çalışma izni başvurusu için gereken belgeleri yazayım da gör, iliğimi kuruttular :(
"Çalışma izni işlemleri için tarafınızdan aşağıdaki evrakları rica edeceğim;

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hitaplı dilekçe,( ekte yer almaktadır. Islak imzalı ve kaşeli olarak tarafımıza gönderilmesi gerekmektedir.) (Önden scan halini göndermenizi , ıslak imzalı halini tarafınıza ileteceğimiz başvuru formuyla göndermenizi rica ederiz.)
• Yabancı personel bilgi formu (Ekte bir örneği sunulmaktadır, imzalanmasına gerek bulunmamaktadır. Doldurduktan sonra mail ile iletebilirsiniz),
• Yabancı personele ait Türkçe tercümeli, yeminli tercüman onaylı pasaport sureti,
• Yabancı personele ait Türkçe tercümeli yeminli tercüman onaylı diploma sureti,
- Kuruluşa ait vergi dairesi ya da yeminli mali müşavir onaylı son dönem bilanço ve gelir tablosu orijinali (2013 ve 2014 yıllarına ait),(mail ile iletebilirsiniz.)
- Kuruluşta çalışan tüm Türk ve yabancı personel sayısını/isimlerini gösterir SSK e-bildirge(mail ile iletebilirsiniz)
- Kuruluşa ait son sermaye ve ortaklık yapısını gösterir Ticaret Sicil Gazetesi sureti(mail ile iletebilirsiniz.),
- Noter onaylı vekâletname(orijinalini tarafımıza kargolamanızı rica ederiz.),(ekte örneği bulunmaktadır.)
- İmza sirküleri sureti (mail ile iletebilirsiniz.),
- Faaliyet Belgesi (mail ile iletebilirsiniz.),
- Numarataj (mail ile iletebilirsiniz.),

Ayrıca yabancınızın görev ve maaş bilgisini iletmenizi rica ederiz.

ya 1 haftalığına da gelseler bunlar şart mı? :O

3 aylık montaj vizesi tarzı bir şey alabilirler.


Muafiyetler

Madde 55 – (Değişik:RG-21/1/2010-27469)

...............

c) Türkiye’ye ithal edilen makine ve teçhizatın montajı, bakım ve onarımı, kullanımına ilişkin eğitiminin verilmesi veya teçhizatı teslim almak veya Türkiye’de arızalanan araçların tamiri amacıyla; (Değişik ibare:RG-22/1/2015-29244) Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren bir yıl içinde toplam üç ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla gelenlerin,

ç) Türkiye’den ihraç edilen ya da Türkiye’ye ithal edilen mal ve hizmetlerin kullanılmasına ilişkin eğitim amacıyla (Değişik ibare:RG-22/1/2015-29244) Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren bir yıl içinde toplam üç ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla Türkiye’de bulunanların,

...................

kardes ülkeye vizesiz giris yapabiliyorlarsa 1 hafta icin ugrastigina degmez. gelip yapsinlar isi kim denetleyecek.

@fleshbloodmore, yok öyle olmuyor. şirket amerikan ve işini şansa bırakmayan bir şirket. neyse prosedür hepsinin yapılması lazım :\

madem o kadar kurumsallar bi tane danışmanlık şirketiyle anlaşsınlar, görevin ne olursa olsun bunları yapmakla yükümlü değilsin. gerçi yardımcı olmak istiyorum demişsin, yükümlülük değil anladığım kadarıyla. bu işi yapan danışmanlık firmaları var, en azından birinin tanıdığı varsa arayıp kısa dönem için ayrı prosedür izleniyor mu onu öğrensin. piyasayı bilmiyorum genel olarak ama 500 dolar + kdv'ye ikamet izni işlemleri yaptırdık biz, şirket için çok da ödenmeyecek bir tutar değil. zaten danışmanlıkla çalışsan da sana iş düşecek, yardımcı olmaya yer kalacak sana.

hangi şehirdesiniz? baro levhasından bakıp baroya şikayet etmeyi deneyin.

baronun yaptırımı ne oluyor acaba biliyor musunuz?

baroya şikayetten çok konuşma saatini aşağı yukarı hatırlıyorsanız vakıfbanka avukatınız böyle konuştu böyle yaptı diye şikayet ederseniz daha etkili olur. dosyaların avukattan çekilmesine kadar gider bu iş. özellikle tehdit ve hakaret kurumların hiç hoşuna gitmez. ben de hemen hemen aynı işi yapıyorum ve kuruma şikayet gidecek diye ödümüz kopuyor. iyi cesaret valla kızdaki

Aklıma şu rezalet olayı geldi:
eksisozluk.com

Muhtemelen avukat değildir seninle konuşan kişi. Sanırım insanlara hakaret etmeleri için özellikle tutuyorlar böyle paçozları.

Bir dahakine görüşmenizin başında, şu anda ses kayıt programı kullanıyorum, bu kayıtları gerekli mercilere ve vakıfbank'a sunacağım diyebilirsin. O zaman tehdit savurmak biraz sıkar sanırım.

geçmiş olsun. maalesef türkiyede o kadar çok akıllı borçlu var ki, alacağı tahsil çok zorlaşıyor. bu sebeple de alacağı tahsil etmeye çalışan bürolar çareyi sertleşmek de buluyor. karşınıza doğrudan sesini yükselten biri çıkmış kötü olmuş. ben de banka vekiliğinin yapıldığı bir ofisteyim. cinnet sebebi insanlarla boğuşuyorum. kredi kartı estresinde lüx keyifler sürdüğünü gördüğüm ama iş ödemeye gelince borcu inkar edenlerle uğraşıyorum. neyse ben dert çeken öteki taraftayım ne yazıkki.
avukat ile görüştürmüyorlarsa doğrudan gidin banka şubesine onlarla muhatap olun. onların iletmesi daha iyi olur.

hocam şimdi bu linki, gönderilen smsleri ve aileme ulaşma şekillerine de değindiğim bir şikayet metni hazırlayıp hem istanbul barosuna hem barolar birliğine şikayet edeceğim.

şikayetvar.com'dan da şikayeti vakıfbank'a yapacağım. diğer aile fertlerine sms atmaları normal bir prosedür mü?

ve ayrıca mernis'den buldum adresinizi dedi. ama benim ikametgahım dediğim gibi farklı. hacizi ailemin adresine göndereceğini söylemişti. benim eski adresimi mernis'den görebiliyorlar mı?

geçmiş olsun. elinizden geleni yapın, durumunuz elveriyorsa ya da yakınınız varsa siz de bir avukatla hareket edin bence. özel hayatın gizliliği, aileye zarar vs konularından bir dava çıkartılabilir izlenimi uyandı bende (amatörce). bir de tüketici koruma heyeti geldi aklıma. bankayı buraya şikayet etmeyi deneyebilirsiniz. en azından bir fikir alın bence.

Meseleyi Ekşi Sözlük ve Twitter gibi mecralara taşırsanız etki uyandıracaktır diye tahmin ediyorum. Yaptıkları şeyin -ve elbette ki sizin yapacağınız teşhirin- yasallığı konusunda da bir avukata danışın derim.

Bu arada hukuk bürosunun sahibinin kimliği de beni hiç şaşırtmadı. Apak ve cumbabasını çok seven bir avukatmış. Başları ne ki kendileri ne olsun.

barolar birliği ve il barosundan pek sonuç çıkmaz. daha önce de dediğim gibi etkili bir ders, tutuşan paçalar istiyorsanız şikayet var kanalıyla, direk bankaya ulaşarak şikayeti belirtin. büronun konuşmaları kayıt altındadır. kurum konuşmaları dinledikten sonra büroyla iletişime geçer. siz ve yakınlarınız hala kurumun potansiyel müşterisisiniz. bu muamaleye izin vermezler

Tamamen çirkeflik. Yasal olarak bu konuyla ilgili senin ve varsa vekalet verdiğin avukat haricinde kimseye bilgi veremezler.

Şöyle bir örnek vereyim, arkadaşımın eşi, bankadan yüklü bir kredi almaya gidiyor ve müşteri temsilcisi maalesef size kredi veremiyoruz kredibiliteniz uygun değil ama eşinize verebiliriz diyor. Arkadaşım bunu duyduğunda, banka memurunu genel müdürlüğe şikayet etti. Kişinin kendini ilgilendiren kredi puanını eşine söylediği için. Memurun işine son verildi.

Dediğim gibi, borcunuzu aileniz de olsa, üçüncü kişilere bildirip bir de pişkin pişkin akıllı olacaksın vb. demeleri büyük rezalet.

Olayı sözlüğe taşımaya çalışın bence. Sosyal medya çok etkili bu konularda.

twitter'dan ses hukuk bürosunun sahibine konu linkini gönderdim bakalım ilgisini çekecek mi, yoksa alışkın olduğu bir durum mu bu?

Merhabalar, çok geçmiş olsun.

Öncelikli olarak sizi arayan şahıs yukarıda da söylendiği gibi avukat veya stajyer avukat değil. Ya takip elemanı ya da ofiste borçlular borçlarını hukuk bürosu herhangi bir işlem başlatmadan (icra işlemi yapmadan - masraf etmeden) tahsil etmeye calışan bir eleman.

Sizin bilgilerinizi daha doğrusu aile bilgilerinizi ve hatta akraba bilgilerinizi bulmaları da gerzekçe bir program sayesinde oluyor, tam adını bilmiyorum ama bunu kullanan şeref yoksunu hukuk büroları var. Sizden ziyade akrabalarınızı hatta komşularınızı bile taciz ediyorlar ve böylelikle ödeme yapmanızı amaçlıyorlar.

Sizin yapacağınız şey bulunduğunuz il barolar birliğine giderek hukuk bürosu ve avukat hakkında şikayette bulunmak, böylelikle avukat hakkında disiplin soruşturması açılacak. Çok büyük ihtimal ile yanında bilmem kaç tane avukat çalıştığını, işyükünün fazla olduğunu, takibi yapması adına eleman aldığını ve konunun ondan habersiz vuku bulduğunu söyleyecek ama önemli değil, disiplin kurulu bu savunmaya alışık, ciddi olarak değerlendirmeyecektir. Avukat hakkında disiplin cezası çıkabilir, öncesinde başkaca cezaları varsa baro levhasından ismi bile çıkartılabilir. Dolayısıyla gidin şikayet edin!

Bunun yanında ayriyetten lütfen savcılığa da giderek şikayetçi olun, huzur ve sükunu bozma suçu kapsamında değerlendirmeye alabilir takipsiz kalacak da olsa.

ben bu uygulamayı daha önce pek çok platformda duydum ve okudum. bu tarz pek çok hukuk bürosu var bildiğim kadarıyla. belli bir süreden sonra bu avukatlar bu alacakları ilgili kurumdan satın alıyorlar diye biliyorum. terimsel bir adıda var hatta bu olayın, bulabilirsem ekleyeyim. yani x avukatık bürosu veya finansal danışmanlık bilmem kim satın alıyor bu borçları, belli bir rakam ödüyor kuruma. kendi ne kadarını koparabilirse ona kalıyor. bu yüzden böyle üsluplarla, yıldırma politikasıyla almaya çalışıyorlar borçları.

şöyle şeyler var internette;
www.enuygun.com

Ek olarak, hakkınızda icra takibi başlatmışlar mı yoksa sadece borcunuz olduğunu mu söylüyorlar?

Borcunuz olduğunu söylüyorlarsa çok büyük ihtimal göz korkutma ve masraf yapmadan tahsil amaçlıdır, bu durumda onlardan dosya esas numarası isteyin. e-devlet kontrolü de yapabilirsiniz. Eğer e devlet'te hakkınızda dava yoktur diyor ise, takip açmamışlardır.

Bu durumda bir daha aradıklarında icra dosyasının müdürlük ve esas numarasını isteyin kendilerinden. Ik mık ediyorsa, kapatın telefonu gitsin, sonra doğru şikayete.

Size dosya numarasını verirlerse, gidin dosyanızı bizzat kontrol edin. İçinde tebligat parçası var mı(borcunuz olduğuna dair yazı size gönderilmiş mi, gönderildi ise tebligat notunda ne yazıyor, kime teslim edilmiş vb)? Bu usulsüz tebligat noktasında önemli, tebligatlar usulsüz olmasına rağmen ısrarla telefon açıp taciz eden hukuk bürosu çok sayıda.

Dosyanızın -eğer varsa- fotokopisini alın, müdürle konuşun (tebligat usulüne uygun mu vb), dosya kapak hesabını yaptırın (bazı hukuk büroları borcunuzu fazla söyler) ve ödemek istiyor iseniz dosya kapak hesabındaki miktarı ödeyin. Hukuk bürosunun size ''İndirim yapalım.'' demesini dinlemeyin, dosyayı kapatma harcını ödemekten imtina eder, dosyayı takipsiz bırakırlar. Bu durumda üzerinize kayıtlı araç ve gayrimenkul varsa, üzerilerine haciz koymuş iseler, bankalar ile ve satış işlemleri sırasında sorun yaşarsınız.

hocam e-devlette icra takibi var. onu kontrol ettim.

bana elden herhangi bir tebligat yapılmadı. eşten dosttan da böyle bir uyarı almadım. icra dosyası istanbulda ben başka bir ilde ikamet ediyorum.

bulunduğum şehirde bu dosyayı görebilmem mümkün mü ?

anladığım kadarı ile hukuk bürosundan ayrı olarak borcumu icra müdürlüğüne vs. yapabilirim bu benim için önemli. çünkü bir daha muhattap olmak istemiyorum bu insanlarla.

tebligatı takip edin eğer 1 hafta süreyi geçmemişse yetki itirazında bulunabliir, dosyayı bulunduğunuz ile aldırabilirsiniz

Size kağıt gelmemiş olabilir. Borcunuzun hukuken kesinleşmesi için öncelikli olarak sizin borçtan icra dairesi kanalıyla gelecek bir ödeme emri ile haberdar edilmeniz ve tebliğ tarihinizden itibaren 7 gün içerisinde borca itiraz etmemiş olmanız gerekiyor.

Bunu bir kanara koyarsak kağıt size neden gelmemiş olabilir?
1- siz bankaya hesap açtırmak için başvururken verdiğiniz adresi hukuk bürosuna vermişler ve icra işlemleri bu adres baz alınarak yapılmış olabilir. Bu sizin eski adresiniz olabilir. Eski adresinize tebligat gittiyse, postacı evde kimseyi bulamadı ise, komşulardan da kağıdı alan olmadı ise muhtara gidip adres teyidi yapmadan kağıdı icra dairesine teslim etmiş olabilir. Bu durumda güncel adresinize -ikametgah adresinize- yeniden tebligat çıkması gerekir.

2- Komşunuz size teslim etmeyi unutmuş olabilir - çok sık oluyor-

İlk borcunuz vardır yazısı tarafınıza veya bir yakına/komşuya teslim edilemedi ise, ikinci defa yazı çıkması gerekir dedim ya, bu yazı için yapılan adres sorgusunda eğer adresiniz ilk adresle aynı çıkarsa postacı aynı adrese yeniden gidip sizin orada tanınmadığınız bilgisini alırsa tekrardan veya evde yine kimse yoksa kasıtlı olarak tebliğ almaktan kaçındığınıza kanaat getirerek kağıdı bağlı olduğunuz muhtarlığa bırakır. Bu durumda hukuken size teslim edilmişcesine 7 günlük itiraz süreniz başlar.

Dosyayı bulunduğunuz şehirde göremezsiniz, e devlette hangi icra dairesi yazıyor ise oradan işleri götüreceksiniz eğer bir yetkisizlik durumu yoksa ve süreyi geçirmedi iseniz (icra takibi sizin ikametgah adresiniz icra müdürlüğünde açılmadı ise)

Evet, hukuk bürosu ile hiç muhattap olmadan borcunuzu icra dairesi kanalı ile ödeyebilirsiniz, hatta telefon açarsanız ilgili müdürlüğe, kapak hesabının yapılmasını rica edin ve ibanlarını isteyin, söyledikleri meblağı yatırın.

çok teşekkür ederim.

bir arkadaş saolsun konuyu sözlüğe de taşıdı.

eksisozluk.com

Şunları yapmanızı tavsiye ederim.

1- Şikayetvar üzerinden vakıfbank ile iletişime geçmek bu olayı şikayet olarak yazmak.
2- Hukuk bürosunu baroya şikayet etmek.

Borçlu olsanız bile hiç bir alacaklı size bu şekilde davranamaz, bu şekilde sizi ve ailenizi taciz edemez. Buna ilişkin daha yeni çıkan bir sürü yargıtay kararı var.

Aalcaklının yapacağı şey en fazla icraya bulaşmamak için borçluyu uyarmak, borcunu ödemezse yasal yola başvuracağını söylemektir. fakat ne yazık ki bunu yapmıyorlar.

Şikayeti Vakıfbank markası için yaptım.
zaten Ses Hukuk Bürosu için bir çok şikayet söz konusu aynı nedenlerle. ve hiç biri için bir cevap verilmemiş.

dostum, bu işlerden anlayan bir memur olan şahsım, eski bir adliye çalışanıdır. 10 yıl boyunca adliyede gördüklerimi anlatsam, dudağın uçuklar. senin konuna gelirsek;

artık icra kanununun değişmesi neticesinde avukatlar haciz işlemleri yapamadıkları için, aynı soyadda kaç kişi bulurlarsa, hepsine mesaj atıyorlar, alakası olmayan adamlara dahi mesaj atabiliyorlar. bir nevi alacağı psikolojik bir savaş neticesinde almaya çalışıyorlar. bu bir edepsizlik midir? kesinlikle edepsizliktir.

bugüne kadar konuştuğum tüm avukatlar, ağızlarında sigara, dumanını savurarak, öküzlemesine bir kahkahayla, yaptıklarının ne kadar doğru olduklarını ispatlamaya çalışıyorlardı. bu konuyu yıllarca konuştuk avukatlarla, ancak adamlar haklı olduklarına o kadar inanmışlar ki, başkasının babasının kalp hastası mı, annesinin kanser hastası mı olduğunu düşünmeden mesaj atıyor ve anne babaların da üzülmesine yol açıyorlar. o yüzden avukatlardan nefret ederim, sırf avukat olmamak için hukuk fakültesini 3. sınıfta bırakmış adamım. sen pay biç buradan dostum.

tabii her avukat böyledir demiyorum, çok sağlam duruşa sahip birçok avukat var yine de. hukuktan anlayan, hukuk sınırları içinde kalan avukatlar kastım değildir ama çoğunluğunun böyle olduğunu söyleyebilirim.

bu konuda ne yapabilirsin dostum, hiçbirşey yapamazsın. baroya şikayet etsen bir sonuç çıkmaz, barolar birliğine gitsen hiçbir cacık olmaz. savcılığa gitsen, onlar da bakanlıktan izin falan alacaklar soruşturma için. o dosya zamanaşımına uğrar. bu yüzden şikayet falan uğraşma hiç.

10 yıl içerisindiği adalet saraylarında öğrendiğim tek şey oldu; kim her ne yapıyorsa, yanına kâr kalıyor. maalesef durum budur. hırsızlık zanlısının gülerek x5 çarptım, büyük vurgun yaptım dedikten sonra serbest kaldığını ve o x5'in parçalarını sattığını gördü bu gözler. o yüzden önemseme, kafanın rahat olması için bul buluştur borcunu icra müdürlüğü kanalıyla öde. hiç uğraşma bile. yasal yolların var muhakkak, icraya itiraz edebilirsin. takibin durdurulmasını isteyebilirsin ama bunlar senin için hep zaman kaybı olacak aynı zamanda varolan borcuna daha fazla borç binmesine sebep olacaksın.

o yüzden 10 yıllık tecrübem sonucu özet geçeceğim tek şey şu olacak; uğraşın boşa kalacak, borcunu öde ve kurtulmaya bak bir an önce. sonra bir pakete sıçar, bunu kargoyla ilgili avukatlık bürosuna gönderirsin. (yapanı gördüm)

"biz de senin yanına bırakmayız" dediyse zaten direkt tehditten sen dava aç. bence peşini de bırakma, o kişi zaten avukat degil. mahkemede yüzleşip karşında aglamasını görmek bile her şeye deger inan ki. ben burada sinir oldum.

Bir ihtimal tehditten şikayet edebilirsin ama kayıt olmadan ordan da bişey çıkmaz

Hocam size özel mesaj attım bakarsanız sevinirim.

aynisini ben de yasiyorum aktif hukuk bürosu ile.
eski is arkadaslarimi aramis adamlar.

bu hukuk büroları bu sızdırılan tc kimlik bilgilerini kullanıyorlar, üstlerine gidecekseniz buradan gidin yoksa polis, hakim, savcı vs den bir umudunuz olmasın bunların hepsi bu adamlarla işbirliği yapıyor. herhangi bir dava açmayı planlıyorsanız buradan yürüyün götleri tutuşur avukatların. en önemlisi korkmayın bu ahlaksızlardan.

yok, burada hep öyle içiyorlar (polonya) bir süre sonra zaten telvesi dibe çöküyor, türk kahvesi gibi düşün. o dibindeki yeri içmezsin. afiyet olsun.

en basit tarifle şöyle ypabilirsin: migros'tan kağıt kahve filtresi al. çekilmiş kahveni bu önceden bir miktar ıslatmış olduğun filtrenin içine koy. fitreyi bu şekilde genişçe bir fincanın üzerine kondur. en sonunda da üzerine sıcak su dök. bu şekilde kahveni filtre edebilirsin.

çay poşetinde yapma olayı: www.youtube.com
iki farklı süzgeç tipi ile: www.youtube.com
sizin yöntem: www.youtube.com

ben senelerdir üstüne kaynak su çekip 2 tur saat yönüne karıştırmak suretiyle tüketiyorum. çok farklı markalar tükettim(yurtdışında olduğum zamanlar hangisi ucuzsa ondan almak vesilesi ile)

sorun yaşadığım 1 yada 2 ürün oldu sorun derken, biraz kalın çekilmişti bir iki tur değil bi 5 dakka karıştırdım yine zar zor dibe çöktü ama tchibo kahveleri sadece 2 tur karıştırmayla dibe çöküyor.pratik bi yöntem, neymiş lan o french press yok yıkıycan edicen temizliycen tellerin arasında telve kalcak falan çok gereksiz bir icat aynı fransızlar gibi.

ha birde termal mug içinde yapıp çalkalama yöntemi var, oda etkili bak. ama çabuk soğumuyor diye uyuz ediyor insanı. 5 saatte kahve soğusun diye beklenmez ki.

aeropress al

sırf oba dediği bir reklam için 3 milyon alması.

yaklaşık 45 saniyelik bir reklamda 3-4 kez ''obaaaaa'' dedi ve 3 milyon tl aldı. Hatta şu sıralar reklam kesildi, kısa versiyonu yayınlanıyor.

bütün mevzu bu mu yani?
bu işin piyasası bu olsa gerek ki adamlar o kadını seçip o parayı vermiş bence tüm ünlüler alıyordur o parayı.

ben de bişi var sandım :P

o değil de bence kadın hak etmiş. oba makarna'yı bilmiyordum bu tantana çıkana kadar :) marka bilinirliği arttı

Büyük saçmalık. bence böyle bir şey olmayabilir. Oba makarna 3 milyona nerelerde reklam yapar ya. Bu kadına neden versin iki üç kere oba diyecek diye.?

Mevzu eskidi sayılır ama, başlık açılmışken soralım madem.

"Nasıl 3 milyon alır bu kadın?! Bundan sonra Oba makarna almıyoruz" tribi sizce de çok aptalca değil mi?

Mesela biri der ki, "bu reklamda hayvanlara zarar verildi, almıyoruz", eyvallah. Çocuk istismarı yapılıyor, insanların şu şu duyguları kullanılıyor, yüzde yüz katılırım.

"3 kere Oba dediği için 3 milyon aldı, o yüzden almıyoruz". Arkadaş bu nasıl bir argüman? Bu arkadaşların kafaları mı iyi acaba? Kapitalizm eleştirisi mi yapmaya çalışıyorlar? Sizce de ergenlerin büyük bir şevkle yaptıkları tatlı su solculuğu değil midir bu? Sözlüğün kayışı kopalı yıllar oldu ama, onun bile bir seviyesi vardı. Böylesine beyinsiz işlerin yüzlerce taraftar bulması bambaşka bir yere gittiğimizin çok net göstergesi.

adamlar öyle ya da böyle reklamlarını yaptılar.esra erol sayesinde kendileri hakkında konuşturdular. bir de esra erol'a o para verilir miymiş tripleri de ibretlik. elin sosyalist sanatçıları banka reklamlarında oynar. sonra kapitalizmin kötülüklerinden bahseder...

bir işletmeci olsam ya da markam olsa beş kuruş verip de esra erolda reklam yaptırmam.

pulsartgr'ın eleştirilerine tüm kalbimle katılmakla birlikte, Oba Makarna'yı kullanmayı düşünmüyorum.
Nuhun Ankara makarnasıyla yetiştik biz.
Öyle de gidiyor.

@tranceforresuminglife

Eldeki veriler:

Esra Erol evlilik programı sunuyor.

Evlilik programlarını kim izliyor?
Makarna üreten şirketin hedef kitlesi kim?

Üstteki iki sorunun cevabı aynı.

Şirketler duygusal hareket etmezler. Şirketlerin sevdiği ya da nefret ettiği insanlar olmaz. (bkz: futbol sadece futbol değildir) diye bir laf var.

Topu oynayan kazanır, topun oynandığı yer kazanır, yayınlayan kazanır, takımın lisanslı ürünleri satılır takım para kazanır, topu oynatan kazanır, devlet kazanır, bileti satan kazanır, kulüp isim haklarından bile para kazanır. Bir bilgisayar oyunu şirketinin futbol oyunu geliştirirken takım adlarını öylece kafasına göre oyuna yazabileceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz demektir.

Bazı ülkelerde futbol kulüpleri yeni stadyum yaparken devletten teşvik bile alırlar, yani stadyumu devlete yaptırırlar. Hatta stadyum yapıldıktan sonra giderleri bile devletin ödemesini isteyebilirler çünkü çok güçlüler. www.youtube.com

Niye? Çünkü insanlar futbol maçı izlemek istiyor, ondan. Futbolcular niye milyonlarca lira para kazanıyor? Futbol takımlarının değerleri niye milyarlarca dolarla ölçülüyor? ÇÜNKÜ İŞİN İÇİNDE PARA VAR. Şu ankinin yarısı kadar kişi futbol izlese sence oyuncular aynı rakamları kazanabilir miydi? Kesinlikle hayır. Onların ne kadar para kazanacağını belirleyen, stadta hangi reklam alanının, hangi maç için, kaç dakika süreyle ne kadara kiralanacağı bu şekilde belirlenir. Dışarıdan bakan biri "bu ne lan böyle, niye para ödüyo MasterCard bu reklam panosuna lan" diyebilir. Ödemek zorunda çünkü VISA da ödüyor, American Express de ödüyor. Sen ödemezsen yoksun demektir, ürettiğin ürün çok daha iyi olsa bile rakiplerin seni geçebilir. Gerçek dünya böyle işler.

2016 super bowl'da 30 saniyelik reklam yayınlama ücreti 5 milyon dolar. 120 milyon seyircisi varmış.

Esra Erol da sadece rastgele bir insan değil. Milyonlarca seyircisi var, bir markası var. Bunu meydana getirmek yıllar alır.

Makarna, çorba, şampuan deyince bize komik gibi geliyor ama vahşi bir rekabet var. Büyük marketlerden birine girelim seninle. Sonra marketten P&G ve Unilever ürünlerini kaldıralım. Yarısı boşalır rafların.

Yeni makarna ürettin diyelim, büyük zincirlerden birine gittin, bakın bu benim makarnam, sizin markette satmak istiyorum dedin. Onlar da sana raf ücretlerini söylediler. "Raf ücreti" ne? Ürününü öylece istediğin rafa koyamazsın, eğer rekabet sıfır değilse her rafın ayrı ücreti olacak. Gittiğin market orada hangi rakip ürünlerin olduğu, marketin ne kadar satış yaptığı gibi rakamlara göre raf ücreti belirliyor. Bilinir bir markadan daha görünür olmak istiyorsan onlardan daha fazla para vermen gerekecek. Aynı zamanda süpermarket sana (üreticiye) "tamam anlaşalım ama ayda 50 bin ürünü tanesi 12 kuruştan alırım" diyecek. 50 bin ürün sözü veremezsen tanesini 8 kuruştan almak isteyecekler, ama sen zaten 6 kuruşa mal ettin. Bu tek bir market, senin birçok marketle anlaşman lazım. Çok marketle anlaşmak için yüksek üretim kapasitesine ihtiyacın olacak, onun için büyük tesis lazım. Büyük tesis için de para lazım. Bununla da bitmiyor, market istediği zaman tesislerini kontrol etmeye gelebilecek, eğer anlaşmayı çiğnediğini görürse fiyatı düşürecek, çünkü 12 aylık kontrat yaptın.

Serbest piyasa böyle işler.

Başka bir konu, market bunu rakip ürünle aynı fiyata satabilir, farklı bir anlaşman yoksa -elin güçsüzse anlaşma yapamazsın- satış fiyatını da belirleyemezsin. Ne oldu şimdi? Sen yenisin, rakip ürün 15 yıllık, ikinizinki de aynı fiyata satılıyor. Ben markete gidince seninkini almak için ek bir motivasyona ihtiyaç duyacağım çünkü fiyat aynı. O motivasyonu nereden aldım? Reklamdan.


Makarnayı fabrikada üretip, kamyona yükleyip marketin önüne dökemiyorsun yani.

Okumak istersen : en.wikipedia.org

Rakipler bunlar.

Amerikalıların (bkz: go big or go home) diye bir lafı var, bu adamlar da büyük oynamayı seçmiş.

Olay budur. Kızmaya gerek yok, ekonomi böyle işliyor, ben ne yapayım? :)

@hayırsız :((

don't hate the player, hate the game. kapitalizm 101

issizlik cok kotu birsey...

evlenecek kadar anlaşabiliyorsanız olmamalı.

evlilikte eşler birbirleriyle "senin paran, benim param" muhabbeti yapmaya başlarlarsa isterlerse holding sahibi olsunlar arada zamanla sorun çıkar. bunun meslekle ilgisi yok. kadın-erkek farketmez sen eşinin yüzüne kendinle kıyaslayacak şekilde kazancının azlığını yüzüne vurursan o insan kendini her konuda yetersiz hissetmeye başlar. ataerkil bir toplum oldugumuz icin bunun etkisi erkekte daha fazla olur.

nöbetli mesleklerde asıl sorun eşle yeteri kadar vakit gecirememek. erkek tarafı doktor diyelim. adam nobetcidir, eve yorgun gelir, uyur. zaten kadın kocasını en son 40 saat önce gormustur. eger kadın o yorgunluk halinden anlamayıp da erkegi kendisine ilgi göstermeye zorlarsa erkek uzaklasir. ciftin aralari sogur. adam eşinden fazla hastanedeki hemsireleri goruyor zaten. zamanla aslında var olmayan nobetler, kongreler başlar. bir sure sonra kadin durumu anlar ve mahkeme sureci baslar. iki taraf da nobetli bir meslegin icindeyseler birbirlerini en azindan daha iyi anlarlar.

ayni isyerinde calismayin. isteki sorunlar eve, evdeki sorunlar ise tasiniyor.

olmamalı ama . doktor hemşire ilişkisi maalesef olmaz .. birisi doktor olabilmiş ise uzak ara hemşireden daha egolu hissedecektir .. hemşirede hep ezik ..
amiral ile teğmen ilişkisi de olmaz ..
davullar dengi dengine arkadaşlar ..
ünlü ve daha ünlü ilişkisi de olmaz ayrıca .. biri hep verici olmak durumunda kalır ki bu da ilişki olmaktan çıkar birinin birine ilişmesi olur. tutkulu seks olduğu sürece tüm ilişkiler devam eder bir süre fakat sonu dediğim dengeye gelir dayanır ..

bunaltıcı? gözünüzde nasıl görüyorsunuz alman insanını yahu :) açıkçası ben ırkçılıkla alakalı en ufak bir şey yaşamadım. aksine, birey olarak türkiye'dekinden daha fazla saygı görüyorum burada. ancak almanya'nın her bölgesinde yaşamadığım için genel durumu bilemeyeceğim tabii. biraz da kişiden kişiye değişebilecek bir durum aslında.

ya yok be avrupa'da bu ılıklık ve politik doğruculuk dalgası olduğu sürece hiç sorun olmaz. çok şanssızsan anca. milletin karısına kızına yürü, tepki gösterirlerse GÖÇMENİM BEN YHA UFF de. kah faşist partilerin ekmeğine yağ sürülmesin, kah göçmen dostumuz mutsuz olmasın diye her türlü hoş karşılarlar seni. bunun için biraz şerefsiz bi şey olman lazım ama. öyle aile babası falan olursan ırkçılığa maruz kalabilirsin. at hırsızı olup milleti taciz etmen lazım sürekli. "ben buraya ait değilim" diye bağırman lazım.

fiziki bir siddete kolay kolay dönüstüremedikleri bir irkcilik var. cogunun macasi yemiyor türklere karsi, yese neler olur.
sosyal hayatta sürekli alttan alta hissediyorsun ezikliklerini. her hangi bir isi bir almandan daha iyi yapamiyor, vazgecilmez olamiyorsan isin zor.
Entellektüel ve akademik islerden bahsediyorum. bütün fabrikalar türk iscilerle dolu onlarca yildir calisan ama o sirketlerinin ustabasi seviyesinden sonra türk yoktur. beyaz yakali olarak sadece uluslararasi sirketlerde sansin var.

dresdende senelerce yaşadım şehir çok güzel bence -batıda da yaşadım tabi bu arada, sadece Dresdeni bilerek söylemiyorum.

üstelik nazi abilerin dresdenden daha fazla olduğu bir yer varsa orası da münih çünkü zamanında bunları sürüp dağıtmışlar.

evet doğu biraz daha zor, zira eski doğu almanya, sanayi gelişmiş değil, daha az yabancı var, adamlar kozmopolit değil batı kadar. orada doğmuş büyümüş yabancı yok denecek kadar az. nüfusunun sadece %4ü yabancı olmasına "rağmen" demek bence saçma bizatihi sebep bu; adamlar yabancıya alışkın değil ve adamlar zaten yerle bir olmuş, işsiz, bir de yabancılarla mı uğraşalım diyorlar. ve de oradaki yabancılar da ekserisi maalesef azül (ilticacı) çoğu bildiğin öküz, %90ı sap abazan görgüsüz erkek. zira nüfus az diye oralara vermişler etrafta çokça iltica kampı var. yakında kölnde de duyarız yabancı düşmanlığının arttığını neden, yılbaşında olduğu gibi ilticacılar terör estiriyor da ondan.

bir de normal bir türke hele erkeğe kolay kolay bir şey yapacak değiller, yapmıyorlar da fakat araplara ve (müslümanlara) ve müslüman olduğu belli olan insanlara = örtülü kadınlarla etrafı çevirili adamlara mesela tepkililer- eşin örtülü ise doğuda daha zorlanır. mısırlı bir akademisyenin örtülü eşini öldürmüşlerdi bir parkta bu daha çok arap ve müslüman düşmanlığı, türklerin ise dükkanlara dalmışlardı mesela zira o sokağın yarısı türk dükkanı + türk kahvesi de orada sinir oluyorlar bu duruma, ama türk aileleri kundaklamadılar (sölingendeki ve batıda başka yerlerdeki gibi) ya da birey olarak türklere saldırmadılar -türklere saldırmak yemez bu arada türkler döver çünkü - zaten öyle türk yerleşimi mahallesi filan yok koca şehirde, böyleyken böyle.

6 ) Sandviç tokalaşma: Kişi bir eliyle tokalaşırken diğer eliyle de karşı tarafın elinin üstünü kapatır yani karşı tarafın elini iki eli arasına alarak tokalaşır. Samimiyet belirten bir tokalaşma şeklidir. Tam bir siyasetçi tokalaşmasıdır ve özellikle politikacılar tarafından kullanılmaktadır. Bu tokalaşma şeklinde bazen karşı taraf kolunuzu veya omzunu da tutabilir yani bir eliyle sizin elinizle tokalaşırken diğer eliyle de sizin dirseğinizi veya omzunu tutar ve böylece size üstünlük sağlar. Eğer karşındaki kişinin üstünlüğünü kabul etmiyorsan onun bu üstünlük gösterisine karşılık olarak senin de onun tutuğu yerin daha yukarısından( karşındaki kişi senin dirseğinden tut duysa eğer sende onun omuz undan tutabilirsin) tutman ve senin üstünlüğünü kabul etmiyorum mesajını vermen gerekmektedir. Böylelikle karşı tarafın üstünlüğünü kabul etmediğini belirtebilirsiniz.

kaynak:
www.bilgiustam.com

Tek elle tokalaşma biraz daha resmi oluyor.
Arada bende kullanıyorum çok sevdiğim bir arkadaşım ya da samimi hissettiğim birisi olunca o şekilde tokalaştığım oluyor.
Dini bir anlamı var mı bilmiyorum. Benim için sadece samimiyet içeriyor.

ben sevdiğim arkadaşlarımla öyle tokalaşırım.

Hasan celal güzel öpmesinin bir alti samimiyet oluyor. www.youtube.com

badem tokalasmasi diye de tabir edlir...

Dini bir anlamı vardır, mukabelelerde her iki taraf da iki elle birbirinin elini tutar (tokalaşma diyemeyeceğim) salavat getirir ve yüze sürer.

Ama bir taraf tek el uzatmışsa:
1) Samimiyet belirtir
2) İşte bunlar hep NLP; bkz. trajikomik+1

sünnettir

İnternetten araştırıp doğrudan doktora sorun derim.

Belli bir konuda uzman arıyorsanız, bir üniversite kliniğinin de uzman olması muhtemel.

sektör olarak sağlık bizim yapıdan çok farklı. Bazı konularda kafayı yedirtebilir eğer hiç Alman sağlık sistemiyle bir ilişkiniz olmadıysa.

www.jameda.de
www.arzttermine.de
www.arztbuchen24.de
www.doxter.de

bu tarz siteler var "artz termin" anahtar kelimesi ile google aramalarda cikar. fikir edinmek icin bunlardaki yorumlara bakabilirsiniz. bunun yaninda google daki yorumlara da bakabilirsiniz. Ayrica her sehrin alani ile ilgili popüler doktorlari vardir. bunlari o sehirde yasayanlar bilir, onlara sormak gerekli.

avusturya tavsiye ederim bu konuda. universite hastaneleri almanyaya göre daha iyi. cok kalabalik degil ve bürokrasi daha az.

gereksiz. ya kislik lastik olacak ya da daha agir sartlar icin civili kar lastigi. Bu genellikle BF Goodrich marka olur.

aşağıdaki linkte taze bir incelemesi var. izlemeni öneririm.

www.youtube.com

kış lastiği değil de şu takılı aracımda: www.michelin.com.tr şimdiye kadar yumuşak karda pek problem yaşamadım. yaz lastiklilerin çıkamadığı yokuşlardan çıkmayı da başardı ama sertleşmiş karın üstünde epey zorladı o yüzden alsam mı diye düşünüyorum şu çoraplardan.

Yani azimliyseniz olur tabii de donukken dışını sıyırmak zor olacaktır. Çok pişirmenize de gerek yok, önceden pişmiş oluyor zaten. Alternatif olarak fırında da yapabilirsiniz varsa. Hatta tavada bile buharda pişirebilirsiniz de tadı nasıl olur bilemem, beyin fırtınası yaptım.

kimse cevap vermemiş ben çok emin olmasam da yazayım, ben o riske girerdim, deniz ürünü sonuçta :') ama aşırı dağılabilir belki içini hatırlamadığım için kesin de bi şey söyleyemedim.

önce disindaki pane ile pisir ve pisirdikten sonra kagit havlu üzerinde yagini süz. Ayrica fazla yag cekmemesi icin iyice donmus olmasi ve yagin sicak olmasi gerek. Yagdan duman cikmaya baslarken koy icine.

Bundan sonra ister paneyi siyir, ister siyirmadan ye.

şirket göremez öyle şeyleri. bankada çalışanlar görebiliyor bildiğim kadarıyla. şirket bankadan isterse olabilir ama özel bi durum (bir suç vs) olmadıkça da durduk yere izlenmez zaten. özel hayata müdahale.

şirket bankadan istese bile verilmez.
hukuki durumlarda adli mercilerle paylaşılır.

Yukarıda söylenen gibi resmi olarak vermesi yasak ama çoğu muhasebeci banka personelinden özel ister o da sşirketi kaybetmemek için veya yalakalık olsun diye gönderir el altından.

İzlenemez. Ama diyelim bir şekilde bankacının teki işgüzarlık yaptı. O zaman yapanı tespit edip şikayet et işten attır. Çok net.

Düşün ki senin kredi kartı ekstreni senden habersiz eşinle paylaşamayan bir sistem var. İş yeri de neymiş?!

Bu bankacıların yaptığı her işlem loglanmıyor mu? Müfettişler gelip bu adam ne yapmış diye dönem dönem incelemiyor mu? En basiti bir şikayet halinde incelerler, sebepsiz yere bir hesabı inceleyen adamı direk atarlar diye düşünüyorum. Hatta bir ara bir banka çalışanı ünlü birinin hesabını inceledi diye kovulmuştu diye hatırlıyorum.

durduk yerde bi kişinin hesabını inceledi diye bankacı işten atılmaz. ben bankacı arkadaşıma kendi hesabımı inceletiyorum bazen, gelip sen nasıl baktın buna diye atacak halleri yok :') ama şikayet üzerine incelerlerse o ayrı konu.

@freya sen yanında değilken incelediği ispatlanırsa arkadaşın ceza alabilir.

bankaya basvurup bir dilekce verirsen hesabina bakildigi her an sana bilgi gelebilir ya da loglanir bu.
bankacilar mesela cok zengin ve ünlü kisilerin hesaplarina bakilirsa alarm veriyor bir yerlerde.
ama erkek arkadasinin hesaplarina baktiranlardan tut da neler oluyor neler.

Normal ama 6 ay kala bence pek normal degil daha kisa surede panik oluyor, geri donusun olmadigi zaman

Bir şey sorucam yanlış anlamayın da bunu düşünen adamın evliliğe olan ciddiyeti sorgulanmalı.

bence normal ama içinize atmak yerine nişanlınız ile konuşmanız gereken bir mevzu.

kafan stresten dolayi karışmış. imzayı atınca normale dönersin, korkma.

bu kafadaysan evlenme bence. evlecenek insan özgürlük falan düşünmemeli

sytemofadownmanyagi, hem soruma cevap vermemişsiniz hem de soru sorucam deyip soru da sormamışsınız.

eger capkinsaniz ve evlilik oncesi cok esli bir hayat tarziniz varsa normaldir.cunku evlilik catisi cok partnere karsidir.beden ve ruh ancak karsinizdaki esiniz icindir.

çapkın değilim, çok eşli hayatım hiç olmadı. baya bi kendi halinde takılan bi adamım. özgürlüğüm gidecekten kastım da aslında, işten eve gidip deli gibi dizi izliyorum bazen. bazen de radyo tiyatrosu falan dinliyorum saatlerce. baya bi asosyal bile sayılırm. bunların gidecek olmasını kastediyorum.

yoksa kızlarla eskisi gibi rahat takılamayacağım, erkek arkadaşlarla sürekli pes atamayacağım gibi dertlerim yok. zaten yapmıyorum çünkü.

bana saçma geliyor. özgürlüğüm elimden gidiyor diyorsan evlenme?

emin değilsiniz.

sadece kendi rahatiniza yani kendinize zaman ayirmata cok alismissiniz.daha sonra hayatinizda bir esiniz olacak ve insallah cocugunuz o zaman kendinize cok az zaman kalacak.kisa tabir ile sevgili bile edindiginiz zaman zaman problemleri oluyor kendinizle ilgili.cok normal duygular dediklerinize gore.zamanla gececektir,rahat olunuz.

senin gibi akademisyen erkek bir tandığım vardı- o zamanlar bekardı ama kız arkdaşı vardı
kız onu doktoraya yollarken sevdiği diziler, filmler, müziklerle dolu bir hard disk hediye etmişti
çocuk (ve tabi ben dahil etrafı da) kız da aynı şehre gelen kadar onları dinledi/seyretti (tabi nttten başka şeylerle birlikte)
sonrak kız gelince de birlikte yine dizi seyrediyorlardı, izlerken evin işlerini ütüyü yemeği vs. yapıyorlardı, sonra evlendiler.
yani demem o ki, sevgilin öcü değildir herhalde :) evlenince de yine seyredersin. birlikte seyredersiniz, kendine ait olanları yolda filan seyredersin, onun dışında deidğin gibi bu çok asosyal bir alışkanlık zaten kız da seni daha sosyal bi takım şeylere yönlendirse fena olmaz :)
evli değilim beni dinleme de bu da böyle bir anımdır

Beni erkek arkadasim, her erkek evlenmeden once bir dusunur, artik bekar hayatim bitti, hayatimda tek bir kadin olacak, hayatim eskisi gibi olmayacak diye bir endise eder icten ice demisti.

sırf bu yüzden evlenmeyecem be buffy. yani evlenecek olsam, stres olurdum ben de açıkçası. kolay şey değil. şimdi kafama göre takılıyorum. mesela salı günü bi' sinop yapayım diyorum, sonra belki bi' ankara yaparım diyorum. Sonra gelirim bi' fenerbahçe'nin maçına giderim diyorum. bir de ben üzerine afiyet biraz çapkınım ve gözüm dışarıda. yani bunu kaybetmek benim için büyük sıkıntı.

yani şu anda senin yerinde olsam senin stresinin kat kat fazlasını yaşardım.

Valla kadin tarafi olarak dugune 2 hafta kala neredeyse nisani atiyodum :) ustelik acayip sacma biseyden dolayi. Burda chat'e girdim, orda aldilar gazimi :)

Kadin erkek Herkesin basina gelir yani

Evlenme kafasında değilsin.

bence içini ferah tut. evleneceğin insan sen eve geldiğinde saatlerce radyo tiyatrosu dinleyeceğini biliyordur, ikinizin pratik hayatta bir takım alışkanlıkları, rituelleri, zevkleri var. bunları zaten tanıdınız. evlilik bunlardan vazgeçmek değil. Ortak geçireceğiniz zamanınız, yapacağınız şeyler illa ki olacaktır. ama yalnız yaptığınız şeyler de devam edecek. zaten bir süre sonra ortak bir rutin oturur. birlikte yaşayacağın insanın bunları sorun edeceğinden endişe ediyorsan ve gerçekçi bir endişeyse o zaman belki seçiminde bir sorun olabilir. ama zaten evlenmeyi seçtiysen birazcık evham gibi duruyor. dert etme.

derdin tek eşlilik veya arkadaşlarla pes atamayacak olma korkusu olsa stresten endişe yapıyorsun derdim ama asosyal, izole yaşantını kaybetmekten korkuyorsan o konuda haklısın evet kaybetme ihtimalin çok yüksek.

evlilik çok sosyal bir ilişki türü, en basit günlük faaliyetler için bile iletişim halinde olman gerekiyor sürekli bir takım çalışması durumu var. bu zaten muhtemelen insan doğasına daha uygun bişeydir ama yalnızlığa alışmış, bireyselleşmiş ve bunu seven insanlar için çok zorlayıcı olabiliyor. bomboş eve gelip yalnız sakin bir gece geçirmek, bunun için özel bir plan program yapmak zorunda olmamak her ne kadar özgürlük değil sadece yalnızlık da olsa özgürlüğe benzer hafif bir hissi var ve onu özlüyor insan.

normal. herkes yaşayacak diye bir şey yok, yaşanmaması da yaşanması kadar normal.

sonuçta müstakbel eşin senin nasıl biri olduğunu zaten biliyor, aşarsınız bunları. senin kendi alanın olur, onun kendi alanı olur. her dakika birlikte bir şey yapmanız gerekmez. evlenmeden önce bir süre birlikte yaşarsanız evliliğe daha kolay uyum sağlarsınız.

Özgürlüğün gitmiyor. Evlendikten sonra ''Ee fark yokmuş'' dersin muhtemelen.

evet sen bir de cocuk dogmaya yakin ne olacak onu düsün.

meşhur bir laf var ya, hem ağlarım, hem giderim.

panel kirilmis gibi bir hali var. tamiri namümkün sanirim.

Eski dizüstüme olmuştu böyle, panel gitmiş, komple değiştirip bayağı para almışlardı ki bu daha fazla tutar, çöpe at bence.

bütçene göre yeni bir televizyon bak. hayırlı olsun şimdiden.

sanat olmuş.

ekran gitmiş
geçmiş olsun
servise sorsanda kol gibi fiyat çekerler.

Çöp mü :(

Tam olarak 200 lira kaçmış.

Belki kendi kendine olmuş olabilir belki ama o merkezde noktaya darbe yemiş gibi.

Neyse yine de servisle iletişime geçebilirsiniz ama söylendiği yeni tv bakmak daha iyi olabilir.

Son dönem panel tipi ekranlarda çok görülen spectus lineus virüsü bu tip belirtilere yol açıyor. Çare combofix.

dolma kalem

terrarium.

www.hepsiburada.com

jartiyer

Şal / atkı / fular

Toasted maslak.

çünkü en kısası dolayısıyla akılda kalıcısı yormayanı bu.

grilled cheese'imi alırım gelince.

Maslak toastery.

Toastery olsun bence direk.

abi neden hepsi İngilizce janjanlı isimler yahu, modern tostlar hanesi nasıl? cidden hoşuma gitti tostmodern'i görünce.

ya da ne bileyim biraz merak unsurunu arttırmak için "antik ff diyarı".

biliyorum saçma oldular ama nazarimda İngilizce mekan ismi Pahalılıkla doğru orantılı, en azından algıda :)

illa İngilizce acaksa da onerim; supreme fooder.

tostmodern iyiymiş :D

bence bu seçeneklerin arasında Toasted Maslak.

tamam beyaz yaka / plaza mekanı ama, en kısa ve telaffuzu kolay olanı seçtim. tostmodern'i ise beğenmedim :( post-modernizmi sevmediğim için itici geldi sdgsfdh.

bu arada hayırlı olsun, bol kazançlar şimdiden :)

Toastery'i buranın artistleri sever bence de.

@dirty pussy and cock
Abi çünkü memleket kasıntı dolu. Özellikle Özellikle Maslak plazalar tarafındaysan millet janjanlı isim peşinde.

cheddar canteen Maslak' ı sevdim ben ama Maslak içinde geçmek zorunda mı? olmasa daha tatlı çünkü.

Tostmodern güzel ve akılda kalıcı

valla ben hepsine ön yargılıyım.
hele de Tostmodern Maslak veya Toasted maslak isimli mekana hiç gitmem. isimden kaybediyor direk. :)

tabi sen bana bakma. maslak'ta lifli tostla beslenip fitness center'lara giden beyaz yakalıları avlayabilrsin.

Masfood:)

tostmodern baya iyi olmuş.

@dirty pussy and cock
Öncelikle Nick seçmede baya iyisin isimde de öyle olacağını umuyorum :) aslında ingilizce olsun diye bi önceliğim yoktu ama beynimde bunlar üredi. Mesela H.A.M aslında ham yapmaktan geliyor :)

@ eksi sozluk e bi daha geldim @ arnold : toastery de şu an aklıma yattı

@ cern de çaycı @ fuel oil : ayrıca toasted ingilizce argoda fazla marijuanadan uçmuş kişilere de deniyormuş :)

@pamuk helva: zorunda değil ama nedense ben lokasyonun markada yer etmesi olayını seviyorum.

Ayrıca ikinci kelimeler ( cantinery, buffet, canteen) küçük puntolarla olacak, markanın faaliyet alanını belirtmek için

Ham'ın ham yapmakla alakalı olduğu hiç aklıma gelmemişti bence insanların da gelmez sanki ham yani domuz eti içeren ürünler varmış gibi bir intiba oluşturmuştu bende ilk gördüğümde müşteri gözüyle
Tostmodern iyidir ben olsam o isimli Cafe'ye giderdim, ham mam karıştırma bence

Tostificcio diyorum ben.

@sekwashere ; fena mı işte, üniversitede takılıp takılıp acıkanlar ve içip içip acıkanlar için birebir olur ahah =D

kadıköye mançiz ve munchies diye iki farklı mekan var mesela :)

tost meclisi nasıl?

yemek sepetine girecekseniz alfabetik sıra ile listeleme yapıyorlar. listenin sonlarında olmanız dezavantajınız olur, aklınızda olsun

@limoncello dediğin gibi ham domuz eti olduğundan ben de araya noktaları koydum.

Aslında diğer isimler kendi açımdan öyle düşünmesem de müşteri gözünde harf oyunu gibi görünür mü bunu kestiremediğim için bu tip bi arayışa girdim.

@sokrat usta : ficcio ne demek? Ayrıca hiç italyan erkeği tipim yok :)

@ dirty pussy : ) esprili ama kalite hissiyatı uyandırmıyor sanki. Gerçi belki diğerleri de öyle

Evet grilled cheese ler gelsiiinn :)

Toasting önerisi geldi az önce bu arada

"toastlak"

şubeleşme kaygınız yoksa zaten maslakta olan bir yer için ayrıca yer belirtmek uygun kelimeler bulmadıkça "bence" gereksiz.

tabelanızı zaten maslakta olanlar görecek.

olurda ilerde bir gün toastlak adında bir yer görürsem maslakta ve çok para kazanırsanız telif hakkı isterim.

Ne kadar özenti iğrenç isimler

Türkçe isimli bi şey açsanız özenti görünemiyor ve özentilere hitap edemiyorsunuz değil mi

Halbuki bir iki istisna haricinde sizin de müşteri kitlenizin de ataları köyden geleli kırk sene oldu olmadı. Ama çok burjuva gibi çok şehirli gibi görünmeliyim. Tolga annemle tanışınca, babamı görünce acaba beni bırakır mı:(

Bu nasıl bir yabancılaşma, nasıl bir ben çok küreselim yea illüzyonu aklım almıyor

Ydsde 70i aşıcam diye kıçını yırtar

Sonra cheddar ziki maslakta çekin yapar

Hey allah akıl versin

@i ve been mistreated, bu ne şiddet bu celal? insanların atası babası 40 yıl önce köyden gelmiş olabilir ama dünya değişiyor.

plazaların yoğun olduğu bir bölge, üniversite var, gayet enternasyonal bir muhit. ismin ingilizce olması bu bakımdan bence mantıklı. "tostçu abi" mi koyulsun, "kardeşler tostçusu" mu olsun? tavsiyeniz nedir?

kişinin kendi bileceği iştir, ve ingilizce olsun istiyordur dükkanının adı. tüm türkiye'de her yerin adı öz türkçe zaten, burası ingilizce olduğu için özenti oldu :(

Tostmodern + 1 - içeriği açıkça belli aynı zamanda İstanbul Modern/CerModern olası göndermesiyle janjanlı ve kalite hissi uyandırıyor.

BLT Maslak
Cheese and Toasted
Tostão - (bkz: tostao)

@vedatchili @cirkinkızyoktur. : isimde maslak yazmasak da yemeksepetinde yanında lokasyon yazdığı için müşteri Tostmodern maslak veya x maslak olarak görecek. Aslında ben de o yüzden buraya yanlarına maslak yazdım biraz da

@ i ve been mistreaded: since my baby left me i ve been losin my heart. Türkçe de düşündüm ancak genel olarak Türkçe'de yeni açılan yerler x dürüm işleri, y ünlü mamüller atölyesi , z lezzet durağı gibi isimler seçiyorlar. Bunlar bana samimi gelmiyor, onun dışında aklıma bir şey gelmedi sadece o.

@ Heritage Cheese and toasted güzel bir slogan, lucky strike it's roasted gibi. Mad men de don draper bunu bulmuştu ilk bölümde. ben de it's toasted mı yapsam demiştim ama seninki daha iyi. Ama BLT nedir?

@sekwashere
BLT diye meşhur bir sandviç vardır. Bacon lettuce tomato baş harfleri. İçindeki malzemeler yani.

Yani o üçünü benim isim tavsiyelerim olarak yazmıştım.

tosta mista
portekizce'de "karışık tost" demek, bence güzel bir uyumu var.

ya da tostada (toasted'ın ispanyolcası).

idit: tostmodern'i beğenmedim. burada teşvikiye'de "tost bildiklerim" var, o da hoşuma gitmiyor.

@peggy : evet teşvikiyede tost bildiklerimi isim olarak ben ilk başta sevmiştim ama sonra olmamış dedim. Ayrıca o da bişey mi Türk patent enstitüsünden marka araştırırken gördüm adam "tost hayatı" ismini almış ya :)

Bu arada gelen önerileri de sıralayayım belki daha uygun gelebilir.

Toasting, toastery, masfood, toasting, tostificcio, tost meclisi, tosta mista gibi öneriler de var

Faruk tost

Maslock
Maslocked
Maslab
Must Luck

Toslak

"toastery" olur. "tostmodern" diye bir yere gitmem.

@zoghourt : çok harf oyunlu cin isim gibi mi duruyorlar, bu imajı vermek istemiyorum çünkü.

Aslında ben Kamil's koymak istiyordum ama veto yedim çevremden

Grilled cheese ler için maslak yakınında olanlar adres verebilirler, olmayanlar da bir gün Maslak'a buyursunlar, yanında çay bi de...

"Avni Baba'nın Meşhur Ayvalık Tostu"

şaka şaka tostmodern iyi.

@zawisza :)

Bi deneme yapayım: "22 Aralık Tostmodern maslak rezaleti " oldu mu ha :)

bu gidişle adın "tik vermeyen ipne tostçu"ya çıkacak, demedi deme.

@eksisozluk e bi daha geldim: ipne mi? Aşkolsun.

Tik atmak diye bişe mi varmış, şimdi duydum. İyi bişey galiba hepinizi tikliyorum şimdi

Aynen öyle oluyor. Çıkma teklifi ergenlikten sonra biraz komik kaçar.

ben bu çıkma(?) teklifiyle ne alıp veremediği olduğunu anlamıyorum insanların. bazı insanlar net sınırlar içinde yaşamak istiyorsa sizin komik bulmalarınız o insanların umuru değil. net olmak istemenin de yaşı yok. aman adını koymayın, aman teklif geçmesin aranızda diye diye insanları iyice kısıtladınız son on yıldır filan.

net olmak iyidir.

Ergenlikte "benimle çıkar mısın?" oluyor. İleri yaşta kendiliğinden gelişmesi lazım fakat bazı durumlarda -karşı taraf anlamıyor mu artık ne oluyorsa- "senden çok hoşlanıyorum" şeklide dannn diye belirtmek gerekebiliyor. Bu da dolaylı çıkma teklifi oloyör. ~hâlâ var yani.

mevzu şekil değiştirdi. "benle çıkar mısın?" yerine şu filme gidelim mi, eve gel yemek yapalım, şuranın şusu çok meşhurmuş tadına bakmalıyız tarzında beraber vakit geçirme imkanı yaratan cümleler kuruyoruz. dan diye hoşlantı belirtmeyi belli bir yaşın üzerindeki kadınlarımız çiğ bulabiliyor. ürkenler de var.

evet anlamiyorum. sevgili, sevgili adayi olunca ona iyi davranmaman gerekiyormus. iyi davranirsan friendzone olursun.
bunun mantigini aciklasin ateyizler lütfen.

Hacılar siz istanbul'da, izmir'de ankara'da belki böyle yaşıyorsunuz ama anadolu'da hala "çıkma teklifi." yapılır. çıkma teklifinden kastım "senden hoşlanıyorum, seni seviyorum." babında

Kızın art niyetli olabileceği ihtimalini göz önünde bulundur. İş bulmak için, başka bir çıkar için yaklaşıyor olabilir. Güzelliği gözünü kör etmesin.

baş başa vakit geçirmeden kızın niyetini anlaman çooook zor. bi şekilde bi yerlerde ikiniz takılmalısınız.

douchebag +1

Dışarıya çıkıp baş başa vakit geçirene kadar kızın bana çoktan abi demeye başlamasından korkuyorum :)

yaşlar kaç?

Erkek 26
Kız 19

yüzyüze buluşmak isterim de buluşunca da ölçüp biçer bidahaki hareketini ona göre yaparsın

19 yaşındaki bir kızın böyle bir isteğe cevap vereceğini düşünmüyorum. deneme bile bence.

büyük mallık olur. kız 19 yani kaçarak uzaklaş. hele kendin diyorsun bana şöyle yazmış demesin diye. hiç uzatma muhabbetti 19 yaş ne demek

Peki dümdüz söyle işte dolandırıp yuvarlayınca makul mu olacak veya dolandırmayınca namakul
Bu tereddütü yaşıyorsan kendinle çeliştiğini de unutma

Kızın seni reklam edeceği varsa zaten abi olsan da eder, bunu nasıl önleyebileceğini düşünüyorsun ki

Niyeti varsa ürkmez, ürküyosa niyeti yokmuş işte

Basit bence, gece on gibi müsaitim aslında bana gelsene?

istiyorsaydin ne demek?

Kiz cok kucuk.

Bence hic eve falan davet etmeyin kizin yasi oldukca kucuk istemediginiz sorumluluklari almak zorunda kalabilirsiniz.

burası yine muhafazakar dolmuş. etkinlik fotoğrafları varsa bak kız orada mı teyit et. arkanı sağlama aldıktan sonra en kısa zamanda buluş. internetten olmaz o iş.
kızın sana meyletmesine yetecek kadar hadise yaşadığını varsayıyorum. sonuçta seminerde konuşman etkileyici geçmiş olabilir. allah yar ve yardımcın olsun.

19 yaşındaki kızla cinsellik yaşamayı düşünmen gerçekten çok acı. Sana nasıl bir yorum yapsam inan bilmiyorum.

'istiyorsaydın' yazdıysa endişelenecek bir şey yok arkadaşlar. muhtemelen kız halası gibi görüyordur, dağılabiliriz.

Muhtemelen 19 yaşındayken ilk beğendiği hanzoyla sevişmeye çalışıp ne ettiğini anlamayan ve pişman olan, herkesi de kendi gibi olacak sanan bugünün teyzeleri doldurmuş burayı. Kızın çocuksu olma ihtimali var evet ama aklı başında, ne istediğini bilen biri olma ihtimali de var. Sen kızı görmeden tavrına karar verme. Zaten niyeti varsa konuşmasından, vücut dilinden belli olur sen de ona göre yürürsün. Buradakilere mürebbiyelere rahibelere de mümkünse de kulak asma

öncelikle kızın niyetini bi iyice anla, sana yaklaşmasındaki neden ve beklentisi neymiş? Birçok şey olabilir; mesleki maddi beklenti-çıkar, arkadaş olmak, ciddi bir ilişki, takılmak, one night stand-fuckbuddy vs. bunların içinden kızın niyet ve beklentisi de seninkiyle uyarsa yürürsünüz zaten. Önce bunu öğrenmeye çalış bunun için de birkaç kere yüzyüze görüşmeniz gerekecektir. Diğer türlü beklenti ve niyetler farklıysa sen yoluna, o yoluna. Bu arada ava giderken avlanma. Bu arada ikinizin de yaşı fazla büyük sayılmaz, 19 yaşında genç ergen bir kız niyetin ne olursa olsun beklentilerini karşılamayabilir bunu unutma.

Dışarı çağır. Netten ergen gibi saatlerce konuşursan kankaya bağlarsın.

seminer neydi? "friend zone" un incelikleri mi

ömür kisa buldugun firsati degerlendir! 19 yasin nesi kücükmüs? anlamiyorum!

19 yaş küçük bir yaş değil 26 yaşında biri için.
Kendini kötü hissetme,keyfini çıkart.

kız da kütür kütürmüş erik gibi.

kimse espri yapmamıs yapayım dedim. go for it!

ya ne 19'u... kızlar 16'sında sevişiyor artık, nerede yaşıyorsunuz anlamıyorum.

kız bence bekliyor bile olabilir muhabbetin o yöne girmesini. sen 26 yaşındasın, onun için önemli bu. büyüksün, illaki çekici bir şey bu 19 yaşındaki bir kız için.

19 yaş küçükmüş... bu kadar komik olmayın yahu.

kahve içelim mi de..
filmi izlemeye falan git bir şeyler ye.
gördüğün zaman çok güzelsin de arada iltifat et buluşunca.
aq kız seni kanka olasın diye mi ekledi.
mal değneği gibi durma.

ayrıca 19 yaşındaki kıza küçük diyenlere diyeyim 17 yaşındaki kızlar çatır çatır yalaşıyor.

kızın 19 olduğunu okuyana kadar yöntem olarak uzunca bir cevap yazmıştım. ama kızın 19 olduğunu duyunca sildim. sevişmek için değil ama üzülmek için çok küçük. kızı üzme b.

laf olsun diye sordugun soruya içini dökmüş.

kızı bilmem de bence sen bi kendine baktırt. gayet içten bi sekilde senle derdini paylasan insana niye tepeden bakma ihtiyacı hissediyorsun, hadi hissettin altını nasıl doldurdun?

normal veya kezban olup olmadığı anlaşılmaz belki ama ciddi geveze biri gibi geldi bana. eğer göründüğü gibi sadece bi soruya bu kadar fazla cevap yazdıysa fena.

Yok yani konuşuyoruz arada, benim uzun yazdığım da oluyor. Ama bu şekilde sıralayıp sonunu "Sanırım ben evleneceğim" şeklinde yapması garip geldi, sanki depresyondaymış gibi. Psikolojik tedavi derken tepeden bakmak değildi niyetim, ciddiydim. Çünkü kızın bir ilişkisi falan yok, ilişki arayışı içinde. Farklı şehirlerde olmasak başlayabilirdik biz de, öyle bir iletişimimiz var.

kadın kelimesini kezbanla değiştiren günümüz insanı için kezban.
yeni bir şehre taşınmış, sıkıntısını derdini anlatacak kimsesi yok sen sorunca dökülmüş birden...

evlilik teklif et. böyle kız bulunmaz.

imla kurallarından bihaber

gözümden düştü

e kız bunalmış belli ki, gayet anlık bi sacmalama olabilir öylesine bi laf olabilir. sen niye bu kadar takıyosun kızın cumlelerini, onu anlat hele yegen:)

tepeden bakma lafını da kezban dedigin icin kullandım, Allah askına sunu lugatımızdan cıkaralım ya. gercek olan kezbanları zaten hayatınızda tutmazsanız kelimesini de kullanmak durumunda kalmazsınız.

bi de kızı uyar, avrupa'da unutmus sadece bazı de'ler ayrılıyor:)

yalnız, sıkıntılı dönem geçiren kadın cümleleleri. normal bir durum kadın da pek bi anormallik göremedim. laf olsun diye de evlenmekten bahsedebilir bu kimseyi kezban yapmaz.

yaa kız sıkılmış, derdi var belli kafası karışık burda hala de ayrı da bitişik falan yazıyosunuz töbe töbe:)
"farklı şehirlerde olmasak başlayabilirdik" dediğinize göre biraz ilişki konularını açmak için öyle konuşmuş:(

Lan ben "kız kezban" demedim ki zaten, sordum. Bence sorunlu bir kafa yapısına sahip şu an, ilişkisi falan olmadan evlenmeyi planladığı için, yalnızlığa bu denli kafayı taktığı için. Oradaki "kezban" ile "normal" kelimeleri aynı değere sahip, neden kimse çıkıp da "Bu kız normal olur mu lan" diye yazmıyor? Bana garip gelmesinin sebebi de, dertlerinden bahsederken bunu bir anda evliliğe bağlamış olması.

Yeni şehir değiştirdiği için bunalıma girmiş olabilir. Konuşacak kimsesi yok belki o anda, sen sormuşsun cevap vermiş. Belki seni, senin onu gördüğünden daha samimi görüyor ki paylaşmaktan çekinmemiş. Ne diye ezdin kızı?

Ha ilişkisi olmadan evlenmek isteyebilir. Ailesi yalnızken korktuğu için içleri rahat etsin diye evlenmekten bahsediyor. Mantık evliliği yapar, gezer tozarlar.

türkçe katili :(

Ortam kuramamuış daha orda.

araya "ben avrupa'ya gittim"i sıkıştırmayı ihmal etmemiş asdff çakal.

IQ 70 civarlarında. Cacık olmaz.

Yalnız kalmış, sıkılmış ve bu yüzden kafası karışık. Kezban ya da değil diyemeyiz. Psikologluk bir durum değil, sadece yalnızlıktan kafası karışık. Pek kimseyle konuşamadığı için de seni bulmuşken içini dökmüş.

O bir kezbansa sen 3 kezbansın, onun bir psikolojik tedaviye ihtiyacı varsa senin 3 var. Acıdım kadına.

@long live rock n roll

ulaş bana

Meriç değilsen iletişimi kes.

git sevis ve terk et!

bu isin piri xiaomi, ama asus da geri kalmaz. ne ara 80kusur oldu yahu 60a almistim ben asusu? xiaomi bariz daha buyuk bu arada boyutlarina bi bakin. xiaomi asusla ayni boyda 10.000 cikardi daha sonra.

xiaomi'yi banggood'dan 20-25 lira bir paraya aldım. memnunum.

xiaomi +1

@vcp, işte bunlar hep koşullanma :)
@icim urperiyor, kendisi 69 da kılıf+kargoyla bu fiyata geliyor. boyut meselesine bakacağım.
@marido, hediye olarak alacağım için bu hafta elimde olması gerekiyor :(

manitam 50 liraya aldı asus. küçük de bişi gayet.

81 biraz pahalı gibi.

edit: 65'e almış. ahan da şu anda da 69 lira kendilerinden alırsan
eshop.asus.com

Ben de alıcam bi powerbank, merak ediyorum. Ayrıca şöyle bi şey gördüm: www.grupanya.com

ben de xiaomi 10400 kullanıyorum. kullandıkları malzeme vs. çok kaliteli bir cihaz. üç beş sene önce ki apple ürünlerini elimize aldığımızda ki hissi veriyor. memnunum.

xiaomi 10000 12-13 dolar cin sitelerinde.

Yurtdışından getirtecek vaktim yok malesef :(

@supergirl, manitan belki kılıfsız filan almıştır. asus e-shoptaki fiyatı bu kargoyla

@depol evet kılıfsız. kılıfa ne gerek var bilemedim. ama 10 liraymış aşağı yukarı.

mayısta şunu aldım 12,69 dolara. maşşallah hala tıkır tıkır çalışıyo. mah'ı biraz yalan ama olsun. benim xperia z3 compactı sıfırdan tam 2 kere fullüyor. www.aliexpress.com

şimdi 23 diyor bakmayın o 11.11 indirimi yapmak için artırmış. 11.11.2015'te 12 dolarmış.

iki usb çıkışı var bu arada. asusta tek.

neden anker powercore degil diye sorsam?

@aynadakiyabanci, tr'de satılıyor mu? bu hafta elimde olması lazım

kalite olarak ikisi de aynı. ucuzunu seç; yani asus. çakma olma olasılığı da yok şayomi gibi zaten

kılıfa gerek yok ve asus +1

alüminyum zaten plastik değil.

Aynısı thy de başınıza gelseydi yeni bir bavul verilirdi size. Pegasusu bilmiyorum ama belki onlar da verirler yeni bir valiz.

üç arkadaşımın bavullarla ilgili sıkıntı başına geldi.

biri onur air'de uçarken yaşamış. Çok uğraştı. twitter'dan falan yazınca anca yeni bavulu alabildi.
bi arkadaş pegasus'da çok ugraştığı halde alamadı. kayak çantasını parpaladılar ki taşımak için ayrı bi para ödemişti.
bir arkadaşın annesi'de pegasus'da yaşadı. yine o an yeni bavul almış. Değişiyor yani. Uğraşmak gerek.

Uğraş hocam bela ol. Twitter, Çağrı merkezi vs.. Hatta çalışan birilerinin mailleri vs. baya üstele. Sonuçta seni mağdur etmişler, yanlarına kalmasın.

bavul valiz vs.. her ne isim verirseniz farketmez, firmalar tarafından değil, havaalanındaki yer hizmetleri personelleri tarafından taşındığı için, siz pegasusa şikayet ettiğinizde onlar da o firmadan talep edeceklerdir. onlar taleplerine yanıt alamazsa size de yanıt vermeyebilirler

yer hizmetleriyle ne alakasi var? hizmeti sen pegasusdan aliyorsun o ilgilenecek. taseron ile arasinda gecen seni ilgilendirmez.
sivil havacilik genel müdürlügünü bir ara.

THY'de iki kez başıma geldi. Birinde bavul kaybettiler ertesi gün geldi. Diğerinde bavulum kırıldı, yenisini verdiler. Ama öyle çizilmeyi falan kimsenin sallayacağını sanmam, zaten çiziliyor bavul yani çok normal. Göçme kısmı önemli dediğin gibi, onun için hak iddia edebilmek istiyorsan da bagaj fişini atmamış olman gerekiyor.

yalniz yazilanlarin geneline baktim da, en iyi durumda bana bavul mu veriyorlar yani?

ben bavul istemiyorum, zararimi karsilasinlar ya da ayni bavuldan versinler bana. kesin kiytirik bi bavul verirler.

neyse gerekli mercilere basvurdum beklemedeyim. sagolun arkadaslar.

Bavulunun parasını da alabilirsin fakat 1) bavulun faturası gerekiyor 2) sigorta şirketiyle dilekçeyle falan uğraşıyorsun. ben direkt geçtim yeni bavul aldım yani.

Ara kanama problemi düşük doz östrojen içeren haplarda oluyor ve bünyene haptaki östrojenin düşük kalmasından ötürü kanamayı baskılamaması nedeniyle oluyor. Sen yeni kullanmaya başlamış değilsin dolasıyla ilacı kullandıkça düzene girme durmu senin için geçerli değil. Yani eğer doğum kontrol amaçlı kullanıyorsan ya doktor tavsiyesi ile östrojen dozu yüksek başka bir hapa geçeceksin (ki yasmin de düşük diye biliyorum ama yazz ile kıyaslamasını bilemem, doktorun daha iyi bilir) ya da başka yöntemler bulacaksın kendine, hapı bırakınca otomatikman düzelecek(bir sağlık problemin yoksa)

geciktirici kullanırken regl olmayı başarmış bir insan olarak insanın vücuduyla ilgili her an her şey değişebiliyor diyebilirim sanıyorum. ben de yasmin kullanırken regl olmuştum bir kere. uzun süre kullanıldığında vücut arada isyan edebiliyormuş. ilacı kullanmaya devam etmemi söylemişti doktorum. bir iki güne durmuştu. sanki prospektüsünde de yazıyordu ara kanamalarla ilgili bir şey? emin olamadım. bence en iyisi en kısa zamanda doktoruna görünmek, yapacaksındır zaten. ama telefon numarası filan varsa yarın gündüz saatlerinde gitmene gerek kalmadan da bilgi alabilirsin belki? bir de sonucu buraya ya da bana da iletir misin? böyle abukluklar beni de bulur hep. temkinli, azıcık bilgili olayım.

@dasher @neferkitty
Teşekkür ederim az da olsa içim rahatladı. Yarın doktora gitmeyi düşünüyordum sanırım telefonda da halledebilirim ve buradan bilgi paylaşırım

Durexe gec

Özel hayatını yakından tanıdığım bir zengin yok ama çapkınlık yapmayan varlıklı insanlar elbet vardır.
çapkınlık belki zengin insanlar arasında daha fazla olabilir nedeni ise maddi gücün var olması ve başka heyecanlar aramaktır diye düşünüyorum.

Zengin olup çapkın olmayan da çok var ama zenginlerden çok çapkın çıkma sebebi yapabiliyor olmaları.

var tabii, herkes heyecan arıyor, bazısı bu şekilde, bazısı başka şekilde karşılıyor.

sadece göze batıyor diyelim. dar gelirli zengin arasında çapkınlık açısından pek bir fark yok. hayat kadınları şunlar bunlar neler var neler..

Genelde sonradan görmeler yapıyor gibi geliyor. Yani sonradan parayı bulan iş adamları

evlendikten sonra zengin olmussa aldatma ihtimali daha fazla. evlilikten önce zaten zengin olanlar aldatmaya ihtiyac duymayacaklari kalitede birisini bulmus olabiliyorlar.

çapkınlıktan kastın aldatma mı? bakmayanı görmedim ama aldatmayanı evet.

okurken mutlu oldum. kadının imajı şu şekilde gibi geldi bana

www.google.com.tr


edit ; panpa elimiz şeyimizde bekliyoruz bi haber et.

Valla gardaş ben ki şuanda sıçmaktayım ben bile mutlu oldum. Umarım gönlüne göre olur.

kedis olalı bir fare daha tutacaksın işşalla.

şaka bi yana; umarım istediğin şeyler olur kanzim

@eksimeksi hahahahahahah

ecnebi ise peşinden koş ilgi göster, bence yemeğe falan davet et, zaten uyumluymuşsunuz.

dipnot: bir de bunlar hep abazanlıktan diyenler önce kendilerine baksınlar.

büyük ihtimal hatlarını, vücudunu göremediğin kıyafet giyiyordu bu 45'lik abla.

gelecek düşünme ama max 1 seneye kadar takıl istersen.

sen 35 olduğunda o 55 olacak, işler çok daha "weird" olacak.

beraber yaşlanmak istiyorum demişsin de sen yaşlanırken o ihtiyarlayacak. şimdi aşk tatlı geliyor sana ama sen 35-40 yaşında, son derece enerjik iken hatun kişi 60'ına merdiven dayamış olacak. bence mutlu olamazsınız, yine de sen bilirsin

Caps or it didnt happen

İleriyi düşünmeden takıl.

böyle genç yaşlarda bir daha benzer fırsat bulamazsın. Hatun'u davet et yemeğe ve operasyona devam et. Bu iş güzel bir tecrübe olur senin için.
Içinden geldiği gibi yaşa olayı, akışa bırak.
Bol şans, vurduğun gol olsun. [bu kısım ironidir] :)

Yemeğe veya kahve içmeye davet et, muhabbetini çok sevdiğini falan söyle, hadi bakalım.

az önce aradım dedim ki "sizi beğeniyorum ve daha yakından tanımak istiyorum", şaşkılınkla karışık güldü... "ben de sizi çok asil buluyorum" dedi...
sonuç: pazar akşamı yemeğe gidiyoruz ulan!!!!!!!!!

kadın çakacak sana.

pazar akşamı deprem var beyler kolon kiriş ne varsa tedbirimizi alalım.

pazar bir fenere bir de sana 0 dan 1 oynuyorum ;)

ya bu yaş olayını ne çok kafaya takıyorsunuz anlamıyorum ya. mutluluklar dilerim

Tam yaşa maşa bakma hayat kısa diyordum ki başarmışsın. Hadi iyi eğlenceler ^^

sen 40 ına geldiğinde bu kadın 60 olacak yalnız,

sen genç bedenler arzularken, kadın baya bir çökecek bunu aklında bulundur. üzülme sonra.

wikisexguide'dan bir alinti:

"Istanbul is a great place for women who are looking for sexy young men. Turkish men are very horny and they do not care much if you are old or young, overweight or skinny. Most Turkish men will be more than happy to have a romance or sex with tourist women. Single women will be approached quite a lot if they walk alone, so all they have to do is go for a walk and wait until the attractive man finds them."

"işte ben böyle bir kadınla yaşlanmak istiyorum.'' demişsinde dostum, bu kadın zaten yaşlı. birkaç sene takılırsınız, hoş olur ancak uzun vadeli planlar yapma.

Yemege de gidiyormussunuz, haydi hayirlisi. Oturdugum yerden senin adina sevindim durup dururken.,

@fleshbloodmore bunu ben de okumustum daha once orada, simdi burada gorunce cok guldum:)

eee noldu tatlım sonuc olarak?

sonuç: tıpkı fb-gs maçı gibi berabere bitti diyebilirim. ne oldu ne de olmadı böyle puşt gibin ibne gibin bi şey oldu :(

oturduk konuştuk. yakından tanıştık. neyse özetle bana dedi ki "ben de sana karşı bi şey hissettim, bi elektriklenme oldu, kimyasal bi şey oldu. ama mantıklı düşünürsem benim için yaş önemli dedi. ayrıca ben çok seyahat ediyorum ve benim hayatıma uyum sağlayacak biriyle olmak isterim dedi. benimle aynı hobbyleri olan biri olsa daha iyi olur filan dedi.

böyle diyince "o zaman fakbadi?" da diyemiyosun.

neyse en sonunda restorandan çıkınca yine de elele tutuştuk, elimi tutarken elimi okşadı... onu evine bıraktığımda da öpüştük ama french değil, dudaklara birer buse kondurduk o kadar.

peki hal böyleyken neden öyle oldu lan???
tam berabere biten bir derbi tadı aldım. böyle yenilmemişim ama yenmemişim de :(

fakbadiliğin kapısı aralanmış gibi geldi bana. Duygusala bağlayan tip olarak görünmezsen muhteşem seksler seni bekliyor.

ruh + 1.

Şapşal aşık moduna bağlamazsan bir kapın olur.

r_u_h +1
çok üzerine düşme, ama arayı da çok açma. çok aşık moduna girersen uzaklaşabilir, içinde tut biraz ama ilgini de belli et, ki zaten etmişsin.
fakbadin hayırlı olsun. arada görüşür takılır güzel vakit geçirir dağılırsınız.
arada editle de gelişmelerden haberdar et.

berabere kalmışsın ama deplasmanda gol atıp berabere kalmışsın gibi. çok üstüne düşme +1 tamamen de boşlama ama.

not: 20'sinde kimseyi öpmeyip, 35'ine geldiğinde ayırt etmeksizin erkek kovalayan/kovalayacak kadınların da "bilmem kaç sene sonra sen şu kadar yaşında olcaksın, o bu kadar yaşında olcak, vücudu pörsicek, memeleri sarkıcak vs" demeleri çok enteresan.

livingwage.mit.edu

Yillik 60k ile yasanir diyorlar filmlerde.

1 dakika bile durmazdım ben.

o tiplerle çalışılır mı lan? hep daşşak, apış arası kokar o şirket... o sağ en baştaki beyaz gömlekli arkadaşı zeytinburnunda gördüydüm sanki... emin misin ny olduğunua :D

şaka bir yana eğer yapacak başka işin yoksa ve elindeki en iyi bu ise git. boş duracağına çalış...

Vergi sonrası 60binden ne kalicak o önemli bence. 60in yillik olduğunu varsaydım tabi.

yasanmasa da yasayacaksin. az yiyeceksin, gezmeyeceksin! istanbuldakiler gibi her cuma ickiye vermeyeceksin kendini!?
relocation ve vize zor bulursun normalde. iyi bir yazilimci isen oraya gittikten sonra 1 yil calisir daha güzel bir is bulursun .
Dallas mallas tarafina gectin mi tamam.
california taraflarinda kira 2000 dolardan baslar.

giris seviyesi icin yillik 50-60k normal yerine gore. bir kac sene icerisinde artar ama turkiye'de yasiyorsan ve abd'de green card filan yoksa bir seneden once calismaya baslayamazsin calisma vizesi prosedurleri yuzunden, bu sene kapanmis gibi gorunuyor www.uscis.gov

Isırırdım.

Bu nasıl soru yahu? :)

Uçuk bulaşıcı bir şey mi bilmiyorum. Ama bulaşıcı bir şey olması saçma gibi duruyor. Fakat zaten uçuklu dudağı öptüğünüzde uçuk sahibi hazdan çok acı hissedecektir bu yüzden pek öpüşme taraftarı olmaz.

öperdim.

sevgilinin zaten senden uzak durup öpmemesi lazım seni aslında. senin öpmemen çok doğal olur.

ucuk asırı bulasıcı bısey, hpv famılyasından bı mıkrop/vırus.

kimse genıtal le aynı demıyor, aynı famılyadan dıyor. okudugumuzu anlayalım.

ben her turlu operim. bende ucuk varken sevgilim optu ona bulasmadi. aslinda opmesini istemezdim ama insan dayanamiyor.

Eğer uçuklu dönemde öpmezse hiçbir şekilde bulaşmaz, bunun hpv, genital uçukla filan alakası yok. (herpes tip-1)

Bende hiç çıkmadıysa öpmezdim, ama bunu karşıdaki düşünemiyorsa ya cidden cahildir bilmiyordur, ya da bilip de öpüyorsa sizi yeterince sevmiyordur, sağlık her şeyden önce gelir.

Öpmem ve aynı durumda ben olsam öptürmem. Ben öptürmeyince "Korkmuyorum ki ben" der gibi öpmeyi de romantik bulmuyorum.

öperdim ya nolacak.

Hiç uçuk çıkarmadım daha önceden, bu sebeple öpmezdim. Uçukla alakalı azcık bilgisi olan sevgili de öptürmez zaten.

ben grip iken bile öperdim aga, hiç farketmez anlayacağın. eheh.

Kesinlikle öpmem. O isterse de hakkındaki görüşümü gözden geçiririm.

eğer ısrar edip isterse öperim, ne olacak ? bir insan sevgilisin mutlu olmasından başka ne isteyebilir?

eğer ısrar etmezse öpmem. ne gereği var. uçuk sonuçta. ben bunları hep gereksiz detay olarak gördüm. ve görmeye de devam edicem...

sen git ben geliyorum +1903

Hpv= human papilloma virus (Papillomaviridae familyası)

Uçuk = herpes virus tip 1 aynı familya da değil. (Herpeviridae familyası)

Geniltal uçuk = Herpes virus tip 2 ((Herpeviridae familyası)

Hpv ile alakası yok.


en.wikipedia.org

uçuk ile aynı familyadan gelenler

HSV-1
HSV-2
Su çiçeği (varicella zooester)
Epstein Barr virus
Citomegalovirus

Hpv bambaşka bir şey.

en.wikipedia.org


silinmesi diye zorunlu cevap: öpmem :3

ucuk cikacakmis gibi oldugu bir dönemde de bulasiyor.

öperdim. hiç de tiksinmezdim. kurban olurum ona ben :)

Uçuksuz tarafından öperim. :3

Yollayin tabi mumkunse.

Ben bir erkek olarak o yeni işe başlama çiçek/çikolatalarını daima, şirketteki diğer adamlara "Bak bu kızın manitası var, ona göre ayağın denk al" mesajı olarak görmüş olan biri olarak biraz zoraki buluyorum bu tavrı. Kızın seçim şansı dışında, başka insanların karşısında belli bir pozisyona sokmuş oluyorsun. Kız gerilebilir vs.

Öte yandan bu şekilde bir sahiplenmeye gitmek istersen isabetli olabilir. Tabii ki kıza gerginlik verebilir, ama ona değer verdiğinin bir göstergesi olur.

Ama kadın suser'lar cevap yazarsa daha isabetli olur sanırım.

yolla

daha sevgili değilseniz doğru bulmuyorum. zira yukarıda da dendiği gibi, bir nevi ortama da mesaj vermedir. sevgilisi olan kızlar bu mesajı vermekten gocunmazlar, hatta uzun süreli ilişkisi olanlar özellikle göndermelerini isterler. bazen açıkça bile söylerler zira madem ilişkim var iyi ilişkisi var izlenimi vereyim düşüncesi de hakimdir.

ancak sizin aşamanızda, kızla daha ne olacağınız belli olmadan büyük jestlere girmeyin, işyerinde de olmayan şeylerin mesajı verilmesin. onun yerine işyerine kargoyla işiyle alakalı bir kişisel gelişim kitabı gönderebilirsiniz içerisine bir not yazıp. ya da başka istediği birşeyi. ama çiçek bana doğru gelmiyor bu aşamada.

Yolla pampa

Yolla ve sonra da sevgili olursunuz zaten ona hazir ol

işyerine çiçek göndermek nedir yahu, ekşi duyurunun en cazip gündem maddesi, bunu beğenecek kızın da açık konuşayım çalışma hayatında gözü yoktur.
Arkadaşım iyi niyetinizi anlıyorum ama çiçek göndermeyin, ya da evine gönderin. saygılar, mutluluklar dilerim.

Yolla kardaş.

kesin yolla

yollamadım iyi ki de yollamamışım

Bence yollama.

Çok pardon, duyuru 8 günlükmüş, cevapları okumadan atlamışım. İyi etmişsin o zaman. Önümüzdeki çiçeklere bakicüz.

niye iyi ki yollamamışsın?

noolmuş, noolmuş :P

olmadı o iş. kız uzaklaştı birden benden.

isyerinde cazip birini bulmustur.

belki de yollamadın diye uzaklaştı :)

uyumlu tencerelerin altında induction yazar kabartma şekilde.

tencere, tavanin altina bir miktanis tut yapisirsa induksiyonda calisir. buzdolabi magnetini kullanabilirsin.
normal elektrikli ocaklara göre daha az elektrik harcar. ama anlik yüksek akimlara ihtiyaci olabilir.
ocagin kendisi isinmaz üstündeki tencere isinir. tencereyi cektigin anda enerji sarfiyati biter.
cok faydalidir. iyi bir sef asci ancak gaz ocaginda ya da induksiyonda calisir.

alüminyum tavaların hepsi çöpe gidiyor malesef. mıknatıs olayı +1

yuh be. gel sen bana ver 10 bin lirayı.

şu an bir yerde çalışmıyorsun değil mi?

Ayda 10 bine güzel yaşarım .
Tabi hayat gayesi son model bmw binmekse durum başka

galiba "her şeyi yapabilirim"lik bir durum oluşuor en hafifinden.
ama adam, harcamalarını gelirine paralel yapacaksa o maaşı bile az buluyor.

Maaşla çalışmak belli bir yatırım disiplinine sahip değilsen zaten zenginliğin kapısı değil. Ama 10 bin TL, ülke şartlarına bakarsan iyi para.

Kimse yazmamis Hayret. 5 Haneli olmasi fark yaratiyor

yuh be amma yaptınız 10 bin tl mis gibi para. keşke alabilsek.

orta sınıf bmw'yi alabilenlerin yüzdesine bakman lazım. 10 bin bazı sektörlerde çok matah bir para değil, ancak topluma bakıldığında abartılması normal, zira kamuda 30. senesine girecek babamın aldığı maaşın 2.5 katını direkt işe girdiğimde (kamu) alıyorsam, orada bir sıkıntı vardır.

1.50'den 3'e çıkan dolara bakarsan dolar bazında 2-3 senede eridi o para.

beyaz yakalı için iyi para, yönetici olmayana vermezler 10k.

ticaretle uğraşan için çerez parası.

douchebag'in dediği gibi dolara karşı eridi gitti para. bir 5-6 sene önce belki iyi paraydı, şimdi 10 bin lira alıyor olsan elinde birikmiş para olmadan dediğin gibi ne düzgün bir araba ne ev alabiliyorsun. kaldı ki araba fiyatları bile aklında düşük kalmış, 120 bin tl nerdeyse bmw 1 kasalar artık :)

ha bi de türkiye standartlarında iyi para denmiş, o doğru ama bunun sebebi paranın iyi olmasından ziyade türkiye'de maaş standardının yerlerde sürünmesi.

10 bin liranın türkiye şartlarında iyi bir gelir olduğu kesin. benim için 10bin değil 20bin lira da kazansam, yaşam standardım gelir seviyemdeki değişiklik kadar sert biçimde değişmeyecek. önemli olan bilinçli tüketici olmak bence. kendi çapımda bilinçli olduğumu da düşünüyorum ve şimdiki gelirim bana gıda/gezip tozma açısından bakarsak zaten fazla geliyor. bunun dışındaki harcamalar, yani zaruri olmayan harcamalar da keyfe keder şeyler. daha çok para kazanıyorum diye ihtiyacım olmayan bir elektronik cihaz, araba ya da ev almayacağım.

daha fazla yiyip içemeyeceğimi de düşününce benim açımdan değişen şey ne olur? daha sık farklı şehirler, ülkeler gezerim, daha çok tasarruf ederim. böylece belki daha yakın bir gelecekte kendi işimi kurabilirim ya da farklı bir ülkeye gidebilirim diye düşünüyorum.

Istanbul'da yasayan birisi icin en az 4-5k bandinda kazanmak gerekiyorkan 10 k artik biraz daha tecrubeli beyaz yakali maasi ama kesinlikle zengin kazanci degil. Yozgatta butun köyü satin alirsin ama. Bir de 10k alan gidip 4000-5000 liralik evde oturuyor pek bir sey degismiyor

10k iyi para. saçmalamayın.

not: daha dün 10k'ya çok yakın iş teklifi aldım, elim ayağım titredi amk.

herkesi becermek istiyorsun. etkisi bu.

Çalışan olarak adam bana 10k teklif etse dalga geçiyor diye kafa göz girişirim. baktım hala ciddiyse tımarhaneye kapattırırım. Aga ben kabullenemem yani bu parayı.
He kendi iş yerim olur o zaman 20-30k olsa yine 10k etkisi yaratır bende.

iyi para ama çok iyi değil. 10bin'in üzerinde para alan çok fazla insan var. ya da karı koca toplam maaşları 10bin olan bir çok yeni evli çift var. öyle acayip bi fark yaratmaz ama rahat ettirir. harcamaları abartı olmazsa güzel bir ev alıp taksitini zorlanmadan öder, güzel bir araba alır. sosyal yaşantısı güzel olur, ayda birkaç defa güzel bir yerde yemeğe çıkar vs.
büyük firmalarda bilmem ne yöneticisi falan olan adamlar 15-20bin maaş alıyorlar, altlarına araba veriyorlar, telefon faturalarını ödüyorlar bi de üstüne. bu adamlar da gerçi çok kazanmadıklarını iddia edebilirler. aldığın maaş arttıkça giderlerin de ona göre artıyor, sistem biraz buna zorluyor.

hiç iyi olmaz, böyle birisini ukela görürüm,

direk net rakam söyleyin bence

iyi olmaz. 0 tl lik deyip kapıyı gösteririm ben olsam :D

İlla yanıt vermemek niyetindeysen "kurumsal bir firma olduğunuzdan bu pozisyon için maaş seviyeniz bellidir. sizin bu pozisyon için öngördüğünüz ücret benim için de uygundur" diye kıvırabilirsin.

söyle istersen anın olur, anlatırsın ileride. ik'cıya şöyle çakmıştım lafı falan dersin. işe alınma ihtimalin %0.

eğer böyle söylersen karşındaki İK'cının karakterine göre yerin dibine ile itin götüne sokulmak arası bir tecrübe yaşayabilirsin. o iş görüşmesine gidiyorsan, o pozisyon için yeterince tecrüben olduğu düşünülerek İK'cı tarafından çağırıldığın içindir. tecrübesizliğinin arkasına saklanarak da işin içinden çıkamazsın. anı da sana olmaz İK'cıya olur, arkadaşları arasında bol bol konuşulursun :)

gereksiz bi çıkış olur bence. aklında bir şey vardır illaki. sen ne kadarın altında çalışmazsan o fiyatı söyle. zaten kurumsal bir yerse çok ise düşürüp öyle teklif edeceklerdir, çok düşük söylediysen de bi taban maaşları vardır başvurduğun pozisyon için onu önereceklerdir.

piyasa araştırması yap, o rakamın ya da kendi istediğin (bu iş bu kadar yapılır hacı dediğin) rakamın ya da bir önceki iş yerinde aldığın rakamın 500 ila 1000 tl fazlasını talep et. işverenin kafasındaki rakam sonrasında da ortak bi noktada buluşursunuz.

öyle soruya kapıyı gösterir çıkarken de kıçına tekmeyi basarım.

bu kadar derim.

ik'cının sorduğu soru, böyle cevap vermeni gerektiren bir soru değilki. maaş beklentini sormuş, gayet normal. sen de beklentin neyse onu söyle.

İşletme mezunuyum. Çok sevilen bir hocamız "değerinizi biliyor musunuz?" derdi.

Sen öyle ya da böyle günün en az 8 saatini geçireceğin bir yere "benden ne kadar faydalanacaksın" diye soramazsın. Kendince "ben 8 saatlik bir çalışma için ne kadar hak ediyorum?" diye sorup beklentini söylemen lazım.

Tecrübesiz olmak ayrı cehalet ayrı. Senin cümlen cahil cesareti olur biraz :)

İşi begenmediysen diyebilirsin. Yok işi almaya niyetin varsa deneme derim.

(bkz: iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar) basligina yazacak entryin olur iste

"senin benimle yatabilmene sebep olacak kadar cok" de.

gömdünüz ha. neyse iyi oldu yoksa derdim ben bunu valla.

çok var.

yeni mezun 2000 tl üstü işe giriyorlar.
3 senelik tecrübe ile 5000 alamayan çok var.

arkadaşım iktisattan mezun oldu. 1800 ile başladı. ben de 2000 ile başlayabileceğimi zannetmiyorum. odtü iktisadi ve idari bilimler böyle.

Özellikle itüden mezun olup 2000 altıyla Başlayan kimseyi görmedim ben. Mühendislikler için konuşuyorum. Diğer okullarda o şekildedir muhtemelen. Ama 3 sene sonunda 5 bin olur mu bilemiyorum. Sanmıyorum da açıkçası maalesef belli başlı şirketler/sektörler harici.

o citayi bi 7500-8000 yap sonra konusalim.
alti para degil özellikle istanbulda.

odtü makine mezunu arkadaşım 3500 tl alıyor 3 yıl oldu. (aselsan)
sözel bölümlerde hiç iş yok.
zaten odtü işletme iktisatın puanları çok düştü. mezunlar hep devlet ya da müfettişlik kasıyor.
boğaziçi'ni bilmiyorum. kendini geliştirmeye bağlı.
her halukarda bir sözelci eğer 3 dil falan bilmiyorsa 3 bin üstü alamaz. ankara'da en azından.
sayısalcı(fen edebiyat fak. hariç) ya da sağlıkçı ise 3 bin mümkün.

Peki bu trilyonluk daireleri kim alıyor arkadaş diye düşünmeden edemiyor insan.

tabii ki var.

yeni girişlerde 2000 üzeri iş bulur bence isterse. tabii bölüm de önemli. ama 3 sene 5000 altı çok net. çevremdeki çoğu iyi şirkette çalışan arkadaş 3 sene civarında 5000 bareminde alıyorlar +/-500 diyelim.

bir de 3000'e işe girsen firmların zam oranları çok çok düşük. hele bu dönemde türkiye'nin en büyük şirketleri bile kısıntıya gitmişken.. sene de %7-8 zam veriyorlar oradan hesap et. kaçla girersen 3 senede 5bin üzerine çıkarsın. tabii %15 zam veren şirket de vardır ama işte ben ortalama konuşuyorum. ort. %10 zam ile bak olaya..

milyonluk evleri boğaziçi odtü mezunları almıyor. babası zengin olanlar ve doğru kişiyi yalamayı bilenler alıyor.

edit: he bu arada bir de şu var, belki şimdi çıksa 5bin yerine 7bin verecek şirketler de var özellikle yabancı şirketler, ama inan karşılığında ya her gece mesai ya abuk subuk konumda bir iş yeri gibi şeyler bekliyorlar senden. öyle durduk yere sana fazla ğara vermiyorlar. karar bir noktada senin olabiliyor..

maasla calisanlar almiyor emin olabilirsin

işletme mezunuyum. arkadaşlarımdan ve kendimden anlatayım

mezun olmadan son sene herkes kpss dershanesine abandı. bölümün yüzde ellisi denetim firmalarına yada sap firmalarına girdi ki başlangıç maaşı 1800 falan. sapciler prim de alıyor ama satıl başına.

bir kısmı bankalara girdi. uzman yardımcısı 3000 küsür, müfettiş yardımcısı bankasına göre 4000 ila 6000 alıyor.

devlete kapak atanlar oldu. merkez bankası 5000 diğerleri 3000 küsür ile başladı.

bir de benim de aralarında olduğum iki kişilik grup yurtdışı teşkilatı olan devlet kurumuna girdi. biz de merkezde 3000 küsür, dışarıda 4000 euro gibi bir maaşla başladık. ben 3. senemdeyim 4k euro param var.

bir de tek tük amerikan şirketlerine girenler var onlar çok alıyor :D

@amarat calanlar, hak yiyenler özellikle böyle insanlari 2000 alti maasla calistiranlar.

Son çabalar...

sen mi arıyosun? airbnb'ye baktın mı?

evet ben oda arıyorum.

wg/wohngemeinschaft seklinde arattin mi ?

arattım. tonlarca mesaj attım. ilanların çoğu almanca, haliyle ingilizce mesaj atanlara geri dönmüyorlardı. daha sonra yazdıklarımın altına almanca tercümelerini de yapıştırdım, arkadaş vasıtasıyla.

ulan ne arıyorlar anlamış değilim, ödemelerim düzenli olacak burs alıyorum diyorum, programım ağır, party scene'de işim olmaz diyorum, alman kültürüne meraklıyım, yeniliklere açığım diyorum fayda etmiyor.

öneriler var mı ?

turk kolay kolay almazlar.

ne için gidiyorsun münihe? master falan içinse okula, staj yada iş içinse şirkete mail atıp bu konuda yardımcı olabilirler mi sormak lazım, yoksa baya zorlu bir olay oraya gitmeden oda bulmak.

cok da gec kaldin aslinda...

gidip de ev bulamadan geri dönen oluyor mu acaba ?

karşı taraf takılmak olarak bakmıyor bence olaya. ilgi artışı da birlikte zaman geçirdikçe daha çok hoşlanmış olmasındandır tahminimce.

Hafta içi neredeyse hiç konuşmuyoruz, yanındayken durum bu sadece. Arkadaşlarının arasına almaktan çekinmiyor olması falan şahane, çocuklar da kafa insanlar ama bir yandan da ilişkinin başlangıcı belli. Evden çıkınca durumun değişmesi bir enteresan geliyor. Kafalar karışmış da arada frekans mı değişiyor? 3 yıllık sevgilimin tutup elimi öpmüşlüğü yok 2 haftalık takılmalık dediğim adam elimi öpüyor. Ben çok mu kafaya takıyorum ya?

standart türk erkeği, direkt sahipleniyor. amacının sadece takılmak olduğunu söyle ama büyük ihtimalle o aynı fikirde olmayacak. ayrılalım demez ama sağlıklı bir "takılma" olmaz; ilişkilere bakış açınız farklı gibi.

takilma derken? Ya friend zone'a atar (arkadas) ya iliskiye çevirirsin.

elini tutsam ne yapacak diyorum ne demek yahu, adamın elini tutmuşsun, o bunu adım olarak görmüş iki adım atmış.

ağır saçmalamışsınız.

Adam olması gerektiği gibi davranıyor. Yani seninle birlikteyken güzel vakit geçiriyor anı değerlendiriyor; diğer günlerde de kendi işine bakıyor. Ben anormal bir taraf göremedim. Adam tam anlamıyla "Takılmak" kavramının gerekliliğini yerine getiriyor. Bunun bir tık altı takılmak fuckbuddy'liğe girer. Derdin oysa adama bunu açıkça söylemen lazım. Yok o da sana dokunuyorsa eğer klasik kezbansın demektir. Üzgünüm ama durum bu.

"Biz şimdi neyiz?" de. Kendini geri çeker o zaman.

@baba jo keyifli vakit geçirmek amacım sadece ama durum şu ki, birlikte olmaktan hoşlanmaya başladım. mevzu hala takılmaktan ibaret ve ben yanlış anlıyorsam onu bu gerginliğe sokmak istemem. erkek gözüyle durumu anlamaya çalışıyorum.

@fiorentina takılmak derken one night stand gibi başladı olay, oldu bitti derken tanıdıkça ondan hoşlanmaya başladım. yapmaya çalıştığım onun da ne istediğini anlamaya çalışmak. sonuçta hoşlanma vs yoksa bir süre sonra istemsizce onun canını sıkmaya başlarım ki, bunu istemiyorum. hoşlandığın kişinin elini tutmaz mısın? ben öyle yaparım, o yüzden evde elimi tutarak oturan adam dışarıda buna nasıl tepki vericek bilmek istedim. Elimi tutmak yerine belime elini atarak yürümesini iki adım olarak değil de fren olarak hissettim ben. yanlış mı anlıyorum?

@angelus amacım güzel bir gece geçirmekti. şimdi hala görüşmeye devam ediyor oluşumuz ortak paydada mıyız değil miyiz sorusunu sorduruyor doğal olarak. olayın fuck buddy arayışıyla ya da kezbanlıkla alakası yok.

@inawen neden onun tadını kaçırmak isteyeyim? kafası karışan benken seçimi başkasına bırakmak büyük haksızlık diye düşünüyorum. Bu kadar keyifli vakit geçirmişken onu açıklama yapmak zorunda bırakmak istemiyorum.

tam anlam veremedim ama sanırım durum şu: sizinle zaman geçirmek hoşuna gidiyor ama daha ötesi yok. ilişki boyutuna getirmeyecek.

fuckbuddy?

@vecihi ile fikret bunu bu kadar net ben de söyleyebilmek istiyorum. neyi baz alıp bu çıkarımı yapabiliyorsunuz?

@fleshbloodmore fuckbuddy olduğunu sanmıyorum.

tecrübelerime dayanarak :)
"elini tuttuktan 3 saniye sonra çaktırmadan elimi bırakıp belime sarılarak yürüyor" demişsin. senden gerçekten hoşlansa elini tutmak için fırsat kollar.
adam seninle salt takılmak istiyor ama bunu açıkça belli edecek kadar kaşarlanmamış. yada tekniği bu değil diyelim. senin ilişkiye meyilli olduğunu fark etmiş de olabilir, suyu bulandırmadan devam etme hesabında yani.
derdi sadece fuckbuddylik olmayabilir. yalnızlıktan sıkılmış, hem sevişip hem de arada dışarıda da zaman geçireceği birini arıyor görünüşe göre. ama ilişki? belli ki olumsuz.

şimdi daha oturdu yerine. ben yanlış anlamışım sizi.

biraz daha zaman verin. flört döneminde iki taraf da birbirlerinin mesajlarına çok duyarlı olup farklı cevaplar verebilir.