Caddebostan deyince İstanbul'dasın sandım.Sonra İzmir dedin kafam karıştı.
Çim sıcaktan çok fazla haz etmeyen bir bitki. Onun için İstanbul coğrafyası İzmirden daha şanslı çim yetiştirmek için. Yani İzmirde asla İstanbuldaki kadar güzel çim elde edemezsin.
Sen birçok şeyi aynı anda istiyorsun. Yani hem simidin tam olacak hem karnın doyacak türü bir şey.
Sana %50 Lolium Perenne, %30 Festuca Rubra %20 Poa Pretencis cimlerinden elde edeceğin bir karışım önerebilirim. İyi bir bakımla ve çok fazla ezmemek kaydıyla ve biçme zamanlarını aksatmazsan halı görüntüsünü sağlayabilir.
Bir de şu var. Köpek patisi çime hiç yaramaz. köpek kulübe çevresinde ağzınla kuş tutsan çim olmaz.
Söylediklerimin hepsi güneş gören bahçeler için. Eğer güneş görmüyorsa Fare kulağı dışında bir seçeneğin yok ki o da hiç basılmayı sevmez ve hiç de güzel görünmez.
İzmirde Mart ayı ekim için uygun. Hem güneş kendini gösterecek. ve hem de İzmir sıcağı henüz başlamamış olacak.
Söylediğim karışımı kendin de yapabilirsin. O oranlara yakın olacak şekilde hazır da bulabilirsin. Metrekareye 50 gr yeterli olursa da sen o kadar da cimri davranma.
Kolay gelsin.
Biraz sarı olsun canım üzerinde tepinmek istiyorum dersen de Bermuda Grası önerebilirim. Hem basılmaya mukavim, hem sulamayı azıcık aksatsan diğerleri gibi hemen ölmez. Hem bahçede ara ara ekip güzel bir bakım yaparsan iki aya tüm bahçeyi kaplar şekilde yayılıcı özelliği vardır, hem biçmeyi azıcık aksatsan sapa verme problemi yok. Aslında İzmir'in Akdeniz'in çimi bu.

abi çok teşekkür ederim bilgiler için.

bahçe güneş görüyor, otomatik sulama vb. sistemlerimiz de var, sulamada da sorunumuz yok yani.

önde küçük bir bahçemiz var, orda biraz deneysel şeyler denedim.

www.intfarming.com

şu çimi ektim.

ibb.co

kasım sonu ekmeme rağmen hayvan gibi büyüdü ve çok sağlam gözüküyorlar. budamasını geciktirmek zorunda kaldım, çünkü aralıksız 20-25 gün yağmur yağdı. bu haftasonundan sonra uzun bir süre sağanak yağış olmayacağı için, bu hafta sonundan sonra biçeceğim.

ugandadan devam etmemi önerir misin peki bu durumda? yoksa dediiğin formüllerden devam mı?

Uganda çimi ne ola ki diye Google'a baktım. Bermuda Grass'mış :)
İzmir'de kış şartlarında istediğin koyu yeşil rengi verir de yazın renk açar, daha açık renkli bir şey olur. Onun dışında bir sıkıntısı yoktur. İyi taraflarını daha önce anlattım.

Biçmeyi geciktirirsen ki geciktirmişsin. Hem sapa verir. Tüm dalları budanmış ağaç gibi dımdızlak kalır ve birkaç biçim zamanına kadar kendini zor toparlar ve hem de tırpan değil de normal makineyle biçiyorsan sıkıntılı olur, yolunur.

Hangisinden devam edeceğine sen karar ver. Rengi biraz açık olsun farketmez. İzmir için uygun olanı olsun dersen Bermuda grass. Yok illa koyu yeşil halı gibi olsun. Nazlı olsun farketmez, gözüm gibi bakarım diyorsan da söylediğim karışım.

Not: Çiçek tarhı, ağaç gövdesi, obje, girintili çıkıntılı duvarların kenarı falan varsa tırpan, düz alanlarda klasik makine öneririm. Düz alanda tırpan kullanmak ustalık gerektirir.

Sıcakta gündüz sulaması faydadan çok zarar getirir. Akşam ya da gece sulaması iyidir.

Kışın, yanmış elenmiş büyükbaş hayvan gübresi vermek iyidir. Ekim yaparken ve ekim öncesinde de verilmelidir. Ama organik gübre çok yabani ot tohumu taşır.

Yabani ot 12 ay boyu özellikle yağmur sonrası toprak ıslakken köküyle sökerek bölgeden uzaklaştırılmalıdır.

Ağır topraklarda 3-5 yılda bir kök havalandırması, ayrıca kumlama yapılmalıdır. Bilen biri tarafından
vs

@mirket,

evet evet budamayı geciktirdim. ama ön bahçe küçük 5-6 metrekarelik bir alan. orda deneme yapmak istemiştim, 3-4 farklı çim ekip beğendiğimi etrafa ekecektim.

rengi açılsa da sorun değil, eğer her daim sağlıklı vs. kalıyorsa.

@Mirket,

hazır yakalamışken :)

ben şimdi bahçivanları martta çağırmayı düşünüyordum. Hem tüm bahçeyi bellesinler, hem gübreleyip ekim yapsınlar diye.
eğer dersen ki kışın 1-2 posta belletip gübrelet, sonra martta ektirirsin. öyle yaparım. yoksa hep bir arada olursa daha faydalı olur dersen de, onu yaparım. :)

Toprağı ne kadar belletirsen o kadar iyi. Yabani ot tohumlarını öldürmüş olursun, toprak havalanır falan. Ama bahçıvana vereceğin paraya değer mi konusu var. Ben yapmazdım. O kadar zengin değilim :)

Hem bellenebilmesi için toprağın bi miktar suyunu çekmesi lazım. Yağmur mevsiminde zor o. Bele yapışır kalır.

Bu arada ekim için Mart dedim ama. Küresel ısınma falan derken biliyorsun mevsimler sapıtmış vaziyette. Bir hafta güneş göreceğinden emin olduğun gün aban olaya. Martı bekleme.

@mirket süper abi teşekkür ettim.

bi de izmir zaten çok 10 derece altına düşmediği için, bence de scope'ta çok soğuk olmadığı bir dönem yapıştırıp geçerim.

ben 15 aralıkta da çim ektim, izmirin en soğuk olduğu günlerdi belki de (kasım sonu da aynı şekil) onda da başarıyla çim alabildim. (deney yapıyoruz)

----

belletme işi için de, bizim bahçe 200 metrekare vs. benim gücüm yetmez diye düşünüyorum. belleme makinası falan gerekir, ona da 4-5bin vermek mantıklı olmaz diye düşündüm. o yüzden gelip belleyip gitsinler, tırmık vs. işini ben çözerim diye düşündüm de. bilemedim.

Madem deney yapıyorsun şöyle bir şey yap.

Daha önce diktiğin bermuda rubraları biçmeden kökleriyle sök. Her bir kökü diğer bahçede birkaç karış mesafeyle domates fidesi eker gibi ek. Sonra bahçeyi düzenli sula, gübrele ve yabani otlardan arındır.

Bakarsın üç ay sonra yeni ekime gerek kalmayacak kadar yayılıp bahçeyi kaplamışlar.

Bermuda rubranın diğer çim çeşitlerinde olmayan öyle bir güzelliği var. Yayılır.

Zoysia çimine de bir bakabilirsiniz.

@clia,

zoysia çimiyle ilgili de içerikler izledim. ama hep zoysia çiminin satışını yapanlar içerik paylaşmış. tarafsız, düz kullanıcıların pek videosuna rastlamadım. o yüzden şu aşamada güvenemedim. onu da belki bahçenin bir bölümünde deneysel olarak kullanırım 5-10 metrekarelik bir alanda. öğrenmek için :)

donuk ekmek almıyorum, tazeyken dilimleyip buzdolabı poşetiyle derin dondurucuya koyuyorum, günlük ne kadar yiyeceksem çıkarıp kendi kendine çözünsün diye bırakıyorum

İstediğin normal ekmeği alıp dilimleyip dondurucuya koysan?
Ben öyle yapıyorum.

taze al buzluğa at

alıp buzluğa koyduktan sonra çözdürmek için airfryer işe yarar mı?

Biz de öyle yapıyoruz. Sadece ekmek de değil; lavaş, simit, poğaça, börek, vb. Fırından yeni çıkmış gibi oluyor.
Bunları donuk halleriyle de çıkarıp çözdürebilirsin, doğrudan donuk halleriyle de ısıtabilirsin, biraz ısınma süresi uzar o kadar.
160-180 derecede 3-5 dakika yeterli olabiliyor.

@oldz ister yemekten bir iki saat önce kendi halinde çözünmeye bırak ister hızlıca fırın/airfryer ile çözdür, bir kere yapınca süreyi çözersin zaten

2 sene önceye kadar hep paket ekmek alıyorduk (migros'tan). fiyatlar uçunca artık fırından 2-3 tane alıp, ihtiyaç fazlalarını buzluğa koyuyoruz.

Yakın zamanda ben de mavi ekran ve kaynağı bilinmeyen birkaç sıkıntıdan dolayı 10+ senelik bilgisayarımı bir elden geçirmiştim. Şimdi canavar gibi, hiçbir sorun kalmadı. Yaptıklarımı hatırladığım kadarıyla sıralayayım, belki yardımcı olur:

Statik elektriğe dikkat. Halıya basmadan, kediyi sevmeden, yünlü giymeden, bir el sık sık şaseye dokunarak yaptım aşağıdakileri.

Anakart pilini kafadan değiştirdim.

Disklerin sata kabloların anakarta giriş noktaları biraz gevşekti, diğer sata portları ise sıkıydı. Onları kullandım.

İki ram modülü vardı, 1. yuvada ve 3. yuvadaydı. 1'dekini 4'e, 3'dekini de 2'ye aldım. Yani ramleri kullanılmayan portlara yönlendirdim ve sıralamalarını değiştirmiş oldum, çift kanal özelliğini kullanmaya devam ederek. Bir de ipa'lı (izopropil alkol) kağıt havlu ile ramlerin sokete giren bakırlı kısımlarını sildim.

Evet arada kasanın toz temizliğini yapıyoruz ama, uzun yıllar sonucu bir yerlerde biriken ince toz sıkıntı olabilir. O yüzden kalın bir pipetle anakarttaki bütün portların, soketlerin içine güçlü bir şekilde üfledim.

Yıllardır klavye ve fareyi aynı USB2 portlarına takardım, tabi ki onları da kullanılmayan portlara yönlendirdim.

Ve bütün bunlardan sonra mavi ekrandır, kilitlenmedir, kapalıyken açılmamadır, vs. bunların hiçbiri kalmadı.

www.thewindowsclub.com

Bu ise yarayabilir

Intel'in Rapid Depolama Teknolojisi isimli bir yazılımı var, enerji tasarrufu için kullanmadığınız diski belli bir süre sonra uykuya alıyor, siz o diske tıkladığınızda ise uyandırıyor. Bu yazılım ekran kartı sürücüsüyle birlikte yükleniyor. Kontrol edin, sisteminizde mevcutsa ayarlardan kapatabilirsiniz.

@kisa, oradaki tarifin aynısını yaptım ama malesef hala aynı.

@zaman ilac degil insanlar unutkan, baktım öyle bir uygulama yüklü değil.

Başlat'a basıp arama kutusuna dxdiag yazdıktan sonra Enter'a basın. Açılan pencerede Tüm Bilgileri Kaydet butonunu göreceksiniz. Kaydedin, bu *.txt dosyasının içeriğini justpaste.it adresine yapıştırın ve oluşturulan bağlantıyı özel mesajla gönderin, inceleyeyim.

Başlat'a basıp arama kutusuna Komut İstemi yazdıktan sonra farenin sağ tuşuna basarak Yönetici Olarak Aç seçeneğini seçin. Açılan komut penceresine aşağıdaki komutları yazın. Her bir satırdan sonra Enter'a basın. Tamamlanınca bilgisayarınızı yeniden başlatın.

powercfg -change -disk-timeout-dc 0
powercfg -change -disk-timeout-ac 0

Yalnız yaşıyorum.
İki ay kadar önce Mi aldım.
Sağlıksızlığı nedeniyle bugüne kadar hiç kızartma yapmamıştım. Şimdi, biber, patlıcan, kabak, patates kızartmasına doydum desem yeri var.
Fırın ve mikrodalgayı çöpe atabilirim.
Buzluğu donmuş somonla doldurdum.
Yine buzluğa yarım kesilmiş simit koyuyorum. Çıkarıp 3 dakikada çıtır çıtır simit, çayın yanında harika oluyor.

mart ayından beri xiaomi kullanıyorum, yalnız yaşıyorum ve çok memnunum. yedi aydır maximum 3 kere fırın çalıştırmışımdır. bir çok şeyi az yağla, az miktarda yapabiliyorsun. ben ısıtma için de sık kullanıyorum. temizliği fırın gibi değil, pratik.
çok kişi için bir anlamının olduğunu düşünmüyorum, olumsuzluk aklıma gelmiyor. yuvarlak model tefalden ve küçük philipsten yakınlarımda var. pek bir farkları yok. fiyatı hangisi size uyuyorsa onu alabilirsiniz.

Hem tefal hem philips kullandım. Lezzet açısından açık ara tefal diyorum ama iç hacimde de philips önde . tefalde kek pattes davuk sebze yapıyorum. Philipsi çok kullanamadım

1.5 aydır kullanıyorum. gayet memnunum.
sadece üstten de olsa hava içeride geziniyor, pişirmenin yarısında bir tur çıkarıp karıştırırsanız çok etkilemiyor üstten olması.
philips xxl. yalnız aldıktan sonra fark ettim, benim beslenme alışkanlığıma göre hacimden ziyade konulan alanın genişliği daha önemliymiş. hacmi daha küçük olsa da aynı alan genişliğine sahip başka marka da işimi görebilirdi sanıyorum.

is arkadaslarim övup duruyor alin bence. yemek yapsam alirdim. burda bile cok sík konusuluykr hatta hususi yemek tercihlerini buna gore degistiriyorlar

Philips'in büyük boyunu kullanıyorum. Kesinlikle öneririm. Aldığımdan beridir, kullandığım her gün elektrikten, gazdan, yağdan ve vakitten tasarruf ediyorum. Fırından daha az yakıyor çünkü içerideki alan ufak ve kapalı, ısıtması ve ısıyı koruması kolay oluyor. 6 dakika bir şey pişirsen 3 dakikası rezistans kapalı çalışıyor. Ön ısıtma yapmana gerek yok. Ben tostları bunda yapıyorum, çıtır çıtır oluyor.

Ne pişirirsen yağsız (ya da çok az yağa bulanmış) olarak pişirdiğin için, yiyeceklerin gerçek lezzetini almaya başlıyorsun, diğer türlü kızartma yaptığın yağın tadı da eşlik ediyordu.

Üstteki fan, kızgın havayı çok güçlü basıyor. Eğer hafif bir şeyler koyarsan içeride uçuşabiliyor. Cihaz kızgın havayı yiyeceğin her yerinden, üstten alttan sağdan soldan önden arkaya donatıyor.

Birçok türde et denedim, çok güzel pişirdiği gibi, enteresandır mangal lezzetine yakın pişiriyor.

Ben ömrümde yediğim en lezzetli dana ciğeri bunda yedim.

Hamur işi ürünleri, fırından yeni çıkmış hale getiriyor.

Başlarda tek sıkıntısı süre ve ısı değişkenleri. Bunları da deneme yanılma yoluyla kendi damak tadına uygun bir şekilde hemen öğreniyorsun.

az koy, az.

ekmegi onden pisir.

kenarlara hata payı bırakmak.

Ekmeğin kenarı ile kaşar arası mesafe artmalı. o zaman kaşarı az oluyor diyorsan onu da bütünüyle eritme istersen.

az koy

az koy, kenarlarda pay bırak.

kaşarı ortaya, lahmacunun arasına salata koyar gibi koy

yağlı kağıda sar tostu, öyle bas. taşsa da içine geri basarsın, makine de pislenmez.

ben de benzer sorundan muzdariptim. zira peyniri çok sevdiğimden tosta da bolca ekliyordum. çözümü ise tost ekmeğini koyduktan sonra hem hiç bastırmayarak hem de kısa süreli ısıtarak buldum. ekmeği minicik aralayıp elimle peynire dokunuyorum, erimeyeyazmışsa makineyi kapatıp, 30 saniye daha bekletiyorum. onun bir sınırı var, ve o sınır çok hızlı ani olarak geçiliyor. o zaman makineye akmasa bile yerken yanlardan akıyor. bizim gibi bol ve kalın peynir dilimli tost sevenler için özetle:

1. ekmeğe bastırmayın (bu zorunlu değil ama başarı oranını etkiliyor. illa ki bastırmak istiyorsanız 3. adımı daha sık gerçekleştirin)
2. kısa süreli ısıtın
3. peynire dokunarak kontrol edin.

rendelenerek veya julyen dilimler şeklinde konulmalı.

tost ekmeği değil de bakkal somunu kullan (ben daha çok seviyorum) ekmeği ikiye böl kenarları kesme kapalı kalsın sonra doldur doldurabildiğin kadar ağzına yakın pay bırak tabi afiyet olsun

su capraz kesen kaliplar var ya onlarda kasar iceride yumusacik hapsoluyor. baslarda hic sevmezdim ucgen kesilmis tost, sonra bu ozelligini fark ettim. kenarlarda da cerceve var muhurluyor gibi... ama tabi bunun icin makine mi alcaksiniz simdi...

ornek: cdn.dsmcdn.com

İstediğiniz durum için, ısınan yüzeyler arasına tahta kaşığın sapı gibi bir şey koyabilirsiniz, böylece ısınan yüzeyler tostu sıkıştırıp kaşarı firar ettirmesin.

Bleach bi yerden sonra tam bir çöp. Hangi bolum hatirlamiyorum ama.

Evet genelde uzun olabiliyor ama icini guzel dolduranda da hic sikmiyor

Zamanında o 4 bölümü bir ayda hafta hafta izleyerek büyüdük. Şimdi tüm bölümler elinde, 4 bölüm dediğin en fazla 1 saat.(intro-outro-flashback hariç)
Netflix, tiktok gbi uygulamalar yüzünden tüketim hızı bu dönemde inanılmaz yüksek. Haliyle uzun dövüşler yeni nesli sıkabiliyor. Ama yine de şu an devam eden bir animeyi haftalık takip etmiyorsan çok sıkıntı olmaması lazım.
Ben hala arada aizen fight'ını açar izlerim mesela. Güç, dövüş içerikli animelern neredeyse hepsi böyle. Korkutmayan korku filmi aramak gibi bir şey istediğin hehe.

Bleach bence müthiş bir anime ayrıca konuşmalar olmasa dövüşte anlatılmak istenen mubala ve övgü de silinikleşeceği için dövüşte ortaya çıkan o diğer formların senin gözündeki yeri de silinikleşecek.. özetle o konuşmalar aslında omlet yaparken içine tereyağ eklemek gibi. Lezzetine lezzet katıyor. Uzakdoğu saf gurur ve gelenek göreneklerle dolu bir kültüre sahipken konuşmamalarını beklemek olmaz :)

Çoğunda durum bu. Ama olay da biraz bu aslında. Kozların paylaşımı, güçlerin detaylarıyla sergilenmesi.

Patavatsız.

pürtelaş

tez canlı

Birçok şey denebilir de, arkadaş denmez mesela.

Yumurta kabuğunu fırınla, sonra havanla ez. Muz kabuğuyla karıştır. Blenderdan geçir, altına dök. Bir de çift saksı olunca bir gün kazara fazla su verirsen dreyn edemez, çürütürsün.
Benjamin'mi o garibim?

Merhaba sahiplendirmek istediğiniz bitkinin adı nedir? iç mekana uygun mu?

valla isimleri ne bilmiyorum. benjamin lafları dolanıyordu bi ara, benjamin'dir heralde. iç mekan bitkisiymiş. ofis ortamı olduğu için belirli zamanlarda güneş alıp sabit kalabilecekleri bir yerde değiller. ikincisini benim kurtarmam imkansız. ilki daha çetin olduğundan kendim halledeceğim ama sir benjamin bitkison'u almak isteyene vereceğim. başka şansı yok.

1 için konuşuyorum, o yukayı unutun ve su vermeyin. sulama yapacağınız zaman da (ayda 1 yeter) saksının dibinden az miktarda su vermeniz yeterli. sıcak sever, hava akımı sevmez, toprağı kuru ister, her şeyi düzgün yapsan da ne uzar ne kısalır lanet ama güzel bir bitkidir :)

Hasta benjamine talibim.

aydinlatmali klavye deyip fiyata gore siralayip arayacaksiniz. RGB olanlarin bazilarinin isiklari kontrol edilebiliyor yazilimla, tek renge cevirebilirsiniz. yani RGB yapiyor diye ille butun renkleri kullanmak gerekmiyor ama her klavyede ayarlanabilir degil bunlar dikkat!

www.n11.com

www.n11.com

Logitech g105
İki kademeli mavi aydınlatması var

mekanik klavyeler kafamı şişiriyor arkadaşlar. ben şunun 2000 lira olmayanını arıyorum. www.vatanbilgisayar.com

logitech craft turunun tek ornegi klavyelerden. malesef onun gibi ama o fiyatta olmayan klavye bulamazsin. yurtdisindan biri getirirse daha ucuza gelebilir. bu arada fiyati baya dusmus bir kac ay once 3000 lira civariydi diye hatirliyorum, neden bilmiyorum. hepsiburada'da falan kampanyada 1600 civarina gidiyor ilginc. ama butcenin cok ustunde o konuda haklisin.

bu arada ozel mesajdan da yazmistin, yazma ergonomisi konusunda fiyatina ragmen elindeki klavyelerden cok farkli olmayacaktir logitech craft. estetik falan cok iyi ama ergonomi acisindan normal klavyelerden farki yok. programcilar su klavyeyi sever genelde: www.hepsiburada.com en azindan ergonomik bir esprisi var ama yine butcenin uzerinde.

demek istedigim, ergonomi ise mesela tuslarin yerlestirilis sekline falan bakmak gerekiyor estetikten cok. mesela en ergonomik klavyelerden biri şudur: kinesis-ergo.com

turkiyede yoktu en son, cok da pahali tabii. yine de daha ucuz boyle split klavyeler var kol bilek sagligi icin onlara bakabilirsin. ışıklı olmayacaktir cogu ama klavye ustune bir led lamba ile onu halledersin.

Şunu yıllar önce 50 liraya almıştım:
cdn.akakce.com
Mekanik değil, chiclet klavye, tuş yüksekliği düşük, yazması rahat. Aydınlatması da güzel. Tek sorun şimdilerde pek bulunmuyor olması.

Tavsiyem, yazması rahat bir klavye bul, ışıksız. Bir de ufak USB masa lambası (sarı ışık) ile klavyeni aydınlat.
Hem ışığı var diye stilini beğenmediğin bir klavye kullanmak zorunda kalmazsın, hem de çok daha ekonomik bir çözüm olur.

Tamamen kuruladığınız halde yine her prize takışınızda sigortaları attırıyorsa, ilk sigortayı attırdığı an oluşan yüksek ark sıcaklığından ötürü, cihazın bir yerinde kalıcı bir kısa devre (iletken yol) oluşturmuş olabilir, bir ihtimal. Bu durum kablosunun içinde bile oluşmuş olabilir.

Bir de klişe de olsa işe yarayan pirinç içinde bekletme yapabilirsiniz. Bir poşetin içine yarım kilo pirinç, ve sökebildiğiniz kadar söktüğünüz cezve parçalarını koyarsınız, poşetin ağzını sıkıca bağlayıp evin sıcak/güneş gören bir yerinde 1 gün kadar bekletirsiniz.

Açılabilen her yerini açıp güneşte yeteri kadar bekletin, içinde kalan su varsa buharlaşıp uçsun. Sonra tekrar deneyin, sigorta yine atarsa kablo > buton > rezistans sıralaması ile kontrol etmeli.

Borunun duvara gelen kismina vida ile kornişe giren baglantilardan takin sonra bu baglantilarin hareket etmemesi icin onune ve arkasina vidali durduruculardan takin bilmem karışık mi oldu

"Kilitli perde ruleti"
Paketi 5 lira kadar.
Ruletin klipsini açıp, rustiğin halkasını geçiriyorsun. Ruleti de normal bir şekilde kornişe geçiriyorsun.

Prizlerde toprak bağlantısı yoksa bu şekilde çarpar, eğer toprak bağlı değilse direkt ordan yürüyebilirsiniz.

Edit: Prizlerde dedim ama, tek bir prizde bile toprak bağlı değilse yine çarpar. Hepsini kontrol edin ederken.

statik elektrik bina tesisatı ile alakalı bişey değil. siz çarpılıyorsanız nerede yüklendiğinizi bulmanız gerek. mesela yerler halıflex mi? oturduğunuz sandalye veya kanepe poliester kaplama mı? örtü vs varsa malzemesi ne?

Yalınayak dolaş evde terlik giyme. Özellikle altı lastik terlik giyme.

Apartman eskiyse toprak hattı yoktur veya sizin dairede mutfakta sadece toprakla ilgili sıkıntı vardır. Dediğiniz gibi çarpılırsınız ve bazı elektronik cihazlar (ups falan gibi, üzerinde anakart vb. olan cihazlar) bozulabilir ve garanti dışı kalabilir. Elektrikçiyi çağırın ve apartmanda toprak hattı var mı yok mu ona baksın, ona göre keşif yapıp fiyat versin.

sttc +1

Elektrik kaçağı olsa, Tanrı korusun, sadece çıt ile kalmaz.

Fırın, metal evye, buzdolabı gibi metal yüzeylere dokunduğunuzda çıkan çıt sesi aslında bedeninizde birikmiş statik elektriğin topraklanma sesidir, aslında iyi bir şeydir. Bedende birikmiş enerji miktarına bağlı olarak sesi (ve bazen acıtma oranı) yükselir.

Sadece mutfakta değil, banyo musluğuna dokunduğunuzda da, herhangi bir radyatörün metal kısmına dokunduğunuzda da boşalır.

Yani evinizde bir sıkıntı yok.

Tecrübelerime göre en çok statik elektrik yükleyen şeyler şunlar:
- Plastik sandalye (özellikle bacakları yere sürttüğünde)
- Sentetik giysi, kazaklar, çorap, vs.
- Sentetik halı, yer döşemesi, vs.
- Tüylü dört ayaklı dostlarımız.

İkinci sınıf laminat parke kullanılmış yerlerde çok sık rastlanan bir durum.

topraklama sıkıntısı var gibi.

bu kamu spotunu destekliyorum. isinmanin ergonomik sorunlari bir yana laptopunuzun omrunu ciddi anlamda yukseltiyorsunuz da. surekli yuksek isilarda calisan laptoplarin ekran kartlari ozellikle 2-3 sene icinde bozulma egilimi gosteriyor ve tamiri olmayan bir olay.

bilgisayarınızı hiçbir zaman zemine sıfır çalıştırmayın. altında illa ki birkaç cm'lik boş yer olsun ki fan hava alsın. özellikle halı vs. gibi tozlu yüzeylere sakın ola ki koymayın bilgisayarı.

Ben de üşeniyorum çünkü bilmiyorum, youtubedan izlenip yapılabilecek bir şey mi cidden? Bir kaç video izledim fakat hiç tecrübeli değilim bu konularda iyi edeyim derken bilgisayardan olmayım.

Sonra bilgisayar elinizde kalsin dimi :) Size kolay gelebilir ama el yatkinligi olmayanlar icin riskli.

@nickyazmaksartmibulamadim, Bu konuda tecrübeli bir arkadaşınızdan rica edebilirsiniz, macun değişimi dahil 1 saati geçmez bir işlemdir. Aslında cihaza da bağlı, bazı cihazların doğrudan fan temizliği için kolay erişimli tasarımı olurken, bazı cihazlarda daha zor sökümler gerekebilmekte.

@proletarier aller lander vereinigt euch, dizüstü olarak MSI kullanıyorum, toz olayının dizüstü cihazlarda kaliteyle pek bir ilgisi yok. (elbette toz filtreli yeni modeller çıkmadıysa) Bununla birlikte elektronik aletleri çok temiz kullanırım, fakat bir de çevre faktörü var elbette.

@sl78, plastik kısımları kesmek bende işe yaramış görünüyor. Fan temizken de bu kadar basınçlı hava akışı olmuyordu.

Bir arkadaş da sormuş kötü görünmüyor mu diye. Tam tersine, plastik ızgara yerine biraz daha derindeki alüminyum ızgara görünüyor ki açıkçası çok "havalı" duruyor.

@imelih, Belli bir el yatkınlığı, tecrübe gerekiyor tabi ki. Ancak kendinizi topraklayarak çalışırsanız, neyi nereden çıkardığınızı hatırlarsanız, bir de neyin nasıl yapıldığına dair youtube'dan falan bir göz atarsanız, büyük bir sorun çıkmıyor.

Şimdiye kadar yaşadığım tek aksilik, neredeyse her vidası farklı boyda olan antika bir dizüstüde vidaların yerlerini önemsemediğim için, vidanın birinin klavyeyi delip çıkması olmuştu. :)

canım çok sıkılıyordu, bu başlığı okuduktan sonra gittim temizledim fanı =)

Ben usendigim icin fan direkt bozuldu. Simdi jet motoru gibi isiniyor. Bu sefer de servise goturmeye useniyorum.

www.youtube.com

Dukto r6. İki bilgisayara kurman lazım.
Kablo ile daha hızlı olur.

filmlerin oldugu klasoru paylasıma acacaksın ağ içinde
diğer makineden kopyalayacaksın

@sutlu nescafe +1

Dukto candır. Küçük bir program. İki bilgisayara da kurup çalıştırıyorsun. Şak diye birbirini görüyor. Başka hiçbir ayar yapmana gerek yok. Wifi üzerinden de şükela çalışsa da, kesinlikle ethernet kabloyla bağla, bağlantı hızı astronomik oluyor.

Transfer iki yöne de yapılabiliyor. Gönderme yapacağın bilgisayardaki Dukto'dan istediğin dosya ya da klasörü seçip gönderiyorsun. Bu kadar basit.

kabloları takıp sağ alt köşeden ap öğesine sağ tıklayıp "ağ ve internet öğesi ayarlarını" açın. oradan paylaşım seçeneklerine girip ağınızı özel ağ yaptıktan sonra dosya paylaşımını klasörlerin üzerine sağ tıkladığınızda açılan menüden aktive edebilirsiniz.

Note5 için ben de çok sorun yaşadım, ttec kablo ile çözüldü, boyları da var.

Aliexpress'ten aldım, 20 lira, çok memnunum:

tr.aliexpress.com

Kablo veri kablosu değil, şarj kablosu zaten o amaç üzere tasarlanmış. Diğer kablolarla 30mA-200mA arası verim alırken, bu kabloyla en az 1000mA alıyorum.

Üstelik mıknatıslı uçları var. Slotu telefona takıp orada bırakıyorsun. Kablonun ucundaki ledli ve mıknatıslı uç güçlü bir şekilde telefonundaki uca yapışıyor. Tak çıkar yapıp cihazı yalama yapmaktan kurtarıyor. Kabloyu cihazdan ayırmak için bağlantı noktasını 90 derece kırmak yeterli oluyor.

sony'nin kablosunu aldım, 1 kere kullandım henüz, memnunum. 1.5m ve 3m var. ben 1.5m aldım 30tl'ye. diğeri 40 sanırım.

not: telefon da sony.

çok usb kablo almam gerekti. s-link kısa devre yaptı hem note5 usb ucunu bozdu hem de powerbank ı bozdu. ancak s link kabloyu sanıyorum ben hasarladığım için oldu bundan emin değilim. hepsiburada dan bandridge kablo aldım gayet kaliteli. tavsiye ederim. markasız almayın kesinlikle.

not:şu anda note5 i usb den şarj edemiyorum onun için de kablosuz hızlı şarj cihazı aldım aliexpress ten. onu tavsiye ederim. usb girişini eskitmiyor hiç değilse.

İstanbuldaysan bir yıl önce aldığım miniso kablodan çok memnunum. O zamanlar 20 lira gibi bir şeydi.

Çantadan çıkaramadım, her yerde kullandım, askere bile getirdim, bana mısın demedi.

Cpu sıcaklığı bilgisayar boştayken 45-60 C arası. Oyun oynarken de mesela yüksek grafikli 2015 yapımı bir oyun oynarken 90 C falan oluyor.

bunun sorun olduğunu nerden çıkardın? normal. 100 üzerine çıkarsa o zaman düşünürsün.

@Washe Aslında değinmeyi unutmuşum. Max Payne oynarken bile 90 C oluyor ve kasıyor. Önceden oynayıp da herhangi bir kasma, şimdiki gibi yoğun sıcaklık vs. gibi durumlarla karşılaşmamama rağmen şimdi 15 yıllık oyunları oynarken bile takılıyor. Bütün oyunlarda yoğun fps düşüşleriyle karşılaşıyorum. Tabi doğal olarak sıcaklıktan şüphelendim. Yabancı forumlarda falan sıcaklık kaynaklı olduğunu belirtmişler tüm oyunlarda gözle görülür derecede fps düşüşlerinin sebebi. Macunu tazeledikten sonra biraz düzeldi ama yine de kendini hissettiriyor. Bana göre boştayken ideal sıcaklık 35-40 olmalı.

inatcılık reis
normal calisriken 45-60 normal
yuk altında 90 c normal
ama laptop altı sogutucu al
eger cift mnitor varsa
bir tarafta hwmonitor calistirarak oyun oyna izle sıcaklıgı
90 ı gecmeyecektir

bu arada sıfırdan win10 kurarsan iyi olur
sürücülerle ilgili sıkıntı varsa düzelir

Isıdan dolayı cihazdan dumanlar çıkmıyorsa, kasa erimiyorsa normaldir.

Şaka bir yana, değerler işkillenmekte haklı olduğunuz gibi yüksek.

90 derece dayanılmaz bir sıcaklık. Göstergeler 90 dereceyi gösterirken elinizi fan çıkışından gelen havaya tutun. "Dayanılır" bir sıcaklık varsa, egzos kısmı işlevini yerine getiremiyor demektir. (termal macunu yenilediğiniz, ve termal plaka vidalarını sıkıca sıktığınız için)

Peki havalandırma kanallarını temizlediniz mi?

clia çok güzel abartmış.

pc'deki elektroniklerin dayanabileceği bir sıcaklık 90 derece.

evdeki modemimin işlemcisi 86-90 derece normalde. bu da normal çünkü onun treshold'u 150+ derece. laptop gibi bi cihazda, yük altında 90 derece kabul edilebilir bir sıcaklık. aşırı yükselirse zaten cihaz kendisini kapatır

@Kingcyrax Çoğu forumda bu değerlerin normal olduğu söyleniyor ama önceden böyle bir sıcaklık hissetmiyordum. Şimdiye kadar böyle bir sorunla karşılaşmadığım için sıcaklık değerlerini ölçmeyi düşünmedim ama yeni oyunları oynarken sıcaklık yükseliyordu sadece.10-15 yıllık oyunları oynarken öyle bir sıcaklık olmuyordu. Mesela Max Payne oynarken bile ısınıyor, oyunda fps düşüşleri oluyor, oynanmaz hale geliyor, bu durum daha önceden sorunsuz, akıcı derecede oynadığım bütün oyunlarda da olmaya başladı. Beni endişelendiren durum fanın artık eskisi gibi çalışmaması. Mesela bilgisayara bayağı bi yük bindiren oyunlar oynadığımda fan uçak motoru gibi çalışırdı, havalandırma deliklerinden çıkan havayı hissetmemek imkansızdı. Bilgisayar çok ısınmazdı. Şimdi artık öyle çalışmıyor ve artık hava gelmiyor. 2 kere temizledik ama bir sonuç çıkmadı. Fanın vadesini doldurduğundan şüpheleniyoruz. Fanı değiştirebiliriz. Çift monitör yok ne yazık ki. Onun yerine Msı Afterburner kullanıyorum değerleri izlemek için. Laptop altı fan almayı da düşünebilirim dediğin gibi.

@Clia Zaten 100 C' ye geldiğinde kapanıyor. Fan çıkışından gelen hava hissedilmiyor. Termal macundan ve vidaların sıkılmasından olacağını zannetmiyorum. Çünkü zaten biz bu sorun yüzünden yaptık bunları.

@ John Bloor Evet temizledik 2 defa. Ama sonuç vermedi. Muhtemelen daha detaylı olarak bir daha temizleyeceğiz.

@ Washe Evet 90 C kabul edilebilir bir sıcaklık ama fanın da işlevini yitirmiş gibi görünmesi daha da endişelendiriyor. Son olarak Notebook FanControl programını kurdum fanı daha fazla çalıştırabilir miyim diye ama sonuç aynı. Daha hızlı çalışmıyor.

Düzeltme : Speedfan ile biraz uğraşınca fanların istediğim seviyede çalıştığını gördüm. Ama ben kendiliğinden çalışmasını istiyorum. Belki sıcaklık algılayıcı sensör bozulmuştur. Şimdi bunu nasıl çözeceğim ona bakacağım.

Bios pilini cikar 5 dk sonra tekrar tak.
Rami cikar tekrar tak varsa farkli slot. Silgi ile silebilirsin.
Klavye bozuk olabilir.

Ama Format attiktan sonra reset atinca bios ekrani gelmez ki? Cd usb deki iso bozuktur.

Şarj kablosunun takılı olduğundan, kart okuyucuların boş olduğundan, herhangi bir USB cihaz takılı olmadığından (flash bellekler dahil) emin olun.

Cep telefonu bataryaları, yani lityum iyon piller istenildiği zaman istenildiği yüzdede şarj edilebiliyor.

O "sonuna kadar bitirip, %100 e kadar şarj etme" durumu ise ayda bir yapılması tavsiye edilen bir durum. Buna pil kalibre etmek diyorlar. Daha pil şarjı var gözükürken çat diye kapanırsa bunu yapmak lazım.

Gördüğüm kadarıyla bataryalar taze şarjı seviyor. Şarj etmek için %50'nin altına düşmesini beklemeyin.

%20 altına düşmeden ve %80 üzerine çıkmadan şarj ederseniz. aşınma daha az oluyor ve ömrü %200 artıyor.

li-ion piller için 2007 yılından beri sahip olduğum iphone'lar için konuşursak şarj bulduğumda taktım diyebilirim. pil ömrünü hiç etkilemedi. apple'ın da belirttiği gibi 1000 olarak söylenen bir pil döngüsü var. 600-700 döngüden sonra pil artık ben buradayım demeye başlıyor. döngü nedir? 100'den sıfıra düştüğü her durum bir döngüdür. bunu isterseniz 20-20 5 kerede şarj edin yine 1 döngü oluyor. eşim günde 2 kere telefon şarj eder bense 1. onun pili iphone 5 varken 1,5-2 sene civarında değişim gördü. bende aynı pil 1 sene daha gitti. 2-3 sene sıkıntı olmuyor benim kullanımımla ama döngü olayını bilmek ve bilincinde olmak lazım. günde 1 kez şarj eden birinin 30 ay yani 2.5 sene boyunca çok büyük dertlenmemesi lazım ki bu sürede 3 kere telefon değiştirenler var.

Bu konuyu araştırdım, en mantıklı gelen şey şu oldu; şarj edilebilir pillerin kararlı kalmasını sağlamak için ne çok boşaltmak ne de tam doldurmak gerekiyor. O yüzden yüzde 20-80 arası olayı doğru fakat buna dikkat edilmediği takdirde de çok dramatik farklar oluşmuyor, sadece daha sağlıklı.

Çok fazla tak-çıkar yapmanın hiçbir etkisi yok. Bahsedildiği gibi tam döngü önemli.

2012'den beri 4 sene iphone 4s, 1'er sene de 6s ve 7 plus kullandım. şimdi de x var.

hepsinde dikkat ettiğim şeyler;

- çok çok zorunda olmadıkça %20'nin altına DÜŞTÜKTEN sonra şarja takmak, ayda en az 1 kez telefon kapanana kadar kullanmak. kapansın diye de pili zorlayacak uygulamaları açık bırakmıyorum. misal; gece uyumadan önce şarjı yüzde 2-3 kalmışken uçak moduna alıyorum, pil tasarrufunu açıyorum sabaha telefon kapanmış oluyor ve şarja takıyorum.

- Şarjdaki telefonu %100 olana kadar çok çok zorunda olmadan şarjdan ÇIKARMAMAK

6s'ten itibaren şarjım en az 1 gün yeter duruma geldiği için telefonlar genelde tüm gece şarjda kalıyor.

sonuçlar;

4 sene kullandığım 4s hala evde ne olur ne olmaz diye duruyor. en son kullandığım zamanlar şarjı %1'i görüyordu %1'de de bir süre çalışıyordu.

6s'i şu an eniştem kullanıyor, şarjı ios 11'le bir günü çıkartıyormuş.

7 plus'ı ablam kullanıyor, 1 sene sonunda bildeki aşında yüzdesi yüzde sıfır idi, yani pil kapasitesinden hiçbir şey kaybetmemişti. ablama şarjı 2 gün rahat dayanıyor.

x, 2.5 aydır kullanıyorum. 2 günü illaki çıkartıyor. daha yorum yapmak için erken.

kimin ne dediği umrumda değil. benim kendi tecrübelerim bunlar ve bu şekilde kullanıyorum.

işletim sisteminiz 32 bit ise maksimum fiziksel ram desteği 3.5 gb civarı. ne kadar ram taktığınızın bir önemi yok. 64 bit işletim sistemlerinde bu sınır yok, dolayısıyla 8 takınca 8 kullanabiliyorsunuz ama 32 bite 16 da taksanız 3.5 görünür.

64 bit isletim sistemi kur
problem solved

Bu şey durumu değil mi, işletim sisteminin, var olan fiziki RAM'i olabildiğince önbellekleme için kullanması, bunu da performans artışı için yapıyor olması.

Yani aslında işletim sisteminin var olan belleğin sadece bir kısmını değil de, tamamına yakınını kullanmasını isteriz, ki genel performansı artırsın.

aynı hacimde havanın yer değişimi için bu dediğin teknikler pek mümkün görünmüyor.

eğer aradığın sessiz süpürge ise piyasada elektrolüx dyson vs gibi inanılmaz sessiz modelleri olan markalar var.

sesi çıkaran fan daha büyük bi hazne içinde izole edilirse ses azalır. ama ısınma problemi ortaya çıkar. çözümü de pahalı olacağı için süpürge satılmaz.

Stirling motoru geldi direk aklıma. Başka da bir alternatif zor gibi.

Ya da şöyle diyelim, sürekli soğutulan bir kap düşün, havanın yoğunluğu sürekli düşük içerde. Bu kaba bir hortum bağladık diyelim, hortumun ucu oda sıcaklığında ise düşük basınçtan ötürü vakum oluşur.

Teorik olarak mümkün ama nasıl soğuk tutacaksın? Nasıl soğutmayı sağlayacaksın? Elektrik santrifüj motorundan yüz bin kat daha az verimli olması bile başarı olur.

manyetik alan oluşturup tozları çekmek olabilir belki?

Roomba diye birşey var

Teorik olarak bir sekilde mumkundur ama iste bunlar verim meselesi. Mumkun olsa da verimsizdir.

Belki konveksiyon ile yaklaşılabilir.
"Oldukça yüksek" bir bacaya hava sızdırmaz bir şekilde bağlı olan yer seviyesindeki süpürge hortumu ile, aradaki basınç farkından dolayı bir miktar hava hareketi gözlemlenebilir.

"Baca" değil de "bacalar" olsa, ve bu bacalar paralel bağlansa emiş gücü artar mı ona da bakmak lazım.

isininca 2'den 3'e cikmasi (veyahut artmasi diyelim) normal mi yani?

Bizde Buderus marka kombi var ve basınç 1,2 de olmalı dediler. Basınç saatinde kırmızı bir bölge olur bazı kombilerde o bölge içinde olmamalı basınç saati. Yüksek basıncı düşürmek için petekten havayı boşaltın.

Altından su akmıyorsa herhangi bir hata vermiyorsa yükselmesi notmal.

Peteklerin birinden kenarındaki vida şeklindeki vanayı açarak bir kaba gösterge 1-1,5 arasına gelene kadar su/hava boşaltın. Ama bir kişi de kombiye baksın. Basınç 1 in altına düşerse bu kez kombiniz ateşlemez bu kez de su basmanız gerekir.

Yükselmesi normal..Su ısındıkta basınç artıyor..

tesekkurler arkadaslar.

Sağlıklı.
Bizdeki de 1.1'den 1.3'e çıkar çalıştırınca. Sadece radyatör değil, musluktan sıcak su alırken de aynı durum gözlenir.

1'in altına düşmesin. Özellikle gece. Zira su alma vanası öyle pis bir ses çıkartır ki su çekerken, düşman başına.

laptopu modem ile aynı odada kullandığınızda kesinti oluyor mu? tekrar bağlanmaması bana driver sorunu gibi geldi.

ya da sinyali bölen bir şeyler olabilir aynı kanal da.

Yok hayır, başka bir bilgisayar bölmez. Aynı frekans kanalında çalışan etrafta yayın yapan çok SSID var ise sizin wireless sinyalinizin kalitesi düşebilirdi ama zaten böyle bir durumda diğer cihazlarda da hissedilirdi.

Bana driver sorunu gibi geldi, isterseniz bir güncel driver paketine bakın.

bilgisayardaki wireless kartının güç seçeneklerinde "bilmemnekadar süre kullanılmazsa devre dışı bırak" gibi bir şey var. neredeydi bu ayar tam hatırlayamadım ama eğer öyle bir güç koruma seçeneği açıksa, wireless bağlantının kullanılmadığı bir süreçte güç koruma hesabına devre dışı bırakıyor falan olabilir.

edit: buldum yerini. aygıt yöneticisinde wireless karta sağ tıklayıp özellikler diyorsunuz. orada güç yönetimi sekmesinde: i.hizliresim.com

bunun dışında wireless kartın kendi yazılımında falan da böyle bir ayar olabilir, onlara da bir bakın.

bazen ben de ofisteki bilgisayarı açık bırakırım, ertesi sabah gider bakarım sarı ünlem çıkmış. torrent açıp seed'de bırakırım kullanılsın diye, o zaman sarı ünlem çıkmaz.

Bir de şu ayarlara bakın:

Denetim Masası > Güç Seçenekleri > "Plan ayarlarını değiştir" (seçili olan güç seçeneğinin yanındaki)
Gelişmiş güç ayarlarını değiştir > Kablosuz Bağdaştırıcı Ayarları > Güç tasarrufu modu >
Pilde > En Yüksek Performans
Prize Takılı > En Yüksek Performans
Uygula > Tamam

hepsini yaptım, sorun ortadan kalktı ama salt biri mi işe yaradı yoksa hepsi mi emin değilim. hepinize teşekkür ederim.

donanımsal bir soruna böyle yazılanlara bakıp bir şey söylemek çok zor ama genel bir başlık altında anakartından geçen akımda bir voltaj sorunu varmış gibi geldi. internet sitesinden kullanıcı kılavuzlarını inceleyip, modelin adaptöründeki değerlerle aynı olan başka bir adaptörle denemek gerek.

ama tabii en net bilgiyi tamirciler verir. emektar ve külüstür dendiği için garantiye götür demiyorum zaten.

Adaptör bozuk bence.

Bana adaptörün gücü yetmiyormuş gibi geldi.

Cihazınızın emekliliği çoktan gelmiş demektir.

Batarya muhtemelen ölmüştür.
Bilgisayarcının verdiği adaptörün voltajının farklı (ya da kötü niyetli bir satıcıysa "bozuk" olma) ihtimali de var. Bu da batarya şarj devresine zarar vermiş olabilir. Bu durum anakarta sirayet etmiş olabilir.

Önce cihazınızın istediği voltajı internetten bir öğrenin. Sonra bu voltaj adaptördekiyle aynı mı ona bakın. Ama adaptörün arızalı olma ihtimalini de es geçmeyin.

Voltajı uyan farklı bir "laptop adaptörüyle", batarya çıkarılmış bir çekilde tekrar denemenizi tavsiye ederim.

robin hood men in tights
Leslie Nielsen'in diğer filmleri
ve Scary Movie serisi ( Tabi gönderme yapılan filmleri biliyorsan)

Hot shots 1 ve 2
Airplane 1 ve 2

Lütfen, "Top Secret - 1984"

Hot Shots, Airplane, Top Secret (üstteki arkadaş bunu demek istedi sanırım:))

top secret baya iyi ama tiye alınan filmlerin orjinalini izlemeniz lazım

Loaded Weapon
Wrongfully Accused

Çocukken izlediğim 'yollarda' ve 'peki ya bob?' vardı aynı tarz aynı dönemin filmleri.

Tucker and dale vs evil

zip yapıcı program mı acaba?

Her PC'de olmazsa olmaz CCLEANER adlı programı kurun.

Tools > Startup > Context Menu >
Buradaki listeden o simgeyle ilgili satırı (ya da satırları) işaretleyip, kenardaki "delete" ye basın.

Bilgisayarı yeniden başlatın.

zip programı winrar. daha önce yüklenen ama silinmiş bi programın simgesi olsa gerek. virüs mirüs çıkmasın diye tıklamıyorum da.

hocam ccleaner eskiden vardı, gereksiz diye sildim. tekrar yükleyeyim o zaman.

www.hepsiburada.com

asus al hacı.
urun.n11.com

v2 10000 daha ince

www.hepsiburada.com

Xiaomi 10000 v2. Yeni aldım ve hayran kaldım.
Ürün 70 lira, ince uzun. Daha ucuz olan 10000 v1 ise daha kısa ve kalın.
Ayrıca v2'nin hızlı şarj ve düşük akım desteği gibi ilave özellikleri var.
Aynı anda iki cihazı besleyebiliyor.

Hepsiburada'dan aldım. Barkodlu hologramlı geliyor. Resmi sitesinden doğrulamasını yapabiliyorsun.

Adaptörü yok. 2 Amperlik bir adaptörle şarj etmek daha kısa sürede dolmasını sağlıyor. Isınmıyor. Ve iodize alüminyum kaplaması var, oldukça şık.

@@||i.sozcu.com.tr/sozcu_v2/assets/js/ads.js$domain=sozcu.com.tr

edit: sözlükten buldum. bunu adblock filtrelerine ekle. olmazsa yaz denemedim ben daha.

@baknedicem, bu konu başlığını silmeyin de başka arkadaşlara da yardımcı olsun:

---------------------------
DÜZELTME: YENİ SEÇENEK EKLENDİ.
BU SEÇENEKLE, DIZIGOLD, SOZCU, MERLININKAZANI, DIZIFILMDUNYASI, KIZLARSORUYOR VE TAHMİNKOLİK GİBİ REKLAM ENGELLEYİCİ KORUMALI SİTELER SORUNSUZ AÇILABİLMEKTE.
---------------------------

Google Chrome üzerine "uBlock Origins" eklentisi kullanıyorum. Eski bir adblock plus kullanıcısıydım, şimdi sadece uBlock Origins kullanıyorum.
Firefox için de var.

uBlock'u kurduktan sonra, bu eklentinin "SEÇENEKLER" kısmına gelin.
"3. TARAF SÜZGEÇLER" sekmesine gelin.

"Süzgeç listelerini otomatik güncelle" ve "Kozmetik süzgeçleri incele ve uygula" seçili olsun. (kozmetik olan, hani sayfada sağ tıklayıp "babacım bana şu sayfadaki şu video bölgesini, şuradaki resimleri, buradaki dipnotları, vs.leri gösterme" diyebilmek için.)

İlk gruptaki (bende 6 tane) seçeneklerden " uBlock filters – Experimental" haricindekiler işaretli olsun.

ikinci olarak "REKLAMLAR" grubundaki seçeneklerden "EasyList without element hiding rules‎" haricindekiler seçili olsun.

üçüncü olarak "BÖLGELER DİLLER" grubundan "TUR" u seçin.

Ekranın yukarısında "Şimdi güncelle" butonu eğer seçilir hale geldiyse basın güncellesin. Listeleri yüklerken biraz bekletebilir, yükleme işi bir kereliktir.

Ayrıca, eğer sitelerde zırt pırt gözüken "facebookta paylaş, twitterda paylaş, bilmemnede paylaş, vs" butonlarını görmek istemezseniz de, listenin aşağısındaki "sosyal" grubunda bulunan "Fanboy’s Social Blocking List‎"i işaretlemenizi tavsiye ederim.

Bence de, duyuruyu silmeyin lütfen. Favorilere ekledim.

freetakilir ve clia'ya teşekkürler.

root varsa lucky patcher reklam önleyici var. hosts dosyasını güncelliyor. root yoksa zor :/

Android için "Firefox + Ublock Origins" öneriyorum. Akar gider.

adblock browser da kullanabilirsin.

Root'a gerek yok. Aradığın şey Adguard.

adblock browser kullanıyorum ben. Hızlı.

Ghostery browser oneririm

(bkz: flashget)

flashget hala var mı yav :) hey gidi gençliğim...

Jdownloader 2
Ücretsizdir. Eskiden beri kullanırım. Memnunum.

selam,

öncelikle nexus mod manager indirmen gerekiyor. www.nexusmods.com? adresinden kayit olup nexus mod manageri indirebilirsin. nexus mod manager uzerinde bir mod siralayicisi var. bununla duzenleyebilirsin. tam emin olmamakla birlikte ise yaramasa koymazlardi diye dusunuyorum.

bir de yine nexus da direk bu is icin yapilmis bir mod var, ona da www.nexusmods.com? adresinden ulasabilirsin. eger nmm problem cikarirsa bu yontem ise yarar.

Kesinlikle Mod Organizer'i tavsiye ediyorum, yani @pwnography'in ikinci linkte paylaştığı programı.

Programın en güzel özelliği, modları oyun klasörüne kaydetmiyor. Her modu kendi klasöründe tutuyor, beğenmediğin bir modu rahatlıkla silip kaldırabiliyorsun. Yüzlerce mod kursan da, oyunu kurduğun klasöre baktığında ilk günkü gibi tertemiz olduğunu görüyorsun.

Modların sıralamalarını gönlünce değiştirebiliyorsun.

Ayrıca kendi içinde, yüklediğin modların en ideal sıralanmasının nasıl olacağı konusunda yardımcı bir program daha var, LOOT olabilir, şu an bilgisayarımda kurulu değil. Ama sitesinde oldukça detaylı bilgiler bulabilirsin.

Nexus Mod Manager'i de denedim, ama bu başka.

usb disc security diye bi program var
onu kur pcye
virüsü siler.
sonra formatla.

Bilgisayarından giriyor.

anti virus yok mu pc de
en kotu ihtimal microsoft security essentials kur.
yeterlidir bilinen viruslere.

Bazı flash belleklerde önceden kurulu bazı yardımcı programlar gelir. Bunlar formatla silinmez, (sannırım formattan sonra yeniden kuruyor)

Flash belleğin markası, modeli ve o exe'li dosya adını aynı google aratmasında bir aratın. Flash belleğin kendi programı olabilir.

@xephyr +1

Ayrıca, naçizane tavsiyelerim:
8 GB RAM üzerine çıkmanıza gerek yok. Ben 4GB ile gayet güzel oynuyorum.

SSD'lerin oyunlarla ilgili sadece yüklenme süresini hızlandırdığını, bunun haricinde zerre fps artışı sağlamadığını biliyorsunuzdur. Seçtiğiniz HDD sizi fazlasıyla idare edecektir.

Monitör, ses sistemi, klavye ve fare dörtlüsünü ihmal etmemenizi ve bunlardan kısmamanızı öneririm. Zira sürekli bunlarla haşır neşir olacaksınız, kaliteli ve kullanışlı olmalarında fayda var.

Güç kaynağından da asla kısmayın.

Bu parcalar max 3000'e toplanir.

Elimde dediklerini fazlasiyla saglayan i5 (4690k) 120 gb ssd, 1 tb 7200 rpm hdd, 8gb 1866 mhz ram vs vs. , garantili bir cihaz var. Ekran karti da gtx 970 ustelik. 10 aydir kullanilmadigindan ve paraya da sikistigimdan 3000 e birakiyorum. Sifiri 4500-5000 tl, ikinci eli de 3500-4000 tl arasinda gidiyor.

İstanbuldaysan alabilirsin.

Dedigim gibi butun parcalar serinin ust modelidir, ekran kartinin gtx 970 oldugunu hatirlatirim.

Klavyesi de 175 tl lik g105 oyuncu klavyesidir.

işlemci: i7'ye gerek yok +1
ekran kartı: en az gtx 970 olsun +1
ssd: en az 480 olsun +1. yeni nesil oyunların neredeyse hepsi oyun için yüklemede insanı kanser ediyor, en az fps kadar önemli bence hızlı yükleyen oyun. ayrıca sadece oyun oynanmıyor bilgisayarda, kullandığın herhangi bir programın ssd hızıyla açılması her türlü konfor sağlayacak.

bunların haricinde; fazla ram göz çıkartmaz, işlemciden kıstığınla 2x8 dual channel alırsan 5 sene çook rahat götürür seni.

1) Pil çok hızlı boşalıyor olabilir mi? Pil doluyken de kapanıyor mu?

2) Menteşeyi tamir ederken tüm kasayı açtınız mı? Yani anakartla temasınız oldu mu?

3) Cihazı kapatırken yerine takmadığınız soket, pim, kart olabilir mi?

4) Cihazı havaya kaldırıp salladığınızda tıkırtılar geliyor mu? Yerinden çıkmış, takılmamış, ya da kısa devre yapabilen bir şeyler kalmış olabilir mi?

Aklıma gelenler bunlar.

1) pille alakası yok. prizde takılıyken de aynı olay oluyor.
2) anakartla temasım olmamıştı menteşeyi tamir ederken. Ancak bu problem ortaya çıktıktan sonra oldu. Termal macunu yeniledim, fanı temizledim dedğim gibi. Çünkü sorunun ısınmadan kaynaklı olduğunu sanıyordum.
3) yerine takmadığım soket ya da pim yok, hepsini tek tek denedim.
4) en korktuğum bu, ilk açışımda acaba herhangi bir devreye zarar mı verdim, kısa devreye mi sebep oldum diye. onun dışında tıkırtı yok.

Teşekkürler ilginize.

Sorun menteşe tamiri sonrası olduysa, menteşe aksamı civarını, özellikle menteşeden geçen kabloları bir kontrol etmenizde yarar var. Oradan geçen toprak kablosu genelde çıplaktır (ince teller şeklinde örgü örgüdür genelde). Wifi anten uzatma kablosu da oradan geçiyor olabilir, başka yerlerle temas ediyor mu, olmaması gereken bir sıkışıklık var mı, bir kontrol edin.

Olmadı, monitörün kasayla bağlantısı kesilip kesilemiyor mu diye bakı kesilebiliyorsa bir de monitörsüz çalıştırmayı deneyin. Yine olmadı, anakarttaki wifi kartını çıkarıp deneyin.

Tabi bütün bunları yaparken kendinizi topraklamayı ihmal etmeyin.

Artık yine olmadı, bu başlığı silip yeniden açın. (ki başlıktaki mesaj sayısını görüp insanlar bu başlığa cevap yazmaktan vazgeçmesinler)

ısı +1

bence çözüm iyi şekilde topraklama yapmak, ya da güç kaynağını değiştirmek.

belki sizinle iletişim kurmaya çalışıyordur.

kaliteli bir güç kaynağı, hemen hertürlü sesi kesiyor.
seasonic tavsiye ederim.

Toprak hatlı priz +1
"Markalı" güç kaynağı +1

ben iobit kurdum ama kendini taskbara falan ekleyip autosart yaptı. kaldırdım.

www.kcsoftwares.com

Drive Booster'ı tek geçerim. Muadillerini de denemiş ve sınamış birisi olarak en iyisi DB'dir.

otobüste tuvalet yoksa muavine söylüyorum acil durum var diye bi benzinlikte duruyorlar.

çağıl çağıl çağlayan çağlayanları düşünmüyorduk. ya çok sıkıştıysan söyle muavine benzinliğe girsin.

bu guzergahta tenha yer bulmak da zor. pet sise isteyip ona ise.

bana neden tik vermedin acaba?

bir yandan da altina iseme durumu sonrasi senaryolarini dusun.

su şişesine işe.

afedersin ayıplı seksli şeyler düşününce geçiyormuş. evrim ağacı öyle diyor. www.evrimagaci.org

25 yaşında adamım otobüsün ortasında şişeye işemektense yüzüm gözüm kızarana kadar tutarım gittiği yere kadar :)

@want2die'ın yöntem iyi gibi rahatladım kendimi biraz sabitleyince :)

@uepuey senin öneriye de bakayım hemen

@tolkien hayrani Maalesef standart Travego tuvalet falan yok. Kavacık'a geldik sayılır, dayanacağım! :)

www.facebook.com

pet şişe alıyorsun dolduruyorsun...

Bazı otobüslerde WC olur ama şirket temizlemekle uğraşmamak için kilitli tutar. Eğer varsa ve ısrar edersen belki kullandırırlar.

Söyle kenarda duruversin eziyet etme kendine.

Başlığı silmezseniz, diğer arkadaşlara bir öneri olarak bulunsun:

Kemerinizi 1 tık gevşetiyorsunuz, ya da pantalonunuzun üst düğmesini açıyorsunuz. Böylece idrar kesesi üzerine oluşturulan basınç bir nebze azalmış oluyor.

Arkadaşlar teşekkürler, kavacık'ta otobüs hazır durmuşken yol kenarında hallettim. Birkaç dakikalığına kötü bir şov oldu araçlardaki insanlar için ama durum fazlasıyla acildi :)

sonucu merak ediyordum, mutlu sonla ben de rahatladım :)))

oha gerilim filmi gibi okudum tum cevaplari. en son postunda da acaip rahatlamisim. mutlu sonla bitmesi guzel

Senin tornavidalar dandiktir biraz kalitelisini al halledersin. Olmuyorsa zaten tornavida degil vida yalama oluyor :)

bence dallama kesin vidaları kaybedip yerine yalama vida takmıştır.

İnce uçlu matkap ile vidadan ve yuvadan vazgeçip çıkartmayı denemek.

ya zaten 4 tane vida tutuyor. 1i olmasa bi kayıp yaşanmaz ama kesmeye de cesaret edemiyorum. elektronik sonuçta. hassas parçalar. gerçekten kaba kuvvet dışındaki bir yöntem çok makbule geçer.

ince uçlu bi tornavida seç, vida üzerine japon yapıştırıcısı sür ve tornavidayı vidaya yapıştır. 1-2 saat sonra tornavidayı eğip bükmeden sökmeyi dene.

ikinci yöntem, yalama civataların sökülmesinde keskin bir alet ile civata başına vurulur. ya yandan vurup döndürmeye çalışabilirsin ya da kafasına dik vurup ağız açabilirsin. ama laptop içindeki hdd bu sarsıntıdan zarar görebilir. hdd yi söküp yap.

arkadaşlar vidaları açtım. çözüm ısıtmak.

aynı anda witcher 2, pes2016, firefox ve skype'ı çalıştırdım. felaket ısındı tabi. 102 dereceyi gördüm kapatmadan önce. sonra hemen kapağı çıkardım, o piçlik yapan vidaları sökmeye çalıştım ve kolayca çıktılar. herhangi bir kimyasal veya kaba güç kullanmadan bu şekilde halloldu.

sizlere de çok teşekkür ederim.

Tam da "varsa havya ucun, yoksa ualevde kızdırdığın bir çivi ucunu vidaya tutup da yap" diyecektim, çözümü bulmuşsunuz bile.

- diskini defrag et.
- adwcleaner ile de bir tarar misin makineyi ? (oneri olarak..)
- task manager'dan calisan process'lere baktin mi ? gudik bir durum var mi ?

@cosysop disk birleştirmek güzel fikir. ancak son maddeyi anlamadım :(

disk temizleme yap... başlat menüsünden disk temizleme diye arat...

aşırı ısınmadandır o. Fanları temizlet.

Laptop kullanan neredeyse herkese aynı tavsiyeyi veriyorum: Cihazı düz bir zemin üzerinde kullanın. Dünya para verip aldığınız cihazın altına bir 10-15 liraya kıyıp soğutucu alın. Soğutucuyu geç, tepsi de olur, kontrplak dahi olur.

Laptopların en önemli hava girişi olan altını kapatarak kullanmak cihaza işkencedir.
Bunları niye söylüyorum? Cihaz hava alamayıp çok ısındığında, işlemci çarpanını ya düşürür (yani her şeyi yavaşlatır), ya da sistemi çattadanak diye kapatır.

Ayrıca cihazın içindeki termal macunların belli bir ömrü olduğundan dolayı, ve çoğu kullanıcı cihazı stok termal macunlarıyla kullandığından (yani hiç yenilemediğinden) dolayı o macun zamanla iş göremez hale gelir ve işlemciyi yeterince soğutamaz. Senin cihazın egzosunda 1 birim hissettiğin ısı, işlemcide 2-3 birim haline gelir. E bu cihaz yavaşlamasın da ne yapsın.


Yazılımsal çözümler bir yere kadar çözüm sağlar. Önerilerim şunlar:

- Cihazınız içini açıp genel bir toz temizliği yapın.
- Termal macun değişimini yapın. Toz temizliği ve termal macun değişiminin nasıl yapıldığına dair youtube'da pek çok kayıt mevcut. Tabi ki statik elektriğe dikkat edin ve temizlerken asla elektrikli süpürge kullanmayın!
- O format malesef atılacak. :) Sisteme en son ne zaman format atıldığını öğrenmek için şunu yapın: Başlat menüsüne cmd yazıp enter'a basın. systeminfo yazıp enter'a basın. Bir süre bekletecek. Sonra listenin yukarılarındaki "Original Install Date" kısmına bakın. Orada cihaza en son ne zaman format atıldığı (yani windows kurulduğu) görülür. 1.5 - 2 seneyi geçmişse format vakti gelmiştir.
- Yok ben format atmam diyorsanız, ya da cihazın formatı daha yeniyse "system restore point" denen yöntemi kullanarak cihazın en son iyi çalıştığı noktasına geri dönderebilirsiniz.
- Ve son olarak, cihazda tek harddisk/ssd varsa, bir "D" bölümü çok işleri kolaylaştırır. Ayrıca D bölümü oluşturmak için cihaza format atmanıza gerek yok. Bunu yapan programlar var.

fan temizliğinden sonra birde cihazda SSD disk deneyebilirsin... 120 150 lira arasına güzel ssdler var artık.

Son seri atomları bilmiyorum ama ilk halleri gayet kötüydü. Artık Chrome ve Mozilla bile 1 GB'ın üzerinde ram yutuyor, sitelerdeki içerik işlemciyi hep ayakta tutuyor. Keza yüksek çözünürlüklü filmler de bu konuda acımasız. Boyut itibariyle Ultrabook diye geçen sınıfa bakması bence daha mantıklı.

Atomlar berbat. Ultrabook al. Windows bagimli degilsen de macbook air ya da pro retina.

aynı amaçla asus transformer t200ta aldım herhnagi bir sıkıntım olmadı bir yıllık kullanımda,şu an piyasada ki cihazlarda bay trail kodlu atom işlemciler(z37...serisi) var,ilk 2008'li yıllarda çıkan ve insanı kanser eden netbooklar da ki atom işlemciler ile arasında performans olarak dağlar kadar fark var,günlük kullanım için her türlü işi görüyor,dört çekirdekli ve az güç tüketiyor.

alırken dikkat etmen gereken noktalar ram 2 gb^den az olmasın,ikisi bir arada bir cihaz alıcaksan da tablet tarafının hafızası 64gb olsun klavye istasyonunda ki hdd pek önemli değil.celeron işlemcili bir cihaz kullanmadım ancak internetten işlemci özelliklerini karşılaştırdığın zaman atom işlemciler daha önde gözüküyor.

alınmaz.

Tavsiye etmiyorum.
Nedeninin izahı şurada:
www.eksiduyuru.com

windows kullancaksan performansı dandik olur, chrome bile artık 2 gb ram'i su gibi içiyor, 4gb ya da 8 gb ram şart ortalama bir performans için, atom ve celeron işlemciler 2 sene sonra sana tekrar bilgisayar baktırır.

Ama bulabilirsen chromebook'ları tavsiye ederim her ne kadar atom işlemcili olsalar dahi.

Leş. Sakın alma. Tabletler on kat daha akıcı.

Denemek lazım. 2009 model Atom'lu bilgisayarım üzerindeki işletim sistemini zor çalıştırıyor. Yenilerde performans nasıldır bilmiyorum ama "atom" denildiği zaman koşarak kaçasım geliyor. Ben şahsen ultrabook aldım.

celeron işlemciler bile sıkıntılı.en kötü pentium olsun.

Onlar artık en küçük ihtiyaçları bile karşılamakta zorlanıyorlar. Alınmaz kısaca.

ativ 9.

çok ufak. hafif. şık. işlemci + ekran kartı kötü olduğu için şarjı çook uzun gidiyor. 8.5 saat yalan değil. 128 gb ssd de boru değil.

plus ı çıkmış. ama o i5 işlemciymiş ekran kartı da baya iyi. bi de touch screen var. şarjı az gider bence.

edit: ativ 9-
1.4 ghz işlemci. ram 4gb - 64 bit win10 yüklü. takılma donma olmuyo. ISINMIYOOOOR

Alma. Film demişsin, hd/fhd film izletip izletmeyeceği bile garanti değil o işlemcilerin. Basit bir Google araştırmasıyla ulaşabilirsin cevabına. Core M bile Atom'dan daha performanslı.

İkinci el bulmaya bak. Ben de senin gibi düşünüyordum ikinci el i3 aldım mis gibi takılıyorum. İkinci el temiz bir şey bul eline para geçince de ssd tak uçar gider makine senin taleplerin için.

günebakan aslında onun ismi. ayçiçeği nereden gelmiş bilmiyorum.

Ay gibi bi kismi siyah bi kismi beyaz oldugu icin olabilir.

Tamamen salladim.

tamamen sallıyorum, hicri takvimden gelmiştir belki. nişanyan sözlük'e bakmaya çalıştım ama üyelik istiyormuş, üşendim.

Güneşi takip ettiği için.

(bkz: döngü)

clia'nın yazdığı cevapla birlikte resmen kafamda taşlar yerine oturdu. güneşi, ay misali takip ettiği için olması çok mantıklı. aydınlandım.

Nasi ya. Ay gunesi takip etmiyor ki.

Hepimiz Güneş'in etrafında dönüyoruz, ayçiçeği de yüzünü sürekli Güneş'e dönen bir bitki. Bağlantı o.

@proletarier aller lander vereinigt euch

o da doğru, dolaylı bi takip diyebiliriz ama bence yine de. dünyaçiçeği olsa daha iyiymiş tabii sagdg.

bunlar hep cehape zihniyetinin ürünü. adamlar illa marjinal olacaz diye genel konan ismin tersini koymuşlar asfgdfsds

pazardan alıp evde pişirebilirsin.

ben üçler markette gördüm haftasonu.

ben bu sabah altunbileklerde mi ne gördüm. dikkat etmedim dükkana. ama çıkmıştı yani.

Kastamonu'lu arkadaşlara da sormayı unutma.

beşiktaş üçler markette var. 16 falandı sanırım kilosu.

Çevrenizde işporta arabalarda sebze-meyve satılan yerler-sokaklar vardır. Genelde buralarda olur.

Ben en son Üsküdar'da gördüm. Ama henüz çok güzel kuzu kestaneler çıkmıştı, o uçlarındaki püskülleriyle falan.

6 yapabiliyorsun ama ramlerin uyumlu olmasi gerekiyor. bir de 64x os.

İstediğin kapasitede RAM takarsında hızlarına dikkat et. mümkün olduğunca eşit olsunlar.
Yada yeni iki ram al 2x8 olsun bitsin (bütçe varsa)

hizlarini gorebilmem icin bir yazilim var mi? (win10)
ne yazik ki en fazla 8'e yukseltilebiliyor. 8'e yukseltmeyi de dusundum ama o kadar da para harcamak istemiyorum su an.

intel i5 m560 2.67 ghz
4gb ram
intel hd graphics 1696 mb

ozellikleri boyle olan bi bilgisayarin ramini 8 yapsam buyuk bir fark yakalayabilir miyim? ya da 6?

not: cok az oyun oynaniyor, epey program kullaniliyor ve yuksek cozunurlukte filmler izleniyor. internette yogun bir sekilde surf yapiliyor.

Görüşüm, performans artışı, vs. için sistemini 4GB'dan daha da artırmana gerek yok.

Sistemin laptop gibi duruyor. Ben oldukça iyi bir masaüstü sistem topladım. 4+4 ram takmayı düşünüyordum, sonra dedim ki 8 yerine şimdilik 4 takarım, oradan gelen 200 lirayla daha güçlü bir ekran kartı alırım. İyi ki öyle yapmışım, zira şimdiye kadar ram kullanımım en fazla 3GB'ı gördü.

Ha ram'i iki parça olarak kullandığında "dual channel" dedikleri hede sayesinde çok az da olsa bir performans artışı olduğu söyleniyor.

Uzun lafın kısası, 4GB seni ister laptop ister masaüstünde her şekilde götürür.
İlla bir yatırım yapmak istiyorsan, SSD'n yoksa mutlaka düşün.

cpu-z adli program gosteriyordu sanirim ram hakkinda bilgileri.
ssd'in yoksa ona yonelmeni tavsiye ederim ben de.

ramler aynı hızda degilse digeri de yavas olana gore calısır cok da sıkıntı cıkarmaz. bu olaylar ddr2 de bile cozulmustu.

al bi 4gb 6 olsun. bildik yaygın bi marka al yalnız ilerde yükseltmek istediğinde aynı marka/model bire bir ram takarsın, o şekilde performansı daha iyi oluyor diyolar.

Windows kullanıyorsan Wackget tam sana göre. portableapps.com

GNU/Linux kullanıyorsan wget ile basit bir script işini görür.

Yıllardır Jdownloader kullanırım, sana da tavsiye ederim.
Hatta Jdownloader 2'yi kullan, betadır ama kararlıdır. Java kullandığı için açılması-kapanması biraz zaman alsa da "olması gerektiği gibi olan programlar"dandır. Ha bir de ücretsizdir.

Daha akıcı, sorunsuz işler için notebook.
Hafiflik ariyorsan netbook.
Netbook çalışma açısından biraz daha notebook gibi olsun diyorsan ram en az 2 gb olsun.

minimum i3 işlemcili bi notebook olmalı.

artık oldukça hafif notebook'lar var, onları tercih edin.

netbook'lar çok kısa süre içinde yetersiz performanslarıyla üzecektir.

ilk çıktığı zamanlar bi netbook'um vardı. LG'ninkilerden. Açıkçası pek kullanışlı bi alet değil bence. Onun yerine eğer işinizi görecekse tablet yoksa notebook bence. Netbookla yazı yazmak falan hiç rahat değildi klavyeden ötürü.

Asus zenbook ya da Toshiba portege z serisi bir Laptop da bakabilirsin. İkinci elleri çok uygun. Kaliteli malzeme, incelik ve hafiflik, netbooklardan daha iyi performans.

netbooklar tabletlerin çıkmasıyla öldüler. netbook alacağına kaliteli bi tablet al bence.

Her iki tür cihazı da kullanmış birisi olarak şöyle yanıtlayayım:

Eğer hayatınızda "sabır" isimli erdemi deneyimlemek ve kendinizi "sabır" konusu üzerinde eğitmek istiyorsanız, aradığınız cihaz bir Netbook tur. Size beklemenin ne anlama geldiğini öğretir.

Firefox açarken bekletir, Chrome açarken bekletir, (bu arada yeni format atılmış, her türlü optimizasyonu yapılmış, sıfır bir sistemden bahsediyorum) Chrome'da sayfa açar-kaparken dahi bekletir, herhangi bir işlem yaparken cihaz kilitlendi kaldı mı yoksa işlem mi yapıyor anlamanız zordur, zira bekletir. İşlem yaparken işlemci kullanma oranı sürekli ya %100'dür ya da %50 dir. (Tek çekirdeği kullanan uygulamalarda o tek çekirdeğe abandığı için)
O kadar küçük bir cihazdan o kadar ısı ve fan sesi (günlük sıradan kullanımda) nasıl çıkar şaşırılacak bir şeydir.

Kısacası, ücretsiz vermiyorlarsa, Netbook almayın, aldırmayın.

Söylendiği gibi netbooklar performans bakımından kötü. Kullanmak gerçekten sabır gerektiriyor. Onun yerine ultrabooklar var. Boşuna netbook alıp paranızı çöpe atmayın derim.

İnternetten uyumluluklarına bakabilirsin. Ben zamanında vaio'nun üstüne ağız bakım suyu dökmüştüm. o da baya yapışkanlıydı kuruyunca. yurtdışından almıştım, burda türkçe karakterli bi klavye alıp takmıştım. (sony'den)

@she was my baby teşekkürler, uyumluluğu nerden kontrol edebilirim acaba?

yanlış hatırlamıyorsam: modeli falan google'a yaz. keyboard change vs diye arat. abd'de bu işi yapan baya site çıkıyor. onların sitelerinde modeller falan yazıyor uyumlu diye.

Gittigidiyor'da da bu tür yedek parçaların satışını görmüştüm, oradan da bir aratın derim.

Netbook kaldi mi hala ya. Tablet al bence onun yerine.

en ucuz laptop bile o saçmalıklardan daha güvenilir ve fonksiyonel. tabletten fazlasını istyorsanız i3 veya ucuz amd'li notebook'lara bakmanızı öneririm.

Netbook alınmaz.ben kullanıyorum ama mecburiyetten.

www.pcdepo.com
www.ebrarbilgisayar.com

Almadıysanız henüz, kullanmış birisi olarak, almayın derim. Yapmayın etmeyin. O paraya laptop alın, varsın celeron olsun. Akakçe'den oldukça iyi fiyatlar bulunabiliyor.

@clia celeron'un nesi kötüymüş :p

@celeron 300a, celeron elbette kötü değil :) , hatta muhtemelen alacağım laptop celeron'lu olacak, fakat çoğu insan "iyi laptop anca i5 ya da i7 olur" şeklinde düşündüğü için...

Model ney? Youtubedan izle acilislarini. Termal olarak da noctua öneririm.

Kendiniz yapabilirsiniz, yeter ki elinizde uygun tornavidanız olsun.

Laptopların fanlarını temizlerken, fan egzosunu (şu dışarıya bakan ızgaramsı yapıyı) da dışarı çıkarıp temizlemeyi unutmayın. Üzerinde elektronik aksam olmadığından ızgarayı su altında yıkayabilirsiniz. Bir tarafından kuvvetle üflemek de işe yarar. Takmadan önce iyice kurutun.

Fan milini yağlamayı da düşünebilirsiniz. Youtube'dan "Fan greasing, fan lubricate, vs " diye aratıp izleyebilirsiniz. Çok kolaydır. Yağlamak için şu bir milyoncularda satılan dikiş makinası yağı yeterli denir genelde.

Termal macun değişimini muhakkak yap. Youtube'da "laptop thermal paste" diye aratabilirsin. Macun olarak, bir sene önce kullandığın macunu bir sene sonra piyasada bulamayabileceğin için, bulabildiğin en iyisini ve en ufak miktarlık olanını al. Ben Zalman stg 2 kullanıyorum. Kabaca 30 lira üzeri macunlar iyidir diyebiliriz.

Şuna dikkat et: Laptopu sökerken, temizliğini yaparken, macunlarken, vs, sürekli bedenini topraklamayı unutma. Çok duyum alıyoruz, temizlik yaptıktan sonra cihaz çalışmıyor ne oldu buna diye. Aman. Bu işlemleri yaparken mümkünse ayağınla toprak bağlantısı olan metal bir yerlere dokun, metal masa ayağı, radyatörün çıplak metal aksamı, çıplak su borusu, vs. Ben, herhangi bir bakır kabloyu bir bileğime doluyorum, kablonun diğer ucunu da toprak bağlantısı olan bir yere sarıyorum.

Şuna dikkat et: Asla elektrik süpürgesi kullanma. Ve asla kompresör (hava üfleyen aletler) kullanma. Statik elektriğin kralını yaymakta bu arkadaşlar. Suluboya fırçası, olmadı kağıt havlu, olmadı açık havada üfleyerek temizle tozları.


Son tavsiyem de şudur, temizlik yapmadan önce cihaza ufak bir program var CoreTemp diye, onu bir kurup boştaki ve yük altındaki sıcaklıkları bir yere kaydet. Temizlikten sonra da keyifle karşılaştırırsın.

öncelikle laptop ekranının model bilgisini öğrenmeniz lazım. ona göre internetten fiyat araştırması yapıp daha sonra yetkili servise sorabilirsiniz. garanti kapsamında yapmazlar ama en azından içiniz daha rahat olur. yoksa da internetten satın alıp youtube'dan tutorial videoları izleyerek takmayı denersiniz.

İkinci el alma. Gittigidiyor'dan sendeki model panel var mı bir bak. Gördüğüm kadarıyla oldukça uygun yedek parça fiyatı bulunabiliyor burada.

Sonra Google'a girip, laptopun modelini yazıp boşluk bırakıp "dissasambly" ya da "teardown" ya da "repair" yazıp, cihazın nasıl sökülüp takılacağına dair bir rehber var mı bak. Çok yararını görürsün.

Mobilim göremedim bi dokuz Eylül é baksana be :(

Yoksa verdiğin iki okuldan öğrenciler bi mesaj atın

Maalesef okul okul bakma gibi bir durum yok, internette gördüğüm kadarıyla Dokuz Eylül geçerli olmamış.
Ben kadir has öğrencisiyim, zaten mail hizmetini office 365 ile alıyorduk ama içeriğinde office masaüstü sürümü, mobil tam sürümler ve 1 tb onedrive yoktu, bununla birlikte onlarda geldi.
Yani daha önceden okul mailine office 365 ile erişenler yararlanabilir 90%. Diğerleri için karmaşık biraz galiba.

teşekkür ederim kendim adıma. geçen sene ücretsiz windowsu indirirken office i de aramıştım ama o sıralar yurtdışında vardı sanırım sadece. kürekli versiyonla takılıyordum. güzel oldu böyle.

bu arada benim üni adnan menderes üniversitesi

İstanbul Üniversitesi için şu hatayı verdi:

Ne yazık ki...

Kayıt işleminizi tamamlayamadık.

BT departmanınız Office 365 Eğitim için kayıt işlemini devre dışı bırakmış. Kaydı tamamlamak için onlarla iletişime geçin.

Becerebilen varsa aydınlatsın.

bahçeşehir üni için yok.

Beykent icin yok ama 1-2 gün sonra yine dene belki anlaşırız gibisinden bir şey dedi.

Marmara için yok.
Université Lumière Lyon 2 için yok.
IEP Lyon için yok.

:(

odtü yok.

bilkent yok
gazi yok

Atatürk Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi de yok.

İTÜ var. Listeye İTÜ'yü ekleyelim. :)

Çok teşekkür ederim @atom karincanin torunu, pek makbule geçti.

(Konuyu hortlatmışım ya la!)

mac' e yüklemede sorun çıktı nasıl yükleniyor onu anlamadım.


kocaeli üniversitesi var.

aöf öğrencileri de faydalanabiliyor yehu :)

Vay be 4 sene sonra insanların işine yaramış, süper.

kocaeli geçerli.
teşekkürler :)