korkma, hircin kedi veterinerden sonra ilac vurulmasa bile 1-2 hafta kendine gelemedikleri oluyor kisilikleri degisiyor yasadiklari travmadan dolayi (bende var ordan biliyorum). sakinlestiriciden sonra yiyememesi kusmasi normal. Sabaha bir iyilesme olmazsa (yerinden kalk(a)mazsa) muhakkak arayin veterineri ama.

İnsan hiçbir canlıya bu kadar bağlanmamalı. Ağlamaktan gözlerim şişti, onu bırakıp uyuyamıyorum, tüm planlarım alt üst oldu. Yeter ki iyileşsin, eskisi gibi olsun başka hiçbi şey istemiyorum şu an=( sağolun, bi nebze içim rahatladı.

Benim kedim de sokağa çıkıp giren bir kediydi.
Travma yaşadıklarında oluyor öyle, bir noktaya gözünü dikip boş boş bakıyor, bıraktığın yerde kalıyor, vs. Düzelir birkaç güne.

sakinleştiricinin öyle bir etkisi var maalesef.
bizimki titriyordu bir de, kucağıma aldım çişini fln tutamıyordu.
sersem sersem kendine gelemedi birkaç gün boyunca.çok fena oluyor o halini görmek :/
geçmiş olsun yavrucuğa.hemen iyileşsin.

Geceye göre şu an çok şükür daha iyi gibi, en azından uyuyor baktı ki dışarı çıkartmıcam. Fakat şu an ilaç ve tuvalet sıkıntım var.
İlaç Metacam, biz her gün o travmayı yaşamasın diye iğneye götürmektense muadili şurup istedik, dün gece için şırıngada yapabilirsen ağzına yoksa mamaya 4 e kadar damlat, sonra 5 gün 2ye kadar damlat dedi. Yaş mamaya sıktım karıştırmadım ki direkt alsın fakat sanırım kokusunu aldı çok az yedi o lokmayı muhtemelen yemedi. Kusmadığı için de yemediğini düşünüyorum. Mide koruyucu vermişti, onu alırsam kusmaz mı? Gerçi o tableti 4 e bölüp mamaya koy dedi ama onu da yemeyebilir, kusmaz derseniz şansımı denicem. ilaç vermek için daha iyi yöntem varsa bilmek isterim.
Tuvalet de hiç 24 saat evde kalmadı, şimdi inşallah 5 gün evde olacak. gece dayanamayıp çişini yapmış, kum var, zorda kalırsa oraya yapar mı? Gece kumun içinde girip yatıyordu.

Mesajı yazarken sanırım sakinleştirici etkisi geçince ağrı başladı, patisini havada tutup miyavlıyor. demek mamada ilacı yemedi napsam ki=(

şurubu şırınga ile verebilirsin, kediyi ensesinden tamamen havaya kaldır, o durumda ağzının yanlarına damla damla sürersen mecburen yalayacak; başka etkili bir yol yok bildiğim kadarıyla. tableti de benzer şekilde az yaş mamayla ağzının gerisine koyup (tabii çok küçük bir miktardan bahsediyorum) kediyi serbest bırakabilirsin, gezegenler doğru sıralanmışsa yutma ihtimali var.
tuvalet için dışarıda nereye yapıyorsa o tarz toprak bulman lazım, en azından bir miktar kumun üstüne koyabilirsin. sokak kedilerini kuma alıştırmak zor oluyor. yine de öyle ortalık yere salacağını sanmıyorum bir kedinin, gidip küvete falan yapabilir belki, karton kutu ve gazete seviyorlar bazıları; bilemiyorum. tekrar geçmiş olsun.

Ne aradigina bagli. Spor ariyosan mecbur gibi bisi o markalar. Ekstradan under armour, sketchers vs olabilir. Spor degil de biraz daha 'casual' olsun dersen ben genelde deri satan magazalara gidiyorum. Beta'yı severim mesela. Bonus olarak Lacoste, clarks olabilir. Erkek icin bu dediklerim. Cogunda erkek-kadin ikisi de vardir heralde. Beta tam olarak dedigin noktada bana gore ama spor degil.

spor arıyorum malesef.

hayır yok adidas en iyi.

(bkz: camper)

Onitsuka tiger-harandia modeli
Asics- tüm modeller

decathlondan al

adidasın dümdüz siyah modelleri var.
stan smithlerde de var normal modellerinde de var.
onları tercih edebilirsin.
hadi al sana link de vereyim.
shop.adidas.com.tr
shop.adidas.com.tr

spor için kullanacaksanız olmaz muhtemelen ama günlük kotla vs giyecekseniz zara'nın uygun bir modelini bulabilirsiniz belki.
bazıları garip ama :D düzgün modeller de var bence.

www.zara.comı-c269244.html

edit:zara'nın linkleri sorun oluyor buraya ekleyince, neden bilmiyorum erkek / ayakkabı/ spor ayakkabı diye bakarsınız .

ayrıca yine belirli markaları eleyinece şurada da farklı markada ayakkabılar bulabilirisiniz.
sol menüden numara fiyat seçip bakabilirsiniz.
www.asos.com

aradığına bağlı bence uçuk derecede pahalı, ama ben sadece fitness kısmı ile ve popülasyon ile ilgileniyorum az kişi olsun yeterli(fitness sauna masaj herşeyi var gittiğim yerin)

sen dersen ki sauna fitness herşeyi kullanacağım ve ödemek bana koymayacak üye ol derim.

Izmirdeki swiss otelin spasindan 1100 tl aylik ucret diye bi fiyat almisligim var.Sadece fiyat almakla kaldkk tabi.Otellerin spor merkeznde spa hizmeti de girince fiyat ucuyor.Zaten bu koyulan fiyatlar,oraya sadece belirli bir kitlenin gelebilmesi icin.Dedigin spa 300 tl olsa aylik,gelebilcek tipleri düsünsene. Eger otel cok cok iyi ve merkezdeyse ben iyi fiyat diyorum,

Aylık 625 bana göre çok fazla, bu özellikler birçok fitness center'da var zaten.
Mahalle arası değil, benim gittiğim salonun yarı olimpik havuzu, jakuzisi, sauna, buhar, hamam, dışarıda yeşillikler içinde tartan koşu parkuru, tenis-basketbol kortu, buz pisti, vs her şeyi var, aylık 150ye falan geliyor.

Elit takılayım diyorsan Ok ama diğer türlü gereksiz geldi bana.

Benim bütçeme göre yüksek ama sizi sıkıntıya sokmayacaksa ve keyif alacaksanız gidin tabii ki.
spor salonları bütçeden bağımsız olarak ,senelik üye oldum ama toplamda 3 defa gittim gibi bir duruma dönüşebiliyor zamanla. Evinize yakın olması avantaj o anlamda ama gerçekten gidecek miyim diye de sorgulayın kendinizi bence.

Benim gittiğim salonda da hepsi var ve senelik üyelikte aylığa 200 tl ye filan denk geliyor. Bence pahalı bir de otellerin fitness merkezlerinde seçenek çok olmayabiliyor büyük fitness salonlarını bir araştırın derim. Masaj ve cilt bakımı filan da üye olana 60 tl ye filan denk geliyor. Ama benim salonun havuzu küçük mesela, otellerin de havuzları çok büyük olabiliyor o avantajı var. Eve yakın başka büyük fitness salonu olabilir bir bakın aaştırın bence.

Fiyat cok yuksek. Mahalle arasi yerler aylik 200-250 de degil ayrica.
Herhangi bir butce seviyesi baz almaksizin soyluyorum, pahali.

Aylık 625 liraya bir aylık konaklama da dahil değilse, o fiyatı kabul etmek kerizlik olur. Öncelikle oteller oraya gelen müşteriler için o fitness salonlarını kuruyorlar, fiyatlarını da ona göre belirliyorlar, ki bu da dediğin şekilde fahiş fiyatlar oluyor. Onun dışında, gelen müşterilerin birincil amacı da spor yapmak olmadığı için çok donanımlı olmuyor salonlar; birkaç koşu bandı bisiklet birkaç makine koyunca spor salonu oluyor işte, bu anlamda hem gereksiz pahalı hem de yetersiz bir yer için o kadar para vermek müsriflik olur. Ayrıca aylık 250 lira isteyen mahalle arası salon bulamazsın, yani dediğin mahalle St Tropez'de falan değilse olmaz, MacFit'ler falan 60-70 liraya müşteri alıyor, ha müşteri profili düşük oluyor gidilecek yer değil ama bu şekilde ucuz yerler de var.

bütçe yazman faydalı olur.
lamy dolmakalem.

French press (ciddiyim :)

ciceksepeti.com'dan "yenilebilir çiçek".

www.ciceksepeti.com

ben de mimarım. biri güzel bir kalem ve not defteri hediye etse aşırı mutlu olurdum. sadece kalem bile olur hatta.

moleskine ajanda
www.hepsiburada.com

ahşap defter;
www.lunaparkshop.com

Fotoğrafla ilgileniyorsa;
www.dr.com.tr
edit: bu limiti geçiyormuş ama mikimmil bir hediye olduğu için silmedim.beğenen biri olur, dursun.

spesifik olarak ilgilendiği mimari bir konu varsa;
www.dr.com.tr

bir de çok alakasız ama sunlar çok sevimli, masamda olsa hep sevinirdim :)
www.dr.com.tr
www.youtube.com

kalemlik
www.hipicon.com

eskiz için kalem;
www.panterstore.com
farklı renkleri var.

önce bi burpee yap ondan sonra konuşalım. o makinalar beginner veya tembeller için var zaten, onların çekici gelmesi normal.

makineler çeviklik sağlamaz ki zaten.

Push up, plank, leg raise, squat, triceps dips, bridge, denge egzersizleri.. makineler ve ağırlık olmadan bodyweight başlayıp vücut hakimiyetini kontrol edebilmen daha iyi zaten. Barfiks machine varsa barfiks çekemeyenler için başlangıçta ideal bence.

Burpee gibi hareketlerin makinede karşılığı yok, farklı kategorideler zaten. Ben makinelerle de çalışıyorum, içlerinde en iyileri cable mac'ler. Ve kürek aleti de favorilerimden.

Onun dışında boot camp ve hiit derslerine katılıyorum. Salonda bu tarz grup dersleri varsa tavsiye ederim. Burpee zaten temel hareketimiz gibi bir şey. Onun dışında jump squats, jumping jacks, push up çeşitleri, plank çeşitleri, lunge hops, dips vb hareketleri yapmadan geçmiyoruz.

Var mı önereceğiniz bir program. Ezbere gitmek istemiyorum.

Benim programımı salondaki hoca yazıyor, ama arada şu siteden bir şeyler seçip yapıyorum, sevdiğim bir site:
darebee.com

30 günlük programlardan seçebilirsin:
darebee.com
Mesela şunları beğendim:
darebee.com
darebee.com

Buradan da filtreleyip seçebilirsin:
darebee.com

İllaki makinede başlamak istiyorsan, bizim salonda herkese verdikleri 18 antrenmanlık başlangıç programı şöyle (hepsi makinede - 3er set, 10/15 tekrar):
1. leg extension
2. leg curl
3. chest press
4. seated row
5. shoulder press
6. biceps curl
7. triceps extension
+ 2 karın hareketi - mat üzerinde (leg raises, plank, scissors vs)
+ 20 dk kardiyo

Ne istedğime emin olamıyorum

all types
cardio / high burn 285
combat 80
hiit / interval training 131
strength / tone 468
stretching / flexibility 40
wellness 35
yoga 29




saydığım şeyler hangisi, güçlenmek dövüşçü gibi esnek çevik vs olmak vs

Ziplayan kaucuk top. Otomatlarda 1tl ye alinanlardan. Bunu duvara atip atil yakalayacaksin. Reflekslerini ciddi sekilde guclendirir. Evde de yapabilirsin.
Spor salonunda yapacagim leg curl bilmemne refleksine katki saglamaz ki. Ya soruyu yanlis sordun ya da ben yanlis anladim.

Makineler, serbest ağırlık veya vücut ağırlığınla yaptığın hareketler güçlendirir.
Esnek olmak için stretching yapman lazım.
Çevik, hızlı vs olmak için de kardiyo, hiit.

Başlangıç olarak: ağırlık çalışması, sonrasında koşu, sonrasında esneme yaparak günü bitirebilirsin. Hepsinde bir anda iyi olunamıyor maalesef, bir yerden başlamak lazım:) Bahsettiğim gibi grup dersleri varsa onlara katılabilirsin.
Salonda hocalar varsa onlardan yardım al.

Veya bir crossfit salonuna yazıl. İstediklerin crossfit'e daha uygun geldi bana.

bu nasıl başlangıç için
darebee.com

Gerçi burda ağırlık çalışma yok kol vs için.

40 50 dakikavaktim var öğle arası olduğu için. ve macfite gidiyorum :( o saatte bilmiyorum kurs var mı.

Aslında istediğim parkour free run daha çok.

Bu biraz zor gelebilir başlangıç için ama sen bilirsin:)

Bir de kol için çalışma yok demişsin ki doğru ama açıklamada şunu yazmış zaten:
"To maximize results, in addition to the program we recommend you include one of the following workouts on every Power Burn day, post-circuit: Back & Biceps Express, Back & Biceps, Upperbody Forge, The Butcher or Power 20."

Yani Power Cardio'yu yapacaksan şunu da ekle diyor misal:
darebee.com

Bana şu Spartan Trials programı daha uygun geldi, hem de dha eğlenceli görünüyor:
darebee.com
darebee.com

Bunun sonrasında vakit kaldığı kadar hafif koşu ve stretching ile bitirirsin.

ben fitness blender'ın hitt videolarını beğeniyorum. Baya terletiyor.
www.youtube.com

at suratlı değil bu kadın. güzel.

Gayet guzel ve vucudu da cok guzel. Ben de at suratli seviyormusum.

Kendisi ile bir gelecek dusunemeyecegim kadar guzel bir vucudu ve hos bir yuzu var :)

Nope.
celebmafia.com

ben bu kadını çok beğeniyorum, hem komik hem güzel.

değil. m.aceshowbiz.com

Vücudu çok güzel ama yüzü güzel değil.

çok seksi.
ortalamanın üstünde güzel.

yüzü güzel değil. vücudu çok güzel.

Parçalarım.

sevimli bi ablaya benziyor.yoklukta gider

gayet güzel

vucut muthis yuzu guzel degil.

bence yüzü çok güzel. doğal bir güzellik var ve alışılmış klasik instagram güzeli değil. zaten çile bayılırım

Normalde kozmetik olduğu için gümrüğe takılır ama beautybay gift şeklinde gönderim yapıyor denmiş sözlükte.1 ayda fln geliyormuş.
Ben de yurtdışından gelecek bir arkadaşıma sipariş verdim, gelince kullanmaya başlayacağım.

Gothamista'nın detaylı incelemeleri var.
www.youtube.com

edit:sınır 30 euro bu arada.shipping dahil değil bu sınıra.

@maleficent HA ve rosehip seed oil siparişi vermek için açmıştım duyuruyu. İkisini karıştırınca çok güzel etki ediyor diye duydum.

karıştırma değil de art arda kullanılıyor sanki.
Sanırım önce yağları sonra nemlendiricileri gibi bir sırası var.
Rosehip sonra HA gibi.

ben de şunları aldım,heyecanla bekliyorum.
www.imageupload.co.uk

kübik mimari

Ikinci resimdeki yer yunanistan/santorini. Sorulan seyin xevabi aslinda topografyaya yerlesim tercihi, egimi dogru kullanma.

www.archdaily.com
www.archdaily.com

Bu örnek sizinkilerle aynı değil, etrafındaki topografyadan bağımsız olarak kendi topografyasını oluşturup , o alana yerleştirilmiş ama nihayetinde teras evler.

cdn.ikea.com.tr
10m ve 20ü diyor.

14b, 14es, bunlar ziverbey'den gider, hepsinde dolaşacaksın her türlü, çünkü burası ümraniye rajaz, ne olacağı hiç belli olmaz.

20ü. Çakmak köprüsünde inecek karsıya geçip yürüyeceksiniz

20ü en iyisi

aşırı sallıyorum.
www.sinematurk.com

Bayaa aşırı olmuş hakkaten :)

Dizinin oyuncularının listesine bakın, bana en uygun o geldi:D
www.sinematurk.com

Baktım zaten. Kadın başroldü, Mehmet Aslantuğ'un karısıydı ve ne gariptir ki listede adı yok.

simay küçük

ne iş yapıyosun?

açıkçası bişey üreten insanın romantikliğini ben mantıklı buluyorum. muhasebeci ile, satışçı ile ne bileyim temizlikçi ile bir değiller tabi ki.

gayet doğal bir durum. fatura bilgilerini gir fatura kesilsin, tuşlara bas üretim yapılsın, belgeyi gönder izinler alınsın gibi bir iş yapmıyorlar.

söz konusu cam işini ele alırsak tutuşu, üfleyişi, döndürüşü hep farklı ve özgün bir madde ortaya çıkartıyor. bu yüzden bir bakış açısı, el beceresi ve yeteneği olması ve duygu/düşüncelerini esere aktarması başka bir olay.

ben çektiğim bir fotoğrafın bir yerde yayınlandığını ya da kullanıldığını gördüğümde bi gururlanıyorum. evet basıp çektim ama o kadraj, ışık, pozlama bana ait.

yani oluşumunda sizin katkınız çok ise böyle bıraksanız 10 saat anlatabilecek bir olay oluyor.

sıradan bir iş değil ki, sanat.
Tasarımı, üretimi ,verilen emeği sıradan bir "iş" ile kıyaslamanın anlamı yok çünkü bu bir meslek dalı değil bence. Kimsenin para kazanmak için cam sanatçısı olmaya karar verdiğini sanmıyorum.

Sanat olduğu için duygu içermesi, sanatçının kendi duygularıyla birleştirerek eserini anlatması kadar doğal bir kafa yok.
Sizinki mühendis kafası, onlarınki sanatçı :)

anlamlandırma çaresizliği

Cam uflemeciligi siradan bir is mi sizin cevrenizde? Ben hayatimda bunu yapan kimseyle tanismadim, dinlerdim mesela.

Common of demons +1

Ayrıca dünyayı kurtarıyor moduna girdiklerini hiç hissetmedim izlerken.

Sanatla ilgisi olmayan, merakı olmayan insanların böyle düşünmesi gayet normal. Yaptığın bir resmin her dokunuşunda emeğin ruhun vardır, tabloyu bitirdiğinde yaşadığın hazzı kaç kişi bilebilir, anlayabilir ki. Çoğuna göre fırçayı almış sürmüş ne var ben de yaparım der, işte ona fırçayı-kalemi ve hatta camı verip izleyeceksin ne yapacak. Cam bir sanattır, ve herkesin istekle severek yapabileceği kadar kolay değildir, para için hiç değildir. Yapmak isteyip henüz zaman ve mekân bulamadığım sanattır, o zaman malesef bu arkadaşlar gibi konuşucam muhtemelen, kusura bakmayın.

@sour, adhominem ve dis gorunuse gore ayrimcilik yapmasan?

illa edebiyat cevirisi yapmak mi lazim?

2 ay ismek kursuna gidip, biz de o zaman cam ufleyerek "sanatci" olabiliyormusuz:

www.ismek.ist

demek, sanayiye gitseniz, orada cekic sallayan her ustayi sanatci olarak goreceksiniz; nihayetinde o cekici tutusunun bir acisi, örste dövdüğü demirin optimal bir sıcaklığı var. her ürettiği bıçak birbirinin aynısı olmuyor, ona terini, emeğini "nakşediyor".

buyrun, hipster olmadığı için toplumca sanatçı kabul edilmeyen ve dünyayı kurtardıklarının farkında olmayan dedeler:

www.youtube.com

Bilmediğiniz şey sanat ve zanaatın farkı.

ulan adam sanat icra ediyo, bırak da romantikleşsin azcık. videonun tamamını izlemedim ama sonuçta reklam sektörü için yapılmış bi iş, mevzuya fazladan drama katılması normal.

@yuto, ulan sensin.

tekrar degerlendirelim, bu sise ufleyenlere sanatci diyoruz, cunku

- emek var.
- ruh var.
- alin teri var.
- ozgunluk var.

comlekcilik de sanat o zaman, ustelik 4 dakikada yapiyor ve 10tl ye alabiliyorsunuz

www.youtube.com

benzer olarak gunumuzde endustrilesmis gecmiste elle yapilan butun isler sanatti. hali dokumak, elbise dikmek, kazak ormek, igne oyasi yapmak, havlu kenari yapmak, nakis dikmek vs. siz o kisilerin ruhunu o islere verip vermedigini biliyor musunuz? belki oyle hissediyorlar ve huzur buluyorlar yaparken? bu durumda, kazak oren anneannelerimize de sanatci mi diyecegiz?

sanat, para icin yapilmaz diyenlere ise mabadimla guluyorum. zaten sanatcilarin hepsi havadan gelen parayla geciniyor.

Bence yapılan her iş iştir. Yaptığınız işi saatlerce anlatabiliyorsanız, hikayelerini biliyorsanız da sanattır.

Muhasebeci diye küçümsenen insanlar bile koca şirketin para kazanması, herkesin maaşını almasını sağlıyorlar ve pek çok ustalığı ve hikayesi olan bir iş yapıyorlar. 10 dakikada çömlek yapan adam da o 10 dakikaya verdiği değer oranında sanatçıdır ve emekçidir evet.

Ya sevdiğiniz işi yapın, ya yaptığınız işi sevin, ya da napacaksanız yapın başkalarının işini küçümseyip değersizleştirip ahkam hesmeyin.

lüzumsuz romantizm. bu tiplerin kafasını eritilmiş cama basarsam acayip mutlu olurum.

sanat kavramı çok muğlak. belirtilen video reklam amaçlı, dolayısıyla her şey çarpıtılabilir istenildiği kadar. bir script işliyor sonuçta. belgesel değil.

Videoda sıradan meslek sahiplerini küçümseme durumu yok ki, insanlar işlerini seviyorlar, anlamlı buluyorlar. Hangi meslekten olursa olsun işini seven anlamlı bulan biri onlar gibi konuşur.

İşleri sıradan, değerli, ulvi, vb. gibi katagorilere ayırmak doğru gelmiyor bana.
İşe, karşılığında para aldığın emeğin ve zamanın olarak bakarsan sıradanlaşır. (Emeğine zamanına değer verme konusunu bi kenara alıyorum.) Ama bütünün içinde bi yerlere koyuyorsan / tutkuyla vaya severek yapıyorsan/ sonuç seni tatmin ediyorsa.. o iş artık senin için sıradan değildir. Ne iş olursa olsun bu böyle. Kağıt toplayan adam için de geçerli bu, muhasebeci için de geçerli, mimar, mühendis, dokor avukat, pasta şemsiyesi yapan adam için de geçerli.

Kağıt toplayıcısını ele alalım. Mecburiyet olmasa yapılmayacak sıradan bile görülmeyen bir iş. Fiziksel riskleri var, sosyal alanda statüsü yok onu bırak hor görülüyor. Oysa bana göre topluma, geleceğe, doğaya katkıları mesela bir cam üfleyenden kat kat fazla. Olduğunu sanmıyorum ama farkındalık geliştirmişse o iş onun için artık anlamlıdır. Aynı videoda konuşan kişiler gibi tutkuyla yaptığı işi anlatabilir.
Muhasebeci , satışçı denmiş,
Cam üfleyen kadar önemlidir muhasebe ve satış işi. Sanat olarak bakmıyoruz tekrar altını çizeyim. İş kapsamında değerlendiriyoruz.
Şimdi ben bi cam atölyesi kursam, müthiş güzellikte ürünler çıkarsam diyelim. Satış ayağı olmazsa ürünler elimde kalır, muhasebe olmazsa vergi dairesi yakama yapışabilir, hesabımı bilmediğim için açık veririm, zarar ederim.

Çalıştığınız yerlerde çay ocağına bakan eleman ya da temizlik elemanının işleri savsakladığını ya da olmadığını varsayın. Telefona bakan sekreter kız gelen aramaların ikisine bakıp birini meşgule atıyor, ara dediğinizi aramıyor, not almıyor, satış laklak yapıyor muhasebe soliter oynuyor. Siz oturmuş mükemmel sanat içerikli işler yapıyorsunuz. O işin sonucu hüsran olur, işiniz değil uğraşınız olarak kalır.

"benzer olarak gunumuzde endustrilesmis gecmiste elle yapilan butun isler sanatti."
yanlış. o zaman da zanaattı.
birbirinin benzeri ya da elle yapıldığı için ufak da olsa farklar içeren fakat bir maddeye olan ihtiyacı gidermek için yapılan üretimler sanat kapsamına girmez.
o yüzden eskiden ya da şimdi elle toplu üretim yapan kimseler sanatçı değildir.
Sanat eseri olma şartı "biricik" olmasıdır.

Para mevzusunda da sanatçı tabii ki yaşamak ve üretmek için paraya ihtiyaç duyar ama bence farkı birinin ben çok para kazanacağım diyip cam sanatçısı, heykeltıraş olma amacıyla yola çıkmayacağı yönünde. Yeteneğin varsa, şanslıysan vs. bundan para kazanabilirsin ama sanatçı olma isteğinin arkasındaki güdü, meslek gruplarının aksine para olmaz.
Çoğu zaman da para kazandırmaz zaten.

Sanat kavramı üzerine onlarca görüş var farklı farklı.Bunlar benim fikirlerim ancak yazdıklarınızda beni ısrarla rahatsız eden kısım esasen sizin videoda yapılan işi küçümsemeniz.
Bu nedir ya, ben bunu 3 dakkada yaparım dediğiniz , hipster uğraşısı olarak nitelendirdiğiniz şeyleri denemenizi tavsiye ederim :)
o zaman fikriniz değişir bence.

Vurun az daha, henuz olmedi adam:)

ben geçen ay çok aradım ve bulamadım. hepsinde new york, london, beauty gibi salak salak yazılar var. tekstil işine giren birisi şu sweatshirt olayına bir el atsın artık.

aynısından var h&m de
online sitesinden bakabilirsiniz.

çare kaft

kaft'ınkiler baya düz, kumaşları da çok güzel. ama bu resimdeki kadar bol değiller sanırım.
www.kaft.com

@agent dawn şimdi gördüm :)

Bershka
www.bershka.coṁyi̇m/eşofman-üstleri/elastik-belli-ve-manşetli-sweatshirt-c1010193244p101097828.html?colorId=800

edit:link gözükmüyor da bu yani;
static.bershka.net

pull and bear
www.pullandbear.comüşük-omuzlu-sweatshirt-c29068p500364045.html#802
static.pullandbear.net


h&m'deki x deseni de baskı değil dikiş ,bence çok kötü değil ama zevk tabii.
www2.hm.com

iamnotbasic.com

H&M,LTB,Mavi online sitelerinden kazak & triko bölümüne bak.

p&b iyi, hm'ninkilere baktım, internette güzel görünüyor da malzemesi çok tırt.

aynısı olan 1-2 yer var ama 60-120-150 tl gibi fiyatlara. baskılısı 25tl olan şeyin baskısızına neden daha çok vereyim?

benim anksiyetem yok ama yoga sonrasında hep çok ama çok iyi hisediyorum. sanki uzun bir masajdan çıkmışım gibi. ya da hiçbir derdimin ve işimin olmadığı bir pazar sabahı uyanıp saatlerce yatakta gerinmişim gibi. anksiyetem olsaydı bence ona da iyi gelirdi.

ben kursa gidiyorum. evde yapmayı da denedim, kesinlikle aynı şey olmuyor. birkaç derse katılırsan aradaki farkı görebilirsin. istanbul’da ya da ankara’daysan cihangir yoga’nın 10 liralık deneme dersleri oluyor haftada 1-2 kere, onları takip edebilirsin. birkaç derse girip neyin ne olduğunu az biraz anladıktan sonra evde de devam edebilirsin hem. çünkü youtube'dan hem videoya bakıp hem hareketleri yapmak işin bütün keyfini götürüyor. kendin hareketleri öğrenip ezberden uygularsan daha iyi olur.

Yogayı ve pilatesi doktorumun önerisiyle fizik tedavi amaçlı yapıyorum ve ÇOK sıkılıyorum. Benim için işkence ama vücuda etkisi var tabi.

Yalnız meditasyon bana inanılmaz iyi geliyor. Burada birisi ayrıntılı bir link paylaşmıştı kaç çeşit meditasyon var nasıl yapılabilir nedir ne değildir diye. Müzik ya da başka birinin sesine ihtiyaç duymadan kendi nefesime odaklanıp hallediyorum genelde. Geçen sene her dönem 11şer ders verip mezun oldum. Normalde ders çalışırken ağlayan bir tipim. Günde 7-8 saat çalışıp aralarda meditasyon yapıyordum. Meditasyondan sonra 4-5 saat uyumuşum gibi canlanıp tekrar ders çalışıyordum. İnanılmaz iyi geliyor ama zamanla meditasyon süresi artıyor.

Ya bunlar biraz şey gibi inanmak istersen, rahatlayacağını düşünürsen oluyo, meditasyon hiç yapmadım çünkü hiç inanmadım, yogayı da pilatese gittiğim yerdeki hoca tavsiye etti iş güç de yoktu o ara stresliyim falan dedim tamam ama o moda hiç giremedim esnedigimle kaldım:)

Yoga with Adriene
www.youtube.com

günde yarım saat meditasyon yapıp sonra yine seni geren dünyaya çıkmak pek akıl karı değil. medistasonu yapıp sen gereken etmenleri de ortadan kaldırarak ancak sonuç alırsın. tek başına pek bir geçerliliği olmuyor ne yazık ki.

Merhaba, stres ve kaygı konusunda benim işime yarıyor. Yogadan sonra bedenimin çok rahatlamış olduğunu hissediyorum. Ben Advayta Yoga'dan eğitim almıştım.
www.advaytayoga.com burada videolar mevcut
soundcloud.com meditasyonlar

Kendim ise şu iki yoga eğitmenini takip ediyorum:
Boho Beautiful: www.youtube.com
Yoga with Adriene: www.youtube.com

youtube'da "en çok kazanan türk youtube kanalları" diye aratırsanız olayın boyutunu görürsünüz.

instagrami bilmiyorum ama youtubeda suanda en cok izlenen kanallar olan yapyap, orkun isitmak falanlar yillik milyon dolarlardan bahsediyorlar.

makyaj moda vs kanalları sahipleri,"influencer"lar parayı youtube'dan değil, marka işbirliklerinden alıyorlar genelde.
(yani her videon bilmem kaç milyon izleniyorsa youtube da kazandırır tabii)
Firmalarla reklam çalışmaları ,ürün paylaşımları benzeri işlerden para kazanıyorlar.
Yine markalardan onlarca ürün, giyim , aksesuar geliyor. Yani nike'ın bir ayakkabısı çıkınca gidip almıyorlar, firma gönderiyor.
Herkesin para harcadığı şeyler tanıtım amaçlı gönderildiği için bu da bir kazanım.

edit:
www.youtube.com
0:52'den itibaren

Para kazanmak için yanlış meslek mi seçtik nedir?
Demişsin, ben de - hangi mesleği tercih ettin? - diye sormuşum,
Sonra da bu cevabım silinmiş. Ne diyim akıl fikir... çok da alıngan bi moderasyon var daha fazla konuşamıyorum yoksa uçuruyolar!!

hocam greyder'lerin tabanı çok sert oluyor. Bende var giyemiyorum ayağımı ağrıtıyor.

greyderi yıllardır giyyorum ama yerler ıslakken iyi değil

üniversiteye başlarken cat almıştım, o zaman 160 tl gibi bir rakam vermiştim 8 yıl oldu hala ilk günkü gibi. bence çok da şık, tavsiye ederim.

ikisi de güzelmiş.
1.si spor,2. si birazcık daha smart casual tarzda.
bence ikisini de alın.:)

Kesinlikle paraya kiy timberland al. Kar su gecirmez tas gibi bot

.3ds olarak farklı kaydetdikten sonra sketchup+vray ile başarılı render alabilirsin. takıldığın yer olursa yardımcı olurum.

Vray yüklü değilse , render için mental ray kullanıp renderladıktan sonra jpeg olarak kaydedebilirsiniz açılan render penceresini.
söyle bir tutorial var
www.youtube.com

"Basic 3ds max mental ray render setting" diye aratıp çıkan tutorialları da izleyebilirsiniz.

1-rendering / environment siyahta kaldıysa ve aydınlatmanız yoksa siyah gözükebilir tüm ortam.
Render ayarlarınızı değiştirmeniz lazım, output size vs bilgisi gireceksiniz.

2-sanmıyorum.helpers'ta tape var ölçü için ama renderda gözükmez ölçüler.

3-Delik açmak istediğiniz formu ,delik açacağınız yere yerleştirip sağ menüde geometry / compound objects / boolean yapacaksınız.
3ds max boolean diye aratın.
Netten videoları çıkar.

4- illustratora fln export etmek anlamsız.3 boyutlu çalışıyorsunuz.render almanız lazım görsel için.

tabi ki suçlu ayrıca öküz.

dövdüler mi motorcuyu?

Orospu çocuğu motorcu.

Benzerini kamyonetle yaşıyodum. Duran otobüsün sağından dalıp kaldırıma park etti. İnip bir iki adım atmış olsam çarpacak bana orospu evladı. Döl israfı amına koduğumun evlatları ya. Bak nasıl ağzımı bozduruyolar.

Çok fazla panikledi motorcu.Olan oldu, orda baya üstüne geldiler, yaralı daha ağır olsa döverlerdi baya.

istanbul'da yaya olmak mı daha zor sürücü olmak mı bilmiyorum.
Kaldırımda yürürken , kaldırıma park etmeye çalışan adamın, önünden çekileyim diye bana korna çalmasına?!, yine kaldırımda yürürken motorla yanımdan vızır vızır geçilmesine, otobüsten inerken o 20 cm aradan geçmeye çalışan motorlara dikkat etmeye,yeşil yansa bile karşıdan karşıya geçerken tüm araçların durmasını beklemeye alıştım.

o motorcunun ağzını burnunu kırınca da adam dövdü oluyorsun.

motorcu kaldırımda sürüyorsa yüzdeyüz suçlu, evet. fakat otobüsten inen suçsuz diye kurşun geçirmez olmuyor maalesef. ben tek yön yolda karşıya geçerken ters istikametten araç gelip gelmediğine de bakıyorum, çünkü ters yön neredeyse kimsenin sallamadığı bir yasak; bazı motorcuların kaldırımdan gitmesi gibi. yaya bile olsak trafiğin aktif bi parçasıyız, dolayısıyla şehrin kaos ortamında haklı ama ölü olmamak için sürekli kıçımızı kollamamız gerekiyor.

belki duymamışsındır, bi örnek vereyim. birkaç yıl önce btaş'ta bir kız otobüsten iniyor, yolun kenarında da yola sıfır bir ağaç vardır, onunla otobüsün kıçının arasından geçmeye çalışırken otobüsün yola katılma manevrası sırasında kıçını ağaca vermesi ile kızın kafası araya sıkışıp kopuyor. burada arkaya bakmayan şöför kadar, olasılığı hesaplamayan kız da suçlu ne yazık ki. totalde ise kız feci biçimde öldüğüyle kaldı. bazen kafa dalgın olunca kaptırıp gidiyoruz ama gözümüzü dört açmakta fayda var.

@gio, araba sürücülerinin hataları yüzünden her gün onlarca insan ölüyor (ki biri şu anda sözlüğün bir numaralı gündemi), hatta arabaların olur olmaz sıkıştırması yüzünden her gün kaç tane motorcu ölüyor, değişen bişey var mı? ülkenin en tanınan, en eğitimli motorcularından biri daha iki ay önce boğaz köprüsünde yola -tabiri caizse- vahşi hayvan misali atlayan bir yaya yüzünden öldü. bu ülkede trafikte orman kanunları geçerli olmaya devam ettiği müddetçe herkes kafasına göre takılıyor işte ve ölümler malesef bunu değiştirmiyor, değiştirmeyecek. dolayısıyla ne dilediğine dikkat etmekte fayda var.

@ manuel mandalinanın dediği konu, -haklı ama ölü olmak-.

Aynı şekilde, özellikle istanbul'da motor kullanıcısıysanız yaya olarak gezerken daha da dikkat ediyorsunuz. "acaba bu aradan bir mal motoruyla dalar mı, kesin tersten birisi gelir beni ezer şimdi" diye paranoyak gibi kafamı döndere döndere yürüyorum.

Motorcu tabi ki de hatalı olan ama ben yayayken bile sağımda solumda yürüyen bir çok yayayı, aman abi dikkat diyerek motor çarpmasından kurtardığım oldu. Malesef etrafı kontrol etmeden yürümek bizim ülkemizde bir lüks, kaldırımda bile...

10 yıldır motor sürerim, motorcu puştun tekiymiş, kaldırımda ne işi varmış.

bunlar arasından seçicek olsam 4. sıradakini seçerdim.

www.amazon.de

O saate şimdi youtube dan bakıyordum şık ama büyükmüş ya. büyük saat sevmiyoum ben.
www.youtube.com

trendyol'da olan ilk seçenek güzel görünüyor.

3

Zara linkleri açılmıyor.
Ama bir dönem Zara'dan trençkot almıştım gerçekten sağlamdı su geçirmedi.
Şu an yine Zara'dan aldığım yağmurluğu giyiyorum düz bir model ama sağlam seviyorum onu da.

Şişme montlardan hiç hoşlanmam koton'dan paylaştığın içlerinde en iyisi.
Ben montta kabanda çok detaya takılmam ya kumaş pantolon giymem gerekse de kabanımı giyerim uyar uymaz çok takılmıyorum önemli olan üşümemem.

Trendyol'dan paylaştığın trençkotu da pek beğenmedim. Renginden dolayı olabilir.

--Zara olanlardan açık renkliyi beğendim.

@mutekebbir
Linkleri yeniledim.

Zara'ya bakayım o zaman.

zara olanlar için konuşuyorum: kum rengi yazanı beğendim ben en çok. su geçirir mi bilmiyorum, bazılarında su geçirmez ibaresi oluyor etikette ama buradan göremedim. bunların kumaşı böyle tok bir kumaş oluyor, su geçirmez değilse bile sağanak altında beklemediğin sürece ıslanmazsın diye düşünüyorum.

şişme montları beğenmedim ben. kumaş pantolonla giyen oluyor ama bunlar çok hareketli geldi bana.

trendyol olan da güzelmiş.

altın çikolataları bir araya getirerek beşi bir yerde ya da kemer hazırla ve takı sırasına girip tak.

Madem bu kadar marjinal hediyeleri seviyor. At kafası hediye ederdim.

market arabasi alin, icini tuvalet kagidi, makarna, cikolata, tursu, hazir borek vs. ile doldurun, bir de altin koyun kaybolmayacak sekilde. ustunu de kurdeleleyin.

yılanlı dansöz oynat

www.wowdanceistanbul.com
Buradan pole dance dersi satın alın.bir tane de pole dance home kit yanına.
dansı fln seviyorsa güzel olur.

@Trollziya
tam bir troll verdim şukunu kaşim :D

@demoniclewinsky

pole dans ev kiti iyi fikir valla bunu düşünmek lazım

www.hepsiaramizda.com burakilerden olabilir

dansöz kıyafeti falan bilemedim www.hepsiaramizda.com

hava serin olduğu için üşüme diye demiş olabilir mi?

baban devamlı evde oturuyorsa seninle uğraşır tabii.

bu ülkede pardüse giysen neden renkli giyiyorsun siyah giy, neden pardüse giyiyorsun çarşaf giy diyenler olacak. hepsinin bir seviyesi var yani, bu kadar kafaya takarsan başlıkta yazdığın gibi akıl sağlığını korumakta zorlanırsın.

edit: o zaman giyme. giyme ve akıl sağlığını yine koru. herkes, hepimiz bununla iç içeyiz. mutlaka bir kesimin nefretini çekiyorsun.

Benim oturduğum yer rahat olduğu için şort dışında bir şey giymedim. Metroya binince bir şey olabilir tabii ama ben çingeneliğime güveniyorum.

@inheritance yok ya zaten "hiç mi görmüyorsun ülkeyi millet ne halde, bu öküzlerin arasına böyle giyinip gidiyorsun" falan diye ekledi. Yanlış anlamadım yani.

@pinkpeony eğer okuduysan 23 yaşında 2.kez babamdan böyle bir şey duyduğumu söyledim. Burada konu babamın bana "karışması" değil, hoşuma gitmese dahi kendisinin korumak için söylediğini biliyorum. Gözü kara bir insan olsam bile ben bile dışardayken bazen rahatsızlık duyup "keşke giymeseydim tip tip bakıyorlar" falan diye düşünüyorum. İnsanların aklının kalması normal çünkü burası tamamen iğrenç bir yer artık.

@camussar yaklaşık 2 senedir buna çabalıyorum ama yeni mezunum ve tecrübesizim, para da yok. Burslu yüksek lisans/yurt dışında iş/yabancı pasaportlu bir koca falan olmadıkça buradayım.

çok tenha yerlerde yaşamadığım ve gün içinde öyle yerlerde dolaşmadığım için istediğimi giyiyorum. bu güne kadar da birkaç laf atan ve toplu taşıma araçlarında dik dik bakan dışında ciddi bir şey yaşamadım. onları da umursamıyorum artık. her ülkenin kendine göre iyi ve kötü yanları var sonuçta; bizim ülkemizde de 4 mevsim yaşanıyor, 3 tarafı denizlerle çevrili, çıkaramasak da bor madeni var; bunun yanında yönetim dandik, insanları sapık ve adalet yok napalım :D

bence gecenin bir saatinde ümraniye'den gaziosmanpaşa'ya gitmen gerekmiyorsa istediğini giy. survival düşünenler de tecavüze uğruyor, pantolon giyen de. rahat ol bence.

şimdi yer mekan zaman çok önemli bu durumlarda olmadık yere olmadık zamanda falan gidersen bile bile lades olur belki öyle bir durum sezdi baban,

delirmemek için bişey yaptığım yok burası böyle diyerek kendi savunmam mekanizmamı geliştiriyorum kendi önlemimi kendim alıyorum.

Türkiye’de mutlu olunamaz. Kaç.

Valla malesef baban haklı. Ben geçmek durumunda kaldığım semtler nedeniyle olabildiğince kapalı giyiyorum. Günde birkaç kez de ne bakıyorsun ulan ayı diyorum. Demesem bile en az 1 kere nefret dolu bakış atiyorum ya da ne bakıyorsun birader tadında el hareketi yapıyorum.

Başta direniyordum. Istediğimi giyip istediğim saatte dışarıya çıkıyordum ama ülkenin durumu bu açıdan birkaç yıldır çok daha kötüye gidiyor benim gözlemlerime göre. O nedenle kendimden ödün vermek zorunda kaldım.

mevsim değişimi tam bi yağmurlu bi sıcak falan bence hemen şeetme. hastalık mevsimi tam.

Semt olarak muhafazakar bir yerdeyseniz rahatsızlık duymanız doğal.
Ben kadıköy'de, beşiktaş'ta vs rahatsızlık duymuyorum.O yüzden eteğimi, şortumu giydim yazın bol bol.
Ama şöyle bir sey var, üst üste kazak kaban kot giydiğim kış ortasında tacize uğramışlığım da var,yani kişinin o... çocukluğu ile ilgili bir sey oldugu için, sen ne kadar sakınsan da dikkat de etsen her an bir mal ne giydiğinden bağımsız olarak seni rahatsız edebilir.Ülkenin gerçeği bu.
Çözüm orta doğu bataklığından kurtulmak ya da görece nezih semtlerde yaşamak.

Yani bir de ben bu tavrın doğru olmadığını düşünüyorum, bağcılar'a şortla gidip bir macera yaşa demiyorum tabii ama bu kafa da yanlış.
Geçen aylarda, beşiktaş'ta, gayet chp kadın kolları tadında teyzeler "şunlar da hala kısa şort giyiniyorlar, akıllanamadılar" diye yüzüme yüzüme söylendi.
Bir süre sonra sen dahil herkes, modern insanlar da yani, aslında normal ama ülkemize göre "anormal"?! giyinmiş insanları yadırgar hale geliyorsunuz.Belki kötü niyetle değil, böyle giyinmiş başına bir şey gelecek diye bir endişe de olsa ağustos sıcağında şortla gezen kadına ( ne giysin montla mı gezsin) dönen kafaların sayısı artıyor ve nihayetinde adamların istediği oluyor.

O yüzden çok da bunlara takılmadan, istediğin gibi giyinmeni tavsiye ederim.Anne, baba her koşulda endişeleniyor zaten, onların işi o.

dert mi bu şimdi?

ne giyeceğim? derde bak :)

ayrıca etek giydi diye kim tecavüze uğramış cidden? o bahsettiğin teyzeler tecavüze uğrama tehlikesinde mi ya da eteğin boyu makul olanlar? isteyen istediğini giysin tamam ama babanın dediğinden de kafayı yemeyin bi zahmet.

İstediğinizi giyin oyuna gelmeyin

@secrexv2 derde bak dediğin şey bence pekala büyük bir sorun? Dünyanın en basit şeyi "bir şeyi giymek istiyorum" ama bu sikko ülke yüzünden yapamıyorum?
Babamın dediğiyle de ilgisi yok diyorum ya. Olay böyle gelişti diye anlattım. Akıl sağlığımı kaybettiren şey bana bu ülkede sürekli baskı altında hissetmek

Korumuyorum. Koruyamıyorum. Her geçen gün biraz daha deliriyorum.

çok haber takip etmemek lazım. biraz da biyoloji ve psikoloji bilmek. Vicud ve akl sağlığını korumaya yeter.

Bir de tecavüze uğramanın bu kadar hayatı etkileyen bir tecrübe olmaktan çıkması lazım sanki. Bunu radikal fikir olarak söylüyorum. Bizdeki namus ve bekaret algısının ceza hukuku düzenlemeleri ve habercilerin/toplumun meseleye bakış açısını çok etkilediğini ve bunun toplumun bütün kesimlerince benimsendiğini görüyorum (namus ve bekaret konusunda en farklı düşünenler bile)

Yapan orospu çocuğudur da, mağdurun adını/ kimliğini sır gibi saklamak, davayı gizli görmek, 15 yıl ceza vermek falan. Bunlar SAKIN BU SUÇUN MAĞDURU OLMAYIN YOKSA FAÇAYI ÇİZDİRİRSİNİZ, DÜŞÜK-İKİNCİ EL KADIN OLURSUNUZ, GG diyor gibime geliyor. Ki mevcut toplumda zaten öyle.

Suçun failine yine aynı muamele yapılıp, mağduriyet üzerindeki bu dramatizasyonun azaltılması taraftarıyım. Mücadelenin yalnızca suçun failleriyle değil(örneğin yaşasın idaaam gibi) mağdura olan bakış açısıyla da ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.

şunu da paylaşayım misal. dramatica.news

@Zeth

tecavüz edilen kadına "ikinci el kadın" etiketi yapıştırıldığı için tecavüzden korkan yok zaten. tecavüze uğramışsam bana ne bu ruh hastası toplumun ne dediğinden. tecavüzcüyü haklı çıkarıyorlar onların görüşünü kim ne yapsın.

psikoloji bilyorsan psikanaliz de biliyorsundur eminim. tecavüz sonucu bilinçaltımızda oluşan hasarlar ve üzerinden yıllar yıllar geçtikten sonra bile bir şekilde su yüzünde çıkmaları hakkında psikanalistlerin görüşlerini okumanı tavsiye ederim.

@zeth

Tecavüz sonrası yaşanan travmada, dava süreci ve toplum bakışı etkili olsa da olay bundan ibaret değil.
Yaşanan korku, güvensizlik hissi,utanç, yalnızlık vb. duygular seneler boyunca kişinin psikolojisini olumsuz etkiliyor.Travma sonrası stres bozuklukları, depresyon, anksiyete ve çok daha büyük sorunlarla baş etmek zorunda kalıyorlar.
Dolayısıyla yeaa o kadar da mühim değil demek sanıyorum cinsiyetinizden ve bu tarz bir endişe duymuyor olmanızdan kaynaklı.
Empati kurmaya başladığınız an, olayı çözmeye başladığınız an olur diye düşünüyorum.
Daha gençsiniz diğer duyurularınızdan gördüğüm kadarıyla, bol bol okuyun belki işe yarar.

Paylaştığınız bloktaki yazının büyük bir bölümü aptallık derecesinde bir iyimserlik ve bolca saf saçmalık içeriyor.Farklı olacağım diye yapılan trollüğün sınırı yok.

babanın ellerinden öpüyorum. öpmek istiyorum.

ayca boşver giyme.

ben ulkenin en acik kafali insanlariyla buyudum.

yine de, birgun bir avrupali arkadasim ulkesine donerken "ne istersem giyebilecegime seviniyorum" dediginde, yahut "tehlikenin farkinda misiniz?" meshur bir sloganken insanlar birgun artik ne istediklerini giyemeyeceklerinden bahsettiklerinde "allah baska dert vermesin" diyordum.

sonra ne demek istediklerini kemige yaklasan bicak anlatti, ben de anladim.

bu ulkeden her gun cinsi uzuvlarimiz oldugu icin ozur dilemek zorundayiz.

aman icim mi gorundu; ay, etegim mi acildi; acaba cok egilmese miydim; fazla mi guldum diye dusunmeden yasamamiz icin bulunacagimiz yerleri bizim secmemiz gerekiyor.

burasi da sapik dolu. bosuna kavga etmeyin. yazilanlari okumadim; halihazirda kavga donuyorsa, haberim yok.

ben sehrin ortasinda, yuklu bir kira odeyerek yasiyorum; kapici ucuncu haftamda bana "binaya giren cikan belli degil" diyor. yavsak, sen kimsin? bana bunu babam soyleyemez. baskaninizi da, allah'i da geciyorum.

asagida bir tostcu var. iki cocuga soruyorum, 12 yaslarindalar: evde bir erkek olsaydi o agzini acabilecek miydi? ikisi de kafallarini iki yana salliyor. adama "kapimin onune kamera koy, geleni geceni seyret", diyorum.

it, sevgilimi begenmedi. niye cunku dovmeleri var. it sevgilime gicik, cunku muhtemelen biz sekz filan eyliyoruz.

valla, cehenneme kadar yollari var.

bu orostopollerin karsisina, korktuklari herseyi cikarabilirim. ama diyorum: cehenneme kadar yollari var.

kopekle havlama. salya izlemek istemezsen, gozunden uzaklastir onlari. calisarak mesela. o zamana kadar salla, gec. ya da goc. bol sans...

bankacılık çok sıkıcıdır gibi geliyor.

Dergi işi çok keyifli.Aylık çıkan dergilerde aşırı bir yoğunluk olmuyor, dekorasyon moda gibi sevdiğiniz bir alan ise özellikle, o iş gibi gelmiyor zaten.
Gelen hediyeler, açılışlar, davetler de ekstra.Her gün masanın üstü kargo doluyor:D

Banka işi sıkıcıdır gibi geliyor bana da .
Sizin örnek verdiğiniz gibi reklam, ajans vs işleri de keyifliden çok stres dolu olur diyebilirim az buçuk bildiğimden ama tabii farklı projeler üzerine çalışmak en azından işi monoton kılmıyor.

Bankacılık boktandır. Bulaşmak büyük hatadır. Müfettişlik de saçmalıktır. Gezip durursunuz. İletişimle alakalı işler zevklidir. bu ister reklam olsun, ister tanıtım..

Reklamcılık benim hiç aklıma bile gelmez. Yaratıcılık gerektiren işleri para karşılığı yapmak sıkıntılı geliyor bana. Herkesin beğenisi farklı, işten/ malzemeden anlamayan müşteri olmadık taleplerde bulunur, ahkam keser.. Sanatçının ne işine karışırım ne de yaptığıma karışılsın isterim.

Öğretmenlik çok severek yapacağım iş olurdu. Çocukları çok seviyorum. Öğrenmeyi ve öğretmeyi seviyorum.

Hesap kitap işleri de keyifli gelirdi bana. Ama operatörlük gibi değil de baştan sona yapmak güzel. Rakamları seviyorum, hesap hatası bulmaya bayılırım, hele de uğraşıp sonucu gördüğümde değme keyfime.

Özel ajan büroları var artık bizde de. İstersen yerli James Bond'luk yapabilirsin.

Sanatsal şeyler bence: tiyatro, müzik, resim vb.
Sıkıcı olan da kesinlikle hesap neyin işleri, satış vb.

Organizatörlük çok eğlenceli bence. Menajerlik falan da baya iyi.

En iyi iş futbol yorumculuğu. Sadece çenesiyle oturduğu yerden binlerce lira kazanan bir dolu adam var. Tv/medya/reklam sektöründe bol gezmeli ve eğlenmeli işlerin hepsi iyi bence. En sıkıcı iş memurluk olmalı.

En keyifli iş gezi programı sunuculuğu olabilir.
Hem geziyorlar hem öğreniyorlar. Şahane.
Bunun dışında "Sanatsal şeyler bence: tiyatro, müzik, resim vb." +1

En sıkıcı iş kesinlikle muhasebe.
Banka bile bir yerde kotarır en kötü gün içinde hareket var insanlar var vs.
Ama özellikle bir muhasebe bürosunda çalışıyorsanız eyvah eyvah.
(Her ikisi de denendi, ona göre yorum yapılıyor :))

spor sektörü iyi gibi en sıkıntılısı sanırım belediye işçisi madenci vs olmak sıcaktan nefret eden biri olarak yazları dayanamazdım heralde

eskiden daha güzelmiş bence.

Eski hali bomba.Yeni hali baya sıradan.

Başıma bir iş gelmeyecekse ben hiçbir halini beğenmedim. Bana biraz eblek geldi.

Saçlar değişmiş, kilo vermiş, foto filtrelerinin de etkisi var.
İki hali de ortalama, sıradan bir kız bence.

bence de daha çirkin olmuş.

+estetik yaptıracak olsa önce gözlerini yaptırır herhalde, bildiğin şaşı.

çok büyük değişimi bir tek sen gördün heralde, hafif bir zayıflama ve makyaj dışında hiçbir fark yok kızın 3 yıl önceki haliyle şimdiki hali arasında.

kızda bir değişim yok. gülüşünü değiştirmiş daha yapay gülmüş ve filtre kullanmış.

Sen daha iyisin karşim raad ol

ne fark var ki? eli yüzü düzgünmüş şimdi de öyle. ahım şahım bir hali yok.

iki halinde de patates surat. ben aşırı bi değişim göremedim. sadece biraz kilo vermiş ve filtre +1

instagram.com Şu kıza patates dediniz çikin dediniz ya alcağınız olsun gençler -.-

Aslında doğal, güzel bir kız pek de değişiklik göremedim diyecektim ki elinde tabancalı foto gördüm.
Yahu, Rus kızları güzel olmasına güzel de nasıl bir kıroluktur bu yarabbim!

eğer orta karar bir bütçeniz varsa HM'in business kısmına bakabilirsiniz. Stradivarius ve Bershka'nın da business kısımlarında çok güzel ceketler falan olabiliyor. O ceketleri nispeten spor skinny pantolonlarla birlikte giyebilirsiniz.

Bu tarz giyinmelerde aslında bazı standart noktalar var. Mesela kesinlikle bir adet "little black dress" denen, eteği çok kısa/uzun olmayan, belki kolsuz (ama tercihen askılı olmayan) bir siyah elbise edinin. Önemli günlerde onu giyersiniz.
Cigarette pantolon denen pantolonlar var. Onlardan bir tane siyah olmakla birlikte, beğendiğiniz bir kaç renk edinin. Eğer kilo sorununuz yoksa çok güzel görünürler.
Güzel, kaliteli, biraz dökümlü beyaz bir bluz edinin mesela.
Çok dar olmayan ama 90ların öğretmen eteği gibi boru gibi de olmayan bir tane mini etek.
Bildiğimiz kumaş pantolonlarda ise üstünüze oturanı bulmanız önemli, marka falan değil de.
Bütün bunları mağazalarda denerken çok çabuk kırışıyor mu ona bakın, kırışmayan ve toz tutmayan kumaşları tercih edin.

Bu söylediğim her şeyi gayet uygun bir bütçeyle toparlayabilirsiniz. İpekyol, Network, Massimo Dutti diğer başka alternatifler.

İpekyol ve Twist'in çok güzel pantolonları var dikişli önü ama tayt gibi ama kurumsal, çok rahatlar. Bütçenize birkaç tane aynı anda almak zor gelecekse bir indirimde denk getirip almanızı öneririm, ya da outletlerde daha uygun. Kalem etek vs. için Trendyolun kendi serilerine bakabilirsiniz esnek ve rahat onlar da, fiyatlar da uygun.

Bir de Cos'u öneririm, h&m grubunun bir üst seviyesi, indirimlerde hm fiyatı ve de aşırı rahat, işe de hep sizin gibi giyinmiş biri olarak hayatımı kurtarmıştı, sıfır kokoşluk, modern ve aşırı rahat, bambu içerikliler de doğru düzgün ütü bile istemiyor gömleklerde.

Son olarak Beymen Club'dan aldığım her şeyi 7 senedir ilk günkü gibi giyiyorum hala her indirimlerini kovalarım.

Ayakkabı için de özellikle nine west, aldo ve enzo angiolini çok topuklu olmayan ya da hiç topuklu olmayan şık ayakkabılar yapıyor.

Kotonda çok hoş gömlekler ve kumaş pantolonlar bulabilirsiniz. Defactonun gömlekleri de uygun ve iyidir

Çok aşırı klasik görünmeden bazı anahtar parçaları çok farklı kombinleyebilirsiniz.
Havuç pantolonlar, cigarette pantolonlar ,beyaz gömlek, balıkçı yaka kazak ve trikolar baya kurtarıcı oluyor.
Bir iki örnek ekliyorum.Hemen her markada bulunabilecek parçalar zaten.
i.pinimg.com
i.pinimg.com
i.pinimg.com
i.pinimg.com
i.pinimg.com

Şunu aldım geçen gün twist'ten, baya kullanışlı.
www.twist.com.tr
i.pinimg.com

Bunların dışında shift dress dedikleri bol elbiseler her vücut tipine uygun,bir dolu farklı şekilde giyebileceğiniz elbiseler.Yazlık olanları içine boğazlı kazakla kış için uygun hale de getirebilirsiniz.

i.pinimg.com
i.pinimg.com
www.trendyol.com

Önerilenler dışında ben Yargıcı'yı beğeniyorum bir de. Trendyol'da da şu an var, onlinedan bakıp en azından hangi parçaları birlikte kullanmışlar onları görebilirsin. Sonrasında kendine yakışacağını düşündüğün kombinler aklında kalır zaten, bunu giyerim bunu giymem der mantıklı gelenleri alırsın.

ben olsam bu tarz kıyafetlerle başlardım;
trendyol.cubecdn.net
trendyol.cubecdn.net

pantolon dışında bir de bunlar gibi elbiseler olur bence;
trendyol.cubecdn.net

shop.mango.com

değil.

mevcut teknoloji ile zor, 10-15 yıl sonra mümkün olur ama sanırım.

Sizin kaydetmiş olmanızın bir manası kalmaz ama sesi komple kapatıp aynı şarkının başka bir konser kaydı sesini ya da şarkının orjinalini ekleyebilirsiniz :D

Sizin dediğiniz standart programlarla olmaz da pro. olan, film vs editingi için kullanılan farklı programlar iki sesi ayırt edip istenileni silebiliyordur belki.
Tamamen sallıyorum ama araştırmak lazım.

böyle bi şeyi kusursuz yapabilmek için aynı anda kayıt yapan 2. mikrofon olması ve bu iki mikrofon arasındaki uzaklığın bilinmesi gerekiyor diyebiliyorum. ama profesyönel editlerle nasıl yapılır ne kadar başarılı olur bilmiyorum.

neden ikea?

adore'ye baksana. özellikle kapaklı olanlar gayet ucuz.

@bizim evde iki adore sürgülü dolap var. birinin sürgülü kaplarından biri sorunlu ilk günden beri. onun dışında o dolabın ve diğer dolabın bi problemi yok gayet sağlamlar. kapaklı alırsan özellikle, herhangi bi sorun yaşayacağını sanmam.

@elorelia bilindik markalar arasındaki en ucuz seçenek ve modüler olduğu için ikea. adore'yi duydum ama kaliteli bir marka mı bilmiyorum. bakacağım, teşekkürler.

Bir ikea malm, billy/oxberg ya da kallax + mulig askı her derde deva:)
i.pinimg.com
i.pinimg.com
www.ikea.com.tr
www.ikea.com.tr

i.pinimg.com
www.ikea.com.tr
www.ikea.com.tr
www.ikea.com.tr



edit: Algot açık dolap serisine de bakabilirsiniz, söyle bir şey oluşturmak 500-600 fln tutar muhtemelen.
i.pinimg.com
www.ikea.com.tr

@demoniclewinsky çok güzel duruyor da açıkta toz derdi olur sanki. :)

malm şifonyer ya da billy zaten kapalı ürünler.
Askı için de havada uçuşan toz topları olmadığı sürece sorun olmaz diye düşünüyorum ki bizde bir de kedi var :) ona rağmen kapalı dolaplardakine göre daha az tüy oluyor askılarda.(çünkü bizim kız gidip kapalı dolapların içine yatıyor :)
Ben sıkıntı yaşamıyorum ama kişinin kullanımına göre değişir.

İstanbul'da neredesin? Ona göre bir önerim olacak.

@dgr Bakırköy

5

2, biraz daha bak ama.

İlla bunlar olacaksa 2

2

2
Sık kullandığı yüzük, bileklik vs varsa ona göre de seçebilirsiniz.
yani ben genelde beyaz altın / gümüş takılar tercih ettiğim için 2 numarayı söyledim.
Daha çok altın rengi takılar kullanıyorsa ona göre seçebilirsiniz.

6 almayı düşündüğüm saat çok beğeniyorum sadece o şeffaf kısım kafamı karıştırıyor.
Ama 2 de güzelmiş.

3

Not: android akilli telefonumdan resimleri, linkleri ya da her neyse onlari goremiyorum

2 > 6

havaalanına yakın olsun diye mi yurtdışına gideceğini belirttin? ona göre mekan tavsiye edelim.

Aslinda hemen kahvaltidan sonra gitmeyecek. Onemli olan vegan olmasi:) Aceleyle yazinca onu da belirtmisim;)

Göztepe'ye kadar inmişken kadıköy de olur diyorsanız;

kameramvebavulum.com

yurtdışına gideceği için mercimek çorbası içmeye götürebilirsin, kahvaltıda güzel olur.

Dünyayı gezmek. Yarını düşünmeden, gamsız kedersiz.

Şöyle bir yatla kenardan kenardan yolculuk yapıp dünyayı gezmek.

www.agent4stars.com

erkek olmak.

Köpeklerime kavuşmak. Başka hayalim yok.

gençler mobildeyim.K.bakmayın :)

Age of Empires'ın ilkinde haritada daha önce gitmediğin yerler karanlık ve kapalı olurdu, oradan ne çıkacağı belli olmazdı. Örnek:
buyur-indir.org
pad1.whstatic.com

Hayalim de, hayattaki o siyah yerleri bol bol keşfetmek. İlla coğrafi bir harita olmak zorunda değil. Hayatta daha fazlasını keşfetmek, sürekli bir yenilik görmek hayalim. Daha doğrusu yenilik görmek değil de, bir şeyler öğrenmek, yeni yeni bilgiler edinmek, insanları daha fazla tanımak, daha fazla yer görmek, daha fazla duygu hissetmek, anla bir olmak. Dünyanın sunduklarını daha daha keşfedebilmek.

eşimin istifa etmesi ve çalışmaması, ev erkeği olması. tüm gün bebeğimizle beraber vakit geçirme.

herhangi bir çocukla birlikte dünyayı gezmek. onun bilincine adapte olup gittiğimiz yerlerei düne ve yarına gezgin bir çocuk gözüyle bakabilmek.

Sanırım yaş 30 olup işi gücü eline almış özel hayatını düzene sokamadıysan sevdiğin adamla evlenip mutlu bir yuva kurmak oluyor hayalin.

Ha 20li yaşların başında mı? Motosikletle Avrupa turu yapmak, bungee jumping yapmak, dünyaca ünlü rock gruplarının her konserine gidebilmek vs. diyordum.

Hayat işte nereden nereye:)

butik bir kahve dükkanı açıp kendi yaptığım kurabiyeleri menüye eklemek, çok kazansam da işi büyütmemek, öyle kalması.

Şık bir kırtasiye açmak. Mahalle arasında, okul karşısında olanlardan bahsetmiyorum.

Haklisin, hem de sonuna kadar. Istedigi kadar hakaret algilasin bunlarda hicbir sey yok. Mahkeme durumu olsa bile bir sey cikacagini sanmam. Adamla birebir konusmuslugum var, ilginc birisi.

hayır, aslında olay bence daha da büyük de şimdi her detayı vermeyeyim.
ben de aynı ünide araştırma görevlisiyim ve bu tip olayları görmekten, gözümüze gözümüze sokulmasından çok bunaldım. daha bir kaç gün önce yine bir araştırma görevlisine, "hani makale verecektin, bak amerikada yayınlanacak" benzeri bir şeyler dediğini duydum. yarın yanına gidip, dekanlığa gidelim orada açık açık her şeyi konuşalım diyeceğim.
mahkemeden falan çekindiğim zaten yok da, bir insanın şahsına yanlışlıkla da olsa hakaret etmek istemem.

Kişi ve konuyla ilgili bilgim olmamakla birlikte benim gördüğüm hakaretten çok suçlama sanki.İntihal vb. bir durumla ilgili suçlama var ve karşı tarafın hakaret olarak algılaması mümkün mü diye düşündüm, olabilir gibi geldi.
Yani kendi alt yapısına, kariyerine ve çalışmalarına karşı yapılmış bir hakaret ve yalan / karalama vs. olarak algılanıp hakaret olarak düşünülmüş olabilir.

Dediğim gibi olayın detayı, içeriği, söylenenin doğru ya da yanlışlığını bilmeden sadece yazı üzerinden yorumda bulunuyorum.
saçmalıyor olabilirim.

türkiye'de bu işler hep böyle değil mi ?

detaylı inceleme, sorgulama yapılsa memlekette dr. prof kalmaz.

@demoniclewinsky, söylediğiniz mantıklı geldi. ama kuvvetli şüphelerimi ve suçlamalarımı yanıtlamasını isteyeceğim. eğer işin içinde bir de para mevzuu varsa, o zaman işler biraz daha karışacak. hocanın yayınlarının yurt dışı makale ve kitaplarımı kapsayan bölümü problemin esas kaynağı.

@ysfrmn, maalesef türkiyede işler böyle, ama konuşmaya konuşmaya, susa susa buna müsaade eden de ben ve benim gibiler. daha geçen gün meşhur tarihçi! ahmet şimşirgil'in intihali bir makaleye konu oldu. ama hala şen şakrak işe devam, kitap tanıtımlarına devam... birinci sınıflara örnek vermiştim kendisini, nasıl tarihçi olunmaz diye, yumruğunu masaya vurarak tarih anlatanları dinlemeyin demiştim, ama halkın genelinin istediği de bu. keşke dediğiniz gibi detaylı inceleme yapılsa, ülkenin bu kadar akademisyene zaten ihtiyacı yok, beleşten maaş alıyoruz, ciddiyim.

Dediğim gibi olayın iç yüzünü bilemiyorum, Türkiye'de üniversitelerin durumuna bakıldığında muhtemelen haklısınızdır,kimler ne şekilde ne ünvanlar alıyor.
Sadece bu yazılar bir dava konusu olacaksa suçlayıcı ifadelerden çok soru soran ve cevap bekleyen ifadeler kullanmanız daha mantıklı olabilir.

bence bu şekildeki yaklaşımların hatalı.
eğer gerçekten bir şeyler olduğunu düşünüyorsan yök'e etik ihlal başvurusu yapmalısın. kişilerin şu veya bu şekilde edindikleri itibarlarını öznel olarak (öznel: ben böyle gördüm, düşündüm, anladım) yıpratmaya çalışmamalıyız.
ar. gör iseniz ilgili yolları bilmeniz gerekir -ki sizi direkt hocanızı (?) dekanlığa davet etme gibi ilginç (!) bir eyleme kalkışmamanız konusunda da sanırım uyarmalıyım.
ilgilinin bahsini ettiğiniz eserleri, eğer doçentlik tarihinden eski ise, biliniz ki zaten jürlden geçmiştir. jürinin (ki farklı 5 prof. kişi) göremediği neyi siz gördünüz? cidden merakımı celbetti. belki de kendinize acaba kişisel bir sorunum mu var bu doç. ile? diye sormanızı öneririm.

@fempusay, bu hocayla aynı bölümde değilim, ama kendisi bir şekilde benim yazdığıma kanaat getirip dekan yardımcısı olan ve beni de iyi tanıyan başka bir hocaya durumu bildirmiş. dekan yrd. hocayla konuştuk, sen mi yazdın dediğinde evet, ismimi verebilirsiniz dedim kendisine. dediğinizde haklısınız, dekanlığa çağırmaktan kastım, diğer ortak hocanın yanında konuşmamızdı, konuyu gereksiz yerlere getirmesin diye.

bu yayınları doçentlikten (2012) sonra, içeriklerini de inceledim. bu kitapları çıkarma sürecinde fakülteyi oda oda gezip hocalardan amerikada kitap çıkartacağım diye yazı istediğini ve daha sonrasında diğer hocaların da biz ne yaptık diye pişman olduklarını da biliyorum. tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim, dikkate alacağım. ama olayın şahsi bir boyutu olmadığına emin olabilirsiniz. sadece fakültede göstere göstere bu işe devam etmesi fevri ve gereksiz davranışlarıma sebep olmuş olabilir. tekrar teşekkür ederim.

moruk (bunu seviyorum)
bak şöyle: diğer hocalar yazıları vermiş mi? vermiş. bundan sonrası onları meselesi. sen neden bunu üzrerine alıyorsun? tanrıcılık oynamaya gerek yok. ben bunu düşünüyorum. boşa risk alıyorsun -ki ben bahsettiğin doç.a göre saana daha yakınım. bu nedenle senin çıkarların bakımından düşünüyorum.
boşa yere düşlmanlık kazanıyosun. emin ol bişe düzelmiycek. hatta başına iş aldığınla kalıcaksın. dediğim gibi: bu işler jürilerle yürüyor. doçluktan sonraysa da profluk dosyası da yine jürilere gidicek. orada da yeniden bakılacak. senin dediklerin birinin dikkatini çeker veya çekmez.
senin buradan elde edeceğin sadece düşmanlık olucak bak sana diyeyim. üstelik daha .ok gençsin. ben bunlarla yıllardır boğuşuyorum bi bok olmuyo. yapacağın tek şey ne biliyo musun? SEN İYİ OLACAKSIN! tek şey bu.
Türk akademisinin kronik sorunları var. ok. bunu aşmak isteyen var mı? bence yok. yayın teşviği di mi örneğin. misal evvel kış kongresi arardık. bir tane çıkmazdı. şimdi bakıyorum arkası arkasına kış kongreleri. üstelik bildirilere bakıyorum bok gibi. 1. bilmem ne kongresi. bunu anlıyabiliyor musun? onlarlan senin eserlerin aynı kategoride olucak. daha neler!
ben susuyor ve işime bakıyorum. kimin ne halt karıştırdığı umrumda da değil. geçen bir öğrenci bana dedi ki, şimdiye kadar %60 akademik iş, %40 öğrenci yetiştirmeye yöneldiniz. bence %45 akademik %55 öğrenci yetiştirme yapın bundan sonra olur mu? ben de düşüneyim dedim. ve düşünüyorum bunu. hiç de kaprislenmedim.
bu gibi adamlar ortadan kalkıcak mı sanıyosun? yökdil ne misal biliyo musun? ylisans öğrencim (iyi çocuk, benlen de çalışıyo) ama telaffuz edemediği dilden 86 mı ne almış. nasıl? veya yar doç kalksın di mi? veya sözlü sınavı kalksın! kalksın bence de... bana ne, benim bununla bir derdim mi var? yok! kalksın o zaman...
mühim olan moruk senin ne yuaptığın ve marcus aureliusa dendiği gibi hominem te memento (-sadece bir- insansın hatırla). onunçün işine bak, en iyisi sen ol, en iyisini yapmaya çabala. bu şekilde (şimdi yaptığın şekilde) yaparsan, bırak en iyisini vasat bile olmadan yarıştan düşüceksin. annıyo musun?
bazı şeyler yazıyorum, kendine alınma. savunmanı istemem. annamak için oku, yanıtları siktir et. kendini güçlendir ve koru bir yandan da...
şimdi aklıma geldi: temmuzda bir kongredeydik ydışında. bi arkadaşa demiş yabancı bi arkadaşı: olm sizin indeksli yayınlara bi ihtiyacınız var mı? zaten memur değil misiniz? bizimki de he la öyle demiş. e o zaman ne kasıyosunuz olm indeksli dergilere, bize mani oluyosunuz demiş yabancı arkadaşı. haklı mı/haksız mı?

@fempusay, dediklerinizde haklısınız, bir yanım hep ne karışıyorsun diyor, bir yanım da inatla burnunu boktan çıkaramıyor. muhtemelen sizden gencim ama yaş oldu 35, daha önce uzun süre öğretmenlik yaptıktan sonra meslek değiştirdim. 1 sene sonra her şeye lanet olsun deyip yeniden eski işime dönme ihtimalim yüksek. belki tümden burada yetişseydim olaylara kolayca duyarsız kalabilirdim ama maalesef olmuyor.
daha önce sayısız kere başıma iş aldım zaten, ama can çıkıyor huy çıkmıyor işte (can çıkma konusunda da ciddiyim, bir kanser olayı yaşayıp atlattık şükür).
tekrar samimiyetiniz ve tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.

müyüm değil.
illa demek gerekiyosa yaşım 43.
ben de 35 yaşında akademisyen oldum hocamın yıllar süren ısrarının ardından.
dikkatli olmakta fayda var.
dediğim gibi: kaçmana gerek yok. stratejik ol, iyi ol, en iyisi ol!

hakaret var. adama hormonlu akademisyen demişsin. elinde şüphe uyandıracak kanıtların olması seni ortamlarda haklı çıkarmaz. ilgili yerlere şikayet edeceksin. yök olur, üniversiten olur. oralardan karar çıktıktan sonra hormonlu akademisyen diyebilirsin. mahkemece hırsızlık yaptığı tescil edilene hırsız denir diğer türlü hep şüphelidir.

Hocam, işin hukuki tarafını bilmem ama alenen adamın sahtekar olduğunu ima etmişsin.

Bak böyle bir 3 kağıt, adilik, sahtekarlık var bu adam da bunu yapmış demişsin.

Şahsi fikrim, bu tarz konularda %100 emin olmadan, kanıt olmadan konuşmamak lazım.


.

Arkadaşlar, hepinize dün geceki katkılarınız için çok teşekkür ederim.
Bu sabah hocayla oturup konuştuk. Ben ona rahatsız olduğum hususları izah etmeye çalıştım, o da kendine göre yanlış anladığımı düşündüğü şeyleri söyledi.
Yazdıklarımı kelime kelime okumuş, hakaret olmadığına kanaat getirmiş. Ben de zaten hakaret kastımın olmadığını, belli bir konu özelinde şüphelerim olduğunu belirttim.
Benim eleştirdiğim yayınlardan dolayı pişmanlığı olduğunu söyledi ama sizlerin de (özellikle Fempusay'ın) katkıları sebebiyle, "peki hocam, ama keşke bunları hiç çıkarmasaydınız" demekle yetindim.

Şimdi ekşi sözlükteki entryleri siliyorum. Lütfen bunu korktu, çekindi gibi algılamayın, yine başta Fempusay olmak üzere samimi bazı dost ve hocaların tavsiyeleri bu kararı almama sebep oldu.

Hepinize yeniden teşekkür ederim...

Bizde ikea'nın şu an türkiye sitesinde bulamadığım stockholm halısı var.
www.ikea.com
www.ikea.com

Kilim gibi zaten , o yüzden halının içine girme gibi bir durum olmuyor ama tabii üstünde birikiyor bizim kız sürtünüp yattıkça.Süpürmesi kolay.

bu nasıldır acaba?

urun.n11.com

Yaptırmadım ama kaşlarımın arasındaki çizgiye bir ufak temas düşünüyorum. Yaptıran arkadaşlarım da var (28-45 yaş grubu kadınlar) memnun hepsi. Ama coşmamak lazım, korkunç görünenleri var.

Ben yüzümdeki rahatsızlık yüzünden yaptırdım. Etkisini 2 ayda yitirdi tekrar yaptırcam bu aralar. Mecbur değilseniz yaptırmayın mimikleriniz çok değişiyor.

Belirgin kırışıklıkların, kaz ayağı vb. varsa ve çok rahatsız oluyorsan bu durumdan yaptır bence. İyi bir uzmana yaptırırsan güzel bir sonuç alabilirsin. Ben yaptırdım gayet de memnunum.

Bir arkadaşım beni bir kadın doktora yönlendirmişti, muayenehanesine gittim, içer, girer gitmez beton bakışlı bir sürü kadın gördüm bekleme salonunda. Sonra doktoru gördüm, aman yarabbi kendi suratı da aynı. :) Koşarak terk ettim tabi orayı.

baby botox denen bişey var
yakın bir arkadaşım yaptırdı. çok az kırışığı vardı. onlar gitti. oturana kadar mimikler çok minik donuyor ama oturduktan sonra normale dönüyor. öyle beton gibi olmadı suratı yani.

Kırışıklık izleri daha da derinlesmeden dudak çevresi için ben de düşünüyorum ama
hyaluronik asit ile de dolgu yapılıyor.
Sanıyorum 1 sene kalıcılıgı var.sanki bir light versiyonu gibi geliyor bana ama tabii cok detayli bir bilgim yok,onu da arastirabilirsiniz.

@lamaga +
masanın yerine bi ünite koyabilirsiniz. hem petek kapanmaz, hem alan açılır hem müzik setine yer bulmuş olursunuz. kapaklı bölümleri olursa güzel olur giriş olduğunu tahmin ettiğim yerdeki sepet gibi şeyleri de kaldırabilirsiniz.

anne gözüynen:
yerleri çok islak paspasla silmeyin parkeler kabarmaya başlamış.
ayakkabuları çıkarınca yerine kaldırın.
tişört kısa süreli kalabilir :)

eviniz tam dekore edilmelik keşke mimarlık okusaydım der dururum hep :D

* yerdeki parkeleri değiştirme imkanınız var mı bilmiyorum ama bej rengi parkelerle değiştirebilirsiniz.

* duvarlarınız tam rengarenk ev boyasını hakediyor. fıstık yeşili yada canlı mavi renklere boyayabilirsiniz. her iki duvar farklı renkte de olabilir. kapıların aralarındaki kartonpiyerleri beyaza boyayın.

* kahverenhi koltuk çok iç karartıcı duruyor. renkli çiçekli desenli bir kaplama yaptırıp ayaklarını beyaza boyatabilrisiniz.

* Duvarlarınızda tablo yok. uzun tablolar (mesela kaplumbağa terbiyecisi) asılabilir.

* daha modern bir stor perde gerekiyor, mümkünse yatay kalın çizgileri olan cinsten

* masanın karşısında bulunan desenli kanepemsi şey orda olmamış. koltukların karşısında olmalı.

* masayı başka yere alabiliyorsanız çok iyi olur, oraya şu tarz bir lamba hoş olur.
encrypted-tbn0.gstatic.com

* masayı taşıyamıyorsanız 3 lü sarkıtlardan alabilrisiniz tam masaya denk gelecek şekilde.
st2.myideasoft.com

* saati değiştirip daha modern bir saat alabilirsiniz. bir de başka bir yere asın o astığınız yer çok klişe bir yer.

* çamaşır sepeti, ayakkbılar vs ortadan kalkarda güzel oalcaktır :D

Evin diğer kısmını göremedim ama masa oraya olmasa da yemek için başka alanınız var mı?
Kullanımı olan bir bölümse, oraya daha uygun bir yemek alanı gelmeli.
Ha başka yemek alanı varsa ve o köşe yeniden tasarlanacaksa, kenardaki berjer o köşeye alınıp şu şekilde bir düzenleme yapılabilir.
i.pinimg.com

peteği kapatmadan üst kısma bir raf alanı düşünebilirsiniz.
i.pinimg.com

alan yine yemek alanı olarak kullanılacaksa oraya özel olarak tasarlanmış bir köşe mobilya ya da yuvarlak masa kullanımı kolaylaştırır.
i.pinimg.com
i.pinimg.com

Evin geneliyle de ilgili o geçişler kemer yerine düz olarak yeniden yapılsa daha modern durur.
Orta sehpa daha şık bir model olabilir.

bir de benim naçizane önerim aydınlatma olarak sarı ışık kullanın :)

Adidas Runners Caddebostan'da koşuyordu sanırım.

www.instagram.com
www.facebook.com

Bir de Adım Adım var:
www.instagram.com

Maalesef ben karşının koşucusuyum, yoksa gelirdim.

Bostancı-küçükyalı civarı Intersport grubu var. Çarşambaları 20:00'de IBB tesislerinde antrenmanları.

edit: yahu bostancıya kadar gelme ihtimaliniz varsa, üç dakika ötesi küçükyalı o yüzden söyledim ben. IBB tesisi küçükyalı sahilde büyük bir egzersiz alanı.

Internations.org

Burada da asian side runners grubu var. Premium uye olursan etkinliklere katilabiliyorsun.

hepinize teşekkür ederek maalesef bana uyan bir öneri henüz göremediğimi belirteyim. Adidas Runners'ın bu haftaki programına baktım da genelde Avrupa yakası ağırlıklı ve baya faso fiso bir şey gibi duruyor. İBB tesisi nerede bilmiyorum, rotamın üstü değil. Bostancı - Küçükyalı da gene ha kezâ öyle. koşmak için 3-5 insan bulmak adına da hiçbir siteye premium üyelik almam.

hala bir şeyler arıyorum yani.

Moda'da bir grup vardı, instagram'da görmüştüm ama şu an bulamıyorum isimlerini hatırlamadığım için.
biraz daha araştırayım.

birkaç site buldum, insanların işine yarayabilir diye bırakıyorum.

www.footerist.com
pumaigniteistanbul.com 1 Ekim'de, Caddebostanda Puma'nın düzenlediği bir yarış.
rundamental.com Bu da İstanbulda bir grup, bugün 19:30'ta Yeniköy Caffè Nerodan çıkacak bir koşuları varmış hatta. gene bana uymuyor ama olsun, bilin.

the search continues.

aramaya başladım, umutluyum, bulucaz o çantayı.

Bu model yerine yine büyük shopper çantalardan tercih ederseniz her yerde var.
st.mngbcn.com

ama bu modele benzer, İnci'de zamanında ben de almıştım bir model var,400tl fiyatı.

Hotiç'te şu var belki form olarak az buçuk tutan;
www.hotic.com.tr

Bir de Boyner'de bakın derim, bir dolu model var fiyat fiyat.
www.boyner.com.tr
www.boyner.com.tr

pek alakası yok ama
www2.hm.com

Ben de biraz bakındım şöyle bir şey çıktı karşıma;
Siyah değil gerçi ama
www.trendyol.com
Bir de bordosu var aynı modelin ben bunu daha çok sevdim.

Tek fermuarlı, istediğim kadar büyük olduğunu düşünmüyorum.


@demoniclewinsky
Mangodakinin linkini açamadım.
VIENATTA güzelmiş ama onu beğendim.

bu sezon büyük çanta yok gibi:

1. shop.mango.com

2. shop.mango.com

3. www.bershka.com

4. www.stradivarius.com

5. www.stradivarius.com

6. www2.hm.com

7. www2.hm.com

8. www.lidyana.com

bazısının boyutları yazmıyor, fotoğraftan da kestirmek zor. ama seninki gibi bowling modeli nerdeyse hiç yok.

riske atıp aliexpressten bakabilirsin istersen. ben denk gelirsem gönderirim yine.

umarım bulursun :)

@111111
Teşekkürler.
Hep aynı model çantalar etrafta.
Böyle kalıp gibi sevmiyorum.
Aliexpress'e bakmadım ama o siteden ne alsam sorunlu çıktı ya, yakınlarım hep düzgün alışveriş yaparken benim yüzüm gülmedi oradan bir türlü bu yüzden riske girmek istemiyorum.

mango linkini yeniledim, o zaten sizin istediğiniz formda değil ama bu aralar bolca bulabileceğiniz büyük çanta modellerinden.

Onun dışında nine west'te şu varmış;
www.trendyol.com

edit:bir de bazı sitelerde ürün açıklamasında boyut bilgisi vermiyorlar( Hotiç linkinde örneğin),deli oluyorum.Mail atıp fln bir sorun isterseniz, bazen dev bazen ufacık çıkabiliyor.

@demoniclewinsky; Hotiç'tekini çok beğendim hem güzel hem fiyatı uygun ama alırım da küçük bir şey çıkarsa mahvolurum :)
Mağazasında var mıdır bilmiyorum bir kere de mağaza gezerek alışveriş yapacağım gerçi geçen akşam başka bir şey araştırırken çantalara da göz attım pek yok istediğim gibi bir şey ama...

zorlu center'da varmış çantadan.
30 cm * 15 cm gibi dediler ölçüsü için :)
orta boy yani çok büyük değil.

www.mavi.com
www.mavi.com

şunlar nasıl :/

edit: bir de morhipo ya bakın isterseniz, çok çeşit var orda da.

gözüme estetik gelmedi.

Tükenmez kalem olmaz. Siyah ya da farklı bir renkte fosforlu kalem alın. Defter sayfalarına değil, büyük beyaz kağıtlara ya da renkli kağıtlara büyük ve düzgün bir şekilde yazın. Paylaşımların belli bir standardı olsun. Bazılarının ışığı yetersiz. Fikir başarılı.

photoshop ta da yapabilirim ama aklıma yatmıyor, biraz sıcak olsun istiyorum..

güzel bir kalem edin. biraz yazını güzelleştir.(benimki de kötüdür) güzel bir deftere yaz fotoğraf çekerken hep aynı ışığı yeri açıyı kullan. kaleminle ufak çizimlerle süsleyebilirsin. göze daha çok hitap etsin de lise 1 öğrencisinin ödevi gibi gözükmesin diye bu tavsiyeler. ufak videolar da olabilir.
emek - yemek eğrisi...

dissendium+1 kısaca

Çok okunaklı değil. Birkaçını okumakta zorlandım, küçük geldiler.

Yazınızın güzelliği asıl sorun değil, yukarıda söylenenler.

o halde a4 üzerinde farklı renk kalemlerle çalışmalıyım.

Şimdi çok araştırıp bakamadım ama yazıları şöyle bir dokulu kağıt vb. üstüne, el yazısı fontlarından biriyle dijital olarak hazırlayıp koysanız daha şık olur.
cmkt-image-prd.global.ssl.fastly.net

ama sağdan soldan zart zurt çizik atıyorum. malum bizim gramer ters köşe gidiyor.

o oklar vs de yapılır dijital olarak, shape kısmında bir dolu şekil var ama tabii ps tutorial karıştırmak lazım bilmiyorsanız.

paylaşılan görsel çok güzelmiş. photoshop yerine el işi yapmayı daha sıcak bulduğunuzu söylemişsiniz. ben de sizin gibi düşünürdüm. ama yine de estetik olmasına özen gösterin.

içerik olarak da seçkin cümleler kullanılmasına bakardım bir kullanıcı olarak.

sen istiyor duş verecek 100 dolar gibi bir cümleyi gördüğümde eğlence olsun diye kurulan yarısı yanlış saçma sapan bir ergen sayfası mı yoksa üsturuplu bir sayfa mı diye düşündürür beni.

ben pek korku ve gerilim izleyemem, ama senaryo ve kurgu benim için çok kıymetlidir.

gone girl vardı gerilim alanında ilerleyen ve kurgusu fena olmayan. ona bakabilirsin.

(bkz: gone girl)

not: ben kızı tutuyorum.

Rec ve los cronocrimenes

rec +1

oculus

The Uninvited

the descent

keşke sevdikleriniz yazsaymışsın, ona göre tavsiye verirdik. son zamanlarda izleyip beğendiklerimden bikaç tane söyleyim: the invitation, get out, as above so below, the visit, creep, the babadook.

Doksanlarda kaldı.

ben yadırgamazdım. güzel.

Bence güzel.

Sen beğendiysen kendine yakıştırdıysan sorun yok ruhunun modası neyse onu giy tak :)

belki 94'lü olduğumdandır bilemiyorum ama ben bandanaların bu şekilde takıldığını falan hiç hatırlamıyorum ya. güzelmiş bence. modalık bir şey değil yani bu açıkçası, takarsan en fazla "hmm ilginçmiş" derler diye düşünüyorum. şimdi ben kaleci saçıyla sokağa çıksam alemlerin maskarası olurum çünkü bu fazlasıyla dönemsel ve spesifik bir şey ama bence bandana öyle değil bence. istiyorsan yardır gitsin, garip duracağını düşünmüyorum şahsen.

90lar moda zaten bayadır :) ki olmasa da ben beğeniyorum gayet güzel.
geçen çağlacığım da video paylaşmıştı hatta;
www.youtube.com

bileğime değil ama saçıma takarım ara sıra. gayet de seviyorum. modası da umrumda değil açıkçası.

Ben bandananın her türlü kullanımını çok seviyorum. Gayet güzel bence bilekte kullanımı da.

Ayrıca güzelliği moda olmamasında zaten.

Mauritius'u bilmiyorum ama Seyşeller için aşşşırı pahalı gibi bir yorum duymuştum giden birinden. Bi ona göre de bakın isterseniz.

Bütçe oralara yetmeyebilir, daha doğrusu otel kalitesi memnun etmebilir.
Phuket'i değerlendirin alternatif olarak.

forumlarda yorumlar hep su temelde;

Very hard to choose between the two as they are both beautiful. However, Seychelles hotels tend to be more expensive than Mauritius plus the standard isn't as high as Mauritius. Mauritius also has more to offer than just beaches - lots of interesting places to visit around the island.
uçak bileti Seychelles için daha ucuz ama oteller pahalı fln da denmiş.

genel olarak mauritius demişler, ki ben de daha önce tatil için bakıp mauritius daha iyi gibi duruyor demiştim.henüz gidemedim gerçi:)
iyi tatiller

zanzibarı öneririm.

direkt uçuşda var istanbuldan.

afedersin cevap değil ama neden öyle kanalları takip edeyim ki? yeni kardiyo ya da ağırlık kaldırma yöntemi falan mı icat ediliyor da takip edeyim? yapılabilecek hareketler, yenebilecek yiyecekler belli zaten, ne amaçla takip etmeyi düşünüyorsun?

Instagram'da: Tugrul Çağrı Yılmazer'i ve duyuru'dan arnold schwarzenegger'i takip ediyorum. Egzersiz konusunda (koşu) Kemal Dündar'ı takip ediyorum.

Youtube'da: Yoga With Adrienne'i takip ediyorum farklı farklı egzersizler için.

Savaş cebeci. Mantıklı konuştuğu ve anlattığı için.

Ayrıca bu tip kanalları sadece öğrenmek için değil, motivasyon olsun diye bile takip edenler var. Illa yeni bir ağırlık kaldırma hareketinin olması gerekmez.

Diffarentiationation,

Çünkü spor yapmaya yeni başladım. Farklı hareketler ogrenmek ve neyi ne zaman ve ne kadar yemeli gibi konularda bilimsel gorusler sunan kanallari araştırıyorum.

Evde egzersiz için fitnessblender, TRXtraining ve Yoga With Adriene'ı takip ediyorum.
Onun dışında instagramda sözlükten Arnold, Michelle Lewin, freedivegirl, Kayla itsines ... bir dolu var.

Levis, ABD'de biraz fakirlerin giysisi oldugu icin Turkiye'de de insanlar bunu fark edince uzuzladi. Ben lisedeyken de Nike modasi vardi, ABD'de 10 dolara satiliyor bunu fark ettigimizde Nike'in modasi gecti asiri ucuzladi ve Turkiye'de fakir kesim de satin alabilmeye basladi. Simdi de Levis ayni durumda, ABD'de ornegin Hollister pahalidir, Patagonia pahalidir. Columbia, The North Face, Levis, Nike, Vans oldukca ucuz seyler. 30 dolara Columbia bot aldim, 20 dolara iki cift Vans ayakkabi aldim, Columbia yagmurluk 30 dolardi, 10 dolara the North Face tisortlerim falan var. Yani Turkiye'de Amerikalilarin ucuzlukta alabilecegi seyleri luks sanip aliyoruz sonra Turkiye'de de ucuzluyor ve insanlar pahali seyi yiginla aliyor.

ne ucuzlaması, o tişört 70-80 lira. pahalı değil diyenin canını sıkarım.

bu aralar her levi's mağazasında var bunlardan. öyle olunca bir sürü çakması çıktı. herkes gidip onu alıyor.

levi's aynı tişörtü yıllardan beri satıyor. Geçen sene bu duruma dikkat edip tutmuyo olum ne uğraşıyonuz demiştim içimden kısmet bu seneyeymiş. Büyük ihtimalle blogdan, instadan vs. patlamıştır olay.

Günümüzde neyi satmak istersen onu satarsın. Levis veya çakmacıları bunu satmak istemiş. Kamuflaj deseni örneğin, nasıl moda oldu? Onu ürettiler, her yerde sattılar. Moda oldu. Başka hiçbir nedeni yok.

Moda endüstrisinde her sezon farklı bir dönem revaçta oluyor genelde.
Birkaç sezondur eskilerin spor giyim firmaları retro,old school tadında 80-90'lar ile döndü.
Örneğin zamanının Champion sweatshirtleri, calvin klein iç çamaşırları ,levi's, jogger pantolonlar... Moda yani :)

www.elleuk.com

www.esquire.com

Reçeten yoksa alamazsın.

amazon'dan gelmiyor.bir ara iherb'den satın alınıyordu ama şimdi forumlara bakınca orada da sorun oluyormuş gibi okudum.

digg.com

değil.

Toplayınca iyi,ben seviyorum man bun olayını.

büyük ihtimalle zeytin ağacıdır ve bu parça dediğin şeyi 1000 tl'den aşağıya alamazsın. alırsan da ince veya çok çatlak vs olur.
bostancı gösteri merkezine çok yakın, minibüs yolu üzerinde doğal ahşap ev dekorasyon mobilyaları satan bi dükkan var. adını tam hatırlamıyorum. ama yol üzerinde kime sorsanız gösterir.

www.mozilya.com mozilya imiş adı.

www.bilenor.com.tr

www.youtube.com

cemal açar amca belki yapıp satıyordur da :)

ayrıca scalica boya olayları var epoksi felan siz de birşeyler yapabilirsiniz.

www.youtube.com

Dergiler? Evim dergisi mesela. Ikeanın da olsa gerek

Öyle bulamazsın aslında biraz zor ama beğendiğin evleri atarsan burdan bulmaya çalışırız. Bi de instagramda dekorasyon sayfalarını takip edersen neyi nerden aldıklarını bazen yazıyorlar, oraya bi bakabilirsin.

Pinterest.

Houzz diye bi app var app store da

Türkiye içinde satın alabileceğiniz ürünler arıyorsanız dergi karıştırmanız lazım.
Evim, maison française, Home Art, Elle Decor vs vs.

Onun haricinde ikea kataloğu.

İstinye'de Dank diye bir mobilya mağazası var.Standart bir mağazadan daha zihin açıcı olabilir :)
Bir sürü markaya ait mobilya bir arada.
www.dank-design.com

Pinterest +1

ilk akla gelen kemeraltıdır ama, alaturka olmayan bişeyler bulabilmek için baya aranmanız lazım. ben olsam salepçioğlu pasajı içinden başlardım.

eğer para sorun değilse, optimuma gidin, forever new, stradivarius, gizia, vakko falan dolaşın.

forumda spazio diye bir mağaza var, oraya da bir bakın. biraz pahalı olabilir ama.

Alsancak'ta da ara sokaklarda güzel butikler var.Bir tanesi Iconas idi galiba.
Daha önce alışveriş yapmadım ama vitrininde güzel seyler görüyordum arada.
o taraflarda çokça benzer mağaza var.

Denildiği gibi forever new, zara, mango vs'de de istediğinize yakın modeller bulabilirsiniz.

Onun dışında trendyol abiye koleksiyonu, asos.com (10-15 günde geliyor) ve na-kd.com (2-3 günde geliyor,gümrük işlemlerini dhl yapıyor ) online alternatifler.

asos.com dan mini skater dress için şunları ekledim kısa kloş dediğiniz için ama tabii tam ne aradığınızı bilemiyorum.

www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com
www.asos.com

Tikler geç oldu kusura bakmayın, çok teşekkürler cevaplar için.

@halannel
Emin olamıyorum para konusunda, yani çok pahalı bir şey almak istemiyorum ama çok beğendiğim, çok güzel duran bir şey olursa da alabilirim sanırım. Pasajı da yazdım bi kenara, alaturka diyorlar Kemeraltı için ama dursun kenarda o da. Optimum'dan başlayabilirim, yolumuzun üzerinde kalıyor.

@veritaslibertas
Bunu da yazdım kenara, teşekkürler.

@demoniclewinsky
Çok teşekkürler uğraşmışsınız o kadar, sondan 1. ve 3. çok hoşmuş. Tek renk bir elbise arıyorum ama benim şöyle bir sorunum var ki vücudum orantısız. Yani vücut tipimi beğeniyorum aslında ama internetten çok fazla elbise alamıyorum, belim göğüslerime ve kalçama göre oldukça ince ve elbisenin ölçülerine bakıp alsam da kumaşı çok fark ediyor mesela, bazısı çok güzel dursa da bazısı gözüme korkunç geliyor. Aslında en başından aklımda Mango vardı, hatta geçen sene şu an göndemde olan düğün için birkaç elbise beğenmiştim ama almamıştım, 22 kilo verdim üzerine, iyi ki almamışım ama bu sene de Mango'nun koleksiyonunu beğenemedim tam, model de beni kısıtlıyor ne yazık ki. her hafta uğruyorum ama yine de elim boş çıkıyorum.

shop.mango.com
Şu elbiseyi çok beğendim mesela ama hoş durmadı bende.

Alsancak'taki ara sokaklara mutlaka bakıyorum o halde, aklıma yattı butikler.

Yaaa çok güzel yere gidiyorsunuzzz. Şarap için hatta yanınıza alın bol bol.

Vizesiz, denizli, doğalı, tarihli ancak bu kadar güzel bir yer olabilir bence de. Buradan balayına gidecek çiftlerimize duyurulur:)
Wine&dine <3 @ Icha
Aklınızda kalan bir mekan var mı peki?

Araç kiralayacaksanız lake skadar tarafları da güzel.
www.montenegropulse.com
www.montenegropulse.com

şarap tadımı için,kotor taraflarında da vardır belki ama biz podgorica'dakine gitmiştik ,plantaze.
www.tripadvisor.com.tr

Tivat limadan çok şık mekanlar var yemek için.
www.yachtagent.me

kotor ve budva dışında her yer için bir şey söyledim galiba:P

bari budva'da şurada foto çekin:P
www.tripadvisor.com.tr

500. edit: kotor'un mükemmelliği için bir şey diyemiyorum.sokak sokak gezin.kedili dükkanlara girin.

Kalenin içindeki sokakta minnak bir pizzacı vardı,oturma yeri olmayan.Dilim pizza fln.baya güzeldi.çok iç kısımlarda değildi.:)

Havalimanından şehir merkezine sadece taksi var. Eğer direk havaalanından taksiyle kotor'a gitmek isterseniz 50-60 Euro gibi bir para istiyor taksiciler. Ama havaalanından otobüs garı 10-15 Euro tutuyor. Ordan da normal taksiciler 36, korsanlar da 15-20 euroya götürüyor. Otobüsler de kişi başı 7 Euro. yol biraz uzun sürüyor ama manzarası çok iyi.

Biz kotorda apartmens cetkovic'de kaldık. Bahçeli ve deniz manzaralı, temiz bir yerdi. Denize 2-3 dk, old towna 5-6 dk mesafede bi yer. çok memnun kaldık.

Kotorda mutlaka kaleye çıkın, yaklaşık 1400 merdiven, çıkarken rahat ayakkabı ve giysiler giyin ve mümkünse sabah gidin öğleden sonra ışık fotoğraf çekmeye pek müsade etmiyor.

Sahtedir, adidasin kendi sitesinden donemlik 200lira indirimle 480e almistim.

Sahte. Şu ayakkabılar bi indirime girmiyor.

sahte olabilir.
gittigidiyor'da dükkan açıyorsun, ebay mantığında satıyorsun. O yüzden çakma ürünü koyup geçebilirsin.
Ben daha önce bir kere gittigidiyor'dan o şekilde bir alışveriş yaptım, ne ürünü geri verebildim ne para iadesi.Müşteri hizmetleri ilgilenmiyor.Delirttiler resmen.
Hiç bulaşmayın derim.

Xiaomi Yi 4k

Go pro 5 ile kafa kafaya gider. Hafta sonu gitti gidiyor da 865 TL ye görmüştüm. Tüm aksesuarlar ile birlikte ağzına kadar dolu bir paketi 1.250₺ye kapatırsın çinden.

Sjcam'ın gyro özellikli modelini alın. M20 yada 5000.