Giriş
(26)

Niye hep ben kaybediyorum?

gatopoco
2 yıl önce on kişilik bir grupta davul dersleri alıyordum. Gruptaki kızlardan birini beğendim. Hoca hayko ve deniz yılmaz ile çalışmış geçmişte. Bu yüzden kızlar arasında popülerdi. Sempatik neşeli bir adam. Her zaman kızlar onun dibinde. Ama benimki onunla hiç ilgilenmiyordu. Cıvık tipleri sevmezdi
2 yıl önce on kişilik bir grupta davul dersleri alıyordum. Gruptaki kızlardan birini beğendim. Hoca hayko ve deniz yılmaz ile çalışmış geçmişte. Bu yüzden kızlar arasında popülerdi. Sempatik neşeli bir adam. Her zaman kızlar onun dibinde. Ama benimki onunla hiç ilgilenmiyordu. Cıvık tipleri sevmezdi. Duruşu olgun ve sakindi.

Bunu bir ara kahve için davet ettim. Kabul etti. İçtik ama beklediğim ilgiyi göstermedi. Muhtemelen heyecanlıydı. Tekrar davet ettiğimde reddetti. İçime kurt düştü ve araştırmaya başladım. Yakınlık dozunu da arttırdım rahat hissetsin yanımda diye. Kız soğuk yapmaya başladı. Bu hareketlerden utanıyordu büyük ihtimalle. Alışık değildi sanırım. Ders için toplandığımızda uzak duruyordu benden. İyice üzüldüm içten içe.

Zaman geçtikçe muhabbeti ilerlettik sınıftakilerle ben de ordan bir arkadaşa anlattım bu durumu. Dedi ki o kız hocayla takılıyor. Beynimden vuruldum. Yedekte tutmuş gibi beni bunca zaman. Yavaş yavaş hoca da ters yapmaya başladı bana. Anladım ki kız dolduruyor onu da. Bir derste başka bir konudan hocayla restleşince basıp gittim kurstan.

Bu 2 yıl önceydi. O zamandan beri kızı ve hocayı çeşitli mecralarda stalkladım takip ettim. Bir saplantı değil. Üzüldüğüm için. Birbirleriyle ilgili hiç paylaşım yapmıyorlardı. Ayrıldılar sanıyordum. Züğürt tesellisi:)

Asıl konuya geliyorum. Geçen ay bu herif canlı yayın yapıyordu hesabından. Tıkladım. Kız yanında. Meğer ayrılmamış bunlar. Ve nişanlanmışlar aynı evde yaşıyorlarmış. Sinsi gibi saklamışlar birlikte olduklarını 2 yıl boyunca.

Çok üzgünüm. Hayal kırıklığı. Yediremiyorum bunu. Hala umut mu vardı içimde kıza karşı bilmiyorum da. Keşke çıkıp benimle görüştüğünü söyleseydim kızın adama o zaman. Sindiremiyorum bir türlü olanları. Nasıl atlatılır böyle üzüntüler? Geçer mi? Nerde hata yapıyorum da sürekli yarıyolda bırakılıyorum? Ve sürekli olarak bu duruma düşüyorum. Hep yalnız kalıyorum. Kendimi bulamıyorum. İçim yanıyor duyuru. Tavsiye bekliyorum. İçimi döktüm. Okuduysanız teşekkür ederim.
0
gatopoco
(16.06.20)
"Sinsi gibi saklamışlar birlikte olduklarını 2 yıl boyunca"

sıkıntı büyük hocam, algılar ters dönmüş olayları yorumlama şeklin çok çarpık. kendine yazık etmeden daha fazla, profesyonel destek al derim. sağlıklı düşünemiyorsun çünkü, kalbine yazık ediyorsun bu sürede. öyle dert anlatıp bizim söyleyeceklerimizle rahatlanıcak bir durum değil bu. sıkma canını ama al o desteği.
0
Bruce
(16.06.20)
kız seninle normal bir şekilde kahve içmeye çıkmış, zaten flört bile etmemiş ayrıca etse ne yazar, uzak durmuş senin de ilgini anlayınca. hala yok kesin heyecanlıydı o yüzden soğuk davrandı, yok şuydu, yok buydu. anlattıklarından platonik aşkının sana karşı sorumlulukları varmış gibi düşündüğünü anlıyorum. ilişkileri için sana noter onaylı rapor mu vereceklerdi? sal insanları ya. okurken sinir oldum sana.
0
snape i başından beri tanırım
(16.06.20)
Cevaplar için teşekkür ederim ama biraz bana yapılan haksızlık açısından bakmaya çalışsanız olmaz mı
0
🌸gatopoco
(16.06.20)
şu anlattığınız şeylerde "bana göre" yanlış şeyler var.

fakat bu hikayede kaybeden yok, neden kaybettiğinizi söylemek o yüzden mühim değil.

kazanan da yok.

çok sıradan bir hikaye, 2 yıl önce kapanıp gidecek minik bir olay.

neden 2 sene sonra hala bunları dert ediniyorsunuz bence buna yoğunlaşmanız lazım biraz. altında önemli sebepler olabilir. eğer tek başınıza buna bir çözüm alamazsanız profesyonel bir destek almayı da düşünün derim ben.
0
levpontryagin
(16.06.20)
onu diyorum işte, ortada sana yapılmış bir haksızlık yok ki? kız sana en başından beri soğuk davranmış. kalkıp da sana "hocayla beraberim" açıklamasını yapmak zorunda değil. sonraki süreci sen kendi kafanda kurup yönetmişsin; kızın veya adamın kabahati yok çünkü yaptıkları şeyler seninle ilgili değil. sen olan biteni kendine göre yorumluyorsun.
0
Bruce
(16.06.20)
bruce +1
0
fezagezgini
(16.06.20)
Sana yapılan bir haksızlık yok. Bir kere görüşmüşsünüz, kız zaten samimi olmamış, sonra buluşma teklini de reddetmiş zaten. Seni yedekte falan tutmamış, denemiş beğenmemiş bırakmış ki dünyanın en doğal şeyi. Flört dönemi bu yüzden var zaten, sevgili olmadan önce tanımak denemek için. Üzülmek, hele ilişki olasılığından çok umutluyken çok normal ama bir noktada da kabullenmek gerekiyor. Bence sıkıntılı olan senin iki sene boyunca stalk yapmış olman. Özür dilerim ama doğruya doğru.
0
love my way
(16.06.20)
Bruce +1000
ve diğer yorumları da ciddiye almalısın.

okurken "eyvah eyvah" dedim. çok yanlış düşünüyorsun, yorumlamanda ciddi sorun var.

"İçtik ama beklediğim ilgiyi göstermedi. Muhtemelen heyecanlıydı"
"Kız soğuk yapmaya başladı. Bu hareketlerden utanıyordu büyük ihtimalle. Alışık değildi sanırım. Ders için toplandığımızda uzak duruyordu benden. "
buradan çıkarman gereken şey; kız senden hoşlanma(mış)dı, aşk meşk niyetinde değil(miş)di. sadece kahve içtiniz. umut görüp devam edince de o davranışlarıyla "ya istemiyorum, anlasana" demiş. başka bir anlam çıkarmamalı.

"Yedekte tutmuş gibi beni bunca zaman" hayır, sadece kahve içtiği ve bir anlam ifadee etmeyen birini yedekte tutamaz.

"Yavaş yavaş hoca da ters yapmaya başladı bana. Anladım ki kız dolduruyor onu da" kız bir şey dememiştir, hoca kıza yazıldığını anlamış. yanlış yaptığını anlaman için o şekilde davranmış

"Sinsi gibi saklamışlar birlikte olduklarını 2 yıl boyunca." herkese söylemiş , ilan mı etmişlerdi sanki? sen kendi kendine gelin güvey olmuşsun.

"Çok üzgünüm. Hayal kırıklığı. Yediremiyorum bunu." halk otobüsünde inmek isteyip de uzak bir köşede olduğun için dur butonuna kız senin için basmış da, sen de "bu kız benim, bende gözü var, beni seviyor belli" diyen tipler gibisin şuan. gerçekten korkutucu. profesyonel destek almayı düşünebilirsin. hem kendin hem çevren için
0
MtKrt
(16.06.20)
Yedekte tutmamış ki. Hatta soğuk davranmış. İkinci teklifi reddetmiş.
Algılamanız hep böyle yanlışsa, hep sorun olacak, hep kaybedeceksiniz.
0
pro9it9is9
(16.06.20)
hocayla heyecanini yatistirmaya calisiyor ya da muhtemelen seni kiskandirmak icin onunla. nasil sinsi insanlar var, okurken inanamadim. sen gel adamla kahve ic, uzerine baskalariyla nisanlan.

ne desen haklisin dostum... benim de birlikte sprite ictigim bir kadin vardi ama o bu kadar ileri gitmemisti neyse ki.
0
ateistanbul
(16.06.20)
Kız muhtemelen hocayla biz görüşürken görüşmeye başladı ve bana buna dair hiçbir sinyal vermedi. Ne kadar doğru bu? Belki o dönem adama gidip her şeyi anlatsaydım bırakırdı kızı.

Sonra da beni hocaya karşı doldurdu büyük ihtimalle çünkü adam durduk yere ters davranmaya başladı. Haksızlık değil mi bu?

Ben kızı rahatsız etmedim ki sadece herkese açık olan paylaşımlara baktım. Hep kadın tarafını tutuyor insanlar ama adalet eşit olmalı.
0
🌸gatopoco
(16.06.20)
Kızı takıntı haline getirmişsiniz, size yüz vermeyip başkasına yüz vermesini ise kabul edememişsiniz.

Bu kız size hiç ama hiç ilgi göstermemiş. Kız size soğuk, mesafeli davrandığı halde 'ısrarla' peşinde dolanmışsınız. Kızın sizden hoşlanmadığını belli etmesi için illa küfür etmesi mi lazımdı, grup dersinde herkesin ortasında sürekli onu rahatsız ettiğinizi yüzünüze vurup sizi rezil mi etseydi?

Ortada haksızlık yok. Kız size karşı adım atmamış. Kendi kendinize kafanızda kurup durmuşsunuz. Siz de yazmışsınız beklediğim ilgiyi göstermedi, benden uzak durdu diye. Birde utanmadan gidip kafanızda kurduklarınızı aynı ortamdan birine anlatmışsınız. Rezillik. Kız ve nişanlısı gerçekten iyi insanlarmış. Hele kız. Başkası olsa size o dersleri zehir ederdi.
0
GoodMorningTeacher
(16.06.20)
Ben kızı rahatsız etmek için hiçbir şey yapmadım sadece iyi niyetli davrandım ve alttan aldım. Cevaplar için teşekkürler ama burda bana tacizci damgası vuracaksınız nerdeyse
0
🌸gatopoco
(16.06.20)
Zaten üzgündüm bir de yanlış anlaşıldığım için üzülüyorum şimdi
0
🌸gatopoco
(16.06.20)
@gatopoco
biz sadece olanları doğru yorumladık. yanlış düşünüyorsun. bu biraz da deneyimsizlikten oluyor bence. biraz daha sosyalleşmeye çalış ama öyle hemen kesin yargılarda bulunma. biraz sakin.
0
MtKrt
(16.06.20)
Ne desek boş.
Bizi de yanlış anlıyorsunuz. Sizin için yapacak bir şey yok.
Eğer trol bir duyuru değilse tabi.
0
pro9it9is9
(16.06.20)
Siz bizi tanımadığınız için böyle yorum yapıyorsunuz. Ona çok yardım ettim derslerde. Hediye baget aldım parmak bantları aldım . Sürekli ihtiyacın olduğunda yanındayım mesajı verdim ama buna rağmen başkasıyla görüştü. Benim niyetim her zaman iyiydi. Bana açıkça artık yaklaşma benimle görüşme deseydi zaten görüşmezdim ama demedi. Flört etmiş sayılmıyor muyuz bunlara rağmen? Bu mantığı anlayamıyorum kusura bakmayın
0
🌸gatopoco
(16.06.20)
— kız seninle kahve içmiş ve içerken de soğuk davranmış. kahve içmek çıkma teklifini kabul etmek değil ki?
— kız, hoca ile çıkmış ve bunu belirtme ihtiyacını duymamış. sinsilik yok bence burada.
— kız ile hocayı iki yıl stalklamak bence sağlıklı bir psikoloji değil.
— koz seninle sevgili olmamış, çıkmamış ve senden hoşlandığını belirten bir işaret vermemiş ama sen üstüne gitmişsin aşırı. bence unut. kaybeden yok ortada. sen kızdan hoşlandığın için dışarı davet ettin ama olmadı, iki yıl takip etmeye değmezdi.
— bir başkasıyla karşılıklı olan bir ilişkiyi iki yılda kurabilirdin aslında.
0
cemallamec
(16.06.20)
Vay be. Epey şaşırdım. Nasıl bir yorumlama potansiyeli varmış sende. Ama hep yanlış olmuş :)

Boşver, sana kız mı yok? Böyle yorumlarsan tüm kızlar senindir zaten..

Mesela bir kasiyer, düşünsene para üstü veriyor sana

Ya da bir müşteri hizmetleri çalışanı, aradığında Kibar kibar konuşuyor. Hem de konuşuyor, kapatmıyor telefonu.

Belki de minibüste ön sırada oturan bir kadın, şoföre paranı elden ele iletiyor. Eyvah eyvah
0
conta
(16.06.20)
Demişsin ya adam kızlar arasında çok popülerdi diye. O adam oradaki alfa erkek oluyor sürüdeki tüm kızların çiftleşmek istediği. Sen de beta erkeksin. Alfa erkek kıza ilgi gösterdiyse o arada kız 2niz arasından tercih yaparsa bakıyor bir tarafta tüm kızların ilgi duyduğu bir erkek, diğer tarafta ise sıradan bir erkek. Diğeri daha çekici geliyor kıza o tarafa yöneliyor. Yapacak birşey yok.

Sonraki stalk olayı feciymiş, bırak o olayı da kafandan çıksın bari düşündükçe kurtulamazsın saplantı yaparsın.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(16.06.20)
Şaka bir yana, yanlış yorumlamışsın, hep faydacı sonuçlar çıkarıyorsun kendine. Empati yapmayı deneyebilirsin.
0
conta
(16.06.20)
Bir kere cevap verdim daha da yazmayayım diyordum ama tutamadım kendimi. :( Seninle flört etmiş olabilir, flört bir bağlılık değildir. Sonra kafasına uymadığını düşünüp vazgeçmiş olabilir, her türlü hakkı var. Sana da umut vermemiş soğuk davranmış hep. Belki hiç flört bile etmedi sadece arkadaşlık kurmak istedi ama sen çok yürüyünce rahatsız oldu ilişkiyi kesmek istedi. Resmi olarak flört bile edip etmediğinizi bile bilmiyorsun ki şu an, kendi bakış açını anlatıyorsun sadece ama dillendirilmiş bir şey zaten hiç olmamış. Kızın bakış açısından bakmaya çalış bir de, belki sana hiç o gözle bakmadı? Hediye aldığın bageti bilmem neyi de sevgili olma karşılığında mı aldın ki "Hediye bile almıştım, bu flört değil miydi?" diyorsun? Arkadaşlar da birbirine hediye alır. Samimi bir şekilde üzüldüm bu kadar takılmış olmana, sal gitsin bence gerçekten. Üzmek için söylemiyorum ama kız da hoca da muhtemelen hatırlamıyor bile seni. Sen kendi kendine dert ediniyorsun.
0
love my way
(16.06.20)
bagetle parmak bandı alınca seninle sevgili olmakla mı yükümleniyor kız? lol.

troll ol lütfen. değilsen evet, sende şiddet uygulayacak potansiyel görüyorum. sana üzülmüyorum, tehlikeli bir erkek kafası bu. eminem tişörtü giydi diye anasına laf dendiğini düşünen adama benziyosun.
0
snape i başından beri tanırım
(16.06.20)
@gatopoco ben duyurunu normal normal okuyup yorumlara baktım, seni 2 yıldır koltukta oturmaktan götü küflenmiş derbeder olarak görmüşler; ben öyle olmadığını ve iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. olay senin açından özgüven kırıcı olmuş sadece, hoca ve kıza takılmış gibisin; ama takıldığın mevzu daha çok ilişkisel sıkıntılar. beklentini düşük tutup karşı cinsle bol bol vakit geçirmeni öneririm.
0
veddin vel vele biddinke
(17.06.20)
ondan daha güzel ve sana değer veren birisi karşına çıkana kasar bu saplantıların seni malesef rahatsız edecek. Kurtuluş yok ama bunu dindirmek için başka enstüman kursuna, sportif ya da sanatsal başka bir faaliyete katıl, filmi başa sar ve yeni fırsatlar için kalbine izim ver.

Anlattıklarına bakılırsa suçlu kimse yok. flört bile sayılmayan bir durum için zamanında değer verdiğin insanlara haksızlık etme bence. Benim en büyük motivasyon taktiğim geçmişte hayatıma bir şekilde dokunan iyi kötü herkes için iyi dileklerde bulunmaktır. Çünkü benim pür sevgimi kazanmışsa, değeri ve saygıyı haketmiştir. Yolu ve yolun açık olsun.
0
bugisme
(17.06.20)
Bunu bir ara kahve için davet ettim. Kabul etti. İçtik ama beklediğim ilgiyi göstermedi. Muhtemelen heyecanlıydı. Tekrar davet ettiğimde reddetti. İçime kurt düştü ve araştırmaya başladım. Yakınlık dozunu da arttırdım rahat hissetsin yanımda diye.

Sıkıntı burada başlıyor. Sadece 1 kahve içerek (kaldı ki orada da fazla yakınlaşmamışsınız) kendini nasıl bu kadar kaptırabildin.

Ne güzel bir sahne var "eternal sunshine of the spotless mind" da. Tam senin durumun.

youtu.be
0
ihanet kac kisilik
(17.06.20)
(7)

12 Ocak 1990 üretimi Tekel Binboğa vodka

denizgonen
Bunu içersem zehirlenir miyim acaba? Açılmamış ve dolaptan 10 tane falan çıktı.
Bunu içersem zehirlenir miyim acaba? Açılmamış ve dolaptan 10 tane falan çıktı.
0
denizgonen
(16.06.20)
dostum o vodkalar 30 yasinda saygida kusur etme


o serileri hatirliyorum, tekel uretimi ve kapaklari dandik aluminyumdan ve muhtemelen bu sure icine icindeki alkolu ucmus bile olabilir, bir tanesini acip yarim yudum tadabilirsin, en azindan yutmazsan bir sey olmaz,

ama icmemeni oneririm, koleksiyonluk olarak kalsin.
0
exlibris
(16.06.20)
Votkadan bir şey olmaz herhalde ya
0
conta
(16.06.20)
şu an içmezse ölücek hastalığına yakalanmadıysan içme, koy vitrine sergile, ne güzel bir obje işte nostaljili falan. bakarsın ileride koleksiyonculara satarsın.
çünkü içsen ya bozuk olucak, boşa ziyan. ya da gerçekten sağlam olsa bile gidip başka absolut alıp içersin aynı şey; sana katacağı bir şey yok yani bunu içmenin. içmemeninse var.
0
Bruce
(16.06.20)
google amcaya sordum birsey olmaz diyor. Ama ben olsam, elimde tek sise var ise acmazdim saklardim.
0
cooperr
(16.06.20)
10 tane var. Saklayayım madem, güzel bir süs olabilir dediğiniz gibi.
0
🌸denizgonen
(16.06.20)
Direkt koy sahibinden'e. Bunun koleksiyonunu yapanlar var satar bissuru absolute alirsin :)
0
msb
(16.06.20)
madem alıcısı oluyormuş, ben olsam bir tanesini şişesi için saklayıp diğerlerini satardım.

sakladığımı da merakımdan içip içine su doldurup vitrine koyardım. mezara mı götürecem topu topu 30 yıllık votkayı? sanki bana römerwein.
0
chezidek
(16.06.20)
(15)

kendinizi "açlıkla terbiye etmek" size bir haz veriyor mu?

Bruce
if yapıyorum 2,5 senedir ama ara ara bozuluyor bu, özellikle cheat günlerden sonraki gün düzene sokma aşamasında " açlıkla boğuşuyor " oluyorum bazen.bazen fark ediyorum ki cidden açım, hani açlıktan mide bulanır ya, o seviye. yeme saatime de çok var. sonra bir kahve yapıp acı acı içiyorum, midem bi
if yapıyorum 2,5 senedir ama ara ara bozuluyor bu, özellikle cheat günlerden sonraki gün düzene sokma aşamasında " açlıkla boğuşuyor " oluyorum bazen.

bazen fark ediyorum ki cidden açım, hani açlıktan mide bulanır ya, o seviye. yeme saatime de çok var. sonra bir kahve yapıp acı acı içiyorum, midem bi tuhaf oluyor. resmen bağırıyor " yav ben sana kahve mi dedim, KARBONHİDRAT VER BANA KALORİ VER " diye; sızlıyor. böyle dedikçe basıyorum acı kahveyi, " nihahaha " diye gülüyorum gözlerinin içine baka baka...
bu da bana tuhaf bir haz veriyor. bilinç üstünde bunu " afferim oğlum bak ne güzel disiplini bozmuyorsun " hissi var ama acaba alttan alta mazoşistlik de barındırıyor gibi. öyle mi?

benim yeme bozukluğum vardı, hala da var aslında; yemek yemeyi bir ödül ve keyif işi olarak görüyorum. moralim bozuksa güzel bi junk food gömüyorum, kendimi iyi hissediyorum. ya da çok stresli bir gün sonrası sağlıklı da olsa, şımartacak şeyler yemeyi istiyorum. bununla ilgisi var sanki bu "kendime ceza veriyor olma" durumumun; deli doktorları bi yorum yapar artık...

size de oluyor bu böyle şeyler? nasıldır yemek yeme ile ilişkiniz?
0
Bruce
(15.06.20)
işe giderken olmuyor da evde olduğum zamanlar if yapıyorum. o zamanlarda da öyle cezaymış mazoşizmmiş hiç senin gibi hissetmiyorum. yani sabah 9 akşam 5 arası yiyorum, akşam 9'da acıkırsam "şu saatten sonra yemek yenmez" diyorum kendime en fazla, ki if yapmadığım zamanda da o saatte yemek yemem.

yemek yemeyi (ama her yemeği değil) çok severim, kesinlikle keyif için yerim. moralim bozuksa neşelenmemin kesin yolu çok sevdiğim bir şey (mesela katmer) yemektir. birini teselli edeceksem aklıma ilk gelen sevdiği bir şeyi yedirmek olur. yemekle ilişkim bu. sağlığım için dikkat ediyorum ama öyle kendime acı çektirip keyif almam :)
0
pati
(15.06.20)
18-19 yasimda birkac kasik yogurt yiyerek gun geciriyordum, yeme bozuklugum vardi. O zaman cok ac sekilde yataga girince kafam rahat uyuyordum, dogru bir sey yaptigimi saniyordum. Kesinlikle mazosistce, katiliyorum.

Yemek yemeyle iliskim hala biraz takintili, tam olarak saglikli bir iliski degil. Emotional yemek hala hayatimda var, ama durum eskisinden cok daha iyi.

If takintili yeme bozuklugu icin cozum olabiliyor aslinda, su saatte kahvalti su saatte son yemek, tamamdir diyerek bitirebiliyorsunuz günü.

O ac karnina sert kahveler cok kotu geri donuyor. Kramptan iki buklum olunca pek haz alamiyorum ben. O nedenle daha hafif bir IF yapiyorum 15 saatlik.
0
buf-e kür
(15.06.20)
Deli doktorları? Midenin gözlerinin içine baka baka gülmek? Ver bana kaloriyi diyor, basıyorum acı kahveyi...

Allah kabul etsin çok korkunç ve tuhaf Bi duyuru, üslup filan daha korkunç. Çok şükür bana olmuyor böyle şeyler. Derdin neyse onu bulup çözersin inş, anlatımın bile sanki korkutmak için kurgulanmış. Kulağımda acayip rahatsız edici Bi ses tonuyla canlandırarak okudum.
0
snape i başından beri tanırım
(15.06.20)
If yapmak, cheat günleri, bunlar nedir? Bilgi aldığınız ve kültürlendiğiniz ortamları değiştirin bence, tuhaf etkileri olmuş :(
0
snape i başından beri tanırım
(15.06.20)
İf bir diyet değil, beslenme biçimi. Gıda sektörü üç öğün yalanını ortaya attı filan der genelde if savunuculari. E 2.5 senedir if yapan insan halen açlık hissediyorsa, düzene alişamamişsa boşuna savunuluyor bence.
0
elorelia
(15.06.20)
@elorelia, if yapan insan 20 saat yemek yemezse açlık hissetsin bi zahmet ya? bahsettiğim durumun if'in faydasıyla ilgisi yok ki.
ben 12-20 saatlerinde yiyorum. ama mesela pazar 4'te bişey yiyorum dışarıda, sonra yemiyorum ertesi gün 12'ye kadar. 12-8'e alıştırdığım için düzenim bozulmasın diye yapıyorum bunu. konunun if'le alakası yok yani.
0
🌸Bruce
(15.06.20)
yemeği ödül ve keyif işi olarak görme konusu bende de var.
bu aslında kötü bir şey çünkü öyle olduğu için o cheat dayler falan araya giriyor ve bu if yaşam tarzına dönüşemiyor.
çünkü if yaşam tarzı olduğunda istediğinizi yiyemeyince sanki hayattan da zevk alamıyorsunuz, disiplinli yaşıyorsunuz, o yüzden arada es verip zevk alıyorsunuz gibi bir durum oluşuyor.
yani sizin asıl yaşam tarzınız ve keyif alma şekliniz if değil, junk ya da her neyse onu yemek üzerine kurulu.
aslında tersi olduğunda, yani gerçek yaşam tarzınız ve zevk aldığınız, sizi tatmin eden süreç "if" olduğunda, cheat'e ihtiyaç duymuyorsunuz çünkü zaten junk food'dan da zevk almıyorsunuz.

en azından bendeki mekanizması böyle işliyor.

açlıkla terbiye etmek haz vermiyor, hafiflik hissi iyi hissettiriyor diyebilirim.
ama demek istediğinizi anlıyorum.

açlıkla terbiye etmek de bedene "kötü davranmak" ve bir nevi değersizlik, cezalandırma aslında.

edit:
if'i kavram olarak kullandım.
yani if yerine koyulabilecek herhangi bir düzen, disiplin, akım vb. olabilir.
0
blatta hiberna
(15.06.20)
6 aydır falan kahvaltıyı atlayarak gayriresmi if yapıyorum.

cuma günü 17:30'da akşam yemeğini bitirdim, bişey yemedim sonra.

cumartesi 12'de bisiklete gittim. 50 km çok sayılmaz. cuma akşamından beri yediğim ilk şey cumartesi 15:30'da dondurma oldu.

tabii bisiklette yanımdaki arkadaş "deli herhalde bu" diye düşündü bu süre boyunca da, bende hiç bir sıkıntı olmadı. hatta akşam yemeğini çok yiyeyim o kadar bisiklet sürdük acıkmışımdır diye, zorlamam gerekti kendimi.

bu sürede vücut açıkçası şeker meker istemedi. alışkın herhalde artık.
0
ron dennis
(15.06.20)
Sizin kadar uzun süre olmasa da aylarca if yaptım. Ben çok yoğun açlık bastırınca ne kadar sağlıklı bir iş yapmakta olduğumu düşünerek motive oluyordum, uzun süre çok sıkı bir şekilde sürdürdüm bu düzeni. Gelen açlık hissinin aç olduğum anlamına gelmediği yönündeki fikrim sebebiyle yememeyi sürdürmem cezalandırma davranışına girmiyordu bence. Buna karşılık, ifi bozmamayi zihni terbiye etme kategorisinde görebiliriz.
0
Olive
(15.06.20)
Ben uzun süreli açlıkları, daha doğrusu uzun süreli açlıkların vücutta yarattığı değişimleri seviyorum, uzun yıllardır da yeme düzenimi bu şekilde oluşturdum 20 saat 24 saat 36 saatlik açlık periyotları bana çok doğal geliyor, çok çok ağır antrenman yapmamışsam app. uyarısı gelene kadar o kadar saat yemek yemediğimi fark etmiyorum bile. Senin tersine açlığın kendisi bana ödül gibi geliyor sanırım.
0
angelus
(15.06.20)
veriyor
0
anais
(15.06.20)
evet kafasına kafasına vuruyorum sık sık. iki üç gün yemiyorum. "yemek mi? ölümlüler için o" tribine falan giriyorum ikinci günden sonra.

iyidir iyidir.
0
alperz
(15.06.20)
Uzun sureli klasik if yani 16-8 rutinin haline geldiği için bünyenin değişikliğe ihtiyacı olabilir, ben olsam cheat yapmadan önce 24 saatlik İF yaparım bir de açlığın 23. Saatinde temiz bir kardiyo direnç antrenmanı sonrası daha da süper gider. bu şekilde klasik yöntemden çıkıp ara ara farklı zaman dilimleri ile daha keyifli ve renkli bir diyet zamanlaması oluşturabilirsin, ben şahsen haftada duruma göre rutinden çıkıp 1-2 kez 24 ve ayda bir ya da yılda 1-2 36 saat civarı if taraftarıyım. Acı kahve candır, bulletproof gibi kahveyi yumuşatma ve kalorilendirme olaylarına girme derim. İnan bana, devamlı 16-8 ve belli öğün sayısı pek sıkıcı, asker gibi takılmanin alemi yok, sen iyisin yine bir de yıllarca kalori hesaplayan manyaklar var, daha ne tipler var...
0
candanag
(15.06.20)
Mideni eline alman yakındır.
0
adivar
(15.06.20)
açlık iyidir
0
ShadowOfMoon
(15.06.20)
(5)

şu anakart ssd destekliyor mu?

tabudeviren
model sayfası şurada:https://www.asus.com/tr/Motherboards/TUF-H310-PLUS-GAMING/specifications/depolama kısmında: Intel® H310 çipset :1 x M.2 Soket 3, , M Key ile Tip 2242/2260/2280 depolama aygıtı desteği (hem SATA hem de x2 PCIE modu)*1 4 x SATA 6Gb/s port(lar), Gri,yazıyor. fotoğrafı şurada: https
model sayfası şurada:
www.asus.com


depolama kısmında: Intel® H310 çipset :
1 x M.2 Soket 3, , M Key ile Tip 2242/2260/2280 depolama aygıtı desteği (hem SATA hem de x2 PCIE modu)*1 4 x SATA 6Gb/s port(lar), Gri,

yazıyor. fotoğrafı şurada: dlcdnimgs.asus.com

buna göre şunu takabiliyor olmam lazım değil mi?
www.hepsiburada.com

ama buna uygun bir yer yok?
0
tabudeviren
(15.06.20)
Anakart üzerinde tuf yazısı var metal üstünde hani, onun sağında 3 vidalama yeri var. O vidalama yerlerinin sonunda sağda da pin gibi yer var. Oraya m2 ssd takılıyor.

Ayrıca normal 2.5'luk sata girişli ssd'de takabilirsin.

Cevap anakart yeni nesil. Destekliyor.
0
denizgonen
(15.06.20)
m2 nvme ssd ise buraya takıyorsun.
i.ibb.co
0
Bruce
(15.06.20)
çok teşekkürler canlarım <3

bu vesileyle bir başka soru sorayım,
2.5'luk sata veya linkini verdiğim gibi ssd'nin bir farkı olur mu?
sanki anakarta direkt takılan daha iyi gibime geliyor ama, sorayım size :)
0
🌸tabudeviren
(15.06.20)
arada 3 kata varan bir hız farkı oluyor sata ile m2 nvme arasında ama fiyat farkı da var. render ya da benzeri ham işlem ve okuma-yazma gücü gerektiren işler yapmıyoran sata hızı yeter de artar.
ama fiyat farkı azalabiliyor kampanyalara göre, ben geçen ay toshiba 512 gb m2 nvme ssd'yi 500 liraya aldım, sata olanlar o kadar normalde. çok acil ihtiyacın yoksa kampanya kovalayıp m2 nvme almak daha mantıklı ilerisi için.

256 gb nvme alacağına aynı paraya 512 sata al.
0
Bruce
(15.06.20)
tam hız alamazsın.1500 mb hız alırsın. x4 olmalı tam hız için
0
elebego
(16.06.20)
(3)

neden kaç yaşındasın değilde kaçlısın diye soruluyor?

sizofren06
sb.
sb.
0
sizofren06
(15.06.20)
Kafada canlandırması, kıyaslaması daha kolay oluyor.
0
fezagezgini
(15.06.20)
Daha kısa bir soru, fonetik olarak da ağızdan çıkışı daha kolay. Bir de belli zamanlara aidiyet hissiyatı yaratmak için olabilir. Mesela 1984'lüyüm dediğin zaman 90'larda çocukluğunu yaşamış olduğun, milenyumun başında üniversite yıllarını geçirdiğin falan gelir akla ama 36 yaşındayım dediğinde bunlar pek düşünülmeyebilir. Bu düşünceyi tetiklemek için soruluyor olabilir. Çok fena sıkıyorum şu anda ama mantıklı geldi :D
0
vedatchilipeppers
(15.06.20)
bana yaşımı sorsalar da doğum yılımı söylüyorum. "yaş hesaplamayı bilmiyom ben, o yüzden ehiehi" diyorum sonra da. çünkü üpo'nun dediği gibi herkes ayrı bi hesap yapıyor.
0
Bruce
(15.06.20)
(6)

VoLTE nedir?

msb
Telefonun kosesinde boyle bi logo cikti durduk yere, nedir bu? Hattim Turk Telekom.
Telefonun kosesinde boyle bi logo cikti durduk yere, nedir bu? Hattim Turk Telekom.
0
msb
(15.06.20)
(bkz: volte)
0
Bruce
(15.06.20)
voice over lte falandı sanırsam.

telefonla konuşurken kaliteyi arttırmak adına wifiden de destek alıyor vs.
0
yukselen gunes evi
(15.06.20)
şebeke zayıfken wifiyi kullanıyor ama çok dandik bişey. konuşma kalitesini baya düşürüyor. bence kapat.

edit: 1 yıl önce falan denemiştim ben gerçi. belki daha iyidir şu anda.
0
xrated
(15.06.20)
VoLTE Wifi'den bağımsız bir teknoloji, normalde konuşma esnasında ses aktarımı klasik şebeke üzerinden sağlanırken VoLTE devreye girdiğinde LTE üzerinden ses aktarımı yapmaya başlıyor. Wifi desteği VoWifi servisiyle oluyor benim bildiğim.
0
angelus
(15.06.20)
evet wifi ile alakası yok. o wifi calling diye ayrı bir özellik, şebeke sinyali yokken bile wifi varsa internet üstünden şebekeye erişim sağlayıp ses verisini internet üstünden operatöre, oradan da diğer tarafa ulaştırıyor.

Volte sesi 1-2-3g üstünden değil de 4g üstünden iletiyor. 4g'nin bant genişliği çok daha yüksek olduğu için ses kalitesi (bitrate) çok daha yüksek oluyor, iki taraf da destekliyorsa görüşme pırıl pırıl oluyor.
0
orient blue
(15.06.20)
Volte açıkken karşılıklı görüşmede ses kalitesi çok daha iyi. Mobil bağlantı ile şebekeyi destekliyor. Dolayısıyla 4.5G kalitesinde konuşmuş oluyorsunuz normal şebeke kalitesi yerine.
0
desdenova34
(15.06.20)
(6)

ana göre yaşa vs adımları dikkatli atmaca

margarita
Selam ahali,Geldim 30 yaşına ama iki adet 4+yıl üstü ilişkiden sonra hala neyi yanlış yaptım neyi doğru yaptım bilemiyorum. Bu nedendendir ki fikrinizi almak istedim.Soru şu;Şimdi düzgün bir ilişki başlayınca, nasıl davranmamız gerekiyordu bizim ya? Böyle baya sevgi kelebeğine falan döndüm ben, bi y
Selam ahali,

Geldim 30 yaşına ama iki adet 4+yıl üstü ilişkiden sonra hala neyi yanlış yaptım neyi doğru yaptım bilemiyorum. Bu nedendendir ki fikrinizi almak istedim.

Soru şu;
Şimdi düzgün bir ilişki başlayınca, nasıl davranmamız gerekiyordu bizim ya? Böyle baya sevgi kelebeğine falan döndüm ben, bi yanım olduğun gibi görün diyor, değeri "margarita bak sonra adamlar seni cepte görüyor, azcık ağır ol, cool ol" diyor. Hangisi olayım? Cool olmaya çalıştım ama max. 15 dk sürüyor, sonra yine duyguları uçta yaşamaya devam ediyorum.

Dert de dert değil tam ama merak ettim genelde sizler nasıl yapıyorsunuz diye.
0
margarita
(15.06.20)
Kendin gibi olamadıktan sonra ne anlamı var ki o ilişkiyi sürdürüyor olmanın. Madem "beli bi yaşa" geldiğini düşünüyor ve olgun ilişki yaşamak istiyorsun, duygularını uçta yaşadığın için seni "cepte" görmeyen insanlarla birlikte olmalısın.

Gençken beğendiğimiz bizi beğensin diye uğraşıyoruz ama bi zaman sonra bu hem yorucu hem de nafile geliyor.

Duygularını uçta yaşamak senin için bu ilişki haricinde genel bir problem değilse zorlama kendini. Genel bir problemse de kaynağını bulup düzeltmeye çalışırsın. Biriyle tanıştım onu kaybetmemek için ne yapayım düşüncesi o ilişkinin geleceğini baltalayan bir yaklaşım bence. Şimdi cool görünürsün, 1 sene sonra normal margarita olduğunda ilişki sarpa sarar, geçen vaktine yazık olur.
0
Bruce
(15.06.20)
ben olduğum gibi olduğum halimden farklı davranmaya ihtiyaç duymuyorum, oluyor.

yani sevgi kelebeği ve Cool olmak dediğin o kadar birbirinden ayriysa zaten bir aşamada tokezleyecektir.
0
encokbenisevinnolur
(15.06.20)
Başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin.
0
chemnil
(15.06.20)
24 yasindayim. her seferinde duygularimi ucta yasiyorum. her zaman icimden geldigi gibi davraniyorum. hic taktik ve coolluk yapmadim.

hep kaybettim. :D

taktik ve coolluk yapan arkadaslarim da kaybetti. :D

sans isi sanirim.
0
batlegolas
(15.06.20)
Erkeğim, kimseyi cepte olduğu için terketmedim.

cool olmaya çalışanlar ortamda çok sırıtıyor, oturmuyor o intiba.

kendin olmak duyguları aşırı uçlarda yaşamak değil, normal bir insan olarak yaşamak. duyguları uçta yaşamak bir duygu durum bozukluğudur, büyük ihtimal cepte olduğunuz için değil dengesiz olduğunuz için terkedildiniz.
0
KaraSakall
(15.06.20)
olduğun gibi ol tabii ki. ama daha en başından senin için her şeyi yaparım triplerine girmek karşıdakini soğutabilir. Daha doğrusu bu işte bir iş mi var mı diye düşünebilir.
0
sonsuz
(15.06.20)
(2)

ekşiduyuru'da kullanıcıların profiline ulaşmak

chezidek
selamlar.soruyu soranın ekşiduyuru profilini nickine tıklayarak görüntüleyebiliyoruz ama mesela cevap verenlerin sorduğu soruları, verdiği cevapları göremiyoruz. eskiden bu özellik vardı da sonradan kalktı mı acaba?
selamlar.

soruyu soranın ekşiduyuru profilini nickine tıklayarak görüntüleyebiliyoruz ama mesela cevap verenlerin sorduğu soruları, verdiği cevapları göremiyoruz. eskiden bu özellik vardı da sonradan kalktı mı acaba?
0
chezidek
(14.06.20)
öyle bir özellik var mıydı hatırlayamadım ama cevap verenlerin sordukları soruları yukardaki ara tuşundan yazara göre aratıp bulablirsin. verdikleri cevaplar için bir şey diyemeyeceğim.
0
aziz dostum jack
(14.06.20)
verdikleri cevap için de kullanıcı ara değil kelime ara yapabilirsin. sağ kulağı sol elle kafanın üstünden tutmak gibi ama başka yolu yok.
0
Bruce
(14.06.20)
(20)

kanepe nasıl?

Bruce
yeni eve çıkacağım, sıfırdan döşenicek oturma odası. kafamda net bişey yok, bulduğum güzel mobilyalara göre şekillendiririm diyorum.şunu beğendim, ne diyorsunuz?https://www.atolyebaska.com/neoretro-uclu-mavi-retro-kanepe
yeni eve çıkacağım, sıfırdan döşenicek oturma odası. kafamda net bişey yok, bulduğum güzel mobilyalara göre şekillendiririm diyorum.

şunu beğendim, ne diyorsunuz?
www.atolyebaska.com
0
Bruce
(14.06.20)
halamın koltukları aklıma geldi sene 1900bilmemkaç
0
hem şişko hem deli
(14.06.20)
Rengi mavi diyor ama yeşil gibi geldi bana. Bu renk olacaksa güzel beğendim.
0
Amaranta ursula
(14.06.20)
Fena değil ama bu fiyatlara çok daha güzel şeyler bulabilirsin. Gerçi zevk meselesi.
0
antihero
(14.06.20)
Retro mobilyalari, ozellikle koltuklari severim. Bu da gayet iyi, rahatsa direkt alin.
0
msb
(14.06.20)
Ben koltuğu denemeden alamazdim, hele bu paraya.
0
elorelia
(14.06.20)
boyle mobilyalari cok begeniyorum eger salonun kalani da yine boyle retro dosenecekse gayet şık olur bence. geeci fiyati pahali geldi bana. bir de rahatlik testi yapmak lazim canlisinda, genelde bu mobilyalar şık oldugu kadar rahat olmuyor.
0
in vino veritas
(14.06.20)
Bununla uyumlu eşya bulmak ya da buna bir şeyler uydurmak zor olur. Çok zorlama bir ürün gibi. Model olarak hoş değil. Kumaşı hiç kaliteli durmuyor. :(
0
GoodMorningTeacher
(14.06.20)
@GoodMorningTeacher, yanına da şundan 2 tane koysam diyorum, uymaz mı? aynı renk babanne evi gibi olmasın istiyorum.
www.atolyebaska.com

şöyle de sade yün bir kilim mesela.
www.atolyebaska.com
0
🌸Bruce
(14.06.20)
rengini, tipini falan çok beğendim. tam bir almodovar mobilyası resmen. evin kalanını da minimal döşeyeceksen çok yakışır. fiyat konusunda çekincelerim var ama tabii.
0
chezidek
(14.06.20)
şimdi tasarım olarak fikrimi belirteyim, bana hiç hitap etmiyor, kötü bana göre ama bunun hiçbir önemi yok sen beğendiysen. ayrıca gayet güzel de görünebilir doğru dekorasyonla vs. asıl sorun ürünle ilgili hiçbir bilgi yok? ömür boyu garanti falan aşırı boş laflar o koltuğu günde 5-6 saat direkt güneş ışığına koy kumaşın rengi solsun ondan sonra git ara bakalım hakkını ne diyecekler. 10 yıl sünger garantisi de aşırı saçma bir ifade. süngerin cinsi daha önemli ama o bilgi yok sayfalarında. şu koltuğun işçiliği ise o kadar basit ki hiç girmeyeyim o konuya ama ona rağmen en soldaki oturum minderinin kumaşı diğerleriyle eşit seviyede gerdirilmemiş fark etmişsindir. bence bir mail atıp sor "hele hele kardeş bu koltuğa niye 5800 veriyoruz ""bağuauz"" etkisi dışında?" diye.

soracağın şeyler süngerin cinsi. nereden hangi standartta sünger alıyorsunuz? ve kumaş martindale puanı. bu ikisi o fiyatı edip etmediğini belirler.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(14.06.20)
@palve, hiç anlamıyorum bunlardan, teşekkür ederim. standardı ne olsun mesela süngerin? martindale kim? evi beraber döşeyelim mi seninle alksjda

fiyatlara dair de hiçbir bilgim yok, 3'lü kanepe için çok sanırım bu fiyat dediklerinizden öyle anladım. biraz tarz bişey olsun istiyorum çünkü.
0
🌸Bruce
(14.06.20)
Yeşil-turuncu takımlar pek tercih edilmiyor. Daha koyu bir yeşil kumaşla deneyebilirsiniz. Ama dediğim gibi kumaş kalitesiz duruyor.

www.google.com

Oturma oturmasını ağırlıkla nasıl kullanacaksınız? Çalışma odası tarzı mı, televizyon izleyip oturmalık mı, yoksa kafa dinlemelik keyiflik alan mı? Birde oturma odaları genelde salona göre küçük olur, oturma odasında daha açık renk mobilya kullanabilirsiniz ferah olsun diye.

www.kelebek.com
www.tepehome.com.tr
0
GoodMorningTeacher
(14.06.20)
bu fiyat etmez değil edebilir ama en büyük 2 maliyet kalemi kumaş ve süngerdir. sünger ham maddesi ithal zaten o yüzden döviz yükselince o da yükselir çok doğal ve daha çok yükse kalite sünger fiyatlarını etkiler, kumaş da çok iyi bir kumaştır o zaman o fiyat eder ama öyle değilse kazıklanmış olursun. sen bi sor bakalım martindale test değerini, yanmazlık standartları, leke tutmazlık testi, yırtılma testi falan istediğin gibi sor ama sor yani :D fakirlik ruhuma işlemiş sırf tipine bakarak bir şey alamıyorum.

süngerin standardı şu olsun diyemem farklı sünger cinsleri var maliyetleri yakın olsa da farklı oturum rahatlığı sunar. benim favorim hyper soft süngerler mesela çok kullanılır piyasada ama onun da kendi içinde kalite farkı var. geçen bi döşemeciyle tanıştım adam 40 dansite hyper soft olduğunu bile bilmiyor o kadar kullanmamış. 35 basıp geçiyorlar çoğu modele. 35 hyper soft 5 senede perti çeker gidip garanti peşinde koş da bulasın sonra.

bence sen beni boşver mis gibi koltuk al geç :D normod diye bi marka var bi bak modellerine iyi ürünler üretiyor kalite olarak üst kalite diyemem ama en azından söylediği veriler doğru onu biliyorum ve fiyatları daha uygun.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(14.06.20)
@GoodMorningTeacher, tv karşısında oturup pineklemelik bir alan olucak, salon olsun misafir ağırlayayım, çalışma odası olsun beynimi ferahlatsın gibi dertlerim yok aslında. evdeyken günümün çoğunu kendi odamda geçireceğim için rahatlık kısmına çok takılmamakla birlikte elbette rahatsız ya da sırf dekor olsun istemiyorum. dediğim gibi kumaş kalitesinden de bakarak çok anlamıyorum, hatta gidip dokunsam da elime verdiği histen başka bişey anlamam gibi geliyor.
öneriler için teşekkür ederim.

@palve, şu dediklerinden sonra boş veremem kusura bakma, saldın zehri kanıma. dansite dansite diye dolaşıcam modoko'da deli dürtmüş gibi. sağ ol akljsdas
0
🌸Bruce
(14.06.20)
o fiyata tek bi koltuk cok fazla sanki bilemedim
0
alttaraf
(14.06.20)
palve normod dedi baktım bunu beğendim, ne dersiniz ahali?
www.normod.com
0
🌸Bruce
(14.06.20)
artık ikea kanepeleri falan bile dört bin küsurlara satıldığı için çok pahalı değil ama bu fiyata bence de çok daha güzeli ya da benzer kanepenin daha ucuzu bulunabilir.
bazen de insan "bunu istiyorum" diyor, o yüzden bir şey diyemiyorum.

bu tarz için fena değil ama koltuğu deneyip almak önemli.
mesela tv karşısında yayılmak için kol kısımları biraz alçak ya da dar kalabilir.
bu koltuklarda yayılmak pek konforlu olmaz genelde.

bir de, bence tek kişilik koltuklar aynı modelin başka rengi olmamalı.
hem başka renk hem başka model olmalı.
ürünün sayfasında "kombin ürünleri" diye bir bölüm var.
ahşap kollu falan bir şeyler var mesela orada, onlar daha iyi olur.
takım gibi olmasın yani.
ama "bence" tabii.

güle güle oturun.

edit:
ikinci örnek de biraz bekleme odası koltuğu gibi.
ya da hani ev sıcaklığı katılmak istenmiş, modern şirketlerdeki birinin odasına koyulabilir gibi.
bunlar "rahat" kanepeler değil bence.
hep böyle dik dik oturur insan bunlarda.
0
blatta hiberna
(14.06.20)
@blatta hiberna, yani böyle diyince sanki hiç koltukta oturmamışım gibi olucak ama rahat koltuk nasıl oluyor? yani bakınca neyi görüp "hmm bu rahattır" diycez?
rahat koltuk diyince benim aklıma oturma kısmı 2 metre pofuduk şeyler geliyor ikea'dakiler gibi ama onlar da çok "şık" değil sanki? hem rahat hem şık nasıl oluyor da oluyor?
0
🌸Bruce
(15.06.20)
rengi iyide modeli beğenmedim. rahat mı denemek lazım. alt veya üst tarafı yastıklı olan modelleri sevmiyorum ben. eve gelince yayılmak istiyorum bunlar o zaman pek rahat olmuyor. bide kol kısmı kısa geldi bana. yastık koyup uzanayım desen pek elverişli olmaz gibi.
0
Topalordek
(15.06.20)
yani işte o tarz meselesi biraz, haklısınız.
siz özellikle tv karşısında pineklemelik dediğiniz için belirtmek istedim.

kolları alçak ve dar mesela, yani yan uzanıp kolunuzu kenara koyamayabilirsiniz.
ya da işte üzerinde şöyle bir uyuklamak için kolları rahat olmayabilir.
o yüzden denemek lazım.
bir de bu tip koltuklar sert süngerliyse dediğim gibi böyle sıkışık ve dik oluyorlar.
o da ev için uygun konforu sağlamıyor bence.
yine retro, biraz daha geniş, biraz daha heybetli olanları bulunabilir sanki.

bir de dediğim gibi, oturarak almak önemli aslında.
bunların sert ve rahatsız görünmesi yüzünden değil, çok pufidik görünen bir kanepe beğenirsiniz, onun da içine gömülürsünüz yine rahat olmaz.
yani her durumda denemeden almak risk.
0
blatta hiberna
(15.06.20)
(7)

Siz olsanız hangisini/ne alırdınız (araba sorusu)

kablelvuku
Alternatif 1https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-mazda-degisensiz-boyasiz-mazda-3-823322716/detayGönül bundan yanaAlternatif 2https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-skoda-12-yillik-sahibinden-essiz-fuar-ozel-yapim-fabia-elegance-831146091/detayBu da sırf fiyatı uygun diye. Şehir
Alternatif 1

www.sahibinden.com

Gönül bundan yana

Alternatif 2

www.sahibinden.com

Bu da sırf fiyatı uygun diye. Şehir içi kullanılacak. Fakat mazda 3 e daha yakınım.

Elde sıfır birikmiş olduğu ve hepsine kredi çekileceği için de maddi durum fabia der.

Her türlü alternatife açığım. Maksimum limit mazda 3 fiyatı.
0
kablelvuku
(14.06.20)
Sıfır birikmiş varsa ne kadar az kredi o kadar iyi hacım, sonraki arabanı heves ettiğin bişey alırsın. Kredi ee kaka pis bişey, yazık emeğine.
0
Bruce
(14.06.20)
arabadan anlamam, ama nedense kulağımda skoda'nın yedek parçası kolay bulunur abi sözü kalmış :)

ama bence kredi zorlamayacaksa mazda 3 alırdım daha cool, fabia çok sıradan.
0
aziz dostum jack
(14.06.20)
Mazda 3'ün daha iyi bir araba olduğuna şüphe yok. Belirlenmesi gereken, fiyat farkına değip değmeyeceği. Sıfır birikmiş olduğu için ben net olarak fabia diyorum, fiyat farkına değmez. Fabia iyi bir araç, donanımı da iyiymiş. İlandakini özellikle beğendim, satan kişi uzun süredir kullanıyor ve hiç lpg takılmamış. Bu yaştaki arabalar elbet sorun çıkaracak, kenarda harcama yapacak bir miktar kalması iyi. Mazda 3'e kredi çekseniz zorlanacaksınız, sürpriz bir masraf çıktığında daha büyük sorun olacak. (Şehre bağlı olarak, mazda için usta ve parça sıkıntısı da yaşayabilirsiniz.) Ben olsam bu fabia'ya bakardım temizse alıp geçerdim. Çok km yapılacaksa iyi bir ustaya lpg taktırılmalı ama biraz fazla yakar. (+3000 tl düşünün lpg masrafı)
0
signore
(14.06.20)
60 bin kredi cek;

-56 yada 55 liraya skodayi al

-Kalan 4 5 liraya butun kayislari sivilari filtreleri incigi cincigi degistir.

-Sasmazda quattro garage var, lpg ye bakim yapip afr ayari yapiyolar onu kesin yaptir.

-Para kalirsa kislik lastik yada disina bi seyler yaptirirsin.

Gule gule kullan
0
bir3iki7
(14.06.20)
zaten söylenmiş ama,

şimdilik tek alternatif skoda fabia ise onu al, bir taraftan da borçlarını öderken azar azar birikim yaparsın, borçlar bittiğinde biraz daha birikimle hayalindeki arabayı alırsın. bu arada bu araçtan arkadaşımda vardı, bu segmentteki araçlar için kaliteli kış lastikleri almak gerekir.

ama ben olsam toyota yaris - ya da auris alırdım : )

kazasız arızasız sürüşler diliyorum.
0
puslukitalaratlasi
(15.06.20)
vw al o paralara bunları satman zor
0
rentts
(15.06.20)
yurtdisinda 4 sene kadar mazda 3 kullandim. Sanirim turkiye'de piyasasi yok ama kullanmasi inanilmaz zevkli, genis, rahat bir arabadir. Sikinti cikartmaz kolay kolay ben 100.000km kadar kullandim bas agritmadi.

Mazdalarin problemi pas, ama o da cok soguk, devamli yollari tuzlanan memleketlerde ortaya cikiyor. Orada sikinti olacagini sanmam.

Uzun sure bineceksen, al sat derdin olmayacaksa mazda guzel arac.
0
cooperr
(15.06.20)
(1)

Xiaomi Mi band 5

kojonotsuki
Sizce ne zaman gelir türkiye’ye?25 temmuzda arkadaşımın doğumgünü var. Hediye etmek istiyorum. Eğer yetişmezse aliexpressten söylemek istiyorum. Aliexpressten söylemek mantıklı mı?İyi pazarlar
Sizce ne zaman gelir türkiye’ye?

25 temmuzda arkadaşımın doğumgünü var. Hediye etmek istiyorum. Eğer yetişmezse aliexpressten söylemek istiyorum. Aliexpressten söylemek mantıklı mı?

İyi pazarlar
0
kojonotsuki
(14.06.20)
www.google.com

Global versiyon temmuzun başında çıkarsa bir ihtimal yetişebilir.
Buraya yetişmezse bile global versiyonu ali'den söyleyebilirsin. Global versiyon olması önemli ama, Çin versiyonunu verimli kullanamaz.
0
Bruce
(14.06.20)
(3)

Kadiköy veya Uskudar icin sosyal aktivite/grup onerisi

trablon
Nerelere gidip insanlarin arasina karisabilirim?Boyle grup tarzi veya ucretsiz kurs,etkinlik tarzi seylerOnerilerinizi bekliyorum.
Nerelere gidip insanlarin arasina karisabilirim?
Boyle grup tarzi veya ucretsiz kurs,etkinlik tarzi seyler
Onerilerinizi bekliyorum.
0
trablon
(13.06.20)
sence de insan içine karışmak için yanlış bir zaman değil mi?
kurs için ismek'e bakabilirsin.
0
Bruce
(13.06.20)
Bir ay sonrasi icin de olabilir.
0
🌸trablon
(13.06.20)
Şu aralar tüm kurslar, etkinlikler internet üzerinden. Yani öyle insan içine karışamazsın. Bir spor dalına meraklıysan örneğin tenis, golf, surf vs... gibi onlara yönelmen daha mantıklı olur bence. Onların kursları eğer açılıyorsa oralara git.
0
maxim gorki
(13.06.20)
(14)

Hiç tanımadığım insanların tavsiyelerine ihtiyacım var

chemnil
Merhaba bugün doğum günüm,34 yaşına girmek ne kadar mühimse o kadar mühim bir gün:)Neyse çok aman aman bir 13 hazıran geçmiyor sanki.Küçüçük bir isteğim var,müzik olur,film olur,kitaptan bir pasaj olur,bir kitap olur.Ben bunu bu yaşa kadar nasıl izlemedim,okumadım,dinlemedim diyeyim.Biraz daha iyi h
Merhaba bugün doğum günüm,34 yaşına girmek ne kadar mühimse o kadar mühim bir gün:)
Neyse çok aman aman bir 13 hazıran geçmiyor sanki.
Küçüçük bir isteğim var,müzik olur,film olur,kitaptan bir pasaj olur,bir kitap olur.Ben bunu bu yaşa kadar nasıl izlemedim,okumadım,dinlemedim diyeyim.Biraz daha iyi hissedeyim.Çok mu şey istiyorum?
Şimdiden vesile olan herkese çok teşekkürler
0
chemnil
(13.06.20)
freebird5406_2
(13.06.20)
öncelikle sağlıklı seneler olsun :)

müzik olarak; www.youtube.com

film ise "rear window" izlediniz mi bilmiyorum tabi.
0
i had dreams
(13.06.20)
bunu izle: (bkz: captain fantastic)
bunu oku: (bkz: parfümün dansı)
bunu dinle: www.youtube.com
0
Bruce
(13.06.20)
mutlu yillar, bugun benim de cok sevdigim iki kisinin dogum gunu guzel bir gun bugun :) ben her zaman keske hic izlememis olsam da hep ilk gozle izlesem derim the fall icin. bence izlemediysen bu filmi izlemelisin.
0
in vino veritas
(13.06.20)
Mutlu yıllar
0
pass
(13.06.20)
Mutlu yıllar.
Hakkari’de bir mevsim’i okuyabilirsin benim hayatıma etki eden kitaplardandı.
0
IcedFlames
(13.06.20)
Mutlu yıllar :)
İzlemediysen Groundhog day i izlemeni öneririm
0
data
(13.06.20)
Mutlu yıllar:)
Film olarak: (bkz: once)
Müzik olarak: youtu.be
Kitap olarak: Nikos Kazancakis-Zorba
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(13.06.20)
Mutlu yıllar okumadıysan Tatar Çölü'nü tavsiye ederim.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(13.06.20)
ingilizce varsa douglas coupland'ın life after god kitabi. dogum günün kutlu olsun.

libgen.is
0
proteus
(13.06.20)
www.youtube.com

Sonuna kadar izlemenizi öneririm :)
0
hayirsiz
(13.06.20)
Mutlu yıllar, 35 kadar olmasa da o yolda olduğun için kutlu olsun.
film olarak the healerı izle.
0
neymis
(13.06.20)
Mutluu yıllar

: ) ezginin günlüğü 40 yıllık şarkılar albümü komplee sana hediye
0
photo85
(13.06.20)
mutlu yıllar.
yazarını hatırlamıyorum beni affetsin, bir şiir var çok ama çok güzel.


kuş ölür,
sen uçuşu hatırla.
0
kumandanim
(14.06.20)
(4)

Hamilelik iznine giden personelin yerine başkasını alma

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Diyelim ki bir şirkette çalışan bir kadın hamilelik iznine gitti ve çocuğu doğurduktan sonra da işe dönemeyeceğini söyledi. Şirket de onun yerine başkasını aldı. Fakat bu dönmeyeceğini söyleyen kadın sonradan fikrini değiştiriyor ve dönmek istediğini söylüyor. Ama şirket o departm
Merhaba arkadaşlar,

Diyelim ki bir şirkette çalışan bir kadın hamilelik iznine gitti ve çocuğu doğurduktan sonra da işe dönemeyeceğini söyledi. Şirket de onun yerine başkasını aldı. Fakat bu dönmeyeceğini söyleyen kadın sonradan fikrini değiştiriyor ve dönmek istediğini söylüyor. Ama şirket o departmanda fazladan 1 kişiye gerek duymuyor. Yani birinden biri dışarıda kalacak. Bir de şirket yönetimi o eski personeli almaya pek niyetli değil. Ama departmandakiler yeni geleni göz ardı ediyor ve eski personelin alınmasını istiyor.

Şimdi şirket yönetimi bu yeni alınan personeli deneme süresi dolmadan çıkarıp eski personeli alabilir mi? Vereceğiniz cevaplar için teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(13.06.20)
almaması için bir sebep göremedim ben, hele ki deneme süresindeyse pürüzsüz bir şekilde çıkışı verilebilir yeni gelenin.
0
Bruce
(13.06.20)
profesyonellik gozuyle bakildiginda almamali eski kisiyi. is hayati ay vazgectimleri cok affetmez, affetmemeli de bence. yeni gelen kisi de sonucta buyuk ihtimalle bir yerleri birakarak ve bu ise guvenerek hayatinda bir degisiklik yapti. eski kisinin keyfine gore sekillendirilebilecek bir sey degil. bunun yaninda patron istemiyorsa o kisiyi zorla da almaz ama is yerinin huzurunu ve calisanlarin tumunun tavrini ve taleplerini de goz onunde bulundurursa yeniyi cikarirlar gibi duruyor. ve Bruce'un dedigi gibi deneme suresi icinde olduklarindan hic bir yukumluluk olmadan cikarabilirler.
0
in vino veritas
(13.06.20)
şirket yönetimi dönmek isteyen personeli geri almak zorunda. bu çok açık.

dolayısıyla aldıkları yeni personeli tabiki çıkartabilirler. ayrıca zaten doğum yapan birinin yerine belirli süreli sözleşme ile birisi alınır, neden belirsiz süre ile almışlar ki, şirketin amatörlüğü..
0
benaslinda
(13.06.20)
Eğer yeni alınan kişiyi çıkartırlarsa net şerefsizlik yapmış olurlar. Eski çalışanın belli ki bir planı vardı, zaten şirketi gözden çıkartmıştı ama işler umduğu gibi gitmediği için geri dönüyor. Belki bir süre sonra tekrar gitmek isteyecek.
0
depresif genc
(13.06.20)
(11)

estagfirullah'in turkce karsiligi

Leonardo~Da~Vinci
arapca ve islam ile yakindan uzaktan alakam yoktur.sadece bir dili konusurken, o dili dogru konusmak istiyorum. bu sebeple bazi arapca kelimelerin turkce konusulurken cok kullanildigini farkettim. estagfrullah da bunlardan biri. anliyorum, islam dinine inaniyorsunuz. arapca kelimelerin varliginin se
arapca ve islam ile yakindan uzaktan alakam yoktur.

sadece bir dili konusurken, o dili dogru konusmak istiyorum. bu sebeple bazi arapca kelimelerin turkce konusulurken cok kullanildigini farkettim. estagfrullah da bunlardan biri.
anliyorum, islam dinine inaniyorsunuz. arapca kelimelerin varliginin sebebi budur. buna diyecek bir seyim yoktur.

insallah->umarim

allaha ismarladik-> gule gule, gorusmek uzere

estagfirullah -> ?

akliniza gelen baska kelimeler varsa, yazin lutfen. ogrenelim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(13.06.20)
allah, inşallah ve estağfurullah dini kelimeler değil, arapça kelimeler. islam'ın kendi kelimesi yok çünkü islam diye bir dil yok. kitap da arapçadır, onun da muadilini kullanman gerek öyleyse. ayrıca tutarlı olmak istiyorsan aynısını dilimizdeki farsça ve fransızca kelimeler için de yapman gerekir. bu durumda günlük dilin neredeyse yarısını kullanamayacak olursun.

soruna direkt cevap vericek olursam; tam karşılığı yok. af buyrun diyebilirsin, olur mu öyle şey diyebilirsin. benim de islamla alakam yoktur ama çok severim estağfurullah kelimesini. güzel bir "saygı" ifadesi bence. sadece yazması meşakkatli, o yüzden estapitipiti diyorum yerine göre.
0
Bruce
(13.06.20)
@e doğru yazılışı "estağfirullah" tır. DaVinci doğru yazmış
0
esref
(13.06.20)
Türkçe doğru yazılışı estağfurullah şeklindedir.

Necmiye Alpay kılavuzunda "Teşekkür eden birine yanıt olarak söylenen, 'rica ederim' ve 'bir şey değil' gibi sözlerle aynı anlamda, saygı tonu belki biraz daha yüksek olan, Arapça kökenli bir sözcük" olarak açıklıyor.

Türkçenin epey bir kısmı Arapça ve Farsça kökenli, yapacak bir şey yok.
0
kobuzchu kiz
(13.06.20)
İşiniz zor. Bunu tüm kelimeler için yapacaksanız, belirgin kelimelerin (inşallah, estağfurullah) yanında günlük hayatta sıkça kullanılan yabancı kökenli kelimelerin de Türkçe karşılıklarını aramanız gerekir.

Akıl da Arapça kökenlidir, Türkçesi "us"dur.

Merhaba ve selam da Arapça kökenli, alternatifi/karşılığı sanıyorum yok.

Bunlar dışında bildiğiniz üzere Fransızca'dan dilimize geçmiş kelime sayısı da fazla.

Facebookda Türkçenin diriliş hareketi TDH adlı sayfa mevcut. Orada bu tarz kelimelerin karşılıklarını paylaşıyorlar.

edit:ekleme, TDH'den öğrendiklerim;

"şey" Arapça, Türkçe karşılığı olarak "nen" belirtilmiş. Galiba bu şekilde kullanan yazarlar var.

"cennet" Arapça, Türkçe karşılığı olarak "uçmağ" belirtilmiş eski Türkçe
0
fezagezgini
(13.06.20)
doğru yazılışı estağfurullah falan değildir. olsa olsa galattır bu hali.
galat hali bile birkaç cühelanın kendi arasında meşhurdur
i.ytimg.com
şurada harekeli halinde bile "fe" nin "fi" diye çekileceğini görebilirsiniz
hareke'yi duyunca Dokuma Halı zannedenlerden öğrenmeyin en iyisi neyin ne olduğunu
0
esref
(13.06.20)
Kubbealtı lugatinde
(ﺍﺳﺘﻐﻔﺮ ﺍﻟﻠّﻪ) i. (Ar. estaġfiru “af ve mağfiret dilerim” fiiliyle Allāh isminden estağfiru’llāh)
1. “Allah’tan af ve mağfiret dilerim” anlamında duâ sözü: Dâimâ estağfirullah diyelim (Süleyman Çelebi). Hep fesâd işlerime / Estağfirullah tevbe (Eşrefoğlu Rûmî).

2. Bir teşekkür veya övgü karşısında nezâket ve alçak gönüllülük ifâdesi olarak kullanılır: Estağfurullah efendim, muvaffakiyet efendimizin (Ahmet H. Tanpınar). >>Tanpınarın eserlerini türk alfabesiyle yazdığını, burada okuduğunuz halinin sonradan Latinize edilmiş ve değişikliğe uğramış olduğunu hatırlatırım.
0
esref
(13.06.20)
Türkçe veya Türk dilinde kullanıldığı hali ile doğru yazılışı "estağfurullah"tır.

Arapça okunuşu estağfirullah olabilir. Aynı şekilde Arapça'dan "katib" ve "inkılab" kelimeleri, Türkçede kelimeler b,c,d,g ile bitmediği için, sözlüklere katip ve inkılap olarak geçmiştir.
0
fezagezgini
(13.06.20)
estağfirullah'ın estağfurullah oluşunun Türkçe ses uyumu ve dil bilgisi ile alakası yok arkadaşlar. sadece galattır. yakın zamanda birkaç kişinin ağzından öyle çıktığı için yayılmıştır.
0
esref
(13.06.20)
@esref işim kitaplarla, kullandığım iki kaynak var, biri TDK, diğeri Necmiye Alpay'ın Türkçe Sorunları Kılavuzu. Her ikisinde de doğru yazılışı estağfurullah, galat falan değil. Bütün sözlükler zaten Arapçadan transliterasyonunun estağfirullah olduğunu kabul ediyor fakat çağdaş Türkçedeki doğru hali estağfurullah.
0
kobuzchu kiz
(13.06.20)
Estağfirullah Arapça anlamıyla Türkçe‘de kullanılmadığı için karşılığı yok. Başka bir kelime olmuş bu coğrafyada. Arap biri vardı öğrencilik zamanımızda, çok garipsiyordu bunu kullanmamızı, anlamsız çünkü onun için. Kelime anlamı olarak “Allah affetsin, bağışlasın” filan demek. Nefsi okşayacak bir iltifat, yüceltme, abartılı bir teşekkür vs karşısında benlik terbiyesi, tevazu niteliğinde kullanılıyor. Arapça ile ilgisi yok artık. Ben de severek kullanıyorum.

Teveccühünüz, o sizin güzelliğiniz vs denebilir belki yerine göre; yine tevazu içerdiği için. Rica etmek olmuyor; o da ümit etmek, dilemek anlamına geliyor. Rica ederim bu bahsi kapatalım mesela.
0
gayda
(26.06.20)
Bu kadar durumu karıştırmaya gerek yok. Estağfirullah hangi durumlarda kullanılıyor diye düşündüğümüzde birkaç kelime önerebiliriz bence.

- Sen hayatımda tanıdığım en güzel insansın.
+ Estağfirullah :)
("Teşekkür ederim", "O senin güzelliğin" vs.)

- Sesini yükseltme, saygısızlık yapıyorsun!
+ Estağfirullah, ne haddime :(
(Olur mu öyle şey, ne haddime)
0
jacque
(26.06.20)
(4)

deniz sezonunu açtınız mı?

pati
açtıysanız nerede? nasıldı deniz? çok soğuk muydu? açmadıysanız ne zaman açarsınız?pazartesi-salı çalışmıyorum, hava iyi olursa pazartesi gideyim bir yerlere diyorum ama deniz hala çok soğuktur herhalde.
açtıysanız nerede? nasıldı deniz? çok soğuk muydu? açmadıysanız ne zaman açarsınız?

pazartesi-salı çalışmıyorum, hava iyi olursa pazartesi gideyim bir yerlere diyorum ama deniz hala çok soğuktur herhalde.
0
pati
(13.06.20)
meteorolojinin sitesinden deniz suyu sıcaklıklarına bakılır 20-21 derece üzeri, rüzgar da batı-güneybatı-güney yönlerinden esiyorsa çok rahat girilir
0
freebird5406_2
(13.06.20)
istanbul'da geçen hafta çatır çutur girdiler ama benim yemiyor henüz. 1 hafta 10 gün sonrası için kaçamak bir planım var. soğuk suya girmekten nefret ederim.
0
Bruce
(13.06.20)
Bozcaadada açtım, aşırı soğuk değildi.
0
aquarium
(13.06.20)
14 Mayıs'ta İzmir/Seferihisar. Su soğukça ama girince alışıyorsun :-)
0
faithless
(13.06.20)
(11)

bir daha asla bu kadar sevemem hissi

diffarentiationation
Kimseye ona baktığım gibi bakamam, onu öptüğüm gibi öpemem, ona çabaladığım kadar çabalayamam, onu istediğim gibi isteyemem hisleri zamanla geçer mi? Benle birlikte mi olacak yoksa bu hisler her zaman?
Kimseye ona baktığım gibi bakamam, onu öptüğüm gibi öpemem, ona çabaladığım kadar çabalayamam, onu istediğim gibi isteyemem hisleri zamanla geçer mi? Benle birlikte mi olacak yoksa bu hisler her zaman?
0
diffarentiationation
(13.06.20)
geçer
0
fezagezgini
(13.06.20)
geçer, kesin bilgi.
0
pati
(13.06.20)
dünya üzerinde şimdiye kadar yaşamış 10.000.000.000 kişi varsa, hepsinde geçti, emin ol...
0
tabudeviren
(13.06.20)
Geçen de var geçmeyen de. Bu çok öznel bir his işin içine giren karakteristik özellikler bile etkili oluyor. Bende geçer mesela ben takılı kalmayı sevmiyorum. Geçmeyecek sandığım ama geçtiğini gördüğümden beri öyle.
0
eksi sozlugun tatli insani
(13.06.20)
sevginin tipleri var bence; birini x ölçeğinde seviyorsun, başkasını y, bir başkasını z. birini diğerinden daha çok sevdim diyemiyorsun, farklı sevmiş oluyorsun. belki bunun gibi sevemeyeceksin ama başka türlü seveceksin ve "hangisini daha çok sevdim" dediğinde net bir cevabın olamayacak. sırf bu yüzden "bir daha eskisi gibi olmaz" diye düşünmek yanlış bence.
0
Bruce
(13.06.20)
Yol aldığınız sürece (hedefe gitmekten bahsetmiyorum ama genel anlamda aynı yerde kalmamak diyebiliriz buna) geçer. Durduğunuz yerde durursanız da geçmez.
0
Olive
(13.06.20)
Çatır çatır geçiyo
0
photo85
(13.06.20)
Geçmeyebilir. Hatta bence geçmez.
0
mobydick
(16.06.20)
Tolkien + bilmemkaç
Gülüyorsun yarın öbür gün hatırladığında.
0
Giovanni Pipitto
(27.06.20)
Zaman zaman aklına tabi ki gelecek.Mesela üniv.tede ilk erkek ark.ımla şlk buluşma,ışıklardan geçiyor ben de karşıdayım,üçi saniye filan hala aklıma gelir,garip olurum,yerini tatlı ve olgun bir duyguya bırakacak.
0
chemnil
(27.06.20)
tipine vurulduysan geçer
0
bir soru sorcam
(27.06.20)
(5)

çevrenizde lise kpss ile atanmış biri var mı?

duchess jessamine
95'i geçtik diyelim. yine de atanamıyor muyuz? öyleyse neden yapılıyor bu sınav? bilgisi olan aydınlatabilir mi?
95'i geçtik diyelim. yine de atanamıyor muyuz? öyleyse neden yapılıyor bu sınav? bilgisi olan aydınlatabilir mi?
0
duchess jessamine
(13.06.20)
atanan kimseyi tanımıyorum. sadece önlisans'tan atanan bir tanıdığım var. ayrıca lise için olana girmek için üniversite okumamış olmanız lazım. eğer diplomanız varsa atanamazsınız. aynısı önlisans için de geçerli.
0
anarsika
(13.06.20)
KPSS genelde memur atamak için değil para toplamak için yapılır
0
paramolacak
(13.06.20)
üniversitede okurken bir arkadaşım zevkine girmişti, 2011-12 gibi tam emin değilim. Şoför olarak atandı 1 ay falan takılıp, sonra istifa etti.
0
fezagezgini
(13.06.20)
Kuzenim liseyi bitirdikten sonra KPSS'ye girip gardiyan olmuştu. Lise yıllarımda da bu sınava girip çeşitli devlet dairelerine atanan birkaç kişi hatırlıyorum.
0
her seye atarlanan adam
(13.06.20)
tcdd +1
açıktan üniversite bitirdi sonra ama işinden memnun, devam ediyor.
0
Bruce
(13.06.20)
(6)

Lindt çikolata

ırene adler
>>Ekşide zaman zaman baslıkları olur. Türkiyedeki abur cuburların kalitesizliği malumunuz. Son zamanlarda bu kalitesiz ürünler iyice pahalandı bir de. Markaların da bu konuda stratejileri var, mesela Algidanın İngilteredeki dondurmalarında Türkiyedekilere kıyasla süt oranı çok daha fazlaymış. Kullan
>>Ekşide zaman zaman baslıkları olur. Türkiyedeki abur cuburların kalitesizliği malumunuz. Son zamanlarda bu kalitesiz ürünler iyice pahalandı bir de. Markaların da bu konuda stratejileri var, mesela Algidanın İngilteredeki dondurmalarında Türkiyedekilere kıyasla süt oranı çok daha fazlaymış. Kullanılan yağlar,kakao cekırdekleri vb oranları da çok degısıklık gosterıyordur.


Abur cubur tükettiğim zamanlarda genelde yurtdışı ürünlerini tercih ederim. Genellikle Almanya, İsviçre civarından giden olursa sipariş veririm. Türkiyede Macrolarda ve şarküterilerde satılan ''Lindt'' diye bir marka var. Nedense sadece lindt ve bazen de ritter sport görüyorum buralarda.


Benim sorum şu: Lindt çikolata markası olarak nasıl görülüyor Avrupada? Kimsenin yüzüne bakmadığı düşük kalitede çikolatalardan biri mi? Sanki Avrupada baya ucuz olanları kur farkından dolayı burda bize iteliyorlar gibi. Bu konuda bilgisi olan var mı? Alamanyaya filan gidersek premium çikolata hissini hangi markalar verir bize?

Kamu spotu:Saglıklı ve dengeli beslenmede yeri olmayan besinler, tüketmesek daha iyi olur.
0
ırene adler
(13.06.20)
Geçen yıl Almanya'ya gidince valizimde marketten alınmış çeşit çeşit ve ucuz Lindt'le döndüm geri. Orada yaşayanlar daha iyi bilir, benim izlenimim Lindt'in kaliteli ama standart seri üretim bir çikolata olduğu yönünde. Lindor gibi premium ürünleri orada da düz çikolatasından daha pahalıydı.

www.dw.com
Şöyle bir yazı buldum şimdi, Lindt'in tadını daha pahalı çikolatalarla denk bulmuşlar, en pahalı olan Godiva son sırada çıkmış. Godiva şu an bizde Lindt'ten daha ucuz çünkü markayı Ülker satın aldı.
0
kobuzchu kiz
(13.06.20)
fena olmayan ortalama ucuz cikolata, en ucuz klasmanda degil ama bir seviye ustu.
0
hewit
(13.06.20)
Lindt İsviçre için gayet iyi bir markadır ama atölyede özel üretim olan İsviçre cikolatalari ile bir değil tabii ki; marketlerde bulunan bir marka. Bir de lindt olsa dahi seriden seriye farkediyor; özel serileri daha da farklı. Özellikle Noel döneminde çok çeşitli ürünleri çıkıyor.

Ama kimsenin yüzüne bakmadıgi, düşük kalite bir çikolata değil. Lisedeyken fabrikalarını ziyarete gitmiştik; aldıkları ödüller, ürettikleri cikolatalar çeşit çeşitti. Zaten isvicre'nin önemli markalarından biridir.
0
fraise
(13.06.20)
ortalama kalitede diyelim. bayramda vs. insanlar birbirine getirir goturur, bizdeki gorece iyi sayilan, guzel paketli ulker bayram cikolatalari gibi.

Düzgün cikolata bulmak zor bir is, supermarkette bulmak ise imkansiz gibi zaten.

Almanya´da cikolatinin icine ucuz urun katmayan, iyi icerikli GEPA ve VIVANI var. GEPA cikolatalari cok ust kalite degiller, ama VIVANI´nin her ürünü iyi. Premium bir urunu aslinda supermarkette bulamazsiniz, ancak hissiyatini gosterisli bir paketleme ile verebilir markalar.

Premium cikolata ya da truff el yapimidir, kucuk isletmeden cikar, sekerin on tane farkli halini kullanmaz.

Almanya´dan su manifaktürü tavsiye ederim, cok ust kalite kakao ve kakao yagi kullaniyorlar: www.edelmond.de
0
buf-e kür
(13.06.20)
lindt ile ilgili cevapları avrupalı arkadaşlar vermiş zaten. şahsi görüşüm tr marketlerinde bulabileceğin guylian markasının lindt'ten daha lezzetli olduğu yönünde(eşdeğer çikolata tipleri için konuşucaksak tabii). zaten belçik çikosu alp'lerin çikosunu döver bence.

istanbul'da glories var butik üretim yaptığını bildiğim kaliteli atölye olarak, bir de jadore her ne kadar pastane ürünleriyle de bilinse çikolata üretimi yapıyor. ikisinin de el yapımı olduğunu anlıyorsun, kör tadım yapsan da fark edilir seviyedeler bence. bir de gamze baş'ın çikolataları efsanedir ama seri üretim yapmıyor o, denk gelmek lazım.
0
Bruce
(13.06.20)
Lindt cok guzel bir marka ama pahali ya da luks asla degil. Pahali olanlar ya direkt el yapimi cikolatalar ya da lokal isvicre vs cikolatalari. Lindt de sonucta fabrikasyon bir ürün. Ama kalite olarak bir cok cikolatadan iyi.
0
logisticsmanager
(13.06.20)
(12)

klasik tatil sadece bir ayin mi? eziyeti keyfini aşıyor mu?

ala09
merhaba, aşağıda linkini ve içeriğini paylaştığım tweet kafamı açtı ve burda olan arkadaşların fikirlerini merak ettim. ben %90 katılıyorum diyebilirim bu fikre.herkese iyi duyurular dilerim"Biraz daha piramidin bir alt basamağına inelim. Yüzmek. Buna henüz boş iş diyemiyorum ama abartılıyor. Kesinl
merhaba, aşağıda linkini ve içeriğini paylaştığım tweet kafamı açtı ve burda olan arkadaşların fikirlerini merak ettim. ben %90 katılıyorum diyebilirim bu fikre.
herkese iyi duyurular dilerim

"Biraz daha piramidin bir alt basamağına inelim. Yüzmek. Buna henüz boş iş diyemiyorum ama abartılıyor. Kesinlikle insanların yazın daha etkin serinleme + eğlence imkanı bulamadıkları dönemlerden kalma bir alışkanlık. Artık ritüelize olmuş bir olay, bir ayin artık bu

Kimse yüzmekten eminim pek zevk almıyor. Bilhassa düzenli olarak spor maksatlı yüzenleri ayrı tutuyorum. Yani özellikle de denize girmek, plajda bulunmak. Bunlar gerçekten eziyeti keyfini çok çok aşan olaylar

Tatil denen olay klasik haliyle zaten ayin artık. Bunların tabii 40,30 hatta 20 yıl önce anlamı vardı. Çünkü gerçekten eğlenemiyorduk. Eğlencemiz meşakkatli organizasyonlarla temin edilmek durumundaydı. Bugün artık bu vaziyetin ötesinde olduğumuzu tarih huzurunda ilan ediyorum"

twitter.com
0
ala09
(13.06.20)
Her şeyi en dar pencereden kendilerine göre yorumlayan insanlardan nefret ediyorum. Bilhassa halen yüzmekten, denizden inanılmaz zevk alan biriyim ve çevrem de böyle. Saçma sapan twitter trollerini kaale almayin derim.
0
westblack
(13.06.20)
Geçen aynısını düşündüm reis. Deniz derdim değil benim de. Manitayla sile'nin bir köyüne gittik. Migros'dan peynir salam domates aldık. Attık kilimi yere. Akşama kadar yattık hani sohbet bile etmedik doğru düzgün. Güneş inince az yürüdük. Bastık geldik sonra. Abi millet mangalı eti soğanı patatesi sirtlamis gelmiş. Manyak mısınız ya? Kafa dinlemeye gelmişim isle dumanla etle uğraşacagim. Bana biraz elalem görsün gibi geliyor. Tatilin bu kadar yorucu olması bence abes
0
allah yazdiysa bozsun
(13.06.20)
Tatili pek sevmeyen bir insan olarak westblack +1 diyorum.

Ha, parası yokken kredi çekip çok yıldızlı otel tatili peşinde koşanları eleştir illa bir şey diyeceksen ama "Kimse yüzmekten eminim pek zevk almıyor" çok mantıksız ve anlamsız bir iddia olmuş.
0
kobuzchu kiz
(13.06.20)
Tatilin, yurtdışı seyahatlerinin, yeme-içmenin, giyimin, ev dekorasyonunun abartıldığını düşünen biriyim.
"20 yıl önce anlamı vardı. Çünkü gerçekten eğlenemiyorduk" Gerçekten eğlenmenin tanımı ne peki? Çok sayıda insanın eğlence tanımı olan, aşırı yüksek sesli kötü müziğe maruz bırakıldığım bir ortamda elde şişe sallanıp durmak benim için eğlenceli değil mesela. Klasik tatil dediğiniz şeyde denizin kokusu, ışıl ışıl renkler var ve bu beni ilk seçenekten daha fazla mutlu ediyor. Herşey dahil yemek artıklarını tıka basa yemek kişilerin kendi tercihi.
0
zihua
(13.06.20)
Anlamsiz bi tweetmis

Tatil kisinin ne yapmak istedigine bagli bi seydir. Bu konuda bi genelleme yapilamaz. Ayrica kisitli olmayan butceyle cikilan hicbir tatil eziyet olmaz ne yapilirsa yapilsin.
0
Kittie
(13.06.20)
şöyle bir durum var, deniz kenarına/plaja/saile/beache gidip kulaç atmadan bıcı bıcı eyleminde bulunup ıslanmak yüzmek değildir. Bazı insanların, tatil anlayışı deniz kenarında tatil yapmak. Aman gitmezsek mahvoluruz düşüncesindeler. Koronanın gidişatı belli değilken (hala değil) 2-3 hafta öncesinden tatili ne yapacağız sesleri yükselmeye başladı. Bence bazı insanlar psikolojik olarak "deniz tatiline" gitme isteği duyuyorlar, bronzlaşmayı marifet sayıyorlar. Sosyal medyanın da bunda etkisinin çok olduğunu düşünüyorum. Ama bu dahil tüm genellemeler yanlış.

herkesin zevkine kimse karışamaz.
0
fezagezgini
(13.06.20)
Katilmiyorum.

Denize gitmek bir numarali dinlendirici etkinlik benim icin. Bulundugum yerde biraz daha guvenlikli, musteriye hizmet odakli bir yaklasim olsa daha fazla da giderim.

Yani evet benim gercek tatil guzel sahili olan bir otelde, iyi hizmet alarak, denizin tadini cikarmaktir.
0
Sahikaa
(13.06.20)
Tatille ilgili her şeye laf edilsin de yüzmeye laf etmek nedir?
Hiç durgun, sakin ve soğuk denize girmemiş galiba
0
coca cola
(13.06.20)
e zaten bir sürü insan var benim etrafımda deniz tatili sevmeyen ve gitmeyen, sürü psikolojisiyle uygulanan "ayin" haline gelmiş bir şey değil ki. çok duydum "güneşin altına yatıp da güneşten kaçmak için, kumun içine girip de ay götüme kum kaçmasın diye çırpınacağım bir etkinlik bana keyif vermiyor" diyenleri. çok kişisel bişey bu ve anlam veriliyor zaten, hoşlanmayan yapmıyor.

deniz sevmeyen havuza gidiyor, yüzmekten yorulan havuz kenarında mojitosunu yudumluyor. kimin ruhunu ne dinlendirirse artık. benim o kuma basıp dalgalarla kendimi salmam lazım mesela, bunun huzuru bambaşka. illa km'lerce yüzmek zorunda değilsin denize girdin diye, kıyıda oturup dalgaların vurduğu bir gün batımında ufuklara dalmak gayet klişe ama huzur veren bir aktivite benim için.

hoşuna gitmediği halde deniz tatili yapan varsa da akıl fikir ihsan eylesin, ne diyelim ona.
0
Bruce
(13.06.20)
Kimse yüzmekten eminim pek zevk almıyor.

bu kısmı hariç diğerlerine bende katılıyorum
0
paramolacak
(13.06.20)
Kendi düşüncesi de bir yunan adasında 4-5 gün tatil yaptik, ise kafam cok rahatlamis dondum cunku sahilde ne muzik var ne cocuk sesi ne kosan eden ziplayan insanlar. Yemek yemek, guneslenmek, denize girmek, kitap okumak, alkol almak vs diye gitti o 5 gün.
Demiyorum ki en güzel tatil budur ama 5 gun deniz kenarinda sessiz sakin bulunmak çok güzel.

Bahsedilen 1000 kisinin oldugu sahilse cok sevmiyorum, 1 saat kalir donerim anca. Beach club falan zaten bana gore degil.
Ama kim nasil mutlu ve rahat oluyorsa oyle yapsin.
0
logisticsmanager
(13.06.20)
Güzel bir denizde saatlerimi geçirebilen, sonrasında kumsalda oturup kitap okumaya bayılan biri olarak hiç katılmıyorum bu tespite. Erkek arkadaşım da mesela güneşlenmeyi sevmez, yüzmeye bayılır. Deniz tatiline gittiysek kendisini suyun dışında görmek imkansizdır.


Bunu ayin vs gibi adlandirmayi mantıklı bulmuyorum; herkesin tatil anlayışı farklı. Tek tatil türü deniz, kum, güneş de değil. Bu tatili sevdiğim gibi hiç bilmediğim bir şehrin sokaklarında, müzelerinde kaybolmak da benim için ayrı zevklidir. Komple tatile gitmeyi sevmiyor da olabilirsiniz ama 'kimse tatili sevmez' aşırı genelleyici bir yargi. Sevmeyen de gitmesin zaten, ne işi var? Ben de beachlere gitmiyorum mesela; çünkü sevmiyorum.
0
fraise
(13.06.20)
(7)

Sıfır araç alımında takas ve etik sorunu

flo
Arkadaşlar günaydın,Sahibi olduğum aracı geçen ay ilana koydum. Razı olduğum fiyat 90.000 TL'ydi. En fazla 87.000 TL. teklif geldi, satmadım. Geçen hafta sıfır araç alımı için bayiyle anlaştık. Satmayı düşündüğüm araç olduğunu duyunca önce 89, sonra da 91.000 TL'yi kabul etti. Yazılı bir şey yok bu
Arkadaşlar günaydın,
Sahibi olduğum aracı geçen ay ilana koydum. Razı olduğum fiyat 90.000 TL'ydi. En fazla 87.000 TL. teklif geldi, satmadım.
Geçen hafta sıfır araç alımı için bayiyle anlaştık. Satmayı düşündüğüm araç olduğunu duyunca önce 89, sonra da 91.000 TL'yi kabul etti. Yazılı bir şey yok bu arada. Gelecek hafta araç gelince 91.000 TL'yi satış fiyatından düşecek. Bu arada arkadaşlarım tarafından uyarıldım. Madem süre var, "ilana çık mutlaka daha yükseğe satılır" dediler ve dedikleri gibi 94.000 TL teklif geldi.

Şimdi ben ne yapayım? Bayi benim aracı alacak adamı bile ayarladı. Laf arasında ağzından kaçırdı çünkü. Arada 3.000 TL var. Az para da değil.

Ne önerirsiniz? Bayiye ayıp olmasın diyip 91.000'e direkt takasa mı vereyim yoksa 94.000'e kendim mi satayım?
0
flo
(13.06.20)
Ben adama "tamam bu fiyattan sana veririm" dediysem benim için bu da bir sözleşmedir, başkası 2 katını da verse vermem, bu kerizlik olarak da görülebilir ona da saygım var ama ben sözümden dönmezdim, o nedenle sen de dönme derim ama yine de senin bileceğin bir şey tabii.
0
angelus
(13.06.20)
Bayi sana herhangi bir süreçte kıyak geçti mi? İndirim olsun, insani muamele olsun, kolaylık sağlamak olsun?
Eğer öyleyse 3bin için değmez bence. Ama ortada sadece işini yapan 2 taraf varsa sorun olmaması lazım. Bayiyi ara söyle böyle bi teklif geldi diye, bakalım ne diyecek. Belki o karını azaltmayı göze alıp 93e falan çıkabilir. Çünkü muhtemelen 94 sana geldiyse o fazlasına bile satacak olabilir.
0
Bruce
(13.06.20)
Ben de kesinlikle 91 bine verirdim. İsterlerse 150 bin versinler. Karakter meselesi tabii. Vermeyene de birsey diyemem.
0
giggs
(13.06.20)
Çevrenden böyle bir teklif geldiğini söyleyip belki aldığı fiyatı güncelleyip güncellemeyeceğini sorabilirsin. Ben de anlaştıysam uğraşmak istemediğim için takas olayını devam ettirirdim sanırım.

Bir de şu var, senin alım rakamın da sabitlendi değil mi? 91'e verip xx'e alacaksın. Hani bu aralar sıfır araç fiyatları da sürekli değişiyor diyorlar. Sen 94'e satınca sonra alacağın aracında 5 bin lira zamlandığını görme sonra?
0
nhk ni youkosu
(13.06.20)
Sağolun arkadaşlar, proforma fatura kesildi, fiyat sabitlenmiş oldu bir bakıma.
Arkadaş düzgün biri. Kredi konusunda da yardımcı oldu. Sıfır aracın siparişini girerken kapora bile istemedi.
Göremediğim noktalara değindiniz, sağolun, varolun.
0
🌸flo
(13.06.20)
@giggs +

Vaadin de durma hani kişilik meselesi. Daha fazla kârı boş vermelisin.
Geçen haftalarda bir özel servis araç bakım giderini bedava yapmasına rağmen günler öncesinden söz verdiğim ustanın yanında ücretli yaptırdım.
0
Erva
(13.06.20)
yaptığın etik olan ama şunu da unutma pek çok bayi takasına giren adamlar senden baya ucuza alıp kendi baya yüksekten satar. genelde bu işi baya kendileri adına karlı kotarırlar. Adam samimi geldiyse, malum sitedeki ilanlarla uçurum yoksa bir kaç bin için sözden dönmeye gerek yok. Ama en ufak bir sinsilik algılasaydım adamda ben vazgeçerdim doğrusu.
0
bugisme
(13.06.20)
(10)

Corona vaka sayısı

nediyimkisimdi
Günlük verilen vaka ve ölüm sayısına inanıyor musunuz?
Günlük verilen vaka ve ölüm sayısına inanıyor musunuz?
0
nediyimkisimdi
(12.06.20)
evet inanıyorum
0
paramolacak
(12.06.20)
Azaltıldığını biliyorum,
İnanmıyorum.
0
jimjim
(12.06.20)
Semptomu olduğu halde test yaptırmaya giden insan sayısı hakkında ne düşünüyorsun? Devletin açıkladığı rakamlar tabi ki gerçek olamaz, insanlar hastalığını gizliyor tablolara takılma.
0
kanlakarisikyagmur
(13.06.20)
Bu gizleniyor söylentisine anlam veremiyorum. Gizlemeyen ülke neden gizlemez? Gizleyen ülke neden gizler? Yani bir tane mantıklı sebep duyamadım vaka gizlenmesine ilişkin şimdiye kadar
0
damladamla
(13.06.20)
vaka sayısı değil ama corona'dan olan ölüm sayıları muhtemelen az gösteriliyor. yani başka bir hastalığı varsa ölüm nedeni başka hastalık olarak yazılıyor.
0
nuisance
(13.06.20)
Hayir inanmiyorum.

Tek bir örnek vereceğim, şubat sonu italyadan döndüm. Beni mayıs ayında aradılar sağlık bakanlığının biriminden karantinaya girdiniz mi diye? Hayır girmedim dedim. Tamam dosyanızı kapatıyoruz dediler. Mart sonu arasalar anlarım bir nebze, mayıs sonu :)

Vaka sayısı neden gizlenir? Paniğe yol açmamak, ekonomiyi döndürmek için. Gayet yeterli bir sebep bence. Kaldı ki ülkedeli rakamların şeffaflığı ortada. Güvenmek için bir nedenim yok şahsen.
0
tuborg yesili
(13.06.20)
bu hükümetin açıkladığı herhangi bir şeye sorgusuz sualsiz inanan net kerizdir.

bakın açıklanılan her şey yalandır demiyorum. sorgulamadan inanıyorsanız kerizsiniz diyorum.
0
knight of cydonia
(13.06.20)
yani şimdi kimseye keriz demek istemiyorum ama knight of cydonia +1

akp hükümeti "araştırdık allah yokmuş" dese dinsiz imansızın teki olarak şüpheyle yaklaşır, "bunlar böyle diyorsa kesin vardır, verin bir kuran" derim. yaptıkları toplumsal hiçbir hareketin altında iyi niyet veya şeffaflık görmedim, bu yüzden inanmıyorum, inanamıyorum. başlarda çok istedim inanayım ama cıks yani, olmuyor; illa bir yerden güvensiz bir hamle, bir açıklama fırtlıyor. coronayla ilgili bir durum değil bu, avrupaya göre daha az insanın ölmüş gibi durmasıyla da ilgili değil. ağızlarıyla kuş tutsalar da inanmam söylediklerine.
0
Bruce
(13.06.20)
Duserken inaniyorum artarken inanmiyorum
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.06.20)
bu hükümet "allah bir" dese bile inanmam. ordan hesap et.
0
chezidek
(13.06.20)
(11)

t-shirt'te iz bırakmayan deodorant yok di mi?

proletarier aller lander vereinigt euch
şimdi antiperspirant olan ve olmayan diye ayırırsak en başta sprey olanları, olmayanlar ter kokusu konusunda hiçbir işe yaramıyor. antiperspirant ise black&white gibi pazarlanan ürünler olsa da yine de iz bırakıyor. deotak denemedim bir tek denemeye değer mi? yani iz bırakmama olayı çok önemli 1 sen
şimdi antiperspirant olan ve olmayan diye ayırırsak en başta sprey olanları, olmayanlar ter kokusu konusunda hiçbir işe yaramıyor. antiperspirant ise black&white gibi pazarlanan ürünler olsa da yine de iz bırakıyor. deotak denemedim bir tek denemeye değer mi? yani iz bırakmama olayı çok önemli 1 sene içinde koltuk altları beyazlaşan tshirt görmek istemiyorum artık ama ter koktuktan sonra temiz tshirt giymenin de anlamı yok.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(12.06.20)
hayvan gibi şiyapmayıp usturuplu kullanınca dove men'inkiler iz bırakmıyor. etkili olduğu için hayvan gibi şiyapmana da gerek kalmıyor. başlarda bende de iz bırakıyordu, sonra daha az sıkmaya başladım, hala ter işini çözüyordu ama iz bırakmıyordu. artık mutluydum...
0
Bruce
(12.06.20)
hayvan gibi şey yapmıyorum galiba ama ben hayvan gibi terliyorum. bu arada koku - ter miktarı bağımsız şeyler tabii koku beslenmemle falan daha ilgili ama ter hep var bende. el, ayak, koltuk altı aşırı terler bende belki de o yüzden bu kadar iz kalıyor bilmiyorum.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(12.06.20)
Deotak güzel. Ama kosla vanish daha güzel
0
giovanne
(12.06.20)
kosla vanish'i ne yapmam lazım içince ter kokusunu mu engelliyor?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(12.06.20)
yaklaşık 10 yıldır deotak kullanıyorum. dünyanın en harika şeyi. turkuaz renkli olan tavsiyemdir.
0
trajikomix
(12.06.20)
Deotak koltuk altında beze yapabiliyor; hem bende hem erkek arkadaşımda yaptı mesela. Sprey değil de roll-on olanlar daha iyi.

Vanishi tişörtlerin lekeleri için kullanabilirsin; bir de %100 pamuklu tişörtler tercih edersen iz konusunda daha az sorun yaşarsın.

Onun dışında beyaz tisortlerde en pahalı olanlarda bile illa ki o leke oluyor zaman içinde.
0
fraise
(12.06.20)
Hocam kosla o lekeleri çıkarıyor. Yani en azından benimkileri çıkardı.
0
giovanne
(12.06.20)
Deodorant yapmasa bile önlenemeyen kendi terinizden de leke yapabilir, sarımtırak olur.
0
Unde bach canim
(12.06.20)
Rexona yapmıyor. Doğru yazılışı tişört.
0
le jeune turc
(13.06.20)
Deodorant surdukten sonra kurumasini bekleyip kiyafetinizi giyebilirsiniz.
Ya da geceden surulen krem deodorantlar oluyor, belki onlar ise yarar?
0
kuehles blondes
(13.06.20)
Erkekseniz kadınlar için olan deodorantları kullanın. Erkekler için olanlar hem terleyinceterle birleşip çok ağır bir koku yapıyor yani ter kokusunu bastiracagina daha keskin yapıyor hem de kadın deodorantları pek iz bırakmıyor. Kokusu da, hafif kalıyor ve ağır olmadığı için rahatsız etmiyor.
Fazlası uçup gittiği için kadin deodorantı kokmazsiniz.
0
kirmizipilotkalem
(13.06.20)
(5)

Bu aralar kargolarda durumlar nasıl?

aramızda kalsın
Hala gecikmeler oluyor mu? Son birkaç haftada sipariş verenlerin eline ürünler gecikmeli mi ulaştı? Özellikle Yurtiçi Kargo'dan ürün alan varsa.
Hala gecikmeler oluyor mu?
Son birkaç haftada sipariş verenlerin eline ürünler gecikmeli mi ulaştı?
Özellikle Yurtiçi Kargo'dan ürün alan varsa.
0
aramızda kalsın
(12.06.20)
yurtiçi ve mng'de sorun yaşamadım, sürat hala çok kötü. yine de senin şubeye bağlı olduğunu unutmamak lazım.
0
Bruce
(12.06.20)
yurtiçi ve mng ile sorun yaşamadım +1
0
curious mind
(12.06.20)
Cok dengesiz+1
0
basond
(12.06.20)
Her şey çok çabuk geliyor bana, biraz şoklardayım hatta. Sürat kargo bile 48 saat içerisinde getiriyor. İstanbul'dan Ankara'ya 16 saatte getirilip teslim edilen siparişlerim oldu o.O

Sıralama olarak sanırım HepsiJet > Yurtiçi > diğerleri > sürat > mng derdim.
0
aguen
(12.06.20)
Aras kargoda bi kargom 15 gün bekledi. Onun dışında hep bi iki günde geldi
0
photo85
(13.06.20)
(6)

Sosyal Medya ajansı için isim önerileri

tripanasoma
Yeni kuracağımız sosyal medya ajansı için isim önerileriniz var mı?
Yeni kuracağımız sosyal medya ajansı için isim önerileriniz var mı?
0
tripanasoma
(12.06.20)
sosyal
0
try again fail again fail better
(12.06.20)
🌸tripanasoma
(12.06.20)
Var maalesef
0
🌸tripanasoma
(12.06.20)
Ajans Jen - Jenerasyon'un kısaltması.

Ajans Mit de olur bak. hem efsane manasında hem de ajan smith'e gönderme.

ajansmit.com
0
daha cok beklicez mi abi
(12.06.20)
pr the champions
0
Bruce
(12.06.20)
ASOSYAL
0
neo
(12.06.20)
(8)

İş Teklifi Sonrası Maaş Üzerinden Pazarlık Yapmak

depresif genc
Firmayla görüştüm. Olumlu bir izlenim bıraktım, hatta başladığım taktirde hangi departmanda çalışacağım, hangi ürünle ilgileneceğim hakkında bir tur yaptık. Teknik ekibi yetkinlik konusunda ikna ettim, karar merci onlar olacak diye düşünüyorum ancak maaş konusunu sadece insan kaynakları uzmanıyla ko
Firmayla görüştüm. Olumlu bir izlenim bıraktım, hatta başladığım taktirde hangi departmanda çalışacağım, hangi ürünle ilgileneceğim hakkında bir tur yaptık. Teknik ekibi yetkinlik konusunda ikna ettim, karar merci onlar olacak diye düşünüyorum ancak maaş konusunu sadece insan kaynakları uzmanıyla konuştuk. Daha işin başında mevcut maaşım 8000 tl, beklentim de 10.000 tl demiştim ama bana farklı zamanlarda maaş beklentimi birkaç defa daha sordu. Sonra "Bizim de bir maaş dengemiz söz konusu, içerdeki arkadaşların maaşlarıyla karşılaştırma yapacağız, ona göre orta yolu buluruz" şeklide bir ifade kullandı. Eğer beklentimin altında bir teklifle gelirse blöf olma ihtimali var mıdır? Yani 3-5 bir şeyler kurtarıp bunu bir başarı olarak sunmayı düşünüyor olabilir mi? Sizce böyle bir durumda pazarlığa girmek riskli olur mu?
0
depresif genc
(12.06.20)
8 ile 10 arasında aman aman fark yok. Şimdiki işten kesinlikle çıkmaya zorlayan sebepler yoksa istenilen tutarda diretilebilir. İstiyorlarsa karşılığını vermeliler.
0
mekaniker
(12.06.20)
Simdi bazi firmalar var; harbiden denge falan umurlarinda degil, kimden ne koparabilirlerse.
Bazi firmalar var, bir maas skalalari var. Sana ne ustunu verebilir ne altini. O aralikta gider. Bu sekilde oradaki çalışanlar arasinda sacmalik olmaz.
Ornek veriyorum; bir firmada icten yukselip planlamaci oldum, junior. Ama firmada junior ya da senior yok. Herkes ayni pozisyonda kagit üstünde.
Yalniz benim maasim 2250 liraydi, digerlerinin 4bin-4.5 falan. Simdi aynı isi yapan 4 kisiydik, herkes ayri telde maas aliyordu. Bu sacmalik misal.
O yuzden ikisi de olabilir. Firmaya bagli biraz.
0
logisticsmanager
(12.06.20)
Devlet dışında (ki onda bile fark ediyor) bütün şirketler kimden ne koparabilirlerse o maaş teklifini yapar.

Maaş skalası olan bir şirket yok. Öyle bir saçmalık olamaz da.

10bin istediniz. Benzer pozisyonlardakiler 9 bin alıyor derlerse; o zaman beni bir üst pozisyona alın diyeceksiniz.
0
nickini vermek istemeyen uye
(12.06.20)
"yani 3-5 bir şeyler kurtarıp bunu bir başarı olarak sunmayı düşünüyor olabilir mi"
her birimin bir maaş bütçesi vardır ve şirketlere göre değişmekle birlikte genelde yıllık kpi'lar arasında o maaş bütçesini aşmamak gereklidir. özellikle sektöre göre değişmekle birlikte, o bütçenin ne kadar altında kalınırsa o kadar somut ya da soyut başarı sağlanmış olur. yani evet, sana ne kadar az verirse o kadar başarılı sayılacak olma ihtimali var. ama bunu işgücünü kaybetmeyi göze alacak kadar göz önünde bulundurmazlar genelde, o yüzden pazarlık kesinlikle yap.

bazen de şey olur, adayı beğenirsin ama istediği maaş planladığından çok yüksektir, dengelerini de bozmak istemezsin, bir orta yol bulmaya çalışırsın. bu noktada sana sundukları "fişsiz mişsiz son bu olur abi" gibi bir teklif de olabilir. pazarlığa girişir ama hiç taviz vermezsen seni ikna ve tatmin edemeyeceklerini düşünüp vazgeçebilirler. ucu ucuna yapılan maaş pazarlıklarında işe alınan kişinin kısa sürede, daha yüksek maaşlı bir iş bulup, ayrılma ihtimali daha fazla oluyor genelde. "buraya da ucuza geldik yea" düşüncesi işvereni de isteyeceği bir durum değil.

maaş pazarlığının bence en etkili yöntemi beklentinin maksimum şekilde mantık ekseninde açıklanması. neden 10 bin istiyorsun da 9 bin istemiyorsun mesela?
"çünkü bu iş yerinde devam edersem sene sonunda %10 zam alacağım, maaşım 9 bine yakın olucak. buraya girdiğimde bana 6 ay içinde zam yapmayacağınızı tahmin ediyorum, 6 aylık bir enflasyon kaybım oluşacak"
ya da
"bu işi bir kariyer basamağı olarak görüyorum, bana katacağı çok şey var ancak kariyer anlamında atacağım adımları dikkatli seçiyorum, artık 2 senede bir değiştirip maaşımı yükseltemeyeceğim için ve bir iş yerinde senede %20 zam almak imkansıza yakın olduğu için, maaşım 2 sene sonra piyasanın altında kalmasın diye işe girişte anlaştığım maaşın biraz daha yüksek olmasını tercih ediyorum"

artık sana ne kadar ihtiyaçları var, hangi fikri daha iyi savunabilirsin, hangisi gerçekçi; bunları düşünüp yukarıdakilerden biriyle oturabilirsin masaya. aklıma gelmeyen başka şeyler de olabilir, amaç ne istediğini ne katacağını bilen ve ona göre gerçekçi istekleri olan bir profesyonel görüntüsü çizmek. sadece, çok katı olma(eğer 9bine de razıysan) ve çok normal bir şey yapıyormuş gibi görün.
0
Bruce
(12.06.20)
Firmaya göre değişir. Pazarlığa açık firmalar var, kapalı firmalar var. Ben eskiden görüştüğüm bir şirkete beklentimin altında kaldı bu maaş iyileştirme yapabilir misiniz diye dönüş yapmıştım. İK'dan "teklifte revizyon olmuyor ama İK müdürümüze soracağız." dediler. Sonra revizyon yapmadılar. Ben de kabul etmedim. Muhtemelen kara listeleri falan varsa girmişimdir o listeye.

Bazı firmalar var. Maaş skalaları oluyor. X pozisyonu için atıyorum 4 maaş skalası var. En az tecrübeli 1. seviyeden, en tecrübeli ve en donanımlı aday 4. seviyeden maaşı hak ediyor diyelim. Teklifte 1. seviyeden başlıyorlar (bazen aday çok iyi ise ya da beklentisi çok yukarda ise üst seviyeden de başlayabilir). İlk teklif red edilince yani pazarlık istenince seviyeyi artırarak yeni teklifler geçebiliyorlar. Buradaki risk, firma seni 2. seviye olarak değerlendirmiştir. Sen ikinci teklifi de az bulursan üçüncü teklif gelmez.
0
himmet dayi
(12.06.20)
Nasıl başlarsan öyle kardeş, baştan bık bık yapıyolarsa her zamda da aynı şekilde mağdur olursun. İk cılar ne tırtıklarsak kar mantığında çünkü patronculuk oynuyorlar sana karşı. Verebilecekleri maksimum maaş swnin belirttiğinin altında olsaydı tekrar tekrar görüşmezlerdi.baştan söylerlerdi. Vermelerine imkan olmadığı halde seni oyalıyolarsa zaten karakterleri bozuktur. Kendi işinde kalmanı öneririm.
Bana göre bir aday daha vardı az beklentili olan. İk cılar onu gözüne kestirdi. Teknik taraf seni öne çıkarınca seni kendi açılarından da cazip hale getirmeye çalışıyolar. Ben ıarar ederdim hala bir işim varsa ama sen bilirsin.
0
sarcophagus
(12.06.20)
Skala olayı bence de yalan. Yani kurumsal şirketlerde var öyle bir muhabbet, ama onu da baştan söylerler zaten. Siz bi rakam verdiğiniz halde konuşmaya devam ettilerse diretin derim. Zaten giriş maaşınızın yüksek olması mühim, sonra %50 zam alacak haliniz yok.

Benim başıma gelmişti öyle skalamız var muhabbeti yapan bir yer, iyi o zaman geçmiş olsun diyip çıktım, ertesi gün arayıp istediğim tutarı verdiler. Küçük şirketti ama o.
0
plutongezegendegilmi
(12.06.20)
Kurumsal şirketten sa.

Kvkk gereğince maaşlar öyle açık açık paylaşılamıyor. Fakat maaş skalası satan şirketler var. Yılın belli dönemlerinde bu şirketlere pozisyon+maaş bildiriminde bulunuyorsun. Senin gibi 20-30 şirket de bunu yapıyor.

Sonra bu skala şirketi sana skalayı satıyor. Mesela a uzmanı alacaksın, bakıyorsun a uzmanı en az 1000 en çok 8000 almış. Toplam ortalamada da 4500 alıyor. Hatta üst paketlerde sektör ortalamasını bile gösteriyor.

Sen de alacağın a uzmanının deneyimine ve şirket içinde ne kadar önemli bir yer edineceğine göre fiyat teklifinde bulunuyorsun.

Doğru düzgün kurumsal şirketse zaten sizi 2. Hatta 3. Görüşmeye çağıracaklardır. İlk görüşmede aldığınız maaşı söyleyin (bunu söyleyebilirsiniz) sonraki görüşmelerde çalışacağınız ekipten birileri ile görüşeceksiniz o zaman o ekipte nasıl rol alacağınızı belli etmeye çalışın.

Aklı başında çalışanlar varsa merak etmeyin adamın aldığı maaş belli, etkin geliştirmede olacak, bize gerekli vs diye aldığın maaş üstü teklifle gelirler.
0
anneterligi
(13.06.20)
(3)

ünvan çevirisi

diffarentiationation
"general administrative director"bu kişiye linkedin'den ulaştım ve cv göndermemi istedi, şirketin kaç numarasıdır ve türkçesi nedir bu ünvanın?
"general administrative director"

bu kişiye linkedin'den ulaştım ve cv göndermemi istedi, şirketin kaç numarasıdır ve türkçesi nedir bu ünvanın?
0
diffarentiationation
(12.06.20)
Direkt Türkçe karşılığı yok bence bunun. İdari işler direktörü denebilir ama idari işler diyince eften püften şeylerle ilgilenmek de dahil olabiliyor şirkete göre. Direktörlük seviyesinde bir pozisyon varsa çok da eften püften değildir diye tahmin ediyorum.

Adamın ne iş yaptığını hangi sektörde olduğunu vs az çok biliyorsundur, oradan bişeyler üretirsin. En kötü genel idare/yönetim direktörü dersin, tam karşılamaz ama yanlış bi anlam da çıkmaz.
0
Bruce
(12.06.20)
tekstil holding'i şirket, işe alımda etkisi ne olur merak ediyorum.
0
🌸diffarentiationation
(12.06.20)
İdari işler Direktörü +1
HR dahil müdürler ona bağlı olabilir.
0
SiyamkedisiZorro
(12.06.20)
(9)

Playstation 5 tasarımını

eazy
Nasıl buldunuz güzel mi? Bana estetik geldi, renkler, ışıkları falan güzel duruyor. Ekşiciler, twittercılar gömüyor sanki. Nasıl sizce https://pbs.twimg.com/media/EaQsoWQXsAQKZEG?format=jpg&name=900x900
Nasıl buldunuz güzel mi? Bana estetik geldi, renkler, ışıkları falan güzel duruyor. Ekşiciler, twittercılar gömüyor sanki. Nasıl sizce

pbs.twimg.com
0
eazy
(12.06.20)
Ekşiciler gömüyorsa görünümü iyidir. Ben de beğendim özellikle dijital versiyon olması güzel olmuş. Kutulu oyun almayı bırakalı çok olmuştu.
0
Take it away honey
(12.06.20)
Güzel ama harika degil. Artik bu vakitten sonra salonda evde dekoratif duracak bi niteligi olmali bu gibi teknolojik gereclerin.

Ama insan ister istemez Apple'in konsolu olsa nasil gorunurdu diye soruyor :)
0
msb
(12.06.20)
ben de beğendim, özellikle dijital edisyonunki gayet şık. xbox'dan da daha güzel. sadece, o fütüristik mavi ışıktan nerede olsa nefret ediyorum, umarım cihaz çalışırken gözümüze gözümüze girmez.
0
Bruce
(12.06.20)
Yeni nesil konsollar evlerdeki televizyon ünitelerine tepki olarak geliyorlar. Ama beğendim. Sanki bmw i8 konsol olsa böyle görünürdü.
0
geven kafa
(12.06.20)
En son ps2 almış, sonrasında hep xbox ile devam etmiş (ve edecek) birisi olarak tasarımı çok beğendim.

Ps 3 çok gıcık bir tasarıma sahipti mesela. Ps 4'ün ise tasarımını beğenmiştim.
0
dilemma of subscribtionability
(12.06.20)
bence tasarım olarak ps4 daha iyi.özellikle ps4 pro baya şekil.
0
neoluyokardesimnebutantantana
(12.06.20)
ben begenmedim. cok futuristik geldi. sonucta evimiz jetgiller gibi dizayn edilmediginden xbox'un buzdolabi daha uygun gorunuyor simdilik ev ortamina. ustelik bana biraz buyuk geldi. oysa yukarida denildigi uzere ps4 pro gayet guzel bir dizayndi.
0
tanaka
(12.06.20)
iki rakip konsol tasarımı da iyi.. ama psn hesabına yatırdığım paralara acımasam bu sefer xbox series x'e şans verirdim.. umarım geriye dönük uyumlulukta sıkıntı yaratmazlar.. eski nesilden oynamaya devam edeceğim bir çok oyun var..
0
synche
(12.06.20)
fena değil ama çok da bayılmadım. bundan çok daha iyi fan art tasarımlar yapılmıştı daha öncesinde. google'da aratıp bakabilirsiniz.

ayrıca dualshock xbox'ın koluna benzemiş.
0
sir gawain
(12.06.20)
(5)

Kitap konusunda skor mu önemli süreç mi?

The Student
Haftada 1 kitap okuyanların kitapları tam anlamıyla anladığını düşünmüyorum. Bu tartışma yaratacak sözüme geri dönmeden 1 2 kelamim olucak. Bunlardan birincisi Biz Türklerin en çok başvurduğu "okumaya vaktim yok" İkincisi de "okuduğum kitapların bana bir şeyler katmasını istiyorum" Bunları Biz Türkl
Haftada 1 kitap okuyanların kitapları tam anlamıyla anladığını düşünmüyorum. Bu tartışma yaratacak sözüme geri dönmeden 1 2 kelamim olucak.

Bunlardan birincisi Biz Türklerin en çok başvurduğu "okumaya vaktim yok"

İkincisi de "okuduğum kitapların bana bir şeyler katmasını istiyorum"

Bunları Biz Türkler söyleyince aşağılık Kompleksi'ne giriyoruz. elin Japon'u metroda bile kitap okuyor ama biz burada Kitap okuyacak vaktimiz olmamasından şikayet ediyoruz . birincisi Japonların okuduğu şeyler genellikle mangalar . Evet Japonların çok zeki olduğuna İtiraz etmiyorum Ama cidden bu konuyu da Türklerin zamansızlığına bağlayacağım çünkü Türkiye'de ortalama 8 saat ağır şartlarda çalışan pek çok insan var. günün 8 saati bedenen ve zihnen yorulduğunu hesaba katınca kitaba zaman ayıramamak bana bir bahanenin arkasına saklanmak gibi gelmiyor. ha şöyle denilirse anlarım: bir insan kitap okuma alışkanlığını edinememiştir ama sadece kitap okumak için tek yöntem basılı kitap okumak değildir Sonuçta dijital kitaplar önem kazanmaya başladı. bunu da yapamıyorsan sesli kitaplar var , dinleyebilirsin Böylece zamandan tasarruf da etmiş olursun . ama bir yandan da tabii ki 2. değineceğim konu kitapların bize bir şey katmaması. özellikle son zamanlarda çıkan bestseller lar Kusura bakmayın ama kitap olmaktan ziyade birer tuvalet kağıdı. yani bundan yüzyıllar önce yazılmış olan klasik eser lere bakıyorum bir de bugün çıkan popüler kitaplara bakıyorum Neyse bu konu biraz daha ağır bir eleştiriye dönüşmeden ben en başa dönüyorum;

ben ayda bir kitap okuyorum. bu da yılda 12 kitap ediyor. ben haftada bir kitap okuyarak bir rekor kırmaya çalışmıyorum Çünkü ben bir kitap okuduğum zaman genelde seçtiğim Kitabın yazarının biyografisini araştırmayı severim . ondan sonra kitabın analizlerini okurum. 2 hafta boyunca vaktimi analizlere ayırırım Ondan sonra kitabın yapılmış bir film adaptasyonu varsa onu izlerim . yani bir kitabı sindiririm . bütün bunları topladığımızda 1 aylık bir zaman birikiyor yani kitabı okuduktan sonra onun üzerine uzun uzun düşünür, yorum yapar, tartışırım . kitabı bir haftada okuyanların bu kadar zahmete girdiğini düşünmüyorum Bence bir kitabı bir ayda sindire sindire okumazsanız zaten yıllar sonra o kitaptan Geriye hiçbir şey kalmıyor . bu düşünceme ne kadar destekçi bulabileceğimi merak ediyorum . sizce çok kitap okuyan mı kendisine daha fazla sey katiyor,yoksa zamana yayarak kitabı sindire sindire okuyan mı daha çok yarar görür?
0
The Student
(11.06.20)
Kime neyin rekorunu kırmaya çalışsın ki bu insanlar? 1 haftada okuduğunu anlamasa bi dahakine 2 haftada anlar? Kime karşı sorumluluğu var ki anlamadan, keyif almadan okusun?

Sosyal hayatına dese, kimse kanıtlayamaz zaten okumadığını, yalan söyler geçer.

Herkesin okuduğu sindirmesi günler alan kitaplar olmuyor. Sindirmelik bile okumuyor olabilir, sadece okurken aldığı zevke bakıyordur. Bu durum o kişiyi yanlış yapmaz.

En son ve hiç hesaba katmadığın, senin 1 ayda sindirdiğin kitabı 1 haftada sindiriyor olabilir bu insanlar. Senin sonradan yaptığın yazar biyografisi, further reading'leri o kişi daha önceden yapmıştır belki. Ya da genel kültürü, tarih sosyoloji bilgisi o kitabı daha kısa sürede sindirmesini sağlıyordur?

Kitap okumayı kutsallaştırmaya gerek yok, herkesin popisi kendine. Kimin ne açıdan yarar gördüğünün hesabını yapamayacak kadar geniş bir şey "kitap okuma" eylemi.
0
Bruce
(11.06.20)
Kitap okuma, okuyucuyla kitap arasındaki bir ilişki. Gönül ilişkileri gibi bu da geniş yelpazede. Biraz ilgi meselesi, biraz tarz. Kimi kitabın altını çizmez, kimi kıvırır. Biri bir günde 400 sayfa okur, diğeri ağır ağır. Kıyaslamak akıl işi değil.

Siz kitapla kurduğunuz dünyadan memnunsanız, dünyanın kalanı sizi neden ilgilendirsin ki?

Kim kaç kitap okumuş ne önemi var? Aslolan okuduklarınızdan kendinize bir şey katabilmek değil mi?

Her ne kadar sosyal medya nedeniyle dikkatim kolay dağılsa da, okumaya çalışıyorum. Bu çağda alışkanlıklarını yönetmeyi başaramayan bireylerin kitapla derin bağ kurmasını beklemiyorum. Eskiden bir arkadaşım vardı, anlatmak için yaşardı. Bazı okuyucular da öyle. Anlatmak için yiyip içiyorlar, okuyup geziyorlar.
0
EasyTiger
(11.06.20)
hocam kitap okumak tavla oynamaktan daha mühim veya daha özel bir şey değildir. buna bu kadar takılma bence. keyfi bir şeydir kitap okumak. seversen okursun, sevmezsen okumazsın. bir aktivitedir nihayetinde. sen ayda 1 kitap okursun ben ayda 3 kitap okurum sonra önümüzdeki 3 ay hiç okumam, okuyasım gelmez, kimisi haftada bir tane okuyacağım illa der, kimisinin devam etmediği her hangi bir kitap olmazsa elinin altında rahatsız olur falan... insanlar çeşit çeşit yani. bence kitap kişinin kendisine hiçbir şey katmıyor. keyif dışında. okumaktan keyif alıyorsan tek artısı bu kitabın. benim okuma hızımı kitabın kendisi belirliyor. bazen yer gibi okuyorum kitabı yine hoşuma gidiyor, kimisini kağnı hızında okuyorum o da ayrı hoşuma gidiyor. ''niye böyle yavaşladım bu kitapta ya'' demiyorum yani. sen çok istersen yine de bir dene haftada 1 kitap okumayı sonra mukayese et falan. ama bu kitap okumaya aşırı anlam yüklemeyi milletçe aşmamız lazım bence. kitap okumanın youtube'dan video izlemekten bir farkı yok özünde.
0
fyodor fyodorovic
(11.06.20)
video izlemezsin diye daha konuşmayı transkrip etmiştim.

tuğla kitabı okuyor adam hava atıyor onu da. uyduruk saçma sapan kitaplar. burası çöplük mü. yahu allahu teala burayı çöplük diye yaratmadı kardeşim. okumak bir temizlik operasyonudur, temizlik. lüzumsuz kitapları okumayacaksınız. çok kitap okumayacaksınız. iyi bir kitabı, çokça okuyacaksınız, döne döne okuyacaksınız, sema edercesine okuyacaksınız, hazmede hazmede okuyacaksınız. o zaman okursunuz. o zaman okuduğunuzu hazmedersiniz. o zaman okuduğunuzu üretirsiniz. yani dolayısıyla tüketen okuyucudan, üreten okuyucuya geçmiş olursunuz.

twitter.com
0
blue eyes white dragon
(11.06.20)
fyodor +1

Valla ben herkesin kitap okuması gerektiğini düşünmüyorum. Edebi, kurmaca eserler zaten tamamen keyif işidir. Tamam herkesin klasikleri okuduğu bir dünya güzel olurdu ama o kadar da değişik, daha iyi bir dünya olmazdı muhtemelen. Çünkü her kitap herkeste aynı etkiyi bırakmaz. Yazarların bir amacı, vermek istediği mesaj olsa dahi okuyucu bunu yanlış yorumlarsa yine bir işe yaramaz. O yüzden özellikle romandır, hikayedir tamamen kişiye bağlı okunup okunmaması. Bunu romanı bütün edebi türlere tercih eden biri olarak söylüyorum. Karantinada fark ettiğim 1 yıldır güzel kitap okumuşum ama çok az roman okumuşum. Bu kadar çok sevmem seçiciliğe yol açmış ben de. Her romanı okumak zorunda hissetmiyorum.

Ayda bir kitap, haftada 2 kitap okuyana göre az ilkokuldan beri kitap okumamış birine göre çoktur. Dediğim gibi kimse kitap okumak zorunda değil. Herkesin işi gücü, çalışma ve yaşam şartları, boş vakti farklıdır. Kitap okumak boş vakit aktivitesi değildir geyiğine girmeyeceğim ama yazar ya da akademisyen değilsek hayatımızdaki birinci öncelik kitap okumak olmuyor. Olmaması çok normal bir şey, ayıplanacak bir durum yok. Bütün bunlarla birlikte bir insanın okuma hızı, okuduğu kitaba ne kadar odaklandığı, bu odağı ne kadar sürdürebildiği de bunları etkiler. Bazen öyle zamanlar oluyor ki yirmi sayfa okumuşum ama dönüp bakıyorum basit bir romandan bile hiçbir şey anlamamışım, kafam başka yerde. Bir sözcüğe takılıp gitmişim, okurken çok başka şeyler düşünmüşüm... Bunlar hep etken.

Kitap okumayı seven biriyim, liste yaparım, okuduğum kitapları tarihleriyle beraber listelerim, notlar almışım. O zamanlarda ne düşünmüşüm diye. Bu bende biraz skor tutuyor muyum hissi bırakıyor mu, evet diyebilirim. Ama bu insana motivasyon sağlayıp daha fazla okumasını sağlayabilir ve daha fazla okumanın bir zararı olduğunu düşünmüyorum.

Sizin bir haftada sindirdiğinizi bir başkası iki günde sindirebilir yukarıda saydığım bütün koşullar yüzünden. Bir kitabı bitirmek için asgari bir süre koyamayız o yüzden. Herkes çok kısa bir sürede okuyacak diye bir kaide yok. Okuma ve yazmak tamamen şahsi meselelerdir. Kimseye ne kadar şarkı dinlediğimizi, film izlediğimizi kanıtlamak zorunda değilsek kitap okuduğumuza da kanıtlamak zorunda değiliz.

Ve bence kitap okumak abartılıyor. Okumak istemeyene silah zoruyla okutmanın bir manası yok. 17. yüzyılda değiliz bilgi kaynakları sadece kitap olsun. Herkesin kitaptaki saf bilgiye ihtiyacı yok. Bazı insanlar hap bilgilerle de yaşamını idame edebiliyor sonuçta. Tabi bu hap bilgilerle çokbilmişlik taslayan insanlara gıcık olurum.
0
black holes in the sky
(11.06.20)
(3)

iPhone 11 ve iPhone X farki nedir? -kamera-

damba
Hic hayallerime bile giremeyen bu iki urunu arkadasim icin soruyorum. (Cunku pahali :()Kendisi instagram’da urunlerinin gunluk fotografini cekmek icin istiyor iPhone, iPhone almaya kararli kendisi. Bu iki telefon arasinda az bir fiyat farki varmis, oyle dedi. Ne farki var bu urunlerin? Tabii ki daha
Hic hayallerime bile giremeyen bu iki urunu arkadasim icin soruyorum. (Cunku pahali :()

Kendisi instagram’da urunlerinin gunluk fotografini cekmek icin istiyor iPhone, iPhone almaya kararli kendisi. Bu iki telefon arasinda az bir fiyat farki varmis, oyle dedi. Ne farki var bu urunlerin? Tabii ki daha ucuzunu almak istiyor kendisi ama aradaki farka degerse iPhone 11 alabilirmis.

Ozellikle kamerasiyla ilgilendigi icin, ben kamera farkini cozemedim dostlar, bir yardimci olursaniz seviniriz.

Baska Apple cihazi yok, dolayisiyla senkronizasyon problemi olmayacak gibi.
0
damba
(11.06.20)
2 nesil var tabi ki 11 alsın az fark varsa.
0
bahoho
(11.06.20)
iphone 11 daha ucuz ve daha güncel, 11 alsın.
telefoto lensi yok ama çok işe yarayan bir şey değil, 11'in ana kamerası daha iyiymiş.
www.cnet.com
0
Bruce
(11.06.20)
11’in kamerası iyi, x’in ekranı iyi.
0
i ve been mistreated
(11.06.20)
(2)

Adalar (Geçen hafta vb. giden var mı?)

nhk ni youkosu
Bu haftasonu maskeyle gitmek istesek çok mu fena olur? Heybeliada var aklımda. Fakat bisiklet kiralayanlar, bakkal vs. birkaç yer açık değilse kötü olur tabii.Bu yüzden son günlerde giden deneyimleyen var mı sormak istedim.
Bu haftasonu maskeyle gitmek istesek çok mu fena olur? Heybeliada var aklımda. Fakat bisiklet kiralayanlar, bakkal vs. birkaç yer açık değilse kötü olur tabii.

Bu yüzden son günlerde giden deneyimleyen var mı sormak istedim.
0
nhk ni youkosu
(11.06.20)
Geçtiğimiz cumartesi burgaz'daydım. Bisikletçilere dikkat etmedim ama bakkal restoran kafe açık. Normal yaz kalabalığı yoktu ama boş da değildi. Beşiktaş'tan kalkan ve giden motor çok dolu değildi.

Yalnız bu hafta sonu yağmur bekleniyor, ona göre plan yap derim.
0
Bruce
(11.06.20)
Biz geçen hafta Büyükada’ya gittik, bisiklet kiraladık ayayorgi ye kadar çıktık her yer açıktı, fazla kalabalık değildi,eğlendik
0
va
(11.06.20)
(13)

Ne sıklıkla film izliyorsunuz?

Sonsuzluk ve Bir Gün
sb
sb
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(11.06.20)
normalde haftada 1 civarıydı, evde kalmaya başladıktan beri haftada 3-4'tür ortalama. bazı hafta sonları günde 2 film izledim mesela.
0
Bruce
(11.06.20)
jrr +1

o da sevdigim bir oyuncu oynuyorsa. onceleri deli gibi film dizi izlerdim. bi yerden sonra insan birakiyor galiba
0
baldan kaymak
(11.06.20)
bazen günde iki tane, bazen birkaç haftada bir.
belli olmuyor.
0
blatta hiberna
(11.06.20)
Haftada 2 3
0
Topalordek
(11.06.20)
hafta 1.
0
sizofren06
(11.06.20)
Belli bir sıklığı yok. 11 Mart'tan bu yana (eve kapandığım tarih) saymadım ama on film izlemişimdir sanırım. On filmin altı tanesini son iki haftada MUBI'den izlemişim.
0
vedatchilipeppers
(11.06.20)
Benim de degisiyo, bazen ayda bir film bile izlemiyorum, bazen günde iki film izliyorum. Karantina başladığından beri ortalamam haftada üç film.
0
epistemic_regress
(11.06.20)
Ramazan ayındayken ve bayramda hemen hemen 1 tane izliyordum. Bu ay biraz sekteye uğradı ama son 4 gündür, bir film izliyorum.
0
put it in your appropriate place
(11.06.20)
değişkenlik göstermesine karşın, haftada 4'ü ortalama olarak kabul edebilirim. geçen hafta her gün 1 film izlerken bu hafta sadece 1 film izledim.
0
belkider
(11.06.20)
Senede 1-2
0
paramolacak
(11.06.20)
vizyona giren her filmi izlerim genelde.

netflix'in filmlerini bile izliyorum.
0
ozdek
(11.06.20)
Haftada 1-2.
0
iwasbornonamountainside
(11.06.20)
Haftada 2-3
0
hayirsiz
(11.06.20)
(11)

işle ilgili akıl verir misiniz bana ?

matilda
Şimdi, ben minik bi ofiste çalışıyorum. Nisan-Mayıs'ta evden çalıştık. Haftada 2-3 gün ofise geldik. O dönemde kendi kişisel bilgisayarıma evden çalışabilmem için maili vs kurdurdum patrona. Sonra 1 Haziran itibariyle ofise döndük. Ama sanki hala evden çalışıyormuşuz gibi davranıyor bize. Akşamın 11
Şimdi, ben minik bi ofiste çalışıyorum. Nisan-Mayıs'ta evden çalıştık. Haftada 2-3 gün ofise geldik. O dönemde kendi kişisel bilgisayarıma evden çalışabilmem için maili vs kurdurdum patrona. Sonra 1 Haziran itibariyle ofise döndük. Ama sanki hala evden çalışıyormuşuz gibi davranıyor bize. Akşamın 11:30'unda şu maile bakıldı mı vs diyor (ortak whatsapp grubumuz var) mailin geliş saati 22:00. Yani sanki mecburmuşuz gibi bi de alooooo falan yazıyo. Ben de bazen ya hiç açmıyorum ya da görüldü atıp hiç takmıyorum. Bazen de o sırada bilgisayar başındaysam bakıyorum falan.
Bana çok saçma geliyor yani mecburmuşuz gibi sürekli mesaj atılması. Madem mesajı görüyorsun aç bak. Bi de bunun bi kardeşi var akşam 9da falan sürekli beni arıyor. Ofisin cep telefonu da bende, kendi telefonumu açmazsam onu arıyor, onu açmazsam da niye açılmıyor, demek ki müşterilere de cevap vermiyorsun sen vs vs söyleniyor bana. Müşterilere uyuyana kadar cvp vermek durumundayım ki akşam çok kimse yazmaz yani haftada 1-2 kişi akşam arar ya da yazar.
Bilemedim canımı sıkmaya başladı bu durum. Zaten şu an ofisten çalıştığımız halde kısa çalışma ödeneği kapsamındayız. Maaşı tam alıyoruz (sgk nın verdiğinin kalanını elden alıyoruz.) ama prim sıfır ödeniyor. Bi akıl da diyor ki bunu haklı fesih sebebi olarak gösterip 4 senelik tazminatı al git.
0
matilda
(11.06.20)
bir kere kolu kaptırdın mı bu işler çok zordur. o telefonu mesai saati bittikten sonra açmanı tavsiye etmem.
şirket telefonu da olsa bir mesai saatiniz vardır elbette. 7/24 açık tutulması gereken bir telefonsa bilemem ama ben akşam 18'den sonra müsait olmuyor telefonu başkasına vereyim falan denebilir?
0
ozdek
(11.06.20)
Kabus gibi. Ne rezil karakterde insanlar var.
Bunlar ancak yasadan davadan anlar ama nerede buna ceza verecek hakim. Yoksa konuşarak anlayacak adam boyle sey mi yapar?
Yani bence bunlari kayıt altina alin, ileride kullanirsiniz.
0
logisticsmanager
(11.06.20)
alakasız bir zamanda "fazla çalıştığımız sürelerin ücreti ödenecek mi" diye sor yanına gidip. ne fazlası derse "e mesai bitince akşam 10'da bile çalışmamız gerekiyor, artık home office olmadığımıza göre ben eve geldiğimde mesai saati ve çalışma ortamı dışına çıkmış olduğum için yasal olarak fazla çalışma yapıyor oluyorum. kçö bittikten sonra bunun ücretini alacak mıyız, hesabı nasıl olacak" diyeceksin.

patron perspektifinden bakarsak; işin görülmesi için sana fazla çalışma yaptırma hakkı var(tabii rızanı alması lazım önce ama orası okay diyelim) ama bunun yasal karşılığını vermek zorunda. ya bunu yapacak ki mali durumlar kötü olduğu için sanmıyorum kabul etsin, ya da hık mık diycek, sen de "o zaman akşamları çalışmıyoruz, okay" diyeceksin.

kolunu kaptırdın mı geriye dönmesi zor +1
her zaman yazdığım gibi gelişmiyor o diyaloglar biliyorum ama bir noktada "haklarımın farkındayım ve illegal şeyler yaptığınızın bilincindeyim, çok zorlamayın beni" mesajını vermen lazım. bunu tehdit gibi yapmaya gerek yok, sadece kendini ve ne isteyip istemediğini göstermen gerekiyor. en azından şimdilik.
0
Bruce
(11.06.20)
Mesai saatleri dışında çalışmayacağını söylesen ?
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(11.06.20)
Cringe levelım o kadar yükseldi ki okurken dişlerim çeneme kaçtı. Bağlam farklı da olsa bir Duyuru klasiği olarak net cevabım şudur: Ayrıl coco.
0
vedatchilipeppers
(11.06.20)
@Sonsuzluk ve Bir Gün , işine gelmeyen defolsun gitsin kafasındalar. ama ben niye haklıyken haksız olup 4 senelik tazminatımı yakayım?
0
🌸matilda
(11.06.20)
kardeşim bak şimdi dişe diş. arıyo mu acma. mesaj atıyo mu bakma. neden yakacan tazminatını. bırak ya takma. whatsapptan yazdı mesela saat 22:00 gelen mail için de ki yarın mesai saatinde bakarım de. cevabını ver.
0
sizofren06
(11.06.20)
bruce +1

" Bi akıl da diyor ki bunu haklı fesih sebebi olarak gösterip 4 senelik tazminatı al git."
bunun yapmadan bi avukatla gorus bana kalirsa.
0
fakyoras
(11.06.20)
kçö konusunda ben de ayni durumdayim ama arastirdiklarim sonucu anladim ki hakli fesih yapamiyormussun. sonradan degistiyse bilmiyorum ama tazminatla bunun bi alakasi yokmus oyle yazildi hep. bana sacma geldi ama @fakyoras+1 diyorum, avukatla gorusmeden boyle bir seye kalkisma.

ayrica o ne berbat patronlarmis ya bi an benimkilere sempati duyasim geldi :) mesai disinda yaptigim isler icin mesai ucreti odenecek mi veya benzer sekilde sorularla bilincli oldugunu ve ustelerlerse baslarina bela olacagini hissettir tavsiyesine de +1 diyorum ayrica.
0
in vino veritas
(11.06.20)
Hacım telefonu geri ver ya da ofiste bırak mesai saatinden sonra, eğer kullanıyorsan açman lazım.
Onun haricinde watsaptan yazmış, mail atmış gece 22 de vs falan sakın bakma bile, Son olarak ta öyle çıkarım alırım tazminatımı falan diye düşünme o işler öyle kolay degil, hele şimdi hiç değil. Çok fazla patronuda sinirlendirmeden diş göstermek lazım.
0
paramolacak
(11.06.20)
Onların telefonuna bakmayın, maili okumayın hatta mümkünse son görüldü kısmınu kapatıp mesajları okumayın. bu durum rahatsız ediyorsa onlar sizi çıkarsın siz mesai saatlerinde çalışmayarak yanlış bir şey yapmıyorsunuz.

İş hayatı hiç değişmiyor ya nereye gidersen git bir işi bir kere yapmayagör görevin haline geliyor.
0
Kediyi üzdün
(11.06.20)
(18)

Engelli doğacak çocuk

valarmurgulis
Diyelim ki evlisiniz ve çocuğunuzun engelli olacağı söylendi. Aldırma şansınız var. Ne yaparsınız? Dini kısmını düşünmeden cevaplarsanız sevinirim. (konu benimle ilgili değil)
Diyelim ki evlisiniz ve çocuğunuzun engelli olacağı söylendi. Aldırma şansınız var. Ne yaparsınız? Dini kısmını düşünmeden cevaplarsanız sevinirim. (konu benimle ilgili değil)
0
valarmurgulis
(11.06.20)
+1 lenah.
Esimle arada konusuyoruz ama aldiririz diyoruz. Ben engelli dogacak olsam ve ailem beni aldirsa haberim olmazdi cunku ben ortada yoktum. Engelli olarak dunyaya gelmek istemezdim. Cocukken yaşadığım bir kazada doktor iyi cikmasa bir ayagim 15 cm kisa olacakti ve bu bile gerek sosyal hayatim, gerek kariyerim, gerek spor her seyi etkilerdi. Bu kadar detay bile ne kadar değiştiriyorsa engelli olmak 100 kati.
0
logisticsmanager
(11.06.20)
Engelli çocuk ilerleyen yıllarda ailesine bir şey olursa hayatına nasıl devam edecek?
bu sorunun cevabına göre hareket ederdim.
0
foolrules
(11.06.20)
Ben de oyumu aldirmaktan yana kullanırdım ama eşim de aksini istese ne olurdu bilmiyorum.
0
Fusha
(11.06.20)
Aldırırım.
0
hayirsiz
(11.06.20)
Gebeliği sonlandırırım. Sadece engelli doğma riskinde değil, herhangi bir gerekçeyle kürtaja karşı değilim.
0
kobuzchu kiz
(11.06.20)
Kürtaj yönünde oy kullanırım. Hem aileye yazık hem çocuğa.
0
fezagezgini
(11.06.20)
j r r tolkien hayrani +1, oyum kürtajdan yana olur.
0
Bruce
(11.06.20)
Engel durumuna ve gebeliğin kaçıncı haftada olduğuna bağlı.

Zaten zihinsel engeli yoksa gebeliğin 4. ayından sonra "biz bunu aldıralım" deme lüksünüz yok. Ortopedik engeller ya da diğer anomalilerde, örneğin bir gözü kör, bir ayağı kısa, bir kulağı eksik, doğduktan sonra yaşama şansı yüzde 50 gibi durumlarda bunun kararını anne-baba adayı veremez. Hekimler kurulu toplanır, doğacak çocuğun olası yaşantısı, sahip olacağı anomali, aile üzerine etkisi vs tartışılır görüşülür ve ailesine aldırmak için izin verilir ya da verilmez.

Bu ekstra bilginin ardından, dediğim gibi engel durumuna bağlı. Zihinsel sorunu olan ya da ömür boyu yatağa bağlı yaşayacak bir çocuğu aldırırdım. Ama ortopedik engeli olan ya da göz, kulak, iç organ gibi sorunu olan bir çocuğu, "yaşama süresi kısıtı yoksa" aldırmazdım. Bazı engellerde çocuk 5 yaşına ya da örneğin 16 yaşına kadar yaşayabilir, sonu kesin ölüm. Böyle durumda doğsun 16 yaşına kadar yaşasın diye bakmazdım. O daha zor.
0
elestirman
(11.06.20)
ben de bir ömür hem kendime hem ona eziyet olmasın diye aldırırım diye düşünüyordum ama başka gelmeden bilinmez. hamile olmak, anne olmaya hazır olmak çok başka şeyler. insan bambaşka bir duygu ve ruh hali içerisinde olur.
0
rose parks
(11.06.20)
Silinen Cevap: yeğenim için doktorlar engelli dediler doğmadan önce. yengemin psikolojik olarak neler çektiğini tahmin edemezsiniz. yeğenim doğdu, büyüdü, çok şükür dişlerinin çarpık olması dışında bir problemi yok. eşek sıpası bir de yakışıklı oldu:) şimdi lisede basket takımında, havasından geçilmiyor:)
0
yemrem
(11.06.20)
direk aldirilmali, dimdirek, o cocuga da yazik anne babasinada, dunyanin sonu degil, aldirmazsan bu kez dönüşü yok, son pismanligin careside..
0
alttaraf
(11.06.20)
Bu konuyla ilgili üniversitede özel eğitim hocamız derse başlamadan aynı bu şekilde sormuştu.
Sınıfın büyük çoğunluğu en başta aldırmam demişti.
Ders sonunda, ailelerin ve çocuğun yaşadığı deneyimler hakkında bilgi sahibi olduktan sonra, bu sefer büyük çoğunluk aldırırım demişti. :)
Can sorumluluğu almak zor bir şey bana göre. Doğum esnasında veya sonrasında başka türlü hastalıklarla da engelli olarak yaşam sürebilir çocuk.
0
coca cola
(11.06.20)
ben ve babası öldükten sonra o çocuğa ne olacak? benden ve babasından başka kim bakabilecek? herkese yük olacak, belki itilip kakılacak. niye çocuğuma bunları yaşatayım? aldırırdım çok üzülerek de olsa. ama hem onun hem kendi iyiliğim için bu.
bir de şu var, engelli olacağı söyleniyor ama engelsiz, sapasağlam doğabiliyor. belki o da engelsiz olacaktı ama ihtimali bilirken aldırırdım yine de tabii engelsiz görünüp engelli de olabilir ama ona da yapılacak hiçbir şey yok.

ben de kısa bir dönem çalışmıştım özel eğitimde. özel eğitime gönderen anneler şey kafasındaydı, 3-4 saat gitsin de ben de kafamı dinleyeyim, komşumla oturayım vs. bana çok garip geliyordu ama çocuğun da olsa insan eti ağır demek ki.
0
matilda
(11.06.20)
engellilik derken? eksik uzuv mu mesela ya da genetik geçişli hayatı zehir eden hastalıklardan mı? hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyecek durumda aldırmak tabii mantıklı.
0
not dark yet
(11.06.20)
Dini hassasiyetle bakmadan cevaplanamaz. Toplumun engelli bireye de ihtiyacı var. Dini acidan bakarsak o mesele engel degil lütuftur.
0
luluki
(11.06.20)
normal çocukla zor uğraşılır, bir de engelli?
yok kalsın
0
eyeinthesky
(11.06.20)
ben aldırma taraftarıyım. eşimi kendimi geçtim bir ömür boyu adaptasyon sorunu yaşayacak çocuk olacak olması çok zor bir durum.
0
mikahakkinen
(11.06.20)
Lisansta okurken üniversitenin Çocuk Hastalıklarında 2 sene kadar eeg teknisyenliği yaptığım bir süreç var. Potansiyel hasta kitlesi nöroloji bölümünün hastaları malumunuz. Mental retarde hasta sayım çoktu.

Aldığımız etik dersinde (Biyoloji okudum) en yoğun tartıştığımız konulardan biri kürtajdı. Mezuniyetim üzerinden 10 seneden fazla geçmiş olsa da hatırladığım en net konulardan biri bu tartışmalarda özellikle bu konuda dini olarak erkeklerin kürtaj konusuna daha mesefeli hatta karşı oluşuydu.

Hastanede çalışırken yaptığım gözlemlere gelecek olursak; mental retarde çocuklarla genellikle anneler yoğun olarak ilgileniyor ve hayat şartları olarak en çok onlar etkileniyorlar. Hepsinde de en büyük kaygı çocuktan önce öleceklerini düşünüp çocuğa kim bakacak ve sahip çıkacak kaygısıydı.

Çalışma şartlarında bunları gözlemlemiş biri olarak ve aynı zamanda kadın bir birey olarak, kürtaj olmayı uygun görüyor ve destekliyorum. Türkiye şartlarında, ekstrem bir durum olmadığı (çocukla babanın ilgilendiği veya maddi olarak çok iyi bakılabileceği, ebeveynlerin ölmesi durumunda dahi yaşam koşullarının etkilenmeyeceği gibi) takdirde bence bu kararı alırken en önemli birey anne adayıdır ve onun düşünceleridir. Bu karar dışardan bakan insanların ahkam kesip yargılayamayacağı kadar zor bir karardır. Çevrenizde varsa lütfen sadece kararı alanlara destek olunuz.

Bahsettiklerimi yaşayan ve büyük bir sevgiyle ilgilenen bütün aileleri tenzih eder, kucaklar ve saygılarımı iletirim.

Sağlık sektöründen uzak bir kariyer planlamamda ise bu çalıştığım dönemin büyük bir etkisi vardır.
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(11.06.20)
(12)

İş Görüşmesinde Neden Medeni Hal Sorulur?

depresif genc
Dün 2,5 saat süren ve toplamda 7 kişiyle gerçekleşen yorucu bir iş görüşmesi yaptım. Özellikle yönetim kademesindeki kişilerin sürekli sorduğu şey evlilik konusuydu. "Evli misin?", "Evlenmeyi düşünüyor musun?" gibi sorular sordular sürekli. Bekar olan daha uzun süre mi çalışıyor anlamadım, neden böy
Dün 2,5 saat süren ve toplamda 7 kişiyle gerçekleşen yorucu bir iş görüşmesi yaptım. Özellikle yönetim kademesindeki kişilerin sürekli sorduğu şey evlilik konusuydu. "Evli misin?", "Evlenmeyi düşünüyor musun?" gibi sorular sordular sürekli. Bekar olan daha uzun süre mi çalışıyor anlamadım, neden böyle bir şey sorgulanıyor? Şartlar iyiyse kalırım, değilse sülalecek gelmiş olsam bile bırakır giderim yani.
0
depresif genc
(11.06.20)
evliysen de çocuk var mı, düşünüyor musun gibi sorular geliyor :) evlilik - çocuk gibi şeyler hayatı ve düzeni doğrudan değiştirebilen şeyler. özellikle de kadın için. Bir kadın evlendiğinde sadece evliliğini bahane ederek tazminatını alarak işten ayrılabiliyor en basiti.
0
foolrules
(11.06.20)
2,5 saatte 7 kişi mi ? Subaylık mülakatı sanki mübarek.

1- Kadın isen çocuk doğurma ya da evlilik tazminatı olayından dolayı soruyorlardır.
2- Erkek isen, verecekleri maaş ile ev geçindiremez bu yarın gider mantığı nedeni ile soruyorlardır.

Üzücü ama bir çok kurum hala böyle düşünüyor.
0
paramolacak
(11.06.20)
bana ne zaman çocuk yapmayı düşündüğümü bile sordular. bişey diyemem şu an için dediğim halde mutlaka vardır bir planınız diyor. seks takvimi mi açayım önünüze...
0
elorelia
(11.06.20)
sorulmaması gereken sorular.

ama onların düşündüğü muhtemel nedenleri:
- evlenirsen işi bırakabilirsin.
- çocuk doğurursan işi bırakabilirsin.
- sevgilin varsa evlenebilirsin.
- evlenmeyi düşünüyorsan eşin çalışmanı istemeyebilir.

bunun sorulması ile bu konuda muhtemelen ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum. hoş bir durum değil ama işsizliğin çok büyük problem olduğu ülkede bununla ilgili sağlam davalar görür müyüz hiç emin değilim.
0
ozdek
(11.06.20)
Premium hesap naif bakmış, yukarıdaki cevaplar +1

Medeni hali geçtim, tek mi yaşıyor aileyle mi arkadaşla mı sorularından yola çıkıp "aile hayatı yok gecikip durur bu kesin" diyen ik'cı tanıyorum. Kafalarındaki kalıplara göre bi çıkarım yapmaya çalışıyorlar işte, geniş düşünemiyorlar.
0
Bruce
(11.06.20)
konusma becerisi falan olcmuyorlar, gereksizce bu soruyu soruyolar ki etik olarak sorulmasi yasak bir soru bu.

ayrica bu sorunun evrimi su sekilde

iliskiniz var mi?

evlenmeyi dusunuyor musunuz?

kac senelik evlisiniz? cocuk dusunuyor musunuz?

olursa kac yasina kadar siz bakmayi planliyorsunuz?

cocugunuz kac yasinda?

kardes dusunuyor musunuz?

cocuk-cocuklariniza kim bakiyor? bakici mi aileden biri mi yoksa okula-krese mi gidiyor?

bir kadin olarak ben bu sorularin hepsiyle muhattab oldum ne yazik ki.
0
cairo
(11.06.20)
bana ik, açık açık benden önce görüştüğü kızın kısa süre içinde evlenmeyi planladığını bu nedenle onu seçmediklerini, benim de böyle bir planım olup olmadığını sormuştu.
0
adetsancısı
(11.06.20)
çünkü medeni hale göre muamele gösteriyor vizyonsuzlar.

şu an ekipte tek bekar olduğum için evim ekipteki herkesten daha uzak olmasına rağmen kıta değiştirecek olmama rağmen ilk ben ofise dönüyorum. çünkü onlar evli :) ben bekar ve yalnızım.
bunun bir tık ilerisi de çocuk muhabbetleri işte. özel hayatına göre muamele görüyorsun.

edit: bu arada yöneticim birkaç kez ee ne zaman düğün ne zaman evleniyorsunuz diye de ağız yokladı. sana ne diyememek çok üzücü.

geçen yıl bir lisans için ciddi mobing yedim, almazsan zam yok terfi yok vs vs. neyse aldım lisansı. zam konuşmasında bana şöyle bir cümle kuruldu; '' bu sene evleneceğin için x zam yaptık ''. nasıl yani ? lisans diye tutturdunuz ve aldım lisansı aldığım için de zam almak zaten hakkım. ayrıcalık tanır gibi evleneceğin için zam verdik ne demek. bu konuda çok doluyum.saçma sapan şeyler işte.
0
tuborg yesili
(11.06.20)
Erkeksen evliysen işten kolay kolay çıkamazsın her dediklerini yaparsın, kadınsan evliysen her an işten çıkabilirsin veya hamile olup bir süre uzaklaşabilirsin gözüyle bakıyorlar.

Ayrıca şirket içinde de, ekstra çalışması gereken varsa haftasonu, gece vs genelde bekarlar, mümkünse bekar değilse evli erkekler öncelikli.
0
nhk ni youkosu
(11.06.20)
Seni nasıl kullanabileceklerini-sömürebileceklerini anlamaya çalışıyorlar. Bir keresinde iş görüşmesinde direktör seviyesinde olan adam aynen şunları söyledi."Tam istediğim gibi bir adaysın ama bekarsın, sorumluluğun yok, mecburiyetin yok, istediğin zaman işi bırakıp gidebilirsin. Şu anda seni işe alamam ama eğer evlenirsen mutlaka tekrar görüşelim" İçimden koca bi siktir çekip çıktım görüşmeden. Çok zor durumda değilseniz böyle bir firmada zaten çalışmayın.
0
zikardo
(11.06.20)
Görüştüğünüz firmaya göre değişir. Biraz iyi niyetli bir yaklaşımla geleyim: özel sağlık sigortası ve olası yurt dışı iş seyahatleri için gerekli olabiliyordu. Yurt dışı merkezli şirketlerde çalıştım, bu sebepten soruyorlardı, TR şirketlerinde farklı olabilir.
0
bfm
(11.06.20)
sorulması hukuka aykırı..

türkiye insan hakları ve eşitlik kurumuna şikayet edebilirsiniz.
0
konsomatrix
(11.06.20)
(2)

Şahane değil mi

eksi sozlugun tatli insani
https://youtu.be/iuFb3cB-LWkVar mı bu tarz sözleri de kendisi gibi güzel, anlamlı şarkılarınız? Hadi paylaşalım.
youtu.be

Var mı bu tarz sözleri de kendisi gibi güzel, anlamlı şarkılarınız? Hadi paylaşalım.
0
eksi sozlugun tatli insani
(10.06.20)
güzelmiş.
www.youtube.com
0
Bruce
(10.06.20)
değil. berbat.
0
striteraksli silikonlastik zirhliiblis
(11.06.20)
(7)

T-shirt'deki tükenmez kalem izi

eyeinthesky
Renk turkuazKalem maviMakinada yıkandı ama geçmedi. 2 sene önce zaradan 50 tl'ye almıştım pek ucuz da değil içim acıdı. Toplasan 5 kere anca giydim bir de.Ne yapmak lazım?
Renk turkuaz
Kalem mavi
Makinada yıkandı ama geçmedi. 2 sene önce zaradan 50 tl'ye almıştım pek ucuz da değil içim acıdı. Toplasan 5 kere anca giydim bir de.
Ne yapmak lazım?
0
eyeinthesky
(10.06.20)
yer bezi veya cam bezi.
0
hem şişko hem deli
(10.06.20)
İzopropil alkol ile ovalayabilirsiniz.
0
heritage
(10.06.20)
o da çok pahalı yav aynı fiyat tshirtle :d
0
🌸eyeinthesky
(10.06.20)
kosla vanish oxi
0
halanne
(10.06.20)
rengi solar mı
0
🌸eyeinthesky
(10.06.20)
kosla oxi'nin jelini aldım, bir boka derman olmadı. yağ ve pas çıkarmadı daha doğrusu, kalem izi için kullanmadım. ne alırsın bilmem, cevaptaki kosla jel olmayanı sanırım, onun için bişey diyemem ama jel olanı alma.
0
Bruce
(10.06.20)
ariel leke sokucu kullan. alirken dikkat et renkli ve beyaz icin farkli urunler var.
0
helenart
(10.06.20)
(7)

ipad pro almak istiyorum. Neye dikkat edeyim?

nefertarii
arada yazi yazmak icin de kullanacagim, pdf okumak ve surekli yanimda tasiyabilecegim bir alet olacak.klavye, stylus filan (tecrubelerinizi yazar misiniz?) gerekli sanirim 12.9 inch boyutunda olacak diye dusunuyorum. depolama alani (128'den basliyor) ve wi-fi + cellular olmasi ne kadar onemli?
arada yazi yazmak icin de kullanacagim, pdf okumak ve surekli yanimda tasiyabilecegim bir alet olacak.

klavye, stylus filan (tecrubelerinizi yazar misiniz?) gerekli sanirim 12.9 inch boyutunda olacak diye dusunuyorum. depolama alani (128'den basliyor) ve wi-fi + cellular olmasi ne kadar onemli?
0
nefertarii
(10.06.20)
kalem iki versiyon. 2. versiyon için yeni ipad pro almalılısınız.

kendi klavyesi çok pahalı. logitech k380 gayet makul ve kullanışlı.

celluar özelliği çok gerekli değil. değmez aradaki farka. heryerde wifi var, evde işte vs. olmadığı yerde de kendi hattınızın internetini paylaşabilirsiniz.
0
efruz
(10.06.20)
Kendi deneyimlerimi yazayım;
11 inç yeterli
her şeyi bulutta tutan biri olarak en düşük kapasiteli olan yetiyor.
apple pencil harika bir şey.
pdf'den kasıt kitap ise kindle tavsiye ederim, onun dışında döküman vs. okumak için ekranı harika, 120hz'e alıştıktan sonra diğer paneller çok kötü gelecek.
klavye olarak logitech keystogo öneririm, en azından türkiye'de alternatifsiz bir cihaz.
telefondan bağlantıyı paylaştırmak telefonun pilini çok çabuk tüketiyor, uzun süre internete bağlı kalırım diyorsanız cellular alın, yoksa çok gerekli değil. her yerde ücretsiz kablosuz ağ var zaten.

robot süpürge ile birlikte aldığım en verimli cihaz sanırım ipad. bunu ipad 2'den 2018 pro'ya geçmiş biri olarak söylüyorum.

pro'nun donanımına özellikle ihtiyaç yoksa air 3 de alınabilir, çok iyi bir cihaz. fakat bütçe problemi yoksa keyfi olarak bile pro alınır.
0
orient blue
(10.06.20)
cellular'a gerek yok bence de dağda kırda kullanmayacaksan, en kötü telefondan bağlantı yaparsın.
yurt dışı gibi pratik ve ucuz değil data hatları burada. cihazın fiyat farkı da vergiden ötürü çok çıkıyor, sim girişi olan cihazların vergisi fazla.

şunu izle klavye için.
www.youtube.com
0
Bruce
(10.06.20)
wifi yeterli oluyor. Telefondan hotspot açmak iki saniyelik iş.
0
chavezding
(10.06.20)
Cep telefonun iPhone ise internete bağlanmak istediğinde telefonunu hiç ellemeden hotspot açabiliyorsun. O yüzden cellular bana da şart değil gibi geliyor.
0
roket adam
(10.06.20)
ipad pro 10.5 (1st gen) + pencil (1st gen) + orij klavye (o da 1st gen) 2 yildir kullaniyoruz memnunuz. hatta klavye garanti bitmeden bozuldu daha yeni konustum yenisini yollamalarini bekliyoruz.

cellular gereksiz, ama ipad pili hayvan gibi giden kolay kolay bitmeyen bir alet. wifi'siz yerde cok kullanacaksaniz cellular alinip telefonun sarjini emmesinden kurtulabilirsiniz (tabi ipad'in pili de daha cok bitmeye baslar boylece)
0
disq
(11.06.20)
Hocam celluar soruyorsanız maddi kaygılarınız yok diye düşünüyorum ama ben tableti ve kalemi aldım, klavyeyi de let go’dan çok uyguna aldım. 2019 versiyon bi klavye var, bence yazmak için o kadar efektif değil. En son çıkan klavye harika görünüyor ama, özellikle touchbar seçeneğiyle. Alabiliyorsanız onu alın tabii.

Ben 12.9 kullanıyorum, pişmanım daha küçüğünü almadığımda. PDF vs okurken de gayet büyük kalıyor bence, elde güzel kullanamıyorum hep bi ağırlık. Ama 12.9 film izlemek için, bilgisayaf gibi takılmak için de iyi oluyor tabii de her yere gidecekse sizinle bence 12.9 olmamalı tercihiniz.

Hayırlı olsun şimdiden.
0
damba
(11.06.20)
(2)

iphone kayit problemi - 6s idare eder mi?

icim urperiyor
selam. benim yurtdisindayken 1400 turk lirasi karsiliginda aldigim bir iphone 8'im var. turkiyeye 1 haftaligina gelip tekrar dondugumde bunun kayitsiz kullanilma suresini baslatmis bulundum, ve tekrar geldigimde kayitsiz olarak kullanabilecegim 15 gun falan kalmisti. oyle olunca ben turkiye'de de ku
selam. benim yurtdisindayken 1400 turk lirasi karsiliginda aldigim bir iphone 8'im var. turkiyeye 1 haftaligina gelip tekrar dondugumde bunun kayitsiz kullanilma suresini baslatmis bulundum, ve tekrar geldigimde kayitsiz olarak kullanabilecegim 15 gun falan kalmisti. oyle olunca ben turkiye'de de kullanim imkani saglayan voxi diye bir hat alip bu hatla telefonu kullaniyordum. yabanci numara ama internet arama mesaj sorunsuz yapiliyor turkiye numaralariyla, sadece insanlar beni arayamiyordu. simdi voxi de turkiye'yi listeden cikarmis, o imkan da gidecek. ben de sinirlar acilinca tekrar yurtdisina gidecegim icin 2000 lira kayit parasi vermek istemiyorum, telefonun kendisi daha ucuz.

bu durumda ben yurtdisina cikana kadar 1-2 ay daha nasil kullanabilirim bu telefonu? artik bi de kayit yaptirsan bile sadece kendi adina olan hat takilabiliyormus, kaydettirip satamam da yuce devletimiz sagolsun.

ikinci el 1000 lira civarina iphone 6-6s alip gidene kadar idare edebilir miyim? veya voxi benzeri yabanci numara olup turkiye'de internet kullanabilecegim bi hat var midir? veya baska fikri olan var mi?

tesekkurler.
0
icim urperiyor
(10.06.20)
imei klonlama diye illegal bir uygulama var ama iphone'lara ne şekilde yapılıyor bilmiyorum, onu bir araştır istersen.
0
Bruce
(10.06.20)
Bence de 2. El 6 -6s işini görür giderken de satarsın en kötü aldığın fiyatın 100-200 altına
0
Kahir ekseriyet
(10.06.20)
(9)

Bu hayatın anlamı ne?

kismisolungac
Soru başlıkta. Sizin hayatınızın anlamı ne? O kadar virüsten korumaya çalıştığınız, beslenmek, barınma için sürekli çalıştığınız hayatınızın gerçek anlamı ne?
Soru başlıkta. Sizin hayatınızın anlamı ne? O kadar virüsten korumaya çalıştığınız, beslenmek, barınma için sürekli çalıştığınız hayatınızın gerçek anlamı ne?
0
kismisolungac
(10.06.20)
kimsenin hayatının anlamı yok, anlamı olsun diye uğraşıyoruz. olmadığı gerçeğiyle yüzleşmekten daha kolay. bir bok olmadığını kabul edemeyen insanlar "hayır yeaa, bi işlevim var aslında :((" diye sağa sola sarıyor işte.
ben de sarıyorum bir şeylere herkes gibi ama hayatımın bir anlamı olsun diye değil, ölene kadarki süreyi keyifli geçirmek için.
0
Bruce
(10.06.20)
hayatın anlamı yok, genel manada yok. bunu farkeden insanın üç seçeneği var:

1- intihar, anlamsız bir hayatı yaşamanın anlamı yok. ne kadar saçma olduğunu açıklamaya gerek yok.
2- "büyük resim"i görmek, ya da "leap of faith", ya da "iman". bunu da çok açıklamaya gerek yok zaten. bu iman çoğu kişiye gerekli anlamı ve motivasyonu sağlıyor zaten. çok uç durumlarda hasan sabbah ve müritleri gibi oluyorsun.
3- anlamsızlığı kabul edip kendimizce küçük anlamlar yaratmak. camus ve sartre'nin de vardığı sonuç, makul yaklaşım bu. hayat genel olarak anlamsız, olay absürt, insanların kararları ve tepkileri anlık, süreklilik bir çaba ve ilüzyon vs. napabiliriz? üniversiteye girer, hayatımıza anlam katarız, bir şeyler öğreniriz okuruz. evlenir, çocuk yapar, hayatımıza anlam katarız onlara bugün ve gelecek inşa ederiz.

dolayısıyla 2 ya da 3e bağlı olarak hayatımızın anlamı bize bağlı, değişiyor. ne olmak istediğimiz de değişiyor. zaten kocaman bir felsefi akım var bunu irdeleyen (bkz: varoluşçuluk).

kişisel cevabım, bilmiyorum. kafamı da karıştırmıyor değil. şimdilik doktorayı bitirmek kendime koyduğum anlam hedefi. onun dışında gerçek anlam diye bir şey yok.
0
ron dennis
(10.06.20)
Aslında merak ettiğim herkesin hayatına ne gibi anlamlar koyduğu.
Mesela @bruce için keyifli zaman geçirmek. Belli ki bazı lüksleri var, bunları kaybetmek istemiyor.
Ne gibi anlamlar katıyor insanlar hayatına? Neyi kaybetmemek adına bu kadar çabalıyorlar.
Belki ben de aralarından seçerim nebileyim, kendim için bunu bulmak çok zor şuanda.
0
🌸kismisolungac
(10.06.20)
Sevgi.

O olmayınca her şey anlamsızlaşıyor zaten.
0
msb
(10.06.20)
Kafamda hayatın nasıl yaşanması gerektiğine dair bir şablon var, o şablonu tutturmaya çalışıyorum. Hayatın getirdiği zorluklarla mücadele ediyorum, keyif verecek detaylar peşinde koşuyorum. Benim için hayatı anlamlı kılacak şeyler arıyorum. Birkaç şey buldum, ornegin haftada beş saatten fazla düzenli olarak yaptığın islerde tatmin saglaman önemli, hayatı çekilir kılıyor. Bu sürede spor yapıyorsan iyi yapmaya uğraşıyorsun, çalışıyorsan işini düzgün yapmaya. Bunun dışında sevgi benim hayatımın merkezinde. Sevmediğim ya da sevilmedigim zaman mutsuz oluyorum. Derin bir sevgi bağı kurmaya çabalıyorum insanlarla (bunda p k başarılı değilim ama ihtiyacım olan bu). Ogrenmek önemli benim için, gülmek önemli. Kaygısız, güvende hissetmek. Bunları sağlayabiliyorsam ya da bu koşullar saglaniyorsa hayatımın da anlam kazandığını hissediyorum. Tüm bu saydığım amaçlara erişmek de tüm günümü, haftami, ömrümü kaplıyor. Hayat bunların peşinde sürüp gidiyor.
0
epistemic_regress
(10.06.20)
bruges
(10.06.20)
Anlami falan yok, rastgele hayatlar. Issiz kaldigi için ac kaldigi icin kendini yakan insanlar var, tecavüz, iskence bir suru olay. Onlarin hayatinin ne anlami vardi da bizimkinin olsun?

Ben kendime ve aileme yasiyorum, kariyer/para/eglence. Dunyayi degistirmek gibi bir amacim yok.
0
logisticsmanager
(10.06.20)
"İnsanı anlam oluşturmaya iten hayatın anlamsızlığının kendisidir. Çocuklar tabi ki hayata bir yaprağın yeşil rengi kadar basit şeylerden büyük mutluluk duymak gibi bozulmamış bir mucize duygusu ile başlar fakat büyüdükçe, ölüm ve yıkımın farkındalığı bilinçlerine sızarak yaşam sevincini, içlerindeki idealizmi ve ölümsüzlük yanılsamasını yıpratmaya başlar. Çocuk olgunlaştıkça çevresinde hep ölüm,acı görmeye ve “insanın mutlak iyiliğine” olan inancını kaybetmeye başlar. Yine de eğer yeterince güçlü ve şanslıysa ruhun bu karanlığından yaşamın heyecanını yeniden doğurabilir, taze bir amaç ve onaylanma hissi yakalayabilir. Doğumundan gelen o mucize duygusunu geri getiremez ama ondan daha kalıcı ve sürekli bir şey şekillendirebilir.

Evren hakkındaki en dehşet verici şey onun bize düşman değil, kayıtsız oluşudur fakat bu kayıtsızlıkla uzlaşıp hayatın zorluklarını ölümün sınırları içinde kabul edebilirsek insan türü olarak varlığımız bir anlam ve tatmin sağlayabilir. Karanlık ne kadar derin olursa olsun kendi ışığımızı yaratmalıyız.”
Stanley Kubrick
0
fobfilm
(10.06.20)
Tam da şu andan mutluluk duymak.

Ne bir saniye öncesini düşüneceksiniz ne de bir saniye sonrasını. Geçmişe dönemediğimiz gibi geleceği de öngöremeyiz. 3 gün sonrası için bir plan yaparken 1 dakika sonra ölüp gitmeyeceğimizin garantisini verebilecek bir güç, kurum yok.

Dolayısıyla yaşadığınız anda mutlu olabilmenin yollarını bulun. Gerisi kendi kendine gidiyor.
0
desdenova34
(11.06.20)
(2)

Güneş gözlüğü tamiri

Bruce
Tam görseldeki yerden, tamamen kırılmış bir gözlüğüm var, çerçevesi bunu gibi. Tamamen kırılmış derken, birbirini tutmuyor yani. https://ibb.co/r3zPwWWGözlükçüler tamir edebilir mi bunu? Sağlam bir yapıştırıcı ile olabilir gibi geliyor bana, hatta bi de iç taraftan kaynak gibi bişey yapabilirlerse d
Tam görseldeki yerden, tamamen kırılmış bir gözlüğüm var, çerçevesi bunu gibi. Tamamen kırılmış derken, birbirini tutmuyor yani.

ibb.co

Gözlükçüler tamir edebilir mi bunu? Sağlam bir yapıştırıcı ile olabilir gibi geliyor bana, hatta bi de iç taraftan kaynak gibi bişey yapabilirlerse daha sağlam olur. Ama bununla uğraşacak kim vardır, istanbul'da nerede olabilir?
0
Bruce
(09.06.20)
epoksi yapıştırıcı, ince zımpara ve boya ile siz de yapabilirsiniz.
0
orient blue
(10.06.20)
@orient blue, güzel fikir için teşekkür ederim ama gözlüğü piç etmekten korkuyorum. zaten zar zor buluyorum yakışan, risk almak istemiyorum.
0
🌸Bruce
(10.06.20)
(5)

Uzun süredi işsizsiniz

TerleyenBalik
"Uzun süredir işsizsiniz. Umutlarınız tükenmek üzereyken özel bir okula öğretmen arandığına ilişkin bir ilan görüyorsunuz. Büyük bir sevinçle başvuruda bulunuyorsunuz ve gerekli hazırlıkları yapıyorsunuz. Görüşme günü geldiğinde beş kişinin başvuruda bulunduğunu öğreniyorsunuz. Bunlar arasında en uy
"Uzun süredir işsizsiniz. Umutlarınız tükenmek üzereyken özel bir okula öğretmen arandığına ilişkin bir ilan görüyorsunuz. Büyük bir sevinçle başvuruda bulunuyorsunuz ve gerekli hazırlıkları yapıyorsunuz. Görüşme günü geldiğinde beş kişinin başvuruda bulunduğunu öğreniyorsunuz. Bunlar arasında en uygun aday olduğunuzdan da emin oluyorsunuz. Rahatlıyorsunuz. Ancak görüşme sırasında asık suratlı erkek bir yöneticinin size öğretmenlik beceriniz dışında dünya görüşünüzle, eğilimlerinizle, otoriteye karşı tutumunuzla ilgili sorular yönelttiğini görüyor ve sizi elemeye çalıştığını anlıyorsunuz. Bu durum sizi hem öfkelendiriyor hem üzüyor. Bu nedenle karşıdaki kişiye yaptığının yanlışlığını fark ettirecek, okuldaki eğitimin niteliğini yükseltecek doğru kişinin siz olduğunuzu anlamasını sağlayacak, bu nedenle sizi seçmesi gerektiğini hissettirecek nasıl bir şey derdiniz?"
0
TerleyenBalik
(09.06.20)
süremiz ne kadar hocam, bi de istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?
ben bi de ikinci kağıdı şimdiden alıyım.
0
Bruce
(09.06.20)
Hocam max. 50 kelime
0
🌸TerleyenBalik
(09.06.20)
Uzun suredir is bulamamış olmakla dunya görüşünüzden dolayı son is görüşmenizin olumsuz olmasi konularını birbirinden ayırabilir misiniz? Bence ayirmalisiniz.

Hatta is aramakla is bulmak da birbirinden çok farklı konular bana kalırsa. Is aramak çok zor çok boğucu. Is bulmak icin de referansa donanımdan daha fazla onem verildiğini cikarmayin aklınızdan.
0
pass
(09.06.20)
böyle durumlarda hep ilk düşündüğüm fazla şeyetmemek lazımdır.
o yöneticiyle çalışamazsınız zaten kasmayın.
sinirlenmeyin vs..
bana ingiltere'de bir hintli iş görüşmesinde ırkçılık yaptı. ağzımı açıp bir şey diyemedim. çünkü o adamla zaten çalışamazdım. ertesi günkü iş görüşmelerimden kabul aldım..
0
ozdek
(09.06.20)
Off ben işsiz kalmaya devam edermişim.

Ben zaten ise alımlarda sorulan garip soruları da hiç yanıtlayamam. Anca akşam yataga girince cevap gelir aklıma.

Bu arada ben de uzun süredir işsizim.

Bol şanslar.
0
Filinta61
(09.06.20)
(3)

Ne yapmalıyım ?

infernalcadre
Kaç gündür fikir değiştirip duruyorum. Bana bir akıl verin.Çöpten 3500 TL para buldum. 1 kuruş azı yada fazlası yok.1-Telefon alayım dedim saçma sapan telefonlar var emin olamadım (İphone 7 plus kullanıyorum)2- Bilgisayar alayım dedim. 4000-5000 TL para lazım düzgün bişey için. Zaten elimde ofis pro
Kaç gündür fikir değiştirip duruyorum. Bana bir akıl verin.
Çöpten 3500 TL para buldum. 1 kuruş azı yada fazlası yok.

1-Telefon alayım dedim saçma sapan telefonlar var emin olamadım (İphone 7 plus kullanıyorum)

2- Bilgisayar alayım dedim. 4000-5000 TL para lazım düzgün bişey için. Zaten elimde ofis programları kullandıran film izleten bir alet var bir de ssd aldım cillop gibi oldu

3- Gençlik hayalim Ps4 alayım dedim tam bu fiyata buldum. Slim 500 GB 2 kol pes 2020 ile birlikte ithalatçı garantili.

Çok kafam karıştı.

Telefon alayım diyorum “bu para verilmez” diyorlar
Bilgisayar alayım diyorum oyun oynamak istesem biraz üstüne koymam lazım 5binlik bilgisayar öneriyorlar
Ps4 alayım diyorum “ 5 çıkacakmış bunlar çöp olacakmış çok pahalıymış milattan önce 750 liraya almışmış 3500 verilirmiymiş vs vs”

İçinizden aklı selim biri şunu yap desin

Önemli not: sadece 3 seçenek var lütfen bunlardan birini seçiniz tşk.
0
infernalcadre
(09.06.20)
Ben bu durumda ps4 alırdım. Telefonun iyi bir telefonmuş zaten ps4 alıp oyun oynayacaksın geri kalan şeyler için bilgisayarın iş görüyormuş. Ha istersen koy bir kenara ps5 bekle.
0
turkce konusan uzayli
(09.06.20)
telefona o para verilmez lafı 2 sene önce için geçerliydi, artık öyle bir dünya kalmadı; 2 binden başlıyor her şeyiyle yeten telefonlar.

telefonun 1 sene sonra yetmemeye başlar muhtemelen(ne yaptığına da bağlı tabii), o zaman para sorun olmaz telefon alırım diyorsan ps al.
ama elindeki telefonun da değeri düşmeden onu satıp 3 bin civarına işini görecek orta-üstü bir xiaomi alabilirsin. kalanı da kartına yatırırsın, ps'i taksitle alırsın.

normalde böyle havadan gelen paralarla hevessel şeyler alırım ben, gençlik hayalinmiş ps al geç derdim ama telefon da ayrı bir ihtiyaç oldu artık. telefonla idare eder misin biraz daha, onu düşün.
0
Bruce
(09.06.20)
hepsi yapılabilir. elindekileri satman kaydıyla en iyisine sahip olabilirsin. mesela telefonu satıp üstüne 3500ü koyup yeni çıkan iphone se alınabilir. bilgisayar da aynı şekilde eskisinin üstüne koyarsan artı 5 yıl götürecek oyun da oynatacak bir bilgisayar alabilirsin. ben de ps istiyordum bir hevesle ilgilendim sonra bıraktım. gerçek bir oyuncuysan alabilirsin tabii, kişisel bir şey ama ben olsam almazdım. bilgisayarı tercih ederdim.
0
anarsika
(09.06.20)
(6)

modem uzerinden bagli diger cihazlara baglanmak

in vino veritas
evde ev internetinden isyeri bilgisayarim ve cep telefonum bagli. sirket it'si bilgisayarim uzerinden modeme bagli diger cihazlara ulasabilir mi? ornegin cep telefonum ve ev internetim uzerinden girdigim banka veya sosyal medya sifrelerime ulasabilir mi? yani eminim istenirse mutlaka yapilabiliyordu
evde ev internetinden isyeri bilgisayarim ve cep telefonum bagli. sirket it'si bilgisayarim uzerinden modeme bagli diger cihazlara ulasabilir mi? ornegin cep telefonum ve ev internetim uzerinden girdigim banka veya sosyal medya sifrelerime ulasabilir mi? yani eminim istenirse mutlaka yapilabiliyordur da zorluk seviyesi nedir? ulan du bakim bunlar neler yapiyolar diyip hop diye yapilabilecek bisey midir yoksa amaaan bisuru is kim ugrasacak bana ne dedirtecek kadar zor mudur? her ihtimale karsi bagli diger cihazlarima ulasilmasini engellemenin bir yolu var midir? 2 ay gecti tabi evden calismaya baslayali da anca bunu dusunmeye firsat bulabildim :)
0
in vino veritas
(09.06.20)
kısa cevap: evet zordur.
şirketinde bunu yapabilecek bir it'ci çalışıyorsa o şirket kurumsal ve büyük bir şirkettir, zira her yiğidin harcı değil; bu durumda da bunu yapmaya cüret etmez o it'ci. gerçi kurumsal şirketten bağımsız, bununla uğraşması için sana ciddi şekilde kafayı takması gerekir, öyle bir potansiyel var mı onu ayrıca düşün.

buna önlem alana kadar siber güvenlik konusunda alman gereken daha hayati önlemler var denebilir. seninle hiçbir alakası olmayan bir hacker'ın banka ve şifrelerine ulaşması daha muhtemel bence.

banka hesabına girerken kullandığın uygulama ve websiteleri üzerinden şifreye erişmek ağ üzerindeki herhangi bir güç tarafından kolay kolay gerçekleştirilemez. ağa bağlı kişisel bilgisayarın ortak paylaşıma kapalıysa(default olarak kapalıdır) bu da pek mümkün değil.

kısacası fbi ya da anonymous peşinde değilse sorun yaşayacağını sanmıyorum.
0
Bruce
(09.06.20)
türkiye'de genel olarak servis sağlayıcılar cgn ip denilen son kullanıcıya aynı ip adresi verilen havuzu kullanır.

yani aynı mahallede aynı apartmandaki adamla ip adresin aynı olabilir. bundan dolayı zaten birçok port servis sağlayıcı tarafından bloklu olacağından ulaşması zordur.

özetle evde mesela güvenlik kameran olsun, buna ulaşımın bile mümkün olmayabiliyor cgn ip sisteminde.
0
Northern Mariner
(09.06.20)
imkansız gibi denebilir.

onun yerine dikkat edilmesi gerekenler:
- phishing mailleri
- virüslü mailler
- kripto virüslü mailler

bunlar daha çok iş kullanıcılarını hedef alıyor artık 3 ay önce şirkette birinin phishinge kurban gitmesi sonucu herkese kripto maili gitti. kimsede admin olmaması nedeniyle kurtulduk.. çok dikkat etmek lazım.
0
ozdek
(09.06.20)
iş bilgisayarını takip edebilir. diğer şeylere girişi biraz zor.
0
argent dawn
(09.06.20)
@Bruce, ben tam tersini dusunmustum. buyuk sirketlerde bir suru guvenlik onlemi kullanici rol tanimlamalari filan oldugu icin kucuk sirketlerin kendi kurdugu minimal sistemi kurcalamasi daha kolay olur gibisinden. bu durumda sikinti yoktur oyleyse. anlik paranoya yoklamasi geldi gitti neyse ki sorun yok bu durumda :)
0
🌸in vino veritas
(09.06.20)
bu soruyu 10 sene önce sorsaydın mümkün derdim ama şu durumda imkansıza plank uzunluğu kadar yakın. :p kameranı kapat yeter gerisini boşver
0
beyaz power ranger
(09.06.20)
(5)

Nietzche nin bu sözü hakkinda yorumunuz

000000
Bütün büyük beyinler hayat konusunda aynı kanıya varmışlardır: “değmez.”Friedrich NietzscheNe anladiniz, katiliyor musunuz vs?
Bütün büyük beyinler hayat konusunda aynı kanıya varmışlardır: “değmez.”

Friedrich Nietzsche

Ne anladiniz, katiliyor musunuz vs?
0
000000
(09.06.20)
Bu söz Nietzsche’nin falan değil. Facebook, Instagram gibi mecralarda dolanan, altına ünlü bir ismin adı iliştirilmiş yüzlerce ergen sözünden biri. Saçmasapan, hiçbir derinliği olmayan bir laf işte.
0
microfiction
(09.06.20)
@Micro ingilizcesini arattigimda bulamiyorum zaten.
0
🌸000000
(09.06.20)
bu sözle ilgili yapılmış güzel bir eser var, onu getirdi aklıma.
youtu.be
0
Bruce
(09.06.20)
Aklıma Galileo geldi hemen, muhtemelen o da değmez diyerek yaşamı seçti ki gayet haklıydı.
0
olaylar olaylar
(09.06.20)
Boyle bir sozu varmis. Putlarin Alacakaranligi
0
🌸000000
(18.07.20)
(9)

kitap okuma hızınız ne kadar?

tabudeviren
günde kaç sayfa veya saat okursunuz?150 sayfalık standart ölçülerde bir kitabı ne kadar sürede bitirirsiniz?
günde kaç sayfa veya saat okursunuz?
150 sayfalık standart ölçülerde bir kitabı ne kadar sürede bitirirsiniz?
0
tabudeviren
(09.06.20)
Hızımı ölçmedim ama bir günde bitiririm normal şartlar altında.
0
vedatchilipeppers
(09.06.20)
tüm gün işim yok evdeysem ve konusu çekici bir roman okuyorsam 350-400 sayfa okurum, ancak konu bilgi edinmeye dönük vs ise daha yavaş ve sindirerek okurum.
0
nihavent
(09.06.20)
tamamen kitabın ne kadar akıcı olduğuna bağlı. sevdiysem, roman ve hikayeyse bir günde biter. saat bazında hiç hesaplamadım ama ortalamadan hızlı okuyorum. eğer kitap edebi bir metin değilse en az iki güne yaymaya çalışırım.
0
black holes in the sky
(09.06.20)
ben 1 haftada bitiririm.
0
paramolacak
(09.06.20)
Yıllar önce 1100+ sayfalık Harry Potter'ı bir günde, dev Otostopçunun Galaksi Rehberi beşi bir yerde baskısını bir haftada okumuştum. Şimdi okuyamıyorum, dikkatim dağılıyor. Ama 150 sayfalık kitap çok sararsa bir günde kolay biter.
0
kobuzchu kiz
(09.06.20)
ilgimi çekerse bir oturuşta 50-60 sayfa okuyabiliyorum. ortalama bir kitap için 20 sayfaya düşüyor.
ilgimi çekerse her gün okuyorum bu 50-60 sayfayı. ortalama bir kitap için 2 günde bir 20 sayfa diyebiliriz.

soruya bu ışıkta cevap verirsem 3 ile 15 gün arası diyelim.
0
Bruce
(09.06.20)
Çok ilgimi çektiyse 140 sayfasını bir günde okurum.

Kalan 10 sayfa bitmesin diye bir aya yayabilirim.
0
tessera
(09.06.20)
Beni rahatsiz edecek kadar hizli okuyorum. Zorla hizli okuma seminerlerine katildim dershane yuzunden. Sonra, üniversitede de alanim edebiyat olunca, haftada 2 bazen 3 kitap incelemesi yapmak, analiz yazmak zorundaydim, o hizi azaltamadim.

150 sayfayi ikinci gune birakmam normalde.

Benim amacim zevk icin okumaya yaklasmak, bunun bilincinde olarak okuma süremi uzatmaya calisiyorum birkac yildir.
0
buf-e kür
(09.06.20)
ben de buf-e kur'un aksine edebiyat ogrencisi olmama/cok okumam gerekmesine ragmen kagni hizinda okuyorum. hizli okursam tamamen bosa gidiyor, anlamiyorum. sindire sindire, bazi paragraflari tekrar okumam gerekiyor cunku bazen dikkatim dagiliyor. klasikleri dusunecek olursak 2 saatte 100-110 sayfa okuyorum galiba. oturuyorum, boyle sanki saatler gecmis gibi geliyor, dur su bolumu de okuyayim diye bayagi bayagi uzatiyorum... bir bakiyorum 80 sayfa okumusum lel. gafa yetmiyor.
0
der meister
(09.06.20)
(5)

eksi sozluk ve kanzuk

Leonardo~Da~Vinci
ben entrylerimle birlikte hesabimi kapattim. sozluk, bagimlilik yapiyor. bu acidan baktigimda ha oyun oynayip zaman gecirdin ha eksi'de entry girip zaman gecirdin. ikisi de ayni. ikisinde de karsilikli catismalar yasiyor ve sonucunda belirli duygular salgiliyorsun. isin ilginc tarafi su ki; ikisi de
ben entrylerimle birlikte hesabimi kapattim.

sozluk, bagimlilik yapiyor. bu acidan baktigimda ha oyun oynayip zaman gecirdin ha eksi'de entry girip zaman gecirdin. ikisi de ayni. ikisinde de karsilikli catismalar yasiyor ve sonucunda belirli duygular salgiliyorsun.
isin ilginc tarafi su ki; ikisi de insani bir yere goturmuyor. yerinde sayip duruyorsun. daha fazla sikayet ediyor daha az cozum uzerinde kafa yoruyorsun.

sozluk, insanin psikolojisini etkileyen bir yer. herkes bir seyden sikayet ediyor. dolayisiyla, hayata bakinca her yerde bir sorun ariyorsun.
sozluk, nefret soylemleri ve asagilamalar nedeniyle insanlari radikallesitiriyor.

ikinci sebebi kanzuk'un son guncellemesi oldu. guncellemelerini begenmedim. bana uymaz dedim ve ayrildim.

sorum yok. size icimi dokmek istedim. siz de icinizi dokebilirisniz.
0
Leonardo~Da~Vinci
(09.06.20)
sözlük önceden sokaktan farklıydı, insanların sosyal hayatında karşılaşamayacakları donanımlı insanlarla aynı ortamda bulunma hissini ve tatminiyetini veriyordu. artık sokaktan bir farkı yok, haliyle bir özelliği de kalmadı.

badilerim var, onları okuyorum ben sadece. bu şekilde bir nebze de olsa fonksiyonunu sağlıyor. gerisi umrumda değil.
0
Bruce
(09.06.20)
haber sitelerini ve kanallarını hiç takip etmediğim için ekşi'nin gündem kısmı işimi görüyor. medyada kendine yer bulamayan haberleri görüyorum hem. ekşi'nin muhalifi de muhafazakarı da pis maalesef. ad hominem yapıp doğru düzgün bir argüman kuramayan insanlar yüzlerce hatta binlerce fav alıyor sırf "laf soktukları" için. bunları da en kısa sürede okumam lazım. oyun bilgisayarı topluyorum kendime herhalde topladıktan sonra ekşi'de daha az vakit geçiririm dediğiniz şey doğru çünkü. karantinaya kadar haftanın en az 3 günü futbol başlıkları gündemden inmiyordu, karantinayla birlikte survivor başlığı aynı şekilde. demek ki buranın kullanıcısı artık bunları seven insanlardan oluşmaya başladı, yapacak bir şey yok. zaten iyi yazarların birkaçı artık kendi podcastleri ve bloglarında çok daha aktif. ben yedi senedir düzenli olarak okuyorum herhalde sözlüğü, son hali hakikaten çöplük. tarihte bugün sekmesinden bile görülebilir bu.
0
black holes in the sky
(09.06.20)
Ben 2014 basinda kapattim hesabimi(sonra zerre ugramadim). O zamanlari bile donanimhaber ve kizlarsoruyor karisimi bir yerdi, su anki halini dusunmek dahi istemiyorum.

Ha bir de (ozellikle saglam ingilizcesi olup da) 2020 yilinda bile sabah aksam sozlukte takilan kitleye sasiriyorum.. Bunun twitteri var. redditi var, var oglu var. 2003 yilinda degiliz ki artik. Sozluk uzerinden bir sekilde para kazaniliyorsa durum farkli tabii. Sahsen duzenli entry girip, takip etmem icin aylik 5k vermeleri lazim en azindan.

Moderatorlerin topluca istifasindan sonra(2012 sonu muydu?) bitmisti zaten sozluk. Su an uzatmalari oynuyordur anca, misyonunu tamamlamis bir yer. Ha unutmadan, arkadasla sozluk belgeselini izlemistik en son.. Orda bile sozlugun son 7-8 senesinden bahsetmemisler hic; konustuklari kullanicilar da, anlattiklari olaylar, zirveler de hep eski, iste 2011 oncesi falan. Adamlar da farkinda zaten nasil copluge donusutugunun, paso nostalji kasmislar..
0
krafan
(09.06.20)
Twitter’ı bırakınca Ekşi’ye Ekşi’yi bırakınca Twitter’a sarıyorum ben de. Ancak bu kez Twitter’ı kesinlikle kapattım. Toksik ortam sevmiyorum. Reddit en azından eğlenceli ama orada da iki güleceğiz diye Amerikalıların seviyesine düşüyor gibi hissediyorum. Çok iyi sublarda çok kaliteli yazılar okuduğum bir gerçek ama müthiş bir sığlık da seziyorum. Nerede çokluk orada şeylik hesabı ki NoSurf diye bir sub var, oradakiler de Reddit’i ve internette boş boş aşağı kaydırmaları bırakmaya çalışıyor.

Ben de her gün yeminler ediyorum. Debe’de 50 entarnin içinden bir tane iyi bir şey çıkıyor, sonra o gün gene bırakamamış oluyorum. NoSurf’te güzel taktikler var ama.

Bir de oyununa göre değişiyor sanırım hissettirdikleri. Sadece Bfme2 ve Gta v oynuyorum. Bayağı iyi geliyor kaygı bozukluğundan muzdarip biri olarak.
0
le jeune turc
(09.06.20)
sozluk, insanin psikolojisini etkileyen bir yer.

> buna katılmıyorum. ne beklediğine bağlı. instagram da twitter da etkilebilir. ben sözlüğü daha çok takipcilerimden ve takipcilerimin favlarindan takip ediyorum.

arada yazıyorum, kafami bosaltiyorum.
0
tabudeviren
(09.06.20)
(2)

Dilbilgisi-hangisi doğru kullanım?

Unde bach canim
A) Birini düzeltmeye çalışırken ...B) Birisini düzeltmeye çalışırken ...
A) Birini düzeltmeye çalışırken ...
B) Birisini düzeltmeye çalışırken ...
0
Unde bach canim
(08.06.20)
a doğru.
b kullanımı çok yaygın ama aslında gollum konuşması gibi, hatalı.
0
Bruce
(08.06.20)
Yazıda A konuşmada ikisi de doğru. Yazıda B de yanlış değil ama yazı diline yakışmıyor. Çoktan seçmeli bir sorunun E şıkkına hiçbirisi yazmak gibi.

Birisi versiyonu birindeki -i iyelik ekinin zamanla iyeliği vurgulamada yetersiz kalmasıyla ortaya çıkıyor. Belirtme hâli eki -i’nin de karışıklığa sebep olması mutlaka rol oynamıştır. Kimi seviyorsun ve kimi öyle sever kimi böyle örneklerindeki gibi.
0
le jeune turc
(08.06.20)
(2)

cam ekran koruyucu parmak izi okuyucu hızını düşürür mü?

puslukitalaratlasi
telefonun ekrandan parmak izi okuyucu hızı, tamperli cam ekran koruyucu takınca düşüyor mu?
telefonun ekrandan parmak izi okuyucu hızı, tamperli cam ekran koruyucu takınca düşüyor mu?
0
puslukitalaratlasi
(08.06.20)
bazı telefonlarınkini bazı koruyucular düşürüyor, hiç okumayanlar da var yutup'ta gördüğüm kadarıyla. yapıştırmadan önce üstüne koyup deneyebilirsin, paketi açmadan. sıkıntı olursa iade edersin.
0
Bruce
(08.06.20)
Normalde düşürmemesi lazım ama üretilen teknoloji (!!??) ne kadar dandikse hep düşürdüğüne tanık oldum.
0
superfluid
(08.06.20)
(11)

Yabancı dizi mi tercih ediyorsunuz film mi?

The Student
Bir arkadaşım televizyonun sanat sayılamayacağı için filmleri tercih ettiğini söylüyor. Televizyon a aptal kutusu gözüyle bakıyor ve tv onu asla eğlenirdi remiyormuş. Hiç-bir film ise zaman kaybı değil ona göre. Film izlemek insanin daha az vaktini kaybediyormuş. Diziyse yarın modası geçecek olan 1
Bir arkadaşım televizyonun sanat sayılamayacağı için filmleri tercih ettiğini söylüyor. Televizyon a aptal kutusu gözüyle bakıyor ve tv onu asla eğlenirdi remiyormuş. Hiç-bir film ise zaman kaybı değil ona göre. Film izlemek insanin daha az vaktini kaybediyormuş. Diziyse yarın modası geçecek olan 1 tüketim kültürü... Siz ne diyorsunuz bu konuya?
0
The Student
(08.06.20)
ikisinden de güzel olanları izlerim. insanların böyle bir konuda bile fanatik görüşü olması saçmalık.
0
king lizard
(08.06.20)
film önceliğim. elbette güzel dizileride izliyorum. o kadar yüksek bütçeli diziler var ki bunlara sanat demezsek ayıp olur.

benim film tercih etme sebebim ise diziler çok yavaş akıyor. ve genelde finalde olayı toparlayammıyorlar. filmler ise 2 saat içerisinde giriş gelişme ve sonucu çok güzel verebiliyor.
0
belkider
(08.06.20)
Dizileri tamamen keyifli vakit geçirmek için, filmleri bazen keyifli vakit geçirmek için bazen de sanatsal açıdan bir bakışa sahip olmak, sanatsal açıdan tatmin olmak için izlerim.

Arkadaşına Bergman izleyince "eğlenmiş" mi hissediyor diye sorarsın. Yoksa sanat diye izlediği filmler avengers mı? Ben avengers izleyince de eğlenmiş hissediyorum, killing eve izleyince de.

Arkadaşın aklıma şunu getirdi nedense.
youtu.be
0
Bruce
(08.06.20)
Oz 1997de başlayan bir dizi. Şuan ikinci kere izliyorum birçok insan gibi. Birçok filmden de başarılıdır mesela farklı farklı konularda.

Ben ikisini de izlerim bir önceliğim yok duruma göre değişir.
0
turkce konusan uzayli
(08.06.20)
TV'nin öncelikli amacı eğlendirmek, vakit geçirtmek zaten. Saçma bir argüman olmuş. Sanat değeri olmadığı için bana bir şey kazandırmıyor, kazandırmadığı için keyif almıyorum izlerken dese daha mantıklı olur.

belkider'e katılıyorum. Ayrıca izlediğimiz her film sanat eseri olmaz. Çoğu filmin de böyle bir iddiası yoktur zaten. İnternete, televizyona, sinemaya ulaşabilen her insanın senede bir iki kere de olsa film izlediğini düşünürsek sanat filmlerini içeren bağımsız sinemayı takip eden, izleyen insan sayısı çok çok az zaten.

Benim tercihim tamamen keyfime göre değişiyor. Gerçekten keyif alarak çok fazla çöp dizi izledim. İzlememdeki öncelikli amacım da buydu zaten, bir dizide yapılanlara güleyim bir de dizinin bir dizi olarak ne kadar saçma, amatör, beceriksizce yapıldığına güleyim diye. Çok çok iyi, izlemeden ölmeyin denilecek çoğu diziyi izlemedim açıkçası çok ağır aktığı için.

Sinemada da tercihim çok değişken. Karantinada vaktim olduğu için farklı dünya sinemalarına göz atma şansım oldu. ABD menşeli bağımsız filmleri de izledim. Hollywood'un boş filmlerini de keyif alarak izledim.
0
black holes in the sky
(08.06.20)
"dözöysö yörön mödösö" - arkadaşına söyle tv programlarının ve sinemanın tarihi netflix'le başlamadı.

25 30 yıl giden pembe diziler, simpsons, friends...

TV yayıncılığının geleceği tartışılır belki - ona da "ölecek" demek saçma, internet çıktığında da basılı yayın ölecekti?

"zaman kaybı film yok" başlı başına saçmalık zaten. lütfen kendisine recep ivedik serisini sanatsal olarak değerlendirmesini istediğimizi ilet. "şu nedenle zaman kaybı denemez, dizilerde bu yok mesela" şeklinde bir ifade bekliyorum kendisinden.

troll'lüyor musun harbi bi daha okudum bi daha sinirlendim.
0
celeron 300a
(08.06.20)
Bu yoruma göre recep ivedik sanatken sopranos aptal kutusu.

Bu örnek ile bile arkadasinin fikrinin mantikli olmadigi belli.
0
logisticsmanager
(08.06.20)
İkisini de tercih ediyorum çünkü ikisi de farklı şeyler. Çöp filmler olduğu gibi sinema ile anlatılamayacak kadar iyi diziler de mevcut. Bazı hikayeler sinema ile değil dizi ile daha iyi ele alınır.
0
cemallamec
(08.06.20)
Böyle leş entel tipler bitmedi mi hala ya? Ergen ergen tespitler, irite oluyorum. Ha dur dur şey, çok "cringy".

İşleri türe göre değil, içeriğe göre ayırmak gerekir. Yoksa yukarıdaki arkadaşın da dediği gibi Recep İvedik bir sanat eseri, Mad Man bir tüketim malzemesi, Şeyma Subaşı yazdığı kitap sayesinde bir edebiyatçı haline gelir. Böyle genellemeleri de ancak senin arkadaşın gibi gerzekler yapar. O gerzeklerin de gördükleri en "sanat" sayılabilecek film ondan bundan duyup izledikleri, sonrasında da "Haluk Bilginer'in tiradı abi yeaa" diye gek gek gerindikleri Masumiyet falandır.

Geçiniz.
0
buff
(08.06.20)
"bir arkadaş"ına simpsons'ın 31. sezonunun yayınlandığını ve selam söylediğimi söyle. o anlar.

şu hayatta simpsonlar kadar bile tecrübesi olmayanlar sinema eleştirmeni falan kesiliyorlar başımıza ben de ona çok üzülüyorum. yemişim sanatını ben eğlence kısmındayım. sanat filmlerinden de nefret ederim.

iktidara geldiğimde marvel evreni dışında film bırakmayacağım. dönüp dönüp onları izleyecek millet.
0
ozdek
(08.06.20)
Ah be TV, ne yazık ki bir pizza değilsin.
0
lüzumsuz adam
(08.06.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.