Giriş
(3)

AJET Tazminat Alma

krmzbvl
Oncelikli Bizi Ajet gibi bir garabete muhtac edenleri sizlere havale ediyorum. Bir firmanin zamaninda hareket eden bir tane mi ucusu opmaz arkadas.Bugun 18:30 varisli Sabihagokcene olan ucusu once 22:30, sonra da 23:50 olacak sekilde degistirmisler. O saatte ben Mecidiyekoye nasil gececegim. Havala
Oncelikli Bizi Ajet gibi bir garabete muhtac edenleri sizlere havale ediyorum. Bir firmanin zamaninda hareket eden bir tane mi ucusu opmaz arkadas.

Bugun 18:30 varisli Sabihagokcene olan ucusu once 22:30, sonra da 23:50 olacak sekilde degistirmisler. O saatte ben Mecidiyekoye nasil gececegim. Havalaninda beni alacak kisilere gore planladim ucusumu ama yalan oldu.

Bu konuda Ajet'ten herhangi bir tazminat talep edebiliyor muyum? Yolcu haklarim nelerdir? Bunlarin canina ot tikama sansim olur mu? Aydinlatan olursa cok sevinirim.
0
krmzbvl
(08.09.24)
Ben direk sayfalarindan geri bildirim olusturarak tazminat talep ettim. Bu analarinin gozleri zaten olumlu cevap vermezler. Sonrasinda nereye basvurmaliyiz emin olamiyorum. Avrupa insan mahkemesine kadar yolu var gibi.
0
🌸krmzbvl
(08.09.24)
bilet alırken gecikme ihtimalini de bildiğimi ve onayladığımızı belirtiyoruz. uçuş kuralları gibi bir madde var. 4-5 saatlik rötar için yapılacak pek bir şey yok diye biliyorum maalesef. geçmiş olsun, can sıkıcı bir durum.
0
lovemyself
(08.09.24)
Once ajetten yazili red cevabi alin. Daha sonra sivil havacilik kurumuna basvurun (sitesinde haklariniz detayli bir sekilde yazar)
0
brkylmz
(09.09.24)
(6)

araba İçi kamera

lovemyself
ailemin arabası için alacağım.arka camı da görsün istiyorum. elbette ses kaydı da olsun. hareket ve insan yaklaştığında kaydetmeye başlayan bir model istiyorum. bir de,şarj için dahili bir şey gerekmesin, arabadan şarj olsun yani.hasılı, fiyat konusuna takılmadan iyi bir şey almak istiyorum. ama tek
ailemin arabası için alacağım.
arka camı da görsün istiyorum. elbette ses kaydı da olsun. hareket ve insan yaklaştığında kaydetmeye başlayan bir model istiyorum. bir de,şarj için dahili bir şey gerekmesin, arabadan şarj olsun yani.

hasılı, fiyat konusuna takılmadan iyi bir şey almak istiyorum. ama teknik açıklamaları hiç anlamıyorum. aileme sorsam da hediyenin sürprizi kaçacak. tavsiye eden olursa çok sevinirim. sevgiler.
0
lovemyself
(23.08.24)
misal, şu üründe bütün istediklerim var gibi. ama "almışken şu marka daha iyi olur" diyen varsa negzel olur :)

www.trendyol.com

bi de, Xiaomi'nin araç içi kameraları yok mu ya? severim o markayı, ama bulamadım.
0
🌸lovemyself
(23.08.24)
Bir yerlerde Xiaomi'yi gömüp şunu övüyorlardı. Anladığım bir konu değil. Takipteyim

www.teknostore.com
0
Mirket
(23.08.24)
evet, aynı modele baktım şimdi. daha iyi tavsiye gelmezse bunu alcam sanırım.

ama trendyoldan baktım, 25-30 bine de aynı kameradan var. yani yazıyor özellikleri, anlamıyorum, ama cahil olduğum her konuda olduğu gibi bunda da "kaç katı fiyat çekilenler daha iyidir" gibi düşünüyorum :)
0
🌸lovemyself
(23.08.24)
"viofo a 229 plus 3 kameralı" araması yaptığımda trendyold'da tek sonuç geliyor: prnt.sc

uzmanı olduğum bir konu değil ama viofo'nun a129 modeli de iyi diye okudum (diğer çoğu pilli iken bunlar kapasitörlü olduğu için ön camda çok sık maruz kalabileceği sıcaktan daha az etkilenmesi adına), bu model herhalde daha yeni.

şarj konusunda dahili bir şey gerekmesin derken, tümü arabadan şarj olur, hepsinin çakmaklık adaptörü vardır, bazıları ise araç çalışmadığı anlarda da kayıt yapabilmek üzere ek bir kablo ile direkt aküye bağlanabilir. başka bir yöntem bilmiyorum.
0
gkhncnzdgn
(23.08.24)
Bende a129 pro duo var memnunum, alacaksanız yazıldığı gibi kapasitörlü alın.
0
mirty
(23.08.24)
kim araç içi kamera tavsiyesi istese viofo diyorum.
0
false pretension
(23.08.24)
(9)

Ev sahibi evi satılığa çıkarıyor

akatreil
Şu yapacaklarım yeterli olur mu?- haftada 1 gün, o da atıyorum çarşamba günü, 1 gün öncesinden haber vermek şartı ile 19-20 saatleri arası evi gösterebilirsiniz, bunun dışında müsait değilim.- satılık ilanını evin penceresini kapatacak şekilde yapıştıramazsınız, balkon demirine sarkacak şekilde asab
Şu yapacaklarım yeterli olur mu?

- haftada 1 gün, o da atıyorum çarşamba günü, 1 gün öncesinden haber vermek şartı ile 19-20 saatleri arası evi gösterebilirsiniz, bunun dışında müsait değilim.

- satılık ilanını evin penceresini kapatacak şekilde yapıştıramazsınız, balkon demirine sarkacak şekilde asabilirsiniz.

zırt pırt rahatsız edilmek istemiyorum.

yaklaşık 200 dairelik sitede en pahalıya oturan 10 kişiden birisiyim, 5-6 ayda bir sahibinden.com'daki en tepe fiyatı isteyen bir adamla muhatap durumdayım çünkü. kendisine temel sınırlar dışında yardımcı olmak istemiyorum.
0
akatreil
(21.08.24)
2. madde OK ama 1. madde bana biraz ters geldi.

Çünkü çoğu insan Çarşamba 19-20 arası ev bakamayacaktır. Eylül ayı da geliyor artık hava erken kararacak. Ayrıca emlakçı o saatte çalışıyor da olmayabilir.
0
nuevo
(21.08.24)
üçünü de isteyebilirsiniz bu maddelerin, hakkınız. baştan demezseniz cumartesi saat 10'da kapınıza dayanırlar. ama sert konuşmayın, yeterli. geçmiş olsun.
0
lovemyself
(21.08.24)
bence ziyaret aralığı için en az 2 gün ve gün başı 2 saat olmalı.
0
jülsezar
(21.08.24)
Selamlar,

Haftada 1 gün o da haberleşerek olacak şekilde planlanmalı.
Ayrıca bu maddeleri kabul etmiyorsa size tebligat ile bilgilendirmesini söyleyebilirsiniz.

Ayrıca sabah saatlerini de yasal olarak iletebilirsiniz ve arkadaşların da bahsettiği gibi kimse kiracılı evi hafta içi sabah saatleri görmek istemez. Akşam saatleri daha uygun oluyor; arkadaşım saat 21:00 de ev bakmaya gittiği durumlar oldu. Burada önemli konu ev sahibiniz size zorluk çıkarıp sizi yıldırması mı? Yoksa gerçekten ihtiyaç vs. mi var? Evi satın almanız için size haber verdi mi? Ben bu evi satmayı düşünüyorum senin durumun da müsait ve senin için de uygunsa pazarlık vs. yapabiliriz şeklinde?

Eğer yıldırarak çıkarmayı düşünüyorsa işin için kötü niyet var ise 2 yıla zor çıkarır.

Ama niyeti kötü değil gerçekten ihtiyaç doğrultusunda ve size karşı davranışları da ılımlı ise de, siz de zorluk çıkarmadan destek olmanız herkes için daha iyi olacaktır.
0
c0sh_kun
(21.08.24)
İnsani ve etik noktada evin gösterim saatleri konusunda kesinlikle haklısınız. Ama ben karşımdaki insanın o noktayı çoktan geçtiğini düşünüyorum.

Bu yüzden yasal olarak, öne süreceğim bu iki koşul yeterli değil mi?
0
🌸akatreil
(21.08.24)
Sorunun özeti tam olarak şöyle mi?

'Ben ev sahibime nasıl kötülük yapabilirim?
0
Mirket
(21.08.24)
@c0sh_kun

Niyeti şöyle söyleyeyim, kiram 21 bin lira olacak önümüzdeki ay. Sahibinden.com'da ilanlar 23-25 bin arası. "24 bin ver yoksa çık" dedi. Çıkmayacağımı, 21 bin verip devam edecegimi söyleyince de "evi satıyorum o zaman" dedi:)

evde 3. yılım bu arada. şimdiye kadar yaptığımız zamlar yüzde 100 ve yüzde 200.
0
🌸akatreil
(21.08.24)
@mirket

Türkçe kursu isterseniz yardımcı olabilirim?
0
🌸akatreil
(21.08.24)
Aynı durumu yaşayan hem kiracı hem de ev sahibiyim, o yüzden devletin bu konuda doğru kararlar almayıp, insanların birbirine düştüğü bu noktada iki tarafı da en iyi anlayanlardan biriyim.

%100 zam yapmak zorunda değilsiniz, ev sahibiniz size evi satılağa çıkaracağını tebligat ile göndermesi gerektiğini aksi taktirde evi kimseye göstermeyeceğinizi söyleyin.

Piyasa koşulunda aç gözlülük yapmaya çalışıyorsa sonucuna da katlanmalı diye düşünüyorum, ama dediğim gibi iyi niyetli olsaydı süreç farklı ilerlerdi. Ama 3 bin tl için bu tarz bir konuşma yapıyor ise yasal olarak gidebildiğiniz kadar gidin. Noterden size bu tebligatı gönderildiğinde çarşamba günleri 09-11 arası uygundur, bu tarihler arası gelecek taliplerin 2 gün önceden haber verilmesi gerekmektedir şeklinde de bilgi verirsiniz.

Eve yazı asılması zorunlu mu o konuda hiç bilgim yok yanlış bilgi vermek istemem.
0
c0sh_kun
(21.08.24)
(7)

Sürekli beni suçlayan yakın arkadaş

Mirabel
Bir arkadaşım var. 20 senelik arkadaşım, çok yakınız. Bi derdimi anlatıyorum sürekli beni suçluyor. Son 2 senedir bunu yapmaya başladı. Empati yapmak yerine sürekli ben yanlışmışım beni erdemli olmaya davet ediyormuş gibi yorum yapıyor. Ya da sorun sende bak ben bunları aştım düşünme biçimi değiştir
Bir arkadaşım var. 20 senelik arkadaşım, çok yakınız. Bi derdimi anlatıyorum sürekli beni suçluyor. Son 2 senedir bunu yapmaya başladı. Empati yapmak yerine sürekli ben yanlışmışım beni erdemli olmaya davet ediyormuş gibi yorum yapıyor. Ya da sorun sende bak ben bunları aştım düşünme biçimi değiştir gibi şeyler söylüyor. Oysa ben yakın arkadaşım olduğu için çoğunlukla iletişim olsun diye anlatıyorum. Bu arada farklı şehirlerde yaşıyoruz ama haftada 3 kere falan telefonda konuşuruz. Senede 2-3 kere de görüşürüz.

Örneğin: halam var %90 engelli. Onu dışarı çıkardığım zaman arabayı engelli parkına bırakıyorum çünkü 80 yaşında kadın yanımda belgeli ispatlı engelli. İçinde engelli olmayan bi araba park edince de gıcık oluyorum. Bunu anlatıyorum. Hemen diyor ki senin araban da engelli arabası değil, koyamazsın. Yanımda %90 engelli var diyorum. Hayır koyamazsın o zaman halanın araba için de engelli kartı alması falan diyor. Ben orda engellilikle alakası olmayan insanların park etmesinden bahsediyorum o başka bişeyle beni suçluyor.

İş yerinde çifte standart yapılıyor. Örneğin bir kişi 1 saat geç kalıyor hiç bi işlem yapılmıyor, ben 5 dakika geç kalayım uyarı yiyorum vb…bunu anlatıyorum bu durumun sinirimi bozduğundan falan. Hemen diyo ki sen de geç kalma. Başkalarından sana ne. Uyarı almakta haklısın falan diyor. Oysa sadece abi haklısın ama napcaksın işte bi bozuk düzen falan dese yetecek ama sürekli haksız olduğuma ve sorunun bende olduğuna ikna etmeye çalışıyor beni.

Bazen yaşadığım şehirden şikayet ediyorum. Madem şikayetçisin o zaman taşın allah allaaah gibi önerilerde bulunuyor. İş yerimdeki olumsuz olayı anlayıyorum, e sen de istifa et falan diyor. sürekli beni suçlama hali.

Ama kendisi schengenden red aldı. Şu ana kadar hiç çalışmadı. Hesabında para yok, bordro yok, doğru düzgün giriş çıkış yok. Ben de evet vermiyorlar bu dönemde dedim. Benim burnumdan getirdi senin benimle derdin ne falan diye. Sen benim gitmemi istemiyorsuna geldi olay.

Geçen 4 kişi oturuyorduk bi arkadaşımın arkadaşının otizmli çocuğu varmış çalışma koşullarından bahsetmişti onu anlattım. Olayın içinde hiçbir kötü ya da iyi bi durum yok. Annenin iş koşullarıyla ilgiliydi. Herkesin içinde bana “benim anlamadığım insanların otizmli çocuğunu neden yemek masasına konu ediyorsun” falan diyor. Herkesin içinde erdem show yapıp bi de sanki ben kötü bi insanmışım gibi izlenim veriyor.

Bugün yine mağdur olduğum bir konuyu ona anlatırken beni suçladı. Ben de ehh yeter yaaa, diye yükseldim. Ben yükseldikten sonra da özür mesajı atmış. Ben de ona artık bişey anlatmayacağımı yazdım. Bu sefer de gerçekleri duymak istemiyor falan diyecek ama alakası yok.

Sizce bu kişiyle arkadaşlığımı nasıl ele akmalıyım? Komple hayatımdan çıkarayım mı yoksa hiç bişey anlatmama kararı mı alayım. Aynı şehirde olsak hiç anlatmayayım yememe içmeme gezmeme bakayım diyeceğim ama aynı şehirde değiliz. Acaba benim bi şeylerden şikayet etmem ona toksik mi geldi? Abi günümü anlatıyorum haliyle olumsuz şeyler oluyor. Neden anlatmayayım ki? Ayrıca o da sürekli dışarı çıkmış halk şöyle yapmış böyle yapmış, banka oturmuş önünden geçmişler falan gibi aşırı tuzu kuru şeyler anlatıyor. Ben ona “e halkımızdan şikayet ediyosun, sen de dışarı çıkma” gibi şeyler demiyorum. Ne yani? Sizce bu kız neden böyle yapıyor?
0
Mirabel
(21.08.24)
Merhaba, biriniz yaşadığınız zorluklarla duyulmak istiyor, haklı ve haksızlık çerçevesinde onay bekliyorken diğeriniz tavsiye veriyor. Bazen ikinizin de bazen de bir tarafın ihtiyaçları karşılanmıyor. Arkadaşınızla sohbete başlamadan önce; siz istemedikçe öneride bulunmamasını rica edebilirsiniz. Yine yorum yapması/yapmaması konuşarında da önden ricada bulunabilirsiniz. "Bugün yine mağdur olduğum bir konuyu ona anlatırken beni suçladı." bu ve benzeri olaylardaki yaklaşım;mağdur olduğunuza dolayısıyla haklı olduğunuza dair onay beklediğiniz bir yaklaşım. Destek ihtiyacınız varsa, daha olumlu bir cümleyle anlatmayı deneyebilirsiniz.
0
from where i ride
(21.08.24)
anladığım kadarıyla sen biraz pohpohlanmak istiyorsun. abi sen haklısın densin, senin yaptığın doğru densin, yaptığın hareketlerin desteklensin istiyorsun.
0
my fault
(21.08.24)
benim de öyle bir arkadaşım var ne anlatsam beni suçlar konudan bağımsız. sizi anlayabiliyorum.

büyük bir ihtimal arkadaşınız sizi sevmiyor ve anlattıklarınızı dinlemek istemiyor. bir de sohbetlerinizde belli ki konuşmacı taraf daha çok sizsiniz o sadece cevap vermek için sizle konuşuyorsa büyük bir ihtimal sizi ciddiye bile almıyor.

bir de siz belli ki duymak istediklerinizi söyleyebilecek birine ihtiyaç duyuyorsunuz ve karşılık göremeyince deliye dönüyorsunuz. bence o arkadaşınızla iletişimi kesin. ona bir şey anlatmak ve ona ihtiyaç duymak zorunda değilsiniz.

bu arada çoğu konuda da haklı kimse sizi pohpohlamak evet sen haklısın demek zorunda değil.

dedikodu misali ben işe geç kalıyorum kızıyolar baskası gec geliyor kızmıyolar böyle düz bi muhabbet hem neden anlatılır ki kime ne fayfası var :)

aranızdaki ilişki toksikleşmiş fakat siz farkında değilsiniz. ya da farkına varmışsınız ki bu duruma isyan ediyorsunuz.
0
koela
(21.08.24)
Sizin eğri ya da doğru olmanızdan ziyade karşınızdaki insanla ilgili yorum yapacağım:

Bu tip bireyler karşısındakini dinlemezler, onların kafasındaki teorik dünyaya siz mekanik biçimde sığmak zorundasınız. Hayat hakkında kesinleşmiş, formülize edilmiş bir içgörüleri var. Buna uymadığınız her durumda size ahlak sinyallerler, sizi suçlarlar. Bir sorunu paylaşmak her zaman yakınmak ile ilgili değil, bazen de yakın arkadaşınız, partneriniz vs. tarafından desteklenmek ihtiyacıyla tezahür eder. Aranızda net bir frekans farkı var, siz kendinizi duyurmak isterken o bunu reddediyor.

Hayatınızdan çıkarıp çıkarmamak sizin bileceğiniz iş, ama bana kalırsa en iyisi hiçbir şey anlatmamak.
0
rakicandir
(21.08.24)
20 yıllık arkadaşlık çok özel bir şey öncelikle. bunun kıymeti bilinmeli. illa biliyorsunuzdur da, burdan başlayayım dedim :)
bazısı ağzını şapırdatarak yer, bazı arkadaşlar kokar, bazıları dinlemez. her arkadaşlıkta binbir türlü dert var. sizin derdinizi küçümsemiyorum, ama dertsiz tasasız bir ilişki yok. zaten bu yüzden yirmi yıl devam etmişsiniz.

öncelikle, "bir daha sana derdimi anlatmayacağım" gibi kararlar üzücü. arkadaşınız bu yüzden özür dilemiştir. ama ben böyle aksi düşünen arkadaşları severim. anlattığınız örneklerin çok daha farklı versiyonları, sizin yüzde yüz haklı olduklarınız vardır. ve evet, insan bazen sırf onaylanıp geçilsin istiyor. dost dediğin, en olmaz şeyleri bile normalleştirir, kabul. ama şu açıdan da bakabilirsiniz, bir saat geç kalanların olması, sizin beş dakika geç kalmanızı gerçekten de doğrulamıyor. siz de aslında bunun farkındasınızdır. bu arada engelli park yerine içinde engelli olan normal araçların parkına açık mıdır, bu da ayrı konu :) şunu demeye çalışıyorum, olayları 'he' deyip geçemiyor demek ki arkadaşınız, irdeliyor. yapısı bu. ama bu durum sizi sevmediğini, saygı duymadığını göstermeyebilir. yapısı budur.

mesela çok sevdiğim biri var, o kadar ince ince düşünür ki, sinirden kudururum bazen. cafeye girdik diyelim, oturacağız bir yere "aslında cam kenarı daha ferah olur" der ve ben cam kenarındaki masaya doğru gidecekken durdurup "ama orası da biraz güneş alabilir, güneş kremi de sürmedik" gibi bir şey der. oturduğum yere yerleşecekken de, "burası da servis alanında gerçi... ama aslında..." falan diye başlar. ay nefret. ama yapısı bu. ben konuyu başka bir şeye çekince kapatır neyse ki. uzun süre takılı kalmıyor. ama kararlarında abartılı pimpirik.

tabi bunun yanında kızlar içten kıskanabiliyor, dışa vurumları daha sinsi olabiliyor. ilişkinizi bilen sizsiniz. önemli olan bu hareketleri sadece size mi yapıyor? bence buna bakmak lazım. başkalarına yapmıyorsa oturup konuşmak lazım. kızarken, küserken bile ayrıntılı konuşmak en iyisi. "zaten bütün yaptıklarının farkında" diye düşünmeyip, baştan başlayıp örneklerle ilerlerseniz belki işe yarar. yirmi yıllık geçmiş kıymetli çünkü.
0
lovemyself
(21.08.24)
Ben böyle insanlarla ya arama epey uzak bir mesafe koyuyorum ya da alakayı kesiyorum. Önce bütün yaptıklarını yüzüne söylüyorum ama. Zaten dünyanın en sorunlu insanıyımdır böylelerinin gözünde, buna dayanarak her şeyi çat çat konuşup daha da anlamıyorsa icabına bakıyorum. Çekilecek dert değiller çünkü. Bir de onlarla uğraşamam.
0
muhayyer divan
(21.08.24)
dogru arkadaslar bulmak istiyorsan eger kendine şu soruyu sor

"Bu adamin bana bu hayatta bir faydasi var mi"

Eger daha cok zarari varsa tekmele gitsin
0
Zetnikov
(22.08.24)
(4)

Kedili evde hamam böceği

hedep
Mutfak dolabı ve duvar arasında epey bi bayram etmiş hamam böcekleri. Evde kedi var nasıl bir ilaç tercih etmek lazım neye dikkat etmek lazım.Bilen var mıdır? (Fikir yürüten değil)~(lovemyself) Şirketlerin farkındayım tabii önceden kullanmışlığım var fakat bi hamam için ortalığı kaldırmayım diyordum
Mutfak dolabı ve duvar arasında epey bi bayram etmiş hamam böcekleri. Evde kedi var nasıl bir ilaç tercih etmek lazım neye dikkat etmek lazım.
Bilen var mıdır? (Fikir yürüten değil)

~(lovemyself) Şirketlerin farkındayım tabii önceden kullanmışlığım var fakat bi hamam için ortalığı kaldırmayım diyordum. Ama zemin kattayım başka şeyler de var bi fiyat almak lazım aslında haklısınız ilk etapta aklıma gelmemişti.

Direkt sorabilirim de evcil hayvanlı ev diye.

~(materyalist imam) Geldikleri yer hakkında fikrim var expanding foam sıkmayı düşünüyorum o boşluğa. Saydığınız ilaçlar oldukça etkili fakat evcil hayvanlara çok fena zararlı şeylermiş maalesef.
0
hedep
(11.08.24)
Bu işlerin şirketleri var. Kendi evimdeki başka bir böcek türü için herkes kendince işe yarayan ilaçları önerdi, neler alındı, ama sonunda isyan edip o şirketlere telefon açtım. Böceğin şeklini, şemalını ayrıntılı olarak sordular. Hemen geldiler, çok pahalı da değildi. Hamam böcekleri ve birçok böcek öldürseniz bile yumurtaları sayesinde varlıklarını koruyormuş. Çok minik birkaç şey koydular ve bir hafta içinde kökü kurudu böceklerin. İki farklı evde yaşadık bu durumu. En kökten çözüm ilaçlama şirketi. Çok pahalı da değildi ben en son bu hizmeti aldığımda. Şiddetle bunu tavsiye ederim. Geçmiş olsun.
0
lovemyself
(11.08.24)
İlaçlara ilaveten hamam böceklerinin nereden geldiği konusunu çözmeniz gerekiyor. Evde mi yuvalanmışlar bir yerden mi geliyorlar ? (Lavabo giderleri, duvar çatlakları vs birçok yer olabilir)

Bayer'in K-othrine ilacı + Maxforce jeli aşırı etkili ilaçlardır ancak kediyle etkileşim durumunu bir google'layın derim.

K-Othrine iki çeşit satılıyor biri alıp suyla seyreltilerek kullanılan diğeri direkt sprey halinde kullanıma hazır olan. ikisi de iş görür. düzenli aralıklarla, yoğunluk durumuna göre haftalık veya iki haftalık periyotlarla eve uygulamak çözüm getirir.

Maxforce jeli de mutlaka 3 ayda bir uygulamak gerekir. soykırım etkisi gösterir, kökten çözümcü bir ilaçtır.
0
materyalist imam
(11.08.24)
ben cok cebelleşmiştim kendileriyle. kedim de var. kafalarına terlik vuruyordum atıyordum falan meğer hayvan parçalanınca yumurtalarını salıyormuş üredi de üredi. raid tabletler vs bir çok şey kullandım. sonra o mucizevi, büyük ilah, kurtarıcı ve son hamam bükücü borik asiti bir yerlerde okudum. eczanelerde satılıyor ve ucuz bir kimyasal.

patates kızartmasından bir iki tane borik asite bulayıp dolap altlarına ve kenarlarına koydum. genelde mutfakta takılıyorlar, kediyi de mümkün olduğunca sokmadım mutfağa. zaten pek sevmez orayı. meğer bunlar patates kızartmasına gelince borik asiti fark etmeyip ayaklarına falan bulaşınca yuvaya da taşıyorlarmış.

1 haftada sağda solda cesetleri belirmeye başladı. topladım attım. bir daha da ne hamamı ne karıncası belirmedi.
0
bisorumvargaliba
(11.08.24)
Bayer Solfac ev içinde kullandım, hiç sorun olmadı, işe de yaradı. Çok kedili ortam.

Sadece dip köşelere sprey ile sıkıyorsunuz, hemen kuruyor. İnsan ve hayvana zararı yok. Sadece suyla silebiliyorsunuz vakit geçince.

Ancak hamam böceği yoktu. Hamam böcekleri için de çözüm olur sanırım.
0
alfired
(11.08.24)
(3)

Eskal nasil cizdiriliyor

Kittie
Polisiye seyler izliyorum katille 5 dakka yuz yuze gelen pat diye aynen cizdiriyor katili. Gercekte de var sonucta bu eskal olayi ama nasil cizdiriliyor ki. Ben babami bile tarif edemem. Babami birak kendi eskalimi bile cizdiremem.Cesitli yuz sekilleri falan gosterseler oradan toplama bir cizim yapi
Polisiye seyler izliyorum katille 5 dakka yuz yuze gelen pat diye aynen cizdiriyor katili. Gercekte de var sonucta bu eskal olayi ama nasil cizdiriliyor ki. Ben babami bile tarif edemem. Babami birak kendi eskalimi bile cizdiremem.
Cesitli yuz sekilleri falan gosterseler oradan toplama bir cizim yapilsa bile cok zor degil mi bi katille karsilasmissin ve o anki heyecanla aklinda mi kalacak kisinin yuzu?
Bu cizimler tam olarak nasil yapiliyor bilen var mi
0
Kittie
(05.08.24)
Gözlem yeteneği iyi olan insanlar becerebiliyor bunu sanırım ya. Filmlerde herkes patır patır yapıyor da gerçek hayatta bu kadar fazla olduklarını sanmıyorum ben.

Ben de asla böyle şeylere dikkat etmem, yüz hafızam aşırı kötüdür.
İki hafta flört ettiğim adamın gözünün renkli olduğunu facebooktan stalklarken kuzenim fark edip söylemişti o derece :D
Birinin simasını tanımam için çok uzun süre görüşmemiz gerekiyor mesela bugün seninle oturup kahve içelim Cuma seni görsem acaba mı olurum emin olamam.

Başıma bir şey gelse ve eşkal vermem gerekse görevli memur kafayı yerdi.
0
mutekebbir
(05.08.24)
alakasız ama, işinize yarar diye anlatacağım.
bir keresinde biri rahatsız etmişti beni. sinir oldum. polisi aradım. telefonda bana işgal sordular. panik halde biraz tarif ettim. aralarda öznel yorum da yaptım :) hani "gerizekalı gibi görünüyor" tarzı şeyler yani :) biraz sonra bana bir fotoğraf gönderdi polis. söylediğim kişi değildi, ama ikizi gibiydi. o kadar şaşırmıştım ki :) soracakları soruları biliyorlar ya da öznel cümlelerden hayal edilen şeyi anlıyorlar demek ki.
0
lovemyself
(05.08.24)
Robot çizim yapan polisler bu ise aliskin kisiler aslinda.

Çünkü her ne kadar insanlar çesit çesit olsa da, insan portrelerinde kaliplasmis karakteristik özellikler bulunur.

Yasli yüz, oval yüz, kalin dudak, uzun ve biçimsiz burun, baygin bakan gözler, kel, kirli sakalli vs...

Bütün bunlar isiginda zaten eskal çikmis oluyor.
0
Yourcousinmarvinberry
(05.08.24)
(16)

Emanet parayla yatırım yapmak dinen caiz mi?

havadakarada
Biri yurtdışına çıktığı için bende 2 bin dolar nakit para bıraktı yanınafazla para alamadığı için. 4-5 ay sonra iade edeceğim. O parayla borsada yatırım yapsam ve kendime kar elde etsem İslam'a göre uygun mu? Zarar etsem de kendi hisse senetlerimden satar öderim zaten ödeme konusunda sıkıntı yok.
Biri yurtdışına çıktığı için bende 2 bin dolar nakit para bıraktı yanınafazla para alamadığı için. 4-5 ay sonra iade edeceğim. O parayla borsada yatırım yapsam ve kendime kar elde etsem İslam'a göre uygun mu? Zarar etsem de kendi hisse senetlerimden satar öderim zaten ödeme konusunda sıkıntı yok.
0
havadakarada
(23.07.24)
paranın sahibini haberdar edin, kar ederseniz de hakkını verin.
rızası olmadan ben olsam yapmazdım. tabi ki risk sizin ama kâr da ortaksınız.
0
angelofdeath
(23.07.24)
Sana bu amaçla bırakılmadıysa sadece emanetçiysen doğru bir hareket olmayacaktır dinen de caiz değildir diye tahmin ediyorum ama din işleri çok belli olmuyor dini açıdan yorumlamaya kalkarsan biraz zorlandığında her şeye onay verebiliyor, o nedenle önemli olan sana emanet bırakılan ve sana ait olmayan bir para üstünden kazanç sağlamak konusunda senin etik anlayışın ve ahlaki sağduyun ne diyor, önemli olan o bence.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.07.24)
İslam’a göre bilmem ama ahlaki olarak bakalım, haberi olmadan başkasının parasından para kazanıyorsunuz. Bu içinize sinecek mi, kendinizi ahlaklı/dürüst olarak adlandırabilecek misiniz? Cevabım silinecek ama 2024 yılında arap kanunlarından yola çıkarak ahlak inşa etmek canımı sıkıyor. Geldiğimiz nokta bu olmamalı.

Edit: Benim paramla haberim olmadan kar yapıp bir de karı benimle “paylaşarak” lütfettiğini sanan insanı yerin dibine sokardım ya. Düşününce bu ne hadsizlik.
0
ruhen hastayim ben
(23.07.24)
Parayı aynen iade edeceksen islami yönden bir sakıncası olacağını sanmıyorum. Sonuçta bir eskime ve yıpranma da söz konusu değil.
0
parka
(23.07.24)
Baskasinin emanetini kafana gore kullanman dinimizce helaldir kardesim.
0
Zetnikov
(23.07.24)
Aslında burada konu habersiz olması değil. Haber de verebilirim paranı kullanıp gelen kazancı bölümümüz zarar edersem de zarara ortak değilsin diye. Bu şekilde bi sorun yoktur heralde.
0
🌸havadakarada
(23.07.24)
habersiz kullanman emaneti koruma açısından sıkıntılı, caiz olmaz.
haber verince de, şunu garanti etmen gerek: velev ki kaybettin, o parayı yerine koyup, adama bir gün bile geciktirmeden vermen gerek. en kötü ihtimalde zararı karşılayamayacak durumdaysan başına bela alırsın. (son cümle dinî açıdan değil, kişisel tavsiyeydi)

haber verince kârını paylaşma mecburiyetin yok. ama karşıdaki talep ederse/teklifine evet derse vermek zorundasın.
0
lovemyself
(23.07.24)
emanetin canı götünde olur.

din insanı değilim ama ahlaken rızasız yapılan hiçbir iş caiz değil.

bilgi vermeni engelleyen ne var?

valla dün bahçemdeki su hortumunun açılmış ve suyun kullanılmış olduğunu gördüm. canım sıkıldı.
nedeni de şu, o hortum sitenin deposuna bağlı. hortumun hepsini açtılarsa belirli saatlerde verilen suyu harcamış birisi.
bana haber verilse ben veririm suyu ama habersiz yapılınca hırsızlık oluyor. hem de tüm sitenin hakkını yemiş kim yediyse...

bak yine içim darlandı.
0
janderzel zartanyan
(23.07.24)
Zarar da etsen o parayı vereceksin

Caiz ne ya devam
0
topkapiaksaray
(23.07.24)
2000 doları borsada batırıp sonra arkadaşına para yok diyeceksin.

devamke =)
0
kveldulv
(23.07.24)
Anapara sana ait olmadığı için uygun değil, haram.
0
muhayyer divan
(23.07.24)
dinen caiz değil, haberi ve rızası olması gerekiyor. o parayı size borç olarak değil, emanet olarak bırakmış. bunun yanında hassasiyetiniz var ise borsanın caiz olup olmadığı hususunda da farklı görüşler var. makbul olanı şüpheli şeyden uzak durmak. ama haber verip rızasını alıp o para ile ticaret yapayım derseniz Allah bereketini artırsın.
0
mustafakesekci
(23.07.24)
@mustafakesekci borsanın caiz olması konusunda ise caiz değildir denmiyor diyanet ve daha birçok görüşe göre katılım yani yatırım yapılabilir hisse listesi hazırlanmış ve bunlara yapılan yatırımlar caizdir deniyor. Net haram olmamanın yanında daha çok helale yakın görüşe belirtildiği için kendi adıma uygun buldum. Daha cok harama yakın görüş bildirilse uygun olmayabilir derdim. Tabii ki bu kesin doğru olduğunu göstermez ama.bu anlayışla at eti de yetmezdi. Tüm orta Asya at eti yiyor. Yoruma çok açık.
0
🌸havadakarada
(23.07.24)
Şöyle bir fetva var:

kurul.diyanet.gov.tr
0
pispinti
(23.07.24)
Para size emanet olarak verilmiş inancı olan biri değilim ancak bu durum ahlaken uygun değil. Kişi size parayı işletip kâr elde et diye vermiyor. İkincisi ise, borsada yatırım yapabileceğiniz alanlar çok sınırlı. Sonuçta bu paranın İslam’a göre işletilmesinin caiz olup olmadığını öğrenmek isteyen birisiniz. Yatırım yapacağınız şirketin faiz içerikli gelir elde etmemesi gerekir. Bunu yapan kaç tane şirket var, açıkçası merak ediyorum. Faizde işletilen parası olan şirketten kâr elde etmek İslam’a ne kadar uygun olabilir ki? Katılım endeksine göre yatırım yaptığınızı belirtmişsiniz ancak endekste Coca-Cola yer alıyor. Şirkete Anadolu Efes ortak ve temettü dağıtıyor.
0
morqos
(23.07.24)
İzin alınarak ticaret yapılabilir ve paylaşılabilir.

İzinsiz hiçbir tasarruf yapılmaz.

Emanetten kendiliğinden doğan kazanç emanet edene aittir. (Koyundan elde edilen yün gibi)
0
hebanon
(24.07.24)
(1)

At kılı fırça sert mi olur?

fraise
İlk defa at kılı fırça aldım ama bayağı sert bir şey bu; kuru fırçalama yapsam canımı acıtır gibi geldi. Ben daha yumuşak bir fırça beklemiştim.Normali bu mu yoksa benim fırçada mi bir sorun var?Teşekkür ederim şimdiden herkese.
İlk defa at kılı fırça aldım ama bayağı sert bir şey bu; kuru fırçalama yapsam canımı acıtır gibi geldi. Ben daha yumuşak bir fırça beklemiştim.

Normali bu mu yoksa benim fırçada mi bir sorun var?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.
0
fraise
(06.05.24)
sert olur. çok bastırmadan uygulama gerekiyor. sert olduğu için alttaki dokuyu da hareketlendiriyor zaten.
0
lovemyself
(06.05.24)
(5)

Apple watch 9 alacak olsanız...

lovemyself
Çelik kasa-Milano loop mu tercih edersiniz, alüminyum kasa ve spor loop mu?Bakınca "Way bu daha kaliteli" diyor musunuz, yoksa spor ucuz durmuyor mu?hediye alacağım, aradaki fiyat farkını boşa vermemiş olmak istiyorum. hiç de anlamam bu işlerden. Bi el atsanız ne iyi olur.Bu arada, arada üç karı kad
Çelik kasa-Milano loop mu tercih edersiniz, alüminyum kasa ve spor loop mu?
Bakınca "Way bu daha kaliteli" diyor musunuz, yoksa spor ucuz durmuyor mu?

hediye alacağım, aradaki fiyat farkını boşa vermemiş olmak istiyorum. hiç de anlamam bu işlerden. Bi el atsanız ne iyi olur.

Bu arada, arada üç karı kadar fark var, biri 17, biri 40 lira. ondan merak ettim.
0
lovemyself
(28.04.24)
O kadar farka değmez bence. Spor da ucuz durmuyor. İsterse farklı kordon alıp takar hediyeyi alacak kişi.
0
duguit
(28.04.24)
yani arada o kadar fark varsa görseli de epey fark ediyordur gibi geldi ama... fiyat farkını düşünmeden, siz görseniz çelik kasa bir saati, "Aa pahalı olanı takıyor" diye düşünür müsünüz mesela? Bilinen bir şey mi bu?

bu arada kişisel görüşüm, akıllı saatler bana çocuk saati gibi görünüyor. çelik gözüme biraz daha karizmatik gelmiş olabilir bu yüzden
0
🌸lovemyself
(28.04.24)
Ömrü birkaç sene olacak teknolojik bir alet için bu kadar fazla fark vermem şahsen. Bir de, çelik olanı almak ömür bakımından olumlu bir etki yaratmayacaktır muhtemelen.

Alüminyum alır geçerdim, ister hediye olsun ister kendime alayım.

Ekleme: Eğer kafanızda böyle bir bütçe belirlediyseniz, biraz daha fazla verip Ultra da düşünebilirsiniz, en azından aradaki fiyat farkı gerçekten hissedilen farklılıklar için ödemiş olursunuz. Ha Ultra almaya değer mi o ayrı sorun ama ben olsam ya Alüminyum 9 ya da Ultra alırdım.
0
10551037
(28.04.24)
İkisi aynı saat değil ama. Yani sadece kordon farkı değil o. 40 bin TL dediğiniz GPS + Cellular. O modelde telefonunuz yanınızda olmasa dahi saatinizle gelen çağrılara cevap verebiliyorsunuz. 17.000TL olanda ise saatinizle çağrılara cevap verebilmeniz için telefonun yakınlarda olması gerekiyor.

Cellular'a gerek yok bence. Spor kordonlar da hoş ayrıca.

p.s. bana göre apple watch -özellikle pil performansı açısından- tırt bir cihaz. Ama hediye olarak gelse sevinirdim o ayrı.
0
pispinti
(28.04.24)
alüminyum yeterli. gayet saglam.

se de olabilirmis bu arada hicbir özelligini kullanmiyorum.
0
robert bosch
(28.04.24)
(9)

Kuzenimin bebeğine ne takmaliyim?

matilda
Selamlar,1 ay icinde kuzenim dogum yapacak. Bebege bir sey takmak lazim (sacma ama) ama ceyrek altin cok pahali malum. Ben zaten evliyim ve cocuk asla dusunmedigimiz icin o altinin bana geri donme sansi da yok. Ama kuzenim de yakin oldugum biri. Sık gorusmeyiz ama mesafeli de degiliz. 50 dolar tak f
Selamlar,
1 ay icinde kuzenim dogum yapacak. Bebege bir sey takmak lazim (sacma ama) ama ceyrek altin cok pahali malum. Ben zaten evliyim ve cocuk asla dusunmedigimiz icin o altinin bana geri donme sansi da yok. Ama kuzenim de yakin oldugum biri. Sık gorusmeyiz ama mesafeli de degiliz. 50 dolar tak falan diyen var. Ayip olur mu? Siz ne dusunuyorsunuz?

edit: gram altının geri dönüşü olmasa da sorun değil arkadaşlar ama çeyrek altın takacak olsam dönüşü olsun isterim. çeyrek altın ne kadar oldu:) boşa gitsin istemem açıkçası. yoksa kimseye bir şey takmamak gerekir. yazın arkadaşım evlendi (çok eski, uzun zamandır hiç görüşmüyorduk ama nikahına davet etti) ona da gram altın taktım geri dönmeyeceğini bilerek ve umursamayarak. geri dönme olayına çok takılmışsınız cimri ve bencil görünmüşüm istemeden. yani gram takmak ya da 50 dolar/euro takmak bana koymaz ama daha büyüğü geri dönsün isterim şahsen. ki bu kişi 3 kere nişanlanıp 1 kere evlendi. hepsinde de çeyrek taktık :D ama o zaman çeyrek bu kadar koymuyordu işte.
cevaplar için teşekkürler, gram altın takacağım. görüp de bir şey eklemek isteyen yine de yazabilir, tikler gelecek.
0
matilda
(20.01.24)
En dogrusunu anneniz bilir
0
oscar
(20.01.24)
bir şey takmak zorunda değilsiniz. şık bir takım götürmek de oluyor. ama illa takmak isterseniz gram altın ya da yine gram altın ağırlığında bir hediye altın takmak olabilir. Bebeklere takmak için oluyor öyle seçenekler kuyumcularda.
0
lovemyself
(20.01.24)
50 dolar takana kadar gram altın...Anne babanız ne taktı acaba; ve düğünlerinizde birbirinize ne taktınız..
Ya da güzel 40-50$ bebek hediyesi satın alabilirsiniz
0
cccbehzatccc
(20.01.24)
50 dolar veya gram altın. Racon budur hiç düşünme, o bebişe yardımcı olacaksın, sana dönüşü olsun ya da olmasın hayat uzun, hastalıkta sağlıkta şu fani hayatta 1000, 2000 tl hiç dokunmaz kimseye.
0
ardolf rendall
(20.01.24)
Böyle bir gereklilik artık yok bence. Çocuğa hediye alabilirsin.
0
ferenc
(21.01.24)
Bebege destek olmalik bir durum yok arkadaslar zaten benden 10 kat zenginler. Maksat adet yerini bulsun.
0
🌸matilda
(21.01.24)
biz de maddi durumu çok iyi olanlara genelde para ya da altın takılmıyor, altın gelenek olsa da orada es geçiliyor. öyle bir tanıdık vardı herkes ihtiyaç olabilecek güzel tatlı şeyler götürmüştü. kimisi 1 tencere dolma, kimisi bebek puseti için mini battaniye kimi oda aydınlatma bilmem ne. bahsettiğin "benden 10 kat" zengin dediğin birine 50$ falan bence pek doğru olmayabilir.
0
avatar is back
(21.01.24)
Gram altın pahalı geliyorsa çocuk giyim mağazasından veya bütçeye göre (lcwaikiki) gibi mağazalardan hediye kartı alabilirsiniz. İstediğiniz tutarda yükleme yapıyorlar bildiğim kadarıyla
0
Geceler
(21.01.24)
Bu altın olayı gelenek meselesi, örneğin benim eşimin ailesinde böyle takı olayı hiç yok, sadece hayırlı olsun diyip geçiliyor veya bi kıyafet alınıyor. Ama benim ailemde altın şart mesela. Almayınca çok ayıp kaçıyor. Sizin aile geleneği nedir, çok ayıp kaçacsksa geri dönüşü olup olmayacağına bakılmaksızın gram altın almanız lazım.

Mesela ben 4-5 yıl önce kuzenime çeyrek takmıştım. O bana benim düğünümde yarım altın taktı. Benin ona 1 çeyrek borcum kalmıştı, o yüzden bbeği doğduğunda 1 çeyrek taktım bebeğe. Aranızda böyle bi borç varsa onu takmanız lazım.

Ben olsam ona sorardım bebeğe almayı düşündüğün bir şey var mı benim alabileceğim, ben bir hediye alıcam nehe ihtiyacı varsa onu alayım diye sorabilirsin. Yok derse ya gram altın ya da bütçenin yettiği kadarıyla 50 euro filan verebilirsin, sırf gelenek yerini bulsun diye dediğin gibi.
0
turuncu tonlarda
(21.01.24)
(4)

Bu ayda arılar var mıdır dışarda?

avatar is back
az önce bir şey ensemi soktu galiba yolda yürürken, refleksle vurdum enseme attım yine bi refleksle ensemden bişey söktüm. Arı ve iğnesi olabilir mi? Anlık korkuyla belki yanlış olabilir ama sanki iğneden büyüktü böyle yara kabuğu gibi söktüm attım
az önce bir şey ensemi soktu galiba yolda yürürken, refleksle vurdum enseme attım yine bi refleksle ensemden bişey söktüm. Arı ve iğnesi olabilir mi? Anlık korkuyla belki yanlış olabilir ama sanki iğneden büyüktü böyle yara kabuğu gibi söktüm attım
0
avatar is back
(18.10.23)
Mobil edit; bulunduğum yerde yağmur var şu an bir de
0
🌸avatar is back
(18.10.23)
evet varlar. pazartesi günü açık havada arıdan kaçan bir kadına şahit olmuştum.
0
penceredengorunenmorbina
(18.10.23)
bugün gördüm birkaç tane arı. olur.
0
lovemyself
(18.10.23)
Bal arıları bu ay bal yapmaya çıkar.
0
mikahakkinen
(19.10.23)
(5)

Anneye nasıl destek olunabilir?

anten
Birkaç sene önce uzun ve yorucu bir evde tedavi sürecinin sonunda babamı kaybettik.Hastalık süreci zaten başta annem olmak üzere hepimizi yordu.Ama işte kardeşimle falan beraber annemle yakından ilgilendik. Tabii kardeşim de evlendikten sonra annem tek kaldı.Klasik bir türk ailesi hikayesi işte. Biz
Birkaç sene önce uzun ve yorucu bir evde tedavi sürecinin sonunda babamı kaybettik.

Hastalık süreci zaten başta annem olmak üzere hepimizi yordu.
Ama işte kardeşimle falan beraber annemle yakından ilgilendik.

Tabii kardeşim de evlendikten sonra annem tek kaldı.

Klasik bir türk ailesi hikayesi işte.

Biz maddi olarak ne kadar rahat ettirmek için uğraşsak da, Sık sık birlikte vakit geçirsek de babamın da yokluğuyla iyice yalnızlık hissine kapıldı.

Bu hastalık, cenaze süreçlerinin ardından çok içine kapanık bir insana dönüştü. Kendi başına bir şey yapmak istemiyor çok. Bizle dışarı çıkarsa çıkıyor. Görüştüğü birkaç arkadaşı var bazen onlarla buluşuyor ama çoğu zaman evde yalnız başına.

Gündüzleri oyalanmak için bir okulda part time işe gidiyor.
Ama hepimizin hayatları çok yoğun benim de kardeşimin de yoğun bir iş temposu var. Haftaiçi görüşmeye çok fırsatımız olmuyor.

İkimiz de yoğun çalışmak durumundayız çünkü hem kendi evlerimizi,
hem annemizi geçindiriyoruz. Burada da muhtemelen yük oluyorum hissi var ondan da bir çekingenliği var.

Ben bir şekilde o içine kapanıklığı atarsa o yalnızlık hissinden de sıyrılacağını düşünüyorum. Beraber ufak tatillere gidiyoruz mesela ama mesela yoğun olduğum bir dönem yakın arkadaşıyla günübirlik bir tur alayım dedim. Onları istemiyor gibi gibi.

Eminim birçok duyuru sakini benzer şeyler yaşamıştır. Ne yapmak lazım. Psikolog vb ile konuşsa belki içini dökse muhtemelen bize anlatmadığı hisler vardır iyi gelir diyorum. ama o da ters tepecek bunu teklif etsem.
0
anten
(29.09.23)
muhakkak yapmışsınızdır, ama yine de yazayım dedim.
psikoloğa gitmek ne kadar iyi bir şey olsa da, bir çok insan söyleyemediklerini orada dillendiriyor. temel rahatlama aracı bu. bu rahatlamayı annenizle yapın.

hayatımda net olduğum, açık açık söylediğim her şeyden olumlu sonuçlar aldım. annenizi karşınıza alıp, uzun uzun bu yazdıklarınızı anlatmanız en güzeli. babanızın sürecinin zor olduğunu, sonrasında yalnız kaldığını gördüğünüzü, onun için bir şeyler yapmaya çalıştığınızı, arkadaşlarıyla turlara gitmeyi pek istemediğini fark ettiğinizi... konuşun yani. içini dök, bizden beklentin varsa de, demeniz bile ona iyi gelir. psikoloğu olun onun. arkasından düşünüp kaygılandıklarınızı ona söyleyin. konuşmak, en iyi şey.

bunun yanında, her gelişinizde önce sarılın ve öpün annenizi. bazen bu davranış alışkanlık olmadığı için erteleniyor. rutine bindirin bunu.
son olarak da, ondan bir şeyler isteyin. hem sizin için bir şeyler yapıyor olmanın doyumunu yaşayacak, hem de görev alacak, işim var diyecek. anneanneme bir şeyler ördürürdüm ben mesela. sabahları "dün şu kadar ördüm, bugün de şu kadar örerim" hesabı yapardı. işe yaramak iyi gelirdi. banyo lifi gibi basit şeyler örmesini istemekten tutun da, eşinizle karar veremediğiniz bir konuyu danışmaya kadar, her yardım talebi iyi gelecektir.

başınız sağolsun.
0
lovemyself
(29.09.23)
Eş kaybı çoğu durumda evlat kaybından bile travmatik geçirilen bir dönem, özellikle de uzun süreli evliliklerden sonra. Babanızınki gibi uzun süreli hastalık döneminden sonra yaşanan kayiplarda ise eşlerin bazilarinin yas tutma süreci çok kısa sürerken bazılarınin da çok uzun sürüyor. Beklenen, olmasi gereken yas sürecinden farklı bir deneyim yasiyorlar. Bu noktada annenizin hala yas sürecinde olduğunu düşünebiliriz.

Eğer gitmeyi kabul ederse bir psikolog ile görüşüp yas terapisi almasını sağlayabilirsiniz. Emin olun çok faydasini görecektir ama bunu kendisinin de istemesi gerekiyor. Zorla gidince terapötik ilişki çok zor kurulur çünkü. Terapötik ilişki kardeş, çocuk vs gibi başka insanlarla kurulamaz bu arada. Sizin yaptiginiz şey sosyal destekten öteye gitmez. Terapi yapılandırılmış ve çok daha farklı işleyen bir süreçtir.

Sizin yaptığınız sosyal ve maddi destek kısmı zaten olması gereken dozajinda. Kendinizden çok çok fedakarlık yaparak bu süreci atlatmasini saglayamazsiniz ama komple elinizi de cekmemelisiniz. Eğer terapiyi asla kabul etmeyecek gibiyse kardesiniz ve sizin dışında olan sosyal desteğini arttirmalisiniz. Ne gibi? Birlikte ikinizinde de keyif alacağı bir gruba katılabilirsiniz, orada sosyallestikten sonra siz yavaş yavaş ortamdan ayrilabilirsiniz. Anaokuluna yeni başlayan çocuk gibi düşünün. Anneniz de yeni bir hayata başlayacak. Sevdiği bir hobi bulmasını sağlayabilirsiniz.


Yine siz bu konuyla ilgili bir uzman ile görüşüp destek alabilirsiniz. Kendisinin gitmesi daha etkili tabii ama siz de danışmanlık alabilirsiniz.


Başınız sağolsun. Ölüm ve yas süreci gerçekten insan hayatında zorlu olan dönemecler ama anneniz şanslı ki sizin gibi çocukları var. Bir şekilde destekle hayatını yoluna koyacaktır.
0
fraise
(29.09.23)
Aynı durumlarda çok daha büyük sorunlar yaşamış biri olarak tavsiyem eğer yanınızda değilse aynı evde yaşamaya çalışın çünkü ne kadar destekte olsanız da Yanlızlık duygusu bu gibi durumlarda zordur.

İşe gitmesi çok olmulu bir durum devam etmesini ve sosyal olmasını sağlayın

Belirli yaştan sonra psikoloji çok önemli , bu çöküntülerin arkasından parkinson yada Alzheimer gibi hastalıklar tetiklenebilir lütfen ihmal etmeyin.
0
Rao
(29.09.23)
Dostum bende çalışmasının çok iyi geleceğini düşünüyorum. Hem ister istemez kafası dağılır hem bir iki arkadaşı ile sohbet eder.
0
EXXE01
(29.09.23)
Unutmadan eğer yoksa bir pet edinmeye çalışın kendisi için, özellikle kedilerin psikoloji üzerindeki olumlu etkisi yerine göre ilaç tedavisinden bile daha etkilidir.
0
Rao
(30.09.23)
(10)

İş hayatında etik konuları

Gradient_tabanlı_mor
Bir firma ile anlaştım ve istifa verdim 1 aylık ihbar süresindeyim. Firma beni 2 haftadır bekliyor. Pozisyon 12 kişilik ekibe takım liderliği. Başka bir firma var daha önce birlikte çalıştık. Oradan da ille bize gel diyorlar. Diğer firmaya söz verdim diyorum. iş hayatında söz vermek diye bir şey yok
Bir firma ile anlaştım ve istifa verdim 1 aylık ihbar süresindeyim. Firma beni 2 haftadır bekliyor. Pozisyon 12 kişilik ekibe takım liderliği.
Başka bir firma var daha önce birlikte çalıştık. Oradan da ille bize gel diyorlar. Diğer firmaya söz verdim diyorum. iş hayatında söz vermek diye bir şey yok diyorlar. Pozisyon mobil yazılım direktörlüğü burda altımda 35 kişi olacak. Maaş ne kadar istersen veririz onları konuşuruz dediler.

Bence şerefsizlik olur. O yüzden dedim ki diğer tarafa başlayayım beğenmezsem size geleyim. Bu sefer de onlar beklentiye girdi. Kimseye ayıp olmasın derken ben strese giriyorum. Sizce makul yolu nedir?
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.08.23)
Begenmezsel size geleyim kısmı bana göre daha etik olmayani.
Yapmaniz gereken şey başlamak istediginiz ise baslamak. Su an etik olmayan bir durum yok, sözleşme imzaladığıniz sürece. Şirket size yatırım falan da yapmadi yani.

Sirket sizi 3 ay sonra hatirlamaz bile. Bu arada bende su an tam tersi var; adaya tamam dedik, kontrat yolllayacagiz, ise alimiar dondu ocaga kadar. Haliyle ise alamiyoruz. Bunun yapıldığı ortamda tam tersi de yapilabilir.
0
logisticsmanager
(23.08.23)
"şerefsizlik" abarti ve dramatik bir tabir. is hayatinda fikir degistirmek falan cok normal. Etik olmayacak sey, atiyorum bir firma icin calisiyor olman gereken 9-6 diliminde baska firmaya is yapmak, veri calmak, cart curt. Anlattigin sey etiklik bir sey degil.

O 12 kisilik takimin oldugu firma da baska lider bulur kisa sure icinde.
0
hot potato
(23.08.23)
Hayır şerefsizlik olmaz.

Bakın basitçe "ne için çalışıyorum", "ne için seviyorum", "ne için arkadaşım" sorularına verilen cevaplar farklıdır. En temelinde iyi bir gelecek ve kazanç oluşturmak için çalışıyoruz. En iyi geleceği ve kazancı size kim sağlıyorsa orda olursunuz. İş ilişkisinde gönül bağı olmaz. Eğer anlaştığınız şirket rakip şirkete "eleman kaptırıyorsa" ki burada eleman siz oluyorsunuz bu onların sorunudur. Piyasa şartlarına uyum sağlamaları gerekir.

Bu temelde sizin için faydalı olduğu kadar ülke ve sizinle aynı mesleği yapanlar için de sağlıklı olan durum. Siz daha iyi şartları olan işe geçerek kendinize doğrudan fayda sağlarken, meslektaşlarınıza ve rekabeti koruyarak ülkeye de dolaylı yoldan fayda sağlamış oluyorsunuz.

Yani dediğinizin tam tersi olarak etik olan daha iyi teklif veren yere geçmeniz.
0
akhenaten
(23.08.23)
iş hayatında ayıp olmasın diye iş yapılmaz. en iyi maaşı veren ve şartları sağlayanla çalışılır. denildiği gibi, şirket sizi birkaç ay sonra unutur bile. en iyi maaşı ve konumu Vaad eden, en köklü şirkete he deyiniz.

şimdiye kadar şirketleri ve oralarda çalışanları düşünüp attığım bazı adımlara pişmanım. önemli olan kendi kariyeriniz. elbette söz verip tutmamak etik değil, ama Ülker'de çalışmak yerine öztosunlar gıda'da çalışmayı etik değerlere uydurmayın.
hakkınızda hayırlısı olsun. sevgiler.
0
lovemyself
(23.08.23)
ben iş hayatında etiğe, ayıba falan inanmıyorum (çok ender rastlanan bir patrona rastlamadığınız sürece).

o patron ki sen zaten onu zengin etmek için çalışıyorsun. o patron ki sana verebileceği minimum maaşı vermeye çalışıyor. o patron ki yarın bir gün %10 hedefi yerine %6 büyüdüğü için gözünün yaşına bakmadan seni işten çıkaracak.

sizi hiç umursamayan ve sömürmeye çalışan insanları sizin bu kadar umursamanız hiç uygun değil.
0
ahm1
(23.08.23)
@hot potato, ya tüm arkadaşlarım bunun çok ahlajsızlık olduğunu söylüyor. Bunun tam tersi de ahlaksızlık tabi ki.
Bence de sözünde durmak insanın karakteriyle alakalı.

Bu arada diğer şirket beni 3 ay sonra unutmaz. Bu firma da beni böyle çağırmıştı 2 sene sonra geleyim mi dedim gel demişlerdi o gün başlamıştım hemen. İşime güvendiğim için o konuda rahatım.
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(23.08.23)
Para için tereyağı gibi erimemek güzel. Her şey para değil. Prensip sahibi olmak şart.

"O yüzden dedim ki diğer tarafa başlayayım beğenmezsem size geleyim."
En uygun cevapta bu zaten.
Verilen sözden caymak uygun değil.

Kendim internetten satışa koyduğum bir ürün için daha fazla fiyat verene bile bakmadım. Bir önceki talip olana sattım.
Ev sahibi olsam parası fazla olanı değil, dürüst olan kiracı ararım kendime. Özellikle bu zamanda.
0
diyecevaplandı
(23.08.23)
'ne istersen veririz, konuşuruz' ifadesi fazla muğlak gibi. aklınız orada kaldıysa ücreti ve hatta 1-2 yıllık zammı açıkça konuşun, kıvırırlarsa içiniz rahat eder. yoksa an itibariyle bu ikisinden birinde başlamanızın etik olmayan yanı yok bence
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(24.08.23)
İş hayatını bu kadar ciddiye alma, "söz namustur, şerefsizlik olur" gibi yaklaşımlara girme. :D İş hayatının ayıbı olmaz, profesyonellik esastır. Para karşılığı zamanımızı, emeğimizi, hayatımızı veriyoruz. Tabi ki en iyi imkanı neresi sağlarsa orada çalışacağız.

Yeri gelir O 2 haftadır bekleyen firma yarın sorunlar çıkmaya başladığında seni öyle bir işten çıkarır ki eşyanı toplamaya fırsatın olmaz.

Bence yazılım direktörlüğü pozisyonu veren şirketle açık açık konuş ki konuşmuşsun ama hatalı bir konuşma şekli olmuş. Farklı bir firmadan teklif aldığını, istifa ettiğini ve ihbar sürecine girdiğini, kendilerinin bir teklifi varsa resmi ve yazılı olarak yapmalarını talep et. Resmi tekliften sonra oraya geçip geçmemeyi değerlendir. Süreç böyle olmalı.

Kendi personeline de bu şekilde davranma derim. Yani isteyen istediği yerde çalışır, ülke şartları malum. X teklifi kabul edip sonra Y firmasına geçmek şerefsizlik olmuyor. "Yazılım Direktörü" noktasına gelmiş biri olarak daha profesyonel olmanı tavsiye ederim.

Bir de "maaş ne kadar istersen veririz" ifadesi çok yuvarlak ve saçma bir cümle. Yeri geldiğinde 3-5 bin'in hesabını tüm kurumlar yapar. "Somut ve yazılı bir teklifle bana gelin bu cümleyle hareket edemem demen lazım".
0
Lethe
(24.08.23)
@lethe, resmî teklif kabule dayalı yapılır. Kabul etmedim ki resmî teklif yapın diyeyim:)
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(25.08.23)
(2)

TOKİ ödemelerini nasıl yapmak mantıklı?

sasailic
Merhaba,Önümüzdeki ay TOKİ ile sözleşme yapacağız. Yaklaşık 2,5 milyon lira. Şu anda altında duran ve duruma göre borsada vs. değerlendirdiğim bu miktara yakın bir param var. Ama yatırım konusunda tecrübesizim. TOKİ %10 peşin kalanı 10 yıl taksitle ancak 6 ayda bir memur maaş artışı oranında artacak
Merhaba,

Önümüzdeki ay TOKİ ile sözleşme yapacağız. Yaklaşık 2,5 milyon lira. Şu anda altında duran ve duruma göre borsada vs. değerlendirdiğim bu miktara yakın bir param var. Ama yatırım konusunda tecrübesizim. TOKİ %10 peşin kalanı 10 yıl taksitle ancak 6 ayda bir memur maaş artışı oranında artacak taksitlerle sözleşme yapıyor. 17 bin ile başlayacak. Sizce bu parayı altında tutup hatta peşinat için de kredi çekerek zamanı geldiğinde altınları bozdurarak ödeme yapmak mı daha mantıklı yoksa peşin ödeyip kurtulmak mı? Altın memur maaşına göre daha fazla değerlenir diye düşünüyorum ama ocakta borcum belki %30-40 artacak, temmuzda da %25-30 olsa…

Şimdiden teşekkür ederim.
0
sasailic
(09.08.23)
TL ile borçlanmak bugüne kadar hep karlı oldu bu ülkede. elinizdeki hazır parayı gömmeyin bence. 2m paranız varsa ve tl ile düz %25 mevduat faizine bile koysanız aylık faiz geliriyle taksitinizi ödüyorsunuz ki birikiminizi tl de tutmak en kötü senaryo bile olabilir (ör: enpara 2m tl'ye aylık 41k net faiz veriyor, güncel oranı %25).

yatırım konusunda tecrübesiz olmanız paranızın mevcut değerini muhafaza etmenize mani değil. ekstra kazanç sağlayacak riski alamıyorsanız da enflasyon karşısında paranız erimesin diye altın dolar sepet yapıp tutabilirsiniz. gerekirse, taksitlerinizi ödeyemez olursanız tırtıklarsınız aradan. (normal şartlarda 17k ile başlayacak olan taksitlerinizi ödeyebilecek durumunuz olduğunu farz ediyorum tabi).
0
solitude ov the lonliest star
(09.08.23)
Toki'den bir mülkü 10 yıl ödemeli aldığınızda, hemen ödeyemiyorsunuz. üzerinden bir yıl geçtikten sonra, senede iki kez çıkan kampanyalardan faydalanıp borcu kapatabiliyorsunuz. yeni almadıysanız ayrı konu. ilk 3-4 yıl rahat öderseniz, sonrasında daha kolay ödeniyor, hele son seneler komedi bir rakama dönüşüyor taksitler. kafam rahat olsunculuğunuz yoksa, denenebilir.
0
lovemyself
(09.08.23)
(2)

Nikotin sakızı ile sigarayı bırakan var mı?

rebecca
1 haftadır sigara içmiyorum, sigaranın kendisinin yokluğu değil de nikotin yoksunluğu biraz yoruyor. Birden çat diye kestin cünkü. Sigara icmeden nikotini de azalta azalta bıraksam mı diye düşünüyorum ordan aklıma bu sakızlar geldi. Kullanan var mı, ne diyorsunuz?
1 haftadır sigara içmiyorum, sigaranın kendisinin yokluğu değil de nikotin yoksunluğu biraz yoruyor. Birden çat diye kestin cünkü. Sigara icmeden nikotini de azalta azalta bıraksam mı diye düşünüyorum ordan aklıma bu sakızlar geldi.

Kullanan var mı, ne diyorsunuz?
0
rebecca
(03.08.23)
bana yanlış hatırlamıyorsam duyuru üzerinden birisi vermişti sağolsun, benzer duyuru açtığımda "ben kullanmıyorum göndereyim sana" demişti. ben o ara sigarayı bıraktım ve iki yıl filan içmedim.

bana acayip yardımcı olmuştu, çok abartmamak kaydıyla neredeyse canım her sigara çektiğinde atıyordum bir tane ve cidden kısa süre sonra sigara içmiş gibi geçiyordu isteğim. ağzımda sakız olduğu için psikolojik olarak da iyi hissediyordum. paketi aç, ağzına at, çiğne vs. sanki elimde sigara varmış gibi meşguliyet oluyordu.

nasıl temin ediliyor, fiyatı nedir bilmiyorum ama sizin için zor veya maliyetli olmayacaksa deneyin derim. en azından şahsi görüşümce kesinlikle denemeye değer. ben dünyanın en iradesiz, istediği şey olmayınca 6 yaşında çocuktan beter manyak gibi davranabilen biriyim ama bu sakızla çok rahat bırakmıştım zamanında. geri dönüş çok sonraları tamamen şahsi manyaklığımdan kaynaklandı, ben nikotin sakızından razıyım hehe
0
mark greg sputnik
(03.08.23)
hâlâ var mı bilmiyorum, ama bir yakınım nikotin bantından kullanmış ve çok faydasını görmüştü. sigarayı onun sayesinde bırakmıştı. zararını falan bilmeden söylüyorum tabi.
0
lovemyself
(03.08.23)
(5)

kira ne kadar olmalı?

melodi
izmir bornova da site içerisinde 3+1 evimiz var 10yıldır aynı kiracı oturuyor. kiracıyla hiç muhattap olmuyoruz genel olarak o evden memnun satsanız ben alırım vs diye arada bi yoklardı da. her ay kirayı geç yatırır hiç sesimizi çıkarmıyoruz.şimdi zam zamanı geldi 2.500tl olan kirayı ne kadar yapmal
izmir bornova da site içerisinde 3+1 evimiz var 10yıldır aynı kiracı oturuyor. kiracıyla hiç muhattap olmuyoruz genel olarak o evden memnun satsanız ben alırım vs diye arada bi yoklardı da. her ay kirayı geç yatırır hiç sesimizi çıkarmıyoruz.

şimdi zam zamanı geldi 2.500tl olan kirayı ne kadar yapmalıyız bilemedim. apartmanda bir daire yeni 9bin tl’den, geçen sene başka bir daire 5bin tl’den kiraya verilmiş.

sizce ne kadar demeliyiz kirayı? açıkcası çıksın istemiyoruz zor durumda kalmasın ama her 2 tarafı da tatmin edecek bir rakamda da anlaşmalıyız
0
melodi
(04.07.23)
10 yıl olduysa kontrat ya yeniden yapılır ya da başkasına kiraya verilir. Önce can sonra canan. Ben böyle bakarım.
0
Tisatiaşer
(04.07.23)
10 yıl olmuş. O yüzden bundan önceki kiranın kaç lira olduğunu hiç dikkate almayın.

Şu anda diğer evler kaç liraya kiralanıyorsa siz de aynı kirayı kiracınızdan isteyin, istemezse çıkması için makul bir sürede anlaşın derim.
Diğer daire 9 bin liraya kiraya verildiyse siz de 9 bin lira talep edin. Pazarlıkla belki 8'e anlaşırsınız.
Şimdi yapacağınız bir indirim önümüzdeki 10 yıl boyunca sizi etkileyecek, indirim yapmayı düşünürseniz bunu göz önünde bulundurun.
0
michael_knight
(04.07.23)
Bornova'nın neresi?
5'e ev yok şu an Bornova'da.
0
hedep
(04.07.23)
@hedep manavkuyu başarı sitesi. izmirde yaşamadığımız için mecburen söylenenlere göre hareket ediyoruz
0
🌸melodi
(04.07.23)
sahibinden'den bakın derim. ilanlar size yeni kiracı için bir ipucu verecektir. düzenli ödeyen kiracı ise, bir tık indirilebilir yeni kira ortalamalarından, sonuçta biri girip de ödemese, süründürse o bambaşka bir sıkıntı.
0
lovemyself
(04.07.23)
(4)

Araç içi kamera hk.

lovemyself
selam, ailecek kullandığımız araba için alacağım, ama hiç anlamıyorum. birkaç video baktım, genelde youtuberlar kim hediye gönderdiyse övüyor gibi geldi. 70mai'den bahsedilmiş, xiaomi'den marka olarak memnunum, o yüzden aklıma takıldı. isteklerim ve sorularım şu şekilde. teknik bir şeyler yazarsanız
selam, ailecek kullandığımız araba için alacağım, ama hiç anlamıyorum. birkaç video baktım, genelde youtuberlar kim hediye gönderdiyse övüyor gibi geldi. 70mai'den bahsedilmiş, xiaomi'den marka olarak memnunum, o yüzden aklıma takıldı. isteklerim ve sorularım şu şekilde. teknik bir şeyler yazarsanız anlamam. cevap verecek vicdanlı ekşiciler için söylüyorum, en basit terim kullandığınızda beyaz ekran oluşacak bende :)

1-bir videoda izledim de, kameranın kablolarını döşemenin altına cam boyunca yerleştirmiş de bilmemen, ben böyle bir şey yapamam. muhakkak kablo var mı?

2-birinci soruyla bağlantılı sanırım, araç çalıştığında kaydın otomatik başlaması için arabanın motoruna/bi yerine bağlanması mı gerekiyor kablonun? eğer böyleyse araba tamircisine götürcem direkt, o bağlasın.

3-pil kullanımından olumsuz bahsedilmiş, yerine bir kelime kullanılıyor, sıcak epey olacak, gündüz şehirlerarası kullanacağız arabayı, bu yüzden pilli olmasın, değil mi?

4-araba çalışmıyorken, gece de kayıt alma durumu yok, değil mi? eğer varsa, bir hırsız alıp gitse kamerayı görüntüye ulaşamıyoruz sanırım? kayıt yaptığı şey de içinde çünkü :/

5-elbette marka ve model önerilerinize açığım. arka kamerası şart değil, hatta hırsızların fazla dikkatini çekmesin diye arka kamerası olmayabilir de. fiyat sorun değil.

teşekkürler, sevgiler, saygılar, hatta geçmiş de olsa iyi bayramlar..
0
lovemyself
(02.07.23)
70mai kullanmış ve çok memnun kalmıştım, görüntü kalitesi iyi kayıt da sorunsuz, arabada en ufak bir darbe alırsa otomatik kayıt alıyor vs.
0
solo
(02.07.23)
70mai kurulumunu izledim şimdi. çakmaklığa bağlanırsa kablo sarkıyor ortada, başka sigorta kutusu sökülüp takılmış falan, epey iş... bir elektrikçiye yaptırmam gerekecek sanırım.
0
🌸lovemyself
(02.07.23)
Ben de arıyorum. Everest in m21 modeline baktım dün vatanda. Özellikleri iyi ama çakmaklıktan şarj alıyor kablo kirliliği yüzünden almadım. 70mai alıp oto elektrikçiye montaj yaptırıcam.
0
rodeocu
(02.07.23)
6-7 senelik araç kamerası tecrübem var. ben viofo'cuyum. viofo araç kameraları bu işin mercedesi bmw'si gibi birşey. xiaomiler de iyidir ama onlarda pil oluyor sanırım. viofolar kapasitörlü. her zaman kapasitörlü kamera seçin. ben kapasitörlü kamera kullanıyorum 7 yıldır. pilli kullansaydım muhtemelen ömrü daha kısa olurdu.

1- muhakkak kablo var. enerjisiz nasıl çalışacak :) ben enerjiyi çakmaklık girişinden alıyorum. bildiğiniz telefon şarj aletine takıp, uzun kablosunu döşeme içinden dikiz aynasına kadar çektim. onu da kameraya bağladım. zor birşey değil siz de yapabilirsiniz.

2- benim dediğim gibi araca biner binmez çakmaklığa takılı bırakırsanız araç çalıştığı an kayıda başlar. başka bir yöntemse sigorta üzerinden yapılan bağlantı. oto elektrikçiler yapıyor. alacağınız kameraya göre araç bağlantı kiti almanız gerekebilir. her yerde bulunmaz.

3- pil olmasın, kapasitör olsun. bişey olmaz diyenlere kulak asmayın. gruplar pilim yandı kameram gitti kısa devre oldu keşke kapasitörlü alsaydım diyenlerle dolu.

4- eğer sigortaya bağladıysanız gece kayıt alabilirsiniz ama araç sürekli yatan bir araçsa zamanla akünüz bitebilir. o yüzden aktif olarak arabayı kullanmıyorsanız tavsiye edilmez. uzaktan kayıda ulaşan kamera görmedim henüz. wifi üzerinden kameraya yakınken telefona aktarım yapabiliyorsunuz sadece.

5- bu soru her sorulduğunda viofo markasını öneriyorum.
0
false pretension
(02.07.23)
(1)

Böcek sorusu

owaki
Merhaba.Pencerede tel var, o yüzden dışarıdan geldiğine emin olduğum böcekler var. Ev ara sıra ilaçlanıyor. Ne yapmak lazım, nereden geçiş yapıyor olabilir böcekler?
Merhaba.
Pencerede tel var, o yüzden dışarıdan geldiğine emin olduğum böcekler var. Ev ara sıra ilaçlanıyor. Ne yapmak lazım, nereden geçiş yapıyor olabilir böcekler?
0
owaki
(25.06.23)
banyonun havalandırma penceresi.
0
lovemyself
(25.06.23)
(2)

Madame Coco ürünleri sizce nasıl? Fiyat/performans?

winston insani
MerhabalarMadame Coco ürünleri sizce nasıl? Ben hep adada kalıyorum özellikle bornoz havlu vs. gibi ürünleri nasıl sizce?
Merhabalar

Madame Coco ürünleri sizce nasıl? Ben hep adada kalıyorum özellikle bornoz havlu vs. gibi ürünleri nasıl sizce?
0
winston insani
(20.02.23)
genel olarak iyi buluyorum.

bornoz, havlu, nevresim, yatak örtüsü gibi ev tekstili ürünleri çok başarılı bence.
hatta koridora küçük bir halısını bile aldım, ondan da çok memnunum.
kedilerin tırmalamasına çok dayanıklı ve leke tutmuyor.

mutfakta da kesme tahtasını falan kullandığım oldu, gayet iyi.
0
blatta hiberna
(21.02.23)
Bir battaniye almışım on yıl önce, dün yıkadım yine, gık demiyor, hiç bozmadı.
mutfak ürünleri de şirin. iyi bir marka, kaliteli. beni şaşırtıyor bu yüzden.
0
lovemyself
(21.02.23)
(6)

ev interneti için hangi firma?

lovemyself
iki sorum var aslında,ev interneti için senelerdir türk Telekom'dayım. fakat hızım inanılmaz düşük. bazen bir fotoğrafı göstermek için bile 10-20 sn bekletiyor. defalarca operatörü aradım, en yüksek hıza çevirdiler, ama net bir sorun yok dediler. bana gelip telefonlarından internete bağlanan arkadaş
iki sorum var aslında,
ev interneti için senelerdir türk Telekom'dayım. fakat hızım inanılmaz düşük. bazen bir fotoğrafı göstermek için bile 10-20 sn bekletiyor. defalarca operatörü aradım, en yüksek hıza çevirdiler, ama net bir sorun yok dediler. bana gelip telefonlarından internete bağlanan arkadaşlar bile şikayetçi. ama sürekli bir yavaşlık söz konusu değil. bazen çok iyi oluyor, çoğu zaman da rezalet.

neyse, yakın zamanda fiber geldi olduğum yere, ben de hemen fibere geçtim, bağladılar. aynı muhabbet burda da devam ediyor. esaki internetimden hiç farkı yok. şimdi aradım operatörü, diyor ki 'her gün modeminizi kapatıp açın, başka bir yöntem gelmiyor aklıma'. modem de zaten geçen hafta fibere geçtim diye yenilenen modem. işin kötüsü, birkaç gün sonra bitiyor sözleşmem.

soruma gelince, şöyle bir şey duymuştum, internet ve fiber altyapısı bir tane olurmuş. her firma aynı altyapıyı kullanır, dediler. bu doğru mu? ben şimdi türknet'e ya da turkcellfiber'e geçsem, yine aynı altyapıyı kullanacak ve aynı hızda mı kalacağım?

ikinci sorum ise, ev interneti için hangi operatörü önerirsiniz?

uzun yazdım, ama hem bu konuların cahiliyim, hem de bu sıkıntıdan bunaldım artık, kusura bakmayın.
0
lovemyself
(16.02.23)
Turknet, turktelekom altyapısı kullanıyor. Turkcell superonline kullanıyor. Kablonet kendi altyapısını çekiyor. Buna göre karar verebilirsiniz.
0
karacigerim vur kadehlere
(16.02.23)
Apartmanınızda Kablonet varsa ona geçin, altyapısı Türk Telekom'dan farklı. Apartmanda kutu yok ama sokakta varsa da apartman sakinlerinin onayıyla hat çekebiliyorlar, başvuru, randevu, montaj falan bir haftada halloluyor.

(resmi sitesi şu: www.turksatkablo.com.tr)
0
kobuzchu kiz
(16.02.23)
turk telekom fiber getirdiyse superonline fiber altyapısı yoktur. zaten türkiye yanlış bilmiyorsam 2 tane büyük fiber altyapıya sahip firma var. Turk Telekom ve Superonline(Turkcell).

Siz Turk Telekom altyapısı kullanan bir şirket seçebilirsiniz. TurkNet, Netspeed, Millenicom vs. (atladığım olabilir)

Saydığım şirketlerden kullananlar yorumlarını yapacaktır. Benim yorumum şöyle. Kullananlardan duyduğum kadarıyla Turk Telekom altyapısını kullanan şirketler müşteri hizmetleri konusunda iyi değil. Turk Telekom gibi hizmet sağlamıyor telefondan. İleri bir kullanıcı değilseniz ne yapacağınızı bilemezsiniz.

Deneme amaçlı taahhütsüz bu firmaları deneyip hız sorununuzun çözülüp çözülmediğine bakabilirsiniz.
0
false pretension
(16.02.23)
cevaplara teşekkürler.
bu işlerin cahili olarak şöyle bir soru soracağım: Türk Telekom çok yavaş. tek sıkıntım bu zaten. şimdi türknet'e geçersem, aynı altyapıyı mı kullanacağım? e o zaman aynı yavaşlık olmayacak mı yine?
yani şöyle bir çıkarımımız olabilir mi: "madem Türk Telekom altyapısından memnun olmadın, bu sefer de superonline'ı dene" gibi. Bu arada superonline'ın abonelik iptallerinde sıkıntısını biliyorum, eğer mantık doğruysa Turkcell'e geçeceğim. zaten hattım da Turkcell.
0
🌸lovemyself
(16.02.23)
Turknet sitesinde adres sorgulama kısmı var kaç megabit hız vereceklerini gösteriyorlar ve o hızı veriyorlar. Taahhüt olmadığı için bir iki ay kullanıp sonra iptal de edebilirsiniz. Ben 1,5 yıldır kullanıyorum memnunum baya. Müşteri hizmetleri kısmında da fena değiller bence.

Yani türk telekomda x liraya 25 megabit 3x liraya 100 megabit gibi uğraşmak yerine tek fiyatta ne kadar hız alabiliyosan onu veren bir firma. Taahhüt olmadığı için ekonomiye bağlı olarak son yıllarda çok zam geldi evet ama bence hâlâ daha türk telekom'a göre daha mantıklı
0
nundu
(16.02.23)
bu soru çokça soruluyor, arayanlar için rehber olması için biraz uzun yazayım.

Türkiye'de 3 tip bağlantı var kabaca; xDsl, fiber ve kablo tv altyapısı (ki bu da özünde fiber ile iletiliyor).

xDsl kendi içinde adsl ve vdsl olmak üzere 2'ye ayrılıyor. adsl saha dolabından dairenin içine kadar bakır telefon kablosu ile geliyor ve en kötü bağlantı tipi. fakat kablolar kaliteli ise örneğin 16mbit bir bağlantıda adsl/vdsl/fiber/kablo tv arasında kullanıcı açısından fark yok.

vdsl'de ise sokağa ya da binaya kadar fiber bağlantı geliyor, daireye yine bakır telefon kablosu ile iletiliyor. adsl'e göre daha yüksek hızlara (download ve upload) çıkabiliyor.

adsl ve vdsl'de altyapı tamamen türk telekom'a ait ve genellikle telekom'a ait olan altyapı kaliteli. dolayısıyla taahhüt edilen hız binaya ya da daireye kadar geliyor fakat bina/daire içi bakır kablo kalitesine bağlı olarak bağlantı sorunları yaşanıyor.

fiber de kendi içinde 2'ye ayrılıyor; binaya kadar fiber -> daireye kadar ethernet kablosu ya da daire içine kadar fiberoptik. ikisi de sorunsuz, ikisi de gigabit'e kadar çıkabilir.

kablo tv altyapısı malum koaksiyel kablo ile geliyor, bu da teknik olarak sorunsuzdur. daire içi kablolama düzgünse yine taahhüt edilen hıza çıkar.

sizin sorununuza gelince, öncelikle modeme bir bilgisayarı ethernet kablosu ile bağlanıp hız testlerini yapın, bakalım bağlantı sorunu wifi yüzünden mi anlayın. sorun devam ediyorsa başka çözümler ararsınız. fibere geçtim demişsiniz, saydığım bağlantı tiplerinden hangisindesiniz? binaya ya da daireye kadar fiber geliyorsa problem olmaması lazım teknik olarak. bazen bu kadar detayı bilmeyen insanlar fibere geçtim zannediyor ama aslında vdsl kullanıyorlar, bu durumda bakır kablo kalitesi devreye giriyor.

eğer gerçekten fiber kullanıyorsanız sorun sizde değildir, ya operatördedir, ya modemdedir (adaptöründen bile olabilir), ya wifi yüzündendir (kanal değiştirmek işe yarayabilir). yok eğer vdsl kullanıyorsanız dediğim gibi ev içi kabloları kontrol etmek lazım. mümkünse eğer bina girişindeki telekom'a ait bakır kabloya direkt olarak modemi götürüp bağlayıp test edebilirsiniz ama uğraştırıcı bir yöntem (elektrik götürmek, kablolara ek yapmak vesaire). ama sorun tespiti açısından verimli bir yol.

eğer size/binanıza ait kablolarda (bağlantı xDsl ise) sorun olduğu kanaatine varırsanız bu kısım telekom'u ilgilendirmiyor, sizin çözmeniz lazım.

bir diğer husus; xDsl tipi bağlantılarda tüm operatörler türk telekom altyapısını kullandığı için bağlantıda sorun varsa hangi operatöre geçerseniz geçin sorun devam eder. web sitelerindeki ulaşılabilir hız bilgisi xDsl bağlantılar için telekom'a ait altyapıyı baz alır, bina içi kablolar bilinmediği için elbette hızı taahhüt edemezler. binaya kadar 100mbit sorunsuz bağlantı kurulabilirken daire içinde 8mbit bile kurulamayabilir.

fiber altyapıda ise son dönemde epeyce değişiklik oldu, operatörler birbirine ait fiber altyapıyı kiralayabiliyor. şu an kim kiminkini kullanabiliyor takip etmedim ama gerçekten fiberoptik altyapı olduğuna eminseniz herhangi bir operatöre geçilebilir.

aynı binada birçok altyapı da olabilir. bizim binamızda örneğin türk telekom ve superonline'a ait daireye kadar fiberoptik var. ailemin evinde türk telekom vdsl (sokakta fiber kutusu var, ordan itibaren binaya bakır kablo geliyor), superonline fiber ve kablo tv var. olabiliyor yani.
0
orient blue
(16.02.23)
(9)

çalışma masalarından sizce hangisi? zevkinize başvurma sorusu

lovemyself
otantik bir görünüme sahip olsun istiyorum. antika bakacaktım ama vaktim yok. iki seçenek dışında "şunu görmüştüm, daha iyi bence"lere de açığım.Bunu bizzat gördüm. hafif salanıyor bacakları ağır ahşap olmadığı için, ama masanın ucundaki, yani düz olmaması çıkıntı hoşuma gitti.https://www.evidea.com
otantik bir görünüme sahip olsun istiyorum. antika bakacaktım ama vaktim yok. iki seçenek dışında "şunu görmüştüm, daha iyi bence"lere de açığım.

Bunu bizzat gördüm. hafif salanıyor bacakları ağır ahşap olmadığı için, ama masanın ucundaki, yani düz olmaması çıkıntı hoşuma gitti.
www.evidea.com

Bunu dünya gözüyle görmedim, duruşu hoşuma gitti.
www.evidea.com

arttırıyorum, üçüncü bir seçenek de şudur:
www.trendyol.com
0
lovemyself
(24.01.23)
İkisi de hoşuma gitmedi ama illa ikisinden biriyse cevabım bir. İkincisinin o çekmececeli kısmının masanın iç bölgesinde olması sinir eder beni.
0
vedatchilipeppers
(24.01.23)
Ilki hos görünüyor ama bacaklarinin sallanmasi pek iyi degil. Eger masa üzerinde yazi yazacaksaniz, sallanan masa bir süre sonra sinir bozucu oluyor :)

O yüzden ikinci eger stabilse, ikinciyi öneririm.
0
chihirovekohaku
(24.01.23)
2. çok güzel görünüyor
0
neira
(24.01.23)
laptop kullanacağım, yazı yazınca ne kadar sabit durur bilemedim ya :( demiri çok hafifti, ondan sallanıyor dediler. acaba bu yüzden mi uygun... birkaç kişi daha beğenmezse vazgeçeceğim sanırım. ama inceden bi tasarım-otantik kokusu var gibi, bu fiyata da uygun geldi.
0
🌸lovemyself
(24.01.23)
Valla ilki cok kotu bence. Ikisi arasinda net 2. derim.
0
j r r tolkien hayrani
(24.01.23)
görsel olarak da 2, uzun olduğu için zaten 2. İlki 90 diğeri 120cm.
0
nhk ni youkosu
(24.01.23)
İlk masa ince metal ayaklarla otantik gözükmüyor ki.
İkincisi çok çirkin, her yanı ayrı oynuyor.

www.ahsapsokagi.com şu hoşunuza gidebilir gibi geliyor bana, aynı markanın başka bir masasını kullanıyorum, yeterince ağır ve sağlam.
0
kobuzchu kiz
(24.01.23)
@kobuzchu kız, gerçekten çok iyiymiş. ayakları hariç, bu tarz arıyorum ama onlar da çok sırıtmıyor sanki, tarz durmuşlar. arada 4 bin oynuyor tabi.
0
🌸lovemyself
(24.01.23)
illa bir tanesi olacaksa 2.yi secerim.
ilkinin bacaklari cok ince sallanir kesin.
3.de yer yok ve eski suratli.
0
cooperr
(24.01.23)
(3)

hastaneye doğum hediyesi ne gider?

lovemyself
doğum yapıldığı gün hastaneye ziyarete gidilecek. çeyrek takacaksanız oraya mı gidiyordu altın? çiçek de götürülebilir, ama hediye ev ziyaretinde daha uygun, değil mi? gittiğimde bir takı yastığı yoksa altını ev ziyaretine mi saklasam? bu işlerin genel geçer bir kuralı yok ama yine de sorayım dedim,
doğum yapıldığı gün hastaneye ziyarete gidilecek. çeyrek takacaksanız oraya mı gidiyordu altın? çiçek de götürülebilir, ama hediye ev ziyaretinde daha uygun, değil mi? gittiğimde bir takı yastığı yoksa altını ev ziyaretine mi saklasam? bu işlerin genel geçer bir kuralı yok ama yine de sorayım dedim, yakın zamanda gitmiş olanınız varsa..
0
lovemyself
(24.01.23)
Evet altını ev ziyaretinde takmalı.
Bebek için bütçeye göre hastane çıkışı, tulum veya battaniye arasından bir seçim yapıp götürün. 0 numara Prima bebek bezi de olabilir:)
0
etna
(24.01.23)
hastaneye niye gidiyorsunuz o kısmı anlamadım. yani doğum yaptığımda hastanede davetsiz misafir görmek istemezdim açıkçası. hadi diyelim gidilecek neyse. çiçek götürülmez, zaten yasak. çiçek yerine oyuncak ayılı, balonlu vs bişeyler yapıyor çiçekçiler, onlardan götürebilirsiniz. ev ziyareti yapacaksanız, altını oraya saklayın.

@hocam madem bu kadar davet edildiğiniz bir olay, neden ilk defa gidiyor gibi sordunuz. bizden çok biliyorsunuz, maşallah. kesin davetsizsiniz demedim zaten.
0
elorelia
(24.01.23)
hastaneye davetsiz misafir niye olsun :))) doğum yapacak arkadaşlarımdan samimi olanlar genelde beni bir önceki gün arayıp doğum zamanını söyleyip, beklediler. hastane odasına doğum sonrası gidip tebrik edilir, oda süslemeleri bile var bu yüzden. siz kişisel olarak istemezsiniz, o ayrı. ama davetsiz misafir olunduğuna kesin emin olmanız ilginç :))

@elorelia genelde çok samimi olduklarımın yanına giderim, hemen ardından evde de yardımcı olurum. bu sefer az samimi olduğum biri ısrarla çağırdı doğumundan önce. bilgi olarak da editleyeyim, yeme içme-süs falan hazırlanmış bir sürü. herkesi de çağırmış, hastanede ziyaretler yapılsın, evde kalkamam diye. takı yastığı da koymuşlar, altınlar takılıyormuş. çiçek de aldılar içeriye. yedik içtik, moral verip döndüm.
0
🌸lovemyself
(24.01.23)
(9)

yuksek fiyatli hastane daha mi guvenilir?

Kittie
merhaba arkadaslar,kafam karisik biraz. 2 sorum var. 1. bir sebepten son 3 yildir bi doktora gidiyorum rutin kontrol olarak.doktor bi seyim olmadigini, hissettigim seyin psikolojik oldugunu soyluyor. ultrason cihazi yalan soylemez diyor. kendisi op. dr. bi de ben son rapordan hemen sonra baska bi (d
merhaba arkadaslar,

kafam karisik biraz. 2 sorum var.

1. bir sebepten son 3 yildir bi doktora gidiyorum rutin kontrol olarak.
doktor bi seyim olmadigini, hissettigim seyin psikolojik oldugunu soyluyor. ultrason cihazi yalan soylemez diyor. kendisi op. dr.

bi de ben son rapordan hemen sonra baska bi (daha ucuz) hastaneye gittim. rapor birebir ayni cikti. oradaki doktora soylemistim elimde rapor oldugunu aslinda. neyse doktor, ultrason yanilmaz, radyolog suphe duysa risk almaz, ceza alirlar cunku suphe varken net konusurlarsa dedi. sende her sey net yazilmis dedi. gereksiz olmus ama icin rahat etti, teyit etmis oldun raporunu dedi.

icim pek de rahat etmedi sonradan :(

simdi bu rahatsizligim devam ettiginden bu seneki kontrolu baska yere yaptirayim dedim. memorial'i sectim. doktor prof. konuyla ilgili abd'de egitim almis. yalniz muayene ucreti 2500 tl. sgk gecmiyor. e bunun ultrasonu da var. o ne kadardir bilmiyorum.

su anki doktorsa sgkya 400 tl. bi o kadar da ultrason burda. 800 toplam.

napsam, sanki bi seyim var ve kaciriyorlar gibi hissediyorum. hastane konusunda op. dr. / prof. farki cok onemli mi sizce? iki doktor da capa mezunu ve yaslari yuksek.

ek soru: siz nasi hallediyorsunuz doktor islerini? ozel saglik sigortasi mi yaptirmak lazim, memoriali kapsayan bi paketim olsaydi 2500luk doktor bedava mi olacakti tamamen? kac paraya geliyor bu sigortalar?

su an onemli olan sorum 1. 2500 de ultrason desek, 5k vereyim mi ne dersiniz?
0
Kittie
(23.01.23)
hastane sihirli degnek degil. doktorlar aldiklari asagi yukari ayni egitim uzerinden tahminde bulunuyor iste. farkli gorus alip farkli tedaviler almak ise yarayabilir, birinden biri tutabilir ama o kadar. pahali hastanede cok beklenmedik bir tibbi metot uygulandigini sanmiyorum. zaten oyle olsa o kadar asiri zengin unlulerin vs hic hastalanmamasi gerekirdi. tip gunumuzde hala o kadar net bir bilim degil maalesef. gecmis olsun.
0
hot potato
(23.01.23)
Eğer bu hastalığınız konusunda endişeliyseniz üniversite hastanelerinden birinden randevu alın.
Mesela Cerrahpaşa'dan. Zaten rutin kontrol olduğu için ne zaman randevu bulursanız o zaman gidersiniz.

Özel hastanelere sürekli gidiyorsanız özel sağlık sigortası yaptırmanız daha ucuza gelir ama sigorta başlangıcından önceki hastalıklar sigortaya dahil olmaz. Çoğu özel sağlık sigortasında muayene ücretinin %20'sini ödersiniz. Ama 2500 TL olan muayene ücreti sigorta şirketi için 1500 liradır mesela siz 300 TL ödersiniz. Farklı farklı anlaşmalar da var elbette.

Eğer siz normalin çok dışında, ilginç bir hastalığa, duruma sahipseniz devlet hastanesindeki doktorlar bunları daha kolay farkediyor gibi geliyor bana. Sebebi de sanırım özel hastaneye sizinle aynı şekilde ilginç durumda hasta bir kişi 3 yılda bir denk geliyorsa devlet hastanesindeki doktora 3 ayda bir böyle birisi denk geliyor.

Abartmamanız gerektiğini de kendinize hatırlatın.
İki uzman doktor, iki radyolog bakıp da görmediyse çok yüksek ihtimalle bir şey yoktur.
0
michael_knight
(23.01.23)
hastalık bir noktada kişiye özel, normal olarak tanımlanan değer senin için düşükte veya yüksekte kalabilir

kafayı taktığın yerde sorun yoktur, başka bir problem de tetikliyor olabilir
ama ultrason yalan söylemez bu konu askıya alabilirsin

bence beslenmene odaklan, bünye eksik olan gıdayı "aşerir"
0
bir soru sorcam
(23.01.23)
ben ortalama 3 doktordan fikir almadan aksiyona gecmiyorum.

pahali olan iyi olacak diye bir kaide yok ama isim yapmis olanlar pahali oluyor, isim yapmalarinin da sebeplerinden biri iyi olmalari.

cocukken basima soyle birsey geldi, bir kulagim az duyuyor gibiydi, girmedigim test kalmadi birsey bulamadilar. 5-6 doktora gittim hepsi birsey yok dedi yolladi, ama bir sikinti var ben hissediyorum. En sonunda annem aldi bir yere goturdu, pasaj gibi bir yerin icinde bir muayenehane, sekreter falan yok doktor tek basina bir odada oturuyor, les gibi bir yerdi. Kucuk olmama ragmen anneme "emin misin burasi bana pek saglikli gelmedi" diye sordugumu hatirliyorum. Doktor bakar bakmaz bunun kulak zari cokmus dedi, burnuma bir boru soktu ve basincli hava verdi. Gozlerimden hava ciktigini hatirliyorum ama zari yerine oturttu. 30 senedir sikinti yok.

Ozetle, carenin nereden gelecegi belli olmuyor. Gecmis olsun...
0
cooperr
(23.01.23)
kesinlikle alakası yok.

2 yıl önce bir hastalığımla ilgili -ameliyatlık durumdaydım-
kendi özel muayenesi olan sıradan bir cerraha gittim. muayenesi bir çok özel hastanedeki proflardan daha pahalıydı. klasik internete kendi reklamını veren instagram doktorlarından yani.
10 dakika muayene etti etmedi direk ameliyat ve şu kadar gün yemek yemeyeceksin, sıvı beslenceksin, şu kadar dikiş olacak vs vs paket program bir şekilde hızlıca bilgilendirdi ve bitti dedi. muayene sırasında da canımı çok yaktı hakkımı helal etmiyorum ona.

sonra bilindik bir özel hastanedeki profesör bir hekime muayene olmaya gittim. alanında bilinen ve deneyimli bir hekim. muayene parası bu yukarıda bahsettiğim zibididen daha ucuzdu ve muayene sırasında hiçbir şey hissetmedim.
bu hekime ameliyat oldum ve diğerinin verdiği fiyattan 2bin tl daha ucuza. düşünün bu hastalığın profesörüne ameliyat oldum hem de daha uygun fiyata. ertesi gün normale döndüm. iyileşme sürecimin zaten 1 yıl süreceğini takip edilmem getektiğini söylemişti doktorum. vücudumda ameliyat, dikiş izi vs bile yok neredeyse öyle düşün.

eğer daha pahalı diye bu daha iyidir diye düşünseydim şuanda ilk doktora ameliyat olmuştum ve bunu hayal bile etmek istemiyorum.

iyi bir hekim zaten finansal olarak yapmıştır yapacağını ve hakettiğini alır. instagramda reklam veren doktorlara sakın ha araştırmadan etmeden güvenmeyin derim. sağlığınızdan olursunuz mazallah.
ben direkten döndüm.
0
debian
(23.01.23)
eğer bir konuda uzmanlaşmış türkiyenin o alanda sayılı doktorlarından biri değilse özel hastaneye gitmeyi ben gereksiz buluyorum. sırf otel konforu sundukları için o kadar paralar bayılmaya değmez.

inanın kamu ve özellikle üniversite hastaneleri bir çok konuda daha iyi. daha çok ve çeşit bakımında daha fazla hastalık gördükleri için tecrübeleri daha fazla oluyor.

önce eğitim araştırma veya üniversite hastanesinde bir uzman hekime gidin. hekimi seçerken isim olarak araştırın( www.hekimler.net ) burada isim olarak bakın. hangi okuldan ne zaman mezun olmuş. özellikle istanbul-çapa-hacettepe-ege gibi üniversitelerin mezunlarını ve orta yaşlı hekim bulun. ondan randevu alın.

eğer cevapları tatmin etmezse bu sefer üniversite hastanelerinde fark vererek prof. veye doç. öğretim üyelerine kontrol olabilirsiniz. onları da seçerken yayınlarına ve vaka sunumlarına(yine internette kısa bir araştırma ile) bakarak ilgili olanları tercih edebilirsiniz.
0
astronom bey
(23.01.23)
git. öncelikle kafan rahat eder. gitmedim bir şey var mı düşüncesi içini kemirmez. hem de 3. bir pahalı ya da ucuz fark etmez belki daha iyi teşhis yapabilir.
0
paintov
(23.01.23)
yüksek fiyatlı hastane size her türlü masrafı çıkartır. şuna da bakalım, bu da olsun, derler ve sizin de dediğiniz gibi yüksek fiyatlıdırlar. ultrason-mr gibi şeyler çok pahalı buralarda.

ama işin ehli bir yere gitmek istiyorsanız, Michael ile aynı düşünüyorum: üniversite hastanesine gidin. devlet hastaneleri sizi para kaynağı olarak görmez ve devlet imkanları özelin tasarruflu politikasından daima daha iyidir. randevuyu falan da çok kolay alıyorsunuz zaten uygulamadan.

geçmiş olsun.
0
lovemyself
(24.01.23)
Hocam soyadın Sabancı ve Adanalı değilsen gitme tabii ki. İki doktor da söylemiş işte, üçüncüsünde Amerika’daki bir hekime başvurmak istemeyeceğin ne malum :). Sevdiğim başarılı bir hekim arkadaşım şöyle diyor bu durumlarda: uykuna ve beslenmene dikkat et, stresten uzak dur. Sen de bence bunlara dikkat et.

Geçmiş olsun
0
giovanne
(24.01.23)
(10)

Araç kullanmaya başlayan birine tavsiye

Sakinolmamlazim
1 aydır araç kullanıyorum. Ara sokaklarda arkamdan gelen sürücüler beni çok geriyor. Tamponuma yapışıp selektör yapanlar, korna çalarak rahatsız edenler.Ara sokakta hızlı gidersem sağımda solumda Park halindeki araçlara sürtmekten korkuyorum. Kedi, köpek, çocuk fırlayabilir, her şey olabilir. 1. Ara
1 aydır araç kullanıyorum. Ara sokaklarda arkamdan gelen sürücüler beni çok geriyor. Tamponuma yapışıp selektör yapanlar, korna çalarak rahatsız edenler.
Ara sokakta hızlı gidersem sağımda solumda Park halindeki araçlara sürtmekten korkuyorum. Kedi, köpek, çocuk fırlayabilir, her şey olabilir. 1. Aracın kapladığı alani tahayyül edebilecek seviyeye ne zaman gelirim?
Diyelim ara sokaktan ana yola baglanacagim. Özellikle arkamda taksici varsa iki salise bile beklemiyorlar hemen kornaya basiyorlar. Bugün de acele edip salak salak hatalar yaptım kendime gore. Trafiğe çıkmadan önce karnım ağrıyor resmen. Bir an önce süreyim bitsin derdindeyim.
2. Acaba arka cama acemi sürücü mu yazsam da beni biraz rahat bıraksalar?
(Not: Ankara'yi bilenler için Tahran caddesi, birlik mahallesi güzergahında oluyor bu bahsettiklerim)
0
Sakinolmamlazim
(23.01.23)
kornayı duymayın, sallamayın. inip saldıracak halleri yok. trafikte en büyük tehlike panik ve kararsızlık. ara sokakta hızlı gitmek zorunda değilsiniz.
arka cama acemi yazmayın da "YENİ SÜRÜCÜYÜM, SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER" gibi bir şey yazarsan insanlar daha toleranslı yaklaşabilir. acemi sözcüğünün çok negatif bir algısı var. kullanım yoğunluğunuza göre 2-3 ay içinde aracınızı da daha iyi tanıyıp hangi aralığa sığar, hangisine sığmaz keşfetmeye başlarsınız inşallah.
0
mustafakesekci
(23.01.23)
Arka cama acemi olduğunuzu belirten herhangi bir şey yazarsanız yaşadığınız tacizin boyutu ben diyim 3'e siz deyin 5'e katlanır. Böyle bir şey yapmanızı hiç tavsiye etmem. Çözüm kornaları duymayıp kurallara bağlı kalmak. Yokmuşlar gibi düşünün, asla cevap vermeyin.
0
but that was just a dream
(23.01.23)
Sakin olman lazım. Acemi yazmayın. Daha çok uğraşırlar.
0
dissendium
(23.01.23)
Öncelikle acemiyim falan yazmayın, mazlumu ezme eğilimi trafikte de çok fazla.
canınızı alamazlar, normal hızınızda gidin, kimseyi takmayın. münakaşaya da girmeyin. herhangi bir sorun olursa elinizi pardon neticesinde kaldırın, bu hareket işe yarıyor.
zaten olay arabaya alışmakta yazdığın gibi.
2-3 aya alışacağını düşünüyorum.

kendini kısıtlarsan korku oluşur ki bu en kötü durum olur.
zamanla alışacaksın, geri adım atma.
0
antti sumiala
(23.01.23)
ben 6 senedir her gün türkiye’de araç kullanıyordum ve bunu normal sanıyordum, 1 senedir ingiltere’de sürüyorum şimdi 1 haftadır türkiye’deyim inan seninle aynı şeyleri hissediyorum. tam bir kaos, kelimenin tam anlamı ile açık ara kaos. zaten aynam çarptı 2-3 kişiye insanlar çok yolun ortasında yürüyor arabalar da üzerime üzerime sürüyor.

çözüm : çok sık kullanmak, kaos düzenine alışıyorsunuz normal geliyor. çok zor biliyorum ama alışana kadar arkayı umursamayın.
0
hayati cozemeyen adam
(23.01.23)
Arkanızdaki sabırsız şoförlerin korna-selektörlerini umursamamayı öğrenmek de araba sürmeyi öğrenmenin bir parçası.

Birkaç defa bir yerlere sürterseniz aracın kapladığı alanı çok daha hızlı öğrenirsiniz. Ama merak etmeyin kısa süre içerisinde o da kafanıza oturacak, üzerine çok düşünmediğiniz bir şey olacak.

Bu panik yapmama işi çok önemli. Kendinizi stadyumdaki bir beyin cerrahı gibi düşünün. Taraftar ne kadar bağırsa da siz doğru bildiğinizi yapın. Çünkü bu işin sonunda gerçekten birilerine zarar verme ihtimaliniz var.
0
michael_knight
(23.01.23)
inadına yavaş gidiyorum öyle olunca. ara sokakta önüme geçse sanki hız yapacak. bigün dayak yiyeceğim de bakalım
0
ShadowOfMoon
(23.01.23)
acemi falan yazmayın daha çok üstünüze gelirler. dikkatli gitmeye devam edin ve korna selektör vs umursamayın.
0
paintov
(23.01.23)
ilk başlarda yanınızda birini alabilirsiniz, güven verir size.
0
gibicibicis
(23.01.23)
arka cama bir şey yazmak yurtdışında süper bir çözüm, ama aksine sizi daha da sinir etmek isteyebilirler. ben araç kullanmaya başladığımda bu yüzden bunu tercih etmemiştim. sadece, birileri bana kızdığında, selektör yaptığında çizmeli kedinin masum hali gibi başımı camdan çıkarıp "isterseniz biraz uzaklaşın, acemi şoförüm de, çarpıyorum, ondan dedim" deyip saçma bir gaz veriyordum arabaya. söylenmeyi bile kesip arabalarıyla uzaklaşıyorlardı :)) kadın olmanın artıları...

araba kullanırken her ne kadar takmayacağımı söylesem de, o kornalara, uzun uzun korna basmalarına çok üzülüyordum. panik olup daha beter hata yapıyordum. şimdi bakınca, evet, yaptığım hatalar aslında yanlış değildi, ama trafiği aksatan şeylerdi. yavaş gitmek, dönüşlerde fazla yavaşlamak, gibi... bunu zamanla öğreniyorsunuz. şimdilik uyarıları ve hakaret derecesindeki hareketleri zerre kadar takmayın. bunu kendinize sık sık hatırlatın. Araba kullanmayı bırakmayın, yoksa cesaretiniz kırılır ve belki yine başlayamazsınız. bir tanıdığım acayip kötü sürüyordu arabayı başlarda. "çok küfür yedik" dediğimde, "Amaaan kendilerine baksın onlar, herkes anasının karnından iyi şoför olarak doğmadı ya" derdi. hiç de takmazdı gerçekten. şimdi milimlik ayarla ve hızlıca en dar yerlere bile arabayı park ediyor.
0
lovemyself
(24.01.23)
(2)

göz altı ışık dolgusu

9kuyruklukedi
yaptıran var mı? before after çok fark etti mi?
yaptıran var mı? before after çok fark etti mi?
0
9kuyruklukedi
(23.01.23)
göz altında fark etse de, burun ile aradaki yerde garip bir çizgi yapıyor. yani bebek gibi olmak imkansız. ya da şöyle diyeyim, en iyi ihtimalle "işlem yaptırmış ama yakışmış" duruyor bence. eğer yüzünüze dikkat eden biriyseniz ya da çevrenizdekiler öyleyse elbette fark edecektir.

kesinlikle meşhur bir yere gidin, adı duyulmuş ve iyi bir doktora yaptırın. paradan kısacaksanız hiç girişmeyin.
0
lovemyself
(24.01.23)
Merhaba, tavsiye edeceğiniz bir yer var mı, varsa özelden yazabilir misiniz?
0
rumpleteazer
(24.01.23)
(8)

Ev alma sorunsalı: Yeni 1+1 mi eski 2+1 mi?

naelektrisan
Merhaba,Merkezi bir konumda iki ev düşünürsek, biri 40 yıllık bina, deprem öncesi haliyle, 2+1 net 90m²...Öteki 1+1 70m² civarı genç <5 yaş binada tercihiniz ne olurdu?Eski 3. Kat yeni giriş kat.1+1'in problemi bebekli bir aile nasıl yaşar paradoksundan bir türlü kurtulamamak, eşimin sığmayız, yatıy
Merhaba,

Merkezi bir konumda iki ev düşünürsek, biri 40 yıllık bina, deprem öncesi haliyle, 2+1 net 90m²...

Öteki 1+1 70m² civarı genç <5 yaş binada tercihiniz ne olurdu?

Eski 3. Kat yeni giriş kat.

1+1'in problemi bebekli bir aile nasıl yaşar paradoksundan bir türlü kurtulamamak, eşimin sığmayız, yatıya gelen nerede kalacak, şu an kiradayken (2+1) eşyaları ne yapacağız vb soruları..

Bana mantıklı gelen ise 2-3 yıl sonra daha geniş bir eve (eski veya yeni) geçiş için yüklü kredi de çekmişken geçmenin anahtarı genç 1+1 satın almak gibi geliyor ama sormak istedim size de.

İki ev de site içinde değil.
0
naelektrisan
(21.01.23)
Yeni alırdım. Eski evin derdi bitmez.
0
dissendium
(21.01.23)
3 kisi 1+1'de yasanmaz (hatta 2 kisi bile zor) ama 2-3 seneye daha buyuk ev alabilecek maddi gucunuz olacaksa dusunulebilir. Ama sikintili yani, esin hakli.
0
hot potato
(21.01.23)
1+1 net 70 değildir sanırım. 3 kişi 1+1de duvarlar sana doğru gelir.

Bence başka çözüm bakın.
0
Mcfly
(21.01.23)
eski evin derdi çok oluyor. evet küçük, ama bütçeye göre bu alınabiliyorsa alınmalı.

eski evde oturuyorum ve uzak bir yere giderken birilerine anahtar bırakıyorum, arada evi su basmış mı, üst katın boruları patlamış mı diye. bence kendinizi zorlayın, ama yeni olan bina için zorlayın. eğer "yeni ve 2+1'e geçebiliriz, ama çok zorlar" diyorsanız, zorlanın. yoksa yine de 1+1 derim.
0
lovemyself
(21.01.23)
1+1 bebek ve iki kisi icin epey kucuk. bi de "ben sana demiştim" diyen es yorumları eklenir gibi :)

mevcut durumu bilmiyorum ama. yüksek kira getiren hangisiyse alıp kiraya verseniz, o kira mevcut kiranızdan fazlaysa krediye de bi tık destek olur. 2-3 yıl sonra da satıp asıl planı yapsanız nasıl olur?

eski ev yaştan dolayı sıkıntılı, yeni ev de boyutundan gibi.
0
sıkay
(21.01.23)
merkezi konumda olmayan yeni 2+1 ev bakarım. eski evi alıp arada deprem olur mu gerginliği ile yaşamak istemem ki deprem oluyor sık sık artık. yeni 1+1’i alıp da çocukla yaşamak bence çok ama çok zor. ayrıca eşin eşyalara yer bulamıyorum tribi de cabası. merkezi olması bu sıralamada 4. öncelik bence.

özellikle bü yük evden küçüğe geçiş çok zor bir şey ve eşin de istemiyorsa çok problem yaşayacağına emin olabilirsin. hani şu an oturduğun ev küçük olsa neyse.
0
roket adam
(22.01.23)
3 kişi ile 1+1 olmaz. Giriş kat zaten kötü bir seçenek. 2+1'40'ı gördüyse ve merkezi konumdaysa kentsel dönüşüm ihtimali var ufukta. Orayı satın aldıysan dönüşür 0 yaşında binada oturursun. 1+1 ise 1 kişi için bile küçük bence.
0
nawar
(22.01.23)
Depremden önce yapılan, depremde yıkılacağı nerdeyse kesin olan bir evde m2si büyük, gelen misafirler rahat uyusun diye pozitif bakiyorsunuz yani? Hadi Kendi canınızdan vazgeçtiniz, çocuğunuz için bari bu riske girmeyin. İstanbul’da iseniz kesinlikle yapmayın. Bu işin şakası yok, 2+1 ile kendinize geniş ferah bir tabut seçmiş olursunuz. 1+1 tek kişiye gayet yeter, 2 kişi içinde yeterli. Dünyanın heryerinde böyledir. Çocukla biraz zor olabilir ama canınızı ne kadar sokakta buldunuz ona göre karar verin lütfen. Eşinize de bu bilinçi vermeye çalışın..
0
ya volna
(22.01.23)
(3)

İç cephe boyası

lrdrylgh
Merhaba. Evi boyatacağım internetten boya bakayım dedim. Eskiden bildiğim sadece silikonlu boyaydı. Fakat şimdi oldukça fazla seçenek var. Silinebilir, antibakteriyel, küf yapmaz vs. Hangi boyayı alacağımı şaşırdım. Kullanıp memnun kaldığınız ve tavsiye edeceğiniz marka ve model iç cephe boyası var
Merhaba. Evi boyatacağım internetten boya bakayım dedim. Eskiden bildiğim sadece silikonlu boyaydı. Fakat şimdi oldukça fazla seçenek var. Silinebilir, antibakteriyel, küf yapmaz vs. Hangi boyayı alacağımı şaşırdım. Kullanıp memnun kaldığınız ve tavsiye edeceğiniz marka ve model iç cephe boyası var mıdır acaba?
0
lrdrylgh
(15.01.23)
Polisan elegans yarı mat
Türkiye sınırları içindeki en iyi boyadır.
Sözüme itimat et
0
etna
(15.01.23)
Jotun tavsiye ediyorum. renkleri de inanılmaz canlı. onun da farklı özellikleri var, yetkilisine sorarsınız, biraz ayrıntılı.
0
lovemyself
(15.01.23)
jotun+1
minik kartlarindaki renk neyse, onu veriyor. suprizi yok
0
65 derece
(16.01.23)
(10)

Düğün mevzuları

sacrilegious
Dertliyim sözlük. Aile arasında 200 kişilik bir şey düşünüyorduk. Sonra müstakbel kocamın babası pozisyonu gereği iş arkadaşlarını ve bazı bürokratları da davet etmesi gerektiğini söyledi ve bir anda katılımcı sayısı 500e çıktı. Düğün masraflarını kendisi karşılayacak. Yine de bu durum biraz gerginl
Dertliyim sözlük. Aile arasında 200 kişilik bir şey düşünüyorduk. Sonra müstakbel kocamın babası pozisyonu gereği iş arkadaşlarını ve bazı bürokratları da davet etmesi gerektiğini söyledi ve bir anda katılımcı sayısı 500e çıktı. Düğün masraflarını kendisi karşılayacak. Yine de bu durum biraz gerginlik yarattı bizim için. Ama yapacak bir şey yok sanırım. Biraz dertleşme postu gbi oldu. Sorumuzu da soralım oyleyse: Siz olsanız bu durumda napardınız?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(15.01.23)
Düğün iki ailenin de düğünü. İsteyen istediğini davet eder. Size fazladan bir masraf çıkarmıyorsa diyeceğiniz bir şey yok.

Hem kalaba düğün iyidir.
0
alperz
(15.01.23)
Masraf sendense mırın kırın yap da bu durumda biraz gerginlik yaratması garip olmuş.
0
Mirket
(15.01.23)
aslında sınırlar çok aşılmadığı sürece uyum sağlamak güzel olabilir. mesela bürokratların düğüne gelmesi sizin için de güzel olur bence. network, itibar vs. malum ülkede önem veriliyor böyle şeylere.
0
hknty
(15.01.23)
evladını yetiştirmiş, büyütmüş, düğününe de istediğini çağırır. kimse bi şey diyemez buna. ilerde eğer ebeveyn olursanız ve büyüdüklerini görürseniz bence sizin de düğüne bakış açınız değişir. adam haklı. çünkü düğün sadece ikiniz için yapılmıyor.

ben bu durumda olsam, düğün masraflarını karşılıyor diye kayınpederime ve eşine teşekkür ederdim. gelen misafirler takılarıyla gelecek muhtemelen. o fazladan gelen 300 kişi en azından 100 çeyrek altın değerinde hediye getirir, bu yüzden de mutlu olurdum. takıları kayınpeder alsa da mutlu olurdum (sonuçta düğün masraflarını karşılıyor, masrafın bir kısmını çıkarmış olurdu), eşim ve ben alacaksak da mutlu olurdum, çünkü para iyidir :)

düğün ve düğün günü hakkında fazla hayal kurmamak gerekiyor bence. birçok kişi için özel anlam ifade ediyor o gün. akrabalıkla alakalı bir şey düğün. siz gelinseniz, bir başkası da elti oluyor, görümce oluyor. ortada çocukların dolaşması, düğün pastasında yaşanan sorun, müzik sisteminin bilmemnesi falan, fazla hayal kurmayınca üzmüyor insanı. hatta mutlu oluyorsunuz.

bunların yanında, asıl olandan uzaklaşmayın lütfen. hayatınızın eşini, aşkını bulmuş ve evliliğe karar vermişsiniz. sık sık bunu kendinize ve eşinize hatırlatın, mutlu olun.
mutluluklar.
0
lovemyself
(15.01.23)
Niye gerginlik yarattı, o kısmı biraz daha açmanız lazım.
0
elorelia
(15.01.23)
Ben de yaşadım benzer durumu. Küçük bir organizasyon olması gerekirken babam bürokratlar vs. de çağırmak isteyince sayı arttı. Ben de babama direkt söyledim, karşı taraf daha küçük bir düğünü karşılayabiliyor. Senin istediğine güçleri yetmez. Eğer sen saha büyüğünü istiyorsan kendin yapmalısın ya da üzerini tamamlamalısın diye. En sonunda birlikte yapılmasına karar verilmişti yarı yarıya. Gerçi benimki sonradan başka nedenlerle iptal oldu ama o sorunu öyle çözmüştük.
0
duma duma dum
(15.01.23)
Neymiş efendim düğün ailelerin düğünümüş hayır efendim düğün sizin, evlenenlerin düğünü. Bu zihniyetten çıkın evlenen sizsiniz. Ananızın babanızın akrabasını yiyip içirmek eğlendirmek zorunda değilsiniz. Bu sizin eğlencenin.
0
astronom bey
(16.01.23)
Tanımadığınız insanları görmek istemiyorsanız haklısınız ama parayı veren düdüğü çalar gibi bu durum. Aile ödeyince her şeyi istediğini çağırıyor.

Benim de düğün planım var. Genele göre daha katı düşünüyorum. İstemediğim hiçbir şeyi kabul etmek zorunda değilim bu yüzden aileden ve akrabalardan para almayıp her şeyi kendimiz yapmayı düşünüyoruz. Benim düğünümle ilgili hayalleri olan varsa evlenip hayallerini kendi düğününde gerçekleştirebilir.
0
jazzabel
(16.01.23)
Bu süreçte kalp kırmaktan kaçınan kârlı çıkar.
Siz yine eğlenin kendi kendinize naçizane tavsiyem. Misafir üç beş oturur gider. Hem eli boş da gelmez.
Eşiniz de babası ve sizin aranızda kalmamış olur, oğlunun düğününe davet etmezse kendince ayıp olacak insanlar vardır. Çok içinizde kalırsa, sonradan bir tur da kendi arkadaşlarınızla bir eğlence yapmak bir fikir olabilir.
Bir yıl iki yıl sonra aklınıza bile gelmeyecek bunlar.. naçizane tavsiyem.
0
cedilla
(16.01.23)
Parasını veriyorsa sorun kalmamış gibi :)
0
lcha
(16.01.23)
(10)

Ev satıp araba alınır mı?

lukas
Merhaba. Memlekette ailemden kalma yeni 2+1 ve 1+1 olmak üzere 2 evim ve ufak bir dükkanım var. Arabam da var ancak epey eski 15+ yıllık. O da babamdan kaldı. Kendim çatıştığım şehirde lojmanda oturuyorum. Açıkçası kendim çalışıp kazandığım parayla hiçbir şey alamadım. Birikim yapmaya çalıştıkça alm
Merhaba. Memlekette ailemden kalma yeni 2+1 ve 1+1 olmak üzere 2 evim ve ufak bir dükkanım var. Arabam da var ancak epey eski 15+ yıllık. O da babamdan kaldı. Kendim çatıştığım şehirde lojmanda oturuyorum. Açıkçası kendim çalışıp kazandığım parayla hiçbir şey alamadım. Birikim yapmaya çalıştıkça almak istediğim ne varsa benim birikim hızımdan daha hızla artıyor. Ben memleketteki bu 1+1’i satıp bir araba alayım diyorum ancak ev satıp araba almak bana hep yanlış bir şey gibi geliyor. Mevcut arabam 100-150 bin arası ediyor, üzerine taşıt kredisi çeksem maksimum ödeyebileceğim taksitle 300 bin liralık falan çekebiliyorum. Bu kadar borca girip alabileceğim araçları düşününce eski arabama binerim daha iyi diyorum. Ne yalan söyleyeyim halen gençken de güzel bir arabaya binmek istiyorum, yıllardır heves ediyorum. Sizce 1+1’imi satıp araba alayım mı? Yarın bir gün tekrar 1+1 almak istersem satar belki üzerine borca girer yine alabilirim gibi geliyor. Siz olsanız ne yapardınız?
0
lukas
(15.01.23)
Evi sat bir de üstüne kredi çek alabildiğin en pahalı arabayı al. Otomatik ve turbo benzinli olsun.
0
alperz
(15.01.23)
alperz +1

ev kaç ediyor bilmiyorum da 1.2-1.3 den falan fazla vermezdim araca.
0
hayati cozemeyen adam
(15.01.23)
araba artık sıkıntı çıkardığı için mi ev satmak istiyorsunuz yoksa yaşlı olduğu için mi? eğer halen idare ediyorsa yatırım yapmaya devam edin. şu devirde ev satıp araba almak gereksiz geliyor bana göre.
0
false pretension
(15.01.23)
Ev satıp araba alınmaz.
0
Mirket
(15.01.23)
Sakın satma. Araba eskir, ev eskise de değeri devam eder
0
photo85
(15.01.23)
çok heveslisiniz, fakat arabayı bir alırken, bir de satarken mutlu olursun, gerisi hüzün.
0
malheiros
(15.01.23)
Araba için ev satılmaz ya. Üstüne biraz koyup veya borçlanıp model yukseltirdim ben.
0
mekaniker
(15.01.23)
cok kotu bir fikir. insanlarin varliklari hep boyle boyle eriyor. bu gidisle 15-20 seneye o evler ve dukkanlarin hicbiri kalmaz elinde.
0
hot potato
(15.01.23)
yeni bir araba sahibi olmak çok güzel fikir. ama bunun için ev satılmaz. çünkü o evi tekrar alma şansınız hiç yok. evlerin kiraları sizi bir ömür idare edebilir. önemli bir kaynak bu. çünkü kendiniz yazmışsınız zaten, kendi imkanlarınızla o evi alma imkanınız yok sonuçta.

şöyle düşünün, eğer size ailenizden kalmasaydı o arabayı zaten alamayacaktınız. İlerde emekli maaşınızın yanında hem kira vermeyip, hem de az da olsa bir ev kirası almak çok işinize yarar. carde diem böyle bir şey değil. pişman olacağınızı öngörüyorum.

ama şunu yapın, araç kiralayın. birkaç ay kullanın lüks aracı. bu, kendiniz için yapabileceğiniz bir sürpriz, hoşluk olur.
0
lovemyself
(15.01.23)
Evi sakın satmayın derim ben de. Ev almak her gün giderek güçlesiyor, yerine tekrar o evi koyamazsiniz.

Yeni araba almak istiyorsanız biraz birikim yapın (ama Türk lirası ile değil), arabanızı satın. İkisini birleştirip peşinat yapıp biraz daha yeni bir model araba alırsınız.

Bir de en kötüyü düşünün; kaza yapsanız araba direkt hurdaya çıkacak. Evden olduğunuzla kalacaksınız. Ayrıca arabalar durdukça fiyati düşen şeyler.
0
fraise
(15.01.23)
(54)

Eskiler neredesiniz?

mekaniker
Angelus için duyuru açınca hüzünlendim. Neredeyse 10 yıldır duyuruyu takip ediyorum. O zamanlardan hatırladığınız kimler var? Bir çoğu herhalde artık yazmıyor. Ben farklı zamanlarda birkaç nick değiştirdim. Yoksa siz de mi öyle yaptınız? :D Der Meister vardı onu hatırlıyorum. Aktif kullanan birini o
Angelus için duyuru açınca hüzünlendim. Neredeyse 10 yıldır duyuruyu takip ediyorum. O zamanlardan hatırladığınız kimler var?

Bir çoğu herhalde artık yazmıyor. Ben farklı zamanlarda birkaç nick değiştirdim. Yoksa siz de mi öyle yaptınız? :D Der Meister vardı onu hatırlıyorum. Aktif kullanan birini ona benzetiyorum ama belki değildir. Kaptan bi abi vardı nickini hatırlayamadım. vlog falan çekiyordu. Arnold reis vardı. Elo da bırakmış herhelde. Yine @senialanağlasıns*kiniçalıyabağlasın vardı gs ünili. Ne gülerdik nickine. Şaka maka buranın dinozoru da benmişim. Hey gidi günler.. :)
0
mekaniker
(14.01.23)
Burdayım 2010 ya da 11'den beri. Nick değiştirip başka nickle gelenleri yazım stilinden falan anlayacak kadar tecrübeli bi duyurucuyum... En çok compadrito'yu özlüyorum.

Edit: Glori vardı bi de onu da çok özledim :P
0
vedatchilipeppers
(14.01.23)
Ben de eskilerden. Uzun aradan sonra geri geldim. Belki giderim sonra.

Edit: buraya ilk girisim 2007 senesi. Vay be.
0
ermanen
(14.01.23)
vaaay vedat reis seni unutmuşum kusura bakma. O zamanlardan hatırladığın kimler var başka? Bunlardan kaçı sence aramızdadır. Bence insan buraya alışınca bırakamıyor.
0
🌸mekaniker
(14.01.23)
O zamanlardan hatırladığım birçok kişi nick değiştirdi ve tekrar duyuruya yeni personalarıyla giriş yaptılar. İfşa etmiyim şimdi. Herkes burada aslında, kayıp yüzde 10 falandır diye düşünüyorum max.
0
vedatchilipeppers
(14.01.23)
süpermiş. neyse iyi oldu herkesin bi anıları depreşsin :)
0
🌸mekaniker
(14.01.23)
compadrito'yu hatırlıyorum.
0
dissendium
(14.01.23)
Ben bırakmadım ya hala burdayım :) eskisi kadar aktif değilimdir belki ama buradayım. Ben de sanıyorum 2011’den beri takip ediyorum. Az önce bir arkadaşla muhabbetini yaptık, eski duyuru ne güzeldi diye.
0
elorelia
(14.01.23)
Dissendium seni de hatırladım. Anketçi birader :D Az anketini cevaplamadık ahksdghj

Elo burada olduğunu görmek güzel. Selam olsun :)
0
🌸mekaniker
(14.01.23)
Angelus burda olsa sen bu duyuruyu açamazsın zaten. Ya angelusu yeteri kadar tanımıyorsun ya da başkasıyla karıştırıyorsun
0
karayel
(14.01.23)
ben varım!
0
obaa
(14.01.23)
karayel seni çıkaramadım bak. yoo angelus varken de bu tip duyurular oluyordu. biz bakıp oha o kadar senedir burada mı diye şaşırıyorduk. sen yenisin galiba

obaa seni de hatırladım ifşacı :D
0
🌸mekaniker
(14.01.23)
@meka

Demek ki angelus o zaman mod değildi. Burada eski olan herkes kendisinin modluğunu yakından bilir yoksa başka açıklaması olamaz :)
0
karayel
(14.01.23)
www.eksiduyuru.com duyuru cevaplarında görüleceği gibi 10 yıl ve üzeri bir çok insan hala burada :) her ne kadar eksisi gibi olmasa da ben hala çok seviyorum buradaki olayı, normal hayatta bu kadar hızlı ulaşamayacığımız cevaplara ulaşmayı, insanlara yardımcı olmayı, birilerinin hayatına bişeyler katmayı, yeni yeni bir çok şey öğrenmeyi vs. benim 15. yılımmış. duyuru iyi ki var.
0
hypathia
(14.01.23)
hypathia eskilerin burada olduğunu bilmek güzel. ben hepsi artık bırakmıştır diyordum. biz eskisi gibi değiliz ki duyuru da eskisi gibi olsun :(

en çok senialanağlasın.. ı merak ediyorum. Bir de ayça ablayı :)
0
🌸mekaniker
(14.01.23)
ben de bi 15 yıldır falan duyurudayım. ama kimsenin tanıyacağını sanmıyorum, hep sessiz sakin/kendi halinde biri olduğum zamanında ifşalara falan katılmadığım için.
0
deartheodosia
(14.01.23)
Valla ben de yıllardır burdayım. 2006 2007 yıllarından beridir burdayım açıkçası tam hatırlamıyorum. Yazar olmadan önce duyurucuydum. Hergün mutlaka girerim siteye. Atatürkiye zamanı diyelim.
0
rodeocu
(14.01.23)
Buradayız
0
freebird5406_2
(14.01.23)
Hala günlük sabit giriş yaptığım sitelerin başlarında geliyor. Eskisi kadar aktif olmasak da burdayız
0
efruz
(14.01.23)
Bir 10 yıl hatırladığım ve öncesini hatırlamadığım süredir buradayım.
cevaplara bakınca hatırladıklarım şu nickler
vedatchillipeppers
dissendium
elorelia
hypatia
0
rakicandir
(14.01.23)
Duyuru 2006'da kuruldu, o zamandir buralardayim. 17 sene olmus, seneye resit olacak. Vay arkadas...
0
crown
(14.01.23)
10 seneden fazla oldu, buralardayım ancak uzun zamandır o duyuru ruhu yok gibi.
herkeste ölü toprağı var.
sanki şöyle bir çağrı lazım
www.youtube.com
0
MtKrt
(14.01.23)
10 yılı geçmişim ben de. Her gün bir şekilde giriyorumdur sanıyorum. Uzunca süre çok işime yaramış çok insanın da işine yaramama vesile olmuştur duyuru. son zamanlarda "chat akmıyor", "feed ölmüş gibi" ama yine de harikuleyt bir fasilite.
0
sparkle kiddle
(14.01.23)
2009 dan beri buradayım ikinci nickim
İlk nickimle hep nasıl yazar olunur sorusu sorardım Hey gidi
0
ikikerekac
(14.01.23)
Eski dostlarla buluşmuş gibi oldu. Herkese selam olsun..
0
🌸mekaniker
(14.01.23)
Ben de 7. Nesildenim. Limon zirveleri olsun sinema bira midye zirveleri ile hatırlıyorum. Yazışmasak da nicklere aşinayım. Selam olsun herkese
0
tolgan
(14.01.23)
Abi burada herkes eski ya aynı kişilerin 500 farklı hesabı var sadece, yoksa 1978'den beri kadrolu 100 kişi var tüm hesaplar da bu 100 kişi arasında dönüyor bence :)
0
Kaleci Saçlı Forvet
(14.01.23)
7. nesilim, sürekli girerim buraya. ama yeterli bilgiye sahip olmadığım konularda yazmaya çekiniyorum. hemen her gün girip bakarım, ama ismen tanınacak kadar aktif yazmıyorum. bir görev bilinci ile giriyorum buraya :)
0
lovemyself
(14.01.23)
Ben de eskiyim ama burada eskiyim diyen kimsenin nickini hatırlamadım:)
0
benaslindayohum
(14.01.23)
douchebag vardı, ellaam öldü herhalde, kimse hatırlamıyor. kral adamdı :) burada mesai yapardı.

divit var ama ban yemiş, kesin haklıdır.

Bir kaç güzel kız vardı ama genelde çok agresiflerdi, içleri sirke dolu fıçı gibiydiler.
0
gabe h coud
(14.01.23)
Sözlüğün bisikletçisi burada, on yıl oldu mu? Olmuş!
0
mahsus mahal
(15.01.23)
gabe h coud senin douchebag hesabını kimse siklemiyor farkında mısın asdadsds
0
Kaleci Saçlı Forvet
(15.01.23)
2012'den beri buralardayim ben de; duyuru'nun yeri bende ayrıdir. Çok güzel insanlarla tanıştım sayesinde. Gerçi ben boş kaldigim dönemlerde daha çok sariyorum, bazen aylarca hiç uğramadığim da oluyor. Aktif moderatörlük yaptığım dönemlerde gitmeyi düşünsem de komple hiç bıraktığım olmadı.

Edit: bu arada himmet dayı ve aycho'yu ben de severdim.
0
fraise
(15.01.23)
benim eski 13 yıllık sözlük hesabını saçma bir sebeple şutladılar ki istatistiklerde top5'te idim. modlar özelden soru sorardı duyuru ile ilgili adamın biri beni kafasına göre gönderdi.

bu hesap var şimdilik

hikaye anlatıyordum size gece 12'de başlayıp sabah 5'te kadar radyo odalarında.

eskiler hatırlar.
0
duyurukullanıcısı
(15.01.23)
2010/2011'den beri buralardayim ben de. ara sira eski nickleri gormek guzel oluyor.
0
fakyoras
(15.01.23)
ilk duyurumu 13 sene evvel açmışım ama kimseyi tanımıyorum. boş gelip boş gidiyorum sanırım. ne zaman üye oldugumuzu nereden görebiliyoruz?
0
goodz
(15.01.23)
ben de aynı nickle 2011den beri buradayım ama sessiz sakin efendi bir tipimdir. herkese saygılar :D
0
theseachange
(15.01.23)
on yıl olmuş, bi o kadar daha girer çıkarım sanırım. günlük 5-10 duyuru okuma yıllık 5-10 duyuru yazma ortalamam var. eski yeni herkese sevgiler :)
0
kaichi
(15.01.23)
ayrıl koko esprisi yapan bile kalmaamış :)
ya angelus'a ne oldu ki?
0
vizivozo
(15.01.23)
buradayiz :D
0
baldur2
(15.01.23)
Ben de buradayım 2006'dan beri.
0
kibritsuyu
(15.01.23)
Since 2011
0
abuzer
(15.01.23)
Duyuru açıldığından beri girerdim ama çok uzun zaman oldu nedense girmiyorum. En son duyurumu yapalı da 10 sene olmuş.
Bu gece aklıma geldi, bir bakayım duyuru'ya dedim ve bu duyuruyu gördüm. hatırlayan çıkmaz, sözlükte de entrylerimi sildim ama yine de bir selam vereyim.
0
gioberg
(15.01.23)
Arkadaş herkese zaman hızlı geçmiş ne ara bu kadar süre geçti diye dert yanılmış. Bana da yavaş geçmiş bu sayede onu fark ettim :) 10 yılı geçmiştir diyordum ki 8 yıl olmuş daha. Hoş öncesinde 1 sene falan da üyeliksiz stalk dönemim var. Ha 8 yıl oldu ama insanların aklında kalmış mıyımdır sanmam. Ama iyi ki var be duyuru (yazar burada ılır). Cidden ilk koştuğum yer oluyor bir sorum olduğunda.
0
ManikD
(15.01.23)
Eksi mi duyuru mu kapansin diye sorsalar eksiyi feda ederim. O derece.

Ha eksi'nin zirve duzenlenen ilk donemleri bir baskaydi ama bitti artik.

Hatta eskiden online yazarlar diye bolum vardi, kim online'sa gorur selam verirdik. Yaslandik heaaa.

Duyuruda da bir donem sacma bi moderasyon hakimdi. O donem pek girmiyordum. son 1 2 senedir ya gozume carpmiyor ya da onlar da duruldu artik.
0
brkylmz
(15.01.23)
On yildan fazla olmus. Nick degistirmedim hic.
0
buf-e kür
(15.01.23)
Douche seni de hatırladım. Bisikletçi lazpelle miydi? Himmet dayı, fraise, fakyoras, Cocodancer, baldır, kibritsuyu, bufekur hepinizi hatırladım. Hatırladığım hatırlamadigim herkese selam olsun. Burada olduğunuzu bilmek güzel :)
0
🌸mekaniker
(15.01.23)
Compu siteyi kurduğundan beri buradayım ben, sözlüğü bıraktım da burayı bırakamadım.
0
kobuzchu kiz
(15.01.23)
Ben de eski sayılırım (en az 10 yıldır buradayım), önceleri sözlük hesabımla giriyordum sonra bu hesabı saçma sorularım için aldım ana hesap bu oldu.

Angelus buralarda olsa çoktan silerdi +1 Beyefendiyi her nasılsa kızdırdığım için ilk hesabım uçtu v2 ile devam ediyorum.

Her gün girdiğim bir site duyuru ama modların bir ara yaptığı kıyım sonrası pek çok kişi ya bıraktı ya eski hevesi kalmadı bence.

Düşündüğümden fazla kişi hala buralardaymış ama selamlar herkese!
0
chicha_v2
(15.01.23)
şimdi baktım ilk cevabım 2011. sessiz sakin kendi halinde takılanlardanım.
0
melodi
(15.01.23)
ben de buradayım.

kaç yılından beri buradayım hatırlamıyorum gerçi.
yaşımla hesaplayınca 13 senem var.

merak edenlere not:
himmet başka nickle aramızda değil arkadaşlar, tamamen bıraktı.
0
blatta hiberna
(15.01.23)
2012'den beri buradayım(başka nickler ile) ama zerre zevki kalmadı buraların.
0
another satisfied lover
(15.01.23)
ben de 2007'den beri neredeyse buralardayım.

eskiden dambil vardi bayadir yok ozledim adami. compadrito'suz bir duyuru dusunemezdim. oluyormus demek ki.
0
kobretti
(15.01.23)
der meister olarak buradayım.

ekşi'yle küsüştüğüm için hesabımı kapattım. göz önünde olmayı sevmiyorum, bu benim için kaçınılmaz bir durum sanırım fazla sivri olduğumdan dolayı. yoksa kimse beni tanımasa, bilmese daha iyi hissederdim sanırım.

duyuru'nun kesinlikle eski havası yok ama yine de sevdiğim, önem verdiğim bir platform. "taş attın da kolun mu yoruldu" hesabı, iki satır yazıp geçiyoruz işte. kaldı ki duyuru ahalisi beni pek sevmezdi, o yüzden özlendiğimi de düşünmüyorum ama buradayım yine de şimdilik djfdjf
0
mark greg sputnik
(15.01.23)
yıllardır yoktum ama yavaştan dönüyorum gibi. şimdilik hayalet kullanıcıyım. zamanla cevap vermeye de başlarım :) sözlük hesabımla arada soru soruyorum.
0
seksen9
(17.01.23)
(5)

5 yaş kız çocuğuna doğumgünü hediyesi ne alınır?

habarbey
Soru başlıkta. Çok sevdiğim Zeki bir arkadaş için.
Soru başlıkta.

Çok sevdiğim Zeki bir arkadaş için.
0
habarbey
(14.01.23)
Bisiklet.
0
Amaranta ursula
(14.01.23)
isme özel kitap var. internetten arayıp bulursunuz. vaktiniz varsa onu tavsiye ederim.

eğer samimiyet varsa, prenses elbisesi her zaman iş görür.
0
lovemyself
(14.01.23)
kutu oyunu tavsiye ederim. dobble, Qbitz, equilibrio vs gibi
0
dedim ben sana
(14.01.23)
Kızlar şu dönem elsa mı nedir bi kraliçe figürüne bayılıyor. Beyaz saçlı buz kraliçesi sanırsam. Onun ıvır zıvırlarına bayılırlar eminim.
0
halboyle
(15.01.23)
kaplumbağa
0
baba553
(15.01.23)
(7)

Anne babamı Doktora gitmeye ikna edemiyorum

Gradient_tabanlı_mor
Şimdi bizimkiler 55+, doktora yapmış, 2şer üniversite bitirmiş kendi çapında gayet bilinçli ve akıllı insanlar. İkisinin de kontrole gitmesi gerekiyor. Özellikle annemin kronik kalp hastalığı var. Ömür boyu ilaç kullanmak zorunda. Bunun için doktora gitmesi gerek. 2 senede bir anca gidiyor zorla. H
Şimdi bizimkiler 55+, doktora yapmış, 2şer üniversite bitirmiş kendi çapında gayet bilinçli ve akıllı insanlar. İkisinin de kontrole gitmesi gerekiyor. Özellikle annemin kronik kalp hastalığı var. Ömür boyu ilaç kullanmak zorunda. Bunun için doktora gitmesi gerek. 2 senede bir anca gidiyor zorla. Hele ki belli bir yaş üstüne meme kanseri, smear testi vs gidilmesi lazım bunlar için asla ikna olmuyor.

Bu konu açılınca ikisi de savunmaya geçiyor. hastalık arıyorsun, hastalık hastası oldun, takıntı yapıyorsun, olmayan hastalığın kaygısını yaşarsan zaten hasta olursun vs…

Sizin ebeveynler gidiyor mu doktora? Nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum ve zaten ağır anksiyete hastasıyım ne olur yani gidip baktırsalar her şeylerine. Ne yapabilirim bu konuda?
0
Gradient_tabanlı_mor
(07.01.23)
Bazı insanlarda var o.

Baş edemeyeceği, kabullenemeyeceği bir sorunla karşılaşmaktan korkuyorlar.

Bir tanıdığımız covid sonrası her ihtimale karşı deyip tomografi çektirdi, safra kesesinde taş varmış aldılar. Başka bir tanıdığımıza alakasız bir sebepten yapılan tetkikte böbreğinde ur buldular.
Sizin anne-babanız gibi bir tanıdığımız da bu örnekleri yaşayıp görünce check-up yaptırmaya gitti :)

Çevrede örnek görmek işe yarıyor :)
0
Mirket
(07.01.23)
hasta olan insanları anlatıp korkut bence.

babam lafını etmezdi. çünkü erken teşhis sayesinde kanserden kurtuldu. belli bi yaştan sonra 6 ay düzenli kontrol şart. kalp akciğer beyin şakaya gelmez.
0
jelly bear
(08.01.23)
Benim annem de bu kadar ararsan hastalık bulursun kafasında ama çevresinde erken teşhisle kurtulanlar var. Anneannemle dedem ise geç teşhis olup sorun yaşayanlardan. Bu yüzden nefret etse de sürekli doktora gidip kontrollerini senelik yaptırıyor. Doktorları ailemde bu hastalıklar var tüm testleri yapın diye darlıyor. Çevrenizdeki kişilerden örnekler verin bence. Ya da direkt emrivaki yapıp size check up paketi satın aldım haydi gidiyoruz diyin.
0
jazzabel
(08.01.23)
randevularını alın, ellerinden tutup götürün. olmuyorsa, fazla kendinizi yıpratmayın.
0
holy biblo
(08.01.23)
doktora gitmek istemeyen insanı götüremezsiniz. sizi yorar. ben tecrübelerimle bunu öğrendim.
öte yandan da şu var, insan kendisinin en iyi doktorudur derler. anormal bir durum hissederlerse belki gidiyorlardır. kontrol mantısı ters geliyor bazılarına. benim bir tanıdığımda da şöyle bir şey var; sürekli Mamografi yaptıran birkaç tanıdığımız vardı, onlarda kanser çıktı. o tetkiklerin-ışınların hastalığı tetiklediğini düşünüyor ve gitmiyor. başta kızıyordum, ama sonra dedim ki belki de o haklıdır. teknoloji gibi tıp da sürekli değişiyor, belki Mamografi yasaklanacak ya da başka türlü tetkikler yapılıp eskisine kızılacak.

onları anlamaya çalışıp, zorlamayın. arada hatırlatmanız gerekiyor tabi, özellikle kronik rahatsızlık dediğiniz için, siz de haklısınız. ama onları tamamen haksız görür ve onların penceresinden hiç bakmazsanız bıkar ve onlara kızmaya başlarsınız. bu işe yaramaz.

sağlıklı ömürler diliyorum ikisine de.
0
lovemyself
(08.01.23)
Babam da bu şekilde. Sanırım hastahane veya sağlık ya da ölüm kaygısı hastahanelere karşı 50 yaş üstü grubu uzak tutabiliyor. Veya tam tersi her hafta aynı kaygıyla doktora giden teyzeler amcalar da var. Ters tepkiler olabiliyor. Şimdi araştırdım da yabancı sağlık siteleri 50 yaş üzerine, yılda bir öneriyor. -bence bizim için fazla 'idealist' ve pazarlamaya dönük bir aralık-

Fakat kronik hastalığı olan biri için bence o branşın hocası kaç ayda, kaç yılda bir gel diyorsa öyle gitmek daha makul. Bu arada eğer aktif bir şikayetleri yoksa kış aylarında siz de bence çok ısrar etmeyin. Zira hastahaneler grip vb oldukça kalabalık.
Hiçbirşey yokken hasta olup da dönmesinler.
0
psmstc
(08.01.23)
Aynı bu şekilde doktora gitmeyi şiddetle reddeden, çocuk olmadığı için kucağa alınıp götürülemeyen ama kronik hastalıkları olan bir yakınımızı geçen hafta kaybettik. Kötüleşti, hastaneye gitmeyi kabul etti, acildeki müdahale işe yaramadı, yoğun bakıma alındı, öldü. Bunları hepsi 2,5 gün sürdü.

Anksiyetenizi artırmak istemem ama check-up paketi aldım, hadi gidiyoruz demek iyi bir seçenek. Ama grip mevsimi geçince yapın, o konuda @psmstc haklı.
0
kobuzchu kiz
(08.01.23)
(16)

ev - semt değişikliği konusunda kafa karşılıklığına çözüm aranıyor..

bcdhms
merhaba,hayatımda en son 5 sene önce bu kadar büyük bir kararsızlık yaşamıştım, iş konusundaydı, burada akıl danışmıştım, çok güzel fikirler verenler olmuştu, şimdi yine benzer bir kararsızlık yaşıyorum, bi akıl verirseniz çok makbule geçecek.ev değiştirmek istiyorum, şu an oturduğum yer kurtköy’de
merhaba,

hayatımda en son 5 sene önce bu kadar büyük bir kararsızlık yaşamıştım, iş konusundaydı, burada akıl danışmıştım, çok güzel fikirler verenler olmuştu, şimdi yine benzer bir kararsızlık yaşıyorum, bi akıl verirseniz çok makbule geçecek.


ev değiştirmek istiyorum, şu an oturduğum yer kurtköy’de bir site içinde ve kira + aidat toplam 3000 TL, yeni yılda zamla birlikte 4-5bin civarı olacaktır. Zamanında işe yakın olduğu için taşınmıştım ve trafikte geçirdiğim süreyi günde 2 saat azalttığı için çok memnundum ama pandemiyle birlikte evden çalışmaya başladığım için buranın hiçbir cazibesi kalmadı benim için (yazılımcıyım), gözüme batmaya başlayan kötü tarafları şunlar:

- haftada en az 2-3 kere kadıköy tarafına geçiyorum, geç saatlerde dönüş eziyet oluyor, arabayla gitmesi de toplu taşıma kullanması da zor gelmeye başladı.
- ev otel odası gibi ve tek cephe, çok eşyası olan biri değilim, ufaklığından yana şikayetim yok ama kimsenin birbirini tanımadığı, selamlaşmadığı bir yer. o eski mahalle havası tribine girmeyeceğim ama hiç hayat yokmuş gibi geliyor.
- sitenin içine girdikten sonra arabasız bir yere çıkmak zor. yürüyerek şuraya gideyim bi yürüyüş yapayım bi alışveriş yapayım imkanı pek yok.


geçmek istediğim yer Göztepe tarafında, bayağı beğendim, güzel bi muhit, kira + aidat 15000 civarına çıkacak. maaşım 55bin civarı, karşılayacak durumum var ama kira giderimin birden bu kadar artması garip geliyor çünkü özel bir şikayetim yok, evden çalışmasam değiştirmeyi düşünmezdim bile.

bir yandan da şöyle düşünüyorum, yıllık ekstradan 100bin civarı masrafım olacak, bu parayı biriktirsem bile çok bir anlamı yok gibi geliyor, kredi ile almak istediğim evlerin fiyatı uçtu gitti zaten, senede 100bin biriktirsem evlerin fiyatı 1 milyon artıyor zaten bu enflasyonda, o yüzden en azından kira fiyatları da uçmadan güzel bir semtte yaşamanın tadını çıkarayım diyorum.

kafam karışık yani, rahat mı batıyor, yoksa kendi sosyal çevreme yakın, parkı - bahçesi olan güzel bir yerde oturmak için değer mi sizce?

teşekkürler,
0
bcdhms
(26.12.22)
Evden çalışan insanlar İzmir, Muğla gibi yerlere gidiyor. Siz tam tersi İstanbul'un en kalabalık yerine gitmeyi düşünüyorsunuz.

15 bin liraya kış olduğu için belki denize sıfır bir ev bile bulabilirsiniz İzmir, Antalya gibi yerlerde. Hatta 15 bin liradan daha düşük bile olabilir.

100 bin liranın anlamı olmaz olur mu. İnsanlar 100 bin liraya iş kuruyor.
0
dissendium
(26.12.22)
@dissendium, evet arada şehir dışından çalışma imkanım da oluyor ama 3-4 günü geçince özlüyorum istanbul'u, antremanlarım, ailem ve arkadaş çevrem burada olduğu için başka bir şehir düşünmüyorum, genel olarak memnunum açıkçası istanbul'da yaşamaktan.
0
🌸bcdhms
(26.12.22)
o güzel semtin avantajlarını kullanacak, arada sahile yürüyerek inecek, kadıköye kaçacak biriyseniz ki öyle görünüyor, bence o para verilir. 55 binde 15 bin çok büyük bir para değil. hayatınızı yaşayın derim.
0
roket adam
(26.12.22)
daha önce bahsettiğiniz gibi içinde spor salonu, yüzme havuzu, marketi eczanesi olan rezidans gibi dizayn edilmiş bir sitede 3 sene yaşadım. yaklaşık 2 yıldır da kadıköyde taşınmayı istediğiniz semt gibi bir yerde apartman dairesinde yaşıyorum. aradaki fark benim için inanılmaz.

sitedeyken şöyle bir yürüyeyim gezeyim dolaşayım olmuyordu, ya araç ya da toplu taşıma kullanmak zorundaydım. evim geniş olmasına rağmen kendimi akvaryumda balık gibi hissediyordum.

şimdi ise kulaklıklarımı takıp kadıköye ya da moda'ya yürüyorum. caddeye gidiyorum kahve keyfi yapıyorum, büyük büyük parklar var sıcak havalarda sandalyemi kitabımı alıp gidiyorum. kadıköy dışına da pek çıkmadığım için hayatımda araç ya da toplu taşıma kalmadı. gece bardan çıksam bile eve yürüyerek gitmem 15-20 dakika sürüyor. komşularımı hala çok iyi tanımıyorum ama karşılaştığımızda gülümseyerek hal hatır soruyoruz filan. aradaki farkı önemsemeden , eğer ödeyecek gücüm varsa ben evi değiştirirdim.
0
hypathia
(26.12.22)
Roket adam +1

Biz de İstanbul'un diğer ucu olan Beylikdüzü'nde yaşıyoruz 7 yıldır, şu an yurtdışına taşınıyoruz ama tasinmasak Istanbul'da merkeze yakın bir yere gececektik çünkü zaten haftada bir iki zaten gidiyorduk. Son zamanlarda çoğu etkinliği sırf yol yüzünden ertelemeye başlayınca bu böyle olmayacak demistik. Anladığım kadarıyla siz de bizim gibisiniz. Yaşam tarzınıza uygun bir yerde, kiranın sizi çok etkilemeyeceği su durumda bence taşınmak gayet mantıklı. Ev alma seçeneği yoksa özellikle de. Bir kere geliyoruz şu hayata, imkanlar dahilinde istediğiniz gibi yaşayın bence de.
0
fraise
(26.12.22)
Aynı ülke degil ama şu an Fransa'da ısıtma hariç 770 Euro veriyorum. Apartmanda hiç sıkıntım yok. Içi 2017 yapımı vs.

Ama köpek sahiplendik ve köpeğin hayatina uygun değil. Dedik ev bakalım.

Şimdi kira olarak 1100 civarına yani ayda 400 euroya yakın ek masraf ile eve gececegiz. Dediğiniz mantığı aynen diyorum ama insanin kafa rahatlığı da bir noktada paranin önüne geçmeli. Parayi bunun için kazaniyoruz.

55 bin içinde 15 bin ideal. Kesinlikle geçin.
0
logisticsmanager
(26.12.22)
maddi durumun el veriyorsa, nerede yaşadığın çok önemli.

7 ay önce 3500tl kira öderken 18bin tl kiraya caddebostana taşındım. bir saniye bile pişman olmadım. göztepe, caddebostan vb. bölgeler çok güzel yerler. buralara verdiğin her fazla para hayat kaliteni artırır. asla düşünme bile. 55bin tl maaş gayet iyi.

yılda 100bin tl biriktirsen ne farkeder, motorsiklet bile alamazsın.
hiç düşünme hiç.
0
whatdreamsnevercome
(26.12.22)
Aradaki on bin tlyi kiraya vermek sizin yaşam kalitenizi düşürmeyecekse olabilir. Ama yarın bir gün evden çalışma dönemi biterse mantıksız gelebilir size .
0
elorelia
(26.12.22)
@hypathia - fraise, tam olarak özlemini çektiğim şeylerden bahsetmişsiniz, bazen akşam 10'dan sonra trafiği atlatıp arabayla sevdiğim 1-2 parka gidip koşu - yürüyüş yapıyorum ve 30 km'lik dönüş yolunda napıyorum ben diye kendime kızıyorum.
alkol sonrası toplu taşıma da geç saatte büyük eziyet oluyor, bundan da muzdaribim.
0
🌸bcdhms
(26.12.22)
@elorelia, şirket kalıcı olarak uzaktan çalışmaya geçti, ona güvenerek ev bakmaya başladım ben de, şehir ve ülke dışından da çalışanlar var, yoksa düşünmezdim dediğiniz gibi.
0
🌸bcdhms
(26.12.22)
Hocam hayatı neden yaşadığımız ve neden para kazandığımız konusuna bir değinmek lazım.

EN kıymetli şey zamanımız. Onu da güzel geçirmek istiyorsak ve maddi olarak müsaitse bence direkt taşınmanız en doğrusu. Biraz pahalı olabilir ama hayata kaç kere geliyorsunuz? Veya daha yakın maltepe veya başka semtlere de bakabilirsiniz pek anadolu yakasını bilmiyoruz fazla.

Hatta yapabilirseniz, Ocak ayında 0.79'a ev kredisi çıkacak. güzel bir sıfır eve girin, kira civarı veya kiradan biraz daha fazlaya kendi evinize geçmiş olursunuz.
0
MonteKristoKontu
(26.12.22)
15k asiri iyi fiyat bulursan sanslisin.
mutlaka tasin. kadikoye gidemezsen bostanci falan da olur ama o siteden uzaklasip halka karisman iyi gelir
0
ala09
(26.12.22)
bence cevabı zaten vermişsiniz. ekstradan ödeyeceğiniz 100kyı ödemeseniz hayatınızda büyük bir değişiklik olmayacak. kaldı ki kadıköy tarafında yaşamak, sosyal hayata dahil olmak, semtte spontane takılmak 100kdan daha önemli. @logisticsmanager güzel demiş, kafa rahatlığı da bir noktada paranin önüne geçmeli.
0
stationary traveller
(26.12.22)
Bence üstünde düşünmek bile anlamsız, hiç düşünmeyin ve kiralayın (bu arada 15 bin çok iyi imiş kira için, kiralar inanılmaz arttı), ödenebildiği, sıkıntıya sokmadığı sürece parayı kiraya vermek bence karşılığında elde edeceğiniz olanaklar için değer, kimisi boşa atılmış para gibi görüyor kira giderini, atıyorum o paraya ev taksidine girerim diyerek, uzak yerlerde yaşamaya razı oluyor ve bakınca uzun vadede parasal olarak daha avantajlı ama zaman da geçiyor bir yandan ve sürmek istemediğiniz bir yaşama makhum oluyorsunuz. Şu an bizim de başımızda kentsel dönüşüm belası var ve bulunduğum çevrede ev bakıyorum, kiralar uçmuş durumda ama yine de Çekmeköy'de, Kurtköy'de Bahçeşehir'de yaşayayım da bu kadar parayı kiraya gömmeyeyim diye düşünemiyorum, ruhum ölürmüş gibi geliyor öyle bir yerde yaşarsam.
0
(26.12.22)
oturdugun yerde devam edip pesinat olacak kadar para biriktirmeli ve ev almalisin.
0
hot potato
(26.12.22)
oturduğunuz muhit soğuk bir site ise, bence hayatın tadı kalmıyor. merkezî bir yerde oturuyorum ve çok işime yarıyor. istediğimde dışarı çıkabilecek, kıyafet-market alışverişi yapabilecek olmak önemli. çünkü neden kalitesiz yaşayalım?

Ama, bunun dışında, eskiden beri ev alma fikrine karşı olan biri olarak, birikmişi eve peşinat sayanların kısa zamanda kâra geçtiğini görüyorum. ev değiştirmenin bir sıkıntısı bence yeni bir ev sahibi, o ev sahibinin gıcık-paragöz olma ihtimali gibi şeyler. sorunuz bu değildi, ama belirtmek istedim. ev almayı düşünün. hele ki küçük bir ev, daha kolay alınabilir. 10 sene sonrasını da düşünmek lazım.

ama ev almayacak da olsanız, yaşadığınız yerin hareketli, insanların kaliteli olması çok güzel bir şey. cesaretinizi toplayın, derim. kolay gelsin şimdiden.
0
lovemyself
(26.12.22)
(6)

Çeyiz sorusu

peki madem
Gönül işlerindeki bir sorudan sonra aklıma takıldı. Çeyiz olarak büyük mobilyalar ve beyaz eşyalar alınıyor mu? Alınırsa nerede duruyor? Depo falan mı tutuluyor?
Gönül işlerindeki bir sorudan sonra aklıma takıldı. Çeyiz olarak büyük mobilyalar ve beyaz eşyalar alınıyor mu? Alınırsa nerede duruyor? Depo falan mı tutuluyor?
0
peki madem
(26.12.22)
bence aşırı mantıksız. ürünü kullanamadan garantisi dolar. düğünden max 6-8 ay önce falan alınmalı. çoğu yerde sonradan teslim olarak alabilirsiniz. yeriniz varsa oraya da koyabilirsiniz.
0
jelly bear
(26.12.22)
döviz çok hızlı yükselirken düğün tarihi belli olan kişiler beyaz eşyayı alıp bayinin deposunda bekletiyordu. mobilyayı almak risk olur ama erken alan hiç duymadım eve sığar sığmaz riskli biraz.
0
cilekli pasta
(26.12.22)
Biz evlenirken bazı şeyleri alıp koymuştuk. Büyük mobilyaları da 6 ay öncesinden konuşup anlaşmıştık. Mobilyacıya beğendiğimiz mobilya için kaç m2 yer gerektiğini sormuş, evi de ona göre bakmıştık. Tam tuttu diyebilirim.

Beyaz eşyaları da alabildiğimizi alıp evde boş odalara koymuştuk. Tabi büyük beyaz eşyalarda mecburen bekledik. 1-2 ay depoda bekletmiştik sadece.
0
drako
(26.12.22)
Çeyiz derken ne anladığımıza göre değişir bence.

Ortada bir şey yokken hanımların "evlenince kendi evimde kullanacağım" fikriyle önden aldıkları şeyler diyorsak mobilya ve beyaz eşya pek alınmaz. Genelde küçük mutfak eşyaları ve yemek takımları, nevresimler tarzı şeyler oluyor bunun içinde. Beyaz eşya alan varsa da ben etrafımda görmedim.

Her şey artık netleşmiş ve ev kurmaya gelinmişse o zaman birkaç ay önceden alınmaya başlanıyor tabii. Ama ona çeyiz mi denir bilemedim.
0
pispinti
(26.12.22)
seneler öncesinden de alıyorlar. şöyle oluyor, satıcı ile anlaşıyorsunuz, depoda bir fazla tutuyor o eşyayı. dört yıl sonra istediğinizde veriyor size ve garantisi de o zaman başlıyor. bu ne kadar resmîdir bilemedim, ama böyle yaptıklarını duydum hep.
0
lovemyself
(26.12.22)
Garanti işine bir açıklama da ben getireyim, beyaz eşyayı alıp kutusunu açmadan uzun süre evinizde saklayabilirsiniz.

Kullanacağınız zaman servisi çağırır faturayı beyan edersiniz, servis kutuyu kendisi açar ve garantisini o an başlatır.
0
John Bloor
(27.12.22)
(4)

iPhone 13 pro gerçekten o kadar sağlam mı?

not sure if serious
Aldığımdan beri kap ve ekran koruyucu ile kullanıyorum ancak keyifli değil. Bunları söküp öyle kullanmak istiyorum.Gerçekten ekranı kasası reklamını yaptıklarıngibi düşmelere dayanıklı mı? Bir şey olmaz mı?
Aldığımdan beri kap ve ekran koruyucu ile kullanıyorum ancak keyifli değil. Bunları söküp öyle kullanmak istiyorum.

Gerçekten ekranı kasası reklamını yaptıklarıngibi düşmelere dayanıklı mı? Bir şey olmaz mı?
0
not sure if serious
(20.12.22)
1-2 düsmeyle zaten kolay kolay kirilmaz. Asil problem, olusan cizik ve ezikler. O yüzden kilif olmadan kullanmayi hayal bile edemiyorum :D
0
VIPCH
(20.12.22)
Kap daha ergonomik hale getirdiği için kullanıyorum ben. Hem köşeli hem kaygan. Bok gibi yapmışlar tasarımı.
0
herp
(20.12.22)
önceki telefonum iPhone du ve hiç kılıf/ekran koruyucu kullanmadım. bir defa telefon elimdeydi ve ben tam da o elimin üstüne çok kötü düştüm, ekran kırıldı, yaptırdım. onun dışında, aradan 7 yıl geçince baktım, minnak çizikler... 7 yıl kılıf ve cam koruyucu ile kapkaçın bir telefon kullanmaktansa, o minnak hasarlar göze alınabilir yani. çantama falan da hep öyle attım, hiç korumasız kullandım. 13 haydi haydi dayanır. ufak çizikler oluyor ekranda anahtarlara falan denk gelirse. ilk etapta sadece ekran koruyucusu ile kullanın derim. ama önemli bir nokta şu, telefonu gören sanki ölmek üzereymişsiniz gibi bağırıyor, sizi ikaz ediyor, nasıl kılıf kullanmazsın diye. onları sakinleştirmek biraz sıkıcı.
0
lovemyself
(20.12.22)
ben 12 kullanıyorum, sadece jelatin var. eğer düşürdüm bir sıkıntı olmadı ANCAK kamerası çok çizildiği için kamera kalitesi eskisi gibi değil. 13 pro lensleri daha büyük olduğu için riskli olabilir
0
roket adam
(20.12.22)
(8)

iç dökmeli, iş değiştirme problemi? kafam çok karışık...

late viper
Danışmanlık yapıyorum, işimi seviyorum ancak işyerimden pek memnun değilim. memnuniyetsizliğim tek bir husustan kaynaklı değil birden fazla konunun üst üste binmesi ile beni boğan bir hâl alması diyebilirim.geçen gün bir firmadan aradılar, ilan açmadan görüşmeye çağırdılar. şu anki işimden biraz dah
Danışmanlık yapıyorum, işimi seviyorum ancak işyerimden pek memnun değilim. memnuniyetsizliğim tek bir husustan kaynaklı değil birden fazla konunun üst üste binmesi ile beni boğan bir hâl alması diyebilirim.

geçen gün bir firmadan aradılar, ilan açmadan görüşmeye çağırdılar. şu anki işimden biraz daha farklı bir dalda olacak. temelimin olduğu ancak pratiğimin olmadığı bir alan, firmanın da bu alanda pratiği yok altyapıyı benim kurmamı bekliyorlar. Görüştük, hemen gel başla dediler; 2 kat maaş+şirket aracı olacak. birden fazla lokasyon var ancak merkez oturduğum yere 15dk.

patronuma ayrılacağım deyince "o imkanları biz de sağlarız, gitme" diye ısrarcı oldu. içimdem "madem başta niye sağlamadınız?" desem de bir şey demedim. çok yoğun bir andı, birebir görüşmek niyetindeydim ama danışmanı olduğum müşteri "illa patronunla görüş anlaşın, işi bırakma" diye üsteledi. herkes kendini düşünüyor, "senin de bir derdin var mı?" diyen yok, neyse. mevcut işime fazlasıyla hakimim, müşterilerim bir sıkıntı yaşamaz(bu nedenle hiç biri gitmemi istemiyor). patron da buradan giriyor; "sen burada her konuya hâkimsin, yeni alanda tutunabilir misin?, hem o firma ne kadar güvenilir, gel biz aynısını verelim gitme" diye yol yapıyor.

bir de ara teklif var ama onu da yazıp işi iyice karıştırmak istemem.

iş değiştirmeyi istiyorum ama tam bir bahtsız bedevi olarak bu firmanın hiç yoktan çıkıp güzel bir teklif yapması gerçek olamayacak kadar güzel gelmedi değil. alan değişikliğini çok istememe rağmen iki tarafın da pratiği olmadığı bir konuda neler yaşarım kestiremiyorum. mahcup duruma düşmek istemem.

parayı kabul edip güvenli alanda kalmak mı? riskli de olsa yeni işe yelken açmak mı?

10 yıldır bu işi yapıyorum. başlarda olsam düşünmeden yeni iş derdim ama arada işsiz kaldığım zaman da oldu, İstanbul'da işsizlik zor. Yeni iş risk olur mu? kafam karışık. biliyorum net bir yanıtı yok elbet ama görüşlerinizi beklerim.
0
late viper
(18.12.22)
Valla hocam olay simdiki isyerinde memnun olmadigin seylere de bagli. Sanirim tek etken para meselesi degil. Eger sikintilarin gundeme getirdiginde cozulebilecek seylerse hazir su an elin gucluyken onlari gundeme getirip cozulmesini sagla.

Yok cozulmesi zor olan seylerse ve bu durum da seni bogacak sekilde devam edecekse o zaman ayrilman daha mantikli olur. Risk de gececegin firmaya, firmadaki kisilere, sektore vs gore elbette var ancak kendini iyi hissetmen de onemli. Guncel sorunlarini bisekil cozmeden direkt fazla parayi kabul edip devam etmen bence pek iyi olmaz.
0
j r r tolkien hayrani
(18.12.22)
Tebdili mekanda ferahlk var. 10 yıllık tecrübenizle yeni işe de alışırsınız.
0
2027
(18.12.22)
tek problem para ise patronun teklifini değerlendirmek mantıklı. benzer bir senaryoda ben mevcut işyerimde kaldım ve gayet mutluyum. aynı paraya iş değiştirmek çok mantıklı değil. ama kendini sağlama almak açısından mutlaka zammı vs hemen netleştir. öyle bakarızla kalması.
0
roket adam
(18.12.22)
patron tamamen manipulatif. okurken tiksindim, musterinin yorumlari ustune falan. 10 yıllık tecrübenizle yeni işe de alışırsınız +1.


ben olsam degistirirdim. su anki patron "yapariz bir seyler" demis gordugum kadariyla, ortada somut bir iyilestirme yok sanirim. her turlu ikisi de ayni paraya gelecekse ben yeni is diyorum.
0
hot potato
(18.12.22)
Mevcut sorunlarla ne kadardir bogusuyorsunuz, uzun suredir mi? Degistirme cabaniz oldu mu, olduysa nasil karsilandi? Uzun suredir devam eden, boyle kurumsallasmaya calisirken tokezleyip duran bi patron sirketi sorunlariysa hot potato'nun dedigi gibi, patronun tavri manipulatif bir tavir. 2 kat maas da yeni yilda zam vermeyecekleri icin o kaybinizi kompanse etme cabasi gibi. Alaniniz nedir bilmiyorum ama yeni sirkette ornegin ic kontrolde is surekliligi vs icin sistem kuracaksaniz cok sorun yasarsiniz ama sirkete sertifika aldirdiktan sonra hem buyuk basari kazanmis olursunuz hem de bir daha istemezseniz kimse sizi oradan kaldiramaz.
0
argaladhel
(18.12.22)
Patrona bu işten bahsetmeseydin aynı paraya çalışacaktın. :) Madem maaşın iki katını verebilecekmiş, neden sen demeden vermemiş. Ben olsam yeni işe geçerim. Şirket de tecrübesizse sorun yaşamazsınız, beraber ilerlersiniz. Şirket tecrübeli olsaydı ve siz tecrübesiz olsaydınız sorun olabilirdi.
0
dissendium
(18.12.22)
zaten yazmışlar, ama kaçın, gidin oradan. çünkü şimdiki patronunuz durduk yerde size fazla para vererek zarara uğramış. kabul edip kaldığınızda kısa zaman içinde bu zorluğun bedelini fitil fitil olmasa da sizden sorar.

özel sektörde daima iş değiştirmenin iyi olduğu kanaatindeyim. 4 yıldan sonra iş değiştirmek iyidir. sizin on olmuş.

bunun dışında, müşterilerin söyledikleri tamamen çöp. eski işyerimde akşam yemek yiyelim diye batımın etini yiyen, mıçmıç konuşan herkes ben gidince yerime gelen kişiyle samimi oldu.hiçbiriyle şu an görüşmüyoruz. müşterilerin sözü, patronun hüznü sizi zerre kadar etkilemesin.

artı, neden yeni işi yapamayasınız? onların verdiği imkanlar fazla iyi değildir, siz şu anki işyerinizde az paraya çalışıyorsunuzdur. tebdili mekan iyidir, iş değiştirmek güzeldir. ayrılmak insana zor gelir, ama ayrıldıktan birkaç hafta sonra o ferahlığı hissedersin. bir kere geliyorsun dünyaya...

her ne karar alırsanız, hakkınızda hayırlısı olsun.
0
lovemyself
(19.12.22)
zamanında verseymiş şimdiki patronunuz da o görüşmeye gitmeseymişsiniz. ben olsam sadece bu nedenle bile o işyerinde devam etmezdim. kim kime ne ittirebilirse kafası nedir ya, hakkın neyse verselermiş zamanında.
yeni iş teklifini de şöyle düşün; adamlar için de sana teklif vermek bir risk. onlar da kendilerini düşünmüş ve ona göre teklif vermişlerdir. yapamayacağını düşünseler teklifi sana vermezlerdi zaten. comfort zone'dan çıkmak büyük cesaret işi, seni de anlıyorum 10 yıldır o işi yapmak, beraber çalıştığın iş arkadaşlarını müşterilerini tanıyor olmak insanı çok iyi hissettiriyor. ama insan zorluklarla büyüyor gelişiyor.
işsiz de kalmazsın merak etme. 10 yıllık iş tecrüben, networkün var artık. bir şekilde çok zorda kalırsan zaten cv'ni güncellere networkünden faydalanırsın. onu da o zmn düşünürsün ayrıca.
0
sirkelimon
(20.12.22)
(6)

Kadınlar erkeklere göre neden daha çok korkuyorlar?

summerof69
Şu şaka videosunu izlerken dikkatimi çekti. Erkekler ürpermiyor iken, bütün kadınlar çığlıklar atıp kaçmaya başlıyor; yaş millet farketmeksizin.Bu farkın nedeni nedir sizce? Sallayacaksanız bile destekli sallayın lütfen. Evet böyle evrimleştiğimizi herkes biliyor zatenhttps://youtu.be/QmVWi1LAF0I
Şu şaka videosunu izlerken dikkatimi çekti. Erkekler ürpermiyor iken, bütün kadınlar çığlıklar atıp kaçmaya başlıyor; yaş millet farketmeksizin.

Bu farkın nedeni nedir sizce? Sallayacaksanız bile destekli sallayın lütfen. Evet böyle evrimleştiğimizi herkes biliyor zaten

youtu.be
0
summerof69
(18.12.22)
Erkekler daha güçlü diye ve o algı var diye. Hem biyolojik olarak, hem ataerkil toplumlardan gelen bir düşünce yapısı.

Onun disinda beyindeki norolojik farkliliklar ve hormonal farkliliklar da etki edebiliyor.

Gormus gecirmis, zor durumlarda kalmis kadinlar daha korkusuz olur. Ve dovus sporlari, tehlikeli islerle veya sporlarla ugrasan kadinlar da daha korkusuz olur. Kulturel, yoresel farklililar da olabilir.
0
ermanen
(18.12.22)
erkekler daha güçlü oldugu için ailesini, kabilesini koruma görevi hep erkeklerdeydi.
bu yüzden erkekler daha korkulu şeyler yaşadılar. savaştılar, kavga ettiler vs.
bu durumlarda korkmayacak şekilde evrimleştiler.
çocukluktan beri erkekler dövüş ile öyle veya böyle ilgilidir.
kadınlar ise daha çok sosyal becerilerde evrimleştiler.
0
abelardo
(18.12.22)
sunla ilgisi olabilir: www.youtube.com
0
idexo
(18.12.22)
Valla videonun birazini izledigimde erkeklerin de urperdigini gordum. Hic urpermiyorlar diye bisey yok, korkanlar da var. Sadece kadinlara gore tepkilerini daha kontrollu veriyorlar. Bu da yetisilen cevre ve toplumsal roller ile alakali gibi.

Bunun disinda bir de dalgin olan kisiler ya da direkt etkilesime giren kisiler daha cok tepki vermis ki bu da dogal. Erkekler orada genelde ya daha ilgisiz ya da olayi zaten bisekilde farketmisler gibi. Saydiklarim disindakiler de tepki vermis zaten.
0
j r r tolkien hayrani
(18.12.22)
Ataerkil toplumdaki sorumluluk ve ozgurluk kavramiyla da alakali oldugunu dusunuyorum biraz
0
balpolen
(18.12.22)
çünkü kadın ve erkek farklı. eşit olmak başka şey, aynı olmak başka.
bazı şeyler feminendir, bazıları erkeksi. türkçe dışındaki çoğu dilde nesneler bile kadın-erkek olarak ayrılır. üzümün kavundan daha az kokması gibi bir şey bu sorduğunuz.

evet, günümüzde bir aynılaştırma eğilimi var. koreli bebeksi yüzlü erkek şarkıcılardan tutun da, cinsiyet eğilimine karşı çıkan aktivistlere kadar çok başka görüşler var. ama cinsler birbirinden farklıdır. kainatın düzeni bu. evet, senelerce vücut çalışınca kadınlar da kas yapıyor, evet, kas kuvveti az olan erkekler de var, ama genel eğilime bakarsanız, erkek daha güçlüdür. kadın daha narin yapılıdır. günümüzde neyin nasıl algılandığı çok da umurumuzda olmayarak bakarsak, tamamen yapıdan kaynaklanıyor bu. ses tonundan reflekslere kadar ciddi farklılıklar söz konusu.

bunun dışında 'toplum bize dayatıyor' denilen, ama milyon yıldır var olan bazı roller de var: fare görünür, kadın korkar, erkek gidip o fareyi mekandan uzaklaştırır. çok çok büyük hayatı tehlike anlarında başka tepkiler gösterebilirler, ya da çok korkan erkekler de var, ama genel eğilimde göre 'normal' olan budur.

zaten modernlik dediğiniz de kadının farklılığını işine gelince vurgular. bir odaya girilecekse kadına yer verirler mesela, buna centilmenlik deniyor. ama ilkel olanla aynı kökten geliyor bu davranış. kadına öncelik. acıma. yine kadının narin yapısına dönüyor iş.
0
lovemyself
(19.12.22)
(4)

Çiçek Sitesi

pisiklet
Son zamanlarda çokça övülen bir çiçek göndericisi vardı, bulamadım. Hatırlatır mısınız lütfen? Kurtarın beni çiçek sepeti lanetinden. İstanbul'dayım. Teşekkürler şimdiden, P.
Son zamanlarda çokça övülen bir çiçek göndericisi vardı, bulamadım. Hatırlatır mısınız lütfen? Kurtarın beni çiçek sepeti lanetinden. İstanbul'dayım. Teşekkürler şimdiden, P.
0
pisiklet
(02.12.22)
bloomandfresh. Ama son zamanlarda değil, uzun süredir var onlar. pahalı, ama iyiler.
0
lovemyself
(02.12.22)
Tazecicek?
0
mor oje
(03.12.22)
Tazecicek.
0
invictae
(03.12.22)
kesinlikle tazeçiçek. görselin dışında bir ürün gittiğini görmedim. totalde 20 kere falan çiçek alıp göndermişimdir.
0
biseysorucam
(03.12.22)
(11)

Ölüm döşeğineki yakın karşısında hissizlik

muhayyer divan
MerhabaKendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler. İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, n
Merhaba

Kendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.

Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler.

İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, ne bileyim, dua bile edemiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum, dümdüzüm. Neden böyle? Normal mi bu? Bir şey yapmam gerekiyor mu?
0
muhayyer divan
(01.12.22)
Vakti gelmiş
0
pavlis
(01.12.22)
O durumdaysa zaten ne kadar erken gidiş o kadar iyi.
0
romario
(01.12.22)
anneannen zaten hayatında aktif, seni değiştirecek/dönüştürecek bir yere sahip değildir.
bir de şu var, ölüm yaşadıkça tanınır. ben de küçükken ailemin yanında bir cenaze evine gittiğimde ya da ölüm haberi aldığımda net tepki veremezdim. hatta insan bazı yaşlarda "çok yaşamayıp ölmek en iyisi" diyor. 20 yaşında bir gence sorsan 65 yaşında ne yaparsın diye, ölmeyi tercih ettiğini söyleyebilir. bunlar hep yaşamamakla alakalı. mesela ilk ayrılığında, sevgilin gidince ölürsün sanıyorsun. intihar edenler var. ama 45 yaşındaki biri sevgilisinden ayrılınca intihar etmez genellikle. çünkü o duyguyu tanır, geçeceğini bilir. bunun bir benzeri ölüm denilen şey.

ben ne zaman ölüm karşısında karakteristik bir duruş yakaladım? tanıdıklarım önce. gittiler, gelmediler. gittikleri zaman bana boşluk bıraktılar. çok samimi olmadıklarımın ölümü ile fazla üzülmemeyi, tanıdıklarımın ölümüyle eksilmeyi kabullendim. önceden bir vefat haberi duyduğumda, arkadaşımın akrabası ölmüş olsun örneğin, arayamazdım. ne diyeceğimi bilemem diye. şimdi koşarak yanına gidiyorum. çünkü benim de akrabalarım öldü ve o gün yanımda olanların bana ne hissettirdiğini biliyorum.

benzer şey, gençlerin acılarında da kendini gösteriyor. liseye giden bir tanıdığım, arkadaşının arkadaşı kanser olmuş diye onu teselli ediyordu. teselli ettiği kişi, kanserli olan kişinin arkadaşı yani. dünyanın en klişe laflarını kullandı. Twitter'dan toplama laflar. kınamıyorum, çünkü o acıyı hissetmiyor. "bi susar mısınız, kız ağlıyor burda!!" hassasiyeti gibi bu. ama bir yakını kanser olsaydı, ne demesi gerektiğini, ya da susması gerektiğini bilirdi. bilecek, öğrenecek. hayat böyle.

bence gençsiniz ve biriktiriyorsunuz. bir şirket kurup onunla vergi rekortmeni olmayı bilmiyorsunuzdur mesela, çünkü yaşınız ve deneyiminiz tutmuyordur. ölüm de bunun gibi. aslında bu yüzden, gelenekler önemli. senelerce yaşanmış, biriktirilip yeni nesillere aktarılmış şeyler onlar. kötü gelenekler de duyuyorum bazen, ama mesela bizim geleceğimizde hasta ve ölü evine yemek götürülür. uzun yoldan gelen de, ev sahibi de onlardan yer. bulaşıklar da götürülür geri. bunlara karşı da sert görüşleriniz ya da yorumsuz bir duruşunuz olabilir. neyse, uzattım, ama demek istediğim, yaşla kazanılır bazı şeyler. çok normal. siz duygusuz değilsiniz. 95 yaşındaki birinin yaşamasını isteyecek kadar 'yaşlıların gözünde hayatın kıymeti'ni bilmiyorsunuzdur henüz.
0
lovemyself
(01.12.22)
çok gönül bağınız olmayabilir. ben 2 ay arayla babaannemi ve dedemi kaybettim. babaannemde pek bir hissim olmadı, o zaman ben de şaşırmıştım, yaşlı diye herhalde demiştim. dedemi kaybedince anladım ki yaşla hiç ilgisi yokmuş. şu an yazarken bile gözüm doluyor. aramızdaki bağ çok çok farklıydı, babam gibiydi. babamı kaybetmiş gibi oldum. 100 yaşında da olsa aynı şekilde üzülürdüm, çok sevince hep erken geliyor.
0
anneboleyn
(01.12.22)
80'i gecen birisi bence gorevi basariyla tamamlamistir. O yuzden ben de yakinim olsa dahi pek uzulemiyorum.

Ama gecenlerde 60li yaslarda akrabam olmayan sadece tanisikligim olan, cok sevdigim birisi covidden gitti, 40 yasinda adamim oturdum agladim 5 dakika. Hala arada aklima geliyor huzunleniyorum.
0
cooperr
(01.12.22)
Bi kaç sene önce anneannemin annesi öldü, 100 küsür yaşındaydı (net bilmiyo kimse). Bi de öyle bi hastalığı falan da olmadı, pat diye gitti bi gece.

Taziye evi ilginç bi şekilde baya normal, hatta neredeyse "neşeli" bi ortamdı. Yani bi kızı (o da 80 yaşında) biraz ağladı ama geri kalan herkes muhabbet ediyo, ölen kişiyle ilgili anılarını anlatıyo falan. 20-30 yaşında ölen birinin evindeki o ağırlığın zerresi yoktu yani.

Başta bana da garip geldi ama sonra sanırım herkes bilinçaltında "zaten yaşayacağını yaşadı, hayatı da iyiydi, daha ne olsun" diye düşündüğü için böyle bi ortam oldu. Beklenmedik bir ölüm değil, zor bi ölüm değil, bi pişmanlık, suçluluk, kötü bir anı yok. Zamanı gelince öleceğimizi de biliyoruz. Sonradan düşündükçe normal geldi o ortam.
0
plutongezegendegilmi
(01.12.22)
İnsanlar aynı olaylara farklı tepkiler verir. Endişe, stres, yas, üzüntü süreçleri çok karmaşık.

Siz de denk gelmişsinizdir, yakınlarını kaybeden insanların hepsi ağlayıp sızlamaz. Bazısı sanki hiçbir şey olmamış gibi her işe koşturmaya devam eder ancak dışardan bakan biri ondaki tuhaf gerilimi hisseder. İnsanlar durdurur, onu kenara çekerler. Birçok kişi bu durumu fark etmiştir, kendi aralarında durumun aciliyetini kavrayıp sessizce hemen bir görev paylaşımı yaparlar yapılacak işlerle ilgili.

Demem o ki siz ne kadar üzgün olduğunuza falan kafayı takmayın. Şu anda bu ruh halinizi anlamlandırma çabanız bile zor bir süreçten geçiyor olduğunuzu gösteriyor. Gerçekten umursamayan ya da durumla başedebilen biri "takdiri ilahi" ya da "üzüldüm yani ama onun için böyle daha iyi" gibi şeyler söyleyip geçerdi. Sizin yaşadığınız böyle bir şey değil.

Kendi üstünüze çok gelmeyin. Ne hissettiğinizin de bir önemi yok zaten. Şu anda bir şeyler paylaşmak istediğiniz insanlarla daha yakın olmaya bakın.
0
akhenaten
(01.12.22)
Benim anneannem de benzer durumlarda, şu an özel bakimla yasiyor. Annem ve teyzemler sürekli yanında oluyor birinden biri. Bir dönem tüple falan beslendi.

Yani su an durumumuz artık çok acı cekmeden gitsindi. Daha 6 ay önce covid falan oldu yoğun bakıma gitti, hic istemedi gitmeyi. O yüzden bizde de var. Uzuluyoruz ama misal zamaninda dedem 60 yaslarinda vefat etti, daha erkendi. Onunki gibi olmuyor tabi 90 yaşında birine üzülmek.
0
logisticsmanager
(01.12.22)
Valla insan son 20 senesni Parkinson ve Alzheimer ile, 10 senesini yatalak, son senelerini baya bilinçsiz geçiren anneannesi ölünce bırak üzülmesini sevinebiliyor bile.
0
d max
(01.12.22)
Arada kusak farki cok olunca insan sevse bile o kadar üzüntü duyamayabiliyor. Normaldir, olur öyle.
0
chihirovekohaku
(01.12.22)
anneannem öldüğünde ben de böyle hissettim. herhalde kalanlar için de öyle hissederdim. artık hepsi 85+ ve aslında ben bu yaşta halen ölmemek isteyen kişilere biraz kızgınım. hiç adil değil böyle şeyler. gençliğinin baharında ölenler varken 85 yaşında ölmek istememek bencillik değil de nedir?

ben bile şu yaşımda ölsem, benden 10 yaş genç ölen ve benim kadar şey görmemiş milyonlarca kişi varken kendi ölümüme üzülmeyi biraz bencillik sayardım.

80 yaşına erişen bir insanın ölümüne üzülmem. yeterince yaşamış.
0
bohr atom modeli
(01.12.22)
(9)

"Sahte doktor" mevzusu hakkında

magni
Son günlerde patlayan şu sahte doktorun hikayeleri malumunuz. Anlayamadığım bir kısım var.Oluşturulmuş sahte evraklarla kendini yalandan doktor diye yutturmak nasıl mümkün olabiliyor? İşe girişlerde kişinin gerçekten doktor olup olmadığının resmi olarak sorgulandığı bir veri tabanı falan yok mudur?
Son günlerde patlayan şu sahte doktorun hikayeleri malumunuz. Anlayamadığım bir kısım var.

Oluşturulmuş sahte evraklarla kendini yalandan doktor diye yutturmak nasıl mümkün olabiliyor?

İşe girişlerde kişinin gerçekten doktor olup olmadığının resmi olarak sorgulandığı bir veri tabanı falan yok mudur? Bunlar nasıl saçmalıklardır yahu.
0
magni
(29.11.22)
Bu olaydaki işe giriş gibi resmî bir şey değil. Doktorun sekneteri gibi bir çalışan aracılığıyla doktorla irtibat kurduğu için doktor kanıyor. Tecrübe kazanmak gibi bir talebe de haddi aşar bir olur veriyor doktor. Orası eğitim-araştırma hast olmadığından orada resmî bîr eğitim düzeni yok. Doktor iyi niyet ve saflığıyla olur demiş anlaşılan.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(29.11.22)
kız resmi olarak hekimlik yapmamış. ankarada ihtisası kazandım, göreve başlayana kadar burada sizinle takılarak gözlem yapıp tecrübe edineyim demiş. tıp işi göre göre yapa yapa öğrenilen bir nevi usta çırak ilişkisi olduğundan yeni mezunlarda hatta öğrencilerde yaygın bu olay. tabi bu işi belirli sınırlar dahilinde kendi fakültende ya da irtibatın olan seni tanıyan kişilerin yanında yapabilirsin, kafana göre değil. artık bu kızda nasıl bir özgüven ve iletişim becerisi varsa herkesi kafalayıp ameliyatlara girmiş, dikişler atmış hatta ifadesi doğruysa kaşesi bile varmış ki olaydaki en saçma kısım bence burası. açığa çıkması gereken yer birden fazla uzman hekimin hiç eğitim almamış birinin gerçekten doktor olup olmadığını o kadar sürede nasıl anlayamamış olduğu.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(29.11.22)
Evrak işini benim de aklım almıyor her seyin dijital kaydı oldugu gunumuzde bunun kaydı kuydu dijital ortamdan teyit edilmiyor mu sorusu geliyor aklima da bir diger mevzu da bu kadar insana doktorum diye yutturabilmesi ve caktirmamasi buyuk beceri ona takildim ben. Valla bravo:)
0
stavro
(29.11.22)
Birkaç güne ne olduğu tam olarak ortaya çıkar. Bu kızın arkadaşı da kendisini beyin cerrahı olarak tanıtmış. Her durumda garip ama çevresindeki doktorların bu kızın tıp eğitimi almadığını anlayamamaları. Tıbbi terimleri bilmiyordur. Hiç mi konu açılmadı acaba derslerden, ders kitaplarından. Kız gece nöbetlerine de kalmış.

Haberlerde kızın üniversite kimlik kartı gibi bir sürü sahte evrakları var.

m.sabah.com.tr
0
GoodMorningTeacher
(29.11.22)
kesin bilgi veriyorum: kızın resmî bir görevi yok. çevresine kendisini tıp okuyor/sonrasında da bitirmiş olarak tanıtıyor. ben de zamanında tıpta okuyan hiçbir arkadaşımı bizzat okulun içinde görmemiştim sonuçta, iyi yalan söyleyebilen biri bunu yapabilir.

bunun dışında, hastaneye gidip, kendisini medeni cesaret göstererek bir intörne tanıtmış, samimiyeti ilerletip, doktorlarla da tanışmış. kimse durduk yere "tıp bitirdim ben" diye dolaşmaz. prezantabl bir görüntüsü var sonuçta. bağcılar bebesi gibi dolaşsa şüphelenilirdi. ben de doktor olsam "demek buralarda takılmak istiyorsun, diplomanı göster" demezdim. bunu şöyle düşünün: bir ortamda tanıştığınız kişi size "mühendislik bitirdim, iş bakıyorum" diyor. aynı meslektenseniz tavsiye verir, yol gösterirsiniz, "çıkar diplomanı" demezsiniz.

ameliyata kızın girmiş olması normal değil, ama yeni mezunlara yapılan bir ayrıcalık. iş gösterme gibi düşün. fotoğraftaki dikiş pozu ise biraz uyduruk, fotoğraf için yapılmış. yaptığı kötü bir şey, ama kalp nakli de yapmıyor sonuçta. asistanlara bırakılan son dikiş kısmında bi göstermelik yardım etmiş gibi duruyor. elbette bunu onaylamıyorum, ama şu net: kız resmî bir iş yapmıyor, ameliyat da yapmamış. millete yeni mezun gibi davranmış, kadına yönelik pozitif ayrımcılığı ve iyi niyeti kullanmış. tabi iyi niyet salakça bir seviyede ve denetim sıkıntısı da olmuş.

bir ek, ben de özel bazı işyerlerinde, sigortasız çalışmıştım zamanında. doktor değilim, ama diplomamı istememişlerdi. fakat bu kız e-devlete girip oynama yapmadığı sürece zaten resmî bir başvuru ya da çalışma yapamaz devlette ya da özelde. mülakattaki diyaloglarda, en olmadı sigorta işlemleri sırasında belli olur.
0
lovemyself
(29.11.22)
@lovemyself'nin söylediklerine katılmıyorum.

Ben bir kişinin meslektaşım olup olmadığını ikinci muhabbette çözerim. Mesleği kenardan köşeden öğrenmiş olması hiç farketmez. İsterse çocukluğundan itibaren meslektaşlarımın yanında büyüsün.

Anlamamak için saf olmak lazım diye düşünüyorum.
0
Mirket
(30.11.22)
ama ben @Mirket'in söylediklerine katılıyorum :)
doktorların yaptığı saflık ayrı bir konu. sadece resmî olarak çalışmadan orada bulunmanın yolu olduğunu söyledim çünkü. doktorların bu kadınla birebir muhatap olduklarını pek düşünmüyorum, intörnler de koşuşturmaca halindeler, bilgialışverişi olmamış olabilir aralarında. bu arada evde epey tıp kitabı bulunmuş. altyapı çalışmaları uzun sürmüş. bunun yanında, yeni mezun olan kişi doktorların değil, intörnlerin yanında da pek konuşamaz zaten, gördüğüm en sıkı kast sistemi hastanelerdeydi :)
0
lovemyself
(30.11.22)
çerkezköy devlet ikinci basamak bir hastane olduğu için intörn veya asistan doktor bulunmaz. cerrahi bölümde yalnızca uzmanlar görev alır. üniversite hastanesi olsa hevesli bir öğrenci denilerek göz ardı edilmiş denilebilirdi fakat kız öğrenciyim bile dememiş direkt mezunum demiş. liseden geçen sene mezun olmuş 21 yaşında birinin doktor olup olmadığını anlamak için doktor olmaya bile gerek yok aslında. sağlık sektöründe bilgisi olan aklıselim (hatta yaşını da düşünürsek matematik bilen) herhangi biri de anlayabilir. tustan aldığını iddia ettiği puan da neredeyse rekor. tüm bunlara rağmen aylarca kimsenin bir şeyden şüphe duymamış olması çok ilginç. medyada bize aktarıldığı kadarıyla biliyoruz olayı, hastane çalışanlarının ifadelerini de görmek gerek.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(30.11.22)
bence kız aile baskısı yedim diyor ama tıp eğitimi yalanına başlayınca çevresinden edindiği algıdan müthiş keyif aldı. sonra işi çok hızlandırdı. biraz da ezikliğin verdiği hal ile doktorluk oyununu bir ego tatminine dönüştürdü.

hastanede de herkes iyi iletişim vs kuruyordur diye bahsetmiş ama bence mutlaka kur yapmakta iyi olan, oradaki ilgili kişilerle gönül ilişkisi kurmuş birisiydi de. bu kadar sorgulanmamasının başka açıklaması olamaz.
0
the man with no name
(30.11.22)
(23)

Hayatın amacı nedir ? Sizin hayat amacınız ne ?

sassot
Hayatın amacı ya da sizin hayattaki amacınız nedir ?
Hayatın amacı ya da sizin hayattaki amacınız nedir ?
0
sassot
(24.11.22)
Sayginlik ve otorite sahibi olmak. Guclu olmak. Basarili olmak. Beni mutlu eden seyler.
0
sekerler diyarinda bir ruya
(24.11.22)
hedefler ve planlar güzel şeyler ama "hayat amacı" mefhumunu her zaman saçma bulmuşumdur. benim hayatımın bir amacı yok. kalbinin sadece tek bir yanlış hareketiyle 10 saniye içinde yok olabilecek veya sokakta yürürken durduk yere gtüne sustalıyı yiyebilecek bir canlıyım. o kadar önemli olduğumu düşünmüyorum. kafam rahat, mutlu, insanlara zarar vermeden yaşamak benim için yeterli eğer amaç sayılacaksa.
0
mark greg sputnik
(24.11.22)
I like to have a good time
Any of my friends will tell you
So if you confront me with stupidity
I'm doubly angry at you

demiş şair.

Budur, bu olmalıdır.
0
habarbey
(24.11.22)
Hayatın amacının kesinlikle başarı olduğunu fark ettim. ne yaparsanız yapın, başarıyla yaparsanız saygı görüyorsunuz. küçükken en uzağa tükürmeyi başarmaktan, iyi bir masa tasarlayan marangoz olmaya kadar, her başarınız insanların gözünde sizi yüceltiyor. dostluklarınız daha kalıcı oluyor. herhangi biri olmamak, benim şu hayatta en önemsediğim şey. o yüzden başarılı insanların önünü kesmeye çalışanlar kötülerdir. o kişi hayattaki amacını gerçekleştiremesin isterler.

mutlu bir birliktelik de bence kişiyi tamamlıyor. bahsettiğimiz saygınlık, bu açıdan da önemli. yoksa her yer berkecan dolu, her yer instagramda öpücük pozu veren kız dolu..
0
lovemyself
(24.11.22)
Ya herro ya merro.
Benim de siradanliga, rutine, dumduz hayata tahammulum azaliyor artik.

dolar milyoneri olup geri kalan hayatimi dopdolu bir sekilde yasayacagim, hedef bu. Paranin getirdigi guc ve sayginlik paha bicilemez.
0
baldur2
(24.11.22)
Amaç ya da hedef ulaşılabilir, ulaşıldığında yenisi olmadığında da hayalkırıklığı yaratabilir şeyler. O yüzden hayatı bir veya birkaç amaç / hedefe bağlamamayı öğrendim ben. Aslolan "anlam". Eğer kişi hayatının anlamını bulabilirse (ki tek değil, birkaç tane de olabilir) her ne yaparsa yapsın o anlamı gerçekleştirebilir. Bence...
0
charbiel
(24.11.22)
Kendini gerçekçi şekilde tanımak, tanıdığın kişiyi sevmek, sevecegin eylemleri keşfetmek, sonuçtan değil süreçten keyif almayı öğrenmek.

Bkz. Şimdiki Zaman
0
hasmetizm 2046
(24.11.22)
Bu konuda coğrafya bir faktör bence. Dolayısıyla bulunduğumuz coğrafyada amaç HUZUR olmalı. Eğer yeterli huzuru yakalayabilirsen sonrasında onun etrafına istersen ekstra heyecan, istersen ekstra huzur sosu serpebilirsin, şekillendirebilirsin. Ama huzur temeli olmadan başka amaçlara yönelirsen hep biraz eksik kalırsın, yıpranırsın. Atıyorum bir Norveç'te doğsan huzur default olarak gelir zaten, orada gidip en riskli spor ne kardeşim? yamaç paraşütü mü? tamam getir bana oradan eğitimi, yamaç paraşütçüsü olucam diye gezinebilirsin, birisi de ne yapıyor bu demez. Ama burada adama gülerler.

www.hizliresim.com
0
onemoremile
(24.11.22)
orient blue
(24.11.22)
mutlu olmak, sevdiklerimi mutlu etmek. öldükten sonra beni hatırlasınlar gibi bir derdim yok. mutlu mesut yaşayayım, insanlar beni gördüklerinde içten gülümsesinler, mutlu olsunlar, bol para kazanayım ve bunu güzel harcayayım, tatiller yapayım, en son da datça'ya küllerimi savursunlar. snorkelle dalan uzun sarışın bir elf güzelinin kulağından içeriye girsin bir parça külüm. iskelede tek ayak üzerinde sekerek çıkarmaya çalışsın, avucuna düşeyim, beni üzerine silsin.
0
gabe h coud
(24.11.22)
@sekerler diyarinda bir ruya, arkadaş homelander herhalde.
başarı diyen herkes bana özgüvensiz ve övgüye aç gibi geliyor.

ben yaşanan zorlukların ardından gelen ferahlık ve mutluluk hissini seviyorum beni ruhen diri tutuyor.

masallardaki gibi sevdiğimle upuzun bir ömürle sağlıkla mutlu olmak..

sakinlik ve huzur.
0
Hallegadola
(24.11.22)
haz. yani dopamin. her şey buna çıkar.
0
bugisme
(24.11.22)
Yaşlılıkta dönüp baktığımda yaşadığım hayattan tatmin olayım, mutlu olayım. "Ulan bunca yılı bomboş, teneke gibi yaşamışım" demeyeyim. Bu kimi için title, kimi için gezmek, eğlenmek olabilir; bende birkaçı birden. Yani dengeli olsun hayatım; işkolik de olmayayım, gezicem diye kendimi de paralamayayım. Little little right into the middle hesabı.

Giderken "e tamam olduğu hali güzel. Yaşadık, bitti." diyebileyim.
0
mor oje
(24.11.22)
hayatın amacı mutlu olmaktır. herkesi bambaşka şeyler mutlu eder. dolayısı ile herkesin cevabı farklıdır.
0
duyurukullanıcısı
(24.11.22)
kişiye göre değişir. kimine göre mal sahibi olmak, kimine göre otorite sahibi olmak, kimine göre ünlü olmak vb. herkes mutlu olmak der. ancak çok sağlam bir para, mutlu bir aile ve her şeyi yapabilecek gücün bile olsa amacına ulaşmamış sayabilirsin kendini.
@onemoremile +1 coğrafya kaderdir bu da önemli bir etken.
benim için saygınlık, otorite, başarı falan amaç değil.
0
mikahakkinen
(24.11.22)
insan oldugumu unutturmayacak kadar az stresle yasamak.
0
c1b2k3
(24.11.22)
kendini gerçekleştirme becerisi. mal, mülk, parasal olaraktan ziyade insanlık olarak.
0
evimin paspasi
(24.11.22)
Bilmiyorum. Henüz "amacım şu" dediğim bir şey yok.
30 yaşındayım, bu saatten sonra bulabilirmiyim bilemiyorum. Zor gibi.
0
hayalhayal
(24.11.22)
2017 senesinde 35 yaşıma geldiğimde(89 doğumluyum) yaptığım tek aktivitenin kitap okumak olmayacak demiştim. O günden bugüne kadar yemesi, içmesi, yurt içi/dışı gezmesi gerçekleşti.

Şimdi ise 40 yaşıma geldiğimde pişman olmayacağım bir hayata sahip olmak istiyorum.
0
put it in your appropriate place
(24.11.22)
Hayatin amaci yok.

Hayatimin da bir amaci yok. Olmasini da istemiyorum. Yarin icin bir amacim var, bu gün icin koydugum bir hedef de var ama öyle tüm hayatimi anlamlandiracak yüce bir amacin pesinden kosmuyorum. Kosmayi da sacma buluyorum.
0
buf-e kür
(24.11.22)
1) yok.
2) yok.
0
sparkle kiddle
(24.11.22)
Amacım yok. Olması gerektiğine inanmıyorum.
0
jazzabel
(24.11.22)
Allah'a kulluk etmek
0
beemaker
(25.11.22)
(4)

cilt kanseri erken teshis ile alakali pozitif seyler

ala09
soyleyebilir misiniz? :)not: ben degilim
soyleyebilir misiniz? :)

not: ben degilim
0
ala09
(24.11.22)
Erken teşhis hayat kurtarır ama bakarsın o da yanlış teşhistir? Tek doktorla yetinmeyen ve çok doktora göründüğü için kâra geçen çok insan var, üzülmesin.

Ayrıca D vitamini, güneş, toprak, ağaç, temiz hava ve bol bol oksijen, 23.00'te uyumuş olacak şekilde şahane bir gece uykusu, şekerli ve paketli gıdalardan kaçınmak, stres esnasında güven duygusuna sarılmayı öğrenmek, hayatta yeni anlamlar ve tadlar bulmak elbette her türlü ilaçtan çok daha kuvvetli etki edecektir. Korkmasın!!! O bize lazım. Güçlü olsun sıradağlar gibi dursun bakalım. Biz onunlayız. <3 <- kalp.
0
muhayyer divan
(24.11.22)
cilt kanseri olan çok yakın bir akrabam oldu. ileri evredeymiş üstelik. radyoterapi aldı. bu süreçte birkaç kişi tesadüfen duydu, mecburen söylediler. başka kimseye söylemedi, çünkü insanların üzgün sesle arayıp "ayyy çok geçmiş olsun, duyduk, üzüldük" demesini istemedi. çok da iyi etmiş. ben de karşılaştığımda hiç bu konudan bahsetmedim. çok rahat geçirdi. yaraları oldu, acısı da olmuştur, ama çoğu zaman hasta olduğunu unuttum, uzağımdayken aklıma geliyor.

ailesinden bana bu haberi gizlice veren kişi "en kolay atlatılan kanser türüymüş" demişti. cildin daha ağır yaralanması gibiymiş ve geçecekmiş, demişti. çok geç fark etmelerine ve hastalık ilerlemiş olmasına rağmen söyledi bunu. en son görüştüğümüzde turp gibiydi, yine aynı kişiye sordum, şükür atlattık demişti.

size moral olsun diye yazmadım, gerçekleri söyledim. ama umarım moral de olur. geçmiş olsun. sevgiler.
0
lovemyself
(24.11.22)
doktorlar 1 sene boyunca kanser oldugunu anlayamadigi icin bizde de cilt kanseri ileri seviye yakalanma durumu oldu, kanser buyumustu ancak mucize sekilde lokal kaldi,,bu sayede sikintisiz atlattik...interneti okuyunca buyuklugunden dolayi cok umutsuzluga dusmustuk ancak oyle olmadi cok sukur
0
monicapp
(24.11.22)
Okuduğum kadarıyla iyileşme oranı en yüksek kanser türlerinden birisi. Geçmiş olsun.
0
pispinti
(24.11.22)
(4)

Hz. Ali hakkında bir sunum yapsanız? Başlık ve içerik nasıl olurdu?

anahtarr
Hz. Ali hakkında bir sunum yapacağım ama içeriğe karar veremedim.Süre tabi ki sınırsınız değil, hayatının bir bölümüne ya da belli bir konuya odaklanmak en iyisi..Yeni fikirlere ihtiyacım var. Demek istediğim onu ne yönüyle anlatırdınız? Benim okuduğum Hz. Ali siyasette hep kaybeden ama kendi bildi
Hz. Ali hakkında bir sunum yapacağım ama içeriğe karar veremedim.

Süre tabi ki sınırsınız değil, hayatının bir bölümüne ya da belli bir konuya odaklanmak en iyisi..

Yeni fikirlere ihtiyacım var.

Demek istediğim onu ne yönüyle anlatırdınız? Benim okuduğum Hz. Ali siyasette hep kaybeden ama kendi bildiği doğrulardan vazgeçmeyen.

Bu yönünü (siyaseten hep kaybeden ama dürüst olan) anlatsam diyorum ama sizin de fikrilerinizi almak isterim.
0
anahtarr
(19.11.22)
Aşağıdaki video'da anlatılan konular benim çok ilgimi çekmişti.
Kahramanlık, savaş hikayeleri ve döneminin diğer güç odakları ile mücadeleri değerlendirilebilir.

www.youtube.com
0
sealth
(19.11.22)
ilk çocuk müslüman olması hep etkileyicidir. bu olayın peygamber üzerindeki etkisi de önemli. onu ilerde damadı yapıyor çünkü peygamber. zamanında verdiği destek sonrası, kızını emanet edebilecek kadar çok güven duyuyor ona. ikisinin arasında hep bir ahdi vefa ilişkisi var.

eğer süre fazlaysa, cemel olayı diye bilinen, Hz Ayşe ile aralarındaki tartışmaya ve savaşa da oradan bakardım. peygamber varken en sevdiği eşi ve en güvendiği kişi, onun yokluğunda ilişkilerini yürütemiyorlar.
0
lovemyself
(19.11.22)
ben olsam bu aşağıdaki hikaye üzerinden giderim.


Ey Resulullah!
Neden herkesten çok Ali' yi seversin?

... Efendimiz s.a.v.:

Neden çok sevdiğimi anlatayım mı?

-Anlat derler.Efendimiz s.a.v.sorar:
... -Sizlere sormak isterim; birisi size kötülük yapsa ne yaparsınız?
-İyilik yaparız efendim derler...
-Yine kötülük yaparsa?
-Yine iyilik yaparız.
-Soruyu tekrar eder;
Yine kötülüğüne devam ederse? Cevap verirler:
-Düşünürüz Ya Resulallah derler.
Peygamber:
-Çağırın Ali'yi diye buyurur. Hz. Ali gelir, Peygamber Hz. Ali' ye sorar;
-Ya Ali! birisi sana kötülük yaparsa sen ne yaparsın?
Cevap verir;
İyilik yaparım, der. 7 kez tekrar eder. Hz. Ali 7 kez "iyilik yaparım" der. Son defa sorunca da o iyilikler şahı şu mükemmel cevabı verir;
-Ya Resulullah! Kötülük yapan kötülüğünden usanmıyorsa, ben iyilik yapmaktan niye usanayım ki...! der.

Efendimiz s.a.v. soru soranlara döner ve "neden çok sevdiğimi anladınız mı" buyurur.
0
etna
(19.11.22)
Ben (bir Alevi kökenli olarak) İslam adına yaptığı katliamları anlatırdım. mesela:

(bkz: beni kurayza katliamı)
0
lancelot du lac
(20.11.22)
(7)

Bale ve opera

etna
Seven var mı aramızda?Kendimi çok zorladığım halde ne amacını anlayabildim ne de içine girebildim.
Seven var mı aramızda?
Kendimi çok zorladığım halde ne amacını anlayabildim ne de içine girebildim.
0
etna
(18.11.22)
Bale daha az ama opera severim. Hatta cok sevdigim bir g. verdi eserini 4 kez falan izledim. Evet kolay degil izlemesi ama seviyorum keyfini ben.
0
mor oje
(18.11.22)
Bale için ben de bir şey diyemiyorum. Sadece bazen ne kadar estetik diyebiliyorum o kadar.

Opera bale ile kıyaslandığında bana çok çok daha yakın. İyi bir izleyici olmasam da arada izlerim.
0
kisa
(18.11.22)
izlemesi kolay değil bence de. düzenli denebilecek kadar klasik müzik konserlerine gidiyoruz, arada birkaç operaya da gittik, çok keyif alamadım ama sanırım alışılabilecek ve tad alınabilecek bir şey. baleye sanırım bir kez gitmiştim, o daha zor gibi geliyor.
0
orient blue
(18.11.22)
operaya gidişinizde kafanızın rahat olmasına bakın. sıkıntılı-telefona bakmak istediğiniz zamanlar zevk alamazsınız. konuyu az-çok anladıktan sonra üst yazıları okumayı bırakın. orkestranın canlı çalması, oyuncuların canlı performansları, seslerini zorladıkları yerler ilginizi çekebilir. koltuklarda oturmanın keyfini çıkarmak önemli. istanbul'da iseniz Süreyya operasından başka yerde izlemeyin zaten, atmosfer muhteşem. oyunu takip ederken arada mekanı inceleyin. önemli olan olay değil, olay çok basit ilerler zaten. kaçıracağınız bir konu olmaz. bale ikinci adım, müzik ve beden gösterisinin uyumu ön planda. beden kullanımı mühim.

ama yine de hoşlanmayanlar var. en güzel oyunu, en iyi sahnede ve en konforlu koltukta izlerken bunalan tanıdıklarım oldu. bu durumda şöyle yapmanızı öneririm "Ben opera sevmiyom yaa" diye bahsetmeyin ortamlarda. gizlemeyin, ama bu durumla da övünmeyin. "ben havuç sevmiyorum yaaa, bnce kötü" demek kadar saçma çünkü. operaya giden ve buna bayılan birinin sırf bu yüzden entelektüel olduğunu düşünmesi kadar saçma.

sevmiyorsanız boşverin. kimi tavla sever, kimi kayıt oyunu. bunlardan hiçbirinin diğerine üstünlüğü yok. onun gibi bir şey.
0
lovemyself
(18.11.22)
operaciyim ama turkiyede no
0
ala09
(18.11.22)
İlk operaya gittiğimde Türkçe bir eserdi (4. Murat) yabancılamıştım, hem de komik gelmişti biraz. Sonra gittiğim klasik eserlerden seçme yabancı performanslar vs dinledim. Daha esere, performansa odaklama fırsatım oldu gerçekten keyif aldım.
Bale ile tanışmam bir fındıkkıran temsiliye olmuştu. Muhteşem etkileyici bir deneyimdi, sonra da başka daha modern vs performanslar izledim müthiş zerafetli bir şey. İkisi için de söyleyeceğim İnsan vücudunun sınırlarına dair bir gösteri bence yapana çok saygı duyuyorum. Çok sık olmasa da hayatımda olmasını isteyeceğim türler.
0
Ufuk
(18.11.22)
Baleye bayılıyorum. Tam nedenini ve nesinden zevk aldığımı anlatamam bile ama mesela Romeo ve Juliet balesi bana net şekilde filmlerden veya tiyatrosundan daha yoğun duygular yaşatabiliyor, tamamen kaybolup gidiyorum izlerken. Tabi hiçbir baleyi hikayesini bilmeden izlemedim. Konuyu ve karakterleri baştan bilmiyor olsam nasıl olurdu düşünemiyorum.Ayrıca her türlü performansın iyisi ve kötüsü oluyor. Müzik ve dansçıların hatta dekor ve salonun kaliteli olması çok büyük fark yaratıyor. Benzer şekilde modern dans da genel beğeniye hitap etmiyor. Ben sevmeme rağmen her performans aynı şekilde hislerine dokunup alıp götürmüyor... @lovemyself ' e katılıyorum: Opera, bale, modern dans, klasik müzik ya da modern sanat sevip sevmemek övünecek ya da utanacak bir şey değil. Bunlar o kadar genel şeyler ki ilgiliniz varsa illa ki her birinde hoşunuza gidecek bir esere/performansa da denk gelebilirsiniz, sevmediklerinize de. Çok sıkıldığım için yarısında çıktığım/bitiremediğim filmler de oluyor öte yandan izleyip vay be nasıl bir zihin böyle şahane bir şeyler üretebiliyor deyip hayranlık duyduğum da. Ama kategorik olarak bazı filmlere katlanamıyorum film sevemiyorum demek garip olurdu...
0
bitanisanseversin
(19.11.22)
(23)

Bir çeşit etik sorusu? Siz olsanız ne yapardınız?

Amaranta ursula
Selamlar arkadaşlar, Bir alttaki duyuruda görünce gece gece yine aklıma geldi. 2015'te üniversitede okurken sennheiser'dan en ucuz model bir kulaklık almıştım 40-50lira civarında. Sonra annem evde babamın kullanmadığı kulaklığı olduğunu onu kullanabileceğimi deyince benim siparişi iptal ettim. Ama t
Selamlar arkadaşlar,

Bir alttaki duyuruda görünce gece gece yine aklıma geldi. 2015'te üniversitede okurken sennheiser'dan en ucuz model bir kulaklık almıştım 40-50lira civarında. Sonra annem evde babamın kullanmadığı kulaklığı olduğunu onu kullanabileceğimi deyince benim siparişi iptal ettim. Ama tabii kulaklık geldi. Ben de beleşçilik baskın gelince durumu onlara anlatıp geri göndermedim.

Ara ara hatrima gelince pek rahat etmiyorum. Sizce şimdi markaya durumu anlatan mail atsam ve bugünkü bedelini ödemek istediğimi söylesem saçma mi olur? Siz olsanız ne yapardınız?
Cevaplar için şimdiden çok teşekkür ederim.
0
Amaranta ursula
(15.11.22)
Bence yap, için rahatlar. Onlar da ya cevap vermezler ya da teşekkür ederler. İki durumda da sen kazançlı çıkarsın.
0
im2shy
(15.11.22)
hos bi sey degil ama gelmis gecmis. sirket sana gonderilen bi ekstra urunle batmazdi zaten. ama haksiz kazanc elde ettin. birinin bi sekilde hakkini gasp etmek gibi aslinda. buysa sana bunu 7 sene sonra yazdiran ben olsam muhtac birine karsiligi kadar bi para verirdim.
0
Kittie
(15.11.22)
üstünden yedi yıl geçmiş. sana beleş gelen kulaklığı sennheiser fark etmemiştir bile. yaptığının yanlış olduğunun farkındasın, pişman olmuşsun. yaptığından zarar gören kimse yok. o sipariş iptal edilmesine rağmen geri dönmediği için birisi azar işitmiş veya işinden olmuşsa bile şimdi sorsan hatırlamaz muhtemelen.

bence hiçbir şey yapmana gerek yok. anlamsız olur. karmaya, ilahi adalete vs. inanıyorsan o günün 50 lirasına denk gelecek şekilde bir yerlere yardım yap. ne bileyim bir öğrenci evinin faturasını öde, küçük kuzenin/kardeşin vs. varsa onlara hediye al... illaki içini rahatlatacaksa bence parayı bu şekilde harca.

yani aradan yedi yıl geçmişken sennheiser'e "ben sizden kulaklık çaldım parasını vermek istiyorum" demek bana acayip komik geldi, mesajı gören yetkili olsam bayağı güler ve hediye olarak "sıkıntı yok kankito" notuyla sana yeni bir kulaklık gönderirdim yani kusura bakma :(
0
mark greg sputnik
(16.11.22)
Ben bunu sık sık yapıyorum ya. Zamanında torrent'ten bi sürü oyun indirip oynamıştım, şimdi o oyunları denk geldikçe steam'den satın alıyorum oynamayacak olsam da.

Mail at, şirket muhtemelen kabul etmez, sen de bi tane alıp başkasına falan hediye edebilirsin.
0
plutongezegendegilmi
(16.11.22)
Yıllar önce bir bilgisayar almıştım da bir hafta arayla iki bilgisayar gelmişti. İkinci bilgisayarı kargo parasını cebimden ödeyerek geri göndermiştim. O geldi aklıma.

Bir de bir protein tozu almıştım. İki tane gelmişti.

Vicdanen rahatsızsan o bedelde bir garibanı sevindir. Olsun bitsin. Protein tozu olayında ben öyle yapmıştım.

Demiştim ki, Bir emekçi hata yapmıştır. Bildirsem şimdi onun gırtlağına çökerler.
0
Mirket
(16.11.22)
mail at
0
arveles gibiyim
(16.11.22)
ben öderdim.
0
gurur
(16.11.22)
geçen ay oldu felan deseydin bedelini öde derdim ama olan olmuş artık. 2015 yılında it gibi aşık olduğum kişinin ismini cismini unuttum ben.

bir tanecikten marka zarar görmez diyenler olmuş da satış departmanında çalışan personel belki o hafta/ay hesap vermek durumunda kaldı, kendi ödedi? bilemeyiz!

arkadaşlar, böyle bireysel anlamda yav koskoca X markası diyip geçmeyin, neticede bu ürün ve hizmetleri bize ulaştıranlar evine ekmek götüren it gibi çalıştırılan insanlar. onları düşünün asıl.
0
roy keane ve giggs reyiz
(16.11.22)
Ben fayda zarar ilişkisine bakıyorum, firma senin vereceğin 300-500 liraya muhtaç değil, şimdi bissürü yazışma falan filan çok gereksiz, seninkine çok benzer bir durum yaşadım ve parayı öğrencilere askıda yemek uygulaması yapan bir lokantaya bağışladım.
0
arph
(16.11.22)
Bağış yap +1.
0
not dark yet
(16.11.22)
firma olması, insan olmasından farklı bir şey değil. yani hak açısından. şöyle düşünün: ben zengin biri olsam ve bana ödemen gereken bir miktarı ödemeseniz aradan kaç yıl geçerse geçsin ödemelisiniz.

ben olsam firmaya mail atardım. muhtemelen size böyle bir ödeme alamayacaklarını söylerler, çünkü fazla para girişi olur. ama keşke ödeseniz.

birini sevmek için nasıl kriterlere ihtiyacınız varsa, kendinizi sevmek için de aynı nedenlere ihtiyacınız var. böyle sebepler kendinizle aranızı açar. böyle söyleyince çok uç bir şey diyormuş gibi oluyor ama değil. ben olsam firmaya ulaşırdım. kötü bir tepki almayacağınız zaten belli. siz de aslında bunu istiyorsunuz, sorunuzdaki nahiflikten belli.

ekleyeyim, başkasına yardım yaparak firmanın hakkının kapatılmayacağını düşünüyorum. bağışınızı zaten imkanınız olduğunda yaparsınız, ama ikisi bence ayrı konular.
0
lovemyself
(16.11.22)
Lovemyself ++1

Birinin hak gaspı başka biriyle telafi edilemez.
Şu durumda hem firmanın hem de o birimde çalışanların hakkına girmiş durumdasınız. Aradan geçen zaman bu hakkı düşürmez. İşte bunlar hep kul hakkı, haram kazanç vs.

Firmada ulaşabildiğiniz en üst birime ulaşıp durumu izah ederek ödeme yapmak en doğrusu. Çünkü alt birimde birisi aman olan olmuş boşver diye geçebilir, bu takdirde o hak ödenmiş olmuyor.

Yukardaki seçenek yapılamadığı ya da çalışmadığı durumda o kulaklığın bugünki bedeli üzerinden birine yardım edebilirsiniz. Bu yardım aslında o firma adına yapılmış oluyor. Siz yardım etmiş değil, borcunu ödemiş konumdasınız.

Görülüyor ki yapılan bu davranış -ki hafife alınsa da hırsızlıktır aslında- sizin vicdanınızı rahatsız etmiş. Bu çok güzel. İyi bir vicdan önünde sonunda doğruyu bulur, demek ki siz de bir gençlik hatası yapmış olsanız da doğru, temiz, dürüst hasletlere sahip yetişmişsiniz. Bu nedenle meseleyi mutlaka bir şekilde çözüme kavuşturmalı bu vicdanı korumalısınız.

Bu duyuru nezdinde cevaplarken benzeri şeyleri hafife alanlar için de belki bir faydası olur ümidiyle yazdım.
Evet belki bu firmalar bir ürünle batmaz ama batan bizim insanlığımız olur. Dini hassasiyeti olanlar için bu aynı zamanda kul hakkıdır. Böyle bir inancı olmayanlar için de evrensel hukuk ve insanlık için sorunlu bir davranıştır. Lütfen böyle şeyleri hafife almayın. Zaten er geç bunun bedeli insanın karşısına çıkar.
0
epitaf
(16.11.22)
@epitaf
Açıkçası ben de firmaya ulaşmadan bir yere bağışlamayı düşünmüyorum. İlk yolum onlara yazmak olur. Ha kabul etmezlerse onlar adına bağış yaparım. Ancak Türkiye yetkililerini tanımıyorum. Ben direkt sitesindeki bize ulaşın kısmından yazmayı düşünmüştüm. Şimdilik onu yapacağım, bakalım ne olacak.
0
🌸Amaranta ursula
(16.11.22)
www.youtube.com

valla ben olsam hatalar beni bağlamaz der geçerdim. takibini yapması gerekenler onlar. iade olmuş ürün kullanıcıya ulaşıyor ve kimse takip etmiyor? Daha önce firmalara ilettiğim de oldu, gerek yok sizde kalsın dediler ama 2 ürün gelmişti o zaman. Bunu amazondan aldığım ürünlerde de yaşadım aliexpressten de.

ama siz etik olanı sormuşsunuz, vicdan rahat etsin diyorsan firmaya durumu açıkla tabi. aldığın platform ve sipariş sistemde gözüküyorsa, sipariş numarası veya fatura numarasıyla ulaşınca hatayı görürler bile belki..
0
ananiyimioguz
(16.11.22)
Mesaj attım ama gelen yanıt otomatik yanıt gibi geldi.
"Üzülerek belirtmek isteriz ki bu şekilde bir sürecimiz bulunmamaktadır. Ürünlerimiz 15 iş günü içerisinde iade edilebilmektedir."

Arkadaşların twitter hesabından türkiye sayfasına mesaj atmayı deneyeceğim ama pek umudum yok açıkçası. Başka fikri olan varsa beri gelsin.
0
🌸Amaranta ursula
(16.11.22)
"sennheiser farketmemiştir bile" diye düşünme, mutlaka farkedilmiştir ve hatayı yapan işini takip etmeyen personel azarını yemiştir ağız dolusu.

2015'te 40-50 liralık şey şu anda 400 lira civarındadır. çok da ucuz bir ürün değil. paranın zaman değerini dikkate almak lazım.

yaptığın en başta hata, hiç yapmaman gerekirdi. ama madem halen vicdan azabı çekiyorsan firmaya mail at ve cevaplarını bekle.
0
teritori
(16.11.22)
@teritori
Hocam zaten mail attım ama gelen cevap işe yaramadı. Duyuruda da yazdığım üzere bugünlük değerini ödeyeceğim. Yani kabul etseler 20-25 doları ödemeye hazırım:) Ama kabul edecek kanalı bulamıyorum:D
0
🌸Amaranta ursula
(16.11.22)
e tamam o zaman sen yapman gerekeni yapmışsın. hepimiz üniversite çağlarında böyle şeyler yapabiliyoruz.

bu saatten sonra yapılacak farklı bir şey yok. belki bir miktar bağış.
0
teritori
(16.11.22)
Eğer dindar bir insansanız fıkhi cevabı şu şekilde;

eğer geçmişten gelen bir hakkı, sahibine ödemek isteyip de ödeyecek kişiyi bulamıyorsanız (daha uzun da aslında özeti bu) o kişinin adına sadaka verebilirsiniz.

Ürünün şimdiki değeri, ya da o zamanki 40-50 tl değerindeki altının şimdiki tutarını, bir fakire sadaka verirsiniz ve sevabını hak sahibine bağışlarsınız.
0
John Bloor
(16.11.22)
Aldığınız yer neresiydi? Yani hangi mağaza? Teknosa vs. ? Ben trendyol Çiçeksepeti gibi yerlerde alıp iade ettiğimde yanlışlıkla iptal edilen veya kargoda geri gelen ürünleri sorduğumda sizde kalabilir diyorlardı ama fatura telefonundan satıcıya ulaştığımda haberimiz yok trendyol bizden habersiz öyle demiş cevabı alıyordum. Daha sonra satıcıyla haberleşip gönderiyordum ürünü. Normalde trendyol bana hediye etmiş denilebilir ama adamların satıcılara yaptıklarını biliyordum az çok.

Sizin durumunuz biraz karışık. Uzun zaman geçmiş. Sanırım bu şekilde iade alamayacaklarını söylemişler. Şöyle bir şey olabilir. Belki biraz saçma ama yeni bir kulaklık alın daha sonra iade edin. Kutunun içine de durumunuzu açıklayan bir mektup ekleyin ve parayı bantlayıp kargolayın. Sadece kulaklık parasını iade ederler belki.
0
jepa
(16.11.22)
Bundan sonra hayatında bu tür durumlarda ne olacağını biliyorsun, ilk zamanlar beleşçilik tatlı gelsede zamanla sende vicdan yapıyormuş, bu durumda tekrar başına böyle bir şey geldiğinde bu bilgiyi kullanarak iadesini falan yaparsın.

7 sene sonra kimse sallayamaz bu durumu, ödemesini yapamazsın, şöyle düşün adamın kasasına bir miktar para giriyor ama bunun kyaıt kuyudatı eksik, fatura kesilmemiş, daha önce kesilen fatura iptal edilmiş vs. vs. adam sana tekrar fatura kesecek ki o parayı alsın, e faturayı neye kesecek? depodan mal çıkartması lazım fatura kesince de vs. vs. e mal'ı çıkartmasa bu sefer depo ile satış rakamları tutmayacak, şu anda o parayı ödeyebilmek adamların başına paranın değerinden çok daha fazla iş çıkartacak.

sen yine de elinden geleni yap tabii kafan rahat olsun ama adamlardan tabii ödemenizi şuraya yapabilirsiniz gibi bişi demelerini bekleme.
0
selam
(16.11.22)
arkadaşlar neden "sennheiser'dan çalmakta sıkıntı yok" demişim gibi cevaplar verdiniz ki? ben olayın üstünden yedi yıl geçtiği gerçeğini göz önünde bulundurarak yazdım bunları. tabii ki bu durumdan dolayı bir çalışanın başı ağrımış olabilir, tabii ki parasını vermediğimiz ve hata sonucu elimize geçmiş ürünün üstüne yatmamalıyız ama her şey siyah ve beyaz değil. yani dükkanı zor çeviren esnafı gidip soymakla sennheiser'in fazla gönderdiği kulaklığı geri göndermemek arasında bence fark var. duyuru sahibi bu hatayı fark edip hemen sormuş olsa zaten eminim kimse "boşver ne göndereceksin" demezdi. üzerinden yedi yıl geçmiş bir şeyde bence daha yapıcı olmak lazım. dediğim gibi o gün bir çalışan başına iş almışsa bile şimdi kendisi dahi hatırlamıyordur bunu... kaldı ki duyuru sahibinin duyarsız, sennheiser'dan kulaklık kepitmeyi meşru gösterir bir hali yok. o yüzden burada ahlak dersi vermeye de gerek yok diye düşünüyorum. olan olmuş, geçmiş gitmiş. kendisini rahatsız hissediyorsa o değerde bir iyilik yapabilir diye düşündüm. ben ondan şeyettim yani, eğer yaptığım zalımeylık gibi algılandıysa onu düzeltmek isterim.
0
mark greg sputnik
(16.11.22)
çok ilginç kafalar cidden, hayretle izliyorum.

kulaklığı sipariş vermişsin, siparişi iptal etmişsin ama sana yine de yollamışlar. daha sonra da "bir sorun olmuş, iptal ettiğiniz sipariş size gönderilmiş, şu şu adrese iadesini gerçekleştirebilirsiniz." gibi bir iletişime de geçilmemiş seninle. daha neyin derdini ediyorsun ki? bu şirketlerin sömürgesinde yaşıyoruz zaten, yok vergi indirimiydi yok şuydu buydu derken hepsinin ceremesi topluca bizlerden çıkıyor.

ben zerre acımaz kullanırdım kulaklığı. dediğim gibi bir mail gelirse o zaman kimsenin başı derde girmesin der, geri gönderirdim ancak.

hayat bu kadar ufak şeyleri kafaya takacak kadar uzun değil.
0
knight of cydonia
(16.11.22)
(4)

yarın Taksim'e nasıl gideyim?

damba
Arkadaşlar yarın Taksim'deki okulumda bir sunumum var, gitmem gerekiyor. Metro, kalabalık otobüs durakları beni çok tedirgin ediyor. Taksim'e Üsküdar'dan başka nasıl giderim?
Arkadaşlar yarın Taksim'deki okulumda bir sunumum var, gitmem gerekiyor. Metro, kalabalık otobüs durakları beni çok tedirgin ediyor. Taksim'e Üsküdar'dan başka nasıl giderim?
0
damba
(15.11.22)
Üsküdar'dan beşiktaş motorlarına bin, beşiktaş iskeleden taksim yönüne giden otobüslere bin. Dolmuşta var aynı yöne.
0
GoodMorningTeacher
(15.11.22)
Üsküdar'dan Kabataş vapuru. 6 dakikada gidiyor. Ordan finüküler. Onun süresi 3 dakika. Otobüsten kaçmak ve metroda en az süre kalmak için en ideal yol bu.
0
lovemyself
(15.11.22)
kabataş'a motorla geçip yürüyebilirsin.
0
gurur
(16.11.22)
eğer durak vs.. gibi kalabalık yerlere bulaşmak istemiyorsan yürümek tek çözüm.

beşiktaş ya da kabataşa tekneyle geçip, oradan yürüyeceksin.
0
teritori
(16.11.22)
(8)

arkadaşa nikahta ne takılır

zenc
özellikle son 1.5 yılda çok samımı oldugumuz ama aslında uzun yıllardır tanıştığımız bir arkadas grubumuz var. içlerinden bir çift uzun zamandır birlikte yasıyorlar ama avrupaya taşınıyorlar işlerin daha kolay olması için dun tarih aldılar ve cuma nikah törenleri olacak. ne takacağız bilemedik :/50
özellikle son 1.5 yılda çok samımı oldugumuz ama aslında uzun yıllardır tanıştığımız bir arkadas grubumuz var. içlerinden bir çift uzun zamandır birlikte yasıyorlar ama avrupaya taşınıyorlar işlerin daha kolay olması için dun tarih aldılar ve cuma nikah törenleri olacak.
ne takacağız bilemedik :/
50 euro? gram altın? 1000tl yada 100 euro? çeyrek altın?

şimdi bu arkadaslar zaten İrlanda'ya gitcek diye euro takalım dedik ama 50 euro nedir yaa :( allahım ne kadar fakiriz. 100 euro takmak geliyor içimden aslında ama işte para para para...
0
zenc
(15.11.22)
Ülkesine kadar aynısı başıma geldi. Direkt sordum senin işine hangisi gelir, gram altın mı yoksa 50 Euro mu diye. 50 Euro dedi. Ben de 50 Euro taktım. Az para değil bence, makul.

Çeyrek altın takmak içinizden geliyorsa o zaman da 100 Euro verebilirsiniz. Ama bence 50 ideal.
0
pispinti
(15.11.22)
ceyrek altin. dugun/nikah mevzusunun standardi altindir.
0
hot potato
(15.11.22)
50 euro az demeyin. İngiltere'de insanlar düğünlerde eğer zengin/yüksek sınıf değillerse 30-50 pound arası veriyor zaten. Ben tam kültürü bilmediğimden bir keresinde 50 pound verdim, gelin 10 satır mesaj atmıştı" ne gerek vardı çok masraf yaptın iyi ki varsınız" diye..
0
quaker
(15.11.22)
bence kendinizi düşünün. 50 euro taktığınızda arkadaşınız "Ayy ne bu böyle, ezik misiniz" diyecek değil. 100 taktığınızda da havalara uçacak değil. Gram altın da takabilirsiniz. Yarım gram altın bile olur. Kendinizi zorlamayın derim. Bir anlık bir şey sonuçta.
0
lovemyself
(15.11.22)
Hot potato +1. Birinin nikahına/düğününe gidiyorsam çeyrek takarım; takmayacaksam zaten gitmem. Çok samimiyiz demişsiniz, bence çeyrek takın.
0
vedatchilipeppers
(15.11.22)
50 Euro yeter bence. Ama ben ayda yılda bir düğüne giderim zaten diyorsan çeyrek de olur. Ayda 5 kere düğüne gidenle bir kere giden aynı değil. Bütçene göre takarsan kimseye ayıp mayıp olmaz.
0
kaptan maydanoz
(15.11.22)
50 euro yapıştır gitsin, abes durmaz. altını bozdur onla döviz al, uğraştırırsınız.
0
roy keane ve giggs reyiz
(16.11.22)
50 euro
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(16.11.22)
(8)

Adem ile havva'dan geliyorsak çocukları ensest ilişki mi yaşadı?

robin one persie
Sb.
Sb.
0
robin one persie
(14.11.22)
Evet o zamanlar insan neslinin çoğalması için ensest bir süre helal kılınmış. Bunun bir algoritması vardı hatta üşendim aramaya şimdi. Kim kimle birlikte olmuş vs.
0
emfuzi
(14.11.22)
o inanışa göre öyle evet ama ordan gelmedik, hepimiz en başlarda denizde yaşayan canlılardık.
0
sta
(14.11.22)
son zamanlarda bu konu üzerine çok daha güzel yorumlar var. ilk devirlerde "o zamanlar serbestti" deyip geçilmiş. ama ayette yaratılma konusundan bahsederken yaratıcı kendinden "adem ile Havva'yı yaratan, daha sonra sizler için eşler yaratan" diye bahşediyor. yani, Adem ile Havva'dan sonra, çocuklarına eş olarak da insanlar yaratılmış. genel görüş bu yönde. bu şekilde aratırsanız Youtube'da daha geniş açıklamaları var bazı hocaların, şimdi aramaya üşendim.
0
lovemyself
(15.11.22)
www.youtube.com
Family Guy'dan bir kesit :)
0
nhk ni youkosu
(15.11.22)
bizden önce başka yaratılanlar da vardı. hatta bu klasik herkesin ezberlediği yasak elma yeme muhabbeti yasak elma değil. biraz araştırmanız lazım. millet devamlı duyuma dayalı bilgi sahibi oluyor, haliyle herkes saçmalık zırvalıyor.
0
evimin paspasi
(15.11.22)
Benim bildiğim kadarıyla 2 erkek 2 kız çocukları olmuş ve bunlar kendi aralarında çiftleşmişler :/
0
silverleaf
(15.11.22)
Rivayete göre aynı seferde birlikte doğmayan (tek/çift yumurta ikizleri) çocuklar birbirleri ile beraber olmuş.
0
vampir akrep
(15.11.22)
İkiz kardeşlerin birlikte olması fantezisi sonradan uydurma bir şey. Üstteki arkadaşların ifade ettiği gibi islamda böyle bir şey yok.
0
kaptan maydanoz
(15.11.22)
(2)

8 yaş erkek çocuk için oyuncak önerisi

pikap
malum ara tatile girdik. bir hafta yeğenlerim kalacak bizde. canları sıkılmasın diye oyuncak alacağım fakat sitelere bakmak çok yorucu. deneyimleyip memnun kaldığınız ürünler varsa paylaşırsanız sevinirim.çocuklar erkek ve 6-8 yaşlarında.genel olarak lego yapmayı seviyorlardı en son vakit geçirdiğim
malum ara tatile girdik. bir hafta yeğenlerim kalacak bizde. canları sıkılmasın diye oyuncak alacağım fakat sitelere bakmak çok yorucu. deneyimleyip memnun kaldığınız ürünler varsa paylaşırsanız sevinirim.

çocuklar erkek ve 6-8 yaşlarında.

genel olarak lego yapmayı seviyorlardı en son vakit geçirdiğimizde. lego alacağım ekstra bir iki eğitici ve eğlenceli oyuncak da almak istiyorum.çünkü benim de ilgilenmem gereken ekstra işlerim olacak ve çocuklar boşta kalınca çizgi filme takılı kalsınlar istemiyorum.

büyük olanın hava durumu deprem yağmur gibi olaylara çok ilgisi var. yani yağmur yağdığında aşırı heyecanlanıyor cama koşuyor hepimizi hazır ola geçiriyor izleyelim diye :d tsunami fırtına hortum dilinden düşmüyor... böyle bu konuyla ilgili orijinal aktiviteli ürünler aradım ama pek seçenek çıkmadı gibi ya da detaylı arayamadım. böyle bir ürün olsa süper olur.
0
pikap
(12.11.22)
benzer yaşlardayken en sevdiğim şey maket yapmaktı :) uçak , gemi , araba

hem çok zaman alıyor, hem dikkatini tek yöne topluyor, hem de el becerileri gelişiyor.

www.amazon.com.tr

www.amazon.com.tr
0
janavarorion
(12.11.22)
sorti ve reverì oyunlarına bakın derim. 8 yaşında erkek çocuğu bayılıyor, 6 yaşın ilgisini çeker mi pek bilemedim.
monopoly de iyi fikir. siz de katılıyorsunuz aralarına.
0
lovemyself
(12.11.22)
(10)

Bunun için çalışan set üstü ocağınızı değiştirir misiniz?

hadi ya la
10 yıl önce yeni eve taşınırken aldığımız ocak gayet güzel çalışıyor fakat son 7 - 8 yıldır düğmesini çevirip "çıt çıt" diye yakmaya çalışırken her seferinde birkaç dakika, bazen beş dakika uğraşıyoruz. Dört tane düğme var, bazıları daha zor çalışıyor, dönem dönem az da olsa düzeliyor gibi oluyor am
10 yıl önce yeni eve taşınırken aldığımız ocak gayet güzel çalışıyor fakat son 7 - 8 yıldır düğmesini çevirip "çıt çıt" diye yakmaya çalışırken her seferinde birkaç dakika, bazen beş dakika uğraşıyoruz. Dört tane düğme var, bazıları daha zor çalışıyor, dönem dönem az da olsa düzeliyor gibi oluyor ama sonra daha kötü oluyor. Hesap yapsak ömrümüzden saatler çıt çıt diye ocağı yakmaya çalışırken heba olmuştur.

İki kere servis, bir kere de dışarıdan tamirci geldi, bir şeyler denediler fakat çare olmadı. Mutfakta herhangi bir yardımı olmayan babam "ne olacak canım, yanıyor işte" diyerek ocağı değiştirmek istemiyor, günde en az 4 - 5 saatini geçiren annem "acaba değiştirsek mi" diyor, ben de "senden önemli mi, değiştirelim gitsin" diyorum.

Siz ne diyorsunuz?
0
hadi ya la
(09.11.22)
Bizim ocaktada aynı problem vardı prizi çıkardım.
20 tl ye uzun mutfak çakmağı alarak sorunu çözdük.
0
kararsızataletfilozofu
(09.11.22)
şunun gibi : www.hepsiburada.com bir çakmak alıp orta yolu bulsanız olur mu?

bu da olmazsa o zaman değiştirirsiniz.
0
inheritance
(09.11.22)
hayir. bir ton borc var, harcama yapilacak baska seyler var. bunun icin degistirmezdim.
0
hot potato
(09.11.22)
Tam olarak inheritance'ın dediği şeyi yapardım ben olsam.
0
pispinti
(09.11.22)
çakmak +1
bu kadar ufak bir şey için dünyanın masrafına girmem ben.
0
teritori
(09.11.22)
Yakindan baktiginizda ocagin cakmagindan kivilcimlar goruyorsaniz ocak saglamdir ama kirden dolayi gaza ulasmiyor olabilir. www.youtube.com bu videodaki gibi bir durum varsa basit bir temizlikle duzeltebilirsiniz.
0
mirafiori
(09.11.22)
Bence henüz doğru tamirciyi bulamamışsınız.
Çalışan şeyi çöpe atmak yerine bence bizim mahalledeki tamirciye getirin, tamir eder.

Şu videodakine benzer çözümü bu gelen üç tamirci denemiştir di mi?
youtu.be
0
michael_knight
(09.11.22)
ondan önemli olmadığı için değiştirin kadına heves gelsin illa analar dibine kadar kullanmamalı eşyaları.
0
jamswety
(09.11.22)
mutfak aksilikleri içinde, ocağın otomatik yanmaması kadar gıcık çok az şey var. sırf bu yüzden ben de ocağı değiştirmeyi düşünüyorum. arkadaşın yirmiyi oldu çıt dendimi yanıyor, benimki birkaç ay içinde bozuldu. eğer alabilecek durumdaysanız alın. eskisini de satarsınız belki bir spotçuya. ama ona vereceğiniz para sizi zorlayacaksa boşverin tabi.

böyle şeyleri, eğer maddi probleminiz yoksa, kimseye demeden yapıverin. babanız "ne gerek vardı" deyip geçiyor, anneniz de öyle diyor ama seviniyor. onlara danıştığınız zaman uzar gider bu mevzu.

bu arada, babanızın bunu pek dert etmemesi normal. kullanan insan sinir oluyor.
0
lovemyself
(09.11.22)
10 sene bu tip malzemeler için arada bir süre. Eskimiştir ama atacak kadar da eski değildir. Ocaklar çok muhteşem paralara satılmıyor. Bim bile 2-3 haftada bir 1500-2000 bandında ocak satıyor. Bütçe sıkıntısı yok ise farklı markalara da bakılabilir ama sanki memnuniyetsizlik varsa değişim vakti gelmiş gibii. Uzun çakmak mutlu eden bir araç değil bence.
0
en bi orijinal
(09.11.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.