Yanlış yapmışsın. Senin üstünün üstü senin üstünü tutar her zaman. Yani zararlı sen çıkarsın.

Mobbing konularına hakim bir avukat edin ve neler yapabileceğinize bir bakın. Mobbing kanunen bir suçtur.

Yarın istifanı isteyebilirler. İstifa etme, seni kovsunlar. Attığın mailden dolayı ihbarsız ve tazminatsız seni kovabiliriz deseler dahi avukatına danışmadan bir şeye imza atma.

sekreter arayıp "seninle görüşmek istiyorlar" dediyse 2 durum olabilir.

1- görüşmede mobbing yapanlardan kimse yoksa senden ayrıntılı bir ifade isterler ki bunun önüne geçebilsinler.

2- mobbing yapanlardan biri varsa "aman canım sen yanlış anladın" hikayelerine girerler ve bundan sonra sana dikkatli davranırlar.

ama kovulmazsın.

kovulacak olsaydınız çağırılmazdınız. çünkü CEO'nun vakti çok kıymetlidir. hele öyle bi firmanın CEO'sunun!

bölüm müdürünün ya da size mobbing uygulayan kişinin kellesi daha çok tehlikede gibi hissediyorum...

heyecanlanmayın, abartmayın, uzatmayın,

mümkünse tarihleriyle ve ennnn çarpıcı örnekleriyle, madde madde serin önüne.

hatta oturun yazın maddeler hâlinde ki, iyi düşünecek zamanınız olsun, bu söylenmeli mi? bu söylenmemeli mi? ayıklamasını yaparken.

herifi ayrıntıya boğmayın sakın!

en çarpıcı, en vurucu örneklerden 3 tane verin ve susun. sorulara da net ve somut cevaplar verin. laf salatası, laf ebeliği yapmayın. abartmayın ve ciddi olun.

unutmayın, herifin vakti çok ama çok kıymetli!

şu an kafam çok iyi olduğu için tam olarak demin yazamadım ama @compadrito +1 diyorum. tam anlatmak istediğim şeyi yazmış.

dert etme yani.

ilk once o departmanda ''neler olup bittigine dair'' kullanacaktir seni, ajan olarak yani. bu yaklasim senden yana kabul gorurse eger ve senden bu konuda verim alabilirse bir müddet senden faydalanacak, bunun karsiliginda gorunmez bir dokunulmazlik zirhin olacak. ve bir muddet sonra sende mobbing uygulamaya baslayacaksin yerini guvende hissetmeye basladiginda.

iş dunyasina hoş geldin.

diger zayıf ihtimal ise ceo'nun seni kovmasi.

ouvv... olaylar, olaylar:)
bence görüşme talebinin kovulma ile alakası yok. kovulacak adamı görüşmeye falan çağırmaz sekreteri. bence seni dinlemek istemiş, sorular soracak vs. yüzleşme yapmaz gibime geliyor.

şimdi kendi şirketimi düşünüyorum, biz de kurumsal sayılırız, aynı şeyi bizim patron da yapardı. her ne kadar onlarla daha eskiden tanışıyor olsa da, beni mutlaka dinlerdi adam... niyetimi anlamak isterdi. öyle bi durum gibi.

Kovmak için CEO çağırıyorsa bir şirkette çalışanı, demek ki CEO çok değer veriyor çalışanlarına :)
O kadar değer veriyorsa da kovmaz böyle bir şeyden dolayı.

Neler olacağını dinlemek isteyecektir. Kimse kolay kolay CEO'suna mail atmaz. Attıracak kadar olaylar olmuş diye düşünmüştür.

CEO üzerinden İK'ya yönlendirilebilirsin. Farklı bir bölüme geçmek için. Bence sana böyle bir olayı haberdar ettiğin için teşekkür edecek ve sana yeni bir pozisyon bulmaları için İK'ya yönlendirecektir.
Müdürün o senin, sever de döver de diye psikopatça bir konuşma yapacağını sanmıyorum.

Görüşmeye hazırlanmanı tavsiye ederim. Diğerlerinin de bahsettiği gibi önceden düşün. Sakin sakin anlatabilirsin istediğini. Sonradan, "şunu da anlatabilirdim unuttum" "keşke şöyle deseydim/demeseydim" diye hayıflanmazsın.

Bir de önerim müdürünün falan kişiliğine girmemeye çalış. Yaptığı somut şeylerden bahset. Yani "çalışılması zor bir insan" dersen, senin çalışamadığını düşünebilir. Ancak somut bir örnek ver, bırak müdürünün "çalışılması zor bir insan olduğunu" o düşünsün. Onun kafasında canlansın düşünce.

Hiyerarşiyi takma kafana.

Bu arada sonucu ne olursa olsun çok iyi yapmışsın.

Bİr de sonucunu yaz lütfen :) Merakli bir topluluğuz biz.

hocam ben bizim patrona mail atmıştım, şirketler grubu, yani türkiye zenginlerinde sayılı sırada, personel müdürü ile bir problemim olmuştu, çok alakasız abzürt şeyler söylemişti, adama resmen sövdüm ana avrat personelin ortasnıda, içerde herkezin ağzı açık kaldı çıktım, gittim amil attım bizim patrona, şimdi uyguladıkları sistemde yanlışlık var, şikayet etsem firmanın tepesine binecekler, buna rağmen hadi etmiyeyim etmiyim yol bulayıp diyip gitmiştim personel müdürünede, mobbing yapmaya kalktı işte ondan sonra sıçtım ağzına bıraktım, mail attım, bizim patron bir silekelemiş personel müdürünü akıllara zarar.ondan sonra işi bıraktım gerçi, fakat 2 ay her gün aradılar, tamam git ne yapıyorsan yap işin bittiği zaman gene gel işe başla diye. olmadı tabi öyle bişey.

kaybedeceğin bişey yok, yen iş görüşmesine neden gittin dediklerinde geçerli bir sebep söylersen, ve firma ile problemli olduğunu söylersen anlayışla karşılayacaklardır. yani haklıysan geri atmanın manası yok.

bende mavi yakalı fakat son derece teknik bir posizyonda çalışıyordum. öyle bir durumum vardı, ikincisi patron bana dönmedi, ama personel müdürne fena dönmüş bayağı bir gülüp eğlenmiştik.

sonuç noldu acep?

www.eksiduyuru.com

merak edenler.

hiç kullanmadım ama bunu buldum.

tr.wix.com

Mesaj attım

Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine zankyou.com'a denk geldim. Şablonlar üzerinden site hazırlayabiliyorsunuz.
Bir ücret karşılığında da istediğiniz internet adresini satın alıp sitenize yönlendirebiliyorsunuz.

Belki başkalarının işine yarar.

yabancı ehliyetini gösterip what is the problem officer? desin tamam kardeşim hadi geç diyip gönderiyorlar.

kesin bilgi, yayalım

hele hele us ehliyeti varsa araba bile çekerler altına

1. Turk vatandasiysa istedigini yapar. Amerika vatandasiysa sikar.
2. Turk ehliyeti esas.
3. Eder, yakalanmazsan no poroblem.

Alamanci akrabalarimiz bu esaslar cercevesinde araba kiraliyorlar zati.

yabancı ehliyetlere el koymuyorlar diye biliyorum. onun dışında para cezası ne ise uygulanıyor.

avrupada ve amerikada araç kullandım ofisırlarıyla az çok içli dışlı oldum ceza falan ödedim ama hiç "ver lan ehliyeti geblo!!11!" diyen olmadı.

1- polis ehliyetine el koyabilir. hatta koydugu gorulmustur. nasil geri alacagini bilmiyorum. tahminen geri verme suresi geldiginde turkiyeye gitmen lazim. ayrica el koyduklari ehliyet nereye tabi ise oraya bildiriyorlar. sure konusunda bir fikrim yok ama basimiza geldi. mesela usa ehliyetini verip 3 gun icinde usa ya geri donup ehliyeti kaybettigini soyleyebilirsin ve yenisini cikarabilirsin ama 15-20 gun ise bilmiyorum ne kadar surede bildirdiklerini. bizim olayda 2 ay gecmisti. arkadas ulkesine dondugunde kaybettigini ve cikartmak istedigini soylediginde senin ehliyet kaptirilmis yok sana ehliyet dendi. ulke belcika.

2- polis turk ehliyetini gostermeni isteyemez, sorarsa yok turk ehliyetim dersin, gbt den bakarsa da yanimda yok dersin ve usa ehliyetinle burada arac surme hakkina sahip oldugunu soylersin. yasa disi bir sey yapmiyorsun.

3- mantiken edilebilir. bir sakinca gormuyorum.

yorum: boyle bir durumda turk ehliyetini vermen daha mantikli. hem daha sonra usa ehliyetinle arac kullanabiliyorsun. hem de usa ehliyetini tumden kaptirmamis oluyorsun. ayrica kisa sure kalacagin yer turkiye. usa ehliyeti asil isine yarayacak ehliyetin.

Alman ehliyetiyle araç süren biri olarak 2 kez kontrol edildim.

Birincisinde pasaportumu sordular, "yanımda yok" dedim, yanınızda taşımanız gerekiyor. Normalde cezası var, bu seferlik bir şey yapmayalım ama bundan sonra yanınızda taşıyınız lütfen" dedi kibar polis amca. Ben de biliyordum bunu ama "bilmiyordum, pardon" falan deyip gazladım.
İkincisinde Alman ehliyetini evirdi çevirdi, "tamam, devam et" dedi. Gazladım. Pasaportum yanımdaydı ama sormadı.

Şimdi gelelim pasaport olayına. Yabancı ehliyetle Türkiye'de belli bir süre ehliyet kullanabiliyorsun. Ülkeden ülkeye değişebilir ama örnek vermek gerekirse bu süre Alman ehliyeti için bir yıl. Bir yıl kesintisiz Türkiye'de kaldıktan sonra ehliyetiniz geçersiz oluyor. İşte polis amcanın da bilebilmesi gerekiyor sizin ülkeye giriş yaptığınız tarihten itibaren bir yıl geçti mi diye. Bu yüzden yabancı ehliyet ile araba kullanırken ülkeye giriş yapmış olduğunuz pasaportun yanınızda olması ve ehliyetle beraber ibraz edilebilir olması gerekiyor. Deneyimlerim bu.

1. El koyabilirler, neden olmasın? Sonuç olarak birinin sırf yabancı ehliyeti var diye buradaki kurallara ve cezalar tabii olmaması çok saçma. Kuralların önemli sebepleri var. En başta da güvenlik geliyor. Yabancıların yollarda güvenliği azaltmalarına neden sebep verilsin.
Ehliyet Avrupa ülkelerinde mesela bizdeki gibi kimlik muamelesi görmez pek. Her işlemi yalnızca ehliyetle yapamazsınız bizdeki gibi. Örneğin bankada işlem yapmak istediğinizde üzerinde İngilizce yazılar olan ehliyetinizi uzattığınızda nüfus kağıdınız daha çok itibar görebilir, tamamen Türkçe de olsa.O yüzde Türk polisi ehliyete nasıl el koyar diye düşünmeyin.
Ceza puanları ABD ehliyetine ABD'de işlenmez. Türkiye'de kaldığı sürece Türkiye'de yeterli ceza puanı toplarsa el konur. Sisteme "ABD Ehliyeti no: bilmem ne" gibi giriş yaparak puanları yazabilir.

2. Sanmıyorum. Ama pasaport detayını atlamayın. Bence Türk ehliyetini göster, kaptıracaksan onu kaptır.

3. Kontrollerde 2. maddede sıkıntı yaşamazsan, bunda da sıkıntı olmaz bence. Ancak kaza gibi ciddi bir durumda derin araştırma yaparlarsa ve ortaya çıkarsa fena olursun. Ehliyetsiz olarak araba kullanmış oluyorsun neticesinde. Senin cezan Türkiye'de araç kullanma hakkının elinden alınmış olması. Ehliyetin fiziksel olarak sen olup olmaması değil önemli olan. Kanunsuz bir iş yapıyorsun.

Yer değiştirmeler sırasında ağrır biraz. Ben başka şeylerle uğraşıyordum. Ders çalışman gerekmiyorsa alma bence.

dolorex

1 hafta agriyacak dostum uzgunum.. apranax fort al o bisüre keser.

corba - yogurt tarzi seyler ye.. bisey cignemeye kalktigin an korkunc sekilde agrir.

2 sene kullanmis birinden tavsiyeler dinlediniz.

ağrı kesici olarak cataflam tavsiye ederim.

bir hafta kadar ağrır sadece. sonrasında o kadar ağrımaz.

dişçinin ne tip braket taktığı da etkili. yeni tip braketlerde (www.drgeoffreywexler.com.au şu soldakilerden bahsediyorum) o kadar ağrımıyor. telleri bükecek, gerecek durumu yok çünkü. eğer onlardansa çok zorlanmazsın.
lastik taktığında biraz ağrıtır sadece.

hossein +1, bir süre sert şeyler yeme. meze, püre yemeye çalış.

2 seneyi devirdim ben de.

ayrıca:
antik.eksisozluk.com
antik.eksisozluk.com

ileriki aylarda yapılan ayarlamalarda ilk seferki kadar ağrımaz.
Ağrı dayanılmaz seviyeye gelirse ibuprufen işe yarayabilir.

İstersen ortodontiste sor. En iyi onlar bilir hangi tipte ağrı kesicinin işe yarayacağını.

Bulman zor gerçekten. Almadan önce biraz daha araştırma yapman gerekiyordu demek ki.

Dostum emin misin kapı ve cam dışında değişen olmadığına ? Iyice baktır istersen satarken sıkıntı olmasın

Senden önceki sahibi yalan söylüyor gibi.

evet ekspertiz raporu önümde kapı ve cam değişmiş ama kapı menteşesi kapı döşemesi kapı içi elektroniği cam açma mekanizması yok efendim çıtaları yok ayna kumandası aynası maşpiyeli , işçiliği diye 15 kalem yazmışlar 20 bin lira çakmışlar. bu yuzden kasko yapmıyo hiçbirisi

benim bu konularla ilgili çok tecrübem oldu fakat ilk defa duydum böylesini. ilginç. daha geçen kasko değeri 35bin olan corolloyla kaza yaptık, 17bin hasar vardı naptıysak perte çıkarmadı ak sigorta.

pert araca sigorta yapan yerler var ama fahiş fiyatlar isteniyor.

perte çıkartabilmesi için hasar tutarı kasko degerinin yüzde 80i kadar olması gerekiyor. işte bunlar da perte çıkartabilmek için ellerinden geleni yapmışlar zaten tam yüzde 80i kadar hasar yazılmış, belli ki amaç oymuş.tamam ben kapı değişti denildi maşpiyel değişti denildi cam değişti denildi diye piyasasından çok aşağıya aldım arabayı .almadan önce de 3 tane de ayrı servise gösterdim hepsi temiz dediler , arabadan da memnunum fakat kasko olmuyor işte. bana araba hasar kayıtlı diye satılmıştı pert oldugunu yeni ogrendim.

Kaskocu arayana kadar sana arabayı kandırarak satan şerefsizi bul daha iyi.

Kendin diyorsun hasarlı diye sattılar pert çıktı diye.

Vatandaş, bakan, herkes mi yolsuz lan bu ülkede?

evet . çolakoğlu otomotiv kartal. firma güvencesi , "öyle olsa zaten biz almayız" laflarıyla babacan tavırlarla , bak hasar kaydını bile söyledik başkası söylemez biz ne dediysek o 40 yıllık güvence laflarıyla oyalayıp , buna ragmen servise gostermek aklıma gelse de kasko olayında bunlar çıkacağını bilemeyeceğimi bildiklerinden sanırım bütün hayatlarını böyle kazanmaya alıştıklarından sonrasında aradığınızda da çirkeflik ile satış sonrası hizmetleri devam eden bir ticarethaneden aldım. ya arkadaş arabayı alırken yanında yerde akü kablosu vardı, dedim akü mü bitik degiştirmem gerekir mi, ona bile yooook sağlam taş gibi dediği için daha dün yolda kaldım yeni akü aldım. nedir yani akü bitik dese ne olacak 100 lira verip taktırırdım yolda kalmazdım.

öyle herkes 2. el araba satıcısı olamaz bu dünyada. Göz göre göre yalan söylemek, yüzsüz olmak lazım.

Bütün dünyada böyle bunlar.

kırmızıya yakalanmamak için kavşağa hayvan gibi giren kameralı araç suçlu tabii. bide şoktan o kadar sakin gibi göründü bana.

edit: açıkçası kavşağa çok hızlı girenlere kılım. o yüzden direkt adamı suçladım. diğeri sarıda çıkmış olsa bile daha temkinli gidiyordu.

ben vuranın suçlu olduğuna emin olamadım. onun yolunda daha kırmızı yanmamışken diğer tarafa nasıl yeşil yanıyor ki? sanki diğer araç yanlış ışıkta geçti.

hacı iki taraf da hatalı.
kameralı araç son dakika atağı ile geçmeye çalışıyor.
diğer yönden gelen de muhtemelen yeşil yanmadan dalıyor yola (çünkü yaya için yeşil yanıyor o yönde).

muhtemelen bu yüzden ikisi de sakin bir de kaza ufak.

gömülen kırmızıda geçiyor,net o suçlu.

o değil de adamlar çıkıp el sıkışıyorlar.gözlerim doldu,burası türkiye di mi :(

Soldan gelip yandan çarpılan aracın kırmızıda geçtiği bariz, ama kameralı aracın da hataları var
Hata 1: Ama kameralı araç sarı ışıkta durabilecekken gazlıyor.
Hata 2: Işığa kısa bir mesafe kala solluyor/şerit değiştiriyor. Bu da kural ihlali Bunun tam kuralı aklımda değil ama 50/100 metre gibi bir şey olması gerekiyor.

Bir de ilginç bir nokta daha var. 33. ve 35. saniyelerin arasında bakarsanız aracın üzerinde kırmızı-mavi ışıklar var. Resmi araç mı oluyor şimdi bu? Geçiş üstünlüğü olmasına falan mı güvenerek kavşağa böyle giriyor? Yoksa sanayide taktırmış takılıyor mu?

ben m'nin sonlarında yer yer l'nin başlarında olan bir adam olarak 1-2 sene evvel slim fit bir gömlek aldım 2 numaraydı. kilolu değilim pek ama zayıf da deiğlim. 1.78 boy 73 kiloydum o ara zannedersem. hatta şimdi 80lere yaklaştım 2 değil 3 numara olacak gibi giymiyorum o gömleği, sıkmaya başladı biraz.

size bir çıkış noktası olsun diye yazdım umarım daha çok kafa karıştırmamışımdır.

moral bozmak gibi olmasın ama mudo, en sık alışveriş yaptığım yer olmasına karşın çözemedim ben bu mudo'nun bedenlerini.
tshirt veya gömleklerin arasındaki beden farkını geçtim, modelden modele de çok fark oluyor. O yüzden denemeden almak büyük kumar.

burfak artı 1.

aynı sweat'i aldım diye eve gelmiştim, hiç denemeden. sonra değiştirmek zorunda kalmıştım.

genelde iki yakıt kıyaslanırken şöyle bir hesap yapılıyor, 100km'de biri 5lt iken diğeri 7lt yakıyor deniliyor, fakat bu miktarlarda yaklaşık olarak aynı ağırlığa sahipler, dizel yakıt sistemini bilmiyorsanız cevap vermeyin ltfn tşk pls, gaz ne alaka aq, illa biri çıkıp böyle bir cevap verecek.

Selamlar,

dizel yakıt kullanan araçların kilometre başına daha az yakıt harcaması yalnızca yoğunluk farkından değil. Benzin ile dizelin kimyasal yapısı farklı ve dizel yaktın içerisindeki enerjinin kullanılması daha kolay. Motorlu taşıtlarda dizel yakıtın içerisindeki potansiyel enerjinin yaklaşık %40'ı kullanabiliyorken benzinli araçlarda bu oran %25-30 civarı. O yüzden aynı işi yaparken daha az (hacim olarak ve ağırlık olarak) dizel yeterli oluyor.

Bu oranlar 5 sene önce falan üniversitede kaba olarak verilen değerler. Bugün bu oranlar artmıştır mutlaka ama böyle temel bir fark var iki yakıt tipi arasında.

dizel: 45.5 MJ/kg (megajule/kilogram)
benzin: 45.8 MJ/kg

dizel: 36.9 MJ/litre
benzin: 33.7 MJ/litre

aradaki fark daha çok çevrimden kaynaklanıyor. tüm ısı makineleri bir termodinamik çevirmine göre çalışırlar. jet motorları brayton çevrimi, benzinliler otto, dizeller dizel çevrimi gibi.

dizel, otto (benzin) çevrimine göre daha verimli. Aslında eğer sıkıştırma oranları aynı olsaydı otto çeviriminin verimi daha yüksek olurdu. ancak dizel'in sıkıştırma oranları otto'ya göre daha yüksek olduğunda böyle bir avantaj yakalıyor. ayrıca otto çevriminde yanma işlemi teoride sabit hacimde gerçekleşirken dizel çevriminde sabit basınçta gerçekleşiyor (yine teoride), tıpkı jet motorlarında olduğu gibi. yanmanın sabit basınçta gerçekleştiği çevrimlerde ortaya çıkan ısı enerjisinin bir kısmı genleşme için harcandığından verim açısından dezavantajlı. ancak bahsettiğim gibi sıkıştırma oranının yüksek olması dizeli öne geçiren faktörlerden biri.

TR'de kullanacaksan 307, UAE'de kullanacaksan Mazda diyorum. Neden dersen Mazda TR'de çok zor satılan bir otomobil, elinde kalır ve araçtaki motor, otomatik olması benzin sarfiyatını da arttır, ülkemizdeki benzin fiyatları da malum.
UAE'de kullanacaksam TR'de böyle bir araç kullanma şansım olmayacağı için direkt Mazda'yı tercih ederdim.

kalite konfor her türlü mazda.

mazda, peugeot'yu dover

mazda namazda sonuçta :) şaka bi yana bende mazda derim ancak mazdalarda pistonlu değil rotart engine denilen bir motor kullanılıyor bakımlarını falan tam zamanında yaparsan sıkıntı çıkmaz

@denizrocket,
bahsettiğin rotary motorlar çok az modelinde var mazda'nın. RX7, RX8 falan. Bu modelde konvansiyonel 4 silindirli normal motor var benim gördüğüm.

@juvee,
bence dünyanın neresinde olursan ol bu iki araba arasında peugeot'tan koşarak uzaklaşıp mazda al. Benim 307'im vardı, gece park halinde durduğu yerde sürekli bir şeyleri bozulan bir araba görmedim.

mesela yemekhaneden yemek alırken herhangi bir sorunla karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorabilirsiniz.

en basiti kampüste rahatça gezebiliyorlar mı, okul onlar için özel rampa, asansör, görme levhaları vs koymuş mu.

kendini okulda rahat ve bir birey olarak hissedebiliyor mu?

gibi

ring hattı olan bir kampüste okuyorlarsa ringlerin engelli dostu olup olmadığını sorabilirsin.

okul içinde başka birinin yardımı olmadan giremedikleri/gidemedikleri alanlar olup olmadığını sorabilirsin.

insanların genel olarak onlara öncelik tanıyıp tanımadığını sorabilirsin.

Teşekkür ederim üçünüze de. Okula gidip gelmeleri, okul içindeki ulaşımları ve faaliyetlerini, öğrencilerin yaklaşımlarını, konakladıkları yerleri sormam yeterli olur umarım. :)

Ben bir de günlük işlerin yanında kendilerine fırsat eşitliği sağlanıyor mu bunu merak ederdim. Örnek olarak
- akademisyen olmak istediklerinde nasıl bir muameleye bırakılıyorlar?
- yalnızca yemekhane, yollar değil, labratuarlar da engelliler için uygun mu?

gibi.

hacı abi donanım hakkında çok şey söylemişsin de. senin asıl cevap vermen gereken otomatik mi kullanmak istiyosun yoksa manuel de olabilir mi.eğer istanbulda ve sürekli trafikteysen bence dsg. yok o öyle değilse donanım.

exc manuel.

Istanbulda 5 aydir lpgli astra kullandim ama zaten ise gidis gelis saatlerimde trafik olmuyordu. Simdi ise pek kullanmam haftasonlari gezmek icin. Manuep alayim gitsin diyorum exc cok guzel ya. Arkada insanlar rahat hareket edebilir. Hanim bebek vs iyi olur onlari tercih edeceğim sanirim :)

donanım bir noktadan sonra gereksiz ayrıntılarıyla doluymuş gibi gelebilir. açıkçası koltuk ısıtmaları falan bunlar gereksiz hocam. dsg'nin rahatlığını manuel'de istediğiniz kadar usta şoför olun veremezsiniz. o geçişler, hızlanma, sürüş rahatlığını ısıtmalı sileceklerle falan sağlayamazsınız. bunlar göz boyamaya yönelik. örneği daha iyi tarif edecek olursam; onca para verilen akıllı telefonda radyo özelliği aranır, olunca da kullanılmaz. bence bu da o hesap.

DSG şanzıman için çok sorun çıkarıyor da deniyor. Eğer çok fazla ağır trafikte kalmayacaksan manuel alman daha doğru.

15 sene kullacaksan donanımı yüksek olanı al.
Donanıma verdiğin parayı kira gibi düşün. Satarken pek bir şey fark etmeyecek.
Otomatik olduğu için comfortline'ı daha yüksek fiyata satarsın, hem de çok daha hızlı.

Bence exclusive'in özellikleri daha çok kışın çok daha sert geçtiği yerler için düşünülmüş. Isıtmalı koltuklar mesela Almanya için çok güzel de İstanbul'da gereksiz bence. Isıtmalı silecek yerine antifrizli cam yıkama suyu koy, hem de camların tertemiz olur.

www.burgerking.com.tr
buradaki ile aynı diye biliyorum yemeksepeti ve telefon sipariş fiyatlarını.

şubeye gidip elden alırsan fiyatlar daha düşük, "paket servis ücreti yok" ancak paket servis ile alırsan ek ücret var...

kısacası "sözde" ücretsiz paket servisleri.

Yemeksepeti'nde McDonald's'ın Burger King'in falan menüler genelde standart olarak büyük seçim ayarlanmış ekleniyor sepetinize.

Lokantada asılı fiyatlar ise normal boyutta oluyor. Bu fark sizi yanıltmış olabilir mi?

yanar check in yapmayı dene

yanıyor maalesef.

thy'de de aynı durum var, no-show olmuş biletin diyorlar. hatta geçenlerde istanbul'dan cezayir'e uçtuğum halde uçmamış görünüyordum, bilet no-show olmuş. tekrardan dönüş bileti aldım. benim suçum olmamasına rağmen önceki biletin parasını da ödemediler hala 20 gündür. az daha sürerse tüketici mahkemesine verecem thy'nı.

ilk olarak lufthansanin türkiyedeki merkezini arayin, eger olumsuz cevap gelirse almanyadaki call center i arayin. almanyada ise ikamet direk almanyayi arayin.

olumlu cevap verirlerse güzel sorun yok.

olumsuz cevap verirlerse ve sizin mecburi bir isinizden dolayi no show durumu var ise bunu belirtin. duruma göre tolerans gösterebilirler.

Ben bir kez aynı durum için Lufthansa call center'ını aramıştım Almanya'da, gidiş biletini kullanmazsan dönüşte sorun olur demişlerdi.

Saçma bir şekilde gidiş-dönüş bilet aynı uçak için dönüşten daha ucuzdu. O yüzden gidiş-dönüş alıp yalnızca dönüşü kullanmak istediğimi söyledim.
"Sözleşmenin ve kampanyanın şartlarını bozmuş olduğunuzdan dönüş check-in'inde sorun çıkartırlarsa şaşırmayın demişlerdi.

ben 4-5 gün önce atasun'dan aldım. markası bausch lomb. aylık lens; bir ay kullanıyorsun aynı lensi sonra atıyorsun diğerine geçiyorsun. bir kutuda 6 lens var. toplam 3 ay gidiyor. tabi bu benim için geçerli. senin derecelerin farklı olduğu için 2 kutu alacaksın. seni toplamda 6 ay götürecek. 40tl kutusu (markadan markaya değişiyor) bir de solüsyon alıyorsun. (lens ile aynı marka ve 11tl. içinden lens koyma kabı çıkıyor)


bu arada gözün korkmasın hiç. inan bana alışıyorsun. ben ilk günden alıştım. :))

aylık lensin iki türü var.
1 ay'a kadar gözde kalabilenler, her gün çıkarılıp 1 ay boyunca kullanılanlar.

en güzeli 1 ay aralıksız da kalabildiği halde her gün çıkararak yüksek oksijen geçirgenliğine sahip lensleri kullanmak.
night&day aqua önerebilirim. en uzun süre bunları kullandım...

para sorunun yoksa acuvue 1 day trueye alabilirsin, bunlar da her gün atılıp yeni çifte geçilen günlük lensler. deforme olma, çizilme ve batma sorunu olmuyor.

astigmat düşükse torik olmasa da olur, hatta lens daha rahat olur ince olduğundan.
solüsyon da biotrue olduğunda tamamdır...

tabi bc ve dia değerlerine dikkat et.

lasik olmuş birisi olarak şöyle diyeyim;
lens kullanmaya başladığımda gözlükten, lasik olduktan sonra lensten nefret ettim.

alttaki cevaptan sonra ekleme:
kesinlikle lensmarket'den al. hatta almadan önce deneme istersen bir çift tester de gönderiyorlardı en son...(değişmediyse sistemleri)

reçetyi ekledim. air otix night&day iyi sanırım. ama ondaki çap 13.8 bu bir sorun oluşturur mu? ya da gözlük numaraları farklı olduğu için bir göz için farklı bir marka mı alsam?

acuvue oasys 55 tl mi ne.

iki farklı numara almana gerek yok. 4.75'ten bir paket al yeterli.

bu lensleri her gün çıkarmana gerek yok. normalde ömrü 1 ayla biçiliyor fakat mesela gözümdeki 2 ayı geçti benim hiç sıkıntı çıkarmıyor. ama ben en azından haftada bir çıkartıp bir gece solüsyonda bekletiyorum. sen de bu şekilde kullanırsan uzun süre kullanabilirsin.

çap olayına gelince. verdiğim markanın deneme lensini iste optikçiden. onu tak 1 günlük falan olması lazım o. gözünde hissetmezsen anla ki çaplar uyumlu, sana sıkıntı çıkarmaz. ama batışırsa, gözünde hissedersen anla ki çaplar uyumsuz. durumu izah et farklı çapta bir lensin denemesini versinler sana.

Çapın 13.8 olması sorun olur mu sorusunu doktoruna sorsan daha iyi edersin. Ben çapı değil de temel eğrisi eskisine daha küçük olan bir lense geçtim kafama göre neolcak yaw diyerek, gözlerim ağladı. Doktora gittim bu lens senin gözünde oynuyor diyerek yeniden eski temel eğriye geçmemi önerdi.

çap genelde pek sorun olmaz, zaten büyük bir fark da yok. 14 ortalamadır ve doktorlar 13,8 gibi değerler yerine tam sayı yazar çoğu lenste de böyle olduğundan. temel eğri kesinlikle önemli, gözü sıkabilir ya da tutamayabilir.

bence öncelikle tester alarak dene, 13,8 de olsa sorunsuz kullanırsın diye tahmin etmekteyim.
purevision 2 hd de kullandım, kullandığım lensler içerisinde n&d aqua'ya yakın ve memnun olduğum bir lensti.

bu arada ilk denemelerde takana kadar gözünü zorlayıp lensi batırabileceğinden ilk günlerde çapta sorun olmasa da batma yaşatabilir... ben 1 hafta kadar sıkıntı çekmiştim ilk lense başladığımda.

yine de asıl önerim numaraların uzun süredir sabitse lasik.
5 numaranın üzerindeydi benim gözler de... 3 yıldan sonra hafiften kuruluk başlamıştı lens kaynaklı olarak.

acuvue oasys torik lens kullaniyorum ben. her gun cikarip suyuna koyuyorum cunku lensleri devamli gozunde tutmak zararli. bakteri olabilir goz yeterince sulanmazsa. usenme, tak cikar lensini.

lens suyu olarak BioTrue iyi. Kullanabilirsin. fiyati gorece olarak daha pahali digerlerinden. ha diger lens sularindan kullandin, sorun olur mu, hayir tabii ki.
Torik lenslerin fiyati normalin iki kati kadar. Normallerin fiyatlari 40-60 arasinda degisiyor.
Besiktas'ta Adnan Ezen'den aliyorum ben lenslerimi.
Doktor ne numara verdiyse onu al. Biri 4.75, digeri 5.00 yazmis. nasilsa her halukarda aylarca kullanacaksin.

minicik bi kasabaymis ki o, karlsruhe'ye cok yakin. bence sen karlsruhe'de neler yapilir onu arastir :))

karlsruhe'miz güzeldir, her bütceye uygun tonla mekan var :)

Yakında Maximiliansau diye bir yer var. Orada Gockelburg diye bir tavukçu.

Menüsünde içecek dışında yalnızca yarım tavuk bulunur.Seçeneğin acılık derecesidir. Çatal bıçak da vermezler, yemeğin sonunda parmaklarını da yer çıkarsın.

Yalnız çok aç gitme, masa bulmak için beklemek zorunda kalacaksın.

klavyeyi değiştirmek lazım.

laptop mu?

ıslak elle bastıysan tuşlara bazen oluyor öyle, sonra kapatıp açınca düzeliyor, bazen de bekleyince kendi kendine geçiyor. bi dene bakalım.

evet laptoptu, literatürde durması açısından silmiyorum duyuruyu. az önce yine kendiliğinden bütün tuşlar aynı anda düzeldi. ilgilenen herkese teşekkür ederim.

literatürde dursun bence de, çünkü genelde bunu bir kez yapan klavyeler kafasına göre tekrarlayabiliyor.

Laptopların klavyelerini değiştirmek bazılarında çok kolay oluyor. Bir yerden uygun klavye bulursanız ve garanti süresi bittiyse değiştirebilirsiniz, aklınızda bulunsun.

O bilgisayara firefox gider...

@neronnuri
firefox'u kullandım, o daha çok kastırıyor. ikide birde çöküyor.

bilgisayarını aldığın zamanlardan kalan bir soru sorayım. En son ne zaman format attın? Yeniden bir windows yüklemenin vakti gelmiş olabilir.

@burfak
en son format atalı 1 yıla yakın olmuştur.

arınç çok tehlikeli bir adam.

iyi polis kötü polis olayları, arınç bence köprüyü geçirecek biletin derdinde yani henüz gerçek yüzünü görmedik eline güç geçmesini bekliyor.

Neferkitty +1
Şu anda hem iyi polisi oynuyor hem de Tayyip'i uzlaşılmaz ve zıvanadan çıkmış gösteriyor. O adam fena.

arınç daha ılımlı. katılıyorum.

freekara'ya katılıyorum. akp'deki en yüksek rütbelerdeki kişilere göre bakarsak en ılımlı abdullah güldür. Abdullah gül şuan halen başbakan olsaydı Türkiye'deki şu durumlar yaşanmazdı gibime geliyor. (rte cumhurbaskanı olmadığını varsayıyorum)

Bu arada bülent arınç da her ne kadar ılımlı gözüksede; sanki bir oyunun parçası gibi. sürekli başbakanla ters düşüyorlar. planlımı plansızmı onu bilemeyiz.

arınç mı ılımlı ? şuan nefret ettiğiniz tayyip ondan daha iyidir. tayyip erdoğan kurumlardaki cemaatçi kadroyu tasfiye edip daha demokratik kökenli insanlar atamaya çalışıyor en azından cemaata uzak isimleri.

tayyipten nefret ediyorum ama yukarıdaki bilgi kesin kaynaklardan. onlarda tayyibi pasifize etmeye çalışıyor şimdi. en basitinden başkanlık sistemi mevzularından sonra zamanın haberlerine bakmanız yeter. tayyibi köşke yollayıp işini bitirme gayretinde hepsi.

arınç ve abdullah gülü bilerek ılımlıymış gibi göstermeye çalışıyorlar.

2002de de tayyibin ılımlı, demokrat olduğuna falan inanıyordu millet. halimiz bu. abdullah gülün, bülent arınçın falan da demokrat olduğuna inananlar varsa hala ohoo.

bi 10 sene daha kaybedecez desenize.

hiçbiri ılımlı falan değil. ölümü gösterip sıtmaya razı olmayı kabul ediyorsan başka. Gül de arınç da erdoğan da temel konularda az çok aynı şeyleri söylüyorlar sadece erdoğanın üslubu daha sert ve saldırgan. Bunun sebebi de:
(bkz: iktidar zehirlenmesi)
Mesela arınçın şöyle bir beyanı var, sence daha mı ılımlı:
(bkz: alman polisine söyle tamamının kimliğini istiyorum)

eski fazilet partili birine ılımlı demek. komik kaçıyor bana göre.

arınç cemaatçi. gelsin başa da bi görün kişisel özgürlük nedir nasıl kısıtlanır. erdoğan gitsin diye her yol mübah diyen zihniyetin aklı başına bi gelsin.

Arınç'ın partiye katılmasının ve hala içinde olmasının AKP seçmeninin arasındaki en dindar ve en bağnaz kitleyi içinde tutmasını sağladığını düşünüyorum.

yani Erdoğan-Gül-Arınç içerisinde ılımlılıklar en uzak olan o.

AKP şeriat getirecek diye inanan ve oy veren insanları partide tutulabilmesini sağlayan kişi bence o.

sen de gençsin. iyi.

yani 18-20 gibi mi demek istedim tşkler

bence yaşına uygun değil.

iyidir.

yaşta sıkıntı yok da pantolon kötü

uygun kombinle gideri olur .

kış için uygun mu mesela üstüne kazak gider mi?

füme rengini alırdım ben olsam

Pantolon idare eder de buna benzer modelleri benim erkek arkadasim da giyiyor kendisi 31 yasinda.30 ustune cikinca kumas pantolon,gomlek,kravat kombini yapmak zorunda degilsiniz ki,bu tarz pantolonlar da gayet hos olur.

siz kızlar insanı ikilemde bırakıyorsunuz karar verin on agöre alıcam

bence de alma, üni öğrencisi işi.

45 yaşında arkadaşım var, devamlı giyer bunlardan zira o yan ceplerinde devamlı not defteriyle kalem falan taşır, hiç de garipsemiyoruz yıllardır.

bence yaştan bağımsız olarak kötü. 90'larda falan giyilirdi de şimdi başka şeyler alınabilir.

Neredeyse bütün personel servisleri bu işi yapıyor. Herhangi bir tanesini çevirip sorsanız yardımcı olurlar. Biri olmadı diğeri...

sahibinden.com'da da tonla ilan çıkıyor zaten. Benim sorduğum daha önce biriyle tecrübesi olan var mıydı. Hani ne bileyim güvenemiyorum. Adama 2'de gel dersin 3'te arar geç kaldım der, gece oraya gitmem der, bok eder günü. Öyle şeyler.

Bir de yaklaşık fiyatları neler onu merak ediyorum. Yoldan bir tane cevirsem kazıklanır mıyım falan.

ankastre olması için kapağının üzerine mutfak dolabının aynısından yapıştırmak gerekiyor. bazası da aynı mutfak dolaplarının devamı olacak şekilde dolapları yapan kişi tarafından yapılır. ankastre olmayan makineye böyle bir uygulama yapılmaz. ankastere olanları kapak açma kulbu, düğmelerin, ekranın olduğu yer içeride kalır, kapak dışarıya çıkıntılı olur, ve bazasını değiştiremezsiniz.

bir çok marka/model bulaşık makinesinin iç mekanizması neredeyse birebir aynıdır.

muhtemelen sizin normal makinenizin de ankastre için kullanılan bir versiyonu vardır. Ön kapakta değişiklik yaparak ankastreye uygun hale getirilebilir.

biraz makinelerden anlayan ve ugraşacak adam olduktan sonra yapılabilir bence eğer makine uygunsa.

valla uzman tv yapabiliyorsa youtube'a açsın davayı o zaman. Youtube'da da var bilgilendirici videolar.

Ya da sana alternatif olarak youtube üzerinden bir kanal açmanı önerebilirim.

veya bir blog şeklinde olabilir.

Videolar için youtube'u kullanmak çok kolaylaştırabilir işini. Videolar falan fazlaca bant genişliği isteyen olaylar.

Kısıtlı bilet iade etmek istediğin zaman çeşitli kesintilerin uygulandığı bilet sınıfıdır. Uçakta yine ekonomi sınıfında olacaksın yani, dert etme.

Koltuk ayrılmış uçuş uçakta yer olduğunu gösteren ibare sanırım. Yedek statüye düşme durumunu ayırt eden değişken bu.

E-bilet'in varsa paran ödenmiş demektir. PNR numaran ve soyadınla www.checkmytrip.com adresinden kontrol edebilirsin.

kısıtlamaların çeşitleri var. en düşük sınıfsa bileti iade edemezsin, açığa alamazsın ancak ceza ödeyerek tarihini değiştirebilirsin. bir üstü ise açığa alma hakkın olur. daha üstünde iade şansın falan olur. onun dışında uçaktaki konforunu etkileyen herhangi bir durum yok korkma

e-biletin üstündeki kilo hakkına bak. Normalden daha düşük olabilir.

Örneğin THY'den alınca Almanya uçuşlarında hep 30 kg hakkım olurken ucuzcu bir siteden aldığımda 20 kg olmuştu bir kez.

o farklılık aldığın biletin promosyon bileti olup olmamasına göre değişiyor, promosyon biletlerde 20 kg, olmayan biletlerde 30 kg zaten. benimki de 20 kg o yüzden promosyon bilet çünkü.

aynen öyle komple kapatıyor

aynen öyle. bir de kapattıktan sonra 24 saat açamıyorsun.

Soru sormak üzel bir taktik fakat klasik olabilir :)Teşekkür mahiyetinde de bir kahve vs.vs

"Ders calisiyorsunuz, rahatsiz etmeyecegim ama mumkunse daha sonra rahatsiz etmek uzere telefon numaranizi alabilir miyim? Gulucuk

@yarin bos musun +1

üç beş muhabbet etmeden istemeyin telefon numarasını. kesin hayır der. Türkiye burası. Kezbanlık değil, hafif kız damgası yememek için.

şimdi bir iki cümle muhabbet, sonra başka bir yerde karşılaşınca damardan konulara girersin. sonra da telefon. hadi hayırlı olsun.

kolay gelsiin, ne çalışıyosunuz de git gir direkt. sonra gerisini getirmen lazım tabii :) sonuç vermez değil verir, ama direkt telefon istemek, ne bileyim böyle fantastik pick up cümleleri kurmak falan bunlar çok boş işler.

Ben olsam bu topa girmezdim. Sonuç verme ihtimali çok düşük. Karşılıklı bakışma, gülüşme vs. olsa tamam ama arkada kendi hâlinde ders çalışan iki kız? Sonuç vermez.

Araya çıkarsa sende çık ve şansın varsa ufacık bir konuda onu güldür sonrası kısmet.

aylık gelir önemli bu noktada onu yazmamışsın.

hsbc advantage kredi kartına başvuranlara 1000 lira faizsiz kredi veriyormuş. onu deneyebilirsin.

www.hsbc.com.tr

Özel ders veriyorum. O şekilde para kazanıyorum. Bordrom yok yani.

kredi çekme. eşinden dostundan rica et. anne baba da olur. onlara ödersin daha iyi.

kredi çekersen 700 lirayı 1100 lira olarak geri ödemiş olacaksın. Bence kötü bir çözüm.

Eş dosttan borç + 1

yasal değil
----

frekans değiştirebilen bir telsiz alıp polis frekansına girebilirsin diye biliyorum. mandal attığın veya konuştuğun anda yerini tespit edebilirler (diye biliyorum) zaten bir şey konuşmuyorlarmış duyduğum kadarıyla, 5215 3215'i ara falan gibi muhabbetler dönüyormuş, gerisi cep telefonu hep.

---
yasal değil

ayrıca terörle mücadele kapsamında yargılanabilirsin diyenler var bu sebepten.

Sizi kanun namına tutukluyorum.

kadıkoy yazıcıogluna git gırla satılıyor telsizleri.

yeni nesil telsizler kriptolu olmali?

ben dinlemek serbest, müdahale etmek yasak diye biliyordum.

amerikadaki telsizler için internetten veya iphone uygulaması ile dinleyebilirsin
www.broadcastify.com

yıllar evler benzer sebeple apartmanda doğru daireye nokta atışı yapmışlardı.

olay ise ilginç bir radyodan kaynaklanıyordu. alman malı bu piç bir şekilde polis telsizine giriyordu belli frekansta. nasıl oldu da bizim eve geldi o cihaz başka hikaye.

nitekim buluyorlar. hiç girişmeyin zaten bir numarası yok dinlemenin. yasal değil.

En fazla asayişi dinlersin. Basın telsizi. Bir de çocuğu olana yapılan tebrikleri..

yasak.. aselsan cobra vs. pmr telsizlerle olmaz ama üst düzey modellerle dinleyebilirsin. tespit edilirsen ruhsatsız silah bulundurmak kadar cezası var...

airsoft ile uğraşıyorum. wouxun kg-uvd1p ile bazen dinliyorum bende...

istanbul'da yaşıyorsan örn;
kadıköy ile ateşehir arası
450-450.00

yok be sadece zevkli oluyor diye dinlemek istiyorum. hele hafta Sonları pek bir şenlikli oluyor. aynasız arkadaşlar varken veya sık sık Karakolda görev yaptığımdan epeyalıştım. bir çok olayI baştan sona telsizden dinlemek Çok zevkli. adli muhabir mesela sürekli bun(arı dinliyor.

çok fazla bi şey anlayamayabilirsin. genel olarak kodlarla konuşuluyor. her olayın bi kodu var, önemli yerlerin kodları var. yani ne gittikleri yeri ne de ne olduğunu anlaman çoğunlukla zor gibi.

ancak eğer bi şekilde telsizle bunu dinlemeyi başarırsan da seni bulmaları bir o kadar zor. mandala bastığında varlığın tespit edilir ama yerin kolay kola ytespit edilemez.

son dönemde macera arayan tonla polis varken elinizdeki telsizi açıklamak sizi oldukça zorlar.
zira ülkemizde telsiz kanunu oldukça sert ve açıklayıcı.
sivillerin telsiz kullanımı sadece pmr uhf 446.000mhz ile 446.100mhz aralığında 0.5watt çıkış gücü ile izne tabi değil.
bunun dışında KEGM'in açtığı sınav ile amatör telsizci olup belirlenmiş frekanslarda belirlenmiş çıkış güçlerinde görüşme sağlanabilir, aynı şekilde dinleme yapılabilir.
Bunun dışında ticari işletmeler de Bilgi Teknolojileri Kurumu'na başvurup izinle frekans tahsisi isteyebilirler.

Bunun dışındaki her türlü RX ve TX durumu kanunen yasaktır.
Bahanesi ne olursa olsun yasada açıkça yetkisi olmayan kişi ne amaçla telsiz taşıdığını resmen ispatlayamazsa Terörle Mücadele Kanunu kapsamında haklarında soruşturma açılabilir.

işin dinleme kısmına gelirsek istanbul emniyetinde muhabere oldukça hızlı ve numaratik sistemle yürür. anlamak ciddi zaman ister.
-8926 merkez 8963, efenim bağlar sokakta 720 konusu.
+anlaşıldı, geçiyoruz.
geneli böyle geçiyor ve çoğu zaman akan kodlar birbirine karışıyor.

onun yerine illa telsiz dinlemek istiyorum derseniz marine band dinlemek daha keyifli. boğaz geçişleri için sektör kandilli ya da sektör kadıköy'ü kanal 13 ve 14'ten dinleyebilirsiniz.

karasal yayın zamanında trt 1'e karıştığı için soruşturma yediğimizi hatırlıyorum

dufy, hem uygun, hem de pamuk olduğundan dayanıklı.

efor cok iyi

dkny var bende, inanılmaz sağlam. (10 senelik falan sanırım)

takım elbise için ise özel diktirin. hem çok kaliteli kumaş kullanan yerler var hem de fiyat olarak öyle uçuk değiller.

son zamanlarda altınyıldız, damat'ta falan 30-40 liraya sezon sonu gömlekler var oldukça kaliteli. Yıllarca giyersiniz. Hem takımın içine giymelik düz modeller de var.

e-devlet sifren varsa oradan halledebiliyorsun sanirim emin olmamakla birlikte.

ayrica benim bildigim kayit vergisini bankalara oduyorsun, imei kaydettirmek icin o makbuzu alip kayit ettirecegin yere gidiyorsun.

yine emin degilim ama oyle hatirliyorum.

bankalardan da yatırabiliyorsun

çok teşekkürler, iyi ki sormuşum yoksa vergi dairesine gidecektim :)

bir internet sitesi var bunun için, aklımda değil ama yurtdışından gelen teelfon kaydettirme vs. diye yazsan çıkar.

orada ödeyebileceğin bankaların da listesi var. Ama bir tanesine gir kesin oluyordur :)

almanya için konuşuyorum, Türkiye'den alınan reçeteyle olmaz o iş öyle kolay kolay.

en son aspirin ve parasetamol için falan da reçete istemeyi düşünüyorlardı.

Manyaklar bu konuda haberin olsun.

ileri sürüş teknikleri eğitimi?

İleri sürüş teknikleri eğitimi

Demir bükey in okulu var hatta

ben de dahil olayım.

peki ne civardadır fiyatları?
Halihazırda katılmış olanlar var mı? Aktiviteler falan vidyolardaki gibi mi, öyle herkese her şeyi yaptırıyorlar mı yoksa "bak bu da var" deyip geçiyorlar mı?

Yani öyle artistlikler kameraya mı yalnızca?

her şeye bulaşan markaları pek sevmiyorum lacoste gibi. git kıyafet yap ayakkabıya bulaşma. ya da polo gibi tamam beğendiğim bi modeli oldu ama sırf polodan ayakkabı mı alınır diye almadım. ki 225 lira gibi de uçuk bi fiyatı vardı. o yüzden tiger ya da new balance gibi gibi

lacoste.

www.modacenter.net

bundan almıştım çok memnun kaldım. hala da memnunum.

ayakkabı ayakkabıcıdan alınır hocam. Yoksa gerisi çöpe atılmaya verilmeye kıyılamayan çöp.

Belirli bir ml üzerini genel olarak sokamıyor olabilirsin ama tabii ki net cevap verecekler olur benim ki milleti ısındırma turu. İyi uçuşlar

kargoya bavuluna koyabilirsin ama kabine insanların yanına çıkaramazsın.

100 ml geçmeyen sıvıları, toplamda 1000 ml olmayacak şekilde, tek bir kilitli poşet içinde el bagajına alabilirsin. diş macunu, parfüm, krem, makyaj malzemesi gibi.

bu miktardan fazla olanlar bavula.
www.sabihagokcen.aero

yanına pet şişede su da alamazsın. attırırlar.

Bagaj kısmına verilmek üzere teslim ettiğin bavullarda bir sınırlama yok.

Kabine beraberinde alacağın sıvılar için sınırlama var. Kremler, makyaj malzemeleri vs. de sıvı sayılabiliyor dikkat.

aşağıya vereceğin bavulun sınırı yok bu arada. kesin bilgi.

Yanina alamiyorsun bavula koyabilirsin. Bal, macun, recel, tursu gibi sivilari da ne yanina alabiliyorsun ne de bagaja verebiliyorsun.

Yanına alabiliyorsun Halanne'in dediği gibi. Fakat, sıvının miktarı değil bulunduğu kabın büyüklüğü önemli ve 100 ml'yi geçmemesi gerekiyor. Örneğin, 300 ml'lik kabın yalnızca dibinde az miktar bi' sıvı olsa bile kabul etmezler. Ayrıca, kapları koyduğun poşetin şeffaf olması ve üstten düğümlü/kilitli olması gerekiyor.

bence sebillerde bir hazne var, damacanayı yerleştirirken oturtana kadar taşmaması sağlanıyor. fark ettiysen sebilde düğmeye bastığın an *coggghhh* diye bir ses çıkıyor damacana içindeki sular kaçışıyor falan. ben de merak ettim şimdi takipteyim B)

suyun ağırlığı, damacanın ağız kısmında basınç oluşturuyor.
üç defa düzenledim, daha iyi şekilde izah edemeyeceğim.

sebilin damacanaya su almak için temas ettiği yerde kazık gibi bir çıkıntı var. o çıkıntının su alan yeri, tepesi vs. değil yanlarında bulunan küçük delikçikler. yani damacananın içine dahil olmuş boru gibi yerden su hazneye gidiyor. şematik olarak aşağıdaki gibidir, tüm şekil damacanın içindedir :)

ı ı
o o
ı ı
ı ı

Sonuçta toplam basınç en fazla 60 cm lik su sütunu basıncı ama mantık şu:
Damacanayı ters çevirip sebilin sivri zımbrtısına oturtunca o delinen kapak ve su basıncı sızdırmazlık sağlıyor. Suyu alan kısım zaten sivri zımbırtının ucundaki deik, yani suyun içinde.
Yapmak istediğiniz neyse söylerseniz yorum yapabilirim.

selam, ben captain obvious. simdi hani biz damacanayi cevirip takiyoruz ya, o sirada su akarsa isindeki soguma isinma haznelerine gidiyor. sonrasindakiler de oyle. yani asagidaki haznelerin agzinin kapali olmasi icin bir sebep goremiyorum ben?

yer çekimi.

damacana tam doluyken ters çevirip sebile koyduğunda damacananın sebille temas eden kısımlardaki basınç maksimumda, dolayısıyla o kısımlar sıkı sıkı kapalı, sızdırmaz. bidondaki su azaldıkça ağız kısmı da gevşeyecektir, ama azalan suyla birlikte basınç da düştüğünden su dışarı taşmayacaktır. olm çok basit fizik lan bu. ilkokul fiziği amk.

iç basınç fazlaysa illa sızar diyorum ben.

Deliğin nerede olduğunun önemi ne onu anlamadım. Benim sorduğum şey aşağısının nasıl su sızdırmaz olması.

vakum. suyun akması için hava ile yer değiştirmesi gerekiyor. o işi musluğa bastığımızda içeriye hava girmesine izin vererek hallediyoruz. içeride biriken hava bazen girişte gizlenip bir süre sonra gülp diye yüzeye çıkarak korkutuyor bizi.

Toriçelli deneyini araştır , o bence sebebi.

biletler bitmiş olmasın?

oda diğer seçenek. ondan duyuruyu açtım emin olamadım hangisi? bir bilen bizi aydınlatsa ne süper olur.

etkinlik günü internetten satış yapmıyor biletix. her etkinlikte böyle sanırım. gişelerden alabilirsiniz. biteceğini sanmıyorm.

teşekkür ederim ;) pek etkinlik gününe bırakmadığımdan bilmiyordum. bende biteceğini sanmıyordumda iş bu ya bellide olmaz şimdi.

Kapıda. Biletix her zaman öyle yapıyor; etkinlik gününde başka bayilerden satılmıyor, sadece kapıda satılıyor.

Biletler bitmedi. Konser öncesi de konser alanının oralarda Biletix fiyatından ucuza satılacaktır.

teşekkürler. ben biletixe pek yolum düşmediğinden bilemiyorum pek bu işleri nasıl olur.

Yurtdışında yaşayan Türkler genel secimlerde oy verebiliyor diye biliyorum.

nerde verebiliyor soru orada gizli zaten. musade edip kicini kaldirip gitsin versin turkiyede cok hevesliyse. elcilikten verilemiyormus da sitem ediyor. verilememesi de dogru bence. benim sorum verilebilen ulke var mi?

yurtdışında yaşayan türkler türkiye sınırlardına ve havalanlarına koyulan sandıklardan oy kullanabiliyor 3 ay içinde sanırım. süreyi tam hatırlayamadım.

yurttan kosovalı arkadaşı kosovadaki seçimlere bedava uçakla götürüp getirmişlerdi.

yaşamadıkları ülkede kullanmamaları en mantıklısı

Ülkeden ülkeye göre değişiyor.

Arkadaşımın Amerikalı annesi mektupla kullanıyordu mesela. Eve boş oy pusulası geliyordu, o da seçimini yapıp yine postayla geri gönderiyordu.

Diğer ülkeler için böyle uygulamalar olmayabilir tabii.

İtalya eskiden tren biletinin yüzde 50'sini karşılıyordu oy vermek için. (oraya gitmeniz gerekiyordu yani)
En son referandumda eve mektup geldi, seçimi yapıp mektupla gönderip oy verilebiliyordu. Genel seçimlerde mektup olmayabilir ama, ondan emin değilim.

1- 2-3 kilo geçtiğimde bana birşey dememişlerdi.
2- ben bir adet sırt çantası (standart boyda) bir adet de laptop çantasıyla biniyorum hep sıkıntı çıkmadı.

atlasjet için yazdım tabi.

1-thy de 350 tl ödedim olmadı daha 1 ay. kilo 10 kg fazla. kolayı yok mu dedim, apla dedi ki, boşaltabilirsiniz valizi ;) akıllı kız...
2-postacı çantası ve takım elbise çantası (küçük kılıflardan değil bildiğin takım elbise valizi). ikisini de kabine koydum oh miss. ancak bak pegasus bir kere sorun çıkarmıştı, onu diyeyim.

20 kiloluk sınır değişiyor hava yolundan hava yoluna. hatta aynı havayolunun biletlerinde bile farklılık olabiliyor. Promosyon biletlerde daha az vs.

Fazla kilon varsa daha çok hak veren bir hava yolu seçebilir veya bazı havayollarında mümkün olduğu gibi önceden ek bagaj hakkı alınabiliyor (örn. Pegasus).

1) bahsettiğin taktik uygulanmıştır tarafımdan. Tamamen kontuardaki çalışanın insafına kalmış. Siz durumdan bahsedin, fazla kilo ücreti alacaksa da gerçek kilodan daha az talep edebilir (10 kg yerine 5 kg ekstra parası gibi).

2) Havayollarının arasında farklılık gösterse de genellikle kabin bagajı + Laptop çantası gibidir. Aslında bagaja verilmesi sakınca oluşturacak şeyler de diyebiliriz.

Geçen hafta kayıp sebebiyle yeniledim 101 liraydı.
Galiba kayıp/yenileme farkı yok ücrette.

gidebilirsiniz rahat olun. kontrol olmayabiliyor hatta
yesil pasaport yeter.. ustune bir de vizeniz varmis zaten.

edit: "Schengen'im yok çünkü ama Yeşil pasaportum ve geçerli Alman vizem var ." demissiniz.almanya schengen icinde. yani alman vizesi=schengen vizesi

almanya vizesi eşittir schengen diye bir şey yok. Özel durumlar schengen olmayan Almanya vizesi de verilebiliyor.

Erasmus ile geldim demişsin. Oturma izni aldın mı? Oturma iznin varsa (Aufenthaltstitel) o zaman schengen ülkelerinde kesintisiz olarak en fazla 90 gün olmak şartıyla kalabiliyorsun.

Oturma iznin yoksa, ya da şöyle söyleyeyim oturma izni almak üzere Almanya'ya gelmiş fakat henüz pasaportundaki geçici vizeyi oturma vizesine çevirtmediysen (ki bu gecici vize benim gördüğüm herkeste schengen değil yalnızca Almanya vizesiydi) vizen yalnızca Almanya da geçerli olacaktır.

Senin durumun için konuşursak, yeşik pasaportun olduğundan zaten Hollanda'ya Almanya'yı karıştırmasan da gidebilirsin diye biliyorum.

@burfak Oturma izni almama gerek yok çünkü zaten yedi buçuk aylık vizem var, 3 aylık vermediler yani

burfak sizin dediginiz d tipi vize 90 gunluk vize. erasmuslara ondan verilmiyor o dil okulu ve direk uni. okumaya gelmis olanlara veriliyor. erasmuslara direk kalacaklari kadar vize veriyorlar.

connectify denedin mi?

connectify'ın ücretsiz versiyonunda wifi olarak paylaşılamiyordu vınn diye hatırlıyorum. mac os kendi sharing üzerinden başka bir programa ihtiyaç duymadan yapıyor bunu.

denedim ama olmadı.acaba 3g modem ile bu işi yapamıyor muyuz?

gece taksim'den dönüş için bakırköy dolmuşları + metrobüs kullanabilirsin.

Taksim Sirinevler hatti vardi bir ara.

yanılmıyorsam incirliden bakırköy'e dönüyor ileriye gitmiyorlar geçen senden beri değişmediyse ben incirli'de inip öyle gitmiştim b.evlere.

geceleri çalışıyorlar. vanpirler gibi.

duşlar oda içinde mi? ortak mı? ortaksa evet.

duşa girmeyi kastetmiyorlar tabi ki. o kadar abartmaya gerek yok ama hostel odadan belli bir süreliğine ayrılacaksanız pasaport ve paranız yanınızda olsun her zaman. hostel içerisindeyken böyle bir önleme gerek yok. kilit yeterli olacaktır.

edit: bir de parayı zaten dolabın orta yerine koymayın. ben her zaman çantanın ortalarına bir yerlere saklıyordum. öyle bir niyeti olan adamın çantayı didik didik edecek zamanı olmaz zaten.

dustayken en savunmasiz haliniz :) dikkat edin.

siz hostelin icindeyken bir seyiniz calinirsa bu sirada calinir.

var.

Weltweiten Energie'nin basinda bir sey yoksa, yani basliksa Weltweite Energie olmali. yani sifatin sonunda "n" yok.

Cümle de

Wir folgen der Energietechnik auf globaler Ebene, um Modelle für die Türkei zu entwickeln.

saçma olan öyle bir sınır koyulması mı yoksa düzgün uygulanmaması mı kuralın?

belli bir hacim/kilo sınırı olmasındaki amaç , hacim için ; diğer yolcuların hakkı olan yeri işgal etmesini engellemek kişinin , kilodaki amaç ise o tepeden kazara düşerse insanın kafası kopmasın diye. Tahmin ediyorum freeshopta alacaklarınızı da ortalama olarak katıyorlardır hesaba.

Son olarak ; uçağa binmek üzereyken boarding passi uzattığınız sırada elinizden alıp bagaja verebiliyorlar bazen.

etiket yoksa boarding sırasında alabilirler evet.

ben bir kez germanwingsle uçarken ağır diye itiraz etmişlerdi laptop çantama. içinde bir de kitaplar var. kitapları elime aldım tarttılar, sonra içine koydum. sonradan ne yaptığımı düşününce komik geldi.

baı hava yollarında çok daha sıkılar ve büyük çantaları boarding sırasında tekrar tartabiliyorlar, veya boyunu ölçebiliyorlar.

sigorta var.

bakiniz bir FB maci. ama hatirlamiyorum yilini falan.

adamin yuzu kanamisti, futbolcu adama makine hediye etmisti bir sonraki macta.

akilli muhabir bu ihtimale karsi sigorta yaptirir diyorum. Futbolcunun yükümlülügü olmaz saniyorum.

hiç bir şey olmaz. fotoğrafçının derdini anlarlarsa belki oyuncu ya da kulüp makinenin ücretini verir.

Sadece foto muhabiri ile kısıtlama, geçenlerde bir maçta Sow ısınırken çektiği şut tribünde bir kadının yüzüne çarptı sert şekilde. Sow devre arasında gidip özür diledi ve kadına forma verdi.

sabri reyiz oynuyorsa kale arkası tribün komple sigorta yaptırsa ne yazar.
adamdan morinyo bile tırsıyo ya la.
sigorta olayı biraz abartı geldi bana.
ha ne olur bir tutanak tutarlar ekip arkadaşları falan öyle kanala veya gazeteye kitlerler belki.

sigorta olayı abartı filan değil. bizzat şampiyonlar ligi ve stsl'de çalıştım ben.

Kimse forma değişmedi.

ilk yari sonunda degisenler oldu ama kim kimle degisti hatirlamiyorum.

şöyle bi sigorta durumu var Türkiye'de. Arabayı kiralayan değilde başkası kaza yaparsa sigorta ödemiyor ücreti. Şimdi ordada aynı şey varsa ve adamlar kaza yaparsa size girebilir

Araçta kaza olması durumunda tek muhattap sizsiniz. Buna sadece aracın tamir masrafı olarak bakmayın, tamir süresi boyunca araç bir müşteri olarak size kiralanmış gibi zararlarını da alıyorlar. Ayrıca araç ile normal işler yapacaklarından nasıl emin olabiliyorsunuz?

3 kuruş para için alınabilecek bir risk değil.

Babam Avis'ten kiraladığı araçla (2008 yılıydı yanılmıyorsam) İtalya'da bir maddi hasarlı trafik kazasına karıştı; ki suç babamdaydı. Arabanın tamir masrafları olan 1600 € 'yu söke söke aldılar; ki sizin durum daha vahim olabilir. Ne kadar kar alacaksınız bilmiyorum ama risk fazla.

hicbir akilli adam, müsteri de olsa, böyle bir sey talep edemez.

yani araba kiralayin biz kullanacagiz gibi.

yalniz soyle yapabilirsin, arabayi kullanacak olan kisiyi 2. sürücü olarak yazdirabilirsin avis'te. Günl+k belli bir ücreti olur ek olarak.
o zaman sigorta falan sikinti olmaz, isi hukukuna göre yapmis olursun. Sonrasi seninle adamin arasinda. Yalniz sürücü olarak yazdirabilmek icin adamin ehliyetini ibraz etmen gerekebilir avis'te.

yoksa arabanin basina ne gelse direkt sana patlar. Olmaz olmaz deme, adamlar tira carpar, tir devrilir, icindekiler dökülür, oldu mu sana 10binlerce euro temizleme, yüzbinlerce euro tir parasi.
sigortasiz oldugu icin (trafik sigortasi da karsilamaz sürücü farkli oldugu icin)sana girer.

özetle, degmez. Adamin kiralama sürecine dahil olmasi gerekiyor.

kira sozlesmesinin maddelerine baktiginda, baskasina kiralamak yada ucuncu kisilere arac teslim etmek yasaktir diyor. arac surecek kisi kiralayan kisi degilse (aile uyesi, firma calisani vb) ek ücret ödenir diyor. avis sizin araci baskasina kiraladiginizi bir sekilde ogrenirse, bu durumdan hosnut olmaz sanirsam. imza atiyorsunuz sozlesmeye baskasina kiralamayacagim diye.

arabayı kullanıcan kişiyi 2.sürücü olarak göstermezsen yandı gülüm keten helva.

araci kendi kredi kartimla kiralamak yerine adamlari bekleyip havalimanindaki subeden kullanacak kisinin kredi kartiyla araci kiralayacagim. ayrica kullanacak kisiyi de ikinci surucu olarak gosterecegim.

en iyi yol bu, tesekkurler herkese.

(madem adamlar kendileri kiralayacak bana ne diye para veriyorlar derseniz; benim oturumum oldugundan arabayi diyelim ki onlar 300'e kiralarken ben 50'ye kiralayabiliyorum+2.surucu parasi veriyorum normal bir sekilde)

araba kiralarken böyle bir secenek mi var Italya'da oturum sahibi degil gibisinden?

@burfak

avis.com'a girerek italyadaki bir lokasyondan arac kiralamayi sec. residence kismini once turkey olarak secerek sonra italya olarak secerek fiyat al. aradaki farki gor.

www.iphonehacks.com Bunu denediniz mi?

Edit: Sayfa adı iphonehacks ama bu linkteki işlem jailbreak gerektirmiyor, standart bir şekilde mail hesap tanımlaması :)

haci ben de tam olarak oluyor o dedigin sey hack mack olmadan.

hesabi ekledin mi? nerede takildin?

imap mailbox kurunca böyle olması gerekiyor zaten.

ayarlara gir, ordan aşşalık meyılları seç, zaten o seçenek var. her 15 dakikada bir al falan filan diye de seçenekler var.

@burfak, superapple hesabı çok önceden eklemiştim. şimdi ayarlardan mail, contacts'a girdim. fetch new data var onu ne yapmam lazım?

Fetch new data'nin icinde push on/off var. on olursa direkt olarak geliyor mail.

off yaparsan ne kadar sürede bir güncelleme yapsin diye secenek var asagida.

onun disindaki bir secenek de mail, contacts,.. menüsünün icinde (fetch new data'nin oldugu yer) hotmail ayarlarina girersen mailbox'unu senkronize ederken kac gün öncesindeki mailleri gostersin gibi bir secenek var. belki degistirmeek istersin diye dedim.

1. belli bir alanı seçip aradığınız için veya,
2. filter yaptığınız ve buradan birini seçtiğiniz için

bence sorunuzun cevabi douchbag'in birinci cevabinda.

excel birden fazla hücre secili oldugunda bu hücreler arasinda arar. bir tane seciliyse hepsine diye kalmis aklimda.

Eğer dosyada çok fazla formül gözünün önündeki değeri bulamıyor bazen. Son zamanlarda sıklıkla başıma gelen bir şey. Filtre kullanarak aramayı deneyebilirsin.

bence degil. yani firmanin da izin verecegini sanmam.

size telefon vermelerinin bir sebebi de zaten insanlarin sizin özel numaranizdan degil de sirket telefonunuz üzerinden ulasmalari.

diyelim isten ayrildiniz, kontaklarinizi sizin yerinize alinan kisiye aktarmis oluyorsunuz numaranizla birlikte.

bence değildir. şirket kartında şirket bilgileri yazmalı. benim fikrim bu yönde en azından.

@burfak

Yaptırmayı düşündüğüm kartvizitimi belirttiğim gibi "işimle alakalı olmayan yeni tanıştığım insanlar" için kullanak için yaptıracağım.

İş dünyası için kartvizitimi kullanıyorum zaten

kandinize ayrı bir kart bastırın o zaman.

Firma bilgilerini girmen sirketin için sorun teşkile etmeyecekse bastır gitsin

kisisel kart bastir o zaman + 1

apaçilik yapmak için kartvizit bastırmak ?

şahsi iletişim bilgileri yazmakla apaçilin nasıl bir baglantısı var?

bu bağlantılar iş ile alakalı ise şirket bilgisi değil de isim ünvan ve numara bilgileri yazılarak bir kart basılabilir.

@3dillustrator

Ben olayı senin gibi nitelendirmiyorum.

zaten İŞ ile ilgili değilse şirketin kartvizit şablonunu kullanmak zorunda değilsinki çok güzel kartvizitler gördüm

Buji M*M*YAPMIŞ
Çetaş Fiat Satış Temsilcisi
Tel :090*******
E-posta:MBuji@gma**.com
gayet te olur kendi telefonun kendi mailin