Giriş
(6)

Gezereek uzaktan calisma

seyyar satıcı
Uzaktan çalışma döneminde gezerek çalışan var mı?Çadır kamp hotel.couchsurfing bir yerde çalışma Nasıl yapıyorsunuz? Değişik deneyimi olan var mı?Yazilimciyim gündüz 8-5 çalışacağım ne tavsiye edersiniz gezmek icin
Uzaktan çalışma döneminde gezerek çalışan var mı?

Çadır kamp hotel.couchsurfing bir yerde çalışma
Nasıl yapıyorsunuz? Değişik deneyimi olan var mı?

Yazilimciyim gündüz 8-5 çalışacağım ne tavsiye edersiniz gezmek icin
0
seyyar satıcı
(17.06.21)
tinyhouseların farklı versiyonları var, bir bak istersen.
0
steve rogers
(17.06.21)
Ben bunu denedim de aşırı konforlu bir olay değil ya.

Mesai yüzünden zaten çok boş vaktin kalmıyor, gittiğin yerdeki gündüz etkinliklerine katılamıyorsun. Akşam çok dağıtsan ertesi gün kendine gelmek sıkıntı oluyor. Zaten yemek şu bu derken çok vaktin de kalmıyor. Akşam 2 saat denize gireyim bana yeter diyorsan ayrı, ama normal tatil gibi olmuyor hiç.

Spesifik bir hedefin varsa (misal akdeniz'e gidip dalış yapacağım), mesaini ona göre kaydırıp yapmak verimli olabilir. Ama onun haricinde beni sarmadı açıkçası. Sabah 7'de yüzüp 9-10'da mesaiye yorgun başlamak hoşuma gitmemişti pek :)
0
plutongezegendegilmi
(17.06.21)
@pluton tek hedef İstanbul'dan uzaklaşmak. Gidip tatil beldesinde gece recepsiyonist bile olabilirim :)

Nerede kaldın peki neler yaptin
0
🌸seyyar satıcı
(17.06.21)
Covid öncesi 2 kere Avrupa'ya gittim, kahvaltısı olan otellerde kaldım. Gündüzleri otelde veya starbucks'larda çalışıp, akşamları da şehir merkezlerini, güzel restoranları ve barları gezdim. Gastronomi açısından verimliydi, ama 1 haftadan sonra sıkıcı oluyor bence :) Uygulamalar üzerinden birileriyle tanıştım ama sarmadı, orası biraz kısmet.

TR'de de İstanbul, İzmir, küçük bir Ege turu ve Yalova yaptım. İstanbul-İzmir'de arkadaşları gördüm, o açıdan güzeldi. Airbnb'de kaldım, ilginç bir şekilde bence otelden daha konforsuz. Özellikle kahvaltı olmayınca alışveriş yap, hazırla ya da dışarı çık ye falan inanılmaz vakit kaybı oluyor. Çalışmak açısından biraz daha iyi Airbnb, özellikle çok toplantı yapan biriysen İstanbul'da dışarıda gürültüsüz bi yer bulmak imkansız.

Yalova'da yazlık var, denize falan girdim işte. Ege turu da aynı, arabayla gez, airbnb'de kal, genelde de mesai sonrası mangal ve deniz.

Yani kötü değiller de, ben Ankara'da zaten güzel-sakin bi yerde yaşadığım için öyle çok fazla "sakinlik" ihtiyacı duymuyormuşum. O yüzden aşırı sarmadı beni.
0
plutongezegendegilmi
(17.06.21)
Bu hafta Karadeniz turu yaptım izin almadan, tam bu mantıkta. 8-5 çalışmak zorunda değilim gün içinde tam 2 saat vakit ayırsam, kalanını gece halledebiliyorum o yüzden daha verimli oldu benim için. Problemler şunlar:
- gün içinde çalışacaksan hep gece seyahat etmek zorunda kalıyorsun, gece araba kullanıp gündüz çalışınca da seyahat etmenin manası olmuyor
- gündüz aktivitelerine katılamıyorsun pluton'un dediği gibi
- iş verimliliğin epey düşüyor çünkü aklında bi ton değişken var gezmekle ilgili, konsantrasyon düşüyor

Yani tatile para harcayıp %10 verim almak gibi bir şey. spesifik bir yere gidip 1-2 ay ev kiralarsan olabilir, ağustosta da onu yapacağım. ama sakın arabayla otobüsle gezerim kafama göre denk gelen bir yerlerde kalırım bi yandan da çalışırım diye düşünme, çok zor.
0
roket adam
(17.06.21)
@roket bisikletle yapanı duydum bunu. Öbür turlu ev kiralamak en mantıklısı.
0
🌸seyyar satıcı
(17.06.21)
(19)

hangi ilde / ilçede yaşardınız?

Stoneface
- aylık geliriniz 100.000 TL üstü / internet üzerinden kazanıyorsunuz - daha önce hiç tek yaşamamışsınız (istanbul'da öğrenci evleri hariç) - yurtdışına çıkmayı düşünmüyorsunuz- arabanız yok, ehliyetiniz yokhangi il / ilçede yaşamak isterdiniz? istanbul mu izmir mi? izmir ise izmir'in neresi? yoksa
- aylık geliriniz 100.000 TL üstü / internet üzerinden kazanıyorsunuz

- daha önce hiç tek yaşamamışsınız (istanbul'da öğrenci evleri hariç)

- yurtdışına çıkmayı düşünmüyorsunuz

- arabanız yok, ehliyetiniz yok

hangi il / ilçede yaşamak isterdiniz? istanbul mu izmir mi? izmir ise izmir'in neresi? yoksa üçüncü bir seçenek var mı?
0
Stoneface
(16.06.21)
Edirnede yaşarım,
1 saate Bulgardayım
2-3 saate Yunandayım
100 bin lira hariç şu an yaşadığım hayat

Hoş eğer yurtdışına çıkmayı düşünmüyorsunuz maddesine gezmekte dahilse o zaman hiç farketmez Şırnakta bile yaşanır.
0
paramolacak
(16.06.21)
3.seçenek, yeşil küçük bir şehir. Benim şahsi cevabım olur ama memleketinize yakın, İstanbul’a yakın gibi yerlerde, hele ki ilişiğinizin olduğu bir yerler bulursanız tadından yenmez. Aylık 100bin lira gelirden bağımsız olarak köşede 10-12 milyon lira da varsa, o zaman muhtemelen istanbul’da deniz manzaralı bahçeli ev falan bakardım.
0
avatar is back
(16.06.21)
@paramolcak - yurtdışına çıkmaya yeni yeni başlamıştım ki virus olayı girdi malesef. gezmeyi seviyorum yoksa. yaşamayı düşünmüyorum.

@avatar is back : aracım olmadığından ve ehliyetim de olmadığından yapabilir miyim diye düşünüyorum küçük şehirde yaşamayı. genelde o tarz yerlerde ulaşım biraz problem oluyor çünkü.

10 milyonluk bir birikimim yok :)
0
🌸Stoneface
(16.06.21)
İnternetten kesin yüz bin gelirim olacaksa direkt "hepinizden iğreniyorum" moduna girip büyük şehiri falan terk ederdim, ne uğraşacam onun derdiyle. Giderdim görece küçük bir kasabada falan yaşardım. Tabii interneti iyi olmalı. Hangi kasaba falan dersen de söylemem onu da sen bul.
0
j r r tolkien hayrani
(16.06.21)
Tekirdağ olurdu sanırım güzel bir müstakil evde merkeze çok uzak olmayacak şekilde. Araba ehliyet alınır. arabasız olmaz
0
atom karincanin torunu
(16.06.21)
Güney Marmara'nın iklimi çok güzel. Öyle bi senaryoda Çanakkale'den (Biga falan) zeytinlik alır takılırdım. İnternet de çok problem olursa bi starlink çakar geçersin.
0
plutongezegendegilmi
(16.06.21)
Küçük ege kasabasında o kadar parayı ne yapacağım yalnız başıma. Yurt dışına çıkış olmadığı için İstanbul'da kalırdım. İstanbul parası olana güzel bir şehir bence.
0
himmet dayi
(16.06.21)
istanbul'da kalırım.
rahat yaşayabilen için istanbul gibisi yok.
0
blatta hiberna
(16.06.21)
datça muğla
adalar istanbul
0
rewlack
(16.06.21)
istanbul ve izmir cevabını verenlerden ilçe / semt önerisi de bekliyorum
0
🌸Stoneface
(16.06.21)
İzmir'de Alsancak Gül sokak civarı evlere çok özeniyorum hep. O civar ufak bi avrupa gibi tam olarak kafeler, butikler falan sokaklar da güzel. Onun dışında Güzelbahçe de olabilir şehrin gürültüsünden uzak ama toplu ulaşımla bile gidip gelenebilecek bi yer. Bi dolmuş/otobüsle f altay üzerinden metro ile tüm İzmir'e ulaşırsın. Ben Balçova'da yaşıyorum Balçova'yı da seviyorum güzel yaşanılası mahalleleri ve siteleri var bakılabilir.

Karşıyaka Bostanlı civarı ya da Mavişehir de güzel ama karşıyakaya hiç hakim değilim ya kaç yıllık İzmirliyim ama yılda max iki üç defa geçiyorum o tarafa :)

İzmir dışında Çanakkale'yi çok seviyorum ben. Merkezi de güzel, Biga gibi ilçeleri de. Ya da Ayvalık gibi bi yerde güzel bi ev bulunursa yaşanabilir. Sakin güzel bi yer de bulunabilir ege/akdeniz şeridinde.
0
nundu
(16.06.21)
-edirne yunan/bulgar için çok mantıklı. virüs işi elbet bitecek. tabi küçük şehir beni boğmaz ve sıkıntı yaşamam derseniz. ayşekadın, esentepe, gölet oturmak için güzel yerler.

-gezmeyi tozmayı çok seviyorsanız, hısım akraba varsa, biraz da ortam çocuğuysanız mutlaka istanbul. deniz manzaralı güzel ev iyi gider. anadolu yakasını seviyorsanız moda, erenköy, suadiye olabilir. avrupa yakası daha güzel derseniz darphane, ortaköy, etiler, bebek, yeniköy, bahçeli ev vs isterseniz zekeriyaköy.

-izmir'de arabasız biraz zorlanabilirsiniz. ehliyet alır araba alırım diyorsanız mutlaka izmir'i seçin. ege'nin ortasında, canınız sıkıldığında her hafta bir yerlere kaçabilirsiniz. karşıyaka, çeşme, foça belki aliağa.

şahsım aynı şartlarda olsaydı sanırım moda tarafında oturup ehliyet/araba alır yazları gezer, kışları da moda'nın ekmeğini yerdim.
0
golgi aygıtı
(16.06.21)
Edirne cok sacma. Aylik 100 bin dolar gelir varsa ucaga binebilirim zaten, 1 saatte bulgaristan'a gidebilmenin herhangi bir degeri yok. Zaten o kadar param olsa bulgaristan'a mi gidicem.
0
hot potato
(16.06.21)
yaz dışında Antalya, yazları kafama neresi eserse orası. Türkiye'nin en güzel şehri Antalya'dır.
0
levybroo
(16.06.21)
İzmir
0
psmstc
(16.06.21)
Caddebostan dalyan arası denize sıfır mis.
0
Mistyimage
(17.06.21)
Mecburen Istanbul Caddebostan ya da Etiler, Sariyer taraflari.
0
howfaristhesky
(17.06.21)
Bisikletle Türkiye'yi ağır ağır gezer nerede kalabileceğime bakardım. Bisikletle gezmek istemezseniz de kendime aday şehirler belirler, her birinde 15-30 gün kadar konaklar, evet ben burada mutulu mesut yaşarım dediğim yerde kalırdım.
0
Tutkun
(17.06.21)
bir kere mutlaka ehliyet alırım. arabasız bu kadar paranın keyfi çıkmaz.

bekarsam - istanbul fenerbahçe, etiler
evliysem - istanbul zekeriyaköy, riva, beykoz, şile, kilyos tarafındaki müstakile evler

100 bin tl üstü kazanıp köyde yaşamak istemem.
0
roket adam
(17.06.21)
(13)

Yemeksepeti nasıl 20 yaşında olabiliyor ki ?

Avoiding The Puddle
2001 yılında internet yaygın değildi, internet siparişini geçtim. 20 yıl önce kurulmuş olması bir bana mı tuhaf geldi ?
2001 yılında internet yaygın değildi, internet siparişini geçtim. 20 yıl önce kurulmuş olması bir bana mı tuhaf geldi ?
0
Avoiding The Puddle
(16.06.21)
Evet. Bana tuhaf gelmedi.

Ekşi sözlük de 1999 yılında kuruldu. O zamanlar internet gayet vardı. Şimdiki kadar her eve girmiş olmasa bile o dönemde internet cafeler falan da vardı.
0
himmet dayi
(16.06.21)
Şirketimi 7 yıl önce kurdum, 2 yıldır faalim. O hesap :-)
0
Deathrow
(16.06.21)
yalnız yemeksepeti X yıl önce kurulup Y yıl faal şeklinde değil 2001'den beri faal bir site.
buyrunuz Wayback Machine'den 2001 halinin görüntüsü:
tinyurl.com
0
nahtoderfahrung
(16.06.21)
Hocam 2000'lerin başı size sanki yakınmış gibi gelse de aslında cidden uzun bir zaman öncesi. Teknolojik olarak en azından.

O zamanlar biz tüm siparişleri telefonla veriyorduk. Ne internet bugünün interneti ne de yemeksepeti bugünün yemeksepetiydi.

10-12 yıl öncesi ok ama 20 bana abartı geldi.
0
🌸Avoiding The Puddle
(16.06.21)
Side project olarak başladığı zamanı kastediyorlardır. Hatta muhtemelen şimdikinden çok farklı bir sipariş iletme süreçleri vardır (telefonla aramak gibi vs.)

Çünkü değil 2001, 2009-2010 yılında çok benzer bir uygulamayı, esnaf internet kullanmadığı için yapmaktan vazgeçmiştik. İnternet diyince "hee duyduk öyle bişey" demişlerdi.
0
plutongezegendegilmi
(16.06.21)
Zaten kimse 2001'de Yemeksepeti 128 milyar dolarlık bir şirketti demedi. 2004'te ilk kez bir günde 1000 sipariş almışlar. Bu o döneme göre önemli bir başarı. Uzun süre boyunca da türünün tek örneğiydi Türkiye'de. Daha yeni yeni rakip şirketler çıkıyor (getir yemek örneğin). O dönem herkesin internete erişimi yoktu belki ama özellikle şirket çalışanlarının ofise yemek söyleyebileceği bir platform olduğu için gayet mantıklı bir girişim.
0
himmet dayi
(16.06.21)
Aradığım cevap sizinki pluton hocam, yoksa bu işleri bilen zaten 2000'lerin başındaki internet olgusunun bu tarz hizmetler için ne kadar ilkel kaldığını bilir:)
0
🌸Avoiding The Puddle
(16.06.21)
2001'de bugünkü gibi değildi elbette ama kullanıyorduk biz, sadece İstanbul'da aktifti o zamanlar sanırım, 2002 yılında en iyi web sitesi ödülü almıştı Altın Örümcek'te.
0
(16.06.21)
99-2000 civarı kangurum.com vardı migros'un online alışveriş sitesi. gayet de mümkündü ve televizyonda reklamları çıkardı hep.

bence şaşırtıcı değil.
0
bohr atom modeli
(16.06.21)
Gayet faaldi, beyaz yakalar, eksiciler kullaniyordu.

Internet ilk moda oldugu zaman teknoloji meraklilari internette cogunlugu olusturuyordu, bunlarin telefonu kredi karti her seyi vardi.

Hatta o zamanlar tonla eticaret sitesi de vardi tv'de reklamlari donerdi. Renksiz ekran Wap'tan girer takilirdik
eksisozluk.com

O zamanin internet alemi su ankinden cok daha hareketliydi,
Simdi 3 tane tekel icinde sekip duruyoruz.

Google'dan once turk arama sitesi bile vardi.
eksisozluk.com
0
divit
(16.06.21)
2002 yilinda yemek siparis verdigimi hatirliyorum (isyerinden)
ama kredi karti ile mi oduyorduk onu hatirlamiyorum. sanirim kapida nakit ya da pos ile oduyor olabiliriz. cok net hatirlamiyorum. zaten ilk sloganlari "kredi kartiniz bizi hic ilgilendirmiyor" gibi bir seydi. muhtemelen siparisi restorana iletip komisyon aliyorlardi. odemeyi restoran kuryesi aliyordu. sonradan online odemeyi falan entegre etmislerdi dogal olarak.

ama simdiki gibi dusunmeyin tabi simdi uygulamasi var mobil stesi var falan. o zaman sadece web arayuzu vardi ve bu kadar yaygin ve populer degildi. ama vardi
0
exlibris
(16.06.21)
zaten yemeksepetinin temeli 99 senesi falan olmalı. e-ticaret bu kadar yaygın değildi ama 99-2000 zamanında alışveriş yapılıyordu. ilk zamanları bilgisayar, internet olmayan restoranlara panasonic fax kurup siparişleri fax çekiyordu.
0
phonex
(16.06.21)
Divit +1

İnterneti ve siteleri şimdiki gibi düşünmeyin tabii. Ama başlarda sadece çok ilgililer vardı ve mesela benim çevremdeki herkes geocities üzerinden websitesi yapmaya çalışıyordu, icq kullanıp mesajlaşıyorlardı, ilgili olan tam ilgiliydi yani. İnternete gerçek isim ve adres vermek tabuydu o zamanlar, Yemeksepeti onu kırmakta zorluk çekmiş olabilir ama zaten İstanbulda az kişiyle başladık bağımlı belli kişiler var diyordu kurucusu.

Ha şu var, işletmelerde internet yoktur evet. Tahminen diğer arkadaşların dediği gibi, online gelen siparişi telefon veya faksla iletiyorlardır.
0
nhk ni youkosu
(16.06.21)
(17)

Akp neden elektronik sistemlerle övünüyor/övüyordu?

neysene
E-devlet, akbil gibi şeyleri dünyada yapan tek ülke bizmişiz gibi neden övünüyor? Mesela rusyada da bu sistemlerin hepsi var.Sorma sebebim aöf ders kitabında (web tasarım) e-devlet sistemine methiyeler dizilmesi.Hatta moskova elektronik biletleri bildiğim kadarıyla banka sistemi üzerinden daha prati
E-devlet, akbil gibi şeyleri dünyada yapan tek ülke bizmişiz gibi neden övünüyor? Mesela rusyada da bu sistemlerin hepsi var.

Sorma sebebim aöf ders kitabında (web tasarım) e-devlet sistemine methiyeler dizilmesi.
Hatta moskova elektronik biletleri bildiğim kadarıyla banka sistemi üzerinden daha pratik.
0
neysene
(15.06.21)
Valla ben de anlamıyorum. Bi de sistemin olup olmamasından ziyade neye ne kadar faydası olduğunun ölçülmesi lazım. Yani tamam bir sürü şey dijital, ama hala her yer memur?? 5 milyon memur varmış, ankaradaki yazılım sektörünün de yarısından fazlası devlete çalışıyor mesela. E ne anladık bu işten o zaman?
0
plutongezegendegilmi
(15.06.21)
AÖF ders kitaplarina takılma. Örneğin Abdülhamid sonrası dönemi sonrasının öyle bir yeriyorlar ki mesela bir kitapta. Enver paşa vatan hainidir demedikleri kalmış sadece.
0
westblack
(15.06.21)
İyi de e-devlet sistemini ne icat eden ne de başlatan AKP. e-devlet projesinin temeli 1970'li yıllarda atıldı. Dünyada böyle bir projeye başlayan birkaç ülkeden biri Türkiye. Ancak çok uzun zaman sonra tamamlanabildiği için (bu anlamda da türümüzün birkaç örneğinden biriyiz) sanki AKP döneminde yapılmış gibi bir algı var.
0
himmet dayi
(15.06.21)
kendi kitlesine bunu yedirebiliyor

almanya bizi kıskanıyormuş diye bana gelip konuşan bir akp'li amca vardı. adama ne versen yiyor sağda solda da anlatıyor sonuçta
0
duyurukullanıcısı
(15.06.21)
uyaptanda övünsün. uyapta hazırlanan programı silemiyorlar, kendi içinde çıkılmaz durumda uyap. onu da akp yaptı.
0
mikahakkinen
(15.06.21)
Sevgili arkadaşım

Memleketin yüzde 70 i Rusya'nın haritada yerini bilmez, hayatında hiç yurt dışına çıkmamış, oradaki en ufak bir elektronik sistem ile muhattap olmamış insanlar. Tabi yiyecekler, bunu bilen akp de tabi yedirecek.

Bazen çok şaşırıyorsunuz bu işlere anlam veremiyorum, adam şehrine park yaptı diye oy veriyor, park park, beleşe kek yiyoruz çay içiyoruz diye oy veriyor, bedavaya ders kitabı veriyor diye oy veriyor alooo :) E-devlet bunlara bir nevi Tesla, bir nevi hologram teknolojisi gibi.
0
paramolacak
(15.06.21)
akp neyle övünmüyor ki. bir hastanenin açılışını 5 kere yapan parti sonuçta.

bu sistemler güzel ama 128 milyar dolara daha iyisini yapabilirdim ben. :D
0
bohr atom modeli
(15.06.21)
sadece o değil ki, bu millet her şeyin avrupa'dan iyi olduğunu sanıyor.
0
nothing in my way
(15.06.21)
Bilgisayar ve internet devrimini sahiplendi adamlar.
Gerçi buzdolabını bile akp icat ettiği için normal yani.
0
vizivozo
(15.06.21)
@playing star again
O yüzden rusyayı örnek verdim. Estonya’nın yapabildiğini almanya yapamadığı için yoksa tercih etmediği için mi? Bence almanyada yok bizde var demek, almanyanın tercih etmediklerini yapmakla övünmek akılcı değil.
0
🌸neysene
(15.06.21)
almanya tercih etmiyor değil. bazı konularda yeniliğe ve değişime karşı bir korkuları var bunu kabul etmek lazım. yaptıkları gerçekten iş değil normalde.
0
bohr atom modeli
(15.06.21)
Turkiye disinda 2 ulkede yasadim, bir cok yeri de gordum. Burokrasinin dijitallesmesi noktasinda tr gercekten cok iyi noktada.

Gerek bankacilik dijital altyapimiz, gerekse edevlet hizmetleri cidden iyi.

Burada 2 tikla yapilan onlarca islem icin diger ulkelerde saatler harcamak+posta yolu gozlemek gerekiyor.
0
brkylmz
(15.06.21)
@bohr atom modeli
İşte o yüzden tercih diyorum. Yapamıyor değil istese yapar/yaptırır. Bürokratik ya da değil, teknolojiye uzaklık bu ülkeler için tercihtir. Atıyorum almanya kişisel verilerin korunumunu hızlı işleme tercih ediyor.
Bankaları dolandırılma olasılığı yerine müşterileri daha manuel kullanıma itiyor. Bunlar birer tercihtir.

@brkylmz
Yabancı arkadaşımla türkiyede avmye girmek için hes kodu gerekiyordu. Benim hes kodu almamda bir sıkıntı yok fakat arkadaşıma hes kodunu avm önündeki klübede çalışan aracılığıyla aldık. Ad, soyad, pasaport no gibi bilgileri yazıp bilmem kaça mesaj atıyorduk.
O da olmadı zaten. Siz bir yabancıyken çoğu kolaylıktan faydalanamıyorsunuz. O tip hizmetleri manuel yapma mecburiyetiniz var. Aynı bizim ülkemizdeki yabancılar gibi… uluslararası özel kurumlarda ya da kitlerde kullanırsınız tabi ama ben daha çok ticari kaygısı olmayan devlet kurumlarının övünümlerinden bahsediyorum. Uzun süre yaşayıp hatta vatandaşlık aldığınız yerlerde öyledir ona bir şey diyemem ama mesela amerikadan önce göz lazer ameliyatları amerikadan türkiyeye getiriliyordu. Sebep bizde FED diye bir kurumun olmaması. Sözde sağlık bakanlığı diye bir şey var ama adı dışında bir şeyi yok. Bunu baz alarak “biz amerikadan bile iyi göz ameliyatı yapıyoruz, son teknolojiyi onlardan önce uyguluyoruz” demek sizce ne kadar mantıklı? Zira o tıbbi cihazlara ilaçlara seneler sonra onay veriyor FED, uzun vadede zararını görmek ve daha kararlı olmak için. Tabi burada ürünleri ve sektörleri karşılaştırmıyorum yanlış anlaşılmasın. Mentaliteden bahsediyorum sadece.

Yine rusyayı örnek verecek olursam; temassız kart sistemleri, sanal kart uygulamaları, nfc ile ödeme falan hepsi var. Barkod sistemi ödeme ile alışveriş de yapılıyor. Çoğu kişinin hantal olarak adlandırdığı rusyadan bahsediyorum.

@playing star again
Üstteki paragrafla birlikte internet telefon gibi hizmet açtırma olayına hiç girmeyelim bence. Aylarca port beklemek gibi saçmalıklar varken…
Bence bir yabancı olarak o ülkeyi deneyimlemek alamancı dayılar gibi burası çok kötü yiğenim demeye benziyor.
Türkiyede her şey yapboz sistemiyle olduğu için yenilikleri kanunlarla ters düşer şekilde hızlıca uygulayıp almanyadan daha hızlı ama daha güvensiz ortama atıyor. Ha tabii ki bunlar güzel şeyler ama abartmasak mı?
0
🌸neysene
(16.06.21)
tercih meselesi olarak bakarsak her şey tercih. türkiye'nin onlarca fabrika açmaması da tercih. buğdayı ithal etmesi de tercih. yap işlet devret'e taahhütlü kontrat vermek de tercih. 750 milyon euroya dinozor parkı açmak da tercih.

öncelikleri yanlış belirliyorsan yanlış yapıyorsun demektir. türkiye yapınca kötü yönetiliyor almanya yapınca tercih diye bir şey yok. almanya çağı yakalayamadı bu konularda henüz.
0
bohr atom modeli
(16.06.21)
@bohr
Ondan sonra neden benim seçmen bilgilerim zipli dosyada torrentten indiriliyor:)

“Almanyada yok bizde var daha ne olsun övünmeyek mi?” mantığını kavrayamadım. Dünyada iyi konumda ve bu sisteme uzak diye mi konu almanyaya dönüp dolaşıp geliyor? Rusyayı, estonyayı örnek verdim bir de. Akp haklı valla eyvallah ikna oldum.
0
🌸neysene
(16.06.21)
sokakta araba çarpıp kaçsa plakasını görmezsen gittin ama. sokakta kamera yok kişisel veri ve özel hayat manyaklığı yüzünden.

kişisel veriler üçüncü kişilerle paylaşılmadığı sürece devlet tarafından tutulabilir. bunda bir sakınca yok. hayat kurtarıcı bir şey. misal almanya'da mekanlarda kamera var ama mekan sahibi kafasına göre açıp izleyemiyor polisin gelip alması gerekiyor. bu güzel bir şey. böyle olmalı ama kameranın kullanım alanı çok dar.
0
bohr atom modeli
(16.06.21)
Bu kişesel veri manyaklığı zamanında yahudi fişlemesinden bile geliyor olabilir. Biz adamların hassasiyetini bilemeyiz ki buna manyaklık diyelim. Mesela ben de amerikada bahçene izinsiz girdi diye bir adama ateş edebilmene ya da kelle avcılığına manyaklık diyebilirim ama o kültürü bilmeden…
0
🌸neysene
(16.06.21)
(2)

Cloudflare hk (yüksek trafikte)

tchuck
daha önce benzer konuda çok sormuştum ama bunu da sormak istiyorum;30 dakikalı kbir sürede 6000 kullanıcının girip, 3-4 saat sitede duracağı, bu sürede 1-2 form doldurma dışında hiç hareket etmeyecekler ibir senaryoda cloudflare gerekir mi?niye "gerekir mi?" diye soruyorum; 6000 user geldiğinde clou
daha önce benzer konuda çok sormuştum ama bunu da sormak istiyorum;

30 dakikalı kbir sürede 6000 kullanıcının girip, 3-4 saat sitede duracağı, bu sürede 1-2 form doldurma dışında hiç hareket etmeyecekler ibir senaryoda cloudflare gerekir mi?

niye "gerekir mi?" diye soruyorum; 6000 user geldiğinde cloudflare daha da dezavantaja dönüşür mü diye?

ben bu 4-5 saatlik periyodda sunucuları 40 ile 80 arası load balancerda çalıştırmayı planıyorum. (bu sunucu sayısında bir sorun olur mu?)
0
tchuck
(14.06.21)
Hiç load test yaptın mı? Sorularına en güzel cevabı bu verir. Bi script yazıp lokalde de yapabilirsin ama şöyle hazır şeyler de var: loader.io

Bahsettiğin rakamlar saniyede 6 request falan ediyor. Uygulamayı deneyip, bahsettiğin işlemin ne kadar sürdüğünü ölç. Mesela 1 istek 1 saniyede tamamlanıyorsa, LB'nin arkasında 12 tane sunucu koyup geçebilirsin. 0.5 saniyede tamamlanıyorsa 6 tane yeterli olur vs. gibi.

Benim 5$'lık dropletim (digital ocean üzerinde, kod da bok gibi), 100 civarı anlık kullanıcıda ölüyor genelde. İş için yazdığım sistem (yine en dandik VM üzerinde çalışıyor) 200-250 request serve edebiliyordu saniyede. Koda çok bağlı yani bu iş, ölçmeden bilmenin imkanı yok.

Kullanıcılar form göndermekten başka bir iş yapmayacaksa cloudflare anlamsız olur. Yani sunucu çökmesin istiyorsan kendin de rate limiter koyabilirsin zaten, cloudflare'ın ne faydası olacak ki cache falan kullanmayacaksan?
0
plutongezegendegilmi
(14.06.21)
aws'nin load testerı ile saniyede 250 requesti kaldırdı, bahsettiğim load balancer seviyesinde. ama formları test ettiremedim tabi.
0
🌸tchuck
(14.06.21)
(10)

kanal tedavisi ne kadar?

messina123
cumartesi özel bir kliniğe gittim. birkaç dişime kanal tedavisi yapılması gerekiyormuş. daha önce hiç yaptırmadığım için bilmiyorum ve fiyat da konuşmadık. kaç para bu kanal tedavisi? lokasyon üsküdar
cumartesi özel bir kliniğe gittim. birkaç dişime kanal tedavisi yapılması gerekiyormuş. daha önce hiç yaptırmadığım için bilmiyorum ve fiyat da konuşmadık. kaç para bu kanal tedavisi? lokasyon üsküdar
0
messina123
(14.06.21)
Antalya da 400 gibi bir fiyatı vardı 6 ay kadar önce.
0
nucleon
(14.06.21)
Kanal + dolgu 1100 TL yaptırdım on gün önce filan, Ankara Batıkent.

Üstteki fiyatı görünce kazık yemişim gibi duruyor.
0
elorelia
(14.06.21)
Ankara'da bi tık pahalı olanlar 1000 lira civarına yapıyor.
0
plutongezegendegilmi
(14.06.21)
Mersin'de özel diş hastanesinde 1000 liraya yaptırdı tanıdık.
0
prole
(14.06.21)
www.tdb.org.tr

Burada genel ücretler var. Bunun Max üstüne cikilabilen bir limitte vardı galiba.

Dişteki kanal sayısına göre ücret artiyormus
0
nucleon
(14.06.21)
1000 lira ne abi siz neler diyorsunuz, ben yıllardır aynı doktora gittiğim için mi ucuz max 300-400 lira falan vermişimdir
0
nahtoderfahrung
(14.06.21)
600 liraya birkaç ay önce yaptırdım.
0
muzmin evli
(14.06.21)
istanbul avcilarda 500/600 civari
0
alttaraf
(14.06.21)
550-650 verdim. 2 kök 3 kök
0
habarbey
(14.06.21)
Ben geçtiğimiz ay yaptırmak zorunda kaldım. İş yerime yakın olması ve durumun aciliyeti sebebiyle Yakuplu'da bir diş kliniğinde 500 TL'ye yaptırdım. 2 seansta hallettiler, memnun kaldım. Eğer kaplama gerektirecek derecede deformasyon varsa; kanal sonrası kaplama yapıyorlar. Zirkon için 1500 TL fiyat vermişlerdi, kanal tedavisine ek olarak. İlla zirkon tercih etmenize gerek yok neredeyse yarı fiyatına porselen kaplama da yapılabiliyor ama uzun ömürlü kullanım açısından zirkon tavsiye ederim.
0
snd88
(14.06.21)
(3)

Tech recruiter'larına soru

plutongezegendegilmi
Bi aday ararken, aradığınız teknolojilerin ne olduğuna dair ne kadar fikriniz var? Örneğin şu sorulara ne cevap verirsiniz:- Şirket Java developer arıyor. Son 3 yıldır Ruby yazmış birisi de size yazıyor. O kişiyi şirkete yönlendirir misiniz? - TypeScript arayan bir iş ilanına, JavaScript developer'ı
Bi aday ararken, aradığınız teknolojilerin ne olduğuna dair ne kadar fikriniz var?

Örneğin şu sorulara ne cevap verirsiniz:

- Şirket Java developer arıyor. Son 3 yıldır Ruby yazmış birisi de size yazıyor. O kişiyi şirkete yönlendirir misiniz?

- TypeScript arayan bir iş ilanına, JavaScript developer'ı başvurabilir mi?

- DevOps pozisyonu için Python bilgisi şart mıdır?

- Source code, library ve framework terimleri arasında bir fark var mıdır? Veya bu fark sizi ilgilendirir mi?

Bu soruların cevaplarından emin değilseniz, gerektiğinde başvurabileceğiniz bir guide olsun ister miydiniz?
0
plutongezegendegilmi
(12.06.21)
Şirketin stacki hakkinda bilgisi olmayan biri nasil personel alacak bilemiyorum.

-kisi daha once java gelistirmis ise yonlendirebilirim.

-js developer basvurabilir. ts, javascriptin superseti zaten. js bilmeden ts yazanlar var midir olabilir, boyle bir adayi mesela direkt elerim.

-devops icin sirket python kullaniyorsa sart olarak bakarim.

-bu terimler arasinda fark vardir, yazilim gelistiren birinden bu farklari bilmesini beklerim.

guide olsa bile tam yeterli olmayabilir. ben olsam alim yapilacak ekiplerin takim liderleri ile gorusme imkani varsa onlara sorardim.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(12.06.21)
İlk cümlede kastettiğim teknolojilerin içeriği anlamındaydı, "şirketin ne aradığını bilmediğiniz" gibi değil.

- "kisi daha once java gelistirmis ise yonlendirebilirim."

Neden? Ruby'deki ne o kişinin kısa sürede Java'ya adapte olamayacağını söylüyor? C# desem cevap farklı olur muydu?

Yani buradaki karar verme sürecini anlamaya çalışıyorum. Diyelim ki bulduğunuz Ruby developer'ı aslında çok iyi, şirkete gönderseniz işe alınma ihtimali medicore bir Java developer'dan daha yüksek.

Buradaki kararı nasıl veriyorsunuz? Şirket "3 yıl Java tecrübesi olacak kardeşim" diyorsa o iş bitmiş midir, yoksa orada bi inisiyatif kullanma şansınız ya da motivasyonunuz var mı?
0
🌸plutongezegendegilmi
(12.06.21)
olayin ruby ile alakasi yok aslinda, sirket eger javaya adapte olma maliyetini karsilarim diyorsa olabilir. c# deseydin ben onerebilirdim sirkete bu adayi. javaya gecis surecinin daha kolay olacagini dusunurdum.

cok degisken var bu noktada. sirketten sirkete de surecler degisecektir. sirketin hangi noktalarda esneyebilecegini bilmek onemli. sirkete arti deger katacagini dusundugum adaylari onerme noktasinda inisiyatif kullanirdim.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(12.06.21)
(4)

Yemeksepeti Joker indirimlerini kullaniyor musunuz?

freedonia
40 tlye 25 ode, 70tlye 45 ode, 120tlye 75 ode falan. Firma Indirimleri restorana emri vaki yaptiriyormus sanirim. Dogru mu? E restoran da karimiz yok bu satistan, ucuza satiyoruz diyip malzemeden, porsiyondan kisip yarim yamalak is yapmaz mi?
40 tlye 25 ode, 70tlye 45 ode, 120tlye 75 ode falan. Firma Indirimleri restorana emri vaki yaptiriyormus sanirim. Dogru mu? E restoran da karimiz yok bu satistan, ucuza satiyoruz diyip malzemeden, porsiyondan kisip yarim yamalak is yapmaz mi?
0
freedonia
(12.06.21)
ben iyi bir şey çıkınca kullanıyorum. henüz sorun yaşamadım kalite ve hizmet açısından.
0
levybroo
(12.06.21)
Restoranlara emri vaki olayı doğru, konuştuğum bi restoran sahibi söylemişti. O yüzden kullanmıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(12.06.21)
Geçen bi joker denk geldi. Sıradan köfteci yarım ekmek köfteye 65 lira, kutu kolaya 18, yarım litre suya 12 lira fiyat çekmiş. Bu şekilde başa çıkan da var. Bunu görünce insanın üzülesi gelmiyor. 65 lira nedir 5 adet köfte ve yarım ekmeğe?
0
himmet dayi
(13.06.21)
Kullanmıyorum, joker ile söylenen menüler leş gibi geliyor.
0
roket adam
(13.06.21)
(8)

Kitapları ikinci kez okumak...?

anatomik
Özellikle lise zamanında okuduğum ve şu an çok erken okuduğumu düşündüğüm kitapları tekrar okumak istiyorum. Özellikle Albert Camus, Sartre ve Dostoyevski başta olmak üzere. Sadece bu yazarların bazı kitaplarını tekrar okusam bile 20-30 kitap eder minimum.Ancak bir kez okuduğum kitabı tekrar okumak
Özellikle lise zamanında okuduğum ve şu an çok erken okuduğumu düşündüğüm kitapları tekrar okumak istiyorum. Özellikle Albert Camus, Sartre ve Dostoyevski başta olmak üzere. Sadece bu yazarların bazı kitaplarını tekrar okusam bile 20-30 kitap eder minimum.

Ancak bir kez okuduğum kitabı tekrar okumak da çok mantıklı gelmiyor çünkü hali hazırda okumadığım ama okumak istediğim yüzlerce kitap var aklımda.
Ortalama 20-30 kitabı tekrar okumak mı, yoksa okumadığım ve okumak istediğim kitaplara yönelmek mi?
Zaten iş güç malum, gün içinde 1-2 saat kitaba ayırabildiğim gün sayısı bile çok az.
Tekrar okumak istediğim kitap sayısı 8-10 olsa yine tamam, sıkıntı değil. Ama bu şekilde tekrar okumak istediğim en az 30-40 kitap var, az da değil.
Mesela Dune serisinin filmi çıkmadan önce ikinci kez okudum geçenlerde, çok sevmeme rağmen onu okurken bile aklımda "lan boş yere ikinci sefer okuyorum, yeni kitap okusaydım keşke" düşüncesi oluştu.

Ne yapmalı?
Sesli kitap olarak dinleyeyim diyorum ama atıyorum Albert Camus'nun Düşüş kitabı da sesli olarak aynı tadı vermez mesela bence.
0
anatomik
(12.06.21)
Yeniden oku. Hepsini değil belki ama en sevdiğin ve sevmediğin 2-3 tanesini seçebilirsin.

Hem zaten kesin kaçırdığın şeyler vardır, boşa gitmez, hem de mesela önceden çok sevdiğin bir kitabı şimdi sevmeyebilirsin, o da nasıl değiştiğin hakkında fikir verir kendi kendine. Güzel bi feedback oluyor bence.
0
plutongezegendegilmi
(12.06.21)
Ömür az kitap çok :)

Sesli kitaplar için ben de sen gibi düşünüyordum ama kuyucaklı yusuf'u dinledikten sonra fikrim değişti. Önceden okuduklarını sesli kitap olarak edin bence. Hiç bilmediklerini okursun.
0
antihero
(12.06.21)
Ben olsam yenilere öncelik verirdim. Daha önce okuduğum ve tekrar okumayı istediğim kitapları da keyif için okurdum. Örnek olarak bende Harry Potter kitapları var. Bu kitapları istediğim zaman açıp okuyorum zaten. Hatta en baştan başlamadan, direkt istediğim bölümleri ya da istediğim kısımları okuduğum da oluyor. Bir de kitap konusunda mükemmeliyetçi davranmak kitaptan alınan keyfi kaçırıyor. Bu yüzden ben katı bir planlama yapmadan, bir kitap bittikten sonra "şimdi hangi kitabı okumak istiyorum" sorusunu sorarak karar vermeyi daha mantıklı buluyorum.
0
dissendium
(12.06.21)
Valla olay kitap okumaya ne gözle baktığına göre değişir. Böyle bişekil yarış olarak görüyorsan ya da ödev olarak görüyorsan tekrar okumak istememen doğal. Yok bişekil mutlu ediyorsa ve zevk alma olarak görüyorsan bu sefer de beğendiğin kitabı/yazarı tekrar okumak istemen doğal çünkü riski minimize ediyorsun.
0
j r r tolkien hayrani
(12.06.21)
Ben hiç çekinmeden okuduğum ve çok beğendiğim kitapları bir süre geçtikten sonra tekrar okuyorum. Evet kitap çok ama yeni kitabı beğenmeme riski de var. Eskiden okuduğum, cok hoşlandığım ve çoğu kısmını unuttuğum bir kitabı neden tekrar okumayayim ki?
0
aslil
(12.06.21)
plutongezegendegilmi +1

Mutlaka en çok yeniden ziyaret etmek istediğiniz 2-3 kitap vardır, araya onları alabilirsiniz. Öbür türlü içinizde hep ukte olarak kalacak. Annem de kendimi bildim bileli tekrar Dostoyevskileri okusam, en son üniversitede okumuştum deyip duruyor ama hala icraata geçmedi. Yine de hep içinde bu istek var.
0
peki madem
(12.06.21)
çok güzel bir kitap bir daha okunabilir. güzel bir film bir daha izlenebilir. ben ikinci kez bir filmi izlemeyi hiç tercih etmezdim. bayağı yüksek sayıda film izledim ve sonra dönüp bazı sevdiğim filmleri yeniden izledim ve fark ettim ki bu aslında beni çok eğlendiriyor çünkü kaliteli içerik.

yeni şeyler deneyimlemek tabii güzel ama güzel şeylerin de tekrar tadına varmak da güzel. ikisini de yapmak lazım. hayat zaten tüm güzel kitapları okumak için çok kısa. en azından bize çok hitap edenlerin tekrar tadını çıkarabiliriz.
0
bohr atom modeli
(12.06.21)
tamamen aynı şeyleri düşünüyordum seninle. en sonunda eskileri okumaya karar verdim. hayatımda yaptığım en doğru şeylerden biri olabilir. suç ve ceza'yı 14 yaşında okumuştum mesela. o zaman bile çok sevmiştim tabii ki ama tekrar 25 yaşında okuyunca şok oldum resmen, "ben bunu g*tümle okumuşum" diye düşündüm.

yıllar geçtikçe biz de değişiyor ve gelişiyoruz. bazı eserlerde her zaman farklı bir şeyler bulabilmek, farklı bakış açıları geliştirebilmek mümkün oluyor. bu yüzden tadı damakta kalan, yıllarca unutulmayan, geri dönülmek istenen bazı romanların tekrar okunmasının faydalı olduğu görüşündeyim ben.

ha tabii bunu abartıp yeni şeyler okumamak da güzel değil ama sonuç itibariyle "ne yapsam?" diye düşünüp hiçbir şey yapmamaktansa eski bile olsa okumak iyidir.
0
der meister
(12.06.21)
(1)

Socket hk.

tchuck
selamlar.admin panelimden pusher aracılığı ile online kullanıcıları trigger edip istediğim sayfalara yönlendiriyordum.ancak şimdi normalin üzerinde online kişi olacak, 1000in üzerinde büyük ihtimalle. baktığım zaman pusher bunun için 300 doların üstünde para istiyor.ben de kendi socket sunucumu kura
selamlar.

admin panelimden pusher aracılığı ile online kullanıcıları trigger edip istediğim sayfalara yönlendiriyordum.

ancak şimdi normalin üzerinde online kişi olacak, 1000in üzerinde büyük ihtimalle. baktığım zaman pusher bunun için 300 doların üstünde para istiyor.

ben de kendi socket sunucumu kurayım istedim, ancak çok bir tecrübem yok.

ben spesifik bir channela istek gönderdiğimde, içeride bir javascript fonksiyonunu çalıştıracağım. yani gelen verinin ne olduğuna falan bakmama gerek yok, dümdüz trigger etmek istiyorum. (iki ayrı channel var X channelı trigger edilirse bir adrese, Y channelı trigger edilirse başka bir adrese yönlendir gibi)

digitalocean üzerinden bir socket sunucusu kurma planındayım ama, bana ne önerirsiniz yani?
dediğim gibi daha önce hiç socket kurmamıştım hep pusher ile idare ediyordum.

"şu guide ı takip et" vs dediğiniz bir guide var mıdır?
0
tchuck
(12.06.21)
ws github sayfasındaki readme bile yeterli olur bahsettiğiniz için. üstüne bi de express kurup, dışarıdan gelen isteğe göre kime hangi mesajı göndereceğinizi ayarlarsınız işte.

"dümdüz trigger etmek" kötü bir fikir, iki kat fazla connection kullanmanız gerekecek. gerçi 1000 kişi için farketmez de, yine de aklınızda olsun. 0 gelince şunu yap, 1 gelince bunu yap demek çok zor değil.
0
plutongezegendegilmi
(12.06.21)
(4)

Kahvaltı mekan tavsiyesi

sylr
Kıymetli kardeşlerim. Yarın İstanbul’dan Yalova’ya gideceğiz. Kocaeli üzerinden geze geze gideriz diye düşündük. Anadolu yakasının İzmit’e yakın bölgeleri olur, Kocaeli Sakarya bölgeleri olur. Yalova olur. Bi kahvaltı mekanı tavsiye ederseniz çok sevinirim.
Kıymetli kardeşlerim. Yarın İstanbul’dan Yalova’ya gideceğiz. Kocaeli üzerinden geze geze gideriz diye düşündük.

Anadolu yakasının İzmit’e yakın bölgeleri olur, Kocaeli Sakarya bölgeleri olur. Yalova olur. Bi kahvaltı mekanı tavsiye ederseniz çok sevinirim.
0
sylr
(11.06.21)
Kocaelide yuvacikta, selale restaurant. Biz bu yaz acilisi yapamadik henuz, cok severek gidiyoruz hep. Orada bunun gibi bir cok yer var, başiskele mevkii olarak da geciyor orasi.
0
balpolen
(11.06.21)
1- Karamürsel'de (merkez değil, köylerinden birinde) papuli diye bir yer var. Ortam çok güzel, yemekler de fena değil. Ama kalabalık olabiliyor, rezervasyon yaptırın bi gitmeden.

2- Altınova'ya gelmeden önce sarıyer börek evi diye bir yer var. Orası biraz yol üstü bi yer, ama börekleri güzel baya.
0
plutongezegendegilmi
(11.06.21)
Yalovada mutlaka fatulide manti yiyin
0
nax
(12.06.21)
Papuli demeye geldim, hiç gitmedim ama güzel bir yere benziyordu
0
esinikaybetmiscorap.
(12.06.21)
(4)

yan bahçedeki ölmüş kedi v2

kibritsuyu
ilk duyuru: (git: 1478002)belediyeyi aradım, dosya açtılar, ilgileneceğiz dediler, o zaman bu zamandır gelen giden olmadı.apartman görevlisine ve bahçeyi kullanan kuaför dükkanına (o tarihlerde kapalıydı, yasaklar bitince açıldı) gösterdim, söyledim, bak dedim kurtlanmmış, koku yapıyor, size de zara
ilk duyuru: (git: 1478002)

belediyeyi aradım, dosya açtılar, ilgileneceğiz dediler, o zaman bu zamandır gelen giden olmadı.

apartman görevlisine ve bahçeyi kullanan kuaför dükkanına (o tarihlerde kapalıydı, yasaklar bitince açıldı) gösterdim, söyledim, bak dedim kurtlanmmış, koku yapıyor, size de zarar burada falan. tamam ilgilenelim dediler. dün baktım, ilgilenelim dediği, üstüne iki avuç toprak atıp görünmez hale getirmişler, kedi hala kurtlu kurtlu orada duruyor.

yahu çoluk çocuk var, artık kokmasını geçtim, mikrop kapıcaz. yani kuaförü il sağlık müdürlüğüne falan şikayet mi edeyim, bahçesinde ölü kediyle çalışıyor diye, nasıl zorlayayım lan kaldırıp götürsünler. kendi bahçem olsa kendi yöneticime görevlime diretirim. en olmadı küreği alıp ya allah diyip dalarım da başkasının bahçesine ben ne yapayım, ilgilenen de yok amk.

kim alıp götürecek hayvancağızı burdan? gördükçe de üzülüyorum lan o halde.
0
kibritsuyu
(11.06.21)
Hangi belediye hocam?

Ya eskiden söyleyince aynı gün içinde gelip alıyorlardı, geçen benzer bir şey için aradım 3-4 gün sonra geldiler. Sizin 1 ay olmuş, ben olsam her gün arar darlardım, belli ki telefonu dinleyen eleman kaydı açmamış, unutmuş, bişeyler olmuş.

Bir de muhtarı arayabilirsiniz belediyeye ek olarak. Belki o gelir alır.
0
plutongezegendegilmi
(11.06.21)
Belediyeye twitterden saydırınca harekete geçiyorlar. Hangi belediye?
0
suicides underground
(11.06.21)
ankara büyükşehir belediyesi. cadde üstü olduğu için büyükşehir'i aradım ama çankaya'yı da ayrıca arayabilirim.

başvuruyu almışlar, işleme de koymuşlar. 05.05.2021 tarih, bilmemkaç numaralı başvurunuz "işlemde" diye gözüküyor sistemde.
0
🌸kibritsuyu
(12.06.21)
apartman görevlisi olduğunu tahmin ettiğim birini gördüm bahçede, ona söyledim. dün baktım almışlar.
0
🌸kibritsuyu
(28.06.21)
(17)

İş hayatı hk.

deepest
Merhaba,Diyelim ki bankada 1 milyon tl paranız var, çalıştığınız işyerinde pozisyonunuz güzel, istanbul şartlarında ortalama aylık 10k maaş alıyorsunuz diyelim. Ama iş yükü ağır, her gün sabah işe giderken lanet ediyorsunuz. Bitmek bilmeyen toplantılar, mesai bitimi bile olsa işle alakalı çalan tele
Merhaba,

Diyelim ki bankada 1 milyon tl paranız var, çalıştığınız işyerinde pozisyonunuz güzel, istanbul şartlarında ortalama aylık 10k maaş alıyorsunuz diyelim. Ama iş yükü ağır, her gün sabah işe giderken lanet ediyorsunuz. Bitmek bilmeyen toplantılar, mesai bitimi bile olsa işle alakalı çalan telefonlar vs. Kısaca çalışmak istemiyorsunuz ve hayatı yaşamak istiyorsunuz ama işyerinin size sunduğu imkanlar size işten çıkarsam acaba pişman olur muyum hissi uyandırıyor.

Şu da bir gerçek ki, iş hayatında bir daha çalışan köle olmak kesinlikle istemiyorsunuz bu işten çıkarsanız. Yani bir daha ücretli çalışan olmak istemiyorsunuz.

Not : ev sizin. Arabanız da var.

Soru net, bankadaki paraya güvenerek istifa eder misiniz?
0
deepest
(11.06.21)
1 milyon tl öyle güvenilecek bir para mı :(
0
freebird5406_2
(11.06.21)
duh!
en az o kadar maaş ve daha iyi iş koşulları ve mükkemmel yan hakları, 1 milyon tl birikmişim olmadan sadece işten nefret ettiğim için bıraktım. bir de 1 milyonum olsaydı heralde 40 gun 40 gece istifa partisi yapardım.
0
levybroo
(11.06.21)
Valla 1 milyon TL ve 10 bin gelir biraz değişik bir olay olmuş. Onu geçersek eğer o 10 bin TL bana aylık yetiyorsa istifa ederdim. Hemen hemen 10 yıl yine aynı standartlarda iş yapmadan yaşardim. Sonradan da yani para suyunu çekince de tekrar çalışmaya başlardim da o zamana kadar kim öle kim kala.
0
j r r tolkien hayrani
(11.06.21)
haha aynı durumdayım, hatta çok daha fazla param var ve hala sevmediğim işte mal gibi çalışıyorum. hem de daha az maaş ile çalışıyorum. tam bir malım
0
abelardo
(11.06.21)
1 milyon guzel bir para. Elini güçlendiriyor. Daha yi bir işe, sektöre geçmen ya da yüksek lisans yapman konusunda kafanın rahat olmasını sağlar. İşi bırakıp boş takılmak da mutlu etmez hem de para suyunu çeker.
0
black mamba
(11.06.21)
"hayatı yaşamak istiyorsunuz"

cok tutumlu biri belki 1 milyonla belli bir sure idare edebilir ama "hayati yasamak isteyen" biri icin kisa surede ucup gider o para. cevap hayir.
0
hot potato
(11.06.21)
Ederim. Hatta anlamadığım şey şu, madem elinizde böyle bir koz var, mesai bitiminde çalan telefonu niye açıyorsunuz ki? Açmayın, kovarlarsa alırsınız tazminatınızı geçersiniz. Yani elde paranın olmasının iş hayatında sizi rahatlatması gerekmiyor mu?

Kenarda paranızın olması yeni iş arama sürecinde de elinizi güçlendiriyor, acele yok, daha iyi teklif gelene kadar bekleyebiliyorsunuz.

Ama yine de çok arayı açmadan çalışmaya dönmeniz lazım, yoksa o para yetmez. Mesleğinizi sevmiyorsanız meslek değiştirebilirsiniz bi de.
0
plutongezegendegilmi
(11.06.21)
Hiçbir şeyim yokken istifa ettim. Pişman değilim. Giderken herkes senin yapabildiğini biz de yapsak keşke dediler. Cesaretleri yokmuş asdfasad :D

Özetle beni mutlu etmeyen hiçbir yerde bir dakika durmadım. Durmam. Önemli olan mutlu olabilmek. İyi bir pozisyondaysanız ve nitelikliyseniz iş bulmanız kolay olur diye düşünüyorum. Bazen sıfırdan başlamak daha iyi geliyor insana
0
Corpsebridee
(11.06.21)
o işte çalışmak istemiyorsam kafamın rahat olacağı ama bişeyler yaptığımı hissedeceğim arada başarı hissi veren bi iş bulur bulmaz çıkarım

boşluk daha fena bişey bence, çalışmadan insan ne yapabilir ki, tabi ben kendim için konuşuyorum:)
0
megacracker
(11.06.21)
Kendi şirketimi kurarım kesinlikle.
0
ashleybon
(11.06.21)
Tam 100 ay yani 8 sene yetecek kadar paran var bankada. 8 senede de ne yapacağına karar verirsin herhalde.
0
roket adam
(11.06.21)
Ben İstifa eder, Kendi bildiğim işi devam ettirerek o bir milyonu, iki milyon yapardım 1 sene içinde.
Kendi işini yaparak kazandığın 5.000 tl, maaş olarak aldığın 10.000 liradan iyidir ayrıca.
0
etna
(11.06.21)
Ben hiçbir şeyim yokken aile parasına güvenip istifa ettim. Sonra sevdiğim başka bir iş buldum. Bankada param olsa daha öncesinde istifa ederdim.
0
jazzabel
(11.06.21)
Bankadaki paraya güvenip istifa edilmez bence. Ama bunu her ay bankadaki paranın faizini yada oradan yeme durumu için diyorum.

O parayı pasif kazanç getirecek şekilde kullanır bir kısmıyla da geçiminizi sağlayacak kendi işinizi yaparsanız (insanlar hobilerinden de para kazanıyor) güzel yaşanır. Hatta benim de hayalim bu. Eyyorlamam bu kadar.
0
sumuklurakun
(12.06.21)
para için yaşıyorsam devam ederdim, kendim için yaşıyorsam ve bunun bir tatil ya da iç/dış herhangi etkenle farkına vardıysam istifayı basardım. Ayrıca, o kadar network ve tecrübem varken kendi işimi kurarak yine çalışır, en azından yatırım yapardım. Hürriyetimden vazgeçmeden para kazanmak mühim olan. Kimse sonsuz tatil istemez.
0
Etanglement
(12.06.21)
Kesinlikle hayalim. Yukarıdaki arkadaşa da katılıyorum. Nasıl bir şey acaba 1 milyon tl hesapta ve her ay onbin gelir var çalışarak. Sen milyon milyoru faize yatırsan 15 16bin faizi geliyor zaten ayda. Bu para hiç bir şeyi beğenmeyen tayfa için az olabilir ama bekar ve aile sorumluluğu olmayan birisini geçindirir.

Kesinlikle istifa eder yeteneğimin olduğum bir işte hobide eğitim alıp kendi iş yerimi açar veya dersler verirdim en azından. Ufak bir gelir kendi programını kendin yapacağın stressiz bir iş iyi olurdu.
0
grand kimyon
(12.06.21)
1 milyon tl'nin aylık faizi 10 bin tl'den fazla ediyor olması gerek.

ev ve araba da bana aitse arkama bile bakmam istifa ederim. sadece faizden gelen para aylık harcamalarımın çok çok üzerinde zaten :) tabii hep böyle yaparım diye söylemiyorum. bir süre. belki şu iş hayatının sıkıntılarından arınana kadar belki pandemi bitene kadar vs. o iş tamamen kişisel. ömür boyunca hayatımı yaşayayım parası 1 milyon tl değil 10 milyon tl de değil :) orası çok zor.
0
ilgeru
(12.06.21)
(5)

pixel art oyun tavsiyesi

sir gawain
sistem gereksinimleri düşük piksel art oyun tavsiyeniz varsa alırım. en son moonlighter oynadım, iyiydi mesela.ps: platform olmazsa sevinirim.
sistem gereksinimleri düşük piksel art oyun tavsiyeniz varsa alırım. en son moonlighter oynadım, iyiydi mesela.

ps: platform olmazsa sevinirim.
0
sir gawain
(11.06.21)
hotline miami 1-2

benim listemin en tepesinde.
0
bohr atom modeli
(11.06.21)
0
plutongezegendegilmi
(11.06.21)
Yeni çıkanlardan;

Streets of Rage 4 (gerçi bu pek pixel sayılmasa da).

Bir de konsolda oynuyorsan şu iki koleksiyonu indirebilirsin;

Contra Collection

Capcom Beat'em Up Bundle (online oynama özelliği mevcut)
0
Avoiding The Puddle
(11.06.21)
Forager
0
kendi helvasını kavuran zombi
(11.06.21)
adventure seviyorsanız techobabylon
(git: store.steampowered.com)
0
pangea
(12.06.21)
(7)

İş mülakatı hk

makarnacanavari
Merhaba arkadaşlar,Ben bir iş görüşmesi gerçekleştirdim.Fakat şöyle bir durum oldu.Reklam metni, slogan, röportaj, senaryo gibi benden kendimi kanıtlamam adına bir proje istiyorlar. Profesyonelce gerçekleşecek gibi. İşkillenmedim değil.Bunun sonucuna göre olumlu ya da olumsuz geri dönüş olacakmış.Be
Merhaba arkadaşlar,

Ben bir iş görüşmesi gerçekleştirdim.

Fakat şöyle bir durum oldu.

Reklam metni, slogan, röportaj, senaryo gibi benden kendimi kanıtlamam adına bir proje istiyorlar. Profesyonelce gerçekleşecek gibi.

İşkillenmedim değil.

Bunun sonucuna göre olumlu ya da olumsuz geri dönüş olacakmış.

Ben gece gündüz oturup reklam filmi yapacağım ama beni almama ihtimalleri olduğu gibi, benim hazırladığım projenin üstüne yatma ihtimalleri de var. Ne bununla alakalı bir resmî yazı ne de kullanmayacaklarına dair beyanları söz konusu.

Ben yapmak istemiyorum.

İlk defa bir iş görüşmesinde böyle bir durumla karşı karşıya kaldım.

Bu normal midir?

Ben projeyi hazırlayacağım onlara da başımın gözümün sadakası olsun diye yollayacağım.

Sadece bana mı mantıksız geliyor bu durum?
0
makarnacanavari
(10.06.21)
Bence de mantıksız. İşkillenmekte haklısın. Sektörle ilgim yok ama duyuyoruz böyle olayları. Ben olsam -mümkünse- yaptığım içeriklere filigran eklerim kaldırılamayacak şekilde. Videoların ortasında kocaman "PAZAR SÜRPRİZİ" yazıyor ya magazin haberlerinde, o tarz :)
0
himmet dayi
(10.06.21)
Mantıksız evet, bence şüpheleriniz de yersiz değil.

Ortasına kocaman bir watermark koyup sadece video'yu gönderseniz nasıl olur? Yani dertleri çakallıksa zaten almazlar, ama kullanamazlar da en azından, siz de portfolyoya eklersiniz.

Bir de zaten portfolyonuz yok mu? Eğer varsa "bakın benzer bir şey yaptım zaten" diyip onu gönderemiyor musunuz? Ben yazılımcıyım, bazen böyle "challenge" gönderen oluyor, kendi kullanma ihtimalleri de yok, ama yine de yapmıyorum, open source projelerim var zaten, açın bakın diyorum.
0
plutongezegendegilmi
(10.06.21)
Ben editörüm. Video istemiyorlar zaten. Sadece senaryosu tretman bir de sinopsis işte. Bunlara öyle watermark gibi şeyler ekleyemez sadece noterden onaylatabilirim. Onun için de zaman yok. Çünkü maili bugün atmışlar benden pazar günü teslim etmemi istiyorlar vs.

Yazdıklarımı olduğu gibi paylaşmasalar bile bazı yerlerinde oynama yapıp kullanabilme ihtimalleri çok yüksek.

Üniversite öğrencisiyken maalesef bir hocan bu şekilde oluşturduğum çizgifilm senaryosunu TRT’ye satıp çok iyi paralar kazanmıştı çakal :))

En iyisi uygun bir dille bunu göndermeyeceğimi belirteyim.
0
🌸makarnacanavari
(10.06.21)
Ticari amaçla kullanmayacak olsalar bile biraz mantıksız. Biz sizi ararız derlerse birkaç gününüz boşa gitmiş olacak.
0
dissendium
(10.06.21)
tecrubeli biriyseniz eski projelerinize baksinlar. yeni mezunsaniz ki sanmiyorum zaten yeni mezunu bir yerde egitmek durumundalar iki durumda da proje beklenmesi mantiksiz. cakallik var isin icinde
0
ala09
(10.06.21)
En nefret ettiğim görüşme süreci bu heralde ya.
yapmayın bence. hayır gelmez böyle bir yerden.

geçen sene product manager pozisyonuna başvurduğum bir şirketten gelen case study geldi aklıma. tüylerim diken diken oldu.

kendi app'lerinin;
- kullanıcı kitle analizini
- rakip analizini
- market analizini
- kullanıcı journey haritasını
- CRM planını
- ürün analizini

48 saatte istemişlerdi. bi de utanmadan kendi app'leri sadece google store'da var diye "ios kullanıyorsanız ios'taki şu rakibimiz için yapın bu case'i ama case'lerde bizim app'i inceleyenleri önceliklendiricez" demişlerdi.

dalga mı geçiyosunuz siz minvalinde mail atıp sürece devam etmeyeceğimi söylemiştim. ve maalesef ciddilerdi bu istediklerinde.

velhasıl kelam, başvuru sahibi kişinin bakış açısını, nasıl çalıştığını görmek isteyen şirket çok daha farklı bi yaklaşım sergileyebilecekken, sizin görüştüğünüz yer çakallık peşindeymiş gibi hissettirdi.
0
dunga
(10.06.21)
Tabiki de normal değil. Projeyi bedavaya çıkarmak istiyorlar.
Yıllar önce bir iş mülakatında işveren yaptığım bir önceki projeyi çok beğendiğini ve örnek çizim yollarsam beni işe alacağını belirtmişti. Bundan işkillenip çizimi yollamadım. Günlerce uggunsuz bir vakitte beni arayıp çizimleri istediler. Baskı ve ısrarla. Kendilerinin niyeti iyice açığa çıkınca beni bir daha aramamalarınj söylemiştim. Bence siz de burayı unutun. Bu mantıkta iş yapan bir ofisle calıssanız da mutlu olamayacağınız aşikar.
0
apurucikipi
(11.06.21)
(4)

İnstagram telif sorusu

zimbirik
Hello ahali, bu konuya müthiş uzağım. Bilenlerden cevap bekliyorum.1. İnstagram postuma video olarak bir klip koysam, müziğiyle beraber telif yer miyim?2. Klip olmadan instagram postlarımda bir şarkı paylaşsam, siyah ekran üzerinde sertap erener şarkısı mesela, telif yer miyim? 3. bunu yapmanın b yo
Hello ahali, bu konuya müthiş uzağım. Bilenlerden cevap bekliyorum.

1. İnstagram postuma video olarak bir klip koysam, müziğiyle beraber telif yer miyim?
2. Klip olmadan instagram postlarımda bir şarkı paylaşsam, siyah ekran üzerinde sertap erener şarkısı mesela, telif yer miyim?
3. bunu yapmanın b yolu var mı? mesela hikaye paylaşırken instagram müzik kullanılabiliyor ya, postlarda böyle bir şey var mı?
4. instagram hesabının blog olması ya da kişisel hesap olması bunu değiştirir mi?

Şimdiden teşekkürler.
0
zimbirik
(10.06.21)
1- Yersin
2- Yersin
3- Bildiğim kadarıyla yok
4- Çok fark yaratmıyor

Kaynak: kardeşim, sosyal medaya postları hazırlıyor şirketlere. Sanırım orijinal müziğin üzerine başka sesler koyarak biraz kaçabiliyorsun ama ne oranda çalışıyor ondan çok emin değilim.
0
plutongezegendegilmi
(10.06.21)
Mesela şöyle bir hesap var: www.instagram.com
Bu hesap 90lar klipleri paylaşıyor. Paylaşırken de eserlerin sahiplerini yazıyor altına. bu telif yemeyi engeller mi bilemedim.

Peki instagramdan kaçsak bile o sanatçı bu hesabı görüp telif davası açabilir değil mi?

Repost yapıp altına kendi yazılarımı yazsam peki?

Biraz eleştirel olacağım da sorun çıkma ihtimalini değerlendiriyorum.
0
🌸zimbirik
(10.06.21)
Sadece "fair use" kapsaminda sayilirsa bi yaptirimi olmaz onun disinda hayir.

Ama Türkiye'de bu tarz seylerin telif yemesi genelde sans isi.
0
Avoiding The Puddle
(10.06.21)
Tamamen şarkıya bağlı, bazı şarkıları ölümüne paylaşırsın bişi olmaz. Bazıları telif atar. Biraz şans işi
0
olaylar olaylar
(10.06.21)
(4)

fotolarda rezalet çıkmak

duyurukullanıcısı
ya öyle aydemir akbaş gibi bir tipimiz olmamasına rağmen bu çekilen fotolarda cidden rezalet çıkıyorum.herhalde kameraya bakıcam diye çok kasıyorum böyle kasıntı yeni doğmuş baykuş gibi çıkıyorum genelde.bu işin sırrı nedir? bir sırrı var ki instagram diye bir yer var.erkek için soruyorum.
ya öyle aydemir akbaş gibi bir tipimiz olmamasına rağmen bu çekilen fotolarda cidden rezalet çıkıyorum.

herhalde kameraya bakıcam diye çok kasıyorum böyle kasıntı yeni doğmuş baykuş gibi çıkıyorum genelde.

bu işin sırrı nedir? bir sırrı var ki instagram diye bir yer var.

erkek için soruyorum.
0
duyurukullanıcısı
(10.06.21)
gülmek.
0
brakgn
(10.06.21)
Gülümsemek.
0
ozgurluk savascisi
(10.06.21)
Ya selfie çekmenin baya guide'ları falan varmış internette. Ben de geçenlerde öğrendim, biraz pratik yaptıktan sonra yılan gibi fotoğraflar çekip atmaya başladım sağa sola, ondan önce eciş bücüş görünüyordum hep. Bi bakın siz de.

15 yaşındaki kız çocuklarının yıllar önce çözdüğü bir şeyi yeni çözmüş olmak üzüyor tabi hafiften ama better late than never.

Özetle: ışığı ve açıyı düzgün ayarlıyorsunuz. Gülmek biraz opsiyonel bence, çene yapısıyla alakalı bir şey. Bazıları gülmeyince daha iyi görünüyor.
0
plutongezegendegilmi
(10.06.21)
Dogustan fotojenik degilseniz yapacak pek bir sey yok hocam.
0
Avoiding The Puddle
(10.06.21)
(1)

hosting tavsiyeleri (python flask web app)

war of the world
Merhaba,Bitirme projemizi host ettirmek istiyoruz. Flask framework'ünü kullanıyoruz. Pythonanywhere ve heroku'da projeyi deploy ederken hatalar aldık. Açıkçası işe yeni başladığımız için acemiliğimizden kaynaklı basit bir problem olduğunu düşünüyorum. Stackoverflow'da probleme çözüm aramak için zama
Merhaba,

Bitirme projemizi host ettirmek istiyoruz. Flask framework'ünü kullanıyoruz. Pythonanywhere ve heroku'da projeyi deploy ederken hatalar aldık. Açıkçası işe yeni başladığımız için acemiliğimizden kaynaklı basit bir problem olduğunu düşünüyorum. Stackoverflow'da probleme çözüm aramak için zaman kaybetmek yerine bir hosting firmasından barındırma ve teknik destek hizmeti almak mantıklı geldi. Hangi firmaları tavsiye edersiniz?
0
war of the world
(10.06.21)
Hocam pythonanywhere'den hata alıp çözemediyseniz daha "basit" bir servis bulabileceğinizi zannetmiyorum. Heroku tamam biraz karışık ama burası olabilecek en basit yer muhtemelen.

Ben böyle "managed" hosting servisleri yerine digitalocean'dan bi tane sanal makine alıp üstüne kurup geçiyorum. Sanal makineye SSH ile bağlanıp, projenizi klonlayıp çalıştırmanız lazım. Daha sonra direkt ip adresi üzerinden dışarıdan bağlanabilirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(10.06.21)
(4)

Masabaşı işte çalışan 26 yaşında bir erkeğin 3 ayda verebileceği maksimum kilo ?

caner555
İşten sonra herhangi bir aktivitem yok. Sağlığımı bozmadığım sürece verebileceğim maksimum kilo kaç olur?(119 kiloyum)
İşten sonra herhangi bir aktivitem yok. Sağlığımı bozmadığım sürece verebileceğim maksimum kilo kaç olur?
(119 kiloyum)
0
caner555
(09.06.21)
Tam olarak benden bahsediyorsunuz. Ben de masa başı çalışıyorum ve 26 yaşındayım. Yeme içme düzenime biraz dikkat ederek ve haftada birkaç gün tempolu yürüyüş yaparak 6 kiloya yakın verdim 3-4 ayda. Herhangi bir diyet yapmadım. Biraz daha zorlasam kendimi 10 kilo verirdim muhtemelen.
0
her seye atarlanan adam
(09.06.21)
İşten sonra birazcık yürüyüp (hazır havalar da güzel), bazal metabolizmanın %80'i civarında kalori alarak ayda 2 kilo çok rahat verebileceğini tahmin ediyorum. 3 ayda 6 kilo yani.

Ben 1 senede 95'ten 75'e düştüm mesela böyle.
0
plutongezegendegilmi
(09.06.21)
Bizim ofiste bir kız var 19 kilo verdi diyetisyene giderek
0
pislick0
(09.06.21)
bos dusunce balonu ve alperz +1

kendini ac birakmadan disiplinli ve uygun bir diyet yaparsan uc ayda 20-25 kilo bile verirsin. fazla olunca daha hizli gidiyor cunku, en azindan baslangicta.

benzer noktada surekli donup duruyorum ve intermittent fasting yapip ne yedigime dikkat ettigim zaman bir ayda 7-8 kiloyu cok rahat veriyorum, neredeyse sifir spor bu arada, zaruri aktiviteler disinda yuruyus filan da yok.

zor olan kisim iradeyi gosterebilmek zaten, onu yapinca kilo her turlu gider.
0
der meister
(09.06.21)
(3)

İnternetten Para Kazanma - Vergi

anladespina
Merhaba. Diyelim ki ben internetten grafik tasarım vb içerikler üreterek satıyorum. Ortada fiziksel bir ürün yok yani. Bu durumun yasal olarak karşılığı nedir?
Merhaba. Diyelim ki ben internetten grafik tasarım vb içerikler üreterek satıyorum. Ortada fiziksel bir ürün yok yani. Bu durumun yasal olarak karşılığı nedir?
0
anladespina
(08.06.21)
Geliriniz varsa gelir verginiz de oluyor ne yazık ki. İnternetten kimin aracılığınızla, nasıl sattığınıza göre falan değişiyor durumlar, genel bir şey söylemek zor.

Fakat yaptığınız düzenli bir iş değilse, küçük miktarlarda iş yapıyorsanız kafaya takmayabilirsiniz. Ben yıllardır bu tarz çok iş yaptım, hiç sorun olmadı.
0
plutongezegendegilmi
(08.06.21)
şahıs şirketi kuruyorsunuz. evinizi home office veya iletişim adresi olarak gösteriyorsunuz(ikisi ayrı şeyler. muhasebeciniz bilgi verecektir). yaptığınız işlere fatura kesiyorsunuz. verginizi ödüyorsunuz. 1 tl bile olsa kazancınız vergilendirmenizi istiyor devlet ama plutonun da dediği gibi ufak tefek paralarsa kimsenin uğraşacağını sanmam. hesabınıza belli belirsiz aralıklarla farklı insanlardan veya bir site üzerinden para geliyor mu o önemli daha çok.


yurtdışına yapıyorsanız, yani dövizle satıyorsanız işiniz daha iyi çünkü kdvsiz fatura kesebiliyorsunuz. yurtiçi ise yaptığınız iş %18 de kdv ekliyorsunuz.

30 yaş altındaysanız ve ilk şirketiniz olacaksa güzel teşvikleri var devletin. belli bir gelire kadar gelir vergisi ve sigorta primi ödemiyorsunuz belli bir süre. eğer değilseniz sigorta da yapmanız gerekiyor kendinize ki bu da ciddi bir kalem eğer ufak meblağlar kazanıyorsanız.
0
syozkn
(08.06.21)
esnaf muafiyet belgesini araştır. temelde evde üretilen ve internet üzerinden satışı yapılan el işi ürünleri kapsıyor. vergi dairesini ikna edersen alırsın. dijital olarak
değil mesela kağıda çizim yapıp satıyorum diyebilirsin.

9/6 maddesinde 42.000 tl yıllık vergisiz.
9/10 maddesinde 220.000tl cirodan %4 kesinti ile satış yapabilirsin.

bu belge ile n11 gibi sitelerde mağaza açabilir, veya iyzico gibi platformlardan sanal pos bile alabilirsin.

ikinci seçenek şahıs firması kurmak. bu durumda yapabileceklerin çok artıyor ancak aylık 1500-2000 tl gibi sabit masrafın ve %20 gibi ortalama vergi ödemen gerekecek.

isbasi.com
0
orpheus
(08.06.21)
(10)

kampta malzemeleri çadıra taşıma sorunsalı

roket adam
bi süre önce 2 çift olarak bi kamp yaptık. en yorucu ve zor kısmı kamp malzemelerini arabalardan çadırın kurulacağı yere taşımak oldu, gerçek manada canımız çıktı. bunu çözmek için şöyle bir taşıma araba gördüm ancak çok pahalı geldi https://www.decathlon.com.tr/kamp-arabasi-id_8578469.html?recommen
bi süre önce 2 çift olarak bi kamp yaptık. en yorucu ve zor kısmı kamp malzemelerini arabalardan çadırın kurulacağı yere taşımak oldu, gerçek manada canımız çıktı. bunu çözmek için şöyle bir taşıma araba gördüm ancak çok pahalı geldi www.decathlon.com.tr

benzer bir durumda sizler ne kullanıyorsunuz? bu arabanın daha ucuz versiyonuna denk gelen mümkün mü? sanayide falan yaptırılır mı sizce?
0
roket adam
(08.06.21)
ikinci el bebek arabası düşünülebilir.
0
maydanoz sararır nane kararır
(08.06.21)
Sanayide çok daha ucuza bunun kralını yaparlar. Zaten yapılacak şey 4 tane profil çatıp teker takmak. Biraz olsun eliniz iş görüyorsa ve ödünç kaynak makinesi bulabilirseniz sanayiden profil alıp bir hafta sonu siz de yapabirsiniz.
0
Başkalaşım
(08.06.21)
Ya nerede kamp yaptığınıza göre değişir tabi ama araba çok kötü bi çözüm. Sahilde falansa iş görür de yarın öbür gün dağa giderseniz nolcak?

Bende 150 litrelik bi kamp çantası var, ne lazımsa ona yüklüyorum. İnsan kolu yük taşımak için tasarlanmış bir şey değil, ağırlığı sırta yükleyin. Çok ufak tefek biri değilseniz 50 kilo falan rahat taşırsınız zaten. Kişi başı 50 kilodan fazla yük varsa da kamp için biraz fazla eşya götürüyor olabilirsiniz, biz 1 haftalık kampa o kadar yük anca götürüyoruz.
0
plutongezegendegilmi
(08.06.21)
Bence yanınızda götürdüğünü eşyaları bir gözden geçirin. Hiç böyle eşyaların taşınmasının sorun olduğu bir kampa gitmemiştim, ta ki son kampımıza kadar. Arkadaşlarımızın arkadaşları da olaya dahil oldu, bebekli bir çift.

Aman Allahım, iki gecelik kampa iki tane valiz bile getirmişler. Çocuk olunca daha fazla eşya olması gerektiğini anlıyorum ama olay kamptan ziyade çadırlı pikniğe döndü. Bir de bulaşık yıkamamak için tek kullanımlık tabak-bardak kullandılar, orada bende olay koptu zaten. Doğaya kaçıp tek kullanımlık plastikler doğaya zarar vermek bana göre değil.

Her neyse konu dağıldı. Siz de böylesiniz diye demiyorum kesinlikle. Ama minimum eşya kampın altın kuralıdır. Evdeki konforu doğada yaratmaya çalışmanın anlamı yok. Biz eşimle yıllar önce bir tane büyük bir tane küçük sırt çantasıyla kampa gidip, 3 gün kalmıştık, öyle düşünün. Oluyor, hatta daha güzel oluyor bence. Bir de eşyalara katlanır araba dahil etmeden bunu bir düşünebilirsiniz.
0
gmzo
(08.06.21)
bir kere degil de 2-3 kere arabaya gider gelirsin en fazla bence asiri gereksiz bir sey linkteki. ayrica soylendigi gibi esyayi min.da tutmak zaten kampciligin gereklerinden.
0
bay b
(08.06.21)
2 Şer kereden fazla arabaya gitmeniz gerekiyorsa eşyalarınızı gözden geçirin bence.

Bu araba çok mantıklı değil çünkü zemin her zaman uygun olmayacak. Ayrıca boştan yere yer kaplayacak.
0
zimbirik
(08.06.21)
Teşekkürler arkadaşlar, kesinlikle haklısınız çok ama çok eşya götürüyoruz. Beraber gittiğimiz arkadaş da biraz takıntılı alet edevat konusunda. Ben eşya azaltmaya odaklanayım en iyisi bi. Gerçek manada 2 arabanın bagaj + arka koltuklarını dolduracak kadar malzeme taşıyoruz ya.
0
🌸roket adam
(08.06.21)
bagaj+arka koltuklar mi? hahahaha abi ne yaptiniz ya sizinki kamp degil acik havada yerlesmek olmus resmen :))
0
bay b
(08.06.21)
2 bagaj + arka koltuklar efsaneymiş gerçekten :) biz 2 çift, tek araba gidiyoruz, bagaj 350 litre filan öyle diyeyim. biraz sıkışık oluyor ama oluyor, daha ben azaltalım diyorum eşyaları.
0
gmzo
(08.06.21)
İki kişi motosiklet ile ve motosiklete yüklenebilecek kadar eşya ile ülkeler arası kamplı turlar yapılıyor. Bence de eşyanız çok, kullanmadan geri getirdiğiniz eşyalar oluyor mu mesela?

Eğer şartsa 2. el bebek arabası süper fikirmiş.
0
John Bloor
(08.06.21)
(6)

Bu kadar yolsuzluk sonrası halkın ne yapması lazım?

mikahakkinen
muhalefet (sp) mafya liderini ciddi alıp bize saldırıyor denilmesin diye sessizlikte. peki halk sokaklara mı dökülmeli? corona buna engel olmasına rağmen ahmet şık sokaklara çıkmalısınız diyor. zaten kendini bilinçli grubuna girdiğini düşünen kesim geziden sonra afişe olmaktan çekiniyor?bu yolsuzluk
muhalefet (sp) mafya liderini ciddi alıp bize saldırıyor denilmesin diye sessizlikte.

peki halk sokaklara mı dökülmeli? corona buna engel olmasına rağmen ahmet şık sokaklara çıkmalısınız diyor. zaten kendini bilinçli grubuna girdiğini düşünen kesim geziden sonra afişe olmaktan çekiniyor?

bu yolsuzlukların sonucu olarak en doğru tepki nedir?
0
mikahakkinen
(07.06.21)
sistem kendi kendini yeyip bitirecek.
0
OrangeYellow
(07.06.21)
Sokağa çıkılmamalı. Çıkılırsa bunlar yine kendine mağduriyet yaratır.
0
les yeux blanches
(07.06.21)
Ahmet Şık'a prensipte katılıyorum ama pratikte bunu yapabilecek gücümüz olduğunu zannetmiyorum. Bi 10 sene önce polis bazı üniversitelere giremiyordu, molotof marifetiyle de olsa uğraşabiliyordun mesela. Şimdi üniversitelerde sol öğrenci grubu bile kalmadı, artı polis çok daha güçlü/pervasız. Takır takır vururlar valla. Yani sevmediğimiz/beğenmediğimiz üniversite solcusu bile kalmadı, çok acayip.

Ayrıca TR değil dünyanın genelinde hayvan gibi otoriterleşme var, en kör adam bile covid sürecinde bunu görmüş olmalıydı. Yani korona engel olmaktan çok tam olarak bu amaca hizmet ediyor, otoriterleşmenin aracı oldu falan filan.

Napcaz? Valla yapacak bir şey yok. İdealinde gaspedilen bütün hakları teker teker geri almak lazım. Ama bugün bırak bişeylerin hesabını sormayı, "saatin" geldiğinde evinden kafanı çıkaramıyorsun, bir sürü keriz de bu kararları doğru buluyor, "evet abi tam kapanma yaa" falan diye.

Yani daha sana dayatılan ev hapsine karşı çıkamadan, yüzüne takılan yuları atamadan ne yolsuzluğa itirazı allasen. Geçicez onları. Kendimizi avuturuz "geçer bi gün belki" diye, en fazla o.
0
plutongezegendegilmi
(08.06.21)
Örgütsüz ve öncüsüz geniş kitlelerin maksimumu gezidir, o bile en güçlü zamanlarında dengelerini bozdu, zaten darmadagin oldukları bugün siler süpürür bunları. Ahmet Șık haklı yani. Ellerine koz verir goygoyu yapanların insanlık tarihi hakkında en ufak fikirleri yok. Özünde, biraz zedelenmiș de olsa konforunu koruma güdüsü yatıyor. Fransız devrimine denk gelseler "camları kırıyür vandallar" derlerdi heralde.
0
temasettin
(08.06.21)
kendi kendilerini bitiriyorlar zaten çok az kaldı, bizim bir şey yapmamıza gerek yok. zaten yapılabilecek büyük küçük her türlü şey ters tepecektir.
0
candide
(08.06.21)
@tema+1
Valla bildigim tek sey su ki, 'sokaga cikmayin istedikleri o' lafinin duydugum en sacma laf oldugu. Tarih tepkiler sonucu devrilenlerle dolu,

www.youtube.com

Surda soyle bir uc ornek var mesela, miting olayinda gosterilen bir tepki nelere yol acmis.


Bu hukumetin aradan gecen nerdeyse on seneye ragmen hala geziyi agzindan dusurmemesinin sebebi bu. Cunku bir halk ayaklanmasinin, halkin tepki gostermesinin nelere yol acacagini biliyorlar. Hatta isin soyle bir yani var ki, gezi parki aslinda maalesef gercekten bilincli tepki gosteren gorece az kisi disinda cogunlukla kuru kalabaliktan olusuyordu. Yani o kalabalik oyle gercekten bir seyi isteyen, kararli bir kalabalik degildi ancak o bile onlari korkutmaya yetti. Simdi gercekten ne istedigini bilen ve kararli bir kalabalik ciksa siz inaniyor musunuz ki gezideki gibi millet evine erkenden dagilip birakacak?

Tepkisizlik hicbir zaman bir tepki olmadi. Muhalefet de 'aman agzimizin tadi bozulmasin' tarzindan ote hareket etmiyor. Surekli ama surekli gunu kurtarma cabalari var. O gunu kurtarma cabalari yuzunden yani 'anayasaya aykiri ancak evet diyecegiz' tarzi yaklasimlari yuzunden de ulke bu halde. Iktidarin yaptiklari hicbir seyin hesabini soracak bir girisimde bulunulmadi.
0
j r r tolkien hayrani
(08.06.21)
(16)

Saat kaçtan sonra yemek yemiyorsunuz?

dissendium
Saat kaçtan sonra yemek yemiyorsunuz? Yaşınızı belirtirseniz iyi olur. Belirtmek zorunda değilsiniz. Yeme içme işini kaçta bırakıyorsunuz? Yemek yerken kendinize sınır koyuyor musunuz? Beş poğaçadan fazla yemeyeyim, geç saatte kola içmeyeyim, üst üste tatlı yiyecekler yemeyeyim gibi. Ya da bu hafta
Saat kaçtan sonra yemek yemiyorsunuz? Yaşınızı belirtirseniz iyi olur. Belirtmek zorunda değilsiniz. Yeme içme işini kaçta bırakıyorsunuz? Yemek yerken kendinize sınır koyuyor musunuz? Beş poğaçadan fazla yemeyeyim, geç saatte kola içmeyeyim, üst üste tatlı yiyecekler yemeyeyim gibi. Ya da bu hafta mutlaka sağlıklı bir yemek yiyeyim, meyve yiyeyim gibi şeyler düşünüp bunları uyguluyor musunuz?
0
dissendium
(06.06.21)
öyle bir kısıtlama yapmıyorum. hatta demin pirinç pilavı ve patlıcan oturtma ile yoğurt yedim. yaş 36.
yemeden önce kararsızdım. sonra dedim ki aklımda kalacağına midemde kalsın.
0
sutlu nescafe
(06.06.21)
yemeği öğlen 12 ve akşam 6 arasında yiyorum, 2 öğün olarak. öncesinde ve sonrasında kalorili hiç bir şey tuketmiyorum.
0
nahtoderfahrung
(07.06.21)
rafine şeker tüketmiyorum

net bir saatim yok ama gece yemek yememeye özen gösteriyorum

33 irkek
0
hedep
(07.06.21)
Genelde 6'dan sonra bişey yemem. Meyve veya içinde rafine şeker olan herhangi bir şey yemiyorum. Yapay olarak işlenmiş hiçbir şey yemiyorum (örn: kimyasalla kurutulmuş et yemem, ama doğal yollarla kurutulmuş yerim gibi). Peynirimi, zeytinimi, ekmeğimi genelde kendim yaparım, sebze, et, yumurta vs. organik alıyorum.

Bunların istisnası: dışarıda yerken her zaman seçme şansım olmuyor, ortama uyuyorum.

Bi de bugün 6 bardak soğuk kahve içmişim mesela, o tarz şeylere takılmıyorum. Yani "doğal" olduğu sürece np gibi.

29 E
0
plutongezegendegilmi
(07.06.21)
Doktor tavsiyesi yeme içme işini yatmadan 3 saat önce bitirmem yönünde. Gastritim var. Ben 1 saate düşürebildim.
0
auroraaurora
(07.06.21)
çok zayıf olduğum için kendimi kısıtlamıyorum, ne zaman ne istersem yiyorum. yaş 24.
0
rose parks
(07.06.21)
1 mayıstan beri kilo vermeye çalışıyorum. son bir hafta biraz gevşettim ama sabah ağırlık idmanı, 12-1 gibi günün ilk öğünü, akşam 7'de de günün son öğününü yediğim bi sistemim var. yediğim süreyi kısıtladığımda miktarı kontrol etmek daha kolay oluyor benim için. sonuç alıyorum :)
0
reavelyn
(07.06.21)
19. 3 haftadır geceleri yemek yememeye çalışıyorum. Pandemi başından beri haftada en az 3 4 gün geceleri sürekli abur cubur yiyorum ve genel olarak rahatsız olmaya başladım, kilo almam bunun sebeplerinden biri. Tam olarak kesemesem de abur cubur yemeyi bırakmaya çalışıyorum, tek istisnam dondurma :( Sebze yemeklerini çok sevmediğim için salata yemeye daha fazla yöneldim birkaç haftadır. Ara öğün yerine ceviz yiyorum.
0
black holes in the sky
(07.06.21)
İlk öğünü genellikle 12’den sonra yiyorum. Çoğu zaman 2’yi hatta bazen 3’ü bile bulabiliyor. Böyle olunca erken acıkmıyorum ve akşam yemeği saat 8 civarına kalıyor. Çok çok canım istemedikçe akşam yemeğinden sonra bir şey yememeye çalışıyorum.
0
ms brownstone
(07.06.21)
İşk öğünü 11 den sonra, son öğünü 7 den önce yemeye çalışıyorum.

Bazen dayanamayıp meyve yediğim oluyor akşamları. O yüzden almamaya çalışıyorum.

Yemek düzenim yok akşamları dışarıdan söylüyorum. Ama ev yemeği söylemeye, sağlıklı ızgara söylemeye çalışıyorum. Haftada en az 2 kere bozuyorum
0
zimbirik
(07.06.21)
ne zaman acikirsam o zaman istedigimi yerim.

ne yapacam her seye dikkat edecem de 150 yasina kadar tek basima mi yasayacam.
0
dio
(07.06.21)
18.30’da akşam yemeğimi yiyerek kapatıyorum midemi. En geç 19.00. Ertesi gün 13.00 veya 14.00’a kadar da bir şey yemiyorum.
Evet kısıtlama yapıyorum. Örneğin ilk öğünümde meyve porsiyonlarıma dikkat ediyorum. Yarım elmadan/armuttan fazlasını yemiyorum. Onun dışında her hafta sebze ve bakliyat pişirmeye özen gösteriyorum. Pilav/makarna gibi şeyleri iki ayda bir belki yiyorumdur.

24K
0
ruhen hastayim ben
(07.06.21)
Ağırlık günleri Carb backloading yapıyorum. Antrenman sabah sonra yükleme günün kalanında Low carb.

Kondisyon günlerinde hep low carb. Genelde akşama doğru her türlü lean proteine dönüyorum ama.

Sabah 5’te kalktığımdan akşam 8-9 gibi en geç yemeyi kesiyorum uykuyu bok etmesin diye.
0
arnold schwarzeneger
(07.06.21)
intermitten fasting yaptigim icin 8 gibi en son.
0
baldur2
(07.06.21)
21'den sonra yemiyorum.
40+
0
SiyamkedisiZorro
(07.06.21)
"haydaa ulan durduk yere ölücez şimdi" diye düşünüp insan olmaya karar verdiğimde genelde şöyle yaşamaya çalışıyorum,

en başta intermittent fasting. kahvaltı zaten sevmem. öğlen 12-1 gibi, sonra akşam 5-6 gibi bir öğün. bitti gitti. tabii ayı yavrusu olduğum için gerekli enerjiyi alabilmek adına protein ve sağlıklı yağ yönünden zengin, karbonhidratı az öğünler tüketmeye çalışıyorum böyle yaptığım zaman. o açıdan çok sağlıklı olmasa bile genel olarak düzgün öğünlerim oluyor. bol bol salata, zeytinyağı, kuruyemiş, yumurta, yeşil yapraklı ve serseri sebzeler vs.

kola ve tatlı benim için her zaman çok ciddi bir sorun oldu, sigarayı bıraktım bunları bırakamadım. becerebilirsem şeker tüketimimi "ayda bir gofret" seviyesine çekmek ve su, ayran, maden suyu vs. dışında hiçbir içecek tüketmeme isteğim var. bunu yapmaya çalışıyorum genelde.

tamamen kendi adıma konuşuyorum elbette ama benim için sağlıklı, sürdürülebilir ve ideal yaşam özetle budur: yetecek kadar yemek, işlenmiş üründen mümkün olduğunca uzak dur, ayu gibi yeme IF yap vücudun 15-16 saat kendini yenileyecek zaman bulsun, çok ağır olmamak kaydıyla antrenman yap, neblim bol bol yürü ve bir sporda kendini geliştir, su iç, pis şeylerden uzak dur ama arada mantı falan görünce de affetme, robot değiliz sonuçta. bence 30 günün 25'ini sağlıklı geçiren bir insanın ara sıra geceleri kola içme veya tek oturuşta karpuz bitirme hakkı olabilmeli, çok etkilemez herhalde, en azından 50'li yaşlara kadar.
0
der meister
(07.06.21)
(2)

Öğrenci ve öğretmen gözünden ozel ders?

aksiyom
Basarili olduğunu düşündüğünüz bir ozel ders tecrübenizi, diğer derslerden ayıran unsur nedir?Ders veren oğretmenin, öğrencinin başarılı olması için ne yapmasi/ne yapmaması gerekir.Öğretmen olarak, ben şöyle şöyle yapıyorum, bu sayede, konudan ve öğrenciden bağımsız olarak şöyle şöyle faydasını görd
Basarili olduğunu düşündüğünüz bir ozel ders tecrübenizi, diğer derslerden ayıran unsur nedir?

Ders veren oğretmenin, öğrencinin başarılı olması için ne yapmasi/ne yapmaması gerekir.


Öğretmen olarak, ben şöyle şöyle yapıyorum, bu sayede, konudan ve öğrenciden bağımsız olarak şöyle şöyle faydasını gördum/goruyorum dediğiniz neler var?

Ya da, ben zamanında özel ders aldım/aliyorum ya da aldıriyorum, hoca şöyle şöyle davranıyor/du, dersi şu şekilde isliyordu, tavrı şöyleydi vs. gibi gerçekten de faydasını gördük dediğiniz ne var?


Sınava yönelik ya da ders başarısı için alınan matematik, İngilizce vb. ozel derslerden bahsediyorum bu arada.

Teşekkürler.
0
aksiyom
(06.06.21)
ÖSS'ye hazırlanırken bi hocadan ders almıştım, baya da eksik olduğum halde 1-2 aylık dersle full çekmiştim konudan, o yüzden başarılı bir ders süreci olduğunu düşünüyorum.

Olay da şu: hoca konuyu abartısız 2-3 dakikada özet geçer, sonra bana soru verir, ona anlatarak çözmemi isterdi. Ben de adım adım, hmm bu böyle olduğu için böyle, şu şöyle olduğu için şöyle, demek ki sonuç bu diye giderdim. Bunu 3-5 kere yaptıktan sonra konu baya oturuyordu. Yani bana ders anlatmak yerine, benim ona anlatmamı sağlayarak öğretiyordu. Tabi şimdi düşününce çözdüğümüz soruları da ona göre ayarlıyordur kesin, ama o zaman farkına varmadım öyle bişeyin.
0
plutongezegendegilmi
(06.06.21)
Cevaplar için çok teşekkür ederim, gayet açıklayıcı olmuş. Farklı deneyimleri olanlar varsa onlar da yazarsa sevinirim.
0
🌸aksiyom
(06.06.21)
(10)

800 liraya kiralık ofis. bu nasıl oluyor?

kibritsuyu
https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-is-yeri-kiralik-kizilayda-mobilyalarda-icinde-her-sey-dahil-hazir-ofis-799tl-929562972/detaylan faturalar bile içinde 800 liraya cıncık gibi dayalı döşeli ofis fotoğrafları. sanal ofis değil güya. temizlik, çay kahve, telefon, sekreter bilmemne.mümkün değil olum
www.sahibinden.com

lan faturalar bile içinde 800 liraya cıncık gibi dayalı döşeli ofis fotoğrafları. sanal ofis değil güya. temizlik, çay kahve, telefon, sekreter bilmemne.

mümkün değil olum. ne döndürüyor lan bunlar? nedir bu işin katakullisi?

elbette bu fotoğraflardaki koskoca ofisi vermeyecekler. aklıma bir tek sadece tek oda sana ait, gerisi ortak kullanım gibi bir şey geliyor ama yine hepsi içinde 800 liraya mümkün değil ya.
0
kibritsuyu
(06.06.21)
günlük.
0
fff02561
(06.06.21)
günlük ofis mi olur yav? yani sevişmelik günlük kiralık ev falan olur da bir günlük kiralık ofisi ne yapacaz?
0
🌸kibritsuyu
(06.06.21)
ofisin günlük olarak kiralık olduğunu söylemedim. fiyat günlük bu kadar. elbet günlük kiralamazlar. basit bi matematikle aylık- yıllık fiyatını da bulabilirsiniz.
0
fff02561
(06.06.21)
tamam da bu sefer de çok oldu. 800 lira günlük demek, basit bir matematikle ayda 24.000 lira demek. oha? en kral plazada dörtte bir fiyatına aynı şartlarda ofis tutarsın.

başka bir şey olmalı.
0
🌸kibritsuyu
(06.06.21)
Günlük değil aylık ama 7. fotoğraftaki çalışma masası kadar olan yer 800 lira. Sanal ofisler zaten bu şekilde genelde.

Özel odalı masalı bir yer istersen fiyat epey artıyor.
0
Northern Mariner
(06.06.21)
800 liraya sana verdiği muhtemelen o yanyana paylaşımlı alandaki ufak masa + sandalye. regus vs gibi kurumsal rakiplerde de sabit masa bu civarlarda. garip bir durum yok.
0
orpheus
(06.06.21)
peki siz biliyorsunuz bu işleri, bana bir akıl verin.

bana öyle yan yana paylaşımlı desk değil ama bir masası, 2-3 misafir koltuğu ve bir dosya dolabı olan yaklaşık 15 metrekarelik bir oda yeter. öyle olursa kaç para olur aşağı yukarı? bir de otoparkı olamsı lazım.

şehir ankara.

mevzu şu. benim kızılay'ın göbeğinde 65 metrekarelik, 2 oda 1 salon, mutfak, wc bir ofisim var. toplu taşıma ile giderdim, pandemi sebebiyle gidemiyorum, kapalı. otopark problemi yüzünden arabayla da gidemiyorum, malum kızılay. burayı kiraya versem 1500 falan ediyor. aldığım kirayla böyle bir yer tutabiliyorsam işimi görür. faturası, sekreteri bilmemnesi de içindeymiş baksana.
0
🌸kibritsuyu
(06.06.21)
ankarayı bilmiyorum. ama istanbulda 3000'den aşağı 1-2 kişilik düzgün ve ayrı bölmeli hazır ofis yok. 3000 ilk başta göze çok gelebilir ama avantajı şık bir bina, otopark, kahve-çay vs dahil, internet, elektrik, su, temizlik, sekreterya vs. dahil. + stopaj ödemiyorsunuz hatta aysonu ödemenin faturasını veriyorlar. masraf gösterilebiliyor.
0
orpheus
(06.06.21)
gunluk bunlar.
bazen gunluk ofis lazim oluyor. iste bilmem nerede toplanti yapacaksiniz ama musait ortam yok. kendi ofisiniz baska sehirde.

gene gunluk diyip, dolandiricilarin ofisleri. adam 3-4 gunlugune kiraliyor. benim ofisim de burasi diyor. misafiri musterisi geliyor bakiyor ki ooo kocaman ofis icinde insanlar. guven duyuyor ve isi verme ya da ortak olma konusunda iyimser davraniyor. onunla alakalidir diye tahmin ediyorum.
0
dio
(06.06.21)
Hocam Workington diye bi yer var, Ankara'da Next Level'da var mesela, bunların sizin bahsettiğiniz gibi ofisleri oluyor. Ama fiyatları 2-3 bin civarındaydı en son, ama @orpheus'un dediği gibi mantıklı olabilir.
0
plutongezegendegilmi
(06.06.21)
(3)

Yet another çalışma sandalyesi sorusu

plutongezegendegilmi
Şimdi diğer duyurulara baktım ama tam aradığımı bulamadım gibi.12 yıl önce herman miller bi sandalye almıştım, müthiş bişeydi, ama ne yazık ki kırıldı. Sitesinden baktım fiyatları 10 bini geçmiş, seneye hayatımla ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığı için bir sandalyeye o kadar para vermek is
Şimdi diğer duyurulara baktım ama tam aradığımı bulamadım gibi.

12 yıl önce herman miller bi sandalye almıştım, müthiş bişeydi, ama ne yazık ki kırıldı. Sitesinden baktım fiyatları 10 bini geçmiş, seneye hayatımla ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığı için bir sandalyeye o kadar para vermek istemiyorum.

Dolayısıyla ikea falan baktım. Sorun şu ki benim g*tüm biraz büyük ve sandalyede bağdaş kurarak oturuyorum. Sığamadım markus'a jarvfjaller'e falan. (İsveçliler fit insanlar herhalde). Dxracer'a da sığmıyorum.

Hem rahat rahat bağdaş kurup oturabileceğim kadar büyük, hem de çok pahalı olmayan bir sandalye tavsiyeniz var mıdır? Çok rahat olsun, ayarlanabilir olsun, uçsun kaçsın falan gibi bir beklentim yok. Sığayım ve belimi öldürmesin yeter.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.21)
ben düz bi koltuk alıp yandaki kollarını sökmüştüm, aynı şekil bağdaş kurarak otururum arada
0
nahtoderfahrung
(05.06.21)
@nahtoderfahrung, tekerleksiz/hareketsiz olması sorun yaratmıyor mu?
0
🌸plutongezegendegilmi
(05.06.21)
düz derken fazla özelliği olmayan tekerlekli bir ofis koltuğu demek istemiştim :)
0
nahtoderfahrung
(05.06.21)
(14)

Müzeler hakkında ne düşünüyorsunuz ?

phiphi
Akşam akşam internette gezinirken aklıma geldi, 2 sene önce italya'ya gitmiş ve roma, floransa , venedik, napoli , verona gibi şehirleri gezmiştik. Gezimiz roma'dan başladığı için önce 3-4 müzedir, tarihi eserdir vs gezdik ( isimlerini çok hatırlamıyorum ) ama beni sonra aşırı şekilde baymıştı. Mese
Akşam akşam internette gezinirken aklıma geldi, 2 sene önce italya'ya gitmiş ve roma, floransa , venedik, napoli , verona gibi şehirleri gezmiştik. Gezimiz roma'dan başladığı için önce 3-4 müzedir, tarihi eserdir vs gezdik ( isimlerini çok hatırlamıyorum ) ama beni sonra aşırı şekilde baymıştı. Mesela vatikan'ın müzesini gezdiğimde ekstra para verilip içeri girilen kısma girdim oradaki eserlere bakıyorum falan ama hiç ilgimi çekmiyor. Belki anlatan birisi olmadığı içindir tabi ama ilgimi çekmiyor yani elimde değil. Aziz petrus bazilikası, pantheon vs müthiş yapılar büyülü falan içine girince ' wow ' oldum ama eser bakımından söylüyorum.

Onun haricinde floransa'da dünyaca ünlü 2-3 müzeyi falan da gezdik mi gezmedik mi hayal meyal hatırlıyorum tamamen. Davut'un olduğu müzeye girmedik, dolayısıyla davutu'da görmedik mesela. Tamam bu belki abartıydı ama, internetten bakınca falan öyle yine çok ilgimi çekmiyor. Görsem öyle 1-2 dkmı ayırır bakarım geçerim gibime geliyor. Uffizi'deki o tablolar vs hiç ama hiç ilgimi çekmiyor mesela girip bakmadım bile.

Onun haricinde 3 ay londra'da bulundum, ki müzeler ingiltere'de ücretsiz olmasına rağmen british museum, national gallery ( önünden kaç kere geçtim hatırlamıyorum ) , london science museum falan hiç ilgimi çekmedi. Yani pandemi de vardı tabi orası ayrı randevu işiyle uğraşamam dedim ama, girip 30 dk dolaşsam patlarım sanırım sıkıntıdan. Greenwich'i gezmiştim mesela dünyanın 0 noktasındasın falan filan da yani ee ? Yine öyle yanımdakileri ayıp olmasın diye ilgileniyormuş gibi yaptım. Bunun haricinde açık havada gezmek, sokak turu veya doğal güzellikler vs daha çok ilgimi çekiyor.

Etrafımda çok samimi olduğum tüm arkadaşlarım da benimle aynı düşünüyor. Parise gidip louvre'u gezmeyen var mesela. Adamın ilgisini çekmiyor.

Sözün özü, sorun bende mi ya ? Harbiden kasıyorum kendimi ulan dur diyorum bişeyleri kaçırıyorum diye de yok yani olmuyor. Bana öyle geliyor ki gerçekten oraya gidenlerin %80i sanki paylaşmak, 1-2 story post çıksın diye gidiyor. Gerçekten ilgisini çeken kısım %10-15i geçmez gibi. Sizce, sizde durum nasıl ?
0
phiphi
(05.06.21)
İlgi meselesi bence. Hayatta en çok sevdiğim şeylerden biridir müze gezmek, antik şehir gezmek.
Ama ilgi alanlarimla alakalı biraz da. Tarih sevmiyorsan, geleceğe dönük insansan vs. Müze sevmemen de doğal.
Zorlamaya gerek yok yani doğa gezin onun yerine :)
0
Benyinegulerim
(05.06.21)
müze var müze var. mesela amsterdam'daki van gogh müzesi bana biraz bayık gelmişti, çünkü modern sanatla falan alakam yok. ama stuttgart'taki mercedes benz müzesi hayatımda gittiğim en güzel aktivitelerden biriydi, yarım günden fazla kalmışımdır içeride. ilgi meselesi yani. tüm müzeler hoşuna gidecek diye bir şey yok, sorun sende değil diye düşünüyorum.
0
roket adam
(05.06.21)
Ben de gittiğim şehirde en önemli 1 belki 2 müzeyi ve özel olarak ilgi duyduğum şeylere dair müzeler varsa onları geziyorum sadece. Mesela Paris’te büyük müzelerden sadece Louvre’a gitmiştim ama çok sevdiğim için Victor Hugo’nun evine de gitmiştim ve bu beni daha çok etkilemişti. Aynı şekilde Prag’da da Kafka Müzesi’nden çok etkilenmiştim. Bu tarz daha spesifik ve ilgi duyduğum şeylere dair bir yerleri gezmeyi daha çok seviyorum büyük müzelerden.

Bahsettiğiniz gibi şehirde park bahçe gezmeyi ya da şehrin sokaklarında yürümeyi daha çok seviyorum galiba ben de. Ama müzeye girince de sıkılmıyorum çünkü büyük ihtimalle ilgimi çekecek şeyler olduğunu bildiğim yerlere giriyorum sadece. Uffizi’yi çok beğenmiştim mesela sizin aksinize. “Müze gezmeliyim” kafasında değilim yani pek ama ilgimi çeken bir şeyler varsa da gayet keyif alıyorum.
0
ms brownstone
(05.06.21)
sanat ve mimarlık tarihi hatta siyasi tarih ile ilgili olmak gerek zevk almak için. hikayesini bildiğiniz olayların objelerini görmek, olayın geçtiği atmosferi solumak duvarlarına dokunmak müthiş bir şey benim için.

ama ilginiz yoksa daha eğlenceli aktivitelere yönelin gezdiğiniz şehirlerde. bilmediğiniz şeylerin müzedeki etiketini okumak çok açmaz. sizin için demiyorum çoğu kişiyi açmaz sıkılır yani.
0
xrated
(05.06.21)
Abi müze öyle random gezilen bir şey değil zaten. Bir konuya ilgin (ve bilgin) olur, o konuyla ilgili müzeye gidersin, hem bi kaç bişey daha öğrenirsin, hem de internetten öğrendiğin şeyleri kanlı canlı görmüş olursun, daha ilginç bir tecrübe olur.

Yani sanat tarihi sevmeyen adam Louvre'a gidip napsın, ne anlasın, ne ifade etsin gördüğü şeyler ona. Louvre hadi çok geniş ve popüler ama özellikle küçük ve odaklı müzeleri gezmenin hiçbir anlamı yok konuya özel bir ilgin yoksa.

Bi de TR'de orta eğitim bok gibi olduğu için Avrupa'da ne olup ne bitmiş kimsenin haberi yok. O yüzden normal yani arkadaşlarının da böyle düşünmesi, haklılar.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.21)
Sindire sindire gezmek önemli. Ben bunu şuna benzetiyorum. Bir yerde 100 tane Ferrari, 1 tane Audi görsen Audi'ye burun kıvırırsın ama Ferrari'nin olmadığı bir yerde Audi iyi bir arabadır. Müze de aynı şekilde daha ünlü eserleri görünce geri kalanlar daha sönük kalabilir. Benim gezdiğim müzeler çok büyük ya da önemli değildi ama ilgili olduğum konuların eserlerini incelerken keyif almıştım.
0
dissendium
(05.06.21)
Son paragrafa katılıyorum. Öyle ki bazı müzelerde aptal aptal fotoğraf çeken insanlar yüzünden eserleri göremiyorsun. Zaten google’da milyonlarca fotoğrafını bulabileceğin bir eserin fotoğrafını neden çekerler anlamıyorum. Vatikan’da Pieta heykelini görebilmek için fotoğraf çeken japonlarla kavga etmem gerekmişti.

Heykel mezunuyum.Floransa’da master eğitimi aldım ve David heykelini canlı görmedim öyle söyliyim:) o kadar çok fotoğrafını gördüm, araştırmasını yaptım ki gerçeğini görmek istemedim.

Ayrıca taş toprak sergilenen müzeler var ya bir de onlar da hiç ilgimi çekmiyor. Bilmemkaç yılında bulunmuş bir mağara taşı, ee??

Ama mesela Koç Müzesi çok güzel:)
0
suicides underground
(05.06.21)
@roket adam o da şimdi aklıma geldi, amsterdamda da bir tane bile tarihi yeri gezmemiştik.. vondelpark'da kafayı çekmek daha cazipti mesela öyle de yaptık, ya da şehirde bisiklet turu. büyük keyifti bana göre. hatta ajax maçına gitmiştik o ara yine en keyif aldığım aktivitelerden biriydi. ne anne frank, ne van gogh yani düşünmedik bile.

yalnız o bmw müzesi, mercedes müzesi falan sanırım evet ilgi alakaya göre şeyler benim de çok çok fazla ilgimi çeker.
0
🌸phiphi
(05.06.21)
Ben çok severim müze gezmeyi. Floransa'ya gidip Davut'u görmemeyi düşünemem bile. Once in a life time experience resmen. Hatta böyle minnoş, ufak müzelere ayrıca bayılırım. Böyle dandik kasaba etnografya müzesi olsun mesela, birinin özel müzesi olsun direkt gitmek isterim. Garip nostaljik/romantik bir şeyler hissediyorum müze gezerken. Tanrısal olmayan bir tür huşu hissediyorum, bir tür huzur. Yaşadığımız zamanın öncesinde birilerinin aktüel olarak elinin değdiği bir şeylerle karşılaşmak çok özel bir deneyim bence. Neyse.

Açıkhava müzeleri, antik kentler falan apayrı bir mevzu zaten. Büyülü gibi geliyor bana öyle yerler.

Ama mesele kalabalık olmayan zamanları bulmakta sanırım. Yaşayan insanlar büyüyü bozuyor. Belki sende de öyle bir durum olabilir. Mesele sanatsevmezlik değil insansevmezliktir belki.

Yıllar önce bi şubat ayında Perge'yi ve Aspendos'u gezmiştim mesela, kimse yoktu neredeyse ve aklım gitmişti. Hala unutamıyorum, inanılmaz etkilenmiştim. Ama aynı yerlere atıyorum haziranda falan gitmiş olsaydım bu kadar etkilenir miydim, eminim etkilenmezdim.

Ek: Hayalim The London Dungeon'u ziyaret etmek <3
0
buff
(05.06.21)
Bilmiyorum bazıları ilgimi cekiyor ama genel olarak ilgimi çekmiyor. Esim sevdiği icin her muzeye gidiyoruz ki o da biliyor umursamadigimi ama onun için gittigimi.
Sosyal medyamız zaten yok. Ama onun icin giden coktur eminim.
0
logisticsmanager
(05.06.21)
Valla benim de hiç ilgimi çekmiyor. Ne bileyim gidip bir takım nesneleri görmek ya da o atmosferde bulunmak pek ilgi çekici gelmiyor bana. Yani atıyorum X kişisinin Y zamanında Z yaparken kullandığı şeyi görünce pek bişey değişmiyor benim için. Verdiğim tepki "iyiymiş" tarzında bir tepkiden fazlası olmuyor.

Gerçekten ilgi duyanların oranıyla ilgili bişey söyleyemem doğal olarak ancak story olayı vs dışında bişekil zorunluluk gibi bakan da var. Yani "hazır şuraya gittim bari şurayı da gezeyim" tarzı bir mantıkla gezen de çok.
0
j r r tolkien hayrani
(06.06.21)
@j r r tolkien bende o zorunluluktan var işte. sanki oraya gitmezsem gezimin verimliliği %100 değilde %50-60’da kalcak gibi. özellikle çok çok ünlüyse o müze vs.

o yüzden de sırf görmüş olmak için ilgimi çekmese de girmeye çalışıyorum ama nafile..
0
🌸phiphi
(06.06.21)
Gormus olmak icin gormemek isin anahtari. Ilginiz yoksa paranizi ilginiz olan bir seye harcarsiniz, daha verimli olur.

Mesea ben de ne kadar meshur olursa olsun, “yapmadan dönme!” listesinde olsa da yapmiyorum. Kime gore neye gore yani. Sadece bu gitmeme durumunun bilincli olmasi gerektigini dusunuyorum. Baskalari ne der gitmedigimi ogrenirse diye degil
0
kuehles blondes
(06.06.21)
Görmüş olmak için görmemek +1

Ben mimar/akademisyenim, sanat tarihi ve siyasi tarihe ilgim yüksek. Bununla birlikte doktora da müzeler üzerine. Dolayısıyla yurtdışı gezilerimin önemli bir kısmını müze gezileri ve kenti yaya olarak gezmek oluşturuyor. Eşimin de tarihe, özellikle yakın dönem tarihe ilgisi yüksek, o da bana ayak uyduruyor çoğunlukla ama sanat ilgisini çekmiyor. O yüzden bir noktada ayrılıp, birimiz sanat müzesine, birimiz askeri müzeye gidip sonra tekrar buluşuyoruz mesela :)

Bu noktada önceden bilgi birikimi yoksa araştırarak gitmek, sesli rehber edinmek veya müze rehberi ile gezmek çok fark yaratıyor. Yoksa hiçbir bilginizin olmadığı tabloya dümdüz bakmak elbette bir şey ifade etmez. Mesela Viyana'da çağdaş sanat müzesinde her hafta ücretsiz gerçekleştirilen rehberli tura katılmıştım, muhteşemdi. Ama herkesin "mutlaka görmelisiniz" dediği, Viyana'nın ünlü saraylarının hiçbirinin içine girmedim çünkü ilgimi çekmiyor.

Bununla birlikte müzeler çok çeşitli artık. Hem konu, hem de çalışma yöntemleri bakımından. Dolayısıyla herkese göre bir müze mutlaka oluyor. Doğa tarihi, sanat tarihi gibi konvansiyonel müzelerin yanı sıra müzik müzesi, ne bileyim bilgisayar oyunları müzesi, 90'lar müzesi bile var. Kimi müze uzaktan bakmalı, kimisi daha interaktif.

Dolayısıyla anahtar nokta kendi ilgi alanlarını bilmek ve önden araştırma yapmak. Buna rağmen ilginiz çeken bir şey yoksa o şehirde, o müzelere gitmeseniz de olur. Sizin seyahatiniz, başkalarının nasıl değerlendireceğinize karar vermesine izin vermeyin.
0
gmzo
(06.06.21)
(7)

tüm sebzeleri kızartarak yemek

diffarentiationation
soğan, kabak, patlıcan, domates, biber yiyorum düzenli olarak ve hep küçük doğrayıp tavada yağ ile kızartıyorum. acaba boşa mı yiyorum yani tüm besin değerleri ölüyor olabilir mi? inşallah ölmüyordur çünkü başka şekilde yiyemem, çiğ yiyince midem bulanıyor.
soğan, kabak, patlıcan, domates, biber yiyorum düzenli olarak ve hep küçük doğrayıp tavada yağ ile kızartıyorum. acaba boşa mı yiyorum yani tüm besin değerleri ölüyor olabilir mi? inşallah ölmüyordur çünkü başka şekilde yiyemem, çiğ yiyince midem bulanıyor.
0
diffarentiationation
(05.06.21)
yağda kızartmak yerine az yağlayıp fırında yapsanız? çok daha sağlıklı olur.
0
benaslinda
(05.06.21)
Her sebzeden maksimum verimi almak için bir pişirme yöntemi ve sıcaklığı var diye okumuştum. Ayrıca fırınlamak kızartmaktan çok daha iyi besin değeri açısından.
0
ruhen hastayim ben
(05.06.21)
Valla bazi vitaminleri kaybediyorlar da hepsini degil.
0
j r r tolkien hayrani
(05.06.21)
az yağda kapak kapatıp yap en azından, bol yağda kızartıyorsan çok sıkıntı. hele patlıcan sünger gibi emiyor. yemek haline getirebilirsin aslında türlü tarzı yada kabak kalye gibi yemekler var. zeytinyağlı yaparsın mis.
0
xrated
(05.06.21)
Fırında zeytinyağlı yapınca da kızartma gibi lezzetli oluyor
0
Mistyimage
(05.06.21)
Hocam şimdi bu arkadaşlar zaten sulu sebzeler oldukları için aslında çok kızartmaya gerek yok. Bunları minik minik doğra, üstüne azcık zeytinyağı gezdir, mümkünse dibi tutmayan bir tencereye atıp kapağını kapat (sarımsak opsiyonel).

10-15 dakika sonra mis gibi olacak. Tuzunu da piştikten sonra at bence, ama biraz daha sulu bişey olsun istiyorsan (ki istemiyorsundur diye tahmin ediyorum) pişmeye başlamadan önce de tuzlayabilirsin.

Böyle yaparsan aslında kızartmamış, kendi içindeki suyuyla pişirmiş oluyorsun. Hem daha lezzetli hem de daha sağlıklı bence.

Fırında yapacaksan büyük büyük kesmen lazım ki suyu bitip kuru kuru yemeyesin. Ben fırın yöntemini üstünü kapatamadığın ve bütün suyu buharlaşıp kaçtığı için sevmiyorum. Tercih meselesi.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.21)
Acı gercek ile tanişmissin.
Evet yag almamak icin yag aliyorsun.

Kizartmayi azaltmak lazim belli bi zamandan sonra

Maalesef kizartma gibi olmuyor onu bi kere soyleyeyim. Ki ben kizartmayi sarimsakli yogurtlu ya da domates soslu bayilarak yerim. Her daim agzimin suyunu akitiyirlar.

Ben artik hic kizartmiyorum. Patlican, kabak , havuc fir8nda sifir yag ile,

Sogani tuzla eze eze, biberi kozleyerek yiyorum. Bunlarin hic birine yag atmiyorum.

Ama dedigim gibi kizartma gibi olmuyor ama nefsin köreliyor.

Benim karaciger yaglanmasi oldugu icin biraktim kizartmayi onu belirteyim.
0
Filinta61
(05.06.21)
(9)

NFT nedir ve neden bu kadar popüler?

boyle buyurdum
sb
sb
0
boyle buyurdum
(05.06.21)
Dijital dünyanın copyright'ı .
0
Erva
(05.06.21)
Dijital bir ürünün "sanat eserinin" biricik, özgün olma çözümü diyebiliriz. Ne kadar bir çözüm tartışılır.

Para var işin içinde o yüzden popüler oldu. "Aha adam ms paint'ten çizik çekmiş yüzbin dolar etmiş" tarzı habercilik patlattı mevzuyu sanırım. (Olay bundan ibaret değil tabi)
0
hedep
(05.06.21)
asisamus
(05.06.21)
Bir cesit ciftlikbank, dolandiricilik.

Zengin biriysen tirnak icine rakamlar yazip bunu arkadasina 1 milyon dolara satiyorsun. Arkadasina 1 milyonununu elden geri veriyorsun.

Sonra bir enayinin gelip o rakama 2 milyon vermesi icin vitrine koyduruyorsun.

O satinca bu islemi sonsuza kadar tekrarliyorsun, alan enayi de kendine baska enayiler ariyor satmak icin.

Btc ortamina benziyor satis bakimindan ama btc sinirli sayida var, nft sonsuz.
0
divit
(05.06.21)
anladığım kadarıyla ethereum chain inin kullanan bir token. dijital sanat eseri bu token ile eşleştiriliyor / gömülüyor ve satışa çıkıyor. yani yukarıda yazıldığı gibi sonsuz falan değil, tam tersine tek. gerçek dünyada bir tablo aldığını düşün. buna yatrım aracı gözüyle bakıp ileride daha pahalı fiyata satabilirsin. aynı mantığın dijital sanatlara eklemlenmiş hali. tek fark burada nft yi üreten sanatçı her satışta komisyon da alabiliyor. örneğin %5 komisyon oranı varsa eser satıldıkça sanatçı satılan orandan yüzde 5 pay alıyor -bildiğim kadarıyla-

peki bu neden önemli? hani haberlerde görüyoruz ya bilmem kaç mnilyor dolara satılan tabloları. hah işte o satıların çoğunda para ressamın cebine değil o tabloyu elinde tutanın kasasına giriyor. eğer ressam 10 bin dolara sattıysa tablosunu, 10 yıl sonra isterse 200 milyon dolara satılsın ressamın eline geçen sadece 10 bin dolar. nft buradaki haksızlığı gidermekle beraber üstüne bir de dijital ortamdaki telif hakkı sorununa bir nevi çözüm getirmiş oluyor.

bu iş ileride söner mi yoksa standart haline mi gelir bilemem ama instagramda bir çok dijital sanatçıyı takip ediyorum ki çoğunluğu ayıla bayıla izleyip oynadığımız filmler ve oyunlarda çalışan konsept sanatçılar. inanılmaz büyük bir kısmı nft işine girip eser satmaya başlamış vaziyette. eh piyasada rüştünü ispatlamış sanatçıların bu işe girmesi de herhalde olayın çiftlikbank sığılığından çok daha ötede olduğunun ispatı sayılabilir sanırım.
0
issiz karga
(05.06.21)
Hayir nft sonsuzdur, istedigin kadar nft uretip deftere yazabilirsin.
Sonra o yazdigin rakami satisa cikarabilirsin.
Sattiktan 1 saniye sonra 1 tane daha satisa cikarabilirsin.

Eser gomme diye bisey yok, eger eserin kucuk bir txt dosyasiysa bunu nft icine sigdirabilirsin ama olayi bu degil.

Zaten unlulerin satis yapmasi tesaduf degil, unlu birisi cikip ben bunu bu adama sattim diye twit atiyor.
O twiti atmasi deger katiyor yoksa nft'yi o unlu kisinin sattigina dair bir kanit yok.
Bunu ifsa etmesine deger biciyorlar.
0
divit
(05.06.21)
benim burada bahsettiğim, üretilen nft nin tekilliği. ürettiğin bir nft nin aynısından yapamazsın, kopyalayamazsın değiştiremezsin. yoksa evet isteediğin kadar nft üretirsin ama üretilen nft ye değer veren şey ilişki kurulan sanatçı ve eser. bitcoin mantığıyla nft yorumlamak yanlış olur. bitcoin gerçek hayattaki madenler gibi, sonlu ve borsada rağbet gördükçe değer kazanır. nft kazılan, çıkarılan bir şey değil, halihazırda var olan bir şeyin eth. zincirinde kimliklendirilmesi bir nevi. bu yüzden üretilen şey uniqe. evet istersen sonsuz sayıda nft üretirsin, peki bunlara bakan, ilgi gösterip alan olur mu? olmaz tabi ki, zira üreticisi kim belli değil, nft ile ilişkilendirilen eser ne belli değil yada zottirik bir şey. o yüzden sozsuz sayıda nft üretmenin bir anlamı yok. zira nft bitcoin gibi arz - talebe göre değeri belirlenen bir şey değil, üreticisinin belirlediği değere göre fiyatlanan bir araç.

"O twiti atmasi deger katiyor yoksa nft'yi o unlu kisinin sattigina dair bir kanit yok.
Bunu ifsa etmesine deger biciyorlar."

nft yi hazırlayan sanatçı önce hangi pazarda hangi adla yer aldığını duyurur doğal olarak, ardından hazırladığı nft yi pazarda satışa/aaçık arttırmaya çıkarır. twitle duyuruyor ona değer biçiliyor falan garip bir bakış açısı. hepsini geçtim normal bir tablo alırken bile ressamın imzasına bakılır önce. normal sanat eserlerinde bile ressamın kimliği esere değer katan bir unsurken dijital ortamda da aynısının olması gayet normal.

nedir ne değildir en sağlıklı kaynak burası:

ethereum.org
0
issiz karga
(05.06.21)
Nft icin bir pazar yerine ihtiyac yok, pazaryeri zaten isin dolandiricilik kismi.
Pazaryerinin sahibi orayi kapatirsa geriye ne kalacak?
Sifir.

O zaman dagitik mimarinin ne anlami kaliyor, degeri pazar yeri veriyorsa nft uretmenin de bir anlami kalmiyor.

Dedigim gibi nft tekil bir sey degil, defterde bir rakamdan ibaret.
Sen de bir defter acip oraya bir rakam yazip onu tekil hale getirebilirsin.
Kimse o rakamdan o deftere 1 tane daha yazamaz.
Ama sonucta o bir rakam ve degersiz.
Bu duyurunun id numarasi da tekil, ayni numaradan baska bir duyuru acamazsin.
Ama bu o numarayi degerli yapmiyor.


Bakin ben bu duyurudaki cevabimi nft yaptim ve satiyorum diyorsun.
Birisi o rakama 1 tl veriyor, rakami ona transfer ediyorsun.
Burada sorun yok.
Su an yapabiliriz bu islemi.
Bu sitenin sahibi de karisamaz. Defter onun degil cunku.

5dk geciyor ayni ilani tekrar veriyorsun ve yeni bir token uretiyorsun :)
Buna kim karsi cikabilir?
Pazaryeri.

Pazaryerine bu yetkiyi kim veriyor? Kimse.
0
divit
(05.06.21)
Dolandırıcılık +1

NFT'ye para harcayacak zengin ve keriz arkadaşın varsa ben sana yazayım bi sistem, birlikte tokatlayalım.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.21)
(3)

browser oyunlarına ne oldu?

reavelyn
selam duyuru,eskiden ogame, popomundo, thecrims, klansavaşları, hükümdarlar falan vardı. bu tarz oyunlara ben hastaydım, hala da olsa oynarım, ama bunların yenisi yok mu? ne aldı bunların yerini? siz ne oynuyorsunuz?
selam duyuru,
eskiden ogame, popomundo, thecrims, klansavaşları, hükümdarlar falan vardı. bu tarz oyunlara ben hastaydım, hala da olsa oynarım, ama bunların yenisi yok mu? ne aldı bunların yerini? siz ne oynuyorsunuz?
0
reavelyn
(05.06.21)
Gameforge'un oyunları duruyor.
O Game'de duruyor.
The Crims ve İkariam oynuyorum.
Metal Damage vardı o bir anda yok olmuştu hala özlerim.
Yenileri hakkında bir bilgim yok.
Adventure quest world, battle on, glatior ve seafigt iyiydi.
0
Başkalaşım
(05.06.21)
Çoğalan mobil cihaz kullanımı ile web sitesinden ziyade uygulama çılgınlığından dolayı kullanmaya da üretmeye de ilgi azalmıştır muhtemelen.

Yazı tabanlı bir şeyler oynamaya da kolay ikna edilmez sanırım gözünü dokunmatik sisteme açmış kişiler.
0
hedep
(05.06.21)
Mobil oyunlar çok daha fazla para ettiği için şirketler onlara yöneldi. Bu oyunların da oyuncuları / kitleleri var statik, büyümüyor, o yüzden işte update almıyor, bug'lar fix'lenmiyor, sunucular güncellenmiyor falan filan.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.21)
(6)

Sizce hangisi?

prensesim
Arkadaşlar gala batıkentten ( ankara/ yenimahalle) 1+1 mi almalıyım yoksa araba mı? (Fiyatlar aynı ortalama) Ankara, yenimahalle/batıkent semt ve evler nasıldır sizce? Yatırım amaçlı fikrinizi alabilir miyim? Çok teşekkür ederim..Not :acil bi ihtiyaç değil araba, belki araba yatırım değildir dersin
Arkadaşlar gala batıkentten ( ankara/ yenimahalle) 1+1 mi almalıyım yoksa araba mı? (Fiyatlar aynı ortalama) Ankara, yenimahalle/batıkent semt ve evler nasıldır sizce? Yatırım amaçlı fikrinizi alabilir miyim? Çok teşekkür ederim..

Not :acil bi ihtiyaç değil araba, belki araba yatırım değildir dersiniz ama fiyatlar durmadan durmadan artıyor, bir şeyin ucundan tutma niyetiyle düşündüm
0
prensesim
(03.06.21)
Enteresan bir soru, arabaya ihtiyacın varsa araba. Yoksa, sadece yatırım diyorsan ev.
0
Jux
(03.06.21)
Batıkent semt olarak çok güzel de, gala inanılmaz çirkin bi site. Yani özellikle uğraşsam o kadar çirkin ev yapmayı beceremezdim ben. Yatırım olarak belki fiyatı yükselir de, oturulcak yer değil bence. Oturanlar da kötü, altındaki kahveciye gidiyorum ara sıra, aptal beyaz yaka suratı görmekten içim dışıma çıkıyor.

Araban yoksa ve ihtiyaçsa önce bi araba al +1
0
plutongezegendegilmi
(03.06.21)
Batıkentte bakmamı önerebileceğiniz bir site var mı peki? @plutongezegendegilmi
0
🌸prensesim
(03.06.21)
ev elbette arabanın üstünden para kazanmıyosun bilakis masraf açıyo evi alın eşyalayın airbnb yapın hem para kazanıyorsunuz hem de zamanla değeri artıyor kendiniz kullanabiliyorsunuz günlük aylık yıllık kiraya verilir içinde yasadışı işler yapabilirsiniz her türlü kazandırır
0
kushkush
(03.06.21)
Valla hocam bütçenize bağlı. Bi 500-600 bütçeniz varsa Atlantis'in çaprazındaki müstakil evlerin şekli şemali çok güzel, alıp içini yaptırırsanız bebek gibi olur. Benzer çok ev var bu şekilde batıkent'te.

Müstakil evin de biraz sıkıntısı var ama en azından 40m2'lik kümes kadar yerde yaşamıyor olursunuz, ufak bi bahçeniz olur çiçek falan dikersiniz. 200-300 m2 oluyor o evler.

Daha düşük bütçe için giriş ya da çatı katı olmadığı sürece eski sitelerden de iyiler var, ve çok daha ucuz. Bunlar son 10-20 yılın laz müteahhitleri tarafından yapılmadığı için doğru düzgün ses yalıtımları, bahçesinde ağaçları, dipdibe olmayan pencereleri/manzaraları falan da oluyor. Yani apartmanlara bakınca anlarsınız zaten, mesela özellikle çapraz çapraz yapmışlar ki balkonda otururken kimseyle gözgöze gelmek zorunda kalmayın. Gala'yı yapan ahraz bunu bile düşünememiş mesela, daire şeklinde yapmış siteyi, herkesin sizi gördüğünden emin olun diye.

Ama nedir, eski apartman alırsanız içi kötü olabilir, yaptırmak lazım. Ama en azından keyfinize göre yaptırırsınız, dandik laminata bi kamyon para bayılmamış olursunuz, yine daha iyi.
0
plutongezegendegilmi
(03.06.21)
Valla ben 1+1 evlerin çok da iyi olduğunu düşünmüyorum. Hani kiralık oturulur belki ancak gidip 1+1 ev almak da kiraya vermeyeceksen pek mantıklı değil bence. Hem çok küçük oluyorlar, hem genelde aynı binada 1500 daire oluyor bu şekil, hem de duvar değil kağıt ördükleri için her taraftan bir gürültü akıyor. O yüzden ev alacaksan 1+1 tercihi bence kötü. Bu seçenekler içinden de önerim araba alman şeklinde olur.
0
j r r tolkien hayrani
(03.06.21)
(21)

Evin önüne araba koyulmasın diye taş koymak

vatanperver
Bir tanıdığımın evi tek katlı, çok geniş bir bahçesi var, üstelik köşede, yani iki sokağa da cephesi var. Etrafta da hep çok katlı apartmanlar var. Bu kişi, evinin önünde bir yere taş koyuyor kendi arabasını koymak için. Tamamına değil, bir araba sığacak kadar bir yere.Dedim ki: "Burası belediyenin
Bir tanıdığımın evi tek katlı, çok geniş bir bahçesi var, üstelik köşede, yani iki sokağa da cephesi var. Etrafta da hep çok katlı apartmanlar var. Bu kişi, evinin önünde bir yere taş koyuyor kendi arabasını koymak için. Tamamına değil, bir araba sığacak kadar bir yere.

Dedim ki: "Burası belediyenin sokağı, senin hakkın var mı kendi araban için özel yer ayırmaya?"

O da dedi ki: "Bu evin çoook geniş cephesi var, benim de bir tanecik arabam var. Şu yanımızdaki apartmanların hepsinin benden az cephesi var, arabalarını bizim evin önüne de koyuyorlar, ben kendime bir arabalık yer ayırdım"

Sizce onun yaptığı doğru mu yanlış mı?
0
vatanperver
(03.06.21)
Herkesin yaptığı yanlış aslen, evi kocamansa içeri park yeri yapması herkes için en iyisidir bence.
Eğer kendine yer ayırmak istiyorsa belediyeye parasını ödeyerek bütünüyle ayırabiliyor galiba.

@kibritsuyu nun bakış açısı en doğrusu oldu bence :)
0
atom karincanin torunu
(03.06.21)
Kesinlikle doğru. adam yayılmamış ki yani oraya tek araçlık yer var izin versinler de o kadar cephesi olan evin sahibi bi araç koysun
0
biseysorucam
(03.06.21)
yer ayırmak yanlış ama bir esnafın dükkan önünü boş tutmasından daha az yanlış
0
sttc
(03.06.21)
Bana adam haklı gibi geliyor.

Her binanın önü o binaya ait gibi düşün, senin bi binada 200 kişi oturman senin problemin, adamın değil. Zaten bu yüzden apartman yapılıyorsa otoparkının da yapılması gerekiyor. Orada oturanlara bahane bulduğumdan değil de, "ucuza" ev bulmanın böyle maliyetleri de var işte, katlanmak lazım. Misal ben araba kullanmak istediğim için şehrin göbeğinde oturmuyorum, hem kalabalık yere taşınıp hem de yer bulamamaktan şikayet etmek anlamsız olur.

Bir de adam en kötü bahçesine garaj yapar arabayı oraya çeker, senin apartmanda bi eleman çocuğuna araba alır, sen yine park yeri bulamazsın. Adamla tartışmak sorunu da çözmez yani, o yüzden çok darlamamak lazım bence.
0
plutongezegendegilmi
(03.06.21)
binaların tıkış tıkış olduğu geniş bir sokakta oturuyorum. yan binada hala insan içinde yaşamayı öğrenememiş köy zihtiyetli 1 kişi 2 tane duba almış(bildiğiniz yol çalışmalarında koyulanlardan) her sabah çıkarken arabasına yer ayırıyo. bir gün o dubaları çöp kovasında paramparça olmuş bir şekilde bulacak. böyle saçma sapan bir şey olmaz. madem bahçesi var kendine 1 arabalık otopark yapsın o zaman. köyde mi yaşıyoruz ya.
0
golgi aygıtı
(03.06.21)
eğer tek arabalık yer kapatıyorsa bence haklı. zira bahçesine otopark yapsa zaten şu anda kapattığı yerin boş kalması gerekecek ki otoparkına girsin-çıksın. e madem birşey farketmeycek, park ettiği araç ile sokakta trafiği de engellemiyorsa aracını dışarıda bırakmasında bir mahsur yok.
0
semyasa
(03.06.21)
Soru bir etik sorusu mu, kanun sorusu mu?

Kanunen yapamaz, belediye gelir o tasa ceza keser.

Etik olarak da dogru degil, kamunun hakkini kendine ayiriyor.
Bizim ulkedeki herkesin olayi yorumlarken kendisine yontmasi cok iyidir.
Ee hadi kendi bahcene garaj yap desen 1 saat aglar.
0
divit
(03.06.21)
Ulkede fundamental sikintilar var.Bina yonetmelikleri de boktan, buyuk binalara yeterli garaj yapilmiyor. Cephe hesabiyla olmaz o is, nufus hesabi yapilip ona gore park yeri ayarlanmasi lazim. Tabii kanunlar islemeyince orman kanunlari gecerli olmaya basliyor, gucu gucu yetene stili.

Senin gon$u birisi gelip kafasini kirana kadar devam eder. Sonra birisi onu ortadan kaldirir o alana kendisi coker, sonra baskasi gelir onu yok eder vs. Kisir dongu.

Yasadigim ulkede kendi evinin tam onune bile 72 saatten uzun sure kaldirmadan arac koyamiyorsun, sikayet edilirse cekiyorlar. Eger tas falan koyarsan herhalde SWAT gelip seni ters kelepce alir goturur buranin zaptiyesi sen misin len diye...
0
cooperr
(03.06.21)
Adam tek başına o kadar cephe için vergi vermiş bırakın da bir araçlık yer ayırsın.
0
zoghurt
(03.06.21)
Ülkece gelemedigimiz medeniyet seviyelerinden biri de bu :) adamlar evinin önünü kendine ait bir yer saniyorlar, neymis cephe genismis. Yahu isterse araba degil tek bir tas koymak istesin ev sahibi, bunu kendine özel rezerve edemez. Oraya dileyen diledigi sekilde farkli sokaktan, farkli mahalleden, hatta farkli sehirden olsa dahi araba koyar. kimin hangi kosulla araba koyacagina ev/mekan sahibi degil belediye karar verir. Cünkü evin önü ev sahibine degil belediye'ye aittir. Diger türlüsü köy kafasidir.
0
bosver nicki
(03.06.21)
Bana göre yanlış değil.
0
nucleon
(03.06.21)
Bence haklı ama kanunen haksız.

Evine garaj yaptirsin demisler. Apartman garaj yaptirsin asıl. Her yer apartman. Hic birinin garajı yok.
0
westblack
(03.06.21)
medeniyetsizlik veya köy kafası değil bu. adam çıkıp "burası benim evimin önü, evimin önüne park edemezsin kardeşim" deseydi, o zaman adama medeniyetsiz köylü derdik. adamın tavrı bu şekilde olsa adama kesinlikle haksız derdim.

adam kanunen haksız, lakin isteği mantıklı. sadece kendi arabasını park edebilecek tek arabalık bir yer istiyor. burası benim evimin önü, başkası park edemez demiyor. herkes park etsin, ama bana da bir arabalık yeri bıraksın diyor. etraf çok kalabalık, kimsenin otoparkı yok, bana yer kalmıyor diyor.

bahçesine otopark yapsın denmiş. bahçeye otopark yaparsa, otoparkın giriş yolunun önünde yine en az 1, belki 2 arabalık yer boş bırakılmak zorunda kalacak. üstelik o çevre apartmanlardan malın biri gelip illa o otoparkın önüne arabasını bırakacak, adam her gün girip çıkarken elalemin peşinde koşturup araba çektirmeye çalışacak.

böyle şeylere ifrit olurum ama kanunen haksız olsa bile ben adamın tavrından dolayı hak verdim kendisine.
0
kibritsuyu
(03.06.21)
Yaptığı yanlış tabii ki. Evinin önü bile olsa yer ayırma diye bir olay yok, belediyenin sokağı. Eğer arabasını çok seviyorsa geniş bahçesinden biraz feragat edip aracını içeri alacak.

Sırf bu tarz insanlarla uğraşmamak için yıllardır otoparklı siteye aidat ödüyorum, otopark kavgasına millet birbirini vuruyor bu ülkede.
0
roket adam
(03.06.21)
Bence haklı. Koskoca müstakil evi var, bir tane arabasını diğer araçlar yüzünden kendi evinin önüne park edemiyor. Bahçesine garaj yapsa onun bile garaj çıkışına park edecek tipler var. Duba - damacana koymak kesin çözüm ne yazık ki.
0
Tutkun
(03.06.21)
Kanunen haksız olsa da ben problem etmezdim. Kendi oturduğu aparmanın önünde duba ile yer ayıran komşu gördü bu gözler.

Zaten adam bahçe içine otopark yapsa otopark kapısı boş kalacak aynı şey.
0
zimbirik
(03.06.21)
yanlış. belediyeye şikayet edin. evin cephesinin önü halkın alanı.
0
mikahakkinen
(03.06.21)
bizim apartmanın kendisine ait otoparkı var, bu otopark hane sayısına yada araç sayısına yetmiyor bir kaç kişi sokağa park etmek zorunda kalıyor buna rağmen her gün otoparkta yabancı araç var, sağda solda işi olan cart diye aracını bizim otopark'a sokuyor. her gün bir kavga gürültü. üstelik belediyenin ve özel işletme olarak kapalı otomarkda var 5 lira vermiyim diye bunu yapıyorlar. 12 metre karalik toprak alan vardı, onu da otopark yaptılar adamlar hem içine hemde önüne park ediyorlar, kimse girip çıkamıyor.

bu araç ve park yeri konusu çok büyük bir sıkıntı istanbulda.

yukarıda demişler, kanuni olarak suçlu olsada insani olarak adam haklı.
0
selam
(03.06.21)
kanunen hiçbir hakkı yok. Ben olsam direkt ararım belediyeyi şikayet ederim.

Türkiye'de niye işlerin düzgün yürümediğinin özetidir bu ve bu durumda adama hak verenlerin bakış açısı.

Dünyanın çoğu yerinde otoparksız apartmanlar vardır ve insanlar sokağa bırakır arabalarını. Boş bulduğu yere park eder, duruma göre bazen 2-3 sokak öteye çeker.
Ancak bizde niyeyse gurur meselesine döner bu "evimin önüne park ettirmem" tavrı.


türkiye'de de kanun belli, yönetmelik belli. illa sokakta yer ayırtmak istiyorsa kendine gider belediyeye işgaliye parasını öder, tabelasını çakar arabasını koyar.

Para ödemem diyorsa, o geniş bahçesinin bir köşesine arabası için park alanı yapar.

Onun dışında sokaktaki boş yer bulanındır.
0
anten
(03.06.21)
belediyeye şikayet edip halkın alanı olduğunu talep etmek, işin kanuni yolu, ancak mantıklı yolu değil.

teyzemin apartmanının bahçe duvarını yıkıp, yanyana 3 arabanın park edeceği ufak bir otopark yaptılar. sorun şu ki, 8 daireli ufak bir apartman ve sadece 1 kişinin arabası var. şimdi bu adam otopark yapılmadan önce kendi arabası için apartmanın önündeki tek kişilik yere duba koysa, kamu malı, halka ait, yasal değil derdik. adam apartmanın bahçesini açtırttı, apartman bahçesine üç arabalık otopark yaptırttı. şimdi bahçeye kendi aracını park edebiliyor, ek olarak otoparkın önü olduğu için halkın alanından 3 arabalık yere de (otoparka girilip çıkılabilsin diye) dubaları dizebiliyor, hem de yasal olarak. ne oldu? adam tek arabalık halkın alanını yasal olmayan şekilde işgal edecekti, tek istediği arabasını koymaktı. ama şimdi kendi arabasını bahçeye koyduğu halde üç arabalık halkın alanını "otopark önü" sıfatıyla yasal olarak işgal edebiliyor.

yani yasal olmayan şey her zaman doğru ve mantıklı olduğu anlamına gelmiyor. adam "misafirlerim de kullanır" diye evin tek cephesindeki bahçeyi komple 10 araçlık otopark yapar, otoparkın önü diye de gayet yasal olarak oraya kimseyi koydurmaz, o zaman görürsünüz belediyeyi kamuyu.
0
kibritsuyu
(03.06.21)
Sonucunda cikan sey icin yapacak bisey yok ama normali o tasin konmamasi. Kanun eksik aslinda.
Ustte bahsedilen 72 saat kurali mantikli.

Bizim burada yatay cephesi 1 sokak boyu olan bir sirket var, hatta 3 sokagin tam ortasinda kaliyor, kendi esek kadar otoparki da var.

Adamlar kendi otoparkini bos tutmak icin en az 20 tane isyeri minibusunu sokaga diziyor duba niyetine.
Duba niyetine kullandiklari arac gidecek olursa yerine ic otoparktan bir arac cikip yeri koruyor.

Ben bunu sikayet de ettim ama ise yaramadi cunku herif duba degil 200binlik arac koyuyor :)

Bu kavgalarin en sonunda genelde ispark ya da kadikoy park geliyor butun sokagi parali hale getirip sorunu kendince cozuyor.
0
divit
(03.06.21)
(8)

Arsaya ev yapma

Weeze3r
Selamlar, acil paraya sıkışmış birinden arsa bakıyoruz ya kendimiz ev yaptıracağız ya da müteahhite vereceğiz.Arsa 295 m2 Belediyeden sorgulatacağız ama 295 m2'e ev kullanımı olarak kaç m2 ev yapılabilir?Etrafındaki arsalara kıyasla 50-60 bin tl daha ucuz kısa sürede satıcak muhtemelen.
Selamlar, acil paraya sıkışmış birinden arsa bakıyoruz ya kendimiz ev yaptıracağız ya da müteahhite vereceğiz.
Arsa 295 m2
Belediyeden sorgulatacağız ama 295 m2'e ev kullanımı olarak kaç m2 ev yapılabilir?
Etrafındaki arsalara kıyasla 50-60 bin tl daha ucuz kısa sürede satıcak muhtemelen.
0
Weeze3r
(02.06.21)
Ona oranın belediyesi karar veriyor ya, her yerin kendi kuralı var.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
Belediyeden kesin imar izni ve yapı durumunu öğrenmeden bu yatırımı yapmayın derim.
0
roket adam
(02.06.21)
yüzde kaç temel oturumu verdiğini sorun belediyeye. tapu ile gidin.
0
xrated
(02.06.21)
ne müteahhiti ya saçmalamayın dünyadaki en büyük dolandırıcılığa hala daha normal bir şeymiş gibi yaklaşım olmasına asla anlam veremiyorum çok isterseniz verin bize yapalım inşaat dahil çok çeşitli işler yapıyoruz. yüzde5 yapılıyor tamamen imarsız tarlaya da yapı ama şehrine göre değişiyor, denildiği gibi.
0
kushkush
(02.06.21)
belediyenin web sitesinden parsel bilgilerini girip harita üzerinde durumu görebilirsin. pek çok belediyenin bu tip bir online sistemi var.
0
scudman1
(02.06.21)
Belediyeye başvurup "imar durumu" almadan sakın yatırım yapmayın, belediyeden şifahen bile öğrenseniz yeterli değil, resmi belge alın. 500-600 tl gibi bir ücreti vardır bu hizmetin, aldığınız belge ile bir yıl içinde proje çizip ruhsata başvurabilirsiniz.

Bir yıl geçtikten sonra belge geçersiz olur ve yeniden almanız gerekir, o bir yıl içinde imarda bir azalma olursa sizin hak kaybınız olmaz, belge izi bir yıl korur.

Aynı sokaktaki iki farklı 295 m2 arsanın bile projesi fark eder, hatta karşı karşıya olan arsalarda bile fark olabilir.

Ama kabaca söylemek gerekirse, şehir merkezlerinde ve çekme mesafeli kalabalık semtlerde yanlardan 3'er metre, yoldan 5 metre çeksen (4 de olabilir), arsayı da kare gibi düşünsek;

Arsanın her bir kenarı yaklaşık 17 metre, yanlardan 3'er metre çekince cephe 11 metre kalır, arkadan 3 önden 5 çekince 9 metre kalır.

9 x 11 = 99 m2 kurulm yapar, 1. katta yanlara ve arkaya 1 metre yola 1,5 metre çıkma yapılır;

13 x 11,5 = 149,5 metre yapar normal katlar, bu da çok rahat çift daire olur demek. Bodruma ayrı bağımsız veriliyorsa en az 10 daire, bodruma ters dubleks izni varsa en az 8 daire.

Bölge 12,5 değil de 15 metre H ise 2 daire daha artar.

Bu arsa kare değil de dikdörtgen ise hesap biraz değişir, belki de H izni sadece 9,5 metredir, 6 daireye düşer o zaman.

Çekme mesafeli değil de emsalli imar ise onu öğrenmek ve ona göre hesap yapmak lazım.

Belki de hiç imar olan bir arsa değildir, arka tarafında dere vardır izin yoktur, yakından yüksek akım elektrik hattı geçiyordur izin yoktur, ilerde askeri hava alanı vardır yükseklik sorunu vardır.

Vs vs vs.

İmar durumu almadan yatırım yapmayın, bir de ada parsel öğrenip verin buradan bile %90 bilgi veririz doğruya yakın.
0
John Bloor
(03.06.21)
Etrafında başka bir yapı var ise ona bakın kabaca bilgi sahibi olursunuz. Taks oranina bağlı
0
opitseri
(03.06.21)
kesinlikle imar çapına bakın. Etrafındaki evler ve arsa'nın hisseli olmaması gibi konular önemli.. ufak bir yer olduğu için hisseli değil muhtemelen ama size bi belediye yolu ve biraz masraf gözüküyor..
0
denizmaniaherif
(03.06.21)
(4)

Müsilaj sürecinde istanbul'da hangi balıkları yiyebiliyoruz?

msb
Somon tamam. Peki diğerlerinden hangileri yenilebilir?
Somon tamam. Peki diğerlerinden hangileri yenilebilir?
0
msb
(02.06.21)
ağır metal zehirlenmesi yaşağınız için müsilaj varkende yokkende marmara ve karadeniz balığı yenmez
0
aslindasorunumpsikolojik
(02.06.21)
egeden çıkan balıkları yiyin düz balıklar İstanbul'da da bulunuyor lüfer vardır ama akya lidaki papalina falan yoktur. Sarıkanat olabilir orda
0
kushkush
(02.06.21)
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
Az önce de bununla ilgili bi yere yazdim burada..Nevsin Mengü 'nun bugünkü youtube kanalinda uzmanlarla yaptigi programi mutlaka izleyin,çünkü degil balik yemek denize girmek bile tehlikeli oldugundan bahsedildi..Dikkate almak gerekir..
0
dreamindream
(02.06.21)
(4)

bu emoji ne demek?

duyurukullanıcısı
yurt dışında bir yayına bir yorum yaptım bu emojiyi attılar.
yurt dışında bir yayına bir yorum yaptım bu emojiyi attılar.
0
duyurukullanıcısı
(02.06.21)
Google: dabbing

edit: 'Cool' bi hareket işte. Ergen hareketi.
0
himmet dayi
(02.06.21)
yani love mı hate mi? cool mu not cool mu?
0
🌸duyurukullanıcısı
(02.06.21)
Clinton bile yapmıştı bu hareketi ya, ne çabuk kaybolmuş :)

Cool bişey, iyi bişey. Kutlama hareketi zaten.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
hareketin adı "dab". fiil hali "dabbing".

havalı bir şey yaptıktan sonraki kutlama hareketi. iki üç sene önce bunu yapmayan amerikalıyı dövüyorlardı.
0
sir gawain
(02.06.21)
(17)

Kırmızı ışıkta sağa dönüş

plutongezegendegilmi
Bazı kavşaklarda sağa dönmek için ayrıca bir ışık oluyor ya, onun olmadığı kavşaklardan bahsediyorum. Size kırmızı yanıyor, ama kavşağın diğer ışıkları sizin gideceğiniz yönü boş bırakıyor, yani dönmek aslında güvenli. Döner misiniz, yoksa size yeşil yanmasını bekler misiniz?Bonus soru: saat gece 2.
Bazı kavşaklarda sağa dönmek için ayrıca bir ışık oluyor ya, onun olmadığı kavşaklardan bahsediyorum.

Size kırmızı yanıyor, ama kavşağın diğer ışıkları sizin gideceğiniz yönü boş bırakıyor, yani dönmek aslında güvenli. Döner misiniz, yoksa size yeşil yanmasını bekler misiniz?

Bonus soru: saat gece 2. Yol bomboş, ama kırmızı yanıyor. Işıkta bekler misiniz?

Not: kamera falan olmadığını, ceza yemeyeceğinizi varsayın.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
bonus soru: kimsenin görmeyeceği bir ortamda hırsızlık yapar mısın. cevaplar aynı kapıya çıkıyor.

yolu sen bomboş görebilirsin. öyle düşünebilirsin. ama madem öyle, normalde de ışık olmasın. sürücüler karar versin hep boş olup olmadığına. ya da kırmızı yansın ama kırmızı dur değil de, yola bak boşsa geç demek olsun. sence ne kadar mantıklı bunlar?

polis yokken emniyet kemeri takmamak gibi bir şey bu. nereden kimin geleceğini bilemezsin.

ben yeşilde geçerken bile yavaşlayıp bakıyorum manyağın teki gelir kırmızıda durmaz da atlar yola diye.
0
reanarchy
(02.06.21)
tam hatirlayamadim ama bununla ilgili bir konsept vardi.

davranislarini ceza almak mi belirler yoksa etik kavramlara olan inancin mi diye. bazi insanlar ceza yoksa yapabildiklarini yaparlar, bazilari da ceza olmasa bile etik olmadigini dusundukleri seyleri yapmazlar.

ben ikinci gruptayim. bos yolda kirmizida da beklerim, kimse gormuyorsa da hirsizlik yapmam.
0
do you remember me
(02.06.21)
Ben eskiden isikli bir kavsak ustunde oturuyordum.
Gunduzleri bi olay olmazdi.
Aksam 12 gibi bir taraf kirmizi yanip soner diger taraf sari yanardi.

Geceleri yasayan biri olarak en buyuk keyfim kaza izlemekti.
Birisi kirmiziyi digeri de sariyi sallamaz baaam diye girerlerdi. Haftada bir kesin kaza olurdu. Cekirdegimi alir balkona yerlesirdim.

Bu yuzden birak beklemeyi, ustune seri selektor yapiyorum girerken.
0
divit
(02.06.21)
Orada bir yaya olmadığından, bisikletli, motorlu biri olmadığından emin olamazsın. Bom boş yolda bu nedenle sinyal de verilir, ışıkta da beklenir.
0
zimbirik
(02.06.21)
@reanarchy, verdiğin örnek çok alakasız ya, hırsızlıkta birine zarar veriyorsun, burada vermiyorsun. Yani soru da yolun "bomboş" olması zaten, varsayımlar değil. Yol boş, kesin bu, diğer varsayımlar sorunun kapsamı içerisinde değil.

Ayrıca zaten küçük yerleşim yerlerinde (köy vs.) ışık olmaz, sürücüler karar verir. Araç yoğunluğuyla ilgili bir durum trafik ışığı, gece 2'de de araç yoğunluğu gündüz gibi değil. Kontrollü geçiş konsepti de o yüzden var zaten vs. vs.

Emniyet kemerinin zorunlu olmasının da korkunç bir "nanny state" örneği olduğunu düşünüyorum zaten. TR gibi devletçi toplumlarda insanlar bunu tartışmanın gerekliliğini anlamıyor gerçi, ona yapacak bir şey yok.
0
🌸plutongezegendegilmi
(02.06.21)
Aslında bu konspet için bizim ülkemizde olmayan ama bazı ülkelerde olan (örneğin ABD) bir durum var. Sağa dönüş serbest ise kırmızı da olsa geçebiliyorsun. Aklıma gelmişken söylemek istedim.

Soruya gelecek olursak ben her iki durumda da ışık yanıyorsa geçmem. Hız sınırını ihlal ediyorum özellikle uzun yolda ama emniyet kemeri ve trafik lambalarını hiç ihlal etmem. Konu ceza yeme de değil. Hırsızlık ile kıyaslamak çok doğru değil belki ama ceza yemekten korktuğu için kurallara uymak bence tehlikeli bir düşünce.
0
himmet dayi
(02.06.21)
Yolun boş olduğu bilgisi sana vahiyle gelmiyor. Gözün ile görüyorsun ve boş olduğunu düşünüyorsun. Ama siyah giymiş bir yaya gece çok kolay bi şekilde kamufle olur.
Zaten bomboş olduğundan kesin olarak emin olduğun noktada problem var.
0
zimbirik
(02.06.21)
Bekliyorum mutlaka. Bu tarz davranışlar alışkanlık yapıyor, sonra kırmızıda geçmeye falan başlıyorum. Hatta yeşilde bile bekliyorum diğer arkadaşların dediği gibi, kendimi atmıyorum ileri. Yol boş gibi görünse de bazen ışıkları kapalı gelen birileri mutlaka oluyor. Adam gece ışıklar kapalı geziyor yani, ya da kör bir motor geliyor. Canımı sokakta bulmadım :)
0
roket adam
(02.06.21)
Ben dönüyorum. Amerika’da mesela en sağ şerit kavşaklarda bu durumda dönecekler içindir ve dönersin yasak değil. Mantıklı olan da bu zaten. Yayaya yol verip dönmek.
0
zoghurt
(02.06.21)
tr'de kendim donmuyorum. netice de kirmiyi oraya koyanin bir bildigi olsa gerek. almanya'da sana kirmizi yanarken bu hareketi yapmak zaten akla zarar. ayrica hobi olarak pahali olur bence.
0
helenart
(02.06.21)
valla bunu etik vs olarak demiyorum.
rahmetli dedem cok iyi otobus kullanirdi cok buyuk bi otobus firmasinin da sahibiydi.

araba kullanmayi ondan ogrendim. kulagima kupe cumlelerinden birisi de sudur, kirmizi isik yaniyorsa sana yol bos dahi olsa gecme, aliskanlik yapar bir dahaki seferde o aliskanlik kazaya doner.

ayni sekilde yesil dahi yansa bakmadan kollamadan gecme, yuklu kamyon asla duramaz.
0
turbo sadık
(02.06.21)
buna kafayı çok takmış bir elemanın sanayi toplumu ve geleceği diye bir manifestosu var.

manifesto-manifesto.blogspot.com

127. maddede trafik konusundan bahsediyor.

dizisi de var Manhunt Unabomber diye.

hatta dizide özellikle gece vakti etrafta hiç araç yokken kırmızı ışıkta bekleme geyiği yapılıyor bol bol.
0
onemoremile
(02.06.21)
Beklenir. Gece böyle durumlar daha tehlikeli oluyor.

Çünkü birisi yeşil yanıyor yol da boş diye son hızla o kavşaktan geçebilir. Yazanlar olmuş zaten geceleri böyle çok kaza olur diye.

Sabah işe giderken bazı kavşaklarda geceden kalma cam kırıkları, tampon parçları görebilirsin istanbul'da:)
0
anten
(02.06.21)
zaten ışıklarda sağa dönüş için özel bir ışık yoksa kontrollü bir şekilde sağa dönmek kurala aykırı değildir. sürücü kursu kitaplarında da yazar. 10 yıldır da dönerim ceza vs yemedim. hırsızlıkla alakasını anlamadım lol.
0
mattiadestro
(02.06.21)
Yasadigim yerde kirmizida cogunlukla saga donuluyor.

Bazi istisnalar var, o zaman da isigin ustune uyari koyuyorlar donemezsin diye. Calistigim isyerine yakin bunlardan bir tane var kamerasiz. Genelde ara sokaktan 3 serit ve uzeri caddeye donuslerde bu oluyor riskli diye.

Donulmez tabelasi varsa %90 uyuyorum. Cok acelem varsa, etrafimda kimse yoksa ve yol bossa donerim. Zamanim varsa, yol bombos olsa bile donmuyorum bekliyorum.
0
cooperr
(02.06.21)
Gece 2 olsa geçerim.

Fazla felsefeye gerek yok.
0
mobydick
(02.06.21)
Bekliyorum
0
photo85
(03.06.21)
(6)

Maaş bilgisi görüntüleme

data
Merhabalar herkese Ben su an bir iş görüşmesi yaptım ve yalan söyledim. Brüt olan maaşımı net olarak söyledim. Bunu ilerde fark ederler mi acaba? Bana problem yaratır mı Teşekkür ederim, iyi günler
Merhabalar herkese

Ben su an bir iş görüşmesi yaptım ve yalan söyledim. Brüt olan maaşımı net olarak söyledim.

Bunu ilerde fark ederler mi acaba? Bana problem yaratır mı


Teşekkür ederim, iyi günler
0
data
(02.06.21)
Kümülatif vergi matrahı ya da SGK dökümü isterlerse bunları verme. KVKK kapsamında vermek istemiyorum dersin. Bunlardan direkt belli olur ne kadar aldığın.
0
himmet dayi
(02.06.21)
Farkederler. Vergi hesaplamak için SGK dökümü isteyecekler zaten.

Ama problem yaratmaz, pazarlık yapıyorsun, blöf yapıyorsun zaten. Üstelik onlar "kaç para alıyorsun şimdi" diye sordularsa o da etik değil. Kafaya takma o yüzden.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
kümülatif vergi matrahı vermemek diye bir şey söz konusu olmamalı, aksi halde devlet sonraki yıl size der ki vergi dilimini yanlış bildirmişsiz, bu kadar vergi eksiğin var devlete bu kadar borçlusun.
0
benaslinda
(02.06.21)
kendin beyanname verebiliyorsun. kümülatif vergi matrahını verme. zaten versen de vergin maaşından düşülecek. kendin beyan etsen de aynı şey. maaşını görmemiş olurlar.

kümülatif vergi matrahını vermiyorum. kendim beyanname vereceğim yıl sonunda dersin. aslında doğrusu da bu.
0
stewie
(02.06.21)
çok sıkıntıya girersen farkını elden alıyordum dersin
0
reanarchy
(02.06.21)
Farkı elden alıyordum dersin, prim olarak alıyordum dersin, alışveriş çeki olarak alıyordum dersin, araç kiralama farkı yansıtıyorlardı dersin, araca kilometre ücreti ödüyordum dersin, fiş karşılığı benzin alıyordum dersin.. Dersin de dersin. Takma kafana gayet normal bir durum bu.
0
roket adam
(02.06.21)
(8)

Şifre Saklama Yazılımları

ManikD
Selam RomalılarŞimdi malum hayatımız dijital ortamda şifrelerden oluşuyor, sürekli sızıntılar oluyor. Bunun haricinde zibilyon tane yere şifre ile giriyoruz. Bir yerde sızıntı oldu mu her yer risk oluyor.Şimdi diyorum ki bir password yazılımı kullansam 1password gibi. Önerir misiniz? Artıları ne eks
Selam Romalılar

Şimdi malum hayatımız dijital ortamda şifrelerden oluşuyor, sürekli sızıntılar oluyor. Bunun haricinde zibilyon tane yere şifre ile giriyoruz. Bir yerde sızıntı oldu mu her yer risk oluyor.

Şimdi diyorum ki bir password yazılımı kullansam 1password gibi. Önerir misiniz? Artıları ne eksileri ne? Hangi yazılımı önerirsiniz.

Var mıdır bu konuda fikri-bilgisi olan.
0
ManikD
(02.06.21)
Ben çok tavsiye etmiyorum açıkçası, kendim de (çoğunlukla) kullanmıyorum. Kötü değil, sadece kullanışsız buluyorum. Güvenlik için 2fa ve google authenticator tarzı bir şey yeterli.

Misal benim twitter şifrem 123456 gibi bişey yıllardır, birileri girmeye çalışıyor sürekli, ama 2fa olduğu için içeri giremiyorlar.

Yani şifreniz yine 123456 olmasın da, eğer site 2fa'i düzgün implement etmişse ve mail adresiniz doğru düzgün bir şifreyle güvendeyse sorun olmuyor.
0
plutongezegendegilmi
(02.06.21)
Ben 1password kullanıyorum yıllardır.

+ önemli şifreleri aklımda tutmak zorunda değilim.
+ safari ile bütünleşik çalışıyor. şifre girmem gereken formlarda uygulamayı açmama gerek kalmadan uygulama şifresi ile direkt şifre girebiliyorum
+ hassas şifrelerde ya da aynı yerde kullanılmış şifrelerde uyarıyor

- Apple Anahtar Zinciri kadar efektif değil.
- Bir forma yeni bir şifre girdiğimde uygulamaya otomatik eklemiyor. illa elle girmem lazım
0
himmet dayi
(02.06.21)
keepass kullanıyorum. sap şifresi dahil her türlü şifreyi burada tutuyorum.

Ayrıca backup olarak evernote içinde şifrelerimi manuel olarak da tutuyorum. Evernote bilgisayar telefon tablet hepsinde yüklü ve senkronize.
0
stewie
(02.06.21)
apple keychain kullanıyorum ben de, iPhone - iPad - mac arasında gayet iyi çalışıyor, her siteye farklı şifre atıyor. kesinlikle öneririm bir pass manager kulanmanı.

2fa zaten kullanman şart, destekleyen her yerde açmanı öneririm.
0
roket adam
(02.06.21)
Ben lastpass kullanıyorum yıllardır oldukça memnunum.

Fi tarihinde aldığım bilmemneforum.com sitesine kırk yılda bir işim düştüğünde de her gün sağ olsun bizi giriş yapmaya zorlayan duyuruya girerken de işime yarıyor.

Bir falsosunu da görmedim, geçenlerde ücretsiz kullanıcılara tek cihaz kısıtlaması getirdiler sadece. Ben bir tek bilgisayarda kullandığım için beni etkilemedi.

2FA falan güzel de telefona bir şey oluyor, aniden kapanıyor ve açılmıyor sonra uğraş dur selfie ile hesap valla benim epostalarıyla. Tamamen güvenemiyorum o yüzden 2FA'ye.
0
chicha_v2
(02.06.21)
ben de yillardir 1password kullaniyorum, memnunum bir problem yasamadim.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(02.06.21)
www.enpass.io

çok başarılı. verileri istediğin yerde saklıyorsun, istemezsen saklamıyorsun.

yani hiç bir şekilde çalınma, ele geçme riski yok.
0
bensanadedim
(02.06.21)
Dashlane kullanıyorum oldukça memnunum. Chrome eklentisi ve uygulaması var. Ücretli bu arada. Uygulama üzerinden kayıt olup üyelik alırsan daha uygun bu arada sitedeki fiyattan bilgin olsun
0
jacktheblack
(02.06.21)
(2)

kiralık ev tutmak - salgın

9kuyruklukedi
üniversite öğrencileri bu yıl geri gelip kiralık ev piyasasını değiştirir mi?En uygun fiyattan ev kiralamak için uygun zaman ne zamandır? ankara için sormaktayım, teşekkürler.
üniversite öğrencileri bu yıl geri gelip kiralık ev piyasasını değiştirir mi?
En uygun fiyattan ev kiralamak için uygun zaman ne zamandır? ankara için sormaktayım, teşekkürler.
0
9kuyruklukedi
(01.06.21)
öncelikle sorduğunuz soru muhite, ev büyüklüğüne/tipine vs. göre çok değişken. standartlarınız çok düşükse kışın en uygun fiyata ev bulursunuz Ankara'da. En uygun derken de normalden 100 tl ucuz olur max. Ankara'da normal zamanlarda geçtim uygun fiyata, parasıyla ev bulabilmek bile zordur.
0
giovanne
(01.06.21)
Bu mantıkla ara ara girip 100yıl piyasasına bakıyorum, açıkçası hiçbir değişiklik yok. Yani zaten çok düşmedi fiyatlar, o yüzden geldiklerinde de fazla yükselmez herhalde.

Genelde Haziran ayı epey canlı oluyor, ilk sene gelenler yurtta kalıyor zaten. O yüzden düşünüyorsanız bence elinizi çabuk tutun. Seneye okulların açık olacağını düşünüyorum.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
(12)

insanlar bazı bölümleri neden okuyorlar

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
mesela felsefe. üniversitenin is buldurma kurumu olmadiginin farkindayim ama hayatin bazi gercekleri de var. issizligi bol iibf bolumu dahi okunsa, yarin bir gün o diplomayla is hayatinda bir seyler bulabilme ihtimali daha fazla olur insanin.ne bileyim bir bankacilik sigortacilik bolumu veya univers
mesela felsefe. üniversitenin is buldurma kurumu olmadiginin farkindayim ama hayatin bazi gercekleri de var. issizligi bol iibf bolumu dahi okunsa, yarin bir gün o diplomayla is hayatinda bir seyler bulabilme ihtimali daha fazla olur insanin.

ne bileyim bir bankacilik sigortacilik bolumu veya universite okumadan alinabilecek ustalik egitimi (illa sanayide usta olmaya gerek yok. cam ustasi olsun mesela) bir insanin gelecegi icin daha iyi olmaz mi?

hele ki ustalik veya saglik sektorunde yuksekokul tarzi islerle gencler cok istedikleri yurt disina cok daha rahat gidebilirler.

eger ki bu bölüm sadece ve sadece zevk almak icin (2. universite gibi) okunmuyor ise baska hangi motivasyonla okunuyor? iyi bir iki okuldaki felsefe bolumunu bitirenlerin de ik departmaninda, orada burada veya yabanci dilleri ile ithalat-ihracat departmanlarinda is buldugunu varsayalim. herhangi bir okulda bu bolumu okumanin insana para kazanabilmesi konusunda faydasi dokunabilir mi?

bu arada felsefe aklima gelen ilk ornek. bunu artirabiliriz.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(01.06.21)
Cogu amacsizlik veya bilincsizlikten
0
balpolen
(01.06.21)
bizde üniversite araç olarak değil amaç olarak görülüyor. dünyanın en çok üniversite mezunu veren ülkelerinden biriyiz. adım başı üniversite var ve aileler çocuklarını sırf üniversite mezunu olsunlar diye üniversiteye gönderiyor. hangi bölümün okunduğu ikinci planda kalıyor. o yüzden günümüzde kariyer anlamında hiçbir karşılığı kalmamış bölümler bile rağbet görüyor ama ara kademe elemanı yetişmiyor.
0
sir gawain
(01.06.21)
gelecek planlaması konusunda berbatız. ailelerin kıyaslama yarışı vs.
0
phonex
(01.06.21)
Benim bi arkadaşım 4 sene aileden uzaklaşmak + koca bulmak için puanı düşük dandik bi bölüm (sosyoloji) okudu. Bu kadar net ifade edince ben de çok şaşırmıştım ama dediği gibi de oldu yani, bitirdi okulu, evlendi, evde çocuk büyütüyo şimdi. 10/10 plan. Üç aşağı beş yukarı aynı konsepti/planı anlatan başka arkadaşlar da oldu. TR yani hocam burası, neler neler var.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
İnsanların başka seçeneği yok. Ya gidip avm'de tezgahtar olacak ya da gidip bir okula girecek. Şu " uni okuyacağına meslek öğren " muhabbeti de boş. Bunu diyen insan kesin orta sınıftır ve bu mesleklerden çevresi yoktur. Bu meslekleri öğrenince öyle sandığınız gibi iş bulamıyorsunuz.
0
black mamba
(01.06.21)
üniversiteyi sadece daha iyi bir iş bulmak için okumuyorsan gayet okunabilir her türlü bölüm. eğer para kaygın yoksa üniversiteyi daha çok paara kazanmak için değil kendini geliştirmek için kullanabilirsin.
0
hobarey
(01.06.21)
Çünkü bazı insanların "kendini kurtarması" okuduğu üniversiteye bağlı değil.

Alt/Orta sınıf için dediğiniz gibi öğrencinin okuyacağı bölümün sektörde bir karşılığı bulunması şarttır.

Ancak bazı insanlar sırf kendilerini gerçekleştirmek için okuma şansına sahip. Mesela sektörde karşılığı var diyebileceğimiz Gastronomi bölümünü okuyan, istese babası şimdiden 10 şubeli restoran açabilecek öğrenciler de mevcut. Dolayısıyla bu çocuğun "hayatını kurtarması" için gastronomi okumasına da gerek yok. Ama okuyor. Hatta en iyi bu çocuk okuyor. Zira üzerinde hayatını kurtarma baskısı ile değil, ilgi duyduğu için okuyor.

Uzun sözün kısası, esasen hayatını kurtarmak için okumak sağlıksız olan durum. Sizin dediğiniz kısma MYO'lar bakıyor olmalı ancak işsizlik oranları dolayısıyla işverenlerin arzuları şelale oldu, yüksek lisanslıdan aşağısı başvurmasın ibareleri doldu ilanlarda.
0
armagan abanuz
(01.06.21)
Tercih yapan kisinin 17 yasinda oldugunu dusunursen mantikli karar almasi imkansiz zaten.

Evden uzaklasayim da sonrasina bakariz kafasiyla kaciyorlar.

Hadi felsefe falan neyse belki gercekten meraki vardir.
ben iibf okuyani hic anlamiyorum. 2 tane powerpointe baksa ogrenecegi bilgi icin 4 sene okula gidiyorlar. 10 tane ozgur demirtas tweeti okusan yetiyor iibf'nin toplam mufredati icin.
0
divit
(01.06.21)
"lise mezunu" olmamak için.
0
bohr atom modeli
(01.06.21)
Heykel bölümü mezunuyum. Heykel mezunu olarak bu ülkede iş bulamayacağımı biliyordum. ama yine de bu bir tutkuydu ve yine üniversiteye girsem yine heykel okurum.
0
suicides underground
(01.06.21)
üniversite sana iş vermez üniversite sana bilim öğretir.

sen bunu alır bir işte kullanırsın, kullanmazsın, kitap yazarsın, çiftlik kurarsın o senin bileceğin iş.

türkiye'de meslek okulu ve üniversite karıştığı ve üniversiteler birer meslek lisesine döndüğü için bu soruları sorman normal.
0
duyurukullanıcısı
(01.06.21)
sanat tarihi de böyledir mesela.

hayatı boyunca ne sanat ne de tarihine ilgisi olmamış ve okuldan sonra da olmayacak insanlar öğrenci kitlesinin %95'ini oluşturur. iyimser bir rakam verdim.

amaç @bohr atom modeli'nin dediği gibi "lise mezunu olmamak" oradan ver elini polislik sınavı, kpss ya da küçük bir azınlık için tasavvuf kültüründen bir zat isimli anadolu üniversitesinde kadro.
0
filteria
(01.06.21)
(14)

Bu işe girilir mi? Şirket değerleme sorusu

plutongezegendegilmi
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör. Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgar
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör.

Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.

Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgari ücretli çalışanı var.

Şirketi alırsam ilk sene değil ama ikinci seneden itibaren yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum. Üçüncü dördüncü senelerde falan büyüme maksimum %10 falan olur (enflasyon hariç), çok fazla büyümez. Scalable bi iş değil.

1- Bu işe girilir mi? Yatırdığım parayı yaklaşık 4 senede geri alabiliyorum. 5. sene kâr ediliyor. Sektörü özellikle belirtmiyorum, çünkü merak ettiğim şey sektör bağımsız bu mantığın doğru olup olmadığı.

2- Şu an başka bir şirkette maaşlı çalışanım, yıllık gelirim zaten 500k civarı. Bu işe girersem de en azından iki sene mevcut işten ayrılmayı düşünmüyorum. Beraber nasıl yürüteceğim? Günde 16 saat çalışarak. Yaş 29, tempoyu kaldırırım herhalde.

3- Halihazırda başka bir şirketim/yatırımım daha var, onda da kâr yok, zarar da yok. Ama ona para değil emek yatırarak girdim, para verip ortak olma konseptine yabancıyım.

Bu işe girilir mi? Yoksa 5 sene sonra kazanacağım parayı boşverip mevcut işe, kendimi geliştirmeye mi odaklanayım? Ama mevcut iş benim değil? Ne diyorsunuz?
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Şirket şu an kâr etmiyorsa ikinci sene sonunda yıllık 500 bin kâr getireceği nereden biliniyor, bu kısım açık değil. Girilir ya da girilmez diyecek kadar tecrübem yok ama kâr etmeyen bir şirket için kredi çekmezdim. Az da olsa direkt kâr getiren bir şirket olsa mantıklı olabilir.
0
dissendium
(01.06.21)
@dissendium, ikinci sene sonu kâr bilinmiyor tabi, işi "işler" hale getirebileceğimi düşünüyorum. İşin mevcut sahipleri müteahhit, hiç bilmedikleri bi alana girip kalmışlar.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
1.5 milyonu neye veriyorsun? Kira şerhi mi, kamudan alınan ihale mi, ip mi, nedir yani şirkette para eden?
0
stewie
(01.06.21)
@stewie, kira şerhi var, az biraz da ekipman var, ama asıl olay marka ve halihazırdaki müşteriler. Yani çok iyi durumda olduğu için değil ama sıfırdan başlasam 1,5 milyona bir senede kuramam. 4 milyona (ki o kadar param yok) 2 senede kurarım, 3. sene sonu 1 milyon kâr ederim, roi 7 yıla çıkar. O yüzden ortaklık daha mantıklı geliyor.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Ben olsam bu işte marka değeri müşteri portföyü falan bunlara para vermem. Yani şerefiye sınıfına girecek değerlere para vermem. Çünkü adamlar tıkanmış diyorsun, ben girince iş açılacak daha çok para akışı olacak diyorsun. Bu sadece senin faydana olan bi durum değil. Eğer adamlar gerçekten tıkandılar ve önlerini göremiyorlarsa işi açacağını düşündükleri bir ortaktan marka değeri, mevcut müşteriler vs gibi kalemlerden para almazlar. Eğer bunlardan para almaya çalışarak seni ortak etmek amacında iseler de ya seni koparmaya çalışıyorlar ya da işin içinde başka bi bokluk var iyice boka sarmadan bi kısmını da olsa birilerine kitleyip para kısma derdindeler ytd.
0
mg3929
(01.06.21)
öncelikle bazı girişimcilerin de düştükleri bir hata var. bunu netleştirmek gerekir. şirket; yöneticiler şirketten maaşlarını aldıktan sonra mı kar elde etmiyor yoksa aldıktan sonra mı etmiyor? eğer yöneticiler maaşlarını almadan kar da etmiyor zarar da etmiyor düşüncesi varsa bu zarar demektir.

1- şirket kar elde etmiş olsa girilebilir.
2- iş sözleşmeniz başka iş yapmanıza izin veriyor mu? şirket yönetmek başlı başına bir iş. kenarında kıyısında durarak 20+ kişilik ekibi olan bir şirketi organizasyon kurulu olsa dahi yönetmeniz çok zor.
3- yine aynı şekilde emeğinizin karşılığı olan maaşı alamıyorsanız zarardır.

ticaret, şirket yönetme, çalışan yönetme, organizasyon yönetme, mali işler, hukuki işler vs. tecrübeniz yoksa hiç bulaşmayın. hisse oranında hiçbir şeye karışmadan maaşınızı alabileceğiniz şirketlere yatırım yapın derim.
0
hayal fazlasi
(01.06.21)
@hayal fazlasi,

1- Evet, ortaklar (bilfiil fazla çalışmasalar da) para almıyorlar. O açıdan bakarsak aslında zarar etmiş şirket. Ama elemanların başka işleri de var, bunun başında durmak istemiyorlar zaten. O yüzden yönetimi bana devredip hissedar olarak kalmak istiyorlar.

2- Mevcut sözleşmemle ilgili bir sorun yok. Alakalı ama farklı sektörler.

3- Emeğimin karşılığını başta 2 yıl alamayacağım evet, zaten o yüzden maaşlı profesyonel yönetici bulmak yerine hisseleri bir miktar ucuza satıp yönetimi devretmeye çalışıyorlar. Benim aynı işi sıfırdan kurmam 2-3 kat daha maliyetli olur. Aslında o noktada da yatırımcı var, ama 500k az verip 1 yıl zaman kaybediyorum. Değer mi emin değilim.

4- Organizasyonla ilgili bir sorunum yok. Yorucu olur yani ama altından kalkılmayacak bir iş değil, tecrübem var.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Varan 1- Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor. yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum.
Varan 2- yıllık gelirim zaten 500k civarı.

Yorum: Hocam kafaniz mi karisik, su ikisini yan yana koyunca bana pek mantikli gelmiyor.

Cevap: ROI olarak 4 yil cok iyi. hele ki yillik 500k'lik bir is icin. Realistik ise girilir ama sizin yerinizde olan birinin bu riski almasi mantiksiz.
0
Sebastian
(01.06.21)
Şu ortamda döviz kazanmayan bir şirkete yatırım, çok mantıklı değil.

"Ben şirketi ayağa kaldırınca ihracata başlayacağız, döviz gelecek" diyorsanız, denenebilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(01.06.21)
Dostum yanlış anlama ama bu soruyu sorman bile bu tarz işlere girmemen gerektiğini gösteriyor. Yönetim / finans bilmeyen yazılımcıların açtığı unicorn niteliğindeki şirketler hariç kesinlikle bu teklif kabul edilmez. Hiç bir aklı başında iş adamı, seneye 500 bin tl kar getirme potansiyeli olan bir işi 1.5 milyon liraya satmaz. + olarak kar etmeyen bir müşteri kitlesi de para etmez. Şu an ben şirket kurar, her şeyi maliyetine satarsam bir sürü müşteriye ulaşırım mesela, ama bu (şirketi satmayı düşündüğüm bir yazılım işi dışında) mantıklı bir iş yaptığımı göstermez. Fiyatları azıcık yükseltince mesela müşteriler kaçar gider. Eğer 1.5 milyon içinde makinalar, gayrimenkuller vs olsaydı yine düşünebilirsin derdim. Ama bu şartlar altında mayın tarlasına giriyorsun diye düşünüyorum.

Bence bu tarz işlerde çalışan olarak (özellikle de yönetici koltuğunda mümkünse) biraz vakit harcayıp sonrasında böyle şeyler araştırmanı öneririm, aksi takdirde ciddi zarar edebilirsin bu örnekte olduğu gibi. Hatta onu da boşver, anlış hatırlamıyorsam IT / yazılım işindesin, zaten müthiş gelişen ve önü açık bir iş,, 5 seneni ıvır zıvır geleneksel non-scalable işlere gömüp yurdum ticaret insanı ile muhattap olup kendini yıpratmandansa bu emek ve parayı kendi alanına yatırıp bambaşka bir pozisyonda olabilirsin diye düşünüyorum.
0
roket adam
(01.06.21)
Böyle şirket değerlemesi olmaz. Bu değerleme üzerinden de yatırım kararı verilmez.

2. maddedeki olayı yapmak imkansız gibi olabilir. İnsanın kendi işi 24 saatini alır.
0
dougsampson
(01.06.21)
anlamadığın sektöre para yatırmak ilginç bir karar olabilir ama cevaplardan bir ikisinde bahsedilmiş, şirketin bilançosunu dikkatli okumak lazım. bir mali müşavir ile birlikte incelemenizde fayda var. mesela bizim şirket aslında ciddi kar ediyor ama bilanço okumayı bilmeyen birisi şirketin zarar ettiğini sanabilir çünkü döviz kredimiz nedeniyle kur farkı zararı görünüyor. halbuki gelirimiz de döviz olduğu için kur farkı zararından etkilenmiyoruz aslında.

zaman içinde kendiniz şirkette yönetici olarak çalışmaya başlama imkanınız var mı?
0
co2s2
(01.06.21)
itü çekirdek express' e kabul almış bir proje ile ilgilenirseniz görüşelim :)
0
duyulmasi gerektigi kadar
(01.06.21)
Yılda 500k karlı iş için yıllık 500k maaştan vazgeçilmem.
0
burfak
(01.06.21)
(7)

Yüklü Arabayı Hangi Devirde Kullanmak Gerek?

onkiloversemtamamım
1.2 75 bg düşük hacimli arabayla bi 40 km yapacağız. 6 kişi olcaz, 480 kg desek, fabrika verilerinde de max 490 kilo yaziyor. Motora sanzimana cok yuk bindirmek istemiyorum. Dusuk hizda yuksek viteste mi kullanmak dogru yoksa dusuk vites yuksek devirde mi?tesekkurler
1.2 75 bg düşük hacimli arabayla bi 40 km yapacağız. 6 kişi olcaz, 480 kg desek, fabrika verilerinde de max 490 kilo yaziyor. Motora sanzimana cok yuk bindirmek istemiyorum. Dusuk hizda yuksek viteste mi kullanmak dogru yoksa dusuk vites yuksek devirde mi?

tesekkurler
0
onkiloversemtamamım
(31.05.21)
Sesinden anlarsın.
0
westblack
(31.05.21)
Dusuk vites yuksek devir
0
chavezding
(31.05.21)
motora şanzımana yük her türlü binecek. zaten yüksek vites düşük devirde gidemezsin, boğulur motor. düşük vites yüksek devirde bağırta bağırta gideceksin işte.

bu arada 1.2 75 bg olup 6 kişi alan bu aracı merak etmedim değil :)
0
roket adam
(31.05.21)
Bu soru ve cevaplar ciddi mi :) 1.2 75 bg arabam var. Hayvan gibi dolu halde her yere gittim. 40 km yol mu bı kere. Soruyu yazdığın 30 sn'e değmez

2,5-3 arası devir iyidir
0
abuzer
(01.06.21)
Hocam 1.3 75 bg doblo ile 11 kişiyi (600-700 kg falandır) 500km taşımıştım bir seferinde, yokuş çıkarken bazen vitesi 4'e düşürmem gerekti ama o kadar. 40 km için germe kendini.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
@abuzer ciddili sordum ya çok güvenemedim çünkü arabaya.
0
🌸onkiloversemtamamım
(01.06.21)
Abi araba sürmek öyle bir şey degil ki. Gaza bastığın halde araba hızlanmıyor, aksine yavaşlıyorsa vites küçültürsün. Bu kadar basit. Devir saatine bakarak araba sürülmez. 5. vites 1500 devirde de gayet gider araba. İlla 3 bin devirde olacak diye bir şey yok. Önemli olan 1500 devirde iken gaza basma dereceni artırdığında devir yükseliyor mu yükselmiyor mu? Yükselmiyorsa çek 4'e. Bunu gaz pedalı ayağının altındayken anlarsın.
0
himmet dayi
(01.06.21)
(19)

Tıp niye gelişmiyor?

ir mania
Yapay diş yapamıyor saç çıkartamıyor. Ama mühendisliğe bakıyorsun uzaya gidiliyor dünyayı yok edecek bombalar yapılıyor. Teknoloji insan vücuduna gelince neden bu kadar ilkel? Şimdi diyeceksiniz geçmişe bakarsan çok gelişmiş. Bence hala çok ilkel lens takıp çıkarmak bile.
Yapay diş yapamıyor saç çıkartamıyor. Ama mühendisliğe bakıyorsun uzaya gidiliyor dünyayı yok edecek bombalar yapılıyor. Teknoloji insan vücuduna gelince neden bu kadar ilkel? Şimdi diyeceksiniz geçmişe bakarsan çok gelişmiş. Bence hala çok ilkel lens takıp çıkarmak bile.
0
ir mania
(31.05.21)
Süreçler uzun olduğu için, çok para harcanması gerektiği için ilerleme de yavaş oluyor. Bir noktadan sonra hızlanır diye umuyorum. (bkz: crispr)
0
hayirsiz
(31.05.21)
ilaçlar için denek olmak isteyen kaç kişi bulabilirsin ki*
0
sutlu nescafe
(31.05.21)
Gayet gelişiyor. Organ nakli, bypass, stent, kalp pili, lazerle göz ameliyatı gibi onlarca gelişmiş seçenek var.
0
dissendium
(31.05.21)
Daha ne kadar gelişsin 60-70 sene önce en ufak bi mikrobik olayda ölüyordun antibiyotiği buldular ömrün belki de 50-60 sene uzadı, bu bence yeter, ayrıca ilkel bir durum da değil, saç da çıkmasın ne olacak. Ayrıca saç dökülmesi bi hastalık ya da medikal bir sorun değil tıp niye bununla uğraşsın. Ha çok istiyorsan dihidrotestosteronu baskılarsın saç dökülmesi tamamen durur, çok da basit bir olay bu işi gören prostat ilaçları var, tıp buna da bi çare bulmuş aslınsa.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(31.05.21)
@kaleci yapay diş var mı hocam veya numarası ayarlanabilen çıkarıp takmak gerekmeyen lens. Bu ikisi en basit şeyler onlar bile yok.
0
🌸ir mania
(31.05.21)
Çünkü mühendisliğin konusu olan materyal ile bir canlı olan insan vücudu çok farklı.
Vücut basit bir denklem, bir formül değil.
Her şeye karşın, insan yaşamını uzatan bir sürü gelişme oldu.
0
pro9it9is9
(31.05.21)
para.

kaliteli bir araba düşünelim. üretildiği zaman onbinlerce euro masraf yapıp üretip karıyla beraber satabilirsin. teknik olarak alıcı sayın 7 milyar insanın tamamı. saç vs için o geçerli değil. kafadan dünyanın yarısını ele kadınların ciddi bir dökülme derdi yok. erkeklerin de %30-35'i kel kalıyor. bunların da yarısı bunu dert ediyor. totalde %10 yapmıyor.

yani genel olarak teknolojik gelişmeler (otomotiv telefon iletişim vs) potansiyel müşteri olarak 7 milyara hitap ederken tıbbi gelişmeler o kadar yüksek insan sayısına erişemiyor.
0
avatar is back
(31.05.21)
dental implantlar yapay diştir
0
ceketimi alip cikcam
(31.05.21)
@ceket hocam porselen onlar yahu ben anlı kanlı dişten bahsediyorum
0
🌸ir mania
(31.05.21)
İmplant var işte diş için daha ne yapsınlar, yani yapay karaciğer dalak böbrek üretiyorlar da diş mi üretemiyorlar? Onun dışında göz gibi hassas bir organa takıp çıkarma zorunluluğu olmamayan bir lens icat etmeye çalışmak sence mantıklı mı, bilim bunun için neden uğraşsın sen vücut için yabancı bir cismi alıp göz gibi hassasiyeti yüksek bir organa sürekli takmak istiyorsun, bunun hiçbir anlamı yok.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(31.05.21)
Ar-ge yerine halk sağlığına ayrılıyor bütçe o yüzden. Bir hastalığın tedavisi üzerine çalışmaktansa hastane açıp insanlara sağlık hizmeti vermek daha kazançlı geliyor.
0
bana kedicik derdi
(31.05.21)
diş için implantlar gayet yeterli ve kabul edilebilir bir kalite sunuyor. daha ötesi için uğraşmanın çok bir manası yok.
saç konusunda da saç ektirme teknolojileri fazlasıyla ilerledi.
lens dediğin şey de mucizevi bir madde, malzeme mühendisliğinin son noktası. kalıcı lensler de mevcut, katarakt vs için kullanılıyor mecbur kalırsan.
yani özetle tıp şu an 20 sene önceye göre bile inanılmaz bir noktada. bundan 70-80 sene önce ortalama yaş 40 falanmış yani öyle düşün.
0
roket adam
(31.05.21)
(bkz: crispr) Scissors diye google’dan makaleleri oku bence
Yapılan buluş mars’a gitmekten bile çok daha önemli

Bence sen dünyayı takip etmiyorsun
Bu konularla ilgili dünya çapında harika siteler var
Ekşi sözlük’te gündem olmaz, basında da gündem olmaz
Biz Sedat peker’le yatıp, süleyman soylu ile uyanıyoruz, euro’yla, dolarla, işsizlikle uğraşıyoruz, dünya bambaşka şeyler konuşuyor maalesef
0
otopsicocugu
(01.06.21)
1) mühendisliğin birçok dalında, askeri harcamalar kapsamında nerdeyse sınırsız bütçe ve kadro ile araştırma yapılıyor.
uzaya gidilebilmesi için hibe edilen askeri bütçeyi, son 50 senede tıbbi araştırmalara versek gözümüzden süpermen lazeri bile çıkardı.

2) tıbbın ilerlemesini sağlayan temel araştırmalar büyük oranda hemen para kazandırmıyor. aziz sancar mesela dna'nın kendini tamir etme mekanizmaları için çalışıyor. bu temel bilgidir. bu bilgiyle birilerinin para kazandırcak bir ilaç üretip satması belki 20 sene alacak. durum böyle olunca büyük şirketler temel tıbbi araştırmalara harcama yapmıyor. ancak aziz hoca gibi idealist hocalar, üniversitenin kuş pipisi kadar bütçesiyle birşeyler üretmeye çabalıyor.

ama diğer mühendislik alanlarında yapılan çalışmalar kısa sürede para kazandırm apotansiyeline sahip. sermayede o araştırmalara akıyor haliylen.

3) birde insanlar aslında uzun yaşamı, sağlıklı yaşamı falan önemsemiyor. takmıyorlar. en basitinden şu pandemi ortamında bile en önmeli kriter d vitaminini belli seviyede tutmak, c vitamini ve çinko almak. toplumun yüzde kaçı umursuyor bunu ? mehmet öz bu üçünü özellikle tavsiye etti, türkçe video yayınladı, kimin umrunda ki ? insan ömrünü uzattığı bilinen antioksidanlar var, eczanelerde sigara fiyatına satılıyor. git sor kaç tane satılıyormuş.
0
aslindasorunumpsikolojik
(01.06.21)
Mühendislikte yatırımın çoğu özel sektörden geliyor, tıpta devlet/kamu üzerinden. Bence temel sıkıntı bu. Yani bütçe farkı da vardır, ama tıbbın çok daha sıkı bir şekilde regüle edilen bir sektör olması gelişmesini engelliyor diye düşünüyorum.

Ha tıbbı tamamen özelleştirmek mantıklı mı? Değil. Düzgün bir şekilde yapılması da imkansıza yakın bence, ama bu sebepten dolayı gelişme hızı düşük.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Teknoloji ilkel değil, bence siz tıp bilimini sadece biyomateryaller bakımından değerlendiriyorsunuz. Yapay diş dedikleriniz porselen değil, içeriğinde opaklıktan mukavemete kadar bir çok özelliği etkileyen malzemelerin karışımı. Ama sonuçta yapay bir malzeme ve dişin yerini almak için de gayet yeterli bir çözüm sunuyor aslında. kaldı ki, hücre doku kültürü ile kulak yapıyor insanlar, mesele malzemeyi laboratuvarda yapmakla bitmiyor. vücudun kendine ait bir bağışıklık sistemi var, siz dışardan neyi verseniz kendinden değilse reddediyor. öyle olmasaydı, insandan alınan organlar, kan, kemik iliği başka insanın bedeninde reddedilmezdi. bu konuda bile, kontrollü olarak insan kanındaki tüm bağışıklık hücreleri sıfırlanarak kemik iliği nakilleri yapılıyor.
Onlarca ilaç araştırmasında görev aldım, yaklaşık 50 tane de tıbbi cihazın kapsamlı raporlamasını yapmışımdır.b en bile bu kadar işin içindeyken hala önüme yeni bir üretim teknolojisi, yeni bir tedavi/tanı yöntemi geldiğinde 'ulan tıp ne kadar ilerlemiş' diyorum. kanser hücrelerinin üreme yollarını tıkayan akıllı ilaçlar yapılıyor, ultrasonik patlama yaratarak (böbrek taşının kırılmasındaki mantık) damar içine gönderilen ve oradaki tıkanıklığı açan stentler yapılıyor (bakınız damar içi gibi incecik bir alandan bahsediyoruz), bunların haberleri yapılmıyor diye ilerleme olmadığını düşünemeyiz.

mesela verdiğiniz örnek, numarası değişen lens... neden olsun ki, mevcut optik camlar, farklı materyallerden üretilen yumuşak/sert lensler ve oftalmolojik cerrahi laser uygulamaları bu sorunların çözümü için yeterli seçenekler sunuyor. numarası değişen bir lens olsa, şimdiki lensler kadar saydam, ince, esnek ve geçirgen olabilir mi? laser bile her göze uygun olmadığı için farklı kornea özelliklerine uygun çeşitli cihazlar geliştirildi. neden bu kadar insan ve para kaynağı saç çıkarmak için harcansın ki? tabii ki firmalar da çok masum değil ama saçsızlıktan ölen yok sonuçta... göz cerrahisinde kullanılan o kadar mikrocerrahi alet var ki, bunların gelişimini ve ne işe yaradıklarını okumak bile' oha bunu da mı yapıyorlarmış' dedirtiyor.

bu arada mühendislik bu kadar ilerledi derken aslında tıptaki bu gelişmeleri yine mühendislerin ve doktorların birlikte çalışarak sağladığından habersizsiniz sanırım. tıp mühendisliği, genetik mühendisliği, biyomalzeme mühendisliği diye bir çok alan var. Biyomalzeme konusu hem çok geniş, hem de yukarıda belirttiğim gibi vücudun savunma sistemi tarafından sınırlanan bir alan. Malzemeyi laboratuvarda geliştirseniz bile biyouyumlu olması için birçok testten geçmesi gerekiyor, sitotoksisite, genotoksisite, mutajenite, akut ve kronik toksisite, kan uyumluluğu gibi bir çok test var ve seramik, metal veya diğer canlılardan elde edilen biyomalzemeler de dahil hepsi için %100 biyouyumluluk mümkün değil.
0
curukturpkokusu
(01.06.21)
Özne insan olduğu zaman gelişmeler diğer alanlara göre çok daha yavaş oluyor hocam. Kendi alanımdan örnek verirsem, yapay zeka dünyada son 10 yılda müthiş bir yol katetti. Ancak bu yapay zeka uygulamalarının öznesi insan olan ürünlere entegre edilmesi hala büyük bir problem. Örneğin otonom kara araçları hala insan ölümlü kazalara neden olabiliyorlar. Ya da microsoft yarattığı yapay zekalı twtitter botunu, insanlar tarafından istismar edildiği gerekçesiyle yayından kaldırmak zorunda kalıyor. Ya da hala otonom savaşçı iha/sihalar etkin bir şekilde kullanılamıyor, ufak bir hata sivil insanların/kendi askerlerinin ölümüne neden olabilir.

Tıp biliminde de yaşadığımız süreçte bir aşı geliştirmek bile aylar süren deneylerden sonra ortaya çıkıyor, çünkü her türlü yan etki belirlenmek zorunda ve öznesi insan.
0
ciagra
(01.06.21)
Tıp hatta genel olarak bilim birilerinin elinde tekel durumdadır .
Gelişen de tıp değil tıp endüstrisidir. Konu insana çip yalmaya kadar gelmişken bu zamanda kontrolü kimlerin ele alacağı konuşulmuyor .
Dünyanın bir farklı yerindeki araştırma buluş ve deneyler aslında birbiriyle bağlantılı ve belli bir amaca hizmet etmektedir. Haberler bize ayrı ve parçları birbirinden bağımsız gibi verildiğinden bu parçaları birleştirmek ve anlamlandırmak için ayrıca bilgi temelli alt yapı gerekiyor.

Gen araştırmaları şu an insana zararlı olarak ilerliyor.
insanı değiştirme ve topraktan/doğasından uzaklaştıran her şey temelde insana zararlı olmakla birlikte daha yeni/güncel/zaman uygun ve bilimsel olarak sunuluyor.
İnsanın kendisi şu an bilimsellik adı altında işgal edilmiş durumda.
Bazı Tedavi yöntemlerinin kendisi bizzat hastalık hatta ölüm sebebi oluyor.
Bir ilaç şirketinin vaadleriyle bir doktorun her daim o ilaç şirketinin ilaçlarını reçeteye yazmasına "tedavi " denebilir mi?
Hasta olan insan, aslında böyle bir ortamda ilaç müşterisi olduğunu ne zaman anlayacak?
Evet güzel çalışan sağlık görevlileri de var ama sorun arızalı olanlardan başlıyor zaten.

www.hurriyet.com.tr

www.winally.com

Caps:

i.hizliresim.com

araştırılırsa yok hipokrat yemini yok etik yok tıp ahlakının da
birer örtü ve bir yere kadar olduğu görülür.
0
Erva
(01.06.21)
Nasıl yani? Daha ne kadar gelişsin?Atatürk için diyoruz ya çok erken vefat etti diye. Öldüğünde 57 yaşındaydı. Erken vefat etmedi aslında, o yıllarda yaşam süresi o kadardı. Şimdi 80 civarı. Ortalama yaş süresi 25 yıl artmış, çok çok çok büyük bür gelişme bu.

İmplantı begenmiyor, kanlı canlı diş istiyorsun ya o aslında sıfırdan kanlı canlı insan yaratmak demek. Henüz robot aşamadındayız.
Açıkçası bu soruyu sorman yaşının çok genç olduğunu(20 nin altında) ve herhangi bir bilimin akademik olarak içinde olmadığını düşündürüyor.
0
sumuklu asilzade
(01.06.21)
(6)

Full remote şirket hakkında bir soru

there are too many yobaz
Merhaba arkadaşlar;Bugün bir firma ile görüşme yaptım. kendileri full remote olarak devam eden bir firma. Daha önce böyle bir firmada çalışmadığım için soruyorum, yazılım için gerekli donanımları genelde şirketler karşılıyor mu? yoksa karşılanmaması çok ender bir durum mu? bilgisayar dahil.
Merhaba arkadaşlar;

Bugün bir firma ile görüşme yaptım. kendileri full remote olarak devam eden bir firma. Daha önce böyle bir firmada çalışmadığım için soruyorum, yazılım için gerekli donanımları genelde şirketler karşılıyor mu? yoksa karşılanmaması çok ender bir durum mu? bilgisayar dahil.
0
there are too many yobaz
(31.05.21)
tabii ki karşılıyorlar. bilgisayar dışında ihtiyacınız olan monitör, trackpad gerekli kablolar vs. iş yaparken kullanılan ne varsa karşılamak zorundalar zaten. bazısı çalışanına değer vermez istediği monitörü bile almaz ama yazılım şirketleri değil daha çok yazılım departmanı olan şirketler yapar bunları.
0
golgi aygıtı
(31.05.21)
karşılarlar ama süresini kısaltmak için bastırman gerekebilir.
0
makarnavodka
(31.05.21)
Valla kesin bisey soylemek imkansiz. Turlu turlu yazilim sirketi ve onlari yoneten de turlu turlu insan var. Adam 'ben karsilamiyorum, isine gelirse' diyebilir ki oyle dusuk olasilik da degil bu. O yuzden bunu direkt firmaya falan sor.
0
j r r tolkien hayrani
(31.05.21)
teşekkürler arkadaşlar. zaten sormamın amacı bu, işe acil ihtiyacım yok, sadece teklif geldi diye görüşmek istedim işyeriyle. fakat donanımların karşılanmadığı söylendi. aslında yeterli donanımım var diye umursamadım ama benim gözümde elemana verilen kaliteyi gösterir bu. gerçi remote olduğu halde yemek kartıyla aylık ücret veriyolar ekstra ama eğer genelde donanım karşılanıyorsa, süreci daha fazla uzatmadan geri çekileceğim.
0
🌸there are too many yobaz
(31.05.21)
Şirkete göre değişiyor +1

Ayrıca şirketin donanım vermemesi kötü bir şey değil. Ben yazılımcının "iş" dışında da kod yazmasını bekliyorum, o yüzden de zaten kendisine en uygun bilgisayarı almış olmalı ve şirketin vereceği laptop'ı beğenmemeli vs. Yani bu senin üretim aletin ve kişisel bir şey, bu konuda şirkete bağlı kalmak, bağımsız olmamış olmak kötü bir şey. Aday yeni mezun veya junior'sa değişir tabi.

Şirket donanım göndermiyorsa para da isteyebilirsin, ben öyle yapmıştım. Şimdi iş değiştirdim, şirketin bilgisayarını değil kendi bilgisayarımı kullanıcam, çünkü şirketin verebileceğinden daha iyi. Şirketten yine para istedim, onunla da ayarlanabilir masa vs. alıcam.

Çok spesifik bir iş değilse donanımına kendin karar ver yani, daha iyi öylesi.
0
plutongezegendegilmi
(31.05.21)
şirkete göre değişiyor, şirketin kalitesini değil tercihini gösterir. byod denen bir politika var, bring your own device. genelde maaşa yansıtırlar bu farkı, kendi bilgisayarını alırsın. bu şirket kalitesiz diye olumsuz düşünme yani, gayet normal bir şey bu.

son 3 işyerinde de şirket laptopu yerine kendi bilgisayarlarımı kullandım mesela, şirket laptopları öylece durdu kenarda hep. tercih meselesi.
0
roket adam
(31.05.21)
(8)

Empatik bakan bi bakış açısına ihtiyacım var galiba

ramazanali
İyi geceler...Kendimce ilginç bi durum yaşadım. Bugün boş bi vaktimde twittera girdim kız arkadaşımın sayfasına bakayım neleri beğenmiş diye bi beğeni sekmesine bastım.Aha o da ne bildiğin porno beğenmiş.Yanlışlıkla beğenmiş o konuda eminim çünkü öyle rahat biri değil.Şok oldum şaşırdım uyarmak isti
İyi geceler...
Kendimce ilginç bi durum yaşadım. Bugün boş bi vaktimde twittera girdim kız arkadaşımın sayfasına bakayım neleri beğenmiş diye bi beğeni sekmesine bastım.
Aha o da ne bildiğin porno beğenmiş.Yanlışlıkla beğenmiş o konuda eminim çünkü öyle rahat biri değil.Şok oldum şaşırdım uyarmak istiyorum ama utanmasını da istemiyorum. İlişkimiz uzaktan başladı uzaktan devam ediyor şimdilik.Samimiyet noktasında bazı çerçeveleri hala koruyoruz rahat bi şekilde gir beğenilerine bak böyle böyle olmuş diyemiyorum o yüzden.
Twittera giremiyorum bi denesene filan dedim ben giriyorum dedi. Sekmelerde sıkıntı var benim dedim direkt sekmelere baksana sen de diyemiyorum benim gördüğümü bilsin istemiyorum.Ama beğenisinin öyle kalması da iyi değil.Çalıştığı il milli eğitim müdürlüğü filan takip ediyo.HEsabı kilitli zaten 17 takipçisi var.
Ne yapsam şimdi direkt söylesem sabah sen ima ettin söylemedin niye söylemiyosun diyecek suçlu olucam ama ben de çekiniyorum.
0
ramazanali
(29.05.21)
"Hesabına virüs mü bulaşmış, böyle bir şey gördüm..." diye girebilirsin konuya. "Yoo bilerek beğendim" derse bilmediğiniz bir yönünü öğrenmiş olursunuz.
0
plutongezegendegilmi
(30.05.21)
ben olsam direkt söylerdim. aslında şuraya takıldım "İlişkimiz uzaktan başladı uzaktan devam ediyor şimdilik" yüz yüze görüşmeden mi sevgili oldunuz?
0
jelly bear
(30.05.21)
"twitter hesabinda soyle bir like gordum hacklenme olaylari da bu ara cok artti surekli goruyorum ben de dun tirstim bir tuhaflik var gibiydi sifremi degistirdim sen de bir kontrol et sifreni degistir istersen"
0
la lykia
(30.05.21)
twitter'da takip ettiğiniz kişilerin bazı beğenileri ana sayfanıza düşüyor zaten. "xxx kişisi beğendi" diye.

bence "ana sayfama düştü" diye söyleyin. girdim baktım demek yerine. rahat biri değil demişsiniz. başkalarının da görmesi onu daha da rahatsız edebilir bu yüzden erkenden söyleyin bence.
0
ilgeru
(30.05.21)
@ilgeru mantıklı konuşmuş. virüs falan komik durur, ne amaçla sorduğun çok belli yani :d
0
bir kum tanesindeki atom alti parcacik
(30.05.21)
Yaslar kac bilmiyorum ama dolayli yoldan soylemek de biraz tuhaf kacabilir. Utanmasini istemiyorsunuz ama virus mu girdi acaba diyerek konuyu acmak ve ancak bu sekilde onun sayfasina dusebilecegine ihtimal vermek bu durumu ona yakistiramadiginiz izlenimi birakabilir. Bence siz ne kadar direkt olursaniz olay o kadar normallesecektir.

Bu arada diger siteler yasak oldugu icin Twitter'da adult icerik izleyen insan sayisi az degildir. Uyarirsaniz o da daha dikkatli olur sonrasinda.
0
pike
(30.05.21)
Ben neden bu kadar kasıldığını anlamadım. Doğrudan söyle porno beğenmişsin diye. Herkes bakıyor çok sorun değil, öyle kurum vs de bakmaz ayrıca.
0
Hallegadola
(30.05.21)
Söyle geç. ne olabilir ki?
0
westblack
(30.05.21)
(1)

Deniz salyası varken balık yemek

condom kurşunu
Mantıklı bir iş olur mu? Kıyıda tutulmuyor neticede balıklar ama derinlere de sirayet ediyordur herhalde.
Mantıklı bir iş olur mu? Kıyıda tutulmuyor neticede balıklar ama derinlere de sirayet ediyordur herhalde.
0
condom kurşunu
(29.05.21)
Deniz salyasının çoğu derinlerde zaten. Ben Marmara'dan yakalanan hiçbir balığı yemiyorum uzun süredir. Zaten pek balık da kalmadı artık.

Balıkların hangi mevsimde hangi denizden çıktığını bilmek lazım bi de. Mesela şuan levrek alırsanız muhtemelen karadeniz levreğidir. Ağustos - Eylül gibi Akdeniz levreği çıkar. Şu an çipura yiyebilirsiniz, ya da norveç somonu alın kafanız rahat etsin. Midye falan aman diyim.
0
plutongezegendegilmi
(29.05.21)
(8)

Ankara Antalya İçin Hangi Güzergah?

onkiloversemtamamım
Merhaba, Ankara'dan Antalyaya gitmek için Konya üzerinden giderken yol 100 km daha kısa ama daha kötü ve dağlık, Afyon üzerinden ise yol daha temizmiş. Hangi güzergah tercih edilmeli? Varış zamanı çok fark ediyor mu?
Merhaba, Ankara'dan Antalyaya gitmek için Konya üzerinden giderken yol 100 km daha kısa ama daha kötü ve dağlık, Afyon üzerinden ise yol daha temizmiş. Hangi güzergah tercih edilmeli? Varış zamanı çok fark ediyor mu?
0
onkiloversemtamamım
(29.05.21)
alanya-manavgat tarafına gitmeyecekseniz kesinlikle afyon üzeri gidin. konya üzeri yol iyi değil. yol üzerindeki tesisler bile afyon yolunda daha iyi. dikkate değer zaman farkı olmaz.
0
ada meltemi
(29.05.21)
Manavgata yakin yere gideceğiz serik'e ama dedigin gibi cok zaman farki olmayacaksa duzgun yoldan gitmek daha mantikli
0
🌸onkiloversemtamamım
(29.05.21)
6saat 29 dakika konya üzerinden
konyaya kadar güzel, sonrası ise bol kazasıyla meşhur. böyle diyip bok atmayım ama riskli diyelim.

6saat 59 dakika afyon burdur bucak üzerinden.
oldum olası afyon üzerinden giderim. rahat yol.
0
qxgviper
(29.05.21)
afyon +1
0
plutongezegendegilmi
(29.05.21)
Her iki yolu da kullandım. Konya'dan sonra yol virajli ve yorucu. Şoförlük durumu nasıl bilmiyorum ama kamyon ve tır sollamak için risk almak gerekiyor bu yolda. Isparta-antalya arasındaki yol buraya kıyasla otoban gibi.
Yarım saat fark varsa yukarıda yazıldığı gibi konyadan gitmeye değmez.
Ben virajli yolu daha çok sevdiğim için giderdim ama o başka :)
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(29.05.21)
serik'e afyon üzeri makul.
0
helenart
(29.05.21)
Isparta ve konya güzergahı dağlık. Afyon, burdur- bucak istikameti daha düz bir yol. O yollardan çok gittim geldim.
0
komando kani var bende
(29.05.21)
Afyon üzeri git demeye geldim.
0
primetime
(29.05.21)
(3)

Yerleşim yeri olarak "bük" ne demek?

etna
Türkbükü, Akbük gibi yerlerdeki bük'ün bi anlamı var mı?
Türkbükü, Akbük gibi yerlerdeki bük'ün bi anlamı var mı?
0
etna
(29.05.21)
biz karadeniz'de su kenarlarındaki düzlüklere bük deriz.
0
iddaaci
(29.05.21)
Karabük de var aynı şey mi bilmiyorum. Nişanyan Sözlüğe göre

"Eski Türkçe bük "1. köşe, büklüm, 2. engel, 3. fundalık, sık çalılık" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe bük- "boğulmak, iki büklüm olmak" sözcüğü ile eş kökenlidir."

"sözcüğün ana fikri "boğum" veya "büklüm" olmalıdır. Güncel Anadolu ağızlarında 1. "körfez", 2. "gölcük", 3. "fundalık, çalılık" anlamları görülür."

www.nisanyansozluk.com
0
plutongezegendegilmi
(29.05.21)
Egede ufak koylara deniyor.
0
bigbadabum
(29.05.21)
(7)

Dövme ile alakalı bir kaç soru.

phiphi
Koluma yaptırmayı düşünüyorum dövmeyi ama ne gibi bir problem yaşarım sizce ? Güneş görmemesi falan mı gerekiyor acaba ?Ek olarak çok uzun süre düşündüm bunun için ve tamamen estetik katacağını düşündüğüm için yaptırmak istiyorum, yani öyle anlamı falan yok. Genelde anlamı olmayan dövme sıkar vs de
Koluma yaptırmayı düşünüyorum dövmeyi ama ne gibi bir problem yaşarım sizce ? Güneş görmemesi falan mı gerekiyor acaba ?

Ek olarak çok uzun süre düşündüm bunun için ve tamamen estetik katacağını düşündüğüm için yaptırmak istiyorum, yani öyle anlamı falan yok. Genelde anlamı olmayan dövme sıkar vs deniyor buna katılıyor musunuz ?

Teşekkürler.
0
phiphi
(28.05.21)
Güneş görmemesi olayı yapıldıktan sonra bi iki hafta falan. Onun dışında uzun zamandan sonra elbet solacaktır. Anlamı olan da olmayan da sıkar. Bazısının sıkma gibi bi şansı yoktur (eş,dost,aile temalı olanlar)
0
olaylar olaylar
(28.05.21)
dövmeler deri altına zerk edilen mürekkep. güneş görünce solmaz ama yıllar içinde vücut zamanla mürekkebi parçalıyor yabancı madde olduğu için. bu yüzden silikleşecektir. bununla ilgili youtube videoları var. ilk yapıldığında beş yıl sonra karşılaştırması vb. gibi.

dövme severim iğne korkusundan yaptırmam. bazı insanlar görüyorum evlilik yıldönümü, tanışma yıldönümünü falan yaptırıyor romen rakamıyla. bir ara çok modaydı. sonra o dövmelerin üstünü kapatma dövmeleri almaya başladı. dövme sildirme sektörü de iyi ivme kazandı. sıkılıp sıkılmama olayı kişiye göre değişir o sana bağlı.
0
phonex
(28.05.21)
pardon soruyu eksik sormuşum, izmir’de yaşıyorum yazın yaptırılır mı diyecektim malum havalar çok sıcak.
0
🌸phiphi
(28.05.21)
Ya bi sorun çıkıp çıkmaması cilt tipiyle alakalı bir şey, biz ne dersek boş. Ben yazın yaptırdım mesela, arkasından ne güneş kremi, ne suya değmesin falan hiçbir şeye dikkat etmedim, hiçbir sorun da olmadı. Kardeşim yaptırdı, her şeye azami dikkat etmesine rağmen yara oldu kabuk bağladı falan. Kısmet biraz o işler.

Ben sevdiğim bi müzik grubunun logosunu yaptırmıştım, 11 yıl olmuş, grubun sonraki albümleri rezil olduğu için içimde hafif bir burukluk var ama sıkıldım diyemem.
0
plutongezegendegilmi
(29.05.21)
Yaz başında değil de sonbaharda falan yaptırmayı öneriyorlar aslında (dövmesizim, yıllardır gaza gelip gelip vazgeçiyorum, gaz dönemlerinde araştırıyorum) ilk yapıldığında güneşten ne kadar uzun süre korursanız solma/dağılma gibi bozulmaları o kadar engelliyor ya da geciktiriyorsunuz.
0
kobuzchu kiz
(29.05.21)
Ben kışın yaptırmıştım o yüzden yazın nasıl olur bilmiyorum. Benim kışın kaşınmıştı baya belki terle, sıcakla rahatsız olursunuz.

Ben de anlamlı dövme sevmiyorum açıkcası. Şu anki dövmemin anlamı yok estetik için yaptırdım, sonraki dövmelerim için de estetik görünenlere bakıyorum. Sıkılıp sıkılmamak size bağlı biraz. Dönemin moda, klişe işlerini anlık beğenerek yaptırırsanız sıkılabilirsiniz.
0
jazzabel
(29.05.21)
Yazın dövme yapılması pek uygun değil bence o iyileşme tam oturma döneminde iyi bakarsan dövme güzel oluyor yoksa silikleşiyor. O da sudan güneşten etkilenir. İzmir demişsin denize girmeden önce uğraşman lazım mesela bozulmaması için. Yani sonbaharda yaptır daha iyi.

Bir dövmemin anlamı var geri kalan 6 7 dövmemin anlamı yok hepsini aynı seviyorum sıkma durumu yok. Yani katılmıyorum.
0
turkce konusan uzayli
(29.05.21)
(21)

Hangi yazlık evi alırdınız, neden? Başka nelere dikkat ederdiniz?

la lykia
Alternatif 1: 1.550.000, Emlakçıdanhttps://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-dalyan-da-nezih-bir-site-de-3-plus1-villa-922879883/detayDenize girdiğimiz plaja araba 10 dakika.Site içindeİkiz villaKomşu evler ile yani yanındaki ikiz villa ile çok iç içe, verandalar birbirine bakıyor. Büyük i
Alternatif 1: 1.550.000, Emlakçıdan

www.sahibinden.com

Denize girdiğimiz plaja araba 10 dakika.
Site içinde
İkiz villa
Komşu evler ile yani yanındaki ikiz villa ile çok iç içe, verandalar birbirine bakıyor. Büyük ihtimal ile her konuştuğun duyulur, sofrana koyduğun tabaktaki lokmaya kadar görülür.
Manzarası bir taraftan sitenin yeşillik alanına ve diğer evlere bakıyor, diğer taraftan direkt diğer eve bakıyor.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Site küçük bir site, sitenin dışı ana yol. Yürüyüş yapayım desen anayola çıkmak gerekir, çevresi biraz ıssız.
Odalar çok küçük, dolap koymaya dahi yer yok. Bir de ikiz evleri yıldız gibi yapmışlar şekil olarak, bu nedenle tüm odalar yamuk. Tam olmasa da odalar biraz beşgene benziyor.
Bahçesi çok küçük.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
İçinde Ağustos başına kadar kiracı var.


Alternatif 2: 1.620.000, Emlakçıdan

www.sahibinden.com

Denize girdiğimiz plaja araba ile 20 dakika.
Site içinde değil.
İkiz villa.
3 tarafı da şimdilik boş arazi, yandaki ev ile de hiç alakası yok gibi, arada bitkiler, duvar vs. var.
Önü kapanmaz ve deniz manzaralı.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Evin olduğu muhit hep evlerin olduğu düzgün bir muhit, evden çıkıp rahatlıkla yürüyüş yapılır.
Odalar büyük ve düzgün.
Bahçesi orta büyüklükte. Özellikle arka bahçesi güzel ve yeterli büyüklükte.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
Ev boş, hemen oturulabilir.
0
la lykia
(28.05.21)
Nerede bu evler? Yürüyerek plaja gidemeyeceğiniz evlere bu kadar para vermeyin bence.
İlla ikisinden biri olacaksa 2 numara çok daha avantajlı gibi, ama bence bu paralar verilmez ya.
0
auroraaurora
(28.05.21)
İkisi de o paraları etmez, ilki ayrıca çok kötü.
0
alfred
(28.05.21)
cidden ikisine de bu paralar verilmez bence madem araç kullancaksınız dağ-orman-deniz herhangi birine manzarası olan köy içinde bi araziye kendiniz ahşap ev falan yaptırın.
hele yazlık olarak ikiz villa veya ortak kullanım alanı olanlardan uzak durun hele siteyse iki kere uzak durun cidden yönetimi vs her şeyi ayrı dert.

illa ki bu ikisi ise seçeneğiniz bence önce imkanınız varsa sezonluk kiralayın memnun kalırsanız öyle alın.
0
windymimas
(28.05.21)
Görsellere bakana kadar "villa" kelimesi Amerikan tarzı ev olarak geldi aklıma. Kötünün iyisi ikincisini seçerdim. Birinci ev çirkin, eşya koyacak yer yokmuş zaten almamak için bu yeterli.
Daha az bilinen ama insanın olduğu yerlere bakardım. Daha ucuza bulunur. Varsın 20 dk olsun denize, her gün girmeyeceksiniz ya?
0
ryhmer
(28.05.21)
1'i kesinlikle almam. o ne öyle dip dibe. insan tatilde kafa rahatlığı ister. odaları da küçücükmüş. bu iki seçenek arasında kesinlikle 2. üstelik birinci evin manzarası da yok.
0
anais
(28.05.21)
ek not: uzun süredir izmir'in güney tarafında yazlık arıyoruz. pandemi ve deprem nedeniyle fiyatlar çok arttı ama satılık ev de çok çok az.

(ailemin işi nedeniyle kuzey tarafı çok uzak kalıyor.)

bu evler çeşme'de.

özellikle seferihisar bölgesi fay hattı bölgesi olduğu için ve birçok hasarlı evin sıvanıp satılmaya çalışıldığını da bildiğimizden çeşme daha güvenli bir bölge gibi geliyor.

zaten güney tarafta denize girilebilecek ya çeşme bölgesi kalıyor ya da mordoğan. mordoğan tarafında da bu tipte ama denize yürüyüş mesafesindeki evlerin fiyatları bu civarda.

çeşme'de yıllardır kiracıydık aslında ama düzgün ve denize yakın evler için sezonluk kira fiyatları 60.000 TL'leri geçti.

plaja yakın olanların satış fiyatları 2.500.000 TL civarından başlıyor :(

aslında aradığımız biraz daha şöyle bir şey; haftasonu denize girelim ama daha önemlisi, annem babam yazın bahçeli serin bir yerde oturabilsinler.

çevrede market, restoran alternatifleri olsun. yakında eczane, veteriner, petshop falan olsun. yazın gidince artık alışveriş için izmir'e dönmeye gerek kalmasın vb.
0
🌸la lykia
(28.05.21)
deprem her yerde sıkıntı özellikle izmir için söylüyorum. seferihisar-karaburun-gülbahçe taraflarında yeni evleri o fiyata bulabilirsiniz bence.
bir de tek katlı villa tipi evlerde depremden yana sıkıntı olmaz çok da sıkıntı yapmayın fırsatçıların sizi kötü yönlendirmesine izin vermeyin deprem bölgelerinde en büyük sorun çok katlı yapılardır.
eğer deprem konusunda ciddi endişeleriniz varsa ahşap hafif yapıları tercih edin hatta kendiniz yaptırın daha iyi olur =)
0
windymimas
(28.05.21)
villa olduğuna emin misiniz? kümesten hallice bu evler çünkü.
0
ehti
(28.05.21)
İkisi de baya kötü. Özellikle site içinde olmayan çok kötü görünüyor. Bu evlere bu paraları versem üzülürdüm şahsen.
0
mg3929
(28.05.21)
Ay ikiside değil ya. Biraz daha bakın bakalım,
0
Hallegadola
(28.05.21)
ilk evi kesinlikle almazdim, yazlik demek mangal, okey, cocuk gürültüsü demek. ya ben rahatsiz olurum ya da insanlar benden rahatsiz olur. tek artisi yazlikta hirsizlik, kötü bir durum olursa yardim eden olur.
0
wishmaythşngs
(28.05.21)
Bence de ikisi de kötü, + olarak eski görünüyorlar bir de. Ciddi masraf çıkma riski ve tadilat gereksinimi olabilir aldıktan sonra.
0
roket adam
(28.05.21)
İzmir dışından gelecekseniz ikisi de kötü.
0
kanlakarisikyagmur
(28.05.21)
@kanlakarisikyagmur

izmir'deyiz.
0
🌸la lykia
(28.05.21)
İkiz villada oturuyorum. Yan komşuyla bi apartmandakinden bile fazla muhattap oluyorsunuz, özellikle yazın bahçede takılırken. Apartmanda en azından dışarısı yok, eve girince komşuyu görmüyorsun. Ses konusunda çok parametre var ona bir şey diyemiyorum o yüzden.

İzmir'i bilmiyorum ama ben Yalovadan 20x40 arsa aldım, üzerine ev yapıcam. 1,5 milyon bütçeye çok rahat siz de bunu yaptırabilirsiniz diye düşünüyorum. Özellikle aceleniz yoksa bana daha mantıklı geliyor.

Koyduklarınızdan ikincisi daha iyi görünüyor bu arada. Yani site içerisinde olması güvenlik + toplu işler (yol tamiri vs. gibi) açısından daha iyi. Site içerisinde olmayınca muhattap bulmak zor oluyor, ayrıca kışın evde olmayacaksınız, evde değerli bir şey de olmaz muhtemelen ama yine de sitede bi güvenlik durması iyi bir şey.
0
plutongezegendegilmi
(28.05.21)
İkisini de almam onun yerine Kalkan civarından villa alırım. Gelmediğim seneler de kiraya veririm; yıllık ortalama 150 bin tl kira getirisi var 6 aylık sezonda. Parasını yıllar içinde amorti eder.

Misal olarak; İlan No: 918980882
0
jamiro
(28.05.21)
Ikisi arasimda kaldiysam eger 2.yi secerdim.
Birinci ev
-cok dip dibe, ozel kullanim acik alani yok gibi.
-odalar kucuk, dolap bile koyulmaz.
-daha eski

İkinci ev
-daha yeni
-odalar daha genis
-manzarasi ve yurume alani var
-ozel acik alan var
0
65 derece
(28.05.21)
çeşmede yalı mahallesinde bahçelievler tarafındaki siteleri beğenmiştim ben. eğer satılık varsa bakabilirsiniz.. çok güzel küçük plajı da var sitelere ait...
0
omonia
(29.05.21)
Kuşadasında davutlar tarafında 1.5 milyona denize yürüyerek 5 dk evler bulabilirsin, daha bugün baktım.
0
sta
(29.05.21)
Çeşme olmak zorunda mı ? Çöp bunlar.
0
alicandan
(29.05.21)
pandemi meselesi bitene kadar yazlik falan almazdim. gecici olarak en dandik yerlerde fiyatlar 2 katina cikti talep artisindan oturu. hayat normale dondugunde bu sefer yavas yavas geriye goc baslayacak. o parayi o arada en kotu dolara faiza koyar daha fazla getiri ile daha ucuza alirdim. fiyatlar tl bazinda cok asiri dusmeyebilir (enflasyondan dolayi) ama parayi o arada daha iyi degerlendirip daha iyi bir yerden daha iyi bir seyler alinir yani.
0
robokot
(29.05.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.