pirinç pilavı, biftek, patates salatası. bi de salata

ekonomil ve pratik yemek tavuktur. al at fırına pişir

Fırında tavuk (tercihe göre sebzeli , poşette pişenlerden )
Pirinç pilavi
Domates çorbası veya tel şehriye çorbası (maydonozlu, domatesli, mümkünse tavuk suyu ile )
Ara sıcak olarak yetişir diyorsam mantarli veya patatesli börek
Bol yeşilli salata

Pilav, mantarli et sote, salata, humus

köfte olabilir.

Tavada et ya da köfte, yanına makarna olacaksa salata pilav olacaksa cacık? Makarna pilav yerine fırına atılmış sebzeler (havuç patates kuşkonmaz gibi) yapılabilir o zaman da salata yerine hazır coleslow ya da humus vb gibi sos ve meze arası bi şeyler konabilir, şarapnan.

Hocam ben en son çikolata gibi yandığımda kaliteli bir bitkisel güneş yağı kullanmıştım. Kremler pek fayda etmiyor. Beyaz tenli biriyim ve ne zaman güneşe çıksam tavuk gibi kızarıyorum. Anca birkaç gün sonra koyulaşma başlıyor. Ama güneş yağı sürünce kısa sürede bronzlaşma oluyor. Bir de yanma işi denizde yüzerken daha iyi oluyor. Farkında olmadan her açıdan yanıyorsun. Şezlongda uzanıp yanmayı beklemeyi pek sağlıklı bulmuyorum.

hemen favorileyeyim.

benim tenim böyle olmuyor aşırı beyazlıktan ötürü. pembe hatta KIRMIZI oluyorum. belki sizinki de öyledir. sınırlı bronzlaşabileceğimizi düşünüyorum.

edit: aşağıdaki doğru söylüyor

cilt kanseri olmayı kabul ederek öncelikle. soruya cevap değil ama hatırlatmak istedim.

bahsettiğin kişiler zaten hafif buğday tenli kişiler. yani onların bronz olmayan halleri de öyle çok beyaz değil. e haliyle güneş altında da ciğer gibi yanmıyorlar. ciltleri buna uygun olduğu için güzelce bronzlaşıyorlar.

ha bir de cilt alt tonu sarı olanlar (pembe olanlara kıyasla) daha güzel bronzlaşıyor, en azından benim gözlemim bu yönde.

Solaryumla elde ediliyor genelde.

Tanning spray diye arat kim k falan öyle bronzlaştırıyor. Yoksa dön dön nereye kadar eşit olur bilemem.

Cilt alt tonuyla ilgili. Ne sari ne pembe; olive alt tonlular mis gibi ve cabuk bronzlasiyor.

Tamamen cilt ile alakalı beni sittin sene güneşe koy bronzlaşamam leş bir görünüşüm olur.
Hala istiyorum derseniz solaryumu deneyin.düzenli aralıklarla gitmek gerek

Ben lancaster in tinted jelly sini kullaniyorum, sayesinde kizarmak yerine bronzlasiyorum. Cok beyaz tenliyim. Koruma faktoru de var hem.


Oyle cok esit ve parlak bronz olanlar baska seyler kullaniyor, vucuduu parlak gosterme spreyi filan bile var.

Vilt alt tonu sıcak olanlr bronzlaşır, soğuk olanlar ve bazı nötrler kızarır. Ben de güneşe çıkınca bildiğin ızgara tava, cız bız gibi oluyorum, kıpkırmızı. Hayatımda bir kere beonzlaştım, onda da üç ay her gün akşam güneşinde güneşlendim. İşten çıkınca, 17:00 gibi açık havuza gidiyordum. 18:30'da kapanıyordu. Soğuk alt tonlu insanın güneşlenmesi birden değil, süreklilik isteyen bir iş.

Esmerim, bu nedenle de uzun süre kalmazsam güneste, zaten kizarmiyorum, bronzlasiyorum. Aksamlari ve sabahin erken saatlerinde günes kremi sürmüyorum. Öglen kesinlikle krem kullaniyorum. Yanarsaniz, deri zarar görürse bronzlasma olmaz, her gün iyice nemlendirin, hindistancevizi yagi iyidir. Hem dogal günes kremi hem de nemlendirici.

Düsük faktörlü krem kullanmanizi önermem. Aksam saatlerinde, örnegin altidan sonra, hic sürmeyin kisa süreli günese cikiyorsaniz. Ama ögle vaktinde düsün faktörlü kremle güneslenmek hic saglikli bir secim olmaz.

hocam hem yurtdışındasın hem de mağaza önerin diyosun. yutdışı dediğin çok geniş bi alan, iyimserliğine hayran kaldım.

boy kısaymış. bacaklar uygun ise mini giymeni tavsiye ederim. eteği dar değil de A şeklinde olanlardan. şunun gibi; s-media-cache-ak0.pinimg.com

kır düğünü diye illa çiçekli böcekli konsepte gerek yok bence. bu tip bişey bul, giy.

eloria, yanlis anlamissin sanirim. direkt turkiye'den magaza onerisi istedim. Online alisveris yapamayacagimi soyledim sadece. cunku turkiye'ye dondukten sonra siparis versem yetismez, oncesinde siparis versem elbise gelse , ben dondugumde denesem ve bana olmazsa degistirmek icin vaktim olmaz. her turlu risk yani.

Elbiseyi istanbuldan bakacağını tahmin ederek kadıköy monochrom'u tavsiye edeceğim öncelikle, yalnız monochrom biraz klasik şeyler satar ve fiyatlıdır. Yine de incele derim instagram üzerinden en azından.
Bir diğeri de,m.zara.comçi̇çekli̇-elbi̇se-c943001p4312003.html bu elbiseyi en azından bir dene. Kumaşında ufak pullar işli, yedek pulları da var arttırabilirsin, hoş bir elbise. Ben sana yakışacağını düşünüyorum.

bence aradığın şey forever new

Kadikoy opera onu pasajina git. 5 kat boyunca abiyeci.

ipekyol veya roman olabilir?

Monochrom 36 beden üstünü çalışmıyor güzel ama bil. Büyük bi alışveriş merkezine gitmek mantıklımolabilir. Mango, koton vs mezuniyet serilerinden güzel elbise bulunuyor online ona bir bakın.

fasulyek 36 beden ustu calismiyor derken? en buyuk beden mi 36? oyleyse sorun yok zaten. bir de biliyorsaniz elbise uzerinde tadilat yapma ihtimalleri var midir? Hobbit degilim ama 175 boyundaki bir kiza mini olacak elbise bana bir tik uzun oluyor haliyle, hemen orda hallettirebilsem guzel olur mesela.

onerilerden yola cikarak alisveris rotami kadikoy olarak belirleyeyim o halde.

20 yaş ve altı değilsen düğüne mini giyme gözünü seveyim. monochrome aşırı güzel ama pahalidir. 300-500-700 veririm no problem diyosan baska yere bakmadan dogrudan oraya kos, dukkan kadikoy carsida. onun disinda kadikoyde bogadan bahariyeye ciktiginda solda bi pasaj var, mudonun hemen orada. orasi tam bir gece kiyafeti cenneti, kendine uygun bir sey bulacagina eminim.

editleyemedim, mango, zara, koton, ipekyol, twist gibi mağazalarda da guzel gece kiyafetleri olabiliyor ama alternatif cok az oluyor. o yuzden avm yerine boyle bir pasaja gidersen 2-3 saat icinde cok daha rahat begenecegin bir sey bulursun gibi geliyor.

Almanya mediamarkt. Tax freeden faydalanılınca baya ucuza geliyor

Tax free yi anca turist olarak bulunurken yapabiliyorsunuz, ABde herhngi bi yerden oturma izni olunca olmuyor, aklinizda bulunsun.

Fiyatlari ogrenmek icin googledan her ulkenin en buyuk zincir teknoloji marketini bulun, sonra onlarin sitesine bakin teker teker.

Cevap yok ama resmi islerde kullanacaksaniz noter onayli ceviri istenir cok cok buyuk ihtimalle, bunlari kabul etmezler.
Hatta turk noterini bile kabul etmeyebilirler. Isinizi saglama alin derim.

evet o konuda farkındayız. önce konuyu iyice anlamak istiyoruz. daha sonra yabancı makamlardan çeviri vb. yapılabilecektir. ki yunanca oldugu için yunanistana başvurdugumuzda çeviriye pek gerek kalmayacaktır.

Irk olarak Traki yazıyormuş.

İlginç Ella - Yunan yazıyor denmisti

Yok, ilk önce öyle zannetti. Size mesajda yazdığım çeviri doğru. Mesaj atmadan önce yazmıştım onu.

8 kilo olması lazım kabin bagaj hakkının, uluslararası uçuş yönetmeliğine göre.

Ryanairde 10 kilo hak bedava.

Ay bitirmeden gondere basmisim, mobildeyim.

Ryanairde kabine bitane 10 kiloluk kabin bavuku, bir de kisisel canta alabiliyosunuz. Ucretsiz.

15 kg olan normal check in bagaj hakki.

avusturyadaki sehirlerdekiler, viyanadaki bir cok marktta oldukca guzel. rathausun ve schloss schönbrunnun önündekiler bence oldukca hos.

Viyana tabi ki.

Ve dresden.

caagnim hamburg'da

en güzeli mi bilmem ama en büyük ağaç dortmund'da.

yukardakilere ek olarak Bremen ve Lübeck i ekleyebilirim. fena değildi.

Acilin uzmani geldi. Viyena, Nürnberg, Frankfurt diyorum... Bazilarinin atmosferi iyi ama sicak sarabi kötü. Kuzey´dekilerin hepsi öyle Aachen mesela. Sarap bölgeleri, sicak sarabi da iyi yapiyor, digerleri hazir karisimi kullaniyor.

Ama en güzel Markt kücük ortacag sehirlerinde, gotik satolarda olanlar. Tiklim tiklim degiller ve cok güzeller. Gezdiklerimden Kronberg im Taunus´un üstüne yok. Ortacag sehrinde, satosunun icinde markt kuruluyor. Sonrasinda da gece tirmanisi, karlar icinde orman yürüyüsü.

Monschau´daki cok cok iyi. Sehir zaten cizgi filmlerdeki gibi... Goslar da güzel, ama fazla turistik bence.

en meşhur weihnactsmarkt nürnberg diye bilinir genelde. hannover'inkini hiç duymadım şahsen.

nürnberg güzeldi ama öyle kalabalık ve büyük pazarları sevmiyorum ben. iğne atsan yere düşmeyecek şekildeydi orası mesela. sadece almanya değil tüm dünyadan insanlar geliyor buraya. christkindlmarkt olarak geçiyor bu arada. oradaki kiliseden o senenin christkind'i çıkıp halkı selamlıyor, açılışı yapıyor.

risk alin esiniz pragdan barcelonaya gecsin tatil donusunuz de barcadan cikin. bu sirada sizin de vizenizin ciktigini kabul ediyorum. en fazla cikarken esinize neden gec ciktin fln derler sanirim, pek bir sey olmaz.

size gelince ispanya sizin durumunuzda en fazla 1 ay vize verir gibi

Prag'dan dönünce hemen ispanya vizesine başvurun,
dediğiniz gibi 21 ağustosta gidemezsiniz belki ama bir ay içinde gidersiniz muhtemelen.

gerçi bu durumda sizin hali hazırda başvurduğunuz ispanya vizesinin tarihleri -vizeye başvururken 21-24 ağustos otel rezervasyonlarınızı gösterdiğinizi varsayıyorum- sadece 21-24 ağustos arası olacaktır. (çünkü bu ilk schengeniniz)

dolayısıyla durumunuz bence oldukça riskli. 19 ağustos da hafta sonuna denk geliyor, hemen 19unda ispanyaya başvurup özel dilekçe verseniz hemen vize çıksın diye o da olmaz. en sağlıklı yöntem eşinizin dönüp vizeye başvurması ama onda da sizin vize tarihlerinizle aynı tarihlere vize çıkmayacağı kesin gibi bir şey. siz belki eşinizle beraber tekrar gidip yeni bir vize başvurusu yapabilir veya mevcut vizenizin düzenlenmesini isteyebilirsiniz, yeni otel rezervasyonlarıyla beraber, durumu açıklayan bir dilekçe yazarak.

onun dışında prag'dan barcelona'ya geçmek gibi bir çılgınlık yapmanızı tavsiye etmem, havaalanlarında polis tarafından vize kontrolü yapılma ihtimali çok düşük ama uçağa binerken kimlik kontrolü yapan kişiler de vizeye bir göz gezdiriyor avrupa vatandaş olmayan kişiler söz konusu olduğunda.

OScari sakin dinlemeyin, gec cikarsaniz bir daha vize almasi cok zor olur esinizin.


@oscar birinin kacak kalmasi durumuna "pek bir sey olmaz sanirim"'diye nasil cevap verebiliyorsunuz?

Uzun sureli vize de ilk vize alana vermezler.

@oscar isimli arkadaş saçmalamış. Yasal olmayan yollardan schengen bölgesinde bulunmaktan hakkınızda dava açılabilir. Sonrası 5 yıl schengene giriş yasağı verilebilir.

eşiniz türkiye'ye dönmeden 19 unda trenle barcelonaya geçsin, siz de uçakla gidin. eşiniz giderken daha vizesi bitmemiş olacak. sizin de vizeniz var. ikiniz dönerken de vize polisi birşey demiyor. kaç kere vizemiz bittikten sonra dönüş yaptık bişi olmadı.tabi belli olmaz biraz gerginlik olacak.ama dönüş yolu olduğu için sıkıntı olmaz .
size uzun süre vize vermezler. seyahat sigortanız kaç gün yaptırdınız o çok önemli. sigorta gün sayısına göre vize veriliyor çoğu kez.

kuehles ve dream'a katiliyorum, ne yaparsiniz bilemem de kesinlikle gec cikmayin. bir kere ucak iptal oldugu icin bir gun gec ciktik bir ulkeden, onumdeki adamin hem pasaportuna hem de elektronik ortama not aldilar ucak ertelendigi icin gec cikiyor, ihlal yoktur diye. takip ediyorlar boyle seyleri.

ben basima geleni soyledim. belcika vizesi alip fransadan gec ciktim, sadece sordular noldu diye, ben de planlar degisti dedim. bunun uzerine ispanya hollanda fransa vizeleri de aldim hic sorun yasamadim. benim tecrubem bu risk almak kendisine kalmis

Valla geç çıkmak sıkıntılı bir durum. Hiç o riske girilmez. Benim de bir arkadaşıma Yunanistan 2 saat gecikme için 600 euro ceza kesmişti. Aman diyim. Hiç belli olmuyor sağları solları.

şu sıralar risk almaya gerek yok. zaten ilişkiler gerginken geç çıkmak anlamsız. ben fransada fazladan 1 ay kaldım kimse bir şey sormadı ancak o zaman sene 2005ti. ilk çıkışınızda risk almanın anlamı yok dönüp ispanya vizesine başvurun başvurduğunuz özel firmadan vfs vb. gibi firmadan vip başvuru yapın pahalı oluyor ama hemen çıkıyor. ben geçen sene 15 temmuzdan sonra hollanda vizesiyle almanyaya indim sıkıntı yaratmadılar ama bir sürü sorular sordular.

ispanya vizesine başvururken durumu düzgünce açıklar şekilde dilekçe yazarsanız sıkıntı olmaz. mebde çalışıyorsanız il milli eğitimden yurtdışı çıkış izin yazısı alın. daha net bilgi almak için ispanya başkonsolosluğunu arayın.

Ben size yeni bir öneri ile geleyim. Eşiniz devlette akademisyen ise Erasmus eğitimi için gri pasaport talep etsin. Siz de vize süresini birlikte Barcelona'da kullanın.

Uzun vize alma ihtimaliniz var 1 ay ya da 3 ay gibi, yok degil. Belli olmaz.
Esiniz vize duration of stay 8 gunu doldrumus olacagi icin vizesi artik gecersiz olacak, dolayisiyle tekrar basvurabilir.

Vize kalis suresini gecirmeyi aklinizdan bile gecirmeyin. O kadar sansli olmayabilirsiniz.

Ama neden uzun vize cikmasi gerekiyor size onu anlamadim. Esiniz dondukten sonra birlikte basvurun, uzun ya da kisa vize olsun birlikte gidin? NEden onceden basvurdunuz ki?

Vize kalış süresini geçirmek gibi bir düşüncemiz yok, dün başvuru esnasında bir anlık boşluğa gelip benim için başvurmuş olduk, sonra iptal etmek istedik ama kaydı yaptım dedi görevli. Uzun vize çıkmasını isteme nedenimiz eşim geri dönüp yeniden vizeye başvuracak, aradan geçen süre benim vize bitiş tarihine denk gelmemeli. Yani yeniden başvurup ekstra para çıksın istemiyoruz... Ama bana umut oldunuz uzun çıkabilir diyerek çok teşekkürler :)

@cursor eşim malesef özelde akademisyen gri pasaport gibi bir sansimiz yok...

Çek cumhuriyeti vizeleri genelde kısa süreli ve tek girişlidir bunun yerine ispanya konsolosluğundan başvuru yapmanızı ve sonraki seyahatlerinizinde planlarınızı koymanızı öneririm bu uzun süreli vize almanıza yardımcı olabilir.Bunun için bakman gereken yer ise ispanyakonsoloslugu.gen.tr drir

Vize başvurusu yaparken mutlaka büyükelçiliğin/konsolosluğun resmi web sitelerini ve aracı kurumun (IDATA, VFS) web sitelerini kontrol edin. En güncel bilgiyi resmi web siteleri verecektir. Konsolosluk web sitelerinin resmi olup olmadığını gov uzantısından anlayabilirsiniz.

keşke bileti basmasaymışsın. onsuz da vizeye başvurabilirdin. gerçi az kalmış vize başvurusu için olmasa bile bileti basmış olabilirdin şimdiye kadar. yani bu kadar heveslenip olmaması kötü gerçekten ama diğer taraftan viyana'ya gidip opera izleyeceksin. yani şurada izleyeceksen önemli bir olay.

www.viennaconcerts.com

ve böyle bir durum olmasa hiçbir zaman bilet alıp izlemeye kalkışmayacaktın. duruma böyle bakılıp teselli olunabilir bir miktar bence. ayrıca oyunu ve sanatçıyı merak ettim.

Bikinini getir derim, cok sicak burasi. Daha once gelmissin anladigim kadariyla, daha degisik lokal seyler yaparsin.

Krapfenwaldbad ve gänsehäufel diye arat, hosuna gider.
Daha once yapmadigin seyleri yaparsin.

yaptiklari cok sacma sen o casta gore bilet aliyorsun. sifreli alisveris yapmadiysan bankaya harcama itirazinda bulun, bu islem bilim disinda yapilmistir de parani geri alirsin. biliyorum etik degil ama adamlarin yaptiklari cok sacma

ön yargılarını bir kenara bırakıp izlemelisin . hiç adını duymamış olman onun kötü bir sanatçı olduğu anlamına gelmez .belki muhteşem biri çıkar karşına şaşırtır seni . iyi ki vazgeçmemişim dersin .
ben de operayı çok seven biriyim bazen hiç tanımadığım adını bilmediğim bir sanatçıya izlerken hayran oluyorum .
hayat sürprizlerle dolu . iyi seyirler , iyi yolculuklar .

@tepedeki, maalesef teselli olamıyorum :( gezinin tüm odağı o sanatçı idi, diğer türlü viyana önceliğim olmazdı. yine de sağol.

@kuehles, ilk kez gidiyorum. sıcak gözümü korkutuyordu zaten, sağol :( daha bavulumu hazırlamamıştım, zerre motivasyonum da kalmadı. dediğin şeylere bakıcam, teşekkürler.

@oscar, kesinlikle! fakat adamlar gayet rahatlar ne işse. harcamanın bi 3-4 ay geçmişi olduğundan o plan sökmez sanırım. başta 1000 küsür liralık biletlerden almayı düşünüyordum, öyle olsa kendimi keserdim sanırım.

@devilone, sanatçıya kötü demiyorum ki, cast'ın bu şekilde olduğunu bilseydim bu bileti almaz, hatta bu geziyi hiç planlamazdım başta. başka bi ülkede gitmek istediğim başka bi festival vardı mesela, ona giderdim bilseydim. düşün ki michael jackson fanısın, konserine bilet alıyorsun, son dakikada sana diyorlar ki "konseri o değil ama başka biri verecek, olur öyle şeyler, çok takılmayın". olan biten içinde en çok sinirime dokunan bu. örneğin değişiklik olduğunda bu yönde bi mail falan gelseydi, önce yine bi sinir olur, hakkımı arar, sonra önüme bakardım. gitmeden önce sayfayı başka bi nedenle kontrol etmemiş olsam, konuya temsilde ayacaktım! operayı seviyorum, bu temsili de çok seviyorum ama o oyuncu olmadan başka bi ülkeye gezi planlayacak kadar değil maalesef. başka bi zaman viyana'ya gittiğimde, bi operayı ayakta izlerdim tabi ki, 500 liralık bilet da almazdım ama. kusura bakma, sana cevap verir gibi yazdım ama iç döküyorum işte :( sağol iyi dileklerin için.

Bir insan bir opera sanatçısına, nasıl Viyana.ya gidecek kadar hayran olur şaşırdım.
Neyse en azından Viyana yı görmüş olursun

ben onu düşünememiştim yaa, aro.

letgo gibi bişey yok mu bu avusturya'da? belki satarsın birilerine.

Ben çıktı olayında yanılmışım, gişede bastırmayı kastediyorlarmış. Talebim üzerine şimdi alternatif bi siteye koydular satılık olarak ama bakalım.

Tabi ki oluyor. Game of thrones muhabbetleri, friends ya da himym bitince olanlar filan.

Oluyor yani.

O dizilerden dolayı değil, insanlar aptal ve milleti fark etmiyor pek.Sadece yüzdeleri değişiyor ülkeye göre.

Uluslararasi ortamda Game of Thrones, Friends fallen konusuluyor ama America'da yereller icin sunu soyleyebilirim, oyle genel genel programlari pek izlemiyorlar. Zencilerin bulundugu bir yerlerdeyim. Sadece zenci insanlarin oldugu dizi-filmleri ceken kanallar var, butun gun onlari izliyorlar. Arada Friends, Game of Thrones gibi genel yayinlari seviyorlar ama bunun disinda icinde beyaz insanlarin ve beyaz kulturun cogunlukta oldugu programlari izlemiyorlar. Ayni sekilde, Latin komunitesi Telemundo'daki dizileri izleyip onlarla egleniyor ya da en cok Jane the Virgin gibi dizileri izliyorlar. Ornegin, bir beyaz bir zenci dizisini izlemiyor pek. Beyazlarin da izledikleri diziler kendi sosyaekonomik gruplarina gore degisiyor cok.

Bir de dizilerden cok 'The Real Housewives", "Keeping up with the Kardashians" gibi reality show'lari dizilerden daha cok seviyorlar. Sezon sezon onlari izleyip, onlari lafliyorlar. Dizilerin reality show'lar karsisinda sansi daha az.

Turk senaristlere sovme. Disaridakiler de 30 hafta ve herhafta 1.5 saatlik dizi yazmak zorunda ve ortaligi doldurmak zorunda olsa, onlar da sacmalar.

yerel dizileri ciddi takip edenler var. oturup kari koca kommissar rex filan seyrediyorlar mesela. amerikan ya da ingiliz dizi takipcisi bence daha az, daha dogrusu insanlar 10 diziyi birden takip etmiyor. avusturya ve almanya icin böyle diyebilirim.

got, breaking bad gibi buyuk dizi seyircisi cok, ama arada the blacklist, gotham gibi daha düsük profilli dizileri seyredende hatiri sayili insan var, genelde maksimal 3-4 dizi seyrediyor insanlar, bence nedeni daha sosyal olmalari, dizi seyredecegine geziyorlar.

amerikan futbolu, kayak seyircisi cok bol. bizim futbol muhabbeti ayarinda degil ama siki takipciler var.

unutmadan dizi demisken, tiyatroya, opera, konser gibi aktivitelere gitmeyide daha tercih ediyorlar.

senariste sövme cok aman aman sacma bir son yoksa olmuyor bence, ilginctir benim cevremdeki arkadaslar gothami ve better call saul seviyorlar, bazen gothamda sacmaliklara sinir oluyorlar. diziye endeksli yasayan kimse tanimadim.

Nope.

Avusturyada araba kiraladiysaniz cikilabiliyor.

Türkiye'den kiralarsanız çıkamaz, ama Avrupa birliği içerisinde kiralar ve bunu belirtirseniz(bazı şirketler bu beyanı istiyorlar) evet çıkabilir.

Dahiliye

Dahiliye +1
Oradan doktor uygun görürse sevk ediyor.

Dahiliye +1

Sevk sisteminin gelmesi cok iyi olmus bu arada yaaa.

Hastaneden gidip randevu alınabiliyor diye biliyorum. Babam endokrinoloji randevusunu da internetten almaya çalışınca bu uyarıyı alıyor ama hastaneye gidip hemen alıyor randevuyu.

romatoloji doktoru sayısı çok az olduğundan dahiliye uzmanı uygun görürse sevkediyor ki pek niyetleri olmuyor çok spesifik bir bölüm. direk randevu almanız bazı hastanelerde çok zor ama az hastalı yer ise kolayca sevk alabilirsiniz.

dahiliye +1

dahiliye veya fizik tedavi yönlendirir.

ileri bir sorunuz var ise türkiyede hatta dünyada en iyi hocalardan biri hasan yazıcıdır. aklınızda olsun

Bankada kucuk yaptirabilirsjn

Yaparlar mı belki yapmazlar

bir 500 euro'na, bir sana, bir 500 euro'na, iki sana bakacaklar, adeta hırsızmıssın gibi, sen bu 500 u nereden buldun? diye sorgulayacaklar. hazırlıklı ol.

doviz burosu tarzi bir seye gelince, google'ladigimda gayet bulabiliyorum, sen nasil bulamadin? ac maps'i, cambio valute ya da exchange office yaz, cikiyor.

seninle aynı şeyi düşünüyorum..

ve zamanında aynı şeyden kendimce şikayet ettiğim de oldu..bazen o noktada acaba bizim ilgi alanlarımız ya da mizacımız uyuşuyor mu diye sormak gerekir..

eğer birden fazla sefer görmemezlikten gelme veya hiç konusunu bile açmama durumuna düşüldüyse veya artık paylaşlımlar tek taraflı olup o da anlamlı olmuyorsa o ilişkiye bir mesafe koymak lazım sevgili/arkadaş..

Böyleleri her zaman tercih ediliyor. Yapacak bir şey yok.

aynı şekilde düşünüyorum. zaten gönderdiğin şey hem kendi ilgini çeken hem de karşıdakinin beğeneceğini düşündüğün bir şeyler oluyor. rastgele her önüne geleni göndermiyorsan paylaştığın şeylerin karşıdaki için bir önemi olmalı ve bir şekilde geri dönüş yapılmalı.

aynı şekilde geç cevap verilmesi de önemsenmediğini hissettiriyor. tabi o sırada önemli bir işi olmadığını ve interneti olduğunu varsayarsak. yoksa her dakika zaten kimse telefonun başında beklemiyor.

sürekli paylaşım yapıldığı falan yok

Sevgilinin nelerden hoşlanip nelere ilgi duyabilecegini biliyor olmak gerekir, belirli suredir birlikte olan ciftler arasinda zaten belli bir paylaşım aliskanligi gelismistir. Belli seylerden iki taraf da hoslanir. Paylasım alisverisi olur. Sizde de oluşmuş olmasi lazim bunun. Sonradan tek tarafli paylasima donustuyse bir sorun vardir. Sevgili bir sey gonderiyorsa ilgisiz kalmak dogru degil. Ama sevgilinin zerre kadar ilgisini cekmeyecek seyleri de paylasım adi altinda gondermek de cok dogru degil.

Sevgili bu, ilgisiz kalınmaz ama neden ilgisiz kaldigini da sorgulamak lazim. Baska sorunlar olabilir. Ilgisizligi, sevgisizligi sadece buradan cikarmak yerine genel olarak sevgilinizin tavırlarini gozden gecirin bence.

Spesifik olacak belki ama isle ilgili anlattiklarimi ciddiye almiyor mesela bazen benim sevgilim, bu da bi paylasim.

Haksizsin, yanlis davranmissin dese gene kabulum ama dalgaya vuracak cumleler kullaninca ben deliriyorum acikcasi. 1-2 kere uyardim, sonrasinda uyarida kalmaz tepkim.

Cok cirkin bir hareket.

mesafe koyarım o insanla arama. arada bakarım hala aynı öküzlüğü yapıyor mu diye hala yapıyorsa mesafeyi katlayarak arttırırım.

genel olarak haklısın ama insanın bir anı ötekine uymuyor ki. kendimden yola çıkıyorum, tek tek her paylaştığım şeye tepki verildi mi? hayır. her paylaşılan şeye nezaketen de olsa tepki verdim mi? hayır. yaptığım çıkarım: oluyor demek ki böyle. çok üstüne düşme, kendini yıpratma yani.

ama yaptığın paylaşımlar tek bir konu odaklıdır, mesaj kaygısı vardır, yoksa da karşı taraf böyle algılıyordur; olabilir. böyle durumlarda beni niye ciddiye almıyosun lan başçavuşun eşeği miyim demek gerekebilir. kendi kendinize içleneceğinize uyarınız. denedim yüzde yüz çalışıyor. en kötü ihtimalle yanlış bir sevgililik denemesinden geri dönmüş olursunuz.

Ben unutkan bir insanim, o an o sey paylasildiginda dinleyemezsem/okuyamazsam belki de hic geri donemem cunku dev bir saflikla unutuyorum. Bunun yanlis anlasilmasi beni de uzuyor.
Bunu ilgisizlik olarak da gormuyorum, oyle olsa karsimdakinden de oyle bir beklentiye girerdim.

Vaktim olup o an dinledigimde filan tabi ki ustune konusmasi filan cok tatli oluyr

@sour bu tarz şeylere kirilmayacagimi bildiğini düşünüyorum.

en azindan bir bakip tepki bile vermiyorsa karsi taraf cok da umursamiyordur. ilgisizligi bir kenara biraktim olmasa da olur modudur bence bu

Bu soruyu görünce aklıma Vine geldi, atmayın şu vinelari kimseye, komik olanı yok.

Ben pek takmam böyle şeyleri, saygısızlık denilen şey bu kadar kolay yapılmaz bana göre. Hemen Ercüment çözere bağlamamak lazım.

Ama seni bu kadar rahatsız ediyorsa belli et, ettinse uyar, uyardınsa tepkini göster.

dikkate alınmamasından kastın, gönderdiğin bir şarkıyı açıp dinlemeye dahi zahmet etmemesi mi yoksa ilgisizce dinleyip oralı olmaması mı? ben iki şekilde de pek umursamıyorum açıkçası, i got 99 problems paylaşım ain't one. ne bileyim sevgilim attığım videoyu izlemezse, şarkıyı dinlemezse çok da takılmam. beni izlesin, beni dinlesin, beni sevsin de gerisi çok mühim değil bana ne. kaldı ki bazı konularda zevkler bellidir. benim dinlediğim türü sevmiyodur mesela, dinlemek istemez şarkıyı. bu benim için sorun değil açıkçası, yani sevgiyi ve paylaşımı bu kadar basit şeylere indirgemiyorum kendi adıma.

her insanın mizacı farklı. senin için sorun olan, onun için olmayabilir. oturup konuş, niye böyle yapıyon de. belki adam duruma yüklediğin anlamın farkında değil, daha basit düşünüyo. ben bu kadar umursamzadım açıkçası.

+1 öyle zaten. ne kadar aksi iddia edilse de ilgisizlik ve sevgisizliktir.

ilgisiz sevgili diye bir şey benim dünyamda yok.
ilgisiz adam benim sevgilim olamaz çünkü.

hoşlandığım ya da ciddi olmayan bir münasebet içinde bulunduğum kişiden de ilgi beklerim.
arkadaşımdan, eşimden, dostumdan da beklerim.
yani hayatımdaki insanlar benle ilgilenecek, ben de onlarla ilgileneceğim.
öbür türlü, bir anlamı yok.

ilgi insan ilişkilerinde en önemli ilk 3-5 şeyin içinde yer alır.
ailevi ilişkilerde bile öyle.

ilgi yoksa, sevgi yoktur.
ama erkekler duygusal ilişki içindeyken bazen sevdikleri halde ilgilenmiyorlar.
bunun nedeni de rekabetin ve merak unsurlarının ortadan kalkması oluyor genelde.
yanlış okumamak lazım.
o tarz biriyle olmak da bir tercih meselesi tabii.
çünkü bu bir karakter tipi, yani bazı insan duygusal ilişkilerinde öyle oluyor.

İlgisizlik de olabilir ama hemen çıkarım yapmamak da lazım. Herhangi bir sevgili de arkadaş da seninle aynı ruh halinde olmayabiliyor. Yani, adamın kafasında belki de kırk tilki, kafasında Eye of the Tiger, Die Die My Darling falan çalarken sen ona bembeyaz yavru kediyi "Ne şiriiin" diye gönderirsen adamın aklından en fazla kediyi alıp duvara yapıştırmak geçer ama aynı videoyu ertesi gün göstersen "Yirimmm ayyy" yapabilir.

Bu video gönderme tepkileri eğer ortak zevk içermiyorsa, örneğin sevgilin online oyuncu değilse ve sen ona online oyun videosu göndermiyorsa gönderdiğin bideoya yalandan bir ehe mehe der en fazla. Bana arkadaşlar video göndersiğinde çoğunlukla yalandan tepki veriyorum mesela, çünkü ilgimi çekmiyor. Geçen gün bir arkadaş bir halk oyunu videosu göndermiş, hevesi kırılmasın diye kuru kuru. "Hehe ilginçmiş" dedim. Sevgilim de o videoyu gönderse aynı şeyi yapar, içimden "Eee ne şimdi bu, niye gönderdi. Niye Atabarı izliyorum durduk yerde" derim. Onun ruh halinde değilim ki, ne anlatmak istediğini anlayayım. Gerçi bu tüm gönderilen videoların %20-30'unda oluyordur, sevgili ile nadir gelmiştir başıma ama benim gönül telimi titreten video başkasına çok da anlamsız gelebilir ama benimle aynı ruh halindeyse ancak anlar. Ben kendi izlediğim videoyu bile iki saat sonra anlamsız bılabiliyorum.

Buradaki sınırım heves kırmamak. Dürüstlükle karşıdakinin hevesini kırmamak arasında ince bir çizgi var. İlgilenmeyebilir, hoşlanmayabilir ama biri seninle bir şey paylaşıyorsa en azından paylaşmayı seçtiği için mutlu olurum sanırım. Bir de o anki zevkini ağzına tıkmanon anlamı ypk. Benim bir arkadaşım doğrudan kız arkadaşına "E ne şimdi bu" demişti mesela, kız ona rlbiseler göndermiş. "Hangisini seçeyimi diye, kız da "Gönderdiğim hiçbir şeyi beğenmiyorsun" diye kavga çıkarmıştı, adam da "Ne yapayım, bu tarz şeyleri çok sevmiyorum" demişti. Bir yandan kıza hak verdim "Heveslenmiş, niye hevesini kursağında bıraktın" diye, bir yandan da içimden kıza "Şu zamana kadar sevgilini yanıyamadıb mı, adam sürekli siyah t-shirt üzerine kareli gömlek giyen adam. Bu adamla niye giysi paylaşımını zorluyorsun. Ya arkadaş bul bunları konuşacak, sevgilinin giyslerinle ilgilenmeni istiyorsan da, bu adamdan ayrıl, ilgilenecek adam bul" diye. Açıkçası, adam öküzdü, Sezar'ın hakkı Sezar'a da, sevgili ile %100 aynı şeyi paylaşacak değilsiniz. Sevgili kimsenin %100'ü olmasın zaten, olsa bile olmasın, sağlıklı değil. Arkadaşlar bu günler için. Paylaşmadığınız kısım çok fazla ise ve çoğu durumda heves kursağınızda kalıyorsa ve her şeyden yalnız başınıza zevk aşmaya çalışıyorsanız, adam yanlış. Her insanın ruh eşi olsa bile yalnız başına bir şeylerden keyif almasını bilmesi gerektiğini düşünüyorum ama her şey yalnız yapılıyorsa da bunda bir sorun var.

değiştir

100 bana biraz çok geldi. O dediği kilit yalancı kırılan kilitlerden. Normalde hırsızlar kilidi ortadan kırarak kalan kesimi döndürüp açıyorlar. Bunda bir nevi perfore gibi birşey var zorlanınca öyle bir noktadan kırılıyor ki kırılan kısım içte kalmasına rağmen mekanizma daha da içerde kaldığı için döndürülemiyor. Öyle ahım şahım bir teknolojisi yok ama işe yarıyor. 60tl ye taksın. Pazarlık yap.

Kilidi kendiniz alın, işçilik olarak da 30 tl falan verin gitsin.
100 tlye kilit mi değiştirilirmiş?

Gidin kilidi kendiniz alın. Anahtarcılar çok geçirir.

100 tl cidden fazla mi geldi?? Adam hem sizin yerinize kilidi alip gelecek (yapi markete gidip (arbaayla ya da toplu tasimayla bir de orada zaman harcamanizi engelliyor) hem de eviniZe kadar gelip takacak.

100 tl fazla degil sizi kurtardigi zahmete bakilirsa.

Kilit değiştirmek çok kolay bir şey bu arada basit bir yıldız tornavida yeterli.

Kırıkdığı zaman kendi içine gömülen veya zorlanınca alarm çalan kilitler var.

Alarmlı kilit +1

100 TL dediyse 50 vereyim de 70de anlaşın

Basit bir isle olmaz, ciddi isle olur o is ancak.

ciddi işten kastettiğiniz nedir tam olarak?

Ulkede o konum icin kalifiye eleman pek bulunmuyorsa. Cok spesifik bir isse mesela ya da uzmanlik gerektiriyorsa filan.

Kasiyerligi herkes yapar, kalifiye bir is degil. Kasiyerlik yapacak adama kimse calisma vizesi vermez. Vermeyi gec, market bile ugrasmaz calisma vizesi cikarmakla. (Calisma vizesi alamaz zaten)

buna stajyer falan da dahil mi ? farklı bir internship bulsam falan kalifiye olarak düşünülür mü?

basit işle de olur. arkadaşım irlandada dil okulu sonrasında dönercide çalışarak uzattı kalmasını. sonrasında doğru düzgün bir iş buldu da tam olarak yerleşti. yeter ki oturma iznini hallet

öğrenciliğe devam ediyorsan olur, yoksa biraz zor bence.

(bkz: microblading)
sizinki aldırarak böyle olmaz.
ya kaş farıyla doldurup, jelle şekil vereceksiniz ya da microblading.

ben hiç anlamam ama bence göz ve kaş yapın çok uyumlu öyle bir kaş hiç yakışmaz diyorum.

bence kaşların güzel. doğallığı bozmaya gerek yok

@interwiew ve muti, microbladingi ilk defa duydum bi araştırayım siz yaptırdınız mı?

@proletarier yakışmaz mı gerçekten bir de bundan korkuyorum tabi. Doğallık takıntım var çünkü garip durursa çok üzülürüm.

yaptırmadım ama bildiğim bir teknik.
pat diye yapmıyorlar zaten önce bi çiziliyor bakıyorsunuz yakışıyor mu
en yakışanı yapılıyor.

bence de kaşlar bu haliyle çok iyi, bozarsanız pişman olmayın.

kaşların çogzel. elleme pls.
bak bu kız kalıcı bi işlem yaptırmış, geri de çevrilemiyomuş, kaşların haline bak :/
www.youtube.com

Bence de gerek yok hiç.

Microblading ile o attığın fotoğraftaki kaşı senin kaşlara copy/paste yaparlar. aynı öyle yaptırabilirsin yani, yapay da durmuyor gerçek kaşın gibi oluyor. iyi araştırıp yaptır. bir de yaptırmak istediğinden emin ol, kötü durmuyor kaşların. yüz ifaden değişecektir kaşlarınla beraber.

yani ben detayını bilmem erkek olarak ama ilk bakışta şu anki hali çok daha iyi geldi bana.

Kaşlarımla ilgili hayatımda ilk defa iltifat duyuyorum çok şaşkınım. Nesi güzel çocuk kaşı gibi :(

resimde cok doğal bir güzellik var. bence hic bozmayin.

kaslarin gayet duzgun. sekli de, yogunlugu da iyi. o gonderdigin fotograftaki kaslar cok tuhaf ve yapay duruyor. neden moda oldugunu da anlayabilmis degilim. hic elleme bence.

keşke benim de kaşlarım seninki gibi olsa.

çok kaşım var, aşırı, öyle böyle değil. kalın ve gür kaşlıyım. 3 günde bir almam gerekiyor, şekil versin diye güvenip gittiğim kadın en son çarkına sıçtı şimdi kalın, gür ve şekilsizler. ben çok imrendim sana.

@111111 en yakın arkadaşım gibisin onun da çok kaşı var ben ona imreniyorum o bana :d

ben pek anlamam bu işlerden ama bence kaşlarınız gayet iyi. hiç girişmeyin bu işe derim. ayrıca kesin kötü olur yaptıkları. diyelim ki kötü de olmadı. bu kaş modası (eğer modaysa) bittiğinde geri dönüşü olmayan işlemler çok bunaltır bence.

Kaşların dogalligi güzel ama çok hafif şekil verilebilir bence. Fazla oval duruyor. boyle belirgin kaş istiyorum dediğin şeyi kaş kalemiyle ya da diger kalici yollarla falan yapabilirsin ama bu kez çok dogal durmaz. Hem dogallik takintim var hem de belirgin kaş istiyorum dersen pek olmayabilir yani.

Türk kadınlarının kaşları genelde ince olur zaten. O kalın kaş tamamen Ortadoğu etkisi. Genetik bir şey yani bu. Bunu son soruna cevap olarak yazdım. Ne yaparsan yap yapay duracak. İşin tekniğini bilmem. Erkeğim. Göz çevren gayet doğal. Uğraşma böyle şeylerle. :)

yukarıdaki arkadaşlarla aynı fikirdeyim, kaşlarınız çok güzel. hiç bir şey yapmanıza gerek yok.

Gönderdiğin örnek fotoğrafta kaş kalemi ile boyamışlar hocam, o kadar seyrek kaş böyle yoğun görünmez. eğer makyajla boyayla uğraşamam diyorsan; kolay olsun diye kalıcı işe de girme pişman olanı çok..
Aldırmamışsın derdin de öyle çok büyük değil, bırak dağınık kalsın.

Cevap veren herkese çok teşekkür ederim. Microblading bana göre değil onu gözüm yemedi. Moda olduğu için böyle kaşları beğeniyorum sanırım cevaplarla aydınlandım vazgeçtim bu sevdadan. Sanırım kuaför araştırıp biraz düzelttireceğim bu kadar değişiklik bana yeter :d

kaşlar süper. elletme veya elleme.

Bence kaşını hiç bozma, böyle iyi. Kaş insanı aşırı değiştiriyor ya.
Benim kaşlarımı bir kere bu kalın kaş modasına uyarak, ısrar edip boyadılar da, aynaya bakınca "bu kim la" tepkisi verdim resmen, hemen sildirdim. Güya bir de iyi bir yerdi, sertifikalı, ödüllü makyözler falan...

Böyle doğal iyidir..

kaşlara dokunma +9999

o örnekte imrenerek gösterdiğin kaşlar da seksen tane dolgunlaştırıcı vesaireleştirici kullanıp çevresine belirginleşsin diye pudrası fondöteni allığı pulluğu sürülüp yapılıyor.

doğalı bozma lütfen.

erkegim, kaslariniz cogzel <3

Ben de kaslarini begendim.

Cok istersen kas rengine uygun kas fari al. Ve dene doldurmayi, 1 dk bile surmuyor yani surmesi. Ugrasilmayacak sey degil.
Ama bu halini begendim ben. 25 yasina kadar aldirmadiysan dokunma zaten derim.

kaşlarını havaya mı kaldırdın fotoyu çekerken yoksa doğal duruşu böyle mi? övülecek bi yeri yok kaşlarının arkadaşlar abartmış biraz. değişiklik yapmak için hem kısa hem oval ondan demişlerdir. makyajını da beğenmedim. sevgiler.

kaşlarınıza olur olmaz işlemler yaptırmayın. gayet de güzel orijinal hali.

@hasmet kaşlarım yukarda kaldırmadım normali bu. Evet şekil vermeye imkan vermediği için yapcak çok bi şey yok zaten. Makyajımı ben bu şekilde seviyorum teşekkür ederim ama yorum için :)

bence yakışıp yakışmadığını test etmek için, mikroblading'e hiç girmeden, bir yerde denemelisin. ama nasıl yaparsın onu düşünüyorum. kalem, kaş farı vs iyi kullanan birinin yapması gerekli. microblading dedikleri şey kıl tekniği - yani gerçekmiş gibi kaşı doldurma.

bence kendi kaşların çok güzel. ancak diğeri kötü durur da diyemiyorum. bunu kendin deneyip görmelisin :) iyi bir kuaförde deneyebilirsin, ya da microblading yapan yerlerde deneme imkanı var mıdır bilmiyorum ama aslında en iyi onlar yapar diye düşünüyorum.

erkek kişi gözüyle, kaşlar çok güzel, yaptırma +1

çok güzel falan demişler özellikle açıp bi daha baktım norma kaşların var ekstra güzel değil. kalınlığını bozmadan, sadece toparlayarak azcık da kalem kaşı ile boyayarak güzel bir kaş sahibi olabilirsin.

kadın gozuyle; kaşlarınız çok güzel ve yeterli dolgunlukta. özellikle gece makyajlarında daha belirgin olsun isterseniz kas kalemi veya kas farı ile boyayın.
hic dokundurmayin ben de. kuaföre şekil vermek için kesiyorlar, sonra cali gibi uzuyor. pişman olursunuz, yapmayın.

Kaşın da gözün de gayet güzel. Hiç dokunma..

Bahsettiğin kaşlar çok feci, cetvelle çizilmiş gibi duruyor. Herkesin kaşı aynı şu son zamanlarda. İnsanların kendilerine has ifadeleri kalmadı.

Arkadaşlar kaşların çok güzel falan demiş ama bana normal kaş gibi geldi. Hatta biraz rötuşa ihtiyacı var kaşlarının. Şu anki haliyle kaşlarını (bilhassa kaşlarının burnuna yakın kısmı) bayağı havada duruyor. Sanki bir şeye şaşırmışsın da kaşlarını yukarı kaldırmışsın gibi. Ha dersen ki "bu benim doğal ifadem ^^" o zaman elleme, ancak ben olsam üst kısımlara biraz şekil veririm.

Şöyle yapabilirsin, koyu renk bir göz kalemiyle istediğin şekli kaşlarına çiz, geri kalanları al.

Kaşların süper/ çok güzel/ elleme/ dokunma vb. +1

Doğallık takıntım var demişsiniz, istediğiniz tarzdaki kaşlar çok yapay görünüyor. Çok güçlü ve yoğun kaşları olan nadir insanlara yakıştırıyorum sadece. Bence risk almayın, böyle gerçekten yakışıyor size.

maşallah bir tane kızı kaşı gözü gördü diye 38 kişi cevap yazmış. ne desem bilemedim.

cevap: kuaförler yapar istediğin şeyi.

kaşınızın bu doğal hali güzel. kaş çevresindeki çok göze batan kılları cımbızla temizleyip kullanabilirsiniz. benim kaşlarım da sizinkine benzer ve ben ömrümde sanırım iki kez kuaförde aldırdım, denemiş oldum ama devamını getirmedim. gerek yok. sizinki de çok doğal ve güzel görünüyor, bence bunu bozmayın.

Klein

Soho üyelikleri varsa heryerde geçerli dırekr oraya gitsinler.

Bulgaristan transit vizesi alman gerekiyor.

Transit vize yazdim ama bununla bitmiyor masrafin.yesil sigorta yaptirman lazim once 200 lira civaridir 15 gun.sonra vizeyi 2 gunluk veriyorlar kuru vize ucreti 60 lira civarindaydi diye hatirliyorum.bulgara girdin vignette alacaksin.7 gunluk 30 lira falanda o tutar.birde ehliyet mevzusu var.bulgar cok bakmaz ama ya yeni ehliyet olmasi lazim,ya da international ehliyet alacaksin.sirb otoban ucretleri kaliyor en sonda.yakit,yolda ivir zivir .donusu 2 gunde yapamayacagi i varsayarsak donus icin gene transit vize alacaksin.

Saraybosna ucaklarına bak, Saraybosna'dan araba kiralayıp geçebilirsiniz. Günlük 35€ kiralayıp Belgrade gitmiştim. Yollar çok virajlı ama gidilebilir.

Transit vizeye basvurmadan duz yunan vizesine filan basvur. Transit vize gereksiz.

Bir de yesil sigorta gerekiyor ve ehliyet eski tipse
Uluslararasi ehliyet laizm o yizden yeni ehliyete cevir mutlaka.

www.athensairportbus.com
Route X93
ile otobüs terminaline gidebilirsiniz.

www.ktelthes.gr
bu firmadan otobüs bileti alabilirsiniz.
goo.gl

Not: Tarafımdan denenmemiş, internetten bulduğum bilgidir.

Yeni modlarin sebepsizce ucurdugu @cekilmis gayfe yazamiyor ama ondan aldigim bilgiyle ben yaziyorum. @compumaster dan haber bekliyoruz efendim.

"metroda red line'a bincek, gerçi biraz yürür ama yürüsün. metaksourgeiou durağında inip yürüyecek. Tren otobusten daha ucuz olur." Diyip tren istasyonuna yonlendirdi. "Ose" imis galiba trenin adi. Kendisi ucurulmayip yazablseydi daha dogru bi bilgi akisi olurdu tabi.

20 günlüğüne 1000 lira kurumsal bir firmada pek imkan dahilinde değil. tabii benzinli manuel bir linea vs kiralamadığınız sürece.

Garenta'da çeşitli kampanyalar var. turkcell kampanyası, zubizu kampanyası, bonus kampanyası vs gibi birçok kampanya var. bunlarda günlük 80-90 tl'ye manuel dizel bir araba bulabilirsiniz belki.

abi sen günlüğü 50 liraya araba kiralamak istiyorsun. yani 13,14 euroya yani. sence mümkün mü? öyleyse parça parça kirala. yaz için günlük 100 lira iyi fiyat istanbul için

fiyatları, piyasayı pek bilmiyorum 1000 lira dediğim, o civarı işte. 1500e kadar falan mümkün yani. illa kurumsal firma olmak zorunda değil. 100 lira günlük için normalse yapacak bir şey yok o zaman.

2500 tl = 600€ gibi bir sey. Baya ucuz aslinda.

Amerikada 3 hft kiraladik, 1100$ veriyoruz,
Daha yeni acusturyada kiraladik, gunluk 70€

Kurumsal firmalardaki indirimleri takip et derim ben de.

Şarjdan çekmek derken neyi kastediyorsun? Bataryasında problem olabilir.

Yani şarj kablosunu çıkardığım zaman ekran bir saniyeliğine kapanıp açılıyor gibi oluyor. Aynısı tekrar şarja takınca da oluyor.

15 gun once aldiysaniz dogru garantiye.

Ekran parlaklığı pilde ve şarjda farklı ayarlanmış olabilir. Güç seçeneklerinden bir kontrol edin. Aynı ayara getirip tekrar deneyin. Eğer aynı ise ve yine gidip geliyorsa ileride başınıza iş açacak bir sorun olabilir.

muhtemelen laptop'ta iki tane ekran kartı var, biri nvidia ya da ati, diğeri ise işlemciyle entegre gelen intel. nvidia ya da ati'nin performansı daha iyi ancak güç tüketimi daha fazla, öte yandan intel'in güç tüketimi daha düşük ve performansı ise gündelik kullanım için optimize edilmiş halde. bilgisayarı şarjdan çekince, bilgisayarda yüklü olan bir yazılım, bilgisayarı peformans kipinden düşük güç kipine alıyor, bu esnada da nvidia ya da ati ekran kartını kapatıp, intel olanı açıyor. işte bu ekran kartı değişimi sırasında ekran kapanıp açılır.

çözümünü windows'un güç seçeneklerini pilde iken bile maksimum güçte tutacak şekilde ayarlamak, ya da nvidia veya ati kartı tamamiyle kapatıp, her daim intel ile yola devam etmek. bunların nasıl yapılacağı kısa bir google araması ile bulunabilir.

şimdiden kolay gelsin.

Hocam çok teşekkür ederim, dediğiniz gibiymiş yüksek performansa alınca geçti :)

onun kokusu çok zor geçer. uğraşırım diyorsan uğraş kurtarılmaz değil ama vaktime değer mi diye sor.

ne çöpü yahu
porçöz ile çalkala içini, sonra iyice durula. dakikalarca durula.
mis gibi oh.

Bulaşık deterjanıyla yıka.
Sonra varsa bulaşık makinesi.
Olmadı porçöz dene.

Benden önce yazanların özeti gibi oldu biraz :D

Çaydanlığın içi değil, çay kalıntıları küflenmiştir. Kalıntıları temizlersen geçer. Ama yediğiniz içtiğiniz kaplarda porçöz gibi ağır kimyasallar kullanılmayın derim, içinde yüksek oranda bulunan nitrik asit sağlığa çok zararlı.

yikadiktan sonra sirkeli suyla kaynat bir tur.
bir tur da cay demle ama icme dok.

Porcoz kullanmayin ya, dogaya da asiri zararli bisey.

Sirkeli suyla filan bekletin, yikayin. Hallolur o.

bulaşık makinesine atın, küfler çıkabilir.
çıkmış olsa da sirkeli su kaynatın içinde birkaç kere.
limon tuzlu su da olur.

porçöz ve çamaşır suyu gibi şeyleri ben de yenilen içilen şeylerde kullanmıyorum.

içine 2 kaşık toz çamaşır deterjanı koyun köpürtmeyecek şekilde oldukça kısık ateşte 10 15 dk kaynatın. mucizeye inanamayacaksın

küflendi diye çaydanlığı çöpe atmak da iyiymiş valla. benim öyle sürekli olur. tertemiz yıkar durular, kullanmaya devam ederim. ama karaciğeri hasta bir insanım. acaba ondan mı lan? yok ama anne karnında hepatit kapmışım.

almanyada var.

hauptschule
realschule
gymnasium

gymnasium anadolu lisesi gibi, en iyisi. diğerlerini bilmiyorum. ama yıl olarak da farkediyorlar.

Almanya'da Gymnasium var. Sanırsam en iyi lise o oluyor. Gesamtschule meslek okulu yanlış bilmiyorsam.

Avusturyada
Realschule
Gymnasium
Hak (ticaret lisesi)
Meslek liseleri (htl vb) var

italyada scientific, literature, tourism gibi farkli turler var.

kısacası var.

önce kuru temizlemeliydiniz. ıslak temizleyince suyla karışan toz, bi nevi harç oluşumuna neden oluyor. sirkeli su ile temizlemeyi deneyin.

sirkeli su +1
günlerce uğraşmıştık biz de temizlemek için, sirekli su ile 1 saatte kesin çözüm bulmuştuk.
ancak iyi havalandırmazsanız bir kaç feci kokabilir ortam.

Once kuru iyice supurun elektrik supurgesiyle. Sonra sulandırılmış por çozle silin.

ELEKtrikli supurgeyle supurmek, ardindan vileda bile siler.

Kendi evimde duvari kestirip kapi actirdigimda once supurduk her yeri, sonra ben hemencik viledaladim.

Napolide yasamadim ama ex oraliydi filan.

Neyse, bence cok guzel bi yer. Bazi mahallelerine giremiyosun ok ama cok da sikinti degil bence. Istanbulda hemen istiklalin ara sokaklarina giremiyosun yani, burda o kadar degil. Hemen yaninda plajlar vb var. sehir cok cok canli ve ucuz. Sebze meyve trden ucuz hatta.
Ev kiralari nasildir bilmiyorum. Ogrencilik hayatinin da canli olduguna eminim, gece herkes sokaklarda filan. Hala cok blzulmamis turistikligine ragmen, meshur bi kilisesinin onunde top oynayan cocuklar var mesela.
Vomero gibi high end kisimlar da var. ulasim icin metrosu var. guzel ya, oradan ev tutma hayalim var benim zaten

Napoli'ye gidip dolandırılmayanlara kupa veriyolar. Hırsızlık ve dolandırıcılıkta avrupa'nın 1 numaralı şehri. Bu konu üzerine belgesel bile yapmışlar. Yutup'ta falan vardır. Coğrafyası çok iyidir ama ona bişey diyemem.

Fiyatlairni bilmiyorum

Magic life jacaranda imperial
Side star resort
Club voyage sorgun

bizdeki ege kiyilarinin daha medeni hali, yakin, yurtdisina da cikmis oluyorlar. hem de bodrum'da tatil yapmaktan daha ucuza bile gelebiliyor.

Turkiye'de ortalama para kazanan beyaz yakalinin tatil yapmak isteyecegi bir cok yerden ucuz, insanlar cok daha sempatik/guleryuzlu, hizmet kalitesi daha iyi, yemekler daha ucuza daha iyi, daha guvenli.

Çeşme'de bir restaurantta yedigini ictigini ayni ayarda bir mekanda yunan adalarında daha ucuza alabiliyorsun. Plajlarda bizde oldugu gibi mafyatik oluşumların parsellemesi yok. Karina kizina bakan laf atan tayfa yok. Çıplak guneslenenler bile rahat türkiye'de halk plajinda dusunemiyorum. Turizmi canli tutmak icin esnaf gercekten iyi niyetli ve nazik yaklasimda. Daha sayabilecegim cok sey var ama bunlar benim icin yeterli olanlar.

yakin

Bizim esnafımız deniz ürünlerini ya yapmayı bilmiyor (kalamar,ahtapot,ıstakoz) ya da fahiş fiyat alıyor.Kazıklanmak istemiyor kimse.Bir de Yunanistanda artist artist ortada gezen ciks tipler yok.Herkes daha relax

Yakın, ucuz ve medeni.

Ucuz, güzel, yakın, tanıdık, türkçe bilme ihtimalleri yüksek, türkçe menüleri var, daha temiz, free shop var falan filan

Cennet gibi ve ucuz.

İzmir'de oturuyorum. Sakız ve Çeşme'yi fiyat olarak mukayese ederseniz her türlü Sakız koyar. O taraflarda bir plajlar var ki çok iyi.

cok yakin, tekirdaga gider gibi, bir tik daha gittin tamam.

ortalama butceyle yurtdisi yapmis oluyorsun.

arabayla, motorla gidilebiliyor olmasi avantaj. ucaga mahkum degilsin.

bodrum, Antalya, mugla rotasindan sikilanlar icin alternatif

temiz deniz, medeni ortam, duzgun hizmet

ucuz degil. pahali da degil. ama o hizmet bizde olsa daha pahaliya satilirdi.

Her yunanistanli baslikta gozlerim @cekilmis gayfe yi ariyor, tuhaf bi sekilde ucurdular yeni modlar, geri gelmesini bekliyoruz artik, uzun surdu.

Soruya cevaba gelince:
Icki daha ucuz
Tesisler temiz, plaja girmeye min 30-40 tl degil, max 5€ filan veriyosun. Barzolar yok, kadinlar istedikleri gibi giyiniyor.

Ortadoguyla akdeniz harmanlamasi degil, helen ve akdeniz kulturu harmanlamasi, cok guzel oluyor.

Yemekler guzel, deniz guzel. Iki degisik insan goruyosun, gitmesi cok kolay vs vs.

Macaristana vize almana gerek yok

Dayin gidip ogrenecek. Kimi ulkeler elle yazilmis dilekce + banka hesap dokumu/maas bordrosu kabul ediyor, kimisi o ulkede polise finansal belgelerinle gitmeni gerektiriyor.

Prosedur hakkinda bilgi alsin. Macaristanda yasayan birinin davetiyesinin macarca olmasi gerekir diye dusunuyorum. Ayrica eger masraflari dayi kisisi karsilayacaksa zaten baska gelir durumu gostermeniz gerek yok.

Ayrica @stiletto heel bu kadar yanlis bilgi verme.

Pardon makedonya ile karıştırmışım.
Bu kadar derken on tane bilgi yazmamışım, bu kadar abartma @kuehles

aşk her zaman aşktır.
bir kere falan da olmuyor.

şıpsevdi bir insan olmamama rağmen, 31 yaşındayım ve birden fazla kez aşık oldum.

sanırım her yaşta tadı farklı.
ama birbiriyle karşılaştırılabilir olmuyor genelde.

bence bir kez aşık olmuyoruz ama ilki daha farklı geliyor. çoğu şeyde böyle aslında. ilk deneyim en özeli ve ilginci olur ama en iyisi midir, en güzeli midir dersen orası tartışılır. ben de 2-3 ay öncesine kadar "bi kez aşık oldum bi daha olmam herhalde" diyodum. oldum. aşık mıyım? öyleyim evet. 17 yaşındaki gibi mi? yoo değil. daha farklı oluyor. sonuç olarak karşında farklı bir insan var. sen değişiyorsun, büyüyorsun. kafa yapın değişiyor. karşındaki insanla yaşadıkların, ilişkinin geişimi, hayata bakışın vs. farklılaşıyor. yani aşk diye tanımladığın şey de seninle birlikte farklılaşıyor. insanlar genelde "aşk" dedikleri ilk şeyi yaşayacaklarını düşünüyor her seferinde. yaşamadıklarında da "hmm demek ki bi kez aşık olunuyo" diyolar. yani en azından ben böyle değerlendiriyorum. bence aşık olunur birden fazla kez. neden olunmasın yav.

Ben de senin gibi düşünüyorum. Belki bir kere değil daha sonra da aşık olunabilir ama o saflık o koşulsuz aşk bir daha yaşanmaz. Çünkü değişiyorsun sen de o eski sen değilsin karşındakinden bağımsız olarak.

"Belki bir kere değil daha sonra da aşık olunabilir ama o saflık o koşulsuz aşk bir daha yaşanmaz. "

pastorize +1

Bir kere olmuyoruz aslinda. Ama yalan soylenip darbe yedikce bir daha ayni saflikla kimseyi sevemiyorsunuz, ne kadar sevgisinden delirseniz de yuzde yuz guvenemiyorsunuz. Bi daha gelmeyen sizden aldiklari saflik yani, ask degil.

O saflik/kosulsuz aska inanmiyorum. Saflik dediginiz nedir? Cinsellik olmamasi mi? Yoksa kiskandirmaya calismak, trip atmak vb seylerin olmamasi mi? Eger ikincisiyse her iliskide bunlar yasanmiyor. CinselliksiZlikten bahsediyorsaniz da garip geldi, birbirlerini guzel tamamladiklarini, aska ekledigini dusunuyorum cunku. Ya da gizli gizli bulusmak mi? Ona adrenalin filan deniyor, baska aktivitelerle de o duyguya ulasabiliriz.

Birden cok asik oluruz, birinde guzellige asik olup otekinde zekaya vuruluruz.

Neyse bu konuda hic romantik degilim, ya da cok mu okuzum bilmiyorum ama farkli dusundugum kesin.

blatta hiberna + 1
Her yaşta oluyor ve her yaşta liseli aşık gibi de olunabiliyor. Şartlara bağlı.

@kuehles dediklerinin hiç biri değil. Saflık derken kastettiğim çocuksu bir şekilde her şeyi o kişinin önüne koyman, her anını onla geçirmek istemen, beraber sonsuza kadar mutlu yaşayacağından aşırı derecede emin olman, kötü hiç bir özelliğini görmemen gibi şeyler. Bütün haftasonumuzu beraber geçirdiğimiz halde aynı yurda gelip odalarımıza çıkınca şu an yanında değilim diye ağladığımı bilirim. Bunun gibi bir duyguyu bir daha asla yaşayacağımı düşünmüyorum.
Bünün dışında zaman geçip olgunlaştıkça ve deneyim edindikçe ilişkiden, sevgiliden beklentiler oluşuyor. Kriter de diyebiliriz buna. Mesela şu an tanıştığım bi insanı aklımdaki birkaç özelliğe göre filtreden geçiririm bunlara uyuyorsa tanımaya çalışırım. Bu şekilde de o şekilde koşulsuz şartsız bir aşk olmasını bekleyemezsin.

@kuehles safliktan kastim, en azindan benimki su: hani sevgilinize tamamen kendinizi acarsiniz, hicbir oyuna girmezsiniz ya, sonra bakarsiniz her tur stratejiye sahip biri almis parmaginda oynatiyor, iste o an safligin gittigi andir. Siz kosulsuz guvenirsiniz cunku hic aldatilmamissinizdir, rol yapmazsiniz cunku size hic yalan soylenmemistir. Peki bir dahaki iliskinde bunlari sorguluyor muyum? Evet. Cunku tecrube dedigimiz nasil yediginiz kaziklarin toplamiysa iliski dedigimiz de bir nevi ustunluk savasi. Ha bunu ogrenmemis olmayi ister miydim, evet. Belki baska turlu bitse iliskiler o guvenme hissi kaybolmayabilirdi ama insanlar elimdeki dursun dedikce oyle olmuyor maalesef.

Her yaşta aşık olabilirsiniz. İlk aşkınızın daha saf, daha coşkulu daha yoğun olduğunu düşünmenizin sebebi, o dönemde salgılanan hormon seviyeleriniz. İlk aşık olduğunuzu düşündüğünüz zamanlar, genelde ergenlik dönemine denk gelir. Bu dönemde de vücudunuz, tam olarak bir hormon denizinde yüzer ve hayatınızın hiçbir döneminde de bu ölçekte bir hormon salgılaması olmaz. Dolayısıyla bu dönemde yaşadıklarınızı çok farklı olarak hissedersiniz.

Hayatınızın başka dönemlerinde de, bu sefer edindiğiniz tecrübe, hayat algısı ve entellektüel birikimin etkisiyle aşkı başka bir tatta hissedersiniz. Bu dönemde hissettiğinizi de ergenlikte hissetmenizin imkanı yoktur aslında. Her ikisi de (belki üçü ya da dördü) birbiriyle kıyaslanamaz. Kıyaslanmamalı da.

Nasıl ki beraber olduğumuz tüm kadın ya da erkekler birbirinden farklı kişilerse, farklı tepkileri, farklı karakterleri, farklı sevme biçimleri varsa, aşık olma dönemleri de kendi içinde birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmeli. Biri, buz gibi bir karpuzu yarıp, kaşıkla suyunu üstümüze başımıza akıta akıta, kana kana yemekse, diğeri şık bir restoranda rafine lezzetlerin birbirine karıştığı özenle hazırlanmış bir yemeği yemek. İkisini de birbirine tercih etmek zorunda değiliz. İkisi de güzel, ikisi de lezzetli.

Ben de senin gibi düşünüyordum ama 9 yıl aradan sonra yine köpek gibi aşık oldum. Saflık maflık o kadarını bilemeyeceğim. Ben eski saf, masum ben değilim. Şimdi daha bilinçliyim ama aşkın tadı böyle de güzel. Aşk her şekilde güzel.

Haftaiçine geliyorsa adalar güzel oluyor. Haftasonu aşırı kalabılıktan tatsız olabiliyor.

Gunduz adalar aksama dogru (saat 6dan itibaren filan) moda/kadikoy carsi guzel olur.

Çölde Çay, İngiliz Hasta.

tatar colu. harika bir roman.

The Flight of the Phoenix (1965)

Bab Aziz

Çölü tek başına geçen robyn davidson hakkında bir film vardı. Desert woman diye aratabilirsin. Tracks galiba.

çöl işaretçileri

Sibiryada bir toplama kampından kaçıp 5 bin kilometre falan yürüyen mahkumları anlatan güzel bir film vardı.tek hatırladığım ed harris ya da peter weir oynuyordu.

Bir de o havada the grey diye bir film var.

aramisin dediği film şu;

www.imdb.com


www.imdb.com

Hidalgo

Lawrence of arabia bence colde geciyor baya

Boris Vian- Pekinde Sonbahar

Paris texas

Siteye yazin
Polise gidin

Hayir ve hayir.

Kaç haftada çıkar? Hemen çıkması için bir şey yapabilir miyiz?

Hayır ve hayır +1 :)
8 ay oncesine kadar 5-6 is gunu icinde vize sonucu geliyordu.

yag bezeleri malesef cok uzun surede kendi kendine kuruyup dokuluyor. Kurutmak icin bir yontem varsa bende bilmek isterim.
Diger turlu sterilize edilmis ignenin ucuyla hafif bir dokunusla ustunu delip sikincada cikiyor o bezeler.

yok patlatma, sıkma falan gibi değil. daha çok kurutma arıyorum. ama ne yaptığımı hatırlamıyorum.

Ben cayagaci yagi ve propolis tenturu suruyorum ustlerine. Yok oluyorlar duzenli kullandigimda. Gozum yaniyor biraz tabi surdugumde ama 10-15 dkya geciyor

Lviv?

neye göre kime göre berbatmış?
Berlin'in christmas marketleri çok güzel olur, gezecek yerleri çoktur, eğlenirsiniz. her yere yakındır, örneğin polonya sopot kasabasına gidebilirsiniz trenle.
Sadece biraz soğuk olabilir, ama kuzey avrupa o mevsimde hep öyle.

Anaaa... berlin yılbaşında kötü diyen halt etmiş... berlin'in kötü olabileceği tek bir dönem bile düşünemiyorum

Ben 9 aydir Berlin'de yasiyorum. Noel zamani cok guzel olur dogrudur ama yilbasini gecirmek icin guzel bir sehir degil bence. Eline catapat, havaifisek alan adam sokakta patlatiyor onu. Yilin son haftasi ve yeni yilin ilk haftasi barut solumaktan başka birsey yapamiyorsunuz. Eski ev sahibimin akciger kanseri vardi, kadin bir hafta boyunca cam açmadi evde.

Ben bundan sonra Berlin'de yilbasi gecirmeyi planlamiyorum mesela. En kotu Istanbul'a gider ailemle vakit geciririm.

o arkadaşın berlin diye kreuzberge gitmiş herhal.
berlin güzeldir.
ben ucuz olan doğu bloğu Avrupa ülkelerini tercih ederdim.
sonuçta bir mekanda eğlenip, otelde de kapanışı yapacaksın.

bir berlin sakini olarak soyle ozetlerim yilbasinda berlini; 31 aralik gecesi kalabalik ve gurultuludur. her yerde patlayan patlayicilar, icip yollarda gezen insanlar olur. brandenburg kapisinin orda kutlama ve etkinlik olur, onun disinda cok one cikan birsey olmaz. Fakat 26 Aralik yani Chirstmas tarihine kadar (yaklasik 4 hafta onceden baslar etkinlikler) bircok yerinde guzel christmas marketler olur ve daha keyiflidir. Gecen sene teror olayi olmasina ragmen kapatmadilar bu etkinlikleri. En guzel christmas market yerleri benim gorusume gore gedächtniskirche, charlottenburg ve alexanderplatzda oluyor. Tarih, gece hayati, bira kulturu, underground mekanlar sevenler icin 26 aralik tarihine kadar gezilmesini tavsiye ederim. Ama eger sirf araligin son haftasi ozellikle 31 aralik icin gelinecekse pek aranilan keyfi vermez, genelde sokaklarda alkollu bir sekilde bagiran, birseyler patlatan tipler olur, guzel etkinlikler ve chirstmas marktlar da 26 araliktan sonra genelde bitmis kapanmis olur. benim tercihim berlinden daha cok avusturya (ozellikle tirol bolgesi) veya isvicre bu donem icin.

Berlin´de 29unda noel pazari kalmaz. Hepsi noelden yani 24ünden önce kapanir. Sanirim Belcika´nin bazi yerlerinde Brügge´de örnegin, kücük de olsa noel pazari kaliyor yilbasina degin.
Berlin´de yilbasi cok güzel oluyor, o gece icin gidilecekse daha önceden (hatta cok önceden) kalacak yer ayarlamakta yarar var. Cok iyi partiler de düzenleniyor, meydandaki kutlamaya alternatif olarak. Umarim güvenlik önlemleri yüzünden, tatsiz gecmez, adim basi polis görünce insanin bir seyi kutlayasi, eglenesi kalmiyor cünkü.

Sarhos ergenler ve sokakta havai fisek patlatma inanin en kücük köyünde bile oluyor Almanya´nin.

Viyanada sehrin farkli yerlerine 8-10 sahne kurulur, hepsinin olayi ayri ayridir. Kiminde avusturya turkusu calarken otekinde funk grubu vardir, birinde klasik muzik orkestrasi vardir filan.

Secenek cok oldugu iicn seviyorum viyanada yilbasi gecirmeyi. Sonraisnda mekanlara da gecebilirsiniz mesela.

arkadaşınız haklı, berlin'de yılbaşı kötüdür. avrupa'da o gün için çok daha keyifli yerler bulabilirsiniz. kaldı ki tanıdığım çoğu berlinli yılbaşında şehirden uzaklaşır, öyle diyeyim.

berlin'de sonradan yaşamaya başlayan arkadaşlar da kötü olduğunu söylemiş zaten burada, en başta da emrahday dediyse üzerine eklenecek fazla söz yok pek kanımca. adamda iyi bi gözlem yeteneği var :)

avrupada noel zamanı iyidir yılbaşı gecesini bizim bildiğimiz tarzda kutlamazlar,avrupayı eleyin derim.hele hele bu seneki terör muhabbetlerinden daha da sönük geçeceğini öngörüyorum..
new yorke,beyrut,iyi olacaktır..

net şekilde kartalı tercih ederim

rezidans falan demiş. herhalde abb'nin karşısı olsa gerek. rezidansta ne işin var kardeşim. gir oradan içeriye orada mahalle havası al. rezidansta uzun süre yaşamayı kendime kabullendiremiyorum.

gider sahilde palmiye evlerinde kalırım daha iyi. ki onu da yapmam.

Kadıköy'deki evi al, kartal'a metro ile git. E5 üzerindeki yere ondan sonra ister minibüsle ister otobüsle devam et.

@blue eyes mahalle içinde eşyalı ev bulmak çok zor. ben ilk başta eşyalı eve çıkmayı düşünüyorum.

trafik insanı bezdiriyor ya. "yok ben dayanırım" diyorsanız 1 daha mantıklı. kadıköy güzel çünkü.

kartalda oturup kköyde çalışıyorum. metro var arabaya ihtiyaç duymazsın. cevabım kadıköy

İstanbul'un en nefret ettiğim şeyi trafiği. O yüzden 2'yi seçerdim.

İşe metroyla gidilebiliyorsa o zaman Kadıköy'ü seçerdim.

Ofisle ayni yerde yasamam. Cok kotu. Kartal/maltepe/bostanci sahil dusunurdum en kotu.

Kadikoy rihtim da bence oturulacak yer degil, bitisik nizam filan. Moda da bitisik nizam ama en azindan agaclar var sokaklarinda.

Not. Dogma buyume kadikoyluyum bu arada.

Kadıköy'de oturmam, başka seçenek yoksa Kartal diyorum ben de.

bulursun gibime geliyor hocam sanki ama yine de sen bilirsin.

eğer o bahsettiğim yer ise; metroyla gelirsen tam arada kalıyordu herhalde. ya iski'nin orada inip yukarı çıkacaksın ya da köprüde inip aşağı ineceksin. oralarda insen de ben yürümem kardeş dersen 1 dakikalık minibüs maceran olur her gün.

kadıköydeki dairenin otoparkı var mı? yoksa her akşam sokak sokak gezersiniz.

400 lira da eğer çok fark yaratmayacaksa hayatınızda, o zaman rezidansı tercih edin, ama yok ben o 400 lirayı bir sene kenara koyup, ev eşyası alıcam derseniz kadıköyü seçin.

kadikoy + metro

Zaman zaman taksiyle, dolmuşla vs. de gideceğinizi varsayacak olursak zaten istanbul'da ayda 400 TL yol parası bir şekilde verirsiniz gibime geliyor. O yüzden bu 400 TL'yi trafiksiz bir ulaşım lüksüne sayarak bence residence'da oturun. Hem yüzme havuzu vs. gibi şeyler de ekstrası.

eşyalı ev düşünüyorsan -ki mantıklı- kartalı seç.
eşyalı olmasa da olur dersen, direkt kadıköy.

rezidansı seçersen de kadıköye gitmek bir şey değil, yarım saat metroyla. kadıköyü seçersen o iğrenç trafiği çekiceksin her gün saatlerce. asıl tercih yapılacak kısım burası. kadıköyün merkezine zaten arabayla girip çıkmak, park edecek yer bulmak bir dert.
ben olsam koşuyolu, acıbadem falan gibi bir yeri seçip hem kadıköye yakın olurum, hem de trafikten bir tık da olsa kaçarım.

Evden cikmayacagim diyorsaniz kartal ama isten cikinca o gunu unutayim diyorsaniz kadikoy. Metro ile eve gidip gelmek en mantiklisi. Aksam cikar hava alirsiniz, sinema tiyatro cafe bar her sey ayaginizin altinda.

sosyalligi seviyorsan ve tek basina yasayacaksan kadikoy derim ama arabayla o yol sana eziyet olur bunu sakin unutma
diger yandan da altinda araba olacak, kartalda evi tutup is cikisi hizlica eve gecip misler gibi yemegini ye, dusunu al temizlen trafigin bittigi saat atla arabana oyle git nereye istiosan kadikoy'e bagdat'a bebek e...
sabah ve aksam trafik felaket oluyor,kartal'da kaldiginda her gun 2-3 saatini trafikte kaybetmek yerine sabahlari 1 saat fazla uyumak, aksamlari da 1,5 saat yolda gecirecegin zamani evde dinlenerek gecirmek de var...
yeni mezun olsam kadikoy derdim ama artik is ve yol yorgunlugunu tecrube etmisken kartal derim. yeni istanbula gelen birisi olarak istanbulu istanbullu gibi yasamak istiyorsan kadikoy mantikli :)

(son olarak ofis ev ayni plazada diosun, ogle arasinda bile eve gider dinlenirim misler gibi <3 )

bir yıl kadar iş yerime 200 m mesafede yaşadım, @ykyt'nin dediği gibi boğucu oluyordu. ama dersen ki ben yatmayı sevmem, eve gidip sporumu yapıp oradan da ortamlara akarım, öyleyse vakit kazanmak için aynı sitede kal. değilse kadıköy.

kadıköy abartılmış bir balondur.
tabii ki kartal.

aklım başıma gelsin diyorsan kadıköy.

Is yerimiz kartal e5 e cok yakin. Metro oldugu icin istedigin zaman kadikoye gidesin. Ger gun kadikoy icinde vakit gecirmeyeceksin sonucta. 45 dk gidis 45 dk gelis olacak en az her gun dusun ve mesai saatleri. Acaip bezdirir. Net bi sekilde kartal diyorum.

Net Kartal.

Kartaldaki seçenek varken Kadıköy seçilmez hocam.

Yazilimciysan ozellikle polonyada is oluyor cok.

En rahat yazilimcilar. Acik var genelde. Takip edip kovalamak lazim.

yazılım gibi bir iş yapmıyorsan ya da her ne iş yapıyorsan o alanda çok çok iyiysen ya da alanın da çok az kişi varsa şansın olabilir. onun haricinde direk iş bulup gitmen hayal ötesi. bir firma düşün türkiye de mesela arçelik, finans uzmanı alacsk diyelim, neden gidip mısırdan suriyeden finans uzmanı alsın. türkiye de çok iyi bu işi yapanlar var. ya da gidip almanya dan da almazlar. bu işin bir de sponsor olup vize masraf ve işlemleri ile uğraşma kısmı var şirket için. en son 2 arkadaşım türkiyede uluslararası şirketlerde çalışıyorlardı, avrupada kendi alanlarında poz açıldı aynı şirketlerinde ve başvurup kabul aldılar. ama neden aldılsr ? çünkü ikisi de bulgar göçmeniydi ve avrupa birliği vatandaşı idi. mülakatta bile avrupa birl vatandaşı olmasan almazdık dediler.

Keywordlar

Coca cola supply chain.

blog.procurify.com

Kapi onune ayakkabi koyarsaniz calinir tabi. Cok luzumsuz ve gorgusuz bir hareket zaten kapi onune ayakkabi koymak.

Cevap: letgo app gibi ikinci el satis yapilan uygulama ve sitelere de bakin.

Bit pazarlarını da atlamayın derim. Geçmiş olsun.

Abi geçmiş olsun ama kapı önüne lütfen ayakkabı koymayın. bizim karşı komşu da yapıyor ve direk hakaret olarak algılıyorum.

Sorunun cevabı, feysde ikinci el siksok ürünler satılan gruplara da bak.

kuehlese katılıyorum, kapıya ayakkabı konmaz, çalınmasını geçtim, apartman koridorunda yürüken ayakkabıya basıp basmayacağıma mı dikkat edeceğim? bunu geçtim koskoca evde her şeye yer var ama 2 ayakkabıya yer yok mu?

illa satılmıyor olabilir buna da dikkat edin, belki bizim gibi buna gıcık olan biri gece operasyonu ile sorunu kökünden çözmüştür.

@tolkien

biz görgüsüzlük olarak nitelendirmiyoruz aslında. bunun görgüsüzlük olduğunu söylüyoruz. nüans var.

benim de gıcır gıcır yeni aldığım ayakkabıları kapının önünden alıp kendi eski ayakkabılarını bırakmıştı biri. ondan sonra kapı önünde ayakkabı bırakmamaya başladım.

şimdi iyi olmuş dicem ayıp olacak. kapının önüne ayakkabı bırakmak nedir Allah aşkına? benim karşı komşuda aynı şeyi yapıyordu. 3 kere rica ettim şunları koymayın diye. en son bir gece alkolünde verdiği etkiyle gittim çöpe attım ayakkabılarını, bi daha da koymadı hiç.

"Hırsızın hiç mi suçu yok?" konulu bir nasreddin hoca fıkrası varya, o geldi aklıma:)

Neyse evet. Bizim ayakkabılar kapının yanında ayakkabılıkta duruyor. Pis hırsız benim de çok sevdiğim Salomon spor ayakkabılarımı çalmıştı. Kilidimizi açmaya çalışmış, bir kısmını sökmüş ama kapı açılmamış. Bunun üzerine ayakkabılarımı alıp gitmiş. Oysaki bir alt rafta north face botlar vardı, onları çamurlu diye beğenmemiş sanırım, almamış. Bu da böyle bir anımdır.

Geçmiş olsun.

bence eminonu vs. enerji kaybi olur. samanlikta igne aramak gibi. hirsiz belki kendi giyiyordur. belki apartmandan daha once size bu konuda uyarmis olan biri alip cope atmistir.

insan kendi de yapinca o davranis normalmis gibi geliyor ama degil. apartman gibi toplu olarak yasanilan yerlerde kapilarin onu bos tutulmalidir. nasil cop koymuyorsak ayakkabi da koymayiz. aslinda ayakkabilik da koyulmaz. ayakkabi yatay degil dikey durunca bir sey degismiyor. o ayakkabilar oncelikle insanin ayagina takilir vs. dusmesine sebep olabilir. goruntu kirliligidir. kokar. ama biz sehir hayatina sonradan gectigimiz icin gocebe huylarimizdan uzaklasmakta zorlaniyoruz iste.

@jimicik, bizim apartmanda karar aldık ayakkabılık koyuyoruz. Kötü bir görüntü yok. Hatta görüntü ile uyumlu olsun diye tüm katlara özel yapıldı. Ayaklarımız da kokmuyor çok şükür. Göçebelikle ilgisini anlayamadım.

@peggy biraz alindiniz sanirim. apartman oy birligiyle karar verdiyse hic bir sorun yok. ama bu konu oyle benimki kokmuyorla olacak sey degil. kimse de demez zaten benimki kokuyor ama umrumda degil diye.

asansorsuz 7 katli bir apartmanda yasadim. en ust katta. koridorlar zaten daracik. bir de ayakkabilik var essek kadar. yoksa da yerde ayakkabi yayintisi var. dustugum de oldu bu yuzden. otomat kapaniyor tabi 7'ye kadar.

cop koymak da yasaktir normalde. copunuzu altin varakli kovada da koyamazsiniz. cunku bu tek tek kontrol edilemez. seninki varaklidir. oburununki cop suyu akitir. o yuzden komple yasaktir.

gocebe toplumla baglantisi su; koy hayatindan sehir hayatina gectik evet ama bu gorece yeni bir gecis. dolayisiyla adaptasyonda hala sikintilar var. sehir hayatinin, birarada yasama zorunlulugunun getirdigi kurallara uymakta sikinti cekiyoruz.

@jimicik, sadece sizin için konuşmuyorum ama görgüsüzlük gibi ithamlarla karşılaşınca bırakın da alınayım:)

Ben dediğinizi anladım ama kapı yanında uygun ayakkabılık varsa, ben de pis ve kokan ayakkabıları içeri, yaşam alanıma sokmak istemiyorum. Bunun apartman hayatına alışmamakla ilgisi yok ki. Benim ortamım müsait ki böyle bir şey yapabiliyorum. Yapılmamalı, edilmemeli derken herkesin farklı koşullar altında yaşadığının farkında olmak gerek bence. Dışarıda duran ayakkabılar için söylediklerinize katılıyorum.

rynair

otobüs: eurolines, flixbus

uçak: rynair,easyjet

alternatif: blablacar

Araba icin websitelerine bakin, fiyat cikiyor.

tecrübe odaklı bir şey söyleyebilecek yok mu? mesela araç sitelerine girip bakıyorum ama 100 dolar dediği şey sigorta ve yakıtıyla ne kadara mal olur kestiremiyorum.

Açılın tecrübe konuşuyor
Şimdii trenlerde tgv var fransanın hızlı treni oldukça hızlı ve pahalıdır bileti ne kadar erken alırsanız o kadar ucuz olur. Bölgesel trenler ise nispeten ucuz olmakla birlikte size çok zaman kaybettirebilir. Sncf'in sitesinden fiyat ve süreleri görebilirsiniz.
Otobüs trene göre çok ucuz. Ama süreden yine kaybediyorsunuz. Şöyle anlatayım dijon - paris için tren süre/fiyat 1.5saat/52euro iken otobüs 4saat/15euro. Ha hangi otobüs? Ouibusun bazı otobüsleri koltuk aralıları çok geniş dolayısıyla ćok rahat ama bazıları flixbus ise ortalama bir frima çok ucuz ve pratiktir.
Tavsiyem goeuro.com gibi sitelerden takip ederek tren otobüs beraber kullanın hangisi uygun olursa. Flixbus'ı da ouibus'ı da trenleri de defalarca kullandım. Hepsi de iyidir. Trenlerde tahmin edersiniz ki öngörülebilirlik daha fazla gecikme vs. neredeyse hiç olmaz. Otobisler de ucuzdur işte
en.voyages-sncf.com
flixbus.com
ouibus.com

interrail mükemmel bir deneyim oluyor. rezervasyon olayi da atta deve degil. 5-10 euro rezervasyon ücreti de ödeyiverin siz de.

öğrenci evinde iken aldığımız şarap kötü çıktığında gazozla karıştırırdık. ilk etapta denenebilir.

sıcak şarap yapın. yapımı çok kolay. hem çok güzel oluyor hem de içimi rahat.
edit: şargoz+1 o zaman

Bazen olmuyorsa olmuyordur,

Rose ile başlayabilirsin, Casal Mendes iyidir
Kırmızı istersen "Sevilen" diye bir marka var, fiyat performans konusunda inanılmaz başarılı geliyor bana. Gidip doluca ancyra falan alırsan içemezsin.
+ yemek ile tüketerek başla, et yemeklerinin yanında kırmızı şarap çok güzel gider örneğin.

10 yıldır sadece şarap içiyorum. Ağzıma başka hiç bir alkol sürmedim. Ben şaraba bir tema olarak yaklaşıyorum edebiyatı, tarihi, yapım şekli, yılı ve mezesi. İçerken adeta konsantre oluyorum ve o şekilde çok keyifli oluyor.

şarap sevmiyorum ben. buruk şaraplar dışında da içemem, net.

ayyaş olacaksan gazoz veya kolayla karıştırabilirsin "ucuz" şarabı.

onun dışında üslubuyla içeyim baabında anlatmışsınız. onun için bir şeyle karıştırmaktan ziyade yanında tükettiklerini gözden geçirebilirsin. elmayla beraber deneyebilirsin.

şaraptan şaraba da tat çok fark ediyor. kendine uygun şarabı bulduğunda muhtemelen ondan devam edersin. o yüzden farklı şarapları denemeye devam et.

migrostan 34 liraya (git: leona blush) alinir ve buzluga atılır yaklaşık 30-45 dakika sogumaya bırakılır akabinde afiyetle icilir.

icemezseniz gelin beni bulun, garantisi benim!!!

ben sarabi severim genel olarak ama sevmeyen arkadaslarim icin hep su oneriyi vermisimdir; sangria ya da meyveli saraplardan baslayin. sangrianin hazir hali de satiliyor ama ben evde yapiyorum. ozellikle yazin bayila bayila iciyoruz valla. 'ben sarap icemem' diyen arkadasim bile bir kere icti, simdi her geldiginde istiyor.

meyveli saraplar da kirmizi saraplara oranla daha az buruk oluyor. yolunuz duserse sirince'de cok guzel meyve saraplari var. metro marketlerde de cok cesitli oluyor.


boyle boyle baslayip zamanla icebilir kivama getirebilirsiniz. ha sevemiyorsaniz zorlamaya da gerek yok aslinda. yukarda saydiklarimla idare edersiniz.

Leona blush +1

Alkolün buruk tadını çok da sevmeyen bir insan olarak, Blush'lar bizim gibiler için iyi gerçekten. Meyve bir şeyleri hafifliğinde oluyor. İçilebiliyor.

Ben de Pinot Grigio tipi bir Blush tavsiye ederim. Pinot Grigio hem hafif, blush daha da hafif, su gibi içilir.

Blush olabilir ki rose frizzante gibi bir seydi yanilmiyosam.
Ya da prosecco tarzi deneyebilirsin.

Bence saraba alismak icin meyve sarabiyla baslanmaz, ortalama fiyatlilari (3-4€ degil de 8-10€ bandindakiler) Her seferinde degistirerek yemekle kombine ederek deneyebilirsin.

Sarap guzeldir, arkasinda hikayesi vardir.

ben de kirmizi sarap icemem ama alternatiflerim var.
meyveli saraplari dene, sicak sarap seviyorsan onlari da seversin
favori siram yaban mersini, yoksa visne veya nar (nar cok sekerli geliyor) diye gidiyor
onun disinda beyaz sarap seviyorum
migrosta en son 11 liraydi beyzade sarabi var, gordugum enn ucuz sarap ama icebildigim en rahat sarap kesinlikle kopek olduren degil :)

bir de hala olmuyorsa peynirle birlikte icmeyi dene, ben bi yudum kirmizi sarap yudumlayip bir dilim cheddar peynir atiyorum agzima hosuma gidiyor. sarap severler belki sevmez bunu ama benim hosuma gidiyor

son olarak, hala denemek istiyorsan kirmizi sarabi visne suyuyla karistir, 2. ve 3. kadehe gectikce koydugun visne suyunu azalt o da ise yarar

Sadece büyük kolaylik degil, ayni zamanda da kalorisi en az ve saglik sorunu (abartmazsan elbette) yaratmayacak keyifli icecek. Bir ton cesidi olmasi da güzel, secenek cok.

Baslangic sarabi olarak dömisekler ve tatli saraplar ve genellikle taze saraplar tercih edilir.

Kirmizi ile baslama derim, zaten yaz mevsiminde soguk beyaz gibisi mi var. Baslangicta yine de yarim siseden fazla icme bir iciste, mayali icecekler mide bulandirici olabilir alisik degilsen.

Öneriler: Iris Adakarasi Rose,Yazgan Rose, Umurbey Chardonnay.

Kirmizilar belki bir 40, 50 sise sonra.

degustasyon.org

yurtdışından dönmeye bi kaç gün kala otele giderken içecek bişeyler alasım geldi. herşey 6'lı paketlerde olduğundan ve kalan süremde onları bitiremeyeceğimden soda şişesi ebadında 6'lı beyaz şarap almıştım. meyveli gazoz gibi bişeydi, 3'ünü ardarda içtim. markasını hatırlayamıyorum ama misket üzümü şarabı olduğunu hatırlıyorum. internetten baktığımda burada karfur'larda satıldığını görmüştüm.

edit: işte bu www.walgreens.com

Damağın sarmadıysa zorlama. Zorlamak istersen :

(bkz: sangria)

Kırmızı şarap olarak, frontera merlot deneyebilirsin. Büyük marketlerde oluyor. Ben içimi hafif olduğu için çok seviyorum, su gibi akıyor.

gereksiz pahalı bi şehir, tramvaya vs para ödememen tavsiye

Konaklama + uçak bileti hariç Günlük 60-70 Euro'dan hesapla. Müzeler özellikle çok pahalı, ama sanat tarihi müzesi ve doğa tarihi müzesi kesinlikle gezmeye değer, 1 günü sadece bunlara ayır. Figlmüller'de Schnitzel ye. Yürümeye çok müsait dümdüz bir şehir. Yorulmam dersen her yeri yürüyerek gezmen daha iyi olur. İlk aklıma gelenler bunlar

nasıl gezmek istediğinize bağlı. otel motel haricinde günlük orta hesap şekilde gezecekseniz 70-80 alırsanız hiç bir şeyden kaçınmadan (her türlü özel yeme içme) gezebilirsiniz.

günlük 10€ harcayarakta gezebilirsiniz-1000€ da.

80 alsanız mesela merak ettiğiniz öğle yemeğini, örneğin figlmüllerde 25€ yiyebilirsiniz. 15 ile müze gezersiniz. 5€ ulaşım bileti.kalan ile de bir birahane ziyareti yaparsınız. he bence 200€ ayırırsanız hesapsız kitapsız yeme içme gezme yapabilirsiniz.

ucu yok sonuçta bu işin.

hesap kitap yapacaksanız mesela 4 günde sadece figlmüller + sachertorte + iyi bir kafe ziyareti + apfelstrudel + gulasch gibi şeyler için totalde 70-80 ayırabilirsiniz kalanlarıda atıştırma yaparsanız daha ucuza gelebilir.

çok öneri var ama ilgi alanları ve bütçe önemli.

bu arada tramvaya para ödeme diyen arkadaşlar sayesinde artık wienerlinien kaçak binişlerde pasaporttaki tc kimlik noya kesiyor cezayı. bir sonraki vize başvurunuza güle güle diyebilirsiniz.

yürürüm, bisiklet de sürerim denk gelirse.

uçak-konaklama falan hariç soruyorum. sadece yemelik içmelik gezmelik harcama

telefon hatlarının fiyatları ne civarlarda? vodafone yurtdışı tarifesini de kullanabilirim 4 gün için ama daha önce geçirmişliği var fena ondan tereddüt ediyorum.

Ne yemek istoyorsun? Nasil yerlerde takilirsin?

Luks yerlerde takilan biriysen ana yemek + bir kadeh sarap 30€yu gozden cikarmalisin mesela.
Ama oglen yemegini sokaktan sosis/pizza yerim dersen 3-4€ arasi.

Nereyi gezmek istiyorsun? Kac muze? Muzeler 9-12€ arasi. Belvedere cok pahali ama. Gezmek istedigin muzenin internet sitesinde fiyatlar yaziyor. Hatta gitmeyi dusundugun kafenin bile
Fiyatlarini bulursun. Avusturyada menuleri internet sitelerine koymak cok yaygin.

Kahvalti icin markette peynirli salamli sandvic yaptirabilirsn, 2-3 € tutar. Disarida kahvalti 7-10€ arasi. Aksam yemegi 15-20€ arasi. Oglen yemegi icinse gneelde 11-14.30 arasi menuler oluyor. Corba + ana yemek + tatli seklinde 6-12€ arasi.

Hesap edin artik. Metro icinse kesinlikle bilet alin. Aldiginiz hizmetin karsiligini odememek hirsizliktir. Ayrica kurnaz +1 diyorum.

Otelinizin konumuna bagli olarak 3 gunluk ya da tek binislik ya da tek gunluk alabilirsiniz. (Merkezdeyse schönbrunna gidip gelmelik kullanirsiniz mesela falan filan.

Kahvaltiyi marketten sandevicle falan gecistirirseniz ortalama gunde bir muze, orta kalite yeme icme, ulasim kisi basi 60-70 arasi gider. Konaklama haric.

Ayrica yanlis hatirlamiyorsam 2Euro gibi bir fiyata sehirdeki bisiklet kiralama sistemine uye olabiliyordunuz. Bisikletler sanirim 1 saate kadar ucretsizdi. Her saat basi teslim noktasinda chek-in, check-out yaparak ucretsiz kullanmaya devam edebiliyorsunuz. Merkezi noktalarda ulasim icin guzel ve ucretsiz bir alternatif.
www.wien.info

Figlmuller'de yemek yiyecekseniz rez yaptirin. Aksi halde yer bulmak zor. Ve ya iki sokak otede ikinci subeleri var. Direk gider oturursunuz.

Etik olarak karsi degilseniz Zoo gormeye deger. Hakkini vererek gezmek isterseniz yarim gunden fazla ayirin.


Opera olayinin ucu cok acik. 20 liraya da var 200 liraya da. Bi de bazi operalarda dress code olabiliyor (pahali olanlarda). Aklinizda olsun.

Cok muze gezerim derseniz Vienna Pass karti tek tek muze bileti almaktan daha ucuza geliyor. Ama tabi hangilerini gormek istediginiz onemli.

Bi de pek cok avrupa sehri gibi su pahali. Para vermeyin. Musluktan akan su Alplerden geliyor. Gayet guzel :)

Günlük 30 yeter. Gitmek istedigim tüm müzelere gidip, kahvemi tatlimi yiyip yine de maksimum 30 harcamisimdir. (Efes Müzesi ve Albertina´yi öneririm. Albertina´da yeniden Helnwein, Avusturya´nin en bilinen uluslararasi sanatcisinin sergisi var.)

Öneriler: Ögle yemegi icin, istedigin kadar ödeme yapacagin su restauranta git. Deewan. Turistik bir yer sayilmaz, Viyenali ögrencilerin gittigi bir yer. Yemekler gayet güzel. 2-3 Euro´dan da az verme yine de.

Tatli icin tabii ki git Demel´e, rhabarberstrudel ye. Bu mevsimin tatlisi, en güzel yapan yer de orasi. 4 Euro´dan cok oldugunu sanmiyorum.

Aksam müzeler bölgesindeki partilere,davetlere bak. Cogunun girisi ücretsiz.

Schönbrunn´da filarmonin yaz konserleri oluyor. Onlar da ücretsiz.

Edit; Sevgili Ludwig II´ler, 4 gün gezecek insan her gün öglen Sachertorte, aksam Schnitzel yemek zorunda degil. Turistik bir yer degil demisim zaten. Ucuz ama iyi yemek araniyorsa gidilecek bir yer demisim. Ben kendi önerimi verdim. Neye atarlandiniz ki? Berlin dese, Vietnam mutfagi önerirdim, cünkü cok iyi örnekleri var.

@nıç, izninle kaynak yapıyorum.
@mononoke, dress kodu senden duydum, ne giymeli ki?

operada dresscode var. ama viyana bozdu, nerede eski operalar piyu.

dresscode siz bokunu çıkartmadığınız sürece zorlanmıyor, genel anlamda garip şort, basma şalvar, yırtık pırtık kot, lady gaga misali etten kıyafetle filan gelmediğiniz sürece sıkıntı yapmazlar. klasik tişört ve normal pantolonla girebilirsiniz yani.

özel gösterimler ve günlerde sabit dresscode olabiliyor opernball gibi. ama normal günlük operalarda pek sıkmazlar.

@buf
albertina sanırım orası, alberta değildir.

yemek için deewan önermek ise farklı bir kafa açıkçası.

@manuel mandalina
Dress kod olayi cok abarti bir mevzu degil. @kurnaz hakli. Erkekler icin kumas pantolon veya kot ustu bi gomlek yeterli. Yani sirf kural gibi dusunmeyin de, insanlar genelde guzelce suslenip giyinip kusanip gidiyorlar. Ortamda, fuayede kendinizi garip hissetmemek icin biraz da :)

anladım, ikinize de teşekkür ederim :)

kullanılmaz.

Durduk yerde beyaz beyaz, köpük köpük akmış, ikea pil paketi.

Attım hepsini. Sağolunuz.

Çöpü atmadıysanız hemen alın içinden. Bimde pil kutuları var onlara atın.

Kullanilmaz. Ev copune de atilmaz, marketlerdeki pil kutularina atilir.

Cope atmayin cok tehlikeli.

Thule Subterra olabilir

Bu ne ya
Herschel +1 diyorum

Yillardir The North Face kullaniyorum. Onun disinda Burton da tavsiye ederim.

Dun ayni basliga Thule onerisi gelmisti.

Bence de thule.

Dockers'ın siyah sırt çantasını kullanıyorum. Bayağı da hor kullanmama rağmen dikişi bile atmadı. Bayağı sağlam.

benim patronum thule kullanıyor, hani içinde olanı bilmesem nükleer füzelerin kodları bizim patronda zannederim. o derece afilli dikkat çeken birşey. Zaten sadece onda gördüm.

Ben targus ve logitech kullanıyorum ama şimdiki aklım olsa şu beymen modeli olanlardan alıp içine kumaş kaplamalı hava kaparcığı diktirirdim. (targusun içinde kendinden geliyor, ya da benimkinde var işte nasıl varsa.)

Samsonite veya American Tourister çok bölmeli olan modellerine de bakabilirsiniz, alt kısımlarındaki bir bölmede yağmurluk da oluyor bazılarının. Değerli elektronik eşya taşınıyorsa yağmurluk önemli.

ayni dertten muzdarip olarak 1 ay once aldim bir canta.

once aklimda the north face'in borealis'i vardi, o olmazsa da jersey mi ne o modeli. asiri padli ve agirlar, zaten outdoor cantalari, o nedenle hic luzum yok dedim. adami terden sirilsiklam ederler. ayrica pahalilar da (290/360 tl).

sonra case logic baktim, hosuma gitmedi, italyanin kolesi oldugum icin tucano aldim 165 liraya, super, cok memnunum.

thule gereksiz yere pahali.

Targus,

peki bu bahsettiginiz markalarin, ozellikle targus ve tuhle'nin agirliklari nasil? oyle fuze gibi de gorunuyor mu cok mu kaba. tamam dayanikli olsun ama cok agir ve kaba da olmasin. su anda eastpak kullaniyor sonucta.

Biz de eşime aldık, kendi bahsettiğim markalar dahil burada yazılanların hepsine baktık. Beğendiğimiz modellerden en hafif ve en sade görünüşlü american tourister'di, onu aldık zaten.
Sırt sistemlerinden dolayı ağır oluyor çantalar.

ben samsonite'ın çekçekli evrak çantasını kullanıyorum. biraz büyük, ama özellikle fazla eşya taşıdığım zamanlar için muhteşem oluyor. sırta yük binmemesi de cabası. 600-700 civarında sanıyorum.

office pc'deki kadar verimli olmuyor.
pek pc yerine geçmiyor ipad pro.

sakın ipad alma
adam gibi iş yapıcam diyorsan lenovo thinkpad prolardan al tam iş pcsi
hafif
hayvan gibi ekran
dokunmatik
hizli

ipad alırsan pişman olacağını garanti edebilirim

Surface pro yu ovuyolardi aslinda.

Ben olsam Kazakistan ve kırgızıstana giderdim hem vize yok hemde güzel yerler gezmek için doğal güzellikleri yemekleri falanda güzel. Havasıda temiz

Ikisi icin de deger ama ikisi icin 20 gun az.
Birine ayirirsaniz daha iyi olur. Tadini cikara cikara gezersiniz.

hindistan için söylüyorum, nepal'i bilmiyorum, değer. yalnız yaz sıcakları geliyor, hava sıcaklıkları, hijyenle birleşince zorlayıcı olabilir.
ayrıca naçizane düşüncem bu gibi yerlere genç yaşta gitmenin daha kolay ve katlanılır olduğu. yaşlandıkça, belirli bir konfora alıştıkça gitmesi biraz zorlaşabilir.
sonuç: hindistan ölmeden gidilip görülmesi gereken yerlerden. gitmişken tek bir şehir gezmeyeceğin için vakit çok çabuk geçer hem de.

ikisi için 20 gün değil zaten. ikisinden birini seçip o ülkede toplam 20 gün kadar geçirmek istiyorum.

muhtemelen nepal'e gidip katmandu ve pokhara yı tercih edeceğim.

teşekkür ederim.

@sadakatsiz

çok teşekkür ederim. ben de nepal de karar kılmıştım.

poon hill trek güzel bir tavsiye oldu kesinlikle değerlendireceğim.

Ben olsam bok icinde yuzen Hindistan'a gitmezdim. Tayland, Kambocya, Vietnam taraflarini dusunurdum.

Sehirlerarasi otobus ve ucaklara da bakabilirsiniz.

Ya da blablacar.

gerek yok,
ougio.com a bakın, ucuza hızlı tren bulun.
otobüs bileti alın, flixbus, ouibus,
blablacar yapın.

pal sokağı çocukları orada geçiyor!!
gitmedim de yaşamadım da anlayabileceğin gibi ama olsun. yazmak istedim.