Giriş
(16)

şu arabayı alsam nelerle karşılaşabilirim? arabadan anlayanlar toplaşın.

esmer
Selamlar arkadaşlar,ben arabalardan neredeyse hiç anlamam. 8 yaşında b segment bir tane aracım var, bir hayli konforsuz. cebimde de biraz nakit var. tamamen örnek sallamasyon bir ilan üzerinden sizlere sorularım var. bildiğiniz ve tecrübe ettiğiniz kadarıyla cevaplarsanız sevinirim. genel bir sohbet
Selamlar arkadaşlar,

ben arabalardan neredeyse hiç anlamam. 8 yaşında b segment bir tane aracım var, bir hayli konforsuz. cebimde de biraz nakit var. tamamen örnek sallamasyon bir ilan üzerinden sizlere sorularım var. bildiğiniz ve tecrübe ettiğiniz kadarıyla cevaplarsanız sevinirim. genel bir sohbet havasında da konuşabilirsiniz. malum ağzınızdan ne çıksa bana yeni bir bilgi olacaktır çünkü.

www.sahibinden.com

misal şu arabaya geçiş yaptım diyelim. e segment oluyor sanırım, benim arabamdan 3 yaş yaşlı olsa bile konfor konusunda çığır açmış bir durumda olduğunu düşünüyorum. (konfor konusuna takığım çünkü artık aracım bıktırdı)

300k km'deki şu arabayı alsam ne gibi sürprizler ile karşılaşırım? bmw için 300k hiçbir şey diyebilir miyiz? 11 yaşında olsa bile konforundan kaybetmiş sayılır mı? ne tür bakımları yaklaşmış olabilir? gerçekten hiç anlamam. motor mesela ciddi bir revizyona ihtiyaç duyar mı?

2020 model olsaydı sanayiye veya servise yolum düşse belki muazzam paralar harcamak zorunda kalabilirim, bunu tahmin etmek zor değil, 11 yaşındaki bmw için de öyle midir peki?

misal benim aracımın bana senelik maliyeti (sürpriz hasarlar patlamalar bozulmalar çatlamalar dahil) 13-15k. yakıtı vergisi otu boku püsürü aklınıza ne gelirse. oto yıkama bile dahil.

bu gibi 11 yaşında ama lüks segment araç kullananlar ortalama ne gibi bir maliyetle yüzleşiyorlar?

aklıma gelmeyen herhangi sürpriz bir maliyeti vs. bile söyleyebilirsiniz. open discussion.

not: tüm bu soruları, galericinin kazık atmadığını ve %100 doğru söylediğini varsayarak cevaplarsanız sevinirim. yani ortadan birleştirilmiş bir araç elbette ki bir anda kucağımda da kalabilir. bu gibi durumları es geçelim.
0
esmer
(08.06.21)
Kabaca bir yorum olacak ama amacınız konforsa dizel araç değil, benzinli araç daha iyi bir tercih olabilir diye düşünüyorum.
0
dissendium
(08.06.21)
buna da muazzam paralar harcarsınız. avrupa aracı sonuçta euro bazından geliyor parçaları. ama mesela şimdiki led farlar korkunç paralar bunun farı daha ucuz olabilir.

300bin km dizel araçlar için sorun olabilir çünkü bakım masrafları ve motor parçaları daha pahalı. benzinli motor yüksek km daha kabul edilir bir şey.

ilk sahibi olursa daha iyi olabilirdi servisleri zamanında yapılmış mı diye kontrol edebilirdiniz.
0
xrated
(08.06.21)
Ben farklı bir konuya değineceğim. İlan mersin'den verilmiş.
Nemiyle ünlü bir yerden araba almak ne derece doğru olur düşünmek lazım.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(08.06.21)
Dizel/Benzinli yorumuna pek katılmıyorum. BMW 5 serisinden bahsediyoruz. Dizel de olsa kabine ses pek gelmez bu sınıftaki bir araçta. Konforu etkileyecek kadar olmaz en azından.

Bu ilan üzerinden değerlendirecek olursak (ilanda yazılanların doğru olduğunu varsayıyorum) kazasız ve hasar kayıtsız olması çok büyük artı. 11 yaşında 300 bin km yapmış bir aracın hasarsız olması nadir bir durum.

Olumsuz taraflarına değinecek olursak 300 bin olması mekanik aksamda arıza riskini de artırıyor. Yani kesin olacak diye bir şey yok ama aracın bakımlarının ne kadar düzenli olduğuna da bakmak lazım. Bu yaşta ve bu kadar km yapmış her araçta benzer problemler olabilir tabii ama konu araç BMW olunca masraf direkt 3-4 katına çıkabiliyor. Şöyle bir örnek vereyim; bende eskiden Fiesta vardı, şarj dinamosu değişti 700 liraya. Ablamda da BMW 1 vardı, şarj dinamosunu 2.500 (ya da 3 bindi) değiştirdiler. Bu ve bunun gibi masraf çıkarma potansiyeli olan bir araç.

Motor hacmi itibariyle yakıt tüketimi de çok olan bir araç. Ablamdaki BMW 120d'ydi mesela. Epey çok yakıyordu.

Yıllık vergisi çok yüksek değil yaşı nedeniyle (2.306 lira görünüyor).
0
himmet dayi
(08.06.21)
@patron38,

amacım konforu iyileştirmek. yani b segment sahibi olanlar bilirler, yoldaki her kasisi böbreklerinizde hissetmeniz, rüzgar-motor-asfalt-gürültü ne varsa duymanız berbat bir his. 1 saat binip yorulursunuz. c segmentte de durum buna baya yakın. 2020 model b segment araç da alabilirim bunun yerine, ama nihayetinde b segment b segmenttir. 2 seneye kalmaz her yerinden trim sesi gelir, uzun yolda sesten yorulursunuz. defalarca tecrübe edilmiş şeyler bunlar. markadan bağımsız. önerileriniz d ve üzeriyse tabii ki dinlerim, ama b ve c için attığım taş ürküttüğüm kurbağaya değmez. bu fikrim sabit.

ama d ve üzeri segmentlerde konfor karşılık buluyor. madem ki yatırım yapacağım, bu sınıflara çıkmam gerekiyor nacizane fikrim. bu segmentlerde de yaşı düşürmeden bunu yapamam, aldı yürüdü gitti fiyatlar malum. yaşı ve bazı kozmetik sorunları görmezden gelerek bu sınıfa çıkmanın kafamda muhasebesini yapıyorum.
0
🌸esmer
(08.06.21)
Bmw olası arıza durumunda daha yüksek. Ve tanıdğım bi bmw tamircisi : ilk sahibi bmw'ye biner, ikinci sahibine bmw biner demişti. Bmwler genelde usul usul kullanılan araçlar değil. Araçtan anlamıyorsan bu segmentte böyle bir araca yaklaşma derim sanayide öpebilirler. Amacın konforsa avensis bakabilirsin
0
1917
(08.06.21)
@himmet dayi,

sanıyorum sürprizlere açık bir şekilde algımı senelik 20-25k bandına taşımam gerekiyor gibi görünüyor. kaskosu vergisi sigortası yakıtı ufak hasarı vs.
0
🌸esmer
(08.06.21)
valla 300 bin km'deki bir bmw'yi almam için sanayide mutlaka amcam olması lazım, böyle bir maliyeti öngörmek çok zor. en kötü ihtimali düşünüp araç yama tutmazsa ne yapacağını bilmek lazım. ben aracını yetkili servise götürüp bırakan, ne derlerse yapan bi adamım, senin gibi araçtan anlamıyorum, o yüzden bu tarz bir araçta bizi sürekli servis servis gezdirirler. en basitinden sırf turbo değişimi olsa en az 15-20 bin atar. gerçekten samimi bir tanıdık olsa en azından bilirsin konuyu ama onda da adamın anlayamama riski her zaman var.

b-c segmentteki zaten her araç aynı yorumuna da katılmıyorum. arkadaşımda 2014 model golf var 1.2 motorlu, araç gerçekten sessiz ve konforlu bir araç. tabii ki bir bmw 5 serisi olamaz ama en azından problem riski daha düşük, çıkarırsa da ne yapacağın belli.
0
roket adam
(08.06.21)
bmw olmasına çok takılmışsınız arkadaşlar. hadi bmw olmasın, yaşını da daha da düşürelim ki ilk maliyetimiz düşük olsun. (aynı sınıfta başka marka bilmiyorum iyi mi :))))

bir yatırım yapacağım ve karşılığını konfor olarak almak istiyorum. elbet ilk başta ve devamlı (senelik) olarak bir karşılığı olacak, algımı sayenizde hazırlamaya çalışıyorum.

fakat konforu ve arızası da sınıftan bağımsız bir şekilde yaşla düşüyorsa orada bir dur demek lazım. hayatımda hiç d ve e segment araca binmedim o yüzden bilmiyorum. (evet passat, ford mondeoya bile binmedim mesela)
0
🌸esmer
(08.06.21)
b segmenti araçların konforsuz olmasının en büyük sebebi, araçların tekerlek aralıklarının kısa olması. Araç uzadıkça bu sorun azalır. TAbii üst sınıfta süspansiyon vb gibi mevzular da daha iyi.

Gelelim bu araca.
300bin kilometre yapmış bir dizel motor ufaktan alarm vermeye başlar. BMW bile olsa. Öncelikle bu aracın servis gideri çok yüksek olur. Sigortası cartı curtu da öyle.

Bir de hangi şehirde kullanacaksınız bilmiyorum ama arkadan itişli bir araç soğukta karda kışta üzer.

Parçalar pahalı olduğu için bazı yedek parçaları avrupa'dan beklemeniz gerekebilir çünkü stokta tutulmaz anlık sipariş edilir.

Şimdi şöyle de bir şey var, bmw ve mercedes gibi markalar ağırlıklı olarak biraz sonradan zenginleşen insanların ilk tercih ettiği araçlar oluyor. Haliyle hor kullanılmış olma ihtimali yüksek. Bu araçla sahibi olmasa bile oğlu yeğeni vs çıkıp "yanlamış" olması muhtemel:)

Ben olsam sizin yerinizde d segment araçlara bakarım. Konforsa kesinlikle benzin tercih ederim.

Daha hacim markaların amiral gemisi modellerini bir düşünürdüm. Zaten b segment bir araçtan sonra bunlardan hepsi size çok konforlu gelir.

İyi bakılmış bir passat (passatlarda da bmwlere benzer sorunlar olabilir bu arada)

Skoda superb (fiyat performans olarak bence bu sınıfın en iyisi)

toyota avensis

opel insignia

vw cc

honda accord

Volvo s60

ilk bakacağım araçlar olurdu.

SUV'lere çok bakmadım onlarda da biraz sarsıntı hissedebilirsiniz.
0
anten
(08.06.21)
Konfor olarak beklentini karşılayacak bir araç zaten BMW 5. Mondeo ve Passat ile kıyaslamak bile bence doğru değil. BMW 5 Premium sınıfta bir araç. Passat ve Mondeo yanından bile geçemez bana göre.

Yıl geçtikçe konforundan kaybetme pek olmaz tabii ama 2020 model bir BMW 5'e göre elbette daha düşük konfora sahip olacak. Bu konforunu kaybettiği için değil, araçlara her geçen yıl konfor anlamında yeni bir şeyler eklendiği için böyle. Atıyorum adaptif hız sabitleyici eklerler araca, uzun yolda gaza frene basmadan rahat rahat sürersin aracı.

BMW olmasına şu yüzden çok takılıyor cevaplayanlar, bir mondeonun ya da bir Passat'ın masrafı kadar masraf çıkarmaz BMW. Çıkardı mı çok daha fazla çıkarır. Konforunuz yerinde olur belki ama sürekli masraf çıkaran bir araç olur ise keyfiniz yerinde olmaz.

Açıkçası bu kadar konforlu ve premium bir aracın sıfır Hyundai i20 fiyatına olmasının sebebi de bu biraz. İnsanlar masrafından kaçınmak için tercih etmiyor böyle araçları. Haliyle fiyatı da düşüyor.
0
himmet dayi
(08.06.21)
ist.da ikamet ediyorum, şu an silifke'de tatilde olduğum için öylesine buradan link vermiştim.

yani parçaya ve sanayiye ulaşım had safhada olacak, o kısım zor değil.

hayatta çok fazla yatırım fırsatım olmadığı için bir kerede maksimum faydayı görmek istiyorum. öyle al/sat yapacak birisi değilim. alayım, günahıyla sevabıyla uzun yıllar bineceğim. konfor 1. konu. markalara/aracın yaşına hiç takılmam, takıntım yoktur. bmw'yi doğru dürüst tanımam bile, dediğim gibi passat'a dahi oturmamış fakir var karşınızda. amacım tecrübe dinlemek.

d'ye düşüp aracı gençleştirebilirim. bu da bir fikir. ara ara mondeo'ya göz kırpıyorum zaten. hani çıkmışken e mi olsa diyorum. neden mondeo? kabin içinin rakiplerine nazaran daha sessiz olduğunu farklı kaynaklardan okuyorum, yoksa bildiğimden değil.

dizel/benzin konfor farkını da not alıyorum, araştıracağım. (motor sesinin farklı olduğunu biliyorum, başka etken var mı diye araştıracağım)

şunun da farkındayım, her araba durduğu yerde maliyet. senelik 13-15k'yı göğüslüyoruz. 20-25k'ya kadar da yolu var. ondan biraz açılmak niyetindeyim.
0
🌸esmer
(08.06.21)
Ben araba alırken yurtdışında bunlari çok düşündüm, hep Türkiye'de denir "ya sifir onu alacagina 5-6 yillik bmw/mercedes al" falan diye.

Sonra arastirinca bunun kumar oldugunu gördüm.
Bir kere kaçıncı sahibi olacaksiniz belirsiz (ilani açamıyorum yurtdisi diye) ama bmw alanlar onu genelde "aman sorun cikarmaz, sagdan yavaş giderim" diye almiyor.
Ikinci olarak luks alman arabasi malesef sorunsuzluk olarak baya kötü. Istediginiz yere bakin kimse size lüks ikinci el alman arabasi alın onermez (yabanci forumlar, reddit vs). Bu arabalar uzun yillar kullanmak icin değil lüks/marka satmak icin yapiliyor. Bmwnin umrunda bile değil 300bin km binmeniz. Malesef belli süreden sonra sorunu da fazla ve pahalı.

300binde bmwyi ancak şöyle alirdim;
-kendim araba tamirinden anlarsam ve ufak tefek işleri kendim halledersem

-tanidik ve güvenilir tamirci varsa

-harcayacak param varsa

Anten'in önerilerine katiliyorum.

Ben olsam almam. 300binde dizel hele hic almam. Ama alirsaniz bize deneyimlerinizi birinci elden yazsaniz mutlu olurum :)
0
logisticsmanager
(08.06.21)
200k üstü km tanıdıktan olmadığı sürece alınmaz bayi falan hiç bulaşma.

aracın cidden canına okuyorlar çünkü.
0
duyurukullanıcısı
(08.06.21)
(git:www.sahibinden.com )

birde buna bak hocam. vosvoscu değilim ama bu arabaya aklım kayıyor arada.
11 yaşındaki 5.20den daha iyi bence.
0
scudman1
(08.06.21)
değerli fikirleriniz için tek tek teşekkür ederim dostlar, inanın her bir cümleniz kafamda 10 tane düşünceye yol açıyor.

sanırım başta örnek link olarak "bmw" vermem hatalı oldu. apaçi imajı dolayısıyla. baştan soruyu şöyle sorsaydım belki daha iyi olurdu.

"d ve e segment sınırlarında kalmak koşuluyla, 220-230 bin tl dolaylarında bir araç almak istiyorum. 1. ve en önemli kriterimiz kabin içi sessizlik ve konfor. araçların hepsi zaten geniş, çocukla bineceğim vs. gibi detayları atlıyorum.

hep şu ikilemde kalıyorum, 4-5 yaş daha yaşlı bir e segment mi yoksa 4-5 yaş daha genç bir d segment mi. buna f/p gözüyle bakanlar d diyecektir sanırım ama ben 1 gıdım daha fazla konfor varsa onu seçerim. niye diye sormayın öyle. :)

ne alırdınız ve neden?"

aslında 10-15 yaşında bir e segment araç bana muazzam yük çıkarır mı onu anlamaya çalışıyorum. 8-10 yaş arası d segment araçlar görece daha diri olacaktır tabii. bir çoğunuz bunu seçecektir.

illa alacağım diye bir şey yok. tamahkar bir insanım, boşver piyasa çok bozuk almıyorum dersem 10 sene daha bu takaya binebilirim. dert değil.

fakat alacaksam konfor konusunda ön bilgim olsun istiyorum.
0
🌸esmer
(08.06.21)
(8)

ucuz türk aksiyon filmi müziği yaptım nasıl olmuş kasdgjnkgjasd

elektrodöner
https://soundcloud.com/elektro-doener/tales
0
elektrodöner
(07.06.21)
Mahmut Tuncerin başrolde olacağı bir aksiyon filmi için biçilmiş kaftan. Aksiyonun ortasında halaya başlayabilirler.
0
j r r tolkien hayrani
(07.06.21)
Düşündüğünden daha kaliteli buldum.
0
dissendium
(07.06.21)
Güzel
0
zidan
(07.06.21)
* 29. saniyeden 30. saniyeye geçişte müzik kesiliyor ama orada bir nota tek başına kalıyor gibi. Tam istediğiniz bir anda müziğin durması efekti gibi olmamış sanki.

fade out mu olsa onun yerine yoksa belli saliseler sonra mı kesilse. çok rahatsız etti o an beni.

* giriş çok uzun geldi ama filmin o kısmında hareketin başlaması uzun sürmüş olabilir. by design durumu :)

* www.youtube.com ölümlü dünyanın hareketli sahnelerinde sesi kısıp sizin parçayı koyunca kötü bulmadım bazı yerlerini.
0
la traviata
(07.06.21)
Firestarter geldi aklıma. Prodigy mi dinledin son zamanlarda?
0
evimin paspasi
(08.06.21)
prodigy sürekli sabahları dinlerim uyanmak için birebir.
0
🌸elektrodöner
(08.06.21)
@la traviata

teşekkür ederim detaylı eleştiri için. uzun olmasının sebebi evet ben genel olarak o gerginliğin uzamasını sevdiğimden öyle yapmıştım.

29. ve 30. saniye arasındaki o bir nota benim hoşuma gittiğinden öyle bırakmıştım yani o da kesememişlik değil ancak diğer türlü de deneyeceğim belki öyle daha güzel olur.
0
🌸elektrodöner
(08.06.21)
Güzel olmuş
0
westblack
(08.06.21)
(3)

Özel lise seçimi ve özel-devlet ikilemi

lazpalle
Merhabalar,Kızımın LGS sınavı pek de parlak geçmedi. En azından üniversiteye gidecek yolu şimdiden doğru belirleyeyim diyorum. Devlet okulu artı özel ders mi yoksa özel okul mu dersiniz? Tabi ki her şey üniversite sınavını kazanmak da değil. Lise hayatı boyunca yabancı dil olsun kişisel gelişim olsu
Merhabalar,

Kızımın LGS sınavı pek de parlak geçmedi. En azından üniversiteye gidecek yolu şimdiden doğru belirleyeyim diyorum. Devlet okulu artı özel ders mi yoksa özel okul mu dersiniz? Tabi ki her şey üniversite sınavını kazanmak da değil. Lise hayatı boyunca yabancı dil olsun kişisel gelişim olsun bu konularda da aşama kaydetsin derdindeyim.

Eğer ki özel lise olursa kişisel tecrübeleriniz veya çevreniz vasıtasıyla şu okul iyidir diye önerileriniz var mıdır?
0
lazpalle
(07.06.21)
Ben özel derim ama özel okulların kalitesi bütçeye göre değişiyor. Dershaneler artık özel okul olduğu için dershane kökenli özel okullardan yabancı dil, kişisel gelişim beklemek çok gerçekçi değil. En baştan özel okul olarak kurulmuş yerler daha iyi olur.
0
dissendium
(07.06.21)
Öncelikle geçmiş olsun. İki sene oldu o travmayı yaşayalı. Bizimki çok şükür (istediği yer olmasa da) iyi bir özel okula girebildi. Yabancı dil ve kişisel gelişim dediğiniz zaman ister istemez özel okula doğru yönlenmek zorunda kalıyor çocuk. İyi devlet okulları zaten çok çok yüksek puanlı. Puanı iyi olmayan ama iyi eğitim veren devlet okulu yok maalesef (olsaydı puanı yüksek olurdu), dolayısıyla buraya çocuklarını okumaya gönderen ailelerin ve okuyan çocuğun profili de maalesef ilham verici olmuyor. Çocuk da arkadaşlarından ilham alıyor...
Lokasyon yazmamışsınız. İstanbul için Avrupa-Anadolu yakası ayrı ayrı tavsiye verebilirim. Ama bahsedeceğim okullar da çocuğun sıkı takip edilmesini gerektiren okullar. Ancak ailenin de doğru yönlendirmesiyle çocuklar iyi üniversitelere girebiliyorlar.
0
SiyamkedisiZorro
(07.06.21)
@SiyamkedisiZorro avrupa yakası, özellikle bakırköy ve çevresi olursa memnun olurum. şimdiden teşekkürler.
0
🌸lazpalle
(07.06.21)
(2)

İngilizce dilbilgisi

neysene
Ekran görüntüsünde işaretli iki kelimenin yerleri birbiriyle değişmesi gerekmiyor mu? İki relative’i yanyana getirip ikinci relative bağlanması gereken nesneyi sona atmak yanlış bir kullanım değil mi?1. İle 2. nin yer değişmesi gerekmiyor mu?
Ekran görüntüsünde işaretli iki kelimenin yerleri birbiriyle değişmesi gerekmiyor mu? İki relative’i yanyana getirip ikinci relative bağlanması gereken nesneyi sona atmak yanlış bir kullanım değil mi?

1. İle 2. nin yer değişmesi gerekmiyor mu?
0
neysene
(06.06.21)
Endangered sıfat olduğu için isimden önce gelmeli. Bir sorun yok bence ama uzman değilim.
0
dissendium
(06.06.21)
gerekmiyor.

adjective + noun şeklinde kurulmuş, doğru.
0
south park in kapusonlu uyesi
(06.06.21)
(14)

Müzeler hakkında ne düşünüyorsunuz ?

phiphi
Akşam akşam internette gezinirken aklıma geldi, 2 sene önce italya'ya gitmiş ve roma, floransa , venedik, napoli , verona gibi şehirleri gezmiştik. Gezimiz roma'dan başladığı için önce 3-4 müzedir, tarihi eserdir vs gezdik ( isimlerini çok hatırlamıyorum ) ama beni sonra aşırı şekilde baymıştı. Mese
Akşam akşam internette gezinirken aklıma geldi, 2 sene önce italya'ya gitmiş ve roma, floransa , venedik, napoli , verona gibi şehirleri gezmiştik. Gezimiz roma'dan başladığı için önce 3-4 müzedir, tarihi eserdir vs gezdik ( isimlerini çok hatırlamıyorum ) ama beni sonra aşırı şekilde baymıştı. Mesela vatikan'ın müzesini gezdiğimde ekstra para verilip içeri girilen kısma girdim oradaki eserlere bakıyorum falan ama hiç ilgimi çekmiyor. Belki anlatan birisi olmadığı içindir tabi ama ilgimi çekmiyor yani elimde değil. Aziz petrus bazilikası, pantheon vs müthiş yapılar büyülü falan içine girince ' wow ' oldum ama eser bakımından söylüyorum.

Onun haricinde floransa'da dünyaca ünlü 2-3 müzeyi falan da gezdik mi gezmedik mi hayal meyal hatırlıyorum tamamen. Davut'un olduğu müzeye girmedik, dolayısıyla davutu'da görmedik mesela. Tamam bu belki abartıydı ama, internetten bakınca falan öyle yine çok ilgimi çekmiyor. Görsem öyle 1-2 dkmı ayırır bakarım geçerim gibime geliyor. Uffizi'deki o tablolar vs hiç ama hiç ilgimi çekmiyor mesela girip bakmadım bile.

Onun haricinde 3 ay londra'da bulundum, ki müzeler ingiltere'de ücretsiz olmasına rağmen british museum, national gallery ( önünden kaç kere geçtim hatırlamıyorum ) , london science museum falan hiç ilgimi çekmedi. Yani pandemi de vardı tabi orası ayrı randevu işiyle uğraşamam dedim ama, girip 30 dk dolaşsam patlarım sanırım sıkıntıdan. Greenwich'i gezmiştim mesela dünyanın 0 noktasındasın falan filan da yani ee ? Yine öyle yanımdakileri ayıp olmasın diye ilgileniyormuş gibi yaptım. Bunun haricinde açık havada gezmek, sokak turu veya doğal güzellikler vs daha çok ilgimi çekiyor.

Etrafımda çok samimi olduğum tüm arkadaşlarım da benimle aynı düşünüyor. Parise gidip louvre'u gezmeyen var mesela. Adamın ilgisini çekmiyor.

Sözün özü, sorun bende mi ya ? Harbiden kasıyorum kendimi ulan dur diyorum bişeyleri kaçırıyorum diye de yok yani olmuyor. Bana öyle geliyor ki gerçekten oraya gidenlerin %80i sanki paylaşmak, 1-2 story post çıksın diye gidiyor. Gerçekten ilgisini çeken kısım %10-15i geçmez gibi. Sizce, sizde durum nasıl ?
0
phiphi
(05.06.21)
İlgi meselesi bence. Hayatta en çok sevdiğim şeylerden biridir müze gezmek, antik şehir gezmek.
Ama ilgi alanlarimla alakalı biraz da. Tarih sevmiyorsan, geleceğe dönük insansan vs. Müze sevmemen de doğal.
Zorlamaya gerek yok yani doğa gezin onun yerine :)
0
Benyinegulerim
(05.06.21)
müze var müze var. mesela amsterdam'daki van gogh müzesi bana biraz bayık gelmişti, çünkü modern sanatla falan alakam yok. ama stuttgart'taki mercedes benz müzesi hayatımda gittiğim en güzel aktivitelerden biriydi, yarım günden fazla kalmışımdır içeride. ilgi meselesi yani. tüm müzeler hoşuna gidecek diye bir şey yok, sorun sende değil diye düşünüyorum.
0
roket adam
(05.06.21)
Ben de gittiğim şehirde en önemli 1 belki 2 müzeyi ve özel olarak ilgi duyduğum şeylere dair müzeler varsa onları geziyorum sadece. Mesela Paris’te büyük müzelerden sadece Louvre’a gitmiştim ama çok sevdiğim için Victor Hugo’nun evine de gitmiştim ve bu beni daha çok etkilemişti. Aynı şekilde Prag’da da Kafka Müzesi’nden çok etkilenmiştim. Bu tarz daha spesifik ve ilgi duyduğum şeylere dair bir yerleri gezmeyi daha çok seviyorum büyük müzelerden.

Bahsettiğiniz gibi şehirde park bahçe gezmeyi ya da şehrin sokaklarında yürümeyi daha çok seviyorum galiba ben de. Ama müzeye girince de sıkılmıyorum çünkü büyük ihtimalle ilgimi çekecek şeyler olduğunu bildiğim yerlere giriyorum sadece. Uffizi’yi çok beğenmiştim mesela sizin aksinize. “Müze gezmeliyim” kafasında değilim yani pek ama ilgimi çeken bir şeyler varsa da gayet keyif alıyorum.
0
ms brownstone
(05.06.21)
sanat ve mimarlık tarihi hatta siyasi tarih ile ilgili olmak gerek zevk almak için. hikayesini bildiğiniz olayların objelerini görmek, olayın geçtiği atmosferi solumak duvarlarına dokunmak müthiş bir şey benim için.

ama ilginiz yoksa daha eğlenceli aktivitelere yönelin gezdiğiniz şehirlerde. bilmediğiniz şeylerin müzedeki etiketini okumak çok açmaz. sizin için demiyorum çoğu kişiyi açmaz sıkılır yani.
0
xrated
(05.06.21)
Abi müze öyle random gezilen bir şey değil zaten. Bir konuya ilgin (ve bilgin) olur, o konuyla ilgili müzeye gidersin, hem bi kaç bişey daha öğrenirsin, hem de internetten öğrendiğin şeyleri kanlı canlı görmüş olursun, daha ilginç bir tecrübe olur.

Yani sanat tarihi sevmeyen adam Louvre'a gidip napsın, ne anlasın, ne ifade etsin gördüğü şeyler ona. Louvre hadi çok geniş ve popüler ama özellikle küçük ve odaklı müzeleri gezmenin hiçbir anlamı yok konuya özel bir ilgin yoksa.

Bi de TR'de orta eğitim bok gibi olduğu için Avrupa'da ne olup ne bitmiş kimsenin haberi yok. O yüzden normal yani arkadaşlarının da böyle düşünmesi, haklılar.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.21)
Sindire sindire gezmek önemli. Ben bunu şuna benzetiyorum. Bir yerde 100 tane Ferrari, 1 tane Audi görsen Audi'ye burun kıvırırsın ama Ferrari'nin olmadığı bir yerde Audi iyi bir arabadır. Müze de aynı şekilde daha ünlü eserleri görünce geri kalanlar daha sönük kalabilir. Benim gezdiğim müzeler çok büyük ya da önemli değildi ama ilgili olduğum konuların eserlerini incelerken keyif almıştım.
0
dissendium
(05.06.21)
Son paragrafa katılıyorum. Öyle ki bazı müzelerde aptal aptal fotoğraf çeken insanlar yüzünden eserleri göremiyorsun. Zaten google’da milyonlarca fotoğrafını bulabileceğin bir eserin fotoğrafını neden çekerler anlamıyorum. Vatikan’da Pieta heykelini görebilmek için fotoğraf çeken japonlarla kavga etmem gerekmişti.

Heykel mezunuyum.Floransa’da master eğitimi aldım ve David heykelini canlı görmedim öyle söyliyim:) o kadar çok fotoğrafını gördüm, araştırmasını yaptım ki gerçeğini görmek istemedim.

Ayrıca taş toprak sergilenen müzeler var ya bir de onlar da hiç ilgimi çekmiyor. Bilmemkaç yılında bulunmuş bir mağara taşı, ee??

Ama mesela Koç Müzesi çok güzel:)
0
suicides underground
(05.06.21)
@roket adam o da şimdi aklıma geldi, amsterdamda da bir tane bile tarihi yeri gezmemiştik.. vondelpark'da kafayı çekmek daha cazipti mesela öyle de yaptık, ya da şehirde bisiklet turu. büyük keyifti bana göre. hatta ajax maçına gitmiştik o ara yine en keyif aldığım aktivitelerden biriydi. ne anne frank, ne van gogh yani düşünmedik bile.

yalnız o bmw müzesi, mercedes müzesi falan sanırım evet ilgi alakaya göre şeyler benim de çok çok fazla ilgimi çeker.
0
🌸phiphi
(05.06.21)
Ben çok severim müze gezmeyi. Floransa'ya gidip Davut'u görmemeyi düşünemem bile. Once in a life time experience resmen. Hatta böyle minnoş, ufak müzelere ayrıca bayılırım. Böyle dandik kasaba etnografya müzesi olsun mesela, birinin özel müzesi olsun direkt gitmek isterim. Garip nostaljik/romantik bir şeyler hissediyorum müze gezerken. Tanrısal olmayan bir tür huşu hissediyorum, bir tür huzur. Yaşadığımız zamanın öncesinde birilerinin aktüel olarak elinin değdiği bir şeylerle karşılaşmak çok özel bir deneyim bence. Neyse.

Açıkhava müzeleri, antik kentler falan apayrı bir mevzu zaten. Büyülü gibi geliyor bana öyle yerler.

Ama mesele kalabalık olmayan zamanları bulmakta sanırım. Yaşayan insanlar büyüyü bozuyor. Belki sende de öyle bir durum olabilir. Mesele sanatsevmezlik değil insansevmezliktir belki.

Yıllar önce bi şubat ayında Perge'yi ve Aspendos'u gezmiştim mesela, kimse yoktu neredeyse ve aklım gitmişti. Hala unutamıyorum, inanılmaz etkilenmiştim. Ama aynı yerlere atıyorum haziranda falan gitmiş olsaydım bu kadar etkilenir miydim, eminim etkilenmezdim.

Ek: Hayalim The London Dungeon'u ziyaret etmek <3
0
buff
(05.06.21)
Bilmiyorum bazıları ilgimi cekiyor ama genel olarak ilgimi çekmiyor. Esim sevdiği icin her muzeye gidiyoruz ki o da biliyor umursamadigimi ama onun için gittigimi.
Sosyal medyamız zaten yok. Ama onun icin giden coktur eminim.
0
logisticsmanager
(05.06.21)
Valla benim de hiç ilgimi çekmiyor. Ne bileyim gidip bir takım nesneleri görmek ya da o atmosferde bulunmak pek ilgi çekici gelmiyor bana. Yani atıyorum X kişisinin Y zamanında Z yaparken kullandığı şeyi görünce pek bişey değişmiyor benim için. Verdiğim tepki "iyiymiş" tarzında bir tepkiden fazlası olmuyor.

Gerçekten ilgi duyanların oranıyla ilgili bişey söyleyemem doğal olarak ancak story olayı vs dışında bişekil zorunluluk gibi bakan da var. Yani "hazır şuraya gittim bari şurayı da gezeyim" tarzı bir mantıkla gezen de çok.
0
j r r tolkien hayrani
(06.06.21)
@j r r tolkien bende o zorunluluktan var işte. sanki oraya gitmezsem gezimin verimliliği %100 değilde %50-60’da kalcak gibi. özellikle çok çok ünlüyse o müze vs.

o yüzden de sırf görmüş olmak için ilgimi çekmese de girmeye çalışıyorum ama nafile..
0
🌸phiphi
(06.06.21)
Gormus olmak icin gormemek isin anahtari. Ilginiz yoksa paranizi ilginiz olan bir seye harcarsiniz, daha verimli olur.

Mesea ben de ne kadar meshur olursa olsun, “yapmadan dönme!” listesinde olsa da yapmiyorum. Kime gore neye gore yani. Sadece bu gitmeme durumunun bilincli olmasi gerektigini dusunuyorum. Baskalari ne der gitmedigimi ogrenirse diye degil
0
kuehles blondes
(06.06.21)
Görmüş olmak için görmemek +1

Ben mimar/akademisyenim, sanat tarihi ve siyasi tarihe ilgim yüksek. Bununla birlikte doktora da müzeler üzerine. Dolayısıyla yurtdışı gezilerimin önemli bir kısmını müze gezileri ve kenti yaya olarak gezmek oluşturuyor. Eşimin de tarihe, özellikle yakın dönem tarihe ilgisi yüksek, o da bana ayak uyduruyor çoğunlukla ama sanat ilgisini çekmiyor. O yüzden bir noktada ayrılıp, birimiz sanat müzesine, birimiz askeri müzeye gidip sonra tekrar buluşuyoruz mesela :)

Bu noktada önceden bilgi birikimi yoksa araştırarak gitmek, sesli rehber edinmek veya müze rehberi ile gezmek çok fark yaratıyor. Yoksa hiçbir bilginizin olmadığı tabloya dümdüz bakmak elbette bir şey ifade etmez. Mesela Viyana'da çağdaş sanat müzesinde her hafta ücretsiz gerçekleştirilen rehberli tura katılmıştım, muhteşemdi. Ama herkesin "mutlaka görmelisiniz" dediği, Viyana'nın ünlü saraylarının hiçbirinin içine girmedim çünkü ilgimi çekmiyor.

Bununla birlikte müzeler çok çeşitli artık. Hem konu, hem de çalışma yöntemleri bakımından. Dolayısıyla herkese göre bir müze mutlaka oluyor. Doğa tarihi, sanat tarihi gibi konvansiyonel müzelerin yanı sıra müzik müzesi, ne bileyim bilgisayar oyunları müzesi, 90'lar müzesi bile var. Kimi müze uzaktan bakmalı, kimisi daha interaktif.

Dolayısıyla anahtar nokta kendi ilgi alanlarını bilmek ve önden araştırma yapmak. Buna rağmen ilginiz çeken bir şey yoksa o şehirde, o müzelere gitmeseniz de olur. Sizin seyahatiniz, başkalarının nasıl değerlendireceğinize karar vermesine izin vermeyin.
0
gmzo
(06.06.21)
(5)

Askeri tabiplerin rütbesini nasıl anlıyoruz?

redskull
Beyaz önlüğün üzerine apolet mi takılıyor mesela? Bir de muayene ettiği ondan daha üst rütbeliyse nasıl oluyor, kendi alanı dahilinde emir verebiliyor mu üstüne?
Beyaz önlüğün üzerine apolet mi takılıyor mesela? Bir de muayene ettiği ondan daha üst rütbeliyse nasıl oluyor, kendi alanı dahilinde emir verebiliyor mu üstüne?
0
redskull
(05.06.21)
Yaka kartı oluyor.
0
dissendium
(05.06.21)
askerliğimde er olarak herkese komutanım çektiğim için farketmiyordum. (ya da dikkat etmiyordum) emir konusuna gelince aklıma bir hatıram geldi. bitik durumdayım üç gün istirahat verdi git yat yatağında dedi. takım komutanı işler birikti gel bunları yap istirahat neymiş dedi. dinlenemeden işleri yaptım ama daha da kötü oldum. sonraki hafta tekrar gittiğimde beni görünce "sen niye geldin tekrar?" diye sordu. "komutanım istirahat edemedim böyle böyle oldu" deyince adam birden hiddetlendi. benim birliğin tabur komutanı binbaşıyı aradı. (kendisi de binbaşıydı) binbaşıya atar gider yaptı "ben eşek başımıyım. benim rapor verdiğim er nasıl işbaşı yaptırılır, başına bir iş gelse hesap verecek misiniz, senin takım komutanını oraya gelirsem bilmem ne yaparım" a kadar gitti iş. bir hafta rapor verdi tekrar. "yataktan sadece tuvalet ve yemekhaneye gitmek için kalkacaksın" dedi revir çavuşuna da "hergün bu erin durumunu bana rapor edeceksin" diye de fırça kaydı.

kıssadan hisse; emir komuta vardır ast-üst personel yönetmeliği neyse uyuluyordur ama sağlık meselesi öncelikli konu olduğu için askeri tabibin verdiği emri/raporu kimse ezemez. ben öyle gördüm.
0
phonex
(05.06.21)
Genc olanlar onluk ustune rozet takiyorlar, ustunde yildiz falan oluyor.
yasli olanlari zaten tanimiyorsan kotu seyler yasatabilirler onlar takmiyor.
0
divit
(05.06.21)
rozet boyle biseydi

www.necatibey.net
0
divit
(05.06.21)
Bir tabib binbaşı var diyelim. Karacı, denizci farketmez bir albay hasta ise binbaşı ile arasında hasta-tabib ilişkisi oluyor. Ayrıca eğer üst rütbede de olsan emir-komuta zincirinde değilsen başka bir birlikteki askere emir veremezsin.
0
1917
(05.06.21)
(5)

"Three phase engine" ifadesinin çevirisi için hangisi daha uygun?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Bundan bir süre önce teslim ettiğim bir çeviri projesi vardı ve orada da İngilizcesi "three phase engine" olan Almanca bir ifade vardı. Ben bunu "üç fazlı motor" olarak çevirdim ancak değerlendirmeyi yapan arkadaş "üç faz akım motoru" olarak çevrilmesini daha uygun görmüş. İnterne
Merhaba arkadaşlar,

Bundan bir süre önce teslim ettiğim bir çeviri projesi vardı ve orada da İngilizcesi "three phase engine" olan Almanca bir ifade vardı. Ben bunu "üç fazlı motor" olarak çevirdim ancak değerlendirmeyi yapan arkadaş "üç faz akım motoru" olarak çevrilmesini daha uygun görmüş. İnternette arattım önerdiği ifadeyi ama doğru düzgün bir şey bulamadım. Daha çok benim çevirdiğim gibi geçiyor internette. İşin diğer boyutuysa hatalı gördüğü çevirimi "major mistake" olarak görmüş. Sizce kim hatalı? Yüksek mühendislere, çeviri uzmanlarına ve otomotiv uzmanlarına soruyorum. Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(04.06.21)
Elektrik motorları doğru akım ve alternatif akım olmak üzere iki ana kategoriye ayrılıyor. Evet, bunlardan söz ederken akım kelimesini mecburen söylüyoruz ama bahsedilen terimde ben de sizin gibi yazardım. Hatta akım kelimesi yerine bu motor senkron mu asenkron mu sorusu geldi aklıma. Bence gereksiz yere takılmış kontrol eden kişi ya da gerçekten Türkçe mühendislik literatüründe böyle geçiyor.

ekleme: mesela elektrik mühendisleri odası "3-fazlı endüksiyon AC motoru" ve "3-fazlı senkron motor" demiş.
0
reactionic
(04.06.21)
@reactionic Öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. Aslında öyle çok detay gerektirecek bir şey yok. İngilizcesi "It is driven electrically by three phase engines." ayarında bir şey oluyor. Orijinal ifade "Drehstrommotor". Asenkron gibi ifadeler geçmiyor.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(04.06.21)
Evet. Biz (en azından benim bildiğim) Almanca'daki gibi değil, İngilizce'deki gibi söylüyoruz genelde. Hani illaki "akım" kelimesiyle uzun uzun yazacaksam, "üç faz akım motoru" yerine "3 fazlı AC motor" ya da "3 fazlı alternatif akım motoru" derim.

edit: "NEMA 3 fazlı AC motorlarımız, dayanıklı ve uzun ömürlü motor performansı konusundaki itibarımızı yansıtıyor."
"Unsere NEMA-Drehstrommotoren folgen unserer Reputation für robuste und nachhaltige Motor-Performance"
Siemens'in sitesinde buldum örnek olarak.
0
reactionic
(04.06.21)
Makine mühendisiyim. Üç fazlı motor çevirisi gayet yaygın kullanılır. İngilizce çeviride bir sorun yok. Hatta akım kelimesinin gereksiz olduğunu iddia ediyorum. Kontrol eden kişi özellikle bir şeyi belirtmek istemediyse büyük hata olarak tanımlamak zor.
0
dissendium
(04.06.21)
Ayrıntılı cevaplar için çok teşekkür ederim. Ben de her yerde İngilizce'deki gibi kullanıldığını gördüm, keza AC motorları şeklinde kullanıldığı örnekler de var. Editörlüğünü konuşturup değişiklik yapma, iz bırakma kompleksine kapıldığından şüpheleniyorum. Çünkü aynı alakasız tavrı diğer yerlerde de göstermiş. Cevap versen bi dert vermesen bi dert.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(04.06.21)
(5)

Takip edilesi dergi/gazete

invictae
Bir zamanlar duzenli olarak penguen, uykusuz alirdim. Yaninda da Bilim Teknik, bir de Herkese Bilim Teknoloji gazetesi var ya, haftalik cikan. Neyse epeydir duzeni bozmustum uykusuz ve herkese bilim teknolojiyi bugun tekrardan aldim. Piyasaya uzak kalmisim. Duzenli takip ettiginiz hangi yayinlar va
Bir zamanlar duzenli olarak penguen, uykusuz alirdim.
Yaninda da Bilim Teknik, bir de Herkese Bilim Teknoloji gazetesi var ya, haftalik cikan.

Neyse epeydir duzeni bozmustum uykusuz ve herkese bilim teknolojiyi bugun tekrardan aldim.


Piyasaya uzak kalmisim. Duzenli takip ettiginiz hangi yayinlar var??? Uzerime oneri atsaniz ne guzel olur. Tur, yukarida yazdiklarimdan olmasi sart degil, her sey olur. Onerdiginiz yayinin turunu de belirtirseniz yeterli.
0
invictae
(03.06.21)
National Geographic, Atlas dergisi, bir de Atlas Tarih dergisi. Popular Science var bir de. Bunlar olabilir.
0
dissendium
(03.06.21)
daron acemoğlu yazınca oksijen alıyorum ben.
0
duyurukullanıcısı
(03.06.21)
oksijen de çok iyi.
0
psychosocialll
(03.06.21)
Tarih Vakfı'nın Toplumsal Tarih dergisini beğeniyorum. Klasik tarih yazıcılığından çok farklı.
0
Başkalaşım
(03.06.21)
oksijen müthiş iyi cidden. Kendini okutuyor.
0
zimbirik
(04.06.21)
(9)

iki kişinin ilk seferde maksimum koşu süresi farkı neye bağlıdır?

bohr atom modeli
bir ay önce falan yeniden düzenli koşmaya başladım. ilk çıktığım gün 12-13 dakika ancak koşabildim. bir arkadaşım da geçen gün ilk defa çıkmış, sigara içmesine ve benden kilolu olmasına rağmen 40 dakika koşmuş. ben hayatımda hiç sigara içmedim. bunun nedeni ne olabilir?
bir ay önce falan yeniden düzenli koşmaya başladım. ilk çıktığım gün 12-13 dakika ancak koşabildim.

bir arkadaşım da geçen gün ilk defa çıkmış, sigara içmesine ve benden kilolu olmasına rağmen 40 dakika koşmuş.

ben hayatımda hiç sigara içmedim. bunun nedeni ne olabilir?
0
bohr atom modeli
(03.06.21)
Kanındaki hemoglobin sayısına, maksimum oksijen taşıma kapasitesine vs bunlar sonradan değiştirilebildiği gibi genetik olarak da yüksek-düşük olabilir ama arkadaşınınki hikaye tabii pece skoru km/13 falan değilse.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(03.06.21)
Koşma temposu önemli. Belki sen hızlı koştun, o yavaş koştu. Birlikte aynı tempoda koşarsanız karşılaştırmak daha sağlıklı olur. Koşu süresi birçok şeye bağlı. O günkü yorgunluk bile bayağı etkiler.
0
dissendium
(03.06.21)
Kosma hizina da bagli olabilir de yalan soyleme olasiligi da yuksek gibi. Ne bileyim ilk kez kosmaya cikan kilolu biri kolay kolay 40 dk kosamaz bence.
0
j r r tolkien hayrani
(03.06.21)
yok ya yalan söylemez. çok kilolu da değil de benden biraz daha kilolu diyeyim. :)
0
🌸bohr atom modeli
(03.06.21)
Sen az koşmuşsun, o da fazla sallamış. Arkadaş ilk seferde 100kg bench press falan da yapar dikkat etsin.
0
zoghurt
(03.06.21)
Ciğer kapasitesini arttıracak başka bir şey yapıyordur belki bilmeden.

40 dk yeni başlayan birine göre çok fazlaymış. Ama tempo önemli.

Bu işte motivasyonda çok önemli
spor için koşmaya çıktığımda yarım saat zor dayanıyordum ben. 20 dkdan sonra bırakıyordum. sonra istanbul maratonuna katıldım 15 km de. Aralıksız koştum, 2 saatin altında bitirdim.

O belki daha motive koşmuştur. Ben sıkılıyorum mesela koşarken. Ulaşma istediğim hedef yarım saat olduğu için 25. dk da dayanamayıp bitiriyorum. Ama maratonda yorulsam da koştum.
0
zimbirik
(03.06.21)
tempo. yurumekten biraz hallice 1 saat kostum gecen. covidden beri hic kosmamistim.

yani tempo onemli. ama saatte 12 km kosacan dersen ance 5 dk kosabilirim simdi.
0
camussar
(03.06.21)
Ergenliğinde kondisyona dayalı bir spor yaptıysa onun da etkisi olur.
0
arnold schwarzeneger
(03.06.21)
182 boy 72 kg 25 yasinda ilk kostugumda saatte 8-9 km hizla(apple watch’a gore) tam 35 dk kosmustum bi sure duzenli devam ettim hic 30 dakikanin altina dusmedim ama 35 ustune azar azar ciktim. Sonra sehir degisikligi oldu kosu parkuru olmayan bi yere tasindim kosmayi biraktim.. 4 ay sonra kosu bandinda ilk seferde 32 kostum direk istesem devam ederdimde canim istemedi daha fazla kosmak. Yani bence kisisel bisey olmakla beraber kosuyu sevip sevmemeklede alakasi olabilir bende cok arkadasimi ikna ettim beraber kosalim diye kondisyonlari benim ayarimda olanlarda vazgectiler benden az kosuyorlar genelde. Muzik dinlemessem 15 dk bile kosamam bu da bir etken olabilir.
0
ishak77
(03.06.21)
(1)

temizlikçi tavsiyesi - ankara

proletarier aller lander vereinigt euch
iyi temizlikçiler kapış kapış gidiyormuş ya. bugün randevu isteyince anca haftaya salıya randevu veriyor o da geç benim için. ankara'da memnun kaldığınız temizlikçi var mıdır? spesifik olarak bahçelievler.
iyi temizlikçiler kapış kapış gidiyormuş ya. bugün randevu isteyince anca haftaya salıya randevu veriyor o da geç benim için. ankara'da memnun kaldığınız temizlikçi var mıdır? spesifik olarak bahçelievler.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.06.21)
Muhabbetinizin olduğu komşunuz varsa sorun, belki tanıdıkları vardır yakın çevrede.
0
dissendium
(02.06.21)
(1)

wordde bir cümleyi büyük hale getirmek

mezarkabul
cümleyi seçince, iki tuş kombinasyonu ile, seçili cümleyi büyük harfli yapıyorduk, f3 ile bir tuşa basıyorduk sanki, neydi o :D ?
cümleyi seçince, iki tuş kombinasyonu ile, seçili cümleyi büyük harfli yapıyorduk, f3 ile bir tuşa basıyorduk sanki, neydi o :D ?
0
mezarkabul
(01.06.21)
Shift + F3. Yazı Tipi menüsündeki "Aa" sembolünden de yapabilirsiniz.
0
dissendium
(01.06.21)
(2)

Bisiklet sevenler uygulama ve topluluk önerir misiniz?

avarel dalton
Arkadaşlar merhaba, uzun yıllar sonra nihayet cesaret edip bir şehir bisikleti aldım. Bisikleti kullanırken gezdiğim rotaları, hızımı vb diğer bilgileri kaydedecek işe yarar önereceğiniz bir iOS uygulaması var mı?Strava isimli uygulamayı indirdim, iPhone’da sağlık uygulamasına bisikletle sürdüğüm me
Arkadaşlar merhaba, uzun yıllar sonra nihayet cesaret edip bir şehir bisikleti aldım. Bisikleti kullanırken gezdiğim rotaları, hızımı vb diğer bilgileri kaydedecek işe yarar önereceğiniz bir iOS uygulaması var mı?

Strava isimli uygulamayı indirdim, iPhone’da sağlık uygulamasına bisikletle sürdüğüm mesafeyi ekliyor, uygulamanın kendi içerisinde de bir çok bilgiye ulaşıyorum. Şunu kullansan daha iyi dediğiniz uygulama varsa deneyebilirim.

Son olarak; sosyalleşmek adına bisiklet sürücüleri ile buluşmak, birlikte sürüşler yapmayı istiyorum, Ankara’da faaliyet gösteren böyle topluluklar var mı bildiğiniz? (Facebook kullanmıyorum:/ )

Tikler bilahare gelecek, teşekkürler.
0
avarel dalton
(01.06.21)
Garmin
0
dissendium
(01.06.21)
BUP (Bisikletli ulaşım patformu) vardı sanırım Ankara ayağı da vardır. Biraz daha aktivist olan ama kendi içinde yine her türden insan bulabileceğiniz Critical Mass. Onun da Ankara ayağı olabilir.
0
evimin paspasi
(01.06.21)
(14)

Bu işe girilir mi? Şirket değerleme sorusu

plutongezegendegilmi
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör. Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgar
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör.

Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.

Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgari ücretli çalışanı var.

Şirketi alırsam ilk sene değil ama ikinci seneden itibaren yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum. Üçüncü dördüncü senelerde falan büyüme maksimum %10 falan olur (enflasyon hariç), çok fazla büyümez. Scalable bi iş değil.

1- Bu işe girilir mi? Yatırdığım parayı yaklaşık 4 senede geri alabiliyorum. 5. sene kâr ediliyor. Sektörü özellikle belirtmiyorum, çünkü merak ettiğim şey sektör bağımsız bu mantığın doğru olup olmadığı.

2- Şu an başka bir şirkette maaşlı çalışanım, yıllık gelirim zaten 500k civarı. Bu işe girersem de en azından iki sene mevcut işten ayrılmayı düşünmüyorum. Beraber nasıl yürüteceğim? Günde 16 saat çalışarak. Yaş 29, tempoyu kaldırırım herhalde.

3- Halihazırda başka bir şirketim/yatırımım daha var, onda da kâr yok, zarar da yok. Ama ona para değil emek yatırarak girdim, para verip ortak olma konseptine yabancıyım.

Bu işe girilir mi? Yoksa 5 sene sonra kazanacağım parayı boşverip mevcut işe, kendimi geliştirmeye mi odaklanayım? Ama mevcut iş benim değil? Ne diyorsunuz?
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Şirket şu an kâr etmiyorsa ikinci sene sonunda yıllık 500 bin kâr getireceği nereden biliniyor, bu kısım açık değil. Girilir ya da girilmez diyecek kadar tecrübem yok ama kâr etmeyen bir şirket için kredi çekmezdim. Az da olsa direkt kâr getiren bir şirket olsa mantıklı olabilir.
0
dissendium
(01.06.21)
@dissendium, ikinci sene sonu kâr bilinmiyor tabi, işi "işler" hale getirebileceğimi düşünüyorum. İşin mevcut sahipleri müteahhit, hiç bilmedikleri bi alana girip kalmışlar.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
1.5 milyonu neye veriyorsun? Kira şerhi mi, kamudan alınan ihale mi, ip mi, nedir yani şirkette para eden?
0
stewie
(01.06.21)
@stewie, kira şerhi var, az biraz da ekipman var, ama asıl olay marka ve halihazırdaki müşteriler. Yani çok iyi durumda olduğu için değil ama sıfırdan başlasam 1,5 milyona bir senede kuramam. 4 milyona (ki o kadar param yok) 2 senede kurarım, 3. sene sonu 1 milyon kâr ederim, roi 7 yıla çıkar. O yüzden ortaklık daha mantıklı geliyor.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Ben olsam bu işte marka değeri müşteri portföyü falan bunlara para vermem. Yani şerefiye sınıfına girecek değerlere para vermem. Çünkü adamlar tıkanmış diyorsun, ben girince iş açılacak daha çok para akışı olacak diyorsun. Bu sadece senin faydana olan bi durum değil. Eğer adamlar gerçekten tıkandılar ve önlerini göremiyorlarsa işi açacağını düşündükleri bir ortaktan marka değeri, mevcut müşteriler vs gibi kalemlerden para almazlar. Eğer bunlardan para almaya çalışarak seni ortak etmek amacında iseler de ya seni koparmaya çalışıyorlar ya da işin içinde başka bi bokluk var iyice boka sarmadan bi kısmını da olsa birilerine kitleyip para kısma derdindeler ytd.
0
mg3929
(01.06.21)
öncelikle bazı girişimcilerin de düştükleri bir hata var. bunu netleştirmek gerekir. şirket; yöneticiler şirketten maaşlarını aldıktan sonra mı kar elde etmiyor yoksa aldıktan sonra mı etmiyor? eğer yöneticiler maaşlarını almadan kar da etmiyor zarar da etmiyor düşüncesi varsa bu zarar demektir.

1- şirket kar elde etmiş olsa girilebilir.
2- iş sözleşmeniz başka iş yapmanıza izin veriyor mu? şirket yönetmek başlı başına bir iş. kenarında kıyısında durarak 20+ kişilik ekibi olan bir şirketi organizasyon kurulu olsa dahi yönetmeniz çok zor.
3- yine aynı şekilde emeğinizin karşılığı olan maaşı alamıyorsanız zarardır.

ticaret, şirket yönetme, çalışan yönetme, organizasyon yönetme, mali işler, hukuki işler vs. tecrübeniz yoksa hiç bulaşmayın. hisse oranında hiçbir şeye karışmadan maaşınızı alabileceğiniz şirketlere yatırım yapın derim.
0
hayal fazlasi
(01.06.21)
@hayal fazlasi,

1- Evet, ortaklar (bilfiil fazla çalışmasalar da) para almıyorlar. O açıdan bakarsak aslında zarar etmiş şirket. Ama elemanların başka işleri de var, bunun başında durmak istemiyorlar zaten. O yüzden yönetimi bana devredip hissedar olarak kalmak istiyorlar.

2- Mevcut sözleşmemle ilgili bir sorun yok. Alakalı ama farklı sektörler.

3- Emeğimin karşılığını başta 2 yıl alamayacağım evet, zaten o yüzden maaşlı profesyonel yönetici bulmak yerine hisseleri bir miktar ucuza satıp yönetimi devretmeye çalışıyorlar. Benim aynı işi sıfırdan kurmam 2-3 kat daha maliyetli olur. Aslında o noktada da yatırımcı var, ama 500k az verip 1 yıl zaman kaybediyorum. Değer mi emin değilim.

4- Organizasyonla ilgili bir sorunum yok. Yorucu olur yani ama altından kalkılmayacak bir iş değil, tecrübem var.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Varan 1- Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor. yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum.
Varan 2- yıllık gelirim zaten 500k civarı.

Yorum: Hocam kafaniz mi karisik, su ikisini yan yana koyunca bana pek mantikli gelmiyor.

Cevap: ROI olarak 4 yil cok iyi. hele ki yillik 500k'lik bir is icin. Realistik ise girilir ama sizin yerinizde olan birinin bu riski almasi mantiksiz.
0
Sebastian
(01.06.21)
Şu ortamda döviz kazanmayan bir şirkete yatırım, çok mantıklı değil.

"Ben şirketi ayağa kaldırınca ihracata başlayacağız, döviz gelecek" diyorsanız, denenebilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(01.06.21)
Dostum yanlış anlama ama bu soruyu sorman bile bu tarz işlere girmemen gerektiğini gösteriyor. Yönetim / finans bilmeyen yazılımcıların açtığı unicorn niteliğindeki şirketler hariç kesinlikle bu teklif kabul edilmez. Hiç bir aklı başında iş adamı, seneye 500 bin tl kar getirme potansiyeli olan bir işi 1.5 milyon liraya satmaz. + olarak kar etmeyen bir müşteri kitlesi de para etmez. Şu an ben şirket kurar, her şeyi maliyetine satarsam bir sürü müşteriye ulaşırım mesela, ama bu (şirketi satmayı düşündüğüm bir yazılım işi dışında) mantıklı bir iş yaptığımı göstermez. Fiyatları azıcık yükseltince mesela müşteriler kaçar gider. Eğer 1.5 milyon içinde makinalar, gayrimenkuller vs olsaydı yine düşünebilirsin derdim. Ama bu şartlar altında mayın tarlasına giriyorsun diye düşünüyorum.

Bence bu tarz işlerde çalışan olarak (özellikle de yönetici koltuğunda mümkünse) biraz vakit harcayıp sonrasında böyle şeyler araştırmanı öneririm, aksi takdirde ciddi zarar edebilirsin bu örnekte olduğu gibi. Hatta onu da boşver, anlış hatırlamıyorsam IT / yazılım işindesin, zaten müthiş gelişen ve önü açık bir iş,, 5 seneni ıvır zıvır geleneksel non-scalable işlere gömüp yurdum ticaret insanı ile muhattap olup kendini yıpratmandansa bu emek ve parayı kendi alanına yatırıp bambaşka bir pozisyonda olabilirsin diye düşünüyorum.
0
roket adam
(01.06.21)
Böyle şirket değerlemesi olmaz. Bu değerleme üzerinden de yatırım kararı verilmez.

2. maddedeki olayı yapmak imkansız gibi olabilir. İnsanın kendi işi 24 saatini alır.
0
dougsampson
(01.06.21)
anlamadığın sektöre para yatırmak ilginç bir karar olabilir ama cevaplardan bir ikisinde bahsedilmiş, şirketin bilançosunu dikkatli okumak lazım. bir mali müşavir ile birlikte incelemenizde fayda var. mesela bizim şirket aslında ciddi kar ediyor ama bilanço okumayı bilmeyen birisi şirketin zarar ettiğini sanabilir çünkü döviz kredimiz nedeniyle kur farkı zararı görünüyor. halbuki gelirimiz de döviz olduğu için kur farkı zararından etkilenmiyoruz aslında.

zaman içinde kendiniz şirkette yönetici olarak çalışmaya başlama imkanınız var mı?
0
co2s2
(01.06.21)
itü çekirdek express' e kabul almış bir proje ile ilgilenirseniz görüşelim :)
0
duyulmasi gerektigi kadar
(01.06.21)
Yılda 500k karlı iş için yıllık 500k maaştan vazgeçilmem.
0
burfak
(01.06.21)
(19)

Tıp niye gelişmiyor?

ir mania
Yapay diş yapamıyor saç çıkartamıyor. Ama mühendisliğe bakıyorsun uzaya gidiliyor dünyayı yok edecek bombalar yapılıyor. Teknoloji insan vücuduna gelince neden bu kadar ilkel? Şimdi diyeceksiniz geçmişe bakarsan çok gelişmiş. Bence hala çok ilkel lens takıp çıkarmak bile.
Yapay diş yapamıyor saç çıkartamıyor. Ama mühendisliğe bakıyorsun uzaya gidiliyor dünyayı yok edecek bombalar yapılıyor. Teknoloji insan vücuduna gelince neden bu kadar ilkel? Şimdi diyeceksiniz geçmişe bakarsan çok gelişmiş. Bence hala çok ilkel lens takıp çıkarmak bile.
0
ir mania
(31.05.21)
Süreçler uzun olduğu için, çok para harcanması gerektiği için ilerleme de yavaş oluyor. Bir noktadan sonra hızlanır diye umuyorum. (bkz: crispr)
0
hayirsiz
(31.05.21)
ilaçlar için denek olmak isteyen kaç kişi bulabilirsin ki*
0
sutlu nescafe
(31.05.21)
Gayet gelişiyor. Organ nakli, bypass, stent, kalp pili, lazerle göz ameliyatı gibi onlarca gelişmiş seçenek var.
0
dissendium
(31.05.21)
Daha ne kadar gelişsin 60-70 sene önce en ufak bi mikrobik olayda ölüyordun antibiyotiği buldular ömrün belki de 50-60 sene uzadı, bu bence yeter, ayrıca ilkel bir durum da değil, saç da çıkmasın ne olacak. Ayrıca saç dökülmesi bi hastalık ya da medikal bir sorun değil tıp niye bununla uğraşsın. Ha çok istiyorsan dihidrotestosteronu baskılarsın saç dökülmesi tamamen durur, çok da basit bir olay bu işi gören prostat ilaçları var, tıp buna da bi çare bulmuş aslınsa.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(31.05.21)
@kaleci yapay diş var mı hocam veya numarası ayarlanabilen çıkarıp takmak gerekmeyen lens. Bu ikisi en basit şeyler onlar bile yok.
0
🌸ir mania
(31.05.21)
Çünkü mühendisliğin konusu olan materyal ile bir canlı olan insan vücudu çok farklı.
Vücut basit bir denklem, bir formül değil.
Her şeye karşın, insan yaşamını uzatan bir sürü gelişme oldu.
0
pro9it9is9
(31.05.21)
para.

kaliteli bir araba düşünelim. üretildiği zaman onbinlerce euro masraf yapıp üretip karıyla beraber satabilirsin. teknik olarak alıcı sayın 7 milyar insanın tamamı. saç vs için o geçerli değil. kafadan dünyanın yarısını ele kadınların ciddi bir dökülme derdi yok. erkeklerin de %30-35'i kel kalıyor. bunların da yarısı bunu dert ediyor. totalde %10 yapmıyor.

yani genel olarak teknolojik gelişmeler (otomotiv telefon iletişim vs) potansiyel müşteri olarak 7 milyara hitap ederken tıbbi gelişmeler o kadar yüksek insan sayısına erişemiyor.
0
avatar is back
(31.05.21)
dental implantlar yapay diştir
0
ceketimi alip cikcam
(31.05.21)
@ceket hocam porselen onlar yahu ben anlı kanlı dişten bahsediyorum
0
🌸ir mania
(31.05.21)
İmplant var işte diş için daha ne yapsınlar, yani yapay karaciğer dalak böbrek üretiyorlar da diş mi üretemiyorlar? Onun dışında göz gibi hassas bir organa takıp çıkarma zorunluluğu olmamayan bir lens icat etmeye çalışmak sence mantıklı mı, bilim bunun için neden uğraşsın sen vücut için yabancı bir cismi alıp göz gibi hassasiyeti yüksek bir organa sürekli takmak istiyorsun, bunun hiçbir anlamı yok.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(31.05.21)
Ar-ge yerine halk sağlığına ayrılıyor bütçe o yüzden. Bir hastalığın tedavisi üzerine çalışmaktansa hastane açıp insanlara sağlık hizmeti vermek daha kazançlı geliyor.
0
bana kedicik derdi
(31.05.21)
diş için implantlar gayet yeterli ve kabul edilebilir bir kalite sunuyor. daha ötesi için uğraşmanın çok bir manası yok.
saç konusunda da saç ektirme teknolojileri fazlasıyla ilerledi.
lens dediğin şey de mucizevi bir madde, malzeme mühendisliğinin son noktası. kalıcı lensler de mevcut, katarakt vs için kullanılıyor mecbur kalırsan.
yani özetle tıp şu an 20 sene önceye göre bile inanılmaz bir noktada. bundan 70-80 sene önce ortalama yaş 40 falanmış yani öyle düşün.
0
roket adam
(31.05.21)
(bkz: crispr) Scissors diye google’dan makaleleri oku bence
Yapılan buluş mars’a gitmekten bile çok daha önemli

Bence sen dünyayı takip etmiyorsun
Bu konularla ilgili dünya çapında harika siteler var
Ekşi sözlük’te gündem olmaz, basında da gündem olmaz
Biz Sedat peker’le yatıp, süleyman soylu ile uyanıyoruz, euro’yla, dolarla, işsizlikle uğraşıyoruz, dünya bambaşka şeyler konuşuyor maalesef
0
otopsicocugu
(01.06.21)
1) mühendisliğin birçok dalında, askeri harcamalar kapsamında nerdeyse sınırsız bütçe ve kadro ile araştırma yapılıyor.
uzaya gidilebilmesi için hibe edilen askeri bütçeyi, son 50 senede tıbbi araştırmalara versek gözümüzden süpermen lazeri bile çıkardı.

2) tıbbın ilerlemesini sağlayan temel araştırmalar büyük oranda hemen para kazandırmıyor. aziz sancar mesela dna'nın kendini tamir etme mekanizmaları için çalışıyor. bu temel bilgidir. bu bilgiyle birilerinin para kazandırcak bir ilaç üretip satması belki 20 sene alacak. durum böyle olunca büyük şirketler temel tıbbi araştırmalara harcama yapmıyor. ancak aziz hoca gibi idealist hocalar, üniversitenin kuş pipisi kadar bütçesiyle birşeyler üretmeye çabalıyor.

ama diğer mühendislik alanlarında yapılan çalışmalar kısa sürede para kazandırm apotansiyeline sahip. sermayede o araştırmalara akıyor haliylen.

3) birde insanlar aslında uzun yaşamı, sağlıklı yaşamı falan önemsemiyor. takmıyorlar. en basitinden şu pandemi ortamında bile en önmeli kriter d vitaminini belli seviyede tutmak, c vitamini ve çinko almak. toplumun yüzde kaçı umursuyor bunu ? mehmet öz bu üçünü özellikle tavsiye etti, türkçe video yayınladı, kimin umrunda ki ? insan ömrünü uzattığı bilinen antioksidanlar var, eczanelerde sigara fiyatına satılıyor. git sor kaç tane satılıyormuş.
0
aslindasorunumpsikolojik
(01.06.21)
Mühendislikte yatırımın çoğu özel sektörden geliyor, tıpta devlet/kamu üzerinden. Bence temel sıkıntı bu. Yani bütçe farkı da vardır, ama tıbbın çok daha sıkı bir şekilde regüle edilen bir sektör olması gelişmesini engelliyor diye düşünüyorum.

Ha tıbbı tamamen özelleştirmek mantıklı mı? Değil. Düzgün bir şekilde yapılması da imkansıza yakın bence, ama bu sebepten dolayı gelişme hızı düşük.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Teknoloji ilkel değil, bence siz tıp bilimini sadece biyomateryaller bakımından değerlendiriyorsunuz. Yapay diş dedikleriniz porselen değil, içeriğinde opaklıktan mukavemete kadar bir çok özelliği etkileyen malzemelerin karışımı. Ama sonuçta yapay bir malzeme ve dişin yerini almak için de gayet yeterli bir çözüm sunuyor aslında. kaldı ki, hücre doku kültürü ile kulak yapıyor insanlar, mesele malzemeyi laboratuvarda yapmakla bitmiyor. vücudun kendine ait bir bağışıklık sistemi var, siz dışardan neyi verseniz kendinden değilse reddediyor. öyle olmasaydı, insandan alınan organlar, kan, kemik iliği başka insanın bedeninde reddedilmezdi. bu konuda bile, kontrollü olarak insan kanındaki tüm bağışıklık hücreleri sıfırlanarak kemik iliği nakilleri yapılıyor.
Onlarca ilaç araştırmasında görev aldım, yaklaşık 50 tane de tıbbi cihazın kapsamlı raporlamasını yapmışımdır.b en bile bu kadar işin içindeyken hala önüme yeni bir üretim teknolojisi, yeni bir tedavi/tanı yöntemi geldiğinde 'ulan tıp ne kadar ilerlemiş' diyorum. kanser hücrelerinin üreme yollarını tıkayan akıllı ilaçlar yapılıyor, ultrasonik patlama yaratarak (böbrek taşının kırılmasındaki mantık) damar içine gönderilen ve oradaki tıkanıklığı açan stentler yapılıyor (bakınız damar içi gibi incecik bir alandan bahsediyoruz), bunların haberleri yapılmıyor diye ilerleme olmadığını düşünemeyiz.

mesela verdiğiniz örnek, numarası değişen lens... neden olsun ki, mevcut optik camlar, farklı materyallerden üretilen yumuşak/sert lensler ve oftalmolojik cerrahi laser uygulamaları bu sorunların çözümü için yeterli seçenekler sunuyor. numarası değişen bir lens olsa, şimdiki lensler kadar saydam, ince, esnek ve geçirgen olabilir mi? laser bile her göze uygun olmadığı için farklı kornea özelliklerine uygun çeşitli cihazlar geliştirildi. neden bu kadar insan ve para kaynağı saç çıkarmak için harcansın ki? tabii ki firmalar da çok masum değil ama saçsızlıktan ölen yok sonuçta... göz cerrahisinde kullanılan o kadar mikrocerrahi alet var ki, bunların gelişimini ve ne işe yaradıklarını okumak bile' oha bunu da mı yapıyorlarmış' dedirtiyor.

bu arada mühendislik bu kadar ilerledi derken aslında tıptaki bu gelişmeleri yine mühendislerin ve doktorların birlikte çalışarak sağladığından habersizsiniz sanırım. tıp mühendisliği, genetik mühendisliği, biyomalzeme mühendisliği diye bir çok alan var. Biyomalzeme konusu hem çok geniş, hem de yukarıda belirttiğim gibi vücudun savunma sistemi tarafından sınırlanan bir alan. Malzemeyi laboratuvarda geliştirseniz bile biyouyumlu olması için birçok testten geçmesi gerekiyor, sitotoksisite, genotoksisite, mutajenite, akut ve kronik toksisite, kan uyumluluğu gibi bir çok test var ve seramik, metal veya diğer canlılardan elde edilen biyomalzemeler de dahil hepsi için %100 biyouyumluluk mümkün değil.
0
curukturpkokusu
(01.06.21)
Özne insan olduğu zaman gelişmeler diğer alanlara göre çok daha yavaş oluyor hocam. Kendi alanımdan örnek verirsem, yapay zeka dünyada son 10 yılda müthiş bir yol katetti. Ancak bu yapay zeka uygulamalarının öznesi insan olan ürünlere entegre edilmesi hala büyük bir problem. Örneğin otonom kara araçları hala insan ölümlü kazalara neden olabiliyorlar. Ya da microsoft yarattığı yapay zekalı twtitter botunu, insanlar tarafından istismar edildiği gerekçesiyle yayından kaldırmak zorunda kalıyor. Ya da hala otonom savaşçı iha/sihalar etkin bir şekilde kullanılamıyor, ufak bir hata sivil insanların/kendi askerlerinin ölümüne neden olabilir.

Tıp biliminde de yaşadığımız süreçte bir aşı geliştirmek bile aylar süren deneylerden sonra ortaya çıkıyor, çünkü her türlü yan etki belirlenmek zorunda ve öznesi insan.
0
ciagra
(01.06.21)
Tıp hatta genel olarak bilim birilerinin elinde tekel durumdadır .
Gelişen de tıp değil tıp endüstrisidir. Konu insana çip yalmaya kadar gelmişken bu zamanda kontrolü kimlerin ele alacağı konuşulmuyor .
Dünyanın bir farklı yerindeki araştırma buluş ve deneyler aslında birbiriyle bağlantılı ve belli bir amaca hizmet etmektedir. Haberler bize ayrı ve parçları birbirinden bağımsız gibi verildiğinden bu parçaları birleştirmek ve anlamlandırmak için ayrıca bilgi temelli alt yapı gerekiyor.

Gen araştırmaları şu an insana zararlı olarak ilerliyor.
insanı değiştirme ve topraktan/doğasından uzaklaştıran her şey temelde insana zararlı olmakla birlikte daha yeni/güncel/zaman uygun ve bilimsel olarak sunuluyor.
İnsanın kendisi şu an bilimsellik adı altında işgal edilmiş durumda.
Bazı Tedavi yöntemlerinin kendisi bizzat hastalık hatta ölüm sebebi oluyor.
Bir ilaç şirketinin vaadleriyle bir doktorun her daim o ilaç şirketinin ilaçlarını reçeteye yazmasına "tedavi " denebilir mi?
Hasta olan insan, aslında böyle bir ortamda ilaç müşterisi olduğunu ne zaman anlayacak?
Evet güzel çalışan sağlık görevlileri de var ama sorun arızalı olanlardan başlıyor zaten.

www.hurriyet.com.tr

www.winally.com

Caps:

i.hizliresim.com

araştırılırsa yok hipokrat yemini yok etik yok tıp ahlakının da
birer örtü ve bir yere kadar olduğu görülür.
0
Erva
(01.06.21)
Nasıl yani? Daha ne kadar gelişsin?Atatürk için diyoruz ya çok erken vefat etti diye. Öldüğünde 57 yaşındaydı. Erken vefat etmedi aslında, o yıllarda yaşam süresi o kadardı. Şimdi 80 civarı. Ortalama yaş süresi 25 yıl artmış, çok çok çok büyük bür gelişme bu.

İmplantı begenmiyor, kanlı canlı diş istiyorsun ya o aslında sıfırdan kanlı canlı insan yaratmak demek. Henüz robot aşamadındayız.
Açıkçası bu soruyu sorman yaşının çok genç olduğunu(20 nin altında) ve herhangi bir bilimin akademik olarak içinde olmadığını düşündürüyor.
0
sumuklu asilzade
(01.06.21)
(9)

Kafam karmakarışık, fikirlerinize ihtiyacım var. (Askerlik mevzusu)

altin gol atan stoper
İyi akşamlar hepinize. Çok kısa zamanda karar vermem gerekiyor, fakat hep ikilemde kalıyorum. Belki vereceğiniz fikirler bana yol gösterebilir. Şimdiden teşekkürler hepinize.2 Haziranda 25. yaşıma gireceğim. 2019 yazında mezun oldum ve mezun olur olmaz çalıştığım iyi-kötü bir işim var. Pek memnun ol
İyi akşamlar hepinize. Çok kısa zamanda karar vermem gerekiyor, fakat hep ikilemde kalıyorum. Belki vereceğiniz fikirler bana yol gösterebilir. Şimdiden teşekkürler hepinize.

2 Haziranda 25. yaşıma gireceğim. 2019 yazında mezun oldum ve mezun olur olmaz çalıştığım iyi-kötü bir işim var. Pek memnun olduğum söylenemez. Hatta sene başında ayrılmayı ciddi ciddi düşünüyordum fakat pandemi sebebiyle çıkmak istemedim. Çıkmak isteme sebebim; iş yerindeki ortamın mesleğimde kendimi geliştirmeme pek uygun olmaması, kafa dengi insan neredeyse hiç bulamamam, biraz da maaş düşüklüğüydü. Aylık mazota verdiğim parayı çıkarttığımda hemen hemen asgari ücret kalıyor elime.

şimdi gelelim askerliğe; askerlikle ilgili bikaç çekincem var. hem genetik hem de kullandığım bazı ilaçlar yüzünden 25 yaşında olmama rağmen saçlarım inanılmaz döküldü. kısaltınca kel iyice kabak gibi çıkacak. komik gelebilir ama saç problemi uzun zamandır yakamı bırakmayan, özgüvenimi sıfırlayan bi problem. şimdi askerde dalga konusu olmaktan ciddi şekilde çekiniyorum. çünkü bunun muhabbeti mutlaka olacaktır. ektirip gideyim desem, askerdeki eğitim, stres, bakımsızlık vs. yüzünden ekilen saçlar zarar görecek. yani bu durum komik gelebilir ama hakikaten beni psikolojik olarak çok etkiliyor.

bir diğeri de iş mevzusu. patron döndüğünde geri gel dedi , bir hayli diretti ama ben çok kesin konuştum dönmemek için. şimdi askerlik dönüşü uzun süreler işsiz kalmaktan korkuyorum. patrona yarın gidip ben askerden sonra geri gelmeyi istiyorum desem kabul eder fakat yüzsüzlük yapmak istemiyorum. belki döndüğümde daha iyi bi iş de bulabilirim, o da muamma. (grafikerim)

geçtiğimiz salı günü muayenemi oldum. Şimdi yarına kadar celp tercihi yapmam gerekiyor.

şimdi sizce her halükarda ağustos'ta askere gidip, döndüğümde saç mı ektireyim. (orada herhangi bi kapatıcı kullanamayacağım için ilk zamanlar zor olsa da, belki ilerleyen zamanlarda kendimle barışırım.)

yoksa askerliği erteleyebildiğim kadar erteleyip, saç ektirip öyle mi gideyim. (bu durumda hep, ekilen saçlar ya dökülürse düşüncesi olacak kafamda)

çoğunuza saçma ve komik gelebilir bu durum ama haftalardır bu sorularla beynimi yiyorum adeta. biraz içimi dökmüş oldum en azından. fikir verip, yol gösterebilirseniz çok sevinirim. şimdiden teşekkürler...
0
altin gol atan stoper
(30.05.21)
saç konusunu kafaya takacağın en son yer askerliktir herhalde çünkü herkesin saçı aynı, karşı cins yok, fark etmezler bile. 0'a, 3'e vur gitsin. aşırı saçma bir kompleks yapmışsın.
iş konusunda da patronla konuşup geri geleceğim demek neden yüzsüzlük olsun anlayamadım? sen haklısın abi evet geri dönmek daha mantıklı, geleceğim ben de geç.

kafana takman gereken tek şey covid döneminde askerliğin nasıl olduğu. onu ben de bilmiyorum o yüzden.
0
roket adam
(30.05.21)
askerliğe öyle ya da böyle gideceksen ben olsam giderim. saç konusu da eğer askerliği bu kadar takıyorsan, şimdi ektirsen de stresten yine dökersin.

takılma bu kadar askerlikte olacak şeylere. hele bir de kel olmak falan. zaten herkesin saçı üç numara. seninki dökük olmuş çok mu şey? keyif almaya bakarsan güzel geçer, takarsan iki günü bile kendine zehir edersin.
0
blue eyes white dragon
(30.05.21)
Sevgili dostum askerde herkesin tipi aşağıdaki gibi, al bu resmi odana poster, cep telefonuna arka plan yap. Hiç kafana takma herkes en denyo haliyle takılıyor orda.

im.haberturk.com

İşi kaybetme, patrona abi geri gelicem ben ya de git gel sonra daha iyi bulunca basarsın istifayı.
0
paramolacak
(30.05.21)
saç konusunu gereğinden çok ama çok abartmışsın. Gideceğin yer askerlik yahu, herkesin saçı kabak gibi. Tek mevzu saç mı gerçekten, tekrar düşün bence.
0
biravekahve
(30.05.21)
Parlayan bir kafa varsa dalga geçilebilir. Evet. Arkadaşlar bence biraz abartmış. Askerde kep altı denen bir olay var. Kepin altı yani ense, yanlar gibi açık kısımlar kısa ve düzgün olduğu sürece saçlarının diğer kısımları uzun olan çok kişi var. Kazıtma diye bir şey yok zaten. Budist tapınağı değil sonuçta. Ama bunu takmak gereksiz. Saçtan bağımsız olarak yap gitsin.
0
dissendium
(31.05.21)
askerde bütün bölük en çok saygı duyduğumuz adam amca gibi sadece ensede saçı kalmış bir çocuktu. herkesi dişçiye götürdüler. diş doktoru herkesin önünde bu çocuğa ağzında hiç çürük yok, en ufak lekelenme yok bravo. utanmasa madalya takacak. spor yapıyoruz. herkes 20-30-50 şınav çekiyor bu eleman 150 peşpeşe. 10 tane barfiks çekene komutan çarşı izni veriyor. bu eleman 100'ü geçiyor komutan in lan aşağıya maymun gibi diyor. sohbet ediyoruz arada, en akıllı adam bu çıkıyor. ağzımız açık dinliyoruz. ben önce gıcık olmak istemiştim ama olamıyorsun yani, adama zorla saygı duyuyorsun. bütün bölüğü komplekse sokmuştu karadeniz çocuğu. ama saç? hiç aklımıza bile gelmedi bu adam kel diye.
0
stewie
(31.05.21)
işten ayrılırken kıdem tazminatınızı alın mutlaka. askere giderken kıdeminizi alıp gitme hakkınız var. paranızı da alıp bankada kendi bileceğiniz şekilde faiz, dolar, euro, altın vs. değer kaybetmeyecek şekilde tutun. döndükten sonra cebinizde sizi birkaç ay idare edecek para olmuş olur strese girmezsiniz. dönünce de biraz iş ararsınız, baktınız bulamadınız en kötü eski patrona sorarsınız.

saç konusunda askerlikte ilk haftadan sonra rahat olursunuz bence. ertelemeyin gidin. herkes tipsiz, çirkin, saçsız ve sakalsız orda.
0
golgi aygıtı
(31.05.21)
Saç konusunu abartmışsın, öyle şeylere kimse takılmıyor.
0
hayirsiz
(31.05.21)
Herkes söylemiş ben de söyleyeyim, saçmış tipmiș hiçkimsenin umurunda olmayacağı yegane yer belki de askerliktir. Hiç kafana taktığına bile değmez.

Pandemi döneminde askerlik nasıl olur onu da ben anlatayım 5 hafta oldu tezkere alalı.

Askerliğin 1 ayına yakını karantinada geçiyor. Acemi birliğinde de usta birliğinde de ayrı ayrı karantinaya alıyorlar. Karantina süresince duş tuvalet gibi ihtiyaçlar hariç koğuşunuzda veya en fazla karantina koğuşlarina ayrılan koğuşlar bölgesinde (koridor) oluyorsunuz. Yerine göre yemekhaneye gidersiniz veya yemekler de koğuşlara dağıtılır. (bizde her iki durum da yaşandı).

Isle alakalı benzer düşüncelerle gittim ben de, yukarıda bir arkadaş demiş tazminatı alın mutlaka. Sülüs kağıdı çıktıktan sonra ihbar süresi vs beklemeden aynı gün içinde istifa edebiliyor ve tazminatınizi alabiliyorsunuz bu yasal hak. Üstelik askerlik dönüşü 2 ay içinde aynı yere dönmek isterseniz de işveren en düşük ayrıldığınız pozisyon ve ayrıldığınız dönemki maaşın muadiliyle işe almak veya almıyorsa da ayriyeten ihbar tazminatı vermek durumunda.

Yani döndükten sonra "ya iş bulamazsam" gibi bir çekincen olmasın yasa tamamen senin tarafında burada. Bunun için istifanı verirken sülüs belgeni ibraz edip tazminatını da alarak çıkış yapman gerekiyor.

Son olarak ekleyeceğim şeyse askere gitmenin Ağustos'ta kesin olmayacağı. Şu an ağustos celbi için başvuruyorsun ama tsk seni personel ihtiyaç durumuna göre sınıflandırıyor. Ağustos celbi 1. Dönem (yani Ağustos ayı içinde) teslim olabileceğin gibi, ağustos celbi 2. Dönem (Eylül) veya 3. Döneme (Ekim) de çıkabilir. Ve hatta Ağustos celbine başvurup Kasım, Şubat, Mayıs celplerine de kalabilirsin. Yani Ağustos'tan 2022 Temmuz'a kadar herhangi bir dönem çıkabilir bu tamamen tsk'ya bağlı senin pek bir fonksiyonun bulunmuyor.

Son olarak lisans mezunuysan yedek subaylık, ön lisans mezunuysan yedek astsubaylik başvurusu yapmayı da düşünebilirsin. Askerlik süren 12 ay olur ama 3 aylık kurs sonrası rütbeyi takınca mesai bitimi kışladan çıkıp evine, lojmanına gidebildiğin memuriyetvari bir askerlik yapmış olursun ki tsk imkanları sayesinde sivil hayata göre harcamaların çok çok az olacağından, Türkiye ortalamasına göre iyi bir ücret sayılabilecek maaşla birikim de yapabilirsin. Saç ektirme ve askerlik dönüşü yeni iş arama sürecinde seni idare edecek meblağ mı bu dönemde biriktirme şansın olur. Ama sağlık bölümleri hariç yedek subay ve astsubaylik çıkmasının da tamamen tsk'nin o anki ihtiyaçlarına göre belirlediği kontenjana göre kurayla belirlendiğini de eklemem gerekiyor.
0
materyalist imam
(31.05.21)
(7)

obradoviç, sırp basketbolcular ve türk takımları..?

desercej
öncelikle basketbol bilgimin neredeyse hiç olmadığını not düşerek başlamak isterim. ekşi'deki hangi başlıkta okuduğumu hatırlamıyorum ama birisi obradović fenerbahçe'deki koçluğu zamanında takıma sırpları doldurmaya çalıştı, hatta menajerlik ajansı gibi çalıştı sırbistan'ın kıyısında köşesindeki tak
öncelikle basketbol bilgimin neredeyse hiç olmadığını not düşerek başlamak isterim.

ekşi'deki hangi başlıkta okuduğumu hatırlamıyorum ama birisi obradović fenerbahçe'deki koçluğu zamanında takıma sırpları doldurmaya çalıştı, hatta menajerlik ajansı gibi çalıştı sırbistan'ın kıyısında köşesindeki takımlardaki gençleri getirtmeye çalıştı gibi bir şeyler yazmıştı.

geçmişte yugoslav/bugün eski yugoslav ülkelerindeki oyuncuların birçok türk takımlarında var olduğunu biliyoruz-profesyonel sporlarda bunun bir önemi yok ama.. şimdi balkanlar üzerine meraklı biri olarak, anla(ya)madığım şey şu: oldukça milliyetçi, -yer yer ırkçı bir profile sahip sırp oyuncuların türk takımlarını tercih etme sebepleri neler olduğunu merak ediyorum. bazılarının röportajlarını okuduğumda türkiye'yi türkiye'ye geldikten sonra tanımaya, farklı bir gözle bakmaya başladım, önyargılarım vardı ama kırıldı bunlar gibi cümleler de mevcut. yani başlangıçta oldukça olumsuz bir algıya sahip oldukları bir ülkenin takımında oynamaya onları teşvik eden unsurlar nelerdir sizce?

dediğim gibi basketbolla hiçbir ilgim yok, bölge üzerine ilgili olduğum için biraz baktım ve amacım tartışmaktan ziyade anlamaya çalışmak.

çok teşekkürler..
0
desercej
(30.05.21)
iyi para + istanbul.
0
phiphi
(30.05.21)
obradovic sırp basketbol ailesi, gençleri içinde tanrı gibidir. obradovic gazze'de olsa muhtemelen oraya da giderler. kariyerlerini bir yerden alıp bambaşka yere çıkarıyor. o yüzden buraya gelmelerinde anormal bir durum yok. çünkü obradovic gelmiş. yıllarca da çalışmış ve sevilmiş. her gelen de diğerlerine olumlu referans vermiş. dolayısıyla bu saatten sonra obradovic yok ama türkiye'ye sırplar artık daha rahat gelir. mesela anadolu efes'te Vasilije Micić var. sırp o da ve avrupa liginin mvp'si yani en değerli oyuncusu ödülünü aldı. tüm sırp basketbolcular, gençler görüyor bunu. bunlar çok olumlu referanslar. çok rahat gelirler artık buraya.

bir de türkiye ligi avrupa'nın en iyi 2-3 liginden biri. maddi olarak güçlü. fenerbahçe ve efes avrupa liginde son 5-6 yıldır hep en tepelerde. fenerbahçe'nin başında yine dünyaca ünlü bir koç var. olaya basketbol kaynaklı bakmak lazım.
0
ilgeru
(30.05.21)
avrupa basketbolunda türk takımlarının ve ligin önemli bir etkisi var. avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonunun bile baş sponsoru thy.

efes, fenerbahçe yıllardır playoff, f4 kovalayan rekabetçi takımlar. ciddi para akıtıyoruz bu işe (barça ya da cska kadar değil tabi ki) ülkeye çok iyi koçlar geldi obradovic, david blatt gibi.

sporcular para ve başarı ihtimali neredeyse oraya akıyorlar aslında, çok ideolojik sebep aramamak lazım. sloukas mesela ülkemizde başarılı olmuş bir yunan basketbolcu, gelmeyecek olsa ilk onun gelmemesi gerekir. ters örnek ise ibrahim kutluay o da yunanistan da başarılı olmuş bir türk basketbolcu.


para > koç > başarı hedefi > ülke
0
a darkness coming
(30.05.21)
Karşı çıkanlar olabilir belki ama Türkiye bazı Balkan ülkelerinden daha zengin. Irkçılığı bir kenara bırakırsak Türkiye onlar için aslında bir fırsat oluyor. Biz kendimizi gömmeyi çok seviyoruz ama adam kendi ülkesinde kalsa belki buradaki olanaklara sahip olamayacak.
0
dissendium
(30.05.21)
Aralarında ırkçı olan biri vardı Türkiye'de oynayan hatta dövme falan da vardı vücudunda da adını unuttum. bunun dışında oyuncular da aptal değil hani, obradovic'in basketbol sistemi ve zekası bir yana herkes alacağı parayı düşünüyor, hele fb gibi kesenin ağzı iyi açıldığı zamanlar. bunun yanında Türkiye'de, yabancı oyuncular ile yapılan sözleşmelerde oyuncuların vergilerini kulüpler ödüyor. bu ciddi oranda oyuncu için avantaj ve ev+araba da kulüpten. sadece yakıt ve yiyecek parası çıkıyor.

Bir diğer konu da menajerler. Bakmayın sadece gazetedeki ve tv'deki olaylara. Menajerler ciddi şekilde ele geçirdi basketbolu ve fastfood menüleri gibi değişik paketler sunuyor antrenöre ve antrenör de seve seve kabul ediyor. Mesela kendi altyapısında az çok gelecek vaad eden sporcuyu kiralıyor ve kendi takımında tutmuyor, menajerin sunduğu 3 baba oyuncu + menajerin yanında vereceği 1 ya da 2 genç oyuncuyu mutlaka takıma aldırıyor. Çok değişik dengeler var. Yine basketbol olarak iyi zamanları izliyoruz Ülkemiz adına.
0
evimin paspasi
(30.05.21)
Türkiye basketbol ligi Avrupa'da İspanya ve Rusya ile top 3'te, göreceli olarak birinci bile diyebiliriz yer yer. Efes ve Fener de Euroleague'de hep zirvede takımlar. Yani bu olayın sırp ya da türk olmakla alakası yok. Burada futbol oynayan bi çocuk Barcelona veya Bayern Münih'te oynamayı hayal ediyorsa Sırbistan'daki bi genç Efes ya da Fener'i hayal edebilir. Obradovic de Sırbistan'da yıldız bir figür. Ayrıca Sırbistan'daki takımların bütçeleri İstanbul takımlarının çeyreği bile olmayabilir. Alınan para çok daha farklı buna bağlı olarak. Efes bütçesi en yüksek takımlardan biri ligdeki. Fener'de son iki yılda biraz azalma olsa da hala çok yüksek bütçesi var. Profesyonel kimse düşman ülke vs goy goyu yapmaz. Futbolda Ermenistan ligi çok iyi olsa Türk futbolcular gidip oynardı laga luga yapmadan.
0
nundu
(30.05.21)
cevap veren herkese değerli yorumları ve verdikleri yeni bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim.. yeni şeyler öğrendim ve farklı bir noktadan konuya bakmam gerektiğini anladım.

tekrar teşekkürler..
0
🌸desercej
(31.05.21)
(13)

Ne okurdunuz

Filinta61
Gunumuz turkiyesinde 5 yada 6 sene sonrasini da hesap edip, Lisede hangi bolumu secip üniversitede ne okurdunuz.
Gunumuz turkiyesinde 5 yada 6 sene sonrasini da hesap edip, Lisede hangi bolumu secip üniversitede ne okurdunuz.
0
Filinta61
(30.05.21)
2023 seçimleri sonrasında bile ülkenin rayına iyi kötü oturmasının en az 20 yıl olacağını düşünürsek, en kısa sürede beni yurtdışına çıkaracak bölümler okurdum. bilgisayar-yazılım müh. vs.
0
fff02561
(30.05.21)
Valla hocam gunumuz turkiyesinde birak 5-6 sene sonrasini bir hafta sonrasini bile hesap etmek imkansiz. O yuzden benim sececegim bolum 5-6 sene sonrasini hesaplama olayindan ziyade neyi yapmak istedigime gore sekillenirdi. Lisede sayisal secerdim sonrasina da duruma gore karar verirdim.
0
j r r tolkien hayrani
(30.05.21)
Ben makine mühendisliği okudum ama bilgisayar mühendisliği okuyabilirdim. Alan yine aynı zaten lisede, fen bilimleri.

Dil seçip iyi üniversitelerde İngilizce öğretmenliği okuyabilirdim.
0
dissendium
(30.05.21)
98 senesinde "gitme, üniversiteye giremezsin" demelerine rağmen anadolu teknik lisesi yazılım bölümüne sınavla girdim. liseden mezun olur olmaz çalışmaya başladım. sonrasında 2 yıllık falan okuyup 7 sene evvelde dgs ile lisans (bilgisayar öğrt.) bitirdim. yurtdışı iş teklifi falan aldım ama ailevi nedenlerden ötürü kabul edemedim (hasta, bakıma muhtaç ebeveynler) remote olarak yurtdışına iş yapıyorum. hâlâ bu bölümü tercih ederdim. çünkü geleceği vardı ama sektörün bu denli büyüyeceğini çok az insan tahmin edebilirdi.

edit: birincilikle girdiğim bitirdiğim liseye ikinci olarak da mezun oldum.
0
phonex
(30.05.21)
Teknik lise, kaynak, döküm, kalıp vs
0
kisa
(30.05.21)
ben liseden sonra okumazdım. bu 4 senede herhangi bir konuda kendimi geliştirmek için işe girerdim, 4 sene sonra o işin her şeyini öğrenmiş olur kendi işimi kurmak için kolları sıvardım. bu restoran da olabilir, kuru temizleme de olabilir, petrol istasyonu da olabilir. neyi istediğine ve ne kadar kazanman gerektiğine göre kendin bulursun.
0
etna
(30.05.21)
Gerçekten başarılı bir öğrenci olduğumuzu varsayarsak:
1. Fen lisesi, daha sonra önü açık bir mühendislik
2. IB diploması veren bir okula gitmek, hazırlık okumak mümkünse, IB diplomasıyla yurt dışında okumak.
0
black holes in the sky
(30.05.21)
Fen lisesi + diş hekimliği
0
somethinginthewayshemoves
(30.05.21)
1) sayısal seçip endüstri mühendisliği ya da ilgi var ise bilgisayar okurdum (iyi bir üniversite kazanabileceğime eminsem)

2) olmazsa ingilizce öğretmenliği, çeviribilim falan kasardım boğaziçinde. ordan bir şekilde başka bir sektöre sekerdim.
0
a darkness coming
(30.05.21)
çok iyi derecede yabancı dil öğrenir, mutlaka bilgisayar ile ilgili bir bölüm okur kendimi de geliştirirdim.
0
roket adam
(30.05.21)
Robert koleji+amerikada burslu tıp eğitimi
Ya da
Romanya gibi doğu bloku ab üyeliği olan bir ülkede tıp eğitimi ve almanyada doktorluk
0
filipis
(30.05.21)
Lisede mf, sonrasinda bilgisayar-yazilimla ilgili ne oluyorsa. Okurken ingilizceyi/isle ilgili yetkinlikleri gelistirirdim. Iyi olan bilgisayarciya hep ihtiyac olacak
0
fakyoras
(30.05.21)
hiçbir şey okumazdım. okusam da hobi olarak falan okurdum. ben mühendislik yapacak insan değilim. iibf mezunuyum zaten o yüzden de. okudum bölüm 4 senelikti. 30-35 saatlik video eğitime sığardı.(türkçe-tarih-etik vs. gibi gereksiz dersleri çıkardığımı varsayıyorum)

edit: çok çok iyi bir ünide olsa belki daha iyi olabilirdi tabii de o okullara girmek için gerekli ders çalışma potansiyeline sahip değilim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.05.21)
(3)

Villa Kiralama, güvenilir siteler?

kırmızıayakkabılıgargamel
Merhaba,Çiftler için bu villa kiralamanın en güvenilir yapıldığı siteler hangileri? Bir de lokasyon olarak nereleri önerirsiniz? Dikkat etmemiz gereken neler var?
Merhaba,

Çiftler için bu villa kiralamanın en güvenilir yapıldığı siteler hangileri? Bir de lokasyon olarak nereleri önerirsiniz? Dikkat etmemiz gereken neler var?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(30.05.21)
Gizli kamera konusuna dikkat etmek gerekebilir. Sahibi kötü niyetli olabilir.
0
dissendium
(30.05.21)
kiralayanin gercek ev sahibi olmasina veya ev sahibinin kiralama yapabilmesi icin noterden vekalet verdigi biri olmasina dikkat edilmeli diye biliyorum. bir de firmalar var.

firmaysa fatura kesmeli.

ev sahibinin haberi olmadan evi gunluk kiraya veren emlakcilar veya kiracilar olabiliyor.

sozlesme yapmak onemli. evdeki tum esyalari sozlesmeye yazmak onemli. calisir vaziyette olduklari teslimde kontrol edilmeli. evin sigortasinin olup olmadigina bakilabilir.

asla elden odeme yapmayin.
0
la lykia
(30.05.21)
Biz kalkan da bir yıl tatilvillam dan bir yıl da villasepeti nden kiraladık, hiç sorun yaşamadık, birebir aynıydı anlatılanla.
0
somethinginthewayshemoves
(31.05.21)
(3)

Excel sorusu

dissendium
Excel'de aşağıda anlattığım şeyi yapmak mümkün mü?İki sütun var.A XA YŞeklinde düşünün.A için X ve Y gibi farklı değerler var.Üçüncü bir sütunda bu farklı değerlere sayı verilmesini istiyorum.A X 1A Y 2gibi.Hatta başka bir satırda A için Z değeri eklenirse Z için de 3 yazacak.
Excel'de aşağıda anlattığım şeyi yapmak mümkün mü?

İki sütun var.

A X

A Y

Şeklinde düşünün.

A için X ve Y gibi farklı değerler var.

Üçüncü bir sütunda bu farklı değerlere sayı verilmesini istiyorum.

A X 1

A Y 2

gibi.

Hatta başka bir satırda A için Z değeri eklenirse Z için de 3 yazacak.
0
dissendium
(30.05.21)
Böyle bir şey mümkün de, verinin boyutuna göre değişir cevap. Mümkünse dosyanın kendisi ya da örnek bir sayfa gönderebilirsen ona göre bir cevap vereyim.

İlk sütunda sadece A mı var?
İkinci sütunda 2 ya da 3 farklı değer mi var? Buna göre cevap değişir.
0
himmet dayi
(30.05.21)
IF ile yazilabilir.
=IF(A2="X",1,IF(A2="Y",2,3))

A2'deki deger X ise 1, Y ise 2, ikisi de degilse 3 koyarsiniz bu sekilde.
0
pike
(30.05.21)
@himmet dayi, dosya yok ama kelime listesi gibi düşünülebilir. Bir sayfada 1000 satır olabilir.

İlk sütunda sadece A yok. İkinci sütunda B de olabilir. İlk sütunda farklı değerler olacak. İkinci sütunda 3'ten daha fazla değer de olabilir.

En basit olarak şöyle açıklayayım.

Elma | Kırmızı Elma

Elma | Yeşil Elma

Armut | Boş hücre

Üzüm | Çekirdekli Üzüm

Üzüm | Çekirdeksiz Üzüm

Bu şekilde olacak.
0
🌸dissendium
(30.05.21)
(4)

izlenesi twitch kanalları

evimin paspasi
Evet bazı kanalların oyun oynama vs yayınları güzel ama bazıları da kaliteli içerik üretiyor. Bir iki tane buldum ama youtube algoritması ve özelliklerine alıştığımdan dolayı sizlere de sormak istedim, sizlerin tavsiyesi olacak twitch kanalları neler acaba?
Evet bazı kanalların oyun oynama vs yayınları güzel ama bazıları da kaliteli içerik üretiyor. Bir iki tane buldum ama youtube algoritması ve özelliklerine alıştığımdan dolayı sizlere de sormak istedim, sizlerin tavsiyesi olacak twitch kanalları neler acaba?
0
evimin paspasi
(29.05.21)
Bağımsız Oyuncu'yu takip ediyorum. Tavsiye ederim.
0
dissendium
(29.05.21)
Oyun üzerine değil ama ben Gökhan Öner’i takip ediyorum. gündelik hayatından şeylere yer veriyor yayınlarında. Amerika’da yaşamı görmek adına iyi oluyor. Youtube’da da uber üzerine baya videoları var ayrıca kendisinin.
0
deveyidiken
(29.05.21)
yok ben de oyun kısmını geçtim, bana bir şeyler katacak kanalları arıyorum. teşekkürler
0
🌸evimin paspasi
(29.05.21)
Becevit TW

genel gündem üzerine, siyasi, sosyal, ekonomik konular üzerine sohbet şeklinde bazen geyik bazen ciddi. CHP'den milletvekilleri falan konuk oluyor bazen gündem değerlendirmesi için. Yılbaşında Erkan Baş'tan İrfan Değirmenci'ye baya iyi bir konuk listesi yapmışlardı mesela Selin Sayek Bökeler falan. CHP siyaseti ile ilgiliyseniz takip edebilirsiniz
0
nundu
(29.05.21)
(8)

Kocaeli'den ev alsanız nereden/hangi evi alırdınız?

pazar gunu seni kilisede goremedim john
Kocaeli'den ev almayı düşünüyorum ama Kocaeli'ni bilmiyorum. Yani nerede nasıl insanlar yaşar, hangi muhit iyidir, hangi bölge temizdir vs. gibi. Önerebileceğiniz, buradan bak bakacaksan dediğiniz yerler nereler? Biraz ucu açık bi soru ama Kocaeli hakkında hiçbir şey bilmeyen birine önerileriniz ne
Kocaeli'den ev almayı düşünüyorum ama Kocaeli'ni bilmiyorum. Yani nerede nasıl insanlar yaşar, hangi muhit iyidir, hangi bölge temizdir vs. gibi. Önerebileceğiniz, buradan bak bakacaksan dediğiniz yerler nereler? Biraz ucu açık bi soru ama Kocaeli hakkında hiçbir şey bilmeyen birine önerileriniz ne olurdu bu konuda?

Şimdiden çok sağ olun.

(Örnek: Kartepe güzel bir muhit, oradaki X evleri de çok güzel. Fiyatları da uygun.) (Şu bölgede çok güzel müstakil evler var, içleri de yeni oradan bakabilirsin.)

Not: 500-600'ü çok geçmeyecek şekilde düşünebiliriz. Daha uygun olursa da ne ala tabii :) Ailem oturacak, ben İstanbuldayım.

-Bir önceki duyuruyu cevaplanabilir yapmamışım, o yüzden onu uçurup tekrar paylaştım.
0
pazar gunu seni kilisede goremedim john
(27.05.21)
İzmit Yahyakaptan olabilir ama o evler de yaş olarak büyük artık. Kocaeli büyük bir şehir. İstanbul'a yakın olsun derseniz Gebze'den de ev alınabilir. Kartepe'de güzel evler var ama merkeze uzak. Deniz görsün derseniz yine bir sürü seçenek çıkar. Beklentilere göre değişen bir şey.
0
dissendium
(27.05.21)
Yahyakaptan oturulacak en iyi semtlerden biri diye biliyorum ama fiyatlardan haberim yok.
0
anarsika
(27.05.21)
öncelikle bilmediğiniz evden bölgeyi öğreninceye kadar ev almayın. araştırın, görün. acele etmeyin. kartepe güzeldi bana göre ama merkezden uzak yukarıdaki arkadaşın dediği gibi. araç şart. bu arada oturmalık mı yatırımlık mı amaç? kartepe sarımeşe konaklarında yaşadım. sevmiştim orayı. 10 yıl içinde daha da gelişir o bölge bana göre. ancak izmit merkezden de alınabilir. potansiyeli olan bir nokta. insan trafiği çok. öğrencisi vs. bol.
0
pardus
(27.05.21)
yahyakaptan ve değirmendere kalmış aklımda. ikincisine hiç gitmedim ama kız arkadaşım yahyakaptan'da oturuyordu gayet nezih bir yer. yapı itibariyle beylikdüzü'nü andırıyor. yüksek binalar, geniş bahçeler/parklar ve geniş caddeler. kiraları maalesef bilmiyorum.
0
bohr atom modeli
(27.05.21)
Ailenin ihtiyaçlarına göre tercih etmek lazım. Şehir Kartepe tarafına doğru büyüyor oralar sürekli değer kazanıyor son altı, yedi senedir. İki üç katlı binalar var önünde bahçesi falan olan. İzmit merkezde olma şartı yoksa Kartepe, derince, yenikent güzel şehirleşme olan semtler. Yeni yapılan şehir hastanesine yakın yerlere de bakılabilir Yeşilova, gündoğdu gibi. Bahçecik de güzel yeşil bir bölge ama evler müstakil genelde ve daha pahalı.
0
nickimin hakkini veremedim
(27.05.21)
Yahyakaptan
0
sta
(27.05.21)
izmit merkeze yakın olmanız gerekmiyorsa, en yaşanılabilir yeri değirmendere. ufacık bir kasaba ama onlarca sosyal etkinlik yapılır her sene. yaşayan insanlar kocaelinin geneline göre çok daha kültürlüdür. ufacık yer ama yapacak çok şey var. kesinlikle burası derim. kocaeli genelinde ev fiyatlarını bilmiyorum ama buradaki ev fiyatları uygun..
0
entropik
(27.05.21)
başiskele yuvacıkta oturuyorum çok memmunum. burada oturulabilecek güzel siteler mevcut ve halihazırda yeni siteler de yapılmakta. havası temiz, izmite özel araçla 10 dakika.
0
i'm a dreamer
(27.05.21)
(7)

Nasanın istanbul fotoğrafı

vatanperver
Fotoğraf şu: https://www.instagram.com/p/CPWZcYLplvu/ Bu kadar ışıklı olması nasıl mümkün?a) Gerçekten de o kadar ışıklıb) Adamların kamerası ışığı çok gösteren cinstenc) Oynama yapılmış/photoshop
Fotoğraf şu: www.instagram.com

Bu kadar ışıklı olması nasıl mümkün?

a) Gerçekten de o kadar ışıklı
b) Adamların kamerası ışığı çok gösteren cinsten
c) Oynama yapılmış/photoshop
0
vatanperver
(27.05.21)
a
Fotoğraf tersten bu arada
0
Yavuşuhlu
(27.05.21)
15 milyon nüfuslu bir şehir neden ışıklı olmasın ki anlamadım.
0
king lizard
(27.05.21)
normal. sokak aydınlatma direkleri arası mesafe; 25 metre ve gerçekten aydınlatma ampülleri çok güçlü.
0
phonex
(27.05.21)
a) hiç uçakla gece İstanbul üstünde uçmadınız mı?
imgup.nl
0
zoghurt
(27.05.21)
nasa'nın oynama yapcağını sanmam çekip atıyor adamlar. ben de a diyorum. zaten istanbul'da bulunmuş biri bilir ki şehirde karanlık nokta yok gibidir çünkü park bile yok her yer sokak.
0
bohr atom modeli
(27.05.21)
Neden tek seçeneği seçiyoruz ki? A, b, c de olabilir aynı anda.

Işık kirliliği gerçekten yüksek. Gece şehri gören yüksek bir tepeye çıkıldığında bundan daha ışıklı fotoğraflar çekmek mümkün.

Kameraları iyi tabii ki. Astronot adamlar.

Düzenleme yapılmış olabilir.
0
dissendium
(27.05.21)
a, b, c

istanbul bu kadar isikli bi yer denildigi gibi yesil alan da olmadigi icin yerlesim olan her yer isikli
0
ala09
(27.05.21)
(5)

RTE Aksener'e niye gelin hanim diyor?

speedy
Son aciklamasinda demis: https://twitter.com/KacSatOldu/status/1397500645930934272Sanki evlilikte erkek tarafiymis gibi konusuyor. Gelin hanim ne alaka?
Son aciklamasinda demis: twitter.com
Sanki evlilikte erkek tarafiymis gibi konusuyor. Gelin hanim ne alaka?
0
speedy
(26.05.21)
Kocası Rİzeli imiş.
0
habarbey
(26.05.21)
ayrıca buram buram ataerk zihniyeti nedeniyle.

kadın ya anne, ya gelin.
bırak vekil, başkan olmayı falan düz kadın bile olamıyor
0
rewlack
(26.05.21)
Tüm İzmitliler Rizeli değil. Trabzonlu da değil. İzmitlilerin yüzde 90'ı Manavdır. Rizeliler, Trabzonlular göçmendir.

Soruya gelince. RTE Rizeli. Meral Hanım'ın eşi Rizeliyse doğal olarak Meral Hanım Rize'ye gelin gitmiş oluyor.
0
dissendium
(26.05.21)
Akşener "Ben Rize'nin geliniyim." dediği için olsa gerek. Aklı sıra dalga geçiyor.

www.hurriyet.com.tr
0
himmet dayi
(26.05.21)
dalga geçiyor beyefendi. alttan alta kadınsın sen mi rakip olacaksın bana gibi bir aşagılama seziyorum
0
skoylu
(26.05.21)
(10)

yoğurt markası tavsiyesi

nıkımneolsun
Selam arkadaslarumay marka manda yoğurdu deneyenler var mı?son zamanlarda aldığım bilinen markaların yoğurtlarının tadı berbat.yeni markalar denemek istiyorum. umay markasını buldum. ilk defa deneyeceğim ama fiyatı da tuzlu.parayı çöpe atmayalım.başka marka tavsiyelerinize de açığım.
Selam arkadaslar
umay marka manda yoğurdu deneyenler var mı?son zamanlarda aldığım bilinen markaların yoğurtlarının tadı berbat.yeni markalar denemek istiyorum. umay markasını buldum. ilk defa deneyeceğim ama fiyatı da tuzlu.parayı çöpe atmayalım.
başka marka tavsiyelerinize de açığım.
0
nıkımneolsun
(25.05.21)
İtimat yogurt cok guzel. Ama zincir magazalarda yok galiba

Ya mahalle marketlerinde ya da kendi satis magazalarinda bulabilirsiniz
0
exlibris
(25.05.21)
Tire süt kooperatifi, foça yoğurdu.
0
orient blue
(25.05.21)
Dost tava yoğurt güzel. Tava yoğurtlar genel olarak kase yoğurtlardan daha iyi. Süzme yoğurtlar da denenebilir.
0
dissendium
(25.05.21)
yöresel olmakla beraber bulabilirseniz; güney tarafında yörükoğlu, ege tarafında foça yoğurdu.
0
surprise
(25.05.21)
itimat yoğurt çok güzeldir. istanbuldaysan internetten sipariş verebilirsin.
0
sutlu nescafe
(25.05.21)
İtimat yoğurt
Fehmi Öney nefis yoğurdu benim favorilerim

Umay’ı hiç duymadım
0
mey17
(25.05.21)
Silivri arslan yoğurt
0
intern in the house
(25.05.21)
İtimat'ı ben de duymuştum fakat istanbulda nereden alınıyor bilmiyorum onu da söyleyin bari deneyelim.
0
ananiyimioguz
(25.05.21)
çobankaya
0
stewie
(26.05.21)
Umayin tadi fena degil ama uretim yeri biraz acayip gozukuyordu.
0
passive aggressive
(26.05.21)
(6)

İkinci öğretimin sınavları da akşam mi oluyor?

sckxyss
Hobi amaçlı bir bölüm okuyacağım. İkinci öğretimde dersler akşam ama sınavlar da akşam mi? İnternetten biraz baktım sabah sınav olduğunu da gördüm. Spesifik olarak İstanbul üniversitesi için soruyorum. Teşekkürler.
Hobi amaçlı bir bölüm okuyacağım. İkinci öğretimde dersler akşam ama sınavlar da akşam mi? İnternetten biraz baktım sabah sınav olduğunu da gördüm.
Spesifik olarak İstanbul üniversitesi için soruyorum. Teşekkürler.
0
sckxyss
(24.05.21)
Üniversiteden üniversiteye değişir. Ben ikinci öğretim okudum, sınavlar genelde sabah oluyordu. Hatta 15.00, 16.00 sonrasında sınav olmazdı.
0
dissendium
(24.05.21)
Sınavdan sınava değişir. Sabahın köründe de sınav olabilir.
0
dre mithatoğlu
(24.05.21)
İstanbul üniversitesinde iakşamdı sınavlar, iktisat fakültesi için konuşuyorum. Hem de ikinci öğretimin şu özelliği güzeldir gündüz sizindir dersler aksam 5’ten sonradır. Ve blok dersler olur 9’a kadar sürmeyedebilir bazen 10’a kadarda sürer tabi. Örgün öğretimlere çıkan sorulara göre de sınavdaki sorulacak soruları kestirebilirsiniz :)
0
esinikaybetmiscorap.
(24.05.21)
iu iö okudum hep aksamdi sinavlar
0
ala09
(24.05.21)
Sınavlar kural olarak ikinci öğretimin ders gördüğü zamanlarda yapılmak zorunda. Bu saatler dışında yapılırsa resmi olarak itiraz hakkı var.
0
tingen
(24.05.21)
Eğitim fakültesinde akşam ders saatlerinde iken bazı daha kalabalık fakültelerde örgünlerle aynı sabah yapıyorlardı. Garantisi yok
0
infernalcadre
(25.05.21)
(5)

Matematik geliştirmek

hlt1985
Üniversiteyi bitirmiş (sözel), işinde gücünde, çoluk çocuk sahibi biri olarak son zamanlarda matematiğe sardım. Matematiğim hiç fena değildi zamanında, çok körelmemişimdir ümid ederim. Uzun soluklu olacak şekilde matematikle ilgilenmek istiyorum. Denklemler çözeyim, matematik zeka oyunlarını yapayım
Üniversiteyi bitirmiş (sözel), işinde gücünde, çoluk çocuk sahibi biri olarak son zamanlarda matematiğe sardım. Matematiğim hiç fena değildi zamanında, çok körelmemişimdir ümid ederim. Uzun soluklu olacak şekilde matematikle ilgilenmek istiyorum. Denklemler çözeyim, matematik zeka oyunlarını yapayım, bu zamana kadar kullandığımız matematik denklemleri ve formüllerini anlayayım istiyorum. Yani bir denklem veya formül varsa onun dilini anlayayım istiyorum.

Tamam kabul belki en baştan başlamak gerekiyor ama kitapçıya vs gittiğimde hep üni hazırlık soru bankaları var.

Ben bu matematiğimi nasıl geliştirebilirim? Online kaynak tercih etmiyorum pek. Kitap veya yaklaşım önerisi olan veya şu yolu takip et aman şu konuyu kesinlikle atlama diyenleriniz varsa lütfen önerilerinize açığım. Daha en başta tıkandım.

Not: bu arada sözel derken tm idim. matematikte zamanında 45'te 41 netim vardı söylemesi ayıp:)

Not 2: Mesela Ali Nesin'in kitaplarını alsam işe yarar mı? Alacaksam baştan mı almalıyım vs?
0
hlt1985
(24.05.21)
Matematiğin alanını belirlemek gerekiyor önce. Matematik bölümünü bırakmış biriyim. Bence başlangıç analiz ve lineer cebir olabilir üniversite düzeyinde. Daha sonra soyut matematik öğrenilebilir. Ben olsam lise düzeyinden başlardım.

Bu arada Ali Nesin'in YouTube'da bir sürü videosu var. Mustafa Yağcı'nın da geometri videoları var. Tavsiye ederim. En azından alanı belirlemiş olursunuz. Türev, integral başlangıç için tavsiye etmem.
0
dissendium
(24.05.21)
Ali Nesin kitapları , Thomas Calculus falan çok ağır kitaplar olur sizin için. Öncelikle lise matematiğini halletmeniz lazım.

Çap yayınlarının fasiküllerini tavsiye ederim mesela. Her ne kadar online kaynak istememiş olsanız da Khan akademiyi takip edebilirsiniz.

Geometri için Üçgenlerde benzerlik ve alan konularını iyi öğrenin. Bu ikisi ile neredeyse tüm geometriyi halledebilirsiniz.

Matematik için ise denklemler, çarpanlara ayırma ve fonksiyonlar tüm konuların temelini oluşturur.

Ben matematik öğretmeniyim. Yardıma ihtiyacınız olduğunda çekinmeden yazabilirsiniz.
0
lancelot du lac
(24.05.21)
@lancelot du lac, lise matematiğini halletmiş görünüyor, 45te 41 yaptım falan diyor, küstahlıktan değil bilgi olarak söylüyorum yanlış anlamayın.
0
ckisc
(24.05.21)
Ali Nesin +1, matematik dünyası diye dergisi vardı özellikle, açıp roman gibi okunuyor, aşırı keyifli bi dergi.

Onun haricinde bence alan daraltmanız iyi olur, çünkü matematik çok geniş bir alan. Calculus anlamsız olur, mühendis değilseniz napcaksınız calculus öğrenip. Geometri basit, ama ilginç keyifli bi alan. Combinatorics de ben çok severim, epey eğlenceli bir alan. Mantık çok sıkıcı, sayı teorisi de güzel ama ilginizi çeker mi bilmem.

İsterseniz önce Nesin dergisinden random bölümler okuyun, hangi alan ilginizi çekiyor ona bakın, ondan sonra "şu alanı öğreneceğim" diye devam edersiniz.

Khan Academy videoları genelde sınava yönelik olduğu için ben sevmiyorum, ama anlatımı güzel.

Eğer combinatorics (aslında discrete) çalışmak isterseniz de ben şu kitaptan öğrenmiştim, güzel bi kitap (ders kitabı ama), tavsiye ederim:

www.amazon.com.tr
0
plutongezegendegilmi
(24.05.21)
(18)

Su sandalye hakkindaki duygu ve dusunceleriniz

buf-e kür
Panton Chair-VitraEve sokar misiniz? Begendiniz mi, taniyor muydunuz? Kült bir tasarimdir deyip, bagriniza basar miydiniz?Bizde atesli bir tartisma baslatti.Yorumlari bekliyorum.
Panton Chair-Vitra


Eve sokar misiniz? Begendiniz mi, taniyor muydunuz? Kült bir tasarimdir deyip, bagriniza basar miydiniz?

Bizde atesli bir tartisma baslatti.

Yorumlari bekliyorum.
0
buf-e kür
(23.05.21)
Valla ben evime sokmam. Beğenmedim.
0
j r r tolkien hayrani
(23.05.21)
Tasarım ğrünleri severim genelde, cam bir masa ile kendini çok güzel gösterir bence Ok
0
esinikaybetmiscorap.
(23.05.21)
Hele o ayaklar...
Sokmam. Beğenmedim.
0
Amaranta ursula
(23.05.21)
Anneme babama gösterdim evde infial yarattı, babamla biz arne jacobsen'ciyiz annemle kaynım bayıldılar. Ortam biraz yatışırsa çıktılarla gelicem..
0
Jux
(23.05.21)
@Jux, Arne´ye de pek saygi duyarim, ancak Egg chair bir Eames Lounge olabilir mi? Eames´e kalbimi ve servetimi birakabilirim. Siz yine de bir sorun.
0
🌸buf-e kür
(24.05.21)
Şahane tasarım. Fakat ortalama Türk ailesi evinde bu sandalye kelebek gibi durur.
0
kobuzchu kiz
(24.05.21)
oturmaya korkarım. beğenmedim.
0
trajikomix
(24.05.21)
Çok ağır duruyor. Şato gibi bir evim olması lazım bunun için. Hayalimdeki ev tarzı bu değil.
0
roket adam
(24.05.21)
Bir mühendis olarak çok güvensiz buldum. Artık çat diye kırılır mı, devrilir mi, hislerim kötü yönde. Eve sokmazdım o yüzden.
0
dissendium
(24.05.21)
@buf-e kür, eames'lerin mevzusunu açtım, yenidünya tasarımcılarının bu karşılaştırmaya hakaret olduğuna karar verildi. Konuyu uzatmadım çünkü hepsi wegner'in wishbone'u üzerinde oturuyor, kafama sallamalarını istemiyorum.
0
Jux
(24.05.21)
evim ilk fotoğraftakine benzese ya da ben tasarımdan iyi anlayan biri olsam ev içinde kullanmaya cesaret ederdim.
yine de bahçe, veranda, teras, geniş balkon vs'de güzel olabilir.
0
filteria
(24.05.21)
Kult tasarim bi tur yol gosterici artik. Pek cok kult tasarim uzerinden ilerlenerek cok daha sik (en azindan gunumuz zevkine uygun) urunler uretiliyor. Bu tasarim ozelinde bilgim yok ama wassily chairin ilk hali ile gunumuzde ondan esinlenerek uretilen modeller arasinda ucurum var. Ucurum derken orijinal wassily chaire berbat hayatta eve sokmam derken ondan ilham alarak tasarlanmis baska modellere dibiniz duser.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.05.21)
@dissendium,vitra´nin bu serisi 40 yili askin suredir kullaniliyor. 70lerden kalma pantonlar da hala kullaniliyor, cok saglamlar.


@Jux, cok haklilar. siz yine de hayirli bir evlat gibi arkalarina soyle kalin bir yastik koyun, wisebone rahatsiz bir sandalye.
0
🌸buf-e kür
(24.05.21)
@buf-e kür, rahat etmek istediklerinde Rohe'ye geçiyorlar, böyle de rahatına düşkünler napıcaksın...
0
Jux
(24.05.21)
daha önce gördüğümü sanıyorum ama tanımıyordum, alıcı gözle bakınca beğendim. gece elbisesiyle dans eden zarif bi kadını andırıyor hatları. bu bir sandalyede aranacak özellik olmayabilir ama gerektiğinde nazikçe yere yatırıp oğlum için araba atlama & yarış pisti köprü tünel vb olark kullanabilecek olmak beni cezbetti. bu tür imkanlar ayaklı sandalyelerde yok :)
0
engelbert humperdinck
(24.05.21)
Beğendim ama evimin büyük olması lazım almam için.
0
jazzabel
(24.05.21)
Benim evimde çok eğreti durur bu, çünkü eşyalarım genelde toplama, ikinci el, ailenin eskisi falan şeklinde. Dekorasyonla ilgilenen birinin evinde güzel durabilir diye düşünüyorum. Yalnız çok rahatsız duruyor o biraz sorun.
0
peki madem
(24.05.21)
tanıyorum, tasarım konusunda favorilerimden olmasa da, kült olduğu için saygı duyuyorum ama evimin tarzıyla aşırı uyumsuz.

bir de otururken kıpırdanan ve bazen sandalyenin önüne doğru kayabilen biri olarak bu tip tasarımlarda rahat edemeyebiliyorum.
0
blatta hiberna
(24.05.21)
(6)

Fotoğraf bastırmak

dissendium
Fotoğrafçıda fotoğraf bastırınca fotoğrafçı fotoğrafları siliyor mu yoksa fotoğraflar bilgisayarda kalıyor mu? Fotoğrafçının fotoğrafları silip silmediği nasıl bilinebilir?Bir süre sonra soruyu silebilirim. Bilgi veren olursa teşekkür ederim.
Fotoğrafçıda fotoğraf bastırınca fotoğrafçı fotoğrafları siliyor mu yoksa fotoğraflar bilgisayarda kalıyor mu? Fotoğrafçının fotoğrafları silip silmediği nasıl bilinebilir?

Bir süre sonra soruyu silebilirim. Bilgi veren olursa teşekkür ederim.
0
dissendium
(23.05.21)
Tutuluyor sanırım. Yıllar önce çektirdiğim vesikalıklarda beyaz çerçeve vardı, kenarında 5 haneli bir sayı olurdu. Yeni vesikalık için gidip bu sayıyı söyleyerek aynı vesikalıklardan almıştım birkaç kez.

Uzun zamandır biyometrik dışında fotoğraf çektirmedim, onda da beyaz çerçeveleri kesiyorlar sayı var mı yok mu belli olmuyor.
0
phoarbix
(23.05.21)
Kendi çektiğiniz ve harici bellekle götürdüğünüz fotoğrafları diyorsanız siliyorlar onu. Öyle bir arşiv tutmazlar. Ama silip silmediğinden emin olamazsınız tabii, gözünüzün önünde silip sonra kurtarabilir de dosyaları.
0
kobuzchu kiz
(23.05.21)
@phoarbix, vesikalık ya da biyometrik değil, kişisel fotoğraflar. USB ile ya da e-mail ile fotoğrafçıya bastırılacak fotoğrafları vermekten bahsediyorum.
0
🌸dissendium
(23.05.21)
Fotoğrafçının kendi çektiği fotoğrafların arşivleniyor olması pek muhtemel, fakat sizin baskı için götürdüklerinizin silinmesi insiyatif tamamen.

Yazlık bir fotoğrafçıda çalıştım. Dışarıdan gelen müşterilerin fotoğraflarını silip silmemek benim elimdeydi, ben sildim ama silmesem kimse noluyoruz demezdi.
0
hedep
(23.05.21)
Tamamen fotoğrafçının inisiyatifinde, genellikle tutuyorlar sonra sen de bastırmak istersen diye. O yüzden hassas fotoğrafların varsa canon'un ufak foto yazıcıları var onlardan kullanabilirsin. Canon Selphy CP1300 bendeki, gayet iyi.
0
roket adam
(23.05.21)
Gözünün önünde sadece usb’den açıp geri bile verse emin olamazsın. Print screen’e kısayol atayıp her fotoğrafta basa basa gidebilir. Tamamen fotoğrafçıya bağlı bir durum...
0
her giriste sifresini unutan adam
(23.05.21)
(7)

Bu araclardan hangisini alirdiniz?

KidLazer
Citroen c4 cactus 2016 veya 2017 dizel otomatikOpel mokka 2017 dizel otomatikPeugeot 2008 2017 dizel otomatikAgirlikli sehir ici kullanilacak ama benzindeki sessizligi sevmiyorum:)Gonlum c4ten yana yorumlar da iyi. Passatlardaki gibi eski kronik sanziman hatasi vs bildiginiz ve suraya dikkat et dedi
Citroen c4 cactus 2016 veya 2017 dizel otomatik
Opel mokka 2017 dizel otomatik
Peugeot 2008 2017 dizel otomatik

Agirlikli sehir ici kullanilacak ama benzindeki sessizligi sevmiyorum:)
Gonlum c4ten yana yorumlar da iyi. Passatlardaki gibi eski kronik sanziman hatasi vs bildiginiz ve suraya dikkat et dediginiz bir nokta varsa super olur
0
KidLazer
(23.05.21)
hiç düşünmeden pejo alırdım. tipi çok hoşuma gidiyor, acayip bir karizması var.

ama o parayı verir miydim? sanmam.
0
respect
(23.05.21)
Farkli model onerilerine de acigim bu arada:)
0
🌸KidLazer
(23.05.21)
Farklı model Nissan Qashqai olabilir. Bunların arasından ya Citroen ya Opel.
0
dissendium
(23.05.21)
Peugeot. Kayinpederim kullaniyor ve ben de kullandim ve memnun kaldim o süreçte.

Cactus yanlış hatırlamıyorsam ekrandan klima ayarlanıyor. Sirf bu sebepten eleniyor bende. Ayni şekilde yeni 2008de eleniyor sirf bu sebepten.
0
logisticsmanager
(23.05.21)
pejo eski kasa ve etg şanzımanlı sanırım, öyleyse direkt elenir o şanzımandan ötürü. citroen’de eat 6 var sanırım, alınabilir. opel’de de klasik tork konvertörlü şanzıman var diye hatırlıyorum, bu durumda citroen alırdım ben olsam. motor şanzıman dışında hepsi birbirine benzer araçlar, estetik kaygılar dışında satın alma kararını etkileyecek bir fark yok bana göre, hangisini beğendiyseniz onu alabilirsiniz.
0
orient blue
(23.05.21)
C4 kullanıcısı olarak 2008 diyorum.
0
orpheus
(23.05.21)
opel kronik sıkıntıları olan araçlar yapıyor, şanzımanları da sıkıntılı. c4 güzel ama 2. eli sıkıntılı. mantık olarak 2008 duruyor ama ben seçersem c4 seçerim.
0
mikahakkinen
(23.05.21)
(6)

işle ilgili soru - kafam karışık

MtKrt
Merhaba duyuru ahalisi,turizm meslek lisesi + ünide de turizm ve otel işletmeciliği bölümünü okudum. 2009dan beri bir apart otelde resepsiyonist olarak sezonluk (6 ay) çalışıyordum (ne parlak bir kariyer ama :/ ). pandemi nedeniyle geçen sene kapalıydı. çoğu otel çalışanlarının girişini yapıp kısa ç
Merhaba duyuru ahalisi,
turizm meslek lisesi + ünide de turizm ve otel işletmeciliği bölümünü okudum. 2009dan beri bir apart otelde resepsiyonist olarak sezonluk (6 ay) çalışıyordum (ne parlak bir kariyer ama :/ ).
pandemi nedeniyle geçen sene kapalıydı. çoğu otel çalışanlarının girişini yapıp kısa çalışma ödeneğinden yararlandırırken bize hiçbir yardım yapılmadı.

ağustos ayında iş buldum ve ilk defa tam zamanlı olarak çalışıyorum. site yönetim şirketinde danışman olarak çalışıyorum, yabancı kat maliklerinin oturduğu siteler ağırlıklı(özellikle danimarkalı). maaş olarak asgari ücret+agi. yazın 9.5 saat, kışın 8.5 saat. genel olarak masa başından mail ve telefon ile müşterilerin taleplerini karşılama, sorunları giderme ve site denetimleri yapıyoruz. emekli olana kadar gel çalış mantığı var, çoğu çalışan uzun süredir aynı şirkette ancak kariyer olarak ilerleme fırsatı yok.

eski çalıştığım otel bu sezon açılıyor. daha önce gelmeyeceğimi iletmiştim ama bu sefer önbüro müdür olarak çağırıyorlar. sabah 8-18, haftanın 2 günü 12 saat( eksik resepsiyonist çalışacağı için izin günlerinde ben devreye giriyorum)maaş olarak 3900tl, kışı da otelin altında açtıkları kafede kasiyer olarak asgari ücretle geçireceğim. işi öğrenip ilerleme fırsatım var ama turizm ne kadar sağlıklı, ne kadar istiyorum bilemiyorum. çarşamba günü görüşmüştüm, o günden beri sabahları 1 saat daha uyumak varken 6 - 6.30da soğuk soğuk terleyerek uyanıyorum. kafamda binlerce düşünce ve karmakarışık.

müdürü bugün arayıp, çalıştığım şirkette kalacağımı ilettim ancak kariyer olarak hiçbir şey katmayacağını, daha önceki emeklerimin de boşa gideceğini, mantıklı bir karar almam için 1 gün daha düşünmem gerektiğini söyleyip yarın akşama kadar zaman verdi.

işin içinden çıkamadım, düşünmekten çıldırıcam resmen.
ben de size yazıp düşüncelerinizi öğrenmek istedim ve mantıklı düşünme konusunda yardıma da ihtiyacım var.

siz ne dersiniz?
0
MtKrt
(22.05.21)
Kafa karıştıracak bir durum göremedim. Şimdiki işin artıları daha çok.
0
dissendium
(22.05.21)
Ben olsam otelde çalışırım.
Hem maaşı daha iyi, hem kariyer fırsatı var. Bunlardan başka tanışacağın daha çok insan olacak. Daha çok insan tanımak demek, hiç ummadığın zamanlarda hiç ummadığın kişilerin yardımcı olma ihtimali daha çok olması demektir. Yardımcı olmak dediğim maddi, manevi, kariyer, her şeyi olarak düşünebilirsin.
0
etna
(22.05.21)
2009'dan beri aynı işi yapıyormuşsunuz ve şimdi ilerleme şansı elde etmişsiniz. Bundan sonra hızlı ilerlerim diyorsanız otel işi derim. Ama bence şimdiki işiniz gayet makul bir hayat sunuyor.
0
oyokbuyoknevar
(22.05.21)
Şu anki işte maaş düşük ancak azıcık aşım kaygısız başım durumu var bence. Ben yazın müdür (!) kışın kasiyer olmak istemezdim. Ki bu otelde de10 yıl çalışmışsiniz hiiiiiç ilerleyemeden. Bence bu işin size hayrı olsaydı bu geçen on yılda olurdu. Ayrıca bence sizi gerçekten terfi ettirmek isteyen işveren kışın kasiyer olarak çalışmanızı istemezdi.

Şu anki işinde de ölene kadar çalışacak halin yok. Burada tecrübe kazandıktan sonra daha iyi bir firmaya geçiş yapabilirsiniz.
0
elorelia
(22.05.21)
@elo+1
Seni terfi ettirecek olsalardı geçen 12 yılda yaparlardı. Kaldı ki şimdi vaadettikleri yarı zamanlı kasiyerlik.
Ben olsam şimdiki işte çalışır o arada daha iyi bir iş bakardım.
0
The colors of my sea perfect color me
(22.05.21)
tüm cevaplar için teşekkür ederim, aklımdaki bulanıklığı gidermede çok yardımcı oldunuz.
sonuç ise; bugün net olarak konuşup turizme dönmeyeceğimi, çalıştığım şirkette devam ederek farklı bir yol çizmeye çalışacağımı söyledim.
0
🌸MtKrt
(23.05.21)
(14)

Askerlik veya Asteğmenlik

bigfella
Merhaba dostlar, şuan halihazirda İngilizce Öğretmenliği okuyorum, bizim bölümden mezun olmuş arkadaşım eğer asteğmen olursan dilden Ankara veya Çorlu'ya atanıyorsun gibi birşeyler söyledi. Normal 6 aylık askerlik yapmaktansa 1 yıl boyunca maaşlı asteğmen olmak mantıklı geliyor. 70-80 Bin TL birikti
Merhaba dostlar, şuan halihazirda İngilizce Öğretmenliği okuyorum, bizim bölümden mezun olmuş arkadaşım eğer asteğmen olursan dilden Ankara veya Çorlu'ya atanıyorsun gibi birşeyler söyledi.

Normal 6 aylık askerlik yapmaktansa 1 yıl boyunca maaşlı asteğmen olmak mantıklı geliyor. 70-80 Bin TL biriktirebilerim bu süreçte ve inanılmaz iyi olur böyle bişey olursa.

Bir yandan da KPSS atanması şusu busu var eğer askere gideceksem asteğmen olarak 1 yıl iptal olacak gibi.

Okulum bu yaz bitecek, asteğmen olma konusunda tecrübeli dostlar fikirleriniz nelerdir. Normal askerlikten zorlar mı?

Her türlü yanıta açığım
0
bigfella
(21.05.21)
Kısa dönem yaptım. Gördüğüm kadarıyla asteğmenliğin zor yönleri.

1. Sorumluluğun fazla olacak. Takım komutanı olursan 70, 80 kişiden sorumlu olacaksın. Takıma gerekli eğitimi vermen gerekecek.

2. Nöbetçi subay olunca bölüklerin içtima kontrolleri olur. Nöbetin süresince gerçekleşen olaylardan sorumlusun.

3. Sınıf eğitimi zorlu olabilir. Kısa dönem olursan spor bile yapmazsın belki ama sorunlu bir yere düşersen gerekenden fazla eğitim alabilirsin.

4. Bir yıl gerçekten uzun. Seninle aynı gün askerliğe başlayan bir kısa dönem eve gittiğinde senin daha 6 ayın olacak.

5. Şehir ve birlik büyük bir şans konusu.

Öğretmenlere çıkma şansı çok yüksek değil diye biliyorum bu arada.
0
dissendium
(21.05.21)
Asteğmenlik çıkmadı, 6 ay yaptım.

Artıları:

1) Maaş alıyorsun, giderlerin çok az.

2) Mesai bitiminde karargahtan çıkıp eve/lojmana gidiyorsun.

3) Er değilsin, normalde sümüğünü atmayacağın insanların dediklerini yapmak zorunda olma oranın ere nazaran çok daha düşük.

Eksileri:

1) 1 sene boyunca askersin.

Ben çıkmadığı için çok üzülmüştüm başta ama 2. Ayımdan itibaren şükrettim. Akşam olup evime de gitsem ertesi sabah gene o sıfatları görmek istemezdim.
0
materyalist imam
(21.05.21)
Cevaplar için teşekkürler

askerlik yapmış olan herkes yorum yapabilse yapabildiği kadar sevinirim.

Dilden dolayı NATO Karargahına atanma olabilirmiş arkadaşım öyle söylemişti onu belirtmeyi unutmuşum
0
🌸bigfella
(21.05.21)
hocam yazılanlar doğru ancak şöyle de bir şey var. hangi asteğmenlik? meslek kurası çekip er-erbaş görmeden askerliği tamamlayabilirsiniz. veya takım komutanı olup dağ bayır cirit atabilirsiniz.

ankara veya çorlu olayını bilmiyorum. avantajları ve dezavantajları yazılmış. bunlara ekstra bir şey eklenebileceğini zannetmiyorum. mesele sizin hayat tercihlerinizle alakalı bu saatten sonra.
0
jangbogo
(21.05.21)
Maddi durum kritik seviyedeyse asteğmenlik mantıklı, değilse gereksiz.
0
alfred
(21.05.21)
öğretmelikten asteğmenlik gelmesi çok çok düşük. eskiden bile mucizeydi, şimdi bu ekonomik ortamda büyük ikramiye çıkması gibi bir şey. askeriyede öncelik her zaman doktor ve mühendislerin.

ama ben yerinde olsam hiç bulaşmazdım, benim yakın arkadaşıma çıktı ama doğuda insan yüzü göremeden izinsiz askerlik yaptı 1 sene. iyi para aldı ama lanet etti her geçen güne. askeriye çok şans işi bir yer. ister er ol rahat yerde paşa gibi takılırsın, istersen yüzbaşı ol sıkıntılı yere denk gelirsin ömrünü yer.
0
ada meltemi
(21.05.21)
Kisa dönem Kıbrıs'ta askerdim, acemilik ankara mamak.

Bir kere her astegmenlik iyi degil. En azından konustuklarim ve gorduklerime göre.
Mamaktaki aksam 5te giderdi, her türlü olanak var. Haftasonu yok. Mutluydu.

Kibristaki; ufak sinir karakolunda harabe bir odada kalma, manyak bir yüzbaşının oyuncagi olma, hicbir olanagin olmamasi vs. Hic mutlu degildi.

Askerlikteki gibi sans isi. Misal kısa dönem arkadas gitti askeri markette yapti askerligi. Her haftasonu carsisi vardi. Biz sinir karakolu diye iki haftada bir giderdik, her şey rezillikti.
0
logisticsmanager
(21.05.21)
Maddi olarak dipteysen kesinlikle git
Eğer değilsen kesinlikle asteğmen olarak gitme
Ayrıca 1 yıl kayıp olacak ve asteğmenliğin sivilde işine yarayacak bir tarafıda olmayacak.
0
paramolacak
(21.05.21)
Hocam ben uni biter bitmez 21 yasinda aralikta askere gitmistim. Sene 2001. Gittim sinava girdim. Ankara topcu okulu cikti 4 ay acemi ogrenci oldum. Derslere girdim. 450 ogrenci icinden 100 uncu oldum. Kurada 3 tane olan asiri doguda bir yer cektim. Gittim orada 12 ay da orada izin filan kullnamadan yedek subaylik yaptim.

Simdi 40 yasindayim. Geriye baktigimda askerligimin her gunu o kadar guzel gecmis ki yildiz gibi parliyor zihnimde.

Hayatimin en keyifli zamanlari gecti. Siki dostluklar, turlu turlu zorluklar , 100 tane sana bagli asker ve sinirsiz bir arazi.

Yani bilmiyorum belki ben de asker olmak icin dogmus olanlardan olabilirim.

Kisa bir anektod yazarak sonlandirim.

Askere gittigim ilk gun yani bavulla polatliya gittim kapiyi caldim. Ilk gun elbise bot filan dagittilar , baglamayi filan analtiyorlar, inan olsun docentler, yonetmenler, ogretmenler, envai cesit adam zaril zaril aglayanlar mi dersin , ayilip bayilan mi dersin neler gordum saka gibiydi. Peki ben naptim bak ilk gece havluyu aldim gardas duslar nerde ya cok terledim bi suya girim diye hamammi ariyordum. Millet wc yeri soramiyordu.

Bir ay agri daginda cadirda yattim. Biraksalar bir ay daha kalirdim.

Neyse cok uzattim. Sin bir sey soyleyeyim.

Askerlik nereye nasil gittigin ile ilgili degil , komutaninin nasil biri oldugu ile ilgili cok iyi de gecebilir, sıkıcı da gecebilir.

Ben askerligim bittikten 1 hafta sonra donmustum.

Askerlik sonu cikisi bayrama denk geliyordu. Cikis islemlerini yapan bi tabur assubayi vardi. Astegmenleri inletiyor bayramdan once cikmak isteyenleri soyle boyle derken , bana dedi , dedim ben bayramda burda kalacam sivil olarak , bayraman sonra gidecem diye ,sasirmisti hic unutmam o surati.
0
Filinta61
(21.05.21)
Filinta dostum güzel zamanlar geçirmişsin gerçekten senin adına sevindim, yıllar çabuk geçiyor böyle anıların olması çok güzel birşey.

şuan durum farklı terörle mücadelede profesyonel birlikler kullanılıyor.
0
🌸bigfella
(21.05.21)
Şu dönemde astek olmak biraz zor. Makine, inşaat vb mühendislik değilse daha da düşük ihtimal. Ayrıca 70-80K biriktirmek imkansız. Zaten yaklaşık 10-11 ay maaş alıyorsun(piyadeysen daha da az sanırım). Arkadaşım şimdi son aylarında ve teğmen olunca maaşı bir tık artmış. Yine de 6K civarı bir maaş alıyor. Yani eline toplamda 80K geçmeyecek nasıl 80K biriktireceksin. Bide askerlik para harcanmayan bir yer değil. Ben sivilde harcadığımdan fazla harcıyordum. Ayrıca ev tutmak da gerekebilir. Özetle, başvurun ama umutlanmayın.
0
the coon
(21.05.21)
Öğretmenlerin asteğmen olması düşük ihtimal. Daha çok mühendis gibi işlerine yarayacak adamları alıyorlar.

Zor/kolay meselesine gelince, hep söylerim, askerliğin zor ya da kolay olması gittiğin birliğe, başındaki komutana göre değişir. Başındaki komutan kötüdür, ankarayı sana cehennem yapar, ama başındaki komutan iyidir şırnak'ı sana cennet yapar.

Bence şansını dene, 6 ay fazladan kalsan bir şey kaybetmezsin, ama 80 bin lira kazanırsın. 6 ayda kim kime 80 bin verir?
0
el conquerador
(22.05.21)
2018 de mühendis olduğum halde asteğmen olmak istemedim. er olarak 6 ay askerlik yaptım. Asteğmenlik tercih eden sınıf arkadaşlarım buna hak kazandılar.

Özellikle sektördeki işsizlik durumları ve er olunca keko uzman çavuşlarla/erlerle muhattap olmamak için keşke asteğmen olsaydım dedim. Birde 2. Terör bölgesinde, ilçe merkezi bir yerde 4 duvar içinde o süre boyunca çarşı izni vermediler. Verdikleri nizamiye işi nedeniyle 7 gün, her gün 12 saat mesai yaptık. Yedek üniformam olmadığı için yıkanırken ıslak giydiğim oldu. Mesai bitince asteğmenlerin o kapıdan çıkıp gitmesi içime dert olmuştu. Bir de aylık 500 lira gibi komik bir para almak. Benim bildiğim 5.5k alıyordu asteğmenler.

Acemi birliğinde asteğmenlere teori derslerleri de veriyorlar ve sınava sokuyorlar. İhtiyaç bildiren askeriyeler kontenjan da belirtiyorlar. O an nereler ihtiyaç bildirmişse sınavdaki %10 luk dilimdeyseniz tercih yapıyorsunuz ve oraya gidiyorsunuz. Değilseniz kura ile belirleniyor. Şansınıza yani.

Ama bildiğim kadarıyla öğretmenlere asteğmenlik zor çıkıyor.

Materyalist imam+1
The coon+1
0
filipis
(22.05.21)
Tamamen şans işi. 70-80k biriktirmek hayal, aklının bir köşesinde kalsın. Kuvvete göre öğretmen olarak gideceğin yerler değişir. Ama hangi kuvvet olursa olsun meslek kurası en iyisi. Takım komutanı olursan kuzey güney gibi ya çok seversin ya çok nefret edebilirsin.

Çalışacağını insanlar çok önemli. Asteğmen olmak bu dönemde zor meslek kurası daha da zor. Evli değilsen lojman yok. Mesai sonrası evine gidersin. Ere göre daha sosyal bir hayatın olur. Emir alacağın insan sayisi hem az hem alacağın emirler daha nitelikli olur
Pandemi sırası izin yok. Sorumlulukların olur. Birliğine göre ayda min 4-5 nöbetin olur. 24 saat ayakta olursun. Nöbetçi subay olursan yine birliğine göre sorumluluğun çok olabilir. Nöbetçi amiri varsa daha kolay. Bence süre fazla değil ha 6 ay ha 12 ay. Oraya çok takılma. Ben yaptığım zamanda bazen er olsaydım bazen de iyi ki olmamisim dediğim çok oldu. Hangisi ağır basar dersen atgm daha iyidir. Askerlerin olur. İnsan yönetmeyi, kriz ve stres yönetimini öğrenirsin. Er vs atgm ayrımı her yapana göre farklıdır. Kesin bir sonucu yoktur. Başından sonuna şanstır. Atgm olursan yaz bu sefer ona göre tavsiyeler vereyim.
0
mekaniker
(22.05.21)
(7)

Özel sektörde tutunmak ve memuriyet

psmstc
Kıymetli dostlar 3,5 yıldır özel sektörde öğretmenlik görevi yapan bir kardeşinizim. İş hayatında özellikle özel sektörde tutunmak için gereken sosyal ve duygusal beceriler konusunda zayıftım. Yönetim, öğretmenler baktığında merhaba merhaba dışında “açılmamış bir kutu”ydum. Bu konular hakkında kısa
Kıymetli dostlar 3,5 yıldır özel sektörde öğretmenlik görevi yapan bir kardeşinizim. İş hayatında özellikle özel sektörde tutunmak için gereken sosyal ve duygusal beceriler konusunda zayıftım. Yönetim, öğretmenler baktığında merhaba merhaba dışında “açılmamış bir kutu”ydum. Bu konular hakkında kısa süre psikolojik destek aldım. Fakat bu destek iş hayatı için daha girişken, sosyal, sorumluluklarına sahip, işini elinde tutan birine çevirmedi. Belki içe dönük dışa dönük olmak çok önemli değildi. Fakat özel sektörde kısmen içe dönük, pasif durmam elbette lehime olmuyordu.

İki yıl evvel pırlanta gibi bir kadınla evlendim. Eşimin kamuya atanması ile bir taşra şehrine geldik. Ben de özelde iş buldum. 8 aydır çalışıyorum. Bu ara dönemde bir depresyon geçirdim. Var olan işimde iki üç kere olumsuz geri bildirimler aldım. İçeriği dışa dönük, sosyal, öğrencileri sürükleyen bir tavırda olmam gerektiği ile ilgiliydi. Muhtemelen gelecek yıl benimle çalışmayacaklardı.

Bu sırada kpss puanıyla başvurular yaptım. Düz memurluk için mülakat aşamasına girdim. Fakat eşim memurluğa öğretmenliğe göre düşük düzey ve kendi işim olmadığından sıcak bakmıyordu. Ek olarak oturduğumuz yere 70 km mesafede, haftasonu da gitmem gerekebilecek bir kadroydu.
Bir taraftan aynı şehirde özelde çalışabileceğim bir öğretmenlik yeri daha vardı. Buraya başvurdum. Olur verdiler fakat yöneticisi şuan çalıştığım yer hakkında epey karalama ifadeler kullanmıştı. Güven vermediği için şimdiki yerde kaldım.

Yaşımın ilerlemesi, her yıl mezun artışı dolayısıyla kpss’den bir daha aynı puanları zor alırım diye düşünüyordum. Şuan kesin olmasa da tercih imkanı olan bir durumdayım.

Size danışmak istediğim konu şu ki, özel sektörde çabalasa da aynı yerde uzun yıllar kalamayan bir kardeşinizim. Eşim ve ailemde bu konuda eminim ileride daha fazla üzülecektir.
Öncelikle eşime yük olan, keyfi sebeple çalışmayıp evde asalaklık yapan bir eş olmayı asla istemem. Fakat memuriyeti değerlendirmezsem işsiz bir dönem beni bekliyor gibi. Dolayısıyla eşim istemese de kazanma halinde tercih etmeyi istiyorum. Sizin tavsiyeniz nasıl olurdu? Şimdiden teşekkür ediyorum.
0
psmstc
(21.05.21)
Tercih edin tabii ki. Eşiniz de olsa başkasının düşüncesiyle hareket etmek yerine kendi düşüncenizle hareket etmeniz daha iyi sizin için.

Siz eşiniz için başka şehre gitmişsiniz. Onun işine saygı duymuşsunuz. O da sizin işinize saygı duysun.
0
dissendium
(21.05.21)
bu anlattıklarınıza bakarak tercih edilebilir duruyor.
0
elorelia
(21.05.21)
memur olun.
0
velvetmorning
(21.05.21)
Özelde çalışan bir öğretmen ve yazdıklarınızla yakınlık kurmuş biri olarak memuriyeti seçin derim.
Özelde öğretmenliğin şartları belli, maaşı belli.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(21.05.21)
Özel sektörde öğretmenlik amelelikle aynı seviyede çoğu şehir ve okulda. Vasıfsız, lise mezunu bile olmayan adamlarla aynı maaşı veriyorlar hatta. Hatta şöyle okulu temizleyen görevli ile öğretmen aynı maaşı alıyor çoğu yerde.

Memur ol. Fırsatı kaçırma.
0
westblack
(21.05.21)
Memuriyet fırsatı her zaman gelmez bence de değerlendirin.
0
bitse de gitsek
(21.05.21)
Bahsettiğiniz şartlarda en doğru tercih memuriyet gibi duruyor. Sizi bilmiyorum ama özelde öğretmen olarak çalışan kuzenimin nerdeyse tüm cumartesileri bazen pazarları zaten okulda geçiyordu. Yeni başlayan bir memur da en kötü 4 bin TL civarı alır. Sizin özeldeki şartlarınız memuriyetten daha iyiyse tereddüt etmeniz bir yerde normal ama biliyorusunuz özelde iş güvencesi yok. Anladığım kadarıyla en çok kafanıza takılan nokta da bu. eğer (memuriyetin hiç gündemde olmadığını var sayalım) size yakın mesafede iş bulamadığınız takdirde özel de olsa uzak da olsa mutlaka çalışmanızı gerektirecek şartlar varsa (ki bu illa maddi sıkıntı demek değil misal evde oturmak sosyal olarak zor gelecekse) 70 km'yi de kafaya takmayın.
0
nihayet
(22.05.21)
(8)

fetö vs akp savaşında muhalifin rolü

roket adam
fetönün tc'nin başına gelen en büyük felaketlerden biri olduğunu düşünüyorum. bence pkk'dan bile daha tehlikeli bir grup. akp'nin, onlara sağladığı imkanlarla fetönün uzun vadeli planını çok hızlandırdığını ve olası bir darbeyi çok öne çektiğini, böylece sürecin bu örgütü başarısız olmaya mecbur bır
fetönün tc'nin başına gelen en büyük felaketlerden biri olduğunu düşünüyorum. bence pkk'dan bile daha tehlikeli bir grup. akp'nin, onlara sağladığı imkanlarla fetönün uzun vadeli planını çok hızlandırdığını ve olası bir darbeyi çok öne çektiğini, böylece sürecin bu örgütü başarısız olmaya mecbur bıraktığını düşünüyorum. bu şartlar altında bana kalırsa muhalefette chp tarafında olan biri olarak fetö'nün f'si ile alakalı şüphesi bile olan kimseyi adam yerine koymamam lazım. ama genel olarak cevheri güven gibi ne idüğü belirsiz arkadaşları, sırf akp'ye karşı bir şeyler söyledi / uydurdu diye meşhur ettiğimizi görüyorum sözlükte.

bu fikrime katılıyor musunuz? sizce bir kişi, fetöcü olup akpye karşı olduğunda onunla saf tutulması doğru mu (düşmanımın düşmanı dostumdur şeklinde)? yoksa bu arkadaşları direkt aforoz mu etmeli? eğer maruz görelim insanlar hata yapabilir derseniz, bu arkadaşların, gerçekten geçmişi bırakıp, evet abi biz hata etmişiz artık atatürkçü olacağız diyeceğini düşünüyor musunuz? deseler de, geçmişteki kuyruk acılarını bırakıp sizce gerçekten samimiyetle bu yola gelecekler mi?

ben samimiyetle ıslah olacaklarına inanmıyorum bu arkadaşların, o yüzden sabit somut kanıtı olan kişilerin (siyasiler de dahil gerekirse) vatandaşlıktan çıkarılıp bu coğrafyadan uzaklaştırılması gerektiğini düşünüyorum. düşüncem çok radikal geliyor, o yüzden bir de sizlerin fikrini alayım dedim.
0
roket adam
(18.05.21)
Fetocu, akpli, mhpli. Benim icin ayni torbadalar. Hiçbirine saygim ve sevgim yok. Onceden de yoktu, olmayacak da. AKP'ye ilk yillardan sonra oy verip kötü duruma düşen herkese de gülüp geçiyorum. Batan batsın, ölen olsun, hapse atilan atilsin diyorum zerre umrumda değil. Iclerinde bizi zerre düşünecek insanlar oldugunu dusunmedigim icin hayatlarinin ne halde olduğu da ilgilendirmiyor.

Bugün fetocu denilen kisiler onceden akpliydi zaten. Ayni havayi soludular.
0
logisticsmanager
(18.05.21)
AKP'ye karşı olan herkesin yanında olmak mantıklı değil. Zaten bu yüzden CHP'nin imajı bazen zarar görüyor. FETÖ'cüler her yerden temizlenmeli. Geçmişi bırakmaları söz konusu değil. Bu ülkenin sonradan Atatürkçü olmuş FETÖ'cülere ihtiyacı yok. TBMM'yi bombalayan teröristlerden Atatürkçü olmaları beklenemez. Yıllarca örgüt için faaliyet göstermek hata değildir, tercihtir.
0
dissendium
(18.05.21)
FETÖ kadroları muhalifler tarafından tanınan kadrolar değil. Bu kadroları en iyi, "beraber yürüdük biz bu yollarda" diyen kişiler tanıyor. O yüzden Akepenin temizlik harekatı her ne kadar "bazı kişiler FETÖcüdür, bazıları daha çok FETÖcüdür" şeklinde olsa da kimin ne olduğunu kendileri daha iyi bilir.

FETÖ, 15 Temmuzdan önce de terör örgütüydü, bugün de terör örgütü, yarın da öyle olacak. Kendisiyle beraber yürüyenler de farklı değil.

Memlekete yapılanlar ortada. GEMİDE filminin meşhur repliğiyle özetleyeyim. "Bütün bu bokları yedikten sonra, halkın karşısına geçip, kusura bakmayın abi yanlışlıkla oldu" diyemezsin
0
elestirman
(18.05.21)
Feto dedigimiz olusum CIA.Acikca CIA'nin kurdugu, liderini kendi evinde besledigi bir olusum.Turkiyenin basina cok corap orduler.Dusmanimin dusmani dostumdur dusturu burada gecmemeli. Hamlelerini dogru oynasalardi yada sanslari biraz yaver gitseydi ic savas cikacakti.
0
turkuaz
(18.05.21)
Benim için aralarında en ufak bir fark yok. Hiçbirini muhalif olarak görmüyorum. Güç ellerindeyken her şeyi göstere göstere yaptılar. En alttan en üste hepsi yargılanmalı.

Bunlara ve diğer AKP artıklarına kredi verenleri de yavaş yavaş takip etmeyi bırakıyorum. Mesela Ahmet Nesin bunlarla program yapıp durduğu için takip etmeyi bıraktım.

Ayrıca ağzından Atatürk'ü düşürmeyenlerin hatırı sayılır bir kısmı devlet mevlet bahanesiyle bu rejime ya açıktan ya da örtülü olarak destek veriyor. Belki de artık olaya Atatürkçüler-Atatürkçü olmayanlar ikiliğinden daha geniş bir perspektiften bakmanın zamanı gelmiştir.
0
bruce mclaren
(18.05.21)
Parmağa mı bakacaz, gösterdiği yere mi?

Söylediğin o kadar absürt ki, herif öyle veya böyle kaydı yapmış. Paralar nasıl sıfırlanıyor ortaya döktüler. Hoop fetöymüş mü diyeceğiz.

O zaman iktidarın fetö ile ilişkili olduğunu iddia ettiği herkesin argümanı iptal mi?

Kılışdar'a da fetöcü dediler?

Meral Akşener'e de dediler?
0
baal
(18.05.21)
olay fetöden çok, siyasal islam. bu yapılanmalar 1980 öncesinden başlar. şu anki durumunun bilemem ama sol cenah cumhuriyet gazetesi vb. yayınlar 90ların başından beri fetönün devlet için tehlike olduğunu her yerde haykırırdı. bunların böyle güçleneceğini herkes biliyordu. sırf akepe muhalifi diye fetöyü destekleyecek bir muhalif yok. bu hükümet tamamen yansıtma yapıyor. o fetöcü bu fetöcü diyen bence en tehlikelisidir.

@baal +1 gerçekten kafası çalışan okuyan muhalif biri fetöcü,siyasal islamcı kesime hiç bir zaman bunlar hata etmiş demez. bunlar aynı geminin farklı yolcuları.
0
mikahakkinen
(18.05.21)
Olaya saf tutma olarak değil içeriden birinin bilgi vermesi olarak bakmak mantıklı olan. baal +1
0
arnold schwarzeneger
(18.05.21)
(4)

Hangi polikliniğe gitmem gerek

Mossy
Ciğerlerim düşecek gibi öksürüyorum ve boğazım acıyor :(
Ciğerlerim düşecek gibi öksürüyorum ve boğazım acıyor :(
0
Mossy
(18.05.21)
Öncelik aile hekimi. Hastane için Kulak Burun Boğaz uygun olabilir.
0
dissendium
(18.05.21)
bu aralar salgın varmış valla, aile hekimi yonlendirir.

saka bir yana, tabii ki covid testine gideceksin.

edit: postlarina baktim, covidmissin zaten. hastaneye yattin mi hic? cigerlerin kotu durumda demek ki, oksijen saturasyonunu olcuyor musun? cok oksuruyorsan covid klinigine gitmen gorulmen gerekir herhalde.
0
robokot
(18.05.21)
Robokot ben covid değilim ev arkadaşım covid oldu. Izole falan da olmadı öyle çok fazla ama ben bu süreçte (onun hastalığı geçtikten sonra da) 3 kez covid testi oldum ve hepsinde negatif sonuç aldım. Yani sanmıyorum bir şey olduğunu.

Son zamanlarda çok fazla üşüttüm dün de soğuk bir şeyler içtim, sigara falan derken iyice kötüleşti.

Aile hekimim burada değil başka bir şehirdeyim. Kulak burun boğaz mı uygun olur bilemedim çünkü boğazımdan ziyade ciģerleim kötü.
0
🌸Mossy
(18.05.21)
Yalanci negatiflik diye bir sey var. Ciger filmi ile pozitif olup olmadiginiz anlasilir. Covid suphesi ile gogus hastaliklarina gidin.
0
65 derece
(18.05.21)
(5)

Timur'un Ankara Savasi

speedy
Sagda solda surekli muhabbeti geciyor. Niye bu kadar onemli bu savas?edir: sagda solda derken tarih muhabbetlerinde falan
Sagda solda surekli muhabbeti geciyor. Niye bu kadar onemli bu savas?

edir: sagda solda derken tarih muhabbetlerinde falan
0
speedy
(17.05.21)
esenboga havalimani adini aldigi icin olabilir mi. baska turlu sagda solda neden geciyor bilmiyorum denk de gelmedim.
0
turbo sadık
(17.05.21)
Neden önemli? Çünkü Osmanlı'nın ilerlemesi duraklamaya uğruyor. Bazı beylikler tekrar kuruluyor. Bu savaşta filler kullanılmış Timur'un ordusunda. En önemli hatalardan biri de Bayezid'in Timur'a beklemediği bir anda saldırma şansı varken saldırmamış olması.

Ankara Savaşı Osmanlı için ciddi bir yenilgi. Hatta Ankara Savaşı sonrasında Fetret Devri başlar. Bu devri bitiren kişi I. Mehmet. Bu nedenle I. Mehmet'e devletin ikinci kurucusu deniyor. I. Mehmet bunu başarmasaydı Osmanlı Devleti olmayabilirdi.
0
dissendium
(17.05.21)
osmanlıya büyük darbe vuruluyor, gelişimi duraksıyor. hem de yıldırım beyazıt gibi güçlü ve büyük bir padişah inanılmaz bir yenilgi alıyor.
0
candide
(17.05.21)
Duraklama ve fetret başlıyor.
Bizansın da yıkılması gecikiyor.

Aslında başlıca bir kitap konusu olabilecek (belki de vardır) bir savaş. Savaş öncesinde Timur ve beyazid arasındaki ağır sözlerle dolu mektuplaşmalar,
Timurun Ankara'ya gelmeden önce bazı yerlerdeki halkı canlı olarak toprağa gömmesi.
Savaşta fillerin kullanılması.
Osmanlı ordusundan bir grup askerin Timurun safına geçmesi vs.
bazı kaynaklarda geçen olaylardır.
0
Erva
(17.05.21)
Osmanlı devletinin en büyük travmalarından biridir Ankara Savaşı. Çok da ibretlik bir hadisedir. Timur Atatürk'ün bile en çok örnek aldığını söylediği komutanlardan biridir. Bu çapta bir adamın yaşatacağı travma epey büyük.

Politik olarak iki Türk devletinin (hadi timur'un soyu üzerine çok tartışma yapılır turanik devlet diyelim) iktidar ve kimin nüfuzu daha büyük mücadelesidir bir yerde. Ön asya, kafkasya ve balkanlarda kim daha etkin olacak çatışması. Bugün ABD ve Rusya da aynı bölgede etki alanını artırmaya çalışıyor.

Olayın fitilini aslında biraz da Beyazıt'ın egosu tetikliyor. Timur olabildiğince diplomatik bir dille taleplerini iletiyor. Hatta Beyazıt'ın başarılarını övüyor, gel ittifak halinde hareket edelim derken Beyazıt Timur'un topallığından giriyor, karısından çıkıyor.

Timur son mektuba kadar diplomatik bir dil kullanırken Beyazıt biraz sert konuşuyor. Timur da diplomasinin tükendiğini söyleyip Sivas'ı kuşatacağını söyleyince Yıldırım Beyazıt muhteşem bir çarkla "ya biz aslında anlaşacaktık sizle ama yolda mektupları değiştirmişler"e bağlıyor. Hatta ilk mektubuna "ihtiyar köpek" diye başlarken son mektubunda "Timur Hazretleri" diyor.

Gelelim savaşa. Timur Sivas'ta çok büyük bir yıkım gerçekleştiriyor. Bu Anadolu'da büyük bir korkuya sebep oluyor. Osmanlı Ordusu Timur'u Ankara'da karşılıyor. Osmanlı ordusu'nda türk beyliklerinin askerleri, tatarlar, bir sırp prensinin komutasındaki sırp askerleri yer alıyor. (Timur mektuplarında bu sırp askerleri yüzünden beyazıt'la dalga geçmiştir, bu nasıl türk ordusu diye)

Savaş'ın kırılma noktası Türk beyliklerinin yıldırımı savaş meydanında satması. Çünkü yıldırım sırplardan topladığı ordularla yıllardır Anadolu beylikleriyle savaşıyor. Türkmenler de Yıldırımın yaptıklarını unutmuyor. Timur'dan bir tokat yesin istiyor osmanlılar. Enteresandır, türk orduları savaş meydanından çekilirken, sırplar son dakikaya kadar can siperane savaşıyorlar. Hatta Timur bile takdir ediyor sırp komutanları.

Gelelim savaşın önemine:
Timur savaşın sonunda "böl parçala" taktiği uyguluyor. Osmanlı şehzadelerinin her birine bir bölge veriyor. Bu da kaos demek.

İkincisi beyazıt esir düşüyor. Rivayete göre kafese kapatıp yanında gezdiriyor sürekli. Hatta karısına da gözünün önünde hoş olmayan şeyler yapıyor.
Derler ki Ankara savaşı'na kadar osmanlılar savaşa aileleriyle giderlerdi, bu savaştan sonra ailelerini evde bırakmaya başlıyorlar.

Üçüncüsü, osmanoğlu ailesi, diğer türk ailelerinin de anadoluda hakimiyet hakkı olmasından ve kendilerini her daim osmanlılarla rekabete sokmasından bu savaştan sonra çok rahatsız oluyor. Türklerin osmanlı yönetimindeki etkisi bu savaştan sonra kırılıyor biraz. Savaşın en önemli sonuçlarından biri de budur.
0
anten
(17.05.21)
(22)

hangi ab ülkesinde yaşamak isterdiniz?

matilda
aslında bunu kendim için soruyorum da, yani bulgar vatandaşlığı alma durumum var, şimdi değil tabii ki ama 3-5 seneye belki bi ab ülkesinde yaşayabilirim. sizce hangi ülkeyi seçmek gerekir. amacım bolluk bereket içinde yaşamak değil olsa güzel olur ama refah ve huzurlu yaşamak istiyorum. siz hangi a
aslında bunu kendim için soruyorum da, yani bulgar vatandaşlığı alma durumum var, şimdi değil tabii ki ama 3-5 seneye belki bi ab ülkesinde yaşayabilirim.
sizce hangi ülkeyi seçmek gerekir. amacım bolluk bereket içinde yaşamak değil olsa güzel olur ama refah ve huzurlu yaşamak istiyorum.
siz hangi ab ülkesini niye tercih ederdiniz?
0
matilda
(17.05.21)
hollanda.
huzurlu ülke. doğası var. insanı ingilizce biliyor. ırkçılık yok.
0
brakgn
(17.05.21)
Almanya mantikli zira ekonomisi guclu oldugu icin is bulmak daha kolay ve is piyasasi yabanci calisan istihdam etmeye bircok ulkeye gore daha yatkin.
0
hot potato
(17.05.21)
atış serbestse italya. yaşarken gerçek avrupa'da kendimi rahat hissedeceğimi sanmıyorum; buraya yazılacak tüm önemli başkentleri büyük kentleri görmüşümdür denebilir, kendimi en rahat hissettiğim ülkeler italya ve ispanya. öyle medeniyet başkenti ekonomik uçup kaçma beklentilerim yok, zaten güncel türkiye'den her türlü iyi olacağı için bu koşullar, düşünmeme de gerek yok. roma, floransa, milano, madrid ve barcelona'da gül gibi yaşardım.
0
Jux
(17.05.21)
Ben de aynı durumdayım, vatandaşlık başvurusu yaptım bekliyorum. İşler bittiğinde, seneye filan ver elini İtalya :)

Kuzey ülkelerinde (Alp dağlarının kuzeyinde yani) yaşamadım da işte turist gibi gidip gezdim bi kısmını, çok soğuk ve kapalı bir havası var. Genelde hep kışın gittim belki ondan iyice bastı beni ama oralarda yaşanmaz ya.
0
plutongezegendegilmi
(17.05.21)
hollanda'da turistik sehirlerin disina cikarsaniz babalar gibi irkcilik gorursunuz. ancak ben yine de hollanda'da yasamak isterdim.

ingilizce ile isleri yurutme orani cok yuksek, yeri guzel.
amsterdam harikulade bir sehir. ulke kucuk oldugu icin her yer birbirine yakin.
insani gelismislik seviyesi yuksek.
0
antikadimag
(17.05.21)
ingiltere, ab’den cikti tabi artik gecerli degil ama gecerliyken tercihimi ingiltere’den yana yapmıştım.

hollanda’ya da bir tık yakın olsam da ab ülkesi olduğundan zaten ne zaman istersem gidip yaşarım düşüncesiyle en azından birleşik krallık vatandaşlığı da alayım dedim, pişman değilim.

tek sebep bu değil tabii ki, kültür ve dil de büyük etmen + avrupa’da sanırım biraz paris hariç londra gibi bir metropol yok. londra parisi de tokatlar tabi orası ayrı.
0
garavel
(17.05.21)
@garavel. ben de ingiltere'ye gitmeyi çok isterdim. paris görüntüde güzel ama yaşaması nasıldır bilmiyorum ve tek kelime fransızcam yok :)
o yüzden ingilizce konuşmaya karşı olmayan bi ülke olması lazım.
0
🌸matilda
(17.05.21)
Ingilizce diyorsaniz Irlanda
0
hot potato
(17.05.21)
Almanya bildiğim kadarıyla hollanda'ya kıyasla ev fiyatları ve kredi imkanları açısından daha mantıklı. Uzun vadeli bakınca kira ödemek yerine ev almayı bi noktada mutlaka isteyeceksiniz. Şehir merkezinde 2 odalı bir daire almak yerine kırsalda dublex bahçeli bir ev almak daha mantıklı gelecek.

Ev fiyatlarına vs. çok aşina olduğumdan değil de hollanda'da yaşayıp almanya sınırında ev alan akrabalarımdan hareketle söylüyorum. Gideceğiniz ülkenin göbeğine yerleşeceksiniz diye bi kaide yok sonuçta.
0
IncredibleMau
(17.05.21)
Normalde İspanya, İtalya derdim ama Almanya'nın bu ülkelerden bir basamak üstte olduğunu düşünüyorum. Almancayı pek sevmesem de mesleğim gereği (mühendisim) Almanya iyi bir tercih olabilir. Bu nedenle Almanya'yı tercih ederdim.
0
dissendium
(17.05.21)
Calisacaksam; İsviçre.
Calismayip hayati yasayacaksam; güneyde akdenize sahili olan ülkeler. Fransa'nın güneyi, İtalya güneyi olur hep. Ev fiyatlari da metropollere oranla oldukça iyi. Misal yasadigim yerde 300 bin euroya apartman dairesi alirken beziers/fransa sehrinde havuzlu villa alıyorum.

Almanya da derim ama kültür olarak cok alakasizim. Fransa'da yaşadığım yerde kültürel olarak sıkıntı çekmiyorum misal ama Avusturya/Almanya'da yaşayan Fransız arkadaslar var, onlar bile biraz sikinti cekiyor.
0
logisticsmanager
(17.05.21)
Lüksemburg.
Hollanda.
İngiltere.
İsveç
Norveç
0
rene
(17.05.21)
Amaciniz nedir?
Mesleginiz nedir?
Nasil bir hayat surmek istiyorsunuz?
Nelerden hoslanirsiniz? Bunlari bilmeden cevap veremeyiz. Hayatinizi degistirecekseniz “ayy hangisi olsa”dan daha fazlasi gerekiyor :D cocuklukta/genclikte hayalinizi kurdugunuz bir ulke ya da sehir var miydi?

Ben viyana’da yasiyorum, cok da memnunum hayatimdan. Viyana cok kompakt bir sehir, gece hayati cok iyi ama kulturel acidan da hem modern akimlar olsun hem klasik akimlar, hepsi temsil ediliyor. Sosyal konutlar var, sehir yesil vs.
Vatandaslik alinca “isvec’e giderim” diyordum, viyana’dan bir yere gitmedim. Ama sizin icin Stockholm ve Gotheburg olabilir yani. Herkes ingilizce biliyor.

Is imkanlari ve o ulkenin refahi onemli.
0
kuehles blondes
(17.05.21)
Herhangi
0
howfaristhesky
(17.05.21)
sizin kim oldugunuz ve ne istediginize gore cok degisir... ama bana sormussunuz, ben fransa ispanya gibi ulkelerde olmaktan(zaten yasadim bu yerlerde) memnunum ama hayatimin 1-2 senesini kuzeyde gecirmek isterdim. Isvec norvec danimarka belcika belcika hollanda gibi...
0
hewit
(17.05.21)
yukarıdakilere gıcıklık olsun diye değil, bilgi olsun diye yazıyorum. iskoçya, norveç ve isviçre ab ülkesi değil.

ben ab içinde hollanda'da yaşamak isterdim. gezip gördüğüm ülkeler içerisinde, en huzurlu ve nezih bulduğum yer orasıydı.
0
ack3000
(17.05.21)
İngiltere açık ara farkla. Gerçi ab ülkesi değil ama, dil sorunu çekmezdim. İskandinav ülkeleri de güzel olurdu ama kısa biriyim hemen dikkat çekerim. :)

Ama çalışmama gibi bir lüksüm olsa İspanya, İtalya, Portekiz, Fransa'nın Nice, Cannes gibi şehirleri..
0
Hallegadola
(17.05.21)
nerede iş bulacaksam orada yaşarım ama bunu göz ardı edeceksek hollanda, hatta hollanda den haag'da yaşarım.
0
sir gawain
(17.05.21)
Norveç AB değil ama AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) üyesi, haliyle Schengen bölgesi sayılıyor.

Norveç diyen arkadaşlar sadece güzel şehirler veya iyi bir yaşam hayal ediyorlar ancak gerçekler pek öyle değil.

Misal kış günleri saat 10-10:30'ta aydınlanan hava (aydınlanmadan kasım bizdeki en karanlık yağmurlu gün kadar :)) öğlen 15:30 gibi tekrar akşam karanlığına dönüyor.

Ben ilk gittiğimde şaşırmıştım. Trenler ve otobüsler ne kadar dakik diye. Ancak yine yaşadıkça anlaşılıyor ki merkez veya merkeze yakınsan işler kolay, yoksa ufak bir yerde yaşayanlar için günde 2-3 defa tren seferi var.

Bir diğer husus, çok uluslu bir şirkette çalışsanız bile kendi vatandaşının sahip olduğu haklara sahip olmuyorsunuz. Hatta departmanda 5 senelik tecrübeniz olmasına rağmen yeni sıfır tecrübe gelen Norveçli daha yüksek maaş alabiliyor. Bu ırkçılık değil aksine kendi vatandaşını korumak gibi düşünebilir.

Alım gücü iyi ancak bir yandan da pahalı, misal şehir içinde 20m2 yada 10m2 gibi evlere binlerce euroya yakın kira ödemek gerekiyor (O ikea'daki bir odada yaşam konsepti gerçekten var). Şehir dışına çıktıkça bahçeli evler var ama yukarıda bahsettiğim gibi merkezden uzaklaştıkça ulaşım azalıyor. Düşünsene akşam parti var ama son tren 18:00'de :) Araba kullanmakta problem, şehir içinde neredeyse studio daire parasına garaj kiralayabiliyorsun.

Bunlar tabiki benim gözlemlerim, senenin yarısını geçirdiğim için kaçırdığım yada hatalı bildiklerim de olabilir.
0
Northern Mariner
(17.05.21)
Nice
Cannes
Barcelona
Valencia
Akdeniz kenarından sıkılırsak :)
Amsterdam
Paris
Madrid
Roma
Söylemeye bile gerek yok amaa binlerce değişen parametre var. Şartlara göre liste değişir.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(17.05.21)
Hepsi öğreneceğiniz dile bakar bence. Kültürü öğrenmek, anlamlı sohbetler etmek vs için ihtiyaç. Hollanda'da da İngilizce bir avantaj evet, doğası güzel.

Almanya'da Berlin gibi şehirlerde İngilizce ile idare edersiniz ama bir şekilde Almanca öğrenmeniz gerekecek ki yavaş ilerliyor.

Ben Prag, Lyon, Valencia gibi yerleri tercih ederdim.
0
kaset
(17.05.21)
İngilizce konuşulması sebebiyle irlanda.

-Artık şu vizeler verilmeye başlansa da ilk adımı atsak :(-
0
deveyidiken
(17.05.21)
(8)

Ayakkabı kullanamama sorunu

kondansator
Kullandığım tüm ayakkabıların içindeki tabanı gidiyor, zedeleniyor, yırtılıyor. bugün 12 km yürüdüm. içindeki taban yine gidince ayağını bayağı ağrıttı. bu problemi nasıl aşabilirim sizce, uzun süreli ayakkabı giyemiyorum çabucak eskitiyorum maalesef
Kullandığım tüm ayakkabıların içindeki tabanı gidiyor, zedeleniyor, yırtılıyor. bugün 12 km yürüdüm. içindeki taban yine gidince ayağını bayağı ağrıttı. bu problemi nasıl aşabilirim sizce, uzun süreli ayakkabı giyemiyorum çabucak eskitiyorum maalesef
0
kondansator
(16.05.21)
Bir iki numara büyük alıp tabanlık ile kullanabilirsiniz.
0
dissendium
(16.05.21)
Ucuz ve sık alın. Decathlondan mesela
0
roe
(16.05.21)
ucuz spor ayakkabı + memory foam tabanlık sorununuzu çözebilir.
0
bluntaf
(16.05.21)
Kaliteli ayakkabı kullanın. Nike adidasın ucuz modellerini tercih etmeyin. Antrenman tipi ayakkabılar tercih edin koşudan ziyade.
0
neysene
(16.05.21)
Ayaginizda/yuruyusunuzde sorun olabilir. Once bunu kontrol ettirin. Ozel tabanlik gerekirse onu kullanirsiniz.
0
kuehles blondes
(16.05.21)
Merhaba. Buraların ayakkabıcısı ayağınıza geldi:) ortopedik probleminiz mi var? Bu işin uzmanı olarak söylüyorum ucuz ayakkabı kesinlikle almayın.
0
suicides underground
(16.05.21)
Valla benim de öyle, 1 yıldan uzun giyebildiğim spor ayakkabı olmamıştı. En son skechers'ın koşu ayakkabılarından aldım, 2 yıldır giyiyorum, hala elden çıkmadı (yıprandı tabi ama yırtılmadı en azından). Hem de epey rahat, daha önce bu kadar rahat ayakkabı giymemiştim.
0
plutongezegendegilmi
(16.05.21)
Ayakkabıların da km sınırı vardır. 600 km 800 km gibi. Bu sınırdan sonradan asıl taban özelliğini kaybediyor. Tabanlık ile bu süre uzatılabilir ancak belli bir ömrü olduğunu unutmayın.
0
renegade
(17.05.21)
(12)

Sözde hacker'dan gelen e-posta gerçek olabilir mi?

tiny toon
Merhaba,resimdeki e-postayı ciddiye almaya gerek var mı? Size hiç benzer bir e-posta geldi mi?
Merhaba,
resimdeki e-postayı ciddiye almaya gerek var mı? Size hiç benzer bir e-posta geldi mi?
0
tiny toon
(16.05.21)
dikkate almayın.
0
faithless
(16.05.21)
puhahahahaha. aşırı inandırıcı, korkunçlu e-posta.

sen birinin bilgisayarındaki her şeye erişsen e-posta ile mi iletişime geçersin? hadi diyelim e-posta ile geçtin, o malum 'utanç verici' videondan bir kuple eke koysaymış bari.
0
himmet dayi
(16.05.21)
Aynısı geldi geçenlerde, sorun şu ki bilgisayarımın kamerası çalışmıyor :) ona rağmen kamerama erişmiş :) spamla gitsin
0
paramolacak
(16.05.21)
Aşırı komik ya. Bir şey olmaz. Yaşlı amcaları avlayabilirler anca.
0
Hallegadola
(16.05.21)
metin bana çeviri gibi geldi, türkçesi doğal değil. muhtemelen internetten sample bi scam metnini bulup çevirmişler ve iş çıkmasını bekliyorlar. komik oldukça.

edit: metnin tamamına bakmak lazım, "hadi kendine iyi bak" kısmını en sona kendi eklemiş olması olası. her halukarda şablon bir metin işte, spame atıp geçmek lazım. buna inanacak kadar saf olan insanın kripto parayla ne işi olur onu ben de anlamadım.
0
isabella was a ginger
(16.05.21)
Bari adama ismiyle hitap et de inandırıcı olsun azıcık. Bu klasik bir numaradır aslında İngilizce geliyordu bu mailler. Bana da geldi. Mail adresini blokla gitsin.
0
Lethe
(16.05.21)
Report edilmiş zaten bu wallet bikaç kişi tarafından. Bakiyesinden ne kadar başarılı olduğu anlaşılıyor.

Hesaptaki bakiye ve dünkü dolar kuruna göre bir kişiye yedirmiş olabilir bu numarayı

www.blockchain.com
0
IncredibleMau
(16.05.21)
Çeviri olduğunu düşünmüyorum. Hadi kendine iyi bak neyin çevirisi olabilir ki? Bu senaryo gerçek. Fidye yazılımlarını taklit etmiş. Ama elinde hiçbir şey yok. Fotoğrafımı at desen atamaz çünkü elinde fotoğraf yok. İnternetten anlamayan kişilere yönelik yapılmış bir şey ki saçmalık da burada yatıyor. Buna inanan insan BTC cüzdanına para göndermeyi nereden bilsin. Yarım akıllının biri kendince bir şey yapmış.
0
dissendium
(16.05.21)
Bari adama ismiyle hitap et de inandırıcı olsun azıcık +1

Ayrıca madem o kadar eriştin, bir iki şeyle kanıtla. Hangi porno sitesi misal. 13 Mayıs 2021 tarihinde saat 22.12'de bu siteye girdin 22.19'da kapattın yaz bari.
0
put it in your appropriate place
(16.05.21)
Aynısının İngilizcesi bana da gelmişti. Her şeye ek olarak bir sürü alışveriş sitesinde kullandığım ortak şifreyi de biliyordu. :))))) Şifreyi değiştirdim sadece.
0
elorelia
(16.05.21)
Bana ingilizcesi geliyordu bir aralar. Biraktilar. Bir sey olmadi
0
kuehles blondes
(16.05.21)
mailin hepsini okumadim senin sifreni vs. icermiyorsa bir sonraki mailde sifreni gonderebilir fakat endiselenmeni gerektirecek bir durum yok. eski bir linkedin saldirisindan bulduklari sifreleri atiyorlar. o sifreyi kullandigin yerleri guncellenmen iyi olabilir tabi.
0
kolonyaa
(16.05.21)
(10)

Ünlü zenginlere çok mesaj gönderiyorlar mıdır insanlar?

etna
Yani Bill Gates veya LeBron James veya cem yılmaz ne bileyim Abdurrahim Albayrak gibi zengin bilinen insanlara sosyal medyadan çok mesaj gönderiyorlar mıdır? Açım, işim yok, bisiklet alicam maaşı yardım eder misiniz gibi?
Yani Bill Gates veya LeBron James veya cem yılmaz ne bileyim Abdurrahim Albayrak gibi zengin bilinen insanlara sosyal medyadan çok mesaj gönderiyorlar mıdır?
Açım, işim yok, bisiklet alicam maaşı yardım eder misiniz gibi?
0
etna
(15.05.21)
Evet. Özellikle yorumlar kısmında bir sürü böyle yorum var.
0
logisticsmanager
(15.05.21)
Pahalı ayakkabı ve telefon olduğunu görenler o kişiden para istiyor. Düşün yani sadece buna bakarak.

Dediğin kişilerden kesinlikle çok isteyen vardır. Sadece isteme de değil. Mesela benzin almak ister pompacı bahşiş ister, mekana gider garson bahşiş ister.
0
rene
(15.05.21)
Bence evet.
0
invictae
(15.05.21)
Ohoo. YouTube'da, Instagram'da takipçi sayısı 10 bin olan kişiler bile mesajlara çok olduğu için bakamıyorum dediğine göre onlara binlerce mesaj geliyordur.
0
dissendium
(15.05.21)
Bill gates lebron falan ülkenin en büyük gazeteleri bile ulaşmak için ajanslar aracılığıyla mesaj gönderiyor çok mesaj gidiyor mu ne? :)

1 milyon takipçisi olan adama sosyal medyada aktifse günde 3-4bin mesaj atılıyordur emin ol
0
avatar is back
(15.05.21)
Bana bile gunde 10 tane mesaj geliyorsa(eksiden) onlar bildirimleri acamiyorlardir.
0
divit
(15.05.21)
Ünsüz olduğum halde ben bile günde birkaç mail alıyorum.
0
pro9it9is9
(15.05.21)
sirf sizofrenler gunde binlerce mail atiyorlardir.
0
robokot
(15.05.21)
Her yer modern dilenci dolu.

Bir ürünle ilgili distribütörlük sayfam var instagramda.deneme için ürün seti isteyenler,300 takipçiyle ürün tanıtımı yaparımlar,ürün göndermezsem kötü reklam yapacağını iddia edenler gırla gidiyor.numuneci dolu ortalık.
0
duptıs
(15.05.21)
Saydigin isimlere ben zaten her gün beni evlat edinmeleri yonunde bilincalti telkinler iceren atıyorum.
0
yuzo
(16.05.21)
(19)

hayatın tadını çıkarmak

chihirovekohaku
- yaşadığınız hayattan keyif alıyor musunuz?- sizce hayatın tadı nasıl çıkarılır? doyumlu bir hayat nasıl sürülür? azıcık paylaşalım.
- yaşadığınız hayattan keyif alıyor musunuz?

- sizce hayatın tadı nasıl çıkarılır? doyumlu bir hayat nasıl sürülür?

azıcık paylaşalım.
0
chihirovekohaku
(15.05.21)
-Almıyorum
- Türkiye için konuşuyorum Para ile
0
paramolacak
(15.05.21)
1. Hayır
2. İnsanların çoğunun yaptığının aksini yaparak.
bu da tabi işin içindeyken değil de işin/meselenin dışında bir gözlem yoluyla oluyor.
Hayatın her ortamında siyahlar içinde yaşamaya çalışan kimselere yine siyahın yanlışlığını zararını anlatmak zordur.

Örneklerle griden başlamak lazım ki sonrasında beyaza geçilmesi kolay olsun.
0
Erva
(15.05.21)
Hayatın tadı bence gezerek çıkarılır. Türkiye'yi, dünyayı gezen biri bence hayatını yaşıyordur.

Doyum için kesinlikle kişisel gelişim şart. Sadece parayla doyum olmaz. Kitap okumak, film izlemek, yabancı dil öğrenmek, enstrüman öğrenmek, bir sporda uzmanlaşmak, hobi sahibi olmak doyum için gerekli.
0
dissendium
(15.05.21)
- Evet
- insanın içinde olan bir şey bu. doğru bir mindset'e sahip bir insan yerde gördüğü sümüklü böcekten bile mutluluk duyar, bir muhabbet çıkartır. olumsuz insan aşırı zengin olsa en kral yere gitse bile mutsuz olur.
0
roket adam
(15.05.21)
"bende su eksik, su arkadasimda olan sey bende de olsa" kafasindan cikarak tadi cikarilir.
0
hot potato
(15.05.21)
Pandemi sebebiyle almıyorum ama öncesinde elimden gelenin en iyisini yapıyordum.

Hayatın tadı merak edilerek çıkarılır. Bu biraz istek meselesi, içten gelmeyince gelmiyor. Ama insan ne kadar çok şey öğrenirse o kadar çok merak etmeye başlıyor. O yüzden kendini yeni şeyler öğrenmeye biraz zorlar ve bir şeylerin üzerine düşünme eylemini pratik hale getirirse o zaman kendiliğinden gelişiyor.

Merak ettikçe yeni şeyleri öğrenme hevesi geliyor. Ne kadar çok şey deneyimlersen o kadar fazla tanıyorsun kendini, neyin seni memnun ettiğini, neyden keyif aldığını daha somut bir şekilde anlıyorsun. Dünyanın en lezzetli meyvesini yiyen bir köylü bunun farkında olmaz çünkü daha kötüsünü yememiştir. O meyveden keyif alması gerektiğinin farkında değildir. Şu anda yaşadığın hayat belki de keyif alman için yeterli ama alternatifleri görmeden bunu bilemezsin. Ya da alternatifleri görüp keyfin farkına varabilir, hayatını buna göre değiştirebilirsin.

Doyuma ulaşma hissi bence bunun önünde engel, her zaman daha iyisi vardır. Çünkü deneyim o kadar öznel bir şey ki, ve içinde bulunduğun dinamiklerden o kadar etkilenir ki; doyduğunu düşündüğün senaryo bir zaman sonra sıkıcılaşabilir. Daha önce seni doyurmayan başka bir senaryo değişen dinamikler yüzünden doyurucu hale gelebilir. Bunun için de bu merak-öğrenme-deneyimleme-farkına varma süreci sen bunlardan yorulana kadar devam etmelidir. Amaç bir yere ulaşmak değil, yolculuğun kendisi diyip klişeyle de bağlıyım.

Neleri yapmaktan zevk aldığını keşfetmen lazım kısaca, sonrası gelir.
0
Jux
(15.05.21)
- pandemiyi saymazsak evet.

- biraz kisisel sanirim ikinci soru, bana gore ulasilabilir beklentiler olusturup, onlari yavas yavas gercege cevirerek cikarilir.
0
fakyoras
(15.05.21)
hayatın tadını çıkaran insanlar genelde gamsız ve birazda saf insanlar oluyor şahsi fikrime göre.
0
komando kani var bende
(15.05.21)
- almıyorum. pek beklentim de yok.

- sağlıklı olmak birinci gereklilik. sonrasında çevrende güzel insanların olması belki ikinci sırada olabilir. bu ikisi olduktan sonra üç, dört, beş doldurulur elbet şimdilik bilmiyorum. kendi adıma yeterince kazandığım için parayı yazmadım ama muhakkak şart. iki bira alırken düşünüyorsan bunun getireceği mutsuzluk ve stres de fazladır tahminimce.
0
nehara
(15.05.21)
-basladim
-bolca yer görerek, iyi insanlarla zaman geçirerek, tüketmek yerine üreterek (örneğin tatilde en az parayı harcayıp en çok yeri görerek), yürüyüş yaparak, hayatı oku, çalış, evlen, çocuk bak, emekli ol çizgisinden kurtararak
0
howfaristhesky
(15.05.21)
-evet artik keyif almaya başladim.

-kpss'yi hayatimdan çıkardım mesela. Yillardir eberjimi sömürüyormuş resmen. Birikim yapıcam diye kendimi kasmayi da biraktim. Gezmeye, yeme icmeye, kiyafete, bakimima ve ilgi alanlarima çok kendimi aşmadan harcama yapmaya başladım. Beni mutlu eden iyi hissettiren şeylere yöneldim.ve antisosyalliği bir kenara birakip kaliteli insanlarin oldugu bir cevre edinmeyi de dusunuyorum. Yalnizlik sıkıcı geliyor artik.
0
pikap
(15.05.21)
@komando kani var bende +1
1) Almıyorum.
2) Değiştirilemez koşullar (seçilen meslek, çalışma koşulları, zorunlu ailevi ilişkiler, bakmakla yükümlü olunan kişiler) ve aşırı vicdan varsa hayatın tadı çıkmıyor.
"Doğduğun ev kaderindir" sözüne inanıyorum. Kişilik yapımız, kararlarımız hep buna bağlı. Gamsız, bencil olamıyorum. Böylece hep bir şeyler ayak bağı oluyor.
Sağlıklı olduğuma seviniyorum. Bir de Polyannacılık oynamaya çalışıyorum.
0
pro9it9is9
(15.05.21)
Aliyorum hem de cokkk

BENCE hayatın tadını cikarmamda ilk ve en önemli temeli gelecek kaygimin olmamasiyla attim. Sonrasında üzerine, surekli gezmek, sevdiğim insanlarla ve sevdiğim bir coğrafyada yasayarak keyifli zamanlar geçirmek şeklinde bina inşa ettim. Kendimi kimseyle/bir şeyle kiyaslamamayi öğrendim çünkü daha fazlasi her zaman var. Bunun sonunun olmadigini, insanı sadece insanin mutlu ettigini ve kendi degerimi kesfettigimden beri keyifsiz çok az zamanim olmuştur.
0
abuzer
(15.05.21)
hiçbir şekilde keyif almıyorum.

paylaşarak bence. ama gerçekten. sosyal medyadan degil.
0
darkcran
(15.05.21)
almıyorum.
canının istediğini istediği zaman yapıp, istemediğini yapmayarak.
0
candide
(15.05.21)
bence hayatın tadı çeşitlilikten geçer, sürekli gezsek bile 10 gün sonra mutsuz olmaya, sahip oldugumuzu hafife almaya ve değerini bilmemeye başlarız

inisiyatif alabildiğimiz, çeşitli aktivitelere finansal durumumuzun elverdiği, konfor alanımızdan hafif şekilde çıkmak zorunda kaldıgımız sürekli zorlayıcı fakat devamlı stresli olmayan bi işten çıkıp akşam eve geldiğimizde yaptıgımız aktivitelerle hayattan zevk alırız

uzun zaman canım ne isterse onu yaparak keyif almaya çalıştım ve asla tatmin olmadım. shiç işim olmasa bile sabah kalkıp kitap okumak gibi bir eylem yapıyorum. kendime görevler tanımlayıp yerine getiriyorum, daha sonra daha cok zevk aldıgım aktiviteleri yapıyorum. bu akşama kadar huzurlu olmamı saglıyor :)
0
megacracker
(15.05.21)
-genelde almıyorum ama imkanlar olgunlaşınca bu tatsızlık geçecek diye düşünüyorum

-kendini gerçekleştirmek için çabalayarak, keyif aldığın şeylere ayıracak zamanı ve maddi imkanı bulabildiginde
0
Micella
(15.05.21)
Ben de hayattan keyif alamayanlardanım. Pandeminin ve yurdum sorunlarının ruh halimde etkisi büyük. Hayattan eskisi kadar keyif almadığımı farkettim bir süredir. İstanbul'dan da çok bunaldım. Yokuşlarından, betonundan, gürültüsünden.

Yokuş çıkmadan yeşilliğinin içinde yürüyebildiğimde, istediğim alanda çalışabildiğimde ve çalışmak dışında gezmeye, yeni hobiler edinmeye zaman ayırabildiğimde yeniden mutlu hissedebileceğimi umuyorum.
0
🌸chihirovekohaku
(16.05.21)
Nasil konusunda abuzer guzel yazmis bana kalirsa. Buna belki bir seyler uretip ona emek vermeyi ekleyip cevreyi biraz daha vurgulayabilirim. Ruh hali sirayet eden bir sey, kotu bir cevrede iyi olmak bu acidan cok zor. Cevreden gelen stres etkenleri de cabasi. Sehir yasami zaten eksik bir yasam, hele hele Istanbul hic insani degil. Diger yandan herkesi geren pandemi korkusu sadece bir korku, gercekci degil ve fazlaca pompalaniyor. Yurt sorunlarini ise herkes birakti. Zaten cozumu elinde olmayan dertleri birakmamaktan baska yapilabilecek bir sey yok, dusununce bunlari bastan yuklenmis olmak sorunlu. i.imgur.com
0
dunal
(17.05.21)
(12)

Bekar birisinin ev alması ne kadar mantıklı?

anarsika
Kredi çekilecek ve o evde oturulmayacak. Ev nispeten öğrencilerin yaşadığı tarafta 1+1 gibi küçük olacak ve bu eşyalı kiraya verilecek. Şöyle söyleyeyim ev 150bin, eşyalı kiralık 1250-1500 arası olarak düşünüldüğünde saçma bir iş mi olur? Yatırım ve kendini güvende hissetmekle ilgili birazda soru. D
Kredi çekilecek ve o evde oturulmayacak. Ev nispeten öğrencilerin yaşadığı tarafta 1+1 gibi küçük olacak ve bu eşyalı kiraya verilecek. Şöyle söyleyeyim ev 150bin, eşyalı kiralık 1250-1500 arası olarak düşünüldüğünde saçma bir iş mi olur?
Yatırım ve kendini güvende hissetmekle ilgili birazda soru. Dövizde duran az buçuk parayla, bir şeylere sahip olma arasında gidip geliyorum.
0
anarsika
(15.05.21)
çok farklı bir yorum yapacağım. yarın öbür gün ülkede enflasyon fırladığı zaman yiyecek paran varsa ev al. ama o gün geldiğinde nakiti olan kral olacak. evi yiyemezsin. dövizde tutmak mantıklı. benim bakış açım bu açıkçası. standart bir ülkede yaşamıyoruz.
0
do you remember me
(15.05.21)
100 ayda kendini amorti edebilecek bir yatırım kulağa çok iyi geliyor. Ancak her zaman ilk ev olarak kendi oturacağınız evi almanız tavsiye edilir, kiradan kurtulmuş olursun. Bence biraz daha parayı tutup kendi oturacağın ev için krediye girmen daha mantıklı olur.
0
roket adam
(15.05.21)
Kiracıya güvenerek yola çıkmamak lazım. Bilinen, tanınmış insanlar bile ev sahibine zorluk çıkartabiliyor. Babamdan biliyorum. Öğrenci de olsa ünlü de olsa evin maliyeti kaç olursa olsun sorun yaşamadığı kiracı olmadı diyebilirim. Ev bence siz oturacaksanız alması mantıklı bir eylem.
0
ruhen hastayim ben
(15.05.21)
ayda 1500 lira kira alabileceğin bir evi 150 bin liraya alabiliyorsan kesinlikle düşünme bile.

250 kira hesabına göre o evin bedelinin 350'den aşağı olmaması lazım. Bana pek mantıklı gelmedi o evin 150 bin olacağı ya da 1500 lira kira getirebileceği.
0
himmet dayi
(15.05.21)
Aynısını yaptım

Pandemi döneminde düşük faiz ve 10 bin tl peşinat ile 100 bine 1+1 aldım , içinde kiracısıyla. 60 ay vade yaptım.

İyi ki almışım.
0
paramolacak
(15.05.21)
himmet dayi +1

150 binlik eve 1.500 kira olsa sana gelmeden o evden büyükbaşlar 15-20 tane alır sanki. fiyat / kira oranı gerçek olamayacak kadar iyi.

şöyle söyleyeyim 2019’da 315 bin tlye sattığımız evden aldığımız kira 1100 tl civarıydı. 2019 diyorum.
0
garavel
(15.05.21)
@garavel

benim de 2,5 yıl önce 1350 lira kira verdiğim daire 325 bine satılmıştı. Bi yanlışlık var ortada.
0
himmet dayi
(15.05.21)
Kira getirisi farazi zaten arkadaşlar. Ev yeni, eşyayı da içine ben koyacağım okul çevresi 1250'den aşağı olmaz diye düşünüyorum. Çamaşır mak, yatak döşek.
0
🌸anarsika
(15.05.21)
@paramolacak ne kadar kira alıyorsunuz şu an? Ev fiyatı kesin sonuçta ve cillop gibi ev. Ne kadar az olabilir diye düşünüyorum.
0
🌸anarsika
(15.05.21)
kira hesabi yaparken evin bos kalacagi sure, sorun cikartan kiracilar, odenmeyen kiralar. kiraci ciktiktan sonra eve yapilacak tadilat, vs. de hesaba katilmali.
0
crucio
(15.05.21)
@anarsika Normalde 700 alıyordum ama pandemi koşulları nedeni ile 500 e düşürdüm kiralarını. Burası Ortadoğu burada ekonomi kitaplarda yazdığı gibi karşılığını bulmaz, ev her zaman değer kazanır , varsa gücün yapıştır hocam. Hiç bir şekilde zararı olmaz. Ha yarın öbürgün nakit mi lazım, milletin ağız kokusunu çekeceğine ya da gıdım gıdım para biriktirme sarmalına döneceğine satarsın alırsın paranı.
0
paramolacak
(15.05.21)
Üniversite işi biraz sorun. Neredeyse iki yıldır üniversiteler kapalı. O ev şu an sizin olsaydı iki yıl kira alamayacaktınız. Ne zaman açılacağı da belli değil. Bir yıl daha açılmasa bir yıl kira alamayacaksınız. Şu an için bunu da düşünmek lazım. Evli olmayan birinin ev alması mantıklı ama şu an için mantıklı gözükmedi. Bu arada 1+1 ev için 1250 kiranın çok olduğunu düşünüyorum. Bu fiyatı ödeyenler genelde elektrik, su, doğal gaz, internet dâhil ödüyor. Sadece eşya kurtarmaz.
0
dissendium
(15.05.21)
(10)

Yeni baslayan iliskide ufak tuhafliklar

karanlik yanim
Yeni iliskiye basladigim kadinla ilgili, kendisini cok begenip sevsem de, kafama takilan bazi seyler var. > Durduk yere bende “daddy issues” denilen seyden var diyor, babasiyla problemli, bu yüzden ailesinin geri kalanindan da uzak. Bu diger insanlarla iliskilerini nasil etkiliyor sorusuna kacamak y
Yeni iliskiye basladigim kadinla ilgili, kendisini cok begenip sevsem de, kafama takilan bazi seyler var.

> Durduk yere bende “daddy issues” denilen seyden var diyor, babasiyla problemli, bu yüzden ailesinin geri kalanindan da uzak. Bu diger insanlarla iliskilerini nasil etkiliyor sorusuna kacamak yanit veriyor.

> Iliskilerde fevri olabiliyorum, kafama yatmayan birsey olursa aniden cok soguyup arkama bakmadan uzaklasabiliyorum gibi birseyler söylüyor arada bir, gecmis iliskilerden örnekler veriyor.

> Su ana kadar beni haketmedigim sekilde iltifatlara bogup göklere cikariyor. Sürekli ne kadar mükemmel, ne kadar da asmis bir insan oldugumu ima eden seyler söylüyor her 10 dakikada. Sakaya falan vuruyorum ama iltifatin dozunu da ayarlayamadigini hissediyorum.

Bu seyler birbiriyle baglantili mi bilmiyorum, ama biraz tuhaflik hissediyorum, bu is bir yerde patlayacakmis hissi veriyor nedense. Varsa yorumlarinizi alirim.
0
karanlik yanim
(14.05.21)
Psikiyatrist değilim ancak borderline olabilir mi diye düşündüm.
0
pro9it9is9
(14.05.21)
herkesin kendine göre sorunları var aslında, kimse "geçmişsiz" değil. ama kendine çok net tanımlamalar koyan biri bundan da kolay kolay vazgeçip daha iyi olabilirmiş gibi gelmedi bana. yüzde 80 bir yerde patlayacak. ilişki başlı başlına zor bir şey zaman zaman iyi günü var kötü günü var anlaşamayıp hır gür birbirinize girdiğiniz dönemi var, hele sağlıklı bir psikolojide olmayan biriyle zor.
0
barisa
(14.05.21)
Şöyle bir olay olabilir. Diyelim kavga ettiniz. Üzüldü. Sen de diyelim çocuk gibi onunla ilgilenmedin. Daddy issues denen şey yüzünden seni suçlayabilir. Benimle ilgilenmedin gibi.

İkinci durumda da kavga ederseniz uzun bir süre konuşmayabilirsiniz. Çünkü soğuyunca her şey başa döner. Aranın düzelmesi zaman alır. Bu çok sık olursa yorucu olabilir.

Üçüncü durum da heyecandan. İlişki yeniyse taraflar o anki heyecanla böyle davranabilir. Bu durum zamanla normalde dönebilir.
0
dissendium
(14.05.21)
kız önceden uyarmış işte.

aynı şey başıma geldi birden fazla kez. "her gün mü böyle hoş bir hanımla tanışıyorum canım, birbirimizi sevmişsek yoluna oturturuz bi şekilde <3 <3" diyerek görmezden geldim. hepsinde bir süre sonra sanki hiç tanışmamışız gibi terk edildim djfjdk.

ben yol yakınken geri dön derim. "iyi de kızdı yahu, acaba denesek nasıl olurdu?" dediğin düşünce can yakmaz, bi süre sonra da gider. ama işte kendini verdiğin bir ilişki biterse belki yıllarca üzülüyor veya travma yaşıyorsun. kafana yatmıyorsa hiç girme bence o topa, bu tür problemlerin kendi kendini çözdüğü veya ilişki sırasında yok olduğu sanırım neredeyse hiç görülmemiştir. bugün görmezden gelirsin, yarın büyüyerek seni yutar o sorun.
0
der meister
(14.05.21)
Üçüncü madde için (bkz: love bombing)
Tuhaflık hissediyorsanız kızın aşırı ilgisi samimi olmadığındandır belki.
0
kobuzchu kiz
(14.05.21)
daddy issues var diyorsa kacarak uzaklas. sana bir dost tavsiyesi
0
nibba
(14.05.21)
Bence ilginç olmaya çalışıyor. Daddy issues'ün bile ne olduğunu bildiğini sanmam. Her babasıyla arası kötü olanda daddy issues olacaksa yandık. Eğer yeniyse ilişki sen kendin gözlem yapmaya, tanımaya çalış. Ilk baştaki sezgiler yanıltmaz ama genelde.
0
velvetmorning
(14.05.21)
Bomboş bir kız bence. Bende şu varrrrr, bende bu varrrr, ben tehlikeli nasty ve horny bir kızımmmm kafası. İlginizi çekiyorsa devam edin ne diyelim.
0
Hallegadola
(14.05.21)
ailedeki bir sorununu anlatmasi guzel. ancak kacamak yanit veriyor diyorsunuz, yani sizi bos bilgiye boguyor; sizin ne yapmaniz gerektigini, sizinle olan iliskisine yansimasini konusmuyor?

simdi verdigi bu "fevri davranip pat diye giderim." bilgisiyle siz ne yapabilirsiniz? bunu size niye anlatti?

asiri iltifat ve "basip gitme" tehlikesini soylemesi pek uyusmuyor. bir tuhaflik var, dogru hissediyorsunuz. kimse heyecandan on dakikada bir sizi arsa cikartmaz.

bu kadar hizli cikislarin, hizli da inisi oluyor.
0
buf-e kür
(14.05.21)
@velvet+1
Bana da sanki olduğundan farklı bir kişilik çizmeye çalışıyor gibi geldi. Çok kaptırma o yüzden kendini.
0
j r r tolkien hayrani
(14.05.21)
(5)

türk milliyetcisi gencler

spivak
son bir iki senedir olan biten konusunda neler hissediyorsunuz? en son enjoy i am vaccinated'i görünce aklima geldi, bir zamanlar bu ülkede vatan millet milli gurur diyen insanlar nerede simdi, neler yapiyorlar diye aklima takildi? ben pek milliyet milli aidiyet meselelerine yakin birisi sayilmam, a
son bir iki senedir olan biten konusunda neler hissediyorsunuz? en son enjoy i am vaccinated'i görünce aklima geldi, bir zamanlar bu ülkede vatan millet milli gurur diyen insanlar nerede simdi, neler yapiyorlar diye aklima takildi? ben pek milliyet milli aidiyet meselelerine yakin birisi sayilmam, ama milliyetci gencler simdi neler hissediyor acaba diye düsüncelere daldim.

kendinizi milliyetci, ulusalci, ya da vatansever olarak tanımlayabilirsiniz. ya da yakinlarinizda vardir böyle insanlar. şu son bir iki sene olan biten hakkinda ne düsünüyorlar meerak ettim. sizce nereye gidiyoruz milletce?
0
spivak
(14.05.21)
milliyetçi çevredeki arkadaşlarımın gerçekten milliyetçi olanları chp-iyip ekseninde muhalif olarak hayatlarına devam ediyorlar.
ümmetçi - daha az sorgulayan tayfadaki tipler de akp-mhp ekseninde devam ediyorlar. bunlara da ne desen "ne olsaydı pkk ile işbirliği yapan CHP' mi iktidar olsaydı" diyorlar sadece, bunun dışında güncel bir argümanları yok.
0
roket adam
(14.05.21)
Roket adam +1 chp tarafında görüyorum ben de. Geri kalanları imam hatipli öfkeli gençler.
0
indifferent
(14.05.21)
ben de o videoyu uzun uzun düşünüp, hazırlatıp, onlarca onaydan geçiren zihniyeti merak ediyorum. bu kadar kopuk, liyakatsiz nasıl olunabilir aklım cidden almıyor. biri de demedi mi ne yapıyoruz diye?
0
vizivozo
(14.05.21)
Tam olarak milliyetçiyim diyemem ama milliyetçiliğe yeterli önemi veren biri olarak ülkenin durumunu bayağı kötü görüyorum.

Not: CHP
0
dissendium
(14.05.21)
soru niye itiraz etmiyorsunuz gencler demek icin sorulmamisti, daha cok anlama cabasi, nasil oluyor da oluyor merakından kaynaklaniyor. hicbir yargilama, hicbir ironi, laf sokma cabasi, provokasyon amaci yok.
0
🌸spivak
(14.05.21)
(2)

Diploma/Mezuniyet Belgesi/Aslı gibidir vs sorular

nundu
Ben diplomamı mezuniyetten bi iki ay sonra okula işim düşünce almıştım geçen yaz. Tıp fakültesi öğrenci işlerindeki çalışan bunu merkez kampüsteki öğrenci işlerinde çoğalt gibi bi şeyler dedi ama sıcak hava ve üşengeçlikle başka gün yaparım diyip uğraşmadım.Şimdi asistanlık için kayıt yaptıracağım v
Ben diplomamı mezuniyetten bi iki ay sonra okula işim düşünce almıştım geçen yaz. Tıp fakültesi öğrenci işlerindeki çalışan bunu merkez kampüsteki öğrenci işlerinde çoğalt gibi bi şeyler dedi ama sıcak hava ve üşengeçlikle başka gün yaparım diyip uğraşmadım.

Şimdi asistanlık için kayıt yaptıracağım ve kayıt formunda şöyle bir ifade var:

6- Diploma veya Geçici Mezuniyet Belgesi. Yandal Uzmanlık Belgesinin Onaylı Sureti. (Diplomanın aslı olduğu takdirde kurumumuz tarafından aslı gibidir yapılır.)

Şimdi ben elimdeki orijinal diplomayı çoğaltmaya gideyim mi kendi okulumun öğrenci işlerine (aynı şehirdeyim, metro vs ile git gel falan desek 2 saatlik iş olur)?

Ya da başvuracağım yere orijinali versem çoğaltacaklar mı kendileri yani anlamadım onu aslı gibidir yapılır dediği o mu?

Bi de mesela e devletten alınan mezun belgesi ile başvurulabiliyor mu bilgisi olan var mı bu konuda?

Diploma işlerinden hiç anlamıyorum o yüzden gerçekten fikrim yok. Mesela geçici mezuniyet belgesi e devletten alınan şey değilmiş onu da yeni öğrendim hsdhds
0
nundu
(13.05.21)
Diplomanın aslını getirirsen biz onu çoğaltır, aslı gibidir onayı veririz demişler. Senin diplomanın aslını götürmen yeterli. Ama aksilik çıkma ihtimaline karşı kendin de öğrenci işlerinde yaptırabilirsin.

Mezun belgesi ile diploma aynı şey değil. Doğal olarak diploma istenmişse mezun belgesi kabul edilmez büyük ihtimalle.
0
dissendium
(13.05.21)
diplomanızın fotokopisini çektireceksiniz, sonra hem diplomayı hem de fotokopiyi alarak başvurduğunuz yere gideceksiniz. bak bu diploma diyerek, fotokopiye aslı gibidir damgası vuracaklar.

mümkünse 5-6 tane fotokopi çektirin belki ilerde lazım olur. uğraşmazsınız.
0
rose parks
(13.05.21)
(3)

Muhtemelen saçma bir soru

conanmaverick
Gece 12'den sonra taksim meydan ve gezi parkı civarları tehlikeli midir? Değildir dimi bir sürü polis vardır?
Gece 12'den sonra taksim meydan ve gezi parkı civarları tehlikeli midir? Değildir dimi bir sürü polis vardır?
0
conanmaverick
(12.05.21)
Taksim'de normal zamanda bile polis olduğunu düşünürsek yüzde 101 vardır.
0
dissendium
(12.05.21)
tehlikeli tabii. tinerci ağzımdaki sigarayı istemişti, kız olduğum için bir şey diyemedim verdim :D polis oluyor da gelene kadar iş işten geçmiş olabilir.
0
rose parks
(12.05.21)
O saatte turkiyede her yer tehlikelidir
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(12.05.21)
(4)

Trendyoldan şimdi sipariş versem yarın gelir mi?

bigbadabum
Bayramda çalışmazlar.
Bayramda çalışmazlar.
0
bigbadabum
(11.05.21)
Gelmez
0
elorelia
(11.05.21)
Ürün amazonda varsa ve satıcısı amazonda gelebilir.
0
primetime
(11.05.21)
Yüzde 90 gelmez. Ürünün satın alındığı mağaza da önemli. Şehir yakınsa kargo daha çabuk gelebilir.
0
dissendium
(11.05.21)
Sabah hem amazondan hem trendyoldan sipariş verdim

amazon kargoda yarın teslim edecek, trendyol daha siparişi onaylamadı bile. seninki imkansız.
0
al basmadan donu var
(11.05.21)
(5)

Bir İngilizce sorusu

dissendium
Küçük bir sorum var.Fetal kelimesinin sözcük türü sıfat. Bu kelimenin cenin çevirisi var. Ama cenin kelimesinin sözcük türü TDK sitesinde isim.Sözcük türü sıfat olan bir kelimenin Türkçe çevirisinin isim olması kafa karışıklığı yaratıyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?
Küçük bir sorum var.

Fetal kelimesinin sözcük türü sıfat. Bu kelimenin cenin çevirisi var. Ama cenin kelimesinin sözcük türü TDK sitesinde isim.

Sözcük türü sıfat olan bir kelimenin Türkçe çevirisinin isim olması kafa karışıklığı yaratıyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?
0
dissendium
(11.05.21)
Çeviri doğru değil.
Cenin fetus (isim)
Ceninle ilgili fetal (sıfat)
0
pro9it9is9
(11.05.21)
“Cenin pozisyonunda yattım.” derken ordaki gibi anlamı olursa sıfat olarak kullanılıyor.
0
sta
(11.05.21)
Google Çeviri ve Tureng cenin çevirisini veriyor. Yanlış olsa çıkmazdı sanki?

translate.google.com.tr

tureng.com

Bir de fetal position ifadesi cenin pozisyonu şeklinde çevrilmiş. Cenin çevirisi olmasa bu şekilde nasıl çevrilecek ki?
0
🌸dissendium
(11.05.21)
-al ekleri kelimeyi sifat yapiyor, orneginizde fetal adjective, fetal position dedigimizde ise iki kelime birlikte isim oluyor, bu tarz soz obeklerine phrase de diyorlar (bizdeki isim tamlamasi bir nevi), kafanizi karistiran bu sanirim. clinical trials, societal problems vs. clinical trials derken mesela klinik denemeler, klinik calismalar diye ceviririz kliniksel calisma, klinikle ilgili calisma da diyebiliriz ama kulak tirmaliyor Turkce acisindan gereksiz laf kalabaligi da yapiyor klinik calisma diye cevirmek daha uygun oluyor
0
neverletyougodown
(11.05.21)
herkese +1, bir de şu var, google da tureng de kullanıcı müdahalesi nedeniyle yanlış sonuçlar verebiliyor.
0
kül
(12.05.21)
(11)

Dövüş için en etkili spor hangisi?

Geceler
Bazen o kadar cahil sınırını bilmez insanlarla karşılaşıyorum ki çoğu zaman sırf kavga etmeyeyim diye sineye çekiyorum. Şiddete karşıyım kesinlikle fakat bazı insanların tek anladığı dil bu. Kendimi bir kavga durumunda ezdirmemek için bir eğitim almak istiyorum, bu hangi alan olmalı hiç bilgim yok.
Bazen o kadar cahil sınırını bilmez insanlarla karşılaşıyorum ki çoğu zaman sırf kavga etmeyeyim diye sineye çekiyorum. Şiddete karşıyım kesinlikle fakat bazı insanların tek anladığı dil bu. Kendimi bir kavga durumunda ezdirmemek için bir eğitim almak istiyorum, bu hangi alan olmalı hiç bilgim yok. Bu konuda bilgisi olanlar yazabilir mi acaba? Hangi alanda eğitim almam gerekiyor karete boks vb
0
Geceler
(11.05.21)
İsrail menşeli bir dövüş sporu vardı. O en iyisi diyorlar genelde sizin sorunuz bağlamında.
0
muzmin evli
(11.05.21)
Israil menseili adı krav maga. Sizin sorunuzun cevabı da kick boks
0
optimistbakunin
(11.05.21)
Karateciyim ama karate uzun zaman isteyen bir spor. Sizin için boks uygun olabilir ama bu işler öyle olmuyor. Onu da diyeyim.
0
dissendium
(11.05.21)
Dostum en kral dövüş sporu bile bir silah karşısında çaresizdir. Bence insanlarla o kavga noktasına gelene kadar muhabbet etme yani. Baktın mal bi tip sallama derim.
0
roket adam
(11.05.21)
öncelikle sokakta kavga çıkarcak tipler dürüst dövüşmez.
silah kullanır, bıçak kullanır, bir anda 4-5 kişi toplanırlar falan.
bir kavgada olmaz, diğer kavgada olmaz, 3. kavgada bıçağı yersiniz.
ayrıca milyonlarca öküz var, 3-5 tanesini dövünce hiçbirşey değişmeyecek. dövdüğünüz adamın aklı başına gelmeyecek.

o yüzden umursamayacaksınız, yolunucu değiştirceksiniz. dünyanın hiçbir medeni ülkesi vatandaşlarının dövüş yeteneği sayesinde yaşanabilir bir ülke olmamıştır.
adalet, hukuk ve polisin hızlı ve adil müdahelesi ile yaşanılabilir ülke olmuşlardır.
bunlar bizim ülkede yok ve bir 30 senede olma ihtimali yok bence.
o yüzden kavgaya girmeyin.
ormanda vahşi bir maymun ters bir hareket etse kavgamı ediyorsun ? hayvan işte deyip geçiyorsun. bunlarda hayvan işte deyip geçeceksin.
0
aslindasorunumpsikolojik
(11.05.21)
Kekolar cebinde bıçakla, trafiktekiler yanında sopa ve silahla geziyor. Böyle bir ortamda dayak yeme ihtimaliniz düşerken, buna cesaret ettiğinizde yaralanma ve ölme ihtimaliniz artıyor. Kendine güven çok da iyi bir şey değil.
0
neysene
(11.05.21)
Sokak dövüşü ve ring dövüşü arasında çok fark var. Sokakta kilo siklet ayrımı yok. Senden 5-10 kilo fazla adamı dövmen o kadar kolay olmaz. Öyle kurslara gidip dayak yiyen çok..

Bir de senin gibi tipler alışık değildir. Kavga edecek adam çocukluktan sanayide çalışacak, inşaatta kum çekecek falan. Öyle biri harcar seni.
0
roe
(11.05.21)
Pandemi başlayana kadar 4 sene boks yaptım, çoğu antrenman özellikle son iki senedir maç olarak geçti. Filmlerde görüp gaza gelmekle olmayacağını her an ummadığın birinin içinden geçeceğini tecrübeyle anladım. Sokakta kavga etmek ancak bıçak kemiğe dayandığında yapılacak birsey, hocamız her zaman sokakta kavgadan kacmamizi öğütler. Çünkü benim kaybedecek cok seyim var ama karşıdaki kekonun kaybedecek birseyi olmayabilir. Bir anlık ego için değmez. Sağlık için yapacaksan amenna ama kavga işi saçmalık, üstelik öğrendikçe sakinlesiyorsun o anlamda tavsiye edebilirim.
0
mirty
(11.05.21)
en iyisi boks kickboks sonrasinda gures ya da judo. israil misrail abidik gubidik tekken karakteri gibi isimli seyler bos havaciva isleri.
0
turbo sadık
(11.05.21)
kendini bi kavga durumunda ezdir gerekirse boşver. evine ulaşabildiysen kavgayı kazanmışsın demektir.

yıllarca boks yaptım, senin düşüncenle başladım boksa. ama o kavgaların önü arkası kesilmiyor. napıcan dünyadaki herkesi dövücen mi? spor yap ama spor olarak yap. yolda belde biri ters yaparsa sen haklısın abicim de yoluna bak.

ben spora başladıktan sonra bi özgüven gelmişti. ota boka kavga eder olmuştum. keşke hiç başlamasaydım boksa dediğim günler bile oldu yeminle. 'sen haklısın abicim' lafının kazanmak olduğunu öğret kendine.
0
antihero
(11.05.21)
Konu dövüş olunca herkes bir şeyler yazmış. Malum ilgi çeken bir konu. Zamanında dövüş sporuyla uğraşan birisi olarak 2 branş tavsiye edeceğim. sokakta profesyonel birine, bıçağa denk gelmedikçe kolay kolay yenilmezsin. Birincisi boks. Kick boks değil, Düz boks. Dayanıklılığın kick bokscuya oranla daha fazla olacaktır ve sokakta pantolonla kafaya tekme atmak çok zor.
ikincisi bjj. Kavga ayakta başlar yerde biter.
birer sene emek verirsen güzel bir yol kat edersin.
0
kckmlqm
(13.05.21)
(6)

Excel eğitimleri

dissendium
Excel eğitimleri önerir misiniz? YouTube da olur, hiç kullanmadım ama Udemy de olur. İngilizce de olabilir. Video olmak zorunda değil. Kitap varsa PDF de olur.Bir de SolidWorks ve CATIA için de bildiğiniz iyi eğitimler varsa paylaşır mısınız?Teşekkür ederim bilgi veren olursa.
Excel eğitimleri önerir misiniz? YouTube da olur, hiç kullanmadım ama Udemy de olur. İngilizce de olabilir. Video olmak zorunda değil. Kitap varsa PDF de olur.

Bir de SolidWorks ve CATIA için de bildiğiniz iyi eğitimler varsa paylaşır mısınız?

Teşekkür ederim bilgi veren olursa.
0
dissendium
(11.05.21)
izmitte ahmet elginkan vardi, online da kurs veriyorlardi, ucretsiz.
0
wishmaythşngs
(11.05.21)
@wishmaythşngs, virüs nedeniyle uzun bir süredir kapalı maalesef.
0
🌸dissendium
(11.05.21)
Udemy’de 365 careers’ın excel eğitimi baya iyi. Bir de youtube’da corporate finance institute’un ücretsiz excel eğitimi var ama sanırım finans ağırlıklı
0
dougsampson
(11.05.21)
lynda.com eğitimleri var, salağa anlatır gibi defalarca tekrar ederek anlatıyor, öğrenememen imkansız gibi
0
megacracker
(11.05.21)
Bu arada Excel bilmiyor değilim. Topla formülünü anlatan video aramıyorum. Aradığım orta, ileri düzey videolar. Soruda söylememişim.
0
🌸dissendium
(11.05.21)
Solidworks için haluk tatar’ın eğitimleri vardı. Püf noktalarını anlattığı için memnun kalmıştım.
0
kararsızataletfilozofu
(11.05.21)
(16)

Gece çalışmak

plutongezegendegilmi
Bi şirkete başvurdum, iyi güzel gibi görünüyor. Parası da iyi. Ama şirket Amerikada ve onlarla aynı saatte çalışmamı istiyorlar. Bu da en iyi ihtimalle 18:00 - 02:00 arası, en kötü ihtimalle 20:00 - 04:00 arası gibi bir şeye tekabül ediyor. Relocation imkanı şu an için yok, ileride belki olur diyorl
Bi şirkete başvurdum, iyi güzel gibi görünüyor. Parası da iyi. Ama şirket Amerikada ve onlarla aynı saatte çalışmamı istiyorlar. Bu da en iyi ihtimalle 18:00 - 02:00 arası, en kötü ihtimalle 20:00 - 04:00 arası gibi bir şeye tekabül ediyor. Relocation imkanı şu an için yok, ileride belki olur diyorlar.

Kafamdaki sorular şunlar:

1- Sosyal hayatım (karantina dolayısıyla zaten olmasa da) epey sıkıntıya girecek. Sadece haftasonu görüşebileceğim insanlarla. Haftaiçi zaten herkes gündüz çalışıyor, akşamları da ben çalışıyor olucam.

2- Sağlık konusunda sorun olur mu bilmiyorum ama sonuçta günün "karanlık" zamanlarında uyanık, "aydınlık" zamanlarında uyuyor olacağım. Hani 2-3 gün sabahlanır da bu tempoyu 1-2 yıl götürmek nasıl etki eder kestiremiyorum.

Böyle bir şey yaşayan var mı, tecrübeleriniz neler? Veya genel olarak ne düşünüyorsunuz konsept hakkında? Siz olsanız çalışır mıydınız?
0
plutongezegendegilmi
(10.05.21)
Yakin bir arkadasimin sirketi abd'de, tam kovid donemi buradaydi, donemedi bir sure ve burdan calismak zorunda kaldi. Baya kotuydu durumu.

haftaici sosyal hayat diye bir sey kalmiyor, haftasonunun yarisi da uykuyla geciyor. Pek surdurulebilir gormuyorum ben. Eger yasayamayacaksam kazanacagim parayi ne yapim.
0
fakyoras
(10.05.21)
zor olur gibi be... ben ikinci öğretim okudum. her gece 3 4ü bulurdu yatmam ama internette takılıyorum dizi izliyorum boş boş, çalışmıyordum. 5 sene bu şekilde geçmesine rağmen vize final haftaları ders çalışarak sabahlayamazdım. 12den 1den sonra kafa basmıyor bazı şeylere, verim düşüyor. sağlık sorunları olabilir, fiziksel sorunlar belki hemen vurmayabilir ama psikolojik etkileri de olur illaki.
0
olutaklidi
(10.05.21)
Pandemide daha evlerdeyiz zaten, seni bilmem ama ben güneş göremiyorum mesela. Ve bunun öyle kolay bitmeyeceği de ortada. Ben olsam parası için girer, hayat normale dönünce de başka iş bakardım sanırım. Tabii aradaki para farkının değmesi lazım buna.
0
Jux
(10.05.21)
Ben olsam çalışırdım. Normalde zaten yetişkin bir insan 01.00, 02.00 saatlerinde uyanık olabiliyor. Sırf ileride oraya taşınma durumu için bile çalışırdım. CV'ye bir şirket daha eklenmiş olacak. ABD olması bir avantaj.
0
dissendium
(10.05.21)
Ben 2-3 yıl bu şekilde yaşadım, şimdi gece 2-3 gibi yatıp 10'da kalkıyorum. Çalışırken gece bitiyor, gün doğuyor... Hoşuma da gidiyordu, sanki geceyi ben bitirmişim gibi hissediyordum :)

Hiçbir sağlık sorunum yok, alışılıyor.
0
hayirsiz
(10.05.21)
bu soruyu burada sormak biraz yanıltıcı çünkü mesela adam güvenliktir, fabrika işçisidir, yapacağı şey kafa gerektirmiyordur bu ritme alışır.

ama sen yaratıcı bir iş yapacaksan yazılım gibi, bunun senin üretkenlik ritmine uyması lazım. ritmi bir kere bozarsan daha sonra diğer işlerinde de sıkıntı yaşama riskin çok yüksek. ben maksimum 1'den sonra kesinlikle yaratıcı çalışamayacağıma inanıyorum, ayrıca sadece para kazanmak değil sosyal hayatım, evliliğim vs de benim için çok önemli. Maksimum 1'e kadar okey bence, 4'e kadar falan çalışmak çok iddialı.
0
roket adam
(10.05.21)
Vallahi benim durumumda ben direk atlarım. Aslında bu kişiye göre, tercihlere göre değişir. Ben zaten sabaha karşı yatıyorum, 13-14 civarında kalkıyorum. Ben de mesela gece çalışmaya alışkınım. Şu anlık kimsede sosyal hayat olmadığı için yapıştırın gitsin derim ben.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(10.05.21)
15 aydır Amerika’daki doktora programıma uzaktan, İstanbul’dan devam ediyorum. Hem ders alıyorum hem de ders verdim. Ben hep genellikle gece saatlerinde çalışmayı seven bir insan oldum, o yüzden çok sorun olmadı. Ama sahura kalkar gibi sabah 4’te uyanıp ders anlatıp geri yatmak, gece 3’te giyinip makyaj yapıp sunum yapmak biraz dengemi bozdu ilk başta, sonra alıştım. Bir de normal düzende yaşayan biriyle aynı evde yaşasam kanlı bıçaklı olurduk muhtemelen ama partnerim de akademisyen ve genellikle günlük programı, yatma-kalkma, yeme düzeni benimkilere endekslenmiş durumda. Çünkü çok büyük bir evde yaşamıyorsanız ne kadar sessiz olsanız bile sıkıntı olabiliyor. Sosyal hayat kısmını çok bilemiyorum tabii çünkü benim dersim vs olmayan günler oluyor. Ama özetle Türkiye’de dolar kazanıp harcamak karar sürecinde ağır basan bir faktör olmalı bence. Özellikle de $2500 ve üstü bir maaştan bahsediyorsak.
0
feliss
(10.05.21)
şu anın şartlarında bence gayet güzel çünkü akşam kısıtlamaları varken gündüzü değerlendirebilirsiniz herkes evine döndüğünde iş yaparsınız. home office bencee düzeninealışırsınız ben vardiyalı bi çalışanım sabah uykusuzluğuyla iş yapmak günü çok zor bitirmeme sebep oluyordu ama güzelce uyuyup rahat rahat kahvaltı yaptığımda işe sanki gezmeye gider gibi gidiyorum. 1800-0200 gayet güzel bence

insanlarla sadece haftasonu görüşebileceğim dediğiniz gerginliğiniz haftaiçi çok sosyal oluyor muydunuz normalde? öyleyse biraz insiyatif ister bu durum
0
ala09
(10.05.21)
Çok yorucu ve yıpratıcı olur kesinlikle. Sosyal hayatın kalmaz.

daha iyi şartlarda başka iş bulabileceğine inanıyorum. Beklemekte fayda var.
0
kaptan maydanoz
(10.05.21)
16:24 teklif et
0
bir soru sorcam
(10.05.21)
Kisiye bagli.
Evliyseniz, cocugunuz falan varsa, sürekli hafta ici pre-covid zamani disarida takılan biriyseniz zorlar.

Ama zaten böyle biri degilseniz bir kere alisveris, spor salonu, sinema vs gibi olaylar çok güzel olur, sürekli bos zamanlar denk gelir. Ek olarak sevgiliniz/esiniz calismiyorsa kendisi ile gün içinde birşeyler yapmak bazen akşamdan sonra yapmaktan da iyi olabilir.

Bu arada verimlilik falan da hep kisiye bagli. Bazilari isik varken uyuyamaz vs. Yani cok değişken var.
Ama bunlarin size etkisi olmayacaksa 1-2 sene yapilir güzel paraysa.
0
logisticsmanager
(10.05.21)
revize saatler teklif edin
atıyorum 4 saatiniz beraber olsun gibi

neticede devamlı beraber çalışmayacaksınız diye düşünüyorum?
0
superb
(10.05.21)
uluslararası bir şirketin abd müşterileriyle doğu yakası saatlerinde çalışıyordum (3-12), iki yıl öyle çalıştıktan sonra daha iyi saatlerde çalışmak istediğimi söyleyip emea kısmına geçtim, iki yıldan uzun süredir de ingiltere saatine göre çalışıyorum.
amerika saatleri çok zorlamadı, bazen batı yakası saatlerinde çalıştığım da oldu, 3'e kadar falan.
sosyal biriyseniz olumsuz etkilenirsiniz, akşamları bir şey yapamamak benim de canımı sıkmıştı ki ben pek sosyal birisi sayılmam. ama çalışma açısından benim için o saatler daha verimliydi, hatta o zamanlarda şirkette en iyilerdendim, şimdi performansım daha düşük (bilmiyorum bu belki çalışma saatleriyle değil benimle alakalıdır). yalnız olduğunuzda o saatlerde karışan görüşen de olmazsa daha verimli oluyor gibi. ama evde aile eş çoluk çocuk varsa nasıl olur bilemem.
0
gkhncnzdgn
(10.05.21)
ben de tum gece calismak sandim basliktan.

atesle gitsin genc adamsin.
0
baldur2
(10.05.21)
gündüz çalışsanız da insanlarla görüşemeyeceğiniz bir dönemdeyiz. akşam/gece çalışsanız ne olacak?

sağlık konusunda bir problem olacağını sanmıyorum. aydınlık zamanlarında uyanık olabilirsiniz. mesainiz bittiğinde yatarsınız, sabah da 1000-1100 gibi kalkarsınız.

işin içeriğine göre de, bir zaman sonra mesai saatlerinizi öne ya da arkaya çekersiniz.
0
co2s2
(10.05.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.