Giriş
(14)

1 Ay Önce 11.000 Liraya Aldığınız Bir Şeyi 8.000 Liraya Satar Mıydınız?

yanqoue
Piyano aldım ama pek vakit ayıramıyorum.Kararsızlık yaşayınca satışa koydum ve alıcı buldum bir tane.Şu an sıfırının fiyatı 12.000 lira olmuş bu arada.Çok ucuza veriyor olmanın vicdan azabı var. Sizce makul bir fiyat mı?
Piyano aldım ama pek vakit ayıramıyorum.
Kararsızlık yaşayınca satışa koydum ve alıcı buldum bir tane.

Şu an sıfırının fiyatı 12.000 lira olmuş bu arada.

Çok ucuza veriyor olmanın vicdan azabı var. Sizce makul bir fiyat mı?
0
yanqoue
(16.04.21)
verme beklesin ilanda
0
tabii lan manyak mısın
(16.04.21)
Bu arada taksitle ödüyorum.
9 taksiti daha olduğu düşünülürse bu 8000 lirayı mevduata yatırdığımda 9 ay sonra 9.000 liraya yaklaşmış olacak.

Bu da bir detay :)
0
🌸yanqoue
(16.04.21)
aldığınız piyanoyu 1 ayda birkaç kez kullandınız diye fiyatı %30 düşmez bence, saçma.

sıfırı 12 bin lira olduysa 11 binden koyun, en kötü 10 binden satarsınız.
0
hlot
(16.04.21)
8 çok az. Ben satmaz beklerdim. 9 ay içinde 9 bin liraya da alıcı bulunur. Sıfır 12 ise 10'dan satmaya çalışırdım. Piyasasını çok iyi bilmiyorum ama müzisyen arkadaşım özellikle piyano/klavyelerin çok değer kaybetmediğini söylemişti.
0
himmet dayi
(16.04.21)
bu arada ne kadara aldığınız değil, sıfırının şu anki fiyatı önemli.

2 sene önce 400 liraya aldığım şey şimdi 1500 liraysa bu benim suçum değil. aynı enflasyondan ben de etkileniyorum. dolayısıyla -400 liraya aldığım şeyi- 200 liraya satmak yerine 1000 liraya satmak kar yapmak demek değildir.
0
hlot
(16.04.21)
sıfırı 12 ise 9.950'den ilana koy, bekle derim bir süre. aciliyeti yoksa dursun ilanda ne olacak. aciliyeti yaklaştıkça fiyat düşersiniz.
0
roket adam
(16.04.21)
Markasına ve ikinci el piyasasına bağlı. Talep gören bilinen bir piyano için beklerdim eğer acil ihtiyaç yoksa.
0
not dark yet
(16.04.21)
satardım.
12 bin lira verecek kişi hem sıfır alacak, hem nakliyesi ile uğraşamamış olacak hem de taksit yapmış olacak.
0
nuisance
(16.04.21)
Piyano alıcısı değilim ancak sıfırı 12bin olan ürünü sizden 8bine almam. 9bin filan hayatta vermem de çok istiyorsam çok beğendiysem 8bin makul olabilir.
0
allah yazdiysa bozsun
(17.04.21)
sıfırına 12 bin vereceğim bir şeyin ikinci eline 8'den fazla vermezdim.
0
das ende der welt
(17.04.21)
Adamlar 10 yazmis. Abi sen alici olsan . Sıfırı 12 lira olan mala 10 lira nakit verir misin ? 2 daha verirsin taksitle alırsın.
0
ycaycayca
(17.04.21)
1 ay önce alınmış tuşlu bir müzik aletine 2 yıllık muamelesi yapmak haksızlık olur. Türkiye'deki ölücü alışveriş mantığını da düşünürsek 10 bin liraya ilana koymak mantıksız değil. Pazarlıkla en kötü 9'a falan verilir. 9 bin lirayı da taksitle ödemek isterse alıcı 9.850 lira geri ödemeli kredi alıp taksitle de almış olur. İkinci el olarak bakmak şu açıdan çok doğru değil, bu cihazlar müzik marketlerde de bekliyor, evde de bekleyebilir. Ekmek değil 2 günde bayatlasın.

1 ay 'kullanılmış' bir müzik aleti için 2.150 lira güzel bir indirim.
0
himmet dayi
(17.04.21)
piyanonun nakliyesi de var. 500-600den aşağı taşınmaz. 8 biraz düşük ama 9-9.5 iyi. 10k ise mantıksız
0
KaraSakall
(17.04.21)
Bence iki taraf içinde makul bir fiyat.
0
nhtzmc
(17.04.21)
(8)

aburcubur olayından neden aşırı keyif alıyoruz?

strobist
bu biraz da beynimizin bize oynadığı bir oyun değil de nedir.. - ohh yine aburcubur yiyor.. bas endorfini bas bas bas!!! (beyin iç ses)
bu biraz da beynimizin bize oynadığı bir oyun değil de nedir..

- ohh yine aburcubur yiyor.. bas endorfini bas bas bas!!! (beyin iç ses)
0
strobist
(16.04.21)
cunku monosodyum glutamat iceriyorlar.
0
ateistanbul
(16.04.21)
Endorfinle ilgisi yok ama aşırı abur cubur tükettiğinde serotonin reseptörlerin şekere duyarlı hale geliyor şeker yedikçe mutlu oluyorsun ama temele inersek beynin temel yakıtı şeker olduğu için ekstra gelen şeker kendini mutlu hissettiriyor ama aynı zamanda basit şeker çok fazla insülin dalgalanması yarattığı için orta vadede depresyon nedeni de olabiliyor.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(16.04.21)
tıp bilgim yok tabi.. endorfin işin esprisi :)
0
🌸strobist
(16.04.21)
Tamam o zaman :) Olay şekerin beyinde yarattığı kimyasal illüzyonlar ama kısa vadede ne kadar iyi hissettirirse hissettirsin Rebound etkisi de aynı şekilde çok pis, o nedenle dikkatli tüketmekte fayda var.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(16.04.21)
Msg var, şeker var, gluten kumkuması un var, yağ var... hepsi ayrı ayrı işlenmiş ve yapay şeyler, dolayısıyla tamamen lezzet algısına odaklanmış saçma sapan maddeler o aburcuburlar. Lezzetin ise zevkle ve bağımlılıkla yakın ilişkisi var. Bence beyinde bile yerleri kesin yan yana filandır
0
1bir1bir1
(16.04.21)
Şeker bağımlılığı kısaca. Sigara gibi.
0
sevenay
(16.04.21)
tıp değil de daha çok evrimle alakalı. kısaca; 1 milyon yıl öncesini koşullarını düşünmen lazım. o zamanki insanlar hızlı enerji veren besinler arıyorlardı, bunlar da karbonhidratlı besinler.

youtu.be
0
hlot
(16.04.21)
faithless
(16.04.21)
(9)

İnsanlar nasıl hala altı sıfırlı birim söyleyebiliyor?

wild honey suckle
Yaşlı insanları bir nebze anlasam da (ki bence o da saçma), genç insanlar hele ki 20’li yaşlardaki insanların Bin tl’ye bir milyar falan dediğini duyuyorum. Bu nasıl olabilir ya?Sene 2021, yıllardır yeni birimi kullanıyoruz ama hala özellikle sosyo kültürel olarak bir tık daha alt kesimde olanlar mi
Yaşlı insanları bir nebze anlasam da (ki bence o da saçma), genç insanlar hele ki 20’li yaşlardaki insanların Bin tl’ye bir milyar falan dediğini duyuyorum. Bu nasıl olabilir ya?
Sene 2021, yıllardır yeni birimi kullanıyoruz ama hala özellikle sosyo kültürel olarak bir tık daha alt kesimde olanlar milyon kullanıyor. Geçen gün taş çatlasa 30 yaşında olan kat görevlisi “Domatesler de olmuş 5 milyon lira” dedi şok oldum.
Sebebi ne olabilir?
0
wild honey suckle
(15.04.21)
Sosyokültürel özelliklerden bağımsız olarak, alışkanlık. Tespit yanlış. Arkadaşım var 96’lı. 7 kuşaktır zenginler. Babasından harçlık olarak 7bin $ falan ister, o sürekli kullanır. Babası süper entelektüel, o da kullanıyor.
Bazen bin tllere milyar diyorum konuşma dilinde. Olur yani böyle şeyler, fazla şaapma.
0
Deathrow
(15.04.21)
arkadaşınız 8 yaşındayken paradan sıfır atılıyor. ne ara alışmış?
0
🌸wild honey suckle
(15.04.21)
Domatesler ucuzmuş:) Belki kat görevlisi, yaşı nispeten büyük ve yeni para birimine alışmamış birinden duymuştur bu bilgiyi ve değiştirmeden tekrarlıyodur.
0
(15.04.21)
Aile içinde tekrar ediyordur. Benim öyle oldu. Dedem ticaretle uğraştığından inatla milyon/milyar konuşurdu ytl zamanları bile. Ben de 94lüyüm. Alıştım. :)
0
Deathrow
(15.04.21)
milyon ve milyarlı devirde lira kullanılmazdı aslında lira = milyon olmuştu

o sebeple milyon diyorlar. sıfırları attılar ama lira'yı ekleyemediler
0
duyurukullanıcısı
(15.04.21)
Daha kötüsü benim annem eski sisteme göre de yanlış söylüyor. Birim algısı bozuldu kadının. 20 lira için "yirmi bin lira" diyor. Binler basamağına geçtiğimizde zaten iyice saçma sapan şeyler uyduruyor. Hem de o kadar yaşlı da değil 48 yaşında
0
eatpraylaw
(15.04.21)
Evet, genelde sosyokültürel olarak daha alt kesimde olanlar ve yaşlılar eski para birimini kullanıyor. Eğitimsizlikle bağlantılı olarak belki bir şeyin yenisini öğrenmek zor geliyordur, umursamıyorlardır. Bu kişilerin çocukları da genç olmalarına rağmen evde hep böyle konuşulduğu için alışkanlık edinmişlerdir.
0
isabella was a ginger
(15.04.21)
benim 70'lik babam ben bildim bileli para birimlerini gubidik söylerdi. eatpraylaw'un annesi gibi "bin lira" derdi ufak şeylere ya da pahalı şeylere 3 lira 5 lira derdi. milyon atıldı bu sefer onun seviyesine geldik ama bu sefer değerler karıştı. ucuza bin lira, pahalıya direkt lira diyor.

azıcık akıl fikir ve izan sahibi biri olarak bu süreçten etkilenmedim, o yüzden "ailesi öyle diyordur" kısmına katılamayacağım. cehaletin konfor alanında kalmış tipler bunlar, bir şeyin doğrusunu yapmaya erinen tipler. bunların bir değişiği "ne var canım de'yi ki'yi ayırmıyorsak" diyenler işte.
0
Jux
(15.04.21)
bence de çok saçma ve uyuz oluyorum cidden.

tam olarak ocak 2005'te paradan altı sıfır atılmış. tam 16 sene olmuş. zaten o zamanlar da büyüklerimizin yeni paraya alışamayacağını tahmin ediyordum ama orta yaşlı insanların (gençlerin dediklerine pek şahit olmadım), televizyona çıkan yazarların "100 bin TL, eski parayla söylersek 100 milyar TL" (veya sadece eski parayı söylüyor) demesinden bıktım açıkçası. yahu 16 sene oldu 16. nasıl hala paranın altı sıfırlı halini söyleyesiniz geliyor, nasıl hala yeni hali normal gelmiyor, nesini yadırgıyorlar anlamıyorum gerçekten.
0
hlot
(16.04.21)
(4)

ramazan öncesi yemek siparişi

Olric
ramazanda sahura kadar yemek siparişi verilebiliyor diye okuduktan sonra ramazandan önce de böyle miydi diye merak ettim. ramazandan önce gece 3te yemek siparişi verebiliyor muyduk?
ramazanda sahura kadar yemek siparişi verilebiliyor diye okuduktan sonra ramazandan önce de böyle miydi diye merak ettim. ramazandan önce gece 3te yemek siparişi verebiliyor muyduk?
0
Olric
(14.04.21)
açık olan yer varsa verebiliyorduk da benim buralarda sadece çiğ köfteciler oluyordu o saatlerde.
0
hadsafhada
(14.04.21)
ben bir kere sabah işe geldiğimde sipariş verecektim sanki yasak olduğu için verememiştim diye hatırlıyorum ama yanlış da olabilirim.
0
🌸Olric
(14.04.21)
hayır. paket sipariş izni gece 12'ye kadardı. yemeksepeti ve getiryemek 12 oldu mu kapanıyordu.

getiren yerler varsa illegal iş yapmışlar demektir.
0
hlot
(14.04.21)
paket servis 12'de kapanıyordu
0
co2s2
(14.04.21)
(22)

Kapital okuyanlar, sorum var

hlot
1. Cilt'i okuyorum, gayet hosuma gitti kitap. Ama bir sikinti var, Marx'in zamaninda para olarak altin kullaniliyordu, dolayisiyla marx da ona gore yorum yapiyor. Altin yalnizca bir simge degil diyor, genel es deger diyor. Yani onun degeri havadan gelmis bir deger degil, onun uretiminde gecen emek-z
1. Cilt'i okuyorum, gayet hosuma gitti kitap. Ama bir sikinti var, Marx'in zamaninda para olarak altin kullaniliyordu, dolayisiyla marx da ona gore yorum yapiyor. Altin yalnizca bir simge degil diyor, genel es deger diyor. Yani onun degeri havadan gelmis bir deger degil, onun uretiminde gecen emek-zaman'in degeri. Yani, 20 kilo yun=1 gr altin ise, 1 gr altindaki emek-zaman= 20 kilo yunun uretimindeki emek-zaman'a esit.

Peki, kagit para icin durum nedir? Marx ne derdi, ne deniyor? Demek istedigim, 100 dolar=15 litre benzin ama 100 dolarlik banknotta sakli olan emek-zaman eşit degildir 15 litre benzindeki emek-zaman'a.

Kabaca soyleyecek olursak, atiyorum 100 dolarlik bir banknot 50 cent'e uretiliyor, halbuki 1 gr altin yine 1 gr altina uretiliyor. Para bicimi denklemindeki altini kagit paraya cevirmek zor degildir, marx'a ihtiyacimiz yoktur diye umit ediyorum.

Bunu cozemedim su an.
0
hlot
(07.04.21)
marx'ın zamanında dolaşımdaki dolar sayısı belliydi, altının karşılığı kadar dolar vardı. yani dolar = altın denilenilir kısaca. o yüzden bir sıkıntı yoktu. asıl problem şu an karşılığı olmadan basılması.
0
candide
(07.04.21)
Ben de onu diyorum iste. Su anki kagit parayi bu denkleme nasil sokucaz?
0
🌸hlot
(07.04.21)
şu an denkleme sokamazsınız çünkü hiçbir mantığa uymuyor, bu nedenle de zaten ekonomistler sistemin yakın zamanda çökeceğini söylüyorlar.
0
candide
(07.04.21)
Para sadece bir gösteren. Hisse senet kagidi gibi. Her paranın karşılığı olan altın aslında "bu simgesel paranın ardında merkez bankasinin taahhüt ettiği altin var" diyor ve o altın piyasaya sürülmedigi için altinin degeri parada gizli kalmis oluyor.

Ayrica altin da olsa, o kadar altina denk dusen meta da olsa aslinda tum bu metalarin (altin da para da metadir) ortak noktası emek-zaman. Yani aslinda genel eşdeğer emek-zaman olmuş oluyor. Her şey emek-zaman üzerinden mubadele ediliyor.

Şu andaki altin karşılığı olmadan para basma konusuna gelince: gelecekte üretilip biriktirilecek olan emek-zamanin karsiligi olan para basiliyor. Yani ben sana diyorum ki "al sana yakin gelecekte uretilecek olan emek-zamanin karşılığı olan para". Bu nedenle buyume oranlari beklentiyi karsilamazsa enflasyon oluyor.
0
prole
(07.04.21)
Kağıt para ve madeni para üretiminde kullanilan emek-zamanin denkligine gelince:

999 ton altin degeri + 1 ton altına eşdeğer kagit, maden e uretim giderleri degeri = piyasaya 1000 ton altinin degerini "gosterecek" bicimde surulen para. MB çalışanı olan varsa daha iyi bilir ama basim maliyetinin de gosterilen tutar icinde bulunmasi lazim. Kalan ufak şeyler de gorev zarari olarak yaziliyordur belki
0
prole
(07.04.21)
Marx'a göre değer tamamen emek-zamandan geliyor. Ortalama bir işçi bir masayı 10 saatte yapıyorsa ve bu masa 1 gram altına satılıyorsa. 10 saatlik emek-zamanın değeri 1 gram altındır. Bu 1 gram altınla ise sen başka bir 10 saatlik emek-zaman değerine sahip başka bir ürünü alabilirsin. Altın bir değişim aracıdır. Değerini de 10 saatlik-emek zamana eşit olmasından alır. Günümüzde ise bunun yerini kağıt para alıyor. Kağıt parayı karşılıklı değiş tokuşu sağlayan bir senet olarak gör. Yani çok fazla bir şey değişmiyor.
0
communist jew
(07.04.21)
@candide: ekonomistlerin direkt belirttigi paranin altin karsiligi olmamasi mi bilmiyorum ama zaten marx da kapitalizmin celiski icinde oldugunu soyluyor. Yani altin standardina donulse kapitalizm kurtulmayacak. Zaten abd, bir krizden cikabilmek icin altin standardindan vazgecmis, para basarak ekonomiyi canlandirmak icin.

Neyse, konudan sapmayalim.
0
🌸hlot
(07.04.21)
@prole: dogru mu anladim bilmiyorum ama hayir, oyle degil. 100 dolarlik banknot 1 dolardan az gidere mal oluyor. Zaten aksi sacma. Yani, 1 dolarlik banknot 1 dolara mal olurken, 100 dolarlik banknot nasil 100 dolara mal olacak? Sadece iki tane sifir ekliyorlar kagida.
0
🌸hlot
(07.04.21)
Paranın altın karşılığı varken de kapitalizm çelişki içindeydi. Bunu değişim-kullanim degeri kisminda ve kâr oranlarının düşmesi egiliminde, hatta bir oranda da artık değerin üretimi kısmında göreceksin. David Harvey'in "Kapitalizmin 17 Çelişkisi" diye bir kitabı var, ona da bir göz atabilirsin.
0
prole
(07.04.21)
@communist jew: hayir iste. 1 gr altinin uretim maliyeti belki 0.99 gr. Altin bu sayede para olmus zaten, meta olarak da degeri var, yani para olmasaydi bile 20 kilo yun edecekti ama para olmus, yani para-meta olmus.

Ama 100 dolar'in meta olarak degeri 50 cent.
0
🌸hlot
(07.04.21)
@prole: evet, biliyorum, yazdim zaten.

Konular karismasin, farkli konuda olan mesajlari tiklemiyorum.
0
🌸hlot
(07.04.21)
@hlot: piyasaya sürülen toplam paranın değerinde var o. Kağıt aynı kağıt, baskı maliyeti aynı baskı maliyeti.

Misal, elimizde 100 dolar ve 1 dolar var. Yani 101 dolar ama iki banknot. Bu iki paranın basım maliyeti 1 dolar diyelim. Her biri 50 cent. Bunu karşılığı olarak bankada 101 dolarlık altın bulunur, 1 doları piyasaya sürülecek olan banknotların üretimine harcanır. Kağıt parada işler böyle ilerliyor. Madeni paraların değeri zaten onun üretiminde kullanılan madende içerilmiş durumda (sikke mantığı). Kağıt para da zaten öyle bir meblağ için basılıyor ki basım maliyeti göz ardı edilebiliyor. Bunu tahmini olarak söylüyorum ama mantıklı olan da bu sanırım.
0
prole
(07.04.21)
@hlot günümüzde paraların üretim maliyetlerinin oldukça düşük olmasından dolayı yokmuş varsayımında bulunmak gerekiyor. ancak yine de altının üretim maliyetinden girmek istiyorsan onu da yine Marx'ın teorileriyle açıklayalım. 1 gram altının üretim maliyeti diyelim ki 0,9 gram. Altının üretim fonkisyonununda tek girdi olarak emek kullanılıyorsa, 1 gram altın çıkarılması karşılığında çalıştırdığın emeğe 0,9 gram altın ödemesi yapıyorsun. 0,10 gram ise senin karın oluyor. İşçiler 1 gram altınlık iş yapıp 0,9 gram ödeme aldıkları için patronları tarafından sömürülmüş oluyor. Bu da artı-değer teorisi Marx'ın.
0
communist jew
(07.04.21)
@prole: altin standardini herkes terk etmedi mi? Hala herkes altinina esit miktarda para mi basiyor? Sanmiyorum, altin standardindan cikildi.

@communist jew: evet, biliyorum ve konumuzun bununla alakasi yok.

Herkes soruya cevap vermek yerine kitaptan aklinda kalan, bildigi butun seyleri yazip ego tatmini yapiyor sanirim.

Benim yazdigim sey bana cevap olarak yazilmis, konuyla alakasiz seyler cevap olarak yazilmis.
0
🌸hlot
(07.04.21)
@hlot: Soruyu cidden mi soruyorsun anlamadım. Tüm soruları Kapital I bağlamında sormuşsun, o yüzden altın üzerinden örnekledim. Sen de altın üzerinden sormuştun. Ayrıca altın eşdeğerliğinden çıkıldıktan sonraki durumu da yukarıda yazmıştım. Sanırım kısır döngüye girdik.
0
prole
(07.04.21)
@prole: pardon, evet, orada bir karisiklik oldu.

Kapital 1 baglaminda derken. Yani orada altin uzerinden denklem kurmus, peki su anki para altin degil, kagit olduguna gore simdi denklemi nasil kuracagiz diyorum.

"'yakin gelecekte uretilecek olan emek-zamanin karşılığı olan para' Bu nedenle buyume oranlari beklentiyi karsilamazsa enflasyon oluyor."

Demissin. Bunun icin okuma onerisi veya kaynak verebilir misin? Okuyup tam ozumsemek istiyorum da.
0
🌸hlot
(07.04.21)
The crisis of the capitalist system, in any case, is not fundamentally a crisis of commodity over-production, but one involving the over-production of capital. All the institutions of Bretton Woods have for the last 25 years and more been employed to build up a huge superstructure of credit. The vast majority of trade has not been carried out with either gold or dollars but through credits arranged against the dollar. These credit institutions have in turn been used to invest in machinery and equipment on a huge scale through the capitalist world. In this process, share values have been inflated beyond their remotest connection with their real value.

Now this hugely inflated volume of capital must seek to earn its rate of profit through the exploitation of labour power. But not even the most brutal increase in the rate of exploitation of the working class of Europe and America can solve this crisis for the capitalists, although of course, they must be driven to attempt a solution in this direction

www.marxists.org

O çıkarımı kafadan yapmıştım ama biraz kurcalayinca bur şeyler buldum:

Kapital 3. Cilt: en.m.wikipedia.org
0
prole
(07.04.21)
soru nedir tam olarak? altin vs kagit para mi? if yes,
altin 1 gr altina uretilmiyor, onun da bir bulunma, islenme maliyeti var. para analojisinden farkini anlamadim ?

konu tamamen kapital sorusu degil, satin alma aracinin uretim maliyeti, o halde. kapitalde bu konuya atif hatirlamiyorum. kapital 1 baglaminda altin vs kagit para arasinda bir fark oldugunu dusunmuyorum.

ek not: dolar denmis, marx zamaninda dolar global para birimi degildi. dolarin globallesmesi ve altina cevirimi icin bkz---> bretton woods konferansi . sonra bunu da kaldirip sepete bagladilar.
0
camussar
(07.04.21)
"Peki, kagit para icin durum nedir? Marx ne derdi, ne deniyor?"

spesifik soruya cevap vereyim. Sanirim anlamak istedigin durum su: O donemde kagit para = altin senediydi. ve altin senetleri bankadan bankaya farklilik gosteriyordu. A bankasinin senedi, B bankasinin senedi...

olaya oyle bakinca: parayi bankaya goturup karsiliginda altinini geri alabiliyordun. velev ki senedi cebinden dusurdun... altin senedinin kendisinin bir degeri yoktu. senin bankada kayitli altinin, yine senin hesabinda bankanin guvencesi altindaydi. kendi adina banka kaydinda zaten ne kadar paran oldugu da belliydi.

bugunku karsiligi hesap cuzdanina benzer. yani ilk ciktigi donemde kagit paranin maksadi altinin guvenligini saglamak.

zamanla bu senedin yerini genel kabul goren "bank note"lar almistir. ortak bank note sayesinde de bu sefer bankalar arasi islem kolaylasmistir.

derken derken "altin karsiligi" ekonomik buyuklugu tasiyamaz olmustur ve tekrar paranin karsiligi, sonrasinda uretim bicimi de degismistir.

para teorisi uzun is. goreceli is.

yine marx'in donemindeki "mutlak arti deger"in yerini bugun "nisbi arti deger"e coktan birakmistir...

edit: altin senedi > bank note > ortak bank note > karsiligi altin olmayan bank note

kagit para haricinde bir de kaydi para diye bir sey var bugun gunumuzde.

kaydi para da yine ekonomide kredi araclari sayesinde olusturulan, yukarida bir yerde ucundan deginildigi gibi "gelecekte uretilecegi varsayilan, umulan ve fakat bugun realitede basili olmayan miktardir."
0
idexo
(07.04.21)
@camussar: sizinle aynı düzleme nasıl geleceğiz bilemedim ama açıklamaya çalışayım.

1 gram altın, 1 gr altına (ya da işte 0,99 grama falan ama basit olsun diye 1 grama diyelim) üretiliyor. 1 gram altının değerinin içinde taa ilk süreçlerin (mesela arama çalışmalarında harcanan emeğin) de değeri saklı. 500 liralık bir ceketi düşünelim, bu cekette pamuk toplayanların ve diğer bileşenleri üretenlerin emeğinin değeri de saklı.

bu başlık kadar duyuru'yla anlaşamadığımız bir başlık olmamıştı, şaşkınım cidden. ama ben en azından anlattığım kavramları doğru anladığımı düşünüyorum.

neyse, gelgelelim, Marx, Kapital'de diyor ki, altının kendi başına da meta olarak bir değeri var. yani altının para olmadığı zamanları düşünelim, o zamanlar atıyorum 10 kilo yün ile 5 kilo kahve nasıl takas ediliyorsa 10 gr altın ile 50 tane ceket de takas ediliyordu. yani 10 gr altındaki emek-zaman ile 50 ceketteki emek-zaman aynıydı. zamanla altının özelliklerinden dolayı en çok takaslanan madde bu olunca, doğal süreçler içinde toplumda altın, para haline geldi ama aynı zamanda da metaydı, yani para-meta'ydı. para olması, altının değerine ekstra bir değer katmadı.

peki ya kağıt para? 100 dolarlık banknot için 100 dolarlık emek harcanmıyor, diyelim ki 30 cent'lik emek harcanıyor. yani 100 dolarlık kağıt para, meta olsa 30 cent'e alabilirdin kaldı ki kağıt para, meta da değil.

lafın kısası sorum şu: altın ile kağıt paranın emek-değer kavramı düzleminde karşılaştırılması nasıl yapılır? altın: para-meta, kağıt para: para. 1 gr altının değeri, kendi değeri. kağıt paranın değeri, kendi değeri değil, üstünde yazan değeri.

daha açık olabilir miyim bilmiyorum. kapital'i okumuş olmanız lazım beni anlayabilmeniz için.
0
🌸hlot
(07.04.21)
yukaridaki cevaba ek: altin paslanmayan bir maden ve cok islevleri olan, kullanisli bir maden oldugu icin "deger saklama" gorevi gorebiliyordu. bu para niyetine kullanmasini kolaylastirdi.

bunun haricinde serbest piyasa ekonomilerinde para piyasalarinda bugunku paralar da meta olmaya devam etmektedir.

basit ornek: dolar borcu olan birisi var. piyasada da dolar sinirli sayida bulunmakta. odeme zamani gelince bu kisi piyasadan dolar talebinde bulunacaktir. dolarin piyasada azalmasi demek, dolar sahiplerinin talebe daha zor karsilik vermesi demek. mesela ben dolari 6'dan verdim, oteki ben 7'den veririm diyebilir. dolar borcu olan mecbur olursa 7'den de alir 8'den de alir. zira borcunu zamaninda odemezse daha buyuk sikintilarla yuzlesebilir...

dolayisiyla gordugunuz gibi "piyasasi olan her sey" metadir.

hisse senetleri piyasasi her zaman sirketlerin reel degerini yansitmaz. ama sirketlerin reel degerinin hisse piyasasinda olusturacagi beklentiler oldugu gibi, hisseye olan talep veya hisseden kacisin yaratacagi fazladan arz da piyasadaki hissenin fiyatini degistirecektir...

gunumuzde malesef fazlaca detaylandi bu isler. artik sahip olmadiginiz bir seyi bile vadeli islemler sayesinde alip satabiliyorsunuz.

"kaldirac" adi altinda kredili islem yapip elinizde olayan bir sermayeyi borc ederek yuksek riske girebiliyorsunuz.

para ve piyasa eskisine gore cok hizli, cok cesitli.
0
idexo
(07.04.21)
ok bu durumda. commodity money vs representative money ; yahut fiat vs representative money diye bakmak lazim. fiziksel paranin ustunde yazan deger, commodityler ile karsilik buluyor, o yuzden yukarida bretton woodsu ornek verdim.

yani soruda soruldugu uzere:emek deger baglaminda, fiziksel para ile commoditynin(altin vs) farki yok. kagit para utunde yazan deger = commodity (altin yahut neyse)

www.investopedia.com

abhipedia.abhimanu.com:~:text=Commodity%20money%20is%20inconvenient%20to%20store%20and%20transport%20in%20large%20amounts.&text=Representaive%20money%20is%20any%20type,a%20type%20of%20representative%20money.
0
camussar
(07.04.21)
(8)

sizce kapitalizm neden bir dünya sorunu

iddaaci
merhaba, kapitalizm neden bir dünya sorunu olarak görülüyor? Fikriniz nedir?
merhaba, kapitalizm neden bir dünya sorunu olarak görülüyor? Fikriniz nedir?
0
iddaaci
(05.04.21)
Her şey maddiyata bakıyor diyecektim ama burada şu da var altı doldurulması gereken felsefelerden biri "Her şeyin bir bedeli, emeğin karşılığı, hizmetin karşılığı"

Buna paralel asıl sorun, hatta nette de çok örneği olan "Ağaç gölgesi bedava iken sizden bu ağacı alıp, tekrar gölgesini para ile satması" Hele kapitalizm 2.0 daha mide bulandırıcı.
0
evimin paspasi
(05.04.21)
Marx ve Engels'in Komünist Manifesto'da söylediklerine aynen katılıyorum. Buna çevre sorununu (ekolojik kriz) da ekliyorum.
0
prole
(05.04.21)
kapitalizm insanların dünyaya sorun olabilmesine imkan verdiği için sorun olarak görülüyor.
0
Jux
(05.04.21)
En en en önemlisi eşitsizlik. Bir kesim fakir olmalı ki bazı kesimler zenginliğini sürdürsün.
0
olaylar olaylar
(05.04.21)
Solcu / sosyalist değilim. Fakat kapitalizm altında her şeyin bir "para problemi" olarak ele alınması beni çok rahatsız ediyor. İş yapmak, çalışmak, bir şeyler üretmek ve bir işe yaramak / birilerinin derdine derman olmak hayatın en önemli ve en güzel noktalarından birisi. İronik bir şekilde kapitalizm altında "iş yapmak" anlamsızlaşıyor.

Yazılımcı olduğum için oradan örnek vericem. Bir sürü arkadaşım (ve her ne kadar kaçmaya çalışsam ben de) anlamsız işlerde çalışıyor(uz). Anlamsızdan kastım şu, örneğin e-ticaret siteleri sana ihtiyacın olmasa bile bir şeyleri aldırmak için özenle tasarlanıyor. O ürünü aldıktan sonra kullandın mı, 2 kere oynayıp çöpe attın, kırıldı mı kaldı mı kimsenin umrunda değil, tek amacı sana para harcatmak. Bunun için yapay zekalar geliştiriliyor, inanılmaz altyapılar kuruluyor, süper mühendislik yapılıyor falan. Ama karşılığında X esnafının cebine 3 kuruş fazla girmesinden başka bir şeye vesile olmuş olmuyoruz. Doğayı mahvetmek de cabası. Hayatımı, emeğimi ve zekamı buna harcamak bana üzücü geliyor.

Her şey bu kadar tekdüze değil tabi. Mesela google gerçekten akademisyenler aradıkları makaleleri kolayca bulabilsin diye başladı. Ama geldiği noktada tek amaçları senin günde kaç kere sıçtığını tuvalet kağıdı firmalarına satıp daha çok para kazanabilmek, gerçekten aradığını bulabilmen reklam satabilmek için bir araç sadece, amaç değil. Güzel bir amaçla başlayan iş, "para kazanma"nın ilk amaç olması yüzünden ne hale gelmiş.

Bu esnada güzel amaçlar için kullanılabilecek bir sürü teknoloji de geliştiriyorlar, evet, ama aynı zamanda "özel hayatın gizliliği" diye de bir şey kalmıyor, attığın her adım polislerin database'lerine kaydediliyor, ki tax loop geçirip üç kuruş daha fazla para kazanabilsinler.

Bence kapitalizm "3 kuruş daha az kazanalım ama güzel işler yapalım" tarzı bir etik kod eksikliğinden muzdarip. Bi de bu etik kodların işlemesinin engellenmesi için kurulmuş çok katmanlı, çok karmaşık sistemler var. Yine de bunun tek çözümünün bireylerin hepsinin kişisel olarak "bu iş böyle olmaz abi, yanlış bu" duygusu geliştirmesinden geçtiğini düşünüyorum. O da gerçekleşmesi zor bir şey.
0
plutongezegendegilmi
(05.04.21)
Pluton +1

Çok çok güzel yazmışsın.
0
msb
(05.04.21)
yani her şey ortada aslında. inanılmaz bir eşitsizlik yaratması. kapitalizmin doğası bir tarafta müthiş bir zenginlik yaratırken, diğer tarafta açlık ve sefalet yaratıyor.

afrika'ya, oraya buraya gitmene de gerek yok. en zor işlerde çalışıp en düşük maaşları alıp (tabii şanslıysan işin var) en kötü koşullarda yaşayan insanları düşünürsen kapitalizmin neden sorun olduğunu görebilirsin. "ama onlar da kendilerini geliştirseymiş de iyi kazanacakları bir işe girseymişler" değil bunun cevabı, sonuçta o zor işleri illa ki birileri yapacak makineler yapmadığı sürece.

adam ayda bin lira bulamıyor, diğer tarafta küçük bir azınlığın 50-100 milyar doları var. yani neredeyse bütün dünya bu insanlar için çalışıyor. insanlığın ortak zenginliğinin ortak şekilde paylaşılması lazım.

okuma önerisi: yanis varoufakis, "kızımla ekonomi sohbetleri - kapitalizmin kısa tarihi"
0
hlot
(05.04.21)
Bir sosyalist olarak kapitalizmin en büyük sorununu "artı değer" olarak görüyorum. Ki diğer bütün uygulamaları bunun sonucudur.

Hatta kapitalizmi, sonunu getirebilecek kadar büyük çıkmaza sokacak olan da artı değer kaygısı. Bu yüzden sosyal demokrasi, liberal demokrasi, vs ucube kavramlar yaratılarak tampon görevi yaptırılıyor.
0
lancelot du lac
(06.04.21)
(5)

amazon'daki ürünler orijinal mi?

hlot
yani hepsini amazon mu satıyor yoksa çeşitli kullanıcılar mı satıyor?kitap alacağım gerçi ama: https://www.amazon.com.tr/K%C4%B1z%C4%B1mla-Ekonomi-Sohbetleri-Kapitalizmin-Tarihi/dp/6051735321ek soru: kitabı hiçbir yerde bulamayınca semtimdeki kitapçıya başka şubelerinden getirtmelerini istedim. geli
yani hepsini amazon mu satıyor yoksa çeşitli kullanıcılar mı satıyor?

kitap alacağım gerçi ama: www.amazon.com.tr

ek soru: kitabı hiçbir yerde bulamayınca semtimdeki kitapçıya başka şubelerinden getirtmelerini istedim. gelince beni arayacaklar ama taa haftaya cuma. aradıklarında gitmezsem küfür yer miyim? ne olacak aslında, diğer şubede duracağına bu şubede dursun kitap :)
0
hlot
(01.04.21)
Amazon da diğer siteler gibi pazar yeri aslında ama Hepsiburada'da olduğu gibi satıcının Amazon olduğu ürünler de var. Gönderdiğiniz linkte sağ tarafta (masaüstü sitede) "Amazon.com.tr tarafından satılır ve gönderilir." diye belirtiliyor zaten.
0
himmet dayi
(01.04.21)
aa evet teşekkürler.

buradan alayım madem. hem yarın getirecekler (hızlı kargo ücretsiz, ilk alışverişim amazon'dan). hem de neredeyse yarı fiyatına almış oluyorum, çok iyi.

kitapçıya da artık "tamamdır, teşekkürler" diyeceğim ama gitmeyeceğim aradıklarında.
0
🌸hlot
(01.04.21)
Arayıp ihtiyaç kalmadığını söylemek kibar bir davranış olur.
Gelecekte o kitapçıyla bir daha işiniz olmayacaksa gitmeyebilirsiniz.
0
pro9it9is9
(01.04.21)
@pro: doğru aslında.

yani ayda yılda bir gidiyorum. gitsem de beni tanıyıp da niye geldin diyecek halleri yok. sürekli değişiyor zaten çalışanlar.

büyük bir kazık da atmadım yani, abartacak bir durum da yok.

amazon tarafından satılan her şey (telefon vs. de dahil) orijinaldir değil mi sonuç olarak? sanıyorum satıcısı hepsiburada olup da kullanıcıların "bu orijinal değil" dediği telefonlar olmuştu ama emin değilim.
0
🌸hlot
(01.04.21)
@cosmic: aynen, aradım.
0
🌸hlot
(01.04.21)
(11)

Otomatik fatura ödemek mantıklı mı?

yetkili birine benzeyen abi
5 faturaya 100 TL Chip para verdiği için kredi kartıyla ödeme talimatı vereyim dedimama her biri için 1,89 faiz alıyormuş. Sürekli fatura üstünden faiz mi ödeyeceğim? Zamanında ödediğim halde. Mantıklı mı bu?
5 faturaya 100 TL Chip para verdiği için kredi kartıyla ödeme talimatı vereyim dedim
ama her biri için 1,89 faiz alıyormuş.
Sürekli fatura üstünden faiz mi ödeyeceğim?
Zamanında ödediğim halde. Mantıklı mı bu?
0
yetkili birine benzeyen abi
(27.03.21)
ne faizi alıyor yahu faiz gecikmede olur. alıyorsa da mantıksız tabii.
0
jelly bear
(27.03.21)
her fatura için dğeildi. doğalgazdan alıyordu elektrikten almıyordu galiba. onu araştırmak lazım. anlaşmalıydı bazıları.
eksstre gününe kadarki gün sayısı kadar alıyordu yanılmıyorsam faizi.
6 aysa katlanılır. 1 yılsa zaten otomatik bağlamak bence kötü. 3-6 ay ideal
0
ShadowOfMoon
(27.03.21)
otomatik faturaya niye faiz alsın? ekstre gününü beklemiyor ki, faturanın son ödeme tarihi neyse o gün karttan çekiyor parayı.

otomatik fatura mantıklı tabii, kafa rahat oluyor, kontrol etmiyorsun faturaları, kendi kendine ödeniyor.
0
hlot
(27.03.21)
Kimse otomatik ödeme talimatı vermemiş galiba.
Gecikme faizi değil bu arkadaşlar. Aşağıda yazıyor açıklama, banka Akbank.

Fatura tutarınıza, fatura ödeme tarihinden hesap kesim tarihinize kadar vergi ve fonlar hariç %1,89 oranında Fatura Ödeme Faizi uygulanacaktır.
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(27.03.21)
Enpara'da öyle bir şey yok.
0
Mirket
(27.03.21)
1.89'u dusuncen geriye pek bir sey kalmaz sanki. En azindan baglamaya degmez. Enpara'da odemede ucret alinmiyor, ona bakmani oneririm.
0
fakyoras
(27.03.21)
ben ödeme talimatı veriyorum, faiz olayına falan bakmadım ama şimdi düşününce mantıklı. sonuçta banka senin yerine ödüyor, sen de ekstre geldiği zaman ödemiş oluyorsun.

lakin, faturalarının toplamı 1000 lira bile olsa %1,89'luk faiz ile ayda 18,90 TL faiz çıkar. ekstre bir ay sonra gelmeyeceğine göre, ortalama olarak faturalardan 10 gün sonra gelmiş olsun, 6,30 TL faiz ödersin ayda.

bunun için düşünmeye değer mi?
0
hlot
(27.03.21)
10 senedir hiç vezneye gidip fatura ödemedim. Sürekli otomatik ödemede tüm faturalarım ve yaklaşık 20 ye yakın fatura var.

-Asla yatmamazlık olmadı, son ödeme günü mutlaka ödendi.
-Ödeme olduğunda sms, bildirim, mail olarak 3 farklı yoldan haber veriyor ödendi diye.
-Hafta başında, ödenecek faturalar diye mail geliyor.
-Ve asla asla asla ek bi ücret, faiz, vergi gibi bişey ödemedim. 10 TL fatura ise hesaptan SADECE 10 TL düşüyor.

BANKA: Vakıfbank
0
infernalcadre
(27.03.21)
İlk defa duydum faiz olayını. Ziraatten yıllardır telefon otomatik ödemede, fatura neyse o ödeniyor. Hesapta para yoksa haber veriliyor.
Bir kuruş bile fazla alacak olsa anında iptal eder paşa paşa kendim öderim. Mantıklı mı demişsiniz, bence mantıksız.
0
epitaf
(27.03.21)
Yeni çıkardıkları bir adetmiş bankaların ve faiz alma yetkileri yokmuş www.ntv.com.tr
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(28.03.21)
Yeni çıkan bir şey değil uzun süredir fatura komisyonları var kredi kartı ile ödemede, şahsen normal görüyorum aldıkları komisyon fazla ama bence.
Hesaptan verilirse alınmaz genelde veya firmaların sitelerinde işlem merkezlerinden de otomatik ödeme talimatı alabiliyorlar o zaman da komisyonsuz oluyor ama chip para kampanyasına dahil olmaz muhtemelen.
Sizin durumunuzda çok mantıklı gelmedi.
0
atom karincanin torunu
(28.03.21)
(3)

şarkılara albüm kapağını nasıl ekliyorduk?

hlot
yahu bunu 10-15 sene önce yapmıştım ama şimdi aradım bulamıyorum.masaüstünde groove ile açınca internetten buluyor kapakları ama telefondan açınca albüm kapakları çıkmıyor. bunu halletmem lazım.bir tek albüm klasörüne kapağı atıp folder.jpg yapmayı denedim, olmadı öyle.
yahu bunu 10-15 sene önce yapmıştım ama şimdi aradım bulamıyorum.

masaüstünde groove ile açınca internetten buluyor kapakları ama telefondan açınca albüm kapakları çıkmıyor. bunu halletmem lazım.

bir tek albüm klasörüne kapağı atıp folder.jpg yapmayı denedim, olmadı öyle.
0
hlot
(09.02.21)
Android için music tag editorleri var. Onların biriyle yapabilirain.
0
kahverengidolap
(09.02.21)
Telefon markasını yazsanız? Hepsi farklı.
0
ryhmer
(09.02.21)
vestel venus :)

ama telefonla yapmıyoruz ki. bilgisayardan yapılıyor. benim 10 sene önce bilgisayardan yaptığım albümlerin kapakları telefonda gözüküyor ama işte nasıl yaptığımı unuttum.
0
🌸hlot
(09.02.21)
(13)

Yarin sabah ise 2 saat gec gitmek icin mazeret?

mhmtt
Is gorusmek var sabah haliyle2 saat gec gidicem ama ne uydurayim? Ne goze batmaz? Tenk yu
Is gorusmek var sabah haliyle2 saat gec gidicem ama ne uydurayim? Ne goze batmaz?
Tenk yu
0
mhmtt
(08.02.21)
Covid temaslı olduğumu öğrendim de geç
0
suicides underground
(08.02.21)
ehliyete başvurucam sağlık raporu lazım?
0
kenarortay
(08.02.21)
Ne dersen de göze batar :)

Biz gerçekten hasta olup gelemeyen arkadaşlarla bile "ooo hayırlı olsun" diye geyik yapıyorduk.

2 saatte gideceksen "telefonun şarjı bitmiş, uyandığımda saat 9'du" diyebilirsin.
0
himmet dayi
(08.02.21)
şimdiden yöneticiyle konuşup kombinin bozulduğunu anlatıp usta gelecek diyebilirsiniz.
0
golgi aygıtı
(08.02.21)
Bankada işiniz olsun.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(08.02.21)
benim arkadaş doktor randevum var diyip 1 saat erken çıkıyordu kimi zaman.
0
hlot
(08.02.21)
Bence kendine 2 saat değil, 1 tam gün izin ver :D covid temaslı olduğumu öğrendim test yaptıracağım de.
İş görüşmesinden sonra git bi özel hastanede test yaptır. İş yerindekiler de 24 saat içinde sonucun çıkmadan seni orada görmek istemeyeceklerdir, sonucun çıkana kadar gelme diyeceklerdir.
0
pandispanya
(08.02.21)
Pandispanya+1
0
primetime
(08.02.21)
Uyuyakaldim de?
Midemi bozdum de?
Boru patladi sucuyu bekliyorum de
0
mor oje
(08.02.21)
uyuyakalmışım.

arkasını toplamak için başka yalana da gerek kalmaz hem.
0
naksidil
(08.02.21)
Covid i falan karıştırma bence ya bankada işim var de geç. Altı üstü iki saat izin. Ne gerek var büyük atraksiyonlara.
0
kismisolungac
(09.02.21)
hallettin mi? :)
0
hlot
(09.02.21)
telefonun sarji bitmis alarm calmadi, Uyuyakaldim dedim arkidesler

tenks
0
🌸mhmtt
(10.02.21)
(19)

8-14 yaslari arasinda fiyat hesabi yaptiginizi animsiyor musunuz?

bollocks44
Sorum 26+ yas uzerindekilere,Cocukken ozellikle market alisverisi sirasinda hic fiyat hesabi yaptiginizi animsiyor musunuz? Ben genellikle hep ebeveynlerin bir seyin pahali mi ucuz mu olduguna karar verdigini hatirliyorum. Bugun market alisverisi sirasinda biri 8-10, digeri 12-14 yasinda iki cocugun
Sorum 26+ yas uzerindekilere,

Cocukken ozellikle market alisverisi sirasinda hic fiyat hesabi yaptiginizi animsiyor musunuz?

Ben genellikle hep ebeveynlerin bir seyin pahali mi ucuz mu olduguna karar verdigini hatirliyorum.

Bugun market alisverisi sirasinda biri 8-10, digeri 12-14 yasinda iki cocugun bonibon alirken, 3'lu paketin mi tekli paketin mi daha pahaliya geldigini, hangi markette adet fiyatin ne kadar oldugunu konustuklarina sahit olup sasirdim.

Sasirmak bir yana, uzuldum de acikcasi, bonibon almak icin dahi hesap kitap yapmak zorunda birakilan bir jenerasyon olmalarina uzuldum.
0
bollocks44
(01.02.21)
Yani bunun aslinda super market kategorisine giren marketlerin mahallelerde artmasina mi bagliyorsunuz? Konjonktür ile bir bagintisi oldugunu dusunuyordum ben de.
0
🌸bollocks44
(01.02.21)
o zamanlar daha çok yapıyordum.

harçlığım limitliydi sonuçta ve abur cubur limitsizdi o yüzden her şeyin hesabını yapardım.

13-14 yaşında ise yatılı okulda bir öğr*nci idim o zamanlar zaten ekonomik olarak dibi görmüştüm ailem istedikleri kadar destekleseler de.
0
aguen
(01.02.21)
Sonlarina dogru evet biraz yapardim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.02.21)
pahalı olan şeyleri direkt eliyordum zaten yasaktı onlar kafamda :) şunu mu alsam bunu mu diyemiyordum. dondurma max alabilirdim sadece mesela. magnum ve korneti ilk kez 12 yaşında almıştım. sebebi de paramız az masraf olmasın kafası işte.
0
pide
(01.02.21)
yapiyorduk tabi, zengin pci Oktaylar, sitede buyuyen basket sever ergen irileri haric herkes yapiyordur harcligini en akilci nereye nasil kullanacagini. Cok market yoktu mahalle bakkali ilk durakti sonra sonra mahalleye bim falan gelince her halikarda daha ucuz oldugundan bime kayma oluyordu otomatikman. Bizim mahalle bakkali vardi, bimin acilacagini duymus mahalleye, satmis dukkani. Bakkali devralan gariplerin de haberi yok 1-2 hafta islettiler bir baktilar koca Bim acildi, onlar da kapatti sonra. En son lahmacuncuydu o dukkan simdi ne oldu bilmiyorum. O degil eski nesil daha sansizdi sanki ya magnum falan nasi pahaliydi. Muz lukstu anasini satayim, veli toplantisinda beslenmeye muz koyulmasin alamayanlar var muhabbeti donuyormus annem anlatiyordu, fakir semt falan da degil o zmaanin orta sinifi sayilir
0
neverletyougodown
(01.02.21)
Daha küçükken de yapıyordum. Okula gitmiyorken bile, tamam iki basamaklıları kafadan toplayamıyordum tabi de mesela üç basamaklıları alma diyorlardı, veya 8'le 9'la başlıyorsa alma diyorlardı, almıyordum. Şimdiki çocuklar gibi tutturup zırlamıyordum. Alayım mı bike demiyordum. Paramız yoktu, ama üzülecek bir şey yok bence :)
0
pati
(01.02.21)
ilk aklıma gelen, ilkokuldayken radikal ve yeniyüzyıl gazeteleri karton maketler verirdi. ikisini aynı anda alacak kadar harçlığım olmadığı için bu tip fiyat/performans hesapları yapardım. daha sonraki yaşlarda da yaptım, tasarruflu olmak evde ve okulda öğütlenen birşeydi. harçlığımızı hafta bitene kadar yetirmeye çalışırdık. harçlığı çok olan da az olan da böyleydi.

sizin örnekte çocukların matematik hesapları yapmaları bana sevimli geldi. ayrıca çocukluk zaten böyle birşeydir, ufak şeylere büyük değer yüklemektir. canım çocuklar :) bir örnek vereyim, oturduğumuz sitede çocuklar bahçede deneyimsi birşeyler yapmak için marketten su almışlar, hangi boyuttaki şişenin daha ekonomik olduğunu hesaplamışlar onu konuşuyorlardı. hepsinin ailelerinin durumu iyi, yetiştirme tarzı böyle.

eskiye kıyasla bu jenerasyonun herşeyi bol bol var, üzülmeyin.
0
starlightz
(01.02.21)
Bazen aklıma gelir. O zamandan ekomoniye ilgim varmış. Ne bok yemeye yonelmediysem! Neyse. Çok küçüğüm. 9 10 olmalı. Kendi kendime şunu düşünüyorum. "Ekmek gecen sene şu kadardı şimdi bu kadar. Demek ki ben evlenince 1 milyar filan olur." enflasyon algim bile varmış.
Babamın da sayesinde parayla çok erken tanıştım. Varlıklı bir aile değiliz. Ama ben borca doğdum. Sıkıntılı bir dönemdi. Babam o dönem eline geçen 5 10 lira ile mark alırdı. Hatırlıyorum çocuktum 1000 marka yakın param vardı.
Kredi kartı ile de erken tanıştım. 14 15 yasinda babamın kredi kartını taşıyordum. Başına birsey gelirse al kullan diye vermişti. İlk bir iki yıl hiç kullanmadım. Ama ilk kullandığım dönemde insanlar slipe imza attiriyordu.
0
allah yazdiysa bozsun
(01.02.21)
Ayıptır söylemesi bana o yaşlarda acayip çok harçlık veriyorlardı, nereye harcayacağımı bilemiyordum. Hesap yaptığımı hatırlamıyorum, işin kötüsü şu anda da bi hesap yapma alışkanlığım yok. İyi yapıyorlar yani bence çocuklar.

Öte yandan mesela şeyi hatırlıyorum, 1 sene boyunca para biriktirmiştim kendime bisiklet almak için, bi sene sonra kumbarayı açtığımızda biriktirdiğim paraların bazıları tedavülden kalkmıştı, enflasyon yüzüden de değil bisiklet çikolata falan anca alabiliyordum :'( Döviz (mark) ile tanışmam da aynı döneme denk gelir.
0
plutongezegendegilmi
(01.02.21)
yaptım :) o zaman da yaptım, hala da yapıyorum. türkiyede yaşayınca, mecburen.. :)
0
superfluid
(01.02.21)
26 yaşındayım.

benim markette "çokolat istiyom aksi takdirde burayı yakarım" tribi attığım yaşlarda maddi durumumuz çok çok iyiydi. şöyle söyliyim annemin dediğine göre o dönemde babamın sadece ticket'ı ortalama maaşın üzerindeymiş, düşün. ticket çok markette geçmezdi, o yüzden arabayla şehir dışındaki bir markete gider, oradan yüklü yüklü alışveriş yapardık.

haliyle çocukluğumda fiyatlara bakmazdım, canım ne istiyorsa üçer beşer atardım sepete. babam açgözlü olmama ve çok fazla yememe (üç gofret almışsam genelde eve varmadan gömerdim hepsini) kızardı ama bir kez olsun "oğlum paramız yok" veya "onu alamayız oğlum, yerine bırak" dediğini hatırlamam. daha ziyade "zaten ne istiyosan alıyoruz, niye kıtlıktan çıkmış gibi saldırıyosun, biraz tadını çıkarmaya çalışsana" şeklinde haklı bir tepkisi vardı.

aradan geçen 20 yılda dar gelirli durumuna düştük, ben de o kadar şımarık büyümüş birisi olarak hayatın sert zumzuğunu yedikten sonra hala yerden kalkabilmiş değilim, zorlanıyorum.
0
der meister
(01.02.21)
Yaş : 30..

Babam ilkokuldan sonra haftalık para vermek yerine maaş gibi aylık para vermeye başladı. bende o parayı yetiştirmek (tekrar para istemeyi sevmezdim) ince hesap yapıp harcamaları öyle yapardım ve sürekli para arttırıp ileride doğabilecek beklenmedik bir harcama için birikim yapardım :D
0
pislick0
(01.02.21)
Evet, çok hatırlıyorum tabii ki. Köfteciye gidince ikinci kolayı söyleme tedirginliğini de net hatırlıyorum :) toplu satış yapan marketlerden alışveriş yapıyorduk. kantinden gazoz almayayım diye babam 1 kasa gazoz alıyordu eve her gün evden götürüyordum 1 tane öğle yemeği yanında. vs, vs.
0
roket adam
(01.02.21)
2001 krizi, doların fırlamasına denk geldim. Migros, Tansaş yeni açılmıştı, herşeyin market markalı olanını alırdık. Hala da aynı tercihi yapıyorum çoğu üründe.

Yine birgün biz herşeyin ucuzunu, market markalısını alırken bir aile gelip fiyatına bakmadan premium markalısını almıştı. Aklımda yer etmiş o günden beri.
0
inheritance
(01.02.21)
yaş 29, o zamanlar ailenin maddi durumu orta (gerçek orta, şuan o klasmanda yaşamıyoruz kendimize orta sınıf derken karı koca çalışan bir çift olarak), yoğurt fiyatlarını bile karşılaştırırdık, market alışverişi önemli bir işti, büyük bir alışveriş yaparsak aldığımız güvendiğimiz markalar arasında gramaj fiyatı üzerinden bir karşılaştırma yapma görevi bana verilirdi. Ne istersem alınırdı bir yandan, alışveriş bitince şuan ocağımıza incir ağacı dikecek kitapçı gezmeleri olurdu elim kolum dolu çıkardım. Hiçbir ihtiyacımın sonraki ay alındığını bilmem. Ama her şeyin fiyatına bakılırdı.
0
kullanıcıadımbuolsun
(01.02.21)
Çocukken maddi durumumuz çok iyi olduğu için ne abim ve ben ne annemle babamın bir şeylerin hesabını yaptığını hatırlamıyorum. Hesap yapmaya evlenince başladım. Küçücük çocukların bunları düşünmesine çok üzülüyorum. Çocuk sadece çocuk olmalı.
0
suicides underground
(01.02.21)
Yapmadım ve hala para yönetimim berbat. Bazen oturup parayı ne yaptığımı sorguluyorum.
Bence paradan anlama yaşına gelmiş çocukların bu hesabı yapıyor olması iyi bir şey. Finansal okuryazarlıkları benimkinden iyi olacak.
0
marla is in my head
(02.02.21)
evet, çok net hatırlıyorum, ilkokul 3-4'e giderken kitapçıdan annemle bir şey almıştık, ürünün fiyatını ödeme yaparken kasada öğrenince yüzüm asılmıştı ama oradan da geri dönemedim, "kalsın" diyemedim. kitapçıdan çıkınca "kazık yedik" demiştim anneme.

hatta kitapçıdan çıkınca sınıf arkadaşım ve annesiyle karşılaştık, annem "kazık yedik" dedi, ertesi gün okulda benimle dalga geçiyordu kız "kazık yemiş hlot" diye, ben de durumu zor kurtarmıştım "annem öyle demedi, 'kazık yiyecektik' dedi" diye :)
0
hlot
(02.02.21)
yapmıştım hem de çok, maddi durumumuz çok iyi değildi. alt-orta arası en fazla.
maalesef bir çocuk için iyi değil, daha sonrasında da hesapçı birisi oluyorsunuz (biraz da kişilik özelliği yatkınsa)

yukarıda bir arkadaş köftecide ikinci kola alma gerginliği demiş, biz çocukken dışarıda eğer bir şey yersek yanına içecek alınmazdı, hey yavrum ikinci kolaymış :)

bizimkiler market alışverişine, fatura ödemeye v.s. beni gönderirdi, bu nedenle fiyat karşılaştırmayı paranın yetip yetmeyeceğini v.s. iyi bilirdim.

şimdi bir şey alırken, bir şeye karar verirken çok fazla hesap yapıyorum, bazen bu nedenle fazla kararsız kalıyorum hatta.

bi ara f/p olayına fazla takılıyordum, onu üzerindem atmaya başladım.

tek iyi yani para yönetimi konusunda iyi oldu, hiç bir zaman borç alacak duruma gelmedim. her zaman kenarda 2-3 yıl çalışmasam yetecek param olmuştur.
0
nuisance
(02.02.21)
(6)

plasebo aşı tam olarak neyi ayırt etmede yardımcı oluyor?

put it in your appropriate place
Geçenlerde ofiste konuşurken plasebo aşı yapıyor 3 kişiden birine. Nasıl lan, öyle bir şey mi oluyor dendi? Dedim hiç mi takip etmiyoruz.Anlatmaya çalıştım ama tam bilemediğim tam anlatamadım tabii. Bildiğim kadarıyla esas olan aşıyı olanlarda yan etkiyi çözememek için. Öyle mi, değil ne?
Geçenlerde ofiste konuşurken plasebo aşı yapıyor 3 kişiden birine. Nasıl lan, öyle bir şey mi oluyor dendi? Dedim hiç mi takip etmiyoruz.

Anlatmaya çalıştım ama tam bilemediğim tam anlatamadım tabii. Bildiğim kadarıyla esas olan aşıyı olanlarda yan etkiyi çözememek için. Öyle mi, değil ne?
0
put it in your appropriate place
(01.02.21)
Testlerde 100 kisiye gercek asi, 100 kisiye plasebo yapiyorlar.

Plasebo olanlardan 15'i virusu kapiyor, asi olanlardan 1'i, bunla koruyucuk oranini hesapliyorlar diye biliyorum. Bbc'de mi ne okumustum da cok oldu yanlis hatirliyor olabilirim.
0
fakyoras
(01.02.21)
Aşının onay alıp piyasaya sürülmeden önce yapılan çalışmalarda uygulanıyor. Yani vatandaşa kullanılan aşılarda öyle bir durum yok.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(01.02.21)
Yukarida da denildigi gibi bu sadece test asamasinda olur.

Amaci ise kac kisinin viruse yakalanacagini bulmak. Yani sen normal asi yapiyorsun 100 kisiye, bunlarin 10'una virus bulasiyor diyelim. Ee bu veri ne saglayacak sana? Belki asi vurmasan da bu kisilerin yine 10'una virus bulasacakti?

İşte bunu cozmek icin bir (mesela) 100 kisiye de "sana asi yapiyoruz" diyerek tamamen etkisiz bir sivi enjekte ediyorlar. Bakiyorlar ki o 100 kisiden 40'i virusu yapmis. Oha diyorsun, bizim asi iyiymis demek, 4'te 3 oraninda azaltmis virus bulasmasini.

-----

İlac testlerinde de plasebo hep kullanilir. Onun da amaci "ilac verdigimiz 100 kisi gercekten ilac sayesinde mi iyilesti, yoksa kisiler psikolojik etkiyle kendi kendini mi iyilestirdi?" sorusunun cevabini bulmaktir.
0
hlot
(01.02.21)
Klinik deneylerde kullanılır ama her deneyde değil tabi. Aşıyla herkes plasebo kavramını duydu ama tüm çalışmalarda kullanılır eğer o hastalığın mevcut bir ilaç tedavisi yoksa. Yani piyasada milyon çeşit tansiyon ilacı varken plasebo karşılaştırmalı çalışma yapılamaz. Covidde onaylanmış bir aşı tedavisi olmadığı için plasebo karşılaştırmalı yapıldı.
0
curukturpkokusu
(01.02.21)
Piyasada milyon çeşit tansiyon ilacı varken hipertansiyon hastalığı için plasebolu çalışma yapılamaz diye düzelteyim.
0
curukturpkokusu
(01.02.21)
plasebo etkinlik ve güvenirlik için sadece "test" aşamasında kullanılır. burada basit bir anlatımla şunlar.

1. ilaci ya da aşı yı olanlarda yan etkiler neler? normalde plasebo olan adamda yan etkisi olmasi beklenmez.
2. ilacin beklenen etkinliği gruplar arasında ne kadar farklı.
3. gruplar arasında hastalığa tutulma veya yanıt verme farklılıkları ne düzeyde.

özetle; plasebo insanın kendi vücudu üzerinden oluşturabileceği değişkeni ortadan kaldırmayı amaçlar. yapılan çalışmalara göre insanlar etken madde olmayan ilaç aldıklarında biri zihinsel olarak kendilerini etkilediklerinden bazen kendilerini daha iyi hissettiklerini (veya tam tersi) vs. söyleyebiliyorlar.
0
helenart
(01.02.21)
(84)

I'm back! :)

pandispanya
Selamlar herkeseee, çok uzun zaman oldu :)) Çok zamandır aklımdaydınız ama bir türlü ilk adımı atamıyordum. Bugün o gün millet! :DÖncelikle güzel dileklerle başlayayım. Umarım tanıdığım/tanımadığım herkes bu uzun süre zarfında iyi ve mutlu kalabilmiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz ekstra garip dö
Selamlar herkeseee, çok uzun zaman oldu :)) Çok zamandır aklımdaydınız ama bir türlü ilk adımı atamıyordum. Bugün o gün millet! :D

Öncelikle güzel dileklerle başlayayım. Umarım tanıdığım/tanımadığım herkes bu uzun süre zarfında iyi ve mutlu kalabilmiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz ekstra garip dönemde hepinize sağlık, geçim kolaylığı ve yaşam motivasyonu diliyorum can ı gönülden.

Kimler gitti kimler kaldı pek bilemiyorum ama beni hatırlayıp merak edenler için bir özet geçeyim. Ben kısa tutmaya çalışacağım ama çok söz de veremiyorum :D Durumu olmayanlar şimdiden kusuruma bakmasın :))

Geride bıraktığım 5 senenin neredeyse her saniyesi kabus gibiydi diyebilirim. Güzel şeyler de oldu yalan yok ama geneli gerçekten kalitesiz bir yeşilçam filminin saçma sapan bir bollywood versiyonu gibiydi. Daha fazlası olmaz herhalde artık dedikçe her şey üst üste gelmeye devam etti :D Son 5 senem bir film olsaydı ilk 10 dakikasında çıkmıştım, öyle bir şey :D

Belki hatırlayanlar vardır tiroid problemlerim vardı. Öncelikle tiroide bağlı gelişen başka bir rahatsızlık sebebiyle minnoş gözlerimi kaybettim :D Çok şükür hala görüyorum ama şekilleri ve boyutları değişip büyüyüp yuvarlaklaştılar :D Sonra ameliyat geçirip tiroid problemimden kurtuldum ama gözler yadigar kaldı :D

Sonra evlendim ve Bodrum'a taşınıp ufak bi cafe/pub açtım. Sanırım buraya kadar bilenler biliyordu. Bodrum'un ve evliliğimizin ilk 6 ayı tek kelimeyle mü-kem-mel-di. İstanbul'da yaşarken benim de eşimin de güzel işlerimiz ve güzel maaşlarımız vardı. Çok şükür yiyip içip gezmemize hatta balta girmemiş ormanlardaki orangutanlara bile yardım etmemize rağmen paramız artıyordu ve biz de biriktiriyorduk :D Ne güzel zamanlarmış. Önce düğünümüze, ev eşyalarımıza bir yatırım olur diye biriktiriyorduk. Bu hastalıktan sonra ben dedim ki düğünü eşyayı boşverelim, dünyayı gezelim. Beğendiğimiz yerde kalabilmenin imkanlarını araştıralım ve yerleşelim. Şimdiki eşim, o zamanki erkek arkadaşım da iflah olmaz bir kurumsal kimlikti ve bu maceralara pek yanaşmıyordu. Bana dedi ki "son kez müdür pozisyonlu başvurularımı yapayım 15Ocak'a kadar geri dönüş olmazsa dünyayı gezelim. Eğer istediğim işlerden birine kabul edilirsem kariyer yapmak istiyorum" :D Naif planlar. Dedim hay hay. Gayet adaletli bir bakış açısı. Ama tabii onun işine çok ihtimal vermediğim için ben dünya gezisi rotasını oluşturmaya başladım :D Derken boş zamanlarında sahibinden.com'da hiçbir zaman almayacağı tekneleri, motorları ya da dükkanları gezen her Türk genci gibi biz de hiç aklımızda yokken Bodrum'da bi dükkan bulup tutmaya karar verdik. Tarih 31 Aralık 2015. Dedim ki yeter ki İstanbul'dan gidelim de bir işimiz olduktan sonra dünyayı sonra da gezebiliriz. NAAAH gezersin! :D 15 gün sonra başvurduğu işlerden olumlu geri dönüş alan eşim için de benim için de artık hayat başka bir yola savurmuştu bizi çoktan. Sonra işte şipşak düğün dernek, işlerden istifa, dükkanı kurmaca derken kendimizi burada işletmeci olarak bulduk.

Normalde kendi paramız dükkanı tutmaya ve düzeltmeye; aşçı, barmen vs tutmaya yetiyordu ama kocacıııım yine her Türk gencinin hayali olan "liseden arkadaşlarıyla ileride bir bar açma" hayaline tutunarak, çocukluk arkadaşını ve eşini de bize ortak etti. İlk FAIL! Ta daaa :D İlk 6 aya dönelim, mükemmeldi dedik. Çocukluğumuz ve ilk gençliğimiz berbat geçmiş olduğundan "Hayatımızda ilk defa mutlu ve huzurluyuz" diye düşündük. Ortağımızın eşi "ben mükemmel bir aşçıyım, sana her şeyi öğretirim" dediği; ve onun kocası da "ben mükemmel bir barmenim" dediği için bir süre insanlara pişmemiş pirinç yedirdik ve bara gelip cin tonik isteyenlere bira verdik. Ona rağmen mutlu, çözüm odaklı ve iyimserdik. Her şeyi zamanla, çalışkanlığımızla, dürüstlüğümüzle, gençliğimizle çözeceğimize inanıyorduk. Bu arada ben 25, eşim 27 yaşındaydık.

6.ayımızda babam bir cinsel istismar iftirası sonucu tutuklandı. Huzurla uyuduğumuz bir gecenin sabahına birçok yalan haber ve ölüm tehditleriyle uyandık. Bana göre bu mümkün olamazdı ama yine de beşer şaşar diyerek apar topar İstanbul'a gidip babamla yüzleştim. Kafamdaki plan çok netti. Eğer bu şerefsizliği yapmışsa, ölmüş kabul edip yoluma devam edecektim. Yapmamışsa yolumuz uzun ve sancılıydı. Babam olanlardan, hakkında söylenenlerden, tehditlerden, gazete ve televizyonlarda dönen yalan haberlerden habersiz, masum ve şaşkındı. Avukatlar tuttum, onun varolan borçlarını ödedim, dükkanını araştırmaya gelmeleri için aylarca kirasını ödedim, tüm masraflarını üstlendim kısaca. Hakkında ortaya atılan tüm iddiaların aksi kanıtlanmasına rağmen, iftirayı atanlar söyledikleri şeyleri geri çekmelerine rağmen, polis raporları bizden yana olmasına rağmen, bilir kişi raporları bizden yana olmasına rağmen, tanık beyanlarının tümü bizden yana olmasına rağmen, görüntülü kayıtlar, fotoğraf ve videolarla da birçok şeyi desteklememize rağmen; her celse değişen hakim ve savcılar, karşı tarafın medya ve belediyeyle olan yakın ilişkileri; dosyayı açıp okumadan karar veren sözde yetkililer sebebiyle dosyamız okunmadan, hiçbir delil değerlendirilmeden babam 25 yıl hapis cezası aldı. Günde 15-16 saat kafede çalışarak, her hafta İstanbul'a gidip geldim. Düğünden gelen tüm takı ve paraları bu iş için harcadım, yetmedi krediler çektim (sağolsun eşim inanılmaz destekledi), yine de başaramadım. Hukuki sürecin devamı çok uzun ama yıllar boyunca tüm sosyal mecralardan taciz edilmeye devam ettim. Esasında duyuruyu bırakmam bu olaya dayanıyor.

Biz bilim ışığında, akılla mantıkla sunulan kanıtlarla kendimizi bozmadan süreci ilerletelim, vicdanımız rahat, kanıtlarımız tam, nasılsa birileri okuyup bu konuyu aklına mantığına sığdıramayacak dedik ama ne yazık ki kurunun yanında yaş da yandı ve dosya hiçbir zaman okunmadı. Sonra yargıtay cezayı 17 seneye düşürdü. Şu an anayasa mahkemesindeyiz. Hala bekliyor ve mücadele ediyoruz, bakalım.

Bu süreçten birkaç ay sonra ortaklar da tüm yaşadıklarımızı bilmelerine rağmen, girerken koydukları paranın 2,5 katını talep ederek ayrılmak istediler. Toplamda 9-10 ay beraber çalışmıştık. Dedik ki madem kardeş dediğimiz insanlar 9 ayın sonunda, tüm sıkıntılarımıza rağmen bu şekilde ayrılarak böyle bir para talep ediyorlar; verelim. Dükkan bi marka filan olmadı, daha sandalyelerde minder yok :D 5 sene öncenin parasıyla 45bin tl istiyorlar şaka gibi :D Yine kredi çektik. Onlara istedikleri rakamı ödedik ve ayrıldılar. Sonradan öğrendik ki "İstanbul'dan varlıklı arkadaşlarımız geliyor, işi kurup sonra ayrılıp para alıcaz" diye yapmışlar zaten planlarını :D Fail 2! :D Varlıklı olsaydık keşke gerçekten. Aynı parayı bölüşüyorduk; bu herif kumar oynayıp bütün parayı kaybedip devamlı ailesinden destekle yaşıyordu. Bizse hem kendimize, hem baktığımız hayvanların tüm giderlerine (sokaktaki 20 kedi, 5 köpek filan, kısırlaştırmalar, mamalar, aşılar:D), hem babamın giderlerine, hem benim her hafta İstanbul'a gidip gelmeme yettiriyorduk. Kendi kıçı kırık motorumuzu bile onlara vermiştik, işe kolay gidip gelsinler diye izinli günlerimizde, yaz gününde Bodrum'da yeni evli çift olarak evde oturuyorduk aracımız ve paramız olmadığından :D Neyse, öyle ayrıldılar. Sonra biz dükkanda ikimiz kaldık eşimle.

Benim İstanbul süreci ayda 1-2'ye düşmüştü. Dükkanı toparlamaya çalışıyorduk. Buradan da gelenler oldu bu arada :D Sağolsunlar, yolunuz düşerse hepinizi bekleriz :D

Bi 6 ay da böyle geçti. Borç ve kredi yükümüz çok ağır geldiğinden dükkana yeni bir çalışan almadan her şeyi kendimiz yaptık. Mutfağa ben, bara eşim geçti. Sabahlara kadar çalıştık, denedik, alışverişi de kendimiz yaptık, tuvaleti de kendimiz temizledik, servisi de biz yaptık, hazırlığı da, müziği de, bulaşığı da... Aklınıza ne gelirse, gece gündüz çalışıp, hiç es vermeden kendimizi babamı kurtarmaya ve borç ödemeye adadık. Bir yandan da hizmet sektöründe her ne kadar sabah güne yeni bir tehditle, hakaretle, kötü haber veren bir telefonla uyanmış olursan ol, insanlara gülümsemek ve onları eğlendirmek zorunda olmanın psikolojik yükü de ekleniyordu ama yine de güçlüydük. Sonraaa tam yeniden hayata karşı umutlanacakken eşimin babasının akciğer kanseri olduğunu öğrendik. Bu sefer de o süreç başladı.

Önce Eskişehir, İzmir, Ankara, İstanbul vb yerlerde çeşitli profesör ve hastane arama süreçleri, sonra tedavi süreci başladı. Kayınpederim bu dönemde artık çalışamaz duruma geldiği için onun ailesinin masraflarını da biz üstlendik. (İkinci eşinden 20 yaşında bir oğlu ve 8 yaşında kızı vardı).

Gece yarısına kadar çalışıyorduk, dükkanı kapatınca eşim Marmaris'e gidip babasını alıp İzmir'e götürüp kemoterapiyi bekleyip, yeniden Marmaris'e gidip babasını bırakıp, Bodrum'a dönüyor ve çalışmaya devam ediyordu. Bazı zamanlar 10-15 gün dükkanı tek başıma açıp kapattığım oldu. O dönünce ben aynı matematikle İstanbul'a gidip, babamı görüp, avukatlarla görüşüp aynı gün geri dönüp gece çalışmaya devam ediyordum. Kayınpederlerin mutfak alışverişi, çocuğun okul giderleri vb destekçileriydik.

Sanırım gençliğin verdiği güçle gerçekten her düştüğümüzde daha güçlü kalktık hep ayağa. Biraz da enayilik. Ama çok şükür artık iş yeri azıcık daha profesyonel olmaya ve para kazandırmaya başlamıştı. Ne duruyoruz o zaman helva yapalım dedik. Eşimin, son 5 senedir odasından hiç çıkmamış 20 yaşındaki kardeşine iş verelim, onu hayata hazırlayalım dedik. Bak bak :D:D Fail 3'ün zemini geliyo :D Bu çocukcağız da 15 yaşında liseyi bırakmış, işte 5 senedir odasından çıkmıyor, eli bir iş tutmuyor, akşam okulunun borcu biriktiği için okula devam edemiyor filan. Marmaris'ten geldi, bize taşındı. İlk etapta 6 ay kadar birlikte yaşadık ve çalıştık. Çok şükür, iki kelimeyi yan yana getirmeye utanan çocuk açıldı, özgüvenlendi; barı, kahveyi, mutfağı öğrendi; para kazandı. Biz kazandığı paradan ayrı olarak okulunun geçmiş borçlarını ve yeni gelen taksitlerini ödedik, cep telefonunu aldık, üst baş alışverişini yaptık ve sezon sonunda bir sonraki yaza da görüşmek üzere vedalaştık.

Bu arada kayınpederim de kanseri atlattı, güzel bir kutlama yaptık; derken çok kısa bir zamanda nüksetti ve yukarıda anlattığım süreç yeniden başladı. Sonra da tam her şey yeniden iyi gidiyorken kendisini aniden kaybettik.

Bu arada ben devamlı mahkemelere gidiyorum, her celse büyük umutlarla gidip aşağılanarak dönüyorum, yeniden televizyonlarda, gazetelerde dönüyoruz filan çok zor. Kayınpederimin hastaneye kaldırıldığı haberini duyar duymaz dükkanı kapatıp yola çıktık. Yolda eşim arabayı süremeyeceğini söyleyip yanımızda da bir büyük olsun diye annesini çağırdı. Kayınvalidemle gittik Marmaris'e ama kayınvalidem kayınpederin eski eşi. Validenin de 25 senelik yeni eşi var. Bütün hikayelerin üstünden 25 yıl geçmiş ama kadıncağız insanlık yaptı bize.

Biz Marmaris'e giderken, babayı kaybettiğimizin haberi geldi. Yıkıldık. Neyse gittik, gerekli işlemleri hallettik ve 24 saat geçmeden Bodrum'a geri döndük. Günlerden Pazar. Pazartesi günü benim babamın İstanbul'da mahkemesi var. Salı günü ise eşimin babası yine İstanbul'da defnedilecek. Pazartesi sabahı 6.30'da uçağımız var diyelim.

Kayınvalidemi evine bıraktık, eşim de üvey babasının yanına çıktı, sarılıp teselli ettiler birbirlerini. Aksi bir şey yok gibiydi. Biz de eve geldik. Aramız 15dk. Eşim artık ağlayabilirim dedi. Kahve yaptım, içerken telefon çaldı. Telefonda sadece kayınvalidemin çığlıkları geliyordu "yapma, vurma, yeter" gibi :( Eşim "annemi dövüyo" dedi. Valla yalın ayak arabaya nasıl atladık, nasıl gittik oralar bende yok. 4-5 dk içinde oradaydık. Yolda jandarmayı aradık, biz içeri bi girdik ki kadını 40 dk darp etmiş şerefsiz. Kıskançlık sebebiyle ve alkol problemi bahanesiyle. Kadıncağızın ayakta duracak gücü yok, her yerden kanlar süzülüyor, bir yandan şoktan mıdır nedir "o çok iyi bir insan, onu polise vermeyin" diye yalvarıyor :/ Allah'ım son 3 sene kesin kabustu diyorum artık. Birazdan uyanacağım, uyanmam lazım yani. Daha babayı kaybedeli 24 saat geçmedi, bu nedir.

Üvey kayınpeder daya atmaktan yorulmuş sandalyeye oturmuş, oturduğu yerden kayınvalideye ve eşime ve hatta daha vefatının üzerinden 1 gün bile geçmeyen babasına küfürler hakaretler ediyor. Eşim önce üvey babayı dövdü, sonra jandarmalar müdahale etti. Ve de yanlış bi hareket yaparsa artık onu da nezarete atacaklarını söyledikleri için başına bir şey gelmesin diye kalanında da ben dövdüm. Bir yandan eşim sinir krizi geçiriyor, bir yandan herif kayınpedere küfrediyor, bir yandan kayınvalide "o çok iyi bir insan, onu götürmeyin" diyor, jandarma ultimatom veriyor asjdha o ara ben de yerlere düşürüp tekmeledim adamı, bi de suratını yumrukladım :/ Yaşadığımız her şeyin içinde vicdanım bi tek bazen buna sızlıyor. Hala utanıyorum yaptığım şeyden. Ama yine olsa yine yapardım...

İstanbul uçağının kalkmasına 4-5 saat var, günlerdir uykusuzuz, kayınpederi kaybetmişiz, kayınvalide öldüresiye dövülmüş, sabahında babamın mahkemesi var, ertesi gün cenazemiz var ve sabaha kadar hastane, karakol vs dolaşıyoruz. İşin kötüsü kayınvalidem de hastanede yaralarını saklıyor, karakolda hayır dövmedi diye yalan söylüyor, inanılmaz bir şey yaşıyoruz.

Uçağa birkaç saat kala, güvendiğimiz bir ablamızı kayınvalidemin yanına yerleştirdik ve biz gelene kadar buradan ayrılma dedik. Sonra gittik, babam bu sefer kesin çıkıyor dediğimiz mahkeme de g.tümüze girdi. Ertesi gün de cenaze... Sonra Bodrum'a döndük.

Kayınvalideye gittik, uzaklaştırma çıkarıldı, tehditler alıyor adamdan ama bize söylemiyor. Jandarmaya da söylemiyor öyle bekliyor ve adamı koruyor. Yanına koyduğumuz abla vardı ya bize o anlatıyor gelen mesajları. Bu arada bi de eşimin anneannesi var, alzheimer hastası, kayınvalidemlerle yaşıyordu. Bizim gittiğimiz o bir haftada her geçen gün kadının hareketleri kısıtlanıyor, birkaç gün sonrasında da tamamen felç geçirmiş gibi oldu. Hop yine hastaneler, meğer herif bunun kafasına telefon fırlatmış annemi dövdüğü gün. Anneanne de o günden beri ufak ufak beyin kanaması geçiriyormuş. 85 yaşında kadın. Masada kalabilir denerek ameliyata alındı. Daha kayınpederin yasını tutamadan yine hastane süreci. Bu arada çalışmaya devam ediyoruz. Ben dükkanda kalıyorum, eşim anneannesinin yanında hastanede. Neyse ki ameliyat başarılı geçti ama bu olaydan sonra anneanne tamamen yatağa bağımlı hale geldi...

Tekrar bahar geldi, kardeşimin erkek kardeşini geçen sene söz verdiğimiz gibi yeniden yanımıza aldık. Bu arada maddi anlamda götü biraz doğrulttuğumuz için bir arkadaş daha bizimle çalışmaya başlamıştı. Toplamda 4 kişi olduk dükkanda. Derken bu sefer eşimin üvey annesi tutturdu ben de Bodrum'a taşınacağım diye. Yapma etme dedik, buralar pahalı, küçük kız babasını yeni kaybetti, okul ve çevre değişikliği iyi gelmeyebilir filan. Yok dedi taşınacam. Ok dedik o zaman yakınımıza taşın ki tanıdıklarımızı kullanarak sana iş bulabilelim. Okul çıkışında kızı alabilelim filan. Evler bulduk, gönderdik, bak sakın bize sormadan ev tutma çünkü burada yeni gelenleri çok kazıklıyorlar, arada bir tanıdık buluruz, bize farklı davranırlar dedik. Dedik de dedik. Fail vol. 45764
Anaaa bi baktık kadın bize haber vermeden bize oldukça uzak bi yerde, oldukça yüksek fiyatlı bi ev tutmuş. Bize tuttuktan sonra haber veriyo. Hayırlısı dedik, belki kadın 50 yaşından sonra özgür kalmak istiyor hayatında ilk kez. Saygı duyalım. Duyduk da.

Biz erkek kardeşe hayat yolu çizmeye odaklıyız. Bu sezonun sonunda lise bitince MSA'ya gönderelim, masraflarını da biz üstlenelim, eli artık iş tutuyor, mesleği de olsun planları yapıyoruz. Annesi dedi ki ben bayramın 1. günü taşınıyorum. Yardıma gelir misiniz...

Bilenler biliyor, tatil yöresinde bayram günü hizmet sektöründeki yoğunluğu. Bütün kış beklediğimiz gün gelmiş. Kadın o gün taşınacak. Hay hay babamızın emaneti. Erkek kardeş yine bizimle yaşıyor bu arada. Eşim dedi ki "yarın şu saatte uyanıyoruz, bu saatte evden çıkıp, şu saatte anneni taşıyoruz, akşam da bu saatte dükkana dönüyoruz rezervasyonlar full". Ok, sabah oldu, kardeşi uyandırıyoruz uyanmıyor. Belki 10-15 defa uyandırdık. Evden çıkma saati geldi geçiyor, eşim de kendi başına çıktı, üvey anneyi taşımaya gitti. Yarım saat sonra kardeşi uyandı, abisini sordu, anlattım. Tamam deyip evden çıktı. Gidiş o gidiş :D Yukarıda fail 3 zemini olarak anlatmıştım ya :D Cebine henüz çalışmadan verdiğimiz maaşını da koyup kaçtı herif akdljhsa :D Bayram günü dükkanda iki kişi de kaldık mı :D Arıyoruz açmıyor filan sonra arkadaşları haber verdi, Türkiye turuna çıkmış lkdsjla :D Neyse biz bütün yazı güç bela 3 kişi hallettik ama sezon ortasında yeni eleman da bulamadığımız için iflahımız s.kildi afedersiniz.

Bu arada babadan 400.000tl filan borç kaldı dahgsd kafamız çok karışık ama üvey anne abuk subuk harcamalar yapıyor, atıyorum 6 tane kahvaltı tabağına 1.000 tl veriyor, saçma sapan bir elbiseye 900tl veriyor. Sonra param bitti diye bizden destek istiyor, veriyoruz; evden kaçan kardeşin okul taksidi diye para istiyor, veriyoruz filan saçma sapan bir durum :D Küçük kız için yine okul ve üst baş harcamaları, onu gezdirip yedirip içirmeler, helali hoş olsun, tüm hikayeler içindeki en masum kişi kendisi...
Abi 6 ay sonra, kadın dedi ki ben Bodrum'da yapamıyorum, burası çok pahalı, kız okuldan eve geliyor tek başına, ev sahibi beni dolandırıyor vs. Be amk, biz 6 ay önce bunları söyledik zaten sana. Peki ne yapalım? Ben tekrar Marmaris'e taşınacağım, bana nakliyeci ayarlayın. Bi de bilmem ne kadar para. Ok. Bunları da yaptık.

En son benim doğum günümden önceki akşam saat 9'da eşimi arıyor. Sabah 8'de taşınıyorum, yardıma gelebilir misin diye. Ben de kendimce yasta olduğum için senelerdir doğum günü kutlamamışım; o sene Antalya'dan annemler ananemler geliyor, dükkanda müdavim müşteri ve arkadaşlarla kutlama yapacağız. Eşim de durumu izah ediyor, evde 4 kişi misafirimiz var, yarın kızın doğumgünü, dükkanda organizasyon var vs. derken telefon suratına kapanıyor :D Kapanış o kapanış :D Bi daha ulaşamadık. Taşınıp bizi sildi hayatından. Küçük kızı da taşınmadan iki hafta önce Marmaris'e yollamıştı zaten. Veda bile ettirmeden :D

Bu arada eşimin annesi adamdan ayrılma arifesindeydi ya, o da yanında bir erkeğin eksikliğini hissetmesin filan diye ona da maddi manevi yardımcı oluyoruz. Gece 5'te dükkanı kapatıp, sabah 7'de eşim kapı montajına gidip, birkaç saat sonra dükkanı açıp 15 saat aralıksız çalışıyor filan öyle bir şey.
Ama annesi yalnız kalma kısmını kabullenemeyip adamla tekrar barıştı. Çok boktan hissettik.

Aileden yediğimiz bu son kazıklardan sonra bizim psikolojimiz baya gitti bitti. Çok garip oldu. Peki dedik, öldürülmek istiyorsan artık senin kararın ama madem kocan yanında o zaman bizden maddi manevi bir desteğe gerek kalmadı diye blöf yaptık. Yeniden birleşme denemeleri 1 ay sürdü. Ama o 1 ayda çektiğimizi Allah biliyor. Her gece evlerini gözetledik kavga var mı, kötü bir şey var mı diye. Her uykudan kabusla uyandık.

1 ayın sonunda herif yine içip sıçmaya başlayınca anne nihayet uyandı ve adamı kovdu. Bu sefer de onun bozulan psikolojisiyle yaptığı işler batmaya başladı. Bir yandan yatalak annesine bakıp bi yandan çalışmaya çalışıyordu ama başaramadı. Dedik ki bu böyle olmaz, hiçbir şey yapmasan aylık giderin (dükkanın masrafı, ev kirası, bakıcı parası, çalışan maaşı vs) 20.000TL. Gel bizimle yaşa, dükkanını da kapat, tüm masraflarından kurtul.
Böylelikle kayınvalide bize taşındı. Bu arada 2+1 evde 2 kedi, 1 köpek, 1 kayınvalide, 1 yatalak anneanne bir de biziz ashdkajsdh :D Bu şekilde 7 ay kadar birlikte yaşadık. Zaten melek gibi insanlar, başımın üstünde yerleri. Ama bu sayede kadıncağız son 1 iş daha yapıp, ufak tefek borç kapatıp, cebine de bir miktar parasını koyabildi. Geçtiğimiz Mayıs ayında onu Antalya'da ufak bir köye taşıdık. Şimdi tarım yapıyor, annesiyle emekli maaşlarıyla tatlıca geçiniyorlar.

Anam ne uzun oldu :D Aralarda bi sürü şey daha var onları geçiyorum artık. Tam yine her şeyi yoluna koyduk, artık bi Avrupa yapabiliriz derken bu sefer de pandemiler çıktı işte oralar zaten malum. Dolar euro da öyle :D Bu bir senenin yaklaşık 6 ayında kapalıydık. Bu aradaaa yaş da 30 oldu :D

Sonuç, işler ve dükkan genel olarak gayet güzel oturdu. Bu yaz dükkanda çalışan nihayet 5 kişiydik. Küçük kız kardeş Darüşşafaka'yı kazandı :,) Annesi telefonlarımızı açmadığı için görüşemiyorduk, geçtiğimiz aylarda ona güzel bi telefon hediye ettik kendisine ait, artık rahatça görüşebiliyoruz :)

Borçlar bitti sayılır; yeniden borca girmeden kendi birikimimizden harcayabiliyoruz en azından pandemi sürecinde. Kendimizden çokça ödün vererek belki bir güzel ev ve araba parasını havaya üfledik ama vicdanlarımız rahat diye bakıyorum.

Geçenlerde eşimin annesi ufak bir kanser tehlikesi atlattı, ameliyatı için Antalya'ya gittik, anneanneye ben baktım, eşim de annesinin yanında durdu mesela. Annem de bize yardıma geldi kayınvalidelere. Sonra hep beraber benim Anneannemlere gittik. Yetişemiyorlarmış perdelerini yıkadık, yemeklerini yaptık :) Dedem kalp krizi geçirmişti, onu bi daha göremem diye çok korkuyordum, onu gördüm. Ailenin kalan kısmıyla mutlu zamanlar geçirebilmek çok değerli bence. Nolur size değer verenlere sıkı sıkı sarılın. Küsseniz barışın.

Şimdi de benim annem tiroid kanseri oldu sanırım. Pazartesi günü belli olacak, bakalım. Özet olamadı ama özetle benim de duyuruya ara verme sebeplerim böyle şeylerdi.

Şu sıralar artık daha fazla vakit ayırmaya çalışacağım. Umarım başarabilirim. Bana ulaşamayan mesajlarınız olduysa hepinizden özür dilerim.

Hatırlayanlara bol sevgiler, ve bir de kapanış fotoğrafı gönderirim :))

İlk kedimi sahiplenmeden önce duyuruya sormuştum. Herkes sende kalsın lütfen sokağa bırakma demişti. Buradan aldığım en güzel cevaptı. Çünkü tüm bu boktan süreçlerde hiçbir terapi, hiçbir ilaç olmadan, hayata tutunmamı sağlayan en güzel şeydi kendisi. Sonra sorunlar arttıkça, evdeki terapicilerin sayısı da arttı asdhajga :D Teşekkür ederim tekrardan. Onlardan bi hatıra bırakıyorum buraya.

Sorularınız varsa sorun, umarım modlar silmez :p Sağlıcakla kalın.

Sevgiler.
0
pandispanya
(30.01.21)
Çok üzgünüm ben de bunu amaçlamamıştım ama başlayınca çok uzun sürdü 4,5 senenin özeti :D Bazı yerler çok detaylı olmuş ama beynim sulanınca geri dönüp silemedim de kaldı öyle artık hayırlısı :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
korkunç, nutkum tutuldu. çok çok geçmiş olsun babana.
! gördünüz mü millete nasıl iftira atılıyor. nasıl hayatlar karartılıyor. ahh ah
kötünün kötüsü bi haber ama yalnız değilsiniz
www.hurriyet.com.tr iftira 2009
www.hurriyet.com.tr iftira 2018
www.hurriyet.com.tr iftira 2021

ileri okuma:
false accusation of rape
0
esref
(31.01.21)
@esref çok teşekkür ederim. Başımıza gelenlerden sonra duyduğumuz, okuduğumuz her şeyi önce sorgulama konusunda çok hassas olduk. Bu konu bu ülkenin en iğrenç gerçeklerinden birisi olmasına rağmen, hiçbir suç işlemeden mağdur olan da çok insan var maalesef. İşini düzgün yapan kurum yok denecek kadar az. Suçlu elini kolunu sallayarak dışarıda, suçsuz içeride olabiliyor. Teşekkür ederim tekrar.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Allahım film gibi! Geçmiş olsun gerçekten ve hoş geldin :)
0
mor oje
(31.01.21)
Çok teşekkür ederim, çok hoş buldum :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
ben seni hayal meyal hatırlıyorum. çok uzun süre olmuştur gerçekten ama. tüm yazdıklarını da okudum okurken de kolum uyuştu bu kadar olay nasıl üst üste gelir diye hayatı sorguladım. allah güç kuvvet versin ve yardımcınız olsun demekten başka da elimden bi şey gelmiyor. gerçekten çok zor şeyler yaşamışsınız.
0
lata
(31.01.21)
Bende burada çok aktif olamadan da oldukça eskiyim ve pandispanya yi hatırlıyorum. Söyleyeceğim tek şey; Helal olsun size... Hoşgeldin.
0
primetime
(31.01.21)
sen dağ gibi bir insansın. kocan da öyle. ve evet, Allah dağına göre kar veriyor.
biliyorum, dağ olmayı ben istemedim ki diyeceksin. benim de istemediklerim oldu. nasip.

ayrıca rahmetlinin mekanı cennet olsun.
0
esref
(31.01.21)
@lata, çok teşekkürler, yazdıklarınız ne kadar değerli bilemezsiniz, sağolun, hepimize güç kuvvet diliyorum :)

@prime time, hoşbuldum, çok teşekkür ederim <3 :)

@esref, insanlar ne zorluklar yaşıyor, bizimki de dert mi diye düşünüyorum aslında. her şeye rağmen şükür. Bazı çok keskin hatlarımızı törpüledi, önem sıralamalarımız değişti, alabildiklerimizi alıp yola devam etmek gerekiyor, hayat işte. Güzel sözleriniz ve temenniniz için çok teşekkürler, çok sağolun gerçekten :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
vay be, ne dönüş ama :D
hepsini okudum, daha önce de bu nicki duyuruda görmüştüm, hatta isminin geçtiği/arandığın zamanlar da oldu.
gerçekten helal olsun. okurken kaç kere dedim "oha lan MtKrt, buraya kadar kaç kere intihar ederdin?!".
yaşanabilecek her kötü olayı yaşayıp atlatmışsınız. bundan sonrası önünüz umarım aydınlık olur. hoş, olmasa da siz üstesinden gelirsiniz:D
tekrar hoşgeldiniz.
ve bol şans.
0
MtKrt
(31.01.21)
hahahasjkdhakj kahkaha attım valla çok sağolun ya. ben de sizin isminizi hatırlıyorum, o zaman artık moderasyonlarda görüşürüz :p Çok teşekkürler gerçekten, intiharlık bir şey yok, nasılsa kendiliğimizden ölücez bi gün, daha bölüm sonu canavarı çok :D hoşbuldum.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
woaw film gibi okudum. ne kadar güçlüsünüz...
bodrumu çok severim. mekanınız nerede adı nedir bir uğrarım :)
0
omonia
(31.01.21)
tamamını okudum. inanılmaz şeyler atlatmışsınız. çok çok geçmiş olsun.
yıllar sonra yeni bir dönüş yaptığım için nick yeni olsa da çok net hatırlıyorum ben seni :) bundan sonra her şey daha güzel olur umarım sizin için.
iyi ki geldin, hoş geldin!
0
juliette
(31.01.21)
Acilen dünya turuna çıkın ;) kaç kaç kaç kaç
Şaka bir yana geçmiş olsun...
0
intihar etsem de kendime gelsem
(31.01.21)
@omonia, çoook sevinirim, biz Yalıkavak'tayız, mesaj atıyorum ismini :D

@juliette, ya çok çok teşekkür ederim. çok mutlu oluyorum, hepimiz için kabul olsun bu dilekler :)) çok sağol, hoşbulduk! :)

@intihar.. asdhaha dünya buna hazır mı bilemiyorum benim şansımla başedemeyebilir :/ :D Çok teşekkürler.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
ben hatırlıyorum.
eskilerden şöyle 3-4 yıl önceden.

hoşgeldin.
0
alt4y
(31.01.21)
Tanımıyorum ama geçmiş olsun.
0
dissendium
(31.01.21)
Aa hatirliyorum seni, o kadar oldu mu diye baktim da son duyuru uzerinden 5 sene gecmis. cok cok gecmis olsun. Sonunda toparlayabilmenize cok sevindim.

Mekanin adini ben de isterim :)
0
fakyoras
(31.01.21)
Müthiş hikaye, çoğu filmde bu kadar aksiyon olmuyor. Süper kahraman olsa çoktan kostümünü çıkarıp emekliye ayrılmıştı. Çok iyi bir iş başarmışsınız, umarım güzel günler gelmiştir ve hiç geçmez.
0
alfred
(31.01.21)
@alt4y, tanıdık isimler görmek çok hoş :) hoşbuldum.

@dissendium, çok teşekkürler :)

@fakyoras, çok iyi hatırlıyorum seni de, çok teşekkürler :) gönderiyorum hemen :d

@alfred, çok sağolun, güzel dilekler hepimiz için gerçek olur umarım.
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
vay be... senin nickini çok net hatırlıyorum. 4-5 sene geçmiş en son yazdığından beri
neler neler yaşamışsın saygı duydum. karıştırmıyorsam sanki ifşalardan birinde eşinizle açık alanda bi fotonuz vardı ya da o aycovskimiydi bi dk...:/ hee bi de duyuru kızları buluşmaları yapılıyordu orda da vardın sen sanki :)
0
mr.brown
(31.01.21)
@mr. brown yok, eşli fotoğraf benim değildi, kimindi hatırlamıyorum ama yine de helal valla :D kızlar buluşmaları düzenliyorduk doğru :D güzel zamanlardı. sizi de hatırlıyorum. çok teşekkür ederim.

not: tekrar düşündüm, fotoğraf benim de olabilir emin değilim :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Hiç konuşmadık sanırım ama ben çok iyi hatırlıyorum sizi. Hatta Bodrum’a taşınmadan önce Bodrum ve mekan açmakla falan ilgili duyurularınızı çok net hatırlıyorum. Hoşgeldiniz :))

Yaşadıklarınız okuyana bile çok zor gelirken 5 sene bunlara dayanmanız ve hala pozitif kalabilmeniz gerçekten olağanüstü. Umarım annenizin hastalığı kanser değildir de bu kadar şeyden sonra güzel bir haber alırsınız pazartesi günü.

Bu arada mekanınınız adını ben de isterim. Hatta yemin ederim zamanında burda açtığınız duyurulardan beri merak ediyordum :D Yazarsanız Bodrum’a gelince uğramayı çok isterim :)
0
ms brownstone
(31.01.21)
süreçten haberim yoktu ama hatırlıyorum elbette.
hastalıklar ve başa gelenler nedeniyle gelmiş geçmiş olsun diyebiliyorum ancak.

hoş geldin.
0
blatta hiberna
(31.01.21)
Ya okuduğunuza inanamıyoruum :D Ben bile ne yazmışım diye dönüp okuyamadım, çok teşekkür ederim, kim okuyacak diyordum, öyle içimi dökmüştüm, çok sağolun gerçekten :,)

@ms brownstone, hoşbuldum, hemen gönderiyorum, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim, umarım bundan sonrası güzel olur. Görüşmek dileğiyle :))

@blatta hiberna, tanıdık isimler çok güzel geliyor, hoşbuldum, çok teşekkür ederim :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
zaman ne çabuk geçiyor, hatırlıyorum seni. aktif kullanıyordun duyuruyu :)

o değil de film gibi geçmiş 5 yıl.
0
kaptan maydanoz
(31.01.21)
hayret ve hayranlıkla okudum. türlü zorlukların içinden geçerken iyilik yapmaktan da geri durmamışsınız, ailenin her bireyine yetişmişsiniz. helal olsun vallahi. ailenizle güzel günler görmenizi dilerim. duyurunun epeydir kullanıcısı olmama rağmen pek girmezdim o sebeple sizi bilmiyordum, ama geri dönmenize memnun oldum, kendinize çok iyi bakın..
0
denizince
(31.01.21)
ækaptan maydanoz, ben de seni hatırlıyorum, hihi :) evet inanılmaz hızlı geçmiş zaman :) yani normal şartlar altında insanların başına daha ileriki yaşlarda gelen ya da bazısı hiç gelmeyecek sıkıntıların hepsi peşpeşe all in one şeklinde geldi gibi oldu. sağlık olsun ne diyeyim, beterin beteri var.

@denizince, ben de çok memnun oldum, çok teşekkürler, sevgiler :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Merhaba. Sizin kadar eski değilim o yüzden hatırlamıyorum sizi. Ama hoş geldiniz. Ne badireler atlatmışsınız. Çok geçmiş olsun. Umarım bundan sonra üst üste mutlu haberler alırsınız :)
0
black holes in the sky
(31.01.21)
allah askina ozet gec kanka :D
0
baldur2
(31.01.21)
@black holes, çok teşekkür ederim, tanışmış olduk, sevgiler :)

@baldur, özet geçiyorum :D 5 yıla yakındır, ölümler, hapisler, hastalıklar, tehdit, kan, göz yaşı, açlık, sefalet, hıyanet, sel, susuzluk, toprak kayması vb sebeplerle yoktum, sular biraz duruldu, geri döndüm, hoşbuldum :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
e hadi, şimdi sıra güzel günlerde. hoşgeldin yeniden.
0
antihero
(31.01.21)
Ben 2013-2014 gibi aranıza katıldığım icin nickinizi cok net hatırlıyorum. 19 yaslarinda falandim. Ama kisisel olarak pek tanımıyordum. Duyurarinizi falan da hatırlamıyorum yani ama duyuruda popüler birisi olduğunuzu biliyordum. Hatta gözüm mözüm kaydı diyorsunuz ama simdilerde pek olmasa bile siz gittikten sonra buralarda yapılan ifşalarda, duyurunun en güzel kizi tartismalari ortaya çıkıyordu ve oralarda halen adinizi gördüğümü hatırlıyorum. Eger bu animsamam yanlis değilse, kendinize hakaret etmeyin bence. Çünkü ifsalarda gayet iddiali arkadaslar vardi :D

Benim nickimi belki gormus olabilirsiniz. Gecen senelerde ufak bir travma yaşayınca tüm duyurularimi sildim bir süre uzak kaldım. Toparlayınca ve guzel bir iliskiye, guzel bir ise başlayınca geri döndüm. Benim süreç biraz kisa sürdü şanslıydım. Sildigim 1000e yakın duyuruya yanıyorum. Bir suru guzel data vardi. Basond uyarmisti yapma etme dedi ama dinlemedim. O an iyi gelmişti ama sinirimi beni duyuruya sokan kisiden cikaramadigim icin duyurudan çıkarmıştım sdhfjg Neyse sonra güçlenip asiyorsunuz, hem datalar da belki cok onemli değildir, dunya icin kucuktur de.. benim icin büyük bir sey gibi hissetmisimdir :) (yok oyle bedavadan dert dinletmek siz de bizi dinleyin diyomusum shfjf) Neyse kisa kestim ben tamam. Sizinkinin yaninda devede kulak.

Yazıya gelirsek, okurken hikayede gecen hemen her kahramanı nasıl boğasım geldi anlatamam. Suan gulerek anlatmaniz bir miktar çoğumuzu rahatlatsa da gerek sizi kullanan insanlara gerekse sizin eşinizle olan polyanaciliginiza ve iyi kalpliligine sinirlenmeden edemedik bence ona eminim :D

Fakat böyle olmadan da güçlü duracak enerjiyi, azmi ve motivasyonu sağlayamaya bilirdiniz orası da ayrı bir konu.

Ölüm ve hastaliklara cok uzuldum, basiniz sag olsun. Insanlik olarak çoğumuzun asamadigi tek sey şu ölüm ve hastalıklar bence. Hayatin akışında olsa da kimse hazirlikli değil.

Olaylara donersek, ne yazık ki akraba da olsa arkadas da olsa yolunacak insan ariyor herkes. Ben hep dedemin veya babamin insanlar tarafından nasil kullanildiklarinin geçtiği hikayelerle büyüdüm. Dinlemeseydim benim de basima cok sey gelebilirdi. Cunku asiri iyi niyetli, herkese çabuk guvenen ve yardımsever bir insanim. Bu karakteristik bir özellik sanirim, doğuştan geliyor pek yapacak bir sey yok ama dikkatli oluyorum işte. Normalde "ya şimdi laf ederler arkamdan şöyle derler" diyerek yaptigim fedakarliklari biraz olsun azalttim yani. Cok da umrumda değil kimin ne düşündüğünü. Bisey diyecek olan yapsan da diyor yapmasan da.

Anlattiklarinizdan sonra, 5 parasiz 1995te Londra'ya gidip, sefaletler cekip, simdi zincir markalara rakip olacak büyüklükte bir coffee shop/restaurant açmış amcamın, davranislarinin altinda yatan sebepleri anladigimi düşünüyorum. Çünkü anlam veremiyorduk. Cok konusmadigimiz icin hikayesini de cok bilmiyorduk. Gecen senelerde yanina gittigimde de davranislarina anlam vermemistim cunku. Melek gibi bir insan ama kimseye kesinlikle güvenmiyor. Çok şüpheci. Cafeyi kesinlikle kimseye emanet etmiyor. Ise alimlarda 40 kere dusunuyor, arastiriyor. Kendini fakir gibi gösteriyor. (Cevreye de ailesine de.) Öyle giyiniyor. Bankada milyon poundlari olduğuna eminim. 400 poundluk arabayla geziyor ama.

Tabi bu biraz isin hastalikli boyutu sanki ama adam orada hala tek basina. Sanirim boyle davranmak zorunda. Sizin gibi seyler mi yasadi yoksa boyle yapmazsa basina bunlarin geleceğinin farkinda mi bilmiyorum. Ama ben kisa hayat hikayenizden cok guzel dersler aldim. Kotu biri olmayacagim tabii ki. Cunku 3-5 kurus ugruna onurunu da serefini de satan, sagdan soldan uckagitcilikla indirdikleri paralarla kendilerini zeki zanneden insanlarin mutlu olabilecegine inanmiyorum ben. Gecici mutluluklar onlarınki. Onlara verilecek en büyük cevabi her dusus veya tokezlemede daha güçlü kalkarak vermissiniz zaten. Bu hikayenin sonunda da iyiler kazanmis gibi duruyor, sevindik. Umarim daha güzel yerlere gelir, daha büyük mutluluklar yaşarsınız.

Cafe ismini biz de istiyoruz, muhakkak geliriz!!

Bu arada durumları buraya anlatsaniz da kesinlikle her türlü yardim gelirdi fakat kendi basiniza mucadele edip cogu zorluğun ustesinden gelmeniz de ayri takdire şayan. İlk defa simdi duyuyoruz. Cogu eski duyurucu bireylerin saskinlikla okuduguna eminim.

Tekrar gecmis olsun, hos geldiniz ^^
0
ananiyimioguz
(31.01.21)
Gerçekten hoşgeldiniz. Ne bitmez bir heyecan, okurken hem çok sinirlendim size yapılanlara hem de çok duygulandım sabrınıza, iyi niyetinize. Karşınıza bundan sonra iyi insanlar çıkar inşallah. Keşke arkadaşım olsaydınız, öyle ısındım size ve eşinize.
0
curukturpkokusu
(31.01.21)
@antihero, çok çok teşekkür ederim :)

@ananiyimioguz, ben de seni çok iyi hatırlıyorum, yanılıyor olabilirim ama sanki ilişki tavsiyeleri üzerine gelişen bir sohbetimiz vardı ve yaşına rağmen olgun bir insan olduğunu düşünüyordum. Eğer doğru hatırlıyorsam, görüyorum ki yıllar senden bu anlamda hiçbir şey eksiltmediği gibi, üstüne eklemiş. Ne büyük bir kazanım. Öncelikle zaman ayırıp okuduğun ve bu kadar emek vererek yazdığın için çok teşekkür ederim gerçekten. Çok şaşkınım. Çok teşekkürler.

Basond'u dinlemeyen yanar :D ama hiçbir şey için pişman olmaya gerek yok, belki ileride kullanabileceğin güzel bir tecrübe edinmişsindir, onca emek ve yaşanmışlığı silme kararınla. Bi dahakine belki bi yedek alırsın aksjd :D

Başıma bu hastalıklar gelmeden önce her gün aynaya bakıp ne kadar çirkinim diye ağlardım ashdhah :D Daha kaslı olmak için, daha az yağlı olmak için vs :D Sonrasında gözümü kabul etmem de zor oldu, zaman aldı, ama şu an artık gerçekten umrumda değil, kafam kopsa da üzülmem, öyle gezerim. Gerçek dert görmemektenmiş o dertler, biraz da ergenlik :D

Bizimle ilgili söylediğin her şeye katılıyorum. iyi niyetle enayilik arasında bir çizgi var. Biz biraz enayi davrandık belki. Babam dışında kendi ailemden pek bir sorun yaşamadım, genel olarak destek gördüm, belki kendi aileme yapmayacağımdan fazlasını eşimin ailesine yapmış olabilirim. Çünkü eşimin ailesiyle ilgili konularda karar verirkenki kriterim mantık değil vicdan oldu. "Ya benim yüzümden/benim etkimle yaptığımız ya da yapmadığımız bir şeyin sonucunda eşim mutsuz olursa/ vicdan azabı çekerse" diye düşünerek her şeyi fazlaca yapmak için çabalayıp onu da gaza getirdim. Açıkçası benim de etrafımda genelde kadınlar çok baskın karakterli ve karar mercii olduklarından, ben de kendime çocukluğumdan beri bunu tembihlemiştim: Kimsenin vicdan azabına sebep olma, kimsenin ailesiyle arasına girme, 50 sene sonra "senin yüzünden" diye başlayan kavgalara sebep olma, gibi... Benim kendime verdiğim dersin sonucunda fazlaca yıpranmış olduk ama en azından sevgi, saygı içinde, birlikte ve birlikte olmaktan mutluyuz. Kendi ailemle ilgili vereceğim kararlar beni bağlar ama başkasına kötü etki etmemeliyim diye düşünerek fazla verici davrandım. Bence doğru bir davranış olmayabilir ama pişman da değilim yine olsa yine yaparım. Bunun bedelleri oldu ama diğer türlü davransaydık onun da bedelleri olacaktı. En azından kabul etmeye razı olduğum bedelleri ödedim. Sonuç olarak bence vicdan rahatlığı; akıl ve ruh sağlığını korumanın en iyi yoluydu. Benim için en azından.

Aslında zeka, başkalarının tecrübelerinden de ders çıkarabilmeyi de kapsıyor. Tek sorun, çıkardığın tecrübelerin de hesaplanamayan birçok başka şeye gebe olacak olmasında :) Yine de içimden bir ses, senin bu konuda daha başarılı olacağını söylüyor :)

Dükkanın ismini yazacağım, yeniden çok teşekkür ederim, çok hoşbulduk :))

@r evolution, çok teşekkür ederim :D Dosyayı silip, silinenlerden de silmeyi umuyorum. Çok sağolun :))

@curukturpkokusu, bence iyi insanlar eninde sonunda birbirini buluyor. Biz bir şekilde genel olarak ailelerimizin hatalarının bedelini ödedik gibi oldu. Kendi seçtiğimiz çevremizde genel olarak şanslı olduğumuzu düşünüyorum, gerçekten hayatı pahasına kendisini bize siper eden arkadaşlarımız oldu. Bin yaşasınlar. Sizinle de arkadaş oluruz neden olmasın, merak etmeyin siper etmelik bölümü geçtik gibi :P :D Çok teşekkür ederim tekrardan güzel sözleriniz ve dileklerinize <3 :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Sonuna kadar okudum (:
Hoşgeldiniz.. Mekanın adını ben de öğrenebilir miyim? Bu arada 3. Hata erkek kardeşin akıbeti noldu?
0
Ven
(31.01.21)
@ven ajdghsga ya çok tatlısınız hepiniz valla allah razı olsun yüzümü güldürdünüz:D
3. hata, önce bi iki ay değişik şehirlerdeki arkadaşlarında memleket turu yaptı. Sonra annesiyle yaşamaya başladı ama hem çalışmayıp hem evdeki herhangi bir işe de yardımcı olmadığı için onunla da anlaşamadılar. Şimdi varlıklı bi kız arkadaş bulmuş, İstanbul'a taşındı. Onunla e ticaret gibi bi işler yapıyorlar. :D iyi gibi, sağlığı keyfi yerinde bildiğim kadarıyla. mutfak ve bar becerileriyle göz dolduruyormuş :D duyuru dedikodu birimi gururla sundu ajksh :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
nickinizi hatırlıyorum :)

ne kabus ama! çok büyük geçmiş olsun hepsi geride kalmıştır umarım. mekanın adını ben de isterim bu ortak belamızı da def edince bir biranızı içeriz belki.

paticanlara selam.
0
Ufuk
(31.01.21)
Hafızam kötü oldugundan hatırlayamadım sizi.

Sabahın yedisinde bir solukta okudum. Direksiyon sınavından kaldım diye perişan haldeyim bir gündür. Kendi derdim inanılmaz manasız geliyor şu an.

Göz kısmını anlamadım. Görüşünüzde problem yok, sadece şekil olarak mi değiştiler? Olabiliyor mu öyle? Geçmiş olsun.

Maddi konularda fazlaca verici olmuşsunuz. Enayi demek istemiyorum, ayıptır, ama öyle gibi biraz. Sizin sorumluluğunuzda olmayan kişiler için sırf kan bağınız var diye bu kadar masraf yapmamalısınız. Üvey anne mesela çocuk dogururken size mi güvendi? Ne diye Kahraman olmaya çalışıyorsunuz ki? Tamam on sene sonra vicdanınız sizlamayacak ama siz de tekrar yirmili yaşlara dönemeyeceksiniz, giden gitmiş olacak. Kavga sebebi olmaktan bu kadar çekinmeyin. Yoksa daha çoook sömürülürsünüz. Bunca şeyin üstüne artık farklı bir konu olur ve hayır derseniz, eşiniz de bunun kavgasını ederse ona yuhh zaten.

Babanızın başına gelen iftira mi gerçekten? Umarım öyledir. Ben bu konuda kendi babama dahi güvenmem.

Her şey için geçmiş olsun. Umarım toparlarsınız.
0
elorelia
(31.01.21)
Ohaa 5 yıl mi olmuş :///
0
abuzer
(31.01.21)
Hoş geldin tekrar :)

Ben de çok net hatırlayanlardanım. Hatta buradan bi arkadaşla "duyuruda şu arkadaşlar vardı artık girmiyorlar" dedikodusu yaparken seni de saymıştık.

Yaşadıklarınız gerçekten film gibi. Ama siz de çok naifmişsiniz. Özellikle verdikleri paranın 2,5 katını isteyen dolandırıcı tiplere keşke istediklerini vermeseymişsiniz dedim içimden. Neyse artık olan olmuş. Zaten okudukça o parayı unutuyorsun.

Başınız sağ olsun, geçmiş olsun :/
Umarım artık bugün milat olur ve çok güzel şeyler sizi bekliyordur.
0
himmet dayi
(31.01.21)
ayrica dunya bu kadar iyi olmak icin fazlasiyla kotu bir yer. dark side'a gecme ama bu kadar da iyi olma :D
0
baldur2
(31.01.21)
Ben babada kaldım. SÖzlüğe falan taşıyın, twitterda yayın, esra erola çıkın, cimerden yazın. Gerçekten tecavüz edince salıveriyorlar, iftira atında tutukluyorlar. Bugün sizin babanız yarın bizim babamız, başkasının eşi, erkek kardeşi. Üzüldüm.
0
gelmeistemem
(31.01.21)
hoşgeldiin, kedileri öp, iti mıncır. bir mekanda müdavimler varsa orası olmuştur artık, sırtınız yere gelmez.
0
selam
(31.01.21)
hosgeldin. birebir hic tanismadik ama nickini hatirliyorum. butun bunlari su anda bu kadar rahat anlatabiliyor oldugun icin seni ve esini tebrik ederim. bu surecte bu kadar guclu kalabilmeniz harika. umarim bundan sonra hayatinizda her sey cok daha iyi olur!

daha guzel yarinlara, cheers.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(31.01.21)
welcome back
0
paranoyak kedi
(31.01.21)
ben de nickini hatırlıyorum. hatta sanıyorum birkaç defa mesajlaşmıştık farklı konularda.

her şey için gelmiş geçmiş olsun ve de hoş geldin diyelim o halde :)).
0
Phoebe
(31.01.21)
Duyuruyu aktif kullanmasam da bir süredir, nickinizi hatırlıyorum. 5 seneye ne hikayeler sığdırmışsınız valla helal olsun diyorum, eşiniz ve siz çok güçlüymüşsünüz. Mutlu yarınlara diyorum :)
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(31.01.21)
@ufuk, onların da selamı var çok teşekkürler, birazdan mesaj atacağım, umarım birlikte kadeh kaldırabiliriz :)

@elorelia, ben seni hatırlıyoruuum :) ifşalarda da vardın, çok aktif kullanıyordun duyuruyu, ne güzel seni görmek de. Görüşümde de problem var aslında. Sürekli acı çekiyorum, bazen çift görüyorum, ilerlerse körlüğe kadar götürebilecek bir şey. İlerlemesi için de elimden geleni yaptım açıkçası ama o başka bir duyurunun konusu olsun :P

Söylediğin şeyler doğru, katılıyorum ama olanlar oldu bi kere, su akıp kendi yolunu biz iyi davranmaya çalışsak da yine buldu. Babamla ilgili olan kısımda, gerçekten anlattığım şekilde her şey. O kadar akla mantığa aykırı ki yıllar sonra üniversitede ders olarak okutulabilecek şekilde bir hukuksuzluk örneği sergilendi. Bazen keşke gerçek olsaydı, şimdiye kadar ne psikolojim, ne maddi manevi hayatımız bu kadar yıpranmazdı diye düşünürdüm. Birisini öldü kabul edip, hayatımdan silmek, bu geçirdiğimiz süreçten daha kolay olurdu. Hatta karşı tarafın yanında yer alıp, aldırabileceğim en yüksek cezayı aldırdığıma emin olmak isterdim. Bi de utanırdım ve bunu buraya bile yazmazdım, sonuçta nereden bilebilirsiniz :) Ne yazık ki suçsuz yere yatıyor.

@abuzer, valla dile kolay, 5 yıl olmuş :))

@himmet dayiiii, teşekkür ederim ben de seni hatırlıyorum, hayvanlarla ilgili güzel tavsiyeler veriyordun bi de aynı görüşte olmasak bile senin yazdıklarını okuduğumda "he himmet dayı geldi şimdi görüşüm değişecek kesin" diyordum :D Sizi görmek çok güzel, çok teşekkür ederim :))

@baldur, bir ara deneyeceğim dostum :d

@gelmeistemem, kesinlikle katılıyorum, bu geçirdiğimiz 5 sene, daha önce hiç karakolun yolunu bilmeyen, bu kadar olay kimlerin başına geliyor diye düşünen bana, 3. sayfa haberlerine düşmenin aslında pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Çok toy ve tek başımaydım, kimseyi tanımıyor, yol yordam bilmiyordum bu konularda. Diğer yandan da dosyayı okuyan, birbirinden bağımsız bütün eski savcı, hakim, avukat vs ne kadar uzman kişi varsa hep sakinleştirdiler. Hayatımızda gördüğümüz en saçma dosya, merak etmeyin bu celse çıkar, yok merak etmeyin toplumun lincine uğramamak için tutuyorlar (medyatik bi dosya olmuştu), merak etmeyin başına bir iş gelmesin diye tutuyorlar (devamlı tehdit alıyorduk) vs dedikçe inanıp sabrettim. Sonuçta geldiğimiz noktada da bu tarz baskı yapılabilecek bir noktada değiliz artık. Açıkçası hala inanıyorum, AYM'de çözülecek, orada çözülmezse İnsan Hakları Mahkemesi'nde çözülecek. Bu inancı taşıyorken, bi şeylerin benim yüzümden bok olmasından korkuyorum. Herkesten tek ricam, her haberi enine boyuna değerlendirmeden, boşlukları mantıkla doldurmadan linç uygulamamaları. Hayırlısı, bakalım, artık gelişmelerden haberdar ederim, çok teşekkürler :))

@selam, selam! :) çok teşekkürler, bebelerin de selamı varmış, görüşmek dileğiyle :)

@cesarioooo, vay be doğan büyüyor resmen :D evet bıraktığımda 22 yaşındaydın hatırlıyorum, çok sevindim seni gördüğüme :)

@e bana nick bırakmamışsınız: bu saydıklarının hepsi gitti mi ya? :( O kadar güzel isimler hatırlıyorum ki yazmaya başlasam iyice uzayacak. Ne kavgalar ne dövüşler :D Şimdi bakınca hepsi çok güzel ve değerli günlermiş, herkese selamlar :)) çok teşekkür ederim.

@eksi sozlukte eksiyen adam, ben de senin ismini hatırlıyorum, güzel dileklerin için çok teşekkürler, hepimizin hayatında dertler bir bir düzelebilir umarım, cheers! :)

@paranoyak kedi, çok hoşbuldum, teşekkürler :)

@phoebe, ben de seni hatırlıyorum hihi :) çok teşekkür ederim, hoşbuldum.

@birfincandahakahveisteyenadam, mutlu yarınlar hepimizin olsun, çok teşekkürler! :)
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Ben de hatırlıyorum, çok çok geçmiş olsun :) zor günler geçirmişsiniz ama belki biraz da siz zorlaştırmışsınız. Problemlerin hiçbiri size ait değil çünkü ama gereksiz sahiplenmişsiniz. Belli şeyler yapılır tabi ama kardeşe, üvey anneye vesaire Her şeye okey demek zorunda da değildiniz. Bana enayilik ya da aşırı iyilikten ziyade aslında eşinizle “karşılıklı“ birbirinizin ailesini tolere etmişsiniz gibi geldi. Babanızın böyle bir olayı olmasa ve babanız için bir şeyleri feda etmeseniz onun ailesine karşı belki de bu kadar verici olmazdınız, en azından bu kadar vicdan yapmazdınız. Belki yine de yapardınız bilemeyiz tabi. Umarım bundan sonra kendi iki kişilik dünyanızın tadını çıkarırsınız biraz :)
0
aquarium
(31.01.21)
ben de seni hatırlıyorum ama o zaman duyuruda yatagants nickiyle yazıyordum, sözlük hesabı uçunca o da gitti.

Zor süreçler geçmiş, hoş geldin bundan sonrası aydınlık olur umarım.
0
hayaletimsi
(31.01.21)
@aquarium, o kadar doğru tespitler ki ne desem boş :) o kadar çaresiz zamanımda eşimden beklediğimden çok daha fazla destek gördüğüm için gerçekten sonrasında bunları ödemek istemiş de olabilirim. Haklısınız. Benim de en büyük dileğim bundan sonra 2 kişilik yaşayabilmek, ben de seni hatırlıyorum, hep böyle mantıklı tavsiyeler veriyordun :D Çok teşekkürler :))

@yatagants, geçmiş olsun sana da sen de hoşgelmişsin, sen de benim hatrımdasın, çok teşekkürler :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
yeniden hoşgeldin pandispanya. zor şeyler yaşamışsın ama çoğunu atlatmışsın, çok geçmiş olsun. babanın son durumunu yazmış mısın göremedim, tekrar okumaya enerjim kalmadı ama umarım o da atlatır kısa zamanda.

bu arada enişte de buralarda galiba, "bodrum'da mekan işletiyorum, sorularınızı alayım" diye soru açmıştı, "aa neresi, benüm bütün yazlarım bodrum'da geçiyor, tarif et gelelim" diye sordum, bilbo'yu tarif etti asdfsdaklja kocanmış meğer, aldım selamını.

modlar silmez derken? sen de zaten mod değil misin ya :)
0
kibritsuyu
(31.01.21)
@kibritsuyu, asjdhajk evet ben de senin selamını aldım :D babamın süreç devam ediyor, şimdi AYM aşamasındayız. Umut her geçen adımda tükenmiş gibi gözüküyor ama benim bi yerlerde işini doğru yapan insanların hala olduğuna dair inancım tam.

Valla ben yolu bu kadar Bodrum'a düşüp de bize hiç uğramayan bi seni gördüm, yani şey, göremedim :D Umarım bi gün yan yana kadeh tokuşturabiliriz.

Evet, modum ama modlar da modlara müdahale edemiyor mu modum? :) İnsafınıza sığındım, bundan sonraki duyurularımı daha dikkatli açacağım, bütün emekleriniz ve iyi niyetleriniz için çok teşekkür ederim :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
ya bu arada kızmazsanız, dün gece upuzuuun duyuruyu ve i'm back başlığını görünce okumadan önce nick'e baktım, cocodancer mı diye :)) sonrasında olaylar olaylar zaten..
0
denizince
(31.01.21)
@denizince, hahahah aaah cocodaner ya :D Dün bu duyuruyu yazıp gönderirken entity is too large diye bi uyarı aldım önce. İlk olarak düşündüm dedim ki "aaa duyuruya karakter sınırlaması gelmiş herhalde. ama daha önceden yoktu, cocodancer yazabiliyordu" diye geçti içimden :D Sonra baktım, yüklediğim fotoğrafın boyutu büyükmüş. :D Sanırım sonra başka nicklerle geldi. Umarım hayatta ve mutludur, selam olsun :D
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Hoşgeldiniz, sizi çok iyi hatırlıyorum. İyi ki geldiniz çok güzel tavsiyeler verirdiniz gözlerim sizi arardı valla:)
0
medusa
(31.01.21)
Hatırladım sizi 2013'ten beri duyuruyu takip ederim. 5 sene önce İstabul'da bir plazada çalışıyordunuz ama mutsuz bir yaşamınız vardı. Plaza yaşamını pek sevmiyordunuz. O zaman duyuru açıp bu işleri eşimle bırakıp Ege'de bir kafe açacağız diyordun ama o zaman duyurudakiler uyarmıştı sizi "yapma etme bilmediğin bir işe girme"diye.
Baya ağır şeyler yaşamışsınız ama güçlü bir şekilde çıkmışsınız olaylardan. Hayırlısı olsun. Güzel günler dilerim.
0
komando kani var bende
(31.01.21)
Hatırlamaz olurmuyum ameliyatlarımız birbirine çok yakın zamanlardaydı. Sen yeşim hocaya, ben yusuf hocaya ameliyat olmuştum. Benim ki tiroid ca ydı. O dönem bana çok destek olmuştun. Benim ameliyat izim niye böyle, benim sesim niye kısıldı, kesin hep böyle kalacak, al işte yine beni buldu gibi vs şeylerle seni çok darlamıştım. O dönemde ameliyat sonrası fotoğraf falan da paylaşmıştık birbirimizle. Sonradan numaranı bir şekilde kaybettim.

Yaşadıklarını büyük üzüntüyle okudum. Bundan sonrası için iyi şeyler yaşamanı tüm kalbimle diliyorum. Sen ve sevdillerin mutluluk sağlık ve huzur içinde yaşayın. Babanın yaşadıkları da çok üzücü. İnşallah en kısa zamanda bu durumdan kurtulur. Anneciğine de çok çok geçmiş olsun.
0
nick konusunda kararsizim
(31.01.21)
Hoşgeldin tekrar, umarım annende korktuğunuz gibi bir şey çıkmaz. Görmeyeli Florance Nightingale olmuşsun. Kocanı da al kaç bence, okurken panikatak geçirdim.

Annenin bir rahatsızlığı yoktur umarım bu arada.
0
epistemic_regress
(31.01.21)
@medusa, selaaaam :) çok teşekkür ederim, çok hoşbuldum, ben de sizi hatırlıyorum, yeni cevaplarda görüşebilmek dileğiyle :))

@komando, vallahi şaşırıyorum, çok doğru hatırlıyorsunuz :D neredeen nereye :D güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim :))

@nick konusunda kararsızım, ya ben seni çok aradım ama nickini her defasında unuttumm! Bir ara mesajlaşmıştık buradan ama sonra yine benim başıma olmadık işler gelip girememiştim, bir sonraki girişimde de bütün mesajlar silinmişti askjdh :D Çok üzülmüştüm. Güzel dileklerin için çok çok teşekkür ederim. Beni hiç darlamamıştın, birbirimize destek olmaya çalışıyorduk :)) Umarım sen de sağlıklı ve mutlusundur. Benim yara izim tam olarak geçmedi bu arada :D

@epistemic_regress, çok teşekkür ederim umarım çıkmaz, çıkarsa da savaşmaya devam :) çok hoşbuldum, yeniden teşekkür ederim, sevgiler :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Kedili duyurulardan hatırlıyorum ama gerçekten "oha 5 yıl mi olmuş" diye şok oldum.

Ne yalan söyleyeyim bana da çok çok güçlü ve pozitif bir insan izlenimi verdiniz. Herkes demiş zaten ben olsam ilk büyük sıkıntıda pes ederdim sanırım, belki ikincide.

Bundan sonraki hayatınız umarım huzurlu olur, annenizin de inşallah bir şeyi yoktur. Kocaman bir geçmiş olsun, uzaktan sarılıyorum ve tebrik ediyorum duruşunuz için
0
piremses
(31.01.21)
okudum ama simdi cevap yazmak icin scroll yapinca fark ettim ki bayaa uzunmus :D

ben de hatirliyorum seni, ifsalardan guzel bir kiz oldugun aklimda kalmis :) ama fekat 5 yil olmus mu, inanamadim.

ilk duyurumu 2008'de actigimi gorunce de sasirmistim.

hosgeldin tekrar. umarim tatsiz olaylar geride kalmistir.
0
supergirl
(31.01.21)
''Allah allah nerede ki bu pandispanya son zamanlarda hiç görmüyorum'' dediğim şey 5 senelik bir süreç miymiş?! Yuh :)

Her şey için çok geçmiş olsun.
Tekrar hoşgeldin ^^
0
megalomaniac
(31.01.21)
@piremses, yihuu seni de gördüm :) çok teşekkür ederim, güzel dileklerine, güzel sözlerine. sevgiler benden :))

@supergirl, çok teşekkür ederim, o ifşalar çok abartılmıştı, hakettiğimi düşünmüyorum. Zaman ne çabuk geçiyor gerçekten, size de güzellikler diliyorum, sevgiler :))

@megalomaniac, hahaha :D senin ismini gördüğüme de çok sevindim. hoşbuldum, çok teşekkür ederim :))
0
🌸pandispanya
(31.01.21)
Pek iletişimimiz olmamıştı sanki ama senin nickini -ve cevap yazan kişilerin nicklerini de- görünce ekstra mutlu oldum. Tekrardan hoşgeldin :)
0
physcos physcos
(01.02.21)
hatırlıyorum :) hoşgeldin ve hatta, helal olsun :)
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.02.21)
Merhaba pandispanya, ben hatirlamadim, cok eski uyeligim ama 5 sene oncesinde pek aktif degildim.

Hatirlattigin cok onemli ve degerli bir sey icin tesekkur ederim. Aileyle fiziki uzaklik sart. Iyi ki de yapmisim, cok da guzel yapmisim.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Sevgili pandispanya ne çok şey olmuş ^^ Neden okudum yazdığınız her şeyi hiç bilemiyorum üstelik işten çıkmama 5 dakika var ve yapmam gerekenler vardı ahhaha.. Bodrumu sever Atanlyada yaşarım. Bol şanslar dilerim hikayenin devamında. :)
0
denizmaniaherif
(01.02.21)
@physcos physcos, hoşbuldum, evet belki konuşamamış olabiliriz ama ben de nickinizi hatırlıyorum. Tüm nickler de çok güzel oldu sanki sadece bi hafta girememişim gibi :) çok teşekkürler :)

@kitap arasında kalmış silgi tozu, hoşgeldim, çok teşekkür ederiiim :))

@buf-e kür, işte başka tecrübelerden herkes farklı dersler çıkarabiliyor :D Verdiğiniz karardan ötürü mutlu olmanıza sevindim :))

@denizmaniaherif, hahaha çok üzgünüm çok vakit aldım :D yolunuz buralara düşerse uğrayın, çok teşekkür ederim :)
0
🌸pandispanya
(01.02.21)
Canım pandispanya’m <3 bir yandan gözlerim dolu dolu oldu okurken bir yandan sinirlerim hopladı. Neler yaşanmış ya gerçekten inanılmaz. Ne kadar da güçlüymüşsünüz gurur duydum sizinle.
0
sta
(03.02.21)
yaaa pandispanyaaaaa senin güzel yüreğini severim <3 çok aradı gözlerimiz seni, neler neler yaşamışsın meğer. benim sanırım duyuruya ilk katıldığım zamanlarda aktiftin pek severdim yazdıklarından seni :) yaşadıklarının hepsi geçmiş bitmiş olsun bundan sonrası çok daha güzel olsun inşallah sevgiler...
0
dedim ben sana
(04.02.21)
@sta & @dedimbensana, ya nasıl teşekkür etsem az. Çok sağolun gerçekten. Ben de burada olmayı çok özlemiştim. Paylaşmak da çok iyi geldi. Ne desem az. Güzel dilekleriniz karşısında ben de günlerdir duygu seli içerisindeyim :)) güzel günler hepimize gelsin. Sevgiler.
0
🌸pandispanya
(05.02.21)
emek veren her zaman kazanıyormuş hakkaten
0
bir soru sorcam
(08.02.21)
hoş geldin. umarım bundan sonra her şey güzel olur.

"Taşınıp bizi sildi"

sizin yap(a)madığınızı o yapmış ve bu sizin için de çok iyi olmuş bana göre.

"biz biraz enayi gibi davrandık belki"

maalesef. karşı taraf sadece kendisini düşünüyor, sizi bir güzel sömürüyorsa şahsen ben öyle birine yardım etmem, ne hali varsa görsün derim. herkesin yardımına, yardım istemeyenin bile yardımına koşmak (öldürülme tehlikesi olan anneyi hariç bırakıyorum tabii) çok fazla yorar insanı.

eşinizin çocukluk arkadaşının sizi satması sonrasında biraz arkadaşlıklara olan inancım azaldı ama sonrasında "bir sürü arkadaşımız hayatı pahasına bize siper oldu" demişsiniz. o güzel bir olaymış :)

biraz hızlı okudum. babanız hala hapiste sanırım? peki özel değilse bu iftira atan kişi neden iftira atmış?
0
hlot
(08.02.21)
@bi soru sorcam, hahah öyle diyelim fakir tesellisi olsun bizimki de :))

@hlot, uzunca anlatmıştım aslında ama cep telefonumun azizliğine uğradım ve tüm cevabım gönderemeden kayboldu :) bu yüzden yeniden yazmak için güç toplamayı bekledim. nihayet topladım :))

söylediğiniz şeyler çok doğru. Kesinlikle yardım talep etmeyen insanlara ısrarla yardım etmek yanlış. Yardım talep edenler de bir süre sonra mantık dışı taleplerde bulunmaya başlıyorsa orada da dur demek gerekli. Teoride hepsini her zaman biliyorduk ama pratiğe dökemedik maalesef :D Umarım ileride bu konuda biraz daha başarılı olabiliriz.

Evet babam hala cezaevinde. İftiranın sebebini gerçekten net olarak kestiremiyorum. Birkaç boyutu var. İftirayı atan kızın annesi, babama devamlı eşinden boşanmak istediğini, evlilikten çok sıkıldığını, sevildiğini hissetmediğini anlatıp babama yanlıyormuş. Babam da her fırsatta ikisi arasında böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını dile getirmiş, kendi kız arkadaşıyla tanıştırmış, her fırsatta kadının eşi olacak adamı övmüş, aralarını yapmak için çabalamış vs. Buraları kadın da reddetmiyor. Kadın devamlı babama birikmiş parası olup olmadığını, malı mülkü olup olmadığını soruyor sohbetlerde. Diğer yandan bu ailenin ekonomik durumu kötü. Babam da durumu kötü olan 4-5 çocuğa aynı anda ders veriyor. Bazı dersler 1-2 sabit yetişkin de katılıyor. Ders verilen yer 8-10m2'lik bir alan. Bütün öğrenciler yanyana oturuyor. Zaten aynı zamanda malzeme satışı yapılan bir yer. Devamlı müşteri de var, hiç bir saniye boş kalmaz. Şikayetçi olan kız, eğer babama yakın olan sandalyede oturmazsa ağlayıp ortamı terk ediyor, yalvar yakar başka öğrenciyle yer değiştiriyorlar her defasında önde ve babamın yanında olmak için. Derste çekilmiş o kadar çok fotoğraf da var ki. Kız babama devamlı arkasından sarılıyor, şakalar komiklikler yapıyor vs. Bu fotoğrafların hiçbirinde de babamın bir teması yok. Öğrenci gelip arkasından elini atmış yani babama, son derece güven dolu bir ilişki gözüküyor.

Babam bu çocukların maddi durumu kötü ama çok yetenekli oldukları için, normalde verdiği fiyatın 5'te 1'ine filan veriyor dersleri. Gerçekten komik rakamlara. Hatta bu olaylar olmadan önce babam bu çocukların yaramazlığından çok şikayetçiydi, enerjimi emiyorlar diyordu. Ben de tartışmıştım babamla, sen deli misin günde kaç saatini 25 lira için tüketiyorsun diye. O da ileride iyi bir sanatçı olduklarında benim de bir katkım olmuş olsun, yoksa heba olacaklar demişti. İdealist bir adamdı maalesef. Sonunda g.tümüzde patladı.

Neyse uzatmayayım. Babam devamlı ailelerle tartışıyor bu çocukların yaramazlıkları yüzünden. Dersleri bitirmek istiyor. Çocuklar ağlıyor hocam bizi bırakmayın diye. Aileler de yalvarıyor bi şans daha verin diye. Böyle diye diye 3-5 defa tam bitme aşamasındayken zorla devam ettirdiler babamı. Bu arada şikayetçi olan kızın ailesi çocuğun yaptığı şeyleri satarak para kazanıyor. Mesela babamdan aldığı ders ve materyal 100 tl'ye malolduysa 500tl'ye başkasına satıyorlar gibi. Çocuğu fabrika gibi kullanıyorlar. Hatta çocuk babama arada şikayet ediyor "hocam annem sattığı şeylerden bana hiç para vermiyor" diye. Çocuklar derse gelmeyi sevdiği için devam etmek istiyorlar ama ailenin kaygısı da geçim kapısı olması.

Sonra kurs bitiyor, yaz tatili başlıyor. Bunlar köylerine dönüyorlar. Ertesi eğitim döneminde ilk olarak yine bu kız yine babama geliyor derslere devam etmek istediğini söylüyor. Babam bu sene yapamayacağım diyor. Yine ısrarla başlıyorlar. Derken son derste yine öncekilerle benzer sebeplerden babam önce kızı azarlıyor, sonra da annesi babamın sanatına hakaret edince annesiyle tartışıyor ve onları atölyesinden kovuyor. Bi daha buraya gelmeyin artık yeter başka kurs bulun diye gönderiyor. Hatta tartışmada kadının kocası da orada ve babama hak veriyor, adam babamdan özür dileyerek ayrılıyor, o da inkar etmedi bunu da mahkemede.

İşte ertesi gün babamı gelip tacizci diye alıyorlar. O gün bugündür babam yok. Babama bütün fotoğraflarda kendiliğinden sarılan çocuk, bir anda "ilk günden beri beni taciz etti, telefonundan devamlı porno izletiyordu" diyor. Bu arada 7-8 ay kursa güle oynaya gelip, ertesi sene de devam eden de kendisi. Annesi ücretsiz kurs bulup o kursa göndermek istediğinde kız "anne ben attan inip eşeğe binmem" diye ağlıyor herkesin gözü önünde askdjha. Babası olan adam belediyede en alt kademe çalışandı (tam görevini özellikle söylemiyorum), kadın da ev hanımıydı. Bu olaydan sonra yarattıkları o yalan mağduriyetle öyle büyük bir destek aldılar ki, herif milletvekili aday adayı oldu, kadın delege oldu filan öyle bir hikayeler :) Bütün kapılar açıldı sonuna kadar.

Bu arada demiştim ya, o 8m2 alanda ders alan 4-5 kişiler sabit diye. O kişilerden biri kızın kuzeni. Aynı süre yan yana ders alıyorlar ve çocuk hiç böyle bi olay görmediğini söylüyor. Çocuklarla aynı anda derse giren yetişkinler de aynı beyanı veriyor. Daha detaylı biçimde. Sonra avukatları "yalan söylüyorsunuz, çocuklar bu yetişkinleri hiç tanımazlar" dediler, bi dolu fotoğraf ve video verdik dosyaya. Çocukların o yetişkinlerle beraber ders aldıkları, kutlama yaptıkları... Ama hiçbiri dikkate alınmadı. Bu arada babamın telefonuna porno iddiası için ilk dakika el koyuyorlar zaten. Babam da diyor ki "bahsettiğiniz türden en ufak bi görüntü bulursanız, beni yargılamayın direkt idam edin" diye veriyor telefonu. Nitekim hem polis, hem de bilirkişi ayrı ayrı detaylı inceleme yapıyor ve ikisinin de raporu babamın lehine, çocuğun söylediği tarzda herhangi bir görüntü hiç olmamış telefonda. Yani ortadaki yalan gün gibi ortada. Ama bunu da değerlendirmedi mahkeme.

"Şu da tacize uğruyordu" dedikleri yetişkinler vardı. Onlar da mahkemeye gelip bu ülkede her gün sayısız tacize uğradıklarını ama bunu yapan kişinin hiçbir zaman benim babam olmadığını" söyledi sağolsun.

Bir tek bu alfa kızın en yakın arkadaşı olan, yine aynı sınıfta bunla ders alan diğer kız dedi ki "beni de taciz etmiş ben görmedim ama arkadaşım ayşe (diyelim) görmüş, öğretmen benim popoma elini sokmuş, şikayetçiyim" adshakd. O kızın ailesi kızlarının gerçekten tacize uğrayıp uğramadığını bilmek, hak aramak isteyen insanlardı mesela. Onlara kızmıyorum. Ama yani 1.80 boyunda bir yetişkin, herkesin içinde bir kızın pantolonundan içeri elini soksa, bunu o kızın farketmeyip arkadaşının ona sonradan haber vermesi mümkün mü... İçerideki diğer insanları geçtim. Sana yapılan şeyi sen farketmiyorsun da arkadaşın sana haber veriyor. Hiçbir yerde de yalnız kalınıp yalnız ders yapılmıyor bu arada. Bi tek bu esas kız ilk ifadesinde öyle bi yalan söylemişti. Ben de babama sormuştum, "yok kızım hiç tek başına ders yapmadık" demişti. Sonra kız mahkemede ifadeyi geri çekti, öyle bişey olmadı dedi. Off bunlar minik detaylar. Çok daha majör şeyleri atlıyorum sürece zarar verir mi bilmediğimden.

Mesela çocuk izlem merkezi diye bi yer var, oradaki uzaman 2 çocuğa da defalarca soruyor, "hiç vücudunuza kıyafetlerinizin içinden dokundu" mu diye, iki çocuk da birbirinden habersiz defalarca "hayır hiç öyle bişey olmadı" diyorlar. Sonra adli görüşme bitiyor, çocuklar aile ve avukatların yanına gidip sonra geri dönüp aslında söylemeyi unuttukları bişey olduğunu ve öğretmenin onlara kıyafetlerinin içinden de dokunduğunu ekletiyorlar rapora. Bu da raporda aynen böyle "adli görüşme sona erdikten sonra çocuklar aile ve avukatların yanına gidip döndükten sonra bıdı bıdı eklettiler" diye yazıyor. Sonra mahkemede bunu da geri aldılar "yok öyle bişey olmadı" diye.
Yani çocukların görüntülü ifade vermesinin bi amacı var. Görüntülü ifade bitip her şey kapandıktan sonra bunu rapora kim ve nasıl yazdırdı, bu raporu tutan kişi 50 kez bu soruya cevap almasına rağmen bunu nasıl sonradan rapora ekledi, mahkeme bu geçersiz rapora nasıl riayet etti, hadi etti diyelim, çocuklar sonradan yalan söylediklerini kabul edince neden bir şey değişmedi? Bir sürü bilinmez...

Neyse sonuca geleyim. Bu işlere ömrünü adamış bir profesör ve klinik psikolog bizim dosyamızı, çocukların beden dilini, sesini, mimiğini, verilen ifadeleri filan inceleyerek bi rapor sundular. Bu raporda söylenene göre, esas kız annesinin etkisi altında, ikinci kız da esas kızın etkisi altında yalan söylüyor. 15 sayfalık aşırı detaylı bir rapor. Ben bir cümleyle özetlemiş olayım.

Sebebini bilmiyorum, sonuç olarak belki başta bi ceza vermek istediler ama bir yerde kontrollerinden çıktı. Ardından gelen imtiyazlar, işlerin büyümesi ve yalancı çıkmaları durumunda ceza alma ihtimalleri sebebiyle geri adım da atamadılar. Düşüncem bu yönde.

Dosyayı okuyup isterlerse 200 sene ceza versinler ama okusunlar yeter ki. Bugüne kadar okunmadı maalesef. Hala son kararda bile geri çekilen ifadeler sanki yeni verilmiş gibi yazıyor. Tüm kararlar kopyala yapıştır şeklindeydi. İnanıyorum bir gün okuyacaklar.
0
🌸pandispanya
(11.02.21)
mahkeme heyeti oluşan kamuoyunun-birilerinin etkisi altında olabilir mi
0
esref
(11.02.21)
@esref, detay veremiyorum ama kesinlikle öyleydi. O dönem ne yazık ki gerçek olan birçok iğrenç olay peşpeşe oluyordu, hepimiz zaten artık patlama noktasındaydık. babam ne yazık ki bu gündemin içine düştü. ailelerden biri medya çalışanı, diğeri belediye ve bazı mezhepçilik işlerinin içinde olunca çok büyük bi kamuoyu oluştu ve finans programlarına kadar babam dönüyordu haberlerde.
0
🌸pandispanya
(11.02.21)
Off cok kotuymus ya. Kiz da butun ifadelerini geri aliyor da o porno ifadesini niye geri almiyor :(
0
hlot
(13.02.21)
@hlot, onu geri almasına gerek kalmadı zaten, yalan söylediği 2 ayrı inceleme ile, devletin kurumları ve kanalları ile kanıtlandı zaten...
0
🌸pandispanya
(13.02.21)
vay! uzun bir süredir çok aktif değilim ben de burada ama net hatırladığım kullanıcılardansınız.

bu kadar şeyi yaşadığınızı bilmek üzdü fakat bu kadar şeyin altından kalkabildiğinizi görmek bana gerçekten hayat motivasyonu oldu.

umarım bir daha ayağınıza taş değmez!

cafe ismini alabilirsem ben de mutlaka uğramak, yönlendirmek isterim.
0
bir ileti paylastim
(23.02.21)
@bir ileti paylaştim, ben de sizi net olarak hatırlıyorum :) eveet bazen dert dinlemek de dertlere bir nebze derman olabiliyor xD çok teşekkürler güzel dileklerinize. Kafenin ismini paylaşacağım :) Duyuruculara ömür boyu indirim var, mutlaka haberdar edin! :D
0
🌸pandispanya
(23.02.21)
Seninle tanıştığımız dönemden farklı bir kullanıcı adı kullandığım için şu an beni hatırlamayacaksın muhtemelen ama hem mesaj atıp kendimi tanıtacağım hem de mekanın ismini alacağım ki yazın gelelim :)
Ben seni çok iyi hatırlıyorum, saç rengini seçtiğimiz zamanları falan. Böyle uzun sarı/soğan kabuğu gibi bir saçın vardı çok güzel dalgaları olan. Keyfin de yerindeydi o zamanlar. Güzelliğine özenmiştim yalan yok. Geçtiğimiz haftalarda da duyurudan bir arkadaşımla oturup milletin duyurularıyla dalga geçerken senin cevabını gördük :D dedik aaa dönmüş, yoktu uzun zamandır falan... o zaman şöyle bir yorum yapmıştık “yea benim de öyle fıstık gibi hayatım olsa hayatta uğraşmam yani duyuru falan” şu konuşmadan ve önyargıdan utandım okuyunca, hepsini de okudum. Öncelikle babanın başına gelenler için çok üzgünüm, empati yapıyorum, anlattıkların benim mental sağlığımı geri dönüşsüz bozardı. Sen çok güçlüymüşsün. Başınız sağ olsun ayrıca ve umarım annenin sonuçları da iyi çıkacaktır. Gözlerine gelince, minnoş gözlerin daha da minnoş olmuştur eminim. Hayat bu, görme yetimizin ömür boyu bizde kalıp kalmayacağını da bilemeyiz. O yüzden “insan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir, gerçeğin mayası gözle görünmez.” Diyorum. Sen ve eşin duyduğum en güzel kalpli insanlardansınız. Umarım isteyen herkese böyle hayat arkadaşları nasip olur. Hoşgeldin canım.
0
irene
(23.02.21)
@irene, hay allah ya gerçekten gözlerim dolu dolu okudum. ne güzel yazmışsın :/ çok teşekkür ederim. bütün güzel düşünce ve dileklerine. hayat işte durduğu yerde durmuyor :D
aaaa ama o zaman güzel haberi de vereyim, annemin sonuçlarını daha birkaç gün önce alabildik, temiz çıktıııı :) bence de bir gün bir yerlerde yeniden güzel şeyler olacak. kimse umudunu kaybetmesin yuhuu :d

çok hoş buldum. gerçekten. tarif edemeyeceğim kadar çok teşekkür ederim... <3
0
🌸pandispanya
(24.02.21)
(12)

Kitap okumanın insana kattıkları

kondansator
selamlar, kusursuz bir kitap kurdu olmasam da arada sırada bir kaç sayfa karıştıran birisiyim. bundan keyif de alıyorum. ancak kitap okumak insana nasıl bir fayda sağlıyor kafamda oturtamadım. şu kitabı okudum, şu şekilde bana büyük bir fayda sağladı diyebiliyor musunuz?
selamlar, kusursuz bir kitap kurdu olmasam da arada sırada bir kaç sayfa karıştıran birisiyim. bundan keyif de alıyorum. ancak kitap okumak insana nasıl bir fayda sağlıyor kafamda oturtamadım. şu kitabı okudum, şu şekilde bana büyük bir fayda sağladı diyebiliyor musunuz?
0
kondansator
(27.01.21)
kendinizi farkında olmadan daha iyi ifade edebilme derim.

kitap okumayan insanlarda bu çok belli ediyor kendini özellikle.
0
atacaksinfinke
(27.01.21)
bakış açın genişliyor, ufkun genişliyor. "orada şu olmuş, burada bu olmuş. insanlar şu açıdan hayata bakıyor, şuradakiler hayata şöyle bakıyor. demek ki benim doğruluğunu kabul ettiğim düşüncelerim doğru olmayabilir."

falan filan bir sürü şey. hayata at gözlüğüyle bakmamış oluyorsun. eğer hiçbir şey okumazsan annenin babanın sana öğrettiklerinin, ilkokulda sana öğretilenlerin mutlak doğru olduğu inancıyla hayatının sonuna kadar yaşarsın.
0
hlot
(27.01.21)
-anksiyeteyi azaltır
-empatiyi arttırır
0
but that was just a dream
(27.01.21)
Yalın alpay bu konuda güzel konuşmuştu ilker canikligil ile
youtu.be

ilk 5 dakikasını dinle, bu arada roman okumak süperdir demiyor, bu çağda roman neyi karşılayabilir neyi karşılamakta tek başına yetersiz kalır ondan bahsediyorlar, bence sorularının da cevabı
0
freebird5406_2
(27.01.21)
(bkz: kitap okumak/@roket adam)

sadece bir kitaptan bir fayda sağladım şeklinde değerlendirilemez bu yani.
0
roket adam
(27.01.21)
-Yüksek özgüven(bilgi güçtür)
-Savunma mekanizması( bir olay karşısında soğukkanlı bir şekilde tepki vermek)
-Zamanı,tarihi anlama
-Soyut düşünme
-İyi bir insan olmayı öğrenme
-Farklı bir bakış açısı
-en önemlisi başka bir insanın deneyimini öğrenme
-sorgulama muhakeme gücü

Başka ülkelerde kitap okumanın faydaları sorgulanamazken ülkemizde faydası tartışılıyor devamlı. Bu çok korkunç. Sanıyorum dönemle alakalı.
Gündelik yaşamda pek bir faydası yokmuş gibi gözüküyor ama aslında bunun sebebi bizim kitap okumakla ilgilenmek yerine başka bir arayış içinde olmamızdır. Türk insanının hobisi yok çünkü okumayla sağlanması gereken temel oluşmamış.
0
olaylar olaylar
(27.01.21)
Kitap okumaktan anladığınız roman-şiir gibi kurmaca metinlerle zaman kaybetmek olmasaydı bunu sormazdınız diye tahmin ediyorum. Bunların hiçbir katkısı yok. Bilim alanından kitaplar okursanız çeşitli dallara muhakeme kabiliyetiniz artar.
0
ryhmer
(27.01.21)
ben kitapları kontakt lenslere benzetiyorum. tabii bunun en önemli nedeni lens kullanmam sanırım. işlevsel olarak benzerlikler görüyorum aralarında. nasıl ki lens olmayınca hayata/çevremdekilere dair pek bir şeyi fark etmeden ve hatta bazen bir seylere çarpa çarpa yaşıyorsam, okumayınca da bir şeyleri olabildiklerinden/olduklarından daha az/flu/karmaşık/zor/belirsiz görerek yaşıyorum diye düşünüyorum. lens takınca her şey netleşiyor, berraklaşıyor. gözümün önünde apaçık duran birçok şeyi lenssiz göremezken lensle her ayrıntıyı fark edecek şekilde hiç zorlanmadan görebiliyorum. kitap da öyle. daha doğrusu, okumak da öyle. olayları, düşünceleri, konuları berraklaştırıyor. her şey sanki daha şeffaf bir hal alıyor. görememenin yarattığı huzursuzluğu da alıyor bu. gördükçe, fark ettikçe, bildikçe sakinleşiyoruz; çünkü anlamakta zorlanmıyoruz artık. taşlar yerli yerine oturuyor bir nevi. tabii bu bir kitap okumayla olacak iş değil. severek, isteyerek ve sindirerek okumalı. daha da önemlisi, her zaman daha uzakta ve daha bulanık şeyler olduğunu bilerek okumak gerek. kaldı ki, okumadan neyi göremediğimizi de bilemeyiz. okumak ihtimalleri arttırıyor. 'a hiç böyle bakmamıştım' dediğimiz bir sürü şey fark ediyoruz.

bilhassa lens dedim, zira varlığını hissetmiyoruz çoğu zaman. gözlük gibi başkaları tarafından fark edilmesi de kolay değil. sadece lensi takan kişi biliyor neyi nasıl gördüğünü ve zamanla kendi gözlerimiz gibi oluyor lensler. okumak da zamanla görme duyusu gibi vazgeçilmezimiz oluyor. sürecin nasıl işlediğini bile fark etmeden daha net görüyoruz işte. bence bu daha katlanılır kılıyor her şeyi. belki barışmıyoruz ama katlanabiliyoruz. bir de, nasıl ki doğru lens ne kadar hayati ise doğru kitap da o kadar önemli. her göze her lens olmadığı gibi her kitap da okunmayı hak etmiyor veya okuması kolay olmuyor.
0
hazen
(27.01.21)
Lise bitene ve internet/sosyal medya ile tanışana kadar haftada 2-3 kitap okurdum.
Üniversite sınavı ben girerken öss idi, yani bilgiye değil okuduğunu anlamaya dayalı.
Hiç çalışmadan sınava girdim ve işletme bölümünü kazandım, ayrıca ünide herkesin şikayet ettiği hukuk derslerinde sınavdan önceki gece 3-4 kitabı sabaha kadar tek seferde okur ve sınavdan 100 alır çıkardım.

Ayrıca ileri seviye ingilizce biliyorum ama grammer bilgisi sıfır. Tamamen konuşarak öğrendim, anlamını bilmediğim çoğu kelimeyi cümlenin/konunun gidişatından anlıyorum.
Tamamen kitap okuma sayesinde denemez belki ama çok faydası olmuştur. Oturup ingilizce çalışmadım hiç. Okulda derste hocaların anlatması ve birebir konuşma, film-dizi izleme sayesinde öğrendim ingilizceyi.

Hayatım boyunca hep tembel biriydim, ama iyi bir maaşla güzel bir pozisyonda çalışıyorum. Kitap okumanın getirdiği hızlı kavrama, gözlem-çıkarım yapma ve ingilizce konuşabilmek sayesinde oldu hepsi.
0
zikardo
(27.01.21)
roman okuma için şunu diyebilirim: empati yeteneği geliştirirsiniz, incelikli düşünmeyi öğrenirsiniz, detaylara dikkat eden birisi olursunuz (ki bunlar insanın sosyal hayatını genellikle felç eder)

felsefe okumaları için şunu diyebilirim: soyut düşünebilme yeteneği kazanırsınız. yani adam mesela tanrı bir midir üç müdür yeryüzüne zuhur eder mi gibi soyut bir şeyi konuşurken çok sıkıcıdır her şey ama inanılmaz bir soyut düşünme yetisi kazanırsınız. sanatçı, üreten tarafınız gelişir. beyniniz kıvılcımlar çıkarır bunları okurken. aynı zamanda herkesin a dediğine "acaba b olabilir mi?" demeyi öğretir. bu avantaj gibi görünse de aslında sosyal yaşamınızı yine felç eder. arkadaş sayınız bir elin parmağını geçmez sonuç olarak.

popüler bilim okumaları için şunu diyebilirim: kişisel olarak çok şey katar ancak paylaşabileceğiniz üzerinde tartışabileceğiniz birileri olması lazım. aksi halde sosyal ilişkilere bye bye. ha ama "kimsenin bilmeyeceği şeyleri konuşan biri" olmak istiyorsanız iyidir. hava atmanıza olanak sağlar her şeyden önce ama konuya hakim gerçek bir uzman bir gün karşınıza çıkar ve o çok güzel görünen gerçeklerin "aslında öyle olmadığını" bir güzel anlatır. 3 karış ağzınız açık bakarsınız, 3 gün evden çıkacak yüzünüz kalmaz.

diğerlerini bilmiyorum. ben tarih ve sosyoloji çok seviyorum mesela. bir şeyleri farklı boyutla ele almak hoşuma gidiyor. kimseyle paylaşmasam bile sokakta yürürken aslında anlamsız görünen bir şeyi anlamlandırabiliyorum kendi kafamda bu sebeple. engels öneririm ya. herkesin öööyle dediğine yoo bööyle diyen her adamı öneririm veya. aptalca görünenen komik gelen her şeyin bir zaman sonra ne derece ufuk kattığına inanamıyor insan.
0
ala09
(27.01.21)
roman öykü gibi kurgusal metinler okuduğum zaman kafamda bir şeyleri canlandırma konusunda çok rahat ediyorum ve aklıma güzel fikirler geliyor düşünce dünyam zenginleşiyor. sosyal medyanın panzehiri gibi.

kurgu dışı kitapları da çok seviyorum ama bunları belli bir amaç doğrultusunda okumak asıl bence insanın ufkunu açıyor, mesela tez için okumak. çünkü böyle karşılıklı bir şey oluyor okuyup geçilmiyor. zaten her konuda insanın bir ön yargısı tahminleri belirsizlikleri oluyor, o konuya ciddi kafa yormuş birinin bütünlüklü bir yapıtını okuyabilmek, ileri geri gidebilmek durdurabilmek sonra da kendi fikirlerinin onunla değişmesini izlemek müthiş bir şey.
0
curious mind
(27.01.21)
yukarda yazılanlara sadece şunu ekleyebilirim;

mesela roman da okuyan biriyseniz orda burda "kurmaca metinler zaman kaybı" diyen insanlara çok güzel gülüp gününüzün kalanını güzel geçirebilirsiniz.

madem her şeyi fayda için yapıyoruz, bu da faydalı.

gülmek iyidir.
0
AlsterWasser
(27.01.21)
(2)

instagram kanalı bulmak (winter outdoor ile ilgili bir kanal)

hlot
geçen gün instagramda dolanırken sponsorlu bir gönderi gördüm. foto şöyle: her tarafı camlı bir oda var, odanın aşağısı orman ve her yer karla kaplı. foto odanın içinde çekilmiş. çok güzel bir görüntüydü. ileride bir gün öyle bir odada kalmak istediğimi düşündüm ama bugün aradım aradım o kanalı da b
geçen gün instagramda dolanırken sponsorlu bir gönderi gördüm. foto şöyle: her tarafı camlı bir oda var, odanın aşağısı orman ve her yer karla kaplı. foto odanın içinde çekilmiş.

çok güzel bir görüntüydü. ileride bir gün öyle bir odada kalmak istediğimi düşündüm ama bugün aradım aradım o kanalı da bulamadım, google'da o tip hizmet veren yerleri de bulamadım.

outdoorliving snow, winter outdoor room gibi bir şeyler bir şeyler yazdım ama bulamadım.

yardımcı olabilecek olan var mıdır?
0
hlot
(26.01.21)
ayarlar, reklamlar, reklam hareketleri son reklamları gösterir.
0
scudman1
(26.01.21)
maalesef, "etkileşimde bulunduğun reklamları gör" diye yazıyor. o reklamı beğenmediğim için de hiçbir şey çıkmıyor bu sayfada.
0
🌸hlot
(26.01.21)
(3)

Bir telegram sorusu daha

kobuzchu kiz
Telegram'ı 2016'dan beri kullanıyorum fakat son üç gündür akın akın insanlar gelmeye başlayınca iki yeni sorun ortaya çıktı.1. Benim numarasını yıllaaar önce sildiğim insanlar Telegram'a ekleniyor. Uygulamayı açıyorum, "numarasını 2013'te sildiğin eski sevgilin Telegram'a katıldı" diye sohbet pencer
Telegram'ı 2016'dan beri kullanıyorum fakat son üç gündür akın akın insanlar gelmeye başlayınca iki yeni sorun ortaya çıktı.

1. Benim numarasını yıllaaar önce sildiğim insanlar Telegram'a ekleniyor. Uygulamayı açıyorum, "numarasını 2013'te sildiğin eski sevgilin Telegram'a katıldı" diye sohbet penceresi var orada. Bu niye oluyor, ben ilk kez Telegram kurduğumda bile bu numaralar benim rehberimde yoktu?

2. Benim telefon numaramı bilmeyen random insanlar sadece kullanıcı adıyla ekleyip mesaj atabiliyor, bunu engelleyemiyor muyuz? (Birinde telefon numaram yoksa beni kullanıcı adımla bulamasın. Olmuyor mu?)
0
kobuzchu kiz
(11.01.21)
1. rehberi hafızaya alıyor telegram, silsen de bildirim yolluyor.

2. olmaz. kullanıcı adının ne anlamı kalıyor ki o zaman? numara vermemek için o zaten. ama kullanıcı adını kaldırabilirsin. sadece telefonla ulaşırlar.
0
jelly bear
(11.01.21)
@ jelly bear, tamam rehberi hafızaya alıyor da ben numarayı 2013 civarında silmişim, Telegram'a 2016'da kaydolmuşum, o numara çoktan gitmiş, simkart falan değiştirmişim. Nereden bulup çıkarıyor yine de?

Edit: Kullanıcı adımı tamamen kaldırabiliyormuşum evet, teşekkürler.
0
🌸kobuzchu kiz
(11.01.21)
ben telegram'ı aylar öncesinde kurarken rehberimdeki numaralara erişimini engellemiştim. o yüzden bende "şu katıldı" gibi hiçbir hareket yok. o erişimi kesmeniz lazım ayarlardan.

sonrasında istediklerinize kullanıcı adınızı verirsiniz.
0
hlot
(11.01.21)
(20)

whatsapp'ınızı silecek misiniz?

berkan11
8 şubattan itibaren whatsapp Türkiye dahil bir çok ülkede kullanıcıların verilerini işleyip paylaşan güncelleştirmeyi zorunlu hale getirecek güncelleştirmeyi kabul etmeyenler whatsapp'ı kullanamayaklar. kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/turkiyede-whatsapp-kullananlari-kizdiracak-aciklama
8 şubattan itibaren whatsapp Türkiye dahil bir çok ülkede kullanıcıların verilerini işleyip paylaşan güncelleştirmeyi zorunlu hale getirecek güncelleştirmeyi kabul etmeyenler whatsapp'ı kullanamayaklar. kaynak: www.hurriyet.com.tr

Whatsapp'ınızı silmeyi düşünüyor musunuz? Şahsen whatsapp'ı silip Turkcell Bip yükleyeceğim.
0
berkan11
(08.01.21)
turkcell'in farklı bir işlem yapacağını mı düşünüyorsun? abd şirketi işleyeceğine türk şirketi işlesin şeklinde düşünüyorsan bilemem.
whatsapp'tan vazgeçebildiğine göre facebook ve instagramdan da vazgeçersin bence.

edit: telegram da rus işi diyorlar. mutlaka birileri o verileri alıp işleyecek yani.
0
sutlu nescafe
(08.01.21)
:) silmeyeceğim tabiki. sizinki de attan inip eşeğe binmek olacak :)
0
benaslinda
(08.01.21)
sutlu nescafe, neden olmasın? Şirketler sadece %1'lik müşteri kaybına uğrasa bile onlar için büyük bir kayıp rekabet var sonuçta. Bir zamanlar Google'dan önce arama motorlarında yahoo tekel idi yarın belki bugün için globalda %1'lik payı olan yandex lider olacak belki google'ın yerini baidu, facebook'un yerini odnoklassniki alacak neyin ne olacağı belli olmaz telif hakları ve güncelleştirmeler vs. gibi sebeplerle rekabeti ve pazar paylarını ciddi anlamda etkiliyor whatsapp'dan öncede msn messenger vardı ondan önceside icq...
0
🌸berkan11
(08.01.21)
Facebook'un hiç bir ürününü kullanmak istemiyorum (insta, WhatsApp, facebook gibi). Ancak instagram ve whatsapp'tan maalesef vazgeçemiyorum herkes kullandığı için. Facebook'u ise çok uzun yıllar önce sildim.

Yan olarak telegram kullanıyorum epeydir, ama orada bir çok insan yok maalesef. Bana kalsa iMessage kullanırım da o sadece apple.
0
roket adam
(08.01.21)
facebook, yazışma geçmişimle birlikte bizzat karşıma geçip "ecesu'ya ne biçim şeyler yazmışsın lan öyle, püü sana :D patrona da gerizekalı demişsin? anlatalım mı lan herkese? rezil edelim mi seni?? hıı yapalım mı??" demediği sürece kvkk konusu benim için çöpten bi mesele. kim canı nasıl istiyorsa öyle kullanabilir verilerimi.
0
IncredibleMau
(08.01.21)
Abi işleyip paylaşıyor zaten. Silmeyeceğim. Senelerdir telegram da kullanıyorum.


Allah başka dert vermesin.
0
fezagezgini_4
(08.01.21)
ben whatsappı bıraktım. falancayı kullanıyorum demekle olmuyor ama. whatsapptan şunu yollayacağım diyen insana ben whatsapp değil bip kullanıyorum. oradan yolla dersen kalsın diyebilir. kendinden öte rehberindeki diğer kişileri ikna etmen lazım. bol şans. dediğim gibi her şirket işleyecek verilerini. birileri işliyoruz diyecek, birileri bir şey demeden işleyecek.
0
sutlu nescafe
(08.01.21)
BİP'de yaptığın yazışmalar emniyet, MİT ve BTK'nın elinde olacak.
Whatsapp yazışmaların ise yurtdışına gidecek.
Tercih senin kardeşim :)
0
ebabil curnatasi
(08.01.21)
Maalesef The Social Dilemma ve Snowden filmlerinde gösterilenler yadsınamaz bir gerçek. Edward Snowden'ın zaten bizzat hikayesini anlatıyor.

Bir bilgisayar mühendisi olarak söyleyeyim, datanız internete açıldığı anda zaten geçmiş olsun. Evet yasalar, şirketler kişisel verilerin güvenliği için elinden geleni yapıyor veya yapıyormuş gibi gösterse de ya bu verileri hükümetler, teşkilatlar ya da hackerlar kullanıyor zaten.

Yukarıda yazıldığı gibi abd kullanmasa rusya kullanacak. Çin tüm dünyaya neden neredeyse maliyeti fiyatına cep telefonu, akıllı ev aletleri, akıllı zibilyon tane şey sattı. O aldığınız akıllı kameraların hepsi kendi serverlarına gidip oradan size geliyor. Ucuza bu performansı iyi aldık woooaww dediğiniz akıllı telefonlar da veri topluyor, çine gidiyor.

Şu zamanda big data = big power. O yüzden her ülke kendi datasını topluyor. Bunu istihbarat için, ürün satmak için veya manipülasyon için kullanabilir.

Kendim rahatsız oluyor muyum oraya geleyim, açıkçası her yanımız teknolojik cihaz olmuş, akıllı asistanlar, kameralardan geçilmiyor ortalık, ben ne yaparsam yapayim bir şekilde ulaşacaklar zaten. Köye falan yerleşip ırgat olmam lazım herhalde kaçmak için.

Whatsappp silseniz insta var dedikleri gibi. Kaçış yok. Zaten şu zamana kadar ne mahremim kalmıştır ne bir şey. Herkese ulaşabildikleri için çok rahatsızlık duymuyorum :D Sadece beni izleseler duyardım.

Ama gel gelelim birilerinin gözünün bizim kullandığımız kelimeler, gittiğimiz yerler, iletişim kurduğumuz insanlarda olması ve bir "vatandaş" olmak kendimi aciz hissettirmiyor değil.

Keşke herkesin ne yaptığını gören ekipte ben olsaydım o zaman zevkli olabilirdi hahahaha (şeytan emojisi).

Ek: Uçtan uca şifrelemeler dışarıdan saldırılar için sağlam bir güvenlik oluştursa da, mesajlaşma şirketinin kendisi rahatlıkla neler gönderip aldığınızı apaçık görebilir. Telegram, whatsapp gibi dev uygulamaların devletin baskısına direnebileceğini sanmıyorum. Verdikleri teklifleri geri çevirecek de hiç bir insan evladının olduğunu düşünmüyorum zaten. Kim bilir ne anlaşmalar dönüyordur bizlere hissettirmeden verilerimizin kullanıldığı.. Zaten ücretsiz tüm bu uygulamalar farkındaysanız :) Sorun da bizim kıçı kırık verilerimizi kim ne yapsın değil zaten. Özel hayatın gizliliği. Reklam. Ürün sattırma. Cebimizdeki paraya göz dikmeleri. İhtiyacımız olmayan şeyleri aldırmaları. Manipülasyon vs. vs..
0
ananiyimioguz
(08.01.21)
the cat in the hat +1
0
stewie
(08.01.21)
zaten işliyor yıllardır. tek fark, artık bunu gizli saklı değil alenen yapacak. millet neden bu kadar galeyana geldi anlamadım.

ayrıca bu tür uygulamaların veri işlemesindeki birinci amaç tüketici profilinizi çıkarmak ve bu profili firmalara satmaktır. yoksa kimse sizin dandik günlük yazışmalarınızla ilgilenmiyor, merak etmeyin.
0
sir gawain
(08.01.21)
son güncellemeyle alakasız olarak uzun süredir silmeyi düşünüyorum. gereksiz gruplar. iş yerinden yapılan saçma duyurular. "bilmiyorum, haberim yok" deyip sıyrılmayı özledim. en iyisi sms, hatta tuşlu telefona dönüp telefonu sadece telefon olarak kullanmayı düşünüyorum.
0
Improbable
(08.01.21)
bak şimdi uyandım meseleye. telegram'da günlerdir bu yüzden haldır haldır şu kişi de telegram'a geldi, bu kişi de telegram'a geldi diye mesajlar var.
0
co2s2
(08.01.21)
Whatsapp olmadan isler bile aksar
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.01.21)
Epeydir ana mesaj programim Telegram, wapp sozlesmesini kabul ettim ama baska yerden erisebilecegim kimseye ordan erismeyi dusunmuyorum.
0
cleric
(08.01.21)
Türkiye dünyanın en büyük pazarlarından biri 85 milyonluk ülke nüfusunun çoğu gençlerden oluşuyor instagram ve facebook kullanımında ilk beşte whatsapp'da yaygın olarak kullanılıyor sadece Türkiye'de whatsapp kullanıcılarının % 1 ' i protesto amaçlı whatsapp uygulamasını silse şirketin geri adım atmasına yetebilir.
0
🌸berkan11
(08.01.21)
hayır. turkcell bip ne ya? :)

toplu bir kararla mecra değiştirilir zaten. öyle kişisel karar almakla olmuyor maalesef.

mesela google+ vardı bir zamanlar. gayet de güzeldi. kayıtlı insanlar olmasına rağmen, oraya gitmeye niyetli insanlar olmasına rağmen büyük çoğunluk facebook'u bırakıp google'a geçmediği için google+ kapandı.
0
hlot
(08.01.21)
"whatsapp kullanıcılarının % 1 ' i protesto amaçlı whatsapp uygulamasını silse şirketin geri adım atmasına yetebilir."

çok naifsin.
0
sutlu nescafe
(08.01.21)
silmicem çünkü zaten hepsi veri topluyor. amaç kullanıcı profili gibi şeyleri arkadaş yazmış. bir diğer neden de seçimler aslında. brexit'in başarılı olmasını facebook kullanıcı profilleri olduğu söyleniyor. eğer gerçekten bundan kaçmak isterseniz, twitter kullanmanız lazım. şuana kadar sadece twitter, paylaşılan içeriklerin kaynağını gizlilik nedeniyle paylaşmayacağına garanti verdi. benim konuştuğum şeyleri facebookta paylaşmayacak yaa adam. gelip reklamları düzenleyecek. facebook kullanmadığım ve reklam engelleyici kullandığım için de bu durum beni rahatsız etmiyor. bence reklam gelirlerini düşürürse firmalar asıl zarar eder. kullanıcı kaybetmekten değil.
0
sherlocky
(09.01.21)
(9)

Altın alınır mı?

ayağiniza gelen overlokçu
3 ayda inanılmaz düştü.Seney bu zaman pandemiler azalıp düğün sezonu açılınca köşe olur muyuz
3 ayda inanılmaz düştü.Seney bu zaman pandemiler azalıp düğün sezonu açılınca köşe olur muyuz
0
ayağiniza gelen overlokçu
(28.12.20)
muhtemelen artar
0
reanarchy
(28.12.20)
Düğün sezonu altının fiyatını etkiler diyorsanız bence siz bu işlere bulaşmayın.
0
catch the arrow
(28.12.20)
altın her zaman alınır alınmasına da altın alımlarının %5'i bile düğünde takmak için yapılmıyordur, emin olun.
0
sir gawain
(28.12.20)
Dugun sezonunda altin fiyati artar teoremini ilk cikaran adami cok merak ediyorum :))
0
brkylmz
(28.12.20)
kusura bakmayın ama catch the arrow +1 :)
0
hlot
(28.12.20)
500 üstü, hatta en son 530 liradan altın insanlar bile var, şu sıralar fiyat uzun vadeli yatırım için mantıklı.

Kısa vadeli para lazım değilse altın her zaman alınır, son ayların ortalamasına göre de fiyatı iyi şu an.

Ama unutmamak lazım ki yakın tarihte 1700 dolarlardan 1100 dolarla düşmüşlüğü de var altının.

Şimdi de kimse altın asla 1500 dolara düşmez diyemez, bi bakmışız çat diye 1500 dola rolmuş onsu?
0
John Bloor
(28.12.20)
en azından bir sene tutmayı göze alıyorsanız alın. 6 ay sonra bozdurucam derseniz zarar edersiniz muhtemelen ama
0
sting
(28.12.20)
Temel amaç köşe olmak mı , biriktirmek mi ?

Ben her hafta fiyatına bakmaksızın 1 cumhuriyet alıyorum , 50 adet olunca satıp işimi görüyorum. Şu an 23 teyim , mayısa kadar 50 yapıp tuğralı bir doblo almak istiyorum. Şaka şaka tuğrası olmayacak :) Temel mantığım kumbara misali kullanmak altını beni hırpalamayacak miktarı köşeye atıp ''unutmaya'' çalışıyorum .

Öyle düğün zamanı vurguna çıkılsa inanın size bana bırakmazlar kemiğini bile sıyırırlar.
0
synax
(28.12.20)
ben de aldım bakalım ufak bir miktar. aldıktan sonra gramda 10 lira daha düştü ama olsun bekleyecem :D
0
gizemli dede
(28.12.20)
(4)

kürek kemiği egzersizi

hlot
bilgisayar başında oturmaktan herhalde, iki kürek kemiğime de bazı hareketler esnasında ani bir ağrı giriyor, kilitlenecek gibi oluyor.arkadaşlara o kısma biraz masaj yaptırıyorum :) iyi geliyor ama her gün olacak şey değil, masajla iyileşmek için gidip bi masör bulmam lazım.nasıl bir egzersiz yapma
bilgisayar başında oturmaktan herhalde, iki kürek kemiğime de bazı hareketler esnasında ani bir ağrı giriyor, kilitlenecek gibi oluyor.

arkadaşlara o kısma biraz masaj yaptırıyorum :) iyi geliyor ama her gün olacak şey değil, masajla iyileşmek için gidip bi masör bulmam lazım.

nasıl bir egzersiz yapmak lazım bu kısımları açmak için? internette her "kürek kemiği egzersizi" yazan yere de dalmak istemedim.
0
hlot
(27.12.20)
pandemi dolayısıyla spor salonundaki aletlerin bir kısmını eve almıştım, kardiyo kısmını ise şununla dolduruyorum:

www.youtube.com

tek seti 10 dakika sürüyor(3 set) ve vücudunu oldukça iyi çalıştırıyor. ayrıca oldukça yoruyor, terletiyor. haftada düzenli 3-4 defa yaptığında vücudunda hareketsizliğe bağlı ağrı kalmayacaktır.

eğer ağırlık çalışabilirim diyorsan, gücüne göre aldığın iki ağırlıkla şu abiyi takip edebilirsin, kaslarını güçlendireceği ve çalıştıracağı için ağrını azaltacaktır:
www.youtube.com
0
nehara
(27.12.20)
açıkçası kürek kemiklerine özel, nokta atışı bir egzersiz arıyorum. öyle olursa daha makbule geçer.
0
🌸hlot
(27.12.20)
şunları buldum doğrudan istediğin bölgeye yönelik, üç seri halinde. videonun başında biraz boş yapıyor, sonrasında egzersizleri göstermiş. hafif bir ağırlık alıp aşağıdakileri deneyebilirsin:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
0
nehara
(27.12.20)
bunları yapacağım. çok teşekkürler.
0
🌸hlot
(27.12.20)
(11)

Bir psikoloji kitabı tartışması

hlot
"Hayati Yeniden Kesfedin" kitabini okuyorum. Bir arkadasim tavsiye etti, psikologu onermis ona da. Bestseller olmak icin yazilan bir kisisel gelisim kitabi degilmis. Kitapta şema terapi anlatiliyor. Sanirim yazarlari, şema terapiyi icat edenler. 92'de yazilmis. Kisisel gelisim kitabi hayatimda hic o
"Hayati Yeniden Kesfedin" kitabini okuyorum. Bir arkadasim tavsiye etti, psikologu onermis ona da. Bestseller olmak icin yazilan bir kisisel gelisim kitabi degilmis.

Kitapta şema terapi anlatiliyor. Sanirim yazarlari, şema terapiyi icat edenler. 92'de yazilmis.

Kisisel gelisim kitabi hayatimda hic okumadim. Dolayisiyla elimdeki kitabi, o tarz sacma kitaplardan ayirt edecek gorusum yok. Ben bu kitabi, bir nevi ders kitabiymis gibi, icinde yazanlar yuzde 90-100 dogru seklinde okuyorum (tespitler ve tedavi şekilleri vs.) ama hata mi ediyorum acaba?

Bir an "Cok onemli bir kitap. Herkes okumali, herkese tavsiye edeyim. İlla ki kendilerinden bir sey bulacak insanlar" dedim ama ya icinde yazanlar yanlissa? Acaba bazi seyler yanlis mi? Yanlislanmis mi? İleride yanlislanabilir mi?

Kitap ozelinde bu kitabi okuyanlara sorum: acaba bu kitap ne kadar dogru?
ve bu tarz kitaplar genelinde soruyorum: bu tarz kitaplara nasil yaklasmam lazim?
0
hlot
(22.12.20)
Ben uzak duruyorum .
Böyle biraz olsun ufuk açan cümleler içeren analiz odaklı metinler okunabilir.mesela:

i.hizliresim.com
0
Erva
(22.12.20)
@erva: dedigim gibi bu kitap salak bir kisisel gelisim kitabi degil. Potansiyelinden falan bahsetmiyor. "bugun şu şu durumdaysan cocuklugunda şunlari şunlari yasamissindir" diyor ve dedikleri de sahsimda dogru. Sonra da cozum icin yol gosteriyor.

Dolayisiyla alintiniz bu tarz kitaplar icin yazilmis bir sey degil, kisisel gelisim kitaplari icin yazilmis bir sey.
0
🌸hlot
(22.12.20)
kitabı okumadım ama psikoloji üzerine olan kitaplarla kişisel gelişim kitapları aynı şey değil.

bu tip terapi yöntemlerinin anlatıldığı kitaplarda artık bilinçaltı, bilinçaltının işleyişi ve aile dinamikleri gibi konular birçok farklı terapi yöntemi ve psikiyatri açısından bazı ortak paydalarda buluştuğu için bunları yüzde 90-100 doğru olarak kabul etmek normal.
92'de yazıldıysa belki eksikleri vardır ama yanlışları olduğunu sanmıyorum.
çünkü artık psikolojinin işleyişi olarak birçok farklı yaklaşım, bazı ortak paydalarda buluşuyor dediğim gibi.

sadece hangi kitabın ne olduğunu ayırt edebilmek önemli çünkü artık freud, adler gibi isimlerin dışında kalan psikolojiyle ilgili birçok kitap da kişisel gelişim başlığı altında toplanıyor.
0
blatta hiberna
(22.12.20)
Bu kitabı okumadım. Ama bu tarz kitaplar çevremden birkaç kez bana önerildi. İstisnasız hepsi kişisel gelişim kitabı çıktı. Anlaması çok kolay bence. Kitap size vaatlerde bulunuyorsa bu bir kişisel gelişim kitabıdır. İkna etme çabası, bir pazarlama taktiğidir.

Örnek olarak şu 'iyi hissetmek' kitabını verebilirim. Arkadaşım, tamamen bilimsel bir kitap olduğuna inanarak, okumam için bana verdi. Tipik bir kişisel gelişim kitabıymış. Hatta oldukça tehlikeli bir örneği diyebilirim. İnsanları gerçekleri umarsamamaya ve kendi beyninde farklı bir realite oluşturmaya itiyor. Arkadaşıma anlatmaya çalıştım ama maalesef ikna olmadı. Gerçeklerle yüzleşmemiz gerekirken, yok saymak veya farklı görmek çözüm olmayacaktır.
0
the coon
(22.12.20)
Bu kitabı kişisel gelişim degil self help olarak degerlendirmek daha dogru. Kisisel gelisim kitaplarında genellikle konu ile ilgili bilimsel egitimi olmayan insanlar tarafindan verilen ve 3 gun sonra sonecek hayali bi gaz varken, self help kitaplarinda kitap bittikten sonra da sana kalan bilimsel temellerle desteklenmis bir seyler kalir, ihtiyacın olunca aklina gelir vs. Kitabi bana da psikologum önermişti, terapi sürerken okumuştum. Sema terapi ve semalarin davranislarimizi nasil etkilediği konusunda guzel farkindalik saglayan guzel bir kitap ama ne kadar fayda saglayacagi her seyde oldugu gibi kisiye bagli.
0
passive aggressive
(22.12.20)
Blatta hiberna yine haklı. Bu yayınevi bu tarz kitaplar çıkarıyor. Psikoloji ilgimi çektiği için bu kitap da dahil bu yayınevinden çıkan 6 tane kitabı okudum buna benzer iletişim yayınlarının da 3-4 tane kitabını okudum. Ben ders kitabı olarak bakıyorum ancak şu şekilde işliyor okuma sürecim. Örneğin bir cümlenin sonunda bir makaleye atıfta bulunuyor diyelim. O cümlede anlatılan şey bilgi olarak derinleşmek istediğim bir konuysa, gidip makaleyi buluyorum onu da okuyorum. Makaleyi ararken karşıma çıkan farklı görüşte yazılar varsa onu da okuyorum.
İçinde yazanlar zaten doğru, yanlışı yok ancak eksiği olabilir. Çeviriler de güzel. Kişisel gelişim kitabını kütüphaneme sokmam, bu kitapların onlarla alakası yok.
0
irene
(22.12.20)
İyi hissetmek kitabı gibi bu kitap bir kendine yardım kitabı. Faydalı da. Kişisel gelişimle ilgisi bulunmuyor.
0
EasyTiger
(22.12.20)
Hem bu kitabı hem de aynı yayınevinden çıkan ve diğer yorumlarda bahsedilen "iyi hissetmek" kitabını okudum.

Bu iki kitap da kişisel gelişim değil, self help kitabıdır. Zaten şema terapi "bildiğim kadarıyla" üzerine çok fazla araştırma yapılmış bir terapi modelidir.

Kendi adıma ben iki kitabı da çok seviyorum, ne zaman ihtiyacım olduğunu hissetsem açar okurum, bana cidden daha iyi hissettiriyor.
0
aynenbencede
(22.12.20)
bunlar kişisel gelişim kitabı değil, kendine yardım kitabı + 1

bu tarz kitaplar illa herkese iyi gelecek diye bir kural kaide yok. şu an kafanızda böyle soru işretleri oluştuysa ya kitabı kendiniz için doğru zamanda okumuyorsunuz, ya da sizde çıkması olası şemalarla yüzleşmek istemiyorsunuz. o zaman bırakın bir kenara, başka bir döneminizde yeniden okumayı deneyin.

iyi hissetmek, bağlanma, hayatı yeniden keşfedin kitaplarını pek çok defa arkadaşlarıma hediye etmişliğim vardır. hepsinden de çok olumlu geri dönüşler aldım. kendimde geçmişte bu kitapları okudum, çok faydalandım, kitaplığımda durur, arada açar kafama takılan konularda bilgimi tazelerim.
0
Phoebe
(22.12.20)
Kitabı dediğini gibi kılıkırk yararak okudum ve bana terapi sürecinde ne kadar yardımcı olacağını biliyordum. Kitap zaten bilgi tüketmiyor size, doğru soruları sorup içinizde ne olduğunu buluyor. Doğru soruları sormasında bi sakınca yok sanki?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(22.12.20)
"Hayati yeniden kesfedin" veya ne bileyim "iyi hissetmek" vs. gibi kitaplar bilmemne gurularinin yazdigi self help kitaplari gibi degil, klinik psikolog ve psikiyatristlerin ve bir cok klinik / populasyon testleri sonucu gelistirilmis tekniklerin halkin anlayacagi dilden aciklandigi oldukca faydali kitaplardir. Psikolog / psikiyatriste gitseniz size anlatacagi / yaptiracagi seyler var iclerinde. O yuzden hem referans olarak hem de direk yardimci kaynak olarak guvenle takip edebilirsiniz.
0
robokot
(22.12.20)
(25)

Sahilde hoparlörle şarkı dinlemek görgüsüzlük müdür?

huçi kuçi
Kendime katlanabilir kamp sandalyelerinden ve bir de şu kablosuz hoparlörlerden aldım. Deniz kıyısında oturup bira, müzik ve dalga sesleri eşliğinde yalnızlığımı çeşnilendirmek istiyorum. Hoparlörün sesini gümbür gümbür açmaya niyetim yok, o esnada sahili benimle birlikte paylaşacağını varsaydığım d
Kendime katlanabilir kamp sandalyelerinden ve bir de şu kablosuz hoparlörlerden aldım. Deniz kıyısında oturup bira, müzik ve dalga sesleri eşliğinde yalnızlığımı çeşnilendirmek istiyorum. Hoparlörün sesini gümbür gümbür açmaya niyetim yok, o esnada sahili benimle birlikte paylaşacağını varsaydığım diğer insanlardan makul bir uzaklığa konuşlanıp yalnızca bulunduğum alanı şenlendirecek kadar ses vereceğim. Sahil dediğim Çanakkale'nin Yeni Kordon'u. Kumsalın bitiminde bankların bulunduğu, insanların gelip geçtiği bir yer (fotoğrafı eklendi). Ben kumsalda oturuyor olacağım. Sizce bu beni, başkalarının sükunet arayışına aldırış etmeyen düşüncesiz bir dallama yapar mı?
0
huçi kuçi
(17.12.20)
teksen niye kulaklık takmıyorsun önce herkesin aklına gelen bu soruyu sorayım.
çünkü ne kadar uzağa kaçıcam insanlardan desen de oraya gelip oturmak isteyen biri sesi duyup sen fark bile etmeden giderse sana sövebilir. bu da seni düşünceli ama farkında olmadan dallama yapar.
0
Jux
(17.12.20)
Hayata Ziraat'ten emekli, bakkala bile kravat takıp giden Nuri Bey gibi bakan biri olarak cevap veriyorum. Evet yapar. Kulaklık neyinize yetmiyor?
0
kobuzchu kiz
(17.12.20)
Konuşma sesinin şiddetini aşmazsanız bence sorun yok. Ben olsam kulaklıkla dinlerdim ama. Rahatsızlık verecek kadar sesi açmazdım zaten ama o ses şiddeti de beni tatmin etmezdi, o yüzden kulaklık tercih ederdim.
0
orient blue
(17.12.20)
Kulaklık yerine hoparlör tercih etme nedenim müziğin yanı sıra dışarının seslerini de duymak istemem, özellikle de dalgaların sesini.
0
🌸huçi kuçi
(17.12.20)
Başkalarınıda eğlencesine davet etmekten çekinmeyen, eğlenceli ve pozitif olma gayesinde biri yapar.
0
docrivers
(17.12.20)
Başkalarına temas eden her şeyiniz rahatsız edebilir. Dinlediğiniz müziğin sesi, konuşma sesiniz, sigara dumanınız, telefon ışığınız, ağız kokunuz, parfüm kokunuz vs.

Kamusal alanda herkese duyurarak müzik dinleyenlerin genellikle kendini ıspatlama alt metniyle hareket ettiğini de düşünüyorum.

Dalga sesler için dış sesi aktaran kulaklıklar tercih edilebilir.
0
pass
(17.12.20)
Günbür gümbür açmayacağını söylemişsin. Rahatsız olan dibine değil biraz daha uzağa geçer oturur. Müzik dinlemek hakkınız. Kulaklıkla dinlemek zorunda değilsiniz.
0
hepbiarayisicinde
(17.12.20)
Konuşma sesini geçmediği sürece açın gitsin, bir ekşi sözlük yazarı gelip de hede hödö derse ağzına bir tane vurup yollayın bilgisayarının başına. Dikkatli vurun, sivilceli yerine gelirse patlar, darp raporu falan alırlar.
0
armagan abanuz
(17.12.20)
ben bunu sık sık yaparım. milletin dibine girmeden, sesi de çok açmadan kendi kendime hoparlorumle dinlerim bir şikayet almadım.
0
delidiyorum
(17.12.20)
ben ve tanıdığım diğer tüm insanlar, ''allahın kekosu'' yorumunu yaptıktan sonra mümkünse uzaklaşma yoluna gidiyoruz.
0
reanarchy
(17.12.20)
dalga sesini duyacak kadar az acacaksan senden mbaska kimse duymaz zaten. ama fazla ses acacaksan ben sana maganda gozuyle bakardim.
0
buenosdias
(17.12.20)
Ben sorun etmezdim öyle dinleyen birine denk gelsem.
0
plutongezegendegilmi
(17.12.20)
dinle ya ne olacak, kesinlikle görgüsüzlük değil bu. hem bluetooth hoparlörler ne amaçla üretildi ki başka, evimizde dinleyelim diye mi? herhalde dışarıda dinleyeceğiz.

ben istanbul'un bilumum sahil ve parklarında, kamplarda vs hep müzik açarım, arkadaşlarım açar, oraya gelen başkaları da açar. bugüne kadar kimse ne bize laf etti, ne de biz birilerinden en ufak rahatsız olduk. zaten biraz uzaklaştığında ses hiç duyulmuyor bile. kendin de deneyebilirsin.

bazen özellikle yaylalarda bangır bangır -bence kalitesiz- müzikler açan dayılar oluyor, arabadan açıyorlar hatta. elbette hoş değil ama senin durumla karşılaştırılamaz bu. ses seviyesi önemli bir kriter.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(17.12.20)
Yakınınıza gelip de sizden daha çok ses çıkaran bir cihazla hiç haz etmeyeceğiniz bir müzik türünü dinleyecek birileri olursa, şikayet etme hakkınızı kendi elinizle en baştan kaybetmiş olursunuz.

Lütfen sahillerde, kamp alanlarında, piknik alanlarında, aracınızda cam açıkken yüksek ses ile müzik dinlemeyin.
0
John Bloor
(17.12.20)
bangır bangır açmayacaksan aç dinle. insanları ses seviyesiyle rahatsız etmeyecekse yalnızca müzik duyduğu için rahatsız olacak varsa da siktirsin başka yerde otursun.
0
baharat
(17.12.20)
gorgusuzluktur. baskalarina kendi muzigini dinletmek -onlar istemedigi surece- dayatmadir. yanlis anlamayin, sorunuza cevap. yoksa bu soruyu dusunup sormanizbile sizin medeni bir insan oldugunuzu gosteriyor.

bluetooth hoparlorler disarida muzik dinlemek icin degildir. kisik da olsa duyuldugu surece baskasina rahatsizlik verir. sirf baskalari yapiyor diye bunun normallesmemesi gerekir. hic kimse yoksa olur, ama yok uzaktayim duyulmaz vs. duyulur. ben duyarim ve sizin bolgeden uzaklasana kadar icimden soverim.

benimle ayni fikirde olan arkadaslarin verdigi cevaplar bana umut verdi. keske bu cevabi verenler bir ulkede; hoparlorden muzik dinlemenin hak oldugunu dusunen, BT hoparlorlerlerin acik alanda muzik yayini yapmak icin oldugunu dusunen ve ustteki kufurbaz sahis gibiler ayri bir ulkede yasasa. oyle bir ulke olsun ki onlara herkes hoparlorden muzik dinliyor olsun, ama herkes.

biz de kendi guzel dunyamizda kulaklik diye bir icadin nimetlerinden faydalanirken bilmeden birilerinin hayatini zindan etmemis olalim.

baska yerde oturcakmisim haspam muzik yayini yapacak calacak diye.


suna bakin ve hayal edin. bir trende, metroda bir vagondaki herkes sessiz ve hepsi bunu bilerek biniyor. kulakliktan dinlenen muzigin bile sesini belli bir seviyede tutman gerekiyor. telefon konusmasi vb yok.

www.amtrak.com

hep bunun hayaliyle yasiyorum. su an maalesef birinin kulakliksiz izledigi instagram story'lerine maruz kalmamak icin ben muzik dinlemek zorundayim. teknoloji ilerledikce mi bozuluyoruz yoksa yeni jenerasyon mu buna sebep oluyor bilmiyorum ama umarim gurultu yapmanin ayip sayildigi gunler yakindir.
.
0
supergirl
(17.12.20)
Ben de rahatsız oluyorum açıkçası, bir süre sonra herkes bt hoparlör getiriyor, sonra diğerlerinin sesini bastırmak için sesi daha cok açıyorlar, leş gibi bi ortam oluyor. Tek kulaklıkla dinlemek en iyisi bence.
0
roket adam
(17.12.20)
hic haz etmem acik havada baskasinin duyacagi sekilde muzik dinleyen insandan. butun keyfim kacar.

dalga sesini dinlesene sadece kardes? muzigi baska zaman dinlersin.
0
yoggi
(17.12.20)
yaptığınızın köpek ulumasından farkı yok. kulaklık tak.
0
duyurukullanıcısı
(17.12.20)
Sahil kenarına oturmuş bir avuç grubun birbiri arasındaki konuşmaları, gülüşmeleri gürültü gelmiyor da, kısık sesle açılmış müzik sesi mi gürültü geliyor?

Bana göre topluma açık alanda, bir sahil kenarında, eğer ki insan grupları varsa, çıkardıkları her ses o ekosistemin bir parçasıdır. Yüksek desibelde olmadıktan sonra benim için hiçbir farkı yok. Kendi alanınızda hafif bir müzik açabilirsiniz ben rahatsız olmazdım. Millet ne kadar huysuzmuş arkadaş. Tahammül eşiği de kalmamış kimsenin.

@kiyiya vuran dildolar +1
0
ananiyimioguz
(17.12.20)
Keko diye dallamalara bakma onlar medeniyet kavramina arka tarafindan bakiyorlar . Tofasci edasiyla sokagi inletmiyorsan eglenmene bak rahatsiz olan gelip 2 metre yanina oturmaz zaten
0
ishak77
(17.12.20)
darılmaca yok ama bana bayağı kıroca geliyor açıkçası. çünkü aklıma direkt arabadan müzik dinleyenler geliyor.

he ama sesini mümkün olduğunca az açarsan belki kabul edilebilir.
0
hlot
(17.12.20)
haspam müzik sesi duymayacakmış
yapmayın etmeyin allah aşkına caddeye çıktığınızda mekanlardaki müzik seslerini de mi kestiriyorsunuz?
ses seviyesi rahatsız edici olmadıkça isteyen istediğini dinler, mekandan mekana da o seviye değişir.
kusura bakmayın da duyduğun her sesten rahatsız olmak medeniyet falan değil
0
baharat
(17.12.20)
ya başkan o hoparlörlerin zaten kulannım amacı evde müzik dinlemek değil. rahatsız olmayacağın ölçüde aç keyfine bak, yurtdışında çok ülkede bulundum kimse kimseye karışmıyor bile herkes istediği ölçüde takılıyor bu gibi konularda türklerde acayip bir kompleks var.

o zaman yan tarafta da 5-6 kişinin konuşup kahkaha atması da beni rahatsız ediyor ne yapayım kalkıp susun diye mi uyarayım. mantığa bak.

çok açmadığın sürece aç gayet keyfine bak abi nolucak.
0
garavel
(17.12.20)
Tolkien üşenmemiş yazmış, ellerine sağlık.

Gençler herkes sizin gibi iyi niyetli değil, kısık sesle dinlemek elbette kimseye zarar vermez. Ama bu kısık ses seviyesini kim belirleyecek?

Biz medeni bir toplum değiliz, herhangi bir şeyin ucunu gevşettikmi sonunu alamıyoruz.

Bakın bu insanlara da gidin sorun, kimseyi rahatsız etmediklerini iddia edecekler eminim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
0
John Bloor
(17.12.20)
(4)

Tırnaklar ile ilgili bir soru

hlot
Tirnaklarimi muhtemelen normale gore fazla kesiyorum, cunku kestigimde parmagimin azcik bir kismi acikta kaliyor ve 1-2 en fazla 3 gun boyunca hafif hafif aciyor, hatta bazen uc kismi kaniyor. Ama ben niye bu kadar kesiyorum? Cunku tirnagimdaki beyaz kisim içe girmis durumda. Gecen gun annem "tirnak
Tirnaklarimi muhtemelen normale gore fazla kesiyorum, cunku kestigimde parmagimin azcik bir kismi acikta kaliyor ve 1-2 en fazla 3 gun boyunca hafif hafif aciyor, hatta bazen uc kismi kaniyor.

Ama ben niye bu kadar kesiyorum? Cunku tirnagimdaki beyaz kisim içe girmis durumda. Gecen gun annem "tirnaklarini kucukken derinden kestiysem oralar simdi beyaz olarak cikiyordur" dedi.

Simdi annemin onerisi var ve bunu soru olarak soruyorum: "derinden kesme, o beyaz kalan kisimlar zamanla seffaslasir" diye -bence- salladi :) Sizce bunun oluru var midir? Deneyeceksem de ne kadar sureyle deneyeyim de olmazsa birakayim?
0
hlot
(10.12.20)
annen doğru diyor.
0
candide
(10.12.20)
Bunu tecrube eden var mi yani? Peki ne kadar surede seffaflasir o kisimlar, tahminen?
0
🌸hlot
(10.12.20)
bıçakla kutu açmaya çalışırken tırnağım yarıldı, neredeyse yarısı gitti. kısa sürede eski haline döndü. sizinki de normalde döner diye düşünüyorum.
0
candide
(10.12.20)
doğru demiş. tecrübeyle sabit, 1-2 ay zaman verin.
0
anarsika
(10.12.20)
(2)

wordpress sitesi cache sorunu

hlot
sitemde W3 Total Cache yüklü ama yine de sitem hala bayağı yavaş yükleniyor. görüntü zaten yavaş geliyor, anahatlar çıktıktan sonra ise 1 saniyeliğine wordpress'in varsayılan yazıtipini görüyorum, sonra yazıtipi benim seçtiğim tipe geçiyor vs. çok can sıkıcı.yani bunun bile pro'suna para vermek gere
sitemde W3 Total Cache yüklü ama yine de sitem hala bayağı yavaş yükleniyor. görüntü zaten yavaş geliyor, anahatlar çıktıktan sonra ise 1 saniyeliğine wordpress'in varsayılan yazıtipini görüyorum, sonra yazıtipi benim seçtiğim tipe geçiyor vs. çok can sıkıcı.

yani bunun bile pro'suna para vermek gerekmiyordur umarım. çünkü bütün eklentiler paralı zaten. bir para vermeye başladık mı sonu gelmez.

acaba ayar mı yapmam lazım? lütfen bir yardım edin.

bazı "enable" olan ayarlarım şunlar:

page cache
database cache
object cache
browser cache
CDN
0
hlot
(19.11.20)
sitenin görsel yükü nasıl?

görsel boyutları cok mu yüksek?

f12 açıp network alanına gelip siteye giriş yaparsanız yüklenme sürelerini görebiliriniz.
hangi dosya ne kadar boyutta ve site toplam ne kadar süre açılıyor, en geç yüklenen hangisi vsvs.

hız sadece bununla da alakalı olamyabilir, sunucuda da yavaşlık olabilir
0
ayin yazari
(20.11.20)
Sitede hic gorsel yok ki :(
0
🌸hlot
(20.11.20)
(28)

futbolcu adı (yardım :) )

sweetoffice
italyan bir futbolcuydu, birakali cok oldu. sarisin bir karisi vardi hatta; cok ama cok taninan, unlu biriydi ; bir turlu adi aklima gelmedi ve google da bulamadim
italyan bir futbolcuydu, birakali cok oldu. sarisin bir karisi vardi hatta; cok ama cok taninan, unlu biriydi ; bir turlu adi aklima gelmedi ve google da bulamadim
0
sweetoffice
(13.11.20)
İtalyan değil ama christian karambeu dan bahsediyorsun sanki
0
freebird5406_2
(13.11.20)
freebird5406_2; yok hocam o degil; kesin italyan; onu net hatirliyorum
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
Totti cannavaro delpiero baggio ilk aklıma gelenler
0
EasyTiger
(13.11.20)
EasyTiger; yok hocam, tesekkurler ama onlar da degil
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
futbol oynadigi veya biraktigi zamani hatirliyor musunuz peki asagi yukari? hangi yillarda oynuyordu mesela?
0
der meister
(13.11.20)
f. cannavaro, p. maldini, c. vieri
0
emininsel
(13.11.20)
emininsel degil hocam,
der meister birakali 7-8 sene filan olmustur

cok populer, cok goz onunde biriydi; bakalim hatirlarsam yazacagim buraya da
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
italya'nın 2010 dünya kupası kadrosuna bak orada vardır.
0
bohr atom modeli
(13.11.20)
bohr atom modeli; baktim ama yok hocam
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
totti ya da baggio
0
mikahakkinen
(13.11.20)
7-8 yil once birakti derseniz;
Inzaghi, nesta, gattuso, cannavaro

Bunlar hep o yillarda birakti.
0
logisticsmanager
(13.11.20)
christian vieri gibi geldi.
0
drako
(13.11.20)
pirlo diyerek sallamak istedim sadece :)
0
since1907
(13.11.20)
hep italyada oynadı ama italyan olmayan bi futbolcu da ben bırakayım, javier zanetti. eşi de sarışındır =)
0
amour fou
(13.11.20)
bence batistuta'yı italyan zannediyor olabilirsin.
0
ya ben lan neyse
(13.11.20)
herkese tesekkurler ama degil :) ayrica bati-gol'u bilmeyecek biri degilim "ya ben lan neyse" :)
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
ayrica tam yilini hatirlamiyorum, hatirlasam kendim bulurum :) 7-8 den daha fazla olabilir birakma zamani
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
lanet olası cm diyor ve o vakit devam ediyorum. alberto gilardino, di natale, luca toni, marco Materazzi, bonera, massimo Ambrosini, toldo, Peruzzi, de rossi.

İtalyan değil ama italyayla çok özdeşleşmiş biri olabilir mi? mesela claudio caniggia gibi.
0
emininsel
(13.11.20)
roberto baggio? del piero?

elimizdeki tek veri karısının sarışın olması mı? :) işin zor :)

peki neden arıyorsun bu futbolcuyu?
0
hlot
(13.11.20)
camoranesi ? ravanelli ?
0
ismim ibrahim
(13.11.20)
veri yok baska, olsa kendim bulurdum zaten :) karisi sarisin kendi de cok yakisikliydi :) aramamin ozel bir nedeni var buraya yazamiyorum;

emininsel; ahh cmm ah fmmm :D fm yenisi de cikiyor zaten
0
🌸sweetoffice
(13.11.20)
maxi lopez'i italyan sanma ihtimaliniz var mıdır?
0
o sopa bi gun elimize gecmez mi
(13.11.20)
cok fazla tuyo vermissin kanka. Insan, dunyali desen yeterdi. bulurduk biz:)
0
neverletyougodown
(13.11.20)
1) Forvet miydi?
2) Kısa saçlı mıydı (C7 Ronaldo gibi), uzun saçlı mı (Messi gibi)?
0
testudos
(13.11.20)
karısı sarışın peki o nasıldı?
0
nothing in my way
(13.11.20)
@o sopa bi gun elimize gecmez mi; yok hocam sanmam elbette :)

@nothing in my way; sarisin ve cok guzeldi baska detay yok aklimda maalesef :)

@neverletyougodown; haklisin hocam ama veri olsa zaten kendim de bulurdum. aklimda olanlar bu kadar, o yuzden buraya sordum.

@testudos; saclari kisaydi hocam ama cr7 kadar kisa degil, messi kadar da uzun degil; kisa-normal araligindaydi
0
🌸sweetoffice
(14.11.20)
bütün italyan futbolcuların karıları sarışın ve çoğu eski manken, yani ünlü :)
oynadıgı bir takım söylesen hatırlarız belki.

ben de sallayayım bir kaç tane. çok meşhurları zaten saymışlar. az meşhurları sayayım.
bence kesin yazıldı ama sen hatırlayamadın.
delvecchio
cassano
montella
zambrotta
en.wikipedia.org
0
dafuq
(14.11.20)
@dafuq haklisin hocam, zaten eski milli takim kadrolarina filan da baktim ama bulamadim. seninkiler de degil maalesef
0
🌸sweetoffice
(14.11.20)
(7)

Yurt dışından ödeme nasıl alabiliriz

vedatchilipeppers
Müşterilerden ödeme almak için Paypal hesabı gerekiyor ama bizim paypal hesabımız yok; olan bir kişi bulsak ödeme onun hesabına geçse o da bizim Türkiye'deki bankalardan birine parayı yollayabiliyor mu? Bu mümkünse bir kesinti falan olur mu? Biz Paypal açamıyoruz diye biliyorum 2016'da yasaklandığı
Müşterilerden ödeme almak için Paypal hesabı gerekiyor ama bizim paypal hesabımız yok; olan bir kişi bulsak ödeme onun hesabına geçse o da bizim Türkiye'deki bankalardan birine parayı yollayabiliyor mu? Bu mümkünse bir kesinti falan olur mu? Biz Paypal açamıyoruz diye biliyorum 2016'da yasaklandığı için.
0
vedatchilipeppers
(07.11.20)
payoneer var ikna edebilirseniz karşı tarafı, kullanışlı.
0
anarsika
(07.11.20)
Tutturuyorlar Paypal diye hocam, sağ olun öneri için yine de.
0
🌸vedatchilipeppers
(07.11.20)
ben moneygram ile alıyorum.
0
rose parks
(07.11.20)
direkt banka havalaesi yapsin.
0
duygusuzromantik
(07.11.20)
ciddi kesinti oluyor banka ile yollayınca. seneler önce bana almanya'dan 100 euro gelmişti, 15 euro'sunu kesmişlerdi.
0
hlot
(07.11.20)
Bir tanıdığım kendi yurt dışı Paypal hesabından benim Türkiye'deki banka hesabına para gönderebilir mi?
0
🌸vedatchilipeppers
(07.11.20)
"Bir tanıdığım kendi yurt dışı Paypal hesabından benim Türkiye'deki banka hesabına para gönderebilir mi?"

Elbette.

Hatta kendisine küçük de olsa bir komisyon verebilirsiniz.
0
Avoiding The Puddle
(07.11.20)
(3)

düşeyara formülü

hlot
bu formülü kullandıktan sonra bulduklarını ekliyor, tamam. ama listede olmayanları da benim el ile eklemem lazım. peki listede bulduklarını işaretleme şansım var mı? çok fazla veri var, tek tek el ile yapmam biraz zaman alacak da.
bu formülü kullandıktan sonra bulduklarını ekliyor, tamam. ama listede olmayanları da benim el ile eklemem lazım. peki listede bulduklarını işaretleme şansım var mı? çok fazla veri var, tek tek el ile yapmam biraz zaman alacak da.
0
hlot
(02.11.20)
Düşüyara'nın arama yapıldığı listede Eğer formülüyle olur sanırım. Mantıksal sınamayı tam kuramadım aklımda. Listede varsa doğru kısmında bulundu, yanlış ise bulunmadı yazalır.

Görsel paylaşma imkanınız var mı? Belki daha iyi anlatabilmek için görselden mantıksal sınamayı yazabilirim.
0
put it in your appropriate place
(02.11.20)
Eğer her iki sütunda da veriler tekrar etmiyorsa koşullu biçimlendirmeden "Yalnızca benzersiz veya yinelenen değerleri biçimlendir" dersen kaynak listeden alıp düşeyara ile götürdüğü veriler "yinelenen" veri olacağı için her iki tarafı da istediğin gibi renklendirir.

Ör: i.imgur.com

A sütunu kaynak sütun, C sütunu ise düşeyara'nın olduğu sütun gibi düşünülebilir.

Eğer yinelenen değerler var ise yukarıdaki yöntem düzgün çalışmaz. Düzgün çalışan daha karışık yöntem:

www.got-it.ai
0
himmet dayi
(02.11.20)
himmet dayı'nın dediği şekilde hallettim.

teşekkürler herkese.
0
🌸hlot
(02.11.20)
(9)

avrupa yakası

maybe one day
daha önce diziyi seri halinde izlemedim. komik kesitleri parça parça izledim.diziyi seri halinde izlemeye karar verdim.daha çok burhan altıntop sahnelerini seviyorum. burhan altıntop karakterinin girdiği 59. bölümden itibaren mi izlemeye başlasam yoksa ilk bölümden itibaren mi başlasam karar veremed
daha önce diziyi seri halinde izlemedim. komik kesitleri parça parça izledim.
diziyi seri halinde izlemeye karar verdim.

daha çok burhan altıntop sahnelerini seviyorum. burhan altıntop karakterinin girdiği 59. bölümden itibaren mi izlemeye başlasam yoksa ilk bölümden itibaren mi başlasam karar veremedim.

burhan altıntop olmadan gideri var mı sizce?
0
maybe one day
(31.10.20)
burhan altıntopsuz daha güzel.
0
rose parks
(31.10.20)
İlk bölümden başlayın biraz kendinizi zorlayın bırakmamak için. Sonra keşke Burhan girmeseydi diyeceksiniz.
0
Hallegadola
(31.10.20)
Ekleme= Dizi Burhan’a kadar ABD tarzı sitcomlar gibiydi, sex and the city ve Seinfeld karışımı, durum komedisiydi. Burhan girince zamanla Burhan’a yoğunlaşırdı ve karakter komedisine döndü dizi, dizinin ilk bölümleri daha akıllıca yazılmış bana kalırsa.
0
Hallegadola
(31.10.20)
Hangi karakteri seviyorsan onun bölümlerini izle. Supernatural'da en sevdiğim kişi cas. O gelene kadarki sezonların hiçbirini izlemedim. Pişman değilimm
0
ElfElf
(31.10.20)
buna benzer bi soruyu behzat ç'de yaşadım. ercüment çözer'li bölümleri izlemek istiyordum ama baştan başladım iyi yapmışım.

ayrıca burhansız daha iyi olduğuna katılıyorum.
volkan-sertaç ikilisinin muhallebicide döndürdüğü muhabbetleri podcast yapsalar aralıskız dinlerim
0
owaki
(01.11.20)
İlk bölümden izle. Nerden izliyorsun bir de?
0
lion de la Turquie
(01.11.20)
@lion de la Turquie, halihâzırda dizide sansürlenen bir sahne olmadığı için youtubedan izliyorum, farklı bir mecra mı var tavsiye ettiğiniz?

ilk bölümden itibaren başladım.
0
🌸maybe one day
(01.11.20)
Ben de YouTube dan başladım .
0
lion de la Turquie
(07.11.20)
şahsen ben de burhan altıntop'u seviyorum. burhan altıntopsuz bu diziyi pek sevmiyorum. hele ata demirer'den nefret ediyorum.

burhan, 90. bölümden itibaren bildiğimiz burhan oluyor. 90 öncesi tatsız, izlemene gerek yok.
0
hlot
(07.11.20)
(7)

bedelli askerlik için tavsiyeler

rahmi pinkfloydoglu
Samsun'da 21 gün askerlik yapacağım.ne yapmak, ne götürmek, neye dikkat etmek lazım?
Samsun'da 21 gün askerlik yapacağım.

ne yapmak, ne götürmek, neye dikkat etmek lazım?
0
rahmi pinkfloydoglu
(21.10.20)
21 tane don
21 çift çorap
21 atlet
0
jamswety
(21.10.20)
Parkanın cebine sığacak boyutta cep tipi birkaç kitap götürün çünkü çok boş vaktiniz olacak.

Bir de geceleri rahatça uyumak için göz bandı ve kulak tıkacı. Bunları kantinde bulamayacağınız için söylüyorum. Geri kalan temel ihtiyaçları kantinden karşılarsınız.
0
halitkin
(21.10.20)
2 adet vatka al, botun içine topuklarının tam arkasına koy.
bir de memory-foam tabanlık
www.decathlon.com.tr
çok faydasını gördüm.

bir oldukça çok pastil al. güvendiğin gıda takviyesi - c vitamini hapı vs varsa onu da al. 1 kişi hasta olunca herkes oluyor. pastil çok işe yaramıştı ama hemen bitiyor.
0
MtKrt
(21.10.20)
Ben Samsun'da yaptım askerliğimi. Sahra Sıhhiye ise kantinde fazlasıyla var her şey. Gereksiz masraf yapmayın. Zaten her şeyi veriyorlar gidince. Bedelliler aldıklarının çoğunu kullanmadan bırakıyordu. Askerlikle ilgili verilecek çok tavsiye var. Sadece ne götürülmesi gerektiğiyle ilgili konuşayım. Kesinlikle silikon tabanlık alın botlar için. Girişte arama yapıyorlar. Hattınızı alırlarsa vermezler. Çok fazla nakit taşımayın. Bot için kilit alın mutlaka. Çanta için de kilit alın.
0
dissendium
(21.10.20)
samsun soğuk olmaz belki ama soğuk bir yerse içlik götür. sürekli dışarıda bekliceksiniz.
0
black mamba
(21.10.20)
ben de acemiliği samsun'da yapmıştım. duşları çok uzakta ve haftada 2 gün duş günüydü. sabah 4-5 gibi kalkıp alabilirsin ama.

çok can sıkıcı zamanlardı ama hüzünlendim şimdi. gidince benden selam söyle telefon kulübelerine. :)
0
bohr atom modeli
(21.10.20)
8-10 tane don
8-10 çift çorap
8-10 atlet
0
hlot
(21.10.20)
(2)

css ile zebra stil yapma?

hlot
https://www.w3schools.com/howto/howto_css_table_zebra.aspburada şu kod var: tr:nth-child(even) { background-color: #f2f2f2;}ama bununla satırlar zebra stil yapılıyor. peki sütunları nasıl zebra stil yapabilirim?nth ne demek onu da anlamadı ki. row yazaydı iyiydi.
www.w3schools.com

burada şu kod var: tr:nth-child(even) {
background-color: #f2f2f2;
}


ama bununla satırlar zebra stil yapılıyor. peki sütunları nasıl zebra stil yapabilirim?

nth ne demek onu da anlamadı ki. row yazaydı iyiydi.
0
hlot
(19.10.20)
tr -> table row demek. satırları seçmek için kullanıyoruz.

Bir de td var, o da table data demek. Bir satırdaki bir alan anlamına geliyor, dikey grup olarak düşünürsen bildiğin sütun oluyor.

E şimdi tr için nth-children diye bir selector varsa td için niye olmasın ki? Deniyorum:

td:nth-child(even) {
background-color: blue;
}

Volia! Zebra oldu. Hem de gerçekten zebra gibi oldu çünkü zebraların çizgileri boyuna olur, enine değil.

İkisini bi arada kullanmak biraz daha challenging olabilir, ama öyle bir şeye cidden ihtiyacınız olur mu? Bence çirkin bir şey.

Bir de sadece kodu vermeyip bu kadar uzun uzun yazmamın sebebi şu: kod yazmaya niyetliyseniz temelleri anlayın ve deneme yapmaktan korkmayın. Nasıl ingilizce öğrenirken kelimeleri ezberleyip arka arkaya sıralamıyoruz, bunların da bi mantığı oluyor genelde. Onları düşünme alışkanlığını ne kadar erken edinirseniz ileride o kadar rahat edersiniz.
0
plutongezegendegilmi
(19.10.20)
ikisini bir arada yapmaya ihtiyacım yok.

çok teşekkür ediyorum kod ve açıklamalar için. tr'nin ne olduğunu merak ediyordum gerçekten :)
0
🌸hlot
(19.10.20)
(6)

Kış depresyonu ile mücadele eden

psmstc
Sonbahar, kış depresyonu ile mücadele eden var mı? Çözüm önerisi ne olur?
Sonbahar, kış depresyonu ile mücadele eden var mı?


Çözüm önerisi ne olur?
0
psmstc
(18.10.20)
fiziksel hareket, iyi uyku (bende bu yok)

hiç biri fayda etmiyorsa geçiçi olarak rahatlatıcı ilaçlar.
0
passion rules the game
(18.10.20)
D vitamini depresyon arasinda ilişki oldugunu okumustum. D3k2 takviyesi alabilirsiniz doktorunuza danışıp
0
oksijensiznefes
(18.10.20)
serinlikte uzun akşam yürüyüşleri çok iyi geliyor. erken uyandığım günlerde de asla depresif hissetmiyorum.
0
theseachange
(18.10.20)
bana her sene olur (bu sene daha olmadı nedense) ve ağır olur gerçekten ama 2-3 günde geçer normalde. sizde uzun mu sürüyor?

yürüyüş iyi gelebilir diye düşünüyorum.
0
hlot
(18.10.20)
D vitamini eksikliği varsa d vitamini epey etkili oluyor. B vitamin kompleksi ama içinde b5 olmasına dikkat edin benexol de yok. Mg olarak vitaminler.com un kendi markasınınkini en iyi bulmuştum. Varsa tavsiye ederim. Egzersiz ve yürüyüş yapmakta çok faydalı. Uyku da ama maalesef onu beceremiyorum
0
rapisa
(19.10.20)
temel ihtiyaçlarınızdna çok daha fazla para kazanın.
depresyon işi fakir işi.
0
aslindasorunumpsikolojik
(19.10.20)
(8)

Lost'u nereden izliyoruz?

hlot
Gecen gunku duyurudan sonra canim acayip derecede lost cekti. Dizibox.pw'den izlemeye basladim ama kalite kotu ve telefonda video acilmiyor nedense. Baska sitelerde de bin tane reklam izlemeyince videoya ulasamiyorsun. İşim de var aslinda ama nereden izliyoruz? Resmen ilk gunku kipirti var icimde, c
Gecen gunku duyurudan sonra canim acayip derecede lost cekti. Dizibox.pw'den izlemeye basladim ama kalite kotu ve telefonda video acilmiyor nedense. Baska sitelerde de bin tane reklam izlemeyince videoya ulasamiyorsun.

İşim de var aslinda ama nereden izliyoruz? Resmen ilk gunku kipirti var icimde, cok garip (son sezonlarini pek de begenmemis olmama ragmen). İlk ve son defa izlemeye 11-12 sene once baslamistim.
0
hlot
(15.10.20)
stremio
0
nahtoderfahrung
(15.10.20)
Ben hepsini 1080p indirip öyle izledim yeniden. Kate'in çillerini görmüyorsan eğer diziden keyif almazsın.
0
IncredibleMau
(15.10.20)
Niye bombos olsun ya? :( Acikcasi bir diziyi bu kadar izlemeyi canim hic istememisti (ilk izledigim zaman). Gizemli seyleri cok severim.

Friends'i falan hayatta izlemem, sevmiyorum ama bugun sopranos'a da bakmistim aslinda. Puani da 9,2'ymis, bayagi iyi. Breaking bad'i de izlemedim ama su an kendimi yeni bir diziye hazir hissetmiyorum :)
0
🌸hlot
(15.10.20)
lost dizisi dolandırıcılık girişimidir.
gizemli bir final vaadiyle senelerce mi,lyonları kandırıp, bombok bir finalle bitirdiler. yapımcılar sürekli tahmin edilen şekilde bitmeyecek diye açıklama yaptılar.
tahmin edilen en salak finalle bitti.
0
aslindasorunumpsikolojik
(15.10.20)
Herkesin hasta oldugu game of thrones'un da son sezonuna lanet ediliyor bu arada (ben izlemedim).
0
🌸hlot
(15.10.20)
Lost güzel dizi, sadece sonu kötü, ama çoğu dizinin sonu kötü zaten. Bence izlenir, stremio ya da torrentten indirip izleyebilirsin.

Bir de raised by the wolves ve mandalorian a bakabilirsin.
0
nucleon
(08.02.21)
@nucleon: bitirdim bile 2. kez :) 6. sezon çok kötü ama ya.
0
🌸hlot
(08.02.21)
lookmovie.io
kendi altyazınızı da yükleyebiliyorsunuz. reklam engelleyici kullanmıyorsanız kullanın en azından bu tür sitelerde. bir de firefox'ta reklam engelleyici chrome'dan daha düzgün çalışıyor nedense.
0
curious mind
(08.02.21)
(5)

Senol gunes

kushkush
Normal mi sizce? Bana beyninde tumor olusmus gibi geliyor. Her mac dunya yildizlarini kenarda oturtup kendince mantikli ama gercekte sacma sapan kadro cikarmaya basladi. Bugun lutfedip cengizi koymus bari hayret
Normal mi sizce? Bana beyninde tumor olusmus gibi geliyor. Her mac dunya yildizlarini kenarda oturtup kendince mantikli ama gercekte sacma sapan kadro cikarmaya basladi. Bugun lutfedip cengizi koymus bari hayret
0
kushkush
(14.10.20)
uluslar ligi denen nane hazirlik maclarinin puan verilen hali, sistematige dokulmus hali. Cok abartilacak maclar degil kisaca, bir oyun oturtmak, oyuncu kazanmak onemli olan
0
neverletyougodown
(14.10.20)
uluslar ligi denen saçma turnuva için neden dünya yıldızlarını riske etsin adam? o dünya yıldızları bu maçlarda oynamak istiyor mu mesela? diğer takımlar as kadro mu çıkıyor? ukrayna sakatlıklar ve karantina yüzünden yedek kaleci olarak 45 yaşındaki antrenörü kullandı. ispanya'yı yendiler.

şenol güneş'i sevdiğim için falan demiyorum ama bir teknik direktörün oyuncu seçimlerini uluslar ligi tercihlerinden eleştiren birinin futbolun f'sinden anladığını sanmıyorum, kusura bakma.
0
der meister
(14.10.20)
senol gunes hep boyle degil miydi zaten? ezelden beri kadro oturtmaya calisirken sacma sacma 11le cikardi. adamin tarzi bu.
0
rm
(14.10.20)
yahu hazırlık maçı bu ya.

uefa bu turnuvayı iyi tanıtamadı sanırım, bütün olay bu.

uefa dedi ki: "hazırlık maçı oynayacağınıza gazoz ligi kuralım bari", olay bu. bu lig olmasa şu an hazırlık maçı oynayacaktık.

uluslar ligi'nin eleştirdiğim tek tarafı ise bu yol ile avrupa şampiyonası'na ve dünya kupası'na gidebilme imkanının oluşturulması. halbuki burası kendi içinde ayrı bir şey olmalıydı. hem ciddiyetsiz bir lig kuruyorsunuz, hem içine ciddiyet katıyorsunuz, saçma.
0
hlot
(14.10.20)
uefa bu kıytırık maçlara uluslar ligi adını verdi fena yolunu buldu. bütün ülkeler tribe girdi. gerçek turnuva elemeleri gibi muamele görüyor şuan.

basit hazırlık maçı ideal 11 ler kolay bulunmuyor. biraz sabır. başka teknik adam olsa haklı olabilirsiniz ama şenol hoca o kadar yaşlanmadı. gerçek maçlar gelince zımba gibi takım çıkarırlar endişeye gerek yok.
0
ada meltemi
(14.10.20)
(10)

Fıstık Ezmesi & Tuz ?

Berck
Merhaba. Geçenlerde hayatımda ilk kez fıstık ezmesi alayım dedim ve Polmak Gold Kremfıstık'ın şeker ilavesiz olanından aldım. Lakin fazla baskın bir tuz tadı var. Ve merak edip de sözlükte Polmak Gold Kremfıstık başlığında tuz'u arattığımda, bu yöndeki birkaç entry'ye de denk geldim.https://eksisozl
Merhaba. Geçenlerde hayatımda ilk kez fıstık ezmesi alayım dedim ve Polmak Gold Kremfıstık'ın şeker ilavesiz olanından aldım. Lakin fazla baskın bir tuz tadı var. Ve merak edip de sözlükte Polmak Gold Kremfıstık başlığında tuz'u arattığımda, bu yöndeki birkaç entry'ye de denk geldim.

eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com

İlk kez fıstık ezmesi tüketen biri olarak merak ettiğim şu; diğer markaların fıstık ezmelerinde de her türlü böyle baskın bir tuz tadı oluyor mu, yoksa bu Polmak Gold'un fıstık ezmelerine özel bir durum mu? Bilgi sahibi olanlar paylaşabilirse sevinirim.
0
Berck
(14.10.20)
calvenin fıstık ezmesi de tuzludur. tuzsuzunu duymadım görmedim hiç.
0
sutlu nescafe
(14.10.20)
Siz şeker ilavesiz olanı kullandığınız için tuz tadı baskın gelmiş olabilir. fakat yine de abartıldığı kadar öbek öbek olmaz.

2 haftada bir tükettiğim bir ürün olarak , şeker ilavesiz tamamıyla rezil bir üründür.

ballı olan aşırı şekerli olup alışkın olmayana o da çok şekerli gelebilir.
chruncy olanı tercih meselesi ama tavsiye edeceğim bir ürün değildir.


en güzeli normal olanı. ekmeğe sür, istersen bal ekle, istersen marmelat ekle efsane olur.
0
janavarorion
(14.10.20)
bu fıstık ezmelerinin 100 gr da 0.8 gr tuz oluyor. nedenini bilmiyorum.
şeker yoktur. yağ ve protein deposudur.
sağlıklıdır yani.

üstüne bal ya da nutella sürüp de tüketilebilir (ne alaka di mi)
0
ozdek
(14.10.20)
Tuz eşiğim yüksek olmasına rağmen bazı markalar bana bile tuzlu geliyor. Hatta sanki toz değil de kristal olarak atmışlar gibi ya da zamanla kristalize oluyorlar.
0
prizmatik
(14.10.20)
Fiyatı bozmuyorsa Jif dene.
Az ye, öz ye.
Polmak, Calve falan hikaye.
0
wrench
(14.10.20)
özellikle katkısız fıstık ezmelerinde çoğu kez tuzu koruyucu amaçlı kullanıldığını düşünmüştüm oysa ki amaç sodyum barındırmayan bir yiyecek olan fıstık ezmesine bunu ilave etmek ve fıstık tadını daha ön plana çıkarmakmış.
0
emininsel
(14.10.20)
Sekersiz olanlari ben yiyemiyorum acikcasi. Minimum seviyede sekerli olanlardan Jif'i alabilirsin. Gunde 2 tatli kasigi yesen yeterli ama fiyati surekli artiyor. En son 35-40 liraydi. Bir kavanozu da her gun yersen bir ay bile gitmiyor.
0
hlot
(14.10.20)
Cityfarm’ın organik fıstık ezmesini alıyorum. Hiç tuz tadı almadım. Akşam bi daha deniycem. Yazarım.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(14.10.20)
Evet evde yaptığınızda da içine biraz tuz atmanız gerekiyor, tarifler böyle.
Evde yapmanızı tavsiye ederim, hem kolay hem içinde ne olduğu belli, hem de şeker yerine bal kullanarak dilediğiniz gibi tadını ayarlayabilirsiniz.
Ben kuruyemişçiden aldığım çifte kavrulmuş tuzsuz fıstıkla yaptım, içine bal ve minicik tuz koydum. Tuz koymasam da olurdu muhtemelen ama arada gelen tuz tadı hoşuma gittiği için böyle yaptım.
0
megalomaniac
(14.10.20)
Migros'ta satılan nut master markasının içeriğinde 0 tuz yazıyor.
0
kedikumunaiseyenadam
(14.10.20)
(10)

Telefonda not uygulaması

seyyar satıcı
Telefonda bilgisayarda birşey okurken ya resim çekiyorum ya da ekran görüntüsü alıyorum ama bu şekilde takip etmek zor oluyor. Onenote daha kullanışlı geliyor ama tavsiye edeceğinizKullanışlı ekran görüntülerini yazıları notları toparlayıp duzenleyebilecegim not uygulaması var mıdır?
Telefonda bilgisayarda birşey okurken ya resim çekiyorum ya da ekran görüntüsü alıyorum ama bu şekilde takip etmek zor oluyor.

Onenote daha kullanışlı geliyor ama tavsiye edeceğiniz
Kullanışlı ekran görüntülerini yazıları notları toparlayıp duzenleyebilecegim not uygulaması var mıdır?
0
seyyar satıcı
(10.10.20)
simplenote kullaniyorum ben fena degil
0
yarey
(10.10.20)
colornote var, bence gayet güzel.
0
hlot
(10.10.20)
Dört yıldır colornote kullanıyorum. Hem reklamsız hem sade bir arayüzü var.
0
anladespina
(10.10.20)
Teşekkürler
@hlot @anladespina

Microsoft unmus colornote.baktim ama göremedim ekran görüntüsü resim ekleme kolay mi
0
🌸seyyar satıcı
(10.10.20)
Mi notes : notlar şifrelenebilir, gizlenebilir, Ses ve görsel eklenebilir, kategorize edilebilir .
0
Erva
(10.10.20)
google keep bu konuda iyi. her türlü şey eklenenibiliyor.
notion var. not ekleme yazılımının çok çok ötesinde.

bunlar hem bilgisayarda hem de mobile'da kullanılabilen yazılımlar. google keep'e bir bakın. bence aradığınız o.
0
biseysorcaktim
(10.10.20)
Google keep kullanıyorum ben de, tavsiye ederim.
0
reactionic
(10.10.20)
Evernote'i kullanıyorum şahsen.
0
put it in your appropriate place
(10.10.20)
google keep number 1
0
jamswety
(10.10.20)
tüm uygulamalar +
WhatsApp ta bir grup kurdum ve sonra gruptaki kişiyi sildim.
Grubun adını da NOTLAR olarak değiştirdim. :-)
belki işinize yarar
0
ankara06
(10.10.20)
(6)

e-kitap kiralama

yarey
üyesi olduğum kütüphane, sitesinden 2-3 haftalığına e-kitap kiralıyor.kitabın dosyasını indiriyosun ve 3 hafta geçmeden bilgisayarından silmen gerekiyor, veya tekrar kiralaman gerekiyor.dosyayı silmezsek sıkıntı çıkar mı? yani "siz dosyayı silmemişsıniz o yüzden ceza veriyoruz" gibi bir durum olabil
üyesi olduğum kütüphane, sitesinden 2-3 haftalığına e-kitap kiralıyor.
kitabın dosyasını indiriyosun ve 3 hafta geçmeden bilgisayarından silmen gerekiyor, veya tekrar kiralaman gerekiyor.
dosyayı silmezsek sıkıntı çıkar mı? yani "siz dosyayı silmemişsıniz o yüzden ceza veriyoruz" gibi bir durum olabilir mi?
benim dosyayı silip silmediğimi tespit edebilirler mi?
0
yarey
(10.10.20)
Goethe Institut kütüphanesi mi?
0
arenas
(10.10.20)
olayı bilmiyorum ama mantıken kitaba erişimin engelleniyor olabilir. tıkladığın zaman karşına "tekrar kirala" seçeneği falan çıkar.
0
hlot
(10.10.20)
tespit edilmesi imkansız. benim kütüphanenin uygulamasıyla okuyorum sonra otomatik siliyor mesela. sizinki iyiymiş.

audiobooks da o sıkıntı mevcut. onu kiraladığımda bazen silmeyi unutuyor hatta arşivliyorum. :)
0
ozdek
(10.10.20)
dosyalar bildiginiz pdf veya html ve özel bir uygulama gerekmiyor açmak için.
hatta audio kitaplar da bildigin mp3 formatinda ve vlc ile oynatiyorum
0
🌸yarey
(10.10.20)
dosyalar özel bir yazılım ile açılmıyorsa, avrupa kuralcılığına güveniyorlar muhtemelen, avrupalı kuralı sorgulamaz.
ha illa tutmak istiyorsanız dosyayı kopyalayın başka bir yere, orjinalini silin, neticede silmiş oluyorsunuz.
0
marlonbranda
(10.10.20)
adobe digital editions vb bir yazılımla okunur kitap büyük ihtimalle. kitap da 3 hafta sonra açılmaz hale gelir.

edit: sonradan gördüm. html dediğiniz epub olabilir mi? epub'larda süre limiti olabilir.
0
mrtkp1234
(10.10.20)
(5)

osuruk böceği nasıl etkisiz hale getirilir

kibritsuyu
ölü veya diri fark etmez.biliyorsunuz bu osuruk böceği denen hayvan ölünce, ezilince, dokununca falan ortalığı acaip bir şey kokutuyor. ellersen eline çıkmaz şekilde bulaşıyor, yetmiyor, ortalığa da yayılıyor.bu sene de ne hikmetse her gün eve bu zıkkımdan giriyor, vazzz vozzz diye uçuyor. bi sefer
ölü veya diri fark etmez.

biliyorsunuz bu osuruk böceği denen hayvan ölünce, ezilince, dokununca falan ortalığı acaip bir şey kokutuyor. ellersen eline çıkmaz şekilde bulaşıyor, yetmiyor, ortalığa da yayılıyor.

bu sene de ne hikmetse her gün eve bu zıkkımdan giriyor, vazzz vozzz diye uçuyor. bi sefer terlikle vurmak gibi bir hata yaptım, oda iptal oldu.

dün de elektrik süpürgesine çekeyim dedim, ezmekten beter oldu, süpürgeden çıkan hava kokuyu iyice yaydı.

tutup atayım desen, tutmayı becersen bile hem elini kokutur, hadi eldiven giysen, yine kokuyu salıp odayı kokutur.

raid sıkmak dışında bir yolu var mı bu hayvanı etkisiz hale getirmenin?

hayır dışarısı mis gibi hava ulan, ne işin var evde, gez dolaş aq.
0
kibritsuyu
(10.10.20)
A4 gibi bi kağıtla kepçe gibi alınıyor zaten hemen kağıda tutunuyor kokutmuyor da
0
freebird5406_2
(10.10.20)
Ben hep supurgeyle cekiyorum. Oyle hic kactigi falan da yok.
0
hlot
(10.10.20)
kağıt, peçete +1 bu böcekler ve benzerleri uzun yaşar. mevsim değişimlerini farkedip kendilerine kışı geçirecekleri (uyuyacakları) yerler arıyorlar.

e: osuruk böceği denilen "green stink bug" polifag bir türdür, süneden farklı olarak envai çeşit bitkiden beslenebilir. süne aynı familyadan tahıl zararlısı başka bir böcek. bu da elbette zararlı ama şu mevsimde gelip evinizdeki bitkilere yumurtlamaz mayıs ağustos arası bitirir o işleri.
0
engelbert humperdinck
(10.10.20)
Benim eve de her gün giriyor, peçeteyle alıp camdan atıyorum daha hiç kokusu gelmedi.
0
ruhen hastayim ben
(10.10.20)
raid bu böceği öldürmüyor. kokusuna da maalesef hiçbir şey engel olmuyor.
peçeteyle/kağıtla alıp tekrar doğaya salmayınız zararlı bir böcek, adı süne zararlısı. öldürülmesi tavsiye ediliyor. mücadelesinde zirai ilaçla da öldürülmüyor, yöntem olarak tuzağa çekilip toplu halde öldürülüyorlar.
evde bitki yapraklarının altına top top yumurtasını bırakır, yavrusu ufak örümceklere benzer, istilacıdır. kışın kışlağa girer, toprak altında saklanabilir. gördüğünüz yerde öldürünüz.
0
ozgur bir kusun hatirati
(10.10.20)
(17)

Yemek yerken izlemelik bir şeyler

hlot
Cok guzel hareketler bunlar'i birkac defa izledim, kardes payi'ni 2-3 defa izledim. Su an avrupa yakasi'ni art arda 3. kez izliyorum (genel olarak sadece burhan altintoplu kisimlari). Yani diziyi aciyorum, 15 dakika izliyorum, bolumun ortasinda kapatiyorum. Ama artik baydi butun bunlar ya. Ne izlese
Cok guzel hareketler bunlar'i birkac defa izledim, kardes payi'ni 2-3 defa izledim. Su an avrupa yakasi'ni art arda 3. kez izliyorum (genel olarak sadece burhan altintoplu kisimlari). Yani diziyi aciyorum, 15 dakika izliyorum, bolumun ortasinda kapatiyorum.

Ama artik baydi butun bunlar ya. Ne izlesem ne yapsam? Dizi olmak zorunda da degil aslinda, spor programi falan da olabilir.

Yabanci dizi onerisi gelecektir ama yabanci dizilere de mesafeliyim bira,. Eskiden family guy izliyordum ama sarmiyor artik o da. En son lost'u izledim yabanci dizi olarak :)

Oneriniz var midir?
0
hlot
(06.10.20)
Edit: eski cok guzel hareketler bunlar'i izledim. Yenisi kotu.
0
🌸hlot
(06.10.20)
mesut süre ile ilişki testi. ben yemeklerimi hep bununla yiyorum. hatta yeni bölüm çıkıyor, ne izlesem diye bakarken görüyorum, sonra diyorum ki "dur yarın yemek yerken izlerim", izlemiyorum.
0
Bruce
(06.10.20)
mutlu ol yeter
0
high hopes of the sozluk
(06.10.20)
Elin gavuru bunun için sub açmış:

r/mealtimevideos
0
ryhmer
(06.10.20)
İliski testi
Konusanlar hasan can kaya
Laps laps ve los sohbet aklima gelenler
Turk dizisi bartu leyla ile mecnun filan olabilir
0
red g
(07.10.20)
Hasan Can Kaya Konuşanlar
0
suicides underground
(07.10.20)
diziler ömür törpüsü.
hayat bu kadar değersiz değil.
hobi hatta meslek edin.
birşeyler üret.
0
aslindasorunumpsikolojik
(07.10.20)
@jrr tolkien: yemek yerken meslekle ilgili videolar da izlenebilir ama yemek yerken bari bi' 15 dk biraz rahat olalim degil mi? :)
0
🌸hlot
(07.10.20)
benim için yemek saati = seinfeld, since 2009:)
0
galandar kostumu
(07.10.20)
@jrr tolkien: dogru aslinda, haklisin.
0
🌸hlot
(07.10.20)
bir erkek bir kadin
0
baldur2
(07.10.20)
Leyla ile mecnun
0
tahtakafa
(07.10.20)
Şahsen ben satranç videoları izliyorum. 12-13 dk. lık maçlara bakıyorum. Güzel sarıyor.
0
oxxo
(07.10.20)
"aslindasorunumpsikolojik" idris usta olabilir :))

dizi olarak behzat ç de olabilir çok youtube video su istememişsin ama ben yemek yerken gezi programlarını seviyorum.

spor programı olarak vole kanalı olabilir veya sokrates kanalı var özellikle kaan kural çok güzel oluyor.
0
high hopes of the sozluk
(07.10.20)
Focus diye bir film var netflix'te de var, will smith ve Margot Robbie oynuyor.
Dizi izlemek beni de cok siktigi icin film onerdim.
0
stavro
(07.10.20)
@aslindasorunumpsikolojik Ya hobimi yapıp bir şeyler üretirken dizi izliyorsam?? O zaman nasıl olacak??

İlişki testi +1

İngilizce olması sorun olmayacaksa Youtube'da film analizleri izliyorum bazen. Let Me Explain kanalını seviyorum mesela en azından değişik filmlerden bahsediyor bence. Bir ara araba temizleyen Kanadalı birine takmıştım (The Detail Geek). Bir de eski mobilyaları yenileyen bir amca vardı (Dashner Design & Restoration). Böyle birilerini bulup takılabilirsin çok rahatlık veriyor.

Onun dışında hiç bir şey bulamazsam tekrardan Buzzfeed Unsolved izliyorum. Şimdi de Taskmaster'ın henüz izlemediğim sezonlarını izliyorum.
0
peki madem
(07.10.20)
aslindasorunumpsikolojik'in cevabını okudum hiç takılmadım, jrr tolkien hayranının cevabına geçtim ilk cümlede bastım kahkahayı asdfgghjk. Harbiden ne alaka şimdi yemek yerken :D

ben de yemeğimi duvara, masaya bakarak yiyemiyorum illa bir şeyler izleyeceğim. ne seriler bitirdim youtubeda. geekyapar'dan sen ne diyon ya da dedeler sofrası serilerine bakabilirsin. eskiden apartman sohbetlerini(ünlülerle söyleşi) izlerdim. post42 bonboş eğlenceli.
0
olutaklidi
(07.10.20)
(8)

bununla tatlı yemek arasında bir fark var mı?

hlot
sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. tatlıyı tamamen bırakıp hamur işini de minimum düzeyde tüketmeye çalışıyorum.bugün kahvaltıda kendimi tutamayıp, "en azından tatlı değil" de diyerek 2 sade poğaça, 1 açma yedim. ama pişmanım :)şimdi kendi kendime diyorum ki "tatlıdan kaçıyorsun ama bununla tatlı yeme
sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. tatlıyı tamamen bırakıp hamur işini de minimum düzeyde tüketmeye çalışıyorum.

bugün kahvaltıda kendimi tutamayıp, "en azından tatlı değil" de diyerek 2 sade poğaça, 1 açma yedim. ama pişmanım :)

şimdi kendi kendime diyorum ki "tatlıdan kaçıyorsun ama bununla tatlı yemek arasında ne fark var sanki?" haklı mıyım, haksız mıyım?

karbonhidratlar da şekerden oluşmuyor muydu?
0
hlot
(06.10.20)
evet doğru düşünmüşsünüz
0
yuvarlanantencereninkapagi
(06.10.20)
Yediğin poğaçada karbonhidrattan daha sıkıntılı ürünler var ama sorunun cevabı evet yapıları farklı olsa da temelde hepsi şeker-karbonhidrat.
0
angelus
(06.10.20)
peki teşekkürler, şöyle bir ek sorum var: karbonhidrat=şeker mi? öyleyse niye "uzmanlar" şekeri kısın derken bunlara karbonhidratlı besinleri, yani daha çok hamur işlerini de katmıyor? yani ikisini ayrı ayrı söylüyorlar. şeker hakkında uyarırken sadece tatlıları kastediyorlar. karbonhidrat da aynı şeydir demiyorlar.
0
🌸hlot
(06.10.20)
Şekeri kısın derken halk daha iyi anlasın diye tek moleküllü monosakkaritleri kesin demek yerine kısaca şekeri kesin diyorlar, şeker deyince kafanda oluşan algı sabit olduğu için daha kolay oluyor. Hamur işleri çoğunlukla çok şekerli polisakkaritlerden oluştuğu için onları şeker diye isimlendirmeyip "hamur işini kesin ya da karbonhidratı azaltın" diye uyarıyorlar.
0
angelus
(06.10.20)
Abi ketoya gel,su çok güzel.

Tatlı kötü evet. Ama hamur işi de denilen bilimum karbonhidrat şeker kadar kötü. Bunların kötülüğünün kalori değeri ile alakası yok. Şimdi fularımın yetmeyeceği bir takım sebeplerden vücudunda ani ve aşırı insulin artışına sebep olan şeyler asıl kiloya sebep oluyor. Yani sağlıklı olarak yaftalanmis meyveler mesela, küllüm zarar.

Erkeksen bu işler erkeklere genelde çok kolay. Kas yapısından dolayı doğru beslenme sürecine girdiğinin dakikasında cillop gibi olursun.

Kadın isen biraz daha yavaş sürebiliyor erkeklere nazaran. Fakat olayın mucizesini yavaş düşen tartı numaralarında değil adeta sıcak suda yıkanmış kaşmir bir kazak gibi küçüldüğünde anlayacaksın . Ben ayrıca D vitamini takviyesinin faydasını gördüm keto yanında.

Keto beslenmesini bir de IF (aralıklı oruç) ile birleştirirsen daha da süper olur.

Youtube da keto kafası videolarını izleyebilirsin.
0
2oda1salon
(06.10.20)
Peki 2 pogaca, 1 acma, mesela kac muhallebiye denk geliyor bunu hesaplayabilir miyiz?
0
🌸hlot
(06.10.20)
2 poğaça bir açma 800 kaloriye denk gelir. bir oturuşta sırf karbonhidrattan bu kaloriyi alan insan hem sağlıksız beslenir hem de kilo alır. bunun tatlı yiyip yememekle alakası yok önemli olan her şeyi ayarında yemek.
0
tantunizade murat efendi
(06.10.20)
karbonhidratlar da şekerden oluşup oluşmadığını bilmiyorum ama poğaça ile açma ne allasen?

Tatlılar daha masum. Tabii oturup 7 dilim baklava yersek, pek masum değil ama sonuçta hafif tatlılar da mevcut.
0
put it in your appropriate place
(06.10.20)
(4)

Excel sorusu

hlot
Diyelim ki sol taraftaki 3 satirda Ali, Ahmet, Barış yaziyor. Ustteki sutunlarda da 1, 2, 3, 4, 5 yaziyor.Ben baska bir sayfadan "Ali 20" (ayri hucrelerde) bilgisini alip ilk sayfaya kopyaladigimda 20 sayisinin otomatikman Ali'nin karsisindaki 2 ile kesisen hucreye kopyalanmasini istiyorum (bunu bas
Diyelim ki sol taraftaki 3 satirda Ali, Ahmet, Barış yaziyor. Ustteki sutunlarda da 1, 2, 3, 4, 5 yaziyor.

Ben baska bir sayfadan "Ali 20" (ayri hucrelerde) bilgisini alip ilk sayfaya kopyaladigimda 20 sayisinin otomatikman Ali'nin karsisindaki 2 ile kesisen hucreye kopyalanmasini istiyorum (bunu baska sefer 3 icin, baska sefer 4 icin isteyecegim).

Bu mumkun mu? Su durumda tek tek elle kopyalamak zorundayim hepsini.
0
hlot
(02.10.20)
Yaklaşık 9 kez okudum ama malesef anlayamadım. 1,2,3.. sütun değil bir kere, ali ahmet isimlerinin satır numaraları aslında benim anladığım. bunu bi netleştirelim. zira bu rakamlar sütunlarda bulunuyorsa eğer 2 rakamının ali'nin karşısında konumlanması tablo yapısı itibariyle mümkün değil.

Başka bir sayfadan kopyaladığın "Ali 20" yi ilk sayfada nereye yapıştırdığını ve "kesişen hücre" derken neyi kastettiğini de netleştirelim öyle cevap vereyim.
0
IncredibleMau
(02.10.20)
Goruntu ekledim (telefon ile bu kadar oldu ama excel'i telefon ile kullanmayacagim tabii ki).

Ali 20'yi ilk sayfada herhangi bir yere yapistirmayi dusunuyorum su an icin.
0
🌸hlot
(02.10.20)
1,2,3 rakamları sütunmuş dediğin gibi. Yanında deyince akla rakamların da satır olabileceği geliyor.

Başka bir sayfadan ali ve 20 rakamlarını asıl sayfaya yapıştırma ihtiyacı duymamalısın. Ali ve 2'nin kesiştiği noktaya 20 rakamını getirmek için kesişen hücrede düşeyara formulünü kullanman yeterli. Getirmek istediğin rakam nerede olursa olsun..

ali ve 20 rakamlarını yine de yapıştırman gerekiyorsa eğer asıl sayfaya, kesişen hücrede kullandığın düşeyara formülü, kopyalamış olduğun ali ve 20 rakamlarını yapıştıracağın yeri tarıyor, 20 rakamını o bölgede arıyor olması lazım. Haliyle senin de o belirli alana her seferinde bir satır aşağı olacak şekilde yapıştırman gerekiyor.

Kurduğun yapı hatalı ama. Bu iş böyle olmaz :)
0
IncredibleMau
(02.10.20)
Yapistirmam gerekmiyor da, o sekilde formulun islemesi daha kolay olur diye dusunmustum.

Duseyara formulune bakayim o zaman ben.

Nasil hatali peki, nasil yapmam lazim? :)
0
🌸hlot
(02.10.20)
(9)

Pancar şekeri

hlot
Nereden ciktiysa bazi urunlerde pancar sekeri kullaniliyor, tabii ki "beyaz sekerden daha saglikli" mesajiyla.Sanirsin pancar sekerini kavanozun icine dogruyor. Bir belgesel vardi, "butun sekerlerin kaynagi dogal" diyor (dogal olarak), aliyor seker kamisini, bir makinede sıkıp suyunu cikariyor, sonr
Nereden ciktiysa bazi urunlerde pancar sekeri kullaniliyor, tabii ki "beyaz sekerden daha saglikli" mesajiyla.

Sanirsin pancar sekerini kavanozun icine dogruyor. Bir belgesel vardi, "butun sekerlerin kaynagi dogal" diyor (dogal olarak), aliyor seker kamisini, bir makinede sıkıp suyunu cikariyor, sonra birkac islemden geciriyor ve al sana seker diyor. Dolayisiyla kaynak ne olursa olsun (seker kamisi, pancar sekeri veya portakal bile olabilir), ondaki sekeri icinden alip rafine haline getirirsen bu zararlidir diye dusunuyorum.

E pancar sekerinde de icine seker pancarini dogramadigina gore bana bu olay "bal" olayinin degisik bir versiyonu gibi geliyor, yine bir kandirmaca bence. Sekerden kacip bala siginamazsin, bal da o kadar zararli, "ama eger cok yemek istiyorsaniz ham (petekli) halini yiyebilirsiniz" diye okumustum.

Yarin bir gun de "urunumuzde seker kamisi vardir" diye etiket mi gorecegiz yani? Sacmaliga bak. Portakal suyunun ustune "urunumuzde portakal sekeri vardir" demek ten daha sacma bir durum ve digeri cok daha az "dogal".

Her neyse, siz bu pancar sekeri hakkinda ne dusunuyorsunuz? Ne biliyorsunuz?
0
hlot
(29.09.20)
Pancar şekeri ve şeker kamışı sinir sisteminde beyinde ortalama miktarda iç organlarda ve kaslarda kullanılabilen, yani vücudun yakıt olarak kullanabildiği şekerin en zararsız formu olan 1 molekül glikoz 1 molekül fruktoz barındıran sukroz formunda şeker barındırır. Bu bitkilerdeki genel şeker formudur, şeker pancarı da ıspanak ailesindendir. Sağlıklı bir birey için bunun vücuda bir zararı yoktur bilakis vücut bunu az önce saydığım birimlerde kullandığı için (özellikle beyinde ve sinir sisteminde) bir ihtiyaçtır. Bal olayı ve portakaldaki şeker farklıdır. Bu ürünler vücutta kullanılmayan, enerji metabolizmasına katılmayan ve büyük oranda karaciğerde yağa dönüşen fruktoz barındırır, bir şeker kaynağı 1:1 glikoz-fruktozsa o şeker formu iyidir vücut onu kullanır ama terazi fruktozdan yana ağır basarsa vücutta kullanılabilirliği düşer. Bal ve meyvelerin birçoğu 1:10+ dengesindedir, bal mesela %60-70 oranında fruktoz içerir, o nedenle şeker özelinde pek bir değeri yoktur.
0
angelus
(29.09.20)
@angelus: tesekkurler ama ben anlamadim, pancar sekeriyle uretilen urunleri alalim, digerlerini almayalim mi?

Bakiniz yedigimiz toz sekerler de pancardan uretiliyor zaten (seker kamisi agirlikli saniyordum aslinda ama sanirim daha cok pancardan uretiyorlar): www.svgkupseker.com

Bu durumda dediginiz sey "toz seker zararsizdir"a cikmiyor mu? Yani sorum "pancar sekerini alip kitir kitir yiyebilir miyiz" degildi. O meyveye girer zaten.

Peki ek bir soru da sorayim bu vesileyle: butun meyvelerin icindeki sekerler portakaldaki gibi zararli mi?
0
🌸hlot
(29.09.20)
Yani soyle sormak istedim: fazla meyve yemek zararli midir?
0
🌸hlot
(29.09.20)
Once sunu netlestirelim.

Turkiye de kamıştan şeker üretimi yok.son iki yıldır bu yönde gelişmeler var ama bugüne kadar üretilen şekerin tamamı pancardan.pancar şekeri diye vurgulanan olay glikoz kullanmıyoruz anlamında daha çok.türkiye pancar üretiminin sağlam kalelerinden birisidir.şeker kaliteside oldukça yüksektir.

Senin algıladığın beyaz şekerden kısmı yanlış olmuş kısacası bahsedilen şey tamamıyla beyaz pancar şekeri.bunuda kullanan genelde torku,adamların bilinçaltı çalışmaları kesinlikle başarılı.

Türkiye de üretilen tüm ürünlerde kullanılan şeker aynı.bazı sektörler maliyet anlamında glikoza ağırlık verir.şeker kamışı ise ağırlıklı hazır ithal ürünlerde vardır.fiyat olarak pancar şekerinden daha ucuzdur ama tatlandırıcılık oranıda düşüktür,total maliyette aynı yeri bulur.arada ithal dönemlerinde kurnazlık yapıp kamış şekeri getirenler olmuştur ama kabul görmemiştir.şimdilerde üretimi planlanıyor ancak ben bu çabayı gereksiz buluyorum.

Buna benzer bir algı esmer şekerde oluşmuştu bir ara,daha sağlıklı diye algılanmıştı haşbuki aynı şeker.
0
duptıs
(29.09.20)
İlk sorunun cevabı: Bu senin yaşam şekline neyi ne kadar önemsediğine bağlı. Yani elinde tatlandırıcı olarak şeker pancarı/şeker kamışı ya da fruktoz/glikoz şurubu kullanılmış ürünler var ve bunlar arasında seçim yapacaksan tabii ki şeker pancarı olanı seçersin. Bununla birlikte toz şekeri zararsızdır derken kullanılabilirlik anlamında zararsızdır ama bunu ne kadar yüklediğin de önemli bir durum. Vücudunun belli bir karbonhidrat kapasitesi ben zararsız dedim diye yarın yokmuş gibi tüketemezsin, ayrıca zararsızlığı muadili ürünlerle kıyas yapıldığında anlam kazanıyor. Çaya daha sağlıklı diye bal atacaksan bu da saçma olur mesela zira dediğim gibi sofra şekeri vücut için bir yakıt ama bal değil, bu şekilde düşünebilirsin. Ayrıca pancar şekeri meyveye girmez, ilk cevabımda da dediğim gibi pancar şekeri ıspanak ailesindendir, ıspanak gibi marul gibi bir bitkidir. Şeker pancarı yediğinde ıspanak ya da bamya yemiş gibi oluyorsun temelde. Bu ilk sorunun cevabı.

Meyve, bitkilerden farklı bir şeker formu olan fruktoz barındırır, fruktoz enerji kaynağı olarak kullanılmaz yani beyinde sinir sisteminde iç organlarda ya da kaslarda kullanılmaz hiçbir işlem görmeden direkt karaciğere gelir orada bir takım kimyasal reaksiyonlarla %90 oranında yağa dönüşür, çok meye yediğinde bu yağlanma miktarı artar. Ha fruktozun çok küçük bir kısmı bu işlemlerle glikoza çevrilir laktata çevrilir ama bunlar eser miktardadır, büyük oranda yağa çevrilir. Çok meyve yersen çok fazla fruktoz yağa çevrilmiş olur. Bu da ikinci sorunun cevabı. Zararlı olup olmaması bu anlamda senin bakışaçına bağlı. Benim için zararlı mesela.
0
angelus
(29.09.20)
Ya aslinda bu olay yuksek fruktozlu misir surubunun halkin gozunde kotu seker olarak lanse edilmesi sonucu olustu. O yuzden simdi firmalar misir surubu kullanmadik demek icin, pancar sekeri'ne (bildigimiz sofra sekeri) yukleniyor.

Ama burda soyle bir durum var, sofra sekeri 50:50 fruktoz-glukoz'dan olusur. Misir surubu ise ya 42:58 ya da 55:45 olarak kullanilir. Yani esas zararli olan sekerin fruktoz oldugunu varsayar isek, ikisi arasinda oyle buyuk bir ucurum yok o yuzden biri birinden daha az zararli demek zor.

Meyve yemek ise kararinda oldugu surece cok zararli degil, az miktarlarda alinan fruktoz zaten karacigerde %40-50 kadar glukoza donusturuluyor. Oyle yedigimiz en zehirli sey degil yani.
0
Haldamir
(29.09.20)
Pancar şekeri nereden çıktı olur mu, hep vardı.
Türkiye daha Cumhuriyet'in ilk yıllarında, daha 1920'lerden başlayarak onlarca şeker fabrikası kurdu, bunlar hep pancardan şeker üretti.
Kayseri ovaları bugün dahi pancar tarlalarıyla doludur, Türk çiftçisinin de önemli geçim kaynaklarından birisidir (son durumu bilmiyorum).
O yıllar, endüstriyel abidik gubidik, katkı maddesi vs işlerin dönmediği tertemiz sanayi dönemi.
O yüzden ben geçenlerde şeker fabrikaları özelleştirilince huzursuz oldum, fabrika yeniliyoruz kafasıyla daha yeni görünen ama daha zararlı teknoloji seçebilirler gibisinden.
Benim için "pancar şekeri"nden yapılması şart zaten. Halen de şeker alacağımda Kayseri şeker fabrikası, konya şeker fabrikasının ürünlerini seçmeye çalışırım.
ABD'den gelenler sanırım GDO'lu mısırdan yapılan glikoz şurubundan yapılıyor ve sağlıksız.
0
firez
(29.09.20)
@firez: "pancar sekeri nereden cikti" derken demek istedigim, sanki daha once boyle bir seker yokmus gibi firmalar birden "seker yok, pancar sekeri var, cok saglikli" demeye basladilar. "neden urunlerde pancar sekeri etiketi gormeye basladik" demek istedim.
0
🌸hlot
(29.09.20)
kapitalizmle ilgili çok güzel bir karikatür vardır.

Bir adam ağaç altında oturmaktadır keyiflidir. sonra kapitalist adam bu ağacı alır,işler ve gölgelik haline getirip o önceki adama satar.

Tamam, dağılabilirsiniz.
0
Techsavvy
(29.09.20)
(13)

99 depremi hakkındaki ilk entry'nin 2000'de girilmesi

ryhmer
Tuhaf değil mi? Sözlükte yazan da az değilmiş o zaman. Yoksa yazılanlar mı silinmiş?
Tuhaf değil mi? Sözlükte yazan da az değilmiş o zaman. Yoksa yazılanlar mı silinmiş?
0
ryhmer
(20.09.20)
99'da girilen entry az ancak depreme dair girilmiştir illaki. büyük ihtimalle silinmişlerdir.
0
rose parks
(20.09.20)
herkes depremde soka girmisti, belki internete erisim vs firsati bulunamamis olabilir ama o da en fazla iki uc gun gecikmeye neden olur, muhtemelen baska basliklar vardir ama bulamadim
0
exlibris
(20.09.20)
Bi sey olunca (simdiki gibi) kostur kostur sozluge yazma modasi olmayabilir. Ki zaten agir bir psikolojik olaydi, belli bi zaman sonra insanlarin eli gidip yazmis olmasini normal karsilarim. (Eger oyleyse)
0
invictae
(20.09.20)
ekşi sözlük'ün ilk zamanları muhtemelen günlü tarihli entry girilmiyordu.

o gün girilen bazı entry'ler var depremle ilgili şuradan bakabilrsin.

eksisozluk.com

eksisozluk.com
0
aziz dostum jack
(20.09.20)
(bkz: deprem) başlığının ilk entry'si 17 Ağustos 1999'da girilmiş.
0
vhdl
(20.09.20)
internet o zamanlar çok yaygın değildi. sosyal medya kafasıyla kullanım hiç yoktu
tv ve gazetelerin çok baskın olduğu dönemler. olanlar da silinmiştir muhakkak
0
deranzo1
(20.09.20)
Evet sözlüğün ilk dönemlerinde, o dönem yaşanan önemli toplumsal olaylarla ilgili entry'ler çok az cidden, bunu ben de hep merak etmişimdir.

Mesela 17 Mayıs 2000 Galatasaray Arsenal maçının da ilk entry'si 2003'de girilmiş. Baya enteresan.

Muhtemelen yukarıda yazdıkları gibi ya silinmiştir ya o dönem sözlükte entry'ler gün tarih formatında girilmiyordu.

Keşke kanzuk falan çıkıp aydınlatsa
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(21.09.20)
bence de o zamanki kullanıcılar diye silindiyse entry'ler de gitmiştir. uefa kupası konusu da garibime gitmişti benim. o zamanlar sözlükte kimse yokmuş gibi bir hava oluyor böyle entry göremeyince.

yalnız, "eski ekşi sözlük iyiydi" deyip duruyoruz ama deprem başlığındaki ilk entry'nin saçmalığını gördünüz mü? deprem oluyor, on binler ölüyor, şahıs dalga geçiyor. "şöyle mizah, böyle mizah", "ironi" vs. diye de savunulamaz bence.
0
hlot
(21.09.20)
Merhaba.
Ben o depremi merkezinde yasadim. Aklima sozlugun s si bile gelmedi. Aylarca kendime gelemedigim icin internetle de isim olmadi. Zaten o donemlerde internet ortami simdiki kadar genis degildi.
Ayni deprem simdi olsa sanirim kendimi toparladiktan ve ailemin saglikli oldugundan emin olduktan sonra sozluge girerdim.
0
nax
(21.09.20)
bence 2 nedeni var:

1) aziz dostum jack +1
o zamanlar tarihli bir baslik acsan aninda ucardin herhalde.
tarihli baslik belasini basimiza bela eden baslik su:
(bkz: 1 temmuz 2004 karnımın acıkması)

2) interneti birak telefonla 3-4 hafta hereke'deki yakinlarimiza ulasamadik. O zamanlar zaten internet dial up idi, telefonlar da sadece konusmak icin kullaniliyordu.
0
cooperr
(21.09.20)
17 ağustos 1999 gölcük depremi diye entry girsen uçma ihtimalin yüksekti o zamanki kafada.

bir de ekşi'yi kullanma zihniyeti o zaman öyle değildi. zuxxi'de de yoktu. irc'de de bir yerlerde fazlaca öyle konuşulmadığını hatırlıyorum. günlük hayatımızda tv falan izlerken ailelerimiz "vah vah, hadi kızım dayan kurtaracaklar" falan gibi tv ile konuşma ritüelleri vardı sadece. ben o zamanlar lisedeydim okulda da fazlaca konusu geçmedi. biz kıyı egede olduğumuzdan da olabilir bilmiyorum.
0
alperz
(21.09.20)
evet, ben şu an aydınlandım. bence net açıklaması şu: o zamanlar bir olay olunca "bir şey olmuş, hadi bunu sözlükte tartışalım, herkes ilk iş olarak sözlüğe girsin" diye bir adet yoktu. böyle bir şey "gelişmemişti".

sözlüğe sadece kavramların tanımını yapmak için falan giriyorlardı.

o yıllarda da interneti kaç kişinin kullandığı meçhul zaten. çevremdeki kimsenin evinde interneti yoktu. olan da elinde bir kartla şifreyle az az giriyordu, kotayı aşmaktan ödü kopuyordu.
0
hlot
(21.09.20)
kota değil dakika. hangi kota? önceleri dakika sayardık. sonradan yaygınlaşınca saat hesabına çevirdiler. saati 1 milyon falandı 145'in. bir de iss'ye ayrı para bayılıyorduk. KOLAY MI LAN İNTERNETE GİRMEK?
0
alperz
(21.09.20)
(15)

İddaa kuponu

nicky nick
Ankara Demirspor - Şanlıurfaspor Ms1 @1,65MArdin Fosfatspor - Tokatspor Ms1 @ 1,55Bu ikili kombineye böbrek dalak ciğer istediğiniz organınızı basabilirsiniz.Gelmezse dilediğiniz kadar sövebilirsiniz.
Ankara Demirspor - Şanlıurfaspor Ms1 @1,65
MArdin Fosfatspor - Tokatspor Ms1 @ 1,55

Bu ikili kombineye böbrek dalak ciğer istediğiniz organınızı basabilirsiniz.
Gelmezse dilediğiniz kadar sövebilirsiniz.
0
nicky nick
(20.09.20)
Ankara Demir maçının oranları güncelleniyor galiba, kapalı şu an. Uzun süredir iddaa oynamıyorum ama can sıkıntısından 3-5 atıyorum bişeyler. Bakalm ne çıkacak.
0
braveheart xakah
(20.09.20)
Oynatmıyor 2 maça da, kapattılar sistemi
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
Mardin 1,45'e düştü, diğeri hala kapalı. Açmayacaklar belli.
0
braveheart xakah
(20.09.20)
Tercihlerimi söylüyorum.

MAnisaspor - Diyarbakır ms2 @2,70 ( şu an aldırmıyor sistem ama açılırsa kesin oynayın.)
Eyüpspor- Pazarspor ms1
İnegöl Zonguldak ms1
NEvşehir- Fatsa ms1

Bunlar böbreklik değil, efendice alınacak bahisler.
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
tuzlaspor tahminin gibi olmasın :(
0
etna
(20.09.20)
@etna ona böbreklik dememiştim :) Tuzla neler kaçırdı o maçta neler.
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
oha öylesine yapacaktım. maçlar niye nesine de yok diye düşünürken başladı mı acaba diye baktım. ikisi birden gelmiş. anlık duygulardan duygulara girdim. :D tebrikler
0
belkider
(20.09.20)
Yeni başlık açmıştım ama moderatör sildi buraya yazmamı söyledi:

Manisa - Diyarbakır ms2 Canlı Bahis

Bol şans!
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
şansıma küstüm şu an ya. çok geç gördüm maçları. iki maç da handikap bile olmuş. handikabın handikabı olmuş hatta :((
0
hlot
(20.09.20)
valla sırf ankara demir maçını kapattıkları için başka birşeyede oynamadım, yoksa parayı hazırlamıştım. yanına benim bulduğum maç gelmez dedim vazgeçtim. helal olsun usta.
0
braveheart xakah
(20.09.20)
Afyon - Gümüşhane ms1

Yanına 2 maç bulmanız gerekiyor. Güvenim baya iyi bu maça
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
Hocam 51-55 hatası veriyor sürekli. Verdiğin maçlar için.
0
korhaydut
(20.09.20)
@korhaydut Aşırı yüklenme olunca maçı kapatıveriyolar sistemden sanırım.
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
büyük şef dadlu konuştu
0
der meister
(20.09.20)
Kocaelispor - Sariyer ms-1
Güzel güven
0
🌸nicky nick
(20.09.20)
(6)

Kart Harcama

Appollonia
ek kartımda kalan limit 1630 tl ama benim donem ici toplam harcaması 235 tl yani 135 lik bi acik var bu acigin nerden oldugunu anlayamadim harcamalarda yok provizyonda islem de yok , ne olabilir bulamadim bunu nasil ogrenebilirim ?
ek kartımda kalan limit 1630 tl ama benim donem ici toplam harcaması 235 tl yani 135 lik bi acik var bu acigin nerden oldugunu anlayamadim harcamalarda yok provizyonda islem de yok , ne olabilir bulamadim bunu nasil ogrenebilirim ?
0
Appollonia
(09.09.20)
Taksitli bir şey almışsındır. Geçen aylardaki harcamalara bak.
0
the coon
(09.09.20)
gelecek dönem taksitlerine bakabilirsin, ya da ekstre kesindikten sonra yapılan bir harcama olabilir.
0
reanarchy
(09.09.20)
malesef ikiside degil , hâla bulamadım ne oldugunu fikri olan var mıdır ?
0
🌸Appollonia
(09.09.20)
Kişisel tecrübeme göre bazen harcamada ve provizyonda görünmüyor, ama limitten düşüyor harcama. Bir müddet sonra (mesela ertesi gün) harcamalarda görünüyor. Niye böyle olduğuna dair bir fikrim yok.
0
tingen
(09.09.20)
iş bankası 250 lirayı temassız harcama için ayırıyor. böyle bir şey olabilir mi?
0
hlot
(09.09.20)
2 gün önce farkettim bende zaten yine biseyler yapmisim ondan gitmistir dedim provizyonda da harcamada da bisey cikmadi , kart vakifbankin , gidip atmden de aldim harcama ciktisini ordada biseyler yok , kart yeni uygulamadan 2 aylik tum odeme ve harcamalari topladim yine 235 yani bu acigin nerden oldugunu hâla anlayamadim ..
0
🌸Appollonia
(09.09.20)
(4)

Youtube'da video yapmayi ne kadar zamanda ogrenirim (ve daha bircok soru)?

hlot
Cok komplike seyler degil, mesela şunun gibi bir video: https://youtu.be/aq4G-7v-_xIYa da şoyle (bu biraz daha komplike): https://youtu.be/rn85RHrShrI2. sorum ise şu: ingilizcem yeterli degil. Turkce seslendirmeli tarih videolari yapsam, ingilizce -ceviri yaptirip- altyazi koysam, yukarida ornegini
Cok komplike seyler degil, mesela şunun gibi bir video: youtu.be

Ya da şoyle (bu biraz daha komplike): youtu.be

2. sorum ise şu: ingilizcem yeterli degil. Turkce seslendirmeli tarih videolari yapsam, ingilizce -ceviri yaptirip- altyazi koysam, yukarida ornegini vermis dugum kanallarla rekabet etme sansim olur mu, yoksa ingilizce seslendirme olmamasi buyuk bir handikap mi olur?

Yani amacim once bir program ogrenip (hangi program, onu da bilmiyorum su an icin), sonra cesitli tarihsel konular -takip ettigim kanallarin ele almadigi konular- hakkinda turkce video, hem turkiye'deki kaliteli bilgi acigini kapamak (sacma sapan seyler izleyen kadar bunlara da heves edecek insanlar vardir), hem de kaliteli ingilizce altyazi ekleyerek dunyaya acilmak.

Nasil sizce? Evet, tabii ki orijinal bir fikir degil. Bir suru de tarih kanali var. Boş alanlar azaliyor giderek ama yine de hatiri sayilir bir izlenmeye ulasacagimi dusunuyorum (birkac yuz bin gibi). Amacim gecimimi buradan saglamak degil. Hem az biraz para kazanmak, hem de kendimi bu yolla tatmin etmek.

Ek soru: youtube'da video yaparken nelere dikkat etmem gerektigini (demonetization yememek icin, hit'i arttirmak icin vs.) taktikleri, ipuclarini nereden nasil ogrenebilirim?
0
hlot
(08.09.20)
Halihazırda ne kadar şey bildiğinize bağlı. photoshop ve sağlam bir video non lineer editor yazılımı kullanabiliyorsanız hemen başlarsınız. Eğer bu ikisi de yoksa bu ikisini en azından bu basit işler için akıcı şekilde kullanacak kadar öğrenmeden başlarsanız video yapmaya size eziyet olur.
(bkz: adobe premiere) (bkz: davinci resolve) (bkz: lightworks) Mac varsa (bkz: final cut pro)

Voiceover yapmak için basit dahi olsa bir mikrofon alın (örn: boya by-m1) ve azıcık ses işlemeyi de öğrenseniz daha güzel olur (compression, de essing, genel ses dengeleri) Bütçe biraz daha esnekse daha iyileri de alınabilir tabi tak çalıştır pek çok çözüm var. Diğer başlangıç seviyesindeki kanallardan daha ileriye çıkarsınız, youtube yayıncılğında prodüksiyon epey koptu en temelden girenlere içerik ne kadar iyi olursa olsun burun kıvırmalar başladı.

Bi de yayına başlamadan evvel bi kaç video yedekli başlarsanız işe çok rahat edersiniz.

Youtube'da youtube'a başlamak ile ilgili güzel videolar var öneriler içeren. Talking head formatından millet biraz şişti ama çok çok basit bir ışıklandırma ve görece düzgün bir telefon kamerasıyla bile bazen kendinizi gösterseniz daha ilgi göreceği kesin gibi.
0
hedep
(08.09.20)
Acikcasi ben kendimi gostermek istemiyorum. Bence bu attigim videolardaki gibi animasyonlu anlatim gayet guzel. Cok hosuma gidiyor. Hatta dediginiz gibi bazen anlatici kendisini gosteriyor, ne gerek var diyorum, bosuna ekrana bakiyormusum gibi geliyor, onun yerine anlatirken gorsel de koysa, harita, animasyon vs. yapsa daha yararli olur diyorum. Yani yoksa ha boş ekrana bakmisim, ha adamin/kadinin suratina bakmisim, ayni şey bence.

O yuzden ben de boyle full animasyonlu bir sey yapmak istiyorum.

Maalesef video yapma konusunda hic bilgim yok. Hicbir program bilmiyorum. O programlari ogrenmek icin kac ay harcamam, gunde kac saat calismam lazim? Kac ayda eli yuzu duzgun bir video yapar hâle gelebilirim?
0
🌸hlot
(08.09.20)
Seslendirme çok mühim,sesin nasıl,mikrofonik mi,lehçen düzgün mü,vurgulamaların nasıl velhasıl çok detay var.benim en çok takıldığım konu bu,recommendten video görüyorum,bir merak bakıyorum sesini kalınlaştırmış,kasıldıkça kasılmış,,vurgulamalar tamamen yanlış.direk kapatıyorum.ben böyle bir işe kalkışacak olsam önce gider seslendirme eğitimi alırım.
0
duptıs
(08.09.20)
İşte siz narrator görmek istemiyorsunuz ama istatistik istiyor diyor. İnsan gözükmeye başlayınca video izlenme süresi net bir şekilde artıyor. (Tabi zorunda değilsiniz tam belgesel formatlı başarılı kanallar da var)

Denemeler yaparak tutorial'ler izleyerek başlayacaksınız, video yapmak için yetkin ne zaman hissedersiniz bilemem.
Bilgisayar kullanma konusunda yetkinliğinize göre bile değişir öğrenme hızınız.

Basit denemeler yaparak başlayın zaten sorular sorular sorular sorular olacak kafanızda bu nası bu niye böyle bu nası çekiştirilir, bu nası şeffaf olur diye :D

Basit bir kaç background birbirine transition ve üzerlerine png olarak imajlar atmayı deneyin ilk etapta bunu yapmanız zaten vakit alacak bunları yaparken de ufak ufak alışacaksınız mevzuya.
0
hedep
(08.09.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.