yazara değil, dergiye sövmek lazım. derginin yöntemi buysa mecbur uyulacak.
ben sayfa numarası yazılmayana bile sövüyorum. işime yarayan bilgi var, sayfa no olsa nokta atışı bulacam ama yok, 500 sayfalık kitabı taramam lazım yerini bulmak için.
bu işin okuyucu kısmı, bir de yazar kısmı var ki o da ayrı sinir, nokta mıydı virgül müydü derken gözüm şaşı olacak bir gün. dipnotta ayrı usul, kaynakçada ayrı usul, bir dergi olmak başkasına gönderirken komple değiştir.
dipnotun "soyad, a.g.e." şeklinde olması kadar salak bir şey var mı ya, a.g.e. yazmayınca anlamıyor mu okuyan onun kaynakçada adı geçen o eser olduğunu!! anlamıyorsa zaten okumasın benim yazdığım makaleyi. ha bir de "soyad, makalenin kıslatılmış adı" yöntemi var ki o evlere şenlik. zaten kelime sınırına zor sığdırabiliyorum 1000 kelimesini zaten makalenin bir kaç kelimelik kısa adı yiyor.
çok dertliyim be fezagezgini bu referanslardan. bütün cumartesi bir dergiye göre hazırladığım alıntı yöntemini, o dergiden vaz geçince pazar günü diğer dergininkine çevirmekle uğraştım. endnote bilgisayarda çalışmadı, mendeley endnote'tan aktardığım kaynakları k.çına göre kaydetti. hiç bir şeye benzemedi referanslar. oturdum iki dergi için de elle sil baştan yaptım. zaten ilk defa kullanacaktım, ikisine de lanet ettim, daha da kullanmam. ne varsa eski karakucak yöntemlerde var.
sana da ayrı kızgınım ulakbim. 2-3 standart belirle bari de tüm türk dergileri onlardan birini kullansın. apa 6 mı, chicago mu, vancouver mı neyse ne. her biri kendi kafasından stil belirliyor. stil dediğime de bakma, belli bir mantığı olsa yanmayacağım. everything but little little, into the middle yöntemiyle kaynakça.
ohhh içimi döktüm rahatladım valla.
0