Giriş
(8)

atasözü gibi

vodianova
...'dan sonra gelen ...iş işten geçtikten sonra yapılan bi şeyi anlatmak için böyle bir atasözü veya kalıplaşmış söz var mı
...'dan sonra gelen ...

iş işten geçtikten sonra yapılan bi şeyi anlatmak için böyle bir atasözü veya kalıplaşmış söz var mı
0
vodianova
(21.11.14)
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye

Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra...
0
compadrito
(21.11.14)
Atı alan Üsküdar'ı geçti
0
nod33
(21.11.14)
yukarıda yazdığım kalıpta. noktaları tamamlamış olarak
0
🌸vodianova
(21.11.14)
Kizini dovmeyen dizini dover
0
duptıs
(21.11.14)
Bu yastan sonra gelen paranin icine sicayim diyen bi herif vardi.piyango cikmis tuvalet yaptirmisti.
0
duptıs
(21.11.14)
"göt kısmetten çıkınca yarak bağdat'dan sonra gelen"
0
orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi
(21.11.14)
Sonradan gelen devlet, devlet değildir.
ve
Bayramdan sonra gelen kınayı götüne yak.
varmış.
0
kaffle
(21.11.14)
Geç tecelli eden adalet, adalet değildir.
0
compadrito
(21.11.14)
(5)

toprak saksıdan soba yapmayı denediniz mi?

sen olmayan cocuk benim
malum, kış kapıda. alternatif ısınma yollarını araştırırken toprak saksı + mumdan soba yapımına denk geldim. 72 dereceye kadar ısınıyordu bir videoda gördüğüme göre. bilgi sahibi olan, tecrübe eden var mı?
malum, kış kapıda. alternatif ısınma yollarını araştırırken toprak saksı + mumdan soba yapımına denk geldim. 72 dereceye kadar ısınıyordu bir videoda gördüğüme göre. bilgi sahibi olan, tecrübe eden var mı?
0
sen olmayan cocuk benim
(21.11.14)
ben de izledim onu. adam iki saksı koyuyor, içine mum atıyor ısınıyor.

bence ilk giriş maliyeti düşük bir olay olduğu için denemekten kayıp doğmaz. uygun izolasyon sağlanırsa ısıtacağına inanıyorum. ayrıca mumu yak - söndür yapmazsan içeriyi güzelce ısıtır bence zamanla.
0
siradisi00
(21.11.14)
video şu: www.youtube.com

Ben çok efektif olacağını düşünmüyorum. bunun gibi 4-5 tanesini kullanarak ancak ortalama bir odayı oda sıcaklığına getirebilirsin bence. 4-5 tanesinin yapacağı işi elektrikli bir ısırıcı 5 dakikada yapar. kullanışlı değil; dekoratif veya enteresanlık için yapılabilir ancak.
0
kendinikendikendinebulanadam
(21.11.14)
denemeye değer deyip deneyeceğim en kısa zamanda. neticeleri sizinle paylaşırım :)
0
🌸sen olmayan cocuk benim
(21.11.14)
Allah etmiye, evi mevi yakma ha!
0
compadrito
(21.11.14)
mum olayına fazlasıyla meraklıyım. evde tonla mum var tealight olsun diğer mumlar olsun. boşa gideceğine azıcık da doğalgaz faturasından tasarruf etmeyi düşünüyorum. gündüz vakti yakmayı düşünüyorum sadece.
0
🌸sen olmayan cocuk benim
(21.11.14)
(33)

Gelin bir fikir verin.. (imzamı taklit etmişler)

asabi
Merhaba sevgili çakal carloslar..Ağustos ayında avea'dan taahhütlü (12 ay) jet modem aldım.. Bugün online işlemlerde gezerken imzaladığınız sözleşmeler bölümüne girdim ve bir de bakarım ki taahhüt olduğunu belirten bölümde benim imzamı taklit etmişler. :o çok net hatırlıyorum hattı aldığım zaman bir
Merhaba sevgili çakal carloslar..
Ağustos ayında avea'dan taahhütlü (12 ay) jet modem aldım.. Bugün online işlemlerde gezerken imzaladığınız sözleşmeler bölümüne girdim ve bir de bakarım ki taahhüt olduğunu belirten bölümde benim imzamı taklit etmişler. :o çok net hatırlıyorum hattı aldığım zaman bir sıkıntıdan dolayı taahhüt sözleşmesini imzalamadan çıkmıştım. Sadece hattın sözleşmesini imzalamıştım. Şimdi ben bu hattı iptal ettirmek istediğim zaman ve bana "ama taahhüttünüz var" dedikleri zaman nasıl bir yol izlemem gerekir.. İmza taklit etmek büyük suç ne olursa olsun!!!
0
asabi
(20.11.14)
evrakta sahtecilik, ağır cezada yargılanmayı gerektiren suç diye biliyorum. m e l t e m doğrular veya yanlışlar.
0
compadrito
(20.11.14)
Taahhüt verdiğinin farkında olarak satın almışsın ama oradaki "bi sıkıntıdan" dolayı imza atmadığın için şimdi çamura yatmanın yolunu arıyorsan: çirkeflik yapmış olursun.

İmza taklit etmek suç ama dolandırıcılık da suç. Seni orada tutup, belki de prosedür ile uğraştırmayarak kendileri senin yerine imza attılar diye onlar yanlış, sen de doğru olmuyorsun.
0
hiko seijuro
(20.11.14)
yaptıkları yasal değil ama taahütlüde belli bir indirim alıyorsun sen o indirimli tarifeyi kullanıyorsun iptal ettirmek istediğinde senden aradaki farkı istiyorlar. yasal olarak suçlular asıl yapmaları gereken sen imzalayana kadar normal tarife işletmeli veya modemi hiç açmamaları gerekirdi. ama ahlaki açıda bakarsak bu konuda çamura yatarsanız siz suçlusunuz.
0
kuzey li
(20.11.14)
Yahu çamura yatıcam demedim. Zaten şu an kullanıyorum ve iptal etmek gibi niyetim yok. Ama oldu ki iptal etmek istedim. İmzalamadığım bir şey için bana para dayatmaları doğru mudur? evet taahhüt vererek aldım ama olmayan bir sözleşme ile para ödemek istemesem ben mi dolandırıcılık yapmış olurum yoksa imzalamadığım bir şey için benden para çekmek isteyen avea mi dolandırıcı olur?
0
🌸asabi
(20.11.14)
yasal olarak onlar ama sen de onların iyi niyetini suistimal etmiş olursun o imza olmadan hattı açamıyorlar o yüzden atmışlardır imzayı.
0
kuzey li
(20.11.14)
"evet taahhüt vererek aldım"

kime taahhüt verdin açıklar mısın? hem taahhüt imzalamadım diyorsun hem taahhüt verdim diyorsun.

kafam karıştı. cevap yazıyordum sildim, baştan cevaplayacağım duruma göre. sözlü olarak mı taahhüt verdin?
0
m e l t e m
(20.11.14)
hakim mal değil.
0
fayfim
(20.11.14)
Taahhütlü paket aldığımı biliyorum. Taahhüt sözleşmesini imzalamadığım için evet sözlü bir taahhüt olmuş oldu.. Arkadaşların karşı çıktı nokta zaten bu.. Evet, etik değil ama başkası yerine imza atmakta hiç etik deği. Acelem yoktu bir gün sonra da gidp imza atabilirdim.. Sonuç itibariyle imza atarak verdiğim bir taahhüt yok!
0
🌸asabi
(20.11.14)
anladım durumu, tamam.

şimdi, sen imza konusunda çok haklısın.

gel gelelim şimdiye kadar taahhüt sayesinde aldığın indirimlere evet demişsin. yani ortada senin taahhütü kabul ettiğini gösteren örtülü irade beyanı dediğimiz durum mevcut.

imza hakikaten sahte ise, sen yanlış hatırlamıyorsan öncelikle tespit davası açtırıp imzanın sözleşmenin diğer sayfalarındaki imza ile aynı elden çıkıp çıkmadığını bilirkişi vasıtasıyla tespit ettirmelisin.

bilirkişi raporu da imzanın sahteliğini doğrulayacaktır. bu durumda ceza davası açma hakkın olacak özel belgede sahtecilik suçuna dayanarak (tck m.207).

şimdi, anlamanı istediğim durum ise şu: sadece atılan imza sahte, ama ortada böyle bir sözleşme gerçekten var, çünkü bugüne kadar taahhüt sayesinde aldığın indirimlere bir itirazın olmamış ve bu şekilde ödemişsin.

taahhüt yönünde kabulün olduğu için (yukarıda anlattığım üzere), yarı oranında cezai indirim olur (tck m.211).

senin şimdiye kadar bu özel indirimli tarifeye ses çıkarmayıp da, hattını iptal ettirmek istediğin için ses çıkarman iyi niyet göstergesi olarak kabul edilmez. kötü niyetli olduğun düşünülerek sana avea'nın avukatları tarafından dava açılabilir.

düşün taşın. şikayetçi olacaksan karakola gidiyorsun.

edit: imla
0
m e l t e m
(20.11.14)
Öncelikle imzanın olduğu evrakı indir caps al bi kenarda dursun. Müşteri hizmetlerini ara durumu ozah et ve iptalini iste. Bu arada onlar kaydediyor nasılsa siz de acr gibi prg lar ile kaydet görüşmeyi. Eğer hemen işlem yapmak istemiyorsan bunları bir kenarda muhafaza et. Hemen hareket etmek için c.Savcılığına bir dilekçe ile şikayette bulun.eklere de bunları koy. Onlar suçun nitelendirmesini vs yaparlar.
0
ground
(20.11.14)
Sağol meltem.. Şu an karakola ya da iptal etmeye gitmeye niyetim yok.. Sadece böyle bir durumu farkettim ve böyle bir isteğim olursa izlemem gereken yolu öğrenmek istedim.. Haklı da olsam bu konuda imzayı atan şahsım da başını yakmış olucaz.. Hattı da kullanıyorum bir sıkıntım da yok.. Ben bu avea'yı arayayım diyim imza mı taklit etmişler yeni sözleşme gönderin bana.. :)
0
🌸asabi
(20.11.14)
şikayetçi olmayacaksan hiç bulandırma bence ortalığı.

yalnız taahhütün yenilenme şartlarına dikkat et. eğer avea'yı iptal ettirmek istiyorsan birkaç ay önceden bildirmen gerekiyor olabilir.
0
m e l t e m
(20.11.14)
Avea'nın avukatları hiç bor şekilde dava acamazlar. Evrakta sahtecilik bağımsız bir suçtur. Siz sözle veya başka bir belge ile aynı şartlarda sözleşmeyi yani taahhudu kabul etseniz bile sizin imzanızın taklit edilmesi suçtur. Başka bir evrak yoksa zaten istediğiniz zaman aboneliği veya taahhüdü iptal edebilirsiniz.
0
ground
(20.11.14)
avea'nın avukatları, yukarıda dediğim gibi, indirimlerin kabulü şeklinde açığa çıkan örtülü irade beyanıyla sözleşme kurulmuş olduğu için onlar sözleşmenin (yani taahhüdün) geçersiz olmadığı şeklinde dava açabilirler. ceza davasından bağımsız bir davadan bahsediyorum.

ground yukarıdakini ne düşünerek yazdı bilmiyorum.
0
m e l t e m
(20.11.14)
sonuç olarak: "avea iyi geçinsin benimle" :) yakarım çıralarını..
0
🌸asabi
(20.11.14)
Meltem ben bu indirimleri örtülü şekilde kabul ettim. Ama sıradan biri olarak bir bayiiye gidip "bana uygun fiyatta bir paket verin" demiş olsaydım ve oradaki çalışan tarafından bu paket bana verilseydi gene böyle düşünür müydün? Farzet ki indirimli olduğunu bilmiyorum ya da oradaki çalışan tarafından bu konu hakkında bana bilgi verilmedi.. Süreç nasıl işlerdi?
0
🌸asabi
(20.11.14)
ne sorduğunu anlamadım. imza ile ne alakası var bunun? imza var mı yok mu?

tam olarak ne öğrenmek istiyorsan direkt onu sor, kurgu olay yaratmadan. benim için daha basit olur anlamak. :)
0
m e l t e m
(20.11.14)
"tipik türk". niyet imzamı taklit etmişler, nasıl ederler falan değil. sistemde bir açık bulup ordan çakallıkla minimum emek harcayıp maksimum kazanç elde etmek. bu arkadaşa yardımcı olmak isteyip gerekli imzaları tamamen almadan kendisi taklit eden mal arkadaşı bir kenara bırakıyorum tabi ki.

bu dava avea'ya da değil, orada imzayı atan asgari ücret alan adama patlar. amacınız 3 kuruş para için yüzde yüz haksız olduğunuz halde o adamcağızı hapse sokmaksa beyninizi bu konuda çalıştırmaya devam edebilirsiniz.
0
fayfim
(20.11.14)
Avea'nın avukatları sana dava açar dedin ya.. Ona istinaden sordum. İmza davasından bağımsız olan dava için konuşuyorum.. Sonuçta indirimli paket aldığımı bilmek durumunda değilim.. Sadece hat sözleşmesi imzalayıp çıkmışım dükkandan.. Böyle bir dava açmaları için tutunacakları dal yok diye düşünüyorum..
0
🌸asabi
(20.11.14)
cezaların şahsiliği ilkesi gereğince davanın zaten suçu işleyen adama patlaması gerekiyor. avea'nın suçu değil, çalışanın suçu. sahte imza atmayıversin.
0
m e l t e m
(20.11.14)
sözleşmede neyin ne olduğu, indirimler, haklar, tarifeler, paketler, her bir şey tek tek yazıyor daha sonra "ben bilmiyordum" durumu olmasın diye. imzalanan her belgenin okunduğu kabul edilir. o yüzden de okumadan imza atmayın.
0
m e l t e m
(20.11.14)
@fayfim sen çok yanlış gelmişssin kardeş.. Kazanç elde etmek isteyen yok. İmzamı nasıl taklit ederler diye bir sorunum yok çünkü etmişler bir kere.. Artı orada çalışan garibana patlayacağını yazmışım. Üçüncü olarak iptal etmek istesem sadece taahhüt iptal bedelini ödemek zorunda kalmamam için nasıl bir yol izleyeceğimi sordum.. Ben ortada maksimum kazanç göremiyorum..
0
🌸asabi
(20.11.14)
Evet hat sözleşmesini okuyup imzaladım. Ama olmayan taahhüt sözleşmesini okumam mümkün olmadı.. :) neyse şimdiden sıkıldık bu konudan, tipik türk olarak kim uğraşacak şimdi mahkeme şu bu diyorum ve konuyu kapıyorum.. :)
0
🌸asabi
(20.11.14)
Tüketici kanunu açık ve net sözleşmeyi şart kılar. Hatta sadece sözleşme değil belirli puntolarin altinda sözleşmeyi dahi geçersiz sayıyor. Normal sözleşmeler ile tüketici hukuku sözleşmeleri arasında büyük fark vardır. Yani hic bir şekilde zımni kabul vs gibi yoruma açık bir kapı bırakılamaz.
0
ground
(20.11.14)
ground, genel geçer hukuk kuralları tüketici hukuku ile bağdaşmıyor mu yani? bunu mu diyorsun? tüketici hukuku borçlar kanununun üzerinde bir şey mi sana göre?

yargıtay kararı göster, ikna olacağım.

neye dayanarak yazıyorsun bu yazdıklarını? kanun maddesi vb. bir şey belirt.
0
m e l t e m
(20.11.14)
Borclar kanunu genel hukumleri genel hukuktur. Tüketici hukuku ya da tuketiciyi koruma kanunu özel hukuktur. Veya tuketiciyi koruma kanunu B.K. dan sonra yayımlanması dahi tkk nın uygulanmasını gerektirir. Kaldı ki bunun için kanun maddesi gosteremem çünkü bu kanun değil hukukun genel ilkeleridir.
0
ground
(20.11.14)
biraz sidik yarışına dönse de olay en nihayetinde bilimsel bir tartışma olduğundan şimdiden özür diliyorum. neyse cepten bulabildiğim kadarı ile;

****alıntıdır*******
Özel Kural İlkesi
Hukuk kuralları, yapıldıkları zamanın özellikleri ve yapılış amaçları açısından belli tür ilişkilerin tümünü kapsar tarzda çıkarılabilir. Bunun yanında duyulan ihtiyaç nedeniyle söz konusu ilişkilerin bazı biçimlerine yönelik ayrı ve farklı hükümler içeren düzenlemeler yapıldığına da sıklıkla rastlanır. Eğer bu hukuk kuralları normlar hiyerarşisinde aynı düzeyde yer alıyor iseler aralarında genel özellik ilişkisi vardır. Söz gelimi Borçlar Kanunu, satım sözleşmesiyle pek çok hüküm içerir. Bu hükümler, satım sözleşmesi sayılan bütün ilişkilere uygulanabilir niteliktedir. Bununla birlikte Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, bazı satım sözleşmelerine uygulanan farklı hükümler içermektedir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un kapsamına giren bir olayda uyuşmazlık çıktığı ve mahkemeye taşındığı durumda, hakim, geçerli ancak farklı hükümler içeren iki ayrı kanundan birini uygulamak durumundadır. İşte özel kural ilkesi, böyle bir durumda daha özel hükümler içeren kanunun uygulanması gerektiğini belirtir. Dolayısıyla hakim, örneğimizdeki olayda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un hükümlerini uygulamak durumundadır.
Kısaca ifade edecek olursak özel kanun ilkesine göre, aynı düzeyde ve aralarında genel özellik ilişkisi bulunan iki hukuk kuralı çatışığında uygulanacak kural, daha özel düzenlemeler içeren kuraldır.

www.acikogretimadalet.com
*****alıntıdır*****
mobilden yargıtay kararı bulamadım ama yarın mevzuat programından ekleyebilirim.
0
ground
(20.11.14)
ground, ben bunu istemedim ki. tüketici kanununda hangi maddede yazıyor yukarıda verdiğin bilgi, onu istedim. bir de varsa yargıtay kararı istedim.

önce maddeyi göster, ondan sonra genel kanun-özel kanun tartışması yaparız. nerede yazıyor tüketici kanununda verilen hizmeti alıp, indirimlerden faydalanıp, sonra "ben böyle bir sözleşme imzalamadım demek serbesttir, zımni irade yoktur" diye?

sidik yarışı diye çirkin bir tabir kullanmana lüzum yoktu. burada amaç doğru bilgi vermek. ben verdiğim bilgiden şüphe duymuyorum. sen benim verdiğim bilginin doğru olmadığını savunuyorsan, savını desteklemek için ilgili kanun maddelerine atıfta bulunman gerekiyor. yanlış biliyorsam ben de öğrenmiş olurum, yanlışımı düzeltirim.

bir de tutup birincil kaynak olan kanun yerine, açık öğretimin websitesinden alıntı yapman doğrusu bana tuhaf geldi. anayasa'da yazıyor zaten özel kanun genel kanun ihtilafı halinde ne yapılacağı. ben ondan bahsetmiyorum. sözleşme kurulurken irade uyuşması aranır. hizmetten faydalanıp, hizmetin bedelini ödeyip sonra da ben böyle bir sözleşme yapmadım diyebilme serbestliği tk'da nerede var?

lütfen direkt olarak tk'ya atıf yaparak bana özel-genel kanun arasındaki ihtilafı göster.
0
m e l t e m
(21.11.14)
Öncelikle zımni kabul, iyiniyet kötüniyet vs ile ilgili;

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/1427
Karar: 1999/2217
Karar Tarihi: 05.04.1999
ÖZET: Davacılar, davalı ile, devre tatil sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeden caydıklarını öne sürerek, sözleşmenin iptaline, 1370 doların ve ödenmeyen 16 adet senedin iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davacıların 21 adet senetten 5 tanesini ödemiş olmaları ve sözleşmeden cayma tarihine kadar uzunca bir sürenin geçmiş olması, davacıların sözleşmeyi benimsedikleri anlamına gelmeyeceği gibi, sözleşmeyi geçerli hale de getirmez. Olayda MK' un 2. maddesinin uygulanmasını gerektiren koşullar da yoktur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi bozma nedenidir.

Tüketici kanununda nerede yazıyor ile ilgili;

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/1427
Karar: 1999/2217
Karar Tarihi: 05.04.1999


DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ - SÖZLEŞMEDEN CAYMA VE İPTALİ - SENETLERİN İADESİNE KARAR VERİLMESİNİN İSTEMİ

ÖZET: Davacılar, davalı ile, devre tatil sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeden caydıklarını öne sürerek, sözleşmenin iptaline, 1370 doların ve ödenmeyen 16 adet senedin iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davacıların 21 adet senetten 5 tanesini ödemiş olmaları ve sözleşmeden cayma tarihine kadar uzunca bir sürenin geçmiş olması, davacıların sözleşmeyi benimsedikleri anlamına gelmeyeceği gibi, sözleşmeyi geçerli hale de getirmez. Olayda MK' un 2. maddesinin uygulanmasını gerektiren koşullar da yoktur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi bozma nedenidir.

(4077 S. K. m. 8, 9) gerçi bu kanun değişerek 6502 nolu kanun olarak değişse de özü değişmemiş ve ilgili yargıtay kararının tersine bir durum yoktur.

Son olarak kanun maddesi göstermememi eleştirmişsin ama burada konu zaten kanun değil kanunların birbiri ile uyumsuzluğu ya da hukuki tabirle özel kural ilkesidir. Bu da kanunda yazmaz genel hukuk ilkesidir. Yoksa gidip google amcaya sorararak herkes hukukçu olabilirdi. Burada yorum yapmamız gerekiyor ve yorumu kanunu birebir okuyarak yapamayız. Konumuz kanun metnininin dışında bir konudur. Mesela “kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesi. Bu ilkeyi desteklemek için bir kanun maddesi gösterebilir misiniz? Hayır hiç bir kanunda yazmamasına rağmen hukukta hemen her yerde uygulanan bir “genel ilke”dir. Siz genel genel ilke için kanun maddesi istiyorsunuz ve bu fakülte lisanı ile “fahiş yanlış”tır.
Sidik yarışı konusu hakaret anlamında değildir. Bu platformda eskiden beri (6-7 yıldır) daha çok hukukçu vardı ve bir konuda farklı farklı tartışmalar daha önce de yaşadım. Genelde ben yanılmışsam veya tersi durumda; hemen bir smiley eşliğinde hatadan geri dönülür ve bu duyuruyu okuyan hukukçu olmayan kişilere de bu durum bildirilirdi. Şimdi bu konuyu uzatmadan ben son olarak şunu söylemek istiyorum. Soruya konu durumda taahhüt fiilen olsa da hukuken yoktur (veya ispat edilelemez). Yani arkadaşımız sözleşmeden süre şartına bağlı kalmaksızın cayabilir. Önceki indirimleri de geri alınamaz. Haa bu etik midir değildir. Doğru mudur değildir. Ama konumuz bu mudur değildir.
0
ground
(21.11.14)
ground,bu kararların bu olaya uygulanabilirliği yok. ikna olmadım, üzgünüm.

kaldı ki 99 tarihli bunlar. sen de bilirsin ki kanunlar değişti.

kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağının hiçbir kanunda açıkça yazmadığı bilgisi de yanlış. tck'da açık hüküm var.

sonuç olarak görüşayrılığımız var diyelim ve anlaşamayacağımız konusunda anlaşalım bence. kaldı ki ben de iyi niyet kaidelerine göre yorum yaparak sözleşmenin geçerli olduğunu söyledim.

teşekkür ederim araştırdığın için.
0
m e l t e m
(21.11.14)
Meltem kusura bakma ama sana bir tek laf söyleyeceğim ohaaa çüşşşşş. Modası geçmiş Yargıtay kararı için özür dilerim. Konfüçyüs un bir sözü var; sana ehliyet veren bakkalın ta .... .... 10 yıllık 42 yaşındaki avukata artık boş boş konuşma. Sonucuna şimdiden katlaniyorum. Özet; Bisiktirgitçaykoy.
Edit : gözümüze felan girebilir.
0
ground
(21.11.14)
ground, tüh ya, keşke baştan söyleseydin 10 yıllık 42 yaşında avukat olduğunu...

32 yaşında avukat olup, 42 yaşına kadar ölmemeyi başarabildiğine göre verdiğin bilgiler muhakkak doğrudur.

42 yaşıma gelip 20 yıllık avukat olana kadar (ayıptır söylemesi 23 yaşımda avukat oldum) susayım ben.
0
m e l t e m
(22.11.14)
Sen kazandın pes.
0
ground
(22.11.14)
(4)

bir referans mektubu kaç sene kullanılabilir

squarrel
Soru çok mantıksız gözükebilir ancak durumu anlatınca anlayacaksınız.şimdi ben mezun olmadan önce iki hocamdan 2013 yılında bir üniversiteye başvurmak için referans mektubu aldım ve sisteme yükledim. Ancak o üniversiteden burs çıkmadığı için ( yurtdışında master ) kabul almama ragmen o sene kayıt ya
Soru çok mantıksız gözükebilir ancak durumu anlatınca anlayacaksınız.

şimdi ben mezun olmadan önce iki hocamdan 2013 yılında bir üniversiteye başvurmak için referans mektubu aldım ve sisteme yükledim. Ancak o üniversiteden burs çıkmadığı için ( yurtdışında master ) kabul almama ragmen o sene kayıt yaptırmadım. Bu sene tekrar başvurayım dedım ama bu referans mektuplarını yeniden istemek çok zor geldi.

şimdi sorum şu ben 2013'de aldığım referans mektuplarını bu sene için de kullanabilir miyim ? yoksa tekrardan istemem mi gerekecek ?

artık okuduğum şehirde değilim ve e-mail ile göndermeye çok da sıcak bakılmıyor benim bildiğim. benzer bir durum basına gelmıs varsa ve açıklarsa bana çok sevinirim.
0
squarrel
(20.11.14)
tabi ki kullanabilirsin. niye kullanamayasın? zaten aynı şeyleri yazmayacak mı?
0
m e l t e m
(20.11.14)
öyle bir kural var mı bilmiyorum ama tamamen mantık yürüterek söyliyim: misal siz gayretli ve iş ahlâkı yüksek biriyseniz, bu da o mektupta belirtildiyse, zaman içerisinde değişmezsiniz ki! tiger keeps its stripes. onlar sizin default özellikleriniz. ileride de kullanılabilmesi gerekir. benim elimde müthiş referans mektupları var mesela. bu herif şööle yağşıdır, bööle yamandır filan gibilerden. neden zaman aşımına uğrasın ki o tespitler?

bi zamanlar bu herif yağşıydı ama sonradan cozuttu, içip içip Rus'a gider oldu durumu pek olmaz yani.
0
compadrito
(20.11.14)
ya güncel değil falan demesinler diye. tamamdır valla rahatladım :)
0
🌸squarrel
(20.11.14)
@comicstring aynen ben kendilerine mail attım bugün. sadece tarihi güncelleseniz yeter diyerek. Antentli kağıt istedikleri için taratmak lazım bilgisayara (online platforma yüklenecek çünkü pdf olarak ) deadline da salı günü olduğu için artık görüp dönerlerse bana süper olur. olmadı geçen sene verdikleri referans mektubu ile başvuracağım.
0
🌸squarrel
(20.11.14)
(2)

Psikiyatr tavsiyesi @İstanbul

loralynn
Defalarca sordum/soruldu, tekrar soralım. Mümkünse devlette, değilse düşük ücretli bir özel hastanede iki dk konuşup antidepresanla göndermeyecek psikiyatr arıyorum. Mümkünse "personality disorder" (kişilik bozukluğu'nu sevmiyorum)konusunda uzmanlaşmış biri olsun.
Defalarca sordum/soruldu, tekrar soralım. Mümkünse devlette, değilse düşük ücretli bir özel hastanede iki dk konuşup antidepresanla göndermeyecek psikiyatr arıyorum. Mümkünse "personality disorder" (kişilik bozukluğu'nu sevmiyorum)konusunda uzmanlaşmış biri olsun.
0
loralynn
(20.11.14)
psikolog da düşünebilirsin, ne yazık ki ülkemizdeki çoğu psikiyatr ilk iş ilaç veriyor.
0
vital
(20.11.14)
www.psikoterapi.org'a ulaş ve bir psikoterapist ismi öğren. senin adresin orası.
0
compadrito
(20.11.14)
(11)

insan uyurken kendi kolunun üzerine çıkıp kolun uyuşmasına neden olabilir

pescador
mi? hani bacağımızı katlayıp gödümüzün altına sıkıştırıyoruz ya onun gibi, uyurken kolu bir şekilde vücudun altına alıp kan akışını yavaşlatmamız gibi bir durum gerçekleşmesi olası mı? sorum çok saçma gelebilir ama benim için hayati önem taşıyor. bu sabah uyuştuğu için iki kez uyandım. ilk birkaç da
mi? hani bacağımızı katlayıp gödümüzün altına sıkıştırıyoruz ya onun gibi, uyurken kolu bir şekilde vücudun altına alıp kan akışını yavaşlatmamız gibi bir durum gerçekleşmesi olası mı? sorum çok saçma gelebilir ama benim için hayati önem taşıyor. bu sabah uyuştuğu için iki kez uyandım. ilk birkaç dakika güçlükle hareket ettirebildim sol kolumu. karıncalanma var, his zayıf. ben uyandıktan sonraki birkaç dakika içinde geçiyor, normale dönüyor.

üzerine falan yatıp kan akışını engellemiş olmam ne kadar mantıklı? pozisyon olarak düşünüyorum da, saçma geliyor. bir insan nasıl kendi kolunun üzerinde uyur ki?

not: uyandığım andaki pozisyonu hatırlamıyorum. çünkü istemsiz de olsa, eğer sıkışmış bir pozisyondaysa, daha gözümü açmadan kolu çıkarmış oluyorumdur muhtemelen.
0
pescador
(20.11.14)
evet kaç defa uykumdan kolum karıncalandığı için acı içinde uyandım. normal yani
0
sta
(20.11.14)
sta+1
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(20.11.14)
E yani, tek mantıklı seçenek bu merak etme. Ben de 100.000 kez bu şekilde uyanmışımdır. Ama bi şekilde kolun altta olacak şekilde uyumak kadar rahatı da yok bence.

Aşağıda örnek bi pozisyon çizmeye çalıştım. Gri olan kol altta kalıyor. Yastığın altına ya da üstteki kolla paralel olarak yana uzatılabiliyor :p

imgur.com
0
pandispanya
(20.11.14)
mümkün olabileceğini düşündüm tabii ama daha önce yaşadığım bir şey değil. yani üstüne birisi yattığı zaman uyuşur tabii ama yastıklarımla uyuyorum, kolumu sıkıştıracak bi' şey de yok. tedirgin oldum bi an "lan noluyo, kollar da mı gitti" diye korktum.
0
🌸pescador
(20.11.14)
sta + 1

Ama acıdan çok hissizlikle uyandım ben, artık kaç saat üstüne yatmışsam. Sanki kol değil de cansız bir et parçası kaldırıyor gibi oluyoır uyandığımda. Hatta, "Dirsekten altını uykuda bıraktık herhalde" korkusuyla kalktım genelde ama yarım dakika içinde acı ve karıncalanma geldi, o acı ile zorla parmaklarımı hareket ettirebildim. Hatta "Yeniden kolumu hissediyorum" diye acının gelmesine sevindim. Birkaç dakika içinde de kolum kendine döndü. Çok uzun süre yamuk oturursam bacağıma da aynı şey oluyor. Örneğin, yandan sıkışmalı ve bacağın üzerine şişman bir teyzenin oturduğu metrobüs yolculuğu
0
aychovsky
(20.11.14)
kan akımı diil hacıt, yan yatmışındır, yatak biraz serttir, koltukaltındaki sinir düğümünü ezmişindir, kol uyuşmuştur. panik yok. no shoes, no service; no woman, no cry.
0
compadrito
(20.11.14)
Kilo almişsındır. Olur oyle ya.
0
e_rsin
(20.11.14)
Bir arkadasim gece yanagina birinin dokundugunu farkedip hizlica uyanip dokunan kolu tuttugunda kendi uyusmus kolu oldugunu farkedip tirsmisti. Yani olabiliyor boyle bir sey.
0
sckxyss
(20.11.14)
koltukta sızdığımda başıma çok gelir. sığamadığımdan kolumun üstüne çıkmış oluyorum normal yani.
0
emirkulu
(20.11.14)
dahili meddah
(20.11.14)
banada oluyor. bi sefer bacağımın üst kısmında yabancı bi dokunuş hissettim hafif bi ağırlıkta vardı. biraz tırstım bi baktım kendi elim. diğer elimle tutup kaldırdım baya baya uyuşmuş kendi elim olduğunu fark etmemişim. bu arada şunu da fark ettim kol baya ağır bişeymiş.
0
battal gemalmaz
(20.11.14)
(12)

ingilizce konuşabilmek hep mi zor?

kızılşeytan
spartalılar bi toplaşır mısınız bişey dicem.şimdi benim bu ingilizcem fena değil. upper düzeydeyim. biraz konuşarak geliştirmek istiyorum. fakat ne zaman bi kursa gitsem önce bir gramer diyorlar. ben çok sıkıldım gramer görmek istemiyorum. ilkokul 4ten beri ingilizce ders aldığımızı okuduğumuz hazır
spartalılar bi toplaşır mısınız bişey dicem.
şimdi benim bu ingilizcem fena değil. upper düzeydeyim. biraz konuşarak geliştirmek istiyorum. fakat ne zaman bi kursa gitsem önce bir gramer diyorlar. ben çok sıkıldım gramer görmek istemiyorum. ilkokul 4ten beri ingilizce ders aldığımızı okuduğumuz hazırlığı falan da sayarsak toplamda 13 sene ingilizce ders görüyoruz hepsi boş! gramer! hayır beni burda sinirlendiren taraf "gramer bilmeden konuşulmaz"ı beynimizin içine kazımış sistem. bakıyorum ıvana serte kadın iki gram türkçesiyle çatır çatır jürilik yapıyor, thank you one minutele bi cumhurbaşkanı koca ülkeyi idare ediyor biz hala "önce bi gramer" derdindeyiz.
kıt da olsa zorlansam da ben bu dili konuşarak geliştirmek istiyorum. yurtdışına work and travela ayıracak param ve zamanım yok. bana sadece speaking dersleri alabileceğim (mümkünse Ankarada) kurs ya da alternatif yollar önerir misiniz?
derdimi söyledim rahatladım şimdiden teşekkür ederim =)
0
kızılşeytan
(20.11.14)
içinden konuşmak çok kolay. Ben kendimle ingilizce konuşarak çok iyi anlaşıyorum. Akıcı ve net.
0
m murphy
(20.11.14)
sizi gramer öğrenmeye zorlayan zihniyetin gözüne ishal sıçıyim!
Türkiye'deki İngilizce eğitimi, insanlar İngilizce konuşamasınlar diye var.
0
compadrito
(20.11.14)
compadrito +1. gramer gramer diye milletin beynini lahanaya çevirdiler, teorik bilgiden pratiğe geçemiyor insanlar.

şöyle ufak bir tavsiye verebilirim, speaking kursuna gidene kadar veya onunla beraber uygulamak için: sevdiğin bir sitcom'u aç, friends olur, hımym olur, the big bang theory olur, hepsi olur. oradaki konuşma kalıplarını çalış. yani oradaki diyalogları, cümleleri tekrar et, durdur tekrar et. böylece dilin, ağzın alışır belli başlı konuşma kalıplarına.
0
fengari
(20.11.14)
Gramerden nefret ediyorum artık. Hala kurtulamadım, şimdi okulda öyle salak bir sistem yapmışlar ki sınavdan en yüksek alan insanları bile muaf yapmıyorlar, present perfecti özet geçtiler ilk derste kendimi kesecektim. Ana dili ingilizce olan bir cocuk var sınıfta o bile muaf değil.

Bence insanlarla konuşmalisin, skype-hangouts için konuşma grupları varmış. Henüz denemedim ama faydalı olacağını düşünüyorum. Ülke sınırlarında pratik yapacak pek kimse yok çünkü. Bir de diziler çok güzel kulak dolgunlugu yapıyor. Bir dünya deyim, kalıp, phrasal verb falan ogrenmisim sayelerinde. Tavsiye ederim. Downton abbey izlesen kraliceyle çay içip sohbet edebilirsin. Son olarak içinden deli gibi kendinle konuş.
0
Lim5
(20.11.14)
eksisozluk.com

Lim5,

Onların kafası biraz çalışsa, gramere mahkûm etmek yerine, makale tercüme ettirirler çocuklara. Ama nerdeeee? Bari otur da sen kendi kendine tercüme et gülüm. Ya da tecüme etme, doğrudan özet çıkar. Basit özetler çıkar makalelerden. Her birinden sadece 1 adet bişiy öğrensen, sonunda hoca olursun allaama!
0
compadrito
(20.11.14)
Buradan bir speaking club oluşturun, conference call yapılabilen viber gibi uygulamalarla.
0
[silinmiş]
(20.11.14)
ana dili ingilizce olan biriyle internetten tanisip sohbet edebilirsin.

kasamam dersen turkiye'de yasayan ve anadili ingilizce olup speaking dersi veren bir suru yabanci var, craigslist'e bakabilirsin.
0
oxymurf
(20.11.14)
ingilizceyi DOĞRU konuşabilmek için gramer bilmek durumundasınız. sokaktaki adamla gramersiz de iletişim kurabilirsiniz ama oturup bir kişiye azıcık resmi bir mail yazacağınız zaman, gramere ihtiyaç duyarsınız. ya da en basitinden, bir forumda yaşadığınız teknik problemle ilgili başlık açacaksanız grameriniz iyi olmalı.

ben de o gereksiz bulduğunuz ingilizce eğitimini aldım anadolu lisesinde. dışarda hiçbir şey almadım. gramer bilgim bayağı iyi durumda, pratiğim sıfıra yakın olmasına rağmen konuştuğum zaman gayet güzel beceriyorum.

kendi okulum dışında ingilizcenin nasıl öğretildiğini bilmiyorum ama ben gayet sıradan bir anadolu lisesinde çok güzel bir eğitim aldım. ingilizceyi grameriyle, telaffuzuyla gayet güzel öğretti hocalarımız.

ben bu "gramersiz dil öğrenme" hevesini anlayamıyorum açıkçası. ya tamam, yine iletişim kurarsın da, cümlede hangi öğenin nereye geleceğini bilmeden kurduğun cümleden ne hayır gelir? derdin "çat pat" konuşmaksa zaten onu becerebilecek düzeydesin. yok ben ingilizce öğrenmek istiyorum diyorsan, grameri de çalışmak durumundasın.

türkiye'de en önemli sorun ezberci zihniyet ve ingilizce konusunda yaklaşımın fazla teorik olması. nice yiğitler gördüm ingilizce roman yazıp da hoşlandığı kıza are you disco diyen. biz yabancı dil bölümü öğrencisi olmamıza rağmen 2-3 misafirimiz dışında kimseyle ingilizce konuşamadık. ne yabancı bir grup geldi, ne biz yurtdışına çıktık. anca kendi imkanlarımızla internetten tanıştığımız kişilerle falan. sıkıntı bu. ve dediğim gibi, ezberci sistem. bize paragraf sorularını nasıl çözeceğimizi mantığıyla değil de, taktiğiyle anlatırlardı. çoğu arkadaşım paragraf sorularını iyi çözerdi ama paragrafın %60'ını ancak anlardı. çünkü tamamen teorik, sınav geçmeye yönelik eğitim alıyoruz.

bu iki faktöre rağmen, bizim okul yine de iyiydi işte. bissürü okul vardır böyle eminim, bizim hocalarımızın özel ya da çok yetenekli falan olduğunu hiç sanmıyorum.

yabancı dil özveri, istek işidir. konuşulan dilin kültürünü, yapısını özümsemeden düzgün konuşmayı ve akıcılaşmayı sağlamak imkansız. ben üniversitenin birinci yılında ispanyolcadaydım. bıraktım, italyancaya geçtim. herkes taşak geçti, "lan aynı sayılır zaten" falan dedi... onlara anlatamadım işte. ben ispanyolcaya ısınamıyorum kardeşim. ben latin edebiyatıyla ilgili paragraflar yazmak, ispanyolca konuşmak istemiyorum anasını satiyim. öğrenemeyeceğimden emindim, o yüzden bıraktım.

yani bu bir sevgi olayı ercan. maalesef kurs öneremiyorum, sadece kendi fikrimi yazayım istedim. dediğim gibi, eğer derdiniz çat pat konuşabilmekse onu şimdi de yapabiliyorsunuzdur zaten. ama BEN İNGİLİZCE ÖĞRENECEĞİM diyorsanız o gramer seve seve öğrenilecek. alternatifi yok.

ayrıca, ingilizce grameri en kolay olan dil. biraz istek ve hevesle çok rahat öğrenilir.
0
pescador
(20.11.14)
Kendi adıma konuşayım, bence de dilbilgisi öncelikli. Belki de dediğiniz gibi sistem kaynaklı ama kısaca şöyle izah edeyim, İvana Sert' in Türkçe bildiği kadar İngilizca bileceğime hiç bilmeyeyim daha iyi.
Yani İvana ve RTE örnekleri yanlış bence burda - RTE' ye değinmedim bile dikkat ederseniz - karakter olarak sadece dil öğrenmede değil herhangi bir konuda bir şeyin ya elden geldiğince tam yapılması ya da hiç yapılmaması taraftarıyım, benim " önce dilbilgisi " deme sebebim bu.
Bir dili öğrenmeyi sadece o dili konuşabilmek değil, dilin kültürünün de öğrenilmesi olduğuna inanıyorum.
0
charlesbukowskiineksi
(20.11.14)
Yoğun şekilde İngilizce kullanılan/konuşulan bir iş bul. 1 senedir çalıştığım şirket bu şekilde. Geçenlerde bi Kanadalı ile evrimi tartıştık. Bi arkadaş da bir ingilizin kahve falına baktı. Kullanmak zorunda olduğunda deli gibi ilerliyor.
0
washe
(20.11.14)
defalarca yurtdışına gittim (ingiltere de dahil), gramerim 0 a yakın, hadi 100 uzerinden 30 diyelim maximum. çok kelime calıştım zamanında sadece (100/80) , hiç zorlanmadım konuşurken dışarda, tabi iş toplantısı falan değil sokakta yemekte barda vs.
0
cptxxx
(20.11.14)
ilkokulda yıllarca grammer dersi alıp ( devletten bahsetmiyorum ingilizce konusunda oldukça iddialı özel okullarda okudum) bir bok öğrenemedim, liseyi de Anadolu L0isesinde okuyınca yine İngilizcem kaldı öyle . Hadi kendimi kötülemeyeyim kendi kendime intermediate seviyesine gelmiştim dizi, film oyun falan derken ama yeterli olmuyor tabii ki. Sonra üniversitede Odtü'yü kazandım grammer'i hazırlıktayken anladım meğer kelime bilgisi hariç bir bok bilmiyormuşum.
Sonra akademik kaynaklar, makale çevirmeler, yabancı arkadaşlar falan derken akademik konularda sunum falan yapacak kadar kendime güvenmesem de günlük konuşmayı, biraz kasarak akademik yazı yazmayı falan halledecek düzeydeyim. Tam aşırı akıcı konuşup yazamıyorum belki ama deneyimim az yurt dışına şöyle bir süre çıkabilsem onu da hallederim sanırım.

Yani demek istediğim şu grammer doğru önemli ama özellikle gündelik kelime bilginiz, kelime kalıpları ve en önemlisi deneyim ile çok da güzel konuşursunuz. kasmamak lazım. Ben de aksan olayına çok kasıyordum bir ara ama sallayın gitsin bir şekilde olur o da kimse dalga falan geçmiyor.
www.youtube.com
0
rexex
(20.11.14)
(15)

kırmızı et fiyatları

drystedb efficacious
kırmızı et ülkemizde neden bu kadar pahalı?amerika'da falan neden bu kadar ucuz? bu kadar talebi nasıl karşılıyorlar? hadi gdo doping vs. falan besliyorlar hayvanları desem, böyle bir çıkış yolu olsa ülkemizde de yapmazlar mıydı?
kırmızı et ülkemizde neden bu kadar pahalı?

amerika'da falan neden bu kadar ucuz? bu kadar talebi nasıl karşılıyorlar? hadi gdo doping vs. falan besliyorlar hayvanları desem, böyle bir çıkış yolu olsa ülkemizde de yapmazlar mıydı?
0
drystedb efficacious
(20.11.14)
ülkemizin doğu bölgesinde terör olmasa, bizde ucuza et yiyebilirdik, hayvancılık ülkemiz için zor bir sektör.
0
grimer
(20.11.14)
mısırla besliyorlardı bi belgesel izlemiştim onda oyleydi yani
0
partizan
(20.11.14)
mısırla besliyorlar öyle besliyorlar şöyle yapıyorlar vs. belki doğru evet ama sonuçta kırmızı et yiyorlar abi bizden daha ucuza. çünkü daha sistemli her şeyleri. özetle bu. yani verim meselesi. bizdeki bi büyükbaştan çıkan etle onlardaki çok farklı, süt de aynı şekilde.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.11.14)
onlarda da sebze meyve pahalı. bu tarafından bak, belki teselli ikramiyesi olur. :)

ha bence de et ucuz sebze pahalı olsaydı keşke, kanlı kanlı biftek pişirip yeseydim her gün ama olmuyor işte. :)
0
yirmisantim
(20.11.14)
hayvanlarimiz kucuk kalmis. yabanci dananin verdigi et miktari turk danaya kiyasla cok daha fazla.
0
yirtik foto
(20.11.14)
Tamamen duygusal kardeşim. Hayvansa hayvan, meraysa mera, ot hangisi eksik, hangisi yetişmez bu ülkede? Samanın kilosu bilmem kaç. Liraya çıktı haberleri vardı bi ara. Dışardan saman ithal etti bu ülke. Anadoluda çiftçi yeniden tohum vermeyen tohum ekiyor. Gelecek sene yeniden satın alıyor. Çıkış yolu var ama yapılmıyor.
0
sehpa fx350
(20.11.14)
@want2die işte ben de onu diyecektim, yani serbest piyasada fiyat düzeyini rekabet belirlemez mi? mesela beyaz et; tasvip etmiyorum ama firmalar 1 ayda civcivi tavuk yapıyorlar, neblim dondurulmuş gıdaların içine farklı şeyler katıyorlar yahu 4 liraya tavuk döner var... aynısı kırmızı et için tabi ki olamaz ama tavuğun 4-5 katı olması da uçurum değil mi? iyice 3.dünya ülkesi gibi.
0
🌸drystedb efficacious
(20.11.14)
Bunun sebebi turkiye'nin dunyanin hicbir yerinde yapilmayan bir uygulamaya yapmasiymis finans cafede bi kasap zinciri sahibi anlatmisti.

Dunyada eti erkek hayvandan elde ediyolarmis galiba bizde de tam tersiymis.

Aliskanliklar boyleymis ulkede, avrupa'da adamlar sut almayi falan sallamaz direkt keserken bizimkiler sut almaya ugrasiyormus gibi bi sey anlattilar.

Cidden cok merak ediyosan sebebini finans cafenin kirmizi et konusunun tarihini twitterdan bulup o bolumu izle. 1 ay kadar onceydi yayin yaklasik
0
kegums
(20.11.14)
Ha bu arada sunu da ekleyeyim mobilim editleyemiyorum ( bir kisim sozlukculer gibi oran yukseltmek icin burada degilim!!!!!)

Bunun devlet destegiyle falan alakasi yokmus. Tamamen ureticilerin aliskanliklari. Kimseye aliskanligini degistirtemiyosun. Dunyada 3 dolar olan et bizde 10 dolar ve kimsenin sesi cikmiyor. Acayip bir ulkeyiz.
0
kegums
(20.11.14)
konuyla alakasız bu fabrikasyon hayvan yetiştirip kesme olayları felan gerçekten çok acımasız eski yöntemler biraz daha iyi ama öyle olunca fiyat yükseliyor verim düşüyor ve nufüs fazla yetmiyor ne yazıkki
0
05
(20.11.14)
olayin verimle falan alakasi yok. koskoca holdinglar bilmiyor mu disardan damizlik getirip burada uretmeyi. hepsi yalan.

2000'lerin basindan bu yana et fiyatlari gereksiz yere spekule ediliniyor. bu arada 3-4 godaman para kazanirken biz de kazigi yiyoruz.
0
goo.gl
(20.11.14)
kegums, Türkiye'de etin kilosu 10 dolar mı? ABD'de de 10 dolar herhalde. 50 dolar olan da vardır ama, orta direk etinden bahsediyorum. Ama aradaki fark ne peki? Alım gücü. Asgari ücretli kişi 2 saat çalışmayla, o 1 kg eti alabilecek durumda tahmin ediyorum. Saatlik ücreti 7 dolar olsa, iki saatte 14 dolar alsa. Bunun 4 doları vergi olarak kesilse, 2 saatte eline 10 dolar geçer. Onunla da 2 pound yani 1 kilo dana kıyma alabilir.
0
compadrito
(20.11.14)
Price fixing, yapılan.
0
[silinmiş]
(20.11.14)
@compatrido Bahsettigim 10 dolar fiyat etin ortalama fiyati.

Beni niye linc etmeye basladiniz anlamadim. Ben programda duyduklarimi, tam emin olamadigimi merak ediyosa izlemesini tavsiye ettigimi soyledim sadece.

@Want2die kirmizi et uzerine konusan kariyerli 3 kisi o programda bu konuda hemfikir oldu. Konuyu yanlis yonteme bagladilar. Sen 5 sene(cok uzun bir sure yadsinamaz) bu sektorde calistiysan verileri ortaya koy dogrusunu ogrenmekten mutlu olurum tabiki. Boyle cirkin sekilde saldirmana gerek yok. O sozu de neden uzerine alindin bilmiyorum.
0
kegums
(20.11.14)
www.cnbce.com

@want2die Programin bi kismi surda. Mobil oldugum icin tam link bulamadim. Tamamini izlemesini herkese tavsiye ederim.
0
kegums
(20.11.14)
(4)

Swift Odemesi

jesterdvine
Bana yurtdisindan swift ile gelen bir odeme var. Acaba ne kadar surer hesabimda görünmesi?
Bana yurtdisindan swift ile gelen bir odeme var. Acaba ne kadar surer hesabimda görünmesi?
0
jesterdvine
(19.11.14)
3 günü bile bulabilir.
0
compadrito
(19.11.14)
ülke ve para birimine göre değişiklik gösteriyor. 1-7 gün arasını bulabiliyor.

gönderen yerden swift mesajını alma şansınız var ise, onu isteyin, orada valör tarihi görünecektir.
0
silent storm
(19.11.14)
2 gün sürer.

TCMB 2 gün süreyle senin paranı kullanır öyle hesabına düşer. Eğer bilgilerin doğru girilmemişse, geri döner para. Kısacası t+2.
0
maxim gorki
(19.11.14)
Adam Lloydsbank'tan yolladı ve adımı, kendi adresimi, banka adresini (hesabımın olduğu şubeninkisini verdim) ve swift kodunu istedi.
Doğru girmişse daha başka birşey kalmıyor sanırım.
0
🌸jesterdvine
(19.11.14)
(2)

ne yapsam ki?

m e b
şimdi bir yandan kendi başıma dil öğrenmeye çalışıyorum, bir yandan okumak istediğim nice kitaplar var, bir yandan kendimi geliştirmem gereken alanlar var, bir yandan gündem hakkında edinilmesi gereken bilgileri almam lazım. ama bunları yapmak için hiç enerjim yok. uzun vadede de bu enerjimi toplaya
şimdi bir yandan kendi başıma dil öğrenmeye çalışıyorum, bir yandan okumak istediğim nice kitaplar var, bir yandan kendimi geliştirmem gereken alanlar var, bir yandan gündem hakkında edinilmesi gereken bilgileri almam lazım. ama bunları yapmak için hiç enerjim yok. uzun vadede de bu enerjimi toplayamayacağımı düşünüyorum. hai açsınız ama canınız bir şey çekmiyor gibi düşünün. bezginlik, can sıkıntısı, cahillik (öğrenmem gereken şeyleri bile bilmediğimi düşünüyorum), psikolojik yorgunluk ve bir şeyi yapma isteğine rağmen yapamama durumu var özetle.
ne yapsam ki?
sürekli uyumak istiyorum ama uykumda bile rahat değilim, kötü kötü rüyalar görüyorum, enerjimi almış şekilde kalkamıyorum yataktan.
evet, yine sorayım, ne yapsam ki?
0
m e b
(19.11.14)
küçük bi rahatlama ve kafa boşaltma dönemi iyi gelecektir. tatil gibi. üç beş gün veya bir hafta tamamen zihninizi bunlardan arındırmak iyi gelebilir. ben öyle yapıyorum çünkü.
0
take me rufee2
(19.11.14)
compadrito
(19.11.14)
(8)

hayatım boyunca hep kaçtım barfiksten

namus ninjası
ama sonunda korkumla yüzleşiyorum. 2+2+1+1+1... gibi bütün gün toplamda 10-15 barfiks çekmemle sonuçlanan garip bir set düzenim var, şu sıra tahminen 86-87 kg olmalıyım bir de.. 175 cm boy ile fatass kıvamında takılıyorum.(diğer ağırlık çalışmalarından ayrı olarak) barfiksi günaşırı yapıyorum ve ert
ama sonunda korkumla yüzleşiyorum. 2+2+1+1+1... gibi bütün gün toplamda 10-15 barfiks çekmemle sonuçlanan garip bir set düzenim var, şu sıra tahminen 86-87 kg olmalıyım bir de.. 175 cm boy ile fatass kıvamında takılıyorum.

(diğer ağırlık çalışmalarından ayrı olarak) barfiksi günaşırı yapıyorum ve ertesinde yeterince ağrı hissetmediğim için dinlediğim günler moralimin bozulmasıyla sonuçlanıyor bu çalışmam. misal bi bacak günü ardından iki gün merdiven çıkamayıp mutlu oluyorum ama sıra barfikse gelince :( sanki çalışmamışım gibi..

abi ben ne yapayım? her çalışma 1-2 kg ağırlık ekleyerek zorluğu mu arttırayım. şu sırtımı hissetmek istiyorum artık dinlenme gününde :(

yardımcım yok, paraşüt tipi emniyet kemeri gibi eksantrik kkd zımbırtılarım var. 2.5 m yükseklikteki tabliye betonuna tutunup yapıyorum hareketi bi de. bar yok. bu ağırlık ekleme nasıl fikir sizce?

hadi be şu bouldering heveslisi kardeşinize bi akıl verin he?
0
namus ninjası
(19.11.14)
yürümek çok mu tehlikeli? soğuk ve can güvenliği açılarından?

insan vücudundaki kas kütlesinin %80'i belden aşşaada. götte ve bacaklarda yani.

götü ve bacakları çalıştırmak, kolları çalıştırmaktan daha akıllıca ve çok daha kolay. o bakımdan şeyaptım.
0
compadrito
(19.11.14)
bafaya git dediler, sebil gibi tırmanmalık kaya var dediler..
www.lakebafa.org

bacaklarımı daha önce ifşa ettim zaten. o nahiyelerde bell bi standardı yakaladım ama 0 tutma gücü, 0 sırt kası kaynaklı kaba kuvvet.. o yüzden barfiks şart. o gölün kenarında hayatta kalmak için..
0
🌸namus ninjası
(19.11.14)
kilo ver hocam. önce kilo ver. hayatta tutman gereken ağırlık azalsın önce. 85 kiloyu düşürmemen için tutman için gereken güç nerde, 70 kilo için gereken güç nerde? o zaman barfiks de çok daha kolay olur, kol kası da daha çabuk gelişir.
0
compadrito
(19.11.14)
@compadrito pampa naptin sen yaa %80 nedir allah için %60 civarinda oda kas kütlesi için geçerli bi söylem diğer dokular dahil değil bu yüzdeye
0
berginyonbaenre
(19.11.14)
bacaklarımda sorun yok benim :(
bana
www.functionalhandstrength.com
tutma kabiliyeti lazım
0
🌸namus ninjası
(19.11.14)
Gün içinde durup durup kafana estikçe barfiks çekiyorsan olmaz o iş. Hatta kendini bile sakatlarsın. Belli bir programın bir parçası olarak barfiks yap. 3-4 set olsun. Her set yapabildiğin kadar çek. Her program günü, bir öncekine göre daha nizami ve daha fazla tekrar yapmaya çalış. Barfiks eğer nizami yapıyorsan, en temel 3-4 hareketten birisi. Acayip faydasını görürsün.
0
maxim gorki
(19.11.14)
işte duyuruyu açma nedenim bu sıkıntı.. mesela bir hoca yazmış:

7. "Grease The Groove". Get a doorway pull-up bar and do 1 Pull-up or Chin-up every time you pass the bar.
Read more: stronglifts.com

buna kalsa ben doğru yapıyorum. al bi kapıüstü barfiks her geçişinde bi asıl diyor adam.
aynı adam 10 defa yap diyor setleri ki maksimum 1 yapsan da yap o 1'i 10 defa diyor.

kendimi sakatlamayacak kadar nizam yapıyorum, onda sorun yok ve çalıştığım tek hareket bu değil, serbest ağırlıklı çalışıyorum falan. daha sıkıntılı şeylerle, squatla falan başa çıkıyorum, her şeyde gelişme var, bacaktı karındı izolasyonlardı falan... ama bu barfiks nanesinde ne bir ağrı sızı ne de bir kuvvet artışı var. başladığım gibiyim sanki.

neyse, uyku saati geçmesin, zıbarayım.. yarın hazine değerinde bir cevap bulup duyuruyu tike boğmak istiyorum sevgili frank zane'ler. fit kalın.
0
🌸namus ninjası
(19.11.14)
tick'imizi ver öyle yat bari. :))
0
maxim gorki
(19.11.14)
(6)

hukuk bürosuna uzun tablo/fotoğraf tavsiyesi istiyorum.

ground
Yaklaşık 3 metrelik bir alanımız var boş vaziyette. Buraya hukukla ilgili içinde bol figür insan kabalik hatta bir duruşma mahkeme anının resmedildigi bir tablo arıyorum. Eski büroda şu tablo vardı;https://www.google.com.tr/search?q=kahire%27de+hal%C4%B1+pazar%C4%B1&client=ms-android-samsung&es
Yaklaşık 3 metrelik bir alanımız var boş vaziyette. Buraya hukukla ilgili içinde bol figür insan kabalik hatta bir duruşma mahkeme anının resmedildigi bir tablo arıyorum. Eski büroda şu tablo vardı;www.google.com.tr Bir ticaret anı bu da. Mümkünse 1 metreye 2.5-3 metrelik bir ebat olsa çok iyi olur. Bu arada insan kalabalık konulu fotograf da olur. Şimdiden çok teşekkürler.
0
ground
(19.11.14)
gugıl görsellere

trial painting

yazın

ocw.mit.edu
0
compadrito
(19.11.14)
www.allposters.com.tr
buradaki dev sanat kısmına bak. Çok büyük ebatta posterler var, belki aradığın gibi bir şey çıkar içlerinden.
0
buff
(19.11.14)
vonkhar
(19.11.14)
razvan rat
(19.11.14)
şu 103 ünlünün olduğu tabloyu düşünebilirsiniz belki?
0
hazarcan
(19.11.14)
dogyman
(19.11.14)
(7)

şirket hakkında detaylı bilgi

tabudeviren
bir şirketin hangi yılda kurulduğunu, ortaklarını falan görebileceğimiz bir site var mı?
bir şirketin hangi yılda kurulduğunu, ortaklarını falan görebileceğimiz bir site var mı?
0
tabudeviren
(19.11.14)
resmi gazete
0
kahve kokusu
(19.11.14)
Ticaret Sicil Gazetesi, Ticaret Odası. Bu kaynaklar var ama nette var mı emin diilim.
0
compadrito
(19.11.14)
nette var ticaret sicil gazetesi
0
velie
(19.11.14)
borsaya kote ise www.kap.gov.tr
0
[silinmiş]
(19.11.14)
www.ticaretsicil.gov.tr

burdan bakabilirsin. istanbul ise ito var orası daha kolaydır kullanması. ya da sor bana bakim işim bu
0
liriamer
(19.11.14)
firma istanbulda ise:
www.ito.org.tr
buradan soldan sicil kayıtlarına tıklayıp çeşitli parametreler ile arayabilirsin.
0
fengari
(19.11.14)
@fengari teşekkürler, aradığım şeyleri verdiğin linkten buldum.
0
🌸tabudeviren
(19.11.14)
(14)

kuruyemiş kullanım

enginornek
merhabalar.ödevim var da kuruyemiş ile ilgili.bilgi ednimem gerek insanların kuruyemişe bakışını.birkaç sorum var,cevapları buraya yazarsanız mesaj da atsanız olur.teşekkür ederim.-kuruyemişi ne zamanlarda tüketiyorsunuz?-en çok tükettiğiniz?-cips mi daha çok tüketirsiniz yoksa kuruyemiş mi,birinin
merhabalar.ödevim var da kuruyemiş ile ilgili.bilgi ednimem gerek insanların kuruyemişe bakışını.birkaç sorum var,cevapları buraya yazarsanız mesaj da atsanız olur.teşekkür ederim.

-kuruyemişi ne zamanlarda tüketiyorsunuz?
-en çok tükettiğiniz?
-cips mi daha çok tüketirsiniz yoksa kuruyemiş mi,birinin yararlı diğerinin zararlı olması kararınızı etkiliyor mu?
-sorular bu kadar.
0
enginornek
(19.11.14)
- paket alındığında bitene kadar her akşam :)
- çekirdek
- cips çok severim lakin çok yemem. kuruyemişi daha çok tüketirim. kilo aldırması dışında kararımı etkilemez. (sağlık yönünden yani)
0
kakao
(19.11.14)
-alkol yanında, haftada bir iki falan.
-genelde karışık alırım ama en çok badem severim.
-kuruyemiş, cips sevmem çünkü.
0
sir gawain
(19.11.14)
Tuzlu olmayan kuru yemisleri tercih ediyorum. Ceviz, yas badem, findik gibi. En En cok tukettigim yas badem. Gunde iki kere birer avuc karistirip yiyorum. Cips tuketmiyorum.

Sevgiler.
0
bedbed
(19.11.14)
- Ofiste çalışırken
- Ceviz ve fındık
- Kuruyemiş, evet etkiliyor
0
fotrsapka
(19.11.14)
-kahvaltı , ara öğünlerde , içki ile birlikte.
-ceviz,badem,badem,badem,bade... :) değil tabiki fındık,beyaz leblebi,kaju çok gidiyor
-kuruyemiş, evet etkiliyor.(sağlıktan derken kilo aldırma kısmı)
0
gis
(19.11.14)
Haftada bir, belki daha az sıklıkta. Genelde film veya mac seyrederken

basta cekirdek olmak uzere arada varsa findik ve ceviz

cips pek almam, baslica nedeni sagliksiz olmasi. Findik ve ceviz tercihim de ayni nedenden dolayi; elektrolit ve omega 3 zengini olmasindan oturu
0
gibicibicis
(19.11.14)
-alkolle birlikte, haftada uc-dort aksam
-badem, tuzlu fistik, kaju
-emin olamadim. ikisini de yarar/zarar konusuna takilacak kadar cok tuketmiyorum.
0
nxtrls
(19.11.14)
Haftada bi kez falan eve alıyoruz bitene kadar da gidip gelip yiyorum.
Karisik aliyoruz genelde ama badem en sevdiğim
Cips alışkanlığım yok hiç. Annem küçükken aliştirmadi beni zararli diye
0
nundu
(19.11.14)
-bazen öğleden sonra; çoğıunlıukla akşam (rakıda birada ehe mehe)
-badem, fındık, fıstık, bir de çekirdek
-kuruyemiş. etkiliyor tabi yoksa cips de çok yerdim.


rica :)
0
bradshaw
(19.11.14)
-yemeklerimde dahi yandan yandan tüketiyorum.
-ayçiçeği çekirdeği.
-cips yemem. kuruyemşle mukayese etmem hatta.
0
namus ninjası
(19.11.14)
-alınınca peyderpey tüketiyorum.
-fındık badem.
-cips daha çok tüketirim. hayır etkilemiyor.
-cevaplar bu kadar.
0
icim urperiyor
(19.11.14)
sık sık. genellikle gün içinde çay yanına, alkol aldığım zamanlarda da vazgeçilmezim.
karışık tadımın yaş meyveli var ondan alıyorum genelde.
kuruyemiş cipsi çok nadir,tabiki etkiliyor
0
gündüz m
(19.11.14)
- öğlen ve akşam yemeklerinden bir yarım saat önce ve midem kazınır gibi olduğunda.
- badem ve kabak çekirdeği (ikisi de, bildiğiniz ilaç!)
- tabii ki kuruyemiş, tabii ki tek fark bu
0
compadrito
(19.11.14)
bazı zamanlarda.
kaju, antep fıstığı.
ikisinden de çok tüketmem ama sanırım cipsi daha çok tükeyorum.
hayır etkilemiyor canım ne isterse onu yiyorum. her kuruyemişin pek faydalı olduğunu zannetmiyorum bazıları cidden çok kıytırık mesela çekirdek, leblebi falan
0
mistreated
(19.11.14)
(33)

ciddi ciddi yarısında çıktığınız film

orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi
ciddi ciddi yarısında "bu ne amnskym, yapacağınız filmi sökeyim" deyip salonu alkışlar arasında terk ettiğiniz film hangisi, nedir yani, sebep ?
ciddi ciddi yarısında "bu ne amnskym, yapacağınız filmi sökeyim" deyip salonu alkışlar arasında terk ettiğiniz film hangisi, nedir yani, sebep ?
0
orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi
(19.11.14)
yaa bu millet parasına kıyamaz. o kadar para verip girdiği filmin de yarısında çıkcak pfffftt hikaye onlar inanmıom ben.
0
emirkulu
(19.11.14)
yarıda film bırakmam.

www.imdb.com

şu filmi bile yarıda bırakmamış insanım, hiçbir filmi bırakmam.
0
devilred
(19.11.14)
ilk dabbe'den çıkmıştım.
bir de geçenlerde labirentli koşmalı bi film vardı onda çıkmıştım.
0
bira sisesi kapagi
(19.11.14)
pat diye onune ilk cikan filme atlarsa bir insan, yarisinda da cikar.

zaten yarisinda cikmayacak adam filmi de onceden secip gider. ben hic cikmadim mesela. cunku bir sinema zevkim var. tahmin edebiliyorum filmlerin iyi veya kotu olacagini. hic de hayalkirikligi bir filme gitmedim.
0
bohr atom modeli
(19.11.14)
bornova bornova diye bi filmdi sanırım. ama filmden miydi. filme biz mi konsantre olamamıştık o meçhul.
0
gis
(19.11.14)
hiç olmadı. bir tane uzak doğu filmi vardı, japon mu kore mi bilmiyorum onda çıkasım gelmişti ama çıkmadım.
0
inheritance
(19.11.14)
2-3 tane var da isimlerini bile hatırlamıyorum. ne varmış vizyonda diye sinemaya gidilmiş, rastgele bir filme girilmiş ve çıkılmış olanlar bunlar.
0
[silinmiş]
(19.11.14)
sadece bir filmin yarısında çıktım.

(bkz: apollo 13)

onda da ikinci yarı acayip kakam geldi, dayanamayıp tuvalete gittim, bir daha da girmeden doğruca eve gittim. ergendim zaten, bi bok anlamadan izliyordum. karın ağrısı bir filmdi.
0
sir gawain
(19.11.14)
2 Fast 2 Furious'a arkadaşlarla gitme durumum olmuştu, bütün film boyunca telefonumla oynamıştım. O vakit telefonda 2003 teknolojisi olduğunu hatırlatırım.

www.imdb.com
0
rare
(19.11.14)
- avm'de gezerken durun ya filme girelim
- önceden (beklediği) bilgisi olan filme gidenler

olarak ikiye ayrılıyoruz sanırım. haliyle ilk sıradakilerin filmden çıkma olasılığı yüksek. bu bilinçsiz bir davranış sanırım, bir de imkan meselesi galiba.

@emirkulu +
@want2die ben porno film dışında ileri almam, neticeyi görüp kaparım.
@minik donut canavari muhtemelen işin çıkmıştır.

ha bir kere de benim başıma geldi (speed - www.imdb.com filmden dolayı değil kız arkadaşımın acil çıkış yapması gerekiyordu.
0
🌸orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi
(19.11.14)
ben hiç çıkmadım (muhtemelen hiç çıkmamda) ama bir zamanlar irreversible denen bir film vardı, en az salonun yarısının ilk yarı bitmeden filmi terk etmesiyle ün yapmıştı birde 11 dakkalık tecavüz sahnesiyle
0
delicevat
(19.11.14)
büyük iskender.

gerçekten yaptıkları filmi skeyim.
0
galahad
(19.11.14)
hiç çıkmadım ama 2-3 kez ikinci yarısında uyuduğum filmler vardı :) sıcak sıcak oh ne rahattı.
0
redeath
(19.11.14)
neydi o ölümlü film. hah. testere. evet, evde izlemekle sinemada izlemek farklı oluyormuş :)) hatta ikinci yarı başlamadan çıkmıştım.
0
gneral
(19.11.14)
bi kore filmi vardı. bundan 4-5 sene önce izlemiştim sinemada.

vampire dönüşen bi papaz vardı. buna ölümcül bi hastalık bulaşıyordu. hastanede hasta yatağının yanına yere yatıp serumdan kan emiyordu hastadan. adını hatırlamıyorum ama yanımda 3 arkadaşımı "bu film hollywood filmi olsa oscar alırdı." diye büyük bi beklentiyle sokmuştum o filme. sonuç hüsran oldu.
0
battal gemalmaz
(19.11.14)
hayatımda 1 kere sinemayı terkettim o da braveheart'tı. sıkıntıdan patlamış daha fazla dayanamamıştım.
0
sta
(19.11.14)
nadir sinemaya giden bi insanım.
paranormal activity. zaten arkadaş zoruyla gitmiştim o korkuyordu izlemeye. aşırı sıkıcı ve mal bi filmdi.
evde izlerken kapattığım veya 20 dakkada geçe geçe bitirdiğim film de çok. en son unutursam fısılda'da çıkacaktım neredeyse.
0
april12th
(19.11.14)
www.imdb.com

Ferhan Şensoy varsa iyidir diye gitmiştim boş bir vaktimi değerlendirmek için.Salonda bir tek ben vardım film esnasında , araya çıkarken makinist ikinci yarıya gelicekmisin diye bezgin bir şekilde sordu "yoh" dedim , Projeksiyon makinasını kapattı uzaklaştı.
0
ecos
(19.11.14)
10000 bc.
berrrrrbattı. çok saçmaydı.
0
bradshaw
(19.11.14)
fetih 1453 kız arkadaşımın evine hırsız girmişti ondan bıraktık zaten filmide izlemiyordum
0
gündüz m
(19.11.14)
requiem for a dream
Gereksiz kasıntı gelmişti.
0
e_rsin
(19.11.14)
Colin Farrel'in Yeni Dünya diye bir filmi vardı. Daha kötüsünü görmedim. Aynı herifin Büyük İskender filmi de felaketti bak. Dayanılır gibi değildi.
0
youkoso hitori bocchi
(19.11.14)
şafak sezerin sanırım kara kedi diye bi filmi vardı. bişeyler daha vardı adında. zaten o tür film izlemem pek ama hayatımda yarım bıraktığım tek film sanırım.
0
icim urperiyor
(19.11.14)
nefes vatan sağolsun

çatışma sahnesinden etkilenmiştim...
0
tirt star
(19.11.14)
Yüzüklerin Efendisi

Annayamadım, ağır geldi bana.

ekleme: Seni seviyom deli!
0
compadrito
(19.11.14)
sadece bir kez sinemayı terk ettim sürgün inek filminde. filmi izleyenler nedenini biliyordur az cok. verdigim paraya da acımıştım gerçekten.
0
eylul
(19.11.14)
cengiz han.
0
brotha b
(19.11.14)
yok öyle bir şey. sözlüktekilerin gazına gelip inanma. neymiş filmi protesto etmek amacıyla yarında terketmiş. zamanını böyle bir şeye harcamak istememiş. çıkıp ne yaptın mk?

emirkulu+1
0
secilmis uye
(19.11.14)
Gulse birsel, m.ali erbil falan vardi sanirim filmde.
Adini animsayamadim.
Hatta arayi beklemeden oynarken ciktik.

Filmin kotulugunden cok, sikik esprilere yarilarak gulenlere bozulup cikmistik.
0
mavi istiridye
(19.11.14)
levent kırca'nın "son" filmi.
0
zvonimir
(19.11.14)
Prensip olarak asla yarida cikmam. Ne igrenc filmlere katlandim bu prensip yuzunden.

Edit: Compadrito'nun yarida ciktigi filme gitseydim prensibin cani cehenneme diyip cikardim:)

Ekleme: Bende seni seviyom:)
0
delifaruk
(20.11.14)
amerikalılar karadeniz'de 2.

uyumayı falan denedim koltuğa gömülüp ama o da yemedi, ben de çıktım.
0
drystedb efficacious
(20.11.14)
Yarısında çıkmadık ama total recall'in ortasında uyuya kaldık eşimle sinemada. Film de guzeldi hani ama biz çok yorgunduk sanırım.
0
marido
(20.11.14)
(6)

Amerikalıların daha ucuz apple aletlerine sahip olması

lawist
http://store.apple.com/us/buy-iphone/iphone6/4.7-inch-display-16gb-gold-t-mobile Burada gördüğünüz gibi adamlar 2500 tl olan şeye 1500 tl veriyorlar.Nereye gidiyor 1000 tl ?Macbook air de çok farketmiyor fiyatlar ama iphoneda niye böyle ?
store.apple.com Burada gördüğünüz gibi adamlar 2500 tl olan şeye 1500 tl veriyorlar.Nereye gidiyor 1000 tl ?

Macbook air de çok farketmiyor fiyatlar ama iphoneda niye böyle ?
0
lawist
(19.11.14)
vergi
0
jamswety
(19.11.14)
Nakliyeye ve Zorlu'daki kiraya gidiyor olabilir.

ekleme: Yuh lan! Nası akıl edemedim? Tabii ki vergi ve kimi daha iy tikeceklerini biliyolar.
0
compadrito
(19.11.14)
O sayfada gördüğümüz fiyatlarda kdv yok sanırım abd'de vat vardı ve sipariş adresine göre ekleniyor, biz de ise extradan bir sürü vergi var ve gördüğümüz fiyatlar vergiler dahil fiyat, aradaki 1000 liranın belki 700-800'ü devlete gidiyor yani.
edit vat değilmiş ama herneyse o fiyatta vergi yok.
0
atom karincanin torunu
(19.11.14)
abd'de vat (kdv) yok, onun yerine sales tax var. o da eyalete göre değiştiğinden sitedeki fiyatlara vergi dahil değil. %4-%9 civarı vergi eklemen lazım gerçek fiyat için. tabi ondan sonra yine de ucuz oluyor bizden:)

çünkü bizde kdv %18, ötv %25, verginin vergisi var, gümrük var ohooo
0
no avalon
(19.11.14)
O paralarla saray yapılıyor.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(19.11.14)
Ayrıca daha ucuz almalarına direkt olarak fiyat üzerinden değil, gelir üzerinden de bakmak lazım. Orda adam asgari ücretle 2 iphone alabilirken bizde 2-2.5 asgari ücretle bir iphone alınıyor
0
Haldamir
(19.11.14)
(6)

Zeki mi bu çocuk?

bol kepce
21 aylık bir yeğenim var. Hiç oturup da sayı saymayı öğretmedik şimdiye kadar ama benimle birlikte 10'a kadar sayabiliyor. Ben 1 diyorum o 2, ben 3 diyorum o 4... 10'a kadar sayıyoruz bu şekilde. Her şeyi kendi kendine öğreniyor. Bizim muhabbetlerimiz arasında bir kere lafının geçmesi yeterli oluyor
21 aylık bir yeğenim var.

Hiç oturup da sayı saymayı öğretmedik şimdiye kadar ama benimle birlikte 10'a kadar sayabiliyor. Ben 1 diyorum o 2, ben 3 diyorum o 4... 10'a kadar sayıyoruz bu şekilde.

Her şeyi kendi kendine öğreniyor. Bizim muhabbetlerimiz arasında bir kere lafının geçmesi yeterli oluyor yeni bir şeyi öğrenmesi için. Kimse ona "bak bu şudur" diye açıklama yapmadan öğreniyor onun ne olduğunu ve unutmuyor da. Bayağıdır da böyle, yeni bir şey değil yani.

Çocuk gelişiminden hiç anlamadığım için soruyorum; zeki midir bu çocuk nedir?
0
bol kepce
(19.11.14)
normal.
0
seyduna6687
(19.11.14)
zeki demek yanlış, yani çok göreceli bişey "zeka".

ama çabuk ve anlayarak öğreniyor anladığım kadarıyla. bu açıdan bakarsak evet zeki.
0
brotha b
(19.11.14)
bu durumda yapılacak en iyi şey bu verimini iyi kullandırmak. kitaplar okuyabilirsiniz hayal gücü içi, oyunlarla matematik öğretebilirsiniz falan filan belki ingilizce için bir şeyler yapabilirsiniz. yanında ne konuştuklarınıza dikkat edin. küfürlü falan ya da saçma sapan şeyler konuşmayın.
0
secilmis uye
(19.11.14)
gelişim testleri yapılıyor hastanelerde diye biliyorum. belli komutlar verip yapıp yapamadığına falan bakıyorlarmış. götürün derim, daha kaliteli eğitim alması sağlanır belki.
0
apartman teyze
(19.11.14)
ben de merak ediyordum bu sorunun cevabını. bizim üst komşunun oğlu da bizde sürekli. çok seviyoruz ailecek. çocuk bizim evde çok mutlu. beraber oynuyoruz legolarla falan. özellikle bana düşkün. ama 2 buçuk yaşında. tıpkı senin dediğin gibi ben 1 diyorum o 2. 10'a kadar gidiyoruz öyle ama 7'den sonra hep 9 diyo. 8'i öğretemedim bi:) bir de renkleri biliyor. onu da biz öğretmeden kendi kendine öğrendi.
0
lionel andres
(19.11.14)
kaptan, senin uyduruk okulda okuyor olman zeki olmadığını göstermez. hayatta malı zekiler değil, çalışkanlar götürür. ticari zekâdan bahsetmiyorum. okulunu bitirdi, hemen iş buldu, işinde yükseldi, şuraya geldi, şu şirketten teklif aldı, şu kadar para kazanıyo türünden bir çizgiyi kastediyorum.

kepçe, o çocuğa bişey öğretmeyin. hele okumayı hiç öğretmeyin. yoksa ben bunları zaten biiyorum diyip okuldan ve çalışmaktan soğur. 1 sene sonra, basit müzik aletleri ve boyama kitapları atın önüne. öyle şeylerle oyalansın. çok televizyon seyrettirmeyin. mümkünse oyunlar oynayın. oyuncaklı oyunlar. zeki ve tembel olmaktansa, çok inek bir öğrenci olmayı tercih ederdim.
0
compadrito
(19.11.14)
(6)

kedi caydanliktan su icme durumu

bedbed
Arkadaslar merhaba. Baslikta da yazdigim gibi kedim sadece caydanliktaki suyu iciyor. Baska turlu su iciremiyorum. Neden olabilir?
Arkadaslar merhaba. Baslikta da yazdigim gibi kedim sadece caydanliktaki suyu iciyor. Baska turlu su iciremiyorum. Neden olabilir?
0
bedbed
(19.11.14)
veterinere sormak daha mantıklı olur bunu. telefonla bile cevaplıyorlar böyle basit şeyleri genellikle.
0
ytse jam
(19.11.14)
belki geniş kaptan içmeyi seviyodur, kabını beğenmiyodur. ılık/sıcak su da seviyor olabilir. kedi işte, hepsi çeşit çeşit.
0
sir gawain
(19.11.14)
kediler akan su sever, eğer kabını çaydanlıkta kalan suyla doldurduysanız suyu kaynağından içmeye çalışıyor olabilir aklınca.

kediler için su şelaleleri var onlardan alabilirsiniz. benim kız da musluktan içmeye çalışıyordu hep, şelale aldım baya bir süre ondan içti, şimdi normal kaptan su içiyor.
0
lily briscoe
(19.11.14)
normal aslında, sevgilim banyoda çeşmeyi açıyor mesela, bizim sıpa gidip oradan su içiyor, lily'nin dediği gibi kaynak olayı, hoş bizimki kupadan su, çay ne varsa içiyor, değişik bir şey.
0
devorgilla the gunslinger
(19.11.14)
compadrito
(19.11.14)
susuz kalır gibi olduğunda içer o siz rahat olun. Su içmedi diye etrafında dolanmaya gerek yok. içme suyu yerine musluk suyu seven kediler var. kaynamış ve soğumuş su tadını seviyor belli ki kerata, ondan koyun kabına madem.
0
kaymaktutmayansicaksut
(19.11.14)
(17)

Neden Almanca Öğrenmeliyim?

dereotu
Bütün Almanya ingilizce konuşuyor, almanca konuşan ülke sayısı taş çatlasa 3-4. Bir kişi çıkıp almanca gibi zor bir dili öğrenmenin mantıklı bir sebebini söyleyebilir mi bana?
Bütün Almanya ingilizce konuşuyor, almanca konuşan ülke sayısı taş çatlasa 3-4. Bir kişi çıkıp almanca gibi zor bir dili öğrenmenin mantıklı bir sebebini söyleyebilir mi bana?
0
dereotu
(19.11.14)
çünkü çok güzel. almanca konuşurken aldığım zevki başka dilden alamam :)
0
sta
(19.11.14)
Almanca öğreneceğine ispanyolca, çinçe falan öğrenebilirsin bence. Çok işe yaramaz gibi geliyor çünkü zaten dediğin gibi herkes ingilizce konuşuyor.
0
safepassage
(19.11.14)
Weil es ein Privileg ist.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(19.11.14)
bak mesela almanca bilmiyorum ama üstteki yorumu çözdüm. "çünkü bu bir zorunluluk" demek istedi sanırım. :)
0
safepassage
(19.11.14)
AB içerisinde en yüksek bilinen ana dil desem, böylece Avrupa'da gezen tozan birisiysen daha fazla bu dile sahip insanla iletişim kurabilme imkanı desem ne derece mantıklı olur bilemedim. bana kalırsa Hermann Hesse'yi ana dilinde okuyabilmek ya da Dornenreich gibi aşmış grupların şarkı sözlerini algılayabilmek olurdu.
0
candanag
(19.11.14)
Kapsama alanında bi rusça değil. Hatta Ermenice bile öğrensen dünyanın her yerinde konuşacak birini bulursun, adamlar her yerdeler.
Privilıc ayrıcalık demek bi de, almancada da böyle mi?
0
namus ninjası
(19.11.14)
nasil butun almanya ingilizce konusuyor? almanlar kendi dillerini kullanma konusunda gayet tutucudur.
0
crucio
(19.11.14)
-almanya avusturya da master doktora filan yapacaksan
- birleşmiş milletler yada avrupa birliği alanında iş bulmak istiyorsan ikinci dil olarak almancayı kendine yakın hissediyorsan filan (hani lisede-üniv de seçmeli ders almışındır kolay öğreneceğini düşünüyorsundur filan filan)
-sevdiğinin anadili filansa
-oraya göçeceksen
bunun dışında bi neden göremiyorum.
0
gis
(19.11.14)
iş bulabilmen için b2 seviyesi şart gibi bir şey. göçmenlik düşünüyorsan da öğrenmen lazım.
bunun dışında kültürel anlamda güzel ama fransızcayı tercih ederdim.
0
from potomac to kuban
(19.11.14)
Almanca bana zor gelmiyor. Aynı dil ailesine ait olduğundan gramatik açıdan çok benzeşiyor. Tabii ki her dil herkese farklı gelebilir. Alman edebiyatını seviyorsan sıkılmadan kitap okuyabilirsin. Mesela ben Fransız edebiyatının ağdasından hiç hoşlanmam. Alman ekolü daha çok hoşuma gidiyor. Türkiye'de en çok yatırımı olan ülke sanırım. (AB ülkelerinden) Para onlarda anlayacağın. Olumlu yönleri bunlar olabilir.

Bütün Almanya'nın İngilizce konuşması senin için özel bir anlam ifade ediyor mu ki? Yani Almanya'da mı yaşamak istiyorsun? Yoksa turist olaraksa İngilizce konuşanı tüm dünyada buluyorsun sonuçta.
0
elitist
(19.11.14)
Cünkü almanya G-8 ülkesi, avrupa birligini tasiyan bir ülke, türkiyede de en cok alman sirketlerinin yatirimi var, iki ülke arasinda ticaret cok yüksek. Almanca sadece almanya, avusturya, isvicrede degil, cografi olarak türkiyeye yakin dogu avrupa ülkelerindede cok tercih edilen bir dil, özellikle cek cumhuriyeti, macaristan, polonya gibi ülkeler.

Ispanyolaca dünyada en cok konusulan dillerden biri ama türkiyeile ispanya arasinda ticari faaliyetler almanya kadar yüksek degil.

Dezavantaja gelince türkiyede ve almanyada her iki dili türkce-almanca bilen cok insan var o nedenle bu konuda is gücü bakimindan cok arz var.

almanyada calisiyorum herkes ingilizce biliyor ama ingilizce konusmuyor. eger turist isen konusur, ama is yapiyorsan ve almanyada yerlesik isen almanca konusmak icin gayret göstermeni isteyeceklerdir.
0
emrahday
(19.11.14)
Almanya'da yasamak istiyorsan ya da okumak, ogrenmek zorunda degilsin, cunku derslerin yuzde doksan doksani almanci yapilir, cok net.

Onun disinda muhendislik okuyorsan ve ileride buradan cok iyi bi is teklifi alma ihtimalin olabilir, bunu geri cevirecek insan yok herhalde. Onun disinda, "hayat almanca ogrenmek icin cok kisa" kanka, ogrenme tabi. almanlarin ingilizceleri baya iyidir.

Not: dogma buyume almanciyim. ^^
0
miljena
(19.11.14)
çünkü çok güzel. yani ben çok sevdiğim için mi bilmiyorum ama bana çok güzel geliyor:) ilk yabancı dilim almanca onunda etkisi var. ayrıca tüm almanya ingilizce falan konuşmuyor. bu kanıya nereden vardınız bilmiyorum ama çok çok yanlış. almancayı ciddi anlamda bilen bir insanın başka bir dili öğrenmede zorluk yaşamayacağını da düşünüyorum avantajlı bence.
0
theworldismine
(19.11.14)
kitap okumak için almanca öğrenmek istiyorum yae, ben bla blayı ana dilinde okumak için almanca öğrendim yae falan diyenler bi siktirsin gitsin. yaklaşık 2 senedir almanca öğrenmeye çalışıyorum, 15 aydır almanyada yaşıyorum, cin ali kitabını getir önüme koy, okurken uyuz olurum, yarım saatte bir sayfa gidemem.

kolay değil o işler öyle. amk almancası. almanya'da yaşama hayali yoksa hiç boşuna öğrenme hiçbir işine yaramaz.
0
fayfim
(19.11.14)
he canım. bizzat bu yoldan geçmiş, tabiri caizse almanca öğrenmek için kıçını yırtmış benim cevabım objektif değil, sizinki objektif. mesele goethe'nin sınavına girmekse b2 sertifikam var, şuanda sınavına girsem c1'i çok rahat alırım. a1 falan kazığın ucu sadece. gittikçe kalınlaşıyor. ben de ilk başladığımda aa ne güzel kolay dilmiş, fazla zaman yok falan diyordum. öyle olmuyor malesef. öyle bir dil değil almanca. sadece kendi fikrim de değil bu. çevremdeki bütün almanca öğrenmeye çalışan ve belli bir seviyeyi aşmış herkesin ortak kanısı.

he, istisna olarak nedir? almancayı öğrenmeye göreceli olarak erken yaşta başlarsınız, o zaman belki daha kolay öğrenme şansı olur. ama benim gibi 25 yaşından sonra sıfırdan almanca öğrenmeye kalktığınız zaman c1 sınavını veriyorsunuz ama televizyonu açınca çoğunu anlayamıyorsunuz.

şöyle bir düşünüyorum, yarın türkiyeye dönsem ne işime yarar bu dil? mesleğim olmasaydı hiç bir işime. çünkü türkiyede binlerce almancı yaşıyor ve ben 10 sene de almanca kursu görsem burda doğup büyüyen bir gurbetçi kadar almanca öğrenemeyeceğim.
0
fayfim
(19.11.14)
fayfim + 1

Almanya'da, İsviçre'de, Avusturya'da iş bulup çalışmayacaksanız ya da Türkiye'de sırf Almanca bildiğiniz için sizi tercih edecek bir Alman firmasında işe girmeyecekseniz, Almancaya yapacağınız, para, emek, zaman yatırımını İngilizceye yapın. Çok daha kârlı olursunuz. Dünyanın öbür ucunda karşılaştığım Yunanla Almanca anlaşmadım ben, İngilizce anlaştım. Dünyanın öbür ucuyla ticareti Almanca yapmadım, İngilizce yaptım.
0
compadrito
(19.11.14)
@compaditro almanca öğrendiğiniz zaman avusturya, isviçre veya almanya'nın üçünde birden de çalışamazsınız. evet almanca konuşuluyor üç ülkede de(isviçre'nin de tamamı değil sadece belli bir kesimi) ama birbirlerini tamamen anlayamıyorlar. "öz be öz almanlar" avusturya'dakileri bazen anlayamadıklarını anlatıyorlar. seni beni geç. isviçre de aynı şekilde. yahu avusturya'yı falan dahi bırakın bayerisch diye bir olay var. bana almanca kursu hocam söylemişti bayern tarafındaki bazı kasabalardaki almancayı ben bile anlamıyorum, sakın oralara gitme çalışmak için. kitaplarda öğretilen almanca ile sokakta konuşulan almanca çok farklı.

almanca koskocaman bir çukur. mecbur değilseniz hiç başlamayın. compaditro'nun dediği gibi ya ingilizcenizi geliştirin ya fransızca, ispanyolca gibi küresel olarak işinize yarayabilecek diller öğrenin ya da rusça, arapça gibi türkiye'de işinize yarayabilecek diller öğrenin.
0
fayfim
(19.11.14)
(10)

şarkı dinlerken kendinden geçmek, gafayı yimek?

pescador
ya muhakkak, herkes için çok özel anlam ifade eden ve kişinin ruhunu alıp götüren şarkılar vardır. ama bende o kadar keskin ve yoğun ruh hali değişimine neden oluyor ki bazı şarkılar, ruhsal anlamda yıprandığımı hissediyorum. yani 5 dakikalığına ağır bir uyuşturucu almış gibi oluyorum bir anlamda.si
ya muhakkak, herkes için çok özel anlam ifade eden ve kişinin ruhunu alıp götüren şarkılar vardır. ama bende o kadar keskin ve yoğun ruh hali değişimine neden oluyor ki bazı şarkılar, ruhsal anlamda yıprandığımı hissediyorum. yani 5 dakikalığına ağır bir uyuşturucu almış gibi oluyorum bir anlamda.

sizde de var mı bu tarz bi durum, yaşadığınız oluyor mu? nasıl oluyor? bende mesela belli başlı şarkılar var. onları ne zaman dinlersem olur. yer zaman ruh halim falan hiç hiç hiç önemli değil. onları duyduğum zaman havaya giriyorum. çok fazla şey çağrıştırıyor, hatırlatıyor da değil. çok acayip hissediyorum.

tee yıllar önce şarkıların insan psikolojisini derinden etkileyebildiğini, dinlediği şarkıların etkisiyle intihar eden kişiler olduğunu okumuştum ama bana hala biraz gerçek dışı geliyor bu. ama ben de yakında şarkı dinlerken delirecekmişim gibi hissetmeye başladım.

yalnız değilimdir inşallah, sizde de vardır böyle şeyler?
0
pescador
(19.11.14)
var bende de mesele şu şarkıyı dinlediğimde farklı bir ruh haline bürünüyorum

www.youtube.com
0
razvan rat
(19.11.14)
var. 19 yaşlarımdayken pink floyd manyağıydım. öyle another brick in the wall pink floydçusu değil ama harbi harbi her şarkıyı sözleriyle anlamaya çalışmıştım, adamların dertleriyle dertlene dertlene kafayı yiyecek noktaya geldim, çok büyük depresyona girdim. en sonunda kendime pink floyd dinlemeyi yasakladım ama yetmedi Allah'tan o ara Rush'la karşılaştım da toparladım kendimi.
0
lamneth
(19.11.14)
@want2die, benzer tabii ama tam olarak o şekilde değil. yaşadığım şeylerle özdeşleştirdiğim şarkılarda bu kadar ağır bir kendinden geçme olmuyor. sıradan bir gaza gelme, normal sayılabilecek bir duygu yoğunluğu oluyor. eski sevgilimi hatırlatan bir şarkıyı dinlediğim zaman hafiften moralim bozuluyor, duygulanıyorum mesela ve şarkı bitince geçiyor.

ama benim bahsettiğim tipte ciddi anlamda rahatsız hissediyorsun kendini. hem dinlerken, hem dinledikten sonra. birisi sanki o duygu-akıl kutuna gelip sağlam bir tekme geçirmiş gibi oluyor. çorbanı karıştırmışlar gibi. ifade edemiyorum cidden.
0
🌸pescador
(19.11.14)
evet bende de var o, bir sarki var dinledigimde direkt olarak iki uc sene evvel beni cok uzmus bir insana dair dusundugum birtakim seyleri hatirliyorum, sarkidan sogudum o derece, ki cok tatli sarkidir aslinda:

www.youtube.com

neyse simdi ama empati yapiyorum o insanla, gene o haksiz tabii, o ayri.
0
federer
(19.11.14)
var tabi. bazılarını dinlemekten korkar oldum hatta. bilinçaltımdan neler çekip çıkaracak belli değil, hiç bulaşmayayım diyorum o yüzden.
0
blodeuwedd
(19.11.14)
Var bende de öyle şeyler, hatta kendimi bu halde yakalayıp ''ya kızım ergen misin girdiğin hallere bak'' dediğim çok oluyor. Ooh be yalnız değilmişim.

Böyle durduk yere göz dolmaları, odanın ambiansının bir anda değişip instagram efekti yemiş göl kenarı bi kulubeye dönüşmesi, solistiyle sevişmek isteği (!?!) vs.
0
shejia
(19.11.14)
herkes için vardır belli başlı şarkılar. ama genel olarak sanatında amacı bu değil mi? ya sana o an yaşadıklarını daha derinden yaşatacak, yada seni içinde bulunduğun durumdan çekip çıkaracak. bu tamamen izleyicinin karakteri ve o anki ruh haliyle alakalı. keza sende böyle vücut bulmuş.

aynı şekilde bende sana benzer olarak bazı eserleri dinlediğim/izlediğim vakit o an nasıl olursam olayım ilk zamanki hisleri tekrardan yaşıyorum. yani insana umut veren bir melodi dinlediğinde ne kadar mutsuz veya mutlu olursan ol. onu beynin öyle yorumlamış zaten. sende bunu öğrenmişsin. ne yaparsan yap o eseri bir daha dinlediğinde ilk dinlediğin zamanki hisleri yaşayacaksın. genellemeyeyim gerçi bende öyle oluyor. bazı şarkılarda.

bu arada o intihar olayı bence geyik. zamanında alman bir grup vardı empyrium. bu adamlar baya hüzünlü müzik yapıyolardı. bildiğin el kol kesmeli yani. onların ünlü oldukları bir dönemde berlin konserinden sonra topluca millet camdan çatıdan atlamış, intihar etmiş. öyle kederli. o zamanlar duyduğumda hayvan gibi gülmüştüm. bahsettiğin grup yada müzik o olabilir.
0
bruceandwayne
(19.11.14)
groove deniyor ona literatürde. normal bir şey yani.
0
neil manke
(19.11.14)
Orhan Baba, Müslüm Baba, İbo, Mine Apla, Kibariye, bazı roman havaları

Bunnarnan cezbeye geliyom ben.
0
compadrito
(19.11.14)
asdfffg ben de öyleyim. şarkının tarzına göre triplere giriyom. arabesk dinlerken aşk acısı çekiyom :D

mesela bağzı şarkılar var dinleyince sinirleniyom. ama neden sinirlendiğimi bilmiyom. kim bilir vakt-i zamanında ne oldu da gıcık oldum o karıya/şarkıya.

kahrolsun bağzı şarkılar.

intihar olayına gelirsek de şarkı bitince intihar hissi geçiyo :D
0
seksen9
(19.11.14)
(4)

intramedullar ne demektir?

moderniko
intramedullar çivi tedavisindeki intramedullar ne demektir?
intramedullar çivi tedavisindeki intramedullar ne demektir?
0
moderniko
(18.11.14)
Medulla içine.

Medulla histolojik bir terim.
0
Lim5
(18.11.14)
saolunda birazcik daha detay verseniz anlayamdim medulla hakkinda fazla
0
🌸moderniko
(18.11.14)
Kemigin içindeki kanaldan bahsediyor, kırınca tencerede görüyoruz Takılmış hali şu. www.tri-stateorthopaedics.com
0
Lim5
(18.11.14)
hiç ilik emdiniz mi kemikten? orası medulla işte.
intramedullar da, iliğin içine demek.
0
compadrito
(19.11.14)
(2)

hayalim yamaha'da çalışmak (müzik aletleri kısmında)

Sarix
elektronik mühendisiyim, sinyal işleme filan da bilirim ama esasen yamaha müzik aletleri firmasında çalışmak istiyorum. org da olur trompet de saksafon da. ne yapmalıyım? akustik üzerine master mı yapayım, master yeter mi? tr'de hangi okullarda yapılır? yoksa amerika'da mı yapmak gerekir. yoksa sade
elektronik mühendisiyim, sinyal işleme filan da bilirim ama esasen yamaha müzik aletleri firmasında çalışmak istiyorum. org da olur trompet de saksafon da. ne yapmalıyım?

akustik üzerine master mı yapayım, master yeter mi? tr'de hangi okullarda yapılır? yoksa amerika'da mı yapmak gerekir. yoksa sadece mit'den stanford'dan filan mı adam alırlar?

müzik enstrümanlarına özel bir ilgim var, üflemeli telli vs. farketmez.

o olmadı sennheiser, bose filan da olur. hoparlör de yaparım.
0
Sarix
(18.11.14)
Fizik bölümünde, akustik fiziği, müzik fiziği gibi yüksek lisans bölümleri bulunmakta. bunları araştırabilirsin.

www.mersin.edu.tr

irtibata geçebilirsin, benim eski hocam
0
janavarorion
(18.11.14)
Benim bildiğim, Yamaha, toplayıcı firma. Yaptırıyo, yaptırıyo, marka basıyo. Bi şirket hem deniz motoru hem piyanoyu nası yapar? Yannışım varsa pardon.

Sennheiser Alman, Bose Amarikân. Sennheiser'da çalışmak için Almanca gerekmez mi?

www.petersons.com

www.collegexpress.com

education-portal.com

www.recordingconnection.com

worldwide.bose.com

en-us.sennheiser.com

www.yamaha.com

www.martinlogan.com

www.marklevinson.com

north-america.beyerdynamic.com
0
compadrito
(18.11.14)
(19)

ilk kez MR'a girecek olan kişiye tavsiye

c1b2k3
bu sabah saat 4te beyin için gireceğim. ilk olacak.tavsiyeleriniz nelerdir?
bu sabah saat 4te beyin için gireceğim. ilk olacak.

tavsiyeleriniz nelerdir?
0
c1b2k3
(18.11.14)
Ben bu gun girdim.

Bisi yok. Yatiyosun sadece.

Ilk Dubstep le basliyo, tesla coil atiyor 5 sn. Isin kilici giriyor sonra, lazer silahi, am radyo frekansi, laser silahi, dubstep ve kapanis..
0
ibomiu
(18.11.14)
nasıl bir tavsiye bekliyorsun?

hastanelerde her gün binlerce MR çekiliyor, kimse kimseden tavsiye almadan yapılıyor bu işler. senaryolar House MD'de filan oluyor. bu gerçek hayat.
0
mea maxima culpa
(18.11.14)
geçmiş olsun abi öncelikle. soruyu görünce gülümsedim. mea yine trollemiş ama ilk kez girecek birinin endişelenmesi, merak etmesi gayet normal. ben de ilk gireceğim zaman bayağı tedirgindim. şimdi affedersin orospu oldum, elektronik müzik dinlemek istediğimde MR'a gidiyom.

öncelikle, ilk MR deneyimimden sonra yazdığım sözlük entry'mi tavsiye ederim, burada bayağı anlatmıştım,

eksisozluk.com

okuduğunu anlamayanlar, durumu olmayan üşengeçler için madde madde yazayım kendimce,

abi MR'da korkulacak, çekinecek hiçbi şey yok. kapalı alan fobin olsa dahi ilk birkaç dakikayı atlatırsan gerisinde sorun yaşamazsın. alet o kadar boğucu, rahatsız edici değil kesinlikle. ben "lan kesin hareket ederim, dayak atıp gönderirler bizi uğraştırıyosun derler" diyordum ama hiç problem yaşamadım. RABBIM gücünü veriyor valla, öyle put gibi yatıyosun yarım saat sorun olmuyo.

şimdi sen gittiğinde muhtemelen o yatağımsı şeye yatmanı isteyecekler ve kafanı bir şeyle sabitleyecekler. adına ne dendiğini bilmiyorum. kafanı onunla saracaklar. terminatöre dönüşücen. sonra basıcaklar düğmeye, fııııt diye aletin içine sürcekler seni.

alet çok fazla ses yapıyor, korkutmasın. bozulduğundan değil. dat dat dat dat abuk subuk onlarca ses çıkarıyor. bazen duptıs duptısa geçiyor. bazen komple susuyor. ZAAAART diye aniden tekrar başlıyor. muhtemelen zaten senden önceki hasta sayesinde duyarsın o sesleri, girdiğinde "ANANI AVRADINISKİM NOLUYO" korkusu yaşamazsın.

içerisi çok sıcak olabilir duruma göre, o yüzden öyle pamuklu yünlü sıcak tutacak 5 katlı gömlek falan giymemeni tavsiye ederim. üzerinde metal, kart vs. bi şey olmasın ona dikkat et ama bunu zaten orda da 10 kez söyleyecekler sana, üzerinde durulması gereken bi detay değil bana göre.

aletin içine saldıkları andan itibaren senin yapacağın tek şey bi şeyler düşünerek oyalanmak ve bunu yaparken hareket etmemeye çalışmak. kendini kasma ama. kaşım gözüm oynadı, lan ayağım karıncalandı vs. diye düşünme hiç. ben ayak bileğimden çekilirken ayağım neredeyse kayıp düşüyodu sabitledikleri şeyden. ona odaklanırsan çok rahatsız oluyorsun. "düşerse düşsün amk" deyip sese veya başka bi şeye odaklanırsan rahat edersin.

beyin için demişsin sen ama genel bir not olarak ekleyeyim: bel MR'ı için pantolonu falan çıkarmanı istiyorlar. donsuz gitmeyin. içerden kadın teknisyen izleyebiliyor bazen. hoş değil takımlar meydanda MR'a girmek. çok ayıb.

eğer ilaç verilmediyse (sakinleştirici veya bazı bölgelerin daha net görülebilmesi için verilen bi ilaç) MR'dan çıktıktan sonra hadi eyvallah deyip basar gidersin. öncesinde veya sonrasında dikkat etmen gereken bir şey yok. ilaç verildiyse de problem değil aslında, kendini iyi hissettiğin sürece bir sıkıntı yok. sakinleştirici verdiyseler yanında birisi olursa iyi olur, belki kafan mafan güzel olur hani çıkıp gidemeyebilirsin rahat bi şekilde.

böyle yani. dikkat etmen gerekenler,

> üzerinde metaldir, takıdır, karttır hiçbir şey bırakma. pantolon cebiydi gömlek cebiyid artık her ne giydiysen, hepsini boşalt. soyunma odası tarzı bi yer olur. yani hastaneye götürebilirsin anahtarı kartı. orda koyacak yer oluyor.

> hareket etme. bu sadece aklının ucunda kalsın ama, "HAREKET ETMEMELİYİM" diye düşünme hiç. o zaman gerçekten çok zorlanıyor insan.

MR zor bir işlem değil, acılı bir işlem hiç değil. yatıyosun, hop sürüyolar seni içeri, dar dar dar dar dar dar kafa skiyo alet yerine göre 5 yerine göre 35 dakika, sonra hop geri çekiyolar seni hadi bay bay.

yalnız o içeri giriş ve içerden çıkış anı çok komik ha. kendimi fırına sürülmüş pide gibi hissediyom ben. sanki birisi gevrek pescador siparişi vermiş de herifler beni içeri atmış gibi.
0
pescador
(18.11.14)
aynen want2die'ın dediği gibi.

gürültüyü takma kafaya, gevşe, kıpraşma.

başka tavsiye yok.

ekleme: pescador, uzmanı olmuş bu işin. şindi gördüm.
0
compadrito
(18.11.14)
@pescador hastanelerde her gün MR çektiren binlerce insan gibi sessiz sedasız MR çektiriyorsam, bunda bir sorun görmüyorsam troll mü oluyorum?

böyle bir destan yazmış olmana da inanamıyorum. bence o destanı yazmak için kullandığın bu enerjiyi derslerine harcasan atom mühendisi olup NASA'da çalışmaya başlayabilirsin.
0
mea maxima culpa
(18.11.14)
Bu dubstep olayi cok iyiymis, bu kafayla girecegim simdi :)

Acikcasi korkmustum biraz. Eli ayagi pek rahat durmayan birisiyim. Ama simdi biraz daha rahatladim.

@pescador abi cok guldum ya. Firina verilmis pide olayina :))

Tesekkurler herkese.
0
🌸c1b2k3
(18.11.14)
en son MR çektirdiğimde trafik kazası geçirdikten yarım saat sonraydı, operasyona girmeden MR çekmişlerdi. dudağım parçalanmıştı, 1,5 saatlik operasyon geçirdim.

olayın şoku ile sizin gibi senaryolar kuramadım, öyle bir lüksüm olmadı.

gerçekten hayatta başınıza bir şey gelmemiş, oturup duyuruda senaryo yazıyorsunuz. ilginç.

ayrıca yav he he, trolüm ben.
0
mea maxima culpa
(18.11.14)
hakkaten nasıl bir tavsiye bekliyorsun anlamadım. yatacan işte :D yatmanın da tavsiyesi mi olur :D
0
secilmis uye
(18.11.14)
tavsiye istemekte haklısın, belli ki ilk kez gireceksin, nasıl bir şey merak ediyorsun girmeden önce.

tavsiyem, aletin içine girer girmez gözlerini kapa. okuduğun kitapları, izlediğin filmleri, gittiğin şehir veya ülkeleri, orada yaşadıklarını düşünmeye çalış. o ses ninni gibi gelir, merak etme. bitene kadar gözlerini açma.

bir de gittiğin yere göre değişebilir ama pis bir pijama vs verecekler büyük ihtimal, temizini iste belki yenisini verirler, üstünde hafif bir şeyler olsun, sadece altı değişip o pijamayı giyeceksin.

benim ikinci girişimde, devlet hastanesinde, dediğim gibi pis iğrenç bir pijama verdiler, ama hayatımda bu kadar rahat pijama giymemiştim. keşke nereden aldıklarını sorsaydım diye kızdım kendime :)
0
puc
(18.11.14)
@mea, trollsün demedim. trollemişsin dedim. duyuruda seviyenin düştüğü, fazla sürrealist pek çok arkadaşın olduğu doğru. ama ilk kez MR çekilecek birinin bu deneyimin neye benzeyeceğini sorması gayet normal. sen senaryo falan demişsin ama kimsenin senaryo uydurduğu yok. adam "beni radyasyonla mutanta dönüştürürler mi" dememiş. ilk kez gireceğim, neye dikkat edeyim demiş.

bunda garip, çocuksu ya da senaryoluk olan nedir anlayamadım ben. hastaneye yolu düşmeyen birisi, radyasyonlu bir makinanın içine tıkılacağını bildiği zaman merak eder. hele ki biraz çekingen, sosyal fobi sahibi falansa "lan şimdi ne olacak" diye sorar.

sen hangi dünyada yaşıyorsun bilmiyorum ama bunlar, bu tip kaygılar ve meraklar hayatın içinde olan şeyler. hepimiz dilimiz döndüğünce orada ne oluyor ne bitiyor onu anlatmaya çalıştık. kimse "IŞIN KILICI AL ABİ SAVAŞIRSIN" demedi. ayrıca tüm bunlardan bağımsız olarak insanların duyuruda zaman zaman çocuklaşma, saçmalama, abuk subuk sorular sorma gibi haklarının da olduğunu düşünüyorum şahsen. ki bu soru gayet mantıklı, makul, garipsenecek hiçbir noktası olmayan bir soru.

neyse ben bir çay içip MR çekileyim
0
pescador
(18.11.14)
pescador, Allah da seni güldürsün inşaAllah!

bi minik katkı: MR'da radyasyon yok. Radyasyonun şâhı bilgisayarlı tomografi ya da CT (computerized tomography)'de var.
0
compadrito
(18.11.14)
@mea maxima culpa size de geçmiş olsun. mr hakkında konuşulanları biliyorsunuzdur heralde. herkes karşıdır ve hakkında kötü şeyler söyler. kapalı yer, sesler, kıpırdamayacaksın gibi vs.

ben de kendimi rahatlatmak için böyle bir duyuru açtım ve tavsiye verebilenleri de gördük. demekki tavsiye verilebiliyormuş değil mi?

ben de zaten gerçek hayatta ne oluyor diye sordum farkındaysanız.
0
🌸c1b2k3
(18.11.14)
Gidince tavsiye almaya gerek olmayan birsey oldugunu goreceksin.
0
delifaruk
(18.11.14)
Bi de icerise matkap calisiyormus gibi ses gelir, normal karsila.
0
delifaruk
(18.11.14)
@delifaruk canli canli tabuta girmek gibi falan diyenler bile olmustu. O yuzden hafif bi gerginlik olustu.
0
🌸c1b2k3
(18.11.14)
@esin teşekkür ederim. keşke yüz üstü olsa. uyurum ben hemen :)
0
🌸c1b2k3
(18.11.14)
valla ne zaman mr'a girsem çatır çatır uyudum. sıkıntı bende mi acaba? :)
0
mdmfk
(18.11.14)
Yok yahu, iyi abartmislar. Gidince goreceksin abarti oldugunu:)
0
delifaruk
(18.11.14)
sonucu yazayım bu arada unutmuşum :)

saat sabah 4'teydi randevu zaten bildiğiniz gibi. gittik işte. max. 25 yaşında bir çalışan vardı(teknisyen doktor oluyor sanırım bunlar değil mi?) içeride uyusam sorun olur mu, çok uykum var dedim? biraz sesli olur ama uyuyabilirsen tabi ki dedi :)

neyse sonra uzandım kafam oynamasın diye yanlardan silikon tarzı iki ey koydu bir de üzerine kilitleme şeysi gibi bir şey yerleştirdi.

pescador'un da dediği gibi beni fırına pardon cihazın içine sürdü.

ben aslında daha korkunç bekliyordum. hep söylenirdi işte canlı canlı tabuta giriyorsun sanki, her yer karanlık, nefes bile alamıyorsun gibi. aslında en çok bundan korkuyordum o kadar zaman nasıl geçer böyle diye.

ama öyle olmadı. bu cihazın arka tarafı da açıktı ve içi acaip aydınlıktı o yüzden. rahat rahat da nefesimi aldım hiç de çekinecek bir şey olmadı.

ses olayına gelirsek evet sürekli ses var da çok da rahatsız edici değil sonuçta. o sesin olduğunu bilmesen gerer insanı da, ses çıkacağını bildiğim için hiç takmadım.

ben bunları düşündüm cihazdayken hep. bi anda çıkardı beni bu kadar dedi. meğese 7 dk sürmüş benim ki.

uyuyabildin mi dedi çıkarken, tam dalacaktım çıkarttınız dedim :)
0
🌸c1b2k3
(20.11.14)
(9)

kan alınırken damar kesilmesi

pazar gunu seni kilisede goremedim john
tam kesilme diyebilir miyim bilmiyorum ama biraz açıldı. kan alırken adam birden kolumdan kan fışkırmaya başladı. bant filan yapıştırdım ama her hangi bi müdahaleye gerek var mıdır sorayım dedim. ara ara ağrı yapıyo. yoksa bant kalsın öyle kendiliğinden geçer mi?
tam kesilme diyebilir miyim bilmiyorum ama biraz açıldı. kan alırken adam birden kolumdan kan fışkırmaya başladı. bant filan yapıştırdım ama her hangi bi müdahaleye gerek var mıdır sorayım dedim. ara ara ağrı yapıyo. yoksa bant kalsın öyle kendiliğinden geçer mi?
0
pazar gunu seni kilisede goremedim john
(18.11.14)
üstüne bastıracaksın. yoksa morarır.
0
kibritsuyu
(18.11.14)
damari patlatmis da olabilir igne. Kendiliginden iyilesir,yeniler kendini damar. Ama o koldan her kan alindiginda agri yapacaktir artik.
0
aacayipsin
(18.11.14)
Çok ufak bi gedik gibi di mi? Geçer öyleyse. Eskiden tansiyon ölçmek için damara kesik atıp fışkırma mesafesini ölçerlermiş. Çok eskiden ama. Tansiyon henüz yeni icat edildiğinde.
0
namus ninjası
(18.11.14)
evet küçük bişey. 2-4 mm bi şey. morarması önemli değil de. ben bu tür konularda evham yapıyorum biraz. mikrop kapar filan diye. bant kalsın öylece o zaman madem.
0
🌸pazar gunu seni kilisede goremedim john
(18.11.14)
buz koy
0
shotgunwoman
(18.11.14)
bi şey olmaz. damar çok elastik bir şey.
ama kanın deri altına girmesi sonucu morarma olur haberin olsun.
0
seyduna6687
(18.11.14)
muhtemelen atardamara denk gelmiştir o yüzden fışkırmıştır toplardamar olsa sızıyo gibi akardı. kanama durduysa çıkarabilirsin.
0
irsh92
(20.11.14)
hayır efendim, atardamara denk gelmemiştir. olmaz öyle şey.
0
compadrito
(20.11.14)
geçti geçti. hafif bi iz var biraz da bazı bazı sızı.
0
🌸pazar gunu seni kilisede goremedim john
(21.11.14)
(9)

duşakabindeki korkunç siyahlıklar

emuncipation
yeni bir eve taşındım, duşakabinin hali kabus gibi.bütün kenarları ve köşeleri kapkara kirle kaplı. üç gündür çamaşır suyu, aspin döküp fırçalıyorum bana mısın demiyor. ev sahibini arayıp duşakabini değiştirmesini bile talep etmeyi düşündüm.neyle temizlenir bu kadar pislik önerisi olan var mı?
yeni bir eve taşındım, duşakabinin hali kabus gibi.bütün kenarları ve köşeleri kapkara kirle kaplı. üç gündür çamaşır suyu, aspin döküp fırçalıyorum bana mısın demiyor. ev sahibini arayıp duşakabini değiştirmesini bile talep etmeyi düşündüm.

neyle temizlenir bu kadar pislik önerisi olan var mı?
0
emuncipation
(18.11.14)
geçen gün bir iki blog'a denk geldim. çamaşır suyuna batırılmış pamukları koyup sabaha kadar beklettiğini yazmıştı birkaç gün üst üste.

karbonat ve çamaşır suyu karıştıran bir diğeri de başarıya ulaştığından bahsetmişti.
0
kaymaktutmayansicaksut
(18.11.14)
sirkeyi dene. bir kaç gün kokusu çıkmaz ama kesin çözüm olabilir.
0
teritori
(18.11.14)
cif vs. gibi temizlik ürünleriyle ovalanınca çıkıyor.
0
isyankar tosbaga
(18.11.14)
kirler silikonun içinde görzüküyorsa büyük ihtimal silikonun içinde küflenme olmuş ve kararmıştır tek çözümü var silikonu kazıyıp tekrar silikonlamak.
yok eğer silikonda birşey yoksa o zaman tekrar derz yapmak.
0
bal dok yala
(18.11.14)
onlar gitmez. şöyle ki duşakabin yapılırken silikonların kurumasını beklemeden adam kullanmış banyoyu bu nedenle silikonun iç kısmına küf yerleşmiş. yapılacak şey silikonu söküp temizledikten sonra tekrar kurulum gerçekleştirmek ve bir iki gün kupkuru tutmak kabini.
0
difdiringi
(18.11.14)
baldok +1

ordaki silikonları söküp iyice temizlemek lazım. tel fırça mı ne öyle sert bir şeyle kazıya kazıya temizleyebilirsin. sonra iyice kuruyunca tekrar silikonla geç üzerinden.
0
sehpa fx350
(18.11.14)
Ernet'in kireç ve kir sökücüsü var onunla sevgilimin komple saç boyası yaptığı duşakabini temizledim. Ama bu tarz ürünleri çamaşır suyu gibi klor içeren temizleyicilerle karıştırmamak lazım. Öldürür bile adamı, hidrazin çıkıyor tepkime sonucu. Eğer o da fayda etmezse cillit bang var. Ama eğer silikonun içi gittiyse
bal dok yala +1
0
rexex
(18.11.14)
10 dakka duş yaptığınız kabin kirli olsa noolur hocam beyav? ciğerlerinizi mahvediyosunuz o kimyasalları soluyarak. üstüne üstlük bi de gen hasarı oluyo. genetik hasar oluyo. kanserojen, kanser yapıyo yani.

hangisi daha önemli?

bu kadar taktıysanız ve ev sahibi de değiştirmiyosa, siz değiştirin kabini. çok daha düşük bir fatura ödemiş olursunuz.
0
compadrito
(18.11.14)
evi o şekilde kiralamışsın artık ev sahibi umursamaz. paraya kıyıp usta çağıracaksın.
0
snowman
(18.11.14)
(20)

hayatınızdaki en keskin değişim ne oldu?

dahili meddah
zorunlulukla olmayan, kendi tercihinizle yaptığınız, irade koyarak uyguladığınız en keskin, yani hayatınızın sonrasını ciddi anlamda değiştiren şey ne oldu?iş,sevgili,ayrı eve çık, şehir değiştir vs vs.
zorunlulukla olmayan, kendi tercihinizle yaptığınız, irade koyarak uyguladığınız en keskin, yani hayatınızın sonrasını ciddi anlamda değiştiren şey ne oldu?

iş,sevgili,ayrı eve çık, şehir değiştir vs vs.
0
dahili meddah
(18.11.14)
yurt dışında hukuk bölümünü tembellikten bırakıp ankara'ya bok gibi üniversiteye işletme okumaya gelmek.

eğitim dışında bir şey olsun dersen de keşke lisede falan kızlarla daha cok takılsaydım biraz deneyim edinseydim, benim hoslanmadıgım ama benden hoslanan kızlarla az buz bir şeyler yasasaymısım mükemmeliyetçi olacağıma. gerçek bir 40 year old virgin olma yolunda ilerliyorum.
0
fransızkalanadam
(18.11.14)
3 defa öss' den başarısız olunca babam; - artık zorlama şansını olmuyo, yapamıyorsun.
bana kalırsa ya fransaya ya da kanadaya git (yakın akrabalar var). askerlik zamanında geldi zaten askerlikte yapmazsın vatandaşlık alırsın falan dedi.
ben dedim ki yok. gitmek istemiyorum yurt dışına. en keskin karar buydu. babamla bayağı çekiştik o zaman. kanada la boru mu?
0
seyduna6687
(18.11.14)
Of çok var.

Liseyi Almanya'da okuyacaktım, okul bile hazırdı. İnat edip gitmedim. Çok iyi oldu.

Üniversitede Amerika ya da Avustralya'ya gidiyordum, o zamanki gönül işleri derken gitmedim. iyi bok oldu.

Var öyle bikaç tane daha.

Psikolojik olaraksa sonsuz merhametli bir insan olmaktan çıkıp dişe diş, göze göz uygulamasına geçtiğim zamanlar olabilir.
0
pandispanya
(18.11.14)
Sevgili derdine kalktım geldim yeditepeye. Aslına bakarsan kendim için geldim ama bir sene kendim için bi gram yol alamadım kendi başıma doktora gitmekten başka. Oysaki ailem git Norveç e deli gibi para ediyor mesleğin dediği halde babayla boğaz boğaza geldik.. Oysaki bu 2013yilindaki dönümü etkileyen bu başka dönümum ise 2009 da bu bölümü kazanmış olmam. Halbuki bu bölümü ailemin yanında okumak tercihım yerine aynı anda kazanmis oldugum radyo sinema tv yi başka şehirde okuyup o zamanlar ev gecindirme, kendi başımın çaresine bakabilme yetisine sahip olabilirdim. Ve okul bitince de özgüven sahibi bi insan olabilirdim. Hayat bir kelebek etkisi aslında.
0
fıytfıyt
(18.11.14)
çok var ama sanırım eğitim fakültesine girmek hayatımın en saçma ve anlamsız kararıydı.
0
syangela
(18.11.14)
Geneli eğitimle alakalıymış :)
Günde 2 paketten fazla sigara içerken karar verdikten sonra uygulama kısmına geçip bir gecede bıraktım, 7 sene oldu, hayatımda olumlu değişklikleri oldu. 4 sene önce çalıştığım yerden ayrıldım, bir sene sonra daha iyi maddi koşullarla geri çağırdılar. Ayrılma kararını almak da zordu, ayrıldıktan sonraki bir sene çalıştığım yer de zordu.
0
charlesbukowskiineksi
(18.11.14)
istanbul'a gelmek kesinlikle. ailem istemedi, korktu, bastım geldim. yıllardır da burdayım, deli cesaretiyle gelmişim meğer; ama iyi ki gelmişim. çok şey öğrendim, çok şey gördüm.
0
bradshaw
(18.11.14)
17 yaşındayken yurtdışına gidişim olabilir. Dünya görüşüm değişti. O zamandan beri bir ayağımı orda bıraktım. Yani sürekli gidip geliyorum artık. Türkten çok yabancı arkadaşım var.
0
secilmis uye
(18.11.14)
1-work and travel: özgüven
2-erasmus: çok bi şeye yaramadı aslında içip sçmak dışında ama çok samimi dostlarım oldu
3-bisiklete bulaşmak: şişko bir obezken normal insan boyutlarına ulaştım.
4-okul bittikten sonra antalya'da transferman olarak çalışmam: hayatın toz pembe olmadığını anlamamı sağladı.

bunlar dışında fransızkalanadam'a katılıyorum. benim de en büyük pişmanlığım budur ve bi on yıl sonra geriye baktığımda bu günler için de öyle olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
0
mate soul
(18.11.14)
Ailemin yanına dönmek oldu, şimdi yeniden ayrılacağım ama olmuyor, olamıyor.
0
elikası
(18.11.14)
kaliteli bir bisiklet aldığım "o" gün philae'yi kuyrukluya bırakmış rosetta gib bambaşka bi istikamete savruldum.
0
namus ninjası
(18.11.14)
üniversitede okuduğum bölümle ilgili çalışmaya başlamışken ve çok iyi bir kariyer yolunda giderken istifa edip hiiç alakam olmayan bir işte sıfırdan başlamak. iş deyip geçmemek lazım; çevremi, hayata bakış açımı, her şeyi komple değiştirdi.
0
asisamus
(18.11.14)
yazılımcı olmaya karar vermem, liseyi bırakmam,
0
selam
(18.11.14)
evlendim
0
yue
(18.11.14)
1- çocuk sahibi olmak (en süperi bu)
2- odtü fizik bölümü'ne tek tercihle girmek (paha biçilemez)
3- eleman çalıştırmalı ofisli şirketten tek başına çalışmalı ev merkezli şirkete geçiş (kızgın kumlar ve serin sular halt etmiş)
4- yurtdışından kabul alıp türkiye'de kalmak (iyi başladım ama bu bombok oldu galiba)
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(18.11.14)
evde oturup, çeviriden para kazanan biri ya da özel bir okulda ingilizce öğretmeni olabilirdim. ancak comfort zone dedikleri şeyler bunlar benim için. hepsini bir kenara bırakıp kurumsal ilişkiler ve pazarlama alanına girdim. çeviriyi bırakmak özellikle çok zor oldu.

3 sene birlikte olduğum bir sevgilim vardı, artık işler ciddiye biniyordu. seviyordum da adamı ama baktım hiç mutlu olmayız evlensek. yani o mutlu olur da ben insanları mutlu etmeye çabalayan insan olarak, istediğim hayatı yaşayamam. ayrıldım. şu an başka bir şehirde ortalama bir evli kadın olabilirdim. - bu fikir şu an bile tüylerimi diken diken ediyor.
0
pokerface
(18.11.14)
Risk almaya hic meyilli olmayan biri olarak calistigim isten cikip (bu arada sabit giderlerim devam ediyor) 2 ortakla birlikte kendi isimi yapmaya tesebbus etmek.
Ama exit yapacagim gibi gozukuyor:) Yani keskin donusten cok kis bir sure sonra tekrar eskisine keskin donus yapacagim bir donemdeyim, ama keyfim yerinde:)
0
delifaruk
(18.11.14)
iş hayatına daha yeni başlamışken özel sektörde çalışmaktan toptan vazgeçmek gibi kesin bir karar vermek. işten çıkmak. değişim sürüyor bakalım nolcak...
0
gis
(18.11.14)
Politik ve hayat görüşü anlamında oldu.

Alevi ailedendim. Lisede namaz kılmaya oruç tutmaya başladım. Dualar filan okuyordum yatmadan ve kalkınca.

Lisede milliyetçiydim, Türk milliyetçisi ve Atatürkçü aynı zamanda. Laik Chpliydim işte klasik.

Üniversite hazırlıkta ateistliğe kaydım. Tanrıyla alay etmeler filan, küfürler vs.

Sonraki yıl sosyalist ve komünistlerle takılmaya başladım ve o ideolojiye yaklaştım. Liderlerim vardı, her şeyiyle savunmasam da yine de önderlerdi.

Sonraki sene et yemeyi bıraktım kurban bayramında. Bir süre sonra da agnostiklğe kaydım.

1.5 sene önce de vegan oldum ve öncesinde de anarşizme kayış başlamıştı.

Vegan olmaktan ötesi yok derken son sene içinde de freeganlığa geçtim.

2-3 sene önce kadar annemin elinin değdiği şeyi bile yemezken şimdi yere düşse bile yiyorum her şeyi.

Ara dönemlerde hippi, pasifist, nihilist gibi çeşitli dönemlerim de oldu. Zaten şu an da bunlardan uzaklaşmış sayılmam. Şu an şuyum diyemem hiçbir şekilde. Harmanlanmış bir şey var.

Bunlardan hangisi en köklü değişikliği yaptı dersen tabi ki insanlardan tiksinmeden onların mallarını kullanabilmek, artıklarını yiyebilmek filan. Bir de vegan olmak.

Son 3 ayda da plastik şişe almayı bıraktım, dışarda su satın almıyorum. İki tane cam şişe taşıyorum ve bulabildiğim yerlerde dolduruyorum, bulamazsam çeşmeden dolduruyorum.

Daha tabi ki cinsel hayattaki bazı şeyler var da onları yazmak istemiyorum. DAha o kdar keskin şeyler olmadı aslında pek.
0
Cursed Chico
(18.11.14)
Yeni bir işte çalışmak için 4 kere kıta değiştirmek oldu. Ama Boğaz köprüsünü geçerek değil, uçakla.
0
compadrito
(18.11.14)
(1)

makale buldurmaca

piszenci
bhikhu parekh'in "three theories of immigration" isimli makalesine ulasmam lazim. Yardim pls.
bhikhu parekh'in "three theories of immigration" isimli makalesine ulasmam lazim. Yardim pls.
0
piszenci
(18.11.14)
sözlüğe taşiycam isteğinizi ama emailiniz lâzım. çünkü sözlük kullanıcısı olmayan yardımsever ekip size başka türlü ulaşamaz. ne buraya, ne de sözlüğe erişebilen insanlardan bahsediyorum. bana email adresinizi ulaştırırsanız işler daha kolaylaşır.
0
compadrito
(18.11.14)
(5)

ptt - posta - ülkelerarası

n g u
İstanbul'dan kanada'ya kargo yollayacağım. Sadece bir kitap. Kaç günde gider? Ptt ya da kargo şirketleri arasındaki fark nedir? Ücret ne kadardır?Teşekkürler
İstanbul'dan kanada'ya kargo yollayacağım. Sadece bir kitap. Kaç günde gider? Ptt ya da kargo şirketleri arasındaki fark nedir? Ücret ne kadardır?

Teşekkürler
0
n g u
(18.11.14)
PTT ile gemiyle bir ayda gider
ekspres kargoyla 3 günde gider

5 dolarla 100 dolar gibi sallamak istiyorum fiyat farklarını
0
compadrito
(18.11.14)
Ptt daha ucuz oluyor tabi. Ama gitmesi daha uzun suruyor. Ptt kargonun sitesinden bakarsan tahmini ucret ve süre soyluyor sana.
Ben bu sekil avustralya ya kitap gönderdim 5 adet. Bir sıkıntı olmadan ulasti.
0
rayde
(18.11.14)
PTT ile uçakla da yollayabilirsiniz tabii.
0
compadrito
(18.11.14)
ptt ile amerikaya 7 gün, japonyaya 10 gün, koreye de 10 günde kargolarım ulaştı. hem de yüzeyi tercih etmiştim uçağı da değil. bana verdikleri tarih de 3 hafta idi.

fiyatları da gayet uygun. 2 kiloyu 69 liraya yollamıştım bu yaz.
0
sharon and hope
(18.11.14)
300 gramlık bir kitap yolladım kanada'ya. 5,6 ya da 10 gün içersinde gider dediler. fiyatı da 11,65 kuruş tuttu arkadaşlar.

teşekkürler.
0
🌸n g u
(18.11.14)
(21)

kim haklı?

yue
duyuru dayanamadım aile içi sorunlarımıza sizi de karıştırayım dedim. eşimle 15-20 gündür tavan yapan bir problemimiz var. uzun olacak sanırım ama sabrınız için teşekkür ederim. olay şu:eşimin dedesinden kalan bir arsa satıldı ve babası parayı 4 e bölüp ailesine paylaştırmak istedi (3 kardeş artı ba
duyuru dayanamadım aile içi sorunlarımıza sizi de karıştırayım dedim. eşimle 15-20 gündür tavan yapan bir problemimiz var. uzun olacak sanırım ama sabrınız için teşekkür ederim.

olay şu:
eşimin dedesinden kalan bir arsa satıldı ve babası parayı 4 e bölüp ailesine paylaştırmak istedi (3 kardeş artı babanın kendi payı).
ama o ara evlenmek üzere olan erkek kardeşi eşimi ve diğer kardeşi arayıp 'ben ev alacağım acil ihtiyacınız yoksa tüm parayı bana verin ben size geri ödeyeyim, bankadan daha az kredi çekmiş olurum daha az faiz öderim' dedi.
herkes ok dedi. ev aldı. düğün yaptı vb. istediğiniz zaman verebilirim geri şimdilik taksitle ödeyeyim dedi.

buraya kadar sıkıntı yok en azından benim açımdan. sonuçta aileden gelen bir para ve eşim bunu ailesiyle istediği şekilde kullanabilir.

son bir aydır eşim arabayı değiştirmek istiyor ve almak istediği arabanın üzerine yaklaşık 15bin tl koyması gerekiyor. ama bizim o kadar paramız yok. sorun da burada başlıyor. 15bin tl kredi çekeceğim diyor bense buna şiddetle karşı çıkıyorum. çünkü faiz ödemek istemiyorum sonuçta bu evi ikimizin maaşıyla ortak olarak geçindiriyoruz. kaldı ki şu anki arabamız için aldığı kredi hala bitmedi.

(bunun içinde ekstra bi parantez açayım. o zaman da araba almak için beni dinlemeyip babasından borç almıştı. güya taksitle rahatça geri ödeyecekti ama 3-4 ay sonra kardeşi araba alacak diye o borcun tamamını kredi çekip kapattık.)

arabayı satılığa çıkacağım dedi. ben de 'araba almana karşı değilim ama krediyle almana karşıyım. kardeşinin zaten sana borcu var iste kendisinden, o parayla al' dedim. sonuçta öyle ya da böyle bir kredi çekilecekse bunu ben çekmek istemiyorum neden faizini ben ödemek zorunda kalayım?

o da o parayı ilerde ev almak için kullanacağımızı o paraya dokunmamız gerektiğini söyledi. ne fark eder o zamanda alacağın yeni arabayı satarız dedim. ikisinin aynı şey olmadığını arabanın değer kaybedeceğini söyledi. yani konuşmalarımız da bir sonuç vermedi. hafta sonu kirayı ve faturaları ödemek için bankamatik kartımı istedi ben de vermedim. yurt dışına dil eğitimine gitmek istiyorum onun için para biriktireceğim beni bir süre çalışmıyormuş evde oturuyormuş gibi düşün dedim. küplere bindi resmen. o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız dedi (ben bir süre daha çocuk istemediğim için bununla sıkıştırıyor güya beni).

kaldı ki şu an yaşadığımız köy gibi yerde onun işi yüzünden yaşıyoruz. gerçekten saçma sapan bi yerde başka yere gidemediğim için çalışıyorum. işten çıkarsam çalışabileceğim başka firma yok burada. çalışma koşullarımda oldukça ağır. geçen hafta akşam 23.00 e kadar ofisteydim mesai ücreti almadan. kendisi ise 5 demeden evde memur gibi. akademisyen zaten.
doktorası bitene kadar buradayız. yaklaşık 1-1,5 yıl kaldı. can sıkıntısından araba bakıyor sürekli kendine bir hobi bul diyorum kızıyor.
çok bunaldığım bi ara ben iş bulup yakın bir şehre yerleşeyim sen git gel yaparsın hafta sonları falan diye anlaşmıştık şimdi ondanda vazgeçti masraflar çok artarmış. ayrı kalmak istemiyormuş. ben de istemiyorum ama bunalıyorum artık.

konu nerelere geldi.. şimdi sizin fikrinizi alayım.

kim haklı para konusunda? o parayı kardeşinden toplu bir şekilde almazsa ne faydası olacak o paranın? ya da arabaya yatırmak madem iyi değil, değer kaybedecek neden kredi çekipte araba alıyorsun alma madem. çöpe atılacak paramız mı var sanki?

ayrıca tesellilerinizi esirgemeyin lütfen. muhtemelen gidip dediğini yapacak çünkü. belki burayı okuturum. teşekkürler.

not: kadın tarafı benim.
0
yue
(18.11.14)
en başta kardeşine vererek hatayı hepiniz yapmışsınız.
0
basond
(18.11.14)
Eğer nakit para varsa kredi çekmek anlamsızdır, çünkü krediye ödenen faizle diğer nakit paraya alınan faiz arasında büyük fark var çok istiyorsa o kardeşinden alsın parayı onu krediymiş gibi düşünüp sonrasında biriktirerek ödemiş olsun, faiz ödememiş olur.
0
atom karincanin torunu
(18.11.14)
abi kardeş arasında para pul meselesi olmaz. kardeş kendisi verirse alınır, vermezse de istenmez. arabayı ille de alacam diyorsa kredi çekip alsın eşiniz (bana sorsanız diğerinin borcu bitmeden yeni araba almak çok mantıksız ama neyse,mesele o değil) benim de abimden alacağım olsa isteyemezdim, o da benden isteyemez herhalde.
0
de jure
(18.11.14)
acil ihtiyaç, zorunluluk vs hariç krediyle araba almak saçmalık. üstelik sizin halihazırda arabanız (ve kredi borcunuz) da varmış.

aile içine para meselesi girdi mi o işin sonu pek hayır olmuyor maalesef. size tavsiyem kardeşteki parayı pek karıştırmadan sadece kredi çekilmemesi konusunda ısrar etmeniz..
0
calzoncillos
(18.11.14)
burayı falan okutma. bu kendi aranızda çözmeniz gereken bişey bence. yani fikir al ama okutma adama bence.

oturup güzel güzel önceliklerinizi paylaşın, konuşun, belirleyin.

bi kere önceden kapanmamış, hallolmamış konular var. onları halledin bi.

ikiniz de bunalmışssınız analdığım kadarıyla. kafalar karışık.

soruları soruyorum;

1. araba acil mi? gerekli mi? oraya verilecek para başka bir konuda öncelikli olarak değerlendirilebilir mi?

2. sizin dil okulu konusundaki isteğiniz eşiniz tarafından kabul gördü mü?

3. ev alınacakmış ilerde, bununla ilgili ortak bi karar var mı?

4.bankamatik kartyını vermem falan yapmayın bence. karı koca harcamalarınızı, gelecek planlarınızı paylaşın.

5. nasıl ki kardeşi faiz ödemesin,zorlanmasın diye aile anlayış göstermiş, gerçekten yeni arabaya karar verirseniz, o anlayışı aile de size göstermeli ve tabi ki hazır para varsa kredi çekmek anlamsız.

6.bunaldığınızı anlayabiliyorum ama birbirinize sararak daha da kötüleşirsiniz. onun işi yüzünden burdayız zaten diyorsunuz. şikayet veya sitem seziyorum. sonuçta buna mecburdunuz ve bu kararı ortak aldınız herhalde. günleri kendinize zehir etmeyin, en iyi şekilde nasıl geçinip yaşarız ona bakın.

7. iş şartlarınızın zor olduğuna üzüldüm. freelance bişeyler baksanız?
0
mahnita
(18.11.14)
bence konuları çok yanlış yere çekmişsiniz. o para yokmuş gibi davranın. paramız yok diyorsanız araba almayın. varsa da faizin ödemesini dert etmeyin. evlendikten sonra senin paran benim tartışması yapmak, dil eğitimi için ayrı para koymak çok saçma geldi bana.

ayrıca ekleyeyim, babasından kalan parayı isterse tamamen kardeşine hibe eder. siz faizi ben niye ödeyeyim diye mantık yürütürseniz o da ben niye babamın bana verdiği parayla araba alayım der.
0
kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci
(18.11.14)
Eveeeet evlilikten uzak durmak için bir sebebim daha oldu teşekkürler. Arada unutuyordum hatırladım. Bazı adamlar büyümüyor. Ben evliyim artık sorumlu olduğum bir ailem var diyeceğine daha borcu bitmemiş oyuncağını değiştiricem diye tutturuyor. Erkekliğini ise karısını köşeye sıkıştırmak istediği zaman hatırlıyor otur çocuk yapcaz diye. Evet. Diyecek bir şeyim yok sanırım söylemişler zaten.
0
emirkulu
(18.11.14)
o paranın üzerine bir bardak soğuk su için. eşiniz için siz değil ailesi önemli malesef siz o aileden değilsiniz. ağabeyi parasını istedi demesinler diye haytta kardeşinden istemez o parayı eşiniz. başından sonuna kadar hatalı olan eşiniz. birde çocuk işini araya sıkıştırması iyice saçma olmuş.
0
kuzey li
(18.11.14)
aile içindeki para meselesini sen mevzu etme şimdilik.
sen ona ayak uydurmuş, kariyerini sürdüremeyeceğin bir yere kalkıp gelmişsin. ama eşin hiç orta yola gelmek istemiyor gibi görünüyor anlattıklarından.
hem arabasını yenilesin, hem sen yanında kal, hem de kendine fayda olacak hiçbir şey yapma, hatta çocuk yap evde otur (?!). bana çok bencilce geldi.

eğer kendi hayatını eşinin hayatına feda edecek şekilde yaşarsan ileride pişman olursun. o yüzden başka yerde çalışmak istiyorsan çalış, veya kursa gitmek istiyorsan git, yapamadığın şeyler içinde kalmasın.

hayat müşterek demek iki tarafın da ortada buluşması demek, sürekli ödün vermek demek değil.
0
lily briscoe
(18.11.14)
hali hazırdaki arabasının kredisi bitmeden, yeniden kredi çekip araba alma derdinde olan adamdan çocuk mocuk yapılmaz bir kere. ben şöyle bir adama güvenip yapamam yani, aşkımdan ölsem de. bir daha sizi çocuk meselesi ile sıkıştırdığında bunu belirtin bence kendisine. hayır para vardır, sıkılır, değiştirir, satar, yenisini alır vs kendi bileceği iştir ama sizde öyle bir durum da yok anladığım kadarıyla.

ayrıca bir evlilikte sadece bir tarafın keyfi için hareket edilmez, ortak bir yaşam oluşturuluyor ise iki taraf için de asgari bir müşterek bulmak icap eder. siz bulunduğunuz şehirde bu kadar bunalmışken, "aaa yeni araba istiyorum" diye tutturması çok yanlış. bu hayatın ikiniz için de çekilebilir olması lazım, sadece onun için değil.

böyle durumlarda dışarıdan konuşmak çok kolaydır ama ben eşinizi baya haksız buldum anlattıklarınızdan.
0
fengari
(18.11.14)
sen dil konusunda haksızsın o da araba konusunda. yeterince tavsiye ve çözüm önerisi verilmiş. benim söyleyeceğim şey uzlaşmaya çalışın.

bir de 'ay kocan var ama hayat senin kocan sana karışamaz aynen devam et.' tarzı tavsiye veren ablaları dinleme.
0
mattiadestro
(18.11.14)
Eşinizin gelirini bilmiyorum ama bu kafayla ömrünün sonuna kadar borç ödeyerek geçirir ve emekli olduğunda da elinde avucunda hiçbir aktifi olmaz. Araba almak istiyor ama 15 000 TL gibi bir masraf için bile kredi çekmek niyetinde. Madem 15 000 TL için bile kredi çekecek durumdasınız, bu durumda sizin önceliğiniz birikim yapmak ve birikimlerinizi değerlendirmek olmalı, araba almak değil.

İşiniz zor. Eğer bir birikim yapılacaksa bu sizin sayenizde olacak gibi görünüyor. Ayrıca, eşinizin kardeşinden parayı alabileceğini de sanmıyorum. Sizin daha eviniz yok, ama erkek kardeşi evlenirken ev alıyor ve bunu sizin payınıza düşen parayla alıyor. O para ya değerini çok kaybettikten sonra ödenir ya da hiç ödenmez gibime geliyor.

Açıkçası eşiniz ve ailesi, bugün buldum bugün yerim mantığına sahip gibi. İşiniz zor. Kolay gelsin. Haklı olan sizsiniz. Uslüp sorunu var mı bilmiyorum ama genelde sizi haklı buldum.
0
maxim gorki
(18.11.14)
yukarida da soylendigi gibi onun ihtiyaci yokken araba alalim diye tutturmasi ne kadar yanlissa sizin de dil okulu icin parami ayiracagim demeniz yanlis. evlendikten sonra maddi konularda benim param senin paran ayrimi olmaz, olmamali. araba almak istiyorsa ortak sekilde karar verilmeli, dil kursuna gitmek istiyorsan ortak sekilde (senin maasinin komplesini ayirarak degil) para biriktirilmeli.

su durumda kardese darlamadan ' ya biz araba almayi dusunuyoruz da paramizi odeyebilecek durumda misin?' diye sormakta anormal bir durum yok bence. ha cocuk ben odeyemem su an derse, yeni araba almak da sizi maddi acidan zorlayacaksa esiniz bu sevdadan vazgecmeli. yok kredi cekmek bize koymayacak derseniz ortak bir sekilde karar verip alabilirsiniz.

burada onemli olan birlikte bir seyler yapmak. kizip sinirlenip kendi basiniza kararlar almak degil.
0
fraise
(18.11.14)
Bence her konuda birbirinizi desteklemelisiniz. Bana göre de arabayı sürekli yenilemek vs gibi şeyler mantıksız olsa da öyle bir zevki, isteği varsa destek olmalısınız. Ki yarın siz de dil eğitimi almak istediğinizde o da size destek olsun. Parayı istemeyi o da düşünmüştür mutlaka ama belli ki isteyemiyor, en azından şu an için. O konuda daha da sıkıştırmaya gerek yok bence. 15 bin liranın faizi de sizi çok sıkmaz bence söylediğiniz şartları düşünürsek. Hatalı o olsa da bir şekilde belki bu durum için sizin alttan almanız gerekiyordur. Bu benim tavsiyem tabii ki daha fazla gerilmemeniz için.
0
pokepoke
(18.11.14)
eneem karı koca arasında para mevzusu olur muymuş hiç? boşver şimdi mirası filam. o para yokmuş gibi düşün. kocana da krediniz bittikten sonra yeni araba alabileceğinizi söyle. sen dil kursuna gitmek istediğinde de bi çözüm bulursunuz. senin anlayışına karşılık gerekirse araba modelini düşürür gidersin istediğin yere.

bi dur bakalım arabasını ne zaman satacak, kardeşi ne zaman ödeyecek, sen ne zaman kursa gideceksin.. fevri cevaplar verme.

yalnız ya kocanın uslubu kötü ya da sen sinirle öyle aktardın. 'o zaman gerçekten çalışma evde otur çocuk yapacağız' ne demek? yapsın kendi kendine alla alla..

bi de bizim gelinler olsa kardeşine gidecek şekilde arkasından konuşurdu ama sen öyle şeyler yapma. 15.000 değil 150.000 lira da çekmek istese kalp kırmaya değmez. azcık geçirtir, ertele bişey yap ama hevesini kırma.

bi de arabaları çok seviyosa alım-satım yapıp o farkı kendi çıkarabilir. madem çok boş vakti varmış uğraş olur işte. hem kendi de çeşit çeşit araba kullanmış olur.

not: valla sanki kaynananmışım da kocanı kayırıyomuşum gibi oldu da ben de haksız buldum orayı bi açayım. insanların canı sıkıldıkça işlerini gören şeyleri değiştirme sevdası her zaman saçma gelse erkeklerin araba sevdasına bişey diyemiyom. bi de evlilik bu yav. haklı-haksız olmaz ki. uzlaşmak gerek. sabretmek gerek. gün doğmadan neler doğar.
0
seksen9
(18.11.14)
şu anda para geliyor diye düşünmesin. ben de öyle düşünüyordum ama şu son bir senedir anam ağlıyor denkleştireceğim diye... çocuğun sınavı dershanesi alınan kitabı kömür parası yol masrafları kooperatif derken maaştan sıfır tl kaldı. ayın sonunu nasıl denk getirecğeim diye düşünüyorum...

hem faizin zararlarını pek çok arkadaş bil fiil yaşadı. daha dün anlattı arkadaşım. kredi çektim araba aldım faizi 3000 tl idi. bir hafta sonra araba hararet yaptı. masrafım tam 3 bin tl çıktı diye...
çok acı bir söz var...
uykun varken misafir gelir, paran yoksa masraf çıkar...
0
inanmazsan inanma
(18.11.14)
haklı/haksız olmanın ne önemi var. bu kadar uzun yazı yazılır mı azizim? gönüller bir olsun. yazı okunacak uzunlukta olsaydı okuyup yorum yapacaktım ama gece saat olmuş 00.40 gözler olmuş haşat. kusura bakma kardeş :)
0
coripack1
(18.11.14)
1. erkeğin beyni, yaşıt olduğu kadın beyninden daha geç olgunlaşır.
2. sizin özel sektörde çalıştığınızı sanıyorum. akademisyenin kafası, özel sektörde çalışanın kafası gibi çalışmaz, çalışamaz. çünkü başka türlü formatlanmıştır. realitelerden uzak yaşar.
3. bu tür mâli çekişmeler ve didişmeler, yataksal çatırdamayla ve sonunda boşanmayla sonuçlanır.

Bu gerçeklerin ışığında, ipleri daha da germek ya da gevşetmek sizin elinizde. 'Haa, sen öyle mi yaptın? Al o zaman! Ben de bunu yaptım!' da bir yol, 'Peki ama zarar ediyoruz ve bu zararın külfetini ben de çekiyorum, bunun farkındasın di mi?' de bir yol. Yani haklı olmanız, her zaman sizin dediğinizin olması mânâsına gelmiyo maalesef. Evlilik, sonu gelmeyen bir fedakârlıklar zinciri.

Bundan 5 sene sonra, bize bu anlattığınızı hatırlamazsınız bile. Ama evliliğiniz çatırdarsa, 5 sene sonra bunları kare kare hatırlarsınız.

Hangi durumda 'Keşke' diyeceğinizi iyi hesâb edin.
0
compadrito
(18.11.14)
kredi cekerek hayat gecmez. turkiye burasi; bana kalirsa nakite karsilik olmayan kredi cekmek akil kari degil. Hele hele araba gibi cok da elzem olmayan sey icin. Kaldi ki zaten arabaniz varmis. yine de araba cok ihtiyacsa, su durumda oturup uzun uzun konusacak ve butce yapacaksiniz. miras parasini da yok say, o para hic bir zaman senin olmadi zaten. gunun birinde ortaya cikarsa oh ne ala. o yuzden erkege bir puan.

ekonomik sebeplerle baslayip, evlilik iliskilerine getirmissiziniz olayi. sizin evlilik, afedersin bacim, siki tutmadan once, (ikiniz de) bi kendinize gelin. erkek evde kal cocuk bak diyor, kadin bankamatik kartini vermiyor. ama bunlarin ikisi de pek yapici degil. eger kadin evde kalip cocuk bakacak durumda olsaydi, erkek zaten bankamatik kartini sormazdi. o faturalar kendi kendine odenmeyecek. o yuzden, kimseye puan yok. (ama kadin tarafi oz elestiri yapiyor o yuzden ceyrek puan.)

son olarak, erkege kiyasla, kadin tarafi, fazlaca fedakarlik yapiyor. elbette egoist olmamak lazim ama evlilik sonucta sevgiden ote bir legal sozlesme, hem de ekonomik olarak bagliyici kosullari olan. hayat musterek, cocuga da beraber bakacasiniz, borca da beraber gireceksiniz. dil kursu da eger karsiligi olacaksa cok iyi bir yatirim. o yuzden kadina +1

- evlilikte gevsetecek siklastiracak ip yok, beraberlik var. ona gore ezmeyin birbirinizi.
- evliligin devami icin gerekirse baska sehre tasin bacim, haftasonlari git gel. o akil sagligi var ya, masraflardan pahaliya patlar. ben esini tez yazma surecinde goreyim, neymis bunalmak.

kilibikerkeksporluyum
0
yirtik foto
(18.11.14)
Burda yorum yazan insanların önemle dikkat etmesi gereken bir konu varsa o da soru soran insanların hayatlarına saygı!.
okuyorum da yazılan yorumları, yok ayrıl, yok seni saymıyorlar, yok bilmem ne. Sen buraya yorumunu yazdıktan sonra bilgisayarı kapatıp gideceksin bu arkadaş o ailenin içinde bir ömür devam edecek. ağzınızdan çıkan cümlelere dikkat edin. Sözüm meclisten dışarı ama başkalarının düşünce ve görüşlerine taparcasına değer veren insanlar var. bir galyana gelip de milleti eşinden işinden edeceksiniz. Dikkat edin.
görüşlerinizi yazarken bu insanalrın bir hayatları olduğunu gözardı etmeyin derim.

bu kısa uyarıdan sonra demem odur ki aile içindeki para mevzunu uzatmanın anlamı yok verilmiş çoktan. ne zaman geri geleceği konusunda da konuşmak anlamsız bugün istesen yarın gelir yarın istesen bugün gelir bilemezsin.
önemli olan bir diğer yorum yapan arkadaşın dediği gibi ihtiyaçlarınızı belirleyip bütçenize göre hareket etmek.
kredi elbette çekilir ama alacağınız ürün ihtiyacınız ise bu uygun görülür. halihazırda borcunu ödemeye devam ettiğiniz bir aracınız varsa ve bu araç size hayati yaşama anlamında sorun ve fazla masraf çıkartmıyorsa değiştirmemeye ikna edebilirsiniz.
ya da eşinizin isteğini ileriye ertelemeyi önerebilirsiniz. şöyle ki; ben yurtdışına çıkmayayım şimdilik sen de araba alma önce birlikte borcumuzu bitirelim bir "oh" diyelim sonra bakarız tarzında bir konuşmayla yanaşabilirsiniz. Ödemesi için ısrar etmeyelim ama bakarsın bu arada belki kardeşin ödemesini de yapar. tadında yapıcı ince bir konuşmayla derdiniz kalmaz.
eşiniz de mantıklı bir adamsa sizi seviyorsa bu ılımlı yaklaşıma olumlu bakacaktır.

Not: burada yazılanları okutmamanı öneririm. doğru değil. Bana eşim okutsa ben memnun olmazdım. hoş olmaz.

sağlıcakla..
0
erty_ksk
(18.11.14)
sabah siniriyle geldim bi daha cevap veriyom. ona de ki; sen arabanı değiştirdiğin an ben de kursa giderim. o yüzden 15 değil 30 çekiyoz hem biraz da alışveriş yaparım. araba modeli değiştirmekle lüzumsuz alışveriş aynı çünkü benim gözümde.

gece pamuk gibi kadındım halbuki şimdi neden bu kadar gıcık oldum anlamadım. çocuk yapıyoz demişti sanırım ona sinirim geçmemiş.

bi de aile içi ama merak ediyoz ne yaptığını kocanın tepkisini :D azcık anlatsan ne dediğini? aslında burayı okusa 'taam lan taam! bi araba zevkimiz vardı içine ettiniz' diye yılabilir :D ama sen daha iyi tanırsın kocanı.
0
seksen9
(18.11.14)
(8)

İntihar edenler neden intihar eder ?

sonra baksak
Daha rahat ölmek için mi ? Yoksa dürtüsel bir şey mi ?
Daha rahat ölmek için mi ? Yoksa dürtüsel bir şey mi ?
0
sonra baksak
(17.11.14)
Albert Camus'dan gelsin:

bir insan acı çeker, mutsuzluk üstüne mutsuzluğa uğrar. katlanır bunlara, yazgısını benimser iyice yerleşir içine. saygı görür. sonra bir akşam, hiç: bir zamanlar çok sevdiği bir dostuna rastlar. dostu biraz dalgın konuşur onunla. evine önünce, adam kendini öldürür. sonra, gizli dertlerden, bilinmeyen dramlardan söz edilir. hayır. ille de bir neden gerekirse, dostu kendisiyle dalgın konuştuğu için öldürmüştür kendini. böyle işte, dünyanın derin anlamını duyar gibi olduğum her seferde, onun basitliği hep şaşırttı beni.
0
an engineer
(17.11.14)
ben de intiharın %80'i genetik diye okumuştum bir yerde. genlerinde problem varsa, gerekli şartlar oluştuğunda intihar ediyorsun
0
from potomac to kuban
(17.11.14)
Çok acı çekmekle ilgili mi ? Çok ağrısı olanlar ağrısına dayanamaybiliyor ?
0
🌸sonra baksak
(17.11.14)
Tahmin ettiğim birkaç sebebi var:

- Çok acı çekiyor, ve hayatta kalırsa, bu acının hayatı boyunca geçmeyeceğini biliyor (düşünüyor). Dolayısıyla intihar ederek en azından bu acıyı dindirmeyi hedefliyor.

- Yukarıdakiyle ilintili olarak, başkalarına çok acı çektiriyor (iflas edip aileyi parçalamak gibi) ve bu acıyı görmektense hayatına son vermeyi yeğliyor.

- Hayattaki hiçbir şeye herhangi bir duygu besleyemiyor, hissizleşiyor. Dolayısıyla yaşamak ile ölmek arasında bir fark göremiyor. Tabii bu hissizlik de onun içini boşaltıyor ve bu sona götürüyor.
0
long live rock n roll
(18.11.14)
"hepsi yaralar, sonuncusu öldürür"
0
tedirginlik hucresi
(18.11.14)
intihar sebeplerini ve intiharın bağlantılı olduğu halleri inceleyen, intiharla arasında nedensellik ilişkisi olabileceği düşünülen olayları araştıran 2500 adet makaleyi hatmetmiş bir araştırmacıya sormuşlar bu soruyu:

'Bilmiyoruz' demiş.
0
compadrito
(18.11.14)
bir şarkıdan alıntıyla cevap vermek istiyorum bu soruya.

I bet we would hang ourselves, if the world would just cut us the slack
and now you think maybe you should see a shrink
help you feel alive again - yeah, thats a plan
just tell us who to pay
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.11.14)
Durkheim'a gore 4 cesit ana nedeni var. Simdi mobildeyim. Telefondan yazmak cok zor. Ama bilen bi sosyolog vqrdir burda. En olmqdi googleda durkheim intihar diye aratirsan cok rahat bulursun. Baya mantikli ve basit aslinda.
0
lamartin
(18.11.14)
(3)

adrenalin bagimlisi miyim neyim ki ben?

babamasoliimbananickaldirsin
Cocuklugumun en kayda deger anilarindan birini sorsaniz ilk aklima ucuruma dogru yuvarlanirken arkadasimin uzerime atlayarak beni kurtarmasi gelir. 10kusur senedir belki her gun dusunurum o on saniyeyi. O an saniyenin icinin yasadigim son on yildan daha dolu oldugunu dusunuyorum. Near dea
Cocuklugumun en kayda deger anilarindan birini sorsaniz ilk aklima ucuruma dogru yuvarlanirken arkadasimin uzerime atlayarak beni kurtarmasi gelir. 10kusur senedir belki her gun dusunurum o on saniyeyi. O an saniyenin icinin yasadigim son on yildan daha dolu oldugunu dusunuyorum. Near death experience gibisi var mi en nihayetinde?

Bagimli yanlis kelime sanirim, yoklugunda olup bitmiyorum. ha can sikintisindan patliyorum o ayri. Bir cok insanin hayati boyunca cesaret edemeyecegi seyleri bir iki defa yaptiktan sonra sikici yapmaya geliyor boyle bir mallik var bir de mesela.
En son olayi anlatayim, sinava gec kalmisim altimda frenleri duzgun calismayan kulustur bi araba. Trafik de cok, yol bosaldi biraz hizlandim sonra bi kac kaza yapmaktan kurtuldum arka arkaya, (hiz siniri asmadim, magandalik yapmadim kufretmeyin) neyse kazadan son anda kurtulmak vs turkiye trafiginde cok normal ama vucudum nasil doldu enerjiyle. Adrenalina rush i iliklerimde hissettim.
Bi gulme geldi, tutamiyorum kendimi. Ama nasil kahkaha atiyorum arabanin icinde, hunharca guluyorum, enerji patlamasi yasadim. Cok guzeldi.
Evin icinde kardesimin kaykayini surup duser gibi oldugum zaman yuzum gulen bir insanim mesela. Neyim ben manyak miyim ne diyonuz?
Para olunca yapmak istediklerim: kitesurfing, wingsuit le base jumping, deltakanatla akrobasi, vs. bunlar paklar beni dimi? Paklamazsa ne pok yicem?

Cok tesekkurler, imha hatalari ve ingilizce kelimeler icin ozur diliyorum, ingiltere'nin kopegi olmakla beraber mobilim.
0
babamasoliimbananickaldirsin
(17.11.14)
Adrenalina yazmisim ashdf. Imha hatasi nedir yav imla*
0
🌸babamasoliimbananickaldirsin
(17.11.14)
yatağında ölmiycen sen babama.
0
compadrito
(17.11.14)
Video cok guzelmis batuhan abi, discovery de de amerikali bi abiyi izlemistim sort tshirtle ip vs hic bir sey olmadan duz duvara tirmaniyordu saatlerce, hatta iniyordu sonra bir de! Imrenerek izlemistim.

@compadrito abi gidisat oyle gorunuyo. Yuksek bi balkona ya da catiya ciktigimda asagi bakip bakip desarj oluyorum. Atlayasim geliyor, atlasam olur muyum hesabi yapiyorum. Sirtimda bi parasut olsa da atlayiversem diyom.
0
🌸babamasoliimbananickaldirsin
(17.11.14)
(11)

bu felsefi cümleyi anlayamıyorum (ingilizce)...

rivulet
Bu saatte bu soruyu sormamış olmayı dilerdim ama malum vize haftası :(anlayamadığım cümle tocqueville'den:"When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes too painful to submit to it."Ne demek istemiş cidd
Bu saatte bu soruyu sormamış olmayı dilerdim ama malum vize haftası :(

anlayamadığım cümle tocqueville'den:

"When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes too painful to submit to it."

Ne demek istemiş cidden kafam almadı bu saatte? ingilizce'yi anlamakta sıkıntım yok, bana felsefi açıklaması lazım. Yardımcı olabilirseniz çok sevineceğim.
0
rivulet
(17.11.14)
önce bi götten salliyim, sonra disseksiyona girişirim:

bir ulus, birkaç vazgeçilemez menfaatin arasında bölündüğünde, çoğunluğu elde bulundurma imtiyazının bi hükmü kalmaz, çünkü bunu gerçekleştirmek çok sancılı olur.

ne annadık? hiç bi bok annamadık. öyleyse, disseksiyon şart!
0
compadrito
(17.11.14)
aha bu da geçtiği context:

The moral dominion of the majority is based as well on the principle
that the interests of the greatest number must be preferred to those of the
few. Now, it is easily understood that the respect professed for this right of
the greatest number naturally increases or decreases depending on the state
of the parties. When a nation is divided among several great irreconcilable
interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes
too painful to submit to it.
If a class of citizens existed in America that the legislator worked to
strip of certain exclusive advantages, held for centuries, and that he
wanted to bring down from an elevated position and restore to the ranks
of the multitude, it is probable that the minority would not easily submit
to his laws.
0
🌸rivulet
(17.11.14)
hah! eline sağlık! ben de context ney ki acaba diye kıvranıyodum burda! Hatta naapalım biliyon nu? Daha da yabıştıralım:

The French, under the old monarchy, held as a given that the king could do no wrong; and when he happened to do something wrong, they thought that the fault was with his advisors. This facilitated obedience marvelously. You could murmur against the law, without ceasing to love and respect the law-maker. Americans have the same opinion about the majority.
The moral dominion of the majority is based as well on the principle that the interests of the greatest number must be preferred to those of the few. Now, it is easily understood that the respect professed for this right of the greatest number naturally increases or decreases depending on the state of the parties. When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it be- comes too painful to submit to it.
If a class of citizens existed in America that the legislator worked to strip of certain exclusive advantages, held for centuries, and that he wanted to bring down from an elevated position and restore to the ranks of the multitude, it is probable that the minority would not easily submit to his laws.
But since the United States was populated by men equal to each other, no natural and permanent dissidence is yet found among the interests of the various inhabitants.
0
compadrito
(17.11.14)
@compadrito sana benim çıkardığım anlamı söyleyeyim:

1. ülkede bir sürü vazgeçilmez menfaat olduğunda, avantajlı bir kesim çoğunluğun düşüncesi (public opinion) için avantajından vazgeçmek istemez çünkü bu onlar için çok costly olur.

ama bir sürü vazgeçilmez menfaatle diğer olayın arasındaki ilişkiyi anlamadım.

tüm paperımın gidişatı buna bağlı :(
0
🌸rivulet
(17.11.14)
Bi kere ben o irreconcilable'ı son derece acemi bi şekilde götten sallamışım:

vazgeçilmez filan diilmiş o, derin demekmiş. idrakimizi o kelimenin üzerine bina etçez:

ülke değil, millet var ulus var. milleti oluşturan unsurlar arasında çok derin bir menfaat çatışmasını kastediyor olabilir burda. düşünmeye devam ediyom...
0
compadrito
(17.11.14)
başka çıkardığım anlam:

ortada farklı farklı kesimlerin farklı bir sürü vazgeçilmez menfaatleri olunca çoğunluğun avantajı hükmünü yitiriyor çünkü bu farklı kesimlerin vazgeçilmez derecede önemli menfaatleri çoğunluğa uymalarını daha costly hale getiriyor.
0
🌸rivulet
(17.11.14)
bilgisayarı elime alıp, gece vakti, ev arkadaşımın kapısına dayandım. doğma büyüme Amerikalı, zeki ve MBA'li bi adam.
Bayaa bi düğüm oldu cümleyi okuyunca. Bişeyler geveledi. Ben ona ne anladığımı söyledim, 'Evet senin anladığın gibi ama tersten ifade etmiş' dedi. 1800'lerden kalma bi metin olduğunu söyledim. Bugün de geçerli ama bu, dedi.

Benim anladığım şu:

Bir milleti yaratan unsurlar arasında çok derin menfaat çatışmaları olduğunda, çoğunluğun isteklerini karşılamak lüks hâle geliyor. O hükümeti, o çoğunluk iktidara getirdi ve bi takım talepleri var ama iktidar o talepleri karşılayamıyor. Çünkü o derin menfaat çatışması, o taleplerin yerine getirilmesini çok zor ve çok pahalıya mâl olacak hâle getiriyor.

Günümüz Türkiye'sine de uyarlanabilir bi cümle gibi duruyor bu.

Sen gene de bu soruyu silme ve gün içerisinde, siyasetçilerden, Uİ'cilerden profesyonel bi yardım gelirse, paper'ın daha sağlam olur.

Bu arada, vazgeçilmez diil abicim, derin menfaat çatışmaları. Ben başta vazgeçilmez olarak salladım diye, yannış kalmasın aklında lütfen.
0
compadrito
(17.11.14)
irreconcilable için başka bi açıklama daha geldi aklıma: üzerinde uzlaşma sağlanamaz derinlikte...

üzerinde uzlaşma sağlanamaz derinlikte menfaat çatışmaları yani.

ekleme: çok doğru yoldasın! kafa patlatmaya devam et abicim. böyle böyle öğreniliyo bu meret!
0
compadrito
(17.11.14)
@compadrito şimdi böyle söyleyince de mantıklı geldi. umarım gün içinde başka cevaplar da gelir, çok teşekkür ederim uğraşınız için :)
0
🌸rivulet
(17.11.14)
Şimdi öncelikle "irroconcilable" bu bağlamda bağdaşmaz, çatışan anlamına geliyor. çok basitçe nitelik ve nicelik çatışması ve sınıf çatışması olarak okuyorum. niteliğe bakılmaksızın çoğunluğun (yani yalnızca nicelik hesaba katılarak) çıkarını ve isteğini düşünmek eğer halkı oluşturan insanlar bir şekilde eşit sınıftan değilse sancılı olacaktır çünkü elinde daha fazla avantaja sahip ayrıcalıklı sınıf, azınlık, bunu istemeyecektir ve bu sınıfın çıkarları zarar görecektir. Örneğin Amerika'da çoğulcu yasa işliyor çünkü toplumda gözle görülür bir sınıflaşma ve çıkar ayrımı yok, eşit seviyedeler. Bunun yaşanmadığı toplumlarda prensibin nicelikten (the privilage of majority) çok nitelik üzerine yoğunlaşması gerekebilir, mesela azınlığın, ayrıcalıklı sınıfın ne istediğinin daha öncelikli olması ve bu önceliğin toplum için daha avantajlı olması gibi. benden bu kadar.
0
linus van peltt
(17.11.14)
"When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes too painful to submit to it."

Bir millet üzerinde uzlaşılamayacak çıkarlar üzerinde bölündüğü zaman çoğunluğun imtiyazı çoğu zaman tanınmaz çünkü bu imtiyaza olur vermek çok sancılı olacaktır.

bu arada bu öyle çok felsefi bir metin sayılmaz. tocqueville siyasetçi, tarihçi falan bi insandır. felsefe ile ilgilense de bir kant bir aristo falan değildir.
0
mistreated
(17.11.14)
(8)

Gecenin bu saatinde....

ermanen
..................................................................................................................................................................................dolapta yiyecek ne var?
..................................................................................................................................................................................
dolapta yiyecek ne var?
0
ermanen
(17.11.14)
galeri2.uludagsozluk.com

kusura bakmayın şimdiden.
0
e_rsin
(17.11.14)
peynir.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(17.11.14)
Oo ermanen hoşgeldin

(bkz: hg harun abi)

Kurumaya yüz tutmuş kavurma var, sabah olsa da yesem açım ya

Edit: ersin Allah'ından bul yarın sur kebapa gidiyorum
0
emirkulu
(17.11.14)
@e_rsin çok ayıp ya gece gece canım çekti :))
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(17.11.14)
kapuska ve makarna
0
mattiadestro
(17.11.14)
ekler
0
mercurial
(17.11.14)
yoğurt, peynir, kefir. gerisi yenmez halde. yemesem daha iy olur heralde. oha lan! duyuruyu siktiredip alışverişe gitme zamanı gelmiş de geçmiş bile! haaa, buzlukta biraz et var lan! onu çözsek? ama sovan yok anasını satiyim.

Allah senden razı olsun e_rsin! Balcan kebabın varlığını dahi unutmuşum!
0
compadrito
(17.11.14)
patlıcan salatası, patates mücveri, börek, zeytinyağlı biber dolması, makarna salatası, çiğ köfte.
0
rock n roll
(17.11.14)
(7)

Bu fotoğraf HDR mi? (fotoğraf eklendi)

coralblush
alttaki duyurudan sonra gölyazı'na bakındım bi şu fotoğraf çok hoşuma gitti. HDR değil gibi, nasıl böyle berrak her şey?edit:http://2.bp.blogspot.com/-Xps-Yow18XQ/UhSCN9rp4cI/AAAAAAAAAqM/gi7yT-Z6dng/s1600/5.jpg
alttaki duyurudan sonra gölyazı'na bakındım bi şu fotoğraf çok hoşuma gitti. HDR değil gibi, nasıl böyle berrak her şey?

edit:

2.bp.blogspot.com
0
coralblush
(17.11.14)
fotoğraf o kadar berrak ki yok bile.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(17.11.14)
antuan
(17.11.14)
antuan, rötuş tamam ama sanırım burada diğer dikkat çeken bişey, ağacın da, öndeki sandalın da, suyun da, arkadaki sandalların ve evlerin de, bulutların da net olması. bu da lensin derinlik özelliğiyle ilgili olabilir mi? misal, 70-300 mm bir lensle ve uzaktan çekilmiş olabilir mi bu fotoğraf? yoksa o da mı fotoşok? kobuzchucum nerdesin? bi ses ver.

ekleme: take a minute, çok demonstratif oldu böyle. elinize ve gözünüze sağlık.
0
compadrito
(17.11.14)
fotoğraftaki tek fotoşopun vibrance,saturation olduğunu düşünüyorum. 70-30mm lens ile çekilmiş olabilir mi emin değilim ama geniş açı 18-35mm bir lens ile böyle bir fotoğraf elde edilebilir sanıyorum. Lens konularında öyle ahım şahım bir bilgiye sahip değilim tabii, bilen biri belki daha iyi açıklayabilir.
0
antuan
(17.11.14)
hmmm, ultra geniş açı olsa, distorsiyon görmez miydik? onu da mı düzeltmiştir fotoşokta? ben kendi çektiklerime baktım da, benimkilerde de o derinliğe bağlı bulanıklık yok. geniş açı daha iyi bi tahmin oldu heralde. cehalet ne zor lan! ama aynı derecede zevkli de!
0
compadrito
(17.11.14)
compadrito, distorsiyon yapmayanları da mevcutmuş (internetin yalancısıyım) şöyle faideli bir yazı var bi bak istersen. www.birkarefotograf.com
0
antuan
(17.11.14)
antuan

çok teşekkürler! kafam salimken okiycam bunu. %30'unu annasam bile yeter bana.
0
compadrito
(17.11.14)
(11)

Kadınlar bunu yapar mısınız hep ?

cenkist
İşinde gücünde er biriyim. Aklımda ciddi planlar da var ama bu kızların fazla ilgisi beni bıktırdı. Örneğin ben genelde hoşlandığım ilgilendiğim kıza yazarım ama aynı ilgiyi ondanda beklerim. Eğer aynı ilgi onda yoksa soğur ve daha da yazmam. Mesela kıza hep ben sms ediyor ya da arıyorsam o ilişkide
İşinde gücünde er biriyim. Aklımda ciddi planlar da var ama bu kızların fazla ilgisi beni bıktırdı. Örneğin ben genelde hoşlandığım ilgilendiğim kıza yazarım ama aynı ilgiyi ondanda beklerim. Eğer aynı ilgi onda yoksa soğur ve daha da yazmam. Mesela kıza hep ben sms ediyor ya da arıyorsam o ilişkide sıkıntı var deyip geçerim. Yani nedense konustuğum kızların ya da hoşlandığım kızlardan telini alıyorum bir müddet sonra hep ben yazarsam onlar sms atıyor ya da watsappdan yazıyorlar. Ben konuşmazsam onlar hiç yazmayacak gibiler. O yüzden ben de bir müddet sonra bu da olmaz diyip atıyorum. Siz ne düsünüyorsunuz? Yani konustuğum kızların yüzde 80 90 ı bunu yapıyor. Ne yapsam?
0
cenkist
(17.11.14)
ben bu işlerin karşılıklı olması gerektiğini düşünüyorum. soğutmakta haklısın. bir kadın olarak uzun süredir duygusal bir ilişkim yok ancak sosyal ilişkilerimde daha hem hemcinslerim ile hem karşı cinsim ile dengeli olmasına dikkat ediyorum. olması gerektiğini düşünüyorum. olmayınca da çok üzülüyorum açıkçası.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(17.11.14)
duygusal iliskilerde de öyle olması gerektiğini düşünüyorum. toplum yapımız erkek tarafını çok yıpratıyor.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(17.11.14)
ciğerdelen'in yazdıklarına katılan başkaları var mı? şu an şok olmuş durumdayım.

erkeklerin hepsi böyle yapmıyor mu zaten? beyler, bir iki üç demeden hep siz mi muhabbeti açıyorsunuz lan? anam, aydınlandım galiba. ben karşı taraftan gelmeyince ilgisizlik olarak algılayıp pas geçiyordum hep. piuv.
0
john lee hooker
(17.11.14)
yapıyodu bi tanesi. ulan ne zaman mesaj atsam, bi muhabbet, bi muhabbet, ama asla ve kat'a kendiliğinden mesaj atmadı. ben de sadece kafam güzelken mesaj atıp yardırıyodum.
sadece bi yeni iş bulma ihtimali vardı, o zaman yardım istemek için 1 kereliğine attıydı.
0
compadrito
(17.11.14)
valla konuşmayanla konuşmuyorum.

lan sevgili olup da mal mal sohbet açma kasacağım kız için sevgili olmaya yönelik niye bu kadar emek harcayayım ki?
0
siradisi00
(17.11.14)
Çünkü senin gibi yüklenen bir dolu herif var başlarında. Hatunlarla ilişkini goygoy seviyesinden öteye taşımalısın. Sanal muhabbet olabildiğince kısa tutulmalı.
0
arnold schwarzeneger
(17.11.14)
@arnold +1000

direk olayı özetlemiş senin için. bu nedenden ötesini aramana gerek yok.
0
fransızkalanadam
(17.11.14)
cigerdelen'in yazdığı cevabı okuyunca dehşete kapıldım.
ben hoşlandıysam direkt yazıyorum ama sanırım yanlışlardayım çünkü gözlemlediğim kadarıyla bu tür oyunlar yapan kadınların köpeği oluyorsunuz, kadın tarafı yazınca ya da plan yapınca türk erkekleri için olayın büyüsü kaçıyor herhalde.
0
kayranin kedisi
(17.11.14)
kadın/erkek fark etmez verdiğin özverinin karşılığını almadan sürekli yazan bariz akılsızdır.
yeni tanıdığın birisi için uğraşmaya değmez.
0
neferkitty
(17.11.14)
ben de, bir kadın olarak, ilgi duyarsam yazarım. yazarsa zaten cevap veririm arar sorarım da.
ama yakın zamanda yaşadığım bir şeyi anlatayım. yeni biriyle tanışıp hafiften bir şeyler yaşamaya başladık. bana hayatımda duymadığım güzellikte şeyler söyledi, anladığım bariz bir şekilde ilişkideydik. üstelik ortak yakın arkadaş vasıtasıyla içeriden bilgi de alıyordum. sıkıntıları olduğunu da bilip hayatına bir zorluk olmanın alemi ne dedim. yanında olmak için çaba da sarf ettim. ama ne oldu? adam benle iletişimi kesti. :) sebep de benim bu tavrım. yuh dedim ve ben de tamamen kopardım. erkekler ne istediklerini bilmiyorlar diye düşündüm açıkçası. sanırım ben de bundan böyle ciğerdelen'in dediği gibi yapmalıyım. kendimi kötü hissettim bariz.
0
hope
(17.11.14)
ciğerdelene katıldığım tek nokta, o tarz kadınların daha kiymetli oluyor olması. o da erkeklerimizin bugı iste.

daha kiymetli olucam diye kendimle çelişemem doğrusu. sanırım evde kalıcam.. sdgfkk..
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(17.11.14)
(9)

dogum gunumu kutlamak ister misiniz.

ibomiu
Isterseniz buyrun efendiler. Kutlamalari kabul edebilirim.kutlamadim ben daha once bu arada. Facebook a uye oldugumdan beri bir kac insan duzenli olarak "dogum gnn kutlu olsun cnm :) " yaziyor onlar sayilmaz heralde. Bayram mesaji gibi. EParti ayarlayayim bir gun diyorum. Cok sosyal geliyor elinde
Isterseniz buyrun efendiler. Kutlamalari kabul edebilirim.

kutlamadim ben daha once bu arada. Facebook a uye oldugumdan beri bir kac insan duzenli olarak "dogum gnn kutlu olsun cnm :) " yaziyor onlar sayilmaz heralde. Bayram mesaji gibi. E

Parti ayarlayayim bir gun diyorum. Cok sosyal geliyor elinde mojito, cam kismi kapali gibi plastik gozlukler ile "cilgin" eglendik diyenler.

Gerci ben parti duzenlesem genclik kollari filan gelir tebrik eder gider. Lacka insan lazim etrafima. Nerden bulurum ki.
0
ibomiu
(17.11.14)
kutlu olsun
arz ederim...
0
basond
(17.11.14)
iyi hadi kutlu olsun bakalım... swhh..
0
sehpa fx350
(17.11.14)
dogum gnn kutlu olsun cnm :)
0
delineron
(17.11.14)
Kutlu olsun dogum gunun. Parti ayarlada, nasil lacka lazim, ne kadar lacka?
0
delifaruk
(17.11.14)
Maallenin kedileri olaydı, pilav daatırdım senin içün! Nice mutlu senelere kanx!

@deli, gene güzel bi soru sormuşun.
0
compadrito
(17.11.14)
Doğum günün kutlu olsun ibocum

Daaaveeer m.youtube.com
0
emirkulu
(17.11.14)
DGKO!
0
Lim5
(17.11.14)
doğum günün kutlu mutlu olsun, nice senelere :)
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(17.11.14)
doğum günün kutlu olsun
0
rock n roll
(17.11.14)
(5)

Yazara Ulaşmaca

jimjim
Merhaba,kirmizipilotkalem adlı yazara ulaşmaya çalışıyorum, yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler.
Merhaba,
kirmizipilotkalem adlı yazara ulaşmaya çalışıyorum, yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler.
0
jimjim
(16.11.14)
duyuruyu silersen çok ayıp edersin
0
dinsiz adam
(16.11.14)
meşazattım.
0
compadrito
(16.11.14)
ben de atmıştım ayıp değil mi compadrito?
0
dinsiz adam
(16.11.14)
ben 30 saniye gecikmeyle yazmışım. sizin mesaj attığınızı görmemiştim, özür dilerim.
0
compadrito
(17.11.14)
biriniz de bana ulaşmaya çalışsın ya, sözlük nikimi görüp mutlu olıyım bi kere şurda
0
emirkulu
(17.11.14)
(19)

Kadinlar 2 gunluk gezilerde neden 2. gun ruj suruyor?

delifaruk
Evet boyle bir tespitim var. Merak ediyorum, neden ilk surmuyorsunuz ya da 2. gunun sabahi neden ruj surup cikiyorsunuz? Aslinda ruj hakkinda soracaktim ama onu ayrica bir duyuruda sorarim. Simdi aklima takilan, 2. gunun ozelligi ne?Edit: Yok oyle birsey diyeceklerin teker teker gelecegini bildigim
Evet boyle bir tespitim var. Merak ediyorum, neden ilk surmuyorsunuz ya da 2. gunun sabahi neden ruj surup cikiyorsunuz?
Aslinda ruj hakkinda soracaktim ama onu ayrica bir duyuruda sorarim. Simdi aklima takilan, 2. gunun ozelligi ne?

Edit: Yok oyle birsey diyeceklerin teker teker gelecegini bildigim icin "oyle birsey yok demeyin, varsa cevabiniz yazin yoksa zahmet etmeyin" diye yazacaktim duyuruya ama mobilden yazdigim icin usenip soruyu kisa tuttum, basima gelene bak keske usenmeyip yazsaydim:)
0
delifaruk
(16.11.14)
bu genellemeye nasıl vardın?

örnek uzayında kaç tane 2 günlük gezi, kaç tane 2 günlük geziye gitmiş kadın vardı? bu kadınlar geneli temsil ediyor mu sence?
0
mea maxima culpa
(16.11.14)
hiç böyle bişey görmedim. nereden çıkardın? öyle şaşkın şaşkın duyuruna bakıyorum şu anda.
0
rock n roll
(16.11.14)
O ne demek ya? İlk gün yolculuk hali hafif makyaj yapıyorlardır. 2. gün rahat rahat hazırlanabildikleri içindir. Anladıysam eğer soruyu.
0
Domuz
(16.11.14)
töbe yarabbi çok ilginç tespit
sebep uyduruyorum: 2. gün yorgun olduklarından suratlarına renk gelsin diye belki?
hiç ruju olmayan kadın.
0
niye ama
(16.11.14)
moreller düzeliyo ilk gün. ağşam kafalar çekiliyo. yüzler soluyo. sabah kontrast yakalanmak isteniyo.

ekleme: adaletin var mı dünya! 30 saniye lan! 30 saniye!
0
compadrito
(16.11.14)
o deli, bu deli, faruk deli biz de mi deli?

belki 1. gün bir umutla geliyorlar, sonra 2. gün senden umudu kesince ruj sürüp etrafa bakmaya başlıyorlar :)
0
mea maxima culpa
(16.11.14)
Ben hep ruj sürüyorum. Bakkala giderken bile. Başka makyaj yapmam ama kalem rujumu eksik etmem. Dolayısıyla neden bahsettiğini bilmiyorum.
0
m e l t e m
(16.11.14)
@meltem bilemezsin zaten. bilebilmek için delifaruk'la 2 günlük geziye çıkmak gerekiyor :)
0
mea maxima culpa
(16.11.14)
@mea O da doğru. :)
0
m e l t e m
(16.11.14)
o nasil bir tespit yahu
0
ne istedigini bilmeden aglayan cocuk
(17.11.14)
arkadaş üşenmemiş istatistik çıkarmış, bana da sonuçlara güvenip yorumlamak düşüyor.

ilk gün sabah 6.45'te kadıköy evlendirme dairesi önünde ya da ankara kumrular'da toplanmak için sabahın köründe evden çıkılıyor. çantadaki ruj 24 saat sonra anca akla geliyor.
0
zihuatanejo
(17.11.14)
İlginç bir gözlem. Kendi açımdan şöyle doğruluğu var, yolculuğa çıktığım gün dağılıyorum, sonradan toparlıyorum. Aslında ilk gün de sürüyorumdur da ruju, o yolculukta heder olup gidiyordur. Sonuçta ilk hazırlandığı hali ile kalmıyor hiç. Ruj da zaten yarım saat, bilemedin bir saat içinde yenip giden bir şey, kalıcı olanlardan değilse.İlk gün oradan oraya git, bavulla birlikte buradan buraya sürüklenle, "Aman, oraya nasıl varılıyordu" kısmı ile geçtiği için rujsuz kalıyordur, yenilemeye ya zaman, ya ortam ya da hal veya mecal kalmıyordur. İkinci gün dinlenip kendine gelince ruj da geliyordur. Bir de dönüş günü dağıtıyorum aynı şekilde.

Ekleme: Aynı şey giysiye de oluyor. Yolculuk sırasında rahat olayım diye, rahat ne varsa giyiyorum. Zaten geç otele vardıysam ve yol çok çok uzunsa, o gece pestilim çıkmış oluyor. Yol giysileri ile bir yerde yemek yedikten sonra, bir duş alıp yatıyorum. Ertesi gün yol giysileri kirliler arasında yerini alıyor, ben de dinlenmiş bir şekilde kalkıp giyinebiliyorum doğru düzgün. Normalde ruju da kıyafetin rengine uygun seçerim, çok renk rujum var. Yol yorgunluğu ile o renk uyumunu göremeyebiliyorum, hatta "Ruj nedir" noktasına kadar gelebiliyor, mala bağlayabiliyor benim kafa.
0
aychovsky
(17.11.14)
ben de kendi adıma yorumlayayım. çok makyaj yapan ve makyajı temiz taşıyabilen bir insan değilim bu sebeple yola çıkarken her tarafıma bulaşmasın ve rahat hareket edebileyim diye hiç makyaj yapmam.(ruj rimel diye ayırmıyorum.) ikinci gün de farklı bir yerde olmanın verdiği heyecanla güzel hissetmek istediğimden makyaj yaparım. bu.
0
biyik
(17.11.14)
Sevgili arkadaslar, 1 ya da 2 kez gordugum birsey icin bu neden yapiliyor diye sormam. Merak etmeye yetecek sayida rastladigim bir durumun nedeninini sorarim.

Kulaga ne derece sacma geldigi pek onemli olmamali, bir mantik yuruturseniz cevaplarsiniz elinize saglik, mantik yurutmez ya da yanlis tespit oldugunu dusunursunuz cevaplamadan gecersiniz, fine.

@mea maxima culpa
Eger merak ediyorsan ornek uzayimda kac tane 2 gunluk gezi ve bu gezilerde kac tane 2. gun ruj suren kadin vardi konusunda net bir rapor hazirlayabilirim, gezilerde fazla fazla fotograf cekme huyum var ve fotolarda tarih vs. bilgileriyle kayitli. Bunlari uzun uzun tek tek inceler net rakam cikaririm. Tabi cidden merak ediyorsan. Yoksa o kadar data tekrar ugrastirma beni:) Ayrica gorduklerime dayanarak "kadinlar boyle yapiyor" diye bir genellemeye varmis degilim. Sorum suydu; "yapanlar niye yapiyor?". Burada yanlis anlasilma var. Senin dusundugun gibi mantiksiz bir dusunceye kapilmis degilim.
Geneli temsil etmediginin farkinda olarak ornek uzayimi netlestirebilirim yine de, sol beyinli adamim ben zaten:)
0
🌸delifaruk
(17.11.14)
30 yıldır kadınım böyle tespit görmedim
i2.kym-cdn.com
0
emirkulu
(17.11.14)
aychovsky, zihuatanejo ve biyik'in cevaplari elle tutulur birseyler cikardi ortaya, tesekkurler.

aychovski'nin cavabindan faydalanarak soyle 2 tane sonuca vardim:
1- Bu 2 gunluk geziler icin ucuslar sabahin korundeki ucuslar kullanildigindan, bu ucuslar icin de sabahin daha da korunde kalkip hazirlanildigindan bu hanimlar nasil olsa gunun daha ilk saatlerinde ruj solup ortada pek birsey kalmayacagindan bosuna ruj surmeyeyim diye dusunuyordur.
2- Ilk gun de ruj suruyorlardir ama ucus saat 06:00 da ise 4:30 gibi havaalaninda oluyorsun, bunun icin 3:30 gibi de yataktan kalkiyorsun. Haliyle gun agarip ucaktan indigin sehirde herkesin birarada oldugu ilk kahvaltiya oturdugunda ruj suruleli 6-7 saat gecmis oldugu oluyor. O yuzden pek belli olmuyordur. Fakat 2. gun 07:00 da kalkip tertemiz kiyafetleri giyip ruju surup 08:00 da kahvaltiya oturdugunda ruj ben buradayim diye bagiriyor. Boyle de olabilir.
0
🌸delifaruk
(17.11.14)
1. maddeyi şöyle değiştirelim. Bu 2 gunluk geziler icin ucuslar sabahin korundeki ucuslar kullanildigindan, bu ucuslar icin de sabahin daha da korunde kalkip hazirlanildigindan, bu hatunlar ya ruj sürüyorlardır ve o ruj gidiyordur o kadar uzun sürede, ya o saatte ruj sürmek akıllarına gelmiyordur ya da sürmeyi tercih etmiyorlardır.
2. madde kendi açımdan doğru. Kalıcı değilse, ruj her daim tazelenmek ister.
0
aychovsky
(17.11.14)
Dans les champs de l'observation le hasard ne favorise que les esprits prepares

(Mevzu gözlemse, şans sadece iyi hazırlanmış beyinlerden yanadır) diyo Pasteur reyiz.

sen bilim adamı ol deli, iy düşünüyon, bunnara kafa yorman iy egzersiz diyo yani.
0
compadrito
(17.11.14)
Dusundumde, aslinda surmek akillarina gelmiyordur ihtimalini dikkate alasim gelmiyor bek. Bazi kadinlarin, her iki gunluk gezinin ilk gununde normalde ruj surecek olupta aklina gelmemesi pek olagan gelmedi bana.
Bana sorarsan, bir kadinin ruj surmeye niyeti varsa surer:) Kadinlarin bu tarz seyleri unutacagini pek sanmiyorum. Yani, yine ilk iki ihtimale geri donuyorum:)
0
🌸delifaruk
(18.11.14)
(5)

eczacılar! doktor ne yazmış burada?

pescador
ilkinde USG, ikincisinde kontrastlı MR istendiğini biliyorum ama diğerlerini anlamadım. tam olarak, harfiyen ne yazdığını merak ediyorum. ne demiş? sildiğim yerde doktor adı vardı,http://imgur.com/sDjAYbChttp://imgur.com/27fw0Nw
ilkinde USG, ikincisinde kontrastlı MR istendiğini biliyorum ama diğerlerini anlamadım. tam olarak, harfiyen ne yazdığını merak ediyorum. ne demiş? sildiğim yerde doktor adı vardı,

imgur.com

imgur.com
0
pescador
(16.11.14)
yürüynce artan sağ alt ekstremite güç kaybı
0
la noix
(16.11.14)
vasküler kladikasyo ?

sağ alt extremite

arteryel doppler

usg

kontrastlı

yürüyünce artan sağ alt extremite güç kaybı

spinal arteriyovenöz malformasyon ?



eczacı ne anlar hocam
0
shotgunwoman
(16.11.14)
@shotgunwoman, çok teşekkürler! doktor yazısı okuyabiliyorlar ya ondan dedim :) gerçi burada çok "doktor yazısı" formunda olmamış, okunabilir düzeyde. ama ben hiç beceremiyorum.
0
🌸pescador
(16.11.14)
Oha! Sende sayden bu mu çıkçak şindi lan? Nağadar ilginç bi adamsın olm sen?
0
compadrito
(16.11.14)
@compadrito, araştırdım neymiş ne değilmiş diye. vasküler kladikasyon olduğunu sanmıyorum çünkü ondan muzdarip kişilere egzersiz olarak yürümeleri önerilmiş. daha farklı bir şey olsa gerek. spinal arteriyovenoz malformasyon olma ihtimali var.
0
🌸pescador
(16.11.14)
(10)

Bir şeyi parayla satın almak yerine

m e l t e m
Aklıma bir fikir geldi (duyuruda bağış dekontu karşılığı hesap açtırabilme fikrinden esinlendim). Uygulanabilirliği konusunda düşüncelerinize ihtiyacım var. Tanımadığınız birinden ikinci el bir ürünü önce ödemesini yaparak satın almak yerine satıcının belirleyeceği derneklere veya hayvan barınakları
Aklıma bir fikir geldi (duyuruda bağış dekontu karşılığı hesap açtırabilme fikrinden esinlendim). Uygulanabilirliği konusunda düşüncelerinize ihtiyacım var.

Tanımadığınız birinden ikinci el bir ürünü önce ödemesini yaparak satın almak yerine satıcının belirleyeceği derneklere veya hayvan barınaklarına ürünün bedeli değerinde yardımda bulunarak ürüne sahip olmak hakkında ne düşünürsünüz?

Tercih eder misiniz? Alıcıya güveninizi etkiler mi bu opsiyona sahip olmak?

Cevabınızı şuradan işaretleyebilirsiniz:
strawpoll.me

Not: Duyuruya cevap yazacak olanlar da ankete katılırsa sevinirim.
0
m e l t e m
(16.11.14)
tabi ki daha çok tercih edilir bu satıcı. ama düşünürüm nereye kadar böyle ürün satacak bu adam, nasıl kar edecek sürekliliği olacak mı diye
0
anil
(16.11.14)
yeni bir fikir degil bu. zaten var boyle bisey, dernege yapilan yardimin dekontu guven sorununu ortadan kaldiriyor.
0
nawres
(16.11.14)
ben senin ne demek istediğini anladım ancak işin mantığı itibarı ile tutarsız ve biraz mantıksız olmuş. paranın nereye harcanacağı (ödeneceği değil) ödeyenin genelde pek umrunda olmaz. çünkü o belli miktarda para zaten cebinden çıkacak. bu şöyle durumlarda uygulanabilir;

1- örneğin 100 tl satış fiyatı olan bir ürüne satıcı der ki alıcıya, sen bana 100 tl değil de, 78 tl değerindeki TEMA vakfı x adet fidan bağışında bulun denilebilir. (miktarlar aynı da olabilir, ancak o durumda, istisnai mallar dışında alıcıya bu cazip gelmez elbette)
2- bunu ben üni işletme kulübümüzde yapmıştım, normalde 5 tl olan dilek balonu biletini (sayısı belli, valilik izni vs var tabi) geliri tamamen bağış olmak kaydıyla, 5+ bir rakama satıyorduk insanlara, üst sınır yok tabi. sonra bütün biletleri satınca dilek balonu etkinliği ve tüm paralara ek biz de cebimizden ekleyip, yüzlerce oyuncak kıyafet fln alıp (onları da bağış yapacağımız için indirimle aldık) yardımlarımızı yaptık. bu durum ise senin düşündüğünün biraz çaprazı :)

şahsi spesifik cevabım: tercih etmem, güvenimi etkilemez
0
we miss freddie mercury
(16.11.14)
ver şu kıyafetleri yarın okutayım parasını sana vereyim ne alıyorsan al hayvancıklara. yoksa gidecek bu böyle :)
cevap: artı ya da eksi etkilemez
0
nocturness
(16.11.14)
buna benzer bir şey vardı. türkiye'de var mı bilmiyorum ama. bunu yapan güçlü firmalardı. yani türkiye'de kim kabul eder ki ürününü bu şekilde satmayı. Senin cep telefonunu ve bilgisayarını bu şekilde alayım kabul eder misin? Etmezsin çünkü senin hiçbir kazancın yok. E satıcı niye böyle satsın?

Alıcı açısından problem değil. Ben alırım ürünümü bu şekilde.
0
secilmis uye
(16.11.14)
bir de bilinclendirme amacli, genis kitlelere ulasacak sekilde bu tur satis yapilir da, bireysel olarak boyle bisey yapmanin ne amaci olabilir? gostermelik bir hareket.

satis yapildiktan sonra satici parayi alip istedigi dernege bagis yapar zaten.
0
nawres
(16.11.14)
Kâr amacı gütmeden ikinci el kıyafetlerimi satacağım da. Beni tanımayan etmeyen birileri para karşılığı almak istemeyebilecekleri için böyle bir şey yapayım diyorum. Parayı hesabımda görmeden ürünü yollamak istemiyorum çünkü. Aynı şekilde karşı taraf da bana güven duymayabilir. Göstermelik değil.

Para kazanmışım kazanmamışım pek de umrumda değil açıkçası, para bana geleceğine hayır işlerine gitse de memnun olurum.

O yüzden sormak istedim... Sürekliliği olan bir ticari faaliyet olmayacak yani...

@nocturness Sağ olasın da okutunca ne oluyor? :)

Edit: Vazgeçtim satmaktan.
0
🌸m e l t e m
(16.11.14)
aa bilmiyor olamazsın :)
0
nocturness
(16.11.14)
@cigerdelen Niye tehlikeli olduğunu düşünüyorsun? Barınaklara mama ile de yardımda bulunabilirsin, illa ki para verilmesi gerekmiyor, o tutarda mama yardımı da olur. Dernekler zaten denetleniyor.
0
🌸m e l t e m
(16.11.14)
işsiz gezdiğim bi dönemlerden birinde, bi duyurucunun acil çevirisini yaptıydım galiba.

önce dekontu gördüm

çocuklar gülsün diye

derneğine bağış. sonra çeviriyi yaptım. ya da istedim de, kabul etmedi miydi? üff! hatıllayamadım.
0
compadrito
(16.11.14)
(8)

Arsa hissedarini bulamiyoruz ne yapacagiz?

elxa
bizim bir arsa var, kucuk bir sey ama bize gereken parayi cikariyor. simdi satmamiz gerekiyor.hissedarlari bulamiyoruz. call center isi yapan bir arkadasim aramis taramis, uzerine kayitli telefon numarasi da yok iki hissedarin.internetten de izlerine ulasamadik. bu durumda ne yapmak lazim? biz arsad
bizim bir arsa var, kucuk bir sey ama bize gereken parayi cikariyor. simdi satmamiz gerekiyor.

hissedarlari bulamiyoruz. call center isi yapan bir arkadasim aramis taramis, uzerine kayitli telefon numarasi da yok iki hissedarin.

internetten de izlerine ulasamadik.

bu durumda ne yapmak lazim? biz arsadaki payimizi baskasina satabilir miyiz? satabiliyoruz desek, payimiz kucuk gelirse aliciya diger hissedarlara ulasmak isteyebilir onlari da almak icin. biz bu arsayi napacagiz simdi?
0
elxa
(16.11.14)
emlakçılara sordunuz mu?
0
compadrito
(16.11.14)
arsa baska sehirde, ailem ankara'da ama konusmuslar, bir sey cikmiyor oyle uzaktan anladigim kadariyla.
0
🌸elxa
(16.11.14)
o ildeki tapu dairesine gidilecek, hâl beyleyken beyle, naapak kankalar? diye sorulacak. bu en kötü ihtimal tabii. burdan bi bilen çıkana kadar top çeviriyom sadece.
0
compadrito
(16.11.14)
tüm hissedarların izni olmadan payınızı satamazsınız. öncelikli alıcı olarak da diğer hissedarlara sorulur zaten.

yapacağınız şey adamı bulamazsanız izale-i şuyu davası açmak. ancak mahkeme avukat masrafları falan da girecek işin içine ona göre hareket edin.
0
angelofdeath
(16.11.14)
Hissedarın kimliğine ulaşın önce bence. Tapu dairesinden sorgulattığında çıkar. Bulamıyoruz hissedarı kimlik bilgilerini verin diyin. Sonra bununla birlikte belki daha net şeylere ulaşırsınız.
0
secilmis uye
(16.11.14)
İzale-i şuyu +1

En sevdiğim dava ehehe
0
vedat chili peppers
(16.11.14)
helâl vedatçım, çoğiy gidiyon valla! aynen devam!
0
compadrito
(16.11.14)
1)kendi payınızı istediğiniz gibi satabilirsiniz. ama ortaklı malı alacak adam ne yapsın. başına dert. alırsa ölü fiyatına alır. ayrıca diğer ortağın bilmem kaç sene içinde itiraz edip adamın aldığı fiyattan alabilme önceliği var. riskli yani alan için.
2)öncelikle ortağı bulup bir şekilde anlaşma yoluna gidin.
3)bulamazsanız ya da anlaşamazsanız, ortaklığın giderilmesi davası açabilirsiniz. hem uzun sürer hem de devlet baya bir haraç huruç alır.
0
titiraprap
(16.11.14)
(11)

buharda sebze haşlamak

proletarier aller lander vereinigt euch
hangi sebzeler lezzetli olur ve nasıl daha lezzetli hale getirebiliriz ?her türlü taktiklerinize açığım.
hangi sebzeler lezzetli olur ve nasıl daha lezzetli hale getirebiliriz ?

her türlü taktiklerinize açığım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.11.14)
Karnabahar, havuc, brokoli, bezelye, fasulye, borulce cok lezzetli oluyor.

Haslandiktan sonra biraz balzamik sirke gezdiriyorum ben, uzerine de kekik biberiye ya da feslegen.

Balzamik istemem derseniz zeytinyağı ve sarimsakla da ayni islemi yapabilirsiniz.
0
fraise
(16.11.14)
balzamik de olur, düz sirke de olur. tabağa servis ettikten sonra, sızma zeytinyağı, sirke, sarmısak, kekik.
0
compadrito
(16.11.14)
balzamik sirke nası bi şey ya, böyle çok lüks bi şey gibi geliyor bana niyeyse çok pahalı mı ? sarımsak evet güzel oluyor da çiğ sarımsak hem koku ama daha da önemlisi tansiyon yüzünden sevmiyorum daha doğrusu yemekten kaçınıyorum.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(16.11.14)
Kabak da güzel oluyor lakin şu çekirdekli kısmını kesip öyle haşlıyorum ben, o kısım çok yumuşak oluyor çünkü haşlayınca hoşuma gitmiyor. Ha bir de soymadan haşlıyorum.
0
buff
(16.11.14)
dünyanın bütün büyük ilaç firmaları bi araya gelseler, sarmısak gibi bir ilaç üretemezler.
0
compadrito
(16.11.14)
yuvarlak dilimlenmiş kabak + kuru naneli yoğurt
brokoli + zeytinyağlı limonlu istersen nar ekşili sos üstüne.
karnabahar + karabiberli yoğurt
karışık sebzelerin üzerine (yukarıda saydıkların + bezelye+ havuç) köz biberli yoğurt sos. kırmızı biberleri delip fırına atıyorsun yağlı kağıdın üzerinde. sonra kabuklarını soyuyorsun. limon, tuz, köz biberler, biber miktarı kadar yoğurt, sarımsak bunları blenderdan geçiriyorsun üzerine döküyorsun.
0
kırmızıkaşekaban
(16.11.14)
"çiğ sarımsak yemekten kaçınıyorum" bu neredeyse her yemeğime sarımsak koymuyorum demek değil ki. sadece çiğ olarak tüketmiyorum pek. yoksa biliyom iyi diyolla.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(16.11.14)
brüksel lahanası

zeytinyağı ve limonu niye beğenmiyorsunuz?
0
mea maxima culpa
(16.11.14)
niye mi beğenmiyoruz ? kim beğenmiyor ? ben sadece zeytinyağı ve limonla yiyorum bu sebzeleri zaten.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(16.11.14)
Oyle cok pahali bir sey değil balzamik, migroslarda vs bulunuyor hep. Cok lezzetli bir sey, denemenizi tavsiye ederim.

Bir de gecenlerde bu sosun icine visne eksisi ekledim ben 1 tatli kasigi, oyle de cok guzel oldu. Hafif eksi bir tattan hoslaniyorsaniz bu tarz bir eksi deneyebilirsiniz.

Sarimsak konusunda compadrito cok hakli ama sevmem diyorsaniz eklemeyin.
0
fraise
(16.11.14)
buharda brokoli + yoğurt + zeytinyağı.

kabak + patates + yoğurt + kekik + acıbiber. (baharat koymayabilirsin de)

havuç buharda ivranç oluyor bence, çat çut ye gitsin.
0
vedat chili peppers
(16.11.14)
(13)

Keşfedilmediğini düşündüğünüz şarkılar/sanatçılar

mavidunya
Var mıdır acaba bildiğiniz çok çok etkileyici olan ama henüz keşfedilememiş kıyıda köşede kalmış şarkılar?
Var mıdır acaba bildiğiniz çok çok etkileyici olan ama henüz keşfedilememiş kıyıda köşede kalmış şarkılar?
0
mavidunya
(16.11.14)
Scott Matthew.
0
buff
(16.11.14)
0
atmaca.ged
(16.11.14)
havok.
0
barky
(16.11.14)
soul sacrifice diye türk bir grup var.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.11.14)
Yasmin Levy,
Marc Anthony,
Olga Tanon,
Helene Segara.
0
empty man
(16.11.14)
Ertuğ ergin

:(
0
emirkulu
(16.11.14)
bilenler biliyomuş da ben geçen gün bi kadın gördüm ve dinledim. adı birazdan aklıma gelir. dinleyince bayaa bi üzüldüm.

ekleme: buldum:

www.youtube.com

vay anasını, bi tane daa yabıştırıyim:

www.youtube.com
0
compadrito
(16.11.14)
the silent enigma
(16.11.14)
Metronomy biraz underrated bence
0
shejia
(16.11.14)
bilmiyorum ki çok bilinir mi: hindi zahra- www.youtube.com

@compatidro kimin bu ses diyordum ki gırgıriye'de güllü'nün söylediği şarkılar bu kadının sesindenmiş
0
shubulubapshubaptishaluva
(16.11.14)
fallulah
0
feykalade
(17.11.14)
Yerli

- On Your Horizon
nordiksimit.org

- Norrda
nordiksimit.org


Yabancı

- Active Child
nordiksimit.org

- Asgeir
nordiksimit.org

Playlist istersen de
nordiksimit.org
0
hellojack
(23.11.14)
namus ninjası
(27.11.14)
(12)

rakının yanında giden en iyi şarkılar sizce hangileri?

error522
?
?
0
error522
(16.11.14)
Kesinlikle her rakı sofrasında en az 1 kez çalınmalı

(git:www.youtube.com )
0
1tam1ayran
(16.11.14)
www.youtube.com
Rakı adabı geyiği dönecek mi burda? Heyecanla bekliyorum.
0
MouseP
(16.11.14)
m. senar
ve
z. müren
ve
a.kaya
şarkıları dışında
yine mi çiçek

akar...
0
dusmanimizkindirbizim
(16.11.14)
@dusmanimizkindirbizim açıkçası ben müzeyyen senar'ın yorumun hiç sevmiyorum. hatta nefret ediyorum diyebilecek noktada duygulara sahibim
misal: agora meyhanesi şarkısını açın dinleyin mahvediyor güzelim şarkıyı
0
🌸error522
(16.11.14)
birader kötü yorumladığını düşündüğün eserler olabilir tamam da
"titrerim müüüüücrim gibiiiiii baaaaak
tıkça istikbaaaaaalimeee" dinlemeden rakı mı olur?
0
dusmanimizkindirbizim
(16.11.14)
hicunutmam
(16.11.14)
kırmızıkaşekaban
(16.11.14)
erkan oğur, neşet ertaş, ahmet kaya, karmate
0
dinsiz adam
(16.11.14)
neşet ertaş
0
Tyler89
(16.11.14)
Kahır Mektubu
Agora Meyhanesi
Paramparça, ama Müslüm babadan

bi de rakı neden içiliyo? ona göre bi liste yapmak lâzım.

Kimi dertten içermiş, kimi neş'eden
Kimi ayrılıktan, kimi işveden
Kimi yâr elinden, kimi şişeden
Kadehim kırılmış, gönlüm artık boş
Sormayın ben niye sarhoşum sarhoş...
0
compadrito
(16.11.14)
Mustafa ozarslan; deli gonul, bir ay dogar, esti seher yeli

Guler duman; su yalan dunyaya

Yudum; turlu turlu

Ozlem ozdil; seher yeli nazli yare
0
c1b2k3
(16.11.14)
artık gaye su akyol :) nordiksimit.org
0
hellojack
(25.11.14)
(7)

kâr etmem için nasıl bir hesap yapmam gerekir?

kırmızıkaşekaban
diyelim ki;bir yere kurabiye yapıp satacağım. sattığım kişi bunun kilosunu 40 tl'den verecek. hem kendisi kâr etsin, hem ben kâr edeyim. nasıl bir hesap olmalı?bu durumda hangi bilgileri vermem gerekir bilmiyorum fakat aldığım bir paket unu bir parti kurabiyede kullanmayacağım ya da içine girecek şe
diyelim ki;

bir yere kurabiye yapıp satacağım. sattığım kişi bunun kilosunu 40 tl'den verecek. hem kendisi kâr etsin, hem ben kâr edeyim. nasıl bir hesap olmalı?

bu durumda hangi bilgileri vermem gerekir bilmiyorum fakat aldığım bir paket unu bir parti kurabiyede kullanmayacağım ya da içine girecek şeker
baharat gibi çeşitli malzemeleri.
ben başlarken (rakamı uyduruyorum) 30 tl'lik alışveriş yaptım fakat bu 30 tl'lik malzeme ile 3 parti kurabiye çıkarıyorum. benim her vereceğim kurabiyeyi kaçtan vermem gerekir?
0
kırmızıkaşekaban
(16.11.14)
40tan verecekse 25-30dan alması yeter ona. 25-30dan satmak seni de kurtarıyor anladıgım kadarıyla.
0
dusmanimizkindirbizim
(16.11.14)
Excel kullanmayı biliyosan,

girdileri kalem kalem yazacaksın. karşısına da maliyetini yazacaksın.

un
yağ
şeker
vanilya
elektrik
kıl
tüy
yün
senin el emeğin

o parti kurabiye için kullandığın malzeme miktarları ve o kadar malzemenin kaç para tuttuğu yazacak o maliyet sütununda.
sonra toplam bir rakama ulaşacaksın.
diyelim rakam
1 kilo için 20 lira çıktıysa, sen ona 30'a satacaksın.
30 lira çıktıysa, sen ona 35'e satacaksın.

peki bu hesaptaki adaletsizlik ne? senin yaptığın daha zor ve know-how gerektiren bişiy. çünkü bir standardizasyon tutturman lâzım, metodunu 'valide' etmen lâzım.

o alıyo ve satıyo. tüccar yani.

öğrenilen ders ne buradan?
ticaret yapmayı sen de öğreneceksin. hemen olmaz. ona baka baka öğreneceksin.
0
compadrito
(16.11.14)
30 liralik alisverisle 3 parti çıkarıyorsan bu isin parti basina maliyeti 10 lira oluyor.

Bunun üzerine 10-15 lira kendine kar eklesen (ki bu % 100 kar anlamina geliyor) 20-25 liraya sen verirsin en az, diger kisi de 40 liraya sataraa gayet uygun olur bence.
0
fraise
(16.11.14)
soyle hesapla
1 kilo uzerinden gidiyorum.

1 kilo kurabiye icin gerekli malzemeleri al
1 kg un
x yumurta
xx margarin
xxx

alt alta bu bir kilo unu kurabiye yapacak malzemeleri yaz.
hammaddeyi ne kadara satin aliyorsun onu yaz
muhtemelen 30 tl den daha az bir tutara mal edersin. iste isgucu elektrik vs ucretini de eklersin her turlu kar edersin.
0
exlibris
(16.11.14)
Her parti 1 kg olarak kabul edersek, 1 kg kurabiyenin sana maliyeti 10 tl + elektrik + emeğin yapıyor. Ek iş mi yapıyorsun, kira su katılacak mı bilmiyorum ama Elektrik masrafını bence dikkate almalısın, zira fırın iyi elektrik yakıyor diye biliyorum. Ay sonunda sürpriz bir fatura ile karşılaşabilirsin. Geçimini sadece bundan mı karşılayacaksın yoksa paraya ihtiyacın var mı yok mu? Sen vergi vermiyorsun belki tamam ama başka işin yoksa evdesin diye devlet senden vergi alacak. Sen vergisiz veriyorsan ve sattığın yer fiş kesiyorsa ona ekstra kdv ve gelir vergisi çıkabilir fazla girişi yoksa. Yani bu kadar teferruata girmek gereksiz olabilir ama neye göre ne kadar kar etmen gerekiyor bilmiyorum. Maliyetin 15 tl olsa ve 30tl'ye versen, günde 1 kg satsan 15 tl ayda 450 tl yapar. Bu geçimi sağlamaya yetmez. Ama aynı maliyetl 25 tl'den 10 kg yapıp satsan ayda 3000 tl net kar bırakır. Bu da vergi kira vs yoksa evde yapılacak bir iş için fena değil. Bence satıcının. 40 tl'den satmasından çok, kaç kg satacağı senin için daha önemli olmalı.
0
abtash
(16.11.14)
her malzemenin maliyetini çıkar, sonra o maliyetten ne kadar kurabiye yaptığını bul. o bulduğun rakam senin basit maliyetin.

şimdi o rakama
%3 işçilik ekle (konu net)
%1 hata payı ekle (yancak kurabiyeler için)
%2 finans maliyeti ekle (bir sonraki alışverişte malzemelerin zamlanması ihtimaline karşı)
% 5 de kar ekle (bu da senin gerçek karın olacak) bu eklediğin rakam kar olduğu için değiştire bilirsin.

mesela 1 kg kurabiye için

5 lira un
3 lira şeker
3 lira süsleme malzemeleri
1 lira baharatlar
2 lira pişere masrafı
2 lira paketleme gideri
toplam 16 lira gider.
16x%6= 1 lira bir şey yapar yani senin maliyetin 17 lira. bunun üstüne ne kadar kar koyarsan o sana kalmış. %5 altında bir rakam koyma

mantığın böyle giderse (yüzdeli usülle) karlı bir iş yaparsın. ama 3 lira 5 lira koyayım dersen batarsın
0
zugas
(16.11.14)
Vergisini unutma
0
[silinmiş]
(16.11.14)
(22)

tır şoförlüğü hk.

pescador
çocukluğumdan beri ciddi anlamda hastasıyım her türlü nakliye işinin. tır şoförlüğü, otobüs şoförlüğü, pilotluk... şöyle söyleyeyim, çocukken bayağı çekingen pısırık bir çocuktum ama ne zaman otobüse binsek şoföre sataşır, "ABİ KAÇ BASIYO??" diyen o arıza veletlere dönüşürdüm.merak ettiğim şey şu: t
çocukluğumdan beri ciddi anlamda hastasıyım her türlü nakliye işinin. tır şoförlüğü, otobüs şoförlüğü, pilotluk... şöyle söyleyeyim, çocukken bayağı çekingen pısırık bir çocuktum ama ne zaman otobüse binsek şoföre sataşır, "ABİ KAÇ BASIYO??" diyen o arıza veletlere dönüşürdüm.

merak ettiğim şey şu: tır şoförlüğünün artıları, eksileri, genel olarak şoförlerin yaşam koşulları vs. nasıldır nelerdir? şimdilik tabii ki öyle bir niyetim yok ama 25 yaşında (20'yim şu an) FUCK THIS SHIT, LET'S BEYAZ ATLET deyip de şoförlük yapmaya karar verirsem eğer yapabilir miyim? futbolcu olmak istesem olamam mesela artık. tır şoförlüğü benim için sanat. erken başlamak gerekiyo mu?

bana 200-300 şarkılık bir elektronik & endüstriyel metal DVD'si versinler, komple avrupa'yı sabah akşam dolaşabilirmişim gibime geliyor.

stresli bir iş olduğunu biliyorum. ama en aktif zamanlarında bile karşı cinsle yakınlaşamayan biri olarak zaten aile kurmak gibi bir durumumun olacağını sanmıyorum. tek başıma işte gez allah gez. güzel bi hayat olur sanki.
0
pescador
(16.11.14)
Belindeki o problemle uzun süre oturmak sana iyi gelir mi sanıyorsun?
0
Lim5
(16.11.14)
@Lim5, belimden kaynaklı değilmiş ki, belimde bir şey çıkmadı. normal her şey. belimde ağrı yok zaten pek.

@advocat, abi tır şoförü olcam demedim ki :) merak ediyorum sadece. hakkında bilgim/fikrim olsun istiyorum. okulu zaten ne olursa olsun bitireceğim. gerekirse 30 yaşına kadar ufak tefek işler yapar yurtta kalırım ama diplomayı alıcam. o cepte diyelim.

askerliği de benzer şekilde sadece merak ettiğimden, alternatif olarak sormuştum. tercümanlık yapacağımı hiç sanmıyorum. hiçbi planım yok işin açığı. serseri olcam.
0
🌸pescador
(16.11.14)
adam arkadaki yaşam alanına atmış yengeyi, her şeyleri var. yemeği tırda, yatması tırda, çayı tırda. avrupa senin asya benim dolaşıyor.
başkası koymuş içeri dambılları. mola yerinde inmiş ağırlık kaldırıyor.
beriki koymuş pedala taşı, konya yollarında uyuyor.
her tır ayrı bir dünya. sen nasıl olmasını istersen öyle.
0
namus ninjası
(16.11.14)
ben de çok istiyodum TIR şoförü olmak ama 5 milyon mil yol yapmış olan TIR şoförü arkadaşım, benim bu işi yapamayacağımı söyledi. beceremezsin sen dedi.

ben senin TIR şoförü olmanı çok isterim ama sadece 6 aylığına...
0
compadrito
(16.11.14)
abi geçen gün gece kütüphaneye arabayla gittim, dönerken bir arkadaşı bıraktım, yollar da boştu sabaha karşı. çok hoşuma gitti öyle zınk zınk vites atmak falan, yemin ederim dedim ki ben taksici olmak için doğmuşum. ama şartlar elvermiyor işte. :/
0
vedat chili peppers
(16.11.14)
Alman bi TIR şoförü görmüştük. 70 yaşına yakındı heralde. Sonunda, karı dırdırından kaçmak için bu işi seçmiş olabileceğinde karar kıldık.

vedat, senin taksici olmanı çok isterim ama sadece 6 aylığına...
0
compadrito
(16.11.14)
Tır şöförleri çok geveze oluyor, yanlarına biri gelince saçma sapan konularda 1 saat konuşuyorlar. Yalnızlık ne hallere dönüştürüyor onları...

Vücut yalama olup çıkıyor, dizler filan bozuluyor.
0
e_rsin
(16.11.14)
dizler bozuluyor + 1

sürekli hoplama zıplamadan ve uzun süre hareketsizlikten, diz eklemleri babıyı yiyo.
0
compadrito
(16.11.14)
- ömür boyu bekar kalacaksan yapabilirsin, öbür türlü ayda 1 veya belki 2 kere anca görürsün, belki bu kadar şanslı bile olmayabilirsin (yurtdışı çalışacağını varsayarak söylüyorum bunu)

- gecesi gündüzü, yazı kışı ciddi anlamda yok. eksi otuz derece soğukta fabrika bahçelerinde yükleme sırası beklersin.

- dağ başında lastik patlar, onlarca kilo ağırlıktaki lastiği tek başına değiştirmek zorunda kalırsın

- bazı durumlarda aracı kendin yüklemek zorunda kalırsın, pislik içinde geçer günün.

- yurtdışında cumartesi-pazar günleri yürüme yasağı oluyor, kafesteki kuş gibi aracın içinde zaman geçirmeye çalışırsın.

daha onlarca madde yazarım ama bu işi ciddi ciddi düşündüğünü sanmadığım için uzatmak istemiyorum.
0
tolga asp
(16.11.14)
çekerin evin oluyor. yemegini orda yapıyorsun sevişeceksen orda sevişiyorsun bir de işin dolayısıyla muhattap oldugun kişiler sana it gibi davranıyor. mesela kendi firmandakiler. bunun yanında sürekli gümrük memurlarıyla muhattap olmak zorunda kalıyorsun mecburen. yurtiçinde neyse gümrükçüler işi hallediyor ama yurtdışında da bu durum söz konusu. batıya gideceksen çok pislik yerlerden çıkıyorsun. kapıkule-bulgar ipsala-yunan. iki ülkenin de düzeni daha bozuk.
sonrasında konaklayacağın tır parkları vs hırsızlarla dolu oluyor. bilmiyorum görmüş müsündür hiç ama göt göte 2 dorseyi dayarlar mesela hırsızlıga karşı. bununla bitmiyor tabi tentelidorselerde yanda sadece bir branda koruyor onu cırt diye kesiveriyorlar ordan soyuyorlar. bir de seni zart diye yurt dışı şoförü yapmayacaklar. uzun bir süre yurt için şoförü olacaksın muhtemelen. şehir içinde dolanıp duracaksın ordan mal topla burdan mal topla. mesela istanbulda oldugunu varsayalım izmire gönderecekler seni 1 hafta duracaksın burda en az bu süre 1 aya da çıkabilir tabi. saçma sapan pis tır parklarında duşunu alıp tuvaletini yapacaksın. yeri gelecek 15-16 metrelik şeyle bi arabanın bile zorlanacağı sokaklara gireceksin.

zor yani boşver :)
0
nun
(16.11.14)
çok değerli bilgiler gelmiş! ellerine ve gözlerine sağlık yazanların.
diğer bi güzellik de, bazen direksiyondayken kakanı yapmak zorunda oluyomuşsun. ya ishalsin ya da vakit yok. bi yandan TIR sürerken, bi yandan da kağıt havluya kaka yapıp köşeye koyuyomuşsun. öyle demişti arkadaşım.
0
compadrito
(16.11.14)
kakanı yapman gerekterin durumlar oluyor büyük alıcılar genelde randevulu çalışıyor saati saatine ama öyle bir baskıyı kimse yapamaz şoföre :) bir de ne kadar çok bas dersen o kadar sikinde olmaz şoförlerin :)
0
nun
(16.11.14)
@tolga, hocam su an icin tabii ki ciddi dusunmuyorum ama alternatiflerim arasinda. yani tir soforu olacagimdan da sormuyorum, laf olsun diye de sormuyorum. ikisinin ortasi diyeyim.
0
🌸pescador
(16.11.14)
kıl dönmesi oluyormuşsun gel vazgeç :D
0
neferkitty
(16.11.14)
Senin belinde sinir kökü hasarı çıkmamış miydi mr'inda, öyle hatırladım. Zaten uyluga bacağa ayaga gider belden çıkan sinirler. Oralarda sorun yaratır. Neyse geçmiş olsun, iyi bir şey cikmadiysa. Ciddi ciddi pilotlugu, gemi kaptanlığını falan sor sen :)

Bence sen bu sevdadan vazgeç ama, bak anne tarafımda bir sürü şoför var. Otobüs, nakliye, karayolları, makam arabası, minibüs bilmem ne. Hiçbiri sağlıklı değil. Yok ben oraya gitmem daha yeni popomu koltuğa koydum diyemiyorsun, kovuyorlar. Ha çok ülke görüyorlar ama çok yoruluyorlar. Eskiden iki üç ayda ev alacak kadar kazaniyorlarmis su an ne kadar kazanıyorlar bilmiyorum.
0
Lim5
(16.11.14)
@Lim5, o işler benden geçti maalesef :( yani ben de 10 saat direksiyon sallamaktansa pilotluğu tercih ederim. işin karizmasında ya da maaşında değilim. pilotluk da çocukluk hayallerimdendir. ama herkesin hayaliydi sonuçta. hayalini kurmakla olmuyor. bu saatten sonra pilot olamam.
0
🌸pescador
(16.11.14)
Ben tir almayi bile dusundum. 350bin tl 550bg. Lik otomatik vites makine. :)

Ama aile baskisi cok kotu bir sey azizim :)
0
c1b2k3
(16.11.14)
tırcılar eskiden yurt dışı dönüşlerinde yakıt depolarını ( yedek depo da oluyomuş heralde ) ucuza fulleyip türkiye'de pahalıya satıyorlarmış. o şekilde paranın anuna koyuyolarmış. biri anlatmıştı bana da. şu an yapılamıyomuş ama heralde. sen yine bi araştır.
0
spirit crusher
(16.11.14)
size günde iki doz eurotruck simulator 2 oyununu öneriyorum.
0
mcsword
(16.11.14)
yapamazsın. belge alman gerekiyor. tabi hepsinden once tır kullanmayı ogrenmen gerekiyor ki baya zordur. sonra ehliyetini alacaksin.
sonra ya birine şöför olacaksın, ki 5 para kazanamazsın.
ya da kendine tır alacaksın (iyi para verirsin)
ondan sonra belge alman ya da bi ambar/şirket ile sözleşme yapman gerekiyor.

bu y.içi için. yurtdışı için hele hiç fikrim yok.

cok oturmuyorsun. neden dersen işi dogru yaparsan standartları var. ya 4 ya da 6 saatten fazla kullanamıyorsun zaten. ara verdiriyor sana. takometre diye bi şey var.

tır soforlugu sanat degil. fuck this shit falan zor, o camialara hiç girmediysen, o tarz adamlarla bi otur konuşta, nasıl dayanabilirsin anlarsın o zaman.

karsı cinsle ilişkin olur yollarda baya hatun oluyor :)
daha güzel bi iş öneririm :)
0
sage
(17.11.14)
2,5 yıl tırlara römork üreten bir şirkette çalışmış biri olarak şöyle söyleyeyim, yeminle en büyük zorluğu çevre. yav arkadaş, belki iki yüzden fazla şoförle tanıştım, aklı başında adam sayısı beş değildir. kesin değildir yani. birbirini yere yatırıp kafasına osuran adamlar var ya.

bu arada taşıdığın yüke göre src belgesi falan da almak gerekiyor, evet.

o kabinin içinde bulunmak ise, en fazla yarım saat zevkli. okurken çalıştığım için, üniversiteye tırla bırakıyorlardı bi dönem beni asha. bomboş yol da olsa, en sağdan tin tin gideceksin. bir yerden sonra illallah dedirtiyor. yolu yukardan görmeye alışınca bir esprisi kalmıyor.

gerisi tolga asp'nin dediği gibi. harfi harfine katılıyorum.
0
john lee hooker
(17.11.14)
Hayatinda hemen hemen Tir ve hayat kadini disinda pek birsey yok, oyle bisey.
Fena degil aslinda, koca tir, 17 metrede dorsesi var, hayatinda eksiklik hissetmezsin. Bi de hayat kadinlari, tamam iste bunlar yeterli oyle degil mi?
0
delifaruk
(17.11.14)
(16)

pazarlari hic sevmem

fraise
kucuklugumden beri en nefret ettigim gundur; hep cok kasvetli ve bunaltici bir gunmus gibi gelir bana. hele de bir de hastaysam duble bunaltici oluyor zaten. yapacak hicbir sey bulamam, dakikalari sayarim hep. disariya da kesinlikle cikmam, ertesi gun yorulacagim zaten kafasindayimdir (ki su anda ai
kucuklugumden beri en nefret ettigim gundur; hep cok kasvetli ve bunaltici bir gunmus gibi gelir bana. hele de bir de hastaysam duble bunaltici oluyor zaten. yapacak hicbir sey bulamam, dakikalari sayarim hep. disariya da kesinlikle cikmam, ertesi gun yorulacagim zaten kafasindayimdir (ki su anda ailemin yanina geldim yapacak bir isim yok yarin aslinda ama yine de inatla cikmiyorum disariya) aksam olunca da uyuyamam bir turlu. sacma sapan bir ruh hali iste.


siz sever misiniz pazar gunlerini? naparsiniz genelde rutin olarak? evde bos bos oturup dinleneyim kafasinda misinizdir yoksa bir tek hafta sonum var bol bol gezeyim mi dersiniz?
0
fraise
(16.11.14)
pazar günlerini eskiden okul var ertesi gün diye sevmezdim :)
0
rock n roll
(16.11.14)
ben de sevmiyorum. hemen öğleden sonra oluyor, sonra da yarın iş var psikolojisine giriyor insan. en güzeli cuma gecesi ve cumartesi.
0
from potomac to kuban
(16.11.14)
ben nefret ediyorum. evde olunca bütün gün aklıma yarın iş olduğu,akşam erken yatmak ve tıraş olmak falan geliyor. oysa ki dışarı çıkınca bunları unutuyorum, aklıma gelse de uçup gidiyor. o yüzden pazar günü tüm gün evde sürünmektense, dışardan eve gelince akşam bir iki saat sürünmek daha güzel :)
bugün çıkamadım, köpek gibi hastayım o ayrı :(
0
violetsky
(16.11.14)
çocukluğumda sevmezdim. nedense pazarları annemin temizlik günüydü, çamaşır yıkar, asar, yemek yapar, evi siler süpürür, kendisi banyo yapar sonra beni de yıkardı. biz de onun ayağının altında fazla durmamaya çalışarak gazete, kitap okur, hikmet şimşek'le pazar konseri programını izlerdik falan. sıkıcıydı.

şimdi pek öyle bir hissim yok, genelde dışarı çıkıp bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
0
lily briscoe
(16.11.14)
tam da şimdi bu ne biçim pazar diye duyuru açıcaktım. bi pazarı güzel geçireyim dedim bi ton ödev çıktı
0
durbikonusucaz
(16.11.14)
pazarlari ben de sevmm. okurken ertesi gun okul oldugu icin sevmezzdim. hele ki pazar aksam satleri yani tam da bu saatler.

haftalik! banyomuzu yapardik, bizimkiler izlenir ve uyunurdu. peh!

simdi de pazartesi sendromu nedeniyle sevmiyorum, ama neyse ki banyo sikligini haftada birden 5-6'ya cikardik :)
0
exlibris
(16.11.14)
-ben de bir tek ben sevmiyorum sanirdim pazarlari.

pazari seven insan mi var mk.
0
nawres
(16.11.14)
okul zamanı sevmezdim. şimdi haftasonlarına etkinlik koyduğumuzdan keyifli geçiyor
0
la noix
(16.11.14)
yav yoğun çalışanlar için gelsin bu benden: yeni bişiy keşfettim, Pazar gecesi oturup 1 ya da 2 saat, işyerindeki işini yapar ve haftanın programını oluşturursan, Pazartesi günün çiçek gibi geçiyo. Herkesin surat beş karış, sabah sabah, sendeki neşeye aptal aptal bakıyolar. İnanmazsanız, sadece bir kere olsun deneyin ve farkı görün.
0
compadrito
(16.11.14)
genelde dışarıda kahvaltı, sonrasında bazen gezmece, alışveriş.

haftanın en sevdiğim 2. günü sonuçta, sevmem desem ayıp olur.
0
[silinmiş]
(16.11.14)
pazartesileri seviyorum ben, pazar iğrenç ama. çok boktan. pazartesi sabah 5 gibi falan kalkıp çalışmam gerektiği için, genelde pazar günlerini uyuyarak geçiriyorum. e spor adamıyık, bütün futbol-basket maçları pazar günü oynanıyor. akşam 8'de mis gibi derbi oluyo maç oluyo ben uyuyorum. öyle böyle değil aşırı nefret ediyorum pazardan.
0
pescador
(16.11.14)
Ben de nefret ederim
En çok perşembe cumayı severim. Cumartesi de ertesi pazar diye az seviyorum :)
0
tolgan
(16.11.14)
sabahlarını seviyorum. çocukken annem sofrayı donatır, babam simit alırdı. gazete kokan sofrada öğlene kadar konuşa konuşa kahvaştı yapardık. sonra büyüdüm ben, taşındım başka kente. o zaman da sevgiliyi görme günüydü bana pazar. vapurda buluşur, kahvaltı yapardık..
ben sanırım kahvaltıyı seviyorum direk
0
shubulubapshubaptishaluva
(16.11.14)
www.youtube.com
haftaiçini daha bir severdim. şu 2 sene ha hafta içi ha hafta sonu hiçbir farkı yok artık.
0
bass solo take one
(16.11.14)
Cok eskiden sevmezdim ama o zamanlar zaten maldim afedersin. Simdi seviyorum, bayiliyorum pazarlara.
Ayrica hicbir zaman pazartesi sevmedigim gun olmadi
0
delifaruk
(16.11.14)
pazar akşamına kadar cuma kafasına yakın olabiliyorum. ondan sonra pazartesi yavaş yavaş başlıyor. pazar da güzeldir candır, belki bir cuma cumartesi değildir ama iyidir iyidir :)
0
arras
(20.11.14)
(3)

lağım faresi

rock n roll
selam herkese, lağım faresine karşı apartmanı ilaçlattığımızda evden gitmek gerekir mi bir süre, zehirlenme yapar mı? bir diğer sorum bu hayvan sadece giriş katta mı takılır yoksa yukarılara da çıkar mı, kapıyı açmaya korkuyorum. sanki kapıyı açtığımda üstüme atlarsa hissi geliyor. nolur çıkmaz deyi
selam herkese, lağım faresine karşı apartmanı ilaçlattığımızda evden gitmek gerekir mi bir süre, zehirlenme yapar mı? bir diğer sorum bu hayvan sadece giriş katta mı takılır yoksa yukarılara da çıkar mı, kapıyı açmaya korkuyorum. sanki kapıyı açtığımda üstüme atlarsa hissi geliyor. nolur çıkmaz deyin.
0
rock n roll
(16.11.14)
ilacın ne olduğu önemli. warfarin içerikli bi ilaçsa, sen o yemleri yemedikçe bi zararı yok.
'kapıyı açtığımda üstüme lağım faresi atladı' müthiş bi haber olurdu. şindiye kadar ben böyle bişiy duymadım. sadece, 500 senelik Kazlıçeşme deri fabrikaları Tuzla'ya taşındığında, yersiz yurtsuz kalan hayvanlar etrafta biraz göründüler ama onlar da lağım faresinin çok ötesinde başka yaratıklardı. Derilere yapışık etlerle beslene beslene evrim geçirmişlerdi. Haber oldu hemen ve duyduk.
Fare çok korkak ve ürkek bir hayvan. Üste atlayacak bi hayvan değil ayrıca. Seni görür görmez toz olmaya programlı, üstüne atlamaya değil.
0
compadrito
(16.11.14)
üzgünüm her katta görebilirsin fakat onlar iyi saklanır. genelde evde fare olduğu görülerek değil pisliklerinden anlaşılır. bir de biliyorum önemli değil fakat büyükler sıçan, küçükler fare..
zehirler de genelde kan sulandırıcı oluyor, yemezsen sana bir şey yapmaz. o solunum yollarını etkileyen zehirler böcekler için yapılıyor.
0
shubulubapshubaptishaluva
(16.11.14)
yıllar önce yaşadığım evde 5. kata kadar çıkıyordu lağım fareleri. merdivenlerde kaç sefer gördüm patır patır inip çıkarlarken.

böyle bir gerçeği sana söylediğim için üzgünüm.
0
mea maxima culpa
(16.11.14)
(12)

kafa kesme videoları

shubulubapshubaptishaluva
bunları hakikaten açıp izliyor musunuz?nasıl bir duygu yarattı sizde?az önce bir başlıkta gördüm 1080p yüklenmiş video, nasıl kaldırıyor mideniz-yüreğiniz. adam çığlık atmıyor mu? kan sıçramıyor mu? ofbir de hakikaten merak ediyorum, ağlar mısınız siz hiç? acıma duygusu yoğun insanlar mısınız?edit:
bunları hakikaten açıp izliyor musunuz?
nasıl bir duygu yarattı sizde?
az önce bir başlıkta gördüm 1080p yüklenmiş video, nasıl kaldırıyor mideniz-yüreğiniz. adam çığlık atmıyor mu? kan sıçramıyor mu? of
bir de hakikaten merak ediyorum, ağlar mısınız siz hiç? acıma duygusu yoğun insanlar mısınız?
edit: bir de cinsiyet belirtebilir miyiz?
0
shubulubapshubaptishaluva
(16.11.14)
Aglamiyorum. Icin bi garip oluyir ama uzun muzuntu hissetmiyorum. Bi videoda ciddi anlamda aglamistim ama. O da seyi anlatiyordu iste deney hayvanlari ciftlik hayvanlari vahseti falan. Insanin insani kesmesi sikmesi falan bana koymuyor.
0
Solem
(16.11.14)
Bi arkadaşım sürekli bu videolardan gonderiyordu. Midem kaldiriyor. Gayet normal sekilde izliyorum. Ama o kadar cok izlemisim ki bi gece aglayarak uyuyamadim gozumun onune geldi hepsi. O gunden beri izlemiyorum.

Pskilojiyi etkilememesi mümkün degil.
0
rayde
(16.11.14)
ben açıp izlemiyorum. niye izlemiyorum? yapabileceğim pek bişey yok zaten. var aslında, kafalarına yağan bombalar, benim ödediğim vergilerle alınıyo. bunu yapanlar, kendi reklamlarını, bizi korkutarak, beynimizi formatlayarak yapmak istiyolar. ben de bunu kabul etmediğim için izlemiyorum.

izlesem çok fazla etkilenmem, zaten maldım, bitirdiğim okul ve sonradan yaşadıklarım, iyice duyarsızlaştırdı.

ağlarım ama bunlara değil.
geçenlerde burda bi duyuru vardı. 'ben de herkes gibi hızlı öğrenmek istiyorum' demiş, geç öğrendiğinin farkında olan bi çocuk. ağla ağla bi hâl oldum.
0
compadrito
(16.11.14)
tamamını izledim nerdeyse. bana acı vermiyorlar pek, her kurban bayramında kafası kesilen milyar hayvan var, onun kadar işte. insanı ayrı tutmuyorum, hatta daha az üzülüyorum insana.
0
camino real
(16.11.14)
ben kucuklugumden beri televizyonda aglayan bebek bile gorsem kanal degistiren, odadan cikan bir insanim; kafa kesme videolarini izlesem agir bunalimlar geciririm herhalde.

bu halimle tek bir sefer suriye'de kafasi kesilen bir askerin fotograflarini yayinlamislardi, onlara bakmistim. su an bunu yazarken bile aklima geldi, kanim cekildi valla. 3 gun kendime gelememis, hortlak gormus gibi dolasmistim. 'nasil bir dunyada yasiyoruz biz?' sorusu gunlerce aklimdan cikmamisti.

normalde bana bir sey yapilinca veya birine uzulup kizinca kolay aglayan biri degilim ama boyle seylerden etkileniyorum. karsimda biri aglarsa hemen benim de musluklar aciliyor. soma, karaman kazalarinda her haberleri izledigimde agladim, gezi donemi abdullah comert oldugunde sabaha kadar goz yasi doktugumu bilirim.

insana uzulmuyorum ben kafasinda olamiyorum ne yazik ki. insanin herhangi bir canliya yaptigi caniligi aklim almiyor, alamiyor. canimi acitiyor her daim. ha bu olanlari yenisi gelinceye kadar bir sureligine de olsa unutuyorum, atlatiyorum. zaten unutmasam bu dunyada yasayamam. hatta 'ne igrenc bir canliyim ben?' diye intihar etmistim simdiye kadar.

not: benzer sebeplerden dolayi 5 yasindan beri et de yiyemiyorum mesela.
0
fraise
(16.11.14)
izlemedim, izlemeyeceğim. çok etkileneceğimden değil. hali hazırda bu tarz olayların yaşanıyor olduğunu bilmek ruh halini yeteri kadar bozuyor zaten. izleyip izlememek çok bir şey değiştirmez.
0
sckxyss
(16.11.14)
Asla izlemem,paylasan arkadasimida engeller gerekirse silerim.
0
cizgilipijama
(16.11.14)
bi internet imageboardda keçileri ezen tır görüntüsü (animated gif) insalarda büyük şoklara yol açmıştı. demişlerdi o kadar kafa kesme izledim bu ilk defa etkiledi beni diyorlardı..
biri çıkıp açıkladı sonra, işte insanların ne mal olduğunu biliyoruz, içlerinde yaşıyoruz, onlardan biriyiz, öldürülmelerinde mutlaka bir haksızlık olmayabiliyor. hakeden bile oluyor ama hayvanları masum kabul ediyoruz, onların ölümleri daha çk etkiliyor bizi dedi.

bir de, biraz iğrenç bir şey anlatıcam şimdi, okurken dikkat edin ya da okumayın.
ben bi defa bi tecavüzcünün şeyini kesip ağzına tıkıştırmışlar, onun fotoğrafını koymuş mankafa sözlükçünün teki, boş bulundum açtım, yani konu pedofiliydi başlık kesinlikle kesmeli biçmeli değildi o yüzden boş bulundum linke tıkladım, lan görüntü indiği gibi bi kazındı aklıma. anlatamam.
kaafa kesme olsa o kadar şiddetli olmazdı tepkim. askerde tabip bi komutan beni bi araştırmasında kontrol grubu olarak kullandı, slayt gösterisi izletti, böyle pkk, asker, çatışma, operasyon görüntüleri, iki taraftan ölüler, otopsi öncesi fotoğrafları falan. bekliyordum ama.. böyle çiçekle böcekle manzarayla başlayıp apo fotosuyla bitiyordu, şiddet kademeli artıyordu. o zaman gördüğüm kurşun delikleri de aklımda. ama en çok cinsel uzuvlar civarı, kasıklardaki bacaklardaki hasarların görüntüsü etkilyor beni.

şahsi açıklamam, bu uzuvlarım gözümün önünde, sırttaki bir kurşun deliği etkilemiyor çok, boğaz kesme biraz etkiliyor ama görebildiğim yerler, lok bacak ve kasık civarı, cinsel organ, bunlara gelen zararlar aşırı etkiliyor beni. kendi vücuduma aynasız göremediğim yerlere karşı hissizim.
0
namus ninjası
(16.11.14)
erkek
izliyorum normal bi şekilde. etkilenmiyorum. vay amk, bunlar insan mı, din işte vb tepkiler veriyorum
0
durbikonusucaz
(16.11.14)
1 tanesini bile izlemedim. Bilinçli olarak izlemiyorum. Dayanamayacağımdan vahşetinden vs değil. Bu aptal yapay örgütlerden (el kaide, ışid vb) sıkıldığım için. Körler sağırlar birbirini ağırlıyor, yırtık dondan çıkar gibi ''terörist yapılanmalar'' ortaya çıkıyor. Millet televizyondan hayatı yaşadığı için 1080p lik kafa kesme videosunu izleyip kabus görüyor. Çoluk çocuk bi tıkla izliyor görüyor. Korksan ne olur? Üzülsen ne olur? 5 yıl sonra fışid çıkar zaten. Onlar da 3d yayınlarlar artık. Etkilenmeyenlere de ruhsuz duyarsız derler. Bu devran böyle sürer gider.

Cinsiyet, k.
0
buzbebek
(16.11.14)
Adam meslek olarak icra ediyor, anlatmış. www.youtube.com
0
Solem
(16.11.14)
Show no mercy zamanlarında bu tür içeriklere bakardım ama şimdi bir insanın işkenceyle ölümünü izlemeyi ölene saygısızlık olarak görüyorum.
0
arnold schwarzeneger
(17.11.14)
(3)

Akımlarda basa "neo" gelince

PearlJam
Akımlarda basa neo eklenince bunun genel bi anlamı oluyor mu? Mesela; neo-realism, neo-liberalism, neo-idealism...Nedir bu neo??
Akımlarda basa neo eklenince bunun genel bi anlamı oluyor mu?
Mesela; neo-realism, neo-liberalism, neo-idealism...

Nedir bu neo??
0
PearlJam
(16.11.14)
yeni
0
compadrito
(16.11.14)
Yeni anlamında ön ek. tr.m.wikipedia.org
0
Lim5
(16.11.14)
günümüz/meydana çıktığı günün şartlarıyla harmanlanıp "yenilenmiş" hali.
0
bass solo take one
(16.11.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.