Giriş
(3)

Oda nem oranı kaç olmalı?

Mehmet Ersoz
yüzde olarak evdeki bir odanın nem oranı kaç olmalı acaba?
yüzde olarak evdeki bir odanın nem oranı kaç olmalı acaba?
0
Mehmet Ersoz
(21.11.20)
%40-%60 arası.
0
himmet dayi
(21.11.20)
İklimlendirme dersinde yüzde 65 demişti hoca.
0
dissendium
(21.11.20)
minimum %40 diye biliyorum ben de. kbb doktorları hep bu yönde tavsiye veriyor.
0
la lykia
(21.11.20)
(19)

İş Değiştirmede Kararsız Kalmak

a piece of cake
Merhaba sevgili duyurucular,Halihazırda çalıştığım firmada 2 yıldır terfi, zam vb. alamadığım için iş değiştirmeye karar verdim ve arayışlara girdim. Çalışma şartlarım ekip arkadaşlarımdan çok aşağıda. Örneğin birçok çalışan benden yüksek maaş alıyor, şirket aracı bulunuyor vb. Bu nedenle uzunca bir
Merhaba sevgili duyurucular,

Halihazırda çalıştığım firmada 2 yıldır terfi, zam vb. alamadığım için iş değiştirmeye karar verdim ve arayışlara girdim. Çalışma şartlarım ekip arkadaşlarımdan çok aşağıda. Örneğin birçok çalışan benden yüksek maaş alıyor, şirket aracı bulunuyor vb. Bu nedenle uzunca bir süre burnout yaşadım ve ayrılmaya karar verdim. Şu an çalıştığım firma global bir eğitim markasının distribütörlüğünü yapıyor. İş arkadaşlarım ve yöneticilerim kaliteli ve bana birşeyler katabilen insanlar. Çalışma koşullarım çok rahat, sabah 8:30'da başlayan mesaiye 10'da gelebiliyorum, akşam erken çıkabiliyorum bunlar sorun olmuyor.

Diğer firmayla görüşmelerim olumlu gitti ve bana teklif yaptılar. Şu an çalıştığım şirkete göre nispeten daha küçük bir şirket. Ancak yine global bir markanın distribütörlüğünü yapıyor. Bu şirket bana şu an çalıştığım yerden 1.500 TL daha fazla maaş, araba ve 3 ayda bir prim teklif etti. Pozisyon satış uzmanı. Ben adamlara tamam dedim ve benden en yakın zamanda başlamamı bekliyorlar.

Daha sonra şu an çalıştığım firmaya böyle bir teklif olduğunu kendilerinin de bana bir teklifi olup olmadığını sordum. İlk başta performansına bağlı olarak ocak ayında birşeyler yapabiliriz belki dediler. Bana belirsiz bir konuşma yaptıklarını için ayrılık kararımı ciddi boyuta taşıdım. Resmi mail attım vs. bunun sonucunda yöneticilerim beni ikna etmek için defalarca görüşme yaptılar. Yeni bir marka alacaklarını, beni o alanda değerlendirmek istediklerini, farklı bir pozisyona geçiş yapacağımı, maaşımı da diğer firma ile aynı orana getirip araba vereceklerini söylediler. Ve benimle çalışmaya devam etmeyi çok istediklerini söylediler. Ancak önüme bir sözleşme vb. konulmadı.

Sonuç olarak inanılmaz kararsız bir durumda kaldım. Bir tarafta 2 yıl boyunca emek verdiğim iş, kurduğum ilişkiler, yeni pozisyon, daha yüksek maaş gibi imkanlar diğer tarafta ise yeni insanlar tanıma fırsatı, farklı bir alanda çalışma imkanı ve iyi performans göstermem halinde yükselebileceğim bir pozisyon.

Not: Konum Istanbul.

Tavsiyelerinize açığım...
0
a piece of cake
(21.11.20)
1500 TL fazla ise bir dakika durmazdım.
0
dissendium
(21.11.20)
Sözleşme konulmadı dediğine göre şu anki şirketinin sözüne itibarın yok. Riske atma derim.
0
elorelia
(21.11.20)
@dissendium ben de aynı şeyi düşündüm ama aynı maaşı teklif etti çalıştığım yer de. O nedenle kafam allak bullak olmuş durumda.
0
🌸a piece of cake
(21.11.20)
@elorelia evet şirkete güvenim yok. Yani üst yönetim kısmına. Ama kendi departman yöneticilerime var ve bana yaptıkları teklifle ilgili üst yönetimle de görüştüklerini ve çok sıcak karşıladıklarını söylediler.
0
🌸a piece of cake
(21.11.20)
%80 ihtimalle verilen sözler karşılık bulmayacaktır veya sizi tatmin etmeyecektir. bu kaide hiçbir şirkette değişmez.

öteki taraf size primle birlikte (3 ayda bi maaş olduğunu varsayarsak) 2000 tl fazla maaş teklif etmiş. asgari ücretin 2300 tl olduğu yerde 2000 tl fark gayet ideal oluyor
0
oekuklu
(21.11.20)
Kesinlikle inanmayın, yaparız ederiz tavrı gibi konusmuslar, eğer bu kadar ciddi ve sizi kaybetmek istemeselerdi, ertesi gün sözleşme yapar imzalardınız
Bir de söyle bir sey var, demek siz söylemeseydiniz sizi bu kosullarda calıstırmaya devam edeceklerdi, değerinizi umursamıyorlar

yeni işiniz bence hayırlı olsun :) yeninin enerjisi güzeldir
0
blackgirl00
(21.11.20)
Inanma, eger kalirsan cepte olursun, oyle gorurler. Nasil olsa gitmedi baska ihtimali de yok erteleyelim derler. Bas git yeni yere.
0
mor oje
(21.11.20)
Oyalama taktikleri bunlar. Bulduğun yeni işi kaybetmiş olacaksın, şimdiki yer verdiği sözü tutmayacak ve işine gelirseye gidecek Bu işin sonu.
İş hayatında her zaman profesyonel düşünmelisin, daha iyi şartlar nerede ve neresi garanti ise oraya gitmelisin. Ortada Yeni sözleşme falan da yok diyorsun. Ben kalmazdım
0
dadasalon
(21.11.20)
Bence konuyu çalıştığın şirkete bile açmaman gerekirdi, "iş buldum ben gidiyorum" diyip konuyu kapatman lazımdı.
0
braveheart xakah
(21.11.20)
bu kadar önemsedikleri biri olsaydınız, 2 yıl boyunca zam alırdınız. basın geçin yeni şirkete
0
avatar is back
(21.11.20)
lutfen kanmayin.
0
ala09
(21.11.20)
inanma. opecek seni. ayrıl git öbür şirkete. ;)
0
faaip de oiad
(21.11.20)
mevuct şirket zaten senin şu an arayış içinde olduğunu anladğı için senin yerine adam aramaya başlamıştır bile. sen öteki tarafı reddedip burda klamaya devam etsen de 2 gün sonra senden daha az maaşla birini alırlar seni gönderirler. bence düşünmeden yeni yere ok de.
0
condom kurşunu
(21.11.20)
Çalışma koşullarım çok rahat, sabah 8:30'da başlayan mesaiye 10'da gelebiliyorum, akşam erken çıkabiliyorum bunlar sorun olmuyor.

Virüsten dolayı mı böyle?
Hep mi böyleydi
Gerçi sözlerinde durup zam yaparsalar daha çok çalışmanı beklerler

İstifa dilekçeni yaz, ikya teslim et, bi nüshasına da teslim aldım yazdır
Söz verdiğiniz yeni sözleşmeyi imzalarsak karşılıklı yırtarız dersin
Burada kalmak istediğim aldığım teklifi paylaştım de

Sonra da arkana bile bakma

Sonuç alamazsan
diğer tarafa da bu evrağı gönderip sözlemeyi imzalaya çalış
Ortada kalma
0
bir soru sorcam
(21.11.20)
Ben ayrılık konuşulduktan sonra geri adim atmamaktan yanayım uzun vadede ilk gözden çıkarılacak kisi olursun hakkin olanı daha önce verselerdi o zaman.
0
pofudukayi
(21.11.20)
değişim iyidir diyorum. aynı yerde uzun uzun çalışmak köreltebiliyor insanı.
0
The_Lollok
(21.11.20)
Yaptığın işe kafadan 1500 tl daha fazla değer biçen bir yer var birde maaşını değiştirmek için her zaman iş değiştiremeyeceksin bu tip konuşmaları en azından buradan ayrılırken yap net konuş, ama ben olsaydım bende değiştirirdim
0
Diskirminant
(21.11.20)
yeni eleman, eldeki elemana göre daha değerlidir.

bu iş dünyasının yazılı olmayan bir kuralıdır. senin yerinde olsam gözüm kapalı bir şekilde iş değiştirirdim.

3 yıl çok severek çalıştığım, sahibinden fazla sahiplendiğim bir şirketten mobbing yüzünden ayrıldım. o yüzden şirketi düşünme, kendini düşün.
0
facebook
(21.11.20)
Kesinlikle yeni iş. Düşünme geç geç
0
üç nokta
(21.11.20)
(5)

Dove sabun alternatifi

cliquot
Merhaba,Evde sürekli dove sabun kullanılıyor. Katı sıvı gayet memnunuz. Ancak bu ürünler ithal. Fiyatı önemli değil. Yerli malı muadili var mıdır? Varsa nereden alınır?
Merhaba,
Evde sürekli dove sabun kullanılıyor. Katı sıvı gayet memnunuz. Ancak bu ürünler ithal.
Fiyatı önemli değil. Yerli malı muadili var mıdır? Varsa nereden alınır?
0
cliquot
(18.11.20)
dove sabunun diğer sabunlardan bir farkını görmediğim için hacı şakir diyebilirim.

yüz yıkama durumu varsa zaten dove ile yıkamayın yazık cildinize. eşek sütü sabunu gibi bir ürün deneyebilirsiniz.
0
lcha
(18.11.20)
Hacı Şakir şu an Colgate-Palmolive'e ait. Tariş'in sabunlarını çok beğeniyorum ben. Genel olarak zeytinyağı firmalarının sabunları güzel oluyor. Aktarlara bakabilirsiniz ek olarak.
0
fotrsapka
(18.11.20)
denk gelirse eyüp sabri tuncer aliyorum.
0
durgunfoton
(18.11.20)
Dove un yerini tutan bir sabun yok, digerleri elleri kurutuyor. Migroslarda satilan olivos sabunlar var. Onlar yerli sanirim, mandalinalisi harika. O da dove gibi kremsi ve elleri kurutmuyor. Baska da aklima gelmedi.
0
balpolen
(18.11.20)
Dove rezillik. Dalin kullanın. Ciddiyim.
0
dissendium
(18.11.20)
(4)

Kanser, moral ve destek

titanyum
Merhaba,Bugün çok üzgünüm ve içimi buraya dökmek istedim. Yazdıklarım sizi de üzebilir. Yaşadıklarımı birilerine anlatmak biraz olsun beni rahatlatıyor. Bugün her zaman ki monotonlukta geçerken kuzenim aradı. Ağlıyordu, kardeşinin kanseri tekrar nüksetmiş akciğere sıçradığından şüpheleniyorlarmış. Ç
Merhaba,

Bugün çok üzgünüm ve içimi buraya dökmek istedim. Yazdıklarım sizi de üzebilir. Yaşadıklarımı birilerine anlatmak biraz olsun beni rahatlatıyor.
Bugün her zaman ki monotonlukta geçerken kuzenim aradı. Ağlıyordu, kardeşinin kanseri tekrar nüksetmiş akciğere sıçradığından şüpheleniyorlarmış. Çok yalnız kaldı, eski günleri çok özlüyor, morali çok kötü nolursun uğra ziyarete gel dedi. Vaka sayıları çok artmadan önce seyrek aralıklarla uğramaya çalışıyordum. Aylardır bişey bulaşır korkusuyla gitmiyorum. Telefondan sonra ziyarete gittim ve hiç iyi değildi. Yanımızdaydı ama çok ağrısı vardı. Konuşamıyor, sadece bizi dinliyordu. Çok zayıflamış. Bir süre sonra uykusu geldi ve odasına gitti. Ailesi iyileşmesi için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor, doktor doktor geziyor.

Babası, dedesi, babaannesi kanserden vefat etti. Halası ve abisi kanser oldu, şükürler olsun iyileştiler. Şimdi savaşma sırası onda ve 23 yaşında. Her şey dişindeki küçük bir şişlikle başladı. Doktorların parça almasıyla, 3 ay içinde yanağı kocaman oldu. Osteosarkom dediler. Çene kemiğini aldılar, tekrarladı 2. defa bacağından kemik alıp çeneye koydular. Gözüne sıçradı dediler, gözünü temizleyip elmacık kemiğini aldılar. O gözünü kullanamıyor şu anda. Beyne sıçradı dediler, onun için de tedavi gördü temizlendi. Heyet toplandı, yurt dışında tedavi olmalı diye karar alındı. Tedavi için Amerika’ya başvurdular. Akciğere sıçradığından şüphelendikleri için durduruldu. Ağzındaki tümörden dolayı konuşamıyor.

Çok zor, çok. Çaresizlik neymiş öğrendik. Corona her şeyi daha da berbat etti. Tedavisi aksadı. Aylarca ameliyat olmayı bekledi. Ne pis bir tümörmüş 1 gün olduğu yerde durmuyor, ameliyatı beklerken beyne sıçradı. Ameliyat oldu, eve geldikten bir kaç gün sonra mide kanaması başlamış. Mide kanaması geçirdiğini anlamamış. Üzülmesinler diye kötü olduğunu da kimseye söylememiş. Sabaha karşı fenalaşıp hastaneye kaldırıldığında öğrendik. Saatlerce kan verildi. Artık iyileşeceğine inanmıyormuş. Bazen daha ölmek istemiyorum diye, bazen de artık ölmek istiyorum diye ağlıyormuş. Bunların hepsi 1,5 sene içinde oldu. Hep birileri ziyaretine gelsin diye bekliyor ama annesi iyileşsin diye gözlerinin içine bakarken virüs bulaştırmaktan korkuyoruz. Bugün görünce öyle mutlu oldu ki, gözleri gülüyordu. Neşelendi. Elimizden geldiğince çok dikkat ettik, ama yine de korkuyorum.

Onun için de bir mucize olsun istiyorum, çok dua ediyorum. Atlatabilsin şu illeti. Çok sevdiği meyveyi tekrar ısırarak yiyebilsin. Acı çekmeden kahkaha atabilsin. Ağrıları son bulsun. Konuşamıyor ama mesajlaşıyoruz. Film, dizi izlemeyi çok seviyor. İzlediğim güzel filmleri öneriyorum. Onu anlamaya çalışıyorum ama yaşayan bilir derler. Ona daha fazla nasıl destek olabilirim, neler yapabilirim?

(Kuzen.: E)
0
titanyum
(16.11.20)
Geçmiş olsun çok. Eğer dışarı çıkabiliyorsa, arabanız varsa gezdirebilirsiniz belki. Değişiklik olur.
0
dissendium
(16.11.20)
Almak istediği, yapmak istediği bir şeyler varsa onu yapması için destek olabilirsin.
0
OrangeYellow
(16.11.20)
Çok geçmiş olsun. Şifa diliyorum. Size de güç ve sabır diliyorum. Çünkü bazen üzülmekten, üzerimize düşenin ne olduğunu unutabiliyoruz.

Yapacağınız şey belli: O hastalığı mental olarak önce sizin yenmeniz gerek.

Asla acı yarıştırmak için yazmayacağım burdan sonraki cümleleri.

Arkadaş ve akraba çevremde 20'li, 30'lu, 40'lı ve 50'li yaşlarda birçok tanıdığımı kaybettim. Birçoğunda ortak yaşanan bazı olaylar var. Onlardan birini anlatmak istiyorum.

En son belki yüzlerce kişiyi çocuk sahibi yapmış ve tek bir sevmeyeni olmayan çok donanımlı bir doktor abimizi kaybettik. Hastalığının hangi döneminde ne kadar tedavi edilip ne kadar edilmeyeceğini biliyordu. Tedavisi devam ederken hayata dair yapmak istediği her şeyi yapmaya çalıştı. Çevresindekilerle beraber dolu dolu yaşadı. Tedavi sürecinde kendisi ve çevresindeki herkes her şeye hazırlandı.

Yakınındaki tüm insanlarla kurduğu sevgi bağı özlem ve çok güzel anılar olarak yaşamaya devam ediyor.

Bu güzel anılarla yaşayanların arkasından daha az acı çektiğini görüyorum.

Başta söylediğim şeyi tekrar söylüyorum: O hastalığı mental olarak önce sizin yenmeniz gerek. Hastalık ana temasından vazgeçin ve elinizden geldiğince onunla güzel zamanlar geçirmeye çalışın. Onun için yapabileceğiniz en önemli şey budur.
0
pass
(16.11.20)
Eger durumu musaitse fiziksel olarak gitmek yerine video call yapabilirsiniz. Hatta discord gibi bir uygulama uzerinden ekraninizi paylasip google earth uzerinden caddeleri/ gormek istedigi yerleri birlikte gezebilirsiniz.
0
nax
(16.11.20)
(8)

Hiçbir sorumluluğunuz, kimseniz olmasa nereye gitmek isterdiniz?

isabella was a ginger
Diyelim ki belli bir miktar paranız da var. Dünyada herhangi bir yere gidebileceksiniz. Ama bir süre sonra çalışmanız da gerekecek. Basit bir yaşam istiyorsunuz. Birtakım gönüllülük işleri de olabilir. Hayvanlarla, doğayla ya da fakir çocuklarla ilgili. Nereye gidip, ne işle uğraşmak isterdiniz?
Diyelim ki belli bir miktar paranız da var. Dünyada herhangi bir yere gidebileceksiniz. Ama bir süre sonra çalışmanız da gerekecek. Basit bir yaşam istiyorsunuz. Birtakım gönüllülük işleri de olabilir. Hayvanlarla, doğayla ya da fakir çocuklarla ilgili. Nereye gidip, ne işle uğraşmak isterdiniz?
0
isabella was a ginger
(15.11.20)
Güney Fransa'da motorla gezme fikri güzel geliyor, orada bağlarda çalışırım üzüm toplayıp şarap yapımı falan
0
vedatchilipeppers
(15.11.20)
ABD'ye giderdim. İş kurmaya çalışırdım.
0
dissendium
(15.11.20)
Portekiz
0
burka
(15.11.20)
norveç. doğası güzel, insanı az, huzuru çok, soğuk çünkü sıcak sevmem, telaşsız, sistemi oturmuş, insa nları düz acaba onu mu demek istedi bunu mu demek istedi diye lafın altında bişey aramayan, dürüst, sözlerini tutan, söylediği saatte söz verilen yerde olan , arkadaşlıkların mıçmıç olmadığı, kişiler arasında sınırların belli olduğu, çocuklarını olması gerekitpği gibi bir birey gibi yetiştiren insanların bulunduğu canım norveçte olmak isterdim. muhtemelen de öğretmen olduğum için çocuklarla ilgili bişeyler yapardım.
0
dedim ben sana
(16.11.20)
Portekiz +1
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(16.11.20)
yeni zelanda. beni bu kadar büyüleyen başka bir yer görmedim. ölmek istediğim yer yeni zelanda'dır.
0
bohr atom modeli
(16.11.20)
lizbon ya da barselona
0
az icilmis izmarit
(17.11.20)
ABD'ye giderdim.
0
battal gemalmaz
(17.11.20)
(17)

kaprisli iş arkadaşları

kakamelsokoban
selam arkadaşlar. aslında soru değil de dertleşmek gibi yazmak istedim buraya, çok daraldım çünkü. bi devlet kurumunda çalışıyorum, kadınların yoğun ağırlıklı olduğu ancak bu kadınların yaklaşık %80inin 30 yaş üstü ve bekar olduğu bir kurum. evli olanlarımız %20lik kısım kadar ve bunun da aşağı yuka
selam arkadaşlar.
aslında soru değil de dertleşmek gibi yazmak istedim buraya, çok daraldım çünkü.

bi devlet kurumunda çalışıyorum, kadınların yoğun ağırlıklı olduğu ancak bu kadınların yaklaşık %80inin 30 yaş üstü ve bekar olduğu bir kurum. evli olanlarımız %20lik kısım kadar ve bunun da aşağı yukarı %5i çocuklu kısmını oluşturuyoruz.

malum kamuda esnek çalışmaya geçildi, tüm personel işe bir hafta gidiyor bir hafta gitmiyor. yalnızca işe gittikleri hafta çalışıyorlar, diğer hafta idari izinli sayılıyorlar. 10 yaş altı çocuğu olanlar için de evden çalışma getirildi. kimi kurumlar direkt idari izin vermişler ama bizde iş yoğunluğu olduğu için gelip gitmekle uğraşmayın siz hep evden çalışın dediler, yani diğerleri gibi bir hafta çalışıp bir hafta izinli değiliz, hep iş başında olacağız ama memnun olduk toparlanıp eve geldik bugün de ilk haftamız bitiyor.

şimdi bu %80lik kısım için şöyle bir bilgi vericem. bu kadınlar evlenmek isteyip evlenememiş değiller. evlenip de koca kahrı mı çekicem diyip evlenmeyi hiç düşünmemiş olan, çok güzel, çok bakımlı ve hayatı doya doya yaşayan kadınlar. pandemi patlayana kadar en az 2 ayda bir farklı ülkelere giden, geniş arkadaş çevreleri olan, ekonomik bağımsızlıkları olan, kendi ayakları üzerinde duran, akıllı, kültürlü, birikimli kadınlar. bir kısmı çocukları çok seviyor ama sırf çocuk sahibi olmak için biriyle evlenip kaynana, görümce, elti saçmalıklarına bulaşmak istememişler. bunlar onların açıklamaları, benim yorumum değil bu arada. dışarıdan bakınca "yaşıyorsunuz bu hayatı" denilecek, zaman zaman kendi seçimlerimi bile sorgulatacak kadar hayatın keyfini çıkararak yaşayan bir tayfa. içlerini bilemem tabii ki.

aynı arkadaşlar çocuklularla ilgili herhangi bir pozitif ayrımcılık yapıldığında ise çıldırıyorlar. hem kendi seçimleri sonucu bunu tercih etmişler, ama en basiti 10 yaş altı kadınların evden çalışma hakkına o kadar kızmışlar ki bakanlığa kadar arayıp iptal ettirmekle uğraşıyorlar. en sonunda onların gazını almak için de çocuklular da haftada 2 gün işe gelsin o zaman diye karar çıkmış. pazartesi ve salı günleri işe gideceğim ama haftada 2 gün kızımı kime bırakıp gideceğim kara kara düşünüyorum şu an. eşim de sağlıkçı olduğu için izinleri kapalı, ne yazık ki onunla dönüşümlü çalışma şansım yok, eve bile zor geliyor yoğunluktan. evet evde çocuklu çalışmak işyerinde çalışmak kadar verimli olmuyor kabul ediyorum, en az %20 kapasite kaybım var ama bunu da akşamları kızımı uyuttuktan sonra çalışmaya devam ederek kapatmaya çalışıyorum mesela. benim çocuğum var çalışamıyorum deyip kenara çekilmiyorum. kimsenin ağzına laf vermiş olmayayım diye ekstra dikkat ediyorum. asla çocuğumu kullanıp kafa izni vs gibi ayrımcılık istemedim, istemem de. ama bunu yapmayacağımı bile bile benim dışımda verilmiş bir kararda bile bana düşman oluyorlar. kararı veren ben değilim, uygulamaya koyan ben değilim. ben sadece bana verilmiş bir hakkı kullanıyorum. şikayeti olanlar gidip üstlerle konuşmak yerine bize surat yapıp laf sokarak huzursuz ediyorlar, düşmanca davranıyorlar. bu sürekli kalacak bir uygulama değil en nihayetinde. bir süre sonra yine yüzyüze çalışacağız ama yarınlar yokmuşcasına kin gütmeye başladılar iyiden iyiye. benim kızdığım ve eleştirdiğim nokta bu. şikayet merci ben değilim neticede.

kızımı bırakacak birini bulmak biraz da şu açıdan zor, hem evde kedimiz var kedi olduğu için ne temizliğe ne çocuk bakımına gelecek birini bulmak kolay olmuyordu zaten. bir de eşim sağlıkçı olduğu için pandemide yüksek risk grubunda bir çalışan olduğu için bulduğumuz bakıcılar da riske girip bizimle çalışmak istemiyor. ben de kızımı başkasının evine götürüp bırakmak istemiyorum dünya kadar kötü şey görüyoruz duyuyoruz açıkçası güvenemiyorum.

geçen hafta cuma günü işlerimi toparlamaya çalışırken bile bir afra tafralar, laf sokmaya çalışmalar, yok eve gidenler kendilerini izinli sanmasın, evden de çalışılacak sonuçta bu bir idari izin değil vs kendi aralarında konuşur gibi bize duyurmaya çalışmalar. hayırdır bir problem mi var desem, ay yok canıım sadece konuşuyoruz vs diyecekler mesela sanki ben yok yere problem çıkarıyormuş gibi olacağım. lanetler olsun zaten son gün diye sustum, duymamaya çalıştım, bütün dertleri üzerimize oynayıp birimizle kavga çıkartıp içlerini dökmekti ama ne ben ne de diğer anneler sesimizi çıkartmadık nasılsa uzun süre görüşmeyeceğiz diye.

şimdi de pazartesi salı 2 gün kızımı kime nasıl bırakıp gideceğimi düşünmek zorundayım sırf onların çekememezliği yüzünden.

daha önce de buna benzer bir şey oldu mesela, aldım karşıma konuştum en çok sesi çıkan bir tanesini. dedim ki neden böyle yapıyorsun bu senin tercihinse sen kendi seçiminin ben kendi seçimimin sonuçlarına katlanacağız. ben 3 senedir işe uykusuz geliyorum, kakasıydı, kusmuğuydu, hastalığıydı, dişiydi bilmem ne derken bütün hayatımın ekseni kaydı ama ben istedim ben doğurdum bunları göze alarak yaptım bu çocuğu. bir yandan eşimin ailesi de sorunlu insanlardan oluşuyor, bir sürü ailevi sorunla da boğuşuyorum. sen bunların hiçbiriyle uğraşmak istemediğin için kendini bunlardan uzak tuttun. ben bu sorunlarla boğuşurken sen norveçte kuzey ışıklarını izliyordun örneğin. ya da dünyanın herhangi bir yerinde arkadaşlarında geziyor, eğleniyordun. herkesin hayatının kendine göre artısı eksisi var, neden böyle kendi işine yaramayan bir şey olduğunda düşman kesiliyorsun diye sordum.

verdiği cevap şu oldu.

"senin seni seven bir kocan, mutlu bir evin, güzel sağlıklı bir çocuğun var. benimse ne sevenim, ne de sevdiğim var. sen üzülsen bile evine gider ailenle teselli bulursun benim bunları yapma şansım yok. o yüzden sen üzülsen bile tolere edebilirsin ama ben edemem. o yüzden işime gelmeyince sesimi çıkarıp durumun düzeltilmesini istemek benim hakkım."

belki de yanlış düşünüyorum ama bu düşünce tarzı bana bencillik gibi geldi. ben böyle bir şey düşünsem dahi karşımdakine bu kadar açık konuşacak kadar cesur olabileceğimi sanmıyorum açıkçası.

ben bunu saf bir bencillik olarak değerlendirdim. siz olsanız ne düşünürdünüz?

Cevap verenlere şimdiden teşekkürler, sevgiler.
0
kakamelsokoban
(13.11.20)
Akıllı, kültürlü, birikimli demişsin de bence bunlar geri zekâlı. Siz de onları üstünüze şikâyet edin.
0
dissendium
(13.11.20)
Kadınların çalışmasının yasaklanması lazım slkdgjsdgj. Şaka bi yana ortam çok kötüymüş hocam geçmiş olsun.

İkiniz de haksızsınız bence.

İşyerinde verilen maaşın, tanınan hakların sadece işle ilgisi olması lazım, aileyle, iş dışındaki hayatla ilgili değil. O açıdan arkadaşlarınız "ortada bir haksızlık var" demekte haklılar. "Benim çocuğum var zaten hayatım zor vs." şeklinde düşünmeniz hatalı.

Öte yandan devlette çalışıyorsunuz ve bu konuda kararların akıllı mantıklı bir şekilde alınması zaten imkansız. O durumda "o da gelsin" yerine "ben de gitmeyeyim" demek lazım. Bunu kişisel bir mesele haline getirmek manyaklık.

Yine de "onlar yüzünden böyle oldu" diye düşünmeyin, yani size verilen o hak zaten adil değildi, hiç verilmeseydi zaten bakıcı vs. bir şey ayarlamanız gerekecekti. Bakıcınızı ayarlayın. Sadece annelere özel bir düzenleme yapıldığında "yahu onların ne suçu var, onlara da bu hakkın tanınması gerek" diyin, siz de bencillik yapmayın. Belki zamanla düzgün bir iletişiminiz olur.
0
plutongezegendegilmi
(13.11.20)
Aslında sorunun kaynağı bu evden çalışma konusunun tüm çalışanlara eşit olmaması. Çalıştığınız kurumun çalışanlar arasında bir tartışma ortamı oluşmayacak şekilde bunu planlaması gerekirdi. İş yerine çalışmaya gelenlere ek izin mi eklenir, ek maaş mı eklenirdi bu tartışma ortamı oluşmasın diye ayarlamaları gerekirdi. Sizin bahsettiğiniz durumda ister istemez çalışanlar arasında bu şekilde tartışma ortamı oluşması normal.

Siz nasıl iş arkadaşlarınız için dışarıdan baktığınızda "hayatlarını yaşıyorlar, keyifleri yerinde, şanslılar" diye düşünüyorsanız şuan onlarda siz evli, çocuklu olduğunuz için sahip olduğunuz haklar için "ne kadar şanslı, evinde çalışırken keyfi ne kadar yerinde" diye düşünüyorlar. Bu düşüncenin kaynağı da iş yerinin yanlış planlaması.

Onların yaptıkları yanlış size böyle tavırlı davranmaları doğru değil. Sonuçta bu sizin kendi düzenlemeniz değil. Ama sizin tavrınız aynı şekilde yanlış. İnsanların ne yaşadıklarını bilmeden bu şekilde konuşmanız hiç doğru değil. Onların evlilikleriyle ilgili sorunları yok, çocuklarıyla ilgili sorunları yok, eşlerinin aileleriyle ilgili sorunları yok ama başka sorunları olup olmadığını bilemeyiz. Bir insanın dışarıdan hayatı yaşıyor gibi gözükmesi, hayatında sorunlar olmadığı anlamına gelmez. Ben bebek bakıp sabaha kadar uyumuyorken sen gezip tozdun diyemezsiniz. Bilemezsiniz insanlar ne yaşıyor.
0
GoodMorningTeacher
(13.11.20)
Ben bu hikayedeki evlenmemeyi tercih etmiş olan tarafım. Benzer bir durum benim çalıştığım yerde de yaşansa ben de karşı çıkardım. Ama tutup "onlar da işe gelsin" diye değil, hep beraber evden çalışalım madem" olarak ayaklanırdım muhtemelen.

Çocuğu olan birine pozitif ayrımcılık yapılmasını doğru bulmuyorum. Üremek ya da ürememek kişinin kendi tercihidir. Evlenmek de öyle. Ama sırf biri üredi diye ona ek avantaj sağlanıyorsa, hayatında tercih etmediği bir şey yüzünden karşıdaki kişi neden haksızlığa uğrasın ki?

Not: Kendi açından baktığında haklı görebilirsin ama ben de kendi açımdan baktığımda eksik kısımlar görüyorum.
0
lcha
(13.11.20)
Yukarıda yazan arkadaşlara katılmakla birlikte, o insanlar bir şeyler yaşamıyor da olabilir. Keyifleri inanılmaz yerinde de olabilir. Bu da kendi hayatlarını planlamaları sayesinde oluşan bir durum olur. Durup düşünmüşler bir şeylerden fedakarlık etmişler. Siz ise bunları göze almışsınız, böyle bir sorumluluğun altına girmişsiniz. Bu yanlış demiyorum bu arada, ama iki tarafın da seçimleri ve sonuçları söz konusu.

Ancak bunlar iş hayatından bağımsız şeyler. Size “siz çile çektiniz bebek baktınız, bu da ödülünüz, evden çalışın.” Denmemiş. Nedense öyleymiş, bu doğal bir hakkınızmış gibi yazmışsınız. Üzgünüm ama değil. Çocuğunuzu bırakacak yer olmaması vs büyük sıkıntı anlıyorum ama günün sonunda işyerindeki kimseyi ilgilendirmez bu. Tamamen sizin sorununuz. Bunları göze alan sizsiniz. Bu bir pozitif ayrımcılık hakkı doğurmuyor. İnsanlar pandemin ortasında işe gitmek zorundaysa siz de gitmelisiniz, evden çalışılabiliyorsa onlar da çalışabilmeli. Özel hayatınızda ne olduğu burada bir parametre değil.

Arkadaşınız da inanılmaz saçmalamış bu arada eklemeden geçmeyeyim. İkinizin argümanlarını da haksız buldum.
0
anneboleyn
(13.11.20)
Ben de arkadaşlara katılıyorum. Bu noktada "benim çocuğum var, öyleyse başkalarına tanınmayan bir rahatlık hakkı bana tanınmalı" gibi bir şey bana biraz ayrımcılık gibi geliyor. Bu devlete göre pozitif olabilir ama çocuksuz bir vatandaş olduğum için bana bildiğin negatif ayrımcılık yani. Sizin çalışma rahatlığınız, başkalarına ekstra iş yükü olarak da yansıyor veya yansıyacak olabilir. Sizin covid olma riskinizi neden bekar takım arkadaşlarınız üstlensin?

Ancak, bu insanlarla neden bu münakaşaya girdiğinizi anlayamıyorum. Ben olsam devlet vermiş kardeş, paşa paşa hakkımı kullanıyorum der geçerdim. Bunu niye bu kadar kafaya takıyorsunuz ki?
0
roket adam
(13.11.20)
arkadaşlar genel olarak şunu söylemek istiyorum ben burada evden çalışmak benim hakkım demedim yalnızca bana böyle bir hak verilmiş ve ben bunu kullanıyorum dedim. ama arkadaşların sinirlenip muhatap alacağı bir merci değilim ben, şikayet olanlar üst merciye gerekli başvuruyu yapmak yerine gelip bana ve diğer annelere çemkirmeleri, laf sokmaları sizce normal mi yani? eleştirdiğim nokta bu. evet ortada bir haksızlık var ama bu haksızlığı yaratan ben değilim, çözüm noktası da ben değilim bunun için idari kısım var. onlar bana, ben onlara kavga ederek çözülecek bir şey değil bu. hoşuma gitmeyen bir uygulama olduğunda ben de o uygulamaya katılanlara mı surat yaparak çözmeliyim yani?

bir de sen de geziyorsun tozuyorsun diye ona söylememin sebebi başta o arkadaşın senin çocuğun var eşin var hayat sana güzel demesi üzerineydi zaten. sen benim hayatımın olumlu yanlarını görüyorsun ama senin hayatının da bana göre olumlu yanları bunlar dedim. tamamen seçim meselesi sonuçta. kimse kimsenin kişisel tercihlerini ve sonuçlarını eleştirememeli bana göre.
0
🌸kakamelsokoban
(13.11.20)
bu tiplere ne dendiğini herkes biliyor ama haklılar. çocuğu olana neden pozitif ayrımcılık yapılıyormuş? bak kendin söylemişsin "benim tercihim" diye.

sadece küçük çocuğa üzüldüm.
0
ya ben lan neyse
(13.11.20)
Yav zaten haftanın 3 günü, adamları ne zaman görüyorsun da sana surat yapıyorlar da sinirleniyorsun onu gerçekten tam anlayamadım ben. 2 gün de gözünü kapat devam et derim.
0
roket adam
(13.11.20)
@j r r tolkien hayranı evet onlar bir hafta işe gelip çalışıyor diğer hafta idari izinli sayılıyor. biz her hafta evden çalışacaktık. şu an için yapılan uygulamaysa 2 gün işyerinde diğer günler evden çalışma, bizim için idari izin yok.
0
🌸kakamelsokoban
(13.11.20)
Kadınların kadınlara yaptıkları eziyeti çekememezliği kimse kimseye yapmıyor. Bekar kadınların siz çocuklu çalışanlara çemkirmeleri evet yanlış. Bu sorun bence de böyle çözülmemeli.
Bu kararı üst mercilere şikayet edip sorgulatmaları gerekir üst merci de kolaya kaçıp çözümü sizleri iki gün işe getirtmekte bulmuş. Asıl ben o arkadaşın yerinde olsam buna ses çıkarırım. Hep beraber iyi şartlarda çalışmak varken, benim şartım kötüyse onlar da iki gün gelsin madem diyip sakinleşmek çok anlamsız.
Bekar çocuksuz olup evinde yaşlı ya da kronik hasta bakan kadınlar ne olacak peki, onlara sorsak bize de izin verilsin diyecekler.
İş arkadaşınız ya da sizin için tamamen haksızsınız diyemiyorum. Ama bu süreçte işe gitmek zorunda olanlara da fazla mesai, siz evdekilerden bir saat işe geç başlama hakkı gibi iş yükünü az da olsa hafifletecek şeyler yapılsaydı keşke
0
umutsuzevjınıkı
(13.11.20)
Benim durumum birazcık farklı.
Erkeğim. 9 senedir otizmli kardeşime, yasal vasisi olarak tek başıma bakıyorum.
O süre içinde hiçbir çalıştığım iş yerinden bir ayrıcalık istemedim. Hatta ne evli insanların sahip olduğu ek haklara sahip olabildim ne de bekarlar gibi "hayatımı" yaşayabildim.

İnsani açıdan bakarsak:
Ofise zırt pırt çocuk getirilmesi, buldumcuk anne babalar, anne babaların sürekli/bazen ayrıcalık istemeleri duygusal olarak benim de canımı sıkıyor ve kendimi eksik hissetmeme yol açabiliyor. Bu konuda hayatının bir dönemine gelmiş olup da bir şekilde evlenememiş/çocuk sahibi olamamış insanlarla empati kuruyorum.

İş olarak bakarsak: Mevcut haklar neyse o. Evli çocuklu kendine verilmiş haklardan yararlanır, eşi çocuğu olmayan da avucunu yalar. Kimsenin de itiraz etmeye hakkı olmaz.

Orta yol: karşılıklı anlayış.
0
trixi
(13.11.20)
çocuk yapmak gibi tamamen bir yaşam tercihi olan bir konuyla, "bacağını kırsaydın da işe gidemeseydin ama yine de gel deselerdi ne olurdu" gibi tamamen istem dışı olan ve iş yapmaya engel olan bireysel bir sağlık sorununu nasıl bir tutabiliyorsunuz anlam veremiyorum açıkçası.
0
roket adam
(13.11.20)
çocuklu insanlara ayrıcalık tanınması gayet makul bir şey
yasal hakkını hiç acımadan kullan

o çocukların en güzel şekilde yetiştirilmesi, çocuksuz insanların kuzey yıldızlarını izledikten sonra ülkelerine döndüklerinde rahat etmelerini, emekli olduktan sonra emekli maaşlarının yatmalarını sağlayacak

hepimizin vergileri tanımadığımız çocukların okumalarına, insanların tedavi ve sosyal yardım almalarını sağlıyor
böylece sokakta yürürken cüzdanımız için bıçaklanma ihtmalimiz bir nebze engelleniyor
işimizi kaybedersek açlıktan ölme ihtimalimiz azalıyor

bi tek kirli havamız bedava
0
bir soru sorcam
(13.11.20)
çocuklu insanlara pozitif ayrımcılık avrupanın çoğu ülkesinde olan bir şey, bu tiplere sorsak avrupa şöyle güzel böyle güzel ama kıskançlık çekememezlik olunca şark kültürü damarları tutar.
çoğu ülkede çocuklu ailelere vergi indirimi, çocuk parası v.s olur. demek ülkede bunlar olsa bu tipler hasetinden kendi kendilerini yermiş.

bu anlattığın hikayedeki tipler bizim milletin genel çekememezliği aslında, sozlukte de sık sık görürüz, bu meslek niye bu kadar maaş alıyor, niye bu kadar rahat çalışıyor ben eziliyorum o da ezilsin v.s. diye her gün farklı bir konu.

sizin yerinizde olsam alttan almaz direk, hatta bu konuda sert çıkardım bir daha sizin 100metre çevrenizde bu konuyu açmaya cesaret edemezlerdi.
0
nuisance
(13.11.20)
hepsi gerizekalı +1
haklısınız
0
basond
(13.11.20)
Bence haklisiniz. Digerlerinin size gicik olmasi yanlis, size verilmis bir hakki kullaniyorsunuz alti ustu. Bu kurali da siz koymamissiniz neticede. Olmasi gereken sorunu is yerinin cozmesi, en bastan "madem evden calisilabiliyor, herkes evden calissin" idi. Veya illa ofise gitmesi gerekiyorsa birilerinin is yerinin bu durumu bir sekilde kompanze etmesi gerekirdi (ek ucret, ek izin gunu vs).

Sikayetler "hayir onlar da evden calismasin madem, bize mi sordular cocuk yaparken" ekseninden ziyade, "ee oluyormus demek ki biz de evden calisalim o zaman" ekseninde olmasi lazimdi.
0
taurina
(14.11.20)
(8)

Beyler bi kız var...

sorumu sorup gidicem
Merhaba, Yoğun çalışan bi insanım. Eve neredeyse sadece uyumaya giriyorum. Büyük bir sitede oturuyorum ve kat komşularımı bile tanımıyorum. Geçenlerde asansörde bir kadın ve bir erkekle karşılaştık. İyi akşamlar faslından sonra kadın kişisi sürekli benim kat komşum olduğunu, bazen beni gördüğünü, bi
Merhaba,
Yoğun çalışan bi insanım. Eve neredeyse sadece uyumaya giriyorum. Büyük bir sitede oturuyorum ve kat komşularımı bile tanımıyorum. Geçenlerde asansörde bir kadın ve bir erkekle karşılaştık. İyi akşamlar faslından sonra kadın kişisi sürekli benim kat komşum olduğunu, bazen beni gördüğünü, bir ihtiyacı olursa gelip gelemeyeceğini? sordu. Yanındaki arkadaşın neyi olduğunu kestiremediğimden tabii diyip uzaklaştım. 2 gün önce çöp atmaya çıkarken kapıda karşılaştık tekrar. Naber maber faslından sonra tanış olduk. O erkek kişisinin kuzeni olduğunu, yeni taşındığından falan bahsetti. Kendisini beğendim ama gerçekten çok işim vardı. Bir gün gelirsin bir şeyler ikram ederim falan dedim aaa harika olur falan derken öyle söz kestik. telefonunu almak aklımdan bile geçmedi. Ayın 7-10 günü falan iş dolayısıyla yurtdışında oluyorum. Yine o dönemlerden biri ve denk gelme şansımız düşük. Oturduğu daireyi biliyorum. Salaktan bi bahaneyle bir şey isteyip telefonunu alıp bu süreçte 1-2 kendimi hatırlatsam mı; yoksa önce iş sonra diğer iş mantığıyla döndüğümde tesadüf mü kovalasam. Arayı pek soğutasım yok güzel bi çekim almıştık birbirimizden.
0
sorumu sorup gidicem
(13.11.20)
Go go go! bir tatlı al, kendime alıyordum size de almak istedim de geç.
0
lcha
(13.11.20)
kale bos, top onune gelmis; sen vurmamak icin direniyorsun :) anlattigin kadari ile, golu at artik
0
sweetoffice
(13.11.20)
Garip bir durum. Böbreklere dikkat.
0
dissendium
(13.11.20)
İşi -en azından ikinci seferde- -istemeyerek de olsa- ağırdan aldığımın farkındayım ama tatlı götürmek veya salaktan kapısına gitmek daha önce hiç yapmadığım şeyler. Pek doğal gelmiyor. Biraz da böyle düşündüğüm için sorayım dedim.
0
🌸sorumu sorup gidicem
(13.11.20)
Tövbestağfirullah bildiğin cinsel seks teklifi. Aşağıda tasmalı bir köpek gördüm sizin mi diye kapısını çal. İşte benzer bir bahane bul, onu da mı buraya yazıyorsun. Vurduğun gol olsun, ayağına taş değmesin.
0
stewie
(13.11.20)
Boşver aga o senin peşinden koşsun hiç uğraşma.
0
Lethe
(13.11.20)
Evini biliyosan ve söz kestiyseniz telefonla falan uğraşma, geriye bir adım atmış gibi olur . Direkt müsait bir gününde yemeğe çağır ondan sonra zaten telefon melefon hepsi senin. Hele yemek falan yapabiliyosan of diyim sana
Beline kuvvet
0
yarey
(13.11.20)
Karakterine en uygun yolla yaklaş da, çok kaptırma. İyi etüt et nedir kimdir.

Senin yazdığından asansörde onu ilk defa gördüğün anlaşılıyor.
Önceden arada denk gelme-selamlaşma, asansör arkadaşlığı, köpek gezdirirken gülümseşme falan da yok. Bu durumda, yanında kuzeni de olsa bir erkek varken bu kadar rahatlıkla konuya girebilen birine kim olursa olsun dikkatli yaklaşmak lazım.
Kınamıyoruz, kıllanmıyoruz ama tedbiri de elden bırakmıyoruz.
Hadi bakalım.
0
testudos
(13.11.20)
(4)

Konum takibi

dissendium
Telefonda konumumuzu takip edecek, gittiğimiz yolları haritada gösterecek bir uygulama var mı Android için?Şuradan şuraya şu kadar km yürümüşsünüz gibi bilgiler veren bir uygulama da olur. Harita olursa daha güzel olur.
Telefonda konumumuzu takip edecek, gittiğimiz yolları haritada gösterecek bir uygulama var mı Android için?

Şuradan şuraya şu kadar km yürümüşsünüz gibi bilgiler veren bir uygulama da olur. Harita olursa daha güzel olur.
0
dissendium
(12.11.20)
(bkz: google konum geçmişi) bunu yapıyor zaten.
0
inheritance
(12.11.20)
google konum paylaşmayı açarsanız dediğiniz olur.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(12.11.20)
siz böyle bir şey istediğinizi bilmeden google bunu sizin adınıza yapıyor zaten:D
0
co2s2
(12.11.20)
Peki İnternet'in açık olması gerekiyor mu kaydedilmesi için? İnternet kapalı olsa da kaydeder mi?
0
🌸dissendium
(12.11.20)
(4)

şu şarkının bir kısmında eminem ne diyor?

proletarier aller lander vereinigt euch
https://www.youtube.com/watch?v=ttWQK5VXskA30. saniyede bir şeyler diyor güneşlenme cihazının içindeyken. bi türlü anlayamıyorum ya kaç yıldır dinlerim bu şarkıyı. bu sefer fena taktım.edit: sitcom sorsam herkes doluşmuştu neredesiniz yıllardır yurt dışında yaşayanlar bi el atın çabuk deliriyorum.
www.youtube.com

30. saniyede bir şeyler diyor güneşlenme cihazının içindeyken. bi türlü anlayamıyorum ya kaç yıldır dinlerim bu şarkıyı. bu sefer fena taktım.

edit: sitcom sorsam herkes doluşmuştu neredesiniz yıllardır yurt dışında yaşayanlar bi el atın çabuk deliriyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.11.20)
tell them i'm tanning here diyor herhalde
0
eazy
(10.11.20)
ben de bi tanning here duydum gibi ama cümle başında aşırı vurgulu bir kelime de var.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(10.11.20)
Yorumlarda buldum.

Your band's out here!

DONT TELL THEM IM TANNING!
0
dissendium
(10.11.20)
vay bee

ben de bakmıştım daha önce yorumlara ama keşke tekrar baksaymışım teşekkürler
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(10.11.20)
(5)

dağlık karabağ analizi?

soru icin geldim
Azerbaycan ciddi anlamda masada kazandı mı? yoksa o kadar emek boşa mı gitti? rusyanın amacı nedir? kazanımlar ve kayıplar nedir? ermnilerin akıbeti ne olur? Türkiyenin kazanımı?sınır kapıları açılır mı? umarım açılmaz ama.
Azerbaycan ciddi anlamda masada kazandı mı? yoksa o kadar emek boşa mı gitti? rusyanın amacı nedir? kazanımlar ve kayıplar nedir? ermnilerin akıbeti ne olur? Türkiyenin kazanımı?

sınır kapıları açılır mı? umarım açılmaz ama.
0
soru icin geldim
(10.11.20)
Masada da kazanması gerekiyor artık.
Çok belli olmasa da Türkiye'nin bu konuda yol gösterici olmaması imkansız. Mesele tabi Ermenistan'la sınırlı değil . Masadaki her maddede Rusya'nın da (gizli) kazananan olmasının önüne geçilmesi hususu var .

Ermenistan kökenli Rusyadan bir kadın gazeteci Ermenistanın başına gelenlerin sebebi olarak bir zamanlar Rusya'yı kâle almadığını dinlemediğini belirtiyordu. Ermenistan'ın büyük askeri zayiatı ile Rusya bu şekilde ne kadar kıymetli olduğunu gösterdi. Tabi Ermenistan bu kuyruk acısı nedeniyle bu hükümetle Rusya ile iş birliği ve diplomasi sağlanamaz . Rusya kendine göre bir hükümet isteyecek ya da dizayn edecektir yüksek ihtimal.

E tabi Karabağın da Hocalı gibi rahat(!) olmadığını anladı Ermenistan. O günler zaten artık arşivlerde kaldı. Yerde rahat durmayana bela göklerden geliyor.
Bir zaman adaleti ebabil kuşları, bir zaman da sihalar sağlar.
0
Erva
(10.11.20)
Emeğin boşa gitmesi mümkün değil. Azerbaycan Türk Siha'ları sayesinde Ermenistan'a çok büyük zarar verdi. Şu noktadan sonra Ermenistan o bölgede eskisi kadar agresif davranmaz. Şu süreçte en kazançlı ülkelerden biri Türkiye. Siha'lar bir kez daha gerçek çatışmalarda başarılı oldu.
0
dissendium
(10.11.20)
azerbaycan baya baya karabağı geri aldı. ermenistan savaş meydanında darma dağın edilmiş. azerbaycan'nın bu olayların başında istediği şeyler vardı. bunları edinmenin yanı sıra bunlardan çok daha fazlasını edindiler. ermeni askerleri karabağı terk ediyor ve oraya azeriler tekrar yerleşemeye başlayacak. rusya ise her masanın kazananı zaten. bir şekilde o topraklarda var olacaklar. kalıcı mı değil mi rusya'nın gerçek amacı ne bunu zaman gösterecek.

türkiye için ise artık azerbaycan ile karayolu bağlantısına sahip olacak. türkiye'nin en büyük kazanımı siha'ları bence. aktif bir savaşta çok büyük rol aldılar.

ermeniler ise bu şu anlaşmanın ve savaşın tek kaybedeni. hem kocaman bir tokat yediler hem de artık azerbaycan'a karşı eskisi gibi yalandan kabadayılık yapamayacak. ermeni hükümeti de yakında devrilir.
0
amandil
(10.11.20)
Kazananlar Rusya ve Azerbaycan
Kaybedenler Ermenistan ve Türkiye

Rusya Karabağ'da gözlemci olacak. Üs kuracak. Türkiye o bölgeye adım atamaz artık. Ermenistan toprak kaybetti.
0
boray eris
(10.11.20)
neverletyougodown
(10.11.20)
(7)

Ölüme çok yakın hissetmek / uzun vadeli planların anlamsızlaşması...

msb
Son yaşadığımız olayların, 2020 yılının vb de çok etkisi var muhtemelen. Eskiden uzun vadeli planlarım, 5-10 sene sonrası için hedeflerim vardı, şimdi yarını çıkartalım gözüyle bakıyorum. Tasarruf bile yapasım yok pek. "Bugün buldum bugün yerim hak kerimdir yarına" düsturuyla yaşıyorum, ki doğru ola
Son yaşadığımız olayların, 2020 yılının vb de çok etkisi var muhtemelen. Eskiden uzun vadeli planlarım, 5-10 sene sonrası için hedeflerim vardı, şimdi yarını çıkartalım gözüyle bakıyorum. Tasarruf bile yapasım yok pek. "Bugün buldum bugün yerim hak kerimdir yarına" düsturuyla yaşıyorum, ki doğru olan bu belki de bilmiyorum.

Ben mi depresyondayım yoksa milletçe ya da dünya insanları olarak aynı durumda mıyız acaba?
0
msb
(09.11.20)
Çoğunluk survival moda geçti
0
freebird5406_2
(09.11.20)
Aa ben
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(09.11.20)
Ben o şekilde düşünmüyorum. Suçu yıla atmayı anlamsız buluyorum ben. Suçlu olanlar sadece insanlar. Başka kimse değil. Koronavirüsün çıkma sebebi vahşi hayvanların yaşam alanlarının insanlar tarafından yok edilmesi, üstüne vahşi hayvanların gerçek dışı inanışlar nedeniyle insanlar tarafından tüketilmesi. Yaşanan her şeyin açıklaması var.
0
dissendium
(09.11.20)
yok ya hala o moda geçemedim. kendim için uzun vadeli bir hedefim yok ama yarın ölecekmiş gibi de hazır değilim. yapmak istediğim çok şey hala var. bir yandan da geride kalacak olanı düşünme sorumluluğu var tabi, hatta çok pahalı olmasa hayat sigortası yaptıracağım.

bonus: eksiup.com
0
pati
(09.11.20)
Hayat sigortam var. Aileme bir miktar para kalacak ben ölürsem. Bu durumdan sonra biraz rahatladım kişisel olarak. Sanki onlara karşı olan sorumluluğum azaldı. Bir de galiba kaza da da bir miktar ödeniyor. Sigortam olmasa kafayı yerdim heralde. Sigortam 10 aydır fln var bu arada. İzmir mevzusundan sonra olmadı.

Bazen diyorum ki çok kafam atarsa gider ölürüm, ailem de kahrolmaz da oarayı yerken iyi bir şekilde hatırlar beni. Bu düşünce çok nice :D
0
mobydick
(10.11.20)
Ben de 3 4 gündür azan anksiyetemle bunları düşünmeye başladım. Ne için yaşıyoruz acaba? Bunu sorguluyorum.
0
elitoangelito
(10.11.20)
bence bu durumda olmayanlar varoluşuna dair en ufak bir farkındalık yaşamamış, her türlü koşulda zaten sığır gibi hayat yaşayan kesimdir. bu bunalım ve survival'a dönüş hepimizin şu anda yaşaması gereken bir şey. silkinip kendimize gelmek için. ''tek bir sebepten bir kere öleceğiz''i bilerek virüsten, depremden, adaletsizlikten, ayrı ayrı korktuğumuz herşeyin bir araya gelip rutinimizi yöneten ana motivasyonumuzu, gelecek için çalışan sorumluluk duygumuzu ele geçirmesinden kaçınabiliriz. ve ''bir kere yaşayacağız''dan da bu yaşamın bir anlamı olması gerektiğini hatırlatmalıyız kendimize. zor zamanlar hakikaten. ama direne direne aşacağız.
0
firdaus
(10.11.20)
(5)

İngilizce sorusu

the real brad pitt
https://ty.gl/twj2pldBen bunu aldım. Seviyem inter. Sıfırdan bu kitaplara başlayacağım. Nası pekiştiririm?İng roman mı alsam. Ne önerirsiniz roman olarak. Başka ne yapabilirim. Şunu tam öğrenmek konuşmak okumak yazmak istiyorum ya.
ty.gl

Ben bunu aldım. Seviyem inter. Sıfırdan bu kitaplara başlayacağım. Nası pekiştiririm?

İng roman mı alsam. Ne önerirsiniz roman olarak. Başka ne yapabilirim. Şunu tam öğrenmek konuşmak okumak yazmak istiyorum ya.
0
the real brad pitt
(09.11.20)
burdan basla, gramer ögrenirsin. seviyene göre okuma kitabi yavas yavas alirsin. youtubetan da günlük konusma örneklerini dinle.
0
durgunfoton
(09.11.20)
Düz roman almayın. Oxford'un seviyeli kitapları iyidir.
Bunun dışında YouTube'da English With Lucy/Vanessa ve Ingilizce Konu Anlatımı kanallarından da öğrenebilirsiniz, kitap almanız şart değil. Yine de siz bilirsiniz.
0
ryhmer
(09.11.20)
Youtube’da FK Language diye bir kanal var. orada tavsiye niteligindeki videolari izleyebilirsiniz. Gunluk konusma icin de bence kanalin cok guzel video listeleri var. kanala genel olarak bir goz atmanizi tavsiye ederim. Kolay gelsin :)
0
invictae
(09.11.20)
Youtube Etkili Pratik İngilizce
0
kaset
(09.11.20)
Her gün BBC, CNN, Euronews haberleri okuyun. Kelime öğrenin.
0
dissendium
(09.11.20)
(9)

plastik enjeksiyoncular, endüstriyel tasarımcılar

duyurukullanıcısı
bir firma bana olan borcunu nakit olarak değil plastik enjeksiyon kalıbı olarak ödeyeceğini söyledi.avukattı davaydı vs vs uğraşmaktansa kabul ettim.ben onlara bir tasarım vericem onlar bana kalıp verecekler.böyle garanti satılacak bir ürün var mı?
bir firma bana olan borcunu nakit olarak değil plastik enjeksiyon kalıbı olarak ödeyeceğini söyledi.

avukattı davaydı vs vs uğraşmaktansa kabul ettim.

ben onlara bir tasarım vericem onlar bana kalıp verecekler.

böyle garanti satılacak bir ürün var mı?
0
duyurukullanıcısı
(08.11.20)
Hahahahaha. Duyduğum en saçma ödeme yöntemi.

Önce şu soruları sorayım: O kalıp hangi makinede basılacak? Plastik hammaddeyi nereden temin edeceksin? Kalıbın periyodik bakımlarını kim yapacak. Kalıp kırılırsa tamirini kim yapacak?

Bu arada plastik hammadde için tedarikçiler 500 kilo gibi çok büyük miktarlarda MOQ (minimum sipariş miktarı) verirlerse hammadde alamazsın. Az miktarlarda alırsan da kol gibi fiyattan satarlar. O zaman da ürünün rekabetçi olmaz.

Neyse, garanti satılacak ürün: Cep telefonu kapağı ama modeller güncellendikçe kalıbın çekirdeğinin atılıp yeniden yapılması gerekebilir.

Onun dışında bir milyoncularda satılan bilimum plastik malzeme olabilir ama Çin gibi bir ölücü ülkeyle başa çıkamazsın Türkiye şartlarında. Çin fiyatlarıyla rekabet edemezsin yani.

Geçmiş olsun. Aman, hayırlı olsun.
0
himmet dayi
(08.11.20)
Ben olsam siperlik üretirdim.
0
dissendium
(08.11.20)
Enjeksiyon kalıbı pahalı bildigim kadarıyla ama basacak hammadde ve makine lazım. Plastik mobilya ayağı olabilir.
0
opitseri
(08.11.20)
abi ne yaptın sen ya:) himmet dayıya katılmakla birlikte bazı sorularım var. Kaç gözlü bir kalıp olacak? Yolluk sistemi ne olacak? Maçalı mı olacak? Dahası sen kalıbı kaç tonluk ve kolon arası ne olan makinede basacaksın? Kalıp çekirdekleri nasıl sertleştirilecek? Kaç adet baskı yapabilecek? Tek renkli mi toksa çok renkli mi olacak?
Sıcak yolluk sistemli olacaksa ne marka meme ve manifold kullanılacak? Aklımda çok fazla soru var. İnşallah hakkında hayırlısı olur.
0
Restclean
(08.11.20)
ya hacılar ben ürünü söyleyeceğim onlar kalıbı yapacak kaç gözlü hangi makine falan filan teknik işlere takılmayın. şöyle şöyle olsun derim ürün çıktıktan sonra yaparlar ona göre

benim işte şimdi üretimde veya satışta sorun yaşamayacağım bir ürün bulmam lazım. cep telefonu kapağı gibi. ama ben nereden bilicem hangi kapak satılır falan?

bakımını, garantisini falan firma yapar.

piyasa koşulları. yapacak bir şey yok.

araba pazarı gibi kalıp pazarı tarzı bir yer var mı ya? atıyorum benim elimde çöp kovası kalıbı var nasıl satılır bu? kalıp olarak? 10 ton?
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.11.20)
abi amaç akıl vermek değil sadece yardımcı olmak. Fakat yazdıklarımız maliyet ile alakalı. Adam sana 50bin tl lik mi kalıp yapacak yoksa 500 binlik mi? inan bunlar önemli. Kalıp gözü sayısı ise sen yaptırdığın ürünü basarken maliyetini direkt etkiler. Aynı ürünün birim fiyatı 10 kuruşta olabilir 1 tl de. Bu yüzden sordum.
Peki sen kendin basıp satmak yerine elinde tasarımı olan biri için kalıp yaptırsan ve o adama satsan olmaz mı? böylece çok daha az uğraşarak paranı kurtarabilirsin belki.
0
Restclean
(08.11.20)
Eğer bu adamların yaptığı işi biliyorsan en çok sattığı Ürün hangisi onu tespit et bence, en kötü gider kalıbı fasonculara satarsın, ama gidipte giysi askısı kalıbı alırsan zor olur
0
Diskirminant
(08.11.20)
@Restclean
eyvallah hocam.

olur tabi neden olmasın. bende dertten kurtulmuş olurum. nereden bulucam o x kişisini?

mail mi atıcam mesela firmalara?
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.11.20)
çok ilginç yaa.
bende migrosa yazılım yazayım peynir alırken.
plastik enjeksiyon sektörü alayı dolandırıcıdır.
kalıp üreticisinden basan firmaya kadar.

en basitinden sen firmaya kaliteli hammadde verirsin, çoğu hammaddeye çöküp en leş malzemeden malzemeni döker. 24 saat başındamı bekleyeceksin ?

yada adam enjeksiyon makinesinin basıncını düşür tutar, parçanın sivri yerleri oluşmaz.

enjeksiyon firmalarına lanet edip enjeksiyon makinesi alan firmalar var.

kısaca alacağını affet, daha az zarar edersin.
2. el enjeksiyon makineleri gırla satılıyor nette, plastik basmakla para kazanılcak olsa o makinler hurda fiyatına satılmazdı.
0
aslindasorunumpsikolojik
(09.11.20)
(6)

Korona virüs hayvanlara da bulaşır mi?

ElfElf
Evcil kedilerimizi ve kuşlarımızı düşünüyoruz bu duyuruda. Buluşacağını pek sanmıyorum ama önlem almalıyım. Kuşlara normal grip iken de yaklaşmam normalde.
Evcil kedilerimizi ve kuşlarımızı düşünüyoruz bu duyuruda. Buluşacağını pek sanmıyorum ama önlem almalıyım. Kuşlara normal grip iken de yaklaşmam normalde.
0
ElfElf
(07.11.20)
Ohoo. Vizonlara bulaştı. Danimarka yüz binlerce vizonu itlaf ediyor. Hatta koronavirüs ilk çıktığında şempanzeler korumaya alınmıştı. Hayvanlara da bulaşabiliyor ama kediler için son durumu bilmiyorum. Kaplanlara ve aslanlara bulaşıyor.
0
dissendium
(07.11.20)
evet insanlardan kedilere bulaştığına dair haber de vardı.
0
rose parks
(07.11.20)
Kesin olarak bir şey söylemek zor.
Bulaştığını dair bazı haberler vardi; ama ne kadarı doğrudur orasını kestirmek zor.
0
pangea
(07.11.20)
konunun uzmanı değilim ama bu mesele çok önemli. lütfen işin doğrusunu bilelim kulaktan kulağa yanlış bilgi yayılmasını engelleyelim.
kedilere köpeklere o lanet hastalık bulaşmıyor.

Covid 19 dediğimiz şey bir virüs çeşidi. Bu tip virüs ailesinin temel adı "Corona" bugün gündemimizdeki de bunun bir yeni türü.
Kedilerin kendi içlerinde de bu isimle adlandırılan bir virüs var. Ama onların "Corona"sı ile bizim "corona" mız birbirlerinden tamamen farklılar sadece isimleri benziyor ve hatta aynı. Ama sadece üst aile isimleri aynı yoksa farklı farklı şeyler.

Kedi-köpekten yana endişemiz yok.
Ama başka hayvanlarda olabilir mi olabilir diyorlar. Virüs komple yepyeni olduğu için bilgi birikimimiz de yok her şey olabilir. Çalışılıyor, öğreniliyor.

Kedi - köpekten yana endişemiz yok. Bizden onlara - onlardan bize bulaşmıyor, yayılmıyor.

Yamuluyorsam düzeltin. ( konunun uzmanı değilseniz düzeltmeyin. yoksa birisi o ihtimale inanıp hayvanları katledebilir. )
0
andoreii
(08.11.20)
Gripte hayvan hastalığı domuzdan insana bulaşıyor. Ama insandan kediye bulaşıyor mu ? Veterinerlere sormak lazim.
0
ycaycayca
(08.11.20)
(4)

Dunya nufusu ve kadin erkek orani

karlmarx
MerhabaDunyadaki kadin erkek sayisinin son durumu nedir? Esitlik biyolojinin hangi ozelligiyle korunuyor? Ve bir gun bir cinsiyet digerine ustun gelecek olursa bu hangisi olur ve neden? Her cevap tik, gelsin beyon firtinasi.Tesekkur ederim.
Merhaba

Dunyadaki kadin erkek sayisinin son durumu nedir? Esitlik biyolojinin hangi ozelligiyle korunuyor? Ve bir gun bir cinsiyet digerine ustun gelecek olursa bu hangisi olur ve neden? Her cevap tik, gelsin beyon firtinasi.

Tesekkur ederim.
0
karlmarx
(07.11.20)
%50 - %50 olmadığı belli. Ancak %50’ye yakın bir oran. Basit bir istatistik dersi almış kimselerin şaşırmayacağı bir konu yani. Dış etmenlerle bu oran arasındaki fark açılabilir elbet. Örneğin; savaşlar, kız çocuklarının aldırılması vs vs...
0
ruhen hastayim ben
(07.11.20)
Eşitlik yok.

en.wikipedia.org
0
dissendium
(07.11.20)
Kumarda neden her zaman kasanın kazandığını istatistikle açıklayan bir yazı okumuştum geçen. Ekşişeyler'deydi herhalde. 10 kere atılan yazı turada bir yüzün çok daha fazla gelmesi muhtemelken, tekrar yüzlere binlere çıkınca oran yüzde 50'ye yaklaşıyormuş hep. Cinsiyet dağılımıyla ne kadar alaka kurulabilir bu açıdan bilmiyorum ama aklıma yatıyor benim.
0
IncredibleMau
(07.11.20)
ben kendimi bildim bileli 51 kadinlar 49 erkekler seklinde bilgim. yani baydi bu bilgi. yanlislikla su icsem orucum bozulur mu muhabbeti gibi paso gazetelere duserdi. hatirlamiyor musunuz?

hatta devamini da diyeyim.kadinlarim sayisi artip erkeklerinki azalacak ancak kadinlar erkekliksizlikten yok olmayacak cunku kadinda xx var yani erkekte xy. kadindaki x'ten erkek olusturulacak vs vs. abidik gubidik seyler
0
turbo sadık
(07.11.20)
(2)

Georgia Gürcistan anlam ayrımı?

mikahakkinen
Şimdi eyalet Georgiyayla Gürcistanın anlamı aynı mı?
Şimdi eyalet Georgiyayla Gürcistanın anlamı aynı mı?
0
mikahakkinen
(07.11.20)
aziz george dan geliyor büyük ihtimalle. aynı bence.
0
kelepir
(07.11.20)
dissendium
(07.11.20)
(17)

Eglencelik ve komik ilk akla gelen film

melancholia
Tavsiyeleri alinir.
Tavsiyeleri alinir.
0
melancholia
(07.11.20)
50 first dates
0
himmet dayi
(07.11.20)
cinayet süsü
0
serbest gezen koala
(07.11.20)
The Hangover
0
dissendium
(07.11.20)
scott pilgrim vs the world
0
pegi
(07.11.20)
pineapple express
0
sanat guresi
(07.11.20)
Borat :/ Ben buradaki doğallığa güldüm. Bir filme kolay kolay gülmem.
0
ruhen hastayim ben
(07.11.20)
Hangover yazılmış. Kolpaçino.
0
IncredibleMau
(07.11.20)
yahşi batı.
0
benevolent sun
(07.11.20)
Lars and the real girl
0
baal
(07.11.20)
mean girls
0
hot potato
(07.11.20)
kolpacino
0
kelepir
(07.11.20)
Three Flavours Cornetto Trilogy
0
heritage
(07.11.20)
The dictator.
0
ElfElf
(07.11.20)
nimberjack
(07.11.20)
ted 1-2
0
nothing in my way
(07.11.20)
Benim de kafa hiçbir şey kaldırmıyor, film değil ama Avrupa yakası aşırı kafa dağıtıyor tam çerezlik.
0
Hallegadola
(07.11.20)
Naked gun 1-2-3
0
nhk ni youkosu
(07.11.20)
(24)

ne kadar yesem de sıkılmam dediğiniz yemekler?

Stoneface
sb
sb
0
Stoneface
(07.11.20)
kuru fasulye, bulgur pilavı
0
halanne
(07.11.20)
yok öyle bir yemek.
0
sutlu nescafe
(07.11.20)
Yok
0
catch the arrow
(07.11.20)
patates salatası
0
hayirsiz
(07.11.20)
pide. arkadaslara selam ;)
0
turbo sadık
(07.11.20)
döner, ıslak hamburger, kokoreç
0
mikahakkinen
(07.11.20)
Zeytinyağlı yaprak sarmasi
0
red g
(07.11.20)
ton balık, mısır, kaşar, kekik ve mayonezli makarna.
iyice kızarmış salça ya da sucuklu yumurta. bildiğin sahanda yumurta işte.
közde patlıcan salatası.

bıkmadım, bıkacak gibi de değilim bunlardan.
0
filteria
(07.11.20)
Patates kizartmasi, Hollanda usulü. Cifte kizartilmis.
0
buf-e kür
(07.11.20)
Menemen, lahmacun.
0
himmet dayi
(07.11.20)
İskender, pizza.
0
dissendium
(07.11.20)
Haşlanmış mısır.
Konserve mısır ustu tuz
Patates kizartmasi, tavada tereyagli patates
Sarma
Dolapta bir gün beklemiş kizartma
Dolapta beklemis biber dolmasi
Döner
Hamburger
Sushi
0
logisticsmanager
(07.11.20)
Zeytinyağlı yaprak sarması +10
Lahmacun
Mantı
Patates kızartması
Kremalı mantar çorbası
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(07.11.20)
çok var aslında ama en efsanesi

yaprak sarması
0
spirit crusher
(07.11.20)
Valla hayatımda bu sözü ilk kez Sinop'a gittiğimde Sinop Mantı yerken demiştim.

Sonuç: 2 gün üst üste 2 öğün yiyince baydı :) Ağır çünkü.

Şimdi düşününce neredeyse her sabah menemen yiyorum, sıkılmadım.
0
ananiyimioguz
(07.11.20)
yok ama en yakını: az şekerli fıstık sarma
0
ya ben lan neyse
(07.11.20)
Patates kızartması (ev usulü) , denizden ne çıkarsa. Günün hangi öğünü olacağı ve o gün kaç kere yemiş olursam olayım. Bıkmam , bıkılması teklif dahi edilemez :)
0
synax
(07.11.20)
Suşi
0
pass
(07.11.20)
Patates kızartması, simit ve makarna.
0
ms brownstone
(07.11.20)
Hepsini düşündüm. Tüm cevaplara baktım. Patates kızartması diyorum. Hem yemek sayılmaz. Hem de her öğün gideri var.
0
ruhen hastayim ben
(07.11.20)
Peynir ekmek, cok sevdigim yemekler var ama surekli yiyemeyebilirim cogunu, mesela bazen canim et istemez, sevdiğim sebzeler var, bazen fazla hafif gelebilir, kimi zaman yumurtayla aram olmaz ama peynir ekmegi her daim yiyebilirim.
0
(07.11.20)
yulaf lapası. olm. kendime çok üzüldüm şu an :( Sıkılamam bundan, hergüb yiyorum. Lanet olsun sporculuk.
0
velvetmorning
(07.11.20)
Ben de peynir ekmek diyeceğim, çünkü gerçekten her gün yiyorum ve hiç sıkılmadım. Bir de halamın yaptığı sarımsaklı yoğurtlu Arnavut mantısı.
0
peki madem
(07.11.20)
tereyağlı ekmek, közlenmiş mısır, nohut + pilav ve de güveç
0
livaist
(07.11.20)
(6)

satranç nasıl öğrenebilirim?

anti-kahraman
merhaba,birçok video'ya baktım ama hepsi temel şeyleri öğretmenin ötesine geçemiyor. bir süre sonra yetersiz geliyor. Önerebileceğiniz yazılı ya da görsel kaynak var mıdır?
merhaba,

birçok video'ya baktım ama hepsi temel şeyleri öğretmenin ötesine geçemiyor. bir süre sonra yetersiz geliyor. Önerebileceğiniz yazılı ya da görsel kaynak var mıdır?
0
anti-kahraman
(07.11.20)
Satranç, kuralları basit, uzmanlaşması zor bir oyun.

Bu yüzden gerçek kişilerle çok fazla oynamak dışında seni geliştirecek herhangi bir şey yok pek.
0
Avoiding The Puddle
(07.11.20)
Satranç Analizleri kanalını öneririm Youtube'da. Öğrenmenin en güzel yolu keşfetmek. Bol bol satranç oynayın İnternet'te.
0
dissendium
(07.11.20)
Lichess.org uzerinden bulmaca cozebilirsin, chess.com bulmacalari daha guzel ama ucretli. Bu bulmacalari cozmek oynadığın oyunlarda karsilasabilecegin belli pozisyonlarda yapabilecegin guzel hamleleri gormeni kolaylastirir. Baslangic icin bulmacalar yeterli olacaktir. Biraz gelistikten sonra hala satranca ilgi duyuyorsaniz botlar uzerinden calisabilirsiniz. Her seyden once siyahta ve beyazda ikiser(d ve e) acilis ogrenmenizi(ezberlemenizi) oneririm. Not : uzman degilim bir senedir satranca ilgiliyim
0
eksimeksi
(07.11.20)
lichess'i bilmiyordum çok güzelmiş. aynı sayfada açılış taktikleri de var mı
0
🌸anti-kahraman
(07.11.20)
Temeli öğrendikten sonra açılış kitaplarınoyun ortası kitapları ve oyun sonunu anlatan kitapları alıp bolca çalışarak hızla öğrenebilirsin. Bu arada da öğrendiklerini gerçek kişilerle uygulayarak artı eksilerini görebilirsin. Online chess siteleri var bolca oyuncu ile kendi seviyende oyunlar oynayarak seviye artıiını da takip edebilirsin. Keyifli ve kaliteli bir oyun. Başarılar.
0
erty_ksk
(07.11.20)
lichess'te eğitimler başlığında açılışlara çalışabileceğin bir sistem vardı. Siteyi biraz kurcalarsan bulursun. Lichess gerçekten efsane bir site, bence arayüz vs olarak da paralı olan chess.com'dan daha iyi
0
nundu
(07.11.20)
(9)

ing.de çok fazla kelime yok mu?

einszweipolizei
mesela extradite=suçlunun ülkesine iadesipension=emekli maaşıtenure=hizmet süresibizim 2 3 kelimelerle anlattığımız şeyler için kelimeleri varhele eşanlamlı sözcükler var ki o ayrı konu, bizim eşanlamlı sözcük sayımız az onların neredeyse her şeyin synonym'ı varsizce de öyle değil mi?
mesela
extradite=suçlunun ülkesine iadesi
pension=emekli maaşı
tenure=hizmet süresi

bizim 2 3 kelimelerle anlattığımız şeyler için kelimeleri var
hele eşanlamlı sözcükler var ki o ayrı konu, bizim eşanlamlı sözcük sayımız az onların neredeyse her şeyin synonym'ı var

sizce de öyle değil mi?
0
einszweipolizei
(06.11.20)
1. bunlar genelde fransizcadan gecen kelimeler
2. kavramlarin kendisi batidan geldigi icin onlarin sip diye tek kelimeyle ifade edilmesi normal sayilabilir.
3. Turkce'de de tek kelimeyle ifade edilip ingilzce'de tek kelimelik karsiligi olmayan seyler var.
0
hot potato
(06.11.20)
türkçe'de de çok kelime var? hepsini biliyor muyuz? sözlük ihtiyacı oluyor bazen.

eğer öğrenme anlamında soruyorsanız en çok kullanılan kelimeler var, oxford, macmillan gibi kurumlar listeliyor.
0
tabudeviren
(06.11.20)
e ne güzel işte. her yeni kelime öğrendiğimde mutlu oluyorum ben.
0
stewie
(06.11.20)
Bence de çok fazla kelime var. Zengin bir dil. Son favori kelimem "mass stranding".
0
dissendium
(07.11.20)
Kesinlikle. Cok fazla kelime, deyim, phrase var. Ustelik gunluk yasam, gazete haberi, makalesi, informal, formal dili, slangi cok fazla zorluyor. Arti surekli de gelisiyor cancel culture, virtue signalling gibisinden bir suru kavram ekleniyor dile. Yazili haberlerde surekli pun dedikleri kelime oyunu yapiyorlar. Hakimiyeti kolay bir dil degil kisaca.
0
neverletyougodown
(07.11.20)
soruna sorularla cevap vermis gibi olacak ama olsun.

"Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın, dağlar bizimdir"

- misal, buradaki temren kelimesinin anlamini biliyor musun?
- sen biliyorsan bile bugun kac turk bunu biliyor?
- turklerin turkceyi iyi konusamamasi, kelime dagarciklarini olmasi gerektigi gibi gelistirmemis olmasi dilin kendisini yetersiz mi kilar? yoksa egitim sisteminin dandikligi mi soz konusu?

ataturk ve silah arkadaslarinin konusmalarina bakarsan eger bunun turkce ile ilgili degil turkceyi konusanlarla ilgili bir sorun oldugunu goreceksin.
0
rm
(07.11.20)
@neverletyougodown, az önce kelime defterimde pertain'e denk geldim unutmuşum mesela. cambridge sözlükte bile yok sanırım kelime. pertain to'su yani pv hali var.
0
🌸einszweipolizei
(07.11.20)
@rm, eskiden dilde arapça farsça çoktu. cumhuriyet ile türkçeleştirme yapıldı. ing sözlüklerde mesela sözcük artık kullanılmıyorsa belirtiliyor ama bu dediklerim yaygın olarak kullanılıyor
0
🌸einszweipolizei
(07.11.20)
ingilizce'de 470 bin kelime varken türkçe'de 616 bin kelime var. dilin kendisinden ziyade dili konuşanların kelime haznesinin zayıflığı diyebilir. konuşma dilini zaten geçtim, makalelerde de kısır bir kelime dağarcığı kullanıldığından böyle ingilizce'de türkçe'den daha fazla kelime varmış gibi bir algı oluşabilir.
0
ilgisiz garson
(07.11.20)
(14)

Memurla olan diyaloğum

sanguine
İşe başlayacağım yerdeki personel şefi ile geçen gün bir tartışma yaşadım, çok uzun zamandır birileriyle sürtüşme yaşamıyordum üst üste enteresan oldu.Tartıştığımız konuyu postun en sonuna koyuyorum çünkü olayla doğrudan alakası yok, mesele bu manyak karının üslubu. konuyu merak eden orayı da okuyab
İşe başlayacağım yerdeki personel şefi ile geçen gün bir tartışma yaşadım, çok uzun zamandır birileriyle sürtüşme yaşamıyordum üst üste enteresan oldu.

Tartıştığımız konuyu postun en sonuna koyuyorum çünkü olayla doğrudan alakası yok, mesele bu manyak karının üslubu. konuyu merak eden orayı da okuyabilir.

Şimdi ben bu kadını katiyen tanımıyorum, zaten atandığım yere de hiç gitmedim daha. Yani ilk defa konuşuyorum düşünün ve bilgi almak için aradığımdan tamamen karşımdakine kanalize olmuş durumda oldukça nazik ve normal şekilde konuşuyorum. Telefonu açtı, aşırı gergin, merhabalar rahatsız ediyorum kurumunuza avukat olarak atandım, tarafıma sms geldi, şu anda da başka bi yerde çalışıyorum, istifa dilekçemi sundum, bana tebligat göndereceksiniz değil mi görev sürem kaçmasın o yüzden soruyorum, dedim. karı bir başladı bana saydırmaya, smsle başlar süreniz, ama devlet memurları kanunu var vs vs dedim, ardından şöyle dedi.

"burada sizin avukatlığınız geçerli değil, burası adliye değil, ben 32 yıllık memurum, ben böyle diyorum, bana avukatlıkla gelmeyin, ankarayı arayın onlara sorun" aynen bu cümleyi kurdu. neye uğradığımı şaşırdım, sırf küfür etmemek için tamam deyip kapattım. zaten ağzımı açtığım anda ben konuşuyorum diyerek bana da izin vermiyordu. sonra aynı kurumda bir müdür yardımcısını aradım onun da sekreteri mi ne çıktı kendisi yok bana anlatın dedi, anlatmaya başlayınca "göt hanım diyorsa doğrudur, ne uzatıyorsunuz, o kadar kişi alındı sorun çıkmadı sizde mi sorun olacak" deyince tepem attı onun da suratına kapattım.

sonra söz konusu sorunu çözdüm bir şekilde, tabi ki kendisinin embesilliğinden kaynaklı bir durum vardı. bu aynı yere atandığım insanlarla iletişimimiz var, hatta orada çalışmakta olan birinin de telefonunu buldum, "biz de tartıştık onla, gergin birisi, size özel değil, uğraşmayın boşuna (cimere şikayet edeceğimi söylemiştim) buranın demirbaşlarından biri, aynı yerde çalışacaksınız huzursuzluk olmasın" vs bunları dediler. bu karı belli burada bir hegemonya kurmuş kimse buna gık demek istemiyor. bir de avukat olacaklar (bunları diyen arkadaşlar) nasıl olsa sinmişler işte.

ben bu lafı duyduğumdan beri bildiğiniz uyuyamıyorum, senin avukatlığın burada sökmez ne demek, sen nasıl böyle konuşursun, sen kimsin, ilk defa konuştuğun üstelik aynı ortamda çalışacağın (benim üstüm amirim vs hiçbir şeyim olmayacak bu arada, aynı binada olacağız) insana nasıl böyle terbiyesizce konuşursun. aklım almıyor, laf öyle bir oturdu ki içime, zaten daha telefonu kapatır kapatmaz cimer ekranını açtım şikayet yazmaya başladım. sonra yol açtığı sorunu düzeltmek için uğraştım biraz, dedim atamam yapılsın önce bir, ondan sonra şikayet ederim. ama duramıyorum yani.

1-doğrudan adını zikrederek ve şikayet sekmesi altından şikayet edecektim olayın ilk öfkesiyle, bundan vazgeçtim. çünkü şahsileştirmiş olacağım, gitmeden bir düşman edinmiş olacağım, baya bildiğiniz baş düşmanım olacak o kurumda, uzun yıllar çalıştığı için kurum amirleri nezdinde sorun çıkartma durumu olabilir, haklıyken de haksız duruma düşmek istemiyorum.

2-şikayet yerine görüş ve öneri olarak, atama işlemlerinde yaşadığım problemi ve personelin tarafıma yaklaşımıyla ilgili böyle daha soft bir metin kaleme almayı düşündüm bunu da hazırladım, karıya da o lafını yutturacak şekilde. işyeri hekimi de o zaman işyerinde doktorluk yapmasın o zaman orası hastane değil, 30-40 sene tecrübesi olup avukatların tek çalışma alanının yalnızca adliye olduğunun bilinmemesi memurlar adına çok üzücü vs gibi (tabi ki son derece resmi bir üslupla) kendisinden değil yaptıklarından bahsederek bu olayı gündeme getirmek, susup oturmadığımı ve tepkimi bu şekilde göstermek. nasıl olsa o lafı diyen kendini biliyor.

3-içim katiyen soğumadı, kendimi dizginliyorum, hala cimerde bir şey yapmadım, göndermedim, cimerden bir şey çıkacağı için değil bu arada, kendisinin verdiğim tepki kulağına gitsin yeterli, sadece bu. arkadaşlarımla konuşuyorum ya boş ver sana ileride izinlerini kullanırken, özlük dosyanı hazırlarken zorluk çıkarır, her gün göreceksin, (uzun yıllar durmayı düşündüğüm bir yer bir de) daha hiç gitmemişsin, bu olayla beraber anılma, gider gitmez sorun yaşama vs diyorlar. şu an çalıştığım yerdeki memurlar da sallama dedi, yalnızca çok sevdiğim bir abla tabi şikayet et dedi. hiçbir şey yapmamak belki en makul seçenek ama bunu yapamayacağım galiba

hangi yolu izlemek konusunda kararsız kaldım, en güzeli ikincisi bence ama. o cahilliği, iş bilmezliği, kanun tanımazlığı ismini vermeden gözüne sokmak. sen kimsin de avukatlığı küçümsüyorsun, allahım aklıma geldikçe deliriyorum, ben kendi mesleğimden zaten nefret ediyorum ama kendi mesleğime sadece ben bok atabilirim sen atamazsın. nereden ne tanıdığı varsa var, böyle bir cümle kuramaz bana. görsünler en azından bunu cimerde, bu lafı hangi gerizekalı memur söylemiş ehehehe desinler bakalım ben dedim diyebilecek mi.

mesele: şu an bi devlet kurumunda çalışıyorum, başka bir devlet kurumuna da yeni atandım oraya geçeceğim. atandığım yerden geçen cuma günü mesaj geldi, atamanız onaylandı, kuruma müracaat edin diye. sonra ben kurumu aradım, smsten sonra tebligat da göndereceksiniz değil mi dedim, çünkü usulü böyle, resmi görevlendirme yazısı gönderirler onu tebliğ aldıktan sonra 15 günlük göreve başlama süreniz başlar. ilk atandığım yerde böyle olmuştu. düz memur evet deyince ben de döndüm hazır çalıştığım yere bu ayın 14ünden itibaren geçerli olacak şekilde istifa dilekçemi verdim. 14ünde istifa etmemin sebebi hem çalıştığım kurumu seviyorum, maaşı önden aldığımız için bir kısmını iade etmekle uğraşmak istemiyorum, üçüncüsü de zaten sürem başlamadığı için kafadan tebligat gelene kadar 5-10 gün artı 15 günüm var. Acelem yok.

Sonra yeni atandığım yerde aynı konumda çalışacağımız insanlarla kurduğumuz bir whatsapp grubu vardı, orada işe benden önce başlayan arkadaşa bu tebligat olayıyla beraber çeşitli şeyler sordum. o da ben personel şefi (insan kaynaklarında çalışan memurların şefi yani şube müdürü falan değil öyle bir unvanı yok) kadın sms ile süre başlar dedi, dedi. Bunu duyunca benim bütün planım berbat olmuş oldu çünkü smsi tebliğ kabul edersem (ki bu kanuna katiyen aykırı ve emsali görülmemiş bir saçmalık) sürem istifa edeceğim tarihten bir gün önce dolmuş oluyor. Yani hakkımı kaybetmiş oluyorum gibi bir şey. Bunu duyunca hemen aradım bu kadının dahilisini ve bağlandım. Dediğinde diretince istifamı geri çekmeye çalıştım, çalıştığım kurum kabul etmedi, az daha göt gibi ortada kalacaktım. Sonra ankaradaki hukuk müşavirliğini aradım avukat meslektaş allah razı olsun ilgilendi ve bu kadının da üstü olan ildeki atama şube müdürünü aradı, kimlik numaramı verdi ona ve ayın 16sinda başlayabileceğimi tebligatın çıkacağını vs söyledi. bu karının götünden uydurduğu bir şey olduğu ortaya çıkmış oldu yani. Ben de rahat bir nefes alabildim.
0
sanguine
(05.11.20)
İlk önce şunu diyeceğim, merkez uzman yardımcısıyım 2 yıl olacak, hayatımda görmediğim en değişik, saçma, allah belasını versin diyeceğiniz insanları bu iki yılımda gördüm, hayatımda hiç bu kadar bezdiğim dönem olmamıştı.

İkincisi, personelciler kıldır. Bizde de hemen ertesi gün gelin dediler, ben işin acemisiydim, siz tabi önceki tecrübenizle biliyormuşsunuz başlama sürenizi. Bizde şehir dışından gelen adamlara hemen gelin dediler. Muvafakatname zamanında daire başkanından memuruna bir sürü sıkıntı çıkardılar. Daire başkanıma hakkımı helal etmiyorum. Sevgilimle aynı iş yerindeyiz, ona bir haksızlık yapıldı ama o hakkını çatır çatır savundu, sonra istediğini de aldı. Yine de başka bir konuda yaşadığımız şeylerin aynısının beteri sülalesinden çıksın.

Hiçbir şekilde kimseye kendinizi ezdirmeyin. Doğrudan amiriniz olmayan kişi hariç lafınızı kimseden esirgemeyin. Bu bir taktiktir, yenilere her zaman psikolojik olarak baskı yapılır, ezdirme ve özgüvenim düşürme yöntemleri. Bir kere kendinizi ezdirdiniz mi devamı gelir.

Sizin yaşadıklarınıza gelince, yazılı bir şey vermeyin. İlk önce kuruma başlayın, insanları gözlemleyin. Bu kadın herkese böyledir ve davranışları alışılagelmiştir belki, bu size yaptığı saygısızlığı ortadan kaldırmaz ancak acele bir davranışınız ilk günlerde antipati yaratır. Telefonda gereken cevabı vermişsiniz zaten. Konu açılınca ilerde lafı gediğine koyarsınız.
0
Hallegadola
(05.11.20)
"sana ileride izinlerini kullanırken, özlük dosyanı hazırlarken zorluk çıkarır" mı? orası bakkal mı, hiçbir şey yapamaz. onun adını da vererek cimere yaz
0
esref
(05.11.20)
Klasik devlet memuru. Her yerde böyle bunlar. Ben de denk geldim. Alttan alma kesinlikle. Avukatsın. Kanunu, hakkını daha iyi biliyorsun. Eğer tanıdığı falan varsa senin konumun daha iyi olduğu için daha yetkili kişilerden çevre edinebilirsin. Gücünün farkına var bence ve zaman içinde uğraş bence onunla. Düşman edinirim diye düşünüyorsan o düşman edindi bile. Ondan daha avantajlı konumdasın. O alttan alsın .
0
black mamba
(05.11.20)
Ben sadece cimer tecrübemi aktarayım. Siz şikayet ediyorsunuz, o memur da, öyle bir şey olmamıştır, diyor şikayet kapanıyor. Kaç kere denedim, hep aynı.
0
gelmeistemem
(05.11.20)
Özür dileyeewk avukat hanım/bey şunu diyecegim ama kan davası gitmenizi anlayamadım doğrusu.
Bahsini ettiğiniz kişi gerçekten de kompleksli olabilir ancak yazınızı baştan aşağıya okuduğumda sizi de ondan çok daha rasyonel hareket ediyor görmedim . Bunu söylemek biraz beni de tedirgin etmedi değil. Hatta bana dava açar mısınız diye de düşündüm doğrusu.
25 yılı aşkın yurt içi dışı memuriyet hayatım az konuşup az duyarak rahat edilebileceğini bana gösterdi. Hayırlı olsun yeni işiniz, savaş baltanizi gomunuz ve muvaffakiyetler dilerim.
0
fempusay
(05.11.20)
Bence bulaşmayın. Sadece ilk kadın değil, sekreter de size bayağı ters cevap vermiş. Telefonda böyle konuşan gerçekte daha fazla huzursuzluk çıkarabilir. O kurumda çalışmaya başladıktan sonra düşünürsünüz.
0
dissendium
(06.11.20)
Bulaş. Yanına gittiğinde nasıl bir konuşma tarziydi o, siz kim olduğunuzu zannediyorsunuz de. Zorluk falan da çıkaramaz. Çıkarırsa senin de elin armut toplamicak
0
abuzer
(06.11.20)
hem cimere şikayet et hem de işe gittiğinde bi söyle sen hayırdır amacın neydi diye, dava aç hakaret davası aç. ben böyle aptal insanlara asla tahammül edemiyorum. yok öyle "onun mizacı o takılma" demek. o kadar çabala "senin avukatlığın burada sökmez" desin yok ya.
0
Cebrikkuş
(06.11.20)
bir devlet kurumunda memurum. size tek önerim bence cimerden cevap alamazsınız hiç kendinizi boşuna saçma bir şeyin içine atmayın fakat kurumda dik durun sözünüzü esirgemeyin, hatta ters davranın fakat kavga da etmeyin. kim kime diş geçirebilirse.
0
herseyi birakip gitmek istiyorum
(06.11.20)
@fempusay

Hangi davranışım irrasyonel söyleyin, gerçekten farkında değilim, biraz da onun için açtım duyuruyu yani haklı olduğumu düşünüyorum elbette ama dışarıdan bakamıyorum. Ben bu kadina hakaret etmedim, üstünlük taslamadim, bir şey sordum sadece. Kendi fikri her ne kadar yanlis da olsa, bunu daha düzgün dile getirebilirdi.

Cimerden yanıt almak ya da yaptırım uygulatmak niyetim yok. Bunu zaten yazdım yukarıda da hiçbir şey çıkmasın önemli degil. Ben tepkimi göstermek istiyorum yalnızca.
0
🌸sanguine
(06.11.20)
Bu kadın gibileri çoğunluktadır kurumlarda. Bunun kuramı bile var. Bunlarla uğraşarak ömür tukeyenez, performans uretemezsiniz.
Benim dünya görüşüm kan davasına elverişli değil. Sizde bir kan davası arayışı görüyorum. Oysa insan nitelikleri itibariyle, özellikle medenilesememis, kurallara uymayı becerememislere ne şart altında olursa olsun örnek olmalıdır
Siz farkında değilsiniz zannımca ancak kendi mesleginiz itibariyle sanıyorum fazla elitist hareket ediyorsunuz. Ancak bunca elitizmin bir köşesine de "kan davası" girişiminizi sıkıştırmak istiyorsunuz (tesbih için kusura bakmayın) kan davası dememin hususi nedeni ziya gokalptir. Ona göre kan davasının bittiği yerde devlet başlar. Ben böyle bakıyorum.biraz daha sakin olup kin gutmeden işinize odaklanirsaniz, çeşitli kompleksler barındıran muhataplarinizdan daha çok yararlanır, iş hayatında daha az yara alırsinız.
Sanıyorum biraz gencsiniz, kizginliklarinizi yönetmek ve yaşamınızın merkezine almamak konusunda kendinizi ikna edin ve yönetin. :)
İrasyonalite çok duygusal hareket etmenizden kaynaklanıyor. Kimse sizi ezmedi, kırmadı,dagitmadi, rezil etmedi. Küçük dustugunuzu (avukat olduğunuz ve muhataplarinizin sizden daha düşük statülü olduğundan bahisle) düşünüyorsunuz, gururunuz incindi değil mi? Gerçek büyüklük işte bunlarin hiçbirine takılmamak yürüyüp gitmek, kendi işine, yoluna bakmaktır. Tavrinizin, davranisinizin orijin olarak kendinizden çıkmasıdır, baskalarininkine eklemleenmesi, başkalarına tepki verilmesi, sırf onlara had bildirme, ders vermede değil.
0
fempusay
(07.11.20)
@fempusay

Özür diliyorum ama yazdıklarınızın benim yaşadığım olay ile ne yazık ki hiçbir ilgisi, alakası yok. Önemli tavsiyeler hepsi tabi ki.

Mesleğiniz ne bilmiyorum, önemi de yok zaten. Çünkü meselenin benim avukat olmamla da hiçbir alakası yok. Bu olayin içine avukatlığı çeken kendisi. Muhtemelen yazdıklarımın tamamını okumadınız. Tekrar etmem gerekirse, ilk defa konuştuğum birisine kurumlarina atandığımi, tebligat gönderip göndermeyeceklerini soruyorum. Konuyla hiç alakası olmamasına rağmen, mesleğime hakaret ediyor kendisi. Olay bu.

Siz bir insaat muhendisisiniz diyelim, bu şahıs, tamamen durduk yere size burası şantiye değil, senin bilginin geçerliliği yok dese "ezilmiş, kırılmış" hissetmeyecek misiniz, gülümseyerek estağfurullah mi diyeceksiniz, eğer öyleyse tamam, bu sizin tercihiniz ve sorgulamiyorum.

Ayrıca kompleksi olan da kendisi, konunun mesleklerle hiçbir alakası yokken, bilgisinin yanlış olabileceğini söyleyince komplekse girip burası adliye değil diyerek kibrin, ilkelligin, kural tanımaz ligin, nezaketsizligin Allah'ını yapan yine kendisi.

Bu hareketini üstelik sıkça herkese tekrarladığı da biliniyor ayrıca. Ben kan davası gitmek istesem, hiçbir şey çıkmayacagini bildiğim halde savciliga hakaretten suç duyurusunda bulunurdum ve gerçekten ömür boyu bu kan davası olarak devam ederdi.

Ben yalnizca, cimer üzerinden görüş ve öneri olarak yaşadığım bu terbiyesizligi kendisinin ismini vermeden ama o olduğu anlaşılacak şekilde anlattım ve gönderdim. Artık utanır mi yediği halttan ötürü, yoksa kan davasına mi dönüştürür kendi bileceği iş.
0
🌸sanguine
(07.11.20)
Şansınıza tam olarak şunu okudum şimdi:
"Pay bad people with your goodness; fight their hatred with your kindness. Even if you do not achieve victory over other people, you will conquer yourself."
Leo Tolstoy, "War and Peace"
-
Yazdıklarınızı harfiyen okudum. Dikkat ederseniz reddetseniz bile, kaç gündür bu olayla yatıp kalkiyorsunuz. Sakin olun, o kadın şimdi koca bir taş kahve içip kendine göre mükellef bir kahvaltı yapıyor. Sizi çoktan unuttu bile. Ama siz maalesef atağa kalkmissiniz bile.
Kendimi daha fazla yormayayim. Ben uzun yıllar yöneticilik yaptım. Sanırım son bir iki sen hariç. Eski memurlar kadar iyi koku alabilen ve sabırla avını bekleyeni görmedim. Sakin olmakta her zaman fayda vardır. Bana kizmaniza gerek yok. :)
Farkında değilsiniz ama kendinizi muhataplarinizla denk hale getirdiniz. Hiç de seçkin bir tavır değil.
Arada kavganın gidişatını yazın madem umalım ki ben külliyen haksız çıkayım. Ama uygar tavır,medeni tepki benim onerrdigimdir.
0
fempusay
(07.11.20)
Güncelleme yapayım ise başlayalı bir hafta oldu

İlk gün kadını gördüm, her ne kadar insanları genelde dış gorunusuyle yargilamasam da karşımda pespaye, pasakli, kısa boylu, yuvarlak suratlı, himbil, gözlüklerinin cami kirden görünmeyen, kadınlar günü hirkasiyla gezen ve bağıra bağıra konuşan bu insan kaynakları şefi kadını gördüğüm anda bütün hırsım kayboldu ve şikayetçi olmadım. Zaten onunla da hiç isim olmadi, olmayacak. Beklediğim iyi olmuş dedim.
0
🌸sanguine
(20.11.20)
(5)

Fıskiyeden akan suyun akışı tahmin edilebilir mi?

ananiyimioguz
Kapalı bir alanda süs havuzunuz var diyelim. Kameralar yardımı ile bir süre suyun tüm hareketlerini kaydediyorsunuz. Belli bir dataya ulaştıktan sonraa) günümüz teknolojisi ile,b) gelecekte, suyun davranışları tahmin edilebilir mi damlaların nereye düşeceği vs.
Kapalı bir alanda süs havuzunuz var diyelim. Kameralar yardımı ile bir süre suyun tüm hareketlerini kaydediyorsunuz. Belli bir dataya ulaştıktan sonra

a) günümüz teknolojisi ile,

b) gelecekte,

suyun davranışları tahmin edilebilir mi damlaların nereye düşeceği vs.
0
ananiyimioguz
(05.11.20)
Gerçekte hiç su olmadan da CFD (computational fluid dynamics) yazılımları kullanılarak akışkan davranışları yaklaşık olarak tahmin edilebiliyor ama bilgisayarın çok güçlü olması gerekiyor. Kişisel bilgisayarlarda yapılan analizler saatler sonunda tamamlanıyor. Süper bilgisayarlar daha kısa sürede sonuç veriyor. Tamamen bilgisayar, doğal olarak işlemci gücüne bağlı bir durum.
0
dissendium
(05.11.20)
Rastgele bir örnek sanallaştırılabildiğini biliyorum.

Ben gerçek hayattaki bir örnek izlenildiği taktirde tahmin edilebilir mi diye soruyorum aslında.
0
🌸ananiyimioguz
(05.11.20)
edilemez çünkü damlaların birbirini çekmeleri ve itmeleri sözkonusu. yüzey gerilimi ile birbirlerini çekmeleri ve aynı yükteki su damlalarının birbirlerini itmeleri falan. bunları hesaplayacak bir yöntem yok eğer sorduğunuz soru her bir damlanın düşeceği koordinatları hesaplamaksa.

eğer bunlar hesaplanabiliyor olsaydı olabilirdi. zaten her değişken hesaplanabilseydi her şey tahmin edilebilirdi. senin iki dakika sonra kafanın kaşınacağı ve kaşıyacağın parmak bile.

ileride olur ama muhtemelen. yeterince zaman sonra bu hızda gidilirse mümkün olmayan şey olmaz bence.
0
bohr atom modeli
(05.11.20)
Olabilir.
Süper bilgisayarlar ile galaksi çarpışmaları ya da karşılaşmaları bile animasyon olarak izlenebiliyor. Tabi bu işlemler için bilgisayar süper de olsa görüntünün oluşturulması günlerce sürebilir.

Galaxy Collision araması yapabilirsiniz
0
Erva
(05.11.20)
@bohr atom modeli, aslında ihtimaller sıralanabilir. Ve suyun veya bizim hareketlerimiz o ihtimallerden biridir muhakkak.

Fakat gerçekten gelecek tahmin edilebilir mi yani? Mesela şeyi çok merak ediyorum;

Süs havuzundan devam edeyim, çok güçlü bir donanım ile detaylı bir şekilde tüm olasılıkları paralel ihtimaller ağacı olarak çıkardık diyelim. Uzun süre izledik ve artık şu andan itibaren 1000 basamağı biliyoruz. Sonra arkamıza yaslanıp yolun hangi ihtimallerden gittiğine bakıyoruz. İlk 800 adıma kadar baktıktan sonra sonraki 200 adım şu ihtimaller dizesinde devam edecek! diyebilir miyiz? Böyle bir düzen söz konusu mu? Bu tarz testler yapılıyor mu? Yoksa tamamen kaos mu? Çünkü eğer bilebilirsek bu gerçekten bir gün yaşadığımız evrenin ön görülebilir olduğunu gösteriyor insan davranışları dahil. Şuan dünyayı simule etmek kabaca mümkün, ama detaya inebilecek işlem gücümüz yok sanırım.
0
🌸ananiyimioguz
(06.11.20)
(7)

İddaa bataklığına düştüm

eazy
Abi bu ne bela bir şeymiş ya. Öylesine 8 liralık kupon yapmıştım 3 gün önce, 119 geldi. Sonra o 119 2 gündür şampiyonlar ligi maçlarıyla oldu mu 400. Çekeyim parayı diyorum ama şeytan dürtüyor. Yarın avrupa ligi maçlarına 200 atayım, ne gelirse kardır. 200 lira da hesapta kalsın hafta sonu lig maçla
Abi bu ne bela bir şeymiş ya. Öylesine 8 liralık kupon yapmıştım 3 gün önce, 119 geldi. Sonra o 119 2 gündür şampiyonlar ligi maçlarıyla oldu mu 400. Çekeyim parayı diyorum ama şeytan dürtüyor. Yarın avrupa ligi maçlarına 200 atayım, ne gelirse kardır. 200 lira da hesapta kalsın hafta sonu lig maçlarına oynarım diyorum.

3 gündür ne sosyal medya, ne vatsap, ne telefon bakmaz oldum. Sürekli maç izliyorum. Ben toplam hayatımda bu kadar maç izlememişimdir ya.

illet ya valla illet.

* Bu arada sivas - karabağ maçı ne olur :DDDD
0
eazy
(05.11.20)
cok tehlikeli. beynin o 8 lirayi 10 katina, 40 katina cikarmanin aldigi hazzi uzun sure arayacak. eroin gibi dusun, kumar bagimliligi boyle bir sey, gercek bir bagimlilik. bu gibi kazanclar dopamin dengeni alt ust ediyor, o hissi tekrar yasamak icin hayattan kopartiyor beynin seni ve o amaca goturmeye calisiyor tum kuvvetiyle. bazi insanlar genetik olarak daha yatkin.

sonra ne oluyor? o heyecan icin oynamaya devam ediyorsun. tabii ki hic bir "edge" in olmadigi ve uzun vadede kaybetmen matematiksel olarak garanti oldugu icin kazanmak bir kenara kaybetmeye basliyorsun. bu sefer olur, bu sefer kesin diye diye daha cok kaybediyorsun. kendinden utanmaya basliyorsun "nasil bu kadar salak oldum nasil bu kadar para kaybettim" diye, sonra o paralari geri almak icin beynin hirs yapiyor, her seyi birakip ona kanalize oluyorsun, arada sansa kazandigin 3-5 sana hala imkanliymis gibi bir iluzyon yaratiyor ama o kazandigin 3-5 in yaninda kaybettigin daha fazla oluyor. gideren daha cok bataga dusuyorsun. arkadas iliskileri, aile iliskileri buyuk yara aliyor. zaman gidiyor, para gidiyor...

sen en iyisi yol yakinken beyninin bu bagimlilik yatkinligini farket, unutmaya calis, o 400 lirayla kendine guzel bir kiyak yap, yemek olur, sevdigin biriyle harcamak olur, bir luks ihtiyac olur. beyninin o hissi unutmasi biraz zaman alacak, ara ara "lan bi daha yapsak, kazansak, ne guzel olur di mi?" diyecek, bu uzuun bir sure olacak. buna direnmen lazim. ozellikle bastan amatorken kazanmak daha tehlikeli. genetik olarak bagimliliga bu kadar yatkinsan duble tehlikeli. irade isi degil bu. valla dikkat et. su an sordugun soru "eroyin denedim ulan ne guzel hismis milletin dedigi kadar var. bu arada bildigniz torbaci?" gibi bir soru. eyorlamam bu kadar, kolay gelsin.
0
robokot
(05.11.20)
Ben olsam 300 çekip 100 ayırırdım. Belirli bir yüzde belirle ve o yüzdeden fazlasını ayırma.
0
dissendium
(05.11.20)
Haksız kazanç. Öyle düşün.

Şimdi sen burada bir emek ve zaman ve enerji harcayıp bir iş yapıyorsun ve senin bu işinin üzerine millet paralı iddiaya giriyor, biri kazanıyor ve bir anda para babası falan oluyor, neymiş? Sen şu işi nasıl yapacakmışsın diye tahmin yürütmüşler. Sen çalışıyorsun parayı onlar kazanıyor. Aklına bu gelsin ve beynini bundan sıyırıp koparmaya niyet et.
0
1bir1bir1
(05.11.20)
Kaybedersin 3-5 gune.
0
baldur2
(05.11.20)
şeytan, sen iflas bayrağını çekene kadar dürter. Hatta sonrasında cebe biraz para girdiğinde yine o dürtmeler söz konusu olabilir.
Bir ara bazı çevrede uygulama üzerinden bahis oynayanlar görüyordum. Avuçlarını yaladıklarıyla kaldılar.
0
Erva
(05.11.20)
hacı abi 3 tane 1.1 maça bassan kazanma şansın 0,7.
yani 1.1'lik 3 maçtan oluşan bir kuponun tutma şansı %70
yani sıralı 10 kupon yapsan hepsi 3 maçtan ve 1.1 orandan oluşan en fazla 7. kuponu görebilirsin.
10tl'den başlasan en fazla 19tl'yi görebilirsin.
sonra hepsini kaybedersin.

400e bir kazak al kışın giyersin sıcak sıcak.
0
duyurukullanıcısı
(05.11.20)
içeride 5 lira bırakıp çektim parayı. Çok zor oldu, elim ayağım titredi valla ama Düşmemişim şükürler olsun. Benim kumarım buraya kadarmış.

o 5 lirayı da avrupa ligi maçlarının hepsinin ilk yarı 1 gol oluruna bastım geçtim. ya tutarsa :DDDDDDDD
0
🌸eazy
(05.11.20)
(18)

Fransa’da ne iş yapacağım?

le jeune turc
Merhaba Arkadaşlar,Evlilik vasıtasıyla 1 ay önce Fransa’ya geldim. Çalışma iznim var.Lisansım ve yüksek lisansım Türk dili üzerine.1 yıl üniversitede yabancılara Türkçe öğrettim. O alanda sertifikam da mevcut.Gerek Türkiye’nin giderek bataklığa sürüklenmesi gerekse de Türk imajının bataklığa çoktan
Merhaba Arkadaşlar,

Evlilik vasıtasıyla 1 ay önce Fransa’ya geldim. Çalışma iznim var.
Lisansım ve yüksek lisansım Türk dili üzerine.
1 yıl üniversitede yabancılara Türkçe öğrettim. O alanda sertifikam da mevcut.
Gerek Türkiye’nin giderek bataklığa sürüklenmesi gerekse de Türk imajının bataklığa çoktan saplanmış olması nedeniyle bu alanda bir gelecek göremiyorum.

Fransızcam A2-B1 arasında. İngilizcem B2-C1 arasında. Bayağı iyi anlayıp konuşurum ama burada pek bir geçerliliği yol. Sürücü ehliyetim yok. Aracım veya bisikletim yok. Bisikletim olsa dahi dizlerim ve belim çok sağlam değil. 1 yıl askerlikten sonra zaten eklem romatizmasından muzdarip olan bedenim özellikle dizlerini eline aldı. Diz meselesi Uber tavsiyeleri için, bel meselesi de inşaat işleri için. Ağır kaldırırsam iyice mahvolurum diye düşünüyorum.

Lille’deki abartısız bütün restoranları ve fast-food mekanlarını gezip bulaşıkçı veya temizlikçi arayıp aramadıklarını sordum. Çoğu yer işleri kötü olduğundan iş aramama bile şaşırdı. 15 kadar yere öz geçmişimi bıraktım.

Karantina malumunuz. Kasım sonuna kadar restoranlar paket satışı dışında kapalılar. Alışveriş dışında günde 1 saat sokağa çıkma iznimiz var.

Bir Fransız restoranının sahibi ile iş görüşmesi yaptım karantina başlamadan önce. Karantina bitmeden 1 hafta önce beni ara, deneme yapalım deyip kendi numarasını verdi.

Bayağı meşhur bir dönerci zincirinin sahibi de öz geçmişimi aldı. Bu işlere kardeşinin baktığını ama öz geçmişimi mutlaka ileteceğini söyledi.

Karantina olmasaydı belki o Fransız restoranında başlayabilirdim.

Şubat’ta askerliği bitirince Mart’ta evlenmeyi planlıyorduk. En geç Haziran’da da burada olurum diyordum. Kovid patlayınca Ekim’de gelebildim. 8 aylık işsizlik de özgüvenimi çok düşürdü.
Bütün restoranlara tek tek girip bulaşıkçı arıyor musunuz diye sorabilecek özgüvenim ve hırsım var ama uzun süreli işsizliğin ardından dilini ileri düzeyde konuşamadığım ve şu an karantinada olan bu ülkede ne iş yapacağımı şaşırmış durumdayım.

İlerisi için ticari fikirlerim mevcut ancak şu an uygulayabilecek sermayeye kesinlikle sahip değilim. Sıfırım hatta.

1 aydır bütün masrafları eşim karşılıyor. En az bir ay daha öyle olacak olması bir de kısıtlılık hissi beni biraz bunalttı. İlk aydaki bütün mutluluk hormonlarımı tüketmiş gibiyim. 2 sene önce üniversitede sözleşmeli de olsa okutmandım, mesleki tatmin yaşıyordum. Geçen sene de bu vakitler gomtanım gomtanım diye dolanıyordu insanlar. Ha ben kendimi çok kaptırıp muvazzaf gibi takılmıyordum ama üstüne uzun süreki işsizlik gelince insan bir sudan çıkmış balığa dönüyor.

Adam gapağı evropaya atmış nabaceğanı bize zoruyo yauv diye düşünmemenizi rica ediyorum. :(
0
le jeune turc
(04.11.20)
Kapağı avrupa’ya atmak bu olmamalı ya. Üzüldüm. Yerinizde olsaydım alanımda iş bulmaya çalışır, mesleğimi icra etmek için yeni yollar denerdim. Gerekirse fransa’dan diploma alırdım. Bunu düşünmeniz uzun vadede hayattan aldığınız tatmini artırır.
0
ruhen hastayim ben
(04.11.20)
Fransa'da üniversite mezunları işçi olarak çalışabiliyorsa fabrikalara başvurun derim. Özellikle otomotiv sektöründe iş bulma şansınız olabilir. Mesleğinizi yapmayacaksanız meslek öğrenebilirsiniz.
0
dissendium
(04.11.20)
boynunu eğme, oraya giderken işsiz olacağını biliyordun neticede, yenge de bunun farkında olması lazım; konuşmuşsunuzdur illa ki. hele ki bu kısıtlamaların olduğu dönemde iş bulmak çok daha zordur, o yüzden kendini kötü hissetmene gerek yok. aranızdaki iletişim ne şekilde bilmiyorum ama 1 ay iş bulamadın diye senin hakkında kötü düşünmüyordur elbet. moralini bozup kötümser bakarsan onu da üzmüş olursun, tatsızlık üstü tatsızlık.

iş aramaya devam tabii ki. şuraya bak diye bir fikir veremem ama moral bozmak için daha erken, gider gitmez hop diye kapmayacaklardı neticede seni. ekstra olumsuz bir durumda değilsin yani. ayrıca ben senin şu anki şartlarında olmayı bile kabul edip yerinde olmak isterdim. millet bir dayanağı olmadan gidiyor, senin native eşin var bi de! hala şanslısın, bişey kaybetmiş değilsin, kendine gel, her şey güzel olucak.

bu arada bekar baldızın varsa tanıştırabilirsin bizi, gelirim beraber işsiz oluruz şlkdfgda

edit: whoosie aşağıda güzel bir noktaya değinmiş. benim fransa'da doğup buraya göçen çok türk tanıdığım var, hepsi de yamuk türkçeli. orada türkçesi gelişsin isteyen türk kesin bulunur.
0
Bruce
(04.11.20)
Abi avrupa dediğin talep edilen mesleğin yoksa yalan. senin şu durumda yapabileceğin restoranların açılmasını bekleyip onlara başvurmak. özellikle turk restoranlarını googledan bul , git ve konuş. normal zamanda kesin ihtiyaç var ama pandemiden dolayı şuan olmaya bilir.
Bir de online alışveriş yapılan sanalmarket tarzı oluşumlar, onların depolarında her zaman elemana ihtiyac oluyor(sipariş falan hazırlıyorsun vs)Ayrica forklift sertifikası alıp depolarda operatorluk yapılabilir.
3. seçenek kendi işini kurmak
4. seçenek meslek okulu okumak
0
bluewhale
(04.11.20)
17 yaşında yanlış yönlendirme ile amcamın yanına okumaya diye gittim. 6 ay dayanamadım ve geri döndüm. çok az fransızcam ve hiç ingilizcem yoktu. bence dil ve diploma avantajın var. ben bir yenge mağduru olarak döndüm. senin gibi dil avantajım olsa zorlardım o zamanlar çok ah ettim. iş bulmak çok zor.

pariste yaşayan kuzenim lise mezunu olarak iş bulamadı ve türkiyeye geldi. tek farkı fransızca bilmekti. izmirde belçika firmasına telefonla müşteri hizmeti deneyimi verdi.(yaklaşık 6 ay) daha sonra parise zorunlu geri döndü. burdaki tecrübesini ekleyip bir iş buldu. 1300 euro maaş alıyor. pariste kıt kanaat geçiniyor.

zorlamazsan olmaz zorla.
0
mikahakkinen
(04.11.20)
Yabancılara Türkçe eğitim konusunda Türk imajından dem vurmuşsunuz ama hedef kitleniz aslında Türkçe öğrenmek isteyen yabancılar değil, çocuğu Türkçe öğrensin isteyen Türk göçmenler olabilir, o tarafı denediniz mi hiç komünite gruplarından falan?
0
whoosie
(04.11.20)
Hocam Leboncoin üstünden al sat falan yapsaniz, belli bir birikim olunca araç alıp Uber denersiniz. Haftasonu geceleri falan eglence yerlerinde çok iyi para kazaniyorlardi.
0
spacevan
(04.11.20)
internet üzerinden diplomalarınızı falan yazıp online türkçe eğitimi verebileceğiniz mecralara başvurmaya ne dersiniz?
mesela camblydeki hocaların çoğu öğretmeye çalıştıkları dil dışında mükemmel değiller.
0
baharat
(04.11.20)
moralini bozmak gibi olmasın ama diz ve bel sorunların varsa garsonluk-bulaşıkçılık gibi işleri de tavsiye etmem, hatta über yap daha iyi yani, o kadar yorulmazsın. bahsettiğin iki işte de sıklıkla ayakta duracaksın, nasıl olacak ki o?

e-ticaret işine mi girsen acaba? ben de çok bilmiyorum ama al-sat yaparak güzel para kazananlar varmış. -mış tabi, ben duyduklarımı söylüyorum. bu arada türkçe öğretme işini bence çok da hafife alma, akademideki insanlar daha farklı kafada olabiliyorlar, görmüşsündür illa ki. yani atıyorum, sırf türksün diye hor görmeyecek üniversiteler/hocalar vs olabilir. olmama ihtimali yüksek tabi ki de, öneride bulunuyorum işte. çalışabileceğin üniversitelerdeki türk hocalarla irtibata geçsen, belki bir öneride bulunabilirler. ek olarak doktora programlarına başvurup, varsa teaching assistant olaylarına girebilirsin, ta'lere çok kötü para vermiyorlar çünkü, yani açlıktan ölmezsin. sözel alanlarda durum biraz zorda, kabul ediyorum ama denemekten ne çıkar?

bir de bulunduğun yerdeki türk topluluklarına vs bakabilirsin belki. kardeşimin arkadaşı kanada'ya gitmişti, o şekilde ev-iş herşeyini ayarlamıştı. gerçi eşim almanya'dayken çok kazık yediği olmuştu ama onun da bazı işleri hallolmuştu tanıdıkları sayesinde.

bir inşaat işi değil de, tesisat işi tarzı şeyler olabilir, çok ağır kaldırman gerekmeyebilir ama ben yine zorlanacağını düşünüyorum. yine de şunu da örnek vereyim: kardeşimin bir arkadaşı kanada'da ev tadilatı yaparak -yer karosu döşeme vs- iki ayda araba çekti altına -ikinci el ama olsun yani, bence yine de süper- öyle işlere de bakabilirsin belki, eğer çok zorlanmayacağını düşünürsen.

edit: evet bir de online ders de verebilirsiniz, o da var.
0
pasp
(04.11.20)
tercümanlık yapmaya çalışın türkçe - ingilizce vs. online olarak. hatta bir an önce fransızca öğrenip fr-ing - tr yapabilirsiniz. iyi para var ama işte fr öğrenmek lazım.
0
matilda
(04.11.20)
Fransızca bilginizin yetersiz olması büyük sorun. Üniversitelere, Türkçe kursu olan bölümlere okutman olarak başvurabilirsiniz. Lille şehrinde durum nedir bilmiyorum ancak değil Avrupa’da Hindistan’da bile Türkçe okutmanlık yapan TDE mezunları var.
whoosie doğru demiş, bir ilerisine gidip, Türk konsolosluğu eğitim ateşeliğine de yazın. Onlar bir talep olursa şişe yöneltirler.
0
buf-e kür
(04.11.20)
Aklıma gelenlerin bir kısmı yazılmış, ben de şu 2 şeyi ilave edeyim.
-Fransada faaliyet gösteren vakıflarda ya da derneklerde (araştırın tabi, başınıza dert olacak bir yer olmasın) Türkçe kursları veriliyor, oralara bakabilirsiniz ya da Türk-Fransız Ticaret Derneği vardı, buralarla iletişime geçin, işin dış ticaret kısmında(operasyon kısmında özellikle) iş bulabilirsiniz.
-Meslek edindirme kursları vardı, iş garantili. Bir arkadaşım başvurup gitmişti, hala var mı bilmiyorum, bahsettiğim 10 yıl önceydi, bir araştırın bu söylediğimi isterseniz.
0
Rh Negatif
(04.11.20)
Üstad kaç kere konuştuk aslında ya. Keşke yakın bir yerde olsan da yardım etsek ama aramızda yarım gun var neredeyse...
Bir kere ehliyetin olmaması kötü olmuş, burada hem pahali hem daha zor.
Onun dışında Lille gene büyük şehir, bir sey cikabilir. Deneyim istemiş ama şöyle bir şey var misal;
www.indeed.fr

Onun dışında kafana bu kadar takma. Esinin geliri varsa hallolur. Biz 4 ay esimin ailesinin yaninda yasadik ben iş bulana kadar. Bunlar ilk basta normal kafana takma. Türkiye'de bile is yok ki sen dilini bilmedigin yerde Türkçe diplomasi ile geldin.

Bu arada sana diyeceğim tek sey; temizlik firmalarina girmeye calis. Benim çalıştığım yerin temizligini yapanlar cok memnun genelde. Agir kaldiracak edecek isleri yok. Bence oldukça ideal bir is ve dil bilmene de cok gerek yok (acikcasi calisanlarin cogu yabancı türk abi vardi emekli oldu, simdi yunan bir abla var, sonra afrikali var cezayirli var).
Sana tavsiyem bu kadar motiveysen esinle falan beraber böyle is edinme kurslarini falan bulmaya calis. Acikcasi burada ofiste düz adam olmak yerine tamirci/cilingir/boyaci/tesisatci/elektrikçi olmak cok daha iyi. Bu tabi fransizcan iyilesince yapilacak is.
Onun dışında lille tarafinda üretim var ama üretime dil bilmeden girmen zor açıkçası. Yoksa fabrikada isci olmak falan iyi.

Neyse cok uzadi; ilk bakista direkt bir çözüm yok gibi covid sebebiyle. Pole emploi, indeed vs gibi sitelerden Türkçe bilen arayan islere baksan en ideali gibi.

Ben biraz düşüneyim tekrar bir sey cikarsa sana yazarım.
Bu arada lille'de yasamak zorunda misiniz? Yoksa mobil misiniz?
0
logisticsmanager
(04.11.20)
Bir fikrim yok ancak sabır dilemek istedim. Türk dili diploması ile fransada iş aramak çok zor iş gerçekten. Kolaylıklar diliyorum.
0
roket adam
(04.11.20)
Arkadaşlar cevaplar ve desteğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.

Ekipman eksikliğimi giderir gidermez iTalki gibi sitelerde çevrimiçi ders ve Youtube olayına başlayacağım. Açıkçası askerlikten sonra biraz hamlasam da Türkçe öğretimi en iyi yaptığım iş. Bir zamanlar Youtube'a ders videoları yüklemiştim. O videolardan beni bulmaya devam eden, Reddit'te bile videolarımı paylaşan insanlar var. Ekipman işini çözer çözmez tekrar girişeceğim.

Garsonluk, tezgahtarlık, temizlik, bulaşık işlerinden anlarım. Yapmışlığım da çok öğrenciyken. Burada da Indeed üzerinden çeşit çeşit pek çok işe başvurdum. Başvurmaya da devam ediyorum. Bulaşık işinde sanayi tipi bulaşık makinesi sayesinde belim çok zorlanmadı.

Amazon'a başvuramıyorum çünkü aracınız olmadan gidemeyeceğiniz bir yerde.

Paris'te Türkçe öğretimine dair bir iş bulursam burada yaşayan bazı insanların yaptığı gibi hızlı tren için aylık bilet alıp 1 saat gidiş 1 saat dönüş şeklinde orada çalışabilirim.

Yüksek lisans tezimin çok uzun sürmesi ve arş. gör. kadro sınavlarında hep ikinci olmak beni akademiden bayağı soğutmuştu, aklım bir yandan hep doktora yapmakta. Umarım Fransızcayı C1 seviyesine çektiğim zaman böyle bir şansa erişirim.

Al sat meselesine gelince, aklımda harika bir kırtasiye ürünü fikri var. Türkiye'den getirtip buradaki kitapçılara ve kırtasiyelik eşya satan yerlere toptan satmayı istiyorum. Ancak bunun için bir şirket kurmam ve önce bir sermayeye sahip olmam gerekiyor.

Buradaki Türk kitlesi düzgün Türkçe bilmemeyi kendine sorun etmiyor gibi bir intiba mevcut bende. O yüzden kafadan ilk elediğim seçenek hep bu oluyordu ancak denemek lazım. Haklısınız.

Eğitim ateşeliğine yazmak aklımın ucundan bile geçmemişti.

Hepinize tekrar tekrar teşekkür ederim arkadaşlar. Hem cesaret verdiniz hem de aklıma gelmeyen fikirler verdiniz. Baldız olayına çok fena patlattım kahkahayı. Bütün arkadaşlarım soruyor ancak ne yazık ki baldızım evli. :D
0
🌸le jeune turc
(04.11.20)
Alınma ama avrupa sana göre değil. Eğitim, meslek ve beceri anlamında oranın sana ihtiyacı yok.
0
indifferent
(04.11.20)
Hocam esinizin masraflari karsilamasina takilmayin. Evlilik de bu zaten, zor zamanda birine destek cikmak. Hem ulke degistirmissin oyle her sey pat diye yoluna girmeyecek tabii. Kesinlikle o konuya enerjinizi harcamayin.

Ileride bu yazdiklariniza emin olun guleceksiniz ve arkadaslariniza anlatacaksiniz.
0
oscar
(05.11.20)
(3)

ingilizce geliştirmeye yönelik online gazete vd.

early morning rain
selamlar,ortalama intermediate ya da üstü seviye için, günlük olarak iş arasında vs okunacak, güncel olayları anlatan çok kasıntı bir dil kullanmayan bildiğiniz online gazete ya da haber siteleri var mı? böyle özellikle dil öğretmek için var olan uygulamalardan hiç verim alamıyorum. 6-7 ay sonra iel
selamlar,
ortalama intermediate ya da üstü seviye için, günlük olarak iş arasında vs okunacak, güncel olayları anlatan çok kasıntı bir dil kullanmayan bildiğiniz online gazete ya da haber siteleri var mı? böyle özellikle dil öğretmek için var olan uygulamalardan hiç verim alamıyorum. 6-7 ay sonra ielts çalışacağım. ona kadar her gün aktif olarak gazete okumak, haberlere bakmak belki video izlemek vs iyi gelir diye düşündüm. var mı takip ettiğiniz siteler?
0
early morning rain
(04.11.20)
Her gün BBC ve CNN takip ediyorum. BBC dili CNN diline göre biraz daha basit. CNN maalesef ABD dışındaki ülkelere haber yayını yapmıyor haber sitesinden. Ben de Youtube'da NBC News kanalını takip ediyorum. Canlı yayınlar açık. Bazen de Euronews takip ediyorum.
0
dissendium
(04.11.20)
Wordtest diye bir site var bir bakın derim
0
le jeune turc
(04.11.20)
gazete degil ama wikipedia'nin basit dille yazilmisi var: simple.wikipedia.org
0
hot potato
(04.11.20)
(5)

emperyalizmin empoze ettiği kültürlere ne olmuş denir?

architects creed
merhaba, kolay bir kelimeydi sanki unuttum. britanya hindistanı sömürgesi yaptı ama aynı zamanda geleneklerini dilini falan değiştirdi, hindistan bir şey oldu/edildi denir bu durumda. kültür empoze etmek var ama o A>B, ben B açısından istiyorum. ilhak etmek de değil o da hem A>B hem de kültürün yozl
merhaba,
kolay bir kelimeydi sanki unuttum.
britanya hindistanı sömürgesi yaptı ama aynı zamanda geleneklerini dilini falan değiştirdi, hindistan bir şey oldu/edildi denir bu durumda.

kültür empoze etmek var ama o A>B, ben B açısından istiyorum.
ilhak etmek de değil o da hem A>B hem de kültürün yozlaşmasından bahsetmiyor, başka ülkenin egemenliğine girmek değil de bir toplumun geleneğinin bozulması daha çok.
ıslah olmanın zıttı gibi. :)
dil ucunda...
0
architects creed
(04.11.20)
Kültürel yozlaşma? :p
0
the guy from batman
(04.11.20)
yozlaşma?
0
gelecegin yildizi
(04.11.20)
Dejenere olabilir.
0
dissendium
(04.11.20)
asimilasyon (emperyalizm olmak zorunda degil tabii)
0
robokot
(04.11.20)
teşekkürler buldum: asimile olmak.
edit: göndermeden cevap da gelmiş :)
0
🌸architects creed
(04.11.20)
(2)

neden cevap vermiyorlar?

ala09
merhaba, iş arama sürecindeyim 1 aydır, InMail denen naneyi kullanabilmek için premium üyelik filan da yaptım, bağlantı kurup da yazdığım kişiler oldu. niyet mektubu denen kuralına kitabına uygun kişiye ve işe özel mesajlar yazıyorum ama cevap vermiyorlar bana (bölüm yöneticileri, pozisyonda söz sah
merhaba, iş arama sürecindeyim 1 aydır, InMail denen naneyi kullanabilmek için premium üyelik filan da yaptım, bağlantı kurup da yazdığım kişiler oldu. niyet mektubu denen kuralına kitabına uygun kişiye ve işe özel mesajlar yazıyorum ama cevap vermiyorlar bana (bölüm yöneticileri, pozisyonda söz sahibi kişiler, ik'nın işe alım uzmanları gibi kişiler). neden olabilir? en azından "hmm gördüm ama uygun değilsin pozisyona. byee" yazmaları adabı muaşerete daha uygun olmaz mı?
0
ala09
(02.11.20)
Ohoo. İş görüşmelerinde bile olmazsa haber veririz diyorlar ama haber vermiyorlar. Klasik bir yalandır o. Hele İnternet başvurularında kimse öyle bir şey yapmaz. Başvuran çok fazla kişi oluyor. Hepsine tek tek cevap yazmak zaman kaybı. Sadece Kariyer.net'ten bir kere olumsuz mesaj almıştım ama o da otomatik mesajdı.
0
dissendium
(02.11.20)
çok fazla işsiz var. o yüzden çok fazla başvuru oluyor ve çok mail gidiyor. onlar da haliyle her şeye dönüş yapmıyorlar. 3-4 ay sonra dönüş almaya başlarsın.
0
silver apple
(02.11.20)
(3)

Herhangi Bir Akıllı Telefona S Pen Kullanılabilir mi?

1bir1bir1
SelamKalemli sistemle üretilmemiş bile olsa o telefonda s pen kullanılır mı? Evet ise alınması gereken kalemi nasıl biliriz nasıl buluruz? Kalitesini nasıl anlarız?
Selam

Kalemli sistemle üretilmemiş bile olsa o telefonda s pen kullanılır mı? Evet ise alınması gereken kalemi nasıl biliriz nasıl buluruz? Kalitesini nasıl anlarız?
0
1bir1bir1
(02.11.20)
S Pen farklı bir teknolojiyle çalışır. Styluslar gibi jenerik değildir aldım her telefonda kullandım gibi bir yapı yok yani. Wacoom kalemleri gibi düşün. Çalışmaz yani.
0
Giovanni Pipitto
(02.11.20)
Yani stylus başka s pen başka mı? Ben s pen'deki s'nin stylus olduğunu sanıyordum.

Peki her akıllı telefonda kullanılabilen akıllı telefon kalemi diye bir şey var mı? Varsa nasıl öğrenicem bunları?
0
🌸1bir1bir1
(02.11.20)
Stylus parmak görevi gören bir araç. S Pen farklı bir teknoloji. +1 Samsung'un kendi ürünleri için ürettiği bir kalem. S Pen herhangi bir telefonda çalışmaz. Stylus alırsanız çalışabilir. Ama Stylus kullanınca çizgi kalınlığı değiştirme, hassasiyet gibi şeyler olmaz.
0
dissendium
(02.11.20)
(14)

Bu geometri sorusu yanlış değil mi?

profesor doktor
https://i.hizliresim.com/wCHTNH.jpgcevabın 18 olması gerektiğini düşünüyorum ama cevap anahtarının 36 göstermesini geçtim şıklara 18 koymamışlar.
i.hizliresim.com

cevabın 18 olması gerektiğini düşünüyorum ama cevap anahtarının 36 göstermesini geçtim şıklara 18 koymamışlar.
0
profesor doktor
(31.10.20)
6x3=18
diğer taraf 6x3=18 36 artar

bence doğru
prntscr.com

edit:haklısın o kısımlar eksiliyor soruyu yazanda bizim gibi atlamış olabilir.
0
basond
(31.10.20)
6x9=54 3x6=18 54-18=36
yuzeyin alani dikdottgen 6 kere 9
ama 3 cm kesit aliniyor, onun
alani 3 kere 6. farki 46
0
tunaktunaktun
(31.10.20)
farki 36 ...yanlis yazdim yukarda
0
tunaktunaktun
(31.10.20)
Arkadaşlar ama ön ve arka yüzeylerden de (-9) ve (-9) olmak üzere 2 alan eksiliyor. Onları da çıkarmak gerekmiyor mu?
0
🌸profesor doktor
(31.10.20)
18
0
funl
(31.10.20)
tamam buldum. ustteki kismin yuzeyini cikarinca. kesilen kismin ic yanal yuzeyi kadar artiyor
iki adet (3 kere 6 ) 36 eder.
soru dogru.
kesilen kismin tabani da aslinda eski yuzeye gelir.
0
tunaktunaktun
(31.10.20)
18 buldum.
0
dissendium
(31.10.20)
kare prizma çıkınca üstteki yüzey alta aynen devam ediyor. sağ ve solda fazladan iki yüzek oluşuyor. yani 3x6 dan iki tane yüzek oluşuyor. 36 eder.
0
efruz
(31.10.20)
efruz, ancak bir daha baktim,
kare cikan prizmanim tabanlari da uçtu. eksi 2x(3x3)
0
tunaktunaktun
(31.10.20)
ön ve arka yüzeyleri de çıkarmak gerekiyor bence. çünkü oralarda da alanlar eksiliyor.
0
🌸profesor doktor
(31.10.20)
SolidWorks'te hesapladım.

İlk yüzey alanı 258 birim kare.

İkinci yüzey alanı 276 birim kare.

Fark 276-258=18 birim kare.

Şıklarda 18 olmalıydı.
0
dissendium
(31.10.20)
başka gençlerin de beyin devreleri
yanmasin. yayinevine yazmali.
neticede beyin bedawa.
0
tunaktunaktun
(31.10.20)
@dissendium çok teşekkürler. şıklarda 18 olsa cevap anahtarı yanlış der geçerdim ama 18'i göremeyince neredeyse cevabından emin olduğum şey için şüpheye düşmüştüm. :) artık eminim :)
0
🌸profesor doktor
(31.10.20)
Birisi ekşi'de başlık açsın. Konu uçar rekor kırar söyliyim.
0
ihanet kac kisilik
(01.11.20)
(3)

Sohbet etmek istediğiniz Türk ünlüler

havadakarada
20-30 dk sohbet muhabbet etsek ne güzel olurdu dediğiniz kimse var mı? Eskilerden isimler de olabilir yaşayan. Artist, yazar, bilim adamı vs farketmez.Ben başlayayım:Cüneyt ArkınNamık EkinIlber Ortaylı
20-30 dk sohbet muhabbet etsek ne güzel olurdu dediğiniz kimse var mı? Eskilerden isimler de olabilir yaşayan. Artist, yazar, bilim adamı vs farketmez.
Ben başlayayım:

Cüneyt Arkın
Namık Ekin
Ilber Ortaylı
0
havadakarada
(30.10.20)
İlber Ortaylı

Celâl Şengör

Cem Yılmaz

Nejat İşler

Erdal Beşikçioğlu

Güven Kıraç

Erkan Can

Zafer Algöz

Aziz Sancar

Nuri Bilge Ceylan

J. K. Rowling (Türk değil ama idare edin)

Düşünsem daha da bulurum.
0
dissendium
(30.10.20)
cenkerdem
0
exlibris
(30.10.20)
Vedat Milor
0
roket adam
(30.10.20)
(7)

Matematikçiler bi bakarlar mı?

1bir1bir1
Selam, yutubda gezerken şöyle bir soru çıktı karşıma:(Görseli açamayanlar için yazıyorum:)"y<x<0 olmak üzere, 3y-||y|-x|ifadesinin eşitini bulunuz."Bunu çözeyim diye hamle edecektim ama, -2 sayısı -1'den büyük müydü küçük müydü karar veremedim. Liseden mezuniyet 1999, sırf zevkine bakıyordum bu vide
Selam, yutubda gezerken şöyle bir soru çıktı karşıma:

(Görseli açamayanlar için yazıyorum:)

"y<x<0 olmak üzere,
3y-||y|-x|
ifadesinin eşitini bulunuz."

Bunu çözeyim diye hamle edecektim ama, -2 sayısı -1'den büyük müydü küçük müydü karar veremedim. Liseden mezuniyet 1999, sırf zevkine bakıyordum bu videolara. Bilgiyi de nasıl arayacağımı bilemedim, bir iki bakındım ama anlayamadım.

Şimdi eksi 2 eksi 1'den büyük mü küçük mü??
0
1bir1bir1
(30.10.20)
Küçük kesin bilgi, sayı doğrusu aklınıza gelsin ilkokul 1 matematiği
0
Tochinoshin
(30.10.20)
Ama sıfır'a mesafesi daha çok?? Ya işte kafam karışıyor gerçekten ben matematiği bu yüzden yapamıyorum ya. :/
0
🌸1bir1bir1
(30.10.20)
Negatif sayılarda 0'a yakın olan büyüktür.

Sayı doğrusunda -2, -1, 0 sırasında bulunur bu üç sayı.

-1 0'a -2'den daha yakın.

-1 -2'den daha büyük.

-2 -1'den küçük.
0
dissendium
(30.10.20)
sifiri baz almayin.

-100 ile +100 arasi bir sayi dogrusu oldugunu dusunun, tum sayilar sirayla dizilmis soyle:
-100 -99 -98 -97 -96...-2 -1 0 1 2...97 98 99 100 diye giden.

Sagdaki sayilar soldakilerden buyuktur.
Saga giderken sayilar buyur, sola giderken kuculur.
0
taurina
(30.10.20)
@dissendium

+sonsuza ilerlemeyi her zaman büyümek, -sonsuza ilerlemeyi de her zaman küçülmek olarak düşünüyor. O zaman mutlak değer kavramı neden var? Daha doğrusu, eğer sıfır "namevcut/yok" anlamına geliyorsa (-) değerler neden var?
0
🌸1bir1bir1
(30.10.20)
@1bir1bir1

mutlak değer bir fonksiyon, (-sonsuz, sonsuz) aralığını (0, sonsuz) aralığına dönüştürüyor. (git: upload.wikimedia.org )
0
mrtkp1234
(30.10.20)
Bilgi olsun belki birine daha ışık olur diye yazıyorum:

Bir emekli ilkokul öğretmeninin yorumu şu oldu:

"Gözden ırak gönülden ırak misali ne kadar eksi sonsuza giderse o kadar küçülür".

Bu ifade aklıma yattı, mantığı bu ifade kavrattı bana. Belki ihtiyacı olan olursa diye not ettim. Herkese teşekkürler.
0
🌸1bir1bir1
(30.10.20)
(3)

Psikoloğa mı psikologa mı yazılır?

gelmeistemem
Sb.
Sb.
0
gelmeistemem
(29.10.20)
TDK "psikolog, -ğu" yazmış. Psikoloğa olur.

Kitap kapağında böyle kullanılmış.

www.dr.com.tr
0
dissendium
(29.10.20)
Yumusak g ile.
0
invictae
(29.10.20)
Böyle bir durumda

> sozluk.gov.tr
> kelimeyi arat
> kelimenin hemen yanında varsa bir ses olayı belirtilir
> psikolog için “psikolog, -ğu” yazmış ve -ğu yazmasının sebebi kelimedeki ses olayını göstermek içindir
> yani “psikoloğa” doğru kullanım


Mesela “resim” için de
> “resim, -smi“ yazmışlar. Ek alınca ünlü düşmesi olduğunu gösteriyor “resmi” şeklinde
0
cemallamec
(29.10.20)
(29)

sevgiliniz ingilizce bilmese ya da çok az bilse

Stoneface
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/
0
Stoneface
(29.10.20)
intermediate seviye biriyle bile birlikte olmam.
0
stewie
(29.10.20)
Etkilerdi. Filmleri İngilizce izliyoruz. Bazen konuşma pratiği yapıyoruz. Bazen Gif atıyoruz. Çok önemli şeyler değil belki ama çeşitlilik oluşturan şeyler.
0
dissendium
(29.10.20)
Yanında bir de Fransızcası yoksa yanına yaklaşmam
0
olaylar olaylar
(29.10.20)
Ben de aynı durumdan muzdaripdim. Ama sorun değil bu. Yazıyı çevirip paylaş, anlatarak paylaş. Etkilenecek bir durum yok. Büyütmemelisin.
0
Amory Lorch
(29.10.20)
ben iki yabancı dil arıyorum koşul olarak. ayrıca en az 1 yıl tecrübe, kimseye baştan her şeyi öğretemem.

etkilerdi.
0
alors
(29.10.20)
Etkilerdi, soğurdum
0
sta
(29.10.20)
etkilerdi ama paylas arada yollayip cevirebilirsin. o fazla tepki vermiyor ve ogrenmeye aciksa cok etkilenmemelisin aksi durumda kotu bir sey.
0
ala09
(29.10.20)
İngilizce kırmızı çizgim
0
kisa
(29.10.20)
Etkisi üzülürdüm.

Keşke bilse diye hayıflanırdım. Güvenlebileceğim, birlikte olmaktan mutlu olacağım birini buldum da, İngilizcesi kaldı.
0
put it in your appropriate place
(29.10.20)
İngilizce bilmiyor ile az biliyor ama hevesli ve çabalıyor farklı şeyler bence, gerçekten çok az bilen ve hevesi olmayan biri , dünya görüşü ve kişiliği ile alakalı az çok negatif ipuçları veriyor bence. Çok iyi ingilizce bilen biri ile hiç hevesi olmayan biri zaten birlikte olamaz, ha nasıl olur, lisede misede zoraki öğrenmiştir iş gereğide pekiştirmiş ve onunla beraber büyümüş bir ingilizce olabilir, oteller su gibi ingilizce bilen turizm mezunu şeriatçılarla dolu mesela.
0
docrivers
(29.10.20)
Üniversitedeki sevgilime dair en unutamadığım birkaç şeyden biri “have” ile “has” arasındaki farkın “have”in daha bir sahiplenme anlamı taşıdığını söylemeseydi. “Has” aynı etkiyi vermiyormuş ajsjx. Doğrusunu anlatmaya çalışınca da “bence böyle, ben buna inanıyorum” gibi bir şeyler söylemişti. Tabii ki başka sebeplerle ayrıldık ama bu tür şeyler benim yavaş yavaş soğumama neden olmuştu zamanında.

Üstte dalga geçilmiş ama o kadar da önemsiz değil bence. Tabii ki yabancı bir dili mükemmel seviyede bilmeyebilir herkes ki ben de mükemmel bilmiyorum zaten ama en azından karşındakinin öğrenmeye açık olması bile önemli yani bu zamanda İngilizce konusunda.
0
ms brownstone
(29.10.20)
cinsiyet belirterek yazsak daha doğru olabilir :)

bir erkek olarak, zerre kadar etkilemez diyorum.
0
tabudeviren
(29.10.20)
Ben IELTS sonucu görmeden date bile yapmıyorum.
0
pass
(29.10.20)
Hiç İngilizce bilmeyen insanla aynı ortamda bulunmadım yaşıtım olarak. Benim de çok iyi değildir bu arada İngilizcem. Ama az çok bilmek de gerek bu çağın dilini. Özellikle bu internet çağında genç bir insanın az buçuk da olsa İngilizce bilmemesi beni dumura uğratır,
0
Hallegadola
(29.10.20)
başka batan şeyler varsa her şey gibi bu da bal gibi etkileyebilir. ama fazla detay olmadığı için her şey ideal bir model kurup düşünelim, yabancı bir sevgiliniz/eşiniz var, ikiniz de farklı dillerle doğup büyüdünüz. yıllardır bildiğiniz alıştığınız dilde belki de sizi siz yapan mizahı, argoları, çok daha sofistike hilarious kalıpları, sözlerine gülüp ağladığınız şarkıları sevdiceğinizle paylaşamıyorsunuz :( buna rağmen, diğer her şey yolundaysa, birbirini seven ve ingilizce gayet iyi anlaşan bireyler olan size bu soru soruluyor. büyük olasılıkla "haha amk bunun için ara bozulur mu" diyerek el ele uzaklaşıyorsunuz. şimdi voilà anı, yukarıdaki metinde "ingilizce" kelimesini "türkçe" ile değiştirin
0
engelbert humperdinck
(29.10.20)
Dilin kendisi önemli değil, ancak ingilizce biliyor olmanın önemli olduğu o kadar çok şey var ki hayatta eğer bir insan belli bir yaşta hala bu dili öğrenmek zorunda kalmamışsa direkt hüküm vermesem de şöyle bir göz ucuyla bakarım hayatına. Kendine yeten, düzgün bir hayatı varsa, örneğin birkaç meme paylaşamıyor olmam çok da sorun olmaz benim için.
0
mentuhotep
(29.10.20)
internetteki neredeyse her düzgün kaynak ingilizce, günümüzde ingilizce bilmeyen biri gerçek manada kendini geliştiremez, geliştirse bile bir yerde tıkanır; entelektüel olamaz. entelektüelite meraklısı olmayan biriyle en baştan sevgili olamam.
denedim, olmadı. güldüğüm bir meme'i bile paylaşamadım, napıyım öyle ilişkiyi.
0
Bruce
(29.10.20)
3 dil bilmeyen insana selam bile vermiyorum şahsen ben. Ne flörtü, ne sevgilisi?
0
westblack
(29.10.20)
yani genel olarak yillar icinda asla asla dememeyi ogrendim o yuzden kesin konusamam. bir insanin bu yasa gelip nasil ingilizce ogrenmemeyi becerebildigini sorgularim garipserim ama dedigim gibi hayat, ozellike gonul isi, belli olmuyor.
0
hot potato
(29.10.20)
Ben ingilizce bilmeyen tüm insanları gördüğümde dövüyorum otobüse falan almıyorum aynı havayı solumuyorum lflfkvögög

Şaka bir yana İngilizce çok aman aman bir sorun oluşturmaz ama belli bir seviyede bilgi birikim şart paylaşım için.
0
basond
(29.10.20)
İng bilmemesinin olumsuz etkisi olmaz, bilmesinin olumlu etkisi olur. Sevgilim yok gerçi ama şöyle örnek vereyim; bazen bi story’i birine tam atacak oluyorum, sonra ingilizce olduğu için vazgeçiyorum ya da bi başkasına atıyorum.
0
üşüdüm üstümü örtsene hande
(29.10.20)
Esim internet memelerini benim kadar takip etmedigi icin bile paylasamayip uzuldugum seyler var. Ingilizce bilmemesini dusunemiyorum.

Ingilizce bilmeyen veya az bilen biri buyuk ihtimalle benim zihinsel dunyama yakin degildir. Belli kosullarda anlasilirsa hala iliski yasanir ama cok zor.
0
cleric
(29.10.20)
bunu 1-2 kere yaşadım, olmuyor.
sorun ingilizce değil aslında, paylaşımın kısıtlı kalması sanırım.
çok güldüğüm, çok sevdiğim birçok şeyi paylaşamamak kötü oluyor.

sevdiğin şarkılar bile aynı olamıyor.
olsa da, sende yarattığı duyguyu yaratmadığını biliyorsun.
tatsız.
bütünleşemiyorsun, aynı dili konuşamıyorsun sanki öyle olduğunda.
0
blatta hiberna
(29.10.20)
İngiliz olmadığım için etkilemez.
0
alfred
(29.10.20)
sabahlari vocabulary aksamlari perfekt tense calisacaksa bilmeyebilir onemli degil.
0
Ley
(29.10.20)
etkiliyor, ön yargılı olduğumu düşünüp ve denedim birkaç kere, olmadı. zira ilave bir dil biliyor olmak, başka bir dildeki kaynaklara da ulaşabilmek, daha çok araştırma yapabilmek, daha çok bilgiye ulaşabilmek, dolayısıyla da kendini daha çok geliştirebilmek demek. ha ingilizce bilir ama yine de bunları yapmayabilir. o zaman zaten oluru yok. ayrıca özellikle internet ile birlikte daha da global bir dünya ile haşır neşir olmanın gereği olan bir konuya zaman ve enerji harcamamış olması da beni olumsuz etkiliyor.

muhakkak iki kişi arasında bir makas yaratıyor, özellikle belli bir yaştan sonra yaşamsal birikmişliklerin, bilgi birikiminin paralel/benzer seviyelerde olmaması ilişkiyi imkansız hale getiriyor.
0
Phoebe
(29.10.20)
(bkz: mürsel ve anna) başka söze gerek yok. :)))
0
naksidil
(29.10.20)
Sanırım yapamazdım.
Aynı dili konuşamayan iki insanın bir arada yaşaması gibi. Aynı esprilere gülememek gibi. Farklı kültürlerde yetişmiş olup temel konularda anlaşamamak gibi.
Bunun dışında, eğer başka bir yabancı dil de bilmiyorsa, bu, dünyasının çok dar olmasını getirir.
Öğrenmeye çalışıyorsa durum değişir tabii. Destekleyebilirdim.
0
pantepember
(29.10.20)
Sorun İngilizce değil +1. Üniversite mezunu olmayan biriyle de birlikte olmam mesela. Şaka gibi gelmesin, Bayrampaşa'daki Nişantaşı üniversitesinden mezun olmuş biriyle de birlikte olmam. Genelleme olacak ama bunlar insanların nasıl bir hayat görüşü edinerek büyüdüğünü o kadar iyi anlatıyor ki; belki tanısam bambaşka biridir ama insan bir yerden sonra uğraşmak istemiyor. Etiketlere bakıp çıkarımda bulunmak zorunda kalıyorsun. Çok etkiler beni.
0
piremses
(29.10.20)
(1)

şuradaki müziği arıyorum, shazam bulamadı

hayirsiz
https://9gag.com/gag/a7WmqKLTeşekkürler :)
9gag.com

Teşekkürler :)
0
hayirsiz
(28.10.20)
Shazam iyi dinlememiş.

www.youtube.com
0
dissendium
(28.10.20)
(1)

Hastaneye sevk belgesi ile randevusuz gidebilir miyim

vasiyetimkendime
Askerlik muayenesi için sağlık ocağına gittim ve kulağımda mevcut olan sorun yüzünden kbb'ye sevk etti. Elimde sevk belgesi mevcut. Bu belge ile doktora randevusuz gitsem alırlar mı sizce ?
Askerlik muayenesi için sağlık ocağına gittim ve kulağımda mevcut olan sorun yüzünden kbb'ye sevk etti. Elimde sevk belgesi mevcut. Bu belge ile doktora randevusuz gitsem alırlar mı sizce ?
0
vasiyetimkendime
(27.10.20)
Yoğunluk yoksa alıyorlar. Hastanede kayıt yaptırırken askerlik muayenesi olduğunu söylemeniz gerekiyor.
0
dissendium
(27.10.20)
(7)

İş sorusu

dissendium
Yeni mezun bir mühendisim. Bir CNC işine başvurmuştum. Kabul edersem çalışma şansım var. Başvurduğum işte makineyle ilgili kodlama yapılıyor. Bu mühendislikle ilgili bir iş ama tam olarak mühendis işi değil. Tecrübe kazanmak için çalışmayı kabul etsem mi? Aslında ilgili olduğum bir konu ama iş seviy
Yeni mezun bir mühendisim. Bir CNC işine başvurmuştum. Kabul edersem çalışma şansım var. Başvurduğum işte makineyle ilgili kodlama yapılıyor. Bu mühendislikle ilgili bir iş ama tam olarak mühendis işi değil. Tecrübe kazanmak için çalışmayı kabul etsem mi? Aslında ilgili olduğum bir konu ama iş seviyemin biraz altında kaldığı için kararsız kaldım.
0
dissendium
(27.10.20)
Abi garsonluk veya satis degil ki mis gibi uzmanliginla alakali is. Her turlu issiz kalmaktan iyidir ben olsam topuklarim gotume vurarak kosardim
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(27.10.20)
tasarım mühendisi pozisyonunda çalışmıştım. cnc'yi genelde lise mezunu arkadaşlar ya da teknikerler yapıyordu. bilme ihtiyacı hiç hissetmedim. solidworks'ten çizip sisteme yüklüyorduk onlar aşağıdan çekip frezeyi programlıyorlardı. yine de bir parçanın nasıl işlenmesi gerektiğini, ya da işlenebilirliğini öğrenmek açısından çok iyi bir fırsat olur. cnc tezgahlarını çok iyi öğrenirsiniz. ileride mühendis olarak çalışırken kimse size burası böyle işlenemez demez. mantığını iyi kavrarsınız. ama birkaç aydan fazla çalışmayın derim. dediğiniz gibi biraz seviyenin altında kalıyor.
0
bohr atom modeli
(27.10.20)
@bohr +1
0
onemoremile
(27.10.20)
@bohr, ben de aynı şekilde düşünüyorum ama birkaç ay çalışıp sonra bırakmak da çalışılan yere haksızlık oluyor biraz. O yüzden kararsız kaldım.

Teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸dissendium
(27.10.20)
O iş yerinde kariyer hedefliyorsan devam et. Müh. olduğun için bir gün o tezgahtan alınıp masa başına geçersin, imalattan geldiğin için o iş yeri için altın bilezik olursun.
0
kanlakarisikyagmur
(27.10.20)
bu senin ana işin olmasın. senin işin bu değil. iki-üç ay çalış sonra mühendis olarak devam et.(edebiliyorsan)

mühendisin detaylıca bilmesi güzel ama şart değil.
0
tabudeviren
(27.10.20)
Bence güzel bir fırsat fabrikanın durumunada bağlı olarak.
İlk başta parça değiştirme işlerine bakarsın sonra gelen parçaya göre kod girme işini öğrenirsin hem malzemeleri tanırsın hem ölçü almayı işleme sürecini öğrenirsin.
Kendini geliştirip çizimi ve cam i öğrenirsin.
Denk gelen firmalara bağlı oluyor çoğu mühendislik işi daha teknik işler dönüyor talaşlı imalatta seve seve yapardım ben olsam. Boryağ kokusu ve talaş temizleme işin diğer tarafları.
Mühendis diye alıp tüm ayak işlerinede koşturabilirlerdi :)
0
kararsızataletfilozofu
(28.10.20)
(9)

dil öğrenmemek

margarita
Selam ahali,Dilini bilmediğiniz bir ülkede 3+ sene boyunca hayatta kalabilen bir insan gördünüz mü? Görmediyseniz o benim.Resmen öğrenemiyorum. İngilizceyi çok akıcı konuşabiliyorum. Ama ülkenin dilini öğrenmek yerine resmen cevremdeki herkese zorla ingilizce öğrettim. 3 sene geçti anlıyorum ama kon
Selam ahali,

Dilini bilmediğiniz bir ülkede 3+ sene boyunca hayatta kalabilen bir insan gördünüz mü? Görmediyseniz o benim.

Resmen öğrenemiyorum. İngilizceyi çok akıcı konuşabiliyorum. Ama ülkenin dilini öğrenmek yerine resmen cevremdeki herkese zorla ingilizce öğrettim. 3 sene geçti anlıyorum ama konuşamıyorum. Allah aşkına biri bana akıl versin. Nasıl çözecem ben bu işi?
0
margarita
(26.10.20)
hangi dil
0
owaki
(26.10.20)
Dil okuluna gitmedin mi ?
0
funl
(26.10.20)
bir arkadasim sifir ingilizceyle gittiği katar ve birleşik arap emirliklerinde 10 yil yasadi tarzanca konusarak
0
kreatin
(26.10.20)
italyanca.
Birincisi tipten dolayı galiba italyana benzettikleri için herkes benle italyanca konuşuyordu markette orda burda. Ben de gülümseyip si si diyip geçiyordum. Sonunda baktım anladım ki, gülümsedikçe konuşmana gerek yok. Öyle böyle diye diye öğrenmeden geçti gitti. Sonra etrafımdan dolayı dili anlamaya başladım ama hala fiillerin çekimini falan yapamıyorum tek bildiğim ne bilim kelimeler :(
0
🌸margarita
(26.10.20)
Danilo Şef Türkçe öğrendi ama onun eşi Türk. İtalyan sevgili işe yarayabilir.
0
dissendium
(26.10.20)
Bence siz istemiyorsunuz. Istemeyince olmuyor. anladığım kadarıyla zaruri bi durum da oluşmuyor mecbur değilsiniz yani
0
olaylar olaylar
(26.10.20)
İtalyan sevgilim var 6 aydır, adama zorla türkçe öğrettim, kavun karpuz etc resmen biliyor, ama bana sorsanız tık yok. Acaba öğretme kapasitem öğrenmekten daha mı iyi diye düşünmeye başladım. Aile zoruyla ingilizceyi 9 yaşında öğrenmeye başladım, her haftasonu özel kurs, eve yabancı au-pair falan. Ama ancak 20 yaşında konuşmaya başladım. Acaba dil konusunda problemim mi var benim :/
0
🌸margarita
(26.10.20)
calismak istemiyorsun herhalde, oturup calisman lazim. istemiyorsan yapacak bir sey yok. 3 senede bedava duolingo italyancayi gunde 15 dakika calisip 2 kere bitirirdin, gunluk hayatinin %85ini hallederdi. Hatta o temelle orada yasiyorsan hemen hemen hepsi hallolurdu. Oturup calismadan, konusmadan, sadece milleti dinleyerek olmaz yani.
0
robokot
(26.10.20)
ingilizce bildikten sonra dünyanın büyük bir bölümünde hayatta kalmak neden sıkıntı olsun? italyanca konuşmak zorunda değilsiniz demek ki. atıyorum doktor olarak çalışmaya gitseniz etraftakilere zorla öğretmek gibi bir şansınız yok. eğer istiyorsanız konuşmak bu zorunluluğu kendi kendinize siz yaratacaksınız ve çekinmeyeceksiniz. fiil çekimlerine kafa göz dalacaksınız gerekirse. insanlar bu sefer sizi düzeltecek.
0
not dark yet
(26.10.20)
(2)

Askerlik sevk belgesi ve birlik teslim tarihi

materyalist imam
Selamlar, 26-30 Ekim tarihlerinde sevk belgemi alabilicem. 30 Ekim belgeyi almak için son tarih.Birliğe teslim olma tarihi, sevk belgesinin alındığı tarihin üzerine yol eklenerek mi hesaplanır? Yani belgeyi pazartesi alırsam Çarşamba, Cuma alırsam Pazar mı teslim olmam gerekir nereden öğrenebilirim
Selamlar, 26-30 Ekim tarihlerinde sevk belgemi alabilicem. 30 Ekim belgeyi almak için son tarih.

Birliğe teslim olma tarihi, sevk belgesinin alındığı tarihin üzerine yol eklenerek mi hesaplanır? Yani belgeyi pazartesi alırsam Çarşamba, Cuma alırsam Pazar mı teslim olmam gerekir nereden öğrenebilirim bu bilgiyi?
0
materyalist imam
(24.10.20)
Benim bildiğim sevk belgesinde sevk tarihleri yazıyor. O tarihler arasında birliğe katılmak gerekiyor. Belgenin alınma tarihi diye bir kriter yok.
0
dissendium
(24.10.20)
Belgeyi aldığınızda katılış tarihi yazacak. O gün katılın. Sevkle katılış arasına yolu ekliyor sistem otomatik olarak. Sizin oraya yolu 2 gün veriyorsa sevk + 2 hesaplayın ve sevk +2. günü katılış olarak bilin.

Belgeyi almakla ilgili şöyle bir şey var: O belgeyi belge teslim tarihinden sonra e-devlet’ten alamıyorsunuz, askerlik şubesine gitmeniz gerekiyor. Askerlik şubesine de gidince o günü sevk tarihi olarak alıyor. Üstüne bir de yol ekleniyor yine 1 ise 1, 2 gün ise 2 gün.

Kimisi sevk belgesininin alındığı pdf ekranına gelmeden bir adım öncesinin ekran görüntüsünü alıp katılış yapmaya çalışıyor. Sevk belgesini almamış olduğu için sisteme geçmiyor, vakit geçtiği için e-devletten de alamıyor. Oradan alamayınca katılış yapmaya geldiği ildeki askerlik şubesine gidiyor. Orası da üstte dediğim gibi işlem yaptığı için 18 gün yerine 21 gün falan yapmış oluyor (gelmişken otelde kalmak yerine katılış yapıyor). Geçen sene asteğmen olarak nizamiyede 4 ay bulundum. Oradan biliyorum.

Asıl soru için ekleme: 2 tarih var belgede yazan: 1. Sevk tarihi (katılış yapılabilir ama birliğe ilk katılan olup yemin töreninde komutandan kahve kupası alma hedefiniz yoksa gereksiz. 2. Katılış tarihi. Bu tarihte birliğe katılınır.

Ama belgenin alındığı son gün aynı zamanda sevk tarihi miydi onu hatırlamıyorum. Mesela ben Şubat celbinde askere gittim. Ama sevk tarihim 30 Ocak idi. Devletin hesabında sevk tarihinizden itibaren askersinizdir. Tezkeremi de o sebeple 30 Ocak’ta aldım mesela.
0
le jeune turc
(24.10.20)
(3)

iş başvurusu udemy autocad sertifikası

egokalp
bir kamu kurumunun personel alımında açtığı bir ilanda tercih sebepleri kısmında "bazı programlar hakkında (autocad) bilgi sahibi olmak ve sertifika ile belgelendirmek" ifadesi geçiyor. sertifikam falan yok tabi yeni mezunum. -udemy den autocad kursu alsam oradaki sertifika geçerli oluyor mu yoksa u
bir kamu kurumunun personel alımında açtığı bir ilanda tercih sebepleri kısmında "bazı programlar hakkında (autocad) bilgi sahibi olmak ve sertifika ile belgelendirmek" ifadesi geçiyor. sertifikam falan yok tabi yeni mezunum.

-udemy den autocad kursu alsam oradaki sertifika geçerli oluyor mu yoksa udemydeki sertifikaların devlet nezdinde geçerliliği yok mu?

-udemy sertifikası eğer iş başvurusnda geçerliyse udemydeki videoları izleyen herkese sertifikayı veriyorlar mı yoksa sonunda sınav tarzı bir eleme yöntemi oluyor mu?

teşekkürler.
0
egokalp
(24.10.20)
kamu kurumları genelde MEB e bağlı ya da anlaşmalı kurumlardan alınan sertifikaları tanır, halk eğitim merkezleri ya da "Bilge adam" gibi özel eğitim kurumları vb.

Udemy sertifikasının geçerli olacağını hiç sanmıyorum, gene de bu konuda en kesin bilgiyi ilgili kurum verir, arayıp sormanız en güzeli.
0
zikardo
(24.10.20)
Udemy sertifikası sadece “kursu izledi bitirdi” anlamında. Test yok. Ama o sertifika artı yaptığın bi proje dosyasını koysan vs daha etkili olabilir. Ama yine sertifika değil yaptığın şeye bakarlarsa bakarlar yani.
0
nhk ni youkosu
(24.10.20)
zikardo +1

Benim AutoCAD sertifikam var. Bir eğitim merkezinden aldım ama o belge MEB onaylı. Halk Eğitim Merkezi de yazıyordu belgede. Böyle bir belge isteniyor olabilir. Udemy sertifikası kabul edilmeyebilir. Alakasız olacak ama Duolingo gibi uygulamalar da sertifika veriyor ama ÖSYM bunu kabul etmiyor, YDS, IELTS istiyor.
0
dissendium
(24.10.20)
(12)

Istanbul depremi sonrası planlama nasıl olur

rumpleteazer
Iyi geceler, sizce beklenen istanbul depreminden sonra ıstanbulda yaşam hala devam eder mi, depremden sonra hangi şehir daha çok populer olur. Çoğu göçler ne tarafa olur, istanbula daha yakin diger sehirler mi yoksa hali hazırda buyuksehir olan izmir Ankara gibi buyuksehirler mi?
Iyi geceler, sizce beklenen istanbul depreminden sonra ıstanbulda yaşam hala devam eder mi, depremden sonra hangi şehir daha çok populer olur. Çoğu göçler ne tarafa olur, istanbula daha yakin diger sehirler mi yoksa hali hazırda buyuksehir olan izmir Ankara gibi buyuksehirler mi?
0
rumpleteazer
(23.10.20)
Herhangi bir değişiklik olacağını düşünmek saflık olur. Ayrıca deprem öyle korkulduğu kadar yıkım yapmayacak. İbb araştırmasına bakabilirsiniz.
0
catch the arrow
(23.10.20)
Kayseri yeni kültür-sanat ve organizsyon merkezi bir megakent olur.

Abi istanbul'a atom bombası düşmeyecek. Bir şey olmaz, şehrin dümdüz olacağı falan 20 yıldır söylenen şey. Hala bir halt olduğu yok. 20 senedir istanbul depremi üzerinden ne primler kasıldı, ne ekmekler yenildi.
0
eazy
(23.10.20)
ibb araştırması pek gerçekçi gelmedi.
0
sutlu nescafe
(23.10.20)
İstanbul'a atom bombası düşse bile aah boğaz, ah istanbul diyecek 15 milyonluk acayip bi kitle var. Bu kitlenin anne babaları uzaktan geldiği için onlar dönebilir belki ama yeni jenerasyonun bir yere gitme olasılığı artık 0.
0
roket adam
(23.10.20)
Şöyle bir gerçek var. Depremler periyodik olarak tekrar ediyor ve deprem olduğunda yeterince enerji boşaldıysa o bölgede uzun bir süre deprem olmuyor. İstanbul depremi olduktan sonra aslında orası enerjisini boşalttığı için uzun bir süre deprem olmayabilir ve şehir güvende olabilir. Başka bir şehre gitmek bu sebeple mantıklı olmaz. Bir de Türkiye'nin fay haritası belli. Şu an bile deprem riskinin çok düşük olduğu iller belli. Ama buna rağmen insanlar o şehirlere sırf deprem olmaz diye gitmeyi düşünmüyor. İstanbul depremi olursa da insanlar çok zarar görmedikleri sürece göç etmeyeceklerdir.
0
dissendium
(23.10.20)
Ben yer bilimci, deprem uzmani filan degilim ilk olarak bunu söyleyeyim. Gölcük depremzedesiyim sadece.
Hiç bir sey olacagi yok diyenler nasil öyle düşünüyor bilemiyorum ama isterim ki gerçekten hic bir sey olmasin. Ancak bi kac vakit once, durup dururken bir binanin çöktügu onca insanın öldüğü istanbuldan bahsediyoruz. Ne yazik ki istedigimiz gibi olmasi cok zor geliyor bana.
Yaşam devam ediyormuş gibi olur. Mutlaka gitmeyen insanlar da olacaktir ama kalanlarin yasami hic kolay olmayacaktir. arkasina bakmadan orayi terk etmek isteyen insan da cok olacak.
Küçücük golcukte bile insanlar ev is es dost demeden aninda gitti ve geri gelmedi. Gariptir baska anadolu sehirlerinden gidenlerden daha fazla insan geldi.
Bizim aile oralı oldugu icin, akrabalarimizi kaybettigimiz icin, buyukanne buyukbaba oldugu icin (onlarin evi yıkılmadi en azindan), hic bir alternatifimiz yoktu, gidemedik. evimiz de tuz buz olmustu. Ancak bir sene sonra bi ev bulup tasindik ama nerdeyse bir sene de esyamiz olmadi.
Insanlar onca zaman cadirlarda yasadi. Dev gibi cadir kentler vardi. Bu ayrintilar yaz yaz bitmez de.
Göçün yogunluklu bi şehre ya da bolgeye olmasi da dengeleri alt ust eder. Trakya iyi seceneklerden biri ama is kapasitesi belli ve dolu. Memleketi olan memleketini tercih eder herhalde. Kalan garibanlar da kendilerini bekleyen sefalet icinde ne kadar durabilirse istanbulda durmaya devam eder.
Okula her gun kendi evinin enkazi onunden yurumus gitmis biri olarak da diyebilirim ki orda kalmak da (istanbulda yani) iskenceden farksiz olur.
0
a perfect lie
(23.10.20)
Başınıza gelenlere üzüldüm, gerçeğe yakın düşününce sizin söylediğiniz sonuca varıyorum, Deprem sonrası gidecek yerim olsun istiyorum. Tüm yatırımlarımız burada, başka bir büyükşehirde evimiz olursa, sağ kalırsak oraya gideriz diye düşünüyorum. Iste o sehire karar veremedim.Allah yardımcımız olsun.
0
🌸rumpleteazer
(23.10.20)
iatanbulda 7 büyüklügünde bie deprem oldugunda 50000 e yakın insan hayatıbu kaybedecek, 1 milyondan fazla insan barinma ve yiyecek ihtiyaci olacak. afad ün öngörüsü böyle.
0
proteus
(23.10.20)
yüzde hesabı yaaparsaniz sikinti yok. 15 milyon insan olsa istanbulda ölüm orani binde 3-4 barinma ihtiyaci %6 olur, bunda ne vae diyebilirsiniz. hem izmit değreminde hem de van depreminde gönüllü idim, krüz merkezlerinde görev yaptim. meselenin ciddiyetini anlamayanlari gördükce insanliga inancin kalmiyor.
0
proteus
(23.10.20)
İstanbulun merkezinde olup da 40-50 yıllık hatta daha yaşlı binalar yıkılacak büyük ihtimalla, buralara ordu bile zor girer o karmaşada.

Şu an binalar ayaktayken bile sokaklara arabayla girip de ilerlemek zor, değil enkaz altındaki canlıları çıkartmak, cesetleri çıkarmak bile aylar sürecek.

Belki de bir süre sonra çıkarmak için uğraş verlmeyecek kireç toprak atılıp gıyabi namazlar kılınacak.

Sonrasında ne olacak?

Şehrin ortasında yıkılan bu semtlerin üstü toprak kapatılıp öylece bırakılmaz herhalde, en değerli yerler. Mutlaka kısa bir süre içinde yeni bir yapılanmaya gidilecektir.

Zaten bi ayağı memlekette olup da ha bugün ha yarın geri dönerim diyenler arkasına bakmadan gider, emekli olunca giderim diye bekleyenler de emekliliği beklemeden gider.

Peki ben ve benim gibi İstanbul dışında hiç bir gidecek yeri olmayan ne yapacak?

Tamam depremden korunmak için yeni binaya taşındım, depremden uzak bölgeye taşındım. Ama milyonlarca insan yıkıntı altında kalmasa da etkilenecek depremden.

Kaç gün elektrik su gaz alamayacağız acaba? Gıda sevkiyatı nasıl olacak, kışın olursa ısınma problemi çok büyük eğer gaz kesilirse.

Dur en iyisi bir tane olan küçük tüpü iki yapayım, acaba abartıp bi odun sobası mı alıp koysam bi kenara? Bir kaç çuval da odun kömür saklasam, bir iki haftalık da bakliyatı kullanım tarihine göre döngüye sokarsam su hariç depreme hazır olurum herhalde!!!
0
John Bloor
(23.10.20)
Salgın başında Migros’ta makarna bırakmayan kafa yapısı hala yaşıyor.
0
catch the arrow
(23.10.20)
Catch the arrow, önlem alanlar neden suçlanıyor ki anlamadım. Önlem alanlar makarnaya koşanlara aynı seviyede mi sizce?
0
🌸rumpleteazer
(23.10.20)
(2)

pdf için tablet

black mamba
sınava çalışmak için tablet ve kalem alayım diyorum. test çözücem ve okduğum pdflerin altını çizicem. başka bir şey için kullanmıcam. o yüzden eski bir tablet olabilir. tek beklentim görüntünün iyi olması ve ekranın küçük olmaması. bu yüzden bir 9, 10 inç falan almam gerek sanırım. şöyle bir şey işi
sınava çalışmak için tablet ve kalem alayım diyorum. test çözücem ve okduğum pdflerin altını çizicem. başka bir şey için kullanmıcam. o yüzden eski bir tablet olabilir. tek beklentim görüntünün iyi olması ve ekranın küçük olmaması. bu yüzden bir 9, 10 inç falan almam gerek sanırım.

şöyle bir şey işimi görür mü? önerebileceğiniz modeller var mı?

www.sahibinden.com

bir de kalem almam lazım. asıl önemli olan o zaten. yoksa bilgisayardan da kullanabilirim sonuçta pdfleri. şu aşağıdaki kalemler işimi görür mü? bir de kalemler arasında neden fark var? apple'ın kalemi 700 lira sanırım bu 120 lira. hatta 20-30 liralık kalemler de var.

www.amazon.com.tr

www.trendyol.com
0
black mamba
(22.10.20)
tablete bir şey diyemem ancak kalemler arasındaki fark genelde ucuz olanlar sadece bastırmaya duyarlı oluyor. yani elini tabletin üstüne koyamassın yazı yazarken ve ne kadar sert ve ya yumuşak bastırırsan bastır kalem aynı kalınlıkta yazı yazar. apple kaleminde hem basınç sensörü hem de avuç sensörü var, normal kağıda yazdığın gibi yazabilirsin yani.
0
valkin rockefeller
(22.10.20)
Her tablet kalem desteklemiyor ki. Kalem destekleyen tablet almanız lazım. Stylus denen kalemler parmak görevi görüyor. Onlar ucuz. Kalemli tabletler için Samsung S Pen olarak arayabilirsiniz.
0
dissendium
(22.10.20)
(7)

bedelli askerlik için tavsiyeler

rahmi pinkfloydoglu
Samsun'da 21 gün askerlik yapacağım.ne yapmak, ne götürmek, neye dikkat etmek lazım?
Samsun'da 21 gün askerlik yapacağım.

ne yapmak, ne götürmek, neye dikkat etmek lazım?
0
rahmi pinkfloydoglu
(21.10.20)
21 tane don
21 çift çorap
21 atlet
0
jamswety
(21.10.20)
Parkanın cebine sığacak boyutta cep tipi birkaç kitap götürün çünkü çok boş vaktiniz olacak.

Bir de geceleri rahatça uyumak için göz bandı ve kulak tıkacı. Bunları kantinde bulamayacağınız için söylüyorum. Geri kalan temel ihtiyaçları kantinden karşılarsınız.
0
halitkin
(21.10.20)
2 adet vatka al, botun içine topuklarının tam arkasına koy.
bir de memory-foam tabanlık
www.decathlon.com.tr
çok faydasını gördüm.

bir oldukça çok pastil al. güvendiğin gıda takviyesi - c vitamini hapı vs varsa onu da al. 1 kişi hasta olunca herkes oluyor. pastil çok işe yaramıştı ama hemen bitiyor.
0
MtKrt
(21.10.20)
Ben Samsun'da yaptım askerliğimi. Sahra Sıhhiye ise kantinde fazlasıyla var her şey. Gereksiz masraf yapmayın. Zaten her şeyi veriyorlar gidince. Bedelliler aldıklarının çoğunu kullanmadan bırakıyordu. Askerlikle ilgili verilecek çok tavsiye var. Sadece ne götürülmesi gerektiğiyle ilgili konuşayım. Kesinlikle silikon tabanlık alın botlar için. Girişte arama yapıyorlar. Hattınızı alırlarsa vermezler. Çok fazla nakit taşımayın. Bot için kilit alın mutlaka. Çanta için de kilit alın.
0
dissendium
(21.10.20)
samsun soğuk olmaz belki ama soğuk bir yerse içlik götür. sürekli dışarıda bekliceksiniz.
0
black mamba
(21.10.20)
ben de acemiliği samsun'da yapmıştım. duşları çok uzakta ve haftada 2 gün duş günüydü. sabah 4-5 gibi kalkıp alabilirsin ama.

çok can sıkıcı zamanlardı ama hüzünlendim şimdi. gidince benden selam söyle telefon kulübelerine. :)
0
bohr atom modeli
(21.10.20)
8-10 tane don
8-10 çift çorap
8-10 atlet
0
hlot
(21.10.20)
(19)

30 yaşında tıp okumak

Sakinolmamlazim
kendimi bildim bileli tıp okumak istiyorum ama olmadı bir türlü.30 yaşında tıp fakültesi için hazırlanmak saçmalık mı?
kendimi bildim bileli tıp okumak istiyorum ama olmadı bir türlü.

30 yaşında tıp fakültesi için hazırlanmak saçmalık mı?
0
Sakinolmamlazim
(21.10.20)
Ben tıp okumanın ve bitirmenin tam sürecini birkaç gün önce öğrendim, aile hekimi olmayı amaçlamıyorsan olmaz o iş 50 yıl falan sürüyor.
0
angelus
(21.10.20)
Hayır asla değil! Kendinizde o azmi ve potansiyeli görüyorsanız okuyabilirsiniz elbet.
0
halitkin
(21.10.20)
hayir. okuybiliriniz. yas sadece sayidir.

ancak doktor maaslarina bakinca, harcadiklari o cabaya degmedigini dusunuyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(21.10.20)
Özellikle de devlet hastanelerinde kaç kişi hocaların yaşı ve deneyiminden haberdar muayene olmadan önce?

Bana saçmalık gibi gelmedi, peşinden gidin.
0
edaddy
(21.10.20)
Tıp puanları yüksek. Temeliniz yoksa ilk seferde kazanmak zor. Ama severek yapabileceğiniz bir meslekse saçmalık değil.
0
dissendium
(21.10.20)
Saçmalık değil okumanın yaşı olmaz yaş sadece rakamdan ibarettir bazen.
0
acebi
(21.10.20)
büyük ihtimal ile sıfıra yakın sosyal hayatın olucak 5. yılda sen 35 aynı dersi aldığın kişiler 23 olucak. iletişim kurmakta zorlanmam diyorsan sorun yok.

şimdiki siemens health'in almanya'da bir yöneticisi var adam hindistanlı. ailesi çok fakir olduğu için tıp'da okuyamamış elektronik mühendisi olmuş sonra para biriktirip 32 yaşında tıp okumuş.

şimdi siemens'in beyin takımını yönetip tıp sektörüne patent üretiyor.

yanlış anlamaz isen adam artisliğine okumamış yani adam için bu bir yaşam tarzı. zaten hayatı tıp.

ben mesela 100 kere dünyaya gelsem bir kere tıp okumam. o derece uzak konu bana.
0
duyurukullanıcısı
(21.10.20)
yurtdışında hem kariyer değişimi hem de tıp fakültesinin ikinci bir fakülte olarak okunması sebebiyle çok yaygın görülüyor 30'larında tıp öğrencileri.
ama tabii burası türkiye. insanların belli şartlanmaları var. üniversiteler yüksek lise kıvamında ve yetersiz oldukları için "bir an önce mezun ol, iş bul, evlen" zincirinin bir parçası. çok az kişi okuduğu bölümü gerçekten içselleştiriyor.
bunu yapabileceğinize inanıyorsanız buyrun okuyun bence.
0
not dark yet
(21.10.20)
Hiç mantıklı değil. Sen bitirene kadar tıp mezunlarının durumunun ne olacağı belli değil. Özel üniversitelerin yeni hedefi Tıp. O kadar okuyup da hekimlik yapma fırsatı bulamayabilirsin.

Bir de şu ekonomik krizde genel anlamda okumak eğer ki çok başarılı değilsen mantıklı değil.
0
rene
(21.10.20)
hiç mantıklı değil. her şey zamanında güzel. okumanın yaşı yoktur doğru ama bu yaştan sonra tıp okumak hem ruhen hem de zihnen insanı çok yıpratır.
0
koela
(21.10.20)
İngilizceniz ve fen bilimleriniz çok iyi ise italyada aynı türkiyedekine benzer yabancı öğrenci sınavı var. Onunla ücretsiz ingilizce tıp eğitimi alıp bologna gibi üniversitelerde okuyabilirsiniz. Hem köklü ve dünyada sıralamaya girmiş hem avrupa diploması veren bir yerde okumak (ingiltereye gidip doktorluk yapmak mesela) çok daha mantıklı. Tabi orada geçiminizi idame ettirecek iş ya da hazır para da lazım.

eksisozluk.com
0
Unde bach canim
(21.10.20)
Ben 30 yaşındayım fizik tedavi ve rehabilitasyon kazandım bizim bölümde de bir kadın 41 yaşında o da kızı liselere giriş sınavına hazırlanırken ben örnek olmak adına hem de birlikte çalışmak adına sınava girmiş kazanmış. Yani yapabilirsiniz istedikten sonra hersey olur.

Yalnız zor. Hani bi noktadan sonra kafam almıyor o yüzden biraz zor olabilir
0
fıytfıyt
(21.10.20)
Bana mantıklı gelmiyor ya. Şimdi bu sene hazırlansan anca seneye başlayacaksın, yaş oldu 31. İntörn olduğunda 35'i geçeceksin, yeri geldiğinde 36-40 saat çalışman gerekecek. 24-25'te beden kaldırıyor da 36-40 yaş arasında kafayı sıyırabilirsin bence. Vücut yeter ulan ben 20'li yaşlarda değilim diyebilir.
0
noluyo yaa
(21.10.20)
"okumanin yasi yok" palavradan baska bisey degil. okursun ama sonunda bir cacik olmaz, kendini tatmin edersin o kadar.

Ustune ekleyerek gitmen lazim. Eger simdiye kadar yaptigin seyin ustune tip ekleyince ortaya bulunmaz hint kumasi cikacak ve sen koseyi donecek isen, kendinde de dayanma gucunu goruyorsan girilir. Yoksa duz prastisyen hekim olmak icin 30'dan sonra
yapilmaz.
0
cooperr
(21.10.20)
Okursun gayet de güzel ve keyifli olur ama her şeyin bir bedeli var. Ailen çocuğun varsa etkilenir, özel hayatın etkilenir. Yurtdışında okumak daha iyi olabilir
0
iwillsee
(21.10.20)
tip fakültesinde asistanlik yaptim, neden tip diye sordugum da en cok gelen 3 cevap, parasi iyi, gercekten tibba ilgisi olanlar, ailesi doktor olanlardi. cok zor bir bolum ders yuku cok fazla, gercekten istiyorsan yaparsin. yoksa durulacak bir bölüm degil, ki normalde doktorlari pek sevmezdim, egitimi görünce saygim kat kat artti.

baska bolumlere de bakabilirsin. doktor olmmazsin ama tip alaninda calisirsin.
0
durgunfoton
(21.10.20)
Bu yola girin bence 36 yaşında biter. Çok guzel
0
konsomatrix
(21.10.20)
asistanlık sırasında birbirlerine insanca davranmıyorlar. tertipçilik var resmen. yaş orada sorun olabilir. kendinden 10-12 yaş küçüklerden fırça yemek.
0
screamshot
(21.10.20)
50 küsür yaşında hukuk fakültesi bitiren tanıdığım var.
Şimdi bu insan çevresini dinlese ne işin var diyeceklerdi. Otur oturduğun yerde diyeceklerdi. Bu yaştan sonra okumak zor diyeceklerdi. Sen yaşına uygun davran diyeceklerdi.

Bunları dinlese çoktan emekli modunda yaşıtları gibi boş boş takılacaktı.

Yani insan isteyince yapar. Ama bahsettiğiniz durumdaki isteğin çok büyük olması lazım ki maddi ve manevi yükünü kaldırabilin:)
0
anten
(22.10.20)
(2)

Çocuk oyuncuların cinsel içeriğe maruz kalması(True Blood spoiler olabilir)

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,E2 zamanlarında doğru düzgün izleyemediğim için içimde ukde kalan True Blood'a başlamıştım. İzleyenler hatırlayacaktır, ilk sezon son bölümde Arlene'nin çocukları kel vampir ve Maudette'nin sevişme görüntülerini izliyorlardı. Burası benim kafama takıldı. Bu çocuklar 11-12 yaşında
Merhaba arkadaşlar,

E2 zamanlarında doğru düzgün izleyemediğim için içimde ukde kalan True Blood'a başlamıştım. İzleyenler hatırlayacaktır, ilk sezon son bölümde Arlene'nin çocukları kel vampir ve Maudette'nin sevişme görüntülerini izliyorlardı. Burası benim kafama takıldı. Bu çocuklar 11-12 yaşında falandı ve o yaştaki çocukların rol gereği bile olsa böyle yetişkin içeriklere maruz kalmasını biraz aşırı buldum.

Tamam, Amerika'nın medeniyet seviyesi bizden ileride, çocuklara okulda cinsel eğitim falan da veriliyor olabilir, bu konuda bir bilgim yok ama resmen porno izletmek de biraz abartı gibi geliyor. O yaştaki çocuklar için biraz travmatik bir deneyim olabilir bence, üstelik kafalarının da oldukça karışık olduğu ve cinsel dürtülerin kendini göstermeye başladığı yaşlardalar. Anne babalar nasıl gönül rahatlığıyla izin vermiş ki bu sahneye? Siz ne düşünüyorsunuz?
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(20.10.20)
Film çekim teknolojisi çok ileride. İki sahne ayrı çekilip birleştirilmiş olabilir. Özellikle fantastik filmlerde oyuncular çoğu zaman portakal gibi nesnelere karşı oynuyorlar. Sonra o portakal ejderha, canavar vs. yapılıyor. O diziyi izlemedim ama çocukların o sahneyi hiç görmemiş olması mümkün.
0
dissendium
(20.10.20)
@dissendium+1
Amerika özellikle çocukların psikolojik istismarı konusunda taviz vermeyen bir ülke. Bu tip içeriklerin izletilmesi de istismara girer. Dolayısıyla iki ayrı sahne birleştiriliyordur. Yoksa ebeveynler böylesi bir çekime izine vermeyeceği gibi, hadi bir şekilde umursamasalar bile devlet görevlileri ve diğer vatandaşlar izin vermez.
0
balik kraker
(20.10.20)
(9)

İlkokul dersleri

dissendium
İlkokulda neden toplu yaşam adında bir ders yok?Böyle bir ders olsa ve öğrencilere toplu yaşam kuralları anlatılsa bunun faydası olmaz mı? Çocukların dışarıda birine bir soru sorup cevap aldıktan sonra teşekkür etmesinden, kasa kuyruğunda insanlarla arasında mesafe bırakmasına kadar birçok şey anlat
İlkokulda neden toplu yaşam adında bir ders yok?

Böyle bir ders olsa ve öğrencilere toplu yaşam kuralları anlatılsa bunun faydası olmaz mı? Çocukların dışarıda birine bir soru sorup cevap aldıktan sonra teşekkür etmesinden, kasa kuyruğunda insanlarla arasında mesafe bırakmasına kadar birçok şey anlatılabilir ya da akşam geç bir saatten sonra yüksek sesle müzik dinlememeleri gerektiği söylenebilir. Önemli kanunlar tanıtılabilir. Çevre Kanunu, Hayvanları Koruma Kanunu basitçe anlatılabilir. Çocuklara o yaşta suç ve cezayı anlatmak iyi olmaz mı? İlkokul derslerinin büyük bir kısmı yıllardır aynı. Ülkenin durumu ortada. Neden sistemde önemli değişiklikler yapılmıyor?
0
dissendium
(19.10.20)
Bunların temelde aileden gelecek eğitimler, ilkokulda verilecek olanlar pekiştirme olur, aileden gelmiyorsa okuldan gelenin çok işe yarayacağını düşünmüyorum ama koymayanlar bu nedenle koymamazlık yapmıyordur muhtemelen.
0
angelus
(19.10.20)
Hayat bilgisi var. Ayrıca nezaket kuralları ortaokulda Türkçe dersinde de işleniyor da çocuklar öğretmeni değil ailelerini dinler her zaman. Otobüse binince “başkasına yerini verme” diye bol bol tembihlenirler. Bence dediğiniz bilgileri içeren kamu spotları televizyonlarda sürekli yayımlanmalı. Müge Anlı gibi annelerin çokça izlediği programlarda bol bol anlatılmalı. Yoksa başka yolu yok.
0
cemallamec
(19.10.20)
Eskiden ortaokulda vatandaşlık dersi vardı. Müfredatı aşağı yukarı sizin saydığınız şeylerdi. Hâlâ var mı bilmiyorum.
0
kalifiye balta sapi
(19.10.20)
hayat bilgisi dersi tam bunun için yok mu? spesifik şeyler için örnek veriyorsunuz. bazı şeyler ailede öğrenilir. ilkokul bunun için çok geç. hayvan hakları, insan hakları, çocuk hakları belirli gün ve haftalarda detaylıca işleniyor. kuyrukta bekleme, başkasının önüne geçmeme, yürürken başkasına çok yakın yürümeme vs şeyler aileden kazanılır okuldan değil. bu bahsettikleriniz okul içinde pekiştiriliyor şayet aileden görmediyse o an için doğru davranışı gösteriyor çocuk asla içselleştirmiyor. benim gözlemim bu yönde bir öğretmen olarak.
0
dedim ben sana
(19.10.20)
Akla gelen ilk şey aile ama şöyle bir sorun var. Aileler de eğitimsiz olabiliyor. Neden eğitim aileden bekleniyor, ben bunu anlamıyorum. Koskoca bakanlık varken, eğitim işi neden ailelere bırakılıyor? Çocuk belki babasından köpeğe taş atmayı öğrenecek, hayatı boyunca köpek görünce taş atacak bu çocuk. Belki de babası trafikte giderken pet şişeyi yol kenarında fırlatacak, çocuk bunu görecek, ileride aynısını yapacak. Benim sorduğum asıl soru neden bu tarz eğitim ülke politikası hâline gelmiyor? Topu aileye atmak zaten yapılabilecek en kolay şey.

Ekleme. Vatandaşlık dersi gördüm ortaokulda. Bahsettiğim şeylerin hiçbiri yoktu. Zaten ortaokul bu bilgilerin verilmesi için bana göre geç bir dönem. Çocuk o yaşa gelene kadar topluma katılmış oluyor zaten.

İkinci ekleme. İnsan aklı sabit değil. Öğrendikçe, düşündükçe gelişen bir yapıda akıl. Bir yanlışın doğrusu öğrenilebilir. Çocuk ailesinden yanlış bir davranış öğrendi diye hayatı boyunca o yanlışı sürdürecek değil. Çocuk iyi bir eğitimle o yanlışı düzeltebilir.
0
🌸dissendium
(19.10.20)
dedim ben sana söylemiş zaten; bu kodların yerleşmesi daha erken yaşlarda oluyor, köpeğe taş atmanın sorun olmadığını babasından öğrenmiş birisi için sen ilkokulda bundan vazgeçirecek eğitimi veremezsin. Zaten bu dediklerinin aksi davranış sergileyen insanlar en azından bi ilkokul okumuştur, bunların bir kısmının da eğitimini almıştır ama bir işe yaramamış belli ki zira toplumun büyük bir kısmında bunların sorun olmadığını düşünüp uygulayan insanlar var. Neden? Çünkü aileden gelmiyor.
0
angelus
(19.10.20)
Hayat bilgisi ve turkce dersinde yok mu bunlar? Olmasi lazimdi sanki...
0
invictae
(19.10.20)
Eskiden varmış öyle dersler, hatta sanırım adab-ı muaşeret dersi olarak da varmış.

Bizim dönem de az biraz derslerde görmüştük ancak şimdiki sistemde yok maalesef, test odaklı ve yarış atı tabiri cidden geçerli. Ayrıca bilenle bilmeyenin birlikte sınıf geçtiği ve bilenlerin de o zaman niye zorluyorum kendimi dediği bir dönemdeyiz. Biraz müfredatla ilgilenince herkesin görebileceği durumlar bunlar.

Haklısınız kesinlikle böyle dersler olmalı. Masanın üzerinde ayakkabıyla gezilen sonra o masada silinmeden yemek yenilen çağdayız.
0
epitaf
(19.10.20)
İlkokulda öğretim yapılır eğitim ailede verilir çoğunlukla. Ayrıca ilkokullarda toplu yaşam hakkında hayat bilgisi, vatandaşlık ve insan hakları gibi dersler bulunmaktadır.
0
acebi
(19.10.20)
(9)

Sorunun cevabını açıklayarak söyleyebilir misiniz? İlkokul 5 mat.

hocam fazla egon var mi
Selamlar ilkokul 5. Sınıf ogrencisi yegenimin çözemediği bir soru, kendisinin anlayabileceği bir dille anlatır mısınız? Ben dilciyim soyleymis boyleymis diyemem :) mat öğretmeni arkadasim ve kendi öğretmeni ölü taklidi yapıyor. Yüksek çözünürlük https://ibb.co/bNcGWxF
Selamlar ilkokul 5. Sınıf ogrencisi yegenimin çözemediği bir soru, kendisinin anlayabileceği bir dille anlatır mısınız? Ben dilciyim soyleymis boyleymis diyemem :) mat öğretmeni arkadasim ve kendi öğretmeni ölü taklidi yapıyor.
Yüksek çözünürlük ibb.co
0
hocam fazla egon var mi
(18.10.20)
Daha net bir resim var mı,ya da bende mi bir sorun var.
0
duptıs
(18.10.20)
Maalesef dubtis :( Galiba çözünürlük dusuyor burada biraz, yine de belli oluyor sanirim biraz
0
🌸hocam fazla egon var mi
(18.10.20)
Birinci satırdaki sayıları okuyamadım. 8 ve 6 mı yazıyor?
0
ruhen hastayim ben
(18.10.20)
8 ve B
0
🌸hocam fazla egon var mi
(18.10.20)
Doğru cevap ne, belki şıktan gidebiliriz. Aleste de sayısal mantıktan gümlüyorum. Çok düşünüyorum soru için şu an,
0
Hallegadola
(18.10.20)
@hallegadola bilmiyoruz.:(
0
🌸hocam fazla egon var mi
(18.10.20)
4ün altındaki 8 mi? Eğer öyleyse;
-ilk sıradaki düzen 3. Sıradaki gibi. 8 var, onun yanındaki boşlukta 12 var gibi düşünüyoruz, sonra x var. 3. Sıradakinden x'ten sonra 19 olduğu için B 19 oluyor.

-ikinci pattern daha belirsiz ama şuradan gittim. A'nın olduğu sıraya üstten bakınca hepsinin çift olduğunu görüyoruz. Yani orası - şıklardan gidersek - ya 18 ya da 16 olacak. Ama hangisi olacak onu bulamadım, gerisi sizde sdjdkkg
(ben de dilciyim ¯\_(ツ)_/¯ )
0
Bruce
(18.10.20)
En soldaki sütunda 4 ve 6 var. 2 artmış. Demek ki o sütun yukarıdan aşağıya 2, 4,6,8 olacak.

En üstteki satırda ilk kutucuk 2 oldu. 2'den 8'e atlamış. Demek ki 3'er 3'er artıyor. En üstteki satır 2,5,8,11 olur.

11 ve 19 sütununda 4'er 4'er artsın ki 11'den 19'a ulaşılsın. Bu sütun 11,15,19,23 olur.

35 olan satırda 23 ve 35 bulunur. 6'şar 6'şar artsın ki 23 35'e ulaşsın. Bu satır
17, 23, 29, 35 olur.

Buradan A 17 çıktı.

10 olan sütunda ikinci kutucuğa 15 geldi. 5'er 5'er artmış.

O satır 10, 15, 20, 25 olur.

Son olarak 35 sütununda B'den sonraki kutucuk 25 oldu.

25'ten 35'e ulaşılması için 5'er 5'er artmalı.

B sütunu 20, 25, 30, 35 olur.

Buradan B 20 çıktı.

A+B=17+20=37 olur.
0
dissendium
(18.10.20)
Sizce seviyesi ağır mı sorunun?
0
🌸hocam fazla egon var mi
(18.10.20)
(6)

istanbula yakın trekking bölgesi

rentts
istanbul a böyle max 3-4 saat mesafede trekking yapabileceğimiz (kaybolmadan:) mekan tavsiyeniz var mıdır?20–25 km max parkurlar tercihimizdir.göllü nehirli şelaleli vs olsa ne güzel olur.
istanbul a böyle max 3-4 saat mesafede trekking yapabileceğimiz (kaybolmadan:) mekan tavsiyeniz var mıdır?
20–25 km max parkurlar tercihimizdir.
göllü nehirli şelaleli vs olsa ne güzel olur.
0
rentts
(17.10.20)
Ulaşabilirseniz Sakarya, Akyazı, Yörükyeri bayağı iyiydi. Yine Sakarya'da Karagöl Yaylası'nı da tavsiye ederim.
0
dissendium
(17.10.20)
Bolu/Abant ve Yedigöller ve yine Bolu/Seben ilçesi taraflarında mevcuttur. Doğayı, yeşili ve maviyi bir arada bulabileceğiniz trekking parkurlarının olduğu bir bölgedir. Araç ile 2,5 saatte buradasınız. Bekleriz, her konuda da yardımcı oluruz.
0
pccopath
(17.10.20)
Yalova'da hafta sonları geziler oluyor. Facebook'tan bulabilirsiniz.
0
oyokbuyoknevar
(17.10.20)
Kocaeli Maşukiye Derbent Kartepe
0
fempusay
(17.10.20)
catalca da cok miktarda yer var, cilingoz bunlardan biri, dere icerisinde yuruyus, ufagindan göl şelale falan da var ama parkur icin birilerine danismak gerek, kaybolma riski olabilir
0
alttaraf
(18.10.20)
Kocaeli Aytepe yürüyüş parkuru. 15km civarıydı yanlış hatırlamıyorsam.
0
desdenova34
(18.10.20)
(4)

Bu hangi sarki?

speedy
Tesekkurler. https://twitter.com/animaIarmy/status/1317186988366286850
Tesekkurler. twitter.com
0
speedy
(17.10.20)
kanlakarisikyagmur
(17.10.20)
@kanlakarisikyagmur ya napayim ben onu hocam 60 larda miyiz anasini satayim:) Bana benim linkteki versiyon lazim
0
🌸speedy
(17.10.20)
dissendium
(17.10.20)
Mirket
(17.10.20)
(2)

Modem kurulumundan sonra internete bağlanamıyorum.

GoodMorningTeacher
Modem kurmaya çalışıyorum ama galiba bir şeyleri yanlış/eksik yaptım. Telefondan ağa bağlanmaya çalışıyorum, ağda oturum açmanız gerekli uyarısı alıyorum. Ondan sonra zaten bağlanamıyorum. Modemin markası Asus, zaten bilgisayara kabloyu bağlayınca kurulum sayfası açıldı, sırasıyla hepsini yaptım. Sa
Modem kurmaya çalışıyorum ama galiba bir şeyleri yanlış/eksik yaptım. Telefondan ağa bağlanmaya çalışıyorum, ağda oturum açmanız gerekli uyarısı alıyorum. Ondan sonra zaten bağlanamıyorum. Modemin markası Asus, zaten bilgisayara kabloyu bağlayınca kurulum sayfası açıldı, sırasıyla hepsini yaptım. Sadece turktelekom'dan verilen kullanıcı adı-sifreyi girmek lazımmış sanırım,ben sadece bunu yapmadım. Bundan dolayı mı ağa bağlanamıyorum?

:( Bu sorunu nasıl çözebilirim?
0
GoodMorningTeacher
(16.10.20)
En önemli kısmı yapmamışsınız. TT'yi arayıp şifre alın.
0
dissendium
(16.10.20)
@dissendium, teşekkür ederim eksik buymuş, hallettim.
0
🌸GoodMorningTeacher
(16.10.20)
(4)

Arkadaşımın kardeşi eve not bırakıp gitmiş

nickyazmaksartmibulamadim
18 yaş üstü giden kişi. Otogardan soruşturdular bir şey çıkmadı. Gidebileceği yerlere bakıyorlar şuan. polise bildirmek için 24 saat geçmesi mi lazım? Nette farklı şeyler okudum. Bilgisi olan var mı?
18 yaş üstü giden kişi. Otogardan soruşturdular bir şey çıkmadı. Gidebileceği yerlere bakıyorlar şuan. polise bildirmek için 24 saat geçmesi mi lazım? Nette farklı şeyler okudum. Bilgisi olan var mı?
0
nickyazmaksartmibulamadim
(15.10.20)
Biraz araştırdım. Şurada intihara eğilimli kişilerin kaybolması yüksek riskli kayıp olarak tanımlanmış.

kms.kaysis.gov.tr(X(1)S(30vs0qcqwxx42w4tj0lvzfaq))/Home/Goster/139343

Yazdığı notta intiharla ilgili bir şey varsa zaman kaybetmeden arayın. Polisi her gün yüzlerce kişi gereksiz yere arıyor. Böyle bir durumda aradınız diye kimse size kızmaz.
0
dissendium
(16.10.20)
İnş çözülür. Bizimki de yapardı. Aileye manevi güç dilerim.
0
mobydick
(16.10.20)
Notta ne olduguna bagli degisebilir. Yetiskin biri istedigi yere istedigi zaman gidebilir, kimseye de haber vermek zorunda degil acikcasi. Polise bildirse de muhtemelen bir sey olmayabilir yani.

Bulunmasin diye demiyorum tabii, intihar vs. gibi bir risk yoksa muhtemelen polis yetiskin birine ulasamiyorsunuz diye onu aramaya cikmaz demek istiyorum.
0
robokot
(16.10.20)
Teşekkürler. Bulundu sayılır, nereye doğru gittiğini öğrendik, aile de yolda şu an.
Gençlik, ailevi sorunlar, öss biraz üst üste gelmiş olsa gerek. İntiharla ilgili bir durum yok bildiğim kadarıyla ama televizyondan duyulanlar insanın aklına türlü şeyler getiriyor.
0
🌸nickyazmaksartmibulamadim
(16.10.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.