Jeckson
Diğer ülkelerde insanlar bizim gibi hakemin yada rakibin anasina bacısına ve malum bolgelerine galiz küfürler savuruyorlar mı toplu olarak? hani bütün stadın bir ağız ettiği küfürlerden bahsediyorum. Yoksa sadece biz miyiz?
Diğer ülkelerde insanlar bizim gibi hakemin yada rakibin anasina bacısına ve malum bolgelerine galiz küfürler savuruyorlar mı toplu olarak? hani bütün stadın bir ağız ettiği küfürlerden bahsediyorum.
Yoksa sadece biz miyiz?
Yoksa sadece biz miyiz?
0
milan barcelona maçı tüm milan tribünü italyanca barcelonaya sövmüştü. senesini hatırlamıyorum.
0
Geçtiğimiz aylarda bütün şehri abluka altına aldı polis bu yüzden. Bir takımın taraftarları Nazi selamı verip, diğerine "sizi Yahudiler gibi keseceğiz" gibi bit şeyler demiş. Sonra stad dışına taşmış olaylar. Sadece benim gözümün önünde 3-5kişi alındı gözaltına. Galiba birinci lig maçı bile değildi.
Bizim memlekete özgü değil. İngiliz holiganları meşhurdur mesela.
Bizim memlekete özgü değil. İngiliz holiganları meşhurdur mesela.
0
mirafiori
Yazın tatile geldiğimde ailecek yunanistana ya da adalara falan gidelim diyoruz, benim schengen ülkesinde oturum iznim var, https://europa.eu/youreurope/citizens/travel/entry-exit/non-eu-nationals/bu sayfada "...If you have a valid residence permit from one of those Schengen countries, it is equiv
Yazın tatile geldiğimde ailecek yunanistana ya da adalara falan gidelim diyoruz, benim schengen ülkesinde oturum iznim var,
europa.eu sayfada
"...If you have a valid residence permit from one of those Schengen countries, it is equivalent to a visa..." yazıyor da başka yerde de oturum izninin "D tipi vize" gibi olduğu ve sadece veren ülkeye giriş/çıkış sağladığını okumuştum. Tecrübesi olan varsa aydınlatabilir.
europa.eu sayfada
"...If you have a valid residence permit from one of those Schengen countries, it is equivalent to a visa..." yazıyor da başka yerde de oturum izninin "D tipi vize" gibi olduğu ve sadece veren ülkeye giriş/çıkış sağladığını okumuştum. Tecrübesi olan varsa aydınlatabilir.
0
Ben bir Schengen ulkesinden oturum kartimla bir suru ulkeye girdim, yeter ki oturum kartiniz yaninizda olsun.
0
İlk başvurduğunuzda size D Tipi ulusal vize veriliyor uzun süreli vizelerde. Bu vize ile o ülke dışına çıkmanız sorun oluşturabilir -ki çoğu zaman oluşturmaz-. Daha sonra sizin de yaptığınız gibi ülkeye girince oturum alınması gerekiyor. Oturum kartınızla bütün Schengen ülkelerinde serbest dolaşım hakkını kazanmış oluyorsunuz.
0
radio raheem
Merhaba, bu konuda bilgisi olan birini arıyorum. Almanya’da bir Üniversitenin bir konuyla alakalı yaz okuluna başvurmuştum. Başvurum kabul edilmiş. Kurs da tez yazmak istediğim konuyla alakalı bir konu olduğu için baya heyecanlandım. Kurs ücreti muadillerine kıyasla ucuz olsa da gidiş dönüş uçak mas
Merhaba, bu konuda bilgisi olan birini arıyorum. Almanya’da bir Üniversitenin bir konuyla alakalı yaz okuluna başvurmuştum. Başvurum kabul edilmiş. Kurs da tez yazmak istediğim konuyla alakalı bir konu olduğu için baya heyecanlandım. Kurs ücreti muadillerine kıyasla ucuz olsa da gidiş dönüş uçak masrafıyla beraber biraz külfet oluyor. Açıkçası değmeyecek bir eğitim için bu parayı gözden çıkarmak istemiyorum. Bu sebeple daha önceden almanya’da ya da başka bir ülkede bir üniversitede yaz okuluna katılan ve faydasını gören var mı diye sormak istedim. Bunun akademisyenlik düşünen birine ne gibi artı ve eksileri olabilir, sizin deneyimleriniz nasıldı yazarsanız çok sevinirim
0
Bu yaz okullari parasini vereni aldigi icin neredeyse hic onemi yok.
Hatta hatvard, lse, stanford icin bile neredeyse aynisi gecerli, sirf cv de ismi oluyor. Ayni zamanda ailenizin zengin oldugunu gosteriyor pahali olanlar.
Hatta hatvard, lse, stanford icin bile neredeyse aynisi gecerli, sirf cv de ismi oluyor. Ayni zamanda ailenizin zengin oldugunu gosteriyor pahali olanlar.
0
Konuyu soylerseniz belki kursu bilen cikar, daha iyi cevap alabilirsiniz. Ama tez konunuzla alakaliysa ve durumunuz uygunsa iyi olur diye dusunuyorum. Para kazanmak icin yapilanlar anlasiliyor zaten cogu zaman. Benim katildigim kurslarda deneyimlerim hep olumlu oldu genelde. Bir de bu tarz kurslarin yolculuk ve kalacak yer icin yardimlari oluyor ogrencilere, bu secenegi arastirabilirsiniz.
0
@evrim halkası
kalacak yer ve yemeği üniversite karşılayacak o açıdan çok avantajlı diğer üniversitelerin yaz okullarına göre. ancak yolculuk giderleri kişiye ait ve eğitime bir katılma ücreti var elbette. eğitimin konusu avrupa insan hakları sistemi. kamu hukuku master'ı yapıyorum şu an ve teze katkısı olabilecek bir konu. her sene yapılan bir eğitim ve birden çok üniversitenin iştirakiyle yapılıyor. birçok akademisyenle iletişime geçme fırsatı yaratabilir diye düşündüm açıkçası, ileriki dönemlerde avrupada master yapmayı istediğim için
kalacak yer ve yemeği üniversite karşılayacak o açıdan çok avantajlı diğer üniversitelerin yaz okullarına göre. ancak yolculuk giderleri kişiye ait ve eğitime bir katılma ücreti var elbette. eğitimin konusu avrupa insan hakları sistemi. kamu hukuku master'ı yapıyorum şu an ve teze katkısı olabilecek bir konu. her sene yapılan bir eğitim ve birden çok üniversitenin iştirakiyle yapılıyor. birçok akademisyenle iletişime geçme fırsatı yaratabilir diye düşündüm açıkçası, ileriki dönemlerde avrupada master yapmayı istediğim için
0
reyals
Yurt dışına taşınıyorum fakat Türkiye'deki numaramı da kaybetmek istemiyorum. Bir kampanya sebebiyle Teknosacell'e geçmiştim ama taahüdüm bitti ver herhangi bir operatöre geçebilirim şu anda.Hattımın kapanmaması ve numaramın bende kalması için ne önerirsiniz?
Yurt dışına taşınıyorum fakat Türkiye'deki numaramı da kaybetmek istemiyorum. Bir kampanya sebebiyle Teknosacell'e geçmiştim ama taahüdüm bitti ver herhangi bir operatöre geçebilirim şu anda.
Hattımın kapanmaması ve numaramın bende kalması için ne önerirsiniz?
Hattımın kapanmaması ve numaramın bende kalması için ne önerirsiniz?
0
Vodafone 6 ayda bir falan yükleme istiyor. Sanırım 3 aydan sonra giden aramaya kapanıyor, 6 aydan sonra gelen aramaya da kapanıyor. 9 ay sonra da hap iptal oluyor sürelerden emin değilim ama uzundu biraz.
0
fobfilm
İki canlı türünün birbiriyle çiftleştiğinde üreyebilecek dna uyuşumunu yitirmesi için ne kadar farklılık olması gerekiyor? Bunun matematiksel mutlak bir formülü var mıdır?Netleştirmek için insanlar üzerinden gidelim:İki farklı topluluk birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda izole bir şekilde yaşay
İki canlı türünün birbiriyle çiftleştiğinde üreyebilecek dna uyuşumunu yitirmesi için ne kadar farklılık olması gerekiyor? Bunun matematiksel mutlak bir formülü var mıdır?
Netleştirmek için insanlar üzerinden gidelim:
İki farklı topluluk birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda izole bir şekilde yaşayarak tamamen kendi içlerinde binlerce yıl birbiriyle çiftleşerek yaşamını sürdürsün. Yani A topluluğun bireyleri tamamen A topluluğundakilerle, B topluluğun bireyleri de tamamen B topluluğundakilerle çiftleşerek nesillerini sürdürüyor. A ve B topluluğundaki bireylerin birbiriyle çiftleştiklerinde üreyemeyecek seviyede türleşmeleri için kaç jenerasyon veya yıl geçmesi gerekiyor?
Muhtemelen bu çevre şartlarına vs. göre değişiyordur ama en azından fikir yürütebileceğimiz bir yaklaşım var mı?
Netleştirmek için insanlar üzerinden gidelim:
İki farklı topluluk birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda izole bir şekilde yaşayarak tamamen kendi içlerinde binlerce yıl birbiriyle çiftleşerek yaşamını sürdürsün. Yani A topluluğun bireyleri tamamen A topluluğundakilerle, B topluluğun bireyleri de tamamen B topluluğundakilerle çiftleşerek nesillerini sürdürüyor. A ve B topluluğundaki bireylerin birbiriyle çiftleştiklerinde üreyemeyecek seviyede türleşmeleri için kaç jenerasyon veya yıl geçmesi gerekiyor?
Muhtemelen bu çevre şartlarına vs. göre değişiyordur ama en azından fikir yürütebileceğimiz bir yaklaşım var mı?
0
soru falsolu. önce iki tür diyorsun sonra tek tür üzerinden örnek veriyorsun.
birbirinden "tamamen" farklı coğrafyaları (neye göre, ne kadar farklı), bu coğrafyalardaki şartları, şartların iki topluluk üzerindeki olumlu - olumsuz etkilerini, bunların adaptasyon yeteneklerini formüle dökebiliyorsan söylediğin şeyin de formülü çıkar herhalde. belki de taraflardan birisi elenecek ve bütün bunların bir anlamı kalmayacak. öngörebilir misin?
birbirinden "tamamen" farklı coğrafyaları (neye göre, ne kadar farklı), bu coğrafyalardaki şartları, şartların iki topluluk üzerindeki olumlu - olumsuz etkilerini, bunların adaptasyon yeteneklerini formüle dökebiliyorsan söylediğin şeyin de formülü çıkar herhalde. belki de taraflardan birisi elenecek ve bütün bunların bir anlamı kalmayacak. öngörebilir misin?
0
İki tür derken, tek bir türün birbirinden ayrıldıktan sonraki halini kastettim. Alttaki soru sadece ilk sorunun açıklaması, kronolojik devamı değil yani :)
Aslında aradığım bir formülden ziyade aşağı yukarı fikir edinebileceğimiz bir rakam. Yani 100.000-150.000 yıl arası olabilir gibi..
Aslında aradığım bir formülden ziyade aşağı yukarı fikir edinebileceğimiz bir rakam. Yani 100.000-150.000 yıl arası olabilir gibi..
0
formüle edilebilecek bir şey değil bu. evrim direkt olarak çevreyle bağlantılı. ayrıca bu süre içinde her iki bölgede evrime etkisi olacak diğer faktörleri de tümüyle bilmek ve formüle etmekte gerekir. hepsinin çözüldüğü varsaıylsa bile o formül sadece o tür için geçerli olur, başka türlerde işe yaramaz.
0
Sorunun cevabını karşılıyor mu tam bilmiyorum ama aklıma bu geldi:
evrimagaci.org
evrimagaci.org
0
kamile necaset
şu an böyle projeler var mı yürüyen?
şu an böyle projeler var mı yürüyen?
0
area 51 benzeri oluşumlarda çok farklı hayvanlar üretildiğini düşünüyorum ben.
0
Bunun icin oncelikle zekanin genetik altyapisinin tam olarak anlasilmasi gerekiyor. O noktada zaten yapay secilime gerek kalmaz, gen muhendisligiyle uretmek daha kolay olur. Cunku yapay secilim -kullanilacak hayvanin yasam dongusune bagli olarak- uzun suren bir surec.
Diger yandan "daha zeki" hayvanlari ciftlestirelim, en zekisine ulasalim mantigiyla gidilecek olursa zekanin neye gore olculecegi gibi bir sorun ortaya cikiyor. Dahasi, bu secilimin ortaya cikaracagi sonuc da cok belirsiz. Bazi manyaklar kendilerince gizli gizli yapiyorsa bilemem de boyle bir cabanin yerine zekanin genetik altyapisini anlamaya efor sarfetmek daha verimli.
Direkt bu sekilde yuruyen bir proje duymadim.
Diger yandan "daha zeki" hayvanlari ciftlestirelim, en zekisine ulasalim mantigiyla gidilecek olursa zekanin neye gore olculecegi gibi bir sorun ortaya cikiyor. Dahasi, bu secilimin ortaya cikaracagi sonuc da cok belirsiz. Bazi manyaklar kendilerince gizli gizli yapiyorsa bilemem de boyle bir cabanin yerine zekanin genetik altyapisini anlamaya efor sarfetmek daha verimli.
Direkt bu sekilde yuruyen bir proje duymadim.
0
Japonya'da yönlendirilmiş kalıtım yoluyla parazitlere, değişken iklim koşullarına daha dayanıklı, daha ucuz besin gereksinimi duyan, daha dayanıklı protein bağları üretebilen ipekböcekleri üretildiğini biliyorum. Ama zekanın kendisi hala fenomenel bir kavram iken bunun genetik düzeyde aktarımı ise daha büyük bir muamma. Kea ve bazı karga türleri üzerinde yapılan ve başarısız olan çaprazlama denemeleri de mevcut. Yapay zeka implementasyonlarında bile en basit tür geliştirmeler yüzlerce nesil üzerinden yapılıyor. Doğal ortamda bir türün zeki(!) üyelerini tespit etmek, sonra onları kuşaklar boyunca laboratuvar ortamında tutup üretmek hiç kolay bir iş değil.
0
jimjim
İtüde master yaparken, not ortalaması yüzünden (3 olma şartını sağlamıyordum) tez almadığım/yazmadığım için ve zaman aşımından (aslında okulu bıraktığım için) atıldım.bu arada başka bir okul ve tamamen farklı bir alanda lisans bitirdim; şimdi bu yeni bölümden devam edip avrupa genelinde bir doktora
İtüde master yaparken, not ortalaması yüzünden (3 olma şartını sağlamıyordum) tez almadığım/yazmadığım için ve zaman aşımından (aslında okulu bıraktığım için) atıldım.
bu arada başka bir okul ve tamamen farklı bir alanda lisans bitirdim; şimdi bu yeni bölümden devam edip avrupa genelinde bir doktora programı bakıyorum.
master bakmıyorum çünkü yıldım, ayrıca yurt dışında bütünleşik; lisansa dayalı phd'ler daha yaygın gibi geliyor;ancak yine de kimi okullarda
"master diploması veya master diploması alacağını/master yaptığını gösteren belge" tanımlı birşeyler mevcut.
sorularım şöyle;
sadece ben zamanında şu kadar süre, şöyle şöyle master yaptım desem, bunu belgesini sunsam nasıl bir izlenim olur? bölümlere mail mi atiim? yoksa zaten alakasız bir bölüm; bi de yarım bırakmışsın bize ne allasen mi derler?
aşağıdaki duyuruya bi destek de benden olsun; baktığım yer; ispanya
lisansla öğrenci kabulü yaygın mıdır? yoksa saçmalama imkansız mı diyorsunuz?
edit: etiksi olur mu kabul almamda bilmiyorum ama bu son lisansı 1.likle bitirdim, ama geçen yıl. yani bir yıl boşluğum var.
bu arada başka bir okul ve tamamen farklı bir alanda lisans bitirdim; şimdi bu yeni bölümden devam edip avrupa genelinde bir doktora programı bakıyorum.
master bakmıyorum çünkü yıldım, ayrıca yurt dışında bütünleşik; lisansa dayalı phd'ler daha yaygın gibi geliyor;ancak yine de kimi okullarda
"master diploması veya master diploması alacağını/master yaptığını gösteren belge" tanımlı birşeyler mevcut.
sorularım şöyle;
sadece ben zamanında şu kadar süre, şöyle şöyle master yaptım desem, bunu belgesini sunsam nasıl bir izlenim olur? bölümlere mail mi atiim? yoksa zaten alakasız bir bölüm; bi de yarım bırakmışsın bize ne allasen mi derler?
aşağıdaki duyuruya bi destek de benden olsun; baktığım yer; ispanya
lisansla öğrenci kabulü yaygın mıdır? yoksa saçmalama imkansız mı diyorsunuz?
edit: etiksi olur mu kabul almamda bilmiyorum ama bu son lisansı 1.likle bitirdim, ama geçen yıl. yani bir yıl boşluğum var.
0
Oraları bilmiyorum ama misal Almanyada o alanda başarısız bi eğitim geçmişin varsa kötü izlenim oluyor. Türkiyede yarım bıraktığı masterı yazdığı için reddedilen arkadaşlarım oldu. Ama senin alan farklı etkisi olmayabilir. Bi de cvde boş yılın olmaması önemli, yerine bir şey yazman lazım o sürece yazmayacaksan.
0
fransayı bilmem abuk subuk bir eğitim sistemleri var. mühendislikte 2 sene lisans okuyup 1 senede master falan bitiren gördüm, bi bok bilmeden mühendis mezun ediyorlar.
genel olarak avrupa'da bütünleşik doktora falan yok bildiğim kadarıyla, master mezunu olmanı bekliyorlar. ki avrupada çoğunlukla master'ın lisansa göre çok daha ağır ve zorlayıcı olacağını düşünürsek şansın baya azalır. ki avrupa'da research genelde doktora seviyesinde yapılıyor, dolayısıyla nitelikli adamı tercih ederler.
bitiremediğin okulu tabiki de yazma.
amerikaya bak bütünleşik doktora falan orda var.
genel olarak avrupa'da bütünleşik doktora falan yok bildiğim kadarıyla, master mezunu olmanı bekliyorlar. ki avrupada çoğunlukla master'ın lisansa göre çok daha ağır ve zorlayıcı olacağını düşünürsek şansın baya azalır. ki avrupa'da research genelde doktora seviyesinde yapılıyor, dolayısıyla nitelikli adamı tercih ederler.
bitiremediğin okulu tabiki de yazma.
amerikaya bak bütünleşik doktora falan orda var.
0
kötü bir etkisi olur çünkü doktorada not ortalamasına çok önem veriyorlar. boşu boşuna kendini zor duruma sokarsın. avrupa'da genelde lisans eğitimi 3 yıl olduğu için gördüğüm kadarıyla doktora için master diploması istiyorlar. bütünleşik doktora düşünüyorsan abd daha uygun. boşluğu iyi anlatırsan sıkıntı olmaz. (gönüllülük yaptım, dünyayı gezdim, yalandan x diye bi işte çalıştım, vs) o master yerine o zaman yapmış olabileceğin bişeyi uydurman lazım. mesela ben masterı 4 yılda 3.00 ile bitirip doktoraya başvurmuştum, 11 okuldan da red geldi. o bakımdan kendi seviyeni atıldığın masterı göstererek düşürtme.
0
Boyle sorularda bolum, alan hicbir sey belirtmediginiz icin yanlis yonlendirilme ihtimaliniz var, once onu soylemis olayim. Avrupa'nin bircok yerinde en azindan temel bilimler icin insanlar universiteye girip, master ile mezun oluyorlar. Cogunluk otomatik olarak master tamamliyor. O nedenle de doktora basvurularinda master ariyorlar. Yine de ben istemeyenler gordum, lakin hem cok azdi hem de "master yoksa" diyerek istedikleri sartlar oldukca agirdi. Dahasi, Almanya'da doktoraya basvuran bir arkadasin masterini begenmedikleri icin "tekrar master yapmasi" kosuluyla kabul etmislerdi doktoraya, kadin master yapiyor su an.
Arada bosluk var diye reddedilen hic gormedim su ana kadar ama belki bazi alanlarda vardir. O nedenle daha nokta atisi tavsiyeler icin alanini soylemende yarar var.
Arada bosluk var diye reddedilen hic gormedim su ana kadar ama belki bazi alanlarda vardir. O nedenle daha nokta atisi tavsiyeler icin alanini soylemende yarar var.
0
"master bakmıyorum çünkü yıldım, ayrıca yurt dışında bütünleşik phd'ler..."
-Anlamadim, master zor geliyorsa PhD nasil olacak? Butunlesik PhD dedigin master ders yukunu (hatta bazen tezini) de kapsar.
"Bi de cvde boş yılın olmaması önemli, yerine bir şey yazman lazım o sürece yazmayacaksan"
-Akademi'de CV'nde bosluk olmamali tarzi bir konsept yok. O ozel sektor geyigi.
"sadece ben zamanında şu kadar süre, şöyle şöyle master yaptım desem, bunu belgesini sunsam nasıl bir izlenim olur?"
-Iyi olmaz cunku basarisizliktan atilmissin. Zaten onlarin istedigi belge ya master diplomasi ya da halihazirda yapmakta oldugunu ve belli bir surede (onumuzdeki seneye mesela) bitirme beklentisinin oldugunu gosterir bir belge. Sende uzaktan yakindan yok o.
-Anlamadim, master zor geliyorsa PhD nasil olacak? Butunlesik PhD dedigin master ders yukunu (hatta bazen tezini) de kapsar.
"Bi de cvde boş yılın olmaması önemli, yerine bir şey yazman lazım o sürece yazmayacaksan"
-Akademi'de CV'nde bosluk olmamali tarzi bir konsept yok. O ozel sektor geyigi.
"sadece ben zamanında şu kadar süre, şöyle şöyle master yaptım desem, bunu belgesini sunsam nasıl bir izlenim olur?"
-Iyi olmaz cunku basarisizliktan atilmissin. Zaten onlarin istedigi belge ya master diplomasi ya da halihazirda yapmakta oldugunu ve belli bir surede (onumuzdeki seneye mesela) bitirme beklentisinin oldugunu gosterir bir belge. Sende uzaktan yakindan yok o.
0
Bazı ülkelerde Türkiye'de lisans mezunu olanlar yüksek lisans mezunu sayılıyor. Mesela İngilterede böyle sanırım. Çünkü onlarda lisans 3 yıl..
Bir de genel olarak türkiye dışında master çok ciddiye alınmıyor. Doğrudan doktora programları daha fazla oluyor.
Bir de genel olarak türkiye dışında master çok ciddiye alınmıyor. Doğrudan doktora programları daha fazla oluyor.
0
"Bazı ülkelerde Türkiye'de lisans mezunu olanlar yüksek lisans mezunu sayılıyor. Mesela İngilterede böyle sanırım. Çünkü onlarda lisans 3 yıl..
Bir de genel olarak türkiye dışında master çok ciddiye alınmıyor. Doğrudan doktora programları daha fazla oluyor."
Bunun ikisi de yanlis. O masterdan ziyade lisanstan sonra direkt phd'ye baslama olayi sadece kuzey amerikada. Avrupa'daki usul turkiye gibi, once lisans, sonra master, sonra phd seklinde.
Bir de genel olarak türkiye dışında master çok ciddiye alınmıyor. Doğrudan doktora programları daha fazla oluyor."
Bunun ikisi de yanlis. O masterdan ziyade lisanstan sonra direkt phd'ye baslama olayi sadece kuzey amerikada. Avrupa'daki usul turkiye gibi, once lisans, sonra master, sonra phd seklinde.
0
@hot potato Benim bir hocam lisanstan sonra direkt doktora mezunu. Ancak yüksek lisans derslerini de vermiş. 3 yılda bitmiş doktorası
0
“Akademi'de CV'nde bosluk olmamali tarzi bir konsept yok. O ozel sektor geyigi.”
Almanyada var, karşılaştığım için yazdım.
Almanyada var, karşılaştığım için yazdım.
0
Cevapların hepsi çok kıymetli, dikkatle okuyorum. Bazılarınıza kendi özel durumumu/bölümümü belirten mesajlar da atacağım.
Ama yani sonuç??:)
Önce yeni bir master al mı diyorsunuz?
Bir taraftan da avrupada master/phd deneyimlenmişlerimiz varsa kendi süreçlerini ülkelerle ilgili şartları paylaşabilirler ilgilenen herkes okumuş olur.
Ama yani sonuç??:)
Önce yeni bir master al mı diyorsunuz?
Bir taraftan da avrupada master/phd deneyimlenmişlerimiz varsa kendi süreçlerini ülkelerle ilgili şartları paylaşabilirler ilgilenen herkes okumuş olur.
0
Big bada bum bum
cuma akşamı her yer trafik olacağı için metroyla pendik yapıp oradan otobüsle geçelim diyoruz, daha iyi teklifleriniz var mıdır?
cuma akşamı her yer trafik olacağı için metroyla pendik yapıp oradan otobüsle geçelim diyoruz, daha iyi teklifleriniz var mıdır?
0
bir araç vardı, yenisahradan transit gidiyordu durmadan falan.
pendikte inip, kurtköyü dolaşarak gitmekten bence daha iyidir.
bahsettiğim araç da e10 ya da e11'di, ben yanlışlıkla binmiştim bir kere.
pendikte inip, kurtköyü dolaşarak gitmekten bence daha iyidir.
bahsettiğim araç da e10 ya da e11'di, ben yanlışlıkla binmiştim bir kere.
0
E10 veya E11 var ama onlar da trafik olur. En mantıklısı dediğiniz gibi metro. Ama Pendik yerine tavşantepe'de inin. Direk ordan yolun tuzlaya giden tarafına geçip taksiye binin. 3km ileride havaalanı bağlantı yolu var. Gidiş ekseri olarak açık olur ve çok hızlı gidersiniz. Tahmini metrodan sonra taksiye binme süresiyle falan 30dk. Pendikte inerseniz Kurtköy bağlantı yoluna girersiniz. O yol trafiğe göre bir saat bile sürer.
0
Nature +1
Marmaray'la Pendik'e gecip Sabiha'ya gittim dun, Pendik YHT'de indiriyor ve oradan Sabiha taksiyle 50 TL tutuyor. Daha once metroyla Tavsantepe'ye gidip oradan taksi yapmak daha uygun ve kisa surmustu. Sanirim her iki istasyondan da baglantili otobusler var ama onlar kullanmadim.
Marmaray'la Pendik'e gecip Sabiha'ya gittim dun, Pendik YHT'de indiriyor ve oradan Sabiha taksiyle 50 TL tutuyor. Daha once metroyla Tavsantepe'ye gidip oradan taksi yapmak daha uygun ve kisa surmustu. Sanirim her iki istasyondan da baglantili otobusler var ama onlar kullanmadim.
0
diffarentiationation
C33F21H44ON52 gibi maddeler, bileşikler var mesela. Bu harf ve rakamlar, kimyasal maddelerin sonu olmadığı anlamına gelebilir mi?C177H325HgFCl65 gibi bir bileşik üretip ölümsüzlüğü, kanser tedavisini bulabilir miyim? Bunun bir sonu var mı?
C33F21H44ON52 gibi maddeler, bileşikler var mesela. Bu harf ve rakamlar, kimyasal maddelerin sonu olmadığı anlamına gelebilir mi?
C177H325HgFCl65 gibi bir bileşik üretip ölümsüzlüğü, kanser tedavisini bulabilir miyim? Bunun bir sonu var mı?
C177H325HgFCl65 gibi bir bileşik üretip ölümsüzlüğü, kanser tedavisini bulabilir miyim? Bunun bir sonu var mı?
0
Genel Kimya cilt 1. Kapak Sayfasındaki Molekül: Paklitaksel (C47 - H51 - NO14)
Paklitaksel göğüs, akciğer ve yumurtalık kanseri tedavisinde başarıyla kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Bu bileşik pasifik porsuk ağacının (Pasific Yew tree, Taxus bervifolia) kabuklarından özütlenmektedir. Ne yazıkki, 100 yıllık bir Pasifik porsuk ağacı yaklaşık 3 kg kabuk ve sadce 300 mg paklitaksel içermektedir. Bu miktar sadece tek bir doz ilaç (Taxol) demektir.
Bu molekülün sentezi için kimyacılar 20 yılı aşkın süre çaba sarfetmişlerdir. Sonunda, 1994'de Florida State Üniversitesi ve California Üniversitesinden (San Diego) bu molekülün basit ve kolay bulunabilen başlangıç maddelerinden sentezlendi duyuruldu. Paklitakselin sentezindeki önemli bir güçlük, 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu, kitabın kapak sayfasındaki top-çubuk modelinden görüldüğü gibi, yeşil ve eflatun dairelerle işaretlenmiştir.
Eğer sentez dikkatli yapılmazsa, 2048'e kadar farklı paklitaksel benzeri molekül yapıları elde edilebilir ve bunlardan sadece bir tanesinin istenilen anti-tümör etkinliği gösterdiği bilinmektedir.
Kimyacılar bugün için paklitaksel molekülünü sentezleyebilmekte, ancak araştırmacıların bu molekülün nasıl etkinlik gösterdiğini aydınlatarak daha güvenli ve etkili yeni kemoterapi ilaçlarını dizayn etmeleri de mümkündür.
Paklitaksel göğüs, akciğer ve yumurtalık kanseri tedavisinde başarıyla kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Bu bileşik pasifik porsuk ağacının (Pasific Yew tree, Taxus bervifolia) kabuklarından özütlenmektedir. Ne yazıkki, 100 yıllık bir Pasifik porsuk ağacı yaklaşık 3 kg kabuk ve sadce 300 mg paklitaksel içermektedir. Bu miktar sadece tek bir doz ilaç (Taxol) demektir.
Bu molekülün sentezi için kimyacılar 20 yılı aşkın süre çaba sarfetmişlerdir. Sonunda, 1994'de Florida State Üniversitesi ve California Üniversitesinden (San Diego) bu molekülün basit ve kolay bulunabilen başlangıç maddelerinden sentezlendi duyuruldu. Paklitakselin sentezindeki önemli bir güçlük, 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu, kitabın kapak sayfasındaki top-çubuk modelinden görüldüğü gibi, yeşil ve eflatun dairelerle işaretlenmiştir.
Eğer sentez dikkatli yapılmazsa, 2048'e kadar farklı paklitaksel benzeri molekül yapıları elde edilebilir ve bunlardan sadece bir tanesinin istenilen anti-tümör etkinliği gösterdiği bilinmektedir.
Kimyacılar bugün için paklitaksel molekülünü sentezleyebilmekte, ancak araştırmacıların bu molekülün nasıl etkinlik gösterdiğini aydınlatarak daha güvenli ve etkili yeni kemoterapi ilaçlarını dizayn etmeleri de mümkündür.
0
yani öyle "47 tane karbonumuzu tenceremize ilave ediyoruz, pembeleştikten sonra 65 adet flor, 32 adet hidrojen ekleyip kısık ateşte pişiriyoruz, ateşten almadan 23 tane oksijen serpip servise sunuyoruz" şeklinde olmuyor. keşke öyle olaydı.
0
Deneysel olarak keşif çok pahalı. Avrupa'daki enstitüler deneysel kısmını yazılım kullanarak bypass ediyorlar. Bunun için bilgisayarlı medisinal kimya eğitimi veriyorlar. Yazılımdaki veri kütüphanesi sayesinde, tasarladığın ilaç molekülü dokudaki ilgili reseptöre ne verimlilikte bağlanır, çalışır / çalışmaz görebiliyorsun ve molekülünü optimum hale getirebiliyorsun. Bizim akademisyenlerimiz, farmasötik kimya profesörlerimiz bu yazılımların adını bile duymamış. Kanser tedavisi çalışmak ise konu, yurtdışını öneririm.
0
Bizim akademisyenler duymamış kısmı neden çıktı bilmiyorum ama Türkiye'de de ilaç dizaynı ve keminformatik çalışmaları yapılıyor.
Kibritsuyu+1 sentez kolay değil ve pahalı. Dahası, sentezlediğin ürünü kanser çalışmalarında denemen gerekecek. Bunun yerine yazılım kullanarak hedefleme yapmak çok daha anlamlı.
Kibritsuyu+1 sentez kolay değil ve pahalı. Dahası, sentezlediğin ürünü kanser çalışmalarında denemen gerekecek. Bunun yerine yazılım kullanarak hedefleme yapmak çok daha anlamlı.
0
@evrim halkası duayen olarak kabul edilen f.kimya profesörlerime bizzat kendim sordum, yazılımla çalışma yapıldığını bilmiyorlar maalesef. ilaç tasarımı ve ilaç molekülü tasarımı farklı şeyler bir de.
0
Sentezci arkadaşlarım gece gündüz uğraşıyorlar hedef molekülleri için. Sınırı yok çalışmaya devam.
0
ground
Bir kaç yıl önce izlemiştim. Endonezya malezya paupua gibi bir yerlerde bir adada yaşıyorlardı. Tek bildiğim özellikleri eşya taşımıyorlardı. Belgesel ekibi çekim yapmalarına izin vermeleri için küçük bir domuz getirmişlerdi. Domuzu çevredeki bambuya benzer ağaçları kırarak mızraklar yaptılar hemen
Bir kaç yıl önce izlemiştim. Endonezya malezya paupua gibi bir yerlerde bir adada yaşıyorlardı. Tek bildiğim özellikleri eşya taşımıyorlardı. Belgesel ekibi çekim yapmalarına izin vermeleri için küçük bir domuz getirmişlerdi. Domuzu çevredeki bambuya benzer ağaçları kırarak mızraklar yaptılar hemen orada. Yaklaşık 20 yerli domuzu ortalarına aldılar. saatlerce küçük küçük delildiler hayvanı bu mızraklarla canlı canlı. Yine ağaçlardan bıçak gibi bir şey yapıp parçaladılar. Yine çevreden bir şeylerle sürtünme yolu ile ilkel bir ateş yaktılar ve pişirip yediler. Bir de eskiden yamyam olduklrına dair bir şüphe vardı. Bu konıyu sorduklarında da gevrek gevrek güldüler. Bu belgeseli arıyorum. Veya kanilenin adını.
0
Brezilyalı Pirahã kabilesi olabilir mi? Onlar da alet taşımıyorlarmış. Merak ettim, bulunca güncellerseniz sevinirim. :)
0
lolita
Benim normal şartlarda pek inanasım gelmiyor, ama mesela burcumun (aslan) ekşi sözlük sayfasında yazılanları açıp okudum geçen, yani tıpatıp anlatılan kişiyim. Ya da mesela erkek arkadaşımın burcunu (koç) açtım okudum, o da bahsedilen bütün özelliklere sahip. Nasıl oluyor bu?
Benim normal şartlarda pek inanasım gelmiyor, ama mesela burcumun (aslan) ekşi sözlük sayfasında yazılanları açıp okudum geçen, yani tıpatıp anlatılan kişiyim. Ya da mesela erkek arkadaşımın burcunu (koç) açtım okudum, o da bahsedilen bütün özelliklere sahip. Nasıl oluyor bu?
0
Genelde bi vasfı olmayan arkadaşlarım hunharca inanıyor. Kızcağız napsın kendiyle övüneceği bir yeteneği hobisi yok o da gidip burcuna bakıp “ben aslında çok detaycıymışım bülün mü?” Diye geziyor ortalıkta.
Kendi değil tüm burçları bi kağıda yazıp rastgele bi arkadaşına ver “bu senin burç yorumun” de alakasız burç olsa bile yuhaa aynı ben der.
İnanmıyorum. Saçma olduğunu düşünüyorum
Kendi değil tüm burçları bi kağıda yazıp rastgele bi arkadaşına ver “bu senin burç yorumun” de alakasız burç olsa bile yuhaa aynı ben der.
İnanmıyorum. Saçma olduğunu düşünüyorum
0
Barnum etkisine baktım şimdi, tam kafama yatmadı ya. Bu testte önerilenler, aynı özelliğin hem olumlu hem olumsuz yönünü sunuyor. Birbirine zıt özellikler söylemiyor, aynı özelliği manipüle ediyor. Ama mesela burç yorumlarında işte atıyorum, birinde herkes o burç için sadıktır diyor, diğer burç için asla sadık değildir, güvenmeyin diyor. Veya birinde aşırı cimridir diyor, başka burç için aşırı bonkördür diyor. Ben mi yanlış yorumluyorum?
0
boş insan uğraşı. ışık hızıyla soğurum burç ve fal konuşan insanlardan.
0
Cevabı burçlarda değil Doğum haritasında saklı.
Ondan aynı burçtan iki kişi arasında dağlar kadar fark da olabiliyor..
Ondan aynı burçtan iki kişi arasında dağlar kadar fark da olabiliyor..
0
bilimsel olmayan hiçbir şeye itimat etmediğim gibi burçlara da etmiyorum..
ha yine de genel geçer bi iki bilgim var arada muhabbet dönsün diye lazım oluyor dhssdh
ve evet boğa burcuyum ve boğa burcu aaaaynı ben(!) xd
ha yine de genel geçer bi iki bilgim var arada muhabbet dönsün diye lazım oluyor dhssdh
ve evet boğa burcuyum ve boğa burcu aaaaynı ben(!) xd
0
Niyeyse korktuğum kaçtığım olabilecekken olmadığım kadınlar hep aslabdılar, kime aşık olduysam da hep başak kadını..
İnanılabilir bir tarafı olamaz bilimsel olarak. Ama bi şey var henüz ispatlanamamış bence.
İnanılabilir bir tarafı olamaz bilimsel olarak. Ama bi şey var henüz ispatlanamamış bence.
0
İnanmıyorum ve aptallık gibi görüyorum aslında fakat burçlarla ilgili insanlara hadi tahmin et dediğimde genelde biliyorlar. Enteresan bir olay benim için.
0
burçlara bakış açım yav he he minvalinde. sen burcunun özelliklerini taşıyosun ama ben okuduğumda "yoo öyle değil" diyorum.
dünyada 2 milyar aslan varsa-farz edelim- 2 milyar insanın 2 milyarı da, hadi 2 milyar olmasın 1 buçuk milyarı da tek tip karaktere mi sahiptir? bende burçların çöktüğü kısım burası. burcuna uyan insan kadar uymayan insan da var ama önemsemedikleri için burçlara inananlar kadar dile getirmiyorlar sanırım bu durumu.
dünyada 2 milyar aslan varsa-farz edelim- 2 milyar insanın 2 milyarı da, hadi 2 milyar olmasın 1 buçuk milyarı da tek tip karaktere mi sahiptir? bende burçların çöktüğü kısım burası. burcuna uyan insan kadar uymayan insan da var ama önemsemedikleri için burçlara inananlar kadar dile getirmiyorlar sanırım bu durumu.
0
adwokat
-İstanbulda çek kronu bulabilir miyiz?-pragta havaalanına inince exchange yapılacak yer var mı? Çok komisyon yer miyiz?-havaalanından merkeze en kolay ve ucuz nasıl geçilir? Teşekkürler şimdiden.
-İstanbulda çek kronu bulabilir miyiz?
-pragta havaalanına inince exchange yapılacak yer var mı? Çok komisyon yer miyiz?
-havaalanından merkeze en kolay ve ucuz nasıl geçilir?
Teşekkürler şimdiden.
-pragta havaalanına inince exchange yapılacak yer var mı? Çok komisyon yer miyiz?
-havaalanından merkeze en kolay ve ucuz nasıl geçilir?
Teşekkürler şimdiden.
0
İlk sorunun cevabını bilmiyorum da delice komisyon yiyorsunuz, no comission yazan yerlere bakın. No comission yazanlar bile komisyon itelemeye çalışabiliyor, bir de itiaz ederseniz tamam ya komisyonsuz bozayım deyip işlemi yapıyor. Gerçekten Prag kadar turist yolma tandanslı şehir görmemiştim. Turistik gibi görünen her şeyden uzamak lazım, yolma odaklılar zira.
0
2- olması lazım ama mantıken burada büyük meblağda para bozdurmak çok karlı bir iş olmayacaktır.
3- shuttle otobüs var.
3- shuttle otobüs var.
0
Biz otobüsle şehir merkezine ulaşıp tramvayla airbnb den ayarladigimiz eve gitmiştik. Ev sahibi çok cici bir kızdı istersen telefonunu verebilirim. Otobüs ve tramvay biletlerini kredi kartıyla almıştım exchange isini de oldtown da dolaşırken en yüksek kur neye denk geldiysek karşılaştırıp bozdurmuştuk. Bu arada benim kredi kartı direkt yuro ve dolar hesabi da tanimli olduğu icin kredi kartından pek mağdur olmuyoruz kur farkını düşünmeden harcama yapabiliyoruz tavsiye ederim. İyi tatiller
0
istanbul laleli beyazıt taraflarında bulabilirsiniz muhtemelen
havaalanında çok kötüdür kur, onun yerine atmden tr hesabınızdan çekerseniz kaybınız daha az olabilir. Enpara 3 dolar alıyor komisyon. arkadaşım sanırım unicreditten çekiyordu, yapı kredi ile anlaşmaları varmış ve komisyonsuzmuş mu ne. Siz de kendi bankanız için bakabilirsiniz.
havaalanında çok kötüdür kur, onun yerine atmden tr hesabınızdan çekerseniz kaybınız daha az olabilir. Enpara 3 dolar alıyor komisyon. arkadaşım sanırım unicreditten çekiyordu, yapı kredi ile anlaşmaları varmış ve komisyonsuzmuş mu ne. Siz de kendi bankanız için bakabilirsiniz.
0
1) Istanbul'dan alacaginiz Cek Kronu Cekya'daki en kotu kurdan bile daha pahaliya geliyordu 4 sene once baktigimda. Cek Konsoloslugu da "Turkiye'den almayin, Cek Kronu yerine baska para verseler anlamazsiniz" demisti.
2) Havaalanindaki ATM'lerden az para cekip veya orada cok az bozdurup otobuse biner, merkezde daha iyi bir kurdan bozdurursunuz.
3) Airport Express havaalaninin onundeki duraktan yarim saatte bir kalkiyor, kodu AE. Kisi basi 60 kron. Direkt tren garina gidiyor ama gar zaten merkezde, oradan her yere ulasabilirsiniz. Onun haricinde 119 olmasi lazim, o da merkeze gider. Onun biletini kartla makineden alabiliyorsunuz galiba, yeni makine koymuslardi son donusumde diye hatirliyorum, emin degilim. Yanlis yonlendirmeyeyim, siz bakin yine de. Bir de idos.cz sitesinden tum sehir ici, sehir disi ulasim seceneklerini goruntuleyebilirsiniz. Saatleri, duraklari her seyi yazar. Cekya'dan gecen butun uluslararasi ulasim seceneklerini de veriyor. Hayat kolaylastirici.
Iyi eglenceler.
2) Havaalanindaki ATM'lerden az para cekip veya orada cok az bozdurup otobuse biner, merkezde daha iyi bir kurdan bozdurursunuz.
3) Airport Express havaalaninin onundeki duraktan yarim saatte bir kalkiyor, kodu AE. Kisi basi 60 kron. Direkt tren garina gidiyor ama gar zaten merkezde, oradan her yere ulasabilirsiniz. Onun haricinde 119 olmasi lazim, o da merkeze gider. Onun biletini kartla makineden alabiliyorsunuz galiba, yeni makine koymuslardi son donusumde diye hatirliyorum, emin degilim. Yanlis yonlendirmeyeyim, siz bakin yine de. Bir de idos.cz sitesinden tum sehir ici, sehir disi ulasim seceneklerini goruntuleyebilirsiniz. Saatleri, duraklari her seyi yazar. Cekya'dan gecen butun uluslararasi ulasim seceneklerini de veriyor. Hayat kolaylastirici.
Iyi eglenceler.
0
freedonia
Konuya uzağım. 4-5 dakikadan fazla dinlemişliğim yok. Şeker zehirdr, ekmek, meyve yemeyin, zeytinyağı yiyin diyerek ünlü oldu sanırım. Yanlışları neler?
Konuya uzağım. 4-5 dakikadan fazla dinlemişliğim yok. Şeker zehirdr, ekmek, meyve yemeyin, zeytinyağı yiyin diyerek ünlü oldu sanırım. Yanlışları neler?
0
bir yanlışı yok, söylediklerinin hepsi de doğru çıktı, hakkında yüzlerce dava açıldı, hepsinden de beraat etti.
doğruları söylediği için düşman oldu diğer doktorlar.
akıl var mantık var, bak şimdi türk kalp vakfı becel'i öneriyordu. boy boy reklamlar döndü televizyonda belki hala vardır.
ulan bitkisel margarin, direkt olarak damar tıkanıklığı sebebi. işte uyuz olanlar bu tipler.
bu düşmanlıkta türk kalp vakfının bu reklam olayına laf söylemesiyle başladı aslında.
öte yandan doktorları yüzde 90 ı amerikanın ilaçlarını pazarlamak üzere yetiştirilen ilaç satıcıları. amerikan sistemine göre eğitilip tedavi yapıyolar. tedavi de değil, semptomları yok etmeye yönelik tedavi. başım ağrıyor diyorsun, bunun sebebini araştırmak yerine al şu ilacı kullan geçmezse yine gel deniyor.
ayrıca doktorların bu amerikan sistemindeki şemaya uymaması durumunda eğer hasta bir zarar görür ve şikayetçi olursa suçlu oluyolar.
bildiğin şeması var.
geçenlerde o kadar bomba bir olay çıkmıştı ki ortaya, akılma gelmiyor tam bulduramıyorum ama amerikanın en büyük ilaç üreticilerinden birisinin ürettiği ilacın hiç bir işe yaramadığı ispatlanmıştı ve milyonlarca kullanan insan var türkiyede de çok kullanılan sürekli kullanılan bir ilaçtı ama olay neydi çıkartamadım. hatta bayağı büyük oldu, ilaç firması bunu kabul etmek zorunda kaldı, basın toplantısı falan yaptıydı.
doğruları söylediği için düşman oldu diğer doktorlar.
akıl var mantık var, bak şimdi türk kalp vakfı becel'i öneriyordu. boy boy reklamlar döndü televizyonda belki hala vardır.
ulan bitkisel margarin, direkt olarak damar tıkanıklığı sebebi. işte uyuz olanlar bu tipler.
bu düşmanlıkta türk kalp vakfının bu reklam olayına laf söylemesiyle başladı aslında.
öte yandan doktorları yüzde 90 ı amerikanın ilaçlarını pazarlamak üzere yetiştirilen ilaç satıcıları. amerikan sistemine göre eğitilip tedavi yapıyolar. tedavi de değil, semptomları yok etmeye yönelik tedavi. başım ağrıyor diyorsun, bunun sebebini araştırmak yerine al şu ilacı kullan geçmezse yine gel deniyor.
ayrıca doktorların bu amerikan sistemindeki şemaya uymaması durumunda eğer hasta bir zarar görür ve şikayetçi olursa suçlu oluyolar.
bildiğin şeması var.
geçenlerde o kadar bomba bir olay çıkmıştı ki ortaya, akılma gelmiyor tam bulduramıyorum ama amerikanın en büyük ilaç üreticilerinden birisinin ürettiği ilacın hiç bir işe yaramadığı ispatlanmıştı ve milyonlarca kullanan insan var türkiyede de çok kullanılan sürekli kullanılan bir ilaçtı ama olay neydi çıkartamadım. hatta bayağı büyük oldu, ilaç firması bunu kabul etmek zorunda kaldı, basın toplantısı falan yaptıydı.
0
0
killerbee yazdıkları doğru. canan karatayı sevmeyenler üçkağıtçı doktorlar bir de protein tozu hastası şişme bodyciler.
üçkağıtçı doktor tahmin ettiğinizden fazla.
üçkağıtçı doktor tahmin ettiğinizden fazla.
0
Cunku insanlarin hayatini tehlikeye atiyor. Hamilelikte ozellikle bazi risk gruplarinda buyuk onem tasiyan seker yukleme testini sakin yaptirmayin diyor, bircok insan testi reddediyor ve bu insanlarin sagligini tehlikeye atiyor. Kolestrol hastalarina bol bol yumurta gomun diyor, bu kolestrol icin cok tehlikeli bir sey. Asilara bile laf etti, aptal saptal konusuyor. Tum bunlar toplum sagligini tehlikeye atan seyler. Dogal olarak doktorlar karsi cikiyor. Cunku televizyonda Karatay izleyip gelen insanlarla onlar muhattap oluyorlar, tehlikelerini bizzat gozlemliyorlar.
0
şeker yüklemesi konusunda çok haklı, şeker yüklemesi öyle basit bişey değil.
madem öyle hamilelikten önce yapılsın. ben sağlam halimle şeker yüklemesi yaptırdığımda şaftım kaymıştı 2 gün kendime gelememiştim. öyle basit bişey değil yani o olay. bilmiyorum yaptırdınız mı hiç? insanın gözleri ters dönüyor o kadar şeker yüklenince.
yumurtanın kollestrol yapmadığı da kantılandı. hatta kollerstrolün zararlı olmadığı kantılandı.
hah bak olay şuydu, yıllardır amerikada üretilen bir kollestrol ilacının hiç bir işe yaramadığı kanıtlanmıştı. araştırısanız bulursunuz.
madem öyle hamilelikten önce yapılsın. ben sağlam halimle şeker yüklemesi yaptırdığımda şaftım kaymıştı 2 gün kendime gelememiştim. öyle basit bişey değil yani o olay. bilmiyorum yaptırdınız mı hiç? insanın gözleri ters dönüyor o kadar şeker yüklenince.
yumurtanın kollestrol yapmadığı da kantılandı. hatta kollerstrolün zararlı olmadığı kantılandı.
hah bak olay şuydu, yıllardır amerikada üretilen bir kollestrol ilacının hiç bir işe yaramadığı kanıtlanmıştı. araştırısanız bulursunuz.
0
www.hurriyet.com.tr
Meslekten de 15 gün men cezası almış bir insandır sırf boş boş, bilmediği konular hakkında konuşması nedeniyle.
youtu.be
Meslekten de 15 gün men cezası almış bir insandır sırf boş boş, bilmediği konular hakkında konuşması nedeniyle.
youtu.be
0
İnsanları ağır kolestrollü beslenmeye yönlendirdiği, kolestrolden müzdarip hastalarına ilaçlarını bıraktırıp ölüme sevk ettiği için.
0
Yurt disinda kadini kirmizi haliyla karşılıyorlar. Asi kalksin demiyor grip asisi sacma diyor. Butun asilar icin ayni seyi soyledigini duymadim. Gebelikte seker testini anirmal bir durum olmadikca haptirmagin diyor. Saglikli bir gebelikte gerek yok diyor. Bundan 5-10 gil kadar once gebelikte rutin herkese seker yuklemesi yapiliyordu. Neyseki artik gerekmedikce yapilmiyor. Canan hocanin dikkat cekmesi sayeainde.
Kadin ne söylerse carpitiliyor. Insulin direncim yuksek çıkmıştı. Kendisinin diyetiyle hem kolestrolu hem de insulin direncim referans araligina girdi. Sadece 3 ay icinde değerlerim duzeldi.
Kadin ne söylerse carpitiliyor. Insulin direncim yuksek çıkmıştı. Kendisinin diyetiyle hem kolestrolu hem de insulin direncim referans araligina girdi. Sadece 3 ay icinde değerlerim duzeldi.
0
yurt dışında kırmızı halıyla karşılanmak nasıl bir kriterdir dfsjhsd
medyada atıp tutan doktor anam babam olsa güvenmem.
medyada atıp tutan doktor anam babam olsa güvenmem.
0
telefonda kendini polis diye tanıtanlara birkaç yüz bin tl verdiği için ciddiye alamıyorum
0
cervuetta +1.
genelde dolandırıcıların taktiği budur zaten. teliflerden üç beş kuruş kazanacağım diye yaşlı başlı bir kadıncağızın bu hallere düşmesi memleket adına esef verici.
genelde dolandırıcıların taktiği budur zaten. teliflerden üç beş kuruş kazanacağım diye yaşlı başlı bir kadıncağızın bu hallere düşmesi memleket adına esef verici.
0
@killerbee +1000 aslansın aslan. :))
Arkadaşlar killerbee arkadaşın yazdıkları çok haklı durum maalesef bu. Kadın çıkıp tereyağı yiyin, organik yumurta yiyin ekmekten uzak durun diyor. Bunun nesi yanlış?
Şu anda yediğimiz ekmekler safi zarar yemek daha iyi. Ben çiftçi çocuğuyum benim köyde kendi tarlamizin bugdayiyla yediğim ekmek vardı çocukken. Once o Buğdayı sonra çiftçiyi bitirdiler bazı karanlık güçler şimdi de ekmeği. O Buğdayı öğütüp özünü öldürüp kalan en zararlı kısmıyla ekmek yapıyorlar.
Kadın sebze yiyin meyveyi az ve kararında yiyin hatta şeker yüzünden yemeyin diyor. O şeker değil mi bizi mahveden?
Yoğurt ve ayran keza. Eskiden çok yaşayan insanlara mikrofon uzatilinca direkt yoğurt yedim ayran içtim diyordu.
İşte uzun yaşamın sırrı.
Arkadaşlar killerbee arkadaşın yazdıkları çok haklı durum maalesef bu. Kadın çıkıp tereyağı yiyin, organik yumurta yiyin ekmekten uzak durun diyor. Bunun nesi yanlış?
Şu anda yediğimiz ekmekler safi zarar yemek daha iyi. Ben çiftçi çocuğuyum benim köyde kendi tarlamizin bugdayiyla yediğim ekmek vardı çocukken. Once o Buğdayı sonra çiftçiyi bitirdiler bazı karanlık güçler şimdi de ekmeği. O Buğdayı öğütüp özünü öldürüp kalan en zararlı kısmıyla ekmek yapıyorlar.
Kadın sebze yiyin meyveyi az ve kararında yiyin hatta şeker yüzünden yemeyin diyor. O şeker değil mi bizi mahveden?
Yoğurt ve ayran keza. Eskiden çok yaşayan insanlara mikrofon uzatilinca direkt yoğurt yedim ayran içtim diyordu.
İşte uzun yaşamın sırrı.
0
kadının dediklerinin çoğu doğru olabilir ama hastayı görmeden tuz yiyin tereyağı gömün yumurta yiyin ne derece doğru, kaldı ki bunu bizim millet ayırt eder mi sizce? popüler olma çabası var mı ben bilmem (tv için söylüyorum yanlış anlaşılmasın para için değil) ama kadının çıktığı programlarda ama hocam doktorum böyle dedi deyince sen siktir et onu der gibi anlatıyor. hangi evrakı görmüş o an hastayla ilgili anlamak zor. genel itibarıyla sağlıklı insan için anlattığı beslenme vs doğru olabilir ben bilmiyorum.
bide doktor değilimde millet maşallah doktordan doktor. %95 i ilaç kitleyip milleti düzme derdinde nedir yaw :) çevremizde doktor olmasa bilmeyeceğiz. adam tetkike yollasa suç başımın ağrısını araştırmadı diyor. sonra diyecek hayvan gibi röntgende yedim radyasyonu diye her başım ağrıdı diyen ileri düzey tedavi diye inliyor sonra beni denek yaptılar diye çemkiriyor. yaw bu millete var ya sığır gibi doktor lazım en iyisi o :) kaçıp giden çok doktor gördüm adamlar en çokta doktordan çok doktor olan hastalardan şikayet etmişlerdi. duyuruyu okuyunca ne kadar haklı oldukları ortada.
bide doktor değilimde millet maşallah doktordan doktor. %95 i ilaç kitleyip milleti düzme derdinde nedir yaw :) çevremizde doktor olmasa bilmeyeceğiz. adam tetkike yollasa suç başımın ağrısını araştırmadı diyor. sonra diyecek hayvan gibi röntgende yedim radyasyonu diye her başım ağrıdı diyen ileri düzey tedavi diye inliyor sonra beni denek yaptılar diye çemkiriyor. yaw bu millete var ya sığır gibi doktor lazım en iyisi o :) kaçıp giden çok doktor gördüm adamlar en çokta doktordan çok doktor olan hastalardan şikayet etmişlerdi. duyuruyu okuyunca ne kadar haklı oldukları ortada.
0
Cervuetta+1 Tip dunyasinda tartismali olan bazi konularda kesin hukumler vermesi.
0
Öncelikle hakikatlı bir kadın ve çoğu zaman doğruları konuşuyor.
Kadını severdim ama, şu iki şey beni biraz soğuttu.
İlki meşhur dolandırılma olayı.
İkincisi, muayene ücretinin 1000 tl'den fazla olduğunu duyunca çok şaşırmıştım.
Üstelik sgk ile anlaşması yokmuş.
Kadını severdim ama, şu iki şey beni biraz soğuttu.
İlki meşhur dolandırılma olayı.
İkincisi, muayene ücretinin 1000 tl'den fazla olduğunu duyunca çok şaşırmıştım.
Üstelik sgk ile anlaşması yokmuş.
0
Mesela bir bardak zeytinyağı için diyor ama bir aile için ayda litrelerce zeytinyağı yapar. Hem ailenin maddiyat açısından hem Türkiye'nin üretimi açısından gerçekçi değil.
0
kendisi kardiyolog alanı olmayan alanlara girip yorum yaptığı için kızıyorlar. ama şeker konusunda çok haklı.
0
haklı olduğu konuları ne dünyada ne de türkiye'de ilk söyleyen kendisi değil. Sadece olayı medyatik hale getirip prim yaptı. Yoksa şekerin zararlı olduğu, ekmeğin yenilmemesi gerektiğini herkes biliyordu.
Bunun dışında tonla yanlış açıklaması da var. Hatta Fatih Altaylı bunun diyetini uygulayıp kalp krizi geçirmişti de kadından nefret ediyordu her konuşmasında hdhssd
Bizim fakültedeki profesörlerin de cv'si Canan Karatay kadar gösterişli ve hepsi Canan Karatay'ı şaklaban olarak görüyor ve ciddiye almıyor. Canan Karatay zenginleşmek için Tıp bilimini sabah programlarına alet eden ve toplum sağlığına zararları olan bir şahıs.
Bunun dışında tonla yanlış açıklaması da var. Hatta Fatih Altaylı bunun diyetini uygulayıp kalp krizi geçirmişti de kadından nefret ediyordu her konuşmasında hdhssd
Bizim fakültedeki profesörlerin de cv'si Canan Karatay kadar gösterişli ve hepsi Canan Karatay'ı şaklaban olarak görüyor ve ciddiye almıyor. Canan Karatay zenginleşmek için Tıp bilimini sabah programlarına alet eden ve toplum sağlığına zararları olan bir şahıs.
0
CVsi iyi diyenler icin de suraya birakalim. Kendisinin uluslararasi anlamda gecerliligi olan 5 adet yayini bulunuyor. Akademik arkadaslar bir profesor icin bunun ne kadar az bir sayi oldugunu bilirler. www.ncbi.nlm.nih.gov
2018'de yayinlanmis gorunen makale baska birinin.
En son bilimsel yayini 2010 gibi gorunuyor. Echocardiography isminde bir dergide yayinlanmis, derginin etki degeri 1.197. En onemli yayini Cardiovaskuler Research dergisinde, onun da etki degeri 6 civari. 6 kotu degil ama sadece 5 yayini olan bir profesorun bu kadar dusuk profilli olmasi, daha dogrusu bu kisinin profesor yapilmis olmasi aci. 1 dogru soyleyerek 5 yanlisin gorunmesini engellemesi, bizim bunu okumus yazmis insanlara anlatmaya calismamiz cok daha aci tabii.
Edit: Efendigil soyadiyla iki yayinini daha buldum. Bidi bidi edenler gelmeden yazmis olayim :) www.ncbi.nlm.nih.gov
2018'de yayinlanmis gorunen makale baska birinin.
En son bilimsel yayini 2010 gibi gorunuyor. Echocardiography isminde bir dergide yayinlanmis, derginin etki degeri 1.197. En onemli yayini Cardiovaskuler Research dergisinde, onun da etki degeri 6 civari. 6 kotu degil ama sadece 5 yayini olan bir profesorun bu kadar dusuk profilli olmasi, daha dogrusu bu kisinin profesor yapilmis olmasi aci. 1 dogru soyleyerek 5 yanlisin gorunmesini engellemesi, bizim bunu okumus yazmis insanlara anlatmaya calismamiz cok daha aci tabii.
Edit: Efendigil soyadiyla iki yayinini daha buldum. Bidi bidi edenler gelmeden yazmis olayim :) www.ncbi.nlm.nih.gov
0
humanistgladyator
İnstagram üzerinde yabancı dil kelime flash kartları yapmak istiyorum mobilden resimlerin üzerine yazı yazabileceğim hangi programları tavsiye edersiniz ? yada pc de hangi programlarla yapabilirim teknoloji işlerinden pek anlamıyorum flash kartlar güzel olsun istiyorum.
İnstagram üzerinde yabancı dil kelime flash kartları yapmak istiyorum mobilden resimlerin üzerine yazı yazabileceğim hangi programları tavsiye edersiniz ? yada pc de hangi programlarla yapabilirim teknoloji işlerinden pek anlamıyorum flash kartlar güzel olsun istiyorum.
0
Illustrator gibi programlara hakim degilseniz, en kolayi powerpoint olur bence.
0
zawisza
selam,1.77 boyunda bir adamım. uzun zamandır orta boyluyum diye ortalarda dolaşırken yakın zamanlarda görüyorum ki genç kızların boyu benimki kadar, erkekler zaten uzamış gitmiş.aynı gen havuzundan gelmiyor muyuz niye uzadı bunlar bu kadar?
selam,
1.77 boyunda bir adamım. uzun zamandır orta boyluyum diye ortalarda dolaşırken yakın zamanlarda görüyorum ki genç kızların boyu benimki kadar, erkekler zaten uzamış gitmiş.
aynı gen havuzundan gelmiyor muyuz niye uzadı bunlar bu kadar?
1.77 boyunda bir adamım. uzun zamandır orta boyluyum diye ortalarda dolaşırken yakın zamanlarda görüyorum ki genç kızların boyu benimki kadar, erkekler zaten uzamış gitmiş.
aynı gen havuzundan gelmiyor muyuz niye uzadı bunlar bu kadar?
0
Boy uzunlugu genetik oldugu kadar cevresel ayni zamanda. Daha iyi beslenme boyu da etkileyen bir sey. Boy uzunlugunun genetik temeli ile ilgili yeni makale: elifesciences.org
0
- fast food şişiriyor, okul çıkışı whopperları, big macleri gömüyorlar, biz ayda yılda bir yerdik
- spor salonu, vücut yapma trend oldu, protein tozundan, kardiosuna seminer verecek seviyeye geldi yeni yetmeler. Bizim zamanımızda anca mahalle arası karate kursları modaydı:)
- aileler, insanlar dahga bilinçli. hangi besin proteinmiş, hangisi karbonhidratmış insanlar biliyor artık
- bizim zamanımızda ne fakirlik vardı anasını satayım, veli toplantısında gündem beslenmeye muz konulmasıydı yani düşün, sınıfın 90%ı alamıyormuş, beslenmeye muz getirmeyin diyordu öğretmen, bahsedilen okul İstanbulun göbeğinde ortalama üstü bir semt, Anadolu'nun durumunu sen düşün:)
- spor salonu, vücut yapma trend oldu, protein tozundan, kardiosuna seminer verecek seviyeye geldi yeni yetmeler. Bizim zamanımızda anca mahalle arası karate kursları modaydı:)
- aileler, insanlar dahga bilinçli. hangi besin proteinmiş, hangisi karbonhidratmış insanlar biliyor artık
- bizim zamanımızda ne fakirlik vardı anasını satayım, veli toplantısında gündem beslenmeye muz konulmasıydı yani düşün, sınıfın 90%ı alamıyormuş, beslenmeye muz getirmeyin diyordu öğretmen, bahsedilen okul İstanbulun göbeğinde ortalama üstü bir semt, Anadolu'nun durumunu sen düşün:)
0
evrim halkasi
Selamlar,Yogun bakimda kamera goruntuleri ne kadar saklanir?Anneannem gectigimiz hafta yogun bakimdaydi. Ciktiginda bir sure konusamiyordu. Dun konusmaya baslamis ve "yogun bakimda beni dovduler" demis. Soyledigine gore bir adam karnina ve ellerine vurmus. Baska bir kadin da adama kizmis. Ilk ciktig
Selamlar,
Yogun bakimda kamera goruntuleri ne kadar saklanir?
Anneannem gectigimiz hafta yogun bakimdaydi. Ciktiginda bir sure konusamiyordu. Dun konusmaya baslamis ve "yogun bakimda beni dovduler" demis. Soyledigine gore bir adam karnina ve ellerine vurmus. Baska bir kadin da adama kizmis. Ilk ciktiginda karni sismisti, doktorlar anlamamisti neden oldugunu. Tomografi cektiler ama hala sonuc yok ortada. Darbeden kaynakliysa anlasilir mi onu da bilmiyorum.
Iki ihtimal var:
1- Ilaclarin etkisiyle halusinasyon gordu ki bence dusuk bir ihtimal degil.
2- Olay gercek. Bu da olmayacak sey degil. Karnindaki sislik de buradan kaynaklaniyor olabilir.
Simdi bizimkiler bashekimle konusacaklar, dilekce falan da yazilacak. Eger 1. ihtimal dogruysa diye savciligi, Saglik Bakanligini falan ise sokmadan bu goruntuleri gorme hakkimiz var midir? Bu goruntuler ne kadar sure saklanir? Sildik falan demesinler sonra.
Yogun bakimda kamera goruntuleri ne kadar saklanir?
Anneannem gectigimiz hafta yogun bakimdaydi. Ciktiginda bir sure konusamiyordu. Dun konusmaya baslamis ve "yogun bakimda beni dovduler" demis. Soyledigine gore bir adam karnina ve ellerine vurmus. Baska bir kadin da adama kizmis. Ilk ciktiginda karni sismisti, doktorlar anlamamisti neden oldugunu. Tomografi cektiler ama hala sonuc yok ortada. Darbeden kaynakliysa anlasilir mi onu da bilmiyorum.
Iki ihtimal var:
1- Ilaclarin etkisiyle halusinasyon gordu ki bence dusuk bir ihtimal degil.
2- Olay gercek. Bu da olmayacak sey degil. Karnindaki sislik de buradan kaynaklaniyor olabilir.
Simdi bizimkiler bashekimle konusacaklar, dilekce falan da yazilacak. Eger 1. ihtimal dogruysa diye savciligi, Saglik Bakanligini falan ise sokmadan bu goruntuleri gorme hakkimiz var midir? Bu goruntuler ne kadar sure saklanir? Sildik falan demesinler sonra.
0
Konuyla ilgili bir bilgim yok. Eminim hastanelerde olayların nasıl işlediğini bilen biri cevap verecektir. Ama direkt olarak başhekime gitmek, var olan kamera kayıtlarının -eğer varsa- bir anda yok olmasına falan sebep olmasın. Başhekim yapar demiyorum. Ama biri öğrenip yapmabilir yani. Çünkü anneannenizin dediği gibi bir olay gerçekleştiyse, bir şahit var duruma. Ve normalde bu şahit olayı üstlerine bildirmeliydi. Ama bildirilmemiş görünüşe göre.
Aklıma böyle bir şey gelince söylemek istedim.
Aklıma böyle bir şey gelince söylemek istedim.
0
0
Eğer savcılığa gidecekseniz anneannenizin darp edilebilmiş olabileceğine dair bir sağlık raporu almaya çalışın.
0
hastaneler pek korunaklı yerler değil, yoğun bakım ünitesi bile olsa.
gece hemşireler bile korkuyor bazı hastanelerde nöbet tutarken.
başhekimle görüşemezseniz sabimi arayın, olmazsa hastanede hasta hakları birimine gidin, yine olmasa cimere yazın, artık savcılığn kadar yolu var, bunu araştırmak istemenizde de hiç sıkıntı yok. yani savcılığa gidip savcı bey durum böyle böyle oldu, merak ediyoruz dediniz mi soruşturma başlatır büyük ihtimalle, bişey çıkmasa bile kimse size dönüp de bişey demez. ben olmuştur diyorum ayrıca.
2010larda 2 defa hastanede yattım ameliyat sebebiyle ikisinde de gece çok pis ve cins şeyler gördüm, bu tekin olmama olayı şaka değil yani. hemşirelerle konuşmuştum, biz bileçok korkuyoruz kontrol saatleri dışında hemşire odasının kapısını bile kilitliyoruz demişlerdi.
hatta hemen başhekimi arayın, durumun hastane ile ilgili önemli bir konu olduğunu söyleyin, randevu isteyin.
gece hemşireler bile korkuyor bazı hastanelerde nöbet tutarken.
başhekimle görüşemezseniz sabimi arayın, olmazsa hastanede hasta hakları birimine gidin, yine olmasa cimere yazın, artık savcılığn kadar yolu var, bunu araştırmak istemenizde de hiç sıkıntı yok. yani savcılığa gidip savcı bey durum böyle böyle oldu, merak ediyoruz dediniz mi soruşturma başlatır büyük ihtimalle, bişey çıkmasa bile kimse size dönüp de bişey demez. ben olmuştur diyorum ayrıca.
2010larda 2 defa hastanede yattım ameliyat sebebiyle ikisinde de gece çok pis ve cins şeyler gördüm, bu tekin olmama olayı şaka değil yani. hemşirelerle konuşmuştum, biz bileçok korkuyoruz kontrol saatleri dışında hemşire odasının kapısını bile kilitliyoruz demişlerdi.
hatta hemen başhekimi arayın, durumun hastane ile ilgili önemli bir konu olduğunu söyleyin, randevu isteyin.
0
Bence olayı savcılığa bildirin ki deliller karartılmasın. Eğer anneanneniz halüsinasyon gördüyse, açığa çıkar zaten. Ama ya görmediyse?
0
Hepinize cok tesekkurler. Olay tamamen anlasilana kadar pesini birakmak niyetinde degiliz. Ben Turkiye'de olmadigim icin birebir ilgilenemiyorum, bizimkiler sorusturuyor. Ilk duyduklarinda niyetleri kimseye bir sey soylememekmis, goruntuler silinmesin diye. Ama hemsire gelince anneannem direkt soylemis durumu, "beni oraya geri gondermeyin" demis. O yuzden artik hastanenin haberi var durumdan muhtemelen. En iyisi bir an once bashekimlikle gorusup, sonrasinda savcilik ve bakanligi devreye sokmak galiba.
0
lütfen işin peşini bırakmayın bugün size yarın başkasına. bence süre geçmeden darp raporu alın.
0
Mutlaka peşine düşün tabii yalnız, narkoz etkisinde bu tarz sanrılar görülmesi çok çok sık rastlanan bir şey. internette tonla komik video var hatta bununla ilgili. Bir yakınım da benzer bir şey yaşadı, ağlayarak çıktı hatta gerçek sandık, ki tanıdık ameliyat etmişti. sonra narkoz etkisinden çıkınca kendi de farketti gerçek olmadığını. yine araştırın tabii ama narkoz sebepli olması olası.
0
Sanirim gorunurde darp izi yok. O nedenle tomografi sonucunu beklememiz gerek, oradan da darp anlasilir mi hic fikrim yok.
0
Maalesef yoğun bakımda yapıyorlar. İki yıl önce babaannem yatarken de kadına resmen işkence etmişlerdi. Hatta yoğun bakımdan normal odaya çıktığında direkt oradaki yatakla getirmişlerdi carsaflarini biz değiştirdik. Yatağın içinden hep iğne uçları çıktı. İğneyi yapıp uçları yatağın içine atmışlar.
Ayrıca babaannemde bana vurdular demişti. Ben de şikayetçi olacaktım fakat babam çok korkak hastane yönetiminden korktu şikayetçi olursak başımıza geleceklerden korktu. Kısacası hakkımızı aramamiz gereken her şeyde engel oluyor. Ama peşini bırakmayın.
Ayrıca babaannemde bana vurdular demişti. Ben de şikayetçi olacaktım fakat babam çok korkak hastane yönetiminden korktu şikayetçi olursak başımıza geleceklerden korktu. Kısacası hakkımızı aramamiz gereken her şeyde engel oluyor. Ama peşini bırakmayın.
0
captainobvious
içerisinde "ahaber" olduğuna dair direkt bir ifade gönderme vb. var mı? çağrıştıracak bir isim vb kullanmışlar mı yani? ben duyamadım ama direkt ahaber diye açmışlar başlığını.insanlar mı yakıştırdı?
içerisinde "ahaber" olduğuna dair direkt bir ifade gönderme vb. var mı? çağrıştıracak bir isim vb kullanmışlar mı yani? ben duyamadım ama direkt ahaber diye açmışlar başlığını.
insanlar mı yakıştırdı?
insanlar mı yakıştırdı?
0
başroldeki karakter turkuaz renk takım giyiyor. malum sabah,atv grubunun adı da turkuaz medya. bir gönderme var yani isim olmasa da kim olduğu belli oluyor.
0
efreet sultan
Yeni işte ilk haftamı tamamladım. 3 tane Çinli var. Benim üstüm olan Çinli'nin dediklerini güç bela anlıyorum. Ne yapacağım bilmiyorum yahu. Yakında "lan bu adam bi skim bilmiyormuş, ne diye aldık işe" diyecekler diye korkuyorum. Mesela bir toplantı yaptık müşteriyle. Benim adam uzun uzun konuştu. K
Yeni işte ilk haftamı tamamladım. 3 tane Çinli var. Benim üstüm olan Çinli'nin dediklerini güç bela anlıyorum. Ne yapacağım bilmiyorum yahu. Yakında "lan bu adam bi skim bilmiyormuş, ne diye aldık işe" diyecekler diye korkuyorum. Mesela bir toplantı yaptık müşteriyle. Benim adam uzun uzun konuştu. Konuşması bitince İngilizce bilen müşteri bize dönüp "ne diyor bu" dedi. Gülmemek için zor tuttum kendimi.
Ben adamın konuşmasından 1-2 kelime kapıp "herhalde bundan bahsetti" diye tavır alıyorum. Tavsiyeniz var mı bu gibi durumlar için? Diğer 2 Çinliden birinin İngilizcesini anlıyorum, diğerininse ise ara sıra.
Bir de bizim Türklerin konuştuğu İngilizce çok anlaşılabilir değil mi sizce? Hint ve Çinlileri gördükten sonra Türklerin İngilizcesi süpermiş dedim valla. Bilmiyorum yabancılara nasıl geliyor.
Ben adamın konuşmasından 1-2 kelime kapıp "herhalde bundan bahsetti" diye tavır alıyorum. Tavsiyeniz var mı bu gibi durumlar için? Diğer 2 Çinliden birinin İngilizcesini anlıyorum, diğerininse ise ara sıra.
Bir de bizim Türklerin konuştuğu İngilizce çok anlaşılabilir değil mi sizce? Hint ve Çinlileri gördükten sonra Türklerin İngilizcesi süpermiş dedim valla. Bilmiyorum yabancılara nasıl geliyor.
0
Bir sure gecince aksana alisiyor. Biraz zaman ver kendine, anlamadiginda tekrar sor. En kotu adamla konusursun isler iyice kotuye giderse.
Bence de Turkce aksan bircok kisi icin anlasilir. Akici konusuyorsan, Turkce aksani anlamayan cok kisi tanimadim. Anlasilmadiysa ya konusan akici konusamiyor, ya karsi taraf cok hakim olmuyor. Ben de hayvan gibi Turkce aksanla konustugum icin defalarca test ettim bu durumu, kesinlikle bircok kisiye anlasilir geliyor.
Bence de Turkce aksan bircok kisi icin anlasilir. Akici konusuyorsan, Turkce aksani anlamayan cok kisi tanimadim. Anlasilmadiysa ya konusan akici konusamiyor, ya karsi taraf cok hakim olmuyor. Ben de hayvan gibi Turkce aksanla konustugum icin defalarca test ettim bu durumu, kesinlikle bircok kisiye anlasilir geliyor.
0
Abi bu sadece senin değil evrensel bir sorun bu. Kulağın alışır yavaş yavaş. Sen hiç değilse adamın dediğini anlamıyorsun, ulan ben adamın ingilizce konuştuğunu 2 saat sonra anladım, ne diyor lan bu tatar ramazan diyip dinlemiyordum bile.
0
Anlamayınca sor anlayana kadar ne dediğini. Bunda ayıplanacak bir durum yok. Anlamayıp kafana göre iş yaparsan asıl hata edersin. Benden sana yurtdışında çalışan biri olarak tavsiye.
0
Bence biz Türkler olarak yabancılarla anlaşamama problemine aşina olduğumuz için kelimeleri tane tane söylüyoruz, ağzımızı daha çok açarak kullanmaya çalışıyoruz yuvarlamıyoruz. Bu durum güzel bi ingilizce aksanı oluşturmamıza engel olsa da karşı tarafın daha kolay anlamasını sağladığı tartışılmaz.
Kulağın zamanla alışabilir her kelimesini dinlemekten vazgeçme bence. Bazen “kusura bakmayın biraz daha yavaş konuşabilir misiniz” gibi uyarılar kibarca yapılırsa hayat kurtarıyor.
Kulağın zamanla alışabilir her kelimesini dinlemekten vazgeçme bence. Bazen “kusura bakmayın biraz daha yavaş konuşabilir misiniz” gibi uyarılar kibarca yapılırsa hayat kurtarıyor.
0
listening yap. anadili Çince olup ing. konuşan insanların videolarını, konuşmalarını dinle. açılırsın. ben de hintliler için yaptım, ki onlar daha beter sjbdhs
0
Mesele sadece aksansa alışırsınız söylendiği gibi. Ama kişinin İngilizcesi kötüyse işiniz zor. Geçenlerde bir Japonla iş görüşmem oldu, Allah Yarabbi. Adam söyleneni anlıyor, ama derdini anlatana kadar hem onun hem karşısındakinin göbeği çatlıyor.
0
yukarıda söylenmiş, evet evrensel bir sorun ama iş yerinde maalesef beklentiler büyük. bence çinlilerin ingilizce konuştuğu altyazılı video izleyin.
0
alıştıkça geçecek bu kesin. bir de uzakdoğuluların aksanı gerçekten berbat ötesi berbat. yada iyi ama bizim kulağımız aşina değil diye anlamıyoruz:)
0
bir ileti paylastim
sizde açılıyor mu? neden giremiyorum sizce?http://doi.wiley.com/10.1111/j.1708-8208.2012.00475.x
0
goodz
Bunun için kullandığınız özel bir program vs var mı? Pek çok makine içeren deney düzenegini cizeceksiniz mesela
Bunun için kullandığınız özel bir program vs var mı? Pek çok makine içeren deney düzenegini cizeceksiniz mesela
0
diffarentiationation
türkiyede ilkokul, lise ve üniversite 1. sınıfta öğretilmeyen, bir insan mutlaka bilmeli dediğiniz yaşanmış, insanlığı büyük ölçüde etkilemiş neler aklınıza geliyor?hitler, 2. dünya savaşı, çin tarihi, komünizm, kore savaşı, mayalar gibi her telden olabilir.
türkiyede ilkokul, lise ve üniversite 1. sınıfta öğretilmeyen, bir insan mutlaka bilmeli dediğiniz yaşanmış, insanlığı büyük ölçüde etkilemiş neler aklınıza geliyor?
hitler, 2. dünya savaşı, çin tarihi, komünizm, kore savaşı, mayalar gibi her telden olabilir.
hitler, 2. dünya savaşı, çin tarihi, komünizm, kore savaşı, mayalar gibi her telden olabilir.
0
Yarı iletkenlerin ve dolayısıyla transistorun icadı. Elektronik cihazların ucuzlamasi, küçülmesi ve hızlanmasına yol açarak insanligin gelişimini hic olmadığı kadar hızlandırmıştır.
0
Osmanlı'nın son döneminin daha iyi incelenmesini ve okutulmasını isterdim. O zaman bu Osmanlı sevicilik olmazdı. İnsanlığı değil ama bizi etkiler.
0
asaf
1) yds 55 ales 60 şartı sağlayan nasıl bir yol izliyor? 2) mülakatın ağırlığı ne kadar önemli kabul edilmede?
1) yds 55 ales 60 şartı sağlayan nasıl bir yol izliyor?
2) mülakatın ağırlığı ne kadar önemli kabul edilmede?
2) mülakatın ağırlığı ne kadar önemli kabul edilmede?
0
“Tezli Yüksek Lisans ve Doktora programlarına giriş için; ALES sınav notunun %50’si, lisans veya yüksek lisans not ortalamasının %15’i, sınav puanının %25’i, yabancı dil (YDS veya eşdeğer puanın) puanının %10’nun ağırlıklı ortalaması hesaplanır. Ağırlıklı ortalaması Tezli Yüksek Lisans için 65, Doktora için 70 puanın altında olan ve giriş sınavına katılmayan aday programa kabul edilmez.”
MÜLAKAT İLE İLGİLİ BİLGİ YOK. AĞIRLIĞI VS? Sadece tarih bilgisi var.
MÜLAKAT İLE İLGİLİ BİLGİ YOK. AĞIRLIĞI VS? Sadece tarih bilgisi var.
0
sınav dediği giriş sınavı mı? Arş gör “bilim sınavı” tarzı öncü bir yazılı sınav değil mi?
0
rojhat
Hristiyan din insanları devletten maaş alıyorlar mı?
Hristiyan din insanları devletten maaş alıyorlar mı?
0
Turkiye'deki din adamlarindan mi bahsediyorsunuz?
Sanmiyorum. Zaten kiliseye yapilan bagislarla gecindiklerini duymustum.
Sanmiyorum. Zaten kiliseye yapilan bagislarla gecindiklerini duymustum.
0
yurtdisindan bahsediyorsan ulkesine gore degisir. isvicre'de maasindan kilise vergisi kesiliyor. hangi kiliseye(katolik, ortodoks vs) bagliysan o kiliselerin masraflari icin harcaniyor. istemiyorsan bu vergiyi vermeyebilirsin fakat o zaman kilise faaliyetlerinden(nikah, vaftiz vs) faydalanamiyorsun.
0
yunanistan'da rahipler bizdeki gibi devlet memuru imiş. çipras yakın zamanda bunu değiştirmeyi planlıyormuş.
0
Almanya'da da din vergisi var, kiliseyi kullaniyorsan vergi veriyorsun, masraflar o vergiden karsilaniyor. Sanirim calisanlar da buna dahil.
0
İsveç'te çok iyi kazanıyorlar diye duydum 50000 kron civarı maaşları var sanırım.
İsveç Kilisesi(Svenska Kyrkan)'nin kendi bütçesi var. Herkesten çok cüzi bir para cenaze vergisi kesiliyor her ay. Eğer kiliseye kayıtlı isen de başka bir aidat kesiliyor. Tüm bu paralar kilisenin bütçesine aktarılıyor, onlar da bünyesindeki tüm çalışanların ve din adamlarının maaşını ödüyor.
Bir de cenaze parası var, defin yeri ve mezarlık bakımı için senelik veya aylık aidat ödeniyor. Bu paralar da yine kilise bütçesine gidiyor.
İsveç Kilisesi(Svenska Kyrkan)'nin kendi bütçesi var. Herkesten çok cüzi bir para cenaze vergisi kesiliyor her ay. Eğer kiliseye kayıtlı isen de başka bir aidat kesiliyor. Tüm bu paralar kilisenin bütçesine aktarılıyor, onlar da bünyesindeki tüm çalışanların ve din adamlarının maaşını ödüyor.
Bir de cenaze parası var, defin yeri ve mezarlık bakımı için senelik veya aylık aidat ödeniyor. Bu paralar da yine kilise bütçesine gidiyor.
0
sagittal
Selamlar, duyurudaki akademisyenlere soru: ilk sözlü sunumunuz nasıl geçti? Eğer tecrübeniz varsa Avrupa’da sözlü sunum ve Türkiye’de sözlü sunum yapmak arasında fark var mı? Varsa nedir? Teşekkürler.
Selamlar, duyurudaki akademisyenlere soru: ilk sözlü sunumunuz nasıl geçti? Eğer tecrübeniz varsa Avrupa’da sözlü sunum ve Türkiye’de sözlü sunum yapmak arasında fark var mı? Varsa nedir? Teşekkürler.
0
Avrupa'da soru-cevap kisminda "soranin aksanini anlamazsam" diye bir endisem her seferinde oluyor, basima geldi cunku. Turkiye'de kongre Ingilizce olsa bile aksan problemi olmuyor. Bir de yurtdisi kongrelerde genelde daha ozellesmis alanlarda oturumlar oluyor, ya da konu direkt daraltilmis bir alan oluyor. O yuzden ayni alanda calisan daha uzman geliyor, bu da sorularin Turkiye'deki konferanslara gore daha detayli olmasina sebep oluyor.
En onemli sey stresin sizi etkisi altina almamasini saglamak. Elbette stres olacak ama onu kontrol edebilirsiniz.
En onemli sey stresin sizi etkisi altina almamasini saglamak. Elbette stres olacak ama onu kontrol edebilirsiniz.
0
Türkiye'de insanlar çok daha az soru soruyor, sorduklarında da sıklıkla gerçekten merak ettikleri için değil kendi düşüncelerini dinleyicilerle paylaşmak için "soruyorlar". Yurtdışında pek çok sunum yaptım ve genelde çalışmamla ilgili bana yardımcı olan, düşündüren sorular geldi. Bunun dışında aklıma gelen bir fark yok.
0
Nefe
Merhabalar,Tezim için anket datamı düzenlemeye ve analiz etmeye başladım. R kullanıyorum fakat yeni olduğum için basit ve temel sorunlar yaşıyorum. Yardımcı olabilecek var mıdır?teşekkrüler!resim: https://eksiup.com/7c4353623235Resimdeki (beyaz kısım) tablonun mantığında bir data table'ım var. "appe
Merhabalar,
Tezim için anket datamı düzenlemeye ve analiz etmeye başladım. R kullanıyorum fakat yeni olduğum için basit ve temel sorunlar yaşıyorum. Yardımcı olabilecek var mıdır?
teşekkrüler!
resim: eksiup.com
Resimdeki (beyaz kısım) tablonun mantığında bir data table'ım var. "appealing1"daki değerler product1 için "appealing2"dakiler product2 için. ben yeşil olarak boyadığım columnları oluşturmak istiyorum.
Tezim için anket datamı düzenlemeye ve analiz etmeye başladım. R kullanıyorum fakat yeni olduğum için basit ve temel sorunlar yaşıyorum. Yardımcı olabilecek var mıdır?
teşekkrüler!
resim: eksiup.com
Resimdeki (beyaz kısım) tablonun mantığında bir data table'ım var. "appealing1"daki değerler product1 için "appealing2"dakiler product2 için. ben yeşil olarak boyadığım columnları oluşturmak istiyorum.
0
Sorabilirsiniz. Hatta buraya yazarsaniz belki baskalari aradiginda bulur, isine yarar.
0
Tam olarak ne istediginizi anladim mi emin degil ama bu haliyle reshape pakedinden "melt" fonksiyonunu kullanarak yapabilirmissiniz gibi duruyor. Ben de ornegi tekrarlamaya calisiyorum, siz bu arada "melt" fonksiyonunu google'layin isterseniz.
0
Biraz daginik bir cozum oldu ama tam istediginizi veriyor su: prntscr.com
df$interesting <- NA
df$appealing <- NA
for (cases in unique(df$case)){
for (pro in 1:length(unique(df$product))){
indx <- which(df$product==pro)
intname <- paste0("i",pro)
df$interesting[indx] <- df[indx,names(df) == intname]
apname <- paste0("a",pro)
df$appealing[indx] <- df[indx,names(df) == apname]
}
}
df$interesting <- NA
df$appealing <- NA
for (cases in unique(df$case)){
for (pro in 1:length(unique(df$product))){
indx <- which(df$product==pro)
intname <- paste0("i",pro)
df$interesting[indx] <- df[indx,names(df) == intname]
apname <- paste0("a",pro)
df$appealing[indx] <- df[indx,names(df) == apname]
}
}
0
denizzz
e-imza ile kamu kurumlarına vs gitmeden hangi işlemleri gerçekleştiriyorsunuz?
e-imza ile kamu kurumlarına vs gitmeden hangi işlemleri gerçekleştiriyorsunuz?
0
yapmışlığım yok ama ikametini değiştirebiliyorsun e-devlet üzerinden e-imza ile.
0
Bizim iş yerindeki doktorda ve isg mühendisinde var.
Doktor, reçete dışında sadece ikamet bilgilerini güncellemede kullandı..
İsgci, bilirkişi işlemleri ve mahkeme olaylarında kullanıyor.
Doktor, reçete dışında sadece ikamet bilgilerini güncellemede kullandı..
İsgci, bilirkişi işlemleri ve mahkeme olaylarında kullanıyor.
0
işim için günde onlarca kez kullanıyorum ama iş dışında bugüne kadar sadece e-devleti açarken kullandım.
0
gümrük müşavirleri için ; gümrük idarelerine başvurular için kullanılıyor (tek pencere sistemi, beyanname tescil, bir sürü şey işte)
0
kavimlergocundekaybolanvelet
Merhabalar,Tez ve makaleler için kullanmak üzere bir çizim programı öğrenmek istiyorum. Durum şu ki mesela iki kimyasalı karıştırmışım, kürecikler elde etmişim, ya tüpler yapmışım yüzeyini kaplamışım, ya da bir matrix oluşturup ilaçları matrixe tutturmuşum falan böyle şeyleri çizebilmemi sağlayacak
Merhabalar,
Tez ve makaleler için kullanmak üzere bir çizim programı öğrenmek istiyorum.
Durum şu ki mesela iki kimyasalı karıştırmışım, kürecikler elde etmişim, ya tüpler yapmışım yüzeyini kaplamışım, ya da bir matrix oluşturup ilaçları matrixe tutturmuşum falan böyle şeyleri çizebilmemi sağlayacak programlar nedir bilmek ve öğrenmek istiyorum. Eğitim hayatım boyunca deney yapmayı öğreniyorum fakat bu deney aşamalarını, kimyasal yapılarını, etki mekanizmalarını yayınlar için görselleştirme konusunda sınıfta kalıyorum. Lütfen yeşillendirin sözlük, çayınızı kahvenizi eksik etmeyeceğim sözüm olsun.
Teşekkürler
Tez ve makaleler için kullanmak üzere bir çizim programı öğrenmek istiyorum.
Durum şu ki mesela iki kimyasalı karıştırmışım, kürecikler elde etmişim, ya tüpler yapmışım yüzeyini kaplamışım, ya da bir matrix oluşturup ilaçları matrixe tutturmuşum falan böyle şeyleri çizebilmemi sağlayacak programlar nedir bilmek ve öğrenmek istiyorum. Eğitim hayatım boyunca deney yapmayı öğreniyorum fakat bu deney aşamalarını, kimyasal yapılarını, etki mekanizmalarını yayınlar için görselleştirme konusunda sınıfta kalıyorum. Lütfen yeşillendirin sözlük, çayınızı kahvenizi eksik etmeyeceğim sözüm olsun.
Teşekkürler
0
Ben Mac'te su programi kullaniyorum illustrasyonlar icin: www.graphic.com
Kullanimi oldukca basit. Illustrator gibi ucan kacan seyler yapmiyor, basitligi de buradan geliyor. Verileri grafiklere dokmek icin de R ya da Python kullaniyorum. Makalelerde gayet yeterli oluyor bunlar. Daha ileri gorsellestirmeler icin tabii Photoshop ve Illustrator gerekebilir.
Kullanimi oldukca basit. Illustrator gibi ucan kacan seyler yapmiyor, basitligi de buradan geliyor. Verileri grafiklere dokmek icin de R ya da Python kullaniyorum. Makalelerde gayet yeterli oluyor bunlar. Daha ileri gorsellestirmeler icin tabii Photoshop ve Illustrator gerekebilir.
0
idrakedene
merhaba, macbook'un var kullanmaya pek alışamadım. mouse ile kullanmak istiyorum.usb-c girişi olduğu için usb-tak çalıştır mouselarımı kullanamıyorum sizce nasıl bir yol izleyeyeyim? 1- usb-c dönüştürücü al, hem lazım olur hem genel mouseları kullanırsın2- macbook uyumlu (usb alıcısız bir kablosuz m
merhaba,
macbook'un var kullanmaya pek alışamadım.
mouse ile kullanmak istiyorum.
usb-c girişi olduğu için usb-tak çalıştır mouselarımı kullanamıyorum
sizce nasıl bir yol izleyeyeyim?
1- usb-c dönüştürücü al, hem lazım olur hem genel mouseları kullanırsın
2- macbook uyumlu (usb alıcısız bir kablosuz mouse) satın al - böyle bir ürün bulamadım piyasada..
3- apple magic mouse satın al (çok pahalı olduğundan almak istemiyorum)
macbook'un var kullanmaya pek alışamadım.
mouse ile kullanmak istiyorum.
usb-c girişi olduğu için usb-tak çalıştır mouselarımı kullanamıyorum
sizce nasıl bir yol izleyeyeyim?
1- usb-c dönüştürücü al, hem lazım olur hem genel mouseları kullanırsın
2- macbook uyumlu (usb alıcısız bir kablosuz mouse) satın al - böyle bir ürün bulamadım piyasada..
3- apple magic mouse satın al (çok pahalı olduğundan almak istemiyorum)
0
1- Usb-c donusturucu al, baska seyler icin de lazim oluyor. Ben HyperDrive kullaniyorum, bayagi memnunum.
2- Bluetooth mouse diye bakarsaniz bulursunuz. Microsoft kullaniyorum, ondan da memnunum. USB donusturuculu kullandigimda pek verim alamadim. O yuzden donusturucu olsa bile bluetooth oneriyorum.
3- Cok pahali.
2- Bluetooth mouse diye bakarsaniz bulursunuz. Microsoft kullaniyorum, ondan da memnunum. USB donusturuculu kullandigimda pek verim alamadim. O yuzden donusturucu olsa bile bluetooth oneriyorum.
3- Cok pahali.
0
3- magic mouse ergonomik degil, en azindan cogu kisi icin. bi apple store'da deneyin begenirseniz alin, epey kullanisli da olabiliyor.
1- apple'in official donusturucusu bok gibi gorunuyor. daha boyle macbook tasarimina benzeyen, slot gibi takilan, icinde bicok port olan versiyonlari tavsiye ederim. aliexpress'ten falan hem ucuz hem kaliteli bisiler bulabilirsiniz iyi saticilardan.
2- ben usb'li wireless mouse kullaniyorum 2015 pro'm oldugu icin ama onda bile rahatsiz ediyor tak cikar vay kayboldu falan. daha yeni o usb alicinin kabi cikti mesela. ben de ustteki arkadas gibi bluetooth mouse oneririm. ben de alicam en kisa zamanda. logitech m280 kullaniyorum suan, ona benzer boyut ve ergonomide bisi bakiorum.
1- apple'in official donusturucusu bok gibi gorunuyor. daha boyle macbook tasarimina benzeyen, slot gibi takilan, icinde bicok port olan versiyonlari tavsiye ederim. aliexpress'ten falan hem ucuz hem kaliteli bisiler bulabilirsiniz iyi saticilardan.
2- ben usb'li wireless mouse kullaniyorum 2015 pro'm oldugu icin ama onda bile rahatsiz ediyor tak cikar vay kayboldu falan. daha yeni o usb alicinin kabi cikti mesela. ben de ustteki arkadas gibi bluetooth mouse oneririm. ben de alicam en kisa zamanda. logitech m280 kullaniyorum suan, ona benzer boyut ve ergonomide bisi bakiorum.
0
2. El magic mouse alabilirsin. 150 ye aldım sahibindenden. Yine az değil ama en azından 750 değil.
0
Bluetoothlu bir mouse al kesinlikle. Zaten az usb portu oldugu için alıcılı mouse sorun olabiliyor.mirosoft 3600 modeli f/p olarak iyidir.
0
usb-c donusturucu hakkinda bir bilgi paylasayim:
ya bu port da olsun bu da olsun icinde bicok port olsun falan demeyin. neye ihtiyaciniz varsa o islevi gorecek bir donusturucu alin usb 3.0 ve sd card mesela sadece 2 portlu bir donusturucu alin, sebebi ise sadece mouse kullansaniz bile diger portlarin da devamli aktif olmasi ve macbook'un bataryasini somurmesi. 8 saatlik kullanim 4 saate inebiliyor bu yuzden. aklinizda bulunsun.
magic kullanissiz +1
www.reddit.com
ya bu port da olsun bu da olsun icinde bicok port olsun falan demeyin. neye ihtiyaciniz varsa o islevi gorecek bir donusturucu alin usb 3.0 ve sd card mesela sadece 2 portlu bir donusturucu alin, sebebi ise sadece mouse kullansaniz bile diger portlarin da devamli aktif olmasi ve macbook'un bataryasini somurmesi. 8 saatlik kullanim 4 saate inebiliyor bu yuzden. aklinizda bulunsun.
magic kullanissiz +1
www.reddit.com
0
diffarentiationation
ateşin kontrol edilmesinden, yazının bulunmasına, ilk insanlardan günümüze kadar olan bütün tarihi öğrenmek istiyorum. ilk homo erectus'lar afrika'dan şuraya geçti, şu ülkeye geldiler, burada şu devletleri kurdular, bugün burası hindistan gibi.buradan da ülkelerin tarihine geçmek istiyorum tek tek.
ateşin kontrol edilmesinden, yazının bulunmasına, ilk insanlardan günümüze kadar olan bütün tarihi öğrenmek istiyorum. ilk homo erectus'lar afrika'dan şuraya geçti, şu ülkeye geldiler, burada şu devletleri kurdular, bugün burası hindistan gibi.
buradan da ülkelerin tarihine geçmek istiyorum tek tek. çok mu abartı bu istediğim? türklerle ilgili lise 1'den 4'e kadar gördüğümüz şeyleri her ülke için öğrenmek istiyorum. zamanım bol.
nasıl bir yol izlemeliyim?
buradan da ülkelerin tarihine geçmek istiyorum tek tek. çok mu abartı bu istediğim? türklerle ilgili lise 1'den 4'e kadar gördüğümüz şeyleri her ülke için öğrenmek istiyorum. zamanım bol.
nasıl bir yol izlemeliyim?
0
Ders niteliğinde olmasındansa eğlenceli hale getirmen daha iyi olabilir.
Ben olsam belgeseller izleyerek başlar daha sonra resimli ansiklopedilere geçerdim.
Zaten bu sekilde sen de merak uyandiran ayrintilari daha da arastirmaya baslar boylece yavas yavas bilgi hazneni genisletirsin.
Ben olsam belgeseller izleyerek başlar daha sonra resimli ansiklopedilere geçerdim.
Zaten bu sekilde sen de merak uyandiran ayrintilari daha da arastirmaya baslar boylece yavas yavas bilgi hazneni genisletirsin.
0
Bir Nefeste Dünya Tarihi
Emma Marriott
En Kısa Dünya Tarihi
Christopher Lascelles ya da
Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi - E. H. Gombrich gibi bir kitapla başlayın. ilgi alanınıza göre devam edersiniz. ülke ülke değil dönemsel ilerlemek mantıklı.
Emma Marriott
En Kısa Dünya Tarihi
Christopher Lascelles ya da
Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi - E. H. Gombrich gibi bir kitapla başlayın. ilgi alanınıza göre devam edersiniz. ülke ülke değil dönemsel ilerlemek mantıklı.
0
Ben olsam Jared Diamond - Guns, Germs and Steel ve Yuval Harari - Sapiens ile başlardım. Eğer spesifik olayların derinine inmek isterseniz kaynakçalarına bakabilirsiniz. Hem okuması da epey zevkli. Lisedeki tarih dersleri gibi insanın üzerine yıl - savaş - sebep atıp geçen klasik tarih kitapları değiller. Hatta ikisi de sadece tarih kitabı değil.
0
NTV yayınları Dünya Tarihi kitabını al yeter. İstediğin şeyi yapman mümkün değil gibi.
0
Tüfek, mikrop, çelik'te bilimsel bilgiler bayağı eskidi. Yine de okumaya değer ama bilgiler açısından dikkatli okuman lazım. Sapiens'te zaten birçok yanlış bilgi var. İngilizce biliyorsan David Reich'ın "Who we are and how we got here" kitabı var, geçen sene çıktı. İnsanlık tarihi açısından iyi olur.
0
ManikD
Herkese Merhaba4 5 tane a3 boyutunda kağıda kitapçık formatında çıktı alıp ortadan katlayıp a4 boyutu mini kitapçılar yapmam gerek. Bu kitapçıkları nasıl ortadan zımbalarım? Malum normal zımbalar ile bunu kağıdı kırıştırmadan yapmak çok zor. İlla buna özel alet vardır bence. Yada başka önerisi olan
Herkese Merhaba
4 5 tane a3 boyutunda kağıda kitapçık formatında çıktı alıp ortadan katlayıp a4 boyutu mini kitapçılar yapmam gerek. Bu kitapçıkları nasıl ortadan zımbalarım? Malum normal zımbalar ile bunu kağıdı kırıştırmadan yapmak çok zor. İlla buna özel alet vardır bence. Yada başka önerisi olan var mı?
Teşekkürler şimdiden
4 5 tane a3 boyutunda kağıda kitapçık formatında çıktı alıp ortadan katlayıp a4 boyutu mini kitapçılar yapmam gerek. Bu kitapçıkları nasıl ortadan zımbalarım? Malum normal zımbalar ile bunu kağıdı kırıştırmadan yapmak çok zor. İlla buna özel alet vardır bence. Yada başka önerisi olan var mı?
Teşekkürler şimdiden
0
euteamo
Göbeklitepe üzerine yakın tarihli yazılmış kitap-makale tavsiyelerini üzerime atabilir misiniz? çok fazla kitap var ama sanki konu gündemde hadi yazalım diye yazılmış şeyler, ciddi araştırma vs ile yazılmış bildiğiniz kaynak var mı?Şimdiden teşekkürler
Göbeklitepe üzerine yakın tarihli yazılmış kitap-makale tavsiyelerini üzerime atabilir misiniz? çok fazla kitap var ama sanki konu gündemde hadi yazalım diye yazılmış şeyler, ciddi araştırma vs ile yazılmış bildiğiniz kaynak var mı?
Şimdiden teşekkürler
Şimdiden teşekkürler
0
klaus schmidt'in kitabını arkeoloji yayınları zaman zaman bassa da hızla tükeniyor, nadirkitap'a çok yüksek fiyattan düşüyor
burayı takip et istersen
www.arkeolojisanat.com
burayı takip et istersen
www.arkeolojisanat.com
0
Klaus Schmidt'ten sorulur gobekli tepe. Kitabi da var. Onu al. Orada da satiliyor hatta. Biz oradayken oradaki stok bitmisti o an:) Kendisi de oradaydi.
0
evet ama schmidt'in kitabı 2007'de çıkmış. daha yeni bişiler yok mu anlamında sormuştum aslında. şu anda kazı yapanlar bişi yazmamış mı?
0
Kazilar devam ediyor ama Schmidt'in yazdiklari hala guncel cogunlukla. Tezlere ve makalelere bakabilirsiniz. En gunceli makalelerdir.
0
manivela
Science, Nature filan onlar da olur ama daha çok bilim insanlarının - akademisyenlerin makale yayınladığı türden dergileri kastediyorum.Sosyal bilimler alanında da olur, daha iyi olur hatta
Science, Nature filan onlar da olur ama daha çok bilim insanlarının - akademisyenlerin makale yayınladığı türden dergileri kastediyorum.Sosyal bilimler alanında da olur, daha iyi olur hatta
0
Macromolecules
Nanoletters
Soft matter
Advanced functional materials
Chemical sience
Polymer
Nanoletters
Soft matter
Advanced functional materials
Chemical sience
Polymer
0
aydonno
bugünden başlayarak geçtiğimiz son 5-6 ay içinde tüm üniversitelerin verdiği akademik ilanlara baktım, bölümüm için toplamda 6 adet araştırma görevlisi ilanı gördüm. (lisans son sınıf öğrencisiyim)1.bu nasıl bir rakam sizce? bölüm mütercim tercümanlık/çeviribilim. yeni bir bölüm sayılır ama son yıll
bugünden başlayarak geçtiğimiz son 5-6 ay içinde tüm üniversitelerin verdiği akademik ilanlara baktım, bölümüm için toplamda 6 adet araştırma görevlisi ilanı gördüm. (lisans son sınıf öğrencisiyim)
1.bu nasıl bir rakam sizce? bölüm mütercim tercümanlık/çeviribilim. yeni bir bölüm sayılır ama son yıllarda birçok yerde açılmış. kadro ihtiyacı olan/olacak bir bölüm denebilir mi? yoksa tam tersi mi?
ya her ne kadar yıllar içinde sayısı artmış bi bölüm olsa da örnek veriyorum tarih, türk dili, mühendislik vs. gibi her yerde olan bölümlere göre sayısı oldukça az, dolayısıyla akademisyen ihtiyacı da az olan bir bölüm. bunun iyi mi kötü mü olduğundan da emin değilim gerçi. rakiplerin az olması, bölümün olduğu en iyi üç üniversiteden birinden mezun olmam avantaj olabilir mi?
2. baktığım ilanların içinde yalnızca birinde 50d kapsamında atanacaktır yazıyordu, bunun belirtilmediği ilanlarda kadronun kalıcı olduğunu mu varsayıyoruz?
3. bölümün araştırma görevlisi kadrosu dışında, ingilizce öğretim görevlisi ilanlarına da baktım. asıl istediğim o çünkü. bu ilanların çok daha fazla olacağını düşünmüştüm ama yalnızca 2 tane gördüm, yine son 6 ay içinde.
bin tane özel üniversite açıldı hepsinde hazırlık var, devlet üniversitelerinde de çoğunda hazırlık var, seçmeli ya da zorunlu ingilizce dersi alan bölümler var vs. o yüzden daha çok açılan bi kadrodur diye düşünüyordum, neden öyle değil?
bunun daha kolay olacağını düşünmüştüm açıkçası bölümde arş. görevlisi olmaktan, ama daha az ilanı çıktı. linkedin'de english instructor yazınca çıkan profillere bakmıştım; herkes müt.ter/edeb/öğrt. üçünden birinden mezun olmuş, yine üçünden birinden yüksek yaparken/yaptıktan sonra üniversitede öğretim görevlisi olmuş. olana kadar özel kurumlarda çalışılmış vs. ama yıllaaar boyunca değil öyle, genç insanlar yani hepsi. bölümüme çok bayılmadığım için bu seçeneği daha yakın görmüştüm kendime ama dediğim gibi ilan sayısının azlığı düşündürdü beni. bu konuda ne dersiniz acaba? inşallah bi şeyler dersiniz :(
teşekkürler şimdiden.
1.bu nasıl bir rakam sizce? bölüm mütercim tercümanlık/çeviribilim. yeni bir bölüm sayılır ama son yıllarda birçok yerde açılmış. kadro ihtiyacı olan/olacak bir bölüm denebilir mi? yoksa tam tersi mi?
ya her ne kadar yıllar içinde sayısı artmış bi bölüm olsa da örnek veriyorum tarih, türk dili, mühendislik vs. gibi her yerde olan bölümlere göre sayısı oldukça az, dolayısıyla akademisyen ihtiyacı da az olan bir bölüm. bunun iyi mi kötü mü olduğundan da emin değilim gerçi. rakiplerin az olması, bölümün olduğu en iyi üç üniversiteden birinden mezun olmam avantaj olabilir mi?
2. baktığım ilanların içinde yalnızca birinde 50d kapsamında atanacaktır yazıyordu, bunun belirtilmediği ilanlarda kadronun kalıcı olduğunu mu varsayıyoruz?
3. bölümün araştırma görevlisi kadrosu dışında, ingilizce öğretim görevlisi ilanlarına da baktım. asıl istediğim o çünkü. bu ilanların çok daha fazla olacağını düşünmüştüm ama yalnızca 2 tane gördüm, yine son 6 ay içinde.
bin tane özel üniversite açıldı hepsinde hazırlık var, devlet üniversitelerinde de çoğunda hazırlık var, seçmeli ya da zorunlu ingilizce dersi alan bölümler var vs. o yüzden daha çok açılan bi kadrodur diye düşünüyordum, neden öyle değil?
bunun daha kolay olacağını düşünmüştüm açıkçası bölümde arş. görevlisi olmaktan, ama daha az ilanı çıktı. linkedin'de english instructor yazınca çıkan profillere bakmıştım; herkes müt.ter/edeb/öğrt. üçünden birinden mezun olmuş, yine üçünden birinden yüksek yaparken/yaptıktan sonra üniversitede öğretim görevlisi olmuş. olana kadar özel kurumlarda çalışılmış vs. ama yıllaaar boyunca değil öyle, genç insanlar yani hepsi. bölümüme çok bayılmadığım için bu seçeneği daha yakın görmüştüm kendime ama dediğim gibi ilan sayısının azlığı düşündürdü beni. bu konuda ne dersiniz acaba? inşallah bi şeyler dersiniz :(
teşekkürler şimdiden.
0
Son 6 aya cok bakma. Temmuzdan-Araliga kadar ilan cikmadi yonetmelik gelecek diye. Butce aciklanmadigi icin Ocak ayinda da cikmadi. Bolumle ilgili cok bilgim yok, ona bilen cevap versin.
2- Hayir. Tum ars gor kadrolari 50/d artik. Belirmesi onemli degil.
2- Hayir. Tum ars gor kadrolari 50/d artik. Belirmesi onemli degil.
0
ceviri bölümleri özelinde konusursak:
1- son 5-6 ayda 6 tane ilan cok bile. cogu mütercim tercümanlik bölümünün kadrosu halihazirda dolu, yeni elemanda alinmiyor. alanlar da arastirma görevlisi ilani vermiyor cünkü arastirma görevlisi alirsan, o arastirma görevlisinin yl doktora yapacagi yer yok. diyelim ki mersin üniversitesine kadro actin bir tane, aldıktan 1 ay sonra ben istanbula yl doktora yapmaya gidiyorum diyecek 5 yil gelmeyecek. o zaman aldigin eleman senin isine yaramayacak.
2- son bir yildir yök kadrolarla ilgili bir cok degisiklik yapti, kim neye göre kadro isteyecegini şaşirdi. o sebeple cogu üniversite dogru düzgün kadro basvurusu yapmadi. üniversitelere kadro tahsisi önce cumhurbaskanligi yetkisi altina alindi, cb izin vermeden kadro acilmayacak dendi, sonra yetki hala cb'da ama simdilik yök kullansin dedi. yök de yetkisi olmayip sorumlulugu olan bir işin altina girmek istemiyor. o da agirdan aliyor kadro işlerini.
3- okutmanlik kadrosu istiyorsan eger, okutmanlik kadrolarında en az yl sarti getirildi, neredeyse tüm üniversiteler yl olmayan eleman almiyorlar, bir de cogu en az 2-3 sene üniversite düzeyinde deneyim istiyor. bu sebeple disaridan okutman olarak girmen cok zor, bir üniversitedeki okutman digerine basvuruyor, oraya geciyor. bunun bir sebebi de güvenlik sorusturmasi. eger hali hazirda devlet memuru degilsen, ilk defa memuriyete baslayacaksan güvenlik sorusturmasina tabi olacaksin, bu da (simdilerde daha kisalmakla beraber) en az 3 ay ile 1 yil arasında degisen bir süre kadroya girdigin halde göreve başlayamiyorsun demek. ama halihazirda bir yerde okutman isen bir baska devlet üniversitesine gececeksen, güvenlik sorusturmasina tabi degilsin. hemen başliyorsun. bu sebeple üniversiteler okutman kadrosunu aciklarken disaridan kimsenin giremeyecegi sekilde kadro aciklamayi tercih ediyorlar.
3- özel üniversitelerde durum daha farkli, daha kisisel iliskilerle yürüyor. sinavlarda torpil konusunda herkes devlet üniversitelerine yükleniyor ama özel üniversitelerdeki hocaların cv lerini acin bir okuyun lütfen, nereden nereye gelmis insanlar. torpilin hası özel üniversitelerde dönüyor.
4- akademik kariyer istiyorsan, tercihen yurtdisinda yl a başla, bitir, sonra tekrar düsünürsün. hala istiyorsan devam edersin.
1- son 5-6 ayda 6 tane ilan cok bile. cogu mütercim tercümanlik bölümünün kadrosu halihazirda dolu, yeni elemanda alinmiyor. alanlar da arastirma görevlisi ilani vermiyor cünkü arastirma görevlisi alirsan, o arastirma görevlisinin yl doktora yapacagi yer yok. diyelim ki mersin üniversitesine kadro actin bir tane, aldıktan 1 ay sonra ben istanbula yl doktora yapmaya gidiyorum diyecek 5 yil gelmeyecek. o zaman aldigin eleman senin isine yaramayacak.
2- son bir yildir yök kadrolarla ilgili bir cok degisiklik yapti, kim neye göre kadro isteyecegini şaşirdi. o sebeple cogu üniversite dogru düzgün kadro basvurusu yapmadi. üniversitelere kadro tahsisi önce cumhurbaskanligi yetkisi altina alindi, cb izin vermeden kadro acilmayacak dendi, sonra yetki hala cb'da ama simdilik yök kullansin dedi. yök de yetkisi olmayip sorumlulugu olan bir işin altina girmek istemiyor. o da agirdan aliyor kadro işlerini.
3- okutmanlik kadrosu istiyorsan eger, okutmanlik kadrolarında en az yl sarti getirildi, neredeyse tüm üniversiteler yl olmayan eleman almiyorlar, bir de cogu en az 2-3 sene üniversite düzeyinde deneyim istiyor. bu sebeple disaridan okutman olarak girmen cok zor, bir üniversitedeki okutman digerine basvuruyor, oraya geciyor. bunun bir sebebi de güvenlik sorusturmasi. eger hali hazirda devlet memuru degilsen, ilk defa memuriyete baslayacaksan güvenlik sorusturmasina tabi olacaksin, bu da (simdilerde daha kisalmakla beraber) en az 3 ay ile 1 yil arasında degisen bir süre kadroya girdigin halde göreve başlayamiyorsun demek. ama halihazirda bir yerde okutman isen bir baska devlet üniversitesine gececeksen, güvenlik sorusturmasina tabi degilsin. hemen başliyorsun. bu sebeple üniversiteler okutman kadrosunu aciklarken disaridan kimsenin giremeyecegi sekilde kadro aciklamayi tercih ediyorlar.
3- özel üniversitelerde durum daha farkli, daha kisisel iliskilerle yürüyor. sinavlarda torpil konusunda herkes devlet üniversitelerine yükleniyor ama özel üniversitelerdeki hocaların cv lerini acin bir okuyun lütfen, nereden nereye gelmis insanlar. torpilin hası özel üniversitelerde dönüyor.
4- akademik kariyer istiyorsan, tercihen yurtdisinda yl a başla, bitir, sonra tekrar düsünürsün. hala istiyorsan devam edersin.
0
"bu sebeple üniversiteler okutman kadrosunu aciklarken disaridan kimsenin giremeyecegi sekilde kadro aciklamayi tercih ediyorlar."
bunu hiç anlamadım. "gizli" şekilde mi açıklanıyor yani, nasıl oluyor ki o?
bunu hiç anlamadım. "gizli" şekilde mi açıklanıyor yani, nasıl oluyor ki o?
0
kablelvuku
Özel bir üniversitede burslu tezli yüksek lisans yapıyorum. 5. Dönemdeyim. Bugün ders kaydı yaparken "normal öğrenim süresini aştığınız için bursunuz bitmiştir" ibaresi çıktı. Üniversitede ilgili kişiye ulaşamadığım için soruyorum; normal öğrenim süresi 4 yarıyıl mı? 6 değil miydi? Şu aşamada para ö
Özel bir üniversitede burslu tezli yüksek lisans yapıyorum. 5. Dönemdeyim. Bugün ders kaydı yaparken "normal öğrenim süresini aştığınız için bursunuz bitmiştir" ibaresi çıktı.
Üniversitede ilgili kişiye ulaşamadığım için soruyorum; normal öğrenim süresi 4 yarıyıl mı? 6 değil miydi?
Şu aşamada para ödemek istemiyorum. Direkt kaydı mı sildireceğim yoksa tezsiz diploması alabilir miyim? Sadece tez yazım aşaması kaldı bende.
Üniversitede ilgili kişiye ulaşamadığım için soruyorum; normal öğrenim süresi 4 yarıyıl mı? 6 değil miydi?
Şu aşamada para ödemek istemiyorum. Direkt kaydı mı sildireceğim yoksa tezsiz diploması alabilir miyim? Sadece tez yazım aşaması kaldı bende.
0
black mamba
sözlükte sürekli başlıklar açılıyor. bunun olması gerekeni nedir? 2 durum var sanırım. bazıları ales'ten yüksek puan alan girmeli ve mülakattan aldığı puan çok fazla düşürülmemelidir diyor. bazıları da hoca istediğini alır, sonuçta birlikte araştırma yapacak bu yüzden mülakattan düşük puan vererek e
sözlükte sürekli başlıklar açılıyor. bunun olması gerekeni nedir? 2 durum var sanırım. bazıları ales'ten yüksek puan alan girmeli ve mülakattan aldığı puan çok fazla düşürülmemelidir diyor. bazıları da hoca istediğini alır, sonuçta birlikte araştırma yapacak bu yüzden mülakattan düşük puan vererek eleyebilir diyor. her okulda var sanırım böyle bir şey. bir asistan hangi yolla alınmalı?
0
gayet normal bunlar. arkadaşların akademiyle pek alakaları olmadığı için abartıyorlar olayı.
0
Kesinlikle hocaların/bölümlerin akademik personel alımlarda daha fazla özerkliğe sahip olmalarını savunuyorum. Belli temel kriterler ancak kurum (YÖK değil, üniversite/enstitü) tarafından belli kaliteyi, standartları korumak adına talep edilebilir. Ancak bunlar da genel geçer kriterlerdir (dil becerileri mesela).
Bölümler/hocalar da doğrudan birisini alabilmelidirler de, ilan açıp başvuranlardan kendileri özgürce seçebilmelidirler de. Ama ipin koptuğu nokta buradaki kriterler. Burada kriter olarak hocanın rahatça kendi işlerini kitleyebileceği, bölüm içi savaşlarda kendisinin neferi olarak çalışabilecek, mobbinge ses etmeyecek kişi araması ya da sadece politik görüşü, eş dost hatrını gözetmesi gibi durumlar olmamalıdır.
İşte işin özü bu yozlaşmışlığın akademide rutin haline gelmiş olması. Bunun önüne geçmek için de ne yasa ne kural ne sınav koyarsanız koyun ahlaksızlık en derinlere çoktan nüfuz etmiş olduğundan bir şekilde o kuralların etrafını dolanıp aynı boku yiyebiliyorlar.
Bölümler/hocalar da doğrudan birisini alabilmelidirler de, ilan açıp başvuranlardan kendileri özgürce seçebilmelidirler de. Ama ipin koptuğu nokta buradaki kriterler. Burada kriter olarak hocanın rahatça kendi işlerini kitleyebileceği, bölüm içi savaşlarda kendisinin neferi olarak çalışabilecek, mobbinge ses etmeyecek kişi araması ya da sadece politik görüşü, eş dost hatrını gözetmesi gibi durumlar olmamalıdır.
İşte işin özü bu yozlaşmışlığın akademide rutin haline gelmiş olması. Bunun önüne geçmek için de ne yasa ne kural ne sınav koyarsanız koyun ahlaksızlık en derinlere çoktan nüfuz etmiş olduğundan bir şekilde o kuralların etrafını dolanıp aynı boku yiyebiliyorlar.
0
ales akademik bilgiyi ölçen bir sınav değil. Türkçe matematikte fullemek çok iyi bir akademisyen olunabilecek anlamına gelmiyor. Sıkıntı ales'in bir kriter olarak var olması. Ales kalksa kimse çalışmasa emek vermese daha anlamlı değerlendirme olur.
0
naif hayvan + 1
Universite ozerkliginden hicbir kosulda taviz verilemez. KPSS ile atanamayan, devlete kapagi atmak icin ALES kasiyor. Universite sisteminden haberi olmayan insanlar, "merkezi sinav gelsin, universitenin bir soz hakki olmasin" istiyor. Diger yandan ozerklik taninan hocalar da gercekten calisacak insan yerine canta tasitacak insan ariyorlar. Durum boyle olunca da iki ucu boklu oluyor. Her sey en basindan kokmus vaziyette.
Universite ozerkliginden hicbir kosulda taviz verilemez. KPSS ile atanamayan, devlete kapagi atmak icin ALES kasiyor. Universite sisteminden haberi olmayan insanlar, "merkezi sinav gelsin, universitenin bir soz hakki olmasin" istiyor. Diger yandan ozerklik taninan hocalar da gercekten calisacak insan yerine canta tasitacak insan ariyorlar. Durum boyle olunca da iki ucu boklu oluyor. Her sey en basindan kokmus vaziyette.
0
@cosmic asistan ile araştırma yapacak kişi aynı değil mi? bilmediğim için soruyorum. sonuçta asistan hocaya araştırmalarında yardım edecek kişi değil mi?
0
bu "ama hoca kendi istediği öğrenci ile çalışmalı" kafası büyüp siyasal iktidara gelince "ama akrabasıyla, hemşeriysiyle çalışması gayet normal, niye tanımadığı insanlarla çalışsın" oluyor.
ikincisine şiddetle itiraz edenler birincisini normal sayıyor.
ikincisine şiddetle itiraz edenler birincisini normal sayıyor.
0
sistem tamamen yanlış olduğu için çıkıyor sorunlar. her hocaya bütçe ver hem araştırma hem asistan için ve her yıl sonu verdiği akademik ürüne göre bütçeyi artır, azalt ya da kaldır. o zaman kimse gerizekalı akrabalarını dolduramaz.
şimdiki sistemde adam yanına asistan değil devlet memuru kadrosuna adam sokuyor.
şimdiki sistemde adam yanına asistan değil devlet memuru kadrosuna adam sokuyor.
0
Çare test usulü merkezi sınavlar olamaz, bu çok açık. Üniversiteler akademik personellerini seçme konusunda özerk olmalı. Kendini ifade etme becerisi sıfır olan bir insan bu testlerden çok yüksek puan alabilir; bana böyle birisi asistan olarak "atansa" kendimi camdan atardım. Ya da apartman üniversitelerinde veya son yıllarda "her ile bir üniversite" programı kapsamında kurulan üniversitelerden mezun olan birinin sonradan test çözerek Türkiye'nin önde gelen üniversitelerine asistan olması saçma olur. Asistanı alacak üniversite tarafından belli not ortalaması, dil bilme şartı (ki YDS'yi falan geçiniz; dil bilgisi ölçme konusu apayrı bir tartışma) aranır; adaylar arasından en parlak olan ve gelecek vaat edeni ise alınır. Adayın alanının temel kavramlarına hakim olup olmadığına ve anabilim dalının beklentilerini karşılayıp karşılamayacağına bakılmalıdır. Üniversiteden mezun olup da temel bilgileri bilmeyen o kadar çok kişi var ki; ben o nedenle asistan alımı sınavlarında şöyle bir genel tartım yapacak bir sınavın olması taraftarıyım. Zaten hayatın olağan akışında da ya hoca bir öğrencisini beğenir ve onun asistan alınması için ilan çıkartır (ki mülakatlarda 0 verilen durumlardan biri budur; bu ihtimalde bile daha iyi bir aday çıkarsa ilana çıkılmasına sebep olan öğrenciye güle güle denebilir. "yiaa x hoca beni asistan alacak" diye yayıp ortada kalan tiplere içten içe gülüyorum bazen), ya da gerçekten o anabilim dalında bir asistana ihtiyaç vardır ve gelen en iyi adayı almak üzere ilana çıkılır. Bu ikinci ihtimalde hocaların başvuranlardan hiçbirini beğenmeyip kimseyi almadığını bile gördüm.
Şu anda akrabası/çok sağlam torpili olmayan asistan olamıyor diye bir paranoya oluştu sürekli basına yansıyan haberlerden. Ama bu demek değil ki herkesin babası anabilim dalı başkanı. Evet, akademinin kapısından bile girecek nitelikte olmayan eşi dostu üniversitesine alan çapsız profesör kaynıyor ortalık; ama bu adamların profesör olmasına izin veren sistemde bir sorun var. Ve eminim ki üniversitelere sıfır seçme şansı verilse dahi bunlar bir yolunu bulup yine akrabalarını aldırırlar. Bu tip bir insanın gelinini asistan alması üzerine falan asla oraya girmek benim hakkımdı diye dava açmaya kalkmazdım; aksine ucuz yırttım derdim. Böyle bir insanla yıllarca beraber çalışmak ne kadar korkunç olur düşünsenize.
Şu anda akrabası/çok sağlam torpili olmayan asistan olamıyor diye bir paranoya oluştu sürekli basına yansıyan haberlerden. Ama bu demek değil ki herkesin babası anabilim dalı başkanı. Evet, akademinin kapısından bile girecek nitelikte olmayan eşi dostu üniversitesine alan çapsız profesör kaynıyor ortalık; ama bu adamların profesör olmasına izin veren sistemde bir sorun var. Ve eminim ki üniversitelere sıfır seçme şansı verilse dahi bunlar bir yolunu bulup yine akrabalarını aldırırlar. Bu tip bir insanın gelinini asistan alması üzerine falan asla oraya girmek benim hakkımdı diye dava açmaya kalkmazdım; aksine ucuz yırttım derdim. Böyle bir insanla yıllarca beraber çalışmak ne kadar korkunç olur düşünsenize.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
Merhaba,Öncelikle:"ek madde 38 – yükseköğretim kurumları araştırma görevlisi kadrolarına atamalar, 33 üncü maddede belirtilen usule uygun olarak 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılır. bu kapsamda atananlardan doktora veya sanatta yeterlik eğitimlerini tamamlayanların en faz
Merhaba,
Öncelikle:
"ek madde 38 – yükseköğretim kurumları araştırma görevlisi kadrolarına atamalar, 33 üncü maddede belirtilen usule uygun olarak 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılır. bu kapsamda atananlardan doktora veya sanatta yeterlik eğitimlerini tamamlayanların en fazla %20’si doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların senatolarınca belirlenen ve yükseköğretim kurulunca onaylanan performansa dayalı kriterler çerçevesinde yardımcı doçent kadrolarına atanabilir. bu kapsamda atanamayanların, doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların öğretim üyesi kadrolarına atanabilmeleri için en az bir eğitim-öğretim yılı yurt içinde veya yurt dışında farklı bir yükseköğretim kurumunda çalışması gerekir. bu madde kapsamında atananlara 35 inci maddeye göre yurt içinde başka bir yükseköğretim kurumlarındaki doktora veya sanatta yeterlik eğitim süreleri için mecburi hizmet yüklenemez."
Bunu okuduysak sorum şu:
Ben 1 yıldır X vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi kadrosunda çalışıyorum. Şimdi Y devlet üniversitesine araştırma görevlisi olarak atandım. 2020'de de Z üniversitesinde yaptığım doktoram bitecek.
Ben "doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların öğretim üyesi kadrolarına atanabilmeleri için en az bir eğitim-öğretim yılı yurt içinde veya yurt dışında farklı bir yükseköğretim kurumunda çalışması gerekir." ifadesinin verdiği haktan yararlanabilecek miyim? 1 yıl öğretim görevliliği, en az 1 yıl da araştırma görevliliği hizmetim olmuş olacak. Bu arada burada atanabileceğim yer doktoramı bitirdiğim Z üniversitesi mi olacak? Bana bu hakkı son atandığım yerde 50d'li olmam sağlayacak değil mi?
Öncelikle:
"ek madde 38 – yükseköğretim kurumları araştırma görevlisi kadrolarına atamalar, 33 üncü maddede belirtilen usule uygun olarak 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında yapılır. bu kapsamda atananlardan doktora veya sanatta yeterlik eğitimlerini tamamlayanların en fazla %20’si doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların senatolarınca belirlenen ve yükseköğretim kurulunca onaylanan performansa dayalı kriterler çerçevesinde yardımcı doçent kadrolarına atanabilir. bu kapsamda atanamayanların, doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların öğretim üyesi kadrolarına atanabilmeleri için en az bir eğitim-öğretim yılı yurt içinde veya yurt dışında farklı bir yükseköğretim kurumunda çalışması gerekir. bu madde kapsamında atananlara 35 inci maddeye göre yurt içinde başka bir yükseköğretim kurumlarındaki doktora veya sanatta yeterlik eğitim süreleri için mecburi hizmet yüklenemez."
Bunu okuduysak sorum şu:
Ben 1 yıldır X vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi kadrosunda çalışıyorum. Şimdi Y devlet üniversitesine araştırma görevlisi olarak atandım. 2020'de de Z üniversitesinde yaptığım doktoram bitecek.
Ben "doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamladıkları kurumların öğretim üyesi kadrolarına atanabilmeleri için en az bir eğitim-öğretim yılı yurt içinde veya yurt dışında farklı bir yükseköğretim kurumunda çalışması gerekir." ifadesinin verdiği haktan yararlanabilecek miyim? 1 yıl öğretim görevliliği, en az 1 yıl da araştırma görevliliği hizmetim olmuş olacak. Bu arada burada atanabileceğim yer doktoramı bitirdiğim Z üniversitesi mi olacak? Bana bu hakkı son atandığım yerde 50d'li olmam sağlayacak değil mi?
0
Sizin kadronuz Y universitesinde, Z universitesi ile alakaniz ogrenci olmaniz. Yani atanirsanir, Y'ye atanacaksiniz. Kriterleri saglarsaniz ve %20'lik dilimde olursaniz sanirim direkt ataniyorsunuz. Eger atanamazsaniz zaten 50/d oldugu icin ilisiginiz kesilecek. Benim anladigim 1 yil baska yerde calismadan, Y universitesine basvuramayacaksiniz.
Lutfen teyit edin bu bilgileri, emin degilim cunku. Su forumda bayagi bilen eden var, oraya sorun bence: www.akademikpersonel.org
Lutfen teyit edin bu bilgileri, emin degilim cunku. Su forumda bayagi bilen eden var, oraya sorun bence: www.akademikpersonel.org
0
busuta
Selamlar Duyuru,Kisa bir sorum olacak. Yaklasik iki hafta icerisinde Japonya’ya calismaya gidiyorum. Bir arkadasim gitmeden SGK ya “kaydini” yaptir dedi emeklilik icin. Ne yapmam gerektigine dair hic bir fikrim yok acikcasi. Bu kayit dedigi nedir ? Ne yapmam gerekir ki yurtdisinda calistigim sure eg
Selamlar Duyuru,
Kisa bir sorum olacak. Yaklasik iki hafta icerisinde Japonya’ya calismaya gidiyorum. Bir arkadasim gitmeden SGK ya “kaydini” yaptir dedi emeklilik icin. Ne yapmam gerektigine dair hic bir fikrim yok acikcasi. Bu kayit dedigi nedir ? Ne yapmam gerekir ki yurtdisinda calistigim sure eger geri donersem emekliligim icin sayilsin ?
Bonus;
Yurtdisinda calismaya baslamadan once burdan yapmam, unutmamam gereken her turlu tavsiyeye acigim. Mesela gitmeden babama vekalet vermeyi dusunuyorum.
Simdiden cok tesekkur ederim.
Saygilar.
Kisa bir sorum olacak. Yaklasik iki hafta icerisinde Japonya’ya calismaya gidiyorum. Bir arkadasim gitmeden SGK ya “kaydini” yaptir dedi emeklilik icin. Ne yapmam gerektigine dair hic bir fikrim yok acikcasi. Bu kayit dedigi nedir ? Ne yapmam gerekir ki yurtdisinda calistigim sure eger geri donersem emekliligim icin sayilsin ?
Bonus;
Yurtdisinda calismaya baslamadan once burdan yapmam, unutmamam gereken her turlu tavsiyeye acigim. Mesela gitmeden babama vekalet vermeyi dusunuyorum.
Simdiden cok tesekkur ederim.
Saygilar.
0
ihtiyac olmadi ama ben eski tc kimligimi turkiye'de aile biraktim yenisi ile geldim
0
Yurtdışında çalışan herkes orada çalıştığı günleri borçlanarak emekli olabiliyor zaten.
Diyelim ki 5 sene Japonya'da çalıştınız. Japonya'da sigortalı olarak çalıştığınız günleri Japonya'daki Türk konsolosluğundan alacağınız bir belge ile ispat ederseniz parası karşılığında o belgede yazan gün sayısı kadar gün borçlanabiliyorsunuz. (yani gün satın alabiliyorsunuz.) Bu günler emeklilik hesabında dikkate alınıyor.
Bayansanız sadece çalıştığınız süreleri değil orada ikamet ettiğiniz süreleri de borçlanabiliyorsunuz.
Türk firmasında çalışacaksanız işyerine 21 belge koduyla bildirim yapılıp yapılmayacağını sorun. Evet derlerse dilerseniz yukarıda anlattığım şekilde toplu ödeme yapmak yerine ay be ay isteğe bağlı (ssk) sigorta da ödeyebilirsiniz.
Dikkat: Vatandaşlıktan çıkarsanız yalnızca TC Vatandaşı olarak geçen süreleri borçlanabiliyorsunuz.
Diyelim ki 5 sene Japonya'da çalıştınız. Japonya'da sigortalı olarak çalıştığınız günleri Japonya'daki Türk konsolosluğundan alacağınız bir belge ile ispat ederseniz parası karşılığında o belgede yazan gün sayısı kadar gün borçlanabiliyorsunuz. (yani gün satın alabiliyorsunuz.) Bu günler emeklilik hesabında dikkate alınıyor.
Bayansanız sadece çalıştığınız süreleri değil orada ikamet ettiğiniz süreleri de borçlanabiliyorsunuz.
Türk firmasında çalışacaksanız işyerine 21 belge koduyla bildirim yapılıp yapılmayacağını sorun. Evet derlerse dilerseniz yukarıda anlattığım şekilde toplu ödeme yapmak yerine ay be ay isteğe bağlı (ssk) sigorta da ödeyebilirsiniz.
Dikkat: Vatandaşlıktan çıkarsanız yalnızca TC Vatandaşı olarak geçen süreleri borçlanabiliyorsunuz.
0
Yurtdışına çıktığınızı SGK'ya bildirin, boş yere GSS borcu çıkmasın. Gerçi dönüşte bildiriliyor olabilir. O kısma tam hakim değilim.
0
Yanlis bilmiyorsam isyeri orasi icin prim yatiracak zaten. Bunlari turkiye de saydirma sansimiz var mi peki ? Anladigim kadariyla is bitiminde @nihayet in dedigi gibi yaparak odeme karsiliginda saydirabiliyorum ama zaten ordaki firma odemis olacak bunu onlarin sisteminde ? Tekrar odemek durumunda mi kalacagim ?
Ya da en kotu bu bilgeleri kimden nasil ogrenebilirim ? Kime danisabilirim Duyuru ahalisi :)
@nihayet firma japon
Ya da en kotu bu bilgeleri kimden nasil ogrenebilirim ? Kime danisabilirim Duyuru ahalisi :)
@nihayet firma japon
0
Bunlari en mantiklisi SGK'ya sormak. Bazi ulkelerle anlasmalar var, o anlasmalara gore bir seyler degisiyor olabilir. Bir gorusun bana kalirsa. Yurtdisi birimleri var SGK'larin, direkt onlarla gorusun.
Adres beyani yaptiginizda GSS borcu islenmeyecek, SGK ile ilgili bir sey yok o kisimda. Adres beyanini da gider gitmez yapin. Kullanmayacaksaniz butun banka hesaplarinizi kapatin ve borcu yoktur kagidi alin, yarin obur gun cakallik yapmasinlar. Uzerinize olan faturalari kontrol edin, gereksizleri kapatin. Babaya vekalet iyidir ama orada her seyi yazmaniz gerekiyor. Genel vekalet verilemiyor, ona dikkat edin. Akliniza gelen her seyi yazdirin vekaletnameye. Oradaki sigortaniz baslayana kadar ozel sigorta yaptirin, policenizi ailenizle paylasin. E-devlet sifrenizi asla unutmayacaginiz sekilde saklayin. Bazen gercekten hayati onemde oluyor.
Aklima simdilik bunlar geldi. Iyi yolculuklar.
Adres beyani yaptiginizda GSS borcu islenmeyecek, SGK ile ilgili bir sey yok o kisimda. Adres beyanini da gider gitmez yapin. Kullanmayacaksaniz butun banka hesaplarinizi kapatin ve borcu yoktur kagidi alin, yarin obur gun cakallik yapmasinlar. Uzerinize olan faturalari kontrol edin, gereksizleri kapatin. Babaya vekalet iyidir ama orada her seyi yazmaniz gerekiyor. Genel vekalet verilemiyor, ona dikkat edin. Akliniza gelen her seyi yazdirin vekaletnameye. Oradaki sigortaniz baslayana kadar ozel sigorta yaptirin, policenizi ailenizle paylasin. E-devlet sifrenizi asla unutmayacaginiz sekilde saklayin. Bazen gercekten hayati onemde oluyor.
Aklima simdilik bunlar geldi. Iyi yolculuklar.
0
@busuta
sgk'nın dediğiniz şekilde bir tek İsviçre ile anlaşması var. KKTC ile de benzer bir anlaşması var ama size göre değil. Japon firması ise o günleri borçlanarak satın almaktan başka yol yok şu an için.
sgk'nın dediğiniz şekilde bir tek İsviçre ile anlaşması var. KKTC ile de benzer bir anlaşması var ama size göre değil. Japon firması ise o günleri borçlanarak satın almaktan başka yol yok şu an için.
0
Arkadaşın seni cidden düşünüyormuş, doğru demiş. Bir sigortalı olarak çalış, yurt dışındaki günleri borçlanabiliyorsun ama asıl sorun işe başlama tarihi ne olacak konusu çıkıyor. Siz ssk'lı olarak bu sorunlardan falan hiç kafanızı agrıtmayacaksınız. Kesinlikle gitmeden bir yerde çalış, 1 günde olsa.
0
Eger baslangic icin ise, 2013 - 2015 arasi calismistim. Sanirim gecerli olacaktir baslangic icinse.
0
kafayamahsus
Merhabalar,filtre kahve makinesi almayı düşünüyorum.Filtre kahve uzmanları, makul fiyatlara satılan hangi markayı/modeli önerir?Zira 150 liraya olduğu gibi 1600 liraya da var.
Merhabalar,
filtre kahve makinesi almayı düşünüyorum.
Filtre kahve uzmanları, makul fiyatlara satılan hangi markayı/modeli önerir?
Zira 150 liraya olduğu gibi 1600 liraya da var.
filtre kahve makinesi almayı düşünüyorum.
Filtre kahve uzmanları, makul fiyatlara satılan hangi markayı/modeli önerir?
Zira 150 liraya olduğu gibi 1600 liraya da var.
0
hepsi aynı hemen hemen ama kaliteli üst seviye temiz bir ürünü 2. el bulursan alabilirsin çünkü çok fazla insan var bir heves gidip alıp hiç kullanmayıp satan.
0
Kahve öğütücülü ve süt köpürtmeli modellerden aramıyorsanız, amacınız sadece filtre kahve ise 100 ila 1000 lira olanlar arasında pek fark yok gibi.
Hepsi aynı sistemle çalışıyor. Hazineden suyu al, alırken ısıt, kahve bölümüne aktar ordan da karafa dök. Bu kadar.
En ucuz olanı alın bence.
Hepsi aynı sistemle çalışıyor. Hazineden suyu al, alırken ısıt, kahve bölümüne aktar ordan da karafa dök. Bu kadar.
En ucuz olanı alın bence.
0
delonghi icona serisi diyeceğim ama kim bilir ne kadar oldu!?french yada moka işini görmez mi analog iyidir her koşulda.
0
eğer süt köpüğünü ben yaparım diyorsan, tchibo'dan en uygun olanını al. ki, bence de ilk aşamada öyle yap, çünkü her kahve yaptıktan sonra kalan sütü kokmasın diye boşaltmak, sütün temas ettiği yerleri bozulmasın diye yıkamak zorundasın. en sade olan makine aslında en az enerjinizi alacak olan makine.
köpük de isterseniz manuel köpürtücü var, onu alın.
ek olarak söyleyeyim, onun birkaçbin liralık olanı var arkadaşta, sırf temizlememek için kahve yapmıyor kendine, salonda kocaman bir biblo gibi duruyor.
köpük de isterseniz manuel köpürtücü var, onu alın.
ek olarak söyleyeyim, onun birkaçbin liralık olanı var arkadaşta, sırf temizlememek için kahve yapmıyor kendine, salonda kocaman bir biblo gibi duruyor.
0
sacrilegious
Erkek arkadaşımla 1 senedir uzak mesafe ilişkisi yaşıyoruz. Şöyle bir durumu var: mesela kendisi birine mesaj yazarken bir şey söylenince ne konuşulduğunu anlamaz. Ya da bir şey izlerken bir şey denildiğinde duymaz vs. Son zamanlarda arkadaşlarıylayken telefona da bakmamaya başladı. Örneğin 3-4 saat
Erkek arkadaşımla 1 senedir uzak mesafe ilişkisi yaşıyoruz. Şöyle bir durumu var: mesela kendisi birine mesaj yazarken bir şey söylenince ne konuşulduğunu anlamaz. Ya da bir şey izlerken bir şey denildiğinde duymaz vs.
Son zamanlarda arkadaşlarıylayken telefona da bakmamaya başladı. Örneğin 3-4 saat sürecek bir seminere gidiyorlar konu ilgisini çektiği için dinlemek istiyor telefona bakarsa anlatılanları anlayamacağını söyleyip mesajımı fark etmiyor 1-2 saat telefona bakmıyor ara verildiğinde telefona baktığında o sırada arkadaşlarıyla muhabbet ettiği için saçma sapan 1-2 şey yazıyor. Bir şeylerle uğraşmak istemesini başkalarıyla muhabbet etmek istemesini anlıyorum elbette ama uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için bu durum beni zorluyor çünkü zaten yaşadığımız şeylerin %80ini telefonda paylaştıklarımız oluşturuyor ve ben o an çok güzel bir haberi ya da kötü bir durumu paylaşmak istesem bile ona ulaşamıyorum bu bana çok kötü hissettiriyor. Bende durum tam tersi multitasking yaparken bir sıkıntı yaşamıyorum. O an hem bir şeyi dinleyip hem onunla mesajlaşabiyorun o ise o an bir uyaran olmadıkça aklına gelmediğimi çünkü muhabbet ettiklerini ve o an başka bir şey düşünemediğini önemli bir şey olsa bile aklına gelmediğini söylüyor. Bu benim açımdan çok üzücü. Çünkü yani adam resmen gündelik hayatına devam ederken beni rafa kaldırıyor gibi oluyor.. Mesela dün önemli bir iş görüşmem vardı sonucunu çıkar çıkmaz onunla paylaşmak istedim ama yanında erkek arkadaşları olduğu için telefonu duymadı ve sormak da aklına gelmemiş. Sonra başka bir meseleden tartıştık aradan 12 saat geçince sordu “ee anlat nasıldı görüşme diye.” İki sorum var:
1- bu söylediğinin bir bahane olup olmadığını nerden bilicem?
2- bu gerçek bile olsa sizce de çok sinir bozucu değil mi?
Son zamanlarda arkadaşlarıylayken telefona da bakmamaya başladı. Örneğin 3-4 saat sürecek bir seminere gidiyorlar konu ilgisini çektiği için dinlemek istiyor telefona bakarsa anlatılanları anlayamacağını söyleyip mesajımı fark etmiyor 1-2 saat telefona bakmıyor ara verildiğinde telefona baktığında o sırada arkadaşlarıyla muhabbet ettiği için saçma sapan 1-2 şey yazıyor. Bir şeylerle uğraşmak istemesini başkalarıyla muhabbet etmek istemesini anlıyorum elbette ama uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız için bu durum beni zorluyor çünkü zaten yaşadığımız şeylerin %80ini telefonda paylaştıklarımız oluşturuyor ve ben o an çok güzel bir haberi ya da kötü bir durumu paylaşmak istesem bile ona ulaşamıyorum bu bana çok kötü hissettiriyor. Bende durum tam tersi multitasking yaparken bir sıkıntı yaşamıyorum. O an hem bir şeyi dinleyip hem onunla mesajlaşabiyorun o ise o an bir uyaran olmadıkça aklına gelmediğimi çünkü muhabbet ettiklerini ve o an başka bir şey düşünemediğini önemli bir şey olsa bile aklına gelmediğini söylüyor. Bu benim açımdan çok üzücü. Çünkü yani adam resmen gündelik hayatına devam ederken beni rafa kaldırıyor gibi oluyor.. Mesela dün önemli bir iş görüşmem vardı sonucunu çıkar çıkmaz onunla paylaşmak istedim ama yanında erkek arkadaşları olduğu için telefonu duymadı ve sormak da aklına gelmemiş. Sonra başka bir meseleden tartıştık aradan 12 saat geçince sordu “ee anlat nasıldı görüşme diye.” İki sorum var:
1- bu söylediğinin bir bahane olup olmadığını nerden bilicem?
2- bu gerçek bile olsa sizce de çok sinir bozucu değil mi?
0
Bahane evet ve malesef sinir bozucu. Biraz da sen onun sana yaptıklarını yap bakalım ne tepki veriyor. Ordan anlarsın bahane mi değil mi
0
Ben çok uzun süredir uzak ilişkinin kadın tarafıyım. Anlattıklarınız beni anlatıyor sanki. Biriyle sohbet ederken mesaj yazamam. Seminerde ya da çalışırken telefona baksam bile cevaplamayabilirim. Şunun için söylüyorum, bahane olmayabilir. Erkek arkadaşım sürekli darlasa uyuz olurum. Beklentileriniz farklı olabilir. Sinir bozucu mu bilemiyorum. Uzaktasınız ve birbirinizden farklı günlük yaşamınız var. Elbette günlük hayat ilişkinizi kesintiye uğratacak. Güven ilişkisi olduktan sonra, ben olsam takılmazdım.
0
Erkek arkadaşım da sizin gibi @evrim halkasi. Arada elbette güven var yani beni aldatacağını falan düşünmüyorum ama yine de paylaşım olmadıktan sonra uzak mesafe ilişkisinin ne anlamı kalıyor ki?
Yani mesela sizi ilişkiyi sürdürmekte motive eden ne? günlük işlerinizi sürdürürken konuşamıyor paylaşamıyorsanız, sabahları atılan günaydın mesajı, akşamlar atılan ee günün nasıldı vs mesajlaı ve yüz yüzeyken paylaşılmış keyifli anlar ilişkiyi sürdürmek için yeterli mi?
Yani mesela sizi ilişkiyi sürdürmekte motive eden ne? günlük işlerinizi sürdürürken konuşamıyor paylaşamıyorsanız, sabahları atılan günaydın mesajı, akşamlar atılan ee günün nasıldı vs mesajlaı ve yüz yüzeyken paylaşılmış keyifli anlar ilişkiyi sürdürmek için yeterli mi?
0
bahane olmasa da sinir bozucu olduğu kesin.
ancak bu ilişki çok da yürümeyecek bence.
çünkü sen böyle birini istemiyorsun hayatında........
ancak bu ilişki çok da yürümeyecek bence.
çünkü sen böyle birini istemiyorsun hayatında........
0
Aldatıldığını anlayamayacak kadar tecrübesiz ve safsın muhtemelen. Bir de multitasking yapamayan biri ile hele hele uzak ilişkiye katlanabilmek baya bir bağımlılık göstergesi. Geçmiş olsun.
0
Kusura bakma biraz canını sıkacak söyleyeceklerim. Seni sevmiyor. Aşık da değil. Aynısını ona yapsan ne değişecek. Uzak ilişki yaşamaya uygun biri değil. Açıkça konuş mümkünse yüzyüze. Ne derdi var söylesin yavşak.
0
uzak mesafe ilişkisi, tekrar yakınlaşana kadar olan sürede optimum iletişimi saglama yöntemi değil mi? biraz premses gördüm sizi. kişisel alanına fazla müdahil olmak ve bunum normal kabul edilmesini istiyorsunuz. nein.
0
Uzak mesafe ilişkisinin getirisi. Goturusu de denebilir. Siz onun hayatına tam anlamı ile dahil değilsiniz. Uzaktan ancak bu kader dahil olabilirsiniz. Bi insanı değil bi telefonu görmezden geliyor, bu yüzden de davranışları ona normal geliyor.
Ancak seminerde, arkadaşlarının yanında vs devamlı sizinle konuşamaz zaten. Sizin bu telabiniz varsa müsait olana kadar beklemesi normal.
Ancak seminerde, arkadaşlarının yanında vs devamlı sizinle konuşamaz zaten. Sizin bu telabiniz varsa müsait olana kadar beklemesi normal.
0
@sacrilegious sizin durumu bilemiyorum ama biz paylasim yapmiyor degiliz. Sadece, gun icinde baska seylerle ugrasirken birbirimizi darlamiyoruz. Belirli bir dengeye oturdu cok uzun zamandir ayri oldugumuz icin. Ilk ucbucuk sene ayni evde, sonra bir yil farkli sehirlerde, sonrasi tamamen ayri ulkelerde olmak uzere 8 senelik iliski. Ilk ayri kalmak zorunda oldugumuzda herkes "devam etmez" diyordu. Gercekten de bir taraf cok darlayan olsa muhtemelen surmezdi. Bu kisim tamamen ne beklediginizle alakali. Eger siz boyle bir sey beklemiyorsaniz, biraz zor gorunuyor.
Geri donmemek uzere ayrilsaydim ulkeden muhtemelen devam etme motivasyonum olmazdi ama 7-8 aya donuyorum. Gerci yine farkli sehirlerde olacagiz ama muhtemelen bir sure sonra tekrar bir araya geliriz. O motivasyonla devam ediyorum yani. Yeni iliski olsa uzaktan baslamayi tercih etmezdim sanirim.
Geri donmemek uzere ayrilsaydim ulkeden muhtemelen devam etme motivasyonum olmazdi ama 7-8 aya donuyorum. Gerci yine farkli sehirlerde olacagiz ama muhtemelen bir sure sonra tekrar bir araya geliriz. O motivasyonla devam ediyorum yani. Yeni iliski olsa uzaktan baslamayi tercih etmezdim sanirim.
0
lab cat
Merhaba, on gün içerisinde yurtdışına bir hoca ile görüşmeye gideceğim ve aklıma lokum almak gibi dahiyane bir fikir geldi. Bu yabancıların damak tadı bizden farklı, Avrupalılar hangi lokumu severler fikri olan var mı?
Merhaba, on gün içerisinde yurtdışına bir hoca ile görüşmeye gideceğim ve aklıma lokum almak gibi dahiyane bir fikir geldi. Bu yabancıların damak tadı bizden farklı, Avrupalılar hangi lokumu severler fikri olan var mı?
0
ben is arkadaslarima cesit cesit getiriyorum, ici fistikli disi hindistancevizli olan kapis kapis gidiyo, digerleri daha sonra yeniyo.
0
Güllü degil, güllülerden uzak durun.
Cifte kavrulmus bol fistikli, findikli olanlar yeniyor her turlu. Cok cok tatli olmayan, kaliteli lokumlardan goturun.
Cifte kavrulmus bol fistikli, findikli olanlar yeniyor her turlu. Cok cok tatli olmayan, kaliteli lokumlardan goturun.
0
lokum da iyi bir seçim; ama en güzel tepkileri çikolatalı kestane şekerinde aldım. Arsızlık yapıp bir daha isteyenler, internetten sipariş veremez miyim diye soranlar
0
Çifte kavrulmuş fıstıklı +1 minik olanlardan. İncir dönerini de beğeniyorlar.
0
Çok teşekkürler fikirleriniz için. Fındıklı fıstıklı küçük lokumlardan alayım. Kestane şekerinin iyisini bulabilirsem ondan da ilave ederim.
0
Bu tarz sorulara ayni cevabi veriyorum. Yaninda bir paket pismaniye goturun, karsilastiginiz tepkiye inanamayacaksiniz :p Acayip sevildi ve buyukce bir kismi lokumu biliyor ama pismaniyeyi bilmiyor.
0
Dışı hindistan cevizli içi fıstıklı +1
Ayrıca pişmaniye +1
Pişmaniyeyi lokumdan daha çok sevenler oldu tanıdığım pamuklu şekere de benzediği için.
Ayrıca pişmaniye +1
Pişmaniyeyi lokumdan daha çok sevenler oldu tanıdığım pamuklu şekere de benzediği için.
0
ground
hani filmlerde olur ya müdür bir tuşa basar ve hoparlörden kısa bir şeyler söyler birisine. o da tamam efendim der. ofis içi telefon var ama pratik değil. telefon çalacak da karşı taraf düğmeye basacak da alo diyecek falan filan o bile uzun iş. günde en az 100 kez kısa konuşmalar yapmak zorunda kalı
hani filmlerde olur ya müdür bir tuşa basar ve hoparlörden kısa bir şeyler söyler birisine. o da tamam efendim der. ofis içi telefon var ama pratik değil. telefon çalacak da karşı taraf düğmeye basacak da alo diyecek falan filan o bile uzun iş. günde en az 100 kez kısa konuşmalar yapmak zorunda kalıyorum. varmış ama bir türlü bulamadım. bi yardımcı olsanız? teşekkürler şimdiden.
edit: eksik anlatmışım, ben basınca karşı tarafın açmasına ya da bir tuşa basmasına gerek kalmadan direk sesim gidecek ve. onun kısa bir cevabı ile görüşme bitecek.
edit: eksik anlatmışım, ben basınca karşı tarafın açmasına ya da bir tuşa basmasına gerek kalmadan direk sesim gidecek ve. onun kısa bir cevabı ile görüşme bitecek.
0
onun bir uygulaması vardı, bir grup oluşturup kısa ses dosyaları gönderiyorduk. telefonu telsiz gibi kullanıyorduk. gezi zamanı çok yaygındı, ama hatırlamıyorum.
edit: zello. oh be, sonunda buldum
edit: zello. oh be, sonunda buldum
0
Suna bakin isterseniz, masaustu uygulamasi da varmis. Aylik 13 tl diyor. www.vodafone.com.tr
0
beyaz karga
Matematik yapamayan ama biyolojik bilimlere epey ilgi duyan biriyim. Fen bilimlerinde oldum olası iyi oldum ama matematikte çuvallayıp duruyorum. Araştırdığım kadarıyla, üniversitelerin biyoloji lisans programlarında calculus dersi var :( Veterinerlikte de mesela biyoistatistik dersi var :( Bunları
Matematik yapamayan ama biyolojik bilimlere epey ilgi duyan biriyim. Fen bilimlerinde oldum olası iyi oldum ama matematikte çuvallayıp duruyorum. Araştırdığım kadarıyla, üniversitelerin biyoloji lisans programlarında calculus dersi var :( Veterinerlikte de mesela biyoistatistik dersi var :( Bunların dışında matematiği fazla kullanmıyorsunuz, değil mi? Veya matematiğe işiniz ne sıklıkla ve ne derece zorlukta düşüyor?
Size gösterilen matematik, atıyorum, bir mühendislik öğrencisine gösterilen matematiğe göre biraz daha hafif bir versiyon sanırım. Örneğin biyoloji öğrencisi de elektrik-elektronik mühendisliği öğrencisi de ilk yıl calculus dersi alıyor ama bu derslerin kodları farklı. Mesela siz, biyologlar, 1. sınıftaki calculus derslerini nasıl buldunuz, zor muydu? Aynı şekilde veterinerlere sorum, biyoistatistik gibi derslerde zorluyorlar mı? Sağlam bir matematik temeli gerekiyor muydu bu dersleri geçebilmek için?
Bunları soruyorum çünkü bu alanlarda da (diğer sayısal alanlarda olduğu gibi) matematik bilmeden okul asla ve kat'a bitirilemiyorsa, yani sadece ilk yıl değil, ilerleyen yıllarda alınan derslerin de (direkt matematik dersi olmasa dahi) anlaşılabilmesi için iyi bir matematik bilgisi gerektiriyorsa eğer, iki branşı da tercih etmekten kaçınmak zorundayım maalesef :(
Size gösterilen matematik, atıyorum, bir mühendislik öğrencisine gösterilen matematiğe göre biraz daha hafif bir versiyon sanırım. Örneğin biyoloji öğrencisi de elektrik-elektronik mühendisliği öğrencisi de ilk yıl calculus dersi alıyor ama bu derslerin kodları farklı. Mesela siz, biyologlar, 1. sınıftaki calculus derslerini nasıl buldunuz, zor muydu? Aynı şekilde veterinerlere sorum, biyoistatistik gibi derslerde zorluyorlar mı? Sağlam bir matematik temeli gerekiyor muydu bu dersleri geçebilmek için?
Bunları soruyorum çünkü bu alanlarda da (diğer sayısal alanlarda olduğu gibi) matematik bilmeden okul asla ve kat'a bitirilemiyorsa, yani sadece ilk yıl değil, ilerleyen yıllarda alınan derslerin de (direkt matematik dersi olmasa dahi) anlaşılabilmesi için iyi bir matematik bilgisi gerektiriyorsa eğer, iki branşı da tercih etmekten kaçınmak zorundayım maalesef :(
0
İntegral almayı doğru düzgün beceremeyen adamlar 8-10 tane doğrudan matematik dersi belki 3 katı kadar ilişkili dersi geçiyor, mezun oluyor. Korkacak birşey yok. Öğrenirsin.
0
Sen hiç regrasyon analizi, populasyon dinamiği, araştırma deneme, istatistik dersleri falan aldın mı? Duncan testi yaptın mı? Nereye kullanılmıyor:) Düz biyologları bilemem ama modern biyolojide her türlü matematik var.
0
Ha Türkiye'de okul bitirmekse mesele biter o okul 4 senede. Onu takma kafana.
0
Okulu bitirmekte sıkıntı yok. Biz çok az matematik dersi aldık-genetik mezunuyum. Ama hep keşke daha çok alsaymışım dedim. Hesaplamalı biyoloji ve popülasyon genetiği çalışıyorum şu an, doğal olarak işin büyük kısmı matematik. Özellikle iyi bir istatistik bilmeden modern biyolojinin hiçbir alanı olmaz. Ama bu seçmemek için bir neden değil. Lisedeyken matematiğin kötü olması pek bir şey ifade etmez, gerçekten biyolog olmak istiyorsan rahatlıkla öğrenirsin.
0
Biyologum, calculus almadım bizde yoktu. Biyoistatistik aldım, rahat geçtim. Ama biyoloji okumanı tavsiye etmem. Az daha çalış fizyoterapist ol, veya 2 yıllık sağlık bölümlerinden birini oku eğer illa ki biyoloji sağlık konularında okumak istiyorsan. Odyometri, anestezi, tıbbi laboratuar, radyoloji vs bölümlet vardı hala var mı bilmiyorum ama hepsi biyologlardan daha kolay iş bulur.
0
yabiraksimdi
Merhaba,Ataride oynadığımız perili, hayaletli bir oyun vardı. Maalesef çok hatırlayamıyorum ama bir köşk, gıcırdayan kapılar… bunlar aklımda.Hatta seçtiğimiz kapılara göre bölümler oluyordu. Oyunu sadece ben oynamışım gibi :/
Merhaba,
Ataride oynadığımız perili, hayaletli bir oyun vardı. Maalesef çok hatırlayamıyorum ama bir köşk, gıcırdayan kapılar… bunlar aklımda.
Hatta seçtiğimiz kapılara göre bölümler oluyordu. Oyunu sadece ben oynamışım gibi :/
Ataride oynadığımız perili, hayaletli bir oyun vardı. Maalesef çok hatırlayamıyorum ama bir köşk, gıcırdayan kapılar… bunlar aklımda.
Hatta seçtiğimiz kapılara göre bölümler oluyordu. Oyunu sadece ben oynamışım gibi :/
0
Ghostbuster'ın atari oyunu vardı, atari dediğime bakma marka olarak değil işte eski retro oyunlardan.
0
amortisman
Artık doğrudan cumhurbaşkanı mı tayin ediyor rektörleri? Eskiden de cumhurbaşkanı onaylıyordu ama en azından temayül yoklaması babında da olsa bir seçim yapılıyordu. O yok mu artık?
Artık doğrudan cumhurbaşkanı mı tayin ediyor rektörleri? Eskiden de cumhurbaşkanı onaylıyordu ama en azından temayül yoklaması babında da olsa bir seçim yapılıyordu. O yok mu artık?
0
Evet, kaldirildi. Yok...
Simdi normal bir is basvurusu gibi cv yolluyorsun. Inceleniyor, gorusuluyor. Ama adaylar disinda da atama yapabiliyorlar, Mesela Mimar Sinan`da boyle oldu,
Simdi normal bir is basvurusu gibi cv yolluyorsun. Inceleniyor, gorusuluyor. Ama adaylar disinda da atama yapabiliyorlar, Mesela Mimar Sinan`da boyle oldu,
0
Yakında suçluları da uçurumdan atacak kabile reisimiz. Ülkede seçimle alakalı hiç birşey kalmadı. Hiç.
0
bildiğim kadarıyla hayır.. yine secim oluyor ve sanırım ilk üçe girenler arasında cb atama yapıyor. saçma salak bi sistem..
0
desdenova34
Merhaba herkes,Beklemediğim kadar çok bir katılım oldu. Herkese çok teşekkür ederim. Umarım herkes bu etkinlikten memnun kalır ve bir ara tekrarını yaparız diyorum.Adres alışverişlerinizi olabildiğince hızlı bir şekilde yapıp bu duyuruya cevap olarak alışverişin tamamlandığını belirtmenizi rica ediy
Merhaba herkes,
Beklemediğim kadar çok bir katılım oldu. Herkese çok teşekkür ederim. Umarım herkes bu etkinlikten memnun kalır ve bir ara tekrarını yaparız diyorum.
Adres alışverişlerinizi olabildiğince hızlı bir şekilde yapıp bu duyuruya cevap olarak alışverişin tamamlandığını belirtmenizi rica ediyorum. Kartları ne zaman göndereceğiniz ise siz ve göndereceğiniz kişi arasındaki diyaloğa bağlı. Lütfen gönderdikten sonra gönderdiğinizi, teslim aldıktan sonra da teslim aldığınızı belirten mesajları da atmayı ihmal etmeyin. Unutmayın ki postalar kaybolabilir, çok geç varabilir. Zaman verin, aklınızdan çıktığında gelebilir. Hiç gelmezse de yapacak bir şey yok, tekrar denersiniz dilerseniz :)
25 Ocak'a kadar adresi istenmeyen olursa kendisine gönderecek kişiye mesaj atarak durumu hatırlatsın, ulaşamaz veya başka bir sorunla karşılaşırsa bana mesaj atarak durumu belirtsin lütfen. Gerekli düzenlemeyi yaparız. Söyleyeceklerim bu kadar diyor ve çekiliş sonuçlarına geçiyorum. Sol taraftaki isimler gönderecek kişiler, katılım sırasına göre sıralandı. Sağ taraftaki isimler alacak kişiler, random.org üzerinden rastgele seçildi.
desdenova34 ==> nrmnm
fıytfıyt ==> temizruh
siflan ==> eftalmorgu
eftalmorgu ==> beetlejuice
euteamo ==> nuhungemisindekibalik
Murtazaaylak ==> avarel dalton
sys coyg ==> atın ölümüne sebep olan arpa
melisada ==> tolgame
heidi'nin dedesi ==> naif hayvan
jimjim ==> istenmeyen evlat
panda yuva yapmis sogut dalina ==> euteamo
sanat guresi ==> ferrarimizolaydisatardik
hasmetizm 2046 ==> kronik
ron dennis ==> taurina
temizruh ==> dragons
meyal ==> Phoebe
balik kraker ==> IcedFlames
bardakigüneşgözlüğü ==> lamaga
etna ==> opitseri
dragons ==> Etanglement
beetlejuice ==> lifeframe
evrim halkasi ==> kitap arasında kalmış silgi tozu
Denton ==> apartman teyzesi
ozgur bir kusun hatirati ==> evrim halkasi
lifeframe ==> jimjim
rn ==> fıytfıyt
goochie goochie ==> a perfect lie
Etanglement ==> hasmetizm 2046
avarel dalton ==> dunden kalmis yemek
taurina ==> hitsumo
a perfect lie ==> tahtakafa
tolgame ==> pokerface
sayns ==> goochie goochie
dunden kalmis yemek ==> babilbaligi
hitsumo ==> 65 derece
reactionic ==> Murtazaaylak
kitap arasında kalmış silgi tozu ==> bardakigüneşgözlüğü
ferrarimizolaydisatardik ==> Denton
babilbaligi ==> sayns
datnet ==> whoshotthesheriff
atın ölümüne sebep olan arpa ==> semyasa
IcedFlames ==> sys coyg
lamaga ==> ozgur bir kusun hatirati
nrmnm ==> panda yuva yapmis sogut dalina
istenmeyen evlat ==> siflan
65 derece ==> heidi'nin dedesi
whoshotthesheriff ==> melisada
nuhungemisindekibalik ==> datnet
naif hayvan ==> desdenova34
alliswell ==> sanat guresi
Phoebe ==> balik kraker
apartman teyzesi ==> ebabil curnatasi
ebabil curnatasi ==> alliswell
cayt ==> meyal
opitseri ==> ron dennis
pokerface ==> rn
semyasa ==> etna
kronik ==> reactionic
tahtakafa ==> cayt
edit 1: lamaga ==> kimberly wexler eşleşmesi kimberly wexler isimli kullanıcı artık olmadığı için lamaga ==> ozgur bir kusun hatirati olarak güncellendi.
edit 2: Tekerikirikbavul bir sorundan ötürü çekilmek istediği için Tekerikirikbavul ==> lamaga eşleşmesi bardakigüneşgözlüğü ==> lamaga olarak güncellendi.
Beklemediğim kadar çok bir katılım oldu. Herkese çok teşekkür ederim. Umarım herkes bu etkinlikten memnun kalır ve bir ara tekrarını yaparız diyorum.
Adres alışverişlerinizi olabildiğince hızlı bir şekilde yapıp bu duyuruya cevap olarak alışverişin tamamlandığını belirtmenizi rica ediyorum. Kartları ne zaman göndereceğiniz ise siz ve göndereceğiniz kişi arasındaki diyaloğa bağlı. Lütfen gönderdikten sonra gönderdiğinizi, teslim aldıktan sonra da teslim aldığınızı belirten mesajları da atmayı ihmal etmeyin. Unutmayın ki postalar kaybolabilir, çok geç varabilir. Zaman verin, aklınızdan çıktığında gelebilir. Hiç gelmezse de yapacak bir şey yok, tekrar denersiniz dilerseniz :)
25 Ocak'a kadar adresi istenmeyen olursa kendisine gönderecek kişiye mesaj atarak durumu hatırlatsın, ulaşamaz veya başka bir sorunla karşılaşırsa bana mesaj atarak durumu belirtsin lütfen. Gerekli düzenlemeyi yaparız. Söyleyeceklerim bu kadar diyor ve çekiliş sonuçlarına geçiyorum. Sol taraftaki isimler gönderecek kişiler, katılım sırasına göre sıralandı. Sağ taraftaki isimler alacak kişiler, random.org üzerinden rastgele seçildi.
desdenova34 ==> nrmnm
fıytfıyt ==> temizruh
siflan ==> eftalmorgu
eftalmorgu ==> beetlejuice
euteamo ==> nuhungemisindekibalik
Murtazaaylak ==> avarel dalton
sys coyg ==> atın ölümüne sebep olan arpa
melisada ==> tolgame
heidi'nin dedesi ==> naif hayvan
jimjim ==> istenmeyen evlat
panda yuva yapmis sogut dalina ==> euteamo
sanat guresi ==> ferrarimizolaydisatardik
hasmetizm 2046 ==> kronik
ron dennis ==> taurina
temizruh ==> dragons
meyal ==> Phoebe
balik kraker ==> IcedFlames
bardakigüneşgözlüğü ==> lamaga
etna ==> opitseri
dragons ==> Etanglement
beetlejuice ==> lifeframe
evrim halkasi ==> kitap arasında kalmış silgi tozu
Denton ==> apartman teyzesi
ozgur bir kusun hatirati ==> evrim halkasi
lifeframe ==> jimjim
rn ==> fıytfıyt
goochie goochie ==> a perfect lie
Etanglement ==> hasmetizm 2046
avarel dalton ==> dunden kalmis yemek
taurina ==> hitsumo
a perfect lie ==> tahtakafa
tolgame ==> pokerface
sayns ==> goochie goochie
dunden kalmis yemek ==> babilbaligi
hitsumo ==> 65 derece
reactionic ==> Murtazaaylak
kitap arasında kalmış silgi tozu ==> bardakigüneşgözlüğü
ferrarimizolaydisatardik ==> Denton
babilbaligi ==> sayns
datnet ==> whoshotthesheriff
atın ölümüne sebep olan arpa ==> semyasa
IcedFlames ==> sys coyg
lamaga ==> ozgur bir kusun hatirati
nrmnm ==> panda yuva yapmis sogut dalina
istenmeyen evlat ==> siflan
65 derece ==> heidi'nin dedesi
whoshotthesheriff ==> melisada
nuhungemisindekibalik ==> datnet
naif hayvan ==> desdenova34
alliswell ==> sanat guresi
Phoebe ==> balik kraker
apartman teyzesi ==> ebabil curnatasi
ebabil curnatasi ==> alliswell
cayt ==> meyal
opitseri ==> ron dennis
pokerface ==> rn
semyasa ==> etna
kronik ==> reactionic
tahtakafa ==> cayt
edit 1: lamaga ==> kimberly wexler eşleşmesi kimberly wexler isimli kullanıcı artık olmadığı için lamaga ==> ozgur bir kusun hatirati olarak güncellendi.
edit 2: Tekerikirikbavul bir sorundan ötürü çekilmek istediği için Tekerikirikbavul ==> lamaga eşleşmesi bardakigüneşgözlüğü ==> lamaga olarak güncellendi.
0
adresler verildi alındı, sıra gönderimlerde.
edit: 6 şubatta gönderdim ama hala gitmemiş, daha da gitmez herhalde :/ bana da henüz ulaşmadı.
edit 2: dün gelmiş kartpostalım. üsütndeki tarihe göre 15 günden fazla sürmüş ulaşması. benimki de gider herhalde diye bekliyorum.
edit: 6 şubatta gönderdim ama hala gitmemiş, daha da gitmez herhalde :/ bana da henüz ulaşmadı.
edit 2: dün gelmiş kartpostalım. üsütndeki tarihe göre 15 günden fazla sürmüş ulaşması. benimki de gider herhalde diye bekliyorum.
0
Adres verdim, adres almayı bekliyorum.
Edit: Adresi de aldim, ben tamamim.
Edit: Adresi de aldim, ben tamamim.
0
etfalmorgu+1 ben kendisine adres verdim ve buraya da yazdim ama değişiklik yüzünden cevabi sildim
0
galas
İyi akşamlar arkadaşlar, elimde bir mail cevabı var. x sektörüne nasıl bakıyorsunuz ve yaşanan sorunların sebeplerini nasıl sıralarsınız şeklinde.... bu maile gelen cevapta da ufak bir ön açıklamanın ardından alt başlıklar halinde verilen cevaplar var. Bunu cevabı makalede 20 kelimeden uzun bir alın
İyi akşamlar arkadaşlar, elimde bir mail cevabı var.
x sektörüne nasıl bakıyorsunuz ve yaşanan sorunların sebeplerini nasıl sıralarsınız şeklinde....
bu maile gelen cevapta da ufak bir ön açıklamanın ardından alt başlıklar halinde verilen cevaplar var.
Bunu cevabı makalede 20 kelimeden uzun bir alıntıyı yayınladığımız şekilde standart usül mü yayınlamayalım? normalde böyle bir şey için burayı kullanmaz, dersi derste dinleyerek usüle hakim olurdum ama hem çalışıyorum hem de master yapmaya çalışıyorum, araştırmanın ruhuna uymayan bu sorumu bu seferlik mazur görün. çok sevgiler.
x sektörüne nasıl bakıyorsunuz ve yaşanan sorunların sebeplerini nasıl sıralarsınız şeklinde....
bu maile gelen cevapta da ufak bir ön açıklamanın ardından alt başlıklar halinde verilen cevaplar var.
Bunu cevabı makalede 20 kelimeden uzun bir alıntıyı yayınladığımız şekilde standart usül mü yayınlamayalım? normalde böyle bir şey için burayı kullanmaz, dersi derste dinleyerek usüle hakim olurdum ama hem çalışıyorum hem de master yapmaya çalışıyorum, araştırmanın ruhuna uymayan bu sorumu bu seferlik mazur görün. çok sevgiler.
0
size e-posta olarak gelen bir şeyi kaynak mı göstermek istiyorsunuz? alanınızı bilmiyorum ama ciddi bir makalede bunu yapabileceğinizi sanmıyorum.
0
makalelerde kitap, dergi, patent ya da başka makaleden atıf olur ancak. Mail'de yazanları bir vaka olarak düşünüyorsanız koyabilirsiniz ama orada yazan bilgiyi alıntılamak olmaz, orada yazan şeyleri makale, dergi ya da kitaptan doğrulatıp bu kaynaklara atıf yapın.
0
Kisisel maile gelen cevap kaynak gosterilemez. En iyi ihtimalle "personal communication" olarak belirtebilirsiniz ki bircok dergi bunu kabul etmez. Dahasi maili gonderen sahis "ben bunlari soylemedim" diyebilir. Bence bu konuyu danismaninizla gorusun. Biz buradan ne desek bos.
0
Normal alıntı yapar gibi alıntılayıp "yumurtayı 6 dk pişirirsen sarısı pişmez" (mcc, özel iletişim, 2019) şeklinde koyabilirsin. Email falan demene gerek yok eğer ne şekilde bilgi edindiğin konun ile iligi değilse (iletişim yöntemleri üzerine çalışıyorsan mesela önemli olabilir).
0
desdenova34
Merhaba sevgili duyuru sakinleri,Duyuru bünyesinde 10 ay boyunca aralıksız aylık kartpostal gönderimi yaptım. Sonrasında çeşitli sebeplerle ara verdim ve geri de dönmedim. Birkaç gün önce sevgili fıytfıyt'ın açtığı duyuru neticesinde böyle bir aktivite kararı aldık kendi çapımızda. Bu sebeple bir çe
Merhaba sevgili duyuru sakinleri,
Duyuru bünyesinde 10 ay boyunca aralıksız aylık kartpostal gönderimi yaptım. Sonrasında çeşitli sebeplerle ara verdim ve geri de dönmedim. Birkaç gün önce sevgili fıytfıyt'ın açtığı duyuru neticesinde böyle bir aktivite kararı aldık kendi çapımızda. Bu sebeple bir çekiliş zinciri başlatmak istiyorum. Eğer katılım güzel olursa her ay bunu yapabiliriz diye düşünüyorum. Öncelikle kartpostal gönderimi hakkında bilmeyenler için kısa bir bilgilendirme yapmak isterim.
1. Kartpostal edindiğinizi ve gönderime hazır olduğunu varsayalım. İlk olarak pulsuz gönderilen kartpostal pek makbul değildir. O yüzden postanenize gittiğinizde pul rica edin. Bunu duyunca uzaylı görmüş gibi bakan memurlar olacaktır fakat vazgeçmeyin. Çok kıyı köşe bir şube değilse pul hemen hemen tüm PTT şubelerinde bulunur. Yoksa 1-2 gün geç gönderin ama başka bir şubeden mutlaka pul edinmeye bakın. Böyle bir imkanınız yoksa ilk gönderide pas geçebilirsiniz ama bir aksilik yaşayacağınızı düşünmüyorum. Pul için PTT'nin filateli sitesinden de sipariş verilebilir. Sadece pul ücreti ödeniyor.
2. Kartpostallar standart olarak zarfsız ve takipsiz gönderilir. Eğer karşınızdaki kişi zarflı olmasını rica etmezse zarfa koymayın. Çünkü pulu zarfa yapıştırmak zorunda kalacaksınız ve kart pulsuz kalmış olacak. Takipsiz kısmına gelirsek, bu da kartpostalın sürpriz olması açısından önemli. Yine eğer karşınızdaki kişi kendisine gelen postaların kaybolduğundan şikayetçi ise takipli göndermenizi isteyebilir ama bu sefer fiyat artar.
3. Bir sonraki zam dönemine kadar yurtiçi kartpostal gönderim ücreti 2₺, yurtdışı ise 4₺'dir. Bu tarife 20 gram ve altı standart kartpostallar ve mektuplar için. 20 gram üstünde fiyat artar. Yapıştırdığınız pulların değeri bu değerden az olamaz, fazla olabilir. Takipli göndermeniz durumunda yanlış hatırlamıyorsam 6.30₺ gibi bir ücreti var.
4. Göndereceğiniz kişinin telefon numarasına gönderiniz takipsiz olacağı için ihtiyacınız yok. Kendi adresinizi de yazmanıza gerek yok. Alıcı kişinin adresi tek başına yeterli. Alıcı, kartını teslim alabileceği herhangi bir adres verebilir. Yeter ki kendisine ulaşacağını biliyor olsun.
5. Ne yazacağım diye düşünmeyin. Yaşadığınız yerle, kendinizle ilgili şeyler, özlü sözler, kitap alıntıları, müzik önerileri, yemek tarifleri ve daha nice konuları yazabilir ve hatta boş laf bile yapabilirsiniz. Maksat güzel bir kartpostalın arkasına kendinizden bir şeyler katmış olmanız.
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Gönderiler veya bu duyuru hakkında sorusu olan kişiler mesaj atabilir. Gelelim çekiliş için planlara.
Bu çekilişe katılmak isteyen kişiler 19 Ocak 2019 akşam 20:00'a kadar bu duyuruya cevap olarak bir şeyler yazarsa listeye adınızı eklerim. Belirttiğim saatten sonra katılımı kapatıp eşleştirmeleri yapacağım. Tek kalan kişi olursa yetişemeyen bir kişiyi ekleyebilir, kimse olmaması durumunda da ben gönderebilirim. 20 Ocak sabahı da eşleştirmeleri açıklarım ve akabinde gönderici kişilerin alıcı kişilerden adres isteme sürecini başlatırız.
Gönderiler karşılıklı olmayacak. Herkes başka birine gönderecek. Bir sonraki çekilişlerin olması durumunda ise kimse bir gönderdiğine bir daha göndermeyecek. Tabii ki bu sadece çekiliş içerisinde uygulanacak. Kendi aralarında kartlaşmaya devam etmek isteyen yazarlar için herhangi bir durum söz konusu değil :)
Haydi o zaman başlayalım.
Moderatörlerden ricam herhangi acil bir durum olmadığı sürece bu duyuruyu yukarılarda tutmaları. Böylece daha çok kişiyi bu güzel hobiye başlatabiliriz. Şimdiden teşekkür ederim.
Duyuru bünyesinde 10 ay boyunca aralıksız aylık kartpostal gönderimi yaptım. Sonrasında çeşitli sebeplerle ara verdim ve geri de dönmedim. Birkaç gün önce sevgili fıytfıyt'ın açtığı duyuru neticesinde böyle bir aktivite kararı aldık kendi çapımızda. Bu sebeple bir çekiliş zinciri başlatmak istiyorum. Eğer katılım güzel olursa her ay bunu yapabiliriz diye düşünüyorum. Öncelikle kartpostal gönderimi hakkında bilmeyenler için kısa bir bilgilendirme yapmak isterim.
1. Kartpostal edindiğinizi ve gönderime hazır olduğunu varsayalım. İlk olarak pulsuz gönderilen kartpostal pek makbul değildir. O yüzden postanenize gittiğinizde pul rica edin. Bunu duyunca uzaylı görmüş gibi bakan memurlar olacaktır fakat vazgeçmeyin. Çok kıyı köşe bir şube değilse pul hemen hemen tüm PTT şubelerinde bulunur. Yoksa 1-2 gün geç gönderin ama başka bir şubeden mutlaka pul edinmeye bakın. Böyle bir imkanınız yoksa ilk gönderide pas geçebilirsiniz ama bir aksilik yaşayacağınızı düşünmüyorum. Pul için PTT'nin filateli sitesinden de sipariş verilebilir. Sadece pul ücreti ödeniyor.
2. Kartpostallar standart olarak zarfsız ve takipsiz gönderilir. Eğer karşınızdaki kişi zarflı olmasını rica etmezse zarfa koymayın. Çünkü pulu zarfa yapıştırmak zorunda kalacaksınız ve kart pulsuz kalmış olacak. Takipsiz kısmına gelirsek, bu da kartpostalın sürpriz olması açısından önemli. Yine eğer karşınızdaki kişi kendisine gelen postaların kaybolduğundan şikayetçi ise takipli göndermenizi isteyebilir ama bu sefer fiyat artar.
3. Bir sonraki zam dönemine kadar yurtiçi kartpostal gönderim ücreti 2₺, yurtdışı ise 4₺'dir. Bu tarife 20 gram ve altı standart kartpostallar ve mektuplar için. 20 gram üstünde fiyat artar. Yapıştırdığınız pulların değeri bu değerden az olamaz, fazla olabilir. Takipli göndermeniz durumunda yanlış hatırlamıyorsam 6.30₺ gibi bir ücreti var.
4. Göndereceğiniz kişinin telefon numarasına gönderiniz takipsiz olacağı için ihtiyacınız yok. Kendi adresinizi de yazmanıza gerek yok. Alıcı kişinin adresi tek başına yeterli. Alıcı, kartını teslim alabileceği herhangi bir adres verebilir. Yeter ki kendisine ulaşacağını biliyor olsun.
5. Ne yazacağım diye düşünmeyin. Yaşadığınız yerle, kendinizle ilgili şeyler, özlü sözler, kitap alıntıları, müzik önerileri, yemek tarifleri ve daha nice konuları yazabilir ve hatta boş laf bile yapabilirsiniz. Maksat güzel bir kartpostalın arkasına kendinizden bir şeyler katmış olmanız.
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Gönderiler veya bu duyuru hakkında sorusu olan kişiler mesaj atabilir. Gelelim çekiliş için planlara.
Bu çekilişe katılmak isteyen kişiler 19 Ocak 2019 akşam 20:00'a kadar bu duyuruya cevap olarak bir şeyler yazarsa listeye adınızı eklerim. Belirttiğim saatten sonra katılımı kapatıp eşleştirmeleri yapacağım. Tek kalan kişi olursa yetişemeyen bir kişiyi ekleyebilir, kimse olmaması durumunda da ben gönderebilirim. 20 Ocak sabahı da eşleştirmeleri açıklarım ve akabinde gönderici kişilerin alıcı kişilerden adres isteme sürecini başlatırız.
Gönderiler karşılıklı olmayacak. Herkes başka birine gönderecek. Bir sonraki çekilişlerin olması durumunda ise kimse bir gönderdiğine bir daha göndermeyecek. Tabii ki bu sadece çekiliş içerisinde uygulanacak. Kendi aralarında kartlaşmaya devam etmek isteyen yazarlar için herhangi bir durum söz konusu değil :)
Haydi o zaman başlayalım.
Moderatörlerden ricam herhangi acil bir durum olmadığı sürece bu duyuruyu yukarılarda tutmaları. Böylece daha çok kişiyi bu güzel hobiye başlatabiliriz. Şimdiden teşekkür ederim.
0
Bir yerlerde kartpostal sevenlerin olduğunu biliyordum. Elimdeki güzel kartlar var. Oraya adımı eklemenizi rica ediciim.
0
Ben de varım...
Daha önce bu tarz bir olaya dahil olmadığım için duyurudaki bilgiler kafamı karıştırdı ama yine de güzel bir deneyim olur umarım.
Daha önce bu tarz bir olaya dahil olmadığım için duyurudaki bilgiler kafamı karıştırdı ama yine de güzel bir deneyim olur umarım.
0
son kartpostalımı sizden aldım :')
katılmak istiyorum, heyecan ve merakla bekliyorum.
katılmak istiyorum, heyecan ve merakla bekliyorum.
0
merhaba
beni de ekleyin lutfen listeye...
ne guzel bir ekinlik plani, ellerinize saglik.
beni de ekleyin lutfen listeye...
ne guzel bir ekinlik plani, ellerinize saglik.
0
Bir soruyla birlikte, katılmak isteyenler arasında ben de varım!
Sorum da bu: Bir süre sabit bir adreste olamayacak olan biri de katılabilir mi acaba :/ katılsın ama lütfen. Belki bir çözüm bulunur.
Sorum da bu: Bir süre sabit bir adreste olamayacak olan biri de katılabilir mi acaba :/ katılsın ama lütfen. Belki bir çözüm bulunur.
0
geçenlerde arkadaş kitabevinde çok güzel kartpostallar gördüm :) bunları göndermekten mutluluk duyarım, beni de yazın lütfen :)
0
bugüne kadar yurtiçinden gönderdiğim hiçbir kartpostal yerine ulaşmadı. umarım bu sefer ulaşır :)
0
yılbaşında babayı aldık bir de burada deneyelim bakalım şansımızı, yaz hocam beni de.
0
Ben de varım bu işte :-), listeye alabilirseniz aşırı mutlu olurum :-)))
0
Ben de isterim. Hic mektup arkadaşım olmamıştı belki kartpostal arkadaşım olur
0
Sevgili arkadaşlar, süre doldu ve katılımı kapattım :)
Eşleştirmeler için açacağım duyuru sabitlenmeyebilir. O yüzden hepinize yeni duyurunun linkini mesaj yoluyla ileteceğim.
Görüşmek üzere :)
Eşleştirmeler için açacağım duyuru sabitlenmeyebilir. O yüzden hepinize yeni duyurunun linkini mesaj yoluyla ileteceğim.
Görüşmek üzere :)
0
0
ruh i tibbiye
Merhaba, bir bilgisayar almam lazım ne zamandır erteler erteleye fiyatlar arşa ulaştı. o süreçte kardeşim kompleks programları kullanmak için MacBook Pro i7 işlemcili modeli aldı. ben de o kullanırken kullandım arada güzel alet. şarjı hoş, hafif ve tabii ki ses çıkmıyor ya harika bir şey bence! neys
Merhaba,
bir bilgisayar almam lazım ne zamandır erteler erteleye fiyatlar arşa ulaştı. o süreçte kardeşim kompleks programları kullanmak için MacBook Pro i7 işlemcili modeli aldı. ben de o kullanırken kullandım arada güzel alet. şarjı hoş, hafif ve tabii ki ses çıkmıyor ya harika bir şey bence!
neyse ben de macbook almaya karar verdim bu süreçte ama air'in son çıkardığı model ile pro 13'ün i5 olan versiyonu arasında kaldım. touchbar konusunda kafamda soru işaretleri var ve bu halde pro hala biraz daha pahalı. ben yazılımdan donanımdan anlamam bu mac işlerinden anlayan biri beni aydınlatırsa çok sevinirim.
bol bol office kullanacağım ve araştırma projelerim dolayısıyla spss vs de kullanıyorum.
bana hangi aleti önerebilirsiniz? ben aldım mı evladiyelik kullanırım her şeyi. Dell xls alacaktım ama onun fiyatı bunları da aştı. ne dersiniz??
sevgiler saygılar
bir bilgisayar almam lazım ne zamandır erteler erteleye fiyatlar arşa ulaştı. o süreçte kardeşim kompleks programları kullanmak için MacBook Pro i7 işlemcili modeli aldı. ben de o kullanırken kullandım arada güzel alet. şarjı hoş, hafif ve tabii ki ses çıkmıyor ya harika bir şey bence!
neyse ben de macbook almaya karar verdim bu süreçte ama air'in son çıkardığı model ile pro 13'ün i5 olan versiyonu arasında kaldım. touchbar konusunda kafamda soru işaretleri var ve bu halde pro hala biraz daha pahalı. ben yazılımdan donanımdan anlamam bu mac işlerinden anlayan biri beni aydınlatırsa çok sevinirim.
bol bol office kullanacağım ve araştırma projelerim dolayısıyla spss vs de kullanıyorum.
bana hangi aleti önerebilirsiniz? ben aldım mı evladiyelik kullanırım her şeyi. Dell xls alacaktım ama onun fiyatı bunları da aştı. ne dersiniz??
sevgiler saygılar
0
macbook air 2018 in islemcisi sadece web sayfalarinda gezinme, youtube, film izleme falan gibi gunluk isler icin yeterli. yapilacak isler bunlari asiyorsa air izdirap olur.
pro nun touchbarsiz olan modeli 2018 de guncellenmedi, fakat air 2018 le kiyaslaninca touchbarsiz olan model bile (2017) daha hizli.
bence uzun donem kullanilacaksa ve mac os isletim sistemi gerekiyorsa yani illa mac alinacaksa, macbook pro touchbarli olan 2018 modelin bazini almak lazim. (en ekonomik olan model)
tabii bu benim kendi fikrim.
pro nun touchbarsiz olan modeli 2018 de guncellenmedi, fakat air 2018 le kiyaslaninca touchbarsiz olan model bile (2017) daha hizli.
bence uzun donem kullanilacaksa ve mac os isletim sistemi gerekiyorsa yani illa mac alinacaksa, macbook pro touchbarli olan 2018 modelin bazini almak lazim. (en ekonomik olan model)
tabii bu benim kendi fikrim.
0
Pro 2016'nin touchbarsiz en dusuk modelini sizden cok daha kapsamli isler icin kullaniyorum, gayet memnunum. Yalniz MS Office kullanacaksaniz, son surumde iyilesmis olsa da genel olarak Windows'taki kadar iyi degil. Ben bu dediginiz isler icin kesinlikle Mac almazdim. Daha uygun fiyata gayet iyi ozellikleri olan Windows bilgisayarlar bulabilirsiniz.
0
Evet ama hafif olması çok önemli gerçekten 10 yıldır aynı bilgşsayarı kullanıyorum ve özelliklere baktıkça bilgisayarlar ağırlaşıyor snaki. Bildiğiniz hafif model var mı?
0
asus zenbook serisi
dell xps serisi
hp nin ultrabook serisi
yani ultrabook olarak aramak gerek.
fakat kaliteli malzemeye sahip, orasi burasi plastik olmayan bir model bulunsa bile macbook ile ayni fiyat ve hatta daha pahali olabiliyorlar.
dell xps serisi
hp nin ultrabook serisi
yani ultrabook olarak aramak gerek.
fakat kaliteli malzemeye sahip, orasi burasi plastik olmayan bir model bulunsa bile macbook ile ayni fiyat ve hatta daha pahali olabiliyorlar.
0
