Giriş
(7)

Kadınlar bunu neden yapıyor

wiekannich
Bir arkadaşım diyerek gireceğim ama olayı kendimin de geçmişte yaşadığımı soyleyeyimde utanıyorda başkasına yıkıyor olmasın.Çocuk kızdan hoşlanıyor, niyetini her türlü belli ediyor. Kız aralıklı olarak buna bi sıcak bi soğuk yapıyor, elemanın gözü kör tabi küçücük ilgisinde yelkenleri tekrar suya in
Bir arkadaşım diyerek gireceğim ama olayı kendimin de geçmişte yaşadığımı soyleyeyimde utanıyorda başkasına yıkıyor olmasın.

Çocuk kızdan hoşlanıyor, niyetini her türlü belli ediyor. Kız aralıklı olarak buna bi sıcak bi soğuk yapıyor, elemanın gözü kör tabi küçücük ilgisinde yelkenleri tekrar suya indiriyor. Yapma diyorum, kullanıyor ilgini, değmez sen de insansin diyorum. Yok abi kız çok değerli benim için ha bugün ha yarın acilacagim deyip deyip erteliyor, açıldığı falan da yok. Red yersem ilişkimizi sonsuza kadar bitirmek zorunda kalırım diyor. E bitsin diyorum o halde netlesir iste. Kiz birgun isterse diyemiyor ama dilinin altında o var, hissediyorum. Yedekte tutuluyorsun yazık yapma, o halini görünce üzülüyorum, arkadasimsin sonucta da diyemiyorum. Gelip gidip anlatıyor, ben de dinliyorum tabi.

Bana kalırsa hatun tamamen ilgisini emmeye çalışıyor. Çocuğa kabul ettiremedim. Daha da ustelemiyorum zaten kocaman insanlar. Benim baktigim acıdan farklı değerlendirebilecek var mı, artık cidden sinirimi bozmaya başladı.
0
wiekannich
(28.01.21)
24 yaşındayım, ergenken bile böyle bir şey yapmadım. İlgimi çekmeyen adamın ilgisi beni her zaman rahatsız etmiştir. Erkek olsaydım bu midesizliği yapan birisine selam bile vermeyi çok görürdüm.
0
ruhen hastayim ben
(28.01.21)
Çocuk hoşlandığı için kızın her hareketini kendine yoruyor. Kız belki o gün mutlu olduğu için normalden daha fazla o çocukla konuştu, çocuk da bunu ilgi olarak yorumladı. Çocuğun kız için soğuk dediği gün kız belki bütün gün dışarıdaydı ve birileriyle konuşmaya zamanı olmadı. Çocuk nasıl görmek isterse öyle görüyor. Bir de o kızın sıcak davranması başkaları için de mümkün olabilir. Çocuğa gösterdiği sıcaklığı okulunda, iş yerinde muhabbeti bulunan başka bir çocuğa da gösterebilir. Bu durumda kızın gösterdiği sıcaklık kız için normal bir olaydır ve kız açısından çocuğa karşı herhangi bir ilgi gösterme anlamı taşımaz.
0
dissendium
(28.01.21)
Eğer bir kadın kendiyle ilgilenen erkekten hoşlanıyor değilse, ona karşı her zaman aynı ruh halinde olmaması çok doğaldır. O an kafası bişeye kızmıştır hırsını ondan çıkarır, o an bişeye sevinmiştir çok güleç davranır, o an düşüncelidir kafası meşguldür soğuk davranır vs. Ondan hoşlanıyor değil ama olumsuz hisler de beslemiyorsa o kız bu şekilde davranır. Erkek beyefendilerin bunu bi anlaması lazım.

Fakat bu durum kızın onu sınamakta olabileceğini de gösterir. Bilemeyiz. Erkek beyler gidip açıkça konuşup net bir cevap almadıkça bu sürünceme devam edecektir.
0
1bir1bir1
(28.01.21)
Arkadaşınız insan ilişkilerinden bihaber sanıyorum. Muhtemelen bu kaçma kovalama durumumdan da haz alıyor. Kadın tarafından silleyi yemesi şart
0
olaylar olaylar
(28.01.21)
Yok ya @olaylar olaylar in dedigi gibi düşünüyorum, yüzüne de söyledim. Senin hoşuna gidiyor bu durum başka açıklaması yok diye. Kız gece 3 de uyudun mu falan yazıyor öyle anlık moody tavırlar yok yani.
0
🌸wiekannich
(28.01.21)
Detaya girmek istemiyorum ama erkekler de yapıyor bunu. Bu tuzağa düşen nice asil duyguların insanı kadınlar da var. Yapacak bir şey yok ama, bekleyeceksiniz, kendi görecek. O zaman there there yapmak için yanında olmak arkadaşlık.
0
gayda
(28.01.21)
bu olayda kadının yaptığı ne var anlamadım? arkadaşında sıkıntı var sadece hikayede. zamanla öğrenir istenmediği yeri bırakıp gitmeyi.
0
nahtoderfahrung
(28.01.21)
(4)

Askerlik

Underboss
Öncelikle herkese merhaba.sevk belgesinde:MUV. ÖZELLİĞİ : Kara birlikleriSınıf : Hizmetyazıyor. Bu ayvayı yediğimi mi söylüyor? çünkü (bkz:hizmet bölüğü ) başlığında pek hayırlı şeyler söylenmiyor.yer ise iskenderun deniz er eğitim alayı.şimdiden teşekkürler.
Öncelikle herkese merhaba.

sevk belgesinde:

MUV. ÖZELLİĞİ : Kara birlikleri
Sınıf : Hizmet

yazıyor. Bu ayvayı yediğimi mi söylüyor? çünkü (bkz:
hizmet bölüğü ) başlığında pek hayırlı şeyler söylenmiyor.

yer ise iskenderun deniz er eğitim alayı.

şimdiden teşekkürler.
0
Underboss
(28.01.21)
Bir askerin görevinin ne olacağına bölükteki komutanlar karar veriyor. Şu an için ayvayı yedin denemez.
0
dissendium
(28.01.21)
Tahsilin, mesleğin, tecrüben ve becerin nispetinde bir iş verilecektir. World ve Excell'e hakimsen yazıcı olursun, vasıfsızsan temizlikçi.
0
Mirket
(28.01.21)
Bizim kışlada hizmet bölüğü vardı. Badana, sıva, tesisat vb işleri yaparlardı. En rahat bölük onlardı bu arada. Tabi gittiğin yerin komutanına, düzenine göre değişebilir durumlar. Not:Piyade spor
0
fikox
(28.01.21)
Değişir. Her şey şans. Komutanlar iyiyse zor görevde de rahat edersin.
0
glamdr1ng
(28.01.21)
(3)

bu dönemde staj yeri bulmam imkansız mıdır

isveperver
aslında kafamda çok soru var. grafiker olarak gönüllü staj yapmak istiyorum. okul sigortayı karşılamıyormuş. sektörde henüz deneyimim de yok açıkçası. fakat bi stajyer için yeterince donanımlı olduğumu düşünüyorum. birçok yere de mail attım ama geri dönüş yapmayacaklar gibime geliyor. ileride sektör
aslında kafamda çok soru var. grafiker olarak gönüllü staj yapmak istiyorum. okul sigortayı karşılamıyormuş. sektörde henüz deneyimim de yok açıkçası. fakat bi stajyer için yeterince donanımlı olduğumu düşünüyorum. birçok yere de mail attım ama geri dönüş yapmayacaklar gibime geliyor. ileride sektöre grafiker olarak girişim hususunda cv'mde iyi bir izlenim yaratmak için nerelere başvurabilirim? bunun da öncesinde beni bu koşullar dahilinde stajyer olarak kim alır? mezun olmama ramak kaldı ve maalesef jeton biraz geç düştü, son sınıfım çünkü. yol gösterecek biri olursa gerçekten minnettar olurum. geleceğim konusunda kaygılanmaya başladım artık :/
0
isveperver
(25.01.21)
hocalara danışma konusu aklımda aslında ama biraz çekimserim o konuda. ne biliyim, hocaların kendine hayrı yok gibime geliyor sanki. ayrıca bölümde sinema modülü de olduğundan danışman hocam ve bölüm başkanı sinema ağırlıklı çalışan insanlar. diğer hocalarım da daha çok bireysel takılıyor sanırım. çok yakın ilişki kurduğum herhangi bi hocam da olmadığı için benimle uğraşmazlar gibime geliyor.
0
🌸isveperver
(25.01.21)
Mimarlık ofislerini de düşünebilirsiniz. Okul sigortayı karşılamıyorsa şans bayağı düşüyor maalesef.
0
dissendium
(25.01.21)
Hocalar fikir verebilir. Kisa, acik ve kibar emailler atabilirsin hepsine. Kaybedecek bir sey yok. Neticede bolumdeki hocalar biz konuyla alakasiz insanlara gore daha bilgili olabilirler.
0
hot potato
(25.01.21)
(3)

İşe Alım / Genel Yetenek Testi

PearlJam
Merhabalar, mulakatlarda yapilan genel yetenek testlerinin degerlendirme mantigi nasildir? Ornegin 45 soru 45 dklik bir testte dogru cevap oranina bakilip mi eleme yapiliyor? Bu oran ortalama kac veya hangi mantiga gore olusturuluyor? Ek olarak gonderilen kisilik envanterinin de etkisi olur mu? Gect
Merhabalar, mulakatlarda yapilan genel yetenek testlerinin degerlendirme mantigi nasildir? Ornegin 45 soru 45 dklik bir testte dogru cevap oranina bakilip mi eleme yapiliyor? Bu oran ortalama kac veya hangi mantiga gore olusturuluyor? Ek olarak gonderilen kisilik envanterinin de etkisi olur mu?
Gectigimiz gunlerde boyle bir test cozdum, ancak 45dk cok kisitli bir sureydi cunku sorularin buyuk bir kismi havuz problemi, sirket marj/gider hesaplari veya uzun paragraflardan olusmaktaydi. Son soruyu gorebilmek icin cok zaman alacaklari cozmeden isaretleyerek gectim ve daha kisa sure icinde cozebileceklerimle ilerledim. Bu durumda yuksek bir basari elde edemeyecegim ama son soruyu gorerek zamani tam kullandim.
Bu durumda sansim nedir diye merak ediyorum, sanirim bu test benim icin pek iyi gecmedi ama yine de fikrinizi almak istedim.

Mantigi bilenler deatek olursa cok sevinirim
0
PearlJam
(24.01.21)
doğru sayısına bakılıyor. ne kadar çok soru o kadar iyi. tüm soruları görmekle uğraşacağına en çok soruyu çözmek gerek.
0
jelly bear
(24.01.21)
Doğru sayısı +1

Yalnız şöyle bir şey var. Genel yetenek testinde bir genel kültür sorusu vardı girdiğim bir iş görüşmesinde. Bilmem kaç yılında Eurovision'a katılan Türk şarkıcıyı sormuş. Yanlış yapmıştım onu. Sonra görüşme yapacağım birimin sorumlusu geldi. Sonuçlarımı incelerken o soruyu gösterip bunu yanlış yapsan da bir önemi yok dedi. Boş soru dedi. Yani İK doğru sayısına bakar ama işin içindeki kişiler bu tip sonuçları çok önemsemez. Sadece rezillik seviyesinde yanlış yapmamak gerekli sonraki adıma geçmek için.
0
dissendium
(25.01.21)
edit: basarili olmusum :)
0
🌸PearlJam
(11.02.21)
(27)

Her şeye rağmen “gitmem” diyen var mı?

ms brownstone
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar,
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar, ne cazip geliyor onlara bu ülkede?

Gitmeyi düşünenlerin de cevaplarını bekliyorum nedenleriyle. Yani neden Türkiye’den gitmek istiyorsunuz ya da istemiyorsunuz? Yaş ve cinsiyet de belirtirseniz güzel olur.
0
ms brownstone
(24.01.21)
Baştan söyleyeyim belki imkanım olsa giderim , sonra ulaşamadığın ciğer mındar hesabı olmasın. Biraz da zora gelemeyen bir yapım var komfor bölgemden çok çıkmaya meyilim yok hele tek başıma. Ama hiç y.dışında yaşama hayali de kurmadım.

Onun dışında vatanı seviyorum, toplumun tarihini kültürünü samimiyetini. Dilimizi de çok seviyorum.

28 E

Edit: bu arada farklı yıllarda 1 ay İngiltere 2 ay da Almanya olmak üzere y.dışında kaldım.
0
fezagezgini_4
(24.01.21)
31 yaşındayım, 1 sene kadar yurtdışında yaşadım önceden, erasmus ve staj dolayısı ile. İş dolayısıyla sürekli yurtdışına gidiyorum, aşırı bir hevesim kalmadı yani bunun için. Çalıştığım iş dövizle kazanmanın mümkün olduğu bir sektör (bilişim sektörünün bi alt dalı), türkiye'de iyi para kazanınca bir avrupa ülkesinde yaşayamayacağın kadar lüks ve rahat bir hayat yaşayabiliyorsun. Zaten maddi olarak belli bi eşiği aştıktan sonra, duygusal faktörler devreye giriyor, rahatımı bırakıp başka ülkede göçmen olmanın dertleriyle uğraşmak istemiyorum, ailem burada, düzenim burada vs vs. Yani genel olarak gidişattan memnunum. Yurtdışında yaşadığım dönemde de insanların önyargısıyla uğraşmaktan, vizesi derdi gerginliğinden nefret etmiştim ki hiç ırkçılıkla karşılaşmadım ona rağmen böyle oldu. Göçmen olduğunda düşünmen gereken binlerce farklı konu olduğu için tüm potansiyelini tam olarak işine yansıtamıyorsun (mesela patrona karşı çıkman gereken bir durumda "lan neyse şimdi vizeyi tehlikeye atmayayım" deyip susuyorsun, ama o riski alabilen adamlar yükseliyor) Sessiz sakin bi hayat yaşıyorsun yani mecburen.

Şu anda yeni mezun olsaydım, ne bileyim ailemi bu kadar önemsemeseydim, en önemlisi de iyi para kazanabileceğim bir iş alanını keşfetmiş olmasaydım muhtemelen yurtdışına taşınmak isterdim. çünkü ortalama insana avrupa çok daha iyi bir hayat sunuyor, ama ortalama üstü olduğunuzda ciddi sınırlar var ne uzuyor ne kısalıyorsun. o sınırlar da türkiye'de yok. trilyoner de olabiliyorsun, sokakta da kalabiliyorsun.
0
roket adam
(24.01.21)
şimdi ben italya ve norveç gibi iki ülkeye gittim. en çok norveç'te kaldım.

öncelikle oraya gidince bi b.k olmuyor. sen orada immigrant sın. yani kendi ülkesinde barınma için yeterli yetenekleri olmayan buraya gelip kimsenin yapmak istemediği işleri yapan kişi.

ama CEO bile var diyenler var.

evet çünkü senin profilinde o firmaya kimse ceo olmak istemiyor. benim danışmanlık verdiğim firmada ceo türk'tü ve ağzına sıçıyordu tasarımcılar. çünkü tasarımcı ceo'ya git şunu al diyor ceo para yok diyor tasarımcı bana ne lan git para bul o zmn diyor.

böyle bir sistemde firma ceo bulamazken oradan immigrant ın biri çıkıp tüm stressi üzerine alıyor iş bitince türkiye'deki gibi ceo mu taktiri alıyor dersiniz? hayır tasarımcı.

dış ülkeye hangi şartlarda gidilir? örnek veriyorum ailen vardır çocuğunun eğitimi için gidilir. çocuğum dünya vatandaşı olsun diye gidilir. biz zaten çekirdek aile içerisinde yaşıyoruz ve öylede yaşayacağız 10-15 yıl dersen bu şekilde gidilir.

ama ben tek başıma norveç'e gidecem orada 20 yıl yaşarım diyorsan o biraz cahillik kusura bakma.

bence bir yere yerleşmeyi düşünmeden önce en az 3 hafta kalıp sosyal hayatına bakmak lazım. internetten 2 resim görüp tav oluyor insanlar ki cidden cahillik.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
36 yaşında bir erkeğim. burada faydadan ziyade pişmanlık kıyaslaması uygun olur. gidersem, kaldığımdan daha çok pişman olurum, gözüm arkada kalır çünkü.
0
uuth
(24.01.21)
Aslında ben gitmek isteseydim şimdiye kadar gitmeyi denemiş olurdum. Almanya'da çok akrabam var. Kalacak yer sorunum bir süre olmazdı. Euronun daha düşük olduğu zamanlarda Erasmus olsun, staj olsun gitme şansım olabilirdi. Üniversiteden sonra da olabilirdi. İlgimi çekmedi doğruyu söylemek gerekirse. Belki de konfor olarak işime gelmedi. Türkiye'den ne olursa olsun gideyim kafasında olmadım hiçbir zaman. Gelecekte gitmek istersem de gerçekten hayat kalitemi artıracak yerlere gitmek isterim. Mühendis olmama rağmen Almanya düşünmüyorum nedense. Ben gidecek olsam ABD, İngiltere, İspanya falan isterdim. Gitmek istememin nedeni de aslında doğal güzellik, güzel şehirler. 27E
0
dissendium
(24.01.21)
Sosyal ortam.

Iyi egitimli, iyi kariyerli ve en onemlisi de uyum/dil sorunu cekmeyecek iki cok yakin arkadasimi silah zoruyla dahi Almanya´ya yerlesmeye ikna edemiyorum. Ikisi de kadin, neredeyse 30 yasindalar.

Inanilmaz sosyal insanlar, buyuk sosyal cevrelere aidiyet hissetmedikce iyi hissetmiyorlar. Avrupa´da yasadilar ve buradaki insan iliskilerini tatmin edici bulmuyorlar.
0
buf-e kür
(24.01.21)
Guzel bir evde misafir olmaktansa, kendi evim her zaman daha cazip benim icin. Meslek, cv, dil itibariyle gitmek mumkundu ama daha mutlu olacagima inanmiyorum. Aile, sosyal yaşam, yabanci dilde yasam (bilsen bile yorucu oldugu kanaatindeyim, hastaneye gitsem doktoru tam anlarmiyim, mizaha ortak olabilir miyim vb.) gibi bircok faktoru var.
0
pofudukayi
(24.01.21)
Bence yaş ilerledikçe herkes gençler kadar kolay karar veremiyor bu konuda. Bana öyle oldu. Eskiden bunun hayaliyle yaşardım şu an biraz çekiniyorum. Bir kere aile ve dostlar kısmı büyük sıkıntı. Ama farklı da bir deneyim imkanım olsa gider denerdim de kalmak için de güçlü nedenler var. En iyi nedenlerimden birisi ben gittikten sonra burada kalan küçük aile üyelerimi bu kokuşmuş zihniyetin ortasına bırakmak olur.
0
Kediyi üzdün
(24.01.21)
Ben gitmek istemiyorum. Üniversitede hayaller kurardim herkes gibi ben de ama iş hayatına, hayata girdikçe o işin oyle olmadığını anladım.

İyi bir maaşla ordan daha kral yaşarsın burada. Ama stres öldürür. :)
0
westblack
(24.01.21)
Ben de bir yandan gitmek istiyor bir yandan da gidemiyorum. Açıkcası gitmek zorunda hissediyorum kendimi. Geçen sene gidebilirken erteledim covid vs. bahane oldu. Daha önce almanya'da yaşadım hem her şey o kadar güzel ama bir yandan da o kadar zordu ki. Bildiğim her şey burada sonuçta. Kaç yıllık dostluklar vs. Bir seyler değişecek gibi olsa hiç düşünmem burada kalırım ama her şey giderek kötüleşiyor o yüzden iki üç sene sonra tekrar gitme ihtimalim olacak ve kendimi buna zorlayacak gibi hissediyorum.
0
turkce konusan uzayli
(24.01.21)
istesem gidip ABD vatandaşı olabilirdim. Gitmedim.
Şimdiki mesleğimle de istesem gidebilirim. Öyle bir niyetim yok.

Muhalif faunusu içine kapılmazsanız o kadar da yaşanılmayacak ülke değil burası.
0
zoghurt
(24.01.21)
Gitmek isterim çünkü kaybedecek bir şeyim olduğunu düşünmüyorum, sıfırım zaten.

Türkiye'de krallar gibi yaşayacak bir gelirim yok ve olmayacak. İstediğim hayat standardını yakalayamayacağım. Üst düzey bir pozisyon ve maaşta değilim ve önümüzdeki 10-20 yıl da değişmeyecek.

Burada İstanbul'da rahatça yaşayıp üst düzey pozisyonu olan, kariyeri olan kişiyi anlarım, kaybedecek şeyleri vardır ve bunu korumak istiyordur ama sanırım yurtdışına yerleşmek isteyenlerin çoğunluğu benim gibi düşünüp kaybedecek çok şeyi olmayanlar.
Edit: ve tabii huzur ve sağlıklı bir zihniyetin içinde yaşama isteği. Türkiye'nin hala huzurla yaşanabilecek bir ülke olduğunu düşünürler fazla iyimser.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(24.01.21)
Yurtdışından teklifler gelmesine rağmen buradayım hala. 25/e.

Çünkü hayat standartlarım iyi. Avrupa'ya gitsem kiradan falan sonra elime daha az para geçecek. Burada işyerine metro ile 7dk'da gidebiliyorum; arkadaşlarım burada, çok batılı yetiştirilmeme rağmen burada olan kültür ayrılığının orada daha fazla olacağından eminim. "Ama sen hiç Türk'e benzemiyorsun." ırkçı kalıbını duymaktan bıktım.

Not düşeyim, ülke ve insanlarının çöp olduğu konusunda herkese katılıyorum. Sadece haber izleyip diğer insanların çektikleri yüzünden çıldırmazsam hayatım oldukça iyi burada.
0
aguen
(24.01.21)
gitmek isteyen arkadaslarim 3 tipte,
1. Tr'de is ortamindan, imkanlardan tatmin olmayanlar
2. Tr'de de bisey olmayan hayalci tipler
3. Parayla ilgili

Ben geri dönmek istiyorum cunku isimde uluslararasi oldum zaten, ama sosyal hayatta almanya'da irkcilik görmedigim halde kendimi iyi hissetmiyorum.
0
wishmaythşngs
(24.01.21)
Gitmek istemiyorum, Türkiye ve İstanbul benim için cazip. Özellikle Linkedin üzerinden çok sayıda görüşme teklifi gelmesine rağmen mülakat dahi yapmıyorum. (33/E)

"Neden gitmek istemiyorsunuz" sorusu bile üzücü. Ailem, arkadaşlarım burada. Yaşadığım şehri, bölgeyi ve memleketimi seviyorum. İş anlamında seçeneklerim fazla. Niye gideyim ki? Kendi adıma gitmek için bir nedenim yok. Sevmediğim tonla durum var ama bunlar ülkeyi terk etmemi gerektirmiyor. Çok mecbur kalmadıkça bir yere gitmem.

Bir süre Avrupa'da kaldım. Sanılanın aksine muhteşem maddi şartlar yok, örneğin deneyimli bir yazılım mühendisi ay sonunu getirecek kadar para kazanır. Konut sorunu, istediğin evi kiralayamama problemlerin var. Maaşına oranla kiralar çok çok yüksek. Lokal dili bilmeden istediğin tarzda iş bulman sıkıntı. İş sözleşmeleri süreli. Ne kadar eğitimli ve nitelikli iş yaparsan yap "yabancı"sın.
0
Lethe
(24.01.21)
her şeye rağmen gitmek istiyorum çünkü burada sıfırım. yani sevdiklerimden başka kaybedecek bir şeyim yok. 27E
0
nothing in my way
(24.01.21)
ben varım. istersem muhtemelen 2 ayda iş bulup giderim. cehalet, ekonomik sıkıntılar, hükümet hepsinin farkındayım; ama sırf politik sebeplerden bu ülkeden kaçmak bana doğru gelmiyor. daha az kazanıyorum, medeniyet ve eğitim yerlerde; ama ben kendime bakarım arkadaş. oturduğum yer medeni, arkadaşlarım medeni. bana karışmaya teşebbüs edenlere haddini bildirecek özgüven ve statüye sahip olduğum için burada avrupa standartlarında yaşıyorum. o yüzden gitmek istemiyorum.
0
dokunmakalbime
(24.01.21)
yaş: dinazor.
gençliğimde gitmek istemiştim aile izin + para vermedi + dili doğru konuşamamakta etkiliydi. (salaklık) yıllar içinde 15 e yakın ülke + şehir gördüm. gitmediğime pişmanlık duyarım hala.
sonra okul bitti TR ye göre iyi işlere girildi + evlilik + çoluk çocuk.
bu saatten sonra nereye gitçen?
ha bir de muhaliflik vardı. şu zamanlarda 3-4. sıralarda :-)
0
ankarakecisi
(24.01.21)
immigrant olmak istemiyorum. rahat ve konforlu olmayacaksa kendi ülkemde yaşamayı tercih ederim.
0
deartheodosia
(24.01.21)
Ülkemden gitmek istemedim hiçbir zaman. Ama son zamanlarda çok korkar oldum bir kadın olarak. Tek başıma eve çıkacaktım, devamlı erteliyorum sebepsizce çünkü her an birileri (sucu, kargocu, mahalledeki herhangi biri) tecavüz edip beni öldürebilir evimde ve yaptıkları da yanına kalır. Bunun farkındalığıyla yaşamak çok ağır ve travmatik bir şey. O yüzden düzgün ve yasaların uygulandığı bir ülkede yaşamak istiyorum artık.
0
inawen
(24.01.21)
32 erkek kişisi olarak;

Fırsatım olsa giderim. Pek bir ümidim kalmadı. Çevremin yüzde 95'i, çok bilmiş insanlardan oluşuyor.

Beni, burada bağlayan etken yok. Annem babamın bir beklentisi kalmamış zaten. Bakıma muhtaç değiller. Bir yeğenlerim var, özleyeceğim. Kuzenlerim evli. Onların kendi bir hayatı var, her ne kadar iletişim de olsam.

Arkadaşlarımın çoğu evlendi, zaten normalde de pek sık görüşemiyorduk. Bir gün ansızın gitsem, kimsenin hoşcakal başkan, seni özleyeceğiz diyeceğini sanmıyorum.

Ne kadar becerikli bir insanım muamma. Gittiğimde kıyafetlerin yıkanması, yemeğin yapılması ve yıkanması, bir ton şey var.
0
put it in your appropriate place
(24.01.21)
Gittim döndüm. Özlüyorum bazı şeyleri ama orda ölmeyi asla düşünemedim. Arkadaş edinmek, uyum sağlamak vs. hiç zor şeyler değil, yeter ki maddi tatminin olsun. Ama bir türlü olmayan şeyler var, sevdiklerinin hepsini oraya getiremezsin. Türkiye'ye her gelmende misafir gibi hissetmek de çok batıyor. Burda kimseye kendimi ispatlamak zorunda hissetmiyorum ama orda bu konu benim içimde geçmeyen bir huzursuzluğa dönüşmüştü.
Polis görünce ben neden tedirgin olayım ayol?! Polis kim? Üstümü bile arayamaz. Alışmışım bi kere...
30 K.
0
megalomaniac
(24.01.21)
ben gitmeyeceğim.
onlar gidecek!!
0
unabomber
(25.01.21)
Yurtdisini ben luks bir restauranta benzetiyorum. Mekan super, servis harika, tabak canak muhtesem, atmosfer vs ust seviye. Yemeginizi seciyorsunuz, geliyor, tabak cok guzel dosenmis, siz de kopek gibi acsiniz zaten, derken bir isirik aliyorsunuz ve tadinin bombok oldugunun farkina variyorsunuz.

20 senedir kuzey amerika'da yasayan ve hala 30lu yaslarda olan biri olarak yazilanlarin cogu dogru ve bunu insanlarin gorebilmesine sevindim.

Adamlar maraba ariyorlar, o yuzden beyaz yakaya ben cikin gelin demem. Topu diktiyseniz ve ozellikle mavi yaka iseniz, dilinizin falan olmasina gerek yok disarda sizi hayal edemeyeceginiz bir hayat bekliyor, bir yolunu bulun ve uzayin.

Ama konforunu bozmaya korkan beyaz yakaysaniz, akliniza ilk gelen sey ulan yemekleri kim yapacak camasirlari nasil yikiyacaz ise, yurt disi deneyimizin 1-2 haftalik turistik gezilerden ibaret ise ve iyi kotu bir isiniz, duzeniniz var ise, uzak durun.
0
cooperr
(25.01.21)
her seye ragmen gitmeme degil, her seye ragmen donerim'e odaklanin bence. once gidin sonra pisman olursaniz zaten istediginiz zaman donersiniz.
0
baldur2
(25.01.21)
Ya ben de gitmedim ama sürekli bunun muhasebesini yapıyorum, anlatayım:

Öncelikle @roket adam +1. Yani şu an EU ortalamasının üstünde bir maaş alıyorum ama kira, hizmet vs. resmen bedava burada. EU'ya taşınsam süper zarardayım.

Öte yandan insan ve gıda kalitesi yerlerde. Koca ülkede güzel kahve, güzel et, güzel peynir, hatta güzel ekmek bile bulmak ölüm. Güzel insan da bulmak zor, insanların çok büyük bir kısmı ciddi psikolojik rahatsızlığa sahip ve bu ekonomik sebeplerden çok kültürel nedenlere dayanıyor. Bunu arkadaşlıktan ziyade kadın-erkek ilişkileri üzerinden söylüyorum. Çok saçma kültürel kodlar var, beni darlıyor. İş dünyasındaki etik vs. konularına hiç girmiyorum.

Herhangi bir vatan sevgim yok. Arkadaş ortamım güzel ama dünyanın neresine gitsem 1-2 senede benzer bir ortamı kurarım muhtemelen, sosyal bir insanım. Hayat kalitesi vs para açısından bakınca da hayat kalitesi daha ağır basıyor.

Yine de EU'ya gitmem. Güzel maaşlı bir US işi bakıyorum, karantina vs. olayları geçince ufaktan başvurulara başlarım.

28 / E
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
30-K

yurtdışında iş aramıyorum. ama güzel bir iş teklifi alsam giderim. gene de bir süre sonra dönerim herhalde. ya da bilmiyorum, oradaki tutunma, sosyal çevre edinme durumuma bağlı. özetle, "yeter ki yurtdışına bir kapağı atayım, ne iş olsa yaparım" kafasında değilim, oraya gidip sürünmek ya da zaman zaman ikinci vatandaş olarak görülmek istemem. güzel şartlar olmalı önce. çünkü şu anda da işim iyi, çevrem geniş ve TR standartlarının üzerinde yaşıyorum. kaldı ki lükse düşkünlüğüm de yok. kazandığım paradan bağımsız olarak çok az harcıyorum. para sıkıntısı çekmeyince türkiye çok güzel ülke. tatile gidilecek bir sürü yeri var. denizi, havası, doğası güzel. alışveriş, yeme içme ucuz. tiyatro, sinema, çok bilindikleri yanında çok alakasız spor aktiviteleri var ve bunlara çok rahat ulaşabiliyorum. yurtdışında ekstrem bir spor yapmak, bir hobi edinmek çok daha pahalı.

diğer yandan, bir sürü konser ve festival kaçırıyoruz burada. sonra, trafiğinden nefret ediyorum. ama ona da çok nadiren giriyorum aslında. bir de yozlaşmış ve yobaz bir kesim var tabi pek görmek istemediğim. ama onlarla muhattap olmayınca ve onların sayıca azınlıkta olduğu bir bölgede yaşayınca (kendi adıma konuşursam kadıköy) zaten fazla göze batmıyorlar.

bir kadın olarak sokakta tecavüz edilip öldürülürüm ve katillerim davulla zurnayla halay çeker korkum yok. bunlar oluyor malesef ama bana sanki benim başıma gelmezmiş gibi geliyor. bakalım hayırlısı. kaldı ki, bunlar oluyor diye ülkeden kaçmak bana göre değil. daha çok kalırım, daha çok karşılarında durmak isterim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.21)
(14)

Balık alırken ayıklatıyor musunuz?

msb
Tezgah arkasında bi işler dönüyor sanki, seçtiğim balıkla eve gelen balık farklı oluyor gibi...Bayat balıkları o şekilde elden çıkarıyor olabilirler mi?Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum.
Tezgah arkasında bi işler dönüyor sanki, seçtiğim balıkla eve gelen balık farklı oluyor gibi...

Bayat balıkları o şekilde elden çıkarıyor olabilirler mi?

Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum.
0
msb
(23.01.21)
Bunu Ekşi'de yazmıştı biri.

eksisozluk.com

Ya başka balık ayıklanıp veriliyor ya da daha önceden ayıklanmış balık veriliyor.
0
dissendium
(23.01.21)
Olabilir mi olabilir. Hep aynı balıkçıdan al. Kanka ol. Gittiğinde mesela abi 10 dk bekle taze balık gelecek halden sana bundan vermeyeyim, çay icedur diyen adam lazim sana. Bunun içinde aynı balıkçı + samimiyet. 3 - 4 kez de 100-150 lira üzeri alışveriş. sonraki alışverişte abi geçen haftakiler çok iyiydi eline sağlık bayağıdır böyle balık yememistim falan de :D bir zaman sonra arkaya ses gider zaten abime şundan ver vs gibisinden.

Yoksa adam elindeki bayatlari bitirmek zorunda herhalde devamlı müşterisine vermez bayat balığı :)
0
westblack
(23.01.21)
mahallenin balıkçısından alıyorum. Gözümün önünde ayıklıyorlar. Dediğiniz gibi yapsa kimse tercih etmez.

Ama işlek yerlerde yapıyo olabilirler...
0
hayaletimsi
(23.01.21)
Artık ayıklatmıyorum. En son ayıklattığımda 2 kiloya yakın dil balığı almıştım, adam ısrarla temizleyelim deyince olur dedim , sen alışverişini yap hazır olur dedi balıkçı. Normalde balığımı hep ben temizlediğimden ne kadar fire çıkar aşağı yukarı bilirim. Döndüm yarım saat sonra ödemeyi yapacağım , torbayı elime tutuşturdu bir gariplik var. 1 kilo var yok , attım önümde duran tartısına 1 kilo bile gelmedi. Hayırdır diyorum abi kafa , deri diyor ( 2 kilo orta boy dil'den 400 gram fire gelmez,balığın içi ve kafası küçüktür) bırakıp döndüm yürümeye başlayınca bağırıyor arkamdan. Hiç sallamadım , bir daha da tezgahının önünden geçmedim. Ben ki haftalık 250 tl deniz mahsulü tüketirim , ben kaybetmedim ama bu tezgahı yiyen çok dikkat edin.
0
synax
(23.01.21)
metro marketten gonul rahatligiyla taze alabilir/ayiklatabilirsin.
0
nibba
(23.01.21)
büyük merkezlerden alışveriş etmem. dürüst esnaf yok mu oralarda, elbette var. ama kurunun yanında yaş da yanar.
0
iddaaci
(23.01.21)
Kesinlikle bir şeyler dönüyor.
Ayıklayıp koyuyorlar ve önce onu satmaya çalışıyorlar. Yok derseniz bu defa suda yüzenlerden vermeye çalışıyorlar. Yine yok derseniz
tezgahtan verip ayıklayalım mı deyip ayıklama sırasında da bir şeyler çeviriyorlar.
Elle kontrol edip ayıklatmadan alıyorum.
Ne yazık ki memleket her yönüyle ahlaksızlığa batmış.
0
pro9it9is9
(23.01.21)
Migrostan carrefourdan alın ögüzünüzün önünde ayıklıyorlar
0
condom kurşunu
(23.01.21)
İzmirde öyle bi şeye rastlamadım ben daha ama ben de ayıklatmıyorum da sebebi bu değil. Baştan savma ayıklıyorlar ben yine gelince kendim uğraşıyorum.
0
superfluid
(23.01.21)
Normalde ayıklatıyordum ama ayıklandıktan sonra olması gereken ağırlığın çok altında çıkınca bıraktım.
0
wilhelmwasmuss
(23.01.21)
Ankara'daki hiçbir balıkçıda böyle bir şey görmedim. Muhtemelen orası İstanbul ve sizi iyi düdüklüyorlar.

Bizim balıkçılarda ayıklayan adamın arkası müşteriye dönük olur,başında bekler görürsün. Sakarya, bahçeli, öveçler, ulus hal. Hiçbirinde böyle arkasına geçilmeyen, arkası görülmeyen tezgah görmedim.
0
kibritsuyu
(23.01.21)
"Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum."

evet tam da bu tur dalaverelerin dondugu yer bu iki merkez. buyuk marketlerde bu isler olmaz cunku ayiklayan kisinin bir kari yok. o balik carsilarinda ise rekabet ve acgozluluk oldugu icin boyle seyler hep olur. gorunen o ki ya kendi mahallendeki balikcidan alacaksin ya da buyuk marketlerden.
0
rm
(23.01.21)
Ben de ayiklatiyorum ama ya bizim balikcidan ya da Migros'tan alıyorum; söylediğiniz gibi bir şeye hiç denk gelmedim hatta aklımın ucundan bile geçmemişti.
0
fraise
(23.01.21)
sokakta satan tipler varsa onlardan al. Zaten arkada temizleme gibi bir durum olamıyor ve taze satıp bitirip gidiyorlar.
0
rodriguez2
(23.01.21)
(6)

çok sinirliyim ve evdeki kavga

Tochinoshin
abim evli. kız kardeşim, küçük kardeşim ve ben ve anne babamla yaşıyoruz. kız kardeşim ve annem sürekli kavga eder, ikisinin de psikolojileri iyi değil. ben 26, kardeşim 21 yaşında.az önce abim ve karısı geldi, kız kardeşim abime ağlamış odasında annemi şikayet etmiş. hepsi birden anneme yüklendiler
abim evli. kız kardeşim, küçük kardeşim ve ben ve anne babamla yaşıyoruz. kız kardeşim ve annem sürekli kavga eder, ikisinin de psikolojileri iyi değil. ben 26, kardeşim 21 yaşında.

az önce abim ve karısı geldi, kız kardeşim abime ağlamış odasında annemi şikayet etmiş. hepsi birden anneme yüklendiler birden, ne biçim kadınsın, hastasın, iğrençsin, kötüsün demeye başladılar. ben odamdayım müdahale etmedim.

gittiler sonra, annem deli gibi ağlıyor hala.

ben bu abimi de karısını da çocuklarını da hiç sevmem, karısını aldattı zaten şerefsizin biri. geldiklerinde de pek muhattap olmam, hoş geldin falan sadece, çocuklarını da sevmem odamda otururum geldiklerinde.

şimdi o dedikleri içimde kaldı. onlar gitti sıkıntısını biz çekeceğiz şimdi. tartıştıkları şeyler de değişmesi mümkün olmayan şeyler. böyle gelmiş böyle gider. o lafları etti diye hiçbir şey değişmeyecek yani, evde huzursuzluk olacak durduk yere.

şimdi ben bu abime açıp sövsem, bir vursam ölürsün zaten hasta, sakatın tekisin desem, bütün ilişkileri koparsam, hatta karısını aldattığını da söylesem ben çok mutlu olurum. onlarla bir daha muhattap olmamak hayatımda bir şeyi değiştirmez. ama bu küslük ömür boyu sürecek, değişme, düzelme şansı yok.

siz olsanız sessiz mi kalırdınız yoksa bitirir miydiniz her şeyi? bu içimde kalırsa baya dert edeceğim kendime.
0
Tochinoshin
(22.01.21)
lütfen bana kızma ama benim bakış açımla şöyle:

anne kazık kadar üç (+bir de küçük) çocuk annesi kadın, böyle şeylere ağlamasın da s.ktir çeksin abine.

sen kazık kadar insansın, gelirin varsa ayrı eve çık (konudan bağımsız).

anne-kız arasında olur böyle kavgalar, kardeşin yaşı ilerledikçe tolere etmeye başlayacak ve kavgalar azalacak. o da ekonomik özgürlük elde eder etmez evden ayrılsın. aynı evde yaşadıkça o tolerans gelişmez, kavgalar artarak devam eder. de ki kardeşine, madem anne bu kadar kötü, okulunu bitir işe gir, ayrı ev tut git evden.

abinin karısıyla arasına girme. abine sadece de ki kardeşinle annenin arasına girmesin. şerefsiz olduğunu düşünüyorsan da görüşmezsin olur biter, abin diye görüşmek zorunda değilsin. yenge daha anlaşılabilir biriyse aldatma konusuna girmeden yengeye anlat, böyle yapınca anne üzülüyor diye, o konuşsun abinle.

babanın olaydaki rolünü anlamadım ama annenin arkasında dursun o da, annen yapamıyorsa baban s.ktir çeksin abine.
0
pati
(22.01.21)
Zamanında yapılmayan doğru bir şeyi, sonradan yapmaya çalışırsanız yanlışlara yol açar. Bundan sonrasında annenizle sizin aranız da bozulabilir. Çünkü kendisi acı çekse bile evladını affetmeye meyillidir. Fakat sonucunda yine üzülebilir. Siz de bu duruma tahammül edemeyebilirsiniz.
Bence kız kardeşinle iyi bir iletişim kurarak sorunları çözmeyi denemelisin ve unutmadan bazı kötü şeylerin olması gerekiyorsa olur engel olamazsın.
0
bagcivan
(22.01.21)
su an abinin onceki hatalariyla herhangi bir alaka yok. ama sirf annenizi gelip ustune yurudugu icin annenize soyleyin bu adamin derdi ne gidip konuscam. konus abine de sen cok mu muhtesemsin gelip burda evin huzurunu bozuyorsun? veya ne soylemek istiyorsan "tamamen bu durumla alakali" ne istiyorsaniz konusun bence. ve aninda tepki verseydiniz daha iyiydi. onlar bagrisirken siz odada dinlediniz simdi anne susmayinca mi sinirleniyosunuz anlamadim acikcasi. ama arayin konusun diger kotulukler su an konusulmasina gerek yok. konusmak istemeseniz dahi gerek yok
0
ala09
(22.01.21)
Kardeşiniz satmış sizi. Aile içinde olan şeyler aile içinde kalır bence. Abiniz artık evlendiğine göre o başka bir aile. Kardeşinizin gidip de aileniz içindeki şeyleri abinize anlatması doğru değil. Bence önce kız kardeşinizle bu konuyu konuşun. Sövmek, kavga etmek yakışmaz.
0
dissendium
(22.01.21)
Bence de sorun kardeşte, abinize boşuna yüklenmeyin, yaptığı yanlış da kardeşiniz doldurmuş.

Anneniz de unutur zaten merak etmeyin, siz kardeşi ikna edin
0
kveldulv
(22.01.21)
kız kardeşine annemle sorunun varsa annemle çöz anneme karşı da saygısızlık yapma abim gidince evde ben varım ona göre diye de göz dağı ver bence. tartışma konusuna hakimsen hele de kız kardeşin haksızsa biraz fazla yüklen ama korkutma uzaklaşmasın senden dışarda teselli bulacak şekilde güvensiz olmasın yani.

abine de yengemin yanında bir şey demek istemedim ama tekrarı olursa gözünün yaşına bakmam annemi mal kardeşim dedikleri ile karınla ezmenize göz yumacak değilim de. yüklenirse de yaptığını yengene söylemekle tehdit et. yengene de hatta olay büyümesin diye bir şey demedim yenge ama annem ile konuşurken konuşmana dediklerine dikkat et de.

annene takmamasını düzeleceğini ama bu kavgaları azaltalım huzurumuz bouluyor anne bir yol yöntem bulalım de. anneni ikna edecek şekilde güzel bir şeyler söyle işte. anne bende kutsaldır dostum ama annelerde az da olsa haksız olabilir ama asla ezilmezine göz yumamam.
0
andlee
(23.01.21)
(17)

Ozgur Demirtas'i niye gomuyorlar?

speedy
Takip ettigim, yazisini falan okudugum biri degil cok izlenmis youtube kesitlerinden taniyorum. Ara ara basligi patliyor altta sert elestiriler falan oluyor, niye gomuluyor bu adam bilen var mi?
Takip ettigim, yazisini falan okudugum biri degil cok izlenmis youtube kesitlerinden taniyorum. Ara ara basligi patliyor altta sert elestiriler falan oluyor, niye gomuluyor bu adam bilen var mi?
0
speedy
(22.01.21)
göz önünde diye.
0
jelly bear
(22.01.21)
çok beylik laflar ediyor, kişisel gelişimci gibi komik sözleri oluyor. boomer bulunuyor filan. benim rastladığım bu yönde eleştirilerdi.
sosyal medyanın bazı kişileri önce gereğinden fazla pohpohlayıp sonra bi noktada overrated olduğunu fark edip aşırı değersizleştirmesine örnek biri diyebilriz.
0
red g
(22.01.21)
Takip ediyorum kendisini ama her konu hakkinda yorum yapmaya calismasa bu kadar elestirilmeyecegini dusunuyorum.
0
thecoolkingandthequeen
(22.01.21)
Adam ekonomi konusunda isinin ehli. Acik acik ekonomik degerlendirmeler yapiyor. Üstü kapalida siyasi elestiriler yapiyor. Bu nedenle malum trol kitlenen elestirilerine maruz kaliyor.

Son olarakta Mesut Özil transferine biraz salladi ve ordan linc yedi. Linc sebebide, gs nin Falcao tarnsferinde hayvan gibi sevinipte, Fb nin mesut transferinde para konusunu acmasi...
0
VIPCH
(22.01.21)
son mevzuda 2 yıl önce gs nin falcao transferini övmesine rağmen fb nin mesut transferini futbol karnınızı doyurmaz falan diyerek dedem gibi eleştirmesi ile oldu.

özetle adam ünlü olmayı fazla sevdi. tutarsız ve çok boş yapıyor
0
Ufuk
(22.01.21)
popularitesi biraz artinca "ben demistim" "ben biliyorum" tavirlari illalah dedirtti. ben de takip ediyordum twitterdaan kendisini ama biraz kendini pohpohlamaya baslayinca takipten ciktim.
0
exlibris
(22.01.21)
gömmek için sebep çok da, neden ünlendiğini sormak gerek asıl.
0
owaki
(22.01.21)
çok boş konuşuyor çook hem de.
0
gameofannen
(22.01.21)
ünlü olunca insanların neyi sevip neyi sevmeyeceği konusunda ahkam kesmeye başladı. alanı ekonomi ama her şey hakkında atıp tutuyor.

bir de kendisini öven twitlerin hepsini rt yapıyor. bunu yapan insanın cidden psikolojik problemleri vardır.
0
amandil
(22.01.21)
popülist açıklamalar yapıyor. o dolar yorumundan sonra ünlü olduktan sonra iyice sapıttı.
0
false pretension
(22.01.21)
Yaptigi yorumlar Ekonomi101 seviyesinde, asiri populist.
0
turkuaz
(22.01.21)
iyi eğitim almış ama sürekli alanı dışında saçma sapan konuşuyor. kendini bir b*k zannediyor. bir de birazcık popüler konularda konuştuğu için tanınıyor. twitterdakiler de "oo iyi okulda okumuş o zaman her lafını kabul etmeliyiz" gibi bir düşünce içerisinde. haliyle ekşi gibi yerlerde gömülüyor.
0
candide
(22.01.21)
-Vasat bir tip, "en çok ben bilirim" havalarında, sahip olduklarını içine sindirememiş.
-Ortalama insanın bildiği şeyleri, acayip gizli bilgilermiş gibi sunuyor.
-Tarafsız değil, kendi görüşünü desteklemek için bir şeyleri eğip bükmekten geri durmuyor.
0
alfred
(22.01.21)
Şimdi neden gömüyorlar bilmiyorum ama bir süre önce "Borsa İstanbul'da aslında kimse kazanamaz" gibisinden bir laf etmişti. Söylemini destekleyen dayanaklar da göstermedi. Öylesine konuştu. Laf etmiş olmak için laf eden biri olabiliyor ara ara.
0
Anthony McCarten
(22.01.21)
Bu adamı ilk defa televizyonda görmüştüm. Twitter kullandığını bile bilmiyordum. Böyle herkesin bildiği, kimsenin karşı çıkmayacağı şeyleri sanki yeni keşfedilmiş gibi büyük bir heyecanla anlatıyordu. Sonra kanalı değiştirmiştim. Meğer bu adam bayağı popülermiş. Gömülme sebebi bence sürekli tribünlere oynaması.
0
dissendium
(22.01.21)
Ekonomi hakkinda guzel guzel konusurken arkasinda bir saksakci tayfasi birikti. Bu da alkislayanlarin gaziyla her konuda konusmaya basladi egosuna yenildi. Simdi celiskileri ortaya konunca daha da sacmaliyor.
0
cleric
(22.01.21)
@Anthony McCarten koptum ya. Dunyanin en mantikli lafini etmis adam iste. Borsa Istanbul'da sen ben gibi kucuk baliklari ezerler, saftirikler uzak dursun diye soylemis iste.
0
neverletyougodown
(22.01.21)
(2)

izmit - gölcük dolmuşları

tabudeviren
nereden kalkıyor ve ücreti ne kadar?edit: 200 numara ile geleceğim. nerede ineyim? nerede bineyim?
nereden kalkıyor ve ücreti ne kadar?

edit: 200 numara ile geleceğim. nerede ineyim? nerede bineyim?
0
tabudeviren
(20.01.21)
halkevi karşısı. 7 tl'ydi ama en son.

edit: özel halk otobüsü valilikten geçer yalnız.
0
iddaaci
(20.01.21)
HES kodu nedeniyle para kabul edilmiyor bir süredir. Kent Kart zorunlu. Halkevi'nde inerseniz Marina'dan Gölcük'e vapur da var. Saatlerine bakmanız gerekir.
0
dissendium
(20.01.21)
(17)

sizce en çok neyin fiyatı arttı?

ilkot
ya bu nedir, market alışverişi minimum 100 lira oldu, herkes yıllık enflasyonun açıklanmasını beklermiş gibi zam gelmeyen gün yok.buyrun ankete herkes son alışveriş tutarını yazsın.benim 128 lira, içinde et yok, deodorant, tuvalet kağıdı gibi eften püften şeyler var. pirinç makarna vs. de var fişi k
ya bu nedir, market alışverişi minimum 100 lira oldu, herkes yıllık enflasyonun açıklanmasını beklermiş gibi zam gelmeyen gün yok.

buyrun ankete herkes son alışveriş tutarını yazsın.

benim 128 lira, içinde et yok, deodorant, tuvalet kağıdı gibi eften püften şeyler var. pirinç makarna vs. de var fişi kontrol ediyorum doğru, komple delirdik mi?
0
ilkot
(20.01.21)
Deodorant, tuvalet kagidiyla falan 120ye ciktiysaniz helal.
0
brkylmz
(20.01.21)
30'lu yumurta + 1 kilo peynir 100 lira civarı. En çok fiyatı artan yağ.
0
dekart
(20.01.21)
Benim en çok tükettiğim ürün peynir. Acayip pahalılaştı bence.
0
mg3929
(20.01.21)
Coca Cola ve cips. Bir kola, bir cips alsan 10 TL bırakıyorsun. Eskiden 5 TL falandı ikisi.
0
dissendium
(20.01.21)
hepsi ve daha fazlası için şöyle bir site var:
www.hissedilenenflasyon.com
reklam mı evet reklam ama ticari amacı olmayan bir site için bu farkındalığı ekşi yaymayacaksa kim yayacak?
0
🌸ilkot
(20.01.21)
@dekart
30'lu yumurta ve 1 kilo peynir hazirandan bu yana yaklaşık %20 artmış.
hissedilenenflasyon.com
0
🌸ilkot
(20.01.21)
@dissendium
kola-cips artmamış gibi ama siz daha iyi bilirsiniz.

hissedilenenflasyon.com
0
🌸ilkot
(20.01.21)
yumurta, peynir ve süt. en çok arttı.
0
jelly bear
(20.01.21)
Halat, tabure
0
ryhmer
(20.01.21)
kuruyemiş + süt ürünleri + yumurta
0
ankarakecisi
(20.01.21)
terapist ücretleri
0
ishak77
(20.01.21)
Gofret mofret, çikolata gibi abur cuburlar da çok arttı ya...
0
superfluid
(20.01.21)
artmayan bir şey yok ki. herkes canını en çok acıtanı yazmış.

benim canımı en çok alkol acıtıyor(hep pahalıydı ve ortalamaya göre çok artmadı belki ama bu aralar normalden en fazla tükettiğim şey)
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.01.21)
En yakın zamanda deodorant vurdu beni
0
peki madem
(20.01.21)
geçen gün yaşadığım durum tam olarak umut sarıkaya tipi mutsuzluğa giriyordu. listede et ürünü olmayan standart peynir, yumurta, pirinç, meyve sebze, sabun vs. alışverişi yaptım.. kasiyer 170 tl tuttu dedi kartı uzattım şifreyi girdim. alışveriş arabasına yerleştirirken -aa çok bişey tutmamış ya burası iyiymiş falan dedim hatta.. sevindirik oldum. neyse aldıklarımı bagaja yerleştirdim, elimi cebime attım ve fişteki tutarı görmemle kendime gülmem bir oldu.. meğer kasiyerin dediği 170 değil 370miş.. o an kendimi 5 yıl öncesinde zannedecek kadar ne içtiğimi düşünerek bindim arabama hüzünlü hüzünlü gittim evime.
0
jepa
(20.01.21)
yumurta yaza düşer gençler. tavuk dediğimiz de işçi gibidir, soğuğu pek sevmez ve verim düşer. tabi maliyetlerden dolayı 15 li fiyatları tekrar görmeyiz ama 20-30 arasından bu sene daha fazla yükselmez diye düşünüyorum.

ithal ürünlerde artış olabilir çünkü dövizle yurda giren ne kadar ürün varsa hazineyi boşaltır. hazine boşalırsa da bilgisayar, araba, cola, şampuan vs. ne kadar ithal ürün varsa üzerine zam konularak halk yerli olanına veya ithal ürün almamaya yönlendirilir.

ülkenin ekonomisi hepimizin bildiği üzere okey'e dönüyo. faizler bu düzeyde kalırsa belki fiyatlar bu seyirde bi süre daha devam eder ve tabi uzun vadede yine yükselir ama faiz düşmesi veya para basılması gibi bi durum söz konusu olursa işte o gün tekrar kaldığımız yerden devam ederiz.

faiz yüksek kalsın o zaman diyenler olacaktır. o iş öyle olmuyo... onun ülke ekonomisine uzun vadede çok daha büyük zararı var.
0
laragofret
(21.01.21)
son bir sene değil de 2-3 seneyi baz alırsak süt ve süt ürünleri çok arttı.

kuruyemiş her zaman pahalıydı iyice alınmayacak seviyelere çıktı.
0
nuisance
(21.01.21)
(11)

Harry Potter'i sevenler, neden cok seviyorsunuz?

yoggi
Soru baslikta. kitap serisinden bahsediyorum ama filmi seviyorsaniz onun icin de yazabilirsiniz. sorum sadece sevenlere.
Soru baslikta.

kitap serisinden bahsediyorum ama filmi seviyorsaniz onun icin de yazabilirsiniz.


sorum sadece sevenlere.
0
yoggi
(19.01.21)
tema müziği yeter..

www.youtube.com

ayrıca orijinal dilinde ilk okumaya çalıştığım kitaplardandır yeri ayrı.

en çok Hogwarts için sevdim.
0
AlsterWasser
(20.01.21)
2002 yılında Harry Potter ve Sırlar Odası'nı sinemada izlemiştim. Neredeyse 20 yıl olmuş. Harry Potter büyürken ben de büyüdüm. Birlikte büyüme olduğu için yeri ayrı oluyor. Yeni film için bir yıl bekliyordum. Sinemada izledikten sonra CD'sinin çıkması altı ay sürüyordu. Hikâyeyi bu şekilde yaşayınca doğal olarak çok seviyorum. Eser olarak neden çok seviyorsun derseniz kitap ya da film, çok zekice bir hikâye, her ayrıntısı çok iyi düşünülmüş derim.
0
dissendium
(20.01.21)
Benim için Harry' nin kimsesiz oluşu idi. Çocukluğum hep bu hisle geçti. Kalabalık bir ailede yaşıyorum. Okulda öğretmeni tarafından salak muamelesi gören, ailemde azarlanan silik bir çocukluk geçirdiğim için Harry ile özdeşleştirmiştim kendimi. Daha sonra Harry' nin kendisinin farklı oluşunu keşfetmesi hayatının başrolü olması, beğeni toplamaya başlaması bana da umut vermişti. Tabii büyüdük. Çok şey değişti.
0
skywalker.anakinn
(20.01.21)
ortaokul sonu vakitlerdi sanırım harry potter ilk çıktığında, benzer türe ilgimiz olduğu için bir arkadaşımla birlikte okumuştuk. öyle başladık. hatta ilk kitap türkçe'de "felsefe taşı" değil "büyülü taş" olarak çıkmıştı. hikayesi çok kolay saran bir örüntüye sahipti. rahat okunuyordu. merak unsuru bol. yeni bir dünya çizmiş, içine çekebiliyordu. bir çocuğun içinde olabilecek büyülü bir dünyaya kaçma arzusuna hitap var. karakterlerle bağ kurabildik zamanla. üçüncü kitapta sirius'la çok güzel bağ kurduk mesela. snape'in ilginç hikayesi vardı, trust snape meselesi vardı. karakterler iyi kurgulanmıştı yani. bir de tabii birçok benzer türün altyapısını iyi kullanıyor, iyi yazılmış olma durumu var sanırım yani gerçekten. hikaye kilit noktaları güzel doldurdu, çok bir şeyi açıkta bırakmadı. büyülü ıvır zıvırların yanında dramatik olaylar da iyi eklenmişti. keyifli bir yolculuk sunmuştu, heyecanla bekletebilmişti.

bence çeviri anlamında da çok başarılıydı, belki o yüzden de epey severek okuyabildik. en son kitabı ingilizce olarak okumayla süreci tamamladım. çok ilginç gelmişti ingilizce okumak, "bunlar baya british tiplermiş" duygusunu ingilizcesini okuyunca aldımdı, sürekli bloody denip duruyor :) böyleydi yani benim için.
0
nimberjack
(20.01.21)
bizim nesile kitap okumayı sevdiren seri o. Kim derdi çocuklar 1000 sayfalık kitap okuyacak :D Zümrüdüanka Yoldaşlığını okuduk ama.

Okulda tavsiye edilen klasikleri okumak için erkendi (ben ilkokulda okudum Harry Potter'ı, 4-5-6-7 sonra çıkmıştı tabii ortaokul lise vs.) fantastik farklı bir dünya hoşuma gitmişti.
0
rodriguez2
(20.01.21)
Ilk kitabi okudugumda 11 yasindaydim, son kitap ciktiginda lise sonda. Birlikte buyuduk.

Dili akici, hikayesi guzel, kitaptaki karakterlerden en az birinde kendini buluyorsun. Ayrica cevirisi yapilmis en iyi cevirilerden biridir.

Son kitap haric her kitabi en az 5 defa okumusumdur. En son iki yil once orjinallerini okudum, ve butun bu yillar boyunca her okuyusumda bakis acimin nasil degistigini gormek acisindan da oldukca guzeldi.

Simdi 30 yasindayim, ne zaman kimseyle konusmak istemesem, depresyonun dibine vursam eski bir dost, bir siginak gibi tekrar elime aliyorum kitaplari. Bana iyi geliyor.

Filmlere gelirsek, daha ne kadar tirt yapabilirlermis bilmiyorum. En sevdigim film azkaban tutsagi, cunku cekimler vs. Ancak filmler boyunca hikayede o kadar cok sey atlanmiski kitaplarin verdigi hissin onda birini bile vermiyor filmler.

Ilk 3 filmi birkac defa, 4 haric digerlerini birer defa izledim. 4. Filmi gecen yil izleyecek bir sey ararken netflixte veya primeda onerilince tekrar izledim ve filmleri neden hic sevmedigimi tekrar hatirladim.
0
the end of time
(20.01.21)
Filmlerini beğenmem ama kitap serisini üçer kez okudum. Muhteşem bir kaçış edebiyatı benim için. Gerektiği yerde sıcak gerektiği yerde gerilimli olmayı bilen, başından sonu belli olan ama belli etmeyen, ara ara da hem gençlere hem yetişkinlere önemli mesajlar verebilen bir seri.
0
aslil
(20.01.21)
kitap serisini bitirmedim maalesef ama filmlerini çok seviyorum.
ilk film çıktığında 11 yaşındaydım. felsefe taşı çıkmadan önce güzel bi pr olmuştu. her yerde harry potter vardı. cola bardaklarına kadar. o kadar izlemek istiyordum ki. hatta dayanamayıp filmi tahmin ettiğim bi hikaye de yazmıştım. tabii alakası yoktu, bu kadarını gerçekten hayal bile edemezdim. ilk çıktığı hafta sonu teyzem ben, annem ve kuzenim capitol'e gitmiştik. bütün seanslar doluydu ve bize uygun olan seansa girersek ertesi gün okula gidemezdim çünkü evimiz uzaktı biraz. kuzenim hahaahh diye gülerek girerken ben ağlayarak eve dönmüştüm. ertesi hafta gidip izlemiştim. sonra 2 ve 3. filmi o kuzenimle izledik ama o devam etmedi. ben bütün filmleri sinemada izledim. bazılarını 2 kere hatta. buna sonradan çıkan ve hiç beğenmediğim fantastik canavarlar da dahil.
0
matilda
(20.01.21)
üstteki cevaplarla aynı aşağı yukarı, yalnız ve mutsuz geçen bir çocuklukta bana bambaşka bir dünyanın kapısını açmış olması, okumayı sevdirmesi, güzel çevirisi vs.

benim açımdan ayrıca artısı katıldığım hp forumlarında arkadaş çevresi edinmem ve sosyalleşmeye başlamam (buluşmalar, online hayatta bir sürü arkadaşımın olması). aşırı özgüvensiz olduğum halde kendimi değerli hissettiğim bir yer olmuştu bu forumlar.
0
amugochi
(20.01.21)
Özgür Willy' den sonra sinemada izlediğim ilk film Felsefe Taşı' ydı. Aklım çıkmıştı. Küçük bir ilçede doğup büyüdüm, kitaplara erişmek kolay değildi; ki o zamanlar internet alışverişi de bu kadar yoğun değildi kangurum falan vardı en fazla migrosun. Bir gün teyzem elinde Azkaban Tutsağı ile çıktı geldi.Annem bahsetmiş kitapları sorup durduğumdan. 2 gün sürmüştü bitirmem 5 veya 6. sınıfın yazıydı. Tabi zehri alınca durdurak bilmedim. Yayımlanan bütün kitapları okudum. esrardairesi.com vardı o zamanlar, sabah akşam forumlarda teori konuşurduk, birçok internet arkadaşı edinmiştim. Son kitabın orijinali Türkiye'de satışa çıktığında yine siteden bir grup kendi imkanlarıyla kitabı çevirip forumdaki grupla paylaşmışlardı.Son kitabı bir hayli önce okumuştum. Kitaplar çok güzeldi evet ama üstteki bazı arkadaşların da belirttiği gibi o dönemle de alakalıydı galiba tam büyürken maruz kalmak o dünyaya. Büyüleyiciydi xd
0
lüzumsuz adam
(20.01.21)
Ben de ilk kez Büyülü Taş baskısıyla keşfettim ve en başından beri takip ettim seriyi. Hatta iyice popüler olduğunda yeni kitaplar çıktığı gibi biterdi. O zamanlar sürekli alışveriş yaptığım kitapçı bana bir tane ayırırdı, ben ders çıkışı gidip alırdım, yemeden içmeden uyumadan o kitabı bir oturuşta bitirirdim.

Ben zaten kitap delisiydim, en büyük hobim kitaplardı. Harry Potter da benim için inanılmaz büyük ve detaylı bir evrendi, kahramanlardan biri dış görünüş tasviriyle bile bana benzeyen kitap delisi bir kızdı, daha ne olsun.

Filmleri bokum gibi. O ayrı.

Edit: Her kitabı birden fazla kez okudum, son 6-7 yıldır hiç okumadım ama bir yıldır İngilizce sesli kitaplarını (Stephen Fry seslendirmesiyle) dinliyorum yavaş yavaş. O da çok keyifli.

Edit: Snape denen adam creepy bir stalkerdır ve gücü çocuklara yeter. Dumbledore'dan yana olsa da pislik bir herif olduğu gerçeğini kimse bana unutturamaz. Çok kızgınım bu konuda.
0
kobuzchu kiz
(20.01.21)
(2)

Tarihi incil/tevrat/kuran satmak neden suc?

rahmi pinkfloydoglu
Bu adamlar niye hep enseleniyor? Yani benim buyuk buyuk dedemden kalma bir kutsal kitap olsun baska birsey olsun istedigim gibi niye satamiyorum? https://tr.sputniknews.com/amp/turkiye/202101191043612871-tarihi-incil-dolandiricilari-yakalandi-3-milyon-dolara-satacaklardi/?__twitter_impression=true
Bu adamlar niye hep enseleniyor? Yani benim buyuk buyuk dedemden kalma bir kutsal kitap olsun baska birsey olsun istedigim gibi niye satamiyorum?

tr.sputniknews.com
0
rahmi pinkfloydoglu
(19.01.21)
İncil'e özgü bir durum değil. Tarihî eser kaçakçılığı suçtur. Roma sikkesi satanları da yakalıyorlar.
0
dissendium
(19.01.21)
Tarihi eser bulursan 3 gün içerisinde mizelere yoksa yerel yönetime en kötü muhtara bunu beyan etmen gerekiyor.beyandan sonra bunun incelemesi yapılıyor.ilerleyen tarihte değer komisyonu kurulup değeri belirleniyor.farklı detaylara sahip bir durum.beyan etmemenin ve satmanın ayrı ayrı cezaları,hapis cezası var.

Ama bu son dönem rastladığın tevrat,incil olaylarının çoğunluğu sahte.özellikle bu ceylan derisi falan diye anlatılanlar hep fake.habercilerde belki istemeden ya da ısmarlama haber yapıp dolandırıcılara zemin hazırlıyorlar.haber hep jandarma yakaladı,şu kadar milyon değerinde.buna inananlarda denk getirdiklerinde milyon koyacam hayaliyle 50-100-araba ne varsa bu adamlara kaptırıyorlar.konudan bağımsız birileri okursa diye yazıyorum bunu.
0
duptıs
(19.01.21)
(5)

kelime sonlarindaki sert sessizlerin yumusamasi ve dincilik

in vino veritas
niye bu olay dincilere atfediliyor? olayi ne? bu arkadaslar niye kelime sonlarindaki sert sessizleri ille de yumusatmak istiyorlar? arapcayla ilgili bisi mi acaba diyecegim ama bunlarin hepsi arapca da bilmiyor ki? ornek: kalb, cevab, sevab vb..
niye bu olay dincilere atfediliyor? olayi ne? bu arkadaslar niye kelime sonlarindaki sert sessizleri ille de yumusatmak istiyorlar? arapcayla ilgili bisi mi acaba diyecegim ama bunlarin hepsi arapca da bilmiyor ki?

ornek: kalb, cevab, sevab vb..
0
in vino veritas
(19.01.21)
Arapca dilinin ozelliginden kaynaklaniyor diye biliyorum, mesela bir italyan ingilzce konusurken sessizle bitmis kelimelerin sonuna sesli harf koymaya calisir istemsizce. bunlarin dili de boyle. O degil bir ara ne patlamisti bu olay sozlukte:) eksisozluk.com
0
neverletyougodown
(19.01.21)
cevab veremedi diye bir kitap vardı onun üzerinden çıktı sanırım
0
silver apple
(19.01.21)
evet ama o kitabi bilmeyen de oyle konusuyor, arapca bilmeyen de oyle konusuyor.
0
🌸in vino veritas
(19.01.21)
(bkz: cevab veremedi)

Türkçede yumuşak sessizle biten sözcük yok (olanlar da diğer dillerden geçenler) o yüzden verdiğiniz örneklerdeki gibi Arapçadan dilimize geçen sözcüklerin sonunu sertleştiriyoruz. Arapça asılları kalb, cavab falan onların. Arapça bilen, en azından kuran falan okuyanların telaffuzu oraya kayıyor. Beyaz yakalılar nasıl İngilizceye yanlayarak konuşuyorsa dinciler de böyle Arapçaya yanlıyor işte.
0
kobuzchu kiz
(19.01.21)
Dincilere atfediliyor çünkü dinciler bu şekilde yazıyor. Birbirlerinden görüyorlar. Okudukları şeylerde de o şekilde yazıldığı için o şekilde kullanıyorlar. O şekilde yazanların büyük bir kısmı Arapçanın A'sını bilmiyordur.
0
dissendium
(19.01.21)
(6)

İngilizce basit dilbilgisi

Unde bach canim
Görselde iki cümle yapısı aynı olduğu halde cümleleri bağlamak için neden birinde “that” kullanılıyor da diğerinde yok. Şu cümlelerin iki farklı özne için bağlanması kalıbının mantığı nedir?
Görselde iki cümle yapısı aynı olduğu halde cümleleri bağlamak için neden birinde “that” kullanılıyor da diğerinde yok. Şu cümlelerin iki farklı özne için bağlanması kalıbının mantığı nedir?
0
Unde bach canim
(18.01.21)
@himmet dayı
Relativelerde mutlak surette bu ekler gelirken ilk cümlede hiçbir şey gelmemiş. Bu bir istisna mı?

I think
I hope
I wish
Gibi cümlelerle başlandığı için?

Fakat şu cümle: “I see you don't love me”
Böyle bir cümle yanlış mı relative clause kullanılmadığı için? Bunun ayrımını yapamıyorum açıkçası.
0
🌸Unde bach canim
(18.01.21)
Sanırım bir karışıklık var. Örnekte verdiğiniz cümlelerde tek özne var o da ‘ben’. İki farklı özne için cümleyi bağlamak derken herhangi iki cümleyi bağlamak anlıyorum ben. Bir de bu cümleler hangi açıklamanın örneği?
0
sevenay
(18.01.21)
İlkinde that atılmış diye düşünüyorum. Normalde oraya that gelebilir.

I don't think that my team will be able to be champion.

Bu da yanlış değil.

That bazen atılıyor.
0
dissendium
(18.01.21)
@sevenay
Aslında bu konulara yeni baktığım için tam ifade edemedim. Cümlecik diye tasvir etmem gerekiyordu sanırım. Noun clause konusu değil mi bu? Relative clause ile karıştırdım.

@dissendium
Yani atılma durumunu nasıl biliyoruz? Çalıştığım kaynakta buna değinilmemiş.
0
🌸Unde bach canim
(18.01.21)
Yanlış biliyorsam düzeltsinler.

Bence oradaki that relative clause için kullanılan that değil. Oradaki that bağlaç.

Reduction konusuna bakabilirsiniz atılma için.
0
dissendium
(18.01.21)
ell.stackexchange.com

Burada StoneyB'nin yorumunda aciklanmis. Ikisi ayni gorevdeki that'ler degil.
0
influx
(18.01.21)
(5)

Çeviri en iyi site

TerleyenBalik
Yanlışı en az çeviri sitesi tavsiyeniz var mıdır?
Yanlışı en az çeviri sitesi tavsiyeniz var mıdır?
0
TerleyenBalik
(17.01.21)
Deneyimlerime dayanarak Google bu işin tanrısıdır diyebilirim. Tabi buradaki sorunuz gibi devrik kullanıp, cümleyi eğip bükmekten kaçındığınız sürece. Çevirdikten sonra, grammarly ile kontrol de edersiniz.
0
dr doofenshmirtz
(17.01.21)
tureng
0
camene87
(17.01.21)
Google Çeviri tabii ki
0
dissendium
(17.01.21)
translate.google.com
0
ryhmer
(17.01.21)
ne kadar değişmiştir bilmiyorum, çoktur kullanmıyorum ama tureng evlerden ırak ya. hayatı boyunca yalnızca lise 1'de haftada 2 saat ingilizce almış gibi kimi çevirileri vardı sözlüğünde ben en son kullandığımda
0
harfitarif
(17.01.21)
(2)

bir öyle bir böyle

soru
merhaba, uzun zamandır aklıma takılan bir konu var ancak yazabiliyorum. bir süre önce bir internet sitesinin uzaktan ve tam zamanlı iş ilanına başvurdum. olumlu dönüş aldım, sitenin sahibiyle telefonda görüştük. 2-3 hafta bir deneme süremiz oluyor, ardından sözleşme ve sigorta işlemlerini başlatıyor
merhaba, uzun zamandır aklıma takılan bir konu var ancak yazabiliyorum.

bir süre önce bir internet sitesinin uzaktan ve tam zamanlı iş ilanına başvurdum. olumlu dönüş aldım, sitenin sahibiyle telefonda görüştük. 2-3 hafta bir deneme süremiz oluyor, ardından sözleşme ve sigorta işlemlerini başlatıyoruz dedi. sonra iki hafta geçti, çalışmalardan memnunum, şartları konuşalım dedi. yapılacak işlerden vs. söz ettik. sigorta için "pandemi yüzünden o işler şu sıralar biraz karışık" tarzında bir şey söyledi, 2-3 ay sonra yapsak olur mu, olur dedim ben de. sonra da maaşa zam yaptı sigorta olmadığı için, ben kendim öderim diye. sormak istediğin bir şey var mı dedi, sözleşme yapacak mıyız dedim. nasıl bir sözleşme düşünüyorsun dedi, dedim ben bir şey düşünmüyorum, siz demiştiniz diye dedim. önceki görüşmemizde sözleşme yapıp sigorta işlemlerini başlatıyoruz demişti. "ödemeleri zaten düzenli yapıyoruz sözleşmeye gerek kalmıyor" vs. dedi, ok dedim.

şimdi benim aklıma takılan takdir edersiniz ki bu adam ilk görüşmede kendi söyledi sözleşme sigorta yapıyoruz diye, sonra neden fikrini değiştirdi? hadi sigortayı yeni aldığı çalışana yapmak istemedi erteledi diyelim, sözleşme için niye öyle dedi? konuşurken de diyemedim o an "e sen dedin amk sözleşme yolluyoruz diye ondan sorduk". bu arada bunları kafama nedenini anlayamadığım için takıyorum, yoksa sözleşme ve sigorta olmaması şu an için hiç umurumda değil.

düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim, teşekkürler.
0
soru
(17.01.21)
Sigorta sizin hakkınız. Bundan kolay vazgeçtiğiniz için başka şeylerden de vazgeçebileceğinizi düşünmüş.
0
dissendium
(17.01.21)
sozlesmeye nasil gerek kalmiyor ya. sizi bes sene calissaniz sonra kovsa tazminat vermeyecek. sozlesmesiz hicbi sey yok her halumarda calisirken calistiginizi kanitlamaniz gereken bir yer olcak. muthis bi yanlis is verenin cakalin onde gideni bence. muhtac kaldiginiz icin muhtemelen umursamiyorsunuz ama borclu cikmaya cok acik bi durum
0
ala09
(17.01.21)
(12)

enstrüman çalmak zevkli mi?

kaptan maydanoz
bir enstrümanı iyi çalabilirim diyenlere bir sorum var. enstrüman çalarken tıpkı müzik dinlerkenki gibi o melodiden zevk alabiliyor musunuz yoksa çalmaya odaklandığınız için müzik 2.planda mı oluyor? şu şarkıyı dinleyesim geldi diye kendiniz çalsanız aynı etkiyi yapıyor mu yoksa başkasından dinlemek
bir enstrümanı iyi çalabilirim diyenlere bir sorum var.
enstrüman çalarken tıpkı müzik dinlerkenki gibi o melodiden zevk alabiliyor musunuz yoksa çalmaya odaklandığınız için müzik 2.planda mı oluyor?

şu şarkıyı dinleyesim geldi diye kendiniz çalsanız aynı etkiyi yapıyor mu yoksa başkasından dinlemek daha mı zevkli?
anlatması zor oldu ama anladınız bence.
0
kaptan maydanoz
(16.01.21)
İyi diyemesem de temel seviyede klasik gitar çalmayı biliyorum. Bence müzik dinlemek daha zevkli. Çünkü şarkılarda birden fazla enstrüman duymak mümkün. Ama gitar çalarken sadece gitar sesi duyuyorsunuz. Şu şarkıyı dinleyesim geldi cümlesindeki şarkıda belki klarnet bile var. O klarnet sesi hem kendi başına hem de diğer enstrümanlarla birlikte şarkıya bir katkı sağlıyor, şarkının ruhunu oluşturuyor. Sadece bir enstrümanla o ruhu yakalamak zor bana göre. Ama enstrüman çalmanın farklı bir zevki var.
0
dissendium
(16.01.21)
iyi çalanlar için her ikisi de zevklidir bence ama yeni öğrenen için öğrenmesi zulüm olduğundan dinlemek daha zevklidir. bir süre sonra sıkılıp enstrümanı bırakıyor çoğu insan bu sebepten bence.
0
camene87
(16.01.21)
parça bittikten sonra güzel tabi.

mesela ben bir klasik müzik parçasını 1 ayda falan bitirebiliyorum. o bir ay eziyet.

bir aydan sonrası keyif, zevk.

2 hafta çalma yine başa dönersin yani eziyet.
0
duyurukullanıcısı
(16.01.21)
Dinlemenin ve çalmanın zevki farklı ikisi de zevkli

Zevk almak için çok iyi çalmak gerekmiyor kendine koyduğun hedefe ulaştıysan tatmin ediyor
0
freebird5406_2
(17.01.21)
@freebird5406_2 bahsettiğim şey çalarken melodiyi duyabilmek ile alakalıydı aslında. tabi ki çalıyor olmak da zevklidir ama asıl müziği duyup ondan zevk alınıyor mu?
0
🌸kaptan maydanoz
(17.01.21)
Konservatuar okudum. Klasik kemençe çalıyorum biraz. Diyebilirim ki enstrüman çalmak zevkten çok gerilim sebebi benim için. Çünkü benim sazım birçok enstrümandan çok daha gerilim verici yapıda bir saz. Telleri tırnakla iterek çalınıyor ve ses sahası çok küçük, üstelik hafif hafif çalınamıyor yapısı gereği, bağırgan bir saz, en ufak bir hata yapmak çok çok kolayken bunun bir de kocaman bir sesle kendiliğinden ilan olunması cidden çok geriyor. Ama ezberden ve sevdiğiniz/kafadar diğer sazlarla beraber çaldığınızda muazzam bir mutluluk oluyor evet. Yine de onun içinde o gerilim oluyor. O yay vıyklaması her an olabilir.
0
muhayyer divan
(17.01.21)
ön bilgi: konservatuvar mezunuyum ama enstrüman mezunu değilim.

işin teknik kısmını yiyip bitirdikten sonra ancak duyguların ön plana geçebildiğini ve o bahsettiğiniz zevkin geldiğini düşünüyorum.

piyano çalıyorum. ne kadar ama ne kadar iyi çalışırsam çalışayım bir parçayı, gerçek piyanist tekniğim olmadığı için şarkının içine giremiyorum çünkü şarkıya hissi vermemi sağlayan bazı öğeler tekniğin içinde saklı. (dinleyenlerin çok güzel çalmışsın demesi bir kriter değil bence)

misal: parmak numaralarını doğru bağlayamadığın bir parçada istediğin duyguyu da veremezsin misal. ya da tuşen çok çok iyi değilse, nüansları iyi yapamıyorsan, pedal kullanımın çok iyi değilse bu karşılaştırmayı yapmak zor.

kendi adıma cevabım: o parçayı profesyonel birinden dinlediğimdeki kadar haz almıyorum. haz aldığım kısım, onu çıkarabilmek ve çalabilmek. (profesyonellerin hepsi bu tadı veriyor demiyorum... kimileri çok mekanik çalıyor. tuşesi, nüansları vs. çok önemli)

bence bu sorunun gerçek muhatabı, profesyonel enstrümanistler. burada da kaç tane vardır onlardan bilmiyorum.

ayrıca "şekil-zemin ilişkisi" konusu da bu konuyla bağlantılı okunması/araştırılması gereken bir konu diye düşündüm formasyon dönemi konularım aklıma gelince.

keman mezunu ve opera bale keman sanatcisi sözlükçü jeanluc mesela bu soruyu cevaplarsa okumayı çok isterim.


ek: şunun karıştırılmasını istemem cevabımla. bir enstrüman öğrenmek çok güzel ve çok haz veren bir şey başlı başına. ama soruyu farklı açıdan değerlendirdim.
0
la traviata
(17.01.21)
Enstrüman çalmak şarkı söylemek gibi bişey, sevdiğin bir parçayı icra etmek elbet keyif veriyor. Ancak enstrümanın ne olduğu da önemli verdiği keyif için. Komple şarkıyı hissettirecek enstrümanları çalmanın verdiği keyif ayrı, mesela gitar. Tabii tek enstrüman asla yetmez, yanına en kötü şarkıyı söylemek lazım. Çalıp söylemek ise bambaşka bir yetenek.

Benim sesim kötü olduğu için ben grup içinde çalmayı seviyorum. Hep beraber icra edilen bir şarkı beni enstrüman çalma keyfine en yaklaştıran şey. Bunu her zaman yapamadığın için genelde bir şarkı açıp ona eşlik ederek tatmin ediyorum Bu kısmı.

Ama olay hiçbir zaman dinlerken çaldığın zevki almak değil bence. Tabii çok iyi bir çalgıcı isen iş değişir.

Bir de enstrüman çalıp kendi besteni yapma kısmı var ki en özgür hissettireni o. Ama orada da besten elle tutulur değilse biraz şevkin kırılıyor. Partisyonlar besteleyip asla bir "şarkıya" dönüştüremediğim çok olmuştur.
0
Jux
(17.01.21)
Enstrüman öğrenme aşamasındayken çalmak veya bir şarkıyı çıkartmaya çalışırken çalmak eziyet bence.

Zevkli tarafı; çektiğin acılar ve gösterdiğin sabır sonunda ortaya çıkan ürünü görmek/dinlemek.

Ama diyelim ki bir parçayı çıkarmak için uğraşmıyorsun, zaten bildiğin bir şeyi çalacaksın; tabii ki o müziğin içinde olmak ve bir yandan söylemek insana huzur veriyor, rahatlıyorum, kafamı boşaltıyorum, yeri geliyor stres atıyorum.
0
ananiyimioguz
(17.01.21)
Bunu ancak deneyerek anlayabilirsin. Bir gün saksafon dene.
0
kickboxer
(17.01.21)
kendi basina degil de birileri ile beraberken daha zevk aliyorsun ya da konserde iken kesip insanlarin sana eslik edisi alkislamasi konserden sonra yanina gelmesi ne bileyim alakasiz bir yerde bi avmde aaa siz x degil misiniz demesi. bunlar hos seyler. zamanla yasayanlar iyice unlu olanlara bunlar basit geliyordur da ilk zamanlar hos oluyor.
ama bi sikintisi var. bir yerden sonra muzigi dinlemeyi kaciriyorsun. yanlis akor basacak mi ne basti. is muzikten cikiyor. muzige kapilamiyorsun. artik baslakalarinin hatalari direkt kulaginda bitiyor.
ya bir de buna en gec 15'te falan baslamak lazim 20'den 25 sonra enstrumani ele almak da afedersiniz biraz komik.
0
turbo sadık
(17.01.21)
la traviata arkadaşımın dürtmesiyle gördüğüm konunuza, naçizane ben de bir kaç satır ekliyorum.. bilen bilir, bilmeyen az sonra öğrenecek; profesyonel müzisyenim (keman, orkestra şefi, besteci, aranjör) en baştaki "profesyonel" tabiri kendimi kastığım için değil, hayatımı bununla idame ettirdiğim veya daha çok hayatımı buna adadıdığım gibi bir anlamın karşılığındandır..

öncelikle şunu belirtmek isterim, müzisyenlik, belirli bir seviye bir enstrumanı icra etmeyi, ettirmeyi gerektirir. sahil gitarcılarına müzisyen denmeyişinin sebebi budur. enstrumanı hobi amaçlı çalıyorsanız ne güzel, devam edin lütfen. ama o enstrumanı çalıyor olun, ötesini bırakın biz yapalım..
çalmak ile dinlemek arasındaki haz farkına gelince, dinlerken zaten her enstruman ayrı parti biçiminde dinleyebiliyoruz. ama daha çok bu yapabilmekten öte, bir meslek hastalığı. tek tek duyuyoruz ve irdeliyoruz. sizin komple ses frekansları bütünü olarak algıladığınız şeyi, biz döküm döküm her frekans, her nota, her enstruman, her enstrumanın ayrı tınısı, her enstrumanın ayrı müzik cümlesi, akorları, kontrpuanları vb. layer layer irdeliyor, dinliyoruz. dolayısıyla biz müzisyenlerin de sıradan dinleyiciye kıyasla aldığımız haz da farklı..

bazı arkadaşlar şundan bahsetmiş; tek başına şarkısı çalınabilinen bir enstrumanı çaldığımda keyif alıyorum ama aynı anda şarkı söyleyince daha zevkli oluyor.. o iş öyle değil tabi.. istersen kilise orguyla çık karşıma, kemanda 3 nota ile senin anlattığından katbekat şey ifade edebilirim.. yani olay çok nota, polifonizm değil. öyle ki gerçek müzisyen, kendi enstrumanını çalarken, önce dinleyen müzisyendir.

bir başka arkadaşa ithafen, enstruman çalarken diğer ensturmanları duymuyorsan zaten çalmamalısın. müzik enstrumanı icra etmek, dinlemeyi gerektirir. dinlemelisin ki kendini ona göre ayarlayabilir, ona göre çalabilirsin. uyum bu şekilde oluşmaya başlar.

şimdi gelelim asıl konuya. elbette dinlerken de çalarken de aldığımız hazlar birbirinden farklı.. ama çalarken daha öznel olduğumuzdan, çaldığımız o yüzlerce yıllık eseri bile, bizden önce milyonlarca kez konserlerde çalınmış, binlerce kez albümlere kaydedilmiş, yüzlerce kez dinlenilmiş, herkesin ezbere her notasını bildiği eseri bile çalarken kendimizden bir şeyler katmayı düşünerek çalarız. zaten olması gereken de budur. müzisyenlikle operatörlük arasındaki fark gibi diyebiliriz. hatta samimiyetle şunu söyleyeyim. bazen teknik sebeplerden (sakatlık, lojistik sıkıntılar, seyahatler vb.) enstrumanımızdan uzak kaldığımız bazı zamanlarda, ya da en basidinden enstrumanımız yanımızda yokken karşımızda enstrumanımızı çalan birini gördüğümüz bir performansı izliyorsak, ve eğer o sahne iyiyse (hatta kötüyse de bile, başka nedenlerden ötürü...), parmak uçlarımız kaşınır. orada ben olsaydım keşke, ben çalsaydım'lar başlar.. o anı kıskanırız. o enerjiyi. sahnedeki meslekdaşımızın sonsuzluk denilen o kara boşluğa yolladığı notalarını kıskanırız tek tek, frekans frekans... bazen de sizi tanırlar ve sahneye çağırırlar, o enerjiyi paylaşmak için... zaten enstruman çalarken alınan haz dediğin şeyin büyük bir yüzdesi yine insandan, dinleyiciden geçen enerjidir esasında.. evet sevdiğin ensturmanı çalıyor olmaktan ve eğer iyiysen iyi olmaktan dolayı bir mutluluk vardır içinde. keza sevdiğin bir melodiyi tınlatıyor olmanın da getirdiği haz... jeneratör hesabı sürekli ürettiğin bir haz üretirsin enstrumanından ses çıkartırken. ama o ses frekansları, seyirciye saniyenin bilmem kaçta kaçı (bildiğin ses hızı işte) ulaştığında seyircinin enerjisi değişiverir. en somurtkanının kafasına soru işaretini bırakırsın, en gevezesi bi anda susuverir... aşık olanı daha aşık, bekar olan kadını kendine aşık edersin bazen.. o yüzden bu haz durumu bi farklıdır. anlatılmaz yaşanır dicem ama..

kelimeler anca böyle dökebildim..
sürçi lisan ettiysem affola, kalın sağlıcakla..
0
jeanluc
(17.01.21)
(12)

Çok büyük işler yapanlar psikolojilerini nasıl koruyabiliyorlar?

kahver
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uy
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uyuyan büyük dijital platform sahipleri, ya da yöneticiler gibi.

şimdi ben de işim gereği çok fazla insanla ve teknik bazı çalışmalarla uğraşıyorum. yaptığım iş teknik anlamda belki çok üst düzey değil ama, beni inanılmaz yoran, bütün zamanımı işe ayırmamı gerektirecek yoğunlukta ve streste. bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim (kimse böyle çalış demiyor, ben istediğim için böyle çalışıyorum), çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum. ancak, uyurken bazı reflekslerimin olduğunu öğrendim. araştırdığımda da (uyku terörü deniyormuş galiba), günü çok stresli ve yorucu geçirenlerde olabileceğini okudum.

bilemiyorum kafama takıldı sorayım dedim.
0
kahver
(16.01.21)
Koruyamiyorlar. Cok azi belki biraz koruyorlar. Mindhunter’da bi replik vardi buyuk sirketlerin ceo’larinin cogu narsisisttir diye. Zaten duygulariyla dusunen biri koskocaman sirketleri daha zor yonetir, cok mantik olan birine gore.

Kisacasi zaten cok da normal olmuyorlar. O yuzden kendilerini rehabilite etme gibi durumlari olmuyor. Ya cok iciyorlar, ya dogaya donuyorlar, ya evde kendilerine kaliyorlar.
0
mor oje
(16.01.21)
bir anda o pozisyonlara gelmiyorlar. daha alt kademelerde işe başlıyorlar. strese alışa alışa üst kademelere çıkıyorlar. zaten psikolojileri izin vermezse üst kademelere yükselemezler.
0
nickini degistiren yazar
(16.01.21)
Günde 4 saat uyuyan birinin sağlığını koruduğunu düşünmüyorum. Yetersiz uyku sağlık sorunlarına neden olur. Normalden fazla iş yapıyorsanız orada başkalarının yapması gereken işler de bulunuyor olabilir. Örnek olarak mühendislikte birçok çizim işi teknik ressamın yapması gereken bir iştir. Siz çizim yapıyorsanız aslında başkasının işini yapıyorsunuz demektir. Bahsettiğiniz büyük işlerde herkesin görevi bellidir. Çalışan sayısı fazladır. İşin planlaması çok iyi yapılmıştır.
0
dissendium
(16.01.21)
"bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim, çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum."

sakincali bi dusunce
0
ala09
(16.01.21)
pişe pişe o pozisyonlara geliyorlar
0
kelepir
(16.01.21)
bir günde o noktaya gelmiyorlar. yıllar içinde her seferinde bir adım daha büyük işler yaparak ilerliyorlar. o durumda bile bahsettiğin yöneticinin altında çalışan gene yılların tecrübesine sahip mühendisler altyöneticiler oluyor.

sen işin organizasyonunu bir kişilik düşünüyorsun. şirketlerin yıllar içinde kurduğu sistemler çok daha fool proof. tabi daha masraflı, daha yavaş ve daha az efektif. ama günün sonunda iş bitiyor.
0
orpheus
(16.01.21)
İşkolik olup çalışmaktan zevk almayanlar kolay kolay yükselemez bence. Yani adamlara çalışmak zor gelmiyor, aksine hoşlarına gidiyor.
Bkz: rte.
0
prizmatik
(16.01.21)
Nerede ceo olduguna bagli. 100 kisilik sirkette ceo'ya daha cok iş düşer. Misal Türkiye'de calistigim sirkette cfo resmen acil para odeme onaylarini veriyordu.
Su an çalıştığım şirketin 100 bin calisani var. E haliyle ceo/cfo boyle olaylarla uğraşmıyor. Ceo'ya bir mail gidiyorsa emin ol en az 5-6 müdürü gecip gidiyor (misal su an avrupa-asya lojistik krizi ceo'ya kadar cikti ya da lojistik servis saglayici ile olan sikintida iki sirketin ceosu görüştü en son).

Yani benim de cok stresim var, tek fark benim stresimi aktarabilecegim üst müdürüm var. Ceo ise ulasilabilecek en son nokta.
Yani zaten oraya da yillarin birikimi ile gidiyorsun. Ben su an 3 sene icinde aldigim birikim ile ilk günkü kendimi karsilastirsam peheey. Düşün bir de 3-4 kademe atlayıp uzun yillar sonra oraya gelen adamlar haliyle belli yetkinlikleri olan kisiler.
Bu arada 4-5 saat uyuyorum olaylarina cok inanmiyorum.

Bana göre ceo vs değil de hayati isler (doktor/polis/asker/hemsire) daha ciddi. Açıkçası hayatini kaybetme riski ile sirketin para riski bana karsilastirilamaz geliyor. O sebepten askerdeki liderlere çok büyük ilgim var, sonuçta sirket yönetmekle emrindeki 20-30 kisinin hayatindan sorumlu olmak apayri.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
işkolik oluyorlar
alt kademelerde pişerek ve alışarak o noktaya geliyorlar
aileden ve çevreden görerek o noktaya geliyorlar

benim ailemde üst düzey yönetici ve işkolik yok. o yüzden hiç alışkın olmadıgım durumlar. ben başa çıkamam mesela. bu da dışarıdan belli oldugu için kimse beni yönetici yapmıyor :)
0
dafuq
(17.01.21)
işkolik oluyorlar'dan farklı bir yorumum olacak: benim o tarz pozisyonlara yükselmiş tanıdıklarımın çoğu orta seviyeden sonra iş-yaşam dengesini çok iyi kurmuş admalar oluyorlar. ne bileyim hobileri olan, spor falan yapan tipler oluyor. bahsettiğin kronik stres junior pozisyonlarda var, sonrasında artık insan onu yönetmesini de, dengelemesini de öğreniyor. birkaç defa iş değiştirip, kötü şeyler yaşayınca da bu konuya karşı direnç kazanıyorsun.

iş benim için bir araç. şirkete hayatımın bir kısmını kiralıyorum ve para kazanıyorum, hepsi bu. bunun bir adım ötesi bile hayatını alt üst eder, o yüzden bu profesyonelliğe en başında ulaşmak önemli. komplike yazılımlar, mühendisler vs bunların hepsinde her zaman bir safety net vardır, hata yapsan bile bireysel olarak sana kalmaz. sıkıntı yok yani.

bi tek tıbbı ayırıyorum bu listeden, tıp bireysel başarısızlığın adamı öldürebileceği tek dal olabilir. o yüzden zaten doktorları müthiş takdir ediyorum bir mühendis olarak, çok zor iş.
0
roket adam
(17.01.21)
senin psikolojini bozan şey bilinmezlik, bilinmezlikle baş etme durumu. mesela bana deseler ki dk 1 saat sonra apandisit ameliyatı yapacaksın yoksa adam ölecek olduğum yere lacivert sçarım ama uzman doktora söylediğinde önce bi pizza yiyelim sonra ameliyata girelim diyor.

bu aralar tr'deki büyük firmaları it managerları ile görüşüyorum adamlardaki rahatlık kimsede yok. zaten 3-4 marka var satın alacağı adamın işi sadece satın almak. ucuza almak. yani yaptığı tek şey atıyorum windows'u rakipten ucuza almak. bu sebeple tr'de öyle aman aman bir dert tasa yok. çünkü iş yapan yok.

koskoca vestel, arçelik dünya'da bir numaraya oynayacak ürün bile çıkarmıyorlar çünkü ceo'nun tek derdi standart ürünü ucuza üretmek.

veya togg'u düşün.

togg'un ceo'sunun tek derdi avrupa'dan parça alıp aracı ucuza çıkarmak. adamın teknolojik olarak bir derdi yok.

dünyada ki örneklerinde ise hayatı sürekli stress içerisinde geçen insanların mutlaka sabit bir hobisi oluyor ve dünya yansa bu hobiye ayırdığı vakitten vazgeçmiyor.

çeşitli magazinel 4 saat uyuyor falan onları geçiniz. 4 saat ben uyuyorum zombi gibi geziyorum.
0
duyurukullanıcısı
(17.01.21)
Olağan Psikopatlar diye bir kitap okumuştum. Bu kitapta sizin tabirinizle çok büyük işler yapan insanların. Psikopat olduğunu(cezaevlerine düşenlerden değil) ve yoğun stres altında etkilenmeden çalışabildiklerini yazıyordu..
0
komando kani var bende
(17.01.21)
(12)

Buzdolabı markalarının tümünde lanetli yorumlar

Semi
Uzun zamandır buzdolabı bakıp, en fazla 3000 bütçe belirleyip, baktıkça en az 4-5 bin Tl'ye orta karar bir buzdolabı alabileceğimi anlama aşamasına geldim. Sorun şu ki hangi marka? Neden hepsinde yüzlerce kötü yorum var. Sinirlerim yıpranık, gözlerim yorgun, varsa gelsin güzel buzdolabı beni bulsun.
Uzun zamandır buzdolabı bakıp, en fazla 3000 bütçe belirleyip, baktıkça en az 4-5 bin Tl'ye orta karar bir buzdolabı alabileceğimi anlama aşamasına geldim. Sorun şu ki hangi marka? Neden hepsinde yüzlerce kötü yorum var. Sinirlerim yıpranık, gözlerim yorgun, varsa gelsin güzel buzdolabı beni bulsun. Eskide kalmış 15 20 senelik buzdolabı efsaneleri. Yeni teknoloji ürünlerinden hangisi 8 10 sene götürür onun derdindeyim. Varsa 4 5 senedir sorun cıkarmayan buzdolabı kullanan üstüme bi' toprak atsın.
0
Semi
(16.01.21)
Boşa aramayın. O ürünler bilinçli şekilde belirli bir süre sonra bozulacak şekilde üretiliyorlar. O kadar şikâyet olmasının sebebi bu. 20 yılda bozulmayacak buzdolabı üretseler kimse buzdolabı satamaz.
0
dissendium
(16.01.21)
İşte o yüzden 8 10 sene de olsa gidebilecek kötünün iyisi bir marka önerisi arıyorum. Ne yazık ki öyle
0
🌸Semi
(16.01.21)
Şöyle bir durum var aslında. İnternette ne ile ilgili yorum okursan oku insanlar mutsuz. Çünkü mutlu olanlar kullanıyor geçiyor ve yorum yapmıyorlar bence. Yorum yapanlar sorun yaşayanlar.

En bilinen markalardan 3-5 tane seç rastgele ve 2 saat ver kendine. Bu 2 saatte bu 5 tanesini araştır ve al birini. Diğer türlü içinden çıkılmıyor iyice zaman kaydediliyor. Bir de birbirine yakın markalar arasında ne kadar fark olabilir ki?
0
black mamba
(16.01.21)
bosch veya arçelik'in istediğin fiyatta olan birini alıp geç. renk, büyüklük, dondurucu derken fazla seçenek kalmaz zaten.
0
diffarentiationation
(16.01.21)
Dediklerinize katılıyorum, bu sebepten marka değil de özellik bakmanızı tavsiye ederim.
Bir kere amacınız dayanikliliksa buz makinesi kesinlikle olmasın. Üstüne böyle teknolojik, touchpad gibi şeyler olmasın çünkü anakart bir sekilde bozulacak.

Bana göre hacim bakin, buzluk asagida olmasi daha iyidir, üçüncüsü de enerji sarfiyati.
Buna ek olarak kapi alarmi resmen bir cok cihazda hala yok, bu benim icin onemli. Buna da bakabilirsiniz.

Yoksa harbiden her markada bir şekilde sıkıntı oluyor. O dediginiz makineler eskide kaldi. Bu her sey icin gecerli artik.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
www.akakce.com

4 yıldır kullandığımız dolap. Aynısından anneme almıştım o da 5 yılı devirdi. Taş gibi cihaz. Tek eksiği kapak açık kalınca ötmüyor. Hiç sıkıntı yaşamadan kullanılır.
0
baal
(16.01.21)
Aklınız da olsun NoFrost diyenleri almayın.Eski teknolojiyi yeni diye kaktırıp ortada bırakır.AA yada 3A sınıfı enerji kimliği olanları tercih edin.Bide bekonun arçelik e göre daha geniş dolap modelleri var arçelik küçük kalıyor aynı firma olmasına rağmen
0
smokee
(16.01.21)
Annemler için bir süre araştırmıştım. Tabi onlar beklemeden kafalarına göre Profilo aldilar. Evde Bosch var, tavsiye etmem. Takir tükür buz kırıyor. Beko ise avrupada yandığı için mimliymis. İşin zor. Kolay gelsin.
0
fikox
(16.01.21)
Valla biz beko almıştık beğendiğim özelliklerine göre. 4 sene oldu, hiçbir sorun yaşamadım; aksine gayet memnunum.

O dönem bayağı arastirmistik, hatırlıyorum. En sonunda fiyat ve ozellikleri bana uyuyor diye beko alıp geçtik, dediğiniz gibi 7-8 sene kullansam yeter diye düşünmüştüm ki daha da uzun süre idare eder gibi görünüyor şu an için.

O yüzden sizde çok takılmadan bilinen markaların birinden alın bence.
0
fraise
(17.01.21)
Yerli mallardan uzak dur. Git kendine bir adet ucuzundan samsung al, keyfine bak..
0
anteelope_
(17.01.21)
her halükarda arıza çıkarabilir. o yüzden servisi yaygın ve orta halli markaları öneririm ben de. her mahallede bi arçelik, beko servisi var, bakıyorlar uğraşıyorlar, kafa rahatlığı sağlıyor. dolabı arızalanınca 3 ay boyunca yurtdışından gelecek samsung parçası beklemektense arçeliğin tak tak halletmesini tercih ederim.

15-20 senelik buzdolabı diye bir şey yok günümüz dünyasında maalesef.
0
roket adam
(17.01.21)
eğer kötü yorumlara bakarsan hiçbir şey alamazsın.

hepsiburada'nın, vivense'in filan başlıklarına baksan şirket merkezine molotof kokteyl atasın gelir. ikisini de defaaten kullandım hiçbir majör sorun yaşamadım. gecikme, hatalı ürün gibi sorunlar yaşadıysam da anında müdahale edildi, iade aldım.
hele hepsiburada'yı 13 yılı geçmiş kullanmaya başlayalı. 60-80 kalem arası alışveriş etmişimdir. ben mi şanslıyım bilmiyorum.

bir de tavsiye bırakayım:

www.hepsiburada.com

1,5 yıla yaklaştı en ufak bir sorunu yok.
zaten arçelik garantisinde.
4 kişilik aileyseniz filan dar gelebilir de bana fazla bile geliyor.
0
filteria
(17.01.21)
(10)

Türkçe konuşan yabancı sayısı

dissendium
YouTube'da, Instagram'da gördüğüm kadarıyla son yıllarda Türkçe konuşan insan sayısında bir artış var. Gördüğüm kişiler arasında İngiliz de var, Alman da var, Rus da var. Bu kişiler bayağı iyi bir şekilde Türkçe konuşuyorlar. Kırgızistan vatandaşı birini izledim. O da bayağı iyi konuşuyordu. Şimdi o
YouTube'da, Instagram'da gördüğüm kadarıyla son yıllarda Türkçe konuşan insan sayısında bir artış var. Gördüğüm kişiler arasında İngiliz de var, Alman da var, Rus da var. Bu kişiler bayağı iyi bir şekilde Türkçe konuşuyorlar. Kırgızistan vatandaşı birini izledim. O da bayağı iyi konuşuyordu. Şimdi ona zaten Türk ülkesi diyebilirsiniz ama o zaman bizim de rahatça Kırgızca konuşabilmemiz gerekirdi. Ama kolay bir şekilde Kırgızca konuşabileceğimi düşünmüyorum. Bir videoda bir Türk YouTuber İran'a gitti. İran'da bile az da olsa insanlar Türkçe anlıyorlar, konuşabiliyorlar birkaç kelime de olsa. Türkçe nasıl bu kadar kolay öğrenilebiliyor?
0
dissendium
(15.01.21)
İran olayı dizilerden dolayı olabilir. Türkiye'de Kore dizisi izleyip Korece öğrenmeye başlamış gençler var mesela :D Aynı şey bazı ülkelerde Türk dizisi izleyenlere oluyordur. Güzel kültür transferi aslında.

diğer yabancılar, gördüğüm kadarıyla gelip burada yaşayan tipler. Hiç dilini bilmediğin bi ülkeye gidip birkaç yıl kalsan yine az çok öğrenirsin. (konuşmayı) Yine de özellikle batılılar için hiç kolay değil. Aynı bizim onların dilini öğrenmemizin zor oluşu gibi. Mantığı farklı.

Ama Japon biriyle tanışmıştım, benim bilmediğim deyimleri esprileri kullanıyordu :D Japoncayla Türkçe cümle yapısı benzer olduğu için çok rahat öğrenmiş mesela.
0
rodriguez2
(15.01.21)
Hocam bence algıda seçicilik yapıyor olabilirsiniz. Nasıl bir istatistiğiniz var ?

İranın kuzeyinde Azeriler var onlar olabilir bahsettiğiniz Türkçe konuşanlar.
0
fezagezgini_4
(15.01.21)
türkçe kolay öğrenilmiyor.

4 yıldır burada yaşayan ruslar tanıdım, basit cümle kurmaktan acizler. öğrenemiyorlar, salmışlar artık kendilerini.

yeni zelandalı bir arkadaş var ingilizce öğretmeni, eşi türk olduğu halde "bir demli çay" dan öteye geçtiğini görmedim.

"gelemeyebileceğinizi düşündüm" diye bize basit gelen bir cümleyi kurmak ingilizce, almanca filan konuşan biri için ölüm gibi bir şey. epey zorlanıyorlar.
0
filteria
(15.01.21)
@fezagezgini_4, istatistik yok. Artışı şu anlamda kullandım. Bundan 5 yıl önce YouTube'da, Instagram'da Türkçe konuşan yabancı çok görmüyordum. Son 1, 2 yılda bu insanlar bahsettiğim uygulamalarda karşıma çıkmaya başladı. Seçicilik de olabilir.

Aslında bahsettiğim şey konuşan kişi sayısının çok olması değil. Nasıl bu kadar iyi konuşabiliyorlar, bu kısmı merak ediyorum.
0
🌸dissendium
(15.01.21)
bize okullarda yabancı dil öğretilmiyor, ingilizce öğretmenleri ingilizce bilmiyor mesela. bu yüzden dil öğrenmeyi mesele zannediyoruz. elin adamında öyle bir sorun yok, kafasında bariyerler ve sakarya ve pasarofça anlaşması yok. 1 tane öğrenince diğer yabancı dilleri öğrenebilmek zor değil. bu yüzden şaşırtıcı değil. türkçe veya çince de zor değil. her dil öğrenilebilir. bize yabancı dili bırak bir şey öğrenmeyi bile öğretmedikleri için okulda şeyler öğrenilemez zannediyoruz.
0
ala09
(15.01.21)
Sirp arkadaslarim dizilerden turkce ogrenmisler, cok sasirmistim.
Bence Turkce baslangic seviyesinde kolay, sonradan zorlasiyor.
Kursa gidenlerden duydugum,
+unlu uyumu konuşurken
-siz cok imali konusuyorsunuz
-yapma(fiil mi? yapmama mi?) Tam hatirlayamadim ama bunu anlayamadiklarini soylemislerdi
0
durgunfoton
(15.01.21)
Tamamen hükümetin soft power politikasından dolayı dünyada Türkçe öğrenme trendi var. 2010 yılında kurulan Yunus Emre Enstitüsü dünya çapında adı sanı duyulmamış ülkelerde bile Türkçe eğitimi veriyor benzer şekilde Maarif vakfı dünya genelinde Türk liseleri olarak eğitim faaliyetinde bulunuyor bunların dışında TİKA, İHH, Türk kızılayı, diyanet gibi kurum ve vakıfların dünya çapında Türkçe öğretimi ilgili faaliyetleri var. Bir çok ülkede Türk dilinde üniversite eğitimi mevcut artık. Ayrıca Türk sineması ve diziler bu işin pazarlamasını yapıyor. Bu tamamen devlet politikası. Bkz. Yumuşak güç bkz. Soft power

Türkiye Türkçesi diğer Türk lehçeleri içinde en kolay konuşulanı ve en yaygını, Türkiye Türkçesi'nde bilimsel kaynaklar ve 100 yıllık birikim var Türk televizyonları dünya çapında faaliyet gösteriyor ve çok başarılıyız bu konuda ayrıca Türkiye Türkçei siyasi bir dil bütün Türk halkları Türkiye Türkçesi ile anlaşabilir ama Kırgız Türkcesi yukarıdaki saydıklarımı kapsamıyor ki Kırgızistan'da Kırgız Türkçesi daha yeni yeni yaygınlaşıyor ayrıca hala latin alfabesine geçemediler.

İran'a gelirsek İran'ın yarısının ana dili Türkçe zaten. Türkçe ile İran ve yakın cografyanın tamamını gezmek mümkün.
0
acebi
(15.01.21)
Iran´da anadili Türkce olan cok sayida insan var. Büyük sehirlerde ciddi Türkce konusan nüfus var. Ayrica diziler sayesinde catir catir ogrenen bir kesim de var, ama bu yeni degil, 5 sene oncesinden de Türkce ogrencim vardi Iranli, simdi de var.

Türkce, Türkiye´nin itibarinin daha iyi oldugu vakitlerde cok daha ilgi goren ve ogrenilen bir dildi. En azindan Avrupa´da bu ilginin azaldigini, üniversitelerde Türkce ogreten hocalarimdan siklikla duydum.

Türkiye Türkcesi, diger Türk devletlerinde hala iyi bir itibara sahip. Uygur arkadaslarim, hayatlarinda hic Türkiye´ye gitmemelerine ragmen gitmis ogrenmis mesela. Kirgiz bir Türkce ogretmeni taniyorum, Türkiye Türkcesi ogretiyor bir Alman okulunda. Ancak cabasiz olacak isler degil, kolay degil.

Türkce kolay ogrenilmiyor: www.openculture.com

Ozellikle farkli dil ailerine mensup ise anadiliniz, zor. Bu kulture ve dile ilgisi olan insanlar yine de var. Turkce hakimiyeti gercekten iyi ve saglam bir muzik bilgisine sahip Japon tanidigim var. Anadolu türkülerini iyi bilir, muzik prof. alani olmamasina ragmen! Avrupa´daki Türkiye kökenli nüfus da, bu dile ilginin artmasinda elbette etkili.

Ancak gozlemledigim ya da akademik cevreden duydugum bir artis yok. Aksine bir inise gecti ki, tehlikeli! Avrupa´daki üniversitelerde Türkce dil kürsüleri kapatiliyor.

Dil egitimi bizde berbat oldugundan, baska insanlarin yabanci dil ogrenmesine sasiyor olabiliriz. Cok dilli olmak, yeni dil ogrenmek; bir baska dilde hakimiyet saglamak bircok insan icin normaliteye dahil. Türkce kolay ogrenilmiyor, ancak dildeki duzenli, isleyen kurallar, nadir istisnalar Türkce´nin ogrenilmesini kolaylastiriyor.

Duzeltme: Link.
0
buf-e kür
(15.01.21)
Merak ettim hangi avrupa üniversitelerinde Türk kürsüleri kapatıldı? Kapatıldı ise muhtemelen politik sebeplerledir doğu avrupada eğitim dili Türkçe olan üniversiteler mevcut.
0
acebi
(15.01.21)
Kırgızistan'da kırgız türk manas üniversitesi var; hocaların maaşını türkiye ödüyor ve türkçe hazırlık görüyor öğrenciler. dolayısıyla türkçe bilmeleri normal.
0
marla is in my head
(16.01.21)
(13)

Arabayı satıp banka borcunu kapatsam mı? Ekonomi 101

avarel dalton
Sevgili Lidya’lılar, Robert Solow’un yol arkadaşları!Şu durumda olsanız siz ne yapardınız? (Tikler bilahare gelecek)2019 yılının son aylarında annemin rahatsızlığı nedeniyle araba ihtiyacım olmuştu buna istinaden gözümü karartıp kredi çekip bir araba aldım. Ne yazıktır ki annem hastalığı yenemedi. G
Sevgili Lidya’lılar, Robert Solow’un yol arkadaşları!

Şu durumda olsanız siz ne yapardınız? (Tikler bilahare gelecek)

2019 yılının son aylarında annemin rahatsızlığı nedeniyle araba ihtiyacım olmuştu buna istinaden gözümü karartıp kredi çekip bir araba aldım. Ne yazıktır ki annem hastalığı yenemedi. Geçtiğimiz Kasım ayında kaybettim :(

Araba kredi taksidi olarak maaşımın yaklaşık %40’ına tekabül ediyor. (Sigorta, kasko, vergi vb masraflar hariç) bununla birlikte ikinci el araba fiyatlarındaki mantıksız artışı hayretle izliyorum buna rağmen piyasaya göre çok daha uygun bir fiyat versem (mesela 30k daha ucuz) bankaya olan kredi borcumu kapatıyorum hatta elimde bir miktar para kalıyor.

Ancak bu durumda karşı karşıya olduğum soru/nlar

1- yeniden araba almak istesem piyasa uçmuş durumda, bankalara güncel faizler üzerinden gerdan kırmak durumunda kalacağım.

2- iş yerimin servisi var işe gelip giderken sıkıntım yok (servisin kaldırılması durumu da yok, 1 kişi olsa bile geliyor) ancak anneannem ile benim evimin arası 30km haftada 2-3 defa ziyaretine gidiyorum (toplu taşıma kullansam metro-otobüs) yapacağım ve pandemi döneminde toplu taşıma bir miktar korkutuyor yalan yok. (Bu arada toplu taşımayı ücretsiz kullanabiliyorum) ve arabanın rahatlığına alıştım :/

3- her hafta annemin mezarına gidiyorum oraya toplu taşıma ile gitme biraz sıkıntılı (kiralık araç veya taksi alternatifi var)

Kredi, faturalar, sair harcamalar üst üste gelince ay sonu ya kafa kafaya geliyor veya KMH’a dalıyorum.

Siz olsanız ne yaparsınız? Arabayı satıp bankaya olan krediyi kapatayım kullandığım yanıma kar kalsın ama arabasız bir hayat mı süreyim, kredinin bitmesine 3 sene var biraz dişimi sıkıp çok gerekirse arabanın direksiyonunu filan mı kemireyim :)

Bankayla konuştum bugün krediyi kapatsam kaç lira lazım dedim, bana söyledikleri rakamın 30-40k üzerine arabayı satabiliyorum.

Ne yapardınız?
0
avarel dalton
(15.01.21)
Turkiye ve buyuk sehirdeyseniz, isinizin de servisi varsa araba kolayliktan cok dert. Krediyi kapatip para biriktirmeye ve birikmis paranizin degerini korumaya calisin.
0
cleric
(15.01.21)
Anlattıklarına bakarsam bence araba senin için Bi ihtiyaç ve arabaya alıştığını görüyorum, satarsan pişman olursun bence.
0
valarmurgulis
(15.01.21)
arabayı satsanız da krediyi kapamayın. faize koyun en kötü. yine taksitleri düzenli ödeyin tabi. daha çok kar edersiniz.
0
jelly bear
(15.01.21)
kredi sizi maddi olarak çok zorluyor mu? asıl mesele bu bence. hayat kalitenizi düşürüyor mu ciddi manada? arabasızlık berbat bir şey. parasal anlamda ne kadar etkilendiğime göre kararımı veririm.
0
anarsika
(15.01.21)
Ben satmazdım. Krediyi bugüne kadar bir şekilde ödediysem bundan sonra da öderim diye düşünüyorum.
0
dissendium
(15.01.21)
Anladığım kadarıyla arabayı satmak için aceleniz yok. Haliyle piyasanın 30-40 bin altına satmanıza da gerek yok ve araba size şart. Aslında günümüzde hemen herkese şart.

Şöyle de yapabilirsiniz; arabayı satıp yerine "ayağı yerden kessin yeter" şeklinde bir araba alıp, kalanını bankaya öder, ister taksit, ister toplam tutar isterseniz de ikisini birden azaltabilirsiniz. Böylece hem ödemeler düşer, hem de arabasız kalmamış olursunuz.

Borç 100 bin ise 140 bine satsanız, 60 bine bir araba alsanız 80 bin ödeme yapıp, aylık taksitlerde ciddi bir düşüş sağlayabilirsiniz.
0
sumuklurakun
(15.01.21)
Sumuklurakun+1

Arabaniz nedir bilmiyorum ama üçüncü seçenek bu. Eğer salliyorum 200binlik arabaysa bunu yapabilirsiniz kesinlikle. Yok zaten 60binlik arabaysa daha düdüğünü almak riskli bulmak da zor zaten.

Bu arada basiniz sağolsun.
0
logisticsmanager
(15.01.21)
Öncelikle başınız sagolsun. Kesinlikle aracı satmam. Satarsan da borcu kapatmam.o kredinin maliyeti güncel e gore baya düşük
0
primetime
(15.01.21)
Basiniz sag olsun. krediyi odersiniz birden krediyi kapatmayin +1

70-80-100 bin civari bi aracsa satmayin.
0
ala09
(15.01.21)
arabayı sat, eline geçen paradan ucuz ve sadece iş görecek bir araba al. 40-50 bine günü kurtaracak araçlar mevcut. ucuz arabanın kaskosu,vergisi bakımı-masrafı da ucuz olacak.

kalan parayı kredi maliyetini düşünerek bir yatırımda değerlendir. karlı oluyorsa krediyi kapatmana gerek yok.
0
orpheus
(15.01.21)
model düşmen en anlamlısı gibi duruyo. hem aracın olur hem de masrafları düşer hem de nefes almalık bi alan kalır sana. model düş dedim diye de gidip ilk gördüğün pert arabaya girip kendini dert sahibi yapma. düzgün ve bakımlı bi araç alabiliyosan düş yoksa sorunlu arabanın arızasıyla uğraşmaktansa taksi tutmak daha uyguna gelir.
0
johnnie w lker
(16.01.21)
bobregimi satarim yine arabami satmam.
0
rm
(16.01.21)
Öncelikle başınız sağolsun, Allahrahmet eylesin.

Yerinizde olsam kesinlikle model, sınıf vb düşürürüm.

arabanız 250 bin ediyorsa satar örneğin 150 binlik bişey alırsınız ya da 100 bin nsyse.

Ayağımı yerden kessin+1
0
kumandanim
(16.01.21)
(6)

Çevirmenlik yapmak

black mamba
Günümüzde sadece serbest çevirmenlik yaparak geçinmek mümkün mü? Eve kapanıp evrak, kitap çevirerek çalışan çevirmenler var mı? Yayınevleri çevirmenlere pekmfazla ödemiyordur diye düşünüyorum. Türkiye deki iş ortamını düşünürsek serbest çalışanların hakkı iyice yeniyordur. Önümüzdeki yıl mütercim te
Günümüzde sadece serbest çevirmenlik yaparak geçinmek mümkün mü? Eve kapanıp evrak, kitap çevirerek çalışan çevirmenler var mı? Yayınevleri çevirmenlere pekmfazla ödemiyordur diye düşünüyorum. Türkiye deki iş ortamını düşünürsek serbest çalışanların hakkı iyice yeniyordur.

Önümüzdeki yıl mütercim tercümanlık bölümüne mi girsem diyorum. Amaç sadece serbest çalışmak. Bir yerde maaşlı değil.

Bir de çevirmenliğin kaç yılı kaldı sizce? Google un normal çeviri algoritması vardı. New York timestan bir makale çevirttim mükemmele yakın çevirmişti. Bu alanda da kurulan startupları takip etmeye çalışıyorum. Baya iyi girişimler var.
0
black mamba
(15.01.21)
Simültane tercümanlar güzel paralar kazanıyorlar, bir de yeminli tercümanlık büroları.

Sizin de dediğiniz gibi kitap çevirmenliği yapanlar ancak karnını doyuracak kadar kazanıyor.
0
zikardo
(15.01.21)
Simultane çevirmenlik yapmayacaksanız o bölümü okumak kendinize yapacağınız en büyük kötülük olur. Ki simultane çevirmenlik ciddi yetenek, hafıza falan gerektiriyor. Onun dışında normal yazılı çevirmenlik çok iyi müşterileriniz, büyük iş hacmi, sürekli iş akışı olmadığı sürece çekilecek çile değil. Çünkü bunlar olmadığı müddetçe düzenli bir gelir oluşturamazsınız. Kazancınız asgari ücrete bile yaklaşmaz, hatta boş geçirdiğiniz aylar olur.

Zaten İngilizce cümle kurmayı yeni öğrenmiş tipler bile çevirmenim diye ortada dolaşıyor. Bu tipler piyasayı ciddi ölçüde öldürüyor, iş başkasına gitmesin diye ölü fiyatına çeviri yapıyorlar. Müşteri de çok kalite aramıyorsa onları seçiyor.

Bunlardan etkilenmemek için kendinize belli bir uzmanlık alanı seçmelisiniz. Mesela hukuk çevirisi, medikal çeviri, teknik çeviri gibi. Buna karar verirken tabi ilgi alanlarınızı, size uzak kalan alanları falan da dikkate almalısınız. Mesela ben hukuktan, finanstan zerre anlamam ve en cahil olduğum konulardan biridir. O yüzden bu alanlarda çeviri yapmak istemem. Belli alanda uzmanlaşınca iş almanız daha kolay olur. Ama uzmanlaşmak da epey zaman gerektiriyor.

Bir de dile olan hakimiyet var. Nasıl kullanıyorsunuz o da oldukça önemli. Mesela Türkçesi berbat olan "Senin Türkçe öğretmenin kim?" dediğimiz tiplerin çeviri yapması yasaklanmalı. Daha irdelenecek çok şey var ama aşağı yukarı bu şekilde.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(15.01.21)
dil ve trend onemli...
0
camussar
(15.01.21)
Her gün Google Çeviri kullanan biri olarak Google Çeviri sık sık hatalı çeviri veriyor diyebilirim. Örnek olarak bir yazıda crane kelimesi turna için kullanılmış ama Google Çeviri bunu vinç diye çeviriyor. Google Çeviri her zaman kontrol gerektiren bir sistem. O kontrolü yapabilmek için de belirli bir seviyede o dili bilmek gerekiyor. Mükemmele yakın olmasına daha zaman var. Bu arada amaç geçinmekse öğretmenlik daha iyi bir seçenek olabilir. Kaliteli çevirmenler her zaman kendine yer bulacaktır. Çünkü edebî eserlerin çevrilmesiyle bir haber yazısının çevrilmesi aynı iş değil. Harry Potter için yazarın ürettiği, sözlükte bulunmayan bir kelimeye Google Çeviri karşılık bulamaz.
0
dissendium
(15.01.21)
Türkiye'de yayıncılık sektörünü unutun önce. Komik komik paralar dönüyor. Türkiye'de çeviriden iyi para kazanabilmeniz için belli bir alanda uzman olmanız lazım. O da öyle ha deyince olan bir şey değil. Mesela farmakolojiye hakim bir çevirmen fena kazanmaz. Kısacası özelleşmek gerekli.

Yurtdışından bahsedersek, dolarla para kazanmak güzel tabii ama o da şans işi biraz. Netflix tarzı yerlere kapağı atabilseniz güzel kazanırsınız ancak sınavı zor, uzun süre haber alamıyorsunuz sonuçlarınızla ilgili vesaire. Sonrasında da çevirmen havuzundakilere değişik kriterlere göre iş dağıtıyorlar, düzenli iş gelir mi gelmez mi belirsiz.

Ama mezun olduktan sonra 5 sene dişinizi sıkıp akıllıca seçimler yaparsanız ve kendinizi belli alanlarda geliştirirseniz terminoloji olarak, şansın da yardımıyla güzel paralar kazanmanız mümkün teorik olarak.

Ama şu an çevirmenlerin çoğu işsiz ya da komik paralara çalışmak durumunda (tam zamanlı ya da freelance), o da bir gerçek.
0
inawen
(15.01.21)
Cevirmen arkadaslarim uzerinden konusuyorum

- Ya cok ozellesmis konularda calisiyorlar (Hukuk Tip vs...)
- Ya ailenin ana gelirini esleri/evebeynleri kazaniyor.
- Ya da surekli olarak mali acidan eksideler, borclari dag olmus durumda. (Ozellikle yayinevleri ile calisanlar)

Simultane tercuman arkadasim yok ondan bilgim de cok yok.
0
cleric
(15.01.21)
(9)

İlkel mağara resmî ile sınavım

dakota
Biliyorsunuz dünyanın dört bir yanında mağaralarda hayvan resimleri yapmış ilkel insanlar binlerce yıl önce. Bir tanesi çok hoşuma gitti ve çıktı aldım oturdum bir kağıt bir karakalem aldım ve aynısını veya bir benzerini yapmaya çalıştım. Tam 4 saat uğraştım yine olmadı. Sonunda sıkılıp kalktım. Ben
Biliyorsunuz dünyanın dört bir yanında mağaralarda hayvan resimleri yapmış ilkel insanlar binlerce yıl önce. Bir tanesi çok hoşuma gitti ve çıktı aldım oturdum bir kağıt bir karakalem aldım ve aynısını veya bir benzerini yapmaya çalıştım. Tam 4 saat uğraştım yine olmadı. Sonunda sıkılıp kalktım. Benim kağıt kalem ile çizemediğim bir dımuz avı figürünü binlerce yıl önce bu homo sapienler veya neandartaller nasıl o kadar güzel çizmiş. Binlerce yıl önceki insan beyni ile şimdiki kıyaslanamaz. Alet kullanma imkanı da öyle. Bunu zeka be beceri açısından düşündüğüm zaman onlar kadar bile zeki ve becerikli olmadığım kanısına vardım.
Siz ne düşünüyorsunuz ?
0
dakota
(15.01.21)
Resmî değil resmi olucak başlık bu arada.
0
🌸dakota
(15.01.21)
o cizimler belki o donemin "leonardo da vinci"si yapmistir diye dusundum:) bizim yasam tarzimizla alakasi olmadigi icin o donemin, kendimle kiyaslamayi pek tercih etmezdim
0
ala09
(15.01.21)
hayatta kalmak, avlanmak ve barınmak gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman el ve göz koordinasyonlarını en üst seviyede tuttuklarından dolayı mümkün olabilir. ayrıca doğayı ve renkleri modern insanların büyük bir çoğunluğuna göre daha iyi biliyolardı.
0
makarnavodka
(15.01.21)
Ben de o şekilde düşünüyorum. O kadar eskiye gitmeye gerek yok. Bugün kendine ressam diyen kaç kişi en ünlü Rönesans resimleri düzeyinde resim çizebilir ki? İlkel insanların o kadar da ilkel olduklarını düşünmüyorum. Bugün üniversite sınavında binlerce öğrenci matematikte 0 doğru yapıyor ama 2500 yıl önce yaşamış olan Pisagor'un matematik bilgisi onlardan yüz kat ileride.
0
dissendium
(15.01.21)
Sanatta yeterliliği olan biri olarak diyeceğim şu ki eğitimini almadan mağara resmi dahi çizememeniz çok normal. Canınızı sıkmayın:)
0
suicides underground
(15.01.21)
güldüm olm. Basitçe sen çizmeye kabiliyetli olmayabilirsin ve cizen olabilir. Yani kabiliyet diye bir şey var, mağara adamı olsan bile (*-*). Yani sen orada herkesi yetenekleri bakımından neden eşit duşndün ki? Ay adlandıramadım da bu bakiş açısını, sahiden çok tuhaf bir kavrayış. Düşüneceğim üzerine.
0
velvetmorning
(15.01.21)
Sen ilk defa cizmeye calisiyorsun, onun belki 200. cizimi bu. Nereden biliyorsun ilk defada bunu cizdiklerini? Bence cok denemislerdir. Kotu olanlari da bir sekilde yok etmislerdir (teknik olarak mumkun mu bilmiyorum ama)?

Sen kafani baska yone calistiriyorsun, onlar kafalarini baska yone calistiriyor. Olay bu bence.

Leonardo da vinci, 30 yasina kadar eline kalem almayip da 30'una gelince "hadi ben bir mona lisa cizeyim" mi diyor sanki?

Tabii ki yetenek kismi da var, hepimiz leonardo'yuz demiyorum ama ne yonde dusundugun ve calistigin cok onemli. Benim de resim yetenegim cok kotudur ama o duvar resimlerini bir sure ugrastiktan sonra ben de cizebilirim diye dusunuyorum (ki o resimler de guzel yani).
0
ahm1
(15.01.21)
Fransa'da Chauvet mağaralarında 30000 yıllık üç boyutlu öküz resmi var. Bildiğin üç boyutlu. Adam taşa öyle bir işlemiş ki öküzü, hareket ediyor gibi duruyor hayvan. Mağara adamı deyip geçmemek lazım.
0
epistemic_regress
(15.01.21)
Seneler once birgun dolmusa bindim, 2-3 kisi eksik bekliyoruz. Kaldirimda evsiz bir cocuk oturuyor, vaziyet kotu. Kafa gidik, konusma varla yok arasi, kollar bacaklar falan yamulmus, arkadas net olarak ozurlu, yuruyemiyor surunuyor resmen. Les gibi de bir gun, yagmur camur, dolmusun rengi camurdan siyaha donmus. Ben de cam kenarindayim, disarisi zor gozukuyor. Eleman benim baktigim cama geldi surunerek, iki eliyle ayni anda birbirine mukemmel simetrik iki adam surati cizdi iki dakika icinde ve gitti. Dolmusun icindeki herkes soka girdi, arkasindan bakakaldik.

Cizim dogustan yetenek isi, adamin senden 10bin sene once yasamis olmasi, ozurlu olmasi, vs senden daha yeteneksiz oldugu anlamina gelmiyor.
0
cooperr
(15.01.21)
(9)

Doktorların aşı yaptırırken foto çekinmesine ne diyorsunuz?

esmeralda villalobos
Bildiğiniz gibi sağlık çalışanları aşılanmaya başlandı. Doktorların aşı olurken fotoğrafını gördüğünüzde hangi düşünce kafanızdan geçiyor?A. "Aaa Dr. X'e bak, o olduysa vardır bi bildiği, ben de olayım"B. "Şundaki havaya bak, sanki bize aşı var da biz olmuyoruz"C. Fotoğraftan etkilenmedimD. Diğer
Bildiğiniz gibi sağlık çalışanları aşılanmaya başlandı. Doktorların aşı olurken fotoğrafını gördüğünüzde hangi düşünce kafanızdan geçiyor?
A. "Aaa Dr. X'e bak, o olduysa vardır bi bildiği, ben de olayım"
B. "Şundaki havaya bak, sanki bize aşı var da biz olmuyoruz"
C. Fotoğraftan etkilenmedim
D. Diğer
0
esmeralda villalobos
(15.01.21)
ben sadece seviniyorum, zira sağlıkçılar inanılmazz boyutta kayıplar verdiler. bu ülkenin resmen kazık attığı insanlar. oh be en azından bundan sonra kayıplar çok azalacak diyorum.
a şıkkını zaten düşünüyorum bu kadar bilimadamı salak da ben mi akıllıyım, ilk bulduğum aşıyı olurum dediğim için fotoğraflar aşı konusundaki fikrimi etkilemiyor.
0
red g
(15.01.21)
c çünkü zaten neyin ne olduğunu biliyorum, birinin yaptır birinin yaptırma demesi bişeyi değiştirmiyor.

bildiğim bişey de yok ama etkilenecek yapıda bir insan değilim yani.

bütün dünya bilmiyor daha ne olacağını benim bilmem imkansız mantıken.
0
killerbee
(15.01.21)
Sadece doktorlar için değil, tüm sağlık çalışanları için seviniyorum.

A şıkkı kesinlikle değil. Covid sayesinde ülkenin profesörüne bile güvenilmeyeceğini gördüm. Oytun Erbaş, Ercüment Ovalı insanlara yalan yanlış şeyler anlattı. Birine sırf doktor olduğu için kesinlikle güvenmem. Her zaman okuyup araştırdığım şeylere güvenirim.
0
dissendium
(15.01.21)
zaten yaptırmayı en başından beri düşünen biri olarak C diyorum ama ne yalan söyleyim Ateş Kara'yı ekranda aşı yaptırırken görünce bi A şıkkı geçti içimden. o adama nedense baya güveniyorum ben :)
0
makarnavodka
(15.01.21)
AB ve ABD de gecerliligi olmayan asiyi ister bahsedilen asi olsun ister icerigi baska bir seymis o olsun, asi olmalari beni ilgilendirmiyor. bana vize almami saglayacak asiyi getirmedikce...
0
ala09
(15.01.21)
Büyük bir alay edilesilik. Bundan fazlasını yapamazlar zaten, hakları yok. Anca özendirme örnek olma... salak değilsek bunları yemeyiz diye umuyorum.
0
1bir1bir1
(15.01.21)
Sağlık çalışanları için seviniyorum +1

Fakat devletin yönetici kısmındaki, rektör, bakan, cumhurbaşkanı gibi kişilerin fotoğraflarını görünce sanki aşı var da biz olmuyoruz bu neyin şovu diyorum

Şov böyle olur
jurnaltr.com

İngiltere’nin Oldham Belediyesi’nde evsizlere ve barınaklarda yaşayanlara aşı sırasında öncelik tanındı
0
freebird5406_2
(15.01.21)
d. ulan sanki aşı var da biz olmuyoruz. aşı sıralamasında sıra bana gelene kadar muhtemelen salgın malgın kalmayacak ortalıkta.

misal eşim öğretmen, benden biraz daha üst sırada. onun olduğu aşıdan ne olacak acaba? sonuçta bulaştırıcılığı devam ediyor.

burada yazan, okuyan insanlar muhtemelen son sıralarda yer alıyordur. o yüzden hiç kafa yormayın. gördüğünüz gibi daha parti üyeleri var bizden önce :)

ha yine de sıra gelir gelmez aşı olacağım.
0
teritori
(15.01.21)
Babam sağlık personeli. Çalıştığı hastande 2 arkadaşı, okul yıllarından ise 4 arkadaşını covidden kaybetti. Aşı olurken fotoğrafını çekmişler, bana gönderdi.

Hissettiğim en net duygu mutluluk ve rahatlama oldu. Hala misafircilik oynayan, gizli kına gecesi düzenleyenlerin yüzünden babam hastalanmayacak dedim. Sonra üzüldüm, eğer arkadaşları ki ellerinde büyüdüm, çocukları arkadaşlarım, aşı olabilseydi muhtemelen yaşıyor olacaklardı. Öyle hem sevindim hem üzüldüm yani.
0
physcos physcos
(15.01.21)
(5)

sevdiğin insanı, onu sevdiğine ikna etmek

flufyy
ey romalılar. böyle bir durumla karşı karşıyayım. bu âciz arkadaşınıza bir yol yordam göstermek istersiniz belki umarım sanırsam. çok seviyorum fakat inandıramıyorum. nasıl ikna edebilirim acep? her cevabınıza büyük minnet duyuyorum şimdiden...
ey romalılar. böyle bir durumla karşı karşıyayım. bu âciz arkadaşınıza bir yol yordam göstermek istersiniz belki umarım sanırsam. çok seviyorum fakat inandıramıyorum. nasıl ikna edebilirim acep? her cevabınıza büyük minnet duyuyorum şimdiden...
0
flufyy
(14.01.21)
Önce inanmak isteyip istemediğini sorgulamak lazım. Sevgili değilseniz sevgiye inanmamak reddetme amaçlı söyleniyor olabilir. Gerçekten inanmıyorsa onu sevdiğinizi gösteren küçük şeyler yapabilirsiniz. Onun fotoğrafını telefonda duvar kâğıdı yapmayı deneyin. Belki işe yarar.
0
dissendium
(14.01.21)
Karşındaki kişinin ergenliğe girip çıkmasını beklemekten başka bir teknik yok gibi. 12-13 yaşındaki her bireyde olabilir bu tür davranışlar.
0
pass
(14.01.21)
Davranışlarla olur bu. Onu değerli hissettirmelisin ve çok ilgi göstermelisin. Mesela onun için kavgaya girmek, onun için kendi ailenle tartışmak, onun çözemediği sorunlarını çözmek gibi.
0
etna
(14.01.21)
Ya bugüne kadar ona sevgini hissettirecek ve güven verecek şekilde davranmamışsın ya da o senden bağımsız bir şekilde ayrılmak istiyor.

Zorlama. Zorladıkça zıddına gidersin, bırak kendi haline. Sevmeyenle birlikte olup çile çekeceğine yalnız kal dinginleş kendine gel daha iyi.
0
1bir1bir1
(14.01.21)
benimki sevgi değilmiş, benimki bağlanmakmış. başka sözüm yok. hepinize teşekkürler...
0
🌸flufyy
(14.01.21)
(6)

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları - YKY 2007

fiach mchugh
Biliyorsunuzdur, YKY HP serisinin kapak tasarımlarını değiştirdi bir süre önce. Yeni kapaklar nostaljik bünyelere alerji yapacak seviyede farklı. Şimdi soru şu:"Şömiz" denen cilt üstü zarf 7. kitapta var mıydı, yok muydu? Ben vardı gibi hatırlıyorum, fakat hiç bir yerde şömizli 7. kitaba rastlayamad
Biliyorsunuzdur, YKY HP serisinin kapak tasarımlarını değiştirdi bir süre önce. Yeni kapaklar nostaljik bünyelere alerji yapacak seviyede farklı. Şimdi soru şu:
"Şömiz" denen cilt üstü zarf 7. kitapta var mıydı, yok muydu? Ben vardı gibi hatırlıyorum, fakat hiç bir yerde şömizli 7. kitaba rastlayamadım. Acaba var da bulunmuyor mu, yoksa 7. kitap direkt şömizsiz, karton kapaklı olarak mı basılmıştı?
Evinde bulunduran veya "ben basan matbaayım, kesin bilgi bende var" diyen var mıdır? Ona göre şömizli baskının peşine düşeceğim.
0
fiach mchugh
(13.01.21)
Vardı, ilk baskıların hepsi şömizliydi diye hatırlıyorum. Ama kitaplar babamın evinde olduğu için bakamıyorum.

Yalnız şöyle bir ilan buldum, hepsi şömizli diyor, fotoğraftan da öyle gözüküyor: www.letgo.com

Edit: aha evet, kıvrık kulaklıydı. Yanlış hatırlamışım ben.
0
kobuzchu kiz
(13.01.21)
hayır 7. kitap öyle değil. Üstteki linkte de dikkat edin ilk altısında kaplama var. Kitaplığımdan da kontrol ettim şimdi, hepsini çıktığı zamanlar alıp okumuş biriyim 5-6-7. kitapları bekledim çıktığı anda almıştım :)
0
rodriguez2
(13.01.21)
sanırım 7. kitapta şömiz maliyetinden kaçmak için şöyle bir çakallık yapmışlar: www.letgo.com
bu arada letgo'ya hiç bakmamışım evet buradan bulunurmuş aslında :)
0
🌸fiach mchugh
(13.01.21)
7'de yoktu diye hatırlıyorum. Son hatırladığım kılıflı olan 6'ydı.
0
dissendium
(13.01.21)
Bendekinde de şömiz yok.
0
ryhmer
(13.01.21)
hayır 7.de yoktu. 2007de aldım ben de ve şömizsiz :)
0
theseachange
(13.01.21)
(9)

Nasil is kurdunuz?

ala09
etrafimda ticaretle ugrasan yakinen tanidigim biri yok. ben de maasli calisanim ama bu yasam tarzi ben degilim! nereden baslayabilirim? para biriktirirken bile kuracagim is icin sermaye biriktirdigim güdüsü var. ama rehberim yok.
etrafimda ticaretle ugrasan yakinen tanidigim biri yok. ben de maasli calisanim ama bu yasam tarzi ben degilim! nereden baslayabilirim? para biriktirirken bile kuracagim is icin sermaye biriktirdigim güdüsü var. ama rehberim yok.
0
ala09
(12.01.21)
Bir akrabam kurdu. İşi çok iyi bilmeniz lazım. Bence iş kurmak için 10+ yıl tecrübe gerekiyor. KOSGEB desteklerini araştırın. İyi bir plan gerekiyor. İş yeri tutacaksınız kira, vergiler... bir sürü masrafı iyice düşünmek gerekiyor.
0
dissendium
(12.01.21)
en az 5 yılını kafadan silmen gerekiyor. normal maaşlı hayat lüks oluyor sen düşün.

bunu göze alıyorsan zaten ufaktan başlasan 7-8 yılda bir şeyler olur.

hiç bir zaman sabancı olacağını düşünme. bu koşullar ok ise aramıza hoşgeldin.
0
duyurukullanıcısı
(12.01.21)
Burayı dinleme. İşe göre değişir. 7 8 yılda bir şey olur abartı. 7 8 aç mı kalıyor iş kuran insanlar?
0
black mamba
(12.01.21)
@black mamba zaten yasayanlar tecrubesini yazdi cok gormedim. ama bu konuda uyarmak mantikli insanlar 3-5 ayda zengin olmak beklentisinde
0
🌸ala09
(12.01.21)
doğru zamanda doğru işi yaparsan zengin olmaman için sebep yok.
zaten kendi işini yapanların ticari zekası oluyor. herkes memur olabilir ama iş kuramaz bence.

ama bir yeteneğin var ve bunu pazarlamak istiyorsan genellemeler doğru. bir kaç yıl eksikleri tamamlamak ve adını duyurmak namına kısa bir süre açıkçası.
0
qxgviper
(12.01.21)
bence böyle bir kılavuz yok tamamen cesaret ve içgüdü meselesi gerisi yolda öğreniliyor.

tek önerim ortaklık konusuna çok dikkat edin. iyi arkadaş-dost çok kötü bir ortak olabilir. ortaklıkta biriniz teknik diğeri ticari beceride olsun mesela. aynı konuda uzman ya da işi hiç bilmeyen iki kişi olmaz. biri bilen diğer bilmeyen de olmaz.
0
orpheus
(12.01.21)
Biz (esnaf olarak) ticarette bir cümlenin içinde savruluruz, paran var ise alt sat yok ise imal et sat.

Elinizden ne iş geldiğine , neyden ne kadar anladığınıza , fiziksel gücünüze bile pay biçerim. Sıfırdan imalat ile başladık kozmetik sektörüne , güvenme meselesi yüzünden çok fena çakıldık ama vazgeçmedik , tonlarca yük geçti sırtımızdan , çok aç günlerimizde oldu geçti gitti.Hala akşam memur mesaim bitince , atölyeye gidiyorum, geçen kapanma bittikten sonra açıldığımızda neredeyse yıl sonu kapanmasına kadar hiç bir pazarı evde geçirmedik.
Ticaretten anladığınız açayım bakkal,çerezci,manifatura ise rica ediyorum devam edin maaşlı işinize. Yok benim bir fikrim ve hedefim var yaptım piyasa araştırmasını da diyorsanız hiç korkmayın.
0
synax
(12.01.21)
Öncelikle işi bilme ve tecrübe noktasında @dissendium +1 Örneğin terzi değilseniz, makinaları çalıştıramayacaksanız dokuma atöylesi açmayın veya restoran sektöründe hiç tecrübeniz yoksa kafe-restoran düşünmeyin. Zira karşınıza çıkabilecek engelleri bilmiyorsunuz.

İkinci olarak mali müşavirinizi karşınıza alın ve anlattırın. Ne zaman hangi vergi ödenecek, bu verginin oranı nedir, neye göre hesaplanır ve sizin iş planınıza göre ortalama ne kadar çıkar? Bunlar için iş planınızda bir bütçeniz olsun. Çünkü vergiyi geciktirmek pek mantıklı bir seçenek değil. Mümkünse kazandığınız paranın devlete gidecek kısmına hiç dokunmayın. Ayırın bir başka hesapta dursun, günü gelince devlete ödersiniz.

Üç, market, restoran v.s. gibi nakit çalışmıyorsanız alacaklarınızın ödenmeme ihtimalini değerlendirin. Ne kadarı ödenmezse ayakta kalabilirsiniz? Ne kadar süre hiç para kazanmasanız da iş yerini (kira, belki çalışanların ücretleri, vergiler, v.s.)

Sonuç olarak en azından 1 yıl içinde ne kadar kazanacağınızın tahmini,
aynı süre içinde kazanıp da alamayacağınız meblağların tahmini,
giderlerinizin tahminini yapmaya çalışın. En iyi ve en kötü senaryolarda ayakta kalma süreniz nedir?

Sonra zaten, ne kadar sermayeye ihtiyacınız olduğunu, işe girip girmeyeceğinize daha rahat karar verirsiniz.
0
yargin
(12.01.21)
En büyük handikapın etrafında hiç ticaret yapan olmaması, gerçi başarısız bir örnektense hiç olmaması daha mantıklı olabilir.

Cesaretin olduğu belli, peki ticari zekan var mı? Bunu denemeden bilemezsin, hesabını kitabını bilen biri misin mesela? Kredi kartını sıkıntıya sokan, alacak verecek problemleri olan biri misin?

Gece hayatını sever misin? Para harcamayı, alışveriş yapmayı sever misin? Bunları niye soruyorum, ticarete atılıp da eline geçen her parayı sağa sola harcayıp "nasıl battık anlamadım ya" diyen çok adam var.

Ticarete atılmak için mutlaka bir yerden bir ışık görmeli, bir fikir bulmalısın ki ne yapacağını bilesin. Ticaert yapacaksın da ne alıp satacak, ya da ne üreteceksin? Bu yüzden bir örnek, bir yol gösteren, bir bilen olmalı ki yönlendirsin seni de.

Hiç bilmediğin sektörlerde ticaret yapılır mı? Yapılır ama hepsinde değil, mesela hiç anlamıyorsan kebapcı açamazsın. Çünkü ocakcı işe gelmediğinde, fırıncı kız kaçırdığında, motorcu kaza yaptığında yerine geçebilecek birilerini hemen bulabilmek için o çevreden bir networkun olmalı. Yeni çalışan gelene kadar da işi idare edebilecek tecrüben olmalı.

Veya hiç tornadan tesviyeden anlamıyosan metal işleme ile ilgili bir atölye açamazsın vs vs.

Mesela AVM'lere 10'ar tane akülü araba koyup 2 tane asgari ücretli eleman ile ebeveynlerin çocuklara hayır diyemeyeceği bu iş tipi daha bir kaç sene önce birilerinin aklına geldi.

Nadir olan ya da daha önce kimsenin aklına gelmemiş (süper bişy olmasına gerek yok, basit ama akla gelmemiş bir şey de olabilir) bir iş tipinde çok kazanman ve büyümen zor olmaz.

Zaten bilinen iş tiplerini tekrar etmek de doğru yer seçimi ve istikrar ile yine maaşlı işinden çok kazandırması zor değil.

Aslında yaz yaz bitmez, en güzeli bir iki tüccar esnaf arkadaş bulup biraz takıl yanlarında.
0
John Bloor
(13.01.21)
(5)

Eğitim sosyolojisi ödevi

kezbanietzsche
ödev tanımı şu:"Eğitim, aile, din, ekonomi, siyaset gibi diğer toplumsal kurumlarla da ilişkilidir. İstediğiniz herhangi bir sosyolojik kurumu seçerek, eğitimin bu kurumla ilişkisini tartışınız. Yani ödeviniz, eğitim ve aile, eğitim ve siyaset, eğitim ve ekonomi gibi bir başlıkta, eğitim ve seçtiğin
ödev tanımı şu:

"Eğitim, aile, din, ekonomi, siyaset gibi diğer toplumsal kurumlarla da ilişkilidir. İstediğiniz herhangi bir sosyolojik kurumu seçerek, eğitimin bu kurumla ilişkisini tartışınız. Yani ödeviniz, eğitim ve aile, eğitim ve siyaset, eğitim ve ekonomi gibi bir başlıkta, eğitim ve seçtiğiniz toplumsal kurumun ilişkisini sosyolojik çerçevede tartışmanız beklenmektedir. Mesela, eğitim ve aile ilişkisini, ebeveynlik stilleri, ebeveyne bağlanma vs. gibi bir temelden ziyade, ailenin çekirdek ya da geniş aile olmasının, boşanmış ya da boşanmamış aile olmasının, ailenin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyinin çocuğun eğitimiyle ilişkisini tartışmalısınız"

1) hoca burada tam olarak ne istemiş?
2) ödevi yaparken nasıl bir yok izleyeyim?
0
kezbanietzsche
(11.01.21)
Makale bulmaya çalışın. Eğitim ve aile gibi bir konu yüzlerce kez araştırılmıştır.
0
dissendium
(11.01.21)
neden hiç kimse sorumu anlamıyor ya :( siz de hocanın ne istediğini anlamıyorsunuz değil mi? o yüzden cevap veremiyorsunuz :(
0
🌸kezbanietzsche
(11.01.21)
Sayısalcı mısın acaba? :d çok açık. Zengin ve fakir kesim arasındaki epştim farkını inceleyeceksin mesela. Ya da doğu anadolu daki okulların ÖSS başarısı ülkede en düşük olan bölge. Nedeni tüm aptalların orada toplanmış olması olabilir mi? Tabii ki değil. Sosyoekonomik nedenler. Bunları inceleyeceksin.
0
black mamba
(12.01.21)
nesini anlamadınız ki? mesela hocanın verdiği örnekten gidersek; eğitim seviyesi düşük aileler daha fazla çocuk yapıyorlar. boşanma oranı eğitim seviyesi yüksek ailelerde daha çok. sebep; kadının eğitim seviyesi düşük olduğu için finansal özgürlüğü kazanması çok zor. bu nedenle boşanmak yerine katlanmak var. ayrıca yine eğitim seviyesi düşük olduğu için boşanınca ayıplanma, "dul kalma" gibi düşünceler hakim. bunları daha detaylı ve akademik dille yazacaksın işte.
0
candide
(12.01.21)
ya tamam da öyle her aklıma geleni paldır küldür yazacak mıyım? bunun belli bir yolu yok mu? onu soruyorum. bana bir şablon lazım ki ona göre ilerleyeyim. nasıl bir yol izleyeyimden kastım bu
0
🌸kezbanietzsche
(12.01.21)
(3)

Gastroenterit

Nohutdurumu
Bir hasta gastroenterit ile hastaneye gelse habgi tetkikler istenir?
Bir hasta gastroenterit ile hastaneye gelse habgi tetkikler istenir?
0
Nohutdurumu
(11.01.21)
Hemogram istemişlerdi.
0
dissendium
(11.01.21)
Hemogram, biyokimya, gaita mikroskobisi, gaita ve idrar kültürleri
0
curukturpkokusu
(12.01.21)
Kan kültürü istenmez mi? Bi de neden idrar istediniz? Yani gastroenterit şüphesi diyelim
0
🌸Nohutdurumu
(14.01.21)
(2)

Yetişkinler için Sıfırdan İngilizce Öğrenme

PhoenixRising
Merhabalar;Bir arkadaşıma İngilizce öğretiyorum, seviyesi beginner, yani her konuyu, her kelimeyi en baştan anlatmak gerek. Birkaç kere internetten vs kaynaklar kullandım ama sabit üniteli, kelime listeli bir kitap olsa daha iyi olacak sanki. Benim zamanımda GEneration Next vs türevi kitaplar vardı
Merhabalar;
Bir arkadaşıma İngilizce öğretiyorum, seviyesi beginner, yani her konuyu, her kelimeyi en baştan anlatmak gerek. Birkaç kere internetten vs kaynaklar kullandım ama sabit üniteli, kelime listeli bir kitap olsa daha iyi olacak sanki. Benim zamanımda GEneration Next vs türevi kitaplar vardı mesela. Yine bu şekilde, gramer konularının sıralarını takip edebileceğimiz, kelime listesi de olan, pdf formunda önerebileceğiniz kitap varsa çok makbule geçer.
0
PhoenixRising
(11.01.21)
English Grammar in Use
0
dissendium
(11.01.21)
dunyanin en sacma sayi birisine dil ogretmek. dayanilmayacak kadar sikici olsa gerek. telefonuna duolingo kursun gunde 2 saat calissin. olur biter. kimse kimseye dil ogretemez, kisi kendisi ogrenmedikce.. eger zaten kendisi ogrenmiyorsa ogrenesi yoktur. ve bosa kurek cekiliyordur..
0
ghostinthemech
(11.01.21)
(3)

Yüksek lisans başvurusu hakkında

aguen
Merhaba duyuru,Para uğruna akademiden kaçmıştım; bir de ortak bir projede paper'a adım yazılmamıştı iyice küsüp gitmiştim lisansta. İşimden çok memnunum artık asla akademiye dönmem zaten de; yine de kariyer vs. yüksek yapmak istiyorum.Başvurmak istediğim üniversite 2.8 ortalama istiyor; bende 2.76 v
Merhaba duyuru,

Para uğruna akademiden kaçmıştım; bir de ortak bir projede paper'a adım yazılmamıştı iyice küsüp gitmiştim lisansta. İşimden çok memnunum artık asla akademiye dönmem zaten de; yine de kariyer vs. yüksek yapmak istiyorum.

Başvurmak istediğim üniversite 2.8 ortalama istiyor; bende 2.76 var.

Giremez miyim :(

Ek bilgi olarak ALES ve YDS sonuçlarım 96-97. Hocaya bağlı bir şeyse bu ünide çalışmak istediğim hoca ile aram çok iyi hatta üni dışından ara sıra bir projeye destek oluyorum. Biraz da o projeye iyice odaklanabilmek için istiyorum aslında yükseği. Çok iyi bir paper çıkması garanti gibi ve en çok emeği olan insan benim, tek isteğim adımın kaliteli bir makalede yer alması :(
0
aguen
(11.01.21)
Başvurular siteden oluyorsa 2.8 altını sistem kabul etmeyebilir.
0
dissendium
(11.01.21)
%90 kabul alamazsın. Enstitü şartları net olur her zaman :(

Ama şöyle yapabilirsin. Hocan yarı dönemde yatay geçiş için kontenjan ayarlar, ilan çıkar, basvurursun ve oraya geçersin yatay geçişle.
0
westblack
(11.01.21)
giremezsiniz. tek olasılık yatay geçiş.
0
fezagezgini_4
(11.01.21)
(8)

ücretsiz antivirüs programı

candide
hangisini kullanıyorsunuz?
hangisini kullanıyorsunuz?
0
candide
(11.01.21)
defender
0
sutlu nescafe
(11.01.21)
antivirüs kullanmasan bilgisayarına çok daha yararlı olur.
0
jelly bear
(11.01.21)
Yıllardır Avast kullanıyorum. CryptoLocker mağduru olarak antivirüs programı kullanmamanın intihar olduğunu düşünüyorum.
0
dissendium
(11.01.21)
Avira
0
John Bloor
(11.01.21)
kaspersky
0
roket adam
(11.01.21)
Kullanma kanka. Bir işe yaradıkları yok. Windows defender yeterli.
0
allah yazdiysa bozsun
(11.01.21)
Windows defender harici, genellikle her ayda bir eset online scanner ile tarama yapıyorum. Daha bilgisayarımda virüs çıktığı olmadı. Deprem öldürmez, bina öldürür diyorlar ya ben de şöyle diyeyim:

"Anti-virüs korumaz, kullanıcı kendini korur."
0
siz tek ben hepiniz
(11.01.21)
defender ve küçük dosyalar için www.virustotal.com
0
curious mind
(11.01.21)
(12)

İş mevzuları (Sibirya)

hede hodo
Valla kafam karışık :) Bir önceki çalıştığım yer belarustaydı. Şimdi ise çalıştığım aynı firma Sibirya’dan iş almış. İrkutsk’a bağlı bir bölgede. Keşke irkutsk olsa ama değil:)Daha maaş filan konuşulmadı. Ama bi önceki yerden bi tık fazla olur diye düşünüyorum.Orası olmazsa başka bi hazır iş ise hen
Valla kafam karışık :)
Bir önceki çalıştığım yer belarustaydı. Şimdi ise çalıştığım aynı firma Sibirya’dan iş almış. İrkutsk’a bağlı bir bölgede. Keşke irkutsk olsa ama değil:)
Daha maaş filan konuşulmadı. Ama bi önceki yerden bi tık fazla olur diye düşünüyorum.
Orası olmazsa başka bi hazır iş ise henüz yok.
Soğuğu severim. Kazakistan’da vs de çalıştım. Ki Belarus’da soğuk bir memleket.
Ama bilinmeyen bir yere gitme düşüncesi biraz ürkütüyor bu sefer :)
Ne yapayım bilemedim.
0
hede hodo
(10.01.21)
yani ya sececeksiniz ya issizlik mi? ne kadar surelik bir is ve hayatta hedefleriniz neler oraya gitmek nelere engel olacak bunu belirtmelisiniz. is istir diye de eyorlayayim
0
ala09
(10.01.21)
@ala
Yani başka beklediğim işler var. Ama kesin bir şey yok. Muhtemelen 1 sene civarı sürecek bir iş olur. Hatta bi tık daha az olabilir. İşte bilinmeyen bir yer olması biraz sıkıntı oldu içime.
0
🌸hede hodo
(10.01.21)
kazakistan'a giderken biliyor muydunuz ki?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.21)
maks 1 sene olacaksa guzel olabilir. baykal golunun yanindaymis oralarda gorulecek cok yer var diye biliyorum.

eger soguk problem olmayacaksa neresi olacagi cok problem olmaz. baska yere gitseniz de koronavirusten oturu cok bir sey yapilamayacak.
0
fakyoras
(10.01.21)
@proletarier
Evet biliyordum :) gittiğim firma 20 senedir oradaydı belki. (Enka)
@fakyoras
İrkutsk çok güzel bi yermiş. Ama bu yer neredeyse 1000km uzağında olan bir yermiş. Yani kafa karışıklığı ve düşünceyi alan bu aslında. Ki doğru düzgün piyasada iş de yok, farkındayım her şeyin tabii ki.
İşte bilemedim. Öyle bi paylaşayım dedim :)
0
🌸hede hodo
(10.01.21)
En kötü gidip bırakırsınız. Daha gitmeden bırakmak mantıklı değil. Güzel bir macera olabilir.
0
dissendium
(10.01.21)
müthiş bir deneyim gibi görünüyor.
0
alicandan
(10.01.21)
Valla bence de çok ilginç bir deneyim. Gidip bi 6 ay denemek mantıklı olabilir, o sırada başka iş de bakmaya vaktin olur.
0
roket adam
(10.01.21)
Coronadan dolayi zaten kimse bi sey yapamiyor+1
1 sene fena degilmis. isiniz hayirli olsun diyelim :)
0
ala09
(10.01.21)
güzel ama karı kız yok oralarda. elizabet okeyse okey.
0
in a world of magnets and miracles
(10.01.21)
Bunu izleyince ise içime huzur geldi:)
Genlerim hep oralardansa demek :)

youtu.be
0
🌸hede hodo
(11.01.21)
Madem onceden deneyimin var, siki pazarlik yap. "bir tik" fazlasina an itibariyle i$siz degilsen gitme. 3-5 tik fazlasi olmasi lazim eger medeniyetten ciddi uzakta olacaksan. En azindan hesap dolsun..
0
cooperr
(11.01.21)
(9)

Güneş gözlüğü

dissendium
Yaz kış demeden güneş gözlüğü kullanan var mı? Bir tane güneş gözlüğü almak istiyorum. Güneş gözlüğü bana havalı geliyor. Alışırsam yazın her dışarı çıktığımda kullanım diye düşünüyorum. Ama fiyatlar da az değil. O paraya koyun alınır diyor içimdeki ses. Sizce bu bir heves mi yoksa bir kere güneş gö
Yaz kış demeden güneş gözlüğü kullanan var mı? Bir tane güneş gözlüğü almak istiyorum. Güneş gözlüğü bana havalı geliyor. Alışırsam yazın her dışarı çıktığımda kullanım diye düşünüyorum. Ama fiyatlar da az değil. O paraya koyun alınır diyor içimdeki ses. Sizce bu bir heves mi yoksa bir kere güneş gözlüğü kullanınca hep kullanılıyor mu? Daha önce güneş gözlüğü kullanmadım. Aldıktan 2, 3 gün sonra bir yere atmak istemediğim için yorumları merak ettim. Teşekkür ederim.
0
dissendium
(10.01.21)
Işığa hassasiyeti olanlar için heves değil yaz kış kullanılır aksesuardan çok zaruri ihtiyaç
0
berkan11
(10.01.21)
1000 lira verirsen kullanırsın boşa gitmesin diye.
0
Tochinoshin
(10.01.21)
Gunes gozlugu super bir icat.
Bir suru fiyat araliginda var, illa rayban olmasina gerek yok. Iyi, guvenilir biz gozlukcuden alindiktab sonra sorun yok.
Bir kere surekli kas catmaktan kurtuluyor insan. Sirf gunes gozlugu sebepli lens takmaya gecmistim 2007de :D
0
kuehles blondes
(10.01.21)
Yazın neredeyse markete giderken bile takıyorum. Işık hassasiyetim var. Utanmasam bilgisayara bakarken bile takardım. Bi ihtiyac olduğunu düşünüyorum. Ama tutup da raybana bin tele vermem şu dönemde.
0
elorelia
(10.01.21)
Benim gözlerim çok hassas güneşe karşı. Yazın zaten gözlüksüz evden dışarı adım atmıyorum ve kışın da hava çok kapalı olmadığı sürece kullanıyorum.
0
ms brownstone
(10.01.21)
Gunes gozlugu sebepli lense gecmeye benden de +1 :D
0
invictae
(10.01.21)
@invictae, güneş gözlüğü ve lens ilişkisi nedir? Olaya bayağı yabancıyım.
0
🌸dissendium
(10.01.21)
Gozluk takarken ustune bir de ekstra gunes gozlugu takamiyorsun.

Numarali gunes gozlugu yaptirsan tek gozluge bagimlisin. Ama gunes gozlukleri bir ihtiyac olmasinin yanisira (bence ihtiyac yani) ayni zamanda bir aksesuar da. Benim bircok gunes gozlugum var, e lens takinca gozlukten kurtulunuyor ve istedigin gunes gozlugunu takabiliyorsun.
0
kuehles blondes
(10.01.21)
Ilk defa kullanir miyim diye bakiyorsaniz dogrudan 600-1000 tl bandina cikmamanizi oneririm. atasunun ucuz modellerinden veya bilmedigim diger gozluk markalarindan 150-200tlye bir gunes gozlugu alin. deneyin kullanin. su aralar cok disari cikiyor musunuz bilmiyorum bunu test etmek icin gunesli havalar, bahar ve yaz mevsiminde disarda vakit gecirdiginiz zamanlar deneyin hani mesela yaniniza almayi cokca unutur musunuz yoksa cuzdan kadar gerekli mi?
sonra kis aylari da kusur kalsin diye dusunuyorum. severseniz iyi bi markaya yatirim yapabilirsiniz ^.^
0
ala09
(10.01.21)
(14)

geçen sene sopranos bu sene wire izledim 2021'de hangi dizi?

eurhka
kaliteli yapımları zamana yayarak izlemeye calısıyorum. bu ikisinden sonra üçüncü olarak ne önerirsiniz? konusu suç üzerine olmak zorunda değil. hikayesi güzel olsun, karakterleri derinlemesine tanıyalım vs.teşekkürler.not: six feet under izledim.edit: breaking ve better call saul da izledim...
kaliteli yapımları zamana yayarak izlemeye calısıyorum. bu ikisinden sonra üçüncü olarak ne önerirsiniz? konusu suç üzerine olmak zorunda değil. hikayesi güzel olsun, karakterleri derinlemesine tanıyalım vs.

teşekkürler.

not: six feet under izledim.

edit: breaking ve better call saul da izledim...
0
eurhka
(09.01.21)
İzlemediyseniz tabii ki Breaking Bad.
0
dissendium
(09.01.21)
battlestar galactica
0
clones
(09.01.21)
prison break
0
jelly bear
(09.01.21)
Madem eskilerden gidiyoruz Oz ve lost. Yenilerden ise True detective.
0
Jux
(09.01.21)
Carnivale?
Görece underrated kalmış, saydığınız dizilerin kalibresinde bir dizi kesinlikle.

Son yıllardan ise The Leftovers. Benim izlediğim en iyi dizidir.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(09.01.21)
izlemedim dediklerini, ama hepsine biraz biraz baktım ve benzer sıkıcılık :) seviyesine sahip dizi olarak house of cards diyorum.

derin dizi sevmiyorum galiba.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.01.21)
treme
the night of

drama kalitesi aynı seviyede olmasa da erkekseniz :

ray donovan
0
qaram
(09.01.21)
Justified
Bosch
Band of brothers
0
logisticsmanager
(09.01.21)
the night of
leftovers (dunyanin en underrated dizisi olabilir)
battlestar galactica
rome
0
nefertarii
(09.01.21)
Her ne kadar bu diziler kadar başarılı olamasa da uzun soluklu olması ve karakterleri nedeniyle Sons of Anarchy’ i önerebilirim.
0
monty python
(09.01.21)
Rome
True detective
Fargo
Oz
0
zoghurt
(10.01.21)
Wire sevdiysen oz gider sana.
0
eazy
(10.01.21)
Orange is the new black (omce citir cerez baslasa da hikaye ilerledikce cok guzel derinlesen ve incelikli siyasi ve sosyokulturel mesajlar barindiran, insanlari derrinden tanitan bi dizi)
Weed (bu da fena değil daha egleneceligimsi)
Broadchurch (bu tam polisiye, ingiliz, heyecanli)

Damages (digerlerinden daha sert, underrated kalmis, guzel bi dizi)
0
red g
(10.01.21)
sopranostan sonra wire sonra oz izledim ben de. güzeldi. tüm sezonları izlemedim.

mafya olarak gomorra var.

aynı benzerlik olmasa da the shield ve blacklist de aksiyon olarak yüksek
0
ShadowOfMoon
(10.01.21)
(5)

Kurşun geçirmez camlar hakkında

bir peynir kutusu kibrit
Televizyonda bir belgesel izlerken "Araç içinden dışarıya mermi geçiyor ama dışarıdan içeriye mermi geçmiyor" diye bir şey söyledi anlatıcı.. Bunun çeviri hatası olduğunu düşünüp internette biraz bakındım ama pek bir şey bulamadım bu nasıl mümkün olabilir? Yoksa düşündüğüm gibi çeviri hatası mı?
Televizyonda bir belgesel izlerken "Araç içinden dışarıya mermi geçiyor ama dışarıdan içeriye mermi geçmiyor" diye bir şey söyledi anlatıcı.. Bunun çeviri hatası olduğunu düşünüp internette biraz bakındım ama pek bir şey bulamadım bu nasıl mümkün olabilir? Yoksa düşündüğüm gibi çeviri hatası mı?
0
bir peynir kutusu kibrit
(09.01.21)
Mümkün değil. O tip bir geçirgenlik sadece sıvılarda veya hücre gibi organik ve mikro düzeyde geçişlerde oluyor. Hem cam rolünü üstlenip hem de mermi geçerken açılması imkansız.
0
Mihendiss
(09.01.21)
bilmiyorum bu bilgi isinizi gorur mu..Arabanin camları icerden daha kolay kirilir
0
mrduck
(09.01.21)
Dış bükey iç bükey farkı olabilir. İç bükey bir nesnenin kırılması daha kolaydır.
0
msb
(09.01.21)
Dediğiniz gibi bir cam varmış fakat bütün kurşun geçirmez camlar bu şekilde olmayabilir.
www.youtube.com
0
sedolima
(09.01.21)
Çeviri hatası değil. İngilizce ararsanız çıkıyor.

www.tssbulletproof.com

One-Way Ballistic Glass

As the name implies, “one-way” (or “unidirectional”) ballistic glass stops bullets heading one way, but lets them through the other. For example, “one-way” glass can protect soldiers at a checkpoint from a spray of small-arms fire, but still allow them to return fire without leaving the safety of their post.
0
dissendium
(09.01.21)
(8)

toplumsal olarak neyden korkuyoruz?

duyurukullanıcısı
bir kesim dinbir kesim atatürkbir kesim türklükvar sanırım.mesela depremden falan korktuğumuzu düşünmüyorum veya aç kalmak, kuraklık gibi korkularımızda yok bence.yani toplumsal olarak. bireysel korkuları sormuyorum.
bir kesim din
bir kesim atatürk
bir kesim türklük

var sanırım.

mesela depremden falan korktuğumuzu düşünmüyorum veya aç kalmak, kuraklık gibi korkularımızda yok bence.

yani toplumsal olarak. bireysel korkuları sormuyorum.
0
duyurukullanıcısı
(08.01.21)
aç kalmak ve ölmekle ilgili diğerleri de.
eksisozluk.com
dinden korkuyorsa bundan korkuyor yani.

diğer kesim de kendilerine karşı diğer gurubu böyle bir açıdan tehdit görüyor.
depremden korkusu bina, binanın çürük olması denetimsizlik, idari kurumlara güvensizlik, bunun da ucu yine yönetimin görüşüne geliyor.
0
jimjim
(08.01.21)
Silivri'den de korkuluyor bence. En küçük bir eleştiride terörist ilan edilme riski var. Halkın korkuyla sindirildiğini düşünüyorum.
0
dissendium
(08.01.21)
hastalıktan korksak bugün koronadan bu kadar ölüm olmaz

bence hastalıktan da korkmuyoruz.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
Para kaybetmekten. Bizim toplum para düşkünüdür. Parasına dokundun mu? ölmekten beter olurlar.
0
komando kani var bende
(08.01.21)
"Çok güldük ya başımıza bir şey gelir mi" den:/
0
kirmizipilotkalem
(08.01.21)
@j r r tolkien hayrani

din, atatürk derken o kavramları kaybetmekten,

mesela müslümanlık elden giyeahhh diye cami yaptıranları alkışlıyor millet
atatürkçülük elden gideyeahhh diye hiç alakası olmayan ama içinde atatürk geçen şeyleri alkışlıyor millet

yani atatürk'ten niye korksun insan? ben atatürk kavramını kaybetmekten korkuyor insanlar diye onu yazdım.

birde başlıkta bile toplumsal dedim, herkes yine ahmet dayıdan örnek veriyor.

bizim millet para kaybetmekten, fakirlikten de korkmaz. aza tama edelim falan der.

o da değil yani.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
yani neyden korkuyorsan ona karşı bir şey geliştiriyorsun.

din - cami yapmak
atatürk - rakı içmek
türklük - osmanlıcılık oynamak gibi.

örnekleri biraz saçma verdim ki anlaşılsın.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
Bence genel sorun toplum olmaktan korkmak. Sorsanız herkes aynı şeylerden şikayetçi fakat hiç kimse bunu değiştirebilmek için harekete geçme veya hareketi başlatma cesaretini bulamıyor.

Toplum o kadar ayrışmış durumda ki toplumu bir bütün olarak değerlendirmek artık imkansız. Aynı toprak sınırları içerisinde yaşıyor olmak ve geçim sıkıntısı dışında bir ortak payda göremiyorum. Bir kesim değişim peşinde, diğer kesim de sittin senedir kuru ekmeğe şükreder halde. Kafalarının dışındaki hayatların varlığı rahatsız ediyor insanları.

Çokça düşünmek, biraz biraz da dile getirmek gerekiyor. Toplum, bütün halinde hareket ederse korkularını aşabilir. Ütopik gözüküyor şu an için ama hiçbir şey imkansız değil. Tıpkı bugün olanlara geçmişte imkansız dendiği gibi...
0
desdenova34
(08.01.21)
(5)

olasılık sorusu

me23
aynı iki zar atıldığında zarların toplamının 4 gelme olasılığı şöyle bulunuyor: 1,3;2,2;3,1 3/36 = 1/12. 36 örnek uzayın eleman sayısı oluyor. ama bu zarlar aynı olduğundan örnek uzayın 21 elemanı olması gerekmez mi?bir de 1,3;3,1 i ayrı saymadan sadece 1,3 ve 2,2'yi alıp, sonucun 2/21 olması gere
aynı iki zar atıldığında zarların toplamının 4 gelme olasılığı şöyle bulunuyor: 1,3;2,2;3,1 3/36 = 1/12. 36 örnek uzayın eleman sayısı oluyor. ama bu zarlar aynı olduğundan örnek uzayın 21 elemanı olması gerekmez mi?

bir de 1,3;3,1 i ayrı saymadan sadece 1,3 ve 2,2'yi alıp, sonucun 2/21 olması gerekmez mi?
0
me23
(08.01.21)
1,3 ve 3,1 neden aynı sayılıyor? Birinci zarın 1, ikinci zarın 3 gelmesi ile birinci zarın 3, ikinci zarın 1 gelmesi farklı şeyler. Tüm durumların dikkate alınması gerektiği için 36 doğru.
0
dissendium
(08.01.21)
zarlar aynı ama.
0
🌸me23
(08.01.21)
zarları benzer "elemanlara" sahip iki farklı "küme" olarak düşünün. anlamanız kolaylaşır.
0
qaram
(08.01.21)
Zarların aynı olması demek iki zarın üzerinde de 1,2,3,4,5,6 sayıları var demek. İki zarda da bu sayıların olması zarların atıldıklarında aynı sayıları vereceği anlamına gelmez. Olasılık demek istenen durumlar / tüm durumlar. Biz iki sayının toplamının 4 olmasını istiyorsak 1,3 gibi 3,1 de işimize yarar. Bu da istediğimiz durumlardan biridir. Bu nedenle 1,3 olanı alıp 3,1 olanı almamak isteğimize ters. İki farklı cisim olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor. İki zarı aralarında bir bölme olacak şekilde ayrı olarak attığınızı düşünün.
0
dissendium
(08.01.21)
matematiksel (ve fiziksel olarak da) iki zarın "aynı" olması imkansız. Benzer veya eş olabilirler en fazla.
0
lancelot du lac
(08.01.21)
(10)

okulu uzatmalı mıyım? kafam çok karışık, help!

kadera bach
bu sene okulumun son senesindeyim. pandemi yüzünden okula gidemedik bildiğiniz üzere. son senemde böyle bir şey yaşamak beni üzüyor ve motivasyonumu kaybetmeme sebep oluyor. bu yüzden de ödevleri ve dersleri çok zorlanarak yapıyorum. bazen derslere bile giremiyorum, depresyondayım. ilaç kullanıyorum
bu sene okulumun son senesindeyim. pandemi yüzünden okula gidemedik bildiğiniz üzere. son senemde böyle bir şey yaşamak beni üzüyor ve motivasyonumu kaybetmeme sebep oluyor. bu yüzden de ödevleri ve dersleri çok zorlanarak yapıyorum. bazen derslere bile giremiyorum, depresyondayım. ilaç kullanıyorum.
belki de final ödevlerini bile yetiştiremeyeceğim. gayretim ve cesaret kalmamış gibi hissediyorum. ve 3 hafta sonra sınavlar başlıyor.

sınıf arkadaşlarım bu seneyi bırakma kararı aldı ama benim yaşım büyük olduğu için bu kararı verirken çok zorlanıyorum. sınıf arkadaşlarım 98'li bense 94'lüyüm. yani 26 yaşındayım.

son senemi hocalarım ve arkadaşlarımla dolu dolu geçirerek istemek ve ödevlerimi bu mutluluğun içinde yapmak bana daha iyi gelecek gibi duruyor. ama ya pişman olursam?

(sınıfta 3 kişiyiz ve 5 yıllık bir bölüm)

eklemeyi unuttum: tev'den burs alıyorum o burs gidecek sanırım. bir de yüksek lisansımı da aynı üniversitemde yapmayı planlıyorum.

teşekkür ederim.
0
kadera bach
(07.01.21)
yapma hocam. seni anlıyorum ama boktan bir dönemdeyiz. genç işsizlik rekor kırıyor ve muhtemelen seneye okulu bitirmiş olmak seni daha zor bir duruma sokacak.

ha iş hazırdır ya da ben nasılsa bulurum diyorsundur maddi olarak seni yıpratmayacaktır bir sene o zaman bırak gitsin.
0
kljgslsdkjsd
(07.01.21)
Bence uzatmayın. Uzatma kartını saklayın. Gerçekten ihtiyacınız olduğunda uzatma lüksünüz olsun. Erkekseniz askerlik var mezun olduktan sonra. İş ararken de zaman harcanıyor. Üniversite eleştirisi hiç yapmayayım.
0
dissendium
(07.01.21)
Kardeş bence mezun ol geç, 2021'de de okula gidebileceğin şüpheli. 26 yaşına gelmişsin, yüksek lisansta ya da farklı şeylerde devam ettir hayatını. Uzatırsan son senende hocalarından nefret edeceksin, arkadaşlarının hepsi mezun olmuş çalışıyor falan geziyor falan olacak, yeni arkadaş yapayım desen alttakiler zaten çok küçük, üstelik okulların açılacağı bile kesin değil
0
roket adam
(07.01.21)
Uzatmamanız sizin için iyi olur çünkü yaş ilerledikçe diyelim ki YL yapamadınız ve özelde iş aramak durumunda kaldınız çoğunun yaş sınırlaması var ve bu durum sizi üzebilir.Ama @kljglsdkjsd nin dediği gibi işiniz hazırsa kafanız bu konuda rahatsa uzatın dert etmenize gerek yok.
0
yeni ve işsiz
(07.01.21)
"dolu dolu geçirmek"ten kasıt ne bilmiyorum ama bundan sonra hiçbir şey beklediğiniz gibi olmayacak gibi düşünebilirsiniz. o yüzden hiç gerek yok. alın diplomayı ondan sonra kiminle nasıl takılmak isterseniz takılın.
0
hadsafhada
(07.01.21)
26 yaşındasın, hala lisansı bitirmemişsin ve okulu uzatmayı mı düşünüyorsun? Hem de nedeni "arkadaşlarla görüşemiyoruz".

Millet ne koşullarda canını dişine takıp okuyor. Yapman gereken tek şey ders saatinden 15 dakika önce uyanıp bilgisayarın başına geçip dersi dinlemek, sonrasında da üç beş tane ödev midir sınav mıdır neyse onları vermek. Abartma.
0
buff
(07.01.21)
Öncelikle nickin çok uyumlu olmuş.

Yanlış düşünüyorsun, yani tam olarak imkanlarını bilemem ama ben ve bir çok arkadaşım tam tersini yaptık, öylesine okuduğum bir bölümdeyim normal zaman olsa not ortalamam yerlerde olurdu ama pandemi sağ olsun geçen dönem ve muhtemelen bu dönem 4.00 olacak ortalamam. Valla arkadaşı filan salla iş yüksek lisans filan muhabbeti olunca kimse kimseyi tanımıyor. bence yardır bu sene yaparsın sen.
0
infernalcadre
(08.01.21)
herkesin aksine ben uzatmanizi mantikli buluyorum. zira mezun oldugunuzda atilacaginiz hayat her turlu ogrencilikten daha zorlu, tatsiz ve yorucu. neden 1 sene erkenden bunlarin icine giresiniz? neden daha iyi notlarla mezun olmak varken kotu notlarla sirf erken bitirmek icin bitirmis olasiniz? 27'de mezun olmakla 26'da mezun olmak arasinda ne fark olacak zaten "gec" mezun olmus olacaksiniz (27'yi sorun edecek olan isveren 26'yi da eder). Ben yerinizde olsam gittigi yere kadar uzatirim. hem notlariniz duzelir hem moraliniz. hem de cok da matah olmayan is hayatindan ve stresinden 1 sene gec cekmeye baslarsiniz.
0
hazen
(08.01.21)
aynı durumdayım. 95'liyim, son senemdeyim, haziran'da mezun olacağım için mutsuzum. eğer uzatacaksan bu karar kampüs ortamı arkiler vs için değil eğitimin için olmalı. bir seneyi kaybettiğine değmeli. aynı verimi bu sene de alırım diyorsan gerek yok.

bursum bitmeyecek olsa ben de uzatırdım çünkü çok kötü eğitim aldım. uzaktan eğitimle aldığım tüm dersleri okulda yüz yüze tekrar almayı çok isterdim.
0
beatbox yapan metalci
(08.01.21)
çok zor bir durum ama uzatsan da okulların ne zaman açılacağı belirsiz. ve 20'li yaşların sonunda hala okulda olmak insanı yıpratan bir şey gelecek kaygın varsa. bir şekilde arkadaşlarınla iletişimde kalmaya çalış ama okulu bırakma derim.

yine de sonuçta her şey sende bitiyor. ilaç kullanacak kadar kötü etkilemişse bu durum seni kendi sağlığını da düşünmelisin yani verdiğin karar ne olursa olsun kendini suçlama. aslında bu sıkıntıların konuşulduğu okul ya da bölüm içi (online) toplantılar olmalıydı. o tarz bir şey düzenleyebilecek biri varsa orada fikir alışverişi yapmak iyi gelebilir.

hayatta her zaman her şey ters gidebilir gayet normal. "bu yaşa geldim her şeyi mükemmel yapmalıyım" gibi bir kafada olmak seni daha çok strese sokacak.
0
curious mind
(08.01.21)
(12)

Kaloriferi yakıyor musunuz?

notinhere
Selam, Uygulamada 15 derece gösteriyor ama öyle hissettirmiyor. Ben akşamları kombiyi açıyorum. Siz?
Selam,

Uygulamada 15 derece gösteriyor ama öyle hissettirmiyor. Ben akşamları kombiyi açıyorum. Siz?
0
notinhere
(07.01.21)
Bizde en düşük sıcaklıkta 7/24 açık.
0
ms brownstone
(07.01.21)
Az once ayni seyi dusundum 15 diyor ama hissedilen 8-9 gibi. Acmadim, ctesi acarim muhtemelen
0
mor oje
(07.01.21)
Hep açık ama düşük sıcaklıkta. 45 derecede.
0
dissendium
(07.01.21)
Bizim de açık.
0
fraise
(07.01.21)
Akşamları açıyorum.
0
pink cadillac
(07.01.21)
istanbulda iyiyiz, açmıyoruz.
0
candide
(07.01.21)
Yaşadığım ilde -3-4’leri görüyor hava. Gündüz 35 gece 38 derecede yakıyoruz. Muazzam ötesi yalıtım şirketine de burdan teşekkür ederim
0
avatar is back
(07.01.21)
evet.

evin yalıtımı kötü. gece soğuk oluyor.
(izmir)
0
la lykia
(07.01.21)
İzmirdeyiz, 4 gündür yakmiyoruz.
0
superfluid
(07.01.21)
İstanbul 2 aydır açık
0
ats
(07.01.21)
istanbuldayız, bu kış 2 kere falan açtık. Hiç açmamıza rağmen evin içi genellikle 23 derece falan oluyor minimum.

Hatta eve termometre aldım ulan soğuk oluyor da biz mi hissetmiyoruz diye, ev sıcaklığı için bi termometre tavsiye ederim. Psikolojik üşüme ısınma hissini elemiş oluyorsun :)
0
roket adam
(07.01.21)
Son 1 haftadır sadece gece 2-3 saat çalıştırıyorum. Gündüz cam açıyorum hatta.
0
auroraaurora
(08.01.21)
(6)

turkcede cevabi evet\hayir olan soru sorma sekli

buenosdias
bir tek benim mi kafam karisiyor diye merak ediyorum.soru-siz boyle olmadigini mi dusunuyorsunuz?cevap-evetverilen cevap net olarak evet mi hayir mi belli degil. siz ne dusunuyorsunuz?
bir tek benim mi kafam karisiyor diye merak ediyorum.

soru-siz boyle olmadigini mi dusunuyorsunuz?
cevap-evet

verilen cevap net olarak evet mi hayir mi belli degil. siz ne dusunuyorsunuz?
0
buenosdias
(07.01.21)
Bence bu cümlede cevap net olarak evet. Yani böyle olmadığını düşünüyormuş. Aklını karıştıran nedir?
0
1bir1bir1
(07.01.21)
Siz böyle olmadığını mı düşünüyorsunuz?

Evet (böyle olmadığını düşünüyorum)

Ben böyle anlardım.
0
dissendium
(07.01.21)
bence de insanların çoğunluğu karıştırıyor bunu
0
papuayenigine02561
(07.01.21)
Demek istedigin su;

Dun okula gitmedin degil mi?
Hayir.


Burada evet gitmedim dersen mantiksiz olmaz ama insanlarin yuzde 95'i hayir der bu soruya. Hayirin kendisi olumsuzluk kattigi icin de herkes okula gidilmedigini anlar.
Olay bu.
0
baldur2
(07.01.21)
Cevap verecek kişinin kendisini ve bu soruya vereceği muhtemel cevabı iyi bilmiyorsam eğer kimseye bu tarz katmanlı sorular sormuyorum. Ya da "evet, öyle olmadığını düşünüyorum" gibi daha belirgin cevap bekliyorum. Böyle sorulara evet hayır gibi kısa cevap veren de kütüktür.
0
IncredibleMau
(07.01.21)
uff evet lanet bir şey bu ama baldur'un verdiği örnek tam cuk oturmuş. context üzerinden anlaşılıyor sadece. ana dili türkçe olmayan biri için çok kafa karıştırıcı bir durum.
0
theseachange
(07.01.21)
(6)

İngilizce sorusu

dissendium
Sixteen people were injured.Şu cümledeki injured V3 mü? were injured ifadesinin Past Simple Tense'in passive biçimi olduğunu düşünüyorum ama injured sıfat olabilir mi diye kafam karıştı. Teşekkür ederim.
Sixteen people were injured.

Şu cümledeki injured V3 mü? were injured ifadesinin Past Simple Tense'in passive biçimi olduğunu düşünüyorum ama injured sıfat olabilir mi diye kafam karıştı. Teşekkür ederim.
0
dissendium
(07.01.21)
sıfat.
0
sulidin
(07.01.21)
@sulidin, neden verb 3 değil, sıfat, onu açıklar mısınız?
0
🌸dissendium
(07.01.21)
Isim fiil gibi dusun. Burada da sifat fiil iste.

Injured=sakatlanmis, sakat anlamina geliyor. Injured people will be taken to the hospital.

Promised lands, vaadedilmis topraklar. V3 olarak dusun. Bunlar da ingilizcedeki eylemsiler
0
baldur2
(07.01.21)
Timeli zaten v3 olmasi.
0
baldur2
(07.01.21)
@baldur2, yani v3 diyorsunuz, doğru mu anladım? Burada sıfat mı dediğim sıfat-fiil değil, adjective mi demek istiyorum.
0
🌸dissendium
(07.01.21)
Sixteen people were injured by the car accident. Cumlenin tamami budur, ama nasil yaralandiklarindan ziyade yarali olup olmadiklari vurgulandigindan oradaki injured da boylece sifata donusmus oluyor. Simdi anlamissindir neden v3 oldugunu.
0
baldur2
(07.01.21)
(5)

amerikadaki kongre basma olayı hakkında

aslindasorunumpsikolojik
1) amerikanın bu hale gelmesi biz dahil diğer ülkelerde seçim sonuçlarını tanımama konusunda psikolojik destek sağlarmı ? özellikle bizde ?2) vali kongreyi sarıp basan 200 bin insana karşı ordudan destek istiyor ve ordu gelmem banane diyor. bu ne kardeşim ? bu ne allah aşkına ?nasıl bir yasa düzen v
1) amerikanın bu hale gelmesi biz dahil diğer ülkelerde seçim sonuçlarını tanımama konusunda psikolojik destek sağlarmı ? özellikle bizde ?

2) vali kongreyi sarıp basan 200 bin insana karşı ordudan destek istiyor ve ordu gelmem banane diyor. bu ne kardeşim ? bu ne allah aşkına ?
nasıl bir yasa düzen varda bu olabiliyor amerikada ? (kaynak washington post)

o zaman polisde banane desin, washington emniyet müdürü tüm memurlara 48 saat kafa izni versin.
0
aslindasorunumpsikolojik
(07.01.21)
1-Popülist liderler denilen olay bu .

2-ABD köklü bir liberal ülke. Normal şeyler bunlar.
0
aids rakun
(07.01.21)
ABD bu tip olaylarda sinsi bir ülke. Olaylara hemen müdahale etmiyorlar. George Floyd protestolarında da aynısı olmuştu. Ama protestolar sonrasında 14 bin kişinin tutuklandığı söyleniyor. Suç işleyen kişilerin çoğunun kabak gibi görüntüleri zaten vardır. Zamanı gelince tutuklanırlar.
0
dissendium
(07.01.21)
1-Böyle bir etki olması için trump yanlılarının başarılı olup bir takım sonuçlara yol açmaları lazım önce ki pek muhtemel görünmüyor.

2- 200 bin sayısı nereden geliyor? "Thousands" diyor her yerde, birkaç bin ile 200 bin arasında çok fark var.
0
mikro patlama
(07.01.21)
Ben prodüksiyon ayağının güçlü olduğuna inanıyorum. Adamın teki YouTuber gidip tiyatro yapmış resmen.
0
pass
(07.01.21)
1- Sanmam
2- Ayaklananlar beyaz. Siyahlar, latinolar ve diger gocmenlerden olusan bir grup olsaydi olsaydi oraya atom bombasi bile atabilirlerdi. Simdi izliyorlar, ben de misir patlattim bakiyorum valla bakalim ne olacak..
0
cooperr
(07.01.21)
(7)

haberleri nereden takip ediyorsunuz?

rm
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
rm
(07.01.21)
DW'den
0
aids rakun
(07.01.21)
ünsal ünlü (youtube)
ruşen çakır (youtube (medyascope değil, kendi kanalı))
nevşin mengü (youtube)
babıali.tv (youtube)

bbc türkçe (youtube, twitter)
dw türkçe (twitter)
sputnik türkiye (twitter)
anka haber ajansı (twitter)
dokuz8haber (twitter, telegram)
teyit.org (twitter)
malumatfuruş (twitter)
doğruluk payı (twitter)
reuters (twitter)
the guardian (twitter)
0
avianthem
(07.01.21)
Yüzde 95 www.bbc.com

Yüzde 5 edition.cnn.com

YouTube'da ABC News canlı yayını olunca izliyorum.

Türkçe haber sitesi hiç takip etmiyorum. Bir olay olunca Ekşi'den öğreniyorum. Önemli bir olay varsa televizyonda CNN Türk izliyorum.
0
dissendium
(07.01.21)
Sozcu.com.tr ye basladim genele de hitap ediyor asiri muhalif bir cizgi yok yani, kacirdigi goz ardi ettigi haber yok.
Odatv kimsede olmayan haberleri yakaliyor
Sonra tele1, halk tv, krt youtube kanallari
Nevsin Mengu, en apolitik kisi gunluk videosunu izlese gundemden kopmaz
sky news, bbc news youtube kanallari
0
neverletyougodown
(07.01.21)
60 Saniyede Bugün - Anadolu Ajansı
www.youtube.com
0
zagrebingözleri
(07.01.21)
dw
bbc
0
mikahakkinen
(07.01.21)
dw türkçe
ekşi

bbc türkçeyi seviyor(d)um ama yanlılığı fazla gelmeye başladı. yani her kaynak yanlı sonuçta da bbc türkçe fazla fazla dizayn edilmiş bi haberciliğe doğru gitti son zamanlarda.
0
jimjim
(07.01.21)
(9)

Hayatımda Hiç Böyle Endişelenmemiştim, sizce yanılıyor muyum?

Etanglement
Mühendislik öğrencisiyim. Bu Şubat'ta mezun oluyorum.Okulumla partnerliği olan bir şirkette alanımla alakalı, hep istediğim formatta bir mühendislik stajına kabul aldım. Bu zorunlu staj değil, onları yaptım.* Stajyerle iyi ilişkiler kurulması halinde kadrolu devam edebileceği yazıyor ilanda da. Sta
Mühendislik öğrencisiyim. Bu Şubat'ta mezun oluyorum.
Okulumla partnerliği olan bir şirkette alanımla alakalı, hep istediğim formatta bir mühendislik stajına kabul aldım. Bu zorunlu staj değil, onları yaptım.

* Stajyerle iyi ilişkiler kurulması halinde kadrolu devam edebileceği yazıyor ilanda da. Staj süresi 6 AY ve ilk haftasında bu 6 ayda ne yapacağımı planlamam gerekiyor. Sonrasında bu işleri yapıp raporlayarak ilerleyeceğim ve sonunda da bir sunum gerçekleştireceğim.

Mülakatımı gerçekleştiren kişi, Mrs.X, kabul aldığımı duyurduğunda önceki stajımın 20 Aralık'ta bittiğini yanlış anlayıp, ''20 Ocak'ta başlamak için uygun musun?'' dedi. O tarihten iki hafta sonra, Şubat'ta mezun oluyorum. Yok dedim finaller var daha önce başlarım. Ocak başında başlayalım dedik. O zamandan beri mezun olacağımı anlamadıklarına dair şüpheliyim.

Dün ilk günümdü. Home office. Mrs.X birkaç dosya yollandı ve bir toplantı gerçekleştirdik. (Perşembe ve Cumaları fabrikaya gideceğim.)
* Mrs.X diğer yöneticiye beni 3. sınıf öğrencisi olarak tanıttı. (dil sürç?)
O an ses çıkarmadım ama endişem epey arttı.
* Normalde biri 6 ay staj yapacaksa onun o 6 ay içinde aynı zamanda öğrenci olması gerekir. Sigortayı okul ödediği ve çok ufak maaş verdikleri için gayet kazançlı bir şey onlar için.

* Mülakatta mezuniyetimi belirtmiştim. İlaveten okulumla iletişimdeler ve CV belgem de var.

* Sizce cidden yanılmış olabilirler mi?
''Okul senin sigortanı ödemiyor, biz başka stajyerle devam edicez'' derler mi?
Derlerse ne yapayım? Bu hatayı yapan Mrs.X'in de başı yanacak ama benimki daha büyük dertte olacak. 6 ayın planını yapıp başladıktan 2 ay sonra çıkmam onları da sıkacak.
* Beklentileri aşan bir performans göstersem, Şubat'tan sonrası için pozisyon açarlar mı?
0
Etanglement
(06.01.21)
bence yetkiliyle görüşüp bakın ben son sınıfım ve şu tarihte mezun olacağım, bir yanlış anlaşılma yok değil mi diyerek teyit edin.
0
candide
(06.01.21)
@candide Korktuğum gibiyse başlamadan bitirirler, bu da olsun istemiyorum. Zaten başka başvuru ve mülakat yapamam, bir ay kaldı mezuniyete.
0
🌸Etanglement
(06.01.21)
3. sınıf olarak tanıtmışsa yüzde yüz yanlış anlamış.
0
dissendium
(06.01.21)
yanlış anlamış. bence fırsattan istifade full time bi iş bak.
0
jelly bear
(06.01.21)
ben tam tersi ortada bi yanlış anlaşılma olmadığını sadece dil sürçmesi olduğunu düşünüyorum. okulla partnerliği olan bir şirketin çalışanın önünde de cv olduğu halde sınıfını yanlış anlama ihtimali bence düşük.

kaldı ki zaten ilanda da 6 ay sonunda kontratlı çalışan olma durumu var ve bu da zaten 3. sınıf öğrencileri için değil daha çok mezun adayı durumundaki öğrencilere teklif edilen bir durum.
0
makarnavodka
(06.01.21)
bütün endişelerinizi ilgililerle görüşün sakince
* Ben 4. sınıfım beni 3. sınıf olarak algılamış olabilir misiniz?
* Beklentileri aşan bir performans göstersem, Şubat'tan sonrası için pozisyon açar mısınız? gibi

endişeyi taşımak iyi bir şey değil
0
superb
(06.01.21)
Endişeyi taşımak iyi bir şey değil'e %1000 katılıyorum. Hemen sor, ne olacak. Devam etmek istediğini de söyle. Açık olmakta fayda var.
0
roket adam
(06.01.21)
Gelende bu tür kopukluklar İK ile ilgili iş birimi arasında olabiliyor. Ms. X ile açık konuş. Bazen bir bölüm olmazsa başka bölümde devam ettirebilirler. Ancak bunu şimdiden konuşmalısınız.
0
SiyamkedisiZorro
(07.01.21)
Mrs.X ile konuşup durumu anlatın. eğer yok biz illa öğrenci istiyoruz derse derslerinizin içinden en kolayından geçmeyin dersi bırakın. 1 dersten dönem uzatın. bu durumda hala öğrenci olduğunuz için problem ortadan kalkacaktır. bu dersi de yazın tek ders sınavından verip geçersiniz.
0
yemrem
(07.01.21)
(10)

Nasıl motive kalıyorsunuz?

karaca2
Merhaba. Özellikle geleceğin belirsiz olduğu durumlarda yaptığınız işte, hobinizde, tutkunuzda nasıl motive oluyorsunuz? Dunden beri youtube’ta 2021 felaket senaryolari videolari izledim, cogunlugunun olmama ihtimali dusuk ama ne olacak boyle, nasil yasamaya devam ediliyor? En basitinden yeni bir di
Merhaba. Özellikle geleceğin belirsiz olduğu durumlarda yaptığınız işte, hobinizde, tutkunuzda nasıl motive oluyorsunuz? Dunden beri youtube’ta 2021 felaket senaryolari videolari izledim, cogunlugunun olmama ihtimali dusuk ama ne olacak boyle, nasil yasamaya devam ediliyor? En basitinden yeni bir dil ogrenme hevesim varken bile boyle haberlerde cok dusuyorum ve tum istegim yok oluyor. Her sey mahvolacak, hayallerimi gerceklestiremeyeceksem niye vakit harcayayim diyorum. Cok sacma farkindayim ama siz ne dusunuyorsunuz?
0
karaca2
(04.01.21)
Senin de farkında olduğun gibi çok saçma olduğunu ve aklını bunlarla meşgul etmek yerine yapmak istediklerini yapmanın herkes için daha iyi olacağını düşünüyoruz.
0
temasettin
(04.01.21)
Etten, kemikten varlıklarız. Hayatımızın bir sonu olacak. Bundan kaçış yok. Geleceğimiz zaten belirsiz. Olduğu kadar uğraşıyorum ben. 2020 fantezisine de anlam veremiyorum. İnsanlar evdeyken doğa ve canlılar rahat nefes almıştır. İnsanlar sadece yaptıklarının karşılıklarını alıyorlar. Felaket denen şeyler de Dünya'nın oluşumundan beri aralıksız gerçekleşen şeyler. Bunların farkına varırsak bunlardan korkmamıza gerek kalmaz.
0
dissendium
(04.01.21)
Bir şey yapmamak, cabalamamak için bahane arıyorsunuz gibi geldi bana
0
yarey
(04.01.21)
Hiç bir şey mahvolmuyor. Dili öğrenen öğreniyor yaşayan yaşıyor mutlu olan oluyor. 5 kişi fazla izlesin 20 lira kazanayım kafasında hazırlanmış videoları izlemenin manası yok.
0
avatar is back
(04.01.21)
Her şeyin yolunda gideceği varsayılarak yaşanmalı bence. Aksi taktirde görüşü karartan çok fazla ihtimal var.

Toplasan 70-80 senen var. En güzelini nasıl yaparım diye düşünüp yol alınmalı. Yolda kafana taş düşerse zaten yapacak bir şeyin yok.

Kafana taş düştüğünde "nihai hedefime ulaşamadım, her şey boş" demek saçma bence. O hedefe giderken yapılanlar zaten hayatın kendisi. O hedefe, yani varamadan kafaya taş düşerse vakit boşa gitti denen yere, hiç bir zaman ulaşılamayacak devamlı bir sonrası olacak fakat ulaşmak için uğraşmaktır zaten bize haz veren, tatmin yaratan.
0
Novice
(04.01.21)
Haberler daha çok okunması için her zaman olabilecek en kötü ve en iyi olayları manşete taşır. Hiç bir zaman "seneye de bu seneki gibi aynı olacak" diye bi haber göremezsin. Eğer motivasyonun ıvır zıvır haberlerden etkileniyorsa, haberleri izleme. Felaket senaryoları videolarının hiç kimseye bi faydası yok. Bu "shocking content" dene olaydan uzak durmak mümkün.
0
roket adam
(04.01.21)
spor, iyi beslenme. fırsat buldukça yürüyüş.
haberlere çok bakmamaya çalışıyorum.
0
htolp98
(04.01.21)
O zaman eninde sonunda öleceğiz neden yaşıyoruz?
0
sta
(04.01.21)
4 yaşında bir oğlum var. çocuğun daha ne hayali var, ne de gelecek kaygısı ama hayallerinin kaygılarının olacağı yaşlara geldiğinde onun rahat etmesi için benim bir şeyler yapmam gerekiyor.

yoksa giderim memlekete bir şekilde geçinir giderim.
0
co2s2
(04.01.21)
o komplo teorilerine inananlar eğer samimiyse zaten korktukları o dünyada yaşıyorlar. çiple beynimi ele geçireceklerini düşünüyorsam zaten o korku tarafından beynim ele geçirilmiş demektir. bununla meşgulüm, korkuyorum, hareket alanım kısıtlı. esaret korkusu beni esaret altına almış. bugünümle o korkunç gelecek arasında pek fark yok.

bunları düşündükçe ya bi defolun gidin diyorum ve önümdeki iş neyse onu tamamlamak için daha bir motive oluyorum.
0
evanka
(04.01.21)
(11)

Askerlikte Yedek Subaylık Seçilme İhtimali

zamanin otesinden gelen seyyah
Bir bilgisayar mühendisinin yedek subaylığa seçilme ihtimali nedir? Bu ihtimali arttırmak için neler yapabiliriz? Amateme başvurmuş olmak bu ihtimali etkiler mi? Saygılar.
Bir bilgisayar mühendisinin yedek subaylığa seçilme ihtimali nedir? Bu ihtimali arttırmak için neler yapabiliriz? Amateme başvurmuş olmak bu ihtimali etkiler mi? Saygılar.
0
zamanin otesinden gelen seyyah
(03.01.21)
Açıkçası seçimin nasıl yapıldığı belli değil. Herkes fikir yürütüyor. Bölüme büyük oranda bağlı olan bir şey değil.
0
dissendium
(03.01.21)
@r evolution;

Yani hocam mühendislerin yedek subaylık şansı daha mı fazla, demek istediğiniz net anlaşılmadı şu an gelecek planı yapıyorum, yapılmış bir başvuru söz konusu değil.
0
🌸zamanin otesinden gelen seyyah
(03.01.21)
ben askere giderken (2012) ales benzeri türkçe-matematik bir sınava sokuyorlardı. istediğinin (uzun dönem/asteğmen - kısa dönem/er) olması için mümkün olduğunca doğru yapmaya çalışıyordun. bir yetkiliden duyduğuma göre seçim şöyle oluyordu:

- kişinin isteğine bakmadan, kişinin niteliklerine göre, tsk'nın bu kişiye ihtiyacı var mı, yok mu? tsk o kişi istiyorsa, yani seçiyorsa kısa dönem istese de uzun dönem gelir.
- birinci grup dolduktan sonra kişinin isteğine göre dolduruyorlar.
- isteğe göre yapılan atamalar da bitince istek olmadan atamalar.
0
tabudeviren
(03.01.21)
@tabudeviren;

Şöyle bir bakınca ve istatistiki olarak düşününce uzun dönem istersem gelir gibi düşünüyorum yüksek ihtimal. Peki amatemin duruma etkisi açısından düşüneceğimizde yorum yapabilecek arkadaş yok mu?
0
🌸zamanin otesinden gelen seyyah
(03.01.21)
2014 kasım 357. dönemde meslek kurasına tabi yedek subaylarda 328 kişi arasında sadece 2 tane bilgisayar mühendisi vardı. biri sahil güvenlik komutanlığı, diğeri de kara kuvvetleri komutanlığı adına polatlıda acemilik eğitimi aldı. hatta karacı olan ekşici aynı zamanda :)

meslek kurasına tabi olmayan yani 3.5 ay eğitim alan yedek subaylarda bilgisayar mühendisi mevcudiyetini bilemeyeceğim.
0
rain when i die
(03.01.21)
Meslek kurasına dahil değilsin sanırım. Veteriner, eczacı, hukukçulaea falan çok çıkıyor sanırım. Oradan ihtimal az. Genel kurada çıkabilir her türlü. İlk ceplere daha çok çıkıyordu önceden. Hala öyle midir bilemem.
0
glamdr1ng
(03.01.21)
Ek olarak şunu da diyeyim. Mühendislerin yedek subay olma şansı çok da fazla değil. Ben makine mühendisiyim. Yedek subay olmak istemedim. Kısa dönem yaptım. Bölüğümde bir tane inşaat mühendisi vardı. O yedek subay olmak için başvurmuş ama ona çıkmamış. Enteresan bir şekilde dandik üniversitelerin dandik bölümlerinde okuyan insanlara çıkmış. 2019 yılında yaptım askerliğimi. @tabudeviren'in dediği sınav olayı yok.
0
dissendium
(03.01.21)
Benim dönemimde sınava giriliyordu. Fakat üniversite mezunu çok olduğu için genellikle kısa dönem çıkıyordu. Özel bir mesleğiniz de yoksa(doktor, dişçi vb.) asteğmen olmanız zordu. Benim dönemimde asteğmenlerin %90’ı mühendis kökenliydi. Şimdi nasıl bilmiyorum ama eğer komando tercihi size sunuluyorsa bunu tercih edin. Mühendis + komando olmak istediğini beyan edenlerin çok büyük kısmı asteğmen oluyordu. Komandoluk kursunu başaramayanlar da piyade oluyordu.
0
silah taciri
(03.01.21)
ihtiyaca bagli. bazi donemlerde daha cok yedek subay ihtiyaci olabiliyor. ben kisa donem gitmek istedim, asker alma daire baskani ile bile gorustuk. kisa donem kesin dediler, yedek subay geldi sonra.
0
camussar
(04.01.21)
367. dönem olarak söylüyorum, ihtiyaç varsa alırlar yoksa almazlar.Daha detaylı bir durum yok.
0
Uncle Sam
(04.01.21)
ihtimali arttirmak icin hicbir sey yapamazsin, neye gore secildigi bile belli degil. asal'da tanidigin asker varsa torpil yaptirabilirsin en fazla. b.sayar muhendisi de meslekcilerde cok fazla olan bi meslek degil ayrica.
0
bay b
(04.01.21)
(5)

Twitch, Discord vb. Nedir ? Neden ?

tss
Selamlar,Bugün chess.com'Da oynarken sağda twitch yayını gördüm ve biraz keşfe daldım. Nedir bu uygulamalar ? Satranç oynayandan cs oynayanına, dans edenden ders çalışıp sohbet edenlere vs. çok acayip tipler ve kitleler var. Gördüğüm kadarıyla birde insanlar bu yayıncılara "donate" ediyor. Neden kar
Selamlar,

Bugün chess.com'Da oynarken sağda twitch yayını gördüm ve biraz keşfe daldım. Nedir bu uygulamalar ? Satranç oynayandan cs oynayanına, dans edenden ders çalışıp sohbet edenlere vs. çok acayip tipler ve kitleler var. Gördüğüm kadarıyla birde insanlar bu yayıncılara "donate" ediyor. Neden karşımda konuşan ergen bir kıza para vereyim ki ? Çok mu cahilim, bilenler azcık bilgilendirsin :)

Not: Daha önce oyun vs. için bu platformları duymuştum ama, sohbettir, danstır vs. Burası bildiğiniz chaturbate olmamış mı ?
0
tss
(03.01.21)
Twitch yayıncısının muhabbeti iyiyse, chat kitlesi varsa, iyi bir oyuncuysa bağış geliyor. Bunlar yoksa zaten bağış çok gelmez. C. ile hiçbir ilgisi yok. Bu tip yerlerin amacı para kazanmak aslında ama aynı zamanda en genel olarak insanların zaman harcamak, muhabbet dinlemek için girdikleri yerler.
0
dissendium
(03.01.21)
Genç kesimin boş vakti bol olanların yığıldıgı platform. Bir tür sosyalleşme alanı. Biz eski kuşaktan geçti bu tip şeyler istesek de yakalayamayız da Z kuşağı acayip benimsedi.
0
olaylar olaylar
(03.01.21)
ben discord'u kuzenlerimle online oyun oynarken kullanıyorum. sesli sohbet seçeneği var çünkü. öyle arama yapmak gibi de değil, sohbet odasına giriyorsun herkes konuşuyor. bir arkadaşın oyun oynayışını da izlemiştik, ben de bir oyunu anlatırken ekranımı paylaşıp izletmiştim.

oyun haricinde, tasarım gruplarına katıldım, bir şeyler soruyorum falan ama çok işe yaramıyor bu konuda bence.

twitch kullanmıyorum. hesap açtım öylece duruyor. kimseye de iyi oynuyor diye para vermem. ne alaka? bana ne?
0
batlegolas
(03.01.21)
ödüllendirme mekanizması. insanlar kendini iyi hissettiren insanlara para veriyor. bir filme, tiyatroya, stand up'a para vermek gibi.
0
diffarentiationation
(03.01.21)
eskiden daha çok oyun yayıncılarının platformuydu twitch ama irl konseptiyle birlikte artık oyundan çok farklı konularda yayın açanlar da var.

aslında youtube canlı yayınının çok daha güçlü ve efektif hali, youtube hala bu canlı yayın olayını kotaramadı bence.
benim takip ettiğim twitch yayıncıları da genelde irl, sohbet üzerine yayınlar yapıyor, bağış yapmadım hiç abone de olmadım ama mesela prime üyeliğin ile de abone olup destek olabiliyorsun, o şekilde destek oluyorum.

destek olunmasının nedeni bu işi yapan insanlara "senin yaptığın yayını izlemek benim hoşuma gidiyor, ama sen de bu iş için sonuçta zaman harcıyorsun bu yüzden maddi olarak destekliyorum" demek için.

abonelere özel chat badge'leri, abonelere özel yapılan çekilişler, abone olanların isimlerinin okunması, teşekkür edilmesi. chat'te abonelerin yazdıklarının daha çok ciddiye alınması gibi şeyler sanırım insanları abone olmaya ya da bağış yapmaya itiyor.

discord'da bildiğin modern mIRC aslında. twitch'teki bir yayıncıya ait abonelerin, takipçilerin toplanma yeri discord.twitch üzerinde böyle bir platform yok çünkü, diğer abonelerle ve yayını izleyenlerle sadece yayın sırasında chat üzerinden iletişim kurabiliyorsun. haliyle yayıncılar takipçilerini korumak, yayınlarını daha da çok kişiye yaymak için discord'u kullanıyorlar.

twitch'te yayınına üye olan abonelerine discord üzerinden de ayrıcalık filan veriliyor vs.

tabii discord twitch'ten bağımsız bir platform, herhangi bir topluluk paylaşımlarını whatsapp, facebook grubu üzerinden yapmak yerine discord'u seçiyor. ekran paylaşımı, sesli sohbet, dosya paylaşımı vs. her şey olduğu için daha kullanışlı ve tercih edilir oluyor.

irtibat mikrofonu'nu takip ediyorum ben bu arada.
0
aziz dostum jack
(03.01.21)
(5)

Netflix Film Öneri

oekuklu
MerhabaSoru başlıkta, film önerir misiniz? Netflix orjinal yapımı tercih sebebi, kesinlikle izlemelisin dediğiniz bir film arayışındayım. Çok eski film olmazsa iyi olur.Netflix orjinal içeriklerinden izlediklerim:-the dictator-the platform-black mirror bendersnatch-the invisible guest
Merhaba

Soru başlıkta, film önerir misiniz? Netflix orjinal yapımı tercih sebebi, kesinlikle izlemelisin dediğiniz bir film arayışındayım. Çok eski film olmazsa iyi olur.

Netflix orjinal içeriklerinden izlediklerim:

-the dictator
-the platform
-black mirror bendersnatch
-the invisible guest
0
oekuklu
(02.01.21)
Fractured fena değildi.
0
dissendium
(02.01.21)
The hater
Rüzgarı dizginleyen çocuk

İkisi de güzel. Senin izlediklerinden hangileri iyiydi?
0
adivar
(03.01.21)
the platform ve the invisible guest iyiydi
0
🌸oekuklu
(03.01.21)
the hounting of hill house

film değil dizi ama mini dizi 3-4 film süresinde.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(03.01.21)
Split
0
sacrilegious
(10.01.21)
(1)

YKS Sınavı için tavsiyeler

Onurgokce010
Merhabalar, Matematikte Problemler konusu ve Ayt fiziği çözemiyorum.Nasıl çalışacağımı bilmiyorum. Yardım ederseniz sevinirim. Teşekkürler
Merhabalar, Matematikte Problemler konusu ve Ayt fiziği çözemiyorum.
Nasıl çalışacağımı bilmiyorum. Yardım ederseniz sevinirim. Teşekkürler
0
Onurgokce010
(02.01.21)
Matematikte temel konulardan eksik olmamalı. Rasyonel sayı, üslü sayı, köklü sayı, mutlak değer, çarpanlara ayırma, denklem çözme konuları iyi olmalı. Bol bol soru çözün. Bu konulardan üç, dört kitap bitirin. Sonra Youtube'da problemler için video izleyin. Videoyu durdurup soruyu çözmeye çalışın. Çözemezseniz çözümü izleyin. Ne kadar soru o kadar tecrübe.

AYT fizik için de TYT fizik konuları eksik olmamalı. İyi konu çalışma, bol soru.

Fizikte bir kâğıda formülleri yazın. O kâğıda baka baka çözün soruları.
0
dissendium
(02.01.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.