Abi konunun hükümetle dinle ilgisi yok, direkt devletle ilgisi var.
Devlet dediğin şey bir coğrafyada şiddet tekelini elinde bulunduran organizasyondur. Güçler ayrılığı vs. dediğin şeyin temeli, bu yapının fazla güçlenip düz insanın canına okumasının önüne geçmektir. Serbest, denetimsiz bırakırsan büyür, güçlenir ve insanları baskılar.
Biz (sadece TR değil, dünyadaki tüm insanlar olarak) bu mücadeleyi kaybettik. Bundan sonra ister alkolü yasaklar, ister vergi oranını %99 yapar, ister sokakta gezmeni engeller. Bunların hiçbiri için mantıklı bir gerekçeye ihtiyacı da yok, "öyle istiyorum kardeşim" dese ne yapacaksın?
Daha dün Almanya'da bir hakim, okullarda maske zorunluluğunu iptal etti, çünkü bununla ilgili milyon tane çalışma var, ve sonuçlar diyor ki maskenin hiçbir faydası yok. Noldu biliyor musun? Alman polisi hakimin evini bastı. Şaka değil, Almanya'da polis, aldığı bir karardan dolayı, sıradan vatandaşın bile değil, bir hakimin evini bastı. Orada durum böyleyken bizde ne olmasını bekliyorsun ki?
Hollanda'da sokağa çıkma yasağını protesto için 50 bin kişi sokağa çıktı bir ay önce, polis hepsini döve döve göz altına aldı. Ama George Floyd için millet sokağa çıkınca hiçbir şey olmamıştı. Bizdeki "bana kongre serbest, ama sana her şey yasak" anlayışından ne farkı var?
İnsanlar daha "sadece 17 gün" diye kendini avutsun dursun. Bundan sonra özgürlük falan yok. Devlet süt iç derse süt içeceksin, su içme derse su içmeyeceksin. Artık böyle. Geçmiş olsun. Baştan izin vermeyecektin.
İyi vatandaş rolü oynayıp "ama bilinçli olalım, ama virüs ühü ühü :'(" diyenlere ödül olarak yılda 1-2 gün sokağa çıkma izni verilir belki. Onlar oradan devam etsin. Sokakta maske takmayan adamı arayıp polise ihbar edenler vardı burada "ama kurallara uyacak kardeşim" diye. Al sana kural, sabaha kadar uyarsın artık.
0