İlginç bir gözlem. Kendi açımdan şöyle doğruluğu var, yolculuğa çıktığım gün dağılıyorum, sonradan toparlıyorum. Aslında ilk gün de sürüyorumdur da ruju, o yolculukta heder olup gidiyordur. Sonuçta ilk hazırlandığı hali ile kalmıyor hiç. Ruj da zaten yarım saat, bilemedin bir saat içinde yenip giden bir şey, kalıcı olanlardan değilse.İlk gün oradan oraya git, bavulla birlikte buradan buraya sürüklenle, "Aman, oraya nasıl varılıyordu" kısmı ile geçtiği için rujsuz kalıyordur, yenilemeye ya zaman, ya ortam ya da hal veya mecal kalmıyordur. İkinci gün dinlenip kendine gelince ruj da geliyordur. Bir de dönüş günü dağıtıyorum aynı şekilde.
Ekleme: Aynı şey giysiye de oluyor. Yolculuk sırasında rahat olayım diye, rahat ne varsa giyiyorum. Zaten geç otele vardıysam ve yol çok çok uzunsa, o gece pestilim çıkmış oluyor. Yol giysileri ile bir yerde yemek yedikten sonra, bir duş alıp yatıyorum. Ertesi gün yol giysileri kirliler arasında yerini alıyor, ben de dinlenmiş bir şekilde kalkıp giyinebiliyorum doğru düzgün. Normalde ruju da kıyafetin rengine uygun seçerim, çok renk rujum var. Yol yorgunluğu ile o renk uyumunu göremeyebiliyorum, hatta "Ruj nedir" noktasına kadar gelebiliyor, mala bağlayabiliyor benim kafa.
0