Leonardo~Da~Vinci
sorusunun cevabini ariyorum. anket 1: https://fast-poll.com/poll/d50806f3anket 2: https://fast-poll.com/poll/e0a96642turkiye icin de bu sorularin cevabini merak ediyorum. uzerinde calismayi dusundugum bir projeyi sekillendirecek bu cevaplar. cevaplari nereden bulabilirim? bildiginiz bir istatistik-a
sorusunun cevabini ariyorum.
anket 1: fast-poll.com
anket 2: fast-poll.com
turkiye icin de bu sorularin cevabini merak ediyorum. uzerinde calismayi dusundugum bir projeyi sekillendirecek bu cevaplar. cevaplari nereden bulabilirim? bildiginiz bir istatistik-arastirma sirketi varsa paylasabilir misiniz?
cok tesekkur ediyorum.
anket 1: fast-poll.com
anket 2: fast-poll.com
turkiye icin de bu sorularin cevabini merak ediyorum. uzerinde calismayi dusundugum bir projeyi sekillendirecek bu cevaplar. cevaplari nereden bulabilirim? bildiginiz bir istatistik-arastirma sirketi varsa paylasabilir misiniz?
cok tesekkur ediyorum.
0
TUIK ve OECD'den bak.
Benim 5.000 sayfayi buluyor belki ama neredeyse tamami okulla ilgili. Her kitabim 500 sayfa ise 10 kitabi cok rahat buluyor ki buna makaleler dahil degil.
Benim 5.000 sayfayi buluyor belki ama neredeyse tamami okulla ilgili. Her kitabim 500 sayfa ise 10 kitabi cok rahat buluyor ki buna makaleler dahil degil.
0
eskiden yıllık 50 kitap limiti koyan bendeniz şu aralar yıllık 5 kitaba kadar düştüm. konsantre olup okuyamıyorum artık kitapları. öok sevdiğim yazarların kitapları bile yarım kalıyor... çok mutsuzum!
0
Haftada 1 kitap okudugum zamanlar da oldu ama roman okumanin kisisel cok bir kazanimi yok zaten kitap okumamin sebebi yapacak baska bir sey imkanimin olmamasiydi. Neyse, okumuyorum artik roman falan. Makale okuyorum onun yerine isimi gorecek bilgiyi edinmek amaciyla. Mesela bir ufak elektrikli projem var su an bunun icin kesinlikle kitap okumanin bir faydasi yok bana, gidip sagdan soldan youtube videolari izleyerek once yuzeysel bilgi elde edip detaylari forumlar ve sosyal medya araciligi ile sorarak ogreniyorum.
0
37 tane 2018’de alip okudugum kitap var. 10 kusur de kutuphaneden alip okudugum var.
Aldigim kitaplar toplam 675 lira tutmus.
Aldigim kitaplar toplam 675 lira tutmus.
0
aradaki uzaklik
Arkadaşlar günaydın,Starbucks'ta sıradayım, 10 siparişin 9'u laktozsuz süt. Nedir allah aşkına bu? Yeni bir trend mi? Çoğu sipariş verenin laktozsuz sütün ne anlama geldiğini bildiğini bile düşünmüyorum.Yorumunuz nedir?Not: "sanane amk isteyen istediğini içer" kafasında biriyim, ama merak ettim.
Arkadaşlar günaydın,
Starbucks'ta sıradayım, 10 siparişin 9'u laktozsuz süt. Nedir allah aşkına bu? Yeni bir trend mi? Çoğu sipariş verenin laktozsuz sütün ne anlama geldiğini bildiğini bile düşünmüyorum.
Yorumunuz nedir?
Not: "sanane amk isteyen istediğini içer" kafasında biriyim, ama merak ettim.
Starbucks'ta sıradayım, 10 siparişin 9'u laktozsuz süt. Nedir allah aşkına bu? Yeni bir trend mi? Çoğu sipariş verenin laktozsuz sütün ne anlama geldiğini bildiğini bile düşünmüyorum.
Yorumunuz nedir?
Not: "sanane amk isteyen istediğini içer" kafasında biriyim, ama merak ettim.
0
İnsanlar normal sütteki laktoz sebebiyle sindirim sistemlerinde sorun yaşadığını yeni fark etmeye başladı çünkü her yerde okunabiliyor artık.
0
çünkü türkiye'de halkın %20'si laktozu sindiremiyor. süt ve süt ürünleri hayvan gibi gaz yapıyor. adam da bunu laktozsuz süt ile çözüyor.
0
bazılarının gerçekten intoleransı olabiliyor, bir kısım da şekil olsun diye istiyor bence.
benim intoleransım yok ama arkadaşların dediği gibi şişkinlik vs yaptığı için normal süt sevmiyorum.
benim intoleransım yok ama arkadaşların dediği gibi şişkinlik vs yaptığı için normal süt sevmiyorum.
0
Valla bende 25'imden sonra çıktı ama normal süt içince gurul gurul gurul bütün gün ve sonra mutsuz edici. Yoğurtta peynirde falan olmuyor ama düz süt fena. Laktozsuz isteyip bir de göz kenarıyla kontrol ederim unutmasınlar diye.
0
hayır yeni değil,
hatta soya sütü var, ki bu da yeni değil. laktozsuz süt'ün bir tık ötesi.
hatta soya sütü var, ki bu da yeni değil. laktozsuz süt'ün bir tık ötesi.
0
Insanlar denesin cahil kalmasin. Ben de soyaciyim cunku yazik ineklere. Hic de reklamlardaki gibi koyde dogada yasayan mutlu inekler degil onlar. Gunes bile gormuyorlar hayatlarinda hic.
0
Tamamen farabi +1 benim icin.
Kahveye filan seker koymak zorunda kalmiyorum ^^
Kahveye filan seker koymak zorunda kalmiyorum ^^
0
@Traveller, pek huyum değil böyle aradan söz söylemek gerçi ama dayanamadım. İnekler hakkında söylediklerin tamamen doğru ancak soya fasülyesi tarımının ekolojiye verdiği zarar şu anda diğer bütün her şeyi geçmiş durumda ve Amazonların yok edilen kısmının büyük bölümü soya ekimi için yok edildi. Soya da masum değil yani.
0
Ne trendi abi normal sut isteyip de midemi mi bozayim? Sutu sindiremiyorum o yuzden laktozsuz istiyorum. Benim gibi cok var. Bir bardak ust gunumu mahvetmeye yetiyor.
0
mide ağrısı, gaz ve hıçkırık yapıyor normal süt. laktoz yoksa light mecburen ama o da çok işe yaramıyor.
0
laktozsuz süt ayrıca veganlar için soya, badem sütü gibi seçenekler sadece starbucks'ta var maalesef. sindirim problemi yaşayanlar ve vegan olanlar için başka alternatif olmayınca tek seçenek starbucks kalıyor.
0
starbucks degil ama eve 1-2 aldik, gercekten rahatsiz etmemesi guzel ama tadi cayi kahveyi berbat ediyor bence. hafif sekerlimsi yapay bi tadi var
0
sıtarbaks'ı bilmem ben laktozsuz süt alırım hep çünküm midemi gebertiyor normal süt.
0
Laktoz insana iyi gelmiyor. 1 milyon arastirma var bunu kanitlayan. Inatla buzagi gibi inek sutu tuketmek isteyenler de bu yolu bulmuslar iste...
0
Bence gayet mantıklı. Geçenlerde deneme amaçlı aldım. Gayet iyi. Nadiren süt içiyorum. Onda da laktozsuz içiyorum
0
süt tüketen bi insan değilim arada latte içerim onu da laktozsuz içiyorum, çünkü içindeki glukoz ve galaktoz parçalanmış olduğu için daha tatlı bir aroması var sanki tatlı bir şey yiyormuşsun gibi gibi durum oluyor. zevkine yani. yoksa intoleransım falan yok. soyadan da pek haz etmediğim için böyle. ama siz yine de süt içmeyin. iyi bişey değil kamu spotu.
0
Allah icat edenden razı olsun. Sayesinde sütlü kahve içebiliyorum. Ben de sırf ben laktozsuz istiyorum sanıyodum bak şaşırdım şimdi. Trend olamaz çünkü açık açık sindirim sistemim işlevini yerine getirmiyor demek istiyoruz laktozsuz süt isteyince. Tatlı diye isteyenleri ilk burada okudum.
0
Erensq06
Merhaba arkadaşlar , bir çocuk düşünün 01.01.1995 de doğuyor. Bugünü de 01.01.1996 sayalım, bu çocuk bugün 1 yaşına girmiş mi oluyor, yoksa 1 yaşını doldurmuş mu oluyor?Derdini siveyim diyenler olacaktır ama insanız işte saçma sorular da takılabiliyor :))
Merhaba arkadaşlar , bir çocuk düşünün 01.01.1995 de doğuyor. Bugünü de 01.01.1996 sayalım, bu çocuk bugün 1 yaşına girmiş mi oluyor, yoksa 1 yaşını doldurmuş mu oluyor?
Derdini siveyim diyenler olacaktır ama insanız işte saçma sorular da takılabiliyor :))
Derdini siveyim diyenler olacaktır ama insanız işte saçma sorular da takılabiliyor :))
0
doğumunun üstünden bir yıl geçmiş, dolayısıyla 1 yaşında olmuş, 2'den de gün almış.
sizin kullandığınız kelimelerle ifade edeceksek "doldurmuş" olur. yaş yerine yıl derseniz daha iyi anlaşılabilir.
sizin kullandığınız kelimelerle ifade edeceksek "doldurmuş" olur. yaş yerine yıl derseniz daha iyi anlaşılabilir.
0
Çocuk doğduktan sonra 0 yaşında diye kabul edilir.
Haliyle 96 yılında 1. Yaşına girmiş olur aynı zamanda da 1 yılı tamamen doldurmuştur.
Soran kişilere 1 yaşında denilir ama aslında 1 yıl bitmiş 2. Yıldan gün almaya başlamıştır.
1 yıl 10 gün 1 yıl 2 ay gibi... ama genelde 1 yaş denir
Haliyle 96 yılında 1. Yaşına girmiş olur aynı zamanda da 1 yılı tamamen doldurmuştur.
Soran kişilere 1 yaşında denilir ama aslında 1 yıl bitmiş 2. Yıldan gün almaya başlamıştır.
1 yıl 10 gün 1 yıl 2 ay gibi... ama genelde 1 yaş denir
0
Şu ilkokulda gösterilen sayı doğrusu gibi düşünün. 0 doğum anı. Doğduğunuz andan itibaren birinci aralıktasınız(0-1 arası). birinci aralığı bitirdiğinizde ikinci aralığa (1-2) geçiyorsunuz.
Birinci aralıktayken yaşınız 0.2, 0.5 olarak ifade edilebilir. İkinci aralığa geçtiğinizde ise 1.3, 1.4 gibi. Yaşta küsürat olmadığı için, 2. aralıktayken kişi 1 yaşındadır. Ancak ikinci aralığa girildiği anda ikinci yaşından gün alıyordur, yani ikinci yaşına basmıştır.
@bardakigüneşgözlüğü evet çocuk doğumundan 12 ayı tamamlayana kadar 0 yaşında olmuş oluyor. O yüzden bu aralıkta da aylar kullanılıyor. 2 aylık 3 aylık gibi.
Birinci aralıktayken yaşınız 0.2, 0.5 olarak ifade edilebilir. İkinci aralığa geçtiğinizde ise 1.3, 1.4 gibi. Yaşta küsürat olmadığı için, 2. aralıktayken kişi 1 yaşındadır. Ancak ikinci aralığa girildiği anda ikinci yaşından gün alıyordur, yani ikinci yaşına basmıştır.
@bardakigüneşgözlüğü evet çocuk doğumundan 12 ayı tamamlayana kadar 0 yaşında olmuş oluyor. O yüzden bu aralıkta da aylar kullanılıyor. 2 aylık 3 aylık gibi.
0
soruyu gasp ediyorum ama aklıma gelmişken ben de bir soru sorayım o zaman '1 yaşımdayım' mı doğrudur, '1 yaşındayım' mı? :)
0
Doldurmuş gün almış falan saçma kavramlar, çocuk 1 yaşında diyeceksiniz bitecek.
0
çocuk 1 yaşında oluyor.
yaşını büyütmeye çok hevesli kimseler, "ama 2 yaşından gün alıyor" diye saçmalıyor. aynısı mesela araba için falan hiç yok. gün almak ne demek onu da bilen yok. 12 aylık=1 yaşında bağıntısından da anlaşılacağı gibi, çocuk 1 yaşında.
48 aylık çocuğuma sürekli gelip "ama o 5 yaşında, gün alıyor bik bik" diyenlerden sıtkım sıyrıldı gerçekten.
yaşını büyütmeye çok hevesli kimseler, "ama 2 yaşından gün alıyor" diye saçmalıyor. aynısı mesela araba için falan hiç yok. gün almak ne demek onu da bilen yok. 12 aylık=1 yaşında bağıntısından da anlaşılacağı gibi, çocuk 1 yaşında.
48 aylık çocuğuma sürekli gelip "ama o 5 yaşında, gün alıyor bik bik" diyenlerden sıtkım sıyrıldı gerçekten.
0
Kanuna göre 2 yaşındadır. eş dost muhabbetinde ise 1 eksik söylenir. okula yazdıracaksanız, askere gidecekse, ie alınacaksa, emekli olacaksa, ona karşı işlenen suçlarda, onun işlediği suçlarda, hep kanuni olan gözönüne alınır. yani çocuk 2 yaşındadır.
0
Kanuna gore de doldurulmus yas onemli. Universiteyi kazandigimda ay olarak 17, yil olarak 18 idim. Eylul sonu dogumluyum. Ne bankaya ne de universiteye kendim kayit yapabildim. Her yere babamla gittik.
0
1. senesi bitiyor, 2. seneden gün alıyor.
resmi olarak 1 sayılıyor. 1 yaşını doldurmuş sayılıyor.
"1 yaşını doldurmuş kişiler" ibaresinin yer aldığı bir etkinliğe en az 365 gün yaşamış kimseler katılabilir.
x yaşına girmek kısmı farklı kullanılabiliyor. 366 günlük bir çocuğa kimisi 1 yaşına girdi, kimisi 2'ye girdi diyor.
resmi olarak 1 sayılıyor. 1 yaşını doldurmuş sayılıyor.
"1 yaşını doldurmuş kişiler" ibaresinin yer aldığı bir etkinliğe en az 365 gün yaşamış kimseler katılabilir.
x yaşına girmek kısmı farklı kullanılabiliyor. 366 günlük bir çocuğa kimisi 1 yaşına girdi, kimisi 2'ye girdi diyor.
0
Kanuna göre doldurduğun yaş önemli +1
sen aralıkta 25ini doldursan ocak ayında hastaneye gitsen sistem seni 26 yaşında göstermez. yaşı 25 der. mesela ben 28im diyorum ama hastaneye gittiğimde tüm raporlarda 27 yazıyor( doldurduğum yaş)
aynısı bankada geçerli. 18im dolmadan üniversiteye gittim. adıma tek başıma banka hesabı açamadım babam açtırdı.
sen aralıkta 25ini doldursan ocak ayında hastaneye gitsen sistem seni 26 yaşında göstermez. yaşı 25 der. mesela ben 28im diyorum ama hastaneye gittiğimde tüm raporlarda 27 yazıyor( doldurduğum yaş)
aynısı bankada geçerli. 18im dolmadan üniversiteye gittim. adıma tek başıma banka hesabı açamadım babam açtırdı.
0
roket adam
23 yaş üstü olup 2 seneyi geçen çiftlerdenseniz sorum size. Neden evlenmiyorsunuz ya da evlenmediniz?
23 yaş üstü olup 2 seneyi geçen çiftlerdenseniz sorum size. Neden evlenmiyorsunuz ya da evlenmediniz?
0
Yas 30 iliski 2019 8 yil olacak.
Yanit: Ne gerek var? Zaten birlikte yasiyoruz 5 yildir. Herkes birlikte oldugumuzu da biliyor.
Yanit: Ne gerek var? Zaten birlikte yasiyoruz 5 yildir. Herkes birlikte oldugumuzu da biliyor.
0
Benim param yoktu para biriksin diye bekliyordum, ev alcaktim. Sonra iliski yalan oldu.
Evlenilmeyecek adamim sanirim.
Evlenilmeyecek adamim sanirim.
0
Olm ne 23ü la 34 oldum ben. Doğru düzgün birine rast gelemedik bi. Burdan anlatsam otuz altı bölüm dizi olur aq. Siz dua edin anlatmayı sevmiyorum. Kısa cümlelerle yetinmeyi seviyorum.
0
bazısının maddi şartları ayarlaması, ilişkisinin olgunlaşması, çiftin birbirini tanıması zaman alıyor. mesela (tamam bu kişilerde biraz tırtlık vardı ama) 8 senedir beraber olan iki arkadaş nişan aşamasında büyük bir kavgayla ayrıldı geçenlerde.
0
kayınana, kayınbaba, kayınço, düğün masrafları falan kol gibi girip kimyamı değiştirmesin diye..
yalnız bir kadın seversem evlenirim, ama maalesef daha rastlamadım.
yalnız bir kadın seversem evlenirim, ama maalesef daha rastlamadım.
0
monkey+1
çoğunlukla birbirlerini ya yeterince sevmiyor ya da güvenmiyorlar.
çoğunlukla birbirlerini ya yeterince sevmiyor ya da güvenmiyorlar.
0
mr.goodcat
özellikle yerli filmlerde telif hakkı vs. olaylarından dolayı yeni filmler hiç bulunmuyor. eskiden malum ortamların bir şekli vardı herşey bulunurdu. neden böyle oldu? adamlar zaten yasal olmayan bir şey yapıyorlar neden telif hakkından dolayı bazı filmler kaldırılırken bazıları duruyor?
özellikle yerli filmlerde telif hakkı vs. olaylarından dolayı yeni filmler hiç bulunmuyor. eskiden malum ortamların bir şekli vardı herşey bulunurdu. neden böyle oldu? adamlar zaten yasal olmayan bir şey yapıyorlar neden telif hakkından dolayı bazı filmler kaldırılırken bazıları duruyor?
0
malum ortamlarda hiçbir sorun yok?? yerli filmlerin de malum ortamlara gelmesi için en azından 1 sene geçmesi gerekşyor(dvd çıkaramayanlar doğal olarak daha geç) geçmişte de zaten böyleydi. neyi bulamadınız?
0
Diziyi Turkiye'deki platformlar da yayinlarsa Turk girisimciler Turkiye'de Turk avukatlarla dava aciyor. Yoksa Amerikali yapimcinin Turkiye'de dava acmasi daha dusuk olasilik. Ornegin Handmaid's Tale'i BluTv mi neydi o da yayinliyor. Bu nedenle hicbir yerde bulamazsin. Biz de uyelik actik orada diziyi izlemek icin. Aslinda oyleysi daha guzel. Netflix iki kisi 27 lira, BluTV iki kisi 10 lira. Iki bira parasi sadece
0
özellikle blutv, bkm gibi yerler hakları elinde bulunan yayınlara malum ortamlarda göz açtırmıyor.
0
Değil. Demek ki bizim malumumuz olan ortamlar sizin malumumuz değil. (:
Netflix'in pazara girmesi, blutv gibi platformların telif olayına dikkat etmesi, yapımcıların YouTube a arşivlerini yüklemesi derken tıkla izle siteleri çokça içerik sildirme, erişim engelleme gibi yaptırımlara maruz kalıyor.
Şimdilik üyelik gerektiren yerli torrent sitelerinde sorun yok ama sıra onlara da gelecektir.
Netflix'in pazara girmesi, blutv gibi platformların telif olayına dikkat etmesi, yapımcıların YouTube a arşivlerini yüklemesi derken tıkla izle siteleri çokça içerik sildirme, erişim engelleme gibi yaptırımlara maruz kalıyor.
Şimdilik üyelik gerektiren yerli torrent sitelerinde sorun yok ama sıra onlara da gelecektir.
0
internet giderek daha şeffaflaşıyor. hesap verilebilirlik artıyor. yasal düzenlemeler de oturdu gibi. bir de üstüne algoritmalarla telifli veri tespitleri girince içerik kaldırma işlemleri kolaylaştı, hızlandı.
0
digiguardians.com
gibi firmalar malum yerlere ihlal ettiği eser yayınını kaldırması için uyarıda bulunuyor. günde yüzlerce site taranıyor.
gibi firmalar malum yerlere ihlal ettiği eser yayınını kaldırması için uyarıda bulunuyor. günde yüzlerce site taranıyor.
0
amortisman
Az önce whatsapp'dan gelen mesaj: "Bu gece, 00: 30-03: 30 telefonu, cep telefonunu, tableti vb. Kapatmayı ve vücudunuzdan uzak durmayı unutmayın. Singapur TV bu haberi duyurdu. Lütfen ailenize ve arkadaşlarınıza söyleyin Bu akşam 00: 30'dan 03: 30'a kadar gezegenimiz çok yüksek radyasyona sahip olac
Az önce whatsapp'dan gelen mesaj:
"Bu gece, 00: 30-03: 30 telefonu, cep telefonunu, tableti vb. Kapatmayı ve vücudunuzdan uzak durmayı unutmayın. Singapur TV bu haberi duyurdu. Lütfen ailenize ve arkadaşlarınıza söyleyin Bu akşam 00: 30'dan 03: 30'a kadar gezegenimiz çok yüksek radyasyona sahip olacak. Kozmik ışınlar Dünya'nın yanına gelecek. O halde, lütfen cep telefonunuzu kapatın. Cihazınızın vücudunuza yakın olmasına izin vermeyin, size çok büyük hasara neden olabilir. Buna inanmıyorsanız, Google ve NASA BBC Haberlerini kontrol edebilirsiniz. Bu mesajı sevdiğiniz herkese gönderin."
İnsanları böyle bir yalanı uydurmaya iten motivasyon nedir? Ne elde ediyorlar karşılığında? Bunun kime ne faydası var? Bazı insanlar saflığından, teknolojiye uzak oluşundan inanıp paylaşıyorlar. Paylaşanları yargılamıyorum. Bu metni yazan, böyle bir yalan kurgulayan kişinin zihnini merak ediyorum.
"Bu gece, 00: 30-03: 30 telefonu, cep telefonunu, tableti vb. Kapatmayı ve vücudunuzdan uzak durmayı unutmayın. Singapur TV bu haberi duyurdu. Lütfen ailenize ve arkadaşlarınıza söyleyin Bu akşam 00: 30'dan 03: 30'a kadar gezegenimiz çok yüksek radyasyona sahip olacak. Kozmik ışınlar Dünya'nın yanına gelecek. O halde, lütfen cep telefonunuzu kapatın. Cihazınızın vücudunuza yakın olmasına izin vermeyin, size çok büyük hasara neden olabilir. Buna inanmıyorsanız, Google ve NASA BBC Haberlerini kontrol edebilirsiniz. Bu mesajı sevdiğiniz herkese gönderin."
İnsanları böyle bir yalanı uydurmaya iten motivasyon nedir? Ne elde ediyorlar karşılığında? Bunun kime ne faydası var? Bazı insanlar saflığından, teknolojiye uzak oluşundan inanıp paylaşıyorlar. Paylaşanları yargılamıyorum. Bu metni yazan, böyle bir yalan kurgulayan kişinin zihnini merak ediyorum.
0
Issiz ergenler iste. Yetiskin akli basinda normal insanlar olarak dusunme onlari. Gecen bir belgesel vardi, insanlari internet trolu olmaya iten guc nedir diye bulursam paylasayim.
Asil sorun 3 - 5 kisinin ortaya attigi yalana inanan milyonlarda.
Asil sorun 3 - 5 kisinin ortaya attigi yalana inanan milyonlarda.
0
bu mesajı bilmiyorum da
işte bu yogiymiş, meditasyoncuymuş, reikiciymiş bazı ablalar var (bazı ablalar derken ankaranın en namlı salonlarında ders veren ismi cismi bilinen kişilerden bahsediyorum)bunlar hep böyle bi
işte enerji zinciri oluşturuyorlar
mars retrosunda bilmem ne orucuna giriyorlar (unuttum adını)
böyle bir mesaj zincirleri var herkes birbirine atıyor, hayde canlar kapatıyoruz telefonları inzivaya, dünyayı koruyorlarmış enerji kalkanı oluyorlarmış filan
duydum yani bu ablalardan böyle şeyler.bunlardan birine girmiş olabilirsiniz, fark etmeden.
işte bu yogiymiş, meditasyoncuymuş, reikiciymiş bazı ablalar var (bazı ablalar derken ankaranın en namlı salonlarında ders veren ismi cismi bilinen kişilerden bahsediyorum)bunlar hep böyle bi
işte enerji zinciri oluşturuyorlar
mars retrosunda bilmem ne orucuna giriyorlar (unuttum adını)
böyle bir mesaj zincirleri var herkes birbirine atıyor, hayde canlar kapatıyoruz telefonları inzivaya, dünyayı koruyorlarmış enerji kalkanı oluyorlarmış filan
duydum yani bu ablalardan böyle şeyler.bunlardan birine girmiş olabilirsiniz, fark etmeden.
0
gadlemler
çünkü doğru düzgün kimse kutlamadı. beşiktaşta tek başıma bira içiyorum, aslında sosyalimdir de..mesleki ve özel hayatımda istediğim yerde değilim. 3. birayı alacak param yok ve mühendisim güya...20ker güzel geçti,2. yarısı çok sıkıntılıydı. canımın canını 6 ay önce toprağa verdim.buruğum ahali, 30l
çünkü doğru düzgün kimse kutlamadı. beşiktaşta tek başıma bira içiyorum, aslında sosyalimdir de..
mesleki ve özel hayatımda istediğim yerde değilim. 3. birayı alacak param yok ve mühendisim güya...20ker güzel geçti,2. yarısı çok sıkıntılıydı. canımın canını 6 ay önce toprağa verdim.
buruğum ahali, 30lara dair umudum yok pek, biraz da korkuyorum.
30 üstü yaşta olup, daha iyi olduğuna inan birileri varsa belki yazar diye buraya yazmak istedim.
Biri bana umut versin lan.
mesleki ve özel hayatımda istediğim yerde değilim. 3. birayı alacak param yok ve mühendisim güya...20ker güzel geçti,2. yarısı çok sıkıntılıydı. canımın canını 6 ay önce toprağa verdim.
buruğum ahali, 30lara dair umudum yok pek, biraz da korkuyorum.
30 üstü yaşta olup, daha iyi olduğuna inan birileri varsa belki yazar diye buraya yazmak istedim.
Biri bana umut versin lan.
0
ben de 2 hafta önce 30 oldum. hayat böyle işte bir iyi bir kötü. bazen çok iyi bazen çok kötü.
0
hbty ya arkadaş hep hazırlıksız yakalıyorsunuz beni.
önceden bi uyandırsan neler neler yapıcam ama buna mecbur kalıyorum her zaman.
www.youtube.com
önceden bi uyandırsan neler neler yapıcam ama buna mecbur kalıyorum her zaman.
www.youtube.com
0
Ah corc, pozitif olmaktan yoruldum, doğum günümde istifa ettim...haklısın, negatifi kimse istemez, istememeli. ama bırak da senede bir gün salalım :)
0
İyi ki doğdun kardeşim. En güzel şeyler en kötü zamanlardan sonra yaşanır. Sıkma sen canını
0
Durumumuz cok benzer, neyse ki en sevdigim insanlar yanimda en onemlisi o.
Ben de 30larim cok daha guzel gececek saniyordum.
Ben de 30larim cok daha guzel gececek saniyordum.
0
Mutlu yıllar! Ben de kötü geçen ikinci yarısındayım yirmilerin... Umarım daha iyi hissettiğimiz günler gelir yakında.
0
iyi ki dogdun @gadlemler:)
hayat boyle. bir seyden sonra baska bir sey cikariyor insanin karsina. iyi ya da kotu farketmez. her birini tek tek kabul edip, yapip yola devam etmeliyiz. yoksa tikanip kaliriz.
gelecegi dusunmeyin, gecmisi de dusunmeyin. hatta hic dusunmeyin:) su ani yasayin. sahip oldugumuz tek seyi.
hayat boyle. bir seyden sonra baska bir sey cikariyor insanin karsina. iyi ya da kotu farketmez. her birini tek tek kabul edip, yapip yola devam etmeliyiz. yoksa tikanip kaliriz.
gelecegi dusunmeyin, gecmisi de dusunmeyin. hatta hic dusunmeyin:) su ani yasayin. sahip oldugumuz tek seyi.
0
Mutlu yıllar
Benim hayatım 30 dan sonra başladı ve en aklı başında aldığım kararlar son 5 yılda gerçekleşti.korkma hayat yeni başlıyor. ;)
Benim hayatım 30 dan sonra başladı ve en aklı başında aldığım kararlar son 5 yılda gerçekleşti.korkma hayat yeni başlıyor. ;)
0
Olm sen ölmüşsün ağlayanın yok. Yalnızlığının keyfini çıkarmayacaksan acısını çekersin.
0
deep turkish web den bir alıntıyla cevaplıycam:
karı mısın abi sen bunları dedikten sonra sokakta dolaşırsan parmağıyla gösterirler seni bu ......
karı mısın abi sen bunları dedikten sonra sokakta dolaşırsan parmağıyla gösterirler seni bu ......
0
Mutlu yıllar. Umarım daha mutlu olabilirsin. Pozitif düşün. Şükür et. Yoksa depresyon styla.
0
aramıza hoşgeldin. 30 yaşımda nerdeyse hiç arkadaşımın olmadığı bir şehirde yapayalnızdım. güzel bi restoranda kendime doğum günü yemeği ısmarladım. iyi ki de yapmışım diyorum şu an. iyi düşün ki iyi olsun. kötü düşündüğünde her şey çok daha olumsuz olur. ayrıca 30lar 20lerden çok daha güzel bence.
0
sifirdokuzucuolanvarmi
Arkadaşlar kendi kendime ingilizce öğrenmek istiyorum. Yaz için yurt dışı planlarım var. kursa gitmeden evde çalışarak daha önce yararlandığınız tavsiye edeceğiniz bir kitap var mı? böyle akıcı, kafaya vura vura öğreten?
Arkadaşlar kendi kendime ingilizce öğrenmek istiyorum. Yaz için yurt dışı planlarım var. kursa gitmeden evde çalışarak daha önce yararlandığınız tavsiye edeceğiniz bir kitap var mı? böyle akıcı, kafaya vura vura öğreten?
0
English Grammar in Use
English Vocabulary in Use
Eger amacin ogrenmek degil YDS'ye KPDS'ye girip tazminat istemekse Turklerin yazdigi kitaplara da calisabilirsin.
English Vocabulary in Use
Eger amacin ogrenmek degil YDS'ye KPDS'ye girip tazminat istemekse Turklerin yazdigi kitaplara da calisabilirsin.
0
rojhat
Merhaba sabah haberleri okuduysanız "Sabancı ailesi Malta vatandaşlığına geçti" diye bir haber geçti. Ülke olarak neden Malta'yı seçmiş olabilirler? Neticede normal bir zenginlik değil onlarınki.
Merhaba sabah haberleri okuduysanız "Sabancı ailesi Malta vatandaşlığına geçti" diye bir haber geçti. Ülke olarak neden Malta'yı seçmiş olabilirler? Neticede normal bir zenginlik değil onlarınki.
0
amerika gibi bir ülkeyi seçselerdi eğer bir çok kişinin amerikan sevdalısı olarak düşmanlığını alacaklardı.
malta acayip bir ülke mesela, türk denizcilik firmalarının hemen hemen bütün gemileri malta bayraklıdır.
malta acayip bir ülke mesela, türk denizcilik firmalarının hemen hemen bütün gemileri malta bayraklıdır.
0
Malta zenginleri ulkeye yatirim yapmaya cekmek icin onlardan vergi almiyor bu kadar basit, yoksa iki ulkeye birden vergi alacaklardi.
0
malta pasaportu alınca tüm avrupa ülkelerinde oturma izinleri oluyordu sanırım, yanlış olabilir tabii.
0
Mesele vergi. Mesela amerika vatandaşı olsa türkiyedeki malları için birde abd ye vergi ödeyecekti
0
sanırım 500.000 dolarlık ev alındığında vatandaşlık veriyordu malta.
ev alıyorlar, vatandaş oluyorlar ve bu sayede tüm avrupada oturma izni kazanıyorlar.
ev alıyorlar, vatandaş oluyorlar ve bu sayede tüm avrupada oturma izni kazanıyorlar.
0
Vergidir vergi. Yalnız benim milyar dolarim olsa böyle küçük bir ülkeye emanet etmezdim.
0
çünkü malta avrupa ülkelerine erişimi olan bir vergi cenneti.
geçenlerde bir bakanın veya çocuğunun da şirketini malta'ya taşıdığı haberleri çıkmıştı.
bir de malta ile türkiye arasında bir takım anlaşmalar yok, türkiye'de mal varlığın dondurulup el konsa dahi malta'ya bir şey yapılamıyor. zaten çok göz önünde kişiler olmayacaklarını düşünüyorum, bir sıkıntı olmaz.
geçenlerde bir bakanın veya çocuğunun da şirketini malta'ya taşıdığı haberleri çıkmıştı.
bir de malta ile türkiye arasında bir takım anlaşmalar yok, türkiye'de mal varlığın dondurulup el konsa dahi malta'ya bir şey yapılamıyor. zaten çok göz önünde kişiler olmayacaklarını düşünüyorum, bir sıkıntı olmaz.
0
turk kizi
yeni yılla birlikte bu işi de bir düzene oturtmak istiyorum ama bir yemek daha ikinci gününde eskimiş, bayatlamış gibi geliyor bana. bir yandan da redditte görüyorum bir sürü yumurta haşlayıp 5 kaba da koyuyorlar 5 günlük planda. bense yumurta haşlandıktan 15 dk sonra katlanılmaz buluyorum kendisini
yeni yılla birlikte bu işi de bir düzene oturtmak istiyorum ama bir yemek daha ikinci gününde eskimiş, bayatlamış gibi geliyor bana. bir yandan da redditte görüyorum bir sürü yumurta haşlayıp 5 kaba da koyuyorlar 5 günlük planda. bense yumurta haşlandıktan 15 dk sonra katlanılmaz buluyorum kendisini.
yumurta çok spesifik oldu ama pirinçli şeyler için de aynı hisler içindeyim, durdukça çirkleşiyor sanki. et yemiyorum bu arada, tüm hazırlık vejetaryen olacak.
siz meal prep yapıyor musunuz? yapıyorsanız neler hazırlıyorsunuz?
bonus soru: bakliyatları haşlayınca fazla fazla haşlayıp dondurmak iyi oluyormuş diye okudum, 1 kilo maş fasulyesini haşlayıp buzluğa attım. bununla mesela salata yapmak istesem kendi haline bırakıp mı çözdürmem lazım? çorbaya koyacak olsam buzlu buzlu atabilir miyim? diğer bakliyatlara da aynı şeyi yapayım mı?
yumurta çok spesifik oldu ama pirinçli şeyler için de aynı hisler içindeyim, durdukça çirkleşiyor sanki. et yemiyorum bu arada, tüm hazırlık vejetaryen olacak.
siz meal prep yapıyor musunuz? yapıyorsanız neler hazırlıyorsunuz?
bonus soru: bakliyatları haşlayınca fazla fazla haşlayıp dondurmak iyi oluyormuş diye okudum, 1 kilo maş fasulyesini haşlayıp buzluğa attım. bununla mesela salata yapmak istesem kendi haline bırakıp mı çözdürmem lazım? çorbaya koyacak olsam buzlu buzlu atabilir miyim? diğer bakliyatlara da aynı şeyi yapayım mı?
0
O kadar secici olmakla bu is yurumez. Yoksa okulu isi birakip kendi bogazinin hizmetcisi olur insan.
Ben de vejetaryen olarak bakliyatlari haslayip buzluga koyuyorum. Kullanacagim zaman mikrodalgada cozunmeye birakiyorum. Ardindan salataya ekliyorum.
Bir kez bir tencere yemek yapiyorum. Iki uc gun is yerine goturuyorum. Abur cubur da yedigimden iki ic gun ayni yemek sorun olmuyor. Zayen 17 yasinda universiteye basladigimdan ev hanimi annesi simartilmasina aliskin degilim.
Zaten yumurta sevmedigimden diger soruna cozum bulamiyorum.
Ben de vejetaryen olarak bakliyatlari haslayip buzluga koyuyorum. Kullanacagim zaman mikrodalgada cozunmeye birakiyorum. Ardindan salataya ekliyorum.
Bir kez bir tencere yemek yapiyorum. Iki uc gun is yerine goturuyorum. Abur cubur da yedigimden iki ic gun ayni yemek sorun olmuyor. Zayen 17 yasinda universiteye basladigimdan ev hanimi annesi simartilmasina aliskin degilim.
Zaten yumurta sevmedigimden diger soruna cozum bulamiyorum.
0
Meal prep için bence buzluk önemli. Bir şeyi pişirip bir hafta boyunca yemek güzel değil ama tazeyken porsiyonlayıp buzluğa atabilirsiniz. Hatta sadece pişmiş yemek atmak yerine, yemek pişirmeyi hızlandıracak hazırlıklarınızı dondurursanız daha da güzel oluyor.
Ben yumurtayı frittata gibi pişiriyorum. 16-20 yumurtalı, içinde her şey olan (sebzeler, lor, omlete ne koyuyorsanız...) dev bir omlet yapıp fırında pişiriyorum, dilimledikten sonra buzluğa atıyorum. Geceden 1-2 dilim indirip sabah da tavada ısıtıp ya da lavaş içinde füme etli vs dürüm yapıp yiyorum.
Pirinç pilavı donup çözülünce çok güzel olmuyor ama iş görür yine de. Buzdolabı poşetiyle dondurursanız buzluğun kokusu pilava çok siniyor, saklama kabında dondurmak daha iyi olur.
Ben aklıma esince birsürü soğanı yemeklik doğrayıp ince paketler halinde donduruyorum, yemek yapacağım zaman kenarından ihtiyacım kadarını kırıp almak kolay oluyor. Aynı şekilde mesela tavuk için sebze doğruyorsam fazla fazla doğruyorum, yarısını yemeğe koyup kalan yarısını karışık çiğ sebze paketi olarak atıyorum buzluğa. Maydanoz, taze nane gibi yeşilliklerin de fazlasını kağıt havluyla sarıp buzdolabı poşetiyle buzluğa atıyorum.
Nohut, maş fasulyesi, siyah fasulye, buğday haşlayıp donduruyorum. Ama bir kilo fasulyeyi bütün atmak yerine 5-6 küçük paketle atıyorum, hepsini çözdürmek gerekmiyor böylece. Akşam kullanacağımı biliyorsam sabahtan dışarı çıkarıyorum, kendi kendine çözülüyor. Acelem varsa poşeti ılık su (sıcak değil) dolu bir tabağa/kaseye oturtuyorum. Çorbaya buzlu buzlu atsanız da olur sanki ama salata için erken çıkarıp çözdürmek lazım.
Nohut unundan humus yapıp kartopu büyüklüğünde parçalar halinde buzluğa atıyorum yine.
Güzel peynirler aldıysam bütün paketi buzdolabında bırakmak yerine büyüklüğüne göre 3-4 parçaya bölüp onları da buzluğa atıyorum. Özellikle sert peynirlere bir şey olmuyor.
Et yemediğiniz için etlere girmiyorum ama her türlü sebzeyi pişirecek boyutlarda doğrayıp, isterseniz şoklayıp porsiyonlara bölerek buzluğa atmak inanılmaz kolay bir şey.
Reddit'teki salatalar için de bir diyeceğim var. Salatayı kavanozlara bölüyorlar haftalık ama bakıyorum adam içine domates doğramış. Domates hem çabuk ekşir hem de suyunu verince yeşilliklerin hızlı pörsümesine neden olur. Salata hazırlayacaksanız domatesi önceden hazırlamayıp yiyeceğiniz zaman ekleyin. Bir de salatanın sosunu ve tuzunu yine yiyeceğiniz zamana kadar eklemeyin. Sadece yıkanıp kurutulmuş yeşillikleri, bakliyatı vs önceden hazırlayıp porsiyonlarsanız daha iyi sonuç alırsınız.
Edit: Şu an mikrodalga fırınım olmadığı için onu eklemeyi unuttum. Mikrodalga varsa her şeyi hızlıca çözebilirsiniz zaten, hiç sorun olmaz. Mikrodalgada kullanılabilen saklama kapları da alırsanız şahane olur.
Ben yumurtayı frittata gibi pişiriyorum. 16-20 yumurtalı, içinde her şey olan (sebzeler, lor, omlete ne koyuyorsanız...) dev bir omlet yapıp fırında pişiriyorum, dilimledikten sonra buzluğa atıyorum. Geceden 1-2 dilim indirip sabah da tavada ısıtıp ya da lavaş içinde füme etli vs dürüm yapıp yiyorum.
Pirinç pilavı donup çözülünce çok güzel olmuyor ama iş görür yine de. Buzdolabı poşetiyle dondurursanız buzluğun kokusu pilava çok siniyor, saklama kabında dondurmak daha iyi olur.
Ben aklıma esince birsürü soğanı yemeklik doğrayıp ince paketler halinde donduruyorum, yemek yapacağım zaman kenarından ihtiyacım kadarını kırıp almak kolay oluyor. Aynı şekilde mesela tavuk için sebze doğruyorsam fazla fazla doğruyorum, yarısını yemeğe koyup kalan yarısını karışık çiğ sebze paketi olarak atıyorum buzluğa. Maydanoz, taze nane gibi yeşilliklerin de fazlasını kağıt havluyla sarıp buzdolabı poşetiyle buzluğa atıyorum.
Nohut, maş fasulyesi, siyah fasulye, buğday haşlayıp donduruyorum. Ama bir kilo fasulyeyi bütün atmak yerine 5-6 küçük paketle atıyorum, hepsini çözdürmek gerekmiyor böylece. Akşam kullanacağımı biliyorsam sabahtan dışarı çıkarıyorum, kendi kendine çözülüyor. Acelem varsa poşeti ılık su (sıcak değil) dolu bir tabağa/kaseye oturtuyorum. Çorbaya buzlu buzlu atsanız da olur sanki ama salata için erken çıkarıp çözdürmek lazım.
Nohut unundan humus yapıp kartopu büyüklüğünde parçalar halinde buzluğa atıyorum yine.
Güzel peynirler aldıysam bütün paketi buzdolabında bırakmak yerine büyüklüğüne göre 3-4 parçaya bölüp onları da buzluğa atıyorum. Özellikle sert peynirlere bir şey olmuyor.
Et yemediğiniz için etlere girmiyorum ama her türlü sebzeyi pişirecek boyutlarda doğrayıp, isterseniz şoklayıp porsiyonlara bölerek buzluğa atmak inanılmaz kolay bir şey.
Reddit'teki salatalar için de bir diyeceğim var. Salatayı kavanozlara bölüyorlar haftalık ama bakıyorum adam içine domates doğramış. Domates hem çabuk ekşir hem de suyunu verince yeşilliklerin hızlı pörsümesine neden olur. Salata hazırlayacaksanız domatesi önceden hazırlamayıp yiyeceğiniz zaman ekleyin. Bir de salatanın sosunu ve tuzunu yine yiyeceğiniz zamana kadar eklemeyin. Sadece yıkanıp kurutulmuş yeşillikleri, bakliyatı vs önceden hazırlayıp porsiyonlarsanız daha iyi sonuç alırsınız.
Edit: Şu an mikrodalga fırınım olmadığı için onu eklemeyi unuttum. Mikrodalga varsa her şeyi hızlıca çözebilirsiniz zaten, hiç sorun olmaz. Mikrodalgada kullanılabilen saklama kapları da alırsanız şahane olur.
0
Bakliyatları haşlayıp birer pişirimlik olarak bölüp buzluğa koyuyorum. Çözdürmeden soğan-salçaya ekleyip yemeğe çeviriyorum genelde, bazen de bir gün önceden buzluktan çıkarıyorum.
Bazen haşladıktan sonra hemen yemeğe çevirip (yanında pilavla birlikte) birer porsiyonluk bölüp buzluğa koyuyorum. Bir gün önceden çıkarıyorum, hazır yemek oluyor. Ayrıca çorbayı da biraz konsantre yapıp buzluğa koyuyorum, yine bir gün öncesinden çıkarıp ısıtacağım zaman su ekliyorum.
Hafta sonundan iki-üç çeşit yemek yapıyorum, hafta içi işten gelince mikrodalgada ısıtıp yiyorum. Sebze, makarna, bakliyat, çorba olabiliyor bu yemekler. Et yemiyorum ben de. Genelde sebze yapıyorum.
Yumurtayı sabah haşlıyorum, makine var,ben hazırlanırken o pişiyor, başında durmam gerekmiyor. Evden çıkmadan yiyorum. İş yerinde kahvaltı ediyorum, onun için de sandviç hazırlıyorum (her gün değil de tek seferde 2-3 günlük).
Bazen haşladıktan sonra hemen yemeğe çevirip (yanında pilavla birlikte) birer porsiyonluk bölüp buzluğa koyuyorum. Bir gün önceden çıkarıyorum, hazır yemek oluyor. Ayrıca çorbayı da biraz konsantre yapıp buzluğa koyuyorum, yine bir gün öncesinden çıkarıp ısıtacağım zaman su ekliyorum.
Hafta sonundan iki-üç çeşit yemek yapıyorum, hafta içi işten gelince mikrodalgada ısıtıp yiyorum. Sebze, makarna, bakliyat, çorba olabiliyor bu yemekler. Et yemiyorum ben de. Genelde sebze yapıyorum.
Yumurtayı sabah haşlıyorum, makine var,ben hazırlanırken o pişiyor, başında durmam gerekmiyor. Evden çıkmadan yiyorum. İş yerinde kahvaltı ediyorum, onun için de sandviç hazırlıyorum (her gün değil de tek seferde 2-3 günlük).
0
Techsavvy
şimdi kaldırımda yürüyorum 2 tane kız kaldırımda soldan gelip önümde yürümeye başladılar, biri diğerine bir şey dedi, geriye baktı ikisi, allah allah dedim. neyse ben arkadan onlar önden yürüyor, baktım sağdaki çantasına hani tehlike hissedersiniz ya o şekilde tutmakta. arada dönüp bana bakıyolar.ne
şimdi kaldırımda yürüyorum 2 tane kız kaldırımda soldan gelip önümde yürümeye başladılar, biri diğerine bir şey dedi, geriye baktı ikisi, allah allah dedim. neyse ben arkadan onlar önden yürüyor, baktım sağdaki çantasına hani tehlike hissedersiniz ya o şekilde tutmakta. arada dönüp bana bakıyolar.
neyse, ben huzursuzluğu bozmak ıcın adımlarımı hızlandırdım ve ''solladım'' bunları. önden yürümeye başladım....
Ya, tamam huzursuz hissedebilirsin ama en başta sen geldin önümden yürümeye başladın bre? bu kadar mı hafızan ve olayları analiz etme becerin düşük?
üzülüyorum yemin ederim. kendime değil, insanlara üzülüyorum.
1 soru 1 de isteğim var,
1. olayı analiz eder misiniz?
2. toplumumuz neden böyle her erkeğe hırsız ya da daha kötüsü muamelesi yapmaya başladı?
neyse, ben huzursuzluğu bozmak ıcın adımlarımı hızlandırdım ve ''solladım'' bunları. önden yürümeye başladım....
Ya, tamam huzursuz hissedebilirsin ama en başta sen geldin önümden yürümeye başladın bre? bu kadar mı hafızan ve olayları analiz etme becerin düşük?
üzülüyorum yemin ederim. kendime değil, insanlara üzülüyorum.
1 soru 1 de isteğim var,
1. olayı analiz eder misiniz?
2. toplumumuz neden böyle her erkeğe hırsız ya da daha kötüsü muamelesi yapmaya başladı?
0
olayı kişisel almamak gerekli diğer yandan da ülkede insanların sokakta birbirine güvenmemek için birçok gerekçesi var
0
Simdi senin dis gorunusunu bilmiyoruz. Herkes kendini cok guzel gorunuyor ya da 15 gundur tiras olmazsam ne olmus, 1 hafta dus almazsam sorun olmaz diye dusunuyor. Senin icin soylemiyorum ama kadinlarin da hakli olma durumu var.
0
kadınlara da yapıyorlar aynısını. Bence cinsiyet fark etmiyor. İnsanlar haberleri izleyip korkuyor.
0
sanane hacı? seni ne ilgilendiriyor ki? kendi kendine tribe giren o, stres seviyesini bir anda boşuna yükselten o. senin önüne gelip senden rahatsız olacak kadar manyak insanlar varsa ben baya sesli gülerim, davranışlarına güldüğümü de hissettiririm. sen kendini biliyorsun, kendini bildiğin sürece komik oluyor. ama olur da dönüp ya prdn arkamızdsnz byadr üff slk msnz .s gibisinden bir tepki verirse orada salaklığından utandırmak makbuldür. hoş, bu tepkiyi verecek insanın kendi salaklığını anlayıp utanması pek muhtemel de değil.
0
ıssız bir yerde yürürken gölgeden bile korkarım, tekin olmayan bir yerde yürürken korkulur, erkek kadın farketmez korkmalıdırlar da. kavgalı ortamdan da korkun. korkmak çok güzel siz de gelsenize.
0
her gece aç
Sosyal medyaya sıkışıp kaldı insanlar. Yeni site açılmıyor açılsa da tutmuyor. Misal sözlükte artık beni heyecanlandıran bişey yok. Twitter da öyle. Instagrama zaten girmiyorum. Mesela beb instagramın elestirili yorum yapılabilen halini isterdim. Blog tv falan vardı zevkliydi isim değişirip kapandı
Sosyal medyaya sıkışıp kaldı insanlar. Yeni site açılmıyor açılsa da tutmuyor. Misal sözlükte artık beni heyecanlandıran bişey yok. Twitter da öyle. Instagrama zaten girmiyorum. Mesela beb instagramın elestirili yorum yapılabilen halini isterdim. Blog tv falan vardı zevkliydi isim değişirip kapandı connected2.me vardi para uğruna hic etmisler. Siz internette nasıl vakit geçiriyorsunuz?
0
BuzzFeed, Collage Humor, YouTube takip ediyorum. Instagram'da sevdigin hashtag'leri takip edebilirsin. Sosyal medya benim icin bu.
0
Kısmen doğru tespitler. Niş alanları hedefleyen küçük sosyal mecralar öldü. Sosyomat vardı mesela. Hedef kitle olarak ekşi tadında ama sosyal bir mecraydı. Twitter yedi onu.
örneğin kısafilmciler benimsinemalarim.com'da takılırdı. Motosikletçiler motosiklet.net'te . Müzik gruplarının kendine ait çok aktif forumları vardı. Şimdi tüm community'ler facebook'un grupları altında sıkıştı. Böyle olunca o aidiyet kalmadı. Facebook'u reddedince her şeyi reddetmiş olduk.
şu an sanırım en çok zamanı youtube'da geçiriyorum. ilgi alanlarına göre güzel kanallar var ancak orda da süreklilik ve kollektif içerik yok.
örneğin kısafilmciler benimsinemalarim.com'da takılırdı. Motosikletçiler motosiklet.net'te . Müzik gruplarının kendine ait çok aktif forumları vardı. Şimdi tüm community'ler facebook'un grupları altında sıkıştı. Böyle olunca o aidiyet kalmadı. Facebook'u reddedince her şeyi reddetmiş olduk.
şu an sanırım en çok zamanı youtube'da geçiriyorum. ilgi alanlarına göre güzel kanallar var ancak orda da süreklilik ve kollektif içerik yok.
0
youtube, quora, reddit, eksi siteleri, pocket, castbox seklinde ilerliyor benim icin. ozellikle yotube kolay kolay bitmez benim icin, cunku turkce icerik takip ettigim cok az, arada birisinin telefonundan bilgisayarindan falan acilis sayfasina baktigimda ulkem adina yeminlen utaniyorum, ya taklit ya abuk subuk icerikler. ne ogretici ne eglendirici degil, bu yuzden youtube 'un turkiye'deki bilinirligi cok kotudur diye tahmin ediyorum.
bir de ai icerikler var bana ozel yaratilan, google in benim tikladiklarima gore duzenli olarak evrilen onerileri genelde basarili oluyor bu sayede farkli websiteleri de ogreniyorum.
bir de burada sosyal medya diyeceginize internet demissiniz, bu yanlis olmus, verdiginiz butun ornekler sosyal medya ornekleri...
bir de ai icerikler var bana ozel yaratilan, google in benim tikladiklarima gore duzenli olarak evrilen onerileri genelde basarili oluyor bu sayede farkli websiteleri de ogreniyorum.
bir de burada sosyal medya diyeceginize internet demissiniz, bu yanlis olmus, verdiginiz butun ornekler sosyal medya ornekleri...
0
Youtubea en fazla 1 saat bakabilirsin etkileşim yok ki. Eskiden sözlükten bile can dostu bulunabiliyordu. Şimdi internet koca bir köy oldu sanki her çeşit insan var dolayısıyla herkes yüzeysel takılıyor. Etkileşimden anlanilan beğeni sayısı oldu. Böyle olmayan herkesin doğal davrandığı bir site kalmadi sanki
0
zunkatsar
Aşağıdaki “poşetin paralı olması hakkında ne düşünüyorsunu?” Sorusundan farklı bir soru bu.Poşetler paralı olunca kasiyerler için daha iyi olmadı mı? Ya da herkese tek tek sormak zorunda oldukları için daha mı kötü oldu? Ya da ilk günlerde tartışma çıkar da sonraları yerine oturunca kasiyerler rahat
Aşağıdaki “poşetin paralı olması hakkında ne düşünüyorsunu?” Sorusundan farklı bir soru bu.
Poşetler paralı olunca kasiyerler için daha iyi olmadı mı? Ya da herkese tek tek sormak zorunda oldukları için daha mı kötü oldu? Ya da ilk günlerde tartışma çıkar da sonraları yerine oturunca kasiyerler rahatlar mı?
İşin kasiyer yönünü merak ettim.
Poşetler paralı olunca kasiyerler için daha iyi olmadı mı? Ya da herkese tek tek sormak zorunda oldukları için daha mı kötü oldu? Ya da ilk günlerde tartışma çıkar da sonraları yerine oturunca kasiyerler rahatlar mı?
İşin kasiyer yönünü merak ettim.
0
kasiyerleri çarmıha gererler çarmıha, çomarlarla uğraşmak çok zor :(
0
ilk basta tartisma cikar, cikmazsa burasi turkiye degil ben isinlandim baska memlekete... kasiyerler acisindan cok degistigini zannetmiyorum, onlar hep mutsuz ne yazik ki, kariyer degil is oldugu icin cok buyuk degisiklikler, tatminler beklememek lazim.
0
Kosa dönemde kötü, uzun dönemde iyi oldu. İnsanlar bu uygulamaya alışınca poşet kavgaları bitmiş olacak.
0
Az önce migrostan bir şeyler aldım poşet istiyor musunuz dedi kız evet dedim canı sıkıldı onu da mı geçeceğim şimdi gibi bir ifadeyle geçti verdi poşeti.
Şu sıralarda “yapacak bir iş daha çıktı” diye bakıyorlar sanırım ya da bu kız öyleydi bilmiyorum.
Ama yukarıdakilerin dediği gibi o fazladan poşet almak isteyenlerle yaşanan münakaşalar biteceği için biraz rahat ederler.
Şu sıralarda “yapacak bir iş daha çıktı” diye bakıyorlar sanırım ya da bu kız öyleydi bilmiyorum.
Ama yukarıdakilerin dediği gibi o fazladan poşet almak isteyenlerle yaşanan münakaşalar biteceği için biraz rahat ederler.
0
Poşetin paralı olduğu ülkelerde marketlerde poşet sorulmaz. Kasanın sağında solunda kutuda istifli bulunur poşetler, çeker koyarsın o kayan kısma, onu da zaten tek tuşla dıt diye geçerler.
Altyapısını böyle yapmazlarsa zor.
Altyapısını böyle yapmazlarsa zor.
0
Bim'de büyük tartışmalar yaşanır bence. İhale bim personeline kalır . Milletin çoğunun haberi bile olduğunu düşünmüyorum bu olaydan.
0
kaç poşet lazım olacağini nasil anlayacağız? 4 poşet istesem ve yetmezse ne olacak? 1 poşet için kasiyer tekrar mo açıcak hesabı?
0
Avrupa'da Amerika'da da kac poset istiyorsun diye soruyorlar.
Bir de kanun olmasina ragmen uygulamaktan vezgecebilirler. Ornegin sigara yasaklarinin uygulanmasini cok istiyorum ama yagmurlu bir gunde otobus duraginda illa ki 3 - 5 kisi duragin icinde sigara iciyor. Poset icin de aynisi olabilir.
Bir de kanun olmasina ragmen uygulamaktan vezgecebilirler. Ornegin sigara yasaklarinin uygulanmasini cok istiyorum ama yagmurlu bir gunde otobus duraginda illa ki 3 - 5 kisi duragin icinde sigara iciyor. Poset icin de aynisi olabilir.
0
koca dost dev
Selamlar.Önümüzdeki yaz işimden istifa edip ya çalıştığım firmayı ya da başka bir kaç ajansı uzaktan çalışmak üzere ikna edeceğim. (ki 2 firmaya kabaca bahsettim olacak gibi)İstanbul dışında, tek şartım apartman dairesi olmayan, sıkış tıkış olmayan kapıdan çıktığımda nefes alabileceğim bir ev arıyor
Selamlar.
Önümüzdeki yaz işimden istifa edip ya çalıştığım firmayı ya da başka bir kaç ajansı uzaktan çalışmak üzere ikna edeceğim. (ki 2 firmaya kabaca bahsettim olacak gibi)
İstanbul dışında, tek şartım apartman dairesi olmayan, sıkış tıkış olmayan kapıdan çıktığımda nefes alabileceğim bir ev arıyorum.
Var mı önerileriniz?
Not: Aslında dille aramın iyi olduğunu düşünürüm ama nedense ne istediğimi anlatamıyorum insanlara. Anca köy bulursun o paraya diyen arkadaşlar evet köy arıyorum.
Bu arada şartlara göre bahçeye açılan giriş kat olabilir. Mesela linkteki ev Altınoluk'ta havuzlu bir sitede. Bu şartlar için müstakil olmasından vazgeçilebilir. 3 katlı binalar sonuçta: www.sahibinden.com
Önümüzdeki yaz işimden istifa edip ya çalıştığım firmayı ya da başka bir kaç ajansı uzaktan çalışmak üzere ikna edeceğim. (ki 2 firmaya kabaca bahsettim olacak gibi)
İstanbul dışında, tek şartım apartman dairesi olmayan, sıkış tıkış olmayan kapıdan çıktığımda nefes alabileceğim bir ev arıyorum.
Var mı önerileriniz?
Not: Aslında dille aramın iyi olduğunu düşünürüm ama nedense ne istediğimi anlatamıyorum insanlara. Anca köy bulursun o paraya diyen arkadaşlar evet köy arıyorum.
Bu arada şartlara göre bahçeye açılan giriş kat olabilir. Mesela linkteki ev Altınoluk'ta havuzlu bir sitede. Bu şartlar için müstakil olmasından vazgeçilebilir. 3 katlı binalar sonuçta: www.sahibinden.com
0
mustakil guzel bahceli ev bile rahat bulursunuz bence, belki super olmaz ama bulursunuz yani. fakt istanbul disinda derken herhangi bir bolge mi yoksa marmara ve yakin yerler mi?
0
Öyleyse biraz daha detay vereyim. Tabii ki uzaktan çalışacağım için sorunsuz bir internet bağlantısı olması önemli.
Motosikletime atlayıp 2-3 saatte istanbula toplantıya ıvıra zıvıra gelebileceğim lokayonlar tercih sebebidir tabii ki. Efendime söyleyeyim Balıkesir, bursa, Yalova, Çanakkale, Edirne, Kırklareli vs..
Ancak Önerilere açığım. Güzel bir ev ve doğa için Ege'ye ya da daha güneye hatta toroslara bile inerim. Fayda zarar olarak bakar bazı şeylerden feragat edebilirim.
Motosikletime atlayıp 2-3 saatte istanbula toplantıya ıvıra zıvıra gelebileceğim lokayonlar tercih sebebidir tabii ki. Efendime söyleyeyim Balıkesir, bursa, Yalova, Çanakkale, Edirne, Kırklareli vs..
Ancak Önerilere açığım. Güzel bir ev ve doğa için Ege'ye ya da daha güneye hatta toroslara bile inerim. Fayda zarar olarak bakar bazı şeylerden feragat edebilirim.
0
Büyük şehirlerde imkansız o paraya. Bursa, Adana, Antalya, İzmir, Ankara merkezde öyle müstakil ev 1000 lira zor.
Olmazını söyledim, olurunu sen anla.
Olmazını söyledim, olurunu sen anla.
0
Not: Merkezi diye bir kriterim yok. Aksine merkezi olmayan arıyorum. Mesela yalovada bir köyde müstakil ve baya iyi bir taş ev bulmuştum 900 liraya. 7 ay sonra müsait olsa belki de tutmuştum. Isınma belki sorun olabilirdi sadece.
0
mevcut bilgilerle tekirdağ falan civarı dışında hiçbir opsiyonun yok. tekirdağın da köyü falan olur anca.
0
Tuzla'da Okan Universitesi'ne yakin villalar var. Bazen de o guzel evleri Sabiha Gokcen'de ucak havalandiktan somra goruyorum. Belki Tuzla'da ya da Avrupa'da Silivri'de oyle evler bulursun. Benim aile Silivri'de hep. Kiralari hep ucuz. Deniz kenarinda zaten.
0
Gorukleye tasin, universite mekani, ortam var(kari kiz). Kiralar da ucuz. Bursa trafiginden de uzaktasin.
Izmire falan da gidersin.
Izmire falan da gidersin.
0
www.sahibinden.com
bakin hemen bir tane cikti, burada aileye vermek istiyorlar ama bu kosulu saglamayani da bulursunuz, sahibinden de aram kriterlerini min max 900 kiralik, butun turkiye mustakil ev secenegi olarak yaparsaniz istediginiz gibi birsey bulursunuz. bir de internet icin secenek ekleyebilirsiniz. fakat sizin sorunuzu ben anladim, cok secenek cikacagini dusunuyorum, aslinda gayrimenkul piyasasi su anda bunun icin cok ideal herkese ev aldirdilar, cok uygun fiyatlara kiraya verilecek bir suru ev var, cunku insanlar hep merkezi kalabalik yerlere bakip zor ev buluyorlar, yok krese ise markete yakin olsun diyorlar, sizin isteginiz bunlarin disinda oalcagi icin mis gibi bir yer bulursunuz. kolay gelsin.
bakin hemen bir tane cikti, burada aileye vermek istiyorlar ama bu kosulu saglamayani da bulursunuz, sahibinden de aram kriterlerini min max 900 kiralik, butun turkiye mustakil ev secenegi olarak yaparsaniz istediginiz gibi birsey bulursunuz. bir de internet icin secenek ekleyebilirsiniz. fakat sizin sorunuzu ben anladim, cok secenek cikacagini dusunuyorum, aslinda gayrimenkul piyasasi su anda bunun icin cok ideal herkese ev aldirdilar, cok uygun fiyatlara kiraya verilecek bir suru ev var, cunku insanlar hep merkezi kalabalik yerlere bakip zor ev buluyorlar, yok krese ise markete yakin olsun diyorlar, sizin isteginiz bunlarin disinda oalcagi icin mis gibi bir yer bulursunuz. kolay gelsin.
0
Hocam bence Tekirdag en mantiklisi,
Sarkoy, Cantakoy, Marmara ereglisi vb deniz kiyisinda insanin az oldugu ve fiyatlarinda gayet dusuk oldugu yerler.
Kafana eser kah sahilde gezersin, kah ormanlik alanlarda takilirsin,
Istanbula desen 1-2 saat max ulasirsin, ya da canin skilir insan gormek istersin, Corlu yanibasinda biraz sosyal olursun vs.
Sarkoy, Cantakoy, Marmara ereglisi vb deniz kiyisinda insanin az oldugu ve fiyatlarinda gayet dusuk oldugu yerler.
Kafana eser kah sahilde gezersin, kah ormanlik alanlarda takilirsin,
Istanbula desen 1-2 saat max ulasirsin, ya da canin skilir insan gormek istersin, Corlu yanibasinda biraz sosyal olursun vs.
0
amortisman
Google'ladım, bir kaç şey okudum ama tam anlayamadım.İngiliz ve ABD mahkemelerinde juri var, biliyorsunuz. Rastgele 12 vatandaş seçiliyor ve bunlar sanığın suçlu olup olmadığına karar veriyorlar. Bir de yanılmıyorsam bu karar bağlayıcı. Juri bir sanığa "not guilty" derlerse o sanık tamamen aklanıyor
Google'ladım, bir kaç şey okudum ama tam anlayamadım.
İngiliz ve ABD mahkemelerinde juri var, biliyorsunuz. Rastgele 12 vatandaş seçiliyor ve bunlar sanığın suçlu olup olmadığına karar veriyorlar. Bir de yanılmıyorsam bu karar bağlayıcı. Juri bir sanığa "not guilty" derlerse o sanık tamamen aklanıyor.
Çok saçma değil mi? 12 tane sıradan vatandaşla nasıl böyle bir sorumluluk veriyorlar. Bir sanığın guilty ya da not guilty olduğunu tespit etmek için en azından hukuk eğitimi almış olmak gerekmez mi?
Kıta Avrupası'ndaki sistemde mükemmel değil ama juriler bana hep garip geliyor. Türkiye'de juri olduğunu ise düşünemiyorum bile. Kızını, karısını öldüren adama "aferin namusunu temizlemiş" deyip not guilty'yi çakarlar. Adam da serbest kalır.
İngiliz ve ABD mahkemelerinde juri var, biliyorsunuz. Rastgele 12 vatandaş seçiliyor ve bunlar sanığın suçlu olup olmadığına karar veriyorlar. Bir de yanılmıyorsam bu karar bağlayıcı. Juri bir sanığa "not guilty" derlerse o sanık tamamen aklanıyor.
Çok saçma değil mi? 12 tane sıradan vatandaşla nasıl böyle bir sorumluluk veriyorlar. Bir sanığın guilty ya da not guilty olduğunu tespit etmek için en azından hukuk eğitimi almış olmak gerekmez mi?
Kıta Avrupası'ndaki sistemde mükemmel değil ama juriler bana hep garip geliyor. Türkiye'de juri olduğunu ise düşünemiyorum bile. Kızını, karısını öldüren adama "aferin namusunu temizlemiş" deyip not guilty'yi çakarlar. Adam da serbest kalır.
0
Zaten çok eleştiriliyor. Siyahilerin fazlalık olduğu bir jüri topluluğunda beyaz bir kadının katili olarak yargılanan siyahinin suçlu bulunması pek olası değil.
Sistemin altında yatan temel düşünce halkı adalet mekanizmasının içine alarak daha adaletli kararlar vermek. Ama sonuç pek de öyle değil.
Sistemin altında yatan temel düşünce halkı adalet mekanizmasının içine alarak daha adaletli kararlar vermek. Ama sonuç pek de öyle değil.
0
Kanunlar anlaşılır biçimdeyse, karmaşıklaştırılmamışsa hukuk okumaya gerek yok. Hukuk dediğin şey bi sözleşme. Herkes okuyarak anlayabilir. Bilmek için hukuk mezunu olmaya gerek yok. Ortalama zeka yeter.
Birinin suçlu olup olmadığına jüriyle karar veriyosan ortada zaten yeterince delil yok demektir. Kameraların önünde birini öldüren birinin suçlu olup olmadığına jüri mi karar verir?
Jüriyle delili melili olmayan, yorum isteyen davaları somuca bağlıyolardır. Orada da amaç tek kişiye değil de halkın vicdanına güvenmek. Yeterince delil, tanık olmayan bi davada istedeğin kadar hukuk oku. Hiçbir işe yaramaz. Olayın hukukla çok da bağı kalmıyo çünkü.
Birinin suçlu olup olmadığına jüriyle karar veriyosan ortada zaten yeterince delil yok demektir. Kameraların önünde birini öldüren birinin suçlu olup olmadığına jüri mi karar verir?
Jüriyle delili melili olmayan, yorum isteyen davaları somuca bağlıyolardır. Orada da amaç tek kişiye değil de halkın vicdanına güvenmek. Yeterince delil, tanık olmayan bi davada istedeğin kadar hukuk oku. Hiçbir işe yaramaz. Olayın hukukla çok da bağı kalmıyo çünkü.
0
quora linkinden gorebilecegin uzeri yargic jurinin kararina uymak zorunda degil. jurinin tersi yonde hukum de verebilir. ayrica sokaktan rastgele 12 kisi secip juri yapmiyorlar. ve juri gorevinden once belli bir sure egitime tabi tutuluyorlar. jurinin amaci ise delillerin kesin karari vermede yeterli olmadigi davalarda karari tek kisiye birakmayarak kamu vicdanini tatmin etmek. turkiye'de cogu davada hakimin verdigi karar halk tarafindan tatmin edici bulunmuyor ve "kamu vicdani" zedenlenmis oluyor. ama juri olsaydi, halk gozunde verilen karar biraz daha tatmin edici olurdu.
www.quora.com
www.quora.com
0
Hayir hayir oyle bir sey yok. Jurinin kararina uymak zorunda degil.
Asil bu nedenle her seye tek kisi karar vermediginden daha saglikli bir sistem.
Asil bu nedenle her seye tek kisi karar vermediginden daha saglikli bir sistem.
0
Bir de şu açıdan bakmak lazım: yargıçlar her gün dava göre göre kaşarlanıyor, duyarsızlabiliyor. Bu durum özellikle ceza davaları gibi vicdani kannatin öne çıktığı durumlarda sorun yaratabilir ancak yargıcın yanında bir de ilk günün heyecanını kaybetmemiş (sık sık değiştiriliyor, yeni kişiler seçiliyor) jürileri koyarsanız yukarıda bahsini ettiğim duyarsızlaşmanın önüne geçebilirsiniz.
0
fosmodern
aklımda westworld var ama şu daha iyidir dediğiniz diziler varsa fikrimi değiştirebilirim. fringe harici bilim kurgu dizi önerilerinizi bekliyorum.
aklımda westworld var ama şu daha iyidir dediğiniz diziler varsa fikrimi değiştirebilirim. fringe harici bilim kurgu dizi önerilerinizi bekliyorum.
0
black mirror'u izledim. yazmayı unutmuşum pardon.
altered carbon'a baktım fena değil gibi ama daha çok yeni. devamını beklemeyi de pek sevmiyorum açıkçası. Gerçi çok az bölümü var, çerezlik olarak iki günde bitirilebilir. :)
altered carbon'a baktım fena değil gibi ama daha çok yeni. devamını beklemeyi de pek sevmiyorum açıkçası. Gerçi çok az bölümü var, çerezlik olarak iki günde bitirilebilir. :)
0
sovyet ayisi
Şu an 9. sınıfa gidiyorum ancak lise fiziği ve matematiğini çoktan bitirdim onlara ek olarak bazı üniversite konularına başladım (calculus 1,2,3 & vektör analizi [ingilizceyi de unutmayalım, b2-c1 im :D]) bu arada yazılımla da ilgileniyorum (şu an c# deneyimliyim). Yani anlayacağınız üzre benden bek
Şu an 9. sınıfa gidiyorum ancak lise fiziği ve matematiğini çoktan bitirdim onlara ek olarak bazı üniversite konularına başladım (calculus 1,2,3 & vektör analizi [ingilizceyi de unutmayalım, b2-c1 im :D]) bu arada yazılımla da ilgileniyorum (şu an c# deneyimliyim). Yani anlayacağınız üzre benden beklenenden fazlasını yapıyorum ve en önemlisi bu işleri zevk aldığımdan dolayı yapıyorum ve siz de takdir edersiniz ki MEB'den pek faydalanamıyorum. Şimdi gelelim benim soruma, ben bu yaşımda üniversiteye erken gidebilirmiyim cevap evet ise, nasıl yaparım ?
0
Sorunuzun cevabını bilmiyorum. Ancak bu azimle ve kararlılıkla ilerlerseniz siz üniversiteye gitmeden üniversite size gelecektir :) Ekşi Sözlük'ün kurucusu ssg'nin hayatına bir göz atın, açıköğretim hariç bir gün üniversiteye gitmeden (bilgi işlemde çalıştığı dönem hariç, bir gün amfiye girmeden diyelim :) ) Microsoft'ta çalışmış.
Yeteneğiniz de varsa ve kendinizi yeterince kanıtlarsanız, çok az da şansınız yaver giderse çok parlak bir geleceğiniz olacaktır.
Yolunuz açık olsun genç adam!
Yeteneğiniz de varsa ve kendinizi yeterince kanıtlarsanız, çok az da şansınız yaver giderse çok parlak bir geleceğiniz olacaktır.
Yolunuz açık olsun genç adam!
0
belli sınavlara hazırlanıp onları geçersen yurtdışında belli ülkelerdeki okullara gidebilirsin. Özellikle ABD için bir araştırmanı öneririm.
0
snapchat'ten instagram'dan kafasını kaldırmayan mevcut gençleri gördükten sonra güzümde gülümseme yarattın :) erken gitmenin bir yolu var mı bilmiyorum ama 32 yaşımdayım, nerdeyse her ülkede şubesi olan adını dünyadaki herkesin bildiği bir firmada mühendis olarak çalışıyorum ve yaptığım işle alakalı; ilgili bölümden mezun olmama rağmen, üniversitede hiçbir şey öğrenmedim.
demek istediğim şu ki; sen kendini okuldan bağımsız şekilde geliştirmeyi öğrenmişsin. asıl mühim olan şey bu. senin üniversiteye çok da ihtiyacın yok. o yüzden aceleci davranmana da gerek yok. ülkedeki üniversiteler de ayrı bir konu. üniversiteye gittiğinde aradığın, beklediğin şeyi bulamama ihtimalin de var. ben kendimi bildim bileli istediğim bölümde gayet de iyi bir üniversitede okudum ama dediğim gibi yaptığım işe dair hiçbir şeyi üniversitedeki derslerde öğrenmedim.
üniversiteye değil, hangi üniversiteye gitmen gerektiğini araştırman daha mantıklı sanırım
demek istediğim şu ki; sen kendini okuldan bağımsız şekilde geliştirmeyi öğrenmişsin. asıl mühim olan şey bu. senin üniversiteye çok da ihtiyacın yok. o yüzden aceleci davranmana da gerek yok. ülkedeki üniversiteler de ayrı bir konu. üniversiteye gittiğinde aradığın, beklediğin şeyi bulamama ihtimalin de var. ben kendimi bildim bileli istediğim bölümde gayet de iyi bir üniversitede okudum ama dediğim gibi yaptığım işe dair hiçbir şeyi üniversitedeki derslerde öğrenmedim.
üniversiteye değil, hangi üniversiteye gitmen gerektiğini araştırman daha mantıklı sanırım
0
Soruna tam cevap veremeyeceğim. Fakat 1-2 laf edeyim. Okulundaki rehberlik öğretmenine bir danışmanı öneririm. Bunun yanında yurtdışındaki (özellikle abd'deki ivy league denilen okulları kastediyorum) eğitim kurumlarına durumunu açıklayan bir mail hazırlayıp göndermeni tavsiye ederim. İlla gel x bölümünde 1nci sınıfa başla demezler ama senin gibi insanlara yönelik programları olabilir. böylece o süreci hızlandırabilirsin. Son olarak bu maratondan zevk almaya odaklanman çok güzel. Bir noktada senden beklenenden fazlasını yapman, senden bekleneni artıracaktır. 5 istenirken 10 yapan adam bir an 9 yaptığında eleştiri ile karşılaşabilir. Bunun seni mutsuz etmesini engellemeye çalış. Bunu da zevk almayı odağına koyarak başarabilirsin. Yolun açık olsun. Sevgiler saygılar güzel kardeşim.
0
Eğitim hayatımda bu şekilde iki kişiyle karşılaştım. Birincisi ODTÜ de bir çocuktu. Lisansa yeni başlamasına rağmen özel izinle, kendini cok iyi geliştirmiş olduğu için, doktoraya da başlatmışlardı.
İkincisi sizin dueumunuza daha uygun. 12 yaşında universiteye başlayan biri vardı ama ingilteredeydi bu durum.
www2.le.ac.uk
İkincisi sizin dueumunuza daha uygun. 12 yaşında universiteye başlayan biri vardı ama ingilteredeydi bu durum.
www2.le.ac.uk
0
türkiye şartlarında mümkün değil diye biliyorum. çünkü üniversiteye girme şartlarından biri liseden mezun olmak. eğer okuduğun lise seni mezun ederse olabilir. yurtdışında çalışanların önünü tıkamadıkları için bu mümkün. kendini tanıtan bir video çekip abd üniversitelerine yolla, belki sesini duyan olur.
0
bence doğru yolda değilsin o kadar da. üniversite derslerinden sadece calculus vs. anlamadan dolayı eğitimi sadece sayısal alanlardan ibaret sanıyorsun. hayatı dar bir pencereden gören klasik bir fen lisesi öğrencisisin muhtemelen. hayat böyle bir şey değil. sorumlu olduğun dersleri bitirdiysen farklı şeyler edin. git spor yap, enstruman öğren. bunlar da hayatta çok yarayacak sana.
0
şayet sizin durumunuzda olsaydım üniversiteye erken başlamayı hedeflemezdim. öncelikle o ingilice b2-c1 olmamalı. onu geliştirmeye vakit harcayıp tam yetkin bir hale getirebilirsiniz. lise fizik ve matematiğinde kendinizi tamamen yetkin hissediyorsanız ve calculus/analiz bilginiz de varsa; size matematiğin mantığını irdelemenizi tavsiye ederim. trigonometrik fonksiyonlar ile ilgili ezberletilen formüllerin kökeni mesela. calculus'un mantığı ile ilgili mesela mutlaka calculus made easy isimli kitabı bir bitirin. isterseniz non-standard calculus da çalışır, epsilon ile hoş vakitler geçirebilirsiniz. madem yazılım seviyorsunuz; ayrık matematik, mantık, fuzzy logic çalışabilir; diferansiyel denklemler ve lineer cebir de öğrenebilirsiniz. eğer vaktiniz bol ise bu konuları öğrenin. o zaman üniversitede ortalamayı yüksek tutup üstten ders alarak hazırlık da okumadan ingilizce eğitim veren sayısal bir bölümü üç yılda bitirebilir, yahut 4,5-5 yıl gibi bir sürede double veya triple major yapabilirsiniz. yine boş vaktinizi ikinci bir yabancı dile yahut size faydali hobilere (müzik olur, resim olur, başka hobi yahut sanatlar olur) ayırabilirsiniz.
üniversiteyi erken bitirmekte acele etmeyin. hayatın her dönemi yaşında güzel. daha erken yahut daha geç olması hoş olmuyor. tadını çıkarın...
üniversiteyi erken bitirmekte acele etmeyin. hayatın her dönemi yaşında güzel. daha erken yahut daha geç olması hoş olmuyor. tadını çıkarın...
0
bizim zamanımızda oluyordu bu. lise 3 yıldı tabi o zamanlar. hazırlık da okumadıysan ve 1 yaş erken başladıysan okula 16 yaşında mezun olup üniversiteye gidebiliyordun.
0
neyin acelesi bu arkadas? umarim trol degilsindir.
liseden mezun olduktan sonra gidebiliyorsun bildigim kadariyla. lise diplomani erken al, git bitir universiteyi.
aya mi cikacan ne? kolay gelsin.
liseden mezun olduktan sonra gidebiliyorsun bildigim kadariyla. lise diplomani erken al, git bitir universiteyi.
aya mi cikacan ne? kolay gelsin.
0
Alternatifler:
-10. Sınıfta United World College’a başvurun, mümkünse Türkiye dışında bir ülkede IB yaparak mezun olun. Hem de dünyayı biraz görmüş tanımış olun, havuzu biraz görün yani. Big fish in a small pond olup kalmayın.
- bu seçeneğiniz yoksa Türkiye’de IB sunan bir okula geçmeye çalışın.
- bu okulların genelde College Counselling hizmetleri vardır. Lise boyunca mümkün olduğunca tatillerde Ivy League okulların lise öğrencileri için sundukları üniversiteye hazırlık programlarına katılmaya çalışın.
Dediğiniz gibi üniversiteye erken başlamak cok nadir bir durum. Ancak o eyalette vs olacaksınız ki bir yandan lise okurken bir yandan bu imkanı sunan bir üni’den dersler alacaksınız vs.
Bu dediklerim sizi hem MEB’den daha cok zorlar, okula gitmenizin bir anlamı olur hem de döngünüzü biraz değiştrme imkanınız olur.
Ben de Temmuz’da 16 yaşımı bitirip Eylül’de üniversiteye başladım. Hiç de bir zorluğunu yaşamadım. Hatta daha erken olacaktı ilkokulda sınıf vs atladığım için ama kendi hayat hikayeme dönüştürmeyeyim olayı şimdi. Demem o ki, 9. Sınıfa normal yaşınızda gelince artık biraz zor sınıf atlamak falan ama sınıf atlamak yerine IB, AP ve Ivy league kampları gibi sizi normal sistemin dışına cıkaracak bir şeyle devam ederseniz en azından üni’ye biraz daha donanımlı başlarsınız.
-10. Sınıfta United World College’a başvurun, mümkünse Türkiye dışında bir ülkede IB yaparak mezun olun. Hem de dünyayı biraz görmüş tanımış olun, havuzu biraz görün yani. Big fish in a small pond olup kalmayın.
- bu seçeneğiniz yoksa Türkiye’de IB sunan bir okula geçmeye çalışın.
- bu okulların genelde College Counselling hizmetleri vardır. Lise boyunca mümkün olduğunca tatillerde Ivy League okulların lise öğrencileri için sundukları üniversiteye hazırlık programlarına katılmaya çalışın.
Dediğiniz gibi üniversiteye erken başlamak cok nadir bir durum. Ancak o eyalette vs olacaksınız ki bir yandan lise okurken bir yandan bu imkanı sunan bir üni’den dersler alacaksınız vs.
Bu dediklerim sizi hem MEB’den daha cok zorlar, okula gitmenizin bir anlamı olur hem de döngünüzü biraz değiştrme imkanınız olur.
Ben de Temmuz’da 16 yaşımı bitirip Eylül’de üniversiteye başladım. Hiç de bir zorluğunu yaşamadım. Hatta daha erken olacaktı ilkokulda sınıf vs atladığım için ama kendi hayat hikayeme dönüştürmeyeyim olayı şimdi. Demem o ki, 9. Sınıfa normal yaşınızda gelince artık biraz zor sınıf atlamak falan ama sınıf atlamak yerine IB, AP ve Ivy league kampları gibi sizi normal sistemin dışına cıkaracak bir şeyle devam ederseniz en azından üni’ye biraz daha donanımlı başlarsınız.
0
[0,1] kompakt domaini üzerinde F(x) fonksiyonunu şu şekilde tanımlayalım: Eğer x bir rasyonal sayı ise F(x)=1, diğer türlü F(x)=0. BU fonksiyonun türevlenemez ama integrallenebilir olduğunu ispatlarsan bana özelden mesaj at, gerçekten 9. sınıftaysan 2 yıl sonra Stanford'a lisansa başlatırım seni.
0
Cool story bro olsun diye yazılmış ama çok da cool story olamamış gibi.
İngilizce b2-c1 "kötü değil". Özellikle çaba göstermene gerek yok zaten yazılım, mat, fizikle uğraşıyorsan bir kaç yıla bu ister istemez yükselecek.
Lise fizik ve matematiğini bitirdim derken ne anlama geldiği belli değil.
Günümüz lise fiziği ve matematiği kolay bu bir.
İkincisi bu konuları bu yaz halletmediğine göre liselere giriş sınavında kendini ayırt edecek bir konumda olmalıydın. Yani iyi bir lisede okuyor olmalıydın büyük şanssızlık yaşamadıysan. En azından ilk 1000. Bu seviyede bir lisede hadi hocaların sarmadı, arkadaşlarının sarması gerekir. Üniversiteye erkenden nasıl gidebilirim ise benim bu seviyedeki arkadaşlarımdan asla duymadığım bişeydi.
Olağanüstü bir zekan olsa ilkokulda atlayabilirdin. Bunun yolu var. Sınıf atlayanlar da var. Onlar da üniversiteye nasıl erken gidebilirim demiyor.
Calculus'e başlamışsın. Bunun nasıl bir zeka göstergesi olduğunu anlayamadım. Özel liselerde olimpiyatlara hazırlanan tüm gençler serway, campbell, calculus çalışır zaten. Hatta çalışmakla kalmazlar uluslararası madalya alırlar. Onlar da erkenden üniversiteye geçelim demezler.
Yazılım zaten zeka gerektiren bişey değil(dediğin cümleyi kuracak kadarı) bunda hemfikir olmalıyız.
Benim gördüğüm eğer anlattıkların doğruysa doğru yoldasın. Haz almaya bak. Ortaya bir proje koymadığın, bir üretimde bulunmadığın takdirde stanford, odtü falan yalan. Sınavları belli gir, bu yaşına rağmen yüksek puan alırsan dikkatlerini çekersin. Yukarıdaki arkadaşların yazdıklarını takip et, united world college vs. ona lafım yok. Ama erkenden üniversiteye gitmeliyim bana anlatılan çocuğu çağrıştırmadı.
Sen çalış, iletişim halinde ol, kendini kanıtla. Erkenden alınman gerektiğine hocaların, arkadaşların, ailen, üniversite yönetimi karar verir.
Bu arada MIT'den LSE'e ODTU'den Bilkent'e dediğimiz seviyedeki çocukların hiçbiri üniversite seviyesinde eğitimlerinden çok bişey kazandıklarını düşünmezler.
Sadece gömmüş olmayalım. Bahsettiğimiz üniversitelerin Edx, Coursera, HarvardOnlineBilmemne, Udacity gibi açık dersleri var. Bunları takip edebilirsin. Okul da boktansa mümkün olduğu kadar gitme.
İngilizce b2-c1 "kötü değil". Özellikle çaba göstermene gerek yok zaten yazılım, mat, fizikle uğraşıyorsan bir kaç yıla bu ister istemez yükselecek.
Lise fizik ve matematiğini bitirdim derken ne anlama geldiği belli değil.
Günümüz lise fiziği ve matematiği kolay bu bir.
İkincisi bu konuları bu yaz halletmediğine göre liselere giriş sınavında kendini ayırt edecek bir konumda olmalıydın. Yani iyi bir lisede okuyor olmalıydın büyük şanssızlık yaşamadıysan. En azından ilk 1000. Bu seviyede bir lisede hadi hocaların sarmadı, arkadaşlarının sarması gerekir. Üniversiteye erkenden nasıl gidebilirim ise benim bu seviyedeki arkadaşlarımdan asla duymadığım bişeydi.
Olağanüstü bir zekan olsa ilkokulda atlayabilirdin. Bunun yolu var. Sınıf atlayanlar da var. Onlar da üniversiteye nasıl erken gidebilirim demiyor.
Calculus'e başlamışsın. Bunun nasıl bir zeka göstergesi olduğunu anlayamadım. Özel liselerde olimpiyatlara hazırlanan tüm gençler serway, campbell, calculus çalışır zaten. Hatta çalışmakla kalmazlar uluslararası madalya alırlar. Onlar da erkenden üniversiteye geçelim demezler.
Yazılım zaten zeka gerektiren bişey değil(dediğin cümleyi kuracak kadarı) bunda hemfikir olmalıyız.
Benim gördüğüm eğer anlattıkların doğruysa doğru yoldasın. Haz almaya bak. Ortaya bir proje koymadığın, bir üretimde bulunmadığın takdirde stanford, odtü falan yalan. Sınavları belli gir, bu yaşına rağmen yüksek puan alırsan dikkatlerini çekersin. Yukarıdaki arkadaşların yazdıklarını takip et, united world college vs. ona lafım yok. Ama erkenden üniversiteye gitmeliyim bana anlatılan çocuğu çağrıştırmadı.
Sen çalış, iletişim halinde ol, kendini kanıtla. Erkenden alınman gerektiğine hocaların, arkadaşların, ailen, üniversite yönetimi karar verir.
Bu arada MIT'den LSE'e ODTU'den Bilkent'e dediğimiz seviyedeki çocukların hiçbiri üniversite seviyesinde eğitimlerinden çok bişey kazandıklarını düşünmezler.
Sadece gömmüş olmayalım. Bahsettiğimiz üniversitelerin Edx, Coursera, HarvardOnlineBilmemne, Udacity gibi açık dersleri var. Bunları takip edebilirsin. Okul da boktansa mümkün olduğu kadar gitme.
0
daglien
Her sağlıklı birey çocuk sahibi olmalımı ki?Bir soruya yanıt arıyorum. Net bir yanıt olmasa da en azından fikirlerine ihtiyacım var insanların. Zaman itibariyle zaten 2 ya da 3 tane en fazla güvenebildiğimiz, bizi anlayan kişi var artık çevremizde.35 yaşında bekar bir erkeğim. Bir idealim ya da haya
Her sağlıklı birey çocuk sahibi olmalımı ki?
Bir soruya yanıt arıyorum. Net bir yanıt olmasa da en azından fikirlerine ihtiyacım var insanların. Zaman itibariyle zaten 2 ya da 3 tane en fazla güvenebildiğimiz, bizi anlayan kişi var artık çevremizde.
35 yaşında bekar bir erkeğim. Bir idealim ya da hayalim vardı diyelim bugüne kadar. Lakin 4 ay kadar önce birden bir aydınlanma mı diyelim ya da farkındalık seviyesinde artış mı ya da durum analizimi ne dersek işte. O türde bir şey yaşadım. 5.5 yıl çalıştığım işyerinden ayrılmıştım. Aylardan yazdı ve bende yazlığa aile yanına gittim. O esnada eşiyle beraber öğretmenlik yapan ablamın da yazlık da çocuğuyla beraber 3-5 ay tatil yapmak da olmasıyla yeğenle baya bi kaynaştık.
Ulan ne güzel şeymiş bu çocuk dedim, 1 ay kadar beraber vakit geçirince çocukla (1.5 yaşında) baya bi bağlandım kerataya. Tekrar iş görüşmesi için ayrıldım ailemden ve yaşadığım şehre döndüm. İşe girdim ve o aydınlanma anı oldu;
belki, belki de bu videonun etkisinde kaldım ha?
www.instagram.com
bilemiyorum :)
neyse nerede kaldık. "İşe girdim ve o aydınlanma anı oldu" demiştim demi :)
35 yaşındasın ne yapıyorsun sen? Bu yaşına kadar olmadıysa zaten istediğin hayat biçimi, artık kendine başka bir yol çizmelisin dedim. Ulan benim evlenmem lazım dedim. 2 gün kadar bunu düşündüm paso. Ben ne yapıyorum, ben ne yaptım, elime ne geçti?
Cevap: hiçbir şey geçmemişti. Edindiğim maddi birikimlerle bir evim vardı, bir de işim. Ama istediğim işi yapmıyordum. Her dakikasını artık bitsin diye saate bakarak beklediğim bir işte çalışıyordum. Ki çalıştığım iş dünyanın en zor 2. işi diye de bilirim senelerdir (call center elemanlığı) köye haber saldım. İzlediğim türk filmlerinden olsa gerek, ne yapabilirim bu evlilik konusunda deyu düşününce bu geldi aklıma :)
Evet aradım köydeki büyükleri, böyle böyle yaşım bu, evim var, işim var evlenmek istiyorum var mı çevrede iyi, güzel bir talip? Bakalım dedi görüştüğüm 2 teyzem de. 1 ay geçti haber çıkmadı. Ben aradım, "gülüm yaşı küçük kızların ama bakıyoruz bakalım" yanıtını aldım. Ee haliyle yaş 35 olunca zor oluyor tabi dedim içimden. Tamam teyze haber bekliyorum sizden dedim kapadım telefonu.
o esnada işyerinden bir kızla tanıştım, güzeller güzeli! (ya da bir dakika, benim için güzeller güzeli diyeyim. Çünkü ben aşık oldum. Sonradan arkadaşlarıma sorduğumda, orta güzellikte bir kız olduğunu yani onlara öyle geldiğini söylediler) kızla da bu durumu konuştuk. Ben böyle hızlı girince kız da birden ben bu çocuğu kaçırmayayım telaşına kapıldı sanırım, hemen o da evlilik çocuk muhabbetine girdi. Hızla gelişen olay sonucu evlenme de teklif ettim. Derken kız bir anda soğudu, 360 derece ters yöne gitti. Var böyle ilişkiler. Her şey iyi giderken (hatta yıllarca süren ilişkilerde bile) birden kadın tarafı buz gibi bir soğuklukla kesip atabiliyor bir anda her şeyi. Nedenini sordum, anlatmadı. Aşık olduğum için bende üzmek, onu sorgulamak, baskı yapmak istemedim. Bir gün anlatmak istersen dinlerim dedim. Daha hala bile ne düşündüğünü bilemiyorum ama önemli değil. O iyi olsun yeter. Görüşmüyoruz da sayılır zaten.
Call center’da 6 yıl çalışmak artık psikolojik ve bedensel olarak bazı zararlar verince işten ayrılmayı tekrar düşündüm. Zaten aşık olduğum kızı da hergün orada görünce ve onunla aynı şeylere gülüp, aynı şeylere eğlenemedikten sonra, diğer türlüsü acı vermeye başlamıştı. Başka bir çocuktan hoşlandığını gördüm. Eyvallah dedim içimden ama o da acı vermeye başlayınca 3 ay çalışıp oradan ayrıldım ve çağrı merkezi sektörüne bi daha dönmemek üzere o sayfayı kapattım.
Sonradan tekrar ablamın yanına gittim, yeğeni göreyim dedim. Beni görünce kerata sarıldı, hoş geldin dayı dedi öptü. Konuşmayı da sökmeye başlamıştı. Birkaç gün kaldım. Baktım ulan bu çocuğun bakımı ayrı bir dert. Ablama baktım. Okuldan eve geliyor sırf çocukla ilgileniyor. Çişiydi, üstünü değişmesiydi vb. bir gün çıktık enişte ben yeğen ve abla. Ablam orada dedi ki; herkes çocuk yapmak zorunda değil bence. Yani çocuk yetiştirmek ayrı bir hayat biçimi. Ya da bu minvalde bir şeyler anlattı. Bende şimdi tekrar yalnız yaşadığım evime döndüm. Dönerken tren yolculuğunu seçtim. 2 saat kadar sonra arkadan gelen çocuk sesine bir ana sesiyle uykulu halimden uyanır oldum. Çocuk aptal suptal şeyler konuşuyordu kendi kendine (ee çocuk haliyle) annesi de “ee sus be!” şeklinde tüm vagonu olmasa da vagonun yarısının duyacağı şekilde nefretini dile getirdi. Ula bir ablamı düşündüm bir de bu kadını. Ablam hayatta çocuğuna böyle bir nefretle bağırmaz. Demek ki böyleleri de varmış hmm. Sanırım ablam haklıydı dedim
ve baktım benim öyle pek çocuk ister bi halim yok. Yani olsa da olur olmasa da derler ya hani. O ayak işte.
Şimdi asıl mevzuya gelirsek, benim gibi düşünen birinin hayatında çocuk olmalı mı? Olmaz ise bunun 45’i var 55’i var. İlerki yıllarda ulan keşke zamanında çocuk yapaymışım tarzı bir depresyon durumu olur mu lan? Kafama takıldı yine 2 gündür. Kafa da deli sorular! Bir de iş işten geçtiği için şunu da belirteyim. Başta yazdığım, idealim olan meslek müzisyenlik di lan! Evet bir müzik grubunda gitaristlik yapıp geçimimi sağlamak, benim her saniyesinden zevk alarak yapacağım bir işti. Bu da ayrı bir hikaye :)
Bir soruya yanıt arıyorum. Net bir yanıt olmasa da en azından fikirlerine ihtiyacım var insanların. Zaman itibariyle zaten 2 ya da 3 tane en fazla güvenebildiğimiz, bizi anlayan kişi var artık çevremizde.
35 yaşında bekar bir erkeğim. Bir idealim ya da hayalim vardı diyelim bugüne kadar. Lakin 4 ay kadar önce birden bir aydınlanma mı diyelim ya da farkındalık seviyesinde artış mı ya da durum analizimi ne dersek işte. O türde bir şey yaşadım. 5.5 yıl çalıştığım işyerinden ayrılmıştım. Aylardan yazdı ve bende yazlığa aile yanına gittim. O esnada eşiyle beraber öğretmenlik yapan ablamın da yazlık da çocuğuyla beraber 3-5 ay tatil yapmak da olmasıyla yeğenle baya bi kaynaştık.
Ulan ne güzel şeymiş bu çocuk dedim, 1 ay kadar beraber vakit geçirince çocukla (1.5 yaşında) baya bi bağlandım kerataya. Tekrar iş görüşmesi için ayrıldım ailemden ve yaşadığım şehre döndüm. İşe girdim ve o aydınlanma anı oldu;
belki, belki de bu videonun etkisinde kaldım ha?
www.instagram.com
bilemiyorum :)
neyse nerede kaldık. "İşe girdim ve o aydınlanma anı oldu" demiştim demi :)
35 yaşındasın ne yapıyorsun sen? Bu yaşına kadar olmadıysa zaten istediğin hayat biçimi, artık kendine başka bir yol çizmelisin dedim. Ulan benim evlenmem lazım dedim. 2 gün kadar bunu düşündüm paso. Ben ne yapıyorum, ben ne yaptım, elime ne geçti?
Cevap: hiçbir şey geçmemişti. Edindiğim maddi birikimlerle bir evim vardı, bir de işim. Ama istediğim işi yapmıyordum. Her dakikasını artık bitsin diye saate bakarak beklediğim bir işte çalışıyordum. Ki çalıştığım iş dünyanın en zor 2. işi diye de bilirim senelerdir (call center elemanlığı) köye haber saldım. İzlediğim türk filmlerinden olsa gerek, ne yapabilirim bu evlilik konusunda deyu düşününce bu geldi aklıma :)
Evet aradım köydeki büyükleri, böyle böyle yaşım bu, evim var, işim var evlenmek istiyorum var mı çevrede iyi, güzel bir talip? Bakalım dedi görüştüğüm 2 teyzem de. 1 ay geçti haber çıkmadı. Ben aradım, "gülüm yaşı küçük kızların ama bakıyoruz bakalım" yanıtını aldım. Ee haliyle yaş 35 olunca zor oluyor tabi dedim içimden. Tamam teyze haber bekliyorum sizden dedim kapadım telefonu.
o esnada işyerinden bir kızla tanıştım, güzeller güzeli! (ya da bir dakika, benim için güzeller güzeli diyeyim. Çünkü ben aşık oldum. Sonradan arkadaşlarıma sorduğumda, orta güzellikte bir kız olduğunu yani onlara öyle geldiğini söylediler) kızla da bu durumu konuştuk. Ben böyle hızlı girince kız da birden ben bu çocuğu kaçırmayayım telaşına kapıldı sanırım, hemen o da evlilik çocuk muhabbetine girdi. Hızla gelişen olay sonucu evlenme de teklif ettim. Derken kız bir anda soğudu, 360 derece ters yöne gitti. Var böyle ilişkiler. Her şey iyi giderken (hatta yıllarca süren ilişkilerde bile) birden kadın tarafı buz gibi bir soğuklukla kesip atabiliyor bir anda her şeyi. Nedenini sordum, anlatmadı. Aşık olduğum için bende üzmek, onu sorgulamak, baskı yapmak istemedim. Bir gün anlatmak istersen dinlerim dedim. Daha hala bile ne düşündüğünü bilemiyorum ama önemli değil. O iyi olsun yeter. Görüşmüyoruz da sayılır zaten.
Call center’da 6 yıl çalışmak artık psikolojik ve bedensel olarak bazı zararlar verince işten ayrılmayı tekrar düşündüm. Zaten aşık olduğum kızı da hergün orada görünce ve onunla aynı şeylere gülüp, aynı şeylere eğlenemedikten sonra, diğer türlüsü acı vermeye başlamıştı. Başka bir çocuktan hoşlandığını gördüm. Eyvallah dedim içimden ama o da acı vermeye başlayınca 3 ay çalışıp oradan ayrıldım ve çağrı merkezi sektörüne bi daha dönmemek üzere o sayfayı kapattım.
Sonradan tekrar ablamın yanına gittim, yeğeni göreyim dedim. Beni görünce kerata sarıldı, hoş geldin dayı dedi öptü. Konuşmayı da sökmeye başlamıştı. Birkaç gün kaldım. Baktım ulan bu çocuğun bakımı ayrı bir dert. Ablama baktım. Okuldan eve geliyor sırf çocukla ilgileniyor. Çişiydi, üstünü değişmesiydi vb. bir gün çıktık enişte ben yeğen ve abla. Ablam orada dedi ki; herkes çocuk yapmak zorunda değil bence. Yani çocuk yetiştirmek ayrı bir hayat biçimi. Ya da bu minvalde bir şeyler anlattı. Bende şimdi tekrar yalnız yaşadığım evime döndüm. Dönerken tren yolculuğunu seçtim. 2 saat kadar sonra arkadan gelen çocuk sesine bir ana sesiyle uykulu halimden uyanır oldum. Çocuk aptal suptal şeyler konuşuyordu kendi kendine (ee çocuk haliyle) annesi de “ee sus be!” şeklinde tüm vagonu olmasa da vagonun yarısının duyacağı şekilde nefretini dile getirdi. Ula bir ablamı düşündüm bir de bu kadını. Ablam hayatta çocuğuna böyle bir nefretle bağırmaz. Demek ki böyleleri de varmış hmm. Sanırım ablam haklıydı dedim
ve baktım benim öyle pek çocuk ister bi halim yok. Yani olsa da olur olmasa da derler ya hani. O ayak işte.
Şimdi asıl mevzuya gelirsek, benim gibi düşünen birinin hayatında çocuk olmalı mı? Olmaz ise bunun 45’i var 55’i var. İlerki yıllarda ulan keşke zamanında çocuk yapaymışım tarzı bir depresyon durumu olur mu lan? Kafama takıldı yine 2 gündür. Kafa da deli sorular! Bir de iş işten geçtiği için şunu da belirteyim. Başta yazdığım, idealim olan meslek müzisyenlik di lan! Evet bir müzik grubunda gitaristlik yapıp geçimimi sağlamak, benim her saniyesinden zevk alarak yapacağım bir işti. Bu da ayrı bir hikaye :)
0
43 yaşındayım. 11 yaşında çocuğum var.
kesinlikle çocuk yapmanızı tavsiye ederim.
ikinci çocuk için tüp bebek tedavisi denedik 3 defa. 4. denemeyide yapacağız.
dediğiniz gibi yaş 45,55,65,76,... var daha.
o yaşlara geldiğinizde çocuğunuz size destek olacaktır. torunlarınız destek olacaktır. yanınızda olacaktır.
dedem 92 yaşında (maşallah), 5-6 gündür hastanede. ziyarete giden her torununa ayrı ayrı teşekkür ediyor.
çocuğa bağırma konusuna gelince. ben ve eşim çocuğa hiç bağırmadık. szi düzgün ebeveyn olursanız çocuk bağrılacak birşey yapmaz zaten.
kesinlikle çocuk yapmanızı tavsiye ederim.
ikinci çocuk için tüp bebek tedavisi denedik 3 defa. 4. denemeyide yapacağız.
dediğiniz gibi yaş 45,55,65,76,... var daha.
o yaşlara geldiğinizde çocuğunuz size destek olacaktır. torunlarınız destek olacaktır. yanınızda olacaktır.
dedem 92 yaşında (maşallah), 5-6 gündür hastanede. ziyarete giden her torununa ayrı ayrı teşekkür ediyor.
çocuğa bağırma konusuna gelince. ben ve eşim çocuğa hiç bağırmadık. szi düzgün ebeveyn olursanız çocuk bağrılacak birşey yapmaz zaten.
0
aşağı yukarı aynı yaştayız. 30dan sonra kadın olsun erkek olsun çocuk yapılmamalı bence. senin de gördüğün gibi ablana gidip yeğen sevmeye benzemiyor, çok büyük sorumluluk ve yük. bu yaştan sonra da tahammül kalmıyor. ondan sonra o vagondaki çocuk gibi bağıra çağıra büyütülen psikolojik durumu bozuk bireyler yetişiyor. hiç gerek yok.
tamamen kişisel gözlemim. etrafta ne kadar çocuğuna insan içinde bağıran anne baba gördüysem hepsi bariz 30 küsür yaşındaydı. hatta 40. bunları göre göre ben de vazgeçtim.
bence senin bir ilişkiye ihtiyacın var. çocuk değil. kendini yalnız hissediyorsun normal olarak, ondan bu düşünceler. çocuk işini boşver derim. ama çocuk seven bir bireysen yetimhanelerde çocuklarla vakit geçirip onlara yardım edebilirsin. bu kadar yardıma muhtaç çocuk varken şahsen çok kıymetliymişim gibi kendimi çoğaltmayı doğru bulmuyorum.
tamamen kişisel gözlemim. etrafta ne kadar çocuğuna insan içinde bağıran anne baba gördüysem hepsi bariz 30 küsür yaşındaydı. hatta 40. bunları göre göre ben de vazgeçtim.
bence senin bir ilişkiye ihtiyacın var. çocuk değil. kendini yalnız hissediyorsun normal olarak, ondan bu düşünceler. çocuk işini boşver derim. ama çocuk seven bir bireysen yetimhanelerde çocuklarla vakit geçirip onlara yardım edebilirsin. bu kadar yardıma muhtaç çocuk varken şahsen çok kıymetliymişim gibi kendimi çoğaltmayı doğru bulmuyorum.
0
dünyanın daha fazla insana ihtiyacı yok bence. türkiye'nin de.
çocuk yapılacağına, ihtiyaç sahibi bir çocuğun masrafları üstlenilebilir. çocukla uğraşmak insanı aşırı yıpratan ve çökerten bir şey zaten, bir de böyle düşün. "ileride destek olur." diye çocuk yaparsan, o çocukla uğraşırken çok daha erken yaşlanacağını unutma.
29 yaşında ve evliyim. "umarım ileride pişman olmam." diye ben de arada düşünüyorum ama son 15 yıldır falan düşüncem bu yönde.
çocuk yapılacağına, ihtiyaç sahibi bir çocuğun masrafları üstlenilebilir. çocukla uğraşmak insanı aşırı yıpratan ve çökerten bir şey zaten, bir de böyle düşün. "ileride destek olur." diye çocuk yaparsan, o çocukla uğraşırken çok daha erken yaşlanacağını unutma.
29 yaşında ve evliyim. "umarım ileride pişman olmam." diye ben de arada düşünüyorum ama son 15 yıldır falan düşüncem bu yönde.
0
Çok uzun yazmışsınız, okumadım. Ama soruya cevap: hayır. Kimse çocuk sahibi olmak zorunda değil.
0
cocuk yapmayi gercekten istiyorsan yap, istemiyorsan yapma. evet cocuk yetistirmenin sorumluluklari var ama bence bunlar dunya'nin en tatli sorumluluklari.
ben cocuk sahibi olmayi cok istiyorum. turkiye'nin hali, dunya'nin hali.. boyle bir ortamda nasil cocuk yaparim?... bunlari kafama takmiyorum. mukemmel zaman ve mukemmel mekan hicbir zaman olmadi dunya'da ve olmayacak da. bunu beklemek bence sacmalik.
ben neyi seviyorum, cocuk olmasini istiyor muyum? cocuk icin yeterli param ve barinagim var mi? bunlari kafama takarim. guvenli bir ulkedeyiz, guvenligi pek takmiyorum.
ancak su anda para ve barinak -dogal olarak- saglayamadigim icin cocuk yapmak benim icin pek akillica bir fikir degil. halihazirda daha ogrenciyiz.
bence siz tam cocuk yapma yasindasiniz. gercekten istiyorsaniz, yapin gitsin yahu.. ne var bu kadar dusunecek?
ben cocuk sahibi olmayi cok istiyorum. turkiye'nin hali, dunya'nin hali.. boyle bir ortamda nasil cocuk yaparim?... bunlari kafama takmiyorum. mukemmel zaman ve mukemmel mekan hicbir zaman olmadi dunya'da ve olmayacak da. bunu beklemek bence sacmalik.
ben neyi seviyorum, cocuk olmasini istiyor muyum? cocuk icin yeterli param ve barinagim var mi? bunlari kafama takarim. guvenli bir ulkedeyiz, guvenligi pek takmiyorum.
ancak su anda para ve barinak -dogal olarak- saglayamadigim icin cocuk yapmak benim icin pek akillica bir fikir degil. halihazirda daha ogrenciyiz.
bence siz tam cocuk yapma yasindasiniz. gercekten istiyorsaniz, yapin gitsin yahu.. ne var bu kadar dusunecek?
0
Hayir cocuk yapmak zorunda degilsiniz. Maddi manevi inanilmaz bir surec bence. Ilerde size destek olacak diye secme sansi olmayan bir canliyi dunyaya getirmek de fazlasiyla bencilce bir hareket ve muhtemelen omrunuzun 20yilini ve tum zamaninizi maddi manevi verdiginiz bu canli en gec universitede evlenip bir daha donmemek uzere evden ve belki yurttan ayrilacak, hele hele de gunumuz teknolojik, ekonomik ve sosyolojik gelismeleri dusunuldugunde. Dolayisiyla neresinden tutsaniz elinizde kalir.
0
damba
su siralar size marjinal gelen konular, konusu gectiginde dikkat kesildiginiz carpici konular neler? mesela secim zamani uc noktada siyasi fikir belirten insanlar benim icin marjinaldi, onlarin fikirlerini dinlemek arastirmak ilgimi cekiyordu. bi ara illuminati oldugunu iddia eden kesim, su sira veg
su siralar size marjinal gelen konular, konusu gectiginde dikkat kesildiginiz carpici konular neler?
mesela secim zamani uc noktada siyasi fikir belirten insanlar benim icin marjinaldi, onlarin fikirlerini dinlemek arastirmak ilgimi cekiyordu. bi ara illuminati oldugunu iddia eden kesim, su sira veganlari anlamaya calisiyor ve ilginc buluyorum. bi ara ermeni meselesi.
cevrenizde teyzenizin, amcanizin ilginc buldugu konulari neler mesela?
mesela secim zamani uc noktada siyasi fikir belirten insanlar benim icin marjinaldi, onlarin fikirlerini dinlemek arastirmak ilgimi cekiyordu. bi ara illuminati oldugunu iddia eden kesim, su sira veganlari anlamaya calisiyor ve ilginc buluyorum. bi ara ermeni meselesi.
cevrenizde teyzenizin, amcanizin ilginc buldugu konulari neler mesela?
0
Dunya genelinde cinsiyet kavramimin yok edilmeye calisilmasini, cinsiyetler arasi farklarin yalanlanmaya calisilmasini (evet sex, sadece gender degil bak biyolojik cinsiyet) cok ilginc ve tuhaf buluyorum. Sozum ona toplumsal cinsiyet mevzusu ve cinsiyet esitligi ayagina desteklenen bu devasa kampanyanim amacini cok merak ediyor ve anlamaya çalışıyorum.
0
Toplumun genel kabulleri neler diye düşünürsen işin daha kolaylaşır. Çünkü çok geniş mutabakat olan konularda bile aksini düşünen tonla insan var ve fikirlerini okumak ufuk açabiliyor.
Ben günümüz batı avrupası hukuk sisteminin temel taşlarının sorgulayan yazılardan haz alıyorum misal cezanın şahsiliği ilkesini, idam yasağını, laisiteyi sorgulayan. polis şiddetinin hapis cezasına üstünlüğü gibi radikal fikirler.
Üçgenin iç açılarının 180 derece olması, dünyanın yuvarlak olması, tek eşlilik, reşit olmayanla ve rıza gösterecek durumda olmayanla(zihinsel engelli), akraba ile ilişki yanlıştır gibi çok temel konulardan başlayabilirsiniz. Aksini savunan hep var.
Quantum fiziğine de bakabilirsiniz. Yani popüler fizik kanallarından başlayarak tabi. Akla mantığa sığmıyor, duyularla ve birincil mantıkla tecrübe ettiğiniz herşeyi altüst ediyor ama mükemmel de bişey.
Tam söylediğin gibi değil ama daha işine yarayacak şöyle bi konsept var.
www.reddit.com
Ben günümüz batı avrupası hukuk sisteminin temel taşlarının sorgulayan yazılardan haz alıyorum misal cezanın şahsiliği ilkesini, idam yasağını, laisiteyi sorgulayan. polis şiddetinin hapis cezasına üstünlüğü gibi radikal fikirler.
Üçgenin iç açılarının 180 derece olması, dünyanın yuvarlak olması, tek eşlilik, reşit olmayanla ve rıza gösterecek durumda olmayanla(zihinsel engelli), akraba ile ilişki yanlıştır gibi çok temel konulardan başlayabilirsiniz. Aksini savunan hep var.
Quantum fiziğine de bakabilirsiniz. Yani popüler fizik kanallarından başlayarak tabi. Akla mantığa sığmıyor, duyularla ve birincil mantıkla tecrübe ettiğiniz herşeyi altüst ediyor ama mükemmel de bişey.
Tam söylediğin gibi değil ama daha işine yarayacak şöyle bi konsept var.
www.reddit.com
0
sys coyg
Merhaba, bu duyuruyu spesifik bir soru sormak için değil bana genel olarak hayatla ilgili önerebileceğiniz şeyleri öğrenmek için açtım çünkü sitenin çoğunluğunun benden yaşça büyük olduğunu düşünüyorum. Hayat tecrübelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olacağım. "Şu sporu yap, şu felsefecileri oku, şura
Merhaba, bu duyuruyu spesifik bir soru sormak için değil bana genel olarak hayatla ilgili önerebileceğiniz şeyleri öğrenmek için açtım çünkü sitenin çoğunluğunun benden yaşça büyük olduğunu düşünüyorum. Hayat tecrübelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olacağım. "Şu sporu yap, şu felsefecileri oku, şuranın tarihini oku, şu ülkeleri gez, şu meslekten sevgili yap, arkadaş/sevgili ilişkilerinde şunları yap/yapma, mesleğin için şunları yap" veya bu şekilde herhangi bir şey söylemeniz çok mutlu edecek.
21 yaşında erkeğim, tıp fakültesi öğrencisiyim. Tarihe(Antik Yunan, Osmanlı, Türkiye) genel olarak ilgim olmasına rağmen fazla okumadım. Okul basketbol takımındayım, iki kez yurt dışına çıktım. Batı klasiklerini ve Türk milliyetçiliğiyle, Atatürk'le ilgili kitaplar okuyorum. Geniş diyebileceğim bir arkadaş çevrem var, sevgilim yok.
Not: "bu ne biçim duyuru" diyebilirsiniz ancak birden benden büyüklerin tecrübelerinden faydalanmanın benim için çok faydalı olabileceğini fark ettim. Teşekkürler.
21 yaşında erkeğim, tıp fakültesi öğrencisiyim. Tarihe(Antik Yunan, Osmanlı, Türkiye) genel olarak ilgim olmasına rağmen fazla okumadım. Okul basketbol takımındayım, iki kez yurt dışına çıktım. Batı klasiklerini ve Türk milliyetçiliğiyle, Atatürk'le ilgili kitaplar okuyorum. Geniş diyebileceğim bir arkadaş çevrem var, sevgilim yok.
Not: "bu ne biçim duyuru" diyebilirsiniz ancak birden benden büyüklerin tecrübelerinden faydalanmanın benim için çok faydalı olabileceğini fark ettim. Teşekkürler.
0
Dil öğren. Büyüğün değilim ama dil öğrensen iyi olur bunun dışında gayet iyi durumdaymışsın endişelenme.
0
Türk milliyetçiliğine ya da herhangi bir milliyetçiliğe çok kapılma. Dünya çok büyük. Saygı duymak ve fanatiği olmak arasındaki farkı bil. Madem bu alana ilgilisin çeşitli ülkelerin/milletlerin liderlerini de oku. Türk kültürü (kaldı ki Türkiye Türklerinin kültürü ile Doğu Asya Türklerinin arasında da dağlar kadar fark var, hangisni okumak istediğini seçmen lazım), hatta benim tavsiyem orijinal türklerin kültürünü antropolojik kaynaklardan oku. Hiçbir kültüre ya da millete kötü bakma, sana farklı ve belki kötü gelen şeylere "onlara özgü" diyip geçebil.
ek: ben de büyüğün sayılmam aman aman. dil öğren +1
ek: ben de büyüğün sayılmam aman aman. dil öğren +1
0
@melonsucker iyi ingilizce, kötü almanca ve çok kötü fransızca biliyorum. Osmanlıca okuyabiliyorum. Öneriniz için teşekkür ederim.
@kozmos milliyetçiliğe kapılmaktan ziyade merak duyduğumdan okuyorum. Çeşitli ülkelerin liderlerini okumak ve antropolojik kaynak kullanmak çok mantıklı, aklıma gelmemişti teşekkür ederim.
@kozmos milliyetçiliğe kapılmaktan ziyade merak duyduğumdan okuyorum. Çeşitli ülkelerin liderlerini okumak ve antropolojik kaynak kullanmak çok mantıklı, aklıma gelmemişti teşekkür ederim.
0
zekânı optimum seviyede kullan. çok çalışıp mutsuz olma az çalışp potansiyelinin altında kalma.
0
iyi bir insan ol. hiçbir şeye ve kimseye kötülük yapma. yıkıcı değil, yapıcı ol. her gün yeni şeyler öğrenmeye çalış ve mutlaka kendini dinlemeye vakit ayır. bunlar zaten önünde tonlarca kapı açacak.
ilgi alanların, mesleğin, çevren değişebilir ama bu kaideler değişmez.
ilgi alanların, mesleğin, çevren değişebilir ama bu kaideler değişmez.
0
lesmisabrales'e katılıyorum. Lütfen diğer doktorlar gibi olma, hastanı kapıda bekletip içeride sana yazan kızlarla fingirdeşme. 70 yaşında insanlar kapıda bekliyor oluyor:(( ya da 1 saat sonra geleceğim deyip seni bekleyen hastaları 4 saat bekletme. Bekletiyorsan da özür dile, lütfen. İlgini çekiyorsa gönüllü kuruluşlarla çalış bir süre; sınır tanımayan doktorlar gibi.
Arkadaş ilişkilerinde de kimseye güvenme.
Arkadaş ilişkilerinde de kimseye güvenme.
0
Rahatsızlık duyduğun şeyleri dile getirmekten çekinme. Sana kendini her hangi bir konuda kötü hissettiren insanlarla mecbur değilsen görüşme.
Her şey mükemmel olsun diye çabalama, olmaz çünkü.
Şan dersi al, o olmadı diksiyon da olur.
Her şey mükemmel olsun diye çabalama, olmaz çünkü.
Şan dersi al, o olmadı diksiyon da olur.
0
buradaki tavsiyeleri salla. güzel insanlarla tanış. güzel insanlar zaten sana ihtiyacın olan tavsiyeleri verecektir. diğer meselelerde ise merak etme ve araştırma duygun sana zaten yön verecektir.
tıp tarihi
osmanlı tıp tarihi
süheyl ünver
tıp etiği
bilim-felsefe ilişkisi
gibi anahtar kelimeler ilgini çekebilir.
tarihle ilgili okumalar yaparken bunların yanlı olabileceğini, farklı perspektiflerin aynı meseleyi nasıl farklı yorumlayabileceğini gözden kaçırma. okurken bu tavır çok işine yarayacaktır.
Türk milliyetçiliği ve Türk tarihine meraklıysan Cengiz Han, İlhanlılar, Babürlüler, Selçuklular kimmiş neymiş, ortaçağda dünyanın doğusunda neler oluyormuş onlara da bak.
Okulun kulüpleri vardır, ilgini çekenlere bir uğra, oralardaki arkadaş ortamları yetişkin perspektifiyle "leş" olsa da sizler için çok öğretici olur. Oralardaki okuma grupları, konferanslar, konserler vs. de sizi besler.
Yolunuz açık olsun.
tıp tarihi
osmanlı tıp tarihi
süheyl ünver
tıp etiği
bilim-felsefe ilişkisi
gibi anahtar kelimeler ilgini çekebilir.
tarihle ilgili okumalar yaparken bunların yanlı olabileceğini, farklı perspektiflerin aynı meseleyi nasıl farklı yorumlayabileceğini gözden kaçırma. okurken bu tavır çok işine yarayacaktır.
Türk milliyetçiliği ve Türk tarihine meraklıysan Cengiz Han, İlhanlılar, Babürlüler, Selçuklular kimmiş neymiş, ortaçağda dünyanın doğusunda neler oluyormuş onlara da bak.
Okulun kulüpleri vardır, ilgini çekenlere bir uğra, oralardaki arkadaş ortamları yetişkin perspektifiyle "leş" olsa da sizler için çok öğretici olur. Oralardaki okuma grupları, konferanslar, konserler vs. de sizi besler.
Yolunuz açık olsun.
0
Yurtdışına çıkmayı gözünde bu kadar büyütme.
Yaptığım iş dolayısıyla çok fazla çıkıyorum. Şu ‘traveling’ kültürü kadar boş bir heves olamaz. Sen boş beleş, donanımsız, yüzeysel bir insansan dünyanın bütün ülkelerini gezsen de bir şey değişmez.
Yaptığım iş dolayısıyla çok fazla çıkıyorum. Şu ‘traveling’ kültürü kadar boş bir heves olamaz. Sen boş beleş, donanımsız, yüzeysel bir insansan dünyanın bütün ülkelerini gezsen de bir şey değişmez.
0
Maalesef dediğin için değil "sadece" iki kez yurt dışına çıktığın için eziksin genç kardeşim.
0
tek tavsiyem, 10 dil bilsen de, 20 kere yurt dışına çıksan da kendini bir bok sanma.
0
dil öğren. bu kadar tüketimin olduğu bir çağda ilerki yaşta alzheimer olmanı engeller. onun dışında güzel bir sivil toplum kuruluşu bul kendine. dil, din, ırk ve siyasi düşünce ayrımı yapılmayan ve konuşulmayan bir yer olsun mümkünse. gönüllülük yap. ihtiyacı olan insanlara destek ol. böyle başla. zaten gerisi gelir. hayattta hakedişimize göre bir sonraki adımımızı dizayn ediyoruz.
0
1- Yurtdışında uzmanlık imkanlarını araştır
2- Dil konusunda durumun nedir yazmamışsın ancak hasta bakabilecek, yurtdışında kongrede derdini anlatacak seviyede İngilizce öğren.
3- Kendinle, çevrenle, hayatla ilgili ön yargıların, kabullerin vs varsa onlardan kurtul.
4- Yazılım ile ilgilen.
2- Dil konusunda durumun nedir yazmamışsın ancak hasta bakabilecek, yurtdışında kongrede derdini anlatacak seviyede İngilizce öğren.
3- Kendinle, çevrenle, hayatla ilgili ön yargıların, kabullerin vs varsa onlardan kurtul.
4- Yazılım ile ilgilen.
0
Techsavvy
Kimse bana hediye almıyor, ben alıyorum ama kimse bana almıyor.ben de kendimi şımartmak adına zippo 1935 replika aldım (replica: 1935 model zipponun yeni cıkarılmış versiyonu). Dışardan mafsallı harika orjinal bişi. Yanında çakmak taşı da aldım, benzin de aldım, bi de onları hediye paketi yaptırdım.
Kimse bana hediye almıyor, ben alıyorum ama kimse bana almıyor.
ben de kendimi şımartmak adına zippo 1935 replika aldım (replica: 1935 model zipponun yeni cıkarılmış versiyonu). Dışardan mafsallı harika orjinal bişi. Yanında çakmak taşı da aldım, benzin de aldım, bi de onları hediye paketi yaptırdım..
Zavallılık skalasında (0:şirin yalnızlık- 10:iflah olmaz zavallı) kaçımdır?
ben de kendimi şımartmak adına zippo 1935 replika aldım (replica: 1935 model zipponun yeni cıkarılmış versiyonu). Dışardan mafsallı harika orjinal bişi. Yanında çakmak taşı da aldım, benzin de aldım, bi de onları hediye paketi yaptırdım..
Zavallılık skalasında (0:şirin yalnızlık- 10:iflah olmaz zavallı) kaçımdır?
0
ben arada kendimi şımartmayı seviyorum. hiç de kendimi zavallı gibi görmedim bu yüzden. :)
0
ben doğumgünü, yılbaşı derken tonla şey aldım kendime. çok zevkli. ekstre gelene kadar.
0
yılbaşında, doğum gününde kendin için özel bişey almak/yapmak saçma değil de paket yaptırmak saçma bence.
0
kendine hediye almak sacma degil bence, paketletmek de sacma degil.
cakmakla karsilikli romantik bir aksam yemegi yeseydiniz 10puani alirdin.
cakmakla karsilikli romantik bir aksam yemegi yeseydiniz 10puani alirdin.
0
@jimicik o değil fakat çakmağı soranlara sevgilim ya da bir hayranım hediye etti demeyi düşünüyorum sevgilim olmamasına rağmen. bu beni skalaya sokar mı?
allahtan çakmağa ''forever with you'' işletmemişim düşündüğüm gibi...
allahtan çakmağa ''forever with you'' işletmemişim düşündüğüm gibi...
0
Bu kendime hediye aldim konusu bence abartiliyor. Istedigin bir sey almissin iste ne guzel, zaten ekonomi boyle isliyor. Ben de dun kendime isten donerken ekmek ve yogurt hediye aldim :D
0
olmayan sevgilisine yığınla hediye alan biriyle alakalı bi duyuru vardı, onu aklıma getirdi. bulmakla uğraşamadım şimdi.
arkadaşlar adam aşırı zavallı olduğunu başkalarından duymak istiyor anladığım kadarıyla. herkes 10 desin herkes rahatlasın.
arkadaşlar adam aşırı zavallı olduğunu başkalarından duymak istiyor anladığım kadarıyla. herkes 10 desin herkes rahatlasın.
0
speedy
Halihazır da fiziksel kelime defterim var, belli aralıklarla tekrar edip, yazarak da çalışıyorum. Bu defteri telefona da atmak istiyorum. Okunuşu, anlamlarını kendim çıkarmışım, örnek: SCAVENGE (SKAEVinc): 1- çöpü karıştırmak 2- leş yemekCLANDESTINE (klaenDEStin): gizliYani uygulamadan örnek cümle,
Halihazır da fiziksel kelime defterim var, belli aralıklarla tekrar edip, yazarak da çalışıyorum. Bu defteri telefona da atmak istiyorum. Okunuşu, anlamlarını kendim çıkarmışım, örnek:
SCAVENGE (SKAEVinc): 1- çöpü karıştırmak 2- leş yemek
CLANDESTINE (klaenDEStin): gizli
Yani uygulamadan örnek cümle, yeniden kelime anlamı falan istemiyorum, işin ameleliğini ben yapmışım zaten, sadece 3 şeyi versin, kelime, benim tanımladığım okunuş, benim telefona tanımladığım anlam. Yeni kelimeler ekleyip, çıkartabileyim, üstünde değişiklik yapabileyim, atıyorum "battery" kelimesi "darp" anlamını öğrendim, hemen onu kendim girebileyim battery sözcüğüne, var mıdır böyle telefon uygulaması?
SCAVENGE (SKAEVinc): 1- çöpü karıştırmak 2- leş yemek
CLANDESTINE (klaenDEStin): gizli
Yani uygulamadan örnek cümle, yeniden kelime anlamı falan istemiyorum, işin ameleliğini ben yapmışım zaten, sadece 3 şeyi versin, kelime, benim tanımladığım okunuş, benim telefona tanımladığım anlam. Yeni kelimeler ekleyip, çıkartabileyim, üstünde değişiklik yapabileyim, atıyorum "battery" kelimesi "darp" anlamını öğrendim, hemen onu kendim girebileyim battery sözcüğüne, var mıdır böyle telefon uygulaması?
0
Madem seviyen bu kadar ileri ben olsam artik Turkcelerini yazmadim. Ingilizce gordugunu anlarsin ama Ingilizce konusacagin zaman aklina hangisi gelecek.
0
aradığınız türden uygulamalara flashcard deniliyor. hangisi iyidir bilmiyorum ama o şekilde aratırsanız istediğiniz tarzda bir şey bulabilirsiniz diye düşünüyorum.
0
@traveller bu şekilde anlamını öğrenirsem, yavaş yavaş konuşmama dahil edebilirim. Atıyorum stray dogs are desperately searching food from the dump derim normalde, scavenge öğrendiysem dogs scavenge bilmemne diye niye yapıştırmayayım, böyle böyle kelime komuşma dilinde kullanılma girecek ve pekişecek. Ya da clandestine i öğrendim, secret kullanıyordum sürekli, clandestine kullanayım arada diyeceğim. Bazı kelimeler konuşma dilinde nadir kullanılıyor, makale, gazete kelimesi, onları da bu şekilde hafızamda durabiliyorsa dursun. Atıyorum günlük hayatta kim kullanır, ama her gün makalede Trump impeachmentı vs bir şekilde bilmek lazım
0
memrise!
uygulama üzerinden yapamıyorsunuz söylediklerinizi. pc üzerinden yapılabiliyor :(
kendi sesinizi ekleme işinin olup olmadığından emin değilim. ama var gibiydi.
ben de sizinkisi gibi bir yönteml ders ders öğrendiğim fr kelimeleri kaydedip, memrise'a aktarıyordum. uzun süreli yapamadım ama baya faydalı olur size memrise.
uygulama üzerinden yapamıyorsunuz söylediklerinizi. pc üzerinden yapılabiliyor :(
kendi sesinizi ekleme işinin olup olmadığından emin değilim. ama var gibiydi.
ben de sizinkisi gibi bir yönteml ders ders öğrendiğim fr kelimeleri kaydedip, memrise'a aktarıyordum. uzun süreli yapamadım ama baya faydalı olur size memrise.
0
tinycards. tamamen ücretsiz, duolingo'nun sırf flashcard'lar üzerine bir uygulaması. her şeyi kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. flashcard'ınızın bir yüzünde birden fazla kutucuk yaratıp bahsettiğiniz verileri (kelime, okunuş, anlam vb) girebiliyorsunuz.
bence tinycards, memrise'tan çok daha iyi.
Tüm bunları hem uygulamadan hem de web'den yapabiliyorsunuz.
bence tinycards, memrise'tan çok daha iyi.
Tüm bunları hem uygulamadan hem de web'den yapabiliyorsunuz.
0
EyLüL Kizi
Beyoğlu, Cihangir taraflarında güzel vegan pasta yapan bir yer var mıdır tavsiye edebileceğiniz? Bir arkadaşımızın doğum günü için süpriz yapmak istiyoruz. Bir de pastanın üstüne onun yüzünün fotoğrafını koyabilirsek çok tatlış olur (ama tabi bütçeye de bağlı biraz :D bütçemiz 100 tl civarı ) Teşekk
Beyoğlu, Cihangir taraflarında güzel vegan pasta yapan bir yer var mıdır tavsiye edebileceğiniz? Bir arkadaşımızın doğum günü için süpriz yapmak istiyoruz. Bir de pastanın üstüne onun yüzünün fotoğrafını koyabilirsek çok tatlış olur (ama tabi bütçeye de bağlı biraz :D bütçemiz 100 tl civarı ) Teşekkürler!
0
Facebook'ta gruplara yazin belki gonullu cikar. Ya da bir pastane ile anlasin. Yumurta koymasin sutunu bitkisel koysun. Vejetaryen vegan falan demeyin anlamarlar. Alerjisi var deyin. Gecen vegan restoran vegan arkadasin yemeginin uzerine yogurt koydu. Durum bu kadar vahim.
0
hem vegan, hem fotoğraf bastırmalı pastayı 100 liraya hayatta yaptıramazsınız
0
instagram.com
Burasi var, bildigim kadariyla siparise istinaden yapiyorlar, ama fiyat ve yuz koyma olayini bilemeyecegim maalesef.
Burasi var, bildigim kadariyla siparise istinaden yapiyorlar, ama fiyat ve yuz koyma olayini bilemeyecegim maalesef.
0
iddaaci
Abd'de CNN izliyorum. Adamlar Trump'a her iki dakikada bir, her haberin içinde laf çakıyorlar. Devamlı birileri çıkıp eleştiriyor. Hakarete bile varan sözler söyleniyor. Bizde bu olsa herhalde idama gider.Ceza alıyor mu bu CNN terbiyesizleri?
Abd'de CNN izliyorum. Adamlar Trump'a her iki dakikada bir, her haberin içinde laf çakıyorlar. Devamlı birileri çıkıp eleştiriyor. Hakarete bile varan sözler söyleniyor. Bizde bu olsa herhalde idama gider.
Ceza alıyor mu bu CNN terbiyesizleri?
Ceza alıyor mu bu CNN terbiyesizleri?
0
Hayir ifade ozgurlugu ama hakaret de edemezler. Bunu da unutmayalim. Freedom of speech ile hate speech farkli seyler.
0
Elestirici icin, asiri olsun olmasin, ceza olmaz ki normalde.
Turkiye'de genel olarak bir anlayis sorunu var. Ovgu olmayan her sey hakaret ya da saygisizlik olarak goruluyor. Sadece devlet buyukleri ya da dinle ilgili degil, okullarda is yerlerinde de durum boyle.
Bugun denk geldigim bir video, benzeri Turkiye'de olsa ne olurdu diye arkadaslarla konusmustuk, denk geldi:
www.youtube.com
Turkiye'de genel olarak bir anlayis sorunu var. Ovgu olmayan her sey hakaret ya da saygisizlik olarak goruluyor. Sadece devlet buyukleri ya da dinle ilgili degil, okullarda is yerlerinde de durum boyle.
Bugun denk geldigim bir video, benzeri Turkiye'de olsa ne olurdu diye arkadaslarla konusmustuk, denk geldi:
www.youtube.com
0
Almıyorlar. Politikacılara hakaret de serbest. Ama Öldürücem falan dersen tepene binebilir polis.
0
alfist
Kendim gibi sosyal bilimciler veyahut anadiline önem veren okumuş kesim disinda istisnasiz kimse Türkçe konusmayi ve yazmayi bilmiyor.Dahi anlamina gelen -de ve -ki disinda, genel olarak kimse hicbir seyi duzgun yazamiyor. Anlatim bozukluğu desen, zaten adam anadilini derdini anlatacak kadar dahi bi
Kendim gibi sosyal bilimciler veyahut anadiline önem veren okumuş kesim disinda istisnasiz kimse Türkçe konusmayi ve yazmayi bilmiyor.
Dahi anlamina gelen -de ve -ki disinda, genel olarak kimse hicbir seyi duzgun yazamiyor. Anlatim bozukluğu desen, zaten adam anadilini derdini anlatacak kadar dahi bilmiyor. Bugun lisans mezunu biri "ilk markete girdigim esnada" dedi mesela. Tamam konusma dilinde anlatim bozukluğu aranmaz ama cok mu zor "Markete girdigim esnada" diyebilmek?
Gencler desen toplam 50 kelime ile yasamlarini surduruyor. Universitede odama gelip derdini anlatmak isteyen ogrencilerimde "yani, hani, sey, falan" havada ucusuyor. Çünkü cümle kuramiyorlar.
Bir de su "fotoğraf cekinmek", "felan", "morel" vb. hatalar karsimdaki insandan sogutuyor beni. Ciddiye alamiyorum.
Bunun yaninda bizler hocalarimiza bir seyler yazarken ciddi bir katibin elinden cikmkscasina yazardik yazacaklarimizi. Sahsi olarak benim icin onemli degil ana çoğu devlet memuru olacak ogrencilerimden gelen mailleri görünce bunlar nasil evrak hazirlayacak diyorum. Benzerlerinden binlerce olan maillerden birini aynen kopyaliyorum"
"hocam. slm. Ben X. Not itirazlarimiza ne zmn degerlendirirsiniz..? Sevgiler."
Yahu yemin ederim kendime saygısizlik olarak gordugumden değil. Ama sonucta resmi bir yazisma sayilir bu. Selamlama, kendini tanitma, uslup, bitiris, hicbir sey yok. "Kankanla" whatsapptan yazisiyorsun sanki.
Neden Türkçe ogretememisiz biz bu insanlara?
Ekleme:
Bir de kurumsal dille yazmak için çabalayıp cümleyi başladığı gibi bitiremeyen, cümlenin siyak ve sibakına dikkat edemeyen kesim var. Sıradan bir sosyal medya paylaşımında bile kurumsal dille yazmaya çalışıyorlar. "Kandil gecenizi en içten dileklerimle tebrik eder, ailenizle mutlu kandiller geçirmeniz dileğiyle..." yazıyor. Daha gerçekten kurumsal dille yazmanız gerekenleri şöyle yazan insanlarsınız: "Talep etmiş olduğunuz evrak, tarafımızca hazırlanıyor olup, farklı konularda talebiniz olduğu taktirde yardımcı olabiliriz". Sizin neyinize uzun cümleler?
Ekleme 2:
Tabii ki ben de bir sürü hata yapıyorum yazarken. Ancak fahiş hatalardan kaçınıyorum. Ancak konuşurken aşırı hassasiyet gösteririm. Güzel Türkçe konuşmak insana nitelik katar diye düşünüyorum.
Dahi anlamina gelen -de ve -ki disinda, genel olarak kimse hicbir seyi duzgun yazamiyor. Anlatim bozukluğu desen, zaten adam anadilini derdini anlatacak kadar dahi bilmiyor. Bugun lisans mezunu biri "ilk markete girdigim esnada" dedi mesela. Tamam konusma dilinde anlatim bozukluğu aranmaz ama cok mu zor "Markete girdigim esnada" diyebilmek?
Gencler desen toplam 50 kelime ile yasamlarini surduruyor. Universitede odama gelip derdini anlatmak isteyen ogrencilerimde "yani, hani, sey, falan" havada ucusuyor. Çünkü cümle kuramiyorlar.
Bir de su "fotoğraf cekinmek", "felan", "morel" vb. hatalar karsimdaki insandan sogutuyor beni. Ciddiye alamiyorum.
Bunun yaninda bizler hocalarimiza bir seyler yazarken ciddi bir katibin elinden cikmkscasina yazardik yazacaklarimizi. Sahsi olarak benim icin onemli degil ana çoğu devlet memuru olacak ogrencilerimden gelen mailleri görünce bunlar nasil evrak hazirlayacak diyorum. Benzerlerinden binlerce olan maillerden birini aynen kopyaliyorum"
"hocam. slm. Ben X. Not itirazlarimiza ne zmn degerlendirirsiniz..? Sevgiler."
Yahu yemin ederim kendime saygısizlik olarak gordugumden değil. Ama sonucta resmi bir yazisma sayilir bu. Selamlama, kendini tanitma, uslup, bitiris, hicbir sey yok. "Kankanla" whatsapptan yazisiyorsun sanki.
Neden Türkçe ogretememisiz biz bu insanlara?
Ekleme:
Bir de kurumsal dille yazmak için çabalayıp cümleyi başladığı gibi bitiremeyen, cümlenin siyak ve sibakına dikkat edemeyen kesim var. Sıradan bir sosyal medya paylaşımında bile kurumsal dille yazmaya çalışıyorlar. "Kandil gecenizi en içten dileklerimle tebrik eder, ailenizle mutlu kandiller geçirmeniz dileğiyle..." yazıyor. Daha gerçekten kurumsal dille yazmanız gerekenleri şöyle yazan insanlarsınız: "Talep etmiş olduğunuz evrak, tarafımızca hazırlanıyor olup, farklı konularda talebiniz olduğu taktirde yardımcı olabiliriz". Sizin neyinize uzun cümleler?
Ekleme 2:
Tabii ki ben de bir sürü hata yapıyorum yazarken. Ancak fahiş hatalardan kaçınıyorum. Ancak konuşurken aşırı hassasiyet gösteririm. Güzel Türkçe konuşmak insana nitelik katar diye düşünüyorum.
0
Daha iki gün önce sokak ropörtajında "Osmanlı Devleti'nin kurucusu kimdir?" sorusuna verilen cevapları görmediniz sanırım. Deveye sormuşlar boynun neden eğri hesabı...
www.youtube.com
www.youtube.com
0
Şimdi kızacaksın ama sen bile sesli harflerin noktalarına dikkat etmiyorsun. Benim böyle takıntılarım yok ancak gerçekten Türkçeye tecavüz ediliyor.
0
Çünkü gençlerim hayatı sosyal medyada geçiyor. Geçen birisi Cimer'e yazdığı dilekçeyi paylamıştı hitap olarak da şunu kullanmış:"Slm":))
0
@mikahakinen, haklısınız, ne kızması? Telefonumda Türkçe klavye kapalı. Dolma parmaklarla yazamıyorum yoksa.Otomatik düzeltme düzeltirse ne ala.
0
2007 yılında Şanlıurfa'da bir GSM bayiinde çalışıyordum. Akçakale ilçesindeki bir ilkokulun müdürü geldi. Derdini anlattı, dilekçe yazması gerektiğini söyledim. Önüne bir a4 ve kalem koydum. Ben söyledim o yazdı. Dilekçeyi elime aldığımda Ğ (Yumuşak g harfi) ile başlayan kelime gördüm.
Bu adam okul müdürü. Kendisi Türkçe bilmiyor, çocuklara nasıl öğretsin.
Bu adam okul müdürü. Kendisi Türkçe bilmiyor, çocuklara nasıl öğretsin.
0
Okumak okumak okumak..
Okuma alışkanlığı kazanmamış insanlar sadece hayatlarını sürdürebilecek kadar konuşuyor (hem nicelik,hem nitelik bakımından).. Bu yetersiz dil,internet diliyle harmanlandığında ortaya böyle kötü bir netice çıkıyor.. Duygularını ve fikirlerini derinlemesine kavrayamamış,tanımlayamamış ve dolayısıyla doğru ifade etme hevesinde de olmayan insanlar yaratıyor okumamak..
Bir de bizim nesil (30 yaş üstü) okula,öğretmene pek kıymet verirdi:) Anlaşılan şimdi durum pek öyle değil..
Okuma alışkanlığı kazanmamış insanlar sadece hayatlarını sürdürebilecek kadar konuşuyor (hem nicelik,hem nitelik bakımından).. Bu yetersiz dil,internet diliyle harmanlandığında ortaya böyle kötü bir netice çıkıyor.. Duygularını ve fikirlerini derinlemesine kavrayamamış,tanımlayamamış ve dolayısıyla doğru ifade etme hevesinde de olmayan insanlar yaratıyor okumamak..
Bir de bizim nesil (30 yaş üstü) okula,öğretmene pek kıymet verirdi:) Anlaşılan şimdi durum pek öyle değil..
0
eskiden vatandaslik dersi vardi, hala var mi bilmiyorum. tarih hocalari girerdi derslere, ben sahsen nefret ederek okudum diyebilirim ki zevkli bir derstir. dersler sonuk, sacma sapan sinav sorulari falan. neyse, senenin bitmesine yakin derse giren hatun ben aslinda doctor olmak istedim, ogretmenlik son seceneklerimden biriydi dedi sikintinin sebebini anlamis olduk.
obur taraftan benim turkce/edebiyat derslerime ortaokul/lise doneminde hep bu isi severek yapan ogretmenler girdi, sansliydim. bunlarin icinden bir tanesi babasi asker olmasini isterken babasiyla kavga edip edebiyat fakultesine yazilmis bir adamdi. 2'si sairdi zaten siir kitaplari falan vardi bu adamlarin, bize sadece edebiyatla ilgili degil hayat ile alakali guzel seyler ogrettiler.
ezcumle, sikinti hocalarda ogrencilerde degil.
obur taraftan benim turkce/edebiyat derslerime ortaokul/lise doneminde hep bu isi severek yapan ogretmenler girdi, sansliydim. bunlarin icinden bir tanesi babasi asker olmasini isterken babasiyla kavga edip edebiyat fakultesine yazilmis bir adamdi. 2'si sairdi zaten siir kitaplari falan vardi bu adamlarin, bize sadece edebiyatla ilgili degil hayat ile alakali guzel seyler ogrettiler.
ezcumle, sikinti hocalarda ogrencilerde degil.
0
Ben de çok takılıyorum bu konuya. Hele ünlülere bakıyorum instagram'da. O kadar güzel şarkılar yazmış sanatçılar bile Türkçe bilmiyor. Örneğin her cümlenin sonuna üç nokta koyanlara sinir oluyorum. Geçen gün İlber Ortaylı'yı takip ettim, bir onun cümle sonlarına nokta koyduğunu gördüm.
0
Kimsede okuma alışkanlığı ve özen yok. Doktora bitiren ve zekasından çok emin olduğum arkadaşım dahi "de"leri yanlış yazıyor. Bilmediğinden olduğunu sanmıyorum, bence kesinlikle özenmiyor.
0
Birkaç sebebi var:
1. Eğitimin kalitesi bozuk. Kızım Türkiye'nin LGS başarısı çok yüksek bir okulunda okuyor. Okulun devamlılığı çocukların liseye girişte yüksek puan almasına bağlı. Bazen okuldan velilere yazı gönderiyorlar, resmen ağlamak istiyorum. Bu yazıyı yazan birinin o okulda hademe bile olmaması lazım.
2. O çok güldüğümüz diziler var ya, kaliteli olanları hem de, "bir demet tiyatro"lar "Avrupa Yakası" burada sevilen tiplerin konuşmaları nasıldı bir hatırlayın. Kelimeyi bozarak güldürüyorlardı. Felan, fotoğraf çekinmek hep oralardan kalma
3. Yeni neslin yazışma platformu Whatsup, doğaldır ki orada nasıl yazıyorsa dilekçesinde de bu şekilde yazacak. Çare için 1 numaralı sorunu çözmemiz lazım. Rhetorik 101; konuşma dili, yazma dili ve applikasyon dili arasındaki farklar nelerdir. Bir insan diğerine yazıyla bağırabilir mi?
4. Yine eğitimle alakalı olacak ama ilkokul 1. sınıf milli eğitimin önerdiği kitapları bir görmeniz lazım. Editör kullanmamışlar sanırım. Yazım yanlışları dolu. O sınıfta öğrenci yeni yeni okumayı öğrenecek, ses ayarlamalarını düzenli cümleye göre öğrenmesi lazım, kitap baştan aşağı devrik cümle dolu. Hırrr.
Düzgün konuşup yazmayan insanları hayatımdan atamam (çoklar çünkü) ama mesafemi korumaya çalışıyorum.
1. Eğitimin kalitesi bozuk. Kızım Türkiye'nin LGS başarısı çok yüksek bir okulunda okuyor. Okulun devamlılığı çocukların liseye girişte yüksek puan almasına bağlı. Bazen okuldan velilere yazı gönderiyorlar, resmen ağlamak istiyorum. Bu yazıyı yazan birinin o okulda hademe bile olmaması lazım.
2. O çok güldüğümüz diziler var ya, kaliteli olanları hem de, "bir demet tiyatro"lar "Avrupa Yakası" burada sevilen tiplerin konuşmaları nasıldı bir hatırlayın. Kelimeyi bozarak güldürüyorlardı. Felan, fotoğraf çekinmek hep oralardan kalma
3. Yeni neslin yazışma platformu Whatsup, doğaldır ki orada nasıl yazıyorsa dilekçesinde de bu şekilde yazacak. Çare için 1 numaralı sorunu çözmemiz lazım. Rhetorik 101; konuşma dili, yazma dili ve applikasyon dili arasındaki farklar nelerdir. Bir insan diğerine yazıyla bağırabilir mi?
4. Yine eğitimle alakalı olacak ama ilkokul 1. sınıf milli eğitimin önerdiği kitapları bir görmeniz lazım. Editör kullanmamışlar sanırım. Yazım yanlışları dolu. O sınıfta öğrenci yeni yeni okumayı öğrenecek, ses ayarlamalarını düzenli cümleye göre öğrenmesi lazım, kitap baştan aşağı devrik cümle dolu. Hırrr.
Düzgün konuşup yazmayan insanları hayatımdan atamam (çoklar çünkü) ama mesafemi korumaya çalışıyorum.
0
kötü hocalar sebebi bence. benim de türkçem berbat olmasa da iyi de değildi liseye kadar, sonra bi hocamız oldu lisede kadın idealist öğretmen konseptinin vücut bulmus haliydi resmen. bizim kafamıza vura vura türkçe öğretti resmen. normal müfredatı 3 saniyede işler bitirir sonra türkçe dil bilgisi kurallarını işlerdi sürekli. 3 yıl boyunca sürekli aynı kuralların üzerinden geçe geçe, detaylara ine ine öğretti valla. derste artık tartışmalar yapıyorduk bu şöyle mi olur böyle mi diye, akşam eve gidip araştırıp ertesi gün gelip anlatıyordu falan. böyle uğraşan hocalar olmadığı sürece sadece okuyarak falan da olmaz.
edit: yapmaya geldiğim edit'i bos gezen usta yazmis aslında. dünyanın her yerinde eğitimsiz kesim böyle bozuk konuşur ana dillerini yani bize has bi şey değil.
edit: yapmaya geldiğim edit'i bos gezen usta yazmis aslında. dünyanın her yerinde eğitimsiz kesim böyle bozuk konuşur ana dillerini yani bize has bi şey değil.
0
Abd'de çok mu iyi İngilizce konuşuluyor? Köylü Almanlar veya İskandinavlar çok mu iyi kullanıyor dili sanıyorsun. Dil böyledir. Bir aşağı tabaka konuşması vardır bir de burjuva dili vardır bunlar ayrıdır birbirinden. Sen karşındakini anlıyor musun, onlar seni anlıyor mu mesele bu, gerisi teferruat
0
olasiliklar; ilk aklima gelen gerizekalilik. ama bu her zaman tutmuyor. cunku zekasindan suphemin olmadigi kiside de goruyorum cok basit hatalari.
okuma aliskanligi duzgun yazma becerisini gelistirse de cok okuyan ama kotu yazan var gene.
bence esas sebep ogretilmemesinde. duzgun yazma, kendi dogru ifade edebilme becerilerini verecek bir egitim sistemimiz ve o bilgi ve donanima sahip ogretmenlerimiz yok.
kizlarimiz ev kizi olmamak icin ogretmen oluyor.
erkeklerimiz de keza idealist yaklasimdan uzaklar.
bir de Turkcenin kurallari, dilbilgisi gibi kavramlar yeni bizde. Osmanlicadan cat diye gecmisiz. kafa basmiyor. sehirlilik, entellektuellik gelenegi yok.
ben unversiteye hazirlanirken dershanedeki Turkce hocasi sayesinde ogrendim. egitim hayatim boyunca da oyle bir hocaya bir daha denk gelmedim. muhtemelen onun ogrencisi olanlar genele gore daha dogru kullaniyordur dili. yavuz cerik hocamiz sag olsun.
okuma aliskanligi duzgun yazma becerisini gelistirse de cok okuyan ama kotu yazan var gene.
bence esas sebep ogretilmemesinde. duzgun yazma, kendi dogru ifade edebilme becerilerini verecek bir egitim sistemimiz ve o bilgi ve donanima sahip ogretmenlerimiz yok.
kizlarimiz ev kizi olmamak icin ogretmen oluyor.
erkeklerimiz de keza idealist yaklasimdan uzaklar.
bir de Turkcenin kurallari, dilbilgisi gibi kavramlar yeni bizde. Osmanlicadan cat diye gecmisiz. kafa basmiyor. sehirlilik, entellektuellik gelenegi yok.
ben unversiteye hazirlanirken dershanedeki Turkce hocasi sayesinde ogrendim. egitim hayatim boyunca da oyle bir hocaya bir daha denk gelmedim. muhtemelen onun ogrencisi olanlar genele gore daha dogru kullaniyordur dili. yavuz cerik hocamiz sag olsun.
0
Dilin kullanımındaki yetkinlik, derinlik ve üslup zihinsel dünyanın zenginliğiyle doğru orantılı. Bahsettiğiniz eleştirilerin tamamına katılıyorum. Bununla birlikte, sadece anadilini doğru şekilde okuma, yazma ve konuşma yeteneğini değil, bu ve benzeri birçok yeteneği peşinen kazandıracak ufku ve vizyonu aşılamadan böyle bir beklenti içinde olmak gerçekçi değil.
Bahsettiğiniz durum şu an birincil sorun değil. Daha büyük ve başat sorunların çözülmesiyle kendiliğinden kolayca çözülebilecek bir süreç.
Bahsettiğiniz durum şu an birincil sorun değil. Daha büyük ve başat sorunların çözülmesiyle kendiliğinden kolayca çözülebilecek bir süreç.
0
Peki neden hemen Ingilizlerle bilmem ne karsilastiriyorsunuz? Bir seyde de onlari gecsek olmaz mi? Her seyimiz taklit olmak zorunda mi?
0
Eskiden ben de olumsuz düşünsem de artık Türkçe'nin biliniyor olmasıyla da olmamasıyla da ilgilenmiyorum. "Türkçe'yi bilmek" nasıl bir şey, eğer karşındaki sana göre hatalı da olsa yazıyor ve konuşuyor, ve sen de bunu anlıyorsan Türkçe bilinmiş oluyor sanki. Osmanlı zamanından kalan kitapları inceleyince de çok hata görüyoruz, imla hataları, tutarsızlıklar vs. Belki arap harflerinin bunda etkisi vardı ama latin alfabesi de şu haliyle pek yeterli sayılmaz. Basit bir örnek, hemen önceki cümledeki "hal" kelimesini muhtemelen çoğumuz a'yı uzatarak okuduk, sanki şapka varmış gibi, ama şapka yok. Çocuklukta duyarak öğrenmeseydik sesli bir şekilde metinleri okurken şimdi birbirimize güldüğümüzden daha fazla gülerdik.
Mesela, ayrı yazılması gereken -de'yi ayıramamak çok büyük bir ayıp olarak görülüyor, ama neden ki? Bunu ayırmamızı gerektiren şey ne? O kadar çok zaafı var ki yazı dilimizin, bu bence çok gereksiz bir tartışma ve zaman israfı.
Gençlerin abuk sabuk kelimeler kullanmaları, eminim ki bu yeni bir tartışma değil. Öncekiler/mütekaddimin, sonrakileri/müteahhirini pek beğenmezler; kadim olan, eski olan iyidir anlayışının bu topraklarda kökleşmiş olmasından belki de.
Eskilerin galat dedikleri olay da çok hoş, Zuhal Kültüral'ın Galatat Sözlükleri diye bir derleme çalışması var. Osmanlı zamanında yanlış kullanılan kelimelerle ilgili, meraklıları sevecektir.
Bugünden örnek vereyim (24 aralık 2018), İstanbul'da büyük bir üniversitenin bugün yapmış olduğu Türk dili sınavından bahsedeyim. Sorular o kadar hatalıydı ki, imla, noktalama, anlatım bozukluğu... O sınav kağıdını basıp öğrencilere sınav yaptığını zanneden kişiye ne demeli... Bakın, o yaşlı başlı kadın, dilci hanımefendi Türkçe'yi biliyor.
Başka bir örnek, edebiyat fakültesinin önceki dekanlarından bir dilci hocamız bir davetiye bastırıyor ve arapça kökenli bir sözcüğü hiç kullanılmayan bir şekle sokuyor, ama tabii ki kimse dekanın hatasını yüzüne söyleyemiyor. İşin garibi dekan söylediği için o kullanımın doğru olduğunu iddia eden arkadaşlar olmuştu, sonuçta herkes Türkçe biliyor.
Günümüzde dili işleyen, bir şeyler katmaya çalışan az sayıda insan var. Normali de budur herhalde. Şimdi Aziz Yardımlı diyeceğim, bazıları onun yüzünden felsefe metinlerini yazıldıkları dillerden okumaya başladık diyecekler :)
Kaan Ökten ve Aziz Yardımlı'nın aynı kitabı çevirmişlikleri var. Kaan hoca geçenlerde, on yıl aradan sonra yeni bir tercüme yapmış, eskisinin hükmü kalmamışmış artık, peh peh. Reklamlar, reklamlar, ama Aziz Bey yıllar yıllar öncesinde bu konuyla ilgili -yani ki Kaan Bey'le- bir şeyler kaleme almıştı. Neden mi; Kaan Bey'in Newsweek Turkey mecmuasına tercümesi üzerine verdiği mülakattan dolayı. Kaan Bey o zamanlar diyor, şöyle evirdim, böyle çevirdim, sanki ibadetler ettim felan. Aradan on yıl geçsin, "pardon" de, ve ekle "yeni kitabımı lütfen alınız." Eski yayınevi sahibi bile atarlandı, "sen bizimle maytap mı geçtiydin ulen" kıvamında, ama Kaan Bey iyidir, Türkçe'yi bilir...
Mesela, ayrı yazılması gereken -de'yi ayıramamak çok büyük bir ayıp olarak görülüyor, ama neden ki? Bunu ayırmamızı gerektiren şey ne? O kadar çok zaafı var ki yazı dilimizin, bu bence çok gereksiz bir tartışma ve zaman israfı.
Gençlerin abuk sabuk kelimeler kullanmaları, eminim ki bu yeni bir tartışma değil. Öncekiler/mütekaddimin, sonrakileri/müteahhirini pek beğenmezler; kadim olan, eski olan iyidir anlayışının bu topraklarda kökleşmiş olmasından belki de.
Eskilerin galat dedikleri olay da çok hoş, Zuhal Kültüral'ın Galatat Sözlükleri diye bir derleme çalışması var. Osmanlı zamanında yanlış kullanılan kelimelerle ilgili, meraklıları sevecektir.
Bugünden örnek vereyim (24 aralık 2018), İstanbul'da büyük bir üniversitenin bugün yapmış olduğu Türk dili sınavından bahsedeyim. Sorular o kadar hatalıydı ki, imla, noktalama, anlatım bozukluğu... O sınav kağıdını basıp öğrencilere sınav yaptığını zanneden kişiye ne demeli... Bakın, o yaşlı başlı kadın, dilci hanımefendi Türkçe'yi biliyor.
Başka bir örnek, edebiyat fakültesinin önceki dekanlarından bir dilci hocamız bir davetiye bastırıyor ve arapça kökenli bir sözcüğü hiç kullanılmayan bir şekle sokuyor, ama tabii ki kimse dekanın hatasını yüzüne söyleyemiyor. İşin garibi dekan söylediği için o kullanımın doğru olduğunu iddia eden arkadaşlar olmuştu, sonuçta herkes Türkçe biliyor.
Günümüzde dili işleyen, bir şeyler katmaya çalışan az sayıda insan var. Normali de budur herhalde. Şimdi Aziz Yardımlı diyeceğim, bazıları onun yüzünden felsefe metinlerini yazıldıkları dillerden okumaya başladık diyecekler :)
Kaan Ökten ve Aziz Yardımlı'nın aynı kitabı çevirmişlikleri var. Kaan hoca geçenlerde, on yıl aradan sonra yeni bir tercüme yapmış, eskisinin hükmü kalmamışmış artık, peh peh. Reklamlar, reklamlar, ama Aziz Bey yıllar yıllar öncesinde bu konuyla ilgili -yani ki Kaan Bey'le- bir şeyler kaleme almıştı. Neden mi; Kaan Bey'in Newsweek Turkey mecmuasına tercümesi üzerine verdiği mülakattan dolayı. Kaan Bey o zamanlar diyor, şöyle evirdim, böyle çevirdim, sanki ibadetler ettim felan. Aradan on yıl geçsin, "pardon" de, ve ekle "yeni kitabımı lütfen alınız." Eski yayınevi sahibi bile atarlandı, "sen bizimle maytap mı geçtiydin ulen" kıvamında, ama Kaan Bey iyidir, Türkçe'yi bilir...
0
Turkce bana gore cok olgun bir dil degil. Anlamda muglaklik yuksek. Yazim kurallari tutarsiz ve degisken. Cok degil, bir iki nesil eski kitaplari okuyunca donemin Turkcesinde farkliliklar goruluyor. Bir 10 yil oncesine kiyasla bile insanlar ayni dilbilgisi kural seti ile egitim gormuyor. Dolayisiyla ufak farkliliklara takilmamak ve kendine ogretilen kurallari mutlak dogru saymamak lazim. Dil ile ozellikle ilgili olmayan, kurallari bilmeyen ya da unutmus, yazim diline asina olmayan insanlara da bir sey diyecek halimiz yok.
Geri kalanlari ise saygisizlar ve boslar olarak ayiriyorum. Ilk grup toplumsal yasamin her alaninda her aklina geleni yapabildigi her sekilde yapmayi surdurecek ve sadece ceza yoluyla davranislari degistirilebilir topluluk. Ikinci grup kendini ifade edememekten daha cok ifade edecek anlamli dusunceler kuramamaktan muzdarip. Bu iki grup toplumumuzun ezici cogunlugunu olustuyor maalesef.
Geri kalanlari ise saygisizlar ve boslar olarak ayiriyorum. Ilk grup toplumsal yasamin her alaninda her aklina geleni yapabildigi her sekilde yapmayi surdurecek ve sadece ceza yoluyla davranislari degistirilebilir topluluk. Ikinci grup kendini ifade edememekten daha cok ifade edecek anlamli dusunceler kuramamaktan muzdarip. Bu iki grup toplumumuzun ezici cogunlugunu olustuyor maalesef.
0
allaccess
Hafta sonları yürüyüş yapabileceğim araçsız gidebileceğim Mecidiyeköy yakınlarında yürüyüş yolu var mıdır? Trump tarafında
Hafta sonları yürüyüş yapabileceğim araçsız gidebileceğim Mecidiyeköy yakınlarında yürüyüş yolu var mıdır? Trump tarafında
0
nick bulamadim
ben tam anlamadım. ikisinde de oturmak yazıyor. "He sat down on the bed."bu cümle he sat on the bed olsa olmaz mı mesela?
ben tam anlamadım. ikisinde de oturmak yazıyor.
"He sat down on the bed."
bu cümle he sat on the bed olsa olmaz mı mesela?
"He sat down on the bed."
bu cümle he sat on the bed olsa olmaz mı mesela?
0
Sit down dediğinde oturmakta olma eylemi hareketli olan aklına gelir. Sit dendiğinde öylece oturduğun aklına gelir.
He sat on the chair. Sandalyede oturdu. Oturdu oturdu ossurmaya başladı, göbeğini kaşıdı, oturuyor öylece.
He sat down on the chair. Sandalyeye oturdu. Yani kırdı dizlerini başladı oturmaya.
He sat on the chair. Sandalyede oturdu. Oturdu oturdu ossurmaya başladı, göbeğini kaşıdı, oturuyor öylece.
He sat down on the chair. Sandalyeye oturdu. Yani kırdı dizlerini başladı oturmaya.
0
bu ilki sat down, odada şöyle bir dolaştı ve yatağa oturdu
ikincisi sat on the bed for hours, saatlerce yatakta oturdu gibi
burası tamamsa bir de sit up var, o da uzanırken oturmaya başlamak
www.youtube.com
muayenede uzanırken doktor now you can sit up derse yatağa oturulur mesela
ikincisi sat on the bed for hours, saatlerce yatakta oturdu gibi
burası tamamsa bir de sit up var, o da uzanırken oturmaya başlamak
www.youtube.com
muayenede uzanırken doktor now you can sit up derse yatağa oturulur mesela
0
marifet
Ailem tarafından işsiz olduğum için bu muameleyi görüyorum şu an. Kısaca anlatayım duyurudaşlar: Bu haziran'da iibf fakültesinden iyi sayılabilecek bir okuldan 1 yıl gecikmeli olarak mezun oldum. Elini sallasan bizim fakültenin mezunlarına çarptığını bildiğim için biraz fark yaratmak adına 3 yerde
Ailem tarafından işsiz olduğum için bu muameleyi görüyorum şu an. Kısaca anlatayım duyurudaşlar: Bu haziran'da iibf fakültesinden iyi sayılabilecek bir okuldan 1 yıl gecikmeli olarak mezun oldum. Elini sallasan bizim fakültenin mezunlarına çarptığını bildiğim için biraz fark yaratmak adına 3 yerde staj yaptım ve bir kaç ofiste çalıştım öğrenciyken, ingilizcem advanced seviyede. Daha da geliştirmek için çabalıyorum. Üni'de eksiğim insanlarla pek sosyal ilişkiler kuramamaktı , kabaca ''network'' dediğimiz olay ben de yok gibi bir şey. Mezun olduğumdan beri tüm kariyer sitelerinden ve linkedinden başvurular yapıyorum. Okulun kariyer sayfasındaki ilanlara da uyan varsa başvuruyorum. Oo bu iş tam benlik, alınmasam da en azından bi ararlar dediğim hiç bir yerden aranmadım.
Ailemle yaşıyorum insanbulda. Okul bitince kira baskısı olmasın diye kendi odama yabancı birini buldum ,yerleştirdim ve salonda uyumaya başladım. Büyük kardeşim çalıştığı için kirayı karşılıyordu fakat bitince paylaşmamız öngörülüyordu doğal olarak. Kiraladığm kişi çok iyi çıktı. Hiç bir sorunumuz yok. Bahsettiğim kardeş 8-10 bin civarı kazanıyor. Benim de kiralık evimizden aldığımız 500 tl gelirim var. Bunla geçinmeye çalışıyorum, bazı zamanlar arttırdığım bile oluyor ama bazen de hiç yetmiyor. Annemden sürekli kıyaslamalar duyuyorum kardeşle aramızda, kendine bir şey alsın, ''ee alacak tabi çalışıyor'' ya da bir şey lazım olsun, paramın kısıtlı olduğunu bile bile bana sipariş etmeler. Ben zaten eve de gerekli şeyleri alan bir insanım, fazla sosyal olmadığım için ufak miktarı da tamamen kendime harcamıyorum. Ama kıyaslamalar ve laf sokmalar canımı sıkıyor. Bu Ocağın başında da kardeş şirketten fazla para alacak, 12-13 bin tl geçecek eline. Ayakkabım çok eskidi, lazım o tarz bir şey. Yapılacak alışverişlerin planı yapılıyor, ben de kardeşe dedim : bana da bir ayakkabı alır mıyız(maksimum 150-200 tllik bir şey), bot lazım dedim. Annem hemen atladı ve dedi ''sen neden kendi paranla almıyorsun'' şaka yapar gibi. Kardeşte güldü ve hiç bir şey demedi. Birikmiş param vardı bir ara daha rahattım, hatta o paradan kaç kere kardeşe borç vermiştim, teyzemlerin kara listeye girmesini engelledim, sonra geri ödendi bunlar ama saglık masraflarım oldu ve hepsi gitti. Ben calısırken öğrencilikte her şey daha iyidi, anneme sürekli gönderirdim ama kendisi borcu ve alısverişi seven hiç para hesabı bilmeyen biri, bunları gözlemleyince son zamanda azaltmıştım yollamayı.
Bakın çalışan insanla tamamen aynı yaşantıyı süreyim tabiki demiyorum ama ben şu an işsiz durumundayım ve biz bir aileyiz ya. Mesela allah korusun kardeşin bi problemi olsaydı ve calısamasaydı, tek çalışan ben olsaydım evde, böyle yapmazdım gibi geliyor. Benim de böyle yaptıkları zaman içime öfke doluyor, ''ben parayı bulunca görürsünüz siz'' gibi laflar geliyor. Normalde kinci değilimdir ama kinleniyorum. Hayatta herkes yalnızdır gibi sözlerin anlamını daha iyi kavramaya başlıyorum sanki. Her gece dua ediyorum allahım beni elden,ayaktan düşürme her zaman çalısacak gücüm olsun diye. Bunları yaşayacağına masa başı iş bulana kadar git garsonluk yap, barda çalış diyenleriniz olacaktır, o tarz bir şeyde bakıyorum zaten, burdaki cafelere hep telefon bıraktım. Bunları yasayacagıma patronum ezsin ya da bulasık yıkayayım daha iyi . Ama sizce bir ailede böyle mi olmalı? Yıllarca atama bekleyen insanlar var,onlara aileleri nasıl davranıyor ki?Daha bir yıl bile dolmamışken bu tavırlar rahatsız edici değil mi sizce de? Bilmiyorum uzun oldu ama çok doluyum duyuru. Cinsiyetleri özellikle belirtmedim yönlendirme olmasın diye. Bu arada ben şu anda boş oturmuyorum, her gün saatlerce ingilizce çalısıyorum,kulak dolsun diye ingilizce bir şeyler dinliyorum, sporumu yapıyorum,ev işlerine elimden geldiğince yardımcıyım.
edit:özelden desteğiniz için teşekkürler, güzel günler gelecek inş....
Ailemle yaşıyorum insanbulda. Okul bitince kira baskısı olmasın diye kendi odama yabancı birini buldum ,yerleştirdim ve salonda uyumaya başladım. Büyük kardeşim çalıştığı için kirayı karşılıyordu fakat bitince paylaşmamız öngörülüyordu doğal olarak. Kiraladığm kişi çok iyi çıktı. Hiç bir sorunumuz yok. Bahsettiğim kardeş 8-10 bin civarı kazanıyor. Benim de kiralık evimizden aldığımız 500 tl gelirim var. Bunla geçinmeye çalışıyorum, bazı zamanlar arttırdığım bile oluyor ama bazen de hiç yetmiyor. Annemden sürekli kıyaslamalar duyuyorum kardeşle aramızda, kendine bir şey alsın, ''ee alacak tabi çalışıyor'' ya da bir şey lazım olsun, paramın kısıtlı olduğunu bile bile bana sipariş etmeler. Ben zaten eve de gerekli şeyleri alan bir insanım, fazla sosyal olmadığım için ufak miktarı da tamamen kendime harcamıyorum. Ama kıyaslamalar ve laf sokmalar canımı sıkıyor. Bu Ocağın başında da kardeş şirketten fazla para alacak, 12-13 bin tl geçecek eline. Ayakkabım çok eskidi, lazım o tarz bir şey. Yapılacak alışverişlerin planı yapılıyor, ben de kardeşe dedim : bana da bir ayakkabı alır mıyız(maksimum 150-200 tllik bir şey), bot lazım dedim. Annem hemen atladı ve dedi ''sen neden kendi paranla almıyorsun'' şaka yapar gibi. Kardeşte güldü ve hiç bir şey demedi. Birikmiş param vardı bir ara daha rahattım, hatta o paradan kaç kere kardeşe borç vermiştim, teyzemlerin kara listeye girmesini engelledim, sonra geri ödendi bunlar ama saglık masraflarım oldu ve hepsi gitti. Ben calısırken öğrencilikte her şey daha iyidi, anneme sürekli gönderirdim ama kendisi borcu ve alısverişi seven hiç para hesabı bilmeyen biri, bunları gözlemleyince son zamanda azaltmıştım yollamayı.
Bakın çalışan insanla tamamen aynı yaşantıyı süreyim tabiki demiyorum ama ben şu an işsiz durumundayım ve biz bir aileyiz ya. Mesela allah korusun kardeşin bi problemi olsaydı ve calısamasaydı, tek çalışan ben olsaydım evde, böyle yapmazdım gibi geliyor. Benim de böyle yaptıkları zaman içime öfke doluyor, ''ben parayı bulunca görürsünüz siz'' gibi laflar geliyor. Normalde kinci değilimdir ama kinleniyorum. Hayatta herkes yalnızdır gibi sözlerin anlamını daha iyi kavramaya başlıyorum sanki. Her gece dua ediyorum allahım beni elden,ayaktan düşürme her zaman çalısacak gücüm olsun diye. Bunları yaşayacağına masa başı iş bulana kadar git garsonluk yap, barda çalış diyenleriniz olacaktır, o tarz bir şeyde bakıyorum zaten, burdaki cafelere hep telefon bıraktım. Bunları yasayacagıma patronum ezsin ya da bulasık yıkayayım daha iyi . Ama sizce bir ailede böyle mi olmalı? Yıllarca atama bekleyen insanlar var,onlara aileleri nasıl davranıyor ki?Daha bir yıl bile dolmamışken bu tavırlar rahatsız edici değil mi sizce de? Bilmiyorum uzun oldu ama çok doluyum duyuru. Cinsiyetleri özellikle belirtmedim yönlendirme olmasın diye. Bu arada ben şu anda boş oturmuyorum, her gün saatlerce ingilizce çalısıyorum,kulak dolsun diye ingilizce bir şeyler dinliyorum, sporumu yapıyorum,ev işlerine elimden geldiğince yardımcıyım.
edit:özelden desteğiniz için teşekkürler, güzel günler gelecek inş....
0
yazi cok uzundu okumadim hepsini. Sunu bilmeni isterim ailenin seni dislamasi cok iyi. Kaslarin gelisecek. Turk gencinin en buyuk sorunu korumaci aile. birey yetismiyor bu yuzden bu ulkede.
edit: aile ney lan? kendi ayaklarinin uzerinde durabildigin muddetce adamsin. Doga da kuslar bile belirli bir yasa gelmis bireyi evden kovuyorlar. birak kaslarin gelissin.
edit: aile ney lan? kendi ayaklarinin uzerinde durabildigin muddetce adamsin. Doga da kuslar bile belirli bir yasa gelmis bireyi evden kovuyorlar. birak kaslarin gelissin.
0
Öncelikle okula geç başlayıp geç mi bitirdiniz? Aileniz bundan size bilenmiş olabilir mi?
Açıkçası son yılda işsizlik sorunu büyüyerek devam ediyor, insanlar sadece kendi açılarından bakarak bu sorunla mücadele etmeye çalışan kişileri sadece kendi hatalarıymış gibi görüyorlar maalesef. Sanırım kardeşiniz hekim? İşsiz kalmak gibi bir kaygısının olmadığını düşünüyor olmalı (haklı da) ama size baktığı zaman iş bulması zor bir bölümden mezun olduğunuzu ya idrak edemiyor ya da sizi böyle bir bölüm okumakla içten içe suçluyor diye düşündüm. Yoksa evet aile dediğin kavram kötü günde yardımcı olur, yargılamaz.
Annenize gelince kardeşinizden farklı düşündüğünü sanmıyorum. Fakat direkt olarak ailenizin size bilendiği nokta nedir? Bunu anlatmamışsınız.
Açıkçası son yılda işsizlik sorunu büyüyerek devam ediyor, insanlar sadece kendi açılarından bakarak bu sorunla mücadele etmeye çalışan kişileri sadece kendi hatalarıymış gibi görüyorlar maalesef. Sanırım kardeşiniz hekim? İşsiz kalmak gibi bir kaygısının olmadığını düşünüyor olmalı (haklı da) ama size baktığı zaman iş bulması zor bir bölümden mezun olduğunuzu ya idrak edemiyor ya da sizi böyle bir bölüm okumakla içten içe suçluyor diye düşündüm. Yoksa evet aile dediğin kavram kötü günde yardımcı olur, yargılamaz.
Annenize gelince kardeşinizden farklı düşündüğünü sanmıyorum. Fakat direkt olarak ailenizin size bilendiği nokta nedir? Bunu anlatmamışsınız.
0
Bende senin gibiydim. bundan 8-9 yıl önce. İşim olmadığı için ailem tarafından 2. sınıf insan muamelesi gördüm. İşim olduktan sonra bana bakışları değişti.
sana nacizane tavsiyem girişken bir insan ol ve bol arkadaş edin. bu şekilde kendine bir network yaratacaksın ve bu arkadaşlar sayesinde iş bulacaksın.
sana nacizane tavsiyem girişken bir insan ol ve bol arkadaş edin. bu şekilde kendine bir network yaratacaksın ve bu arkadaşlar sayesinde iş bulacaksın.
0
Tezek +1
Oyle anne babalar var mi?
OECD raporlarina gore ulkemiz gencliginin neredeyse 4'te 1'i ne okuyor ne calisiyor. Ama kotu olan durum su, senin yaptigin gibi durumun farkinda degiller. Hepsi evlenmeyi bekliyor ise baslamak icin. O zamana kadar annesi donlarini yikiyor, yemegini yapiyor, bulasigini yikiyor, babasi bir iki kizla harcasin diye para veriyor. Bildik asiri korumaci geleneksel aile iste. Iste bu nedenle senin ailen dogru olani yapiyor.
Yoksa sen de o gruptakiler gibi issiz ama umursamaz olurdun. Bak nasil da kendini gelistirmek icin calisiyorsun.
Oyle anne babalar var mi?
OECD raporlarina gore ulkemiz gencliginin neredeyse 4'te 1'i ne okuyor ne calisiyor. Ama kotu olan durum su, senin yaptigin gibi durumun farkinda degiller. Hepsi evlenmeyi bekliyor ise baslamak icin. O zamana kadar annesi donlarini yikiyor, yemegini yapiyor, bulasigini yikiyor, babasi bir iki kizla harcasin diye para veriyor. Bildik asiri korumaci geleneksel aile iste. Iste bu nedenle senin ailen dogru olani yapiyor.
Yoksa sen de o gruptakiler gibi issiz ama umursamaz olurdun. Bak nasil da kendini gelistirmek icin calisiyorsun.
0
Kafka'nın böcüğü bu ya can yayınları basmıştı okudum gitti. (:
Neyse sıkma canını memlekette genç işsizlik yüzde 20 dolayında, ne işte ne eğitimde olanların oranı daha yüksek. Ufak tefek de olsa bir iş bulmaya bak. Atalet kötüdür.
Eğitimini aldığın yönde çalışmaya ve kazanmaya başlayınca o aile ilişkilerini de gözden geçirin.
Neyse sıkma canını memlekette genç işsizlik yüzde 20 dolayında, ne işte ne eğitimde olanların oranı daha yüksek. Ufak tefek de olsa bir iş bulmaya bak. Atalet kötüdür.
Eğitimini aldığın yönde çalışmaya ve kazanmaya başlayınca o aile ilişkilerini de gözden geçirin.
0
@Traveller
Beni hayata hazırlamayı veya kendi kendime yetebilmek için savaşmayı öğretmeyi alay etmeden ve ikinci sınıf muamele yapmadan da pekala gösterebilirler değil mi? Doğru olanı yapıyor demişsiniz ama bence doğru olanı yapan bunu alay etmeden veya imalar yapmadan gösteren aileler.
Beni hayata hazırlamayı veya kendi kendime yetebilmek için savaşmayı öğretmeyi alay etmeden ve ikinci sınıf muamele yapmadan da pekala gösterebilirler değil mi? Doğru olanı yapıyor demişsiniz ama bence doğru olanı yapan bunu alay etmeden veya imalar yapmadan gösteren aileler.
0
okumadım.
ailelerin çocuklarına böyle davranmasının sebebi genelde çocuklarının onları sömürdüğünü düşünmeleri. tembel olduğunu, çalışmaya niyetin olmadığını, ekmek elden su gölden yaşadığını ve bununla bir problemin olduğunu düşünüyorlar muhtemelen. evet cidden problemli insanlardan oluşan aileler var ama etrafımda gördüğüm kadarıyla tahmin edeceğim; bunu ailene sorsak, onların gözünden de bir duyuru açılsa "atın evden paraziti hayatı öğrensin" cevapları gelirdi çoğunlukla. filipis +1, belirli sebeplerden ötürü böyle düşünüyorlar ve sen de onları haklı çıkartır şekilde yaşıyorsun.
elinden geleni yapıyor olabilirsin, dertlerin sıkıntıların da olabilir, bunları ailene anlatamıyor olabilirsin ama bazı sınırlar geçilmiş madem; niye öyle niye böyle demenin bir faydası yok. yapacağın ilk şey garson marson bir şekilde iş bulup onlara para kazanma derdin olduğunu kanıtlamak. ingilizce çalışmak spor yapmak onların gözünde oyalanmak, acilen herhangi bir işe girersen susacaklardır bir süre.
ailelerin çocuklarına böyle davranmasının sebebi genelde çocuklarının onları sömürdüğünü düşünmeleri. tembel olduğunu, çalışmaya niyetin olmadığını, ekmek elden su gölden yaşadığını ve bununla bir problemin olduğunu düşünüyorlar muhtemelen. evet cidden problemli insanlardan oluşan aileler var ama etrafımda gördüğüm kadarıyla tahmin edeceğim; bunu ailene sorsak, onların gözünden de bir duyuru açılsa "atın evden paraziti hayatı öğrensin" cevapları gelirdi çoğunlukla. filipis +1, belirli sebeplerden ötürü böyle düşünüyorlar ve sen de onları haklı çıkartır şekilde yaşıyorsun.
elinden geleni yapıyor olabilirsin, dertlerin sıkıntıların da olabilir, bunları ailene anlatamıyor olabilirsin ama bazı sınırlar geçilmiş madem; niye öyle niye böyle demenin bir faydası yok. yapacağın ilk şey garson marson bir şekilde iş bulup onlara para kazanma derdin olduğunu kanıtlamak. ingilizce çalışmak spor yapmak onların gözünde oyalanmak, acilen herhangi bir işe girersen susacaklardır bir süre.
0
Biraz fazla olacak belki ama gerceklere gözleri kapatmamak lazim, cidden davranislari haddinden fazla bencilce annenin ve kardesinin.
Is bulma konusu biraz sans isi, mutlaka yapmissinizdir fakat etrafta size yardimci olabilecek es dosta haber salmaniz faydaniza olacaktir. Ülkede isler maalesef böyle yürüyor. Umarim yakin zamanda bu konuda sizi tatmin eden bir sonuca ulasirsiniz.
Caninizi sikmayin yine de cok, böyle günler asilmalari icin varlar, ve siz de gercekleri görmüs oldunuz böylece, bundan sonrasi icin hayatiniza bence onlar yokmus gibi yön cizmelisiniz.
Is bulma konusu biraz sans isi, mutlaka yapmissinizdir fakat etrafta size yardimci olabilecek es dosta haber salmaniz faydaniza olacaktir. Ülkede isler maalesef böyle yürüyor. Umarim yakin zamanda bu konuda sizi tatmin eden bir sonuca ulasirsiniz.
Caninizi sikmayin yine de cok, böyle günler asilmalari icin varlar, ve siz de gercekleri görmüs oldunuz böylece, bundan sonrasi icin hayatiniza bence onlar yokmus gibi yön cizmelisiniz.
0
İnsanlar nankör, çıkarcı ve iki yüzlü kardeşim. İki gün evde otur, üçüncü gün anan baban bile söylenmeye başlar. İnşallah en kısa sürede güzel bi iş bulur da bu insanlardan ayrılıp kendi yoluna gidersin.
Allah gönlüne göre versin.
Allah gönlüne göre versin.
0
Hepsini okudum. Ancak sadece network insanı konusunda tavsiye vereceğim. Her gördüğünüz işe başvuru yapın. Kendi bölümünüzle alakalı olsun olmasın. Sadece mülakat deneyimi kazanmak için alakasız işlere bile başvurun. Ararlarsa mülakatlar için deneyim olur. Hatta kabul alsanız bile istemezseniz kabul bile etmeyin işi.
Sadece 100lerce iş başvurusu yapın.
Sadece 100lerce iş başvurusu yapın.
0
ülke koşulları itibariyle tam da aile birliği olması gereken şartlarda zamanlama hatası bence.hee senn de sorumluluk sahibi olup ev işi v.s. yardımcı olmalı en azından kendi dağınıklığını toparlayabilmelisin.diğer ev işleri temizlik,yemek v.s.bir de bireyselcilik son yıllarda artan ama tersten anlanan bir farkındalık bu biraz da değişen toplumla alakalı.baştan savma ile sorunlar çözülmüyor.ne bireyselliği sağlayacak zihniyet ne de sosyal devlet yokken sen bireysel olsan ne olur?olsa olsa kalabalıkta yalnızlık olur bu!
0
Bizim ulkede issiz olmak buyuk suc.
Benim arkadas kovuldu, babasinin holdingi var. Altinda sifir araba, villada yasiyo.
Herife vebali muamelesi yapiyoruz xd
Benim arkadas kovuldu, babasinin holdingi var. Altinda sifir araba, villada yasiyo.
Herife vebali muamelesi yapiyoruz xd
0
Bu durumda olsam ekmek bile istemezdim ki sen ayakkabi istiyorsun. Abes olmus.
Bu tavirlari seni biraz rahat gormelerinden olabilir.
Takma kafaya ve bisey isterken 1000000 defa dusun ve isteme.
Bu tavirlari seni biraz rahat gormelerinden olabilir.
Takma kafaya ve bisey isterken 1000000 defa dusun ve isteme.
0
Benzer durum bende de var. Mesela gecen sene kardesim mezundu, ikimizde issizdik. Annem 1 yil icinde is buldunuz buldunuz diyodu. Ben buldum. Ama kardesime bisey dedigini hic duymadim. Daha cok yazarim yazsam.
Ama ben kendimi sansli goruyorum, cunku ailenin aptali ben oldugum icin, bunlari bana yasatmasalardi, zor durumda olduklarinda yardim ederdim. Simdi hic bisey yapmiyorum.
Ama ben kendimi sansli goruyorum, cunku ailenin aptali ben oldugum icin, bunlari bana yasatmasalardi, zor durumda olduklarinda yardim ederdim. Simdi hic bisey yapmiyorum.
0
basubadelmevt
İyi akşamlar, algıda seçicilik midir her gün en az bir psikopat sevgili veya eşin katliam haberleri gözüme çarpıyor. Kendi kafasına da sıkıyorlar kadıncağız öldükten sonra. Merakğim bir şey varBu gibi tiplerin aileleriyle özellikle de anneleriyle ilişkileri nasıldır? İnsan hiç mi düsünmez ,anneme bu
İyi akşamlar, algıda seçicilik midir her gün en az bir psikopat sevgili veya eşin katliam haberleri gözüme çarpıyor. Kendi kafasına da sıkıyorlar kadıncağız öldükten sonra. Merakğim bir şey var
Bu gibi tiplerin aileleriyle özellikle de anneleriyle ilişkileri nasıldır? İnsan hiç mi düsünmez ,anneme bunları yaşatmayayım diye. Ailede büyük eksiklikler ettiğini tahmin etmek zor değil de ne bileyim ya. Anneme çok bağlı bir erkeğim , hayatımda bir kere intihar tarzı seyler düşünmüştüm ve sonra annem geldi aklıma,ona bunu nasıl yaşatırım diye hayıflandım,ben ve kardeşim için verdiği emeği düşündüm. Nasıl aileler bunlar bu kadar kadın düşmanı yetişiyor bu manyaklar?
Bu gibi tiplerin aileleriyle özellikle de anneleriyle ilişkileri nasıldır? İnsan hiç mi düsünmez ,anneme bunları yaşatmayayım diye. Ailede büyük eksiklikler ettiğini tahmin etmek zor değil de ne bileyim ya. Anneme çok bağlı bir erkeğim , hayatımda bir kere intihar tarzı seyler düşünmüştüm ve sonra annem geldi aklıma,ona bunu nasıl yaşatırım diye hayıflandım,ben ve kardeşim için verdiği emeği düşündüm. Nasıl aileler bunlar bu kadar kadın düşmanı yetişiyor bu manyaklar?
0
Zaten kadin haklari orgutleri birkac yildir bu artistan soz ediyor.
Ancak bu insanlar, cok da uc kisiler degil. Etrafinda her gun karsilastigin kisiler.
bit.ly
Suclu hepimiziz!
Ancak bu insanlar, cok da uc kisiler degil. Etrafinda her gun karsilastigin kisiler.
bit.ly
Suclu hepimiziz!
0
Bir yanlışın var bana göre. Herkesi kendi terazinle tartmak gibi.
Bir insan annesi babası için yaşamaz kendisi için yaşar. Doğrusu budur, en azından norm budur modern toplumda.
Karısını kesen psikopatlar nasıl bir ailede yetişiyor bilmiyorum ama ana baba kontrolünde, ülkenin normu olan cinsiyetçi toplum yapısında büyüdüklerini düşünüyorum. O nedenle "erkeklik" denen kavramı kutsallaştırıp kendilerini aldatan/boşamakta olan vs karılarını bu gururun kırılmasına binaen öldürüyorlar çoğunlukla. Namusumu temizledim kafasıyla yapılıyor genelde o yüzden böyle diyorum.
Sorun annesini babasını sevmek değil, erkekliğine toz kondurmamak. Psikopat da değiller bence. Öyle olsa intihar etmez, öldürdüğü karıyı yok eder hayatına devam eder hiçbişe olmamış gibi vs.
Bir insan annesi babası için yaşamaz kendisi için yaşar. Doğrusu budur, en azından norm budur modern toplumda.
Karısını kesen psikopatlar nasıl bir ailede yetişiyor bilmiyorum ama ana baba kontrolünde, ülkenin normu olan cinsiyetçi toplum yapısında büyüdüklerini düşünüyorum. O nedenle "erkeklik" denen kavramı kutsallaştırıp kendilerini aldatan/boşamakta olan vs karılarını bu gururun kırılmasına binaen öldürüyorlar çoğunlukla. Namusumu temizledim kafasıyla yapılıyor genelde o yüzden böyle diyorum.
Sorun annesini babasını sevmek değil, erkekliğine toz kondurmamak. Psikopat da değiller bence. Öyle olsa intihar etmez, öldürdüğü karıyı yok eder hayatına devam eder hiçbişe olmamış gibi vs.
0
Ben de tam tersini dusunuyorum, neden butun herkes sevgilsiini falan vurmuyor. Insanlar cok sabirli diye dusunuyorum.
Intihar icin de ayni dusunceye sahibim.
Intihar icin de ayni dusunceye sahibim.
0
Valla her cezaevine düşen psikopat değil. Onların ne yaşadığını nereden biliyorsun? belkide üstüne çok gidildi. sabrı tükendi. biliyor musunuz neler yaşadığını?
0
aslinda o ailelerde sizin annenizden bile daha fazla o adamin ustune dusulmustur, agam pasam denilmistir, bebek gibi acikinca yemegi verilmis, cebine harcligi konulmus, hicbir konuda hicbir ise yaramasi beklenmemis, yillar icinde yaptigi butun hatalar ortbas edilmis, gormezden gelinmis, cevredekilerin yorumlarina inanilmistir.
yoksa gercekten cocugunu seven ve bilincli aileler cocuklarinda sorun gorduklerinde uzman destegi aliyorlar, sorunlari gormezden gelmiyorlar. cocuktur, evlattir demeyip topluma kendi secimleri sonucu olarak bir insan kattiklarini ve bunun bir sorumluluk oldugunun bilincindeler.
turkiye'de cocuguna bu gozle bakan insan sayisi o kadar az ki! yani herkes dunyanin kotuluklerinden cocugunu kurtarma konusuna konsantre olmus ama benim kendi kanim canim baskasina naapmis hiiiic umurlarinda degil, bugun eksi de yine bir baslik vardi iste, psikopatin biri parkin ortasinda kopek vurmus, guya cocugunu bahane ederek, o adam o cocugu evde catir catir dovmuyorsa, anasi da evde hicbir ise yaramasina izin vermiyorsa ben de birsey bilmiyorum.
ise yaramaz insanlar sorunlarin sozlu veya fiziksel siddetle cozerler. sekil 1a da goruldugu uzere, tayyip en guzel ornek, bilindigi uzere tam olarak boyle bir ailenin cocugu idi, simdi topluca sonucuna katlaniyoruz, sizce bunun anasi babasi bir gun olsun oglum sen cok ah aldin yaziktir demis midir?
yoksa gercekten cocugunu seven ve bilincli aileler cocuklarinda sorun gorduklerinde uzman destegi aliyorlar, sorunlari gormezden gelmiyorlar. cocuktur, evlattir demeyip topluma kendi secimleri sonucu olarak bir insan kattiklarini ve bunun bir sorumluluk oldugunun bilincindeler.
turkiye'de cocuguna bu gozle bakan insan sayisi o kadar az ki! yani herkes dunyanin kotuluklerinden cocugunu kurtarma konusuna konsantre olmus ama benim kendi kanim canim baskasina naapmis hiiiic umurlarinda degil, bugun eksi de yine bir baslik vardi iste, psikopatin biri parkin ortasinda kopek vurmus, guya cocugunu bahane ederek, o adam o cocugu evde catir catir dovmuyorsa, anasi da evde hicbir ise yaramasina izin vermiyorsa ben de birsey bilmiyorum.
ise yaramaz insanlar sorunlarin sozlu veya fiziksel siddetle cozerler. sekil 1a da goruldugu uzere, tayyip en guzel ornek, bilindigi uzere tam olarak boyle bir ailenin cocugu idi, simdi topluca sonucuna katlaniyoruz, sizce bunun anasi babasi bir gun olsun oglum sen cok ah aldin yaziktir demis midir?
0
Psikopatların beyninde empati sağlayan bölgenin gelişmemiş ya da daha az gelişmiş olduğu yönünde bazı veriler var.(Kaynak :Prof Dr N.Tarhan)
0
anneleri de böyle duyarlı, sevgi kelebeği, bilinçli insanlar değiller ki...
hiç mi okumuyorsunuz aynı haberlerde genelde bu tür manyakların (özellikle şiddet değil de tecavüzcü manyakların) anneleri (hatta kimi durumlarda eşleri) "oğlumun hayatını karartıyor" diye üstüne yürüyor suçlayan tarafın.
boşuna mı diyoruz, türk anneleri genel olarak manyak, aman da paşa oğluşuna zeval gelmesin. zaten öldürmek filan resmen hakkı oğluşunun. o "manyak karı"nın kaşınması hep...yoksa oğlunun hiç suçu olur mu? fatmagülün suçu ne diye bir dizi vardı orada zengin sınıftan aileler vardı o aileler de aynen böyleydi aman ört bas edilsin, oğluşlarına zeval gelmesin. bizde aileler böyle işte. alt kesim de aynı üst kesim de.
benim bildiklerim arasında üniversite mezunu adam öldürmüş 2 tip var..ikisi de güya annesini sayar sever, yani anne döven söven tiplerden değiller (biri aşırı şımartılmış paşa oğlum sendromu öbürü ailesinin isteklerinin altında ezilip kendi hayatını yaşayamayan bir manyak aile şimdi vicdan yapıyor). annelerine kalırsa oğluşları kadersiz, oğullarına yazık oldu, hiç demiyorlar ki yahu oğlum adam öldürdü, (üstelik ikisinin de öldürdüğü gencecik insanlardı, aileleri vardı, resmen ocakları söndü) cezasını çeksin, akıllansın, biz de hatalarımızı kabul edelim, nerdeee...oğullarının çocuklarını düşünüyorlar aman bi üstüne titriyorlar filan. e iyi de ölen adamın/kadının çocukları taş mıydı? ona yazık değil mi diyen yok. bu hataları böyle devam ettirirsek yeni yeni manyaklar türeteceğiz diyen hiç yok. "oğlum katil oldu" (bir can aldı) diye değil "oğluma katil, torunuma baban katil diyecekler" diye üzülen insanlardan bahsediyoruz...
hiç mi okumuyorsunuz aynı haberlerde genelde bu tür manyakların (özellikle şiddet değil de tecavüzcü manyakların) anneleri (hatta kimi durumlarda eşleri) "oğlumun hayatını karartıyor" diye üstüne yürüyor suçlayan tarafın.
boşuna mı diyoruz, türk anneleri genel olarak manyak, aman da paşa oğluşuna zeval gelmesin. zaten öldürmek filan resmen hakkı oğluşunun. o "manyak karı"nın kaşınması hep...yoksa oğlunun hiç suçu olur mu? fatmagülün suçu ne diye bir dizi vardı orada zengin sınıftan aileler vardı o aileler de aynen böyleydi aman ört bas edilsin, oğluşlarına zeval gelmesin. bizde aileler böyle işte. alt kesim de aynı üst kesim de.
benim bildiklerim arasında üniversite mezunu adam öldürmüş 2 tip var..ikisi de güya annesini sayar sever, yani anne döven söven tiplerden değiller (biri aşırı şımartılmış paşa oğlum sendromu öbürü ailesinin isteklerinin altında ezilip kendi hayatını yaşayamayan bir manyak aile şimdi vicdan yapıyor). annelerine kalırsa oğluşları kadersiz, oğullarına yazık oldu, hiç demiyorlar ki yahu oğlum adam öldürdü, (üstelik ikisinin de öldürdüğü gencecik insanlardı, aileleri vardı, resmen ocakları söndü) cezasını çeksin, akıllansın, biz de hatalarımızı kabul edelim, nerdeee...oğullarının çocuklarını düşünüyorlar aman bi üstüne titriyorlar filan. e iyi de ölen adamın/kadının çocukları taş mıydı? ona yazık değil mi diyen yok. bu hataları böyle devam ettirirsek yeni yeni manyaklar türeteceğiz diyen hiç yok. "oğlum katil oldu" (bir can aldı) diye değil "oğluma katil, torunuma baban katil diyecekler" diye üzülen insanlardan bahsediyoruz...
0
levent bilgen
Kuşaklar arası mukayeseleri, birini yüceltip diğerini aşağılamayı yersiz ve gerçekten uzak buluyorum. Bununla beraber sanayi devrimi sonrası dünyadaki en büyük dönüşüme sebep olan "internet çağının", iletişim ve ulaşım imkanlarının artmasının, sosyal medya mecralarının birbiri ardına doğmasının bir
Kuşaklar arası mukayeseleri, birini yüceltip diğerini aşağılamayı yersiz ve gerçekten uzak buluyorum. Bununla beraber sanayi devrimi sonrası dünyadaki en büyük dönüşüme sebep olan "internet çağının", iletişim ve ulaşım imkanlarının artmasının, sosyal medya mecralarının birbiri ardına doğmasının bir sonucu olarak çok "şekilci" bir nesil geldiğini de düşünüyorum.
Bu nesil, kendinden önceki tüm nesillerin aksine sokakta oyun oynayarak, yüz yüze sohbet ederek, karşılıklı ve sağlıklı ilişkiler kurarak inşa etmedi değerler sistemini. Çocukluğundan itibaren ekrandaki profil resimleri, fotoğraf paylaşımları ve bir "account" olarak tanıdı insanları, bu tarz video oyunlar oynadı. Hemen vazgeçebiliyor, her şeyi riske edebiliyor ilişkilerde, çünkü alternatifler sonsuz. Değerli bir paylaşımda ve fedakarlıkta bulunarak elde ettiği bir şey olmadığı için de kaybedeceği bir şey olmuyor.
20'sinin başında botoks, çene, dudak dolgusu, medikal estetik konuşan ve en küçük yaş alma belirtisine bile fobi geliştiren genç kızlar, İnstagram'ın ve selfie'nin popüler olmasının hemen ardından plastik cerrahi uygulamalarının tüm dünyada ciddi şekilde artması, giyim ve marka düşkünlüğünün "insanın güzelliğe meyyal doğasının" da ötesinde daha başka bir üst değer olarak toplumda yerleşmesi ve kabul görmesi, en küçük bir insani kusura bile tahammülü yitirmeye başlayan insanlar...
Sizin bu konudaki gözlemleriniz nedir? Sizce böylesine şekilci olmalarına esas sebep olan şey ne? Bunun tek sorumlu sosyal medya mı? Yoksa yitirdiğimiz başka değerler mi?
Bu nesil, kendinden önceki tüm nesillerin aksine sokakta oyun oynayarak, yüz yüze sohbet ederek, karşılıklı ve sağlıklı ilişkiler kurarak inşa etmedi değerler sistemini. Çocukluğundan itibaren ekrandaki profil resimleri, fotoğraf paylaşımları ve bir "account" olarak tanıdı insanları, bu tarz video oyunlar oynadı. Hemen vazgeçebiliyor, her şeyi riske edebiliyor ilişkilerde, çünkü alternatifler sonsuz. Değerli bir paylaşımda ve fedakarlıkta bulunarak elde ettiği bir şey olmadığı için de kaybedeceği bir şey olmuyor.
20'sinin başında botoks, çene, dudak dolgusu, medikal estetik konuşan ve en küçük yaş alma belirtisine bile fobi geliştiren genç kızlar, İnstagram'ın ve selfie'nin popüler olmasının hemen ardından plastik cerrahi uygulamalarının tüm dünyada ciddi şekilde artması, giyim ve marka düşkünlüğünün "insanın güzelliğe meyyal doğasının" da ötesinde daha başka bir üst değer olarak toplumda yerleşmesi ve kabul görmesi, en küçük bir insani kusura bile tahammülü yitirmeye başlayan insanlar...
Sizin bu konudaki gözlemleriniz nedir? Sizce böylesine şekilci olmalarına esas sebep olan şey ne? Bunun tek sorumlu sosyal medya mı? Yoksa yitirdiğimiz başka değerler mi?
0
Bu gördüğün nesil bir sonuç dediğin gibi. Sebeplerini de kendince yazmışsın. Bir insana ne verirsen onu alırsın, biz bu çocuklara gençlere demek ki bunu verdik ki böyle geri dönüşler alıyoruz. Çok aşırı şikayetçi değilim, insanları genel itibariyle beğenmiyorum yaştan nesilden bağımsız.
İnsanlar artık paketi daha çok önemsiyor, içindekinin ne olduğunun çok bir önemi yok, ciddi manada derinlik sorunumuz var çünkü bizim yarattığımız bu dünyada derinliği gerektiğş kadar takdir etmedik.
Film izliyoruz mesela, artık hemen aksiyon görmek istiyoruz. Hikayenin derinliği, arkasında barındırdıkları artık eskisi gibi ilgimizi çekmiyor. Atlasın süper kahramanlar, zıplasın kötüler bu yani, görsel şov 1500 ama senaryo sıfır, karakter işlemesi yok. Bilgiye sahip olmanın bir değeri kalmadı çünkü çok fazla bilgiye maruz kalıyoruz. Çocuğa bir şey anlatıyorsun çocuk içinden "lazım olsa zaten Google'dan bakarım" diye geçiriyor, odaklanmıyor. O nedenle ilgilerini çeken tek şey görsellik, güç, görkem. Asrın en kro, en keko, en sığ insanları malesef günümüzde yetişiyor ama suç dediğim gibi bizde onlarda değil.
O Avrupa tarzı elegant zenginlik anlayışı kalmadı. Herkes gangsta rap yıldızı gibi yaşamanın derdinde.
İnsanlar artık paketi daha çok önemsiyor, içindekinin ne olduğunun çok bir önemi yok, ciddi manada derinlik sorunumuz var çünkü bizim yarattığımız bu dünyada derinliği gerektiğş kadar takdir etmedik.
Film izliyoruz mesela, artık hemen aksiyon görmek istiyoruz. Hikayenin derinliği, arkasında barındırdıkları artık eskisi gibi ilgimizi çekmiyor. Atlasın süper kahramanlar, zıplasın kötüler bu yani, görsel şov 1500 ama senaryo sıfır, karakter işlemesi yok. Bilgiye sahip olmanın bir değeri kalmadı çünkü çok fazla bilgiye maruz kalıyoruz. Çocuğa bir şey anlatıyorsun çocuk içinden "lazım olsa zaten Google'dan bakarım" diye geçiriyor, odaklanmıyor. O nedenle ilgilerini çeken tek şey görsellik, güç, görkem. Asrın en kro, en keko, en sığ insanları malesef günümüzde yetişiyor ama suç dediğim gibi bizde onlarda değil.
O Avrupa tarzı elegant zenginlik anlayışı kalmadı. Herkes gangsta rap yıldızı gibi yaşamanın derdinde.
0
Keske orijinalini bulabilsem:
Milattan once 1000 yilinda Roma Imparatoru milattan once 1050 yilindaki cocuklara gore o zamanki cocuklarin daha "sekilci" olduklarini, kendi nesillerine gore anne ve babalarina saygisiz olduklarini, toplum kurallarina uymadiklarini falan yazmis. Aradan 3000 yil gecti, yaslilar yine cocuklar icin yine ayni seyi soyluyor.
Bu nedenle bizler kendi kendimizi iyi cocuklar, simdiki cocuklari ise simarik, "sekilci", vb sekilde gorme egilimindeyiz.
Senin de dedene sorsak, kendi neslindeki cocuklara gore senin cok farkli oldugunu, kendinin cocuklugunda insan iliskilerinin daha iyi oldugunu, cocuklarin daha terbiyeli, itaatkar falan oldugunu ancak senin ve senin yastaki genclerin cok farkli oldugunu soyleyecektir.
Milattan once 1000 yilinda Roma Imparatoru milattan once 1050 yilindaki cocuklara gore o zamanki cocuklarin daha "sekilci" olduklarini, kendi nesillerine gore anne ve babalarina saygisiz olduklarini, toplum kurallarina uymadiklarini falan yazmis. Aradan 3000 yil gecti, yaslilar yine cocuklar icin yine ayni seyi soyluyor.
Bu nedenle bizler kendi kendimizi iyi cocuklar, simdiki cocuklari ise simarik, "sekilci", vb sekilde gorme egilimindeyiz.
Senin de dedene sorsak, kendi neslindeki cocuklara gore senin cok farkli oldugunu, kendinin cocuklugunda insan iliskilerinin daha iyi oldugunu, cocuklarin daha terbiyeli, itaatkar falan oldugunu ancak senin ve senin yastaki genclerin cok farkli oldugunu soyleyecektir.
0
@Traveller Duyurudaki ilk cümleden, bu çıkarımların referans verdiğin ruhla oluşmadığını hissetmen gerekirdi. Ben çok farklı bir şeye temas ediyorum. Orijinali dediğini de ben hatırlatayım:
Aristo şöyle söylemiş M.Ö. 350'de: "Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar"
M.S. 2. yüzyılda Hesiod da: "Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağır başlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar." diye eklemiş.
Aristo şöyle söylemiş M.Ö. 350'de: "Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar"
M.S. 2. yüzyılda Hesiod da: "Günümüz gençleri öyle umursamaz ki, ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağır başlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar." diye eklemiş.
0
ben bilginin önemli rol oynadığını düşünüyorum. artık daha fazla 'şey' biliyoruz. üç çeşit kazak yerine üç yüz çeşit kazak arasından seçim yapabilme şansımız var. aynı şekilde çok daha fazla insana maruz kalıyoruz. rekabet demeyeyim de kıyas ve daha iyi olma eğilimi her zaman vardı, artmış olabilir.
ayrıca şekilci biri olarak şekilciliğin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. neden insan güzel bir objeye bakmak istemesin ki?
ayrıca şekilci biri olarak şekilciliğin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. neden insan güzel bir objeye bakmak istemesin ki?
0
iletişim çağı,erken ve artan farkındalık gibi bir sürü sebep sayılabilir.tecrübesizlik ve özgüvenle birleştiğinde o zaman kuşaklararası çatışmalar başlıyor.fransızların dediği gibi gençler bilebilse ihtiyarlar yapabilse.
0
sys coyg
Mango sitesinde bazı montlar için kuş tüyü, bazıları için tüylü yazıyor. Bunların arasında aşırı fark var mıdır? İstanbul kışı için ikisi de iş görür mü?Tüylü montun açıklaması: Kompozisyon: 100% pamuk. Astar: 100% polyester. Kol astari: 100% polyester. Astar cebi: 100% polyester. Kus tuyu dolgu: 90
Mango sitesinde bazı montlar için kuş tüyü, bazıları için tüylü yazıyor. Bunların arasında aşırı fark var mıdır? İstanbul kışı için ikisi de iş görür mü?
Tüylü montun açıklaması: Kompozisyon: 100% pamuk. Astar: 100% polyester. Kol astari: 100% polyester. Astar cebi: 100% polyester. Kus tuyu dolgu: 90% beyaz ördek tüyü,10% beyaz ördek tüyü
Kuş tüyü montun açıklaması: Kompozisyon: 100% polyester. Astar: 100% polyester. Kapson astari: 100% polyester. Hood filling: 100% polyester. Astar cebi: 100% polyester. Kus tuyu dolgu: 50% gri ördek tüyü,50% gri ördek tüyu
Tüylü montun açıklaması: Kompozisyon: 100% pamuk. Astar: 100% polyester. Kol astari: 100% polyester. Astar cebi: 100% polyester. Kus tuyu dolgu: 90% beyaz ördek tüyü,10% beyaz ördek tüyü
Kuş tüyü montun açıklaması: Kompozisyon: 100% polyester. Astar: 100% polyester. Kapson astari: 100% polyester. Hood filling: 100% polyester. Astar cebi: 100% polyester. Kus tuyu dolgu: 50% gri ördek tüyü,50% gri ördek tüyu
0
Bu ne ya aynısını iki kere yazmışlar. “50% gri ördek tüyü,50% gri ördek tüyu” ne demek
İstanbulda kış mı oluyo sanki, al geç. Mont buldun, tüylüsünü arıyosun
İstanbulda kış mı oluyo sanki, al geç. Mont buldun, tüylüsünü arıyosun
0
gizemli dede
gönül istiyor ki çehov kitapları okuyayım, don kişot okuyayım ama bıkmaktan korkuyorum biraz daha çaba gerektirdiği için. siz ne önerirsiniz? önce ufak ufak çocuk kitapları mı okuyayım?
gönül istiyor ki çehov kitapları okuyayım, don kişot okuyayım ama bıkmaktan korkuyorum biraz daha çaba gerektirdiği için. siz ne önerirsiniz? önce ufak ufak çocuk kitapları mı okuyayım?
0
Sinav sonucu gercegi yansitiyorsa Turkiye abartili dil kurslari degil de uluslararasi sistemde daha cok B1 duzeyindesiniz. Eger kelimeleri cikarirsaniz bircok populer kitabin konusunu her seyiyle olmasa da genel olarak anlayabilirsiniz. Daha once okudugunuz ve iyi bildiginiz populer kitaplari, ornegin Harry Potter, Ingilizce okumayi deneyin. Bir yandan kelimelerine de bakin.
0
Penguin reader mı ne vardı, level 6’ya kadar kitapları var. 3-4’ten başlayın. Kelime kasmak açısından iyi.
0
douglas
şu an avrupa birliğinde gayrimenkul alana vatandaşlık veren birçok ülke var. benim bulduğum en ucuz yol letonyadan 150bin avroya ev almak. sanırım türkiye 250bin dolara vatandaşlık veriyor. sizin bildikleriniz nedir?
şu an avrupa birliğinde gayrimenkul alana vatandaşlık veren birçok ülke var. benim bulduğum en ucuz yol letonyadan 150bin avroya ev almak. sanırım türkiye 250bin dolara vatandaşlık veriyor. sizin bildikleriniz nedir?
0
bu bahsettiginiz sey vatandaslik degil oturum izni, ozellikle portekiz vs. bildigim kadariyla oncelikle sadece oturum izni ile baslatiyor, yani calisma izniniz yok, sonra oranin vatandaslik sartlarini ve suresini tamamlarsaniz vatandaslik veriyor. yani sadece oturum izni ile calisma iznini ve vatandasligi karistirmayin.
0
hocam 'sadece' oturum izni ile sadece gidip oturabiliyorsun, vizesiz gezebiliyorsun vs. ama calisamiyorsun orada, yani gelir getirici faaliyette bulunamiyorsun. dolayisiyla mese yazilim isi yapiyorsundur, gittigin ulkede calisma iznine ihtiyacin yoktur calisirsin. ama mesela orada bir sirkete giremezsin, fatura kesemezsin vs.
yani insanlar bunun oldugunun farkinda degil ama calisma izni vermeyen oturum izni kavrami var avrupada. o kadar para verip alacaginiz seyin ya calisma izni de icereceginden emin olun ya da vatandaslik alana kadar yetecek paraniz, planiniz olsun.
calisma izni ile orada gelir getirici faaliyetlere dahil olabilirsin ve elbette yasayabilirsin.
vatandaslik da vatandaslik iste.
yani insanlar bunun oldugunun farkinda degil ama calisma izni vermeyen oturum izni kavrami var avrupada. o kadar para verip alacaginiz seyin ya calisma izni de icereceginden emin olun ya da vatandaslik alana kadar yetecek paraniz, planiniz olsun.
calisma izni ile orada gelir getirici faaliyetlere dahil olabilirsin ve elbette yasayabilirsin.
vatandaslik da vatandaslik iste.
0
iwasbornonamountainside
Kaç tane kredi kartınız var ve her ay ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
Kaç tane kredi kartınız var ve her ay ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
0
2 kredi kartı var
500 tl civarı
genelde sadace taksitli harcamalar ve otomatik fatura ödemeleri.
günlük harcamalar için kullanmıyorum
500 tl civarı
genelde sadace taksitli harcamalar ve otomatik fatura ödemeleri.
günlük harcamalar için kullanmıyorum
0
benim 1 eşimin 1 tane var. benimki ortalama 400 civarı geliyor eşiminkinin ek kartı da benden tüm market alışverişi vs her şey ondan yapılıyor o da 3-4k civarı geliyor.
0
0. kredi kartı kullanmamaya çalışıyorum elimden geldiğince. 2 tane kredi kartım var.
0
1 kredi karti var, sadece ucak biletleri ve arac kiralama icin kullaniyorum onun haricinde nakit param yoksa almiyorum.
0
2 tane
1200- 1300 tl. biri faturalar ve alışveriş için. diğeri taksitli alışveriş için.
1200- 1300 tl. biri faturalar ve alışveriş için. diğeri taksitli alışveriş için.
0
iki kart. birini kullanıyorum. 1500 tl civarı. taksitle hiçbir şey almıyorum. büyük harcamaları nakit yapıyorum.
0
3 kart var. birisinin limitini 100 lira yaptım kullanmıyorum. bi diğeri 3000, onu da kullanmıyorum. asıl kullandıım 20000 aylık ortalama kredi kartı ile harcadığım 2500 civarı. taksitten olabildiğince kaçarım
0
3 kredi kartim var. birinde geri odemeli hayat sigortasi var ayda 80$. Onunla da birlikte ayda 1000 tl. Pesinciyim, taksite karsiyim.
0
tchuck
bizden gizli olan bilimsel çalışmalarda, veya gizli devlet politikalarında falan.neticede onca neandertal enkazı arasında illa ki kullanılabilir dns bulmuşlardır.sizce bunlar hiç klonlanmış mıdır? klonlama meselesi 90ların sonunda başladıysa, 2000lerin ortasında da neandertalleri denemiş olsalar; şu
bizden gizli olan bilimsel çalışmalarda, veya gizli devlet politikalarında falan.
neticede onca neandertal enkazı arasında illa ki kullanılabilir dns bulmuşlardır.
sizce bunlar hiç klonlanmış mıdır? klonlama meselesi 90ların sonunda başladıysa, 2000lerin ortasında da neandertalleri denemiş olsalar; şuan 10 yaşında neandertaller laboratuvarlarda takılıyor olabilir mi?
alın size boş, ama üstünde konuşmak için keyifli bir soru
neticede onca neandertal enkazı arasında illa ki kullanılabilir dns bulmuşlardır.
sizce bunlar hiç klonlanmış mıdır? klonlama meselesi 90ların sonunda başladıysa, 2000lerin ortasında da neandertalleri denemiş olsalar; şuan 10 yaşında neandertaller laboratuvarlarda takılıyor olabilir mi?
alın size boş, ama üstünde konuşmak için keyifli bir soru
0
Homo Sapiens vücudunda Neandertal embriyosu büyürse evet klonlanmış olabilir.
Zamanında insan türleri arasında çiftleşmeler olduğunu düşünürsek ve hala Neandertal DNA'sı taşıyan insanlar olduğuna göre mümkün gözüküyor.
Zamanında insan türleri arasında çiftleşmeler olduğunu düşünürsek ve hala Neandertal DNA'sı taşıyan insanlar olduğuna göre mümkün gözüküyor.
0
O kadar eski DNA'lar kopyalanamiyor cunku DNA bozunuyor. Bu nedenle zaten dinozor DNA'si da aslinda olusturulamaz.
0
Dinazor dna sı ile neandertal dna sı arasında 70 milyon yıl var abi. Bildiğim kadarıyla 500bin yılda kullanılmaz hale grliyor. Beandertaller 30bin yıl önceye kadar vardı
0
Normalde imkansız değil tabii, o kadar kısa sürede DNA da bozulmaz ama klonlama için Endojen DNA denilen DNA gerekiyor; yani herhangi bir maddeden bakteriden etkilenmemiş DNA bu, bir fosilde bozulmamış Endojen DNA miktarı da genelde çok düşük oluyor, yani toplam DNA'nın ancak %3-5'i Endojen DNA ondan da klonlama yapmak pek mümkün değil.
0
jimjim
sbyurt dışında neden içeride?sorun nem vs ise mutaklarda neden içeride?
sb
yurt dışında neden içeride?
sorun nem vs ise mutaklarda neden içeride?
yurt dışında neden içeride?
sorun nem vs ise mutaklarda neden içeride?
0
@twelfth o zaman evdeki diğer tüm odalarınki neden içeride? arkadaş bu farktan bahsetmiş kısaca...
0
Banyo ok ama tuvalette nem yok. içeride olmamasını açıklamaz bunlar.
İçeride olması daha mantıklı geliyor bana, çocukken içeride olana eziyet çektirmek için ışıkları yakıp söndürdüğümüz aklıma geldikçe :D
İçeride olması daha mantıklı geliyor bana, çocukken içeride olana eziyet çektirmek için ışıkları yakıp söndürdüğümüz aklıma geldikçe :D
0
Nemle alakası yok, içeride açıkta duran priz ve hatta aplik anahtarı da oluyor.
Olay genelde yer darlığından, ama asıl sebebi banyoların sürekli karanlık halde bulunması sanırım. Yani bir oda gibi değil, girmeden ışığın yakılması daha mantıklı.
Olay genelde yer darlığından, ama asıl sebebi banyoların sürekli karanlık halde bulunması sanırım. Yani bir oda gibi değil, girmeden ışığın yakılması daha mantıklı.
0
"yasal ve guvenlik sebebiyle olmasinin yani sira soyle bir durum vardir ki banyo ve tuvalet isigini yalnizca disaridan kapatiriz. yani bir kisi banyodayken isigi kapatmaz. fakat yatak odalari veya salon icin bu durum gecerli degildir.
ayrica disarida bulunan anahtar kisiye fikir verir, iceride aktif olarak bosaltim islevlerini yerine getiren bir insanin olabilecegini belirtir."
cevap başlıkta verilmiş
ayrica disarida bulunan anahtar kisiye fikir verir, iceride aktif olarak bosaltim islevlerini yerine getiren bir insanin olabilecegini belirtir."
cevap başlıkta verilmiş
0
mutfaktaki nem banyodaki kadar yoğun olmaz. ona bakarsanız mutfakta buat noktalrı var oda bir risk. yurtdışındaki neden öyle olduğunu bilmiyorum ancak yurt dışında bakır boru korumalı kanallardan geçerek gelen tesisatlar görmüştüm. ama net olarak neden bilmiyorum.
0
Techsavvy
Çocukluğumda yoğun bir biçimde aileden, okuldan (ilkokul öğretmeni ş.siz)Gençlik çağımda yine aileden, lisedeki şahıslardan (10 kişiye karşı dövüştüğümü bilirim)Fiziksel şiddet gördüm.Ailede olanlar anne,baba ve abi kaynaklıydı. -Şimdi anlatırken bile göz yaşlarım akmak istiyor ama dayanıyorum- okul
Çocukluğumda yoğun bir biçimde aileden, okuldan (ilkokul öğretmeni ş.siz)
Gençlik çağımda yine aileden, lisedeki şahıslardan (10 kişiye karşı dövüştüğümü bilirim)
Fiziksel şiddet gördüm.
Ailede olanlar anne,baba ve abi kaynaklıydı. -Şimdi anlatırken bile göz yaşlarım akmak istiyor ama dayanıyorum- okulda bölme sorusunu yapamadığımda dövüyordu ilkokul öğretmeni. tabi bu tek dayak yediğim konu değildi.
Gençlik çağımda abimle çok takıştık. Bir kaç kez burnum patladı, çok haksız bir nedenden burnumu ısırdı-koparıyordu az daha. Ama ben asla zarar verecek şekilde kavga etmedim..
Bu yaşadıklarım normal mi? yani herkes yaşıyor mu? küçüklükte yenen ufak dayaklar'a girebilir mi? yoksa isyan etmekte haklı mıyım?
Gençlik çağımda yine aileden, lisedeki şahıslardan (10 kişiye karşı dövüştüğümü bilirim)
Fiziksel şiddet gördüm.
Ailede olanlar anne,baba ve abi kaynaklıydı. -Şimdi anlatırken bile göz yaşlarım akmak istiyor ama dayanıyorum- okulda bölme sorusunu yapamadığımda dövüyordu ilkokul öğretmeni. tabi bu tek dayak yediğim konu değildi.
Gençlik çağımda abimle çok takıştık. Bir kaç kez burnum patladı, çok haksız bir nedenden burnumu ısırdı-koparıyordu az daha. Ama ben asla zarar verecek şekilde kavga etmedim..
Bu yaşadıklarım normal mi? yani herkes yaşıyor mu? küçüklükte yenen ufak dayaklar'a girebilir mi? yoksa isyan etmekte haklı mıyım?
0
Biz de kavgalar ettik, dayaklar yedik kirve. Fakat aile konusu o kadar da değil tabii. En fazla okuma yazma öğrenme kısmında bir iki sille yediğimi hatırlıyorum ama çevreden senin gibi olan baya vardı. Aniden falan da bir iki yırmıhtır o kadar. Seninki Türkiye ortalaması içinde uyumlu görünüyor yani sıkıntı yok
0
Aile öğretmen abi arkadaş çevreden model görüp onu uyguluyorlardı, modeller azalırsa davranış biçimi değişkenliğe gider. Önceden öğretmenin öğrenciyi dövmesi normaldi, şimdi bitarafından kan alırlar adamın. Ebeveynler de önceye nazaran bilinçlendi biraz. Yani senin yaşadığıdı birçoğumuz yaşadık.
0
hayir normal degil. dermani olmayan bir dert de degil. psikologa falan gidin bence, terapi falan gorun.
isyan etme ile cozume kavusamazsiniz.
isyan etme ile cozume kavusamazsiniz.
0
Sizi yaralamışsa ve şuan da üzebiliyorsa bir durum, normal değildir.
Birinin kafasını kirarlar umursamaz, başka biri tokat yer unutamaz. O yüzden normal değil.
Birinin kafasını kirarlar umursamaz, başka biri tokat yer unutamaz. O yüzden normal değil.
0
Anne baba egitimsiz, abi de cocuk olabiliyor ama ogretmenin cocuk dovmesine katlanamiyorum.
Yasadiklarin zor ama sen farkli bir insan ol.
Yasadiklarin zor ama sen farkli bir insan ol.
0
Öğretmen mevzuu da öyle tabii. Bana denk gelmedi de ilkokulda bazı öğretmenlerin en ufak şeyde dövdüğünü duyuyorduk yan sınıflardan. Bana hep mini giyen milf hocalar denk geldi elhamdülillah
0
Biri sana vuruyosa seni sevmiyodur. Normal değil. Ben olsam ilişiği keserdim.
0
İnanın bizim de ilkokul öğretmeni dövüyordu hem de çok fena. Adama ne ahlar etmişti öğrencileri. Bir çocuğun kafasını sürekli tahtaya vuruyordu. Hatırladım da Allah bildiği gibi yapsın bu gibi insanları. Kardeş kavgaları da çok oluyor, yerinizde olsam abimle anlaşamıyorsam mesafeli davranırım saygı çerçevesinde. Dövüşmek övünülecek bir davranış değil. İnanın sizin durumunuzda çok insan vardır. Kısacası isyan etmeyin.
0
Bizim ilkokulda ogretmenin sabah rutini bizi dovmekti. Sopayla girisirdi kari.
Sayesinde derece yaptim :D takma kafaya kac nesil boyle buyudu.
Sayesinde derece yaptim :D takma kafaya kac nesil boyle buyudu.
0
gözünüze yaş getiriyorsa normal değil. Ama bu sizin anormal olduğunuz manasına gelmiyor. Yaşadıklarınız ağır gelmiş ve kaldıramamışsınız gayet doğal bu. Yalnız bu iç hesaplaşma bitmez, kendinizi yer bitirirsiniz. Bence de yardım almalısınız.
Yardım alamayacak durumdaysanız şu kitabı tavsiye ederim. İnsanın içine farkında olmadan yerleşmiş "acaba ben mi kötüydüm de bana ailem böyle davrandı" duygusundan biraz özgürleştiriyor. www.dr.com.tr
Yardım alamayacak durumdaysanız şu kitabı tavsiye ederim. İnsanın içine farkında olmadan yerleşmiş "acaba ben mi kötüydüm de bana ailem böyle davrandı" duygusundan biraz özgürleştiriyor. www.dr.com.tr
0
Şöyle maddeleyeceğim,
Aile içi şiddet, malesef yakın zamanda daha bilinçli yaklaşılan bir durum. bazı insanların çocuklarına "Kalk lan bi su getir" diye bağırmaları bir 15 yıl önce çoğu yerde kötü görülmüyordu. ama şimdi çocuk da isyan eder, şahit olanlar da. yaşadığınız aile içi şiddeti asla normalleştirmiyorum, ama anne baba dayağı yiyen çok insan var etrafımda. erkenden çocuk sahibi olmuş, maddî manevî sorunlarla boğuşurken anneliğinin ve babalığının tadını çıkaramamış, bu eksikliği sinirle yansıtmış çok ebeveyn var. artık sayıları daha az.
abi konusunda ise, abisinden ya da ablasından dayak yememiş insan sayısının daha da az olduğunu söylemeliyim.
öğretmenlik ise apayrı bir fecaat. ilkokul bir'deki öğretmenin sınıfta çıt çıksa kafaya patlattığını bilirim, hani kulağımızın 10 dakika kadar çınlatığı patlatmalar bunlar. hele ki tembel olanları tekmeyle sınıftan attığını bilirim öğretmenin. şimdi su içmeye izin vermeyen öğretmenin karşısında laf sıralıyor veliler.
her şeyi normalleştirmiş değilim, yanlış anlama sakın. ama şu var, abiden ve öğretmenden dayak yemiş çok insan var. ama de ki, annem burnumu kırdı, bak bu konu isyan etmelik derim.
belirteyim, yüksek sesle konuşmanın, misafir olduğunuz evde sizi susturmak için atılan öldürücü bakışların bile şiddet olduğunu düşünürüm. asla küçümsemiyorum söylediklerinizi. sadece malesef bizde öğretmen ve abla/abi şiddeti yakın zamanda dikkate alındı, diyorum. sorduğun soru da bu zaten, "bunu herkes yaşıyor mu" demişsin. ben yaşamadım pek, ama arkadaşlarımın çoğu yaşadığını söyler. şimdilerde nostalji diye sevecenlikle bahsedilen "anne terliği" de aslında şiddetin dikalasıdır.
Aile içi şiddet, malesef yakın zamanda daha bilinçli yaklaşılan bir durum. bazı insanların çocuklarına "Kalk lan bi su getir" diye bağırmaları bir 15 yıl önce çoğu yerde kötü görülmüyordu. ama şimdi çocuk da isyan eder, şahit olanlar da. yaşadığınız aile içi şiddeti asla normalleştirmiyorum, ama anne baba dayağı yiyen çok insan var etrafımda. erkenden çocuk sahibi olmuş, maddî manevî sorunlarla boğuşurken anneliğinin ve babalığının tadını çıkaramamış, bu eksikliği sinirle yansıtmış çok ebeveyn var. artık sayıları daha az.
abi konusunda ise, abisinden ya da ablasından dayak yememiş insan sayısının daha da az olduğunu söylemeliyim.
öğretmenlik ise apayrı bir fecaat. ilkokul bir'deki öğretmenin sınıfta çıt çıksa kafaya patlattığını bilirim, hani kulağımızın 10 dakika kadar çınlatığı patlatmalar bunlar. hele ki tembel olanları tekmeyle sınıftan attığını bilirim öğretmenin. şimdi su içmeye izin vermeyen öğretmenin karşısında laf sıralıyor veliler.
her şeyi normalleştirmiş değilim, yanlış anlama sakın. ama şu var, abiden ve öğretmenden dayak yemiş çok insan var. ama de ki, annem burnumu kırdı, bak bu konu isyan etmelik derim.
belirteyim, yüksek sesle konuşmanın, misafir olduğunuz evde sizi susturmak için atılan öldürücü bakışların bile şiddet olduğunu düşünürüm. asla küçümsemiyorum söylediklerinizi. sadece malesef bizde öğretmen ve abla/abi şiddeti yakın zamanda dikkate alındı, diyorum. sorduğun soru da bu zaten, "bunu herkes yaşıyor mu" demişsin. ben yaşamadım pek, ama arkadaşlarımın çoğu yaşadığını söyler. şimdilerde nostalji diye sevecenlikle bahsedilen "anne terliği" de aslında şiddetin dikalasıdır.
0
orselenmis insanlar baskalarini da orseliyor ve biz epeyce orselenmis bir toplumuz.
gecmise isyan biraz mantiksiz, sanki... gecmis yok ki? varsa ispat edin? sadece bizim anlattigimiz sekilleriyle hikayeler var, bazisini unutmayip, tekrar edip durmaktaki israrimiz niye, belli degil.
siz kendinizi dovmeyin, digerlerinden ogrendiginiz gibi, baskalarini da dovmeyin - fiziksel ya da degil - bu kafi. annenin, babanin, abinin ya da ogretmenin daha becerikli olmamis olmasini bos verin.
gecmise isyan biraz mantiksiz, sanki... gecmis yok ki? varsa ispat edin? sadece bizim anlattigimiz sekilleriyle hikayeler var, bazisini unutmayip, tekrar edip durmaktaki israrimiz niye, belli degil.
siz kendinizi dovmeyin, digerlerinden ogrendiginiz gibi, baskalarini da dovmeyin - fiziksel ya da degil - bu kafi. annenin, babanin, abinin ya da ogretmenin daha becerikli olmamis olmasini bos verin.
0
Techsavvy
Ram'lerden konuşurken kendi laptopunun ram'inin düşük olduğundan dem vurdu, bende benim pert bilgisayarlardan birinden ram cıkardım. bi 50-100 bir şeyler at abi dedim. vermedi.2 gün sonra ''abi bu ay durumlar kötü ram'ler icin bir 100 lira yollar mısın''minvalinde bir mesaj yolladım biraz test etme
Ram'lerden konuşurken kendi laptopunun ram'inin düşük olduğundan dem vurdu, bende benim pert bilgisayarlardan birinden ram cıkardım. bi 50-100 bir şeyler at abi dedim. vermedi.
2 gün sonra ''abi bu ay durumlar kötü ram'ler icin bir 100 lira yollar mısın''minvalinde bir mesaj yolladım biraz test etme biraz gerçek anlamında. şu anda yok canım ama sonra olursa yollarım dedi. ben de sende 100 lira yoksa biz ölelim anlamında bir mesaj yolladım.(aslında daha ağır bir mesaj yolladım)
Bu adam Yeminli mali müşavir.
Bugünde gelmiş banka hesabını gösteriyor, mesajın atıldıgı ayın 11.de 260 lira para var. e dedim varmış işte 260, bana diyor ki doğalgaz elektrik ona bağlı benim önceliğim onlar.....( sahip olduğu şirketinden para çekmemiş bunu 2 gün önce gerçekleştirmiş onu da ekleyeyim)
Tekrar ediyorum bu adam yeminli mali musavir ve ekliyorum, ben buna ymm sınavlarına hazırlanırken yüklü miktarda borç verdim (10k) 1 sene sonra alabildim. Daha bir sürü +larım var bu adama karşı...(saymayı uygun görmüyorum)
sileyim mi? nasıl bir yol izleyeyim?
2 gün sonra ''abi bu ay durumlar kötü ram'ler icin bir 100 lira yollar mısın''minvalinde bir mesaj yolladım biraz test etme biraz gerçek anlamında. şu anda yok canım ama sonra olursa yollarım dedi. ben de sende 100 lira yoksa biz ölelim anlamında bir mesaj yolladım.(aslında daha ağır bir mesaj yolladım)
Bu adam Yeminli mali müşavir.
Bugünde gelmiş banka hesabını gösteriyor, mesajın atıldıgı ayın 11.de 260 lira para var. e dedim varmış işte 260, bana diyor ki doğalgaz elektrik ona bağlı benim önceliğim onlar.....( sahip olduğu şirketinden para çekmemiş bunu 2 gün önce gerçekleştirmiş onu da ekleyeyim)
Tekrar ediyorum bu adam yeminli mali musavir ve ekliyorum, ben buna ymm sınavlarına hazırlanırken yüklü miktarda borç verdim (10k) 1 sene sonra alabildim. Daha bir sürü +larım var bu adama karşı...(saymayı uygun görmüyorum)
sileyim mi? nasıl bir yol izleyeyim?
0
Aynı durumdayız. Bende ram falan verdim sevgili ablama ama 6 aydır para falan yollamıyor. Babamın durumu kötü borcu var. ben şehir dışında okuyorum masraf olmamak için yemek dışında 3 kuruş para zor harcıyorum. Babam bu durumdayken ablamın 100 lira göndermemesi çok saçma geliyor. Burnum sürtsün diye diyor ama zaten çarçur edecek para elime geçmiyor. Aramız kötü de değil ama işte yok yani mantıklı bir açıklama bulamıyorum.
0
Baskasina anan baban da olsa muhtac olmayacaksin. Bunu aci olsa da ogrendin.
0
Bugün yüz liranın lafını yapar belki ama ilerde lazım olduğunda çıkartıp 20bin lira verir, belli olmaz bu işler. Bizim bi akraba var aynen dediğim gibi küçücük paraların hesabını yapar ama zamanında iyi para vermişti borç olarak. Ödeyemezseniz sıkıntı değil demişti sonradan. Ödedik tabi.
0
abi kardes arasinda ucun besin lafi olmaz +1. simdi 100tl vermez, iki ay sonra yeni bilgisayar hediye eder.
0
Ben de ekran kartimi degistirecektim ablam kusura bakma dedi tersledi. Bir kac hafta sonra ram'i degistirmem gerekiyor dedim hic dusunmeden verdi en iyisinden al dedi.
0
Sen 16 yasindaysan ailenle yasiyorsan ama abin 100 lirayi bile biriktiriyorsa durumlar degisir. Adama gore ram'e para vermek bos istir ama ornegin sana buyuyunce araba alir.
Bir de belki sen simariyorsun diyenler olmus tik yok ama adami sikayet diyen kisilerin duyurularini begenmissin. Bence senin de kendinde sorun araman lazim.
Bir de belki sen simariyorsun diyenler olmus tik yok ama adami sikayet diyen kisilerin duyurularini begenmissin. Bence senin de kendinde sorun araman lazim.
0
sonhakan
Fakir adam sosyalistken parayı bulunca kapitalist mi oluyor? O zaman sosyalizm bir fakir ideolojisidir diye bilir miyiz
Fakir adam sosyalistken parayı bulunca kapitalist mi oluyor? O zaman sosyalizm bir fakir ideolojisidir diye bilir miyiz
0
Manifesto'nun yazarlarından Engels oldukça zengin.
Albert Einstein "Neden Sosyalizm?" makalesini yazdığında üne ve zenginliğe çoktan kavuşmuştu.
Yüzlerce örnek var. Onlarcasını ben sayabilirim. Ama bu ikisi yetecektir diye düşünüyorum.
Albert Einstein "Neden Sosyalizm?" makalesini yazdığında üne ve zenginliğe çoktan kavuşmuştu.
Yüzlerce örnek var. Onlarcasını ben sayabilirim. Ama bu ikisi yetecektir diye düşünüyorum.
0
Bir de Marx'a göre her insan koşullarının sonucudur. Yani iyi ve kötü değildir kimse özgesinde. Bu sebeple sosyalizm elbette fakirin benimsediği fikir olacaktır.
0
Diyemeyiz, çünkü yok öyle bir şey. Bir sürü maddi durumu yerinde sosyalist var.
0
gecen senelerde kendini bir sosyalist olarak tanimlayan biri ile tanistim. hic sevmedim. insanlari bos sozlerle iyi gazliyordu, bunda iyiler gercekten. hayati celiskilerle doluydu. kapitalizmin nimetlerinden faydalanmak icin de 40 takla atiyordu. simdi kalkip bu kisileri nasil ciddiye alayim? hayaller ulkesinde yasiyorlar.
evet. sosyalizm fakir ideolojisidir.
evet. sosyalizm fakir ideolojisidir.
0
sosyalist insan para pul peşinde koşacak olsa zaten sosyalist olmaz.
zengin olmak da kolay bir şey olmadığı için, sosyalist insan zengin olmaz.
zengin olmak da kolay bir şey olmadığı için, sosyalist insan zengin olmaz.
0
Isvec, Norvec, Danimarka hepsi sosyalist ulke. Fakir olduklarini hic sanmiyorum.
0
Evet sosyalist. (bkz: iskandinav sosyalizmi)
Sosyalizm denince bizim insanımızın aklına sadece Marksist Leninist Troçkist yeşil parka giyen Dhkpc üyeleri geliyor, yanlış.
Sosyalizm denince bizim insanımızın aklına sadece Marksist Leninist Troçkist yeşil parka giyen Dhkpc üyeleri geliyor, yanlış.
0
www.google.com
Terimleri bilmiyorsunuz kusura bakmayin. Solcu, sosyalist, communist bunlari karistiriyorsunuz.
Terimleri bilmiyorsunuz kusura bakmayin. Solcu, sosyalist, communist bunlari karistiriyorsunuz.
0
zenginlikle sosyalizm fikri arasinda bir iliski yok. sosyalist ya da o su bu olmak icin o dusundeki gibi yasamak gerekmiyor, bu dunyanin en sacma argumani ve dupuduz safsata.
0
Sosyalist ulke kubadir hacu. Iskandinavya sosyal devlet, sosyal demokrasi falan.
0
Sosyalizm deyince aklına Marksist, Leninist, Troçkist, yeşil parka giyen -şu karikatürleştirmenin orijinalliğine bakınız- birileri gelmeyen arkadaşlarımız bir zahmet açıklasınlar: Üretim araçları üzerinde üretmeyen sınıfın mülkiyeti sürüyor, artı değer sömürüsü sürüyor, yani sermaye yerli yerinde, üstelik üretim süreçleri üretenlerce planlanmıyor, dolaşım aracı olan parayı ortadan kaldırma yönünde bir girişim yok vs. Sosyalizm İskandinavya'nın neresindedir?
***
Fakir, Marksizmce "bilimsel" bulunacak bir kavram değil. Yaşamak için emek gücünü satmak zorunda olan herkes sizin deyiminizle "sosyalist" olabilir. Bağımsız profesyonellikte ve hizmet sektöründe ücretlerin görece yükselmesi yüzünden; klasik Marksist yazının, sınıfın yaşamından anladığı ve çoğunlukla tekil olan maddi şartlar çeşitlenmiştir, "sınıf" bir bakıma yarılmıştır. Yani söz gelimi yarı iletken üreten bir fabrikada 14 saat çalışan Uzak Doğulu işçi ile Türkiye'nin ufak şehirlerinden birinde bir çağrı merkezinde çalışan hizmet işçisi, aynı sınıfın üyeleri iken; biri açlık sınırında, diğeri ise şehri dahilinde "zenginlik" içinde olabilir.
Bu yüzden, sosyalizm için fakir adamın parayı "nasıl" bulduğu önemlidir. Küçük esnaflıkla mı, avukatlıkla mı, finans danışmanlığı ile mi, tasarımcılıkla mı, patronlukla mı? Emek gücünü mü satıyor yoksa artı değer sömürüsü ile mi kazanç elde ediyor? Zengin saydığımız insanların çoğunluğu için cevap ikincisi olduğundan -istisnalar kaideyi bozmaz- diyebiliriz ki, zengin sosyalist olmaz, çünkü sosyalizm, zenginleşmenin (meta ile ifade edilen ve kapitalizme özgü biçiminin) karşısındadır.
Yeri gelmişken, Osman Kavala da sosyalist değil -en azından pratikte- Popperci bir sermayedardır.
***
Fakir, Marksizmce "bilimsel" bulunacak bir kavram değil. Yaşamak için emek gücünü satmak zorunda olan herkes sizin deyiminizle "sosyalist" olabilir. Bağımsız profesyonellikte ve hizmet sektöründe ücretlerin görece yükselmesi yüzünden; klasik Marksist yazının, sınıfın yaşamından anladığı ve çoğunlukla tekil olan maddi şartlar çeşitlenmiştir, "sınıf" bir bakıma yarılmıştır. Yani söz gelimi yarı iletken üreten bir fabrikada 14 saat çalışan Uzak Doğulu işçi ile Türkiye'nin ufak şehirlerinden birinde bir çağrı merkezinde çalışan hizmet işçisi, aynı sınıfın üyeleri iken; biri açlık sınırında, diğeri ise şehri dahilinde "zenginlik" içinde olabilir.
Bu yüzden, sosyalizm için fakir adamın parayı "nasıl" bulduğu önemlidir. Küçük esnaflıkla mı, avukatlıkla mı, finans danışmanlığı ile mi, tasarımcılıkla mı, patronlukla mı? Emek gücünü mü satıyor yoksa artı değer sömürüsü ile mi kazanç elde ediyor? Zengin saydığımız insanların çoğunluğu için cevap ikincisi olduğundan -istisnalar kaideyi bozmaz- diyebiliriz ki, zengin sosyalist olmaz, çünkü sosyalizm, zenginleşmenin (meta ile ifade edilen ve kapitalizme özgü biçiminin) karşısındadır.
Yeri gelmişken, Osman Kavala da sosyalist değil -en azından pratikte- Popperci bir sermayedardır.
0
dedim dedim de kime dedim
semt nasıldır? yaşamak için? tek birey yaşıyacak arkadaşları gider gelir vs. standart yaşam formu işte.
semt nasıldır? yaşamak için? tek birey yaşıyacak arkadaşları gider gelir vs. standart yaşam formu işte.
0
Maltepe öylesinde şahsına münhasır bir semt ki. Nasıl bir yaşam tarzın olursa olsun, burada rahat edersin. Kimse kimseye gerçekten karışmaz. Esnafları esnaftır, komşuları komşu. (Sahile yakın taraflardan bahsediyorum, yalı mahallesi, adatepe vs)
0
küçülyalıda yaşadım. gayet güzel semttir, kimse kimseye karışmaz. temiz yerdir. klasik chp li bir semtdir.
0
Güzel valla. Ben hep avrupa yakasında yaşamıştım oh be dedim. Sahile dogru hele tam yaşamalık sessiz sakin.
0
6 yil Mecidiyekoy'den sonra simdi Maltepe'de hem Istanbul'da olup hem de kucuk bir CHP'li sahil kentinde yasiyor gibiyim.
0
tren istasyonunun alt tarafı, yani sahil tarafı çok güzeldir. sakin, huzurlu ve güvenli. minibüs caddesinin üstündeki bölgeler de nispeten güzel ve yaşanacak yerler. e-5'in üstü çok güzel olmayabilir sadece.
0
Tam sormak istedigim soruyu sormus arkadas. Ben de gelecek ay idealtepe mahallesinde rifki tongsir cad (bagdat cad.ust paralelinde 3. Sokak) o bolge nasildir. Fikriniz varsa lutfen soyleyin yarin gidip sozlesme imzalayacagim
0
E-5 in altindaki her yerde rahat edersiniz. Hele sahile yakin olursaniz daha ve guzel kaliteli bi yasaminiz olur diger ilcelere gore.
0
xdenizx
binanın önünde bir kedi kuş yakalamış hatta o öldürmüş galiba kediyi kovaladım, kuşu da eldiven ile aldım çöpe attım, sonra hem kuşa hem kediye üzüldüm. kedi yiyecekti onu, doğanın kanunu mu bozdum? hiç iyi değilim. siz olsanız ne yapardınız
binanın önünde bir kedi kuş yakalamış hatta o öldürmüş galiba kediyi kovaladım, kuşu da eldiven ile aldım çöpe attım, sonra hem kuşa hem kediye üzüldüm. kedi yiyecekti onu, doğanın kanunu mu bozdum? hiç iyi değilim. siz olsanız ne yapardınız
0
kedinin yemegine mani oldun. kus yasiyor olsaydi hadi kusu kurtardin dicem. kus olmus zaten birak bari kedi karnini doyursun.
0
Kedi şok olmuştur kesin. Napiyo bu insan evladı demiştir. Mamayla beslense de, yediği önünde yemediği arkasında bile olsa, kuştur faredir şakır şakır avlayip çatır çatır yiyor bu küçük joneverler. Fıtratı bu, elleşmeyiniz bi dahakine.
0
Düşünsenize, belgesel izliyorsunuz geyiğin boynu aslan ağzında, kenara bi yere götürüyor hop karşısına bi insan çıkıyor ağzına terlik sallayarak aslanı kaçırıyor. Sonra ölü geyiği de alıp çöpe atıyor...
O kuşu çöpte başka kedi bulup yemiş olabilir, avcı kedi insansal seçilime uğramış oldu sadece.
O kuşu çöpte başka kedi bulup yemiş olabilir, avcı kedi insansal seçilime uğramış oldu sadece.
0
Duruma uzuldum ama bunu yapan ilk kisi ne yazik ki siz degilsiniz. Birkac ayda bir, duyuruda biri kedinin yemegini elinden aldigini itiraf ediyor. Hatta olu kusu elinden alip bir de tavuk veren biri vardi gecenlerde. Onerim hayvanlarin dogasini yeterince zaten tahrip ettik daha da zarar vermeyelim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Ya bakıyorum haberlerde kadınların şiddet gördüğü kocalarının, sevgililerine alayı çomar, at hırsızı, çakal züppe tipli barzolar. Ben anlamıyorum yani hiç mi tiplerinden belli olmuyor bu heriflerin? Yani adamların tipi " Ben buradayım " diyor. Sokakta görsem yolumu değiştireceğim
Merhaba arkadaşlar,
Ya bakıyorum haberlerde kadınların şiddet gördüğü kocalarının, sevgililerine alayı çomar, at hırsızı, çakal züppe tipli barzolar. Ben anlamıyorum yani hiç mi tiplerinden belli olmuyor bu heriflerin? Yani adamların tipi " Ben buradayım " diyor. Sokakta görsem yolumu değiştireceğim tipte adamlarla sevgili oluyorlar, evleniyorlar. Ondan sonra da ya şiddet görüyorlar ya da mezara gidiyorlar. Yani ne bekliyorlar da ilişki kuruyorlar böyle çomarlarla? Macera falan mı arıyorlar? Cidden artık yani abartmadan söylüyorum, her defasında bakalım bu sefer yanılacak mıyım diye bakıyorum kadına şiddet haberlerine ama " E tipinden belli bunun! " diyorum. Yani bilmiyorum adamlar Pandora' nın Kutusu gibi açılmayı bekliyor. Bile bile lades bu. Yani oyun mu bu? İstediğin zaman kurtulabileceğini mi sanıyorsun?
Bir de ne bileyim o tek hücreli yaşam formlarına diyecek bir şey bulamıyorum. İtlaf etmekten başka bir çözüm göremiyorum. O yüzden bütün sorumluluğu kadınlara yüklüyorum. Yani gelip burada o tek hücreli yaşam formlarını savunduğumu düşünüp karşı yorum yazmayın. Siz ne düşünüyorsunuz arkadaşlar?
Ya bakıyorum haberlerde kadınların şiddet gördüğü kocalarının, sevgililerine alayı çomar, at hırsızı, çakal züppe tipli barzolar. Ben anlamıyorum yani hiç mi tiplerinden belli olmuyor bu heriflerin? Yani adamların tipi " Ben buradayım " diyor. Sokakta görsem yolumu değiştireceğim tipte adamlarla sevgili oluyorlar, evleniyorlar. Ondan sonra da ya şiddet görüyorlar ya da mezara gidiyorlar. Yani ne bekliyorlar da ilişki kuruyorlar böyle çomarlarla? Macera falan mı arıyorlar? Cidden artık yani abartmadan söylüyorum, her defasında bakalım bu sefer yanılacak mıyım diye bakıyorum kadına şiddet haberlerine ama " E tipinden belli bunun! " diyorum. Yani bilmiyorum adamlar Pandora' nın Kutusu gibi açılmayı bekliyor. Bile bile lades bu. Yani oyun mu bu? İstediğin zaman kurtulabileceğini mi sanıyorsun?
Bir de ne bileyim o tek hücreli yaşam formlarına diyecek bir şey bulamıyorum. İtlaf etmekten başka bir çözüm göremiyorum. O yüzden bütün sorumluluğu kadınlara yüklüyorum. Yani gelip burada o tek hücreli yaşam formlarını savunduğumu düşünüp karşı yorum yazmayın. Siz ne düşünüyorsunuz arkadaşlar?
0
Aslinda bu ne yazik ki sosyolojik bir sorun. Bircok kadin ne yazik ki ne akademik ne de sosyal egitim gordugunden dogru insan ile yanlis insani ayirt edemiyor.
Kisisel goruslerim egitimsiz kadinlarin ne yazik ki egitimli kadinlara gore erkek hegomenyasini erkekler kadar savundugu yonunde. Ornegin o kadinlarla egitimli bir birey olarak konusursak kendi erkek arkadaslari nisanlilari kadar "erkek, maco, asik, vb" olmadigimizi iddia edebilirler. Ne yazik ki en cok bu kadinlar bu yanlis sistemin acilarini en cok cekenler arasinda. Cozum genis kitlesel sosyolojik kulturel degisimle cozulur bence. Bu degisim akademik egitimin yaninda Amerikalilarin street smart dedikleri kotu insan ile dogru insani ayirt etmelerini saglayacak bir ogrenme yasamalarini saglamak olabilir.
Kisisel goruslerim egitimsiz kadinlarin ne yazik ki egitimli kadinlara gore erkek hegomenyasini erkekler kadar savundugu yonunde. Ornegin o kadinlarla egitimli bir birey olarak konusursak kendi erkek arkadaslari nisanlilari kadar "erkek, maco, asik, vb" olmadigimizi iddia edebilirler. Ne yazik ki en cok bu kadinlar bu yanlis sistemin acilarini en cok cekenler arasinda. Cozum genis kitlesel sosyolojik kulturel degisimle cozulur bence. Bu degisim akademik egitimin yaninda Amerikalilarin street smart dedikleri kotu insan ile dogru insani ayirt etmelerini saglayacak bir ogrenme yasamalarini saglamak olabilir.
0
Harabat ehlini hor görme zakir, defineye malik viraneler var. Diyor ve tiple akasız olduğunu insanlıkla alakalı olduğunu beyan ediyorum.
0
İki gün önce "polis neden bize gbt sorup duruyo" diye ağlayan ekşiciler de dahil mi bu tanıma? Yok yani daha sonra aynı adamlar "kezbanlar"ın tipe bakıyor olmasına da içerliyorlar, ondan soruyorum. Ortada bir çelişki var. En iyisi mi çıkın ortaya delikanlı gibi, bizim yediklerimiz dahil her bokun kabahati kadınlardadır diyin kurtulun gitsin. En azından tutarlı bir görüş olur.
0
bir de şöyle düşün
salon beyefendisi, doktor, akademisyen vb. eşi olan eğitimli kadın gurur yapıyor...kolay değil bu kadınlar için "kocamdan dayak yiyorum, ama morartmadan dövüyor" veya "morartıyorsa o gün işe gitmemek için yalan uyduruyorum" vs. demek
yoksa biliyoruz ki karısını dövüp dövüp buz küvetine yatıran tıp profesörü olan adam da var.
ha ama evet, senin dediğin gibi olan tabi daha çok...ülkede "evlenmek" resmen zorunlu gibi bir şey. sen diyorsun neden bu adamlarla takılıyorlar. bak ben bekarım, hayatımda kimse yok. sorunlu ilişki yerine hiç ilişkiyi hep tercih ederim. bana okumuş, koca koca ablalarım "ya aptal taklidi yap, bul birini" akılları filan veriyor :) kadınların üzerinde korkunç bir mahalle baskısı var. makbul kadın tipi de o ufku dar, evlenme meraklısı,yalnız kalamayan tipleme. sevgilisi ağzını burnunu kırıyor, müdahele ediyorsun "sana ne, kıskanma" oluyor, kadın 3 gün sonra barışıyor..4. gün öldürüyor bu sefer.
ailesi o at hırsızı adamla evlenmesine izin vermez diye gebe kalıp evlenen üniversiteli hatun biliyorum...çözümsüz.
salon beyefendisi, doktor, akademisyen vb. eşi olan eğitimli kadın gurur yapıyor...kolay değil bu kadınlar için "kocamdan dayak yiyorum, ama morartmadan dövüyor" veya "morartıyorsa o gün işe gitmemek için yalan uyduruyorum" vs. demek
yoksa biliyoruz ki karısını dövüp dövüp buz küvetine yatıran tıp profesörü olan adam da var.
ha ama evet, senin dediğin gibi olan tabi daha çok...ülkede "evlenmek" resmen zorunlu gibi bir şey. sen diyorsun neden bu adamlarla takılıyorlar. bak ben bekarım, hayatımda kimse yok. sorunlu ilişki yerine hiç ilişkiyi hep tercih ederim. bana okumuş, koca koca ablalarım "ya aptal taklidi yap, bul birini" akılları filan veriyor :) kadınların üzerinde korkunç bir mahalle baskısı var. makbul kadın tipi de o ufku dar, evlenme meraklısı,yalnız kalamayan tipleme. sevgilisi ağzını burnunu kırıyor, müdahele ediyorsun "sana ne, kıskanma" oluyor, kadın 3 gün sonra barışıyor..4. gün öldürüyor bu sefer.
ailesi o at hırsızı adamla evlenmesine izin vermez diye gebe kalıp evlenen üniversiteli hatun biliyorum...çözümsüz.
0
Izmir’de oldukca duzgun bir ailede yetisip, fen lisesinden mezun olup super burslarla üniversite okuyup sonrasında birden fazla kadini taciz etmis insan tanidim. bu isler tipe bakmayabiliyor.
tipcisindan, ilahiyatçısina her turlu akademisyenin siddet uygulayanini tanidim.
kendi enistem, doktoralı bir meb mensubu; dangalagin onde gideni.
bu konu at hırsızlarını cok asar. hele ki “niye ama”nin bahsettigi toplumsal baskı varken.
tipcisindan, ilahiyatçısina her turlu akademisyenin siddet uygulayanini tanidim.
kendi enistem, doktoralı bir meb mensubu; dangalagin onde gideni.
bu konu at hırsızlarını cok asar. hele ki “niye ama”nin bahsettigi toplumsal baskı varken.
0
o at hirsizlari bazi kadinlar icin bir proje. Evlenince ben adam ederim, degistiririm herifi diye dusunuyorlar. iyi niyetli bir yaklasim ama sonuc ortada.
0
Techsavvy
Bu bir rastlantı olamaz değil mi? hani Macron'un nato'ya karşılık Avrupa ordusu kurulacak lafından sonra?Eğer öyleyse vay vay vay... Adamların eli uzun. Peki bunu nasıl yapıyorlar hacıtlar ve hacıtessler?
Bu bir rastlantı olamaz değil mi? hani Macron'un nato'ya karşılık Avrupa ordusu kurulacak lafından sonra?
Eğer öyleyse vay vay vay... Adamların eli uzun. Peki bunu nasıl yapıyorlar hacıtlar ve hacıtessler?
Eğer öyleyse vay vay vay... Adamların eli uzun. Peki bunu nasıl yapıyorlar hacıtlar ve hacıtessler?
0
Macron'un "avrupa ordusuna ihtiyaç var" gibi bir açıklamasından hemen sonra olayların patlaması ne kadar tesadüf olabilir?
0
Suriye ve Irak savaşlarından sonra geçim kaynakları azaldı.Savaştan önce ihracat kalemlerinde müslüman ülkelerin büyük payı vardı.Libya'ya saldırmakla hata yaptılar.Bunda dolaylı olarak büyük sermayenin de etkisi var.İngiltere dahil Avrupa ülkelerinin sermaye ile arasında soğuk rüzgarlar var.İngiltere Abramoviç'e vize vermedi.Bu görünen kısmı. Gelecekte Mahir Kaynak'ın da dediği gibi uluslarla sermaye arasında büyük mücadele başlayak gibi.
0
her seye atarlanan adam
Anadolu lisesinden kalma çat pat İngilizce biliyorum. Bugün bir kursla görüştüm. Hoca A2 seviyesinde olduğumu söyledi. 3 aylık (haftada 2 gün) kurs için 1500 TL civarında para istediler. Sizce vermeye değer mi? B1-B2 seviyesine çıkarsam rahat bir şekilde insanlarla İngilizce anlaşabilir miyim? Yaban
Anadolu lisesinden kalma çat pat İngilizce biliyorum. Bugün bir kursla görüştüm. Hoca A2 seviyesinde olduğumu söyledi. 3 aylık (haftada 2 gün) kurs için 1500 TL civarında para istediler. Sizce vermeye değer mi? B1-B2 seviyesine çıkarsam rahat bir şekilde insanlarla İngilizce anlaşabilir miyim? Yabancı filmleri/dizileri altyazısız izleyecek seviyede olur muyum?
0
Kimi kurslar moral yukseltmek icin A1 seviyesindeki ogrenciyi A2 hatta B1 gosteriyor cunku insanlar ogrencinin seviyesini en yuksek gosteren yere kayit yaptiriyor.
0
Kurslar yalan. Geçen sene ben de en iyisinden Almanca kursuna gittim tamamen yalan. İngilizce olsun Almanca olsun gidip de faydasını gören de yok, ben görmedim. Kişisel yoğun çabayla halledilmeyecek şey değil aslında. Ya da gidin 15 gün İngilizce konuşulan bir memlekete orada kurs alın. Türkiyede Almanca ve İngilizce kursları cidden yalan.
0
B2 seviyesi aşağıdaki gibi tanımlanmış. Şahsen İngilizce öğrenmek kişinin kendisine yapabileceği en önemli yatırımlardan biri diye düşünüyorum (Hem kişisel hem de kariyer anlamında). Dil öğrenimiyle ilgili benim gördüğüm en büyük sorun (Ya da belki herhangi bir şeyle ilgili) şu: Sistematik ve programlı yaklaşıp düzenli bir şekilde uğraşmak, pratik yapmak, tekrar etmek vb. lazım. Dil öğrenimi de ne yazık ki özellikle aşağı seviyelerde sıkıcı bir şey çünkü edinilen bilgi direkt kullanıma yanımıyor. Özünde şunu söylemeye çalışıyorum; teoride tek başınıza da çalışabilirsiniz ancak insanın düzenli olarak haftada 20 saatini falan bir şeye ayırması gerçekten çok ciddi bir disiplin istiyor, üstelik dil öğrenimi ciddi etkileşim isteyen bir şey. Diğer yandan Türkiye'deki kursların birçoğu zaman kaybı. Eğer kursa gidecekseniz iyi araştırın; mesela hocanın anadili İngilizce olan bir ülke vatandaşı, yabancı bir birey olması bence çok önemli. Yok kurs olmadıysa kendiniz motive olup çalışabilir ve bunu italki vb. yerlerden hocalarla takviye edebilirsiniz. Belki biraz pahalı olur ama işe yarar.
B2
Can understand the main ideas of complex text on both concrete and abstract topics, including technical discussions in his/her field of specialisation. Can interact with a degree of fluency and spontaneity that makes regular interaction with native speakers quite possible without strain for either party. Can produce clear, detailed text on a wide range of subjects and explain a viewpoint on a topical issue giving the advantages and disadvantages of various options
B2
Can understand the main ideas of complex text on both concrete and abstract topics, including technical discussions in his/her field of specialisation. Can interact with a degree of fluency and spontaneity that makes regular interaction with native speakers quite possible without strain for either party. Can produce clear, detailed text on a wide range of subjects and explain a viewpoint on a topical issue giving the advantages and disadvantages of various options
0
Ben Boğaziçinin kursuna gidiyorum 1 yıldır, intermediate 3'teyim B2 oluyo galiba. Ben şahsen baya anlayıp yavaş yavaş da konuşuyorum, tavsiye ederim
0
haftada 2 gunluk kurslar dile ilk basladiginda iyi de ilerledikce fayda etmemeye basliyor. 3 ayda bir seviye arttiracam diyorsan bence daha cok aman ayirman lazim.
0
Kurslar son çaren olsun, Udemy'den üç kuruşa ders alıp adamakıllı çalışıp kurstan fazla verim alan var.
Üniversitelerin kurslarına bak öncelikle, zamanları uyuşmuyorsa ya da bütçeni aşıyorsa İsmek'in ücretsiz kurslarını incele.
İllaki kurs dersen ve ücret önemli değilse, kötünün iyisi olarak: British Side.
Trust me, I'm an English teacher.
Üniversitelerin kurslarına bak öncelikle, zamanları uyuşmuyorsa ya da bütçeni aşıyorsa İsmek'in ücretsiz kurslarını incele.
İllaki kurs dersen ve ücret önemli değilse, kötünün iyisi olarak: British Side.
Trust me, I'm an English teacher.
0
civarda yabancı dil konuşma kulübü var mı? ben elazığda buldum mesela bi tane. işe yarıyor.
0
kaliteli bir kursun tabi faydasi olur. ama madem baslangic seviyesindesin, ilk once internetten kendin calis. oncelikle gramer icin duolingo.com'dan calisabilirsin. baslangic ve orta seviye icin yeterli olacaktir. listening'i gelistirmenin en kolay ve hizli yolu dizi/film izlemek. daha onceden izledigin begendigin cerezlik dizilerden birisini(friends, himym vs) ingilizce seslendirmeli ve ingilizce altyazili izlemeye basla.ilk baslarda anlamasan bile devam et. zamanla yavas yavas diyaloglari anlamaya basladigini farkedeceksin. ikinci asama olarak altyaziyi kaldirmayi dene.
kelime bilgisi icin kitap/makale okuma. internette yabanci forumlarda, haber sitelerinde takil. haber sitelerinden resmi dili ogrenirsin, forumlarda, reddit'te falan gunluk kullanimlari, deyimleri, yan anlamlari vs ogrenirsin. chrome kullaniyorsan Google Translate eklentisini ekle. bilmedigin kelimelerin anlamlarina bakmak icin cok pratik.
speaking icin duolingo'nun yine speaking alistirmalari var ama yeterli olmaz. konusmaktan baska caren yok.
kelime bilgisi icin kitap/makale okuma. internette yabanci forumlarda, haber sitelerinde takil. haber sitelerinden resmi dili ogrenirsin, forumlarda, reddit'te falan gunluk kullanimlari, deyimleri, yan anlamlari vs ogrenirsin. chrome kullaniyorsan Google Translate eklentisini ekle. bilmedigin kelimelerin anlamlarina bakmak icin cok pratik.
speaking icin duolingo'nun yine speaking alistirmalari var ama yeterli olmaz. konusmaktan baska caren yok.
0
Ingilizceye hakim olmak, konuşabilmek, düzgün bir iletişim kurmak istiyorsanız ve bunu bir kurs ile yapmak niyetindeyseniz sadece ama sadece teofl veya ielts kurslarını öneriyorum. B1 - B2 vs seviyelerine kafalarına göre sertifika veriyorlar ki müşteri(!) memnun kalsın. Halbuki sertifikayı alınca insanın dili açılmıyor malesef.
Hem TOEFL hem de IELTS sınavları kişinin dile her yönden hakimiyetini ölçtüğü için bu sınavların kursları da ciddi bir disiplinle yürüyor.
Hepsi bir yana ben tabii ki özel derslerden yanayım çünkü sınıf başına öğrenci sayısının gittikçe azaltıldığı günümüzde artık herkesin aynı potada erimesini beklemek işe yaramıyor. En güzeli kişiye özel ilerleyen birebir dersler bence.
Hem TOEFL hem de IELTS sınavları kişinin dile her yönden hakimiyetini ölçtüğü için bu sınavların kursları da ciddi bir disiplinle yürüyor.
Hepsi bir yana ben tabii ki özel derslerden yanayım çünkü sınıf başına öğrenci sayısının gittikçe azaltıldığı günümüzde artık herkesin aynı potada erimesini beklemek işe yaramıyor. En güzeli kişiye özel ilerleyen birebir dersler bence.
0
neverletyougodown
Sağlık sorunları nedeniyle vejetaryen ağırlıklı beslenmeye kaymam gerekiyor. Tüm fast foodu kestim. Şekeri de bırakalı 2-3 sene oldu sanırım. Yani salata benim için çok önemli. Mesela roka, salatalık, domates, kırmızı pancar, ıspanak, avokado, mozzarella, havuç, lahana, marul, limon, zeytinyağı(extr
Sağlık sorunları nedeniyle vejetaryen ağırlıklı beslenmeye kaymam gerekiyor. Tüm fast foodu kestim. Şekeri de bırakalı 2-3 sene oldu sanırım. Yani salata benim için çok önemli. Mesela roka, salatalık, domates, kırmızı pancar, ıspanak, avokado, mozzarella, havuç, lahana, marul, limon, zeytinyağı(extra virgin pahalı bir şey olanından) ile salata yapıyorum 3-4 gündür, iğrenç tadı oluyor, acımsı, yüzümüzü ekşite elşite yiyorum. Ne yapayım böyle devam mı edeyim? Salata nasıl lezzetli olur ki, tarif, tüyo vs varsa alayım?
0
Bence en mantiklisi mevsimde cikan sebzelerle salata, markette neyi ucuza buluyorsan onu al.
Sadece salata lezzetli bir sey degil, ben humus, peynir hatta cig kofte ile seviyorum. Hic yag ya da tuz eklemiyorum.
Daha lezzetli olsun istersen elma, kuru uzum falan da ekleyebilirsin.
Sadece salata lezzetli bir sey degil, ben humus, peynir hatta cig kofte ile seviyorum. Hic yag ya da tuz eklemiyorum.
Daha lezzetli olsun istersen elma, kuru uzum falan da ekleyebilirsin.
0
Sevdigin bir peynir koyabilirsin. Zeytin yine guzel oluyoe.
Aslina bakarsan nar eksisi de yakisir ama sekerli. Belki guzel bi sirke
Bir de mercimek haslayip koymak guzel olabilir
Aslina bakarsan nar eksisi de yakisir ama sekerli. Belki guzel bi sirke
Bir de mercimek haslayip koymak guzel olabilir
0
Bu mevsimde domates salatalık aşırı tatsız. Ispanak körpe değilse çiğ yemesi hoş değil, lahana da ağzınızın tadını bozuyor olabilir. Öncelikle aşırı karışık yapmayın bence. Örneğin kaynar suda 2 dakika tutulup çıkarılmış brokoli çok lezzetli salata oluyor bol limonla ekşi ekşi, küp kesilmiş pancarla ekşi tatlı bir tat ekleyebilirsiniz. Her gün farklı bir şeyler ekleyin, ince ince kesilmiş elma ya da armut da ekleyin.
edit: Ispanağı çeşitli meyvelerle vestel mix& go gibi bir blender'a atarsanız tadı hiç anlaşılmayan smoothie'ler yapabilirsiniz. Marka verdim zira sebze meyve yiyecekseniz ve smoothie seviyorsanız çok faydalı olabilir. Smoothie'ye yulaf falan da ekleyince bayağı doyurucu oluyor.
edit: Ispanağı çeşitli meyvelerle vestel mix& go gibi bir blender'a atarsanız tadı hiç anlaşılmayan smoothie'ler yapabilirsiniz. Marka verdim zira sebze meyve yiyecekseniz ve smoothie seviyorsanız çok faydalı olabilir. Smoothie'ye yulaf falan da ekleyince bayağı doyurucu oluyor.
0
Marul, havuç , mor lahana, domates , soğan, üzerine yağ limon tuz. Bitti gitti.
Patates salatası var haşlanmış patates haşlanmış yumurta soğan yeşil sogan yağ tuz.
Patates salatası var haşlanmış patates haşlanmış yumurta soğan yeşil sogan yağ tuz.
0
Karnabahar haslamasi, havuc, nar, brokoli denemelisin. yakistirdigin sebzelerle zeytinyagi ve limon da eklenir. nar bayagi guzel tat oluyor salataya.
bir de beyaz peynir(light da olur) corek otu, kucuk dilimlenmiş avokadolar, ustune zeytinyağı.
maydonoz, limon,zeytinyagi.
bir de beyaz peynir(light da olur) corek otu, kucuk dilimlenmiş avokadolar, ustune zeytinyağı.
maydonoz, limon,zeytinyagi.
0
Havuç bana göre acayip lezzetli bir şey. İster haşlayıp limon sıkın ister yağda kızartıp limon sıkın ister tarator yapın. Ben genelde havucu parmak boyutunda kesip haşliyorum. Sonra zeytinyağı ve limon ekleyip yiyorum. Size de öneririm.
Geçen kış havuç, brokoli, karnabahar haşlayıp üzerine konserve haşlanmış mısır+ zeytinyağı ve limon ekleyip öğle yemeği olarak yiyordum. Ama üstte de yazıldığı gibi mevsim sebzelerini farklı şekillerde bir araya getirip yiyebilirsiniz. Ceviz badem kuru üzümle de zenginleştirebilirsiniz.
Geçen kış havuç, brokoli, karnabahar haşlayıp üzerine konserve haşlanmış mısır+ zeytinyağı ve limon ekleyip öğle yemeği olarak yiyordum. Ama üstte de yazıldığı gibi mevsim sebzelerini farklı şekillerde bir araya getirip yiyebilirsiniz. Ceviz badem kuru üzümle de zenginleştirebilirsiniz.
0
Ooo salata güzeldir, candır ama siz de çok karıştırmışsınız.
Benim favori salatam şöyle:
Marul + Semizotu + az maydonoz + küçük bir kırmızı soğan + bir bardak haşlanmış nohut, Yarım avokado (iki kişi yiyeceksek bir tam), Zeytinyağı, limon, tuz. Deli gibi karıştır. Tabaklara bölüştür. Her tabağa bir poşe yumurta o yumurtanın üzerine az rende parmesan (yoksa kaşar) birkaç kırt karabiber.
Off, olsa da yesem...
Benim favori salatam şöyle:
Marul + Semizotu + az maydonoz + küçük bir kırmızı soğan + bir bardak haşlanmış nohut, Yarım avokado (iki kişi yiyeceksek bir tam), Zeytinyağı, limon, tuz. Deli gibi karıştır. Tabaklara bölüştür. Her tabağa bir poşe yumurta o yumurtanın üzerine az rende parmesan (yoksa kaşar) birkaç kırt karabiber.
Off, olsa da yesem...
0
malzeme iyi olmazsa lezzetli olmayacaktır. o nedenle mevsim sebzelerini kullanın.
1-2 haftadır yediğim salata: mor lahana, beyaz soğan, havuç, turp, marul, maydanoz
+ sumak, balzemik, limon, tuz, zeytinyağı
domatesi çok severim ama kış domatesi salatanın tadını bozmaktan başka işe yaramıyor.
1-2 haftadır yediğim salata: mor lahana, beyaz soğan, havuç, turp, marul, maydanoz
+ sumak, balzemik, limon, tuz, zeytinyağı
domatesi çok severim ama kış domatesi salatanın tadını bozmaktan başka işe yaramıyor.
0
Ben farkli turden malzemelerin o kadar karistirilmasini sevmiyorum.
Yesil salata yapacaksam iceberg, roka, marul, ispanak, mor uclari olan marul, nane, reyhan, kuzukulagi ve tere haricinde bir sey katmiyorum. Uzerine varsa bir salatalik dogruyorum.
Coban salatayi yesil biber, maydanoz, salatalik ve kuru soganla yapiyorum.
Havucu ve kabagi genelde zeytinyaginda cevirip sarmisakli yogurtla yiyorum. Semizotunu da sarmisakli yogurtla yapiyorum.
Turp havuc karisik salata da yapiyorum.
Bazen de havuc ve mor lahana tursusunu karistiyorum.
Salata sosu olarak zeytinyagi, cok az tuz, limon, turunc suyu, elma ve uzum sirkesi kullaniyorum.
Bazen salatanin ustune keten tohumu veya susam ekliyorum. Bazen de salatanin icine haslanmis nohut atiyorum.
Ayrica balli hardalli salata sosu tariflerini yesil salatalarda kullanabilirsiniz.
Yesil salata yapacaksam iceberg, roka, marul, ispanak, mor uclari olan marul, nane, reyhan, kuzukulagi ve tere haricinde bir sey katmiyorum. Uzerine varsa bir salatalik dogruyorum.
Coban salatayi yesil biber, maydanoz, salatalik ve kuru soganla yapiyorum.
Havucu ve kabagi genelde zeytinyaginda cevirip sarmisakli yogurtla yiyorum. Semizotunu da sarmisakli yogurtla yapiyorum.
Turp havuc karisik salata da yapiyorum.
Bazen de havuc ve mor lahana tursusunu karistiyorum.
Salata sosu olarak zeytinyagi, cok az tuz, limon, turunc suyu, elma ve uzum sirkesi kullaniyorum.
Bazen salatanin ustune keten tohumu veya susam ekliyorum. Bazen de salatanin icine haslanmis nohut atiyorum.
Ayrica balli hardalli salata sosu tariflerini yesil salatalarda kullanabilirsiniz.
0
Biraz turşu dilimleyip atabilirsin ufak ufak.
Ceviz ufalayabilirsin.
Brokoli haşlayıp içine parçalayabilirsin.
Kırmızı tatlı biberi küçük küçük doğrayıp atabilirsin. Hatta önce biraz közleyip öyle koyabilirsin.
İyi bir nar ekşisi de salatanın tadını epey güzelleştiriyor.
Ceviz ufalayabilirsin.
Brokoli haşlayıp içine parçalayabilirsin.
Kırmızı tatlı biberi küçük küçük doğrayıp atabilirsin. Hatta önce biraz közleyip öyle koyabilirsin.
İyi bir nar ekşisi de salatanın tadını epey güzelleştiriyor.
0
Ispanak yeşil soğan maydanoz ve limon bolca koyunca çok güzel oluyo.
Çiğ ıspanakla salata yapan bir tek annemi tanıyorum. Çok güzel tadı.
Çiğ ıspanakla salata yapan bir tek annemi tanıyorum. Çok güzel tadı.
0
diffarentiationation
hepsi değil de bize göre çok fazla bunlar.bu genetik ve beslenme ile mi alakalı? yani bizim gibi hamur yeseler çelimsiz, göbekli mi olur bunlar yoksa yine iri mi olurlar?peki biz onlar gibi kaliteli besin yesek, sürekli kırmızı et, balık yesek, spor yapmadan iri olur muyuz? burası tamamen genetik mi
hepsi değil de bize göre çok fazla bunlar.
bu genetik ve beslenme ile mi alakalı? yani bizim gibi hamur yeseler çelimsiz, göbekli mi olur bunlar yoksa yine iri mi olurlar?
peki biz onlar gibi kaliteli besin yesek, sürekli kırmızı et, balık yesek, spor yapmadan iri olur muyuz? burası tamamen genetik mi yoksa?
soruları tam kuramadım umarım anlatabilmişimdir.
bu genetik ve beslenme ile mi alakalı? yani bizim gibi hamur yeseler çelimsiz, göbekli mi olur bunlar yoksa yine iri mi olurlar?
peki biz onlar gibi kaliteli besin yesek, sürekli kırmızı et, balık yesek, spor yapmadan iri olur muyuz? burası tamamen genetik mi yoksa?
soruları tam kuramadım umarım anlatabilmişimdir.
0
Hem genetik hem de doğal seçilim, güzel kadınlar yakışıklı ve endamlı erkeklerle beraber olup nesli güzelleştirdiler.
Biz de ise 30 sene önceye kadar gurbetteki oğlana mektup yazarlardı "seni nişanladık" diye.
Çirkin güzel seçme seçilme yoktu, e nesil de ona göre eciş bücüş oluyordu işte.
uzun zamandır bizde de seçilim yapılmaya başlandı, böylece yeni nesil daha iyi olmaya başladı. Daha da iyi olacak.
Biz de ise 30 sene önceye kadar gurbetteki oğlana mektup yazarlardı "seni nişanladık" diye.
Çirkin güzel seçme seçilme yoktu, e nesil de ona göre eciş bücüş oluyordu işte.
uzun zamandır bizde de seçilim yapılmaya başlandı, böylece yeni nesil daha iyi olmaya başladı. Daha da iyi olacak.
0
Boyum 1.85. Turkiye'de uzunum, Hollandali erkeklerin boy ortalamasi 1.85 olmus! Orada ortalama biri oldum.
Surekli kirmizi et yesen ve spor yapmazsan kimi Araplar gibi azicik daha uzun ama cok daha genis birine donersin.
Genetik, dogal secilim, yasam tarzi bunlarin ucu.
Ornegin Alman arkadaslarim ilkokulda yuzme ogrenmis, hepsi! Turkiye'de daha 8 yasindaki kiz ve erkek bebeler ayni suda yuzebilir mi tartismasi var. Sonra bu Almanlar nasil uzun olmasin.
Surekli kirmizi et yesen ve spor yapmazsan kimi Araplar gibi azicik daha uzun ama cok daha genis birine donersin.
Genetik, dogal secilim, yasam tarzi bunlarin ucu.
Ornegin Alman arkadaslarim ilkokulda yuzme ogrenmis, hepsi! Turkiye'de daha 8 yasindaki kiz ve erkek bebeler ayni suda yuzebilir mi tartismasi var. Sonra bu Almanlar nasil uzun olmasin.
0
Goclerle de alakali, bati avrupa iklimini seven iri yari kisiler orada kalmis. Ufak ve esmer olanlar asagi inmis ya da yerini terk etmemis.
Hollanda'da benim ayakta duramadigim sogukta kadin 5 yasinda bebeyi bisikletin onune koymus (beresiz eldivensiz) suruyordu. Bizim cocuklar abartmiyorum 1 dk dayanamaz.
Sicak iklim insanlari daha ecis bucus oluyor.
Hollanda'da benim ayakta duramadigim sogukta kadin 5 yasinda bebeyi bisikletin onune koymus (beresiz eldivensiz) suruyordu. Bizim cocuklar abartmiyorum 1 dk dayanamaz.
Sicak iklim insanlari daha ecis bucus oluyor.
0
iyi beslenirsek neden olmasın, yeni nesil ergen irilerini görüyoruz, hayvan gibiler, hepsi yaşından büyük gösteriyor. Kendi zamanımı hatırlıyorum, muzun muhabbeti yapılıyordu anasını satayım ilkokulda, yok beslenmeye muz konmasın, alamayanlar var vs, muz lükstü yani. Mcdonalds, burgere daha elit kesim gidiyor, et yiyebiliyordu. Ne yokluktan gelmişiz anasını satayım:) Bizim zamanımızda gym, fitness mı vardı, mahalle arasında anca karate kursu bilmemne, şimdi gyme gitmeyeni dövüyorlar, ergenin biri sana vaaz verecek bilgi seviyesine gelmiş yok kardiyo şöyle yapılırmış bilmemne
0
iklimin ve iklimin beslenme düzenine olan etkisi muhim burada. yahu kuzeyli adam yüzyıllardır protein+yağ tabanlı bir beslenme uyguluyor biz ise daha çok vejeteryan tabanlı tahıl yoğunluklu. iç anadoludaki adamla norveçteki insanın yediğine bir baksana?
bir de elbette doğal seçilim de var. o soğuk ve sert iklimdeki insanların güçsüz olanları çok çabuk kırılırken akdenizde bu o kadar da kolay olmuyor ve uzun vadede öne geçiyorlar.
bir de elbette doğal seçilim de var. o soğuk ve sert iklimdeki insanların güçsüz olanları çok çabuk kırılırken akdenizde bu o kadar da kolay olmuyor ve uzun vadede öne geçiyorlar.
0
Genetigin yaninda yasam tarziyla alakali bir durum. Daha bebeyken protein agirlikli beslenme ve hareket (spor) aliskanligi kazaniyorlar. Cocuklari duse kalka, atlaya ziplaya buyuyor.
Ek olarak cok ilgi cekici bir sut icme aliskanliklari var. Mantinin yaninda sut icen finlandiyali gordu bu gozler.
Ek olarak cok ilgi cekici bir sut icme aliskanliklari var. Mantinin yaninda sut icen finlandiyali gordu bu gozler.
0
asethuan
Netflix'e abone oldum. Ancak dizileri kafasına göre kestiği, bölümleri değiştirdiği, sezonları kısalttığı, sansürlediği vs ile ilgili bir şeyler okudum farklı kaynaklardan.Nedir ne değildir? Aslı astarı var mıdır?
Netflix'e abone oldum.
Ancak dizileri kafasına göre kestiği, bölümleri değiştirdiği, sezonları kısalttığı, sansürlediği vs ile ilgili bir şeyler okudum farklı kaynaklardan.
Nedir ne değildir? Aslı astarı var mıdır?
Ancak dizileri kafasına göre kestiği, bölümleri değiştirdiği, sezonları kısalttığı, sansürlediği vs ile ilgili bir şeyler okudum farklı kaynaklardan.
Nedir ne değildir? Aslı astarı var mıdır?
0
Netflix bir sirket, diziyi kimse izlemiyorsa bir sonraki sezonu iptal eder. Yonetmeni de isterse bolumleri degistirir tipki diger kanallarda oldugu gibi. Neden bu durum seni rahatsiz etti? Zaten her zamanki isleyis bu Netflix'e ozgu bir durum degil. Insanlar bu diziyi cok seviyorum alin paramizi ve bu diziden bize daha fazla verin dediklerinde Netflix ya da hicbir kanal sezonu kesmez ya da iptal etmez.
0
sezonu kesmekten bahsetmiyorum. bölümleri kısaltmaktan bahsediyorum.
kendimi anlatamadım galiba.
örneğin ezel dizisinin 10. bölümü 1 saat 30 dakika diyelim. netflix bu bölümü, 2 bölümde verip toplam süresini 40+40 80 dakika yapıp 10 dakikasını kesiyor diye duydum.
kendimi anlatamadım galiba.
örneğin ezel dizisinin 10. bölümü 1 saat 30 dakika diyelim. netflix bu bölümü, 2 bölümde verip toplam süresini 40+40 80 dakika yapıp 10 dakikasını kesiyor diye duydum.
0
Bir dizinin bu kadar uzun oldugu tek ulke sanirim Turkiye. Bu nedenle normalimiz da bu anormal durum olmus.
Zaten bir dizi 1 saat 30 dk ise buna dizi denemez, denmesin!
Zaten bir dizi 1 saat 30 dk ise buna dizi denemez, denmesin!
0
Gereksiz ve uzatılmış gıy gıy sahneleri önceden kesip daha izlenebilir bir hale getirdilerse gözümde bir kez daha değerlendiler o zaman.
1 saat 30 dk olan dizide eminim ki 30 dk gıygıyla geçiyordur, tv'ye çekildiği süre ve reklam ilişkisi için kabul edilebilir. Ama özgürce izlenilecek bir platformda kesilmiş olması mantıklı bence.
Dizi veya filmin anlam bütünlüğü bozulmadan, önemli repliklerin kesilmediğini varsayıyorum.
1 saat 30 dk olan dizide eminim ki 30 dk gıygıyla geçiyordur, tv'ye çekildiği süre ve reklam ilişkisi için kabul edilebilir. Ama özgürce izlenilecek bir platformda kesilmiş olması mantıklı bence.
Dizi veya filmin anlam bütünlüğü bozulmadan, önemli repliklerin kesilmediğini varsayıyorum.
0
gıy gıy bölüm olsa da sonuçta dizinin bir parçasıdır. ayrıntısıdır. ben neden varolandan daha az izlemiş olayım ki?
hani bu filmlerin kesilmiş sahneleri gibi de değil. kesilmiş sahneleri bulup izlersin. ulan bir şey izlemedim mi diye aklında kalmaz. filmdir en nihayetinde. 3 saattir. izlersin biter.
dizi öyle değil ki. onlarca sezonu var. sezonlarda yüzlerce bölümü var. adam yapmış işte. lost'un bölümleri 40 dakikaydı. ezelinki 90 dakika. ben istersem izlerim, istemezsem izlemem. yayıncı bunu kesme hakkına veya kesilecek sahneleri kafasına göre belirleme hakkına nasıl sahip olabilir ki?
belki ben o mal mal bakışmalardan, saçma sapan uzayan sahnelerden hoşlanıyorum.
hem kim belirliyor bu kesilecek sahneleri?
- hamit abi lost'ta sawyer ile kate sahnelerine gıcık oluyorum abi.
+ kes kes onları sktiret. said jarrah'ın 3. sezondaki dövüş sahnesini koy yerine.
- abi bu hurley'in balık tutma sahnesini de kestim. mal gibi.
- tamam. bizim kayınço'nun sünnetinden bi ara geçiş koy. anlamaz kimse.
bu mudur yani?
hani bu filmlerin kesilmiş sahneleri gibi de değil. kesilmiş sahneleri bulup izlersin. ulan bir şey izlemedim mi diye aklında kalmaz. filmdir en nihayetinde. 3 saattir. izlersin biter.
dizi öyle değil ki. onlarca sezonu var. sezonlarda yüzlerce bölümü var. adam yapmış işte. lost'un bölümleri 40 dakikaydı. ezelinki 90 dakika. ben istersem izlerim, istemezsem izlemem. yayıncı bunu kesme hakkına veya kesilecek sahneleri kafasına göre belirleme hakkına nasıl sahip olabilir ki?
belki ben o mal mal bakışmalardan, saçma sapan uzayan sahnelerden hoşlanıyorum.
hem kim belirliyor bu kesilecek sahneleri?
- hamit abi lost'ta sawyer ile kate sahnelerine gıcık oluyorum abi.
+ kes kes onları sktiret. said jarrah'ın 3. sezondaki dövüş sahnesini koy yerine.
- abi bu hurley'in balık tutma sahnesini de kestim. mal gibi.
- tamam. bizim kayınço'nun sünnetinden bi ara geçiş koy. anlamaz kimse.
bu mudur yani?
0
0
saçmalık.
ciddi ciddi netflix üyeliğimi yenilememeyi düşünüyorum bu nedenle.
yeni bir diziye başlamak şevkim kalmadı. ya eksikse diye.
ciddi ciddi netflix üyeliğimi yenilememeyi düşünüyorum bu nedenle.
yeni bir diziye başlamak şevkim kalmadı. ya eksikse diye.
0
solo
Malumunuz 1 sene öncesine kadar 19K USD sınırına dayanan Bitcoin şu ara 3K üzerinde kalmak için direniyor ve merak ettiğim konu genel olarak insanların Bitcoin ya da benzeri bir Crypto Para sistemine bakış açısı ne?Silicon Valley dizisinin 5. sezon son 2 bölümünde Bitcoin ile ilgili çok iyi tespitle
Malumunuz 1 sene öncesine kadar 19K USD sınırına dayanan Bitcoin şu ara 3K üzerinde kalmak için direniyor ve merak ettiğim konu genel olarak insanların Bitcoin ya da benzeri bir Crypto Para sistemine bakış açısı ne?
Silicon Valley dizisinin 5. sezon son 2 bölümünde Bitcoin ile ilgili çok iyi tespitler var, Warren Buffett gibi dolar milyarderi dinozor kafalı adamlar varken Bitcoin gibi teklnolojik araçların yükselmesi elbette engellenir çünkü bu adamlar kendi varlıklarının böylesine teknolojik yenilikler karşısında değer kaybetmesini istemezler ve bu yüzden de algı operasyonları yaparlar anlamında.
Geçmişe dönüp baktığınızda bir lale çılgınlığı örneği var ancak Bitcoin'i tam anlamıyla lale çılgınlığı ile benzeştirmek de çok doğru değil bugün bir lale soğanını alıp sonsuz sayıda çoğaltabilirsin ama bitcoin için böyle bir durum söz konusu değil, kimilerine göre Bitcoin bir ponzi ancak ponzinin teknik açıklamasını iyice okuyunca da örtüşmeyen çok fazla noktası var, ponzide ilk girenden alınan paraların karşılığı son girenlerden alınan paralarla ödeniyor ancak sistem bunun ötesine geçemiyor bitcoinde ise durum biraz daha farklı bir merkezi sistem tarafından dağıtılmadığı için ponzi şemasına uymuyor ayrıca elindeki bitcoini bir yatırım aracı olarak kullanabiliyor ve istediğin zaman da çıkabiliyorsun sistemden.
Sizce Bitcoin tüm ülke paralarının yok olup yerine kullanılacağı bir değer halini alabilir mi gelecekte? Ya da bir noktadan sonra kendi kendine yok olup gidecek mi?
Silicon Valley dizisinin 5. sezon son 2 bölümünde Bitcoin ile ilgili çok iyi tespitler var, Warren Buffett gibi dolar milyarderi dinozor kafalı adamlar varken Bitcoin gibi teklnolojik araçların yükselmesi elbette engellenir çünkü bu adamlar kendi varlıklarının böylesine teknolojik yenilikler karşısında değer kaybetmesini istemezler ve bu yüzden de algı operasyonları yaparlar anlamında.
Geçmişe dönüp baktığınızda bir lale çılgınlığı örneği var ancak Bitcoin'i tam anlamıyla lale çılgınlığı ile benzeştirmek de çok doğru değil bugün bir lale soğanını alıp sonsuz sayıda çoğaltabilirsin ama bitcoin için böyle bir durum söz konusu değil, kimilerine göre Bitcoin bir ponzi ancak ponzinin teknik açıklamasını iyice okuyunca da örtüşmeyen çok fazla noktası var, ponzide ilk girenden alınan paraların karşılığı son girenlerden alınan paralarla ödeniyor ancak sistem bunun ötesine geçemiyor bitcoinde ise durum biraz daha farklı bir merkezi sistem tarafından dağıtılmadığı için ponzi şemasına uymuyor ayrıca elindeki bitcoini bir yatırım aracı olarak kullanabiliyor ve istediğin zaman da çıkabiliyorsun sistemden.
Sizce Bitcoin tüm ülke paralarının yok olup yerine kullanılacağı bir değer halini alabilir mi gelecekte? Ya da bir noktadan sonra kendi kendine yok olup gidecek mi?
0
Her ulke kendi bitcoin'ini cikarir, maasin kendi ulkenin bitcoin'i uzerinden yatar
0
Bitcoin benzer düşüşleri periyodik olarak aşağı yukarı her sene yaşamış. Bkz: imgur.com
Dünya genelinde yaklaşan küresel ekonomik kriz nedeniyle pek çok büyük yatırımcının bu yöne yöneleceği düşünülüyor. Çünkü eskisi gibi paralarını küçük ülkelere taşıyıp faizlerden kazanamıyorlar. Kazanacak güçlü bir alternatif bulmaları gerekiyor en büyük aday da bitcoin. Fakat fiyat olarak ne zaman yükselişe geçer o belirsiz.
Diğer konuya gelirsek devletlerin kripto para çıkarması oldukça doğal olacaktır ama ben yakın bir zamanda böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermiyorum. Ortak bir para birimi zaten bir ütopya gibi görünüyor dünya çapında ama ülke bazında kripto paraya geçmek neden olmasın?
Dünya genelinde yaklaşan küresel ekonomik kriz nedeniyle pek çok büyük yatırımcının bu yöne yöneleceği düşünülüyor. Çünkü eskisi gibi paralarını küçük ülkelere taşıyıp faizlerden kazanamıyorlar. Kazanacak güçlü bir alternatif bulmaları gerekiyor en büyük aday da bitcoin. Fakat fiyat olarak ne zaman yükselişe geçer o belirsiz.
Diğer konuya gelirsek devletlerin kripto para çıkarması oldukça doğal olacaktır ama ben yakın bir zamanda böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermiyorum. Ortak bir para birimi zaten bir ütopya gibi görünüyor dünya çapında ama ülke bazında kripto paraya geçmek neden olmasın?
0
Bitcoin gibi oynak, güvenilmez bir şeyin parayı tahtından edeceği iddiası bana hep komik gelmiştir. Kendisiyle 2013 yılından beri tanışırız ve sayesinde çok güzel paraları çok kolay kazandım ama bir yatırım aracından başka bir şey değildir. Kredi kartıyla anlık olarak ve sıfır masrafla ödeme yapabiliyorken bitcoin kitlelerin kullanabileceği bir ödeme yöntemi olamaz.
0
jimicik
marka-model ve memnuniyet derecenizi yazar misiniz?
marka-model ve memnuniyet derecenizi yazar misiniz?
0
istikbalin ekonomik bir modeli. sert olduğu için tercih etmiştim. modelini hatırlamıyorum ama genel olarak memnunum. arada bir sırt ağrım olmuyor değil ama.
0
mobilyacı ahmet usta.
baza. harika.
hiç aklıma gelmemişti markasına modeline bakmak. yatıyom işte.
baza. harika.
hiç aklıma gelmemişti markasına modeline bakmak. yatıyom işte.
0
kuul
selamlar,erasmus personel hareketi kapsamında başvuru aşamasındayım. daha önce hiç yurtdışına çıkmadım. kendi iznimi de katarsam totalde 10 günüm falan olacak diye hesap yapıyorum. günlük hibe ve bilet desteği var, ben de o tarihe kadar biraz biriktirsem elimde bir miktar para olur. vezir olmasak da
selamlar,
erasmus personel hareketi kapsamında başvuru aşamasındayım. daha önce hiç yurtdışına çıkmadım. kendi iznimi de katarsam totalde 10 günüm falan olacak diye hesap yapıyorum. günlük hibe ve bilet desteği var, ben de o tarihe kadar biraz biriktirsem elimde bir miktar para olur. vezir olmasak da rezil de olmayız heralde. hizmet pasaportuyla gidiliyor sanırsam. bu süreyi maksimum verimde geçirmek için nasıl bir rota tavsiye edersiniz ? program kapsamında gidilebilecek ülkeler şöyle:
1. grup: Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsveç, İzlanda, Lihtenştayn, Lüksemburg, Norveç
2. grup: Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Güney Kıbrıs, Hollanda, İspanya, İtalya, Malta, Portekiz, Yunanistan
3. grup: Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Letonya, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya.
(bu gruplar bilet hibesi miktarları için oluşturulmuş. yoksa sadece o grup içinde gezebilirsin anlamı taşımıyor. çıkıp çek cumhuriyetinden almanya'ya geçilebiliyor yani. Soru şu: nerelere nasıl geçebiliriz ki zamanı iyi değerlendirelim ?)
erasmus personel hareketi kapsamında başvuru aşamasındayım. daha önce hiç yurtdışına çıkmadım. kendi iznimi de katarsam totalde 10 günüm falan olacak diye hesap yapıyorum. günlük hibe ve bilet desteği var, ben de o tarihe kadar biraz biriktirsem elimde bir miktar para olur. vezir olmasak da rezil de olmayız heralde. hizmet pasaportuyla gidiliyor sanırsam. bu süreyi maksimum verimde geçirmek için nasıl bir rota tavsiye edersiniz ? program kapsamında gidilebilecek ülkeler şöyle:
1. grup: Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsveç, İzlanda, Lihtenştayn, Lüksemburg, Norveç
2. grup: Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Güney Kıbrıs, Hollanda, İspanya, İtalya, Malta, Portekiz, Yunanistan
3. grup: Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Letonya, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya.
(bu gruplar bilet hibesi miktarları için oluşturulmuş. yoksa sadece o grup içinde gezebilirsin anlamı taşımıyor. çıkıp çek cumhuriyetinden almanya'ya geçilebiliyor yani. Soru şu: nerelere nasıl geçebiliriz ki zamanı iyi değerlendirelim ?)
0
3. grup cok net. ozellikle dogu blogu ulkeleri. hem bispeten uygundur digerlerinden hem de cok guzel yerler kışının ozel bir guzelligi var. biraz usursun ama :) bi de diger ulkelere gore daha uygun fiyatlarla seyahat imkani bulursun ozellikle trenlerde. cek cumhuriyeti mesela.
0
