avizedeki ve tavandaki kabloların renkleri nedir ? ek olarak şebekede faz, nötr, toprak olur, eksi uç diye bir şey yoktur.

@kimlanbu hatırlayamadım. o yüzden öyle yazdım. Tavandan yeşilli sarılı iki faz geliyor. Hatta bu iki fazı birbirine dolamışlar, anahtarın her ikiside açıp kapasın diye. bir de nötr geliyor rengi sanırım maviydi. Toprak yok.

Al işte topraklama rengini fazda kullanmışlar :)

O birbirine sarılı iki kabloyu ayır, anahtarı açıp kapatarak hangilerinde faz (elektrik) olduğunu öğren.

O birbirine sarılı olan ikili fazdır büyük ihtimal, ama yine de emin ol.

Sonra onların haricinde gelen nötrü (elektrik olmayan, kontrol kalemi yakmayan) avizedeki ikili kabloların birer tanesini birleştirip ortak yap.

Avizede kalan diğer iki ucu da birer faza bağla.

Aynen toprak rengi fazda kullanılmış. Şu anda tekli duy bağladığım için zamanında kontrol ettim. Fazın ikisinde de elektrik var. Anahtardan birini kapatınca kalemi yakmıyor. Tamam o birleştirme işinden emin olamadığım için sormak istemiştim.

Teşekkür ederim.

Anahtardan avieye 2 adet faz gelir
Anahtardan avizeye 1 adet notr gelir.

Nötr kabloyu duylardan birine bağla bağladığın noktadan küçük bir kablo daha çıkartıp onu avizenin ikici lambasına bağla. fazları ise her iki lamba da boşta kalan yerlere ayrı ayrı bağla.

prnt.sc

sean paul - get busy geldi aklıma ama çokta bağlantılı değil sanırım .

lets get up deyince de direk aklıma puff dady geliyor.

www.mynet.com

Dededen kalan arsayı, anne baba 3 çocuğundan sadece 1'i üzerine yapmış anladığım kadarıyla. Eğer bu kardeşin fiziksel engelinden, sağlık sorunundan dolayı hayat boyu paraya ihtiyacı yoksa yani kendisini güvene alma ihtiyacı yoksa, sağlığı, aklı yerindeyse anne ve baba çok büyük haksızlık yapmış olur. Üstelik bunu kabul eden kardeşte diğer kardeşlerine haksızlık etmiş oluyor. Asla kabul edilir değil.

Anne baba yaşarken bu konuyu güzellikle halletmeniz lazım. Önce anne baba ile sonra kardeşle güzelce konuşun. Eğer arsayı geri vermezse kardeşiniz, sizlere arsanın değerine göre payınızın parasını versin.

Şimdi bu gibi durumlarda herkes iyi niyetli düşünür. Sanki kimseye bir şey olmayacakmış gibi.

Yarın öbür gün geldi ve ben bu adam/kadın ile evleniyorum/evlendim dedi.
Yarın öbür gün bir iş kurdu battı icraya gidildi
Yarın öbür gün kredi kartı / öğrenim kredisi gibi bir sebeple icra yoluna gidildi.

veya siz veya diğer kardeşiniz evlendi çocuklarınız vs. oldu. başınıza bir şey geldiğinde bu mal üzerinde hiç bir hakları olmayacak.

veya bir yurtdışı vs işleriniz var, vize alırken kısmen bu pay gösterilerek işiniz kolaylanabilir.

Anne baba ile konuşun.

hayir hocam
agrır basınız maalesef
kalanı krediyle alacaktık de
iskansız kredi cikmaz de
risk yani hocam

Merhaba,

Konuyla hiçbir ilgim ya da deneyimim yok fakat yerinizde olsam elimde tapu olmadan 1 kuruş vermezdim ki siz zaten 90 bin vermişsiniz.

İşte sıkıntı şurda ki babam pazarlık yaparken benim peşin param var kredi için sizi bekletmicem nakit ödiycem dediği için bizim krediyle işimiz olmayacağını biliyor.
Ve dolardaki parayı bozdurduğumuzu da biliyor. O yüzden dolar yükseldi siz düşükten bozdunuz zarar ettiniz, en azından bana ödemeyi yapın daha fazla yükselmeden de ben çok zarar etmeyeyim diyo.

sorun muhtemelen belediye de degil. muhtemelen sgk ya da vergi borcu iskan isini salliyor. borcu olunca iskan alamaz. on yillarca iskansiz oturulan binalar. adam kacar gider bina da iskansiz kalir. is binada oturanlara kalir. yani konu biraz cetrefilli.

sizinde tapu almadan para vermeniz cesaret isi. muhtemelen tapu icin onay verecek kisiye de borcu var adamin. yoksa satis isinin iskanla ilgisi yok. umarim parayi kurtarabilirsiniz. ya da tapuyu alabilirsiniz.

Sorun şu ki bir evi alırken ödeyeceğiniz paranın nakit ya da kredi ile ödenmesi satıcı için bir önem teşkil etmiyor. Paranızı verir tapunuzu alırsınız. İskanlı ise doğru bir satın alma yapmış olma ihtimaliniz daha yüksek. Umarım müteahhit sizden alacağı paralarla tüm dairelerin iskanını bitirir de rahat edersiniz.

Sorun fatura değil, sorun tapu alamamanız. Şirket iflasını açıklar, arsaya binalara bankalar el koyar, siz de elinizde şirket çekiyle kalakalırsınız. Hele ki bu dönemde, bir sokağa çıkma yasağı olur, kriz çıkar vs, ortada kalırsınız hocam. Aman diyeyim.

Çok özür dileyerek soruya kaynak yapıyorum. belki sizin için de yardımcı olacağını düşünüyorum.


bizim de almayı planladığımız evlerden birinde benzer bir durum vardı. müteahhitin dediğine göre paratoner montajı ve jeneratör bağlanması durumunda iskan işlemleri tamamlanıyormuş.

Sorum şu , bunu belediyeye gidip teyit edebiliyor muyuz ? yani burası iskan alamamış, nedeni nedir ? diye sorabiliyor muyum. şu şu eksikler varmış bunların dışında bir durum söz konusu mu bilgisini veriyorlar mı ?

Belediye satışa engel olamaz kesinlikle. Kat irtifaklı( iskan gerekmez) olduğunu varsayıyorum bağımsız bölüm bellidir ve satış yapılabilir. İskan alınırsa kat mülkiyetine geçer.

Kat irtifaklı yerlerde genel sorun şantiye elektriği ve suyu kullanmak olur. Şantiye elektriği neysede şantiye suyu binaya ortak gelir ayıkla pirincin taşını.

Tapu almadan paranın tamamını vermek çok aptalca. Müteahhit battı kaçtı haberini Google'dan okuyun.

Yerinizde olsam ufak ufak avukat bakmaya başlarım.

Satış sözleşmesi yada satış vaadi sözleşmesi umarım yaptınız.

Konuşulacak yazılacak çok şey var ama sayfalar yetmiyor.

Yerinizde olsam belediyeye uğrar yapının mevcut durumunun hatta tapudan kat karşılığı temlik sözleşmesi varmı diye bakmaya başladım.

Sakın ama sakın para vermeyin illa vereceksiniz karşılığında başka tapu teminatı isteyin.

Evet adamın iki dairesi kat irtifaklı olduğu için satamadığını söyledi. Satış gerçekleştiremiyorum demişti. İskan çıkınca belediye irtifakı kaldıracak satışı ozaman yapacağım dedi.
İskan için de belediye sığınağı ve apartmanın hidrofor sistemini beğenmediği için vermediğini söyledi. O yüzden tapuyu alamıyoruz.

Iskan olmamasinin satisa engel olmamasi lazim.

Iskansiz 0 daire almıştım zamanında, tapusunu kat irtifakiyla aldim. Kredi de kullandim. 2 sene sonra iskan cikti, kat mülkiyeti aldik.

Demem o ki, muteahhit sizi yemis gibi.

Yarın belediyeye gidip bi bakacağız binanın durumuna.

arkadaşımın binasına sanırım 3 yıldır falan iskan çıkmadı. bütün apartmana tek fatura geliyor her şey eşit miktarda bölüşüp ödüyorlar. suyu falan karşı binadan çekiyorlardı. hatta arkadaşım kendi dairesine uyumaya çıkamıyordu "kızınız da o zaman fatura ödeyecek" dedikleri için. halbuki sadece uyumaya çıkmak istiyor ışık vs hiç bir şey kullanmadan. mecbur anasının evinde salonda uyuyor falan böyle.

Geçmiş olsun, maalesef işin içinde yalanlar var. İskan işinin uzadığı tuhaf şartlar olur her zaman, ama bu asla tapu satışına engel değil.

Hele ki müteahhitin dediği "iki dairesi kat irtifaklı olduğu için satamadığını söyledi. Satış gerçekleştiremiyorum" konusu aşırı saçma.

Korkarım ki o dairenin tapusunu başka birine devretti bile, binanın ada parselini öğrenip daire numarası ile tapuya bir sorun, normalde bilgi vermezler ama durumu anlatıp rica edin. Dairenin kime ait olduğunu, ne zaman satış yapıldığını öğrenmeye çalışın.

Kime ait olduğunu söylemeseler bile, müteahhitin adına olup olmadığını sorun en azından.

Hadi 20 bin kapora vermişsiniz, bu kadarcık risk alınır, sonraki 70 bini neden verdiniz?

Google earth ün ortaya çıkması ile bir çok yeni keşifler yapılmakta. 2018 mozambik'te bir dağın tepesindeki düzlükte orman keşfedilmiş ve bilinen tarihte insan oğlu ilk kez oraya ayak basmış.

yani dünya üzerinde ve altında daha bir çok keşfedilmemiş yerler, uygarlıklar saklı olması muhtemel.

işin puzzle konusuna gelirsek; olması muhtemel

aramak lazım.

Hazine olması mümkün. Ama büyük ihtimalle bir yerlerde gömülüdür. Uncharted 4 benzeri bir şey olması zor. Gemilerin batması nedeniyle okyanusların dibinde altın, gümüş olduğunu söyleyebilirim ama kanıtlayamam.

Var tabii ki defineciler boşuna mı uğraşıyor sanıyorsunuz ;)

istatistiksel olarak sanırım. Yani elde olan veriler ışığında bir ortalama yaşam süresi söyleniyor.

belki hatirlarsin lise biyolojiden, agaclarin yasi govde kesitindeki halkalardan falan anlasiliyordu. biraz arastirdim, hayvanlarin da yasam surelerini boyle seylerle olcebiliyorlarmis. Mesela olmus balinalarin gozleri uzerinde carbon-14 testi yapip ya da baliklarin solungaclarindaki bazi olusumlara bakip yapiyorlarmis. tabi burada istatiksel cikarimlar da hayli soz konusu.

kaynaklar:

www.bbc.com

science.sciencemag.org

tpwd.texas.gov

Bir yerde okuduğum, gördüğüm veya dinlediğim belgeslede kalp atış sayısı ve hızı canlının ortlama ömrünü veriyor gibi bir şey vardı.

Normal bir insanın kalp ömrü 2-2.5 milyar atış gibi bir rakam veriliyordu. Sonra kaplumbağa, balina, hamster falan örnekler vardı .

Hayvan dediginiz pet ise istatistik bilgisi veteriner veri tabaniyla gayet kolayca siniflandirilabilir. Daha da otesi yine veteriner istatistikleriyle ornegin kopek cinslerine gore yatkin olduklari hastaliklar belirlenebiliyor.

Onun disinda vahsi yasam ne kadar ismi havali olsa da artik pratikte yok ( amazonun ucra koseleri ve hint okyanusundaki bir adayi saymazsak) o vahsi denen tum hayvanlar uzmanlar tarafindan her hareketleri kontrol edilerek, gerekirse mudahale edilerek( afrikada aslan nufusu arttiginda oldurulmeleri normal bir prosedur) varliklarini devam ettiriyorlar

@janavarorion: basta ben de oyle hatirladim ama sonra hayvanlarin nabizlarina baktigimi ve yasam surelerinin pek tutmadigini gordugumu hatirliyorum.

Yani onun icin şoyle bir sey olmasi lazim: "bir canli (insan dahil) şu kadar kalp atim sayisi kadar yasar. Dolayisiyla kalpleri hizli atan fare gibileri cabuk ölürken (toplam kalp atim sayisi/gunluk kalp atimi) digerleri vs vs"

Ama boyle bir sey olmasi da sacma. Butun hayvanlarin hepsinin nasil tek bir "toplam" kalp atim sayisi olabilir

Bir kısmı doğadaki spesifik bir canlıyı izleyerek ölçülüyor. Bilirsiniz tasma, küpe, halka vb takarlar. Bir hayvanın vücudunda belirli sürede oluşan değişimleri gözlemlerseniz, buradan elde edilen bilgi, o türün tamamına uygulanabilir hale gelir.

Bir kısmı da captive denilen, insan eliyle büyütülen hayvanlardan öğreniliyor. Genelde iyi bakılan bir hayvan, captivity durumunda daha uzun yaşayabiliyor.

@the coon: 100 sene, 150 sene, 200 sene yaşayan hayvanlar var. Mesela şimdi buldum: "Bowhead balinaları ortalama 200 yıllık bir ömre sahiptir ve mavi balinadan sonra ikinci en büyük memelidir." www.cnnturk.com

200 sene önce çipin ç'si icat edilmemişti. "şu yavru doğunca çip takalım da, ölene kadar bekleyip 100 sene sonra not edelim" diye bir şey olduğunu sanmıyorum.

Crystal Dolphin - Engelwood

shazam öyle diyor :)

Aslansin kaplansin çok teşekkürler :)

biraz daha çıkabilirsen şunu tavsiye edebilirim.

www.epey.com

hepsiburada da kampanya var mi band5 + ekstra kordon 265 tl geçen hafta aldım

Mi band 4 veya 5.

bence al gitsin.
ben mi band 4 kullanıyor. performans fiyata baktığımızda başarılı
16 gün gidiyor pili. titreşim iyi.

haylou ls solar 5 aldım. saate benziyor bileklikten ziyade. arayınca titreme, titreyerek alarm özelliği falan var. işinizi görecektir diye düşünüyorum.

swatch 2018 FallWinter worldhood

bildiğin gent serisi saat. bunların sonunda "baya" yazıyor sadece. azulbaya, redbaya,

Trendyolda var görmüştüm birçok rengini.

tabii ki var. faul. sarı kart da alabilir.

biz çocukken bu tarz hareketlere topa faul derdik. bence mantıklı.

forma elin uzantısı sayılıp elle oynama verilir muhtemelen.

Hatırlarsınız belki, Beşiktaş Kasımpaşa maçında şimdi Galatasaray'da oynayan Ryan Donk, beşiktaş hücumdayken ve top Kasımpaşa cezasahası içindeyken, elindeki saha dışına atması gereken topu Beşiktaşlı futbolcunun önündeki topa atmıştı. Hakem hava atışı vermiş, maçı Kasımpaşa kazanmıştı. Sonra Beşiktaş kural hatası gerekçesiyle itiraz etti ve haklı bulundu, maç tekrarı oldu ve Beşiktaş kazandı.

Bu pozisyonda kural olarak Donk'un attığı topu elin uzantısı olarak görmüşlerdi ve penaltı olması gerektiğini söylemişlerdi. Aynı şekilde formayı elle tutup topu içine almak da formayı elin uzantısı yapar ve elle oynama olur.

futbolda top taşıma endirekt serbest vuruş olarak değerlendiriliyor, faul değil. yanında rakip oyuncu olan poposu yerde topa yakın bir futbolcu hatırlıyorum. topu ondan kurtarmak için topu iki ayağı arasına alıp poposu üzerinde yarım tur atıp başka tarafa ilerledi, hakem oyunu durdurmuştu.

9 kişi kolkola girip 10. oyuncu bunların ortasında kaleye kadar gidebiliyor mu :D

muhtemelen sizin kablonet kutusundan daireye cat6 benzeri bir kablo çekecek işte. elektrikçiyi çağırın o kutuyu açar. daha önce yapmıştır mutlaka yerel biriyse daha hızlı çözülür.

Kablonet cat6 değil. Anten kablosu gibi bir şey.
Elektrikçiler bilir ama ben alırken kendileri çekmişti

kablonet genelde öyle tesisatları kendi çeker ve fiyata dahil olur. merkezle bir daha görüşün mutlaka gelen ekibe bakmayın.

aradim kutudan daireye kadar siz cektiriyorsunuz, ekip de isterse cekebilir ucret karsiligi dediler. bana gelen ekibin cani istemedi herhalde, ucretini verip yaptirmak istemistim.

benim apartmanda kablonet var. ilk taşındığımda bağlatacaktım gelen adam aşağıdan sana çekilmemiş dedi. sen çektircen elektrikçiye dedi.

geçen sene (4 sene sonra) bir daha aradım, gelen ekip kablo var ama sinyal arızalı dedi. ben de baktım cihaza hakkaten de takınca sinyal artıyor ama az. kablo çekimi bize ait vs demedi. para verin çekelim vs de demediler.

Sözleşmeyi okudunuz mu hiç ? bununla ilgili madde olmamasına imkan yok .

@janavarorion, sozlesmeyi kurulum yapilirken imzaliyorum haliyle kurulum da yapilmadigi icin sozlesmeyi gormedim bile :)

genelde kablonet öven biri olarak -kurulum da dahil- tek övmeyeceğim yanı kurulum ekibi olabilir. bana iki-üç ekip denk geldi ve hepsi de iyiydi, ama şu da var ki: ekipler taşeron. taşeron olanlarda da sorun çıkabilitesi yüksek -gerçi kendi ekiplerinde de sorun çıkabilitesi yüksek, sonuç olarak insan olan her yerde sorun var (-_-) - diğer cevaplarda yazdığı gibi kablonet'i arayın, ücreti karşılığında yaptırmak istiyorum, acil ekip yönlendirebilir misiniz, yoksa iptal edeceğim deyin (taahhüt varsa bunu demek yemez tabi ama blöf yapmak ne güne duruyor XD ) ya da evden çalışıyorum acil ihtiyacım var, diyin. yardımcı olurlar. zaten aslında zorlamaya da gerek yok, çok yardımseverler gördüğüm kadarıyla (evet yine övmeden duramadım. üç aylık ttnetimle on seneden fazladır kullandığım kablonette görmediğim kadar sıkıntı çektim de.) size gelen ekibin de canı niye para çekmemiş anlamadım yani, enteresanmış cidden.

elektrikçi de yapabilir ama kablonet ekibine yaptırmanız tavsiyedir. sonra birşey olursa üste çıkma hakları doğuyor :/

1/1 ihtimalle sahte.

Ben olsam hepsiburada satıcısına ulaşmayı denerdim. Facebook, instagram veya mail adresleri mutlaka vardır. Yazışmada sahte ürüne orjinal diyecek kadar cesaretli olacaklarını sanmıyorum.

Daha önce de benzer duyurular açılmıştı. Ben de sahte olduğunu sanmıyorum ama satış sonrası hizmet bakımından böyle bir fark var.

o saati aldığınızda iki ay sonra kararırsa öyle karardığı ile kalır. saat ve saat'ten alırasnız kararma vb. durumlarda hemen yenisini ile değişim yapılır.

Yurt dışı fiyatları ortalama 150 dolar, kısa bi arama ile gördüğüm sonuç. Yani 2500 liralık fiyat adam öpmeye yönelik bana göre, diğer fiyat daha gerçekci.

HB yorumlarında saati alırken orjinalliğinden şüphe edip te saati saatçilere gösterip orjinal olduğunu öğrenenlerin yorumları da var.

Orijinal olup olmamasina su an yorum yapamam ama satis sonrasi destek icin saat ve saat’e de hic guvenmiyorum.

Iyi bir markanin saatini magazadan almistim, bir yil icinde 2 kez servise gitti. Geri kalma sebebiyle. Servisten 2. Donusunde de “bir seyi yok bunun” raporuyla gonderildiginde iade istedim. Iade denince inanilmaz cirkeflestiler. “Biz hic iade almayiz” gibi dunyanin en sacma cumlesini kurdular. Tuketici heyetine vererek iademi aldim.

Daha onceki yillarda da boyle sorunlu bir saatimiz olmustu saat ve saat’ten. Hic orali olmamislardi, sanki isportacidan saat aliyoruz...

Ozetle satis sonrasi icin saat ve saatten cacik olmaz. Allahtan tuketici hakem heyeti var:D hepsiburada’dakinin orijinalligini sorgulayin, orijinalse alin bence. Gule gule kullanin bir de :)

1. kalite emitasyondur. hepsiburada da

başlıktan bağımsız olarak @John Bloor'ın bahsettiği yorumlara değinmek istiyorum.

kısa bir süre önce online metin yazarlığı gibi bir gruptaydım. yazıları paslayan işveren kişisi, belirli aralıklar ile çeşitli internet sitelerinde çeşitli ürünlere sanki kullanmış ve memnun kalmış gibi yorum yaptırıyordu insanlara. :) ayrıca bu tarz sitelerin beğenmedikleri yorumları sildiğini de bilmeyen yok sanırım. haliyle bu yorumlara çok da güvenmeyin.

Saat&saat mağazasına gidip pazarlık yapmanız durumunda o saati size 1500 TL ye de satarlar. %50 kampanya, %10 personel indirimi, %5 zart zurt indirimi adı altında.

Unutmayın ki hala zarar etmiyor.

3 gün sonra aynı saate bakın %50 yazarlar.

hddyi çıkarıp ssd takmak.

32 bittir ondan dolayı ram desteği daha fazla yoktur. yapabileceğiniz tek şey ssd taktırmak. Bir de linux lubuntu tarzı bir işletim sistemi kurmak biraz daha ferahlatabilir.

Win7 home basic yükle .

Win 7 64 bit
+4 GB ram
128/256 GB ssd

Zincir ile masaya bağlarsın kaçmasın diye

ssd, 8gb ram ve linux minx benzeri hafif bir işletim sistemi.

Peki, burada bahsettiğiniz ssd, şu masaüstü bilgisayarlarda kullanılanlardan mı, yoksa laptop için farklı bir ssd modeli mi var?

laptopa takacaksan 2,5 inç sata ssd alacaksın. windows yerine de lubuntu veya xubuntu kur.

laptopuna göre 2.5 inch 9 veya 7 mm ssd.
çıkan diskin modeline göre anlarsın zaten.

Öncelik sırasıyla ssd, win7, ram
windowsa bağımlı değilsen linux mint gibi windowsa çok benzer arayüzlü bir linux dağıtımına geçebilirsin.

daha ince kot kumaşlardan yapılırsa yazlıktır diyebiliriz.

yıllar önce kotlar hep kalındı gerçi şimdi maliyetten dolayı kumaşlar hep ince. elinle hissedince anlıyorsun zaten. eskiden kotlar kaban kumaşı gibiydi neredeyse.

yazlığı ve mevsimliği var. kışlık olarak niteleyemem.


kışlık olanı içi genelde polar veya yünlü oluyor.

tr.aliexpress.com

www.mavi.com

www.hepsiburada.com

şunlardan bahsediyorum.

Mavi Rio bende var. Yazın giyilmiyor. Nispeten kalın kalıyor.akşam vakti İstanbul, Ankara için olabilir

Yer: mersin

Aynen devam ediyorlar, çok bir şey değişmedi. yaş ortlaması epeyce düştü ama hala aktifler. PUBG, CS-Go- COD - LOL gibi bir çok multiplayer oyun için tıka basa dolular.

Işi düzgün takip edenler, kazandığını günlük yemeyip işine yatıranlar espor mevzularıyla yürüdü. Daha daimi müşterilere kavuştular. Rezerveli sisteme dönen yerler bile varmış.

Sağdan soldan yıkık makina toplayıp işi ciddiye almayanlarda ya playstation cafeye ya da kıraathaneye döndüler.

Bir sirkette sistem yonetici olarak calisan var.

Büyüdüğüm yerdeki kafeci kendini bayağı güncel tutmuş, qxgviper’ın dediği gibi bir yere dönüşmüş. Z kuşağı kardeşim sürekli orayı övüyor djdjd

Masaüstü bilgisayarlar için bt dongle satıyorlar. En hızlı çözüm o olur. Laptop wifi ve bt kartı garip bir arabirimle bağlı ondan anakartta varsa olur belki ama araştırmak lazım.

aslında 50 tl civarı para verip dongle almadan bu işi çözebilir miyim diye merak ediyordum açıkçası. bağlantı, 3-5 tl'lik dönüştürücü ile halledilirse masrafa girmeyeyim diye bir sorayım dedim.

Tam cevabını bilmiyorum sorunuzun ancak Bluetooth desteği anakarta entegre oluyor. Bir de biri masaüstü biri eski laptop olunca eğer takilabiliyorsa bile bir şeyleri kesin uymaz.

en iyisi söküp denemek. umarım bir şeyleri bozmam. :)

bunu denemeden bilemezsin. çünkü anakart ve ilgili soketle alakalı bir durum mevzusu var işin içinde.

hiç zahmete girmeden şunu almanı öneririm. sorunsuz kafa rahat mis gibi bir cihaz.

www.hepsiburada.com

Teknil olarak mümkün olup , pratikte ek bir cihaz kullanmadan imkansız diyebilirim :)

Laptop un ne kadar eski olduğuna bağlı oalrak genelde o kart hem wifi hem de bluetootth olabilir. üzerinde nerden baksan 20 dan aşağı pin yoktur. Bunların hangisi wi-fi, hangisi bluetooth için onu bilmen lazım. hadi bildin diyelim. mevcut pinleri bilgisayar kasasında hangi soket ile eşleştireceksin? hadi onu da bir şekilde öğrendin.

Lehim aleti, havya, kablo mevcut mu ? tamam onlar da mevcut olsun bir şekilde. olası kısa devre önüne nasıl geçeceksin?

onun da önüne geçtin bir şekilde dediğimizde , bu sefer de anten işini çözmen lazım .



Laptop çalışıyorsa; masasütünün ses çıkışı ile laptopun ses girişini birleştirip kulaklığı laptop a bağlayabilirsiniz. kısaca laptop amfi gibi görev görecek. bunun için iki ucu erkek stereo jak almanız yeterli olacaktır

Cevaplar için teşekkürler arkadaşlar. Anlaşılan donglea para vermeden bu işi çözemeyeceğim. :)

Laptop çalışıyor ama amfi olarak kullanmak yük olur. Pratik olmayacağı için uğraşmaya değmez. :(

ilgili hastanenin diyetisyenine giderek , durumu belirtip size uygun bir program oluşturmasını isteyebilirsiniz. Ondan kaç bundan kaç diyerek sağlığınızı da bozmayın elbette. malum corona var ve bağışıklık sistemi güçlü olmalı.

İçeriğinin ne olduğunu ogrenseniz daha iyi olur herhalde çünkü karbonhidrat derken kapsamı ne bir şey söylememiş anladığım kadarıyla. çünkü sirf et de yeseniz sırf zeytinyağı da içseniz içinde az da olsa karbonhidrat oluyor onların.

Öteki türlü dediğiniz doğru yani yiyecek bir şey kalmıyor :)

Ketojenik diyet diyeceğim ama onda bile az da olsa karbonhidrat var.

Bence tahlillerinizi alıp hastanenin diyetisyenine gidin.

Dukan diyetini araştırın ama biraz uğraştırır.

doktor sadece karbonhidrat tüketmemeye çalış dedi o kadar

Bu işi internetten çözmeye çalışınca insan manyak oluyor. Yaptım biliyorum. Diyetisyene git o sana ne yiyeceğini söylesin. kafa rahat.

Hocam ekmegi kes, makarnayi azalt ve paketli gida tuketme. Karbonhidratsiz gida yok, sabah aksam kizarmis tavuk+yumurta tuketemezsin.

Diyetisyen +1 Kendi başına olur ama zor olur

Tabiki öncelik diyetisyen. 4 yaşındaki oğlum guluten hassasiyetine sahip olduğu için 1 yıldır un vb şeyler hayatımızda değil biz çözümü bildiğimiz un yerine karabuğday(çiğ olanı diğeri biraz acı ) unu ,badem unu , fasulye veya nohut unu gibi unlarla basit karbonhidratı bu unlardaki kompleks karbonhidratla ikame edebilirsiniz kana daha yavaş karşacağı için dengeli olur şeklinde bulduk.

Tarihler için başlangıç olarak Sıla Bakş Alkan’in “Özel Beslenenler İçin Tarifler “ kitabını kullandık

Ama işin yine de uzmanı bir diyetisyeni görün

resimde ilgili satır için sol-sağ yasla seçeneği kapalı gibi geldi bana. Buna ek olarak ilgili satır bir yerden kopyala yapıştır yapılmışsa oranın ayarları geçerlidir.

Sorun bunlardan biri değilse yeni word açıp herşeyi yeni word e kopyalayarak çözüyorum sorunu.

çıkmadım. tecrübeli biri yanımda biraz pratik yaptım trafikte. sonra emin olunca tek başıma çıktım.

direk çıkmayın bence. tecrübeli bir arkadaşınızı alın biraz trafikte sürün.

bu arada muhabbet arabayı sürmek değil trafik tecrübesi.

günlük rutin kullanacağınız güzergah üzerinde biraz pratik yapsanız iyi olur önceden.

not: maneul ehliyet.

Ehliyet aldıktan iki ay sonra araba aldım. "Ben bu arabayı nasıl eve götürecğim" diye çok düşündüm, bir arkadaşla birlikte (ben kullandım o komut verdi) onun arabasının olduğu yere kadar gittik, o arabayı oraya park etti, sonra başka bir arkadaşım aldı arabayı oradan benim evimin oraya getirip park etti. Trafiğe çıkmaya hiç hazır değildim. 7 özel ders aldım, hazırdım, sonra araya korona girdi arabayı kullanamadım (sokağa çıkma yasakları), bayağı soğudum. Yasaklar kalktığından beri gidiyorum bir yerlere ve ilk günkü halimle şimdiki halim arasındaki farkı çok net görüyorum.

Trafiğe ilk Arnavutluk’ta çıktım. Ehliyet Cepte 2 sene falan gezdi çünkü arabam yoktu. Yabancı ülkede 800km yol yapınca şoförlüğe de alıştım.

Tabi ki yapabilirsin.
Ben ehliyeti aldım, sonra yaklaşık 4-5 ay geçti, sonra yalnız başıma trafiğe çıktım(araba benim değildi). Evden 35dk mesafede bir yere gittim, sabah 5gibi çıkmıştım:D o günden sonra hep kullandım.

massey ferguson 1996, ehliyetsiz. köy tarlası + yolunda :-)

2009'da ehliyet aldım, 2012 Eylül gibi ilk defa trafiğe çıktım. Trafiğe çıkmadan önce 2 kez, toplam 4 saat, direksiyon eğitimi aldım. Sonrasındaki hafta kendi kullanacağım araçla direksiyon eğitimi aldığım yerlerde turlayarak trafiğe ilk girişi yaptım, sonra da trafikten çıkamadım. 500.000km rahat(eksiği yok, fazlası vardır).

not: manuel.

direksiyon sınavına araba sürerek gittim.

Ehliyeti almadan önce arkadaş ile boş arazide pratik yapmıştım. Sonrasında ehliyeti aldım. uzun zaman araç kullanmadım. Pratik sıfır yani :)

2013 te akdeniz oyunlarında çalışırken bir ekipmanı koordinatörlükte unuttuğumuzu farkettik. arkadaşım al Doblo'yu git dedi. mesafe yaklaşık 5 km ama nispeten düz bir yol. Ehliyet var ama pratiğim yok dedim. Ne güzel pratik olur sana dediler. aldım arabayı gittim geldim.

yani işin özü, götünüz sıkıya gelmeden olmuyor bu işler. Sürerim lan ben bunu diyerek trafiğe çıkacaksınız. sadece sol şeridi işgal etmeden sağdan usul usul gideceksiniz.

Lisede ehliyetim yokken okula araba ile gitmişliğim vardır ev-okul arası yaklaşık 20 dk mesafe idi. Nissan Skystar diye bir pickup'ta araç kullanmayı öğrenmiştim hey gidi yaş 16 asjşlfdikfd.

Kişiden kişiye değişiyor, bence o derslerin hiçbirine gerek yok. Trafiğin sakin ve yolların geniş olduğu (İstanbul için Kurtköy, Halkalı tarzı) yerlerde birsüre yanında birisiyle kullan. Sonra yavaş yavaş ara sokaklar, E5-TEM tarzı yerlere çıkarsın.

Cts pztr sabahı çıkın. Aralarda yavaş sürün. 1 aya hazır olursubuz

Troubleshoot seçildikten sonra automatic repair veya system recovery menüsünü deneyebilirsiniz.

xiaomi nin bir modeli var. prize takıp eşleştiriyosun. 90tl falan. ben denemedim ama youtube da videoları var. bakabilrsin

senin dediğin extender ama modem yerine ağı dağıtacak iyi bir router alsan daha iyi olur.

aynı şekilde netmaster ın kablo net cihazını kullanıyorum. ben tp-link in extender cihazı ile sorunsuz bir şekilde diğer odalardan erişim sağlayabiliyorum. menzil arttırıcı diye arama yapın

Aşağıdaki ürün nasıldır?

www.hepsiburada.com

gereksiz pahalı.ama işinizi görecektir. Yorumları inceleyin. sizle aynı dertten muzdarip insanlar mevcut. bu cihaz ile çözmüşler.

linkini verdiğiniz mesh destekli, size normali yeterli zaten mesh destekleyen router olmadan kullanamazsınız o özelliği.

Keenetic cihazlara bakın.

bizim arkadaşın apartmanda bir kadın korona pozitif çıktı. kendince asansörü çamaşır sularıyla silmiş dairelere haber vermiş telefonla ben korona oldum diye. öyle geçti gitti. sonra da atlatınca aşure yapıp kapı kapı dağıtmış :)

Bizim apartmanda çıkmıştı, temaslı olanları da karantinaya aldılar. Koronalılar evden hiç çıkmadı. Alışverişlerini biz yaptık. Asansör yok zaten ama apartmanın kapısına dokunmadık hiç, hatta açık bıraktık hava alsın diye. Şimdi iyileştiler.
Ama o süreçte kargocu kurye vb. geliyordu evlerine, haberi yoktu tabi onların.

Apartmanda bir komşunun testi pozitif çıktı. Ailesinde belirti bile yokmuş, testleri negatifti. Apartman dezenfekte edildi. On beş gün sadece onlara karantina uygulandı. Komşunun testi de on beş gün içinde negatife döndü.

Diger komsulari birak pozitif cikan bile hayatina devam ediyor ki. Karantinada olup da otobuste tatile giderken yakalanan hiyarlari cok gorduk.

normalde sadece o daire dışarı çıkmasa yeterli ama bizim insanlar kimseye söylemiyor. söylese güvenlik, komşu birisi mutlaka çıkar alır ihtiyaçlarını ama insanlar cahil ve aptal işte. hatta asansöre o dairenin karantinada olduğunu belirten not yazılmalı ki kuryeler de dikkat etsin temas vb. konularında.

2. kat yan komşumuz , 3. kat, 9. kat ailecek korona oldular. herkes hayatına devam ediyor. apartman dezenfekte edildi, aşağı kapı ne olur ne olmaz hep açık. ilan panosuna yazı yazıldı. (15 gündür başka vaka yok) . bu vesile ile apartmanda herkes 25 katı dikkatli oluyor. iş grupları; fırıncı sahibi , sağlık çalışanı , polis

yan komşu bize mesaj atıyor. biz gidip alıyoruz. uygun bir zamanda da ödeme yapacak.

Apartmanımızda bir kadın pozitif çıktı, apartmanda bu durumdan haberi olmayanlar bile vardır.
Bu kişiler de en alt katta oturuyorlar ve apartmanın giriş kapısı ile balkonları yan yana.
balkonda maskesiz falan otursalar belki apartmana giriş yapanlara da zararları dokunacak.
Ambulans gelip gitti ama öyle diğer oturan insanları uyarma, önlem almalarını sağlama gibi bir durum yok maalesef.

x marka y ulkesindedir, ekstra kargo odeyerek ureticisinden direk getirirsin onu anlarim ama aliexpress'ten medikal, hele ki goz gibi narin bir organ icin, malzeme alinilmaz.

15 yıldır da ben kullanıyorum. 2 gün önce lensmarket'ten 260 liraya 2 kutu + lens solüsyonu aldım. ortalama 12 ay gidiyor. aylık 1 paket sigara parası neredeyse.

aliexpress te toric veya göz kusuru düzeltici lens bulabileceğini pek sanmıyorum. Hadi buldun diyelim. ona güvenip kargoyu bekledin kayboldu. takipli istedin diyelim kafadan 40-50 tl de takipe vereceksin. (düzgün takipli). Gümrükten sağlık ürünü olduğu için geçmeme veya 70-80 tl gibi bir vergiye tabi olması mümkün. Etti mi sana 100-120 tl masraf. bunun üzerine bir de eczane veya yine internetten alacağınız 360 ml lens solusyonu da eklersek 40 tl kadar. oldu 140-160 tl

bu kadar zahmete girmek için o lensin en fazla 80-100 lira olduğunu varsaysam bile toplamda 220-260 tl ye gelir ki , aradaki 40 tl fark için bu kadar zahmete ve GÖZ sağlığını tehlikeye atmaya değer mi ? olası bir sorunda muhattabınız kim olacak ?

lensmarketten aldığım ürünün bir tanesinde sorun çıkmıştı. üretici firma kaynaklı sorun deyip aynı üründen 1 tane daha yolladı mesela.


NOT: 12 ay nasıl kullanıyorsun lan diyen olacaktır. 2 göz numaram birbirinden çok farklı. bu sebeple 2 kutu alıyorum (6 lı paket). gece muhakkak yatarken çıkartıyorum. günlük 14-18 saat arası gözümde.

amazon'dan falan tuzlu da olsa orijinal ürün alınır da, aliexpress'ten sağlıkla ilgili hiçbir ürün alınmamalı, hele göz için.

Haklısınız. Ben yine yaklaşık 10 yıldır devam ettiğim lensmarket.com’dan devam edeceğim..

1 litre su yarım saat önce , yarım litre su 15 dk önce , yarım litre tartıdan hemen önce.

Cirilciplak tartilmayacaksan cebine agirlik koy

Ne için ve nerede tartılacaksınız ? kıyafet olacak mı ?

Kıyafet olacaksa , hele de kot pantolon olabiliyorsa , balık malzemeleri satan yerlerden kurşun ağırlık alın. Hem ufak hem ağır.

Lor peyniri, bebe bisküvisini sütle karıştırıp yiyorsun karnın şişiyor rahat 1 kilo fazla çıkar

Şey gibi olmuş, anoreksiksin ve haftalık Kilo ölçümün var :D

Vaktin varsa bir gün önceden su tutan şeyler ya karbonhidrat ağırlıklı. Vaktin yoksa 2lt su iç.

çok güzel yerden kırılmış, eskisi gibi yapılır sorun olmaz.

NOT: aynı sorunlu en az 10 tane laptop tamir etmişimdir.

bu işlem laptoptan laptopa göre değişiyor ne yazık ki. mevcut laptopta iki adet philips vida sökülüp , beyaz plastik kaynaklar düzeltip parça yerinden çıkarılmalı.

sonrasında bu model için laptopun üst kapak sökülüp parça yerine tekrar yapıştırılmalı. sağlamlığa göre plastik kaynakta yapılabilir.

www.youtube.com

ince işçilik ve epoksi yapıştırıcı ile olur.

Benimkinde orası yok neredeyse 3 senedir, halen kullanıyorum

üst kasa değişecek. modele göre 200TL+ bir masrafı var.

madımak.

Madımak
Alevilik
Abartılmış memleket sevgisi

ibrahim toraman

Benim aklıma da direkt madimak katliami geliyor. Bir de sevdiğim, yakın arkadaşlarımdan biri Sivaslı, o geliyor.

Sivas(film olan yani)
Bir de görüştüğüm ve son anda kurtulduğum psikopat bir Sivaslı çocuk geliyor aklıma.

zara devlet hastanesi. oraya da bi hastane cakmisligim var ;)

sivas kongresi'nin yapıldığı bina, gök medrese, satır köftesi ve bilimum löm löm et yemekleri. biri gezdirince böyle oluyor.

Temmuzda bile üşümek
Heybetli kızıl dağların verdiği güç hissi
Sosyal yaşantısında mutsuz gençler
Genelde sıcakkanlı insanlar(yobazlar hariç, onlar zaten istanbulda da izmirde de yobaz)
Sızır şelaleleri

nasıl kangal diyen olmaz ya, sivas kangal geliyor benim aklıma

Erkeklerin üst üste bindiği halayları ve kangal köpekleri geliyor benim aklıma.

Madımak ve babamın ve arkadaşımın annesinin yaklaşık aynı yıllarda Sivas'ta bulunup tesadüfen aynı hocadan keman dersi almaları, o zamanlar ne kadar modern bir yer olduğundan bahsetmeleri , ikisinin de ayrı ayrı orayı seviyor olmaları ve haliyle yaşadığım şaşkınlık.

suvas
madımak
kangal
şarkışla
şarkışlaya düşürmesin (türkü)
deniz gezmiş
imranlı
imranlı alışkan dinlenme tesisleri
imranlı gece soğuğu
taksi şoförü

Ünal Turan

Sivasspor

Üçüncü mühimmat bölge komutanlığı. Askerlik günleri.

güne sakal tıraşıyla başlayan kızlar

Kangal

Sivasspor

selçuk aydemir'in zorlama sivas esprileri

ve şu video:
youtu.be

son günlerde ilgilendiğim sıfır bir binanın müteahhiti geliyor aklıma.

ilgilendiğim 4+1 daire için bana yüz yüze 480.000 tl dedi. ciddi alıcı olduğumu anlayınca 460.000 e kadar düştü. değerlendirmek için vakit istedim.

sarı sitede emlakçıda 435.000 yazmışlar. emlakçıyı aradım yüzyüze 420.000 ye kadar düşecektir dedi. bunların hepsi 3 günde yaşandı. ilk fiyat ile son fiyat arasında 60.000 tl fark var. 60.000 lan az para mı .

o yüzden nispeten sivaslılara gıcık oldum.

binası dışında söyleyen olmamış, hayret.
sivas kongresi.

İnternetten aracınız için polen filtresi hava filtresi yağ filtresi ve yağ fiyatlarına bakıp toplayın. 100-150tl de işçilik ekleyin. Olması gereken rakam o.

Dizel araç yakıt filtresi değişimi de içindeyse çok iyi fiyat. Dışarıda da, 450 civarı tutar.

bakımda neler değişecek onun da listesini almalısınız. öyle ezbere olmaz.

bunu soruyorsanız bakımda size bir boya koruma bir de motor koruma bir de balata spreyi satarlar binlik olursunuz iki dakikada.

yetkili servis için iyi fiyat. dışarda 250-350 tl arası yaparlar.

Yetkili servis için iyi fiyat. Ama yukarıda dedikleri gibi yağ değişimi, polen, hava ve yağ filtreleri dahilse. Bazen bunlardan bazılarını değiştirmiyorlar.

Benim aracım için nette 1100 lira civarı fiyat veriyor firma. Yetkili servise güvenmediğim için, netten en kaliteli filtreleri ve yağı alıyorum. Önerilen yağı(5w20) 180 tl'ye de bulmama rağmen, 300'e daha kaliteli ve aracıma özel üretilen yağı aldım. Filtreleri (hava, polen, yağ) 100 liraya da buldum. Fakat onları da almışken daha kaliteli olsun dedim 180 civarına geldi. Hava ve poleni kendim değiştirdim. Hava filtresini değiştirmek çok kolay. 2 tane klipsi açıp değiştirdim 1dk sürmedi. Polende biraz zorlandım, acemilikten 15-20dk sürdü. Yağ ve yağ filtresini alıp, bir yağcıya gittim. 30 liraya değişimi yaptı. Totalde 500'e mal oldu. Tabi ucuz malzemeyle 250-300'e de olurdu. Bunları size fikir versin diye yazdım. Serviste bakım yapılırken aracı izleyin. Bazı yerlerde polen filtresini değiştirmediklerini duydum.

200 lira için servisten şaşma. Satarken servis garantili diye daha rahat satılıyor. Ayrıca servisin bakım garantisi oluyor.

fiyat iyi 100-200 icin alip gelmesini beklemen, usta usta dolasmana gerek kalmaz. cogu usta da zaten ne yapiyor ne ediyor baska seyler sisiriyor, hele de anlamiyorsan

servisle konuştum yakıt filtresi hariç her şey dahil. yakıt filtresi 40.000 km'de oluyormuş. sanayi bir daha uygun olabilir ama sanayideki abilere güvenim yok. 3 farklı fiat servisini aradım aynı araç ve aynı işlemler için hepsi farklı fiyat verdi :) saçma ama gerçek.

Ben covid pozitifim bizim apartmanda böyle bir uygulama olmadı.

birden fazla dairede olursa ve ilintili olursa alıyorlar sanırım komple apartmanı

30 daireli apartmanda 1 tane hastanede yoğun bakımda olan , 1 tane pozitif (sağlık çalışanı),1 pozitif aile (3 kişi) olmasına rağmen gelen giden olmadı.

buna ek 15 gün önce diğer blokta da benzer durum vardı.

karantina falan yok yani. kendi kendini karantinaya alıyorsun sadece

kapı komşu ev komple pozitif, herhangi bir karantina yok.

54 cm x 29 cm bastırabilirsiniz.

en fazla üstteki arkadaşın dediğini yaptırın, ben olsam 10x15 fotoğraf kağıdından büyüğe bastırmam :)

2mp bişey çünkü, 300 dpi'da 10x15 gibi bir şey oluyor. Poster bastırınca da yakından kötü görünebilir ama asıp uzaktan bakacaksınız zaten. Mümkünse daha yüksek çözünürlüklüsünü bulun ama.

iş makinalarının büyük kısmında mesela forkliftlerde ileri vites ve geri vites vardır, otomatik gibi düşün yani. o yüzden öyle bir kural olmuş olabilir ama fikrim yok.

Park Ederken Araç viteste olduğu için park freni çekilir ve vites boşa alınarak vites kutusundaki araç yükü boşaltılır. Aksi takdirde aracın bütün ağırlığı vites dişlileri üzerinde olur ve kısa sürede dişlilerde sorun yaratır. Boşa alıp park freni çekilir. Ayak freni bırakılır. Tüm ağırlık park frenine bırakılır. Sonra isterseniz 2. Bir önlem olarak tekrar vitese yakabilirsiniz.


Bu durum özel araçlar için de geçerlidir

Ek olarak bundaki asıl mantık güvenlik olabilir, son bırakan boşta bırakır, başkası kullanmaya çalıştığında boşta olduğunu bilerek kullanır, geride veya ileride bırakılırsa bir dalgınlıkla araç beklenmedik bir hareket sergiler yeni sürücü için.

Üzerinde parlama önleme filmi vardır o özelliği yitirmiştir. çok uzun süre güneşte kalma, alkol ile temas gibi bir çok nedenle sorun olabiliyor.

kaplaması bozulmuş gibi.

O kadar bariz bir hata olmaması lazım. Önce reçeteyle beraber gözlüğü, eğer ordan sonuç çıkmazsa gözlükle beraber doktordaki ölçümü kontrol ettirmen gerek. -10 yerine 10 yazılmış olmasın?

Merhaba. Kontrol ettigimde eski reçetede aks 180 yazıyor. 10 derece fark var deyip yanlışlıkla 10 yazmış olabilirler mi acaba.

Normal şartlarda akslar birbirini 180 e tamamlaması gerekir. yani biri 10 sa diğer i 170 falan olması lazım.

eski reçetenizi kontrol edin derim. bir de bilgisayarın verdiği sonucu da bir kontrol edin.

Oluşturur. Mütekabiliyet esasına göre bir cinsel hayat bir ilişkinin önemli unsurlarındandır. Cinsellik ilişkinin tamamını oluşturmasa da tamamına sirayet edecek öneme haizdir. Saygılar.

Benden yüksek libidolu hanım arkadaşlarım oldu. Hiç problem etmedim, bilâkis çok da hoşuma gidiyordu yakınlıkları. Panter gibilerdi yatakta. Ne amaçla benimle birlikte olduğuna da çok kafa yormam. Strateji güdüyor, çıkar sağlamaya çalışıyorsa, zamanı gelince dehlerim.

2-3 kez bu durumda bir ilişki yaşadım. Hemen her gün görüşüyorduk ve neredeyse tüm görüşmeler seks ile sonuçlanıyordu. ilk birkaç ay muhteşem bir dönem yaşıyorsunuz fakat sonrasında, bugün inşallah seks yapmayız durumuna geliyorsunuz.

Bu aşamada seks için benimle şüphesi duymadım. Aksine benimle seks yapmaktan mutlu diye düşündüm.

Konun özü her şeyin fazlası zarar. bir süre sonra görevmiş gibi yapmaya başlıyorsunuz. O gün canınız sıkkın mı değil mi önemli olmuyor. Bu sefer bu durum karşıya yansıyor ve beni beğenmiyor musun artık, sevmiyor musun, başkası mı var gibi durumları ortaya çıkarıyor.

Not: erkeğim

redditte relationship advice sub redditi var biraz incelerseniz sıkıntı yaşayan çok insan var.

Ben ilişkimizi açık ilişkiye yönlendirirdim bu avantajdan yararlanıp.

(ama libido konusunda ondan geride olmazdım asla, o başka tabii).

sorun oluşturuyor. benim kadar olmasa bile bana yaklaşmasını isterim. yatakta put gibi yatan bir kadın her erkeğin korkulu rüyasıdır.

30 dk falan çeşme suyunu(soğuk) doldurduğun derince bir kapta beklet. olsa da yesek valla. afiyet olsun şimdiden

Jananin dedigini yaptiktan sonra

Sizzling garlic shrimps

m.youtube.com

Ben kağıt havluya sarıp bekletiyorum. Kesinlikle suya sokmayın dağılır tadı kaçar.

valla karidese verecek param olduğu zamanlarda bir kaç kere dondurulmuşu denemiştim ama hiç biri balıkçılarda satılan en dandik karidesin bile yerini tutmuyor. balıkçıdan alın taze taze tüketin bence.

Jupiter. biraz daha sola gidersen saturn de oradadır

Vay tesekkurler. Satırnu de gordum

Night sky, sky map gibi uygulamalar var, telefona yükleyip gökyüzüne tutarsanız ne olduklarını söylüyor.

@kendi evet biliyorum da simdi yuklemek istemedim. Tesekkurler

numaralı gözlükle dalış yapmanız pek mümkün gözükmüyor. numaralı maskeler var. kısa süreli bir çözüm mü arıyorsunuz ? gerçi en pratiği lens duruyor ama deneme dalışı mı yapılacak

www.spearfishingturkey.com

burada hem numaralı maskeler tartışılmış hem de bir kişi maskeye numaralı gözlük camı monte etmiş silikon ile belki faydası olur.

Yapamazsınız. :/
Ya gözlüğü bırakıp dalacaksınız, bu durumda göz bozukluğunuzun seviyesine göre hiçbir şey göremeyecek ya da çoğu şeyi bulanık göreceksiniz, ya lens kullanacaksınız ya da sürekli dalma niyetiniz varsa numaralı maske alacaksınız.

1.5 miyopa kadar sorun yaratmıyor. sudaki kırılma, maske camı kısmen tolere ediyor. astigmat falan varsa elbetteki sıkıntı olabilir. Keyif almazsınız. günlük lens alabilirsiniz.

bir tane ssd alıp takabilirsiniz. performansı arttırır.
windows 10'a kendiniz de upgrade edebilirsiniz. ama bilgisayarcılar da yapar.

Add hard disk ve ram artışı size yeni bir bilgisayar kullanıyormuş hissi yaratır. Bu işlerden anlayan bir arkadaşınız varsa basit bir iştir.

Değilse belki burada size yakın olup düşük bir ücret karşılığında bu işi halledebilecek birini bulabilirsiniz. Hem siz hem de o kazançlı çıkar.

Lokasyon belirtirseniz iyi olur.

bilgisayarservisi.net gelip yapıyorlar. ssd taktırıp windows 10 kurdurman yeterli olur

w10a gecmenizi tavsiye etmem. bende de 2010 dogumlu bi makine var.
termal iletken fanpad ssd ve ram ile adamakilli topladi kendini. bir de bilgisayara abidik gubidik sitelere girmiyorsaniz virus programi yuklemeyin, chrome da cok zorluyor baska bir tarayici kullanin.

Laptopun kasayı açıp güzelce temizledim. Buna ek termal macun ları yeniledim. 4gb ram i 8 GB ye çıkardım. Ssd disk e geçtim. Bir tek batarya siparişi vereceğim. Şuan zincirle tutuyorum bilgisayarı.


Not: oyun oynamıyorum. Sketch up, topsolid, vray gibi progrmalar kullanıyorum ve gayet memnunum

office programları 2007 bazı istediğim şeyler bu pakette yok. kendim office'i 2016 model yapabilir miyim?

hocam
ssd alacaksın
is bitecek
yaz bana halledelim
ben de anadolu dayım

katlanmıyorsa zor.

Sığmaz.

ön tekeri sökersen arkaya girebilir.

imkansız

clio'nun bagajına katlanır bisiklet bile zor sığar.
çoğu araca da normal bisiklet girmez böyle. ön tekeri sökmek mantıklı olabilir.
en güzeli bisiklet taşıma aparatları böyle işler için.

Clio'nun arka koltuğuna 16 jant çocuk bisikletini dikerek zar zor sokarken pedalı döşemeyi yırttı. Bagaj da bomboşken ite kaka giriyor.

Bu sekilde mumkun degil.

arka koltukları yatırır , ön tekeri söküp, gidonu da yan çevirerseniz gayet rahat sığar.

ÖNEMLİ NOT: tavana dikkat edin.

A ve B kişisinde aileden gelen sorunlu olan ve çekinik genler, akraba evliliklerinde eşleşerek sorunun ortaya çıkmasına neden oluyor. Akraba değilseniz muhtemelen karşı tarafta o genin sorunlu olma olasılığı çok düşük olacağı için sakatlık veya doğum anomalileri daha az oluyor.

"Mendel ve bezelye" şeklinde arama yaparsanız. Konu kafanızda daha net canlanacaktır.

janavarorion +1
hepimizde sorunlu genler var ancak bunlar çekinik özellikte oldugu için baskın olan gen fiziksel özelliklerimizi belirliyor
akraba evliliklerinde her iki genin de aynı sorunlu gen olma ihtimali var.

Canlıların genomlarına bakıldığında, canlının milyonlarca farklı özelliğini etkileyecek olan binlerce farklı çeşit proteinin evrimsel süreçte kademeli olarak kodlandığını görürüz. Oldukça basit genlerden başlayan genetik yolculuk, 4 milyar yıl içerisinde akıl almaz bir karmaşıklığa ulaşmıştır. Sadece birkaç yüz genden oluşan canlılardan, binlerce genden oluşan canlılara doğru kademeli bir evrim gerçekleşmiştir. Bu süreçte genler sadece canlının özelliklerini belirleyecek faktörleri kodlayacak şekilde özelleşmemiş, aynı zamanda canlıların pek çok olumsuz özelliklerini (hastalıklar gibi) de taşımaya başlamışlardır.

Bu özelliklerin çoğu Doğal Seçilim ile genetik olarak elenir ve popülasyondan silinir. Çünkü ciddi hastalıklara sahip olan canlılar doğal çevrelerinde elenecektir ve kendilerindeki bu hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olan genler de elenmiş olacaktır. Ancak bu hastalıklar tamamen elenemez, çünkü genlerimizde özellikler çiftler halinde taşınır (aleller) ve bu alellerin çekiniklik/baskınlık durumu nihai hastalığı belirler. Bir noktada, bir mutasyon ya da bir diğer Evrim Mekanizması ile ortaya çıkan bir hastalık, iki alel üzerinde de belirli bir etkiye sahip olur, popülasyonda yayılabildiğince yayılır; canlılara dezavantaj sağlamaya başladığı noktada ise Doğal Seçilim ile elenmeye başlayarak baskılanır. Ancak tamamen yok olması, çok nadir görülen bir durumdur. Çekinik olarak popülasyon içerisinde hastalığın varlığını sürdürmesi mümkündür ve sıklıkla olan da budur.

İşte yakın akrabalarda, bu hastalıklara ait genlerin çekinik olarak taşınma ihtimali çok yüksektir. Çünkü kendilerini meydana getiren atalarında bu genler taşınıyorsa, bunların yavrulara farklı şekillerde dağılması mümkündür. Bir diğer soydan biriyle çiftleşildiğinde, bu çekinik genlerin bir araya gelmesi çok daha düşük ihtimaldir. Ancak yakın akrabalar çiftleştikleri zaman, atalarından ortak olarak aldıkları çekinik genler yavrularında birleşir ve ifade edilmeye başlar. Bu birleşimde, pek çok hastalığa sebep olabilecek çekinik genlerin bir araya denk gelme şansları, normal çiftleşmelere göre çok daha yüksektir. Bu sebeple de doğan yavrular sıklıkla hastalıklı ya da sorunlu doğmaktadırlar. Bir oran vermek gerekirse, ensest ilişkiler (insanlarda akraba evlilikleri gibi)sonucunda doğan yavruların sorunlu olma ihtimali, normal çiftleşmelere göre 64 kattan daha fazladır.

Kaynak: evrimagaci.org

bunun kesin izahi kaniti yok ama olasiliklar ihtimaller fazla, hani sigara kanser yapar gibi, evet her icen kanser olmaz ama kanser olanlarin cogunda sigara olayi var, yani her akraba evliligi ozurlu cocuga yol acmaz ama ihtimali arttirir..
canli ornek bizim aile..
annem babam teyze cocukalari, yetmemmis kendi kardesleride birbiriyle evlenmis..
fiziksel ozurlu yok cok sukur ama cok ciddi psikiyatrik rahatsizliklari olan cocuklar turemis, hepsi agir klinik vakardan gecti, birinin vucudu aldigi ilaclara dayanamayarak once bobrekleri kaybetti sonra hayatini..
diger klinik vakalar ailenin hayatini zehretmeye devam ediyor..

o neymiş yahu adblue yerine başka bişi mi koymuşlar?

iptal ettirirseniz emisyon değerleriniz çevreye zarar veren kıvama gelecek. muhtemelen bir sonraki egzos muayenesini geçemeyebilirsiniz?

Adblue deposunu yarısından az olacak şekilde doldurup dener misin?

Konu hakkında bilirkişi geldi :)

öncelikle yaşadığınız sorun can sıkıcı bir durum. 1400 km sonra motor kapanacak hatası da alabilirsiniz. gerçekten kapanır. Araç çalışmaz. Servisten bu durum sıfırlanabiliyor. Ama 50-100 km sonra tekrar 1400 km uyarısı veriyor (1200 km de olabilir tam hatırlamıyorum)

1. sorun için otobana çıkıp, durmadan 10-20 km 3.viteste 3000 ve üzeri devirde kullanın.

2. sorun biraz çetrefilli. normalde o depo 4000-4200 tl . yani 3000-3500 tl falan değil. Servis, müşteri memnuniyeti adı altında %50-%75 i sizden gerisini biz karşılayacağız diyor olabilir. Bunu sizin kara kaşınıza kara gözünüze yapmıyorlar. suç kendilerinde olduğu ve değiştirmek zorunda oldukları bir parça için sizden ne koparırsak kârdır diye düşünüyorlar.

citroen-peugeot 2016 ve 2017 1. çeyrek adblue depolarında veya depo kapaklarında üretim hatası mevcut. Evet depo kapağı yanlış duymadınız. Kapak yeterli izlosayon sağlayamadığı için adblue deposu basıncı düşük oluyor. Bu da adblue depo pompasının arızasına yol açıyor.

yabancı forumlarda bu konuda bazı kullanıcılar adblue depo kapağını yenisi ile değiştirerek veya izolasyon sağlayarak, pompa miadını doldurmadan durumu kurtarabilmiş. Sizin için bu durum geçerli mi net bir şey konuşmak zor olur.


aynı sorunu geçen sene yaşadım, aracım 2016 c3 1.6 bluehdi ve hiç bir bakımım serviste yapılmadı. aracın ilk satışı 2017 eylül de yapıldığı için geçen sene haziran ayında garanti kapsamında işlem gördü.

Ama burada dikkat etmeniz gereken konu; hiç bir bakımı serviste yapılmamış bir aracın adblue deposu servis tarafından ücretsiz değiştirildi. bu durum ancak üretim kaynaklı bir hata varsa söz konusudur.

Öncelikle bu sorunu garantisi bitmiş olan aracınız için kesinlikle PSA türkiye ile çözemezsiniz. Buranın kafası oradaki gibi işlemiyor. Durumu anlatan aracın Seri numarası, trafiğe çıkış tarihi , adblue deposu seri numarası (bagajın altına eğilip foto çekerseniz görüntüleyebiliyorsunuz) gibi bilgileri içeren buna ek bir çok sosyal platformda bu yıllarada üretilmiş araçların hemen hepsinde aynı sorunun olduğunu içeren bir şikayet ve ücretsiz değişim yazısı yazıp. bunu ingilizce ve fransızca olarak PSA official üzerinden iletmeniz durumunda kısa sürede size olumlu dönüş sağlanacaktır.

Elektronik tartı
Araba kumandası
Bilgisayar bios pili

Bazi kol saatleri,
Uzaktan kumanda(araba radyosu, müzik çalar, vantilatör-fan, belki klima)
Araba anahtarı

3d televizyon varsa onun gözlük pili olabilir.

biri araba anahtarı, siz söyleyince hatırladım.

aldığım paket 5'li imiş. böyle tek tek koparma yerleri var. pakette geriye 2 tane var. 3 tane kullanmışım. biri araba anahtarı. kalan ikisi ne olabilir? ikisi aynı yer olabilir, farklı yerler olabilir.

yukarıda saydıklarınız değil.

Otopark kapısı ya da siteye giriş kumandası

gelene kadar "pili taksam da kullansam" diye çok hevesli olduğum, ama pili taktıktan sonra da 1-2 kullanıp bıraktığım bir şey gibi hatırlıyorum.

şeker ölçüm cihazı var, o geldi aklıma. her gün ölçerim, düzenli şeker takibi yaparım diye düşünmüşümdür belki. açtım baktım, pil bundan ama farklı bir marka. o değilmiş.

ama hissiyatı anlatabildim mi? bu hevesle almıştım pilleri.

elektronik saat kullanan urunlerin pilleri boyle oluyor genelde. ornegin benim duduklunun saatinin pili bu sekilde. var mi evde oyle bir seyler? ona kullanmissindir belki.

evet aynen öyle bir şeydi. yani gelsin de düdüklüde yemek yaparken ne de güzel ayarlarım saatini diye düşünüp, 1-2 kere yemek yapıp hevesimin kaçması gibi.

düşünmediğim cihaz kalmadı.

is stresi cok fena, bu meslekte cok zor isiniz; kolay gelsin. en cok kullanilan yerleri yazmislar, geriye ne kaldi bende merak ettim

Mikrofon ses kayıt cihazı vardı geçen onların pili de böyleydi.

Mutfak tartısı, elektronik tartı, araba anahtarı, bios. Başka aklıma gelmedi.

Ateş ölçer, tansiyon ölçer gibi sağlıkla ilgili ölçümler vb yapan cihazlar

gogusten nabiz olcen nabiz bandi (heart rate monitor)
bisiklet power meter ya da benzeri sensorler (hiz, kadans)
dijital kumpaslar bu tip pille calisiyor olabilir (analogcuyuz)
lazerle mesafe olcumu yapan cihaz
led'li anahtarlik, led'li ufak isiklar (herhangi bir amaci olabilir)
gopro kumandasi, selfie stick kumandasi gibi hevesle alinip dandik cikan seyler

bi de, kael'in bulunduğun ile göre güneşin doğuş ve batış saatlerini hesaplayabilen bir ürününe takmış olabilirsin. ;)

arkadaş çıldırıciyim yahu. aynen disq'in dedikleri gibi bir şeyler var hayalimde.

ayrıca yukarıda "biri araba anahtarı" demiştim ama açtım baktım araba anahtarının içinde iki tane pil var, ama ikisinin de markası da farklı, modeli de farklı (cr2016). onun içindeki de bundan değilmiş.

beşli pil almışım ve üçünü kullanmışım. üçünü de muhtemelen aynı cihaza taktım. üç tane cr2032 pili neye kullanır lan bi insan?

evde 9 voltluk pil ihtiyaci olmus olabilir mi bir sekilde? ucunu birbirine bantlayip araya elektrot niyetine iki de tel sokusturmus olabilir misin?

yok. mutlaka orijinal 3 pil kullanan bir şeydir. o kadar uğraşmış olsam hatırlardım.

bir tane ufak bir cep feneri var led'li. aradım bulamadım, bir ihtimal ona koymuş olabilirim ama ince kalem pille çalışıyordu diye hatırlıyorum. feneri bulursam bi aklıma o geldi.

ykb world

world +1

bonus asla tavsiye etmem.

garanti bonus alma sakın +1
enparakredi kartı kullanıyorum bana yetiyor.
aldığım ürünleri 5487 taksit yapma gereği duymadığım için bana ideal.

bonus eskisi kadar taksit yapmıyor/her yerde kampanyası yok ama bonusflaş denilen uygulama üzerinden bazen çok iyi kampanyalar oluyor.

Neden herkes bonus alma demiş anlamadım. (yıllık kart ücreti yazıyorlar evet, arayınca yarısını falan bonus olarak yüklüyorlar bana)

garanti bonustan memnunum.

enpara. +1
her sene o yüz lirayı ben onlara değil onlar bana veriyor kartı kullandığım için.
netflixten, spotifydan bir miktar geri iade var. her ay kitap alışverişi yapıyordum bir kitap bir de 20 lira civarında iadeleri vardı.

Enpara krei kartı kullanıyorum. her ay 3 işlemi taksitlendirebiliyorum.


buna ek olarak tüm bankaların aidatsız kredi kartı da mevcut bilginiz olsun

Aidatsız arıyorsanız Garanti Flexi kart rakipsizdir aslında çünkü kampanyalara parasını verip katılabilirsiniz, diğer bankaların aidatsızları limitli özellik sunar, kampanyaların çoğundan yararlanamazsınız.

Enpara kredi kartının iki özelliği var, biri aidatsız olması diğeri ise 1000 liraya kadar 3 işlemi ücretsiz taksitlendirmesi, her 1000 liralık dilim 1 hak yer, 3000 liralık işlemi de taksitlendirebilirsin ama tüm hakları tüketir. Enpara basit olması dışında avantajsız bence.

Aidat öderim dersen de bonus, axess, world'den birini seç derim, axess'te puanların silinmemesi iyi avataj.

w80 bel çevresi cm cinsi
W56 iç bacak boyu cm cinsi
L81 bacak boyu cm cinsi

sorularına cevabım yok ama başka bir önerim var. geceleri yüzünü temizledikten sonra peeling, cilt maskesi vs. ve nemlendirici krem sürersen o ölü derinin etkisi azalıyor.

Hangi tip gözlük takarsanız takın burunda iz yapar, dediğiniz tipten de kullandım kemik gözlük de. O yüzden çok takılmayın bir süre gözlük takmayınca zaten geçiyor yapacak bir şey yok.

Sökerseniz kullanamazsınız. Onlar gözlüğü göz merkezine yükseltmekte ve nispeten kaymasını engeller.

Hafif çerçeveler kullanmanız durumunda kayma ve iz oluşumu ortadan kalkar.

neden lens kullanmıyorsunuz ?

Sokerseniz kullanamazsiniz.
Bir de her gozluk cercevesi iz yapacak diye bir sey yok, cocukluktan beri gozluk kullanirim, iz yapan cercevem olmadi.

Hafif cerceve kullanin (bu da demek degil ki su asiri demode, cercevesi olmayan cercevelerden kullanin)

Lens de kullanabilirsiniz

Tek çözüm lens. Ama gözlük kullanmak istiyorsanız daha hafif çerçeve ve daha önemlisi daha hafif inceltilmiş camlara geçebilirsiniz. Gözlükte asıl ağırlığı camlar yapıyor. Bir de o burna gelen kısım ile gözlüğün saplarını eğip bükerek burnunuza daha iyi oturmasını sağlayabilirsiniz, belki de gözlük burnunuza yanlış oturduğu için iz yapıyordur.

O kısmı olmayan gözlük dediğiniz kemik çerçeveler sanırım; onlar da benim burnumu daha çok acıttı. Daha geniş bir yüzey burna oturduğu için daha fazla baskı yapıp rahatsız ediyor. Eğme/bükme olmadığı için burnunuzun şekline göre rahat da oturmayabiliyor, daha sorunlu modeller.

ağır çerçevelerde ben de aynı sıkıntıyı yaşıyordum, kulakçık veya kelebek diyorlar sanırım o parçaya, zamanla güneşten sertleşiyor, değiştirebilirseniz nispeten iz daha az olur. değiştiremezseniz çok daha hafif bir gözlüğe geçmenizi tavsiye ederim, ben mesela en son bu iz meselesine artık s*kerler diyip aliexpressten bir gözlük aldım, iki yıldır gayet mutlu memnun yaşıyorum, tavsiye ederim. Lens de çözüm değil ayrıca, arada kullanılır ama devamlı kullanmayı,özellikle bilgisayar başında vakit geçiriyorsanız önermiyorum..
link: tr.aliexpress.com

orayı söküp kullanamazsınız.
burun ameliyatı estetikse kemik daha kaynaşmamıştır kullanmamalısınız :/

Ben yazdım sandım.
öyle salakta salakta takılıyorum vallahi hiçbir şey yaptığım yok belki işe yarar bir şeyler yazarlar takipteyim.

aynı durumdayım, yaşadığım şehir, çalıştığım iş, alışkanlıklarım hiç biri istediğim gibi değil. köklü bir değişim arayışındayım fakat bir türlü doğru şartlar oluşmuyor. önce farklı bir şehirde iş lazım daha sonra biraz iradeyle çeşitli alışkanlıklar edinmem lazım. o itici güç bir gün gelecek.

Ben varım. Ama yapmiyor değilim. Yapamiyorum. Mevcut işim beni o kadar yoruyor ve bunaltiyor ki kendim icin yapacağım şeylere enerji/vakit bulamiyorum. Kendimi harekete geciremiyorum. Hadi bunlar oluyor yetmiyormus gibi bir de yapmiyorum diye surekli bir suçluluk hali ile günleri geciriyorum.

Evli değil ve çocuğunuz yok ise engel olan şey nedir ?

İnsanlar şunu unutuyor. hayat 1 kez size veriliyor ve bunu başkası için harcamak sadece vakit kaybıdır. Hayat demek; 4 duvar, üremek, para kazanmak, daha büyük 4 duvar demek değil. Belli bir yaşanmışlık olur ve artık böyle bir hayat istersiniz o zaman başka.

bir sırt çantası ve cebinize 2-3 bin lira koyup, nereye gideceğinizi düşünmeden dışarı çıktınız mı hiç ? arkadaşlarla falan değil. Tek başınıza kendinizi dinleyebileceğiniz bir kaçıştan bahsediyorum.

çok iyi maaşı olan işimi bırakıp amerikaya yüksek lisansa gidiyorum. yaş 28.

engel olan su:

(bkz: apati)

Ben de senin gibiyim. Cok uzuluyorum bu durumuma bi de. Gun geciriyorum ama boyle. Bazen dusunuyorum, mesela bindigim bi ucak dusmek uzere olsa o an bu pismanligim aklima gelir.
Bilince ragmen hicbir adim atmiyorum/atamiyorum.
Bu isler hep paraya bakiyor cunku.
Yeterli para kazanmiyorum ben. Is degistirsem verilecek para da cok farkli olmayacak.

Mesela isi de birak hadi hayatimi bastan degistireyim, maceralara atilayim desem maddi birikim yok iste. Her sey daha kotuye gitmesin diye yerimde sayiyorum. Buna razi geliyorum.

Her seyin basi saglik diye bi laf var ya, tabi ki cok dogru. Ama bi seyleri degistirmek icin sagligin yaninda para lazim.
Bakiyorum bazi basari hikayelerine, yok risk aldim vs diyorlar. Biraz arastir cogu aileden zengin. E ben de risk alirim oyle bi durumda. Benim de ailem fakir degil gerci ama risklere girecek kadar da degil arkam.

Anca nasi degisimler olur benim gibi biri icin; sismansindir kilo verirsin, asiri zayifsindir kilo alirsin.

İki sorum var;

Peki istediğiniz hayat nedir? Mevcut hayatınızın neresini beğenmiyorsunuz?

Gerçi bu sorular sadece sizin için değil, benim için de geçerli.

Uykumda duyuru girdim sandım. Ben de aynen böyleyim, gün geçiriyorum yukarıdakilerin de dediği gibi. Üzerimde inanılmaz bir atalet ve korkaklık var.

28 yaşındayım. Evlilik yok, borç yok. Kenarda birikmiş çok çok az bir param var.

25 kişin tek bir kişiyi zengin ettiği küçük bir firmada piyasaya göre normalin üstü, yapılan işe göre ise yok hükmünde bir paraya çalışıyorum.

Hayalimde değil, gelecek planımda olan küçük bir şehre yerleşip geçimimi tarımdan sağlama düşüncemi gerçekleştirebilmek için istifa isteğimi belirttim. İstanbul'da zorunda olmayanın ve/veya zengin olmayanın yaşaması akıl alır gibi bir iş değil artık.

Ben de düne kadar sizin gibiydim. Bir noktada atıyor o damar. Sizi de bağlayan bir şey yoksa çok da zor bir karar değil. Kaldı ki emeklilik planları yapabileceğimiz bir düzen ve sistem de yok. Kaybedecek bir şey olmayınca güzel hissettiriyor.

Umarım istediğiniz hayata tutunmanızı sağlayacak bir itici güç veya sizi oraya daha çok çekecek başka bir çekici güç çok geçmeden sizi bulur.

Depoyu ağzına kadar doldurursanız alır.
iyice bitmiş olmadı da getekir tabi.

Yakıt ne kadar bitti deseniz de ortalama 1-1.5 litre yakıt daha depoda kalır. fakat gidilen yakıt istasyonunda durduğunuz yerdeki eğim, Pompanın ucunun ne kadar depoya girdiği, attıktan sonra bir kez daha basılması aracınızın 50 litre (+/-2 lt) civarında almasına neden olabilir.

Sırf 5-6 litre fazla yakıt almak için lastik altına takoz koyup aracı eğik duruma getirip dolum yaptıranlar var.

Benim size tavsiyem, günümüzde özellikle şehir için kullanımda, iki yakıt istasyonu arası 5 km den fazla olması neredeyse imkansız. Bu sebeple, aracı deponun sonuna kadar doldurmak çokta mantıklı bir hareket olmayacaktır. Fazla alınan her litre, aracın yakıt tüketimi arttıracaktır. Genelde yarım depo ile çeyrek depo arası gezmeye çalışın. Fazladan alacağınız yarım depo yakıt, ortalama 25 litre fazladan ağırlık yapar. Bu da 20kg civarına denk gelir.

Poloda yedek depo muhabbeti var klasik bir konu. Ondandir saniyorum. Asagidaki yaziya gore yakiti koyduklari yerin bos kalmasi yararliymis. Bence fulleme yerine X TL’lik alin.

vwturk.com

Polo'da var mı bilmiyorum ama bi ara Punto'ya adam artık nasıl mazot koyduysa aracın altından mazot aktı. Taştı artık. Sanırım bi tahliye borusu falan var. Aracın altından mazot akınca tırstık. Pompacı "yok abi sorun yok fazla koyduk" falan dedi. Nerden baksan 1 litre falan yere akmıştır.

Özetle, pompacılar bazen abartıp fazla fazla koyabiliyor. 50 litre alabilir o depo.

Araçların yakıt bölümünde Genleşme Tankı dedikleri bir bölüm var, normalde bu bölüm depoya yakıt koyulurken depo içinde oluşan basıncı tahliye etmek için kullanılır ama sen full’le dediğinde orayı da yedek depoymuş gibi dolduruyorlar, 7 litrelik bi kapasitesi olur fakat özellikle yaz aylarında oranın doldurulması baya riskli bir olay.

Polokarda genleşme tankı var. İnsanlar ek depo sanıyor ama işlevi farklı ben pompa atınca bıraktırıyorum. Normalde genleşme tankı dolmadan atar pompa sonra devam edelim mi diye soruyolar. Doldurulması önerilmiyor genleşme tankının

alir alir. bende duster vardi. bi 10-15 fazla aliyordu galiba. agzina kadar doldurursan.

yedek depo var çoğu arabada.

en kaliteli işçiliği verdirmemişsiniz belli ki.
"herkesin 1 usta öldürme hakkı olmalı" :-)

Damlatan musluğun işçilikle çokta alakası yok aslında. Usta gelir sifonu ve evin şebekesine bağlantısını yapar. Oradan akıtırsa sorun olur.

Aldığınız en dandik batarya bile 2 yıl garantilidir.

Batarya da kullanılan conta sıcak soğuk ilişkisinden dolayı zamanla sertleşir bu sebeple de özelliğini kaybedebilir. Bataryanın çeşidine göre conta veya kartuş değişimi ile sorun giderilir.

Edit : @pass ' ın dediğin konuyu unutmuşum. Su basıncı yüksek ise yine damlatma olur. En kaliteli işçilik kullanıldıysa bataryanın alt bağlantı noktalarında minik vana vardır. Onu bir miktar kısarak akıtma olup olmadığını deneyebilirsiniz.

Su basıncınızı kontrol ettirin. Basınç düşürücü yoksa takın bi tane.

su basincinik cok yuksek ana hattan geliyor ben de hastanede musluk ayarlayamadim patir patlatti. dusurucu alacaksiniz. 8 bar gelen sular var.

önce long rider geldi aklıma. ama sanırım sizin dediğiniz The Duel filmi www.imdb.com

ta kendisi teşekkürler

casino

pasaport, havalimanı valiz bekle, çıkış toplam 30 dk falan sürüyor. 1 saatte girne'ye gidersiniz. limanda oturup yemeğinizi yer, içkinizi içer sonra geri dönersiniz. havalimanına da 1.5 saat önce gelmeniz gerektiğiniz düşünerek hareket edebilirsiniz.

toplamda 3 saat yolda geçecek şeklinde hesap yapıp öyle gezin. akşam uçağı kaçırsanız çok alternatif var da, gündüz publarda oturup içmek daha keyifli .

hacı gecesi güzel, geceyi yaşamadıktan sonra git girne de kaleyi gez. limanda turla. orada bi gazinoya gir sonra havaalanı. ama gece kalırım diyorsan lefkoşada eğlen coş, akşama da lapta tarafındaki gece kulüplerinden birine geçip finali yap derdim.

gece hayatıyla işim yoktur, tavsiyemi o yönde veriyim. girne ve lefkoşa'yı gezme imkanım oldu, özellikle lefkoşa tarihi eserleri ve mimarisi ile kendine has bir şehir. kesinlikle gezmeni öneririm kültür turu seviyorsan. girne'nin de limanı ve tarihi merkezi gayet güzel. balıkçıları iyidir.

Istege arzuya gore degisir ama benim icin cevap tartismasiz merit royal. Kurus para harcamadan kaliteli yemek yiyip sarhos olana kadar en guzel kokteyllerden pahali viskilerden icip her turlu atistirmaligi, sigarayi, puroyu alabilirsiniz.