki yaptigin sitelere redesign yap nasil daha iyi olurdu diye. bu sureci de dribbble'da post'lar atarak paylasirsin. zaten zamanla o kaynaktan oburune, twitter'da bi hesabi takip edip obur arkadasina ziplaya ziplaya gelistirirsin kendini. iyi gorunen arayuzler tasarlamak kolay, kullanisli arayuzler tasarlamak zordur o yuzden surekli ux tarafini sorgulamaya, o yonde ilerlemeye devam et. ucretli kurslardansa dedigim gibi youtube + kendi projelerinle gayet yol alabilirsin, cunku kursta sadece tool'u gosterecekler zaten. ux ozelinde turkce kurs pek yok, ingilizce olanlar da (interaction design foundation vs) pahali. alani seversen onlara yonelirsin sonrasinda.

el cizimine falan pek gerek yok acikcasi, alakali bi alan degil. illustrasyon yapabiliyorsan onlarla arayuzun kimligine uygun yardimci gorseller yaratabilirsin, o da mecburi degil.
0
hjarteblod
(19.05.21)
Figma guzel ama Sketch'e de bak. Zaten birini ogrendikten, isleyisi anladiktan sonra digerinin ne oldugunu 10 dakika da anliyorsun. Yukaridaki yazarin bahsettigi gibi begendigin sitelerin klonlarini olustur ama sunu unutma bu sana sadece programlarda el hakimiyeti ve neyi nasil yapacagini ogretir.

Bunun ydisinda yavas yavas makaleler oku ama cok derin konulara girme baslarda. UI in ve UX tam olarak ne oldugunu birlikte nasil yurudugunu ya da yurumedigini anlamaya bak. Bu iki kavram Turkiye'de yapisik sekilde aniliyor ama bu demek degilki ikisini birlikte yapmak zorundasin. Birisi hosuna gider, biri gitmez (benim sahsen boyle). Farkliliklari ve nasil birlikte calistiklarini/calismadiklarini gordukce kendine yavas yavas bi alan edinmeye calis ve uzmanlas. Ornegin Figma da yaptigin site klonlamalari yerine redesign yap, sen yapsan nasil yapardin? Menuyu sende oraya mi koyardin? Ya da yatay yerine dikey menu mu koyardin vb? Bu asamada yine UI mi UX mi yapacagin ayrismis olur.

LinkedIN kullaniyorsan Don Norman, Jared Spool, Jakob Nielsen, Nick Fine gibi kisileri takip et, gonderilerini oku (ing bildigini varsayiyorum).
0
try again fail again fail better
(19.05.21)
biraz pahalı ama piyasada en iyisi bu learnui.design
0
sting
(19.05.21)
yabancı kaynaklara bakın kesinlikle. Google'ın falan epey iyi eğitimleri var.
Udacity de oldukça kaliteli içerikler sunuyor. Google gibi şirketlerin desteğiyle hazırlanıyor zaten çoğu.

www.udacity.com
0
anten
(19.05.21)
Ben ara sıra şuradan makale okuyorum, baya güzel anlatıyorlar: www.nngroup.com
0
plutongezegendegilmi
(19.05.21)
(2)

Bu mevsimde dip balığı olmayan hangi balık yenir

muratback
Selamün aleyküm dip balığı olmayan mevsim balığı hangileridir?
Selamün aleyküm dip balığı olmayan mevsim balığı hangileridir?
0
muratback
(19.05.21)
Yaz aylarında daha çok dip balığı olur. Sıcak havalarda suyun yüzeyinde çok balık olmaz.
0
plutongezegendegilmi
(19.05.21)
www.instagram.com

Şurda diyor levrek diyor, kılıç diyor zaar.

Link atmayı beceremediysem saglikliyasiyoruzcom sayfanın adı
0
beetlejuice
(19.05.21)
(22)

hangi ab ülkesinde yaşamak isterdiniz?

matilda
aslında bunu kendim için soruyorum da, yani bulgar vatandaşlığı alma durumum var, şimdi değil tabii ki ama 3-5 seneye belki bi ab ülkesinde yaşayabilirim. sizce hangi ülkeyi seçmek gerekir. amacım bolluk bereket içinde yaşamak değil olsa güzel olur ama refah ve huzurlu yaşamak istiyorum. siz hangi a
aslında bunu kendim için soruyorum da, yani bulgar vatandaşlığı alma durumum var, şimdi değil tabii ki ama 3-5 seneye belki bi ab ülkesinde yaşayabilirim.
sizce hangi ülkeyi seçmek gerekir. amacım bolluk bereket içinde yaşamak değil olsa güzel olur ama refah ve huzurlu yaşamak istiyorum.
siz hangi ab ülkesini niye tercih ederdiniz?
0
matilda
(17.05.21)
hollanda.
huzurlu ülke. doğası var. insanı ingilizce biliyor. ırkçılık yok.
0
brakgn
(17.05.21)
Almanya mantikli zira ekonomisi guclu oldugu icin is bulmak daha kolay ve is piyasasi yabanci calisan istihdam etmeye bircok ulkeye gore daha yatkin.
0
hot potato
(17.05.21)
atış serbestse italya. yaşarken gerçek avrupa'da kendimi rahat hissedeceğimi sanmıyorum; buraya yazılacak tüm önemli başkentleri büyük kentleri görmüşümdür denebilir, kendimi en rahat hissettiğim ülkeler italya ve ispanya. öyle medeniyet başkenti ekonomik uçup kaçma beklentilerim yok, zaten güncel türkiye'den her türlü iyi olacağı için bu koşullar, düşünmeme de gerek yok. roma, floransa, milano, madrid ve barcelona'da gül gibi yaşardım.
0
Jux
(17.05.21)
Ben de aynı durumdayım, vatandaşlık başvurusu yaptım bekliyorum. İşler bittiğinde, seneye filan ver elini İtalya :)

Kuzey ülkelerinde (Alp dağlarının kuzeyinde yani) yaşamadım da işte turist gibi gidip gezdim bi kısmını, çok soğuk ve kapalı bir havası var. Genelde hep kışın gittim belki ondan iyice bastı beni ama oralarda yaşanmaz ya.
0
plutongezegendegilmi
(17.05.21)
hollanda'da turistik sehirlerin disina cikarsaniz babalar gibi irkcilik gorursunuz. ancak ben yine de hollanda'da yasamak isterdim.

ingilizce ile isleri yurutme orani cok yuksek, yeri guzel.
amsterdam harikulade bir sehir. ulke kucuk oldugu icin her yer birbirine yakin.
insani gelismislik seviyesi yuksek.
0
antikadimag
(17.05.21)
ingiltere, ab’den cikti tabi artik gecerli degil ama gecerliyken tercihimi ingiltere’den yana yapmıştım.

hollanda’ya da bir tık yakın olsam da ab ülkesi olduğundan zaten ne zaman istersem gidip yaşarım düşüncesiyle en azından birleşik krallık vatandaşlığı da alayım dedim, pişman değilim.

tek sebep bu değil tabii ki, kültür ve dil de büyük etmen + avrupa’da sanırım biraz paris hariç londra gibi bir metropol yok. londra parisi de tokatlar tabi orası ayrı.
0
garavel
(17.05.21)
@garavel. ben de ingiltere'ye gitmeyi çok isterdim. paris görüntüde güzel ama yaşaması nasıldır bilmiyorum ve tek kelime fransızcam yok :)
o yüzden ingilizce konuşmaya karşı olmayan bi ülke olması lazım.
0
🌸matilda
(17.05.21)
Ingilizce diyorsaniz Irlanda
0
hot potato
(17.05.21)
Almanya bildiğim kadarıyla hollanda'ya kıyasla ev fiyatları ve kredi imkanları açısından daha mantıklı. Uzun vadeli bakınca kira ödemek yerine ev almayı bi noktada mutlaka isteyeceksiniz. Şehir merkezinde 2 odalı bir daire almak yerine kırsalda dublex bahçeli bir ev almak daha mantıklı gelecek.

Ev fiyatlarına vs. çok aşina olduğumdan değil de hollanda'da yaşayıp almanya sınırında ev alan akrabalarımdan hareketle söylüyorum. Gideceğiniz ülkenin göbeğine yerleşeceksiniz diye bi kaide yok sonuçta.
0
IncredibleMau
(17.05.21)
Normalde İspanya, İtalya derdim ama Almanya'nın bu ülkelerden bir basamak üstte olduğunu düşünüyorum. Almancayı pek sevmesem de mesleğim gereği (mühendisim) Almanya iyi bir tercih olabilir. Bu nedenle Almanya'yı tercih ederdim.
0
dissendium
(17.05.21)
Calisacaksam; İsviçre.
Calismayip hayati yasayacaksam; güneyde akdenize sahili olan ülkeler. Fransa'nın güneyi, İtalya güneyi olur hep. Ev fiyatlari da metropollere oranla oldukça iyi. Misal yasadigim yerde 300 bin euroya apartman dairesi alirken beziers/fransa sehrinde havuzlu villa alıyorum.

Almanya da derim ama kültür olarak cok alakasizim. Fransa'da yaşadığım yerde kültürel olarak sıkıntı çekmiyorum misal ama Avusturya/Almanya'da yaşayan Fransız arkadaslar var, onlar bile biraz sikinti cekiyor.
0
logisticsmanager
(17.05.21)
Lüksemburg.
Hollanda.
İngiltere.
İsveç
Norveç
0
rene
(17.05.21)
Amaciniz nedir?
Mesleginiz nedir?
Nasil bir hayat surmek istiyorsunuz?
Nelerden hoslanirsiniz? Bunlari bilmeden cevap veremeyiz. Hayatinizi degistirecekseniz “ayy hangisi olsa”dan daha fazlasi gerekiyor :D cocuklukta/genclikte hayalinizi kurdugunuz bir ulke ya da sehir var miydi?

Ben viyana’da yasiyorum, cok da memnunum hayatimdan. Viyana cok kompakt bir sehir, gece hayati cok iyi ama kulturel acidan da hem modern akimlar olsun hem klasik akimlar, hepsi temsil ediliyor. Sosyal konutlar var, sehir yesil vs.
Vatandaslik alinca “isvec’e giderim” diyordum, viyana’dan bir yere gitmedim. Ama sizin icin Stockholm ve Gotheburg olabilir yani. Herkes ingilizce biliyor.

Is imkanlari ve o ulkenin refahi onemli.
0
kuehles blondes
(17.05.21)
Herhangi
0
howfaristhesky
(17.05.21)
sizin kim oldugunuz ve ne istediginize gore cok degisir... ama bana sormussunuz, ben fransa ispanya gibi ulkelerde olmaktan(zaten yasadim bu yerlerde) memnunum ama hayatimin 1-2 senesini kuzeyde gecirmek isterdim. Isvec norvec danimarka belcika belcika hollanda gibi...
0
hewit
(17.05.21)
yukarıdakilere gıcıklık olsun diye değil, bilgi olsun diye yazıyorum. iskoçya, norveç ve isviçre ab ülkesi değil.

ben ab içinde hollanda'da yaşamak isterdim. gezip gördüğüm ülkeler içerisinde, en huzurlu ve nezih bulduğum yer orasıydı.
0
ack3000
(17.05.21)
İngiltere açık ara farkla. Gerçi ab ülkesi değil ama, dil sorunu çekmezdim. İskandinav ülkeleri de güzel olurdu ama kısa biriyim hemen dikkat çekerim. :)

Ama çalışmama gibi bir lüksüm olsa İspanya, İtalya, Portekiz, Fransa'nın Nice, Cannes gibi şehirleri..
0
Hallegadola
(17.05.21)
nerede iş bulacaksam orada yaşarım ama bunu göz ardı edeceksek hollanda, hatta hollanda den haag'da yaşarım.
0
sir gawain
(17.05.21)
Norveç AB değil ama AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) üyesi, haliyle Schengen bölgesi sayılıyor.

Norveç diyen arkadaşlar sadece güzel şehirler veya iyi bir yaşam hayal ediyorlar ancak gerçekler pek öyle değil.

Misal kış günleri saat 10-10:30'ta aydınlanan hava (aydınlanmadan kasım bizdeki en karanlık yağmurlu gün kadar :)) öğlen 15:30 gibi tekrar akşam karanlığına dönüyor.

Ben ilk gittiğimde şaşırmıştım. Trenler ve otobüsler ne kadar dakik diye. Ancak yine yaşadıkça anlaşılıyor ki merkez veya merkeze yakınsan işler kolay, yoksa ufak bir yerde yaşayanlar için günde 2-3 defa tren seferi var.

Bir diğer husus, çok uluslu bir şirkette çalışsanız bile kendi vatandaşının sahip olduğu haklara sahip olmuyorsunuz. Hatta departmanda 5 senelik tecrübeniz olmasına rağmen yeni sıfır tecrübe gelen Norveçli daha yüksek maaş alabiliyor. Bu ırkçılık değil aksine kendi vatandaşını korumak gibi düşünebilir.

Alım gücü iyi ancak bir yandan da pahalı, misal şehir içinde 20m2 yada 10m2 gibi evlere binlerce euroya yakın kira ödemek gerekiyor (O ikea'daki bir odada yaşam konsepti gerçekten var). Şehir dışına çıktıkça bahçeli evler var ama yukarıda bahsettiğim gibi merkezden uzaklaştıkça ulaşım azalıyor. Düşünsene akşam parti var ama son tren 18:00'de :) Araba kullanmakta problem, şehir içinde neredeyse studio daire parasına garaj kiralayabiliyorsun.

Bunlar tabiki benim gözlemlerim, senenin yarısını geçirdiğim için kaçırdığım yada hatalı bildiklerim de olabilir.
0
Northern Mariner
(17.05.21)
Nice
Cannes
Barcelona
Valencia
Akdeniz kenarından sıkılırsak :)
Amsterdam
Paris
Madrid
Roma
Söylemeye bile gerek yok amaa binlerce değişen parametre var. Şartlara göre liste değişir.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(17.05.21)
Hepsi öğreneceğiniz dile bakar bence. Kültürü öğrenmek, anlamlı sohbetler etmek vs için ihtiyaç. Hollanda'da da İngilizce bir avantaj evet, doğası güzel.

Almanya'da Berlin gibi şehirlerde İngilizce ile idare edersiniz ama bir şekilde Almanca öğrenmeniz gerekecek ki yavaş ilerliyor.

Ben Prag, Lyon, Valencia gibi yerleri tercih ederdim.
0
kaset
(17.05.21)
İngilizce konuşulması sebebiyle irlanda.

-Artık şu vizeler verilmeye başlansa da ilk adımı atsak :(-
0
deveyidiken
(17.05.21)
(5)

Liberallere eğitim hakkında bir soru

dirilis 1209
Genel itibarı ile parasız eğitime karşılar. Eğitimin devlet tekelinde olmasına karşı oluyorlar.Peki aklıma takılan soru, eğitim tamamen özelleşir ise, zeki ama fakir insanlar ne olacak? adam okusa belki uzak biliminde çığır açacak, ama adam fakir. paralı eğitimde kendine yer bulamayacak. bu durumu n
Genel itibarı ile parasız eğitime karşılar. Eğitimin devlet tekelinde olmasına karşı oluyorlar.
Peki aklıma takılan soru, eğitim tamamen özelleşir ise, zeki ama fakir insanlar ne olacak? adam okusa belki uzak biliminde çığır açacak, ama adam fakir. paralı eğitimde kendine yer bulamayacak. bu durumu nasıl ayırt edeceğiz?
0
dirilis 1209
(16.05.21)
Tam özelleşme de tam kamulaşma da topluma zararlı oluyor. Tam kamulaşıldığı zaman rekabet ortamı ortadan kalkıyor dolayısıyla devletin gelişimini sekteye uğratıyor. Tam özelleşme ortamında da haklar adaletli dağıtılamıyor ve sınıf farkları çok keskin olmaya başlıyor. Bunun için en iyisi devletin bir kontrol mekanizması olarak işlev görmesi ve yeri geldiği zaman piyasalara ve sektörlere müdahale gücünün olması. Yani sosyal devlet tanımı. Bugün amerikanın en zenginleri bile daha fazla vergi alınması taraftarı.

İşin özü, eğitim paralı olursa zeki ama fakir olan çocuk okuyamayacak ve toplum için bir fayda sağlayamayacak. Bu da devletin zararıdır.
0
onkiloversemtamamım
(16.05.21)
Devletin dersanesi yok. Ben üniversiteye hazırlanırken dersaneye gittim, beş kuruş para da vermedim. Özel okula gitmek istesem yine para vermeden gidebiliyordum.

Demek ki devlet olmadan da başarılı öğrenciler iyi eğitim alma imkanı bulabiliyor.
0
plutongezegendegilmi
(17.05.21)
o seviyedeyse burs kazanıp ücretsiz okuyabilirler :)
0
candide
(17.05.21)
Burs denir bu soruya cevap olarak ama burs verilme yüzdesi çok azdır. Vakıf ünilerin ayırdığı kontenjandan da görülebilir (%100 burstan bahsediyorum)

Diğer alternatif olarak görülen şey kredi çekip ödemektir.
0
neysene
(17.05.21)
Bazen soruları tam tersinden de sormak lazım.

Bedava eğitim diye okumayan okumada isteği olmayan niceleri okuyor.

Bu çocuk 15 kişilk sınıflar yerine 40 kişilik sınıflarda okuyor. Bu sebeple belki çok zeki çocuklar keşfedilemiyor bir de bu açıdan bakın.

Kaldı ki, temel eğitim sonrasında bedava eğitim bence de mantıksız. Bunun en güzel örnegi türkiye'de bedava üniversite eğitimi alıp almanya'ya giden muhendisler en iyi örnek, almanya'ya giden doktorlar en iyi örnek.

Burada bedava egitimi aldılar şimdi bu eğitimin karşılığını türkiye'ye sunmuyorlar.

Şimdi sunmak zorundalar mı diyeceksiniz de açıkçası bence değil ama yakında devletin doktorlara sundugu gibi zorunlu çalışma getirebilir.

Örneğin, türkiye'de ünivesite eğitimi aldın. Kaç sene eğitim aldıysan bu süre kadar işçi olarak çalışacak veya gelir vergisi mükellefi olacak.

Hatta abartıp buna bir tutar belirleyip rayiç gibi, bu bedeli belli sene içinde ödeyemeyen kşiiler yurt dışına taşınırsa kendisinden tahsil edecek.

Asgari ücretli vergi verecek, adam doktor olacak sonra Alman vatandaşına hizmet verecek. Size ne kadar mantıklı geliyor?

Adam zeki zaten diyecekseniz o zaman gitsin üniversite eğitimini de Almanya'da alsın.

H
0
liberal
(17.05.21)
(7)

kaç adet valiz/bavulla seyahat edersiniz

ShadowOfMoon
kaç tişört pantolon vs sığdırıyorsunuz ve ne kadar süreli bir ziyaret için? kıyafet, şampuan gibi temizlik/kozmetik şeyleri dışında ne koyuyorsunuz? Kitap, saç kurutma makinesi, kağıt gibi şeyler koyuyor musunuz?ben 2 haftadan fazla gitmedim şu ana kadar. 2 haftalık için 1 valiz 1 sırt çantası lapto
kaç tişört pantolon vs sığdırıyorsunuz ve ne kadar süreli bir ziyaret için? kıyafet, şampuan gibi temizlik/kozmetik şeyleri dışında ne koyuyorsunuz?

Kitap, saç kurutma makinesi, kağıt gibi şeyler koyuyor musunuz?


ben 2 haftadan fazla gitmedim şu ana kadar. 2 haftalık için 1 valiz 1 sırt çantası laptop içinde yetti. Şimdi 2 laptopla gitmem gerekiyor en az 1 ay şehir dışı. Ekstra bir valiz daha alsam mı karmaşası yaşıyorum da. fikir almak istedim. En kötü kargolatırım diye düşündüm.
0
ShadowOfMoon
(16.05.21)
mevsim aynı kaldığı sürece bir küçük bavul ve bi el/sırt çantası bana yeter. 14 yaşımdan beri göçebe yaşıyorum, gide gele öğrendim bu işleri.
0
olutaklidi
(16.05.21)
1 haftadan kısa olanlar için sırt çantasıyla gidiyorum.

gün sayısı * (don, çorap, tişört)
gün sayısı / 3 * (pantolon, gömlek)

2 haftadan uzun kalacaksam zaten yıkamam lazım, o yüzden maks 10 günlük kıyafetle gidiyorum. yazın yine sırt çantası iş görüyor da kışsa kazak falan çok yer kaplıyor, mecbur küçük bi valiz.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
Buyuk bir sirt cantam var, genelde her seyi ona sigdiriyorum. Tek tuk de olsa elimde ufak bir canta oldugu oluyor. Genelde 2 pantolondan fazla almam. Daha fazla gerekmesi cok kucuk bir ihtimal, olursa da yenisini alirim gittigim yerde diyorum.
0
hot potato
(16.05.21)
Çocukla gidiyorsak 2 bavul. Çocuksuz gidiyorsak sırt çantası
0
sta
(16.05.21)
Bir hafta on gune kadar sirt cantam ile.

Daha uzunlari icin duruma gore kabin boy veya orta boy valiz ve yine ayni sirt cantam. O sirt cantasi olmadan cikamiyorum yola :D
0
invictae
(16.05.21)
3 Ay dolaştım kabin boy valiz ile, 5 Siyah düz tişört, 1 ceket, 2 siyah pantul. Don ve çorap kullan at sistemdi.
0
paramolacak
(16.05.21)
iş için gidiyorsanız ve otel masraflarınızı şirketiniz karşılayacaksa en azından haftada bir düzenli olarak kıyafetlerinizi otele verin, temizlesinler. eğer sizin cebinizden çıkacaksa ve otel laundry'sine para vermek istemiyorsanız, çorap ve çamaşırlarınızı her akşam yıkayın. gömlek, tişört ve pantolonlar için de haftasonu çıkıp bir laundry bulun, otelden ucuz olacaktır.

böyle bakınca 2 haftalık seyahat ile 1 aylık seyahat arasında, tedbirli davranmak adına farklı kalınlıkta bir mont ya da hırka ya da anorak almak haricinde bir fark olmaması lazım. en kötü ihtimalle gittiğiniz yerde bir şeyler alırsınız.
0
co2s2
(17.05.21)
(3)

linkedin'e vesikalık foto koymak

proletarier aller lander vereinigt euch
şöyle bir baktım da kimse vesikalık koymamış. benim vesikalık dışında profesyonel duruşlu bir fotom yok. vesikalık koymak fazla mı kasıntı oluyor sizce? vesikalıktan kastım eski tip açılı durulan vesikalık değil, biyometrik. yakışıklı bi foto.
şöyle bir baktım da kimse vesikalık koymamış. benim vesikalık dışında profesyonel duruşlu bir fotom yok. vesikalık koymak fazla mı kasıntı oluyor sizce? vesikalıktan kastım eski tip açılı durulan vesikalık değil, biyometrik. yakışıklı bi foto.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.05.21)
Koyan var da bence koyma
0
olaylar olaylar
(16.05.21)
ben öyle koydum ve öyle koyanlar var evet. profesyonel dursun diye ben de öyle yaptım.
0
bohr atom modeli
(16.05.21)
Hocam linkedin'de vesikalık fotoğraf görünce hafif bi gülümsüyorum. O internet öncesi şeyi, şimdilerde bugüne uygun, ciddi görünen selfie çekmek lazım. Dede gibi duruyor öbür türlü.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
(17)

Korona yasakları saçmalıktır

dafuq
Fikrimi degistirirmisiniz. İki hafta daha kademeli yasaklar devam edecekmiş.Dünyada yasaklar ilk başladığı zaman Amerikalılar buna isyan etmişlerdi, aşağıda duyuruda paylaşmıştım. Ne kadar haklı oldukları ortaya çıktı. Özgürlüğüne bu kadar düşkün bir ülkenin dünyanın süper gücü olmasına sasmamali. B
Fikrimi degistirirmisiniz. İki hafta daha kademeli yasaklar devam edecekmiş.

Dünyada yasaklar ilk başladığı zaman Amerikalılar buna isyan etmişlerdi, aşağıda duyuruda paylaşmıştım. Ne kadar haklı oldukları ortaya çıktı. Özgürlüğüne bu kadar düşkün bir ülkenin dünyanın süper gücü olmasına sasmamali. Bizim gibi yasak isteyen milletlerin de geldiği yer ortada. Amerikalılar ne büyük insanlar yahu

www.eksiduyuru.com
0
dafuq
(16.05.21)
biraz eksik görmüşsün bence pandeminin başındaki newyork şehrinde ölüm nüfus oranlarına bir bak, bence başlarda böyle bir uygulama zaman kazanmak için gerekliydi, günümüzde ise tamamen yönetim beceriksizliği
0
freebird5406_2
(16.05.21)
Valla fikrini değiştiremem, çünkü sonuna kadar haklısın.

Gerçi Amerika'da da "aşı olanlar maske takmasın" dediler, şimdi hala "hayır ben açık alanda bile maske takmaya devam edicem" diyenler mevcut. Her yerde var böyle manyaklar, yapacak bir şey yok.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
Ilk baslarda mesafeli olmak icin yasaklari destekleyen taraftim cunku tum dunya ayni sekildeydi.
Ama bu son yasaklarda yok filistin, yok sampiyonluk, yok bayram namazi derken bizim gibi aptallara yasak digerlerine bir yasak olmadigi ortaya cikti. Kusura bakmasinlar ama bu saatten sonra yasaklar benim icin yok hukmundedir. Yasaklar sacmaliktir fikrini degistiremem +1
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(16.05.21)
Valla yasaklarin pek ise yaradigini dusunmuyorum. Sokaga cikma yasagi degil de belirli sure kafelerin barlarin sinemalarin vs kapatilmasi makul geliyor bana sadece ama o da bizde fazla uzadi. Ha maddi destegini versin 1 sene kapatsin da bu haliyle buyuk sacmalik.

Ben de olen olsun kafasindayim. Diyorlar ki ama saglik calisanlari cok yoruluyor. Hayatlari boyu saglik calisanlarindan daha fazla yorulan milyonlar var bu ulkede ve yaptiklari is ulkenin gelirinin temelini olusturuyor ama orada da ust sinif alt sinif vatandas ayrimciligi var bariz olarak
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.05.21)
Zaten bütün mekanlar kapalıyken 21:00 sonrası nasıl bir bulaşma artışı olacak? Hiçbir destek vermeden esnafı ekmeğinden de ediyorlar. Aç kalan esnaf gık bile demiyor, özgürlüğü kısıtlanan halk kırbaçlasalar bile ağzını açmaz. Türkiye bütün dünyanın en büyük eğlencesi bence, bütün kötü olayları hak eden bir topluluk.
0
biravekahve
(16.05.21)
Kısıtlamaları eskiden savunuyordum, belki eski duyurularımı hatırlayanlar vardır. Ama şu andan itibaren a'dan z'ye saçmalık haline geldi diye düşünüyorum. O kadar çok istisna var ve yasaklar o kadar karmaşık hale geldi ki artık hiç bir mantığı kalmadı. 17 gündür mal gibi evdeyiz, o süreçte filistin olayları, maç kutlamaları, saçma sapan bir sürü mesele için insanlar sokağa döküldü. Ne manası kaldı kısıtlamanın.

Ya tam yapılır ya hiç yapılmaz. 55 yaş üstü isteyenler zaten aşılandı. Artık ölen ölsün moduna geçilmeli bence de. Kafayı yiyorum artık her saniye küfür etmekten yoruldum.
0
roket adam
(16.05.21)
Amerika'da yasaklar vardı yalniz, neden yasak yoktu dediniz anlamadim?

Türkiye bu konuda çok kötü yönetiliyor (ne konuda iyi yönetiliyor ayrı konu). Eksiduyuruda sürekli su yasak mi bu yasak mi sorusu var ki anliyorum herkesi.

Fransa'da bayadir aksam 7de couvre feu vardi. O zamana kadar sikinti yoktu yani. 19 mayista o 9'a cikiyor, restoranlar, kafeler falan teraslari aciliyor, haziranda da spor salonlari falan. Disari cikarken de couvre feu saati, telefondan belge doldurup cikiyorsun 5 sn aliyor.

Amerika'nın iyi olmasinin sebeplerinden biri asi. Asi konusunda cogu ülkeden iyiler ki normal. Ama amerika covidde cok iyi falan dogru onerme degil. Olu sayilari falan düşük değil.

Türkiye'nin rezil durumda olması yasaklarin ise yaramadigini göstermiyor bence. Türkiye yasaklari zaten takmadi ki ise yarasin. Kendi hükümeti takmadi yasagi.
0
logisticsmanager
(16.05.21)
Ha bu arada; kendi hükümeti kongreler, yemekler yaparken halkina evde kal, hakkini helal et diyen bir ülkeden yasaklara uyulmasi da beklenemez. Hele hele her işyerini kapatip "allah vere" kafasiyla yardim etmezsen insanlar kafayi yer. Bu ikisini yapamayacaksan yasak falan koymayacaksin.
0
logisticsmanager
(16.05.21)
tam kapanma dedikleri şeyde resmi olarak izinli olanların sayısı 8 milyonun üzerindeydi. yani tam kapanma falan yoktu zaten. işi gücü olanlar çalışmaya devam etti, işsizler kendi mahallelerinde gezdi, yaşlılar zaten kafalarına göre yürüyüşe çıkıyor, gençler sokaklarda takılmaya devam ediyordu. okula giden bir avuç öğrenci de evden devam etti. oturduğum sokaktan ne araba ne çocuk sesi eksikti. yasak boyunca 3 kere markete çıktım. ana caddeye çıktığımda durum vahimdi. herkesin elinde bir poşet insan trafiği vardı resmen. sokak köşelerinde oturanlar, sağda solda sohbet edenler daha neler neler. halka sıfır destek ver, üretene sıfır destek ver, işsize sıfır destek ver, sonra ben sizi eve kapatıyorum de, yok öyle şey. bizim insanımız biat etmeyi anadan babadan öğrendiği için amerika'daki gibi kitlesel bir yeter artık isyanı anca bıçak kemiğe dayanınca olur. o da bu iş 1 sene daha devam ederse anca olur.

bakın mesela bir kısım ads şampiyon olunca sokağa döküldü, öbürleri israil'i protesto ettiler, beriki beşiktaş'ın şampiyonluğunu kutladı. kimse de bir şey diyemedi. çünkü insanlar örgütlü olarak dışarı çıktılar. halk örgütlü olursa, birbirlerinin yanında olursa her istediğini alır.
0
golgi aygıtı
(16.05.21)
yarim yamalak yasak koymak bir koyup bir kaldirmak sacmalik evet. ama ciddi manada yasaklama ve kisitlama bu isin en etkili cozumu. son derece siki yasak getiren ve bu yasaklari ciddi sekilde uygulayan Cin, Kore gibi ulkelerde asidan cok once virusu kontrol altina almislardi. yasaklari kaldirip normal hayata donen Hindistan'in da iki hafta icinde ne hale geldigi ortada.
0
crucio
(16.05.21)
ABD'de 140 milyon doz aşı uygulanmış (Mart 2021 haberi)
Bizde aşılama yeterli mi? Aç kapa ile idare ediliyor.
Ne bakımdan iki ülkeyi karşılaştırıyoruz burada?
Fikrinizi değiştirmeye hiç uğraşmam.
Ben sahada gördüğüme bakarım. Öyle karar veririm saçmalık mi değil mi.
0
pro9it9is9
(16.05.21)
Süreç en başından beri yönetilemedi.

- Hatırlarsınız şubat-mart 2020 civarı Türkiye'nin tüm çevre ülkelerinde covid vakaları varken, Avrupa ve İran kırılırken, bu ülkelerden uçaklar Türkiye'ye gelirken olan vakalar açıklanmadı.

- Hidroksiklorokin denen ilaç, hiçbir faydası olmamasına hatta zararı olmasına rağmen ve bas bas bağırılmasına rağmen stoklandı, şimdi tedavi protokolünden çıkarılıyor.

- Vaka sayıları şeffafça açıklanmadı. Belki ülkede günlük 60-70 bin vaka varken her gün dalga geçer gibi 1500-2000'li sayıları gördük. Pozitif çıkan insanların kaç olduğu dahi gizlendi.

- Aşı konusu tam bir felaket. 20 gün sözde tam kapanma oldu, ilerleme bir arpa boyu. Türkiye'de üretilecek denen Sputnik, milyonlarca doz gelecek denen Sinovac ortada yok, Nisan ayında yerli aşı çıkacaktı o da ortada yok.

- Vatandaş, esnaf yeterince desteklenmedi, kaderine terk edildi. Şimdi de helallik isteniyor.

- Zincirleme yanlış politikalar, 3 kuruş döviz için "I'm vaccinated" saçmalığını birlikte getirdi. Yabancı sahilimizin, denizimizin tadını çıkarırken Türk'ler aşağılandı. Kur 6,8 TL iken aklı başında herkes bas bas bağırdı MB rezervlerini kuru tutmak için satmayın diye. Hatalar, israflar, liyakatsizlik, cahilce ekonomi politikaları şu saçmalıkları beraberinde getirdi. Hazırlıksız yakalanıldı.

- Sözde tam kapanma var, İsrail protestoları, bayram namazları, şampiyonluk kutlamaları vs. herkes dışarıda dip dibe. Devamlı uzaktan çalışan kurumda olan kişilere dışarı çıkabilsinler diye izin kağıdı veriliyor. 1 hafta sonra vakalar yine her gün 3-5 bin artıyor olacak.

Hiç zannetmiyorum ama umarım artık vatandaş aklını başına alır.
0
Lethe
(16.05.21)
hükümetin bu süreci düzgün yönetememesi ve yasaklara bizzat uymayarak her şeyi çorbaya çevirmesi elbette yasakların gereksiz ve yararsız olduğu anlamına gelmiyor. yukarıda birkaç kullanıcı daha açıklayıcı bir şekilde anlattığından tek tek yorum yapıp fikrinizi değiştirmeye uğraşmak istemiyorum fakat amerika hakkındaki söylemleriniz bazı popülist twitter hesaplarının gazlaması sonucu ortaya konmuş temelsiz düşünceler olarak yansıdı bana.
0
kedimedi
(16.05.21)
roket adam +1

Ama bir yandan da kısıtlamalar varken bir yolunu bulup izin belgesi çıkarıp keyfine gezenlere, ev partileri verenlere, ay bayramlaşmadan olur mu diye oradan oraya gidenlere hâlâ kızıyorum. Ailece mangal partisi verip hepsi hastalanan akrabam var; genel müdür toplantı yaptı diye hastalanan, ailesine bulaştıran, kayınpederiyle üç gün arayla ölen yakınım var; kısıtlamaların faydasız olduğuna asla katılmıyorum. Ama uygulamayı beceremediğimiz için hiçbir işe yaramıyor.
0
kobuzchu kiz
(16.05.21)
yasakların hiçbir işe yaramadığı düşüncemi hiçbir zaman değiştirmeyeceğim. artık kesinlikle sürü bağışıklığına geçilmeli.
0
nothing in my way
(16.05.21)
"Amerikalılar ne büyük insanlar yahu"

hahah

kapatmamakta ısrar eden brezilya'ya, abd'ye, ingiltere'de yüzbinlerce insan öldü. faşist bolsonaro hala kapatmamakta ısrar ediyor, insanlarına aşı olmayın diyor. herkes adama küfrediyor brezilya'da. ingiltere de "sürü bağışıklığı" stratejisinden vazgeçmek zorunda kaldı, çünkü ölümler alıp başını gitmişti. abd'nin de hali ortada, biden biraz tersine çevirmeye çalışıyor.

avrupa'da yasak yok mu sanıyorsunuz? sizin "biz geri ülkeyiz, o yüzden bizde her şey yasak" algınız var ki çok yanlış. hemen hemen her ülkede yasaklar var. ben pek takip etmiyorum artık ama geçen sene italya'da ordu sokağa inmişti yasakları uygulayabilmek için. mesela fransa: www.dw.com

hangi ülkedeydi hatırlamıyorum, avrupa'da olması lazım, geçenlerde bir futbolcu evinde 15-20 kişilik bir parti verdi diye adama ceza kesmişler.

"ölen ölsün kafasında" olanlar, ingilterece denenmiş ama vazgeçilmiş sürü bağışıklığını savunanlarla aynı ortamda bulunmaktan da ar ediyorum. bu insanlar lütfen gidip anne babalarını arayıp "benim hayatı yaşamama engel oluyorsunuz. ölsenize siz, umrumda değilsiniz" desinler. dürüstlük bunu gerektirir.
0
hlot
(16.05.21)
@hlot annem babam olmek istemiyorsa disari cikmasinlar. Bu kadar basit. Bunu diyebiliyorum yeterli mi? Biraz abartiyorsun gibi
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.05.21)
(3)

Macbook Air vs Pro

but that was just a dream
M1 işlemci sonrası çok bir fark görünmüyor yanlış mı anlıyorum? Hemen her şey aynı gibi ancak 3000 lira civarı bir fark var. En önemli fark air touch bar’a sahip değil. Hangisini alırdınız?Ek soru: 2020 late i5 işlemcili pro ile yeni macbook air’ı değişir miydiniz?
M1 işlemci sonrası çok bir fark görünmüyor yanlış mı anlıyorum? Hemen her şey aynı gibi ancak 3000 lira civarı bir fark var. En önemli fark air touch bar’a sahip değil. Hangisini alırdınız?

Ek soru: 2020 late i5 işlemcili pro ile yeni macbook air’ı değişir miydiniz?
0
but that was just a dream
(16.05.21)
1. Macbook Pro yerine 16GB RAM'li Air.

2. Değiştirirdim. Arada uçurum var. M1 Air, 64GB RAM'li, Intel i9 işlemcili Macbook Pro 16" modelinden bile iyi bazı alanlarda.
0
himmet dayi
(16.05.21)
@alperz

MBP'nin fanı en ağır işlemlerde bile %10 gibi bir fark yaratıyor. MBA'da fan yok diye işlemciye yüklenemezsin gibi bir durum yok. Yapılan tüm incelemelerde Air'ın işlemcisine olabildiğince yük bindiriyorlar, çoğu zaman Pro ile eşdeğer sonuçlar veriyor, kimi zaman ise %10'a kadar bir fark yaratıyor.

8GB RAM şu an için yeterli olabilir ama uzun yıllar kullanılabilen bir bilgisayardan bahsediyoruz. Geleceği düşünüp 16GB versiyonu seçmek daha doğru olur. Çünkü M1 modellerde RAM yükseltme gibi bir ihtimal yok.

6-7 yıl önce 8GB da çok yeterli görünüyordu, ama Intel işlemcili MBP'lerin 8GB RAM'i yetmiyor artık.
0
himmet dayi
(16.05.21)
Pro ile Air arasında 2 saat kadar bi pil farkı var, bu önemliyse pro seçerdim. Ama 16GB Air > 8GB Pro bence, ram daha mühim.

Touch bar da iyi hoş da olmazsa olmaz bişey değil bence.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
(8)

Ayakkabı kullanamama sorunu

kondansator
Kullandığım tüm ayakkabıların içindeki tabanı gidiyor, zedeleniyor, yırtılıyor. bugün 12 km yürüdüm. içindeki taban yine gidince ayağını bayağı ağrıttı. bu problemi nasıl aşabilirim sizce, uzun süreli ayakkabı giyemiyorum çabucak eskitiyorum maalesef
Kullandığım tüm ayakkabıların içindeki tabanı gidiyor, zedeleniyor, yırtılıyor. bugün 12 km yürüdüm. içindeki taban yine gidince ayağını bayağı ağrıttı. bu problemi nasıl aşabilirim sizce, uzun süreli ayakkabı giyemiyorum çabucak eskitiyorum maalesef
0
kondansator
(16.05.21)
Bir iki numara büyük alıp tabanlık ile kullanabilirsiniz.
0
dissendium
(16.05.21)
Ucuz ve sık alın. Decathlondan mesela
0
roe
(16.05.21)
ucuz spor ayakkabı + memory foam tabanlık sorununuzu çözebilir.
0
bluntaf
(16.05.21)
Kaliteli ayakkabı kullanın. Nike adidasın ucuz modellerini tercih etmeyin. Antrenman tipi ayakkabılar tercih edin koşudan ziyade.
0
neysene
(16.05.21)
Ayaginizda/yuruyusunuzde sorun olabilir. Once bunu kontrol ettirin. Ozel tabanlik gerekirse onu kullanirsiniz.
0
kuehles blondes
(16.05.21)
Merhaba. Buraların ayakkabıcısı ayağınıza geldi:) ortopedik probleminiz mi var? Bu işin uzmanı olarak söylüyorum ucuz ayakkabı kesinlikle almayın.
0
suicides underground
(16.05.21)
Valla benim de öyle, 1 yıldan uzun giyebildiğim spor ayakkabı olmamıştı. En son skechers'ın koşu ayakkabılarından aldım, 2 yıldır giyiyorum, hala elden çıkmadı (yıprandı tabi ama yırtılmadı en azından). Hem de epey rahat, daha önce bu kadar rahat ayakkabı giymemiştim.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
Ayakkabıların da km sınırı vardır. 600 km 800 km gibi. Bu sınırdan sonradan asıl taban özelliğini kaybediyor. Tabanlık ile bu süre uzatılabilir ancak belli bir ömrü olduğunu unutmayın.
0
renegade
(17.05.21)
(21)

Karpuz-peynir-ekmek üçlüsünü kim yiyor?

Jux
Bir marmaralı olarak bu üçlüyü yiyen kimseyi görmedim gerçek hayatta. Hangi yöreye ait bu yeme stili? Sözlükte bu kadar seveni görünce acaba belli yörelerde mi meşhur diye düşündüm.
Bir marmaralı olarak bu üçlüyü yiyen kimseyi görmedim gerçek hayatta. Hangi yöreye ait bu yeme stili? Sözlükte bu kadar seveni görünce acaba belli yörelerde mi meşhur diye düşündüm.
0
Jux
(16.05.21)
4 kuşak istanbul beykozlu bir birey olarak vazgeçilmezimiz
0
delikedidilimiyedi
(16.05.21)
adana'da meşhur olduğunu biliyorum. hatta sokak satıcıları plastik kaplara karpuz peynir kesip satıyorlardı. ekmeği hatırlayamadım. diyarbakır'da yaşayan dayım arada aile grubunu fotolarken bu kombinle çok foto atmıştı yaz dönemlerinde. belki de karpuzu meşhur olan illerden çıkıp yayılmış bir gelenek olabilir.
0
golgi aygıtı
(16.05.21)
Hatay Antep bölgesi önde gelir sanırım bu konuda. Kırıkhan ilçesinde de zaten kavun üretilir. Karpuzun yerine geçer bazen
0
Erva
(16.05.21)
7 göbek istanbulluyum, dedem takım elbiseyi vitali hakkodan alır karpuzu peynire bandırır yermi$.
0
goodz
(16.05.21)
Nevşehir’de genelde bağa tarlaya çalışmaya gidilince orada yenir. Yeni nesil yemiyor tabi.
0
hepbiarayisicinde
(16.05.21)
her yerde yenir ki, asıl sizin kimseyi görmemeniz garip.
0
candide
(16.05.21)
@candide, her yerde yendiğine nasıl bu kadar emin olabiliyoruz? Yenmesini garip karşıladığımı düşünüp önyargılı yorum yaptığınızı düşünüyorum. Halbuki öyle bir ima içermiyor sorum.
0
🌸Jux
(16.05.21)
izmirli göcmen cocuguyum. cocuklugumuz bu üclü ile gecti.
0
spivak
(16.05.21)
istanbul dogumluyum, kendimi bildim bileli yerim. aile dedeler falan dogu anadolu, onlar da yerler. ancak ekmek olayini gormedim hic ben de, karpuz + peynir sadece.
0
robokot
(16.05.21)
yazın sabahları işe gitmeden yapıyordum. valla mükemmel gidiyor herkese öneririm. sabah kalk çay koy bayat ekmeğe reçel sür falan hiç uğraşmaya gerek yok.

dolaptan çıkar buz gibi karpuzu, biraz da peynir, bunun yanına ekmek bile yesen bayat gibi gelmiyor.

kimden çıktığını hiç bilmiyorum. ben de istanbulluyum hep çevremdekiler seviyor bunu.
0
bohr atom modeli
(16.05.21)
biz de istanbulluyuz, gayet severek yiyoruz. yazın bildiğin ara ara ana akşam yemeğimiz bu oluyor.
0
roket adam
(16.05.21)
herkes yer bunu.
0
baldur2
(16.05.21)
Tüm Türkiye
0
yarey
(16.05.21)
denizden gelince ne yicen, kahvalti gibi cikarip yeriz biz.
0
durgunfoton
(16.05.21)
Bütün dünya her:)
Şaka bir yana, Trakya da, İstanbul un çeşitli yerlerinde, Çanakkale, Ayvalık, Karadeniz sahil şeridi, Ankara, Gaziantep, Hatay, Mersin, egeyde bir çok yerde yendiğini gördüm.
Ekmek her zaman eşlik etmiyordu ama sevilmediginden değil, asıl unsur olmamasından.
Evet sizde yenmedigine göre teknik olarak her yerde yeniyor diyemeyiz elbette ama belli bir hata payı içerisinde her yerde bilinen ve yenilen bir şey diyebiliriz.
0
kisa
(16.05.21)
bulgar göçmenleri de yer.
0
slow like honey
(16.05.21)
Antalya'da karpuz toplarken bizde yerdik.
0
komando kani var bende
(16.05.21)
Marmara'da doğdum büyüdüm, çevrede garipseyen görmedim. Yöresel değil, genel bir fenomen gibi ama böyle şeyler aileye de bağlı biraz. Ben de karides yeme fikrine sıcak bakamıyorum, annem böcek gibi derdi çocukluğumdan beri. Sevmiyorum değil, yeme fikri kötü geliyor. Belki sizin ailede de böyle bir durum varsa, yenmemiştir. Aile dışında da dikkatinizi çekmemiştir.
0
evrim halkasi
(16.05.21)
garip gelecek ama fransa'da bile yeniyor :D

chevre denilen keci peyniri, karpuz, pancar veya kayisiyla falan salata yapiliyor.

ayrica yesil uzumle de cok guzel gider bu kombinasyon.
0
chezidek
(16.05.21)
Marmara'nın tam olarak neresindensiniz bilmiyorum ama ben Balıkesirli olarak sürekli bu döngüdeyim. Görmemenizi garipsedim
0
laputa
(16.05.21)
Yalovalıyım, Ankara'da yaşıyorum, inşaata gelen işçiler hariç hiç görmedim ben de.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
(11)

Bir şeyi istediğinizi nasıl biliyorsunuz?

plutongezegendegilmi
Bazı insanlar var, bi takım konularda çok netler. İşte "şu arabayı istiyorum", "şu şu şu özelliklere sahip birisiyle evlenmek istiyorum", "şu şirkette çalışmak istiyorum" falan gibi aşırı spesifik istekleri var. Yani neyi istemediği bilmek (önceden denemiş, hoşlanmamışsındır), veya genel konsept/kri
Bazı insanlar var, bi takım konularda çok netler. İşte "şu arabayı istiyorum", "şu şu şu özelliklere sahip birisiyle evlenmek istiyorum", "şu şirkette çalışmak istiyorum" falan gibi aşırı spesifik istekleri var.

Yani neyi istemediği bilmek (önceden denemiş, hoşlanmamışsındır), veya genel konsept/kriter olarak nelerden hoşlandığını bilmek (yine denemişsindir, sarmıştır) mantıklı, ama bu kadar spesifik istekleri olan insanların, neye dayanarak bu kadar spesifik olabildiklerini ve bu isteklerinin nasıl farkına varabildiklerini merak ediyorum.

Araba konusu mesela, param olsa Tesla alırım çünkü iyi bi araba gibi geliyo bana, ama bunu "Tesla istiyorum" diye ifade etmem. Araba lazım bişey, Tesla da iyi bi seçenek gibi, ama özellikle "bunu istiyorum" gibi bir durum yok, sadece "param olsa bunu tercih ederim" gibi bir durum var. Şu an Tesla yerine Hyundai'm var ve gayet de memnunum, başka bir şey istemek için bi sebep göremiyorum.

Bi başka örnek, çevremde çok yaygın "dünyayı gezmek etmek istiyorum" diyen insanlar var. Baya istiyorlar yani bunu, para falan biriktiriyorlar bunun için. Bir insan dünyayı gezmek istediğini nasıl bilebilir? Biri gelip "dünyayı gezmek ister misin" dese hayır demem, ama bu, bunu özellikle istiyorum demek değil.

Kendime bakıyorum, bende hiç böyle spesifik bir istek yok. Yani "bu işi bu akşam bitirmek istiyorum" var, "canım akşam 2 bira içmek istiyor" var, ama kısa vadeli ya da anlık şeyler bunlar. Uzun vadeli bi kaç planım var ama onları gerçekten istediğimden de emin değilim. Acaba istiyor muyum gerçekten? Nasıl bilicem?

Nereden geldi bu düşünce? Bayadır kafamda "çalışmaktan çok sıkıldım, keşke şöyle 1-2 yıl çalışmadan takılsam" diye bir 'istek' vardı. Şirket battı falan işsizim, 1 ayda sıkıldım. İstediğimi zannediyordum ama demek ki o kadar da istemiyormuşum. E bu böyleyse, diğer şeyleri isteyip istemediğimi nereden bileceğim? Belki de sadece istediğimi zannediyorum??

Ne diyorsunuz bu konuda?

Edit: bu bişeyi istediğini ifade edememekten farklı bi durum. Karışıklık olmasın diye özellikle belirteyim dedim.
0
plutongezegendegilmi
(15.05.21)
Biraz kendini tanımak ve analitik olmakla ilgili bence. Neyi istediğini bilmek aynı zamanda neyi istemediğini bilmeyi de içeriyor. Bunu neden istiyorum, beni nesi mutlu eder, olmazsa neyim eksik olur gibi sorularla durumu analiz edebilirsin mesela.
0
Jux
(15.05.21)
@Jux aslında demek istediğim biraz da öyle bişey. Yani neyi istemediğimi biliyorum, ama neyi istemediğinle neyi istediğin ve tabi nelerden hoşlandığın birbirinden alakasız üç şey. "İstememezlik ettiğin şeyleri istiyorsundur" gibi değil bence. Ama o aradaki farkı nasıl algılayacağız, o konuda emin değilim.
0
🌸plutongezegendegilmi
(15.05.21)
Neyi neden istemediğini bildiğinde seni mutsuz edecek şeyi biliyor oluyorsun. Demek ki onun zıttı olan şeylere bakman lazım. Tesla istemiyorum çünkü çünkü motor sesi yok. Demek ki motor sesi istiyorum, bu da tüm elektriklileri eledi. Sonra motor sesi olanlara bakıp onlarda neyi istemediğini beğenmediğine bakıp ona göre ilerleyeceksin.

Seçenekler böyle böyle azaldı ama elde kalanları da istemiyor musun? O zaman almayacaksın, yapmayacaksın. Zorla bir şey almak saçma neticede. Ama bu her seferinde böyle oluyorsa, hiçbişi istemiyorsan o zaman daha farklı bir sorun var demektir.
0
Jux
(15.05.21)
Valla genel olarak ne istediğini sen özellikle secmiyorsun bence, o gelip seni buluyor gibi. Yani şöyle düşün bir şeyin istek olması için o şeyin sende olmaması gerekir. Yani bişeyin yokluğu ona ait bir istek oluşturur. O istek de yokluk durumunda karşılaştığın sıkıntılar veya elde ettiğinde ele geçirmeyi düşündüğün arzular, beklentilere bağlıdır bence.

Misal araba örneği, varsayalım ki benim arabam yok. Günün birinde çok acil bir işim çıktı ancak arabam olmadığı için halledemedim. O zaman "keşke arabam olsaydı" şeklinde bir istek oluşabilir ve bunu amaçlayabilirim. Ya da arabam var ancak arkadaşın teslasini gördüm ve arkadaş çok havalı duruyordu o zaman ben de Tesla yı arzulamaya baslayabilirim. Tesla aldığımda ben de havalı olacağım ve herkes beni kıskanacak şeklinde düşünebilirim.

Dünyayı gezme örneği mesela, varsayalım ben yaşadığı şehirden ilk kez universite için çıkmış biriyim. Üniversitede arkadaş ortamında herkes birbirine gezdiği ülkeleri anlatıp bişekil yarışma moduna girdi. Ben de ezik hissettim ve kendi kendime o an "ulan ben de dünyayı gezeceğim" diye bir söz verdim.

Kısaca o istekler ona sahip olmadığın zaman ne yaşadıklarına bağımlı. O yüzden onlar seni buluyor gibi.
0
j r r tolkien hayrani
(15.05.21)
Olaya biraz felsefik bakınca aslında isteklerimizin bizim değil bi üçüncü kişinin istekleri olduğunu görüyorum. Ha ben de bu duruma yenik düşüyorum ama neden arabam olsun? ihtiyacım var mı yok mu bilmiyorum ama olsun istiyorum. Hayat bu isteklerin peşinden koşmak değil mi zaten
0
olaylar olaylar
(15.05.21)
deneyerek anlıyorsun işte, saydığın tarz insanlar denemeyi seviyorlar. ben mesela saydığın grupta bir insan olarak yeni şeyler yeni deneyimler denemeye bayılırım. muhafazakar değilim, gerekirse bir çok şeyi riske de atarım, ama aklımda olan bir şeyi hoşuma gidecek mi acaba diye denemek isterim yani.
0
roket adam
(15.05.21)
bunu ben de düşünüp duyuruya sormuştum. tatmin edici cevap alamamıştım. genelde deneme yanılma yöntemi cevabı gelmişti.
0
candide
(15.05.21)
Spesifik olan ve olmayan dilekler şeklinde bağlamı da biraz kendi anlayışıma göre daraltarak cevap vereyim. Ben bu ayrımı ulaşılabilir hedefler/dilekler ve ulaşılması zor ya da imkansız olanlar şeklinde yapıyorum. "dünyayı gezmek" benim şu an ne maddi ne de zaman açısında altından kalkabileceğim bir şey değil. Eskiye kıyasla dünya turu yapmak sadece zengin eğlencesi değil aslında. Türlü ucuz barınma ve seyahat yöntemi olduğunu düşününce birine "dünya turuna çıkmak istiyorum" deyince kişinin aklına cebimdeki para değil bunu göze alıp almadığım geliyor. Yani bunu yapıp yapamayacağımı sadece ben biliyorum. Karşımdakini bunu yapabileceğime inandırabilirim. Ama 6 ay sonra "hani dünya turu noldu?" derse eğer küçük düşeceğim için büyük laf etmiyorum peşinen.

Dolayısıyla benim için cevap; istediğim şey ulaşılabilir bir şeyse eğer o konuda spesifik olabiliyorum. Biraz daha netleştireyim. Spesifik olarak belirttiğim şeye sahip olmak için imkanım varsa eğer neden özellikle o şeyi tercih ettiğimin nedenleri de belirginleşiyor.

Bu benim kendi bakış açımdı. Başkalarında daha farklı şeyler gözlemledim. Uç bi örnek olacak. "ilerde tesla almak istiyorum" diyen birinin ne iş yaptığını, çapını bilmiyorsan eğer torna tezgahında çalışan bi işçi olduğunu varsayamazsın. Teslaya uygun olacak bi imaj çizer sende bunu söyleyerek. Buradan hareketle insanlar spesifik şekilde hedeflerini/dileklerini belirtebiliyorlar çünkü olmak istedikleri, görünmek istedikleri kişinin profili onların kafasında çok spesifik.

Soru baya geniş perspektif istiyor o yüzden nereden yaklaşayım bilemedim.
0
IncredibleMau
(15.05.21)
Kendini tanımakla, kendine kulak vermekle ilgili diye düşünüyorum neyi istediğini ve istemediğini bilmenin. Tamamen senin keyfine kalmış, başka hiçbir kısıtlamaya tabî olmayacak bir konuda canın neyi yapmak, neyi seçmek istiyor? Ne sana lezzet veriyor? Bunlar üzerine düşünülecek ve deneyimlerle desteklenecek şeyler. Bu şekilde isteklerimizi keşfediyoruz.

İstekler ise gerçekleştirmeye yetecek imkan olup olmamasına göre ya hayal olarak kalır ya da hedeflenen bir şey haline gelir. Örneğin akademik kariyer hedefim var. Araştırma yapmaktan, soyut kavramlar üzerine düşünmekten, bilgiyi işlemekten bağlantılar kurmaktan keyif aldığım için sosyal bilimler alanına yöneldim. Ama bir şeyden keyif almak, onu hedeflemek için yeterli değildir. Yöneldiğim bu şeyde başarılı olacak niteliklere sahip olup olmadığımı irdelediğimde cevap evetse bunu halletmek artık elimde olan bir şey. Dolayısıyla bu bir hedef artık. Aynı şey dünyayı gezmek için geçerli. İnsanlar neden dünyayı gezmek istiyor? İnsanlık tarihinde önemli yere sahip yapıları görmek istiyor olabilirler, farklı kültürlere ait lezzetleri tatmak istiyor olabilirler vs... demek ki kilit şeylerden biri de merak. Siz neleri merak ediyorsunuz ya da neleri deneyimlemek size keyif verecek?

1 2 ay çalışmadan takılsam deyip sonra bundan memnun olmamanız da bir çeşit kendinizi tanıma aracı bence. Vaktinizi nasıl geçirdiniz o 1 2 ay boyunca bilmem ama demek ki istediğiniz şey o yaptığınız şey değilmiş. Artık bunu biliyorsunuz *-* Belki o süreyi daha farklı değerlendirseniz fikriniz bu yönde olmayacaktı.

Dünyayı açık haritalı bir oyun gibi düşünüyorum ben, bedenim de yönlendirdigim bir avatar gibi. Keyfim ne istiyor diye düşünüyorum, neyi kurcalamak istiyorum, neyi merak ediyorum, ne bana zevk veriyor, ne gönlümü hoş ediyor... Bunlar zaten herkesin kendi içine bakınca cevabını bulacağı sorulardır.
0
Micella
(15.05.21)
Ailen ihtiyaç fazlasını sağlıyor muydu?
Yani aslında ihtiyacın olan şey bir çikolatadır ama yaramazlık yapmaman için, daha çabuk susman için, daha fazla ilgilenmiş olmak için sana cikolata + oyuncak verilmiştir. Bu yetiştirme tarzı ileride arzu/arzuya ulaşma bilincinde sağlıksız sonuçlar doğuruyor. Tabi ki bu tek seferlik davranış biçimiyle açıklanacak bir durum değil, ailenin genel tutumu fazla vermeye yakınsa tatminsiz, istek bilinçsiz bireyde en önemli etken olarak karşımıza çıkıyor.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.05.21)
Tamamen karakterle alakalı.
Her konuda kararsız kalan ve onu şöyle yapsam bu nasıl olur diye düşünen birisi olduğun için ben de kararlı olan kişileri anlamıyorum:)
0
neysene
(16.05.21)
(4)

türkçede çoğul ekiyle ilgili sorularım

der meister
güya dilciyiz ama buna hiç dikkat etmiyorum işte. unutuyorum sürekli. 1) çoğul isim veya topluluk isimlerinde yüklem için çoğul eki kuralları nasıldır? mesela şu cümleleri karşılaştıralım,çocuklar sizi görünce çok mutlu oldu / çocuklar sizi görünce çok mutlu oldularseyirciler salondaki yerlerini alm
güya dilciyiz ama buna hiç dikkat etmiyorum işte. unutuyorum sürekli.

1) çoğul isim veya topluluk isimlerinde yüklem için çoğul eki kuralları nasıldır? mesela şu cümleleri karşılaştıralım,

çocuklar sizi görünce çok mutlu oldu / çocuklar sizi görünce çok mutlu oldular

seyirciler salondaki yerlerini almışlardı / seyirciler salondaki yerlerini almıştı

benim aklımda "bahsedilen kişiler biliniyor/tanınıyorsa (ingilizcedeki the gibi sanki) yüklem de çoğul eki alınır; yok belirsiz kişilerden, bir kitleden söz ediliyorsa yüklem çoğul almaz diye kalmış. öyle mi?

2) bunu sanırım geçenlerde sözlük veya duyuru'da görmüştüm ve "anaaa!" tepkisi vermiştim. teyit amaçlı soruyorum. aslında tam tersi de olabilir çünkü unuttum ama galiba böyleydi... diyelim ki elif adında bir kişi var,

elif hanım geldiler = saygılı kullanım

elif hanımlar geldi = alaycı yaklaşım, babanın kızına "nerdeydin bu saate kadar serseri" derken kuracağı cümle

doğru mudur bu? kullanım bu şekilde mi, yoksa tem tersi mi? mesela ben resmi bir ortamda elif hanımın geldiğini haber verirken "elif hanımlar geldi" dersem yanlış bir iş mi yapmış oluyorum?

***

kaynaksız da olur ama kaynak göstererek açıklayabilirseniz çok mutlu olurum. teşekkürler.
0
der meister
(15.05.21)
bence "elif hanım geldiler" ve "elif hanımlar geldi" farkını belirleyen şey tonlama olur ancak. cümleyi sinik, alaycı bir tonla vurgularsan anlam değişir.

resmi ortamda "elif hanım geldi" cümlesi zaten gerekli saygıyı içeriyor.

"elif hanım geldiler" daha çok hiyerarşide konuşanın çok üst konumunda birinden bahsediliyor gibi tınlıyor. yani gıyabında bile ancak çoğul konuşulabilecek biri.

"elif hanımlar geldi" elif hanım tek başına gelmemiş. saygı ifadesi yok sanki.
0
filteria
(15.05.21)
Özne insan ve çoğul olursa yüklem tekil de olabilir çoğul da olabilir. Özne insan dışı varlık ve kişileştirilmişse yine aynı. Çiçekler gülümsüyorlar.
Ama onun dışında özne-yüklem uyumuyla ilgili birkaç madde daha var.

2. Madde için ikisi de doğru. Alay anlamı tonlama ile anlaşılır ya da (!)
0
oyokbuyoknevar
(15.05.21)
1- Genel kural özne tekilse yüklem de tekil, özne çoğulsa yüklem de çoğul olacak şekilde. Ama milyon tane istisnası var. (Ve benim kişisel görüşüm çok anlamlı istisnalar değil bunlar, çoğul özne tekil yüklem her zaman kulağa daha güzel geliyor).

Bu milyon tane istisnadan biri belgisiz zamirler. "herkes eve geldi" doğru, "herkes eve geldiler" yanlış. Çünkü herkes belgisiz zamir. "Herkes"in kimler olup olmadığını bilmen veya bilmemen bir şey değiştirmiyor. Ama sayı belirliyse bu sefer yine tekil kullanman lazım, "11 kişi eve geldi" doğru, "11 kişi eve geldiler" yanlış.

Kaynak bilmiyorum ne yazık ki, aklımda böyle kalmış. İnternette arayayım dedim, wikipedia, e-okul linkleri falan çıktı, onları da koymak istemedim buraya.
0
plutongezegendegilmi
(15.05.21)
Sadece pratigine ihtiyacın oldugunu varsayarak, TDK cikisli bilgi paylasacagim, yoksa hangisi Türkce icin en uygun kullanimdir tartismasi ekollere gore birazcik degisken. Gri alan.

Insanlar ozelinde, cogul anlamini veren bir kelimenin (ornegin nam-i diger topluluk isimleri) ya da ekin, bir cumlede bir tanecik olmasi yeterli. "Insanlar gittiler." hatali degil, ancak iyi kullanim da degil. Cunku Turkce tasarruf dili. Ama hayvan, bitki vs. de iki kez kullanmak yanlis degil.

Isin kuyrugu kimse belirsiz zamirlerde de kopuyor. TDK diyor ki: ''Sokakta kimsecikler yoktular.” denmez. “Sokakta kimsecikler yoktu.” denir. “Herkes, miting alanında toplandılar.” denmez, “Herkes miting alanında toplandı.” denir. '' (ZÜLFİKAR 2013: 19)

Burada kullanimda tasarrufa gitmisiz. Her zaman lise dilbilgisi kitaplarindaki gibi, ozne cogulsa yuklem cogul olmali bilgisine, tonlarca yazar da uymamis mesela. Hem de hayvan, bitki ve cansiz esyalarda da uymamis:

Orhan Seyfi Orhon’un makalelerden oluşan Kulaktan Kulağa adlı eserinde “Akşamları Eminönünde, Karaköyde, tramvaylar, otomobiller, arabalar sıralanıyor.”(61. s.)

Sonuc olarak, bir netlik yok, istatistiki veri var mi bilmiyorum ama soyle bir gozlem var: "Günümüzde çokluk ifade eden kelimelerin ve belirsizlik zamirlerinin bağlı olduğu yüklemlerin tekil olması yönünde bir eğilim olduğu sezilmektedir." (ZÜLFİKAR 2013: 20)

Ikinci soruda, alayci yaklasim demek icin, baglami bilmek sart. "Müdür beyler bu gün toplantiya katilamayacaklar." alayci da olabilir, saygili da. Vurgu mühim. Senin örnegindeki kullanim kurallasmis degil. Bu tip kullanimlar da gri alana dahil. Zeynep Korkmaz iyelik eki diyordu, bir baska grup yapim eki diyordu. Korkmaz'in gramer kitabina bakmak lazim.

Kaynak: tdk.gov.tr
0
buf-e kür
(15.05.21)
(8)

Özel üniversite ücretlerinde indirim yapılıyor mu?

mkrk
İyi bayramlar,Aslında sormak istediğim burs vs haricinde farklı yollardan pazarlık yaparak indirim yaptırmak mümkün mü? Özel sağlık sektöründe bile insanların sağlık hizmeti için pazarlık yapıp indirim yaptırdığını biliyorum. Ama özel eğitim sektöründe bu tip şeyler mümkün mü bilgim yok. Tecrübesi v
İyi bayramlar,

Aslında sormak istediğim burs vs haricinde farklı yollardan pazarlık yaparak indirim yaptırmak mümkün mü? Özel sağlık sektöründe bile insanların sağlık hizmeti için pazarlık yapıp indirim yaptırdığını biliyorum. Ama özel eğitim sektöründe bu tip şeyler mümkün mü bilgim yok.

Tecrübesi ve bilgisi olanlar paylaşabilir mi?

Teşekkürler.
0
mkrk
(15.05.21)
arkadaşım %75 ile kazanmıştı, %50 ödüyordu. olabilir yani.
0
rose parks
(15.05.21)
Özel üniversitede burslu okudum. Daha "bunun bize oluru nedir" tarzı indirim alan arkadaşım olmadi.

Belli indirimler var; sporcu, mezun ailesinden, vs vs ama bunlara girmeyip indurim alan görmedim.

Bana göre oluru yok ki böyle pazarlık usulü öğrenci alacak yerde de nasıl okunur bilemiyorum.
0
logisticsmanager
(15.05.21)
Mümkün,

Sonuçta oralar üniversite falan değil ticarethaneler. Ayakkabı aldığın esnaf mantığı ile aynı mantık
0
paramolacak
(15.05.21)
kardes indirimi, pesin odeme indirimi, ib school indirimi, tercih siralamasi indirimi (bize ilk 3te yer ver, su kadar indirim al gibi)... bunlar disinda hic duymadim. bunlar da normal seyler zaten. yani pazarlikla olmaz bu isler. en azindan isim yapmis olanlarda olmaz.
0
Kittie
(15.05.21)
Ben lise sondayken bi özel üniversitenin programlama yarışmasına katılıp birinci olmuştum. "Bizi tercih et gel, puanın yetmese bile %100 burslu yaparız seni" demişlerdi. Kötü bir üniversite de değildi. Oluyor yani böyle şeyler, ama en azından burssuz girecek kadar puan alabilmesi lazım öğrencinin.
0
plutongezegendegilmi
(15.05.21)
Pazarlıkla indirim yaptırdım yüksek lisansa başlarken, bilgi üniversitesiydi yeni açılan bir bölümdü, iyi mezunlar istiyorlardı vs vs
0
roket adam
(15.05.21)
Barajı geçemeyen tipler bile yalvar yakar, torpille oralarda okuyabiliyor. Bizzat şahit oldum.
0
ruhen hastayim ben
(15.05.21)
"Mütevelli Heyeti Bursu" diye geçiyor mesela bizimkinde, diğerlerinde de benzer bir uygulama olabilir. Tamamen yönetimin kanaatine bağlı olarak çok farklı burslarla okunabiliyor.
0
tel tokasini duzelten samuray
(15.05.21)
(4)

github'ı nasıl bilirsiniz?

dali dili havali korna
aradığım bir programı bu sitede buldum ama daha önce buradan hiç download yapmadığımdan tereddüt ettim, güvenilir bir site mi?
aradığım bir programı bu sitede buldum ama daha önce buradan hiç download yapmadığımdan tereddüt ettim, güvenilir bir site mi?
0
dali dili havali korna
(14.05.21)
github.com microsoft'un sahibi olduğu, yazılımcılar tarafından kullanılan dünyanın en büyük sitelerinden birisidir. program indirme sitesi değil ama aradığınızı bulursanız sıkıntısız kullanabilirsiniz
0
nahtoderfahrung
(14.05.21)
siteye insanlar kendi yazdığı kodları yüklüyorlar. github'dan ziyade o kodu yazan vatandaş güvenilir mi diye düşünmen lazım.
0
roket adam
(14.05.21)
Güvenilirdir. Zaten aslında programlar değil, programların kaynak kodları duruyor sitede. Eğer yeterince büyük bir projeyse, birileri o kodu görmüş ve güvenliğini test etmiştir diye varsayabilirsiniz direkt.
0
plutongezegendegilmi
(14.05.21)
github acik kaynak kodlarin paylasildigi bir platform. burada yer alan kodlar bir sirkete ya da bir bireye ait olabilir. kaynak kodun acik olmasi ucretsiz kullanilabilecegi anlamina gelmiyor, ama hemen hemen tum lisanslarda ticari olmayan kullanimlar icin bir sinirlama yok. kodun guvenligi tarafinda net bir sey soylemek zor fakat arkasinda bir topluluk varsa sikinti yasamazsiniz.
0
tahtakafa
(14.05.21)
(3)

hiç çekmeyen wi-fi - mesh sistem ya da powerline çözüm olur mu?

puslukitalaratlasi
Merhaba arkadaşlar,oturma odasında kablonet modemi var ve son aylarda bulunduğu oda dışında hiçbir yerde wi-fi ağı çekmiyor. şimdi sorum şu : daha stabil bir bağlantı için (laptopum için özellikle) powerline almayı düşünüyorum. ancak powerline cihazı için mutlaka ayrı bir priz olsun deniyor, priz ço
Merhaba arkadaşlar,

oturma odasında kablonet modemi var ve son aylarda bulunduğu oda dışında hiçbir yerde wi-fi ağı çekmiyor. şimdi sorum şu :

daha stabil bir bağlantı için (laptopum için özellikle) powerline almayı düşünüyorum. ancak powerline cihazı için mutlaka ayrı bir priz olsun deniyor, priz çoklayıcı ile kullanmayın deniyor. Ancak modemin bulunduğu odada tek bir priz var ve o prize tv- ev telefonu- modem - uydu cihazının mutlaka takılı olması gerekiyor. bu şekilde priz çoklayıcıya takıldığında hiç bağlantı kurulamaz mı? performans düşmesine razıyım, yeterki bağlantı kurulsun.

alacağım ürün şu:

www.amazon.com.tr

ikinci sorum, çalışma odasına bu ürünün diğer eşi (wi-fi özellikli olanı) takıldığında, ürün elektrik hattı üzerinden aldığı sinyali mi wi-fi ye çeviriyor, yoksa odamda hiç çekmeyen wifi ye ulaşmayamı çalışacak?

bir de şu ürün ile kıyaslama yapıldığında hangisini tavsiye edersiniz?

www.amazon.com.tr

yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden çok teşekkür ederim.
0
puslukitalaratlasi
(14.05.21)
duvardaki prizle aletin arasında 3lü olmasın isteniyor powerlineda. aletin üstündeki prize 3lüyü takıp devam edebilirsin.
0
10032007
(14.05.21)
Ben ilk linkteki ürünü kullandım. "biraz" faydası oldu, hiç çekmiyordu ama iki diş çekmeye başladı gibi. En son dellenip 25 metre kablo çektim, misler gibi çalışıyor şu an. Eğer laptop'ı alıp kucağınızda gezdirmiyor, masada kullanıyorsanız kablo çekin, kafanız rahat etsin.
0
plutongezegendegilmi
(14.05.21)
1. Bu cihazi direk prize, uclu prize de bu cihaza baglayin.
2. Sinyali tasimak icin elektrik kablosunu kulaniyor.
3. Hangisini tercih edeceginiz daha cok kullanim seklunize gore degisir. Detay vermelisiniz.
4. Dorckrocun soyledigi model yanlis.
5. Kablo cekme durumunuza gore kesin bisey soylemek icin evin planini ve duvarlarda kullanilan insaat malzenelerini bilmek lazim ama AP kullanmanizi oneririm.
0
Kirmizibavul
(15.05.21)
(5)

Sitenin sadece bir bölümünde react kullanmak

tchuck
doğru anlatabilirim umarım;bir sitem var, klasik bir PHP uygulaması. her sayfası php.neyse, ben bu php'nin bir sayfanın bir dom'u altında (diyelim ki .react-container),bir react projesi çalıştırmak istiyorum.yalnızca o sayfanın o alanı için yani. zaten onepage bir uygulama olacak, routing vb. hiçbir
doğru anlatabilirim umarım;

bir sitem var, klasik bir PHP uygulaması. her sayfası php.

neyse, ben bu php'nin bir sayfanın bir dom'u altında (diyelim ki .react-container),
bir react projesi çalıştırmak istiyorum.

yalnızca o sayfanın o alanı için yani. zaten onepage bir uygulama olacak, routing vb. hiçbir şey olmayacak.

bir div'in içinde, react projesi çalıştıracağım. amacım da; bu sayfada tablo üstünde toplama çıkarma, hesaplama ve tüm bu değişiklikleri anında yansıtma işlemleri yaptıracağım. bunu en rahat react-hooks ile yaparım diye düşündüm.

ama mümkün mü?
0
tchuck
(14.05.21)
yapabilirsin tabii ki istedigin herhangi bir alanda react uygulamani calistirabilirsin reactjs.org
0
tahtakafa
(14.05.21)
Mümkün. Sadece bu iş için değil de konseptin tamamı ve altında yatan mantığa bakmak istersen: micro-frontends.org
0
plutongezegendegilmi
(14.05.21)
şimdi kafamda kalan tek soru işareti;
server side'ya yer alan authorization'ı react kısma nasıl transfer edeceğim.

bunu da çözebilirsem, diğer her şeyini hazırladım süper oldu.
0
🌸tchuck
(14.05.21)
"server side'da yer alan authorization" client tarafına cookie ile taşınıyorsa, js ile cookie var mı yok mu diye kontrol edebilirsiniz. uzun uzun document.cookie diye uğraşmamak için:

github.com
0
plutongezegendegilmi
(14.05.21)
authorization alındığında localstorage'a access token kaydettirip, axios'a da onu tanımlamayı düşünmüştüm ben de
0
🌸tchuck
(14.05.21)
(11)

sonsuza kadar remote çalışacak olsanız

owaki
nerede yaşamayı tercih ederdiniz türkiyede?
nerede yaşamayı tercih ederdiniz türkiyede?
0
owaki
(14.05.21)
Sonsuza kadar remote calismak nedir hocam? Oyle bir durumun oldugunu bilsem ilk is kafama sikardim sanirim. Sonsuza kadar calismak gibi bir kolelik sonrasi nerede yasadiginin ne onemi var?
0
j r r tolkien hayrani
(14.05.21)
Büyükada.
0
chavezding
(14.05.21)
çanakkale
0
megacracker
(14.05.21)
Ankara - Cankaya'nin bazi mahalleleri.
0
hot potato
(14.05.21)
Hep aynı yerde çalışmak zorundaysam çok bir anlamı yok remote çalışmanın. Muhtemelen 1-2 sene boyunca ege-akdeniz boyunca farklı yerlerde yaşardım. Sıkılganım ben, mekana bağlı kalma zorunluluğum yoksa değiştiririm.
0
Jux
(14.05.21)
yürüme mesafesinde denize gidebileceğim herhangi bir yer.(ege, akdeniz)
0
tabudeviren
(14.05.21)
3 ayda bir şehir değiştirir airbnb kalırdım. Bunu hayal ediyorum diye yöneticime anlattım geçen.

Kalıcı olacaksa ılıca, urla gibi bir yer olurdu sanırım. Büyükşehirden kopmak istemem yine de.
0
jazzabel
(14.05.21)
Bodrum, Alaçatı, Saros
0
heritage
(14.05.21)
ekim-nisan arası istanbul (müstakil bir ev olmak şartıyla)
nisan-ekim arası bodrum, çeşme, izmir, antalya, kaş, çanakkale, neresi uyarsa bütçeme
0
roket adam
(14.05.21)
Eğer stabil bir internet bağlantısına ihtiyacınız varsa ne yazık ki Ankara - İstanbul'dan başka bir opsiyon yok. TR taşrasında internet çok kötü.

Yalova'nın iklimi çok güzel, ama internet o kadar kötü ki 1 ay anca durabildim.
0
plutongezegendegilmi
(14.05.21)
ben hastalık söylentisi çıkınca 2020 ocak gibi didim'e kaçtım.
1 hafta öncesine kadar orada oturdum.

yazın herkesin tatile geldiği dönem hariç, muazzam bir deneyim oldu benim için
ben doğma büyüme istanbullu apartman çocuğuyum, bahçeli site, müstakil ev, trafiksiz hayat bana çok iyi geldi.

şimdi yurtdışına yerleştik, ama çocuk/eğitim/gelecek korkularım olmasa 35 sene daha otururdum didimde.
0
summatinyourteeth
(14.05.21)
(3)

Futbol istatistikler, bahis, yazılım vs

birsorusorayim
Merhaba,evet kasa her zaman kazanır, bahisten kazanmanın yolu oynamamaktır, teşekürler.1- bahis sitelerinin düşük verdiği oranlar belli ki tutma olasılığı yüksek olan oranlar. bu öngörüleri en yüksek oranda karşılayan ligler, takımlar hangileridir? yani süprizlerin en az yaşandığı ligler ve süprizle
Merhaba,

evet kasa her zaman kazanır, bahisten kazanmanın yolu oynamamaktır, teşekürler.

1- bahis sitelerinin düşük verdiği oranlar belli ki tutma olasılığı yüksek olan oranlar. bu öngörüleri en yüksek oranda karşılayan ligler, takımlar hangileridir? yani süprizlerin en az yaşandığı ligler ve süprizleri en az yaşatan takımlar? yani bu tür bilglerin olduğu web siteleri?

2- bir yazılım olsa mesela, (web tabanlı ya da desktop) verileri birileri yüklüyor ya da kndi kendine yüklüyor, sonra tüm parametreleri kullanarak tahminlerde bulunuyor. böyle bir şey var mıdır?

3- canlıda, maçın 87. dk sında gol olmaz bahsi yapmakla, 68. dk da gol olmaz bahsi yapmak arasında matematiksel olarak bir fark var mı? bana var gibi geiyor.

4- aranızda uzun vadede, yani diyelim ki bir sezon boyunca oynayıp da kara geçen, harcadığı zamana değer para kazananlar varsa yöntemleri hakkında bilgi verebilirler mi, teşekürler
0
birsorusorayim
(12.05.21)
spor bahsinde bu tarz istatistiki öngörüler hiç bir işe yaramıyor maalesef çünkü asla senin istatistiklerine yansımayan "kalecinin o gece uykusuz kalması" gibi değişik bir sürü parametre var. eğer yazılım biliyorsan ve bunlarla uğraşmak istiyorsan kripto para ya da borsada algoritmik trading yapman daha mantıklı olur, zira değişkenlerin büyük kısmını en azından elde edip hesabının içine katabiliyorsun.
0
roket adam
(12.05.21)
2- Oranları zaten böyle belirliyorlar. Yani senin yapacağın programın sana vereceği "kim kazanır kim kaybeder" tahmin oranları, bahis oranlarıyla aynı olacağı için fazladan bir avantaj sağlamayacak.
0
plutongezegendegilmi
(12.05.21)
hocam suradan baslayayim;

"3- canlıda, maçın 87. dk sında gol olmaz bahsi yapmakla, 68. dk da gol olmaz bahsi yapmak arasında matematiksel olarak bir fark var mı? bana var gibi geiyor."

zaten bu soru olarak varsa bahis'e, en azindan canli bahis'e hic bulasma.

bu isleri yapan ve parali uyelik ile uye olunan siteler var, daha onceki maclara, oranlara gore sonuc ve diger tahminleri veriyor.

bahiste kazanabilirsin, ama sadece ne kadar oynayacagini ve nerede duracagini bilebilirsen

kasami kisa surede 3-4 kati yapiyorum genelde; sonra daha cok zarar oluyor :)
0
sweetoffice
(12.05.21)
(5)

Ankara esenboğa'dan mamak askeri birliğe taksiyle gidiş

Vse budet horosho
ücreti tam olarak ne tutar acaba? bilgi verebilir misiniz? ilk kez ankara'ya gideceğim, askerlik mamak'a çıktı.
ücreti tam olarak ne tutar acaba? bilgi verebilir misiniz? ilk kez ankara'ya gideceğim, askerlik mamak'a çıktı.
0
Vse budet horosho
(12.05.21)
Google Haritalara giriyorsun. Bulunduğun yerden gideceğin yere bir yol tarifi oluşturup rotanın toplam uzunluğunu km cinsinden alıyorsun. Sonra aşağıdaki siteye girip ili Ankara seçerek taksi ücretini hesaplıyorsun.

taksi-ucreti.hesaplama.net
0
himmet dayi
(12.05.21)
hocam baya tutar ya. taksiye de gerek yok. belkoyla kızılaya gidersin 11 tl. ordan geçersin daha kolay.
0
jelly bear
(12.05.21)
120-130 lira falan tutar muhtemelen. Esenboğa her yere uzak.

Havaalanından Belko ile Kızılay'a veya tren garına gidip oradan taksiye binerseniz totalde 50 liradan az bi ücrete gidebilirsiniz muhtemelen.
0
plutongezegendegilmi
(12.05.21)
hayırlı olsun. çook tutar. havalimanından 442 otobüs kalkar. kızılay'dan dikimevine gidersiniz. oradan taksi tutabilirsiniz.
0
iddaaci
(12.05.21)
havalimanindan kizilay'a otobus, ordan taksi yaparsin
0
tahtakafa
(12.05.21)
(11)

Oyun-Bilgisayar

conanmaverick
Bu bilgisayar oyun oynamak için uygun mu? If yes, hangi oyunlara uygun?Bu: https://www.hepsiburada.com/apple-macbook-air-intel-core-i5-5350u-8gb-128gb-ssd-macos-sierra-13-3-tasinabilir-bilgisayar-mqd32tu-a-pm-HB000007I2J2?wt_gl=cpc.6802.dsa.elk.it-dizustu-bilgisayar-laptop&isFashion=true&gclid=Cj0KC
Bu bilgisayar oyun oynamak için uygun mu? If yes, hangi oyunlara uygun?

Bu: www.hepsiburada.com
0
conanmaverick
(10.05.21)
Solitaire.
0
new day new life
(10.05.21)
Değil. Ekran kartı yok. Gerçi ekran kartı, ram, işlemci falan süper olsaydı bile ekrandan kaybederdi. 13 inc ekranda oyun mu oynanır.
0
j r r tolkien hayrani
(10.05.21)
Oyun oynamak için alınabilecek en kötü bilgisayar bu olabilir.

Yani browser oyunları oynarsınız, ama o kadar.
0
plutongezegendegilmi
(10.05.21)
Verimli bi soru cevap oldu. Artık vurmayın, teşekkürler.
0
🌸conanmaverick
(10.05.21)
son bikac senede cikan oyunlari, ozellikle 3d ise oynayamazsiniz ama daha eski ve 3d olmayan oyunlari calistirir. ck2, eu4, fm19 falan rahat rahat oynayabilirsiniz. fortnite vs zor.
0
joelskellington
(10.05.21)
oyun oynamaktan bağımsız, bu laptop neredeyse 4-5 yıllık. Bunun m1 işlemcili, daha çıkalı bir yıl bile olmamış her yönden çok daha güncel hali daha ucuza satılıyor. şaka gibi.
0
signore
(10.05.21)
Yine konudan bağımsız M1 işlemcili macbook air'da CS:GO'yu 45-50 FPS ile oynamak mümkün. Bu kadar paraya 45-50 FPS almak berbat olsa da Intel işlemcili ve Intel Iris grafik işlemcili eski Air'a göre çok daha iyi.
0
himmet dayi
(10.05.21)
Bilgisayarı almıyorum, bende var bu zaten bilmem kac yillik. Ozelliklerini sunmak maksadiyla link koydum. Ben alirken 5.5k idi. Şimdi nerdeyse 2 katı. Oyun konusundan bağımsız yuh diyorum ben de. Sorarken de umutsuzdum da belki oynanacak bir şeyler vardır diye sordum.
0
🌸conanmaverick
(10.05.21)
Machinarium, LIMBO gibi oyunlar oynanır. Yukarıda abartıldığı kadar değil. 3D oyunlar zor.
0
himmet dayi
(10.05.21)
bende direkt bu air’den varmodel yılı da aynı 2017. menajerlik tarzı oyunları oynarsınız. point and click bazlı indie oyunların da çoğunda sorun yaratmaz ama normal oyunlardan vice city’de bile ki 20 senelik oyun o kadar ısınıyor ki fanı gürül gürül çalışıyor soğutabilsin diye. kesinlikle oyun için uygun değil.
0
phoarbix
(10.05.21)
Bilgisayarınız tost makinesinden hallice ama oyun mu oynamak istiyorsunuz?
Yeni bir oyun bilgisayarı almak gündeminizde yok mu?
O zaman sizi buluttan oyun oynama sistemiyle tanıştıralım.
Aylık belli bir abonelik ücreti karşılığında kütüphanenizdeki oyunları yüksek donanıma ihtiyaç duymadan ve de tüm ayarlar fulldeyken 60 FPS'de akıcı bir şekilde oyunlarınızı oynayabilirsiniz. Bunun için size buluttan oyun oynama servisleri olan Boosteroid ve Geforce Now servislerini takdim etmek isterim.

1- Geforce Now, Sağır Sultan'ın bile duyduğu ünlü buluttan oyun oynama hizmeti. Hepimizin bildiği Nvidia'nın geliştirdiği bir hizmet. Tek ihtiyacınız olan Epic, Steam gibi oyun platformlarında bir hesabınızın olması ve kütüphanenizde Geforce Now'un desteklediği oyunlar olması. Her oyunu desteklemiyor ama hatrı sayılır derecede güzel oyunlar var desteklediği. 2-3 ay önce Turkcell ile işbirliği yaparak Türkiye'de server açtılar. Ben Türkiye'deki serverları kullanmadım ama performans açısından büyük bir katkı sağladığı söyleniyor buradaki serverların. Aylık abonelik ücreti 75 TL. Ama bir de ücretsiz olan bir sürümü var. Ama onda da 1 saatle sınırlı oturumlar halinde oyun oynuyorsunuz ve de sıra beklemeniz gerekiyor. Ücretli sürümde sıra beklemek yok, duyduğuma göre Türk serverlarında bu sıralar sıra bekleme sorunu varmış ama düzelecektir ve de RTX desteği mevcut. Bu arada Avrupa serverları da var, ben onu kullanıyorum. Dilerseniz onu da kullanabilirsiniz. Ama onu VPN ile alabilirsiniz ancak. Linkini bırakıyorum.
gameplus.com.tr

2- Boosteroid de yeni yeni tanınan ve henüz Beta aşamasında olan bir hizmet. Beta aşamasında olmasından mütevellit aklınıza gelebilecek çoğu AAA oyun mevcut. Beta'dan çıkınca oyunların azalacağı düşünülüyor. Çünkü Geforce Now'da da aynısı oldu. Geliştiriciler teker teker gitti. Her neyse bu servis daha yeni çıktığı için her ne kadar Geforce Now kadar akıcı olmasa da iyi bir hizmet sunuyormuş. Bunda da yine yukarıda saydığım platformlarda hesabınız olması gerekiyor oyun oynamak için. Bunda ücretsiz sürüm yok ne yazık ki ve aylık abonelik ücreti 4 Euro. Bence gayet makul bir ücret. Onun da linkini bırakıyorum.
boosteroid.com
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(11.05.21)
(14)

5500 civarı gelir için max kira limiti sizce?

floydian
valla herkesin hayat standardı kendine tabii ki ama fikir almak istedim yine de.5500 civarı bir gelirle sizce verilmesi gereken max kira ne olmalı? bu şirkette daha 1-2 sene en az devam ederim ve bu süre boyunca covid'den bağımsız olarak evden çalışırım bu da masraflarımın bir miktar düşmesi demek o
valla herkesin hayat standardı kendine tabii ki ama fikir almak istedim yine de.

5500 civarı bir gelirle sizce verilmesi gereken max kira ne olmalı? bu şirkette daha 1-2 sene en az devam ederim ve bu süre boyunca covid'den bağımsız olarak evden çalışırım bu da masraflarımın bir miktar düşmesi demek olur aslında(belki, bence?)

şu an aşırı düşük kira veriyorum artısı bu kadar düşük kiralı bir ev için oldukça iyi bir ev. eksisi ise cehennemin dibinde. araba yok. bi ara burada oturmaya devam edip araba alayım fantezisine girdim ama araba almanın hiçbir mantığı yok gibi. korkunç paralar.

amacım biraz merkezi bir yerde ve düzgün bir eve taşınıp biraz hayatın tadını çıkarmak pandemi zaten berbat bir süreç bir de üstüne uzak bir yerde yaşayınca hepten yıldım.

örnek hesap da yapalım: 1800 versem. 1800 kira + 50 aidat + 100 internet + 100 elektrik + 20 su + 12 aya bölünmüş ısınma ve sıcak su doğalgaz bedeli olarak 200 tl. bu bizi aylık ortalama 2200 lira sabit gidere getirdi. geriye kaldı 3200 lira. çok mu az yeme içme, gezip tozma, ara sıra bir şeyler alma için? valla biraz az geliyor ama önceliğim olan daha merkezi konumda iyi bir ev için başka bir çıkış yolu da göremiyorum.

not: şehir ankara. 1800 çok da düşük sayılmaz kira için buralarda ama işin can sıkıcı tarafı, 1800'den 2000'e evler inanılmaz seviye atlıyor ne yazık ki.
0
floydian
(09.05.21)
1/3 oran kira için ideal ama kalan para ile hayat kısıtlı olur haliyle.
0
himmet dayi
(09.05.21)
%30'dur benim psikolojik sınırım.
0
brakgn
(09.05.21)
ben 1500 verirdim max ama 2000e kadar çıkılabilir. ama sana çok bi şey kalmaz.

bu arada hesap yanlış. toplam 2270 yapıyor ve 3230 tl kalıyor.
0
jelly bear
(09.05.21)
devlet abime yaptırmıştım hesabı kontrol etmeden yollamışım pardon düzelttim. 3200 fena değil gibi ya. 1/3 maaş arttıkça daha rahat bir olan oluyor ama şu maaş bandında yüzde 30 daha temiz gibi. ama o aradaki üç kuruş fark da beni ne batırır ne çıkarır bi yandan da.

en iyisi eve odaklanmak galiba. ev önemli valla.
0
🌸floydian
(09.05.21)
başka hiçbir sabir giderin ve de yüksek bir sigara alkol giderin yoksa 1900 - 2000 belki olabilir ancak daha fazlası zorlar, para biriktirme falan yalan olur. Arada bir çıkan ekstra harcama fena şekilde bütçeni sarsar.

Ben kendi durumumu anlatayım belki faydası dokunur. İstanbuldayım ben, bazı sabit giderleri çıkardığımda(ev giderleri hariç) aylık ortalama 5500-6000 gibi bir para kalıyordu son zamanlarda bana. Aylık 550 tl civarı yemek kartı vardı, evden çalışıyordum yine. Sigara yok, alkol yok, 2250 kira veriyorum. Ay sonuna da pek bir şey kalmıyor diyebilirim.
0
icerden cikan adam
(10.05.21)
İstanbul 2000
ankara 1750
0
silver apple
(10.05.21)
Ankara'da cehennemin dibi diye bir yer yok be abi. Kira düşükse hiç kıpırdama bence
0
primetime
(10.05.21)
Her şeyin fiyatı aşırı yüksek ve yükseltmeye devam ediyor. 2k kiraya versen kenara 100 lira para atamazsin sanki. Ya da para atsan dışarıdan yemek yiyeyim, egleneyim, tatil yapayım lüksün olmazmış gibi.

Böyle durumlarda can sıkıcı da olsa New York tipi yaşam/ ev arkadaşı çok mantıkli geliyor bana. 1 ev arkadaşı olsa hiç fena olmaz.
0
westblack
(10.05.21)
hocam ankara'da merkezi yerlerde de nispeten ucuza ev bulabiliyorsunuz. örneğin esat tarafında 1000 tl altına bile kiralık evler mevcut. tek sıkıntısı evler biraz eski ve bakımsız oluyor. ama bekar yaşayan biriyseniz çok rahat idare ediyor. ben kişisel olarak çok yüksek kira vermeyi tercih eden biri değilim (şu anki ev kiramın maaşıma oranı %12 örneğin). zira saraya da taşınsanız sizi en fazla 1 ay mutlu edecek, sonrasında o bile yetmemeye başlayacak.
0
shadowfollower
(10.05.21)
%25'i gecince zorlar.
ben olsam kesinlikle arac almam, mumkun oldugu kadar ucuza yasar kenara para koyarim ve daire almaya calisirim, sonra kira yerine onu oderim.
0
cooperr
(10.05.21)
Aidat dahil max 2000
0
roket adam
(10.05.21)
ev arkadaşı opsiyonunuz yok mu?
0
superb
(10.05.21)
Ev arkadasi asla.

Sizin oranlar nasil peki merak ettim.
0
🌸floydian
(10.05.21)
Hocam 3-4 sene önce bu maaşı alıp 1200 lira kira (Ankara, yüzyıl) veriyordum, beni zorluyordu açıkçası. Şu an hem her şey daha pahalı, hem de 1800 kira diyorsunuz. Aşırı zorlar gibi geliyor bana.
0
plutongezegendegilmi
(10.05.21)
(2)

covid hidroksiklorokin

exlibris
bu etken madde tedavi protokunden cikartildi bir kac gun once,daha once bir seferde 7-8 tane alinmasi gereken ilac bu muydu? hangi ilacti?
bu etken madde tedavi protokunden cikartildi bir kac gun once,

daha once bir seferde 7-8 tane alinmasi gereken ilac bu muydu? hangi ilacti?
0
exlibris
(09.05.21)
hayır favipiravir o
0
hadsafhada
(09.05.21)
İlk gün 6-6, sonraki günler 3-3 alınan favimol var. Etkin maddesi bu değil. Bana bahsettiğiniz etkin maddeli ilacı hiç vermemişlerdi 1 ay önce.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
(9)

patron sensin, make the rules

durbikonusucaz
selamlardiyelim ki patronsunuz. şirket de şöyle bir şey; sahada 500 çalışan var ve hepsinde şirket aracı var. bu kişiler adreslere gidip x konusunda arıza tespit, onarım vs yapıyorlar. belli çalışma saatleri var ve isteğe bağlı fazla mesai mevcut. şirket araçları 7/24 çalışanlarda ama özel amaçlı ku
selamlar

diyelim ki patronsunuz. şirket de şöyle bir şey; sahada 500 çalışan var ve hepsinde şirket aracı var. bu kişiler adreslere gidip x konusunda arıza tespit, onarım vs yapıyorlar. belli çalışma saatleri var ve isteğe bağlı fazla mesai mevcut. şirket araçları 7/24 çalışanlarda ama özel amaçlı kullanım yapmamalarını istiyoruz.

bu şirketin nasıl kuralları olmalı ve kural ihlalinde ne yapılmalı?

1-mesai uyumu. (geç başlarım geç çıkarım bana ne derse?)
2-araçlar ile ilgili şeyler. (km başına para kesmek gibi ama adam ödüyorum kullanırım derse?)

gibi örnekler.

detaylandıramadım ama iş hayatı tecrübesi olan arkadaşlar çeşitliiiii senaryolar hakkında yazabilirler
0
durbikonusucaz
(09.05.21)
1- mesai saatini geç gelen geç çıkara baglarsaniz o iş a... G... Dağıtır. Biraz eski kafalı diyebilirsiniz ama sabahın köründe bir dükkan açılmıyorsa önünde sonunda batacaktir gözümde.
2- özel işin için kullanırsan ceza ödersin, geçerli mazeretsiz araç kullanımında da kovulursun. Başlarım senin parana.
Kim ne derse desin, öğrenci, asker ve işçiye acimayacaksin.
0
allah yazdiysa bozsun
(09.05.21)
valla herkes kendi şahsi işleri için de kullanıyor şirket arabalarını.
mesai saatleri içinde araçları kullandırtırım. sabah işe kendi araçları ile ya da toplu taşımayla gelirler, akşam da yine aynı şekilde giderler. başka türlü her türlü bir yolunu bulurlar bence.
0
rose parks
(09.05.21)
İşleyişi değiştirirdim ben. 7/24 onlarda olmazdı. Vardiya sistemi yapardım. Mesaiyi kaldırırdım. Her kişi arabayı bir sonraki kişiye bırakırdı.
0
dissendium
(09.05.21)
Hiç patronluk yapmadım da çalışırken kural değil sonuç bazlı çalışan şirketlere çok daha sempatiyle yaklaştım. Dolayısıyla:

1- Günlük ortalama kaç km yaptıklarını tespit eder, bunun biraz üstünde yakıt bütçesi verirdim. Bunun haricinde özel kullanım yapıp yapmamalarını umursamazdım. "Araç eskiyor" falan evet ama, bu o kadar büyük bir maliyet değil muhtemelen. İlla dert ediyorsam (ve feasible ise) kiralık araç verirdim.

2- Mesai uyumunu yine dert etmezdim. Kurallar olurdu işte günlük 3 yere gitmeniz lazım, bununla maaşınızı hakediyorsunuz (ben de maliyeti çıkarıyorum). Bunun üstünde gittiğiniz her müşteri için X lira ücret gibi. Günlük 3 yere gidemeyene güle güle.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
Ha o değil de mesela bizim şirkette iki kendi arabası ve şirket arabası ile benzinciye gidip, şirket aracın plakasını sisteme girip kendi aracına doldurduğu oldu. İse gelmedikleri gün Yemek kartlarını iş arkadaşlarına verip ise gelmiş gibi yemek parasını karta yükleyen de gördüm.
0
allah yazdiysa bozsun
(09.05.21)
Üstadım insanlarda akşam araba kalıp da, şahsi işi için kullanmaması imkansız. Çocuğum hasta oldu diyecek, dedem öldü diyecek, en kötü ihtimalle sana yalan söyleyecek, ya da iş uyduracak oraya gidecek yine kullanacak. Sahada çalıştığım şirketlerden örnekle iki seçeneğin var:

1) Şirket araçları şirkette durur. Sabah herkes şirkete servis ya da toplu taşımayla gider, havuz aracını alır, akşam getirir, servisle evine döner. Bence büyük saçmalık ama bunu yapan çok şirket var.
2) GPS yoluyla izleyip belli saatler dışındaki kullanımda km başına ücret kesersiniz. Benim çalıştığım ilk şirkette böyleydi, araçlar zaten kiralık ve sigortalı, benzin taşıt tanımalı, ay sonunda GPS yazılımından belli saatler dışı kullanımı çekip kişilere bildiriyorlardı, çalışanlar da ödüyorlardı (ya da o gün mesai yaptım diyorlardı vs) ayrıca ya da maaştan kesiliyordu. Bu senaryoda evet adam ödüyorum ve kullanırım diyecek ve kullanacaktır. Kiralama KM'sini ona göre ayarlamanızda fayda var. Ayrıca köprü otoyol vs de özel kullanım için çalışanlara yansıtılıyordu. Sırf bu araç işine bakan biri vardı şirkette ki bizde 50 araç vardır yoktur o zaman.

En iyi yöntem 2: bırakacaksınız kullanacaklar km başına atıyorum 60 kuruş ödeyecekler. (km başına maliyet için mesela moov'un fiyatlarını kullanabilirsin) Ödedikçe de kullanacak. Eğer arabaların eskimesinden çekiniyorsanız zaten araçlar size aittir, bir an önce kiralık araca geçin çünkü 500 aracın derdiyle uğraşmak başlı başına bir iş. Bırakın araçlar eskisin adamlar kullansın, şirket aracı yüzünden iş değiştirmeyen insanlar var.

Edit: 2. seçenekte bir de şehir dışına izinsiz çıkmama kuralı vardı, yani kafana göre arabayı alıp parasını ödüyorum antalyaya giderim diyemiyordun. Böylece km'yi de biraz kontrol altında tutuyorlardı aklıma geldi şimdi.

Edit 2: bir seçenek daha aklıma geldi şu anki şirketimde de öyle. arabası olan kişilere aylık belli bi para + benzin fişi verip, kendi arabasıyla iş yapmasını sağlayan şirketler de var. Böylece otomobilin ıvır zıvırıyla uğraşmak yerine direkt maaşa ekleyip para olarak veriyor, adam artık o işle ilgili yere nasıl giderse. Ama bu genelde maaşı yüksek beyaz yaka grupta daha yaygın, adam 3-4 bin alıyorsa mantıksız olur.
0
roket adam
(09.05.21)
1 araç minimum 3 kişiyi alacak şekilde servis ağı oluşturulur. Araçlara takip cihazı takılır. Kıl biri tarafından haftalık ya da aylık km takibi, kontak aç/kapa saatlerinin takibi yapılırsa birkaç aya sistem oturur, tek problem çıkmaz.

Mesaileri düzene sokmak şart ama. 500 aracın takibini yapacak bi planlamacı vs. bi zahmet olsun zaten.

ek: "tek problem çıkmaz" iyimserliğin de ötesinde bişey olmuş ama en azından sistemsizlikten iyidir.
0
IncredibleMau
(09.05.21)
araçların kullanılmamasını engelleyemeyiz, ama biz şöyle yapıyoruz, binek araçları sadece pazartesi-perşembe arası benzin alabiliyor, sistem sadece buna izin veriyor, böylece haftasonu kullanımının biraz önüne geçebiliyoruz.
0
benaslinda
(10.05.21)
kendi işi için kullanmayı engellemek motivasyonu düşürür

onun yerine şahsi kullanımdan
kira ücreti almak mantıklı

müşteri ziyaretlerinin girildiği online sistem yaparsınız, rota km'leri google'dan hesaplanır

ya da fazla km yapan işten çıkartılır maddesi eklersiniz
0
bir soru sorcam
(10.05.21)
(16)

30 yaşına gelmem ama işim yok diye bana harçlık verilmeye çalışılması

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Bendeniz 30 yaşına gelmiş ve henüz kariyerinde istediği atılımı gerçekleştirememiş birisiyim. Son tam zamanlı işimden ayrılalı 3 yıl olacak 1 ay sonra. Doğru düzgün bir iş bulamadığım için serbest çevirmenlik yapıyorum. Hoşuma gitmiyor serbest çevirmenlik ama hiç değilse geçimimi
Merhaba arkadaşlar,

Bendeniz 30 yaşına gelmiş ve henüz kariyerinde istediği atılımı gerçekleştirememiş birisiyim. Son tam zamanlı işimden ayrılalı 3 yıl olacak 1 ay sonra. Doğru düzgün bir iş bulamadığım için serbest çevirmenlik yapıyorum. Hoşuma gitmiyor serbest çevirmenlik ama hiç değilse geçimimi sağlayacak parayı çıkarıyorum. Adam gibi bir iş bulana kadar böyle devam.

Ailemle yaşıyorum. Bir düzen kuramamış olmak, hala ailenin dizinin dibinde olmak pek hoşuma gitmiyor ama ne yazık ki işleri bir türlü rayına oturtamıyorum. Yaklaşık 3,5 yıldır ailemden para istemiyorum. Zaten öyle çok para harcayan bir tip de değilim. İstediğim şeyi peşin peşin alabiliyorum çok şükür.

Ama bir durum var ki çok fena canımı yakıyor. Yakın çevrem, bazı akrabalarım falan adamakıllı bir işim olmadığı için bana harçlık vermeye çalışıyor. Biliyorum beni sevdiklerinden ama 30 yaşına gelmiş biri olarak benliğim kaldırmıyor artık. Fakir değiliz fukara değiliz. Kirada oturmuyoruz. İnsanlar neden hala gururu incinir mi demeden belli bir yaşa gelmiş insanlara harçlık vermeye çalışır? Sağ olsunlar var olsunlar ama harçlık da bir yere kadar sonuçta.

Ben zaten kendimi bildim bileli dik kafalının, kimseye eyvallahı olmayanın biri oldum ve hiçbir konuda yardım almayı kolay kolay düşünmedim. Her şeyi kendi başıma halletmeye çalıştım. Böyle birileri harçlık verince kendimi zayıf hissediyorum. Zaten ihtiyacım yok. Kabul etmeyince bana darılıyorlar. Kardeşim her ay 500 TL harçlık veriyor ve hiçbir şekilde geri çevirmeme izin vermiyor. Doğal olarak kötü hissediyorum.

İşin diğer boyutuysa almak istemediğim için verilen harçlıkları harcamaya dair içimden en ufak bir istek bile gelmiyor. Kendi param gibi göremiyorum, birisi tarafından emanet bırakılmış gibi geliyor. Ayıp olmayacağını bilsem verilen bütün harçlıkları bir hayır kurumuna bağışlarım. Oysa kendi param söz konusu olunca şunu da alsam bunu da alsam diye hep plan yapıyorum ve harcamak inanılmaz tatlı geliyor.

Sizce ne desem de karşı tarafı kırmadan incitmeden harçlık vermemeleri gerektiği konusunda ikna etsem? "30 yaşına geldim."," Ben kendi paramı kazanıyorum zaten." lafları işe yaramıyor maalesef. Böyle durumlar yaşayanınız var mı? Siz olsanız nasıl hissedersiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.05.21)
Çevrenize remote/home Office çalıştığınızı söyleyebilirsiniz. Ki zaten kısmen öyle yapıyormuşsunuz.
0
Gradient_tabanlı_mor
(09.05.21)
Harçlığı yaşla ilgili görmeyenler var bence, örneğin annemin dayısının anneme harçlık vermişliğini görmüşüm. Her zaman düzenli değil de kırk yılda bir misal, istediğin bir şey alırsın diye hediye babından. Tam da harçlık sayılmaz gerçi bu, şimdi yazarken farkettim.

Durumunuzu tam kestiremiyorum ama babadan, kardeşten her türlü harçlığa tamamım :))
Yaş kaç olmuş, iş de var ama babam harçlık verince alırım yine şakasını yapar eğleniriz.

Bayram harçlığı da 1lira bile olsa alırım, maksat eğlenmek
0
epitaf
(09.05.21)
Ben bu kadar katı olmazdım. 28 yaşındayım. Anneannem bazen harçlık verir, her harçlık verdiğinde gülerim. Şöyle güzel bir söz var. Kaç yaşında olursanız olun anneniz, babanız hayattaysa hâlâ çocuksunuz demektir. Evlenince gelinle damada takılan paralar da bir bakıma harçlık sayılır. Ben bir gün baba olursam çocuğum 40 yaşına da gelse para veririm.
0
dissendium
(09.05.21)
freelance işlerden gelen paranın yettiğini ihtiyacın olmadığını söyleyebilirsin. gurur yaptığını düşünürlerse daha çok ısrar edecekler. bir de acaba annen-baban durumu görüp yönlendiriyor olabilir mi, oğlum kardeşine arada destek ol gibi ?
0
orpheus
(09.05.21)
"Ayıp olmayacağını bilsem verilen bütün harçlıkları bir hayır kurumuna bağışlarım."

E bagislayin...
0
invictae
(09.05.21)
@ orpheus Annem, bu konularda katı olduğumu bildiği için bir şey söylemez. Zaten söyleme gereği duysa da söylemez direk kendi verir harçlığı bana.

@ invictae Duyarlarsa kırılırlar.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.05.21)
Bana ana noktayı kaçırıyorsunuz gibi geliyor. İnsanlar "size acıdıkları" ya da "doğru düzgün işiniz olmadığı" için değil, kendileri iyilik yapmak istedikleri için para veriyorlar. Eğer rahatsız olma nedeniniz muhtaç görünüyor olmaksa, muhtemelen o sadece sizin kafanızda olan bir düşünce. Karşı tarafın öyle düşündüğünü zannetmiyorum.

Ben de 30'a yakınım, anneannem her gördüğünde harçlık verir. Bi ara anneannemin yıllık emeklilik maaşından fazla para kazanıyordum bir ayda, o zaman da veriyordu. Şu an işsizim, yine vermeye çalışıyor. Konunun benimle ilgisi yok yani, onun kendince iyilik yapma şekli bu. Vefat etmeden önce dedemin babannemin falan davranışları da böyleydi.

Ben sizin yerinizde olsam parayı alırım, kullanmak istemiyorsam da sonra onları ziyarete giderken o parayla tatlıdır, işte küçük hediyelerdir falan öyle şeyler alıp giderim. Hem iyi niyetleri için teşekkür etmiş olursunuz, hem de "bakın ben de size bir şeyler alıyorum" mesajı vermiş olursunuz. Win-win durumu gibi. Aranızdaki bağ güçlenir.

Tabi bunları akrabalarınızın kötü niyetli insanlar olmadığını varsayarak söylüyorum. Eğer gerçekten size kendinizi kötü hissettirmek istiyorlarsa kırılırlar mı falan diye düşünmeden hayır demek lazım.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
ben üstte yazılanlara katılmıyorum. 30 yaşındaki birine kimse harçlık vermez normalde. iyi niyetli kişiler var da olabilir ama ben çoğunluğun acıdığını düşünüyorum. insanların kafasında "ay 30 yaşına gelmiş hala işi yok, ne evlenebilmiş ne düzen kurabilmiş yazık" düşüncesi oluyor. eğer ısrarla söylemenize rağmen hala vazgeçmiyorlarsa kendi düzeninizi kurmanız lazım ki sussunlar. yani bir birey olduğunuzu göstermeniz lazım. bunun yolu kendi ayaklarınızın üstünde durmaktan geçiyor. aslında durabiliyor gibi gözüküyorsunuz ama bizim milletimiz için tam zamanlı bir işinizin olması ya da ana babadan ayrı yaşamanız, evlenmeniz vs. gerekiyor. ben olsam tam zamanlı iş bulmaya çalışırdım. kendim de şu an freelance takılıyorum ama bu düzen böyle gitmez, farkındayım. tam zamanlı işten sonra da ufak ufak ayrı ev bakmaya başlamanız gerek. herkesin şartları farklı tabii ki ama çok ekstrem bir durum olmadığı müddetçe 30 yaşındaki birisi ana babası ile yaşamamalı.
0
rose parks
(09.05.21)
Konu sahibi iş bulsa, o da ailesiyle yaşamazdı. İş bulamadığı için freelance devam etmek zorunda olduğunu yazmış. Bizim toplumda böyle freelance olanın işi yok. Memur olmalı ya da özelde olmalısın.
0
gelmeistemem
(09.05.21)
Tutup alakasız uzak akrabalar veriyorsa sevimsiz ama genel olarak ben de çoğunluğa katılıyorum. Rahmetli anneannem demans yüzünden iyice aklı karışana kadar bana ara sıra harçlık verirdi. Şu an 37 yaşımdayım, evliyim, kendimize yetiyoruz ama iki hafta önce babam "tamam ihtiyacınız yok ama ben böyle daha huzurlu oluyorum" diye zorla para verdi, aldım harcadım valla, ne yapayım ¯\_(ツ)_/¯

Yine bu sıralar yurt dışında yaşayan halam burada, kendisi köydeyken onun adına almam gereken şeyler için para bıraktı bana, fazla vermiş, aldım hallettim dedim, çocukmuşum gibi "üstü sende kalsın kızım" dedi, ben de o parayla buradan yanında götürmesi için bir şeyler aldım hazırladım @pluton'un dediği gibi.
0
kobuzchu kiz
(09.05.21)
Bence cok konuyu takmamak lazim iyi bir gelirim var ama harclik gelse allah bereket versin der atarim cebe. Guler gecerim.
Babannem hala her ay butun cocuklarina esinden kalan maasi harclik gibi paylastirir. Cocuklarin hepsi evli barkli en kucugu 55 yasinda.
0
kuzey li
(09.05.21)
ailenizle yaşıyorsunuz ve evli falan da değilsiniz, dolayısıyla ailenin çocuğu olarak görülüyorsunuz.
onlar da kendilerince ilgileniyorlar.

evet, aslında bir anlamda dediğiniz gibi bir his yaratması normal ama bence iş güç meselesi sıkıntıda olduğu için normalden daha hassas davranıyorsunuz.
emanet para gibi görüp bağışlamayı düşünmek falan abartılı.
biriktirin, yatırım yapın o zaman.
0
blatta hiberna
(09.05.21)
Bence siz inciniyorsanız onların da incinmemesi için çabalamayın. Bazen 1 sefer sert çıkış yaparsınız ve konu kapanır, gereken budur.
0
megalomaniac
(09.05.21)
yıldırma politikası olarak çar çura harcadığınızı göstermek. saçma sapan şeylere cok para verirseniz "ulan bu bizden zengin" imajı yaratbilirsinizs

iyi niyetli yöntem: size harçlık verenlere bahanelerle hediye al para dönsün 500 lira verdiyse 500 liralık bi şey al ver kendisine internette gördüm aldım fln dersin

kenara atma fikrine ben de sıcak baktım kumbara yap doldur içini. öyle zamanda hayat kurtarır ki kumbara. bizzat size lazım olmasa da yakınınıza sıcak para bulundurmak güzeldir imkan var yapabilirsiniz. çok alınacak bir durummuş gibi gelmedi. verenlerin "minnet etmelisin bana" iması yoksa güzel bi şey harçlık
0
ala09
(10.05.21)
Bence biraz hassasiyet göstermişsiniz, bizim toplumda aile fertleri birbirine bu tür destek olmayı sever, hatta normaldir. Çok hoşunuza gitmiyorsa da, kendi bütçenize karıştırmadan bir köşede ayrı biriktirin. Ama ben olsam sevinirdim doğrusu.
0
firez
(11.05.21)
rose parks +1

megalomaniac +1

kabul etme, istemiyorum de, parayı bırak git. zorla cebine mi sokacak? sokarsa da çıkar. "ihtiyacı olan birine verin de bari bir işe yarasın" falan de.

çok benzer olmasa da hissettiğini anlıyorum. 12 yaşımda babamı kaybettim. ama annem çalıştığı için ve babamdan maaş bağlandığı için durumumuz iyiydi. evimiz de vardı. ama sırf babam yok diye lisede öğretmenler karar vermiş beni alışverişe götürmüşlerdi. yalandan en başarılı sensin sana hediye alacağız dediler. ama herkesten de saklıyorlar. madem başarılıyım ilan et tebrik et. he dedim canım he yemezler. ayakkabı aldıracaklardı bana istemedim. zaten ayağımda o senenin son model nike'ı vardı. yalvar yakar aldırmıştım anneme, annem de kızıp başka ayakkabı almayacağım demişti. ben de çok sevdiğimden her gün onu giyiyordum. bir kız olarak erkek ayakkabısı giyiyordum ama ergenlik işte havalı geliyordu. galiba o ayakkabıyı kötü bir şey sandılar ama pahalı bir ayakkabıydı yani. neyse direttim ve kesinlikle aldırmadım okula geri döndük. sırf muhtaçmışım gibi düşündüklerinden yaptılar bunu ve ben okula dönünce arkadaşıma sarılıp ağladım, babam yok diye muhtaç değiliz biz diye.
0
batlegolas
(13.05.21)
(20)

Oyun önerisi

bana kedicik derdi
Benim karı pc oyunlarını sevmiyor ama bu aralar bolca vakti var. Sevmiyor dediğim sevebileceği bir oyun bulamadık henüz.-Evvela şiddet, savaş, dövüş olmayacak. Kantır, pubg, lol, dota, wow, anno vs yemedi. -Otomobil, uçak, kamyon vs kullanmayı da sevmiyor yani simülasyon da yemedi. Evde direksiyon v
Benim karı pc oyunlarını sevmiyor ama bu aralar bolca vakti var. Sevmiyor dediğim sevebileceği bir oyun bulamadık henüz.

-Evvela şiddet, savaş, dövüş olmayacak. Kantır, pubg, lol, dota, wow, anno vs yemedi.
-Otomobil, uçak, kamyon vs kullanmayı da sevmiyor yani simülasyon da yemedi. Evde direksiyon var ama sevmedi. Bunları.
-Sims denedik sevmedi.
-Zekasını kullanabileceği bir şey olmalı, düşünmesini sağlamalı. Doğa, tarih, dinler, kültür falan seviyor biraz.

Ne öneriyorsunuz?
0
bana kedicik derdi
(09.05.21)
İkisi de eski oyunlar, ilki neighbours from hell, diğeri doodle god. ikisini de hala severek oynuyorum.

şehir kurma oyunlarına bakabilirsiniz, sims city vs.
0
kojonotsuki
(09.05.21)
Simcity, citiesskyline, tropico falan sevmedi ya. Nalet olsun:)
Bakayım dediklerinize madem.
0
🌸bana kedicik derdi
(09.05.21)
''Zekasını kullanabileceği bir şey olmalı, düşünmesini sağlamalı. Doğa, tarih, dinler, kültür falan seviyor biraz'' .

Medieval 2 total war :)

Belki walking simulator tarzı oyunlar olabilir. Aksiyon yok, şiddet zaten hiç yok. Yürüyüp, yer yer puzzle çözüp hikayeyi tamamlıyorsun. Atmosferleri çok güzel oluyor ve hikayeyi sürekli merak ediyorsun. Walking simulator diye aratırsanız kendine göre bir şeyler bulabilir belki.
0
eazy
(09.05.21)
Red Dead Redemption 2
0
conanmaverick
(09.05.21)
minecraft aslında uygun görünüyor. her ne kadar simülasyonsa da rollercoaster tycoon 2 de güzel bir oyun.
0
tey tey
(09.05.21)
din ve zeka. the talos principle. bunu da sevmiyorsa zorlamasın.
0
glamdr1ng
(09.05.21)
Ben de oxygen not included demeye geldim.
Kafasını gerçekten kullanması gerekiyor. Bütün sistemi çok iyi tasarlamalı.
Kendisine şimdiden kolay gelsin diyorum.

Aslında dont starve together da var ama ondan emin olamadım.

Ben bu iki oyunu çok severek oynadım.

Ve red dead redemption a da +1 diyorum.
0
a perfect lie
(09.05.21)
kadınım. ben de aynı şekilde o tür oyunları sevmiyorum. bana da eşim bir şekilde sevdirdi sevebileceğim oyunlar bularak.

bütün dünyada genelde kadınlar stardew valley'yi çok seviyor. pixel art, retro, farming oyunu, kendi içinde bir hikayesi de var, şirin epey. dövüş kısmı da var içinde ama onu yapmak zorunda değilsiniz diye hatırlıyorum. biraz bağımlılık yapıyor, o yüzden ben bi süre sonra bırakmıştım.

point and click türü hikaye odaklı oyunlar sevebilir. the dream machine, machinarium, grim fandango, kentucky route zero filan çok güzel oyunlar.

walking simulator sevebilir, what remains of edith finch, firewatch, the stanley parable gibi. bir de the witness ve the talos principle'ı belki sever, hem walking simulator hem de puzzle gibi.

survival craft sever mi bilmiyorum ama subnautica ve the long dark çok güzel oyunlar.
0
isabella was a ginger
(09.05.21)
Roller coaster tycoon tarzı oyunlar olabilir belki.
0
inheritance
(09.05.21)
Portal 2
0
nhk ni youkosu
(09.05.21)
Caesar
Pharaoh
Civilization 6
Tropico 6
0
heritage
(09.05.21)
EU4 sevebilir belki. Savaş var tabi de öyle grafik bir şey değil. Dünya haritası üzerinde devlet yönetiyorsun, tarihsel bir yönü var 1444-1821 arasında geçiyor. Öğrenmesi biraz zor ama sever belki.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
the talos principle +1 ilgisini çekerse çok güzel sarar.
rdr hayli şiddet içeren bir oyun bu arada.
0
Jux
(09.05.21)
hikayeli oyunlar olabilir.

bence Detroit Become Human denesin.
0
false pretension
(09.05.21)
-Ori and the blind forest
-ori and the will of the wisps
-Beyond two souls - Şiddet içeriği var ama film tadında oyun olduğu için sevebilir hatta severse Detroit- Become a human ile devam edersiniz.
-The Room serisi - Tamamıyla bulmaca
-The Long Dark
-Far Lone Sails
-Ancestors: The Humankind Odyssey - Baya baya evrim sürecini anlatan bir oyun ama biraz tuzlu

-Satisfactory - Kafasını kullansın iyice manyak olsun kafasını kullanırken diyorsanız bu oyuna bakın. Full problem çözmeye ve çözüm üretme odaklı bir oyun.

Bu oyunlara bakmanızı tavsiye ederim.

Bence insanlar oyunları sadece yıkım ve şiddetten ibaret sanıyorlar. Sadece oturup adam vuruyorsun veya full aksiyondan ibaret gibi. Konu derinliği olan karakterlerle bağ kuracağı oyunlar oynarsanız sevmeye başlayabilir. Hatta kendisi oynamadan önce sizi oyun oynarken izlemekten keyif almalı. Ayrıca tarih seviyorsa savaş olmadan olmaz. Birde Asassins Creed Oddysey Discovery Tour tarzı şeylere bakın tamamen tarihe odaklanmış gezi oyunu diyebiliriz.
0
philiptraum
(09.05.21)
Belki interaktif film tadındaki oyunlar oynayabilir. Film, dizi izlemeyi seviyorsa sevecektir. Yürüme simülatörleri olabilir diğer arkadaşların dediği gibi.

The Complex,
She Sees Red,
Life is Strange serisi
Soma
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.05.21)
Portal 2
Braid
Limbo
Deponia
Machinarium
Unravel
0
lüzumsuz adam
(09.05.21)
Dedektiflik seviyorsa Nancy Drew serisi olabilir. Her oyunun farklı teması var ve doğa, tarih, dinler gibi alanları konu alıyor farklı oyunları. Baya da oyun var seride. İlgisini çekebilir.
0
nundu
(09.05.21)
don't starve (together) keyifli +1, çoklu kullanıcıya da açık, onlinea açık, çok sürükleyici bi oyun, bir aydır oynuyorum daha tam bir seneyi göremedim, otursam saatlerce yine oynarım ama vicdanım elvermiyor yapacak işlerden dolayı. oturup vdeolar izletiyor oyunda ilerlemek için vallahi, baya oyalayıcı. Tropicolar çok güzel onun dışında +1, 3 en iyisi bence, ona da bakılabilir. stardew de baya oyaladı +1, legend of zelda da uzun zamandan beri ilk bitirdiğim oyun herhalde, süper sürükleyicydi, puzzlelar bilmeceler de var içinde, keyif alabilir.
0
ruz
(09.05.21)
stardew valley
alba: a wildlife adventure
0
bir garip melek
(09.05.21)
(11)

mac için mouse + klavye

aziz dostum jack
kod yazıyorum, yazın da gelmesiyle mac'i standa koyup harici klavye + mouse ile çalışmaya devam etmek istiyorum.şu an ne klavyem var ne mouse'um. apple'ın ürünleriyle gitsem.$100 keyboard + $80 magic mouse 2 = $180 dolar vereceğim ki bir hayli fazla.klayve alternatif de bakacağım ama mac'i normal mo
kod yazıyorum, yazın da gelmesiyle mac'i standa koyup harici klavye + mouse ile çalışmaya devam etmek istiyorum.

şu an ne klavyem var ne mouse'um. apple'ın ürünleriyle gitsem.

$100 keyboard + $80 magic mouse 2 = $180 dolar vereceğim ki bir hayli fazla.

klayve alternatif de bakacağım ama mac'i normal mouse ile kullanabileceğimi hiç sanmıyorum macbook'un touchpad'ine çok alıştım, daha önce magic de kullandım elimi ağrıtsa da kullanım kolaylığı hoşuma gidiyor. ama yine de benzer deneyim yaşamışlara sormak istedim siz ne kullanıyorsunuz diye.

klayve için de alternatif şunu düşündüm,

www.logitech.com
0
aziz dostum jack
(08.05.21)
Bence hoşunuza giden herhangi bir klavye olabilir ama trackpad'in rahatlığı hiçbir şeyde bulunmuyor. Paraya kıyıp magic trackpad almak lazım.
0
vudin
(08.05.21)
Ben zamanında magic mouse almıştım ama hoşuma gitmedi, arkadaşa verdim. sağ tık yaparken sol parmağını kaldırman gerekiyor falan, zor geldi. bi de çok ince olduğu için ele oturmuyor. normal mouse takınca da scroll olayı magic mouse ya da trackpad gibi olmuyor. o yüzden Photoshop falan kullanmadığım sürece trackpad kullanıyorum.

Mouse olarak bluetooth mouse olması önemli. Boşuna dongle ile uğraşma bir de. Klavye o kadar önemli değil. Bende logitech'in en ucuz klavyesi var. İş görüyor. cmd yerine Win tuşu var zaten.
0
himmet dayi
(08.05.21)
ben apple mouse aldım, kullanamadım, magic trackpad çok daha pratik.
0
plutongezegendegilmi
(08.05.21)
himmet dayı'nın dediği gibi magic mouse beni de açmadı çok güzel özellikleri var da ergonomisi olacak gibi değil ben de track pad2 + düz basit mouse öneriyor ve kullanıyorum.

klavye de 180 dolar çok fazla demişsiniz verdiğiniz linkteki ürün sanırım 1200-1700 lira arası tr'de?

Logitech'in daha basit mac uyumlu klavyeleri var.
0
hedep
(08.05.21)
Magic keyboard + magic trackpad kullanıyorum, başka hiç bir şeye değişmem. Apple'ın mouse'u inanılmaz ergonomi düşmanı ama trackpad'i de bir o kadar güzel. Bu parayı vermene gerçekten değer yani.

Trackpad şart zaten, klavye için şart diyemem ama laptopun klavyesine çok benzediği için laptop - masaüstü klavye geçişinde rahatsız etmiyor.
0
roket adam
(09.05.21)
Mx keys + mx master 3
0
eksisozlukokuryazari
(09.05.21)
mx keys de hiçbir yerde stokta yokmuş bu arada siz nerden aldınız ya :/
0
🌸aziz dostum jack
(09.05.21)
@eksisozlukyazari

işim gereği yeri geliyor 4-5 ekran kullanıyorum, ekran geçişleri için kolaylık sağlıyor mu mx master 3?
0
🌸aziz dostum jack
(09.05.21)
mx keyse sahip olan birinde deneyimledim, ben de almak için bekliyorum. mx master ise çoklu ekranda kullanıma uygun flow diye bir özellik ile geliyor. bir bakın derim.
0
eksisozlukokuryazari
(09.05.21)
@eksisozlukokuryazari

flow'u incelemiştim harika bir özellik ama bu özellik sadece farklı bilgisayarlar arasında çalışıyor gibi geldi, youtube'dan filan da inceledim ama aynı mac'te ekranlar arası geçişte nasıl bir kolaylık sağlıyor emin olamadım.

o kadar gelişmiş, configure edilebilir bir mouse'un mac için bu desteği de vardı mutlaka ama ben göremedim :)
0
🌸aziz dostum jack
(09.05.21)
zaten aynı mac'i çoklu ekranda kullanıyorsanız, herhangi bir ek özelliğe ihtiyaç duymadan kullanabilirsiniz diye düşünyüoyrum
0
eksisozlukokuryazari
(10.05.21)
(4)

Bitcoinin çözemediği sorunlar

top_secret
Ne zaman bi bitcoin başlığına baksam şunları yazıyorlar.xyz “ bitcoin'in yıllardır çözemediği problemlerin hepsini çözen platform”Wds “ xyz nin yıllardır çözemediği problemlerin hepsini çözen platform”Abc “ wds nin yıllardır çözemediği problemlerin hepsini çözen platform”Tamam da bu arkadaşların
Ne zaman bi bitcoin başlığına baksam şunları yazıyorlar.
xyz “ bitcoin'in yıllardır çözemediği problemlerin hepsini çözen platform”
Wds “ xyz nin yıllardır çözemediği problemlerin hepsini çözen platform”
Abc “ wds nin yıllardır çözemediği problemlerin hepsini çözen platform”

Tamam da bu arkadaşların çözemediği problemler ne ki çözemiyorlar
Biri diğerinin problemini çözüyorsa o da çözsün demek ki çözülemeyen bişey değil yani
Toplanıp birbirlerinin problemlerini çözüp “sorunsuz problemsiz miscoin” yapsınlar.

Yani özetle ne anlama geliyor “çözemediği problem” ?
0
top_secret
(08.05.21)
Valla problemin ne olduğuna göre bu iddiaların anlamı değişiyor.

Mesela bitcoin mine etmek çok enerji tüketen bir iş. Bu bir problem mi? Bence değil. Ama bunu bir problem olarak görüyorsan, daha az enerji tüketen coin'ler var.

Bir diğer problem (benim için en azından), bitcoin full-node çalıştırabilmek için koca bir bilgisayar lazım. Full-node çalıştırmadan tam anlamıyla "bağımsız" ve "merkezsiz/dağıtık" olamıyorsun. Ortalama bir telefonda çalışabilecek coin'ler var (mesela eth'nin light node'u, ama onda da full node yok).

Başka bir problem (yine benim için), bitcoin transaction'ları gönüllü full-node'lar üzerinden gerçekleşiyor olması. Yani A B'ye para gönderecek diye keriz gibi bilgisayar çalıştırman lazım. Bu yüzden de 10bin civarı (çok az) full node var. Node sayısı artsa transferler de hızlı olurdu. Şu haliyle çok güvenli de değil. İşte transferler üzerinden para kazanabileceğin coin'ler de var falan filan. Bitcoin de lightning network diye bişey çıkardı hatta sonradan.

Yani işte neyi sorun olarak gördüğüne bağlı olarak o sorunu çözen bi coin var bi yerde. Ama onun da başka kendi sorunları var. Herhangi bir noktada bütün problemlerini çözebilecek mi community göreceğiz. Ben -üzülerek- pek ihtimal vermiyorum ama.
0
plutongezegendegilmi
(08.05.21)
aslinda cozemedigi degil. tasarim geregi trade-off yaptigi seyler var.

mesela bitcoin ilk tasarlanirken block-time 10dk olsun diye kararlastirilmis. simdi her 10dk'da bir block uretiliyor. dolayisiyla sen bir transfer yaptiginda en az 10dk beklemen lazim. alisveris yaptiginda her musterinin kasada 10dk bekledigini dusun. mantikli degil. mesela litecoin (ilk cikan bitcoin klonlarindan) bu sureyi 2.5dk'ya indiriyor. ethereum'da bu sure yaklasik 10-15sn. tabi surenin kisa olmasi double spending riskini artiriyor.

diger bir konu blok boyutu yani her bir blokta(10dkda bir) ne kadar islem onaylanabilinir. bitcoin'in blok boyutu 1MB. bu da islem sayisini ciddi oranda kisitliyor.

tabi bu sorunlar bitcoin uzerinde de asilamayacak seyler degil. ama bunun icin community'nin(miner'lar) ortak karar vermesi gerekiyor. cunku yapilan degisiklikler zincirde catallanmaya yol acacak. mesela block limiti sorununu asmak icin 2017 yilinda iki degisiklik yapildi. birisi SegWit dedigimiz "softfork". block limiti 1MB olarak kalmaya devam etti ama her bir islemin boyutu kucultuldu. boylece sistem geriye uyumlu olarak guncellenmis oldu. bu degisikligin yeterli olmadigini dusunenler ise blok limitini 8MB'da cikarmak istedi. topluluk ortak karar almadigi icin bitcoin catallandi ve BitcoinCash dogdu.

miscoin neden olamaz? cunku blockchain teknolojisi tamamen trustless(kimseye guvenilmeyen) bir ag olusturmak icin ortaya cikmis birsey. varsayilan olarak sistemdeki herkesin kotu niyetli oldugunu dusunuyorsun. bunun icin en onemli sart sistemin olabildigince decentralized olmasi. bir sistemi ne kadar decentralize yaparsan da islemlerin onay suresi o oranda artar. sistemlerin hizli calistigini iddia eden zincirlerin buyuk bir kismi bu decentralization'dan odun veriyor. dolayisiyla sistem ataklara acik hale geliyor. mesela binance chain'deki butun node'lar tamamen binance'in kurucusu CZ'nin kontrolu altinda. istedigi takdirde senin cuzdanini karalisteye alabilir yada belli islemleri geri alabilir. ayni sey Ethereum icin de gecerli. hatta ethereum ilk ciktiginda ciddi bir atak yedi ve ethereum'a yapilan yatirimlarin tamami hacker'lar tarafindan calindi. paralari geri almak icin acik kapatildi ve hack'ten onceki bloktan sistem catallandirildi. zincirin orjinal hali Ethereum Classic oldu.

tabi bu demek degilki diger butun coin'ler pis kaka. Ozellikle Ethereum ve smart contract teknolojisi ikinci bir devrim niteliginde denilebilinir. aslinda smart contractlari bitcoin uzerinde yapmak da mumkun tabi ki ama bitcoin'in yapisi geregi mantikli degil.
0
crucio
(08.05.21)
Coin sisteminin kendisi zaten problem oldugu icin 10 senedir deneyip duruyorlar.

Merkeziyetsiz,denetimsiz ve "bedava" bir sistemin calismasinin imkansiz oldugunu kabullenmek istemiyorlar.

Sirket icinde 100 kullanicili finans sistemini bile oturtamiyorsun.
Dandik bir kobi odemesinde bile devamli kayiplar negatif degerler olusuyor, sen tutup icinde 8 milyar insanin oldugu sistem kurmayi dusunuyorsun.
0
divit
(08.05.21)
Reklam onlar.
0
hayirsiz
(08.05.21)
(9)

Karinca

dunal
Koylerde yasayanlar ev icinde karinca problemini nasil cozuyor?
Koylerde yasayanlar ev icinde karinca problemini nasil cozuyor?
0
dunal
(08.05.21)
Karıncaların yol yaptığı duvar kenarlarına limon sıkabilirsiniz. O yoldan geçmiyorlar bir daha.
0
somethinginthewayshemoves
(08.05.21)
Bi noktada karıncayı problem olarak görmeyi bırakarak :/

Bizim burada bi ilaççı vardı, ona gittim, "abi bu karınca problemini çözecek" diye bişey sattı bana. Evin her yerini fısfısladım, sonra 2 gün evde kalmadım. Gerçekten de o yaz hiç karınca olmadı evde. Ama işte o sıktığım şey ne, sağlıksız bir şey mi falan hiç bilmiyorum.

Bir diğer opsiyon da kedi. Kedisine göre değişiyor tabi de bizimki bütün böcekleri öldürüyordu. Epey rahat etmiştik sayesinde.

Ama iklimi doğru düzgün bir yerdeyseniz sürekli mücadele etmeden sorunu çözmenin bir yolunu bulamadım ben. Her yer böcek.
0
plutongezegendegilmi
(08.05.21)
Çok etkili böcek ilaçları var. Veteriner ya da eczanelere danışabilirsin. Evde duvar diplerine sıkıyorsun. Büyük ölçüde etkili oluyor.
0
chihirovekohaku
(08.05.21)
Anneannemin evinde çok olduğunu hatırlıyorum. Yiyeceklere bulaşana kadar yokmuşlar gibi davranıyorlardı. Etkili zehir arıyorsanız ismini hatırlayamadığım Bayer'in bir zehri var. Dışlı şeker kaplı. Karıncalara yuvalarına götürdüğünde tüm koloniye zarar veriyordu :/
0
vernonj
(08.05.21)
Disaridan eve girip alacagini alip ciksalar problem etmeyeyim de evde bir yere yuva yapmislar sanirim. Ilactan kacinmaya calisiyorum.
0
🌸dunal
(08.05.21)
Babaannemin köydeki evine gittimizde ortalık yerde karınca görmezdik bal, reçel veya çayın yanında şekere tek tük gelirdi. Koloni gibi olanlar ip gibi yol yaparak hareket ederler ve kuytu görünmeyecek yerlerde işine bakardı. ilaç vs kullanıldığını hiç görmedim, en kötü karınca tozu kullanılabilir apartmanda vs. öyle yapıyordum.
0
Uncle Sam
(08.05.21)
eve yuva yapmışlarsa ilaçtan kaçınarak çözmek pek mümkün değil diye biliyorum. Anneannem de türlü yollar denemişti ama pek işe yaramamıştı.
0
chihirovekohaku
(08.05.21)
köyde yaşamıyorum da şehrin içinde 5. kattaki evime karıncalar yol yapmıştı balkondan. internette 'doğal' ne kadar çözüm varsa denedim -limon, sirke, kahve telvesi vs- en ufak bir etkisi olmadı. bayer blattanex aldım eczaneden, gün geçmeden çözüldü...
0
asisamus
(08.05.21)
K-othrine bayer.

Süper bir ilaç. Her türlü haşere için faydalı. Evdeki diğer canlılara da zararı yok.
0
makarnacanavari
(08.05.21)
(5)

Zeka oyunlarında başarısızlık

vizivozo
Çok da gerizekalı biri değilimdir, hatta matematiğim okulda hep çok iyi idi.üniversite sınavında da ilk yüzde üçe girmiştim. Mühendislik okudum.Fakat zeka küpü olsun, dama olsun, go olsun hiç beceremiyorum. Bu tür oyunlarda bir hamle ötesini tasavvur edemiyorum. Bilgisayara karşı 500 kere go oynamı
Çok da gerizekalı biri değilimdir, hatta matematiğim okulda hep çok iyi idi.üniversite sınavında da ilk yüzde üçe girmiştim. Mühendislik okudum.
Fakat zeka küpü olsun, dama olsun, go olsun hiç beceremiyorum. Bu tür oyunlarda bir hamle ötesini tasavvur edemiyorum. Bilgisayara karşı 500 kere go oynamışımdır, gram ilerleme yok. Yoksa ben zurna mıyım ?

* Odaklanma sorunum, performans anksiyetem var ve hafızam kötü.
0
vizivozo
(08.05.21)
Öyle lanse edilse de bu tarz oyunların zekayla pek ilgisi yok. Taktik öğrenmen lazım.

Satranç'ta mesela 1-2 tane açılışı çok iyi öğrendim, oyun ortasında üstünlük kurduğum an taş değişiyorum, eğer bi dikkatsizlik yapmazsam oyun sonuna fazla taşla girip kazanıyorum genelde. Bunun zekayla çok bi ilgisi yok. Hafıza ve odaklanmayla ilgisi var ama.

Eğer bu oyunlarda iyi olmak istiyorsanız taktikleri öğrenin. Go'da da vardı işte merdiven, 3-5 taşlık senaryolarda ne yapılması gerektiğini falan ezberleyebiliyorsunuz. Onları ezberledikten sonra sizden daha az şey ezberleyebilen insanlara karşı kazanırsınız.

Profesyonel seviyede işler değişiyordur belki de hobi amaçlı baya bi yürürsünüz bu şekilde.
0
plutongezegendegilmi
(08.05.21)
Zeka tekil bir yapi degil globaldir, bir suru komponentten olusur. Bir kisim bilissel islevlerde iyi bir kisminda kotu olabilirsiniz. Ornegin yurutucu islevler denen beynin daha ziyade dorsolateral prefrontal korteksinin sorumlu oldugu islevlerde daha zayif (bu tarz oyunlar siklikla yurutucu islev performansi gerektirir), hesaplama islerini yuruten bolgeler acisindan daha iyi performansli olabilirsiniz.
0
gibicibicis
(08.05.21)
plutongezegendegilmi'nun dedigi gibi ama tam oyle de degil. bu oyunlarin zeka ile ilgisi yok diyemeyiz tabi ki ama taktik'leri stratejileri bilmek onemli. mesela zeka kupunu cozmen icin bilmen gereken 7 hamle var(hobbylark.com). bu 7 hamle sayesinde zeka kupunu cozebilirsin. asiri zeki birisi tabi bu hamleleri kendisi de bulup/gorebilir ama zeka kupunun zeka ile alakasi yok gercekten.


satranc/go gibi oyunlar ise temelinde strateji oyunu. satrancta acilislari, oyun ortasi stratejilerini ve oyun sonu stratejilerini bilmek lazim. ama bunlar yeterli degil tabi ki. rakibin stratejisini de cozebilmen lazim. tabi ihtimal agaci asiri buyuk oldugu icin zeka kupu gibi butun stratejiler belli degil. bir noktadan sonra senin oyunu ne kadar iyi okuyabildigin, rakibini nasil tuzaga cekebildigin ve zihninde ihtimal agacinda ne kadar derine inebildigine bakiyor. go da ayni sekilde
0
crucio
(08.05.21)
abi zekan dusukse dusuktur benim de oyun zekam dusuk, ben kabullendim.

Kabul etmeyenler ya taktik ogrenir o sekilde one gecer, ya da zekanin baska turleri var diye kendini avutur.
0
divit
(08.05.21)
calismasini bilmiyorsun. mesela go, bilgisayara karsi amacsiz 1000 kere oynasan da pek ilerleyemezsin. bu her sey icin gecerli, atiyorum piyano karsisina gecip aylarca dugmelere bassan yine pek ilerleyemezsin, bir duvar olur onu asmasi zor olur.

bu tip mevzularin uzuun gecmislerinde nesilden nesile insanlarin ömürler harcayip bulduklari ipuclari vardir, ogrenmek isteyen bu kisayollari kullanir. yani calisir, ders calisir gibi ogrenir. yani bir amaca yonelik calisarak, bir "metodla" ogrenirsin. ecnebiler buna "deliberate practice" diyor.

O zeka kupunu cozenler, cok iyi satranc, go oynayanlar vs. bunlari calisiyor. Mesela zeka kupunu sifirdan cozmek cok zordur. Ama metodlari (algoritmalari) var ezberlemen gereken bir kac tane. 5-10 algoritmayi ogrenip her konfigurasyondaki kupu max 3 dakikada cozebilirsin (algoritmalar da oyle bir zeka istemez, iste "su ve bu renk suradaysa bu hareketleri yapacaksin ki digerleri oynamadan bunlar yan yana gelsinler vs. seklinde). daha hizli olsun istersen daha fazla algoritma ogrenmen, ve oturup el hareketlerine calisman gerekir. go icin satranc icin vs metodlar kitaplar sunlar bunlar var, cok ilgini cekiyorsa oturur calisirsin, anca oyle olur bu isler.
0
robokot
(09.05.21)
(5)

Bu köpüş beni dinlemiyor nasıl eğiteceğim?

ananiyimioguz
Dün bir yavru köpek sahiplendik. Evde büyükçe bir alan oluşturdum, yatağını falan ayarladım. Aşırı cana yakın, hoplayıp zıplıyor. Çiş bezine hemen alıştı, hiç ağlamadı falan.Fakat bugün bir ödül maması aldım temel komutları öğretmek için.Normalde gel demeden beni görünce alanın kenarına geliyor iki
Dün bir yavru köpek sahiplendik. Evde büyükçe bir alan oluşturdum, yatağını falan ayarladım. Aşırı cana yakın, hoplayıp zıplıyor. Çiş bezine hemen alıştı, hiç ağlamadı falan.

Fakat bugün bir ödül maması aldım temel komutları öğretmek için.

Normalde gel demeden beni görünce alanın kenarına geliyor iki ayak üstünde duruyor falan. Ne hikmetse ben eğitme olayına giriştikten sonra inadına gelmedi. Beli aralıklarla denedim gün içinde ama ı ıh.

Yatağında yatıyor, karşısında gel, gel kızım, gel tofi, tofi, al, al kızım, alkışlar, ıslıklar, çığlıklar, yardım çığlıkları, allahın cezası ne yaptıysam gelmedi :D Aptal aptal yatağında kuyruk sallıyor, heyecanlanıyor, havlıyor, oturuyor, kalkıyor ama yatağından inip de bana doğru yönelmedi ki aferin kızıma diyip seveyim, mamasını vereyim.

Ne şaklabanlıklar yaptım, sonlara doğru iyice eğdi kafasını, ne yapıyo bu tipini sevdiğim gibi bakmaya başladı ben de pes ettim. Kaldım elimde ödül mamasıyla.

Acaba dışarıya çıkartıp orada mı alıştırmaya çalışsam? Tecrübeli olanlar var mı? Aşıları da tam bitmedi çıkarmak istemiyorum. Her gün aynı şeyi denesem bir gün elbet gelir mi yoksa yöntemimde mi yanlışlık var?

3 aylık, şivava.
0
ananiyimioguz
(08.05.21)
Tecrübeli değilim, hiç köpek bakmadım. Ama şahit olduğum bir eğitimde, yapılması istenen harekete en yakın hareket ödüllendiriliyordu. Bu şekilde yavaş yavaş istenilen harekete ulaşıyorlardı.

Örneğin, köpeğinizin yerde dönmesini istiyorsunuz. İlk önce komutu verdiğinizde ne yapması gerektiğini anlamayacak ama bir şekilde kendisini yere attığında ödüllendirirseniz devamı da aynı şekilde adım adım geliyor.
0
ruhen hastayim ben
(08.05.21)
o kadar doğal bir süreç ki.
size şöyle anlatayım, sürekli ama sürekli gel diyeceksiniz. her geldiğinde ödül. cebinizde ödülle dolaşın. ödül ya da ceza anında olmayınca köpekler anlamıyor. yani 1 saat önce yere işemiş diye 1 saat sonra kızarsanız anlamayacaktır.

dışarıda başlamayın henüz. ev içerisinde uzun koridor varsa orada deneyebilirsiniz.
3 ay çok küçük bir köpek için, böyle böyle öğrenecek. asla pes etmeyin. gel, otur, pati ve yat çalışın. elinizde mama ile gösterin ne yapması gerektiğini. mesela ayakta bir köpeğe otur diyip mamasını ensesine doğru gösterince bakmak için oturuyorlar zaten sonra kocaman bir aferin ve ödül. yat için de mamayı burnuna koklatıp yere doğru uzatın, hop yatacaktır.
0
wild honey suckle
(08.05.21)
Youtube’da kopek koleji diye bir kanal var. Orda yavru kopek egitimi ile ilgili egitici videolar var. Kopegim yavruyken cogu seyi hatali yaptigimi farkettim. Sonradan duzeltmek de zor oluyor. Mesela odul vermekle rusvet vermek arasinda fark var ve kopek bu farki cok rahat anliyor. Ayrica civavalar inatci, biraz basina buyruk kopeklerdir.
0
congratulationsyouwon
(11.05.21)
öncelikle tebrikler :)

En önemli nokta sabır, 3 aylık yavru daha çok ufak, sizi tanıyacak etrafı tanıyacak sonrasında yavaş yavaş adapte olacak. Clicker almanızı tavsiye ederim, biz öyle bayaa bir yol kat ettik zamanında. Asla ama asla korkutup kızmayın ben o hatayı yaptım ve halen aramızdaki güven tam oturmadı evde hep eşimin peşinde ama bana mesafeli. Köpek kral ailesi, köpek koleji buradaki içerikler yardımcı oluyor gerçekten, en başında dediğim gibi sabretmeniz lazım.
0
mirty
(11.05.21)
Hocam 6 aya kadar beyinleri zaten tam gelişmiyor köpeklerin. Yani yine eğitebilirsiniz, gel git otur falan ama çok fazla bir şey beklemeyin. Tuvaletini falan öğrenmesi sürer biraz daha.

Onun haricinde ödül mamasını burnuna tutup koklatın, hatta ilk mamayı dümdüz verin, sonrasında elinizde mamayı görünce kovalamaya başlar zaten. İlk gün diyorsunuz, ödül mamasının ne olduğunu anlamamıştır muhtemelen.

Dışarı çıkarma konusunda da çok ertelemeyin. Cinse göre değişiyor ama 3 ay civarı korku duygusu gelişmeye başlıyor. O yüzden çıkarabildiğiniz kadar çıkarın, yeni insanlarla karşılaşsın, tanışsın. Eğer yapmazsanız ileride her yeni insan gördüğünde havlamaya başlar. Şivavalar zaten agresif köpekler, erkenden sosyalleştirmek faydalı. Diğer köpeklerle sosyalleştirmeye aşıları bitince başlarsınız, ama şimdi yeni insanlar görebilir.
0
plutongezegendegilmi
(11.05.21)
(16)

devlet yönetmenin neden ideolojik olması

ilkot
öncelikle duyuruyu açmama neden olan başlık:(bkz: https://eksisozluk.com/mansur-yavasin-deniz-gezmis-tweeti-atmamasi--6506769?a=popular)devletler neden şirketler gibi yönetilemiyor? ben bilmiyorum bizim CEO hangi ideolojiyi seviyor hangisini sevmiyor ve umurumda da değil zaten. ortada yapılması gere
öncelikle duyuruyu açmama neden olan başlık:

(bkz: https://eksisozluk.com/mansur-yavasin-deniz-gezmis-tweeti-atmamasi--6506769?a=popular)

devletler neden şirketler gibi yönetilemiyor? ben bilmiyorum bizim CEO hangi ideolojiyi seviyor hangisini sevmiyor ve umurumda da değil zaten. ortada yapılması gereken bir iş var ve ceo/patron/müdür/yönetici bu işi yapıyor.
şirketlerin amacı para kazanmaksa devletlerin amacı da halkına hizmetse neden burda bir ideolojiye sahip olması zorunlu gibi davranılıyor? bildiğiniz denenmiş örnekler var mı?

ya mesela bir parti çıksa dese ki ya bizim sağ/sol işlerine kafamız basmıyor ama bir devleti yönetecek yeteneklerimiz var, yeminle oyum size.

ben çok sıkıldım yok o sağcıymış yok bu solcuymuş, bıyığını yukarı burmuş, başına kasket takmış. işe yarasa kabul edeceğim bu da bunun bir yan etkisi diye ama göremiyorum.

örnek özelinde yinelemek gerekirse mansur yavaş'ın deniz gezmiş hakkında tweet atmaması yüzünden bak gördün mü anmıyor benim cumhurbaşkanım olamaz denebiliyor. bu bana son derece saçma geliyor deniz gezmişin trajik ölümü bizim bugünümüzü neden etkiliyor? bu nasıl bir fayda sağlıyor?

herkesin sadece işini yaptığı bir düzen çok mu ütopik?
0
ilkot
(06.05.21)
çünkü yönetenlerin görevde kalmak, göreve ve imtiyazlarına devam edebilmek gibi amaçları bir anda öncelikleri oluveriyor.

halk da yönetici seçerken ideolojilerden sıyrılıp salt yöneticilik vasfına göre seçim yapabilecek kadar kalifiye değil.

böyle bir kısırdöngü.

hak ettiği şekilde yönetilir milletler, ne eksik ne de fazla.
0
baharat
(06.05.21)
Düşüncen en basitinden yanlış. Devlet dediğin kurum halka hizmet amacıyla var olan bir kurum değil aksine insanları yöneten, yaşamı şekillendiren bir güç. Bunun da ötesinde şirket ve devlet ayrımını çok iyi yapamamışsın bence ancak hadi dediğin gibi şirketin amacı para kazanmak ve devletin amacı da insanlara hizmet etmek olsun.

O zaman ilk soru, kim niye gidip başkalarına hizmet etmek için gönüllü olsun? Yani şirkette üst seviyedeki adam diğerlerinden fazla kazandığı için daha da çabalıyorken senin mantığınla halka hizmet etmek için var olan bir kurumda kim neden gidip en üst düzeyde hizmet etmeye çalışsın? Senin onlara karşılığında bişey vermen gerekir ki onlar da bu göreve seçilmek için canla başla çalışsın. Yoksa aklı başında hangi kişi gidip "size en çok ben hizmet edeceğim, size hizmet etmek benim en büyük önceliğim" şeklinde düşünür? Illa bişeyler alacaklar ki yalandan böyle sözler söylesinler.

Bu da işte yönetme gücü ve tabii ki ücret demek. Yani devlet halka hizmet etmek için yok. Yönetmek için var. Sen gidip bir tarafı yönetmek istiyorsan da onlardanmis gibi yaparsın ki kendine destekçi bulasın. Onlardanmis gibi yapmak için de onların istediklerini bişekilde yerine getirmeye çalışırsın.

Yani kısaca ideolojisiz bir devlet imkansız.
0
j r r tolkien hayrani
(06.05.21)
kitlesel olarak öne çıkarılabilecek en kolay şey ideoloji. şu anda sokaktaki 100 kişiye sorsan, özellikle cahil kesim önce namazında niyazında olsun der, yönetim tecrübesi, becerisi çok önemli değil. Kılıçdaroğlu alevi diye oy vermeyecek inanılmaz büyük bir kitle var yani mesela. o yüzden bu söylediğin düzen biz profesyoneller için çok mantıklı evet ama toplumun %95'i için anlamsız.
0
roket adam
(06.05.21)
Bunu Türkiye'de yapmak isteyip de yapamayan Cem uzan ya da Liberal demokrat partiydi zannımca. Halkta pek karşılık bulmadı onlar da. Bence sorun yöneticilerde değil halkta. Siyasetçi bu halkın kimyasına göre şekillendiriyor kendini. Bkz İmamoğlu. CHP bu işi çözdü mesela biraz geç de olsa. Halk eğitim seviyesi yüksek dini değerlerle devleti ayıran bir yapıda olsa ona göre bir siyasetçi ancak karşılık bulurdu
0
olaylar olaylar
(06.05.21)
bence ideoloji tanımın yanlış. burada istediğin şey de bir ideoloji değil mi? liberal ekonominin ağır bastığı bir devlet de bir ideoloji. bir başkası da hayır devleti şirket gibi yönetmemeliyiz derse bu da bir ideolojidir.

sanırım ekonomik kararlar dışındaki şeyleri ideoloji tanımına sokuyorsun. ama devlet yönetmek ekonomiden fazlasıdır. her alanı içine alır. "herkes istediği gibi yaşasın, önemli olan ekonominin büyümesi" diyorsan bu da bir ideolojidir yukarıda dediğim gibi.

ancak miliyetçilik gibi kavramların genç nesilde bir karşılığı yok. o yüzden ideolojiler de değişiyor. 50 yıl öncesinin ideolojileri bugün pek de bir şey ifade etmiyor.
0
black mamba
(06.05.21)
@j r r tolkien hayrani
öncelikle cevabını okuyunca serbest çağrışım şu geldi aklıma:
www.youtube.com

anayasada yazan da bu şekilde;
V. Devletin temel amaç ve görevleri

Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

bunu özetlersek millete hizmet etmektir diyemez miyiz?

ilk soruya cevap olarak bir şirket ceo'su gibi daha fazla kazansın diyebilirim. söylediklerimden bedavaya çalışsın, bana hizmet etsin kendi taş kemirsin gibi bir anlam çıkmaması lazım. hizmetinin karşılığını alsın ama bunu bir ideolojiden bağımsız yapsın demeye çalıştım.

edit:link
0
🌸ilkot
(06.05.21)
Bir devletin ortaya çıkma sebepleri veya devlet kökeni teorileri diye araştırabilirsin.
Öncelikle bir devlet için temel ve onu oluşturan bir sebepler olur.
Tamamen firma/şirket gibi ekonomiye dayalı bir devlet temenni ederken bile asker ya da genel anlamıyla güvenlik güçlerinin o devlet konumu, rekabet halinde veya düşman olduğu diğer devletler bir devletin salt alış veriş amaçlı kurulamayacağını gösterir gibi.

Bir de devlet varken bile firmalarda çalışanlar her türlü haklarını istemek ve almak noktasında sorun yaşarken Tamamen x devlet (ltd.şti.)de bu çalışanların halini düşünmek başka bir sorun gibi geliyor.
Sendika/adliye/sosyal haklar konusu bile hayal bile hiç olmayacak varsayımlar gibi geliyor insana.
Öyle değil mi ?
Sonuçta herkes devlet şti. i(çin) var.
Çin'de zaten bu noktada komünizme dayanan ama kapitalizmin estiği bir yer. Sonuçta 1.5 milyar insan var. Herkes tamamen olmasa da bu haliyle potansiyel "işçi" konumunda.
Batıda ürünlerini satmanın yanı sıra bazı hakları koruma adına kampanyalara katılan veya diğer sosyal aktiviteleri olan ünlü markaların Çin'deki çalışanlarının halleri de ayrı konu
0
Erva
(06.05.21)
Çok yazılmış, okumadan göz attığım kadarıyla cevap vereceğim: belediye başkanlığı devlet yönetmek değildir. Sağcı ya da solcu olmadan "idare" edilebilir. Ama genel olarak her şey ideolojiktir. Burada sorgulanan Mansur Yavaş ya da bir başkasının sağcıları anarken solcuları anmaması ama oyu solculardan almasıdır.
0
prole
(06.05.21)
@ilkot
O programda da ne delirtmisler kadini :D

Simdi sana bir soru, esnaftan harac alan kisiler bunu hangi amacla yapiyor ve millete ne diye aktariyor? Amac belli ancak amaclarini aktarma bicimi su klise 'koruma' adi altinda vs olabilir. Esnaf gidip dese ki 'hayir arkadasim ben sana harac vermeyeegim' ne olur? Adamlar bu sefer sana birsekilde zarar verecek.

Devletlerin olayi da bu hemen hemen. Hicbir devlet ozellikle gunumuzde gidip 'ben seni yonetiyorum, senin ne yaptigina ne yapacagina ben karar veriyorum. Sen yine de gelip bana para vereceksin' demez. Klasik 'seni korumak, sana hizmet etmek icin' varim der. Bunun icin de senden para talep eder. Sen o parayi odemeye itiraz et bakalim ne oluyor? Ee yukaridaki ornektekinden farki ne?


Sirket ve devlet olayinda olay yine ayni noktaya geliyor. Sen gidip bu adama para versen bile yine de o isi cekici kilman gerekir. Yani bu adam gidip ozel sektorde ya da baska bir iste devlet yoneticiliginden aldigi paranin esdeger ucretini hatta daha da fazlasini alabilecekken neden yoneticiligi secsin? Buradan bakinca diger yerlerde calissa 'millete hizmet etmesine' gerek kalmayacak, ee adam enayi mi ki gidip hizmet etsin? Degil. Isin ucunda yonetme olayinin oldugunu biliyor ve o yonetme karsiligi resmi olarak aldigi ucret gorece az bile olsa dolayli olarak bunu deli gibi arttirma olasiligi var eger amaci paraysa. Para olmasa bile digerlerini yonetiyor adam, koskoca ulkeler bir avuc kisinin kararlari ile hareket ediyor. Adam da gidip yonetilmek yerine yonetmek istiyor.

Eee sen yonetiyorsan eger oyle ya da boyle birilerinin seni dinlemesi ve sana itaat etmesi gerekir. Baskalarinin seni secmesi icin de onlarin istedigini onlara verirsin. Bu yuzden de yonetme olayindan ideolojiyi cikaramazsin.
0
j r r tolkien hayrani
(06.05.21)
geri kalmış toplumlarda siyaset ve sosyal yaşam içiçedir. buna bir de toplumunda birçok farklı yaşam tarzı ve etnik kökeni barındıran türkiye'yi düşündüğümüzde bu topraklarda ideolojisiz siyaset eşyanın tabiatına aykırı. bak norveç'te var mesela dediğine yakın bir yönetim şekli. orda sandığa gitme oranı %30 bile değil adamların tek derdi gelen gelsin de düzgünce yönetsin.
0
makarnavodka
(06.05.21)
devleti yöneten kişinin alması gereken kararlar var. kimisi çevreci kararlar alacaktır, kimisi çevre umurunda olmadan inşaatçı kararlar alacaktır. kimisi komşu ülkelerle savaşa girmek isteyecektir, kimisi barışçı olacaktır. kişiler ya da partiler seçimlere girerken yapılan kampanyalarda bütün bunları ayrıntılı anlatmaya çalışsalar da, yapılan seçim kampanyalarının reklam olduğunu, başa geçince yine kendi kafalarına göre iş yapacaklarını düşünebiliriz.

bu sebeple, genel olarak kendimizle aynı düşünce yapısına sahip insanları başa getirmek isteriz. (çok kabaca, aynı düşünce yapısı = aynı ideoloji)

deniz gezmiş örneği üzerinden gidersek, 60'ların sonundaki olaylarda deniz gezmiş'in tarafında olan birisini mi devletin başında görmek istersiniz? deniz gezmiş'e düşman birisini mi devletin başında görmek istersiniz?

bir tanıdığım anlattı. 60'ların ikinci yarısında istanbul üniversitesi'nde okuyor. o zamanlar 5 vakit namazında ve milliyetçi birisi. olaylar sırasında sağcıların yanında sloganlar atıyor, kavgalara giriyor. olaylar devam ettikçe, karşı tarafın (deniz gezmiş'in olduğu tarafın) sloganlarını dinliyor ve diyor ki "bu adamlar hem kendilerinin, hem benim, hem de herkesin iyiliğine olacak şeyler söylüyorlar. bizim taraf ise sadece "allah sizin belanızı versin, sizi öldüreceğiz" sığlığında şeyler söylüyorlar. ben neden bu taraftayım? neden karşı tarafta değilim?" bunun üzerine taraf değiştiriyor ve solcu oluyor. solcularla birlikte olaylara karışıyor, hatta bayrampaşa'da 6 ay tutuklu kalıyor. (deniz gezmiş'le birlikte) yani deniz geçmiş'i sadece olaylardan tanımıyor. aynı koğuşta uzun süre birlikte kaldıkları için gayet iyi tanıyor ve hala çok seviyor.

şimdi bu anlattığım adam, deniz gezmiş'i seven adamı, deniz gezmiş'i sevmeyen adamdan daha çok sever. devlet yönetimine deniz gezmiş'i seven adamın gelmesini ister çünkü alacağı kararların, kendi düşünce yapısına daha uygun olacağını düşünüyordur.
0
co2s2
(06.05.21)
@makarna
Siyaset dediğin direkt hayatın kendisidir. Her toplumda siyaset ve sosyal yaşamin iç içe olması normaldir. Geri kalmış toplumlarla falan alakası yok.

Onu da geçtim Norveçte katılımin %30 olduğuna dair kaynak var mı? çünkü benim baktığım resmi kaynakları neredeyse %80 olduğunu söylüyor. Bu da kaynak

www.ssb.no

Yaklaşık 3 milyon kişi oy kullanmış. Zaten seçmen sayısı 4 milyon falan sanırım.

Zaten ortada siyasi parti varsa ideoloji de vardır. Sen gidip bir partiye oy veriyorsan istersen katılım %10 olsun yine bir ideolojiye oy veriyorsun.
0
j r r tolkien hayrani
(06.05.21)
@tolkien, içiçe derken aşırı derecede içiçe anlamında söylemek istemiştim. benim gözlemlediğim kadarıyla avrupa'da siyaset genel olarak türkiye'deki kadar takip edilmiyor, konuşulmuyor. norveç'teki katılım oranında sen haklı olabilirsin hocam ben norveçli bir arkadaşımın yalancısıyım. 3-4 yıl önce öyle söylemişti.
0
makarnavodka
(06.05.21)
@tolkien +1, devletin amacı hizmet etmek değil.

Ama zaten çok basit bir denklem var:

- CEO'nun amacı şirkete kâr ettirip shareholder'ları mutlu etmek.

- Siyasetçilerin amacı da kendini seçen/seçtirenlere hizmet edip onları mutlu etmek. Bunu yapmazsa seçilemez zaten.

Yani ideoloji teker teker ayrıntıya girmeden kime güzellik yapacağını kolayca söylemenin bir yolu. Çıkıp "ben muhafazakar demokratım" dediğimde epey büyükçe bir kitleye "ben size hizmet edeceğim" mesajı verebiliyorum otomatikman. Bu sayede oturup "asgari ücreti ortalama ücret yapıcam" ya da "çevre koruma kanunu her hafta değiştiricem ki kolayca bina dikebileceksiniz" dememe gerek kalmıyor.

Kaldı ki hizmet etmek sadece maddi şeyler üzerinden de olmuyor, kişilere kendini iyi hissettirebilmek de bir "hizmet" türü. İnsanların çoğu, Marx'ın zannettiğinin aksine, bu tarz şeylere eline geçen paradan daha çok önem verebiliyor.

"deniz gezmiş tiviti atmadı" anlamsız bir söylem değil o yüzden. O arkadaşın demek ki devletten sahiplenen erkek tutuşu bekliyor yoldan köprüden falan önce. Sen de mesela "sadece işini yapsın" diyerek bir özgürlük alanı bekliyor olabilirsin.
0
plutongezegendegilmi
(06.05.21)
Sanma ki şirketlerin ideolojileri olmaz.
Mesela çalışanlarına daha çok özerklik tanıyan şirketler var, daha tepeden yönetilen şirketler var.

İş bankası ile red bull'un ceolarının yönetim modelleri benzer mi sence?

Yani fikir ayrılıklarının olması kaçınılmaz. Burada sorun farklı fikir ayrılıklarını kabul edebilmek. Türkiye'de sorun bu. Herkes bizim gibi düşünsün istiyoruz.
0
anten
(06.05.21)
otomatik piyano'yu okuyalim, vonnegut cevabini yillar önce vermis.

okuyamam daha cok para kazanmam lazim diyorsan, sirketler karlılık temelinde kurulmustur ve karlılıga hizmet eden verimliliği artirmaya calisir. insan ama hic de verimli bir canli degildir, rasyonel hic degildir, pipisinin kukusunun keyfine yaşamayi calismaya ve üretmeye tercih eder. bu sebepten

a- sirket gibi yönetirim, "ben bir bakima ülkemi pazarlamakla mükellefim" diyenlerin ülkeyi getirdigi yeri görüyorsun.
b- hadi muhtesem bir yönetim sistemi kurdun, verimli olmayan engellileri yaşlilari ve cocuklari ne yapacaksin, sirkete kar getirmiyor diye öldürecek misin?
c-daha uzun yazacaktim ama gerek yok. olmaz o iş.
0
spivak
(07.05.21)
(14)

Yazılım eğitim içeriklerininin kalitesizliği

plutongezegendegilmi
Daha doğrusu "video" içeriklerinin kalitesizliği. Güzel kitaplar var yoksa.Giriş seviyesi için de "iyi" sayılabilecek içerikler/kurslar var evet. Ama orta-ileri seviye için videolu güzel kaynak yok arkadaş.System design bakıyordum, şöyle bir videoya denk geldim: https://www.youtube.com/watch?v=uzeJb
Daha doğrusu "video" içeriklerinin kalitesizliği. Güzel kitaplar var yoksa.

Giriş seviyesi için de "iyi" sayılabilecek içerikler/kurslar var evet. Ama orta-ileri seviye için videolu güzel kaynak yok arkadaş.

System design bakıyordum, şöyle bir videoya denk geldim: www.youtube.com

60 bin abonesi olan bir kanal. İyi para kazanıyordur diye düşünüyorum. Buna rağmen video içeriği rezalet. Yani adam hiç düşünmemiş, oturup o an tasarlamaya çalışmış, olmamış, baya bir hatası var falan filan.

Para olan bir sektör diye tahmin ediyorum, buna rağmen niye kaliteli advanced seviye içerik çıkmıyor? Giriş seviyesi içeriğin daha çok olmasını anlıyorum, orada çok müşteri var, tamam. Advanced ES kursu arıyorum, bulsam 200-300 $ veririm, ama yok (bkz: udemy screenshot'ı). 10-20 $'a "intro to JS" kursu vermekten daha kârlı da olabilir (mi?) kursu hazırlayan insan için.

Niye böyle sizce?
0
plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Ben bunun altında ileri düzey bilginin herkesle paylaşılmak istenmemesinin olduğunu düşünüyorum. İleri düzeye gelmek için herkes çaba harcıyor. Yüksek lisans yapan var, doktora yapan var, o konuda 20 yıldır çalışan var. Bir kişi elde etmek için yıllarını harcadığı bilgiyi neden herkesle paylaşsın ki? Burada kâr zarar hesabı yapılabilir. Udemy'den gelecek kazanç, o kişinin bir gün uzmanlığının değerini yitirmesine değer mi? Herkes o konuyu öğrenirse doğal olarak o konudaki bilgili insan sayısı artar. O konuda bilgili insanların fazla olduğu bir ortamda bilgilerini paylaşanın da uzmanlığı riske girer.
0
dissendium
(04.05.21)
www.oreilly.com
www.packtpub.com

Bence üzerinde çalıştığın şeyin kendi dokümantasyonu ve üstteki gibi birkaç kaynak hariç internetin gerisi kalitesiz içerikten oluşuyor. Udemy gibi yerlerdeki içeriklerin çoğu zaten bir şey öğretmek için değil, biraz bilen birilerinin "ulan bi kurs satıp para kazanayım" diye açtığı kurslar.
0
hayirsiz
(04.05.21)
@hayirsiz, hocam valla packt'i denedim, orada da udemy ile aynı durum. Kitap tamam ama video işi aynı yine. Oreilly üye olmadan hiçbir şey göstermediği için kayıt olmamıştım, bakayım ona, teşekkürler.

@dissendium, ya açıkçası zannetmiyorum. ben bilgimi paylaşınca bir şey kaybetmem ki? kaldı ki kitap yazıyorlar, yani paylaşma konusunda sıkıntıları yok, kitaptan para kazanabildiklerini de sanmıyorum çok. paylaşma formatı video değil sadece.
0
🌸plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Valla hocam bunu ben de düşündüm çünkü cidden bazı şeyler hep birbirinin kopyası. Vardığım sonuç, kişilerin elde ettiği gelir/tatmin sanırım harcadıkları çabaya oranla çok az kaldığı için pek devam etmedikleri.

Udemy üzerinden ilerleyelim mesela, orada şu an daha çok yazılıma giriş yapmak isteyen kişilere yönelik eğitim verenler kazanıyor çünkü yazılımci olmayanların sayisi yazılımcilardan daha fazla. Talebi oluşturanlar hep dışardan kişiler, hal böyleyken biri video çekerek para kazanmayı amaçlıyorsa piyasadaki talebe göre hareket ediyor. Yani çok iyi bilen adam da gidip advance anlatacağina temel anlatmayi tercih ediyor.

Devamlılık olayı da önemli. Mesela bazen bakıyorum bazı konularda süper videolar oluyor. Videoda da kişi seri olacağını falan anlatıyor, sonra millet o ilk videoyu pek izlemedigi için adam da devam etmek boşuna deyip ilk videodan sonra bırakmış oluyor vs.

Video ile anlatmak da biraz daha mesakatli, gidip içeriği iyi hazırlaman gerek, diksiyonu falan ayarlaman gerek, edit yapma olayı olabilir, öncesinden gidip kodu falan iyice tekrar edip hata vermemesini sağlaman gerek falan filan. Talebin fazla olduğunu bilmediğin sürece kolay kolay girişmek istemezsin bu işe. Ileri seviyenin dezavantajı da bu. Senin o içerik arada kaybolup gidebilir çünkü hitap ettiğin kişi az. Bir de kimse seni bilmiyorsa gidip sana para vermek istemez.
0
j r r tolkien hayrani
(04.05.21)
Ben de dissindium'a katılıyorum. Birincisi bu işin gerçekten uzmanı olan, buradan profesyonel olarak para kazanan insanlar oturup udemy videosu eğitimi hazırlamakla uğraşmıyorlar, böyle bir gelir beklentileri de, motivasyonları da yok, çünkü bu video hazırlama işi başlı başına çok, ama çok zor bir iş. Gerçekten hakkını vermek için full time oturup vakit harcamak lazım yani. Adam profesyonel kariyerine ayıracağı vakitle daha çok para kazanabiliyor, oturup bunlarla uğraşmaya tenezzül etmiyor.

İkinci olarak da giriş seviyesi bir python dersi 100 milyon izlenecekken, orta ve ileri seviyede çok detay bir konuyu anlatacak adam 1000 izlenecek (yaşanmış olaylar bizzat) dolayısıyla para kazanma, izlenme şansı da yok. Talep olan yere yöneliyor insanlar özetle. 3 tane adama 300'er dolardan aşırı detay ve teknik bir kur hazırlayacağıma, intro to js kursu açarım 30 liradan 1 milyon satılır gibi düşünebilirsin.

Örnek veriyorum, zamanında güvenlik üzerine türkçe içerik üretmek üzere bir araştırmaya giriştim hem kendim hem çalıştığım firma için. virüsten nasıl korunulur gibi bir içerik, ya da güvenlikçi nasıl olunur gibi bir video, güvenlik otomasyonunun bilmenmesi videosundan milyonlarca kat daha çok izlendi. 1. si daha az bilgi ve uğraş gerektiriyordu ama daha çok para getirdi, 2.'si çok ciddi bir çaba ve yılların emeğini gerektiriyor, ama 200-250 falan izlenmiş.
0
roket adam
(04.05.21)
Ya tamam ama insanlar girip hep junior seviyede mi kalıyor? Bugün sektöre 100 kişi giriyorsa, 2 sene sonra 100 kişinin advanced kurs ihtiyacı olmayacak mı? Udemy kurulalı 12 sene olmuş, yani bir noktada bu bahsettiğim kırılımın gerçekleşmiş olması gerekmiyor muydu? 2-3 tane "intro to python" kursu olur, bunlar varken yine bi intro to python kursu açmak maddi anlamda da feasible değil gibi geliyor bana.

Hep kurs hazırlayan kişinin incentive'lerinden bahsediyoruz ama advanced içeriğe de hiç talep yok herhalde. Acaba neden.
0
🌸plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Talep işte vardır da yok sayılacak kadar azdır. Şu aynı kursun fazla olması da referans olayına bağlı olabilir. Mesela atıyorum adam gidip JavaScript ile ilgili giriş seviyesinde ders anlatmış ve iyi satmış daha sonra aynı adam gidip kolaylıkla Python giriş eğitimi de çekebilir çünkü çok bir şey öğrenmesine gerek yok. Onu diğer kurstan tanıyanlar da "oo x eğitmen şu kursu yapmış kesin iyi anlatmıştır gideyim onu alayım" der sonra aynı adam gider "sql giriş" dersi açar yine aynı döngü yaşanır falan.

Sektöre bişekilde giren adam da açıkçası pek zorunda kalmadıkça kendini geliştirmeye çabalamıyor. Genelde herkesin beklentisi o kurslar ile bişekilde sektöre girip iş bulmak. Iş bulduktan sonra "şu kursu alıp bunu iyice öğreneyim" olayı pek olmuyor. Hatta isin daha ilginç yanı sektöre giren bu kişilerin çoğu advance kurs ile kendini geliştirmek yerine "benim neyim eksik" deyip o "x e giriş" eğitimi çekmeye başlıyor.
0
j r r tolkien hayrani
(05.05.21)
Yaklasik 7 yildir bu sektordeyim, video acip izleyerek ogrendigim sayilidir. kendi dokumantasyonlari gayet yeterli.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(05.05.21)
Quora'da python bilenler için para kazanma yöntemlerini sormuştu biri. En çok oy alan kişi iyi-orta-yeni öğrenmiş diye üç sınıfa ayırmış ve ne yapılabileceklerini yazmış. En alt seviye bilenlere önerdiği şey; "kurs videosu çekin" idi.
0
tey tey
(05.05.21)
tahtakafa
(05.05.21)
@jrr +1

Giriş seviye içerikler hem yeni başlayanların çokluğu hem de üreticinin çok da kafa yormadan içerik hazırlayabilmesi sebebiyle çok fazla var.

coursehunter.net ve tutflix.io bu iki site bu anlamda baya işime yarıyor benim. Amacım kursları ücretsiz edinmek değil, yeni kaynaklar öğrenmek. Herhangi bir kursu indirip izlemek (coursehunter'da indirmene de gerek yok, izlenebiliyor siteden) istediğim kalitede mi değil mi anlamak kolay oluyor. coursehunter rus sitesi bildiğim kadarıyla. çok fazla rus içerik var. ruslar baya güzel eğiliyor bu işe. Altyazı imkanı olsa bu bile denenebilir.
0
IncredibleMau
(05.05.21)
Nanodegree programları işinizi görebilir belki.
0
synthetic a priori
(05.05.21)
Bu oldukca bilinen bir fenomen. Beginner icerik girla vardir cunku yazmasi kolaydir. Advanced icerik gorece baya vardir, guzel yazmasi zordur ama advanced adam ne dendigini asagi yukari anlar ne kadar kotu de olsa.

Intermediate icerik yazmak (yani beginner ile advanced arasina kopru kurmak) is cok zor. Hem cok emek istiyor hem de iyi sonuc almak icin andragogyi cozmus olmak lazim vs. Yani iyisini yapabileceksen millet ac kapis kapis gider ama yoksa zor. Yani risk / getiri tahammulune bakiyor.
0
robokot
(05.05.21)
yazılım için bakmak gerekirse, @eksi sozlukte eksiyen adam'ın dedikleri çok doğru.

giriş seviyesinde falan izleyerek öğrenmek çoğu kişi için zorunluluk gibi oluyor. gözünde canlanması, yapan adamın pratiklerini görmek gibi. öğrenmeyi kolaylaştıran şeyler.

gel gelelim yazılımda artık ileri seviyeye geçtiğinizde video sizin için sadece zaman kaybı oluyor. kullanacağınız yeni dillerin, tool'ların, framework'lerin, kütüphanelerin yalnızca dokümanına bakmak yeterli oluyor anlamak için. her zaman söylenen bir geyik vardır ya hani "bir dili çok iyi bilirsen ve veri yapıları ile algoritmalara hakim olursa diğer dilleri çok kolay anlarsın" diye. bu geyikten daha çok bir realite.
0
ilgeru
(05.05.21)
(21)

Yerli aşı çalışmalarına gönüllü olur muydunuz?

hayaletimsi
Az önce yerli aşı çalışmalarının herhangi birinde gönüllü olmak için bir form doldurdum. Bir an önce aşı olma isteğimin etkisi de var bunda. Siz olur muydunuz? ne düşünüyorsunuz?Ankara'da yaşayan arkadaşlar için şuradan doldurdum formu;https://ankarasehir.saglik.gov.tr/TR,522128/asi-calismasi-gonull
Az önce yerli aşı çalışmalarının herhangi birinde gönüllü olmak için bir form doldurdum. Bir an önce aşı olma isteğimin etkisi de var bunda. Siz olur muydunuz? ne düşünüyorsunuz?

Ankara'da yaşayan arkadaşlar için şuradan doldurdum formu;
ankarasehir.saglik.gov.tr

ps:
İlk erciyes üniversitesine mail atmıştım, bugün şöyle bir cevap geldi.

"Sayın xxx,



Aşı çalışması için gönüllü olarak katılmak istediğinizi belirtmişsiniz. Erciyes Üniversitesi Hakan Çetinsaya İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezimizde geliştirilen Covid-19 Faz -1 ve Faz- II aşı uygulama çalışması tamamlanmıştır. Faz –III çalışması Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde ve farklı şehirlerde ki merkezlerde Mayıs ayında başlayacaktır. Bu konuda Sağlık Bakanlığının bilgilendirmelerini takip etmenizi öneririz. İlginize teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz. "
0
hayaletimsi
(04.05.21)
Canımı sokakta bulmuş olsaydım Sağlık Bakanlığına güvenip gönüllü olurdum.
0
himmet dayi
(04.05.21)
Bilim insanlarına saygım sonsuz ama yönetim kısmına zerre güvenmediğim için kesinlikle gönüllü olmazdım.
0
whoosie
(04.05.21)
Olmam, olmak isteyen çıkar elbet.
0
infernalcadre
(04.05.21)
Katılırdım elbette. En kötü ihtimalle antikor üretmezsiniz totonuzda üçüncü gözünüz çıkmaz.
0
helena
(04.05.21)
bedavaya olmazdim.
0
hot potato
(04.05.21)
Olurdum, korkulacak bir yan yok. Sağlıkçıyım
0
sydney
(04.05.21)
Hayır, olmam. Niye olayım ki?

- Risk grubunda olsam ve aşıya erişimim olmasa "hiç yoktan iyidir" diyip belki olurdum. Ama 28 yaşındayım, evdeyim, hiç gerek yok.

- Aşı işinde çok para var şu an. Birileri 1 milyar dolar daha fazla kazanmak için "ya bu da böyle olsun" diyip erken basabilir aşıyı, denetimini yapanlara rüşvet verebilir. Ortada akıl almaz bir pasta var, o kadar paranın (ve rekabetin, zaman kısıtının) olduğu bir ortamda birilerine güvenmek kolay değil.

- Grip aşısı da olmuyorum mesela. Çok daha iyi bilinen ve denenmiş bir alan olmasına rağmen. Niye? Çünkü çok şükür düzgün çalışan bir bağışıklık sistemim var. Bu yeni aşı mevzusunda niye kimsenin bağışıklık sistemi yokmuş gibi davranıyoruz anlayabilmiş değilim.
0
plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Olurdum, kafayı çalıştırıp ücreti mukabilinde kanal kanal gezer tecrübelerimi aktarırdım.
0
paramolacak
(04.05.21)
Hayır.

Başka nedenleri de var ama temel nedeni gerçekten aşılanmama engel olacak olması. Aşılama yapılacak da sonuçlar takip edilecek de kör kırılacak da... Yerli aşının işe yaramama ihtimali bir tarafa placebo grubunda da olabilirim. Yerli aşının neden olabileceği sağlık sorunları da cabası (üçüncü gözünüz çıkmaz diyen arkadaş AZ aşısının ne gibi sorunlara neden olduğunu pek takip etmemiş herhalde). Niye kendimi bu kadar sıkıntıya sokayım ki?
0
son feci skilacci
(04.05.21)
Kesinlikle olmam. Kim ne niyetle ne yapıyor belli degil güzel ülkemde.
0
lion de la Turquie
(04.05.21)
Yaptığımın doğru olup olmadığını tartışmak istemiyorum, bencilce gelebilir ama olmazdım.
0
megalomaniac
(05.05.21)
Kimsenin deneği olamam. Hele tepedekiler hâlâ gitmemişken katiyen.
0
1bir1bir1
(05.05.21)
Olmam, duyuru başlığını görür görmez aklıma şu geldi; aslında doğrudan bir ilişkisi yok ama benzer bir sonuç ortaya çıkabilir :

Birkaç sene önce ilköğretim okullarında süt dağıtılmıştı ve yanılmıyorsam son kullanma tarihi sebebiyle pek çok çocuk rahatsızlanmıştı. Hükümet hemen savunmaya geçti. Bülent Arınç "Çocukların süte hassasiyeti olmuş olabilir, 1 kereden birşey olmaz" benzeri bir açıklama yapmıştı...

Bu aşı durumunda da benzer bir durum ile karşılaşabiliriz. Bilimadamları ve tıp doktorlarımıza güvenmediğimden değil, ülke yöneticilerin mentalitesini bildiğimden. Farzedelim aşı geliştirildi ve özellikleri, olası yan etkileri bir raporla sunuldu. Virüse karşı amaçlanan hedefleri bir yana, potansiyel ciddi bir riskin altı çizildi. Sizce hükümet yetkilileri nasıl karar alırdı, ne yaparlardı ? İşte ben bu "ne yaparlardı" sorusunun cevabını tahmin ettiğim için hayır diyorum.

Süt dağıtım haberini de buldum, buyrun : www.cumhuriyet.com.tr
0
burka
(05.05.21)
jessica hyde olsaydim seve seve gönüllü olurdum.
0
evimin paspasi
(05.05.21)
Öncelikli grupta olmama rağmen aşı olmuyorum, gönüllü olmak katiyen istemem.
0
odiyus
(05.05.21)
Bu ulkede 13 yil boyunca sinav sorulari calindi. Cemaat-akp sinav sorularini calip, fem dersanelerinde dagittilar. O mevki, makamlarin cogunda liyakattan uzak hirsizlar oturuyor su an.
0
neverletyougodown
(05.05.21)
herkes aşı olabilmek için yarışırken ben istemiyorum çünkü ileride ne olacağını, hangi hastalıkların önünü açabileceğini bilmiyorum. bi yandan da hata mı yapıyorum diye içim içimi yiyor. hoş, aşı sırası da gelmedi gerçi. ama yerli aşı en baştan kaybediyor.
0
antihero
(05.05.21)
bu
ülkede
insanlara
radyasyonlu
çay
içirdiler.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(05.05.21)
bırak geliştirme aşamasında gönüllü denek olmayı, aşı çıktıktan sonra aşısını bile olmam.
0
halanne
(05.05.21)
Mustafa Varank olduysa ben de olurum, koca bakanı riske atacak değiller.
0
cowboy
(05.05.21)
Ben de tıp öğrencisiyim .kuagülasyon yapan covid aşısı türü üretimden kalktığı oldu.ben sinovac oldum.biontech gelirse rapel olarak olurum.bizim aşıyı eğer aşı olmamış olsam ve sıra çok varsa olurdum.40-50 yaş arası isem bekler biontech olurdum
0
birdposing
(05.05.21)
(9)

Tanriyla bir anlasma imkanin olsaydi...

alttaraf
Geri kalan omrunun her bir yili icin 1 milyon tl verse kabul eder miydin ve kac yil icin kabul ederdin? Acayim..Hayal bu ya, farz edelim ki tanri seninle pazarliga oturdu ve dedi ki "bundan sonraki omrunun her bir 365 gunu icin 1 milyon teklif ediyorum, tek bir kez isteme hakkin var, kac gunun kaldi
Geri kalan omrunun her bir yili icin 1 milyon tl verse kabul eder miydin ve kac yil icin kabul ederdin? Acayim..
Hayal bu ya, farz edelim ki tanri seninle pazarliga oturdu ve dedi ki "bundan sonraki omrunun her bir 365 gunu icin 1 milyon teklif ediyorum, tek bir kez isteme hakkin var, kac gunun kaldigini biliyorum, ve istegin bakiyenden fazlaysa yani diyelim 4 yil icin 4 milyon istedin, yeterli bakiyen yok deyip pazarligi bitirecegim.."
cevabiniz ne olurdu?
kendi adima 5 yil/milyon olarak teklifimi iletiyorum..
(gunlerin omrunun son gununden itibaren dusecek elbette ve sen son gununun ne zaman oldugunu bilmeyeceksin, yani 5 yilin varsa son 4 unude istemis olabilirsin)
let the game begin:)
0
alttaraf
(04.05.21)
omrumu kisaltsin da para vermese de olur valla
0
nibba
(04.05.21)
TL ile iş yapan bir tanrıyla pazarlığa oturacağımı sanmıyorum ya.
0
plutongezegendegilmi
(04.05.21)
ben de 5 sene civarı derdim. genelde yaşlanıp ölüyoruz, zaten yaşlılıkta bir şey yapmıyoruz hayat anlamsız. bütün gün evde oturup bir ton hastalıkla boğuşup öleceğimiz günü bekliyoruz. gençlikteki gibi gideyim gezeyim, arkadaşlarla oturayım olayı da yok. o yüzden yaşlılıktan 5 sene gitse gayet iyi olur. hem hastalıklarla boğuşmam hem kimseye muhtaç olmam. hem de 5 milyona iyi bir hayat yaşadım derim. daha genç yaşlarda öleceğimi hesaba katarsam da (atıyorum 37de ölecekmişim ama 32de öldüm), zaten genç yaşta geberecekmişim, en azında zengin bir hayatım oldu derim. özetle 5 iyidir, ne az ne çok.
0
rose parks
(04.05.21)
Ben yaşamayı niye bu kadar seviyorum bilmiyorum ya çok da matah bi hayatım yok halbuki .s ömrümden veresim gelmedi hiç belki 1 sene veririm 1 milyon beni yeterince ihya eder bence. dolara yatırır yavaş yavaş ezerim yatırım matırım yapmam. gezer tozarım.
0
olutaklidi
(04.05.21)
5 yıl teklif edip ret yersem eğer kısa zamanda öleceğimi öğrenmiş olurum. 5 milyon da para değil zaten. Bu riske girmem. Ters bir şey olmazsa eğer önümüzdeki 2 yıl yaşayacağımı öngörüyorum. Yine kaza vs. olmaz da ecelimle öleceksem eğer muhtelemelen hastalıkla geçecek ömrümün son 2 senesini feda edebilirim.
0
IncredibleMau
(04.05.21)
5 yıl iyiymiş bence de. 600 bin dolar ediyormuş. O parayla gider kendime yeni bir hayat kurmaya çalışırım.
0
peki madem
(04.05.21)
Ben soruyu çok anlamadım ama cevapları okuyunca anladım gibi. Valla böyle olaylara şüpheyle yaklaşırım, kripto borsası gibi çiftlikbank gibi ne olacağı belli değil. Ömrümden çok vermezdim. Ömrümden kıyamazdım daha doğrusu. Pazarlık yapardım, yarısını kısalt 500 bin ver derdim. O da denemek için nasıl bir iş diye.
0
Hallegadola
(04.05.21)
6 ay yeter. borçları kapatayım da düze çıkınca gerisi kolay. ona da bakiye yetersiz derse bi hassiktir çekerim artık :)
0
antihero
(04.05.21)
3 yeter bana
0
superb
(04.05.21)
(6)

video ve ses yükleyeceğim bir site kurmak

1bir1bir1
Selam Başlıktakini yapmak istiyorum ama bunun altyapısında herhalde normal sitelere göre çok daha büyük bir veritabanı olması lazım değil mi, depolama açısından. Bu veritabanı ve bu işin prosedürü nasıl elde edilir ne yapılmalı, yuğtub deyliyoğşın vs bu videoları kullanırken tabii telif hakkı mesele
Selam

Başlıktakini yapmak istiyorum ama bunun altyapısında herhalde normal sitelere göre çok daha büyük bir veritabanı olması lazım değil mi, depolama açısından. Bu veritabanı ve bu işin prosedürü nasıl elde edilir ne yapılmalı, yuğtub deyliyoğşın vs bu videoları kullanırken tabii telif hakkı meselesini de kendi prosedürlerince çözmüş oluyorlar değil mi, yeni bir site kursak olması gerekenler neler?
0
1bir1bir1
(04.05.21)
codecanyon.net

Buradan scripti alabilirsiniz,

hosting meselesi de bu iş için sanırım en iyisi anlık talebi karşılayabilmek için anında sistemde yükseltmeler yapabileceğiniz bir hosting firması olması gerekir.

Sanırım bunun için çogu kişi aws kullanıyor.
0
liberal
(04.05.21)
Videoları sadece depolamak mı istiyorsunuz, yoksa birileri izleyecek mi? Kaç kişi izleyecek?

Eğer birileri (50-100 kişiden fazlası) izleyecekse, streaming işine gireceksiniz demektir. Kendiniz yapamazsınız ya da yaptıramazsınız muhtemelen, ciddi bir bütçe lazım bunun için.

Bu durumda en mantıklısı videoları youtube/vimeo gibi platformlara koymak, oradan sitenize embed etmek olur.

Eğer 3-5 kişi oturup izleyecekseniz depolama işi ucuz. Video depolamak için database kullanılmaz ama, object storage lazım. Tabi TR'deyseniz bunun upload'ı da hafiften problem, eğer site üzerinden yüklemek istiyorsanız orada da biraz iş var.

Tam olarak ne yapmak istediğinizi yazsanız aslında daha doğru cevaplar verebiliriz.
0
plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Yapmak istediğim şey, beğenidir yorumdur vs kullanmadan (belki kendi çalma listelerini oluşturma ve "tekrar çal" bibi iki üç şey olabilir) insanların sadece videoyu veya sesi internetten dinleyecekleri/izleyecekleri ve linkini sosyal medyada paylaşabileceğim/gömebileceğim bir site oluşturmak. Kendi özel alanım için düşünebiliriz, mesela ben müthiş bir klasik müzik aşığıyım, veya herhangi bir bestecinin bestelerini çalışıyorum kendimce, bunu yutub gibi karşılıklı çıkara dayanan bir platformda değil de, tamamen hayrına yapacağım bir platformda paylaşmak istiyorum, yani meşhur devlere para kazandırmak istemiyorum. Gibi düşünelim.
0
🌸1bir1bir1
(04.05.21)
Anladım hocam. Şöyle bir cost hesabı yapayım size kabaca:

3-4 dakikalık 720p bir videonun ortalama 250MB yer kapladığını varsayalım.

Şurada amazon'un fiyatlandırmaları var: aws.amazon.com

100 GB depolamada 2,5$ para ödüyorsunuz kabaca. Yani sitenize yüklenen her 400 video için 2,5$, her 1000 video için (yuvarlıyorum) 5$ para ödemeniz lazım. Aylık.

100 GB video aktarımı için de 1$ para ödemeniz lazım. Yani depolanan her 1000 video 1 kere izlendiğinde 2,5$ da ona para ödüyorsunuz. 2 kere izlenirse 5$ vs. diye gidiyor. Bu da aylık. Her videonun ortalama 100 kez izleneceğini varsayalım, bu da 250 $ oluyor.

Çok kaba bir hesapla, 1000 videonun size maliyeti aylık 255$. Sunucu, database, alan adı vs. gibi diğer kalemleri katmadım henüz. Onların da 95$ tutacağını varsayıp (iyimser bir varsayım) yuvarlak hesap aylık 350$ diyelim.

Kullanıcıların ortalama kaç video yükleyeceği önemli. İşte instagram'da bu sayı çok yüksek mesela ama videolar kısa, sizin sistemde uzun video yükleniyor diye varsaydık biraz daha, dolayısıyla kullanıcı başına videonun daha düşük olacağını varsayabiliriz. Her kişi 2 video yüklese, 1000 video hesabından 500 kullanıcınız olacak. Bu da şu demek, her kullanıcının size maliyeti 0.7$, yani yaklaşık 5 TL olacak. 1000 kullanıcınız olsa aylık 5000 TL sunucu maliyetiniz var.

Eğer maliyetleri cebinizden karşılamayacaksanız, kullanıcı başına 5TL nasıl kazanacağınızı düşünmeniz lazım. Youtube'a bedavaya yüklemek varken, birileri "devlere para kazandırmamak için" size bu parayı öder mi? Veya niye ödesin? Bu soruların cevabını bulmak lazım.

Telif hakkı meselesi de biraz pis açıkçası. Normal şartlar altında sizin platformunuza "içerik kaldırma talebi" göndermeleri lazım. Sizin de makul bir süre içerisinde bu içeriği kaldırmanız gerekiyor. Ancak bazı çakal insanlar bu isteği göndermeden direkt dava açıp para koparmaya çalışıyorlar, bir şey çıkmaz ama avukat masrafları falan biraz uğraşmanız gerekir.

Ayrıca oturup kodları siz yazmayacaksanız bunun bir de development maliyeti var. Bence bu işe girmeden önce yapılacak en güzel şey @liberal'in gösterdiği gibi hazır bir script alıp fikri denemek olur. İlk 50-100 kullanıcınız için sizi idare eder muhtemelen. Baktınız fikir güzel, yürüyor, devamını ondan sonra düşünürsünüz.
0
plutongezegendegilmi
(04.05.21)
telif meselesi için ne düşündünüz acaba?
0
sutlu nescafe
(04.05.21)
@plutongezegendegilmi

1. O sorunun cevabı "kendini var etmek" ya da "varlığını sürdürmek", başka bir amacı yok. Amaç para kazanmak değil yani, o site kendi yağıyla kavrulabilse çok iyi olur.

2. Kullanıcı 1 kişi olacak o da site sahibi olarak benim. Yani uzmanlık üzerine kurulmuş bir site olacak, belki ileride kullanıcı sayısı artırılabilir ama kesinlikle kullanıcı olarak herkese açık bir pltaform düşünmüyorum.

@sutlu nescafe

Bilmiyorum işte onu size soruyorum.
0
🌸1bir1bir1
(04.05.21)
(3)

Balığı bütüm yemek varken neden fileto istenir

regina phalange
Bütün yemek varken neden fileto yenir ki? Kılcıkları ayıklamak zor geliyor diye mi? Mesela çipura için
Bütün yemek varken neden fileto yenir ki? Kılcıkları ayıklamak zor geliyor diye mi? Mesela çipura için
0
regina phalange
(03.05.21)
Ya ben tüm balık yiyorum da bazıları o kadar yiyemiyor, fileto olarak almak o açıdan mantıklı. Fileto olarak satılan balıkların zaten çok sıkıntılı kılçığı olmuyor, ondan olduğunu zannetmiyorum. Bir de işte temizlemekle uğraşmamak için olabilir, hazır temiz dilimlenmiş balık işte, temiz.
0
plutongezegendegilmi
(03.05.21)
çipurayı asla yemeyi sevemedim, ben kendi özelimde evet kılçık ayıklamayı sevmiyorum.
0
nahtoderfahrung
(03.05.21)
çünkü nefret eden insanlar da var, "madem henüz yenecek durumda değil neden sofraya koyuyoruz, sonra sofrada bir de yenebilecek hale getirmeye uğraşıyoruz?" diyen insan sayısı da az değil.
0
gkhncnzdgn
(03.05.21)
(2)

Javascript'i Nasıl Öğrendiniz

biseysorcaktim
Bir kaç yıldır web yazılım geliştiriciliği üzerine çalışıyorum. Son zamanlarda sadece JS ve JS ile ilgili şeylere (React, nodeJs) gibi şeylere kayıyorum ve kariyerim tamamen bunlar üzerine kurulu olsun istiyorum.Ancak gerek JS'nin temelleri gerekse tricky bölümleri hakkında iyi değilim. Global (goog
Bir kaç yıldır web yazılım geliştiriciliği üzerine çalışıyorum. Son zamanlarda sadece JS ve JS ile ilgili şeylere (React, nodeJs) gibi şeylere kayıyorum ve kariyerim tamamen bunlar üzerine kurulu olsun istiyorum.

Ancak gerek JS'nin temelleri gerekse tricky bölümleri hakkında iyi değilim.

Global (google, amazon dengi) firmalarda çalışabilecek düzeyde yetkinliğe erişmek, teknik terimleri ve under-the-hood kısımlarını bilmek için nasıl ilerlemek gerekir?

Benim şuanki yolum "gör ve taklit et"ten öte gitmiyor. Bu hem yavaş ve yorucu hem de istediğim profesyonellikten uzak bir yol.

PS: Hali hazırda 3 - 4 yıldır çalışıyorum ve 6 aydır büyük bir projede ReactJS developer olarak çalışıyorum, yani yeni öğreniyor değilim. Sağlam olmayan temeller üzerinde ilerlemekte olduğumu düşünüyorum ve bundan hoşnutsuzum.
0
biseysorcaktim
(03.05.21)
Dili vanilla değil de direkt bir framework'le öğrenmeye başlayınca böyle olabiliyor, aslında baya yaygın bir durum. Sadece JS için de değil, bütün dillerde benzer sıkıntıyı yaşayan çok fazla developer var.

Ben nasıl öğrendim? Valla ben başladığımda ortada JQuery bile yoktu (daha doğrusu varmış ama benim haberim yokmuş, İngilizce bilmiyordum o zamanlar), o yüzden mecburen dille boğuşa boğuşa ilerlemiştim.

Şu an öğrenmek için iki tane güzel kurs var:
www.udemy.com
pro.academind.com

Bu iki kursta dilde olan garip yapıları anlatıyor. JS özelinde dilde herhangi bir tutarlılık olmadığı için bence bir kurstan falan alıp bakmak lazım, yani birinin kodunda denk gelmedikçe bunları görmek ya da tahmin etmek zor.

Bu kurslardan sonra ben olsam oturup bir küçük bir SPA framework yazardım. Birilerinin kullanacağı bir şey yazmaya da gerek yok (ama amaç o da olsa harika olur tabi). Yani pratik amaçlı bir framework yazmak hem dilin temelini, hem de misal React'ın under the hood nasıl çalıştığını anlamak için çok güzel bir yöntem. Zaten 3-4 yıl tecrübeniz de varmış, bence yapabilirsiniz.

Bir de şu elemanı çok seviyorum ben, pro kurslarını almadım ama JS hakkında ufak ufak bir sürü güzel bilgi veriyor, günlük video denk geldikçe izlemek faydalı:
www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(03.05.21)
you don't know js ile baslayabilirsin.

github.com
0
duyulmasi gerektigi kadar
(03.05.21)
(6)

Kan verdiğimde neden bayılıyorum?

solo
Merhabalar,Bugün bir akrabamız ameliyat olacağı için Kızılay'a kan vermemizi istedi hastane 2 ünite, ben ve kayınbiraderimle birlikte Kızılay'ın kan verme merkezine gittik formu doldurduk geçtik kan vermeye, bundan yıllar yıllar önce yine bir avm'de kan verme deneyimim bayıldığım için yarıda kesilmi
Merhabalar,

Bugün bir akrabamız ameliyat olacağı için Kızılay'a kan vermemizi istedi hastane 2 ünite, ben ve kayınbiraderimle birlikte Kızılay'ın kan verme merkezine gittik formu doldurduk geçtik kan vermeye, bundan yıllar yıllar önce yine bir avm'de kan verme deneyimim bayıldığım için yarıda kesilmişti ama bu kez acil bir durum olduğu ve artık buna alışmalısın dediğim için tekrar yaşamak durumunda kaldım aynı bayılma olayını, bu kez tek fark sonuna kadar dayanmışım almışlar bir ünite kanı, sonuna gelmiş yani yarıda kesilmedi ama önce bir baş dönmesi sonra, ateş ve ardından aşırı rahatsız edici bir bulantı ile bayılmama ramak kaldığını fark ettim ve görevliyi çağırdım hemen başım aşağı gelecek şekilde koltuğu yatırıp kolonyayı boca ettiler de kendime geldim.

Nedenini sorduğumda normal bir durum merak etme herkesin başına gelebilir vs dedi çocuk ama 2. kez aynı şeyi yaşayınca buradan da sormak istedim bunun tam olarak nedeni ne ola ki?
0
solo
(03.05.21)
Bazı insanların damar içi basınç reseptörleri daha hassas. Damar içindeki basınç değişince vücut buna tepki veriyor. Bayılma nedenlerinden biri bu.
0
yemrem
(03.05.21)
tansiyon yani kan basıncı düşüyor. çok normal değil, sürekli oluyorsa kan vermeyi tekrar gözden geçirin
0
efruz
(03.05.21)
Ben kan verirken ya da tansiyon ölçerken gülme krizine giriyorum, nedensiz oluyor bazen bu tür şeyler.
0
Hallegadola
(03.05.21)
Ben de Kızılay'a son kan verdiğimde bayılmıştım, hemşirenin beceriksizliği yüzündendi ama damarı bulamayıp iğneyi çevirdi durdu. O gün bugündür cesaret edemiyorum ama tahlil için vs. onlarca kez kan verdim sıkıntı olmadı.

Bence o kadar da yaygın değil, seni yatıştırmak için söylemiş gibi geldi.
0
chicha_v2
(03.05.21)
Ben de hemen hemen her kan vermeden sonra bayılıyorum. Doktora sormuştum, bayılırken kafanı bi yere vurmadığın sürece sorun yok demişti.
0
plutongezegendegilmi
(03.05.21)
Eger kan verdikten sonra hemen ayaklanmissaniz ya da meyve suyu vs icmediyseniz olabilir, sonucta o kadar kan veriliyor.
Bana normal geldi. Biraz stres yaptiysanjz o da bu durumu tetiklemistir
0
kuehles blondes
(03.05.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.