Giriş
(7)

Sırt çantası seçimi (thule vs north face)

but that was just a dream
F/p açısından hangi çantayı tercih ederdiniz?https://www.teknosa.com/thule-exeo-notebook-sirt-cantasi-28l-156-black-p-125049065?utm_source=criteo&utm_medium=retargeting&utm_campaign=Lower_Funnel&utm_term=retargetinghttps://www.thenorthface.com.tr/recon-sirt-cantasi_123951TeşekkürlerNot: fiyatlar sah
F/p açısından hangi çantayı tercih ederdiniz?

www.teknosa.com

www.thenorthface.com.tr

Teşekkürler

Not: fiyatlar sahiden uçmuş bu arada. 2020 Haziran’da 400 tl’ye aldığımız north face jester şu an 799 tl, gerçekten inanılmaz.
0
but that was just a dream
(09.05.21)
Ergonomi açısından TNF daha iyi duruyor ama tasarımı fazla outdoor. Thule daha şık görünüyor.
0
himmet dayi
(09.05.21)
The North Face'in sırt kısmını gözüm tuttu. O yüzden onu tercih ederdim.
0
dissendium
(09.05.21)
Normalde çanta konusunda thule north face'den daha iyi bir markadır. Fakat bu modeller özelinde north face daha iyi.
0
ozgurluk savascisi
(10.05.21)
yurtdisinda thule urunleri bence kalite olarak north face'in ustunde ve daha pahalidir.
mesela north face'in indirime girdigini cok gordum ama indirime girmis thule urunu gordugumu hatirlamiyorum.

ikisi arasinda hic dusunmeden thule.
0
cooperr
(10.05.21)
metro gross ve media markt mağazalarında 80 - 200 TL arası çok güzel notebook çantaları var. Maddi durumunuzu bilmiyorum ama ben linkteki fiyatlara asla alım yapmazdım.
0
kanlakarisikyagmur
(10.05.21)
Case logic bakın.
0
mekaniker
(10.05.21)
Selamlar, bende uzun süren çanta arayışıma şu ürün ile son verdim.
www.mediamarkt.com.tr
Tüm markaları denedim, görüntü vs. En güzel ve kullanışlılık açısından yolladığım ürünü 4 aydır kullanıyorum ve aşırı memnunum.
0
Weeze3r
(10.05.21)
(9)

patron sensin, make the rules

durbikonusucaz
selamlardiyelim ki patronsunuz. şirket de şöyle bir şey; sahada 500 çalışan var ve hepsinde şirket aracı var. bu kişiler adreslere gidip x konusunda arıza tespit, onarım vs yapıyorlar. belli çalışma saatleri var ve isteğe bağlı fazla mesai mevcut. şirket araçları 7/24 çalışanlarda ama özel amaçlı ku
selamlar

diyelim ki patronsunuz. şirket de şöyle bir şey; sahada 500 çalışan var ve hepsinde şirket aracı var. bu kişiler adreslere gidip x konusunda arıza tespit, onarım vs yapıyorlar. belli çalışma saatleri var ve isteğe bağlı fazla mesai mevcut. şirket araçları 7/24 çalışanlarda ama özel amaçlı kullanım yapmamalarını istiyoruz.

bu şirketin nasıl kuralları olmalı ve kural ihlalinde ne yapılmalı?

1-mesai uyumu. (geç başlarım geç çıkarım bana ne derse?)
2-araçlar ile ilgili şeyler. (km başına para kesmek gibi ama adam ödüyorum kullanırım derse?)

gibi örnekler.

detaylandıramadım ama iş hayatı tecrübesi olan arkadaşlar çeşitliiiii senaryolar hakkında yazabilirler
0
durbikonusucaz
(09.05.21)
1- mesai saatini geç gelen geç çıkara baglarsaniz o iş a... G... Dağıtır. Biraz eski kafalı diyebilirsiniz ama sabahın köründe bir dükkan açılmıyorsa önünde sonunda batacaktir gözümde.
2- özel işin için kullanırsan ceza ödersin, geçerli mazeretsiz araç kullanımında da kovulursun. Başlarım senin parana.
Kim ne derse desin, öğrenci, asker ve işçiye acimayacaksin.
0
allah yazdiysa bozsun
(09.05.21)
valla herkes kendi şahsi işleri için de kullanıyor şirket arabalarını.
mesai saatleri içinde araçları kullandırtırım. sabah işe kendi araçları ile ya da toplu taşımayla gelirler, akşam da yine aynı şekilde giderler. başka türlü her türlü bir yolunu bulurlar bence.
0
rose parks
(09.05.21)
İşleyişi değiştirirdim ben. 7/24 onlarda olmazdı. Vardiya sistemi yapardım. Mesaiyi kaldırırdım. Her kişi arabayı bir sonraki kişiye bırakırdı.
0
dissendium
(09.05.21)
Hiç patronluk yapmadım da çalışırken kural değil sonuç bazlı çalışan şirketlere çok daha sempatiyle yaklaştım. Dolayısıyla:

1- Günlük ortalama kaç km yaptıklarını tespit eder, bunun biraz üstünde yakıt bütçesi verirdim. Bunun haricinde özel kullanım yapıp yapmamalarını umursamazdım. "Araç eskiyor" falan evet ama, bu o kadar büyük bir maliyet değil muhtemelen. İlla dert ediyorsam (ve feasible ise) kiralık araç verirdim.

2- Mesai uyumunu yine dert etmezdim. Kurallar olurdu işte günlük 3 yere gitmeniz lazım, bununla maaşınızı hakediyorsunuz (ben de maliyeti çıkarıyorum). Bunun üstünde gittiğiniz her müşteri için X lira ücret gibi. Günlük 3 yere gidemeyene güle güle.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
Ha o değil de mesela bizim şirkette iki kendi arabası ve şirket arabası ile benzinciye gidip, şirket aracın plakasını sisteme girip kendi aracına doldurduğu oldu. İse gelmedikleri gün Yemek kartlarını iş arkadaşlarına verip ise gelmiş gibi yemek parasını karta yükleyen de gördüm.
0
allah yazdiysa bozsun
(09.05.21)
Üstadım insanlarda akşam araba kalıp da, şahsi işi için kullanmaması imkansız. Çocuğum hasta oldu diyecek, dedem öldü diyecek, en kötü ihtimalle sana yalan söyleyecek, ya da iş uyduracak oraya gidecek yine kullanacak. Sahada çalıştığım şirketlerden örnekle iki seçeneğin var:

1) Şirket araçları şirkette durur. Sabah herkes şirkete servis ya da toplu taşımayla gider, havuz aracını alır, akşam getirir, servisle evine döner. Bence büyük saçmalık ama bunu yapan çok şirket var.
2) GPS yoluyla izleyip belli saatler dışındaki kullanımda km başına ücret kesersiniz. Benim çalıştığım ilk şirkette böyleydi, araçlar zaten kiralık ve sigortalı, benzin taşıt tanımalı, ay sonunda GPS yazılımından belli saatler dışı kullanımı çekip kişilere bildiriyorlardı, çalışanlar da ödüyorlardı (ya da o gün mesai yaptım diyorlardı vs) ayrıca ya da maaştan kesiliyordu. Bu senaryoda evet adam ödüyorum ve kullanırım diyecek ve kullanacaktır. Kiralama KM'sini ona göre ayarlamanızda fayda var. Ayrıca köprü otoyol vs de özel kullanım için çalışanlara yansıtılıyordu. Sırf bu araç işine bakan biri vardı şirkette ki bizde 50 araç vardır yoktur o zaman.

En iyi yöntem 2: bırakacaksınız kullanacaklar km başına atıyorum 60 kuruş ödeyecekler. (km başına maliyet için mesela moov'un fiyatlarını kullanabilirsin) Ödedikçe de kullanacak. Eğer arabaların eskimesinden çekiniyorsanız zaten araçlar size aittir, bir an önce kiralık araca geçin çünkü 500 aracın derdiyle uğraşmak başlı başına bir iş. Bırakın araçlar eskisin adamlar kullansın, şirket aracı yüzünden iş değiştirmeyen insanlar var.

Edit: 2. seçenekte bir de şehir dışına izinsiz çıkmama kuralı vardı, yani kafana göre arabayı alıp parasını ödüyorum antalyaya giderim diyemiyordun. Böylece km'yi de biraz kontrol altında tutuyorlardı aklıma geldi şimdi.

Edit 2: bir seçenek daha aklıma geldi şu anki şirketimde de öyle. arabası olan kişilere aylık belli bi para + benzin fişi verip, kendi arabasıyla iş yapmasını sağlayan şirketler de var. Böylece otomobilin ıvır zıvırıyla uğraşmak yerine direkt maaşa ekleyip para olarak veriyor, adam artık o işle ilgili yere nasıl giderse. Ama bu genelde maaşı yüksek beyaz yaka grupta daha yaygın, adam 3-4 bin alıyorsa mantıksız olur.
0
roket adam
(09.05.21)
1 araç minimum 3 kişiyi alacak şekilde servis ağı oluşturulur. Araçlara takip cihazı takılır. Kıl biri tarafından haftalık ya da aylık km takibi, kontak aç/kapa saatlerinin takibi yapılırsa birkaç aya sistem oturur, tek problem çıkmaz.

Mesaileri düzene sokmak şart ama. 500 aracın takibini yapacak bi planlamacı vs. bi zahmet olsun zaten.

ek: "tek problem çıkmaz" iyimserliğin de ötesinde bişey olmuş ama en azından sistemsizlikten iyidir.
0
IncredibleMau
(09.05.21)
araçların kullanılmamasını engelleyemeyiz, ama biz şöyle yapıyoruz, binek araçları sadece pazartesi-perşembe arası benzin alabiliyor, sistem sadece buna izin veriyor, böylece haftasonu kullanımının biraz önüne geçebiliyoruz.
0
benaslinda
(10.05.21)
kendi işi için kullanmayı engellemek motivasyonu düşürür

onun yerine şahsi kullanımdan
kira ücreti almak mantıklı

müşteri ziyaretlerinin girildiği online sistem yaparsınız, rota km'leri google'dan hesaplanır

ya da fazla km yapan işten çıkartılır maddesi eklersiniz
0
bir soru sorcam
(10.05.21)
(4)

Sedat Peker videolarında ne anlatti

dafuq
Bu kadar gündem olan şey nedir?İzleyemedim bu adamın konuşma üslubu rahatsız edici.
Bu kadar gündem olan şey nedir?
İzleyemedim bu adamın konuşma üslubu rahatsız edici.
0
dafuq
(09.05.21)
Birilerinin sırlarını açıklıyor. Türkiye'de öldürülen bir kızın cinayetinin sorumlusunun Mehmet Ağar olduğunu, aynı zamanda bu kişinin uyuşturu kaçakçılığı yaptığını söylemiş.
0
dissendium
(09.05.21)
henüz bilinmeyen birşey anlatmadı, ama anlatacağını iddia ediyor. karşı taraftan gelecek hamleyi bekliyor. muhtemelen artık türkiyeye dönme düşüncesi yok. bir şekilde onlar peşini bırakırsa o da suskunluk anlaşmasını koruyacak.

ancak karşı taraf geri adım atacak gibi değil. sedatın açıklamalarının ertesi günü, ağar'ın oğlu akp marmara bölgesi başkanı oldu. çakıcı-mhp ortaklığı korunduğu sürece türkiyeye geri gelip güçlenmesi pek mümkün değil.
0
orpheus
(09.05.21)
neverletyougodown
(09.05.21)
dişe dokunur hiçbirşey anlatmadı.
şöylediği şeylerin çoğu zaten biliniyor.
mehmet ağar kokain satıyormuş.
türk devleti 50 senedir avrupanın uyuşturucusunu satıyor zaten, bilmeyenin kendi ayıbı bu.
bu anlatılanlardan türkiyenin bağırsaklarını temizleme operasyonları falan çıkmaz.
0
aslindasorunumpsikolojik
(10.05.21)
(16)

30 yaşına gelmem ama işim yok diye bana harçlık verilmeye çalışılması

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Bendeniz 30 yaşına gelmiş ve henüz kariyerinde istediği atılımı gerçekleştirememiş birisiyim. Son tam zamanlı işimden ayrılalı 3 yıl olacak 1 ay sonra. Doğru düzgün bir iş bulamadığım için serbest çevirmenlik yapıyorum. Hoşuma gitmiyor serbest çevirmenlik ama hiç değilse geçimimi
Merhaba arkadaşlar,

Bendeniz 30 yaşına gelmiş ve henüz kariyerinde istediği atılımı gerçekleştirememiş birisiyim. Son tam zamanlı işimden ayrılalı 3 yıl olacak 1 ay sonra. Doğru düzgün bir iş bulamadığım için serbest çevirmenlik yapıyorum. Hoşuma gitmiyor serbest çevirmenlik ama hiç değilse geçimimi sağlayacak parayı çıkarıyorum. Adam gibi bir iş bulana kadar böyle devam.

Ailemle yaşıyorum. Bir düzen kuramamış olmak, hala ailenin dizinin dibinde olmak pek hoşuma gitmiyor ama ne yazık ki işleri bir türlü rayına oturtamıyorum. Yaklaşık 3,5 yıldır ailemden para istemiyorum. Zaten öyle çok para harcayan bir tip de değilim. İstediğim şeyi peşin peşin alabiliyorum çok şükür.

Ama bir durum var ki çok fena canımı yakıyor. Yakın çevrem, bazı akrabalarım falan adamakıllı bir işim olmadığı için bana harçlık vermeye çalışıyor. Biliyorum beni sevdiklerinden ama 30 yaşına gelmiş biri olarak benliğim kaldırmıyor artık. Fakir değiliz fukara değiliz. Kirada oturmuyoruz. İnsanlar neden hala gururu incinir mi demeden belli bir yaşa gelmiş insanlara harçlık vermeye çalışır? Sağ olsunlar var olsunlar ama harçlık da bir yere kadar sonuçta.

Ben zaten kendimi bildim bileli dik kafalının, kimseye eyvallahı olmayanın biri oldum ve hiçbir konuda yardım almayı kolay kolay düşünmedim. Her şeyi kendi başıma halletmeye çalıştım. Böyle birileri harçlık verince kendimi zayıf hissediyorum. Zaten ihtiyacım yok. Kabul etmeyince bana darılıyorlar. Kardeşim her ay 500 TL harçlık veriyor ve hiçbir şekilde geri çevirmeme izin vermiyor. Doğal olarak kötü hissediyorum.

İşin diğer boyutuysa almak istemediğim için verilen harçlıkları harcamaya dair içimden en ufak bir istek bile gelmiyor. Kendi param gibi göremiyorum, birisi tarafından emanet bırakılmış gibi geliyor. Ayıp olmayacağını bilsem verilen bütün harçlıkları bir hayır kurumuna bağışlarım. Oysa kendi param söz konusu olunca şunu da alsam bunu da alsam diye hep plan yapıyorum ve harcamak inanılmaz tatlı geliyor.

Sizce ne desem de karşı tarafı kırmadan incitmeden harçlık vermemeleri gerektiği konusunda ikna etsem? "30 yaşına geldim."," Ben kendi paramı kazanıyorum zaten." lafları işe yaramıyor maalesef. Böyle durumlar yaşayanınız var mı? Siz olsanız nasıl hissedersiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.05.21)
Çevrenize remote/home Office çalıştığınızı söyleyebilirsiniz. Ki zaten kısmen öyle yapıyormuşsunuz.
0
Gradient_tabanlı_mor
(09.05.21)
Harçlığı yaşla ilgili görmeyenler var bence, örneğin annemin dayısının anneme harçlık vermişliğini görmüşüm. Her zaman düzenli değil de kırk yılda bir misal, istediğin bir şey alırsın diye hediye babından. Tam da harçlık sayılmaz gerçi bu, şimdi yazarken farkettim.

Durumunuzu tam kestiremiyorum ama babadan, kardeşten her türlü harçlığa tamamım :))
Yaş kaç olmuş, iş de var ama babam harçlık verince alırım yine şakasını yapar eğleniriz.

Bayram harçlığı da 1lira bile olsa alırım, maksat eğlenmek
0
epitaf
(09.05.21)
Ben bu kadar katı olmazdım. 28 yaşındayım. Anneannem bazen harçlık verir, her harçlık verdiğinde gülerim. Şöyle güzel bir söz var. Kaç yaşında olursanız olun anneniz, babanız hayattaysa hâlâ çocuksunuz demektir. Evlenince gelinle damada takılan paralar da bir bakıma harçlık sayılır. Ben bir gün baba olursam çocuğum 40 yaşına da gelse para veririm.
0
dissendium
(09.05.21)
freelance işlerden gelen paranın yettiğini ihtiyacın olmadığını söyleyebilirsin. gurur yaptığını düşünürlerse daha çok ısrar edecekler. bir de acaba annen-baban durumu görüp yönlendiriyor olabilir mi, oğlum kardeşine arada destek ol gibi ?
0
orpheus
(09.05.21)
"Ayıp olmayacağını bilsem verilen bütün harçlıkları bir hayır kurumuna bağışlarım."

E bagislayin...
0
invictae
(09.05.21)
@ orpheus Annem, bu konularda katı olduğumu bildiği için bir şey söylemez. Zaten söyleme gereği duysa da söylemez direk kendi verir harçlığı bana.

@ invictae Duyarlarsa kırılırlar.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.05.21)
Bana ana noktayı kaçırıyorsunuz gibi geliyor. İnsanlar "size acıdıkları" ya da "doğru düzgün işiniz olmadığı" için değil, kendileri iyilik yapmak istedikleri için para veriyorlar. Eğer rahatsız olma nedeniniz muhtaç görünüyor olmaksa, muhtemelen o sadece sizin kafanızda olan bir düşünce. Karşı tarafın öyle düşündüğünü zannetmiyorum.

Ben de 30'a yakınım, anneannem her gördüğünde harçlık verir. Bi ara anneannemin yıllık emeklilik maaşından fazla para kazanıyordum bir ayda, o zaman da veriyordu. Şu an işsizim, yine vermeye çalışıyor. Konunun benimle ilgisi yok yani, onun kendince iyilik yapma şekli bu. Vefat etmeden önce dedemin babannemin falan davranışları da böyleydi.

Ben sizin yerinizde olsam parayı alırım, kullanmak istemiyorsam da sonra onları ziyarete giderken o parayla tatlıdır, işte küçük hediyelerdir falan öyle şeyler alıp giderim. Hem iyi niyetleri için teşekkür etmiş olursunuz, hem de "bakın ben de size bir şeyler alıyorum" mesajı vermiş olursunuz. Win-win durumu gibi. Aranızdaki bağ güçlenir.

Tabi bunları akrabalarınızın kötü niyetli insanlar olmadığını varsayarak söylüyorum. Eğer gerçekten size kendinizi kötü hissettirmek istiyorlarsa kırılırlar mı falan diye düşünmeden hayır demek lazım.
0
plutongezegendegilmi
(09.05.21)
ben üstte yazılanlara katılmıyorum. 30 yaşındaki birine kimse harçlık vermez normalde. iyi niyetli kişiler var da olabilir ama ben çoğunluğun acıdığını düşünüyorum. insanların kafasında "ay 30 yaşına gelmiş hala işi yok, ne evlenebilmiş ne düzen kurabilmiş yazık" düşüncesi oluyor. eğer ısrarla söylemenize rağmen hala vazgeçmiyorlarsa kendi düzeninizi kurmanız lazım ki sussunlar. yani bir birey olduğunuzu göstermeniz lazım. bunun yolu kendi ayaklarınızın üstünde durmaktan geçiyor. aslında durabiliyor gibi gözüküyorsunuz ama bizim milletimiz için tam zamanlı bir işinizin olması ya da ana babadan ayrı yaşamanız, evlenmeniz vs. gerekiyor. ben olsam tam zamanlı iş bulmaya çalışırdım. kendim de şu an freelance takılıyorum ama bu düzen böyle gitmez, farkındayım. tam zamanlı işten sonra da ufak ufak ayrı ev bakmaya başlamanız gerek. herkesin şartları farklı tabii ki ama çok ekstrem bir durum olmadığı müddetçe 30 yaşındaki birisi ana babası ile yaşamamalı.
0
rose parks
(09.05.21)
Konu sahibi iş bulsa, o da ailesiyle yaşamazdı. İş bulamadığı için freelance devam etmek zorunda olduğunu yazmış. Bizim toplumda böyle freelance olanın işi yok. Memur olmalı ya da özelde olmalısın.
0
gelmeistemem
(09.05.21)
Tutup alakasız uzak akrabalar veriyorsa sevimsiz ama genel olarak ben de çoğunluğa katılıyorum. Rahmetli anneannem demans yüzünden iyice aklı karışana kadar bana ara sıra harçlık verirdi. Şu an 37 yaşımdayım, evliyim, kendimize yetiyoruz ama iki hafta önce babam "tamam ihtiyacınız yok ama ben böyle daha huzurlu oluyorum" diye zorla para verdi, aldım harcadım valla, ne yapayım ¯\_(ツ)_/¯

Yine bu sıralar yurt dışında yaşayan halam burada, kendisi köydeyken onun adına almam gereken şeyler için para bıraktı bana, fazla vermiş, aldım hallettim dedim, çocukmuşum gibi "üstü sende kalsın kızım" dedi, ben de o parayla buradan yanında götürmesi için bir şeyler aldım hazırladım @pluton'un dediği gibi.
0
kobuzchu kiz
(09.05.21)
Bence cok konuyu takmamak lazim iyi bir gelirim var ama harclik gelse allah bereket versin der atarim cebe. Guler gecerim.
Babannem hala her ay butun cocuklarina esinden kalan maasi harclik gibi paylastirir. Cocuklarin hepsi evli barkli en kucugu 55 yasinda.
0
kuzey li
(09.05.21)
ailenizle yaşıyorsunuz ve evli falan da değilsiniz, dolayısıyla ailenin çocuğu olarak görülüyorsunuz.
onlar da kendilerince ilgileniyorlar.

evet, aslında bir anlamda dediğiniz gibi bir his yaratması normal ama bence iş güç meselesi sıkıntıda olduğu için normalden daha hassas davranıyorsunuz.
emanet para gibi görüp bağışlamayı düşünmek falan abartılı.
biriktirin, yatırım yapın o zaman.
0
blatta hiberna
(09.05.21)
Bence siz inciniyorsanız onların da incinmemesi için çabalamayın. Bazen 1 sefer sert çıkış yaparsınız ve konu kapanır, gereken budur.
0
megalomaniac
(09.05.21)
yıldırma politikası olarak çar çura harcadığınızı göstermek. saçma sapan şeylere cok para verirseniz "ulan bu bizden zengin" imajı yaratbilirsinizs

iyi niyetli yöntem: size harçlık verenlere bahanelerle hediye al para dönsün 500 lira verdiyse 500 liralık bi şey al ver kendisine internette gördüm aldım fln dersin

kenara atma fikrine ben de sıcak baktım kumbara yap doldur içini. öyle zamanda hayat kurtarır ki kumbara. bizzat size lazım olmasa da yakınınıza sıcak para bulundurmak güzeldir imkan var yapabilirsiniz. çok alınacak bir durummuş gibi gelmedi. verenlerin "minnet etmelisin bana" iması yoksa güzel bi şey harçlık
0
ala09
(10.05.21)
Bence biraz hassasiyet göstermişsiniz, bizim toplumda aile fertleri birbirine bu tür destek olmayı sever, hatta normaldir. Çok hoşunuza gitmiyorsa da, kendi bütçenize karıştırmadan bir köşede ayrı biriktirin. Ama ben olsam sevinirdim doğrusu.
0
firez
(11.05.21)
rose parks +1

megalomaniac +1

kabul etme, istemiyorum de, parayı bırak git. zorla cebine mi sokacak? sokarsa da çıkar. "ihtiyacı olan birine verin de bari bir işe yarasın" falan de.

çok benzer olmasa da hissettiğini anlıyorum. 12 yaşımda babamı kaybettim. ama annem çalıştığı için ve babamdan maaş bağlandığı için durumumuz iyiydi. evimiz de vardı. ama sırf babam yok diye lisede öğretmenler karar vermiş beni alışverişe götürmüşlerdi. yalandan en başarılı sensin sana hediye alacağız dediler. ama herkesten de saklıyorlar. madem başarılıyım ilan et tebrik et. he dedim canım he yemezler. ayakkabı aldıracaklardı bana istemedim. zaten ayağımda o senenin son model nike'ı vardı. yalvar yakar aldırmıştım anneme, annem de kızıp başka ayakkabı almayacağım demişti. ben de çok sevdiğimden her gün onu giyiyordum. bir kız olarak erkek ayakkabısı giyiyordum ama ergenlik işte havalı geliyordu. galiba o ayakkabıyı kötü bir şey sandılar ama pahalı bir ayakkabıydı yani. neyse direttim ve kesinlikle aldırmadım okula geri döndük. sırf muhtaçmışım gibi düşündüklerinden yaptılar bunu ve ben okula dönünce arkadaşıma sarılıp ağladım, babam yok diye muhtaç değiliz biz diye.
0
batlegolas
(13.05.21)
(7)

İf clause cümlede was were kullanımı

neysene
Ekteki görselde was ve were seçilerek herhangi birini kullanabiliyor muyuz yani, “if i were you” kalıbı için? Burada was kullanılmaz diye öğretildi hep.
Ekteki görselde was ve were seçilerek herhangi birini kullanabiliyor muyuz yani, “if i were you” kalıbı için? Burada was kullanılmaz diye öğretildi hep.
0
neysene
(09.05.21)
Kullanabilirsiniz.
0
dissendium
(09.05.21)
"if I was you" amerikanlar pek sevmez. "if I were you" en sık kullanilir.
0
robokot
(09.05.21)
buradaki kullanilan grammer kalibi subjunctive mood. bir nevi dilek/sart kipi.
0
rm
(09.05.21)
Üç örnek de unreal conditional, bu durumda genellikle was kullanımı doğru kabul edilmez.
0
nerobianco
(09.05.21)
@nerobianco
Ben de öyle biliyorum fakat cambridge university press olan kitaptan alınan örnekti bu. Raymond murphy’nin kitabı
0
🌸neysene
(09.05.21)
subjunctive oldugu icin were. hatta was kullanimi yanlis kabul edilir.

buyurun buradan:
www.bbc.co.uk

bon jovi de bir sarkisinda if i was your mother diyor gerci...
0
yoggi
(09.05.21)
Nero+1, cambridge british oldugu icin farkli olabilir.
0
pofudukayi
(09.05.21)
(6)

Otomotiv tasarımında yaygın kullanılan yazımlar nelerdir_

Anthony McCarten
Autodesk Alias ve Rhino'nun kullanıldığını biliyorum. Başka bildiğiniz yazılım var mı?
Autodesk Alias ve Rhino'nun kullanıldığını biliyorum. Başka bildiğiniz yazılım var mı?
0
Anthony McCarten
(08.05.21)
Erva
(08.05.21)
catia?
0
exlibris
(08.05.21)
10 yıl otomotivde çalıştım, Alias ve Rhino'yu ilk kez duydum. Aracın dış tasarımı için mi Alias ve Rhino?


Dış tasarımı bilmiyorum ama diğer tüm alt parçalar için:
Ford -> Catia
Fiat -> NX
Mercedes -> Catia (NX'e geçecekti bunlar da geçmiş olabilirler)
PSA Grubu -> Catia
VW Grubu -> Catia
BMW -> Catia
Jaguar Land Rover -> Catia

edit: hatta dış panel parçaların da dataları Catia ve NX'te hazırlanıyor ama o 'studio design' denilen tasarım nerde yapılıyor onu bilmiyorum.
0
himmet dayi
(08.05.21)
Otomotiv tasarımı gibi genel bir tasarımdan bahsetmek zor. Otomobilin motorunu SolidWorks'te tasarlayabilirsin. Motoru tasarlamak için herhangi bir 3 boyutlu CAD programı yeterli olur. Bunlar da zaten SolidWorks, CATIA, Creo, NX, Autodesk Inventor gibi popüler programlar. Yüzey modellemeden bahsediyorsanız üstteki programlardan bazıları diğerlerine göre daha avantajlı olabilir.
0
dissendium
(08.05.21)
catia +1
0
kanlakarisikyagmur
(08.05.21)
@Hmmet dayı, sektörde değilim, daniel simon'un tasarımlarını Alias'ta yaptığını gördüm. MMekanik parçalar için kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum. www.behance.net

Sorma sebebim hobi olarak çizimlerimi modelleyeceğim bir yazılım bulmak. Blender'da yapıyorum ama bu iş için hazırlanmış bir yazılımda daha iyi olur diye düşünüyorum.

@dissendium evet yüzey modelleme diye ararsam işimi görecek programı bulacağım sanırım.
0
🌸Anthony McCarten
(09.05.21)
(10)

Aft icin ne yapilir

polopan
Agzimin icinde yanagimin ic kisminda kocaman bir aft cikti, baya da sisti, arkadaki dislerim degiyor bi de, canim yaniyor durdugum yerde. Evde ne yapilabilir hafiflemesi icin?
Agzimin icinde yanagimin ic kisminda kocaman bir aft cikti, baya da sisti, arkadaki dislerim degiyor bi de, canim yaniyor durdugum yerde. Evde ne yapilabilir hafiflemesi icin?
0
polopan
(07.05.21)
6 yaşından beri aft ile uğraşan biri olarak bugüne kadar tek bir şey çare oldu; oralmedic
başka çözümü yok maalesef.
0
yolgezergönül
(07.05.21)
Doktora gitme şansınız yoksa, yakında eczane varsa Kenacort-A almayı deneyebilirsiniz eczacıya sorarak. Bende aft çıktığında doktor bunu vermişti. Doktor değilim. Kendi tecrübemi paylaştım.
0
dissendium
(07.05.21)
Kara dut kadar doğal bir tedavi yolu duymadım görmedim. Deneyin isterseniz.
0
Erva
(07.05.21)
karanfil yağı.
pamuklu çubukla sürün, geçirir hemen.
0
blatta hiberna
(07.05.21)
Karbonat bastırın. Biraz yakar ama geçirir. Bunu birkaç kez tekrar edin.
0
you and me in paradise
(07.05.21)
oralmedic +1

üstünü kaplıyor birkaç gün rahat ediyorsun. Kendiliğinden geçmesi 1 hafta sürer ama.

Tuz veya karbonatlı su ile çalkalamak da iyileşmesini hızlandırabilir evet.
0
nhk ni youkosu
(07.05.21)
Karbonat bende de baya işe yarıyor.
0
freelectron
(07.05.21)
karbonat ya da tuz bastırın. pişirdikçe ve etkisi geçtikçe bastırın bayağı iyi geliyor.
tabii tansiyon sorununuz varsa dikkatli kullanın.
0
matilda
(07.05.21)
- sodyum laury sülfat içermeyen diş macunu kullanın
- D vitaminini en az 70 seviyesinde tutun

bu ikisi aft çıkma ihtimalini nerdeyse sıfırlıyor
0
aslindasorunumpsikolojik
(08.05.21)
sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, Aftın çaresi yok. sevebi bilinmeyen oto immün bir hastalık dolayısıyla be yaparsan yap 7 gün sonra iyileşeceksin. merhemler dutlar bu sürecin ortasında alındığı için insanlar iyileştim sanıyor ama zaten 7. günde iyileşiyorsun. dilediğin tıbbi makaleyi oku, bu konuda deneyimliyim, küçük dilimde aft çıktı bir haftada 3 kilo verdim su bile içemedim, 3 doktor gezdim ama çaresi yok :(
0
bugisme
(08.05.21)
(6)

Android oyunu söyleyin lütfen

etna
Evde çok canım sıkılıyor, basit ama sürükleyen android oyunu önerir misiniz?
Evde çok canım sıkılıyor, basit ama sürükleyen android oyunu önerir misiniz?
0
etna
(07.05.21)
LIMBO
0
himmet dayi
(07.05.21)
badland
0
antihero
(07.05.21)
Smash Hit. Bağımlılık yapabilir.
0
dissendium
(07.05.21)
Plague inc. Gündemle uyumlu
Mc dickie oyunları aşırı güzel. Hard time, extra lives, wrecked çok iyi.
0
Hallegadola
(07.05.21)
Swamp attack. Çok eğlenceli sürükleyici
0
burty
(07.05.21)
The Wanderer
0
heritage
(07.05.21)
(19)

hangisini alırdınız?

blatta hiberna
merhabalar,diyelim ki, almak istediğiniz bir akıllı bileklik/saat var.800 lira olan daha düşük modelinin özellikleri sizin için yeterli.bir de 1200-1300 bandında olan bir üst modeli var ama içindeki özelliklerin bir kısmını belki kullanmayacaksınız bile.800 liralık modelden almaya karar vermişken, m
merhabalar,

diyelim ki, almak istediğiniz bir akıllı bileklik/saat var.
800 lira olan daha düşük modelinin özellikleri sizin için yeterli.
bir de 1200-1300 bandında olan bir üst modeli var ama içindeki özelliklerin bir kısmını belki kullanmayacaksınız bile.

800 liralık modelden almaya karar vermişken, muhteşem bir rengine denk geliyorsunuz ama bu özel tasarım gibi bir şey.
ve fiyatı üst modeli gibi 1300 lira, yani 500 lira fazla.

bu durumda aşağıdakilerden hangisini alırsınız?

1. 800 lira verir, bana yeterli olanı alırım. görüntüsüne, rengine bayılmasam da önemsemem.

2. almışken 500 lira daha verir, her özelliğini kullanmayacak olsam da bir üst modelini alırım.

3. tasarımına ve rengine bayıldığım, normalden 500 lira pahalı olan düşük modelin special edition'ını alırım, her baktığımda mutlu olurum, arzu nesnem yaparım, hevesimi tatmin ederim.

edit: arzu nesnesi lafın gelişi tabii ki :)
0
blatta hiberna
(07.05.21)
3
0
Jux
(07.05.21)
Eskiden 1 di ama 3
0
kisa
(07.05.21)
hevesin hep aynı seviyede olacaksa 3, yoksa 1.
0
jelly bear
(07.05.21)
3 ama arzu nesnesi kısmı hariç.
0
dissendium
(07.05.21)
Açık ara 1
0
alfred
(07.05.21)
her zaman 3.

maddi bir zorluk yaratmayacaksa tabi ki.
0
a darkness coming
(07.05.21)
3. şıkkı ballandıra ballandıra anlatarak cevabı kendin vermişsin. sadece destekçi arıyorsun. git special olanı al. hayırlı osun.
0
burty
(07.05.21)
hayati bir ihtiyaç bile değilken ne işlevi ne görüntüsü çok da cezbetmeyen 1'i kafadan eler, bunun listede ne işi var diye bi sorardım.

çok özellikli olandan hevesimi aynı gün alıp bitireceğime göre bakmaktan sıkılmayacağım 3'ü tercih ederdim.
0
IncredibleMau
(07.05.21)
O 500 lira beni ac birakmayacaksa (abarttim tabii ki:D) acik ara 3...


Ama fazladan 500 lira butceyi cok zorluyorsa 1.

2 ise bir secenek bile degil bence.
0
invictae
(07.05.21)
1. Görünüşünden sıkılırsam sonradan bilekliğini falan değiştiririm.
0
bruce mclaren
(07.05.21)
Arzu nesnem yaparım....
0
ceketimi alip cikcam
(07.05.21)
2
0
mikahakkinen
(07.05.21)
Üst modelin tipi biraz daha fiyakalıysa 2 yoksa 3.
0
arnold schwarzeneger
(07.05.21)
İnsanlar bunu parayı çarçur etme, musriflik vs gibi algılayabilir ama bir şey alacaksam ve aradaki fark beni çok etkilemeyecekse içime en sinen şeyi alma taraftariyimdir. Hayatta keyiflerim benim için önemlidir; zaten çok yoğun alışveriş yapan biri değilim. O yüzden ara sıra kendimi simartmayi severim.

Anlatım tarzınıza bakarak 3 diyorum.
0
fraise
(07.05.21)
3

Bunu alınca maddi bir darlığa düşmüyorsun sanırım. Arzu nesneleri insana harika hissettirir. 3'ten başkasına bakmazdım *-*
0
Micella
(07.05.21)
3.
0
irene
(07.05.21)
şöyle belirteyim, zaten akıllı saat konusunda 3 aşama var: garmin, apple watch ve diğerleri. ilk ikisini almıyorsan 200 liralık mi'nin bilekliği bile özellik olarak gayet iş görüyor. o yüzden kalan tüm modellerden görünüş olarak hangisi hoşuna gidiyorsa onu seç derim.
0
roket adam
(07.05.21)
1.
0
j r r tolkien hayrani
(07.05.21)
2 ya da 3.

eğer o güzel tasarım 2.de varsa onu alırım.
0
batlegolas
(07.05.21)
(6)

YouTube sohbet programı

dinsiz adam
Keyifli vakit gecirtecek sohbet-roportaj kanalı önerisi olan var mı? Candaş Tolga ve armağan çağlayan sıktı. Okan Bayülgeni de bitirdim sanıyorum. YouTube için yapılmış program olması şart değil. Eski TV programlarından arşiv de olur.
Keyifli vakit gecirtecek sohbet-roportaj kanalı önerisi olan var mı? Candaş Tolga ve armağan çağlayan sıktı. Okan Bayülgeni de bitirdim sanıyorum. YouTube için yapılmış program olması şart değil. Eski TV programlarından arşiv de olur.
0
dinsiz adam
(06.05.21)
Tam sohbet olmasa da soru cevap şeklinde Soramazsın kanalı var.
0
dissendium
(06.05.21)
flaps club'un röportajlarını seviyorum ben
0
mariposa
(06.05.21)
Burda olan burda kalır
İki kişinin kendi arasında yaptığı sohbet
0
etna
(06.05.21)
neyse ne - caner ozyurtlu www.youtube.com
0
exlibris
(06.05.21)
crossover talks
post42 - mizahlarını seviyosan
0
jelly bear
(06.05.21)
Müebbet Muhabbet
0
ryhmer
(06.05.21)
(2)

yetişkinler için boyama kitabı

kusursuz defolu
Selamlar,1-2 sene önce aşırı moda olmuş bir boyama kitabı vardı yetişkinler için, adını hatırlayamadığımdan bulamadım. buldurabilir misiniz acaba? anneme anneler günü hediyesi olarak almak istiyorum.teşekkürler şimdiden...
Selamlar,

1-2 sene önce aşırı moda olmuş bir boyama kitabı vardı yetişkinler için, adını hatırlayamadığımdan bulamadım. buldurabilir misiniz acaba? anneme anneler günü hediyesi olarak almak istiyorum.

teşekkürler şimdiden...
0
kusursuz defolu
(06.05.21)
Mandala olabilir
0
dissendium
(06.05.21)
Esrarengiz Bahçe olması lazım. Sanki farklı birkaç çeşidi daha vardı ama bunun ismi kalmış aklımda.

www.dr.com.tr
0
ms brownstone
(06.05.21)
(5)

e-devlet mail adresi doğrulama

1bir1bir1
SelamlarE-devlette kullandığım mail adresime 14.07, 14.08, 14.10, 14.11 dakikalarında 4 tane mail gelmiş. Hepsinde de mail adresi doğrulama kodu var. Bundan anlıyorum ki biri e-devlet hesabıma girmeye çalışmış, şifre kırmaya çalışmış vs. Doğru mu anladım? Telefonumdaki e-devlet uygulamasından hesabı
Selamlar

E-devlette kullandığım mail adresime 14.07, 14.08, 14.10, 14.11 dakikalarında 4 tane mail gelmiş. Hepsinde de mail adresi doğrulama kodu var.

Bundan anlıyorum ki biri e-devlet hesabıma girmeye çalışmış, şifre kırmaya çalışmış vs. Doğru mu anladım? Telefonumdaki e-devlet uygulamasından hesabıma girersem aleyhime bir adım atmış olmayacağımı bilmiyorum, şu an ne olduğunu da tam olarak anlamış değilim, ne yapmalıyım?
0
1bir1bir1
(05.05.21)
Geçen gün aynısı oldu, mail adresime peş peşe iki tane e-posta doğrulama maili geldi. Dikkatsiz bir adaşım adresini yanlış yazmış diye düşündüm, sallamadım.
0
kobuzchu kiz
(05.05.21)
Bence girmeye çalışmamış.

Mesela ben kendi hesabımla giriş yapıyorum, sonra mail güncelle diyorum ve senin mail adresini giriyorum. Doğrulama kodu haliyle sana geliyor. Yani senin hesabına giren yok aslında.

Mesela [email protected] yerine sana ait olan [email protected] u yazıyor olabilirim.

Tabi güvenlik konusunda dikkat et sen yine de
0
infernalcadre
(05.05.21)
Mantıklı... içime sinmedi ama... her yerin şifrelerini değiştireyim mi napim?
0
🌸1bir1bir1
(05.05.21)
Bence bu olay yüzde yüz çalışma izni almaya çalışan kişilerin e-mail adreslerini yanlış yazmasıyla ilgili. Çalışma izni için sistemde e-mail adresinin olması gerekiyor. E-mail doğrulaması için şifre gönderiliyor. E-mail onaylanırsa çalışma izni için başvuru yapılabiliyor. Bir sorun olacağını düşünmüyorum. Çünkü zaten e-mail doğrulanamamış oluyor.
0
dissendium
(05.05.21)
@dissendium
@infernalcadre
@kobuzchu kiz

Teşekkür ederim...
0
🌸1bir1bir1
(05.05.21)
(14)

Yazılım eğitim içeriklerininin kalitesizliği

plutongezegendegilmi
Daha doğrusu "video" içeriklerinin kalitesizliği. Güzel kitaplar var yoksa.Giriş seviyesi için de "iyi" sayılabilecek içerikler/kurslar var evet. Ama orta-ileri seviye için videolu güzel kaynak yok arkadaş.System design bakıyordum, şöyle bir videoya denk geldim: https://www.youtube.com/watch?v=uzeJb
Daha doğrusu "video" içeriklerinin kalitesizliği. Güzel kitaplar var yoksa.

Giriş seviyesi için de "iyi" sayılabilecek içerikler/kurslar var evet. Ama orta-ileri seviye için videolu güzel kaynak yok arkadaş.

System design bakıyordum, şöyle bir videoya denk geldim: www.youtube.com

60 bin abonesi olan bir kanal. İyi para kazanıyordur diye düşünüyorum. Buna rağmen video içeriği rezalet. Yani adam hiç düşünmemiş, oturup o an tasarlamaya çalışmış, olmamış, baya bir hatası var falan filan.

Para olan bir sektör diye tahmin ediyorum, buna rağmen niye kaliteli advanced seviye içerik çıkmıyor? Giriş seviyesi içeriğin daha çok olmasını anlıyorum, orada çok müşteri var, tamam. Advanced ES kursu arıyorum, bulsam 200-300 $ veririm, ama yok (bkz: udemy screenshot'ı). 10-20 $'a "intro to JS" kursu vermekten daha kârlı da olabilir (mi?) kursu hazırlayan insan için.

Niye böyle sizce?
0
plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Ben bunun altında ileri düzey bilginin herkesle paylaşılmak istenmemesinin olduğunu düşünüyorum. İleri düzeye gelmek için herkes çaba harcıyor. Yüksek lisans yapan var, doktora yapan var, o konuda 20 yıldır çalışan var. Bir kişi elde etmek için yıllarını harcadığı bilgiyi neden herkesle paylaşsın ki? Burada kâr zarar hesabı yapılabilir. Udemy'den gelecek kazanç, o kişinin bir gün uzmanlığının değerini yitirmesine değer mi? Herkes o konuyu öğrenirse doğal olarak o konudaki bilgili insan sayısı artar. O konuda bilgili insanların fazla olduğu bir ortamda bilgilerini paylaşanın da uzmanlığı riske girer.
0
dissendium
(04.05.21)
www.oreilly.com
www.packtpub.com

Bence üzerinde çalıştığın şeyin kendi dokümantasyonu ve üstteki gibi birkaç kaynak hariç internetin gerisi kalitesiz içerikten oluşuyor. Udemy gibi yerlerdeki içeriklerin çoğu zaten bir şey öğretmek için değil, biraz bilen birilerinin "ulan bi kurs satıp para kazanayım" diye açtığı kurslar.
0
hayirsiz
(04.05.21)
@hayirsiz, hocam valla packt'i denedim, orada da udemy ile aynı durum. Kitap tamam ama video işi aynı yine. Oreilly üye olmadan hiçbir şey göstermediği için kayıt olmamıştım, bakayım ona, teşekkürler.

@dissendium, ya açıkçası zannetmiyorum. ben bilgimi paylaşınca bir şey kaybetmem ki? kaldı ki kitap yazıyorlar, yani paylaşma konusunda sıkıntıları yok, kitaptan para kazanabildiklerini de sanmıyorum çok. paylaşma formatı video değil sadece.
0
🌸plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Valla hocam bunu ben de düşündüm çünkü cidden bazı şeyler hep birbirinin kopyası. Vardığım sonuç, kişilerin elde ettiği gelir/tatmin sanırım harcadıkları çabaya oranla çok az kaldığı için pek devam etmedikleri.

Udemy üzerinden ilerleyelim mesela, orada şu an daha çok yazılıma giriş yapmak isteyen kişilere yönelik eğitim verenler kazanıyor çünkü yazılımci olmayanların sayisi yazılımcilardan daha fazla. Talebi oluşturanlar hep dışardan kişiler, hal böyleyken biri video çekerek para kazanmayı amaçlıyorsa piyasadaki talebe göre hareket ediyor. Yani çok iyi bilen adam da gidip advance anlatacağina temel anlatmayi tercih ediyor.

Devamlılık olayı da önemli. Mesela bazen bakıyorum bazı konularda süper videolar oluyor. Videoda da kişi seri olacağını falan anlatıyor, sonra millet o ilk videoyu pek izlemedigi için adam da devam etmek boşuna deyip ilk videodan sonra bırakmış oluyor vs.

Video ile anlatmak da biraz daha mesakatli, gidip içeriği iyi hazırlaman gerek, diksiyonu falan ayarlaman gerek, edit yapma olayı olabilir, öncesinden gidip kodu falan iyice tekrar edip hata vermemesini sağlaman gerek falan filan. Talebin fazla olduğunu bilmediğin sürece kolay kolay girişmek istemezsin bu işe. Ileri seviyenin dezavantajı da bu. Senin o içerik arada kaybolup gidebilir çünkü hitap ettiğin kişi az. Bir de kimse seni bilmiyorsa gidip sana para vermek istemez.
0
j r r tolkien hayrani
(04.05.21)
Ben de dissindium'a katılıyorum. Birincisi bu işin gerçekten uzmanı olan, buradan profesyonel olarak para kazanan insanlar oturup udemy videosu eğitimi hazırlamakla uğraşmıyorlar, böyle bir gelir beklentileri de, motivasyonları da yok, çünkü bu video hazırlama işi başlı başına çok, ama çok zor bir iş. Gerçekten hakkını vermek için full time oturup vakit harcamak lazım yani. Adam profesyonel kariyerine ayıracağı vakitle daha çok para kazanabiliyor, oturup bunlarla uğraşmaya tenezzül etmiyor.

İkinci olarak da giriş seviyesi bir python dersi 100 milyon izlenecekken, orta ve ileri seviyede çok detay bir konuyu anlatacak adam 1000 izlenecek (yaşanmış olaylar bizzat) dolayısıyla para kazanma, izlenme şansı da yok. Talep olan yere yöneliyor insanlar özetle. 3 tane adama 300'er dolardan aşırı detay ve teknik bir kur hazırlayacağıma, intro to js kursu açarım 30 liradan 1 milyon satılır gibi düşünebilirsin.

Örnek veriyorum, zamanında güvenlik üzerine türkçe içerik üretmek üzere bir araştırmaya giriştim hem kendim hem çalıştığım firma için. virüsten nasıl korunulur gibi bir içerik, ya da güvenlikçi nasıl olunur gibi bir video, güvenlik otomasyonunun bilmenmesi videosundan milyonlarca kat daha çok izlendi. 1. si daha az bilgi ve uğraş gerektiriyordu ama daha çok para getirdi, 2.'si çok ciddi bir çaba ve yılların emeğini gerektiriyor, ama 200-250 falan izlenmiş.
0
roket adam
(04.05.21)
Ya tamam ama insanlar girip hep junior seviyede mi kalıyor? Bugün sektöre 100 kişi giriyorsa, 2 sene sonra 100 kişinin advanced kurs ihtiyacı olmayacak mı? Udemy kurulalı 12 sene olmuş, yani bir noktada bu bahsettiğim kırılımın gerçekleşmiş olması gerekmiyor muydu? 2-3 tane "intro to python" kursu olur, bunlar varken yine bi intro to python kursu açmak maddi anlamda da feasible değil gibi geliyor bana.

Hep kurs hazırlayan kişinin incentive'lerinden bahsediyoruz ama advanced içeriğe de hiç talep yok herhalde. Acaba neden.
0
🌸plutongezegendegilmi
(04.05.21)
Talep işte vardır da yok sayılacak kadar azdır. Şu aynı kursun fazla olması da referans olayına bağlı olabilir. Mesela atıyorum adam gidip JavaScript ile ilgili giriş seviyesinde ders anlatmış ve iyi satmış daha sonra aynı adam gidip kolaylıkla Python giriş eğitimi de çekebilir çünkü çok bir şey öğrenmesine gerek yok. Onu diğer kurstan tanıyanlar da "oo x eğitmen şu kursu yapmış kesin iyi anlatmıştır gideyim onu alayım" der sonra aynı adam gider "sql giriş" dersi açar yine aynı döngü yaşanır falan.

Sektöre bişekilde giren adam da açıkçası pek zorunda kalmadıkça kendini geliştirmeye çabalamıyor. Genelde herkesin beklentisi o kurslar ile bişekilde sektöre girip iş bulmak. Iş bulduktan sonra "şu kursu alıp bunu iyice öğreneyim" olayı pek olmuyor. Hatta isin daha ilginç yanı sektöre giren bu kişilerin çoğu advance kurs ile kendini geliştirmek yerine "benim neyim eksik" deyip o "x e giriş" eğitimi çekmeye başlıyor.
0
j r r tolkien hayrani
(05.05.21)
Yaklasik 7 yildir bu sektordeyim, video acip izleyerek ogrendigim sayilidir. kendi dokumantasyonlari gayet yeterli.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(05.05.21)
Quora'da python bilenler için para kazanma yöntemlerini sormuştu biri. En çok oy alan kişi iyi-orta-yeni öğrenmiş diye üç sınıfa ayırmış ve ne yapılabileceklerini yazmış. En alt seviye bilenlere önerdiği şey; "kurs videosu çekin" idi.
0
tey tey
(05.05.21)
tahtakafa
(05.05.21)
@jrr +1

Giriş seviye içerikler hem yeni başlayanların çokluğu hem de üreticinin çok da kafa yormadan içerik hazırlayabilmesi sebebiyle çok fazla var.

coursehunter.net ve tutflix.io bu iki site bu anlamda baya işime yarıyor benim. Amacım kursları ücretsiz edinmek değil, yeni kaynaklar öğrenmek. Herhangi bir kursu indirip izlemek (coursehunter'da indirmene de gerek yok, izlenebiliyor siteden) istediğim kalitede mi değil mi anlamak kolay oluyor. coursehunter rus sitesi bildiğim kadarıyla. çok fazla rus içerik var. ruslar baya güzel eğiliyor bu işe. Altyazı imkanı olsa bu bile denenebilir.
0
IncredibleMau
(05.05.21)
Nanodegree programları işinizi görebilir belki.
0
synthetic a priori
(05.05.21)
Bu oldukca bilinen bir fenomen. Beginner icerik girla vardir cunku yazmasi kolaydir. Advanced icerik gorece baya vardir, guzel yazmasi zordur ama advanced adam ne dendigini asagi yukari anlar ne kadar kotu de olsa.

Intermediate icerik yazmak (yani beginner ile advanced arasina kopru kurmak) is cok zor. Hem cok emek istiyor hem de iyi sonuc almak icin andragogyi cozmus olmak lazim vs. Yani iyisini yapabileceksen millet ac kapis kapis gider ama yoksa zor. Yani risk / getiri tahammulune bakiyor.
0
robokot
(05.05.21)
yazılım için bakmak gerekirse, @eksi sozlukte eksiyen adam'ın dedikleri çok doğru.

giriş seviyesinde falan izleyerek öğrenmek çoğu kişi için zorunluluk gibi oluyor. gözünde canlanması, yapan adamın pratiklerini görmek gibi. öğrenmeyi kolaylaştıran şeyler.

gel gelelim yazılımda artık ileri seviyeye geçtiğinizde video sizin için sadece zaman kaybı oluyor. kullanacağınız yeni dillerin, tool'ların, framework'lerin, kütüphanelerin yalnızca dokümanına bakmak yeterli oluyor anlamak için. her zaman söylenen bir geyik vardır ya hani "bir dili çok iyi bilirsen ve veri yapıları ile algoritmalara hakim olursa diğer dilleri çok kolay anlarsın" diye. bu geyikten daha çok bir realite.
0
ilgeru
(05.05.21)
(13)

20’li yaşlar challange ve hissettirdikleri

ms brownstone
Twitter’daki 20’li yaşlar challange fotoğraflarını görünce artık benim de yavaş yavaş 20’lerimin son günlerine gelmem sebebiyle bir daha hiç 20’li yaşlarda olamamak ve yaşlanacak olmak çok tuhaf hissettirdi. Bir sürü insan belki onlarca yıl öncesini paylaşmış ve eminim hangisine sorsak göz açıp kapa
Twitter’daki 20’li yaşlar challange fotoğraflarını görünce artık benim de yavaş yavaş 20’lerimin son günlerine gelmem sebebiyle bir daha hiç 20’li yaşlarda olamamak ve yaşlanacak olmak çok tuhaf hissettirdi.

Bir sürü insan belki onlarca yıl öncesini paylaşmış ve eminim hangisine sorsak göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini söyler. Halbuki kim bilir o kadar zamana neler sığdırdılar.

Zaten yaşlanma korkum hep vardı ama dünden beri yıllar öncesinin fotoğraflarını görünce böyle şeyler düşünüp bir daha 20’lerimde olamayacağıma üzüldüm biraz.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Özellikle 30 yaş üstündekilerin 20’li yaşlara bakış açısını ve 30’dan sonrasının nasıl hissettirdiğini merak ediyorum. 30 altındakiler de neler düşünüyor mesela 30 ve sonrası için? Yaşlanmaktan korkuyor musunuz yoksa 25’le 30 arasındaki farkın sadece sembolik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ne zaman “genç” olmaktan çıkıyor sizce insan?
0
ms brownstone
(04.05.21)
kontrol edemeyeceğim şeyler hakkında hayıflanmayı ya da kederlenmeyi bırakalı 20'li yaşlarım oldu.

çok düz adam bakışı olduğunu farkındayım ama bir daha eski yaşlarda olmayacağına üzülmek bana dünyanın en boş hüznü geliyor. terlediğimizde kaybettiğimiz minerallere üzülmek gibi bişey bu, olmak zorunda ve kontrol edemezsin. bazı günler 1 gün değil 15-20 gün yaşlanıyor olsak buna üzülürdüm belki ama yaşlanmayı/yaş almayı şu haliyle denklem dışında tutmaktan başka yapacak bir şey yok.

hayat lineer değil, gittikçe kötüleşmek zorunda da değil. 20'lerinde yaptığın 30'larında yapmayacağın şeylere karşılık 30'larında yapıp 20'lerinde yapmayacağın şeyler var; neresinden baktığına bağlı. madem kontrol edemiyoruz, o zaman olumlu tarafından bakmak zorundayız.

zaten yaş -bağlantılı olarak zaman- dediğimiz konsept tamamen teorik, ölene kadarki hayatımızı derecelendirmek ve önemli hale getirmek için uydurduğumuz bir şey. zaten yaşlanmaktan korkmanın temel sebebi de ölüm korkusu.

"yaşlanmanın hiçbir negatif etkisini görmeden, gençliğinde yaptığın şeyleri yine yapabilseydin şu anda 70 yaşında olmak ister miydin" sorusunu sor kendine mesela. ölüme daha "yakın" olmayı mı tercih ederdin yoksa doğru düzgün yaşlanmayı mı?

ben ölmekten korkmuyorum ama yaşlanıp öleceğime genç öleyim ki yaşlılığın sefaletini çekmeyeyim diyorum. insanlara yük olmak, onlar için bakıma muhtaç ya da bayramda aranması zorunlu birine dönüşmeyi istemem.
0
Jux
(04.05.21)
Henüz 31 yaşındayım. Üzülüyorum. 20li yaşlarımı çok verimsiz kullandım. Depresyonlar yanlış tercihler. Aklım çok geç başıma geldi. 25 26 yaşındaydım kendimi üzmek için vaktinin olmadigini anladığımda. O vakit de artık iş güç derdim vardı. Neyse. Bazen üzülüyorum. O ünlülerin paylaştığı gibi bir 20li yaş fotoğrafım yok gülerek çekindiğim. Olan bir kaç taneyi de bir kızgınlık anında sildim yaktım attım. 13 yaş ile 25 yaş arası fotoğrafım yok.
0
allah yazdiysa bozsun
(04.05.21)
Yakın zamanda 28 oldum. Bence bazı konularda yaşlanma hissediliyor. Alkol, sigara kullanmayan insanım ama yorulduğum bir günün sonunda gece yarısını göremiyorum bazen. Daha öncekilere benzemeyen bir fiziksel yorgunluk oluyor. Yani daha gençken sabahtan akşama kadar dışarıda olunca daha az yorulduğumu hatırlıyorum. Sıradan çinko karbon pil gibi oluyor insan.
0
dissendium
(04.05.21)
30larin ortasindan selam :)

20li yaslar guzeldi ama simdi de guzel. Acikcasi pek bi fark yok.

O zamanlar konseri en on sirada izlerdim, simdi arka sirada esimle kamp sandalyesinde izliyorum. Ikisi de keyifli.

20ler mukemmel gecse de donmek istemem. Orda guzel o yillar. Simdinin tadini cikarmak lazim.

Saglik sorunu yasamazsam 60larda falan "yaslandim" derim belki.
0
brkylmz
(04.05.21)
32 yaşındayım. 20ler güzeldi ama 30dan sonrası daha güzel. Hayatın rayına oturuyor ve en önemlisi artık neyi istemedigini biliyorsun. :) İnsan hayatının en karamsar gelecek kaygısı dolu yılları 25-29 yaş arası bence.

Yaşlanmaktan çok korkuyorum ama hadi seçim yap hep aynı yaşta kalacaksın deseler yine 20leri degil 30ları tercih ederdim.
0
Corpsebridee
(04.05.21)
30'a 4 ay kaldı. Kendimi hiç olmadığım kadar iyi, güzel vs hissediyorum. Önceden üzülürdüm özellikle 27 yaş bunalımını çok ağır geçirdim. Ama artık hayat bir gündür o da bugündür diyorum, yaşlanabileceğimiz bile kesin değilken şu an yaşlanacağıma üzülemem mesela. Ayrıca corpsebridee artı bin.
0
malwethiel
(04.05.21)
valla 32'yim, 20'lerimde malmışım, tek düşündüğüm o

ama o mallıklar beni şimdiki konuma getirdiği için tam mallık sayılmaz
0
passion rules the game
(04.05.21)
31 yaşındayım. 20'lerimde çok boş zamanlar da geçirdim, aşırı dolu zamanlar da geçirdim. genel olarak çok mutluyum o dönemden, fotoğraflara videolara bakınca mutlu oluyorum. yaşlanma tabii bir gerçek ama onu da geciktirmek için sağlıklı beslenmeye, spor yapmaya falan çalışıyorum, şu ana kadar çok yıpranmadım o yüzden diyebilirim. ancak tabii ki 20'lerdeki gibi sabaha kadar içip sonra uykusuz işe gitme gibi çılgınlıklar yapamıyorsun, bununla da barışığım zaten içkiyi de çok azalttım.

kafa olarak yaşlanmaya gelince kesinlikle kendimi hala 25'teki gibi hissediyorum. kafa olarak gerçekten hissettiğin yaştasın yani bu kesin. gerçekten her yaşın ayrı bir güzelliği var hayatı güzel yaşayabiliyorsanız. 20'lerin deneme yanılması, tedirginliği de güzeldi, 30'ların kendinden eminliği de güzel: (bkz: #107883734)
0
roket adam
(04.05.21)
eskiden çadır kampında daşın üstünde yatardım. şimdi 35 yaşındayım 5 yıldızlı otelde bile rahat edemiyorum. eskiden gece 3 te tavuk çevirme yemeye giderdim, şimdi gece değil 7 den sonra evden çıkasım gelmiyor. 30 dan sonra bitti.
0
mikahakkinen
(05.05.21)
40 yasindayim.En guzel yaslarim 30'lu yaslardi. 20'li yaslardan cok cok daha guzeldi
0
turkuaz
(05.05.21)
Devamlı başkalarının dayatmaları, kodlamarına maruz kalarak ipleri onlara veya bıraktığınızda insan haliyle genç değil de yaşamak istediklerini yaşayamıyor. Rakamlara takılmıyorum açıkçası yaş konusunda. Bugün ben de akşam vakti hikayeye fotomu ekledim, haliyle milletin takıldığı konu "Abi iskender 8,75 tl miş" Demeleri oldu, hoş güzel eğlendik...
0
evimin paspasi
(05.05.21)
30da büyüyorsun çok net. Ama yaşlanmıyorsun, hatta hayata daha farklı baktığın için kıymeti artıyor. 20li yaşlar deli ve daha acısız zamanlardı, her şeyi umursuz yaşadığın. 30dan sonrasının tek kötü tarafı tam oldum derken gelen bazı yıkımlar. Onun dışında kendini bulduğun bir dönem, şimdiki aklım olsa kalıbını anlıyorsun:) Ölüm beni 20 yaşında da korkuturdu, o açıdan fark yok.
0
mslny
(05.05.21)
40'a 2 var
.
27-28 her bakimdan superdi, okul bitti, ise girdim vs, saglik problemi agri sizi yok.
30-38 arasi inanilmaz hizli gecti, ozellikle evlilik/cocuk islerine girince zaman ucmaya basliyor.
35 sonrasi eklem agrilari falan basliyor. Genclik 40'da bitiyor gibi.
Millet 80'i nasil goruyor hala anlamiyorum, bakalim kismet..
0
cooperr
(05.05.21)
(5)

Uygun bedelli askerlik gelmez mi?

mg3929
40bine dayanmış bedelli.Biraz daha uygun fiyatlı bi şeyler gelmez mi seçim ayağına falan?
40bine dayanmış bedelli.
Biraz daha uygun fiyatlı bi şeyler gelmez mi seçim ayağına falan?
0
mg3929
(04.05.21)
Bir süre gelmez. Çünkü daha yeni değişti.
0
dissendium
(04.05.21)
aksine daha da artabilir
0
burya
(04.05.21)
geçmişte seçim ayağına indirim yapmalarının sebebi hem bedellinin olmamasıydı hem de çok fazla askerliğini yapmamış insanın olmasıydı. özellikle 2018'deki 15 bin tl'lik olan bedelli ile çoğunu temizlediler. yaklaşık 800 bin kişi bedelli yaptı diye hatırlıyorum o dönem. artık o denli yığılmış bir insan topluluğu yok askerlik için.

şimdi mezun olanlar da 40 bin tl'likten yaptıkları için birikme olacağını da sanmıyorum zaten 6 aya da indi okumayanlar için askerlik. o yüzden seçim olsa bile tekrar bedelli gelmez çünkü hali hazırda zaten bedelli var. bir de 6 ayda bir zam geliyor. gittikçe artacak gibi duruyor fiyat. belki bir yerden sonra sabitlerler fiyatı ama uygun bir şeylerin gelmesi çok zor.
0
ilgeru
(04.05.21)
Neden gelsin ki, kalkarsa şaşırmam hatta şu anda misyonunu tamamladı çünkü, eskisi gibi milyonlarca kaçak yok hepsinden parayı aldılar bitti konu.
0
roket adam
(04.05.21)
valla ben umutluyum o yüzden 2023ü bekliyorum askerlik için. şu anki bedelli ücreti çok fazla baya bekleyen var askerlik için.
0
jelly bear
(04.05.21)
(7)

Siparişi 50 TL'ye tamamlamak

dissendium
Trendyol'da almak istediğim ürün 12 TL. Kargo ücreti 10 TL. Neredeyse ürün fiyatı kadar kargo ücreti var. Bu durumda siparişi 50 TL'ye tamamlamak mantıklı olur mu? Siz böyle durumlarda ne yapıyorsunuz? Bu bir tuzak olabilir mi?
Trendyol'da almak istediğim ürün 12 TL. Kargo ücreti 10 TL. Neredeyse ürün fiyatı kadar kargo ücreti var. Bu durumda siparişi 50 TL'ye tamamlamak mantıklı olur mu? Siz böyle durumlarda ne yapıyorsunuz? Bu bir tuzak olabilir mi?
0
dissendium
(03.05.21)
Tamamlarsan 50, tamamlamazsan 22 lira vereceksin. Yari yariya bile etmiyor :)

Ben olsam;
Alacak baska bir seyim varsa tamamlarim, ama yoksa sirf kargo parasi yuzunden 50 lira vermem. 22 verir gecerim.
0
invictae
(03.05.21)
n11den ya da gittigidiyordan bakarım. oralarda kargo dahil daha ucuza olabiliyor.
0
jelly bear
(03.05.21)
12 liralık ürüne hayatta 10 lira kargo vermem. Diğer ihtiyaçlarım mutlaka oluyor, beklerim sepeti 50 TL yapar, alışverişi öyle gerçekleştiririm.

edit: elite üye olduğum için 3-4 farklı mağazadan da olsa sepet 50 olunca kargo bedava oluyor.
0
tss
(03.05.21)
Genelde verip geçiyorum kargo parasını, tabii bunlar en az 20-25 liralık ürünler oluyor. Sırf almış olmak için herhangi bir şey almayı sevmiyorum, kendimi rahatsız hissediyorum.
0
kedimedi
(03.05.21)
Deodorant, şampuan, diş macunu gibi düzenli aldığım şeyleri ekliyorum ben genelde. Nasıl olsa alınacak.
0
IncredibleMau
(03.05.21)
Deodorant almayı düşündüm de onu da genelde ikili satıyorlardı. Gerek görmedim. 50 TL'ye tamamlamadan aldım. Teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸dissendium
(03.05.21)
Boyle durumda mantiklisi almamak
0
balpolen
(03.05.21)
(4)

Teknoloji nereye gidiyor ve içerik üretimi olarak nasıl bir yatırım yapalım

trablon
başlık aslında uzun olduğundan tam yazamadım açayım biraz;Şimdi teknoloji ilerledikçe tasarım programları örnek karakter tasarımı gibi programlar artık hazır modeller ve animasyonlar üretmeye başladı.Misal animasyon için mixamo programı.Modeli yüklüyorsunuz ve direk kemik yerleştirip oto animasyona
başlık aslında uzun olduğundan tam yazamadım açayım biraz;

Şimdi teknoloji ilerledikçe tasarım programları örnek karakter tasarımı gibi programlar artık hazır modeller ve animasyonlar üretmeye başladı.

Misal animasyon için mixamo programı.Modeli yüklüyorsunuz ve direk kemik yerleştirip oto animasyona çeviriyor.

Ve bir çok hazır modellerle çeşitli varyasyonların olduğu programlar var real illision firmasının programları.

Şimdi sorum şu ki eğer bir tasarım öğrenme aşaması (2-4 yıl insan anatomisi öğrenme ve 3 boyutlu ya da 2 boyutlu çizim teknikleri öğrenmek için kendimize ayıracağımız süre) aslında bundan bir 10 yıl sonra gereksiz mi olacak?

her şeyin hazır modeli ve animasyonu artık programlarda olursa ( bir 10 yıl sonra) boşuna kendimize yatırım yapmış olmayacak mıyız?

Ve teknoloji ilerlemesi ile içerik üretmek çok kolaylaştığında ve herkes şak diye içerik ürettiğinde nasıl bu işten para kazanabilecek insanlar?

Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

ileride nasıl para kazanabileceğiz?
0
trablon
(02.05.21)
Bazı bilgisayar ve PS oyunları şu şekilde oluşturuluyor.

www.mobygames.com

Bazı oyunlarda ve filmlerde böyle bir teknoloji kullanılıyor.

Sadece çizim odaklı düşünmek yeterli olmayabilir.
0
dissendium
(02.05.21)
Tekniğin süper olması işin %10u, belki daha azı bence. Boktan bi hikayeyi sırf tekniği çok iyi diye büyük kitlelere izletemezsin ama iyi hikayeyi teknik ne kadar kötü olursa olsun izletebilirsin. Ya da açın bakın bugün büyük youtuberlara, hepsinin ilk videolarında teknik çok kötü ama anlattıkları şeyler insanların ilgisini çektiği için bugün milyonlara ulaşabiliyorlar. 10 yıl sonra hala içerik üreticisi olarak kalmak istiyorsanız yatırım yapmanız gereken şey kesinlikle teknik meseleler değil. İşin teknik kısmı her zaman öyle ya da böyle bir şekilde çözülüyor, önemli olan anlatacak birşeyin olması.

edit: Tabi burda ana akımdan bahsetmiyorum. Hollywood'a iş yapacaksan bir işin en uzmanı kişi olmak her zaman iş yapacaktr.
0
10032007
(02.05.21)
İnternet aktivitelerimiz, 3d oyun aktivitelerimiz, vücut hareketlerimiz, aldığımız yolu, attığımız adımı gösteren uygulamlardaki veriler, karşı karşıya bir arkadaşla konuşurken veya internet aramalarımıza göre ummadığımız anda karşımıza çıkan reklamlar vs yapay zeka tarafından alınıyor/işleniyor. Bu belli oldu artık.

Her cihazın belki de her nesnenin internete sürekli bağlı olması söz konusu.
Alış veriş ve pazarlamada ileriki zamanlarda tam bir dijitalleşme söz konusu. Çin'in bir kuşak bir yol projesi var ve bir çok buna imza atmış durumda. Çin'den Avrupa'ya uzanan bu yol hattında güzergah üzerindeki noktalarda kurulması düşünülen lojistik şehirlerin olması planlanıyor.
Bu da şu demek online alınan ürünler bir kaç saat içinde eve gelecek. tabi yerli esnafın tümden çökmesi demek ki teknoloji şirketlerinin bu salgın sürecinde aşırı bir kazanç elde etmesi dünyanın bir çok yerinde kepenk indirmeler, iş kaybetmeler zaten başladı. İşinden olsa da insan, sonuçta ölene kadar karşılaması gereken ihtiyaçları söz konusu. Bu da küresel düzeyde bir alt yapı ile düzenlenecektir.

Bahsettiğiniz 3d tasarım uygulamalarında ise zaten büyük bir bilgi birikimi var ve bu birikim kullanıcıların geri bildirimleriyle, algoritmalar ve kod kütüphaneleri derken bütün bunlar yapay zeka ile birleştiğinde artık insana gerek kalmadan bir sanal içerik üretimi söz konusu.
Yapılması düşünülenlerden biri de gerçek insandan ayırt edilemeyecek sanal 3d oyuncuların da yavaş yavaş ekranlarda yer alacağı.
Bu arada bazı arkeoloji gruplarında yapılan paylaşımlarda "özellikle" eski Mısır'daki firavunluk ve Roma imparatorluğu hanedana mensup kişilerin yüzleri 3d olarak şekillendirilmiş halleri paylaşılıyor. Yakın da bu yüzleri hareket ettirme çalışmaları, belki gen teknolojisi ile de bu kişiyi (aslında modeli) sadece görünüm olarak normal hayata katma çabası söz konusu olabilir.

Arada insan etkisi olmadan yapay zekaya dayalı ürün tasarımları artık yapılmaya başlandı. Prototipleri ara ara çıkıyor.
Ben teknolojik yenilik olarak sunulan bir çok şeyin aslında sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.
Geçmişte televizyonlardaki yayınlarla başlayan beyin uyuşturma ve algı mühendisliği işinin (ki hala sürüyor) telefonlarla da sürdüğünü insanı doğadan, yakın çevresinden ve inancından tamamen kopartılıp sanal bir ortama sorgusuz/sualsiz adapte edildiğini görmek çok zor değil.
Böyle konularda çoğunluk her zaman haklıdır, herkes yapıyorsa o zaman normaldir/ kabul edilebilir, herkes alıyorsa ben neden almayayım? gibi her yönden çevrenin rengine hareket etmeme yanlısıyım.


İnsanı konuşuyoruz ama bu teknolojik alt yapıyı küresel bazda hazırlayanlar için insanlar sadece seyirci, tüketici, son kullanıcı, (rahatsız ise( hasta) tanımlarından öteye gitmiyor olsa gerek. Manevi anlamı kesin olarak göz ardı edilen bir insan zaten artık birileri için et ve kemik yığınıdır ve "yönlendirilmeleri" gerekiyor.
Yaşarken dahi "hareket eden ölü " olmamak lazım.

Avrupa'daki olaylar bizdeki haberlerde geniş anlamda ele alınmıyor maalesef. tvde ve internet te gündemdeki konular,
iktidar ve muhalefetin gerilimlerinden ve sataşmalarından ibaret olmuş ve buna alışan olmazsa olmaz kabul eden büyük bir seyirci kitlesi var.
Tarafsız olarak doğruyu konuşan çoğu kimse bile dünyadaki büyük değişimi görmekten çok uzaklar.

Yatırım tavsiyesi veremem ama digital anlamda okur yazarlık ve dijital marketing
konularına yönelebilirsin.
0
Erva
(02.05.21)
o zaman da o hazır modelleri yapan ve programları yazan kişiler para kazanacak. zaten işin şu anda da otomatik yöntemlerle yapılabiliyorsa zaten açıktasın demektir, katma değerli bir iş yapıyor olmuyorsun yani.
0
roket adam
(02.05.21)
(8)

Hangi iş?

thewhitewolf
İş A: Halihazırda çalışmakta olduğum yer. Yaklaşık 1 senedir çalışıyorum. Bulunduğu şehrin en büyük firmalarından, sürekli büyüyen bir firma. Prim usulü çalışılıyor. Çalışma saatleri 9-18, haftada bir gün 16-23. Kurumsal bir yer. Ortamdan memnunum. İş B: Yeni başlayan bir firma. Çalışma saatleri 12-
İş A: Halihazırda çalışmakta olduğum yer. Yaklaşık 1 senedir çalışıyorum. Bulunduğu şehrin en büyük firmalarından, sürekli büyüyen bir firma. Prim usulü çalışılıyor. Çalışma saatleri 9-18, haftada bir gün 16-23. Kurumsal bir yer. Ortamdan memnunum.

İş B: Yeni başlayan bir firma. Çalışma saatleri 12-20 ama büyük ihtimalle çıkış saati sarkar özellikle yaz ayları. Burda da prim usulü olduğu için ilk birkaç ay gelir düşecek. Aile şirketi gibi, patron ve eşi var.

B işinin pek bir artısı yok gibi geldi bana. Ne diyorsunuz?
0
thewhitewolf
(01.05.21)
Aile şirketinden sonrasını okumadım :D

Aile şirketinden uzak dur.
0
himmet dayi
(01.05.21)
B şirketi neden değerlendirmeye alindi, hiiiiiiiç anlamadım.
0
elorelia
(01.05.21)
hangi iş diye sormuşsunuz ama A şıkkından başka seçenek yok.
0
solitude ov the lonliest star
(01.05.21)
B'nin tek avantajı erken uyanmamak gördüğüm kadarıyla. Birkaç saat geç uyanmak için kurulu düzeni bozmaya gerek yok bence eğer saat olarak karşılaştıracaksanız.
0
dissendium
(01.05.21)
b şıkkı bir seçenek değil gibi duruyor
0
Diskirminant
(01.05.21)
B şıkkı sizin kafanızı neden karıştırdı? şu durumda bizimle paylaşmak istediğiniz a şirketine dair başka olumsuz bir şey yoksa eğer a'da devam etmek çok daha mantıklı duruyor.
0
nickimin hakkini veremedim
(01.05.21)
Aile sirketini duydugumda kacardim ben olsam
0
bradshaw
(02.05.21)
b neden degerlendirmede ben de hic anlamadim :)
0
in vino veritas
(02.05.21)
(8)

Siyaset bilimi neden tutmadı

dissendium
İnsanların hayatına en fazla etki eden yönetim alanındaki insanların geneli neden beceriksiz? Yani başka mesleklere bakıyorum, bir uzman doktor 10 yıl okul okuyor, mühendis desen az ya da çok eziyet çekiyor eğitiminde. Ama ülkenin yönetiminde söz sahibi olan insanlar ne bilim biliyor, ne eğitimleri
İnsanların hayatına en fazla etki eden yönetim alanındaki insanların geneli neden beceriksiz? Yani başka mesleklere bakıyorum, bir uzman doktor 10 yıl okul okuyor, mühendis desen az ya da çok eziyet çekiyor eğitiminde. Ama ülkenin yönetiminde söz sahibi olan insanlar ne bilim biliyor, ne eğitimleri çok iyi, ne bakış açıları çok iyi.

Bir ülkenin yönetiminde en bilgili insanlar olması gerekirken neden bu gerçekleşmiyor? Bunu Türkiye için söylemiyorum. Trump da koronavirüs için damardan dezenfektan vermeyi falan söylemişti. Buna biyoloji görmüş lise öğrencisi bile öeh der. Ama bunu diyen kişi ABD başkanlığı yaptı. Bu işler neden böyle?
0
dissendium
(01.05.21)
Yonetici dedigin sey bir yerde halkin ortalamasi. Herkes bilimadami/kadini da erdogan secildi degil ki.

Etrafina bak her 10 insandan 6-7si mini erdogan (ailesinde, mahallesinde, isyerinde)
0
brkylmz
(01.05.21)
@brkylmz, işte demek istediğim neden halkın ortalaması olan insanlar seçiliyor? Neden bu konuda eğitim almış ya da halkın ortalamasından daha üst düzeyde olan insanlar seçilmiyor? Bunun altında yatan sebepleri öğrenmek istedim.
0
🌸dissendium
(01.05.21)
@hot potato, sorun zaten burada. İsteyen aday olabiliyor ama halk yine gidip politikacı olan ama genelde siyaset eğitimi olmayan insanları seçiyor. Mühendislikten örnek vermemin sebebi, iş hayatında iş verenler mühendisin daha donanımlısını, daha tecrübelisini arıyor, ama siyasette halkın "bizi daha iyi, daha fazla eğitim almış olanlar yönetsin" diye bir beklentisi yok.
0
🌸dissendium
(01.05.21)
siyaset bilimi tuttu. bugün siyaset bilimcilerinin önemli çalışmaları sayesinde birçok devlet politikası şekilleniyor ve başarıya ulaşıyor. siyasetçiler bu çalışmalar sayesinde parti politikalarını şekillendirip başa geçiyor. daha sayamayacağım kadar da farklı örnekler bulabiliriz siyaset biliminin neden ‘tuttuğuna.’

sorduğun soru şu açıdan boşlukta kalıyor: inşaat mühendisliği eğitimi alan bir kişi inşaat mühendisi olmak için eğitiliyor. siyaset bilimi okuyan kişi de bunun gibi ‘siyaset bilimci’ olmak için eğitiliyor, siyasetçi veya devlet başkanı olmak için değil. burayı düzeltmek zorundayız. çünkü ‘siyaset’ işin pratiğidir ve doğrudan siyaset biliminin pratiğe dökülmüş hali değildir; ekonomi, askeriye ve sosyoloji de devlet yapısı, hükümet ve güç ilişkileri kadar bu pratiğin bir parçasıdır. bana sorarsan sosyoloji veya ekonomi eğitimi almış birinin devlet başkanı olması bir siyaset bilimciden çok daha mantıklı olurdu. çünkü zaten siyaset biliminin konu aldığı dinamikler çoğu ülkede oturmuş vaziyette ve aktif bir devlet başkanı olarak ilgilenmen konular devlet yapısından çok daha hızlı değişen toplumsal, ekonomik ve askeri konular.

“halk neden böyle yapıyor?” sorusunun cevabı gayet açık bir şekilde insanların günlük hayatında rasyonel varlıklar olmaması değil mi? oysa iş hayatında rasyonel olmak zorundasın, bu yüzden de gidip en kalifiye olanı seçersin. oysa siyaset toplumsal hayatın her alanına etki ettiğin için duygularından bağımsız hareket etmen ne kadar mümkün? ve bu seni ne kadar manipülasyona açık bir hale getiriyor?
0
asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(01.05.21)
Siyasetçilerin içinde birçok mühendis, doktor, avukat vs. Var. Örneğin süleyman demirel itü inşaat mühendisi, erbakan itü makine müh. Vesaire.

Ha meslekten bağımsız olarak niteliği iyi gözükse de çöp karakterler türkiyeyi yönetmiş derseniz, seçim diye bir şey var. Eğitimi olmayan cahil bir topluma seçme ve seçilme hakkını bilinçsizce vermek tabii ki intihardır. Çünkü insanlar kendisinden üstün düşüncelere sahip insanları benimsemezler, dogmaları vardır ve bunlara dokunanları ve önemsemeyenleri sevmezler vesaire. Meritokrasiyle yönetiliyor olsak “nasıl olur ya” diyebilirdik. Fakat bu koşullarda balans hali bu hükümetten başkası olamazdı sanırım.
0
neysene
(01.05.21)
bizzat siyasete atılmak ile bunun bilimiyle uğraşmak, farklı nitelikler gerektiren farklı şeyler. bir biyoloğu da neden fotosentez yapmıyor diye eleştiremeyiz neticede. ayrıca halihazırda siyaset bilimcilerin arka planda çalışıp partilere ve siyasilerin politikalarına yön verebildiğini atlamamalıyız.
0
zgrydn
(01.05.21)
yazilanlar +1

hem sorun, hem de oncullerin yanlis. ki olabilir, zaten burada amac bilmedigimiz konularda biraz bilgi, biraz fikir almak.

-kabaca- uzmanlarin ulkeyi yonettigi sistem teknokrasidir. Tr'deki sistem ise temsili demokrasi. pek cok ulkede oldugu gibi TR'de de mecliste dusuk egitimliler yeterince temsil edilmiyor.

aslinda olmasi gereken sey mecliste bir suru ilkokul mezunu, kalifiye olmayan isci, ev hanimi gibi milletvekillerinin olmasi.
0
lamartin
(01.05.21)
30 yasindan sonra isi gucu birakip uzun bir siyaset bilimi okuma yoluna girmekteyim, aklima hic politikaci olurum diye gelmemisti, dolayisiyla soylendigi gibi sorunuz biraz kof kaliyor.
0
hewit
(01.05.21)
(5)

ALES'te kuralli cumle sorularini yapamiyorum

damba
Turkce'de yukaridaki kelime obeklerinden kuralli ve anlamli cumle olusturulursa 3.kelime obegi hangisi olur tarzinda sorulari sik sik yanlis yapiyorum arkadaslar. Nasil bir taktik verebilirsiniz? Bununla ilgili Youtube videosu var mi onereceginiz?
Turkce'de yukaridaki kelime obeklerinden kuralli ve anlamli cumle olusturulursa 3.kelime obegi hangisi olur tarzinda sorulari sik sik yanlis yapiyorum arkadaslar.

Nasil bir taktik verebilirsiniz? Bununla ilgili Youtube videosu var mi onereceginiz?
0
damba
(30.04.21)
hocam kitap okuyun.
kısa vadede taktikle çözülecek bişey değil. taktikle falan şansa 1-2 soru yaparsınız ancak.
yks kaynaklarına bakın. sonra da çıkmış ales sorularını çözün.
0
rewlack
(30.04.21)
Benim bildiğim kurallı cümlede yüklem en sonda olacağı için ilk olarak yüklem bulunuyor. Daha sonra da yüklemle bağlantısı olan ifadeler ekleniyor ve cümle oluşturuluyor. Son olarak da bunlara sayı veriliyor. Soruda ifadelerin veriliş sırasına göre bir araya getirmek biraz zor. Birkaç kez okuyup kontrol etmek gerekir o şekilde.
0
dissendium
(30.04.21)
En çok can sıkan soru tipi bence de bu. Hadi cümle yapılıyor da paragraf çok zor.

Pegemin ALES kitabında falan bu soru tipinde bayağı soru vardı. Soru cozdukce yapılıyor bunlar. Ama soru çözmesi çok sıkıcı ve meşakkatli geliyordu bana.
0
westblack
(30.04.21)
vedatchilipeppers
(30.04.21)
Whily
(30.04.21)
(17)

Herkes mutkuyken isyan ettiğiniz oluyor mu?

pikap
Çevrenizde arkadaşlarınızın, akrabalarınızın, sevdiğiniz sevmediginiz insanların geneli mutlu, işi gücü yolunda, iliski evlilik hayatları bi düzende fakat siz yerinizde sayıyorsanız; şansınız, kaderiniz size hep kazık atıyorsa bir şeyler için çaba gosteriyor emek veriyor ama yine hiçbir şey olmuyors
Çevrenizde arkadaşlarınızın, akrabalarınızın, sevdiğiniz sevmediginiz insanların geneli mutlu, işi gücü yolunda, iliski evlilik hayatları bi düzende fakat siz yerinizde sayıyorsanız; şansınız, kaderiniz size hep kazık atıyorsa bir şeyler için çaba gosteriyor emek veriyor ama yine hiçbir şey olmuyorsa özetle dönülmez akşamın ufkundaysanız ve artık vakit çok geçse bir şey dokunmuyor mu size de. Başkalarına karsı art niyetten değil de kendinize duyduğunuz üzüntüden dolayı çevredeki insanların mutluluğuna tahammülsüzleştiginizi hissettiğiniz oluyor mu?

Mesela somutlandirayim. Geçen gün bir akrabamiz oğlunun geleceği hakkinda (lise tercihleri)planlama yaparken ortamda beni olumsuz örnek olarak gosterdi. Ben yıllardir kpss'ye giren atanamayan ücretli ögretmenlik yapan bir öğretmenim. Tabii ki o cocuğa ben de önermem fakat çok zoruma gitti söyleyiş şekli. Ortamdaki kuzenlerime siz kendinizi kurtardıniz dedi fakat beni yillardir surunen ve bir baltaya sap olmamış biri gibi lanse etmesi o kadar zoruma gitti ki. Ağlayacaktım. Ben üniversiteden mezun olalı 10 yıl oluyor neredeyse. Fakat hep aksilikler oldu mesleğimle ilgili. Zaman zaman ben de yetersiz oldum gereken çabayı gosteremedim belki ama genel olarak hep ugrastim,hep bir seylere tutunmaya çalistim. Mezun oldugumdan beri ücretli ögretmenlik yapiyorum. Oyle ya da boyle kimseye muhtaç olmak istemedim.


Fakat insanlar bu işsizlik ortaminda buna bile burun kiviriyorlar. Ücretli ögretmenliğe devam ettiğimi söyleyince acıyolar resmen. Bu durum artik o kadar zoruma gidiyor ki... insanların ne dediğini takma diyecekler olacaktır belki ama olmuyor oyle. Herkese karsi ezik gosteriliyorsun yetersiz basarisiz gosteriliyorsun. Nasil takmayacaksin ki.

Hem başkalarini takmasan bile sen kendine sorup duruyosun. Ne olacak böyle , ne zaman duzelecek, başka bir seye mi yonelmem gerekiyor iş güç konusunda. Sıfırdan neye başlanir ki vs vs vs

Bi de evlilik konuları var. Bu konuda da emin olun insanlar nispet yapmaya bayıliyorlar. Mesela tek sap siz mi kaldınız. İnceden göndermeler başlıyor hemen. Yok senin çeyizine de yardim ederiz yok pikap'in ismini de ayakkabinin altina yaz... bi gün bile kimseye ben artik evlenmek istiyorum demisligim yoktur. Ama nispet yapılacak ya illa. Bir şekilde üzerimden geçilmesi gerekiyor. Tek malzeme benim sonuçta.

Evet. Art niyetli değilim dedim ama belki de öyleyim. İnsanların mutlulugunu, mutluluklarını gozüme sokmalarini çekemiyorum artık. Evet herkes mutlu olsun tabii ki. Allah kimseye kotu gunler yasatmasin ama insan düşünmeden edemiyor. Ben de mutlu olayım. Çok mu zor?

Gerçekten çevrenizdeki tek nutsuz kişi kendiniz olduğunu düşündüğunüzde siz ne hissediyor ne yapıyorsunuz?

Not: soru sorma bahane iç dökme şahane.
0
pikap
(30.04.21)
İnsanların çoğu kendini bilmez. Herkes başkalarının hayatını yargılayabileceğini düşünüyor. Sebebi eğitimsizlik. Böyle insanlarla iletişimi en az seviyede tutmak, aynı ortamda bulunmamak, mümkünse hiç konuşmamak iyi bir yol.

Karakter olarak zayıf kişilerin başarılı, zengin olduğunu görünce ben de zaman zaman rahatsız olurum onların hareketlerinden. Karakteri iyi olan insanların başarılı, zengin olmalarından hiç rahatsız olmam. Rahatsız olmama neden olan şey genelde o kişinin karakteri olur. Örnek olarak biri başarılıdır ama bundan bahsetmez bile. Alçak gönüllüdür, insanlara üstten bakmaya çalışmaz. O kişiden hiç rahatsız olmam. Hatta umarım daha başarılı olur derim.
0
dissendium
(30.04.21)
İş konusunda sevgilimle aşırı zor durumlardan geçiyoruz ve acı çekiyoruz. Gülen insanlardan nefret ediyorum bazen o derece.
0
Hallegadola
(30.04.21)
Karikaturde ss, hayat cok mu guzel lan diyen abimizin hissettiklerini uzun uzun yazmissin bi nevi. Ama guzel haber su ki normal bir durum. Anormal olman icin sen mutluyken de baskalarinin mutluluguna isyan etmen lazim. Bu hastalikli. Seninki saglikli. Yani; gecer. Gun dogmadan neler dogar. Hayatta degismeyen tek sey degisim, umarim her sey adina guzel degisir.
0
onemoremile
(30.04.21)
Bulunduğun konumla barışmanı öneririm. Yani bekar olabilirsin, veya işsiz olabilirsin, ee ne var yani? Akraba ilişkileri zaten türk kültüründe oldukça toksik, onlarla bile görüşmene gerek yok. Gerçekten sana değer veren arkadaşlarınla vakit geçirmen daha mantıklı, yerim akrabasını. Bunları kafana takman gereksiz yani, çıkar kendini o ortamdan. Senin ortamın orası değil. Hayat bu, herkesin hızı farklı, ilerlemesi farklı, isteği, planı farklı olabilir. Bir kalıba uymak zorunda değilsin. Dediğim gibi bu insanlarla takılma. Senin gibi yaşayan milyonlarca insan var bu ülkede. Kimi için çok iyidir kimi için çok kötüdür. Üzme kendini. Uzaklaş.
0
roket adam
(30.04.21)
Hepsini okuyamadım salt başlığa istinaden yazıyorum; umrumda bile değil.
0
vedatchilipeppers
(30.04.21)
@roket adam

Beni isyan ettiren şey de bu oluyor zaten. Yani evet çok mutlu olmasam da planlarim istediğim sekilde gitmese de ben an'lik halimden memnunum. Kariyerim yok belki ama Çok şukur bi işim var. Hayatımda bi eş yok ama zaten yalnizligi seven biriyim.

Fakat insanlarin bana acınası davranmaları kendilerini tepede gormeleri beni sinir ediyor. haklisiniz en guzeli boyle ortamlara yaklasmamak ama iste bazen mecbur o ortamda bulunmus oluyorsunuz.
0
🌸pikap
(30.04.21)
Önceden her şeyi daha fazla üstüme alınırdım. Fakat hayatımı düzene soktuktan sonra ve iç huzurumu sağlayınca gerçekten insanların söyledikleri umrumda olmadı.

Bence insanlardan çok siz kendinizden memnun değilsiniz.
0
perfectlysplendid
(30.04.21)
@perfectlysplendid

Evet tabii ki insan kendisini sorguluyor daha mutlu olmak istiyor. Memnuniyetsizligimi inkar etmiyorum zaten. Bakin siz kendiniz de diyorsunuz "hayatimi duzene soktuktan sonra umrumda olmadi" diye. İnsanın hayatında duzensizlikler olunca kafaya takiyor bir sekilde.
0
🌸pikap
(30.04.21)
Başkaları dedi de yap diye demiyorum ama ne yap ne et gece gündüz çalış ve atanmaya çalış. Eskiden gece gündüz çalışınca atanabiliyordu insanlar ama şimdi o bile zor evet ama kendin için yaptığın en iyi şey olacağını söyleyebilirim. Bu arada insanların konuşmaları, karşılaştırmaları hiç bitmez. Sadece kendin için bi şeyler yapmaya çalış.
0
oyokbuyoknevar
(30.04.21)
Valla diğer insanların mutluluğu benim için mutsuzluk sebebi yaratmaz. Iş konularında falan da pek hırslı değilim o yüzden o konular da pek umurunda olmaz.

Bir de genel olarak bir arabesk moduna girip "ne yapsam olmuyor, şans, kader, herkesin hayatı süper bir ben sürünüyorum" olayları bana biraz saçma geliyor. Hani "hayat süper, çalışırsan yaparsin" tarzı boş hayaller satma falan değil amacım. Sadece sorunun çözüm yolunun o arabesk mod olmadığını söylemek istiyorum. Ortada bir sıkıntı varsa ve sen o sıkıntıyı gerçekten çözmek istiyorsan o zaman o sıkıntıyı analiz etmeye çalışıp, ona yönelik çözüm üretmeye çalışırsın değil mi.

Misal senin durumu ele alalım, öğretmenlik tercih ettin ve kadro olmadı sen de çözüm olarak gidip ücretli öğretmenlik yapmaya başladın. Böyle bakınca evet, bir çözüm bulmussun ancak o bulduğun çözümün etkili çözüm olmadığıni farketmişsin peki sonra ne yaptın? Atıyorum gidip sıfırdan üni okumayı düşünüp başka mesleğe geçiş yapmaya çalıştın mi? Tamam, oldukça zor ve uzun süreli bir çözüm ancak başka bir çözüm işte senin sıkıntına. Niye denemedin bu yolu? Ya da ben mesleğinden memnunum diyorsan oturup deli gibi KPSS falan kastın mi?

Demek istediğim bir şeyin çözümünün farkli şekillerde yolu olabilir. O yollar da her zaman kolay olmaz. Işte bu sefer de olay neyi istediğine geliyor. Gerçekten o sıkıntıyı çözmek mi istiyorsun yoksa oturup "hayat böyle, kader, sans" deyip arabesk moda girmek mi istiyorsun.

Tabii bir de bunun dışında, senin kendini bir şekilde ezik görme olayın var gibi. Anlıyorum, işsizlik psikolojisi falan yüzünden bu şekil bir durum oluşmuş olabilir ancak başkalarının seni aşağılamasına da elinden geldiğince karşı çıkman gerek. Misal o akrabanın yaptığı olay gibi densizlikler karşısında onun dediğini kabullenmek yerine "Sen kimsin ki beni kalkıp başkalarıyla kıyaslayıp bir de aşağılamaya çalışıyorsun" diye çatman bence daha iyi bir tepki olurdu. Issızsin diye bu şekil olayları normalleştirmeye çalışma.
0
j r r tolkien hayrani
(30.04.21)
@j r r tolkien hayrani

Bana dokunan şey zaten elimden gelen her seyi yapip bir yere varamamak. Kuru kuru oturdugum yerden arabesk takilan biri olsaydim zaten bu kadar sorgulamazdım da.

Mesela ikinci bi ünv okudum ben okuyunca onun da önü kapandı. Ücretli ögretmenlik cozum olarak gorup devam ettirdigim bi is degil. Sadece hem okul ortami kendi meslegim diye hem de ekonomik ozgurlugum olsun diye devam ettirdigim bi durum.

Kpss ye verdigim emek o kadar coktu ki bu yil. Evet ben de kendime soyledim sizlanmakla olmaz cozum lazim diye. Tum parami enerjimi gecemi gunduzumu kpss ye ders calismaya harcadim. Cok da guzel bir puan aldim fakat bu sefer atama sayisini diger yillardan dusuk tuttular. Farkli alanlardaki alimlara da basvuruyorum onlar da olmadi.

Hani hep çabalayip hiç olmayinca kim olsa isyankar takilir emin olun ve artik cozum aramaktan da yorulur.
0
🌸pikap
(30.04.21)
Hocam tamam da
1- Ben senin bu şekilde uğraştığını nereden bileyim? Yazdığın duyuruda sadece 10 sene önce öğretmenlik mezunu olan ve ücretli öğretmenlik yapmış biri olduğun bilgisi var. Okumuş olduğun ikinci üniversite, sınavlara ne kadar hazırlandığın ile ilgili hiçbir detay yok. Hal böyleyken sanki ben bunların hepsini biliyormuşum da ona göre cevap yazmışım gibi bir cevap almam sence de garip değil mi. Duyurunu dışardan birisiymiş gibi okursan ne demek istediğimi anlarsın.

2- Mesela bu yazacaklarım da üstteki mesajından aldığım ek bilgilere göre olacak.

Tamam, uğraşmışsin gerçekten ve olmamış ancak benim mesela bu olaylar sonucunda gördüğüm şey sende geleceği iyi analiz edememe olayı gibi duruyor. Amaç seni yerme falan değil, sadece probleme ve çözümüne yönelik bir düşünme. Yani gidip iki kere önü kapanan bir üni bölümü okuduysan -ki ne olduğunu bilmiyorum ve umarım yine sanki zaten onu biliyormuşum gibi değerlendirmezsin- ben senin yerinde olsam kendimi geleceği pek öngöremeyen biri olarak yorumlarım. Yani oturup yine isyan edeceğime derim ki "demek ki olay bu, gidip başka şeylere odaklanmaliyim".

Tabii ki geleceği öngörme olayı çok zor ancak madem gidip o kadar emek harcayıp ikinci bir üni okuyacak olsaydım ben oldukça garantili takılırdim mesela. Atıyorum giderdim klasik yazılım ya da mühendislik ile ilgili bişeyler okurdum. Bunlarin önünün kapanması zaten mümkün değil vs.

Neyse, umarım bişekilde cozersin deyip uzuyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(30.04.21)
Senle alakası yok. Sözde türk insanı düşüncelidir, iyi niyetlidir. Alakası yok. Herkesin derdi daha fazla para kazanmak. Düşünceli de değildir. Yüzeysel, bencil, kötü bir toplum. Belki senin yanında bile söylememeleri gerekirken bir de söyledikleri şeye bak. Ben de benzer durumlar yaşadım. Hiç de alttan almıyorum bu saygısızlıkları. Üslubunca cevabını veriyorum. Ve izole bir hayat yaşıyorum. Toplum bu. Çürümüş maalesef.
0
black mamba
(30.04.21)
Ayrıca düzgğb bir toplum olsa bazı sorular sorulmaz. İşsiz olduğunu bildiğim arkadaşlarıma "senin iş ne oldu" bile demiyorum çok yakın değilsek. O insan için işsizlik zaten zorken bu soruyu duymak da yıpratıcı oluyor. Ama toplumda çok sorulan sorulardan biri.

Eğitimsiz ve kötü bir toplum. Bir futbolcunun eşi vardı. Sürekli neden çocuk yapmıyorsunuz, çocuğunuz yok mu gibi sorular soruyorlarmış instada. Kadın da son olarak açıklama yapmıştı. Artık sormayı bırakın çocuğumuz olmuyor diye. İnsanlar zaten üzülüyorken bir de böyle densizliklerle uğraşıyorlar. Senin durumun da aynı. Yolunu bulursun bir şekilde ama toplum baskısı kötü. İşleri yoluna koysan, iş Buldan, evlensen bu sefer çocuk sorusuyla muhatap olacaksın.
0
black mamba
(30.04.21)
@j r r tolkien hayrani

İğneleyici bir üslubunuz var. Yine de uzun uzun yazmissiniz sağ olun.
0
🌸pikap
(30.04.21)
akrabalarınız siz başarılı olsanız da boklamak için bir yol bulur. tıp kazanmıştı kuzenim, diger teyzem "tıp okuyanlar çok mutsuz oluyormuş." diye laf atmaya çalışıyordu.
o yüzden en iyisi akrabalardan uzak durmak.
0
bana bir nick verin
(30.04.21)
amaaan be pikap, salla gitsin. yaşadığın şeylerin başka hallerini yaşıyorum ben de, ama artık saldım. biri bi laf derse laf sokuyorum artık direkt. insanlardan da uzaklaştım bu yüzden. görüştüğüm bi kaç kişi kaldı sadece. kabullendim herhalde bazı şeyleri.
0
antihero
(01.05.21)
(4)

Covid ve ales (sınava girmesem mi)

lampetia
Merhaba, ales puanımın geçerliliği bitti, doktora yapıyorum ve bu arada arş gör ilanlarını takip ediyorum. Alanımda çok nadir açılıyor ama yılda 4-5 ilan çıkar yine de diye düşünüyorum ve genel olarak şansım fazla başvurularda, puanlarım çok yüksek.Sorun şu ki covidden de deli gibi korkuyorum. Bulaş
Merhaba, ales puanımın geçerliliği bitti, doktora yapıyorum ve bu arada arş gör ilanlarını takip ediyorum. Alanımda çok nadir açılıyor ama yılda 4-5 ilan çıkar yine de diye düşünüyorum ve genel olarak şansım fazla başvurularda, puanlarım çok yüksek.

Sorun şu ki covidden de deli gibi korkuyorum. Bulaşma ihtimali %5 falan olsa mesela asla girmem, ama %1se o riski alabilirim belki. Sınava girmezsem ekime kadar bir daha başvuru yapamam, ama sağlığım daha önemli tabi.

Çok kararsız kaldım, siz olsanız ne yapardınız? Sınavda herkes maskeli olsa dahi bulaşma ihtimali yüksek midir? O kadar emin değilim ki buradaki sonuca göre karar vericem artık :(
0
lampetia
(29.04.21)
Girerdim tabii ki. Sınav ücretleri zaten olmuş kaç yüz TL. Sınav ücreti boşa gitmesin diye gerekirse iki maskeyle girerdim. ÖSYM'yi bedavadan zengin etmeye niyetim yok.

Bir de geçen yıl da bu yılın aynısı olduğu için 2020 KPSS'ye girmiştim. Bir şey olmadı.
0
dissendium
(29.04.21)
şu çift taraflı koruyan, bir tık daha pahalı maskelerden alır girerdim ben. n90 sanırım.

covid hastalarıyla çalışıyor sağlık çalışanları aynı maskelerle sonuçta.
0
brakgn
(30.04.21)
YKS sınavına girdim ben. Sınav sürecinde maskemi takmadım. Gözetmenler sürekli taktı ama öğrenciler olarak genelde takmamıştık. Bulaşmadı bana.

Sınıflar sürekli havalandırıldı. ÖSYM'nin verdiği mendil rezalet kokuyordu o yüzden kullanamadım ama kullanılır yine. Risk grubunda değilseniz ya da risk grubunda yer alan insanlarla aynı evde yaşamıyorsanız bence çok endişelenecek bir şey yok. YKS sınavından sonraki 3 haftalık süreci takip ettim sınavdan sonra vakalarda artış olmadı mesela. Ki üniversite sınavına insanlar yanında birileriyle geliyor. Ales sınavında hem bekleme yerlerinde hem sınavda daha az kişi olur belki.

Girme kararı alırsanız başarılar diliyorum. :)
0
black holes in the sky
(30.04.21)
Evde yaşlı biri yoksa sınava girin bence, yazık etmeyin.
0
istambul
(30.04.21)
(15)

Şu an ne hediye edilse mutlu olurdunuz?

dedim ben sana
Uzun zamandir adidasin siyah yuruyus ayakkabilarina ve otomatik kahve makinalarina bakiyorum. Fiyatlardan dolayi ancak bakabiliyorum. Biri hediye etse mesela asiri mutlu okurdum. Size ne hediye edilmesini isterdiniz?
Uzun zamandir adidasin siyah yuruyus ayakkabilarina ve otomatik kahve makinalarina bakiyorum. Fiyatlardan dolayi ancak bakabiliyorum. Biri hediye etse mesela asiri mutlu okurdum. Size ne hediye edilmesini isterdiniz?
0
dedim ben sana
(29.04.21)
güzel bir kafaüstü kulaklık veya xiaomi mi box s
0
sutlu nescafe
(29.04.21)
İyi bir oyun bilgisayarı (laptop), PS5, DSLR fotoğraf makinesi, kitap...
0
dissendium
(29.04.21)
Guzel bir bluetooth kulaklik :(
0
invictae
(29.04.21)
Kindle.
0
pike
(29.04.21)
Kahve makinesi. Kaliteli ve pahalı olanlardan birinin hakkını verebilmek için kahve kültürümü baya bi geliştirmem lazım. Hediye gelseydi bunu dert etmezdim.
0
IncredibleMau
(29.04.21)
araba. keh keh
0
ala09
(29.04.21)
Ben de yeni kasa A7 istiyorum.:D
0
alfred
(29.04.21)
bisiklet kilidi ya. bu işi halletmeye harcayacak enerjim yok. çıksa bi yerden hediye diye gelse şu 20 gün mutlu eder beni.
0
a perfect lie
(29.04.21)
mini arp :)
0
elma
(29.04.21)
Yakut ve zümrüt taşlı kolye, adidas boost ayakkabı, müstakil ev :D
0
rapisa
(29.04.21)
3d printer (bkz: snapmaker)
nike airmax 97 veya airmax 2090
0
roket adam
(29.04.21)
Saat. Bir tane hasır, bir tane metal bir de deri. modelleri kafamda.

Çok iyi soru bu arada, bayıldım
0
newsman
(29.04.21)
uçurtma.
0
dilemma of subscribtionability
(29.04.21)
pc.
0
isveperver
(30.04.21)
Tabanca, 5-6 güne doğum günüm var hanımı ikna edebilecek birisi olsa aranızdan keşke:(
0
synax
(30.04.21)
(12)

nasreddin hoca'yı sevmemek

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
okullarda ögretilir, toplumumuzun bir degeri olarak addedilir ama ben hic hoslanmiyorum bu tarihi kisilikten.- parayi veren dudugu calar: cocuklar altı üstü bir düdük istemiş. en başta "getiremem, param yok" vs. dese yine anlayışla karşılayacağım. ama yaptigi hareket ne? cocuklar kendilerine düdük a
okullarda ögretilir, toplumumuzun bir degeri olarak addedilir ama ben hic hoslanmiyorum bu tarihi kisilikten.

- parayi veren dudugu calar: cocuklar altı üstü bir düdük istemiş. en başta "getiremem, param yok" vs. dese yine anlayışla karşılayacağım. ama yaptigi hareket ne? cocuklar kendilerine düdük alindigini sanip sevincle basina üsüsür, nasreddin hoca da cebinde parasi olan bir tanecik cocuga, arkadaslarinin gozu onunde dudugunu verir. diger cocuklara da laf sokmayi ihmal etmez. belki cocuklarin uzerinde ileride karsilarina cikabilecek travmalara sebep olur (örnegin saniyesinde sevincleri kursaginda kalan bu kisilerde, ilerleyen yaslarda erken bosalma sorunu meydana gelebilir).

- göle maya calmak: "ya tutarsa?" diyerek verdigi cevap anlamsiz, kendini cok akilli konustum zanneden ama ne dedigi anlasilmayan, hicbir seye de deva olmayan sacmasapan bir söz öbegi. tam bir ekşici lafı. neyi neden dediginin kendisi bile farkinda degil. ben fikradaki diger eleman olsam "laf etti bal kabağı" diyerek sonlandirirdim konusmayi.

-ipe un sermek: komsun malina zarar verdiyse çık açıkça konuş. ha bugün ha yarın diyerek insanlarin değerlli vakitlerini çalma. kimsenin senle oyun oynayacak vakti yok. önceden ödünç verdigime pişman oldum demelisin. arkadan iş cevirme, insanları geçiştirme, sinsilik... ne ararsan var bu hikayede. ileride topluma karışacak saglikli bireyler bu hikayeden mi feyz alacak yani? komik...

-kazan doğurdu: bunu konusmaya dahi gerek yok. inanilmaz bir çakallık hikayesi. fıkranin sonunda anliyoruz ki hoca uzun vadeli bir hinlik uyguluyor. ufak, ise yaramaz tencereyi komsuya kakalamış. kendisi de büyükçe bir kazana "çökmüş" amiyane tabirle. bir ilkokul cocugunun bu hikayeyi ögrenmesi hoş mu?

siz ne düsünüyorsunuz kendisi ve fıkraları hakkında?
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(29.04.21)
bunlardan daha kotu fikralar da var da, sahan gokbakar falan gibi dusun iste. bu kadar populer olmus, "genele" hitap eden bir konsept ne kadar zeka dolu olabilir...
0
hot potato
(29.04.21)
Ye kürküm ye sözünü bayağı mantıklı buluyorum.
0
dissendium
(29.04.21)
nasreddin hoca bir anadolu çomarıdır.
fıkrasına gülenle de muhatabımı keserim.
0
brakgn
(29.04.21)
hepsi de atasozu olmus, gunumuzde bile catir catir kullaniliyor dikkat edersen.
parayi veren dudugu calar: oyunun kurali neyse onu oynayacaksin, bos istekle, faydasiz eylemle sonuc alamazsin
gole maya calmak: elalemin isine burnunu sokmayacaksin, adam kendi halinde kimseye zarar vermeden gole maya caliyor bir sey deniyor, belki kendi capinda deney yapiyor ordan alakasiz bir tip gelmis naapiyon hoca, oyle olur mu boyle olur mu diye ahkam kesiyor, haddi olmayan olaya mudahale ediyor, hesap soruyor, mahalle baskisi yaratiyor, hoca da ya tutarsa diyor olasilik var mi var, sana laf dusmez yuzde0.01 de olsa, bir umut degil midir zaten yasamak
ipe un sermek: kimse zorla bir is yaptiramaz kimseye kibarca reddediyor karsindakini, mazeret istiyorsan al mazeret ipe un serdim diye rest cekiyor, naapsin adam kavga mi etsin her tartismada, kalp kirip kufur mu eetsin
kazan dogurdu: burda da ikiyuzluluge, olaya tek bir pencereden bakan, nalinci keseri gibi hep kendine yontan adama lafi oturtuyor
Yani woke, politik dogruculuk, duyar kasma ile gidersen bir seyler bulursun illa baskasi da baska seyler bulabilir, nerden bakmak istedigine bagli
O degil elalemin agzi torba degil ki buzesin diye bir fikra vardi efsane, hoca, cocuk ve esegi gidiyor birileri goruyor esege kimse binmemis, bunlar yuruyor salak gibi yuruyor diye elestiriyor, bu sefer cocugu esege bindiriyor, onu gorenler arkadan yasli basli adam yuruyor cocuk esege binmis diye elestiriyor, hepsi esege biniyor esegi oldurecek bu vicdansizlar diye elestiriyor falan:) Elalem ne der diye yasamayiz bu hayati, 10 yasindaki cocuk bu tespiti yapabilse bu fikra sayesinde bundan buyuk ders yoktur bu hayatta alacagi
0
neverletyougodown
(29.04.21)
"örnegin saniyesinde sevincleri kursaginda kalan bu kisilerde, ilerleyen yaslarda erken bosalma sorunu meydana gelebilir."

Yazdığın yukarıdaki cümle ve yazınin geneli yüzünden bir trolluk girişimi bence ancak ben yine de cidden sormuş gibi cevap vereyim çünkü canım sıkılıyor.

Neyse, cevaba gelirsek ben mesela şu an kafamdan bir hikaye uydurup, etkisini arttırmak için de içine nasreddin hocayı yerlestirip, Nasreddin hoca fıkrası diye yayabilirim bişekilde. Başkası da yapabilir aynısını hatta yaptılar da. Şu an bildiğimiz neredeyse her fikra başkalarının hayal gücünün ürünü zaten. O fıkralardaki kişiler de fıkrayı oluşturan kişiye göre hareket eder.

Misal Nasreddin hocanın hazır cevaplılığı/laf cambazlığı en temel özellik gibi, geri kalan tüm özellikleri fıkrayı uyduran kişiye bağlı oluyor. Bir fıkrada çakal tüccar yaparsın, diğer fıkrada hayalperest imam yaparsın falan filan.

Fıkraların içeriği konusunda da @never in dediği gibi düşünüyorum. Içeriklerin hayatın aslinda toz pembe olduğu, herkesin iyilik meleği olduğu şekilde oluşması gerekmiyor. Gerçek hayat bundan farklı olduğu sürece o sekilde yapsan bile eline ne geçecek?

En bariz örneğimiz RTÜK olsun. Millet sigara bile içemiyor TV de ee böyle yaparak ne kazandı toplum? Yeni büyüyen tüm nesil yeşilayci mi oldu. Olmadı çünkü bu tür sansürler gerçek hayatı çarpıttigi için işe yaramadı. Çocuk çevresindekilerin sigara içtiğini görünce bu sefer gidip kolaylıkla tvdeki şeyin saçma olduğunu öğrenip görmezden geldi. Burada da aynı hesap, sen gidip Nasrettin hocayı her çocuğa eşit davranan ve herkese düdük dağıtan iyi kalpli biri olarak anlatsan ne olacak? Ben söyleyeyim, bunu dinleyen çocuk(bak çocuk diyorum) bu hikayeyi "çocuk masalı" şeklinde değerlendirip küçümseyip dikkate almayacak çünkü içinde yaşadığı dunyaya kıyasla içinde pek gerçeklik yok.

Eyyorlamam bu kadar.
0
j r r tolkien hayrani
(29.04.21)
Bence biraz Nasreddin Hoca incelemesi oku. Kendin şimdi şu anda anlamsız buluyor olabilirsin ama bu halk neden bu kadar değer vermiş diye düşünüp sorgulayabilen bir kafa beklerdim senden.

Türbesinin etrafı bomboş iken sadece ayak ucunda kilitli duran demirden bir kapı bulunan bu insanın muhakkak bir sırrı, bir inceliği vardır diye düşünmeliydin. Sevmemekte özgürsün de, anlamsız, saçma vs tarzındaki yaklaşımların sana kalabilir gayet, soran olursa söylersin.
0
1bir1bir1
(29.04.21)
Ya benim lisedeki gerizekalı Türk dili hocam yüzünden sevmiyorum yoksa bir garezim yok kendisiyle. Kadın neden Mevlana tanınıyor Nasrettin Hoca daha ünlü olmalı diye her ders kafa ütülerdi.
0
Hallegadola
(29.04.21)
tolkien +1 bu elbette trol soru.
trol değilse cevabı: "kardeş senin ya lise bitmemiş, ya da lise eğitimi boşa gitmiş"

ben size en sevdiğim hoca fıkrasını anlatayım: "bir gün hoca birkaç adam ile balık avlamaya gider. Denize ağ atub, hoca dahi kendini içine atmış. "Hoca neyledin" didikte: "ben kendimi baluk sandum" dimiş.
(Letaif-i Nasreddin Hoca, 19 yy. derlemesi)
0
ebabil curnatasi
(29.04.21)
Başıma bir şey gelmeyecekse ben de sevmiyorum. Anlamsız geliyor. Keloğlan hikayelerinden de nefret ederdim çocukken.
0
ruhen hastayim ben
(29.04.21)
Fıkraları geçersek Mevlana'nın Ahi Evren olduğuna dair güçlü emareler var ve Ahi Evren'in Moğollarla işbirliği yapan Mevlana'ya karşı direndiğine halkı örgütlediği biliniyor. Bu konuyla ilgili Mikail Bayram hocanın kitap ve köşe yazıları var.
0
eatpraylaw
(29.04.21)
Nasreddin Hoca'nın olduğu düşünülen "ye kürküm ye" ve "kazan doğurdu" fıkraları aslında ona ait değil. Edebiyatçılardan okumak lazım. (bkz: saim sakaoğlu )
(bkz: ali berat alptekin)
0
oyokbuyoknevar
(29.04.21)
artık çok uzaklarında olsam da bir akşehirli olarak cevaplayayım :) esasen hoca akşehir'de görevlendirilmiş bir kadı. devletin görevlisi yani. fıkraların çoğu da sonradan kendine atfedilmiş ya olmayan ya da sonradan onun üzerine kalmış olaylardan ibaret. adamın bir suçu yok yani :) zaten çoğu fıkrası yaşadığı dönemin şartlarına bile uymuyor :) kendine ait neredeyse hiç bir yazılı kaynak yok. hepsi halkın anlata anlata bu zamanlara getirdiği hikayeler. eskişehir'de doğup, konya-akşehir'de kadı görev yaptığı ve öldüğü tahmin ediliyor.

fıkralara gelince politik doğrulucuğun bu kadar popüler olmadığı yıllarda ortaya çıktığından anlayabiliyorum. fıkraların yaşam dersleri vermesi gerektiğini de düşünmüyorum. yanlış olan düşünceleri de ortaya koyabilir yani. tüketeceğimiz her içeriğin %100 doğru bir düşünceyi desteklemesi de gerekmiyor. her olayı dönemin şartlarında değerlendirmek gerekiyor. ayrıca nasreddin hoca fıkralarında hoca hiç bir zaman rol model olarak anlatılmıyor. hiç bir çocuğa "hoca mükemmel bir kişilik, onun gibi olun" mesajı verilmiyor. hocanın muzip veya pratik zekaya sahip bir insan olduğu, dezavantajlı olduğu durumlardan karşı atakla avantajlı duruma geçtiği anlatılıyor. hiç bir fıkrasında siz de "kazan doğurdu diyin kazanın çocuklar" diye bir son mesaj yoktur yani. bir fıkrası var örneğin: hoca yağmur allahın rahmetidir, o yağınca koşa koşa eve gitmeyin vs. diye bir öğüt veriyor. bir gün yağmurda hocanın koştuğunu gören adam soruyor hoca sen bize böyle böyle dedin kendin koşuyorsun diye. hoca da ben rahmet yere düşmesin diye yere düşmeden toplamaya çalışıyorum gibi bir cevap veriyor. böyle bir fıkraya dahi konu olmuş bir adamın doğruluk timsali olarak anlatılması pek olası değil anlayabileceğiniz üzere :)




bir de işin ekonomik boyutu var tabi. nasreddin hoca önemli sayılabilecek bir turistik figür. yaşadığı şehir olan akşehir ile doğduğu yer olan eskişehir'in nasreddin hoca köyü arasında geçmişte bir dava oldu örneğin. yakın tarihte sonuçlandı daha. geçmişte akşehir'in nispeten gelişmiş bir ilçe olmasını sağlayan turistik bir getiri getiriyordu nasreddin hoca türbesi ve yazın yaptığı nasreddin hoca festivalleri ama artık resmi olarak kullanamıyorlar çünkü davayı kaybettiler. benzer bir sürü de figür var zaten türk tarihinde. hacivat karagöz'de aynı şekilde saf bir kişiliğin ondan daha zeki bir karakter tarafından sürekli manipüle etmesini anlatır örneğin. hacivat'ı da karagöz'ü de severim ben hiç gocunmam :) kimsenin hayatını hacivat gibi yaşamaya özendirdiğini de düşünmüyorum. bir kişinin çakallık yapması, muzip olması, bencil olması onu sevmememiz gerektiği anlamına gelmez.
0
syozkn
(29.04.21)
(15)

Ne yapacağım ben bu tez danışmanıyla?

hahu
Merhaba arkadaslar,Bir universitede doktora ogrencisiyim. Doktora sınav surecim su sekilde oldu:Yuksek lisans danismanim "doktoranı baska bir universitede yap. Ben seninle çalışmam, yetersizsin" demisti. Ben kendime aynı okuldan farkli bir prof buldum. Yeni ekiple calismaya baslamama ragmen sinavda
Merhaba arkadaslar,

Bir universitede doktora ogrencisiyim. Doktora sınav surecim su sekilde oldu:

Yuksek lisans danismanim "doktoranı baska bir universitede yap. Ben seninle çalışmam, yetersizsin" demisti. Ben kendime aynı okuldan farkli bir prof buldum. Yeni ekiple calismaya baslamama ragmen sinavda tekrar geri aldi beni. Biz yolumuza beraber devam edelim dedi. Ses cikarmadim, hani yetersizdim demedim.

8 senedir yaptiklari:

- tezime hiç bir katkı sunmadığı gibi somut elestiri de yapmıyor. Onun kafasındakileri vahiy yoluyla anlamamı bekliyor. Alan arastirmamdaki verilerin sadece kendi gorusune uygununu seciyor. Isine gelmeyeni yazdırmıyor. Tamam diyorum, o zaman siz belirleyin başlıkları ben icini size gore doldurayim. Senin isini neden ben yapayim diyor. Ben yabancı kaynaklardan bir suru yeni yayin kullanıyorum, 1990lardaki demode makalelerini kullanmami istiyor.

- sürekli aşağılıyor. Tez izlemeye giriyorum "hahuyu normal biri degil farkli gorusleri var. Biraz kırik, kendisi de bunu biliyor." gibi seyler soyledi. O kadar dominant birisi ki kimse sesini çıkaramıyor. Mail attım neden öyle dediniz ne anormalligimi gordunuz diye. Yanına cagirip "bana nasil mail atıyorsun. Ben de bundan sonra sana karşı kendimi korumaya alacağım" diyor. Olayları çok garip algılıyor. Onun düşmanıymışım gibi davranıyor.

- tez izleme jurisinde bir jüriye gulumsemistim. Ne guluyorsun pismis kelle gibi laflarla rencide etmeye çalışıyor surekli. Yine susuyorum. Yanindayken telefonum calmisti. Seni atarim telefonunla camdan, saygisiz diyor herkesin icinde. Sanki ilkokul talebesiyiz. Ama kendisi sormadan 2 metre karelik odasinda sigara ustune sigara iciyor.

- bir seyi ingilizceye çeviriyorum. Ingilizcen çok kötü diyor. Ingilizcem kötü degildir- ortaokul ve liseyi yabanci kolejde okudum. Lisansim da ingilizce. Başka dilde de yeterliliğim var.
Hem ingilizcemi begenmiyor hem türkce yazip bana gonderiyor ingilizceye çevir diye. Edebiyatçı arkadaşıma gönderiyorum yardımcı olması icin artık o bile "bu nasıl türkce. Bu adam akademisyen mi" dedi.

- daha iyi bir universitede uzman kadrosu almamı hic hazmedemedi, içi içini yedi. Neymis o kadar donanımlı öğrencileri varken beni nasıl almışlar. Ben kendimi yetersiz falan görmedim hic bir zaman. Sınava girdigimde en yuksek dil ve ales puani da benimdi. Sürekli bir kıskançlık. Alanlarımız bile farklı. Ben uygulamacıyım, o kuramcı. Kendini benimle yarıştırıyor. Benim yaptıklarıma faso fiso diyor. Ama kendisi lisans, yuksek lisans, doktora, akademik kariyer vb.hep ayni yerdr yapmis. 50 senedir ayni kurumda adam.

- gecen sene annemin cok onemli ve hastanede yatması gereken bir saglik problemi oldu. Bakimini ben ustlendim. Is yeri bile bana 2 hafta izin verdi. Bu kisi telefonda hastalık olduysa oldu napalim yani gibi seyler soyledi. 1 kere bile gecmis olsun demedi. Aksam online a baglayip beni sanki ilk defa duymus gibi "aaaa oyle mi boyle miii gecmis olsun. Cok uzuldum. Her konuda destekçinim" ayagi cekti ders kaydedildigi icin.

- pandemi döneminde her sey online olabilmesine ragmen onun olduğu şehre gelmemi istedi. Gelemem dedim o zaman online 2 ders saati sunum yapacaksın dedi. Kafasından yetistirilmesi imkansız bir icat buldu. Arabayla günübirlik 12 saat yol yaptim bir imza icin.

- danismani oldugu bir ogrencisi beyin kanaması gecirdi. Baska bir tanesi kanser oldu. 1 tanesi buna dayanamayıp birakti (ki adam galatasaray lisesi mezunuydu). Zaten toplamda 5 ögrencisi vardi. Simdi kaldık 2 kisi. Bir de diyor ki "onlar da yazik genc yaşta hasta oldular. Ben hastaneye bile gitmem. Benim toprak sağlam". bi tanesi hakkında "onu arardim da cok konusuyor simdi o kadar vaktim yok" dedi. Digerini 1 kere bile aramamış zaten.

- bir kere bana sinir krizi geçirtti sokakta. Ben sana doktora yapma dedim, yetersizsin dedim, illa yapmak istedin dedi. Ağzıma geleni saydım adama. Ailemin evindeydim. Duymasınlar diye dısarı ciktim. Sitenin guvenlik gorevlisi annemlere haber vermis. Eve çıkardılar titreme ve aglama gecmedi saatlerce. Annem adamın numarasıni bulup aramis. Durumunu gördüm cok uzuldum, nasil destek olabiliriz, sorun nedir gibi konusmus. Siz universite mezunu bile degilsiniz, sizin bileceginiz işler degil hanimefendi falan demis. Anneme kiziniz yetersiz basarisiz doktora yapabilecek kapasitede degil demis. (annemin aramasına ben de kızdim ama türk anası işte)

- sürekli ezebileceği öğrencileri seçiyor. Ögrenci aglatmakla övünüyor. Kac yasinda adam hüngür hüngür ağladı odamda diyor.

- surekli okuldaki baska hocalarin dedikodusunu yapiyor. Derslerde, bireyselde. Iftiraya varacak düzeyde. Ağzımdan laf almaya çalışıyor.

- en son konusmamizda senin erken bitirme tarihin 2023 temmuz, sen seneye 1 senelik dondur okuldan atilma dedi. is yerinde benden cok cok daha vasifsiz insanlar afyondan, konyadan, erzurumdan doçent oldu bu hala süründürüyor. Bunu soyledim lutfen artik zorluk cikarmayin bekletmeyin diye. Ben o teze imza atmam, benim adimi kullanamazsin, git konyada yap o zaman falan dedi. Yine sinir krizi gecirip sizin attiklarinizi da biliyoruz, dunyayi kurtarmiyor dedim. Kustah, sen kimsin falan dedi cok ama cok buyuk hakaretler etti.

Ben ne yapabilirim bu adama? Sizce bu adam neden böyle seyler yapiyor? Akademik olarak eksiklerim tabii ki vardir ama bu davranislari kesinlikle hak etmiyorum. Rezil bir adam. Benim yerimde siz olsaniz ne yapardiniz? Yani bitirmek zorunda da değilim ama benim yaptığımın 4te 1ini yapanlar docent oldu. Bu çok adaletsiz geliyor.
0
hahu
(28.04.21)
Böyle bir insana neden katlandığınızı anlayamadım. Nobel Ödülü mü var bu adamın? Tam dövülecek adammış. Ben daha yaptığı ilk yanlışta bırakırdım.
0
dissendium
(28.04.21)
akademik dünya bu akıl hastaları ile dolu ve malesef arkan çok sağlam değilse baş edemezsin. ben olsam o hocadan kurtulur. referanslı aklı başında birini bulmayı denerdim.
0
orpheus
(28.04.21)
Okurken ben burada kanser oldum. Ne yapayım diye bir şey yok derhal uzaklaşın, değiştirin, elinizden ne geliyorsa yapın ama bu saçmalığı sineye çekmeye devam etmeyin.
0
gmzo
(28.04.21)
Ilk hatayi sen geri donerek yapmissin. Neden geri dondun huyunu suyunu bildigin halde? Bana kalirsa bu asamadan sonra hoca degistirme olayin olmayacagi icin adam ne diyosa yapip suyuna gidip tez zamanda kurtulman. Cok benzeri benim masterda basima geldi. Her uyandigim gun adami bi kasik suda bogmamk icin kendimi zor tutuyodum. Sonra tezimi imzaladi da kurtuldum ama o surec icinde omrumden omur gitti.
0
e mice
(28.04.21)
Okurken daraldım. Bence yol yakınken bırak o doktorayı. Sana doktora vermek istemiyor.
0
Gabriel
(28.04.21)
hani geri bu adamı niye danışman yaptım anlamadım da öbür profa ya da başka hocaya dön. muhtemelen zora koşacaktır hazırlıklı ol. bu noktadan sonra bu herifle o tez geçmez zaten.
alanı ne? iktisatçıysa getir suya götürüp susuz getireyim :D
0
passion rules the game
(28.04.21)
o kadar korkunç ki bütün şu söyledikleriniz... akıl sağlığınız için bir dakika daha müsamaha göstermeyin bu kişiye, sonuçları ne olursa olsun bu mobbing'e katlanmaktan iyidir.
0
lolita
(28.04.21)
Eminim ki kendi yetersiz. Böyle sıkıntılı tipler eksikliğini kapatmak için yapıyor bunları
0
Gabriel
(28.04.21)
8 sene gecmis hala bize bu adam neden boyle yapiyor diye soruyorsan bu direk stokholm sendromu, gecmis olsun..

opsiyon 1 - tezime guveniyorsam alir baska danismana giderim, universite fark etmez. Biran once (max. 1 sene) yaziyi bitirir, savunur ve noktaya koyarim.

opsiyon 2 - teze guvenmiyorsan salla gitsin, degmez. Simdi kime gitsen bastan baslatacak, nereden baksan 3-4 sene surer toparlaman.
0
cooperr
(28.04.21)
Yüksek lisansta bu derecede olmasa bile çok ilgisiz bir danışmanım vardı. Bırakıp gideceğim başka hoca da yoktu. Ya sabır çeke çeke son kontrollerini yapmasa da tez savunmaya girdim, asla bana arka da çıkmadı. Eşek gibi de çalıştığım için kendi başıma tez savunmamı da yaptim. şu an doktora yapıyorum danışmanımı yoğurdu da geçtim dondurmayı üfleye üfleye seçtim.

Cizeceginiz yol su olabilir ve yatırım tavsiyesi değildir,

1. Doktora sizin için hayat memat meselesi mi? Değilse öğrenci işlerini arayıp bıraktığınız zaman ne gibi haklarıniz var ya da hak kayıplarınız var öğrenmek.

2. Akademisyen olmak istiyor musunuz? İstemiyorum diyorsanız doktora yapmaktaki hedefinizi yeniden gözden geçirmek.

Son olarak Allah sabır versin sizi çok iyi anlıyorum...
0
Sakinolmamlazim
(28.04.21)
danışmanını değiştir, başka biri yardım etmese de hakaret de etmez en azından. hatta imkanın varsa başka bir üniversiteden bul. daha sonra ben sana sekiz yıl emek verdim, başkasıyla yapamazsın tribine girecektir. boşver. bir de savunmaya girmeden önce yayın yap.
0
Sour
(28.04.21)
Ayy bu ne?

Hata sende en basinda geri donmeyecektin. Narsist falan galiba yazik.

Ben y.lisansta danismanimi degistirdim. Arkama bile bakmadim. Hocami yok sanki. Okul mu yok. Bu davranisini hic anlamadim niye dondun en basta?

Bitmesi yakinsa bitir, zaten bu kadar cekmissin hatta bence hediyesini cicegini eksik etme, bir kulagindan girsin otekinden ciksin. Toplayabilirsen kanit topla, hem sana davranisi hem de varsa dolandiriciligi falan. bitince dogru enstituye, bolum baskanina, ve hatta rektore mail at. Cimere dahi yaz. Yani o nasil sana cektirdiyse sen de ona cektir.

Bitirmeye niyetin yoksa sikayet et heryere durdugun kabahat
0
durgunfoton
(28.04.21)
yazık sana. Üzüldüm senin adına.
0
mech
(28.04.21)
@cosmic: alanda iyi ama en iyisi falan degil asla. Artik biraz demode hatta. zaten yuksek lisans danismanim buydu, doktorada adina ihtiyacim yoktu aslinda. 8 sene nasil gecti anlamadim. Simdi ne yaptim ben diyorum.

Bizde doktorada hocalar kendi projelerine gore seciyor zaten ogrencileri. Onlar belirliyor konuyu. Ben de girmis oldum. Onun projesine katki sayilir bir anlamda.

Akademisyenim zaten. Ama ben teorisyen degilim dedigim gibi uygulamali teknik bir bolum. Ama yukselmek icin titre ihtiyacim var.

Yayinlara da karisiyor kendisi. Ondan habersiz muracat istemiyor. Yapacaksak da yabanci bir kac yayin var ancak onlara yapabilirmisiz. Onlara da yayin mumkun degil 5-6 sene falan beklemek lazim.
Konferanslara sadece sectigi ogrencileri cagiriyor. Eski ogrencerinden. Dusmanlik yaptigi bir kac isim var onlarin duzenledigi konferanslara muracaat etmemiz yasak.

Doktorada 1 tane uygulamali bir projem var. Onu da onun alani degil diye yaptim. Soylemdigi laf kalmadi. Ben yuksek lisans odevi olarak bile kabul etmem bunu dedi. Travma gecirtti resmen.

Zaten adami biliyorlar camiada nasil katlaniyosun diyorlar hep. bende de hata var tabi ama ne olursa olsun o bir ruh hastasi bence.
0
🌸hahu
(28.04.21)
Ay okurken bunaldım bu adama neden katlanıyorsunuz? Hem de 8 sene olmuş.
0
legolasin son oku
(28.04.21)
(11)

Bedelli Askerlik Soruları (3'ü 1 arada) - Silah reddetme/Sınav izni/Telefon

aguen
Selam duyuru,Zamanı geldiği için dolandırılıyorum mecburen, bedelli askerlik parası + 1 ay maaş gitti; iş derdi olmayan, çok beyin kullanmam gerekmeyen fitness kampı olarak değerlendirmeyi düşünüyorum mecburen. Gelecek ay gideceğim.1.Bana silah teslim edilmesini istemiyorum. Prensip olarak da karşıy
Selam duyuru,

Zamanı geldiği için dolandırılıyorum mecburen, bedelli askerlik parası + 1 ay maaş gitti; iş derdi olmayan, çok beyin kullanmam gerekmeyen fitness kampı olarak değerlendirmeyi düşünüyorum mecburen. Gelecek ay gideceğim.

1.

Bana silah teslim edilmesini istemiyorum. Prensip olarak da karşıyım. Zamanında savunma sanayisine girmememin tek sebebi de etik sebeplerdi. Sanırım sorun çıkarmıyorlarmış ama tam olarak ne yapmamız gerekiyor? Silah uzatılınca "Yok ben kullanmıyorum, teşekkürler" demiyoruz sanırım :)

edit: Başvururken e-devlet'te bir form dolduruyorduk, ne olur ne olmaz "Silah korkum var." seçeneğine evet demiştim.

2.

Çok ufak bir fark ile ortalamam Bilkent ve Hacettepe'de YL yapmama yetmiyor. Göstermelik değil gerçekten paper çıkacak projemi geliştirmek için yapacağım o yüzden mecburen odtü olsun diyordum. İngilizce sınavları tahmin edin ne zaman ^^ Bir önceki başvurumda da tek finalim vardı ve İYS ile aynı saatteydi o sene. Günlük izin alıp gelip geri gidebiliyor muyum, yoksa odtü sınavını ciddiye almazlar mı?

3.

Telefon hakkında çok tartışma dönmüş.
www.hepsiburada.com

Şu telefonu alsam kullanabilir miyim?
0
aguen
(27.04.21)
1- sorun olmaz. Soruyolar zaten.
2- bilmiyorum
3- kullanabilirsin
0
fakyoras
(27.04.21)
1- Bize sordular ( Kuzenime mecbursun atacaksın bizce sıkıntı çıkarmasan iyi olur demişler)
2- Bence Harvard olsa bile ciddiye almazlar ( sallama bi yorum bu bir bilgim yok sadece tahmin)
3- Kullanırsın
0
paramolacak
(27.04.21)
Fitness kampı iyiymiş.

1. Bedellilere üç atış yaptırıyorlardı. Değiştiyse bilmiyorum. Sebep sorarlar. Etik gibi şeyler orada işlemez.

2. Bedellilerin hiç izni yoktu. Yine değiştiyse bilmiyorum.

3. Çift sim kartlı olduğuna dikkat etmezlerse kullanabilirsin. Sim karta bakıyorlar.
0
dissendium
(27.04.21)
2011 de kisa donem yapmis biri olarak silah reddetme diye bir sey olmadigini soyleyebilirim. O zaman oyleydi hatta buyuk dalga konusu olur diye dusunuyorum. Silah muaf durumu ancak psikolojik bir rahatsizligin varsa mumkun. Rol yaparsan bilemem. Telefon eski tuslu nokialar is goruyor. Kamerali bisey alirsan tugayda, kislada her nerede isen cekim yapma ihtimaline karsin el koyarlar. Yasak degil ama teknoloji yasak gibi dusun.
0
thesomberlain
(27.04.21)
Yalnızca 1. hakkındaki tecrübemi aktarabilirim. Bize sordular. Ben atış yapmak istemiyorum dedim yaptırmadılar. Sırf üşengeçlikten yapmak istemedim.
0
jangbogo
(27.04.21)
eylül 2020 de :
1)Atış yapmak istemeyen silah korkum var diyenlere atış yapanların silahlarının yanında kep tutturup silahın attığı kovanları toplattılar :) 3 atış yapıp çekilecek adamlar bir manga askerin atış yapmasını silahın 25 cm yanında beklediler.
2) Sınavları olanlar izin aldılar ama bu izinler tmi (terhis mahiyetinde izin) ve idari izinlerinden düştü .kullandıkları güne göre bizden 1 veya 2 gün sonra terhis oldular.
3)evet o telefonu kullababilirsiniz.
0
delikedidilimiyedi
(27.04.21)
1- Burdurda bedelli yaptım ben de, 1.ye biraz sorun çıkardılar, çocuğa çok baskı yaptılar atış günü maalesef.
0
roket adam
(27.04.21)
1- Herkese sormuşlar da bize soran eden olmadı valla. Bize sordular diyen arkadaşlar herhalde sadece atışta silah görmüş olanlar. Atışı istemeyen yapmıyor evet. Bizim birlikteki gibi bütün askerliğin silahla geçecekse o takdirde silah dağıtılmasını bekleyip "yok abisi kullanmıyorum" demek pek mantıklı olmaz. Önceden komutana gidip söylemekte yarar var.

2- Bizde her türlü sınav için gidenlere izin verildi. Belgelerini önceden hazır et mutlaka. Uygun bir zamanda konuşur izin alırsın.

3- Kullanabilir miyim derken serbest miydi anlamında soruyorsan bende de bu modelden (ya da çok benzeri, bir arkadaşımdan ödünç alıp gittiğim için emin değilim) vardı, demek ki kullanılabiliyor.
0
son feci skilacci
(27.04.21)
1. O nerede askerlik yapacağınıza göre değişir. Mevzuata göre atış yapmadan nöbet tutturmayan yerler var. O yüzden buna takık bir komutan denk gelirse 3 atışı yapmanız için ısrarcı olabilir. Onun haricinde zaten silahla dolaşmıyorsunuz.

2. Yine komutanına ve bölüğe göre değişir. Bazı yerlerde sınav için izin verenler var.

3. Kamera olmadığı için problem olmaz.
0
Avery
(27.04.21)
1- silah tutmak belki hayatın boyunca deneyimleyeceğin tek şey olucak. yani silah tutan bir insan ne düşünür bunu öğrenebilmek için tek bir şansın var. insanların nasıl hissetiğini bilmediğin bir şeye prensip olarak karşı çıkman anlamsız. yani ben askere gittim 3 ay silah taşıdım, atış yaptım artık prensip olarak karşıyım demen mantıklı, diğer türlüsü cidden mantıkısız, ön yargı veya başkasının yargısını kabullenme. ben savunma sanayinde çalıştım sonra ben bu işte çalışmam dedim mesela. o sebeple argümanın bence saçma. neyse komutanına psikolojik nedenlerle silah taşıyamayacağını söyle belki bir şey yapar ama tüm bölük silahla gezerken sen turist gibi gezersen o psikoloji sana ağır gelebilir. lets talk about real facts!

2- sadece ölmek üzere isen hastahane'ye gidebilirsin. diğer türlü hiç bir komutan tanımadığı biri için o riski almaz. dönüp geldiğinde bölükteki herkes benimde sınavım var diyecek ve üst kademelere şikayet mektupları yazacak. biraz empati.

3- tuşlu telefon ok.

orası böyle hak/hukuk yeri değil. orada sivil değilsin. o sebeple sivil haklarını unut.
0
duyurukullanıcısı
(28.04.21)
1- bize bir secim hakki sunulmadi
2- her turlu sinava izin verildi
3- telefon uygun kesin bilgi
0
pofudukayi
(28.04.21)
(2)

iddaa oran sorusu

duyurukullanıcısı
şimdi 1,2 ev sahibi oranı olan bir maçın1 / 1,2 = %83 kazanma şansıaynı kupona 3 tane 1,2'lik maç koyduğumuzda0,83*0,83*0,83 = 0,57 yani kuponun %57 şansı olduğunu,yani 100 tane 3 tane 1,2'lik maçlık kupon yapsam bunların 57 tanesinin tutacağınısöyleyebilir miyiz?
şimdi 1,2 ev sahibi oranı olan bir maçın

1 / 1,2 = %83 kazanma şansı

aynı kupona 3 tane 1,2'lik maç koyduğumuzda

0,83*0,83*0,83 = 0,57 yani kuponun %57 şansı olduğunu,

yani 100 tane 3 tane 1,2'lik maçlık kupon yapsam bunların 57 tanesinin tutacağını

söyleyebilir miyiz?
0
duyurukullanıcısı
(27.04.21)
Benim bildiğim, olasılık bir olayın gerçekleşeceğini söylemez.

Bir zar attık diyelim. 6 gelmesini istiyoruz. Olasılık 1/6. Bu, zarı bir kez attığımızda 6'da 1 oranında 6 sayısı "gelebilir" demektir.

Beş yüzünde 6 olan, bir yüzünde 1 olan bir zar düşünelim. 6 gelmesini istiyoruz yine. Olasılık 5/6. Ama zarı atınca 1 de gelebilir.

Sizin durumunuzda da şu kadarı tutacak değil, şu kadarı tutabilir denebilir.

Bir de ben tutma hesabının verilen oranlar üzerinden yapılmaması gerektiğini düşünüyorum.
0
dissendium
(27.04.21)
Kesinlik olmadığı sürece tutacak diyebiliriz. Olasılık tam olarak böyle ortaya çıkan bir şey.

Kesinlik yok. Ama şöyle düşün;

1. gün 3 maçlık 100 kupon yaptın. Bunların atıyorum 53'ü tutar.
2. gün 3 maçlık 100 kupon daha yaptın. Bunların da yine atıyorum 59'u tutar.
3. gün 3 maçlık 100 kupon... 56'sı tuttu.
4. gün 58.
5. gün 62.
6. gün 55.
...
20. gün 56's tuttu.

Şimdi burada 20 günlük bir 'örneklem' üzerinden istatistik tutuyoruz. 20. gün sonunda tutan kuponların ortalamasını aldığında 57,8 gibi bir şey çıkacaktır. Buradaki sonucu yine atıyorum çünkü bu sonuçta da kesinlik yok. Örnekleme göre bir güven aralığı belirlenir.

Yani olasılıkta hesaplanan %57 değeri bu istatistiksel ortalamayı temsil eder. Örneklem sayısını ne kadar artırırsan ortalama 57'ye o kadar yakınsar. Örneklemin içindeki her bir veri de Normal Dağılım dediğimiz çan eğrisi olarak da bilinen dağılıma uygun bir dağılım gösterir ve "%95 güven aralığında ortalama 57'dir" gibi ifade edilir.

365 gün boyunca aynı şeyi yaptın (örneklem 365'e çıktı), tutan kuponların sayısı yoğun olarak 57'ye yakın olacak ama arada 40 ya da 75 gibi uç değerlerden de görülebilir. Ortalama bu kez 57,2 gibi bir değere gelir. Dediğim gibi örneklem artarsa ortalama değere yaklaşılır.
0
himmet dayi
(27.04.21)
(1)

16.04te çalan Şarkıyı bilen varsa

dickens
Yardımcı olursa çok sevinirim. Link:https://youtu.be/lGgVcN-L4b0Teşekkürler
Yardımcı olursa çok sevinirim.
Link:youtu.be
Teşekkürler
0
dickens
(25.04.21)
dissendium
(25.04.21)
(15)

Pandemi hayatınızı nasıl etkiledi?

asaf
sb.
sb.
0
asaf
(25.04.21)
Açıkçası benim hosuma giden yanları daha fazla gibi, evden çalışmak stresimi azalttı. Eve vakit ayıramıyordum, dışarda çok para harcıyordum bu yüzden tasarruf ve kendime dönmem çok iyi oldu. Yürüyüş alışkanlığı kazandım. Full evde olmaktan da çok sıkılıyorum ama böyle bi cumartesi serbest olsa süper olabilir yada akşamları rahat olsa daha iyi olabilir
0
esinikaybetmiscorap.
(25.04.21)
Kötü derdim ama kötü yetersiz olur. Ortada bir hayat bırakmadı.
0
dissendium
(25.04.21)
beni etkileyen sadece yemeksepeti saatleri ve maske oldu. onun haricinde 10 yıldır böyle yaşıyorum zaten.
0
Whily
(25.04.21)
Para biriktirebildik.
Evden çalışmaya geçildiği için başka şehire taşınma imkanımız oldu.
Bol bol üretebilecek vaktimiz oldu.
Ailece çok memnunuz.
0
suicides underground
(25.04.21)
2005 ten beri her hafta en az 1 filmi sinemada izledim ve 1 yildir yok! lanet olsun, onun disinda maasta %30 kesinti var, pandemi izinlerini firsata cevirip 25 kg verdim, bakalim nereye varacak
0
alttaraf
(25.04.21)
Deli gibi kendimle ilgili eksik gördüğüm şeyleri düzelttim. Çok zamanım oldu kendime ayıracak. Ve şuan olmak istediğim hale geldim sayılır. Herşey o kadar güzel gidiyor ki koronaya şükredeceğim.
0
hepbiarayisicinde
(25.04.21)
İlk 6 aylık kısmında evden çalışmayı deneyimledim baya hoşuma gitti. Sonrasında da Baktım bitecek gibi değil askere gittim.

Ben kışlada millet sivilde kapalıydı. Aradan çıkarmış oldum, bana giren çıkan olmadı pek o yüzden.
0
materyalist imam
(25.04.21)
Ne güzel sosyal hayatım varmış onu anladım. Hala biraz var gibi ama eskiden ne güzel eğleniyormuşuz. Özledim kadıköy gecelerini. Geçen geldi bu his. Ha alkol kendiliğinden azalınca spor ve sağlıklı beslenme olayında daha bir istikrar sağladım. Olumli geri dönüşü oldu bunun hayatıma. O konuda iyi etkiledi mesela.
0
turkce konusan uzayli
(25.04.21)
Para biriktirme huyum yoktur olanı harcarım, pandemide harcayacak yer olmayınca(yeme içme giyim ve gezmeye çok harcarım) otomatik olarak birikti.

Sinemadan uzak kalmak üzdüyse de evde daha çok film izler oldum.

Gezmelerin sürtmelerin azalması stresi sıkıntıyı kanalize edememek demek, o yüzden genel ruh halim daha depresif oldu. Hayattan zevk almamı sağlayan ufak şeylerin hiçbirini yapamıyor olmak hayat kalitemi düşürdü.
0
Jux
(25.04.21)
Cok yogun calisiyorum son bir iki aydir kafayi yemek uzereyim. İstifa fantezileri kuruyorum. Evden calistigim icin tabii butun bunlar. Ofiste olsa boyle dertlerim olmaz
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.04.21)
zaten asosyal ve işsizdim bir şey değişmedi.
0
spartamed
(25.04.21)
Ne güzel sosyal hayatım varmış onu anladım +1
tasarruf ve para biriktme +1

İyi Kötü Animasyon çizimi yaptım, yapmaya çalışıyorum.
İngilizce konuşmaya vakit ayırdım.
0
put it in your appropriate place
(26.04.21)
Sosyal hayatımızı cidden çok etkiledi, arkadaşlarımızın yüzüne hasret kaldık desem yeridir. Ailem nedeniyle sıkça yurtdışina gidip geliyorum, her seyahat benim için stres kaynağı oldu. Evlilik planını erteledik. Yapacağımız seyahatleri erteledik.

Bir kitapçıda rahatça gezinip kitap almayı, cafede oturup kahve içip sohbet etmeyi özledim. Akşam sıkılınca 'hadi gel sahilde bir tur atalım' imkanımız da yok. Konserleri, etkinlikleri saymıyorum bile. Üstelik bu kadar korunurken yine de corona geçirdim. Dolayısıyla hiç mutlu değilim, bir an önce biteceği günlerin gelmesini bekliyorum.
0
fraise
(26.04.21)
ilk baslarda boyle olmuyordu ama su an ozellikle hafta sonlari boguluyor gibi hissediyorum
0
foster
(26.04.21)
Bunaldım
0
eksimeksi
(27.04.21)
(7)

Muhalif Olma Durumu / Tutumu Sabit Midir?

summatinyourteeth
SelamlarMuhalif olma tutumu ve durumu, hissiyatı hakkındaki görüşlerinizi sormak istiyorum.Olmaz ama şöyle ütopik bir örnek üzerinden gidelim.Malum kişi çıktı bugün dedi ki:Evet haklısınız ben güç zehirlenmesi yaşadım15 temmuzda ailemi koruyan polise kadar karşı tarafın çıkınca paranoyak oldum.Bu ör
Selamlar

Muhalif olma tutumu ve durumu, hissiyatı hakkındaki görüşlerinizi sormak istiyorum.
Olmaz ama şöyle ütopik bir örnek üzerinden gidelim.

Malum kişi çıktı bugün dedi ki:
Evet haklısınız ben güç zehirlenmesi yaşadım
15 temmuzda ailemi koruyan polise kadar karşı tarafın çıkınca paranoyak oldum.
Bu örnekteki karşı tarafı da senelerce beslemiştim aslında aniden aramız açıldı.

Hadi gelin tüm partiler birleşelim, herkes ne konuda uzmansa hükümete oradan bakan soksun
(atıyorum ekonomi babacan/selim sayek böke) gibi gibi
Tartışmasız liyakatlı bir hükümet kuruldu.

Sonra da dedi ki
Geçmişe yönelik bana aileme kabineme parti üyelerime de soruşturma araştırma açabilirsiniz.
Savcılar hakimler incelesin, suçumuz varsa da kabul ederiz.

Bu durumda bile
Muhalif çıkar mı?

Bu ütopik örnekten şunu soruyorum aslında.
Muhalif'in karşı durduğu düzen yıkılır, savunduğu düzen gelirse
yine o muhaliflik yapıp başka bir karşı düzen savunmaya başlar mı?
yoksa içi soğur "tamam lan bu kadarı bana yeter" der mi?
0
summatinyourteeth
(25.04.21)
Muhalefeti tek bir oluşum, tek bir bilinç olarak görmek doğru değil.

Bırak ayrı ayrı partileri, aynı parti içinde bile birden fazla fikir var birçok konuda. Bu bahsettiğin 'ütopik ittifak' mesela hangi ekonomi politikasını güdecek? Bu ülkede komünist partiler de var ve mevcut düzenin tamamen çarpık ve değişmesi gerektiğini düşünen çok sayıda görüş var. Kimi dinleyeceğiz?
0
himmet dayi
(25.04.21)
Muhalefet bir çeşit denetim aracı. En iyi yönetimlerde bile muhalefet gerekli. O durumda bile muhalefet olurdu. Olması da gerekir.
0
dissendium
(25.04.21)
@himmet+1
Muhalif tanımının tek tipleştirilmesi yüzünden çok değişik bir soru olmuş.

Onu bir kenara bıraksak bile "beni yargilayabilirsiniz" yani bir nevi "beni yargilamaniza izin veriyorum" şeklinde bir ifade sana da saçma gelmiyor mu? Kendisinin yargılanıp yargılanmaması olayına bile o karar veriyor. Böyle bir olay en temelde zaten saçma, hal böyleyken sence bu sistemde kim gidip onu yargılar. Hadi diyelim göstermelik yargılandı suçlu çıkacağını düşünüyor musun?

Türkiye'nin en temel sorunu zaten her şeye tek bir kişinin karar vermesi. Senin "ütopik" olarak yorumladığın senaryoda bile yine aynısı oluyor. Her şeye kararı veren kişi yine her şeye karar verip bişeyleri değiştiriyor ancak kendisi hala orada duruyor. Hal böyleyken ne değişmiş oldu?
0
j r r tolkien hayrani
(25.04.21)
muhaliflik siyasi kültüre göre değişir. Türkiye özelinde düşünülürse, pek uzlaşma olacağını sanmam. çünkü zıt kutupların birbirine karşı nefretten fazlası var.
0
mikahakkinen
(25.04.21)
muhaliflik bir kişilik özelliği değildir ama yanlışa / haksızlığa ses çıkarmak bir kişilik özelliğidir. ben CHP'yi savunuyorum ama şu an CHP'den yanlış olan 300 tane şey sayabilirim. dolayısıyla bu bir intikam, iç soğuması falan değil, bu hataları görüp, inisiyatif alıp, onları düzelttirmeye çalışmakla ilgili bir şey.
0
roket adam
(25.04.21)
Toplumsal muhalefet (vatandaş) mi sözde muhalefet (siyasi sınıf) mi?

İlkinden muhalif kimse çıkmasa en azından ben çıkarım ama ikincisinin daha ilk andan "canım sonuçta sayın erdoğan devletin başındaki kişi biz bozguncu değiliz bir şans vermek gerekir" diyeceğine adım gibi eminim.
0
bruce mclaren
(25.04.21)
prensip olarak iktidarda kim varsa, iktidarin karşısında ezilenin yanında olurum. o yüzden sırasi ile islamci, kemalist, solcu ve ibne olmakla itham edildim.
0
spivak
(26.04.21)
(2)

mhrs'de doluluk

ayalensoledad
merhaba. bir süredir kontrol ediyorum ama randevu almak istediğim tarihe randevu açılmıyor. eğer doktor o gün hastanedeyse, sabah gidip sıra alamama gibi bir ihtimal var mı? yani sistem tam olarak nasıl işliyor, benim gibi sıra alanları randevuluların arasına mı serpiştiriyorlar?
merhaba. bir süredir kontrol ediyorum ama randevu almak istediğim tarihe randevu açılmıyor. eğer doktor o gün hastanedeyse, sabah gidip sıra alamama gibi bir ihtimal var mı? yani sistem tam olarak nasıl işliyor, benim gibi sıra alanları randevuluların arasına mı serpiştiriyorlar?
0
ayalensoledad
(24.04.21)
Akşam 16.00'da yeni gün randevusu açılıyor. O saatte denemen lazım. Sağlıkta devrimin bazı latifeleri oluyor.
0
prole
(24.04.21)
Sıra alamama ihtimali var. Göz hastalıkları gibi bölümler genelde dolu oluyor. Sabah gitseniz de randevuların hepsi doluysa büyük ihtimalle sıra vermezler. Ama dâhiliye gibi bölümlerde biraz daha yüksek sıra alma şansı. Özellikle öğle arasına yakın zamanlarda doktor tüm hastalarına bakmışsa 30 dakika gibi boşluklar olabilir. O zamanlarda sıra alma şansınız olabilir. MHRS'de randevu bulmanın kolay yolu gece saatlerinde bakmak. Randevularını iptal edenler olunca boş randevu çıkabiliyor.
0
dissendium
(24.04.21)
(8)

Biontech aşısını yaptıran oldu mu?

anarsika
Babama tek seçenek biontech çıkmış. İl merkezine gidip yaptırması gerekiyor. Etrafında tecrübesi olanlar yaptıranlar herhangi bir yan etkiyle karşılaştı mı? Yol uzun diye dönüş yolunda olumsuz bir şey olur mu diye korktum çünkü araba sürecek.
Babama tek seçenek biontech çıkmış. İl merkezine gidip yaptırması gerekiyor. Etrafında tecrübesi olanlar yaptıranlar herhangi bir yan etkiyle karşılaştı mı? Yol uzun diye dönüş yolunda olumsuz bir şey olur mu diye korktum çünkü araba sürecek.
0
anarsika
(24.04.21)
perşembe günü babam biontech yaptırdı. bikaç saat sonra kolunun hafif yanmaya başladığını söyledi. sonraki gün de devam etti. tetanoz aşısından daha hafif dedi ama.
0
Barki
(24.04.21)
etrafimda cok yaptiran var (yurtdisi), ciddi bir yan etkiden bahseden olmadi.
0
cooperr
(24.04.21)
Babam yaptırdı geçenlerde. Aşı yapılan yerde biraz ağrı olmuş sadece.
0
dissendium
(24.04.21)
Eşimle ikimiz Biontek yaptırdık.Ben de bi yan etki olmadı,rahat rahat aşı yaptırdığım tarafa yatarak uyuyabildim ilk gece.
Eşimin aşı olduğu tarafta hafif lenf nodülleri şişti,ilk 2-3 gece o tarafa yatamadı.Bunun dışında bir yan etki olmadı,Haftaya 2. dozları olucaz.
0
arenas
(24.04.21)
İlk gün belli belirsiz kolum ağrıdı.
ikinci günden başlayıp 3 gün şiddetli başparmak eklemim ağrıdı. Aşıdan diyemem ama başka bir şeye de bağlayamadım.

Alerjik reaksiyona tedbir olsun diye 15 dakika süreyle aşı mahallinden ayrılmayın.
0
Mirket
(24.04.21)
İlk gün akşamında hafif asi olan yerde agri ikinci asi bir hafta sonra bakalım genelde ikinci asidan sonra çıkıyormuş bazı yan etkiler.
0
monkey
(24.04.21)
21 Nisan da yaptırdım. yaptırırken hissetmedim bile. sonrasında biraz kolda ağrı oldu 2-3 gün. hiç yan etki olmadı. şimdilerde iyiyim. yaş : 56/m
0
ankara06
(24.04.21)
Ben üstelik de hamileyim, yaptırdım. Kronik hastalığım var. Doktor virüs kaparsam çok ağır geçireceğimi düşünüp yaptırmamı salık verdi. Hafif kol ağrım dışında bir sorun olmadı. Çok fazla makale, rapor, doktor görüşü okudum; içim yüzde yüz rahat diyemem ama salgın bu boyuttayken yaptırmamanın riski yaptırmaktan fazla geldi...
Çevremde de biontech yaptıranlar var, şükür kimsede bir sorun olmadı. Babanıza geçmiş olsun, şifa olsun şimdiden.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(24.04.21)
(14)

Rahatsız olmakta haksız mıyım?

other half
Ben, 20 yıllık kardeşim diyebileceğim çok yakın dostum ve kız arkadaşım bugün bir yerde buluşup birlikte birşeyler yedik. İkisini geçen ay tanıştırdım. İkisi de sıcakkanlı olduklarından hemen samimi oldular. Bugün kız arkadaşım dostuma eğlencesine kahve falı yorumluyordu. Aralarında şöyle bir diyalo
Ben, 20 yıllık kardeşim diyebileceğim çok yakın dostum ve kız arkadaşım bugün bir yerde buluşup birlikte birşeyler yedik. İkisini geçen ay tanıştırdım. İkisi de sıcakkanlı olduklarından hemen samimi oldular. Bugün kız arkadaşım dostuma eğlencesine kahve falı yorumluyordu. Aralarında şöyle bir diyalog geçti

-Yakında sana kısmet görünüyor. Bak burda sarı saçlı güzel bir kadın var sanki
-Sanmıyorum ya ehehehe
-Niye?
-Ne bileyim artık zor geliyor işte bir kadınla tanışıp iyi anlaşacağımı düşünmek falan
-Olumsuz düşünme ya bak hoş yakışıklı adamsın. Olur illaki birşeyler
-Eheheh sağol

Ben buna bozuldum. Onlara belli etmedim tabi. İkisine de ayrı ayrı güveniyorum ama yine de çok rahatsız oldum. Geçen hafta da birşey olmuştu. 10 yıl önce arkadaş grubuyla çektirdiğimiz fotolara bakıyorduk benim kızla. Hangimiz daha yakışıklıyız diye sordum. Bana bu dostumu gösterdi. E ben o zaman dedim. Çekici olmakla tip olarak yakışıklı olmak farklı şeyler, seni çok beğeniyorum gayet çekicisin ama tip olarak bu arkadaşın daha yakışıklı dedi. Ben baya rahatsız oldum. Ona söylemedim yine ama huzursuzlandım. Bilmiyorum abartıyor muyum haksız mıyım durduk yere sorun mu çıkartıyorum. Ne dersiniz? Sizce benim kızla ciddi bir konuşma yapmam gerekir mi?
0
other half
(23.04.21)
Kız seni iyi tanısa bunların rahatsız ettiğini bilirdi.
0
JackDanielSparroww
(23.04.21)
Sevdiğim bir söz vardır, cevabını duymaktan mutsuz olacağın soruları sorma diye. Madem cevap rahatsız edecekti niye öyle bir soru sordun? Ergen kız çocuklarının duymak isteyeceği gibi "sen tabii aşkooam" demesini mi bekliyordun?

Rahatsız olduysan olmuşsundur, bunun haklısın haksızı olmaz. Ama sağlıklı bir düşünce yapısı değil bu.
0
Jux
(24.04.21)
belki de sadece dürüsttür :)
0
candide
(24.04.21)
"Hangimiz daha yakisikliyiz diye sordum."

Durup dururken neden böyle birsey sordunuz ki? Cok absürt. Kiz arkadasinizdan bagimsiz bir kompleksiniz mi var? Muhtemelen buna takildiginizi kiza hissettirmissiniz, o da bu zayifliginizi test edecek davranislarda bulunuyor. Bunu kesinlikle planli ve istemli sekilde yapiyor olmayabilir, belki bilincaltina islemistir. Kadinlar erkeklerde gördükleri zayifliklari biraz tirmalayacak davranislarda bulunup erkegin tutumunu gözlemeyi severler.
0
catgroove
(24.04.21)
Jux +1

bu biraz ilişkinizin konumuna, sürecine, aranızdaki bağa bağlı.
sizin etrafınızda sizden yakışıklı erkekler, onun etrafında da ondan güzel kadınlar var ve olacak.
bunu kabullenmek ve olgunlukla karşılamak en sağlıklısı.
gönlünüz olsun diye, "bence sen daha yakışıklısın" demesi bence çok daha kötü ve çocukça olurdu.

birini yakışıklı bulmakla ondan hoşlanmak veya onunla bir şey yaşamak istemek farklı şeyler.
kız arkadaşınız arkadaşınızı yakışıklı buluyor.
kendi arkadaşlarına da "ay çok yakışıklı çocuk allah için" diyor olabilir.
madem olay bu noktaya geldi, bunu kabullenin.
kıza sormuşsunuz, söylemiş.

aranızdaki bağa güveniyorsanız zaten endişe duymanıza gerek yok.
anlattığınız kadarıyla da güven sarsıcı bir şey olmamış zaten.

ama sıra dışı bir yakışıklılığa sahip değilseniz, cem yılmaz'ın dediği gibi sohbeti "jude law mu, ben mi?" noktasına taşımanız anlamsız.
sahipseniz de anlamsız olurdu ama farklı nedenlerle.
0
blatta hiberna
(24.04.21)
bir konuşma yapmanız yersiz olur. onlara güvendiğinizi zaten belirtmişsiniz, kendinize de güvenin, o sizin kızarkadaşınız, gözünde saygınlığınızı kaybetmenize değecek bi durum yok.
0
engelbert humperdinck
(24.04.21)
Jux+1 harfiyen katılıyorum

ayrıca rahatsızlığın haksızlığı haklılığı olmaz.
yani gayet normal bir konuşma geçmiş.
kız senden ayrılacaksa ne çocukluk arkadaşına ne başka birine gerek var, beğenmiyorsa veya huyundan suyundan rahatsız olursa ayrılır.
bir de neden sürekli bir kendinizi kıyaslama peşindesiniz asıl bu rahatsız edici. eski arkadaşlara bakıp hangimiz daha bişeyiz diye sormak nedir? o foto olmasa bile sizden yakışıklı milyonlarca insan var. eee? so what?
0
rewlack
(24.04.21)
"hangimiz daha yakışıklıyız" soruyu gerçekten biraz absürt olmuş. kız yine dürüst olmuş, bence birçok insan dürüst olmayıp sevgilisinin daha yakışıklı olduğunu söylerdi. kızın çekinecek bir şeyi yok, kendine güveniyor demek ki ki doğruyu söylemiş.
0
isabella was a ginger
(24.04.21)
Bir gün olur da ayrılırsan dostunla kız arkadaşın sevgili olabilir. Onları tanıştırıp samimi olacakları bir ortama sen sokmuşsun. Senin yanında kız arkadaşının dostun da olsa bir erkeğe hoşsun, yakışıklısın demesinin seni rahatsız etmesi gayet normal. Güveniyorum demen de aslında aklına güvensizlik gelmesinden kaynaklanıyor. O öyle bir şey yapmaz diyorsun ama yapar. Kimseye yüzde yüz güvenemezsin. Dost gibi şeyler de 180 derece dönmeye çok müsaittir. Dost dediğin biri yarın büyük bir düşmanın olabilir. Normalde bir erkek sevgilisine sen çekicisin ama şu kız senden daha güzel deseydi o erkek tribin kralını görürdü.
0
dissendium
(24.04.21)
dissendium +1
0
anais
(24.04.21)
Dissendium +1

Kadınım, arada cilveleşmek için erkek arkadaşıma böyle sorular sorarım şakasına, “sen bebeğim” demezse gözlerini oyarım. Ha bana göre de sevgilimden başka yakışıklı erkek yok, çok beğeniyorum kendisini. Ama şöyle diyeyim, beğendiğim için sevgilim kendisi, sevgilim olduğu için de yakışıklı buluyorum. Yani karşılıklı.

Sevgilinizle aranızdaki dinamiği bilemeyiz, sevgilinizi de tanımayız.
Bazı insanlar daha tutkulu iken atıyorum bazıları daha net ve ters olabiliyor. Yani sevgilinizin sizi sevme biçimi farklı olabilir. Ancak, sevginiz sizi seviyorsa zaten sizi “yakışıklı” buluyordur. Ben bazı arkadaşlara katılmıyorum, sorduğunuz zaman sizin kırılacağını düşünebilirdi. Belki de bilerek söylemiştir dediğim gibi dışardan iyi gözlemlemek gerek böyle durumlarda. Bana da sevgiliniz ve arkadaşınız aranızda elektrik/çekim olmuş gibi geldi ama bu sadece sizin anlattıklarınız şeylerden kaynaklanıyor belki böyle bir şey yoktur. Bakın bakalım.
0
Hallegadola
(24.04.21)
Fal dialogu kisinin mesrebine gore degisir kiz icin son derece dogal ve art niyetsiz olan soylem sana ters geliyor olabilir. Foto diyaloguna gelince de kadinlar erkekler bu tarz seylere kirilmaz zannediyorlar. Sen desek arkadasin daha guzel burnundan getirir, ama rahatca kendileri soyleyebiliyor boyle seyleri.
0
pofudukayi
(24.04.21)
sondan başlayayım. ciddi bir konuşma yapman gerekmez. konuşarak çözülecek bir şey olduguna inanmıyorum.

kahve falı olayı neyse de diğer soruna verdiğin cevap ile birleştirince gerçekten rahatsız olunacak bir durum.

senin bu soruyu sorman saçma olmuş ama belki de bir şeylerden şüphelenip sordun. verdiği cevap çok yanlış olmuş. bir daha asla ikisini bir araya getirme bence.

20 yıllık arkadaşınla aranızdaki samimiyete güvenerek böyle rahat davranıyor olabilir kız arkadaşın. ama aynısını sen yapsaydın ne olurdu bir düşün istersen.
0
dafuq
(24.04.21)
gönül işine mani olunmaz. bence gerek yok karışmanıza. sorduğunuz soru da bence saçma. o mu ben mi nasıl dostluk bu?
0
mikahakkinen
(24.04.21)
(5)

Kariyer siteleri başvuruları görüntülemiyorsa niçin ilan açıyorlar?

spartamed
Merhaba, kariyer.net'ten bir sürü yere başvuruyorum ancak otomatik mesajdan başka hiçbir şey yok. Profilime bakmıyorlar dahi, belki de aradıkları kişi benim.
Merhaba, kariyer.net'ten bir sürü yere başvuruyorum ancak otomatik mesajdan başka hiçbir şey yok. Profilime bakmıyorlar dahi, belki de aradıkları kişi benim.
0
spartamed
(21.04.21)
cvye göre otomatik eleme yapıyorlardır, linkedini daha çok öneririm.
0
jelly bear
(21.04.21)
O ilanların önemli bir kısmı reklam amacıyla açılıyor.
0
dissendium
(21.04.21)
jelly +1

tek ilana yirmi dakika içerisinde 100 başvuru geldi bizim firmaya. nasıl bakılacak her cv'ye tek tek? kriterler, cv'ye yazdığınız anahtar kelimeler önemli bu nedenle
0
kablelvuku
(21.04.21)
Filtrelenip çıkan CV'lere bakılıyor. Bir işe 10 binden fazla kişi başvurabiliyor. 10 bin CV inceleyecek halleri yok ik'ların. Önce filtreliyorlar ve CV sayısını düşürüyorlar. Hiç bakılmaması sizin CV'nizin filtreden geçemediğini gösteriyor. İlanlarda yazılan beklentilerdeki tüm anahtar kelimeleri CV'nin içine bir şekilde ekleyin.
0
himmet dayi
(21.04.21)
filtre +1

yüzlerce, bazı ilanlara binlerce başvuru oluyor, mesela yönetici ilanı çıkıyoruz en az 10 yıl tecrübe yazıyoruz, gelen başvurularn yarısı yeni mezun. o kadar alakasız başvurular oluyor ki.. mecburen filtreliyoruz.
0
benaslinda
(21.04.21)
(17)

bölümü bırakıyorum ve fikirlerinizi dinlemek istiyorum

kimilolo
3 yıldır marmara işletme okuyorum. sıfatım öğrenci ama boş gezenin bile kalfası olamayacak biriyim. günlerim kitap okumakla geçiyor. ev arkadaşlarım netflix e yeni bölümün düşmesini beklerken ben su gibi kitap okuyorum. şahane vakit geçiriyorum onların yerinde olmak istemezdim ama hayat böyle geçme
3 yıldır marmara işletme okuyorum. sıfatım öğrenci ama boş gezenin bile kalfası olamayacak biriyim. günlerim kitap okumakla geçiyor. ev arkadaşlarım netflix e yeni bölümün düşmesini beklerken ben su gibi kitap okuyorum. şahane vakit geçiriyorum onların yerinde olmak istemezdim ama hayat böyle geçmez ki...

zaten bu kitaplar yüzünden bölüme ilgim kalmadı. kitap okumak varken niye ders çalışayım diyorum. kaldı ki işletmeyi bitirsem ne olacak?

işin en kötü tarafı üniversite sınavına tekrar girsem okuyacak bölüm bulamıyorum. miras kalacak olsa türk edebiyatı ya da sanat tarihi keyif bölümlerinden birini okurdum.

kitaplar mı beni batırdı yoksa onlar sayesinde mi hayata tutunuyorum bilmiyorum.

3 ay sonra mezun olduğumu düşünüp hayal kuruyorum: facia!
mezun olmayıp okumaya devam etsem daha büyük rezillik.

bölümü okumaya değer bulmuyorum. bölüm hocaları bile ben bu dersi niye anlatıyorum ki hiçbir işinize yaramaycak edasıyla derse geliyor. erkek olsam su elektrik ustası olur yolumu bulurdum mesela. bu haldeyken elimden bi iş te gelmiyor.

bölümü bitirmek için 2 sene sıkı çalışmam gerek. işte o heves yok. kendimi kandırıp masaya oturamıyorum. bu konuda lütfen tavsiyede bulunmayın. bu konu çok konuşuldu ve çözülemedi.

işin en tuhaf tarafı halimden gayette memnunum. öyle salak bi ruh haliyle geziyorum.

neyse duyuru halkı bi yol gösterin bakalım. dinleyeyim sizleri...
0
kimilolo
(21.04.21)
maddi olarak nasıl geçiniyorsunuz? aileniz çok mu zengin? kurulu bir işleri mi var başına geçebileceğiniz?
0
elorelia
(21.04.21)
ben okuduğum okulu sevmiyordum ve senin gibi bölüme ilgisizdim. aile eş,dost baskısıyla o kadar sene okumuşsun bırakılır mı felan diye diye 10 senemi yediler. sonuç olarak da mezun da olamadım. özetle o bölüme karşı içinde istek yoksa okuyamayacak gibiysen bırak olmayınca olmuyor çünkü. ha ama hiç birşeye isteğim yok diyorsan o kötü işte çünkü diploma olmadan hiç bir iş yapamıyorsun hiç bir kapı açılmıyor sana. kendine yol çizmen gerekiyor ki ben zamanında herşeyi akışına bıraktığıma aşırı pişmanım. öğrencilik zamanı insan anlamıyor ama bu iş silsile halinde bütün hayatını etkiliyor. benim gibi yolunu çizmekte çok fazla zaman kaybedersen hayatını düzene oturtamıyorsun. 35 yaşında düşük gelirli, hala meslek değiştirmeyi düşünen bir insan olmak hiç hoş birşey değil mesela.
0
genc irisi
(21.04.21)
daha iyi bir bölüm okumayacaksan ya da iyi bir iş/kariyer planın yoksa bitir derim. iş ilanlarında 4 yıllık diploma işe yarar.
0
jelly bear
(21.04.21)
Bir meslek öğrenmeye bakın. Güzel 2 yıllık bölümler var. Onlara bir bakın belki beğeneceğin çıkar.
0
indifferent
(21.04.21)
Tamamen yanlış kafadasin. Bu moddan acil çıkman lazım . Kendine yazık edersin. Okusam nolcak deme sen diploma al başka bı kapı açılır sonra ah edersin ama geriye donemezsin.
Dersler basit çalışınca geçilmeyecek bişey yok.en kötü ilgi alanın olan bu konuda yüksek lisans yaparsın ama lisans önemli,
Daha sonra başkalarının eline bakmamak için bu basit isi once bitirmen lazım
0
cakmayazar
(21.04.21)
hepimiz o yollardan geçtik, ama emin ol işletme yerine mühendislik ya da hukuk vs okusan da durum çok farklı olmayacak emin ol. ülkede eğitimin hali malum, zaten ülkede üniden mezun olanların %99 u sadece diploma alıyor, işle ilgili herşeyi işte öğreniyor. Diploma sadece bir araç, kişinin kendisinde bitiyor iş.

Mesela işletme mezunu olup kendisini yetiştirip kalıp fabrikası açan makina üretip satan birini tanıyorum. Keza makina mühendisi ve hukuk mezunu olup insan kaynakları ve satış bölümünde çalışan insanlar var. Ne iş yapacağın, hayatta ne yapacağın tamamen senin isteklerine kişiliğine bağlı olarak şekillenecek.

Her ne kadar o diploma sadece bir kağıt parçası olsa da gerekli bir kağıt parçası. 3 sene geçmiş bitmiş azcık daha dişini sık o diplomayı mutlaka al. Türk edebiyatı ya da sanat tarihi de okusan o hocalar gene slayttan ders notu okuyup geçecek, mevcuttan çok farklı olmayacak emin ol. Ama ne olursa olsun elinde mutlaka bir diploma olsun, yoksa ileride çok pişman olursun. Bu bir süreç, bir an önce geçsin gitsin gözüyle bakacaksın.

Alternatif olarak üniyi bıraktın ve lise mezunu olarak kaldın diyelim, o zaman ne yapacaksın ne planın var? En iyi ihtimalle a101-bim de çalışırsın ben sana söyleyeyim.
Neyle karşılaşacağını bil ona göre ver kararını, karambole acele karar verme .

Ben de senin gibiydim, erciyes işletme mezunuyum, okulla alakam yoktu, 4 sene boyunca toplasan 30 saat derse girmemişimdir, bir şekilde okul bitti diplomayı aldım. Şimdi halim vaktim yerinde özel sektörde 15 bin civarı bir maaşla çalışıyorum. Benimle aynı bölümden okul birincisi olan kız kpss ile düz memur kadrosuna yerleşti, 5 bin civarı maaşla takılıyor. Diyeceğim o ki üniversite ve diploma iş hayatına ilk girişte önemli ama sonrası tamamen senin elinde.
0
zikardo
(21.04.21)
Öncelikle tam şu an elinde hangi kitap var çok merak ettim:)
Söylediklerini ve benzer hisleri zaman zaman paylaşmakla birlikte acil olarak bu kafadan uzaklaş. Kariyeri, işi gücü, alıştığımız toplum normlarını bir kenara bırakıyorum hiç onlar değil derdim. Herkes alıştığımız sa girmek durumunda değil.

Ama ben senin gerçek dünyadan kaçış peşinde olduğunu hissettim. Bence önce bununla ilgilen, niye böyle bir kaçıştasın.

İkincisi, bazen dönemsel hislerimiz hayatımızı etkileyecek kararlar vermemize sebep verebilir. Türkiye'de lise mezunuysan artık hiçbir vasfın yok. Hatta üniversiteler bile sayılmıyor neredeyse. Ama kalburüstü bir okuldasın ve 3 sene okumuşsun. 1 sene daha sık dişini. Çünkü ilerde kafan değişirse o diploma sana yardım eder. ama o diploma olmazsa ve şu anki fikirlerin değişirse pişmanlık hissedersin.

Bence okulu bitir bir şekilde. Sonra istersen otur evinde doya doya okuyabileceğin bir hayat kur, istersen git çalış herkesin yaptığı gibi. Ama o seçme özgürlüğünü eline al. O özgürlüğü de sana diploma verecek.

Ha bu arada, gençsin ve istersen tekrar girip edebiyat ya da sanat tarihi okuyabilirsin. Miras kalmasına gerek yok, doğru çevreyi edinebilirsen bu şekilde para kazanmanı sağlayacak galeriler, organizasyonlar, müzeler vb. dolu İstanbul'da.
Hatta şu an bile oralara başvurabilirsin. İşletme diplomanla. Ama dediğim gibi, yine diploma isteyecekler.

Yani ne yap et okulu bitirmeye zorla kendini:)
0
anten
(21.04.21)
Sadece üniversite mezunu görünmeniz bile ilerideki hayatınız için bir artı. 3 yıl az değil, bırakırsanız onca emeğiniz çöpe gitmiş olacak. Daha önce ilk yılımda bölümümü bırakmıştım ben, çok emek vermediğim için koymamıştı. Sonra edebiyat seven bir insan olarak ingiliz edebiyatı okumaya başladım. Keyifli bir bölüm gibi gözükmesine rağmen doğru düzgün çalışmadım. Okumam gereken kitaplar yerine gittim başka kitaplar okudum bazen. Çünkü mesele bölümün içeriği değil aslında. Bir şey görev haline geldiği anda sıkıcılaşmaya başlıyor. Ders için Virginia Woolf okuman gerekiyor bile olsa, o an sırf görev olduğu için canın istemiyor. Üçüncü yılımda ben de fazla zorlanmıştım ve bıraksam mı acaba diye düşünmüştüm. Ama sonra bütün emeğimin ve acılarımın çöpe gideceğini ve ne olursa olsun üniversite mezunu olmam gerektiğini hatırladım. Dişimi sıktım, şurda iki ayım kaldı sadece. Zaman geçiyor, dişinizi sıkın ve bitirin bence.
0
isabella was a ginger
(21.04.21)
yazdığınız gibi edebiyat ya da sanat tarihi okusaydınız bırakın derdim ama işletme mezunlarının başvurabileceği pek çok yer, pozisyon, alan vs. var yani kapsamı geniş. pek çok bölüm gibi dar bir alana sıkışmış değil. o yüzden bitirin. en kötü kpss çalışıp çok olmayan puanlarla memur olursunuz. o da en kötü ihtimal yani. ayrıca istemezseniz de başka şeylere yönelirsiniz ama üstte yazıldığı gibi elinizde lisans diploması olsun. bir de ne yaparsanız yapın yabancı dilinizi çok seviyeye getirin, hiçbir zaman aç kalmazsınız.
0
rose parks
(21.04.21)
Çok zorlandığınız, bitmek bilmeyen bir finalinizi ya da çok uğraştığınız bir ödevinizi düşünün. Okula gitmek için bindiğiniz vasıtaları, okulda geçirdiğiniz vakitleri düşününün. Çöpe atmaya değer mi sizce? Az evvel kendi bölümümden örnek verdim çünkü bırakıp keyifli bir bölüm bile seçseniz yine aynı şekilde zorlanacaksınız. Türk edebiyatı ve sanat tarihi bölümlerinde aşırı sıkıcı dersler var. Zevkli olanlarda bile zorlanacaksınız. Ve sıfırdan başlamış olacaksınız. Bir 4 sene daha. Üniversite mezunu olmazsanız çekeceğiniz sıkıntıları saymıyorum bile. Bence kesinlikle bu konuyu tekrar düşünün. Gerçekten pişman olursunuz.
0
isabella was a ginger
(21.04.21)
Birkaç yıl önce bazı öğrencilerim aynı soru ile yanıma geldiklerinde, kesinlikle okulu bitirmelerini tavsiye ederdim. Şimdi söyleyeceğim şu: okulu bırakın, yurtdışında bir iş bulun.

Eğitimsiz bir şekilde nasıl bulurum demeyin bence. Lisanstan bir arkadaşım vardı, yıllarını verdi, okudu etti, yurtdışına gitti mezun olduktan sonra. isveç'te bir restorantta çalışıyor, şu anda arkadaş grubumuzdaki en mutlu kişi diyebilirim :)

Yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama bana kalırsa üniversite okumayanların yurtdışına gitmesi daha kolay. Üniversite okursan alanındaki en iyilerden olmalısın ki yurtdışına gidebilesin, ama vasıfsız eleman için öyle bir kriter yok.
0
Peerless
(21.04.21)
Ben kaydını dondur demeye geldim. Karar vermeden hiçbir şey yapma. Ne okulu bırak ne okulu bitir. Kendine bir hayat planı oluştur. Önceliğin yurt dışı olsun. Çünkü üniversite mezunu etiketini aldığın an geri dönüş olmayacak. İşletme mezunları ordusuna katılacaksın ve kendini bir yarışın içinde bulacaksın.
0
dissendium
(21.04.21)
cipralex in gelmiş senin
0
jamswety
(21.04.21)
Okulunu bitir normal ortalamayla, kitabını hep okursun. Lise mezunun vasfı yok bu ülkede.

Sonra yeniden Türk edebiyatı mıdır takı tasarımı mıdır ayrı bir bölüm okursun. Ama Marmara işletme fena değil, bitince iyi kötü iş yapar o diploma, sonra çok üzülürsün.

Ayrıca herkes netflixten dizi izliyor ben kitap okuyorum, beni anlamıyorlar, onlar Netflix bağımlısı mal sürüsü ben kültür ataşesi kitap kurduyum demeniz bana hayata bakış açınızın değişim olduğu izlenimini verdi. O insanlar senden daha dolu bilgili akıllı insanlar olabilirler; onların netflix izlemesi, senin kitap okuman bir kıstas olamaz. Bu aşırı kitap okumanın da insanı izole ettiği şeklinde bir duyuru ya da ekşi sözlük başlığı vardı ona bakabilirsiniz.
0
Hallegadola
(21.04.21)
Kitap okumanin iyi bir isletmeci olmakla cok ilgisi var. Bol bol kitap okumaya devam edin.Sadece roman edebi kitaplari degil ekonomi ile ilgili kitaplari da okuyun.
Kitap okumak gercek hayatin alternatifi degil.Kendimizi tamamlayan bir aktivite
0
turkuaz
(21.04.21)
iyi de bu kafayla türk edebiyatı ya da sanat tarihi okuyor olsan onu da bitiremezsin ki. dis dunyadan biraz kopuk gibisin, terapi yardimci olabilir diye dusunuyorum.

"erkek olsam su elektrik ustası olur yolumu bulurdum mesela"
mesela bunun ne kadar ugrastirici ve fedakarlik gerektiren bir sey oldugunun farkinda degilsin. bu tip seyler eksik kalmis. terapi + dis dunyaya karisip tecrube edinmen lazim.
0
hot potato
(21.04.21)
Para nasıl kazanıyorsun, nereden kazanmayı düşünüyorsun
0
KaraSakall
(22.04.21)
(16)

Çocuk yapmak için ideal yaş kaçtır sizce?

isabella was a ginger
7 aylık evliyim (toplam 3 yıllık ilişki), 25 yaşındayım. Bir süre önce kayınvalidemle aramda çocuk yapma meselesiyle ilgili bir konuşma geçmişti. Biz bir süre çocuk yapmayı düşünmüyoruz demiştim kendisine, o da biraz ters tepki vermişti. Tekrar konuyu gündeme getirmedi ama arada ben 23 yaşında anne
7 aylık evliyim (toplam 3 yıllık ilişki), 25 yaşındayım. Bir süre önce kayınvalidemle aramda çocuk yapma meselesiyle ilgili bir konuşma geçmişti. Biz bir süre çocuk yapmayı düşünmüyoruz demiştim kendisine, o da biraz ters tepki vermişti. Tekrar konuyu gündeme getirmedi ama arada ben 23 yaşında anne oldum, ben 22 yaşında evlendim, ben çocuk yaptığımda senden küçüktüm gibi laflar ediyor sanki erken evlenmek marifetmiş gibi. Ki günümüz koşullarında yine de erken evlendiğimi düşünüyorum ben. Eğitimsiz bir kadın değil bu arada, doktor. Benim annem mesela beni 36 yaşında doğurmuş, o örneği verdim, "annen geç çocuk yaptı diye sen de mi geç yapacaksın" dedi, geç çocuk yapmanın dezavantajlarını sıralayıp durdu.

Maddi açıdan kötü durumda değiliz, muhtemelen çocuk yapsak bir şekilde geçiniriz, yardım edeceğini de söylüyor ama yine de yeterli gelmiyor bana bu. Ben daha kendime bakamıyorum, çocuğa nasıl bakayım? Kendim niye yaşadığımı bilmiyorum, nasıl yeni bir insan dünyaya getireyim? Eşim zaten kendisi hala çocuk gibi benden birkaç yaş büyük olmasına rağmen. Onu da hiç baba olarak hayal edemiyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
isabella was a ginger
(21.04.21)
Bu tamamen hazır olmakla ilgili. Birkaç arkadaşım ve kuzenim evlendi, çocukları oldu benimle yaşıtlar. Ben daha evlenmedim, seneye yazın evleniriz diye düşünüyoruz sevgilimle. Temmuzda 27 olcam. 30umdan önce çocuk düşünmüyorum, belki 32'yi de bulur. Annem ve babam hemen evlen de çocuk yap diyorlar, amaç "torununu görmek bir an önce". Görünce ne oluyor anlamıyorum. Annem hastalık hastası zaten, torunumu göremeden ölcem derdinde. Ben bu dert biçimini algılayamıyorum. Gör ya da görme ne olacak. Bir şey mi artacak hayatında. Ölünce zaten pamuğu tıkıyorlar gidiyorsun, orada torunumu gördüm diye hava mı atacaksın olay nedir. Bir de ben bakacağım o çocuğa hazır hissetmeden, evliliğim oturmadan, kocama doyamadan, birlikte eğlenemeden hemen çocuk gelecek. Her zaman bir çocuğum olsun çok istiyorum ama kendim halen daha işten gelip üstünü değiştirip yatağa zıplayan ve gün boyu oyun oynayan, anneden yemek bekleyen, kardeşine sataşmaya odasına giden bir kızım.

Bence anneler ve babalar dünyanın değiştiğini ve çocuklarının hayatına karışmamayı öğrenmeli. Kendisi doğursun çok istiyorsa, ben anneme öyle diyorum. :)
0
Hallegadola
(21.04.21)
Kayınvalidenle fazla konuşuyorsun demek ki. Bu kadar derinlemesine bir muhabbetiniz olmasına gerek yok. Teşekkür ederim bunu düşüneceğiz deyip geçmen gerekiyor. Bu karar sana kalmış, bunun ideal bir yaşı yok, olmak zorunda bile değilsin.
0
roket adam
(21.04.21)
Bence bu oyunlara gelmeyin. Çocuk yaptıktan sonra çocuk ilkokula başlayana kadar hayatınız kilitlenecek. Bu da en az 6, 7 yıl demek. Önemli olan çocuk yapmak değil, o çocuğa bakmak. 25 yaşında çocuk yapsanız en güzel yaşlarınız çocuk peşinde geçecek. Bana göre ideal yaş 30, 35 arası olabilir.
0
dissendium
(21.04.21)
çoook erken daha. benim anneme de kalsam şimdi çocuk yapmam lazım. dinleme bile.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.04.21)
35den sonra doğurganlık azalıyor onu da hesaba katın:)
0
suicides underground
(21.04.21)
30'dan önce yapma diyenlere katılıyorum. Fakat kayınvalidemle samimi değilim, çok konuşmuyorum kesinlikle. Sadece aynı mahallede oturuyoruz, bu yüzden kendisi arada gelip (yiyecek bir şeyler getirme bahanesiyle) biraz oturuyor. Eşim çalıştığı veya yorgun olduğu için çoğunlukla ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Genelde kendisi konuşup bir şeyler soruyor. Niye aynı mahallede ev tuttunuz diyecek olursanız; Ankara'da oturulabilecek en düzgün semt olduğunu düşündüğüm için burayı tercih ettim. Okulum bu sene bitiyor, ondan sonrasında İstanbul (kendi memleketim) veyahut yurtdışına gidebiliriz diye düşünüyoruz.
0
🌸isabella was a ginger
(21.04.21)
Çocuk için karar vermesi, kendini hazır hissetmesi gereken yalnız ve ancak karı kocadır. Hatta kadının daha fazla ağırlığı vardır.
Evlendiğimde 30'umu geçmiştim. Aslında hemen çocuk yapma yanlısıydım. Özellikle çocuk istediğim için değil aman yaşım geçmesin diye. Şükür ki eşim 3 sene beklemeye ikna etti beni. 3 yıllık ilişki ile 3 yıllık evlilik ilişkisi aynı şeyler değil. Bu 3 sene içerisinde oturtacaksınız evliliğinizi. Bu arada daha ufak stres testleri geçireceksiniz ki asıl büyük teste (çocuğa) hazır hale gelin.Annem ve ablam bana yardım ederken bile ben ilk çocuğum 7-8 aylıkken hamilelik bunalımına girdim ki Allah korusun. 25 evlilik için güzel bir yaş ilk çocuğunuzu 30 yaşında doğursanız, (ikinciyi isterseniz) ikinciye 35'e kadar da gayet güzel zamanınız var. Ben 40 yaşıma az kala doğurdum ikinciyi mesela. Gençlik aşısı gibi oluyor. Kimsenin lafına bakmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(21.04.21)
Kayınvalideniz 1980'lerdeki yaşam biçimini 2020'lere taşımaya calismis. Bir de başkalarını ne kadar dinlerseniz hayatınız onlarınki gibi olur. Örneğin, ABD'ye gelip doktoraya başlamadan önce annemin arkadaşı kızlarının benimle evlenmesini istemiş, annemin de hoşuna gitmiş. Bir küçük ev kiralarmisiz, onun maaşıyla kira odermisiz, benim maaşımı da harcarmisiz...insanların en yakınınız da olsa sizin için uygun gördüğü hayat bu kadar basit olabiliyor. Dinlemeyin. 35'ten sonra çocuk yapın. Mutlu olmaya hakkıniz var, erkek olarak diyorum, kadinlarin tüm hayat amacı çocuk bakmak olmamalı. Gençliğinizde mutlu da olun.
0
howfaristhesky
(21.04.21)
erken yaparsaniz cocugu annelerinize/babalariniza kilitleme sansiniz daha fazla, hele zaten yaslilarsa (sizi gec yaptiklarina gore) bir yastan sonra torunla ugrasmak istemiyorlar ya da sikayet ediyorlar. yani gec yapmak erken yapmaktan daha zor, yardim edeniniz daha az oluyor.
0
disq
(21.04.21)
Benim 34’te anne oldum, oğlum su an 2 yaşa yakın, dönüp baktığımda keşke eşimle daha erken tanışsaydık da 27-28 gibi çocuk yapsaydık diyorum. Çünkü enerjim yetmiyor, eski canlılığım yok, kilom o yaşımla aynı, tipim çok değişmedi vs ama bir şeyler oluyor ve yaşlandığını anlıyorsun işte...
sizin durumunuzda olsam 27-28 gibi ilk çocuğu, istiyorsanız 32-33 gibi de ikinciyi yapar bırakırdım asffshhs üçü düşünemedim bi an :)
0
somethinginthewayshemoves
(22.04.21)
Benim fikrim:

Bir tane olsun yeter kafasindaysan 34-35 (35'i gectikten sonra risk ozellikle ilk hamilelik ise risk yukseliyor)

2 cocuk kafasindaysan: Ilki 30, ikici max. 35 gibi .

3+ cocuk: 20li yaslarin ortasinda baslamak lazim.
0
cooperr
(22.04.21)
çocuk yapmak istiyorsanız 30'ları geçirmeyin. çocukların enerjisine yetişemezsiniz. 30'dan sonra çocuk yapıp bakmak ciddi manada yıpratıcı.
0
tantunisultansuleyman
(22.04.21)
Edmond honda+1 ne eksik ne fazla. Kayınvalide ile bu kadar içli dışlı olman iyi değil ve bu senin hayatın. Onu ilgilendirmiyor. Sizin cinsel hayatınız olmayabilirdi bile her evliliğin dinamiği farklı. Böyle küstah küstah insanların yatak odası ile ilgili yorum yapan aile bireylerine çok sinir oluyorum.
0
Mossy
(22.04.21)
bence kayınvalideniz haddini aşmış bana da aynı şekilde baskı yapan oldu ama ben ve eşim çok sert konuştuk artık laf söylemiyorlar. sallamıyorum da zaten 8 yıldır evliyiz 35 yaşındayız hala çocuk istemiyoruz.

bana göre biz insanları hayvanlardan ayıran en güzel şey dürtülerimizle değil aklımız ve mantığımızla hareket ediyor oluşumuzdur. doğal olarak aklı mantığı olan insanın da "çocuk yapma hevesi" olmaz. doğru zamanda, geleceği için plan yapmış, korkularını az çok yenmiş, ebeveyn olmanın bilincinde iken çocuk sahibi olmalısınız. bugün modern tıbbın nimetlerinden biri de kadınların çok daha ileri yaşlarda sağlıklı hamilelik ve doğum şansıdır. bence türkiye'de hem hekimler hem de insanlar bazen çok geri kafalı oluyor. bu konuda size baskı uygulamalarına aldırmayın çünkü yanlış zamanda çocuğunuz olursa pişman olduğunuzda artık asla geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olursunuz ama ileride hiç çocuk yapmamışsanız yine pişman olsanız da en azından kimsenin hayatını mahvetmemiş olursunuz.
bu konuda yalnızca siz ve eşiniz karar vermeli. sadece maddi olarak değil mental olarak da her şeye hazır olmalısınız çünkü çocuğunuz engelli doğabilir ya da Allah korusun eşinizi kaydebelirsiniz bu durumda tek başınıza çocuk büyütecek geliriniz vs. planlarınız olmalı. içinizi karartmak istemem ama bunların hepsi çok yakınlarımın başına geldi ve maalesef bu ülkede tek ebeveynseniz her şey on kat daha zor oluyor.
0
windymimas
(22.04.21)
dünyanın geldiği noktada daha geç evlenip daha geç çocuk sahibi oluyoruz; ama bedenimiz buna uyum sağlayamıyor. senenin 2021 olmasının bir önemi yok. çocuk aşırı emek ve enerji istiyor büyürken. ben zorlandığımızı hissediyorum. sabah mesai öncesi 1 saat parka götürüyorum bazen. yürümek istemiyor bazen, kucakta 1 saat taşıyınca kollarım ağrıyor. evde de bu cocuğun bir dolu ihtiyacı var.

bu arada genellemek gibi olmasin ama iş hayatında orta burda gördüğüm gec cocuk sahibi olan insanlar cocuklara enerjileri yetmediği için tablet telefon tv ile cocugu oyalıyor. erken cocugu olup 3-4 cocuk yapanlar için de durum benzer.

ideal yaş yoktur. kişiye ekonomiye ilişkiye vs... bir tane şeye bağlı.
0
safak efendisi
(22.04.21)
Evliliğinizden emin olun, 2-3 sene geçsin bi hele. Çok gençsiniz ayrıca, acelesi yok.
0
John Bloor
(22.04.21)
(4)

Tenise başlama niyetindeyim...

msb
Yıllardır istiyordum, artık şartlar uygun gibi. Belki bi hoca ayarlarım, belki bir iki arkadaşla pratik yaparak başlarım.Şimdi başlangıç için çok da pro olmayan bi raket tavsiyesine ihtiyacım var. Devamını getirirsem iyisini alırım zaten ama şimdilik işimi görsün yarı yolda bırakmasın yeter.Raket, t
Yıllardır istiyordum, artık şartlar uygun gibi. Belki bi hoca ayarlarım, belki bir iki arkadaşla pratik yaparak başlarım.

Şimdi başlangıç için çok da pro olmayan bi raket tavsiyesine ihtiyacım var. Devamını getirirsem iyisini alırım zaten ama şimdilik işimi görsün yarı yolda bırakmasın yeter.

Raket, toplar ve başka ne gibi ihtiyaçlarım olur bi de?
0
msb
(20.04.21)
Ben raket olarak prince marka almıştım başlangıç seviyesi için gayet de idealdi. Raket top dışında oynayacak saha bulmak bence en önemlisi
0
esinikaybetmiscorap.
(20.04.21)
Tenis için bence ayakkabı da önemli. Hafif bir ayakkabı iyi olur. Şort da alabilirsiniz.
0
dissendium
(20.04.21)
Kesinlikle ayakkabı. Hangi marka alırsanız alın, tenis ayakkabısı alın. Çok fark ediyor.
0
asteriks
(20.04.21)
1- Kesin hoca ile baslayin.Araştırın konuşun hatta dersini seyredin gidip. Cok onemli
2- ilk ay ekipman almayin hoca verir zaten
3- ayakkabi şart. Marka bence Asics yada Mizuno
4- Hoca şart neyi almanız ve nereden almanızın iyi olacağını hoca yardımcı olacak zaten
5- ilerideki en büyük probleminiz partner bulmak olacak.
0
Ruprect
(20.04.21)
(11)

yaşadığınız şehirden memnun musunuz?

nlgyrn
yaşadığınız şehirden memnun musunuz? nerede yaşıyorsunuz? nerede yaşamak isterdiniz(yurt içi)
yaşadığınız şehirden memnun musunuz? nerede yaşıyorsunuz? nerede yaşamak isterdiniz(yurt içi)
0
nlgyrn
(20.04.21)
Ankara'da yaşıyorum, şehirden değil ülkenin halinden gidişatından dertliyim. Yoksa şehrimi severim. Yaşamak için deniz kıyısı isterdim. Bana ait müstakil bir ev ve bir miktar bahçe. Şehir insanı yoran bir şey.
0
1bir1bir1
(20.04.21)
4 farklı şehirde yaşadım. şehrin değil, yaşanılan yerinin/bölgesinin daha önemli olduğunu gördüm. son şehirde ev yeri -iş yeri dengesi ona göre kuruldu, memnunum. bir süre Tunceli'de yaşamayı deneyimlemek isterdim.
0
latchet
(20.04.21)
Kocaeli'de yaşıyorum. Aslında memnunum ama daha iyisi olabilir diyorum. Bu şehir işleri biraz karışık. Askerliğimi Samsun'da yaptım. Orayı çok beğenmiştim. Herkes İstanbul'a, İzmir'e yerleşmenin derdinde ama ben Samsun'da da yaşayabilirim diye düşünüyorum. Ama bir yandan da oradayken Kocaeli'yi özlemiştim. İstanbul'u da severim her şeye rağmen.
0
dissendium
(20.04.21)
Hiç değilim , izmir , Karadeniz'de bir kaç şehirden biri.
0
synax
(20.04.21)
memnun degilim. istanbul, alibeykoy'de yasiyorum. kadikoy'den ev bakiyorum, orada memnun olurum diye umuyorum. biraz da ege'ye baktim ama oralarda gonlume gore ev bulmam kadikoy'den de zor gorunuyor.
0
lemmiwinks
(20.04.21)
İzmir, artık memnun değilim.
Göç nedeniyle artan trafikten, sokakta taciz eden ya da evlerin bahçelerine girip hırsızlık yapan Suriyelilerden illallah dedik.
0
pro9it9is9
(20.04.21)
İstanbul’da doğup büyümüş biri olarak bir ay önce Çanakkale’ye taşındık. Çok memnunum. İstanbul’da bedava ev verseler oturmam.
0
suicides underground
(20.04.21)
İstanbul’da yaşıyorum. Şehrin ve ülkenin belki yüzlerce problemi var ama yine de her şeye rağmen birçok konuda memnunum İstanbul’da yaşamaktan.

Evim çok merkezi bir yerde ve biraz yürüyerek sahile inebiliyorum hemen. Birkaç aydır çalışmıyorum ve mesai saatlerinde dışarı çıktığım için İstanbul’u en güzel saatlerinde yakalayabiliyorum. Çalışırken de işim evime yakındı ve sahil yoluda yürüyerek evime dönebiliyordum hava güzelse.

Pandemide pek anlamı kalmasa da ülkenin hemen hemen bütün kültür sanat etkinlikleri İstanbul’da. Akla gelebilecek her şey için çok fazla seçenek ve seçim şansımız var. Her şeye kolayca ulaşabilmek büyük bir avantaj bence.

İstanbul dışında Ege kıyılarını seviyorum sadece ama kışın oralarda yaşamak demek İstanbul’daki çok fazla şeyden mahrum kalmak demek olduğu için yine her türlü şimdiki hayatımı seçerdim sanırım.
0
ms brownstone
(20.04.21)
Hepi topu 1,5 km2 lik bi alandayım 2 yıldır. Bir kere İzmir e gittim dışında full İstanbul. Hiç memnun değilim. Full uzaktan olsam da yokolup gitsem buradan.
0
baldan kaymak
(20.04.21)
Doğma büyüme İstanbul/Kadıköy. Hala Kadıköy'de oturuyorum. Güzel bence, son 10 yılda tırtlaşmaya başladı ama başka nerede yaşayabilirim bilmiyorum. Hiç gitmedim görmedim ama Artvin'de ormanda bir kulübe yapma hayalim vardı; sit alanıymış hepsi bir halt yaptıramıyormuşuz.
0
vedatchilipeppers
(20.04.21)
Ankara’da oturuyorum, memnunum. Artvin Arhaviliyim, ama orada yaşanmaz, yaşamak isteyenlere şaşırdım, doğa güzel de için de insanlar da var,

Ben Antalya veya şöyle Datça, Gökova, Köyceğiz gibi bir yerde yaşamak isterdim. İş çıkışı denizde bulmak isterdim kendimi, hep yazlık kıyafetler giymek isterdim efil efil. Atam’ın elbet bir bildiği var başkenti Ankara yapmış ama deniz kenarı olaydı iyiydi ya. Devlet daireleri de orada olurdu negzel.
0
Hallegadola
(21.04.21)
(6)

Ayak bileğimde derin ven trombozu şüphesi

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Ağır bir iş aldığımdan dolayı uzun saatler hareketsiz kaldım. 3-4 gün önce her iki ayak bileğimde de kızarma, ağrı ve şişlik oluştu. Resimde görebilirsiniz.https://imgyukle.com/i/OH3GWNAyağım biraz itici olabilir, kusura bakmayın :) İlk çıktığında çorap sıkmasına yordum. Sonra kız
Merhaba arkadaşlar,

Ağır bir iş aldığımdan dolayı uzun saatler hareketsiz kaldım. 3-4 gün önce her iki ayak bileğimde de kızarma, ağrı ve şişlik oluştu. Resimde görebilirsiniz.

imgyukle.com

Ayağım biraz itici olabilir, kusura bakmayın :) İlk çıktığında çorap sıkmasına yordum. Sonra kızarıklık ve şişlik arttı. Bunun üzerine Google Amca'ya "Neyim var benim? Ayak bileklerim neden ağrıyor, söyle bakayım?" dedim ve o da "Uzun saatler boyunca hareketsiz kalmış olabilir misin?" dedi ve bende jeton düştü. Okuduğum şeyler oldukça ürkütücü ve bu yüzden epey korkmuş durumdayım.

Sağ ayak bileğimdeki sıkıntı pek sürmedi ve geçti ama sol ayak bileğimdeki sıkıntı devam ediyor. Dün bayağı ağrıdı geç saatlere doğru, biraz buz koydum ve dayanamayıp yattım. Sabah kalktığımda bayağı hafiflemişti ama sıkıntı hala var. Virüs olduğu için doktora gitmek içimden gelmiyor. Evde yeğenlerim var, birisi 3 yaşında. Annem ve babam 65 yaşındalar ve ikisinin de kronik rahatsızlıkları var, keza benim de öyle. Bir yanda virüs illeti diğer tarafta "Hık!" diye götürebilen bir sinsirella. Diğer yandan iş beni epey zorladığı için ailem "Canına kastın mı var? Harap oldun." diye kızıyorlar, bu bileklerimin şiştiğini söylersem temelli sigortaları atar ve tartışırız. Zaten hayatımın düzensizliğinden dem vurup duruyorlar. Ama diğer yandan tırsıyorum.

İş bittiği için şu an hareketsizlik yok. Aklımda ne yapacağıma dair bir fikir yok. Sizce kendiliğinden geçme durumu var mı yoksa bir kez elini atarsa tedavi edilene kadar bırakmaz mı? Tabi erken tedavi de önemli. Ama şu kıyametin ortasında hastaneye gitmeyi de hiç gözüm yemiyor, bir de tüm zamanların zirvesindeyiz vaka sayısı bakımından. İki arada bir derede kaldım? Hiç hareketsizlik yüzünden böyle bir sıkıntı yaşadınız mı ve yaşadıysanız kendiliğinden geçti mi sıkıntı yoksa direk doktora mı gittiniz ve de tanık olduğunuz durumlar oldu mu? Sizce ne yapmalıyım? Görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim, teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(19.04.21)
Varis çorabı kullan.
Oturduğun sürece ayaklarını bi sandalyeye koymanın bi yolunu bul.
Uzun uzun ayakta durma.
Her fırsatta ayaklarını yukarıda bi yere koyarak yat.
Çok su iç.
Zayıfla.
Ayaklarını yüksek bi yere koyup yat dedim ya. O ayak düzelmeden kalkma.
Ben senin yerine olsam renkli dophler çekebilen bi özel hastanede bi kalp damar cerrahından hemen bi randevu alırdım.
0
Mirket
(19.04.21)
Doktora git yav. En kötü aile hekimine git. Ben ehliyet için 4, 5 kez hastaneye gittim, hiçbir şey olmadı. Gerekirse çift maske takarsın. Bu hareketsizlik ciddi bir problem. TUS'a hazırlanırken hiç hareket etmediği için pıhtı yüzünden ölen doktor var. Bunu korkutmak için değil, durumun ciddiyetinin anlaşılması için söyledim.
0
dissendium
(19.04.21)
çok su iç olayı enteresan geldi bana bana sorarsan orantılı iç. durduk yere bu hale gelmesi zor olur. bana sorarsan yumuşak doku zedelenmesi. ağırlığı üstüne aldın bu ne yaptı eklem aralarındaki sıvıyı sinovyali ve kıkırdak dokuyu zedeledi. ödemde kızarıklık ben beklemem. benimde size yakın diyebilirim aman ayağımın bilek tarafına zede almayayım. hemen şişer. buz dinlenme. ama sadece bu verilerle bir yere varamayız. bir tık ileri tetkit gerekli. varis iyi değil ama diyabet gibi yaşanabilir bir imkan sunan vücut hatası. geçmiş olsun
0
hunharca ben
(19.04.21)
Sadece hareketsizlik bu görünümü yapmaz. Demek ki sizde damar tıkanmasına bir eğilim var. Hemen bir damar cerrahına görünüp gerekli tedaviyi almanız gerekli. Gerçekten derin ven trombozu ise, akciğer embolisi gibi ciddi sonuçları olabilir.
0
pro9it9is9
(19.04.21)
Doppler usg ile derin ven trombozu ekarte edilmeli. Gorunum tromboflebite benziyor.gunduz acile basvurun orada bakilir bu acil durumlar icerisine girer
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(19.04.21)
Doktorum bu arada ihmal etmeyin kesinlikle
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(19.04.21)
(4)

Instagram'dan telefonuma gelen parola resetleme mesajı

isabella was a ginger
Telefonuma "tap to reset your instagram password" diye bir mesaj geldi. Bu birisi benim şifremi değiştirmeye çalışıyor mu demek?
Telefonuma "tap to reset your instagram password" diye bir mesaj geldi. Bu birisi benim şifremi değiştirmeye çalışıyor mu demek?
0
isabella was a ginger
(18.04.21)
yeap
0
rose parks
(18.04.21)
Çalışmasa da şüpheli bir durum. Mümkünse hesabınızı, şifrenizi değiştirin.

Edit: Diğer arkadaşların dediği gibi size gelen mesaj yoluyla şifrenizi değiştirmeyin. İlk söylediğimi yanlış anlamayın kesinlikle. Kendi hesap ayarlarınızdan değişiklik yapın.
0
dissendium
(18.04.21)
Mesaj olarak gelen linklere tıklayıp şifrenizi oradan değiştirmeyin, bilgilerinizi girmeyin. (bkz: phishing) de olabilir. Şifrenizi değiştirmeden önce adres çubuğunda doğru adresin yazdığından emin olun.
0
hayirsiz
(18.04.21)
@ekşi duyuru sever

Cevabı buraya mı yazmıştınız? Çünkü burada öyle bir şey gözükmüyor. Karıştırıyor olmayasınız?

Mesaj facebook'tan geliyor, aynı zamanda mail de gelmiş. Official hepsi.
0
🌸isabella was a ginger
(18.04.21)
(14)

Almanca vs İtalyanca

dissendium
Merhaba arkadaşlar. İnternette okuduğum yorumlarda Almancadan sonra İtalyanca öğrenilmesi tavsiye edilmiş. Sebebi de İtalya'nın sanayide iyi bir durumda olmasıymış. İtalya sonuçta Lamborghini, Ferrari gibi devleri çıkarmış ülke. Sanayisi tabii ki iyi ama gerçekten dili öğrenilecek kadar, hatta Alman
Merhaba arkadaşlar. İnternette okuduğum yorumlarda Almancadan sonra İtalyanca öğrenilmesi tavsiye edilmiş. Sebebi de İtalya'nın sanayide iyi bir durumda olmasıymış. İtalya sonuçta Lamborghini, Ferrari gibi devleri çıkarmış ülke. Sanayisi tabii ki iyi ama gerçekten dili öğrenilecek kadar, hatta Almancadan sonra öğrenilecek kadar önemli konumdalar mı? Bunu öğrenmek istedim. Bu arada makine mühendisiyim. Değerlendirme buna göre olursa daha iyi olur.

İkinci olarak Almanca öğrenmeye bir süre önce başlamıştım. İtalyanca hakkında da merak edip araştırdığım kadarıyla bilgi sahibiyim. İtalyanca sanki Almancaya göre daha "öğrenilebilir" gözüküyor. Gerçekte durum nasıl?

Son olarak Almancayı İngilizce anlatan hangi kitapları önerirsiniz? PDF olarak bulmaya çalışacağım. Teşekkür ederim bilgi veren olursa.
0
dissendium
(18.04.21)
almanca + ingilizce bilen biri olarak belirteyim, almanya ya da avusturyada yaşama planın yoksa, çok iyi derecede ingilizce bilmen bile yeterli olur. bir mühendis olarak iletişime geçtiğim, görüştüğüm tüm alman mühendisler zaten ingilizce biliyordu. ben olsam italyanca gibi ek 1 dil daha öğrenmeye çalışmak yerine mesleki olarak kendimi geliştirmeye yönelirdim. zevk için öğreniyorsan ayrı tabii.
0
roket adam
(18.04.21)
@roket adam

Konu aslında İngilizcenin yeterli olması değil. İngilizce seviyemi geliştirmeye her zaman devam ediyorum zaten. Onu katmıyorum. Benim öğrenmek istediğim uzun bir zaman aralığında hangi dile yatırım yapmak mantıklı olur?

Almanya'da yaşar mıyım, şu an öyle bir planım yok ama 10 yıl sonra öyle bir isteğim olursa en azından o zamana kadar Almanca seviyemi belgelemiş olurum. Almanya'ya gitmek istiyorum ama Almanca bilmiyorum gibi bir duruma düşmem.

Bir de mesleki gelişimi ayrı tutuyorum. Çünkü CV'de mesleki bilgiler ayrı, yabancı dil bilgileri ayrı. Birinin eksiği diğerinden kapatılmıyor.
0
🌸dissendium
(18.04.21)
illa birini öğrenmek zorundaysan almanca öğren. yurtdışında çalışma niyetin varsa sadece ingilizce bilerek almanya'ya gitme ihtimalin sallıyorum %5 ise almanca bilerek %50'ye kadar çıkıyor. sadece türklerin oralara başvurduğunu düşünme eski ingiliz sömürgesi hintliler ingilizler kadar iyi ingilizce biliyorlar ve avrupaya tabiri caizse saldırıyorlar. biraz kovaladığında zaten requirements: fluent in german görürsün ilanların altlarında.

italyanın işsizlik oranı almanya'ya göre kötü en son yanlış bilmiyorsam %11-12 kadardı, almanya'nın ise %2-%3 lerde. italyanca öğrenmesi kolay olsa bile katkı sağlaması için daha çok çabalamak zorunda kalabilirsin.
0
nahtoderfahrung
(18.04.21)
şöyle bi baktım da hocam, ben olsam ikinci dil olarak ispanyolca öğrenirdim. 2019 mart itibariyle dünya nüfusunun %5.994'ünü oluşturan 480 milyon ispanyolca konuşan insan varmış. almanca konuşanlar ise nüfusun %0.988'i ile 76.1 milyon kişi. tabii doğu yatırımı yapmak isterseniz çince de çok makul. almancanın kullanım alanı çok dar.

kaynak: en.wikipedia.org
0
heavy smoker
(18.04.21)
Özel bir ilginiz veya gelecek planınız varsa olabilir ama iki Avrupa dili zaten biliyorsunuz. Mesela Japonca ekleseniz daha iyi olmaz mı? Özellikle Türkler için abartıldığı kadar zor olmadığını duymuştum ama illa ki zordur yine de.
0
havadakarada
(18.04.21)
üretim ağır sanayii gibi alanlarda çalışacaksanız, ya da en basitinden makine mühendisiyseniz almanca öğreneceğiniz ikinci yabancı dil olmalı ingilizceden sonra. italyanca bilmek bence italya dışında bir işe yaramaz ama almanca türkiye'de de yardımcı olur.

eğer üçüncü yabancı dil seçecek olsaydım bu benim tınısı hoşuma giden fransızca gibi bir dil olurdu. üçüncü yabancı dil artık fanteziye kaçıyor çünkü. tercümanlık mı yapacaksın kendi mesleğini mi icra edeceksin...

kaldı ki diğer yabancı dilleri öğrenmek çocukluktan beri aşina olduğumuz, günlük hayatta istemeden de olsa maruz kaldığımı ingilizceye benzemiyor. o ülkede 3-4 yıl yaşamadan italyanca ya da almanca biliyorum falan demek gerçekçi olmaz.
0
bohr atom modeli
(18.04.21)
almanya ve italya kesinlikle kiyaslanabilir ulkeler degil gelismislik, is imkanlari, zenginlik vs acisindan.

onun haricinde ileri seviye bir ingilizce ve orta-iyi bir almanca ile almanya'da (mesleginize gore) is bulma sansiniz olabilir ama italya'nin kendi insanina hayri yok, issizlik avrupa'ya gore yuksek vs.

italyanca bilmek bence italya dışında bir işe yaramaz ama almanca türkiye'de de yardımcı olur +1
0
hot potato
(18.04.21)
İtalyanca bilen biri olarak söyleyeyim: italyancam kendi sektörümde (tekstil) çok işe yarıyor. Başka sektörlerde ne durumda bilmiyorum.
Almanca’dan daha kolay öğrenmesi bence:)
0
suicides underground
(18.04.21)
Simdiki aklim olsa ispanyolca yerine italyanca ogrenirdim.
Ing + almanca cok iyi seviyede biliyorum, sonra ispanyolca ogrendim “sen kac yuzmilyor insan konusuyo” diye, seyahate gittigimde 3-5 gun konustugum dilden oteye gecemedi. Italyanca ise avusturya’da yasadigim icin ve iismden dolayi cok yardimci olurdu bana, lojistik sektorundeyim diyelim.
Makine muhendisi icin almanca olmali ama bence cince/japonca gibi sanayisi guclu ab disinda bir ulkenin de dili olabilir. Rusca da olabilir.

Hedefinize gore degisir. Hedef derken, makine muh hangi endustride, hangi ulkede vs vs.
0
kuehles blondes
(18.04.21)
1- iş için dil öğrenilmez. iş için iş öğrenilir.
2- o dilin konuşulduğu ülkeye/kültüre özel bir ilginiz varsa ve orada yaşamak istiyorsanız dil öğrenmek mantıklıdır. bunun dışında gereksiz bir yatırımdır. çünkü;
- dünya lingua franca olarak ingilizceyi kabul edeli yıllar oldu.
- translation sektörü aldı başını gitti. almanca gelen maili translate'e koyup ingilizceye çevirirsiniz, yazarken ise ingilizce yazıp translate'ten almancaya çevirip gönderirsiniz. gramer kontrol yazılımları da var artık.
3- bir makine mühendisi olarak almanca öğrenme geyiği tamamen bir geyiktir. bir kere işe yaraması için çok iyi konuşmanız gerekiyor. eğer akıcı konuşamıyorsanız konuşma ingilizceye evriliyor her halükarda.
bu da demek ki yıllarımızı vereceğiz.

özetle, ben almanya'da yaşarım diyorsanız (ki aklı başında bir türk neden almanya'da yaşamak ister bilmem) 5 yılınızı verdikten sonra evet almanya'da bir şirkette avantajını kullanarak iş bulabilirsiniz. ama bunun çok ciddi bir zaman yatırımı olduğunun altını çizmek gerek.

italyanca da aynı şekilde.

atmaya çalıştığınız taş ağır bir taş. ürküttüğünüz kurbağaya değeceğinden emin olmadan atmayın.
0
antikadimag
(18.04.21)
Italyanca bu arada tek bir dil degil. Bunu arastirin. Ulkenin resmi dili. Turklerin konustugu dil Turkce ama Italyanlarin konustugu dil otomatik olarak Italyanca degil. Ulkenin birligini saglamak icin secilmis, bir dil. Ulkenin bir kismi Italyanca konusmaz.
0
howfaristhesky
(18.04.21)
@antikadimag, yazdıklarınızın çoğuna ben de katılıyorum. Zaten o yüzden seçilecek dile doğru karar vermeye çalışıyorum.

Şu kısmı merak ettim.

"ki aklı başında bir türk neden almanya'da yaşamak ister bilmem"

Böyle demenizin sebebi nedir?
0
🌸dissendium
(18.04.21)
biraz subjektif elbette. benim kisisel tecrubelerime gore avrupa'da en cok ayrimcilik ile karsilastigim yer almanya idi. bu tarz genellemeler yine baska subjektif degerlendirmelerle karsi cikilmaya cok tesne.

ancak kabaca;
1- almanya'da var olan irkcilik
2- almanlarin yapi itibariyle bizim alisik oldugumuz turden iletisim kurmamasi (ingilizler de avrupali ama inanilmaz hossohbet insanlar)
2- havanin surekli kapali olmasi ve cografi tekduzelik
3- almanca bilmeden yasamanin sosyal cevre olusturmada getirdigi zorluklar
4- vatandasi olmadiginiz ulkeye odediginiz yuksek vergi kesintileri
ornek verilebilir.

sahsen kendi degerlendirmelerime gore almanya cok dusuk not aliyor.

amac turkiye'den uzaklasmaksa anlasilabilir, ancak uzun vadede amerika dururken almanya aklimin ucundan gecmez, gecmedi de zaten. lisanini bildigim, farkli etnisitelere ev sahipligi yapan amerika'ya yerlestim.
0
antikadimag
(19.04.21)
@antikadimag'a katılıyorum. ulus devletlere adapte olmak her zaman çok daha zordur doğal olarak. almanya dilin de etkisiyle daha zor ve insanlar akdeniz ülkelerindeki gibi kucaklayıcı değiller.

almanya'nın en büyük avantajı öğrenciler için çok güzel bir fırsat sunuyor olması. ücretsiz eğitim yani. üstelik eğitim de çok kaliteli. bunun dışında hayali kurulacak bir ülke asla değil. insanları almanya hayali kurarken görüp bi tarafımla gülüyorum. yaklaşık 2 yıldır almanya'da yaşayan biri olarak yazıyorum bunu.
0
bohr atom modeli
(20.04.21)
(10)

Startup fikri sunduk görüşlerinizi bekliyoruz

wiekannich
- Tecrübelerinizi servis olarak satabildiğiniz bir sosyal medya platformu, hayatın her dalını kapsayan bir danışman platformu. Hepimiz hayatımızda belli konularda bir miktar uzmanlaşmışızdır, bazen bu3. sınıfta aldığımız ve hayatımızda hiç kullanmadığımız istatistik dersi (aslında bu bilgiyi sizden
- Tecrübelerinizi servis olarak satabildiğiniz bir sosyal medya platformu, hayatın her dalını kapsayan bir danışman platformu.


Hepimiz hayatımızda belli konularda bir miktar uzmanlaşmışızdır, bazen bu

3. sınıfta aldığımız ve hayatımızda hiç kullanmadığımız istatistik dersi (aslında bu bilgiyi sizden sonra gelecek alt sınıflara satabilirsiniz, gidip o kişinin illa büyük bütçelerle özel dersler almasına gerek yok, çünkü siz daha makul bir fiyata aynı servisi verebilirsiniz) ,

araba seçerken yaptığınız o aylarca süren detaylı araştırma (bu bilgiyi yeni araba almaya karar vermiş ve hayatında hiç bu konuda araştırma yapmamış birine satabilirsiniz, gidip aylarca sizin gibi forum,blog,youtube arasında mekik dokumasına gerek yok o bilgi sizde zaten mevcut),

yeni bir şehre taşınırken verdiğimiz mücadele ve entegrasyon için yapılması gerekenler (hayatında hiç taşınmamış ve bu süreçten korkan araştırıp tam istediğini bulmakta güçlük çeken birine satabilirsiniz, 100lerce kez yanlış kararlar verip zaten sizde olan bilgiye ulaşmaya çalışmasına gerek yok siz ona doğru yolu en baştan gösterebilirsiniz),

2 yıl boyunca öğrenmeye çalıştığınız enstrüman yeteneği (bu yeteneğinizi o enstrümana henüz başlayacak birine satabilirsiniz, özel hocalara veya kurslara tonlarca para dökmesine gerek yok basit ilk 5-6 aylık periyodunu sizin hali hazırda öğrenmiş olduğunuz bilgilerle zaten aşabilir)

kısacası hepimiz hayatımızda birşeyleri yaparken efor sarfetmişizdir, bazen başarılı bazen başarısız olmuşuzdur. O bilgiler orada bizimle birlikte.
Bunlara da tecrübe diyoruz. Neden unutulmaya/yok sayılmaya/bir köşeye itilip üstü kapatılmaya yüz tutsunlar ki?

Günümüz influencer denen kitlesinin yaptığı da bu değil mi ? Gerek tecrübelerini, gerek araştırmalarını, gerek dene-yanıllarını videolara dönüştürüp bunu kitlelere tıklatıp satmak.

Bazı use-case'ler

Mesela avrupaya taşınma kararı aldınız.
Platforma giriyorsunuz, search bar'a

- amsterdam taşınma
yazıyorsunuz.

Karşınıza

Ahmet - Amsterdam'a taşınırken dikkat edilmesi gerekenler
Mehmet - Amsterdam'da ev bulabilmek için neler yapmalı
Ayşe - Amsterdam'a taşındıktan sonra yaşanan bürokratik süreç
gibi gibi.. başlıklar çıkıyor.

Cüzzi rakamlara bu insanlar size tecrübelerini satıyorlar. Gerek bu kişilerle video call yapıp doğrudan soru-cevap, danışman rolü, gerek bu kişilerin sizin için önceden hazırladıkları içeriklere ulaşma hakkına sahip oluyorsunuz.

Siz buraya verdiğiniz belki yarım saatlik 100tl ile ilerde yapacağınız binlerce liralık hatalarınızı baştan sizin yerinize çoktan tecrübe etmiş insanlardan dinliyorsunuz.

Ne düşünüyorsunuz ?
0
wiekannich
(17.04.21)
100 lira örnek için bile yüksek bir mebla.
udemy de bilmem kaç saatlik kurslar bile 30tl.

youtube'da bulabileceğiniz videolar gibi duruyorlar.
nobody bana tecrübesini anlatsa para vermem

önemli biri anlatsa para veririm.
o content'i zenginleştirme meselesi

genel fikir bence iyi.
0
summatinyourteeth
(17.04.21)
@summatinyourteeth sadece tecrübe değil, hayatın her alanında yapılabilecek bir life-coach'luk gibi bir şey. Aynı zamanda bir servis/eğitim durumu da sözkonusu, ama bunu sağlayacak kişiler illa o alanda senelerce eğitim almış diploma sahibi kişiler olmak zorunda değil.

Mesela
x kişisi y firmasında belli süre çalışmış oradaki iş hayatı hakkında yapılması/yapılmaması gerekenler konusunda size direktif veriyor,

Başka Z kişisi hukuk fakültesinde okuyor aldığı bir derste zorlandığı ödevinin yardımını bu platformda olan o dersi daha önce alıp başarıyla geçmiş birinden servis olarak yardım şeklinde alabiliyor.

Aslında hedef hem internette bulunabilir olanın daha kaliteli ve ucuza, hemde internette bulunamayacak bazı bilgilerin (gerek anonim gerekse kimlik açık bir şekilde) bunlara ihtiyaç duyan kişilere temin edebilmek.
0
🌸wiekannich
(17.04.21)
Bence YouTube varken kimse bir siteye girip para verip herhangi birinden tavsiye almak istemez.

İstatistik dersi demişsiniz. Üniversitedeyken bizim bölümün gizli Facebook grubu vardı. Geçmiş yıllardaki birçok sınava ulaşabiliyorduk. Hocalar geçmiş yıllardaki soruların paylaşılmasını istemiyordu. Dersler zaten üniversiteden üniversiteye değişiyor, onu geçtim, bir üniversitedeki bir bölümden başka bir bölüme göre de değişiyor. Yani makine mühendisinin gördüğü statik başka, inşaat mühendisinin gördüğü statik başka. İTÜ'deki statik başka, Boğaziçi'deki statik başka. Bu tip şeyler öğrenci gruplarında, geçici olarak çözülen şeyler.

Yine de denenebilir ama işin öğrenci tarafı bu şekilde.
0
dissendium
(17.04.21)
100 liraya soruyu cevaplarım. Epey startup tecrübem var.

(Validasyon fırsatı ayağınıza geldi :)
0
plutongezegendegilmi
(17.04.21)
Türklerin hepsi herbokolog olduğu için bu tarz tavsiyeler verecek kişilere para vermem, 100 tl hiç vermem. Alanında büyük uzman olmasa da eğitim danışmanı, x meslekte yetkin birisi (İlla CEO vb değil, örneğin yazılım bitirip çalışan bir müdür bile olabilir) gibi kişilerden bir şeyler duymak isterim.
0
kaset
(17.04.21)
Ben olsam donation üzerinden ilerlerim. O dediğiniz uzmanlar içerik üretsin. O içeriğin devamını isteyenler donation yapsınlar. Donation yapanlara extra feature’lar da koyun. O kişilerle özel görüşme yapmak ya da onlardan spesifik yardımlar almak isteyenler de yine extra ücretle bunu yapabilsin.
0
derd
(17.04.21)
@plutongezegendegilmi çok iyi :)

@kaset mantıklı bir nokta evet

@derd bu da çok mantıklıymış evet
0
🌸wiekannich
(17.04.21)
Sende şu anda aynısını ekşi duyuru üzerinden ve bunu herhangi bir uygulama olmadan ve bedavaya yapıyorsun.
Anlatabildim mi?
Ayrıca tecrübe satın almak çok yakın gelmedi bana. Bir şeye 100 lira veya 10 lira vereceksem çok daha fazla ve farklı şeyler beklerim.
0
etna
(17.04.21)
Ama yinede elimizden bir şey gelirse yaparız.
0
etna
(18.04.21)
"Günümüz influencer denen kitlesinin yaptığı da bu değil mi ?"

dev yanlış ! influencerlar öğretmen değil, tam tersine toplum için benzemeye çalışılan arzu nesnesi yaratmalık karakterler.
0
orpheus
(18.04.21)
(5)

Kuru Cilt Problemi ve Dermatolog Tavsiyesi

etfalmorgu
Arkadaşlar selam. Soru başlıkta aslında ama biraz açıcam. Belki tavsiye vereniniz olur. Pul pul dökülen ve üç-dört ay bandında travmatik döküntü yaşayabilen ve acı veren cilt tipine çözüm aramaktayım. Ayrıca Istanbul'da iyi bir dermatolog aramaktayım. Tercihen yüksek meblağ olmasa ve net çözümlere g
Arkadaşlar selam. Soru başlıkta aslında ama biraz açıcam. Belki tavsiye vereniniz olur. Pul pul dökülen ve üç-dört ay bandında travmatik döküntü yaşayabilen ve acı veren cilt tipine çözüm aramaktayım. Ayrıca Istanbul'da iyi bir dermatolog aramaktayım. Tercihen yüksek meblağ olmasa ve net çözümlere gidebilen bir doktor olsa şükela olur. Yardımı olacak biri varsa şimdiden teşekkürler
0
etfalmorgu
(17.04.21)
Benim de bir cilt rahatsızlığım var. Doktor bana adında Lipo olan bir sıvı vermişti cilt kuruluğu için. Cilt kuruluğu olduğunu söylenirseniz size de verir mutlaka.
0
dissendium
(17.04.21)
Dıştan tedavi yöntemi olarak tonik serum nemlendirici gibi ürünleri cildinize kurumadan üst üste uygulamanızı tavsiye ederim. Hepsinin cilt tipinize uygun olmasına özen gösteren. Seçeceğiniz toniklerin nemlendrici olmasına özen gösterin. Hyaluronic Acid içerikli olabilir. Ancak kıllanırken öncesinde yüzünüz nemli olmalı. 7 skin yöntemi var. Bu kurumadan nenlendirme amaçlı bir serum kullanabilirsiniz. Üzerine yine kurumadan nemlendirici. Ve squalane yağı kullanabilirsiniz. Bu yağı araştırmanızı tavsiye ederim.
0
canavar geliyor kacalim
(17.04.21)
Medicana Ataşehir’deki Dr. Figen Akın’ı tavsiye ederim. İyi bir hekim.
0
derd
(17.04.21)
Dermatologların çoğu botoksçu olmuş. Figen Hn. hekimlik yapıyor.
0
derd
(17.04.21)
Selamlar, geçmiş olsun. Beylikdüzü Doktorları Kliniği'nde Dr. Sadiye Keskin var, öneririm. Umarım hızlıca çözülür.
0
saveur
(17.04.21)
(3)

speaking dersi icin bir olay ariyorum..

Coma
olayimizin özelligi, mesela Alyan bebek kiyiya vurduktan sonra suriye sorunu avrupalilarin daha cok ilgisini cekti ya, böyle birsey.hoca hep Tr'den örnek veriyor, avrupadan birsey olursa cok sevinirim. aklima ilk gelenlerden biri akbaba ve afrikali cocuk oldu ama onu yapan olmustur belki.tesekkürler
olayimizin özelligi, mesela Alyan bebek kiyiya vurduktan sonra suriye sorunu avrupalilarin daha cok ilgisini cekti ya, böyle birsey.
hoca hep Tr'den örnek veriyor, avrupadan birsey olursa cok sevinirim. aklima ilk gelenlerden biri akbaba ve afrikali cocuk oldu ama onu yapan olmustur belki.

tesekkürler..
0
Coma
(15.04.21)
George Floyd'un öldürülmesinden sonra ırkçılık ve polis şiddeti karşıtı gösteriler arttı.
0
dissendium
(15.04.21)
Greta thunberg mesela
0
optimistbakunin
(15.04.21)
Lady Diana’nın öldürülmesi.
Veya
Norveç’te mi ne bir adada gençler esir alınmıştı..
www.bbc.com
0
rewlack
(16.04.21)
(17)

Türkiye'ye özel yurtdışında bulması veya tanınması zor meyve sebze

wild honey suckle
Selam duyuru.Geçen gün Meksika belgeseli izliyorduk ve bir pazarda adını sanını, tipini bilmediğimiz bir sürü meyve sebze gördük. Yurtdışındaki insanların çok bilmediği, onlarda pek yetişmeyen ürünlerimiz neler olabilir?Ben sanki Trabzon hurması gibi düşündüm ama illa bir yerlerde yetişiyordur.Var m
Selam duyuru.

Geçen gün Meksika belgeseli izliyorduk ve bir pazarda adını sanını, tipini bilmediğimiz bir sürü meyve sebze gördük. Yurtdışındaki insanların çok bilmediği, onlarda pek yetişmeyen ürünlerimiz neler olabilir?

Ben sanki Trabzon hurması gibi düşündüm ama illa bir yerlerde yetişiyordur.

Var mı bir fikriniz?
0
wild honey suckle
(14.04.21)
Endemik bitki bayağı var ama meyve pek yok.

Datça hurması olabilir.
0
dissendium
(14.04.21)
genel bir iklime sahip oldugumuz türkiye'ye özel birsey oldugunu sanmiyorum. varsa ya degisik yontemlerle farklı hale gelmistir yada batili o sekilde yemeyi tercih etmedigi içindir.

orn: cagla, erik yurtdisinda da var ama batililar bizim tursuluk domates gibi ham oldugunu dusundugu için marketlerde satmaz.

emin degilim ama trabzon hurmasi da ilk dedigim gibi farklı metodla o hale geliyordur heralde
0
buenosdias
(14.04.21)
Trabzon hurmasi dolu Lidllarda falan demirbaslardan hatta. Avrupa icin konusursak bizde olup onlarda olmayan yok gibi. Ayva ve yenidunya zor bulunuyor sanki cogu markette de yoktur, saga sola sorup manavini bulmak lazim. Bir de altin cilek bize ozgu gibi, marketlerde nadir goruyoruz onda da Turk mali oluyor genelde.
0
neverletyougodown
(14.04.21)
Ayva burada hiç görmedim - ABD

Kayısı ne zaman görsem hep Turkish çıkıyor.
0
howfaristhesky
(14.04.21)
Yaw artik hersey var da tadi yok. Goruntu 10 numara, gozunu kapat ne yedigini anlamiyorsun. Koku falan hicbirsey yok.

2-3 ay once ayva denedim, pabuclarimi kemirsem daha cok tat alirdim herhalde.
0
cooperr
(14.04.21)
çağla.

@buenosdias açıklamış sanırım sebebini
0
trajikomix
(14.04.21)
Iskin otu yok, rhubarb var ama tam olarak ayni sey degiller sanirsam. Acur gormedim.

Ama yine de yurtdisinda bilinmese bile otantik marketlerde her turlu bitki, sebze bulunabiliyor. Olmayan birsey olacagini sanmiyorum, ben de bu tarz marketlerde Afrikadan, Asyada ne gibi bitkiler gordum daha once hic gormedigim.
0
Haldamir
(14.04.21)
Şırnak ve Siirt’te yetişen soryaz adında sarımsağımaı bir şey var. Başka hiçbir yerde olacağını sanmıyorum:)
0
suicides underground
(14.04.21)
Incir. Gercekten en cok turkiyede var, avrupada satilan tazesi de kurusu da turk inciri oluyor.
0
kuehles blondes
(14.04.21)
Sivri biber olabilir belki, hiç denk gelmedim. Ya da vardır da terchi edilmediği için yaygın değildir.
0
spacevan
(14.04.21)
@trajikomik

Yunan/Arap marketlere cagla gelir, Kanada'ya geliyorsa Avrupa'da bulmakta sikinti olmaz. Aramak lazim.

Papaz erigi falan da bulunuyor.
0
cooperr
(14.04.21)
Yeni dunya da bulunuyor. Ayva Türk marketlerinde ve biomarketlerde var. Ayrica Almanya´da Mosel bolgesinde ayva bahcesi gezmisligim var.


Karadutu kuzey ve bati Avrupa´da bilmiyorlar. Agacini, Danimarka´da milli botanik parkinda gorunce, ciplak birakana kadar somurmustum de insanlar zehirli bir sey yedigimi sanip panik yapmislardi.
0
buf-e kür
(14.04.21)
"yurtdisi" genis bir kavram.

genellemek gerekirse ayva vs incir diyorum. imkansiz degil ama nadir.
0
hot potato
(14.04.21)
datça hurması +1
0
rose parks
(14.04.21)
Yesil erik. Can erik dedikleri seyden. Turkiyeye ozel olmayabilir ama kuzey amerikada yok.

Bir de carliston biber :)
0
taurina
(15.04.21)
rm
(15.04.21)
trabzon hurması ya da cennet elmasi amerikada cin marketlerinde yiginla var. ama sadece cin marketlerinde. hatta cok degisik degisik cesitleri de var. ben bizim yesil erikden hic gormedim. onun disindaki eriklerden var.

cagla hint marketlerinde oluyor
0
oscar
(15.04.21)
(1)

Terhis sonrası evime nasıl gideceğim

materyalist imam
Selamlar,Gün geçmiyor ki güzel ve yalnız ülkemde bir şeyler değişmesin.23 Nisan Cuma sabahı 6 aylık askerlik görevim bitiyor. Ben Ankara'dayım, İkametim ise Didim'de. Başta İzmir'e uçak bileti aldım ailem İzmir'de karşılar özel araçla geçeriz diye ancak Anadolu Jet sebep belirtmeden uçuşu akşam 8'e
Selamlar,

Gün geçmiyor ki güzel ve yalnız ülkemde bir şeyler değişmesin.

23 Nisan Cuma sabahı 6 aylık askerlik görevim bitiyor. Ben Ankara'dayım, İkametim ise Didim'de.

Başta İzmir'e uçak bileti aldım ailem İzmir'de karşılar özel araçla geçeriz diye ancak Anadolu Jet sebep belirtmeden uçuşu akşam 8'e atınca bileti iptal ettim otobüsle giderim diye. Ancak durum şu:

1) Ankara'dan Didim'e direk otobüs ya sabah erken saatte var ki kışladan çıkışım yetişmiyor ya da 17:30'da var bu da en az her yerin kapalı olduğu bir ortamda 7 saat kadar otobüsü beklemem demek.

2) öğlen 12'de Ankara'dan Aydın merkeze otobüs var akşam 9 gibi varıyor ancak o saatte Didim'e herhangi bir vesait bulunmuyor. Babam özel araçla beni almaya gelse yasak olan saate denk geliyor.

Dile kolay 6 aydır istihkak yiyorum ve evime gidemiyorum. Nasıl yapcaz bu işi???

Not: Atarsa 9...
0
materyalist imam
(13.04.21)
Ben askerdeyken uçak biletlerini bölükteki yazıcılar alıyordu. Onlara sormayı deneyin. Onlar daha sık takip ediyorlar uçuşları. Başka uçuş bulabilirsiniz.

1. seçenekte otobüs saatine kadar kışlada bekleyebilirsiniz ya da çıkarsanız otele gidebilirsiniz o saate kadar.
0
dissendium
(13.04.21)
(19)

Tepkiniz ne olurdu?

kaptan maydanoz
Hastanede kan tahlili için kan vermeye gidiyorsunuz. Oldukça acemi yeni başlamış bir paramedik çocuk kan almaya çalışırken damarı patlatıyor, bir kaç kez deniyor kolunuz şişiyor ve morariyor, çocuk özür dileyip Arkadaşını yardima çağırıyor sonra diğer koldan kanı veriyorsunuz. Durum anında tepkiniz
Hastanede kan tahlili için kan vermeye gidiyorsunuz. Oldukça acemi yeni başlamış bir paramedik çocuk kan almaya çalışırken damarı patlatıyor, bir kaç kez deniyor kolunuz şişiyor ve morariyor, çocuk özür dileyip Arkadaşını yardima çağırıyor sonra diğer koldan kanı veriyorsunuz.

Durum anında tepkiniz ne olurdu?

Ben hiç önemli değil, böyle böyle öğrenirsiniz acemilik olur ilk zamanlar filan diye teselli ettim çocuğu. Ama kolumun avuç içi kadar morarmış olduğunu gören herkes niye tepki vermedin, acemi bile olsa düzgün ogrenmeliydi diyor:)
0
kaptan maydanoz
(11.04.21)
denemeden öğrenemezler derdim. öldürmediği ve kalıcı bir hasar bırakmadığı sürece mesele yok bence.

edit: bu arada benzer bir olay başımdan geçti. kan gazı alınması lazımdı. öğrenci arkadaşlar var deneseler olur mu dediler. olur. deneyerek öğrenecekler dedim. acemiler denediler defalarca. yine beceremediler. doktor aldı :)
0
sutlu nescafe
(11.04.21)
Daha önce 2 kez başıma geldi aynı tepkiyi verdim, kalıcı hasar yoksa sorun yok :)
0
paramolacak
(11.04.21)
Bence doğru olanı yapmışsınız. Bu durum bir tık daha uzasa o zaman tepki verirdiniz.

İki yıl önce üniversite içinde özel bir hastaneye gittim. Danışmada özellıkle stajyer istemediğimi belirtmeme rağmen röntgen tarzı bir şey için ( hani şu tek dişin röntgenini çekmek için bisküvi kadar ufak kare bir şey ağıza sokuyorlar ya.) stajyer geldi. Neyse dedim ses etmedim. Bir oldu iki oldu çocuk yapamıyor. Ben de gülümsüyorum heyecanlanmasın diye. Gitti bir arkadaşını çağırdı ikisi bir uğraşıyorlar yok olmuyor. Acemiliktir zamanla olur falan diye aklımdan geçiriyorum. Çocuklar baktılar yapamıyorlar biri diğerine git de hocaya seslen gelsin bi baksın diyince diğeri de ona dönüp şimdi kızar lan sen git söyle dedi. O an benim şalterler attı tabi. Nazikçe tedaviden çekilmek istediğimi söyledim. :)
0
Başkalaşım
(11.04.21)
Başıma geldi sorun cikartmadim. İyi yapmışsınız ama bir sefer kangazi için kasiktan kan aldılar, tek seferde halletmesine rağmen acıdı:) onu denemelerini istemezdim
0
kisa
(11.04.21)
Benim de kollarımda damar yolunu bulamıyor çoğu hemşire, zaten mide krampları geçiriyordum acildeydim, ağrıdan kıvranıyorum. Hemşirenin yine damarımı bulamadığını az çok anladım, ilaçlı tomografiye girecektim bir de o yüzden kadına sordum nasıl bir ağrı hissederim içerdeyken diye, çok hafif demişti. Tomografiye bi girdim çığlık attım resmen koldaki damarım balon gibi şişti hemen çıkartılar beni, meğersem düzgün takamamış ama o şişlik 1 günde anca indi. Mide ağrımı unuttum koluma odaklandım öyle sinirlenip ağladım ki tartıştık ordakilerle tabi ki. Bize bir kağıt imzalattılar tedavi yarım kaldığı için ve eve gittik, mide ağrısını bile hatırlamıyordum
0
esinikaybetmiscorap.
(11.04.21)
Doğrusunu yapmışsınız. Biz stajyerken de tahammül eden kadar önüne gelene bağırıp stajyer değil deneyimli hemşire gelsin diyenler de oluyordu, bazılarında diretip kanı sorunsuz aldığımızda sesleri kesiliyordu. Şans vermek gerek, ki stajyer de pratik yapmak için oraya geliyor. Hemşirelerin alamadığı kanları aldığım çok olurdu.

Geçenlerde atanmış hemşirenin biri kolumu yemyeşil etti damaryolu açtıktan sonra, damarı patlatmış. El pratiği her şekilde şart ve deneyim olsa bile o an şans yanınızda olmayabiliyor.
0
heathen
(11.04.21)
Çok tepki vermezdim ama bence iki kez deneyince olmadıysa daha tecrübeli birine söylemesi gerekiyor. O noktada ben müdahale ederdim olaya. Bir gün pıhtılaşma sorunu olan birinde aynı olay olursa karşısında sizin gibi karşılayan biri olmayabilir. Stajyer deyip teselli ederek sorumluluk bilincinden uzaklaştırmak da iyi değil bence.
0
dissendium
(11.04.21)
Ben sorun etmiyorum, birkaç kez başıma geldi. Hatta sakinleştirdim, yapamayınca daha da paniğe kapılıyor çocuklar :)
0
hayirsiz
(12.04.21)
Bu yıl benzeri başıma geldi. Sorun etmedim. Edilmemeli de bence.
0
ruhen hastayim ben
(12.04.21)
ben genelde damar bulamayınca neredeki damardan alabileceklerini gösteriyorum, önce çok umursamıyorlar bu damardan alınmaz diyorlar sonra sözüme geliyorlar.

normal şartlarda morarma, deneme yanılma vs okay ama bir kez ateşim varken serum takıldığında damar şişmeye başlamıştı, o zaman pek sakin olamamıştım korkudan.
0
yaraticinick
(12.04.21)
Beni Kızılay çadırındaki hemşire bayıltmıştı damarı bulamayıp bir de iğneyi içeride sağa sola çevirince.

Kalktım gittim ondan sonra, bir daha da kan veremedim korkudan.

Aynı şekilde eşim de kan verirken zorlanıyor, önceden kadını uyarmqsına rağmen damarı bulamayıp inat etmiş ve bayılmasına sebep olmuştu hastanedeki hemşire. Bir de üstüne dili arkaya kaçıyor diye eliyle çenesini bastırıp bir hafta çene ağrısı çekmesine sebep olmuştu.

Tahammül edilecek zaman var edilmeyecek zaman var kısaca.
0
chicha_v2
(12.04.21)
Okurken bile içim cekildigi icin orda tartisirdim. İgne ve kan beni tutuyor
0
onkiloversemtamamım
(12.04.21)
ne olacak yahu, bizim insanımızın da canı ne kadar tatlı. hep bir şikayet. böyle böyle öğreniyorlar işte. kimse hata yapmamış sanki, herkes anasının karnından uzman çıkıyor. sinirlendim gece gece. gencecik insanlara destek olalım.
0
rose parks
(12.04.21)
Anlık kızıp bağırsan yadırganmazdı ama bunu yapmadın diye "dersini vermeliydin" demek insafsızlık olur. İçinden bu şekilde sakin atlatmak geçtiyse olması gereken budur, her hareketimizi stratejik ya da planlı kurabiliyor olsak robot olurduk.
0
Jux
(12.04.21)
@jux, ya strateji kaygısından çok, bana söylenen şey böyle tepki vermediğim için stajyerlerin yeterince özenli çalışmayacaği ve ileride de işlerini düzgün yapmayacağı oldu. O yüzden merak etmiştim :)
0
🌸kaptan maydanoz
(12.04.21)
Bağırınca daha iyi çalışır da tam Türk kafası. Kendisi sizden daha endişelenmiştir, zaten bir sonraki kişiden bıçak mı yumruk mu yerim diye düşünüp iyi çalışmaya çalışıyordur eminim. Ben de sallamazdım birkaç kereye kadar.
0
whoosie
(12.04.21)
Benim hiç başıma gelmedi ama kardeşimin damarını bulamıyorlar ve böyle çok sorun yaşadı. Gittiğimizde uyarıp bebek hemşiresi kan alsın diyoruz. Halloluyor.
0
jazzabel
(12.04.21)
bu olayın çok benzerlerini iki kere yaşadık.

birisi çok pahalı bir özel hastanede. eşim acilden yattı, o zamanlar bizim için olağan bir durumdu. sebebi bir türlü bulunamayan kulak ağrısı nedeniyle, 2-3 ayda bir kere acile gidiyorduk. acilde yatırdılar, damar yolu açıldı, serum ve ilaç veriliyor. serum ve ilaç, aradaki elektronik serum zımbırtısından geçerek geliyor. cihaz alarm verdi, hemşireye seslendim. geldi, kontrol ettik, normal dedi, alarmı susturup gitti. aynı mevzu 2-3 kere daha oldu. o arada en az bir kere damar yolunu aynı kolda değiştirdi. ben de cihazın sürekli alarm vermesinin normal olmadığını, başka bir problem olduğunu çok sakin bir şekilde söyledim ama değişen bir şey olmadı. bu arada eşim kolunda ağrı olduğunu söyledi. hemşire bankosunda hep aynı hemşire vardı, bir ara değiştiler, bizimle ilgilenen çok genç ve tecrübesiz hemşire gitti, yerine daha tecrübeli bir hemşire geldi. hemen gittim anlattım durumu, geldi baktı. damar yolunun yanlış açıldığını, cihazın alarm vermekte haklı olduğunu söyledi. damar yolunu öbür kola aldı, düzeltti etti falan, sonra düzeldi. çok laf etmedim o zaman ama ilk hemşirenin, tecrübesiz de olsa, aynı şey 2-3 kez olmasına rağmen hep aynı şekilde düzeltmeye çalışması asıl tecrübesizlik.

diğer olayda ise, kan grubu kartı almak için sırf eve yakın diye saçma sapan dandik bir hastaneye gittim. (kan grubumu biliyorum ama ehliyet vs bir şey yeniletmek için kan grubu kartı gerekiyordu) 5-10 lira neyse parası verdim, parmağımdan kan alacakları yere gittim. kızcağıza dedim ki, benim kan grubum şudur, biliyorum, kan vermekten de nefret ederim, beni uğraştırmayın, siz kartı yazın, ben de yoluma gideyim. kız olmaz dedi, ben de mecbur kan verdim, 3-5 dakika sonra alakasız bir kan grubunun kağıdını verdi. buna çok sinirlendim, hatta eşim de yanımdaydı, o iyice sinirlendi, "bu hastanede yetkili birisi yok mu, böyle saçmalık olur mu?" diye diye bağırmaya başladı.
0
co2s2
(12.04.21)
devlet hastanesine gittigimde anliyorum zaten stajyer oldugunu, bikac kere basima geldi. artik stajyerse istemedigimi söylüyorum. baskasi yapiyor. kan benim damar benim sonucta :D
saglik okuyo oldugunu bilsem yaptiririm ama ayni hastanede kimya okuyan arkadasim staj yapti, o da kan aliyordu. 2. sinif kimya ögrencisinin orada ne isi var?
0
durgunfoton
(12.04.21)
(2)

Sevgilime doğum günü hediyesi alacağım, olmuş mu bunlar?

aguen
Merhaba duyuru, hediye seçemeyen bir insan olmama rağmen kendimi zorladım uzun uzun; öncesinde sizin fikrinizi almak istedim.Context olarak, kendisi mor renge inanılmaz bir sevgisi olan bir kadın kişisi. Bir süre sonra yurtdışına taşınacağı için kalıcı bir eşya vs. işine yarayabilecek bir şey alamıy
Merhaba duyuru, hediye seçemeyen bir insan olmama rağmen kendimi zorladım uzun uzun; öncesinde sizin fikrinizi almak istedim.

Context olarak, kendisi mor renge inanılmaz bir sevgisi olan bir kadın kişisi. Bir süre sonra yurtdışına taşınacağı için kalıcı bir eşya vs. işine yarayabilecek bir şey alamıyorum. Parfümdür, giysidir zevkleri çok spesifik ve alacağını almış zaten benim başka bir şey almam mantıklı gelmiyor.

Spa seti alayım dedim ama hazır da olmasın kendim hazırlayayım:

www.bathandbodyworks.com.tr
www.bathandbodyworks.com.tr
www.bathandbodyworks.com.tr
urun.n11.com
www.amazon.com.tr

Şu 5'ini alıp güzel bir hediye kutusuna şirince paketlesem sizce güzel bir hediye olur mu? Bunlardan bir şeyler ekleyip çıkarır mıydınız?

Yankee candles'a baktım aslında ilk, ama onlarda da normalde 150 lira olan şeyleri 550'ye satıyorlar türkiye'de
0
aguen
(11.04.21)
Taşınırken alınmayacak şeylerde mum üst sıralarda olur bence. Mantıklı bulmadım.
0
dissendium
(11.04.21)
Amazondaki bomb'u çıkarırdım çünkü madem spa daha otantik şeyler olsa güzel olur. Belki vücut losyonu eklenebilir bence güzel düşünmüşsünüz kendiniz tek tek seçerek
0
eatpraylaw
(11.04.21)
(3)

Aöf adaletten hukuk’a geçiş

esinikaybetmiscorap.
Merhabalar, Aslında tr’nin iyi denilebilecek üniversitelerinden 2 bölüm mezunuyum. Hali hazırda bi işim de var ama Okumayı sevdiğimden aöf adalete kaydolmuştum bu dönem de son dersleri alıyorum. Aranızda aöf’ten hukuk’a geçiş yapan, bildiğiniz, tanıdığınız var mı? Kolay mıdır geçiş yapmak? Devlet ol
Merhabalar,

Aslında tr’nin iyi denilebilecek üniversitelerinden 2 bölüm mezunuyum. Hali hazırda bi işim de var ama Okumayı sevdiğimden aöf adalete kaydolmuştum bu dönem de son dersleri alıyorum. Aranızda aöf’ten hukuk’a geçiş yapan, bildiğiniz, tanıdığınız var mı? Kolay mıdır geçiş yapmak? Devlet olsa keşke tabi ama dolu özel üniversite var birine girerim en kötü diye düşünüyordum sizce zor mu olur bu süreç? Herhangi bir fikriniz varsa paylaşırsanız çok sevinirim. Dgs’den kaç almak gerek ya da aöf ortalaması kaç olmalı acaba?

Fikirlerinize açığım, teşekkğrler.
0
esinikaybetmiscorap.
(11.04.21)
Ben de adalet bölümünü bitirdiğim için merak edip hesapladım. 2020 yılında İÜHF EA puan türünden 12 kişi almış, en küçük puan 318.

Sayısal ve sözel testlerin ikisinde de 60 soruda 50 net yapınca (120 soruda 100 net) ve başarı puanı 60 olursa 318 puan geliyor.

Zor mu? Bence zor kabul edilebilir. ÖSYM sınavlarında genel olarak süre sorunu var. Çalışırsanız kazanma şansınız var. İÜHF puanı en yüksek olan fakültelerden biri bu arada. Başka şehre ya da başka üniversiteye giderseniz daha düşük puanlar söz konusu olabilir.

Asıl soru bence hukuk fakültesi mezunlarının bu kadar fazla olduğu ülkede hukuk okumanın ne kadar mantıklı olduğu.
0
dissendium
(11.04.21)
3.90 altında gno bir işe yaramayacak muhtemelen bu yıldan itibaren. Telegram grupları sayesinde hiçbir şeyden haberi olmayanların ortalaması en kötü 3.50 zira.
0
armagan abanuz
(11.04.21)
ben 2013 yılında aöf adaletten dokuz eylül hukuku kazandım.
aöf ortalamam yüksek olduğu için dgs'de çok fazla bir şey yapmama gerek kalmadı. aslında ben dgs'ye bir sene daha hazırlanırım yine de şansımı deneyeyim dedim tek tercih yaptım ve şansıma kazanmıştım.

zor mu sorusunu sorarsan okula göre değişse de bir gerçek var ki son zamanlarda her gün değişen kanunlardan dolayı takip etmek, bir meslek heyecanı yaşamak cidden çok zor. hukuk okumanın gerçek anlamdaki zorluğunu yaşayamadım. yani sırf hukuk okuma aşkına vs. için okunmaz. hukuk felsefesi alanında yazılmış yüzlerce eser var genel kültür olarak kendinizi eminim çok daha fazla yetiştirirsiniz.

ben de aynı zamanda çalıştığım için sınavlara hazırlık cidden çok zordu. sınav dönemleri izin almak için bin takla attım sonrasında avukatlık stajı için ücretsiz izin durumları vardı. bitti şükür ama benden en az 10 yıl gitti çöktüm resmen.

yolun başındasınız emek vermişsiniz sizi kötü anlamda etkilemek istemem ama son dönemlerdeki mezun sayısı vs. olumsuz gelişmeler insanı çok daha fazla farklı şeye zorluyor.
özel bir uzmanlığınız varsa hukuk ile birleşebilecek o zaman güzel bir yatırım olur. mesela uluslararası ticaret-bilişim-göç-uluslarası vergi hukuku güzel
ama ben şimdi geriye dönüp bakınca keşke bilgisayar programlama okusaydım diyorum =)
0
windymimas
(12.04.21)
(3)

geçen senenin mart ayı

Tochinoshin
Hiç vaka yokken mart'tan haziran'a kadar yapılan kısıtlamalar sizce mantıklı mıydı? Şimdi 50 bin vakada o kadar kısıtlama yok. Nasıl açıklanıyor bu?
Hiç vaka yokken mart'tan haziran'a kadar yapılan kısıtlamalar sizce mantıklı mıydı? Şimdi 50 bin vakada o kadar kısıtlama yok. Nasıl açıklanıyor bu?
0
Tochinoshin
(10.04.21)
O zamanlar daha uygulanacak tedaviler bile tartışılıyordu. Tedavi yeni yeni keşfediliyordu. Maske, solunum cihazı eksikliği vardı. Şimdi tedavi daha net, maske eksikliği çok yok. Bayağı tecrübe kazanıldı, hastalık için ayrı poliklinikler var. Bilgi arttığı için, sistem oluştuğu için, biraz da aşıya güvenildiği için biraz salmış durumdalar. Yoğun bakımların doluluk oranı baş edilemeyecek kadar artarsa yine kısıtlama gelebilir. Şu an için ramazan ayına biraz güveniliyor diye düşünüyorum.
0
dissendium
(10.04.21)
Kapanmaya gitmemesi durumunda o gün aldığı kamuoyu tepkisi ile bugün aldığı aynı değil. Hepimiz alıştık duruma. Elleri tahriş edecek kadar dezenfektan kullanmaya gerek olmadığını ben artık biliyorum mesela. Şu an kontrol altında tutmaları gereken tek şey hastane kapasitesi.

@dissendium + 1
0
IncredibleMau
(10.04.21)
O zamanlar ne olduğu belli değildi, şu anda hastalığın seyri, aşısı, tedavisi, maskesi önlemesi her şeyi 3 aşağı beş yukarı belli.
0
roket adam
(10.04.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.