Giriş
(16)

Askerliğe giderken kitap götürmek

osuran imam
Böyle bi' çılgınlık yapılır mı? Millet götürüyor tabii ama kitapların can güvenliği tehlikeye girebiliyormuş sanırım. Tek başıma gidiyorum, kapıdan almazlarsa ne yaparım? Gittikten sonra evden istesem gönderseler daha mı mantıklı?
Böyle bi' çılgınlık yapılır mı? Millet götürüyor tabii ama kitapların can güvenliği tehlikeye girebiliyormuş sanırım. Tek başıma gidiyorum, kapıdan almazlarsa ne yaparım?

Gittikten sonra evden istesem gönderseler daha mı mantıklı?
0
osuran imam
(09.11.21)
Şunu da söyleyeyim, roman filan değil, teorik kitaplar götürmek istiyorum. Sosyoloji filan...
0
🌸osuran imam
(09.11.21)
bazı birliklerde kütüphane bile oluyor ya neden izin vermesinler, götür bence bir şey olmaz. ha taşımak istemiyorsan kargoyla göndersinler o da olur ama hayvan gibi ideolojik filan bir şey götürmüyorsan kimse bir şey demez.
0
ronartest
(09.11.21)
Ne çeşit askerlik? Askere kitap götürülür ama abartmadan.
0
dissendium
(09.11.21)
otostopçnun galaksi rehberini götürmüştüm.
kimse bir şey dememişti.

ama aklında olsun kitaplara kontrol edildi gibi bir kaşe vuruyorlar.
0
teritori
(09.11.21)
Gittiğiniz yere göre değişir. Askerlikle ilgili her şey gittiğiniz yere göre değişir zaten.
0
pispinti
(09.11.21)
Klasik askerlik işte, uzun dönem. Şimdinin uzunu yani, 6 ay. İşte gideceğim yeri de kestiremiyorum. Ya kapıdan dönerse? Bırakacak birileri de olmayacak. Çöpe mi gidecek kitaplar? O yüzden acaba önden gidip ortamı yokladıktan sonra kargoyla istemek daha mı doğru olur dedim.
0
🌸osuran imam
(09.11.21)
Gittiğin yerde kitapçıdan alabilirsin. Ben her hafta sonu D&R'dan alıyordum. İlk gittiğinde çok eşya oluyor. Dolap küçük. İki kitaptan fazla götürme derim.
0
dissendium
(09.11.21)
başlangıç için 1-2 kitap yeterli. sonrasında ortama göre bakarsınız.
0
sanal uyku
(09.11.21)
1-2 kitap götür çok fazla götürme.
Adında ve içeriğinde siyasi bir şey olmasın veya cins bir adı olmasın yeter.
Komutan onayından geçmesi gerekir kitapların. Gösteri peygamberi kitabını adından dolayı onaylamakta tereddüt etmişti mesela komutan bana.
0
lappuntamento
(09.11.21)
abi kim napsin senin kitabini, istersen 100 tane gotur umursamaz kimse de calmaz.

Abuk subuk isimli bisey goturme yeter. S*tr git diye bi kitap vardi marjinallik olsun diye onu getiriyorlardi o bile sorun olmadi.

Buyuk kislaya dusersen son 30 yilin en cok satanlar arsivine ulasip dumur olursun zaten.
Herkes aldigini giderken birakir esek gibi kutuphane olusur.
0
divit
(10.11.21)
4-5 tane götür. Ben de acemi birliğine üç tane götürmüştüm. Önce el koydular, ilgili komutan inceledikten sonra onay verdi, bana teslim ettiler. Zaten kütüphane vardı. Götürmesem de olurmuş. Ha senin gideceğim yerde yoksa o ayrı. Sen az götür, kütüphane yoksa çarşı izninde alırsın.
0
burty
(10.11.21)
Aklıma geldi de acaba bi' redhouse sözlük bi de bazı ingilizce metinler götürsem sorun olur mu? Çeviri yapmak için?
0
🌸osuran imam
(10.11.21)
Sorun olmaz. Çarşı izninde üç tane sözlük almıştım. Redhouse sözlüğü pantolonun cebinde taşıyordum.
0
dissendium
(10.11.21)
acemilikte 5-6 tane bitirmiştim.
asteğmenken zaten çok sıkıntı olmuyordu, ama zorlu bi üste denk gelsem; sıkıntı yaşayabilirdim. yüzbaşım, intranetten sakıncalı kitap listesine bakmamı sağlamıştı. neyseki, benlik bi durum yoktu.
0
barankovan
(10.11.21)
Her askerlik birbirinden farklı oluyor ve hepsi birbirine benziyor.
Gideceğiniz yerdeki komutanın, kapıdaki görevli askerin nasıl davranacağına bağlı.
Ben yaklaşık 7-8 sene önce yaptım askerliği. İlk girişte bavulda ne olup olmadığına bakmadılar, sonradan komutan dedi ki kitabınız varsa gelin onaylatın.
Sanırım ilk sayfasına damga vurdular veya imza attılar,
İngilizce de bir kitabım vardı, ne kitabı diye sordu, cevabıma göre bastı geçti.
Bence çöpe giderse üzülmeyeceğiniz bir veya birkaç kitap ile gidin, sonra duruma göre kitaplarınızı kargoyla ister ver sipariş verirsiniz.

Komutanlar genel olarak askerlerin kitap okumasını seviyor, etrafta serserilik yapacağına bir yerde oturup sakince kitap okumasını tercih ediyorlar.
0
michael_knight
(10.11.21)
şu an asker yolu bekleyen biri olarak yazıyorum.
covid sebebiyle çarşı izni yok, o yüzden çıkınca alırsın gibi bir durum yok. ama belki kargoyla sipariş verirsiniz.
sivilden götürdüğünüz ve içeri sokulmasına izin verilmeyen eşyalar emanete alınıyor, kapısı kilitli bir odaya konuluyor ve terhiste size geri veriliyor. o yüzden kitabınızı almasalar bile diğer eşyalarınızla birlikte emanete alırlar en kötü ihtimalle.
0
halanne
(10.11.21)
(11)

İş güvenliğine uymayan kuruma nasıl dava açarım?

damba
Arkadaşlar merhaba, Daha önde bi duyuru açmıştım ve evlilikle fesih-tazminat vs işlerini sormuştum. Sonrasında sözleşmemi okudum ve orada açık açık iş güvenliği şartlarını sağlamak zorunda oldukları yazıyor iş yerinin-resmen haklarımı bilmiyorum beni kınamayın- Masabaşı bi işte, 8 saat bilgisayarda
Arkadaşlar merhaba,

Daha önde bi duyuru açmıştım ve evlilikle fesih-tazminat vs işlerini sormuştum.

Sonrasında sözleşmemi okudum ve orada açık açık iş güvenliği şartlarını sağlamak zorunda oldukları yazıyor iş yerinin-resmen haklarımı bilmiyorum beni kınamayın-

Masabaşı bi işte, 8 saat bilgisayarda aktif olarak çalışıyorum. Bana verdikleri sandalye taş gibi, gün içinde ve iş sonrası hem popom, hem sırtım hem boynum ağrıyor. 27 yaşındayım, bazı günler boynum resmen acıyor. 4 aydır sandalye talep ettim hala gelmedi, ama sözlü talep ettim salak gibi, asla kanıtlayamam 4 aydır saçma bi sandalyede oturtturulduğumu.

Şimdi ben doktora vs gideceğim artık, aletli pilatese gidiyordum maaşımın 4’te 1’i fiyatına, yalvarıyorum müdürüme bi sandalye talep edin artık, oyalıyordu beni.

Ben bu iş yerine hangi aşamalardan sonra dava açabilirim acaba?
Çünkü çıkmak istiyorum ve boyun ağrılarımın da bi karşılığı olmalı mı?
0
damba
(09.11.21)
Büyük ihtimal kovulursunuz dava işlerine girince. Bilmiyorum nasıl bir işyeri ama kendiniz bir sandalye alsanız sanki daha kolay olur gibime geliyor.
0
cilekli krep
(09.11.21)
boyun ağrılarımın da bi karşılığı olmalı mı?
olmalı
olur mu?
olmaz
0
hadsafhada
(09.11.21)
Önce İSG uzmanına söyle. Müdürle muhatap olma. Satın alma müdürü ya da personeli varsa ona söyle.
0
dissendium
(09.11.21)
İSG uzmanı nerede bilmiyorum ki, işe girerken bize bi eğitim verdi ve gitti, sonra da nerede bilmiyorum.

İşten ayrılmak istiyorum zaten, ama işten ayrılırsam benden maaşımın 6 kat fazlası tazminat talep ediyorlar.
0
🌸damba
(09.11.21)
@dissendium, müdürüm dediğim yanlış oldu, ekip lideri diyeyim. Lider satın almaya söyledi güya ama iş yeri büyüdüğü ve başka yerlerde şube açtığı için çok yoğunmuş, biraz daha bekleye getiriyor bana.
0
🌸damba
(09.11.21)
Ekip lideriyle de muhatap olma. Satın alma ile sen konuş. İşleri hızlandır. İsg uzmanı yoksa anlaştıkları bir şirket vardır. Yönetimden o şirketi öğrenebilirsin.
0
dissendium
(09.11.21)
Ya ben işleri çok çözme yolunda da değilim, tazminat ödememek için haksızken haklı olmak istiyorum, yanş bu durumu, iş güvenliğiyle alakalı kötü çalıştıklarını kanıtlamak istiyorum.
0
🌸damba
(09.11.21)
O kısım biraz zor. Norveç'te yaşamıyoruz maalesef. Sağlık sorunu kanıtlayamazsanız sert koltuğa kimse bir şey demez. Anca ciddi güvenlik sorunları olması lazım.
0
dissendium
(09.11.21)
Hocam kusura bakmayin ama fransa gibi çalışan haklarının tavan olduğu yerde böyle tazminatla işten çıkma duymadım.
Benim çalışan ameliyat oldu haliyle bizim oturduğumuz koltuklarda rahat edemiyordu (oturduğumuz koltuklar tanesi 500 euro falan).
Ona özel alındı, hatta koltuğu gelip özel ayarladılar falan onun vücuduna göre.
Şirket/sigorta belli miktarini karsiladi, kendisi belli miktarını.

Kısacası sizin o iş imkansiza yakın. Türkiye'de zaten ne şirket ne sigorta size özel koltuk almaz, siz kendi paranızla anca alırsınız.

Mantiken Koltuğun sizin sağlığınıza zararlı olduğunu nasıl kanitlayacaksiniz misal? Hangi veriler olacak, bu veriler ne kadar süre ile takip edilecek vs? Elinizde buna kanit olmasi zor.
Çünkü bu mantığa göre bilek ağrıtan mouse, küçük ekran olduğundan göz ağrıtan laptop vs hep aynı mantığa girer.

Bu arada işten ayrilirken sizden nasıl tazminat alıyor onu anlamadım.
0
logisticsmanager
(10.11.21)
Ben biraz daha zorlayim, koltuk bile vermek zorunda degiller aslinda.

Paket elemanlari hem pc basinda hem de ayakta calisirlar. Dayanacaklari yer bile konmaz, bazi market kasiyerlerinin de olmuyor.
0
divit
(10.11.21)
@logisticsmanager iş yeri bana eğitim verdiği için tazminat olarak bu eğitim parasını istiyor, eğitim de 10 gün kendi çalışanları verdi. Çıkarken bu parayı istiyor.

@divit o kötüymüş baya hocam :( Ama iş güvenliği uzmanı abim öyle demiyor, sana ortopedik koltuk ve sandalye vermek zorunda masa başı bilgisayar işi olduğu için diyor. İş yeri girişte iş güvenliği uzmanlığı eğitiminde de bunu söylemişlerdi bize.
0
🌸damba
(10.11.21)
(20)

yorumu kaldırayım mı?

deartheodosia
trendyol’dan bir çift küpe aldım, kırık geldi. iade için evime yakın olmayan bir kargoya gitmem gerekecek, bir sürü iş. ben ürüne kırık geldi yorumu yaptım. satıcı devamlı beni arayıp yorumu kaldır tacizi yapıyor. şimdi yorumu görüp ürünü satın almaktan vazgeçecekler olabilir ve belki kargo esnasınd
trendyol’dan bir çift küpe aldım, kırık geldi. iade için evime yakın olmayan bir kargoya gitmem gerekecek, bir sürü iş. ben ürüne kırık geldi yorumu yaptım. satıcı devamlı beni arayıp yorumu kaldır tacizi yapıyor. şimdi yorumu görüp ürünü satın almaktan vazgeçecekler olabilir ve belki kargo esnasında kırıldı küpe, olabilir. kimsenin işine engel olmak da istemiyorum, sonuçta iş kurmuşlar, emek veriyorlar falan. ama satıcının beni araması, whatsapp’tan yazıp durması aşırı rahatsız etti. akşam akşam keyfim kaçtı buna mesai harcıyorum. yorumu kaldırayım mı kaldırmayayım mı? trendyol’a da bildirdim rahatsız edildiğimi. ben mi abartıyorum? adama rahatsız etmeyin, aramayın beni dedim; yorumu kaldırın diyip duruyorlar. kötü hissettim.

edit: satıcı farklı numaralardan aradı, aynı numara da değil.
0
deartheodosia
(09.11.21)
eğer yalnızca kendi vicdanınızla düşünseydiniz sonunda kaldırma seçeneği vardı, fakat şu an taciz ediliyorsunuz, artık yorumu kaldırmak bu tacize boyun eğmek anlamına gelir.
0
hadi ya la
(09.11.21)
Ben olsam saticiyi polise sikayet ederim. Tam bir rezalet.
0
hot potato
(09.11.21)
beni 2 defa arasalardı taciz edercesine kesinlikle silmezdim. insan gibi özür dileyip geri gönderin size ücretinizi iade edelim deseler, iade srüecinden sonra da "rica etsek kaldırma şansınız olur mu yorumu ne de olsa iade edildi" deseler bence silerdin. bu haliyle silme derim
0
avatar is back
(09.11.21)
Şimdi iade/değişim süreci başlatmış adamlar çamur yapmış olsa yüzde yüz haklı olacaksınız ama yapmamışsınız. Aradıklarında böyle bir teklif olmadı mı?

Satıcı da tabi ki böyle bir taciz yaptığı için hatalı. Belki ki iş bilmez kimseler. Zorbalıkla imaj düzelmesi mümkünmüş gibi...
0
Ufuk
(09.11.21)
Kaldırma, hatta git edit yap ve yorumdan dolayı yaşadığın şeyleri de yaz.
0
j r r tolkien hayrani
(09.11.21)
Ne yüzsüzler var. Ben olsam kaldırmam. Hatta bir daha ararsa polise gideceğimi söylerim. Kargoda kırıldı demek ne demek. O zaman televizyon da kargoda kırılabilir. İnternetten hiçbir şey almayalım o zaman.
0
dissendium
(09.11.21)
ver savcılığa gitsin, böylelerinin yanına kar bırakmayacaksın hiç bişeyi.
0
killerbee
(09.11.21)
Değer kaybı kadar geri ödeme yapsınlar ya da aynı ürünle değiştirsinler ya da gönlü kazanmak için üstüne bir şeyler göndersinler ya da parayı iade etsinler.
Ancak bunlardan birini yaptılar ise yorumunuzu kaldırın.
0
Erva
(09.11.21)
2 defa arayıp taciz ettiklerini de yaz +1
0
but that was just a dream
(09.11.21)
silme +1
0
since1907
(09.11.21)
Iş polislik/savcılık olmuş gibi.
0
havadakarada
(09.11.21)
Ben olsam kaldırırdım çünkü çok korkarım manyak insanlardan. Adresiniz falan da var satıcıda. Altı üstü bir küpe bir yorum için manyak insanlara enerjimi harcamak istemezdim.
0
cilekli krep
(09.11.21)
trendyol'a da her kanaldan tekrar tekrar şikayet edin. tüm durumu özetleyin.
bir işe yaramıyorsa da trendyol için ayrı bir başlık açıp orada toplanırız :)
0
dreamnesiac
(09.11.21)
şu olayı biraz allayıp pullayıp sözlüğe rezalet başlığı olarak açsan en az 2000 fav alır.
0
killerbee
(09.11.21)
Saticilarin musteriyle iletisime gecmesi sozlesme feshini gerektirir.

Musteri lehine olsa bile kurallar boyle.
0
divit
(09.11.21)
işini çözeceklerse kaldır yorumu. yoksa kalsın.
0
xrated
(10.11.21)
j r r tolkien hayrani + 1

yorumu tekrar düzenleyebiliyorsan, yaşadığın süreci de anlat.
çözüm odaklı olsalar böylesi rahatsız edici bir yaklaşımları olmazdı.
yorumu silerseniz;
- trendyol komisyonunu almış,
- satıcı parasını almış, alıcıya giden kırık küpe için de hiç bir şey yapmamış,
- siz de cebinizden para çıkmış ve elinize de kırık bir küpe geçmiş olarak kalacaksınız.

yarın bi başkası aynı sorunu yaşarsa; bu sefer onun emeğine haksızlık olacak.

satıcı küpeyi sorunsuz paketlemişse dahi en azından kargolama ile ilgili bazı önlemler alması gerekiyor gibi.
yorumunuzu silmeyin.
0
barankovan
(10.11.21)
yorumu düzenleme şansı varsa ek yapıp "silmem için sürekli arıyorlar" yazardım.
0
d e j i n
(10.11.21)
güncelleme: trendyol bayağı ilgilendi ve ekran görüntülerini istediler. inceledikten sonra aradılar ve bir daha olmayacağını belirttiler. ertesi gün de ücret iadesi yapıldı.
0
🌸deartheodosia
(11.11.21)
yorumu güncellemedim ama silmedim de, o şekilde duruyor bu arada.
0
🌸deartheodosia
(11.11.21)
(5)

Burger king sundae çok mu zararlı

mg3929
Bu itemi seviyorum arada tüketiyorum. Çok mu zararlıdır tamamen kessem mi?
Bu itemi seviyorum arada tüketiyorum. Çok mu zararlıdır tamamen kessem mi?
0
mg3929
(09.11.21)
içindeki malzemelerin kalitesini bilmediğim için yorum yapamam. şeker, pancardan mı; ne kadar katkı maddesi var, vs...

ama kalori olarak bakarsak; sundae'nin kalorisi bi açma ya da simitten daha düşük.
iyi bir dondurma, normal şartlar altında en sağlıklı tatlılardan (un yok, bazısı şeker bile içermeyebiliyor, genelde hafif oluyorlar)
yine simit-açma ile kıyaslarsak sundae'de protein de var.
karbonhidrat olarak düşünürsek sundae'nin değeri muhtemelen biraz yüksektir. simitten de yüksektir. diğer öğünleriniz ağır değilse çok sorun olmaz bence, ama gün içinde başka karbonhidrat takviyeleri de olacaktır bence.

şahsen algida, burger king-mcdonalds, carte dor tarzı dondurmaları ben bıraktım. en sevdiğim tatlı olsa bile; iyi ve güvenilir bi dondurmacı arayıp, daha az ama daha iyi dondurma yemeye çalışıyorum.
0
barankovan
(09.11.21)
www.fatsecret.com.tr

sitesinden de baktim icerigine ulasamadim
0
sweetoffice
(09.11.21)
burger king'de yediğiniz herhangi bir şeyin yararlı olma ihtimali yok, protein ve kalori hesabı yapmak da anlamsız yani ona bakarsan hamburgerde de protein var ama ye bakalım her gün ne oluyorsun.

normalde sağlıklıysanız ara sıra yemekten zarar gelmez bence, robot değiliz sonuçta insan arada "zararlı" şey yemek istiyor ama üzgünüm sundae konusunda olumlu bir şey söylemek imkansız bence. dışarıda yediğimiz hemen her şey için geçerli bu.
0
der meister
(09.11.21)
Gıda sektöründe çalıştım. Yediğin şey büyük ihtimalle toz dondurma karışımından yapılıyor. Yani aslında toz yiyorsun. İçinde de dondurma emülgatörü gibi ayrıca toz var. Süt oranının da düşük olduğunu tahmin ediyorum. En son Sundae yediğimde çok fena susamıştım. Gerçek şeker kullanıldığını sanmıyorum. Büyük ihtimalle glikoz var. Ayda bir yenebilir.
0
dissendium
(09.11.21)
Çok zararlıdan kastınız ne? İçinde çeşitli katkı maddeleri ve şeker ya da glikoz şurubu olan, belli standartlara göre üretilmiş bir gıda malzemesi. İçinde zehir yok ya da sizi bugünden yarına hasta etmez ama yoğun kullanımının faydalı olmadığı da aşikar. Yani arada tüketiyorsanız bence sorun yok.
0
salihdt
(09.11.21)
(4)

kuafore/berbere gitmek

the end of time
merhaba,en son 2 bucuk yil once kuafore gitmistim. o zamandan beri saclarimi kendim kesiyorum ama artik bir seye benzemez oldu. sagliksiz ve sekilsiz gorunuyorlar. pandemiden oturu kuafore gitmeye hala cekiniyorum ancak artik kendimi insan icine cikacak durumda hissetmiyorum. siz kuafore gidiyor mus
merhaba,

en son 2 bucuk yil once kuafore gitmistim. o zamandan beri saclarimi kendim kesiyorum ama artik bir seye benzemez oldu. sagliksiz ve sekilsiz gorunuyorlar.

pandemiden oturu kuafore gitmeye hala cekiniyorum ancak artik kendimi insan icine cikacak durumda hissetmiyorum.

siz kuafore gidiyor musunuz? ben mi cok abartiyorum?

bonus soru: izmir'de (tercihen bornova'da) guvenilir kuafore onerebilir misiniz?

tesekkur ederim.
0
the end of time
(08.11.21)
Ohooo. Gitmesem mağara adamı olmuştum şimdiye kadar. Bence abartıyorsunuz. Gerekirse erken saatlerde, kalabalığın az olduğu zamanlarda gidin.
0
dissendium
(08.11.21)
normalde de evden çalışan bi insan olarak pandemiyi en evinde kapanarak yaşayan insanlardan birisiyim, neredeyse 2 sene kimseyi görmedim, hiç bir kapalı alana ya da insanların arasına girmedim, ancak aşılarımı olduktan sonra, maskemi takarak mesafemi koruyarak sosyal hayatın içine girdim çünkü bu kadar soyutlanmak, izoe olmak, kaygılanmak da bana iyi gelmedi. kuaföre de gittim, zaten aşırı kalabalık da değildi, maskemi çıkarmadım, çalışanlar da dikkatliydi mesafe konusunda vs. bir sorun yaşamadım, onun dışında da gayet kafeye, pazara vs gidiyorum artık.
0
hypathia
(08.11.21)
Çift maske takıp gidiyorum ben. Sıkıntı yaşamadım.
0
old possum
(08.11.21)
gidiyorum.
izmir'de yelki'de kuaförüm ateş ölçer, galoş giydirir, eli dezenfekte ettirirdi.
şimdi orta anadolu'dayım. ateş galoş hiç bişi yok. maske bile takmıyorlar.

rahat olun.
0
janderzel zartanyan
(08.11.21)
(7)

Ofise yemek götürmek + kahvaltı

kaptan maydanoz
Ofisten çalışmaya başladığımızdan beri hızla kilo alıyorum öğle yemekleri dolayısıyla. Evden diyet tarzda götürmeye karar verdim. Orda mikrodalgada ısıtırım filan. 1- önerebileceğiniz bir beslenme kabı var mı? Mikrodalgaya uygun. 2- neler götürülür? Bunların yazdığı bir blog olur Instagram hesabı ol
Ofisten çalışmaya başladığımızdan beri hızla kilo alıyorum öğle yemekleri dolayısıyla. Evden diyet tarzda götürmeye karar verdim. Orda mikrodalgada ısıtırım filan.

1- önerebileceğiniz bir beslenme kabı var mı? Mikrodalgaya uygun.

2- neler götürülür? Bunların yazdığı bir blog olur Instagram hesabı olur bir şey var mı? İlham alayım neler yapılabilir diye.

3- hafta başında 5 tane sandviç hazirlasam, zeytin ezmesi, peynir, marul, salatalık vs ihtiva eden. Bunları paketlesem ve her sabah birini alıp çıksam evden kahvaltı için olur mu sizce? Her gün ayrıca hazırlamak zor geliyor.
0
kaptan maydanoz
(08.11.21)
3. sandviç olmaz. hem mental hem de saglik olarak diyete uygun degil. onun yerine çorba yapıp kalanını buzluga atin.
0
buenosdias
(08.11.21)
e mikrodalga varsa tencere yemekleri, bakliyat, çorba, sebzeli bulgur pilavı

yanına yeşillikli ve bakliyatlı salatalar (buğdaylı, nohutlu, yeşil mercimekli)

en kötü ihtimalle kısır yap, bol yeşillikli hem ısıtmaya da gerek kalmaz :)
0
freebird5406_2
(08.11.21)
@buenosdias, çorba sabahları icemem. Ne yiyebilirim o zaman kahvaltıda diyetlik?
0
🌸kaptan maydanoz
(08.11.21)
sabahlar icin musli veya yulaf lapasi tavsiye ederim:
yemek.com

kendinize gore uyarlayin istediginiz gibi, biz sut ve su ile pisiriyoruz daha az kalorili olsun diye (daha dogrusu yulafin uzerine kaynar su dokup bekletiyoruz, sisiyor yulaflar. mikrodalgada da boyle yapabilirsiniz sanirim). sonra uzerine evde hangi meyveler varsa, biraz ceviz badem, hindistan cevizi, tarcin, canim tatli isterse bal; boyle seylerle cesitlendiriyoruz.

yalniz diyet olsun diye basladigim bu yolda bir ara cok tatsiz geldigi icin fistik ezmesi, bal, uzerine bir suru meyve falan derken normal bir kahvaltida yedigimin iki kati kalori almaya baslamistim, dikkat etmekte fayda var :)
0
the end of time
(08.11.21)
Tam cevap olmayacak ama sorunun çözümü bu değil. Kilonun en büyük sebebi hareketsizlik. Mümkünse her gün yürüyüp enerji harcamanız gerekiyor. Ofiste hareket sıfıra iniyor.

Madem öğle yemeği sorun, öğle yemeğinde az yiyin ya da öğle yemeğinden sonra akşam yemeğini çok az yiyin. Yoksa hamburger yiyip yanında şekersiz kola içmeye benziyor yapılan şey.

3. sorudaki sandviç olayı gerçekte tutmuyor. Pazar günü hazırladığınız sandviç içindeki salatalık, marul cuma gününe kadar taze kalmaz. Ayrıca bunlar bir araya gelince sulanıyor, lezzetini kaybediyor.
0
dissendium
(08.11.21)
Hem kahvaltı hem öğle yemeği için 2 ayrı öğün mü götüreceksiniz yoksa öğlen tek öğün mü yiyeceksiniz onu tam anlayamadım ama ben sabah bir şey yemeyip sadece öğlen yemek için salata yapıp götürüyordum işe.

Salata derken sadece marullu domatesli bir şey değil de bol baklagilli, kuru meyveli ve kuru yemişli doyurucu salatalar hazırlıyordum. Salatadan sıkıldıkça zeytinyağlı yemekler de götürmeye başlamıştım ısıtmakla uğraşmayıp yine soğuk yiyebilmek için.

Vegan değilsiniz anladığım kadarıyla ama youtube’da Gizem Altheimer diye biri var. Eski videolarında her gün işe giderken hazırladığı vegan yemekleri gösteriyordu ve benim çok işime yaramıştı o dönem. Fikir almak için bakabilirsiniz. Vegan tarifleri istemiyorsanız vegan olmayacak şekilde değişiklikler yaparsınız kendinize göre.

Bir de Alexandra Andersson var yine vegan. Aşırı güzel bowl tarifleri falan veriyor yanınızda taşımaya da uygun.
0
ms brownstone
(08.11.21)
2- Chia pudding gibi seyler? Bitkisel süte 1-2 kasik bitkisel yogurt katiyorum ve lime suyu ve azicik lime kabugu ekliyorum. Icine birkac kasik yulaf, chia tohumu, kinoa-pops vs. ve de tarcin. Bazen ham kakao ya da meyve ekliyorum üstüne... Cok hafif bir tatli oluyor, kivami da gayet iyi. Doyurucu da. Her aksam yapip dolaba koyuyorum, sabah yanima aliyorum. Hicbir sey yapamiyorsaniz bir elma, bir mandalina vs. alin, taze bir sey tuketmis olun. Bu dedigim chiali karisimi hazirlamak maksimum 2 dakikami aliyordur.
0
buf-e kür
(08.11.21)
(13)

okul seçmek / meslek seçmek

spivak
oglum seneye almanyada üniversiteye başlayacak. ancak hala kendisine en uygun meslegin ne olacagina karar verebilmis degil. bazi kistaslari var, örneğin1- sayisal bir bölüm olmasin, mühendislik gibi matematik egitimi alacagi bir bölüm istemiyor. Ablasi almanyada yazilim okudu, cok zorlandi. 2- alman
oglum seneye almanyada üniversiteye başlayacak. ancak hala kendisine en uygun meslegin ne olacagina karar verebilmis degil. bazi kistaslari var, örneğin

1- sayisal bir bölüm olmasin, mühendislik gibi matematik egitimi alacagi bir bölüm istemiyor. Ablasi almanyada yazilim okudu, cok zorlandi.
2- almanca c1 ingilzcesi b2 seviyesinde, iletisim kuracagi ama pazarlama gibi insanlari ikna etmek icin tek ayak üstünde bin yalan söylemek zorunda kalmayacagi bir bölüm istiyor.
3-almanyada bir basketbol kulübü ile anlasma yapmak üzere, o kulüpte basketbol oynayacak bir taraftan, bu sebeple okul disinda da zamanı kalsin, mümkünse calisiyorken de spora devam etsin istiyor.
4-okul sonrsi almanyada kalmayabilir başka bir avrupa ülkesine de gecebilir, bu sebeple her yerde gecerli bir meslegi olsun istiyor. türkiyeye dönmeyi düsünmüyor.

ben bu kosullari dikkate alarak lojistik oku, lojistikci ol dedim ama aklina pek yatmadi. bu kosullari düsündügünüzde sizin akliniza nasil bir meslek ve okul geliyor? almanya ya da başka bir avrupa ülkesinde okuyan/calisan arkadaslar ne önerirler?
0
spivak
(08.11.21)
psikoloji, sosyal hizmet gibi bölümler bence.
0
candide
(08.11.21)
Almanya'nın Besyo'su yok mu. Madem basketbol oynuyor, antrenörlük okusun.
0
dissendium
(08.11.21)
almanyadaki spor bölümleri, bizim buradaki besyolara benzemiyor. spor bölümlerinin yanında ekstra bir egitim daha alman gerekiyor, spor ve ekonomi, spor ve diyetisyenlik, spor ve fizyoterapi gibi.
0
🌸spivak
(08.11.21)
gazetecilik
0
barankovan
(08.11.21)
Bence işletme okusun. Çok kararsızsa bu bölüm nereye çekersen oraya gidebilecek bir bölüm.
0
mg3929
(08.11.21)
Merhaba,

Bu profile sahip birisi ilgi duyduğu bir sosyal bilim alanına yönlendirilebilir bence.
-siyaset bilimi
-uluslararası ilişkiler
-iktisat
-işletme
-psikoloji
0
but that was just a dream
(08.11.21)
yazılım, bilgisayar programcılığı vs bunlar matematik içerikli bölümler değil (sayısal zeka gerektiriyorsa bile) ve her yerde yapılabilecek işler. bunlara yönelebilir. hem dijital de olsa bi şeyler yaratmak eğlenceli bence.
0
erenderk
(08.11.21)
öğretmen olsun bol bol iletişim gerektiren bir meslek.
0
xrated
(08.11.21)
merhaba önceliklikle şimdiden tebrik ederim çocuğunuzu.
son zamanlarda 18-20 yaşındaki affedersin eşek kadar olmuş çocuklara -bizzat kendileri yapması, düşünmesi- gereken şeyler için ebeveynlerinin yazdığını çok görüyorum. interrail gruplarında, konser, festival gruplarında, ev ilanı sitelerinde vs vs.

öncelikle iyi ebeveyn olma çabanız şahane, hem araştırma hem onu yüreklendirme anlamında desteğinize devam edin ancak bu noktada artık abartmayın. bu konu sizi ne kadar ilgilendiriyor? ve neden?

sevdiğim bi profun hoş bi sözü var özetle şu; ya bu yaşa kadar ne yapmak istediğine karar verecek insanlar yetiştirin ya da bunu yapamadıysanız (yaptığınıza güvenmiyor/inanmıyorsanız) zaten sizden fikir almasın. tam oksimoron oluyor yani.

neyse, cevaba gelirsek,
üniversiteyi meslek edindirme mekanı olarak görmesin ve kurgulamasın. hele bir de title vermeyen bölümlerde okuyacaksa manevra alanı daha geniş olur. ama örneğin ziraat mühendisliği okusaydı da sadece tarımla uğraşacak değildi. ders içeriklerinden, projelere lisansta harcayacağı 3-4 yılda hangisinde çok zevk alarak vakit geçirecekse oraya gitsin. sosyal bilimlerle arası nasıl? sanatla arası nasıl? basketbol oynuyorsa takım çalışmalarına daha yatkın olabilir bu durumda karar alıcı meslekler/pozisyonlar istemeyebilir. ama sonuçta şimdiden hele bir de bu yeni kuşak için, okuyacağı lisans ömür boyu üzerine yapışacakmış baskısını hissettirmemek gerek, onun da hissetmemesi gerek bence.

ödev yapmayı seviyor mu? konuşmayı mı yazmayı mı yani tek başına araştırma yapmayı mı seviyor? uyumlu ve alttan alan biri mi yoksa liderlik taslayan biri mi? bütün bunların yanında dediğim gibi bölümlerin, derslerin kirkulumlarına göz atsın. üniv.forumlarında üst sınıfların yazdıklarına falan baksın. bunları siz yapmayın ama; o yapsın.

geçerlilik konusundaysa hukuk, tiyatro, öğretmenlik gibi ülkelerin kendilerine has bölümler yazmayacaksa büyük bir problem yaşamaz.
uluslararası ticaret, ekonomi falan geliyor aklıma ama matematiksiz hayat çok zor. grafik tasarım, yeni medya, iletişim tasarımı gibi şeyler de olabilir.
özetle önemli olan okulda severek derslere girmesi, merakla ödevleri, projeleri yapması ve geçirdiği sürede dersler dışında da bir takım donanımlar (mesleki veya değil) kazanması.
0
rewlack
(08.11.21)
Selamlar,
Türkiye'den 4 yıllık lojistik mezunu, Fransa'da çalışan biriyim.

Bir kere lojistik dediğinizde mezunların ne yaptığına bakmak lazım.
- lojistik servis sağlayıcıda calismak (gümrük, nakliye, depolama gibi servisleri sunmak)
- üretim ya da dağıtım yapan bir firmada lojistik aktivitelerinde çalışmak
- gene bu firmalarda talep planlama/üretim planlama/ malzeme planlama yapmak.

Açık söylemek gerekirse üniversiteye girerken "lanet olsun fiziğe matematiğe" diye girdim. Bölümden birincilik ile mezun oldum, mezun olmadan matematiksel modelleme ve planlama dersinde öğrenci asistandim çünkü o matematiği çok sevmiştim. Yani uygulamali matematik lojistikte var ( safety stock hesaplama, konteyner/kamyon doluluk hesaplama, talep tahmini yapma, optimum order quantity hesaplama vs).

Buna ek olarak insanlarla konuşma da var, heralde en az insanla konuştuğum zaman üretim planlamaydi. Ama malzeme planlama/satin alma falan sürekli iletişim var.

Yalnız su var; kesinlikle uluslararasi. Lojistik değil de supply chain denilen bir bölüm okursa her ülkede is bulur. Sırf adinin supply chain denmesi daha cok kapi acar. Buna ek olarak Türkiye'den tam tersi olarak Avrupa'da aranan bir meslek (Türkiye'de de araniyor ama Türkiye'de Avrupa'da lojistik mezununun yaptığı ise isletme/iibf mezunu/mühendis de alınıyor. Bu sebepten Avrupa'da benzer talep olsa da arz Türkiye'den az haliyle bir ilana 2bin kisi basvurmuyor)

Çocuğunuz hangi mesleği seçsin kisminda benim tedarik zinciri icin diyeceklerim bunlar. Avrupa'da genelde tedarik zinciri/lojistik/satin alma farklı olabiliyor. Alanlasma Türkiye'den cok daha iyi.

Matematiksiz hayat zor. Supply chain her yeri matematik. Matematiksiz olması için depoda forklift kullanmasi lazım ya da tır şoförü olabilir. Belki gümrük işlerinde yoktur ama o da bana göre dünyanın en sıkıcı işi.
0
logisticsmanager
(08.11.21)
psikoloji, sonrasında spor psikolojisi alanında uzmanlaşabilir.

türkiye'ye dönmemek şartı ile.
0
a darkness coming
(08.11.21)
Kusura bakmayın ama meslek böyle kriterle bulunmaz. Örneğin yukarıda bahsi geçen "Psikoloji" ve "İşletme" birbirinden ne kadar farklı alanlar; bunlardan biri bu tür bir kriter setiyle nasıl tercih edilir ki, bozuk para atarak mı?


Ayrıca İktisat ve İşletme içinde matematik barındırır; muhasebe, ekonometri, istatistik gibi bir sürü ders var. Mühendislikteki gibi "Manyetik Alan Teorisi" ya da "Diferansiyel Denklemler" falan okutulmaz ama içinde hiç matematik olmayan bölüm de zor.

Pazarlama bölümündeki insanların hayatlarını yalan söyleyerek kazandıklarını düşünmek saçmalık olduğu gibi, insan çalışma hayatında kendini hangi ortamda bulacağını bilemez. Bir sanat tarihçisi hoşlanmadığı şeyler söylemek, anlatmak zorunda kalabilir.

Okul dışında zamanı kalması da benzer bir açmaz; okuldaki yükü biraz da okuduğu bölümü ne kadar önemsediğiyle alakalı.
0
salihdt
(08.11.21)
matematik olmasın diye kriter mi olur ya. kendisi liseyi nerede okudu bilmiyorum ama ben iyi bir anadolu lisesi'nde okumama rağmen matematiğin ne olduğunu, ne kadar önemli olduğunu üniversitede, lisansta kavrayabildim.

neyse benim cevabım, ister formal bir eğitimle meslek sahibi olsun olsun ister informal, bence en güzeli öyle bir kişi olmak ki, insanlar size animelerdeki gibi titreyen gözlerle bakıp "allah aşkına yap şu işi" demeli. bu da ne ilginçtir ki artık türkiye'de "ustalık" işleri oldu, formal eğitimlerden geçmiş adamlar değil. diğer işlerin hepsi dandik ve emeğin karşılığı az. biraz dişini sıkıp mühendislik, tıp gib bölümler yazsın ve kendisini kurtarsın.

bu arada evet dümdüz lojistik değil de "business intelligence, supply chain management (yazılım oryantasyonlu)" gibi bölümler iyi olabilir. işletmeden iyidir.
0
1195
(08.11.21)
(7)

mezarlıkları çok sevmek

chezidek
sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi terci
sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.

mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi tercih ederim.

orada yatanların hikayelerini merak ederim. kaç yaşında öldüklerini hesaplarım. geçmişe bakmak gibi oluyor sanki. onların da aileleri, sevdikleri, sevgilileri vardı. bu dünyadan gelip geçtiler işte falan gibi düşünürüm.

bir iki fotoğraf da koyayım bari gelmişken.

ibb.co

bunlar da abelard ve heloise'in mezarları. 1100lü yıllarda ölmüşler. mezarları sonradan birleştirilmiş gerçi ama tarihe tanıklık etmek için güzel bir fırsat.

ibb.co
ibb.co
0
chezidek
(07.11.21)
Abelard ve Heloise'in mezarlarını ben de görmek isterim. Ancak Karşıyaka Mezarlığı'nın ilgi çekici hiçbir tarafı yok.
0
stronzo
(07.11.21)
Ben de çok severim. Hatta gezmek için neden zaman ve imkan yaratmadığım için zaman zaman hayıflanıyorum. Cebeci Asri ve Aşiyan mezarlığını saatlerce gezmiş mezarlara, isimlere ve tarihlere bakıp üzerine düşünme olayını çok sevmiştim. Bence mezarlıklar biraz kendi hayatımıza ya da yaşayan diğer insanların hayatına bakmaktan (bakmak zorunda olmaktan) kaçmak için çok iyi yerlerden biri. Bu hissi tanımadığım kişilerin eski fotoğraflarına bakarken de yaşıyorum. Çok ilginç.
0
Amaranta ursula
(07.11.21)
Ben gidip gezmem ama genelde bol ağaç olduğu için o huzur atmosferini severim.
0
dissendium
(07.11.21)
mezarlıklar güzel yerler, yargılayanları sallama.
0
fever
(07.11.21)
ölümden korkmadığınızı düşündürür bu durum. bu güzel ama genel olarak tuhaf. ben de paris'teki ünlü mezarlığı gezdim zevkine ama o da bir sürü ünlü yatıyor, yılmaz güney falan var ve estetik bi mezarlık diyeydi. biraz anma biraz turistik gezi gibi yani. ki orada da bi ara kayboldum, ürktüm hafif. siz bi de fırsat yaratıp gidip geziyorsunuz rahatça. ne bileyim, değişik. ama iyi ya da kötü diye düşünmem tabii. değişik işte.
0
erenderk
(07.11.21)
Per laşez paris'te eyfel'den bile önce gittiğim bir gezi noktasıydı, ben de seviyorum kendine has mezarlıkları.

Tabii bizim kuru tahta çakılı müslüm mezarlıkları değil. Şişli'deki ermeni, italyan, musevi mezarlığı ne kadar estetik mesela.
0
Bruce
(07.11.21)
İstanbul’un en güzel yerleri mezarlıklar bence
0
damba
(08.11.21)
(10)

Size karşı haddini aşan espri ve sözlere nasıl yanıt veriyorsunuz?

psmstc
Bir arkadaş veya yakın bir akraba yapıyor. Ve bunu yapan kişi saf, bilinçsiz bir tip değil. Aksine egolu, hafif narsist bir tip olsun.Örneğin; evli olduğunuzu bilmesine rağmen cinselliğinizle ilgili bir espri yapması gibi. Nasıl karşılık verirsiniz?
Bir arkadaş veya yakın bir akraba yapıyor. Ve bunu yapan kişi saf, bilinçsiz bir tip değil. Aksine egolu, hafif narsist bir tip olsun.

Örneğin; evli olduğunuzu bilmesine rağmen cinselliğinizle ilgili bir espri yapması gibi.

Nasıl karşılık verirsiniz?
0
psmstc
(07.11.21)
Söylediği şeye göre değişir tepki. Ne biçim konuşuyorsun gevşek falan derim. Böyle tiplere uyuz olduğum için iş kavgaya kadar gidebilir.
0
dissendium
(07.11.21)
Aynı tonda cevap veririm altta kalamam.
0
olaylar olaylar
(07.11.21)
gülmem, kısa bir bakış atar, uzayda böyle bir varlık yokmuş gibi işimi yaparım. anlamazsa ısrar etmesi halinde tatsız bir sonuç alacağını belirtirim.
0
her giriste sifresini unutan adam
(07.11.21)
Haddini aşan espri yaparım
0
Josephine.
(07.11.21)
Bu cesareti bulacak nasıl bir gevşeklik yaptım diye kendime kızardım.
0
Zaman Tamircisi
(07.11.21)
Gülüp geçiyorum. Devam ederse lafımı söylerim.

Eskiden sert tepki verirdim, gerek yokmuş:)
0
dreamnesiac
(07.11.21)
sessiz kalıyor, yavaş yavaş ilişkimi kesiyorum bu tiplerle.
0
rewlack
(07.11.21)
ben biraz biriktiriyorum. cesaretleniyor bu arkadaş, zevzekliği artırarak gelme hakkını kendinde görüyor. zevzekliği bazıları cesaretlendiği için bazıları da sallanmadığı için artırıyor. sonrasında bozunca yüzündeki ifade daha bir görülmeye değer oluyor. ilk anda bozsan belki çaktırmadan devam edebilir ama birikmişlik olunca bozmanın dozajı da arttığı için kaçışı olmuyor.
0
onemoremile
(08.11.21)
@zaman tamircisi +1
0
Hallegadola
(08.11.21)
dreamnesiac +1, insanlar birbirinin dayanıklılığını sürekli test ederler, sen sinirlendikçe üzüldükçe vb. negatif duygu ve düşünceler ile tepki verdikçe seninle dalga geçmeye devam ederler. bu duygular ile tepki vermemelisin hatta hiç tepki vermemelisin. o kişi senin hayatına etki edememeli.

kurt köpeği ile finoyu düşün, küçük köpek büyük köpeğe havlar durur, büyük köpek küçük köpeği umursamadan yoluna devam eder ve etraftaki herkes o zırlayan küçük finoya üff uyuz oluyorum bunların bu şeylerine der.
0
selam
(08.11.21)
(2)

yds için kitap önerisi

passione
yds'ye hazırlanan bir öğrenciye özel ders vereceğim. hangi kaynak verimli olur? deneyimleyip iyi sonuç aldığınız bir kitap var mı?
yds'ye hazırlanan bir öğrenciye özel ders vereceğim. hangi kaynak verimli olur? deneyimleyip iyi sonuç aldığınız bir kitap var mı?
0
passione
(07.11.21)
çıkmış sorular kitabı
0
egokalp
(07.11.21)
Modadil kitapları fena değil. Ama ne yapacağınıza bağlı. Adayın seviyesi ne, dersten beklentisi ne...
0
dissendium
(07.11.21)
(7)

Diksiyon kendini geliştirmeyle mi ilgili yoksa ses tonuyla mı

pikap
Bazen dikkatimi çekiyor. Diksiyonu övülen beğenilen insanlar genelde ses tonu iyi güzel etkileyici karizmatik veya berrak olanlar. Sesi avantajlı insan konuşmasına dikkat edince de müthiş diksiyonlu bir insan olarak algılanıyor. ama siz ne kadar diksiyonunuza dikkat etseniz de ses tonunuz iyi değils
Bazen dikkatimi çekiyor. Diksiyonu övülen beğenilen insanlar genelde ses tonu iyi güzel etkileyici karizmatik veya berrak olanlar. Sesi avantajlı insan konuşmasına dikkat edince de müthiş diksiyonlu bir insan olarak algılanıyor. ama siz ne kadar diksiyonunuza dikkat etseniz de ses tonunuz iyi değilse aynı etki olmayabiliyor. Mesela benim sesim çocuk gibidir diş ve çene yapımdan mıdır nedir bazı harfleri çıkarırken sanki yorucu oluyor net çıkarmıyorum. Mesela ş sesi. Ya da "Siz Nasılsınız" cümlesini söylerken zorlanıyorum gibi. Kimi insanlar gür sesli oluyor. Normal konuşmaları bile özellikle yüksek ses çıkarıyormuş gibi. Böyle insanlar otorite kurma konusunda da (,mesleki olarak) daha avantajlı oluyorlar. Bense sesimi duyurmak için ekstra efor sarfetmek zorunda kalıyorum.

Sizce bu sorunlarımı aşabilir miyim çalışarak kursa giderek veya ne bileyim çene yapıma cerrahi işlemler yaptirarak. Bazen saf bir insan olarak algılanmamı bile bu aşırı nahif ama hiç etkili olmayan ses tonuma yoruyorum. Hayat kalitemi öz güvenimi olumlu etkileyecekse değişmeye hazırım. Ama nasıl?
0
pikap
(07.11.21)
ben de tam o konuya değinecektim ki siz yazmışsınız. yine her zamanki gibi çok bilgi sahibi değililm ama zamanında konservatuar şan bölümüne giren bir arkadaşıma hocaları, 'seni okula alıyoruz ama mutlaka dişlerini yaptıracaksın hııı' şeklinde bişey demişlerdi.

çıkardığımız s ş gibi sesler direkt olarak ağız diş yapısı ile alakalı ve bu işin bile akustik bir tasarımı var.

hocaların arkadaşa bunu söylemesinin sebebi dişlerinin kötü olması değil akustik olarak tasarlanması maksadıyla.
0
killerbee
(07.11.21)
ha ayrıca deneyimlediğim bişeyi de ekliyeyim, benim sesim normal erkek sesi yani ne çok kalın ne çok ince.

diyet yaptığım zamanlarda sesim bildiğiniz vik vik kedi yavrusu gibi çıkıyordu. buradan da diyaframın da çok etkili olduğunu anladım ki zaten bu tür şeylerde diyafram da çok önemli.

doğru nefes almak da önemli müzikte de konuşmada da herşeyin bir tekniği var, şimdi bazı cümleleri söylerken zorlanıyorum diyorsunuz ya basit bir kaç ağız dudak egzersizi yapın 1 ay, değişime inanamazsınız.
0
killerbee
(07.11.21)
Artikülasyon alıştırmalarını araştırıp bulabilirsiniz. Kursa giderseniz daha etkili bir eğitim alırsınız, diyagram kullanımı, sesin kullanımı ve nefes bakımından. Dil ve konuşma terapistleri var, tabii ki sizinkinden daha ciddi sorunlarla ilgileniyorlardır ama sizin sorununuzun çözümü de çok daha basit olabilir, daha hızlı yol alırsınız.
0
curukturpkokusu
(07.11.21)
Ben diksiyon seminerine katılmıştım. Ses tonuyla alakalı bir şey yoktu. Kursa gitmeseniz de bir seminere katılarak bilgi sahibi olabilirsiniz.

Bir de bu iş bence biraz karışık. MasterChef'te Somer Şef "yapmışsın"a "yapmışın" diyor. Bu adam eğitimli bir adam ama konuşmasında sıkıntı var. Kendini geliştirme olayı da çok etkili değil. Çünkü bu sefer de yapaylık oluşuyor. Kullandığınız kelimeler, kelimeleri söyleyişiniz biraz aileden, çevrenizden, bu yaşınıza kadar öğrendiklerinizden geliyor.
0
dissendium
(07.11.21)
Kastettigim bu işte. Ne kadar doğru kullansak da ses tonu kötüyse iyi bir ses tonuna sahip bir kişinin ki gibi etkili olmuyor. Bence de karışık bir iş gerçekten. Kimisi doğuştan şanslı.
0
🌸pikap
(07.11.21)
@pikap, Somer Şef örneğini aslında ton önemli değil demek için verdim. Yani onun sesi kalın sayılabilir ama ona rağmen yanlış söylediği kelimeler var.

Bence deneyebildiğiniz tüm seçenekleri deneyin ameliyat, kurs gibi ama çok da takmayın sürekli konuşmanız gereken bir işiniz yoksa.
0
dissendium
(07.11.21)
Soruya cevaben ikisi de demeye geldim.
Benim ses tonunu da diksiyonumu da beğenirler eskiden beri ama sunum eğitiminde bazı kelimeleri düzeltmişliği var yine hocanın, bazı e'leri hatalı telafuz ediyormuşum mesela. Bana da kendi ses tonum biraz kalın geliyor mesela günlük konuşmada:) Spiker tiyatrocu falan olsaydım belki mutlu olabilirdim:)
Diksiyon kursları da var tabii bunun için ama pandemi döneminde devam ediyor mudur bilemedim, bakın isterseniz.
Diğer konuda da "ses estetiği" gibi aratılabilir sanırım, belki ses telleriyle ilgili bir şeyler yapılıyordur, bu kısmıyla ilgili çok fikrim yok.
0
dreamnesiac
(07.11.21)
(5)

kapım neden titriyor?

erenderk
salon ile koridoru ayıran ahşap kapı geceleri kapalıyken titriyor. salonu ısıtmaya başladığımdan beri böyle bi sorun yaşıyorum, o yüzden acaba sıcaklık farkı mı bu titremeye sebep oluyor diye düşünüyorum ama bilemiyorum da. öyle dağlar kadar bi sıcaklık farkı da yok. hava sirkülasyonu olan bi yer de
salon ile koridoru ayıran ahşap kapı geceleri kapalıyken titriyor. salonu ısıtmaya başladığımdan beri böyle bi sorun yaşıyorum, o yüzden acaba sıcaklık farkı mı bu titremeye sebep oluyor diye düşünüyorum ama bilemiyorum da. öyle dağlar kadar bi sıcaklık farkı da yok. hava sirkülasyonu olan bi yer de değil. kapımın sorunu ne ve nasıl iyileşir? -_-
0
erenderk
(07.11.21)
Boşluk olduğu için titriyor. Boşluğu bulmak lazım.
0
dissendium
(07.11.21)
Salliyorum ama sicak su borusundan su gecerken titretiyor olabilir mi?
0
floydian
(07.11.21)
Kapın vedat milor ya da azer bülbül olabilir, yemeyi mi seviyor acıyı mı onu öğrenip çözüm geliştirebilirsin.
0
Bruce
(07.11.21)
boru yok yakınında.

bi derdi var belli ama anlamıyorum dilinden, kapıcam Elementary henüz. anca geceleri konuşuyoruz işte o da mecburen
0
🌸erenderk
(07.11.21)
Yoldan geçen ağır araçlardan olabilir, odalar arası ısı değişiminden oluşan hava akımından olabilir.

Boşluk çok fazlaysa yapışkanlı kapı fitili ile sıkılaştırılabilir, zaten fitilli bir kapıysa (son 10-15 yılda üretilen) yeniden bir karşılık ayarı yapılıp fitile basması sağlanabilir.
0
John Bloor
(08.11.21)
(4)

Keyifler nasıl

dissendium
Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?
Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?
0
dissendium
(05.11.21)
keyfim yok pek. güneşli açık havalarla şarj olan biri olduğum için kış ayları moralimi bozuyor. yine de sürekli 'down' değilim tabii. iş yoğun, o yüzden pek bir şeyle uğraşamıyorum son zamanlarda. işte değilsem evdeyim, evdeysem de ya film/dizi izliyorum ya da bi şeyler okuyor oluyorum. muazzam derecede sade bi hayat şimdilik. çözemeyeceğim dertlerim de yok gibi.
0
erenderk
(06.11.21)
Valla kisin gelmesi benim acimdan guzel bir olay. Yalniz resmen soru bombardimanina tutmussun. Neyse, hepsine cevap vermeye calisirsam

1- Keyfim normal.
2- Hayatim da bisekil gecip gidiyor.
3- Oyle bos bos seylerle ugrasiyorum.
4- Simdilik derdim de aksama patatesli yumurta mi yoksa menemen mi yesem kararsizligi.
0
j r r tolkien hayrani
(06.11.21)
havalar bir sıcak, bir yağmurlu, bir soğuk. ard arda gerçekleşen genleşme ve büzülme yüzünden bir gün şiddetli bir rüzgarda parçalanıp savrulacak gibi hissediyorum.
egelilik sebebiyle film-dizi-kitaba hasret kaldım. temmuz'dan beri kış hazırlıkları devam ediyor. bu aralar da hafta sonları zeytin kır/çiz-kur şeklinde geçiyor.
"Dertleriniz neler?" aile büyüklerinin kronik rahatsızlıkları ile "ne olacak bu memleketin hali?" arası bir şeyler.
0
ganbatte
(06.11.21)
@adse, ben de iyiyim, teşekkür ederim. Ben de yaz sıkınca kış gelsin diyorum ama kış gelince de yaz geri gelsin diyorum. Klasik insanoğlu nankörlüğü. Yaz <3 ben.
0
🌸dissendium
(06.11.21)
(4)

gebze darıca tarafı mı yoksa sancaktepe sultanbeyli cekmekoy tarafı mı

fatihreis
sa,yaşamak için 250-300 bin tl civarı ev satın alınsa nereden alırdınız?
sa,yaşamak için 250-300 bin tl civarı ev satın alınsa nereden alırdınız?
0
fatihreis
(05.11.21)
cekmekoy sancaktepe. gebze asiri uzak ama cekmekoyde metro vs var. gebzede marmaray var ama yine de istanbula ulasmasi epeyi uzak kaliyor
0
ala09
(05.11.21)
mobilden ediyleyenedim de cekmekoyde zaten soylediginiz fiyata ev yoktur
0
ala09
(05.11.21)
Çekmeköy de o fiyata ev yoktur
0
takilagimacanim
(05.11.21)
Gebze Mutlukent fena değil. Amaç İstanbul'a yakın olmaksa bulabilirseniz Tuzla.
0
dissendium
(05.11.21)
(9)

Harry pottera mı başlasak

condom kurşunu
Hanımla 40lara yakın yaşlardayız ikimiz de hiç izlemedik daha önce. Şimdi izlesek mi diyoruz ama fazla mı çocuksu kalır acep bilemedik
Hanımla 40lara yakın yaşlardayız ikimiz de hiç izlemedik daha önce. Şimdi izlesek mi diyoruz ama fazla mı çocuksu kalır acep bilemedik
0
condom kurşunu
(05.11.21)
Fantastik sevebiliyorsanız kalmaz, zaten seri ilerledikçe yetişkinlik seviyesi de artıyor ilk kitap gibi kalmıyor mevzu. (keza film)

Fakat fazla çocuksu kaçsa ne ziyanı var ki, ne güzel işte severseniz izleyin gitsin.

Biri sırt çantası takıyor diye çocuk der, beriki dijital saate çocuk der, öbürü baskılı t shirt'e çocuk der. :/
0
hedep
(05.11.21)
Kitabını okumadıysanız asıl onu tavsiye ederim. Pek çok yetişkin tıpkı bizler gibi Harry Potter serilerini beklemiş, "Yaşasın! Bu sefer de 1000 sayfadan fazla. Oley!"demiştir. Ve de acayip hızlı okunan bir seridir, su gibi akar gider. Eşinizle fıstık gibi muhabbetini yaparsınız.

Filmlerine gelirsek, ben kitabını okuyan biri olarak izleme heveslisi gibi bakmadım hiç. Sinemada 1-2 kez izledim, sonrakileri denk gelirse biraz baktım o kadar. Doğrudan filmleri izlerseniz pek sarmaz ama hem okuyup hem izlerseniz oldukça içine çeker.

Aha buldum! En iyisi siz sırayla kitapları okuyun, ardından da onun filmini izleyin. İşte muhteşem kombinasyon budur. Aklın yolu birdir.
0
burka
(05.11.21)
Sadece ilk iki filmde çocuklar. Üçüncü ve dördüncü film ergenlik. 5, 6, 7 yetişkinler. Bence izleyin.
0
dissendium
(05.11.21)
Ay cok guzeldir, kesinlikle izleyin
0
Pufpuf
(05.11.21)
Bir her sene belirli zamanlarda izliyoruz, izleyin.
0
Uncle Sam
(05.11.21)
Kitapları okuyun +1
Filmleri sonra izleyin, hatta bence izlemeseniz de olur.
0
kobuzchu kiz
(05.11.21)
eşim de geçen haftalarda kitaplarına başladı. her kitaptan sonra o kitabın filmini izliyor. ben de eşlik ediyorum. açıkçası filmler (çocuksu olmasından bağımsız) dandik, izlemeyen bir şey kaybetmez ama izlenmeyecek kadar kötü de değiller. eminim ki kitapları daha zevklidir.
0
sir gawain
(06.11.21)
bildigin cocuk filmi abi ne gerek var, vakit kaybi resmen.
0
divit
(06.11.21)
Bitiremedik :/
0
🌸condom kurşunu
(06.11.21)
(2)

Özel Sektörde İleri Yaşta Çalışmaca

dreamnesiac
Emekli olabilmek için yaklaşık 100 yaşına kadar çalışmamız gerektiği gerçeğini göz önünde bulundurarak :)Epeydir iş hayatında olsam da çalıştığım şirketlerde 55 yaşının üstünde pek kimse olduğunı hatırlamıyorum, üst düzey yöneticiler belki? Yerli/ yabancı şirket farketmiyor, sanki belli bir yaşın üs
Emekli olabilmek için yaklaşık 100 yaşına kadar çalışmamız gerektiği gerçeğini göz önünde bulundurarak :)

Epeydir iş hayatında olsam da çalıştığım şirketlerde 55 yaşının üstünde pek kimse olduğunı hatırlamıyorum, üst düzey yöneticiler belki?
Yerli/ yabancı şirket farketmiyor, sanki belli bir yaşın üstünde insanlar buharlaşıyor.

Napıyoruz bu durumda? :) Kişisel planınız ne 50 yaş sonrası için?
0
dreamnesiac
(04.11.21)
ben hep 2 senelik planlar yapıyorum. o yüzden 22 sene sonrasını düşünemiyorum. iş olarak değil de genel olarak 50 yılın üstünde yaşamasam da olur gibi düşünüyorum. zaten ölene dek çalışacağız hakikaten bi de yaşlanıp hastalanıp ölümü beklemek falan çok depresif. mask 50-55 yıl yaşasam bana yeter. ama tahminimce o sıralar yurt dışında bi stö'de falan olurum iş olarak.
0
erenderk
(04.11.21)
Ben bir gün kendi işimi kurmak istiyorum. Öyle olursa işle uğraşırım yine. 50 üstü bence artık yönetici seviyesi. Emeklilik sonrası için üniversite okumayı heyecan verici buluyorum. X dili ve edebiyatı gibi bir bölüm okuyabilirim. Emekli olup çalışanlar da var. Ben gittiği yere kadar çalışırdım. Çalışınca yaşlanmanın etkileri azalıyor bence.
0
dissendium
(04.11.21)
(5)

Outdoor Montların Günlük Giyilmesi

bluedad
Merhabalar. Sizce The North Face, Jack Wolfskin vb. montların günlük olarak giyilmesi tuhaf mı kaçar? İlla ki outdoor, kampta, dağda taşta mı giyilir? Günlük olarak giymek için bu tarz bir mont bakıyorum. Görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Merhabalar. Sizce The North Face, Jack Wolfskin vb. montların günlük olarak giyilmesi tuhaf mı kaçar? İlla ki outdoor, kampta, dağda taşta mı giyilir? Günlük olarak giymek için bu tarz bir mont bakıyorum. Görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
0
bluedad
(04.11.21)
Sürekli görüyorum, soğuklarda bende giyiyorum. Hiç acayip gelmiyor
0
kisa
(04.11.21)
kisa +1
0
invictae
(04.11.21)
Şu an kasım ayındayız ama hava sıcaklığı yüksek. Bu havada giyilmez. Çünkü bu tip havalarda insanlar ince bir hırka ile bile gezebiliyor. Kalın bir mont dikkat çeker. Bana göre aralık, ocak, şubat aylarında dikkat çekmez.
0
dissendium
(04.11.21)
tuhafliktan cok ihtiyac ile alakali bir konu bence.
Ise bisiklet ile gidip geliyorum yaz kis. Uzerime giyecegim montun beni yagmur ve ruzgardan korumasi, bisiklet uzerinde efor harcarken artan vucut isimi da tahliye etmesi gerekli. Kapsonu olmasi da sart dogal olarak. Bu sartlari saglayabilecek tekstil malzemesi kisitli (gore-tex, futurelight vs.) bu yuzden tercihimi mecburen bahsettiginiz markalardan yana kullaniyorum.
Evimin garajindan arabaya binip, ofisin garajinda inecek olsam dogal olarak daha konforlu, sik gozuken montlari tercih ederdim.

Benim gibi dusunmeyen, pasa gonlu istedigi icin giyen insanlar da var tabi ki, sonucta herkesin hayatına kimse karisamaz.
0
whisky
(04.11.21)
Tarz olarak beğendiğim için ben hep öyle giyiyorum. İki montum var (Mammut ve Dechatlon'dan aldığım Wedze diye bi marka), ikisi de outdoor ama ikisi de sade görünümlü ve gayet şık bence. Bu havalarda giyilmiyor tabii. Ama alacaksanız 3 in 1 olan montlardan alın. Hem yağmurluk, hem normal mont hem de ikisini birleştirince outdoor mont oluyor. Bendeki biri öyle mesela. Sonbaharda içindeki montu giyiyorum. Kışın komple. TNF'de 3 in 1'lerin iç kısmı polar olabiliyor yalnız. Ondan değil, direkt mont gibi olanlardan alınırsa daha iyi.
0
himmet dayi
(04.11.21)
(6)

profesyonel futbolcular halısahada oynass kalite farkı çok belli olur mu?

buenosdias
atıyorum. herhafta halısahada maç yapan öğrenci, esnaf karışımı 2 takım var. kadroya 1 tane süper lig futbolcusu girse diğerleri ‘bu ne abi’ adam başka dünyadan gibi bir durum olur mu?
atıyorum. herhafta halısahada maç yapan öğrenci, esnaf karışımı 2 takım var. kadroya 1 tane süper lig futbolcusu girse diğerleri ‘bu ne abi’ adam başka dünyadan gibi bir durum olur mu?
0
buenosdias
(04.11.21)
Oluyor olmaz mı. Süperlige bile gerek yok, benim kuzenim Beşiktaş altyapısında oynarken bile sırıtıyordu bizimle oynadığında.

En büyük fark kondüsyon ve fizik üstünlüğünde oluyor. İkili mücadeleye gireyim diyorsun, tık yapıyor yerdesin. Ayakları yere sağlam basıyor, topu sürerken durdurmak zor oluyor.
0
Bruce
(04.11.21)
Gol atip geri kosup kaleye top kurtariyorlar, sonra bunu 10 kere yapiyor agzin acik izliyorsun.

Bu dedigim de alt lig oyuncusu pro olsa tsubasa gibi hareketler gorursun.
Lisede bizi madara eden bir takim vardi 2 tane boyle oyuncu koydum, karsi tarafi dagitti :)

Tipleri de gorsen 40kg falan bi tanesi kot pantolonla ayakkabisiz geldi oynadi.
Bir daha bizle mac yapan olmadi.
0
divit
(04.11.21)
abi ne süper ligi, amatör küme topçusu bile herhangi bir halı saha takımını sırtında götürüp 10 dakikada 5-6 tane sallar, bezdirir. en başta bruce'un dediği gibi aradaki fizik farkı inanılmaz. sen şimdi düzenli spor yapan, fiziği düzgün, ciğeri sağlam, iyi top oynayan adamın belki o dar alanda fazla zorlanmayacağını düşünüyorsun ama diyorum ya amatör topçusu bile rüzgarıyla yere düşürüyor o adamları. yetişemezsin, ikili mücadeleye giremezsin. bir şekilde canına susayıp daldın diyelim, ayağından topu alamıyorsun. şutlarını misal yine kendisi gibi amatör olarak da olsa kalecilik yapmış biri belki tutabilir, yoksa öylesine kaleye geçirdiğin göbekli abinin eli kırılır, o da zaten topu görüp tepki verebilirse.

ben çocukken çok futbol oynardım. iyi de oynardım. ne zaman kulüpte oynayan bir bebe girse aramıza halı sahanın halısı oluverirdik, hayatımızı karartırdı herifler. süper lig topçusunu düşünemiyorum bile. futbolu iş olarak oynayan adamların seviyesi çok başka oluyor, sen mahallede istersen her gün 10 saat top oyna, düzenli idman ve program olmadan yanlarına bile yaklaşamazsın.
0
der meister
(04.11.21)
Olur tabii ki. Tazı gibi koşan adamı kim tutacak.
0
dissendium
(04.11.21)
üniversitede iken 3. lig futbolcusu arkadaşı tek başına defansta bırakıyorduk. öyle fazla koşmuyordu bile. her seferinde doğru pozisyon alarak rakibin ayağındaki topu kapıyordu. zaten sakatlanma riskine karşı çok fazla mücadeleye girmezdi.
0
lazpalle
(04.11.21)
hayır madem bu kadar fark ediyor, neden bizim millet haftanın 3 günü futbolcu eleştiriyor?
0
malheiros
(04.11.21)
(8)

İki bin lira için şehir değiştirilir mi?

anarsika
Ve daha iyi yan haklar diyelim ama ikisi de patron şirketi. Yeni işin önü daha açık ama mevcut yerde aileyle yaşanıyor ikinci seçenekte ev tutulacak. O kadar arada kaldım ki. Fikirlerinizi bekliyorum.
Ve daha iyi yan haklar diyelim ama ikisi de patron şirketi. Yeni işin önü daha açık ama mevcut yerde aileyle yaşanıyor ikinci seçenekte ev tutulacak. O kadar arada kaldım ki.

Fikirlerinizi bekliyorum.
0
anarsika
(03.11.21)
O 2 bin fark neyin üstüne 2 bin? 20 binden 22 bin olacaksa gidilmez ama 4 binden 6 bin olacaksa gidilebilir. Gideceğiniz şehir de önemli. 2 bin için aile evinden çıkıp İstanbul'a gelmek mantıklı değil. Çünkü 2 bin lira farkla o masraflar karşılanmaz. Eli yüzü düzgün evler 4 bin liradan başlıyor şehrin uzak yerlerinde bile.
0
himmet dayi
(03.11.21)
2 bin tl için olmaz. ev tutulunca masraf çok olur
0
photo85
(03.11.21)
İki bin lira için şehir değiştirilebilir de sizin durumunuzda değiştirilmez. Kiraya en kötü 1000 lira verseniz, fatura, masraf derken şimdiki durumunuzdan daha kötü bir duruma geçmiş olacaksınız.
0
dissendium
(03.11.21)
himmet dayi +1 ayrica hayatinizin bir noktasinda mutlaka aile evinden ayrilacaksiniz bunu en azindan +2bin ile yapmis olacaksiniz ve onu de acik diyorsunuz. bence degistirilir, konfor alaninizdan cikin :) tabii gidilecek sehir de onemli.
0
in vino veritas
(03.11.21)
şehir neresi, çorlu deme de.
0
killerbee
(03.11.21)
sehirleri soyleseniz daha iyi olurdu ama sirf kendi evine cikmak icin gidilebilir maastan bagimsiz. yasadiginiz yerden ve cevreden cok memnunsaniz gidilmez. ben de yakin zamanda 2k gibi bi artiyla baska sehire yerlesecegim gibi duruyor. beni guduleyen sey kendi evimi kuracak olusum ki simdiki halimden de cok memnunum*-*
0
ala09
(03.11.21)
sakaryadan izmite taşınılır. ama izmitten istanbula taşınılmaz. nereden nereye olduğu çok önemli
0
roket adam
(03.11.21)
Hayatın bir döneminde aileden uzak kalarak hem özgürlüğün tadını çıkarmak hem de kendi ayakların üzerinde durup ev ekonomisi kasmak iyi olur. Ben olsam yeni işi tercih ederdim. Sonrası kısmet bakarsın geri dönersin.
0
burty
(04.11.21)
(11)

karavanla yaşama geçme öncesi

ShadowOfMoon
uzun süredir düşünüyordum ama erteliyordum. hala net değil. konforu bırakmak zor geliyor.hem kiralık ev bakıyorken hem satın almalık araç bakıyorken 2sini birleştirmek daha iyi olabilir diye düşündüm. hem araç hem çekilmeli karavan olarak da 2 ayrı parça da olabilir diye düşündüm hatta aracın gücüne
uzun süredir düşünüyordum ama erteliyordum. hala net değil. konforu bırakmak zor geliyor.

hem kiralık ev bakıyorken hem satın almalık araç bakıyorken 2sini birleştirmek daha iyi olabilir diye düşündüm. hem araç hem çekilmeli karavan olarak da 2 ayrı parça da olabilir diye düşündüm hatta aracın gücüne bağlı olarak. yani karavanı bırakıp sağa sola gidebileyim diye arada.

elektrikli araç bakıyordum da pahalılar biraz ama yine de karavan çekebilecek güçtelermiş çoğu. elektrikli alırsam sık sık şarj sorunu olacaktır diye düşünüyorum.

ben şu an dans kursuna ve piyano kursuna gidiyorum. yani aslında çakılıyım biraz şehre. karavan demek, şehir şehir gezeceksin demek değil tabi. nasıl kiralık ev varsa çakılı, karavan da çakılı olabilir şehirde.

ama şehirde karavanı nereye çekeceğim dansa giderken. antalyadayım mesela şirinyalı tarafına. arkası çekmeli olursa arkamda sürekli onla gitmek ayrı işkence.

diğer sıkıntılı gelecek şeyse 20 25 m2 civarı en genişleri gördüğüm. bu bir yerden sonra daraltmaz mı. evde spor müzik vs gibi çok şey yapmaya çalışıyorum. sporu doğada bir şekilde yapmayı denerim. bir yandan da çocuklu aileler bile yaşayabiliyor karavanda 4-5 kişi.


öncesinde tabi 1 ay filan kiralarım karavan. kaldığım evi bırakmadan. bu konuda ne önerirsiniz. yani kiraladıktan sonra dağa bayıra mı çekeyim yoksa şehir merkezlerindeki az da olsa karavan park yerleri mi
0
ShadowOfMoon
(03.11.21)
Bence boşver ya karavan işi biraz fantezi. Sen de kararsızsın hem. YouTube seyyahlarına da aldanma. Çilesi çok yani.
0
olaylar olaylar
(03.11.21)
Park edecekseniz niye kiralıyorsunuz. Kiraladığınız anda atlayıp gitmeniz lazım ki boşa gitmesin. Kiralık aracı dağın başına bırakmak mantıklı değil. Araç zarar görse ödeme yapmanız gerekebilir. Şehirde yakın bir yere park etmek mantıklı.
0
dissendium
(03.11.21)
milletin yaptığı prefabrik, ahşap evleri bile çalıp götürüyolar. karavanı hayli hayli çalarlar.

imara kapalı arazin vardır, oraya kulube mulube yaparsın belediye gelir yıkar o zaman anlarım da öteki türlü hem masraflı hem de çalınma soyulma ihtimali çok yüksek bir durum.

ha amerikadaki gibi 365 gün açık karavan parkları varsa olabilir. oradaki karavan parkları, elektrik, lağım, su, market gibi ihtiyaçları karşılıyor bir nevi yat marinası hesabı.
0
killerbee
(03.11.21)
Elektrikli aracı sal. Hem şarj yeri yok, olanlarında bir çoğu aslında işlevsiz ve günümüz elektrikli araçlarını şarj edemiyor. Hem menzilleri çoook kısa, sen karavan çekeceksen en az yarıya düşecek menzili. Hem de şarjı azaldıkça güçten düşüyor alet, imkanı yok karavan çekmez işlevli bir şekilde.

Karavan işi de fantezi gibi geldi. En ufak bi oluru yok söylediklerinin.
0
zimbirik
(03.11.21)
ben bi ara otobüs düşünmüştüm, eski ama hala yürür bi otobüs alıp tamamen revizyonla ev haline getirip yaşanabilir. çoğunlukla sabit kalacak tabi. şehir değişimlerinde hareket edecek şekilde. üstü güneş panelleri su deposu vs. ama mutlaka evden konforsuz olacaktır.
0
sipsiyah
(03.11.21)
bence bir karavan parkına gidip orada yaşayanlarla konuş.
Hem avantaj/dezavantajları birinci elden gör, hem karavanını satmak isteyen varsa haberin olsun.
0
michael_knight
(03.11.21)
Karavan konforlu bir kamp çadırı gibi düşünün. Aslında ısıtması, elektriği, rahat bir yatağı, banyosu ve mutfağı olan bir çadırda yaşıyorsunuz. Tabii tüm bunları kısıtlı ve idareli bir şekilde kullanıyorsunuz. Ev gibi 7/24 yaşadığınızda hem çok maliyetli hem de meşakkatli. Akülerin şarjını kontrol et, su doldur, su boşalt, giderleri boşalt temizle vs. Instagramda'ki tatlış fotoğraflara aldırmayın:) Kamp hayatını seviyorsanız karavanı seversiniz. Sevmiyorsanız, daralırsınız.


Bir de türkiye'de karavan denince herkes aslında yabancıların motorhome dediği büyük araçları hayal ediyor. Ama bizde karavan diye satılan araçlar yabancıların camper van dediği fiat ducato gibi minibüslerin 2-3 gün doğada konaklamaya elverişi hale getirilmiş halleri. Yani o instagramda bolca gördüğünüz araçlar ev olmaya çok uygun değil. Ya da konforunuzdan taviz vermeniz lazım.

İlla deneyeceğim derseniz, motorhome ya da büyük çekmelilere bakmanız lazım. Bunların da satın alma maliyeti oldukça yüksek maalesef.
0
anten
(03.11.21)
elektrikli araba ve karavan birlikte çok mantıklı gelmedi. normalden daha fazla elektrik tüketimi olacak şarj imkanı da kısıtlı olacak. yakıtlı arabada bile karavanla yakıt tüketimi neredeyse iki katına çıkıyor.

karavan tatil yapmak ya da yılın birkaç ayı için uygun olsa da sürekli içinde yaşamak için pek uygun bir yöntem değil. sürekli temiz su, yakıt ihtiyacı, atık suyun boşaltılması vs derken hayatını karavanda geçirme fikri pek rasyonel değil.
0
reanarchy
(03.11.21)
benim hic karavan tecrubem yok, sadece kendi arazimizde cadir deneyimim var. o yuzden karavanda yasama konusunda yorum yapamiyorum ama fiat ducato, peugeot boxer veya citroen jumper gibi olanlardan ben de dusunmustum. bunlarin hepsi ayni model bu arada.

yanlari camsiz olanlardan alinip donusum yapilabilir ama trafik cevirmesinde neler olur onu bilemiyorum.

sozlukte motosikletli tospaga adli arkadasa su entry'siyle alakali bir mesaj gondermistim, biraz muhabbet etmistik bu konuda. lazim olursa ona danisilabilir.

eksisozluk.com
0
chezidek
(03.11.21)
ben 4 yıldır youtube'dan sürekli karavancıları izliyorum, benimde hayallerimden biri karavanda yaşamak. size çekme karavan değilde düz bir karavan lazım gibi geldi. hem karavan alın hemde küçük bir motor ya da araç. karavan'ı koyacak bir yer filan bulmak da sıkıntı. antalya'da bir sürü karavanpark var biliyorum ancak karavan alınca masrafı bitmiyor. yakın zamanda tam zamanlı yaşamaya geçen bir çift vardı isterseniz bir bakın.

www.youtube.com
0
ayseee
(03.11.21)
Karavan özgürlük, istediğin yere gidebilme uyuyabilme. sabah istediğin yerde uyanabilme ama bir yandan kısıtlıyor gibi hissediyorum. 4-5 günde bir su doldurman gerekiyor. 2 günde bir tuvaleti boşaltman gerekiyor msela ilk araştırmalarıma göre.

kampı da tam sevmiyorum aslında. daha çok şehirde konaklarım diye düşündüm karavanpark veya bina önüne park edip de uyunmaz mı herhangi bir yerde.

önce 1 ay da olsa kiralayayım dedim de günlük 300 400 lira diyorlar. 10 gün alsam 3bin. çok pahalı geldi.
0
🌸ShadowOfMoon
(04.11.21)
(7)

Nusret bu tempoya nasıl dayanıyor?

asaf
Hemen her sabah 7’de uyanıyor. 1-1,5 saat spor yapıyor. Ardından da en erken gece 1-2’ye kadar çalışma. Ki bunların çoğu ayakta servis yaparak geçiyor. Maksimum 5-6 saat uyku. Vücudu bu tempoya nasıl dayanıyor? 1,5 saat kardiyo yapıp bütün gün nasıl ayakta kalabiliyor?
Hemen her sabah 7’de uyanıyor. 1-1,5 saat spor yapıyor. Ardından da en erken gece 1-2’ye kadar çalışma. Ki bunların çoğu ayakta servis yaparak geçiyor. Maksimum 5-6 saat uyku.

Vücudu bu tempoya nasıl dayanıyor? 1,5 saat kardiyo yapıp bütün gün nasıl ayakta kalabiliyor?
0
asaf
(02.11.21)
Nusret uzun zamandir sadece bir yuz ve marka. Bir is yaptigini neden dusunuyorsun?
0
floydian
(02.11.21)
O kadar zengin adam o tempoda yaşamaz. Spor dışında hiçbiri doğru değildir
0
roe
(02.11.21)
Nusret ayakta servis vs yapmıyor bu arada. Bu fikirlere sanırım sosyal medya vesilesiyle kapıldınız.

Söylediklerinizin hiçbiri dopru değil.
0
mahone
(02.11.21)
Bu tempoya Türkiye'de çalışan her işçi dayanıyor. :) Nusret sadece özel müşterilere servis yapıyor. Her an servis yapmıyor. Nasıl dayanıyor kısmı aslında basit. İyi beslendikten sonra dayanmak zor değil. Millî sporcular çok daha fazlasını yapıyor. Yorulunca tatile çıkabilmesi de önemli bir olay. Bence sonuncusu da yaşamayı sevmek. Ben Tarkan olsam her gün 7'de uyanırım diyen bir tweet vardı. Zengin olan insanın erken kalkması normal daha çok yaşamak için.
0
dissendium
(02.11.21)
Bir Nusret değilim ama çok daha erken uyanıyor ve uzun saatler ayakta kalıyorum. Üstelik iyi beslenmiyor spor da yapmıyorum, azalarak biteceğim sanırım :)

Nusret’te dayanılacak bir tempo görmediğim için soruya cevabım bilmiyorum olacak.
0
epitaf
(02.11.21)
Bu dediklerini yapmayarak.

Bu tarz hizmet sektorunde is sahibi sabah 7de kalkmaz.
Patron en erken oglen 12de gelir is guc 14te baslar geceye kadar takilirlar. Sadece gece kismi dogru.


Unlulerin instagrama attigi postlarin tamami stock foto.
Onceden cekip lazim oldukca paylasiyor sosyal medya sirketi.
0
divit
(02.11.21)
Nusretle birebir aynı durumdayız, benim de sabah vakti cardio yapabileceğim tek zaman gece pilim bitiyor çünkü. Ama tek farkımız ben beyinsel de efor sarfettiğim bir işteyim, onun ise beynini kullanması gerekmiyor :D Yine de bi şekilde yürüyo tekne. "Mecburum günü böyle planlamaya" deyince oluyor.
0
e mice
(03.11.21)
(2)

Kelime uygulaması

dissendium
Tekrar etmek istediğim kelimeleri yazayım, uygulamada hepsini bir arada göreyim. Bu şekilde olan hangi uygulamalar var?
Tekrar etmek istediğim kelimeleri yazayım, uygulamada hepsini bir arada göreyim. Bu şekilde olan hangi uygulamalar var?
0
dissendium
(02.11.21)
Quizlet'te var, memrise'da da var...
O istediğini googledocs'ta, word-excel'de de yaparsın. Tablo oluşturup bir taraftaki kelimeleri okunmayacak şekilde renklendirerek(açık sarı, beyaz vs) tekrar yapıyorlar. Yabancı dil öğrenenin asıl ihtiyacı aralıklı tekrar (SRS). Quizlet'te SRS ücretli idi, memrise'ı bilmiyorum. Ya da Anki'yi kullanmayı öğren ve kurtul.
0
ganbatte
(02.11.21)
Excel'i çalışma için kullanıyorum. Tekrar için uygulama isteme sebebim Excel'e aktarana kadar tekrar etmek. Bu yüzden çok basit hatırlatma uygulamaları da işime yarar.
0
🌸dissendium
(02.11.21)
(1)

İstanbul içi ya da yakını haftasonu çift tatili

i think therefore i am
Nerelere gidilebilir? Bungalov vb hoş olabilir diye düşündüm, lokasyon ya da direkt spesifik öneri alabilirim. Maksat hava değişimi olsun romantik bi tatil olsun. Araç yok o yüzden ulaşımın kolay olması da önemli. Teşekkürler
Nerelere gidilebilir? Bungalov vb hoş olabilir diye düşündüm, lokasyon ya da direkt spesifik öneri alabilirim.
Maksat hava değişimi olsun romantik bi tatil olsun. Araç yok o yüzden ulaşımın kolay olması da önemli. Teşekkürler
0
i think therefore i am
(01.11.21)
Kartepe, Sapanca
0
dissendium
(02.11.21)
(8)

sizce en lezzetli hazır pizza hangisi?

Stoneface
sb
sb
0
Stoneface
(01.11.21)
Cok denedim. Lezzetli hazir pizza yok. Hepsi les.
0
stavro
(01.11.21)
Dr Oetker favorim.
0
dissendium
(01.11.21)
Papa Johns soyluyoruz genellikle. Peynir kenar dolgulu guzel oluyor
0
Pufpuf
(01.11.21)
Pardon, hazir pizza demissiniz, yeni farkediyorum. Migros pizza alip, ustune malzeme ilavesi yapabilirsiniz.
0
Pufpuf
(01.11.21)
jonas
(01.11.21)
pizza mi-go
migrosun pizzası. fiyatına göre oldukça iyi bence.
0
sutlu nescafe
(01.11.21)
Superfresh pinar eski yeni bim a101 pizzalarindan iyisi iki ustteki. diger markalari bilemeyecegim
0
aokp
(01.11.21)
Türkiye'de lezzetli herhangi bir hazır pizza yok. Zaten bir kere çeşit yok. Niye yok onu da bilmiyorum. Tutmayacağını düşünüyor herhalde şirketler.
0
synesthesia
(02.11.21)
(19)

Davet edilip para odemek (nezaket sorusu)

hahu
2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor
2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.
Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor. Annem gittiginde 200kusur gibi bi odeme cikiyor. Annem de bana diyor ki ben para vercek olduktan sonra kendim de alirdim ya da kendi sectigim bi oyuna giderdim. Ben onlara nezaketen gittim diyor. Bu arada devlet tiyatrosunun oyunu. Ozel degil.
Onemli bi mevzu degil ama ben annemi hakli buluyorum. Sizce kim hakli? Bu arada laf arasi arkadasiniza durumu soyler miydiniz yuzeysel. Tesekkurler.

Cok yakin arkadaslarim degiller ama bizim yazliga 1-2 kere geldikleri icin taniyorlar annemleri. Teyze amca muhabbeti.
0
hahu
(01.11.21)
Davet eden odemeli sadece yer ayirtmakla olmaz.
0
kuzey li
(01.11.21)
İyi de bunların işi bu. Hizmetlerini pazarlıyorlar.
0
integrative
(01.11.21)
Davet edenler eşeklik etmiş
0
olaylar olaylar
(01.11.21)
Çok ayıp etmişler. Tabii ki annen haklı.
0
clones
(01.11.21)
Ben annenizi haklı buldum. Kahveyi de kitlemişler bu arada.
0
dissendium
(01.11.21)
samimiyetin boyutundan tahmin edilebilirdi. yazlıkta 1-2 kere gördükleri birinin biletlerini karşılamayacaklarını ben tahmin ederdim muhtemelen. bir de "buyurun misafirimiz olun" mu demişler? öyle dedilerse ayıp etmişler ama demedilerse çok da yadırganacak bir şey değil bence. arkadaşlara da söylemezdim "niye para ödettiniz" diye.
0
himmet dayi
(01.11.21)
Anne haklı, öyle davet mi olur.
0
kobuzchu kiz
(01.11.21)
adse +1 :)
0
dreamnesiac
(01.11.21)
Oyun gunu kiz ariyor "ayirttim yerinizi gisede" diyor = anneniz arşa kadar haklı.
0
erenderk
(01.11.21)
anneniz haklı olmakla birlikte bu hikayede bir şeyi merak ettim, bazı oyunlara yer bulmak çok zor oluyor, kapalı gişe mi oynuyormuş acaba? öyleyse oyuncu arkadaş iyilik yapmış olduğunu düşünüyor olabilir.
0
ronartest
(01.11.21)
Anne %100 haklı. Ben de çok sinirlenirdim. Çünkü tiyatro sevmem ve nezaketen gittiğim yerde para ödesem gıcık olurdum.
0
kaptan maydanoz
(01.11.21)
annen hakli.

Yalniz oyuna yer olmayabilir, devlet oyunlari hep full cekiyordu ben tiyatroya giderken.
Belki gisede bilet bulmasini iyilik yapiyoruz diye dusunmus olabilirler
0
divit
(01.11.21)
Bence oyunumuza gelin, seyredin türü bir davet etmedir o. Üstelik yer de ayırttıkları için hatta görevlerini yaptıklarını düşünüyor olabilirler. Tabi o anki konuşma üslubu, davetin şeklini bilemiyoruz belki anne haklıdır. (İçimde bir nasrettin hoca varmış)

Oyunlardaki tiyatrocular için kontenjan olabilir belki, bunu kullanmak istemişler fakat gişe ücret almışsa iş değişir. Bu kısmı tamamen fantastik olarak düşündüm, asıl cevap üst paragraf.
0
epitaf
(01.11.21)
Devlet tiyatrosunda yer bulmak çok zor olduğu için sanırım tiyatrocu arkadaşlarınızın kastı rezervasyon için inisiyatif almaları.
0
spartamed
(01.11.21)
Davet edilirken kullanılan cümle önemli. Bazen anneler/babalar böyle şeyleri kendi işlerine geldiği gibi hatırlayabiliyor.

Belki niyeti sadece bilet bulunamaması ihtimaline karşı yeri ayırtmaktır. Bunun anlaşılabileceği bir cümle mi kurdu. Hani "biletler tükeniyor ben size ayırtırım" gibi bir şeyse normal bir durum.
Özellikle "davet" adı altındaysa bilet parası alınmamalıydı.

-Annem bu konuda çok mırın kırın ederse bilet parasını verir bir daha arkadaşlarımla böyle bir muhabbete girmemesini söylerdim.
-Arkadaşıma bir şey demezdim.
0
mutekebbir
(02.11.21)
Bir yanlış anlaşılma olabilir gibi geldi. Yine de arkadaşlar haksız anne haklı. Acaba davet eden arkadaşların oyunlara misafir getirme, ücretsiz seyrettirme gibi hakkı var mı acaba bunu da bilmek lazım.
0
top_secret
(02.11.21)
Iletisim kazasi olmus gibi geliyor bana.
0
cleric
(02.11.21)
devlet tiyatrolarının biletleri o kadar pahalı değil ya, emin misiniz?
0
benaslinda
(02.11.21)
bir yanlış anlaşılma olmuş doğru ama annenlerin de kendi davet edildikleri yere bir de 2 kişi misafir götürmeleri zaten normal değil.

200TL'nin 4 kişi mi 2 kişi ücreti mi olduğuna da bakmakta fayda var.
0
prodeq
(05.11.21)
(3)

Şarkı sözü, videoda ne diyor

dissendium
Video direkt o zamanda açılacak. Türkçe şarkı.https://www.youtube.com/watch?v=9SrXe7qpYeQ&t=75sSözleri anlayabilen var mı?
Video direkt o zamanda açılacak. Türkçe şarkı.

www.youtube.com

Sözleri anlayabilen var mı?
0
dissendium
(01.11.21)
"belli sana gaz verenler var."

kulaklarım kanamadan önce bu kadar anlayabildim.
0
himmet dayi
(01.11.21)
@himmet dayi, o kısımdan sonraki kısmı soruyorum. Biraz öncesinden başlattım.
0
🌸dissendium
(01.11.21)
aylı maylı bir şeyler diyor. o kısmı diyorsan oralar söz değil. rastgele hecelerle melodiye eşlik ediyor.
0
himmet dayi
(01.11.21)
(11)

Fransızca & Almanca

liberal
Merhaba arkadaşlar,size bir anket ile birlikte geldim.Şu an liseye yeni başlayacak olsanız ve imkanınız da olsa, veya yaşı büyükler çocukları için de bunu cevaplayabilir.1- Fransız liseleri ve sonrası Fransa'da üniversite ve orada bir yaşam.2- Alman&Avusturya lisesi veya almanca eğitim veren alev gi
Merhaba arkadaşlar,
size bir anket ile birlikte geldim.

Şu an liseye yeni başlayacak olsanız ve imkanınız da olsa, veya yaşı büyükler çocukları için de bunu cevaplayabilir.

1- Fransız liseleri ve sonrası Fransa'da üniversite ve orada bir yaşam.
2- Alman&Avusturya lisesi veya almanca eğitim veren alev gibi liseler ve sonrasında almanya'da üniversite ve orada bir yaşam.

Siz hangisini seçerdiniz, ayrıca yaşınızı da yazabilir ve anketime katılım gösterirseniz sevinirim.
0
liberal
(01.11.21)
Bu tamamen hangi alanda çalışma planlandığıyla alakalı bir şey. Fransa'nın A sektörü gelişmiştir, o alanda çalışan insanlar için Fransızca bilmek fayda sağlar. B sektöründe Almanya öncüdür, bu alanda çalışanlar için Almanca olmazsa olmazdır.

Yaşam kısmına gelince, bir ülke bir sektörde öncü olsa bile o alanda iş gücüne çok ihtiyacı olmayabilir.

Kısacası bu seçimi yapacak kişinin hangi alanda ilerleyeceği üzerine bir planı yoksa yaptığı seçimin de çok bir anlamı yok açıkçası. Kişisel zevkine göre bir seçim yapabilir.

27
0
akhenaten
(01.11.21)
cocugun neye egilimi olduguna gore degisir.

fen matematik ise almanca
sanat sepet ise fransizca

dil ile de bitmiyor, sonra sectigi universitenin de ekolu onemli, dikkat etmek lazim.

39
0
cooperr
(01.11.21)
Üniversitelerini düsünerek Almanca derim.

Fransiz sistemindeki hoca-ogrenci iliskisini hic sevmiyorum. Hoca gelir, anlatir, ona pek soru sorulmaz, seve seve ulasilmazlari oynar; Türkiye´dekiler gibi... Almanya´daki üniversite anlayisi cok farkli.

Almanya´da lise ve üniversitede ogrenci cok daha ozgur alana sahip, bununla birlikte tek basina hareket edecek ve tek basina kararlar verecek kadar da ozguvenli ve isini halledebilen biri olmasi sart.
0
buf-e kür
(01.11.21)
şu anda almanca çalışıyorum, akademideyim, özel sektörde de çeşitli ama çoklukla alman şirketlerinde çalıştım.
eğitimle ilgili danışmanlık destekleri de verdim. bununla birlikte; fransız liseleri diyorum. mümkünse orada yaşam diyorum.
bir de bi noktadan sonra yetişkinler, ebeveynler olarak daha fazla yönlendirme yapamıyorsunuz. en doğrusu/ideali diye bişey yok. fransada üniversite okuyup, ben rusyaya gitmek istiyorum da diyebilir. sizlik bir durum yok yani.
ısrarla fransız ekolü dememin sebebi (özellikle bu yaşta) alman eğitiminin konservatif, içkin yapısı. fransız eğitim sistemiyse -her şeye rağmen- daha liberal daha aşkındır. hayatta herhangi bir şeyden vazgeçerse alternatif bulma imkanı kolaylaşır diye düşünüyorum.

yaşım 30 civarı : )
0
rewlack
(01.11.21)
Türkiye'de Fransız liseleri Alman liselerine göre daha çok sayıda. Bu da seçeneğin artması demek. Bir de Fransız liseleri daha tanınmış. Ben Fransa'da yaşamayacak olsaydım bile Fransız lisesine giderdim. Yaşam konusu bundan bağımsız.

28
0
dissendium
(01.11.21)
Fransa mı kaldı, oldukça hantallaşmış, geri düşen ülke. Dahası Avrupa'nın birçok ülkesinde Almanca konuşuluyor. Kıyaslanamaz bile, doğrudan Alman lisesi, Almanca.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(01.11.21)
almanca eğitim veren bir anadolu lisesinde okudum. seçme şansım ve imkanım olsa kesinlikle direkt alman lisesinde okurdum. alman lisesi yetmiyorsa en azından abitur verebilen diğer almanca öğretim yapan liselere bakardım. o da olmuyorsa ennn azından sprachdiplom/dsd alabileceği bir lise arardım. ancak bunların hiç biri olmuyorsa fransız liselerine bakardım.

mühendis - 31
0
roket adam
(01.11.21)
cocuk ne okumaya meyilli? politika vs ise fransiz, bilim, mühendislik ise alman okulu.
30
0
Coma
(01.11.21)
eğitimi kendi normalarınızla değerlendirmeyin.
dil veya üniversite "meslek edindirme" için seçilemez.

eğitim, yaşam, gelişim, kazanım hepsinin toteline bakıldığında elbette fransız liseleri daha iyi bir seçenek.
alman lisesine de gitse pişman olmaz.
hem mühendis, hem sosyal bilimci/sanatçıyım.
30
0
jimjim
(01.11.21)
Fransiz mezunuyum, lisenin 1 kurus ekmegini yemedim verdigi ozguven disinda.

Gecmise donsem yabanci liseye zaten gitmem. en guzel zamanlarinda esek gibi calisip sabaha kadar odev yapiyorsun, en fazla 5 ustunden 2 almak icin.
Yazlarin falan okulda geciyor.
Hocalarin egosu kaprisi omrunu kisaltiyor.
Bir de parani aliyorlar.
O paraya 2 ev alsam su an yatardim.

Fransizi da almani da ayni.

Ha 2 okul arasinda kalsam is bulma acisindan almani secerdim.
Su an benim meslegimde(muhendis) almanlik iyi.
Ayrica almanlar disardan isciye daha acik.

Fransiz ik'si ile gorusmek yerine kafana sik daha az aci cekersin. Universite kaydi bile oyle, adamlar is yapmamak icin dogmus.

Is bulma derdi yoksa fransizca kulturu almani dover.
Fransizca egitim alinca tonla dile kulture asina oluyorsun.
0
divit
(01.11.21)
alman&avusturya. fransizcayi da fransayi da pek sevemedim

27
0
ala09
(01.11.21)
(2)

Özel isimler nasıl çevriliyor ?

dodonene
Arapça isimlerin bol olduğu ingilizce bir metni çeviriyorum. Mesela adamın soyadı Jarrah iken bir haber sitesi onu Cerrah olarak Türkçeye çevirmiş. Veya "Bandar bin Sultan" Türkçeye "Bender bin Sultan" olarak yazılmış. Bunları neye göre çeviriyoruz anlayamadım.
Arapça isimlerin bol olduğu ingilizce bir metni çeviriyorum. Mesela adamın soyadı Jarrah iken bir haber sitesi onu Cerrah olarak Türkçeye çevirmiş. Veya "Bandar bin Sultan" Türkçeye "Bender bin Sultan" olarak yazılmış. Bunları neye göre çeviriyoruz anlayamadım.
0
dodonene
(01.11.21)
bu tip durumlarda sorun şundan kaynaklanıyor: latin alfabesiyle yazılmayan dillerin latin alfabesine aktarımı herkes için farklı. benzer durum rusçada da var, sözlükte sık sık tartışılır hatta. futbol takımı var mesela, ingilizcede shakhtar diye yazılır, türkçede şahtar. doğrusu ikincisidir; çünkü "shakhtar" aslında ingilizlerin "şahtar" deme biçimi, yani rusçadaki şeyi biz türkçede alternatifi varken ingilizce örneğine göre almak zorunda değiliz, buna gerek yok.

bu yüzden en başta arap alfabesini, transliterasyon (ya da adına ne deniyorsa) kurallarını bilmek lazım. bilmiyorsanız eğer kişilerin isimleri türkçede daha önce nasıl, nerede, ne kadar sık kullanılmış ona bakmaya çalışın eğer öyle bir imkan varsa. herkesin cerrah olarak bildiği birini jarrah şeklinde yazmak hoş olmaz ama öte yandan söylemesi kolay olsun diye orijinal ismi bozup sallama bir türkçe karşılık çıkarmak da doğru değil.
0
der meister
(01.11.21)
Şu bilgi verebilir biraz.

web.archive.org://www.gazeteciler.com/gundem/esad-mi-esad-mi-polemiginde-son-noktayi-aa-koydu-49970h.html

TDK uzmanları, ''Arap ve Fars kökenli bazı kişi adları, hem Türkler hem de Araplar ve Farslar tarafından kullanılmaktadır. Bu tür adlar Türkler tarafından kullanıldığı zaman Türkçe söylenişlerine göre yazılırlar. Aynı isimler Araplar ve Farslar tarafından kullanıldığında yine Türkçe söyleniş esas alınır; ancak tonlu ünsüzler olduğu gibi kalır: Ahmed, Bedreddin, Muhammed ve Necmeddin'' görüşünü belirttiler.

Şunlar doğruymuş.

Dmitriy Medvedev

Yulya Timoşenko

Beşşar Esed
0
dissendium
(01.11.21)
(8)

Harici harddiskim bos gözüküyor.

sirisum
Ozenli muhafaza ettigim harddiskimi pcye taktigimda hafizanin tamamını bos gösteriyor, oysa binlerce dosyam vardi. Gizli dosyaları göster ayari da açık. Bugün bağlantı aparatı ile telefonuma bağlamıştim, hani su Samsung dönüştürücü ile. Yapilandir mi bicimlendir mi ne, diye komut geldi telefona, ben
Ozenli muhafaza ettigim harddiskimi pcye taktigimda hafizanin tamamını bos gösteriyor, oysa binlerce dosyam vardi. Gizli dosyaları göster ayari da açık.

Bugün bağlantı aparatı ile telefonuma bağlamıştim, hani su Samsung dönüştürücü ile. Yapilandir mi bicimlendir mi ne, diye komut geldi telefona, ben de yanlislikla onayladim. Kafama sicayim, o yüzden mi gitti dosyalarım? Su an bombos gözüküyor. Nasil geri getirebilirim dosyalarimi? Artik hayatta olmayan arkadaşlarımın fotoğrafları vs vardi, cok üzüldüm.
0
sirisum
(31.10.21)
O yüzden gitmiştir. Profesyonel hizmet alın. Veri kurtarma işi yapan şirketler var.
0
dissendium
(31.10.21)
Hocam biçimlendir deyince geri donusumsuz gidiyor yazmislar hep internette, geri gelme sansi var mi yine de? @dissendium
0
🌸sirisum
(31.10.21)
diskdrill gibi recovery programı kullanarak geri getirebilirsinniz, üstüne bişey kopyalamayın.

recovery duruma göre uzun sürebilen bişey.

tabi bu konularda bilgisizseniz siz yapmayın, bir bilene yaptırın.
0
killerbee
(31.10.21)
Şu şirket kurtarabildiğini söylemiş.

www.besemti.com

Ortalama bir bilgisayar kullanıcısı belki yapamaz ama profesyonel olanlar yapabilir belki.
0
dissendium
(31.10.21)
biçimlendirme sonrası kurtarırsınız. çok önemliyse profesyonel şirkete yaptırın.
0
sttc
(31.10.21)
HDD üstünde başka hiç bir şey yapmayın. Bu işleri bilen biriyle verilerinizi kurtarmaya bakın.
Gigabaytlarca verinin hepsini saatler sürebilecek kurtarma işlemi yerine sadece en gerekli dosyaları arayıp kopyalayın derim.
0
Erva
(31.10.21)
Veri kurtarma hizmetlerine son vermişler :D Ama bakayim baska yerlere. Güvenilir de değil ama mecbur yapacaz artık
0
🌸sirisum
(31.10.21)
Peki profesyonel bir firma var mi onerdiginiz?
0
🌸sirisum
(31.10.21)
(2)

Ingilizce meta ne demek ya?

freedonia
prefix olan meta tamam da adjective olan meta'dan hic bir sey anlamadim. Kafamda bir sey olusmadi. https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/meta
prefix olan meta tamam da adjective olan meta'dan hic bir sey anlamadim. Kafamda bir sey olusmadi. dictionary.cambridge.org
0
freedonia
(30.10.21)
www.urbandictionary.com

Making a movie about the film industry isn't meta. Making a movie about making movies is.

Şuradan biraz anlaşılıyor sanki.

Film yapmak hakkında film yapmak meta oluyor.

Oxford self-referential demiş. Tureng de buna kendine işaret eden demiş.
0
dissendium
(30.10.21)
meta anlam olarak kendisi ile ilgili olan demek, prefix de olsa adjective de olsa aynı aslında.

verdiğiniz linkte şöyle bir örnek vermiş: It's a meta joke. It's sort of a joke about jokes.

şakalar hakkında şaka. buna da meta joke demiş.

prefix olarak metadata aynı şekilde. data ile ilgili data aslında.
0
do you remember me
(30.10.21)
(8)

ailecek gezmeye gidilebilecek iller?

dayrise enterprises
istanbul'dan arabayla yola çıkacağız. 3-4 gün boyunca doya doya gezebileceğimiz kadar doğal ve kültürel zenginliklere sahip şehir tavsiyesine ihtiyacım var. (edirne, bursa gibi yakın yerler dışında) şahsen şanlıurfa vardı aklımda ama özellikle sözlükte yazılanları okuyunca hevesim kaçtı. ne dersiniz
istanbul'dan arabayla yola çıkacağız. 3-4 gün boyunca doya doya gezebileceğimiz kadar doğal ve kültürel zenginliklere sahip şehir tavsiyesine ihtiyacım var. (edirne, bursa gibi yakın yerler dışında) şahsen şanlıurfa vardı aklımda ama özellikle sözlükte yazılanları okuyunca hevesim kaçtı. ne dersiniz?
0
dayrise enterprises
(30.10.21)
3-4 farklı rota var zaten bu konuda.
biri ege rotası, ayvalık tarafından başlayıp bodrum'a kadar giden bölge. yazın yaparsanız bol bol denize de girersiniz
diğeri ada rotası, bozcaada, cunda gibi yerler olabilir arabayla yine
diğeri karadeniz rotası, sinop - artvin arası çok keyifli a'dan z'ye tek yoldan tüm karadeniz gezilebilir.
diğeri de doğu rotası, adana urfa antep mardin hepsi olabilir.

süreye ve zevke göre seçilebilir. yemek için gezen tipler değilseniz bence doğu rotası çok gerekli değil, en büyük olayı yemek oranın. bence gitmediyseniz süreyi biraz daha uzatıp karadeniz rotası yapın, cidden gitmek lazım.
0
roket adam
(30.10.21)
Kuzey ege. Canakkale falan. Yol da yoruyor insani hesaba kat.
0
Coma
(30.10.21)
Samsun tavsiye ederim.
0
dissendium
(30.10.21)
Diyarbakır tavsiye ederim. Gezilecek yer çok, güzel yemekler var.
0
spartamed
(30.10.21)
urfa'da hiçbir şey yok. mardin'e gidin kesinlikle, büyülü bir yer gerçekten. hayran kalınası.
0
avianthem
(30.10.21)
Urfa'da bir sey olmadigi yalan. Bir kere tam bir ortadogu sehri ve muhtemelen simdiye kadar gordugunuz yerlerden cok farkli. En iyi secenek demiyorum ama sirf onun icin bile gidilir.
0
hot potato
(30.10.21)
gaziantep-hatay ya da mardin-diyarbakır tavsiye ederim.
0
dedim ben sana
(30.10.21)
Antep urfa diyarbakir mardin rotasını ben de tavsiye ederim. Urfa da asla hayal kırıklığı yaşamazsınız. Ama bir sey planlamadan google maps ile sehre gidip 'ee simdi nereye gidelim' derseniz olmaz tabii. Eski sokaklar, Balıklıgöl, gobeklitepe, Birecik vs vs..
0
duster
(31.10.21)
(5)

şarkı bulmaca

syozkn
çok az ipucu vereceğim ama burada ne şarkılar bulunduğunu gördüm ümidim var o yüzden. çocukluk arkadaşıma verdiğim bir karışık cd'nin ilk şarkısıydı. girişi bize biraz komik gelirdi o sebeple aklımızda kalmış orası. şarkının geri kalanını hiç hatırlamıyoruz.dinlediğimiz zamana göre düşününce şarkını
çok az ipucu vereceğim ama burada ne şarkılar bulunduğunu gördüm ümidim var o yüzden.

çocukluk arkadaşıma verdiğim bir karışık cd'nin ilk şarkısıydı. girişi bize biraz komik gelirdi o sebeple aklımızda kalmış orası. şarkının geri kalanını hiç hatırlamıyoruz.

dinlediğimiz zamana göre düşününce şarkının 1995-2002 arasında bir yerlerde çıkmış olması muhtemel.

söyleyen amcanın zenci sesli olduğu aklımızda kalmış ya da tok sesli bir abi olabilir.

şarkının girişi aynı şöyleydi;

ummm (es) tıs aha!(es) um tıs yee!

es kısımlarında yarım saniye kadar es verirseniz aşağı yukarı hatırladığımız kısımı ağzınızla söyleyebiliyorsunuz gibi geldi şöyle yazınca.


tıs kısımları ağızla mı yapılıyordu anımsayamıyorum ama umm kısımları böyle hafif erotik bir umm işte. rap-hip hop tarzı bir şeydi gibi aklımızda kalıyor.


tekrar edeyim

ummmm tıs aha ummm tıs yeaaa!


:)
0
syozkn
(30.10.21)
Şansımı deneyeyim.

www.youtube.com
0
dissendium
(30.10.21)
bu mudur ki www.youtube.com
0
akhenaten
(30.10.21)
candy shop diil dimi :)

edit: candy shop diil in da club'i kastetmisim :) in da club diil dimi?
0
in vino veritas
(30.10.21)
maalesef hiç biri değil. bunu sorduğum insanların bir çoğu will smith şarkısını söylüyor genelde ama o değil :( diğerleri de değil. keşke olsaydı ama değil ühüh
0
🌸syozkn
(31.10.21)
keşke ses atsan. daha kolay olur.
0
Sour
(06.11.21)
(6)

Film ve kitap tavsiyesi

kosunlandeliyebakin
Bilgisayar müh. öğrencisi olarak film ve kitap tavsiyesi istiyorum. Kitap okumayı pek sevmem. Okumayı sevdirecek önerilere açığım.
Bilgisayar müh. öğrencisi olarak film ve kitap tavsiyesi istiyorum. Kitap okumayı pek sevmem. Okumayı sevdirecek önerilere açığım.
0
kosunlandeliyebakin
(30.10.21)
Who Am I
0
dissendium
(30.10.21)
Introduction to the theory of computation.
0
j r r tolkien hayrani
(30.10.21)
Okumayı sevmiyorsan, önce mitolojilerle başlayabilirsin. Tanrıların, kahramanların hikâyeleriyle başlar, sonra da beğendiğin türde romanlara geçersin.
0
BuddyGuy
(30.10.21)
@cosmicstring bilgisayar mühendisliğini belirtmemin sebebi ilgi alanımı belirtmek içindi. Herhangi ufuk açıcı bir kitap veya film de olabilir.

Cevap veren herkese teşekkür ediyorum.
0
🌸kosunlandeliyebakin
(30.10.21)
Fermat's room
The man from earth
Imitation game +1

Olasiliksiz
Gorunmeyen ekonomist
Duz ulke
0
EasyTiger
(30.10.21)
ahmet şerif izgören - dikkat vücudunuz konuşuyor
0
crescent
(31.10.21)
(11)

Iliskilerde narsistik insan ozellikleri

meyve parcacikli kadin
(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan s
(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan soyledigini sordugumda "cunku sen kiskancsin her an naptigimi soruyorsun strese girmek kavga etmek istemedim" diyerek beni suclamaya ve saldirmaya basladi. Yalanindan cok buna inanamadim. Ortak arkadasimiza ertesi gün bana aşık olmasina ragmen surekli ilgi isteyen ona guvenmeyen sorun cikaran onu bunaltan biri olduğumu ve surekli ayni kızı (beni) gördüğü için o kizlarla bulusup onlara iliskimizin sorunların anlattigini soylemis.
Tabi ki ayrıldım. Ama bikac gunlugune başka sehirde olduğum icin üç gun sonra dönünce yüz yüze konusup ayrilalim dedim. Kabul etmedi. Azar yiyemem dedi.

Biliyorum hikayeyi tek tarafli dinliyorsunuz ama ben her şeyi olduğu gibi anlattim. Sorum su ki, bir insan neden bu kadar aptal ve kotu kalpli olur? Evet ayrildik ama ben onun hatasini anlamasini ve pisman olmasini istiyorum bu beni kotu biri yapar mi ve en önemlisi gercekten bir gün pisman olur mu
0
meyve parcacikli kadin
(29.10.21)
Gereksiz işlere kalkışmanıza gerek yok. Ayrılmışsınız zaten. Pişman olup olmayacağını kim bilebilir ki?? Oldu diyelim, bunun bir önemi kalır mı?
0
astrid
(29.10.21)
sıradan bahaneler ve manipülatörlük işte, senin bile kendinden şüphe etmene sebep olmuş

belki darlıyorsundur bunu da gelip seninle konuşur, ilişkiden anladığınız beklentileriniz farklıysa ayrılırsınız
0
freebird5406_2
(29.10.21)
pişman olmasını istemen seni kötü biri yapmaz.
çoğu insan kendi üzüldüğü kadar karşı tarafın da üzülmesini ister.

ama belli ki o seni bu kadar sevmemiş hatta takılmalık olarak bile görmüş olabilir.
büyük ihtimal pişman olmayacak. senin yapacağın en iyi şey ona asla bi daha yazmamak olur.
0
jelly bear
(29.10.21)
Yakın zamanda tecrübe etmiş bir kadın olarak söylüyorum. Yüz yüzeyken ayrılmana gerek yok. Sana yalan söyleyen bir insana vakit ayırma. Az önce terapiden çıktım. Pskolog bana narsist olduğu tanısı koysak ne olacak. Ne değişecek hayatında. Ayrılmışsın olmuş bitmiş dedi. Kendine azıcık olsun değer veriyorsan arama derim. Arayacaksan beni ara benle konuşabilirsin. :)
0
Corpsebridee
(29.10.21)
Maalesef bu tipler en ufak sevmediği halde aşık gibi görünebiliyor. Sonra yalanları ortaya çıkınca sevgisiz biri haline geldiği için karşısındaki kişiyi çok şaşırtıyor.

Pişman olmasını istemeniz çok normal. Ama bu tipler pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür. Sakın kanmayın.
0
zimbirik
(29.10.21)
Pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür +1

Ayrıca pişman olsa ne olmasını bekliyorsunuz?

"Aptal ve kötü kalpli" vs değil, sadece kendini düşünerek hareket ediyor, bu kadar basit.

Narsistten ne kadar uzak, o kadar iyi :)
0
dreamnesiac
(29.10.21)
amerika'dan gelen kadını alıp evine götürmek, birkaç kadınla içilen içki ve nerede olduğu konusunda yalan söylemesi ayrı şeyler değil. hepsi aynı gün yaşanmışmış, hepsi aslında tek bir yalanın parçaları. problem nedir burada? içkiye mi karşısın? bir kadınla içilen içkiye mi karşısın? sevgilinin herhangi bir kadınla görüşmesine mi karşısın? "kadın" diye tarif ediyosun ama aslında arkadaşları gibi. arkadaşı değil öylesine tanıştığı birileriyse eğer sevgilin seni bir değil birkaç kadınla aldatmış gibi görünüyor. bu durumda "yüz yüzeyken ayrılalım" biraz "kendini affetirmen için bi şans veriyorum"un teranesi gibi geliyor.

yok eğer görüştüğü kişiler gerçekten arkadaşlarıyla eğer ve sen de sıkboğaz eden biriysen, yalan biraz haklı bir zemine oturuyor. sevgilinin sosyal çevresi seninle tanıştıktan sonra genişledi, senden sonra mı içkiye başladı? öyleyse eğer sonuna kadar haklısın ama yok öyle değilse eğer tipik türk kadını hareketlerini sergiliyosun.

ortak arkadaşınıza seninle ilgili anlattığı şeyler.. olur böyle şeyler. arkadaşı senden daha eskiyse eğer anlatır, senden daha yeniyse eğer yine anlatır ama haklı olarak tartışma konusu olur, sen haklı olursun ama ayrılığa kadar gitmez bu.

aptal ve kötü kalp.. çok alakasız şeyler.

bence olayı fazla büyütüp yarın kendini "yalvarırım dön" diyecek duruma düşürme.
0
IncredibleMau
(29.10.21)
Ne hatası, ne pişmanlığı yav. Fırsatı olsa yine yapar.
0
dissendium
(29.10.21)
Size bu kadar kötü davranan bir insana zamanınızı hala neden harcatmaya çalışıyorsunuz onu anlayamadım. İşler bu noktaya gelene kadar, eski sevgiliniz illaki birkaç kez daha toslamış veya sizi değersiz hissettirecek davranışlarda büyük ihtimal bulunmuştur. İnsanların olumlu şekilde değişeceğini düşünerek hem kendi kıymetli zamanınızı yiyor hem de kendinizi üzüyorsunuz. Bazen bencil her zaman bencildir. Sizin göreviniz karakterinin düzelmesini beklemek olmamalı. O psikologun görevi.
0
Josephine.
(29.10.21)
Psikolojik şiddet uyguluyor ve farketmiyorsunuz. Bence ayrılığınız tam isabet olmuş. Toxic ilişki bu.
0
sta
(29.10.21)
Ayrıldığınız isabet olmuş +1 pişman olmasını beklemeniz normal ama yanlış anlamayın böyle insanlar arsız oluyorlar genelde. Ona sorsan zaten yanlış bir sey yapmadı. Baksana direkt sizi suçlamış darlıyordun diye. Hadi darlıyordun gelip söyleseydi çözümü baskalariyla görüşüp yalan söylemek mi ne alaka? Mutlaka ve mutlaka pişman taklidi yapacak. Ben sana haksızlık ettim filan diyecek. Inanmayın hiç fırsat vermeyin kurtuldugunuza sevinip önünüze bakin. Üzülüp bekleyerek de vakit kaybetmezseniz süper olur :)
0
ddenizz
(29.10.21)
(8)

eskilerde oteller yaşayan insanlar ve ekonomi hakkında

avatar is back
istanbul'da ki maçka palas'ı ufak bir araştırırken, Abdülhak Hamid Tarhan'ın burada ölene değin 12 sene yaşadığını öğrendim. bu otel'de italyanlar tarafından italyan elçilik çalışanları vs konaklasınlar diye yapılmış vakti zamanında. yani zamanının en lüks oteli ve lüks kitleye hitap eden bir yer bu
istanbul'da ki maçka palas'ı ufak bir araştırırken, Abdülhak Hamid Tarhan'ın burada ölene değin 12 sene yaşadığını öğrendim.

bu otel'de italyanlar tarafından italyan elçilik çalışanları vs konaklasınlar diye yapılmış vakti zamanında. yani zamanının en lüks oteli ve lüks kitleye hitap eden bir yer burası.

bu olayın yanı sıra benzerlerini çok duymuşuzdur. o zamanlar kiralar ve ev bulmak meşakkatli olduğundan mütevellit mi otellerde konaklamak yaygındı acaba? bugün için tabiki de bu gibi bir otele para yetiştirmek için ülkenin sayılı zenginlerinden olmak lazım. bunu geçtim, ortalama altı bir yerde bile uzun yıllar konaklamak çok zor ve imkansız gibi duruyor.

kafamda tam olarak o zamanın ekonomisini ve alım gücünü anlayamadım. izahatını yapabileceklere teşekkürlerimi arz eylerim
0
avatar is back
(28.10.21)
Hala otellerde yasayan insanlar var bunla ilgili sanirim hurriyet guzel bir haber yapmisti.

Onlar ev kirasi verir gibi kaliyor, gunluk senle ayni parayi vermiyor.
Aile falan derdi yoksa guzel olay.
Oteller de zaten %100 dolmadigi icin onlarin da isine geliyor.
0
divit
(28.10.21)
Maddi boyutu ie ilgili bilgim yok ama böyle bir şey olabiliyor.
Bizde de Okan Bayülgen epey bir kaç yıl otelde kalmıştı, temizlik, ev yönetimi derdi filan olmuyor diye zannedersem.
Amerikan romanlarında da varlıklı hanımların devamlı otel dairesinde yaşadıklarına rastlamışımdır.
O zaman da bu zaman da varlıklı olmak gerekiyor tabii.
0
firez
(28.10.21)
Eskiya filminde de vardi yasli amcalar otelde kaliyordu.
0
divit
(28.10.21)
Google Scholar'da kısa bir araştırma yaptım.

dergipark.org.tr

1920 yılında İnebolu'da birinci sınıf bir otelin geceliği 50 kuruşmuş. Sayfa 3'te yazıyor.

Bugünkü değerini ekonomi bilenler cevaplayabilir belki.

Masumiyet filminde de otelde uzun süre kalan kişiler var.

Edebiyatta da sıkça karşılaşılan bir olay bu.

Bunları düşününce çok zor olmaması lazım.

Düşününce bugün bile mültecilerin kaldığı oteller var.

Abdülhak Hamit Tarhan da büyük ihtimalle zengin biriydi.
0
dissendium
(28.10.21)
metin uca'da senelerce otelde yasamisti istanbul'da, bir roportajinda okumustum.

(bkz: zengin olunca yapılacak ufak şımarıklıklar)
0
cooperr
(29.10.21)
o otelde kalan insanlar normal insanların ödediği kadar ödemiyorlar ayrıca çok zenginler hariç yıldızsız mütevazi otellerde kalıyorlar. Ayrıca hizmet sektörü eskiden çok daha ucuzdu.
0
gezegen olan pluton
(29.10.21)
Tam tersi. O dönem ev kiralamak çok ucuz ve kolay olduğu için oteller de ucuzdu. Bu ikisi orantılıdır hep. Ev kiraları arttıkça otel ücretleri de artar. Aksi durumda herkes otelde yaşardı zaten.

Ayrıca günümüzde de otelde sürekli kalmak için ultra zengin olmaya gerek yok. Ev kiraları olmuş 3000tl. Ultra lüks otellerde kalmayacaksınız bu fiyatın biraz daha fazlasına otelde kalabilirsiniz.
0
nickini degistiren yazar
(29.10.21)
heh buldum haberi

www.hurriyet.com.tr

Otelde yasayan insan zengin oldugu icin degil fakir oldugu icin yasiyor. O konu yanlis anlasilmis.
Yurtta kalmak gibi.
0
divit
(29.10.21)
(2)

iş bunalımları

Ofbilmiyorum
başlığın açılmasının tek nedeni kendi kendimi dolduruşa mı getirip getirmediğimi öğrenmek.yaklaşık üç senedir bir firmada çalışıyorum. işe girişimin 6. ayında birim koordinatörlüğü, işe girişimden 1 yıl sonra da müdürlük seviyesine yükseldim. şu an 3 farklı birimin müdürlüüğü/yöneticiliği bende. top
başlığın açılmasının tek nedeni kendi kendimi dolduruşa mı getirip getirmediğimi öğrenmek.

yaklaşık üç senedir bir firmada çalışıyorum. işe girişimin 6. ayında birim koordinatörlüğü, işe girişimden 1 yıl sonra da müdürlük seviyesine yükseldim. şu an 3 farklı birimin müdürlüüğü/yöneticiliği bende. toplamda 5 personelim bulunmakta.

bu birimler planlama, proje/teklif verme ve SAP anaveri olarak geçmekte.

önceleri koşarak geldiğim iş yerine, sabah 5 te başlayan mesailerim yıllar içerisinde yerini geri geri ayakların gitmesine, mesailer de bile duvara boş boş bakmaya bıraktı. tüm hissiyatımı dökebilmek için 3 yıllık iş hayatımı anlatmam gerekir fakat daha o cümleleri kuracak enerjim bile yok. ben sadece son zamanlarda yaşadıklarım üzerinden konuşmak istiyorum.

-şirkette bi anda şefler, koordinatörler, yöneticiler türedi 26 beyaz yakayız 8 tane yönetici var. bunlardan sadece 3 tanesinin isminde müdür sıfatı yer almakta. kalanlar yukarıda bahsettiğim gibi.

-şirkette sadece genel müdürün şirket aracı var kalan herkes servis veya şahsi araçları ile gelip gitmekte. bir gün aniden müdürlerden birine şirket arabası tahsis edildi. bu konu üzeri kapalı bir şekilde "bana niye yok" diye sorulduğunda cevap "2022 sonu planlarımda var düşüncem oldu"

-geçen ay iyileştirme zamları yapıldı. bu yeni zamlarla beraber şirkette 5 senelik çalışan, henüz herhangi bir personeli olmayan, yeni şef ilan edilen kişi ile maaşım aynı hale geldi. iyileştirme yüzdelerinde en düşük yüzde bana kaldı.

-benle ilgili konular bana iletilmeden direkt personelim üzerinden yürütülmeye başlandı. (henüz bu konularda karar verecek/aksiyon alacak kapasitede değiller)

-şirkete ilk girdiiğim günden beri benle ilgili olmayan konularda da birimlere destek verdim, muhasebeden lojistiğe idari işlerden çaycını alacağı filtre kahve markasına kadar çoğunlukla saçma sapan sorular ve işler yüklendi. bunun getirdiği alışkanlıktan olsa gerek ki geçen gün bir personel bilgisayarım açılmıyor düzeltebilir misiniz diye beni aradı.

-müşterinin malzemesi gecikir müşteri beni arar, müşteri ziyareti planlanacaktır detayları ben çıkartırım, devlete beyan verilecektir hiç anlamadığım konuların detayları bana sorulur bunun gibi bir sürü örnek.

hiçbir zaman bir kişiyi memnun etmek için çalışmadım, tüm kıstasım ve sınırlarım kendi belirlediğim şekildeydi. fakat kendi kariyer planımdan ve en önemlisi de kendi mutluluk/motivasyonumdan gitgide uzaklaşıyorum. son günlerde iş aramaya başladım. tabii hala aklım burada, burada yükselme ve şirketin 5 sene içerisindeki potansiyeli düşününce kendimi telkin etmeye çalışıyorum bazen. fakat artık bu yeterli değil .

dediğim gibi "yöneticinle bunları konuştun mu hiç" gibi öğütlerden ziyade işletme körlüğümden dolayı olayları abartmakta mıyım sadece bunu öğrenmek istiyorum
0
Ofbilmiyorum
(28.10.21)
Bence abartmıyorsunuz. Sömürülüyor gibi gözüküyorsunuz. Ya da sesiniz çok çıkmadığı için herkes her işi size yaptırabileceğini düşünüyor. Buna karşın 5'te başlayan mesai, maaşın artmaması facia.
0
dissendium
(28.10.21)
abartıp abartmadığını bilemeyiz çünkü sen kendi açından doğal olarak başarılı olduğun konular tarafından değerlendiriyor ve haksızlığa uğradığını düşünüyorsun. bir de yöneticilerinin senin performansın hakkında ne düşündüğü önemli.

anlattığın bazı şeyler ne olsun hoş değil ama çalışma hayatı bu tarz durumları yönetebilmeyi de içeriyor. mesela sana sormadan altındakilere gidildiğinde sessiz kalırsan olmaz, gördüğün durumlara müdahale edebiliyor olman gerekir.

"hiçbir zaman bir kişiyi memnun etmek için çalışmadım"
buna takıldım ben, iş hayatında böyle bir şey yok ne yazık ki. yöneticini memnun etmezsen, azıcık kurumsallıktan uzak bir yer bile olsa, önün kapanır.

abartmıyor dahi olsan olaylara biraz daha farklı yaklaşıp insanlarla iletişimini açarak bu sorunlara dalman lazım. pasif agresif bir yapın varmış izlenimine kapılıp bunları söylüyorum tabii, yanlışsa çözüm şekli de değişir.
0
Bruce
(28.10.21)
(3)

e-devlet soyağacında çıkan "satot" ismi? kökeni ne olabilir?

der meister
1884 yılında posof'ta doğmuş olan birilerinin annesinin ismi olarak görünüyor bu. bizim aile çok dağılmamış, sweet home alabama hesabı gözünü açan kimi gördüyse onunla evlenmiş zaten o yüzden 200 yıldır yerleri pek değişmemiş amma bir grup var ki posof-tiflis yazıyor, satot diye bir isim var. daha ö
1884 yılında posof'ta doğmuş olan birilerinin annesinin ismi olarak görünüyor bu. bizim aile çok dağılmamış, sweet home alabama hesabı gözünü açan kimi gördüyse onunla evlenmiş zaten o yüzden 200 yıldır yerleri pek değişmemiş amma bir grup var ki posof-tiflis yazıyor, satot diye bir isim var.

daha önce böyle bir kadın ismi duymuş muydunuz? kökeni neresi olabilir, ne demektir? veya eskiden o taraflarda kullanılan başka bir ismin yanlış yazılmış hali olabilir mi?
0
der meister
(28.10.21)
Yanlış yazılma ihtimalini düşünüp Sato olarak araştırınca Ermeni ismi çıkıyor.

www.torontoarmenianchurch.com

www.babyboygirlnames.in

Gürcü ismi de olabilir belki.

Kaynakların güvenirliliği tartışılır.

Sevan Nişanyan'a ulaşıp sormayı deneyebilirsin.
0
dissendium
(28.10.21)
Ahıska kaynaklı olabilir, saaddettin kısaltması da yer yer sato olarak kullanılıyor
0
her giriste sifresini unutan adam
(28.10.21)
Ahıska kaynaklıymış, muhtemelen Saadet'in türevi.
0
ensar
(28.10.21)
(13)

230 km hızla öndeki aracın 1 metre dibine girmek...

msb
Böyle videolara denk geliyorum arada. "Tampon yapmak" deniyor galiba :)Yani bunu yapan insanlar aracına, öndeki araca, öndeki aracın sürücüsünün ruhsal durumuna, yolun düzlüğüne, lastiklerinin mükemmelliğine vb vb nasıl bu kadar güvenebiliyor?Hayır 230 km hızla yapacağın bir kazada yoldan spatulayla
Böyle videolara denk geliyorum arada. "Tampon yapmak" deniyor galiba :)

Yani bunu yapan insanlar aracına, öndeki araca, öndeki aracın sürücüsünün ruhsal durumuna, yolun düzlüğüne, lastiklerinin mükemmelliğine vb vb nasıl bu kadar güvenebiliyor?

Hayır 230 km hızla yapacağın bir kazada yoldan spatulayla kazınacağı gerçeğini de bilmemesine imkan yok.

Aramızda bunu yapan var mıdır ve yaparken neler hissediyor merak ettim.

Otobanda bana yapıldığında haşırt diye frene abanasım geliyor.
0
msb
(27.10.21)
Haşırt diye frene abanamazsın. Seni de yoldan çıkarıp takla attırabilir. Yapan olduğunu sanmıyorum.
Yapan da bir şeye güvenerek yapmaz, deli cesareti.
0
neymis
(27.10.21)
ondeki arac olarak fren yaparsaniz hem onu hem sizi spatulayla kazirlar, muhtemelen o da bunu bildiginden kimsenin fren yapmayacagini varsayiyordur herhalde.

ben bu sekil hareketler yapan kisilerin psikolojik olarak cok normal olduklarini dusunmuyorum. adrenalin bagimliligi veya ileri derece gerizekalilik gibi problemleri var muhtemelen.
0
icim urperiyor
(27.10.21)
öle haşırt frenle takla atarsın. adam 230la dibine giriyorsa motoru senden kuvvetlidir bir zahmet kenara çekil.

belli hızdan sonra insan beyni o hızın ne olduğunu algılayamıyor.
0
mikahakkinen
(27.10.21)
@mikahakkinen, 22 yıllık şoför olarak öyle bir durumda "haşırt diye" fren yapmanın sonuçlarını biliyorum elbette :) Ayrıca 230'la dibime girmenin kullandığım aracın motor gücüyle bağlantısını anlayamadım, Alman otobanlarında kullanmıyoruz.

Ha bir de ek olarak (bkz: takip mesafesi)
0
🌸msb
(27.10.21)
Böyle insanların hareketlerinde mantık aranmaz. İleri düzey geri zekâlılık.

Volvo'nuz varsa deneyebilirsiniz frene basmayı.

lh3.googleusercontent.com
0
dissendium
(27.10.21)
Hicbir boka güvenip güvenilmeyecegini düşündükleri yok, sadece dayiyorlar ondeki araca. Bu değişkenleri hesaba katacak kafa olsa onu yapmaz zaten adam gerizekali.

Ben frene bir dokun çek yapıyorum bazen uyuzluk olsun diye ama genelde yuksek hızlardayken arkama dayanan adama yolu verip geçiyorum arkamda durdukca bana da tehlike.
0
stavro
(27.10.21)
Arkanda saatte 230km hizla ilerleyebiliyosa ikiniz de suc isliyosunuz demektir. senin de ondan pek farkin yok yani.
0
steve cruz
(27.10.21)
genelde yavaş yavaş frene basıp daha da yavaşlayıp sağ şeride geçiyorum. arkadaşı 100'e indirmeden bırakmıyorum ama özellikle trafik yoğunsa.
0
roket adam
(27.10.21)
hiç tribe girmeden sağ şeride geçiyorum uygun zamanda. selametle gitsin :)
0
xrated
(27.10.21)
kayınpederim 40 senelik şoför ama takip mesafesi falan bilmiyor. yılla alakalı şoförlük deyimi çok saçma.
motor gücüyle alakası şudur. piyasada araçlarda 220 göstergeli araçlar var ancak o hıza çıkamaz. o hıza belli araçlar çıkar, senin aracın c180 arkadan gelen c63 amgyse bi zahmet kenara çekil. bunu demek istedim. 230la göt göte gitmenin mantıklı bir açıklaması zaten yok.
0
mikahakkinen
(27.10.21)
Tamamen cahil cesareti, gamsızlık, eğitimsizlik.

Çok güçlü ve hızlı bir araban varsa, suç işleyip de çok hızlı gitmek istiyorsan da öndeki aracın tamponuna kadar dayanmaman lazım. Mesafeyi koruyarak selektör mü yaparsın korna mı çalarsın bir şekilde uyar.

Öndeki adamın önünde ani bir şey olsa ve frene dokunsa en az 2 araba perte çıkar, içindeki canları Allah bilir. Yan şeritlerde araç varsa onlar da tehlikeye girer.

Öndeki aracın önüne hayvan çıkabilir, başka bir araçtan düşen bir parça gelebilir, daha önceden yola düşmüş birşey rüzgarla havalanabilir.

Takip mesafesini korumamanın hiç bir savunması olamaz, aynı adamlar erkek ortamında bir silah varsa "sıham mı la ahaha" diye şaka da yapıyordur.
0
John Bloor
(28.10.21)
İnsanları canından, çocukları anasından babasından etmeyi umursamayan ruh hastası, eğitimsiz, aile terbiyesi almamış tipler işte. yol ver geçsin gitsin. itle it olmaya gerek yok.
0
jangbogo
(28.10.21)
o hızlarda gazdan ayak çekildi mi araç baya hızlı yavaşlıyor
ama büyük mallık yapılan
0
bir soru sorcam
(28.10.21)
(41)

Türk olmaktan gurur duyuyor musunuz?

but that was just a dream
Evet/hayırNeden?Yaşınız?
Evet/hayır
Neden?
Yaşınız?
0
but that was just a dream
(27.10.21)
Hayır 21
0
owaki
(27.10.21)
evet, 28
0
wishmaythşngs
(27.10.21)
Hayır çünkü bir insanın kendisinin seçmediği milliyet, doğum yeri vs. şeylerle gurur duyabilmek bana göre dünyanın en saçma şeylerinden biri.
28 yaşındayım.
0
ms brownstone
(27.10.21)
Ms brownstone +1

Benim kendim cabalayip yaptığım ya da secimlerim sonrasında olan bir olay değil.
0
logisticsmanager
(27.10.21)
Yoo.
37.
0
kobuzchu kiz
(27.10.21)
Hayır, 32
0
matilda
(27.10.21)
hayır.
neden duyayım ki her ulus kendince özeldir.
33
0
sizofren06
(27.10.21)
Evet
Çünkü kimliğinin bir parçası ve kendimle barışık bir insanım. Kürt olsam Kürtlüğümle, Ermeni olsam ermeniliğimle gurur duyardım.
28
0
sckxyss
(27.10.21)
Hayır, 23.
0
izza
(27.10.21)
Evet,
sonuçta benim karakterimi, davranıslarımı sekillendiren birsey.
farklı milliyetten de olsam gurur duymama gibi bir düsüncem olmazdı, sadece önemsiz oldugunu düsünüyorsam gurur duymuyorum önemsiz vs. derdim, herseyi dört dörtlük bir millet oldugunu düsünmüyorum.
30
0
durgunfoton
(27.10.21)
evet, duyuyorum.

geçmişinden ve coğrafyasından dolayı (son 100 yıllık tarihten bahsetmiyorum bu arada)

36 yaşındayım/sanat tarihçisiyim
0
love and trust
(27.10.21)
Hayır.
Seçemediğimiz, random gelen şeyler için gurur duymak mantıklı değil de ondan.
24
0
candide
(27.10.21)
George Carlin'in bununla ilgili çok güzel bir konuşması vardı gösterisinin birinde. Linkini aşağıya bırakıyorum. 5:10'dan sonra başlıyor.

www.youtube.com

Cevaplarım;

- Hayır
- Tesadüflerle gurur duyulmaz, mutlu olunur. Mutluluğa değinmeyeceğim.
- 30
0
desdenova34
(27.10.21)
bazı arkadaşlar kişisel bir tarafı olmadığına değinmiş. ona ek bir de, kesinlik de yok. türk olmak. nedir türk olmak? öyle çat diye herkesin aynı şeyi söylediği bir tanımı yok ki. kimi diyecek 5000 yıldır var olan köklü blah blah, öbürü islamla harmanlayacak vs. aynı şey diğer milliyetler için de geçerli. ingiliz olmak. nedir ingiliz olmak? İngilizce konuşmak mı, anne babanın ingiliz olması mı, ingiltere'de doğmak veya yaşamak mı? hepsi mi? ya da kendini ingiliz hisseden herkes ingiliz mi? ne var yani bu türk olmanın içinde? tam da içini doldururken çok şey değiştiği için hayali topluluklar olmaktan öte gitmiyor ve övünecek veya gurur duyulacak bi şey kalmıyor bence. türklük deyince aklıma hep olumsuz şeyler geliyor mesela şu an benim. sorumsuzluk, din simsarlığı, ahlaksızlık vs geliyor valla, çünkü hep böyleleri bu tanımları kullanıyorlar işlerine göre. ama cumhuriyet kurulurken verilen bağımsızlık mücadelesini, kimseye boyun eğmemiş insanlar topluluğunu düşününce güzel bir his de doğuyor. zamana göre de çok değişiyor yani. kendimi böyle açıklama ihtiyacı duymadan evet gurur duyuyorum diyebileceğim çok nadir şey var. örneğin, ailem. onları da kendim seçmedim ama oldukları insan olmaları bile gurur veriyor bana. ne güzel, iyi kalpli, masum insanların çocuğuyum diyorum mesela. yani daha çok şanslı hissetmek gibi. aynı şeyi bu "milletin" üyeleri için söylemiyorum, söyleyemiyorum. neyse çok uzattım ama eğer içini kesin bir şekilde güzel şeylerle doldurabilseydik gurur duyuyorum diyebilirdim sanırım ailem gibi görebilseydim. yine de bu milliyetçilikten değil de ya ne güzel, akıllı, ahlaklı insanlarla bu hayatı/vatanı paylaşıyoruz diyebildiğim için olurdu. yine şanslı hissetmek gibi bir hisle işte. /28
0
erenderk
(27.10.21)
gurur duymak değil ama türk olmaktan memnunum. türk halkının yaptığı yanlış politik tercihlere, ülkenin geldiği duruma öfkelensem de türk olmayı seviyorum. milliyetçi biri de asla değilim.
0
epleindebisous
(27.10.21)
Hayır,31, çünkü herhangi bir milliyete sahip olmak seçim hakkına bağlı olmadığı için gurur duyulacak bir şey değildir.
0
mimetorg
(27.10.21)
31 yaşındayım. evet gurur duyuyorum, uzun ve ihtişamlı bir tarihin parçası olmak hoşuma gidiyor. yunan, iranlı, rus ya da çinli falan olsaydım da muhtemelen yine gurur duyardım.
0
roket adam
(27.10.21)
Hayır ama mesela Fransızların İngilizlerin milletleriyle gurur duymalarını anlayabiliyorum. Felsefeyi, yönetim biçimlerini, makineleşmeyi falan geliştirip dünyaya yön vermişler gurur duyabilirler biz şu an bir şey üreten konumda değiliz. 31
0
nhk ni youkosu
(27.10.21)
Evet. Çünkü atam yunan'ı denize dökmüş. Hehe

bu arada;

sckxyss +1

erenderk +1

29
0
ceketimi alip cikcam
(27.10.21)
bana göre doğuştan gelen şeyler için yani kendimizin seçme şansı olmayan şeyler için gurur duyulmaz. ancak şükür edilebilir.
0
gameofannen
(27.10.21)
Evet.

Türk milleti bağımsızlık için, vatan için canını çokça kez feda etmiş. Bu bana göre çok karakterli ve saygı duyulacak bir hareket. Bunu yapan başka milletleri de takdir ederim.

28 yaşındayım.
0
dissendium
(27.10.21)
Gencken buradaki pek coklari gibi secmedigim seyle gurur duyamam derdim. Fakat baska bir kulturle hasir nesir olunca gurur duyulabilecegini anladim. Yani ben yari Turk yari Zazayim, Turkiye'li olmaktan gurur duyuyorum tum cografyasiyla. Bu bos politik bir inanc degil. Aksine Turkiye insaninin kalitesini karsilastirma yaparak bulmakla alakali. En basta caliskan bir milletiz bu bile bir gurur kaynagi. Caliskanlik da illa super ekonomi ile issizlik, calisan profili ile alakali degil. Annenizin esinizin her kis basi 3-5 kilo salca, bir kac kavanoz tursu yapmaya calismasi, o gida saklama kulturu de giriyor bunun icine, temizlik kulturumuzde.

Evet, 40.
0
2oda1salon
(27.10.21)
Evet,
Yurtdisina gelmeden once boyle bir farkindaligim yoktu, hiçbir seyi olmayan milletler burnundan kil aldirmiyor ya da alman arkadaslarim ikinci dunya savasi ile ilgili birsey sorunca triplere giriyor sanki hakaret ediyormusum gibi. Oysa yunan, sirp arkadaslarimla konusabiliyorum.
Bazi arkadaslarimin kolyeleri var, mesela ulke haritasi degil de atiyorum, ege bolgesi seklinde italyanlarda gordum daha cok.
Bizim problemlerimiz var o ayri.
Milliyetle gurur duymak bos is ama boyle birsey var ve biz bu konuda ezilecek, gurur duymayacak bir millet degiliz.
32
0
spherical
(27.10.21)
Hayir zira bunun icin bir caba gostermedim. Gurur duyulacak bi olay degil

38
0
thesomberlain
(27.10.21)
hayır
25
0
kornisch
(27.10.21)
32.

evetle hayır arasında gidiyorum. başımızdaki islamistler olmasaydı iç rahatlığıyla evet diyebilirdim.
0
false pretension
(27.10.21)
gurur da duymuyorum mutlu da değilim buna karşılık yerinmiyorum ve mutsuz da değilim.

ms brownstone +1

28
0
rahip janick
(27.10.21)
Hayır,

Türk kısmını değiştir yine sonuç değişmez. olayın Türk olmakla ilgisi yok. Sadece milliyet gurur duyulacak bişey değil. Çünkü senin yaptığın bişey yok. Doğuyorsun ve doğduğun toplumun bir parçası oluyorsun. bitti. gurur duymalık durum nerede? yok. Farklı milletlerden insanların olduğu bir ortamda Türk olduğumu söylemekten utanır mıyım? utanmam. Çünkü utanılacak bir durumda yok.

38
0
draconas
(27.10.21)
Valla @brownstone u goruyor ve arttiriyorum. Secim imkanin olsa bile sacma. Mesela simdi sorsalar cogu kisi en zengin ya da refah seviyesi en yuksek ulkeleri secer, bu secimden sonra niye 'X ulkesindenim' diye gurur duyar ki insan? Hani isin kisisel ozellik olayini falan gectim direkt bisekilde hazira konmak oluyor bu. Yani atiyorum X ulkesi binlerce yil suren tarihi/kulturu sonucunda 'X gibi olma' tarzinda bir stereotipi kazanmissa sadece secim yaptin diye sen niye direkt gururlanasin ki? Senin o olaya bir katkin olmamis.

Kisaca basta dedigim gibi secim olsa bile sacma. Dolayisiyla cevabim hayir.
30.
0
j r r tolkien hayrani
(27.10.21)
bir insanın gurur duyacağı bir hüneri yoksa milliyetiyle gurur duyar. ülkenin geçmişine, tarihsel insanlarına saygı duyuyorum tabi ama ülkeden dolayı gurur duyması komik.

35
0
kanasla intihar eden adam
(27.10.21)
Evet
Gurur duyacağım bir çok hunerim var ama buna rağmen ülkemi seviyorum. Çünkü benim ülkem tüm ülkelerden daha güzel, tarihim daha şanlı, insanım daha sıcak.
40E
0
etna
(27.10.21)
Hayır.
Eskiden savaşçılık işe yarıyormuş bu yüzden başarılarımız olsa da sağlam bir medeniyet kuramamışız. Savaş işi teknolojiye dayanınca gümlemişiz zaten.
0
vizivozo
(27.10.21)
Evet, 23
0
Josephine.
(27.10.21)
Evet çünkü sckxyss nedenini söylemiş.

30.
0
amateur
(27.10.21)
Tamamen tesaduf eseri olan bir seyden gurur duymak ya da utanc duymak bana sacma geliyor. Sans eseri turk doğmuşum. Dolayısıyla duymuyordum.
33
0
stavro
(28.10.21)
hayir
kendim secmedigim bir sey icin neden gurur duyayim. sadece ataturk atam oldugu icin gurur duyuyorum
29
0
nibba
(28.10.21)
evet çünkü kimliğimin ve geçmişimin bir parçası.
dissendium'a katılıyorum.
burada doğmak tesadüf olabilir ama dedelerimiz bu ülke için savaşmış.
kendi adıma konuşmam gerekirse, iki tane dedem var savaşmış olan.
bazı şeyleri kendimiz kazanmış, (son yıllarda olduğu gibi de) kendimiz kaybetmişiz.

gavur okulu diye tabir edilen okullardan birini bitirdim.
o zaman da aynı şeyi düşünürdüm, sonradan bütün dünyadan insanlarla çalıştığım bir işim oldu, yine aynı şeyi düşünüyorum.
özendiğimiz ülkeler toplumsal olarak bilim, medeniyet vb. konularında çok ileride olsalar da, halklarının bireysel anlamda kendi toplumlarıyla aynı düzeyde olmadığını düşünüyorum.

bunun sebepleri elbette tartışılır ve ülkeye göre bakış açıları elbette değişebilir ama en azından mücadele etmiş ve özgürlüğünü kazanmış birilerinin evladı olmak bana gurur veriyor.

üstelik, tarihte iyi ya da kötü, mücadelesi olan ya da olmayan her millet/ulus/ülke, sadece göçmenlerden oluşsa bile kendi ülkesiyle ve o ülkenin vatandaşı olmakla gurur duyarken, bizim bunu bu kadar hafife almamızın talihsiz bir durum olduğunu düşünüyorum.

36
0
blatta hiberna
(28.10.21)
hayır, gururluk bir durum yok bence de. sadece mutluyum ve kimliğimle barışığım diyebilirim.

yurtdışında kimliğimi aşağılamaya çalışanlara da ayarı veririm, elinde tesbih, ayağında babet çorabı takılan bi tane bile ziya gökalp eseri okumamış ama türkçü geçinen tiplere de.

27
0
makarnavodka
(28.10.21)
hayır ama bundan utanmam tabi. milliyetim üzerinden bana sataşacak insana karşı kullanacağım malzememin olmasından memnunum.

benim seçmediğim, doğuştan gelen bir özellik benim için gurur vesilesi değil. çalışıp çabalayarak elde ettiğim bir ünvan, eser veya kazançtan gurur duyarım ancak.

31.
0
zgrydn
(28.10.21)
neden gurur duyayım ki?

kendi seçimim olsa gurur duyarım ya da millet olarak acayip işler yapmış/yapıyor olsak yine gurur duyarım.
0
co2s2
(28.10.21)
hayır
çünkü burada doğup büyüsem bile türk değilim; ne etnik, ne kültürel ne de toplumun bir parçası olarak.

dolu dolu türk hissetseydim de gurur duymazdım. içinde bulunduğun kültür, millet, toplum için mutlu ya da mutsuz olmak ayrı, gurur duymak ayrı bir şey bence. mesela ingiliz olsaydım mutlu olurdum ama yine gurur duymazdım.

başka milletleri gördüm bizimki iyiymiş diyenleri anlayabilmekle beraber milliyetle gurur duyma meselesinin milliyetin kendinden gelen bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. bu arkadaşların tacik olsaydı, sırf milliyetinden gurur duyma fikrinden ötürü tacik olmaktan gurur duymasından bahsediyorum. bu bağlamda bakıp da objektif olmanın mümkün olmadığını, konseptin kendi kendini beslediğini düşünüyorum.
0
Bruce
(28.10.21)
(3)

yüksek lisans tez dönemi erasmus

Wakatakakage
yüksek lisansı uzattım, haziran'a kadar tezi bitirmem gerekiyor. 3 ay erasmus'la gidip belki daha motivasyonla yazarım, tek başıma biraz gezerim falan diyorum. şubat'ta gidip mayıs'ta dönerim. sizce mantıklı mı? işisizim ve iş durumum tezi bitirmeme bağlı.
yüksek lisansı uzattım, haziran'a kadar tezi bitirmem gerekiyor. 3 ay erasmus'la gidip belki daha motivasyonla yazarım, tek başıma biraz gezerim falan diyorum. şubat'ta gidip mayıs'ta dönerim. sizce mantıklı mı? işisizim ve iş durumum tezi bitirmeme bağlı.
0
Wakatakakage
(26.10.21)
dışarıda tez bulmak zor. ben de aynı şekilde 1 yıl gidip orada iş bulunca bi 6 ay daha kalmıştım :)

bulduğum tezi de yapamadım tabi. ama 1.5 yıl avrupa'da yaşamak yanıma kar kaldı. ha bir de bulduğum iş sayesinde türkiye'ye dönünce de güzel bi kariyerim oldu.

yani özetlersek, birinci olarak gerçekten yapabileceğin bir tez bulabilecek misin? eğer tezi sktr ederim diyorsan yan getirilerine de odaklanabilirsin. fakat yine de 3 ay çok kısa bir süre. keşke 1 yıllık olsaymış. 3 ayda hem tez yazıp hem gezmek baya ütopik geldi bana :)
0
lamneth
(26.10.21)
neredeyse aynı durumdayım. ben tez bulamadım. proje buldum.

eğer okulumu 3.yıla uzatmamış ve erasmusla gidecek olsaymışım illa tezimle benzer bir çalışma yapmam gerekirken, tezimin onaylanmasından bu yana 1 yıldan fazla süre geçtiği için kafama göre proje alabiliyormuşum. sonuçta yüksek lisans mezuniyeti için 1 yıl kesinlikle tez alıyor olma şartı var.

ben de şubatta gideceğim. burada işsizim uzun süredir. o sebeple tezi hiç umursamadım bile, proje grubunda çalışıp belki orada ikinci bir yüksek, hatta bir phd yapabilme ihtimalimi düşünüyorum.

hayırlısı bakalım senin için de. bence değer gibi geliyor. çok sıkışırsan, en kötü gezmeyi arka plana atarsın, teze yoğunlaşırsın. oradaki tecrübe çok değerli. üstelik yurt dışından referans edinebilmek için şansın da olur.
0
tey tey
(26.10.21)
Bence mantıklı değil. Gezmek için üç ay da olsa gidilir de tez yalan olur.
0
dissendium
(27.10.21)
(10)

Bir evden başka bir eve "yemek transferi" işini nasıl halledebilirim?

burakinho
Selamlar.Çeşitli mecburiyetlerden dolayı şimdiye dek ailemle yaşamaya devam ettim ama artık yalnız başıma eve çıkmak istiyorum. Ve bu yalnız yaşamak noktasında halletmem gereken ciddi bir sorunum var, o da; YEMEK.Peki yemek mevzusu neden sorun? Şöyle sıralayayım;- Bu zamana kadar annem sağolsun yeme
Selamlar.

Çeşitli mecburiyetlerden dolayı şimdiye dek ailemle yaşamaya devam ettim ama artık yalnız başıma eve çıkmak istiyorum. Ve bu yalnız yaşamak noktasında halletmem gereken ciddi bir sorunum var, o da; YEMEK.

Peki yemek mevzusu neden sorun? Şöyle sıralayayım;

- Bu zamana kadar annem sağolsun yemeğim hep yapıldığı için, menemen ve makarna harici yapabildiğim bir şey yok.

- Düzenli beslenme alışkanlığım var ve bu benim için çok önemli bir ihtiyaç. İyi yemek yemezsem, net mutsuz olurum. Öğünleri iki çubuk kraker ile geçebilecek yapıda biri değilim yani. Yemek yemek çok önemli benim için.

- Fast food, dondurulmuş gıda tarzı sağlıksız şeyleri asla yemem, sevmiyorum. Dışarıdan yemek söylemeyi de seven biri değilim.

Benim en azından ilk aşamada yapmam gereken şu; annemin yaptığı yemekleri kendi evime transfer edebilmem lazım. Haşlarım yerim, ısıtırım yerim. Zeytinyağlı türlerini buzdolabına atar, yerim.

Peki ben düzenli bir şekilde o yemekleri nasıl annemlerden kendi evime transfer edebilirim acaba? Kendim gidip alamam sürekli, zaten arabam da yok. Aklıma bir tek kargo ile getirtmek seçeneği geliyor, başka önerisi olan var mı?
0
burakinho
(26.10.21)
aynı şehirdeyseniz banabikurye tarzı seçenekler bakılabilir.
0
sutlu nescafe
(26.10.21)
@sutlu nescafe Evet aynı şehirdeyiz, o detayı da eklemiş olayım. İstanbul'dayız.
0
🌸burakinho
(26.10.21)
Niye annenizi transfer etmiyorsunuz? Haftada bir gün gelip 3, 4 günlük yemek yapmasını isteyebilirsiniz.
0
dissendium
(26.10.21)
annen dondurma kabı tarzında kullan at tipi kaplara yemekleri dolduracak, banabikurye gibi bir şeyle getirteceksin.

ben de evden çıkana kadar yemeği hep önümde buldum ama şunu söyleyebilirim; kendi yemeğini yapmak düşündüğünden daha az efor gerektiriyor. google'dan arattığı tariflerle tencere yemeği yapmayı beceremeyen insanın akli melekelerinde sıkıntı vardır.
0
zgrydn
(26.10.21)
annen iki haftada bir gelecek ve sana yemek içi hazırlamayı öğretecek bitti gitti, çoğu yemeğin içi aynı, soğanı öldür, salça kavur, suyu ekle, diğer malzemeleri ekle (patates, kuru fasüyle, taze fasüyle, aklına ne gelirse işte) bitti gitti.

youtube üzerinde bir sürü video var yemek hakkında, yemektarifleri.com var ki ben çok başarılı buluyorum oradaki tarifleri.

yemek konusunda tüm olay baharatlar. baharatları iyi öğren, arada sırada baharatçıya git sor o ne bu ne neyde kullanıyoruz vs. gibi. çok lezzetli yemekler yaparsın.
0
selam
(26.10.21)
benim cevabım silinmiş
bisikletli kurye veya evde haftada bir yemek pişirecek birini önermiştim.
0
jimjim
(26.10.21)
Yemegi transfer icin harcanacak para ve eforu yemeği yapmaya harcamak daha mantikli duruyo. Soğanı kavur salcayi ve ana malzemeyi koy tuz biber oldu bitti iste. Diğerlerini de firinda yap. Zeytinyağlı sarmayı da hayatta karsina çıktıkça yersin bi sey olmaz.
0
instant crush
(27.10.21)
Başta anne gelsin, öğretsin +1
Hatta ayda 1-2 hafta sonunuzu ayırın, siz malzemeleri alın bol bol, anneye taksi ısmarlayın, annenizle beraber tencere tencere yemek yapın. Sonra o yemeklerin 1-2 günlüğünü ayırıp kalanını tek porsiyonluk kaplara bölüp buzluğa atın. Böylece hem evde bir sürü hazır yemeğiniz olur, hem siz yemek yapmayı öğrenirsiniz, hem de anneniz sizinle böyle vakit geçirdiği için mutlu olur. Win win win.
0
kobuzchu kiz
(27.10.21)
öncelikle yemek bu kadar önemliyse taşınmak mantıksız

-annende yemek yiyip kendi evine geçebilirsin
-annene yakın ev tutabilirsin

buzluğa atsan lezzeti kaçıyor, buzdolabında 2-3 gün dayanır
hafta içi 2 gün uğrasan yeter, taşıma işi eziyeti var

en önemlisi de ailen burası aşevi mi otel mi der birgün buna hazırlı ol
0
bir soru sorcam
(27.10.21)
annen öğretsin +1
0
gezegen olan pluton
(27.10.21)
(2)

Canım hiçbir şey yapmak istemiyor ama stresten ölüyorum

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba Duyuru'nun Hayat Dolu Tatlış İnsanları,Başlıkta da okuduğunuz gibi canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bir şeye heves ediyorum iki dakika sonra tadı kaçıyor. Motivasyonum yerlerde. İş bulmam gerekiyor ama iş aramayı da 2 haftadır falan bıraktım. O kadar sıktı ki artık her gün 2-3 saatimi ayır
Merhaba Duyuru'nun Hayat Dolu Tatlış İnsanları,

Başlıkta da okuduğunuz gibi canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bir şeye heves ediyorum iki dakika sonra tadı kaçıyor. Motivasyonum yerlerde. İş bulmam gerekiyor ama iş aramayı da 2 haftadır falan bıraktım. O kadar sıktı ki artık her gün 2-3 saatimi ayırıp ilanlara bakmak, yoruldum yeminle. Serbest çevirmenlik yapıyordum bıraktım, tam zamanlı iş bulacağım diye. 1-2 ay önce başımdan aşağı resmen çeviri yağdı, ancak sadece bir tanesini almak geldi içimden.

Kendimi geliştirmem gerekiyor, bazen bildiğim diller konusunda zayıf olduğumu hissediyorum veya yeni bir dil öğreneyim diyorum, gram kılımı kıpırdatmıyorum. Benden seviye olarak geride olanların bir şekilde düzen kurduklarını fark etmeme rağmen eylemsiz kalmaya devam ediyorum. Bu da en çok koyan şeylerden biri. Buna izin verdiğim için kızıyorum kendime.

Şu an kendim için yaptığım tek hayırlı şey profesyonel bir kurumdan mesleki eğitim almak. O da zaten delicesine aradığım bir şeydi. Bu eğitimi de bahane ederek yapmayı düşündüğüm her şeyi bu eğitimin bitimine erteledim. Spora başlamayı düşünüyordum, onu da pandemi bahanesiyle erteledim.

Kendimi her ne kadar insanlarla kolay temas kurabilen biri olarak görsem de şu an sosyal ilişki adına bir düzenim kalmadı. Bir tarafım insanları, bir tarafım yalnızlığı istiyor ve şu an dışarı çıkabileceğim bir arkadaşım dahi yok. En iyi arkadaşımla çok saçma bir sebepten dolayı iletişimi kestim.

Her neyse daha fazla yazmak istemiyorum ama gerçekten artık o kadar zor geliyor ki stres nöbeti gibi, atak gibi bir şey geliyor. Bunu ilk defa Instagram açıp düzen kuran arkadaşlarımın hesabına bakınca yaşadım, sonuncusunu da dün yaşadım, birkaç defa yaşadım bunu son 6 ayda. Derin derin nefes alma ihtiyacı hissediyorum ve sol tarafıma bir sızı saplanıyor. Kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum. Benim açımdan olumsuz bir uyarana maruz kalınca oluyor. Böyle bir şey açığa çıktığına göre ciddi sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Nasıl kurtulabilirim bu cendereden? Bu cendereyi bırakabilir miyim? Yaşayanınız olduysa nasıl çıktı? Fikir ve tavsiyelerinize açığım. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(26.10.21)
Öğretmenlik düşünmüş müydünüz? Formasyon alıp öğretmenlik yapma şansınız varsa onu deneyin derim. Bu şekilde atanmaya çalışırsınız ya da kurslarda öğretmenlik yaparsınız. Gerçi bazı kurslar dil ve edebiyat mezunlarını da çalıştırabiliyor. En kötü özel ders vermeyi deneyebilirsiniz.
0
dissendium
(26.10.21)
Valla olayin sebebi belli iste, kendini oturup milletle kiyaslamayacaksin. 'Benden seviye olarak geride olanlar' ile seklinde baslayan cumlen zaten tum olayi ortaya cikariyor.

Ise ihtiyacin varsa is bulman gerekiyorsa oncelikle hangi isi yapmak istedigine karar ver. Su an oyle bir kararsizligin varmis gibi gozukuyor. Yapacagin ise karar verdikten sonra da is bulana kadar sadece is basvurulari yap ve kendini gelistirmeye cabala. 'Millet su an su konumda' vs diye dusunup kendine iskence cektirme. Isi bulduktan sonra gerisi gelir.
0
j r r tolkien hayrani
(26.10.21)
(14)

Sizin de evli arkadaşlarınız böyle mi? Her şeye eşini katan arkadaş sorunu.

ms brownstone
En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum. Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesind
En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum.

Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesinde de. O zamanlar da sürekli sevgilisine göre planlarını ayarlardı. Mesela kız kıza tatile giderdik o 2-3 gün sonra bizden ayrılırdı ve sevgilisi gelirdi birlikte kalmaları için. O zamanlar da biraz bıktığım olurdu her şeye dahil etmesinden ama aynı şehirdeydik ve baş başa vakit geçirebiliyorduk yine de. Şimdi farklı şehirlerdeyiz ve kocası olmadan görmedim 2 senedir.

Diğeri de haftanın 3-4 günü benimle aynı şehirde oluyor ve diğer günler başka bir şehre gidiyor. Bu yüzden çok sık görüşemiyoruz ama ne zaman görüşecek olsak 3 kişiyiz. Kendisi, kocası ve ben. Çocuğu seviyorum bu arada ben de ama bazen de kız kıza oturmak istiyorum yani arkadaşlarımla. Düşündüm de en son kız kıza vakit geçirebilmemiz bundan 4 sene önce falanmış.

Yani ikisinin de eşlerini seviyorum aslında ama sürekli geçireceğimiz vakti kocalarına göre ayarlamalarından ve asla tek başlarına buluşmaya gelmemelerinden sıkıldım artık. Bugün 2. bahsettiğim arkadaşımla buluşacaktık ve yine kocasına uymayacaktı. Ben de en son dayanamayıp “bir kere de sen tek gel, onunla sonra da görüşürüz” dedim. Önce olabilir falan dedi ama dün gece iptal etti yine.

Sizin de evlenen arkadaşlarınız böyle mi? Eşlerinden ayrı vakit geçiremeyen tipler mi oluyor yani insanlar evlenince? Yani biz evli değiliz ama erkek arkadaşım burdayken de o ve diğer erkekler olmadan kız arkadaşlarımla vakit geçirmek isterim bazen. Sonuçta yakın arkadaşım ve daha özel şeylerimi de paylaşabileceğim kişiler onlar. Ama onlar için böyle bir şey ihtimal dahilinde değil ve bu yüzden sinir oluyorum biraz. Haksız mıyım sizce?
0
ms brownstone
(25.10.21)
ben evli değilim, sevgilim de yok ama benim çevremde durum tam tersi diyebilirim. özellikle eşlerle birlikte olacak şekilde bir plan yapılmamışsa kimse eşini getirmez, eski zamanlardaki gibi sohbet edilir, eğlenilir herkes evlere dağılır. eşlerle birlikte bişeyler yapalım planı da çok olmaz açıkçası.

ablam da eşiyle birlikte çok fazla plan yapmaz mesela, eşinin haftada bir gün üniversite arkadaşları ile düzenli buluşmaları olur, onun dışında da çıkar arkadaşlarıyla görüşür, tatillere gider gelir, aynı şekilde ablam da öyle yapar. sizin arkadaşlarınızın davranışları bana pek normal gelmedi açıkçası. ben bozulurdum ve görüşmek istemezdim sanırım.
0
hypathia
(25.10.21)
Öyle çiftler var maalesef. Yapışık ikiz gibiler. Haklısınız. Bunu bence erkeğin düşünmesi lazım "benim ne işim var?" diye. Ben evli olsam, eşim kız arkadaşıyla buluşacak olsa, "iyi ben de evde PS oynarım" falan derdim. Ama en büyük hata kızda. Dünyada sanki sadece kendisinin eşi varmış gibi davranıyorsa bence hayatınızdan çıkarın gitsin.
0
dissendium
(25.10.21)
Böyle. Eşlere uymadan plan bile yapılamıyor, hatta evlendikten sonra tamamen yokolan arkadaşım var. (Bekarım)
0
dreamnesiac
(25.10.21)
evleneli 6 yıl, ilişki başlangıcı ise 14 yıl olan ben için anlattıklarınız çok ilginç geldi.

bir erkek olarak bana göre eşimin hemcins arkadaşlarıyla olan ortamına girmek aşırı sıkıcı. Hani eşlerle katıldığımız bir ortam olsa ve kafa dengi olsa yine neyse ki o bile çok kafa açıyor.

Evet, birlikte vakit geçiririz, genelde beraber hareket eder, planlama yaparız ancak ben arkadaşım / arkadaş grubumla takılırken, o da kendi arkadaşlarıyla takılırken kimse kimseye "sen gelme" demez ama bir zincir varmış gibi de sürüklemez.
0
foolrules
(25.10.21)
evliyim, etrafımdaki de 1 arkadaşım hariç herkes evlendi neredeyse.
buluşma öncesinde eşli ya da eşsiz olacaksa bu konuşulur, herkes ona göre hazırlık yapar.
erkek erkeğe de buluşuyoruz, eşim de arkadaşlarıyla kız kıza buluşur, bazen de toplu olarak buluşuruz. sürekli eşli buluşmak aşırı saçma.
senin arkadaşlardaki sıkıntı bence kocaları ile alakalı. kıskanıyorlardır, izin vermiyorlardır vs vs. saçma ama böyle, gerici kafalarda herkes maalesef.
0
roket adam
(25.10.21)
benim eşim çağırdığında kız arkadaşlarıyla olan planlarına genelde "ne işim var benim gelmiyorum" derim :)
0
xrated
(25.10.21)
arkadaşının yaptığı tamamen saçmalık

(evliyim ve evli arkadaşlarım var)
0
xdenizx
(25.10.21)
Hocam valla açık açık talep etmekte fayda var. Bazen don sütyen muhabbeti yapmak istiyorum yapamıyorum, tamam eşli de olsun ama birbirimizi tek görmeyeli 4 sene olmuş düşününce de. Bence bi bilsin, eğer yok "ben eşimsiz görüşemem" diyorsa, sen de ona göre beklentiye girmezsin.

bende eşli-eşsiz görüşmeler baştan konuşulur. Kızkıza olmanın keyfi başka.
0
lcha
(25.10.21)
Evli değilim, bende de tam tersi.

Sık görüştüğüm arkadaşlarımın da buluşmalara eşleriyle geldiği oluyor. Ama daha sık eşleri olmadan geliyorlar. Ben de bu arkadaşlardan biriyle 3-4 yıl eşi olmadan görüşemeyecek olsam soğurdum biraz.
0
himmet dayi
(25.10.21)
evliyim. dışarıda çok plan yapmıyoruz zaten ama diyelim ki yaptık, diğerimiz davet edilmediyse o plana dahil olmaz ve bundan rahatsızlık da duymaz. bence de her yere kuyruk gibi eşli gidilmez ama herkes için bu böyle olmalı diyemeyiz. belki sizin arkadaşınıza dümdüz senle tek konuşmaya ihtiyacım var bana vakit ayırır mısın demeniz gerekiyordur. bunu bu düzlükte ifade etmedikçe arkadaşlarınızın tutum değiştireceklerini düşünmüyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(25.10.21)
xdenizx +1
ama aynı zamanda
lcha +1

Evliyim, en yakın arkadaşım evli ve çocuklu, farklı şehirlerde yaşıyoruz. Kısıtlı zamanlarda görüşebiliyoruz artık çoğunlukla. Bir araya gelebildiğimizde önce çocukları babaanneye bırakıyorlar, sonra buluşuyoruz. Arada "ne zamandır baş başa kalamadık ya yeter" deyip eşlerimizi bırakıyoruz, kısa süreli olsa bile en azından bir kahve içiyoruz ikimiz.

Bulunduğumuz yerdeki arkadaşlarımızla da bazen çiftler halinde, bazen kendimiz program yapıyoruz, genellikle önceden belli oluyor zaten plan yaparken. Bu arkadaşların da çoğu evli, bazıları çocuklu.

Yani bütün evli çiftler böyle değil ve sinir olmakta haklısınız. Ama kendi kendinize sinir olacağınıza "bu sefer kız kıza buluşalım, ne zamandır yapamıyoruz özledim," deyin. Yine de olmuyorsa artık zorlamazsınız siz de.
0
kobuzchu kiz
(25.10.21)
Eşiyle kararlaştırmadan plan yapmak benim zihniyetime ters açıkcası. Ben pazar kankilerimle program yaparım ama eşimin benimle yapmayı planladığı bir aktivite vardı mesela benle henüz paylaşmadığı olmaz benim gözümde. Çevrem de bu kafada.
Ama kadın kadına veya erkek erkeğe olan plana siyam ikizleri gibi eşini getirmek bana çok abes geldi. Benim maç muhabbetinde ne işim var ne halt yerlerse yesinler erkek erkeğe.
0
cilekli pasta
(25.10.21)
Evliyim, evli-bekar-boşanmış arkadaşlarım var ve onlarla (eşlerden ayrı) buluşabiliyoruz. Tatil deseniz hadi bir nebze ama yemeğe / çay içmeye de eşinle beraber gitme adam/kadın!

Tatili ayrı tutma sebebim eşler çalıştığı zaman birbirlerine ayıracak vakitleri kalmıyor, e tatil de sayılı gün, o sebeple şeettim.
0
SiyamkedisiZorro
(25.10.21)
2 çocuk babası, 6 yıldır biri olarak, zırp pırt ota boka karısını getiren adam ya maldır yada sünepenin tekidir...
Her yere eşle gitme, eşe saygı göstermek anlamına gelmez.
0
maksat muhabbet
(26.10.21)
(6)

Sadece 3 yıl tecrübesi olan doktora ameliyat olmak?

curious mind
Ameliyat olacak kişi yakın bir akrabam. Annem dışında pek ilgilenen ve fikir veren kimse de olmuyor, hastanın kendisi de pek fazla sorgulamamış süreci ama doktoruyla hastaneye yattıktan sonra tanıştı ve epey genç biriymiş. Doktoru tıp fakültesinden 2018'de mezun olmuş. Bu çok kısa bir süre değil mi?
Ameliyat olacak kişi yakın bir akrabam. Annem dışında pek ilgilenen ve fikir veren kimse de olmuyor, hastanın kendisi de pek fazla sorgulamamış süreci ama doktoruyla hastaneye yattıktan sonra tanıştı ve epey genç biriymiş. Doktoru tıp fakültesinden 2018'de mezun olmuş. Bu çok kısa bir süre değil mi? Sizin yakınınız, akrabanız olsa vazgeçmesini tavsiye eder miydiniz? Genel bir fikir almak istedim. Bana pek mantıklı gibi gelmedi.

Branş kadın doğum. Kistlerinin alınması gerekiyormuş. Kötü huylu olup olmadıkları da ameliyat sırasında anlaşılacakmış, ve duruma göre genişletilebilirmiş alınan bölge. hastane de eğitim araştırma hastanesi. yanlış anlamış olabileceğinden de şüpheleniyoruz aslında ama bu genç doktor ameliyatı ben yapacağım demiş kendisine.
0
curious mind
(24.10.21)
Uzmanlığını 2018de almış olmasın? Bence öyleyse sorun yok. Sonuçta yeterliliğini kanıtlamış ki uzman vasfını almış. Asistan doktorlara tek başına ameliyat izni veriliyor mu bilmiyorum, genelde yanlarında bir hocalari oluyor sanki.
0
fraise
(24.10.21)
asistanın yanında hocası da olur. diğer türlü 2018de uzmanlıktan mezun olduysa zaten sorun yok.
0
jelly bear
(24.10.21)
@fraise
onu da doktorları listeleyen bir sitede bulmuş annem. ... tıp fakültesi 2018 yazıyor. emin değiliz :(
0
🌸curious mind
(24.10.21)
hiç bir doktor yapamayacağı ameliyatın riskine girmez. özellikle eğitim ve araştırma hastanelerinde ameliyatlar kalabalık oluyor, sizin doktorun yanında daha tecrübeli doktorlar, gerekli zamanlarda profesörler falan oluyor.

tabi doktor seçmek sizin en doğal hakkınız, kafanıza bişey takılmaması da çok önemli.

eğer ikna olmazsanız başka doktor seçebilirsiniz, benim ameliyatımı profesör yapsın diyebilirsiniz, öyle durumlarda da profesöre muayene ücreti ve bıçak parası konuları söz konusu oluyor eğitim araştırma hastanelerinde.

ama size şunu söylieyim, çoook insan benim ameliyatımı profesör yaptı sanıyor ama profesörler asistanlara, uzmanlara yaptırıyor.
0
killerbee
(24.10.21)
Çok teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸curious mind
(24.10.21)
Tıp fakültesi 2018 yazıyorsa şu an asistandır yani uzmanlık öğrencisidir. Eğitim ve araştırma hastanelerinin olayı bu zaten. Kritik bir ameliyatsa bence en azından uzmanlığını bitirmiş bir doktora gitsin.
0
dissendium
(24.10.21)
(8)

Mevcut hükümet değişirse ekonomi gerçektende iyileşir mi?

wiekannich
Kafama takılan mesele Türkiyede Arge yok denecek kadar az (3 5 yazılım unicornu çıkıyor hop yaabncılara, getir hariç tebrik ediyoruz kendilerini) Nazım Salur bir röportajında TR de ar ge ye ayrılan bütçe ile Taksim'de 4 yıldızlı otel alamazsın demişti,Sanayi tamamen ucuz iş gücü (küstürülen yatırımc
Kafama takılan mesele Türkiyede
Arge yok denecek kadar az (3 5 yazılım unicornu çıkıyor hop yaabncılara, getir hariç tebrik ediyoruz kendilerini) Nazım Salur bir röportajında TR de ar ge ye ayrılan bütçe ile Taksim'de 4 yıldızlı otel alamazsın demişti,
Sanayi tamamen ucuz iş gücü (küstürülen yatırımcı geri gelir mi ?),
Turizm Araplara emanet (o çok yerilen Araplar olmasa bitikti),
İnşaat orta doğu kan ağlıyor, içeride kredi faizlerinden kimse ev almaya yeltenemiyor, kurdan demir çelik uçmuş faiz düşük olsa da maliyet yüksek,
Tekstil, yeni nesil eskiler gibi ucuz işçi olacağıma çalışmam daha iyi diyor (FB gruplarına bakabilirsiniz fellik fellik Afgan işçi arıyorlar)
Otomotiv, Fiat'ın üç beş modeli ve Renonun Clio su, Honda da tası tarağı topladı gitti
Eğitim, vasat Allah vasat bilmem kaç milyon kişi sınava girer üni diploması kurs sertifikası gibi olmuş artık mezun enflasyonu tavan yapmış,
Mevcut hükümetin liyakat eksikliğinden nemalanan kan emiciler makası açmış da açmış.

Hangi biri kaç yılda nasıl düzeltilir, gerçekten yapıcı eleştiri sunabilecek kaynak önerecek var mı ciddi manada ülkeye dair umutların bittiğine işaret ediyor her şey.
0
wiekannich
(24.10.21)
iyileşir çünkü bu iktidar son 5 senedir dolar satmak dışında ne yapıyor ben anlamadım. anca yandaş medyadan algı kas, vatandaşın problemlerini dinleme ama bıçak kemiğe dayanınca bir şekilde çöz sonra da kendi kendine madalya tak.

hani şu kendi sürdüğü bisiklete çomak sokup düşen sonra da ağlayan adam caps'i varya şu an o halde yönetim. yeni yönetim gelince eğer bisiklete çomak sokmazsa yavaş da olsa yol alacağız.
0
malheiros
(24.10.21)
İyileşir tabii ki. İyi ekonomi hayal değil. Başkanlık sistemi kaldırılmalı. Yaptım oldu tarzı bir yönetimden vazgeçilmeli.
0
dissendium
(24.10.21)
Ticaretin içinden biri olarak söylüyorum,
Berat Albayrak istifa ettiği gün, AKP'li veya değil hemen hemen herkes derin bir ohh çekti. Esnafa sanayiciye fabrikatöre ithalatçıya ihracatçıya bir rahatlama geldi. Göstergeler bile iyileşmişti yanlış hatırlamıyorsam. Bakan değilde hükümet giderse bunun 10 katını düşün.
0
etna
(24.10.21)
Ülkenin problemleri çok, bunlar bugünden yarına çözülecek şeyler de değil. Bu anlamda "İktidar değişecek ve Almanya gibi olacağız" hayal bile değil, "İktidar gidince Güney Kore olacağız" ancak hayal olur. Diğer yandan ekonomide istikrar sağlanması, merkez bankası ve TÜİK gibi kurumların düzgün işlemeye başlaması, ülkenin dış siyasetinin normale dönmesi vb. kısa ve orta vadeli rahatlama sağlayacaktır. Türkiye çok ciddi bir pazar, yetişmiş gücü de iyi. Şu anda ekonomik olarak potansiyelinin çok altında.
0
salihdt
(24.10.21)
İktidar aynı iken bile işi az çok bilen birisi geldiğinde (Naci Ağbal) euro 8,20’lere gitmişti. Ki bıraksalardı baya bir yol alınacaktı. Şu an euro 11,20.
0
but that was just a dream
(24.10.21)
düzelir niye düzelmesin. tr aslında büyük potansiyeli olan bir ülkeydi. 2002'den bu yana gerçekleşecek en kötü senaryo gerçekleşti.
0
paintov
(24.10.21)
Duzelmez. Ulkenin odenecek 30 yillik borcu var. 2011 yilindaki alim gucumuz ve ekonomik refahina 25-30 yildan once yeniden erisemeyecegiz.
0
karlmarx
(24.10.21)
bence iyileşir. ama sorun sadece hükümet değil. liyakatsizlik her kurumu ele geçirdi. hükümet seçimle değişse bile kurumların düzelmesi seneler alır

ekonomik göstergeler çok kötü ama bu işler pek belli olmuyor. 2000 yılında da kötüydü, ab süreci, küresel gelişmeler falan derken 10 yıl iyi bir dönem geçti. büyük ölçüde küresel gelişmelere bağlı bence. borçsuz ülke yok zaten.
0
dafuq
(24.10.21)
(9)

Sivil savas ucagi almak istesem

kartonpiyer
Diyelim ki ayi gibi param var, ucak da kullanabiliyorum. Cok hizli, 1 ya da 2 kisilik bir ulasim araci almak istiyorum. Gitsem lockheed martin corp. a desem ki kardes ben F16 alicam, sivil nitelikli olsun, bomba momba takilacak kisimlari bagaja cevirin parasi neyse vericem, bana f16 kullanimi icin e
Diyelim ki ayi gibi param var, ucak da kullanabiliyorum. Cok hizli, 1 ya da 2 kisilik bir ulasim araci almak istiyorum. Gitsem lockheed martin corp. a desem ki kardes ben F16 alicam, sivil nitelikli olsun, bomba momba takilacak kisimlari bagaja cevirin parasi neyse vericem, bana f16 kullanimi icin ek egitimleri de verin desem ne olur?

Not: Ayi gibi param yok, ucak kullanmayi bilmiyorum, sadece aklima esti.
0
kartonpiyer
(23.10.21)
Satacaklarını sanmıyorum. Hadi diyelim sattılar, uçuş izni alabileceğini de sanmıyorum. Drone uçurmak için bile izin vermeyenler süpersonik jet için hayatta izin vermez.
0
orient blue
(23.10.21)
Burada sorulmuş.

www.quora.com

Hayır demişler.

Ama bunun dışında şöyle bir olay da olmuş.

robbreport.com

Benzer çok soru sorulmuş.

www.quora.com
0
dissendium
(23.10.21)
youtube videolarında görüp tahmin ettiğim şey şu.

amerika ingiltere gibi ülkeler, hizmetten çektiği savaş uçaklarının silah sistemlerini falan söküp normal kullanıcılara satıyor.

b29dan tut da , p51 e kadar f16 ve uh60 vb hepsi sivil olarak var.

yani youtube da çok video var ve hepsi de sivil. savunma bakanlığından izin falan anlatıyolar bişeyler de bilmiyorum.
0
killerbee
(23.10.21)
@killerbee e peki hizmetten cekilmis ucagi alanlar onunla ucmak isteyince ucabiliyorlar mi?
0
🌸kartonpiyer
(23.10.21)
tabi uçuyolar, hava şovlarına katılıyolar. hatta milletten para alarak yolcu oalrak falan bindiriyolar

www.youtube.com

ciddi kısıtlamalar olacağı kesindir bana sorarsan.

amerikada paran varsa tank bile alabilirsin. genelde tarihi tanklar falan ama alan alıyor yani :)


gta gibi ülke
0
killerbee
(23.10.21)
Ek soru: tamam F16 satmiyorlar, e gidip MIG filan almak istesem? ya da cinlilerin filan da ucaklari var? Yani sozun ozu, gidip parasini verip 2 kisilik cessna alabiliyor isem neden bunlardan da alinamasin? daha hizli diye mi?
0
🌸kartonpiyer
(23.10.21)
ok anlasilan alinabiliyor. para biriktirmeye baslayayim ufaktan.
0
🌸kartonpiyer
(23.10.21)
sıfır olarak alamazsın. lockheed martin vs. uçak üretip galeriye koyan firmalar değil. bir kamu ihalesi oluyor o amaca özel üretiyorlar.

ikinci elde alırsın ama uçuramazsın. emekli savaş uçağı pilotu olman lazım ve uçağı işler tutabilmek için sürekli yedek parça + bakım teknisyenine ihtiyacın var. ve savaş jetleri sivil havalimanlarına inemez çok daha uzun pistlere ya da katapulta ihtiyaçları var.

uçaklar araba gibi değil. alıp kenara koyamıyorsun. bütün parçaların belli bir saat ömrü var. çalışma saatine veya bekleme süresine göre değiştiriliyor. 2000 saat sonra bilmemne contası değişecek talimatı var mesela. değişmezse uçuş izni yok. o contayı nereden nasıl temin edeceksin.
0
orpheus
(23.10.21)
bakimiyla izniyle falan cok ugrasirsin ama ikinci el alabilirsin.
Spitfire falan satiliyor istesen silah bile takarsin.

Escobari oldurmek icin f16 tarzi bir ucagin silahlisini da almislardi.

Yeterince paran varsa dunyada senin fantezini engelleyecek bir kurum yok.
0
divit
(23.10.21)
(12)

akıllı telefonu hangi maksatlar için kullanıyorsunuz?

dafuq
o kadar para verip akıllı telefon alıyoruzpeki hangi amaçlarla kullanıyorsunuz? birden çok cevap verebilirsiniz.iş, sosyal medya, chat, video izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak, kitap/makale okumak, vs
o kadar para verip akıllı telefon alıyoruz
peki hangi amaçlarla kullanıyorsunuz? birden çok cevap verebilirsiniz.

iş, sosyal medya, chat, video izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak, kitap/makale okumak, vs
0
dafuq
(22.10.21)
iş, sosyal medya, chat, video izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak, kitap/makale okumak, vs
0
himmet dayi
(22.10.21)
sosyal medya, chat, video izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak. kitap okumak için amazon kindle var
0
nahtoderfahrung
(22.10.21)
konuşmak, arada sırada oyun oynamak, bazen navigasyon, kıytırık video fotoğraf çekmek(telefonum eski, yenilemeye de ihtiyaç duymadım, yüksek kaliteli şeyler için dslrim var)

bir de whatsapp ama en çok whatsapp. onu da bilgisayardan kullanıyorum ama tabi telefon olmadan çalışmıyor.
0
killerbee
(22.10.21)
Valla ben oyun harici saydıklarının hepsi için kullanıyorum.
0
Amaranta ursula
(22.10.21)
Tam anlamıyla her şey için kullanıyorum.

Benim için zirvesi şu. Bir sınav hazırlığı için birkaç kitap almıştım. Kitapla çalışmaya üşendiğim için sayfaların fotoğrafını çekip telefondan okuyorum.
0
dissendium
(22.10.21)
Onsuz yapamam dediğim iki özellik;
Navigasyon ve anımsatıcı

Bunun dışındaki her şey (işle ilgili aramalar hariç) alet var olduğu için yaptığım şeyler ihtiyaç duyduğum şeyler değil aslında.
Genel olarak kullanımlarım;
müzik dinlemek (aslında bunu da asla yapamam sınıfına alabilirdim ama alternatifi vardır diye almadım, alınabilir.)
dizi izlemek, oyun oynamak, arama/mesaj, alarm, sosyal medyada gezinti, takvim, hava durumu kontrol gibi şeyler.
0
mutekebbir
(22.10.21)
İş maillerimi mesai saatleri dışında telefondan kontrol edip gerekiyorsa cevaplıyorum.
Instagram var günde ortalama 17 dakikam orada geçiyormuş. Öyle yazıyor. Başka mecrada hesabım yok.
WhatsApp iş/geyik/iş+geyik olarak yoğun kullanıyorum.
Ekşi Sözlük, ekşicep uygulaması üzerinden uyanık olduğum saatlerde sürekli okuyorum.
Wikipedia, ansiklopedi okur gibi rastgele maddeler okuyorum.
Arabada müzik dinlemek için Spotify var kullandığım.
Nabız uygulaması üzerinden haberleri takip ediyorum seçtiğim kaynaklardan.

Sonradan aklıma gelenler: Navigasyon, google maps (timeline özelliğiyle), banka hesaplarım, hanımla ortak alışveriş listemiz (cozi), yemeksepeti, bisu, amazon.
0
pispinti
(22.10.21)
online dating
0
freebird5406_2
(22.10.21)
Ajanda, anımsatıcılar ve navigasyon -en çok ihtiyacım olanlar
Mi home -evdeki cihazları kontrol etmek için
Reddit, Instagram, birkaç oyun -vakit öldürtücüler
Netflix, Prime Video -uzun yolda ya da mutfakta el oyalayan bir şeyler yaparken izlemelik
Sesli kitap, Spotify -yürürken, uzun yolda, ev işi yaparken dinlemelik
Banka uygulamaları, iletişim uygulamaları, dijital not defterleri ve listeler (evernote <3 ), bulut servisleri, hastane ve sigorta uygulamaları, fotoğraf düzenleme, alışveriş, taksi çağırma, otobüs saati bakma...

Tepe tepe kullanıyormuşum bence.
0
kobuzchu kiz
(22.10.21)
Ben bu sebepten fazla para vermiyorum ki sonraki telefonu fairphone alma ihtimalim var, neyse su an pixel 4a var 280 euro mu neydi

-mail
-sosyal medya
-video izleme
-fotograf
-iletisim
-bankacilik
-5/3/1 için antrenman takibi

Genel olarak budur.
0
logisticsmanager
(22.10.21)
Konuşma
İş (mail, WhatsApp)
Sosyal medya
Alarm
Araştırma
Banka uygulaması
Fotoğraf ve video çekme
0
pro9it9is9
(22.10.21)
bilgisayardan daha çok kullanıyorum. kitap makale gazete dergi vs okuma. internette araştırma. bazen kısa şeyler yazıp çıktı almak. bazen fotoğraf afiş programları ile birşey tasarlamak için. (en çok bu kısımda işimi görüyor)
müzik dinlemek. nadiren bişi izlerim pek video film izlemiyorum. tabii sosyal medya ve yazışmalar da var. bazı uygulamalar indirip ingilizce de çalışıyorum. tabletim vs yok. her işimi telefon görüyor. bilgisayarımda sadece makale vs yazıyorum ve iş için kullanıyorum. onun dışında herşey telefonda
0
photo85
(22.10.21)
(7)

Yeni mezun bir avukat için hangisi uygun olur?

admiral
İstanbul'da çalışmak mı yoksa diğer şehirler mi?
İstanbul'da çalışmak mı yoksa diğer şehirler mi?
0
admiral
(22.10.21)
İstanbul'da kiralar çok yüksek. Yeni mezun için zor olabilir. Geliriniz artana kadar kazandığınızı harcarsınız.
0
dissendium
(22.10.21)
İstanbul'da ailesiyle yaşayıp kira ödemeyecekse iyi ama buraya sıfırdan yerleşip ev tutacaksa @dissendium +1
0
kobuzchu kiz
(22.10.21)
Bence İstanbul.

Avukat arkadaşlarımın çoğu İstanbul'da başladı. Bogulacaksan büyük denizde boğul. Küçük şehirde başlarsan gelirin de küçük olacak zaten. İstanbul'da yeni mezunda 4.5 veriyorlarsa küçük şehirde asgarî ücret alırsın. Ayni yere gelir.
0
westblack
(22.10.21)
diğer şehirde network kurmak daha kolay olur sanki. 2 ayrı konuda 2 ayrı avukatımız var, birine tüm aile topluca vekalet verdik ki daha öncesinde aileden sadece bir kişinin avukatlığını yapmıştı başka bi davada. diğer avukatla da hemşerilik üzerinden iletişim kurup karar kıldık. istanbul'da bu tarz ilişkiler kurulamaz sanki.
0
mtfbwy
(22.10.21)
kesinlikle istanbul değildir.
babanız holding yönetmiyorsa evinizi kiranızı arabanızı cep harçlığınızı vermeyecekse istanbuldan koşarak uzaklaşın
0
photo85
(22.10.21)
not: avukatlık için büyük şehrin getirisi büyük değildir. tam tersine küçük şehir avukatları her zaman büyük kentlerdekilerden daha çok kazanırlar. pastayı istanbula pay edersek kırıntı koklanıyor sadece. ama memleketiniz olan küçük illerde dolu dolu bir dilim yersiniz.
0
photo85
(22.10.21)
Ben bunun İstanbul versiyonunu seçtim. Evet çok zor. Ama İstanbul’da avukatlık yapmak cepte milli piyango biletiyle gezmeye benziyor. Her an her şey olabilir, ben de bunu seviyorum.

Kendi memleketimde eminim çok daha iyi şartlarda mesleğimi icra edebilirdim. Ofisim, arabam, aile evi, anne yemekleri…

Yine de İstanbul diyerek geldim. En azından 3-5 sene geçmeden dönmeyi düşünmem.
0
adwokat
(22.10.21)
(5)

askerlik psikolojisi

psmstc
Askerden geldiğimde yatağımı, aile evini toplama takıntım oldu. 7 gün sonra yine normal dağınık halime döndüm. Bir de sürekli kendimi tetikte hissediyordum. Bu hafta diyet, temizlik düzen gibi konularda kendimi az disipline edeyim dedim.Yine gergin ve tetikte psikolojiye girdiğimi farkettim. Bu nede
Askerden geldiğimde yatağımı, aile evini toplama takıntım oldu. 7 gün sonra yine normal dağınık halime döndüm. Bir de sürekli kendimi tetikte hissediyordum.

Bu hafta diyet, temizlik düzen gibi konularda kendimi az disipline edeyim dedim.


Yine gergin ve tetikte psikolojiye girdiğimi farkettim. Bu neden oluyor olabilir?
0
psmstc
(21.10.21)
Abi senin zaten 500 ayrı psikolojik rahatsızlığın yok muydu bu da onlardan biri işte çok takma.
0
Zaman Tamircisi
(21.10.21)
Yatak toplamanın askerlikle bir ilgisi yok ki. Ben askere gitmeden önce de yatağımı topluyordum. Bence bunu askerlikten bağımsız olarak düşünmek lazım. Yatak toplamamak sizi rahatsız etmiyorsa toplamayın. Beni rahatsız ettiği için toplarım ben.

Askerlik yaşam biçiminin bir süreliğine değiştiği geçici bir dönem. Daha önce karşılaşmadığımız ortamlar, durumlar söz konusu. Bu nedenle böyle şeylerin olması normal. Zaman geçtikçe düzelecek. Ben de ilk geldiğimde o psikolojiden hemen çıkamamıştım ama 1, 2 yıl içinde düzeliyor, etkisi azalıyor.
0
dissendium
(21.10.21)
Yarım saat geç uyansan depresyondayım sanacaksın. Her sıradan davranışına derin bir psikolojik kulp bulmaya çalışmaktan vazgeç bence. Robot değiliz. Hepimizin her günü ayrı oluyor. "Dünüm bugünümden farklı, sizde neden böyle?" diye sorulmaz her değişimde.
0
himmet dayi
(21.10.21)
abi kendini bi' sal ya. psikiyatriste gittin mi hiç? ilaç kullan gerekliyse. paran da varmış, terapi de al iyi birinden.
0
candide
(21.10.21)
Askerden geldigin icin oluyordur iste.
0
stavro
(21.10.21)
(3)

Karsu Dönmez, şurada 1:48'de ne diyor?

Berck
https://www.youtube.com/watch?v=2Zh27Gq2Ie0&t=105s&ab_channel=KarsuKendince bir tatlılık katmak için Ankaralı edasıyla "la" mı diyor, yoksa benim kulaklarım mı o şekilde algılıyor? :) Başlangıcında bir "L" sesi çıkıyor sanki...
www.youtube.com

Kendince bir tatlılık katmak için Ankaralı edasıyla "la" mı diyor, yoksa benim kulaklarım mı o şekilde algılıyor? :) Başlangıcında bir "L" sesi çıkıyor sanki...
0
Berck
(21.10.21)
Ah sen ne güzel diyor.
0
dissendium
(21.10.21)
@dissendium Orjinali ah evet de Karsu'da L sesi duyuyor gibi oldum, dedim acaba bana mı öyle geliyor.
0
🌸Berck
(21.10.21)
ben de duydum o l sesini. bana yeşilçamdan "naayıır" ı çağrıştırdı, hani lllll diye bi giriş yapıp sonra ah sen ne güzele bağlamış sanki
0
serbest gezen koala
(22.10.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.