Giriş
(30)

Hesap Ödeme Sorusu

parcaliham
Kadın kişisi, erkeğin sevgilisi olduğunu biliyor ancak erkekle 'dostane' br şekilde buluşmak istiyor. Talep kadından geliyor.Erkek, kendisine yakın bir yerde buluşmayı teklif ediyor.Kadın 20km uzaktan geliyor. Taksiye biniyor falan filan.Kadın ve erkek kahve söylüyor, tatlı yiyor, iki saat oturuyor.
Kadın kişisi, erkeğin sevgilisi olduğunu biliyor ancak erkekle 'dostane' br şekilde buluşmak istiyor. Talep kadından geliyor.

Erkek, kendisine yakın bir yerde buluşmayı teklif ediyor.

Kadın 20km uzaktan geliyor. Taksiye biniyor falan filan.

Kadın ve erkek kahve söylüyor, tatlı yiyor, iki saat oturuyor. Ödeme kısmına geçiliyor. Erkek kendi yiyip içtiğini ödüyor sadece.

Sizce burada yanlış bir şey var mı?
0
parcaliham
(23.04.23)
Bu olaylarda doğru yanlış yok. Erkek ödeyince daha şık oluyor. Sonuçta uzaktan gelmiş ve her zaman olan bir şey değil anladığım kadarıyla.
0
dissendium
(23.04.23)
Ben söz konusu kadın olsam muhabbeti keserim. Hem kalk 20 km öteden taksiye binip git hem de kendi ödemeni yap.
0
cemallamec
(23.04.23)
Genel olarak erkeğin ödemesini daha şık ve doğru bulurum ve burada anlatılan konsept dışında da olsa bu hesabı ben öderdim. Burada şöyle yapılması gerekiyor doğrusu yanlışı bu diye bir şey düşünmezdim. Yani doğrusu bu diye hesap Ödemiş olmazdım.
0
kisa
(23.04.23)
17 yy. paris'inde erkek ödemeliydi. Bu ekonomide normal. Üstelik bir de talep kadından gelmiş.
0
OrangeYellow
(23.04.23)
Erkek ödemek zorunda değil. Belki parası yok. Bir kahve olmuş en kötü yerde 60 lira, tatlı da bu civarda olsa*2= çok para (bana göre).

Zaten kadın teklif etmiş. Ben arkadaşlarım (erkek) ödediğinde çok utanırım.
0
Kahvedesu
(23.04.23)
Buradaki doğru neden erkeğin ödemesi olsun, onu anlamadım. Teklifi kadın yapıyor zaten, erkeğin maddi anlamda uygun olmayan bir dönemi bile olabilir. Bu tarz beklentiler bana yanlış geliyor, erkek bir arkadaşım benim yediklerimi ödese rahatsız olurdum şahsen.
0
bitli su perisi
(23.04.23)
erkek kadının teklifini kabul ettikten sonra, kadının erkeğin sevgilisi olduğunu bilmesi, 'dostane' şekilde buluşmak istemesi falan gibi detayların önemi yok.
bu soru için bu bilgilere ihtiyacımız yok, kadının 20 km uzaktan gelmesi daha önemli.
hesabı ödememek veya ödememek için kadının flörtöz tavrı bir neden olamaz yani.

elbette erkek ödemeliydi.
öylesi adab-ı muaşeret kurallarına göre her zaman daha doğrudur.
bir kahve için ekonomi düşünülecek durumdaysa, erkek sevgilisi varken başka bir kadınla kahveye çıkmasın.
0
blatta hiberna
(23.04.23)
@blatta hiberna
sevgilisi olan bir erkek, karşı cinsle 'dostane' bir şekilde buluşamaz mı? buluşursa da hesabı ödemek zorunda mı? tam anlayamadım...
0
🌸parcaliham
(23.04.23)
Hesap ödeme bana flörtöz bir davranış gibi geliyor. -belki görgüsüz bir köylüyümdür-


Arkadaşlarıma ve ikinci kez buluşmayı düşünmediğim insanlara hesabımı ödetmem. Bence sık görüşülmeyen dostluklarda herkes kendi yediğini ödemeli. Sık görüşseydiniz o hesap telafi edilirdi zaten.
0
ruhen hastayim ben
(23.04.23)
Teklifi kadın yapsa da kadın kalkıp 20 km öteden geliyor ve taksiye biniyor. Taksi ücretini de ödüyor. Kadının para sıkıntısı olmadığı kesin. Kendi hesabını da öder ama bizim burada baktığımız nezaket kurallarına göre erkek tarafı en azından bu durumu bilip bir kahvenin ücretini ödeyebilirdi. Ya da gelmeden önce kadına “herkes kendi ödesin” de diyebilirdi. Ama kalkıp sadece kendi hesabını ödüyorsa orada kabalık var. Biz “her zaman erkek ödesin” demiyoruz zaten. Erkek de kadın da ödemeli ama kadın zaten kalkıp o kadar yol gelmiş, taksiyi de ödemiş filan. Dönüşte de taksiye binmiştir diyelim. Erkek de bir zahmet bir kahveyi ödesin, bir şey eksilmez.
0
cemallamec
(23.04.23)
sevgilisi olan erkek tabii ki bir kadınla dostane şekilde buluşur.

soruda "kadın sevgilisi olan adamla dostane mazeretiyle, aslında flört etme amaçlı buluşmak istedi" iması var.
sizin dediğiniz gibi olsa bu detaylara zaten girmeye gerek yok, ben de onu diyorum.

ayrıca bin lira hesap gelir, yenmiştir içilmiştir anlarım da, arkadaş olarak da 20 km uzaktan gelmiş bir kadına bir erkek kahve hesabını ödetmemeli zaten.
0
blatta hiberna
(23.04.23)
Bence olayın maddi bir boyutu olduğu kadar da 'gesture' boyutu var.

bir erkek, bu gesture'ı gerçekleştirmek zorunda değil gibi geliyor bana.

kadının nereden geldiği çok da önemli değil. gelmeyi seçen, bunu kabul eden ve de buluşma teklifini yapan kişi kendisi zaten.
0
🌸parcaliham
(23.04.23)
20km geldi diye hesap ödeten kadın diye başlık açılması gerekir. Böyle çok az saçma şey gördüm.

teklifi yapan hesabı öder. Bu kadar basit. Ben en mantıklısı alman usulü ama neyse
0
karayel
(23.04.23)
şu sorunun cevabı kişiden kişiye ve duruma göre değişir. ben olsam nezaketen kadına ödetmezdim ama soruda bahsedilen kişinin de ödememesi yanlış değil doğrusu.
0
false pretension
(23.04.23)
sosyal hayat kurallarina gore teklifi yapan hesabi oder. bu durumda kadin tum hesabi odese daha dogru olabilirmis ama herkesin kendi masrafini odemesinde de bir yanlislik yok.
0
in vino veritas
(23.04.23)
davet eden öder gibi bir gelenek var ama "misafir eden öder" gibi bir alışkanlık da var. Yani uzak mesafeden veya başka şehirden buraya gelen olsa genelde en azından ilk yemeği veya kafeyi bişeyi ben öderim, karşılıklı jest gibi. Buluştuğum kişi kadın erkek fark etmez.

Fakat bu durumda arada bir gri bölge (gizli flört gerilimi) varsa, "sana yazmıyorum" mesajı vermek için de alman usülü yapmış olabilir. Hesabı öderse öyle görüneceğini düşünmüştür belki. Kim ne düşünür bilemeyiz çok öznel konular bunlar.
0
nhk ni youkosu
(23.04.23)
muhabbet etmek için geldiyse kendi bile ödese olurmuş
0
bir soru sorcam
(23.04.23)
Taraflardan biri fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmemişse kimin ödediğinin hiçbir önemi yok bence.
0
vedatchilipeppers
(23.04.23)
Bu İstanbul sorusu ise 20 km hiçbir şey ifade etmiyor. Maltepe-Kadıköy arası zaten neredeyse 20 km. Taksi de burada bir şey ifade etmiyor. Kimse "taksi ile gel" demedi. O, kadının kendi tercihiydi. Burada taksi ve mesafenin dikkate alınabilmesi için tek bir detay önemli. Erkek şehir merkezinden uzakta oturuyorken, kadının merkeze daha yakın oturuyor olması. O halde -buluşulan yerin şehrin sayılı güzel yerlerinden olması istisnası dışında- erkek tarafı misafir eden kişi olduğu ve ulaşım sıkıntısına da soktuğu için hesabı ödemesi daha uygun olurdu. @nhk ni youkosu +1 burada bir yerlerde

diğer tüm senaryolarda (örneğin erkek şehir merkezine yakın olduğu için orada buluşulduysa) ortak ödemek gayet uygun. Şu paylaşılan bilgiler ışığında olay 90'larda ya da Anadolu'nun güzide şehirlerinde yaşanmıyorsa ya da erkek zengin, kız orta gelirli değilse neden bütün hesabı erkek ödesin? ayrıca erkeğin ödemesi neden "nezaket" ve "şıklık" kavramları ile bağdaştırılsın anlamıyorum. Bu arada @blatta hiberna gibi, özellikle "dostane" yazıldığı için ortada bir ima olduğunu düşünüyorum.

O değil de kadınların da çalışıp para kazandığı bir dönemde tüm hesabı ödemek bana biraz "benim pek bir özelliğim yok, param ile seni etkilemeyi deneyeceğim" havası veriyor. Ekonominin durumu ortada. Gereksiz şekil çabası... Yakın arkadaş, aile üyeleri, sevgili, fwb vs. değilse kimsenin hesabını ödemem/ödemek istemem. Bu saydıklarım ile buluşulduğunda hesap öderken de herhangi bir buluşma kriteri üzerinden "kim ödemeli" diye düşünülmez zaten.
0
nawar
(23.04.23)
kadin niye erkege hesap odettigini anlamadim. kendi cagirdi?
0
ala09
(23.04.23)
Ben bu konularda gerikafalıyım sevgilimi elin kızıyla buluşmaya göndermezdim başta neden çocuk kızla buluştu onu anlamadım.

İkincisi ekonomik kriz ortada bu krizde hesap ödetmeye çalışmak kızın kabalığı.
0
Hallegadola
(23.04.23)
"Dostane" buluşmalarda buluşmanın dostane olduğunu vurgulama ihtiyacı ve gereği olmaz. Oraya gidiyorsanız bunu bilerek gidin. Bu bir date çünkü, çok net bu.

Eğer erkek kısmının sevgilisinin bu buluşmanın nasıl geliştiğinin detayından haberi olursa buna haklı olarak verebileceği tepkiyi herkes kendisini o kişinin yerine koyarak anlayabilir sanırım. O yüzden bence hiç kendinizi kandırmayın.
0
akhenaten
(23.04.23)
Problem yok, herkes yediğini içtiğini öder.

Madem uzun yol gitmek problem olacaktı, o zaman mekanı ayarlarken bu konunun önceğini belirtmeliydi uzaktan gelen.
0
zimbirik
(23.04.23)
Date mi ki bu erkek ödesin. 20 km den gelmesi olayı değiştirmez.
0
olaylar olaylar
(23.04.23)
Davet eden ödemez mi?
Erkek kişisi niye elini cebine atmış?
0
Mirket
(24.04.23)
E adam kendi yediğini ödemiş işte, neden kadınınkini ödesin? Şimdi bunu soran erkek tarafıysa, vicdan azabı çekeceği şey bu olmasın. Ama ön cümle beni düşündürüyor. Ne konuştular iki saat?
Soruyu soran kadınsa adam hem sevgilisi olduğunu söylemiş bunu da kadının hesabını ödemeyerek perçinlemiş.

Şu yaşıma kadar kadından ziyade erkek arkadaşlarım oldu, sevgili değil dost manasında. Evlenmeden önce de evlendikten sonra da sohbet edeceğimiz zaman ya grup halinde sohbet ettik, ya da belli bir konu hakkında oturduk konuştuk. Sevgilim varken ya da evlendikten sonra kimseyle bire birde dostane buluşmalara gitmedim, eşimin de gitmesini istemem. Hele biri "dostane buluşacağız, şu cafeye gidelim mi Zorro'cum" dese alt motifini sorgularım. Ha bu arada iş konusu olur, konu bazında Cafede toplanırsınız, normaldir.
0
SiyamkedisiZorro
(24.04.23)
20 yaşındaysa bölüşülür 30+ ise erkek öder.
0
nuisance
(24.04.23)
erkeğin sevgilisi var ve dostane buluşma.
erkek öderse şık olur ama mevcut şartlarda olayın iki erkek buluşması gibi olması lazım.
herkesin kendinin ödemesi doğru olur.Bu bir date değilse (ki değil) erkeğin sorumluluğu yok.
ha dersen ki 20 km mesafe ozaman orası da bana uymuyor sonra görüşürüz fln der geçiştirirsin
0
izmirlimuh
(24.04.23)
Kadın erkek buluşunca erkek davet etti diye hesap erkeğe kitlenir. Bu sefer kadın davet etmiş ama uzaktan geldi diye hesap yine erkeğe kitlenmiş. Erkek erkeğin kurdu gibi olmuş. Yanlış birşey yok tabi ki. Heralde yarı yarıya olcaktı.
0
yalniz kizkulesi
(25.04.23)
Hayır yanlış bir şey yok bence.

Taksi tutmak kadının tercihi, 20 km uzaktaki yere tamam demek de öyle. Bunlar hesabın karşı tarafa "yıkılmasını" gerektirmiyor.

Böyle olması abes değil ama adam bir çizgi çekiyor gibi ilk cümledeki detayları göz önüne alınca.
0
chicha_v2
(25.04.23)
(8)

hangi marka ayakkabı giyiyorsunuz ve nereden alıyorsunuz?

baldan kaymak
sb.not: erkek/kız diye belirtirseniz sevineceğim :)
sb.

not: erkek/kız diye belirtirseniz sevineceğim :)
0
baldan kaymak
(20.04.23)
Ayakkabı için her markaya bakıyorum açıkcası. Spor olmayan şeyler tercihim.

Mio gusto
Elle

Bu ikisine düzenli bakarım. Orijinal, şık şeyler bulabiliyorum.
0
ruhen hastayim ben
(20.04.23)
her yerden aliyorum. spor, guyim magazasi veya internet. aktif kullandiklarim converse, adidas, reebok, puma, nike, skechers spor ayakkabi. mangodan bot almistim gecen onu da 1 ay kadar giydim. simdi massimo duttiden babet almayi dusunuyorum. spor ayakkabi degilse giyim magazalarina bakiyorum genelde
0
ala09
(20.04.23)
basic white bitch gibi olacak ama en sık giydiklerim new balance, adidas, veja, converse, golden goose.

internetten alıyorum, fark etmiyor. istediğim model/no nerede varsa ve en iyi fiyat nerede listelendiyse.
çok araştırıp titizlenmiyorum, rahat olsun yeterli.

en son meduse sandalet aldım bi anne çocuk mağazasından, yaz aylarında oğlumla takım giymeyi planlıyorum.

K.
0
deartheodosia
(21.04.23)
Sadece nike air force.
0
OrangeYellow
(21.04.23)
Genelde spor ayakkabi giyiyorum ama mevsime gore eklemeler oluyor tabii;
Spor: adidas, vans, nike
Bot: cat
Yazin terlik: birkenstock / bez ayakkabi: lacoste
0
mor oje
(21.04.23)
Lumberjack
Erkek
Flo’dan alıyorum

Biraz paraya kıyabilirsem greyder alıcam
0
kararsızataletfilozofu
(21.04.23)
gunluk/spor tarzi: ecco
Spor: asics- gel kayano
Bot/cizme: gabor
Sandalet: birkenstock
kokos/topuklu: Divarese / Tommy Hilfiger
outdoor: cok asiri eski ama hala yeni gibi olan Timberlandlerim var. Yenisini alacak olsam sanirim Lowe/Sorell/Merrel/Salomon ya da Decatlon'a bakarim :)

kadin
0
65 derece
(21.04.23)
spor olarak nike air max 2090 ve air huarache
bot olarak timberland
outdoor ayakkabı da timberland
klasik ayakkabı olarak da derimoddan alıyorum
0
roket adam
(22.04.23)
(16)

Türkiye'de mimari düzelir mi?

logisticsmanager
Bütün ülke age of empiresta ev basarak yapılmış gibi, her şey birbirinin aynısı. Evet bazı güzel yerler var falan da normal insanin fiyat araliginda değil hiçbiri. Bölgelerin kültürel özelliği vs kalmamış her şey modern yapıda, çoğunda bir karakter yok.Hani eğitim şu bu vs 10-15 seneye düzelir diyor
Bütün ülke age of empiresta ev basarak yapılmış gibi, her şey birbirinin aynısı. Evet bazı güzel yerler var falan da normal insanin fiyat araliginda değil hiçbiri. Bölgelerin kültürel özelliği vs kalmamış her şey modern yapıda, çoğunda bir karakter yok.

Hani eğitim şu bu vs 10-15 seneye düzelir diyoruz ya, bu düzelir mi peki?

Yani sahibindene baktığımda resmen her apartman her daire birbirinin kopyasi gibi.
Yazlık falan sormayin zaten yüzde 98'i tek kişi tarafından yapılmış, googledan ev modeli yazıp bütün ülkeye dikmiş gibiler.
0
logisticsmanager
(16.04.23)
önce refaha ulaşmak lazım. Sonra estetik zevkler devreye giriyor.(bizim ömrümüz içinde zor olduğunu düşünüyorum. Yani ülke çapında bakarsak)

Tabii büyük yıkımlar sonrası (örn: deprem, büyük yangınlar vs.) devlet belli bir tarzı zorunlu tutarsa güzel olabilir. Mesela İstanbul'un mimarisinin düzelmesi için de büyük ihtimalle önce o büyük depremin olması lazım. Acı ama gerçek.
0
nhk ni youkosu
(16.04.23)
hiçbirimiz göremeyiz enaz 100 yıl diyorum
0
basond
(16.04.23)
hayir mimari 10-15 seneye duzelmez. egitim de duzelmez zaten. dizayn, sanat anlayisinin bir fonksiyonudur ve nesiller boyu oluscak bir kultur gerektirir. bu sadece parayla da alakali degil, baktiginda abd'deki suburblerin de cogu tekduze plastik "mcmansion"dir. gerek dizayn gerekse malzeme secimi olarak bir isvec, hollanda falan seviyesine gelmek kolay degil.
0
hot potato
(16.04.23)
mimarinin rezalet olmasının sebebi çok basit aslında, insanlar çok uzun yıllardır bir araziye çökmek üzere ev yapıyorlar. kendi arazine ev yapmayınca devlet her an bunu yıkabilir endişesiyle minimum maliyetle ev yapmak istiyorsun. yıkılmadığı ve devlet ruhsat verdiği anda da jackpot sana vurmuş oluyor, bu sefer de umursamıyorsun çünkü alacak adam o şekilde de alıyor. öncelikle kaçak yapılaşmanın tamamen önlenmesi lazım, sonra mevcut konut stoğu yenilenirken belli standartlar uygulanması lazım, sonra amerika'daki homeowners association tarzı yapılar kurulup herkesin sokağının düzgün yapması falan belki istenebilir ama bunlar öyle kolay şeyler değil. özetlemek gerekirse düzelmesi mümkün değil.

ayrıca binayı dikince 300-400 yıl kalacağını bildiğin yerler ile, 50-60 senede bir çok yıkıcı depremler geçiren yerlerin mimari anlayışı doğal olarak aynı değil. buna göçebe hayatı da ekleyince bu işin zorluğu iyicene ortaya çıkıyor. dedesi ve babası ile aynı şehirde doğup büyüyen kaç kişi var istanbulda mesela? düşününce inanılmaz bir işin içinde olduğumuzu daha net anlıyorsun.
0
roket adam
(16.04.23)
200 sene geçsede düzelmez
0
abi bi dizi buldum on numara
(16.04.23)
Mimari'de din gibi kültür öğelerinin de etkisi var. O yüzden hayır
0
OrangeYellow
(16.04.23)
Zenginler bile iyi mimari talep etmiyor.

Çok çok ufak bir kısım insanda iyi mimari talebi var. Talep olmayınca müteahhitler de yapmıyor, haliyle devlet bastırmazsa düzelmez. Hayvan gibi bir inşaat ekonomisi varken bile buna önem verilmedi, bundan sonra hiç şans yok.

Bir kaç nesil sonra, nüfus küçülmeye başlarsa belki evlerin değer mimarisine göre belirlenmeye başlar, o zaman mahalleleri yıkıp baştan yapacak kadar zenginsek belki bir şeyler olur.
0
bk
(16.04.23)
@bk; arkadaşın eşi iç mimar. Onun yaptığı işleri farkli buluyorum ama çok niş çalışıyor. Fabrikatorun villasini falan yapiyor yani. Normal insana ulasamaz.

Misal teyzem tahmini 40-50 milyon liralik insan, çok saçma bir hayat yaşıyor ev olarak. Birbirine benzeyen villalar arasında 100-150 m2 bahçeli villası var. Ev 17-18 milyon lira. Manzara vardi, yapilan yeni villalar ile kapandi. Çevredeki 500 villanin 490'i age of evi.
0
🌸logisticsmanager
(16.04.23)
mimarinin değişmesi için restorasyon gerekli. onun içinde para. 2023'te basit, herhangi bir apartmanın restarasyonu için en az 1m TL / daire gerekli diyelim. insanlarda bu paranın fazladan olması lazım ki estetik için harcasınlar.

yani herhangi bir daire sahibi,
evi var
arabası var
sabit geliri var
her yaz/kış tatilinde
konforu/sağlığı yerinde
maddi imkanları yerinde

ve fazladan 1mTL'si var. o zaman bu adama diyebilirsin ki abicim evini restore et.

onun dışında herşey imkansız.
0
duyurukullanıcısı
(16.04.23)
Evet, TR'nin zenginleri bile özenmiyorlar şöyle bir yaşam alanı kuralım böyle bir mimarla çalışalım falan olaylarına.

Ya Türkiye'de bir sürü ünlü müteahhit var, kaç tane ünlü mimar var halk arasında bilinen? Bir tek Mimar Sinanı bilir halk, çok sevdiğini söyler ama hayallerini Ağaoğlu İnşaat süsler.
0
bk
(16.04.23)
@bk'nin yazdigini gorunce su anekdot geldi aklima:

200x yilinda odtu isletme'de okuyorum. eski/orijinal iibf binasinda dersim var. bir gun kelli felli bir grup mezun gelmis geziyorlar anilarini falan yadediyorlar. is bankasinda vs orta-ust duzey yoneticiler falan. aralarindan bir kadin "ya inanabiliyor musunuz senelerdir bir civi bile cakilmamis, bina hala sivasiyla duruyor" tarzi bir sey soyledi gezerken. ulkenin guya "egitimli" insani bile kampususun yapildigi donemde global norm olan modern/brutalist mimariyi "boyasi unutulmus siva" saniyor yani. mesele en alt tabakadan en uste kultur bu da olusmasi 100 yillar alacak bir sey.
0
hot potato
(16.04.23)
@hot potato

Çok korkunç doğrusu, yani kampüsün ünlü mimar eseri olması ve mimari sürdürülebilirlik ödülüne sahip olması her ODTÜ'lünün bildiği bir şey sanıyordum. Yani tamam brütalist mimariyi ve onun etrafında süren tartışmaları bilmeyebilir insan ama en azından bir merak eder bu binaların neden sıvası yok diye öyle değil mi?

İşletmenin yeni binasına da ben hiç bir zaman ısınamadım bu arada. O da brütalist ama orijinal ODTÜ binaları tarzından uzak bence ve merdivenlerinin orada çim bitmedi bi türlü.
0
bk
(17.04.23)
siz düzelir mi diye tartışırken hem sektörde hem akademide gelişmeleri yakından takip edebilen bir mimar olarak acı gerçeği söyleyeyim; iyiye değil, kötüye gidecek. türkiye'de genel olarak eğitim sistemi ciddi manada bozuldu evet, ama mimarlık okullarının eğitim kalitesi genele oranla da kat kat daha fazla bozuldu maalesef. mimarlık eğitimi ve mezun sayısı zaten bizi kara kara düşündürürken bir de %100 uygulamalı ve yüz yüze eğitimin ana kriter olduğu mimarlık eğitimi 3 yıla yakın covid arası, şimdi de deprem arası sebebiyle neredeyse 4 yıl boyunca yüz yüze eğitime ara vermiş olacak. daha şimdiden covid mezunları sebebiyle sektördeki işverenlerin ciddi şikayetlerini duymaya başladım, daha asıl yara almış çocuklar mezun bile olmadı.

durum çok vahimdi ve nasıl düzeleceğini tüm meslek paydaşları olarak on yıllardır kara kara düşünüyorduk ama bugün artık işler çok daha kötü ve toparlanabilir eşiği geçmiş olabiliriz.
0
kent sakini
(17.04.23)
deprem olsa tüm binalar yıkılsa da düzelmez o. acele acele yine en berbat ve yine depreme dayanıksız evleri dikerler. bunun mal sahibi olmakla da alakası yok. insanlarda estetik duygusu hiç yok. yalnızca mimari de değil, her şeyde bu böyle. ayrıca istanbul dışarıdan çok göç alan, bi planlaması/denetlemesi olmayan bir şehir, düzeleceği yerde daha kötüye gidecek bence.
0
deartheodosia
(17.04.23)
Düzelmez! Düzelmesi için zihinsel devrim lazım, zihinsel devrim için eğitim sisteminin değişmesi lazım, eğitim sisteminin değişmesi için liyakat sahibi yöneticiler lazım.
0
halitkin
(17.04.23)
instagramda karşıma çıkan örneğe bakın, doğruysa binayı geçtim inşaatı bile estetik yapmaya çalışıyor insanlar:D

www.instagram.com
0
nhk ni youkosu
(18.04.23)
(8)

Almanya nitelikli göç yasasına göre buralardan gitmek?

mikahakkinen
37 yaşında evli bir çocuk babası ve 10 senelik devlet memuru psikoloğum. eğitimim ingilizce psikoloji ancak orta seviye ingilizcem var. mesleğimde çok etkin bilgili değilim. bu yasaya göre almanca öğrenip bu yasayla almanayaya gitmek için başvursam bir sonuç alır mıyım?almanyada yaşayanlar ve bilgis
37 yaşında evli bir çocuk babası ve 10 senelik devlet memuru psikoloğum. eğitimim ingilizce psikoloji ancak orta seviye ingilizcem var. mesleğimde çok etkin bilgili değilim. bu yasaya göre almanca öğrenip bu yasayla almanayaya gitmek için başvursam bir sonuç alır mıyım?

almanyada yaşayanlar ve bilgisi olanlar bilgilendirirse teşekkür ederim.
0
mikahakkinen
(14.04.23)
o muhabbet benim bildiğim 6 aylık vize sağlıyor. kendi alanınızda belli bir maaş skalasının üzerinde iş bulmazsanız dönmek zorunda kalırsınız. alanınız bu iş için zor bir alan. bir kere çok iyi derecede almanca bilmeniz gerek. türkiye'de öğrenip gelmenin yeterli olacağını pek sanmıyorum.

gerçekçi olmakta fayda var. almanya çağırır ama standartlara uymayanın gözünün yaşına bakmaz. havalimanında çalışacak neredeyse vasıfsız eleman alacağız dediler ama almanca bilmeyenleri almadılar. standartları gevşetme diye bir şey asla yok. siz bence türkiye'den başvurun olumlu dönenler olursa gelin. yoksa hem zaman hem para kaybı olur.
0
bohr atom modeli
(14.04.23)
3 yıl almanyada yaşadım.
heves kırmak değil amacım ama bildiğim gördüğüm doğruyu anlatmak zorundayım:
almancanız en az C1 değilse size kimse profesyonel iş vermez.
Ben öğrenciyken elimde C1 DSH sonucu vardı, geçici öğrenci işinde bile şans vermemişlerdi.
almanya dil konusunda tam bir muhafazakar. gidin eksiksiz gramerle cümle kurun, itlik yapacaksa suratına bilerek bön bön bakar. mesleğiniz gereği zor insanlarla muhattap olacaksınız. dil yoksa iş çok zor.
0
KidLazer
(14.04.23)
işinizin gereği muhatap olacağınız insanları çok çok iyi anlamanız lazım. Haliyle dil önemli bir bariyer olacak. Şu anda o eforu harcasanız bile iyi seviyeye gelmeniz sıfırdan birkaç yılınızı alır.

Alman lisesi mezunu arkadaşım vardı, almanya'da hukuk okudu, orada telif hakları üstüne çalıştı. Ona rağmen o bile çok zorlandığını söylüyordu.

Yanlış yönlendirmek istemem ama çevremde farklı meslekler öğrenerek bunu yapanlar oldu.

Yani mesela kız pazarlamacıydı, UX design eğitimi aldı iyi bir yerde sertifikasını aldı öyle gitti iş buldu.

Eski işyerimde bir arkadaşım, influencer'a dönüştü. Baya bildiğini influencer. Marka tanıtımları falan yaparak para kazanmaya başladı. O kendine bir medya şirketi kurdu, o şirketi oraya taşıyarak influencer olarak çalışmaya devam ediyor ama faturalarını oradan kesiyor orada yaşıyor ankara anlaşması üstünden gitti mesela.

Bir başka arkadaşım işi gücü bıraktı msa'dan sertifika aldı global geçerliliği olan. Onunla şimdi gıda sektöründe iş bakıyor. daha önce tasarımcıydı.

Gibi gibi. mutlaka gideceğim diye kafaya koyduysanız bu tarz yöntemlerle başaranlar da var. Kesin garantisi yok tabii bunun şans da önemli. Ama hiç olmazsa türkiye'de bile kalsanız elinizde 2. bir meslek olur. Bir alternatif kazanç kaynağınız olur.
0
anten
(14.04.23)
Psikolog aranan meslekler arasında var mı bilmiyorum ama min c1 seviyesinde ing ya da b2 Almanca ile gelebileceksiniz. Yabancılar ing konuşan psikolog arıyor. çok fazla adaptasyon kaynaklı sıkıntılar yaşayanlar var. Bu bir fırsat olabilir. Ama bir Alman'nın yeni Almanca öğrenmiş olan bir Türk'e içini açacağını hiç düşünmüyorum. Oldukça zor diyelim. Bu yasa min 2 seneye tamamen geçmiş olacak.

Alamnya'da anadil seviyesinde Almanca konuşmuyorsanız çok zor. IT sektöründe bile çok zor çünkü Almanca konuşuyorlar. Ben çok fazla insanın heves edip para harcayıp geri döneceğini ya da heves edip boşvereceğini düşünüyorum.
0
abi bi dizi buldum on numara
(14.04.23)
Psikoloji tarzında sosyal branşların başka ülkede tutunma ihtimali çok zayıf. Bu nitelikli göç yasaları mühendisler için.

Dil sorununun dışında bir Alman neden bir Türk psikoloğa gitsin.
0
OrangeYellow
(14.04.23)
hepinize katılıyorum. psikoloji, hukuk vb. kültüre adapte olan mesleklerde iş bulmak zor zaten benim de almanyada yapmak istediğim meslek psikologluk değil. yani kargoculuk falan yaparım ama benim gibi düşünen bir sürü insan vardır eminim. benim için zor gibi heralde.
0
🌸mikahakkinen
(14.04.23)
kargoculuk da nitelikli göçmen olmuyor hocam. nitelikli göçmen demek almanya'da geçerliliği olan profesyonel bir beceriden hayatını kazanan insan demek.
0
roket adam
(14.04.23)
Nitelikli göçmenlikteki mantık ülkenin ekonomisine destek olacak alanlardaki açıkları kapatmak. Ülke bu amaçla faydalanabileceği kişileri alıyor. Refah düzeyi yüksek ülkelerde insanlar genellikle sosyal alanlara yöneldikleri için açık bu şekilde kapatılmak isteniyor.
0
OrangeYellow
(14.04.23)
(7)

Bu çizime sizce ne eklemeliyim

the sound and the fury
Birkaç yıl önce yaptığım basit amatör bir yağlıboya çizim, sizce ne eklemeli neyi düzeltmeliyim. Teşekkürler. https://www.hizliresim.com/4cu1bim
Birkaç yıl önce yaptığım basit amatör bir yağlıboya çizim, sizce ne eklemeli neyi düzeltmeliyim. Teşekkürler.
www.hizliresim.com
0
the sound and the fury
(13.04.23)
Ağaç brokoliye benzemiş onu düzeltebilirsin belki.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.04.23)
sabır ekleyebilirsin aceleye gelmiş, daha çok gözlem, daha çok teknik öğrenmeye bak, daha çok sabır göster çizerken acele etme

kaleci saçlının dediği gibi youtube dan ağaç çizim teknikleri videolarını izle
0
freebird5406_2
(13.04.23)
Alt tarafı kırmızı yerine mor yapıp maviye geçişte beyaz, tablo kenarında siyah tonlarıyla vurgulayıp sağ üst uçtan yukarı doğru çekebilirsiniz.

Mavi ve mor katmanlar hafif bir girdap etkisiyle birbirine karışıyor gibi görünebilir.

Ağacın dış hatlarını keskinleştirip bir de baya bolca nokta şeklinde yıldız eklerseniz bence hoş durur.
0
akhenaten
(13.04.23)
Kuş. Martı olabilir.
0
Amaranta ursula
(13.04.23)
Eklemeden önce ağacın çıkması lazım aradan. Arkaplanla hiç uyuşmuyor şekil ve renk olarak.
0
diyecevaplandı
(13.04.23)
Resmin üst yarısı gündüz alt yarısı gece. Onu anlamadım. Duruma gire güneş veya ay eklenebilir.
Birde yılların Bob Ross fanı olarak: şuraya da bir kaç çalılık ekleyelim :)
0
etna
(14.04.23)
Ağaç brokoli olmuş
0
OrangeYellow
(14.04.23)
(13)

Ne bu marka meraki?

allanpoe
surekli goruyorum Dyson, elektronik supurge, iPhone filament. Asagisini istemiyor kimse. tr’de yasamiyorum. mesela gelirken soruyorum bi kac kisiye ufak tefek ne istersiniz diye. 2. El robot supurgeden tut dyson sac sekillendiriciye bi Ton tanidigim durumu olan insnalarin bile almadigi seyler istey
surekli goruyorum Dyson, elektronik supurge, iPhone filament. Asagisini istemiyor kimse. tr’de yasamiyorum. mesela gelirken soruyorum bi kac kisiye ufak tefek ne istersiniz diye. 2. El robot supurgeden tut dyson sac sekillendiriciye bi Ton tanidigim durumu olan insnalarin bile almadigi seyler isteyen oldu

Ekonomi bu kadar kotuyken insanlar Boyle materyalist seylerden mi haz edio
0
allanpoe
(12.04.23)
aslında bu durumun nedeni de biraz ekonominin bu kadar kötü olması. ben beyaz yakalı, tr şartlarına göre güzel para kazanan bir çalışanım, almak istediğim şeyleri bugün almazsam yarın daha pahalı olacağını biliyorum ve almışken en iyi, en beğenileni almak istiyorum. benim bütün arkadaşlarım da aynı şekilde, birbirimize sürekli yenilediğimiz eşyaşlardan bahsediyoruz, durumu olan hemen alıyor çünkü yarın o eşyaya ihtiyacı olsa daha çok para vereceğinin farkında. verebiliyorken bugün almak istiyor.
iphone kullanmıyorum bilmiyorum ama dyson süpürge gerçekten çok başaırılı. robot süpürgede evdeki günlük tozu alıyor benim temizliğe ayıracağım zaman çok azalıyor. ev kadını olsam da isterdim çünkü gerçekten büyük kolaylık.
bir de insanların ev /araba alma ihtimalleri kalmadı, bu sebeple alabileceği küçük şeylerden mutlu oluyorlar.
0
benaslinda
(12.04.23)
Marka çoğu zaman kaliteyi de getiriyor. Kaliteli şeyi uzun süre kullanabiliyorsun. Performansı daha iyi oluyor. Almışken iyi olanı almak merak değil. Bunlar her gün alınan şeyler değil. Süpürge en kötü 5 yıl kullanılıyor. Bir de özellikli olması önemli. Halıyı, koltuğu yıkatmak istesen para vereceksin her yıl. Makine alıp kendin yıkayabilirsin. Sonuçta o para mutlaka çıkıyor.
0
dissendium
(12.04.23)
Elbette sosyal medya etkisi. X marka eşyayı alarak belli bir statüde olmayı hayal etme hevesi. Olduğundan farklı görünme yarışında insanlar.
0
mekaniker
(12.04.23)
benaslindaya ek olarak herkesçe iyi olduğu tasdiklenmiş ürünleri almaya çalışıyoruz ki uzun yıllar kullanabilelim, çünkü kısa sürede bozulursa tekrar almaya para yok :')
0
pide
(12.04.23)
dogu kulturu karakteristigi
0
baldur2
(12.04.23)
tamamen trend ve ekonomik sıkıntılar sonucu gezip tozamayan insanların maddeye mutluluk yüklemesi. sıkışmışlık artık böyle yansıyor insanlarımıza. olursa mutlu oluruz furyası. çok anlamsız ancak olay tamamen toplumsal psikolojiyle alakalı.
0
mikahakkinen
(12.04.23)
USA'de yaşayan düşük gelirliler bile IPhone almaktan çekinirken bizim insanımız bunu statü olarak gördüğü için alıyor işte. Ama bunlara gelene kadar dandik yemeklere kazık fiyat çeken mekanlar full dolu.
0
OrangeYellow
(12.04.23)
OrangeYellow+1, bizim ülkemizde marka giyinme ve kendini gösterme, bir şekilde toplumda saygınlık kazanma anlamına geliyor.

Yurtdışına giderseniz etrafınıza bakın. Kaç kişide Iphone var, kaç kişi Zara'dan, Northfaceden giyiniyor? Üstelik bu markalar oralarda daha ucuz. Gösterişe çok meraklıyız.
0
Kahvedesu
(12.04.23)
alabiliyorken alayim sendromu. bunun kulturle, sosyal medyayla falan alakasi oldugunu sanmiyorum. amerika'daki adam supurge alirken bu onun icin ciddi bir yatirim karari degil ki, eleman giriyor amazon'dan birine basip geciyor. maasinin %5'i falan oluyor en fazla.

turkiye'deki insanin ise parasi yok. dolayisiyla almisken incigini cincigini arastiriyor, en iyisi olsun diyor. cunku iyi degilse maasinin %50'sini sokaga atmis olacak. eger surekli kullanilacak bir seyse ucuz mal her zaman daha pahaliya gelir.
0
antikadimag
(12.04.23)
Herkes kendinden üstteki seviyeye aitmiş gibi hissetmek istiyor. Dünyanın en zengin insanıyla aynı telefonu kullanmak insanımız için büyük olay.
0
Bruce
(12.04.23)
ucuz mal alacak kadar zengin değilim+++ bu doğru. iphone en sevdigim şey yaw hangi modeli olsa iphone seviyom bağımlılık mı yapıyo nedir. ama dyson saç sekillendirici influencer başarısıdır. çünkü her ne alırsak bi max tutarımız olacakken dyson limiti aşsa bile ihtimaller arasında veya hedef oluyor. robot süpürgedeki hayal kırıklıgından sonra saldım ben. önceden tvde reklamlar oluyodu ya masaj aleti falan mucizevi maskeler mucizevi takviyeler bilmem bi şeyler. simdi de bunlar oyle oldu instda herkeste varsa bizde de olmalı olmazsa geri kaldık hissi
0
ala09
(12.04.23)
ucuz mal alacak kadar zengin değilim +1

dyson supurge almamak icin direndim, 2 dyson parasi harcadim aldigim butun supergeler 1-2 senede cop oldu.

en sonunda dyson aldik, 5-6 senedir kullaniyoruz tik yok, torba derdi yok, pili hala gidiyor.

dogu kulturu kiroluk falan degil, biz nedense guzel seyleri kendimize bir turlu yakistiramiyoruz, hep bir eziyet ve dert pesindeyiz..
0
cooperr
(12.04.23)
iPhone=statü göstergesi.
Dyson süpürge için bir şey diyemeyeceğim, gerçekten çok çok iyi ve garantisi bile bilmemkaç yıl kadar uzun, yani 2 senede bi süpürge alacağına al ve 10-15 yıl kullan mantığı ile alınıyor, gerçekten mantıklı buluyorum bunu.
Fakat özellikle dyson saç şekillendirici, tamamen popüler kültür, sosyal medya. Önce influencerlar tarafından aşırı övüldü, saça zarar vermiyor harika yapıyor vs. Sonra birçok insanın saçında işe yaramadığından, şekillendirilen saçın 1-2 saat sonra eski haline döndüğünden defalarca bahsedilmesine rağmen insanlar almak için tuhaf nedenler uydurmaya başladılar. Yani olayın sadece ekonomik boyutu yok bence, alırsam alayım mantığı da var ama tamamen değil yani. Özenilen insanlar bir kez bunu kullandığı an diğer herkes almak istiyor. Popülarite işte.
0
kafasizbiri
(13.04.23)
(3)

cambly faydalı mı?

deartheodosia
her yerde ama her yerde reklamıyla karşılaşıyorum. youtube’da, instagram’da, spotify podcastlerinde… cidden faydalı bi şey mi bu, kullanan oldu mu?
her yerde ama her yerde reklamıyla karşılaşıyorum. youtube’da, instagram’da, spotify podcastlerinde… cidden faydalı bi şey mi bu, kullanan oldu mu?
0
deartheodosia
(09.04.23)
çok sık ders almadıkça hiçbir faydası olmaz.
0
OrangeYellow
(09.04.23)
cambly kullanmadım, preply kullandım. speaking pratiği hiç olmayan biriydim ve üç dört ay boyunca haftada üç saat kadar ders aldıktan sonra, bildiğim konularda istediğim şeyi fazla gevelemeden bir şekilde karşıya anlatabilecek duruma geldim diyebilirim.

ben kısa sürede konuşma pratiği kazanmak istediğim için, gramer ve kelime gibi şeyler üzerinde pek durmadık. bu nedenle bu konularda halen eksiklerim/hatalarım mevcut.

faydalı olup olmayacağı, ders alacak kişinin mevcut bilgisine de çok bağlı. okuyabiliyorum ama konuşamıyorum diyen bir kişi için bence faydası yadsınamaz. başlangıç seviyesindeki bir kişi için durum ne olur bilemiyorum.

ayrıca cambly'nin hocaları muhtemelen preply'deki hocalardan daha kalitelidir. ben güney afrika'dan bir hoca buldum, fiyat/performans odaklı bir yol izliyorum açıkçası. gayet de memnunum. daha fazla para verebiliyor olsaydım kesinlikle cambly seçerdim.

ancak preply ile cambly arasında ders süresi açısından ciddi bir fark var. cambly'de dersler en fazla 30dk diye biliyorum. benim preply'den aldığım dersler 1 saat. buradan yola çıkarak, 30 dakikanın çok yetersiz bir süre olacağını düşünüyorum.
0
estranged
(09.04.23)
Sıfırdan İngilizce öğrenmek için çok pahalı bir çözüm olur. Ancak belli bir seviyedeyseniz ve pratik eksiğiniz varsa oldukça işe yarıyor Cambly ve benzeri ürünler. Hem üzerinizdeki İngilizce konuşma gerginliğini atıyorsunuz, hem de anadili İngilizce olan biriyle konuşarak ve ondan aldığınız geri dönüşlerle hatalarınızı düzeltiyorsunuz.
0
salihdt
(09.04.23)
(5)

isvicre kulturel olarak nasil

antikadimag
bolgesel/lingual olarak degisiyor mu? bir alman sikiciligi ve disiplini var mi bu arkadaslarda? isvicre'de yasamis olanlar kulturu nasil tanimlar?
bolgesel/lingual olarak degisiyor mu? bir alman sikiciligi ve disiplini var mi bu arkadaslarda? isvicre'de yasamis olanlar kulturu nasil tanimlar?
0
antikadimag
(08.04.23)
mizah duygulari almanlardan daha iyi bence. disariya biraz kapali gibiler, arkadas edinmek almanlara göre daha zor. bir de cok kibar ve saygili halkin geneli.

negatif olarak aklima gelen, bazi kücük yerlesim yerlerinde insanlar cok bagnaz olabiliyor.
0
ben de
(08.04.23)
İsviçreliler yüzlerce yıl çetin koşularda dağlarda yaşamış bir halk, "medeni bir toplum olma" atılımları çok kısa bir geçmişe sahip. Şöyle düşün: Avrupa'da göremeyeceğin şekilde bireysel silahlanmanın en agresif şekilde arttığı tek ülke İsviçre'dir muhtemelen her evde bikaç tane tüfek müfek bi şeyler vardır, bu da yine yüzlerce yıl dağlarda yaşamış olmalarından kaynaklanıyor, kaba tabirle genetiklerinde hala "dağ insanı" olma özellikleri taşıyorlar ki nüfusunun büyük bir bölümünü dağ köylüleri oluşturduğu için bu da normal. Yani "ben sıcakkanlıyım bro herkes iletişim kurarım" diyen biri için berbat bir ülke olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.04.23)
Dünyanın en muhafazakar toplumlarından birisi bana kalırsa. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık oldukça yüksek. Zürih (ve biraz da Basel) dışında yaşamanın sosyal açıdan kolay olmayacağını düşünüyorum. Her şey çok erken kapanıyor, insanlar pek dışarı çıkmıyor vs. Bunun dışında önemli kurallar var uyulması gereken. Bu konuda bir katılar ve bu da insanları sıkan bir başka etken. Her şey pahalı, dolayısıyla cezalar da yüksek. Bu yüzden kurallara uymamanın bedeli biraz ağır olabiliyor. Yerli kültür zaten bize oldukça uzak ama burada Türkler de bir tuhaflar. Yaşam standartları çok yüksek, muhteşem doğal güzelliklere ve şehirlere sahip bir yer ama hayat sahiden o kadar güzel geçmez gibi geliyor bana burada.
0
but that was just a dream
(08.04.23)
Bence bunu hayatini İsviçre'de yasayan birinden dinlemeniz en mantıklısı.
Fransa için de ırkçı, kibirli şöyle böyle diyorlar. Her ülke için belli etiketler var, bunlar sürekli tekrarlanıyor. Geçen bir video gördü zenci biri 10-12 yıldır Japonya'da, buna hayati soruyorlar. Bir japondan daha japonum bu sebepten hiç sıkıntım yok diyor. Ben buranin yabancisiyim, o sebepten kurallara herkesten daha fazla uyup daha saygı göstermeliyim diyor. Yabancilarin buraya gelip kendi kültürlerini yasamaya calistigini ve bu sebepten sıkıntı yaşadığını söylüyor ki doğrudur. İsviçre vs de böyle. Gidip kurallara uymazsan, kültüre saygı gostermezsen, her şeyden sikayet edersen evine dön derler.
Bu kadar korkulacak bir yer değil.

Benim tavsiyem reddit'ten bakmaniz olabilir burada İsviçre'den cikmazsa.
0
logisticsmanager
(08.04.23)
Göç edilmesi en zor ülkelerden biri. Housing sorunu düşük, alım gücü yüksektir.

15 yaşında değilsen Türkiye dışında hiçbir yerde tam bir kültürel uyum yakalayamazsın. Türkiye'ki durumun iyise, saygın bir konumun varsa isviçre gibi kuralcı toplumlar seni darlayabilir.
0
OrangeYellow
(08.04.23)
(8)

Buluşma bitiminde numara paylaşmayan kız

Yourcousinmarvinberry
Bu bir anlamda; "bir sonraki buluşma olmayacağı için iletişime de gerek yok" mu demek olur ?
Bu bir anlamda; "bir sonraki buluşma olmayacağı için iletişime de gerek yok" mu demek olur ?
0
Yourcousinmarvinberry
(07.04.23)
Evet malesef
0
Kaptanmemo
(07.04.23)
Numarasını istediniz de geçiştirdi mi? Eğer öyle bir şey olmadıysa, numara paylaşma talebini sizden beklemiş olabilir. Kadınlar karşı taraftan beklemeyi pek seviyor bazı şeyleri, malum.
0
norules
(07.04.23)
Muhtemelen hesabı çaktı sana ve kafası ağrısın istemiyor.
0
OrangeYellow
(07.04.23)
Evet, maalesef. Yani sormana ya da onun söylemesine gerek kalmadan iletişim kanalları artırılıyor aslında. Numara olmasa bile eklenilebilir başka yerlerden buluşma sonunda. Bu arada direkt "başka buluşma olmayacak" demenin dışında "elektrik alamayıp" şimdilik bu seviyede cepte tutmak da istiyor olabilir.

Bu arada @OrangeYellow'un söylediğini de çok fazla duymaya başladım. Özellikle uygulamalar üzerinden buluşmalarda arkadaş ya da sevgili değil sponsor arayan kızlar artmaya başlamış. Yediklerini içtiklerini ödetip kayboluyorlar. Başka mecrada ekledilerse de engelliyorlar. Bir tanesi Twitter'da (Çocuğa yarısını sonra yollayacağını söylemiş ve yollamamış) "yüzsüz gibi yemek parasının yarısını istiyor" deyip konuşma paylaşmıştı.
0
nawar
(07.04.23)
numara olmadan nasıl buluştunuz?
0
Kahvedesu
(07.04.23)
Numarayı istediniz mi?
0
Amaranta ursula
(07.04.23)
Buluşma öncesinde nerden iletiştiyseniz ordan devam et işte; niyet okumaya gerek yok.
0
vedatchilipeppers
(08.04.23)
Mekanlarda fiyatlar çoşunca dolandırıcılık tavan yaptı. Para dışında onun yanında yer kaplama işlevin de oluyor. Hem beleş yeme içme hem de muhabbet. Buna yedir içir dobr vecir diyoruz.
0
OrangeYellow
(08.04.23)
(9)

okulu dondurmak?

gezegenim
hukuk fak 4. sınıfım. ilk dönem erasmus yaptım okul 1 dönem uzadı. şimdi bahar dönemini dondurup fransa'ya geri gitmeyi düşünüyorum. geri dönünce 4. sınıfı okumayı istiyorum. dondurduğum 1 dönemlik süreçte hobilerime yönelmeyi ve fransızcamı geliştirmeyi düşünüyorum ki planım normalde 1 sene erasmus
hukuk fak 4. sınıfım. ilk dönem erasmus yaptım okul 1 dönem uzadı. şimdi bahar dönemini dondurup fransa'ya geri gitmeyi düşünüyorum. geri dönünce 4. sınıfı okumayı istiyorum. dondurduğum 1 dönemlik süreçte hobilerime yönelmeyi ve fransızcamı geliştirmeyi düşünüyorum ki planım normalde 1 sene erasmus yapmaktı ama teknik nedenlerden dolayı sadece 1 dönem yapabildim. sizce (hukuk okuyanlar yazsın) bu karar mantıklı mı olur? tavsiyelere açığım çok kararsızım. burada yazılanlara göre hareket edecek değilim elbette fakat bir fikir olur diye yazıyorum.
0
gezegenim
(06.04.23)
Hukuk gibi zirilyon mezunu olan bir bölümü uzatmanın hiç mantığı yok. İşsizlik riskini biraz daha arttırırsın o kadar.
0
OrangeYellow
(06.04.23)
"dondurduğum 1 dönemlik süreçte hobilerime yönelmeyi ve fransızcamı geliştirmeyi düşünüyorum" para nereden gelecek? aile yardim ediyorsa bu surecte git.
Ben olsam yuksek lisansa falan giderdim sanirim.
0
hot potato
(06.04.23)
millet hukuk fakiltesini yaya yaya 6-7 senede bitiriyor ben olsam kesinlikle yurtdışına giderdim zaman kaybı değil.
0
alp9900
(06.04.23)
Okulu en kısa sürede bitir, para kazanmaya başla. Öğrencilik rüya gibi bir şey. Bir de yerine göre mutlaka Fransızca bilmek işe yarar, gereklidir ama günümüzde Türkiye'de çok aranan, tercih edilen, bilmeyeni dövdükleri bir dil değil. Bunun yerine ABD'ye İngilizcemi geliştirmek için gideyim mi desen git derdim.
0
dissendium
(06.04.23)
Hocam geçtim uzatmayı mümkünse daha önce bitirip yoluna bak. Mezuniyetten sonra alanınla ilgili kendini geliştir.
0
giovanne
(06.04.23)
Fransizcani öyle bir senede gelistiremezsin zaten. Bosuna para harcamis olursun.
0
Yourcousinmarvinberry
(06.04.23)
erasmus a git, ilerde istesen de sahip olamazsın bu günlere...
döviz daha da artacak, vize işleri daha zorlaşacak ve çalışırken izin alamayacakson ve yetişkinliğin sorumluluk dünyasına adım atmış olacaksın.

tecrübelerime güven ve git dude :)
0
gadlemler
(06.04.23)
hukukcuyum. erasmus'ta uzattim, donunce bitirdim. okuldan sonra ne yapmak istiyorsunuz? onerim okulu bitirip fransaya gitmek ya da imkan varsa okulu bitirip yurtdisinda yuksek lisans vs. yapmak olur. fakulteyi boyle bir sey icin uzatmanin bir anlami yok. bir an once calismaya baslayin diye demiyorum ama onunuze bir imkan ciksa yurtdisinda ya da yurticinde hep ayakbagi olacak. okulu uzatmak istemenizin nedeni ne?
0
kassiopeia
(06.04.23)
okulu uzatmak isteme nedenim hem okulun online oluşu ve psikolojik olarak artık dayanamıyor olmam (zoom'a vs). hem 1 yıl fransa'da kendimi yaşamaya mental olarak hazırlayıp, okulu 1 yıl yakıp gitmiştim ama olmadı ve bir anda kendimi okula devam ederken buldum ve o da online oldu. diğer bir neden ise mezuniyetimin yarım yamalak oldu bitti şekilde olacağını hissediyor olmam zira bu dönem mezuniyete katılsam da daha okuyacağım 1 dönem olacak.
0
🌸gezegenim
(06.04.23)
(12)

Taksim'de ne yiyip icilir?

ala09
Oglen yemegi icin
Oglen yemegi icin
0
ala09
(03.04.23)
Melekler dürümde kebap yenilebilir, avam kafede tavuk yemeği yenilebilir.gazoz içilebilir.
0
turuncu tonlarda
(03.04.23)
fıccın a gidin. ya da hayvore ye.
0
benaslinda
(03.04.23)
Islak hamburger
0
piotr
(03.04.23)
Taksim bitti bence, hiçbir şey yemeyin, illa yiyeceksiniz Demirören'e girip cast food yapin
0
fakat
(03.04.23)
Sour
(03.04.23)
nizam pide yada karsisindaki karadeniz lokantasi. havyore gibi kazikci/trendy mekanlardan uzak durun.
0
buenosdias
(03.04.23)
lale'de kelle paça.
0
alperz
(03.04.23)
Sag olun arklar. aklima takildi bi tame noodleci vardi kucucuk bi mekandi siraselvilerde mi ne goren duyan var mi tam nerdeydi :/
0
🌸ala09
(03.04.23)
Favorim suriyeli cipsi ve nargile.
0
OrangeYellow
(03.04.23)
orangeyellow ben surekli arap lokantasina gidiyorum ramazan dolayisiyla kapalidir diye sordum djsjsjs
0
🌸ala09
(03.04.23)
Helvetia kesinlikle. Kremalı pazıdan mutlaka dene.
0
vedatchilipeppers
(04.04.23)
kastettiğin noodle’cıyı biliyorum. tarih oldu orası. girişin az altı bir yerdi. merdivenle iniyordun. öyle bişi arıyorsan kesin çin büfe derim. istiklal cdde.
0
buenosdias
(06.04.23)
(4)

24-28 yaş grubu arasındaki bunalım, gelecek kaygısı, buhran?

sassot
Kendimde ve çevremde gözlemlediğim kadarıyla, bu yaş grubundakiler ne yapacaklarını hangi işte çalışacaklarını bilmiyorlar. Karakterin oturmaya başladığı yaşlar genel olarak bu yaşlar oluyor. Okul okuyanlar belki de okumayanlardan daha kötü durumda. 2 yıl boyunca kendini geliştirmek için html/CSS/Ja
Kendimde ve çevremde gözlemlediğim kadarıyla, bu yaş grubundakiler ne yapacaklarını hangi işte çalışacaklarını bilmiyorlar. Karakterin oturmaya başladığı yaşlar genel olarak bu yaşlar oluyor. Okul okuyanlar belki de okumayanlardan daha kötü durumda. 2 yıl boyunca kendini geliştirmek için html/CSS/JavaScript öğrenen arkadaşım şu an 9.500 liraya çalışıyor.

Liseyi bitirip, üniversiteye gitmemiş arkadaşım özel güvenlik kursuna gidiyor. Belki bir güvenlik işi çıkar da mesleğim olur mantığı ile. Bir diğerinin işi var ama işi bırakıp e ticarete atılma derdinde çünkü aldığı maaş ile ne evlenebilir ne ev alabilir kendine.

Bir de motivasyoncu tayfa var tabi. Bunlar da bütün gününü Instagram motivasyon sayfalarını takip ederek geçiren, spor yapalım abi vücut yapalım abi kadınlara değer vermeyelim abi diye geçiren beyni yanmış tipler. İş meslek falan yok tabi. Babalarından aldıkları para ile hayatlarını sürdürüyor. Tuzu kuru tipler.

Ben de spora yazıldım ama ilk günden bırakacağım gibi, çünkü doğru düzgün bir iş olmadıktan sonra geri kalan her şey boş. Zamanımı kendi değerimi yükseltmeye ayırmak, yani iş konusunda kendimi geliştirmeye ayırmak daha mantıklı geliyor. Benim de bir farkım yok aslında 25 yaşındayım elimde bir tane üniversite diploması var o kadar.

Bu konu hakkinda ne düşünüyorsunuz?
0
sassot
(02.04.23)
Bir dönem kpss olayı vardı. O kurtarıyordu milleti. Şimdi o gidince millet ne yapacağını şaşırdı. Şu ortamda yine iyi seçenek. Ha özel sektöre düşmüşsün ha pavyona düşmüşsşün bazı mesleklerde fark etmiyor.
0
OrangeYellow
(02.04.23)
Ben de aynı durumdayım.

Yaş 28. Gerek yurt içinde gerekse de yurt dışı için remote olarak “İşsiz kalmayayım, elime para geçsin” diye yaptığım tüm işler elimde patladı. Yani evet para kazanıyorsun ama bu işleri yaparken kendi alanına dair bildiğin şeyleri unutuyorsun zamanla ve işler daha da çıkılmaz bir hale geliyor.

“Yeni bir şeyler öğreneyim, o olana yoğunlaşayım” diyorsun, bu sefer de iş arayışı sürecinde 3-5 yıllık deneyime sahip adam arayan şirketler insanın canını sıkıyor. Kaldı ki alacağın maaş da pek matah olmayacak muhtemelen.

En son çare yüksek lisans ile yurt dışına kapak atma derdindeyim ama ona da sadece 2 yıllık okul param yetiyor sadece, devamı yok.
0
deveyidiken
(02.04.23)
z kuzagi 96'dan basliyor. 94-98'i soruyorsunuz. 24-26 ekrana gomuldugu icin oyle.

26-28 ise biz 92lilerin de muzdarip oldugu cocuklugunun ulkesinin ve insanlarinin hizli degisiminden mutsuz
0
tantavizisyon
(02.04.23)
Nacizane tavsiyem network yaratın ki iş ihtiyacınız olduğunda sizinle çalışmak isteyecek insanlar olsun.
0
havadakarada
(02.04.23)
(6)

Son yillarda yapilan OSYM sinavlarinda ki sorularin dagitilmadigi varsay?

erwachsene
dagitilmadigi varsayimi nereden geliyor? yoksa caresizlikten bu gercege ragmen herkes kabullendi mi. ben %0 ihtimal veriyorum tanidiklara vs gitmedigine.
dagitilmadigi varsayimi nereden geliyor? yoksa caresizlikten bu gercege ragmen herkes kabullendi mi. ben %0 ihtimal veriyorum tanidiklara vs gitmedigine.
0
erwachsene
(30.03.23)
Soruların dağıtıldığını düşünüyorum. Sadece dağıtılan kişiler değişiyor. Ösym halkın güvenini kaybetmiş bir kurum. KPSS'ye girmiştim. Bazı soruların satılan kitaplardan direkt alındığı ortaya çıkmıştı.
0
dissendium
(30.03.23)
ösym 1974 yılından beri faal bir kurum. kurulduğu ilk günden beri güvenin yüksek olduğu bir durum ve dönem söz konusu değil. aksi söylemler kuyruklu yalan. dönem dönem skandalı oldu bu kurumun. arşivciler veya yaşı yetenler bunu zaten bilir. 1999 yılında benim girdiğim üniversite sınavı iptal olmuştu mesela sorular çalındığı için. bildiğin kitapçıklar çalınmıştı. bunun daha öncesi de var. sonrası da...
en son geçen sene yine bu kurumun yaptığı kpss sınavı iptal oldu mesela. ama bu iki durum kesinlikle aynı durum değil. geçen seneki kpss'de soru hazırlayan ekip işini yapmaktan aciz oldukları için gidip hazır soruları araklayıp sınavda soran insanlardı. düşünün soru hazırlasınlar diye saygın üniversitelerinden saygın profesörler soru hazırlama kurulunda bulunuyor ve tek işleri özgün sorular üretmek bunun karşılığı ekstra maaş alıyorlar ama onlar piyasadaki soru bankalarından copy-paste soru aşırıyorlar.
insanın olduğu yerde bu yozlaşmışlıklar olabiliyor ne yazıkki coğrafya farketmeksizin. abd'de bile kızının sat puanını olduğundan daha yüksek gösterdiği için rüşvet verdiği ortaya çıkan senatörler ve bürokratlar çıkıyor. orada bile sınav sorularının çeşitli gruplara sızdırıldığı bir kaç yılda bir gündem oluyor. dünyanın en iyi üniversiteleri bile haksız bir şekilde öğrenci aldıklarını itiraf ediyorlar. bu hiçbir yerde pirüpak bir şekilde ilerlemiyor. sorunsuz, ideal bir mekanizma gerçekliğe aykırı. bunlara takılı kalmakta hiç sağlıklı değil. bence bir öğrenci bu kurumdan veya benzer bir ulusal sınava gireceği zaman tüm bunlardan bağımsız sınavına en iyi şekilde hazırlanmakla meşgul olmalı. çünkü sen iyi hazırlanmışsan ne olursa olsun karşılığını alabilirsin. her şeye rağmen.
0
debian
(30.03.23)
Çok sağlam torpilliler dışında ulaşabilen olacağını sanmıyorum. Dağıtılıyor mudur? evet
0
OrangeYellow
(30.03.23)
tum sorular calindi, caliniyor zaten t24.com.tr
0
freedonia
(30.03.23)
dinozor tayfadan olduğum için gayet iyi hatırlıyorum. ÖSYM, akp gelene kadar çok güvenilir bir kurumdu.
Bazı olaylar oldu ama bunlar azdı ve soruların yetkililer tarafından sızdırılması şeklinde değil, yabancı kişiler tarafından çalınması şeklinde oldu. Şöyle ki, bir keresinde kitapçıkları basan işçiler soruları çalmıştı, diğerlerinde de sınav yerlerine gönderilen kitapçıklar çalınmıştı. Soru sızdırma olayı hiç duymadım.
Ayrıca soruların çalındığı anlaşılınca yapılan sınavlar hemen iptal edilmişti.

Merak edip baktım, 1973 ten 2009'a kadar 36 senede sadece 3 kopya skandalı olmuş, 2009 dan sonrası ise malum.
kaynak:
www.cumhuriyet.com.tr
0
vizivozo
(31.03.23)
ÖSYM AKP'den önce de güvenilir bir kurum değildi. Sızdırmaları sadece biz bilmiyorduk. Darbe girişimi sonrasında yapılan sorgularda 80'li yıllardan itibaren soruların askerî liseler için paylaşıldığı söyleniyordu. Darbe girişimi yapan general aslında çalınan sorularla askerî liseye girmiş biriydi. 2011 YGS olayında da ÖSYM başkanından cumhurbaşkanına kadar herkes sorun yok demişti. ÖSYM başkanı şu an hapiste.
0
dissendium
(31.03.23)
(8)

Almanya'da Sosyal Yaşama Dair

the feel good
Uzun süredir sürdürdüğüm kendi işimi kurup işletme konusunda Almanya'dan kolay kolay reddedemeyeceğim bir teklif geldi ve teklifin mali komposizyonu oldukça iyi. Beni endişelendiren kısmı ise Almanya'daki sosyal yaşam. Çünkü iş teklifinin gelmiş olduğu bölge Kassel ve Göttingen şehirlerinin ortasınd
Uzun süredir sürdürdüğüm kendi işimi kurup işletme konusunda Almanya'dan kolay kolay reddedemeyeceğim bir teklif geldi ve teklifin mali komposizyonu oldukça iyi. Beni endişelendiren kısmı ise Almanya'daki sosyal yaşam. Çünkü iş teklifinin gelmiş olduğu bölge Kassel ve Göttingen şehirlerinin ortasında ufak bir yerleşim birimi. Daha öncesinde de defalarca ziyaret ettiğim halde tekrardan gidip görmeyi arzuladığım bir yer değil. Olabildiğine sakin ve hareketsiz bir bölge. Bunun yanında Almanya'da yabancı pozisyonunda yer almanın ne ifade ettiğini aşağı-yukarı tahmin edebiliyorum.

Bunun yanında kendi işimi yapabilecek olmamın ve işin mali detaylarının rahatlığı beni cezbediyor. Acaba böyle bir durumda Almanya'da sosyal olarak keyif alacak pozisyon yaratabilmem mümkün müdür?

a/s/l: 31/m/istanbul
0
the feel good
(28.03.23)
haftasonu arabayla hanover'e gider istediğin her şeyi yaparsın.
0
sert siyah krom
(28.03.23)
bence de pek tatmin etmez. sen turkiye'deki arkadas grubuna rasgele turkce bilmeyen yabancilari aliyor musun? hayir. senin de o toplumdaki deneyimin benzer olacak muhtemelen.

mantikli beklentilerle git. kariyer ve maddi acidan faydali olacak, ona odaklan.
0
hot potato
(28.03.23)
dışa dönük biri için zulüm olur orası, 1.5 milyonluk münihin hareketli dedikleri yerde bile in cin top oynuyordu. gideceksen metropol yerlere git, yoksa depresiflikten kediye köpeğe sarmaya başlarsın bi noktadan sonra.
0
wiekannich
(28.03.23)
Almanya’da sosyal hayat yok,
yürüyüş, bira bahçeleri, klasik müzik konseri var.
Güzel konserler de oluyor ama şehir değiştirirsin.
Arkadaşlık kavramı bizdeki gibi değil benim grubum var ama baydılar artık. Espri anlayışları farklı.
Facebook’ta o şehrin expat gruplarına takıl en azından arkadaşın olur.
0
Coma
(28.03.23)
berlin’de hamburg’da aradığın sosyal yaşamı bulursun ama arkadaş çevren muhtemelen senin gibi dışarıdan gelenlerden oluşur. almanların arasına girmek zor, ki haklılar da. biz türkiye’de nasıl yabancı birini aramıza kolay kolay alamıyorsak onlar da almıyor. arkadaşlıkların yüzeysel kalıyor. bence otuzdan sonra yakın arkadaş bulmak zaten normalde de zorlaşıyor. insanlar arkadaş gruplarını lisede, üniversitede ediniyor.

yalnızlığı seviyorsan sorun olmaz, iki üç ekspat bulur, haftasonu iki bira içer sosyal ihtiyacını giderirsin ama zamanının çoğunu yalnız geçirirsin. kendini spora, bisiklete, doğaya verirsin. bunlara ilgin yoksa mutsuz olma ihtimalin yüksek.
0
sir gawain
(28.03.23)
ben almanyanın köyü denilebilecek bir bölgede erasmus yapmıştım fi tarihinde, almancam da çok iyiydi. almanların sosyalleşme anlayışı bizimki gibi değil, derinlemesine arkadaşlıklar kurmak çok zor. merhaba merhaba tadında takılabilirsin, voleybol falan oynarsın ama bu yani. sosyal olarak keyif alma kriterin nedir bilmiyorum ama ispanya, italya, yunanistan, güney fransa gibi ülkeler dışında avrupada bizim tarz "sosyalleşme" pek yok. sosyalleşme beklentin dışında bence insanca yaşanabilecek bir ülke. dolayısıyla evli barklı, huzur arayan insanlara daha uygun ama ben dışa dönük, aktif insanım dersen sıkıntıdan kendini dağa taşa vurursun.
0
roket adam
(28.03.23)
Roket adam gayet güzel özetlemiş. Ayrıca iş ortamı da disiplinli ve rekebetçi olur. Alman bile o ortamdan kaçmak istiyor.
0
OrangeYellow
(28.03.23)
Tr'de durumun iyiyse değmeyebilir. Arkadaşlık çok zor. Her yer bomboş herkes kendi ortamında. Araman lazım. İspanyollar çok arkadaş canlısı.
0
abi bi dizi buldum on numara
(28.03.23)
(3)

avrupa'da vatandaslik/oturum izni

antikadimag
is bulup avrupa'ya tasindik diyelim. calisma vizesi almakta sikinti var mi? vizeyi aldiktan kac yil sonra vatandas olabiliyoruz? bunun icin ekstra sartlar gerekiyor mu?elbette ulkeden ulkeye degisiyordur ancak almanya, hollanda, ingiltere gibi basat ulkeler icin bilgi ariyorum daha cok.
is bulup avrupa'ya tasindik diyelim. calisma vizesi almakta sikinti var mi? vizeyi aldiktan kac yil sonra vatandas olabiliyoruz? bunun icin ekstra sartlar gerekiyor mu?

elbette ulkeden ulkeye degisiyordur ancak almanya, hollanda, ingiltere gibi basat ulkeler icin bilgi ariyorum daha cok.
0
antikadimag
(28.03.23)
almanya icin; is bulduktan sonra tasinmadan once calisma amaciyla vizeye basvurmak gerekiyor. bu vizenin cikip cikmayacagi ise calisilacak meslek dalina ve bulunan isin verecegi ucrete gore degisiyor. ornegin doktorlar ve muhendisler icin vize basvurusu buyuk oranda kabul ediliyor.

vize kabulu aldiktan ve tasindiktan sonra 3 ay icinde oturum basvurusu yapiliyor. ilk 4 yil sureli oturum veriliyor, suresi doldukca uzatmak gerekiyor. bu sure de is sozlesmesi suresine bagli ve kisiden kisiye degisiyor, kimi 6 ayda bir uzatmak durumunda kaliyor, kimi 2 yilda bir.

4 yil sonunda suresiz oturum aliniyor. bununla vatandas degilsin, oy kullanamiyorsun ama omur boyu almanyada kalip, tum haklardan yararlanabiliyorsun. ama bir senede 6 aydan fazla almanya disinda gecirirsen bu hakkini kaybediyorsun.

8 yil sonunda da alman vatandasligi hakki kazaniyorsun. bazilari icin bu 6 yil ama herkese bu hakki vermiyorlar. alman vatandasligi icin de dil sinavi ve vatandaslik sinavini gecmek gerekiyor. ama alman vatandasligi almak icin turk vatandasligindan cikmak da gerekiyor. almanya turkler icin cifte vatandasligi kabul etmiyor, ancak 18 yasindan kucukler cifte vatandaslik sahibi oluyorlar, yaslari 18 olunca da ya turk ya alman vatandasligini secmeleri gerekiyor.
0
emrahday
(28.03.23)
ingiltere icin farkli vize tipleri ve degisik sartlar var. bir ornegi sponsorluk alinan "skilled worker" icin vereyim.

is bulup gitmek seklinde olmuyor. sizi ise kabul eden sirketle anlasiyorsunuz ve siz tr'deyken calisma vizesi (skilled worker olan) prosedurleriniz basliyor. bu vizeyi aldiktan sonra gidip, yerlesip, calismaya basliyorsunuz.

5 yilda kalici oturum aliyorsunuz. 6 yilda da vatandaslik hakki oluyor. vatandaslik icin bazi sartlari var saniyorum ancak o kadar uzun sure kalip, kulture adapte olduktan sonra zor olacagini sanmiyorum.

edit: soylemeyi unutmusum. bahsettigim sekilde ve vize tipiyle giderseniz sadece o sirkette (hatta sadece o pozisyonda bile olabilir emin degilim) calisabiliyorsunuz. ek is yapamiyor veya ayni sureci tekrarlamadan baska bir sirkete gecemiyorsunuz.
0
sanal uyku
(28.03.23)
iş bulmadan zaten taşınamazsı ve çalışma iznin olmaz. iş başvurusu yapıp sponsor bulman gerekir. ankara anlaşması varken ingiltere kolaydı. ankara anlaşması hollanda'da devam ediyor sanırım.

saydığın seçeneklerden en kolayı almanya.
0
OrangeYellow
(29.03.23)
(9)

İngilizce kursuna yazılmak mantıklı mı?

sassot
A1-a2-b1 toplam 14 bin lira tutuyor kurs ücreti. mantıklı mı sizce?
A1-a2-b1 toplam 14 bin lira tutuyor kurs ücreti. mantıklı mı sizce?
0
sassot
(26.03.23)
kursun detayı hakkında bilgi vermemişsiniz ben de genel olarak yanıt veriyorum o halde...

kişi kendi başına internetten bir platformdan veya youtube'dan vs öğrenebileceğini düşünmüyorsa fiziksel olarak gideceği kurs ile devamsızlık yapmadan düzenli ve daha disipline bir şekilde öğrenebileceğini düşünüyorsa kurs tercih edilebilir elbette. sonuçta herkes internetten ekran karşısından kendi halinde çalışma ve öğrenme iradesini gösteremeyebiliyor. kolay bir durum değil. yani karşılığında bir para ödendiğinde de daha sıkı sarılıp işi sıkı tutabiliyor kimi insanlar. bu da kesinlikle yadsınamaz bir faktör.
kişinin kendini tanıması ve öyle karar vermesi isabetli olur böyle durumlarda.

bu arada bence öğrenme hedefi b2 seviyesi olmalı.
0
debian
(26.03.23)
Bunun b1-b2-c1-c2 olanını aldım geçen yıl. Bence verdiğim en doğru karardı. Gençleştim resmen bu kadar mı farkeder :)
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.03.23)
Duolingo, Youtube'daki bir yığın kanal (mesela, Arnel's Everyday English, Interactive English, mmmEnglish, Adam’s English Lessons, Learn English with Papa Teach Me, Speak Confident English, Speak English With Vanessa), Blinkist ve StoryShots kitap özeti uygulamaları, Quizlet flash card uygulaması, Podcast'ler, Google Translate, Quora, english.stackexchange.com vb. koca bir dünya varken kursa bel ve para bağlamazdım.

Ana dili İngilizce olan kişilerle/eğitmenlerle konuşma pratiği için de ara sıra Preply, Cambly gibi sitelerden zaman satın alabilirsin. Bunu eğitmen olmayan kişilerle ücretsiz yapabileceğin platformlar da var. Mesela Duolingo.

O 14 bin TL'yi de yukarıda saydığım uygulamalara, belki iyi bir bilgisayar veya tablete, veya bir Avrupa seyahatine harcayabilirsin. =)

Kendi kendine öğrenmek, öğrenme sürecinde sana birçok şey katacaktır. Yeni araçlar, yöntemler, yaklaşımlar öğreneceksin, kendi yolunu bulmayı deneyimleyeceksin, özgüven kazanacaksın. Kafa karışıklığı, motivasyon kaybı, belki zaman kaybı da getirebilir tabii.

Ek olarak, günlük kullanım için notion.so uygulamasını da öneririm.

Bir ek daha: Bir şekilde B1'e kadar getirme garantisi veriyorlarsa 14 bin TL hiçbir şey değil.
0
pantepember
(26.03.23)
Bu seviyeleri kendin de öğrenebilirsin. Youtube'dan hocaları takip edebilirsiniz. Cambly alın şu an indirim var. Ya da preply.
0
Kahvedesu
(26.03.23)
bu seviyeleri kendi kendinize çok rahat öğrenebilirsiniz fakat b2 ve sonrası gerçekten zor. Tabii gerçek b2'den bahsediyorum. c1 olduğunu iddia edip b1 bile olmayan bir dünya insan var.
0
Erestor
(26.03.23)
Ben olsam alırdım çünkü temel önemli.
Kendiniz de başlangıç seviyeye öğrenebilirsiniz aslında ama kurstaki gibi disiplinli olmayabilir insan.
Bir de oturmayınca oturmuyor...
Kurslar bu fiyattan başlıyor zaten, başlayıp üzerine diziler-cambly gibi şeylerle pratik yapabilirsiniz
0
cccbehzatccc
(26.03.23)
Başlangıç seviyeleri için duolingo ve YouTube önerilerine katılıyorum. Kursun içeriği, kalitesi ve sizin devamlılığınız, kurs dışında maruz kalma açısından kendinizin de çaba göstermesi gibi etkenler alacağınız faydayı çok etkiler ama başlangıç seviyeleri için diğer seçeneklerin kurstan daha faydalı olduğunu düşünüyorum genel olarak.
0
hala mi ceren yahu
(28.03.23)
ingilizce seviye diye bir şey yok bence. dili böyle gramer kategorizayonu yaparak değil de kullanarak öğrenmelisin.

kursa gitsen sana fiilin 2. hali 3. hali 4. hali falan diyerekten kafanı patlatacaklar. bunların pratikte yeri az. grameri arada yanlış yaz yanlış konuş ne olacak ki.
0
OrangeYellow
(28.03.23)
Yazı yaz. Bu süreçte yazmayı öğren.
Kitap oku. Okurken okumayı öğren.
Diyalog dinle. Listening geliştir.
Biriyle konuş. Konuşmanı geliştir.

Bunun dışında saçma sapan manikürcü öğretmen kurslarına para dökersin.
0
OrangeYellow
(28.03.23)
(9)

memurlar, memurluk ...

wop
https://www.eksiduyuru.com/kullanici/88050/wopşimdi o kadar kpss çalıştım ettim ilanlar gelmeye başladı. gene sınavlar, mülakatlar falan var. olur da memur olursam şu an için alacağım maaş 15-16 civarında bir para.kötü demiyorum. ilk başlangıç için özelde bu paralar yok onu da biliyorum.ama yanlışlı
www.eksiduyuru.com
şimdi o kadar kpss çalıştım ettim ilanlar gelmeye başladı. gene sınavlar, mülakatlar falan var. olur da memur olursam şu an için alacağım maaş 15-16 civarında bir para.
kötü demiyorum. ilk başlangıç için özelde bu paralar yok onu da biliyorum.
ama yanlışlıkla istanbula falan atanırsam, çalışan halim işsiz güçsüz halimden daha kötü bir duruma düşecek.
ailemden bildiğim, bu maaş ileride de çok artmayacak. reel anlamda daha kötüye gidecek hatta.
evet 657nin çeşit çeşit güzelliği var. büyük salaklıklar yapmazsam kovulmam. maaşım yattı mı sigortada patron çakallık yaptı mı vs gibi dertlerim yok.
ama bilmiyorum yani derdim monotonluk değil diğer sektörlerde de indiana jones hayatı yaşanmıyor. ama kamuda olduğun yerdesin. kağıt üstündeki ilerlemeleri ve belki müdürlük vs kitlendiğinde aldığın etiketi saymazsak monolit gibi duruyorsun.
tamam hayat işten ibaret değil. ama günün üçte birini alan bir şeyi de böyle geçirmek istemiyorum sanırım.
kamu çalışanları bunlarla nasıl başa çıkıyor ya da çıkabiliyor mu?
0
wop
(21.03.23)
Özel sektörde çalıştığın müddetçe para kazanırsın. Kamuda çalışsan da çalışmasan da maaşını alırsın. Türkiye'de hiçbir zaman özel sektör kamudan iyi olmadı. Çok eskiden bilgisayar mühendisi olup da öğretmen olarak kamuya atanmak için uğraşanlar vardı.

Monotonluk özel sektörde çok daha fazla. Tatil az. Çalışma yoğun. Deli gibi çalışıyorsun. Özelde çalışmayı övmek değişik bir kafa bence. Son yıllarda ortaya çıktı
0
OrangeYellow
(21.03.23)
Memur olmak dünyanın en güzel şeyi. İş garantin var, sırf bu bile müthiş konforlu bir şey. İzinlerin, kıdem tazminatın, ıvırın zıvırın her şeyin tam yerli yerinde. Hatta özel işler yapıyorsan (öğretmen, polis vs) polisevine gidip 1 liraya çay da içebiliyorsun.

Eğer özel sektörde daha çok para kazanabilecek bir potansiyelin varsa özel sektöre geç tabii. Ama o olsaydı oturup o kadar sene kpss çalışmazdın muhtemelen çünkü kpss saçma sapan bir sınav.
0
roket adam
(21.03.23)
ben kamuda uzmanım bana sorabilirsin istediğini..

ne mezunusun kariyer memurluğu mu istiyorsun, kurum avukatlığı mı mühendis mi düz memur mu?

yds puanın var mı?

yeni başlayan uzman yardımcısı 19 alıyor şu an. temmuzda da artar ama değer mi değmez.
0
Hallegadola
(21.03.23)
kamuda sistem senin çalışmana engel. evrak üstünde her şey tıkırında görünsün yeter. salak salak müdürlere ıqsu düşük insanlara maruz kalacaksın. ancak 5:30dan sonra kralı gelse tanıma ki 657 de atılmakta çok zor. en kötü yanı sen üniversite mezunu uzman bir meslek sahibi olsan da vasıfsız bir sürü insan senden fazla maaş alıcak.
0
mikahakkinen
(21.03.23)
Maaş az evet ama mesai saatiniz az olduğu için ekstra çalışmalarla bir memur maaşına yakın daha gelir elde edilebiliyor. Ben şu an ekstradan çalışmama rağmen hala özel sektörden saatler önce işten çıkmış evime varmış oluyorum.

Üstelik gelecek kaygınız yok. Biriyle ters düşseniz bile mobbinge uğramıyorsunuz. Sevdiğiniz bir işse zaten rahat edersiniz.

Şu an tek eksiniz ev kiraları. O da özel sektörde çalışsanız bile zorlayacaktı sizi. Ben hala ana babasına muhtaç özel sektör çalışanları biliyorum.
0
ruhen hastayim ben
(21.03.23)
Başka şansın yok sanırım. Hiç kendini yorma. Direkt tercih yap. Başka bir seçeneğin olsaydı zaten onu seçmiş olurdun. Memurlar bir noktada özel sektörün gerisinde kalıyor maaş olarak.
0
dissendium
(21.03.23)
kpss lisans sınavı çok zor bir sınav. kazansan bile dediğin gibi nereye gideceğin belli değil, alacağın maaş belli. gittiğin yerde kiranı nasıl ödeyeceksin. psikolojini bozduğuna değmez gibi. özel sektör de berbat halde ama sabah akşam memuriyet övmek de değişik kafa bence.
0
nothing in my way
(21.03.23)
kamuda da ozel sektorde de calistim.

kamuda calisirken daha ust bir kavrama, devlete hizmet ettigimi hissederdim. bu da bana parayla olculemeyecek bir haz verirdi. ayni zamanda uzerinde bir patron olmamasinin getirdigi bir rahatlik vardi.

ozel sektorde calisirken elbette daha fazla para kazaniyorsun. ama bir patrona para kazandiriyorsun aslinda. onun marabasi oluyorsun. simdi ozel sektorde isi kivirabilecegini dusunuyorsan ozelde calis derim, cunku sinif atlamani mumkun kilabilir. hizli yukselebilirsin.

yani ozetle ilerleme yok demissin ama gercekten ilerleme istiyor musun? ilerleme terle, gozyasiyla gelir. buna ihtiyacin veya niyetin yoksa kamuda calisilir elbette.
0
antikadimag
(21.03.23)
aslında sanırım iki temel sorunum var. biri monotonluk, sıkıcılık değil sanırım. bir işe yaradığını hissetme duygusu. her gün aynı şeyi yapayım edeyim bu sorun değil ama bunun gerçek dünyada bir karşılığını görmek istiyorum.
diğeri de maddi kısım tahmin edersiniz. tamam özel sektörde herkes girip 10 yıl sonra ceo olmuyor ama kamuda aldığın reel ücret sürekli azalıyor işçi kadrosunda değilsen ya da birkaç istisna kadroda. bir şey olduğunda şekip gitme şansın, başka iş bulma şansın da yok gibi.
0
🌸wop
(23.03.23)
(8)

torpilsiz diplomat olunur mu

aydonno
linkedinde gordugum kadariyla tek olayi ingilizce bilmek olan bircok kisi diplomat olmus bu ay. bu kisilerle benzer hatta bazilarindan daha iyi bir cv'm var. basvurmaya deger mi acaba alimlari takip edip
linkedinde gordugum kadariyla tek olayi ingilizce bilmek olan bircok kisi diplomat olmus bu ay. bu kisilerle benzer hatta bazilarindan daha iyi bir cv'm var. basvurmaya deger mi acaba alimlari takip edip
0
aydonno
(12.03.23)
diplomat mantıken ilişkileri iyi olan insan demek olduğu için öncelikle insan ilişkilerinde gerçekten üst düzey bir performansın olmalı

bu iş masa başı memurluk değil benim görebildiğim kadarı ile
0
duyurukullanıcısı
(12.03.23)
Hepsi torpilli. YDS 75 üstü kişiler. Speaking de herhalde ortalama altıdır. Öyle yedirmezler o kadroları sana bana
0
westblack
(12.03.23)
Türkiye'de imkansız. Adliyedeki mübaşir kadrosuna girmek için AKP'den MV tanıdık gerekiyor.
0
sanguine
(12.03.23)
sanguine +1

hatta adliyede çimleri sulayan bahçe bakım personeli olmak için bile torpil lazım.
0
OrangeYellow
(12.03.23)
mesela washington büyükelçisi. iki kelimeyi kuramayan birisidir kendisi ama büyükelçi olmuş.

iletişim yeteneği (aahahaha) hikaye, torpil şahane.
0
scudman1
(12.03.23)
diplomatlar teknik olarak dahili ve harici networku geniş ve müzakere ilişkilerini yürütebilen kişilerden seçilir. bu sincap mı diplomat olmuş dersin dışarıdan ama adamın ikili ilşkileri, iki ülke bürokrasisindeki safları çok iyidir ve güçlüdür, iş bitirir.
0
pardus
(13.03.23)
türkiye bürokrasisi 100 yıldır 2500 civarı ailenin elinde diye bir yazı okumuştum, şu an kaynağını bulamadım, bulursam paylaşacağım burada.

kısacası yedirmezler.
0
gule gule
(13.03.23)
işin içinden bildiriyorum.

olmazzz.

üzgünüm.

seçimden sonrayı bekle. ancak her hükümet kendi adamını seçecek. bir iki sene bekle bence
0
Hallegadola
(13.03.23)
(15)

Kılıçdaroğlu seçimi kaybederse Chp genel başkanlığını bırakır mı?

metematik
Bırakması gerekmez mi? Resmen ittire ittire zorla aday yaptırdı kendini. Bu sefer de kaybederse Chp tabanı istifası yönünde baskı yapmaz mı?
Bırakması gerekmez mi? Resmen ittire ittire zorla aday yaptırdı kendini. Bu sefer de kaybederse Chp tabanı istifası yönünde baskı yapmaz mı?
0
metematik
(12.03.23)
CHP kimi çıkarırsa çıkarsın muhtemelen aynı oyu alacaktır, Millet ittifakına oy verecektim ama KK aday olunca mecburen RTE'ye oy verdim diyen bi seçmen yoktur, varsa da eğer alkollü falandır muhtemelen. O nedenle olur da kaybederse ben hatayı KK'de bulmam şu yaşananlara rağmen yine RTE'ye oy veren AKP seçmeninde bulurum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.03.23)
Bıraksa da bırakmasa da zaten kendiliğinden piyasadan yok olur o zaman.
0
romario
(12.03.23)
yapmaz, çünkü kaybetse de suç başkasının. detaylar özelde :).
0
gule gule
(12.03.23)
''Millet ittifakına oy verecektim ama KK aday olunca mecburen RTE'ye oy verdim diyen bi seçmen yoktur, varsa da eğer alkollü falandır muhtemelen''

Ben varım. Alkol de almıyorum. KK'nın RTE'den pek bir farkı yok benim gözümde.

''Resmen ittire ittire zorla aday yaptırdı kendini.'' Evet.

@nundu, yaşım senden büyük. Şimdiye kadar oyunu CHP'ye vermiş ve CHP'nin AKP'den pek bir farkı kalmadığını gören biri olarak söyledim. Halk tv eşittir Ahaber gibi.
0
Kahvedesu
(12.03.23)
Kılıçdaroğlu kaybederse, sadece kendisi değil, şu an muhalefette olan tüm liderler tarih olur.
0
sailor
(12.03.23)
İttire ittire aday yapmak: muhalefetin birbirinden inanılmaz alakasız saflarını tek masaya oturtmak, masaya oturmayanların dışardan destek vermesini sağlamak ve muhalefetin seçimi kazanma inancını ilk kez bu kadar yüksek hale getirmekse evet tabii kendini ittire ittire zorla aday yaptı diyebiliriz.

RTE'den farkı olmadığını söyleyen arkadaş 20 senedir yaşananları gördüğü halde bunu söylüyorsa çok üzücü gerçekten
0
nundu
(12.03.23)
Ülkeyi ateşe attıktan sonra o koltukta otursa ne oturmasa ne ?..Ama ben kalacagını düşünüyorum cunku chp de hep kendi kadroları var istese ölene kadar orda ve bahaneler hazır olacaktır.
0
somon sosu
(12.03.23)
2015de akp çoğunluğu kaybetmisti önce, 2018de de kendisi aday olmamıştı. İkisinde de CHP basarisiz olmasına rağmen kk bu yüzden sorumluluk almadı. Bunda kaybederse ben hiçbir gücün onu CHP'de tutabilecegini sanmıyorum. Kalırsa sonraki seçimde zamanında Baykal'ın başına geldiği gibi CHP barajın altında kalır, CHP'den MHP ip bölünmesi gibi başka bir parti çıkar.
0
sanguine
(12.03.23)
@kaleci; biraz halkin icine karisalim. ne kadar cok sayida boyle insan olduguna inanamazsin. keske olmasa ama varlar. ve acikcasi cok da suclayamiyorum.

sahsen ben artik zombilesmis akp'lilere kizamiyorum. bu insanlar mantiksiz da olsa gercekler. davranislari belli. bu gercege gore strateji yapamayan chp'ye yazar secimin kaybi. hatta direkt kk'ya yazar.

ben bile elim gitmeye gitmeye oy verecegim. karsida rte olmasa zirnik calismaz benden kemale. ama secimin bicak sirti olmasini kaldiramiyorum. ulkenin gelecegiyle kumar oynaniyor.
0
antikadimag
(12.03.23)
Bırakacak olsa kaybettiği 50 tane seçimde bırakması gerekirdi. Onlarda bırakmadıysa bunda da bırakmaz.

Tabanına çok iyi propoganda yapıyor (adam daha ne yapsın vs), o yüzden tabandan bi baskı gelmez. 15 yıldır oy oranı %20-25 arası gidip geliyor, %150 enflasyonda bile oyunu 1 puan artırabilmiş değil vs. hem de zaten parti içi diktatör, mevcut delege sistemiyle Atatürk gelse parti başkanlığını alamaz.

CHP'yi KK'dan kurtarmanın tek yolu, Reis'in büyükşehir belediyelerine, Çankaya'ya falan kayyum ataması olur. O zaman maması kesilen partililer kazan kaldırır, seçim kazanabilecek birisini başkan yaparlar.

Ama düşündüm, bu senaryo bile fazla iyimser. CHP'nin varoluş amacı iktidar olmak değil. Şehirlerde yaşayan "laik" kesime, "kardeşim bak sizi de oyunuz sayılıyor, iyi çalışırsanız siz de kazanabilirsiniz" ilüzyonu yaşatıp, sistemden çıkmalarını engellemek. CHP'nin bütün olayı her seçimde bahsettiğim kesimi umuda kapılabilecek kadar canlı tutması, ama hiçbir seçimi kazanamayacak kadar beceriksiz bir lidere sahip olması. KK seçimi kaybettikten sonra umut satamayacak hale gelirse bıraktırırlar. Yoksa aynen devam.
0
plutongezegendegilmi
(12.03.23)
CHP'nin AKP'den pek bir farkı kalmadığını gören @Kahvedesu'yu görünce şaşırıp yazayım dedim.

Kaybederse eğer, başkanlığını bırakacağı bir CHP bulamayacağı, CHP' nin ya da muhalefetin kalmayacağı ya da bir daha seçim falan gibi lüzumsuzlukların bulunmadığı bir 'Çok İleri Demokratik Sistem'e geçiş yapacağımızı düşünüyorum.

Bikinili karikatürü çizilebilen İnönü sürecinden Tribünde slogan yasağı dönemine geldik. Nereye doğru gittiğimiz görünmüyor mu?

i01.sozcucdn.com
0
Mirket
(12.03.23)
sokak röportajlarında "Ekrem veya Mansur olsa verirdim ama artık mecbur RTE" diyen birden fazla kişi izledim. Böyle insanlar var ama sayısı nedir bilmiyorum.

Gençlerden de "İnce'ye vericem KK ne ya" diyen çok var. Yani seçim garanti falan değil ve kaybedilirse oluşacak senaryoyu düşünmek bile istemiyorum.

edit: Chp tabanı "madem halk bunu seçti müstahak" der KK'ye bişey yapmaz.
0
nhk ni youkosu
(13.03.23)
CHP'nin %25-28 civarı oyu var. Bu seçimde %32 falan olursa olur. AKP seçmeni rasyonel değil. O yüzden koşullardan bağımsız oluyor tercihleri.

Seçim 2.tura kalırsa RTE her türlü KK'yı yer. Artık bu saaten sonra istifa etse ne olur etmese ne olur.

Akp'nin oyu iç anadoludan geliyor, karadenizden geliyor. Bu insanlar pahalılığı çok fazla hissetmiyorlar. Sosyallikleri yok. Paso çocuk yapıp gece 21.00 gibi uyuyorlar.

Ayrıca CHP'nin gelişiyle olacak laik ortam ekonomiden daha fazla korkutuyor AKP seçmenini. Devlet daireleri full iç anadolulu başörtülü falan dolu.
0
OrangeYellow
(13.03.23)
Kaybederse 50 altında oy almış demektir, tahminim 40-45 bandında bir oy olur bu.

"Bu güne kadar aldığımız en yüksek oyu aldık, oy oranımızı yükselttik, başarılıyız ama yetmedi"

gibi bir şeyler söylenir ve parti başkanlığına devam edilir. Siyasi partilerimizin genel başkan seçme yöntemi çok saçma, başkan istifa etmedikçe koltuğundan indirmek imkansız gibi bir şey.

İnce'nin çok sevdiğim bir lafı var, sanırım CHP kurultayında yapmıştı bu konuşmayı. Mealen şöyleydi;

"Ya hu başkanı nasıl seçeceğimiz belli, ama başarısız başkanı nasıl göndereceğimiz belli değil. Koltuğa oturan kalkmıyor, yarın ben de aynı hırsa kapılabilirim, oturduğum koltuktan kalmak istemeyebilirim. Parti tüzüğüne bir kural koyalım, 2 kere seçim kazanamayan genel başkanın başkanlığı düşsün"

gibi bir şeydi ve çok mantıklı, bunu aslında anayasaya filan ekleyip her partiye mecbur yapmalı. Atıyorum 3 seçim üst üste oyunu arttıramayan partinin genel başkanı otomatikmen düşmeli ve parti kurultaya gitmeli.
0
John Bloor
(13.03.23)
normal şartlarda evet. ama zor. parti içi muhalefete asla kapı aralamadı zira.
0
tantavizisyon
(13.03.23)
(12)

Ciddi bir insan olmak kötü birşey mi?

slm ben yalnız komando yasin
Genelde ciddi bir insanım cıvıklıktan, şakalaşmalardan, sululuktan hoşlanmam. Bana takıldıkları ya da şaka yaptıkları zaman kızarım. Bana göre şakalar genel anlamda yapılır , şahsa yönelik yapılmaz. Kimisi sevmez böyle şeyleri şaka yapıp alay edip hayatı yaşamak gerek diyorlar ama bana garip geliyor
Genelde ciddi bir insanım cıvıklıktan, şakalaşmalardan, sululuktan hoşlanmam. Bana takıldıkları ya da şaka yaptıkları zaman kızarım. Bana göre şakalar genel anlamda yapılır , şahsa yönelik yapılmaz. Kimisi sevmez böyle şeyleri şaka yapıp alay edip hayatı yaşamak gerek diyorlar ama bana garip geliyor bu durum.
0
slm ben yalnız komando yasin
(10.03.23)
Böyle bir insanla sürekli aynı yerde bulunmak istemem ben yaşam enerjimi söndürür diye, yani kötüdür değildir bilmem tabii kötü demem ama belki de derim bilemiyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.03.23)
bu senin seçimin fakat kötü bir şey, hayat TR'de zor ve stresli bundan dolayı insanlar çevrelerinde daha çok neşeli insanları tercih ediyorlar.
0
mysql34
(10.03.23)
z kuşağı ve dehb'li bireyler için kötü.
0
OrangeYellow
(10.03.23)
ben ailem disinda kimsenin saka yapmasina izin vermem.
yakinim degilse eger hayati yasamak vs hepsi bunlarin kendilerini etrafa göstermek icin bahaneleri.
hayat saka yaparak mi yasaniyormus?
0
Coma
(10.03.23)
coma +1

farklı kişilerle farklı şekilde mesafelenebilirim
0
freebird5406_2
(10.03.23)
cıvıklaşmaya bayılırım ama benim gibi cıvık olmayanlarla işim olmaz. kendim gibi bi seviyesize ihtiyacım var.
0
kirby
(10.03.23)
her şeyi dalgaya almak iyi bir şey olmadığı gibi her zaman ciddi olmak da iyi bir şey değildir.
0
candide
(10.03.23)
şakanın içeriğine göre şakaya kızmayı anlayabilirim, bazen şakalar kalp kırıcı olabilir ama birine takıldığımda kızarsa ben daha çok bozulurum. yani şöyle düşünüyorum hep; milyarlarca yıllık dünya tarihinde alt tarafı 70 yıl yaşayan bireyleriz. bizden sonra da milyonlarca hayat olacak. hiçbi şey değiliz ki. hayat bu kadar ciddi bi şey olmamalı. her şeyi şakaya vurmak, çok ciddiyetsiz yaşamak da problemli ama çok da kasmamak lazım. haddim değil tavsiye vermek ama bence bi tık bu bakış açını değiştirmen senin hayatını kolaylaştırabilir.
0
nathanieltroy
(10.03.23)
senin ki de kotu tam tersi civiklikta kotu. ortasini bulacaksin.
0
buenosdias
(10.03.23)
bu genelleme olacak bir şey değil, yerine göre ciddi yerine göre şakacı bir insan olabilmek en iyisidir. her ortamda ciddi takılırsan bir çok yerden dışlanırsın, keza yanlış yerde şaka yaparsan yine sıkıntı yaşarsın. hiç şaka kaldıramayan biriysen de özgüven problemlerin olduğu kanısına varılır. yerine göre değişir yani.
0
roket adam
(10.03.23)
Ciddyetn ölçüsü olmalı. Çocukla çocuk, büyükle büyük gibi olunur. Bunlarda sorun yok.
Ama ciddiyet, kişide daha çok sinirlilik hali ile ön planda ise zaten onun çevresinde pek kimse de olmaz.

Ben daha çok, kişi evet ciddi olmalı çünkü hayatın kendisi ciddidir.. deme yanlısıyım.

Latife, mizah vs. ise yeri geldiğinde ve dozunda olmalı
0
diyecevaplandı
(10.03.23)
Tüm ortamlarınızda böyle misiniz?
Biraz garip bence, insanın ciddi olduğu ortam da vardır, rahat davrandığı ortam da vardır.
Şaka ben de sevmem, çok saçma bulurum yapılmasından hiç hoşlanmam bunu hayatımda olan insanlar bilirler kimseye hatırlatmam da gerekmez, ama güleriz eğleniriz bu başka bir şey.
0
Dağcı
(10.03.23)
(8)

kardesim icin ne yapabilirim?

antikadimag
kendisi 28f kimya muh yuksek lisansini bitiriyor bu yaz ve hic calismadi.ben amerika'da calisiyorum. turkiye'nin halini dusunursek ne yapabilirim onun icin? dil okulu, amerika'da baska master veya phd programlari aklima geliyor. tr'de is bulmasi zor gibi. en akillica yol nedir?
kendisi 28f kimya muh yuksek lisansini bitiriyor bu yaz ve hic calismadi.

ben amerika'da calisiyorum. turkiye'nin halini dusunursek ne yapabilirim onun icin?

dil okulu, amerika'da baska master veya phd programlari aklima geliyor. tr'de is bulmasi zor gibi. en akillica yol nedir?
0
antikadimag
(07.03.23)
Türkiye'de iş bulması zor değil aslında. Biraz okuduğu okula ve yetkinliklerine bağlı ama iyi bir iş bulabilir yine de.

Yurtdışına bir daha kalıcı olarak dönmemek üzere gidiyorsa olabilir ama birkaç sene sonra dönecekse daha zor olmayacak mı? Yaşı 30-32 olacak ve Türkiye'de bir iş deneyimi olmamış olacak.
0
sailor
(07.03.23)
turkiye'de kalacaksa onunde iki yol var ya akademik kariyer ya da ozel sektor. kardesinle konustun mu bu durumu o ne yapmak istiyor, gelecek planlarinda neler var?
0
duyulmasi gerektigi kadar
(07.03.23)
akademik kariyer hiçbir zaman bir çıkış yolu değil. bunu böyle düşünüp de tepetaklak olan çok insan var.

ne yapacak? iş bulmaya bakacak. masabaşı ne iş bulursa yapacak.
0
OrangeYellow
(07.03.23)
Yani neyde uzmanlasti bilmiyorum ama ben rüzgar gülü sektöründe çalışıp kompozit vs olaylarinda uzmanlasip yabanci şirketlere yurtdışına giden çok kisi tanıyorum. Sebebi de istenen ve çok bilgi olmayan bir alan olması.

Yani neyde uzmanlastigina göre belli bir deneyim sonrası gidebilir. Ama sallıyorum temizlik ürünü fabrikasında başlarsa çok bir önemi olmaz çünkü onun uzmanı var baya.
0
logisticsmanager
(07.03.23)
Dil okuluna götğr amerikaya, paralı kurs da olur ama cv sinde kalması için bi üniversite bünyesinde birşeylere yazdırabilirsin. Ben bu şekilde 1 sene californiada okudum çok işime yaradı...
Hem alışsın oralara, sonra da türkiyeye gönderme
0
gadlemler
(07.03.23)
Keşke öyle bir fırsatım olsada work and travel , dil okulu yada herhangi bir şey amerika veya avrupada biri çekse beni diyorum.

Tr’de bulmasına bulur da yazık olur böyle bir fırsatı varken yurtdışını değerlendirsin.
0
kararsızataletfilozofu
(07.03.23)
kardesin phd yapmak istiyor mu ki? abd'de phd 6-7 seneyi buluyor cogu durumda.

bir phd'nin parcasi olmayan 2 yillik standalone masterlaraa funding bulmak zor genelde. bir de mezun olunca abd'de kalabilme sartlari neler onu arastirmak lazim.

dil okulu daha mantikli olabilir, seninle yasar vs maddi olarak altindan kalkilabilir. tabii sonrasi turkiye'ye donus.
0
hot potato
(07.03.23)
Tr’de iş bulur, kardeşinle aynı yaştayım ve liseden kimya mühendisi olan 4-5 arkadaşım var hepsi çalışıyor güzel yerlerde.

Bence mümkünse önce uluslararası bir şirkette iş tecrübesi yapsın iki sene, sonra da İngilizcesi çok süper diilse bi sene falan dil okulu yapsın, o esnada karar verir zaten ne istediğine.
0
vedatchilipeppers
(07.03.23)
(4)

IELTS hakkında

sacrilegious
Yarın bilgisayar üzerinden ielts’e gireceğim. Overall 7.5 hedefliyorum. Var mı son dakika önerileriniz?Teşekkürler
Yarın bilgisayar üzerinden ielts’e gireceğim. Overall 7.5 hedefliyorum. Var mı son dakika önerileriniz?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(03.03.23)
Ben de bilgisayarlıda girmiştim ve iyi ki öyle yapmışım diyorum writing kısmı için çok avantajlı, silgiyle silip tekrar hepsini yazmak zorunda kalmadan cümle ekleme vs çok faydalı özellikler. Bi de klavyede hızlı yazıyorsan çok kısa zamanda baya uzun paragraflar yazabiliyorsun. Elle yazmak zorunda olsam yetiştiremezdim muhtemelen writing kısmını, elle yazı yazmaktan nefret eden ve çirkin yazan biri olarak.

Yani tavsiye olarak writing için grafik yorumlama kısımlarında kullanılması tavsiye edilen kelime ve ifadelere bakabilirsin.

Reading bence çok kolay. Hatta abartıp söylüyorum, IELTS Readingi YDS'nin paragraf sorularından çook daha kolay. IELTS'te readingde 9 aldım, YDS paragraflarda iki yanlışım vardı, paragraf Türkçe olsa yine yanlış yapardım :d

Listening'de çok iyi gidip bi yerde otuz saniye kaçırıp 3-4 soruyu yapamayabiliyorsun (başıma geldi maalesef dsdnds) o yüzden full konsantrasyon kalmak çok önemli.

Speaking biraz doğaçlama işi o yüzden çok tavsiye veremiyorum.

Ben reading: 9 speaking ve writing: 6,5 listening: 7,5 almıştım sadece son hafta writingdeki kelimelere falan bakıp.
0
nundu
(03.03.23)
Sınavdan yarım saat önce 1 tablet Dideral öneririm.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.03.23)
7.5 iddialı bir skor. Zaten yeteri kadar deneme çözüp yapıp yapamayacağını anlamış olman lazım
0
OrangeYellow
(03.03.23)
soru cok iyi niyetli fakat iyi bir cevap vermek icin sizi tanimak neyi bilip bilmediginizi anlamak lazim. su noktada verilebilecek maksimum tavsiye yaniniza bi sise su almaniz, sinavdan once tuvalete gitmeniz vs olur.
0
reavelyn
(04.03.23)
(5)

chatgpt hk

avatar is back
türkçe yazılan sorulara verilen cevaplar, ingilizce kaynaklardan da erişilmiş bilgilerden mi derleniyor? eğer öyleyse, translate eksiklerini göz ardı edersek türkçe ve ingilizce yazmak arasında fark yok diyebilir miyiz?
türkçe yazılan sorulara verilen cevaplar, ingilizce kaynaklardan da erişilmiş bilgilerden mi derleniyor? eğer öyleyse, translate eksiklerini göz ardı edersek türkçe ve ingilizce yazmak arasında fark yok diyebilir miyiz?
0
avatar is back
(21.02.23)
var aslında. translate anlaşılamaz ama chatgpt yazısı anlaşılıyor.
0
OrangeYellow
(21.02.23)
çok rahat anlaşılıyor derken, 10 yaşında çocuğun da anlayabileceği metinler yazıyor özetler çıkarıyor anlamında mı yoksa bu metni okuyunca "aha chatgpt yazmış" şeklinde bir anlaşılmadan mı bahsediyoruz?

merak ettim çünkü çok güzel metinler yazıyor yapay zeka olduğunu anlamayabilirdim (ama kompleksliğini ölçüp AI olduğunu tahmin eden araçlar var)

soruya cevap: ben Türkçe sorduğumda bazen saçmaladığı olmuştu. O yüzden anladığı şeyleri bile İngilizce daha iyi ifade edebiliyor bence. Büyük ihtimalle o dildeki kaynak sayısından dolayı.
0
nhk ni youkosu
(22.02.23)
@nhk ni youkosu

www.zerogpt.com buradan
0
OrangeYellow
(22.02.23)
ben chatgpt'nin yazıp yazmadığı anlaşılıyor muyu merak etmiyorum ve sormuyorum. sadece türkçe sorulan soruya verdiği cevapları türkçe kaynaklardan öğrendiklerini mi derliyor yoksa tüm bildiklerinin olduğu havuzdan çekip translate edip mi önümüze sunuyor? eğer ikinci dediğim ise tr ya da en yazmanın farkı yok pek. ilki ise bundan sonra full ingilizce yazacağım da
0
🌸avatar is back
(22.02.23)
chatgpt'nin konu hakkındaki cevabı

"Ben bir yapay zeka dil modeliyim ve çok sayıda kaynaktan eğitildim, bu nedenle cevaplarımı verirken hem Türkçe kaynakları hem de diğer dillerdeki kaynakları kullanabilirim. İhtiyaç duyduğum kaynaklarda farklı dillerdeki bilgileri anadilime çevirmek için dil çeviri teknolojileri kullanabilirim. Ancak, tercih edilen dildeki en güncel ve doğru bilgileri sağlamak için genellikle kaynakları doğrudan ilgili dilde araştırmaya çalışırım."
0
kablelvuku
(22.02.23)
(4)

depremzede olarak yurtdışına çıkabilmek?

siyasil
bilgisayar mühendisiyim. tecrübem orta seviyede. bazı ülkelerin yurtdışında depremzedeler için istihdam sağladığını okudum.var mı böyle birşey acaba?
bilgisayar mühendisiyim. tecrübem orta seviyede. bazı ülkelerin yurtdışında depremzedeler için istihdam sağladığını okudum.

var mı böyle birşey acaba?
0
siyasil
(19.02.23)
Onu hiçbir ülke yapmaz. Suriyelileri bile almadılar ki bunların ülkesinde savaş var (dı). Bazı Avrupa ülkeleri para yardımı bile yapmadı, zorla göstermelik attılar biraz para.
0
OrangeYellow
(19.02.23)
ulkeler saglamaz. teorik olarak sirketler yapabilir kisisel olarak, ama o bile cok gercekci degil belki marketing amacli tek tuk olur.
0
hot potato
(19.02.23)
nerede okudun?
0
baldur2
(19.02.23)
norveçli falan olsaydın ve orada bir afete yakalansaydın ok ama ortadoğuda ki bir afetzedeyi kimse "gel sen afetzedesin" diye almaz. biz nasıl suriyelilere "abi geri kalmış toplum işte, iç savaş falan normal oralarda" diyorsak şu an ingiltere'de falan tr'de ki bu depremi ve yıkıcı etkisini tamamen mantık çerçevesinde değerlendirip geçiyorlar. üzüleni, gelsinler istihdam edelim diyeni yok. 10 milyon etkilenen insan varken kimse bahsini bile açmaz zaten yanlış anlamışsınızdır okuduğunuzu
0
avatar is back
(19.02.23)
(7)

bu şartlarda ev veya arazi almak veya yurtdışına gitmek

mrctrk
Merhaba herkese, Değerli yorum ve tavsiyelerinizi almak isterim, Mevcut durumda kirada kalıyorum, ancak bu fırsatçı ev sahipleri yüzünden yani yıl dolmadan kiraya zam isteme, hiper enflasyon vs.can sıkıcı işler kiracılığı çekilmez yapıyor. Diğer taraftan kredi oranların yüksekliği , ev fiyatlarının
Merhaba herkese,

Değerli yorum ve tavsiyelerinizi almak isterim,


Mevcut durumda kirada kalıyorum, ancak bu fırsatçı ev sahipleri yüzünden yani yıl dolmadan kiraya zam isteme, hiper enflasyon vs.can sıkıcı işler kiracılığı çekilmez yapıyor.

Diğer taraftan kredi oranların yüksekliği , ev fiyatlarının yüksek oluşu , deprem ve jeopolitik risklerin yüksek olması ve geleceği ait belirsizlikler o kadar borcun altına girme konusunda tereddüte sokuyor.

Bir karavan alıp, içerisinde yaşamak fikride geçmiyor değil aklımdan ,ancak evli olduğum için uzun süre karavanda yaşamak pek mantıklı gelmiyor. Veya bir tarla alıp konteynerde yaşamak ta bir seçenek gibi.


Eşim ve ben Uzaktan çalıştığımız için köy evlerine bile baktım ancak, her köyde yaşanmayacağınıda biliyorum.

Biraz yoğunlaşırsam , yurtdışıda iş bulup gibi gitme gibi bir imkanım da var, elimde bir miktar birikmiş param ve arabam var, bu şartlarda siz olsanız nasıl bir yol izlerdiniz.

Şimdiden herkese tek tek çok teşekkür ederim.


edit :

Eşim yabancı ve ingilizce öğretmeni ve dediğim gibi online çalışıyor , haliyle ingilize konuşulan ülkelerde benimde kendisininde dil sorunu yok. Bu arada yaşımız 40 lara geldi.

Hali hazırda antalyada denize yakın bir köyde yaşıyoruz , doğayı ve toprağı sevdiğimiz ve de basit yaşadığımız için köy hayatından bu anlamda memnunuz ama işte bu şartlarda kirada olmak insanın canını sıkıyor.

Prefabrik konusuna bile olumsuz bakmıyor, sinema vs gibi sosyal aktivitelere olmaması önemli değil bizim için, önemli olan denize mesefesinin çok fazla olmaması ve haliyle havasının temiz olması yeterli bizim için.
0
mrctrk
(18.02.23)
hangi şehirde yaşıyorsun ya da yaşamak zorundasın?
0
b1020
(18.02.23)
hayattan beklentileriniz ne fikrim oluşmadı. Ben konser için kalkıp İstanbul'a gidiyorum. Bulunduğum şehirde tiyatro etkinlik vesaire ilgimi çekiyor. Bunlar yoksa "büyük şehirde" olmanın çok bir anlam yok. Bir hastane işin olsa gider iyi de bir otelde kalır yine halledersin. Çok güzel şehirlerde yaşanabilir. Uzaktan çalışan mecburi hizmeti (doktor, belediye işçisi vs.) büyük şehirlerden kurtulması, büyük şehirlerin de bu insanlardan kurtulması lazım.
Eşinizle gidebiliyorsanız yurtdışı hep iyi bir seçenek bence. Benim de inadım kırıldı kırılacak. (İnş 14 Mayıs'ta kırılmaz kırılacaksa da)
Mutluluklar dilerim.
0
sparkle kiddle
(18.02.23)
yaş kaç bilmiyorum da hem ilerlemiş bir yaş hem de bir kaç defa yurt dışında yaşama tecrübeniz olmamışsa bir yerden sonra gidip adapte olmak, düzen kurmaya çabalamak çok yoruyor ve bıktırıyor. yerinizde olsam arsa alır yavaştan temel attırarak bir ev yapmaya çalışırdım. tabi maddi duruma göre değişen bir şey ev yaptırmak ama arsa hariç ev maliyeti en son 1.sınıf için m2 fiyatı 4,5k tl idi (lüks değil 1.sınıf).

yine durumunuzu belirtmemişsiniz ama kredi çekerek 1,2-1,3 milyona falan 150m2 bir ev yapılabiliyordu en son bunu denemeye bakardım açıkçası. son olarak gidip bir köye yerleşmek en saçma sapan işlerden biri. egede merkeze çok yakın villalı güzel köyler falan var insanının kaliteli olduğu yerler ama onun harici köyde ev bakmak falan mantıklı değil doğrusu. herkes elektrik su gaz hattı olan yerlerde arsa bakıyor şu an mesela
0
avatar is back
(18.02.23)
Evliysen bir de çocuk varsa ev alman daha mantıklı olabilir. Gidilmeye değer yerlere gitmek zor. Ayrıca ülke değiştirmenin masrafı da var. Aile bireyi sayısı arttıkça masraf ve zorluk artar.
0
OrangeYellow
(18.02.23)
esinle konusmalisin eger konusmadiysan ilk olarak bu secenekleri. ben karavanda veya tarlada konteyner icine yasamayi kabul etmezdim.

ev fiyatlari turkiye'de yuksek degil, ozellikle yurtdisinda is bulup gidebilecegin ulkelere kiyasla cok ucuz. ev almama bahanelerin cok gecerli degil. deprem evet berbat bir sey de neticede surekli olmuyor.
0
hot potato
(18.02.23)
dostum bu tarlada yaşama, karavan falan ya 20 yaşında ya da 50 yaşında kurulacak hayaller. yurtdışında yaşama klişesi de ayrı, yurtdışı dediğin yer neresi 200 ülke var, yabancı dilin var mı eşinin var mı vs. şu an neredesin nasıl yaşıyorsun. bunları bilmeden bir şey denemez.
0
roket adam
(19.02.23)
Hocam şuanki düzeniniz çok güzel. Bu halinizi bırakıp yurt dışına taşınacaksanız mutlu olamazsınız. Şuan en azından birinizin bildiği bir kültürün içindesiniz. Tekrardan yeni bir kültüre adaptasyon çok zor.
Ve evet türkiyenin coğrafyası cennetten bir köşe gibi, hele denize de yakın yaşıyormuşsunuz. Bence sizi mutlu etmez avrupa. Her gün istanbuldaki yozlaşmaya, kültürsüzlüğe, çileye maruz kalıyor olsanız o zaman avrupa çok iyi gelebilirdi.
Ama insanlar avrupadan antalyanın köyüne taşınıyor.
Ben sizin yerinizde olsam akdeniz ege dolaylarında bir arsa vs bulurum tekrar. Başta bi konteynır koyarım senelerce yaşarım. Sonrasında bakarsınız duruma göre.
0
zimbirik
(19.02.23)
(13)

Okuduğunu anlama yüzdesi

dissendium
Türkiye'de okuduğunu anlama yüzdesi gerçekten çok mu düşük?Ekşi Sözlük'te bir bilgi paylaşmıştım. Biri mesaj atıp yanlış bir bilgi diyor. Aslında yanlış olan bir bilgi değil.Şöyle düşünün.Ekşi Sözlük'te Adidas spor ayakkabı üreten bir şirkettir yazıyorsunuz. Biri size mesaj atıp bu yanlış bir bilgi
Türkiye'de okuduğunu anlama yüzdesi gerçekten çok mu düşük?

Ekşi Sözlük'te bir bilgi paylaşmıştım. Biri mesaj atıp yanlış bir bilgi diyor. Aslında yanlış olan bir bilgi değil.

Şöyle düşünün.

Ekşi Sözlük'te Adidas spor ayakkabı üreten bir şirkettir yazıyorsunuz. Biri size mesaj atıp bu yanlış bir bilgi diyor. Neden diyorsunuz. Adidas tişört de üretiyor diyor... Aslında spor ayakkabı üretmesi yanlış bir bilgi değil. Buna sadece yetersiz bilgi denebilir. Ama zaten her bilgiyi paylaşmak gibi bir amacımız yok.

Başka ülkelerde böyle bir durum var mı?
0
dissendium
(29.01.23)
Kötü beslenmeden ötürü toplumun bir bölümü anlama sorunu yaşıyor. Sözlüğün eski halini bilen bilir. Konular, espriler, başlıklar şimdiden çok farklıydı.
0
romario
(29.01.23)
Her ülkede var ama bizde hem okuma oranı çok düşük (sadece kitap okumaktan söz etmiyorum) hem de okuduğunu anlama oranı. Şimdi bunları birleştirince aslında toplamda okuduğunu anlamama yüzdesi genel nüfusa göre düşük kalıyor. Okuyan insanlar arasında ise tahmin ettiğinden de yüksek.

Sınavlarda sorularda önemli kısımlar kalın ya da altı çizili olduğu halde inatla yanlış yapanlar ya da cahil oldukları için yazılanı anlamayanlar (örneğin Hrant Dink suikastı ve sonrası) var bir de. Bunları da birleştirince seyreyle cümbüşü.
0
nawar
(29.01.23)
data.oecd.org

pisa reading performance sıralamasında türkiye oecd ülkeleri arasında ortalama altında ve gayet sonlarda.
0
AlsterWasser
(29.01.23)
O anki durum ve konunun içeriğine göre söz konusu cümle yeterli gelmeyebilir.
Karşı tarafta ister istemez şerh etme gereği duymuş olmalı ki
bahsettiğiniz cümle doğru kurulmasına rağmen gerçek hayattaki karşılığı noksan kalıyor.
Tabi haklı olduğunuz nokta ise belki diğer toplumlara nazaran bizde bu marka daha çok spor ayakkabıları ile hafızalarda olması.
0
diyecevaplandı
(29.01.23)
evet cok dusuk. burada bile goruyoruz bunu. soruyu anlamayip bir de satirlarca cevap(!) yaziyor bazilari. duyurudaki basit bir soruyu anlamayan disarida neler yapiyordur. bi de bunlarin mevki sahibi olanlari oluyor ki iste onlar kabus gibi. anlat derdini anlatabilirsen...

baska ulkeleri bilemicem ama turkiyede herkes iyi egitim alamiyor. okudugunu anlama ilkokul siralarinda gelisen bir sey. kotu okullarda gelisemiyor bu beceri haliyle.
0
Kittie
(29.01.23)
"okudugunu anlama"dan ziyade bu mantikla alakali bir sey. yani baslangici lisede matematikte gordugumuz "p ise q" olan konsept. ideal olan ulkedeki herkesin temel seviyede mantik, olasilik, istatistik falan anlamasi. geri kalmis ulkelerde elbette ki bunu yapabilenlerin orani daha dusuk.

neticede yukarida verilen ornekteki onermeleri anlamayan adam yarin is kuruyor, cocuk yapip onu yonlendiriyor vs. bunlari yapakenki tercihleri de o sekilde kotu oluyor. insanlarda basit duzeyde matematik zekanin olusmamisligiyla ulkenin geri kalmisligi cok baglantili bence.
0
hot potato
(29.01.23)
okuduğunu anlamanın yanı sıra çok büyük bir dikkat eksikliği de var insanlarda. toplumun yarısı antidepresan kullanıyor, kalan kısmın da ne kadarı teşhis konulmamış psikolojik hastalıklara maruz kalıyor bilemiyoruz. o yüzden genel olarak beklentini çok yüksek tutma derim.
0
roket adam
(29.01.23)
aziz nesin.
0
fatihkkk
(29.01.23)
reddit'te de cok. ortalama insanin gerizekali olmasi durumu. eskiden sesleri cikmiyordu simdi sosyal medyada ortaligi kasip kavuruyorlar. cagimizin vebasi resmen.
0
antikadimag
(30.01.23)
ülke komple daşşak kokan meslek lisesi sınıfı gibi.
0
OrangeYellow
(30.01.23)
Bu insanlar tüm dünyada hep vardı. İnternet artık ayağa düştüğü için herkes herkes ile iletişime geçebiliyor. Sen de farkına varıyorsun böylece.

Mesela belli bir konuyla ilgili niş forumlarda ya da reddit sub'larında böyle insanlar yok. Çünkü oraları arayıp bulmak için belli bir akıl seviyesi gerekiyor.
0
alperz
(30.01.23)
Bence iki farklı sebep var. Biri dediğiniz gibi okuduğunu anlamama, bu yetersiz beslenmeden ya da yetersiz eğitimden kaynaklanabilir. Ama bir de çatışmadan beslenen bir güruh var. Muhtemelen hayatının diğer alanlarında başarı şansı pek olmadığı için en azından bu laf kavgasında yenmek istiyor karşısındakini. Adidas örneğine devam edelim. İlla şerh düşmek istesem muhtemelen "tam doğru değil" ya da "doğru ama eksik" diye giriş yapar Adidas'ın diğer ürünlerinden de bahsederdim. Ama karşınızdaki size karşı "kazanmak" istiyor. "Ben haklıyım, sen yanlışsın" inadı bence bu yüzden.
0
SiyamkedisiZorro
(30.01.23)
İnternette yaşadığım konuşmalara göre her millete var bu. Bir de kimsede iyi niyet yok. Yani zaten anlamak için değil sinirlenme amaçlı okuyorlar bence insanlar bazen. Bir yandan neden iyi niyet olmadığını anlıyorum, bende de son derece azaldı son yıllarda. Ama diğer yandan boşu boşuna enerji harcanmış oluyor, saçma sapan sarmal tartışmalar yaşanıyor sürekli.
0
peki madem
(30.01.23)
(11)

seçim dönemi tehlikesi hissediyor musunuz?

estranged
yurt dışından bir arkadaşım ilk defa istanbul'a ziyarete gelecekti. bileti aldıktan sonra seçim tarihi açıklandı ve her ikisi de aynı haftaya denk geldi.ben arkadaşıma uçuşunu ertelemesini söyledim. bilet bedelinin %20'sinin yanacak olmasına rağmen. çünkü seçim atmosferinde olabilecek şeyler aklıma
yurt dışından bir arkadaşım ilk defa istanbul'a ziyarete gelecekti. bileti aldıktan sonra seçim tarihi açıklandı ve her ikisi de aynı haftaya denk geldi.

ben arkadaşıma uçuşunu ertelemesini söyledim. bilet bedelinin %20'sinin yanacak olmasına rağmen. çünkü seçim atmosferinde olabilecek şeyler aklıma geldikçe açıkçası korkuyorum. 7 haziran 1 kasım 2015 arası karanlık dönem halen aklımdan çıkmıyor.

siz ne düşünüyorsunuz? korkumu yersiz buluyor musunuz? siz olsanız ne yapardınız?
0
estranged
(26.01.23)
kimse bilemez bir şey yok deriz sabah köprüyü askerler basar da bence tamamen yersiz.
7 haziranla bugünün alakası yok.
bugün sokakta değil yapacaklarını mahkeme salonlarında falan yapıyorlar.
0
patronaj1
(26.01.23)
Valla ben yersiz bulmuyorum. Uzun süreden beridir bu ülkede pek güvende hissetmiyorum kendimi.
0
Amaranta ursula
(26.01.23)
hiç bir tehlike hissetmiyorum açıkçası. korka korka yaşanmaz. bugün almanya’da trende bir bıçaklama saldırısında iki kişi öldü. trde bir senedir teröre kurban giden insan sayısından fazlası abd’nin bir eyaletindeki okul saldırılarında ölüyor. olumsuz olaylara çok odaklanıyorsanız sosyal medyayı azaltıp psikoloğa gitmenizi öneririm.
0
roket adam
(26.01.23)
Secim haftasi degil de onumuzdeki aylardan endiseleniyorum ben biraz.

Unutmadik zamaninda secim oncesi neler dondu ankara'da
0
aguen
(26.01.23)
Artık seçimden bağımsız bir güvensizlik var. Ciddi bir fakirlik var. Bu suçu da tetikliyor. Sınır kavramı yok. Mülteci, iklim ve ekonomik kriz birarada.
0
scholar
(26.01.23)
İstanbul seçimden bağımsız olarak da güvenli bi yer değil, zorda kalmadıkça gitmem.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.23)
Korkunuzu yersiz bulmuyorum. Muhtemelen ben de aynini yapardim. Bu sistemsizlik ve belirsizlik hali yüzünden güven duyamiyoruz.
0
chihirovekohaku
(26.01.23)
Korkmayın. Korkunun hiçbir şeye faydası yok. Olması gereken neyse onu yapın. Keyfî ise ertelemek daha uygun tabii ama yine de korkmayın. Korku korkulacak şeyleri çeker. Korkmayı bırakın lütfen.
0
muhayyer divan
(27.01.23)
Artık sokağı geçtim türk internet ortamı bile zeka seviyesi düşük ve agresif bireylerle dolu.

Soruya cevap olarak, şu ortamda İstanbul'a gelmek tam bir zaman ve para israfıdır diyorum.
0
OrangeYellow
(27.01.23)
cok mantikli. ben de ayni tavsiyeyi verirdim.

benim de turkiye'ye donmem lazim bu sene. ama secimlerden sonrasini bekleyecegim. hele secim haftasi hayatta gitmem. manyak miyim?
0
antikadimag
(27.01.23)
Seçim haftasında sizin hatırlattığınız şekilde bir vaka beklemiyorum çünkü bundan çıkarı olan yok (o tarih için).

Ama ilk defa TR'ye gelecek birisinin tam da o hafta gelmesini ben de istemezdim. Seçim sonucu ne olursa olsun insanlar gergin olacaklar, sokakta olacaklar. Bazı çatışmalar illa ki yaşanacak. Ben olsam ben de erteletirdim.
0
pispinti
(27.01.23)
(24)

fırsatınız olsa avrupa'ya gider miydiniz?

anti-kahraman
Öğrencilerden çok çalışanlar için soruyorum. İşinizi vs. bırakıp, avrupa'da iyi bir ülkeye gitme fırsatınız olsa gider miydiniz? Her şeyi hesapladığınızda hangisi daha ağır basıyor? Neden?
Öğrencilerden çok çalışanlar için soruyorum. İşinizi vs. bırakıp, avrupa'da iyi bir ülkeye gitme fırsatınız olsa gider miydiniz? Her şeyi hesapladığınızda hangisi daha ağır basıyor?

Neden?
0
anti-kahraman
(22.01.23)
aylik minimum 4bin euro net, tercihen 6bin euro net kazanmayacaksam gitmem.
0
kimlanbu
(22.01.23)
Giderdim ama dönmek üzere. kendimi geliştirmeyi, maddi olarak belli standarta ulaşmayı hedeflerdim. Hiçbir şey Sevdiklerimden ve ailemden bir ömür uzak kalmaktan önemli değil benim için.
0
goodyes
(22.01.23)
Giderdim. TR'nin düzelmesi uzun yıllar alır. yaş 34.
0
ditu
(22.01.23)
şuan imkanım olsa 1 dk bile durmam giderim. avrupa için konuşursak ortalama bir ülke bile olabilir.
0
astronom bey
(22.01.23)
çifte vatandaşsın da gitmeyi mi düşünüyorsun önce detay vermen lazım.

Çünkü kimse öyle işini bırakıp gidemez (bi Almanya'da iş arama vizesi var diğer ülkelerde var mı bilmiyorum)

Eğitimle gitmeye çalışanlar var, bence olabilir. O ülkeye adapte olmanı da sağlar. İş bulan zaten gidiyor (yıllık 60 bin euro brüt alabilen bluecard alıp gidiyor)

Bence gitmek her halükarda mantıklı. Önümüzdeki yıllarda her ülke kötüye gidecek (bu yüzden Avrupa da kötü diyorlar çünkü 10 yıl önceye göre kötü evet) ama buna akılcı çözümler üretebilecek halklara/yöneticilere sahip ülkeleri düşün. Türkiye böyle mi sence?

Türkiye'de hukuk siyaset rahatlık bilmemneyi geç, çok basit bi matematik sorunu var. Ülkenin 20 milyonu bir şehirde yaşıyor ve çoğu iş orada. Oradaki para da yetmiyor. Para yetse, ülkeye kaçak giren milyon insan o şehirde ve güvenlik sıkıntıları var.

Ben küçük ama imkanları da olan şehirlerde yaşamayı seviyorum bu sebeple İngiltere'deki yerleşim yerlerini seviyorum mesela.(Fransa'da Almanya'da da öyledir sanırım) Fakat Türkiye'nin kaosuna alışmış insanlara çok sıkıcı gelebiliyor oralar.

edit: dönmek üzere gitmek olumsuz bir bakış açısı. Öyle yapanlar oraya adapte olamazlar belki de bu sebeple sevemiyorlar işte. Ha gidip sonuna kadar uğraşıp ben sevemedim diyen dönsün no problem ama para biriktirip dönmeye giden yanlış yapar çünkü para da biriktiremez büyük ihtimalle. Onun için ABD veya Arap ülkelerine falan gitmek lazım. Bir maaşla ucu ucuna da olsa güzel yaşanabilecek alt-orta sınıf olmayı özleyenler Avrupa'ya gitmeli bence ki ben öyle olmayı seviyordum, Türkiye'de daha aşağıya düştük.
0
nhk ni youkosu
(22.01.23)
fırsatım vardı gitmedim. gitseydim de dönmek üzere giderdim. euro biriktirip burda harcamak için.

ama ekstra iyi bir iş olmadığı sürece buradan farksız. giden eş dosttan geri dönen çok.

bir arkadaşım çifte vatandaş her yıl 2 ay gidip çalışıp geliyor.
0
pardus
(22.01.23)
gitmezdim. buradaki işimi orada yapamayacağım için asgari ücrete tr'deki standardımı yakalayamayacağım için gitmezdim. bir de her ülkeye de gitmek istemem doğrusu.
0
paintov
(22.01.23)
Gitmezdim.
0
ruhen hastayim ben
(22.01.23)
Fırsatım var. Uzun seneler ABD'de ve biraz da Avrupa'da daha önce yaşadım, geçmiş deneyimlerim var. Psikoloji çökünce TR'ye döndüm. Şimdilik kalmayı seçiyorum (hoş, hala fikrimi değiştirebilirim) çünkü orada önerilen maaşla orada yaşamak zor. Komik bir şekilde TR'de kazanıp biriktirebileceğim para orada kalıp biriktireceğimden fazla. Ama orada çok daha fazla maaş önerselerdi, burada birikenden fazla birikse ve ev alma vs gibi şeyler için fazla para kalıyor olsaydı maaştan, fikrim değişirdi. Tabi subjektif bir durum bu. Artılar eksileri yazıp çizin, oralarda yaşayanlara (özellikle o ülkenin yerlilerine) sorun sosyal medyadan falan, ona göre karar verin.

Psikolojimin çökmesinin sebeplerinden biri yurt dışında fakir yaşamak zorunda kalmamdı o dönem, bir de haksız hukuksuz köle olarak çalıştırdılar. Çok süründüm, ondan maaş miktarı önemli. Zengin insan rahat insandır nerede olursa olsun.
0
kurbanlik koyun
(22.01.23)
Ben gittim zaten. O dönem calisiyordum, ülkede döviz yeni yeni artıyordu yoksa iyiydi gene. Hatta hanimla ilk burada kaliriz demistik sonra ben baktim ülke sacmalayacak, dedim gel gidelim.

Gittiğimden beri ülkede bir tane bile iyi gelişme olmadı. Ekonomi, sağlık, siyaset, spor, eğitim, hukuk her şey daha daha kötüye gitti. Bunun olacağını zaten biliyordum. Zamanında neden gidiyorsun diyenler sonra iyi ki gitmissin lan diyor.

Ama ben herkese Avrupa öneren biri değilim. Daha yeni bir arkadaşıma fabrikada manager of managers olmak ya da İsviçre ofisine manager olmadan gecici gitmek onerildi, belki zorlasa kalırdı vs.
Türkiye'de kal dedim. Çünkü türkiye ile prensip sorunlari olan biri değildi ve ekonomik olarak da kariyer olarak da Türkiye opsiyonu daha iyiydi. Benim türkiye ile ekonomik vs dışında olan dertlerim var. Genel Insanini, genel yasantiyi, trafigini sevmiyorum haliyle mutluyum. Bugün insanlar Avrupa'ya daha fazla maaş için gelirim derken (ki yanlış bir şey yok ama asla olmayacak bir şey) ben Türkiye'ye ancak daha fazla maaş için gelirim. Misal istanbul'a gelmem bile belki de İzmir'e anca 7-8 bin euro ile ayak basarim o da geçici olarak. Yoksa Türkiye'de hayatta kalmam uzun süre. Bunlar iste hep kişiye bağlı:)
0
logisticsmanager
(22.01.23)
Şu an olmaz. Planlar, düzen var. Ama bunlar olmasaydı olabilirdi. Onda da önceliğim ABD olurdu.
0
dissendium
(22.01.23)
eğitim ve gezi haricinde gitmem. gidersem de bir süre sonra dönerim.
0
lesmiserables
(22.01.23)
buna yanıt verebilmek için yurtdışında bir süre bulunmuş olmak gerekir bence. türkiye'deki insanların çoğunluğu gelişmiş bir ülkedeki yaşamın kolaylığını deneyimlemiş olsa proletarya napıyoruz lan biz burada deyip çoktan devrim yapmıştı. ahaha.
0
bohr atom modeli
(22.01.23)
Tr şartlarında iyi kazanıyorsam hicbir yere gitmem.

Ama tr'de anca karnimi doyuruyorum ve Avrupa'da iyi bir ulkede o ulkenin sartlarina gore iyi standartlara yaşayıp iyi gelir elde edeceksem giderim.

Benim olayım tamamen ekonomi ve buna bağlı yasam standartları. Duzgun evde otutabiliyor muyum, tatile eğlenceye bilmemneye para ve zaman bulabiliyor muyum vs. Siyasi durumlar, ozgurluk vs umrumda değil param varsa burada da gayet ozgur hissediyorum ben.
0
stavro
(22.01.23)
Giderim tabi. Türkiye'de düzgün iş bulamıyorum çünkü. Gitmeyip nabıcam.
0
nothing in my way
(22.01.23)
gitmezdim.

gittiğinde sadece ülke değiştirmiyorsun. arkadaşlarını, alışkanlıkları, hayatını değiştiriyorsun. farklı bir kültüre gidiyorsun. düşünsene yaptığın espriye kimse gülmüyor, onların kahkaha attığı şeylere de sen gülmüyorsun. akrabalarından uzaktasın vs.

ayrıca türkiye'de ortalama üzeri maaş alırken, orada oranın standartlarında maaş alacaksın.

hayatta herşey para mı?

yurtdışında üniv. okumuş biri olarak yazıyorum.
0
durbidakka
(22.01.23)
fırsatım var, daha önceden de bir süre yaşadım, orada kazanacağım parayı burada kazandığım için gitmiyorum. ama bol bol gidip geziyoruz tabii o ayrı.
0
roket adam
(22.01.23)
Hangi Avrupa ülkesi olduğuna göre değişir. ingiltere dışında dilini bilmediğin yerse, vasıfsız iş yapacaksan gidilmez. Büyük denizde küçük balık olunmaz.

Yarın yokmuş gibi motokuryelik yapanların dönüp dolaşıp geleceği yer Türkiye'dir.
0
OrangeYellow
(22.01.23)
4 bin euro net 6 bin euro net diyenler çok uçuyorlar.

öyle bir dünya genelde yok, hollanda'da bile.

ha türkiyede a bin euro'nun değeri, yurt dışında a bin euro'nun değerinden daha düşük.

hatta neredeyse yarı yarıya daha düşük.

doğu avrupa'nın çoğu şehrinde 1000 euro'ya istanbul'daki 2000 euro'dan daha kaliteli yaşarsınız..

ben teklif geldiğimde hiç düşünmeden kabul ettim ve 3 sene oldu neredeyse.

bakalım kalabilecek miyim, onu hiç bilmiyorum.
0
rain when i die
(22.01.23)
Fırsatım oldu gittim. Dönüp bakınca 2 sene öncesine, sevmediğim işi bile sırf rahatım bozulmasın diye senelerce yapmak ne kadar zavallıcaymış. Yaşam standartları, iş maaş, yabancı ülke vs hepsi bir kenara, alışkanlıklarını bırakıp rahatını bozacak kadar cesur olmalı insan.
0
IncredibleMau
(22.01.23)
Bazı hedeflerimiz tutarsa digital nomad olarak İspanya ya da Portekiz'e göçme ümidimiz var, bakalım. Aynı gelirle İstanbul'a göre çok daha rahat yaşayacağımıza epey eminim ben.
0
kobuzchu kiz
(22.01.23)
avrupa degil ama bunu yaptim zaten. sebep ekonomik degil. asiri memnunum.
0
hot potato
(22.01.23)
gitmek istemem cunku amerikadayim. avrupa'da para kazanilmiyor. ben maddi sebeplerle gittim.

ileride finansal ozgurlugumu kazandiktan sonra turkiye'ye gelip kamu, universite, vakif vb bir sekilde bu ulke icin calismak istiyorum.

edit: dusununce kisa bir sure gidip avrupayi gezip gormek icin giderdim yine de ama uzun sureli kalmak istemezdim. hele hele gunes gormeyen kuzey ve bati avrupada.
0
antikadimag
(22.01.23)
Uygun maaş ile düzgün bir şehre gideceksem saniye düşünmem. Düşük maaş ile köyden bozma bir yere gideceksem burada devam.
0
nawar
(22.01.23)
(8)

bozuldugunuz ve gorusmeyi keseceginiz arkadasiniza uzun mesaj yazar misiniz

antikadimag
hani butun dusuncelerinizi ozetleyen bir mesaj. iliski bitiminde yazilan uzun mesaj gibi. yoksa bu mesaj sadece iliski bitiminde mi yaziliyor. cok bozuldum birine ve bunu da bilsin istiyorum. acik acik yazsam mi dusuncelerimi yoksa birak bosver mi dersiniz?5 ay once tanistik, ayda 1-2 gorustugum bir
hani butun dusuncelerinizi ozetleyen bir mesaj. iliski bitiminde yazilan uzun mesaj gibi. yoksa bu mesaj sadece iliski bitiminde mi yaziliyor.

cok bozuldum birine ve bunu da bilsin istiyorum. acik acik yazsam mi dusuncelerimi yoksa birak bosver mi dersiniz?

5 ay once tanistik, ayda 1-2 gorustugum biri. ben yazmak istiyordum normalde ama o tamamen sessiz sedasiz silmeye ok gibi. buna da biraz daha bozuldum. ne alingan insanim be.

edit: ek bilgi, yurtdisinda 2 turk'uz. tikler gelecek.
0
antikadimag
(21.01.23)
Hiç gerek yok.
0
OrangeYellow
(21.01.23)
Yazmak rahatlatir, yaz gitsin.
0
Avoiding The Puddle
(21.01.23)
Gerek var mı o dramaya? Görüşmeyin gitsin işte.
0
salihdt
(21.01.23)
Yakın zamanda yaşadım;

karakterinden kaynaklı bir sorun yaşadığımız ve dolasiyiyla çözümü mümkün olmadigi için dramasiz sessizce çekildim. O bir tık açıklama çabasına girdi ama gerek olmadığını belirttim. İletisimi kesme kararim kesinse uzatmaya gerek yok i think

Mis gibi kafam rahatladi
0
abuzer
(21.01.23)
sırf rahatlamak için bile yazmaya değer. en azından sizin için closure olur. öteki türlü karşı taraf durduk yere bana küstü diyip mağduru oynuyor çevreye etrafa.
0
kurbanlik koyun
(21.01.23)
hic ugrasmam, hatta tam tersi mesajlarina kestirme veya kisa cevaplar veririm. azalarak biterim yani. umursamadigim ve artik hayatimda olmayacak biri icin parmagimi oynatmaya bile ugrasmam.
0
in vino veritas
(21.01.23)
"Yok artik, bir de bayil istersen feriha sdghc"

+ :)

karşı cins ise yazma
hem cins ise bir aktivitiye davet et ses çıkmaz ise kırıldığını ifade et yeter
0
bir soru sorcam
(21.01.23)
feriha yorumundan sonra kesin kararimi verdim. hahaha.
0
🌸antikadimag
(21.01.23)
(12)

Pandemi döneminden sonra insanların zıvanadan çıkması .

dunyatuhaf
Var mı böyle bişey,İnsanlar illegal işlere daha yatkın, hevesli ,Kendinden güçsüzü ezmeye daha meraklı, Daha bencil, egoist, narsist mi oldu .Böyle dönemlerden ( doğal afet , savaş sonrası ) sonra sosyal yapının hızla değiştiğini gösteren çalışma var mıdır ?Yani insanlık zıvanadan çıktı mı ? Pandemi
Var mı böyle bişey,
İnsanlar illegal işlere daha yatkın, hevesli ,
Kendinden güçsüzü ezmeye daha meraklı,
Daha bencil, egoist, narsist mi oldu .
Böyle dönemlerden ( doğal afet , savaş sonrası ) sonra sosyal yapının hızla değiştiğini gösteren çalışma var mıdır ?

Yani insanlık zıvanadan çıktı mı ? Pandemi dönemini. Etkisi var mıdır ?
0
dunyatuhaf
(16.01.23)
Bence yok.
Hiç fark etmedim. Algida seçicilik gibi bence.
0
logisticsmanager
(16.01.23)
Travma sonrası stres bozukluğu adında bir durum var bildiğim kadarıyla.

Bence salgınla ilgili değil ama değişen yaşam tarzıyla ilgili bir sorun var. Bu kadar cinayet olmuyordu eskiden.
0
dissendium
(16.01.23)
Pandemiden ziyade olay ekonomik bence enflasyon suç doğurur.
0
olaylar olaylar
(16.01.23)
Pandemiden ziyade ekonomi ile alakalı saydığınız şeyler. Ülkede insanlara dağıtılan pastanın payı her geçen gün orantısızlaşıyor. Çok az emekle çok kolay büyük paralar kazananlar çoğalıyor, tüm emeğini vaktini harcayan insanlar 3 kuruş kazanıyor. Toplumsal ahlak ve yapı bozuluyor. Hem ekonomik hem demografik yapı çok hızlı bozuldu.
sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel makas çok açık bizim ülkede. Dünyadaki bu yapıdaki ülkelere bakın Güney Amerika, Orta Doğu, Güney Asya vs benzer durumlar orada da var
Gelişmiş ülkelerde ABD'de de açıktır o makaslar. Dünyanın en zengini de en fakiri de en kültürlüsü de en cahili de orada çünkü. İskandinav ülkelerine Avustralya'ya bakın mesela aksi örnekler için herkes birine yakındır ekonomik ve kültürel olarak
0
asbe
(16.01.23)
Ekonomide genel bozulmaya rağmen (Türkiye değil dünya çapında) para harcama/tüketimin arttığini doğrulayan bir makale okumuştum, ikinci dünya savaşı sonrası yıllarda da bir benzeri olduğunu anlatıyordu ve bu tip kitlesel olarak maruz kalınan stres dönemlerinden sonra bu aşamanın geldiğini söylüyordu. Şimdi bulmam mümkün değil ama bu eksende şeyler okudum.
0
encokbenisevinnolur
(16.01.23)
Gelir eşitsizliği arttı. En basitinden sesi soluğu çıkmayan doktorlar instagram'ı istila etti. Sponsorlu gönderi atıp duruyorlar üstelik kişisel hesapları için, ticari falan da değil.

Artık Türkiye'de bir survive durumu var. Ezmezsen ezilirsin gibisinden.
0
OrangeYellow
(16.01.23)
ekonomi de pandemiyle bozuldu. kapanmalarda bir arkadaşım aradı abi açım dedi. adamın işyeri kapanmış, işe alan yok, aylarca... bunun gibi kaç kişi var? onların ailesi, alışveriş yaptığı esnaf bakkal çakkal...

bir de insanlar özellikle maske - mesafe - aşıdan ötürü birbirini çok rahat aşağılamaya başladılar. maçka parkına gidiyorduk. genç hanımlar yanık tenli bir genç geçerken maske takıyorlar o mikrop saçıyor ya. yanından geçenin profili değişsin maske de çıkıyor... insanlar sevmedikleri ya da gıcık oldukları ya da içten içe iğrendikleri herkesi "covidlidir, pistir, hastadır, mikrop bulaştırır, virüs bulaştırır" diye etiketlediler, ötekileştirdiler. yok otobüse binemesin yok sokağa çıkamasın, yok semt pazarına giremesin, markete giremesin, işyerine giremesin... açlıktan ölsüne çıkıyor bunlar. insanlar birbirlerine sırf maske aşı hes kodu dezenfektan cart curt yüzünden insanların %99.9 olasılıkla (ioannidis 2022: www.sciencedirect.com) ölmediği ölmeyeceği bir hastalık için ağır hakaretler ettiler ve mikrop gibi davrandılar. ondan sonra kayış koptu gerçekten.

illegal işlere yaktınlık da bence devletlerin yasa masa ortada bırakmamasından. kemal gözler türkiye'nin anayasa ve idare hukuku konusunda tartışmasız 1 numaralı uzmanı olarak kabul ediliyor. kendisi covid için uygulanan kısıtlamaların hepsini desteklediğini ancak bunların hepsinin yapılış biçiminin anyasaya ve bilumum yasalara aykırı olduğunu web sitesinde yayınladığı birkaç makaleyle uzun uzun açıkladı. düşünün ki ped, pil falan alamıyorduk marketten. rafta duran mal var, onu alamıyorduk.
0
sert siyah krom
(16.01.23)
çok net doğru tespit. ahlaki çöküntü başladı. insanlar/toplumlar ölüme çok yakın hissedip haliyle ölmezse bu yaşanabiliyor.
0
tantavizisyon
(16.01.23)
Sonradan aklıma geldi, şöyle bir yazı yazmıştım bu konuda, yani bu zivanadan çıkma durumuyla ilgili:
eksisozluk.com

Tarih 17 Mart 2020, o yazdıklarıma su an da harfiyen katılıyorum.
0
encokbenisevinnolur
(16.01.23)
Böyle söyleyince hastalıkla daha bağlantılı bir sebep arıyorsunuz gibi geliyor kulağa, ama pandemi sonrasında değişen en büyük şeylerden biri ekonomik dengeler. Ben de saydığınız şeylerin ekonomik sebepler kaynaklı diyen taraftayım.

Dünya genelinde insan davranışları değişmiş olabilir, ancak dünya genelinde tuhaf bir ekonomik durum oluştu zaten. Karantina süreci ekonomiyi, ekonomiyse insanları etkiliyor.
0
akhenaten
(16.01.23)
@akhenaten, hayır hastalıkla bağlantı kurmadım .
Daha çok savaş , doğal afetgibi olaylara maruz kalan insanlarla alakalı değişimler var mı , pandemi buna benzer bir etki oluşturmuştur.
Bunu merak ettim .
0
🌸dunyatuhaf
(17.01.23)
Pandemi mi bilmiyorum ama ben kendimde bu dediğiniz değişimi gözlemledim. Çok daha tahammülsüz ve açıkçası nefret dolu bir insan oldum. Ülke gündemi ile de çok alakalı olduğunu düşünüyorum.
0
peki madem
(17.01.23)
(26)

İstanbul'da yaşamak hâlâ güzel bir şey mi?

levent bilgen
Kalabalığı, kaosu, trafik çilesi, her gün daha da bozulan demografik yapısı, daracık ve 50 yıllık binalara ödenen fahiş kiraları ve hayatın ekstra yoruculuğu ve pahalılığına rağmen İstanbul'da yaşamak hâlâ güzel bir şey mi? Çekilen onca zahmete değiyor mu? İstanbul'da yaşama fikrine şu an nasıl bakı
Kalabalığı, kaosu, trafik çilesi, her gün daha da bozulan demografik yapısı, daracık ve 50 yıllık binalara ödenen fahiş kiraları ve hayatın ekstra yoruculuğu ve pahalılığına rağmen İstanbul'da yaşamak hâlâ güzel bir şey mi?

Çekilen onca zahmete değiyor mu? İstanbul'da yaşama fikrine şu an nasıl bakıyorsunuz?
0
levent bilgen
(15.01.23)
Başka bi şey görmedim ki, bunun içine doğmamış olsaydım başka ihtimalleri değerlendirirdim belki ama üç gün gitsem bile özlüyorum şehrimi. Çok seviyorum ne olursa olsun.
0
vedatchilipeppers
(15.01.23)
diğer arkadaşlar gibi içine doğmadım ama ben de deneyimledim. bence değmez.
0
paintov
(15.01.23)
@tantavizisyon gibiyim başka yerim yurdum yok. yorumunu doğru bulsam da kendi adıma katılamıyorum, tıpkı rumlar ve diğer azınlıklar gibi -onlar da şehrin gerçek sahipleri, aydınlık yüzüydü- ilk göçen biz olacakmışız gibi geliyor.
*yurt dışındayım, uzun süre kalıcı olarak dönmek istemiyorum.
0
jimjim
(15.01.23)
kesinlikle nerede yaşadığın ile alakalı ist'a yaşanılacak 3 belki 4 lokasyon var diğer yerler için ist'a durmanın anlamı yok zaten herhangi bir ilçe'den farkı da yok.
0
duyurukullanıcısı
(15.01.23)
İstanbul berbat bir şehir olabilir ama benim guilty pleasure’ım da bu. Hayatımda hiçbir zaman başka bir yerde yaşama isteği hissetmedim.
0
ruhen hastayim ben
(15.01.23)
istanbul, çalışmak için mantıklı ama yaşamak için kesinlikle değil. 98'den beri burada yaşamaktayken iş dolayısıyla 1.5 sene süren bir güneydoğu maceram oldu. yaşadığım ferahlama hissini anlatamam. ailem, evim, sosyal çevrem burada olmasa kesinlikle dönmezdim. istanbul, romantizm ile değerlendirilecek halden çıktı. demografik değişim ve barınma krizinin boyutları oldukça ciddi ve üst gelir grubunda olmakla bunun etkilerinden kaçamayabiliyorsunuz.
0
zgrydn
(15.01.23)
kurulu duzenim olmasa 1dk durmam
0
nibba
(15.01.23)
paran ve vaktin varsa çok güzel her şey burada
doğru vakitleri seçersen ne toplu taşımayla ne de arabayla sıkıntı yaşamazsın
çalışanların vakit bulduğu zamnalarda da baheçeli deniz manzaralı evinde oturacan ya da helikopter/yat kullanılıp doğaya karışacaksın

pardon falza kaptırdım kendimi
0
bir soru sorcam
(15.01.23)
istanbul'da yaşamak yaşamamakla eşdeğer. bunu ortalama güzellikteki bir şehirde yaşamış olanlar rahatlıkla görebilir.

bir gün işten dönerken trafikte 3 saat geçirdiğimde direksiyonu yumruklayacak seviyeye geldim ve bu bana bir aydınlanma verdi. hayatımın son 6 yılının sadece 1 yılını istanbul'da geçirdim ve bu karardan aşırı memnunum.

bir de şu parası olana güzel muhabbetini anlamıyorum. neden parası olana güzel olsun ki sen ferrari'ye de binsen o köprü trafiğinde makas atıp 1 araba geçmeyi kar sayan denyolarla yan yana yaşıyor olacaksın.

param olsa istanbul'u mu çekerim allah aşkına. ahaha.
0
bohr atom modeli
(15.01.23)
Gelir seviyenize ve tercihlerinize bağlı bence.
Aylık 50 bin TL ve üzeri kazancı olan, çocuksuz bir çift için (ve hatta büyük ihtimalle 1-2 çocuklu aile için de) gayet yaşanabilir bir yer İstanbul.
Şehirde yaşamaktan keyif alıp almamak kişisel bir durum.

Bence eskiden kiralar fazla ucuzdu İstanbul'un merkezi semtlerinde. Şimdi biraz fazla ama olması gerekene daha yakın olduğunu düşünüyorum.
Dünya'daki çoğu büyük şehir gibi merkezde ve güzel semtlerde yaşamak çok pahalı, merkezden uzaklaştıkça kiralar düşüyor.

Kira dışındaki masrafların önemli kısmı artık Türkiye'nin çoğu yerinde birbirine yakınmış gibi geliyor bana. Ülkedeki herkes Migros'tan, Carrefour'dan veya üç harflilerden yapıyor alışverişini. Tatil için herkes ETS gibi birkaç şirket üzerinden aynı otellere gidiyor. Özel okul fiyatları da benzer, mobilya alırken harcanan para da benzer.

İstanbul'un farkı daha fazla sayıda iyi kazandıran iş seçeneği sunması. Bunun karşılığında da daha fazla kira talep ediyor.
Eğer seçeneklerin bolluğu sizin daha fazla gelir elde etmenizi sağlamıyorsa veya böyle bir tercihiniz yoksa İstanbul'da yaşamak mantıklı değil.

Tüm bunların dışında benim de başka bir şehirde yaşama tecrübem yok. Düşününce hiç de hoşuma gitmiyor başka bir şehirde yaşama fikri.
0
michael_knight
(15.01.23)
"bir de şu parası olana güzel muhabbetini anlamıyorum. neden parası olana güzel olsun"
insanaların harıl harıl çalıştığı saatlerde keyif yapabildikleri için

ben bile işsizlik maaşıyla akbilimle en dipten farklı bir versiyonunu yaşabiliyorum
0
bir soru sorcam
(15.01.23)
1 senedr uzağım ben de .4 kez geldim sadece kısa süreli. özlüyorum. orda doğunca özleniyor. o kaos, karmaşa keşmekeş iğrenç ama özletyor işte
0
ShadowOfMoon
(15.01.23)
istanbulda yaşamak güzel diyene inanmam.
suriyeli falan değilsen güzel değil.
ama iş için kalıyorsan, iyi para kazanıyorsan katlanırsın.
istanbul doğumluyum. okuduğum ilkokulu imam hatip lisesi yaptılar.
(çevre halkı böyle istiyor dediler, ama okula talep olmayınca, önce karşılıksız burs verdiler, yine dolmadı, uzak semtlerden ücretsiz servisle öğrenci getirdiler)
arkadaşlarımla oynadığım boş arsalara binalar yaptılar.
sokağımın başına sonuna ve ortasına cami yaptılar. arka sokaklardakileri saymıyorum.
gençken gittiğimiz taksimin durumu ortada.
fırsatım olunca arkama bakmadan kaçtım.
0
vizivozo
(15.01.23)
Şuanki halinde yaşamak güzel değil. Zahmetine ve masrafına değen hiçbir şey yok. Ayrıca artık istanbul dışındaki şehirlerde de o kadar yobazlık ve kısıtlı imkanlar yok. Herşeyin istanbul'da olup olmamasından ziyade olan şeylere erişebilme gücü daha önemli.

İstanbul'da kaliteli yaşamak londra'da yaşamaya yakın pahalılıktadır şu an. Buna değen hiçbir şey de yok.
0
romario
(15.01.23)
İstanbul'da yaşamıyorum ama fırsatım olursa yaşamayı düşünüyorum. Bozulsa da hâlâ sevdiğim bir şehir. Ama şöyle bir şey de var. İstanbul'dan daha sakin bir şehre gidince daha huzurlu hissediyorum.
0
dissendium
(15.01.23)
güzel semtlerde hayat hala yaşanılabilir.
0
xrated
(15.01.23)
doğma, büyüme, aileden istanbulluyum.
başka yer hiç bilmedim, 37 yaşıma kadar bir haftadan uzun süre istanbul'dan uzak kalmamıştım.
geçen sene ani bir kararla ankara'ya taşındım ve tuhaf bir şekilde mutluyum.

burada bazı olmamışlıklar var ve farklı bir yer.
ama ankara'yı ankara olarak değerlendirirseniz kendine has bir enerjisi var.
sanırım o hoşuma gidiyor şimdilik.

ama istanbul gibisi elbette yok.
yine de şu anda pek yaşanabilir olduğunu sanmıyorum.
son aylarda bütün arkadaşlarım (çoğu kadıköy'de yaşıyor) şikâyet etmeye başladı.
parası pulu olan, maddi sorunu olmayan da en azından bir yere ulaşamamaktan şikâyetçi.
ama illa ki bir şikâyet var.
o açıdan bakınca tam zamanında ayrıldığımı düşünüyorum.
0
blatta hiberna
(15.01.23)
İstanbul'da yasamak guzelden ziyade istnabul dışında yasamak cok kotu.

Bu yüzden evet günün sonunda istnabul da yasamak hala guzel sonuç olarak. Tum bu saydıklarına ragmen evet hala yasamak için en iyi seçenek yine İstanbul.
0
stavro
(15.01.23)
yasamadim ama cok ziyaret ettim. gerci havaalani haric 3 sene oldu gitmeyeli ama belki sik sik ziyaret etmek daha guzel olabilir. havalar isininca giderim yine. yasamak da guzel olabilir tabii, cok kriter var.

mesela turkiye'deki diger sehirlere gore artilari:
- daha cok etkinlik, yapilacak sey, gidilecek yer
- bicok insanla tanisma firsati, yabancilar dahil
- kultur, yemek, sanat
- bogaz manzarasi :)
- dunyadaki sehirleri birbirine baglayan bir hub, baska yerlere seyahat icin de daha rahat

belki yasamayi daha cok sevebilenler icin su durumlar vardir:
- nezih bir semtte yasiyordur
- trafikte cok takilmiyordur (is-ev yakinligi, evden calisma vs.)
- cok kazaniyordur
- ozgurluk seviyesinin yuksekligi, istedigi seyleri yapabilme vs.
- cevresinin mutlu etmesi, destek olmasi


not: tabii enflasyon durumu bazi seyleri geri plana itebiliyor ama kisisine gore de degisir.
0
ermanen
(15.01.23)
ailem, arkadaşlarım bu şehirde olmasa asla burada yaşamazdım. her gün eğlence vs yapmıyorsanız asla değmiyor.
0
deartheodosia
(15.01.23)
tabii şunu atlıyorum; ne komşularım ne başka birisinin gözaltında yaşamıyorum. küçük şehirlerde mahalle gözetiminde baskı altında dedikodu çevresinde bi hayat yaşayacağıma tüm sıkıntısıyla istanbul’da bireysel yaşamayı tercih ederim.
0
deartheodosia
(15.01.23)
istanbul'da dogmadim ama hayatimin yarisindan fazlasini (genclik + yetiskinlik) istanbul'da gecirdim. ogrenciyken guzeldi ama sonra sarmamaya basladi. ama hayatimda baska bir sehirde hic calismadim dolayisiyla is bulma/bulamama durumu sebebiyle buradayim hala. her firsati kolluyorum uzaklasabilmek icin, bir gun temelli gidip bir daha belki yilda 1-2 gelmeyi, belki de hic gelmemeyi planliyorum. umarim basarabilirim.

kalabalik, pahalilik, demografik degisimler ve trafik tum sosyal imkanlarin onune geciyor bence artik. denizi olmayan sehirde yasayamam romantikligini de anlamiyorum mesela. denize yuruyerek 15 dk mesafede yasiyorum ama kac kere denizi goruyorum bir haftada bilmiyorum. ankara'da yasamaktan hicbir farki yok yani denizi gormedikten sonra :)
0
kedi olmus gidiyorsun
(15.01.23)
İstanbul olanaklar şehri ya. Burada doğdum, büyüdüm, bozuldu evet ama seviyorum hala.

Bir de iki farklı istanbul var:

Esenyurt, Avcılar, Bağcılar vb…

Kalamış, Caddebostan, Koşuyolu vb…

Tercihim genel olarak Anadolu Yakası zaten.

Yani Kadıköy’den Küçükyalı’ya kadar olan sahil hattı fazlasıyla yaşanabilir bence.
0
msb
(15.01.23)
bence hala guzel.

buyuksehir denilen ankara, izmir bile maalesef bunca yil o kadar gelismedi ki istanbula kiyasla, istanbul hep bi adim otede olacak o yuzden.

dogma buyume istanbullu olan ve istanbulda ortalama ustu bi semtte yasayan biri baska sehirde mutlu olamaz.
ha bi ayagin hep istanbuldadir (paran vardir, isin musaittir istedigin an gelirsin veya boyle imkanlarin yoktur ama kurulu evin vardir ist'te arada kacarsin.. gibi) o zaman baska tabii.
0
Kittie
(15.01.23)
Varoş semtlerinde yaşaması doğu'da yaşamaktan bile kötüdür çünkü doğu'nun memleketinde tutunamamışlarının bulunduğu yerlerdir.

Kadıköy beşiktaş gibi yerlerde de beyaz Türklerin çoğu görgüsüz. Bunlarla sidik yarışı modunda yaşamak şahsen bana göre değil. Dedesi 50'li yıllarda taşlı tarlayı çitle çevirip sonrasında arazi değerlenince parayı vurmuş tiplerle iletişim yoruyor.

Ayrıca ne yaparsan yap trafiğinden kaçamıyorsun. Sürekli bir yere yetişme çabası, sürekli sıra bekleme. Şu saatten sonra gelinecek bir yer değil bence.

Mülteci sorununa hiç değinmiyorum. Bunun yarattığı kültürel kirlilik ve güvensizlik ortamı apayrı.
0
OrangeYellow
(15.01.23)
valla ben türkiye'ye dönersem eğer yapabileceğim işler sadece istanbulda çünkü otomotiv markalarının hepsinin genel merkezi istanbul'da. çoğu da remote çalışmadan geri çağırmada insanları her ne kadar covid'de sağdaki soldaki şehirlerden remote çalışanlar olsa da.
0
rain when i die
(15.01.23)
(11)

Şehir seçimi

kararsızataletfilozofu
Tahminlerime göre sanıyorum ki atanma sırası bana geldiDsi‘nin mühendis alım ilanı açıldı.Aşağıdaki yerlerden siz olsanız nasıl bir sıralama yapardınız ?Edirne-balıkesir-çanakkale-ankaramerkez-eskişehir-ankarataşra-samsun
Tahminlerime göre sanıyorum ki atanma sırası bana geldi
Dsi‘nin mühendis alım ilanı açıldı.
Aşağıdaki yerlerden siz olsanız nasıl bir sıralama yapardınız ?

Edirne-balıkesir-çanakkale-ankaramerkez-eskişehir-ankarataşra-samsun
0
kararsızataletfilozofu
(11.01.23)
Balikesir-canakkale-edirne ilk üç.
Geri kalanı hakkında çok fikrim yok.
0
logisticsmanager
(11.01.23)
Ankara merkez, Samsun yazardım 1. ve 2. olarak.
0
dissendium
(11.01.23)
1. ankara merkez
2. edirne
3. eskişehir
4. balıkesir
5. samsun
6. çanakkale
7. ankara taşra

****

ankara'da yaşayan bir trakyalıyım. ankara'yı çok seviyorum ama buranın taşrası öyle böyle değil. edirne, çanakkale, balıkesir filan buralara on basar :)
0
mark greg sputnik
(11.01.23)
ankara merkez
eskişehir
çanakkale
edirne
balıkesir
ankara taşra
samsun
0
sailor
(11.01.23)
Ilk tercih:
ankaramerkez

ikinci grup, zevkine gore siralanabilir. benim siralamam:
canakkale
edirne
balikesir
eskisehir

benim ilgimi cekmiyor pek:
samsun

kesinlikle hayir:
ankaratasra
0
hot potato
(11.01.23)
1-çanakkale
2-balıkesir
3-ankara merkez
4-eskişehir

Deniz olan yer her daim değerlidir. Memurun büyükşehir fantazisi olmamalı.
0
OrangeYellow
(11.01.23)
Ben geçen seneden beri tüm arkadaş çevremi Çanakkale'ye taşınmaya ikna etmeye çalışıyorum, ütopik bir hayal olarak tabii:) dolayısıyla ilk siraya Çanakkale'yi yazardım. Hem merkezini çok sevdim, hem etrafında birbirinden güzel gezilecek onlarca yer var, hem İstanbul'a da yakın. Daha ne olsun.

Sonrasında Eskişehir, Ankara merkez, Edirne diye giderdi sanırım sıralamam.
0
fraise
(12.01.23)
Samsun Çanakkale Eskişehir ilk 3 yapardım, devamını bilmiyorum. Balıkesir i listeye yazmazdim mümkünse. Onun yerine Ankara yazarım.
0
Topalordek
(12.01.23)
Bence şimdiye kadar hangi şehirlerde yaşadığınıza göre değişir.
Uzun süre Ankara'da yaşamış biri olarak;
1. Ankara Merkez
2. Eskişehir
3-4 . Çanakkale-Balıkesir
Samsun ve Edirne'ye eşit mesafede uzağım.
Ankara taşra en son.
0
cekcekli
(12.01.23)
ilk tercih: ankara merkez

gumus grup: canakkale, edirne, eskisehir

plase: samsun, balikesir

son care: ankara tasra

emekliligimde yasamak istedigim yerlerden biri canakkale. ben olsam en basa yazardim.
0
antikadimag
(12.01.23)
marmara'da beklenen deprem yuzunden, marmara bolgesinden olabildigince uzak durmaya calisirim ben olsam. mumkunse bu illerdeki calisanlardan da bilgi alabiliyorsan al. bazi yerlerde sehir rahat olsa bile amir-mudur cok problemli oluyor.

ankara merkez-eskisehir-samsun 1.grup
canakkale-balikesir-edirne-ankara tasra 2.grup
0
duyulmasi gerektigi kadar
(12.01.23)
(22)

Almanlar ve ırkçılık

Kaleci Saçlı Forvet
Şimdi bi toplmu topyekün zan altında bırakmak istemiyorum fakat Almanların büyük bir kısmı bana hala ırkçı gibi geliyor, kendi ırklarının hala en üstün ırk olduğunu düşündüklerini düşünüyorum ama bunu geçmişte yaşananlardan ötürü zamanla baskılayıp kendilerinin bile unuttuğu gibi bir görüşüm var. Bö
Şimdi bi toplmu topyekün zan altında bırakmak istemiyorum fakat Almanların büyük bir kısmı bana hala ırkçı gibi geliyor, kendi ırklarının hala en üstün ırk olduğunu düşündüklerini düşünüyorum ama bunu geçmişte yaşananlardan ötürü zamanla baskılayıp kendilerinin bile unuttuğu gibi bir görüşüm var. Böyle bir şey olabilir mi sizce de bu Almanlara hiç güvenemedim ben oldum olası. Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(11.01.23)
(bkz. önyargı)
(bkz. kalıpyargı)
0
but that was just a dream
(11.01.23)
ırkçılık düşük eğitim ve zeka düzeyi belirtisidir genellikle. en azından toplumsal olanı. çok zeki biri de ırkçı olabilir ama genel olarak ırkçılık eğilimi genelde boş adam olma kaynaklıdır. kendisiyle ve hayatıyla sorunu olmayan, kendini geliştirebilmiş, kendini eğitebilmiş, toplumun sağlıklı bir parçası olabilmiş kişi sırf ten rengi veya doğum yeri farklı diye birinin "aşağı" olduğunu ya da ana babasından doğdu diye "üstün" olmadığını bilir.

ben kitle halinde gelişmiş hiçbir avrupa ülkesinin ırkçı olduğunu düşünmüyorum. dediğim gibi ırkçı her yerde var, ırkçı muameleye maruz kalabilirsin ama toplumsal olarak öyle bir durum olduğunu düşünmüyorum. çünkü bu herifler zaten naziler yüzünden kendi bayrağını dalgalandırmaktan utanacak hale gelmiş durumdalar. üstüne üstlük dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşıyorlar. mutlu, huzurlu, müreffeh, eğitimli insandan kolay kolay ırkçı çıkmaz.

ırkçılık tarihiyle yüzleşemeyen, gazla çalışan, geçmişte yaşayan, bulgur pilavı yiyip diriliş izleyen, "masa biziz" diyen adamdan çıkar.

kısacası bu gelişmişlik ve eğitim meselesi. kimse alman veya türk diye ırkçı olmaz.
0
mark greg sputnik
(11.01.23)
Bildiğim kadarıyla kendi ırkını/kültürünü üstün görme neredeyse her toplulukta var.
Mesela Türkler de öyle düşünmüyor mu sizce?
Direkt deneyimlememiş olsam da Pakistanlıların da Norveçlilerin de Malezyalıların da bu konuda benzer şekilde düşündüğünü tahmin ediyorum.

Almanların ekonomisinin ve sanayisinin gelişmişliği onların bu düşüncesine destek/kanıt oluyor olabilir ama bu kanıtlara sahip olmayan bir topluluğun üyesi de bu düşüncesinden vazgeçmiyordur bence
0
michael_knight
(11.01.23)
çok komleks ve girift konular.
ırkçılık zeka ve eğitim düşüklüğü göstergesi +

bunun dışında almanların alman olmayanlara karşı mesafesi varsa direkt ırçılıkla değil kültürel normlarla da açıklamak lazım. ülkenin dağlık kapalı bölge oluşu, tarihsel geçmişi (saldırılara açık veya hep teyakkuz halinde olması), iklim, coğrafya vs insanları kapalı ve dar alanlarda yaşamaya -ve belki de dolaylı olarak öyle düşünmeye- itmiş olabilir.

düz adam sami gibi açıklayacağım ama
hava güzel olsa sokaklarda kahve bira içseler, hep deniz kenarında büyük şehirler; limanları olsa da sürekli başka kültürlerle etkileşime girseler vs vs . turizm, tarım mutfak vs yerine mecburen sanayiye yüklenmişler. fordist sistemde çalışmak iş ve yaşam rutinine nüfuz ediyor. belki benim çilekeş hansım günterim de italyadaki roberto efendim marsilyadaki gibi gabriel gibi keyfinde, siestasında olsa; onunla bununla şakalaşıp sohbet etse belki daha farklı olurdu ama şartlar işte :/

bir de ikinci dünya savaşı şunun şurasında 2 nesil önce, o günleri yaşatanların yetiştirdiği çocuklar hayatın her yerinde vs.

yine de ırkçılığı topyekün bir topluma bir millete atfetmek hatalı bir düşünme biçimi. bir milleti diğerinden daha fazla veya daha az ırkçıdır diyemeyiz. bir toplum etkileşime daha kapalı veya açık demek daha mantıklı geliyor bana.
0
jimjim
(11.01.23)
Önyargı.
Bilmem kaç milyonluk ülkeyi elde bir veri olmadan hissiyat ile ırkçı demek başka bir şey ile aciklanamaz.

Böyle bir şey yok, bunu nasıl kanitlariz bilmiyorum sonuçta söylediğin şeye göre bunlar komple ırkçı ama soylemiyorlar. Ütopik bir olay.
0
logisticsmanager
(11.01.23)
Türklerin en eğitimsizleri ile birlikte yaşayabildiklerine göre bence ırkçı değiller. Şahsen onların katlandığı tiplere ben katlanamazdım.
0
OrangeYellow
(11.01.23)
Nürnberg mitinglerinde meydanları dolduranların hepsi savaş sırasında telef olmadı yada savaş sonrası idam edilmedi bu yüzden görüşlerinize katılıyorum ama yüksek sesle ifade edemem.
0
Sir Anthony Hopkins
(11.01.23)
Almanların "büyük bir kısmının" ırkçı olduğunu düşünüyorum, Almanlara "hiç" güvenemedim yaklaşımı da ırkçı bir yaklaşımdır. Burdan yola çıkıp durum değerlendirmesi yapabilirsiniz.
0
Phoebe
(11.01.23)
Irkçılık var. Sokakta falan gelip pis Türk diyen yok, birkaç şay duydum ama çok ekstrem, normal olmayan insanların yaptıklarıydı.
Irkçılık bir de bizim düşündüğümüz gibi Arapları hiç sevmem gibi birşey değil. Ben de Arap, hindi, Çin ya da kimseyi sevmiyorum ama biriyle tanıştığımda önyargım kendi içimde kalıyor, o kişinin karakterine göre davranıyorum.
Irkçılığa uğradım, kesinlikle bunu kanıtlayamayacağın şekilde yapıyorlar. Kanıtım da var ama %100 değil, kesinlikle reddediyorlar. Gruptan dışlanan da sen oluyorsun.
Kesinlikle kendilerini çok üstün görüyorlar. Biz de kendimizi üstün görüyoruz ama fark biz diğerlerini aşağılamıyoruz ya da eksiklerimizi biliyoruz bunlar her zaman doğru eğer hata varsa yanlışlıkla olmuştur. Anlatamadım gerçi ama neyse. Yaşadığım örneklerle anlatırdım ama hiç enerjim yok.
Bunun dışında bana çok pasif agresif insanlar gibi geliyorlar.
Burada her milletten insan var ama en çok Türklere ve doğu Avrupalılara karşı ben bazı tavırları gördüm ki en çok entegre olanlar, çalışanlar bunlar.
0
spherical
(11.01.23)
Hocam benim ırkçı olup olmamam farklı bir konu, bundan yola çıkarak durum değerlendirmesi yapmak benim soruma cevap vermiyor bu söylem kendi diyen kendi olur gibi bir şey daha çok.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(11.01.23)
almanlar bana kalırsa tüm avrupa toplumları içinde en az ırkçı toplumlardan birisi. ahlaki açıdan da türklerden üstün oldukları tarafları var. geçmişleri nedeniyle ırkçılıktan ölesiye korkuyorlar zaten ve yabancılara karşı bazen gereğinden de fazla pozitif ayrımcı davranıyorlar. göçmenlere mesafeli olmakla ırkçılık aynı şeyler değil. türkiye'de sen nasıl yabancılara gözün kapalı kucak açamıyorsan onların da sana bu kadar kolay kucak açmasını bekleyemezsin. her insana default gelen zenofobi ile ırkçılığı aynı kefeye koymamak lazım.

niyeyse türklerin almanlardan daha çok sevdiği italyanlar, ispanyollar vs. deneyimlerime dayanarak ırkçılık ve yabancılara gösterilen muamele konusunda daha sorunlu toplumlar, ki bu ülkelerde yaşayan türklere sorarsan onlar da sana uzun uzun anlatırlar.
0
sir gawain
(11.01.23)
Almanlar genel olarak ırkçı olup gizleyen ve sonuçlarından çekinenler ile saçma bir şekilde aşırı özür dileyenlerden oluşuyor. Aga senin deden Heinrich Himmler olsa bile sen onun yolundan gitmiyorsan neden senin suçun olsun? Sürekli bir üzgün ve özür dileyen modda korkak bir şekilde "aman ırkçı demesinler" diye geriliyorlar. Diğer kısım ise ırkçı ve de kendilerini daha üstün görüyorlar ama bunu gizliyorlar. Çünkü Mark Greg Sputnik'in dediği gibi kendi bayraklarını assalar ırkçı derler diye çekiniyorlar.

Bu arada Avrupa ülkelerinin hepsi ciddi oranda ırkçı vatandaş barındırır. Bunların sadece belirli seviyeleri var. Orta Doğu'dan uzakta, terörsüz, ekonomik buhransız yaşadıkları için gelen bir rahatlık havasında hepsi hümanist geziyorlar. Türkiye'nin bir yılda yaşadığının %1'ine denk gelecek bir terör olayından sonra ya da bir göç dalgasından sonra tepkilerine bakın. Hatta ona bile gerek yok. Ukrayna'daki savaşa yaklaşımları ile yıllardır devam eden beyaz insansız savaşlara yaklaşımlarına bakın. Bir anda bizden daha tepkili hale geliyorlar. ABD zaten "racial profiling" denilen olayın cenneti.

Irkçılık daha doğrusu zenofobi Avrupa'nın yapıtaşlarından biri. Avrupalı olmayıp Avrupa'ya giden herkes belirli bir kesim dışındaki insanlar tarafından ön yargı ile karşılanır. Gençler arasında bu oran daha düşük. ""Eğitim ve zeka seviyesi" iddiası sahip olmak için değil sahip olduğunda törpülemek ya da baskılamak için işlevseldir. Gerisi kültürel bir algı. Aksinin iddiası komik kalıyor.

Peki bu kadar göçmeni nasıl alıyorlar? Bak, almıyorlar bile. Türkiye milyonlarca sığınmacıyı ülkesine almak gibi bir hata yaptığında, o gelişmiş, zeki, eğitimli, ırkçı olmayan Avrupa ülkeleri ne yaptılar? Zor durumda olanları değil, sadece kalifiye olanları ülkelerine aldılar onu bile küçük sayılar ile. Birçoğu bir şekilde ülkesine gelip yerleşen ve üreyen azınlıklardan rahatsız. Onları gentrification ile taşraya itip kendilerinin yapmak istemedikleri işleri yaptırmaya yönlendiriyorlar.

Genç nüfuslar ve mevcut politik doğrucu algı yönetimi ile daha küresel bir Dünya'ya yönlenirken tabii onlar arasında ırkçılık oranı daha az. AB bir beyaz örgütü olmaktan çıkacaktır bu süreçle tabii. Şimdi bile 30 yaş altı için bu ırk ve sınır ayrımı büyük oranda bir şey ifade etmiyor.
0
nawar
(11.01.23)
Hocam şunu göstermek istedim aslında; bir Alman'ın Türklerin "büyük bir kısmının" barbar olduğunuz düşünüyorum, onlara "hiç" güvenemedim şeklinde düşünmesi aynı çıkış noktasına sahip. Yani mesele ırklardan çok bireyin bakış açısı. Ben dazlakların türk işçi evlerini kundakladığı, türk çocuklarını kaçırdıkları dönemde Almanya da büyüdüm. O dazlaklar kadar, Almanca öğrenelim diye hafta sonu gönüllü ücretsiz almanca dersi veren öğretmenlerimde vardı, annem almanca bilmediği için kendi çocuğuyla beni iki yıl okula götürüp getirende vardı. Babam anneme şiddet uyguladığında ıykkkk türk işçiler böğkk ilkel bunlar diyen komşularımızda vardı, annemi ve biz çocukları bir kenara çekip başvurabileceğimiz yardımları anlatan da vardı.
0
Phoebe
(11.01.23)
Ya bence yukarıdaki cevaplar senin sorunu çoğunlukla anlamamış. Çünkü Hans ırkçı mı Jürgen yabancı düşmanı mı vs. nereden bilelim tek tek. Mevzu o değil. Mevzu bu olmadığı için konunun eğitim veya zeka ile de ilgisi yok.

Asıl sorular şunlar bence: Alman kültürü dışlayıcı ve kapalı bir kültür mü? Yeniliklere açık mı, yoksa muhafazakar mı? Üstünlük kompleksi var mı yok mu? (diğer kültürlere relative olarak tabi ki, yoksa bunun net bi ölçütü yok).

Bu soruların cevabı da Almanlarla biraz vakit geçirmiş herkes için oldukça açıktır muhtemelen :) Olmayanlar için de @nawar +1 diyelim.

"O kadar göç alıyorlar" vs. diyenler için de, Almanların 60 yılda aldığından fazlasını biz 3 yılda aldık. Hani gösterge buysa eğer TR'deki ırkçılığı düşünüp, Almanya'yı tahayyül edebilirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(11.01.23)
Nawar çok güzel bir cevap yazmış. Ben de sorunu "almanlar hala içten içe üstün olduklarını düşünüyor ama bunu dile getiremeyecek kadar bu konuyu baskılamışlar" şeklinde algıladım ve 1 sene de olsa o topraklarda yaşamış biri olarak bu görüşe katılıyorum. Ben mevcut bilincimle, alman olsam bununla gurur duyardım, her anlamda başarılı bir ülke, müthiş bir tarih, avrupa'nın belkemiği, vesaire veesaire. Bundan 50-100 yıl önce yaşananların sorumlusu ben olmadığım için bunları kafaya takmazdım. Ama işte malum nazi dalgasından ve genel "göçmen dostu ülke" baskısından ötürü, ben almanım derken özür dilerim ama ben almanım yani modunda takıldıklarını düşünüyorum. Almanyada ırkçıdan çok, göçmen dostu vardır ve bu onların maalesef sonunu getiriyor, bir çok şehri alman şehri olmaktan çıkmış durumda. Apolojist yani adamlar, 3 adımda bir özür dileme düşüncesindeler.

Peki almanlar ırkçı olsaydı, olmakta haklı olurlar mıydı? Bence sorunun cevabı evet. Bu müthiş ülke şu anda her anlamda yağmalanan rezil bir pozisyona düşmüş durumda. Redditte bile göçmenlerin zorbalık yaptığı alman çocuklarının konularını okuyabilirsiniz. Almanyanın bir çok şehrinde almana rastlamak için çaba sarf etmeniz gerekir. Bize çok daha yakın olan suriyeli, afgan göçmen gibi şeyler bile, zaten düzen olmayan türk şehirlerinde bizleri çileden çıkarırken, düzen bağımlısı, kuralcı, müthiş bir sistem oturtmuş, ortadoğuya ve islama olabildiğince uzak bir alman çocuğunun kendi evinde suriler tarafından zorbalığa uğruyor olması travmasını bu adamlar atlatamazlar, ve sonucunda göreceksiniz bu gidişle yine 2. dünya savaşında olduğu gibi sağ partilerin iyicene yükselişe geçeceği bir süreç yaşanacak (ya da almanya'da iş işten geçmiş olacak ancak diğer avrupa ülkeleri ibret aldığı için o süreci yaşayacak ve daha çok göçmen karşıtı olacaklar)

Bunun dışında ırkçılığın düşük zekalı olma durumuna katılmıyorum. Ben herkesle arkadaş olmak, iyi geçinmek zorunda değilim. Keza bir almanın, türk olduğum için benimle arkadaş olmaya ve o önyargıyı yenmek için vakit ve enerji ayırmak istememesini de anlayabiliyorum. Herkes yeni kültürler keşfetmek ve her şeyi mazur görmek zorunda değil. Adam istemiyorsa istemiyordur, ben de önünde erkek çocuğu dansettiren kültürlerle bir şey paylaşmak istemediğim gibi, mesela milyonlarca afgan içerisindeki 3 tane pırlanta gibi adamı bulmak için çaba harcamak zorunda da değilim. Almanlar bu minvalden bakınca, ırkçılık bir yana, göçmenlere inanılmaz bir tolerans gösteriyorlar ve sonuçların da en büyük şehirlerinde kızları rahat yürüyemediği için olumsuz şekilde yaşıyorlar. Sonuç olarak almanların hakkını yememek lazım, ve duygusal netflix dramalarından çıkıp gerçek hayata vardığınızda görüyorsunuz ki ırkçılık da bilinmeyen bir karanlıktan korkmak gibi oldukça doğal ve normal bir reflekstir. O karanlıktan korkmamak insanın kendi elinde, ama korkmamaya çalışmak için çaba sarfetmeyen ve karanlığa hiç girmemeye çalışan insana da saygı duyuyorum.
0
roket adam
(11.01.23)
Abi hemen ofans yapıyorsunuz ama ofans yapacak bir şey yok, ben Almanlar ırkçıdır demiyorum Almanların ırkçı olabileceklerini düşünüyorum ama bu tam da Roket'in söylediği gibi "Almanlar hala içten içe üstün olduklarını düşünüyor ama bunu dile getiremeyecek kadar bu konuyu baskılamışlar" şeklinde bir düşünce, yani "sen kaç tane Alman tanıdın olm" argümanı doğru değil bu anlamda, misal ben de Almanları seviyorum benim de Alman arkadaşlarım var ve hiçbirinden de ırkçılık görmedim hatta Nawar'ın dediği gibi birçoğu fazla "hümanist" ama kendilerini bu şekilde baskılamalarından asıl düşüncelerini unutmuş bile olabilirler gibi geliyor bana. Hani gece başını yastığına koyduğunda uykuyla uuanıklık arasında bir süreç olur ya, ancak orada "Lan Almanlıktan aldığım tadı da hiçbir şeyden alamadım he" kıvamına geliyor gibime geliyor birçoğu, yoksa "ALMANLAR IRKÇIDIR" demiyorum ben, öyle olabileceklerini düşünüyorum.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(11.01.23)
abi yanlış anlama da birine "ırkçı ama ırkçı olduğunu unutmuş" demek nasıl bir yaftalama çeşididir? berlin nüfusunun neredeyse yarısı göçmen olmuş, ki önemli bir bölümü de sivilize olmamış, abuk sabuk saçmasapan insanlar. hepsi ekmek elden su gölden yaşıyor, devletin kaynağını sömürüyor, ne fiziksel/sözel ırkçı bir saldırıya maruz kalıyor, ne hayat kalitesini etkileyecek somut bir ayrımcılığa uğruyor. argümanlar "burgeramt'taki alman memur bana sanki biraz ters baktı gibime geldi"nin ötesine geçmiyor. iddia ediyorum, şu göçmen nüfusu türkiye ya da başka bir ülkede olsa ve devlet kendi halkından aldığı vergiyi bunlara akıtsa insanlar çoktan sopalarla yabancı kovalıyordu.

yukarıda biri "zenofobi yani ırkçılık" diyerek ikisinin eşanlamlı olduğunu iddia etmiş ama mahallenize taşınan ve hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir yabancıdan çekinmekle ırkçılık apayrı kavramlar. zenofobi hepimizin maymun beyninde olan bir savunma mekanizması, bilmediğimiz şeylere karşı temkinli olmasak evrimleşip bugüne gelemezdik zaten. ikisini aynı görüp bunun üzerinden paragraflar döşenmek tuhaf olmuş biraz.

ben alman muhibi vs değilim. ama kendi ülkemle karşılaştırıldığında çok daha etik ve naif kalan bir toplum için "ben bu insanlara oldum olası güvenemedim" demene tetiklendim biraz. peki sana kim güvensin diyesim geldi.

almanya'da ikinci el eşya alıp satarken ya da birileriyle işbirliği yaparken önümdeki iki seçenekten biri türk, diğeri almansa (ve diğer her koşul eşitse) daima almanı tercih ettim ve şimdiye dek zararını görmedim. bende güven meselesi tam tersi işliyor.
0
sir gawain
(12.01.23)
Abi inanın benimle alakalı ne düşündüğünüz hiç problem değil yani düşüncem mantıksız ve aptalca da gelebilir doğrudur ama muhtemelen ne demek istediğimi de anlatamıyorum ama yineleyeyim: Ben Almanlar ırkçıdır demiyorum. Almanlardan kastım bu arada Türkiye'den oradan buradan gelip vatandaşlık almış Almanlar değil onların hiç gelmediğini düşünelim; ben Bastian Schweinsteiger gibi Almanlardan bahsediyorum.

Diyorum ki bu Almanlar özünde, temelinde, en gizli saklı ID benliğinde hala üstün bir toplum olduklarını düşünüyorlardır ama bunun Nazi dönemiyle falan bir ilgisi yok zira Cermenler zaten mitolojik olarak da kendini herkesten üstün gören bir toplumdu, yani biz Türklerin Ergenekon destanı gibi bu adamların "Bro biz Avrupalı halkların en büyüğüyüz en ulusuyuz tanrının yeryüzündeki gölgesiyiz" tadında mitolojileri var, Nazizim biraz da bu mitolojiye dayanıyor ama ben diyorum ki Almanlar bu Nazi belası yüzünden kendi mitolojilerindeki bu özelliklerini artık dile getiremeseler de, hatta günümüz şartlarında bunu baskılamaktan yok saymaktan gerçekten de "olmadığını" düşünseler de özlerinde hala bu düşüncelerie sahip olabileceklerini düşünüyorum, çünkü bu düşünce bu adamların kültüründe var böyle mitleri var, yani 2000 yıl bu düşünceye sahip olmuş bir toplum son 50 senede mi bundan vazgeçti yani bu bana mantıklı gelmiyor sadece.

Abi hadi her şeyi geçtim misal Till Lindemann'ın ırkçı olmama ihtimali var mı ya, benim bile Till Lindemann'ı görünce Alman ırkçısı olasım geliyor o niye olmasın ki.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(12.01.23)
Danimarka ve İngiltere ofislerinde kısa süreli çalıştım. 8 aydır Avustralya’ dayım. Avrupa- özellikle orta Avrupa ve batı insanı ırkçı olmasa da muhafazakardır. Kibardırlar ama sosyal çemberlerinin içine girmen çok zordur. Ki bunu bana Danimarka’ da bir Fransız, Newcastle’ da bir İskoç da söyledi. Burda bir şekilde yabancı olduğunu hissettirirler demişlerdi.
0
trixi
(12.01.23)
kahraman, savaşçı, güçlü ya da kutlu olmadığını iddia eden bir ırk mitolojisi var mı? yani dünya tarihinde hangi milletin mitolojisinde "biz çok da süper bir ırk değiliz ya idare ediyoruz işte hehe" türü söylemler görebilirsin? zaten destan kavramı bu mantık üzerine kurulu, milletler en kolay güçlü oldukları algısı üzerinden birleşir. dediğin şey ingilizlerde de var, türklerde de, meksikalılarda da, korelilerde de. zaten alman mitolojisi dediğin şey de tartışılır. nordik, anglo-sakson ve keltlerden çok ayrışmış bir mitoloji deği. yani bunlar avrupa'nın ortak mitolojileri aslında.

almanya son yüzyıldaki göçmen politikasıyla avrupa'nın amerikası olma yolunda ilerliyor (ki bence oldu zaten). gelgelelim amerika'nın pohpohladığı bu tek ulus olma hali, hepimizin orijini farklı olabilir ama biz tek bir ülke, tek bir milletiz, hadi marş söyleyip bayrak sallayalım ve amerika'nın kurtuluşunu kutlayalım durumununun yüzde birini bile göçmenlerine dayatmıyorlar. almanya yarın bir gün çıksa hadi bugün almanya'nın bayramı, herkesin eline almanya bayrağı verip birlikte sallayalım ve marş okuyalım dese yer yerinden oynar. ne ırkçılıkları kalır ne nazilikleri. almanya bu açıdan düşünürsen ırkçılık bir kenara, avrupa'nın belki de en anti-ırkçı ülkesi olabilir. bunu da devletin zorlamasıyla ya da kanunlarla değil, toplumsal normlarla beceriyorlar.

bir milletin karakteri 100 yılda değişir, 50 yılda da değişir. tanıdığım bir ülke halkı gözümün önünde sadece 20 yılda eskisinden iki kat daha muhafazakar oldu mesela. oluyor böyle şeyler.
0
sir gawain
(12.01.23)
gunumuzun politik dogrucu dunyasinda bu tarz bir soylemi "mesela yani" gibi bile soylemeye kalksan adami carmiha gererler. belki de medeni ve mesafeli toplumun gereklerinden birisi budur, bilemeyecegim.

ancak almanlar disiplinli diyince evet abi diyen ayni insanlar almanlara yonelik olumsuz algilanabilecek bir tanimlama yapildiginda ama aa butun almanlara oyle diyemezsiniz diye ayaga kalkabiliyorlar. halbuki iyi kotu yargilari zihnimizde. tembel alman oldugu gibi seker gibi pamuk gibi alman da vardir. ancak genellemeler genel bir resim cizebildikleri olcude degerlidir. yoksa elbette istisnalar olacak. dolar artis trendiyken tek tuk dusus yasadigi gunler de olacak vesaire.

benim almanlar ile iliskilerimde gozlemim cermen kulturlerinden gelme (iskandinavlarda oldugu gibi) bir zenofobiye sahip olduklaridir. bu zenofobi 21. yy'da gunluk hayatta pek kolay karsilasilan bir sey degil belki. ancak bir almanin sosyal cevresine girebilmek kolay degildir. almanya'daki gocmenler benim alman arkadaslarim da var dese de bircok ozel partiye davet edilmezler. buradaki eleme unsuru akici almanca bilgisi midir baska bir sey midir bilemem. ama asilmaz gibi gozuken duvarlar vardir. yeri gelir cilginlar gibi eglenirsin beraber ama onlardan biri olamayacagini inceden hissettirirler. bu italya'da ispanya'da yasanmaz mesela. adam gider seni babannesiyle tanistirir.

bunun yaninda bir alman sasilacak seviyede meymenetsizdir. almanlarla bir is toplantisi yaptiginda sadece is toplantisi yaparsin. espriden anlama gibi bir ozellikleri yoktur. dunyayi olanca sikiciligiyla kucaklamaya bayilirlar. muhtemelen bu ozellikleri sayesinde her dunya savasinda kafalarina vurulmasina ragmen eskisinden daha guclu gelebilmislerdir.

ee bu ideal yaklasimlar zamaninda diger irktan insanlarin yasam hakkina bile sahip olmadigi yonunde korkunc dusunceleri yesertebilmis egitim seviyesi yuksek almanlarin arasinda bile. bu adamlar rilke okuyup wagner dinlerken yan binadan yahudi komsularinin toplatilmasina ses cikarmiyorlardi. heidegger gibi devasa bir metafizik figuru gidip cilginlar gibi nsdap'e basiyordu muhru.

sozun ozu, irkcilik mi demek gerek bilmiyorum ama sikintili bir seylerin oldugu asikar. o yuzden almanlarin iyi yanlarini alacaksin. felsefelerini okuyup arabalarina bineceksin. ama konu almanya'da yasam olacaksa eger gotun gotun uzaklasacaksin.

eyyorlamam bu kadar.
0
antikadimag
(12.01.23)
antikadimag tam olarak senin anlattığını anlatmak istedim ben de.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(12.01.23)
(15)

İstanbul’da nasıl ev bulunuyor?

leylaomega
Yıllar sonra tekrar İstanbul’da yaşamak istiyorum. Biraz emlak sitelerine bakındım. Kiralar almış yürümüş gözden uzaklaşmış o ayrı bir mevzu. Ama benim sevdiğim yerlerde direkt ev yok gibi? Cihangir’in arka sokakları, işte Teşvikiye camii’nin arkaları, ya da Amerikan hastanesi civarları. Ev yok? Ben
Yıllar sonra tekrar İstanbul’da yaşamak istiyorum. Biraz emlak sitelerine bakındım. Kiralar almış yürümüş gözden uzaklaşmış o ayrı bir mevzu. Ama benim sevdiğim yerlerde direkt ev yok gibi? Cihangir’in arka sokakları, işte Teşvikiye camii’nin arkaları, ya da Amerikan hastanesi civarları. Ev yok? Ben mi bulamıyorum. Ciddi derecede az ev var, bazıları fazla pahalı ve ingilizce ilanlı falan. Neler olmuş? Buralarda artık sadece yabancılar mı yaşıyor? Şey gibi hissettim parayı basıp pahalı bir ev tutsam bile etrafım Arap ve/veya airbnb dolu olacak. Ya da sadece evler çok kapış kapış düzenli takip etmek gerekiyor gibi bir durum mu var? Lütfen beni aydınlatın anlamadım çünkü bu işi.

Edit: evet barınma krizinin farkındayım, baya düz ev olmamasından bahsetmeye çalışmıştım. Saydığım semtlerde yaşayan insanlar nasıl tuttu yani o evleri ya da hepsi direkt satın alıp içinde yaşayan yabancılar mı falan sorum buydu aslında derdimi anlatamadım. Fazla pahalı dediğim evler de 20 bin falan diil 120 bin liralık olanlar.
0
leylaomega
(02.01.23)
Bir de siz nerelerde yaşıyorsunuz çok merak ediyorum herkes Kadıköy’e mi taşındı mevzu bu mu? Ama Suadiye civarına da baktım mesela orada da 30 bin falan evler, artık orta-üst sınıf için olanaksız mı bu bahsettiğim semtler?
0
🌸leylaomega
(02.01.23)
ayda yüz bin lira kazanıyorsan orta sınıfsın. biz fakiriz artık.
0
alperz
(02.01.23)
gunaydin. sorularin cevabini bulmussunuz aslinda hepsinin cevabi evet.
0
aydonno
(02.01.23)
Ya işte tamam öyle olduğunu kabul edeyim de yine de ortalıkta ev yok ben onu anlamadım.
0
🌸leylaomega
(02.01.23)
20 milyondan fazla nufusu olan bir şehirde en kaymak bölgelerde ev arayıp da ev yok demek tuhaf.

Nufusun tamamı istediğin bölgelerde yaşamak istiyor. Bu nedenle en çok parası olan kimse o yaşıyor. Eskiden de çok farklı değildi. Yabancıya konut satışı yasaklanmazsa, kaçak göçmen denetimi ve yaptırımı olmazsa istanbul'da sıradan bir semtte bile ev bulmak imkansızlaşacak.

Şöyle düşünüyor da olabilirsin. Çalışmak için gelen nereden ev tutacak? cevap; istanbul'un artık dışarıdan çalışacak insan göçüne ihtiyacı yok. Her yönüyle insana doymuş bir şehir.
0
OrangeYellow
(02.01.23)
Ya kızmayın valla ucuz ev aramıyorum zaten, sadece bu kadar az sayıda kiralık daire olmasını anlamlandıramadım. Artık buralarda yabancılar yaşadığı için bu siteler mi işe yaramıyor, emlakçıyla mı direkt muhatap oluyorlar mesela?
0
🌸leylaomega
(02.01.23)
evet ev yok ve tespitlerin doğru. vatandaşlık & gayrimenkul satışı ile savaştan kaçanların yarattığı emlak talebi, halihazırda zengin olmayan herkes için barınma krizi yarattı. en azından 1-2 senelik bir mevzu bu, şaşırmana şaşırdım açıkçası.

şu an maaşlı çalışanından memuruna kadar herkes bu krizi yaşıyor, şehirden kaçmak zorunda bırakılıyor. şartlar böyleyken keyfi olarak istanbul'da yaşamak istemek biraz anlamsız.
0
zgrydn
(02.01.23)
o bölgede eli yüzü düzgün evim olsa kesinlikle normal kiralama yapmazdım.
yasalar kiracıları korumuyor adeta evin ortağı yapıyor. %25 zam yapın insanların evine çökenleri her gün görüyoruz, böyle merkezi talep gören bir lokasyonda normal kiralama çok mantıksız.

bu durumda airbnb, expatlara yıllık eşyalı kiralama seçenekleri çok daha mantıklı.
0
nuisance
(02.01.23)
knightsbridge’de Nişantaşı’nın rahat yedi sekiz katı kiralık daire var…
0
🌸leylaomega
(02.01.23)
Bir saatte siteden kaldırılan ilanlar oluyor. Çok sıkı takip etmek gerekiyor. Artık memurlar bile ev arkadaşıyla yaşıyor.

Yerel emlakçıları gezin.
0
dissendium
(02.01.23)
Abi az önce Fransa'da yaşadığım yerde bir ilan için aradim, paris falan da değil. 20 kişi aradı bugün dedi :)
Bölgenin total nüfusu 600-700 bin falan. İstanbul'da bahsettiğin yerlerde ev olmaması normal. Hatta bence o bölgelerde sahibindene alan düşmeden gidiyordur çünkü emlakçılar için güzel para kazanacak yer, haliyle onlara isim birakanlara gidiyorlardir. Benim arkadaş İzmir'de bile birçok kez ilan koymadan kiraliyor.
0
logisticsmanager
(02.01.23)
o tarz aşırı seçkin bölgelerde evini airbnb yapan ya da blueground'a veren de çok var. şu anda özellikle pahalı bir evi kiraya vermek inanılmaz anlamsız. girdiğin riske değmiyor. muhtemelen ya özel şirkete vermişlerdir ya da boş tutuyorlardır.

denildiği gibi baktığınız bölge öyle normal insanın yaşayacağı bir bölge değil.
0
roket adam
(02.01.23)
merhaba,

şöyle bir durum oluyor, bazı evler çok dillendirilmeden, sağa sola duyurmadan birine kiraya veriliyor. Dışarıdan gelen, ne olduğu belli olmayan kimseler gelip de uyumsuzluk yaratmasın diye yapıyorlar bunu. bir şekilde birinin bir tanıdığı, uyum sağlayacağı az çok belli olan kişilere kiraya veriliyor. kuruçeşme, arnavutköy, bebek, hisar hattında çok yaygın bir yöntem mesela. bu yüzden siz de ilan göremiyorsunuz.
0
sailor
(02.01.23)
Bulunmuyor Ağa bildiğin bulunmuyor.
Ben zar zor buldum, 40-50 gün boyunca saat başı sarı siteye baktım. Çoğu ilan oraya onaylanana kadar tutuluyordu. Emlakçılar beni arıyordu artık şöyle bir ev var bakmak ister misiniz diye. Anadolu yakasının çok da ilgi görmeyen bir ilçesinde ev aradım bu arada. Tek varlığı metro olan bir yer.
Neyse tam istediğim gibi bir ev buldum, gayet de seviyorum fakat yanda maymunlar yaşıyor. Ev sahibine ses yalıtımı dedim, onlar yüzünden ben neden masrafa giriyorum dedi. Feyk atacağım seneyi tamamlayamam ben bu gidişle diye. Bakalım
0
pavlis
(02.01.23)
2021’de İstanbul’da hemen hemen hiç bir semtte kiralık ev bulunmuyordu. Kapıs kapıs gidiyordu ama attık durum öyle değil kiralar çok yükselince ilanda kalma süreleri de arttı.

Bahsettiğin yerlerde 1. Arz çok kısıtlı yeni daire kentsel dönüşüm yok denecek kadar az. 2. Yabancı talebi çok fazla.
0
Mcfly
(02.01.23)
(10)

29 yaşında Almanya'ya yükseğe gidilir mi?

dusunemedim
Kabul aldığımızı varsayarsak, Almanya konsoloğu senin yaşın geçmiş gelme der mi?
Kabul aldığımızı varsayarsak, Almanya konsoloğu senin yaşın geçmiş gelme der mi?
0
dusunemedim
(01.01.23)
ben 24 yaşında kabul almıştım. Çok fazla etken var, en önemlisi eğitim geçmişiniz ve gidiş motivasyonunuz.

Edit: direkt kabul ise %90 kabul ederler. Şartlı kabul ise(önce dil kursu sonra master ise de üstte dediğim geçerli.)
0
biravekahve
(01.01.23)
Amaca bağlı. Almanya okul harcını ödeyen ve masraflarını karşılayabilecek herkesi alır. Master iyi para kazanma yoludur ülkeler için.
0
OrangeYellow
(01.01.23)
almanya'da okul harci yok ki. "okul harcini odeyecek herkes kabul alir" ifadesinde ingiltere'yle isvec'le falan karistirilmis sanirim.

edit: okul harci basbayagi yok. kafamiza gore harc tanimi uyduramayiz. ogrenci birligi ve toplu tasima bileti icin odenen paralarin okul harciyla alakasi yok. okul harci demek, sen ogrenci olarak universiten egitim hizmetlerini saglamasi icin ona para oduyorsun demektir. bahsedilen donemlikk 100 euro vs ucret profesorlerin maasina gitmiyor.

soruya gelince, vize icin konsolosluk sadece yastan elemez bence. ama 29 yasina kadar ne yaptigin, olusturdugun profil ve bunlarla iliskili motivasyon onemli.

benim giden universite doneminden arkadaslarim dille alakali da bir sorun yasamadi, zaten programlar hep ingilizceydi.
0
hot potato
(01.01.23)
27'de geldim ben. b1 olursan sıkıntı olmaz.

almanya'da okul harcı var ayrıca. yani teknik olarak buna başka bir şey derseniz o ayrı bir mesele ama dönem başına bir miktar para vermek zorundasınız. bunun karşılığında size birtakım ayrıcalıklar tanınıyor o ayrı.
0
bohr atom modeli
(01.01.23)
5 sene once, 25 yasindayken gelmistim ben. Bence konsolosluk yas isine pek girmez, benim donemimde en genc kisi bendim sanirim. Almanlar da cok gec yapiyor master i genelde zaten
0
renkli hayalet
(01.01.23)
Bir miktar para ödeniyor. Buna harç mı dersin ne dersen de işte. Sonuçta para ödemek şart. Ayrıca hesabında da para göstermen lazım bir miktar.

Bedava master Türkiye dışında hiçbir yerde yok. Master = Para demek.
0
OrangeYellow
(01.01.23)
40 yaşında giren var, Türk bir arkadaş. 100 de olsa girebilirsin bence. Ayrıca 29 genç.
0
paco de lucia
(01.01.23)
Merak etmeyin. Yaş konusu problem değil ve 29 genç bir yaş zaten. Ben 27'de master için geldim sonra ikinci lisansa başlama kararı aldım. Ne oturum uzatmada ne de vizede sorun yaşadım.
Eğer aklınıza takılan bir şey olursa yardımcı olabilirim.
0
chihirovekohaku
(02.01.23)
demez. konsolosluga neymis? 28 yasinda yuksek lisansa gittim baska bir ulkeye. dunyanin en normal seyi.
0
antikadimag
(02.01.23)
30 yasinda yaptim, donup bakinca iyi bir karar oldu diyorum
0
karpuzpeynirekmeksu
(07.01.23)
(16)

Teşhis koyan doktor vs cerrah

IncredibleMau
Ekşide 200 bin kazanan doktor başlığına bakıyordum. Alfa ergen ne demiş diyerek şükelaya tıkladım. Benim gözümde doktor cerrahtır demiş biri. Vay cahil bir bölüm dr house bile mi izlemedin şeklinde bir tepki koydum tam ortaya ama emin de olamadım şimdi hangisi daha kıymetli diye. Alfa doktor hangisi
Ekşide 200 bin kazanan doktor başlığına bakıyordum. Alfa ergen ne demiş diyerek şükelaya tıkladım. Benim gözümde doktor cerrahtır demiş biri. Vay cahil bir bölüm dr house bile mi izlemedin şeklinde bir tepki koydum tam ortaya ama emin de olamadım şimdi hangisi daha kıymetli diye. Alfa doktor hangisidir sizin gözünüzde?

Nerem acıyorsa oraya bakan, yerine göre durumuna göre falan gibi politik ılımlı cevaplar vermeyelim lütfen. Dermatolog söker atar, ort. cerrahı ezer geçer gibi keskin cevaplar tercih sebebidir.
0
IncredibleMau
(31.12.22)
Cahillerin yapacağı bir versustur bu. Sözlükte bunu yazanlar kafayı sosyal medya ve üstünlükle bozmuş yeni nesil z kuşağı tayfa.
0
OrangeYellow
(31.12.22)
Alfa beta muhabbetini çok boş buluyorum ama ben de operatörlerin daha üstün olduğunu düşünüyorum. Kalp, beyin uzmanları hepsini tokatlar.
0
dissendium
(31.12.22)
İnsanlığın kaderi iki dudağınızın arasında, en cool doktor hangi branşın doktorudur, uzmanlığı nedir sorusuna vereceğiniz cevaba bağlı.. şeklinde güncelliyorum o zaman soruyu.
0
🌸IncredibleMau
(31.12.22)
İkinci soruya cevabım acil tıp uzmanı. House bile o tempoyu kaldıramazdı.
0
dissendium
(31.12.22)
Cerrahın yaptığı iş daha hayati. Gerçek doktor bence de o. Aile hekimliği yapıp kendini dr. house sanan bir sürü ilginç organizma var.
0
Erestor
(31.12.22)
beyin cerrahı, milimlik olaya bakıyor. acayip bir iş hakikaten.
0
hayati cozemeyen adam
(31.12.22)
Böyle bir vs olamayacağı için bunun bir cevabı da olamaz. Ayrıca teşhisi de her zaman uzman doktor tek başına koyamayabilir. Evet görüntüleme teknikleri çok ilerlediği için artık bu uygulama çok çok azalmış olsa da hâlâ teşhiş koyabilmek için cerrahi olarak açıp ilgili organa bakmak gerekebiliyor.
"yerine göre durumuna göre falan gibi politik ılımlı cevaplar vermeyelim" demeniz aşırı saçma olmuş kusura bakmayın. Çünkü bu sorunun cevabı tam olarak bu. Atıyorum en kral kardiyolog desem beyin kanamasında kardiyolog napacak mesela. Sizin istediğiniz kral şudur,en iyisi budur gibi net bir branş belirten cevabın herhangi bir mantıklı, elle tutulur yanı yok.
0
yazdonumu
(31.12.22)
Şu an iki doktor var yanımda biri acil tıp uzmanı diğeri anestezi reanimasyon uzmanı. Sordum hanginiz daha alfa diye, tartışmaya başladılar şu andjsjdj

Doktorun salağı cerrah, en salak olanı da beyin cerrahı olur gibi bi laf da söylediler. Bence hepsi kraldır ya.
0
vedatchilipeppers
(31.12.22)
@vedatchili tıp geyiği bi tek doktorlarla yapılabiliyor demek ki, en azından tartışmaya açık bir konuymuş ki tartışmışlar :D

Yahu tamam hepsi kıymetli, hepsi lazım, hepsi kutsal hatta öğretmenin de doktorun da önünde secdeye falan varalım mutlu olacaklarsa ama bu kadar da ciddiye almayalım kendi fikirlerimizi.
0
🌸IncredibleMau
(31.12.22)
Acil doktoru diyeyim ama açık farkla vs değil.
Cerrah da belli noktada olabilir ama sonuçta cerrah olsa da yapılan işin çok stresli ve ölüm ile hayat farki yaratmayacak karar verildiği cerrahi meslekler var.
Ya da normal doktor olup belki de uzun dönemde ölecek birinin hayatina etki edecek kişiler de var.

Ama acilde yani birkaç dakika içinde karar verilmesi gerekiyor çoğu zaman ve bence sürekli bu stres baya yorucu.

O sebepten bana göre çoğundan az para kazanıp daha stresli bir hayat olması sebebiyle acil doktoru derim.
0
logisticsmanager
(31.12.22)
acil tıp, beyin cerrahı, genel cerrahi, kalp ve damar cerrahisi bence alfa doktorlardır.
bunların nöbeti bitmez, servisi bitmez, ameliyatı bitmez. tus puanlarıda düşük az kişi tercih ediyor. bu nedenle doktor bir arkadaşım idealist hekimler bu bölümleri seçer demişti.

rahat bir uzmanlık yapayım, nöbet olmasın, acili olmasın kolay yoldan parayı bulayım diyenler fizik tedavi, cildiye seçiyorlarmış.
0
astronom bey
(31.12.22)
Kendim klinikten tiksindiğim ve eskiden beri hayalim laboratuvarda çalısan araştırmacı olmak olduğu için farmakoloji gibi tıp mezunlarının bile "Siz ne yapıyosunuz şimdi asistanlikta/uzmanlıkta" diye sorduğu bi bölümdeyim. Genel cerrahi ya da dahiliye gibi bölümlere girebilirdim, daha yüksek cool bölümlere giremiyodum ama zaten istemiyodum da yani sınavda birinci olsam yine farma ya da biyokimya falan yazardım.

Neyse ön bilgiyi verdikten sonra cevaba geçiyorum. Tıp eğitiminde 4 büyük staj var, dahiliye, pediatri, genel cerrahi ve kadın doğum. Bilgi yükleri, ilgilendikleri alanlar diger bölümlere göre çook geniş.

Beyin cerrahisi, kalp damar vs tabii ki kritik bölümler ama vaka çeşitliliği daha az ve sonuç olarak cerrah olan adam ameliyata girer çıkar yani dizilerdeki gibi dramatik bi yönü yok pek.

Pediatri mesela inanılmaz bilgi yükü olan bir bölüm. Dahiliyenin içindeki her branşın yanında eskiden dahiliyede olup sonra ayrılan kardiyo, göğüs, enfeksiyon ve nöroloji gibi branşlar da var. Üstüne yenidoğan, metabolizma gibi başlı başına zor branşları da var. Yaş gruplarına göre tedavi ölçekleri değişiyor vs vs.

Dahiliye zaten tıbbın temeli. İyi bir dahiliyeciyi izlemek ayrıca keyifli.

Genel cerrahinin ilgilendiği çok fazla alan var. Meme, endokrin, organ nakli, rektal, alt gis, üst gis, karaciğer vs hemen her alanla ilgileniyorlar ve üstüne postop takip, vücut elektrolit dengesi, şok, ağrı, yara iyileşmesi gibi konularda da bi fizyocudan patocudan geri kalır yönleri yok.

Kadın doğum daha spesifik bir cerrahi gibi ama onun da obstetrisi ayrı jinekolojik ameliyatları ayrı, endokrin tedavisi apayrı. Onko cerrahisi var perinatı var çok ve insanlar kendisinden çok doğmamış çocuğunu önemsediği için her an risk altında bir branş.

Bu dördü tıp sisteminin üstünde durduğu 4 temel sütun gibi. Tabii ki her branş önemli hastalığa göre ama bunlar ana branşlar. Alfalık olarak da alfalar bence baya dhdhdh

Bunların yanına plase olarak acil ve anestezi eklenebilir ikisi de kritik branşlar ve ölümle yaşam arasında baya ince çizgilerdeler.
0
nundu
(31.12.22)
@nundu kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim. Linç yeseydim de sineye çekebilirdim en azından alanında biri yapıyor bunu diyerek.

Tıp ile tek ilişkisi arada bir hastalanmak olan kişilerce bu kadar yerilince üzülüyor insan biraz.
0
🌸IncredibleMau
(31.12.22)
Ne demek :)

Bu arada pek çok ülkede cerrahlar kendilerine doktor demiyor surgeon başlı başına ayrı meslek. O yüzden doktorun hası sorulursa dahiliye ve pediatri derim. Ama temel olarak dahiliyedir.
0
nundu
(31.12.22)
doktor daha degerli. cunku operasyon her durumda son caredir. vucuda gereksiz mudahele yapilmamali. bu nedenle bana doktorlar daha zor ve kritik bir is yapiyormus gibi geliyor.

cerrah aksiyon adamidir, doktor dusunce adamidir.
0
antikadimag
(31.12.22)
Bir nörolog, gereksiz beyin ve omurilik operasyonlarını önler.
Parkinson hastalarının, sırf MRG'de görülen boyun darlığı ya da fıtığı için ameliyat edilmesi gibi. Ya da, bacağı güçsüz birine bel MRG'si çekilip, bel fıtığının opere edilmeye kalkılması, neyse ki hasta yakınının inanmaması sonucunda, beyin kanamasının saptanması gibi.
Cerrahlar muayene bilmez. Radyolojik görüntüye ağızları sulanır.
0
pro9it9is9
(01.01.23)
(11)

IELTS'ten 9 almak

slymene
Selamlar,14 gün sonra akademik IELTS'e gireceğim. Açıkçası çalışmak için çok vaktim yok. Az çok demeden birazcık bakınmaya çalışacağım.Halihazırda İngilizcem iyi, YDS puanım 98.Sınav formatına az çok hakimim ama girmişken en yüksek puanı almaya çalışacağım.Bu noktada hap önerilere ihtiyacım var. En
Selamlar,
14 gün sonra akademik IELTS'e gireceğim. Açıkçası çalışmak için çok vaktim yok. Az çok demeden birazcık bakınmaya çalışacağım.

Halihazırda İngilizcem iyi, YDS puanım 98.
Sınav formatına az çok hakimim ama girmişken en yüksek puanı almaya çalışacağım.

Bu noktada hap önerilere ihtiyacım var. En önemli kelime listesi şu, buna iyi bak, şu video çok iyi kesin izle gibi önerileriniz olabilirse çok memnun olurum.

Teşekkür ederim.

Bonus Soru: İngiltere'ye yerleşirken başvurulan şirketlerin gözünde IELTS puanının 9 olmasının sizce olumlu bir etkisi olur mu? Örneğin 7 IELTS skoruna göre 9 almış kişi biraz önde başlar mı mülakat süreçlerine?
0
slymene
(31.12.22)
Çalışmak için çok vaktim yok ve 9 almak istiyorum diyorsun. Bunu native ingiliz bile çalışmadan yapamaz. Bir native çalışmadan 7-7.5 falan alabilir. YDS ile alakası olmayan bir sınav. Sadece reading kısmı bile YDS'den zor denilebilir
0
OrangeYellow
(31.12.22)
Merhaba ielts overall 9 alano türk kanlı canlı görmüş değilim şimdiye kadar. Umarım hedef puanı alırsınız, şahsi önerim en düşük beceriniz hangisi ise ona odaklanmanız, artı olarak writing ve speaking kalıplarına önceden bakmanız işe yarayabilir, bir de bilinenin aksine, writingde klişe inroduction kalıplarının dışına çıkmak gerekiyor, thesis statement, supporting idealar ve topic sentencesler belli bir ahenk içinde olmalı, complex compound cümlelere yer verilmeli, passive yapılardan kaçınılmalı. Ben keino campbell adında birinin udemy 7+ derslerinden hatırlıyorum bunları, onun dışında i2ielts youtube kanalı ve english speaking success kanalı speakingde işime yaradı.
Benim overall:7 yds:90

Bu skoru elde ederseniz tabiki öne geçersiniz mülakatlarda.
0
bugisme
(31.12.22)
Bilkent'te hazırlık okudum. İngilizce hocaları arasından bile 9 alan duymadım, ki bazıları cambridge, oxford doktoralı.
0
Erestor
(31.12.22)
Yanıtlar için teşekkür ederim. Hedef güncellemem gerekiyor herhalde. Ben biraz yüksek tutmuş olabilirim hedefi. Ama bakalım, 8.5 olarak guncelliyorum o zaman hedefimi.
0
🌸slymene
(31.12.22)
"İngiltere'ye yerleşirken başvurulan şirketlerin gözünde IELTS puanının 9 olmasının sizce olumlu bir etkisi olur mu?"
tabii ki hayir. mulakatta kendini duzgun ifade etmek ve alakali is tecrubesi falan one gecirir. hicbir sirket normalde secmeyecegi adami dil skoru iyi diye goz onune almaz.
0
hot potato
(31.12.22)
Mülakat kısmına cevap vereyim, ielts’in ne olduğunu bilmiyor olabilirler. O yüzden çok kasmamak lazım. Mülakat sırasında normal akıcı bi iletişimin içine girebiliyorsan, kendini ifade edebiliyorsan istersen 6.5 almış ol kimse sallamaz.
0
archmage mahmut
(31.12.22)
9 alamazsınız onu geçelim.

alırsanız da atın buraya övelim.

yeter skordan sonrasının bir önemi yok başvurularda. yeter skor elinizde varsa başka eksik özelliklerinize odaklanabilirsiniz.
0
AlsterWasser
(31.12.22)
native değilim ve hiç çalışmadan/sistemini bilmeden girip 8 aldım. bence zor bir şey değil. yurtdışı için bilmiyorum ama yurtiçinde etkisi var.
0
deartheodosia
(31.12.22)
bu arada her gün ingilizce okuyorum, internet vs. bunun etkisi olmuştur mutlaka.
0
deartheodosia
(31.12.22)
ielts reading'i yds'den daha kolay bence. YDS'ye hiç çalışmadan girip 95 almıştım (paragrafta anlam soruları zor yani türkçe olsa da yapamam onları). IELTS'e de hiç çalışmadan girdim reading'ten 9 aldım (peş peşe denebilecek zaman aralıklarında). Vocabulary olarak da, paragraf soruları olarak da YDS daha zorlayıcı bence.

Ama diğer açılardan IELTS zor bir sınav. Mesela her gün İngilizceyi konuşma açısından kullanmıyorsanız 8 almanız bile çok zor. Aynı şekilde writing de. Listening yine pasif bir eylem olduğu için kolay denebilecek bir sınav. Bir anlık dalgınlıkla bi kısımda iki soru kaçırdım onun dışında rahatlıkla yapmıştım kalanını.

Mülakatta bi etkisi olmaz. Hatta mülakat esnasındaki konuşma pratiğiniz IELTS skorunuzdan daha önemli.
0
nundu
(31.12.22)
Ise giris basvurularinda bir etkisi yok lisan puaninin. Mulakatta hangi itibayi birakirsaniz o dur Olay.

Eger akademik bir programa kayit olmayacaksaniz sorun olmaz ielts.
onda da zaten 3-5 senelik UK is tecrubeniz varsa ona da bakilmaz.
0
parcxerox
(31.12.22)
(9)

Zorlayıcı sıfatının ingilizce karşılığı tam nedir?

put it in your appropriate place
Zorlayıcı kelimesine dair Türkçe örnek cümleler vereyim.- Zorlayıcı bir eşiği geçtiğime inanıyorum.- Zorlayıcı bir hedef belirlemek, insanını strese sokar.- Zorlayıcı koşullar bizi zor duruma soktu ama alnımızın akıyla çıktık.Challenging, uygun bir tabir olabilir mi? Zorlayıcı eşiği, challenging thr
Zorlayıcı kelimesine dair Türkçe örnek cümleler vereyim.

- Zorlayıcı bir eşiği geçtiğime inanıyorum.
- Zorlayıcı bir hedef belirlemek, insanını strese sokar.
- Zorlayıcı koşullar bizi zor duruma soktu ama alnımızın akıyla çıktık.


Challenging, uygun bir tabir olabilir mi? Zorlayıcı eşiği, challenging threshold olarak çevirebilir miyiz?


compelling circumstances tabiri ve force majeure tabirleri bunları karşılıyor mu?
0
put it in your appropriate place
(30.12.22)
Challenging tam da o anlama geliyor.
0
kaptan memo
(30.12.22)
demanding, over-demanding
0
freedonia
(30.12.22)
Hedef ozelinde "Stretch Target" da kullaniliyor.
0
sertac akin
(30.12.22)
Strenuous
0
OrangeYellow
(30.12.22)
Compelling ve challenging geldi direkt aklıma
0
but that was just a dream
(30.12.22)
difficult. plain english bir cok durumda daha makbuldur.
0
hot potato
(30.12.22)
sorudan bağımsız olarak şunu ekleyeyim. zorlayıcı kelimesini yanlış kullanıyorsunuz, yukarıdaki 3 örnekte de aslında zorlayıcı değil zor kelimesi kullanılmalı.

zorlayıcı aslında sizi yapmaya-yapmamaya zorlayan, yapmak-yapmamak zorunda bırakan demek. hukuktaki mücbir sebep gibi.

zorlayıcı eşik olmaz, zor eşik olur.
0
de jure
(30.12.22)
De jure + 1
Başlığı görünce direkt aklıma coercive geldi, sonra okudum gördüm ki zorlayıcı değilmiş kastedilen.
0
cedilla
(31.12.22)
Challenging en cuk oturani. Difficult, hard, tough, compelling vs de yanlis degil.
0
baldur2
(31.12.22)
(13)

ayakkabı nasıl?

sanat guresi
gideri var mı?
gideri var mı?
0
sanat guresi
(26.12.22)
çok kötü bence
0
roket adam
(26.12.22)
Yok :(
0
mor oje
(26.12.22)
asla yok
0
alaimisema
(26.12.22)
Ouv
Ben bu yaşta giymiyorum bunu.
İddaa ya da tekel bayisi değilsen geç bunu
0
kisa
(26.12.22)
bağcıklısı olsa azıcık olur mu?

m.media-amazon.com
0
🌸sanat guresi
(26.12.22)
Ne için bu? Normal günlük kullanım ise kötü, ama çalışan sürekli ayakta durulan bir iş için fena olmayabilir.
0
fakat
(27.12.22)
Fotodaki kötü. Linkteki olabilir.
0
Cesario
(27.12.22)
fotodaki felaket, denizde giyilen ayakkabilar gibi. bagciklisi belki olabilir baska secenek yoksa.
0
hot potato
(27.12.22)
bedava olsa giyilmez derler ya hani :/
ek olarak orta-üst yaş ayakkabıları bunlar bence genç işi değil kesinlikle.
0
pardus
(27.12.22)
tarikatçı ayakkabısı bu
0
OrangeYellow
(27.12.22)
Bisiklet binerken bağcıksız olması işe yarar. Günlük hayatta üzer sanki ya.

(Normalde giyim kuşam hiç takmayan biri yazdı)*
0
hedep
(27.12.22)
cok kotu dostum sakin para verme
0
ala09
(27.12.22)
çok kötü. bağcıklı versiyonu giyilir
0
paintov
(27.12.22)
(29)

Turkiye hakkinda begendiginiz, sikayet etmediginiz neler var?

ermanen
Simdi tabii sikayet etmekte haklilik payiniz var, enflasyon, bilmem ne. Salgin da var. Dunya'da da bir enflasyon sorunu var tabii, ve genel sorunlar.Ama biraz pozitiflik olmasi acisindan bunu sorayim dedim. Yeni yil zamlari gelmeden :)Turkiye hakkinda begendiginiz, sikayet etmediginiz neler var? Yas
Simdi tabii sikayet etmekte haklilik payiniz var, enflasyon, bilmem ne. Salgin da var. Dunya'da da bir enflasyon sorunu var tabii, ve genel sorunlar.

Ama biraz pozitiflik olmasi acisindan bunu sorayim dedim. Yeni yil zamlari gelmeden :)

Turkiye hakkinda begendiginiz, sikayet etmediginiz neler var? Yasadiginiz yerle/sehirle de alakali olabilir.
0
ermanen
(25.12.22)
E-devlet süper bir icat. En yakını Estonya'nın sistemi. Ama biz hemen hemen herşeyi e-devlet üzerinden yapabiliyoruz.
0
heritage
(25.12.22)
güzel yemekler. güzel iklim.
0
another satisfied lover
(25.12.22)
Yemekler olabilir bence. Bu coğrafyanın yemekleri lezzetli ve sağlıklı. Bunun dışında yok benim açımdan.

2000-2002 döneminde yardımlaşma, milli birlik beraberlik vb insani özellikler güzeldi.
0
seaman
(25.12.22)
Sağlık sistemi çökmüş haliyle bile bir çok devletten iyi.
0
Mirket
(25.12.22)
1-e devlet uygulaması, komsu ülkelerde kurumlar ve bürokrasi çok ağır işliyor.
2-Turk mutfağı
3-Civardaki komşu ülkelere göre (kira ve alkol/sigara haric) hala ucuz olmamız
4-es dost akraba bağı
5-toplu taşıma ağının yaygın ve ucuz olmasi(Numbeo sitesinden karşılaştırma yapilabilir)

Evet yardımlaşma kültürü de son kalan değerlerimizinden.
0
uzayuzay
(25.12.22)
Sigaranın ucuz olması, biber salçasının bulunabilmesi, her yerde bakkal büfe market olması, günün hemen her saati ihtiyaç duyulan şeyin bulunanilmesi, kaliteli çerez, çeşit çeşit yoğurt, pireyi deve yapmayan doktorlar ve genel olarak sağlık sistemi, taharet musluğu, tesisatçı/marangoz vs gibi zanaatçilere her yerde kolayca ulaşılabilmesi, her yerde camii olması dolayısıyla tuvalet aramak zorunda kalmamak, tahin pekmezin kolay ulaşılır olması..
0
IncredibleMau
(25.12.22)
Doğu'da yaşayanlar gülüp geçebilir ama çok soğuk olmamasını beğeniyorum. Yaz bence çok güzel. Yazı çok seviyorum. Soğuk bir ülkede yaşasaydım yazın Türkiye'ye, Yunanistan'a gitmek zorunda kalacaktım belki de. İstatistiklere göre soğuk ülkelerde yaşayanlar en çok Türkiye, Yunanistan, İtalya, İspanya gibi ülkelere gidiyor.

Yemek konusunda da şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Tarih konusunda da Anadolu iyi bir yer.
0
dissendium
(25.12.22)
Sağlık sistemi her şeye rağmen iyi ya. Yani ciddi fukara olduğum ve psikiyatrik tedaviye ihtiyacım olan bir zamanda çok iyi doktorlara denk geldim devlet hastanesinde. Onun haricinde kardeşimin ayağı kırıldığında da yine bir devlet hastanesi doktoru çok iyi ilgilendi.

Yemekler zaten dünya klasmanında en tepelerde bana kalırsa. Diyarbakır'da yediğim ciğeri hala unutamıyorum, Antep'e falan gitsem kafayı yerim herhalde.
0
vedatchilipeppers
(25.12.22)
Türkiye'nin pek çok sorunu siyasi ve ekonomik. Siyaset ve ekonomi bu kadar kötü diye her şeye bok atmaya hakkımız yok.

Ülkedeki doğal güzellikler, yemek kültürü, yardımlaşma kültürü, misafirperverlik, tarihi zenginlikler, kültürel çeşitlilik ve daha pek çok şey Türkiye'nin artı değerleri.

Bunun dışında yukarıda belirtildiği gibi;
-çökmesine rağmen çoğu ülkeden iyi olan sağlık sistemi,
-e-devlet uygulaması,
-her telden çalabilen bir ortamın bulunması,
-bazı şehirlerde sokaklarda kedi, köpekten geçilmiyor olması

güzel, pozitif olan şeyler.

Ama iyi ama kötü, her ülke gibi bizim de çok farklı yönlerimiz mevcut. Politikacılara küstük diye ülkeye küsemeyiz sonuçta.
0
lesmiserables
(25.12.22)
Apartmanlarin standart yerlesim modeli olmasi, yani daha cok "residential density". 3+1'lerin 4+1'lerin bollugu. Dolayisiyla zengin bir ulke olmamasina ragmen ev almak kolay, fiyatlar dusuk. Ayni sekilde kiralayacak evin bollugu, kolay ulasilabilir olmasi.
0
hot potato
(25.12.22)
e-devlet denmiş denmese aklıma gelmezdi pek sık ihtiyaç duymadığımdan ama hadi kabul. genel olarak iyi sayabileceğimiz bi hizmet...
onun dışında aklıma gelen tek bir iyi yönü bile yok. türk mutfağı umrumda değil, zaten tadını sevmiyordum çoğu şeyin ki artık sağlıklı beslendiğimden türk mutfağındaki hiçbir yemek bana uygun değil. ha bu tüm ülkelerin mutfakları için geçerli, beslenmeyi keyfi değil de bir ihtiyaç olarak gördüğümden bu hiçbir ülke için bi artı veya eksi değil direkt olarak. ama Amerika'da ortalama bi kişinin alım gücüyle gidip grass fed et alabilecekken burada en ucuz kıymayı alıp geçiyorum mecburen yani yemekler açısından baksak da kalitesizliği veya alım gücüne oranla pahalılığı yüzünden türkiye yine kötü.

sağlık sistemi denmiş, toplu taşıma denmiş... ücretsiz sağlık hizmetine veya toplu taşımaya mecbur bırakan yine ekonomik olarak kötü durumda olmamız. yurt dışında yüzüne bakılmayan 5-10k birim paraya alınan arabalar burada lüks, haliyle toplu taşıma ciddi anlamda bir ihtiyaç. ihtiyaç duymamam gereken şeyler iyi diye bunlardan memnun olamam.

bir gün buradan kurtulabilirsem dönüp baktığımda özleyeceğimi düşündüğüm tek bir şey bile yok. beğendiğim yok da şikayet etmediğim herhalde mevsimlerinin pek kötü olmaması. kışları bi Kanada kadar soğuk geçmez veya yazları bi Texas kadar sıcak olmaz. Amerika'da görülen kasırgalarda, sellerde vs. evlerin filan paramparça olduğu durumlar yok. Amerika'da en sevmediğim şeylerden biri ahşap evler mesela, türkiyenin her tarafı betona boğulduğundan beton sevicilik içime mi işledi artık bilmiyorum ama beton binalar daha çok güven veriyor. tabi türkiyede o da tam güven veremiyor ucuza kaçan malzemeden çalanlar yüzünden ama tahminen güvenli olduğunu düşünüyorum şuanki evimin, tünel kalıp. tabi bahsettiğim gibi çoğu her konuda ucuza kaçılan yapılar olduğundan ve müstakil ev hayal olduğundan, evinde rahat rahat bişey izleyemediğinden/dinleyemediğinden genel olarak türkiyenin mimarisini seviyorum da diyemem o da aslında topluca ele alırsak negatif.
0
konetsu
(25.12.22)
E devlet cok buyuk bir guvenlik zafiyeti bu arada. Ben kotu olarak degerlendirirdim.
0
another satisfied lover
(25.12.22)
e-devlet
e-nabız
mhrs
internet vergi dairesi
e-beyanname
dijital bankacılık hizmetleri

aslında bu dijital dönüşüm dedikleri şey
0
astronom bey
(25.12.22)
Karsi cins ile senin ana dilin ayni:) Daha ne olsun.

Usta, marangoz, terzi, kuru temizleme, tesisatci, boyaci, tamirat isleri vs ucuz, ulasilabilinir.

Mutfagimiz, yemek kulturumuz cok genis. Sebze, meyve bol ve secenek cok.
0
neck_and_neck
(25.12.22)
E-devlet +1. İsviçre gibi ülkede kağıt kürek işleri için sürekli bir yerlerden para karşılığında kağıtlar almam gerekiyor, iki üç gün beklemek de cabası. Ayni kağıtlar 10 snde e-devlet sayesinde elimde.

Sağlık sisteminin iyi olduğunu düşünmüyorum ama bu diğer ülkedeki standarta ve insana verilen değere alistigim için sanırım. Hep örnek veririm ben bir covid aşısı oldum, sanki ameliyat olacakmışim gibi ilgilenildi ve bu hep boyledir. İki gün sonra esim Türkiye'de oldu; kurbanlık koyun gibi dizip içeri aldılar. Aşıyı yapıp yolladılar. Alerji olur mu diye bekletmediler bile. Herkesin suratı da bir karıştı.

Yemekleri seviyorum. tabii ki doğal güzelliklerini, denizini ve iklimini de. Bunları da iyice mahvetmeden fabrika ayarlarına dönmemiz tek dileğim.
0
fraise
(26.12.22)
Yemekler

Para kazanmanın çok kolay olması

Edebiyat
0
deer hunter
(26.12.22)
eğitim nasıl bi artı olarak görülüyor ki? hele ki bin kere değişip her seferinde daha kötüye giden eğitim sistemini düşününce? pozitif bilimlerin ağırlığını azaltıp dini eğitimi arttırdılar, düz liseleri kaldırıp anadolu liselerinin seviyesini düşürdüler, her yeri imamhatip doldurdular, her yere ilahiyat fakültesi yaptılar... üniversite ücretsiz olunca sanki zorunluymuş olmazsa olmazmış algısı gelişti ve aslında kişiye hiçbir şey katmayan sadece 4 yılını çöp eden bir süreç haline geldi. dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında durumumuz ne? son sıraları dolduracak, barajı zor geçenlerin doldurduğu bin tane apartman üniversitesi olması herkesin üniversite mezunu olması mı iyi? kendini geliştirmeyen, öğretim görevlisi olduğunda bulduğu veya hazırladığı slaytları güncellemeden on sene aynı şeyi okuyup geçen adamlar ne kazandırıyor öğrenciye? 60-70 kişilik sınıflarda genelinde ders programında belirlenen saatlerin tamamı bile işlenmezken, hocanın keyfine göre bazen dersler iptal olurken, öğretim görevlileri sorumsuzken ne öğreniyor öğrenci? kendi kendini geliştiren internetten yararlanan araştıran kişiler öğreniyor. kendi kendine öğrendiği bilgi ile dersleri geçiyor. okul öğretme yeri değil de bilgiyi test edip birkaç sınav sonunda diploma veren bir kurum durumunda. bilgisayar bölümündeyim daha ingilizcesi ilkokul seviyesinde olan tonla kişi var sınıfta... okulda anlatılan dışında kendini geliştirmeyenin kaldığı seviye bu. öğrenmeden ortaokulda lisede bi şekilde geçmişler o dersleri, artık kopyayla veya ezberle bilemiyorum ama öğrenmemişler... dünya genelinde eğitim genel olarak teknolojiye ayak uyduramadı günümüz şartlarına uygun durumda değil ama türkiyede mevcut sistem için bile kötü seviyede. örgün eğitim üniversite seviyesinde genel olarak saçma ama örgün eğitim kalitemiz yerlerde. kaliteden çok sayıya bakıyoruz üniversite mezunu sayımız artınca ülkece daha eğitimliyiz sanıyoruz aslında iyi eğitim alanların sayısı günden güne azalıyor. yurtdışı kaynaklarını kullanıp kendini geliştirenler olmasa şuan başarılı gördüğünüz bilim adamları, mühendisler vs. bu eğitim sisteminden çıkmazdı.
0
konetsu
(26.12.22)
Yemekler ve iklim +1
0
sanal uyku
(26.12.22)
İyi olanlar:
Bankacılık sistemi
Sağlık sistemi
E-devlet

Kötü olanlar:
Adalet sistemi
Vergi sistemi
Siyaset kurumu
Eğitim sistemi
Toplum yapısı
Çalışma hayatı
Altyapı hizmetleri
Kadın erkek ilişkileri
0
nickini degistiren yazar
(26.12.22)
Sağlık sistemi nerede iyi ya? bedava diye millet abanmış randevulara. e-nabızdan randevu alın bakalım. Neresi iyi anlamadım. Paralı sistem olsa ihtiyacı olan gider. Bu tam bir israftır.

Eğitim de aynı şekilde israf. Doktor bedava okuğunu için işini sevmiyor. Çoğu kişi boş yere üniversite okuyor. Bu ülkeden kimse kalkınma beklemesin.
0
OrangeYellow
(26.12.22)
ha bu arada ücretsiz eğitim ve sağlık ile ilgili şunu eklemek lazım, zaten kaliteleri kötü o ayrı... ama aslında ücretsiz diye bişey yok. sonuçta vergilerle karşılanıyor bunlar. yine halktan çıkıyor... bize yük olan aslında ekonomiye zararlı şeyler bu ikisi de. ücretsiz sağlık hizmeti de, üniversite de olmasa hem bu sektörlerde para akışı olacak hem aşırı yüksek vergilere olan ihtiyaç azalacak. ha tabi eğitim ve sağlığa gelene kadar vergilerin boşa harcandığı tonla şey var ama daha yanlışı var diye bu yanlışa yanlış diyemeyecek miyiz? bizde tabi bunları kaldırsalar da yine vergiyi azaltmaz harcayacak başka bi saçmalık bulurlar.

düzgün bir sistemde bu iki hizmet ücretsiz olmasa, vergiler adil olsa benden zaten bunları karşılayabileceğim kadar daha az vergi alınacak. ihtiyacı olmayan adam boşuna kullanmadığı hizmete para vermeyecek.
0
konetsu
(26.12.22)
bankacılık, e-devlet bir de özellikle pratik zeka öne çıkıyor bence. plansızlığın, kervan yolda düzülür mantığının kusurlarını yaşıyoruz ama günlük hayatta karşılaştırdığımız sorunlara çözüm getirmekte biraz da bu sayede daha iyiyiz gibi geliyor bana.
0
zgrydn
(26.12.22)
Üniversiteler ücretli olmuş olsa ara eleman daha fazla olacak, eğitimin değeri daha yüksek olacak. 2-3 soruyla bedava üniversite çok yanlış. Sağlık sistemi zaten iyi falan değil. Kontrolsüz göçmen alımından sonra sistem çöktü tamamen.

Bedava olan her şey kalitesizleşir, amacından sapar, vatandaşa yük olur.
0
OrangeYellow
(26.12.22)
sevdim bu soruyu. :)
bir de biraz pozitiflik olsun diye soralim denmis ama biri gelip yine uzun uzun negatiflik sacmis. :) olumsuz diye duyuru acilsaydi binlerce sey siralanacakti burada, onda hepimiz okeyiz zaten.

kisa suredir (1 sene) yurt disinda yasayan biri olarak onem sirama gore;

1- insanlarla ayni dili konusabilmek. yani dogustan gelen dilin ayni olmasi. cok cok onemliymis bu. istedigin kadar ingilizce bil.
2- yemekler ve yesil erik :)
3- is degistirirken "work permit" sureclerine girmemek.
4- bir basketbol sever olarak efes ve fenerbahce maclarina gidebilmek. (istanbullular icin)
5- iklim
6- pazar gunu marketlerin ve avm'lerin acik olmasi. (tabii bu madde bencilce, aslinda calisanlar acisindan olumsuz)
0
juninho77
(26.12.22)
1- bir toplum olmasi. amerika'da toplum diye bir sey yok ve bu bence hic iyi degil.

2- yemekler. damak tadina uygun olup olmamasini gectim bir yemek kulturu var. cin mutfagi da mesela kisiye hitap etmeyebilir ancak zenginligi inkar edilemez.

3- iklim. cografya. dunya haritasindaki en guzel yerlerden biri. serefiye payi vermemiz lazim yani o kadar guzel bir yerdeyiz ki.

4- devletin isleyisi. tr'de burokrasi cok azdir ve devlet mekanizmalari hizli isler. simdi devletle hukumet ozdeslestigi icin insanlar devlete cok tepkili ancak tr devlet gibi devlet olan az sayida ulkelerden biriydi akp'ye kadar. bedava egitim ve saglik hizmeti sunuluyordu ve kaliteliydi.
0
antikadimag
(26.12.22)
Taharet musluğu, iklim, şirketin sağladığı düzgün bir özel sağlık sigortanız varsa üst düzey ve ucuz sağlık hizmetleri, bulunduğum hiçbir ülkede karşılaşmadığım muazzam bankacılık servisleri (diğer ülkelerin ciddi anlamda öğrenecekleri çok şey var bankacılık konusunda)

yemekler için aynı görüşte değilim maalesef. lokanta/restoranların çok büyük çoğunluğu kalitesiz hizmet sunan paragöz işletmelerden oluşuyor. iyi yemeğe ulaşmak zahmetli ve pahalı. dünya mutfağına erişim ise diğer birçok ülkeye göre çok kısıtlı.
0
synesthesia
(26.12.22)
- Türk mutfağı
- Herkes gibi tekrarlayayım. e-devlet ve buna bağlı online hizmetler.
- Bankacılık (Internet dahil)
- İklim
- Haftanın 7 günü neredeyse 24 saat hayatın olması. Avrupa'da pazarlar hayat olmaması da diyebiliriz
- Arkadaşlıklar ve keyif kültürü. Pek bireyselleşmediğimiz için her an herkesi hadi kahve içelim diye kaldırıp 3 saat keyifle sohbet edip dağılabiliyorsunuz. Bu, yine Avrupa'da planlı etkinlik gibiydi biraz.
- Trafiği, park sorunu ve aşırı kalabalığı olmasa İstanbul derdim bir de.
0
nawar
(26.12.22)
1 sene avrupa'da yaşamış, pakistan gibi 3. dünya ülkelerinden tutun da dünyanın en gelişmiş medeniyetlerine kadar 30'un üstünde ülke gezmiş biri olarak yazayım:

her şeyin idare eder versiyonu ücretsiz veya çok ucuz. yani evet acıbadem'de müthiş bir hizmet alıyorsun ama kanser olup devlet hastanesine düşersen 5 kuruş para vermeden ömrünü uzatacak bir tedavi alabiliyorsun. aynı şey eğitim için de geçerli, hırslı ve çalışkan biri olursan hiç para vermeden boğaziçi'nden mezun olup yabancı dil bilen başarılı bir birey olarak hayatını yaşarsın, yurtdışına bile gidersin.

yemek ve iklim, özellikle iklim çok iyi. meyve sebze vs konusunda da çok lezzetli ürünler çıkıyor topraktan.

yardımlaşma ve toplum kültürü. sınırları iyi çizemezsen negatif yanları da var bunun ama bizim toplumda batıda pek olmayan bir safety net de mevcut. ailenin en dandik bireylerinin bile birileri elinden tutmaya çalışıyor. hayatta hiç bir şer beceremediysen bile hemşeri derneği, bilmemne cemaati vs gidip bir baltaya sap olabiliyorsun.

güvenlik. uae gibi konsept bölgeleri saymazsak bölgedeki gerçek devletler arasında israil'den bile daha güvenli bir yerdeyiz.

fiyat, elektronik cihaz, alkol ve otomobil gibi ek vergi olan şeyler dışında neredeyse her şey avrupa'dan ve benzer ülkelerden çok daha ucuz. ek vergi olan şeylerde inanılmaz pahalı ama oradan dengeliyor olabilir. keza otomobil fiyatları da 2. elde bile değer kaybetmiyor o da bir avantaj denebilir, pahalı ama aldıktan 5 sene sonra bile dolar bazında aynı fiyata satıyorsun. avrupada 5'te biri fiyatına zor satarsın.

turizm konusunda yurtdışına hiç çıkmaya gerek kalmadan her türlü tatil planı yapabiliyorsun, yaz tatili, kayak tatili, kültür tatili vs.

fırsatlar ülkesi olması, stabil bir ekonomi olmadığı ve devlet sürekli piyasaya müdahale ettiği için arada inanılmaz fırsatlar çıkıyor, 2020'deki ev konusu, 2019'daki otomobil kampanyaları, 2010'lardaki krediler vs.

negatif yanlara gelirsek de en önemli 3 konu şu:
- stabil değil. günü kurtardın ama uzun vadeli plan yapmak imkansız. çok stresli bu sebeple.
- cezaların yetersizliği. bu ülkede kötü insanlar devletten korkmuyor, cezalar caydırıcı değil. alkollü araç kullanmak bile mesela çok ucuz.
- arabesk kültür. biz öldük bittik biz çok eziğiz diye takılan bir güruh da var, dünyanın en iyisiyiz osmanlıyız diye takılan bir güruh da var. bu kadar zıt dünya görüşleri olan insanların bir arada yaşaması gerçekten çok zor, zorluğunu da görüyoruz zaten.
bir de son, çok kalabalık. bu kadar nüfus olmaması lazımdı. inanılmaz kalabalığız maalesef.
bir edit daha, kadına olan bakış açısı. yine bölgedeki ülkelere ve müslüman çoğunluktaki ülkelere göre çok iyi durumdayız, ama maalesef bu da kanayan bir yaramız olarak devam ediyor ve edecek. belki de bir isviçre olmayı hiç bir zaman beklememek lazım.
0
roket adam
(26.12.22)
Edevlet güzel ama bilgilerimizin ortaya saçılmayacağının garantisi yok. Hatta şu an bile benle alakasız bir eczacı hangi hastalıklarım olduğunu, düzenli kullandığım ilaçları rahatlıkla görebiliyor. Ayrıca bir gün sgk kayıtlarımın ya da tapu kayıtlarımın uçmayacağını garanti edebilr misiniz?
Yemek konusu da sanırım Almanya - amerika gibi ülkelerle karşılaştırılmış. İtalya, ispanya, Fransa, yunanistan gibi ülkeler de var ve bize daha benzer ülkeler bunlar.
0
vizivozo
(26.12.22)
(8)

Torpilsiz öğretim görevlisi olmak mümkün mü?

hadi ya la
Doktora öğrencisi, ders dönemini bitirip tez aşamasına geçmek üzere. Kitap içi bölümü yayınlanmış, konferansa katılmış ve şu an konusuyla ilgili bir kitap yazıyor. Başarılı biri, iyi de not almış.Bir üniversite sınav açıyor ve iyi sonuç alarak öğretim görevlisi olarak atanıyor. 50D gibi bir durum da
Doktora öğrencisi, ders dönemini bitirip tez aşamasına geçmek üzere. Kitap içi bölümü yayınlanmış, konferansa katılmış ve şu an konusuyla ilgili bir kitap yazıyor. Başarılı biri, iyi de not almış.

Bir üniversite sınav açıyor ve iyi sonuç alarak öğretim görevlisi olarak atanıyor. 50D gibi bir durum da yok, direkt kadroya geçiyor.

Bu senaryoda torpil olmaması olası bir ihtimal mi?

* Araştırma görevlisi değil, direkt kadrolu öğretim görevlisi.
0
hadi ya la
(23.12.22)
Çok zor. Hiçbir çıkarları olmadan ya da tanımadan almaları gerçekten zor.
Kadroyu falan geç doktora bile vermezler klasik devlet üniversitelerinde. Bazı danışmanlar eğer hiç tanımıyorlarsa ya da bir çıkarı yoksa el altından para bile alıyorlar. Kadro için neler döner kim bilir.
0
OrangeYellow
(23.12.22)
tanıdığım tüm arş görevlileri torpille oldu, hatta birine baya yakından şahit oldum. o nedenle oladabilir ama küçük ihtimal gözüyle bakarım ben
0
tuborg yesili
(23.12.22)
evet devlet üniversitelerinde çok zor. imkansız değil elbette ama çok çok zor. yani tanımadığı bilmediği kişiye kimse kadro vermiyor genelde. bu arada hocaların keni doktora veya yl öğrencisine kadro vermesi de torpildir... nepotizm zaten gırla. torpilin küçüğü büyüğü olmaz. hatta devlette kadrolar kişiye tahsis açılır derler çoğunlukla. öyle rastgele bir okulda doktora kontenjanına kabul edilmek dahi zor olabiliyor. zaten 3-5 kişi oluyor genelde. onlarda yldan vs bildikleri öğrencileri alıyorlar.
vakıf üniversitelerinde ise durum tamamen farklı.
60-70 ales-yds ile bile olabilirsin bölümüne göre.
0
debian
(23.12.22)
Mümkün. Torpilsiz işe girmiş tanıdıklar var farklı üniversitelerde, ama çok başarılılardı. O özgeçmişlerle işe alınmamaları mümkün değil, bir sürü makale, iyi üniversitelerden diplomalar vs. Başarılı diyorsanız, öz güvenini kırmayın, denesin.
0
kurbanlik koyun
(23.12.22)
Valla dusuk de olsa olasi ihtimal ancak kisinin ozgecmisi de oldukca onemli. Oyle konferansa katilmis ve kitap ici bolumu yayinlanmis gibi bilgiler oldukca yuzeysel ve cok sey anlatiyor gibi gozukup aslinda hicbir sey anlatmayan seyler. Yani burada kisinin hangi konferansa katildigi, kitap ici bolumunun yayinlandigi derginin vs hangi indekse ait oldugu oldukca onemli.

En son hatirladigim kadariyla zaten konferansa katilmayani dovuyorlardi. Cunku su akademik tesvik muhabbetleri yuzunden her yerde bir konferans vardi ve neredeyse olay bir ticarate donusmustu. O konferanslar sonrasi da zaten bildiri vs adi altinda her seyi basiyorlardi.

Dolayisiyla katildigi konferans da oldukca onemli cunku konferans var konferans var.
CVPR da konferans mesela atiyorum Aksaray universitesi XY konferansi da konferans mesela.
0
j r r tolkien hayrani
(23.12.22)
evet, gayet olası bir ihtimal.

not: içeriden biri.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(23.12.22)
mümkün.
0
gurur
(24.12.22)
devlette zor ama vakıf üni'de olabilir.
0
nhk ni youkosu
(24.12.22)
(9)

askerde antidepresan kullanımı

mark greg sputnik
merhaba,ben antidepresan kullanıyorum ve muhtemelen bu tedavi süreci bitmeden bir ara askere gideceğim. özel kliniğe gidiyorum. askerdeyken altı ay boyunca ilacımı temin etmem ve kullanmam mümkün mü? bu iş nasıl oluyor, süreç nasıl işliyor? yani resmiyette bir teşhis var mı, devletin kayıtlarında bi
merhaba,

ben antidepresan kullanıyorum ve muhtemelen bu tedavi süreci bitmeden bir ara askere gideceğim. özel kliniğe gidiyorum. askerdeyken altı ay boyunca ilacımı temin etmem ve kullanmam mümkün mü? bu iş nasıl oluyor, süreç nasıl işliyor?

yani resmiyette bir teşhis var mı, devletin kayıtlarında bir şey görünüyor mu açıkçası bilmiyorum. doktor bana kendisi okb ve kaygı bozukluğu dedi mesela. ondan alacağım raporu sunmam yeterli olur mu? askerdeyim, iki ay sonra haplarım bitti misal o zaman ne oluyor, gomtanım ilacım bitti deyip eczaneye gidecek halimiz yok neticede.

bu işin oluru nedir bilen birisi aydınlatırsa çok sevinirim.
0
mark greg sputnik
(13.12.22)
Mümkün. Ancak ilacı sen dolabında tutamıyorsun, tek tek veriliyor. Sabah içtimasında sayım yapıldıktan sonra ilacı olanlar bekliyor ve bölükteki doktorlardan ya da sağlıkçılardan biri ilacı veriyor.

Sana silah vermeyebilirler ya da nöbet tutturmayabilirler.

Revire gitmenin sorun olacağını sanmıyorum. Kanal tedavisi ve diş temizletme falan bile yaptıran vardı.
0
OrangeYellow
(13.12.22)
Belki işler değişmiştir, ben 10 yıl önceki halini söyleyeyim;
Eğer anti depresan kullanırsanız büyük ihtimalle RDM asker olursunuz. Bazı yerlerde tüm RDM askerleri aynı bölüğe koyarlar. Bir arada olmaktan keyif almayacağınız, psikolojik rahatsızlıkların her türlüsünden muzdarip 20 yaşında gençler topluluğu.

Askerlik işini bilen biriyle konuşun eğer durum halen bu şekildeyse belki doktorunuzla da görüşerek tedaviyi 6 ay ilaç kullanmayacağınız bir şekilde ayarlamaya karar verirsiniz.

Normalde siz raporunuzu, reçetenizi, ilacınızı yanınıza alırsınız. İlk fırsatta askeri doktor sizi muayene edip o da aynı kararı verirse reçetenizi yazar ve bölükteki ilaç işlerinden sorumlu kişi ilacınızı her seferinde size tek tek verir. Hatta bir de içtiğinizi görmek de onun sorumluluğunda ama o kadar kasmazlar genelde.

Size gereksiz yere endişe yaratmış olabilirim, eğer öyleyse özür dilerim şimdiden. Konuyu daha iyi bilenlerle de görüşün.
0
michael_knight
(13.12.22)
Ben askerlik yaparken sistem şöyleydi.

Öncelikle acemi birliğinde yemin töreni çok önemli. Yemin törenine herkesin katılması için ciddi sağlık sorunu yoksa revire gitmek kolay değil. Önce komutanına söylüyorsun durumunu, o git derse gidiyorsun. Çünkü reviri yemin töreninden kaçmak için kullanmaya çalışan çok kişi var. Ayrıca reviri askerlikten muaf olmak için kullanmaya çalışan çok kişi de var.

Revire gidersen doktora durumunu anlatırsın. İlacın varsa almanı sağlarlar. Dışarıdan sivil bir eczacı ilaçları birliğe getirir. Birlikte de ilaçların verildiği bir yer var. Oradan gidip tek tek alırsın. Her yemekten önce ya da sonra ilaç kuyruğu olur. İçmen gereken ilaç sayısından fazlasını vermezler. Sebebi ilaçların intihar etmek için kullanılmaması. Dolaplar aranır, dolabında bulurlarsa sorun yaşarsın. Ama ben ilaçlarla ilgilenen kişiyi tanıdığım için bana hepsini vermişti.

Birliğe normalde ilaç sokamazsın. Girişte çantalar aranır. Tavsiyem bu işi gitmeden çöz. Birlikteki doktor uzman değil. Bilmediği bir şey olursa hastaneye sevk eder. O da sıkıntılı bir süreç. Her sabah hastaneye bırakırlar, akşam alırlar, her işini kendin çözersin.
0
dissendium
(13.12.22)
Konudan alakasız arkadaşım için soruyorum, nöbet tutmayacak olman iyi bir şey değil mi? Onda da aynı sorun var.
0
Kahvedesu
(13.12.22)
@michael_knight,

abi benim aklıma gelen bir nokta da buydu aslında. ben 30 yaşında filan yapacağım askerliği. en baştan zaten her türlü sıkıntılı noktadayım. üstüne façalı reyizlerin arasına atarlarsa sırf anksiyeteden dolayı hepten kayış kopar. bakınca sadece kendini üzen, kimseye zararı olmayan, kaygılı bi insanım yani bunca sene ilaçsız da yaşadım şimdi bunun yüzünden orada durduk yere manyak olursam üzücü olur diye düşünüyorum. kaygı bozukluğu için ilaç alan adamla kendini jiletleyen balici bir mi :/
0
🌸mark greg sputnik
(13.12.22)
Ondan korkma ya. Ben adam vuran kişilerle falan tanıştım. Hatta silah atışı öncesi taktik vermişlerdi. Adam cinayet işlemiş diyelim hapisten çıkıp askere gidiyor orada da RDM'lik oluyor. Bunların muhabbeti iyi genel olarak. Korkman gereken götü kalkık esnaf tayfası.
0
OrangeYellow
(13.12.22)
@mark benim gördüğüm kadarıyla; Evet. Simetri hastalığı olanla insanlara ve kendine zarar verme eğilimi olan psikopat askerlikte aynı kategoride. Fakat Orange'ın da dediği gibi dışarıda olsan korkacağın bir insan orada o düzen içerisinde pek de korkutucu olmuyor.
Yine de mümkünse ilaç kullanma. İlaç işinden hiç bahsetme.

Bu işin olurunu aslında biliyorsun, 80 bin TL :(
0
michael_knight
(13.12.22)
yok yahu içtimada filan zaten söylemem niye söyleyeyim, ben önceden halledebilmek adına sordum soruyu. ama bunu neden söylediğinizi tam olarak anlamadım. içtimada söylemek komik olur diye mi diyorsunuz? yoksa askerde antidepresan kullandığımı da gizlemeli miyim mümkün olduğunca?

belki ben safça düşünüyorum bilmiyorum ama reçetesiz bile satılan bir ilaç abi bu, bence bugün ülkenin en az yarısının kullanması lazım zaten, niye böyle bir algı var ki yani sanki zombiymişim veya elime silah verilmezmiş gibi? tam aksine takıntılı adam olduğum için her şeyi en ince detayına kadar düşünüyorum, en çok bana silah ve nöbet vermeleri lazım aslında.
0
🌸mark greg sputnik
(13.12.22)
Rdm bölüğü olayı artık yok, 5 sene oldu askerlik yapalı yoktu. Bunun dışında silah görevi verilmez muhtemelen (belki ilaç kullanan hiç kimseye vermiyorlardir ama onu net hatırlamıyorum). Böyle olunca bir meziyeti olmayanın durumu zor oluyordur bence çünkü hem meziyetsiz hem silahsız olunca orada verilecek tek iş hamallık kalıyor. Meziyetsiz değilsen de bir çeşit büro görevin olur ya da gazinocu garson olursun.

Özetle endişelenecek bir şey yok.

Bir de oradaki doktorun da rdm subayının da benim gözlemin farklı bir bakışı oluyor, hani antidepresan kullanımının onların gözünde bir şey yaratacağını sanmıyorum.
0
encokbenisevinnolur
(13.12.22)
(4)

tez danismani ile iletisim hakkinda

fraise
yuksek lisansimin tez asamasindayim, aslinda oldukca ilgili ve tecrubeli bir hoca da danismanim fakat kendisiyle ilgili soyle bir problem var; bazen maillerime gec donuyor. Etik Kurul Formu icin 1 haftadir imza bekliyorum kendisinden. Ustelik etik kuruldan onay cikmasi da 2-3 haftayi buluyor, dolayi
yuksek lisansimin tez asamasindayim, aslinda oldukca ilgili ve tecrubeli bir hoca da danismanim fakat kendisiyle ilgili soyle bir problem var; bazen maillerime gec donuyor. Etik Kurul Formu icin 1 haftadir imza bekliyorum kendisinden. Ustelik etik kuruldan onay cikmasi da 2-3 haftayi buluyor, dolayisiyla benim anket calismam gecikiyor. Herkes anketlerine basladi bile, ben daha formu kurula yollayamadim, bu gidisle gecikecegim. Hoca bazen de 15 dakika icinde maillerime donus yapiyor, anlik durumuna gore cevap veriyor sanirim. Hocayi da anliyorum, cok yogun ve tek ogrencisi ben degilim.

Simdi ben bu durumda hocaya tekrar hatirlatma maili atmali miyim? Ne yapmam konusunda cok bir fikrim yok. kendisini darlamak da istemiyorum ama gecikmek de benim yetistirmem acisindan sorun yasatacak bana.

Tez danismaninizla iletisimi nasil sagladiniz? Tekrar mail atmam sorun yaratir mi dersiniz? Yoksa hoca normal de ben mi bosuna panikliyorum?

Cevaplar icin simdiden tesekkur ederim.
0
fraise
(13.12.22)
Baştan böyleyse bu süreçte derdin hiç bitmez. Danışman değişikliği imkanın varsa değiştir. İlgisiz biri belli ki. Böyle hocalara düşüp de yüksek lisans sürecinde pert olan çok kişi oluyor. Bak bir imza diyorsun daha başlangıç bile değil.

Benim gördüğüm kadarıyla hocalar yoğun ve hocanın bu işten ek bir kazancı yok. O yüzden sallıyorlar ya da sevdiği öğrenci ile ilgileniyorlar.

Kişisel görüşüm master sistemi komple yanlış. Ya postgrad taught yap sistemi ya da research yap. ABD'den bir sistem araklamışlar ama kopya çekip de yanlış yazmak gibi olmuş.
0
OrangeYellow
(13.12.22)
degistirme sansim yok su saatten sonra maalesef. Tez danismanligini supervizorlugumu yaparken kendisi teklif etmisti aslinda, maillere de hep uzun ve detayli sekilde donuyor ama bazen cok geciktiriyor. Diger durumlarda sorun degil de bu etik kurula basvurunun gecikmesi biraz problem yaratacak benim icin.
0
🌸fraise
(13.12.22)
Yeniden mail atın, böyle durumlarda siz mağdur olduktan sonra bir de azar yiyorsunuz "ama benim bir sürü işim oluyor, hatırlatman gerekiyor bana" diye. Bazı hocalar hatırlatınca da trip atıyor. Ancak birinde işiniz halloluyor, birinde hallolmuyor. Tercih sizin. Ben her zaman ilk seçeneği tercih ettim, bir zararını görmedim.
0
akhenaten
(13.12.22)
Okula uğrama şansım yok zira şu anda yurt disindayim fakat bugün tekrar bir hatırlatma maili attım kendisine.
0
🌸fraise
(13.12.22)
(6)

70 sayfalık rapor kaç liraya yazılır?

hadi ya la
Uzmanı olduğum bir konuda içerik tablolu, referans vermeli, APA formatında 1,5 satır aralığı şeklinde yazılacak ortalama 70 sayfa tutacak İngilizce rapor için fiyat bekliyorlar benden. Gece gündüz çalışmalı bir süreç olacak, 7 gün içinde bitmesi gerekiyor.Bu işin piyasasını bilmediğim için buraya so
Uzmanı olduğum bir konuda içerik tablolu, referans vermeli, APA formatında 1,5 satır aralığı şeklinde yazılacak ortalama 70 sayfa tutacak İngilizce rapor için fiyat bekliyorlar benden. Gece gündüz çalışmalı bir süreç olacak, 7 gün içinde bitmesi gerekiyor.

Bu işin piyasasını bilmediğim için buraya soruyorum, ne kadar istemeliyim?
0
hadi ya la
(11.12.22)
20 000 TL den aşağı böyle bir şeyler uğraşılmaz. 20-25 bin TL aralığında iste.
0
OrangeYellow
(11.12.22)
Böyle şeylerin fiyatlarını hiç bilmiyorum ama eğer ekstra bir kazançsa ve bu meblağya acil ihtiyacım yoksa, sırf zaman sınırından dolayı 20 binden daha fazla isterdim. Grafiklerle dolu olmayacaksa düzgün bir dille, belirli bir seviyede ve yabancı dilde günlük 10 sayfa yazmak kolay olmayacaktır.
0
reactionic
(11.12.22)
arkadaşım benzer bir şeyi geçen sene 16 bine yapmıştı, hem de türkçe. ama sayfa sayısı daha fazlaydı sanırım. bence en az 25 bin istemeniz lazım.
0
candide
(11.12.22)
Benzer tarafları olan bir işin zamana yayılmış olanını 35 bine yaptım iki ay önce.

Eğer bir kuruma bağlı çalışıyorsanız saatlik ücretiniz üzerinden de hesaplama yapılabilir. Kuruma bağlı çalışmıyorsaniz da sizin esdegeriniz uzmanlikta tecrubede olanların saatlik ücretleri ne kadar o da kıstas alınabilir.

Eğer saatlik ücret kısmını ölçüt alacaksanız, Geceli gündüzlü de diyorsunuz, diyelim günde 12 saat 7 gün ugrasacaksiniz, 12x7=84, bunun 39 saati fazla mesai demektir. Yani 45+(39x2) => 123 saat x belirlediğiniz saat ücreti= istenecek ücret.
0
encokbenisevinnolur
(11.12.22)
En az 2.000 euro
0
otopsicocugu
(12.12.22)
Bence bu tarz işlerde belli bir racon var ama bunu oluşturan da uzman kişinin kendisi. Benim üniversitedeki ceza hukuku hocalarımdan bir tanesi mesela paso mütalaa veriyor dosya başına 20 küsür alıyor ama icra iflas hukuku hocasından tek dosyaya 150 binlik mütalaa alındığını da biliyorum. Belki sizin işlerin belli bir standardı vardır ama bilemiyorum.
0
vedatchilipeppers
(12.12.22)
(3)

Ev sahibi tasinma bahanesiyle kiraciyi cikarmasi

thad castle
Sonrasi 3 yil kimseye kiraya veremiyor gozukuyor. Baskasina kiraya verip vermedigi nasil tespit ediliyor peki?Tesekkurler,
Sonrasi 3 yil kimseye kiraya veremiyor gozukuyor. Baskasina kiraya verip vermedigi nasil tespit ediliyor peki?

Tesekkurler,
0
thad castle
(26.11.22)
kiraya verdiği kişiye amcaoğlusuyum dedirttiriyor ya da sen kiracı mısın dediğinde sana siktri çekiyor yeni kiracı. dolayısıyla tespit edilmesi zaman alıcı ve zor oluyor ya da edilemiyor.
0
OrangeYellow
(26.11.22)
kendiniz takip edip şikayet edeceksiniz. internete koyulan ilanları kontrol etme, komşulardan haber alma gibi yöntemler işe yarar anca. aile apartmanı ise zor tabi. yalnız ev sahibi kendi oturacağı için mahkemece boşaltılan eve oturan kişinin “amcaoğlusuyum” demesi ev sahibinin alacağı cezayı engellemez.

önemli olan detay tahliyenin mahkeme kararıyla yapılması. ev sahibi sözel olarak ben oturacağım dedi diye kiracı kendiliğinden evi boşaltırsa herhangi bir hak iddia edemez.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(26.11.22)
3 yıl kira verememe olayı mahkeme kararı ve icra yoluyla çıkartılınca oluyor. sadece mahkeme tahliye kararı verdi çıkayım dersen işine yaramaz. tespitini sen haricen öğrenip dava açıyorsun.
0
kendicoplugundeotenhoroz
(27.11.22)
(8)

hayvanseverlerin tek ses olması

izmirduyuru
artık sokak hayvanlarıyla ilgili ömrümüzden ömür götüren haberler almaktan yorulduk, TÜM hayvan severlerin TEK bir platformda toplanması elzem olmuştur, bunun için ne yapılabilir fikirlerinizi alabilirmiyim türkiye geneli eş zamanlı hareket edip sürekli organzie olmaktan bahsediyorum, bu akşam aklım
artık sokak hayvanlarıyla ilgili ömrümüzden ömür götüren haberler almaktan yorulduk, TÜM hayvan severlerin TEK bir platformda toplanması elzem olmuştur, bunun için ne yapılabilir fikirlerinizi alabilirmiyim türkiye geneli eş zamanlı hareket edip sürekli organzie olmaktan bahsediyorum, bu akşam aklıma böyle bir görsel hazırlamak geldi ancak bunun gibi bişeyi nasıl somut hale getirebiliriz

(resim temsilidir)
i.hizliresim.com
0
izmirduyuru
(25.11.22)
cok guzel olmus ya <3

vetart klinigin instagram sayfasinda bir yuruyus olacagini paylasmislar. oradan detay takip edebilirsiniz. her ilde planlanacak tahminimce.
0
aferin cok iyi dusunmussun
(25.11.22)
Valla böyle işlerle uğraşmak yerine sevdikleri hayvanları alıp evlerinde besleyebilirler. Sorunların hepsini çözer o.
0
plutongezegendegilmi
(25.11.22)
Konuşmayayım diyorum da bütün sorunları o(Plüton)şekilde çözebileceğini düşünmek en iyi niyetli ifade ile ahmaklıktır. Bu bir toplum ve devlet meselesidir ve bu çerçevede ele alınması elzemdir. Bunu yaparken de bir bakıma toplum kendisi ile yüzleşecektir. Korkulan ve ertelenen kısım burası. Herkes hayvanseverin daniskası yoksa.
0
habarbey
(25.11.22)
pluton +1

Bir de köpek şiddetinden usanmış, yakınları hayatını kaybetmiş bir kitle de var hatırlatırım. Dikkat edin onlar da toplanmasın.

Bireysel olarak tepkinizi gösterin ama çok da toplanmayın yani.
0
msb
(25.11.22)
bu olaylar hakkında da bir "organizasyon"unuz var mı? ben de bu haberleri okumaktan yoruldum:
eksisozluk.com
0
sarahkerrigan
(25.11.22)
yeşil parkamı giyip geldim kanki. elimde lgbti bayrağı da var. napıyoz?
0
OrangeYellow
(25.11.22)
Sokaklarda başıboş hayvanların olması bir sorun ve anormal bir durumken bu durum maalesef bizim ülkemizde pr çalışması ile "hayvanseverlik" adı altında normalize ediliyor ve hatta teşvik ediliyor sokakların başıboş kedi ve köpeklerden arındırılması gerekir gerçek hayvanseverlik, doğaseverlik bunu gerektirir zira başıboş kedi ve köpekler istilacıdır ve yerel türleri tehdit etmektedir sokak kedileri yüzünden bir çok yerde böcekler, kuşlar ve kertenkeleler yok oluyor hatta bazı sahil bölgelerde nesli tükenmekte olan carette carettaların yumurtadan yeni çıkan yavruları sokak hayvanlarının kurbanın oluyor.

Sokak hayvanları artık ciddi bir sorun olmaya başladı ve bu konuyla ilgili radikal tedbirlerin alınması lazım öncelikle sokaklarda hayvan beslemek yasaklanmalı veya belediyeler tarafından belirli yerler oluşturulmalı diye düşünüyorum sokak hayvanları beslendikce çoğalıyor evcil hayvanların yeri sokak olmamalı.
0
beemaker
(26.11.22)
buradaki boş muhabbet dışında bir iki samimi cvp yazan arkadaş için yazıyorum, toplanıp tek ses olmadan başka yol yok demek, ses vermek yasa çıkartacak gücün olması, topluca aynı anda tepki göstermektir anlatabiliyomuyum
0
🌸izmirduyuru
(26.11.22)
(12)

iş bulma sürecinizde diploma puanınız etkili oldu mu?

birmilyonunvarmi
Benim puanım 2.26'ydı. çok rahat iş buldum. diploma puanı karşısına bir engel olarak çıkan veya öne çıkaran var mı?
Benim puanım 2.26'ydı. çok rahat iş buldum. diploma puanı karşısına bir engel olarak çıkan veya öne çıkaran var mı?
0
birmilyonunvarmi
(24.11.22)
ik cının seni elemek için bir mazerete ihtiyacı var ee diploma puanı gayet güzel bir mazeret
0
duyurukullanıcısı
(24.11.22)
Hiç olmadı. Girdiğim işlerin görüşmelerinde sorulmadı bile. Önemli olan kendini geliştirmek, tecrübe. Diploma notu 3.50 olup İngilizce bilmeyen biri bir şey ifade etmez. Ama biri 2.50 ile bir tane stajla iş bulabilir.
0
dissendium
(24.11.22)
3.93. evet
çift anadal da yaptım. o da 3.50 üstü. en son görüşmede niye bu kadar kastın diye üstüme geldiler. çalışmaktan başka bir şey bilmez misin, biz akşamları içmeye, partilemeye gideriz, bize katılır mısın, dediler. aslında hem öne çıkardı ilk eleme aşamasında hem de en son görüşmede karşıdaki insanın farklı ve çok hoş görüşü nedeniyle engel olmak üzereyken, "tabii gelirim, work hard, party harder" cevabım sonrası çözüme kavuştu.
0
gabe h coud
(24.11.22)
bir ara iyi para veren global firmalara bakıyordum. mckinsey çalışanlarınon hepsi 3.5 üstü ortalamalı idi, 3.5 da istisna genelde 3.9+ idi. Okullar da sadece bilkent, koç, boğaziçi ve sabancıydı.

Bence ortalama baya önemli.
0
Erestor
(24.11.22)
bazı şirketler için ortalama şart. aselsan mesela 2.5 altı asla almıyor. benim 2.08di.

sordular söyledim. sonra bi yerde başladım.
ama dediğim gibi bazı yerlere düşük ortalamayla girmek imkansız gibi bi şey. veya uzun yıl tecrübe istiyolar.
0
jelly bear
(24.11.22)
Çalışmak istediğin şirkete bağlı.

Eğer top şirketlere girmek istiyorsan o zaman soruyorlar. Tek başına bu konudan elenmezsin ama hanenene eksi olarak yazılır. Eğer savunma sanayi hedefliyorsan yalnızca bu konudan elenebilirsin.

Eğer notun düşük ama üniversite sırasında sosyal anlamda aktif olduysan, mesela sosyal kulüplerde aktif rol aldıysan, etkinlikler düzenlediysen, kulüp yönettiysen vs, notunun düşüklüğü hanene eksi yazmaz ama kulüpçülük 2 3 + yazar.

Ama hem notun düşük hem de elde tutulur somut bir sosyal çıktı elde etmediysen üniversitede o zaman bazı şirketler bu konuya takılabilir.

Bir de eğer çok teknik bir pozisyonsa seninki o zaman notunun düşüklüğününü teknik mülakatta companse edebilirsin.
Ama o ilana 1000 kişi başvurduysa ortalaması 2.2 olankişinin mülakata çağırılması düşük bir ihtimal gibi.
0
zimbirik
(24.11.22)
sorulmadı bile bana. ik'da çalışıyorum global bir üretim firmasında.
0
a darkness coming
(24.11.22)
Benim de not ortalamam düşük. Yeni mezunken 1-2 defa ortalama soruldu, her görüşmede de okulu uzatma sebebim soruldu. Sosyalliğin ve iletişimin ekmeğini akademiden daha fazla yedim.

Yurtdışının önem verdiğini biliyorum bence en büyük sorun yurtdışında ve yüksek lisans başvurularında oluyor.
0
jazzabel
(24.11.22)
Not ortalamanın yüksekliği değil de dereceyle bitirmemin etkisi her zaman oldu, oluyor.
0
fraise
(24.11.22)
2.12 ile mezun oldum. Bilgisayar Mühendisliği bölümü.

Mezun olduğum ay Ziraat Teknoloji ve Koçsistem'den iş teklifi aldım diploma notu sormadılar. Ericsson ise son stajını bizde yap sonrasında kadrolu devam et teklifinde bulunmuştu yani orası da o dönem umursamadı.

Öte taraftan Aselsan ve kamu bağlantılı kurumlar ya belli not ortalaması istiyordu, ya da üniversite sınavı sıralaması ve not ortamalası ile belli bir formül işletip sınırın üzerinde olmamı bekliyorlardı.

Farklı örnekler var, örneğin McKinsey'e bu notlarla mülakata dahi gidemezsin. Yurtdışı remote çalıştıran firmaların umrunda hiç değil.

Ankara'da şu an adını hatırlamadığım bir teknokent firması not ortalamamdan ötürü beni elemişti. Yani bu konu çok değişken ancak kendi tecrübem kurumların %70'i mezuniyet akabinde iyi bir üniversiteden de mezunsan bu konuya o kadar da önem vermiyor. 2 yıl tecrübe sonrası not ortalaması sorulmuyor bile.
0
Lethe
(24.11.22)
Hocam bırak notu bende diploma yoktu, mezun olduğumda 3. şirketimde çalışıyordum :)
0
plutongezegendegilmi
(24.11.22)
Olmadı. Beni mülakata alanlar özel üniversitede zar zor okumuş tiplerdi genelde. Ortalama olayı subjektif ayrıca. Odtü'nün 3.00'ı taşra okulunun ya da vasat özel üniversitenin 3.80'inden iyidir. Dandik özel üniversite mezunlarının ortalamaları hep 3.50 üstü. O yüzden iyi ortalama artık anlam ifade etmiyor. Bunu da geçtim Kıbrıs'ta 4 senelik bölümü 2.5 yılda bitiren dolu.
0
OrangeYellow
(24.11.22)
(21)

Açık görüşlü insan kimdir

IncredibleMau
Aşağıdaki duyuruda görünce aklıma geldi. Kimdir açık görüşlü insan sizin için? Öyle uzun uzun açıklamalı değil de, tek bir cümlesinden, davranışından ya da giyim kuşamından hareketle biri size açık görüşlü olduğunu düşündürecek olsaydı eğer bu ne olurdu?
Aşağıdaki duyuruda görünce aklıma geldi. Kimdir açık görüşlü insan sizin için? Öyle uzun uzun açıklamalı değil de, tek bir cümlesinden, davranışından ya da giyim kuşamından hareketle biri size açık görüşlü olduğunu düşündürecek olsaydı eğer bu ne olurdu?
0
IncredibleMau
(21.11.22)
Gil denmesine takılmayan biri açık görüşlüdür.
0
Bruce
(21.11.22)
Beyaz atlete köyü yakıştırması yapmayan birisi....
0
plutongezegendegilmi
(21.11.22)
bruce bu konuya kafayı takmış :)

benim nazarımda yargılayıcı ve defansif olmayan, her konuda olmasa bile çoğu konuda dinlemeye/anlamaya açık insan açık görüşlüdür. bir şey dediğinde "hadi len s*ktir ordan!" demek yerine seni dinlemeye çalışır. bu kolay bir iş değil. herkesten açık görüşlü olmasını da bekleyemeyiz. çünkü gerçekten her insanın yapabileceği bir şey değil.

bak mesela ilber ortaylı kendi alanında müthiş bir alimdir ama bana sorarsan o adam kesinlikle açık görüşlü biri değil. önüne gelene gerizekalı diyor. açık görüşlülük farklı bir kişilik özelliği. bence lazım bile değil zaten. ama olması olumlu.

kısaca toparlayacak olursam yargılamadan, dinlemeye ve anlamaya odaklanmış insan açık görüşlüdür benim nezdimde.

("nezdimde" deyince de aklıma gibi geldi... zaman nedir? jdfjd)
0
mark greg sputnik
(21.11.22)
bir fikre, inanışa, kanaate körü körüne bağlanmayan, doğru varsaydığı düşüncelerinin yanlış da olabileceğini kabul edip, gerektiğinde de "evet, yanılmışım" diyebilen.
0
ahm1
(21.11.22)
@mark, "nezdimde" yasaklı kelimeydi. Bi bardak su iç.

@ahmet, sözlük tanımıyla bi yere varamayız. Daha açık daha net şeyler lazım bize.

Biraz sexist biraz dar olacak ama, dışarıda sütyensiz gördüğümüz biri açık görüşlü değil midir mesela?

Bruce'un duyurusunda annemgil'deki gil tek bakışa kapalı görüşü kültürü temsil etmiş mesela. Ben de bunun tam tersini bulmaya çalışıyorum.
0
🌸IncredibleMau
(21.11.22)
@IncredibleMau: sutyensiz birini görür görmez "cık cık cık" diyen açık görüşlü sayılmayabilir. günlük hayattan direkt bir örnek bulmak zor gibi. tek bir örnekten yola çıkıp da böyle bir karakter tanımlaması da yapılamaz bence ama sırf sutyen giymedi diye de kimse açık görüşlü olmaz herhalde.
0
ahm1
(21.11.22)
Hiçbir şeye sasirmayan insandır.
0
abuzer
(21.11.22)
Bir konu hakkında sahip olduğu görüşün dışında kalan şeyleri, kendi görüşüne ters diye hemen reddetmeyip, o görüşler hakkında değerlendirme yaparak kabul etmeyi ya da karşı olmayı seçen insandır. Yani "acaba"sı olan insandır. Tek bir konu üzerinden birinin açık görüşlü olup olmadığına karar vermek pek doğru gelmedi bana. Madem örnek vermişsiniz o örnek üzerinden gideyim ben de. Verdiğiniz örnek için kime göre,neye göre diye sormak istedim. Eskiden bazı yörelerde sütyen takmak ayıp bir şeymiş mesela. Babaannem torunlarına neden takıyorsunuz ayıp dersi. Göğüsleri daha dik, daha dinç ve daha güzel gösterdiği için ayıp sayarlarmış misal. Babannem gibi birinin yetiştirdiği biridir belki. Açık görüşlü olduğundan değil sütyen takmanın ayıp olduğunu öğrendiğinden takmıyordur belki. Ama siz burada genel kanıya göre sütyen takmamak ayıp olduğu için bu doğrultuda örnek vermişsiniz muhtemelen. Bu mesela açık görüşlü olmamaya bir emaredir bana göre. Farklı kültürel öğretileri yok sayarak genel kanıya hitap eden bir örnek. Tek bu örnekle size açık görüşlü değilsiniz desem makul olur mu sizce?
0
yazdonumu
(21.11.22)
Benim için dogmalara saplanmamış ve farklı görüşleri olgunlukla karşılayan kişidir.
0
filipis
(21.11.22)
@yazdonumu tek bir örnek üzerinden birinin açık görüşlü olduğu kanısına varamamak açık görüşlülüğe öyle herkese yakıştırılmayacak kadar kıymet vermenden mi yoksa tam tersi ayıp bulduğun için peşin hükümcü olmak istemeyişinden mi? Sütyen örneğinden babaanneye kadar gitmek için baya bi yol almak lazım çünkü. Ayrıca evet bu örnek üzerinden benim açık görüşlü olmadığım sonucuna varabiliriz çünkü ben akla gelebilecek her anlamda kapalı görüşlü biriyim.

Benim aradığım cevap aynen duyuruda yazdığım gibi aslında. Nasıl ki konuştuğu ağızdan bir kişi için bu elazığlıdır, bu karadenizlidir diyebiliyoruz, açık görüşlü biri nasıl olurdu bunu merak ediyorum.
0
🌸IncredibleMau
(21.11.22)
Bir ornekten/cumleden boyle bir seyi anlayabilecegini sanmiyorum. Bu kadar kolay degil hicbir sey.
0
ahm1
(21.11.22)
Farklılıklara saygı duyandır.
0
OrangeYellow
(21.11.22)
Açık görüşlülüğü öyle herkese yakıştıramamak gibi bir tavrım yok. Tek bir cümlesinden,davranışından diye sormuşsunuz ya soruda ben de cevap olarak "Tek bir konu üzerinden birinin açık görüşlü olup olmadığına karar vermek pek doğru gelmedi bana" diye görüşümü belirtmiştim. Verdiğiniz örnek üzerinizden yazdığım kısım, tek bir şeyle bu sınıflandırmayı yapmayı doğru bulmadığımı örneklemek içindi.
0
yazdonumu
(21.11.22)
İşte doğru bir sonuca vardınız o örnek üzerinden çünkü ben açık görüşlü bir insan değilim. Babaanne de olsa sütyensiz birini görürsem aa ne ayıp derim ben. Bu düşünceme rağmen politik olarak aşırı yanlış biriyle tartışırken "hmm" diyerek anlamaya çalışmam beni açık görüşlü biri yapar mı mesela? Bu noktada neye göre kime göre tartışılır ve tıkanır bir yere varamayız. O yüzden kağıt üstünde güzel duran ama günlük hayatımızda neredeyse hiç başvurmadığımız sıkıcı etikleri doğruları değil stereotipleri soruyorum ben.
0
🌸IncredibleMau
(21.11.22)
Siz babanne örneğini yanlış anlamışsınız galiba. Babannem hemen hemen çoğu konuda açık görüşlülüğün yanından geçmeyen biriyken sütyensiz birini ilk yorumumda yazdığım sebepten dolayı "cık cık" lamayacağı için açık görüşlü oluyor sizin örneğinize göre. sizin düşüncenize göre gidecek olursam açık görüşlülük emaresi saydığınız bir şeyle, açık görüşlü olmamak emaresi saydığınız bir şeyi aynı anda barındıran birini hangi sınıfa koyacağız mesela? Yani tek bir şey yerine birden fazla özelliğine bakarak tam olarak değil genel olarak açık görüşlü ya da değil demek makul geliyor bana. insanı, en temelinde basit belli başlı duygular üzerine inşa edilmiş karmaşık duygu,düşünce ve tutumlara sahip bir varlık olarak görüyorum.
0
yazdonumu
(21.11.22)
Yukarıdaki örnek üzerinden gidiyorum, sokakta gördüğü birinin sutyen giyip giymediği umursamayan, üzerinde düşünülecek bir şey gibi görmeyen biri açık görüşlüdür.
0
kobuzchu kiz
(21.11.22)
“Yanlış düşünmüşüm” diyebilen insan açık görüşlüdür.
0
ruhen hastayim ben
(21.11.22)
Başkalarının hukuka uygun, çevreye rahatsızlık vermeyen, özgürlük sınırlarını ve kişisel çiğnemeyen düşünce ve davranışlarına sadece yüzyüze olup kavga/tartışmadan kaçınırken değil, başka zamanlarda da anlayış gösteren ve müdahil olmayan kişidir. Yeniliklere ve eleştilere açıktır.
0
nawar
(21.11.22)
Henüz karar vermemiş ya da kararını değiştirmesi mümkün olan kişidir.
0
baba553
(21.11.22)
Yukarıdaki örnekten gidiyorum.
Sütyen giymeyen bir kişi sütyen giyenlere karşı çok da anlayışsız olabiliyor. O yüzden sütyen giymemesi açık görüşlülük değil.

Açık görüşlülük herkesi olduğu gibi kabul etmekle olur. normalin kendisi olduğunu düşünmemekle olur.
0
zimbirik
(21.11.22)
hepiniz köylüsünüz
köylüler sizi...
0
comp
(22.11.22)
(9)

Yeni nesil daha mı saygısız

kiriko
Sizce yeni nesil büyüklere karşı daha mı saygısız bunun sebebi ne olabilir?
Sizce yeni nesil büyüklere karşı daha mı saygısız bunun sebebi ne olabilir?
0
kiriko
(20.11.22)
Değil.
3000 yıldır aynı muhabbet:)
0
kisa
(20.11.22)
öncelikle; pbs.twimg.com

bizim zamanımızda ki gibi sırf yaşı büyük diye hiç hak etmese bile hürmet bekleyen amcalara, teyzelere olan saygıdan bahsediyorsan, evet gençler bunu yapmıyor artık. doğru olanı yapıyorlar biraz. bunun haricinde ekstra bir saygısızlık falan görmedim. bizim zamanımızda korkunç olan şeyler bile varken onun azaldığı söylenebilir.

genel olarak ise (biraz gencolarla birlikte olan biri olarak) farklı ırktan, kültürden insanlara karşı inanılmaz daha saygılı ve hoşgörülüler. oturup birbirlerinin elini öperek göstermiyorlar bu saygıyı tabi de, çok daha sosyal yaşamda iç içeler ve çok umut verici. 70-80'lerde farklı siyasi görüştenler diye üniversitelerde birbirini öldüren nesille kıyaslamaya bile gerek yok
0
avatar is back
(20.11.22)
Saygı nedir önce bunu konuşmak gerekir. Sınıf öğretmeni olarak her sene gelen birinci sınıflardan nesil farkını çok net görebiliyorum. Yüzeysel bakacaksak evet her gelen nesil daha “saygısız”
0
ruhen hastayim ben
(20.11.22)
cok saygisizlar. burada bahsettigim grup 18-24 arasi diyebilirim. 15 yasindaki de herkesi yasiti saniyor falan o da saygisiz ama cocuk o, degisme ihtimali var. kendi aralarindaki muhabbetler bile cig. sosyal medya falan derken herkes kendini unlu saniyor artik sebebi bu bence
0
Kittie
(20.11.22)
Kısa +1
Ayrıca avatarin paylaştığı görsel (:
0
2027
(20.11.22)
Evet. Daha saygısız. Her yeni nesil, bir öncekinin düşüncesine göre büyüklerine daha saygısız zaten. Büyüklere saygı bilginin depolanması ve yayılması öncesine ait bir gelenek zaten. Bir kişi, Dünya'nın Güneş etrafında dönüşünü daha fazla gördüğü için ekstra bir saygıyı hak etmiyor artık. Çünkü onu avlayan avcılar, hastalık, diğer rekabet unsurları ve doğa olayları gibi konulara karşılık kendi becerisi ile hayatta kalan bir canlı değil artık.

Yeni nesil ile ilgili 2 sorun var. Birincisi son derece toksik, sevgi göstermeyi bilmeyen, kişisel gelişimi yarım yamalak olan kişiler tarafından yetiştirilen bir neslin "ben bunları çocuklarıma yapmayacağım" yaklaşımı ile ayarını tutturamayıp diğer uçta davranması ile (overcorrection) büyüyorlar. Bu yüzden özgürlük kavramını tam netleştiremeyip saygısız ve şımarık hareketlerde bulunuyorlar. Onların çocukları da onların kendi hatalarından ve yaşadıklarından çıkardıkları ders ile büyüyecek. Zaten nesiller boyu böyle oldu.

İkincisi ise diğer nesillerden farklı olarak internetin ilk defa bu kadar yaygın olduğu ve mesafelerin kısaldığı dönemde popülerliği yakalamanın önemi sebebiyle inanılmaz derecede iğrenç bir sosyal medya ve internet süreci içindeyken büyüyorlar. Bu sebeple oluşan iğrenç ve itici dil ve davranış biçimleri için yeni nesli suçlamak doğru değil.

Bunların dışında hepimiz 23 yaşına gelene kadar aşağı yukarı benzer şekilde saygısız birer hayvandık. Olur öyle. İnsan doğası.
0
nawar
(20.11.22)
"saygı hak edene duyulur" felsefesi yayıldı. Biz büyük olan herkes saygıyı hak eder diye yetiştirildik. Şimdiki gençler, büyüklerin onların hayatlarını mahvettiğini ve aslında bir çoğunun pek de bir şey bilmediğini görerek yetişiyor.

youtu.be
0
nhk ni youkosu
(21.11.22)
Artık bize empoze edilen değerler etkisini yitirdi. Biz alışkın olduğumuz şeyleri görmek istediğimiz için saygısız olarak niteliyoruz. Onların yerinde olsam ben de aynı şekilde davranırdım.

Ayrıca yaş ilerledikçe tahammül de düşüyor. Belki saygısız olarak algılama aslında bir tahammülsüzlük. Yani normal olan onlar ama onlardan büyükler gereksiz sinirli gibi.

Dijital dönüşümle birlikle bilgiye erişimleri de kolaylaştı. Ortalama bir yetişkinden daha fazla şey biliyor da olabilirler.
0
OrangeYellow
(21.11.22)
Evet, aileleri saygısız çünkü.
0
muhayyer divan
(21.11.22)
(19)

Şu an işsiz kalsanız ne kadar süre çalışmadan idare edebilirsiniz?

duchess jessamine
sb
sb
0
duchess jessamine
(16.11.22)
Biriktirdiğim parayla sadece asgari ihtiyaclar düzeyinde (gıda, ulaşım) mecbur kalsaydım işsiz olarak sanırım 3-4 yıl belki daha fazla (kira yok) idare ederdim. Şu an o para bitcoinde battığı için maaşım dışında bir gelirim kalmadı. Idare etmem mümkün değil. Direkt ac kalırım.
0
sanguine
(16.11.22)
5 sene
0
Mistyimage
(16.11.22)
3 sene, işsizlik maaşı ile.

I lav yu Frans bu sebepten. Ha issiz kalacagimi sanmıyorum, o yüzden benim paralar 3-4 ay çalışıp 3 ay issizlik maaşına hak kazanip işten çıkan tiplere gidiyor ama helali hos olsun :'(
0
logisticsmanager
(16.11.22)
Hiç çalışmasam da gayet rahat yaşarım. Dünyayı gezip ev almayan kiracılarım sağolsun.
0
OrangeYellow
(16.11.22)
(Hiç tazminat almazsam) 1.5 sene falan aynı yaşam standartlarını birebir sürdürürüm. sonra arabayı satmam / küçültmem gerekir. Şu an kovulsam muhtemelen en az 6 maaş tazminat alırım, bu da beni +1 yıl daha idare eder.
0
roket adam
(16.11.22)
Hiç
0
euteamo
(16.11.22)
Hiç.
0
jackyr
(16.11.22)
İşsizlik maaşı ve tazminat alırsam max 6 ay.
0
buzbebek
(16.11.22)
Birikime dokunmadan 1 yıl giderim sonrasında taşıtları ve birikimi harcarsam 2 yıl civarında giderim diye tahmin ediyorum.
0
mirty
(16.11.22)
Şu an işsizim, 3 sene yetecek param var. Yöneldiğim alanda 3 sene sonra iş yapacak kıvama gelemezsem çok sıkıntı yaşayacağım. Gerçi özel derslerim falan var tam da işsiz sayılmam ama bi asgari ücret anca ediyor.
0
Erestor
(16.11.22)
Tazminatla normal yasayisimda bir bucuk yili gorurum super ekonomi modunu acarsam 3 yili gecer.
0
kuzey li
(16.11.22)
3 ay
0
henchman
(16.11.22)
küçük bir kira gelirim var. eyt çıkarsa da ocak'ta emekli oluyorum. :) (evet yaşlıyım)

kiram yok. aile evinde minimal bir yaşamı sürdürebilirim sanırım.
0
naksidil
(16.11.22)
20-25 sene gider
0
mysql34
(16.11.22)
Standartlarını ne kadar düşürebildiğinle alakalı bu.

Mesela harcamalarımı düzgün kısabilsem 6-7 yılı görürüm, ama o işi beceremeyeceğim için 2-3 yıl diyorum gerçekçi olarak.

Tabi bi de işin enflasyon boyutu var. Böyle devam ederse belki 1 yıl?

Aslında maaş isterken hep "aylık normal harcamalarım" x 2-3 gibi bi para istemeye çalışıyorum minimumda. İşte 1 yıl çalışırsam, 1 yıl da ekstra kendimi götürecek para olsun gibilerinden. Ama bu seneki enflasyon, o kadar sepet yapmaya, dolar kazanma şu bu gibi bir sürü avantaja rağmen beni yamulttu.

Yatırımların ne kadar iş yapacağına bağlı yani gelecekte ne kadar rahat edeceğim, ondan da çok umutlu değilim açıkçası.
0
plutongezegendegilmi
(16.11.22)
Standartlarımı düşürmeden 5 yıl
0
synesthesia
(17.11.22)
biriktirdigim parayla 2 ay.
kredi kartlari, tuketici kredisi, ne varsa cekerek max. 6 ay
not: yurtdisi
0
cooperr
(17.11.22)
4 sene. masrafları kısarsak 6 da olur tabi.
0
lazpalle
(17.11.22)
Kiracımın kirasını ödediği bir evrende kira zaten maaşımla aynı olduğu için birikimlerimden de yiyerek uzun süre yaşarım ama şu anki kafa rahatlığı ve standartlarımdan uzaklaşırım tabii.
0
marla is in my head
(17.11.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.