Giriş
(20)

Ifsa

seyirdefteri
Cok caliskanim ifsasiEdit: Heh sonunda duzeldi, cok cabaladim aksam aksam.
Cok caliskanim ifsasi

Edit: Heh sonunda duzeldi, cok cabaladim aksam aksam.
0
seyirdefteri
(30.08.17)
genç erkeklerimizin boynu tutuldu
0
shotgunwoman
(30.08.17)
foto neden ters
0
KingDagos
(30.08.17)
ben de anlamadim ki neden ters bu boyle
0
🌸seyirdefteri
(30.08.17)
Hafif bi kizillik sezdim :)
0
ceann deas
(30.08.17)
Genc beyinlere kan gitti sayende.
Guzel foto ama bu iste bir terslik var.
0
runagain
(30.08.17)
Ben seni hatırlıyorum sanki. Makine mühendisliği okuyordun. Senden proje mühendisi olur. :) İdealist bir hava sezdim.
0
dissendium
(30.08.17)
Allahtan mobilim. Cihazi ters cevirmek kolay oldu.
0
stavro
(30.08.17)
teşekkürler ya, boynum güzel kıtladı. valla bak.

off, görünüşten karakter yorumlamayı pek sevmem ama inanılmaz kinci, hesapcı ve dedikoducu kadınlara benziyorsun. valla güzelliğine rağmen baya bir itildim. sanki umrundaymış gibi de anlattım, evet.
0
i drive the hearse
(30.08.17)
Lap-top'ı çevirdim ya, yazıklar olsun! Bir şey yok, sevimli surat ve choker denen boğan kolye var (._.)
0
velvetmorning
(30.08.17)
@dissendium, cok heyecanlandim yorumuna :)
@ceann, saclar boya ne yazik ki, gonul isterdi ki gercek gingerim diye ortalikta fink fink gezeyim. yakin zamanda boyattim zaten, begenildi genel olarak :)
0
🌸seyirdefteri
(30.08.17)
Duyurunun en güzel kadını sanırım
0
captainobvious
(30.08.17)
2. kez yorum yapma gereği duydum foto düzelince...nedense saf ve iyi niyetli biriymişsnz izlenimi aldım...yüz güzelliğide gayet başarılı ve doğal...

evet bu akşamın en iyisi oyumu sizden yana kullanıyorum
0
KingDagos
(30.08.17)
@03 pamuk gibiyim oysa
0
🌸seyirdefteri
(30.08.17)
Ya bir de merak ettim, Romanya, Bulgaristan, Makedonya göçmenliği var mı? Bir arkadaşıma çok benziyorsun. :)

Edit: Tahmin etmiştim. :)
0
dissendium
(30.08.17)
@dissendium, bulgar gocmeniyim
0
🌸seyirdefteri
(30.08.17)
iş hayatı yormuş ama tatilin gelmesi açmış biraz :)
herkes ifşaya başladı,güzel olanları öne alalım :)
0
red hot chili
(30.08.17)
Laptopu ters cevirip bi daha baktim ama duz daha iyi :) o kolye rahatsiz etmiyo mu ya
0
runagain
(30.08.17)
sana ağırdan yazayım dedim de. pm kutun doludur şuan. hiç uğraşamam.

edit: başındakileri kov. bana yaz bi ara.
0
marul hirsizi
(30.08.17)
Ben de çok beğendim
0
dunyatuhaf
(30.08.17)
aynı ayça eren şapkişliği değil mi ya. ashgdhsjdk
0
Ufuk
(30.08.17)
(9)

hafif seksili plaj ifşası

zgrydn
------solda yamuk bakan ben oluyorum.
------

solda yamuk bakan ben oluyorum.
0
zgrydn
(30.08.17)
size puanım 9
0
shotgunwoman
(30.08.17)
ÖSS'de ilk 50
0
isott
(30.08.17)
Oo bomonti :p
0
runagain
(30.08.17)
Neyse acımasız yorum yapmayacağım tamam. :D
Birbirinize yakışmışsınız. :)
0
yirmisantim
(30.08.17)
tıp okunuyor gibi bir hava
0
yuvarlanantencereninkapagi
(30.08.17)
Seni ilk defa gördüm. Genç adammışsın. Yalnız gözlüğü değiştir. Fem öğrencisi gibi duruyorsun.
0
dissendium
(30.08.17)
Daha ne olsun .
0
dunyatuhaf
(30.08.17)
Siz bu fotoyu silmeyip sakladınız mı şimdi :/
0
manuel mandalina
(30.08.17)
@dis, 27'yim ama sakalsızken 5 yaş geriye gidiyorum.
0
🌸zgrydn
(30.08.17)
(7)

Kenan Evren ve 80 darbesine bakış?

bir fincan kahve ile film izlemek
Bütün darbelere koşulsuz, amasız karşı durmuş, darbenin iyisi olmaz diye düşünen bir insanım. Tabii o günleri yaşamadım, sonradan okuduğum, öğrendiğim kadarıyla sınırlı bilgim.Bugün 77 yaşında bir amcamız var, onla oturup anılarını dinlerken iş dönüp dolaşıp darbe günlerine geldi. 80 öncesi sokağınd
Bütün darbelere koşulsuz, amasız karşı durmuş, darbenin iyisi olmaz diye düşünen bir insanım. Tabii o günleri yaşamadım, sonradan okuduğum, öğrendiğim kadarıyla sınırlı bilgim.

Bugün 77 yaşında bir amcamız var, onla oturup anılarını dinlerken iş dönüp dolaşıp darbe günlerine geldi. 80 öncesi sokağında işlenen cinayetleri, patlayan bombaları anlattı, ne zor günler olduğundan bahsetti ve Kenan Evren ile birlikte bir gecede ortalığın süt liman kesildiğini, yoksa el atmasaydı çok daha kötü olacağından bahsetti. "Bir de utanmadan kalkıp adamı yargıladılar" falan dedi. Ben de bir şey demeden dinliyorum. Sonuçta ne diyeyim, o günleri adam yaşamış, canlı tarih.

Bu arada muhafazakar bir amcamız falan da değil hani.
Mesela babama itiraz ederim,o da benzer şeyleri söyler hep. Milletin bıktığından, darbeyi beklediğinden falan bahseder.

Şimdi, benim atladığım ne var diye düşünüyorum.
Darbeyi savunan kitle genelde o günleri yaşayanlar oluyor. Bu insanlar mı yaşadıkları dönemi yanlış yorumluyorlar yoksa benim atladığım bir şey mi var?

Siz ne düşünüyorsunuz? Biliyorum, bu konulara subjektif yaklaşmamak imkansız fakat varsa okunabilecek metin, doküman öğrenmek isterim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(29.08.17)
"darbeyi savunan kitle genelde o günleri yaşayanlar oluyor."

yanlış. biraz sol kitleden benzer yaş grubundaki insanlarla konuşmayı deneyin. cezaevlerindeki işkenceler, idamlar, erdal eren, devlet eliyle yapılan binbir türlü mevzuyu vs. anlatsınlar size.

80 darbesi, 90'lardan beri yaşadığımız kabızlığın köküdür. bugünkü sonucun nedenidir.
0
zgrydn
(29.08.17)
@zgrydn; evet farkındayım işte tam merak ettiğim nokta da orası. Yoksa Kürtlerden de darbeyi savunan birini bulamayız.

"darbeyi savunan kitle genelde o günleri yaşayanlar oluyor." cümlesiyle o yaş grubunun çoğunluğu darbeyi savunuyor demiyorum. Darbeyi savunanlar arasında hayrı sayılır kitle o yaş grubundan yani.

Darbeyi savunan insanların neden böyle düşündüğünü merak ediyorum sadece. Bu kısım ilginç geliyor.
0
🌸bir fincan kahve ile film izlemek
(29.08.17)
kanımca burada düşülen hata sokak ortasında işlenen cinayetlere, taranan kahvehanelere vs. devletin uzunca bir sessiz soluksuz izlemesine ses edilmemesi. şiddete maruz kalan tarafın tekrar şiddetle yanıt vermesi ve sarmalın iyice genişlemesi kitlelerde huzursuzluk yaratmış ve uygun anda yönetime el koyup "bakın işte bundan gayrı gençler birbirini vuramayacak" denmiş.

hatta ve hatta bir komando kampları mevzusu var ki alenen solculara karşı eylemler yapılsın diye desteklenip, pışpışlanmış. hatta bu kamplarda yetişen tipler zamanla emniyette, istihbaratta, önemli yerlere gelmiş. buna karşılık solcular nerede? yok.

darbeyi savunan kitle olaya yanlış pencereden bakıyor. çünkü "goministlerin" iktidara gelmesini onlar da istemiyordu. bu moskof uşaklarından ya da yavru kurtlardansa kendini atatürkçü olarak tanımlayan ordunun iktidar olması onlara hoş geliyor. bir nevi "adamlar yiyor ama çalışıyor da" hikayesi. inanmak istediği yalanların üzerine kendince makul sebepler ekliyor hepsi bu.
0
antipodes
(29.08.17)
vallaha benim annem nefret eder bu gerzekten ama babamın hayatını kurtardığını da düşünüyor aynı zamanda. babamın mağazasına bomba atılmış tonlarca tehdit mektubu almıştır. Lisede olan ablama sağ cenahtan tehditler yağmış solcu gençler evimizin kapısında nöbet tutar olmuş. Annem 12 Eylülden sonra uyku nedir hatırladım der.
0
guitarissimo
(29.08.17)
80 darbecilerinin yaptigi bir kizi bogulmaktan kurtarip sahilde tecavuz etmeye benziyor. Bu siddet sokakta olacagina kapali kapilar ardinda oldu sonra.
0
i m sick tired
(29.08.17)
Bu darbeye karşıyız muhabbeti AKP'nin sözde Balyoz darbe planı sonrasında AKP seçmenleri tarafından ortaya atıldı. AKP rakiplerine büyük bir fark atarak iktidara geldiği için AKP seçmenleri olası bir darbe sonucunda iktidarı kaybedebileceklerini düşüncesiyle böyle söylemlere başladılar. 2007 yılına kadar Türkiye'de darbe kötü bir şeydir fikri çok ortalıkta yoktu. Bizim halk darbeyi seviyor demeyeyim ama ben de birçok insanın 80 darbesinden memnun kaldıklarını duydum. Darbeye ben de karşıyım. Ancak işin içine şiddet girince tüm yollar tıkanıyor.
0
dissendium
(29.08.17)
80 darbesi olduğunda 20 yaşımdaydım, çalışıyordum, devrimci yol sempatizanıydım.
Olayların baş müsebbibi kara kitabı arkasına alan derini-yüzeyeli devletin ta kendisidir. Solu sağa, solu sola kırdırdılar. Kahveler tarandı, olaylı (tabii ki provakasyonlu) yürüyüşler oldu, üniversitelerde yaralanmalı ölümlü çatışmalar oldu. Her grubun içinde mit elemanları vardı, hepsi afişe oldu sonradan birer birer. kantinciler, kitapçılar, abi abla dediklerimiz... dernek yöneticiliğine gelebilenler bile vardı.
Öncesinde ben öğretmen okulunda okuyordum. Okulları kapattırmak için yapılanları bir bilseniz. mc hükümeti sırasında okula 13 yeni öğretmen atandı. neler yaptılar neler. en son işleri derslere girmemek oldu. biz de seviniyoruz oh dersler boş geçiyor diye. lise aklı işte. meğer oyunun bi parçasıymış derslere girmemeleri. valiye "öğrenciler derslere girmiyor" diye dilekçe vermişler. Vali okulu süresiz kapattı. Ben o zaman okul başkan yardımcısıyım. Başkan arkadaşla valiye çıktık. Elimizde dilekçe. Vali bizi bi güzel kalayladı "hem derslere girmeyin hem okulumuzu kapatmayın diye dilekçe verin, madem okumak istiyorsunuz niye derslere girmiyorsunuz!" dedi ve yoklama defterini gösterdi. Öğretmenler derslere girmişler gibi imzaları atmışlar bizi yok göstermişler. Biz sınıflardayız başka türlüsü mümkün değil zaten, parasız yatılı okul, ders boşsa sınıfta oturursun bahçeye bile çıkamazsın.
Valiye anlatamadık, anlamak isteseydi önce bi soruşturma açardı demi, şimdi biliyorum ama o zaman bilemiyoruz tabii o kadarını. Okul süresiz kapatıldı. Büyük sınıflar yürüyüş yapalım dediler dövizler hazırlandı, gidip iznimizi aldık bu kez ben gitmedim artık valiye, azar fena geldi alışık da değilim öyle bağırmalara filan.
İzin sessiz yürüyüç içn verilmiş, kimseden çıt çıkmasın dendi başladık yürümeye. Valilikle okul karşı karşıya aramızda Atatürk heykelinin olduğu ufak bi meydan var, meydanı dönüp okula gireceğiz. Valizler hazır, biletleri aldık yürüyüş sonrası evlere dağılacağız çünkü resmi olarak okul kapandı.
Etraf polis doldu, panzerler filan var. Izbandut gibi adamlar çevremizi sardı. Tam valiliğin önüne geldik kortejde önümdeki genç "faşist vali istifa" diye bağırdı. bizim okuldan biri değil, ne ara geldi korteje girdi farkında bile değilim. Birden ortalık karıştı polisler üzerimize yürüdü, joplandık. Bizim okul kız okulu çoğunluğumuz kızız. Eve gideceğiz diye okulun verdiği kahverengi dar etekleri giymişti bir kısmımız. Koşamayan düşen, ezilen.. Bir ayağı özürlü arkadaşımı gördüm yerde, polisin biri jop indiriyordu üzerine. Karstan yetimhaneden gelen gruptandı, biz onları ayrı bi kollar ayrı bi severdik. Bayramlarda gidecek evleri yoktu, üniversiteyi kazanamazlarsa sokakta kalacaklardı, yurtla ilişikleri kesilecekti. Aklıma geldikçe hala içim kaldırmıyor o mazarayı. Polislerin bir kısmı üzerimize Allah Allah çekerek geliyor bir kısmı "kaçın yavrum okulunuza kaçın" diyordu. Ara sokaklara kaçanları halk evlerine aldı. Bizi polisimizden (!) korudular.
Sonrasında öğretmen okulları lise yapıldı, öğretmen olmak için girdiğim okuldan lise mezunu olarak çıktım. Üniversiteye ailem "ortalık karışık" diye yollamayınca çalışmaya başladım. Akabinde evlendim, iki çocuk annesiyken üni okudum.

İsatistiklere bakıarsanız aynı dönemde mantar gibi imam hatip okulu açıldığını görürsünüz. Bu günlerin zeminleri o dönemde hazırlandı, daha önce ufaktan başlamıştı da biz aymadık. Ayanlar, duyuranlar da temizlendi birer birer.Nurlar içinde yatsınlar.

Şimdi geriye dönüp baktığımda çok planlı programlı bir oyunun içinde olduğumuzu görebiliyorum. O zaman gençtik göremiyorduk o kadar.
Mesela size belki hiç bir anlam ifade etmeyen bir meclis konuşmasındaki bir cümle bana dönem özeti gibi gelebiliyor.
eksisozluk.com

Ya da bir filmdeki bir replik:
youtu.be
(bu film iyi anlatır o zamanları)

Bir de aileler durumu var
eksisozluk.com

En kahrettiğimse compadritonun da belirttiği gibi o dönem o şekilde yaşanmamış olsaydı, kırılıp geçirilen gençlerimiz bu gün yaşıyor olsalardı ülke çok daha başka yerlerde olurdu zira "çok zeki, cevval, gözünü budaktan esirgemeyen, mert, kanlari deli akan ve gerçekten vatanını seven idealist gençlerdi" yitirdiklerimiz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.08.17)
(4)

Kanal tedavisi

dafuq
kanal tedavisi oldum hiç acımadı. millet niye bu kadar abartıyor bu şeyi. ödüm kopacak gibiydi yazılanları okuyunca, bu muydu lan oldum bitince. iğne vurdu tabi dişçi.
kanal tedavisi oldum hiç acımadı. millet niye bu kadar abartıyor bu şeyi. ödüm kopacak gibiydi yazılanları okuyunca, bu muydu lan oldum bitince. iğne vurdu tabi dişçi.
0
dafuq
(29.08.17)
benim de hiç acımamıştı ama herkesin ağrı eşiği aynı değildir
ayrıca ben ağrıdan korkmuyorum ama çok fazla öğürüyorum (gag refleksi) dişçi koltuğunda hiç bir zaman korktuğum şey ağrı olmadı (10 yaşndayken de) herkesin derdi başka.
belki fiziksel ağrı çekmiyordur ama psikolojik olarak katlanamıyordur
0
niye ama
(29.08.17)
Benim seanslar arasında çok ağrım olmuştu. Baskıyla bıçak gibi bir anda saplanıyordu. Bu nedenle korkutucu bence.
0
auroraaurora
(29.08.17)
O iş aslında öyle değil. Sinirler iltihaplı olduğu zaman uyuşturucu etki etmiyor. Yeterli uyuşma olmadığı için acı hissediyorsun. Sinirler tam iltihaplı değilse o zaman uyuşma sağlanabiliyor ve çok bir şey hissetmiyorsun. Bana diş hekimim böyle anlatmıştı. Acı hissetmediysen büyük olasılıkla erken müdahale edilmiştir.
0
dissendium
(29.08.17)
yeterli uyuşma olmadığı zaman abarttıkları kadar var tabi ki. bi de eskiden uyuştırmadna yapıyolarmış rivayetlere göre.
0
elorelia
(29.08.17)
(7)

Uykuda cilginlar gibi konusmak

fakyoras
Selam,Hep uyurken konustugum soylenirdi. Tamam diyip gecerdim. Sleep talk diye bi uygulama yukledim telefona, gercekten de ciddi ciddi konusuyorum. "Okay","tamam" gibi seyleri secebildim, ingilizce turkce karisik kisa bir iki cumle de sectim ama anlamadigim bir seyler de soyluyorum. İlk iki saat uyk
Selam,

Hep uyurken konustugum soylenirdi. Tamam diyip gecerdim.
Sleep talk diye bi uygulama yukledim telefona, gercekten de ciddi ciddi konusuyorum. "Okay","tamam" gibi seyleri secebildim, ingilizce turkce karisik kisa bir iki cumle de sectim ama anlamadigim bir seyler de soyluyorum. İlk iki saat uykuyu analiz ediyor uygulama, bir iki gun daha konusursam satin almayi dusunuyorum uykunun tamami icin.

Napcam ben? Boyle gelmis boyle devam mi edecek?
0
fakyoras
(29.08.17)
İşten gelir gelmez uyuma. Mutlaka YouTube gibi sitelerde vakit geçirerek uyumadan önce zihnini boşalt. Gün içinde yaşanılan şeylere çok yoğunlaşınca böyle oluyor.
0
dissendium
(29.08.17)
vuuuuu super! hep boyle uyurken konusan birilerini konusturmayi istemisimdir :) cok eglenceli bence. o tarz ucretsiz uygulamalar da var.

napcam'a cevap, durust bir insan olun. bir gun sevgiliniz vs. size uykunuzda sorular sorarsa en azindan basiniz derde girmez.
0
jimicik
(29.08.17)
aynı dert bende de var, çözümü olduğunu bilmiyordum ben açıkcası.

yanında yattığınız kişiden bir şey saklamamaya çalışın yoksa daha kötü dönüşleri olabilir.

bu arada bilinçaltında ingilizce neler oluyor acaba??
0
re noreno
(29.08.17)
Ben de cocukluğumdan beri fena konusurum. Son on onbeş senedir de ingilizce konusuyormuşum. Hatta bu hafta iki defa "noooo!" diye bağırarak uyanmışım kabustan, iyi alay konusu oldum.
Hatta ablamla aynı yerde uyuyorsak sohbet ediyormuşuz uykumuzda.
Çözmeye çalışmıyorum ben. Çözümü varsa bilmek isterim ama.
0
sopiro
(29.08.17)
çözmeye çalışmıyorum +1
sürekli iş güç hasta falan anlatıyormuşum ben bi de yok o sunum yetişir mi bu vaka noldu hocaya danıştık mı vs vs yanında uyuduğum insanların ilgisini çekmeyecek şeyler yani.
0
shotgunwoman
(29.08.17)
Parkinsonla bir bağlantısı olabilir. Bir araştırın bence, yalnız her doktor değil norologla konuşmak gerekir.
0
rumpleteazer
(29.08.17)
parkinson dedin korkuttun beni :(

amcam sizofren hastasi :/ genetik mirasim da bi degisik.
0
🌸fakyoras
(29.08.17)
(13)

zengin araba almaktan başka napıyor?

tamamhosdiyonda
bakıyorum lüks arabadan başka özel bir şeyi yok. yani bir eve sahip olmayı saymıyorum, bir iki kılık kıyafeti saymıyorum. eve sahip olmak büyük bir şey ancak ona zengin olmayıpta sahip olanlar var. biliyorsunuz bir ev-bir araba ülkenin bir çoğunun hayattan beklentisi. bir çoğuda aşağı yukarı ömürler
bakıyorum lüks arabadan başka özel bir şeyi yok. yani bir eve sahip olmayı saymıyorum, bir iki kılık kıyafeti saymıyorum. eve sahip olmak büyük bir şey ancak ona zengin olmayıpta sahip olanlar var. biliyorsunuz bir ev-bir araba ülkenin bir çoğunun hayattan beklentisi. bir çoğuda aşağı yukarı ömürlerini sağacak bir eve sahip oluyor. e ne kaldı zenginle fakir arasında?

iphone, giyim vs saymıyorum bunlar büyük kalem değil, e bu adamlar çalışıyor da, lüks araçtan başka napıyorlar yea parayı? ben mi kaçırıyorum acaba, yoksa ben gibi düşünenler var mı?

yani o evle, o ev bir mi demeyin, villa ile 100 mt2 evin bir olmadığını bende biliyorum

herhalde zenginin çevreye algı olarak ben zenginim deme şekli lüks araç?
0
tamamhosdiyonda
(28.08.17)
Gezip tozuyolar, yiyip içiyolar, günlerini gün ediyolar?
0
manuel mandalina
(28.08.17)
çevreye zengin olarak göstermek istediklerini nerden biliyorsun ki. başka yatırımları da vardır ama senin haberin olmuyordur.
evde bir sürü yardımcıları vardır, tatilde istediği her yere gidip sınırsız para harcıyorlardır, lüks yatları vardır vs.
0
sta
(28.08.17)
Zengin ne yapar?

Herkes gibi ihtiyaçlarını alır.

Senin ihtiyacın 2+1 ev ve c segmenti otomobil.

Onun ihtiyacı boğaza nazır yalı, o yalının içinde 300 yıllık antikalar, ünlü ressamların tabloları, seri üretim olmayan arabalar, yatlar, province'de taş ev, ibiza'da yazlık, isviçre'de dağ evi, kanada'da ormanda dağ evi.

Sen avm'den giyinen adamsın, zenginler milano'ya, paris'e, Zürih'e gidiyor alışveriş için.

Sen alelade bir restoranda yiyorsun, o Michelin yıldızlı restoranda yemek yiyor, gurme kitapları okuyup onların gittiği ve deneyip beğendiği yemekleri kovalıyor.

Sen giyim diyip geçiyorsun ama karıları 15000 20000 liralık çantalardan ayakkabılardan yüzlercesine sahiptir.
0
bos gezenin bos ustasi
(28.08.17)
Çocuklarını özel okula gönderiyorlar. Vakıf üniversitesinden bahsetmiyorum. Daha 5 yaşındaki çocuğu Almanca ya da Fransızca eğitim veren okullara gönderiyorlar. Bu okulların yıllık ücreti araba fiyatıyla yarışacak kadar yüksek. İlle somut bir şeye yatırım yapmaları gerekmiyor. Zengin olmayanlar sürekli yemek ve temizlik yapmak zorunda ama zenginler yemek için ayrı, temizlik için ayrı, ulaşım için ayrı kişiler çalıştırınca yine bir sürü para harcamış oluyorlar. Zengin ile fakir arasında rahatlık farkı var. Zengin olmayan biri genelde kredi sayesinde ev alıyor ama zenginler zaten var olan paralarıyla ev alıyorlar. Neyse. Çenem yoruldu.
0
dissendium
(28.08.17)
Sen saçını berberde 20 tlye kestirirsin adam yüzlerce tl verir.
Senin bi tane 200 tllik saatin olur, adamın saat koleksiyonu kol saati koleksiyonu olur her biri de binlerce tl ederindedir.
Senin hayattan beklentin on günlük yıllık izninin beş gününü her şey dahil otelde yiyip yatmak üzerine kurulu bi tatildir, bütün yıl bunu beklersin, zengin istediği bir konsere business classta uçup gider gelir, kültür tatili yapar.
Sen arkadaşınla iki bira içersin, o bilmemkaç yıllık viski ya da şarap.
Dünyanın her türlü yemeğini/içkisini/kültürünü tanıyacak parası vardır mesela.

Zenginlik göstergesi sadece ev araba değil, giydiği kıyafetten kullandığı parfüme, taktığı saatten yaptığı koleksiyona, katıldığı konserden etkinliğe çok şeyi farklıdır zenginin. Ve kendilerinde en imrendiğim şey ben iki kitap alacakken bi tiyatro biletine vereceğim parayı bütçemi sarsmasın diye iki kere düşünüp alırken, kendilerinin bu tip şeylere -benim hiç ulaşamayacağım gibisinden hem de- parmağının ucuyla ulaşabiliyor olması.

Not: buradaki sen, sen değilsin, benim biziz, zengin olmayan hayatını öyle ya da böyle idame ettiren insanlar,hepimiz.
0
bir nick var benden iceri
(28.08.17)
ne kadar da fakir bir soru bu, zenginlikten bu kadar mı uzaksın yavrukuş
0
balpolen
(28.08.17)
Yok şu restauranttan yok bu mekanda yiyip içiyor yazanlara hitaben;
Tasvir ettiginiz zenginlikte olan ailelerin benim çevremde olan çocuklarından hepsi spor yapıyor ve yedikleri tavuk+yeşillik+supplement

Aslında benim sordugumda zenginlik cıtası bu kadar yüksel değildi ama yinede yazılanlarķ dikkatle okuyorum. Sadece şunu görmenizi isterim bu insanlar günün en az 10 saatinde çalısıyor. Bedenen çalışmıyo, taş taşımıyor ama yinede çalışıyor
0
🌸tamamhosdiyonda
(28.08.17)
o saydığın araba ev zaten demirbaşları adamların, benim tanıdığım dededen zengin bi kaç adamın yaptığı şeylerden birisi saat kovalamaktı. adam düşünmeden 500 bin dolar veriyor bir saate ve ömründe sadece bir kere falan takıyor o da keyfi, koleksiyoner yetişiyor adam bebeklikten. ben bugün alayım torunlar kullanır derdinde. onun dışında iş hayatında senden benden çok çalışıyorlar, sonradan görme kadınlarını saymazsak zengin bir aileden gelen bir kadın bile öyle çalışıyor ki, o serveti katladıkça katlıyorlar çünkü adamlar dededen öğrenmiş para kazanma yolunu biz dededen ırgatlık öğrendik kardeşim. bu başlığa yazan kaç kişinin dedesi doktor veya ağa(en basit tabirle) sence?
0
dirildimde geldim
(28.08.17)
Balpolen artı bir
Mesela müze açıyorlar. En kötü koleksiyonları oluyor.
Mesela medici lerin hayatına bak adamlar banker ama kendilerini temizlemek ve üst sınıfa dahil olabilmek için mesenlik yapmışlar.
Paran olabilir ama bir zümreye dahil olmak için zevklerin de olmalı. Zevkin yoksa sanat danışmanı, stilist vs tutarsın.
İphone zengin bir insan için epeyce küçük bir para.
Çoğumuz orta sınıf bile değiliz ama farkında değiliz bunun. Her gün et yiyip bira içince ay sonunu getiremezsin ama orta sınıfım sanırsın :(
0
fasulyek
(28.08.17)
Balpolen artı bir
Mesela müze açıyorlar. En kötü koleksiyonları oluyor.
Mesela medici lerin hayatına bak adamlar banker ama kendilerini temizlemek ve üst sınıfa dahil olabilmek için mesenlik yapmışlar.
Paran olabilir ama bir zümreye dahil olmak için zevklerin de olmalı. Zevkin yoksa sanat danışmanı, stilist vs tutarsın.
İphone zengin bir insan için epeyce küçük bir para.
Çoğumuz orta sınıf bile değiliz ama farkında değiliz bunun. Her gün et yiyip bira içince ay sonunu getiremezsin ama orta sınıfım sanırsın :(
t24.com.tr
Ömer koç iyi bir örnek
0
fasulyek
(28.08.17)
demiroren mesela turkiye'deki sayili zenginlerdendir. bildigim kadariyla, yine turkiye'deki en buyuk koleksiyoner diye biliyorum. kucuk zenginlerden sayilabilecek bir akrabam var benim allahci tayfadan. bu da koleksiyoner kendi capinda. bundan 4-5 yil once luks bir bmw'sunu caldilar istanbul'da. fiyati ne kadar bilmiyorum, lakin o donem icin bize arabaya uzulmuyoruz, arabanin icinde 2 tane bilmem kac yuzyillik kuran'lar (her biri, arabanin kac katidir tahmin bile edemiyorum, cunku fakirim.) vardi, onlarin gitmesine uzuluyoruz demislerdi. ama gel gorki fabrikasinda calisan adama asgari ucret verir..
0
ubi dubium ibi libertas
(28.08.17)
afrika kökenli insanların art kısımlarından kokoyin çekiyorlar.
0
zgrydn
(28.08.17)
faik abi
(29.08.17)
(6)

öğrenciyken iş bulmak kolay mı?

zulfakr
öğrencilik dediğimiz şey bir nevi zorunluk işsizlik gibi bir şeyken, hem okuyup hem çalışanınız var mı?nerelerde çalıştınız?
öğrencilik dediğimiz şey bir nevi zorunluk işsizlik gibi bir şeyken, hem okuyup hem çalışanınız var mı?nerelerde çalıştınız?
0
zulfakr
(27.08.17)
LCW'de kısa süreli çalıştım. Bir etüt merkezinde de bir yıldan biraz az süre çalıştım. Bunlar önceki üniversitemde okurken idi. İş bulmak zor değil. Zor olan okulla işi aynı anda götürebilmekte. İşte çalışırsın ama devamsızlık sorunu yaşarsan okula yeterince özen göstermemiş olursun. Bu da amacın dışına çıkmaya neden olur.
0
dissendium
(27.08.17)
Zara falan ogrenciyi ise aliyormus. Ama senin de sac sakal bakimina, dis gorunusune onem vermen mumkunse iyi Ingilizce konusman gerekiyor.
0
Traveller
(27.08.17)
dersanede çalıştım, özel ders verdim, bi taraftan da okulda öğrenci işlerinde çalıştım.
0
pide
(27.08.17)
abi öğrenciyken iş bulmak çok kolay da çalışırken okulda başarılı olmak zor. bir de eğer uzun vadede kariyer açısından sana bir şey katacak bir işle uğraşmıyor da sırf para kazanmak için yapıyorsan, belli bir noktadan sonra birazcık koyuyor insana. ben 23 yaşındayım, iki iş birden yapıyorum ve biliyorum ki dişimi sıksam güzel para da kazanırım ama 6 sene sonra bu işleri yapmış olmak bana çok az şey katacak. yazılım öğrenmek istiyorum mesela. c# çalışayım diyorum. vakit yok. okula gitmem, ders çalışmam, kalan vaktimde de iş yapmam lazım ki belimi doğrultayım.

ben gazetede çalışıyorum, ikinci işim de yine benzer tarzda yazmalı çizmeli bir şey. yazmayı çok seviyorum, işlerim de yani allah için rahat işler. sadece öğrencilerden değil, çalışan insanların çok büyük bölümünden daha kolay para kazanıyorum. ama az kazanıyorum ve 30 yaşına geldiğimde bu işlerden kendimi daha süslü anlatmamı sağlayabilecek birkaç şey dışında bir kazanım elde edemeyeceğim. cv'me bakan adam 28 yaşında mezun olduğumu ve kayda değer bir iş tecrübem olmadığını görecek/düşünecek. e tamamen bu kazandığım paraya muhtaçken, gidip de iş öğrenmek için parasız staj yapacak halim yok. yapamam, altından kalkamam. idam isteyen adama dönüşürüm: www.youtube.com FATURALARI NASIL ÖDİYCİK?

öğrenci olmanın güzel yanı, beklentinin düşük olması. masrafın düşük. istanbul gibi bi' yerde bile biraz sığır gibi yaşamayı göze alıyorsan barınma+fatura masraflarını 400-500 lirada tutma şansın var. sorumluluğun az. harcaman az. e vasıfsız iş arıyosun çoğunlukla, gocunmuyosun da. çünkü biliyosun ki okurken geçimini sağlayabilmek için çalışıyosun, ömür boyu garson ya da burger king kasiyeri olarak kalmayacaksın. takmıyorsun çok. maaş beklentisi konusunda rahatsın, yok terfi alayım yok 3 bin lira kazanayım gibi dertlerin yok. idare edebiliyosan vurkaç yaparak bile yaşarsın. öğrencisin çünkü. önemli olan okula devam ederken karnı doyurmak.

ama dediğim gibi, yaş biraz ilerlemişse koyuyor adama. 18 yaşında olsam skimde olmazdı çalışmak. 22 yaşında mezun olup diplomamı aldıktan sonra bi şeyler yapardım. şimdi öyle bi şansım yok. iş seçme lüksüm yok, kendimi geliştirme imkânım kısıtlı çünkü hem okumam hem de para kazanmam lazım. 5 senede insan neler yapar... hala gencim, hala yapabilirim tamam da çalışmam gerek işte, nereye yapıyom amk, zaten üç kuruşluk aklımız var hangi birine yetişeyim.

kusura bakma çok ağladım ama dertliyim bu konuda ya. el ayak tuttuktan sonra para bi şekilde kazanılıyo, yaşıyosun ama işte o "yrrak gibi adam" hissi rahatsız ediyo. yaşıtlarım 5 bin lira mayış alıyo, evlilik planı yapıyo ben ÇALIŞIP PARA KAZANDIĞIM HALDE "anne sabaton gelcekmiş gidebilir miyim <3 <3" diye anama şirinlik yapmak zorunda kalıyom. lanet olsun.

o yüzden gençlere tavsiyem, ananız babanız zengin değilse bakmayın olum millete, 4-5-6 yılda bitirin okulu. sonra sadece hayatta kalmak için uğraşan, genç olduğu halde eli kolu bağlanmış tırto biri olup çıkma ihtimaliniz çok yüksek oluyo.
0
der meister
(27.08.17)
23 sene once universitenin ilk senesinde garsonlukla basladim pazaryerinde korsan kitap satarak devam ettim bir sene.ikinci sinifta bir cafe actim derme catma.ordan kazandigimla bir birahane devir alip ogrenci bari yaptim alti ay ruhsatsiz calistirdim barda olay cikti kapatildi asfghkls.
Sonra kitabevi actim. Okul bitti ama meslegi hic dusunmedim ticaretin tadini alinca.yillarca kitabevi islettim.10 senedir de bijuteri isi yapiyorum. Ama hala o garsonluktaki ve pazaryerinde kitap satarken kazandigim iletisim becerisinin ekmegini yiyorum.universiteyi sadece ders calisarak ya da pc oyunlariyla harcayanlara gercekten uzuluyorum. Cok iyi bir muzik kulagim olmadigi halde solistlik de yaptim radyo programciligi da.dersten de kactim sinavlara son iki saat kala deli gibi calisarak sinif gectigim de oldu.ogrencilik bulunmaz bir nimettir. Kiymetini bilmek lazim.
0
a r a m i s
(27.08.17)
çok sık çalıştım. fakat çok boktan bir his olduğu konusunda +1
Ağır bir işse (ki öğrenci adamsın zaten sanki masa başı iş mi olacak) okulda sınav dönemleri çok zorluk yaşıyorsun. kendi paranı kazanması tatlı ama ihtiyacım olmasa açıkcası hiç de çalışmak istemezdim. denildiği gibi okulu etkilediği için amacından sapıyorsun.

zaten meslek hayatına atıldığında hasret kalıyorsun özgürlüğe, düzenli mesaiden kafanı kaldıramıyorsun. öğrencilik hayatımı gezip tozarak keşfederek, kendimi geliştirerek geçirmek isterdim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(28.08.17)
(4)

internetin karanlık yüzü deep web e girmeli mi girmemeli mi?

yorgunum
internetin karanlık yüzü deep web e girmeli mi girmemeli mi?şimdi sizlere deep web nedir diye sormayacağım bende bu tanımı bugün öğrendim ve dersimi çalıştım sizlere de linkler atacağım isteyen tıklar öğrenir en çok ilgimi çeken ise şu oldu google dan sadece internetin yüzde 10 una ulaşabiliyormuşuz
internetin karanlık yüzü deep web e girmeli mi girmemeli mi?

şimdi sizlere deep web nedir diye sormayacağım bende bu tanımı bugün öğrendim ve dersimi çalıştım sizlere de linkler atacağım isteyen tıklar öğrenir

en çok ilgimi çeken ise şu oldu google dan sadece internetin yüzde 10 una ulaşabiliyormuşuz kalan yüzde 90 deep web teymiş

genelde kötülük var deep web te ve bende eski bir araştırmacı gazeteci olarak doğrusu merak ettim deep web i

sormak istediğim şu deep web i kullananlar var mı varsa internetin karanlık yüzü deep web e girmeli mi girmemeli mi? tavsiyelerini istiyorum

haliyle cevap yazacaklar büyük olasılık deep web i kullandıklarından kınanacakları için başlık altına cevap yazmazlar bu durumda cevaplarınızı özelden yazabilirsiniz

linkler konuyu merak edenlere

İnternetin karanlık yüzü: Deep Web

finans.mynet.com

deepwebtr.info

beyazgazete.com

deepweb giriş- tor web browser kullanımı
www.youtube.com

Tor Browser Kurulumu Ve Deep Webde Gezinme | Deep Web'e Nasıl Girilir ?
www.youtube.com

Deep Web'e Nasıl Girilir , Güvenliğimizi Nasıl Sağlarız. (Tor Browser Kurulum)
www.youtube.com

Deep Web e Nasıl Girilir Ve Sitelere Girmek
www.youtube.com

Deep Web Nedir Nasıl Girilir ?
www.youtube.com

Deep Web nedir? Zararları nelerdir?
www.youtube.com

Deep Web Hakkında Kapsamlı Bilgiler
www.youtube.com

Deep Web 8.Seviye Teorileri Ve Quantum
www.youtube.com

Deep Web'e Girdik! | Kiralık Katiller ve Çocuk İstismarcıları
www.youtube.com

Deep Web'e Girip Çıkamayan 3 Kişi
www.youtube.com

Deep Web Kurcalamaya Gelmez! (Küçük Korku Dükkanı)
www.youtube.com

Deep Web'e Girdik #7 - İğrenç Resimler , İllüminati , Silahlar , Gizemli Mesajlar
www.youtube.com

DEEP WEB'de Karşılaşılan RAHATSIZ EDİCİ 7 İçerik
www.youtube.com

Deepweb Gerçekleri (Hiçbir Şey Sandığımız Gibi Değil)
www.youtube.com

Deep Web'e Girdik.Kiralık Katil Sitesi
www.youtube.com

EN KORKUNÇ 6 Deep Web'de Olan Videolar. [KORKUTUCU] [İĞRENÇ] 2017 DERİN AĞ 1.2.3.4.5. KATMAN
www.youtube.com

Deep Web'ten Götürülmüş 9 KORKUNÇ ve Rahatsız Edici Resim
www.youtube.com

Deep Web'e Giriş
www.youtube.com
0
yorgunum
(27.08.17)
Google'da çıkmayan şeyler deepweb'de diye bir şey yok. Ben yaptığım bir siteyi google aramalarında çıkmayacak şekilde yapmıştım, deep web'de mi oldu yani? Verdiğin vidyoların başlıkları da resmen bana tıklama diye bağırıyorlar.

Tor Browser insanların politik sansür olmayan bir internet ortamı yaratma isteğiyle kurulan bir proje. Kalan her şey bu durumun türevleri. Tor'da bir şeyler sen istemeden karşına çıkmaz, arar onion url'sini bulur öyle girersin. Lcd ekrandan samara çıkmaz.

Sana evrenin sırrını sunmayacak. Ne yaptığını bilmeyen ve bir amacı olmayan birinin işi yok. Meraktan girip takılabilirsin bir sürü politik tartışma platformu var en basitinden onlara girersin. Deep web senin için havalı bilgi olmaktan öteye geçmeyecek çünkü orda işin yok. Bu girmemelisin demek değil, girmelisin demek hiç değil.

Son olarak: "haliyle cevap yazacaklar başlık altına yazamazlar cevaplarınızı özelden yazınız" demişsin, yok ya? Forum mu burası?
0
Adramelekhh
(27.08.17)
sevgili Adramelekhh evet "haliyle cevap yazacaklar başlık altına yazamazlar cevaplarınızı özelden yazınız" yazdım ama sanırım bunu yazmamı yanlış anladın şimdi o ifadeyi değiştirip yeniden yazdım ki ilk ifadem de de anlatmak istediğim buydu ama sanırım anlatamamışım ki sen yanlış anladın şimdi sanırım ikinci ifadem daha anlaşılır oldu

haliyle cevap yazacaklar büyük olasılık deep web i kullandıklarından kınanacakları için başlık altına cevap yazmazlar bu durumda cevaplarınızı özelden yazabilirsiniz
0
🌸yorgunum
(27.08.17)
Deepwebe girip çıkamadım, 15. Katmandan sonra mariana çukuru gibi önümde bilgi deryası vardı, mısırda darbeden sonra alexandria kütüphanesinin bütün datebaseini girmişler o hz ömerin yıktığı kütüğhanedeki bütün kitaplara epub olarak erişebiliyorum. Teslanın çocukken yaptığı iletim veritabanı şemasını indirdim, bilgisayara upgrade yapmam gerekti, önüme gelen bütün logaritmaları ve soruları çözdükten sonra önüme cin çıktı

Deepwebten çıkamadım, hayat bir simülasyon. Bizler birer piyonuz, deepweb bişmanlıkdır
0
dynamico
(27.08.17)
Bence girme. Çok iğrenç şeyler var. Bazen yemek yerken aklıma geliyor. Keşke girmeseydim diyorum. Çocuk pornosu çok yaygın orada. Yanlışlıkla bu sitelere girersen başın belaya girebilir. Gireceğin adreslere dikkat etmen lazım. Zaten İngilizce bilmiyorsan pek bir şey anlamazsın yazılanlardan. Çok pislik, insanlığın en alt seviyesi denilebilecek insanlar var orada. Gizlice çekilmiş çocuk fotoğraflarının altına bir sürü sapıkça yorum yapıyorlar. Bu varlıklarla aynı gezegende yaşadığını fark edersen hayattan soğuyabilirsin. Millet katmanmış, silah satışıymış diye dalga geçiyor ama uyuşturucu ticaretinin yapıldığı sitenin kurucusu tutuklandı birkaç yıl önce. Adam üniversitede öğretim görevlisiymiş. Dalga geçilecek bir konu değil bence. Amerika'da yaşayan adam buradan her şekilde faydalanabilir. Tek güzel tarafı arşivlik belgeler bulabiliyorsun. Örneğin Playboy dergisinin çok çok eski sayılarını görmüştüm ben. Arşiv meraklısı insanlar bir sürü kitap, yasaklanmış film bulabilir.
0
dissendium
(27.08.17)
(15)

Bugün benim doğum günüm.

sakingitarist
Selam.Bu gün benim doğum günüm. Son 3 yıldır bunu yapıyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. (Gerçi geçen sene bugün evlendim, yapmadım)Bana bir şarkı hediye eder misiniz?Sizi seviyorum.
Selam.

Bu gün benim doğum günüm. Son 3 yıldır bunu yapıyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. (Gerçi geçen sene bugün evlendim, yapmadım)

Bana bir şarkı hediye eder misiniz?

Sizi seviyorum.
0
sakingitarist
(27.08.17)
AlsterWasser
(27.08.17)
konstantin dimitric levin
(27.08.17)
evde liyakat kalmamis
(27.08.17)
orixim
(27.08.17)
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(27.08.17)
hepi hepi börthdey olsun o zaman :)

birkaç kişiye söyledim bunu ama nasiplisi çıkmadı: kadıköy'de isen ufak bir doğum günü hediyesi de verebilirim.
0
runagain
(27.08.17)
Dgko youtu.be
0
doxanikee
(27.08.17)
hernezıkkımsa
(27.08.17)
mutlusismankedi2015
(27.08.17)
Mutlu günlere, youtu.be
0
l arrache coeur
(27.08.17)
jamswety
(27.08.17)
dissendium
(27.08.17)
youtu.be
Mutlu yaşlara.
0
pike
(27.08.17)
geç mi kaldım bilmiyorum ama:

buckethead - hold me forever (pike 65) www.youtube.com
0
rahip janick
(27.08.17)
ismira007
(27.08.17)
(6)

yazı tipi

ucurumdanasagiyadogruyuvarlananyaprak
bir cv'de sizce en iyi yazı tipi nedir? bir de cv'ye mutlaka neler yazılmalıdır?
bir cv'de sizce en iyi yazı tipi nedir?
bir de cv'ye mutlaka neler yazılmalıdır?
0
ucurumdanasagiyadogruyuvarlananyaprak
(26.08.17)
times new roman
mezun olduğun bölüm
0
Delay Fuze
(26.08.17)
Arial
Tecrübe, Üniversite, Diller ve seviyeleri, Askerlik durumun
0
hümanist tabutçu
(26.08.17)
APA kuralları yani times new roman +1
0
olabilir ya da olmayabilir
(26.08.17)
Calibri kullanıyorum ben. Farklı yazı tipi olmamalı. Yazı tipi tek olmalı. Yazı tipi boyutu 11 ya da 12 olur. Başlıkları kalın yapabilirsin.

Kişisel bilgilerini mutlaka yaz.
0
dissendium
(27.08.17)
meslek nedir
başvurulacak yer nedir

her duruma uyan bir yaklaşım yok CV yazarken, bunları belirtmeniz gerekir. Bir tasarımcı olarak yukarıda tavsiye edilen yazı tiplerinden de hayatınız boyunca uzak durun. Arial, Calibri, Times...
0
sensible soccer
(27.08.17)
@sensible soccer
CV hazırlarken önemli olan okunaklı olan ve okuyacak kişinin sık karşılaştığı, gözünün aşina olduğu bir yazı tipi kullanmış olmak. Times New Roman da Arial da bu yüzden uygun. CV'nin ne kadar farklı dizayn edildiği, farklı yazı tipleri kullanıldığı önemli değil. Creative Director olacaksan başka. Günün sonunda işe alınmanı sağlayacak şey CV'nin içeriği ve dayının kim olduğu.
0
hümanist tabutçu
(27.08.17)
(8)

Kırtasiye bağımlılığı, bir hevesle alınan defterleri ne yapmalı?

ceann deas
Biraz cimri sayılacak bir insanım. Kıyafete eşyaya falan fazla para vermem ama iş kırtasiye ürünlerine gelince kendimi kaybediyorum. Evde bir yığın defter var ve hepsi bi hevesle alınıp yarısından biraz azı doldurulmuş defterler. Universite ogrencisiyip hala. Bu defterleri nasıl değerlendirebilirim?
Biraz cimri sayılacak bir insanım. Kıyafete eşyaya falan fazla para vermem ama iş kırtasiye ürünlerine gelince kendimi kaybediyorum. Evde bir yığın defter var ve hepsi bi hevesle alınıp yarısından biraz azı doldurulmuş defterler. Universite ogrencisiyip hala. Bu defterleri nasıl değerlendirebilirim?
0
ceann deas
(26.08.17)
Aynı şey bende vardı. Defter kullanmayı bırakarak çözdüm. Sadece A4 kağıtlara not alıyorum. Kullanmadığım defterlerin sayfalarını yırtıp, vize-final hastasında soru çözmek için kullanıyorum.
0
dissendium
(26.08.17)
@dissendium peki kırtasiyeye girdiğinizde defter almamayı nasıl başarıyorsunuz? :/
0
🌸ceann deas
(26.08.17)
Kendime "Bu defteri kullanmayacaksın. Boşu boşuna alma." diyorum. A4 kullanmak alışkanlık oldu bende. Bakmıyorum artık defterlere. Zaten annem de çözdü beni. Alışveriş merkezinde bulunuyorsak benden önce o diyor "Alma." diye. Defter insanda ders çalışma isteği uyandırıyor ama ben yırtık pırtık kağıtlar üzerinde not alarak bile ders geçtiğimi fark ettiğimden beri defterin başarı getirdiğini düşünmüyorum. Yazı yazmak isteyen adam her yere yazar. Ders çalışma esnasında bilgisayar kullanımını artırdım. Word ve Excel çok sık kullandığım iki program. Ayrıca, kağıt israfına da karşıyım. Ağaçlar kesiliyor. Az ve öz not almak daha iyi.
0
dissendium
(26.08.17)
İnsanlar güzel defterleri başarı getirsin veya çok iyi ders çalışayım diye almıyor. 40-50 yaşında insanlar da alıyor, hatta kendi defterlerini yapıyorlar. Başka türlü bir şey bu. Word-Excel ile yeri doldurulacak bir şey değil.

Günlük tutabilirsin. Beğendiğin alıntıları yazabilirsin. Sevdiğin fotoğrafları bastırıp içine yapıştırabilirsin. Scrapbook olur.
0
Lim5
(26.08.17)
boş olanları burada satabilirsin:

www.facebook.com
0
kullanıcı adı
(26.08.17)
lim5 +1

kırtasiye bağımlılığı nedir bilirim. bu tutkuya sahip çıkın :)

ben kimisine güzel bulduğum sözler için ayırdım, kimini okuduğum kitaplardan notlar almak için, kimini yine ders için kullanıyorum eski deftere devam edip sonra geri dönüp bakınca geçen zamanı görünce heyecanlanıyor, mutlu oluyorum. ya da günlük, bullet journal örneklerine falan bakabilirsin instagramda tonla var uğraşmayı seversen. en kötü vizelere finallere hazırlanırken not kağıdı yaparsın.
0
ruh i tibbiye
(26.08.17)
Doğuda bir köy okuluna yolla. Hepsinin deftere kaleme ihtiyacı var.
0
valarmurgulis
(26.08.17)
Kullanılmamış veya az kullanılmış olanları bağışlayabilirsiniz.
Ben de kırtasiye ürünleri manyağıyım ama aynı zamanda istifçilikten de nefret ederim. Kullandığım defter bitmeden yenisini almıyorum, bir de belli bir zevkim olduğu için her önüme gelene saldırmıyorum, defter konusunda çok seçiciyim. O defterler içine bir şeyler yazıldıkça güzel, bunun bilincinde olun. Görünce kendinizi tutamıyorsanız kırtasiye gezmemek de geçici bir çözüm olabilir.
0
pike
(27.08.17)
(11)

butcenizi nasil planliyorsunuz?

fakyoras
selam,son bir iki senedir hicbir sekilde butce planlamasi yapmadan, yarinlar yokmus gibi harciyorum. artik yeter :( iki aydir varlik icinde yokluk cekiyorum. aa 100 liraymis yapayim, aa 300 liraymis alayim diye diye birikiyor ve para dedigimiz sey suyunu cekiyor :( icinde bulundugumuz yil bir tek ep
selam,

son bir iki senedir hicbir sekilde butce planlamasi yapmadan, yarinlar yokmus gibi harciyorum. artik yeter :( iki aydir varlik icinde yokluk cekiyorum. aa 100 liraymis yapayim, aa 300 liraymis alayim diye diye birikiyor ve para dedigimiz sey suyunu cekiyor :( icinde bulundugumuz yil bir tek epil urunlerine 13-14bin lira vermisim. butcede delik var. yetisin dostlar.

nasil butce planlamasi yapiyorsunuz? sizin bu tur zamanlarda uyguladiginiz kemer sikma politikaniz var mi ?

kemer sikma politikalarim:
-her haftasonu bir yerlere gidiyordum. bayramdan sonra bunlari sifira indirmeyi dusunuyorum, anca kampa giderim onda da pek harcanmiyor zaten. kampa da gidemiyorsam istanbul icinde hava guzelse bisiklete binerim.
-ev alisverislerinde bir sey almadan kendime 'gercekten ihtiyacim var mi?' diye sormak. tek yasamama ragmen eve bir sey alirken kitliktan cikmis gibi aliyorum, hepsinin sonu buzluk oluyor. buzluktaki seyleri bitirecegim bir sure.
0
fakyoras
(26.08.17)
Herhalde bu konuda tavsiye verecek son kişiyim çünkü bir dikili ağacım yok.

Ben kıyafete çok para harcadığımı gördüğüm için kapsül gardrop olayına girdim. Kendi renk tablomu ve gardropta olması gerekenleri belirledim. Buna uygun olmayan giysilerimi satıyorum ve o parayla kapsüle uygun kıyafetler alıyorum. Bu süreçte çok fazla marka takıntısı yaptığımı farkettim, bunu da azaltmaya çalışıyorum. Bir şey alacakken durup bunu kaç farklı kıyafetle giyebilirim, renk tabloma uyuyor mu diye sorup kendimi ikna edersem alıyorum.
0
kayranin kedisi
(26.08.17)
ihtiyaç listesi yap, onun dışında almak istedilerim diye ikinci bir liste yap. aklına gelip/canın isteyip ikinci listeye yazdığın ürünler için her ay 1 günü kontrol günü olarak ayır.

örneğin iphone 33'e sahip olmak istedin, o listeye yaz. 10 gün sonra columbia ayakkabı gördün beğendin, onu da listeye yaz. sonraki ayın liste kontrol gününde listede kaç ürün var bak ve aralarında hangisini daha çok istiyorsun ona karar ver, onu 1 numaraya koy. o sırada almak istediklerin olursa onları listenin altına biyere yaz. öbür ayın kontrol gününde 1 numaradakini hala istiyorsan al, istemiyorsan listeden çıkart(burası önemli çünkü listenin erimesi lazım, ya alacaksın ya da çıkartacaksın, aşağı atmak yok). o kontrolden sonra 1 numaraya yükselen yeni ürün için aynı şeyi bir sonraki kontrol gününde düşün, hala istiyorsan al ya da alma.

almak istediğin şey 100 lira da olabilir 1000 lira da, o anki bütçene kalmış alıp almamak. 2 ayda 1 1000 liralık ürün alırsan bir işe yaramaz tabii, onu o an kendin düşünmen lazım. kontrol listesini her ay değil 2 ayda 1 yaparsın, 4 ayda 1 ürün almış olursun. süreyi kendine belirle işte.

ben de para harcamayı çok seviyorum ama en azından eşyaya değil de tecrübeye harcamayı öğrendim. 1000 liraya elektronik ürün alacağına tatil yap, gez, bişiler gör-öğren. o paraya acımıyorum ben. bilinen klasik bütçe hesaplamaları beni çok sıkıyor, kendi hayatımın gardiyanı gibi hissediyorum. denedim ama bir süre sonra istemedim kalem kalem yazmak, bunun için yaşamıyorum ben. ha, keşke zibilyon lira kazansam da yapmak zorunda kalmasam ama hayatın gerçekleri böyle. kendimi hiçbir şekilde tutamam diyorsan eline para geçer geçmez %10'unu her canın istediğinde alamayacağın bir yere koy. yine borçlu yaşarsın biraz ama en azından güvencen olur, altından kalkamayacak durumda kaldığında sıfırlayabilirsin.
0
Bruce
(26.08.17)
Benim bütçe planım belli. Maaştan sonra iki hafta düşünmeden takıl son iki hafta elinde kaç yüz lira kalırsa hint fakiri gibi yaşayarak idare et. Sonraki ay yine aynı :D Boktan bi yaşam ama elimden gelen bir şey yok. Beni yaşam tarzımdan ziyade her ay mutlaka çıkan ekstra giderler yıpratıyo. Geçen gün bir hesap yaptım çok moralim bozuldu mesela :(
0
Nature Works
(26.08.17)
Kredi kartinizi iptal edin ya da limitini sadece zorunlu kesilecek harcamalariniza yetecek kadar dusurun. Nakit almaya basladiginizda o 3500 taksitte odediginiz seylere bu para verilir mi diyeceksiniz
0
kassiopeia
(26.08.17)
Benim önerim ve uyguladığım yöntem excel'de kendime bir gelir-gider tablosu yapmak.

Sütunlara ayları yazıyoruz.
Satırlara da giderleri. En sona da maaş ve gelirler toplamını yazıyorum. Gelirler toplamından Giderler toplamını çıkınca önünüzdeki ay ve ayların sonunda ne kadar paranı kalacağını önceden görmüş olursunuz. Faturalarınızı tahmini olarak buraya yazabilirsiniz. kışın doğalgaz çok geleceğinden fazlaca yazarsınız.

Eylül Ekim Kasım Aralık

Kredi 1
Kredi 2
X - K.Kartı Taks.
Y - K.Kartı Taks.
Kira
Aidat
Vergi
Fatura
Araç Bakımı

Giderler Toplamı:
Gelirler Toplamı:

Elde Kalan:
0
gonulcelen87
(26.08.17)
cehaletimi mazur gor ama epil urunu dedigin epilasyon cihazi mi? o paraya guzellik merkezi acar paraya para demezdin yahu -_- neyse, ben kendi yontemime geleyim; yol ve yemek masrafim yok (tabanvay + ticket kart), bu nedenle maasim yatar yatmaz kira faturalar aidat ve kredi karti paralarini ayirip (mumkunse odeyip, gunu gelmediyse miktar olarak ayirip) kalaninin tamamini uce bolup altin euro ve dolar aliyorum. boylece ay sonuna kadar elimde/hesapta nakit kalmiyor. hesapta nakit olmayinca kredi kartina yuklenmiyorum nolur nolmaz diye, boylece gereksiz harcamalar minimuma iniyor. ayrica hayvan gibi yatirim yapmis olunuyor. sonra o parayla almayi cok istedigim seyler varsa onlari aliyorum yoksa zaten tatile filan gidince harciyorum. zaten hepsini harcayamadigimdan mis gibi de birikim yapmis oluyorum. bi de en dusuk odemelisinden bi bes hesabi actirdim, maas daha yatmadan oraya da yatiyor sessiz sedasiz o tarafta da biseyler biriyor iste. mutfak alisverisini ticket kart ile yapiyorum, hafta ici kahvalti ve ogle yemeklerini evde yiyorum

eklemeden gecemiycem, kredi karti kullaniminda taksitten mumkun oldugunca kaciniyorum. kozmetik urunlerinde bitmeden yenisini almama prensibi edindim (yaklasik iki koca kutu makyaj malzemesini ve kremi attiktan sonra). kiyafet alisverisi icin ozel ihtiyac yoksa alisverise cikmiyorum, yalniz disari ciktigimda gozume carpan sevdigim bisey olursa aliyorum. sigara zaten icmem, alkol de cok sık degil hafta sonundan hafta sonuna ancak.
0
in vino veritas
(26.08.17)
- Faturaların veya kredi kartının ödeme günlerini aynı gün olarak ayarlattır.
- Buzdolabının ve duvar saatinin üstüne bir liste as. Kendine bir kelime seç. Kelime akılda kalıcı olsun ve okuduğunda, bütçe ayarlaması yaptığını hatırlatsın.
- Yapabilirsen pazardan alışveriş yap. Yalnız yaşıyorsan yapamazsın. Marketten yaparsan, günlük alışveriş yap. mesela; sadece üç tane domates, iki tane salatalık gibi.
0
silver apple
(26.08.17)
Epil ürünü dediğin şey Apple oluyor sanırım. Zaten bir tane iPhone 7 Plus alsan 4500 lira tutuyor. 13-14 bin o açıdan çok değil. Benim kredi kartım yok. Bir tane var da aktif bile ettirmedim. Yanımda bile taşımıyorum. Sadece vadesiz hesabım var. İhtiyacım olunca var olan parayı kullanıyorum. İnternet'ten alışveriş yapmıyorum mecbur kalmadığım sürece. Gezip araştırarak alışveriş yapmanın keyfi başka. Kartlarını İnternet alışverişlerine kapat. Satın alması ayrı dert, kargo beklemek ayrı bir dert. Gezmeye para harcayabilirsin. Orada bir problem yok.
0
dissendium
(26.08.17)
Epıl dediği Apple :)
0
medre
(26.08.17)
Borca gir. Kredi çek. Ev araba falan al. Yani pahalı ve büyük bir şey almayı kafaya koy. O zaman epile küreğe para harcayamazsın. (Epil de neyse artık)
0
dannycarey
(26.08.17)
bazen gün içinde ya çok pahalı değil, 3-5 kuruş dediğimiz şeylere de aylık baktığımız zaman aşırı paralar ödeyebiliyoruz.

misal benim çalıştığım şirkette çeyrek domates, çeyrek salatalık, bir dilim peynir, 4-5 zeytin ve ekmek 5 lira, çayla birlikte 6 lira. bazı günler yanına börek, krep filan derken ayda 100-120 lira sadece kahvaltıya ödüyormuşum. gün içinde iki defa kat servisi geliyor bir adet küçücük bardak kahve artı bir minik kurabiye 3.5-4 lira, otomattan büsküvi 2 lira filan, günde iki kere aldığım için 10 lira, ayda 200 lirada oraya gidiyor ki kahve iyi olsa üzülmem. sonra ofisteki kızlarla ofiste çok bunaldık deyip, haftada 1-2 kere öğle yemeğini dışarıda yiyoruz. o da günlük 35 lira desen 210 lirada aylık dışarıda yemek. derken 3-5 kuruş oldu ofiste ayda 320 lira, yemeklerle birlikte 530 lira harcıyorum.

bir süredir sabahları yoğurt ve müsli yiyorum onu da evden getiriyorum. sabahları kendim filtre kahve yapıp termosa koyuyorum ayrıca ofisteki bir çekmecem badem, ceviz, kuru kayısı ve incir ile dolu. onları toptan alıyorum 80 tlye filan ve 1.5 ay götürüyor beni. yoğurt ve müsli 2.5 lira ayda 50 tl filan ediyor. kahve ve süt masrafım ayda 30 tl filan derken ayda 120 lira ofis içi masrafım oldu ve dışarıda yemeği ayda 1-2 ye indirdiğim için o da 70 liraya denk geliyor. yani toplamda 190 lira. 1 ayda masraflarım 530'dan 190'a indi.

işin komik yanı bunu ofiste oturmaktan kilo aldığım ve daha sağlıklı beslenmeye karar verdiğimde fark ettim. ay sonunda hesabımda ekstradan 300 tl görünce resmen şok olmuştum.

ve bu sağlıklı beslenme işi baya işe yaradı. eskiden eve giderken aç olduğum için market alışverişlerinde saçma sapan bir sürü abur cubur alırdım. artık canım hiç istemiyor abur cubur. eskiden arkadaşlarla kahve içmeye dışarı çıksam yanında mutlaka tatlı yerken artık içimden gelmiyor. restorantlarda filan hep farkında olmadan daha küçük boy yemek siparişi veriyorum. eskiden gece dışarı çıksam 2-3 bir içerdim şimdi 1'den fazla içemem.

şimdi yemek planlama işine başladım. hafta içinde yiyeceğim şeyleri hafta sonu alışverişte alıyorum. 2-3 günlük pazar akşamından hazırlayıp dolaba kaldırıyorum. çarşamba akşamı diğer 3 günü hazırlıyorum. 2 haftadır dışarıdan bir kere bile yemek sipariş etmedim ve haftada markette harcadığım 70 lira ile bir sürü meyve, sebze, et filan aldım.

ben bunları sağlıklı beslenmek için yaptım ama bu sayede cebimde baya para kaldı. sana da öneririm.
0
you are my lethe
(26.08.17)
(3)

Eldeki üç beş eşyayı satmak için en uygun platform?

hadi ya la
Elimden çıkarmak istediğim bir laptop, birkaç gitar var. Letgo, sahibinden, n11 gibi seçenekler var aklımda. Hangi(leri) daha mantıklıdır?
Elimden çıkarmak istediğim bir laptop, birkaç gitar var. Letgo, sahibinden, n11 gibi seçenekler var aklımda. Hangi(leri) daha mantıklıdır?
0
hadi ya la
(25.08.17)
Teyzemler ev eşyalarını Letgo'dan sattılar. O sitede çok fazla ölücü var ama uygun birilerini de bulma şansın var.
0
dissendium
(25.08.17)
Burdan bile satabilirsiniz. Facebookta 2. El grupları oluyor ordan da satılıyor
0
fosforlu cevriye
(25.08.17)
bir başka başlıkta paylaşmıştım. komple ev eşyamı, birkaç parça haricinde dönüşüme giren evde bırakıp çıktım. sadece bir adet koltuk satabildim letgo'da. en az iki ay sahibinden ve letgo'da kaldı ilanlarım.
yine de bu ikisi en iyi seçenekler. saçma mesajlara ve tekliflere hazırlıklı ol. misal "biz avcılar'dayız buraya getirebilir misiniz?" diye. ürün maltepe(216)'de! ve ilanda yazıyor bu, türkçe!
0
runagain
(25.08.17)
(17)

İş görüşmesi sonrasında neden adaya geri dönülmez?

jack of hearts
Bilkent Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum, yüksek lisansımı da bu bölümde tamamladım (Tez savunmasını gerçekleştirmedim hala ama dersler tamam daha doğrusu). Lisans ortalamam 3,50 ve yüksek lisans ortalamam da 3,90'a yakın. Şu an iş başvurusu yapıyorum yoğun bir biçimde. Ancak ilginç bir nokta var k
Bilkent Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum, yüksek lisansımı da bu bölümde tamamladım (Tez savunmasını gerçekleştirmedim hala ama dersler tamam daha doğrusu). Lisans ortalamam 3,50 ve yüksek lisans ortalamam da 3,90'a yakın. Şu an iş başvurusu yapıyorum yoğun bir biçimde. Ancak ilginç bir nokta var ki görüşmelerden olumsuz ya da olumlu dönüş alamıyorum. Bana göre oldukça olumlu geçen bir mülakatın sonrasında dahi, her ne kadar muhakkak geri döneceklerini belirtseler de şirketlerdeki yetkililer haftalarca bir yanıt vermiyor. Her görüşmede en iyi halimi sergileyemediğim oluyor tabii ki. Belki teknik açıdan daha iyi adaylar başvurmuş oluyor, belki iş deneyimi arıyorlar, belki de maaş beklentimi deneyimsiz biri için standartlarının üzerinde buluyorlar. Ama söz konusu ne olursa olsun bir dönüş vermeleri gerekmiyor mu? Yoksa ben mi çok şey umuyorum? Görüşmenin üzerinden 3 hafta geçti ve önümüzde 10 günlük bayram tatili var mesela ancak en ufak bir ses seda yok adamlardan. Aynı şekilde 2 haftadır suskunluğunu koruyan iki ayrı şirket daha var. 2-3 hafta arası makul bir bekleme süresi bence ama daha fazlası anormal diye düşünüyorum. Bayram tatili nedeniyle rehavet mi söz konusu ülke genelinde tüm şirketlerde? Yoksa benim ön göremediğim bir problem mi var sizce bende?

Edit:
Maaş beklentisi sorduklarında 4500-6500 (open to negotiation) gibi bir aralık veriyorum. Daha önceden bu aralıkta teklif veren şirketler oldu. İstediğim sektörde olmadıkları için kabul etmedim. O kadar da ütopik bir aralık olmasa gerek. İstediğim sektörte olduktan ve uygun kariyer imkanları sunulduktan sonra teklifleri daha altta olsa da kabul edebilirim.
0
jack of hearts
(25.08.17)
terbiyesizlik. tek kelime.

bir otomatik mesaj bile gelmiyor çoğu zaman, hadi olumlusunu geçtik, olumsuz geri bildirim dahi yapılmıyor. ne desem gg.

insanlarla oynamanın bir rutini bu ülkemizde. insanın, doğanın, kadının, çocuğun, hayvanın, emeğin, hakkın, hukukun, doğrunun bir değeri yok!
0
runagain
(25.08.17)
3 hafta çok kısa bir süre.
ankara'daki savunma sanayi firmalarına başvurduysan tipik bekleme süreleri 2-3 ayı buluyor. özellikle yaz ayları ise şirketlerde personel tatilde olabiliyor.
küçük firmaları bilmiyorum ama kurumsal firmalarda prosedürler uzayabilir.

bir de genel başvuru mu yoksa spesifik pozisyona mı başvurdun? bu da önemli.
0
cedex
(25.08.17)
Türkiye ve IK sorunları. Öldürürler insanı. Günlük rtiminde devam et, kafana takmamaya çalış. Senin içsel ittirmenle hareket almıyor onlar o yüzden kafadan çıkarmaya çalış. Hazır yeni mezunsun gez dolaş ye iç çalışmaya başlamadan önce.

Umarım hayalindeki gibi güzel bir işin olur.
0
medre
(25.08.17)
maaş beklentin gayet normal. zaten ankara'daki kalburüstü firmaların yeni mezun maaşları genelde standart. o soruyu formalite icabı soruyorlar. ortalaman ve okulun da iyi.
bence kafaya takmana gerek yok, tez işini halledesiye iş konusunu da bağlarsın. benim tavsiyem kurumsal firmalara başvurunu yap, o süreç yavaşça işlerken teze odaklan.
0
cedex
(25.08.17)
@cedex
İki stajımı da savunma sanayii şirketlerinde yaptım ve kesinlikle bu sektörde çalışmak istemediğime karar verdim. Kendi kendime yaptığım ufak tefek bazı projeler olduğundan genelde Android developer pozisyonlarına başvuruyorum. Java en rahat olduğum dil ama birçok programlama dilini kullandım eğitimimim boyunca. O yüzden yeni bir dil, teknoloji vs. öğrenmemi gerektirecek bir ilan olduğunda da şirketin vizyonu bana çekici gözüktüyse başvuruyorum. Mesela neredeyse hiç web tecrübem yok ama machine learning'le ilgili çok fazla ders alıp proje yaptığım için bir şirketin recommendation takımında full stack developer pozisyonuna başvurmuştum.

@Trollziya
Bahsettiğim aralıkta maaş veren şirketler savunma sanayii şirketleriydi cedex'in de dediği gibi. Özel sektörde durum farklı olabilir, bilgim yok. Maaş beklentisini araştırıp giden aday öbür tüm adaylardan daha önde o halde. Olabilir.
0
🌸jack of hearts
(25.08.17)
Büyük ihtimalle başvuracağınız pozisyonlarda daha düşük maaşa çalışacak kişiler bulabilecekleri için geri dönmüyorlar. Yüksek lisans mezunu da olsanız başvuracağınız pozisyonda birkaç yıl tecrübesi olan kişiler şirketin ihtiyacını karşılamaya yetiyorsa daha fazlasını aramazlar. Eğer hiç iş tecrübeniz yoksa maaş aralığını 3500-4000 şeklinde ifade edin. Overqualified durumu var gibi. Bunu ancak böyle aşabilirsiniz.
0
dissendium
(25.08.17)
3 hafta şirketler büyükse kısa bir süre, bir müdürlük pozisyonu için karar verme süresi 6 aya bile varabiliyor. Uzmanlar içinse bazen 2 ay civarı.

Ayrıca İK birimleri kendi hedeflerini doldurmak için genel olarak, farklı pozisyonlar için tarama yapıp görüşme yapıyorlar, o konuda sizi havuza ekleyip içeri sunuyorlar. Tabi böyle bir çağrıda da hiç cevap gelmeyebilir veya çok uzun sürebilir.

Sonuç olarak, cevap vermemek çok boktan ve saçma birşey, ama bütün İK dünyasının temel düsturu olmuş ve adamlar için çok normal.
0
cursor
(25.08.17)
@camussar
Bankalar da girişte yüksek maaş verip kendini geliştirme konusunda hiçbir şey sunmuyorlarmış duyduklarıma göre. Yüksek lisans boyunca işte çalışmadığım için teknik olarak yeni mezun sayılırım. Ortalamanın çok sallanmadığını biliyorum, sadece genel bir fikir verir hakkımda belki diye bahsettim. Nerd tipli sayılmıyorum sanırım.

@dissendium
Bana da yapılacak en mantıklı şey bu gibi geliyor ama 500 lira fazla söyledi diye de bir adayı es geçip teklif vermeyecek kadar da tuhaf bir firmaysa zaten çalışmayayım orada diyorum hep. 4500'e evet diyecek adam sizin için otobüsle 8 saat Ankara'dan yol gelip 1 saat de İstanbul'da şirkete ulaşmak için zaman harcıyorsa 4000 teklif verseniz de evet demesi yüksek ihtimaldir muhtemelen. Bu arada gerçekten parada gözü olan biri değilim. İlk işte zaten çok da önemli bir faktör değil maddiyat benim için. Sadece benim durumumda birinin alması gerektiğini düşündüğüm parayı yazıyorum o kutucuğa. "Bu rakamın bir kuruş altı bile kesinlikle olmaz." gibi bir ifade kullanmıyorum ki.
0
🌸jack of hearts
(25.08.17)
500 lira fazla verecekler diye düşünmeyin. Yeni mezun birinin o kadar fazla maaş alması şirket içinde huzursuzluk yaratabilir. Bazı makine, inşaat, elektrik-elektronik mühendisleri 10+ yıl tecrübe sonunda o maaşlara ulaşabiliyorlar. İlk yıllarda çıtayı çok yüksek tutmamakta fayda var. Yeni mezun biri hata yapabilir. Size yüksek maaş verirler ama ciddi bir sorumluluk da arkasından gelir. Daha tecrübeniz yokken maaşı sizin belirlemeniz pek doğru değil. Siz oraya fikir vermesi açısından o değeri yazıyorsunuz ama insan kaynakları o rakamdan sizin beklentinizin yüksek olduğu çıkarımını yapıyor. Birkaç yıl topu onlara atın. Tecrübe kazandığınız zaman, istediğiniz maaşı söylediğinizde "Bu adamın tecrübesi var, bu kadar istemesi normal." derler.
0
dissendium
(25.08.17)
Öncelikle ortalaman işe girişinde diğer kriterlere bakınca kriter bile sayılmıyor. Bir sürü global ve bilinen şirkette mülakata girdim (yurtdışı dahil) hiçbiri de not ortalamamı sormadı. Bilkent mezunu olman güzel bir artı ama.

Dönüş alamıyorsan olumsuzdur. Bu İKcılar olumlu veya olumsuz mutlaka dönücez derler ama dönmezler :) Bu ülke bitmiş yaa falan diye de düşünme bence yurtdışında da böyle İKcılar. Dönüş alamayınca ben telefonla arıyorum soruyorum.

4500-6500 tecrübesiz biri için baya yüksek bi aralık yalnız. Bu aralıkta teklif veren yer olduysa havlu, mıknatıs falan üretmiyordur zaten :) Hangi sektördeydi de kabul etmedin? Forbes 500'de olan bir şirkette tanıdığım 20 yıllık mühendis 7 alıyor. Black Belt falan bu adam ayrıca.
0
hümanist tabutçu
(25.08.17)
@dissendium
Teşekkürler. Bir tık alttan söyleyeceğim artık maaş beklentimi.

@hümanist tabutçu
Yurt dışı IK'cılarının hakkını yediremeyeceğim. Ben de birkaç mülakata girdim ve kesinlikle bir hafta içinde, çoğunlukla tam olarak dedikleri gün döndüler hep. Kabul etmediğim teklifler savunma sanayii şirketlerinindi. Onların verdiği rakamlar da tam olarak benim belirtiğim aralıkta.

20 yıllık deneyim sahibi bir bilgisayar mühendisi için bahsettiğiniz maaş oldukça düşük bence. Mutlaka başka gelir kaynakları vardır ya da özel bir durum söz konusudur. 2+ sene deneyimi olan tanıdıklarımın neredeyse hepsi 6-7 bin civarı kazanıyor şu an.
0
🌸jack of hearts
(25.08.17)
@jack of hearts
Haklısın savunma sektörü 4k üzeri başlatıyor benim duyduğum hep. Onun dışında bu aralığı veren olmaz yalnız başlangıç için. Orada çalışmak istemediğini söylemişsin, bence haksız da değilsin internette okuduğum yorumları düşününce. Benim en çok sorun yaşadığım ülke Macaristan oldu, İsveçle görüştüysen memnun kalmış olabilirsin :)
0
hümanist tabutçu
(25.08.17)
@hümanist tabutçu
Amerika ve Almanya ağırlıklı görüştüm.
0
🌸jack of hearts
(25.08.17)
Savunma sanayii o rakamlara çıkar ama web teknolojileri ve android diyorsun; eğer piyasada hiç çalışmadıysan, o rakamlar ile başlamak için adamları çok iyi ikna etmen lazım.
Zira yukarıda da söylendiği gibi pek çok şirket için, şirket içi denge öncelikli gelir ve tecrübeye göre de bir skala vardır.
Bu arada yıllardır iş görüşmesi yaparım, ortalama ilk işin için yapacağın bir görüşmede mülakat yapan için biraz pozitif gülümseme yaratır ama daha fazlası değil. Onun yerine pek çok yerde, sektör dışı, az da olsa çalışma tecrübesi her zaman daha önemlidir. Çünkü iş veren derslerini iyi veren değil, çalışmayı ve düsturu bilen adan arıyor ve hele ki mühendislikler için iş hayatı derslerinizden biraz uzakta.
Stajlara gelecek olursak, stajı yaptığın kuruma başvurursan, stajdaki durumuna göre avantajdır. Diğerleri için de poşet staj değilse daha iyi gözle bakılır, yoksa yine çok da önemsenmez.
Sonuç olarak, ilk işe girişte önemli olan konuları önceliklendirirsek;
1- istenen maaş
2- Referans
3- mezun olunan okul
4- varsa portfolyo
5- öğrenci olarak çalışma süresi
6- Diploma notu
7- Staj yerleri

Gördüğüm kadarı ile genel olarak olay budur.
0
cursor
(25.08.17)
Olay neden o rakamlara çıkmadıklarından ziyade neden böyle bir aralık belirten bir kişiye dönmüyor oluşları aslında. Sonuçta çalışmak istediğim yerlerdeki maaşı önceden araştırmam beklenmiyordur herhalde. Vermeye razı oldukları rakamın iki üç katını talep etmiyorum. Daha doğrusu, hiçbir şey talep etmiyorum. Sadece üç aşağı beş yukarı belirtilen bir aralıktan bu kadar çıkarım yapılması saçma değil mi?

X şirkette test mühendisi olarak başlayan bir tanıdığım var mesela. Bu eleman teknik açıdan kendini pek geliştirebilmiş biri değil bana sorarsanız. Asistanken özel ders verdim kendisine birçok dersten ve bitirme projesine yardımcı oldum, buradan edindiğim fikirle konuşuyorum. Kendisi X şirketinde 3500 liraya başlamış geçen. İki hafta içinde dönmüşler. Kaldı ki testçiler genelde öbür yazılımcılardan göreceli düşük alıyorlar piyasada bildiğim kadarıyla. Ben aynı şirkete 4500 - 6500 belirtmiştim mesela. Hiç teklif dahi verilemeyecek uçuk bir aralık olmasa gerek bu örnekten yola çıkarak. Kaldı ki belirttim de maaşta uzlaşmaya varabileceğimizi.
0
🌸jack of hearts
(25.08.17)
Özetle teklifi duyana kadar 4 bin altı maaşa tamam olduğumu belirtmeliyim, anladım durumu. Teşekkürler herkese.
0
🌸jack of hearts
(25.08.17)
Soruna cevap: Evet kesinlikle dönüş yapmaları gerekiyor. Dönüş alamadığın yerlere mail ile mutlaka sor, "şu zaman görüşmüştük, noldu o iş?" şeklinde. Hiç değilse senden sonrakilere cevap dönmeye başlarlar belki.

Bayram yaklaşırken iş teklifleri genelde bayram sonrasına kalıyor bunu tecrübe etmiştim, izinlerden kaynaklanıyor sanırım. Şu an çalıştığım kurumun yarısı falan izinde olabilir. Bir de görüştükten hemen 2 hafta sonra cevap beklentin olmasın. İş görüşmeleri zaten minimum 2-3 hafta sürüyor, adayların ve görüşmecilerin takvimlerine ancak uyuyor, bir tek seninle görüşmüyor kurumlar. Sonrasında da yine 2-3 hafta teklif yapılacak adayın seçilmesi, teklifin hazırlanması, onaylanması, imzalanması, uluslararası kuruluşsa genel merkezden onay gelmesi, referans araştırması vs derken 5-6 haftaya kadar çıkabiliyor süreç.

Maaş beklentin sorulduğunda aralık olarak verme, böyle geniş aralık hiç verme derim. İlla ki rakam da belirtmek durumunda değilsin. 4+ civarı net ücret savunma ve banka sektörlerinde veriliyor yeni mezunlara ancak sizler için ücret genelde standart oluyor onu da belirteyim. Banka sektörünü sana tavsiye etmem, master diploman çöp olur.
0
Lethe
(25.08.17)
(8)

Değişimden/yaşlanmaktan korkmak

ekaterina
Bu korku bende çok ciddi bi düzeyde var. Annem gençliğini anlatınca falan durup bi düşünüyorum, şimdiye bakıyorum, ne çok şey değişmiş hayatında, ailesini kaybetmiş, arkadaşlarını kaybetmiş. Sağlığı artık eskisi kadar iyi değil, ben de ilerde böyle olacağım kaçınılmaz son maalesef. Artık arkadaşları
Bu korku bende çok ciddi bi düzeyde var. Annem gençliğini anlatınca falan durup bi düşünüyorum, şimdiye bakıyorum, ne çok şey değişmiş hayatında, ailesini kaybetmiş, arkadaşlarını kaybetmiş. Sağlığı artık eskisi kadar iyi değil, ben de ilerde böyle olacağım kaçınılmaz son maalesef. Artık arkadaşlarımızın anne, babalarının vefat ettiği yaşlara geldim, asla başımıza gelmeyecek gibi yaşıyoruz ama adım adım geliyor işte. Aklıma geldikçe çok üzülüyorum, her şeyi olduğu gibi seviyorum, kaybetmekten, değişmesinden çok korkuyorum. Bunlar olduğu zaman bunalıma girip çıkamamaktan korkuyorum ciddi şekilde.

Geçen hafta arkadaşımızın düğününe gittik, gece çok içtik, eğlenceli bir düğündü. Hep birlikte bi arkadaşta kaldık, sabah 7'de arkadaşımın telefonu çaldı, babası kalp krizi geçirmiş, vefat etmiş :(. Onun da 1 ay sonra düğünü vardı, babası olamayacak şimdi yanında, her şey iptal oldu zaten belirsiz bi süre için. Hayatımız böyle bir telefona bağlı işte. Haziranda da eniştemi kaybettik, diğer bir halam kanser, kuzenim Amerika'da stajda, 10 güne gelecek orda üzülmesin diye söylemiyorlar, onu düşünüp üzülüyordum zaten bi de şu olaydan sonra kendime gelemedim pek. Nasıl anlatsam, bunlara o kadar çok üzülüyorum ki, sırf şu acıları çekmesin diye çocuğum olsun istemiyorum. Yani bunlar için bir psikologla görüşsem mi diye düşündüm ama görüşünce nolacak çok da bilmiyorum ya. Siz de bu kadar kötü oluyor musunuz? Veya oluyordum ama şöyle şöyle düşünerek aştım falan diyebilen var mı, teşekkürler.
0
ekaterina
(25.08.17)
evet yakınlarımın kötü bir haberini alacak olma gerçeğini arada bir düşünüyorum ve üzülüyorum.

yakın bir zamanda annemin hastalığının haberini almıştım. daha öncesinde de babamın rahatsızlığı ve hastaneye kaldırılması vs gibi.

arkadaşlarım içinden ebeveynlerini kaybedenler var. evet yaşımız artık bu haberleri almak için oldukça ilerledi.

fakat bunları düşünerek hayatımızı diken üstünde pesimist bir biçimde geçiremeyiz.

bu hayatın bir gerçeği. eğer bu gerçekler sizin hayatınızı olumsuz bir biçimde etkiliyorsa bir uzmana görünmenizde ya da sizi rahatlatacak kişilerle konuşmanızda fayda var.

başınız sağolsun.
0
eeb
(25.08.17)
kendi hayatını-aileni kurmamış olmakla ilgili.
0
orpheus
(25.08.17)
İnsansın. Bir çok şey kontrolün altında (özgüvenin varsa tabi)

Ama bir o kadar çok şey de senin kontrolün altında değil.

Hepimiz öleceğiz. Hepimize veya arkadaşlarımıza, çevremize bir şeyler olacak. Buna yapacak bir şey yok.

Akademisyensin, bunun tadını çıkar. İyi ve eğitimli bir nesil yetiştir. Bu her şeye değer. Öğrencilerine örnek ol. Güçlü ol. Hayatın tüm olumsuzluklarına karşı
0
MaNOfTheYear
(25.08.17)
arada aklıma geliyor hatta bazen ikibin bilmem kaç olimpiyatları falanca şehirde yapılacak gibi haberlere denk gelince hemen hesaplamaya başlıyorum o tarihte kaç yaşında olurum diye.
foto albümlerine bakarken hüzünleniyorum. maalesef çoğu fotoda hayatta olmayan tanıdıklar var.
yaşanan yıllar tamamen mazide kaldı aynı şeyleri aynı ortamı yaşayamayacak olmak çok kötü bir duygu.

ne kadar doğru bir yöntem bilmiyorum ama ben değersizleştirme yaparak sıyrılıyorum işin içinden. dünyanın uzay boşluğunda bir nokta kadar yer kaplamadığı gibi bizim de adımız sanımız belli bir süre sonra yeryüzünde hatırlanmayacak kadar değersiz. 500 yıl önce aynı toprağa basan bir insan vardı. ailesi, sevdikleri, hayalleri, takıntıları, kavgaları vs. vardı. şimdi onu kimse bilmiyor bile. biz de öyle olacağız. o yüzden elimizden geldiğince hayatı dolu yaşamak gereksiz şeylere enerji harcamamak gerekiyor diye düşünüyorum.
0
lazpalle
(25.08.17)
İşte bu dünyayı önemsememeyi gösteren en iyi örnek verilecek şey ölümdür. Dünyaya aşırı bağlı olduğumuz sürece bu tür problemler, kaygılar artıyor.
Doğrusu, bilen için ölüm bile sevimlidir. Herkese nasip olan bir de değil bu.
0
1adam
(25.08.17)
Yaşlanmayı geciktirmek senin elinde. Gece çok içtik diyorsun. Alkol ve sigara damar tıkanıklığına neden oluyor. Cildi yaşlandırıyor. Benim içki içmeyi seven bir sürü akrabam var. Hem de öyle balkonda bira içen insanlar değiller. Her hafta sonu fasıla giden insanlar. Alışkanlık haline getirmişler artık. Sırf içki içtiği için kalp krizi geçirip ölen çok yakın akrabalarım da var. Ben 24 yaşındayım ve böyle ortamlar görmeme rağmen alkol ve sigara kullanmıyorum. Çünkü çevremde gördüğüm şeyleri anlayıp, yorumlayabiliyorum. Yaşıtlarıma göre de oldukça sağlıklı olduğumu düşünüyorum. Sigara içtiği için 200 metre koşamayacak arkadaşlarım var. Ben bunun 10 katını koşabiliyorum. Gördüğün gibi her şey senin elinde. Alkol ve sigara kullanıp, sağlıklı ölmeyi beklemesin kimse. Önce varsa kötü alışkanlıklarından kurtul. Sonra çevrendekileri değiştir. Annen, baban, kardeşin de kullanıyorsa onların da bırakmasını sağla. Şaka değil yani bunlar. İş işten geçtikten sonra çözüm bulunamıyor. Önce kendini düşün, sonra başkalarını düşün.
0
dissendium
(25.08.17)
@dissendium düzenli alkol kullanmıyorum, ayda yılda bir düğün olunca vs. bu kadar içiliyor. Onu çok eğlenilen bir gecenin sabahı bile bir telefonla nasıl değişiyor, planlarımız sürekli bozulabiliyor demek için yazmıştım.
0
🌸ekaterina
(25.08.17)
söylediğiniz şeyi o kadar yoğun yaşıyorum ki! hem kendim için yani hastalanmak olsun, yaşlanmak vs hem de bir yakınımı keybettiğimi, ailemin yavaş yavaş yaşlandığını, arkadaşlarımdan anne-babası vefat edenleri görüyorum ve bazen öyle düşünüyorum ki her şey çığrından çıkıyor. annem şuan ciddi bir kalp hastalığna sahip ve her göğsüm ağırıyor dediğinde ömrümden ömür gidiyor. o ne zaman kötü olsa günlerce ya hiçbir şey yapanayacak kadar depresif oluyorum ya da insanlıktan çıkacak şekilde çalışıp dünyayla bağlantımı koparıyorum.. yani sizin gibi insanlar var evet.

bu konu için psikologa gitmeniz çok makul bir karar, zira ben de çok uzun bir süre psikologumla bu konuyu çalıştım. henüz çok da üstesinden gelmiş değilim ama ilerleme kaydettik. en azından kendi kendime lan ya kanser olursam bir daha diye ölü gibi gezmiyorum hergün.
0
ruh i tibbiye
(25.08.17)
(10)

Uçak Gemisi Yapmak

aradaki uzaklik
Yav bayaa bi uçak gemisi inceledim, yapımı çok zor bir şey değilmiş gibi geldi. Ülkelerin uçak gemisi yapması neden bu kadar büyük bir olay?Yani biz şimdi bu uçak gemisi yapıyoruz desek yapamaz mıyız?
Yav bayaa bi uçak gemisi inceledim, yapımı çok zor bir şey değilmiş gibi geldi. Ülkelerin uçak gemisi yapması neden bu kadar büyük bir olay?

Yani biz şimdi bu uçak gemisi yapıyoruz desek yapamaz mıyız?
0
aradaki uzaklik
(25.08.17)
Operasyonu çok maliyetli bildiğim kadarıyla.
Teknolojisinde bir şey olmasa gerek. Yüzlerce konteyner taşıyan gemi yapan bunu da yapar biraz mühendislikle beraber.
0
cakabo
(25.08.17)
Nükleer enerjiyle çalışıyor uçak gemileri. Türkiye hala nükleer enerji konusunda tecrübesiz. O gemiye gerekli teknolojileri koymak zor olan. Yoksa o boyuttaki bir gemi kocaman bir kayık niteliğinde olur. Bir de ciddi anlamda çelik ve kaynak işçisi gerekli. Yapılabilir ama sıra ona gelene kadar çok iş var. Bana kalırsa ihtiyacımız da yok.
0
dissendium
(25.08.17)
uçak gemisi çok zor bir olay.

ilk bakışta düz metal gemi gibi gelmiş olabilir sana ama orada ciddi bir mühendislik var. hadi projeyi sağlam bir mühendis ekibi oluşturdun yazdın çizdin. türkiyede bildiğim kadarıyla ne bu kadar büyük bir kızak ne de bu kadar büyük bir havuz var. hadi onlar da dert değil önce onları yaparsın. gelelim işçiliğe bizim tersaneler 2009 krizine kadar deli gibi gemi yapıyordu, aslında gemicik yapıyorlardı. 2009'dan beri türkiyedeki tersanelerde gemi yapılmıyor. sadece bakım yapılıyor. bu nedenle gemi "inşa" anlamında zaten çok bir bilgimiz yoktu ama 8 yılda olan bilgi de uçtu gitti.

bu arada bu tip gemilerin işçiliği inanılmaz önemlidir. hiç bir hataya yer yoktur. türk işçiyle bu kadar teknik bir şey yapmak çok zor. inanılmaz iyi bir kadro toparlanması gerekir ki neredeyse imkansız. türkiyede genelde işi iyi yapmaktansa denetçi yemeğe götürülür, karı ısmarlanır, o da olmazsa bıçak çekilir...

hadi bunları da hallettik. yıldızlar takımını oluşturduk başladık üretmeye. bu gemi nasıl yürüyecek? o gemi nükleer enerji dışında bir şeyle yürüyemez. cüssesinden falan kaynaklı değil. askeri stratejik nedenlerden dolayı. senin uçak gemine nükleer enerji koymana kim izin verecek? o nükleer enerji kaynağını kim kuracak? işte dışa bağlı olunca bu soruların sonu gelmez. o nedenle haddini bilip ilk önce uçak gemisi değil de ilk önce kendi buğdayını üreteceksin...
0
sos fistik olsun mu
(25.08.17)
hadi bir şekilde yaptın. bir de bu aleti yüzdürmenin maliyeti var. öyle saldım gittim olmuyor. hayvan gibi eskort ediliyor korumak için.
0
hononu
(25.08.17)
Şurada örneğiyle açıklanmışı var: eksisozluk.com
0
olanlaolunmaz
(25.08.17)
Kolay bir iş değil sanırım. Rusya'nın bir tane uçak gemisi vardı, Suriye'ye getirdiler. Kaza üstüne kaza oldu. Geri çekip, bakıma aldılar.


Türkiye emperyal bir ülke olmadığı için uçak gemisine ihtiyacımız yok ama o büyüklükte bir gemi ve teknolojisini öğrenmek adına 1-2 tane yapılmasında fayda var.

Herkes %100 yerli yapmıyor zaten. Motor gibi bazı aksamlar gerekirse satın alınır.


.
0
kartallar yuksek ucar
(25.08.17)
Merhaba,

Öncelikle Türkiye uçak gemisi yapabilir. Bunun için gerekli olan tüm kaynaklara sahibiz. Yeterli uzunlukta kızağımız da var, gemi inşa etmek için bilgi ve tecrübemiz de var.

Şu anda 240 metrelik askeri geminin inşa edilmekte olduğunu hatırlatırım. Bu gemiye de dikine kalkış ve iniş yapabilen uçaklar için bazı ayarlamalar yapıldığını biliyoruz. (bkz: tcg anadolu). Bu gemiyi yaoabilen Türkiye uçak gemisi de yapabilir.

Neden büyütüldüğüne gelince; çok fazla ülkede uçak gemisi bulunmuyor. Sadece deniz aşırı politik hedeflere sahip ülkeler bu tip gemilere sahip oluyor. O yüzden biraz saldırgan bir hareket uçak gemisine sahip olmak. O yüzden ilgi çektiğini düşünüyorum.
0
kaptan memo
(25.08.17)
Sınırlarından kalkan uçakların müdahale edemeyeceği kadar uzak ülkelerde savaşmak gibi hayallerin varsa uçak gemisi yapmayı düşünebilirsin.
Öyle bir hayalin yoksa, ara sıra ailenle alışverişe gitmek için otomobil almak dururken gidip otobüs almaya benzer ki salaklıktır.
İlla birşey yapmak azim ve kararlılığındaysan uçak yap. Uçak gemisi kusur kalsın.
0
oguz altun
(25.08.17)
Teknolojik yetersizlik değil, siyasi yetersizlik bizdeki. Zira deniz aşırı uzun süreli savaşlara girmek dışında bir işe yaramıyor uçak gemisi. Bizim öyle bir misyonumuz olmadığı gibi defansımızı bile zor yapıyoruz.
0
roket adam
(25.08.17)
kolay bi iş olsa ruslar becerirdi bunca yıldır. uzaya gitmiş adamlar neticede. bi tane kıçı kırık uçak gemicikleri var 2 ayda bir bakıma sokuyorlar.
0
loser blueser
(25.08.17)
(4)

telefon ekrani temizlemece

in vino veritas
zaten hafif bi hijyen takintim vardi simdi iyice delirdim. spor salonunda dumbellara, salondaki bisiklete binerken filan tutundugum nabiz sensorlu tutacaklara vs. her seye haliyle bi sekilde dokunuyorum. baska insanlara degmekten, tanimadigim insanlara temastan igrenme gibi huylarim vardi zaten, sim
zaten hafif bi hijyen takintim vardi simdi iyice delirdim. spor salonunda dumbellara, salondaki bisiklete binerken filan tutundugum nabiz sensorlu tutacaklara vs. her seye haliyle bi sekilde dokunuyorum. baska insanlara degmekten, tanimadigim insanlara temastan igrenme gibi huylarim vardi zaten, simdi baskalarinin terleyip terleyip ayni yerleri tuttugunu dusundukce dakka basi el yikayasim geliyor ama kendimi dizginliyorum. yine de salondayken telefona dokundukca o yerlerin pisini mikrobunu telefonuma dolayisiyla evime ve vucuduma tasiyorum gibi geliyor. kilifi sabunla guzelce yikiyorum ama ekrana napsam bilemedim. antibaklar zarar verir mi emin olamiyorum. siz napiyorsunuz?
0
in vino veritas
(24.08.17)
dissendium
(24.08.17)
Bişey olmaz. Daha fazlasını solunum yoluyla vücuduna alıyosun, ölüyo musun? Hayır. Arada telefon eline yapış yapış gelirse sil, ekranı da görüntü netleşecek kadar kuru bezle ovala, yeter.
0
manuel mandalina
(24.08.17)
cep telefonlarimiz emin ol o bahsettigin yyerlerden daha pistir. yani once dumbellara dokunduktan sonra tele dokununca kirlenmez. zira daha pistir :)

ben iki gunde bir 80 derece kolonya ve kagit pecete ile siliyorum telimi. mikrobu kiriliyordur en azindan
0
exlibris
(24.08.17)
Yabancilarin rubbing alcohol dedikleri, yuzde 70lik (izopropil alkol veya etanol) yardimi ile silebilirsin duzenli araliklarla
0
jemjum
(25.08.17)
(12)

Yabancı dil tavsiyesi

there was a slash
merhaba,günde yaklaşık 1 saatimi çalışmaya ayırmak üzere yeni bir dil öğrenmek istiyorum (şu an bildiğim tek yabancı dil ingilizce). hangi dili öğrenmemi önerirsiniz? rica etsem kısaca gerekçeleri ile yazabilir misiniz?şimdiden teşekkür ederim.not: farklı bir alfabe kullanan bir dil öğrenebileceğimi
merhaba,

günde yaklaşık 1 saatimi çalışmaya ayırmak üzere yeni bir dil öğrenmek istiyorum (şu an bildiğim tek yabancı dil ingilizce). hangi dili öğrenmemi önerirsiniz? rica etsem kısaca gerekçeleri ile yazabilir misiniz?

şimdiden teşekkür ederim.

not: farklı bir alfabe kullanan bir dil öğrenebileceğimi düşünmüyorum (rusça, çince vb.).
0
there was a slash
(24.08.17)
gerekçeleri sana bağlı. neden öğrenmek istiyorsun, mesleğin ne, hangi sektörde çalışıyorsun vs.
0
zgrydn
(24.08.17)
doğru, yazmayı unutmuşum.

araştırma görevlisiyim. faydalandığım ve muhtemelen bundan sonra kullanacağım kaynakların çoğunluğu ingilizce ve ingilizcem fazlasıyla yeterli düzeyde. dolayısıyla üçüncü bir dilin işime yapacağı katkı muhtemelen çok da fazla olmaz.

yeni bir dil öğrenme isteme sebebimi de açıkçası kendim bile çok iyi bilmiyorum. bugüne kadar hep üçüncü dili öğreneceğime ingilizcemin üstüne giderim, daha mantıklı olur diyordum. hala da aynı düşüncedeyim, ama sıradan bir günüm içerisinde yaklaşık bir saatlik bir boş zamanım var bir süredir, muhtemelen bundan sonra da epeyce bir süre öyle olacak. madem boş zamanım var, bari dil öğreneyim dedim.
0
🌸there was a slash
(24.08.17)
Hangi alanda arastirma görevlisi oldugunuzu söylerseniz önerilerim olabilir.
0
pinocchio
(24.08.17)
İktisat.
0
🌸there was a slash
(24.08.17)
Almanca ya da Fransızca.

Alman ve Fransız filozofların sayısı oldukça fazla. Bu iki dili öğrenirseniz Karl Marx'tan girer, Jean-Jacques Rousseau'dan çıkarsınız.
0
dissendium
(24.08.17)
@dissendium

açıkçası iktisatın teorik ve kantitatif tarafı ile daha çok ilgileniyorum, bu yüzden çok yoğun olarak felsefi okumalar yapmıyorum. ancak iki dilin de gramerini yarım yamalak da olsa bildiğimden (fazlasıyla yarım yamalak hem de, artık lise ve ortaokuldan ne kaldıysa) ben de ilk etapta bu iki dili diğerlerinin önüne koymuştum.

teşekkür ederim öneriniz için.
0
🌸there was a slash
(24.08.17)
Gerçi iktisatta da isimsiz 19. yy kahramanlari var, isveççe, almanca yayinlari olan ama onlarla da pek kimse ilgilenmiyor artik. Geriye kisisel ilgi alanlari kaliyor galiba.
Klasik müzik, özellikle opera, güzel sanatlar, özellikle rönesans : italyanca,
Tarih, felsefe : almanca,
Dûnyada neler oldugunu bilmedigm köse kalmasin : ispanyolca.
Ya da, konusulan, konulasacak dilden öte bir dilin yapisini, mantigini ögrenmek istitorum ki o mantik hayatta baska konulara da egilmeme yardimci olsun diyorsaniz : latince.
0
pinocchio
(24.08.17)
cince'dir senin icin.
0
ubi dubium ibi libertas
(24.08.17)
@pinocchio

öncelikle önerilerin için teşekkür ederim.

işte tam o neler olduğunu bilmediğim köşe kalmasın isteği yüzünden ispanyolca inanılmaz cazip geliyor, ama sanki şimdi bir hevesle başlarım ama bir süre ilerleme göremeyince bırakırım çalışmayı gibi geliyor. sence diğer avrupa dillerine göre öğrenmesi ne derece zordur ispanyolcayı? aynı şekilde italyanca da öyle.


@ubi dubium ibi libertas

evet bence de. ama yeni bir alfabe öğrenebileceğimi düşünmüyorum. yine de teşekkür ederim.
0
🌸there was a slash
(25.08.17)
1 saat az. 3 saat yap.
0
silver apple
(25.08.17)
ispanyolca Almancadan çok kolay, Italyanca gibi Latinceye daha sadik oldugu için fiil çekimlerinde Fransizcada olmayan bir iki hâl var -ama özel bir zorluk teskil etmiyor- yazilisi Fransizcadan kolay. Zolruk ya da kolayluk derecesi Italyance ile ayni gibi geliyor bana. Aksani, zevk meselesi ; kimileri seviyor, bayliyor, kimileri -benceleyin- Italyancayi daha çok seviyor.

Baslayip da birakmamak için Ispanyolca ile gönül bagi gerek. Tango, samba, flamenko, Che Guevara, Inka, Maya, tekila... Arjantin -Gûney Amrika'da bir Avrupa ülkesi- vs.

Zevk için ögrenmek söz konusu ise, günde üç saat gerçekçi gelmiyor bana. Bir saat de olabilir. Ama hergün !

Kolay gelsin!
0
pinocchio
(25.08.17)
@silver apple

hocam ne yaptın ya, dile günde üç saat ayırmam demek ya sosyal hayatımı ya da tezimi hiç etmem demek.

@pinocchio

tekrar teşekkür ederim. sanırım ispanyolca ile deneyeceğim şansımı.
0
🌸there was a slash
(25.08.17)
(6)

Panik Atak- Tez- Yorgunluk- Yalnizlik

seyirdefteri
Herkese merhaba,Bu duyuru sorudan cok bir ic dokme olacak benim icin. Almanya'da yasiyorum, makine muhendisligi son sinif ogrencisiyim. Okudugum okul belli sartlari saglayamayan ogrencilerini her donemin sonunda atmasiyla meshur. Ornegin 3. donemin sonunda 30 krediye ulasamayanlar okuldan atiliyorla
Herkese merhaba,
Bu duyuru sorudan cok bir ic dokme olacak benim icin. Almanya'da yasiyorum, makine muhendisligi son sinif ogrencisiyim. Okudugum okul belli sartlari saglayamayan ogrencilerini her donemin sonunda atmasiyla meshur. Ornegin 3. donemin sonunda 30 krediye ulasamayanlar okuldan atiliyorlar. Bunun gibi bircok kriteri var anlayacaginiz. Hal boyle olunca hayatimin son 4 senesinde ve hala inanilmaz derecede stres yukluyum. Su anda da mezun olmak icin onumdeki tek engel tez. Sorun su ki hic icimden gelmiyor. Iki satir yazmak bile gunlerimi aliyor, tam bir zulum. Bitmeyecek diye cok korkuyorum ve cok panik yapiyorum, daha da calisamiyorum sonra iyice. Bu kisir donguyu nasil yenerim?

Gecen sene panik ataklar yasamaya basladim. Doktorum depresyon teshisi koydu ve 7-8 ay ilac kullandim. Gectigimiz ocak ayinda kullanmayi biraktim. Sonrasinda kendimi iyi hissediyordum ki dun cok kotu bir atak gecirdim. Ailemden uzagim ve lanet olsun ki su ara biletler cok pahali. Fiziksel olarak da yalnizim su aralar ve bu 1 hafta daha devam edecek. Ailemle sik sik konusuyoruz ama kendimi cok yalniz hissediyorum. Arkadaslarim da ya tatildeler ya da onlar da benimle benzer durumu yasiyorlar. Dusununce cok arkadasim da kalmadi. Kendimi cok kotu ve bitmis hissediyorum.

Bir yandan mastera da basladim, birkac sinava girdim. Cok yorgunum ama dinlenecek zamanim ve imkanim yok. Devam etmek icin, motive olmak icin ne yapmaliyim? Surekli aglamak istiyorum su ara ve hep kaygili, gergin hissediyorum. Tekrar doktora gidip ilac kullanmak istemiyorum, ilaca alismam 1 ay suruyor cunku.

Yas 23, cinsiyet kadin.
Tesekkurler simdiden onerileriniz icin.
0
seyirdefteri
(23.08.17)
İlaca başlamanız maalesef şart. En azından panik atakları engellemek adına şart. Keşke Türkiye'de olsanız terapiste gitme imkânınız ve sosyal çevreniz olsa.

Şu an yapılabilecek tek şey sosyallesin. Ve ilaca başlayın. O nöbetlere size daha fazla zarar vermeye başlayacak çünkü zamanla.
0
westblack
(23.08.17)
Tez konusuyla ilgili merakınızı tekrar canlandıracak şeyler okuyun, izleyin, araştırın. İlginiz canlanınca çalışmalarınıza devam edersiniz. Örneğin teziniz dizel motorlar üzerineyse açıp termodinamik çalışın. Geçtiğiniz dersler size şimdi kolay gelmeye başlar. Ya da mekanik alanında bir çalışma yapacaksanız şirketlerin tasarım süreçleri ile ilgili belgeseller izleyebilirsiniz. Spor yapın bir süre. Dinlenmek için uyku şart. Eğer atılacağınızı düşünüyorsanız kendinizi fazla yıpratmadan başka bir okula geçiş yapabilirsiniz.
0
dissendium
(23.08.17)
Merhaba,
Tez yazan hemen herkes bu süreçlerden şu veya bu şekilde geçiyor.
Ben de iki tez yazdım, şimdi doktorayı hazırlıyorum. Gündelik hayatın meşgaleleriyle de birleşince teze vakit ayırmak ne mümkün, kaldı ki insanın erteleme davranışları maalesef hep galip geliyor.
Bunun üzerine siz bir de gurbetlik ve yalnızlık çekiyorsunuz.

Ama şunları hatırlayın, siz, çok zorlu bir üniversiteyi, yurtdışında, ailenizden ve sevdiklerinizden uzakta okumayı başardınız. Bugüne değin derslerinizi geçtiniz. Bu durumda demek ki üniversitenin önünüze çıkardığı bu son engeli de aşacak potansiyele sahipsiniz. MA sürecine de girmiş olmanız, sizdeki bu potansiyeli teyit ediyor.


Bitmeyecek, başaramayacağım korkusu çok temel bir korkudur, ama şuna emin olun, o tez bitecek, çok da güzel bitecek.

Birincisi, aman yapamayacağım, aman bitiremeyeceğim düşünceleri zihninize geldiği anda bunları kovun. Kızım, seyirdefteri, sen şu kazık hocanın dersini geçtin, falan sınavı geçtin, bunu da geçersin, on numara gacısın deyin kendinize.

İkincisi, kendinize çok yüksek idealler koymayın, ortalama, vasatın altında kalmayacak bir tez yazmayı hedef edinin. Çok yüksek bir limit koymak sizde tedirginliği artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu bir lisans tezi, hocaların beklentisi bir meseleyi tartışıp anladığınızı göstermeniz. Devrim yapmanız, çığır açmanız beklenmiyor sizden, siz de kendinizden bunu beklemeyin, sonra, kafanız rahatlayınca idealiniz için başka adımlar da atarsınız.

Üçüncüsü, taslak çıkararak adımlarınızı belirleyin. Olabildiğince ayrıntılı bir taslak yazın. Böylece küçük küçük adımlarla ilerleyebileceğinizi de görün.

Dördüncüsü, bilin ki tez yazımı başta gıdım gıdım ilerler, önceleri yarım sayfa bir sayfa yazılırken, yüzde 40'tan sonra bi hızlanma gelir. Seriye bağlarsınız, ardından yüzde 80lerde bi tıkanma daha gelir, motivasyon yine düşer. O zaman yine yükseltiriz hiç problem değil. Demem o ki, şimdi ilerlemiyor gibi geliyor size ama siz ufak ufak yazmaya devam ettikçe aldığınız ivmeye kendiniz bile inanamayacaksınız.

Beşincisi, sizin durumda olan diğer arkadaşlarınızla kütüphane günü, çalışma günü ayarlayın, birlikte olun. Herkes yine kendi işini yapsın ama birlikte olma güdüsü iyidir. Oo hacıt seninki iyi gidiyor, ya bak şunu ekleyebilirsin vs. gibi ufak muhabbetler çok iyi gelir.

Altıncısı, uyku ve beslenmenize dikkat edin. Uzun süre uykusuz kalmak insanın içsel gücünü düşürür. İyi ve dengeli beslenin. Fındık fıstık türünden kuruyemişler vücudun ihtiyaç duyduğu sodyumdur, potasyumdur bunları sağlar. Hergün azar azar bademler, üzümler zihni açar.

Yedincisi, gergin hissettiğinizde alın bi bardak papatya çayı, mis gibi olursunuz.

Sekizincisi, bunaldığınızda eski bir arkadaşınızı arayın, uzun uzun konuşun, kafasını şişirin gerekirse, insan konuşunca sıkıntısını atar. Söylenmek, mızmızlanmak, şikayet etmek bile olsa, nazınızı çekecek arkadaşlarınızı arayın. Telefonu kapatınca pamuk gibi olursunuz.

Dokuzuncusu, ilaçtır depresyondur bu toplara hiç girmeyin. On numara insansınız.

Sonuncusu, hele şu tezi bi bitirin, sonra kendinizi bir tartın, lan ben niye bunca yıl bu kadar stres çekip mühendislik okudum, ben bu alanı seviyor muyum, acaba sevmediğim için mi böyle oluyor tarzı muhasebeleri yapın. Belki içinizden bir dansçı, bir aşçı, bir marangoz ne bileyim bir dağcı çıkacak. Bu hayat bu kadar strese değer mi, şeker gibi çocuksun, stres neymiş.

Diyeceklerim bu kadar. Haa bu arada, aslansın kaplansın, tez neymiş la. İki formül yazıcan, iki referans vericen. Yapmadığın şey sanki. Hadi bakem.
0
kullanıcı adı
(23.08.17)
@kullanıcı adı ne güzel yazmışsın!
0
koola
(23.08.17)
yazdıklarınızı detaylı şekilde okumadım. çünkü şu keywordler yetti:

panikatak-tez-yorgunluk-yalnızlık (+düzensiz beslenme ve uykusuzluk)

neden olduğunu bilmiyorum, herşeyin belki üstüste gelmesinden olabilir, aynı dönemden ben de geçmiştim ve çoooooook yıpracısıydı, iki defa panik atak. ilkinde yapayalnızdım, dedim buraya kadarmış, ölücem. o panikle hastaneye gidip, bana bişi oluyor falan demeyi düşündüm, sonra camları açıp biraz hava alınca kendi kendine geçmişti. ailemi çağırdım yanıma.

ikinci panik atak evde olmuştu.

neyse detaylı şekilde anlatmayayım.
1) uykunu mutlaka ama mutlaka düzene sok. gece oturup gündüz uyuma. gündüz otur. gece uyu ki vücudun melatonin i max. düzeyde üretsin.

2) yüzde doksan b vitamini eksikliğin var. b12 takviyesi al. hatta başka vitaminler de al mutlaka. test ibi birşey yaptır. vitamin eksikliği panik atakta çok etkili olan şeyler.

3) yediklerine max. düzeyde dikkat et. junk food'dan ziyade güzel beslenmeye bak.

4) bilgisayar ve telefon ekranından uzak durmaya çalış. beni bir zaman sonra müzik dinlemek bile strese sokuyordu. 3-4 ay dinlenebildikten sonra düzelmiştim. tabi ilaçlar ilaçlar..

gerçekten zor bir dönemden geçiyorsun, ama merak etme atlatacaksın.
0
füt
(23.08.17)
Herkese tesekkur ederim. Gercekten yazinca bile rahatladim, cevaplarinizi okumak cok mutlu etti.

@kullanici sana ayrica tesekkur ederim. Cok guel yazmissin, onerilerini dikkate alacagim. Icimi rahatlattin biraz biraz :)
0
🌸seyirdefteri
(23.08.17)
(4)

İnsan Psikolojisinden Anlayanlar Buraya

cirkinkizyokturazvotkavardir
Merhaba,aşağıda bahsettiğim durumları kim neden yapar?özellikle 100km nin üzerine çıkınca direksiyonu aniden kırıp kaza yapma dürtüsü ve o an kendini kontrol edememe korkusu,(çok nfs oynadık)yüksek bir yerden bakınca kendine hakim olamayıp atlama korkusu,çok önemli bir toplantıda masaya çıkıp alayın
Merhaba,

aşağıda bahsettiğim durumları kim neden yapar?

özellikle 100km nin üzerine çıkınca direksiyonu aniden kırıp kaza yapma dürtüsü ve o an kendini kontrol edememe korkusu,(çok nfs oynadık)
yüksek bir yerden bakınca kendine hakim olamayıp atlama korkusu,
çok önemli bir toplantıda masaya çıkıp alayına gider yapma isteği,

kısacası normal olmayanı yapma arzusu

merak mı hastalık mı kendini kontrol edememe mi?
0
cirkinkizyokturazvotkavardir
(23.08.17)
(bkz: okb)

onedio.com
0
dissendium
(23.08.17)
Dürtü kontrol bozukluğu. okb ile uzaktan yakından alakası yok.


Ayrıca burdan tanı koymak aşıri güvensiz bir sey. Bir kaç kriter DSM de farklı hastalıklarda da var. Psikolog ya da psikiyatristin testlerle tanı koyması daha doğru olur.
0
jackyr
(23.08.17)
Ben de kendimi sunucu olarak düşünüyorum hep ve konuğum Bülent Ersoy. Bir anda ağzımdan Bülent bey lafı çıkıyor. Bunu da ekleyelim bozukluğa.
0
nocturness
(23.08.17)
Her seferinde yazıyorum, bi daha yazayım; ota çöpe okb teşhisi koymak modu oldu. Gerçekten okb olan, şu an sürünerek psikiyatrist kapısı çalıyor olurdu. Bu düşünceler hayatınızın olağan akışına sekte vuracak derecedeyse bir psikiyatriste görünün, teşhisi o koyar.

Edit: moda oldu*
0
manuel mandalina
(23.08.17)
(4)

çat pat ingilizceyle sohbet yapılabilir mi?

for day to break
ilerletmeye faydası olur mu?
ilerletmeye faydası olur mu?
0
for day to break
(23.08.17)
Her türlü olur. İyi bi dinleyiciysen, karşındakinden kaptıkların bile bayaa faydalı olur.
0
manuel mandalina
(23.08.17)
olur, çok da güzel olur.
adam bir soruyu senin daha önce duymadığın bir şekilde sorar mesela, öğrenmiş olursun. hoş olur.
0
cay koy geliyorum
(23.08.17)
Seni düzeltecek birileri varsa olur. Ben WhatsApp grubu kurduğum zaman grupta öğretmen, çevirmen arkadaşlar vardı. Hatalı bir cümle yazıldığı zaman ya da kullanımlar yanlış olduğu zaman herkes birbirini uyarıyordu. Gönüllülük esasına dayalı bir şey. Bir de senin öğrenmeye ne kadar açık olduğuna bağlı.
0
dissendium
(23.08.17)
Ne yaparsan onun katkisi olur. 4 strands of learning denir buna. Dinleme yaparsan dinlemen gelisir speaking yaparsan da speaking. Zaten ideal siniflarda ogrenciler ilk seviyeden speaking yapar. Hello I am Traveller. I am 28 years old. I live in Istanbul.
0
Traveller
(23.08.17)
(9)

Game of thrones'a başlanmalı mı?

yatagants
Hep çok popülerdi, ortalıkta sürekli spoiler dolanıyordu hiç başlayasım gelmedi, farklı farklı belki yüzlerce yabancı dizi izledim ama izleyesim hiç gelmedi.Sizce izlemeli mi?
Hep çok popülerdi, ortalıkta sürekli spoiler dolanıyordu hiç başlayasım gelmedi, farklı farklı belki yüzlerce yabancı dizi izledim ama izleyesim hiç gelmedi.


Sizce izlemeli mi?
0
yatagants
(23.08.17)
Bir oturuşta izle, mis.
0
veritaslibertas
(23.08.17)
kitaplarını okuyun...
0
luchetti
(23.08.17)
Ben de aynı şekilde.. Bitince başlıycam karar verdim.
0
lcha
(23.08.17)
izle tabii, şahane.
0
fragile lady
(23.08.17)
House of cards, fargo,true detective, bron broen, spartacus, boardwalk empire, prison break, sopranos, the missing hepsini izleyip cok sevdim. Populer olup da abartmislar dedigim sadece breaking bad oldu. Ama game of thrones a gecen sene basladim 6 sezonu bir haftada izledim.bence dehset guzel. Yalniz sunu soyleyebilirim kitaplarinin guzelligi bambaska.
0
a r a m i s
(23.08.17)
Ben de çok uzun süre erteledim.
Yanlış hatırlamıyorsam 3. Sezon bitince başladım hepsini iki günde izledim.
Sonra güncel olarak takip etmeye başladım.
Tamamen bittikten sonra baştan izlemeyi de düşünüyorum.
Gelecek sezon sonmuş bitince başla bence.
0
mutekebbir
(23.08.17)
3. sezonda bıraktım ama izlenebilir. Bazı bölümler çok sıkıcı. Bir oturuşta izlenecek bir dizi değil kesinlikle. Narcos desen neyse de 7 sezonluk dizi öyle hemen bitmiyor.
0
dissendium
(23.08.17)
Ben 2'nin ortalarında biraktım, eksikliğini hiç hissetmiyorum şahsen.
0
manuel mandalina
(23.08.17)
fantastik şeyler sevmiyorsanız ama vaktiniz bolsa izleyin gitsin. fantastik seviyorsanız zaten izleyin. 1. kategoride bahsettiğim gibi iseniz çerezlik gelecektir dizi bendeki gibi. vakit bol şimdilik izliyorum gidiyor.
0
tuzumkuru
(23.08.17)
(6)

Lütfen bana gaz verin cesaretlendirin bişey yapın...

yaren
Selam35 yaşındayım, liseden mezun olalı 18 yıl oldu, niyetim ikinci okul okumak veya ikinci bir meslek sahibi olmaktan çok gönlümün tahtındaki sultanı devirip gelip kendi kurulup oturan mesleğin eğitimini almak. Psikoloji okumak istiyorum...Ankara'da yaşıyorum ve burada psikoloji eğitimi veren okull
Selam

35 yaşındayım, liseden mezun olalı 18 yıl oldu, niyetim ikinci okul okumak veya ikinci bir meslek sahibi olmaktan çok gönlümün tahtındaki sultanı devirip gelip kendi kurulup oturan mesleğin eğitimini almak. Psikoloji okumak istiyorum...

Ankara'da yaşıyorum ve burada psikoloji eğitimi veren okullar var. Fakat okurken zaten matematiği ve fenni pek yapamayan değişiğin biri olarak, hem de ilkokuldan beridir çok yanlış ve eksik eğitim gördüğümden ve o zamanlarda da kafam bunları öğrenecek yapıda olmadığından, şimdi kaldırıp 1 yıl üniversite hazırlık kursuna gidip sınava girmem pek akıllıca olmaz. Ki zaten memurum, çalışıyorum. Fakat çalışmasam bile benim bu delik deşik temelin üstüne bir bina kurmam çok saçma.

Ne yapsam? Matematiği sorun ediyorum ama daha tarih var coğrafya var mantık felsefe var... napıcam ben, bi akıl verin gençler, hem istiyorum hem yapamam gibi geliyor... napsam?
0
yaren
(23.08.17)
@mcgonagalls cat

Açıköğretimde psikoloji eğitimi olmadığı için bu kadar kıvranıyorum...
0
🌸yaren
(23.08.17)
bazen hayallerden vazgeçip realist olmak gerekebilir...
0
binder dandet
(23.08.17)
35 yaşındasınız diye sevdiğiniz ilgi duyduğunuz bir alanı öğrenmeyeceksiniz diye bir şey yok tabii ki. Yalnız bunu bu saatten sonra üniversite okuyup meslek olarak yapabilme seviyesinde biraz durumlar karışıyor haliyle...

Ben en azından şöyle düşünüyorum gerekli zamanınız ve ilginiz var ise kendi kendizi geliştirebilirsiniz..Yani şu çağda kirli bilgi çöplüğü var ama isteyene nitelikli bilgi de çok kolay ulaşılabilir seviyelerde. Üniversite hocalarından yahut öğrencilerden bölümlerinin ana derslerinin ders programlarını ve okuma listelerini alarak kendi kendize eğitebilirsiniz amaç bilgilenmek ise.

Bunu meslek olarak yapmayıp bir nevi entelektüel tatmin olarak gördüğünüzü düşünerek söylüyorum bu yazdıklarımı.

Ayrıca khanacademy.org veya coursera.org gibi kaynaklar da yardımcı olabilir.
0
AlsterWasser
(23.08.17)
@AlsterWasser

Aslında biraz çevre baskısı var. Ben dinlemeyi anlamayı inceleyip uğraşmayı çözmeyi ce çözüm uygulamayı çok severim. İnsanları ve psikolojiyi de çok severim. Üçü birleşince çoğunlukla çok başarılı sonuçlar aldığım "seans" benzeri dertleşmeler sohbetler vs oluyor, bunun artık profesyonelliğe dökülmesini istiyorlar. Ben de istiyorum çünkü zaten memuriyetim var ve parayı sevsem de psikolog olarak çalışmaya muhtaç değilim. İstiyorum ki psikoterapiye çok ihtiyaç duyan nice insanlar sırf parasızlıktan ötürü ilaçlara mahkum yaşamasınlar, yapabildiğim kadar destek olayım insanlara ve hatta yapabildiğimce teşvik de edeyim. Zaten beni buna teşvik eden de annemle babamın psikolıji meraklarını saymazsak kendi doktorumun bana yaptığı iyiliğin karşılığında çevreme destek olmamı istemesidir.

Ama çok eksiğim var... ne matematik var ne ingilizce ne güncel Türkçe bilgisi ne tarih coğrafya... imkansız gibi geliyor...
0
🌸yaren
(23.08.17)
Kitap al çalış. Zor bir şey değil. Şu anda İnternet'ten sipariş versen, iki güne eline ulaşır kitaplar. Her akşam işten gelince çalışırsın. Profesyonel öğrenci olmaya başladığın zaman yemek pişerken bile ders çalışabiliyorsun. Zamanı kullanmayı öğreniyorsun. Bu şekilde kısa ama sık çalışmalarla önümüzdeki sınava kadar onlarca konu bitirirsin. Çalışmaktan başka şansın yok. Matematik bilmeyen biri psikolog olmamalı bana göre. Çünkü matematik muhakemenin en yoğun kullanıldığı alanlardan biri. Yapamam, edemem diye düşünüyorsan kimseye faydalı olamazsın.
0
dissendium
(23.08.17)
psikolojinin hangi dalı sizi daha çok bilmiyorum ama mesela hipnoz ya da analitik psikoloji vs. gibi alanlarda sertifika kursları var. bunları araştırıp ucundan başlarsanız, devamı gelecektir. bi iki sene kendinize böyle bir yatırım yapıp altyapı edindikten sonra, psikoloji yüksek lisanslarına başvurmayı da düşünebilirsiniz.
0
kullanıcı adı
(23.08.17)
(3)

Staj yapmak önemli mi

ovungec zeus
Uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisiyim. Staj yapmak bizim için zorunlu degil. Staj yapmak sizce bana bir şeyler katar mı? Staj yapmak için nereleri tavsiye edersiniz?
Uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisiyim. Staj yapmak bizim için zorunlu degil. Staj yapmak sizce bana bir şeyler katar mı? Staj yapmak için nereleri tavsiye edersiniz?
0
ovungec zeus
(22.08.17)
mezuniyet öncesi tecrübe katar.
0
blue eyes white dragon
(22.08.17)
hangi alanda calismak istedigine bagli olarak staj yapmalik yer ara. direkt öyle tavsiye vermek zor.
0
isvicre rakisi
(22.08.17)
Bizim X Hanım, uluslararası ilişkiler mezunu, satınalma biriminde ithalat faaliyetleriyle ilgileniyor. Staj yaparsan rakiplerine birkaç adım fark atarsın. Kurumsal şirketlerin satınalma, satış, insan kaynakları birimlerine başvur mutlaka. Bu dediğim beyaz yakalı olmak istiyorsan geçerli. Yoksa uluslararası ilişkiler mezunu olup kamu görevlisi olan da var.
0
dissendium
(22.08.17)
(6)

Tıpçı-dövüşçü-vücutçu arkadaşlara soru

apolitikherif
Mesela sokak kavgasına girdik tamam mı. Adamın tam olarak neresine güçlü bir yumruk vurursam nefessiz bırakırım?*nefessiz bırakmak dediysem de ölmesin, sadece 2-3 saniyeliğe hıık mıık falan diye ses çıkarsın
Mesela sokak kavgasına girdik tamam mı. Adamın tam olarak neresine güçlü bir yumruk vurursam nefessiz bırakırım?

*nefessiz bırakmak dediysem de ölmesin, sadece 2-3 saniyeliğe hıık mıık falan diye ses çıkarsın
0
apolitikherif
(21.08.17)
Oi Tsuki Chudan tekniğin adı. Araştırabilirsin. Göğüs kemiğinin tam altındaki bölge oluyor.

Not: Bir karateci...
0
dissendium
(21.08.17)
Gırtlak değil. Gırtlak öldürür. Can boğazdan gider.
0
Delay Fuze
(21.08.17)
Diyaframina
0
alperz
(21.08.17)
Nefessiz bırakmayı genişletip minimum birkaç saniye etkisiz hale getirmek olarak alıyorum ve cevap veriyorum. Çeneye yandan tekme yahut karaciğer diyafram civarına esnaf tekmesi.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(21.08.17)
ben eğer böyle çok pis dayak yiyeceğim bir durumla karşılaşırsam tek çare olan dirsekle boyna vurma metoduna başvuruyorum. ölüm riski de var ama dediğim gibi son çareyse böyle yapıyorum bazen tinerci veya bıçaklı tırrekler saldırabiliyor.

onun dışında genelde yandan dize tekme veya karaciğere yumruk her zaman işe yarıyor.
0
Tears of Devil
(21.08.17)
gogus bosluguna ama her zaman acikta olmaz, ozellikle dovus posturu alindiysa.

dirsek cok tehlikeli arkadaslar, okulda tahta kapiyi dirsek vurusuyla delen bir muay thaici arkadasim vardi. Baya saglam bir darbe indiriyor yani farkinda olmadan. Aman dikkat.
0
safepassage
(22.08.17)
(2)

bunda ne var?

diffarentiationation
https://scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/20953961_1758081020905313_3864843041308721294_n.jpg?oh=def016067b9c622f9a5b66bdb43ab408&oe=5A38EDA7benim de böyle tanıdığım var da, vermek istediği mesajı hiç anlamadım, ne demek bu? neyi eleştirmiş?
scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net

benim de böyle tanıdığım var da, vermek istediği mesajı hiç anlamadım, ne demek bu? neyi eleştirmiş?
0
diffarentiationation
(21.08.17)
1 haftada 5.5 kilo vermek sağlıksız yani. eğer öyle bir şey yapıyorsa aldığı o eğitimi çöpe atsın gibi bir şey demek istemiş
0
sta
(21.08.17)
5.5 kiloyu beynini yere düşürerek kaybetmişsin demek istiyor. Bir haftada 5.5 kilo vermek biraz zor olduğu için umut taciri diyetisyenlere laf atıyor.
0
dissendium
(21.08.17)
(9)

Sizce Türkçeyi en iyi kullanan

dunal
edebiyatçılar hangileridir?
edebiyatçılar hangileridir?
0
dunal
(20.08.17)
murathan mungan kesinlikle.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(20.08.17)
yalınlık ve aynı zamanda derinlik olarak düşünürsem son zamanlarda bu insanlardan birinin Barış Bıçakçı olduğunu düşünüyorum.
0
AlsterWasser
(20.08.17)
Sabahattin ali eski turkce olarak
0
my pink
(20.08.17)
Ahmet Hamdi Tanpınar, Sait Faik ve Yaşar Kemal derim. Tanpınar'ın klasik üslûptan miras aldığı Türkçe, Sait Faik'te İstanbul'un çiçekleri, balıkları, argosu, tertemiz dili, Yaşar Kemal'de ise Anadolu'nun tüm söz varlığı. Beni en çok etkileyenler bunlar. Tabii bir de Oğuz Atay var.

Şair olarak da Turgut Uyar'ın ve İsmet Özel'in dili kullanış biçimini seviyorum.
0
ziya özdevrimsel
(20.08.17)
Benim.
0
brad pitt
(20.08.17)
peyami safa.
gec okuduguma cok uzulmustum.
0
sergerde
(20.08.17)
Ahmet Hamdi Tanpınar bu kişilerden biri. Kavs-i kuzah kelimesini ondan öğrenmiştim. Dile bayağı hakim olduğu kullandığı kelimelerden bile anlaşılıyor.
0
dissendium
(20.08.17)
brad pitt sen kimsin?
0
🌸dunal
(20.08.17)
Tanpınar +1
0
but that was just a dream
(21.08.17)
(4)

Kalbimde ağrı panik atak

masa4yarimsaat
Merhaba arkadaşlar. Ben 20 yaşındayım. Eskiden kalbimde bir sıkıntı yoktu fakat geçirdiğim panik atak sonrası hep kalbimi dinlemeyw başladım. Psikolojik ağrılar hissedip durdum ve doktora gittim. Kalbimde önemsiz bir kapakçık çökmesi olduğunu söyledi. Mitral valv prolapsusu non klasik miş bunun adı.
Merhaba arkadaşlar. Ben 20 yaşındayım. Eskiden kalbimde bir sıkıntı yoktu fakat geçirdiğim panik atak sonrası hep kalbimi dinlemeyw başladım. Psikolojik ağrılar hissedip durdum ve doktora gittim. Kalbimde önemsiz bir kapakçık çökmesi olduğunu söyledi. Mitral valv prolapsusu non klasik miş bunun adı.
Şimdi bazen ağrı bazen nefes darlığı bazen ölüyorum hissi bazen panik atak geçirirp duruyorum. Sabah da tam düzeldim derken kalbimde ağrı hissettim. Ama bu ağrıların psikolojik olup olmadığını anlayamıyorum. Örneğin kolumu kaldırınca hareket edince göğsüme dokununca bu ağrı ortadan kalkıyor. Fakat ne zaman kalbimi düşünsem hemen ağrı hissediyorum. Bazen nefes darlığı vs. Bu yazıyı yazarken yine başladı mesela.4 aydır baya sıkıntılı bir süreçten geçiyorum. Sizce sorunlarım psikolojik midir ? Doktor 6 ayda bir kontrole gel dedi. 2 ay sonra tekrar bir kontrolüm var.
0
masa4yarimsaat
(20.08.17)
Ben ilk çarpıntı şikayetiyle hastaneye gittiğimde kardiyolog bana da mitral kapak prolapsusu var demişti ama daha sonra gittiğim iki kardiyolog da sende mitral kapak prolapsusu yok dedi. Genellikle yanlış tanı konulan bir durummuş. Ben yine de kontrollere gidiyorum ama tecrübelerime göre sorun psikolojik. Stressiz dönemlerde hiç çarpıntı hissetmiyorum. Tabii bunda üç yıllık bir spor geçmişimin de etkisi var. İyice anlamak için farklı doktorlara da git.
0
dissendium
(20.08.17)
Bende çarpıntı olmuyor eğer korkup panik atak geçirmiyorsam. Bunun sebebi sanırım klasik değil de non klasik olması.hani klasik mvp bile nerdeyse hissedilmiyorken ben nonklasik olduğum halde hep bir endişe korku psikolojik ağrılar vs. 4 ay önce o panik atağı yaşamasaydım bunlar olacak mıydı bilmiyorum. Ve sanırım git gide büyüyor. Eskiden sadece kalbimde ağrı olduğunu zannederdim, o geçer gibi oldu. Arkasından nefesim daralıyor sanıp atak geçirmeye başladım. Şimdi de kalp ağrısı hissi gene başladı. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Bir de mide peoblemlerim var onşar da tetikler mi acaba
0
🌸masa4yarimsaat
(20.08.17)
Evet doktor endoskopi dediğinde bile az kalsın panik atak başlayacaktı kalbim nası hızlı attı.
Sabah da ağrı vardı kalbimde tuvalete çıkınca geçti. Sonrasında ara ara geri geldi ağrı ama psikolojik mi değil mi anlayamıyorum işte. Başka şeylerle ilgilenince geçiyor bazen geri geliyor vs.
Uykusuzluk stres mide vs de bunları tetikliyor olabilir mi acaba ?
İzmirde hatırlarsınız bir ara deli gibi depremler oluyordu. Tam da benim bu panik bozukluk sürecime denk gelmişti. Mesela sabahtan akşama kadar göğsümde ağrı oluyordu. Ama deprem sırasında o ağrıyı hiç bir şekilde hissetmeyip sirek depreme odaklanıyordum. Bir 15 20 dk kalbim deli gibi çarpıyor, sonrasında normale dönünce tekrar kalbim ağırmaya başlıyordu.
İşte psikolojik mi değil mi hiç bir şekilde anlayamıyorum.
0
🌸masa4yarimsaat
(20.08.17)
selam,
kardiyologa giden genc hastaların %70inden fazlası panik atak. doktorlar da bunu biliyor. sende su an yasanan durum duyarlılık artısı. gayet rutin olan ekstra vuruları, uykusuzluga yorgunluga baglı carpıntıları normal insanlar gozardı ederken sen hissediyorsun.
su yasında kalple ilgili bi saglık problemin olsa bu ancak kalbin yapısıyla alakalı olurdu, damar problemin olması imkansıza yakın. kalbin formuyla ilgili olanlar da basit bir eko(yani o kapakcık muhabbetini soyledikleri ultrason)'da cıkar. yasadıkların tamamen psikolojik, dusunmeyeceksin, takmayacaksın. agrısa da bu beni oldurmez diyeceksin. bi sure sonra kalbin oldugunu bile unutacaksın.
doktor degilim fazla tecrubeli bir panik atak hastasıyım ve bu işlerin mekanizmasından da az bişi anlarım. ben 1.5 sene 90 nabızla gezdim. ne zamanki takmamaya basladım nabzım 60-70lere dustu. sıkıntın oldugunda yaz bana.
0
art vandaley
(24.08.17)
(8)

İnsanlardan neden tiksiniriz?

asocial anchorman
Veya daha genel olarak dış dünyayla benliklerimiz arasındaki çelişkinin varoluşsal kaynağı nedir? Genel bir soru oldu biliyorum ama sorunun sizde uyandırdığı karşılığa dair cevaplarını merak ediyorum.Edit: Daha çok derinliği olan cevaplar da beni tatmin edecektir ne düşündüğünüzü anlama konusunda. Y
Veya daha genel olarak dış dünyayla benliklerimiz arasındaki çelişkinin varoluşsal kaynağı nedir? Genel bir soru oldu biliyorum ama sorunun sizde uyandırdığı karşılığa dair cevaplarını merak ediyorum.

Edit: Daha çok derinliği olan cevaplar da beni tatmin edecektir ne düşündüğünüzü anlama konusunda. Yani kişinin sosyal-fiziksel niteliklerinden bağımsız olarak, herkesten tiksinme potansiyelimiz olduğunu düşünüyorum. Doğumdan itibaren tamamen yabancı bir dışsallığa adım atıyoruz ve kendimizi dünyayı anlamlı kılmaya çalışan canlı varlıklar arasında buluyoruz, bu bile başlı başına tiksinti unsuru benim için
0
asocial anchorman
(20.08.17)
Geri zekalı oldukları için.
0
dissendium
(20.08.17)
Bedenleri ya da ruhları pis olduğu için.
0
harvey
(20.08.17)
bu soruna 2 şekilde cevap vereyim
fiziksel tiksinti: başkası kustuğunda sümkürdüğünde tükürdüğünde ortaya çıkan tiksinme
ruhen/psikolojik şekilde davranışlarından tiksinme sanırım bunu soruyorsun, bendeki cevap fazla bencillik
0
basond
(20.08.17)
Tiksinme beyinde öğrenilerek kodlanmadığı için zamanla alışkanlığa ve otomatik sergilenen bir davranışa dönüşüyor.

Çocuk burnu ile oynayıp çıkardığı şeyi gösterdiğinde o şeyin iğrenç olduğuna dair bir tepki sergiliyoruz ve çocuğun bunu aynalamasına sebep oluyoruz. Tükürük, kirlilik vesaire yine aynı.

Sonuçta bir insanın iğrençliği algısını beynimizde oluşturan da yine zamanla çocuklarımızın beynine işlediğimiz iğrençlik bileşenlerinin bir bütünü.

Büyüyüp de beynimizin soyutlama yeteneği geliştiğinde tabii bu zamanında işe yarayan beynimizdeki kodlamaları sorgulayıp örtme yeteneğimiz de oluyor. Şu an senin sorgulaman gibi mesela.
0
iron
(20.08.17)
Kendini kandirmasi, gercegi gorememesi.
0
imelih
(20.08.17)
Tiksinilen şeye olan algımızın sosyal olarak öğrenildiğini düşünüyorum ama tiksinme denince aklıma gelen tek şey ve görüntü: Bağcılar - Kabataş tramvayı. Buradaki kokular ve insan görüntüleri yani çirkinlik ve pislik beni tiksindiriyor. Bu fiziksel olanıydı sanırım. Bir de belki ilk zamanlarda tiksinmediğimiz bir şey, sık sık karşılaştığımızda artık bize tiksinti verebilir.
Ruhen de böyle olabilir. Yani bir insan bana bir kere yalan söylerse belki tiksinmeyebilirim ama bu yalanlar sıkça tekrar ederse bu tiksinmeye yol açar. Olumsuz davranışın ya da olayın sıkça tekrarlanması ile de oluşabilir.
Şimdilik böyle yorumlayabilirim kendimce.
0
duyond
(20.08.17)
İnsanlardan tiksinmenin itilmenin çok temel ilkel sebepleri oluyor genelde, genelde kendimizi çok daha haklı sebepler olduğuna ve onun tiksinilecek bir insan olduğuna inandırırız. Başkalarını da buna inandırmak isteriz. Bazen bu nedenler gerçekten haklı nedenlerdir, bazen haklı olmaları gerçek neden olduğu anlamına gelmez. İnsanın bu tarz ego çatışmalarını olduğu şekilde görebilmesi önüne geçmesine yardımcı olabilir veya bunu böyle kabul ederek devam edebilir. Bu hâlden rahatsız olup yine yapmaya devam ederek daha fazla ikileme, huzursuzluğa, iç çatışmaya da düşebilir.

Bu nedenleri oldukları gibi görmek ve reddetmemek kolay bir şey değil. Hatta bu nedenler o kadar alçak nedenler olabiliyor ki insanın bırak karşı taraftakiyle münasebetinde bu durumu göz önünde bulundurmasını, kendine kabul ettirmesini, kendi kafasında bunu dile getirmesi bile çok büyük bir zorluk olabiliyor.
0
Adramelekhh
(20.08.17)
Bana göre bunun sebebi kibir. Kibrin sebebi güvensiz hissetmek ve güvenlik ihtiyacını karşılamak. "Ben doğruyum/iyiyim/temizim/kaliteliyim/olumluyum/faydalıyım" gibi bir sınıflandırmaya ihtiyaç duyuyoruz ve güvensizlik duyduğumuz kişileri tiksinilecek sınufa dahil edip bi güzel tiksiniyoruz. Çünkü biz iyiyiz onlar kötü, onların bizim yanımızda yeri olamaz, aha da güvendeyiz.
0
yaren
(20.08.17)
(7)

Deli miyim?

mutekebbir
Her şeyden çok çabuk etkileniyorum.Birkaç örnekle açıklayayım;1- Yıllar önce son durak diye bir film izlemiştim filmde yürüyen merdivenlerde geçen bir kısım var izleyenler bilir yürüyen merdiven bozuluyor yerinden kayıyor vs. O zamandan beri ne zaman yürüyen merdiven kullanacak olsam korkarım birden
Her şeyden çok çabuk etkileniyorum.
Birkaç örnekle açıklayayım;

1- Yıllar önce son durak diye bir film izlemiştim filmde yürüyen merdivenlerde geçen bir kısım var izleyenler bilir yürüyen merdiven bozuluyor yerinden kayıyor vs. O zamandan beri ne zaman yürüyen merdiven kullanacak olsam korkarım birden aklıma o sahne gelir ve hızlanırım mütemadiyen bunu yaşıyorum.


2- Bir kere birisi bana "buradan taksiye binmeyin bunlar hap falan kullanıyor sakat insanlar" demişti yer: Yenikapı metro karşısı saat:00:00 suları olayın hikayesi var mesele o değil diye geçiyorum.
Neyse ben o günden beri yoldan geçen taksilere binemiyorum illa durak taksisi olacak kendim arayıp çağıracağım. Dün gece evin oradaki duraktan Metrobüs istasyonuna taksi çağırıttım binip eve geldim.


3- Geçenlerde kardeşim bilmem nerede bir havuza çok ucuz bir malzeme almamışlar ölenler olmuş bu yüzden gibi bir şey söyledi haberlerde görmüş o günden beri havuza girmekte tedirginim girmiyorum.


4- Birkaç gün önce bir arkadaş motosikletlerle ilgili soru sormuştu altına birisi gelip motosiklet kullanmayın çok riskli ben bi kaza atlattım yoldaki bir taşa bakar diye bir şey yazmış.
Psikolojim bozuldu onu okuduğumdan beri yolda motosikletli görünce gözüm yola kayıyor taş falan var mı diye ve kafamda sürekli ben kullanırken taşa takılsam ne olur acaba diye bir düşünce. Büyük ihtimalle bu yüzden kullanamayacağım.


Ben neden her şeyden bu kadar çabuk etkileniyor olabilirim?

Çok mu hassasım ben?
Ruh sağlığım mı bozuk?

Neden olabilir bunlar?


Teşekkürler.
0
mutekebbir
(19.08.17)
Tedbirlisin, evhamlısın, azıcık da takıntılısın.
Bence normalsin, çok da şeyapma.
0
manuel mandalina
(19.08.17)
deli değilsin ama bi psikiyatra görün bence
0
paintov
(19.08.17)
Deli değilsin ama kendini koruma eğilimin biraz fazla. Ben de mesela süs havuzlarına elimi bile sokmam hiçbir zaman. Süs havuzlarında elektrik kaçağı olduğu zaman sudaki kişiler direkt ölüyor. Geçenlerde beş kişi öldü Sakarya'da. Bir de Kocaeli'de bir kadının köpeği havuza atlamıştı ve köpek de elektrik akımına kapılıp ölmüştü. Ben de buna dikkat ediyorum örneğin. Bunun ruh sağlığının bozuk olmasıyla bir ilgisi yok. Türkiye'de yaşayabilmek için bunlar dikkate alınması gereken şeyler.
0
dissendium
(19.08.17)
deliliğin tanımını bilmiyorum; ama kesin olan şey sıradan değilsin. insan tölere edebilme özelliği sayesinde ''normal'' insan olabiliyor, hem fizyolojik (bu kelime füzyolojik de olabilir bilmiyorum) hem mental hem de psikolojik açıdan böyle; meşhur tuz-bardak-havuz hikayesinde ki gibi.

Aslında şimdi anlatacağım şey tam doğru değil ama gerçek, anlamanda da öğretici bir etkisi olacağı için; Eğer bi' psikiyatr'a gidip bunları anlatırsan sana çok çok yüksek bir ihtimalle tanı koyacaktır. Yani normal dışı bir davranış biçiminde olduğunu söyleyecektir, psikiyatrlara çok güvenmemek lazım ama içinde bulunduğun durumu bil diye.

Bunun dışında, eğer bu davranış tutumun sana hayatı zorlaştırmıyorsa bir problem yok demektir, ama sana hayatı zorlaştırıyorsa o zaman üzerinde neler yapılabilir; bunlar konuşulmalı.
0
mete kudur
(19.08.17)
hiçbiri de bana "yok artık, bundan da etkilenilir mi be?" dedirtmedi. bu ülkede, eften püften şeyler yüzünden ölen, kazaya uğrayan o kadar çok kişi var ki. bu yüzden işi sağlama almak en iyisi. o son durak serisi de korkularımın birleşimi gibi bir şey olmuştu, direkt gözümde canlandırınca ister istemez korkarım ben de. mesela bir gün kamyon gibi bir şey caddede çakılların kenarından geçerken tak diye mermi gibi fırlatmıştı bir tanesini. son durak'ta da vardı mesela böyle bir sahne. şimdi ben kendimi niye korumayayım ki? bunun neresi delilik?


aynı şekilde ben de mesela tabela altından geçerken kafamı tutarak geçiyorum başıma düşer diye. insanlar umarsızca olta attığı için çok korkuyorum bir gün oltanın zokası yüzüme takılacak diye. işin garibi de, yine bir gün balık tutanların kenarından yüzümü saklayarak geçiyordum. arkadaşım da "annemin yüzüne zoka gelmişti bu tipler yüzünden" demişti de korkmamda ne kadar haklı olduğumu görmüştüm.
deniz kenarında da temkinli duruyorum, bir tane hapçı ya da ergen malların didişmesi yüzünden aşağı düşerim diye.



kısacası, bu ülkede olmaz dediğimiz şekilde ölümler meydana gelince, insanın korkmasında ve tedbir almasında delilik değil de haklılık payı var.
0
m e b
(19.08.17)
Asla deli değilsin. Benzer kaygılar bende de var.

Bir keresinde Cerrahpaşa'da iki hizmetli, merdivenlerde kocaman bir çelik dolap taşıyorlardı. (daha doğrusu taşıyamıyorlardı, sanırım içi de doluydu) Ay şimdi bu üzerime düşmesin diye tedirgin olup kenara çekildim ve adamlar o dolabı düşürdü. Eğer iç sesimi dinlemeseydim, muhtemelen ölmüştüm.

Fakat bu kaygılar hayat kalitemizi etkiliyorsa profesyonel yardım alınmalı. Buradan obsesif kompulsif vb. diye teşhis koymak çok anlamlı gelmiyor bana ama kendin de rahatsız olmuşsun ki bu durumdan duyuru açmışsın.
0
old possum
(19.08.17)
Yazmiyim diyorum ama herşeye okb yapıştırmak da moda oldu. Ciddi okb olsan şu anda doktor kapısı aşındırıyor olurdun zaten, rahat ol. Kendini tart, hayatını ciddi etkileyecek, seni işinden gücünden alıkoyacak kaçınmalar yaratıyorsa bu durum, psikolog ziyaretinde fayda var. Teşhisi o koyar.
0
manuel mandalina
(20.08.17)
(4)

Çalan şarkının adı?

speedy
Allah'ını seven soylesin, emelin mezuniyeti diye aratmaktan usandım:)https://youtu.be/KhIn7ATzt8Q?t=67
Allah'ını seven soylesin, emelin mezuniyeti diye aratmaktan usandım:)

youtu.be
0
speedy
(19.08.17)
Bulgarca sanırım, bu başlıkta biri link vermiş www.eksiduyuru.com
0
🌸speedy
(19.08.17)
shazamladım ama shazamda da yok :)
0
jason mraz
(19.08.17)
@e bana nick birakmamissiniz zalimler eyvallah hocam da, klibin orjinali falan yok mu

emel daha güzel kız senin yolladıgınkınden, ben gene emelden izleyeceğim:)
daha doğrusu youtu.be deki eleman rüyalarıma girer diye korkuyorum
0
🌸speedy
(19.08.17)
Sana bir ipucu vereyim. Şarkıda edno, dve, tri, çetri, pet, şeşt, sedem, osem, devet, deset, edinayset, dvanayset şeklinde 12'ye kadar sayıyorlar. Bu şekilde de arama yapabilirsin. Ben bulursam yazarım.
0
dissendium
(19.08.17)
(4)

Türkçede eş anlamlı kelimeler gerçekten var diyebilir miyiz?

AlsterWasser
Merhaba,Ben bu konuya biraz şüpheci yaklaşıyorum. Konun uzmanı değilim. Bu konularda okumuş etmiş duyuru kullanıcılarının görüşlerini öğrenmek isterim.Bana sanki hiçbir zaman eş anlamlı kelimeler olamaz gibi geliyor.
Merhaba,

Ben bu konuya biraz şüpheci yaklaşıyorum. Konun uzmanı değilim. Bu konularda okumuş etmiş duyuru kullanıcılarının görüşlerini öğrenmek isterim.

Bana sanki hiçbir zaman eş anlamlı kelimeler olamaz gibi geliyor.
0
AlsterWasser
(19.08.17)
Zamanında şöyle bir şey var idi: www.eksiduyuru.com Ben eş anlamlılığa hâlâ inanmıyorum, diğer yanıtlar da yardımcı olur belki meseleyi genişletmek adına.
0
olanlaolunmaz
(19.08.17)
Türkçede genelde birçok kelimenin Arapçasını da kullandığımız için bize eş anlamlıymış gibi geliyor ama gerçekte Türkçe-Türkçe şeklinde eş anlamlı kelime sayısı daha az bana kalırsa.

Yazgı ile kader eş anlamlı ama yazgı Türkçe, kader Arapça.

Yasa ile kanun da eş anlamlı ama yasa Türkçe, kanun Arapça.

Ama diğer bir açıdan baktığın zaman da kader ile kanun İngilizce kelimeler değil. Kökenleri Arapça olsa da Türkler tarafından kullanılan kelimeler. Sokaktaki adama destiny nedir desen bilmez ama kader deyince anlar. Bu yüzden bu kelimeleri Arapça diye Türkçeye dahil etmemek de saçma olur. Arapçanın zenginliğini reddetmezsek Türkçe eş anlam konusunda çok kötü durumda olan bir dil değil.
0
dissendium
(19.08.17)
Turkcede yoksa hicbir dilde de yoktur. Ayrica Arapca ustte yazildigi gibi. Bu konuda daha fazla bilgi icin:

The Turkish Language: youtu.be
0
Traveller
(19.08.17)
Dilde eş anlamlılık yoktur. Hiçbir kelime bir başkasının yerini %100 karşılamaz. Başka dilden aynı anlamda olup da dile yerleşmiş kelimelerden bahsetmiyorum.
0
ofelia
(19.08.17)
(16)

dünyanın en iyi ülkesi

kosun lan mevzu var
"kime göre, neye göre" lik bir soru olmakla birlikte;temel insani değerler ve mutluluğa göre olduğunu varsayarsak..hangi ülkeleri sayabiliriz?yüzde 90 avustralya ve benzeri ülkeler çıkacak, eminim ama yine de bir beyin fırtınası yapalım istedim.
"kime göre, neye göre" lik bir soru olmakla birlikte;

temel insani değerler ve mutluluğa göre olduğunu varsayarsak..

hangi ülkeleri sayabiliriz?

yüzde 90 avustralya ve benzeri ülkeler çıkacak, eminim ama yine de bir beyin fırtınası yapalım istedim.
0
kosun lan mevzu var
(19.08.17)
Norveç
Kanada
0
mutekebbir
(19.08.17)
yaşamayı çok istediğim, çok sevdiğim kafadan 5-6 ülke sayabilirim ama bugün evlenip çocuk sahibi olsam, deseler ki uzun vadede en huzurlu, sakin, sosyal devletli, güvenli hayat için hangi ülkede yaşamak istiyon... sanırım en başa finlandiya'yı koyarım. isveç, norveç falan güzel ama abartılmış balon olduklarını düşünüyorum. özellikle isveç 10-12 sene sonra bu mültecilerden çok çekecek gibi geliyor. almasınlar demiyorum ama kontrollü alsınlar. bu kafayla kurulamaz koalisyon.

orta ve batı avrupa'nın da çivisi çıktı terörü merörü korkuyom ben. gerçi daha dün finlandiya'da terör saldırısı oldu ama olsun orada çok olmaz. zaten memlekette 9 kişi yaşıyo amk kim saldırsın. anca kafayı yiyen manyak biri çıkıp öyle bıçak mıçak sallar millete.

ha bu demek değildir ki norveç veya isveç yahut orta avrupa kötüdür. asla. hepsinin iyi olduğu yönler vardır ve eminim hepsi türkiye'ye bin basar ama ben böyle bi imkanım olsa finlandiya veya estonya'yı seçerdim. estonya'yı ikinci sıraya düşürmemin nedeni, ekonomilerinin güçlü olmaması. az para kazanıyolar. finlandiya'dan estonya'ya gezmeye giderim feribotla, yaşamasak da olur eheh
0
der meister
(19.08.17)
Benim için
İskandinav 1
Avustralya 2
Kanada 3
Benelux 4

Bu arada bu kriterler baya ölçülüyor, listeler vardır mutlaka.
0
passion rules the game
(19.08.17)
Norvec'ten Hindistan'a dogru doguya dogru gittikce bir sonraki ulke kendisinden daha az demokratik olur. Yunanistan artik ornek bir demokrasi sayilmaz ama Turkiye'den daha demokratiktir, Turkiye de Iran dan, Iran'i demokrasi bile sayamayiz ama yinde orasi Afganistan'dan iyidir. O nedenle oyum demokrasinin daha fazla oldugu yerlerde.

Norvec iyi cunku paran var ve demokrasi de var paranin nasil harcayacagina kimse karismiyor. Oslo kucuk gelirse Berlin'e gidip zengin hissederim cunku param Euro'dan da degerli. Hava temiz, teror yok, din baskisi yok, hatta Muslumanlar bile en cok orada mutlu, din ozgurlugu de var, egitim ucretsiz, saglik sistemi iyi ve ucretsiz. www.forbes.com

Edit: edition.cnn.com
Dunyanin en mutlu ulkeleri Iskandinavya'da, listenin basinda ayrica Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya da var. Demek ki para ve demokrasi huzur icin onemliymis.
0
Traveller
(19.08.17)
sıcağı sevmediğim için oyumu soğuk ülkelerden kullanırdım.
0
nothing in my way
(19.08.17)
bakin arkadaslar norvec diyip kafami attirmayin. dunyanin her yerinde oldugu gibi parasi olan her zaman mutludur. buraya gelen yabancilara evet ev ve araba alabilme imkani veriyorlar ama insanlar mutlu degil. Norveclilerde mutlu degil sahi diyorum. o insanin icinde olan maneviyat doygunlugu vardir ya ha iste o yok. evet belki her gun disarda yemek yemiyorum ama bir zenginin yaptigi seyleri yapabiliyorum. insani degerler diyoruz evet her sabah otobuse bindigimde sofore gunaydin dedigimde ayni guler yuzle karsilik aliyorum. bu zamana kadar disarda gece gec vakitlere kadar bir kilima bile birsey olmadi keza tek basima bisikletle yola ciktim kamp yaptim muthis saygi var ama bunlarin hepsi yuzeysel. iclerinde olan irkciligi goremiyorsunuz. norvec cok guzel bik bik bik. evet isim olmadigi zaman devlet bakti ev kirami verdi bunu babam bile yapmazdi bunu ama lutfen ya agzimizin suyu akarcasina yok su ulke yok bu ulke diyecegimize birseyler yapmaya calisalim. ha simdi senin ne isin var len oradan atip tutuyorsun diyorsunuz haklisiniz :) ben ana baba zoruyla gonderildim yoksa hayatim boyunca buraya dair zerre bir planim hayalim yoktu.

not: muhalif bir bireyim
0
fıytfıyt
(19.08.17)
Vatandasi olmasan cok eglenceli bir ulke var aslinda. Ama orasi degildir muhtemelen
0
exlibris
(19.08.17)
uruguay
0
ateistanbul
(19.08.17)
uruguay +1
0
🌸kosun lan mevzu var
(19.08.17)
Amerika Birleşik Devletleri
İngiltere
0
dissendium
(19.08.17)
2. vatanım olan İzlanda.

(gittim, gördüm, kaldım, yedim bitirdim..doyamadım)

özellikle sorudaki "temel insanı değerler" ve "mutluluk" bazında.
0
AlsterWasser
(19.08.17)
@fıytfıyt
Maneviyat doygunlugu nedir? din ile falan mi oluyor? :))

Tr'de kac kisinin afrikali, suriyeli arkadasi var merak ediyorum. Yabanciysan avrupa hep oyle.

Tr icin yapilacak en iyi sey "terk etmek". Cunku issiz falan olursan harac almaya calisiyor ya da askere alip yemekle zehirlemeye :)
0
christopher nolan
(19.08.17)
Sorunun cevabini bilmiyorum lakin iskandinav ulkeleri olmadigina eminim. Orada yasayan insanlardan duysaniz ve biraz arastirma yapsaniz dunyada gercekten iskandinav propagandasi denilen bir sey oldugunu gorebilirsiniz.

Bahsedilen bu garip propaganda sayesinde son on yildir herkesin dilinden dusmeyen seydir "abi norvec isvec falan yaani mukemmel ulkeler abi cok mutlular" cumlesi.
0
Kamyoncunun vitesi
(19.08.17)
bence ingiltere ve israil'de telaviv. hem eğlenceli, hem güvenli, hem pasaportlar prestijli, hem refah seviyeleri iyi.
durgun ve doğalı ülkeler belli süreden sonra sıkıyor. güvenlik sorunu olmasa fransa derdim.
0
cocodancer
(19.08.17)
@christopher nolan
Arkadasım benim maneviyattan kastım ya Allah bismillah Allahüekber olmadığını biraz daha ince düşünseydin anlardın; manevi doygunluk dediğimiz şey şuan ki toplumun herseye erişebilme imkanı olmasına rağmen içinde olan o kocaman boşluk hissi. Hala olaya maddesel bakabiliyorsanız eyvallah birader.
0
fıytfıyt
(20.08.17)
@fıytfıyt, bu geyikten de sıkılmadılar ha. norveç'te her şeye sahip olan adamın manevi boşluğu var ama türkiye'de 1400 liraya sabah 7'de kalkıp da evine akşam 8'e dönebilen, sikindirik bir telefon için üç ay, orta segment bir araba için 5-6 sene TÜM maaşını vermek zorunda kalan, yeşil alana hasret kalmış vatandaş manevi tatminde çığır açıyor di mi?

kimse norveç'te yaşamayı istemek zorunda değil. sevmiyorsundur, beğenmezsin bunlar hiç problem değil ama üslubun bana fazlasıyla şımarık ve kıymet bilmez biri olduğunu düşündürdü. nasıl bir ailen varsa artık... millet ömür boyu uğraşıp norveç'e gidemez, beyimiz "aile zoruyla" norveç'e gitmiş. sanki sibirya'ya sürülmüş gibi anlatıyor üstelik.

manevi doygunluk o kadar önemliyse ailenden bağımsız karar alabilecek bir pozisyona geçip norveç'i terk etsen mesela? olmuyor mu öyle? dediğim gibi, kimse norveç'i beğenmek veya orada mutlu olmak zorunda değil. ülkeden ayrılmak, orada bulunmamak için onlarca sebebin olabilir kendince ama böyle manevi doygunlukmuş falan filan bu saçmalıklarla gelmeyin ya.
0
der meister
(20.08.17)
(4)

daha önce hiç müzik aleti çalmamış

dam ustunde balikcil
birinin herhangi bi enstrüman öğrenmesi ama gerçekten hakkıyla öğrenmesi çok mu zordur? küçüklüğümden beri çalmayı çok istediğim bir enstrüman var. kendimi biraz zorlasam satın alıp kurs bulup bol bol pratik yapacağımdan eminim. evet bu işi çok çok profesyonel bir duruma çevirme niyetinde değilim am
birinin herhangi bi enstrüman öğrenmesi ama gerçekten hakkıyla öğrenmesi çok mu zordur? küçüklüğümden beri çalmayı çok istediğim bir enstrüman var. kendimi biraz zorlasam satın alıp kurs bulup bol bol pratik yapacağımdan eminim. evet bu işi çok çok profesyonel bir duruma çevirme niyetinde değilim ama hobi olarak öyle evde kendi kendimi eğlendirme seviyesinde kalmasını da istemiyorum. yani eğitimini falan bi şekilde alıp belki bi yerlerde en azından kendimce çalmak istiyorum. maddi bi kazanç güderek değil de, mutlu olmak için. neyse. sizce böyle bir şey mümkün olabilir mi? -lütfen olsun çünkü-

bahsi geçen müzik aleti çello. solağım. daha önce bir müzik aleti deneyimim olmadı. nota bilgim sıfır. fakat çok istiyorum. yaş 22.
0
dam ustunde balikcil
(18.08.17)
nöroplastisite diye bir şey var. üzerine gittikçe yazdığın gibi pratik yaptıkça zamanla yapılmayacak bir şey değil.

evet tabii ki yapabilirsin. belki dediğin gibi profesyonel seviyede olamazsın ama yapabilirsin hiç kendini böyle bir hevesten mahrum bırakma.
0
AlsterWasser
(18.08.17)
yeterli vakti ayırabileceğini düşüyorsan kesinlikle ama kesinlikle geç değil. dediğin yapılabilir.
0
rayde
(18.08.17)
Mutlu olmak için tabii ki deneyebilirsin. Ben de 24 yaşındayım ve belediyenin açtığı ücretsiz klasik gitar kursuna başvurdum. Ona başlamak istiyorum. Aynı zamanda özel ders almayı düşünüyorum. Notalar öğrenilebiliyor. Ben kendim araştırarak gitardaki tellerin sırasıyla mi-si-sol-re-la-mi olduğunu öğrendim. G harfini görünce sol majör olduğunu anlıyorum. Ya da Em görünce mi minör olduğunu anlıyorum. Diyez, bemol gibi şeyleri anladım. Bunlar nota bilgisi sayılmayacak kadar basit şeyler ama sen de araştırarak temel seviyedeki şeyleri öğrenebilirsin. Çello biraz maliyetli olabilir. Gitarla en kötü Akdeniz Akşamları çalabiliyorsun ama çelloda klasik eserler çalınıyor bildiğim kadarıyla. Yanlışsa arkadaşlar düzeltsin. Çello için daha fazla çabalamak gerekebilir.
0
dissendium
(18.08.17)
çok uzun bi yol :)
iyi bir hoca bulup enstrüman, teori, müzik kültürü vs dersleri bi arada götürmen gerekir.
önce nota okuma tabii.
yerinde olsam nota okumayı öğrenip bach cello süitlerini açıp takip etmeye çalışırdım. falan filan.
şu filmi de izlemediysen tavsiye ediyim, 'tous les matins du monde'.
0
sanrı
(18.08.17)
(9)

Favori şarkılarınızı alayım

rahip janick
eğer bu şekilde sıralayabildiyseniz en sevdiğiniz şarkıyı, öyle bir şey yoksa da bu aralar takıldığınız şarkıyı atar mısınız üzerime?ilk taşı da ben atayım, bu aralar yine fena takıldımpain of salvation - disco queen (progressive pop?)https://www.youtube.com/watch?v=WubY70zbX1s
eğer bu şekilde sıralayabildiyseniz en sevdiğiniz şarkıyı, öyle bir şey yoksa da bu aralar takıldığınız şarkıyı atar mısınız üzerime?

ilk taşı da ben atayım, bu aralar yine fena takıldım

pain of salvation - disco queen (progressive pop?)

www.youtube.com
0
rahip janick
(18.08.17)
AlsterWasser
(18.08.17)
www.youtube.com

Şarkı nasıl yapılır dersi vermiş.
0
dissendium
(18.08.17)
devorgilla the gunslinger
(18.08.17)
Delay Fuze
(18.08.17)
g.co

Buna takildim bu aralar
0
yuzır
(18.08.17)
www.youtube.com

usulca sinsi sinsi
0
baal
(18.08.17)
illaki bir şarkı ver dersen, yours is an empty hope,

www.youtube.com

son 4 aydır falan sadece nightwish ve the prodigy dinliyorum diyebilirim. the prodigy'yi normalde sevsem de çok sık dinlemezdim, canlı izledikten sonra bağımlısı oldum.

nightwish'i seviyorum ama onlardan ziyade floor jansen'i seviyorum. hatta nightwish dinliyorsam muhtemelen youtube'da videoyu da izliyorumdur floor'u görmek için. bayılıyorum bu kadına, öyle böyle değil.

tapılası başka bir performansı içün,

www.youtube.com

eşi benzeri yok. emmagillerin alayı (watson, stone falan) olsun, scarlett johansson olsun, tarja turunen olsun... hepsi bir araya gelsin, floorcuğumun bir nefesi etmezler. sevmemin nedeni "metal girl" olması falan değil bu arada, liseli değilim. aşırı güzel, aşırı muhteşem biri bence. yoksa iki dövme yaptırıp siyah giyindi diye beğenecek değilim. boyu çok uzun diyorlar, ağırlık kaldırıyor diyorlar, teke tekte seni indirir bu diyorlar... ulan tanrıça dediğin zaten böyle olur, ne olacaktı.
0
der meister
(18.08.17)
(4)

cisin eve girince tutulamama sorunsali

sergerde
mesela yolda yuruyorum eve dogru, tuvaletim var ama normal seviyede. evin icine girdigim an tuvalete guc yetisiyorum. altima isicem bi gun koridorda. o derece. bu psikolojik bi durum ise neden kaynaklanmis olabilir? sizde de oluyor mu? tesekkurler.
mesela yolda yuruyorum eve dogru, tuvaletim var ama normal seviyede. evin icine girdigim an tuvalete guc yetisiyorum. altima isicem bi gun koridorda. o derece. bu psikolojik bi durum ise neden kaynaklanmis olabilir? sizde de oluyor mu? tesekkurler.
0
sergerde
(18.08.17)
Sıcaklık değişimi yüzünden olabilir.
0
dissendium
(18.08.17)
Bana asansorde oluyor o. Sokakta filan hicbir sey yokken asansore binince saniyeler gecmek bilmiyor.

Sanirim eve,tuvalete yaklastigimiz icin mesanemiz artik yeter lan diyor.
0
fakyoras
(18.08.17)
bende de istisnasız iç kapıyı açtığım anda çiş hissiyatı başlıyor. Kendimi tuvalete zor atıyorum her seferinde. Dışarda hiç olmasa bile kapıyı açtığım an başlıyor. Sebebini ben de bilmiyorum.
0
moratoryumkisilik
(18.08.17)
Hepimize oluyor. Psikolojik işte, WC'ye yakınlaştım diye şımarıp coşuyor :)
0
manuel mandalina
(18.08.17)
(18)

17 ağustos 1999 depremini yaşayanlar... unutanlar?

runagain
sb
sb
0
runagain
(17.08.17)
küçüktüm. bir anda uyandırdı koşmaya başladık. 6. kattayız. Her yerdenbaırıyorlar inin aşağı diye. elektrik de kesildi galiba ilk 30 saniyede, tam hatırlamıyorum.

BUnda uykuluydum o kadar hafızalarımda değil ama eylüldeki fenaydı ya da ekimdi galiba. Ya da her ikisinde de oldu. DOlaptan şangır şangır sesler geliyordu. Gittik dedim. Bİr şey olmadı.
0
Cursed Chico
(17.08.17)
evin vitrininde bardakların kırıldığını hatırlıyorum. apartmanca aşağı inmiştik. bir süre sokakta yatmıştık, ananemlere gitmiştik sonra. ertesi sabah odama girmeye korkmuştum, sanki tekrar deprem olacakmış gibi gelmişti bana. 6 yaşındaydım o zamanlar.
0
nothing in my way
(17.08.17)
Ben unutmuştum.hatta dun gece 12 de instagramdan biri paylaşmış ilk anlamadım sonra jeton düştü
0
all girls dream
(17.08.17)
depremi böyle bi felaketle öğrenmek büyük bi travmaydı. deprem sırasında kabus mu gerçek mi gerçekse ne diye düşünüp durmuştum. hareket etmek bile gelmedi aklıma.
0
sttc
(17.08.17)
Asla unutmadım, konusu geçince anlatırken halâ ürperirim. 8. Katta asla tarif edemeyeceğim bir sallantıyla annem babam ben birbirimize sarıldık ve sadece dua ettik. Deprem durduğunda hissettiğim korktuğum tek şuydu, "galiba sadece bizim binamız yıkılmadı." Öyle bir şiddetli ve yönsüz, her yönlü bir sallantıydı. Allahım bir daha yaşatmasın.
0
mslny
(17.08.17)
depremi yaşamadım tee Konyada bozkırın ortasında köydeydim
ama uyanıktım
elektrik gitti.
gitmeyen bir şey değil, hep gider bizim oralarda, koca trafoyu bile çalıp götürmüşlüğü olduğu için insanların gitti mi gelmez.
yattık uyuduk zaten serili olan yün yer yataklarımıza, hiçbir şeyden haberimiz yok.
sabah annem uyandırdı, "istanbulda deprem olmuş"
bi kalktım. bütün köyün ağzı yüzü uçuklamıştı. herkes iptal, herkes ruh.
herkesin istanbulda ya hastası var, ya çocuğu okulda, ya memur, ya asker. kimsen olmasa bile ülke ölmüş zaten ruha dönüyorsun.
cep telefonu köyde 1 tane var, dayımda. çalışmıyor çünkü baz istasyonu bilmem kaç km ötede. zaten ilçenin bile elektirği gitmiş gelememiş. normal telefon yok veya çalışmıyor. interneti henüz bilmiyoruz. zaten internetle çalışan bir şeyimiz yok.
sadece 55 ekran TV'ler var, çalışan. akşama kadar yıkıntı gösteriyor, ölü sayıyor, herkes ağlıyor. ağlaya ağlaya tulumba basıp su çekiyoruz ağlaya ağlaya hayvan sağıyoruz, dua ediyoruz. birileri yola çıkıyor kocaeline gidiyor çünkü başka türlü haber alınamıyor. ameliyat olmuş kuzenim cerrahpaşadan başka kentteki bir diğer kardeşini arıyor o bize haber getiriyor hayatta diye, bayram ediyoruz. bu insanlar 9ar 10ar kardeş, herkes birbirine ulaşana kadar gün bitiyor, gece bitiyor, ama saatler geçmiyor.
adapazarında, kocaelinde yahut istanbulda kimseye bir şey olmadı- bizim tanıdığımız. ama öyle gün Allah bir daha göstermesin.
0
niye ama
(17.08.17)
@Cursed Chico
kasımdı.12 kasım 99 düzce depremi
iyi hatırlıyorum 13 kasım doğumgünüm benim
yurttan evci izniyle eve gelmiştim.
yazık yurttaki kızlar mahvolmuşlar. çok arkdaş vardı bolulu, sakaryalı filan. o deprem de başka bir trajediydi.
0
niye ama
(17.08.17)
Hiç unutmadım. 11 yaşındaydım. Yıllarca her 17 Ağustos 03:02'yi bekleyip o dakikada mum yaktım.

Orada değildim. Orada olan hiçbir tanıdığım, yakınım da yoktu. Yaklaşık 500 km mesafe bir yerdeydik ama bulunduğumuz yer mesafeye rağmen deli gibi sallanmıştı. Yakınımızda bir park vardı, oraya inmiştik. Salıncaklar dakikalarca durmadı.

Yaz tatiliydi. Evdeydim. Günlerce televizyonda o manzaraları izledim. Sanırım ilk kez o zaman "Çok acı var" demiştim. çocuk aklımla. Jeneratörleri susturup "Sesimi duyan var mı?" diye bir umut bağıran akut, birbirini bulamayan aile fertleri, organ mafyası, toplu mezarlar, birkaç günden sonra açılmadan kireçlenen enkazlar...

İstanbul'da benzer şiddette bir deprem olursa bu ülkede çok uzun yıllar bir daha hiçbir sey eskisi gibi olamayacak.
0
la lykia
(17.08.17)
merkezinde yaşadım. sorun varsa sor
0
bana her yer cehennem
(17.08.17)
anne tarafı adapazarı'nda yaşıyor, annemle oradaydık depremde. hatırladığım şeylerden birisi anneannemin beş yaşındaki beni bile almadan direkt kendini dışarı atması eheh, bir de çevredeki apartmanların nerdeyse hepsinin yerle bir olması.

travmatik bir etkisi olmadı bende. anma günlerinde falan aklıma geliyor bir tek. deprem olduğunda evden çıkma gereği bile duymuyorum hatta.
0
embermane
(17.08.17)
@bana her yer cehennem, o geceyi yaşayanların, o geceyle ilgili hatıralarını öğrenmek istedim. ve 18. yıl dönümünde o günü hatırladılar mı, neler düşünüyorlar...

üniversitedeydim. 3 arkadaş evdeydik. istanbul, mecidiyeköy'deyiz. uyanıktım. mutfakta atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya çalışırken yakalandım. salona koştum. bir anda "ne yapıyorduk böyle bir durumda" diye afalladım. kapı pervazının altında hafif eğilmiş beklerken, kaç kaç yıkılıyor" diye gelen arkadaşın peşine takıldım, yalın ayak dışarı attık kendimizi. üst katta oturan arkadaşı, sarsıntı bitince eve girip uyandırdık falan.

sonraki bir hafta boyunca mum yakarak uyudum. saçma aslında, devrilse yangın çıkar falan.

sürekli bir sallantı hissi. aklıma geldiğinde de sallanıyormuş gibi hissediyorum halâ.

demirel'in (cumhurbaşkanı mıydı o zaman?) hafızalarıma kazınan sözü: "Allah beterinden ve tekrarından saklasın.
0
🌸runagain
(17.08.17)
6 yaşındaydım. İzmitliyim. Merkez üssünün tam karşısı. 18 yıl oldu. Biz unutmadık ama devlet çoktan unuttu.
0
dissendium
(17.08.17)
muhtemelen bi 15-20 saniye daha yatağımdan kalkmasam ölecektim, deprem sabahında odaya girdiklerinde benim yatağımın üzerinde büyük bir duvar parçası varmış.

deprem benim ve etrafımdakilerin hayatını tamamen değiştirdi; göçük altında kalanlar, psikolojik açıdan etkilenenler ayrı; çadırkentlerde, derme çatma evlerde, prefabrik yapılarda sürünenler ayrı. kişiliğimin oluştuğu tüm o yılları, yaşadığım çevreyi etkileyen, sürekli okul ve arkadaş çevresi değiştirmek zorunda olmamın, belki de kendini herhangi bir yere ait hissetmiyor olmamın yegane sebebi.

yine de duygusal yaklaşmıyorum deprem mevzusuna, çok doğal ve beklenen bir şey. unutmamak tekrardan aynı sıkıntılar yaşanmasın diye önemli ama ders çıkarılmış değil ne yazık ki.
0
Bruce
(17.08.17)
Pendik'te yaşıyorduk o sıralar, pendikte mi çok hissedilmedi benim mi uykum ağırdı bilmiyorum ama ben uyanmasını depreme. Annemler uyandırdı aşağı indik. Araba dobloya benzer bir arabaydı reno express miydi neydi onda uyudulk birkaç gece.

Ben zihinsel olarak kolay atlattım o günleri fakat kuzenim Gölcük'teydi sağ çıktı depremden ama baya bir süre psikiyatra gitti. Genel olarak zor günlerdi bizim için fakat daha zorlarını yaşadı o bölgeye yakın olanlar. Hala da yaşıyorlardır tahminimce. Allah yardımcıları olsun
0
Fusha
(18.08.17)
ankara'ya yeni taşınmıştık. elektrikler kesilmişti. istanbul'da büyük deprem olduğu haber falan duyulunca, sabah kıyametin geleceğini düşünmüştüm.
0
baal
(18.08.17)
o geceyi aklı erecek yaşta olduğu halde yaşayıp unutabilecek biri olduğunu sanmıyorum. 15 yaşındaydım. ne o kimseden haber alamadan korku içinde dışarda oturup çaresizce beklenen dakikalar, ne o gökyüzündeki yıldızların bolluğu, ne de sabaha karşı açılan televizyondaki enkaz görüntüleri. hiçbirini unutamam.
0
lily briscoe
(18.08.17)
Adapazarındaydım deprem sırasında. Hava aydınlandığında gördüğüm manzarayı, ceset kokusunu, arkadaşlık yaptığım çocukların binalarının yıkıldığını falan hiç unutmuyorum. Ölene kadar unutmayacağım. Bizim bina sapasağlam duruyordu ama keşke herkesin sapasağlam dursaydı.

Ben bina sallanırken rüya görüyorum sanıp, kafamı yastığın altına sokup geçmesini beklemiştim. Sonra sirenler çaldı, üst komşu sabiha teyze indi ve ''savaş çıktı'' dedi. Deprem olduğunu sonradan öğrendim. Çok ses duymuştum abartmıyorum 1-2 sene kamyon seslerinden, yüksek ses çıkartan motorlardan falan korkar olmuştum.

şu hayatta sadece depremden çok korkuyorum. Bazen ekşi'de bilmemne tarihli istanbul depremi başlıkları açılınca o gece uyuyamıyorum. Kafama çok takıyorum depremi.
0
eazy
(18.08.17)
Show tvde man with a gun diye bi film henüz bitmişti. Başroldeki aktris Jennifer tilly ve onun geniş balkonlarını düşünerek mutlu mesut uyumayı planlıyordum. Yaş 16, tabiatıyla.. Zıplatmaya başladığında hemen elektrik gitmedi. Kapı eşiğine kadar ilerleyebildim yarım dakikada, dört adım. Evdekiler uyanıp allahla pazarlığa girişmişti o sırada. Yakarışlar, besmeleler falan. Deprem durdu, millet sokağa iniyor, apartman yine sallanıyor, korku ve dehşet o biçim. Gözlüğümü bulamadım karanlıkta. İndim neyse. Millet göğe bakıyor. Yıldızlar parlak, anlam veremiyorlar. Deprem göğü nasıl parlattı diyen ilkel ve cahil mahalle halkına ışık kirliliğini anlatamıyorum. Gözlüğümü ertesi gün de bulamadığımdan o mükemmel gözlem koşullarını kaçırıyorum. Bilim her şeyi izah edemez, inanç ihtiyaçtır, insan yüce bir yaradana sığınmak ister bik bik diyen tiplerle arama mesafe koyup mantığa, deneye, hakemli bilimsel dergilere sarmamla sonuçlanıyor. Bugünkü benliğimi yaratan doğa olayı. Belki hayatımın en değerli 45 saniyesi.
O ana zina yaparken denk gelsem şimdi hacca gitmiş dönmüş de olabilirdim lakin.
0
kargn
(18.08.17)
(8)

Spora başlamak işe yarar mı?

boyalı kuş
Uzun süredir kendimi iyi, mutlu hissetmiyorum. Beni mutsuz eden iş, sosyal ortam gibi şeyleri değiştiremiyorum. Spora başlasam kendimi daha iyi hisseder miyim diye düşünüyorum. En son 5 sene önce düzenli spor yapıyordum. O zamanki motivasyonum şimdi yok, boşuna paramdan da olmak istemiyorum. Ne yapa
Uzun süredir kendimi iyi, mutlu hissetmiyorum. Beni mutsuz eden iş, sosyal ortam gibi şeyleri değiştiremiyorum. Spora başlasam kendimi daha iyi hisseder miyim diye düşünüyorum. En son 5 sene önce düzenli spor yapıyordum. O zamanki motivasyonum şimdi yok, boşuna paramdan da olmak istemiyorum. Ne yapayım? Salona yazılayım gitsin mi?
0
boyalı kuş
(17.08.17)
ya ben gittigim donemlerde cok iyi gelmisti. gidersen. bu muzdarip halinden kurtulmaya kararliysan kesinlikle yazil. kesinlikle git.
0
sergerde
(17.08.17)
Spor deyince aklınıza neden hemen vücut geliştirme geliyor ki? İnsanın psikolojisini düzelten şey yeniliktir. Sosyal ortamını değiştirdiğin zaman yenilik olduğu için kendini iyi hissedersin ya da bir şehri görmeye gittiğinde dünden farklı olarak değişik bir şey yaptığın için kendini iyi hissedersin. Burada esas nokta yenilikçi olmak. Daha önce vücut geliştirme yaptıysan ortamın nasıl olduğunu biliyorsundur. No pain no gain triplerine girmeden önce açık havada tenis, badminton, basketbol, voleybol gibi sporlara zaman ayırmayı denesen kendini daha iyi hissedersin. Çünkü yeni bir şeyler öğrenmeye başladığında bir şeyleri becerebilmek hazzıyla mutlu olursun. Salona yazılayım gitsin düşüncesi seni en fazla iki hafta motive eder.
0
dissendium
(17.08.17)
Mutlu bir hayatım yok, çok fazla düşünceyle boğuşuyorum. Rüyalarımda bile durum aynı. Hiçbir şey düşünmediğim, kafamı boşaltabildiğim tek yer spor salonu.
0
apolitikherif
(17.08.17)
Evet eder. Bugün basket maçı yaptım, gözüm morardı ama sorun yok :)
0
Cursed Chico
(17.08.17)
olay yerinden bildiyorum: az evvel spordan çıktım. 2. günüm. benzer ruh hali bende de var. hatta aynı. aaynı, iş, sosyal ortam... sosyal ortamın olmaması. işi değiştirememe.. neyse olay yerine döneyim; bi güzel sporumu yaptım. belimdeki kasları farkettim. ne güzel ya orda da kas varmış dedim. hatta kendimce şöyle de uzattım durumu: kaslar mevcut dünyamızda yaşamamızı sağlıyor. kullanınca da yorgunluğun yanında bi haz da oluyor-muş, dedim.

git yani. salondaki cıv cıvlı müzikler bile kötü gelmemeye başladı bantta koştururken.

bu arada ben 55 tl veriyorum aylık. havuza gidersem de 90 tl. üsküdar vakıfbank spor SARAYI :)
0
klar
(17.08.17)
spor salonuna 2 ay için vereceğin parayla kendine iyi bir koşu ayakkabısı ve koşu t shirtü, şortu al. telefonuna app yükle bir ton bedava uygulama var. bulunduğun yerde uygun bir yere çık yürü koş. 3 4 sene önce ağır bir depresyonu bu şekilde yenmiştim. koşu sırasında endorfin salgılarsın, mutlu olursun, kendini dinlemeye başlarsın
0
ketum herif
(17.08.17)
Bisiklet sür ya da koş. Salonda mutluluğu bulamazsin.
0
japon askeri
(17.08.17)
apolitikherif+1

Ortam bazen hoş gelmese de koşarak gidiyorum spor salonuna. Hakikaten kafamı boşaltıp hayat ne güzel lan dediğim tek yer.
0
malwethiel
(18.08.17)
(18)

okuduğunuz en kaliteli mizah kitabı?

istististist
hayatınızda okuduğunuz en kaliteli mizah kitabı hangisiydi?
hayatınızda okuduğunuz en kaliteli mizah kitabı hangisiydi?
0
istististist
(17.08.17)
atilla atalay - sıdıka
0
prompter
(17.08.17)
Selçuk Demir mahalleden arkadaslar
0
all girls dream
(17.08.17)
Otostopçunun Galaksi Rehberi (mizah bu değil diyenle tartışırım)
Madde 22
Sıdıka +1 (Genel olarak Atilla Atalay) <3
Huysuz İhtiyar
0
kobuzchu kiz
(17.08.17)
Ferhan Şensoy - Oteller Kitabı

Şans eseri karşıma çıktı.
0
dissendium
(17.08.17)
Otostopçunun Galaksi Rehberi + 1
0
sopiro
(17.08.17)
en kaliteli demek iddialı olur ama iki tanesi aklımda, biri aslan asker şvayk; diğeri de ingiliz yolcular. yalnız ikincisinin mizah olup olmadığından emin olamadım. aklımda eğlenceli bir kitap olarak kalmış. 15 yıl olmuştur okuyalı.
0
puc
(17.08.17)
otostopcu cok iyidir. mizah kitabi tanımı tartışmalı ama mizah anlayışını sevdiğim iki yazar var kurt vonnegut ve jonathan s. foer. turkiye de yazanlardan da murat menteş ve alper canıgüzü sayabilirim.
0
eriksatie
(17.08.17)
umut sarıkaya - benim de söyleyeceklerim var 1-2-3
0
captainobvious
(17.08.17)
Captainobvious +1
0
curukturpkokusu
(17.08.17)
Otostop
0
gurur
(17.08.17)
umut sarıkaya + 1
0
contavolta
(17.08.17)
Neil Gaiman Anansi Çocukları
Alper Canıgüz, Murat Menteş ve Sezgin Kaymaz'ın pek çok kitabı. (Sezgin Kaymaz'ın kitapları hem ağlatıp hem güldürüyor)
Bir de trajik bir konuyu anlatmasına rağmen Oblomov'un ilk sayfalarında havaalanında gülme krizine girmiştim.
0
anumegha
(17.08.17)
aziz nesin zübük
cervantes don kişot
otostopçu nun galaksi rehberi
0
for day to break
(17.08.17)
Otostopçunun Galaksi Rehberi iyi güzel ama aynı yazarın (Douglas Adams) Dirk Gently Serisi var Kutsal Dedektiflik Bürosu ve Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati diye 2 kitaptan oluşuyor.
Bunların mizah dozu daha yüksek.
0
norek
(17.08.17)
Woody Allen - Tüysüz.
Abraham Kischon- Başbakanı Kim Öptü.
0
pangea
(17.08.17)
Catcher in the rye
0
fyodor fyodorovic
(17.08.17)
Afif Yesari - Hengame, Şalter, Kontak (üçü de ayrı kitap)
0
manuel mandalina
(17.08.17)
en kalitelisi üzerine bir fikir beyan edemiycem çünkü pek fazla mizah kitabı okuduğum söylenemez. ama bir tanesi var ki her cümlesiyle beni kahkahalara sevk ediyor

uykusuzdan da bilirsiniz,

fırat budacı - kendimi durduracak değilim
0
it oynamis yonca masarasi
(17.08.17)
(4)

elektronikle ilgili küçük bir proje için yol gösterir misiniz?

idexo
uygun bir şasi üzerinde bir elektronik motorunu hız ayarı devresiyle kontrol etmem lazım, bir de bu motora kaç tur attığını saymak için bir sayaç bağlamam lazım.uygun devre, motor ve sayacı seçmek için yardıma ihtiyacım var.bu basit bir bobin sarma makinesi olacak.çok ince bir teli bir bobin üzerine
uygun bir şasi üzerinde bir elektronik motorunu hız ayarı devresiyle kontrol etmem lazım, bir de bu motora kaç tur attığını saymak için bir sayaç bağlamam lazım.

uygun devre, motor ve sayacı seçmek için yardıma ihtiyacım var.


bu basit bir bobin sarma makinesi olacak.
çok ince bir teli bir bobin üzerine yaklaşık 10bin tur saracak.
motorun aşırı güçlü olup ince teli koparmaması lazım.
yine motorun dereceli olarak hızlanabilmesi lazım.

motorun hızını bir düğmeyi çevirerek kontrol etmek istiyorum.
0
idexo
(16.08.17)
Elektronikçi değilim, makineciyim. Servo motorlar işinizi görebilir.

www.hobidevre.com

Motorun konumu ile ilgili bilgiler önemliyse encoder kullanılabilir.
0
dissendium
(16.08.17)
@dissendium +1 step kullanmak zorundasiniz zira siradan elektrik motorlari maksimum torkunu baslangicta urettigi icin teli koparir, kontrol edemezsiniz. dimmer tarzi bi dugmeyle devir kontrolu yapilir. arduino bu proje icin yeterli bir platform.
0
icim urperiyor
(16.08.17)
enkoderli bir dc motor ve kontrol kartı lazım. ama bu kontrol kartları genelde potla değil seri iletişim ile çalışır.

step motor uygun olmaz çünkü step motorlar yüksek hızlara çıkamazlar. 10 bin turu sarması çok uzun sürecektir.

www.robotistan.com

www.robotistan.com

tork ayarı dc motor ile sürücü kart arasına bir akım sınırlama direnci ekleyerek yapılabilir.
0
orpheus
(17.08.17)
uygun bir dc motor ve kart buldum. güç kaynağıyla birlikte bunların siparişini verdim.

buna 3 yollu bir switch bağlayacağım yön ayarı için. sanırım uygun switch de buldum.

şu anda kaplin, çelik mil ve çark bakıyorum. çark ile motora paralel bir sayaç döndürmem gerekiyor.

motor ve devre elime geçince ölçülere göre alüminyum bir kutu ve kaplin de bakacağım.

istediğim ölçülerde çelik mil ve çark tedarik edebileceğim bir yer biliyorsanız haber verirseniz sevinirim.
0
🌸idexo
(17.08.17)
(7)

platonik aşka doğum günü hediyesi

denklemci
Şimdi durumun benle alakası yok onu baştan söyleyeyim. aynı kurumda çalışan erkek olan taraf kadına platonik aşık hemde feci şekilde 16 sı doğum günüymüş. şimdi erkeğimizin derdi ona hislerini belli edebileceği ama çokta çaktırmayacağı bir hediye arayışı içerisindeyiz ne alabiliriz fikir bekliyoruz.
Şimdi durumun benle alakası yok onu baştan söyleyeyim.

aynı kurumda çalışan erkek olan taraf kadına platonik aşık hemde feci şekilde 16 sı doğum günüymüş. şimdi erkeğimizin derdi ona hislerini belli edebileceği ama çokta çaktırmayacağı bir hediye arayışı içerisindeyiz ne alabiliriz fikir bekliyoruz. şimdiden çok teşekkürler.
0
denklemci
(15.08.17)
Aynı gün doğduğumuz için burcumuz aynı belki zevklerimiz de aynıdır diyerek en çok alınmasını istediğim hediyeleri sıralıyorum :)
i.dr.com.tr
i.ytimg.com
Alışveriş sepetinde biriktirdiği kitaplardan biri de olabilir. O bulunamıyorsa Bir kitapçıdan hediye kartı alınabilir istediğini alabileceği <3

En kötü şuradan bir şeyler: www.ciceksepeti.com
0
mutekebbir
(15.08.17)
gitsin herkes gibi doğumgününü kutlasın kadının. opusurken de gözlerini ayırmadan ve gülümseyerek hediye alamadım ama bir kahve ısmarlayabilirim bugün sana desin. kadının tepkisine göre tamam ya da devam. ilgisine karşılık alamazsa tamamen kafasından çıkarsın. kesinlikle hediye almasın.
0
twelfth
(15.08.17)
Twelfth+1

Hediye almasın. "Bugün kahve ısmarlayayım" derse "ayol bugün dogumgünüm, işim gücüm var" diyebilir kadın. Bir gün/bir ara desin. Sonra da bakalım kadın "noldu bizim kahve" diye takibini yapıyor mu?
0
sopiro
(15.08.17)
Kıza doğum gününde bir şeyler söyleyip aklını karıştırarak kızın gününü b*k etmesin. Hediye alınca bir yakınlık olur, ondan sonra ilerleyen günlerde söylesin. Şık bir kolye alabilir.
0
dissendium
(15.08.17)
Kafa karıştıran bir hediye olsun istiyorsa içinde biraz el emeği biraz da kadın ile ilgili özel bir şey olmalı. Örnek veriyorum kadının defter koleksiyonu vardır mesela er kişisi bunu bildiği için özel tasarım bir defter hediye edebilir. Ya da aralarında geçen bir diyalogtan yola çıkarak bir hediye hazırlanırsa kadın "bunu nasıl da hatırlamış" tarzı düşüncelere girer.
0
ofelia
(15.08.17)
ben de twelfth +1 diyorum. hem doğum gününü kutlamış hem de şansı var mı diye yoklamış olur.

platonik aşka hislerini hediyeyle belli etmek çok kötü bir fikir. üstelik iş yeri olduğu için takı, tasarım objeler, pahalı hediyeler, çiçek gibi sadece yakınlarından bekleyeceği hediyeleri almak uygunsuz olur. iş yerinde böyle hediyeler ancak topluca alınır. hiç öyle şeylere girişmesin, bir ara kahveye davet etsin yeter.
0
lily briscoe
(15.08.17)
Twelfth haklı diyorum.
0
mutlusismankedi2015
(15.08.17)
(4)

Sinirlenince Yemek Yemek?

mutekebbir
Tanıdığım insanların çoğu sinirlenince, üzülünce yemeden içmeden kesiliyor bende tam tersi.Az önce bir gerildim 2 dilim pasta 2 lahmacun yedim. Deli gibi kilo vermeye çalışıyorum.Haftalardır diyetteyim sabah akşam spordayım 10 dakikalık sinir anı bütün emeklerimi bitirdi. Delireceğim şimdi de buna
Tanıdığım insanların çoğu sinirlenince, üzülünce yemeden içmeden kesiliyor bende tam tersi.
Az önce bir gerildim 2 dilim pasta 2 lahmacun yedim.
Deli gibi kilo vermeye çalışıyorum.
Haftalardır diyetteyim sabah akşam spordayım 10 dakikalık sinir anı bütün emeklerimi bitirdi.
Delireceğim şimdi de buna sinirlendim ama yiyecek bir şey kalmadı neyse ki.

Tatlı krizlerimi tarçınlı suyla törpüledim çok da iyi geldi ama sinir krizlerimi nasıl atlatabilirim hiç bilmiyorum.

Siz ne yapıyorsunuz? :/

Teşekkürler.
0
mutekebbir
(14.08.17)
Sinirlenince yemek yemek ile sinirlenince lahmacun yemek arasında fark var bana göre. Lahmacun dışarıdan sipariş verilen bir yiyecek. Sipariş verene kadar ve sipariş gelene kadar bayağı bir zaman geçiyor. Bu süre boyunca fikrinizi değiştiremiyorsanız biraz kontrol probleminiz var demektir. Pasta da aynı şekilde evde varsa yenilebilecek bir yiyecek. Eğer eve böyle şeyler almazsanız böyle şeyler yemezsiniz ve diyetiniz riske girmez. Buzdolabında pasta varken aklınızın diyete odaklanması biraz zor. Diyette tatlı yememeniz gerekiyorsa markette çikolata reyonuna bile girmemeniz gerekli. Yeterince kaçmıyorsunuz zararlı besinlerden. Sinirlenme anında kan şekerinizi hafifçe yükseltecek şeyler yemeniz daha iyi. Evde çubuk kraker gibi yiyecekler bulundurabilirsiniz.
0
dissendium
(14.08.17)
Söylemedim. Söylenmişti evde duruyordu.
O durumda sipariş verecek kadar sabırlı olamıyorum ki olsam zaten gelene kadar geçer gelince de koyar kenara yemem.
Karşımda duran şeylere karşı bir durum bu.
Hatta eve gelince gördüm hiç ilgimi çekmedi canım istemedi bile yoğurdumu yer yatarım dedim.
0
🌸mutekebbir
(14.08.17)
var böyle insanlar. stres benim de mideme vurur ama çok eskilerden bi sevgilim stres yaptıkça yemek yerdi.
0
Delay Fuze
(14.08.17)
ben ölüm orucuna giriyorum resmen. sinirlenmem kolay kolay mide ağrılarım oluyor sinirlenince, üzülünce yemek yemiyordum ama.
bir de yazmayayım diyorum ama benim minnoş köpeğim sinirlenince hemen mama kabına koşuyor. hayvanlarda da var bu durum.
0
sanrı
(15.08.17)
(3)

Askerlik ikilemi

zgrydn
şimdi içinde bulunduğum şartlar şöyle:- yaş 27. şu an çalışmıyorum, 2 senelik tecil elde var. mesleğimle alakalı 1-2 belge (iş güvenliği ve tehlikeli atık danışmanlığı) almayı planlıyorum. tabi bunlar en aşağı bir kaç aylık süreç.- 2018 kpss'ye hazırlanmak istiyorum. hedefim 90 civarı. askere gidilm
şimdi içinde bulunduğum şartlar şöyle:

- yaş 27. şu an çalışmıyorum, 2 senelik tecil elde var. mesleğimle alakalı 1-2 belge (iş güvenliği ve tehlikeli atık danışmanlığı) almayı planlıyorum. tabi bunlar en aşağı bir kaç aylık süreç.

- 2018 kpss'ye hazırlanmak istiyorum. hedefim 90 civarı. askere gidilmesi durumunda bunun için yapılacak hazırlık sekteye uğrayacak. sınav da 2 senede bir yapılıyor.

- kız arkadaşım eylülden itibaren 6 aylığına akademik amaçlı olarak yurt dışına gidiyor. o dönene kadar askerlik işi aradan çıkarılabilir ancak kendisi tecil hakkımı kullanmamı istiyor. bedelliyi bekle diyor. yani kısaca korkuyor vs. benim fikrim ise bedellinin çıkmayacağı yönünde.

izleyebileceğim yollar;

1- kasım celbine yetişecek şekilde askere gitmek. bundan dolayı kpss'ye çalışamamak, ilişkide olası sorunları göze almak ama yukarıda bahsettiğim belgelerin de alınması sonrasında özel sektörde iş bulmayı önemli derecede kolaylaştırmak, maaş konusunda elimi güçlendirmek.

2- tecil hakkını kullanıp bedelliyi beklemek. belge sertifika mevzusunu kısa vadede çözmek ancak askerlikten dolayı iş aramada dezavantajlı konumda olmak. bunun yanında kpss için zaman yaratmak.

karar vermek için az zamanım var. sizce hangisi?
0
zgrydn
(14.08.17)
Askere gidersen daha iyi. Emin ol, 29 yaşındayken 20 yaşındaki çocuklarla vakit geçirmek daha kötü olacak. Kafanda dert yokken aradan çıkar.
0
dissendium
(14.08.17)
OHAL'de bedelli bence cikmaz. 2019'a kadar da surer diye dusunuyorum.
0
Traveller
(14.08.17)
Traveller +1

ben de bedelli bekliyordum, yaş 30 a dayandı artık. işi gücü bırakıp tecili bozdum, kasımda gideceğim inş. bu şartlarda bedelli çok zor, her ne kadar kabul etmesek de askerliği ötelemek pek çok konuda engel. git aradan çıkar gel bence
0
gazozailacatmauzmani
(14.08.17)
(4)

Bu vida tipi nedir ?

erginsak
Merhabalar.http://m.ebay.com/itm/222315403471?_mwBanner=1Araçta şu vida var ve benim açmam gerekiyor.Nedir bunun tipi acaba? (Torx allen değil )Teşekkürler
Merhabalar.

m.ebay.com

Araçta şu vida var ve benim açmam gerekiyor.
Nedir bunun tipi acaba? (Torx allen değil )

Teşekkürler
0
erginsak
(13.08.17)
M8x90 yazıyor. Yani, Metrik 8 vida. Anma çapı 8 mm. 90 mm boyunca diş çekilmiş. Tip olarak neyi kastediyorsunuz?
0
dissendium
(13.08.17)
Düz tornavidayı kastırıp açabilirsin gibi gözüküyor. Türk usule deneseydin bi
0
gonulcelen87
(14.08.17)
Tipi derken ne olarak geçiyor o lazım hocam metriği önemli değil.12 point head yada impus değil. Koca İzmit sanayide bunu bulamadım. Evet özel servislere muhtemelen vardır ancak ben elimde olmasını istiyorum.Düz tornavi vs açmıyor kesinlikle koltuk cıvatasi oldukça sıkı.
0
🌸erginsak
(14.08.17)
Eline sağlık kardeşim doğrudur tipi xzn imiş.
0
🌸erginsak
(14.08.17)
(20)

içinize atlet giyiyor musunuz bu sıcaklarda?

for day to break
ben giymiyordum ama giymeyince hasta oldum sanki, giymek mi gerekti acaba?
ben giymiyordum ama giymeyince hasta oldum sanki, giymek mi gerekti acaba?
0
for day to break
(13.08.17)
hiç sevmiyorum atlet giymeyi. giyilmesi iyi sanırım. şu kolsuz, sıfır yaka olanlarından.
0
runagain
(13.08.17)
ben hiç bi zaman atlet giymiyorum
0
ghilleinthemist
(13.08.17)
Giyim konusu kişiye, bünyeye göre çok değişiyor. Kolay üşüyen biriyseniz ve zaman zaman üşüdüğünüzü hissediyorsanız (ki bu sıcak havada da olabiliyor) giymelisiniz. "Bu sıcaklarda" üşütüp hasta olmanız gayet de mümkündür. Ama kimisi çok serin havalarda gömlekle gezer, kişiye göre değişiyor.
0
mikro patlama
(13.08.17)
ben yaz-kış giyiyorum. giymeyince çıplak hissediyorum. bir de sıcakta terleyip birden soğuk bi mekana girince koruyup kolluyor insanın sırtını, bağrını. giyilmeli derim.
0
secrex
(13.08.17)
Gitmiyorum, bu havada tişört bile fazla geliyor.
0
doxanikee
(13.08.17)
ben sogukta da giymiyom.
0
kosun lan mevzu var
(13.08.17)
Hiçbi havada atlet giyemiyorum ama normalde giyiyor olsam da bu havalarda giyemezdim diye düşünüyorum. Atlet bir yana tişört giyebildiğim için tebrik ederken buluyorum ben kendimi yazın ara sıra :/
0
havana
(13.08.17)
Giyiyorum kesinlikle. Hatta şu an atletle oturuyorum. Benim böbreklerim hassas biraz. Biraz soğukta kalayım, ertesi gün belim sızlar. Gece hava çok sıcak olsa bile belimi mutlaka örterim. Eline, beline, diline sahip ol diyenler bence atlete vurgu yapmış.
0
dissendium
(13.08.17)
Tamamen alışkanlıklarla alakalı üşüme durumu. Yaz-kış giymem ben, bir arkadaşım atletsizken yazın bile üşür.
0
pike
(13.08.17)
Yazın giymem ama kisin giyerim
0
all girls dream
(13.08.17)
10 yaşından beri giymiyorum ben yaz kış.
0
gozu acik sevisen yahudi
(13.08.17)
atlet giymeyi seneler önce bıraktım. tek sıkıntısı, sırtım terleyince direkt tişörte geçtiği için daha iğrenç hissediyorum.
0
m e b
(13.08.17)
Evde giyiyorum ama dışarıda hayır.
0
manuel mandalina
(13.08.17)
Yaz kış giymiyorum ben de hadi kışı anlarım da bu sıcakta giyenlere zerre anlam veremiyorum.
0
pastörizesüt
(13.08.17)
pastörizesüt, atlet teri emdiği için iyi olurmuş.
0
🌸for day to break
(13.08.17)
atlet zehri alır.
0
kosun lan mevzu var
(13.08.17)
yaz kış giymiyorum. afakanlar basıyo beni.
0
moratoryumkisilik
(13.08.17)
nayn.
0
boyle buyurdum
(14.08.17)
@ for day to break tamam teri emdi diyelim sonra üstümüzde ıslak ıslak kalıyor ne anladım bu işten üstelik atletle kat kat giyindiğimiz için daha çok terleriz
0
pastörizesüt
(14.08.17)
giymiyorum. sadece bi kere giymiştim. çok farketmedi ama.
0
elorelia
(14.08.17)
(1)

-sanırım- Uzay gemisinde geçen film

delicevat
Merhaba fragmanını hatırladığım ve muhtemelen uzay gemisinde geçen bir film. Hatırladığım tek sahne bir havuzda bir kadın ve bir erkek yüzerken yer çekimi kayboluyordu ve bunlar havalanan suyun içinde hapis kalıyorlardı. Size zahmet buldurabilir misiniz?. Teşekkürler
Merhaba fragmanını hatırladığım ve muhtemelen uzay gemisinde geçen bir film. Hatırladığım tek sahne bir havuzda bir kadın ve bir erkek yüzerken yer çekimi kayboluyordu ve bunlar havalanan suyun içinde hapis kalıyorlardı. Size zahmet buldurabilir misiniz?. Teşekkürler
0
delicevat
(13.08.17)
Passengers
0
dissendium
(13.08.17)
(17)

Sporun hiçbir faydasını göremedim

whatdreamsnevercome
personel trainer tuttum, diyete, antrenmanlara harfiyen uygum.sonuç: 1 ağustosta başladım, dün tekrar ölçüldüm yani 11 gün = 1.5kg yağ yakmışım. hepsi bu. bu kadarcık.tatlı, ekmek, pirinç, makarna hiçbir bok yemedim, alkol tüketmedim her sabah 6.30'da kalkıp spor salonuna gittim. sonuç ne?1.5kg yağ
personel trainer tuttum, diyete, antrenmanlara harfiyen uygum.

sonuç: 1 ağustosta başladım, dün tekrar ölçüldüm yani 11 gün = 1.5kg yağ yakmışım. hepsi bu. bu kadarcık.
tatlı, ekmek, pirinç, makarna hiçbir bok yemedim, alkol tüketmedim her sabah 6.30'da kalkıp spor salonuna gittim. sonuç ne?

1.5kg yağ vermişim. hepsi tamamı bu. bu kadar. 1.5kg.

her gün hayvan gibi yoruluyorum sabahın köründe kalkıyorum,
sabahları 4 yumurta ve yulafla o iğrenç mide bulandırıcı kahvaltıyı öğüre öğüre yiyorum.

öğlen 300 gram et tavuk balık, akşam 300 gram et tavuk balık deniyor. onları da yiyorum. her öğün en az 30-35 lira gidiyor yani cebimden. et görmeye bile dayanamıyorum artık, o da midemi bulandırıyor.

sonuç ne?
1.5kg yağ vermişim.

85.7kg başladığım sporda, 84.4 kiloya düşmüşüm düşe düşe.
o kadar moralim bozuk ki anlatamam.

bugün mesaj atıp programı iptal edicem ve bir daha spora falan gitmeyeceğim.
hayat kalitemi bu denli düşürüp aldığım mükafat 1.5kg ise hiç uğraşmama gerek yokmuş demek ki sittin sene kilo veremem.

soru ne? soru şu: 12 gündür ağzıma şekerin ş'sini bile sürmüyordum ve sporu diyeti her boku bıraktım obez olana kadar ne bok varsa yiyeceğim. bugün ne yiyeyim?
0
whatdreamsnevercome
(13.08.17)
11 gunde 1.5 kilo gayet iyi. Ayda 4.5 kilo yapar ki saglikli olan bu. O kilolari nasil ki 1 gunde almadiysaniz 1 gunde de veremezsiniz.

Kilo verme asamasinda zorlanmaniz normal, ideal kiloya ulastiktan sonra daha az yorucu bir beslenme duzenini yasam standardiniz haline getireceksiniz zaten.
0
crown
(13.08.17)
O verdiğin 1,5 kg yağ belki de seni damar tıkanıklığından ve de kalp krizinden koruyacak. 11 günde 1,5 kg yağ vermek bence kötü bir sonuç değil.
0
dissendium
(13.08.17)
11 günde 1,5 kilo yağ yaktıysan kendini başarılı sayman lazım.
0
angelus
(13.08.17)
11 günlük süreçteki beklentin neydi peki? 11 gün yazıyor değil mi, yanlış okumadım?

bu muydu beklentin?
www.vucutgelistirmeci.net

ya da bu?
www.antreman.net

11 günde 1.5 kilo yağ yaktıysan eğer öp de başına koy. personel tıreynırın adını da yaz da bilelim kimmiş bu işinde iyi hoca.
0
mahone
(13.08.17)
muthiş kafa. hayran kaldım.

sen spor yapma evet.

en yakın fast foodçuya git. en güzeli. mis.
0
qazaqwsx
(13.08.17)
11 günde millet vücuttan 1-1.5kg su atıyor hiçbir şey atamasa bile.

beklentim en azından 2-2.5kg yağ verebilmekti çünkü sporun asıl tesiri başlangıçta olur.

ilk 10 gün 1.5kg yağ yaktıysam, diğer 10 gün taş çatlasın 800-900 gram yağ yakabilirim.
0
🌸whatdreamsnevercome
(13.08.17)
Sasirmissin sen.

Yaptign gayet basarili is.
0
duptıs
(13.08.17)
aynı sorun bende de vardı. doğduğum günden beri günde en az 3 saat spor yapıyorum. baktım son 2 senedir kilo alıyorum sporu arttırdım daha çok kilo almaya başladım. sağlıksız bir şey de yemiyorum. kan testlerimde stres kaynaklı metabolizmatik problemler çıktı.
son 6 ayda stresi azaltma yollarıyla uğraştım ancak toparladım şimdi kilo vermeye başladım. hayatından stresi çıkar, ofis işini azalt. metabolizman değişiyor.
0
cocodancer
(13.08.17)
@cocodancer,

aşırı stresli bir mesleğim var. elimde de çok fazla stres yaratacak freelance işler var. onları bırakmayı düşünüyordum aslında.

nereye ölçtürebilirim değerlerimi acaba? sağlık ocağı ölçüyor mu?
0
🌸whatdreamsnevercome
(13.08.17)
daha önce çeşitli konularda yanlış düşünen, haksız olan insanlar gördüm ama böylesini ilk defa görüyorum sanırım.
11 günde 1,5 kg yağ vermişsiniz işte? Daha ne olacaktı ki?

Sorun spordan çok sizin beklentilerinizde gibi görünüyor. "On gün düzgün beslenip spor yaptım, bir beş kilo kaybetmeliydim" gibi bir istekle mi başladınız acaba?

Veya "sporun asıl tesiri başlangıçta olur" düşüncesine hangi gözlemler, tecrübeler ve bilimsel araştırma sonucu ulaştınız? Kastettiğiniz "kilo verimi başlangıçta hızlı olur" ise, doğru olabilir, ama sporun etkisinin hızlıca ilk on günde olduğu düşüncesi muhtemelen iyi araştırmanız gereken bir yanlış.

Spordan alacağınız mükafat yıllar boyunca daha sağlıklı bir hayat, daha güçlü bir vücut, daha belirgin vücut hatları, daha iyi kondisyon, kötü alışkanlıklara ayrılmış daha az zaman, kimyasal/hormonal olarak daha dengeli bir sistem. Ağzınıza attığınız bir dilim pastadan alacağınız mükafat aşağı yukarı yedi dakika boyunca "oh mis" hissi, takiben onbeş dakika sonra kendinizi berbat hissetmek ve sonra kan şekeri dengesizliklerine, damar tıkanıklıklarına, diş çürüklerine, kötü bir cilde doğru hızla katedilen yol.

Sporu bırakıp çer çöp yemeye başlayana kadar, beslenme düzeninizde değişiklikler yapın. Et sevmiyorsanız tavuk/balık/yumurta vs hayvansal protein ne seviyorsanız ona ağırlık verin; 4 yumurta ve yulafla kahvaltı yapıp midenizi bulandıracağınıza bildiğiniz ekmeksiz türk kahvaltısı yapın vs.
0
sopiro
(13.08.17)
@whatdream: ben tıp fakültesinde yaptırmıştım. endokrin bölümüne. kilo veremiyorum gibi şikayetlerle gittim. ailede tiroid vardı da bende çıkmadı stres kaynaklı şeyler çıktı.
aynen elindeki işleri azaltırsan 6 ay içinde toparlarsın. ben iş yükümün neredeyse yarısını bıraktım, insanlara posta falan koymaya başladım. son 1 ayda 4-5 kilo verdim.
0
cocodancer
(13.08.17)
"ilk 10 gün 1.5kg yağ yaktıysam, diğer 10 gün taş çatlasın 800-900 gram yağ yakabilirim."

You know nothing jon snow :(

Abicim 71 gündür diyetteyim, her hafta değişiyor yağ kas su kaybı. Asla düzenli olarak azalmıyor. Bu hafta 2,1 kg yağ verip 1,1 kg kas yaptım. Geçen hafta 300 gram yağ, 1 kilo kas, 200 gram su verdim. Ondan önce de sürekli dalgalanarak ilerledi böyle. Sonuçta vücut kaybettiği kası suyu hep sonunda toparladı, verdiğim kiloların tamamına yakını yağdan gitmiş oldu.

Bu sürecin gayet uzun süreceğini unutma. Her gün vücudumuz aynı şeylere farklı tepkiler verecek. Ben de senin gibi 300 gram yağ yakmışım oha diye oturup ağlasaydım bu hafta 2,1 kg yağ yakamazdım büyük ihtimal. Çok yanlış düşünüyorsun bu kendi kendini baltalamaktan başka bir şeye yaramaz. Özel hoca diyetisyen tutabilmişsin ne güzel, kendini güvenilir ellere bırak. İmkanın varsa ve bu saçma kafadan çıkamıyorsan psikoloğa da gitmeni öneririm.
0
apartman teyze
(13.08.17)
biraz bu konularda bilgi sahibi ol, sonra bunları sor. 11 gün ne demek ya
0
awareim
(13.08.17)
Abi spor kilo verdirmez artık şunu bir anlayın. Vücut ona göre daha fazla enerji depolamak için yağ bile tutabilir.

Obezitenin tek çözümü karbonhidrat şeker ve yağlı yiyecekleri en aza indirerek ölmeyecek kadar yemek, boğazını tutmak, hiçbir şey yemeyip proteine abansan yine kilo alırsın.

Mesela 4 yumurta ne? 600 gr et ne? Ulan ben onları kilo almak için yiyorum sen kendinde misin?

Edit: midenin guruldadığını her an hissettiğinde kilo vermeye başlarsın
0
neysene
(13.08.17)
Gerçekten sadece duyuru sakinlerinin sinirlerini zıplatmak için açılmış bir duyuru :D Emeğinizin tam karşılığını almışsınız. Morbid obez olsaydınız bu emeğe yaktığınız yağı küçümseyebilirdiniz, ki orda bile kusurlu olurdunuz, ancak şu an gayet uygun.
0
farabi
(13.08.17)
Troll
0
gozu acik sevisen yahudi
(13.08.17)
11 gun cok dayanmissin, bu is 4 gunde belli olurdu. 1 haftan bosa gitmis resmen!
0
dunal
(13.08.17)
(6)

okul sorusu

nymphe
Sayın romalılar, 26 yaşını tamamlamak üzere olan bir birey olarak bu sene psikoloji bölümünü kazandım. Daha önce de felsefe eğitimimi yarıda bırakıp çalışmaya başlamıştım. Şimdi okula geri dönüyorum. Bir önceki okuldan aldığım dersleri saydıracağım içinde okulu 3 sene gibi bir süre de bitiricem. Kaf
Sayın romalılar,

26 yaşını tamamlamak üzere olan bir birey olarak bu sene psikoloji bölümünü kazandım. Daha önce de felsefe eğitimimi yarıda bırakıp çalışmaya başlamıştım.
Şimdi okula geri dönüyorum. Bir önceki okuldan aldığım dersleri saydıracağım içinde okulu 3 sene gibi bir süre de bitiricem.
Kafamda AÖF'den de bir bölüm okumak var ama karar veremiyorum.
Bi taraftan 3 sene felsefeye emek vermişken bir felsefe diplomam olsun istiyorum ama diğer taraftan da biraz daha işime yarama ihtimali yüksek bir bölüm okumak daha akıllıca olur gibi.
En mantıklısı da sosyal hizmet bölümü duruyor.
Sizce hangi yoldan gitmeliyim ve daha önce sosyal hizmet okumuş olan var mı ders yükü nasıldır? Gerçekten bu alanda yetkinliğiniz olacak bir eğitim alma ihtimali var mı?
0
nymphe
(13.08.17)
Ben adalet bitirdim. DGS ile hukuka geçiş yapabiliyorsun. Adalet Bakanlığı personel de alıyor. İcra müdürlüğü sınavı da var. Ben hobi olarak okuduğum için bunların hiçbirini yapmadım. Sen de hobi olarak okuyacaksan ve alanıma faydası olsun diyorsan sosyoloji oku.
0
dissendium
(13.08.17)
hobi olarak değil psikoloji alanında çalışmak isterim.
İlla klinik yok kafamda, sosyal hizmetlerde olabilir. Kadın sığınma evleridir,mahkemelerdir vs.
emek verip peh bu da işe yaramadı deme ihtimalin Türkiye de çok fazla. O yüzden az da olsa işime yarasa iyi olur :)
0
🌸nymphe
(13.08.17)
Sosyoloji okuyabilirsin bence. Auzef uyuyor muydu?
0
manuel mandalina
(13.08.17)
auzef te annem sosyoloji okuyor. sistem çok değişti ve şuan tam olarak ne olacak belli değil. o yüzden o şıkkı eledim.
Bi de biraz karıştırdım fazla ezbere dayalı bir sistemleri var.
0
🌸nymphe
(13.08.17)
Son zamanlarda iyice farkettim ki psikoloji çok büyük oranda bir yetenek meselesi. Hatta öyle ki resimden daha fazla yetenek isteyen bir bölüm. Bu dediklerimi hemen yabana atmayın derim. İyi psikolog ve psikiyatrların tamamı dahi. Bugüne kadar 10 yıl arayla iki tane prof. psikiyatrist ile görüştüm aile zoruyla ikisi de birbirinden vasat tiplerdi. Hele son gittiğim aman yarabbi. Psikoloji mezunu veya öğrencisi insanlar tanıdım. Psikolojiye ilgim hep vardı. Başarı tamamen içgörü ve duygusal zekaya dayalı hele klinik psikoloji düşünüyorsanız buna deha da eklemeniz lazım. Yani ezberle aile danışmanı evlilik kurtarıcısı falan olursunuz en fazla. Yetenek şart.
0
Batuhanolabilir
(13.08.17)
@Batuhanolabilir kesinlikle katılıyorum. zaten o yüzden bu yaşımda böyle bir yola çıktım. Sadece dehalık kısmına katılmıyorum. Gerekli şefkat, içgörü, anlayışınız varsa yapabilirsiniz sadece.Ayrıca neden vasat diye nitelendiriyorsunuz. birilerinin zoruyla gidilen terapiden bir verim alamamanız gayet normal. kaldı ki psikiyatrist ile görüşmüşsünüz. Gerçekten terapi yapanına rastladığımı söyleyemem. belki de o yüzden ihtiyacınız olanı alamadınız. belki iki ay boyunca duygularınızı bastıracak ilaçlar yerine birilerine her hafta içinizi açmanız gerekiyordu. kim bilir?
Ve ayrıca bence çift terapisti de olunmaz ezberle. Sizin danışanla ilişkinizin üstüne, onların ilişki dinamikleri de ekleneceği için birebir seanstan daha zorlayıcı olabileceğini düşünüyorum.
0
🌸nymphe
(13.08.17)
(4)

Koro sinavi (capsli)

old possum
Duyurunun pek sevgili muzisyenleri, Ismek'in hafif bati müziği (ne demekse :)) korosu kursuna kayıt oldum. Bunlar sınavla kursiyer alıyormuş. Aslında ben şan bölümünü istiyordum ama kontenjan dolmuş.Ne sorar ki bunlar sınavda? Teşekkürler.
Duyurunun pek sevgili muzisyenleri, Ismek'in hafif bati müziği (ne demekse :)) korosu kursuna kayıt oldum. Bunlar sınavla kursiyer alıyormuş. Aslında ben şan bölümünü istiyordum ama kontenjan dolmuş.

Ne sorar ki bunlar sınavda? Teşekkürler.
0
old possum
(13.08.17)
Müzisyen değilim ama lisede okul korosunda bulundum birkaç kez. Sesinize bakarlar. Bi do alalım gibi şeyler de diyebilirler. Bir şarkının belli bir bölümünü söylemenizi de isteyebilirler. Müzikle ilgileniyor musunuz diye sorarlar. Belki alakasız bir şey söylemiş de olabilirim ama üniversitedeki koroda bulunan arkadaşım da böyle şeyler söylemişti. Müzik kulağınızın olup olmadığına da bakabilirler. Örneğin piyanodan bir tuşa basıp bu hangi nota demek gibi ya da çalınan bir ritmi tekrar edebiliyor musunuz gibi. Gerçi son söylediğim enstrüman kurslarıyla daha ilgili ama genel olarak müzik konusuyla ilgili birçok şey gelebilir karşınıza.
0
dissendium
(13.08.17)
Tek ses tekrar, ritmik tekrar, belki iki uc ses tekrar sorarlar. Solfej sinavi da olur. Bence olmali.
0
alperz
(13.08.17)
alperz +1

tek ses tekrarın dışında bir şarkı söylemeni de isterler bence.
solfej bilmeyen biri koroda ne yapabilir soru işareti.
piyanodan verilen sesi doğru verirsen sınavı geçersin bence :)
0
sanrı
(13.08.17)
Solfej biliyorum, armoni öğrenmeye de başlamıştım ama yarıda bıraktım. Tek sesi veririm de çift sesten fazlasını isterse sıkıntı. :)
0
🌸old possum
(14.08.17)
(4)

Ingilizce kursu

docrivers
Pre int. İle başladım . Haftada 4 gün 3.5 saatten dersler. Isimde verim kadikoy dilko . 7 ay sonunda cok iyi ogrenirsiniz dedi bugun 2. Dersime girdim ama bilemiyorum nasil ogreneceģim . Neler yapmam lazım nasıl kendim takviye yapmam lazım icimde acaip hirs var ogrenmeye dair ama akil hocam yok dil
Pre int. İle başladım . Haftada 4 gün 3.5 saatten dersler. Isimde verim kadikoy dilko . 7 ay sonunda cok iyi ogrenirsiniz dedi bugun 2. Dersime girdim ama bilemiyorum nasil ogreneceģim . Neler yapmam lazım nasıl kendim takviye yapmam lazım icimde acaip hirs var ogrenmeye dair ama akil hocam yok dil kursu ile ogrenen arkadaslar lutfen bana moral verin . Otelde calisiyorum ve ing ogrenemezsem otelde yukselemem. Meydancı olarak devam etmek istemiyorum
0
docrivers
(13.08.17)
hiç dil kursuna gitmedim ama üniversite hazırlığı aynı kategoride sayacak olursak.
Mutlaka bir word list defteri yapın, öğrendiğiniz kelimeleri sürekli yazın ve hep daha fazla öğrenmek için çalışın. Bir de kelimeleri yazarken 5-6 sütun olsun mesela, kelimelerin farklı hallerini de yazın.
Mesela insist> ısrar etmek, insistence> ısrar(isim), insistent> ısrarcı gibi.
bu kelime için olmuyor da mesela bored>sıkılmış, boring>sıkıcı, boredom>can sıkıntısı mesela.
Birde eş anlamlı, karşıt anlamlı, olumlu/olumsuz sözcükler sensitive + insensitive, fortunately - unfortunately

Bol bol listening ve speaking yapın.
şurada da birkaç şey demiştim eksiduyu.ru

bu arada word list olayı gerçekten çok işe yarıyor, ben pek yapmamıştım, çok iyi yapan bir arkadaş okulun sonlarına doğru çok güzel konuşuyordu. Biz de konuşuyorduk ama o çok fazla kelime kullanabiliyordu.
0
senolll
(13.08.17)
@senolll güzel bir noktaya değinmiş. Ben öğrendiğin her şeyi yazmanı ve sürekli tekrar yapmanı tavsiye ediyorum. 5 yıl önce hazırlığı bitirdiğimde elimde çok güzel notlar birikmişti.
0
dissendium
(13.08.17)
Kelimeleri preposition'lariyla ogren. Ornegin insist: israr etmek diye calisma, insist on: israr etmek diye calis. Bunun gibi kaliplar haline ogrenc. Ingilizcede buna chunk denir hatta kimi goruslere gore dili kelimeler halinde degil chunk'lar halinde konustugumuz iddia edilir. Ben de buna buyuk olcude katiliyorum.

Bir de buyuk olasiklila 7 ay sonra, okudugumu anliyorum ama konusamiyorum gibi bir sorunla karsilasacaksin. I - iki saniye sonra - have to - Hocam have'den sonra to gelir miydi? Hayir. O zaman I have - iki saniye sonra - eat(!) breakfast. seklinde cumlelerin olacak. Sinifta hocalarin tum ders boyunca gramer anlatabilir. Her ders speaking yapmazsaniz karsi cik. Ben speaking yapmak icin kayit oldum de. Otelcilikte okuma fazla yoktur sanirim. Onemli olan speaking.

Dizileri alt yazili da izleme! Dogrudan Ingilizce izle. ororo.tv bu sitede ornegin altyazilari kapatabiliyorsun. Sen otelde musterilerle konusurken onlarin yaninda altyazi gecemyecek. Bu nedenle senin amacin konusulan Ingilizceyi anlamak, dizilerin altyazisini okumak degil. Madem hirslisin, altyazisiz dizi de izleyebilirsin (pre-int bile olsan). Zaten dizilerin seviyesi genelde intermediate.

Ayrica speaking club'lar vardir. Onlara katil. Belki Turk olmayan hocalar o dersleri veriyordur.

Konusmaktan korkma. Yanlislarin olsa da konus. Seni dinleyen kisi Amerikali olmadigini biliyor, senden bu nedenle super Ingilizce beklemiyorlar. Ki unutma Turkce konusurken bile bir suru hata yapiyoruz. Hatta yaptigi icin kimse Turkce konusmayi birakmiyor. Sen de hata yaparsan umursama, onemli olan ne dediginin anlasilmasi. Hatta TOELF'da falan bile ne dedigi anlasiliyorsa bir suru gramer hatasindan kelime hatasindan puan kirilmiyor. Sen de korkma.
0
Traveller
(13.08.17)
Traveller'ın dediği gibi preposition'ları öğren ama nerede nasıl kullanacağını da iyi öğren. Her yerde insist on olmaz mesela.

Örnek;
Greg still insists (that) he did nothing wrong.
Please go first - I insist!

Kaynak; dictionary.cambridge.org
0
senolll
(13.08.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.