Giriş
(10)

Kapı titreşimi

dissendium
Evdeki bir kapı açılıp kapatılınca odamın kapısı titriyor. Hava yüzünden olduğunu düşünüyorum. Bu durum nasıl çözülebilir? Kapının titremesi nasıl engellenebilir?
Evdeki bir kapı açılıp kapatılınca odamın kapısı titriyor. Hava yüzünden olduğunu düşünüyorum. Bu durum nasıl çözülebilir? Kapının titremesi nasıl engellenebilir?
0
dissendium
(13.08.21)
kenarlarına yapışkanlı sünger gibi bir şey yapıştırılarak kapının boşluksuz kalması sağlanabilir belki.
0
blatta hiberna
(13.08.21)
Kapının kilit karşılığını yeniden ayarlayarak boşluksuz kapanmasını sağlamak lazım.

Eski bir kapıysa contasızdır, yapışkanlı conta alıp kasaya dönüp, kapının ayarını bu contaya göre tekrar yapmak lazım.

Çünkü yeteri boşluk yoksa kapı kapanmakta zorluk çeker conta montajından sonra. Basit iş aslında, kilit karşılığı tarafından bir foto koy cinsine bakalım.
0
John Bloor
(13.08.21)
@John Bloor, evdeki tüm kapılar yeni. 5 yıl bile olmadı. Uygun bir zamanda atacağım fotoğraf. Teşekkür ederim. Kapı ayarından anlamam büyük ihtimalle.
0
🌸dissendium
(13.08.21)
5 yıllık kapıysa kesin contalı/fitilli kasadır. Kilit karşılığını ayarlicaz 3 tane vidası var. Baya basit iş, evde şarjlı vidalama var mı?
0
John Bloor
(13.08.21)
Fotoğraflar

www.hizliresim.com

www.hizliresim.com

@John Bloor, şarjlı yok, tornavida var. Conta, fitil falan hiç bilmiyorum. Fotoğraflardaki gibi.
0
🌸dissendium
(13.08.21)
1milyoncularda çift taraflı bant gibi ama esnek körüklü kapı fitilleri satılıyor kapı kapandığı zaman boşluk yapmasın tam otursun diye onlardan alırsan olur

aynı şekilde kapı süngerleri de var yapı market, nalbur veya 1milyoncularda onlardan alsan da olur.
0
killerbee
(13.08.21)
John bloorun yontemi fis cikti sanki. Gorselden sonra yorumunu merak ettim. Olur mu gercekten? Sagda solda karsiligini ayarlayacak alan yok. Hem de yeterince uzaklastirmqzsan vidaların girdigi delik genisleyecek ve daha buyuk sorun olacak. Ama genede ayni mantikla biseyler yapilabilir.
0
Kirmizibavul
(13.08.21)
Kasada conta var zaten, diğer yapıştırmalı önerilere gerek yok. Belli ki kapı ayarsız, karşılığın vidaları sökülüp biraz daha contalara yaklaştırmak gerekli, bu sayede kapı kasaya/contaya daha iyi baskı yapacak ve sıkı kapanacak, sallanmayacak.

Üst dile yuva açmamak da ayrı yavşaklık, bazı ustalar yapıyor bunu.

Bu arada karşılığı da ters takmış zaten.
0
John Bloor
(14.08.21)
@John Bloor, ters takmış dediğiniz şey kilit yuvası çıkıntısının ters tarafa gelmiş olması mı? Söküp diğer tarafa çevirince contaya mı yaklaştırmak lazım? Öyle yaparsam @Kirmizibavul'un dediği gibi yeterince uzaklaştırmak gerekecek. Yeterli olur mu? Başka bir yöntem bulunamaz mı? Ben üst dil yuvasını sormuştum yapılırken ama o kadar yer dilin takılması için yeterli dedi. O konuda sorun olmuyor çok.

@sevilen progressive türkücü, onda sorun olmuyor çok.
0
🌸dissendium
(14.08.21)
Aynen öyle, ters çevirip doğru takılacak. Ve de biraz fitile doğru geri gitmeli ki kapı sıkı kapansın.

Dil yuvasını açmamak olmaz, şu an demirin et kalınlığı ile dil tutuluyor ama zamanla o demir aşınıp yuvarlanacak, dili tutamayıp bırakacak. Bir maket bıçağı ile bile yavaşça yuva açılır ileride lazım olunca.

Yalnız şarjlı ya da elektrikli vidalama olmadan elle pek olacak iş değil.
0
John Bloor
(14.08.21)
(15)

Askere alırlar mı beni yanık iziyle? Capsli

goklerdengelenkarar
Sağlık yeteneği yönetmeliğinde ameliyatla düzeltilemeyecek, görselliği bozan yanık izleri diyor. Hareketimi nispeten kısıtlıyor ama kolu kullanabiliyorum. Fazla gerilip canımı acıtıyor tam açınca. Askere gitmek istiyorum. Alırlar mı bu izle? Bilgisi olan var mı?Görğntü fotoda göründüğünden daha komp
Sağlık yeteneği yönetmeliğinde ameliyatla düzeltilemeyecek, görselliği bozan yanık izleri diyor.


Hareketimi nispeten kısıtlıyor ama kolu kullanabiliyorum. Fazla gerilip canımı acıtıyor tam açınca. Askere gitmek istiyorum. Alırlar mı bu izle? Bilgisi olan var mı?

Görğntü fotoda göründüğünden daha kompleks.
0
goklerdengelenkarar
(12.08.21)
Hayatımı mahvetti bu yanık izi. Çocukken dalga geçildi. Büyüdüm sahip olmak istediğim mesleklere mani oldu. Şimdi de askere gidip gidemeyeceğim muamması yüzünden hayatımın seyrini bozdu.
0
🌸goklerdengelenkarar
(12.08.21)
Gitmek istiyorsan alirlar, hatta muayeneye benim gibi montla girersen doktor da gevsekse haberleri bile olmaz.

Sen ozellikle gostermedikce kimse takmaz bunu.
0
divit
(12.08.21)
@divit, peki görürlerse? Ya da gitmek istemeseydim?
0
🌸goklerdengelenkarar
(12.08.21)
askerde sen sikayet etmedikce kafan yerinde olmasin yine alirlar. Kimse senin icin o isin pesine dusmez. Gozum bozuk demedikce gozune bakilmaz.
Eskiden boyleydi, en azindan ben gittigimde.

Sen doktora gidip bende bu var dersen o zaman incelemeler muayeneler baslar.
Sonucunda ne olur bilmem, bence cok bir olayi yokmus izin. Sonucta gorunen yerde degil hareketini de kisitlamiyor dedigine gore.
0
divit
(12.08.21)
@divit

abi eskiden asker muayenesinde dona kadar soyuyorlardı. Artık soymuyorlar mı?
0
eazy
(12.08.21)
@eazy, benim muayene doktorun "bişeyin var mı", benim de "yok" demem şeklinde oldu.

O yüzden gitmek istersen gidersin +1

Hocam bu ne ki kimler kimler gidiyor. Ama ne bileyim selam verirken tam yapamazsan fırçayı da yersin muhtemelen.
0
plutongezegendegilmi
(12.08.21)
@eazy artık soyma yok.

@goklerdengelenkarar siz söylemezseniz kimse bilmez bile. doktor 3-5 soru sorup geçiyor.
0
trajikomix
(13.08.21)
@divit, direkt görünen yerde. Subay ve polis yapmadılar bu yüzden.
0
🌸goklerdengelenkarar
(13.08.21)
Şimdi şöyle bir olay var. Askere gideceğin zaman E-Devlet'ten sağlık durumunu belirten bir form dolduruyorsun. Bu durumu orada belirtmen gerekir. Eğer belirtmezsen eksik ya da yanlış beyanda bulunmuş olursun. Bunun da cezası varmış tespit edilirse. Bu nedenle belirtmeni tavsiye ederim.

Daha sonra aile hekimi durumunu görünce seni hastaneye sevk edecek. İlgili alandaki uzman doktor uygun bulursa gidebilirsin. Yani burada olay uzman doktora gitmek istediğini söylemende. Ona bağlı bir şey.

Bundan bağımsız olarak herkesin zorunlu görev olarak yaptığı askerlikte bu tip bir durum sorun oluşturmaz. Çünkü görselliği ilgilendiren bir durum yok askerde.
0
dissendium
(13.08.21)
@dissendium askerlikte gorsellikle ilgili durumlar var, sirf gorsel sebeplerle muafiyet saglayan rahatsizliklar var. kisaca kagit uzerinde rahatsizligin muafiyet hakki veriyorsa alirsin. mesela sackiranin butun vucuda yayilan turunun (vucuttaki butun sac ve killarin dokulmesi) muafiyet verdigini 2. elden biliyorum. arkadasim sporcu, uzun, kasli dalyan gibi delikanli. vucudunda herhangi bir kil / sac cikmadigi icin ve talep ettigi icin askerden direk muaf oldu. neden? mevzuat oyle. bu hastalik askerlikten muafiyet veriyor. bunun gibi baska rahatsizliklar da var sadece kozmetik etkisi olmasina ragmen muafiyet veren.

ama sey konusunda haklisin, aile hekimi bakar ve "askerlige elverislidir" diye basar. sen ozel olarak sevkini isteyeceksin, bende bu var ve bu sebeple muhaf olmak istiyorum diyeceksin. surec oyle ilerler.
0
robokot
(13.08.21)
Silah tutmana engel olmuyorsa alırlar diye tahmin ediyorum. Benzer bir durumda olan arkadaşıma (el bileğini tam çeviremiyordu) askerliğe elverişsiz raporu verdiler.

Saklamanı tavsiye etmem, muayenede saklasan bile acemiliğe gittiğinde soyunup aşı olacaksın, hatta acemilikte komando muayenesine gitme ihtimalin de var, illaki birinin dikkatini çeker.
0
lappuntamento
(13.08.21)
@goklerdengelenkarar

Subay ve polis yapmamalari normal, orada bin tane muayene oluyorsun. Cok alakasiz seylerden de eliyorlar.
Iz konusu ayirt edici ozellik oldugu icin eliyorlar.
Herkesin ayni olmasi lazim. Bu yuzden kellik de sevmezler ustte ornegi verilmis.

Askere gidenlere sor, sismani kalp sorunu olani vs.. geliyor. Belirtmediyse pesine dusmezler.
Bizde sivilde ayagini kirip bunu gizleyen cocuk vardi, 1 ay sonra agriya dayanamadi itiraf etti gonderildi.

Soylemese zaten ustalikta spor da yoktu idare eder bitirirdi.

Neyse iste en temel olay senin gitmek isteyip istememen.
0
divit
(13.08.21)
Belirttiğiniz madde Hastalık ve Arızalar Listesinde Madde 25'te bulunuyor.
Madde 25 D-2. Ameliyatla düzeltilmesi tam olmayan görünümü bozan, gıda alma, konuşma ve çiğneme ile el ayak fonksiyonlarını güçleştiren her türlü doğumsal anomaliler, posttravmatik deformiteler ve yanık sekelleri.

D kodu olduğu için "Askerliğe elverişli değildir" raporu verilebilir. Ama tabi burada durum kurullara ve biraz da sizin isteğinize bağlı. Bunun için sizin ilk muayenenizde bunu belirtmeniz ve sevk istemeniz gerekiyor.
0
yeninesiltupcu
(13.08.21)
@robokot, adam askerlik yapmak istiyor. Orası kaçmış sanırım. Aile hekimi onaylarsa (ki onaylamaz, mutlaka sevk eder) zaten sorun kalmıyor, askere gidebiliyor. Görsellikle ilgili dediğin durumlar muafiyet sağlıyor olabilir. Benim dediğim görsellik askerde dikkat çekmeyecek düzeyde olan şeyler.
0
dissendium
(13.08.21)
Güzel cevaplar için herkese çok teşekkür ediyorum.

Anlaşışan o ki ben istemezsem girmeyeceğim gibi bir duruödayım. 25. Maddeyi okumuştum. O maddeye göre ben istemezsem almazlar gibi duruyor.
0
🌸goklerdengelenkarar
(13.08.21)
(19)

Kaç yaşında araba kullanmaya başladınız?

ms brownstone
Ve şu an kaç yaşında, hangi seviyedesiniz?Ben 21 yaşında bulunsun diye alıp da bir daha hiç elimi sürmediğim ehliyetimi ömür boyu kullanamayacağımı sanırken 28 yaşında araba kullanmaya başladım şu sıralar. Henüz tek başıma trafiğe çıkamıyorum ama yanımda biri varken İstanbul trafiğine girebiliyorum
Ve şu an kaç yaşında, hangi seviyedesiniz?

Ben 21 yaşında bulunsun diye alıp da bir daha hiç elimi sürmediğim ehliyetimi ömür boyu kullanamayacağımı sanırken 28 yaşında araba kullanmaya başladım şu sıralar. Henüz tek başıma trafiğe çıkamıyorum ama yanımda biri varken İstanbul trafiğine girebiliyorum birkaç gündür ve bu çok ütopik bir şeydi benim için 2-3 hafta öncesine kadar. Ömür boyu araba kullanamayacağımı düşünüyordum çünkü hem hiç hevesim yoktu hem de çok korkuyordum. Ama üstüne gidince hoşuma bile gitti sanırım biraz. Hala korkuyorum gerçi ama arabanın verdiği o özgürlük hissi tatlı da geldi bir yandan.

Sizler kaç yaşında başladınız araba kullanmaya? 28 çok geç bir yaş değil sanırım ama biraz pişman oldum daha önce öğrenmediğim için. Özellikle daha geç yaşta başlayıp da korkusuzca trafiğe girebilenlerin cevaplarını dört gözle bekliyorum hazır birazcık cesaretim gelmişken.
0
ms brownstone
(12.08.21)
O zaman seni üzmeyeyim 30 yaşında ehliyet aldım ehliyet alana kadar sürücü koltuğuna bir kez bile oturmadım, şu an 35 yaşındayım, Türkiye'yi bir uçtan bir uca arabayla geçtim ama her zaman biraz korku iyidir kanaatindeyim, daha tedbirli olmanı sağlıyor.
0
Zaman Tamircisi
(12.08.21)
Araba kullanma virali gibi olmuş. 14-15 yaşından itibaren kaçak göçek kullandım, sonrasında arada sırada babamın arabasını kullandım ama hiç ihtiyaç duymadığımdan ısrarlara rağmen ehliyet almadım. Sonra 29 yaşımda ihtiyacım olunca aldım. 3-5 pratik, trafiğe gir çık, birkaç ufak tefek vurma derken aktif olarak 1 ay kullanınca fena değilim diye düşünüyorum İstanbul'da. Ama sinir stres. Gerekmedikçe kullanmıyorum. Ayrıca hiçbir zaman trafiğe korkusuzca girme. O "korkusuzca" girenler yüzünden E-5 akşamları makas atan beyinsiz magandalarla doluyor. Sürekli sakin ve dikkatli, biraz da çekingen olmakta fayda var diye düşünüyorum. Aşırı güven trafikte olmaması gereken şey. Bir de sakin yerlerde yavaş yavaş sür de kaza falan yapma :)
0
prole
(12.08.21)
korku iyidir +1
ben 12 yaşımda ailemize ait büyük ve boş bir şantiyede büyük servis araçlarında kullanarak öğrendim. 18 yaşında ehliyeti aldım. düzenli araba kullanmam ise 19 yaşında başladı. şimdi yılda 5-6 kere kullanıyorum taş çatlasa
0
my leave requests
(12.08.21)
Sertifikamı alalı bir hafta olmadı. 28 yaşındayım. İlk defa kursta öğrendim.

Öğrenmeye başlarken stres yaşamıştım. Kurs bitse de kurtulsam kafasındaydım. Ama o aşamayı geçince keyifli gelmiyor değil.

Bu arada biraz korku iyidir +1 diyorum.
0
dissendium
(12.08.21)
ilkokuldayken yazlık yerde fasülyeden bir 10-15 metre giderek başladım. ağacın altından evin önüne getirmece falan. sonra babamın güvenip arabayı vermesiyle yine aynı yerde 3-4 km merkeze gider gelirdim. ehliyeti 20 yaşındayken aldım.

ama annem 33 yaşındayken mi ne aldı ehliyetini. 25 sene olmuş. o zamanlar 89 model çakma vites bir şahin'i vardı :D

şimdi tam adres vermiyim ama bir tarafı uçurum, iki arabanın yan yana zar zor geçtiği aşırı virajlı yollardan da gidip geldik, şehirler arası tatile de gittik geldik kensiyle.

yani korku iyidir, hele defansif sürüş en iyisidir.
0
chezidek
(12.08.21)
17 yasinda babamla aksamlari sanayi mahallesinde surerek basladim. 18 yasinda ehliyetimi aldim. o zamandan beri de kullaniyorum.

araba kullanmanin gec yasi olmaz. sonucta bu bir arac. ihtiyacin olursa kullanmayi ogrenirsin. ihtiyacin olmazsa gerek yok.
0
crucio
(12.08.21)
ben 18 yaşında başladım, şu an 34'üm, hep de aktif olarak kullandım diyebilirim ama ya burada ya da sözlükte okuduğum bir cümle vardı, "trafikte herkesin sizden daha salak olduğunu varsayarak hareket edin" diye. bu şekilde tam korku diyemesem de "uyanık" olmak iyidir bence de.

28 yaş geç de değil ayrıca, bir süre sonra görürsünüz zaten.
0
infernal majesty
(12.08.21)
araba kullanmaya o kadar hevesim yoktu ki annem beni zorla kursa yolladı 28 yaşımda, ciddiyim. bence istanbul trafiğinde araç anlamsızdı ve gerek de yoktu ama annem kursun parasını verdiği için ayıp olmasın diye gitmiştim.

33 yaşımdayım, araba kullanmaya birkaç ay önce başladım ve çok da zorlandım ilk zamanlar. benim kafam araba kullanmaya yönelik çalışmıyordu, hani şoförü izlersin falan biraz içinde hevesin olsa kaparsın bişiyler ya, ne bileyim öndeki aracı falan en azından takip edersin. o bende hiç yoktu, bu yaşıma kadar bütün yolculuklarda sadece yolu izlemişim dolayısıyla arabanın hareketlerini kestiremeyip bir canlıya zarar verir miyim korkumu aşmam bayağı zaman aldı :') yanımda birileriyle trafiğe çıka çıka alıştım, çok yakın zamanda da bildiğim her yere tek başıma gidebilmeye başladım. crucio çok güzel söylemiş, bu bir araç sonuç olarak o düzlükte bakmak lazım. bazı araçları daha iyi kullanabilmek için de o araçla daha çok haşır neşir olman lazım. bu düzlükte bakmayı başardığın zaman zaten kendiliğinden gelişiyor olay, hazır oluyorsun. yoldaki her şeye eksiksiz dikkat ettiğini fark ettiğin anda yalnız çıkmaya hazırsın demektir, çok da büyütme gözünde. hadi bakalım.
0
evde liyakat kalmamis
(13.08.21)
19 yasinda ehliyet aldim, 20-24 arasinda da Ankara ve Istanbul´da kulladim. Zorunluluktan arabam vardi. Taciz edilmekten ve 15-20 dakikalik yol icin, 1,5 saat otobüsle yol yapip, iki vesait degistirmekten bikmistim.

Simdi yasadigim yerde toplu tasimada taciz ve cinsel saldiri kulturu olmadigi icin arabam yok. Senelerdir kullanmiyorum.
0
buf-e kür
(13.08.21)
9-10 yaşlarında babam kucağına alırdı direksiyon hakimiyetini de bana verirdi. Sonra sonra yine kucakta olacak şekilde vites değiştirmeyi öğretti. 14-15yaşlarında ayağım pedala ulaştı ondan sonra bütünüyle öğretti ki o zaman Nissan primera vardı. Tabi bu bahsettiklerim trafiksiz yerler. Ehliyet alma yaşına kadar bu pratikte devam ettim ve ehliyet aldıktan sonra da trafiğe çıktım.

Korku şart demiş arkadaşlar ama ben buna katılmıyorum. Trafik kazası korkusu yerine babamın üstümde yarattığı bir psikolojik baskı- korku vardı hep. Bu yuzden kendi canımdan önce arabanın canını düşünerek sürmek büyük işkence oluyordu. Ha bu iyi bir öğretim yolu mu oldu bence hayır çünkü o zamanlar yine dingil gibi kullanıyordum hız yapıyordum vs zamanla kullana kullana yaşlandıkça bir de bu sürme işinin kamilliği çöküyor üzerinize ve artık daha dikkatli özenli kullanıyorsunuz.
0
fıytfıyt
(13.08.21)
18 de ehliyet aldım, 22 de araba sürmeye başladım. öğrenme aşamasında yanımda biri varken sürsem de o gerginlik ve korkum tek başıma çıkmaya başlayınca geçti.
Belli ki araba kullanmayı öğrenmişsin, tek çıkmak birisiyle çıkmaktan daha kolay.
Tebrik ederim
0
zimbirik
(13.08.21)
19'da ehliyet aldım. arabaya 33 yaşında soldan trafik akan bir ülkede ihtiyacım oldu ve kullanmaya başladım. Keşke daha önce gerekseydi ve öğrenmiş olsaydım dediğim oluyor.
0
emininsel
(13.08.21)
17'de basladim bos arazide, koy yolunda vs basladim.
18'de ehliyeti aldim.
20 yasinda ilk arabami aldim (87 civic)
20 senedir ehliyetim var, toplam 500.000km devirmisimdir.
Istabul'da kullanmayi ogrenen dunyanin heryerinde problemsiz gezinir.
0
cooperr
(13.08.21)
33 yaşında aldım, şimdi 36 yaşındayım. Teoride biliyordum o yüzden çok zorlanmadım, 1, hafta önce 2000 km'lik bir yolculuktan döndüm ailem ile.

Her zaman temkinli olmak lazım, direkt önündeki arabadan çok ileriye ve trafiğin durumunu kontrol etmek ve ona göre aracı yönlendirmek her zaman fayda sağlar.
0
devorgilla the gunslinger
(13.08.21)
Ehliyetimi 36 yaşında aldım. Araba kullanmaya 38 yaşında başladım. Çok zevkli bir şeymiş araba kullanmak, dört senedir kullanıyorum hala sabahları "yaşasın şimdi araba kullanacağım" diyorum işe giderken.
0
pispinti
(13.08.21)
iyi şöförlük süper araba manevrası yapmak değil, kurallara uyup tetikte olmak. ben 17 yaşında başladım, 18 senedir araç kullanıyorum bir çok kez dikkatsizlikten ve kendime güvenden kaza yaptım. bence en iyi şöför sakin kalan ve kurallara uyandır. arkadaşım 28 yaşında başladı, bence manevraları atikliği düşük ama her an tetikte ve kurallara uyar. bence o benden daha iyi şöför.

son örnek teyzem eşi ölünce 60 yaşında araba kullanmayı öğrenmek zorunda kaldı. şu an 70 yaşında kullanıyor.
0
mikahakkinen
(13.08.21)
21 yaşında başladım. 27 yaşıma kadar belki haftada bir babamın arabasını kullandım. 27 yaşında kendi arabamı aldım, ama onu kullanmama bile laf ediyorlardı (ne gerek var, Allah korusun vs.). Sonra bir dönem (30 yaş civarı) yurtdışında yaşadım. O zaman araba kullanmaya iyice alıştım. Alışılıyor yani, 28 geç değil.
0
SiyamkedisiZorro
(13.08.21)
ehliyeti 32 yaşında aldım ama araç sürmekten çakmıyordum. ancak 46 yaşında araba sahibi olunca sürmeyi öğrenebildim. acemilere not. istanbul merkezde özellikle fatih'te üç gün araç sürün ondan sonra her türlü araç sürersiniz.
0
lazpalle
(13.08.21)
23 yasinda ehliyet aldim, arabam yoktu uzun süre araba almayi erteledim vs vs. Pandemi olunca seve seve araba almak zorunda kaldim hiç tecrubem yoktu 2 farkli hocadan ders aldim ve çıktım trafige. 34 yasinda.

Başlarda özellikle ders alırken ulan keske daha önce ögrenseydim dedim dedim durdum düşün aracimı alirken başkası ile gittim o beni eve bıraktı adamı taksi ile yolladım

Araç 20 gün otoparkta yattı en çok koyan o oldu.

Daha sonra ufak ufak çıktım trafige şansima ev ile iş arasi onlarca ışık rampa döner kavşak ve dar sokak arası.

Daha önce geçemem dedigi yerlerden dar sokaklardan rampalardan geçiyorsun artik otomatik olarak.

Yeterki iste ve sakince sür merak etme hata yapa yapa beynine kaziniyor.

Hiç unutmam rampayi 3 vitesle tatli tatli cikarken araç cekisten düsmeye basladi gaz verdikçe yemiyor birden araç teklemeye başladı ve istop etti :) arkamda araç korna caliyor vs vs.

Sonra dank etti vites kücultme yapilacak aracin çekisine göre :) simdi refleks olarak bunlar oluyor ama ilk bir kaç gun bunlari yasiyacaksin manuel kullaniyorsan.
0
zanutsas
(13.08.21)
(9)

Yabancı dil öğrenme aşamasında izlenen film ve dizileri anlamaya çalışırken

funl
Nasıl sıkılmıyorsunuz ? İlgimi çekecek programları dizileri bulsam, bu sefer de tam olarak anlayamadığım için geriliyorum. Film ya da diziyi genel anlamıyla anlamak bana yetmiyor. Öyle çok zorlayıcı şeyler de açmıyorum. Bunu nasıl aşabilirim ?
Nasıl sıkılmıyorsunuz ? İlgimi çekecek programları dizileri bulsam, bu sefer de tam olarak anlayamadığım için geriliyorum. Film ya da diziyi genel anlamıyla anlamak bana yetmiyor. Öyle çok zorlayıcı şeyler de açmıyorum. Bunu nasıl aşabilirim ?
0
funl
(12.08.21)
25 yaşından sonra dil öğrenmeye çalışıyorsanız o sıkıntıya katlanmanız gerekiyor. evet dediğiniz gibi çok sıkıcı ama bu da geç öğrenmenin bedeli. tavsiyem daha önce türkçe okuduğunuz veya izlediğiniz ve konuya hakim olduğunuz şeyleri izleyin ve bir şeyleri anlamadığınızda bırakın anlamadığınız gibi kalsın. zaten anlamadığınız kısımları contexten çıkararak öğrenmeye yarıyor izleyerek öğrenme.
0
my leave requests
(12.08.21)
Öğrenme amacıyla izlemiyorum. Yani düşünün, adamlar Breaking Bad gibi bir dizi yapmış, diziyi izleyip keyif almak varken bu diziyi neden İngilizce öğrenmeye kurban edeyim? Diziyi normal şekilde keyif almak için izlerim, aklımda kalan kalır, kalmayan kalmaz. Bu kadar basit.

Örnek olarak bu yıl YDT'ye girdim ilk defa. Ders kitabım bile yok. Sadece BBC okuyarak bile çözebildiğim bir sürü soru oldu.

Öğrenme amacıyla yapılan her şey olumsuz etki yaratıyor bende.

Eziyet çekmeye hiç gerek yok. Dil öğrenmeyi keyifli hâle getirmek gerekiyor.

Ek olarak öğrenmek istediğiniz dile ilgi de çok önemli. Yeterince ilginiz yoksa o iş zor geliyor.
0
dissendium
(12.08.21)
En ince ayrıntısına kadar bildiğiniz içerikleri izleyin. Çok faydalı oluyor. Replikleri kendi dilinde bildiğin için öğrenme daha hızlı gerçekleşiyor.
0
heritage
(12.08.21)
uzun uzun dizi izlemektense kısa videolar seçebilirsin. oturup 20 dk diziyi 1 kere izlemektense 3 dakikalık videoyu 5-6 kere izleyebilirsin. yoğun bir tekrar olacağı için daha öğretici olur bence.

ben şöyle yapıyorum. her gün 15 dk dikkatli bir şekilde herhangi bir şey izliyorum. daha sonra kahvaltıda 20-30 dk pasif dinleme olacak şekilde bir radyo, podcast dinliyorum. onun dışında yaptığım listening çalışmaları biraz daha odaklanarak oluyor. ancak geniş bir yelpazeden içerik seçebilirsin. bazen uzun bir konuşma dinle bazen kısa süreli bir videoyu defalarca dinle. 2-3 dakikalık bir videoyu 5-6 kere dinleyebilirsin.

sıkılma konusunda kısa sürelerle başlayabilirsin. başlarda 5 dakika koy. bu 5 dakika zorla kendini. nasıl olsa 5 dakika sonra özgürüm diye düşün. 1-2 hafta bunu rutin olarak uygula. sonra 10 dakika yap. sonra zamanla arttır süreyi.
0
black mamba
(12.08.21)
önce seveceğiniz bir dizi bulun, türkçe altyazılı izleyin. bitirdikten bir süre sonra bu sefer ingilizce altyazılı izleyin. ben friends'te bu yöntemle fayda gördüm. bir de friends'in dili gayet basit, 1 bölüm 20 dakika, hem de sıkmayan komik ilgi ile takip edilebilecek bir dizi. günlük konuşma ingilizcesi halledilir yani.
0
rose parks
(12.08.21)
iyi bildigin (daha once bildigin bir dilde izledigin) ve cok sevdigin bir seriyi bastan hedef dilinde izleyebilirsin. ne soylendigini asagi yukari bildigin icin ekstra faydasi olacaktir.
0
robokot
(12.08.21)
bir de dil konusunda yetkin değilim ancak türkçe altyazıyla izlenen diziler bence dil gelişimi konusunda çok fayda sağlamıyor. listening için odaklanarak, seviyeye uygun dinlemeler yapmak daha faydalı oluyor. keyif almak için ayrı zaman ayırıyorum pratik için ayrı.
0
black mamba
(12.08.21)
40 dk lik dizi izlemeye calisirsaniz anlamayinca sıkılmak normal.

ellen show un hem turkce hem ingilizce altyazilari vardi eskiden youtubede onlara bakabilirsiniz
0
egokalp
(12.08.21)
+1 sevdiğin bir dizi
Ben de hala çok iyi değilim ama daha önce birkaç gün denedikten sonra bazı şeyleri çok iyi anlamaya başladım. Ama bıraktığım için paslandım yine. İstikrar çok önemli.

Bir de herkes himym öneriyor ama ben çok sevmediğim için ondan başladığımda çok sıkıldım.
0
sevilen progressive türkücü
(12.08.21)
(6)

Sınırları korumak bu kadar zor mu ?

garavel
Selam, şimdi türkiye sınırı malum kevgire dönmüş durumda. Kasıtlı veya kasıtsız bir şekilde on binlerce kaçak giriş oluyor. Peki avrupa'da da durum böyle mi ?https://tr.euronews.com/2021/08/10/letonya-kacak-gocmenleri-durdurmak-icin-ohal-ilan-ettiMesela şu haberde, Letonya OHAL ilan etmiş ve 670 km'
Selam, şimdi türkiye sınırı malum kevgire dönmüş durumda. Kasıtlı veya kasıtsız bir şekilde on binlerce kaçak giriş oluyor. Peki avrupa'da da durum böyle mi ?

tr.euronews.com

Mesela şu haberde, Letonya OHAL ilan etmiş ve 670 km'lik sınırı var. Şimdi nasıl korunabilir ki 670 km 'lik sınır ? Yani 5 değil 10 değil nasıl oluyor bu işler bilmediğimden soruyorum, belli aralıklarla nöbetçiler vs mi oluyor ?

Haberde şöyle bir cümle geçiyor

'' Litvanya parlamentosunda yapılan oylamada ise 670 kilometrelik Belarus sınırının 508 kilometresine 4 metre yüksekliğinde dikenli tel duvar örülmesi onaylandı. Reuters'a konuşan Litvanya İçişleri Bakanı Agne Bilotaite, tel duvarla ilgili "Bu fiziksel bariyer olmadan sınırlarımızı korumanın imkanı yok. Bu çok açık ve net." ifadelerini kullandı. ''

Yani her geçen zamanda sanki gelişmiş ülkelere bi göçmen akını artarak devam ediyor ve sanırım şuan avrupa'nın iklim krizi ile birlikte en büyük sorunu bu. Ne olacak peki ? Her ülke kendine böyle 1000 km lik duvar mı inşa edecek ?

Yani düşünüyorum aklım almıyor, mesela tr sınırını şuan nasıl koruyabilir ki ? Ki tr'nin sınırı çok çok daha fazladır tahminim. Ne yapılabilir ?

Ek olarak bir şekilde sınırı geçmiş kişileri neden kamplara yerleştiriyorlar ? Topluca götürüp uçağa bindirip geldikleri yere gönderemiyorlar mı ? Burada tek aklıma gelen o kişinin geldiği ülkeyi söylememesi ve kimliği vs yırtıp atması. E bu bug gibi bir şey mi o zaman avrupaya gitmede ?
0
garavel
(11.08.21)
kılıçdaroğlu bir twitinde açıkladı, ak parti anlaşma ile açmış zaten sınırları

twitter.com
0
duyurukullanıcısı
(11.08.21)
türkiye acık kapı politikası uyguluyor hala anlamadın mı. amac sınırları korumak değil ki
0
sizofren06
(11.08.21)
soruyu anlatamadım galiba, sorum korumak isteyen ab ülkeleri dahi koruyamıyor, türkiye korumak istemiyor tamam o cepte. korumak istese bile ne yapabilir ki diyorum.

tam olarak okudunuz mu soruyu ?
0
🌸garavel
(11.08.21)
Korumak istese seçenek çok.

Termal kameralar kullanılıyor.

İnsansız hava araçları zaten hep havada.

Helikopterle devriye de atılabilir.

Bir de geçenlerde öğrenmiştim. Toprağın altına kablo gibi bir şey döşüyorlar. Bu kablo basıncı algılayabiliyor. Kablonun üstünden insan geçtiyse haber alınabiliyor. Sonra oraya ekip gönderiliyor.

Duvar yapılamayacak şey değil. ABD Meksika sınırında duvar var. Duvar yapılınca belirli kilometrelerde gözlem, kontrol noktaları olur.

Sınır güvenliği her an dikkat gerektiren bir konu.

Özellikle İspanya Cebelitarık Boğazı'ndan geçmeye çalışan göçmenleri bayağı sıkı takip ediyor.
0
dissendium
(11.08.21)
çok basit. sınırıdışı etme politikaları ve caydırıcı cezalar ile gelenlerin sayısı ciddi oranda azalır. tamamen sıfıra çekemezsin belki ama senede 750 bin afgan geleceğine 50 bin tane gelir. onlar da yakalanma sınırdışı edilme korkusuyla öyle plajdaki kadının gizli gizli videosunu çekemezler.
0
orpheus
(11.08.21)
Sınır güvenliği genelde komşu ülkelerin birbirleriyle ilişkilerine ve doğal yapıya göre şekilleniyor. Yani iki düşman ülke arasında çok sıkı kontroller olabilir sınırın uzunluğundan bağımsız ya da çok dağlık, zor bir coğrafyada sınır güvenliği sağlamak o kadar kolay olmayabilir. Ancak tabi bu hiçbir şey yapılamaz demek değil, sonuçta sınırın her yeri eşit derecede riske sahip olmuyor, geçişler genelde belli noktalardan yapılır. Devlet de buna uygun termal kamera, gözetleme kuleleri, fiziksel engel (Duvar, tel, vb.) ile güvenlik sağlayabilir, sağlıyordu da normalde belli bir noktaya kadar.
0
salihdt
(11.08.21)
(10)

Hangi Bölüm Tercih Edilmeli?

infernalcadre
a)Sınıf Öğretmenliğib)Özel Öğretim ÖğretmenliğiKPSS atamsı, KPSS zorluğu vs.
a)Sınıf Öğretmenliği

b)Özel Öğretim Öğretmenliği

KPSS atamsı, KPSS zorluğu vs.
0
infernalcadre
(11.08.21)
tabii ki özel eğitim.
0
rose parks
(11.08.21)
kesinlikle özel eğitim. atanmaları da tayinleri de diğer branşlara göre çok çok kolay. 2. öğretim olsa benim de okuyasım var hatta.
0
dedim ben sana
(11.08.21)
özel eğitim.
atanamazsan da önemli değil. dışarıda daha kolay iş bulursun.
0
ananotherlife
(11.08.21)
Özel eğitimin sabrı ve şartları çok daha ağır olabilir, ona göre düşün. Önce mutlaka özel eğitim öğretmenlerinin konuştuğu forumlara bak incele oku bol bol. Lütfen hayatının hatasını yapma, iyice incele.
0
1bir1bir1
(11.08.21)
Normalde özel eğitim gibi gözüküyor ama meslek hakkında da bilgi sahibi olmak lazım. Özel eğitim öğretmenliği herkesin yapabileceği bir iş değil. Pişman olmamak için araştırmanız gerekiyor.
0
dissendium
(11.08.21)
özel eğitim ücreti hem fazla, hem daha önü açık.
0
mikahakkinen
(11.08.21)
Sınıf öğretmenleri bile yeri geliyor birinci sınıf çocuklarıyla zorluklar yaşıyor. Özel eğitim gerçekten zor bir meslek. Üç kuruş için stres sahibi olmaya değmez.

Yazdığım şey yanlış anlaşılmış, dönüp baktığımda hak verdim. Demek istediğim şey sırf para için seçilmemesi gereken bir meslek olduğuydu. Gerçekten bu iş için uygun olduğunu düşünenlerin tercih etmesi gereken bir meslek, öyle kolay atanıyor daha çok para getiriyor diye değil. Bu nedenle üç kuruş demiştim. Çünkü hakikaten onca emeğin, fedakarlığın yanında ne olsa üç kuruş kalır.
0
ruhen hastayim ben
(11.08.21)
zihinsel engelli, ya da genel olarak engelli bireylerin de vicdanlı öğretmenlere ya da eğitmenlere ihtiyacı var. bu mesleğe karşı üç kuruş para için değmez diye düşünenler beş kuruş para da olsa seçmese daha iyi olur zaten. öğretmenlik böyle bir şey olmamalı.
0
das ende der welt
(11.08.21)
özel eğitim psikolojik olarak zorlu olabilir. Bunu da göz önünde bulundurun.
0
anten
(11.08.21)
hangisinin daha kolay ataması var ise onu seçeyim kafasındaysanız lütfen bu iki öğretmenlik bölümünü seçme arzunuzu tekrar bir gözden geçirin. bu amaçla bu soruyu sormanız bile özel eğitim öğretmenliğini seçmemeniz için aslında bir veri oluşturuyor kusura bakmayın. elbette size de hak verdiğim noktalar var muhakkak, gelecekte işsiz kalmak istemiyorsunuz pek çok üniversite mezunu gibi. ancak sınıf her ne kadar özel eğitim gibi olmasa da özel eğitim bütün bunların dışında mesleki ilgi alaka ve yüksek özveri isteyen bir branş. evet ataması daha çok ve daha kolay ancak salt bu amaçla seçerseniz hem size hem sizden bir şeyler öğrenmek isteyen çocuklara haksızlık etmiş olursunuz. kendinizi iyi tanıdığınızı düşünüyorsanız; iki mesleği de yapan birleriyle görüşün detaylı konuşun veya çalışma ortamında görün mümkünse. öyle karar vermeniz daha kolay olur.
0
pardus
(11.08.21)
(6)

Ice tea'lerin tadı neden farklı? Evde yaptığınız bir tarif var mı?

la traviata
Mesela lipton ice tea 330luk kutuda başka tatta, 1 lt.lik karton kutuda başka tatta, 1 lt.lik plastik kutuda başka tatta gibi geliyor bana.Bulunduğu kapların hammaddesi sebebiyle mi bu böyle, yoksa imalat sırasında tam istenen kıvam mı tutturulamıyor?sanki 330'luk olanlar en idealiymiş gibi değil mi
Mesela lipton ice tea 330luk kutuda başka tatta, 1 lt.lik karton kutuda başka tatta, 1 lt.lik plastik kutuda başka tatta gibi geliyor bana.

Bulunduğu kapların hammaddesi sebebiyle mi bu böyle, yoksa imalat sırasında tam istenen kıvam mı tutturulamıyor?

sanki 330'luk olanlar en idealiymiş gibi değil mi?


--

Bir de çok uzun yıllar önce (yasaklandığı zamanlar da olmuştu yanlış hatırlamıyorsam) daha çok çay tadı alıyorduk diye hatırlıyorum. şimdi şekerli bir içeceğe dönüşmüş tamamen.

sizin evde kendi yaptığınız bir tarif var mı?
ya da alternatif şu şekersiz içecekle serinliyorum dediğiniz bir şey?

Teşekkürler.
0
la traviata
(10.08.21)
330 olanlar iyi. Şişe olanlar kötü. Sebebini bilmiyorum.

Hayat'ın şu ürünleri daha az şekerli.

pazarlamasyon.com
0
dissendium
(10.08.21)
Lipton'un en güzeli 1 litrelik pet şişedeki bence. 330'luklar tatsız gibi geliyor.

Ben bi kaç kere yaptım da şeker koymadığım için çok acı oldu, içemedim. Poşet çayı sürahiye atıyorum, üstüne su koyup dolaba atıyorum. Ertesi gün içerken içine limon sıkıp içiyorum. Tadı biraz acımsı oluyor, daha az bekletmeyi falan da denedim ama faydası olmadı. Limonu önceden atarsan da rengi bulanık oluyor :)

Buzlu kahve içiyorum ama onun da fazlası zararlı tabi. Soğuk demlenmiş yeşil çaya limonata karıştırıp içiyorum bi de, o fena olmuyor.
0
plutongezegendegilmi
(10.08.21)
Ben evde yapıyorum. Türk usulü toz çay kullanmıyorum. İri yapraklı çaylardan seçiyorum ya da chado, beta tea gibi yerlerden değişik çaylar deniyorum.

Büyükçe bir kavanoza 3-4 tatlı kaşığı çay, üzerine kafama göre ufak bir parça tarçın, kuşburnu, kızılcık gibi (kış çayından tırtıkladığım) şeyler, bazen freeze dried lime/limon dilimi atıp, soğuk suyla doldurup buzdolabına kaldırıyorum, 1-2 gün kendi kendine demleniyor. Ya da balkona koyuyorum, güneşte 3-4 saat kalıp renkleniyor, sonra buzdolabına alıyorum. En fazla iki gün sonra süzüp cam şişeye aktarıyorum.

Şekerli istersem (sıvı şeker ve mısır şurubu toz şekerden farklıymış gibi burada öcü ilan edildiği için bulamıyorum veya pahalı) çok az miktarda sıcak suyun içinde 1-2 tatlı kaşığı bal eritip, üstüne limon sıkıp onun üstüne soğuk çayı koyuyorum. Balı demlenirken koyunca da bulanıklaşıyor rengi.

Kırmızı meyve çayı, blue butterfly pea çayı, beyaz çay, rooibos falan da aynı şekilde soğuk demliyorum.

Onun dışında buzlu kahve +1 sütsüz şekersiz iced americano yapıyorum, aylardır sıcak kahve içmedim.

Az şekerle limonata yapıyorum, hazır limonatalar aşırı şekerli geliyor ama limonata içmek istiyorum.
0
kobuzchu kiz
(10.08.21)
evde yaparsan icine cay koymaman lazim.

Glikoz surubu + su + aroma yeterli.

Orijinal icerigi bu:
Su, şeker, fruktoz, asitler (sitrik asit, malik asit), siyah çay ekstraktı (%0,14), şeftali suyu konsantresi (% 0,1), asitlik düzenleyici (trisodyum sitrat), aroma vericiler (şeftali aroması), antioksidan (askorbik asit), tatlandırıcı (steviol glikozitler).
0
divit
(11.08.21)
evde yapmanın yolu şoklamak.
Normal demleme çayı soğutursanız acılaşır.
Yavaş soğutursanız acılaşır.
Demlenen çayı, buz dolu sürahiye döküp şok soğutmanız lazım acılaşmadan
sonra limon + şeker
0
Corc
(11.08.21)
Kirmizi meyveli ya da gorece tatli meyve caylarini yapiyorum. Sicak demleyip ustune soguk su, sonra buzdolabi.

Seker koymuyorum, caydaki aromalar tat veriyor zaten. Siyah cayla hic denemedim
0
kuehles blondes
(11.08.21)
(4)

Tezsiz yüksek lisans

FreSh
Merhaba. Kimya mühendisiyim. Tezsiz yüksek lisansa başvurmak istiyorum. Işletme yönetimi (MBA sanırım?) ve Mühendislik yönetimi arasında kaldım. Is hayatıma hangisi daha çok katkı sağlar?Veya farklı öneriniz var mıdır?Bir de mesela birden fazla yere başvurup iki yerden kabul aldım diyelim, gitmediği
Merhaba. Kimya mühendisiyim.

Tezsiz yüksek lisansa başvurmak istiyorum. Işletme yönetimi (MBA sanırım?) ve Mühendislik yönetimi arasında kaldım. Is hayatıma hangisi daha çok katkı sağlar?

Veya farklı öneriniz var mıdır?

Bir de mesela birden fazla yere başvurup iki yerden kabul aldım diyelim, gitmediğim yere olan başvurum iptal olabiliyor değil mi (ben karar verene kadar başvuru süreleri bitecek, işi garantiye alayım :D)
0
FreSh
(10.08.21)
Tezsiz yapacagina hic yapma, universitelerin para gelsin diye cikardiklari bisey demisti akademisyen arkadasim. Benim alanim egitim bilimleri olmasina ragmen yapmaktan vazgectim. Size hic bi katkisi olacagini sanmiyorum. Yapacaksaniz tezli yl ya da butunlesik doktora falan yapin.
0
dedim ben sana
(10.08.21)
1 yıl için 7, 8 bin lira vereceğinize o parayla alanınızla ilgili eğitim alabilirsiniz. Kalite yönetim sistemi gibi... İSG de faydalı olabilir.

İki bölüm için derslere bakın. Mühendislik yönetimi gördüğüm kadarıyla endüstri mühendisliği tarzı bir eğitim içeriyordu.
0
dissendium
(10.08.21)
"Bir de mesela birden fazla yere başvurup iki yerden kabul aldım diyelim, gitmediğim yere olan başvurum iptal olabiliyor değil mi"

basvuru "iptal" olmuyor ama kabul aldigin yere gitmek zorunda degilsin. kabul aldiktan sonra gidip kayit yaptiriyorsun tercih ettigin programa.
0
hot potato
(10.08.21)
Biraz daha biriktirip yurt dışında yap, o sırada ücretsiz izne çık
Ücretiz eğitimli ve haftada 20 saat çalışma izni veren bir ülke bulursan buradakinden daha bi hayat standardında vakit geçirisin zaten
Sonra ister dön(çok daha büyük kozun olur) ister yurt dışında kal ( bir süre iş aramak için hakkın olacak)
Sonra gelsin kısa sürede eu oturumu
0
rewlack
(10.08.21)
(26)

İkinci el neler aldınız?

bugisme
Şimdiye kadar hangi ürünlerin ikinci eline pra verdiniz?
Şimdiye kadar hangi ürünlerin ikinci eline pra verdiniz?
0
bugisme
(10.08.21)
Kitap, kıyafet, telefon, ipad, araba
0
fotrsapka
(10.08.21)
kitap, cep telefonu, araba, motosiklet, bebek arabasi
0
in vino veritas
(10.08.21)
Sadece kitap.
0
dissendium
(10.08.21)
akvaryum
0
ycm
(10.08.21)
kitap ve modem.
0
fff02561
(10.08.21)
mikrodalga fırın, fırın, dolap, keson, araba, bilumum mutfak eşyaları. uu dolu.
0
chezidek
(10.08.21)
Bisiklet, telefon, hoparlör, araba, mont ilk aklıma gelenler.

Sattıklarım arasında ise plastik sürgülü kapı da var, buzdolabı da, converse ayakkabı da.

Her şeyin alıcısı vardır derlerdi de inanmazdım. Çok acayip şeyleri evde fazlalık oluyor diye ilana koydum ve hiç düşünmeyeceğim kadar hızlı sattım.
0
chicha_v2
(10.08.21)
Ev, laptop, sim-rig, e-reader
0
kaptan memo
(10.08.21)
kitap, org, saat, dambıl (ağırlık), plak, cd/dvd,
0
tabudeviren
(10.08.21)
çok düşündüm sadece bi tane bulabildim.

klavye. çok şey sattım ama.
0
jelly bear
(10.08.21)
Epeydir ikinci el almıyorum saydıklarım hep erken 2010'ler

Bisiklet, Telefon, Tablet, Kitap, Klasik oyun konsolu (başka çaren yok zaten), Sahibini tanıyorsam müzik enstrumanı, audio ekipman.
0
hedep
(10.08.21)
Genelde sıfır üründen yanayım ancak üretimi kalkan ve tasarımına bayıldığım şeylerin istemesem de ikinci elini alıyorum.
Saat, kitap, maket
0
Başkalaşım
(10.08.21)
Sadece kitap sanirim
0
rayde
(10.08.21)
Müzayedelerden ve antikacılardan tabak, çay kahve takımları, resim gibi çok eşya alırım. Benim için hastalık gibi bir şey.

Bunun dışında fotoğraf makinelerimi ikinci el aldım
0
jazzabel
(10.08.21)
E-book reader, ipod, modem, telefon. Aklima gelenler simdilik bunlar.

Genelde elektronik almışım. Evet.
0
westblack
(10.08.21)
Araba:(
0
lion de la Turquie
(10.08.21)
Kitap, öğrenci evimdeki buzdolabı, analog fotoğraf makineleri. Antikacılardan dekor için aldığım şeyler var, başka da bir şey yok sanırım.
0
kobuzchu kiz
(10.08.21)
Telefon,
Fotoğraf makinası ve lens,
Gitar,
Harddisk,
Modem,
Masa, Tablo, Saat,
Ders Kitapları,
Buzdolabı,
Bulaşık Makinesi,
Akvaryum,
Oyun Konsolu (Xbox), video oyunları,
Mikrodalga Fırın
0
ananiyimioguz
(10.08.21)
sadece araba. o da 1 defa.
0
turbo sadık
(10.08.21)
yatak, halı, ç.mak., bulaşık mak, masa, tencere, süpürge, bisiklet, laptop...

artık alamıyorum. okb gelişti. araba bile alamam sanırım.
0
ya ben lan neyse
(10.08.21)
Araba, ogrencilikte beyaz eşya. Kiyafet,koltuk, yatak gibi urunler de asla almam kategorimde.
0
pofudukayi
(10.08.21)
Telefon, motosiklet, kitap.
0
new day new life
(10.08.21)
Edit yapamadım ama aklıma sonradan geldi. Şu an yaşadığımız evde eski kiracının yeni evine sığmadığı için bıraktığı TV sehpası ve raf seti var. Biz yenilemek istiyorduk, onlar satacakmış, rengi de mobilyalara uyuyordu, biz aldık. Taşınırken bırakıp gittiler.
0
kobuzchu kiz
(10.08.21)
Kitap
0
2027
(11.08.21)
yazıcı, bilgisayar (ofis devraldım. kişisel kullanım için olsa düşünmezdim)
kindle
kablosuz kafaüstü kulaklık
modem
0
unalub
(11.08.21)
araba, ipad, ekran kartı
0
dafuq
(11.08.21)
(3)

Ehliyet başvuru

dissendium
Sertifika ehliyet başvurusunda isteniyor mu? Ödemeleri yaptıktan sonra sadece biyometrik fotoğraf götürmek yeterli mi?
Sertifika ehliyet başvurusunda isteniyor mu? Ödemeleri yaptıktan sonra sadece biyometrik fotoğraf götürmek yeterli mi?
0
dissendium
(10.08.21)
kurs size bi dosya vermedi mi? ben sadece o dosyayı alıp gittim. içinde sertifika, foroğraf da vardı ve evet sertifika isteniyor. bana geri vermediler çünkü nüfus müdürlüğünde. raporumu vs geri vermişlerdi.
0
elorelia
(10.08.21)
@elorelia, sertifikayla beraber kayıt olurken ne kadar belge verdiysem hepsini geri verdiler. Bunları randevuya mı götüreceğim?
0
🌸dissendium
(10.08.21)
evet hepsini götürün. gerekli olanları alır, kalanı size verirler.
0
elorelia
(10.08.21)
(7)

askerlikten 1 sene yırtmak için aöf mü yl mi?

avatar is back
en alakasız yl'de olur aöf'te olur hangisi kolaysa onu yapmak istiyorum. hayatımda açıköğretimle alakalı bişey duymadım çevremde okuyan yok. askerlik tecili için işe yarar mı? yoksa random bi üniye git yl yap mı dersiniz? (başlasam da seneye haziranda bırakacam zaten umrumda değil). ales 89, puana g
en alakasız yl'de olur aöf'te olur hangisi kolaysa onu yapmak istiyorum. hayatımda açıköğretimle alakalı bişey duymadım çevremde okuyan yok. askerlik tecili için işe yarar mı?

yoksa random bi üniye git yl yap mı dersiniz? (başlasam da seneye haziranda bırakacam zaten umrumda değil).

ales 89, puana güveniyorum ama kabul edilmem kolay olur mu?
0
avatar is back
(10.08.21)
Tezsiz yüksek lisans bölümlerine ALES puanı olmadan da başvurulabiliyor bazı üniversitelerde. O da denenebilir ama ücretli.
0
dissendium
(10.08.21)
@dissendium, tezsiz diye askerlik tecilinde problem olmaz değil mi?
0
🌸avatar is back
(10.08.21)
lisans mezunu isen ki seçeneklerden biri yl olduğuna göre öylesin aöf kurtarmaz. tek seçenek yl zaten. bir üst öğrenim gerekiyor.
0
hadsafhada
(10.08.21)
yl dediğine göre 4+ yıllık bir üniversite bitirmişsin demektir.
üniversite bitirdiğin için üniversite okuyarak
askeriğini tecil ettiremezsin diye biliyorum
diğer seçeneği değerlendir derim; YL yapmak
0
meko
(10.08.21)
Sorun olmaz ama süresi daha kısa.

lee.itu.edu.tr

İTÜ 1 yıl demiş.
0
dissendium
(10.08.21)
İkinci 4 senelik üniversite tecil yapmıyor. Mezun olduğunun hep bir üstüne geçmen lazım. Mesela yl hakkın biterse artık yl tecil etmiyor. Doktora yapman lazım. Özel bir sebebiniz yoksa bence hiç uğraşmayın bu tip şeylerle. Yurtdışına çıkıp dövizli askerlik yapmayacaksanız askerlik tamamlamış beklentisi olan iyi işleri kaçırıyor olacaksınız.
0
neysene
(10.08.21)
TEcil için okuduğunun üstünde bir seviyede devam etmen lazım. Yani 4 sene bitirdiysen yuksek lisans
0
anten
(10.08.21)
(3)

tercih öncesi sorular,sorular,sorular....

super gazi
herkese mutlu sağlıklı günler üniversite öncesi yorum ve soru karışık bazı şeyler soracağım..1-26/27 haziran tarihlerinde hem tyt hem ayt sınavına girmiştim,açıkçası sınavdan hiç umudum yoktu.bugün merak edip baktım.obp puanı ile birlikte sözel puanım 395,sıralamada 5.987'inci olarak gözüküyorum.15
herkese mutlu sağlıklı günler üniversite öncesi yorum ve soru karışık bazı şeyler soracağım..

1-26/27 haziran tarihlerinde hem tyt hem ayt sınavına girmiştim,açıkçası sınavdan hiç umudum yoktu.bugün merak edip baktım.obp puanı ile birlikte sözel puanım 395,sıralamada 5.987'inci olarak gözüküyorum.15 sene sonra sınava girmiş birisi olarak bu başarı mıdır?.bir de bugün sözel bölümleri inceledim,hepsi de birbirinden gereksiz bana göre,sözel bölüm okuyup'ta bir insanın böyle bir ülkede,böyle bir ortamda iş bulması imkansız..(tabii arkasında dayısı,torpili varsa o başka)

2-eşit ağırlık bölümleri güzel açıkçası,bunlardan birini seçsem girebilir miyim?eşit ağırlık sıralaması 190.000 küsürlerdeydi yanılmıyorsam.

3-bir de aklıma şöyle bir şey geliyor şimdi diyelim herhangi bir bölüm yazdık sözelden tarih öğretmenliği,edebiyat öğretmenliği,gazetecilik vb tırı vırı şeyleri.şimdi buralarda 1 yıl takılıp ardından bölüm değiştirilir mi?.mesela hukuk,sosyoloji veya buna benzer bölümlere geçiş hakkı var mı?.yani bize uymadı,verim alamadım vb gerekçelerle başvuru yapma şansı var mıdır?..varsa böyle bir durum yaşamış kişiler deneyimlerini paylaşabilir mi?.

4-bir de konuyla pek alakası yok ama bu ülkede neden tüm üniversitelerde psikoloji bölümü var anlayamadım..tabela üniversitelerinin bile tamamında psikoloji bölümü var.neden bu böyle?çok mu talep var bu bölüme?her bitiren psikolog mu oluyor,iş imkanları sınırsız mı?hemen iş mi buluyorlar.bazı üniversitelerin psikoloji puanları çok düşük,ea'dan 250 puanla bile alan var..bu insanlar muayenehane açıp ilaç falan yazabilir mi?..bu işi bilenler anlatabilirse çok iyi olur?..

son olarak umarım herkes istediği yerlere yerleşir,okuduğu yerlerde hem mutluluk duyar,hem de bilgilenir ve ileri ki hayatında onun için önemli bir mihenk taşı olur,vereceğiniz bilgiler önemlidir...
0
super gazi
(10.08.21)
1. Puan ve sıralama fena değil ama sözel alanın çok olayı yok.

2. Puanınız hesaplandıysa tercih yapabilirsiniz.

3. Sınava girilen yılki puanına göre geçiş yapma şansı vardı en son aynı bölüm için.

4. Psikoloji moda oldu biraz. İlaç yazamazlar. Doktor değiller.

Sözel deyip geçmemek lazım aslında. İdealist biri neden iyi bir tarihçi olamasın.
0
dissendium
(10.08.21)
öncelikle tebrikler, sözelde 15 senenin ardında 5 bine girmek bence bir başarı.

1. şu anki bölümünüz ne bilmiyorum ama gastronomi okunabilir. ilgin varsa çok keyifli okunabilir bir bölüm. özel eğitim öğretmenliği iş bulunabilecek bir bölümdür. fazla sabır ister. eğer bu işi yapmak isterseniz tabii.
sözeldeki bölümler güzel aslında, ama iş bulma olarak muhakkak yanına pek çok özellik daha eklemek gerekiyor. siz tercih yapma istiyor musunuz? nasıl bir meslek seçmek istersiniz buna göre daha ayrıntılı olarak bölümlere bakılabilir.

2. ilginiz varsa grafik tasarım vs okunabilir. psikoloji var, okunabilir. okulun kadrosunun iyi olması lazım. hakeza pdr için de aynısı geçerli. pdr devlette daha kolay iş bulabiliyor. ama kpss lazım. uğraş gerektirir.
ileriye yönelik bir hedefiniz varsa ona göre daha kolay yönlendirme olabilir.

3. bölüm geçişlerinde üniversite puanı etkilidir. puanınızdan daha yüksek bir bölüme geçemezsiniz. ayrıca sözelle alan bir bölümden ea bölümüne geçemezsiniz. ea puanınız olsa bile geçmek istediğiniz üniversitenin o bölümüne en son girmiş kişisinden daha yüksek puanınız olması gerekiyor. hukuk için de en düşük sıralamanızın 125. binde olması lazım.

kılavuzdan bakabilirsiniz.
dokuman.osym.gov.tr

4. psikoloji bölümü özel üniversiteler için kolay para kazanma yerine dönüştü. biraz da bundan dolayı fazlalar. eğitim kadrosuna bakmanız lazım.
kadrosu iyi olmayan okulda psikoloji okumak bir şy öğretmez.

ilaç yazma yetkisi yalnızca tıp doktorlarındadır.
0
ananotherlife
(10.08.21)
1- Sözel puanın iyi de sözelin kendisinde bi hayır yok ki, ne diyelim şimdi

2- ea'da 200k sıralamada gireceğin yerlere yine o puandaki kişiler gelecek. seviyesi düşük ortam vs hiç bişey kapamama ihtimalin var. tercih yapabilirsin tabi.

3- evet öyle bir hakkın var. çok zor da değil ama sadece ortlamanı bi tık yüksek tutman lazım okul içinde. sözelde o da zor değil. önceki senenin puanını kullanmak istiyorsan yine aynı bölümün başka ünide okumak için kullanırsın anca. yatay geçiş vs araştır derim.

4- eşit ağıtlıkta bir bölüm yok zaten, okullarda mecbur oradaki öğrencileri çekmek için ya hukuk açıyorlar ya da psikoloji. çoğunun içi boş ve çöp. türkçe'de 40 sorudan 15 doğru yapamayan adam psikoloji okusa ne okumasa ne. tıp doktorları hariç kimse ilaç yazamaz.
0
avatar is back
(10.08.21)
(8)

En yaşanabilir şehir ve ilçeler

evanesco
Yaşamları boyunca İstanbul'da ikamet etmiş olan ailem artık bıktı ve gitmek istiyorlar. Klasik Ege/Akdeniz'de küçük bir yere yerleşelim fikirleri var ama nereye yerleşemeleri gerektiği konusunda epey kararsızlar. Deneyimlediğiniz -Türkiye içinde- en yaşanabilir yer neresiydi?
Yaşamları boyunca İstanbul'da ikamet etmiş olan ailem artık bıktı ve gitmek istiyorlar. Klasik Ege/Akdeniz'de küçük bir yere yerleşelim fikirleri var ama nereye yerleşemeleri gerektiği konusunda epey kararsızlar. Deneyimlediğiniz -Türkiye içinde- en yaşanabilir yer neresiydi?
0
evanesco
(10.08.21)
egede yaşanacak bir yer kaldı mı bilmiyorum. Yazın nüfus aşırı artıyor. Bence en yaşanılabilir büyükşehir Ankara. Muğla merkez iyidir ancak çok bir olanak yok. Aydın Denizli Manisa kesinlikle önermem.
0
mikahakkinen
(10.08.21)
egede hala güzel yerler var ama bazı şeylerden feragat etmek gerekiyor örneğin

yaşlılar için sağlık kurumlarına ulaşım kolay olsun
hem sakin bir yer olsun ama büyükşehire yakın olsun
hem kiralar ev fiyatları uygun olsun hem evler güzel olsun

bunların hepsi aynı anda olmuyor, çok sakin ve uzak gelmeyecekse karaburun mordoğan tarafları güzel bence
0
freebird5406_2
(10.08.21)
Samsun tavsiye ederim. Hem Karadeniz hem büyükşehir.
0
dissendium
(10.08.21)
İzmir
0
Muzcu
(10.08.21)
Çanakkale düşünülebilir.
0
i think therefore i am
(10.08.21)
Antalya'nın yaylalarını bir inceleyin derim. Feslikan yaylası, Üçoluk, Altınyaka, Söğütcuması, Gömbe, Ördübek, Bademağacı, Ormana... Buralar hep "kimse bilmesin bize kalsın" dediğimiz yerler. Söylemedim sayın :)
0
ultranil07
(10.08.21)
mavikent antalya
0
entropik
(13.08.21)
Çanakkale +1
0
naksidil
(13.08.21)
(11)

Kasiyerlikte dikkat etmem gerekenler nelerdir?

madurumdamadurum
...
...
0
madurumdamadurum
(09.08.21)
Marketlerde hırsızlıklara dikkat etmen gerekir. Açık çıkarsa maaştan kesilebiliyormuş. Sahte para da verilebilir. Dikkatli olmaya dikkat et.
0
dissendium
(09.08.21)
Çok abartılı ve sürekli açık çıkmazsa bişey olmaz ikinci sınıf dandik marketler keser öyle hemen maaştan. Göze batmadan güzel güzel çalış, kasana giren çıkana iyi bak. Kasalar kullanıcı kodu ve şifresiyle açılan şekildeyse kendi şifrenle kimseye açtırma, molaya giderken kasadaki kullanıcı hesabını kapat. 50 tane kart kullanıp puan vs harcamaya çalışan delilere karşı sabırlı ol.

Benim kişisel ricam lütfen pos nasıl çalışır puan nasıl kullanılır vs iyi öğren. Örneğin promosyon kodlu bir alışverişte kodu nereye gireceğini iyi öğren. Müşteri olarak ben araştırıp öğretiyorum çoğu zaman. Çalıştığın yerin kampanyalarını filan takip et gelen yazışmaları vs oku. Yani elinin altındaki aletleri eksiksiz kullanabiliyor ol.
0
infernalcadre
(09.08.21)
Güler yüzlü olmaya çalış, doğru tahsilat yap, ekipmanların çalışma mantığını öğren. Mantığını öğren ki en ufak hatasında çözüm için fikrin olsun.
0
Karmaşıklık
(09.08.21)
Dissendium +1 sokağımda bulunan 3 harfli marketin deposundan kasanın çekmecesi çalınıyor 8000 tl varmış içinde, markette 2 personel var o anda ve kalabalık yüzünden 2 kasa aktif çalışıyor. Hırsızlar 3 kişi kadınlar kasaları meşgul ederken adam depoya giriyor çekmeceyi alıp gidiyor . 2 gün sonra yakalanıyorlar fakat para yok tabi ortada. Kasada ki çalışanlardan biri market sorumlusu olduğundan şirket merkeze çağırıp tüm parayı tam maaş kesintisiyle kendisinden tahsil esileceğini söylüyor. Söylediğine göre 3 ay maaşsız çalışacakmış.
0
delikedidilimiyedi
(09.08.21)
Kameranin fps i yetmeyen hirsizlara denk geleceksin

www.instagram.com
0
müptezel dostoyevski
(09.08.21)
açılın eski kasiyer geldi.

-sahte paraya çok dikkat edin. sahte para çok geliyor. 50,100,200'e dikkat ediliyor ama bana bir kere 20 tl yedirtmişlerdi.
-tırnakçılar çok oluyor o yüzden 50 tl'm var bozar mısın falan diyene para falan bozmayın.
-manavdan ürünler tartılmış gelirse kodları doğru mu diye bakın. mesela patates diye elma falan giriyorlar 2 liralık şey 30 tl geçiyor, sonra toplu alışverişlerde sonradan geri dönüyor müşteri, iade kesmeyle uğraşıyorsun.
-yoğurt, peynir gibi ürünlerin son kullanma tarihini geçirip geçirmediğine çaktırmadan bakabilirsin, bu senin görevin değil aslında ama son kullanma tarihi geçen şeyin iadesini kesecek ve azarı yiyecek olan sensin.
-insortleri iyi takip edip indirimdeki ürünleri bilmek işine yarar.
-şifreni kimseye verme ve başka kasiyerleri kasana oturtma ufacık bir hatasında açığın çıkabilir.
0
matilda
(09.08.21)
Ben öğrenciyken yapmıştım. Yavaş olduğum ve meyve/sebzelerin kodlarını ezbere bilmediğim için müşteriler yüzünden ağlamıştım. Duygusal bir yapınız varsa psikolojik olarak kendinizi hazırlayın.
0
ruhen hastayim ben
(10.08.21)
"niye başka kasa açık değil çok kalabalık" vb ortalığı geren, ödemeyi kart ile yapıp ve anında toz olan kadınlara dikkat et, zira o karta banka red verecek, bu bir taktik. geçen ay bu numara gözümün önünde cereyan etti, kasiyer kız çıktı peşinden koştu ama bulamadı kadını.
0
rca
(10.08.21)
ilk baslarda hata yapiliyor, endise edip gerilme :)
bir de yazarkasa ya da pos cihazinin kagidini degistirmeyi iyi ogren, en namusait zamanda biter sonra elin ayagina dolasir degistirecegim diye.
0
bay b
(10.08.21)
çelik gibi sinirin olmalı. çok uyuz kişiler geliyor. hiç sinirlenmemeye çalış. ben 2 müşterinin üzerine yürümüştüm. biri defacto'da adam sırasını başkasına kaptırmış sinirini benden çıkarmaya çalıştı. pısırık sırasını kapana ses edemiyor bana niye sırayı düzenlemiyorsunuz diyor. neyse bu elindeki tişörtü kasaya fırlattı falan. ben de kasa bankosundan atlayıp adamın yakasına yapıştım. yani kurumsal duruşu bozmamak lazım ama zorlayıcı durumlar olabiliyor böyle :)
0
xrated
(10.08.21)
Müşteriye sert çıkma, haklı olsan bile tmm abi/abla de geç, uzakta bile olsalar diğer müşteriler seni iyiliğinle kodlar zihnine.
Bir müşterinin hesabını bitirmeden diğerini girme, yeni başıma geldi öndeki adamın sigaranın parasını ödemişim, hesap yüksek geldi ama misafirim vardı farklı ürünler alındı onların fiyatı yüksek galiba diye ödemeyi yapıp geçtim. Sonradan fişte kontrol edince farkettim. Geçti artık, kasiyer acemiydi diye şikayete gitmedim ama artık daha dikkatliyim. Herkes benim gibi esnek olmaz, başın ağrır haklı olarak.
0
epitaf
(10.08.21)
(4)

Bu nasıl oldu

asocial anchorman
Arabayı park ettim eve çıktım. Yatağa girince yabancı telefondan çağrı geldi, telefon uzaktaydı yetişemedim. Sonra acaba arabadaki cep telefonunun yazılı olduğu kağıttan mı aradılar diye arabaya baktım, arabanın park lambaları ve farları açık şekildeydi. Ama telefon yazılı kağıdı cama yapıştırmamışı
Arabayı park ettim eve çıktım. Yatağa girince yabancı telefondan çağrı geldi, telefon uzaktaydı yetişemedim. Sonra acaba arabadaki cep telefonunun yazılı olduğu kağıttan mı aradılar diye arabaya baktım, arabanın park lambaları ve farları açık şekildeydi. Ama telefon yazılı kağıdı cama yapıştırmamışım, torpidodaymış. Telefon ayrıntısı gereksiz oldu ama araba kendi kendine nasıl farları açtı? Kitlerken kapalı olduğuna eminim. Bilmiyorum bir ilgisi var mı acaba camlar hafiften açıktı, ilgisi yoktur di mi?
0
asocial anchorman
(09.08.21)
Elektrik arızası olabilir.
0
dissendium
(09.08.21)
Açık unutmuş olabilir misin farları? Gerçi o iş herhalde 25 yıl öncesinin arabalarında kaldı, bizimki 28 yıllık da. :)
0
1bir1bir1
(09.08.21)
seni arayan numarayı aramadın mı?
0
adivar
(09.08.21)
açık unutmuşsudur. defalarca kapattığın için kapattığını sanıyorsun.
0
alt4y
(09.08.21)
(2)

yeni kimlik kartı

egokalp
eski mavi kocaman kimlikleri yenileteyim dedim nufustan randevu aldım. alırken baktım orada annesi ve babası yazıyor. anneme de aldım onunkini de yeniletirim diye.şimdi annemi yanımda götürmeme gerek yok değil mi? sadece onun eski kimliği ve vesikalık götürmem yeterli sanırım?
eski mavi kocaman kimlikleri yenileteyim dedim nufustan randevu aldım. alırken baktım orada annesi ve babası yazıyor. anneme de aldım onunkini de yeniletirim diye.

şimdi annemi yanımda götürmeme gerek yok değil mi? sadece onun eski kimliği ve vesikalık götürmem yeterli sanırım?
0
egokalp
(09.08.21)
onu da götürmen gerekiyor. vesikalık biometrik olacak bu arada.
0
jelly bear
(09.08.21)
Kendisinin gitmesi gerekiyor. Parmak izi +1 Biyometrik fotoğraf +1

Bu arada önceden ücreti yatırmak gerekiyor. Sadece randevu yeterli değil.
0
dissendium
(09.08.21)
(1)

Kafami karistiran oda durumu

durgunfoton
Arkadaslar,Simdi benim butun calisma grubum diger koridorda.Bir tek ben farkli yerdeyim. Benim şimdi ki odam buyuk ve guzel.Ama bircok seyden haberim olmuyor negatif yonu bu.Diger koridorda bir oda bosaldi. Hoca da bana gecebilirsin demisti ama sonra bir daha demedi. Bu odanin esyalari biraz eski, 4
Arkadaslar,
Simdi benim butun calisma grubum diger koridorda.
Bir tek ben farkli yerdeyim. Benim şimdi ki odam buyuk ve guzel.
Ama bircok seyden haberim olmuyor negatif yonu bu.

Diger koridorda bir oda bosaldi. Hoca da bana gecebilirsin demisti ama sonra bir daha demedi. Bu odanin esyalari biraz eski, 40 yıllık bi hoca emekli olunca bosaldi.
Bir oda daha bosalacak hocanin hemen yan odasi, esyalari da guzel.

Ben ya hocaya geciyorum diyip eski odaya gececegim ya da bekleyip diger bosalacak odaya talip olacağım (bunda bir kesinlik yok cunku diger hocanin asistaninin odasi belki vermezler)

Bir de hizli davranmam lazim, bir ogrenci gelecek kisa sure icin belki ona verir hoca ben gecmezsem.

Bu durumda siz ne onerirsiniz?
Benim gecmek istememin tek sebebi ne olup bittigini kaciriyorum, bu yuzden. Yoksa diger tarafta rahatim iyi. 2 sene daha buradayim.
Bir sebebi de sevmedigim, geldigimden beri bana gicik davranan irkci bi hoca var onun burnunun dibinde olmak istiyorum, sinirleri bozulsun beni gördükçe, bu da baska kucuk bir sebep.
0
durgunfoton
(07.08.21)
Ben olsam değiştirmezdim. Diğer tarafta gelen giden çok olabilir. Çalışmaya odaklanmak zorlaşabilir. Zaten virüs var. Büyük odada tek olmak daha avantajlı. Uzak kalıyorsanız gün içinde daha sık ziyaret edebilirsiniz diğer tarafı.

İlle değiştirilecekse diğer hocayı beklemeden hemen hocanın dediği odaya geçilebilir.
0
dissendium
(07.08.21)
(7)

antik tarih açısından ne bulunursa yer yerinden oynar?

bugisme
atlantis de olabilir yani illa bilinen bir şey olmayabilir, örneğin kanatlı insan fosili bulsalar yer yerinden oynar gibi :)
atlantis de olabilir yani illa bilinen bir şey olmayabilir, örneğin kanatlı insan fosili bulsalar yer yerinden oynar gibi :)
0
bugisme
(07.08.21)
Göbeklitepe bulundu işte, dinlerle ilgili bilinen her şeyin yalan olduğunun ispatı ama yer yerinden oynamadı.
0
Zaman Tamircisi
(07.08.21)
Antarktika buzullarının altında insan fosili bulunsa bayağı bir gündem olur.
0
dissendium
(07.08.21)
Öyle bir soru sormuşsun ki herşey yazılabilir, mesela ışın kılıcı bulunsa yer yerinden oynar :)
0
mikro patlama
(07.08.21)
Atlantis zaten biliniyor. Hiç bir özelliği de yok, öyle Atlantik’te de değil. Platonun bronz çağı medeniyetlerinden olan Akrotiri şehrinden esinlenip yarattığı bir ütopya.

Truva hikayesinin şaşalı anlatılması gibi bir şey, Atlantis..Misal esasında Truva, Arzava federasyonuna bağlı sıradan bir şehir devletiydi. Arzava da Hititlilerin bir nevi üç beyliği. Bu uç beyliğine yakılan ağıda değmez. Yunan edebiyatı işte.

Göbeklitepeden daha büyük bir keşif yok. Buna antik çağlardaki yapılan piramitler de dahil. Göbeklitepe insanın yerleşik hayata geçmesindeki sebebi tarımdan dolayı değil inançtan dolayı olduğunu kanıtladı şu ana kadar. İhtiyaçtan değil canı istedi diye yaptılar o 10-20 tonluk sütunları o insanlar.
0
rm
(07.08.21)
Klişe olarak, bir yüksek insan medeniyeti reddedilemez kalıntısı bulunması herhalde şaşırtır. Hani uçaklar , bilgisayarlar falan gibi ama antik çağdan bile önce kullanılmış.

Yani böyle uzaylı muzaylı mistik sebeplere dayanarak değil de, aynen şimdiki gibi birikimli gelişmiş ve sonra bir anda yok olmuş. Ardından insanlar sıfırdan başlamışlar falan.
0
eksisozlukokuryazari
(07.08.21)
Zaman makinesi diyorum. Geçmiş gelecek falan hep birbirine karışır.
0
beetlejuice
(07.08.21)
Bilim her ne kadar objektif dense de bazı bilimsel yönüyle otorite sayılan kesim/kurumlar tarafından yönlendirildiği ortada. Özellikle belli bir ideolojiye göre ilerlemesi söz konusu. Ayrıca sanki üniversiteler bilimsel bilgi veya proje ürün değil mezun yetiştirme derdindeler.
İsim marka olduktan sonra kayıt ücretleri oldukça büyük gelir halini alıyor. Amaç öğrenci için sadece ve sadece diploma olduğundan öğrenim konsepti ve müfredatının pek bir önemi yok
Neyse konuya dönersek..

Bir zamanlar söyle bir şey okumuştum.
Birbiriyle tarih boyunca hiç alakası yakınlığı iletişimi olmamış toplumlardan kalan belge çizim vb. tarihi eserlerde "aynı " dini semboller ve işaretlerin bulunduğundan bahsediliyordu.

Sadece bu veriye bakarsak bile yer yerinden oynayabilir. Toplumların kültürel ya da dini kendi kendilerine aynı semboller ve kavramlar üretebilmesi zaten mümkün değil. Aralarında yakınlık olsa belki taklit veya aktarım söz konusu olacak ama o da yok.

Bu tür gerçekler üzeirnde hareket edikeceği yerde kayıp kıtalar, Bermuda şeytan üçgeni (bu isim ergenlik zamnlarımızda aklımızdan çıkmazdı malum gençlerin ilgisini çekiyor gizemli hâliyle) ve gelişmiş teleskopların bilmem kaç ışık yılı uzaktaki galaksileri görüntülediği ama bir türlü bir uzaylıyı net haliyle görüntüleyemediği sözde uzaylılarla meşgulüz. Çizerler de bu tür hayalleri içeren yayınlar ile bir boşluğu dolduruyorlar.
Çin'deki salgında yere pat diye düşen insanlar bile uzaktan ve siyah beyaz görüntülere gösterildi. niÇİN?

O kadar safsata ve yanlış bilgi var ki sadece adının önünde prof. olanların sözleriyle gündem oluşuyor ve gelişiyor böyle konularda.
0
Erva
(08.08.21)
(4)

Kararsızlık

mrtkbl
Merhaba,Biraz kararız ve kaygılıyım. Bir konuda yardımınızı önerilerinizi merak ediyorum. Yaklaşık 2 senedir üretim yapan iki firmada ERP çalışıyorum. Kullandığım programda iyi sayılırım ama sadece kullanıcısıyım. Bu işi bir tik daha ileri götürmek için SQL öğrenmek istiyorum. 33 yaşında iibf mezunu
Merhaba,

Biraz kararız ve kaygılıyım. Bir konuda yardımınızı önerilerinizi merak ediyorum.

Yaklaşık 2 senedir üretim yapan iki firmada ERP çalışıyorum. Kullandığım programda iyi sayılırım ama sadece kullanıcısıyım. Bu işi bir tik daha ileri götürmek için SQL öğrenmek istiyorum. 33 yaşında iibf mezunu ve henüz mesleğinin ne olduğunu bilmeyen birisiyim. Istanbul'da ikamet ediyorum.

Udemy'den online bir eğitim aldım ve devam ediyorum. Aslında gösterilen şeyleri tam olarak anlıyorum ancak online bir eğitim nedense beni pek tatmin etmiyor. Çok açıklayıcı olmasa da "sanal" geliyor çünkü canlı bir şey yapmıyorum.

Şunu düşündüm. Gidip bir eğitici kurstan sql alayım. Bilgisayar ve excel ile aram iyi. Veritabanı mantığını kafamda çok iyi kurgulayabildigimi söyleyebilirim.

Sorum şu aslında. Sql eğitimi alsam bana sadece kullandığım erp'de mi faydası olur yoksa genel olarak bir iş alanı açabilir mi? Çünkü gerçekten yarın ne olacağını bilmediğim için kaygılıyım. Fikirlerinizi ve varsa bildiğiniz eğitim veren kurumları yazarsanız çok memnun olurum. Bir de söyle bir durum var. Eğitici kurumların bazıları Microsoft Yazılım Uzmanlığı konusunun altında işliyor SQL'i, bazıları ise SQL olarak tekil sunuyor. Tam anlayamadım bunu. Şimdiden cevaplarınız için
teşekkürler.
0
mrtkbl
(07.08.21)
İş alanı açabilir mi?

Bunu görmek için iş ilanlarını inceleyebilirsiniz. Kaç ilanda SQL isteniyor, buna göre karar verebilirsiniz.
0
dissendium
(07.08.21)
Valla yazılım alaninda kuru kuru SQL bilgisi bir işe yaramaz. Frontend olmadığıni varsayarsak zaten herkesin bilmesi gerekiyor gibi bişey. Yani tek başına sana pek iş ilanı açmaz.

Bunun dışında genelde SQL denince hep MSSQL akla geldiği için onunla özdeşleşmiş gibi oluyor ancak SQL bir dildir. Farklı farklı veritabanları var ve SQL ile sadece onların kontrolünü sağlarsin, yani sadece Microsofta bağımlı değilsin. SQL mantığını iyi anlarsan birçok diğer veritabanını da kullanabilirsin. Tabii diğer yandan NoSQL denen bişey de var ki o da ayrı bir olay. Yani artık sadece eski popüler veritabanları kullanılmıyor hatta artık NoSQL de neredeyse bir zorunluluk haline geldi.

Neyse, kısacası dediğim gibi SQL bileyim iş bulurum olayları geride kaldı. Kendi başına pek iş buldurmaz sana.
0
j r r tolkien hayrani
(07.08.21)
@dissendium cevabınız için teşekkürler. Aslından sorum yanıltıcı olmuş olabilir. Tek başına SQL ile yeni bir alan açabilir miyim olacaktı :)
0
🌸mrtkbl
(07.08.21)
İşi sırf sql bilmek olan insanlar var, hatta bayağı aranıyorlar ama tabii çok iyi bilmek lazım.

Bizde var db ekibi. Mssql de bilmeleri gerekiyor db2 de (db2den çıkıyoruz)

Şu an postgresql bilen insan arıyor her yer deli gibi mesela. 3 sene sonra ne olur kimse bilemez, o yüzden aslında bir bakıma yaklasiminiz doğru. Spesifik dil yerine konseptleri öğrenince hepsi biliniyor.

Ama tabii ki çok limitli bir alan olur.
0
aguen
(07.08.21)
(10)

Asık suratlı, az konuşan bir doktoru tercih ediyor musunuz?

magni
Bir sağlık sıkıntısıyla ilgili doktora gideceğim, doktor araştırıyorum. Gözüme kestirdiğim doktorlardan birine bir sitedeki hasta yorumlarında "Asık suratlıdır, her an sinirli gibi görünür, çok ciddidir, fazla konuşmayı sevmez ama işinde çok iyi bir hekimdir. Kendisine hastalığımı iyileştirdiği için
Bir sağlık sıkıntısıyla ilgili doktora gideceğim, doktor araştırıyorum.

Gözüme kestirdiğim doktorlardan birine bir sitedeki hasta yorumlarında "Asık suratlıdır, her an sinirli gibi görünür, çok ciddidir, fazla konuşmayı sevmez ama işinde çok iyi bir hekimdir. Kendisine hastalığımı iyileştirdiği için çok teşekkür ederim" yazılmış.

Ben konuşan, konuşabileceğim, soru sorup cevaplar alabileceğim, güler yüzle endişelerimi giderici ve güven duygusu veren doktorlara kendimi emanet edince iyi hissediyorum şahsen.

İlk profildeki doktor tipini siz tercih ediyor musunuz peki? "İşinde iyi olsun da o yeterli ve en mühim olanı da bu zaten" diye düşünür müsünüz?
0
magni
(07.08.21)
Hastalığım ciddiyse tercih edebilirim. Ciddi değil de her yerde derman bulabileceğim sıradan bir şeyse iyi iletişim kurmayı beklerim
0
abuzer
(07.08.21)
3. paragrafınızda doktora değil de daha çok psikologa ihtiyacınız var gibi anlatmışsınız. hangi branşta işiniz var doktorla? ben şahsen yüzüme gülüp işinde iyi olmayan birindense gerekirse küfür etsin(abartı) ama işimi-sağlığımı en iyi şekilde halletsin diyen taraftayım.
psikolog- psikiyatri alanlarındaysa rahatsızlığınız bilemeyeceğim tabii. o zaman güler yüz isterdim sanırım.
0
fff02561
(07.08.21)
Sorunum çözülsün yeter, diğer şeyler önemli değil.
0
hayirsiz
(07.08.21)
Rahat rahat soru soramayacağım doktora gitmem. Sağlık önce kafada başlıyor.
0
dissendium
(07.08.21)
@fff02561 Psikolog- psikiyatri değil.

Kimi doktora endişelerini paylaşıp soru soruyorsun, sana insan gibi tane tane anlatıyor.

Kimi de "Testlerin normal işte, daha ne" çekiyor.

Fark bu.
0
🌸magni
(07.08.21)
Doktorum şakalar komiklikler yapacağına ciddi olsun, sorduğum sorulara da ciddiyetle cevap versin, bence gayet olumlu.

Bir de o hastanın tecrübesiyle sizin tecrübeniz, doktorla kuracağınız iletişim aynı olmaz. Benim gittiğim psikiyatrist için de epey sevimsiz bir yorum vardı ama biz adamla çok iyi anlaştık.

Edit: ciddi olması illa ki insan gibi tane tane anlatmayacağı anlamına gelmez.
0
kobuzchu kiz
(07.08.21)
Ciddi olup olmama değil de ilgi ve insana değer veriyor olmak benim için önemli; ama bu biraz da kültürel bir şey. Şöyle ki nişanlım aşı olurken hastanede yanında gittim iki seferinde de; ismini okudular, aşıyı koluna yaptılar, pamukla tutturup gönderdiler. Ne bir açıklama, ne bir soru sorma. Ben İsviçre'de oldum aşımı. Özel alanlar oluşturulmustu; beş ayrı kişi ilgilendi benimle etap etap. Her seferinde açıklamalar yaptılar, rahatlattilar ve güler yuzlulerdi. Bekleme odasında on beş dakika beklerken iki kere ziyaret edip su içmek ister misiniz diye sordular mesela, bu bile önemlidir.

Yukarıda verdiğim örnek küçücük bir örnek. Ben sırf bu yüzden kolay kolay Türkiye'de hastaneye, doktora gitmiyorum. Çünkü alışkın olduğum düzen yukarda anlattığım düzen, Türkiye'de olan şey bana çok enteresan geliyor. Ve bir Psikolog olarak böyle mesleklerde bağ kurmanın önemine inanıyorum. Evet, Türkiye'de sağlık çalışanları zor sartlarda çalışıyor, bunun etkisi yadsınamaz ama şeker gibi de bir aile hekimimiz varmış mesela; sırf onyargim yüzünden kadınla dört senedir tanismamisim. O da aynı şartlarda çalışıyor bakıldığında.

Velhasıl bu konu benim dolu ve hassas olduğum bir konu, o yüzden tercih etmem.
0
fraise
(07.08.21)
İnsan psikolojisinden anlamayan doktor iyi doktor değildir
Herkes herkese saygılı olmalı.
0
photo85
(07.08.21)
ben de tercih etmem.
hem bilgili hem guler yuzlu olani bulmayi hedeflerim.
hastanede olmak zaten kotu bir sey, bir de bilgili diye beni iyice gerecek birini istemem.

parasi yuksek de gelse hep ozel hastane tercih etmemdeki nedenlerden biridir bu hatta
0
Kittie
(07.08.21)
Tercih etmem normalde. Ama bilen bilir Ali Ayhan diye bir onkolog jinekolog doktor var, kendisi annem kayınvalidem halam annemin halası annemin kuzeni arkadaşımın annesi vs bilimum insanı tedavi etmiştir. Asık suratlı değil ama çooook az konuşur. Anneme nesi olduğunu bile tam söylemedi korkmasın diye ve şu an aşırı iyi. Çok yaşlı adam ama Allah uzun ömür verir inş kendisine.
0
Hallegadola
(07.08.21)
(10)

yüksek lisans neden yapılır?

sabenburak
akademide devam etme amacı olmayan birisi neden yüksek lisans yapar? ya da niçin yapmalı? çevremde birçok kişi yapmaya başladı, ben de yapmak istiyorum ama gözümde de büyüyor açıkcası. işime maddi katkısı yok denecek kadar az olacak.
akademide devam etme amacı olmayan birisi neden yüksek lisans yapar? ya da niçin yapmalı? çevremde birçok kişi yapmaya başladı, ben de yapmak istiyorum ama gözümde de büyüyor açıkcası. işime maddi katkısı yok denecek kadar az olacak.
0
sabenburak
(07.08.21)
Birisi yapiyor diye yaparsin.
Yapinca da ne gereksizmis dersin.

Ama yapmadikca, ulan duyuruya sorduk keriz gibi yapmadik diyeceksin :)

Hakikaten yapip da bir sey ogrendim isime yaradi diyen gormedim. Hocalar bana soruyordu siz bunu sirkette nasil yapiyorsunz diye.
0
divit
(07.08.21)
Askerliği tecil ettirmek için.
0
j r r tolkien hayrani
(07.08.21)
akademik kariyer yapma amacı yoksa; tamamen bölüme bağlı bir olay. mesela işletme, mühendislik mezunu yaparsa kendini geliştirmiş olur. kariyerini ilerletmede yardımcı olur. ama ne bileyim öğretmenlik, hemşirelik mezunu birisinin yapmasının pek anlamı yok çünkü kariyerlerine pek bir katkısı olmaz.

o yüzden bölümü göre gerekli/gereksiz denilebilir bence.
0
rose parks
(07.08.21)
tam da yüksek lisans okuma/okumama kararı verme sürecindeyim. kamuda öğretmen/yöneticiyim. meslekte 10.yılım ve kendimi aşırı körelmiş hissediyorum. güncel akademik olaylardan baya geride kaldığımı hissediyorum. 2.üniversite auzeften çocuk gelişimi okuyorum. bi konu hakkında akademisyen arkadaşımla konuşurken gelişen ve değişen konular oldu diye söyledi. kendimi geliştirmek adına istiyorum. ancak geçen seneki üniversitelerin yl lisans sonuçlarına baktım. girenlerin mezuniyet ortalamalarına ve ales puanlarına bakınca yarışın ne denli büyük olduğunu gördüm. büyük üniversitelerin kontejyanları inanılmaz yüksek puanlarla kapatıyor. bu sene itibariyle de çoğunluğu en az 40 dil barajı koymuş. velhasıl yarış giderek zorlaşmış. bir yanım boşver napıcaksın işinde maaşına, kariyer yükseltmene katkısı olmayacak vazgeç derken bir yanım da yapabilirsin, kendini geliştirmelisin diyor. araftayım.
0
dedim ben sana
(07.08.21)
-akademide devam etme amacı olmayan birisi neden yüksek lisans yapar?
Mezun olduğum son dönem staj yapıyordum, çok kötü geçmişti. İş teklifi almadım. Ales'e girip okulun burslu yüksek lisans programına başvurdum. Tek amacım az da olsa elime para geçmesiydi. Eh, başlayınca da bitireyim dedim bitirdim.

Mühendislik özelinde konuşuyorum, eğer özel sektörde çalışacaksan yüksek lisans boş iş. Savunma sanayinde çalışmıyorsan en ufak bir maaş katkısı da getirmiyor. 3 sene boyunca iş sonrası stres yaratmaktan başka bir katkısını göremedim şimdiye kadar. Makale okuma, tez yazma sürecinde üç senede öğrendiğim bilgilerden fazlasını iş değiştirip bir ay içinde öğrendim.

Yerli/yabancı yazılan makalelerin çoğu, bir tane gerçekten işe yarar makaledeki kullanılan metodları alıp, süslü bir giriş yazısı yazıp, parametre değiştirip denemekten ibaret. Her sene konferans düzenleyip birbirinin aynısı makaleler için milletten 300-400 dolar giriş ücreti topluyorlar, böyle böyle koca sektör dönüyor sadasdasd.

Özet, özel sektörde devam edeceksen yüksek lisans yapma, zamanına ve akıl sağlığına yazık olur.
0
nehara
(07.08.21)
+ 1 @ playing star again

Yapamadığım için ikinci üniversite okuyorum mesela.
0
fıytfıyt
(07.08.21)
Memuriyette kademe atlatıyor, yeşil pasaport a bir adim daha yaklaşmak
0
sanguine
(07.08.21)
özel sektöre ha deyince girilemediği için; biraz daha okuyayım, belki bir şeyler olur beklentisi. tabii ki herkesin olayı bu değil, ama sırf bu kafada olan onlarca insan tanıdım, tanıyorum.
0
mermize
(07.08.21)
Aslında başkaları seni ilgilendirmiyor. Canın istiyorsa yap. Ben araştırmayı, öğrenmeyi sevdiğim için yapmayı düşünüyorum. Yüksek lisansın doğrudan akademisyenlikle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Yüksek lisans kendine yaptığın bir yatırım. Sen araştırmayı, öğrenmeyi seven biriysen doktora da yapabilirsin. Gözünde büyüyen bir şeye zaman ayırman zaten mantıksız.
0
dissendium
(07.08.21)
çalıştığınız alana göre değişir. örneğin bizim iş kolunda akademik bilgi de önemli. yaptığınız iş hiçbir akademik bilgi gerektirmiyorsa YL de işe yaramaz.
0
bronz böcek
(07.08.21)
(7)

Bu iş görüşmesi için dönüş yaparlar mı sizce?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Bugün çalışmayı tercih etmediğim bir sektör olan çağrı merkezinde değerlendirmek üzere bir şirket ulaştı bana. Yabancılara hizmet verilen bir alanda Almanca bildiğim için ulaşmışlar bana. Almancamın nasıl olduğunu sordular, ben de okuldan bu yana pek kullanma fırsatım olmadığı iç
Merhaba arkadaşlar,

Bugün çalışmayı tercih etmediğim bir sektör olan çağrı merkezinde değerlendirmek üzere bir şirket ulaştı bana. Yabancılara hizmet verilen bir alanda Almanca bildiğim için ulaşmışlar bana. Almancamın nasıl olduğunu sordular, ben de okuldan bu yana pek kullanma fırsatım olmadığı için konuşma kısmında paslandığımı belirttim. Sürecin ilerlemesini istersem benimle Almanca bir mülakat gerçekleştireceklerini söylediler. Ben de sağlam bir yer oldukları için denemekten zarar gelmez diyerek sürecin ilerlemesi yönünde tercih yaptım. Sonra kapattık.

Ben görüşmeyi Pazartesi falan beklerken 1-2 saat sonra aradılar. Birazcık yusuf yusuf ediyordum "Napacağım? Nasıl hazırlanmalı?" kafasındayken beni hazırlıksız yakaladılar. Ama korktuğumun aksine batırmadım, ara ara teklemeler haricinde ve soruları ikilettirmeden konuştum. Fakat Almanca konuşan kişi başta biraz hızlı konuştuğu için biraz yavaş konuşmasını kibar bir dille rica ettim. Tabi ki beklendiği gibi çok akıcı konuşamadım ama berbat bir performans da sergilemedim. Zaten çok sürmedi. Her neyse "Biz sizi ararız." gibisinden bir şey söyledi kapattık. Yanlış bilmiyorsam işe aldıkları kişiyi oryantasyon sürecinden geçirip öyle başlatıyorlarmış. Sizce dönüş yapma durumları var mı? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.08.21)
Valla ihtimal vardır tabii ancak yüzde kaç olduğunu da burdan hayatta bilemeyiz. Sen en iyisi hiç olmadı gibi davranıp ona göre takil.
0
j r r tolkien hayrani
(06.08.21)
Bence ihtimal yüksekte, asıl konusacak kadar almancaniz varsa direk yurtdışı kovalasiniz daha iyi olmaz mı?
0
bepicolombo
(06.08.21)
"Biz sizi ararız" genelde olumsuz oluyor ama düşük de olsa bir ihtimal var.
0
dissendium
(06.08.21)
Ben söyleyeyim; olumsuz. Çünkü öyle bir yerde mülakata girme şansı yakaladım. İçeridekilerin tamamı ya kesin dönüş yapmış gurbetçi, ya da expat. Benim kıçı kırık fransızcamın esamesi okunmadı tabi.

Öyle yavaş olur musun falan diye sorduysanız, ve teklediyseniz geçmiş olsun. Önünüzdeki maçlara bakın derim.
0
feel the blanks
(06.08.21)
hic bekleme.
hatta oncesinde yurt disi gecmisini sormamis olmalari bile garip aslinda.

feel the blanks +1
o islere hep yurtdisinda dogup buyuyenler giriyor.
mantiklisi da o degil mi zaten sence de? cagri merkezi bu, ana dil olmali
0
Kittie
(07.08.21)
Biz bayagi buyuk bir cagri merkezinin cevirilerini yapiyoruz. Gecen benden ana dil bilen tercuman istediler. Cagri merkezinde calismak icin basvuranlarla konusup ana dili gibi biliyor mu diye bakmasini istediler. Yani bayagi ana dil seviyesi istiyorlar bence de olumsuz
0
matilda
(07.08.21)
Dönebilirler de. Belki asgari ücret veriyorlar, anadili almanca olan biri beğenmeyecek bu şekilde düşünmek lazım. Peki anadili gibi yabancı dil bilen birine ne kadar veriyorlar?
0
Cokgezenti
(07.08.21)
(4)

direksiyon sinavi

guldum gectim genceciktim
direksiyon sinavindan 2 kez kalan biri siradaki tarihte 3.ye girmek zorunda mi, girmese hak kaybi olur mu
direksiyon sinavindan 2 kez kalan biri siradaki tarihte 3.ye girmek zorunda mi, girmese hak kaybi olur mu
0
guldum gectim genceciktim
(06.08.21)
Girmek zorunda hak kaybı olur rapor vs yoksa.
0
Zaman Tamircisi
(06.08.21)
@Zaman Tamircisi'ne ek olarak bir kişinin bir kez rapor kullanma hakkı olduğunu da ekleyeyim.
0
mutekebbir
(06.08.21)
Ben sormuştum bunu kursa. Hak kaybı olur denmişti.
0
dissendium
(06.08.21)
Evet sınava adınız yazılır ama girmezseniz hak kaybı olur ama kurs ile görüşürseniz o haftaki sınava sizi yazmayabilirler i.
0
elorelia
(06.08.21)
(5)

Kuru havayla başım dertte

nundu
25 yıllık İzmirli olarak Denizliye taşındım geçen ay. Şehir iyi güzel, İzmir'den sonra tabi farklı gelse de alıştım diyebilirim ama havasına bi türlü alışamadım maalesef..Ben nemli havaya alışkın ve açıkçası terleme sorunu dışında nemli havayı seven biriyim. Kuru havada nefes alamıyorum resmen. Gece
25 yıllık İzmirli olarak Denizliye taşındım geçen ay. Şehir iyi güzel, İzmir'den sonra tabi farklı gelse de alıştım diyebilirim ama havasına bi türlü alışamadım maalesef..

Ben nemli havaya alışkın ve açıkçası terleme sorunu dışında nemli havayı seven biriyim. Kuru havada nefes alamıyorum resmen. Geceleri 4-5 kez uyanıyorum ağzım burnum kuruduğu için. Zaten alerjik rinit yüzünden durmadan süren bi geniz akıntım var, bi de bu kuru hava olunca iki üç haftadır boğaz ağrısı çekiyorum. Bir aydır gece uykum bölük pörçük, sabah 6-8 arası özellikle rezalet.

Hayır terleme konusunda da bir faydasını görmedim, hava 41 derece ve yine çok fazla terliyorum yani nemli kuru fark etmedi bu konuda.

He bi de ev çok sıcak olduğundan klima kullanıyorum, klimaya da alışık değilim pek, o da kurutuyor muhtemelen havayı. Gece açmıyorum uyurken ama yine de çok sıkıntı yaşıyorum.

Bu kuru hava konusunda ne yapayım? Oda nemlendirici makinelerden almam şu an için zor gibi. Onun dışında fayda verecek bir çözüm var mıdır? Bu tarz iklime alışık insanlar için de kuru hava çok iyi nemli havada nefes alamıyolar bi de tuhaf geliyor yani :/
0
nundu
(05.08.21)
oda nemlendirici alamayacaksan odada bir seyler kurut. mesela yatakta yanina islak bir havlu al, yaninda kururken bolgeyi nemlendirecektir. yetmezse daha cok havlu. camasir sık yikiyorsan yine yatak odasinda kurutabilirsin.
0
robokot
(05.08.21)
Cildini nemlendir, egzama baslamasin sonra. Bende basladi, oradan biliyorum :(
0
the end of time
(05.08.21)
Geniş yüzeyli bir kaba su koy. Buharlaşma miktarını ölç. Buharlaşma miktarı iyiyse odalara su koyarsın.
0
dissendium
(05.08.21)
robokot+1 Çamaşır askısına ıslattığın havluları as, arada kurudukça tekrar ıstatıp as. Yüzey alanı çok geniş olacağı için kaba su koymaktan çok daha etkili çözüm.
0
mikro patlama
(06.08.21)
denizliliyim nazillide yaşıyorum. denizli nazilliye göre cennettir. klimadan başka çözüm yok. yanarsın.
0
mikahakkinen
(06.08.21)
(3)

Biyomedikal mühendisliği iş piyasası?

but that was just a dream
Merhaba,Bu alandan mezun olanların iş bulma durumları nasıldır acaba? Bölüm içeriğini biliyorum yalnız Türkiye şartlarında iş bulunabiliyor mu bir fikrim yok. Yardımcı olursanız sevinirim. Sayısalda 119binde olan bir öğrenci buraya gitmeli mi?Bir de ek olarak Biyomühendislik hakkında bilgi verirseni
Merhaba,

Bu alandan mezun olanların iş bulma durumları nasıldır acaba? Bölüm içeriğini biliyorum yalnız Türkiye şartlarında iş bulunabiliyor mu bir fikrim yok. Yardımcı olursanız sevinirim. Sayısalda 119binde olan bir öğrenci buraya gitmeli mi?

Bir de ek olarak Biyomühendislik hakkında bilgi verirseniz çok iyi olur.

Teşekkürler/
0
but that was just a dream
(05.08.21)
Bu alanda bir tanıdığım Türkiye'de 1 sene okuduktan sonra Almanya'ya geçti orada okuyor. Nasıl gecti hiç bilmiyorum.

Bunun dışında eğer birikim, para varsa ve kendin de şirket vs kurup işe girersen bu işin acayip piyasası var. Üniversite öğrencisi olduğun süre boyunca bu işi yapan farklı kişilerin yanında staj, çevre, iş öğrenip birikimle bu işe girilir. Ama akıllı davranmak lazım. Piyasayı iyi analiz etmek lazım. Öğrenci kafasından çıkmak lazım. Tamamen profesyonel bakılarak girisilmesi gerek. Belki esnaflık bilen bir aile büyüğü ön ayak olabilir.

İşin içinde değilim ama biyomedikal alanında çalışıp cok zengin olan uzaktan tanıdığım bir kac insan var. O yüzden dışarıdan bu sekilde yorumladım. Bu işler çevre ve parayla oluyor. Birinin yanında mühendis olarak çalışırım kafasıyla çok fazla ilerleyemez. Kendi iş kursun.
0
westblack
(05.08.21)
ben linkedin'de bakinirken avrupa'da surekli biyoloji, saglik, medikal biyoloji, ilac kesfi (drug discovery) alaninda doktorali eleman ilanlarina rastliyorum. hatta ulan bu kadar biyolog ihtiyaci var miymis dedim. biyomedikal muhendislik gereksinimleri haydi haydi karsilar.

turkiye'deki durumlari pek bilemiyorum, ama yurtdisinda her turlu imkan var diyebilirim.

yani aslinda turkiye'de de ilac firmalarinda calisanlarin cogu biyoloji, genetik, kimya mezunu. ayni sekilde biyomedikal muhendisi bunlarin yaninda kendine pozisyon bulabilir.
0
chezidek
(05.08.21)
Ben makine mühendisiyim. Biyomedikal mühendisliğinde yüksek lisansı araştırmıştım. Biyomedikal mühendisliği Türkiye'de pek parlak değil. Mezunlarının önemli bir kısmının tıbbi malzeme satışında çalıştığı söyleniyor. Yani bildiğiniz satış, satın alma işi.

Ekşi'den mezunlarına mesaj atıp onlara sormanız daha iyi olur.

Sayısalda 119 bin iyi sayılmaz. Fırsatı varsa tekrar girebilir sınava.
0
dissendium
(05.08.21)
(2)

yanan termik santral konusunda bilgisi olan varmı ?

aslindasorunumpsikolojik
sosyal medya çöplüğe döndüğü için bir bilgi öğrenemiyoruz.1) santraldeki 40 bin ton kömür yanması dışında yanacak başka tehlikeli kimyasal varmı ? asbest deniyor mesela ?2) 40 bin ton kömür yanarsa uçaklarla söndürmek mümkünmü ? sonbaharda/kışın yağmur yağana kadar beklermiyiz ?3) 40 bin ton kömür y
sosyal medya çöplüğe döndüğü için bir bilgi öğrenemiyoruz.

1) santraldeki 40 bin ton kömür yanması dışında yanacak başka tehlikeli kimyasal varmı ? asbest deniyor mesela ?

2) 40 bin ton kömür yanarsa uçaklarla söndürmek mümkünmü ? sonbaharda/kışın yağmur yağana kadar beklermiyiz ?

3) 40 bin ton kömür yanarsa insan hayatını kısa vadede tehlikeye atacak bir hava kirliliği oluşurmu ?

teşekkürler.
0
aslindasorunumpsikolojik
(05.08.21)
1. Herkes kömüre takılıyor ama orası bir tesis ve tesis yanarsa içinde yanacak çok şey var. En basit olarak ahşap olan her şey, plastik olan her şey yanacak.

2. Uçaklarla söndürmek mümkün ama çok yoğun bir çalışma gerekiyor.

3. Solunması zararlı gazlar açığa çıkacak. Bunlar direkt atmosfere karışacağı için hava kirliliği oluşacak. Yanardağ patlamaları sonrasında oluşan küller başka yerlere taşınıyor. Burada da benzer bir olay olabilir. Uydudan takip edilir.
0
dissendium
(05.08.21)
kömür yanarsa saatlerce su tutsan da sönmez.
0
killerbee
(05.08.21)
(10)

İTÜ Bilgisayar Mühendisliği vs ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği

musculus sternocleidomastoideus
Bu iki bölümün birbirine göre artısı eksisi nedir?Elektrik-elektronik ve bilgisayar mühendisliğine eşit ilgi duyan birine hangisini ne sebeple tavsiye ederdiniz?
Bu iki bölümün birbirine göre artısı eksisi nedir?
Elektrik-elektronik ve bilgisayar mühendisliğine eşit ilgi duyan birine hangisini ne sebeple tavsiye ederdiniz?
0
musculus sternocleidomastoideus
(05.08.21)
Ben bilgisayar mühendisliği derim. Uzaktan çalışmaya uygun. Yurt dışında çalışma şansı var. Elektrik elektronik gerçek hayatta daha teknik bir bölüm. Bir elektrik elektronik mühendisi bir fabrikada elektrik ve elektronikle ilgili her şeyden sorumlu olabilir. Direkt sahada olması gerekebilir. Yeri gelir inşaat bilgisi öğrenir, yeri gelir makine bilgisi öğrenir. Eşit ilgi var gibi gözükse de bence birine daha fazla vardır. Derslere açıp bakmak faydalı olur.
0
dissendium
(05.08.21)
elektrik-elektronik mühendislerinin bir çoğu işin yazılım tarafına kayıyorlar mezuniyetten sonra. hiç uğraşmadan bilgisayar veya yazılım müh. oku.
0
xrated
(05.08.21)
Okullari karistirinca denklemi cozmesi zorlasiyor.

Sen ilerde hangi pozisyonda olmak istiyorsun onu kafanda cozmen lazim. Akademisyen mi olacaksin yoksa sahada mi calisacaksin. Turkiye'de insanlar ekole pek onem vermiyor galiba, herkes bolum pesinde.

Benim tanidigim odtululer daha cok akedemik kafalar, bolum farketmez. ITU tayfasi ise sahaya yatkin tipler. Bir de bogazici/bilkent/koc grubu var onlar da yonetici/patron havasindalar.

Once okulu netlestir, sonra bolumu..
0
cooperr
(05.08.21)
Şuan ki eğitim kadrosu ve ders içeriği kalitesi olarak bir bilgim yok ancak ODTÜ mezunlarının, diğer okullara nazaran birbirini daha çok kolladığını duymuştum. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında network ve referans şansın daha yüksek olabilir. Tabi şuan o dinamikler değişmiş de olabilir, artık kişi kendisi bile çok rahat genişletebiliyor. Yine de cepte dursun.

Dil öğrenimi olarak Boğaziçi'den sonra ODTÜ daha başarılıydı en son.

Ama bölüm, şehir, teknokent, meetuplar gibi avantajlarına bakınca İTÜ daha ağır basardı benim için.
0
ananiyimioguz
(05.08.21)
Odtü itüyle kıyaslanacak bir okul değil. İtünün tek avantajı şehir ama öğrenci ekonomik durumuna göre istanbulda sürünebilir de. Onun dışında mezuniyetten sonra odtü her türlü daha avantajlı. Odtü ee'de 3 civarı ortalama yaptığında zaten direkt aselsan ve diğer savunma sanayine girebiliyor örneğin. Ufak bir örnek sadece. Odtü seçerdim.
0
mg3929
(05.08.21)
Bilgisayari bitirirsen %99 yazilimci olacaksin bunu ister misin onu dusun.
Yazilimciligi cok ovuyorlar ama mukemmel de degil.

Digeri kendi icinde ayrisiyor mezunlari nerede calisiyor linkendinden bakabilirsin.
0
divit
(05.08.21)
Yani elektrikle alakalı ürünler üreten büyük bir şirkette olduğum icin belki yanli düşünüyorum ama hem ODTÜ olmasi hem elektrik/elektronik, bence ideal.
0
logisticsmanager
(05.08.21)
Cevaplarınız için teşekkürler. Tercih yapmak için ayın 20'sine kadar vaktim var. O zamana kadar ara ara cevapları kontrol ederim.
@xrated
Ama önemli olan elektrik-elektronik mühendislerinin çoğunun ne yaptıkları değil ODTÜ'den mezun elektrik-elektronik mühendislerinin çoğunun ne yaptığı değil mi? Genele bakarak fikir yürütürsek mesela mühendislerin yarısı işsiz, bu durumda en baştan bu karşılaştırmayı yapmak yerine hangi tıp iyidir diye sorardım sanırım.
@divit
Bilgisayar mühendisliği okuyanların yazılımcı olduğunu ben de pek çok yerde okumuştum/duymuştum ama İTÜ'nün programı daha donanım ağırlıklı görünüyor (www.sis.itu.edu.tr)
Yazılımcı olmak ister miyim diye düşününce de ulaşabildiğim tek cevap : bilmiyorum. İlk kez lise 1'deyken kod yazmıştım ve o zamandan beri ara ara ilgileniyorum ve hobi olarak programlamadan zevk alıyorum ama gerçekten işim olsaydı ve bütün gün çalışsaydım sever miydim bilmiyorum.
0
🌸musculus sternocleidomastoideus
(05.08.21)
xrated'a katılıyorum. kendisinin kast ettiği olay şu, diğer ünilerdeki ee mezunlarının çoğu zaten sahada çalışmak için iş arıyor, az bir kısmı da bilgisayar/yazılım tarafına kayıyor. ama odtü gibi okullardan mezun ee mühendislerinin büyük bir kısmı bilgisayar/yazılım alanına kayıp yöneticilik kovalıyor, benim arkadaşlarımdan gözlemlediklerim de bu tanımlara uyuyor.

o nedenle bence de doğrudan itü-bilgisayar seçmen daha mantıklı sadece ikisi arasında kaldıysan. çünkü odtü ee gibi odtü'nün bana göre en zor bölümünü bitirdikten sonra yazılımcı olursan, e ben niye şimdi bu kadar ee kastım doğrudan bilgisayar okuyabilirdim deme ihtimalin bir hayli yüksek.
0
makarnavodka
(05.08.21)
Her iki bölüm hakkındaki YÖK verileri:
İTÜ bilg. müh: yokatlas.yok.gov.tr
ODTÜ ee müh: yokatlas.yok.gov.tr

Genel olarak dikkatimi çeken ilk şey İTÜ ceng'in taban sıralamasının ODTÜ eee'den yüksek olmasına rağmen ODTÜ eee'nin tavan sıralamasının(78) İTÜ ceng'in tavan sıralamasından(750) yüksek olması. Sanırım bu, İTÜ bilgisayar mühendisliğinin top tier değil tier 2 bir bölüm olarak görüldüğünü gösteriyor. Onca bursa rağmen yerleşen en yüksek puanlı kişinin sıralamasının 750 olmasının başka açıklaması yoktur bence. Dikkatimi çeken diğer şey ise ODTÜ eee'den yatay geçişle çok fazla kişinin gitmesi. Pişman olma potansiyeli yüksek bir bölüm gibi.
0
🌸musculus sternocleidomastoideus
(06.08.21)
(31)

Doğacak kızıma isim arıyorum. Önerilerinizi alırım.

kaiserr76
Ayrıca OVA ismi hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Ayrıca OVA ismi hakkında ne düşünüyorsunuz ?
0
kaiserr76
(04.08.21)
ova isim olmasın.
0
sutlu nescafe
(04.08.21)
Doğayla bağlantılı bazı isimleri bir yere kadar destekliyorum ama ova bunlardan biri değil.
0
dissendium
(04.08.21)
ova olmamalı bence de.
doğayla ilgili bir şey istiyorsanız doğa falan olsun bari.
0
blatta hiberna
(04.08.21)
Defne, Olivya.
0
sorumatik
(05.08.21)
çınar,eymen akımına katılan bir isim olmuş. Nedense herkes özgün bir isim peşinde. Abd'de siyahiler böyle farklı isimler koymaya başlamışlar. Nedeni araştırıldığında ise hayatta özgün bir şeyimiz yok bari isim özgün olsun demişler.

Leyla
günseli
0
biravekahve
(05.08.21)
sizin tercihiniz ama ova olmasa daha iyi olur sanki...
yaz, güz isimlerini duymuştum.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.08.21)
Doğa, nil, su, ırmak, dere, çay gibi isimleri daha çok seviyorum ben. Sonlara doğru saçmalamış olabilirim.
0
ananiyimioguz
(05.08.21)
Ova çok çok kötü bir seçim olur.

Nehir, Deniz,Yağmur vs yine doğadan gelen çok güzel isimler var.
0
ms brownstone
(05.08.21)
Kizim olsa idi SU koyacaktim. Ova'yi begenmedim.
OYA olabilir.
0
cooperr
(05.08.21)
Merit

anlamı için : eksisozluk.com
0
musculus sternocleidomastoideus
(05.08.21)
Ova çok itici duruyor.

(Bkz: Sidelya)
0
burty
(05.08.21)
İnci, ece, melisa, oya, ipek…
Ben bu tür ne çok eski ne çok concon isim grubunu seviyorum.
Oğlumun adı Can mesela. Arada düşünüyorum bir kızım olursa ne koyarım diye, yine böyle düz bir isim olur gibi.
Popüler isimler gerçekten çok konuyor, bu neslin okul döneminde ortalık çınar eymen lina kaynayacak.
Ova evet yeni bir isim ama fonetiğinde 7. Koğuştaki aras bulutun söyleyişini atamıyorum kafamdan o yüzden no diyorum.
Doğa doğa grubunda favorim.
Çok var yine ama defne ve Leyla da hep güzel.
Birce, gülce de alternatif önerilerim.
0
somethinginthewayshemoves
(05.08.21)
Ova koymayın lütfen, gerçekten çok kötü. Defne, Eylül, Rüya, Evren, Deniz olabilir.

Ekleme: İnci ve İpek de çok hoş.
0
vestasy
(05.08.21)
ova ismini beğenmedim.
ova zaten fiziken güzel bir şey değilki.
yeşil ovalarda olabilir, kurumuş çorak ovalarda olabilir.
kelime anlamı düz engebesiz toprak parçası benim bildiğim.
doğal güzelliği olan birşey değil.
0
aslindasorunumpsikolojik
(05.08.21)
ben olsam ingilizce ile problem yaratmayacak isimler secerdim. dalga gecilme harici insan en cok bundan cekiyor.

oya olmaz mesela. "oh yeah" gibi anlasiliyor.

merit olmaz, ingilizce bir kelime, baska anlami var. kimse eski misirdaki anlamini bilmez, dusunmez. erkek ismi "can" mesela iyi guzel ama ingilizce konusan biri duyunca aklina teneke kutu veya daha beteri tuvalet geliyor.

turkce karakterler problem. yabanci formlar, basvurular vs. hep problem.

banane ingilizceden diyeceksiniz ama global dil. turkiye'de dogacak bir kiza duzgun bir gelecek yok zaten buralarda. ileriyi dusunmeli.

kimse begenmemis ben ova ismini begendim. yenilige sivrilmeye gicik olanlar icin defne, su, melisa da guzel isimler.
0
robokot
(05.08.21)
Yağmur koy. Yağmur çok kıymetli.
0
1bir1bir1
(05.08.21)
Yağmur demeye gelmiştim, yazmışlar ama olsun.
0
hayirsiz
(05.08.21)
Doğacak demişsin, doğa koy?
0
1bir1bir1
(05.08.21)
Umay ya da Ece
0
meko
(05.08.21)
Nevdil.
0
since1907
(05.08.21)
Ova cok guElmis kesinlikle ova koy.
0
exlibris
(05.08.21)
Gurbet
Yurdanur
Deniz
0
lüzumsuz adam
(05.08.21)
Ben Yağmur koydum. Güzel kızım bugün 2 yaşına girdi.
Doğuma girerken Yağmur yağmıştı, çok spontane oldu.

Aklımızdaki diğer isimler; İpek, Nil, Nehir, Deva, Çağla..

Dip not: Bence Ova da olumlu. Ben sevdim.
0
snd88
(05.08.21)
Ova ova çıkaramadık
Ova ova bulaşık yıkadık diyerek dalga geçecekler
Nolur ova koyma

Gökçen nasıl ?
Ya da Irmak
0
photo85
(05.08.21)
ova olumlu bence
0
paranoyak kedi
(05.08.21)
Edit : türkçe karaktersiz istersen Ebru koy.ya da arzu
0
photo85
(05.08.21)
ova ismine patlamalı güldüm. çok dalga geçerler kızla sakın bu ismi koymayın yavrucağa.

leyla
deniz
ipek
neva
aysel
nurseli
güzide
nadide
yasemin/yasmin
gülin/gülru
sevda
neşe
sevinç

düz insan ismi koyarsanız çocuğunuz mahkeme süreciyle uğraşmaz. sağlıkla alın kucağınıza inşallah.
0
Hallegadola
(05.08.21)
ben kızıma defne koyacaktım ancak son beş senede en çok kokan kız isimlerinden olunca vazgeçtim. yağmur toprak bulut derin deren arden vb. isimler konuldu çevremde.
0
mikahakkinen
(05.08.21)
zeynep güzel bir isim olarak gelir bana hep. ve fakat artık kimsenin yanında düşündüğüm isimleri dillendirmiyorum. kız kardeşim bile benden bu ismi çaldı. evet bir kızım yok, ama olsaydı bu ismi koyacaktım.

neva, yine çok güzel geliyor kulağa. türk müziğinde bir makam. ova ile fonetik olarak çok da uzak değiller gibi. düşünülebilir.
0
mermize
(05.08.21)
snd88 'in önerdiği isimler çok güzeller. Ekleyecek başka bir ismim yok ama Ova biraz kötü geldi bana da, kalın ve geniş harflerden dolayı kaba geliyor kulağa.
0
mutekebbir
(05.08.21)
ılgın koy gitsin hocam buyuyunce bogazici sosyoloji okur :)
0
turbo sadık
(05.08.21)
(13)

Arkadaşın gereksiz yere parlaması ve küfretmesi (silinen duyuru tekrar)

signore
Hikayedeki 4 kişi de aynı alanda araştırma görevlisi, ben devlet üniversitesindeyim diğer 3'ü vakıflarda (konuyla ilgisi var devlet-vakıf ayrımının). Hepimiz de aynı okuldan lisans- yüksek lisans bitirdik.X (erkek) çok yakın arkadaşım, o geçen dönem doktoraya geçmişti, sorun yok. Y onun nişanlısı, o
Hikayedeki 4 kişi de aynı alanda araştırma görevlisi, ben devlet üniversitesindeyim diğer 3'ü vakıflarda (konuyla ilgisi var devlet-vakıf ayrımının). Hepimiz de aynı okuldan lisans- yüksek lisans bitirdik.

X (erkek) çok yakın arkadaşım, o geçen dönem doktoraya geçmişti, sorun yok. Y onun nişanlısı, onla da arkadaşız. A benim X ve Y'den bağımsız yakın bir arkadaşım. Y, A ve ben bu dönem doktoraya geçiş yapıyoruz.

Şimdi, doktoraya girişte koronadan dolayı bizim okul sınav yapmıyor, sadece ales-dil-ortalama ile alıyor. Buna olağan alım diyelim. Bir de devlet üniversitesi araştırma görevlileri için belirsiz bir içerden geçiş imkanı var buna da içerden geçiş diyelim. Bu konu hakkında okulun başvuru kılavuzunda, sitesinde vs hiçbir bilgi yok, yök kararı var ama uygulanıp uygulanmadığı kesin değil. Burdan girenler kontenjandan sayılmıyor.

Benim puanlarım yüksek olduğu için olağan alım'da birinci girmem garanti gibi bir şeydi. X de puanları tam sınırlarda olan nişanlısı Y'nin önünü açayım diye içerden geçiş yapmam konusunda ısrarcı oldu. Ben de kesin olmadığı için ikisine de başvurdum, eğer ikisinden de kabul alırsam içerden geçiş'i kullanırım, olağan alım'daki hakkım da yedektekilere yani bir olasılıkla Y'ye geçer dedim. Ki X arkadaşım bu durumdan bahsetmişti, geçen dönem ikisine de başvurup kazanan biri varmış ve olağan alımdaki hakkı yedeğe geçmiş.

Ben de garanti olsun diye ikisine de başvurdum. Başka bir okula başvurmadım başka bir okulda yapmayı düşünmüyorum, o kadar puanları almışken riske atmak istemedim. İkisini de kazanırsam yedeğe hak düşeceği gerçeği de rahatlattı. Zaten bu konularda inanılmaz kötümser ve garanticiyim, hep b c planlarını düşünürüm, işlerin ters gideceğini varsayarım. Bu arada A da başvurdu ama okuluyla sorun yaşadığı için kazansa dahi kayıt yaptıramayacağı kesin gibiydi. Ki puanları benden düşüktü ama gayet yüksekti, kazanması garanti sayılırdı.

X ve Y evlenmek için Y'nin de doktoraya girmesini bekliyorlar. Y aşırı başarılı biri alanında, başka okullara da başvurdu sınavlara girdi. (sonradan girdiği tüm sınavları kazandığını öğreneceğiz, olay olduğunda belirsiz) En kötü ihtimal kendi okulunda girerdi zaten.

Neyse sonuç günü geldi, sabah sabah bizim X ve diğer samimi arkadaşlarımızla olan grubumuzda X'in küfürleriyle uyandım, ne olduğunu anlamadım. Baktığımda 1. olduğumu, kayıt yaptıramayacağı neredeyse garanti olan A'nın 3. olduğunu ve Y'nin de çok ufak bir farkla 6. olduğunu gördüm. Dedim ki sakin ol zaten A kayıt yaptirmayacak ve ben de içerden geçiş'ten kabul alırsam hakkım yedeğe düşecek. Küfürler etmeye devam etti. Meğer listede 5'ten sonrası için yedek yazmıyormuș. Bu da sanmış ki yedek alımı yapılmayacak. Dedim okulun yedek açıklamaması benim suçum mu? Evet senin suçun sana kaç kere söyledim silmedin kaydını falan dedi. Ama duyuruda yedek listeler ileri tarihte açıklanacak yazıyor, görmemiş. Bunu kopyalayıp gönderdim. Öyle olunca yumuşadı ama yine sitem etmeye devam etti. Dedim ki okul yedek kayıt tarihi vs yayınlamış, yedek açıklamasaydı ne olacaktı bu benim suçum olmazdı git okulla hallet bana niye sövüyorsun. Hatta hemen A'ya sordum kayıt yaptırmayacağını teyit ettirdim X'e söyledim vs. Niye bu kadar alttan aldım bilmiyorum. Evleneceğiz evlenemiyoruz vs yazıyor grupta sanki ben engel oluyormuşum gibi.

Neyse sonrasında ben enstitüye gittim benim içerden geçiş dilekçesinin sonuçlanmadığını öğrendim, oradaki görevliye durumu anlatınca riske atma kayıt yap dedi. Ben de A ile tekrar tekrar konuştum, o kayıt yaptırmayacağı için Y'ye hak geçiyordu yedekten, o yüzden kendim olağan alım'dan kayıt yaptırdım. Bunları X'e yazdım hep. Neyse Y diğer okullarda girdiği sınavları kazandı vs sonra yedek listeler açıklandı beklendiği üzere yedekten kayıt yaptırmaya hak kazandı. Boşu boşuna X'in bana sövmesiyle kaldım. X yedek alım olmayacağı düşüncesiyle küfretti ama bir yandan iyi oldu, gerçek yüzünü görmüş oldum. O durumda bile yedek alım yapacağını açıklayıp yedek alım yapmayan okul yerine özellikle beni suçladı tekrar tekrar, sanki bir yükümlülüğüm varmış ya da kasten bir zarar vermişim gibi. Biz kendisiyle aşırı yakındık yani en iyi anlaştığım arkadaşlarımdan biriydi ama bu olay fena canımı sıktı. Gruptaki arkadaşlar da X'in abarttığının farkında. Benim bağımsız arkadaşlarıma, kız arkadaşıma konuşmaları gösterdiğimde çok sinirlendiler bu muameleye.

Ne yapmalı sizce? Tepki koymak istiyorum ama bir yandan kökten arkadaşlığı kesmek mantıklı mı bilmiyorum. Ne bileyim örneğin düğünlerine gitmeli mi? Eskisi gibi samimi olmamız imkansız zaten ama bilmiyorum, fikir almak istedim.

Not: küfür olduğu için silinmiş düzeltip tekrar açtım. Sabah yazılanları okumuştum.
0
signore
(04.08.21)
X'le arkadaş olmayın, bu kadar net. Tepkinizi de koyun. Kendi kafasında bir şey kurup olmayınca tüm dünyayı suçlar böyle tipler. En gereksiz insanlardan.
0
SiyamkedisiZorro
(04.08.21)
Herkesin içinde küfür edip size saygısızlık yapıyorsa siz de ona aynı şeyleri söyleyin. Böyle insanlar en fazla esnaf olabilecekken nasıl doktora yapıyorlar, merak konusu.
0
dissendium
(04.08.21)
arkadaşlığını bitir
0
epleindebisous
(04.08.21)
ben direk konuşurdum bu yaptığının hatalı olduğuyla alakalı. Nasıl hissettiğimi falan söylerdim. Karşı taraf pişmansa zaten özür falan diler. Belki kötü bir günden geçiyordur. Ruh hali kötüdü vs. Şuana kadar böyle bir durum yaşamadıysanız bence karşı taraf yeterince pişmansa affedilebilir.

Ama bu durumu oluşturduğu halde hala pişkin pişkin davranıyorsa, "ben sana çok ayıp ettim" demiyorsa vs sal gitsin. O durumda sen bu arkadaşlık ilişkisi için elinden geleni yapmış oluyorsun.
0
zimbirik
(04.08.21)
ben sana cok ayip ettim demesi lazim+1
demiyorsa da konusmaya devam edin sanki oylesine bir arkadasinizmis gibi. dugune de gidin ama hediyenizi evde unutun, evlerine gitmeniz gerektiginde gene unutun. bir yere cagirdiginda planlariniz olsun, gidemeyin falan. anlayacaktir muhtemelen.

sevgilisinin doldurmasi da olabilir tepkisi.
0
65 derece
(04.08.21)
Tezimi bitirmek üzere olan kıdemli bir doktora öğrencisiyim, öncelikle tebrik ederim. Bu sınav süreçlerinden maalesef geçiyoruz. Kazanması okunmasından zor bi noktada.

Sizin durumunuzda olsam öncelikle X'ten özür beklerim. - (Hatta Y'nin dahi özür dilemesi gerekir. Tüm terane onun için dönüyor sonuçta). Gelmez ise arkadaşlık sandığım iletişimi minimuma indirir yoluna devam ederim. Düğüne falan kesinlikle gitmem, gruptan mı artık neyse tebrikler der geçiştiririm. Maksimum bu olur.
0
buzbebek
(04.08.21)
şöyle bir durumda bile karşı tarafın ruh halini göz önünde bulundurmanızı tavsiye edenlere pes diyorum doğrusu. siz istediğiniz yeri 1.'likle kazanmışken paşanın ruh halini düşünmeniz lazımdı herhalde.

içerden giriş dediğiniz olaya hak kazanamayabilirdiniz, gerçekten de nişanlısı yedeğe bile girememiş olabilirdi, A kayıt olmayı başarabilecek bir durumda olabilirdi, olurdu da olurdu. alın terinizle kazandığınız yer için size küfür eden bir insanla arkadaşlığınızı bitirmemek kendinize saygısızlıktır.

kimsenin hayatını kolaylaştırmak, başkalarının önünü açmak zorunda değilsiniz. kaldı ki burada ön açacak bir durum bile yok. ya kendisi küfür etti -ki bu da arkadaşlığınıza verdiği kıymeti gösterir- ya da nişanlısı doldurdu -partnerinin dolduruşuyla size karşı galeyana gelecek kadar aptal biri-. iki türlüsü de berbat.

özür falan beklemez, açıklama yapmadan hayatımdan çıkarırdım -arkadaş grubunda dramaya yol açmayacaksa-. illaki dramaya sebep olacaksa da gruptan rezil eder öyle çıkarırdım. böyle yakın arkadaş düşman başına dedim okurken gerçekten.
0
amugochi
(04.08.21)
oha. insan arkadaşının başarısından mutlu olur. her ne kadar sen kazanamasan da tebrik edersin, kıskansan bile olgunlukla karşılarsın.

kendi başarısızlığını bana yıkacak öyle mi? ağzının payını güzelce verip uğurlar olsun derdim.
0
bugun hava gunluk gureslik
(04.08.21)
X kişisi arkadaşınız değil
0
howfaristhesky
(04.08.21)
amugochi+1500

Özür dilese bile arkadaş kalmak istemezdim çünkü samimi gelmezdi artık. Bencillik ortada, niyet ortada ve davranış ortada. İnsan bu aşamalardan birinde bile kendini sorgulasa sonuç böyle olmazdı.
0
beetlejuice
(04.08.21)
X'i ve Y'yi bütünüyle hayatımdan çıkarırdım. Işin tuhaf tarafı A da kayıt olmayacağı halde girmiş ve 3. olmuş. Zaten A kesin olmayacaksa yine 6. kişi yedekten girecek, bu curcuna nasıl A'ya hiç dokunmadı anlamadım. Yani yalnızca senin suçlanman da saçma. Düşünmeye gerek yok.
0
velvetmorning
(05.08.21)
Çok kötü ahlaklı bir insanmış, yazıklar olsun... Görüşmeyin mümkünse. Akıl alır bencillik değil, hakkınız olan şeye göz dikmiş. Diyecek şey bulamıyorum.
0
firez
(09.08.21)
Midem bulandı nedenlerini uzun uzun yazmaya gerek yok x'in nişanlısı istediği yerde olsun diye sen tabii deyip başvuruyu mu çekecektin? Bu fedakarlık değil ki enayilik. Herkes başvurmuş hak etseymiş daha yüksek sırada olurmuş. Kes arkadaşlığı gitsin.
0
eatpraylaw
(09.08.21)
(6)

Arabanın boyutunu kestiremiyorum

mcgrain
Merhaba arkadaşlar başlık biraz saçma olabilir :) fakat arabanın sağını kestiremiyorum, diğer araçlara sürtecek gibi geçiyorum özellikle şerit olmayan yollarda park halinde olan araçlara ve yayalara çok yakın geçiyorum.Park yaparken dibine kadar girdiğimi sanıyorum ama aramda bir metre mesafe oluyor
Merhaba arkadaşlar başlık biraz saçma olabilir :) fakat arabanın sağını kestiremiyorum, diğer araçlara sürtecek gibi geçiyorum özellikle şerit olmayan yollarda park halinde olan araçlara ve yayalara çok yakın geçiyorum.
Park yaparken dibine kadar girdiğimi sanıyorum ama aramda bir metre mesafe oluyor, siz böyle problem yaşadınız mı ve nasıl aştınız.
0
mcgrain
(03.08.21)
onu herkes yaşar ve zamanla o arabayı kullandıkça alışırsın. tavsiyem,

dar ve riskli bölgelerde solda oturduğun için eğer arabanın o aralıktan geçeceğinden eminsen, ki bu da zamanla olur, sola mümkün olduğunca milimetrik yaklaşarak yavaşça geç. arabanın soluna her zaman sağına nazaran daha hakim olursun. arkadan korna çalanlara aldırma. onlar da bir zamanlar senin gibi hatta senden çok daha kötüydüler.
0
cokponcik
(03.08.21)
ilk zamanlar hanıma diyordum ki "farın önüne geç", o da sağ ön taraftan farın önüne geçiyordu, oha ya bu arabanın önü baya kısa aslında diye şaşırarak "tamam çekilebilirsin" diye kıyas alarak park ediyordum. tabi bu acemilik zamanlarında olan şey. sonra bu kıyas olayı kafada daha da oturuyor ve alışıyorsunuz.
0
trajikomix
(03.08.21)
zamanla arabanın dış gövdesini üstünüzdeki gömlek gibi hassas hissedeceksiniz.
bunu hızlandırmanın yolu yok. kullana kullana.
her defasında 2 değil 1 parmak boşlukla araba park edebilen adam tanıdım ben.
0
aslindasorunumpsikolojik
(03.08.21)
Yaşadım. Sağ aynadan yola bakarak çözdüm.
0
dissendium
(03.08.21)
başta böyle olur zamanla alışırsın. park ederken sağ aynayı aşağı indir ve oradan hesapla.

ben ama her daim sola az daha yakın giderim daha hakim olabildiğim için. ayrıca sağdan biri fırladığı zaman görme ihtimalim daha düşük olduğu ve kör nokta olduğu için böylesini daha güvenli buluyorum.
0
queen bee
(04.08.21)
sağ aynanın görüş alanını artırmak bir nebze rahatlatır. Aynanın kenarına dış bükey küçük aynalardan takın. Bu tarz milimetrik yanaşmalarda falan çok işe yarar. Dikkat ederseniz minibüslerin otobüslerin falan çoğunun sağ aynasına şoförler ekstra bir yuvarlak yerleştirirler aracın yanını rahat görmek için.
0
anten
(04.08.21)
(9)

yangınlar

black mamba
gündemi çok takip etmiyorum. birçok da bilgi kirliliği var. bir pkk yanlısı bir grup açıklama yaptı dediler sonra yalan dediler. nedeni nedir yangınların? pkk mı yoksa küresel ısınma mı? net bir bilgi var mı? hem antalya hem karadeniz'de yangın var çünkü.
gündemi çok takip etmiyorum. birçok da bilgi kirliliği var. bir pkk yanlısı bir grup açıklama yaptı dediler sonra yalan dediler. nedeni nedir yangınların? pkk mı yoksa küresel ısınma mı? net bir bilgi var mı? hem antalya hem karadeniz'de yangın var çünkü.
0
black mamba
(03.08.21)
www.theguardian.com

Yunanistan'da da var. Sıcaklık fazla bu yıl. Bir de yangına müdahalede sınıfta kaldığımızı düşünüyorum.
0
dissendium
(03.08.21)
ben egede yaşıyorum. burada (nazilli) bir kaç boş otluk arazi durduk yere yandı. sıcaklık çok yüksek, buradaki çamlardan düşen kuruyan yapraklar çıtırdıyor, her an alev almaya müsait. zaten küresel ısınma olacağı yıllardır söyleniyor. kundaklama da arada vardır ancak denizli buldan, güney. aydın karacasu, bozdoğan vb ilçelerde yangın var. tanıdıklarımla konuştuğumda kendiliğinden çıktığını söylüyorlar.bu bölgeler ranta dayalı bölgeler değiller.
28 temmuzda meclisten cbnına truzim bölgelerine yapılaşma yetkisi verilmişti.marmariste kundak olabilir, çünkü marmariste imarlaşacak alan kalmadı,bir grup kundakçı yakıp olayın bu raddeye geleceğini düşünmemiş olabilir. tamamen subjektif yorum.
bence küresel ısınma. bir sürü milli park vb. bölgelere insanlar bayramda, bayramdan önce gidip mangal yaptı, deniz girdi ve kirletti. yani tetiklediler bu durumu.
0
mikahakkinen
(03.08.21)
Yanması değil söndürülmemesi problem.
0
rewlack
(03.08.21)
Kuresel isinma boyle bir sey degil arkadaslar.
0
dunal
(03.08.21)
"Özellikle en sıcak günler seçiliyor ki sıcaklık ne kadar çoksa tutuşma ve yayılma o kadar çabuk olsun diye" diyenler var.
0
1bir1bir1
(03.08.21)
Miha’ya katılıyorum (nik zor geldi gecenin bu vakti gözüm iyi görmüyor, yaşlanmışız:)
Bence de sıcaklar, ihmal daha ön planda. Her tan yanıyor çünkü. Bölgeleri bilerek yazmıyorum ama insanlar artık çok yaygın alanlara giriyor, kamp, gezi vs derken özellikle cam ya da yanmaya müsait atıklar bazında ihmal diyorum. Sıcaklıkla da birleşince küçük bir kıvılcım alır gider.

Blr kıvılcımla başlayıp çevreye kozalak, rüzgâr vs ile sıçramalar da kontrol edilmez boyuta getiriyor.

Bir ihtimal de az bir yerde belki kasıtlı yakanlar olmuştur, sonrası yine kontrolden çıkmıştır, yani sırayla bir çizgide falan yakmaya devam edildiği gibi şeyleri düşünmüyorum.

Genel olarak da işte toplu bir saldırı var, yakıyorlar her tarafta saldırı var falan kafasında değilim. Ama bu bazıları tarafından o kadar dillendirildi ki, yakacağı olmayan da gaza gelir nerdeyse, adını duyurmak için, örgütüne güç falan diye. Lokal bir yerde olduysa bile bütün yangınları bu şekilde etiketlemek ikna etmiyor. Şu ana kadar da bildiğim kadarıyla somut bir delil yok diye biliyorum.
0
epitaf
(04.08.21)
küresel ısınma böyle bir şey arkadaşlar
www.c2es.org
www.edf.org
www.carbonbrief.org
0
Bruce
(04.08.21)
Kürsel ısınma okeyse bu hafta içinde resmi gazetede yayınlanan yeni turizm kanunu ne alaka? Bu da mı küresel ısınma?
Diyeceklerim bu kadar.
0
jimjim
(04.08.21)
Küresel ısınma ya da sıcak havalardan ötürü gece 3 farklı yerde yangın çıkar mı ? hayır.
0
denizmaniaherif
(04.08.21)
(8)

Nasil bu kadar aptal olabiliyorum?

nefertarii
Ya bu ikidir dolandırılıyorum. İlkinde geçen sene ağustos ayında gerizekalı gibi sahibinden’deki sahte kiralık ilanlara evi görmeden para gönderdim… ikincisinde de tanıdığım biri paraya çok ihtiyacım var uçak bileti alacağım bilmem ne dedi ona da gönderdim. Beni her yerden engellemiş şerefsiz. Sonra
Ya bu ikidir dolandırılıyorum. İlkinde geçen sene ağustos ayında gerizekalı gibi sahibinden’deki sahte kiralık ilanlara evi görmeden para gönderdim… ikincisinde de tanıdığım biri paraya çok ihtiyacım var uçak bileti alacağım bilmem ne dedi ona da gönderdim. Beni her yerden engellemiş şerefsiz. Sonra öğrendim ki başka bir arkadaşıma benden para istedikten 1 ay sonra aynı numarayı çekmiş ondan da para almış şimdi ona ulaşılmıyor. Bu gerizekalı güya zengindi, ailesinin şirketi boku püsürü vardı; bu her iki durumda da para banka yoluyla gitti bu arada ad san belli yani… ne yapabilirim sizce?

Seçeneklerden bağımsız nasıl bu kadar inanmaya meyledebiliyorum ya? Aklıma hiç işin içinde bi pislik olabileceği gelmiyor? Niye böyle, nasıl aşarım bunu?
0
nefertarii
(03.08.21)
Görmediğin eve para vermen üzücü ama ikinci olay herkesin başına gelebilir. Bu kadar üstüne düşmenize gerek yok, dolandırmaya çalışan insan çok fazla, gerçek anlamda her yerdeler. 2 sene önce takside 10 liralık yola 50tl verdim 40tl sahte para vermiş şerefsiz gece 2 idi böyle bi ihtimalde aklıma gelmediğinden hiç paraya bakmamıştım. Şimdi aldığım her paraya aldığım kişinin gözünün önünde ayıp olur falan demeden bakıyorum. Tedbir al yeterli, farklı şekillerde yine dolandırılabilirsin ama aynı ya da benzer yöntemler için tedbir alıp online işlemlerde 2 kat dikkatli olursan yeterli.
0
mg3929
(03.08.21)
Kart kullanmayı acilen bırakmalısın.
0
dissendium
(03.08.21)
eft mesajina su su sebeple borc vs. yazdin mi? mahkemeye falan verip karsidakinin canini sikabilirsin anca oyleyse.

aşacak bir sey yok, kimseye para mara gonderme basin agrimaz.
0
robokot
(03.08.21)
Fazla üzme canını. Yaptığın yanlıştan ders almazsan hata olur, öbür türlü iyi bir tecrübe oldu sana işte.

Doğrudan banka ile şubede görüşmelisin. Onlar işlemi geri çekemiyorlar ise yasal süreci sana anlatmaları lazım.
0
rm
(03.08.21)
Bunlar hep tecrübe, bundan sonra evi görmeden ve sözleşme yapmadan para göndermeyeceksin. Borç isteyen arkadaşına da borç vermeyeceksin.

Ama benzerlerini de yapma, hepsini tek tek tecrübe edersen batarsın :)

Mesela 2. el uzak alışverişlerde de hemen eft yapma, ya da parayı almadan ürünü gönderme.
0
John Bloor
(03.08.21)
Pislik ihtimali aklına gelse de hayır diyemiyor olabilir misin?
0
arnold schwarzeneger
(03.08.21)
Ya ikincisinde gelmedi, çünkü dediğim gibi tanıdığım biri. Herif resmen bizi dolandırabilmek için bizim derneğe gönüllü olmuş ya…
Ev meselesinde açıkçası 1.5 senedir ev arıyordum ve burama kadar gelmişti. Too good to be true durumunu sezdim ama ya bu fırsat gerçekse ve ben yine tereddüt ettiğim için kaçırdıysam diye düşündüm. Çünkü çok ev kaçırdığım oldu. İkincisi de sarı sitedeki sahte ilanlardan haberi olmayan tr’deki 2-3 kişiden biriydim o aralar, yeminle aklıma bile gelmedi… sonra sahibinden sahte ilan filan diye aratınca farkına vardım, benim salaklığım ya… ve hala da devam ediyor… savcılığa şikayette bulundum ama bir şey çıkmadı ya. Avukat arkadaşım da pek umutlu değil.

Diğer gerizekalıya gönderdiğim paraya da açıklamaya transfer yazmışım, borç filan değil. Üff bıktım ya…
0
🌸nefertarii
(03.08.21)
20 lira icin anasini babasini kesenlerin memleketinde yasiyoruz. bunu hic unutma. gordugun her sey aksi ispatlanmadikca sahte, para alis verisi iceren her sey aksi ispatlanmadikca dolandiricilik, borc verince geri alma, alirsan da kayipta olmama ihtimalin cok dusuk. o para geri dondugunde faiz almiyorsan kus kadar olur degeri zaten, o da donerse.

bunlari bir kagida yaz, arada acip bak.
0
robokot
(04.08.21)
(4)

ehliyet yazılacağım 10 ağustos gelmeden.tavsiyeler var mı

ShadowOfMoon
b sınıfı. artık a ile b aynı anda alınamıyormuş. o yüzden sadece b alırım.manuel alacağım. manuel alınca otomatik de sürülebiliyormuş.bir kaç yeri aradım hepsi 2000 lira diyor ama gelirsen konuşuruz diyor. 1950 filan taban ücret gördüğüm zaten. Neyi konuşacağımızı tam anlamadım. Daha az fiyata nasıl
b sınıfı. artık a ile b aynı anda alınamıyormuş. o yüzden sadece b alırım.

manuel alacağım. manuel alınca otomatik de sürülebiliyormuş.

bir kaç yeri aradım hepsi 2000 lira diyor ama gelirsen konuşuruz diyor. 1950 filan taban ücret gördüğüm zaten. Neyi konuşacağımızı tam anlamadım. Daha az fiyata nasıl çeksinler ki.

Bir de bazılarının saatleri daha az da teorik eğitimin saatleri az olsa da ne olacak ki.

Google yorumlara bakıyorum daha çok ve varsa başka sitedeki. çoğunda hep olumlu yorumlar var. olumsuz yorumları önemsiyorum.

normalde istanbulluyum ama antalyada yazılıp alacağım.

tavsiyeleriniz var mıdır neye dikkat edeyim.

mesela şu nasıl sizce

www.yenicagsurucukursu.com bu da google
www.google.com!4m11!1m2!2m1!1sehliyet!3m7!1s0x0:0xa45bdff1032bc5dc!8m2!3d36.875139!4d30.640587!9m1!1b1!15sCgdlaGxpeWV0WgkiB2VobGl5ZXSSAQ5kcml2aW5nX3NjaG9vbJoBI0NoWkRTVWhOTUc5blMwVkpRMEZuU1VOeE1ITkVORlozRUFF


not: direksiyon vs tecrübem çok yok. yıllar önce öğrenmiştim de unutmuşumdur.
0
ShadowOfMoon
(02.08.21)
nerede yazılmayı düşünüyorsanız önce o bölgenin güzergahına bakın bence. yotutubeda videosu vardır kesin. kimi güzergahlar daha kolay oluyor, kimisi daha zor oluyor.

dediğiniz gibi taban fiyatın altına kayıt yasak ama yapılıyor nasıl yapılıyorsa artık, bilemiyorum. ben 1900e yazıldım aralıkta ama aynı dönemde duyurudan 900e yazılanlar filan vardı.

teorik dersler önemli değil zaten malum, test sınavı aşırı aşırı aşırı kolay oluyor.

direksiyon dersleri 14 saatti yanılmıyorsam. daha azını veremezler. ama bazı kurslar şunu yapıyor 2+2 saat bir günde ders veriyor mesela. 2-3 gün içinde dersleri tüketip sınav bekliyosun. benim kurs 50 dk + 50 dk şeklinde veriyordu dersleri ve son dersini sınav öncesi yakın tarihe saklıyordu vs. bu şekilde almak bence daha mantıklı. yani bir ders saati kısa, zamana yayılmış şekilde. bunu da sorabilirsiniz.


@shadow, evet parkur. zaten kursun eğitim için kullandığı parkur ile sınav parkuru aynı oluyor doğal olarak. ezber yapıp giriyorsunuz.
0
elorelia
(02.08.21)
güzergah derken parkuru mu. her ehliyet kursunun kullandığı parkur,hem eğitim hem sınav parkuru oluyo değil mi? trafiksiz bir yer olması daha iyi o zaman
0
🌸ShadowOfMoon
(02.08.21)
Ben 1700'e kayıt oldum. Ama komşumuzdu. Tanıdık varsa indirim olabilir. Teorik sınav çok kolay. Onun saati az olsa da bir şey olmaz. Ama direksiyon derslerinin saati azsa sorun olur. Sınavı geçmeye yetmez. Kurstan kursa çok fark var. O da şans meselesi.
0
dissendium
(02.08.21)
Bu arada sadece ilk gün yoğun olmayan bir yolda öğrendim temel şeyleri. İkinci gün trafiğe çıktım direkt. Sınav parkuruna çalıştım hep. Trafiksiz bir yer söz konusu değil.
0
dissendium
(02.08.21)
(6)

Bir insanın 3 ayda türkçe öğrenmesi mümkün mü?

neysene
Tabii ki imkansız değil ama cezayirli bir kız 3 ayda B1 seviye türkçeye geldiğini söylüyor. Ve telaffuzu native’e çok yakın. Şu koreli çabi ile yakın sayılır. Birkaç kelime dışında telaffuzundan yabancı olduğu zor anlaşılır. Ayrıca kendi dili dahil 5 dil bildiğini söylüyor. 2-3 cümle konuştu. İlk cü
Tabii ki imkansız değil ama cezayirli bir kız 3 ayda B1 seviye türkçeye geldiğini söylüyor. Ve telaffuzu native’e çok yakın. Şu koreli çabi ile yakın sayılır. Birkaç kelime dışında telaffuzundan yabancı olduğu zor anlaşılır. Ayrıca kendi dili dahil 5 dil bildiğini söylüyor. 2-3 cümle konuştu. İlk cümlesi tam native. Hiçbir aksan kayması yok mesela. İkinci cümlede koreyce falan demesi dışında yine çok sorun yok. Şaşırdım valla.
0
neysene
(02.08.21)
Ben de üniversitede akıcı Türkçe konuşan siyahi öğrenciler görmüştüm. Meğer liseyi Türkiye'de okumuşlar. Ondan öyle konuşabiliyorlarmış. Bir şekilde Türkiye'de eğitim görmüşse telaffuzu iyi olabilir ama üç ayda native düzeyine gelmek imkânsız bana göre. Türkçe 3, 5 kelimeden oluşan bir dil değil.
0
dissendium
(02.08.21)
Oyle bir sey olsaydi o kiz ders kitaplarimiza girerdi. Bir dilbilim profesoru ile gorusturun, deneylere girip para kazanabilir. Dunyada boyle 3 - 5 ornek var.

Bu arada daha yuksek olasilik kisinin B1 olmamasi. Onune gelene C1 sertifikalari, C2 sertifikalari veriyorlar zaten. Ayni seviye Ingilizce konusuyor diyelim ve Kanada'da bir okuluna gitti, A2 derlerdi ona yuksek olasilikla. 3 ayda A2 olmak normal.
0
howfaristhesky
(02.08.21)
kiz cezayirliyse dogustan iki dilli oldugu icin yeni dile yatkinligi olabilir diyecegim yine de sure cook kisa. demek ki oturup ezberlemis ama aksan icin arap olup da turk sandigim olmustu ama suriyelilerdi
0
ala09
(02.08.21)
Polyglot bir insansa normalden hızlı öğrenmesi vs normal.
Ab'de çalışan 34 dili akici konusan adam var.
0
logisticsmanager
(02.08.21)
@howfar
Konuşmasında ve yazısında hiçbir ek hatası yoktu. Gerçekten b1 olabilir. Benim takıldığım native’e yakın bir aksanı söylediği sürede yapması. Süre için hala yalan söylüyor diye düşünüyorum bilmiyorum. Kız “derken?” Şeklinde nitelemeler kullandı. Türk de benimle dalga mı geçiyor dedim başta. Ama ufak aksan bozukluğu ele veriyor tabi
0
🌸neysene
(02.08.21)
cezayirliyse fransizca da biliyordur. o yuzden 5 bin kelimenin telaffuzu otomatik olarak geliyor zaten. arapcadan dolayi da bir 6 bin kadar gelse kelime dagarcigi ister istemez artiyor. muzik kulagi da iyiyse konusulan dilin ahengini taklit ederek aksanlarini kisa surede native seviyesine cekebilirler diye dusunuyorum.

boyle bir arastirma var mi bilmiyorum ama guzel sarki soyleyenlerin yeni ogrendikleri dilleri aksansiz konusmasi daha olasi gibime geliyor.

turk dizilerini takip eden iki berberi kizla tanismistim, onlarin da telaffuzu mukemmele yakindi mesela.
0
chezidek
(02.08.21)
(10)

Ne olacak böyle?

binlercedansozvar
dans kursuna gidiyorum ben, oradan bi kızla 3 4 kez görüştükbu akşam bunun nereye varacağına dair konuştukdedi kiben değer görmek istiyorum ama sen 2 gün önce düştüm diye sana yazdığımda sen endişelenmek yerine dalga geçtin ve karakterlerimiz zıt uyuşmuyor, ben dışa dönüğüm sen içe dönüksün falan de
dans kursuna gidiyorum ben, oradan bi kızla 3 4 kez görüştük
bu akşam bunun nereye varacağına dair konuştuk
dedi ki
ben değer görmek istiyorum ama sen 2 gün önce düştüm diye sana yazdığımda sen endişelenmek yerine dalga geçtin ve karakterlerimiz zıt uyuşmuyor, ben dışa dönüğüm sen içe dönüksün falan dedi
son bi şans istedim kararım değişmicek dedi
moralim çok bozuldu
nolur bana bi çözüm yolu sunun
25 yaşımdayım ne arkadaşım ne sevgilim var
nasıl geçecek bu gece
hiçbir kız beni istemedi
arkadaşım bile yok
yakışıklı yada tipim daha düzgün olsa böyle olmazdı dimi?
0
binlercedansozvar
(02.08.21)
Sana ilgi gösteren kadınlarla dalga geçmezsen yakışıklı olmanla ilgisi olmadığını görürsün.

Gerçi bunun karşıtı, doğru olan hamle "düştü" diye endişelenmek de değil ama olsun, sen önce kendini düzelt sonrası karşının hatası olsun.
0
Bruce
(02.08.21)
Yav ne alaka, belli ki piremses birine denk gelmişsin. Bu hikayeden mutluluk çıkmaz. Kendini ezik gördüğünü hissettirmişsin bi kere. Uzaklaş bakalım tavrı değişecek mi, değişmezse zaten senin olmamıştır. Kendine de güven. Hadi bol şans
0
olaylar olaylar
(02.08.21)
Düştüğünü gülerek değil de ciddi anlatmışsa dalga geçilmez. Sen flört etmeyi bilmiyorsun. Yakışıklılık ile ilgisi yok yani.
0
kaptan maydanoz
(02.08.21)
olm sen niye kızla dalga geçiyorsun kız değer görmediginden yakınmis sene hala yok yakışıklı olsam falan derdindesin
0
all girls dream
(02.08.21)
Son bir şans ne yav. Kendini kötü bir konuma sokmuşsun. Bu işlerde ne kadar kasarsan, üstüne düşersen şansın o kadar azalır. Biraz daha rahat olmayı dene.
0
dissendium
(02.08.21)
4-5 tane sevgilim oldu biri haric hicbiri yakisikli degildi. Her sey tipte bitmiyor evet tip olunca bazi seyler daha kolay ama mesela beni en cok zeka etkiliyordu. Karsimdaki adamin zeki ve bilgili olmasini isterdim yakisikli ama bos biri olmasindansa ortalama ama dolu birini tercih ederdim. Bu kriterlere uygun duzgun bir beyle 3 senedir evliyim. Bence benle ayni fikirde cok kadin vardir.
Bir de prensese denk gelmissin ilgi manyagiymis arkadas, bos ver.
0
matilda
(02.08.21)
Başkan bir kere flort olayini ogrensen iyi olur. Aklina gelen ilk seyi söylemek bu zamanlarda iyi degil. Agzindan çıkanı 50 kere analiz etmen lazım.
Zamanla öğrenirsin tabi.

Yalniz sana tavsiyem; böyle son bir sans vs işlerine girme. Olmazsa olmaz. Ben bu tarz şeyleri yapmış biri olarak geri dönüp bakınca "ya ne gerizekalıca is" diyorum.

Cok yakisikli olsan bu sefer kisiye köpek gibi davransan da yakisiklilik yüzünden kurtarma ihtimalin var (bkz cok seksi kizlarin gerizekali hareketlerini sineye cekmek, neden? Çünkü seks).
Lisede sisman tipin tekiydim, birgün çok güzel bir kiz bana yazdi harbiden (neden bilmiyorum) ama kizla konusurken dilim tutuldu. Sonra olmadi haliyle.

Böyle kalp kirikligi falan yasayacaksan spora gitmiyorsan tam spora baslamalik dönem; bunun verdiği gazla hayvan gibi olursun en azından özgüven gelir.
0
logisticsmanager
(02.08.21)
ne çirkinler gördüm ağzı öyle bir laf yapıyordu ki düşmeyen kız yoktu. flört atmeyi öğrenin +1
0
Hallegadola
(02.08.21)
Fitness yapıyorum omuzlarımın geniş olduğunu herkes söyler boy 180 kısa değilim orta boyluyum vücutta sorun yok tipim falso
0
🌸binlercedansozvar
(02.08.21)
dalga geçmen bahanesi olmuş
ilgi duyan insan daha fazla tolerans gösterir

nedenlere takılmana gerek yok, biribrinize uygun olanı ararsan ileride rahat ederisn
0
bir soru sorcam
(02.08.21)
(10)

6 ayda KPSS'de derece yapılabilir mi?

havadakarada
Sıfırdan 6 ayda 95 ve üstü puan çıkar mı? KPSS Lisans GY-GK sınavı için konuşuyorum.
Sıfırdan 6 ayda 95 ve üstü puan çıkar mı? KPSS Lisans GY-GK sınavı için konuşuyorum.
0
havadakarada
(02.08.21)
Yapılır.
0
ruhen hastayim ben
(02.08.21)
95 çok zor puan ilk 200-300'ye falan denk geliyor

92 üstü yapılır ama eğer matematik temeli kuvvetli ise.
0
egokalp
(02.08.21)
sıfırdan dediğiniz çoğu lise konusu zaten. süre için bir şey diyemem her gün 3-4 saat çalışırsa olur bence.
0
ala09
(02.08.21)
Temel sağlam değilse zor bence. 85-90 arası yaparsın ama 95 üstü sadece çalışarak olacak bir şey değil.

Üniversite sınavında ilk 500 e girmek gibi düşün
0
stephen
(02.08.21)
Sıfırdan 95 üstü çıkmaz.
0
dissendium
(02.08.21)
temele bağlı. temel iyiyse hiç çalışmadan da yapılır. sok ankara fen liseliyi 95 alır.
0
ya ben lan neyse
(02.08.21)
İyi bir yks öss vb geçmişi varsa yapılır gayet. Geçen senenin birincisi 6-7 ay çalıştığını söylemişti çünkü çocuk odtü mühendislik mezunu, temeli olmayan bu kadar zamanda yapamaz
0
i think therefore i am
(02.08.21)
matematik iyiyse yapılır zor değil gky
0
Hallegadola
(02.08.21)
matematik seviyene bağlı ama 95 yüksek bir hedef biraz şans lazım orası için.
0
Whily
(02.08.21)
Türkçe-matematik 60 sorudan 55 net, tarih-coğ-vatandaşlık 60 sorudan 55 net 95 puana denk gelir. Bunun bir de günceli var, süre yetiştirmesi var.
0
oyokbuyoknevar
(02.08.21)
(22)

6.5-7k maaşla 4300 kredi ödemek mantıklı mı

mg3929
Kiradan bıktım, ev almak istiyorum. Çekmek istediğim kredinin geri ödemesi 4.3k, şu an 6.5k falan maaş alıyorum, yılbaşında 2-2.5k arası bir artış olur diye bekliyorum. Sizce 4.3k kredi çekip bi ev alsam mı? Güncel 1.7k kira ödüyorum merkezi bir konumdayım ama muhiti pek sevmiyorum.
Kiradan bıktım, ev almak istiyorum. Çekmek istediğim kredinin geri ödemesi 4.3k, şu an 6.5k falan maaş alıyorum, yılbaşında 2-2.5k arası bir artış olur diye bekliyorum. Sizce 4.3k kredi çekip bi ev alsam mı? Güncel 1.7k kira ödüyorum merkezi bir konumdayım ama muhiti pek sevmiyorum.
0
mg3929
(01.08.21)
aaal
0
ala09
(01.08.21)
Valla bence hic mantikli degil.
0
j r r tolkien hayrani
(01.08.21)
Istanbulda ve yalnızsan bu bütçeyle mantıksız.
Zam artış oranın da mantıksız.
Maaş kesin 9-10 k olsun, biraz peşinat da varsa o zaman bakarsınız.
0
rewlack
(01.08.21)
4.3 geri ödeme bence iyi. Ama tek başınaysanız ve başka geliriniz de yoksa çok çok zor.
0
ruhen hastayim ben
(01.08.21)
maaş artmadan ev borcuna girerseniz 2-2,5k arası artış yapmazlar. düzgün zammı paraya ihtiyacı olmayana yapıyorlar. kim muhtaçsa en az zammı alır. ben olsam böyle bir riske girmezdim. maaş kesin olarak 9 olacaksa o zaman düşünülebilir.
0
himmet dayi
(01.08.21)
6.5'dan 9'a artis olmaz, ona bel baglama.

Ev temel bir ihtiyac. Hayatin her alanini etkiliyor. Ihtiyac duyuyorsan almalisin.
0
rm
(01.08.21)
Ben Turkiye'de olmadigim icin belki yabanciyim mevzuya ama 6500 geliri olan birine bankanin 4300 lira odemesi olacak kadar kredi vermemesi lazim.
0
hot potato
(01.08.21)
Artış kesin arkadaşlar buna göre yorum yaparsanız sevinirim.
0
🌸mg3929
(01.08.21)
Al abicim al, durduk yere ev sahibi olmuş olacaksın. yatırım için alıyor olsaydın alma derdim.
Yalnız krediler çok yüksek. krediyi öyle bir çek ki, faizler düştüğünde tekrar yapılandırabilesin.
0
etna
(01.08.21)
@hot potato aylık gelirin %70'i taksitli kredi çekebiliyorsunuz.


cevaba gelelim:
başka borcun yoksa, minimum 2-3 sene de çok bir tatil vs. yapmam. harcamlarımı daha düzenli yaparım dersen mantıklı. 2-3 sene dişini sıkman gerekecektir ama.


gerçi bu enflasyonla 1 sene bile olabilir :)


direkt cevabımı vereyim: mantıksız değil.
0
syozkn
(01.08.21)
şeftalinin 19 , salatalığın 10 lira olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

ekonominin marmara denizi gibi dalgalı, işinin pamuk ipliğine bağlıolduğu bir ülkede.

bu şartlarda herşey risktir, işsiz kalabilirsin veya maaşın kuş kadar kalabilir.

icralık olup ödediğin miktarı bile kaybedebilrisin.

bu soruyu 2 3 sene önce sorsan, al , iki sene sıkıntı çekersin sonra kredi enflasyon vb sayesinde daha da kolay ödenecek hale gelir derdim.

ytd.
0
killerbee
(01.08.21)
2 sene once bi arkadas benzer oranlarda krediyle ev alinca millet beynini utuledi, "bu maasla 4000 nasi odiycen, oldun bittin sen" diye.

Simdi ayni ekip kendi ev kiralari 4000 oldu diye agliyor. Ev alan arkadas da gulerek izliyor.
0
brkylmz
(01.08.21)
abi bence de mantıklı da kimse vadesini sormamış. ne kadar süre ödeyeceksin?
0
passion rules the game
(01.08.21)
10 yıl
0
🌸mg3929
(01.08.21)
tüm kötü senaryoları düşünmek gerek, işsiz kalsanız iş bulamazsanız (olmaz demeyin, burası türkiye) taksitleri iş bulana kadar ödeyebilecek birikiminiz var mı? öyle bir birikim olmadan ben olsam girmezdim riske.
0
mrtkp1234
(01.08.21)
milletin gazına gelme. aynısını arkadaş yaptı sonra arkadaşların kirası 4000 olunca hepsine güldü tarzı ev fetişiti insanları dinleme. bi de o arkadaşa sormak lazım 10 yıl kredi öderken neler çekti. kesin alma demiyorum; ama herkesin durumu farklı. oturup planlamanı yaparsın. ordan kısarsın falan filan derken belki oluru vardır. yaparsın. am şu haliyle çok büyük ihtiyacı yoksa akıllı bir insan bu riske girmez.
0
buenosdias
(01.08.21)
maaş 6500 ise size 2200 lira kalacak. kira ödemeyeceksiniz. o yüzden alın.
0
silver apple
(01.08.21)
Maaşın yarısını krediye veriyorum 7 aydır. Yetişemedim, ihtiyaç kredisi de çektim. Yine de yetişemiyorum. Annem destek çıkıyor, ona güvendim. Ama yine de zor. Harcamaları kısma olayı yalan oluyor, her şeyin fiyatı uçmuş durumda.
Olumsuz yazdım, ama yine olsa yine alırım. İnsanın kendi evi gibisi yok. Birkaç yıla kira ile denk olacak kredi tutarı.
0
auroraaurora
(01.08.21)
2200 lira ile 1 ay boyunca geçinmek çok zor olur. olmayacak iş değil ama yaşamak bu değil dedirtir size.
0
bigcaptain
(01.08.21)
Bence gir.

Ben benzer rakamlarda girmedim hata ettim. Seneye o para kusa doner.
0
divit
(01.08.21)
Hiç mantıklı değil. Bir gün evlenirsin, eşin de katkıda bulunur, zorlanmadan alırsınız. Tek başına 10 yıl boyunca maaşının yarısından fazlasını krediye vermen hayat kaliteni düşürür. Madem her ay 4300 ödeyebileceğine inanıyorsun, birkaç ay 4300'e dokunmamayı dene.
0
dissendium
(01.08.21)
Hele ki maaş yükselecekse hayda hayda al tabi ki, şimdi alamadığın her gün biraz daha uzaklaşıyorsun. Eğer bir anda voleyi falan vurmayacaksan, maaşa talim ediyorsan ya da ufak ufak birikimle ilerliyorsan ev almadığın her gün zarar. Sık dişini al evini, gerekirse üç ay soğan ekmek ye ama emin ol her gün şükredeceksin.

Ev alıp da lanet olsun bu evi aldığım güne diyecek olanı sanmıyorum, en kötü sıkıntı olursa satarsın. Yarının ne olacağını hiç kimse bilemez, sürekli sonunu düşünen de kahraman olamaz. Hesap kitap yapılır, ödenebilecek miktar bulununca o ev alınır.

Ayrıca o kadar parayla, şu kadar parayla geçinilemez lafını çok duyuyorum ama valla para akıyor olsaydı 5 binle de 10 binle de geçinilemez ama gerektiğinde asgari ücretle de gayet geçinilebiliyor mecbur. Ayağını yorganına göre uzat tabiri bunun için söylenmiş. Bir de ağustos böceği ile karınca hikayesi var. Ayrıca atalarımız ev alana Allah yardım eder demişler, inançlı olup olmamak önemli değil, bu dünyanın kuralı böyle; çalışan, gayret eden kazanır.

Edit: İş durumunda risk konusuna değinmemişim. Yani sallantıda bir iş varsa ona göre değerlendirme yapılır. Ama sizin sorunuzda öyle bir riskten bahsedilmediği için cevabı ona göre verdim.
0
epitaf
(01.08.21)
(6)

60K sayısal alanda hangi bölümler?

kırmızıayakkabılıgargamel
Kuzenim 60 K yaptı, hedefi 20K’ydı ve diş hekimliği istiyordu. Şimdi mezuna kalsam mı kalmasam mı diye düşünüyor. Koç Üni’de hemşirelik tutuyor %100 burslu, ama hemşirelik sadece Koç olduğu için düşünüyor. Bilişim ve Bilgisayar Mühendislikleri’nde de çok yok İstanbul, Ankara’da. Siz ne düşünüyorsunu
Kuzenim 60 K yaptı, hedefi 20K’ydı ve diş hekimliği istiyordu. Şimdi mezuna kalsam mı kalmasam mı diye düşünüyor.

Koç Üni’de hemşirelik tutuyor %100 burslu, ama hemşirelik sadece Koç olduğu için düşünüyor. Bilişim ve Bilgisayar Mühendislikleri’nde de çok yok İstanbul, Ankara’da.

Siz ne düşünüyorsunuz?
Geleceği olan nereler olabilir yani bu kızımız için?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(31.07.21)
Hemşirelik ile Koç arasında nasıl bir ilişki kurmuş? Sıralaması kötü üniversitede okusa da KPSS'de 60, 70 arası puanla ilk girişinde atanabilir.
0
dissendium
(31.07.21)
Yurt disinda yasama istegi varsa bence koc hemsirelik guzel tercih
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.21)
proletarier +1

iyi bir almanca öğrenimiyle de %90 gidebilir. avrupa’da hemşire - doktor açığı çok. hele koç üni diyorsun bir de.
0
garavel
(01.08.21)
Koç hemşirelik ordan Almanya
0
liondelaturquie
(01.08.21)
Benim anladığım kadarıyla henüz ilgi alanı tam belli değil. Hedefi 20k olduğu için eğer bu yıl içine sinmeyen bir bölüm yazarsa, içinde hep ukte kalacak, 3. sınıfa bile gelse hep bir keşkesi olacak. İçine sinmediği için ya bölümü bırakacak ya sevmediği bir bölüm okuyup hayatı kendisine zehir olacak. En doğrusu düzgünce mezuna kalsın. Bu süreçte biraz istediği üniversite ve bölümler hakkında araştırma yapsın. ilk sınavında 60k yapabilen bir öğrenci için bu çok, çok iyi bir başarı. Önümüzdeki yıl boyunca bir dershaneye giderse çok daha iyisini mutlaka yapacaktır. Ek olarak gelecek yıl diş hekimliği kontenjanları artacak, yeni fakülteler kuruldu, gelecek yıl öğrenci alımına başlayacaklar.

Mezuna kalması daha doğru olur. 17-18 yaşındaki çocuklar için bu stres ile meslek seçimi yapmak gerçekten çok zor. Diş hekimliği ile hemşirelik sağlıkla alakalı bölümler ama birbirinden çok farklı bölümler, çalışma alanları, eğitimleri farklı. Hemşireliği sadece Koç Üniversitesi'nde var diye tercih etmesin. Hemşirelik ne bölüm olarak kolay ne ataması burada yazıldığı gibi basit, yurt dışı işini de bakalım o isteyecek mi? Öyle kolay mı hemşirelik okuyup, kendini geliştirip Almanya'da çalışma hakkı kazanıp, orada yaşayabilmek. Hemşirelik, diş hekimliğine göre daha fazla insanlarla temas isteyen bir çalışma alanına sahip, öyle basit bir şey değil bu. Almanya'ya hemşire olarak gidip, hemşire olarak çalışmasının pekte avantajı olmaz. Koç Üniversitesi olsa bile aynı durum söz konusu. Saçma yani, sırf yurtdışı imkanı var diye bölüm yazdırmak.
0
GoodMorningTeacher
(01.08.21)
Discilikte para kalmadi yapistir hemsireligi, 1 sene beklemeye degmez.

Mezuna kalmak nedir ya hergun yeni kelime cikiyor.
0
divit
(01.08.21)
(5)

TSK'nın sosyal medya yönetimi neden bu kadar zayıf?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Instagram'da İsrail ordusunu (IDF) takip ediyorum, TSK da takip ettiklerim arasında. Dikkat ettiğim bir şey var, TSK neredeyse hiç kendi reklamını yapmazken, "Biz ortamlardayız!" minvalinde paylaşımlar yapmazken IDF günde en az 2-3 gönderi paylaşıyor. Sürekli eğitimlerden kareler
Merhaba arkadaşlar,

Instagram'da İsrail ordusunu (IDF) takip ediyorum, TSK da takip ettiklerim arasında. Dikkat ettiğim bir şey var, TSK neredeyse hiç kendi reklamını yapmazken, "Biz ortamlardayız!" minvalinde paylaşımlar yapmazken IDF günde en az 2-3 gönderi paylaşıyor. Sürekli eğitimlerden kareler paylaşıyorlar, ordudaki kadın askerlerin önemini belirten gönderiler, Hamas'ın nasıl okul, yerleşim yerleri gibi sivil alanları kendilerine kalkan olarak kullandıklarını harita üzerinde gösteren gönderiler falan paylaşıyorlar. Bu da onların insanların gözündeki sempatilerinin artmasına neden oluyor.

Bir de TSK'nın Instagram hesabına bakıyorum, ayda yılda bir gönderi paylaşılmış. Onların da geneli resmi bayramları kutlamak, önemli günleri hatırlatmak için falan. Sahadan, tatbikatlardan falan çok az gönderi var. Devir internet, sosyal medya, imaj devri olmuşken nedir bu ortamlardan uzak durma sevdası? Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim, teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(31.07.21)
İKK (istihbarata karşı koyma) kuralları var. bu kurallar nedeniyle paylaşım yapılmıyor.
0
trajikomix
(31.07.21)
TSK bence doğru olanı yapıyor. Son zamanlarda üretilen her silahın ayrıntılı tanıtımının yapılmasını yanlış buluyorum. Bunlar güvenlik zaafı oluşturabilir.
0
dissendium
(31.07.21)
Açıkçası aynı sey mi bilmiyorum ama Fransa'da malum zorunlu askerlik vs yok e baska isler de çok olduğu icin kimse "aman maasi guzel asker olayim" demiyor kolay kolay.
Bu sebepten Facebook, twitch, YouTube sürekli karsima fransiz silahli kuvvetleri reklamlari falan cikiyor gencleri etkilemek için.
Aha bu da Instagramlari;
instagram.com

Yani biz buradayızdan ote gencleri cekmek icin. Ben de katılıyorum ama belki de tsk'nin adam ihtiyaci yok.
0
logisticsmanager
(31.07.21)
bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin neden reklama ihtiyacı olsun ki? mesela sallıyorum ermeniler sosyal medyada görüp vay be türkler ne güçlüymüş mü diyecekler? ya da yunanlılar "ya türkler çok ponçik" mi diyecekler?

israil bu denli aktif kullanması insanları savaşlarına ikna edememesinden kaynaklı (bence). bella hadid, dua lipa, roger waters falan sosyal medyalarından israil saldırıları arttığında tepki göstermişlerdi. ilk aklıma gelen ünlüler. o yüzden israil "aslında suçlu onlar, bakın sivilleri onlar kullanıyor" tarzı propaganda yapmak için tüm medya araçlarını kullanmak "zorunda" gibi geliyor bana. türkiye'nin konumu ile israil'in konumu bir değil. türkiye'nin kimseye bir şey kanıtlamasına gerek yok. yalnızca israil örneğine bakarak aklıma gelenler bunlar.
0
ilgeru
(31.07.21)
ihtiyacı yok çünkü. Ama bu işi öğrenip yapsalar çok iyi olur o ayrı. Türkiye içinde de dünyada da algıyı değiştirebilirler.

Zorunlu askerlik olmayan ülkelerde (mesela İngiltere'de gördüm) baya sinemada televizyonda "ülkenize hizmet edin, askerlik ne güzel şey, dostlar edinin vücut yapın bakın burada hayat çok güzel" temalı reklamlar yapılıyor. Askere adam toplamak için mantıklı bu. Ama senin dediğin biraz dış dünyaya mesaj, onu yapacak ekip bambaşka olmalı. Mesela bazen polisin askerin çocuklarla hayvanlarla falan fotoğraflarını paylaşıyorlar ama çok Türk kafası birileri çekmiş oluyor. Bizde duygusallık, arabesklik vs. ön planda. Daha batıda yetişmiş olaylara dışarıdan bakan birinin organize etmesi lazım bunları. Amerika bu tür şeyleri çok iyi becerir, işgal ettiği yerleri bile müthiş kahramanlık hikayesi olarak paylaşıyor genelde.
0
nhk ni youkosu
(01.08.21)
(8)

Sizce Gastronomi mi yoksa iç mimarlık mı okumak daha mantıklı?

goodyes
Kardeşim bu iki bölüm arasında gidip geliyor. İkisinde de orta sıra üniversiteler geliyor ne iyi ne kötü yani. Sizce hangisini seçmeliyiz fikir ve önerilerinize ihtiyacımız var. Şimdiden teşekkür ediyoruz
Kardeşim bu iki bölüm arasında gidip geliyor. İkisinde de orta sıra üniversiteler geliyor ne iyi ne kötü yani. Sizce hangisini seçmeliyiz fikir ve önerilerinize ihtiyacımız var. Şimdiden teşekkür ediyoruz
0
goodyes
(31.07.21)
hangisini istiyorsa onu seçsin. pazardan karpuz mu seçiyor sonuçta geleceği bu. hangisini istiyor, hangisine ilgisi var? hangisi yapabileceğine inanıyor? hangi meslekle bir ömür geçirmek istiyor?

ikisi de birbiriyle alakasız çünkü.
0
jelly bear
(31.07.21)
Ben gastronomiyi daha mantıklı buldum. Restoranlarda, otellerde çalışma şansı olabilir. Yemek şirketlerinde de çalışabilir. İş alanı iç mimarlığa göre daha geniş.
0
dissendium
(31.07.21)
Gastronomi çünkü evrensel.
İkisi de stres ve masraf açısından zor bölümler ama en azından birinde dönüş iyi olur.
Trde inşaat sektörünü bırak ülkenin kendisi batınca iç mimarlık diplomasını nereye satacak?
Yine de kendi karar versin; en çok istediğini tercih etsin.
0
rewlack
(31.07.21)
inşaat sektöründe çevreniz yoksa iç mimarlık seçmesin.
0
xrated
(31.07.21)
Aileden oturu mimarlarin arasinda buyumus biriyim, cevabim net Gastronomi.

Cunku:

1 - Mimarlik 3. dunya ulkelerine uygun bir meslek degil, luks olarak gorulur. Tanidigim mimarlarin cogunlugu hayatta kalmak icin bambaska islerle ugrasiyor. Varlikli bir aile mensubu degilseniz isiniz cok zor.

2 - Mimarlik "hmm acaba bunu mu yapsam" seklinde secilecek bir meslek degil. Sanatkar ruhlu olmaniz lazim. Bu da genetik bir hadise. Sadece geometrim iyi diye okunulacak bir meslek degil, bir yasam bicimi bir nevi, ya da oyle olmali. Oyle degilse zaten sonu husran olur.

Gastronomi'nin yakin gelecekte bence onu acik..
0
cooperr
(31.07.21)
Gastronomi okuyanlar mutfağa girmek istemedikleri için mesleğini yapmıyorlar. Zor iş diyorlar. Mutfağı seviyorsanız gastronomi.
0
Gabriel
(01.08.21)
Geçen sene tam da bu yol ayrımına girmiştim. Ve gerçekten ikisi de değil. Hele ki gastronomi orta halli bir üniversite olacaksa hiç değil. Dersler fiyasko. Öğretim anlamında asla tatmin edecek gibi değil hatta ben Türkiye’de en iyilerinden Akdeniz üniversitesini düşünüyordum sadece şarap dersi var diye. Daha sonra swiss ve movenpick otellerindeki aşçılarla görüştüm. Eğer kardeşiniz kadınsa hiç girmesin bu işe. Ha paranız vardır zenginsinizdir ilerde kardeşi desteklersiniz bir yer açar o ayrı ama yeteneğin yanında mutfaktan gelen genç bir kesim var.

İç mimarlık/mimarlık içinse yine hem genç hem de tecrübeli mimarlarla görüştüm ve sektörün bitmiş olduğunu söyledi. Tecrübeli olan yeni mezunları resmen köle gibi kullandıklarını, alaylı olanların bile işten çıkarıldığı olmuş. Gençlerin durumu zaten ortada yazmıyorum bile.

Biraz konsantre şekilde kısa kısa yazdım ama bu ikisinden baska bir alternatif varsa onları da düşünün. Ha bu arada cok parlak olmasa da şuan fizyoterapi ve rehabilitasyon okuyorum.
0
fıytfıyt
(01.08.21)
İkisini de tavsiye etmem. Mimarlık içiyle dışıyla öldü bu memlekette. Mimar Sinan mezunu 5 yıl sektör tecrübeli adam 4,500 tl'ye çalışıyor, değer de görmüyor. Gastronomide de alaylılar çok daha önde. Başka bölüm bakmak daha mantıklı. Ama unutmayın yanlış bölüm okumaktansa hiç okumamak evladır. Kimsenin de aklına bu gelmez bizim memlekette. Örgün ve yabancı dilli işletme okuduk salak gibi 6 sene. İşe başlayınca AÖF okuyup 5-6 sene tecrübe yapmış yaşıtlarımızın gerisinde kaldık.
0
dogumdansancili
(01.08.21)
(1)

iklim değişikliği - yangın ilişkisi

tabudeviren
iklim değişikliği ile yangının ilişkisi nedir? anlayamadım.
iklim değişikliği ile yangının ilişkisi nedir? anlayamadım.
0
tabudeviren
(31.07.21)
İklim değişikliğiyle birlikte sıcaklıklar artıyor. Sıcaklık artışı da ormanlardaki maddelerin kurumasına neden oluyor. Bu da yangının yayılmasına neden oluyor. Sıcaklıklar daha düşük olsaydı ormandaki maddeler nemli kalabilirdi ve yangın hızlı yayılamazdı.
0
dissendium
(31.07.21)
(3)

Bir şarkı arıyorum- 2005-2006 yıllarına ait

bir fincan kahve ile film izlemek
Uzun zamandır yabancı bir şarkıyı arıyorum. 2Yanlış hatırlamıyorsam 2004-2006 gibi patlama yapmıştı bu şarkı.Başında alkışla tutulan tempolar vardı. Ve aklımda kalan, nakaratına da ait olan tek söz şu, tamamen saçmalayarak yazıyorum: yuz gacci no koppera yuz gacci koppera bla bla... Böyle bir şarkıy
Uzun zamandır yabancı bir şarkıyı arıyorum. 2
Yanlış hatırlamıyorsam 2004-2006 gibi patlama yapmıştı bu şarkı.

Başında alkışla tutulan tempolar vardı. Ve aklımda kalan, nakaratına da ait olan tek söz şu, tamamen saçmalayarak yazıyorum: yuz gacci no koppera yuz gacci koppera bla bla... Böyle bir şarkıydı

Şunu bir buldursak. Kafamda çalıp duruyor resmen şarkı.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(30.07.21)
dissendium
(30.07.21)
dissendium'a bir tebrik gelmeli, bizi ilk gençliğimize döndürdüğü içün (:
0
mermize
(30.07.21)
Oh be ne rahatladım valla, @dissendium sen Allah'ın bir lütfusun kgkgkgmgmf
0
🌸bir fincan kahve ile film izlemek
(30.07.21)
(11)

Şu sıralar favori abur-cuburunuz hangileri?

kukuleta
Ben mesela peynir kremalı Çizi'ye sardım, köpeği oldum resmen, insallah çok zararlı değildir, akşamları alkol arkası harika oluyor.Aburcubur sayılır mı bilmem ama bol tuzlu dakota çekirdeği dehşet bağımlılık yaratıyor, horoin kullanıyor olsam bırakırım bunun sayesinde.Ha bir de doritos'un ayak kokul
Ben mesela peynir kremalı Çizi'ye sardım, köpeği oldum resmen, insallah çok zararlı değildir, akşamları alkol arkası harika oluyor.

Aburcubur sayılır mı bilmem ama bol tuzlu dakota çekirdeği dehşet bağımlılık yaratıyor, horoin kullanıyor olsam bırakırım bunun sayesinde.

Ha bir de doritos'un ayak kokulu olanını yedik yıllarca... Gençliğimizi harcamışız resmen, acılı olanla hayata yeniden başladım.

Sizin güncel aburcuburlarınız var mı?
0
kukuleta
(29.07.21)
bu ara internette Antep fıstığının fiyatı kuruyemişcilerdekinin yarısı kadar bi satıcıdan 1 kiloluk siirt fıstığı alıyorum sürekli parmaklarım soyuldu yemekten
0
nahtoderfahrung
(29.07.21)
Doritos Turca'yı çok seviyorum. Her hafta alıyorum bir tane. Şu dönemde A101'de satılan Milkten çikolata kaplı süt dilimi en çok aldığım. Kinder'den daha güzel buluyorum. Bir de A101'de satılan iç çekirdekten alıyordum ama küçücük paketi 4, 5 günde anca bitirince almamaya karar verdim.
0
dissendium
(29.07.21)
Valla sayılır mı bilmem ancak deli gibi dondurma tüketiyorum ben şu sıralar.
0
j r r tolkien hayrani
(29.07.21)
rose parks
(29.07.21)
coco star spor
0
peki madem
(29.07.21)
doritos 3d
a101de satılan burch zeytin ve mevsim yeşillikleri baharatlı mısır ve pirinç patlağı
0
MtKrt
(29.07.21)
Dondurma +1
Bir de üzüm. Çekirdeksiz yeşil üzümü yıkayıp temizleyip saplarını ayıklayıp buzluğa atıyorum, ertesi güne tamamen donuyor, şahane soğuk atıştırmalık oluyor.
0
kobuzchu kiz
(29.07.21)
Godiva’nın mavi renkli olan çikolatası.
0
ruhen hastayim ben
(29.07.21)
çizmeci time'ın rulo gofreti. bir süredir yemiyorum ama uzun zamandır "düştüğüm" tek ürün, piyasadaki yerli en kaliteli abur cubur ayrıca, tartışmam bile.
0
Bruce
(30.07.21)
Tadim cekirdek. Eskiden sadece kalabalikli arkadas ortaminda yerdim cekirdegi. Bir gun kazara yalniz youtube izlerken citlatayim dedim, hastalik oldu, uzun yazi okurken, youtube'da pineklerken falan paso cekirdek arar oldum, alisverislerimin demirbasi oldu. Su an paket bana bakiyor, ama dislerimi yeni fircaladigim icin baslamam ama 3-4 saat sonra beni kimse tutamaz
0
neverletyougodown
(30.07.21)
Şu sıralar değil ama kesinlikle eti hoşbeş fındıklı. Kışın hafif ısıtınca efsane oluyor.
0
meraklitursucu
(30.07.21)
(7)

Terör evrende, doğada var mı? Veya yakın bir kavram bulabilir miyiz?

ananiyimioguz
Arkadaş grubunda savaşları, yangınları, ölümleri falan konuşurken ben biraz ruhsuz davrandım, tepki çekti. Tüm bunların evrenin işleyişinin içinde olduğunu, kötülüğü kabul ediyorsak; dolaylı dolaysız tüm afetleri, ölümleri, terörü de kabul etmemiz lazım çünkü dengenin bir şekilde sağlanması gerekiyo
Arkadaş grubunda savaşları, yangınları, ölümleri falan konuşurken ben biraz ruhsuz davrandım, tepki çekti. Tüm bunların evrenin işleyişinin içinde olduğunu, kötülüğü kabul ediyorsak; dolaylı dolaysız tüm afetleri, ölümleri, terörü de kabul etmemiz lazım çünkü dengenin bir şekilde sağlanması gerekiyor, doğada diğer canlılar arasında da böyle işliyor süreç dedim.

Fakat terör ile evrendeki kaosun ne alakası var dediler. Derdimi anlatamadım.

Virüsler, mantarlar kendilerine hizmet eden şeyleri yapıyor ve bizim düzgün dediğimiz işleyişi sekteye uğratıyorlar onda sorun yok da birileri savaş çıkartınca, teröre başvurunca mı şaşırıyorsunuz anlamıyorum. Bu arada bunları övmüyorum, savunmuyorum. Sadece yaşamın içinde kendiliğinden var oluyor demek istiyorum.

Yanlış mı düşünüyorum acaba? Her an bir doğal afete, teröre maruz kalabileceğimi bilerek yaşıyorum ben şahsen.
0
ananiyimioguz
(29.07.21)
yoo haklisin hepsi sistemin parcasi. hayvanlar aleminde teror, siddet, cinayet, tecavuz, hepsi var. nufuz alanini genisletmek icin rakip surulere saldirip cocuklari parcalama vs. her sey var yani.

insanlar bu dinamiklere teslim olmali mi o ayri bir tartismanin konusu tabii.
0
robokot
(29.07.21)
ben insanlığın işime gelince uygarlık düzeninin konforuna yaslanayım işime gelince dünya yaşam döngüsü böyle demesini ikiyüzlü buluyorum çünkü biz doğadan kopalı çok oldu doğanın döngüsüne göre yaşamıyoruz bu düzeni sekteye uğratıp değiştirebiliyoruz doğanın bir parçası değiliz, bilinç, etik gibi birikimlerimiz tartışmalarımız var, hareketlerimizi doğada gördüğümüz örneklere göre meşru ya da meşru değil diye belirleyemeyiz
0
grimavi
(29.07.21)
Dogada dogal afet,salgin diye bir sey yok zaten. Senin ustune yagmur yagiyor diye neden afet olsun balik icin super olay belki de :)

Teror tanimi ayri ama, korku demek.
Korku yaymak icin insanin yaptigi bir olay.
Dogada pek de yok sanki, en azindan bu kadar organize degil.

Bu arada evren yasama deger vermiyor kendi kendine yasamin %90 kusurunu yok ettigi 2-3 olay var.
Evren icin sen elementler topagindan baska bir dey degilsin.
0
divit
(29.07.21)
Yok, ben katılmıyorum. Doğadaki varolma çabası böyle bir şey değil, virüs bile hostunu öldürmeyecek şekilde evrimleşiyor ki dönüp dolaşıp kendine zarar vermesin. İhtiyacından fazlasını kazanmak için, biriktirip torunlarına bırakmak için savaşmıyor canlılar. İnsan kadar büyük çapta ve/veya uzaklara zarar veren bir canlı da yok.

Afetler başka bir şey ki onların da bu kadar zarar vermesinin nedeni biziz. Binalarımız, yollarımız, gökdelenlerimiz olmasa deprem ne yapacak? Depremin verdiği zararı doğa kendi kendine çok hızlı telafi edebilir. Su baskınları? İklim değişikliği yüzünden olanlar yine bizim halt yememiz. Muson yağmurları gibi düzenli olanları da hayvanlar içgüdüsel olarak biliyor, ona göre göç ediyor, yükseklere çekiliyor vs vs. Sonuç olarak gezegenimizdeki büyük çaplı her türlü felaketin faili biziz.

Ha diğer yandan, bu konulara tepkisizleşmekte haklısınız bence. Yoksa hangi birine üzüleceğimizi şaşırıyoruz, akıl sağlığımızı kaybediyoruz ve düz insan olarak elimden hiçbir şey gelmeyeceğine inanıyorum, öyle bir nihilizm içinde yaşıyorum ben de.
0
kobuzchu kiz
(29.07.21)
Ya Amerika'da yaşamadığımız için teknolojinin ya da alet kullanmanın insanı "doğadan" ayırdığı düşüncesi burada epey yaygın. Halbuki allah'ın kunduzu baraj inşa edip sellere su baskınlarına neden oluyor oralarda. Ekosistemle doğa farklı şeyler. Herhangi bir canlının herhangi bir aksiyonu ekosistemi değiştirebilir, bu doğadan ya da doğal olmadığı anlamına gelmez.

Benim bu konuda sana ters düşebilecek ter argümanım, insanın, hayvanların aksine, yaptığı kötülüğün bilincinde olması olabilir. Bilinç de çok sakat bi kavram da, şöyle açıklayayım. Bir köpeğin, bir kediyi görüp kovalayıp öldürmesine, ya da bir kedinin fare yakalamasına "vahşet, korkunç bir şey" demiyoruz. Halbuki alıp yemiyorlar bile genelde, "eğlencesine" yapıyorlar bu öldürme işini.

Aynısını insan yapsa (eğlencesine köpek öldürse mesela) kıyamet kopuyor. Niye buna daha çok tepki gösteriyoruz? Çünkü insan içgüdüsel değil, hesap kitap yapıp, kötülük yaptığının bilincinde olarak yapıyor bunu. (Not: muhtemelen insanların "bilinç düzeyleri" arasındaki fark düşündüğümüzden çok daha fazla bence, ama bir kanıtım yok, kişisel gözlemim).

Terörün doğada olup olmamasından ziyade bu farkındalık mevzusu yani bence olay.
0
plutongezegendegilmi
(29.07.21)
Burada şöyle bir sorun var bence. İnsan neden doğadan ve diğer canlılardan ayrı görülüyor? İnsan da bir canlı ve doğaya bağımlı. Evrende, doğada terör olmasına insan örnek gösterilebilir. Neden insan dışında bir canlı arıyoruz? Biyolojide canlılar insanlar ve diğerleri olarak ikiye ayrılmıyor.
0
dissendium
(29.07.21)
insanın yaşam döngüsünden doğadan kopmasını modern tıpla ilintili de görüyorum şöyle ki doğa döngüsü evrim mekanizması ile işliyor örneğin genetik kalıtsal bir rahatsızlık modern tıp sayesinde iyileştirilemiyor fakat birey ilaç ya da başka imkanlarla hayatta tutulabiliyor ve çocuk sahibi olursa bu genler bir sonraki nesle aktarılabiliyor, halbuki evrim bireyle değil topluluğun kendini sürdürebilmesiyle ilgilidir, işte kendimizi doğadan böyle koparmış oluyoruz

tabi ki bu kadar darwinist ve katı evrimci değilim sadece örnek :)
0
grimavi
(29.07.21)
(12)

izmirliler veya izmiri bilenler, izmirdeki iyi şirketler hangileridir?

la lykia
kurumsal diyebileceğimiz, maaşları izmir ortalamasının biraz olsun üzerinde olan, köklü şirketler hangileridir?
kurumsal diyebileceğimiz, maaşları izmir ortalamasının biraz olsun üzerinde olan, köklü şirketler hangileridir?
0
la lykia
(28.07.21)
Tüpraş var.
0
dissendium
(28.07.21)
özgörkeyler geliyor aklıma.
0
false pretension
(28.07.21)
Arkas
0
limonlu eksi
(28.07.21)
jti
0
Bruce
(28.07.21)
Tüpraş, jti, philip morris, socar, tpi composites (bir dönem öyleydi hala öyle mi bilmiyorum), tetrapak.
0
logisticsmanager
(28.07.21)
Ek;
Hugo boss bir dönem cok iyi denirdi son halini bilmiyorum.
Ball corporation fena değildi en son.
Köklü dersek bu arada yaşar holding çok iyi adam yetistiren bir şirket. 4-5 tane yasar holding çıkmasi arkadaşım oldu hem insan hem calisan olarak oldukça iyilerdi. Müdür maaslari iyi orada ama calisan kismi cok iyi değil diye biliyorum. Ama kurumsallik olarak İzmir'de belli firmadan biri.
Onun dışında groupe atlantic var, fransiz. Bunun Türkiye ayağını bilmiyorum ama Fransa ayagindan bildiğim oldukca iyi bir firma, bence denenebilir.
Amcor bir ara fena değildi. Schneider global olarak iyi firma ama Türkiye'de fabrika falan kapattilar son hallerini bilmiyorum ama girenin çıkmadığı firmalardan.
0
logisticsmanager
(28.07.21)
Bu arada sadece maaşa bakmamak lazım; misal gene en son bildiğim (4-5 senedir yurtdışındayim) tetrapakcilar erken çıkardı. Schneider'de esnek calisma vardi (1 saat gec gel 1 saat gec cik).
Onun dışında koç holding firmalarinda yan haklar cok ciddi.

Sigara firmalarında yöneticiler cok ciddi bonuslar alıyor. Maaslar zaten iyi giren cikmaz.

Aslinda çok güzel firmalar var ama nedense kurumsal desek değiller maas desek rezil...
Izmir ve firma diyince dolmusum yazdıkça yazasim geldi :)
0
logisticsmanager
(28.07.21)
Izmirde kurumsal ve gunu gunune yatiranlar maas vermiyor harclik veriyor.

Maas beklentin olmasin izmir icin :)
0
divit
(28.07.21)
@divit ortalama olarak İstanbul'dan az vermesi zaten normal (yurtdışında da böyle) de sigara firmalari ve belli başlı firmalar çok ciddi maas veriyorlar. Yanlış bilgi olur İzmir'de maas veren yok demek. Sadece İstanbul'a oranla bu firmalar daha az.
0
logisticsmanager
(28.07.21)
@logistic

Abi eskiden normaldi de artik degil.
En son bir bursa firmasi burasi ucuz sehir o yuzden az veriyoruz dedi.

Ya dedim ne ucuzu kol gibi olmus kiralar :) sanki bursa'da et yari fiyatina

Sigaracilar veriyordur onlar istisna ama cogu hayalkirikligi
0
divit
(28.07.21)
izmir şirketlerinin hepsi ölü sevici bence.

buna manisa organize sanayideki firmaları da dahil edebilirsin.

-------

nispeten uluslararası firmalarda rahat edersin.
0
rain when i die
(28.07.21)
petkim, arkas, folkart, yaşar holding, türk tuborg, izmir demir çelik, ravago. ilk aklıma gelenler bunlar.
0
mermize
(28.07.21)
(6)

Üniversite sınavına nasıl bir tempoyla çalıştınız? Sonuç ne oldu?

asaf
Telefonla ilişiğinizi kestiniz mi mesela? İnsanlarla ilişkilerinizi minimize ettiniz mi? Bir çeşit bitkisel hayata girdiniz mi?Sadece bu sene için sormuyorum. 10 yıl önce de olabilir.
Telefonla ilişiğinizi kestiniz mi mesela? İnsanlarla ilişkilerinizi minimize ettiniz mi? Bir çeşit bitkisel hayata girdiniz mi?

Sadece bu sene için sormuyorum. 10 yıl önce de olabilir.
0
asaf
(28.07.21)
Saka maka 18 sene olmus... O zamanlar telefonla sadece SMS ve konusma yapiliyordu o yuzden simdiki sorunlar yoktu :) Yine de arkadaslarla mesajlasmayi minimuma indirmistim. sinavdan onceki 1,5-2 sene gibi bir aralikta, bitkisel hayat demeyelim ama cok yakin arkadaslarla haftada en fazla 2-3 kez birkac saatlik gorusmeler disinda pek sosyallesmedim. Sonuc olarak da iyi bir universitede bilgisayar muhendisligi kazandim, bence harcadigim efora gore makul bir sonuctu.
0
vudin
(28.07.21)
Lisedeyken çok kasmadım ama yine de çalışmıştım. Okul ve dershane zaten yeterince yorucuydu. Bir yıl kendim hazırlanmıştım dershaneye gitmeden. Bayağı iyi çalışmıştım. Bilgisayarı açmıyordum bile. Zaten o dönemde Android telefonlar yoktu. Dikkat dağıtan bir şey yoktu. Makine mühendisliği kazandım, bitirdim.

Bu yıl da ilk defa dil alanından girdim. Ortalama bir sonuç geldi. Ders gibi çalışmadım ama İngilizceye zaman ayırdım.
0
dissendium
(28.07.21)
10 sene önce giren çok değil mi ya diye düşünüp sonra aradan 8 yıl geçtiğini fark etmem...

istediğim okul olmadı ama aşırı kastım desem yalan olur. tercümanlık mezunuyum yani sınava dilden hazırlandım. sabah okula gidip oradan dersaneye gidiyor, dersane çıkışı da 1 2 saat de olsa arkadaşlarımla takılıyordum mutlaka. bir de üstüne eve gidip o zamanın bağımlılık yaratan oyunu criminal case'i oynuyordum en son bir iki bölüm dizi izleyip yatıyordum asjdkflsd şu an düşünüyorum nereden geliyordu bu enerji diye. gençliktenmiş meğer.

telefonla ilişkimi pek kesmedim ama o zaman android yeni parlarken çok da bir işlevi olmayan bir telefonum ve az arkadaşım vardı, telefonun çok bir hükmü yoktu yani. ama facebook'a girmeyi bırakmıştım çünkü bahsettiğim oyun her gün girmeyi gerektiriyordu ve yorgunluktan giremiyordum, çok vakit alıyordu falan.

bizim girdiğimiz zamanda ygs-lys vardı. ygs beklediğimden kötü geçince biraz moralim bozulsa da artık sadece dile odaklanmam gerektiği için o sınav aradan çıktıktan sonra rahat geçirmiştim. istanbul'da okumak istiyordum bölümü, puan olarak aynıydı fakat küsüratla kaçırdım. muhtemelen bir soru fazla çözsem olacaktı. ama izmir'e geldikten 6 ay sonra allahtan istanbul olmamış diye şükretmeye başladım.
0
amugochi
(28.07.21)
Çok fazla uzaklastim sayilmaz sosyal medya ve telefondan ama her gün sabahtan ise gider gibi kutuphaneye gidip video dershaneden konulara calisiyor, notlar çıkartıyor ve soru cozuyordum. Aylarca bu tempoda gittim son 2 ay da deneme cozmeye ayirdim. Evde calisamiyordum ama herkesin calistigi bir yerde calismak beni motive ediyor. Kimisi de kutuphane sevmez mesela.

Neyse oraya gidince telefonu sessize alip cantama atiyordum, sadece molalarda bakiyordum. Yanimda durunce el gidiyordu çünkü. Bu dedigim 5 sene öncesi.
0
ananiyimioguz
(28.07.21)
10 yıl önce haftaiçi olmuştum, baya rahat geçirdim 2. seneyi ilk seneye göre. Hiç kasmadım, arkadaşlarımla da görüştüm, Oyun da oynadım, kitap da okudum. Sadece baya düzenli çalıştım, ama hemen hemen her gün çalıştım.

Sonuç ilk bine girdim.
0
noluyo yaa
(28.07.21)
Bundan 9 sene önceydi, sıralama hedefim 65000di, 65299.cu olmuştum :D
ilk 10bine giren arkadaşlar bambaşka bir seviyeydi ama ben mesela önce hedeflerimi belirlemiştim, evet gün 8 saat çalışarak ilk 10 bin kapasitem olduğunu düşünsem de böyle bir şey yapmayacağımı bildiğim için daha gerçekçi yollardan gitmiştim.
Mesela etrafımda vardı mesela matematiğin türev gibi zor konularına da çalışıp 100bininci falan oluyorlardı :D Hiç ama hiç çalışmadım, Türev nedir bilmem, anlamamış ve zor gelmişti o yüzden hiç türev sorusu çözeceğim diye zorlamamıştım. Sadece yapabileceğim konulara çalışmıştım, yani mevzu yapılabilene çalışmakla başlamaktan geçiyor bence.
O dönemde 50 matematikte 16 doğru 1 yanlış, geometride 30 soruda 15 doğru 0 yanlış yapmıştım, yanlışlarımın az olmasına özen göstermiştim, bilmediğim anlayamayacağım konuyu çalışıp sınavda sorusunu çözmeye çalışsam muhtemelen yanlış yapardım hiç çalışmayıp pas geçerek hedefimi tutturdum.

Hedeflerin ilk 10 bin ise ve zeki akıllı isen bitkisel hayata girmeden rahatça gerçekleştirebilirsin bence ama yapamıyorsan yapamıyorsundur bazı yerde de o zaman yapabildiklerinin pratiğine yönel derim ben. bitkisel hayata girmek çok zor değil, iş hayatına atılınca anlarsınız :D
0
atom karincanin torunu
(28.07.21)
(4)

Kpss ve maske

invictae
Gunluk kullandigimiz cerrahi maskelerin esas olarak takan kisiyi degil de karsidakini korudugunu biliyoruz. Hafta sonu kpss'ye girecegim. N95 maske mi taksam? Daha koruyucu olur mu? Birkac saat boyunca bir sinif dolusu insanla birlikte olmaktan biraz cekiniyorum acikcasi. Sizce maske olarak ne takay
Gunluk kullandigimiz cerrahi maskelerin esas olarak takan kisiyi degil de karsidakini korudugunu biliyoruz.

Hafta sonu kpss'ye girecegim. N95 maske mi taksam? Daha koruyucu olur mu? Birkac saat boyunca bir sinif dolusu insanla birlikte olmaktan biraz cekiniyorum acikcasi.

Sizce maske olarak ne takayim? Vereceginiz cevaplar icin simdiden Tesekkurler dostlar.
0
invictae
(27.07.21)
Marka ve model ismi de belirtebilirsiniz. Online alisveris icin vakit kalmadi ama eczanelerden bakarim.
0
🌸invictae
(27.07.21)
N95 maskelerle nefes almanin cok zor oldugu soyleniyor. Siz maske takip karsidakini korurken, karsidaki de maske takip sizi koruyor. Mesafenizi koruyup tenizlige dikkat edin yeterli bence
0
matilda
(27.07.21)
N95 ile herhâlde birkaç dakika dayanabilirsin. 2020 KPSS'de ve 2021 TYT ve YDT'de maskeyi çıkardım. Sınıf çok sıcak olabiliyor. Sınavını kötü etkiler. Bu nedenle maske takma derim. Maske takacaksan da standart maske tak. Bu arada ÖSYM de bina girişinde maske veriyor.
0
dissendium
(27.07.21)
kendini korumak istiyorsan kesilikle n95 ve ustu. zaten diger cerrahi vs. maskeler sadece damlaciga karsi korur (yakininda yuzune dogru hapsuran birine karsi vs.). kapali alandaki aerosollere (enfekte kisilerin konusurken, nefes alip verirken havaya yaydiklari ve her yere yayilan mikro parcaciklar) karsi korumaz.

ventilli modellerinden alirsan daha rahat nefes alirsin. ben n95 maskeyi cerrahi maskeden daha rahat buluyorum agzina burnuna hic bir sey dokunmuyor. 3M bulabilirsen orijinal bulabilecegin en iyilerindendir. yoksa CE belgeli herhangi bir FFP2 ustu maske olur. Yani FFP2 veya FFP3 (N95 ve ustunun avrupadaki isimleri).

sınav haftasonuysa online alisveris rahat yetisir bu arada.
0
robokot
(27.07.21)
(13)

ustalar neden calisan bulamiyor

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
turkiye'de, abd'de vs. ustalar (özellikle otomobil ustaları) yetistirecek eleman bulamiyoruz, calisan bulamiyoruz derler. kazanci sorunca da kazancimiz iyi falan derler hep. bu işlere neden eleman bulamiyorlar dünyada?
turkiye'de, abd'de vs. ustalar (özellikle otomobil ustaları) yetistirecek eleman bulamiyoruz, calisan bulamiyoruz derler. kazanci sorunca da kazancimiz iyi falan derler hep. bu işlere neden eleman bulamiyorlar dünyada?
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(27.07.21)
insanların büyük bir çoğunluğu masa başında yorulmadan para kazanacakları bir iş istediği için olabilir mi?
0
candide
(27.07.21)
az para veriyordur
0
vanqusih
(27.07.21)
Cevap çok net, asgari ücrete bankada çalışmak, üniversite okumak, 3 bin liraya plazada çalışmak bizim millete daha çekici geliyor.

Olay tamamen bu, traktör pulluğu tamir eden bütün gün kir pas içinde çalışan arkadaşım aylık net 50 bin kemiksiz kazanıyor, evleri arabaları falan saymıyorum. ( hemde büyükşehirde bile değil)

Ben büyükşehirde takılcan kadıköy'de yaşıcam, network peşinde koşçam diyen yazılımcı kardeşi 20 bin kazanıyor ve ay sonunu denk getiremiyor.
0
paramolacak
(27.07.21)
eskiden çırak verme kültürü vardı bu bitti. 2.cisi fazla para kazanmadıkları için az para verip koşulsuz saygı bekliyorlar. herkes masa başı iş istiyor. kasiyerlik yaparım inşaatta çalışacağıma diyor insanlar.

bir örnek babam elektrik teknikeri. iş yeri var ancak sigorta ödeyecek ve haftalık olarak elemana verebilecek kadar kazanamıyor. eğer bu tarz ustalar asgari ücret verse çalışan bulunur ancak küçük çaplı ustalar için bu zor. emeğin karşılığı yok ülkemizde.
0
mikahakkinen
(27.07.21)
Insanlar para kazanamıyor asıl olay bu. Patron kazanır, eleman kazanmaz. Öncelikle o ay çok müşteri gelmeyebilir, başka yerde aylık kazancını bilirsin. Sadece kir içinde olmak değil, güven içinde olacağını da bilirsin. AVM'de mağazada çalışmak temizdir ama oto sanayide çalışmak güvenli olmayabilir.
0
howfaristhesky
(27.07.21)
Gösterişsiz iş o yüzden. Çok kazandıklarını sanmıyorum. Masrafları çıkarınca ellerinde 8-10 bin tl kalıyorsa çok iyi. Bu parayı memur oturarak alıyor
0
Gabriel
(27.07.21)
kayınço zamanında sanayide forklift tamircisine girmişti.
6 ay sonra kaçarak uzaklaştı.
maaş zaten asgarinin bir tık üstü.
mesai 10 saat cumartesi dahil.
akşam yada haftasonu acil servise gidersen (bazen şehir dışı) extra mesai yok.
yemekler piyasadaki en ucuz iğrenç yemekler.
garsonluk yaparım , evde boş otururum daha iyi demişti.
0
aslindasorunumpsikolojik
(27.07.21)
1- ekstrem örnekler dışında rezil çalışma şartları ve maaşlar. Evet Ford'un bilmem ne egitimlerini alıp hybrid araçları falan bilen eden adam kazanır da otosanayide arabanin yağını değiştiren oyle kazanamaz. Herkes de usta olamaz. Buna ek olarak holdingte bile ne mobingler ne haksizliklar varken bu tarz islerin durumunu düşünemiyorum. Ne mesai ne tatil ne yemekler vs. Maas asgariden bile yatabilir.

2-pis iş. Öyle dışarıdan şey gözükse de zor iş. Ailemde var ford tamircisi emekli belinde sorun var yıllarca vücut gücü ile çalışan bir meslekte olmaktan. Belli yerden sonra calismasi da zor ama masabasi adam icin cok ciddi bir sorun değil bu.

3- Türkiye'de özellikle egitimsiz, kafasi pek basmayan tipler bu işlere gidiyor ama böyle olmamasi lazım. O da ulkedeki egitim sistemi sacmaligindan. Haliyle kimse cocugunu falan göndermek istemiyor oralara.

4-gosterissiz evet. Prestiji falan yok yani.

Ekstrem örneklere gerek yok. Benim çalıştığım sektörde de ekstrem örnekler var ama geneli o maaşlar değil.
Bir de vücutla yapilan bir meslek olduğu için herhangi bir rahatsizlikta kariyerin bitebilir.
0
logisticsmanager
(27.07.21)
Akrabamın sanayide yeri var. Otomatik şanzıman tamir ediyor. Çalışma saati diye bir şey yok. Türkiye'nin her yerinden müşteri geliyor. İyi de kazanıyor. Müşterinin memnun olması için işin hızlı yapılması lazım. İşi yapan kişi için de hızlı olmak önemli çünkü diğer müşterilere sıra gelmeli. Bu da günde 10, 12 saat çalışmak demek. Herkesin yapabileceği bir şey değil.
0
dissendium
(27.07.21)
Ağır çalışma şartları/düşük maaşa dayanmak zor. Ancak sebat edip işi kapanlar iyi paralar kazanıyorlar. Araba tamircisi bir arkadaşım var. kalfa ikenden beri tanıyorum. Yetiştikten sonra çalıştığı yerden ayrıldı ve kendi yerini açtı. İlk başlarda benden maddi destek alırken 3-4 sene içerisinde tüm borçlarını kapattı. Sonraki 5 senede ise benim bildiğim 2 ev, 2 arsa ve işyerine giderken kullandığı bir normal, evde duran 1 lüks araba sahibi oldu.
0
faithless
(27.07.21)
herşeyde olduğu gibi bir işin kazancını arz talep belirler. bu tarz ustalık diyebileceğimiz işler çok kazandırmaz genelde. çünkü öğrenmesi zor değildir. ustaların büyük bölümü onbinlerce lira kazansa daha fazla insan girer ve yine piyasa düşer. öğrenmesi zor değil çünkü. 2 yıl günde 8-10 saat bu işe ayırsan kurdu olursun. genelde nasıl oluyor? 10 yaşında ustanın yanına veriliyor çocuk. 18-20 yaşına gelince belki usta oluyor. ancak bu 8-10 yıllık sürecin yarısından fazlasında yerleri süpürüyor, ustanın basit işlerini yapıyor. %20'sinde bir şeyler öğreniyordur. o yüzden formal, düzenli bir eğitimle 2 yılda usta çıkar bir insan. birçok ustalık için geçerli bu. yani 4 yılda mühendis yetişiyor, 2 yılda tekniker. usta da buna oranla daha az kısa sürede yetişir.

çok kazanan vardır ama azınlıktadır. yani mühendislerin kazancı 5 bin -30 bin arasındadır ve %80'i 8-10 bin arasında kazanıyordur. ustaların kazancı 5 bin - 50 bin arasındadır ama %80'i 5 bin kazanıyordur. bir de her mühendis mühendislik yapmıyor. türkiye'deki işler belli. mühendisim diyenlerin kaçı gerçekten mühendislik gerektiren işlerde çalışıyor? ondan bir mühendisin maaşını kazanmıyor birçok insan. bir de ustanın yeri kendisiyse işletme sahibi oluyor. bu da avantaj. 20 bin lira kazanan maaşlı bir çalışan işinde çok iyi olması gerekirken bir işletmeci için alt sınır daha fazla olabilir.

sözlükte, beyaz yakalılar arasında şöyle bir algı olabiliyor. "keşke okul okuyacağıma küçükken meslek öğrenseydim" şeklinde yakınmalar oluyor. büyük bir yanılgı bence. ayrıca olmak isterseniz 2-3 yıl idare edecek kadar nakitiniz varsa olursunuz. hiçbir ustalık eğitimi günde 8-10 saat pratik yapmak kaydıyla 2 yıldan fazla sürmez.
0
black mamba
(27.07.21)
Tamamen prestij meselesi.

Yani ben kendi ailemden de biliyorum, fazla para kazansa da beden gücüyle iş yapan insana kimse saygı duymuyor TR'de. İnsanlar da bunu istemiyor. Sokak ropörtajı da vardı böyle çocuğun biri güzel güzel anlatıyordu, AVM'de garsonluk yapmak sanayiden iyi, parası çok daha az ama kıza "sanayide çalışıyorum" diyince cevap atmıyordu, o yüzden AVM'ye geçtim falan diye.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.21)
ABD ve türkiye çok farklı sebeplere sahip.
Öncelikle dünyanın her yerinde beden işçiliği genellikle en alt seviye iş kolları olarak görülüyor. Bizdekine benzer yorumlar ABD'de de geçerli:www.quora.com

Türkiye'deki sebeplere gelelim. Çok basit bir iktisat prensibi: Bir yerde ne bolsa o ucuz olur. Türkiye'de vasıfsız işçi / genç nüfus bol. Haliyle işçi maliyetleri düşük. Yani sanayide çalışan bir adam o işin karşılığı olan parayı aldığını düşünmüyor. İlk fırsatta da başka işe geçiyor. Yani sanayide orta ölçek bir dükkanın sahibi ayda cebine 40 bin koyuyor olabilir. ama yanında çalışanlara verdiği maaş 4-5 bini geçmez. O da kıdemliyse.

Gelişmiş ülkelerde ise durum farklı. Aslında benzer bir konu burada da geçerli. Avrupa ve ABD'de teknoloji ve sanayi üretimi bolluğu var. haliyle otomobil ucuz. Bu sayede insanlar bizdeki gibi eski araçlar kullanmıyor. Almanya'da ortalama araç yaşı 8, Türkiye'de 12 mesela. Haliyle daha az tamire ve tamirciye ihtiyaç duyuluyor. Bir de adamın gelir seviyesi yüksek zaten direkt servisine gidiyor.
Bizdeki gibi serviste araç yaptırmak bir zenginlik alameti değil.

bir diğer sebep gelişmiş ülkelerde otomobil ustası sanayide değil okulda yetişir. Motor okullarında eğitim alır, iş hayatına atılır.

Son olarak gelişmiş ülkelerde bu tarz işler genelde göçmenlerin yaptığı işler. Haliyle öyle aşırı popüler bir iş olmaması normal.
0
anten
(28.07.21)
(4)

sürücü kursu ücretleri ortalama ne kadardır?

Acil kan
devlete ödeyeceğimiz sınav ücreti harç ücreti vs onlar dışında ortalama bir sürücü kursu b sınıfı ehliyet için ne kadar para ister? durdur yere gondiklenmeyelim.
devlete ödeyeceğimiz sınav ücreti harç ücreti vs onlar dışında ortalama bir sürücü kursu b sınıfı ehliyet için ne kadar para ister? durdur yere gondiklenmeyelim.
0
Acil kan
(27.07.21)
1700 TL kurs için ödedim ama sınav ücretlerini küçümseme. Geçemediğin her direksiyon sınavı için sınav ücreti ve zorunlu ders için 300 TL seviyesinde ödüyorsun.
0
dissendium
(27.07.21)
Adana'da sınav ücretleri hariç 700 800 civarı bulursun.
0
burty
(27.07.21)
Ankara’da 1900e yazıldım Aralık ayında. Zaten taban fiyat var.
0
elorelia
(27.07.21)
Şehirden şehire bırak, ilçeden ilçeye bile değişiyor fiyatlar. İyice araştır, hatta memleketinden filan fiyat bile alabilirsin piyasayı anlamak adına. Bir telefona bakıyor bu işler.
0
funl
(27.07.21)
(12)

Çinliler neden Türkiye'de otomotiv sektörüne girmiyorlar?

biravekahve
Türkiye'de son 2-3 yılda telefon sektöründe ciddi bir pay edindiler. Avrupadan gelen araçlar kur problemi ve vergiler yüzünden çok masraflı bir hale büründü. Çin ile bu kur sorunu yok. Burada üretim tesisi açarak vergi muafiyeti de alabilirler. Aslında uygun bir fiyatla çıktıklarında bizim pazarda
Türkiye'de son 2-3 yılda telefon sektöründe ciddi bir pay edindiler. Avrupadan gelen araçlar kur problemi ve vergiler yüzünden çok masraflı bir hale büründü. Çin ile bu kur sorunu yok. Burada üretim tesisi açarak vergi muafiyeti de alabilirler. Aslında uygun bir fiyatla çıktıklarında bizim pazarda ciddi yer edinebileceklerini düşünüyorum. Tabii sektöre uzağım, dıştan bir gözle düşündüklerimi ifade ettim ve merak da ettim neden Türkiye'de bu sektöre girmiyorlar?
0
biravekahve
(27.07.21)
Aksam yattiginda sabah %20 zararla uyanabilirler. O yuzden girmiyorlar.

Almanlar vazgecti, japonlar fabrikayi kilitledi gidiyor.
0
divit
(27.07.21)
Çin'in Türkiye'de üretilen otomobillerle rekabet edebilecek bir otomobili yok. Zaten Çin'de işçilik ucuz. Türkiye Çin için kârlı olmayabilir. Tam tersi Türk firmaları işçilik ucuz diye Çin'de fabrika kuruyor.

Arabayı ucuza alabilirsin belki ama o araba kullanıldıkça sorunlar ortaya çıkacak. Bu sorunları çözecek servis desteği gerekiyor. Servis dışında en önemli şey oto sanayi. Servise para vermek istemeyen oto sanayide istediği bir ustaya gidebiliyor. Ustalar da yılların tecrübesiyle birçok modeli biliyor. Piyasaya yeni giren bir arabayı öğrenmeleri zaman gerektiren bir şey. Bu durumda da bakım, tamir, tedarik sorunları ortaya çıkabilir.
0
dissendium
(27.07.21)
Çinliler elektronik araç olayına girecekler. Yoğun caba harcıyorlar. Yavaştan da giriyorlar. O furyaya bağlı olarak gelebilirler bence. Ama önce pazarda yer edinmeleri lazım.

Telefon pazarında da benzer oldu. Önce piyasada yer edindiler sonra fabrika vs. Açtılar Türkiye'de. İlk çin mali telefonlar hatırlayın hatta Trident falan. Kocaman kocaman sekilsiz tvli telefonlar. Şimdi ise oldukça kaliteli cihazlar var. Buna benzer bir senaryo olabilir bence.

Not: Sektör dışıyım. Sadece yorum yapmak istedim.
0
westblack
(27.07.21)
Çin'in zaten Avrupa'ya kadar uzanan "bir kuşak, bir yol" adlı devasa projesi var. Ve buna bağlı olarak ürünlerin olabildiğince hızlı olarak müşteriye ulaşması için depo olarak kullanılması planlanan "lojistik şehir" uygulaması da söz konusu. Türkiye'de buna dahil yanılmıyorsam.
Belki satışı planan yüzbinlerce ürün arasında elektrikli araba da söz konusu olabilir. Nede olsa zamanla fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan araçlar trend halini alacak.
0
Erva
(27.07.21)
risk, güvensiz ortam.
ekonomi sadece mal al sat veya para güvencesi değildir.
temel insani hak ve özgürlükler gittikçe, sadece toplumsal değil doğrudan ekonomik riskler de büyür. çünkü gelişim tehlikeye girer, ilerleme vaadi azalır, hukukun uygulanırlığı tehlikeye girdikçe bu parasal konuları da ilgilendirir.

atıyorum en basitinden sokakta kadın kesmek neblim çocuk tecavüzleri ve bunların ceza almaması vs sadece toplumsal meseleler değil. barbar bir toplumda hele ki otomotiv gibi dev sanayiler yatırım yapmaz.
en iyi fabrikalarımız veya yabancı yatırımlar bile (otomotiv yan sanayi rexroth, neblim wilo, bosch kombi klima) ağırlıkla montajdan ibaret.

sadece kurla açıklanabilecek kadar düz bir olay değil. temel iktisat ve risk kitaplarında güzel açıklanıyor bu durum.

çin ise olsun olmasın en azından demokratik "görünmeye çalışan", bunun gerekliliğini masa üstünde kabul eden bir ülke. tıpkı 2002-2010 arası tr gibi.
0
rewlack
(27.07.21)
Çin'in arabası yok ki hocam? Yani var da, hayvan gibi dünyaya ihraç ettikleri bir markası yok. Sanırım önce iç talebi ucuz yollu karşılamaya çalışıyorlar, sonrasında dünyaya açılırlarsa ve daha ucuz olursa TR'ye gelirler, niye gelmesinler. @dissendium +1 yani.

Diğer yanıtlarla ilgili anlamadığım şey, bir ülkenin demokratik olmasıyla oraya yatırım yapmanın arasında ne gibi bir ilişki olduğu. Why nations fail de okudum, konsepti biliyorum ama o da ucuz bir propoganda kitabı gibi geldi bana.

Yanisi, "TR'de çökerler" endişesi var diyelim. X ülkesinde maliyetim 2 milyar, TR'de 1 milyar olsun. Fabrikayı TR'ye kurar, 500 milyonu da 1 kişiye rüşvet olarak verir, kendimi başka ülkede yapamayacağım kadar garanti altına alırım. "Demokratik" ülke diye bir şey yok ki, başka yerde saçma sapan bürokratik kurallar/kanunlarla seni batırıp rakibini koşturmayacaklarının garantisi nedir? ABD'de Parler'a böyle çöktüler mesela, şirketler bu yüzden ABD'ye yatırım yapmaktan vazgeçtiler mi? Çin'de demokrasiyi geçtim fiili kölelik var, bu yüzden yatırım yapmıyorlar mı artık?
0
plutongezegendegilmi
(27.07.21)
Açıkçası cin'in araclari kendi ic piyasasina yönelik gibi. Ki zannetmiyorum ki kalite olarak diğer araclarla ayni kaliteyi verip ucuz olacak arac yapsinlar. Yani cin telefon deniliyor ama xiaomi kullanmis biri olarak bir daha kullanmam. Disi cok kaliteli ama yazilim hayatimi karartti.
Illa ucuz araba istenilseydi dacia var ama görüyoruz yapılan muameleyi.

Ayni soruyu Avrupa için de sorabiliriz; neden girmiyorlar. Para var, risk yok, stabil ortam. Demekki soru ülkenin ic durumuyla cok net alakali değil.
O denilen ancak ülkede üretim vs yapılmak istenildiginde olurdu. O konuda evet sadece ucuz is gücü olmak yeterli bir kriter değil. O kadar basit dusunulemiyor.
0
logisticsmanager
(27.07.21)
Iyi de dunya sadece Turkiye ve Cin'den ibaret degil ki? Yatirim yapmak icin daha elverisli baska bir suru ulke varken Turkiye'ye sira gelmeyebilir. Turkiye icin saydigin avantajlarin mantikli olmasi icin diger ulkelerle kiyaslaman gerekiyor.
0
hot potato
(27.07.21)
bir de ben eksik aktarmış olabilirim. tr gelişmekte olan ülkeler kategorisinde. gelişmiş bir ülke değil. amerikadaki güvencesiz durumlarla veya oradaki ekonomik büyüme hızı vs ile kıyaslanmamalı. ama benim görüşüm bu tabii.

@plutongezegendegilmi
çok makale var ama bir örneğin;

www.researchgate.net

özellikle pakistan veya afrika ülkelerindeki yabancı yatırımlarla ilgili araştırmalar fikir verebilir.
0
rewlack
(27.07.21)
Biraz daha acarsak konu demokrasi degil stabilite.

Adam gidip irak'ta yatirim yapiyor buranin gidisat belli diyor atiyorum ayda 100 cinayet sabit.
Bizim sirketler 30 yil libya'da ekmek yedi hic de demokrasi asigi bir ulke degildi ama yarin ne olacagi belliydi.

Burada bir guvensizlik havasi var.
Yarin maasima %50 zam gelmesi ya da vergilerin %50 zamlanmasi beni sasirtmiyor.
Arabama yarin 1 ev edebilir ya da otv kaldirilir arabam 5 para etmez.

Ayni anda (hic bisey yapmadan) vergi cezasi ve vergi iadesi almis adamim.
0
divit
(27.07.21)
@rewlack, hocam bana attığınız makaleyi okudunuz mu yoksa ben mi anlamıyorum bilemedim. Conclusion kısmından alıntılıyorum:

"...a clear relationship between the institutional sphere and the economic sphere is far from being found."

"...since among all the studies done to test this relationship, they registered three empirical studies leading to a positive relationship, three going in the opposite direction, and ten which identify no conclusive relationship between democracy and economic growth."

Zaten korelasyonu bile 0.5 bulmuş. Bunun bir şey ifade ediyor olması bana garip geldi ne yalan söyleyeyim.

Edit: @divit, stabilite demokrasiden daha mantıklı geldi bana da. O durumda yeterince demokratik değilken ülkeye çok yatırımcı gelmesi biraz tatsız olur. Stabilite bozulmasın diye ülkenin radikal bir şekilde demokratikleşmesini istemezler muhtemelen.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.21)
@pluton

Aynen istemiyorlar zaten.
Libya su an nasil yonetiliyor bilmiyorum ama turk sirketleri para kazanamiyor eskisi gibi.

Ulkenin basindaki adami baglarsan 30 yil is yapiyorsun.
0
divit
(27.07.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.