Giriş
(5)

en avantajlı mil / puan kartı hangisidir?

kostadilos
evet arkadaşlar ; sizce hangisi?garanti miles&smiles kullandım, 4-5 yıl önce çok ekmeğini yedim. artık garanti ile çalışmak istemiyorum.shop&fly denedim. hiç bir işe yaramaz. (bu kartların hem platinum, hem de business şirket kartlarını kullanan bir insanım. hiç bir işe yaramaz bu karlar artık)qnb,
evet arkadaşlar ; sizce hangisi?

garanti miles&smiles kullandım, 4-5 yıl önce çok ekmeğini yedim. artık garanti ile çalışmak istemiyorum.

shop&fly denedim. hiç bir işe yaramaz.

(bu kartların hem platinum, hem de business şirket kartlarını kullanan bir insanım. hiç bir işe yaramaz bu karlar artık)


qnb, bankaya mevduat yatırmadığın sürece bir işe yaramaz. qnb bankasına para gömmek istemiyorum.

alternatif bank diners club kart kullandım, o da avantajlı ama doğru düzgün kampanyası ve kartın geçtiği yer yok. kullanmak istemiyorum.

--

adios kart, wings ve maximiles hiç kullanmadım. yorumunuz ne olur? tavsiye eder misiniz?
0
kostadilos
(07.06.20)
shopfly nasıl yaramaz.yıllık yüzbinlerce mil biriktiriyor insanlar
0
ShadowOfMoon
(07.06.20)
mil biriktirmekte bir şey yok. 100 liralık bilet için 10.000 tl harcaman gerekiyor. oda kampanya kovalamak gerekiyor. onun ıcın garanti ürünlerini bana anlatma lütfen. 7 yıldır şirkerimde business kartlarını kullanıyorum. bi pok olmaz shop and fly dan. olur diyen varsa gelsin anlatsın.
0
🌸kostadilos
(07.06.20)
wings var bende, bir hayrını görmedim. yurt içi 300 liralık bilet için 50 bin mil civarı gerekiyor. her 1,5 tl için aşağı yukarı 1 mil verdiğini düşünerek hesaplama yapabilirsin.
anlaşmalı restoran 4 tane(akbank olsam utanırım 4 demeye, hiç söylemem daha iyi), otel desen 20 olsun max, tırt çoğu.

zırt pırt uçmadıkça bir anlamı yok bence bu kartların, o da kendi cebinden zırt pırt uçmak. iş için şirket kartı kullanılıyor zaten, kendi kendine o kadar uçuyorsan gezecek paran var demektir, paran varsa da bu kartların getirisine bakmazsın.
0
Bruce
(07.06.20)
Alabilirseniz Yapikredi Crystal Card sürekli bonus birikip duruyor ekstra olarak da her ay bir sektörde yüzde 10 indirimi var kozmetik elektronik gibi. her yeme içmeden yüzde 5 indirim anlaşmalı yerlerden yüzde 20. Aklıma gelenler bunlar
0
monkey
(08.06.20)
100 liralık bilet için 10000 gerekiyo ama her ay 10000 mil veren kampanyalar var daha az harcamaya.ve tüm kartlarda 100 liraya 1 mil veya puan verilir.farklı bankaya denk gelmedim.

ben 2 ayda 50000 mil biriktirdim.kampanyalarla.ihtiyaç dışı da bişi almadım.kart limiti 4bin :D en fazla 2bin lira harcamışımdır

kampanya kovalamayacaksan aylık harcaman 10bin değilse yapacak bişi yok.10 liraya 1 mil veren kart yok
0
ShadowOfMoon
(08.06.20)
(2)

Şişlide otopark

solenkol
Bu akşam ailem gelcek arabayla.. 1 hafta kadar kalacaklar bir otoparkla konusuyum diyorum kullanan var mıdır bu taraflarda abidei hürriyet bomonti tarafları gibi?
Bu akşam ailem gelcek arabayla.. 1 hafta kadar kalacaklar bir otoparkla konusuyum diyorum kullanan var mıdır bu taraflarda abidei hürriyet bomonti tarafları gibi?
0
solenkol
(07.06.20)
Birelim Bomonti Kapalı Otopark
Merkez, Silahşör Cd. No:38, 34381 Şişli/İstanbul
maps.app.goo.gl
0
Bruce
(07.06.20)
Oktay Cebeci sokakta acik otopark var, olabilir bir gorusun derim
0
cossecant
(07.06.20)
(9)

kitap onerisi

captainobvious
akliniza ilk gelen, muhakkak oku dediginiz kitaplarinizi bekliyorum.kitaba acim.
akliniza ilk gelen, muhakkak oku dediginiz kitaplarinizi bekliyorum.

kitaba acim.
0
captainobvious
(07.06.20)
Aklıma ilk gelen dediğin için. Popüler olmasına rağmen en sevdiğim kitaplardan birisi.
Albert camus yabancı
0
ruzgar1
(07.06.20)
Do androids dream of electric sheep
Dune
Childhood's end
Hemingway- for whom the bells toll
Stephen king-dark tower
0
logisticsmanager
(07.06.20)
Uluslarin düşüşü-daron acemoglu
0
karahan01
(07.06.20)
(bkz: middlemarch)
0
Bruce
(07.06.20)
Otostopçunun Galaksi Rehberi
Kaplan! Kaplan!
Vakıf serisi
Silo üçlemesi
0
kobuzchu kiz
(07.06.20)
Satranç
0
kaset
(07.06.20)
Günaydın. Tür belirtmiş olsaydınız daha iyi olurdu ama, ortaya karışık bir liste dökeyim ben de:

1- Albert Camus - Yabancı +1
2- Tüfek Mikrop ve Çelik (Yeterince bilimsel olmadığı konusunda bazı bilim çevrelerince eleştirilse de; ileri sürdüğü bakış açılarından dolayı okunması gereken bir kitap bence. Verdiği tarihi bilgiler de cabası).
3- Daron Acemoğlu - Ulusların Düşüşü +1 (Tüfek Mikrop ve Çelik'e adeta bir eleştiri niteliğinde yazılan bir kitap. Adeta fazla mı oldu acaba?)
4- Server Tanilli - Uygarlık Tarihi
5- Alaeddin Şenel - Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi
6- Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk (İlk sıraya koymayı unuttum maalesef)
7- Platon - Sokrates'in Savunması
8- Platon - Devlet
9- Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi
10- Carl Sagan - Cosmos
11- Niccolo Machiavelli - Prens (Hükümdar)
12- David Eagleman - Incognito
13- Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam
14- Şevket Süreyya Aydemir - İkinci Adam
15- George Orwell - 1984
16- George Orwell - Hayvan Çiftliği (Alegori sanatının en önemli kitaplarından birisidir aynı zamanda)
17- Friedrich Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt
18- Oğuz Atay - Tutunamayanlar
19- Yusuf Atılgan - Aylak Adam
20- Nikolay Vasilyeviç Gogol - Palto
0
simderun
(07.06.20)
Nickimden de anlaşılacağı üzere, Kayıp Zamanın İzinde.
0
marcelprous7
(07.06.20)
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti- Sevgi Soysal <3
0
gadjodilo
(07.06.20)
(4)

Green Card

cemallamec
Green Card alanlar neden bu kadar heyecan yapıyorlar? ABD kartı verdikten sonra iş ve yer veriyor mu? Vermiyorsa oraya gitmek yer ve iş bulmak üstelik dili akıcı öğrenmek zor değil mi? Tanıdık vb. varsa sorun değil de sıfırdan gitmek korkutucu gelmiyor mu?
Green Card alanlar neden bu kadar heyecan yapıyorlar? ABD kartı verdikten sonra iş ve yer veriyor mu? Vermiyorsa oraya gitmek yer ve iş bulmak üstelik dili akıcı öğrenmek zor değil mi? Tanıdık vb. varsa sorun değil de sıfırdan gitmek korkutucu gelmiyor mu?
0
cemallamec
(06.06.20)
başvurmadan önce bunun bilgisine sahip olup ona göre beklentiye giriyordur insanlar, yoldan durdurduklarına vermiyorlar ki bilmediği konularda endişelenmesi gereksin. söylediklerin için ya bir planı vardır ya da yeter ki çıksın gerisini hallederim diyordur.
0
Bruce
(06.06.20)
İlk 3-5 sene düzenini kurana kadar zorlanabilirsin ama kurduktan sonra ev araba alma konumuna gelebilirsin ya da adam akıllı bir işe sahip olursun sonrası chill
0
shredd
(06.06.20)
A2 seviyesinde İngilizce konuşan arkadaşım haftada 5 gün kuryelik yaparak ayda 4k kazanıyor. Kirası 350 dolardı. Evlendi, şimdi 800 dolar. Eşi de 3k alıyor. Gül gibi geçiniyorlar. Gittikten 6 ay sonra bütün kyk borcunu kapattı. Üstüne yatırım yapmaya başladı. Burada yaşarken garsondu. Totalde 70k borçla gitmişti. Türkiye’de yaşamak daha korkunç.
0
le jeune turc
(06.06.20)
green card kura ile verilen bir vize sadece. oturma hakkı kazanmış oluyorsun. yoksa amerika'da kimsenin iş ve yer garantisi yok. buradaki diplomaların da bir hükmü yok. herkes kendi mesleğinde iş bulana kadar her türlü işi yapıyor orada. özellikle paket dağıtım, uber, garsonluk vs. gibi işlere girerek en azından aylık 2000 usd civarı bir para kazanmaya bakıyorlar. meslekleri ile ilgili işlere girince de hayat seviyelerini yükseltiyorlar. aşağıya 3 ailenin amerika maceralarının olduğu youtube kanallarını yazıyorum. en büyük risk alıp giden ibo abd belki en eskileri, hala oradalar ve pişman değiller. 2-3 bin dolar para ve sıfır ingilizce ile amerika'ya gitmişler.

ibo abd(amerika'ya çok az bir para ve sıfır dil ile gittiler. ibo'nun mesleği muhasebe ama amerika'da para getiren her işi yaptı. şu an eşiyle tır sürüyor.)
www.youtube.com

ver elini amerika(çok ileri düzey dil yok ancak adam mesleği ile ilgili çalışıyor, eşi de muhasebeci olarak başladı. amerika ile ilgili çok dolu bir içerik var kanallarında)
www.youtube.com

Evrim Tayanç(eşi restoran şefi Türkiye'de, sanırım 1-2 yıl sonra eşi kendi işi ile ilgili çalışmaya başladı)
www.youtube.com

yeşo abd (ibo abd nin eşi. o da şu an tır sürüyor. para kazanmak için birçok meslek yaptı)
www.youtube.com
0
surprise
(06.06.20)
(16)

Yüzyılın ikilemi (capsli)

038576
1- https://cdn.dsmcdn.com/Assets/ProductImages/oa/47/3153053/1/5400599450388_3_org_zoom.jpg2- https://cdn.dsmcdn.com/Assets/ProductImages/oa/47/4477757/1/5400599783004_3_org_zoom.jpgResimleri gösterdiler, ikisi arasında seçim yapacaksınız dediler. Hangisi?
1- cdn.dsmcdn.com

2- cdn.dsmcdn.com


Resimleri gösterdiler, ikisi arasında seçim yapacaksınız dediler.

Hangisi?
0
038576
(06.06.20)
2.yi seçerdim.
0
legolasin son oku
(06.06.20)
yünsüz iki numarayı neden seçmiyorsun?
0
blue eyes white dragon
(06.06.20)
İkisini de seçmezdim. Bunların bu kürklü yerleri çak çabuk kirleniyor, üzerinde de saç, tüy, toz birikiyor. Kirlenip, renginin kötüleşmesinden çok o üstte biriken toz, saç çok rahatsız edici.

Bu kürklü modelleri mağazalarda çok satıyorlardı ben pek kimsenin üzerinde görmedim. Sanki alanlar memmun kalmıyor gibi.
0
GoodMorningTeacher
(06.06.20)
2
0
rose parks
(06.06.20)
Çirkin ikisi de. İlla seçeceksek 1
0
sacrilegious
(06.06.20)
2
0
cemallamec
(06.06.20)
1
0
not dark yet
(06.06.20)
yeaani koyu renkli olan biraz daha iyi gibi.
0
chezidek
(06.06.20)
cix, canti, Avrupai bir tipiniz olmasi lazim, aksi durumda ilyas salman gibi olursunuz bunlarin icinde. Kesinlikle 2 bu arada
0
neverletyougodown
(06.06.20)
ikinci çok güzel çok :D
0
theseachange
(06.06.20)
2
0
Kittie
(06.06.20)
İkisi de çok kötü ama illa alacaksam 2.
0
sys coyg
(06.06.20)
1
0
aligan
(06.06.20)
1
0
wish i could find a way to disappear
(06.06.20)
2.i iyidir
0
kaset
(07.06.20)
1'in tonu kış tonlarına daha uygun, ürün kış ürünü olduğu için daha klas durur.
0
Bruce
(07.06.20)
(7)

doritos nacho'nun ayağını mı azaltmışlar?

floydian
eskiden buram buram ayak kokardı yıllardır yemediğim cipslerden biriydi ama geçenlerde bi yedim ve resmen hiç ağır kokmuyordu ayak katmıyorlar mı artık içine siz de tadında ve kokusunda bi şey fark ettiniz mi çünkü yeni hali çok hoşuma gitti.
eskiden buram buram ayak kokardı yıllardır yemediğim cipslerden biriydi ama geçenlerde bi yedim ve resmen hiç ağır kokmuyordu ayak katmıyorlar mı artık içine siz de tadında ve kokusunda bi şey fark ettiniz mi çünkü yeni hali çok hoşuma gitti.
0
floydian
(05.06.20)
Sorun ayaklarda, eskisi gibi kokmuyorlar artık. Biz ayak kokusu için sevdik o cipsi. Nerde o eski çorapsız giyilmiş superstar kokusu...
0
Bruce
(05.06.20)
Gramı azalıyor, tuzu azalıyor, aroması azalıyor. Seneler önceki cipslerle alakası yok şimdikilerin. Ben eski halini severdim, yedikten sonra elim resmen turuncu olurdu. Şimdi tırt.
0
Abdurrahman
(05.06.20)
Çok güzel tespit cidden son yediğimde ayak kokusu namına hiçbir şey yoktu resmen!

Bi daha da almadım son alışımdan sonra.
0
msb
(05.06.20)
son alışlarımda ben de o eski tadı bulamadım ya. demek tek bana garip gelmiyormuş. en sevdiğim cips ne hale geldi son aldığımda midem bulandı resmen. ayak kokarken ne güzeldi oysa :)))
0
sanguine mcqaer
(05.06.20)
Bana da öyle geliyordu
0
owaki
(05.06.20)
Sorunu iki adet taze terlemis kopek patisiyle giderebilirsiniz.
0
buf-e kür
(05.06.20)
ben sadece gülmeye geldim ahhahaha
0
mehmed resad
(05.06.20)
(6)

“Success is failure in progress.”

clones
Şunu en güzel ve uygun nasıl çevrilebilir? Motomot çevirisi olmadan tabi.
Şunu en güzel ve uygun nasıl çevrilebilir? Motomot çevirisi olmadan tabi.
0
clones
(04.06.20)
Her başarı bir hata adayıdır.

asmdfd

edit: Her hata bir başarı adayıdır yazacaktımm yanlış yazmışım.
0
yeteramadenedimherseyi
(04.06.20)
Başarının yolu yapılan hatalardan geçer....

:)))
0
herospower
(04.06.20)
Başarı hataların düzeltilmesi (geliştirilmesi) ile meydana gelir.Progress(Bir süreç, gelişim)
0
shredd
(04.06.20)
bu yanlış yazılmış bir cümle, doğrusu failure is success in progress.
"hata yapmak başarıya giden yolun bir parçasıdır"
"hata yaparak başarıya ulaşılabilir"
"hata yapmadan başarıya ulaşılmaz"
0
Bruce
(04.06.20)
bu cümlenin "başarı gelişmekte olan bir hatadır" şeklinde bir anlamı var.
0
renegade
(04.06.20)
zafer zafer büyüyen bir yenilgi vardır.

ciddi: her başarı henüz sonuçlanmamış bir başarısızlıktır.
0
antikadimag
(04.06.20)
(11)

Kitaplığınızda kaç kitabınız var?

sys coyg
Kaçını okumuşsunuzdur? Yaşınızı da söylerseniz sevinirim. Teşekkürler.
Kaçını okumuşsunuzdur? Yaşınızı da söylerseniz sevinirim. Teşekkürler.
0
sys coyg
(04.06.20)
Muhtemelen 500’e yakın kitabım var ve yarısını okumadım. Çünkü genelde okuduklarımı başkalarına veriyorum okusunlar diye ama geri dönmüyor hiçbiri. :(
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(04.06.20)
Yaş 30
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(04.06.20)
200 -250 kitabı geçmiyorum, çok sevdiğim yazarlar ve sahibi olmaktan mutluluk duyduğum kitaplar hariç kitap tutmuyorum, 6 ayda bir aldığım , okuduğum, sevmediğim ya da bir daha okumayacağıma emin olduğum kitapları dağıtıyorum. alıp okumadığım 20-25 kitap vardır.

yaş 31.
0
benaslinda
(04.06.20)
2 bin civarında kitabımız var, eşimin kitaplarından henüz okumadıklarım var. aynı olan kitaplarımızı ve geçenlerde de bir daha okumayız ya dediğimiz çokça kitabı dağıttık.
bir de ben 2 yıla yakındır kindle kullanıyorum o yüzden eskisi kadar basılı kitap satın almıyorum.
yaş 32.
0
ozgur bir kusun hatirati
(04.06.20)
yas 40, 1000 ustu kitap var; okunma orani %70 civari
0
sweetoffice
(04.06.20)
Yaş 40+

800-1000 arası kitabımız var. Herhalde %80'ini okumuşuzdur. Geçen senelerde 200-300 tanesini de okula bağışladık. Güncel kitaplardan aldıklarımızı çok tutmuyoruz eğer beğenmemişsek. Yerim olsa daha ne kitap alırım, ah ahhh...
0
SiyamkedisiZorro
(04.06.20)
15-20 tane referans kitap var, 8-10 tane de kurgu; hepsi okundu. Uzun süredir e-kitap okuduğum için, e kitap olarak bulamayıp aldığım fiziksel kitapları da okuduktan sonra elimde tutmadığım için kütüphanem yok. Elimdekileri tutma sebebim e kitap formatlarının olmaması ve arada açıp okumayı seviyor olmam.
0
Bruce
(04.06.20)
200e yakındır, %70 de okunma oranı diyebilirim. Askerlik güzel bir yatırım oldu okuma konusunda :d
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(04.06.20)
Sayısını tam bilmiyorum ama 3 duvarı kitaplık olan küçük bir oda var evde, herhalde 2 bin civarıdır. Yarısını anca okumuşumdur. Yaş 27.
0
plutongezegendegilmi
(04.06.20)
8 tane var. 4 tane okudum. bir suru kitap vardi, arkadaslarima verdim. bu kalanlari da verecegim.

kitaplar dunyanin en buyuk otoriteleridir. milyarlarca insan bugun daha once yazilmis kitaplara gore yasiyor, bu kitaplara gore baska insanlara hayati zindan ediyor.
bu yuzden kitap okuma durumuna suphe ile yaklasiyorum. cunku kitap okuyup etkilenen insan insan olmaktan cikabiliyor, o kitap oluyor.

teknik ve gercek bilgi veren, ilgi alanimdaki kitaplari okuyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(04.06.20)
29 yaşımdayım. Kitaplığımda 3-5 tane kitap anca vardır. 5 senedir falan kitap almıyorum, hep internetten indirip kindle'a atıp öyle okuyorum. Elimde olanları da genelde eşe dosta dağıttım.

Bende kalanlar genelde hediye gelen kitaplar, duygusal değeri olduğu için onları vermiyorum.
0
noluyo yaa
(04.06.20)
(10)

Dondurmaci

balpolen
Suradaki dondurmayi cok seviyorum, simdi buradaki dondurmaciya giderim dediginiz yer neresi?Not: IstanbulNot: Modadaki bilmem ne usta haric
Suradaki dondurmayi cok seviyorum, simdi buradaki dondurmaciya giderim dediginiz yer neresi?

Not: Istanbul
Not: Modadaki bilmem ne usta haric
0
balpolen
(03.06.20)
Tuzla sahil - hakan dondurma.
0
belki lazim olur
(03.06.20)
Aranvutköy-girandola
Nişantaşı-cremeria milano
Büyükada-yunus(seyyar)
0
Bruce
(03.06.20)
Bostancı yaşar usta.
Sade limon muz kavun. Mutlaka yenmeli bunlar. Başka şube değil, bostancı.
Maltepe serez
(bana güven)
0
kisa
(03.06.20)
damla dondurma kurtulus, meyveli sevenlere
bir damak dondurma, sade karamel cikolata
0
try again fail again fail better
(03.06.20)
üsküdar'a yolun düşerse kanaat lokantası.
0
sir gawain
(03.06.20)
Sir gawain +1
Heo dondurma olmaz ama.. Manda sütünden yaparlar. O yılki bitince biter bir sonraki yıla kadar.
0
kisa
(03.06.20)
Serez dondurmacisi
0
kuehles blondes
(04.06.20)
Cremeria milano- herhangi bir subesi
Yasar usta-bostanci

Bu ikisi birbirine zit dondurmacilar ama ikisini de ayri ayri cok seviyorum

Ve hala acik mi ya da ayni oldskool havasi duruyor mu bilmiyorum ama, tarabya veli dondurmacisi. Sadece kaymak ve cilek/visne dondurmasi satan bir yerdi.
0
red g
(04.06.20)
levent yasar usta
0
camussar
(04.06.20)
kesinlikle serez dondurmacısı
0
bir garip melek
(04.06.20)
(12)

Maddi Durumlar & Erkek Psiklojisi

al-se
2 aylık bir ilişki. Başta (ilk 1 ayda) mükemmel giden ilişki, sevgili kişisinin maddi kayıplara uğraması sebebiyle o kadar da mükemmel gitmemeye başladı. Uzun uzun dinlemek, üstüne gitmemek, anlayışı elden bırakmamak gibi tutum ve davranışlarım oldu. Bi de tabiatım gereği parayı çok önemsemem. İşler
2 aylık bir ilişki. Başta (ilk 1 ayda) mükemmel giden ilişki, sevgili kişisinin maddi kayıplara uğraması sebebiyle o kadar da mükemmel gitmemeye başladı.

Uzun uzun dinlemek, üstüne gitmemek, anlayışı elden bırakmamak gibi tutum ve davranışlarım oldu. Bi de tabiatım gereği parayı çok önemsemem. İşlerin hep tersine dönme ihtimali olduğunu bilirim, illa ki düze çıkılır. Öyle polyanna bi bakış açım da var. Neyse, depresyon, uykusuzluk derken kibarca psikolog da tavsiye ettim, olur dedi, araştırıp buldum psikoloğu da.. (ama gitmedi)

Hafif toparlar gibi olduk, hafta sonu onu bi kampa götürmeyi teklif ettim. Bu arada ayrı evlerde karantinada olduğumuz için görüşemiyoruz. Sadece facetime.

Kampı kabul etti ama gideceğimizden bir gün önce ortadan kayboldu, saatlerce. Gece konuştuğumuzda yüzüne karşı sordum 'kaçmak yerine gitmek istemiyorum diyebilirdin, şu an ilişkiye aklımı veremiyorum diyebilirdin yakışıyor mu' diye..

Sonunda ağzından baklayı çıkardı, kendiyle kalmak istiyormuş, falan filan. Ben de çok öfkelendim. Ona bu yolu açtım, beni kendine yük hissediyorsan arkadaşça devam edelim, ya da pılımı pırtımı toplar yanına gelir sana çorba yaparım(?!) her şeye yok dedi, 'her şey iyi, biz iyiyiz' dedi tam ben düzeleceğine inanmışken olaylar bu şekil...

TANIDIK BIÇAKÇI VAR MI?

arkadaşlarıyla online oyun oynayacak, '1 saat kaybolucam, kızar mısın trip atar mısın' diye yokluyordu beni. Ya diyorum çocuk deli misin, git oyna, cs'den mi kıskanıcam seni, sevmediler mi hiç seni(bu kısım içimden).

Ultra anlayışlı ve makul bir hamfendi olduğumu göstermek için anlattım bu detayları da.

Sonuç olarak kalbim çok kırıldı. Yedi düvelden engelledim, mail bile atamaz. Bu yoldan dönüş yok di mi?
0
al-se
(03.06.20)
daha 2. ayda böyle yapan adamdan bir bok olmaz, boşver.
0
tabirimekruh
(03.06.20)
Bıçakçı ne iş yapar ?

Dönüş olmasın zaten güzel ablam. boşver.
0
fezagezgini
(03.06.20)
Sorduguna, emin olamadigina göre donus olsun istiyorsun ama gururuna yediremiyorsun adım atmayi, geri adım atmayı.

Söyleyeceklerim bu kadar.
0
encokbenisevinnolur
(03.06.20)
koy ver gitsin.
0
blue eyes white dragon
(03.06.20)
kendiyle kalmak istemesine niye öfkelendin? aslında cevabı biliyorum, senin bu kadar emek harcadığın, onun yapmadığı şeyleri yapmaya çalıştığın durumda haksızlığa uğradığını düşündün muhtemelen. çok haksızsın diyemem, birbirinize uymayan bir iletişim ve karakteriniz varmış. kendi başına kalmak konusu bir bahane değilse -ki olabilir, "sevmiyor, yol yapmış" diye de bakılabilir- ona gerekli alanı vermen daha doğru olurdu. ama bunu senden açıkça isteyememesi onun sorunu. gerçi 1 saatlik oyun için bile trip atma potansiyelin olduğunu düşündüğüne göre işler senin davranışlarının sonucu da böyle gelişmiş olabilir ama bilemeyiz tabii.

böyle "gerçek olamayacak kadar haklı" duyurularda genelde bir bakış açısı eksikliği oluyor, sen de bu senaryoda "fazla haklı"
duruyorsun ve cidden böyle olmayabilir. ama söylediğin üzere artık bir önemi yokmuş. dönüş olmasın zaten de. sen fazla anlayışlı, o fazla umursamaz...
0
Bruce
(03.06.20)
İki ayda niye bu kadar üzerine düştün ki, saçma olmuş. Bıraksaydın sorunlarını kendi kendine çözseydi, sen sadece yanında olsaydın. Aktif olarak bir şeyler yapmak sevgili olarak senin sorumluluğun değil ki.

Yok kampa götüreyim yok yanına geleyim, psikolog tavsiye edeyim hatta araştırıp bulayım. Bunlar çok gereksiz. Sonucun böyle olması normal yani. Ayrılmak doğru olmuş, baştan yanlış gitmiş çünkü.
0
aquarium
(03.06.20)
Erkek arkadasin bu tavirlardan sikilmis olabilir.

Bazilari bundan hoslanmiyor. Ben de sevmem, ordan biliyorum. Arti 2 ay yahu. Gereksiz fazlaca hayatina girmissin. Anac bi karakterin var galiba..

Sorun iki tarafin karakter, hayata bakis acisi uyumsuzlugu gibi geldi bana. Hic bosuna kendini uzme, sana gore dogru olani yaptin sonucta ama karsi tarafin beklentisi bunlar olmadigindan bunalmis olabilir.
0
Kittie
(03.06.20)
Bazı insanlar yardımcı olmayı seviyor ama kendisine yardımcı olunmasını ve kötü duruma düşmeyi sevmiyor.kötü duruma düştüğünü hissederse kendini toplayana kadar sevdiğinin karşısına çıkmayabiliyor.ben de böyleyim belki erkek arkadaşınız da öyledir.
0
birdposing
(03.06.20)
Kafa açmışsın haliyle kişi gitmiş.Ben olsam aynı şeyi yapardım
0
shredd
(04.06.20)
Biraz fazla üstüne gitmiş olabilir misin? İki aylık bir ilişki için çok emek harcamışsın ve adamın hayatına karışmışsın.
0
minik pattis
(04.06.20)
maddi durumu iyi değilken kendisini seni sömürüyor gibi hissediyor olabilir.

bir yere gideceksiniz.masraflar olacak. ama o ödeyemeyecek. bankada parası olsa da hazırdan yemiş olacak. ödetmek istemeyeceksiniz, zoruna gidecek.

böyle bir durumdayken öncelik parada. düzlüğe çıkana kadar, kendini iyi hissedene kadar seninle ilgilenmek istemeyebilir. üzerine gitmeyip, mümkün olduğunca anlayışlı olun.
0
tabudeviren
(04.06.20)
erkeği savunmak için geldim ama klasik ıssız adam sendromu gibi duruyor, normalde de böyle miydi acaba? normalde de böyleyse depar ata ata kaç, ama yeni ortaya çıkan bir şeyse geçici de olabilir.
0
banagazozalnuri
(04.06.20)
(4)

kelime kullanma alışkanlığı

milord
birileriyle konuşurken sürekli sıfat olarak kullandığım bir kelime var, alışkanlık olduğundan istemesem de otomatikmen kullanıyorum. bu kelimeyi nasıl kendime unutturabilirim?
birileriyle konuşurken sürekli sıfat olarak kullandığım bir kelime var, alışkanlık olduğundan istemesem de otomatikmen kullanıyorum. bu kelimeyi nasıl kendime unutturabilirim?
0
milord
(03.06.20)
etrafındaki birkaç insana söyle, bu kelimeyi kullandığında seni uyarsınlar insan içinde. o kelimeyi kullanmaman için dışarıdan zorlayıcı bir sebep olmadıkça beynin kullanmaya devam edicek.
0
Bruce
(03.06.20)
Yerine kullanabilecegin kelime ya da ifadeleri düşün, hatta otur not et.

Konuşurken cebine at telefonu kendi ses kaydını al, sonra dinlerken alternatif konuşma biçimlerini düşün.

Espri de yapabilirsin üzerine, biriyle konuşurken araya 'of yine o kelimeyi kullandım' tarzı bir şey sıkıştırmak, sesli olarak.
0
encokbenisevinnolur
(03.06.20)
rewlack, olay her seye aynı sıfatı kullanmak degil, yine de teşekkür ediyorum her türlü daha cok okumam lazım
0
🌸milord
(03.06.20)
Benim bir arkadaş sürekli misal veriyom derdi. Dalga geçe geçe artık kullanmamaya başladı kerata.
0
mekaniker
(03.06.20)
(10)

Macbook Pro Kararsızlığı

kojonotsuki
Merhaba,2020 model macbook pro desem, ram olarak 8 mi dersiniz 16 mı?Yapacağım işler video, müzik editleme, photoshop vb. tarzı programlar asla olmayacak. Ama çok sayıda programı aynı anda kullanacağım (ms office,pdf,15 sekme, spotify vb.) Bir de uzun süreli gitmesini istiyorum bilgisayarın. Son bi
Merhaba,

2020 model macbook pro desem, ram olarak 8 mi dersiniz 16 mı?

Yapacağım işler video, müzik editleme, photoshop vb. tarzı programlar asla olmayacak. Ama çok sayıda programı aynı anda kullanacağım (ms office,pdf,15 sekme, spotify vb.) Bir de uzun süreli gitmesini istiyorum bilgisayarın. Son bilgisayarım 7 yıldan uzun süre rahat götürmüştü beni.

16 al kafan rahat etsin mi, yoksa 8 yeter kasma mı?
0
kojonotsuki
(03.06.20)
office - pdf - sekmeler - spotify filan macos'ta biraz cerez gibi kaliyor. onumuzdeki 7 sene sadece bunlari yapacaksan 8gb yeterli olur. bende 8gb var, bunlardan cok daha fazlasi ve agirlari acikken bir sorun ciktigini hic gormedim.

ilerde baska seyler de yapabilme ihtimali acisindan 16gb secerdim ben.
0
fakyoras
(03.06.20)
16 tek geçerim. ileriyi düşün bence.
0
foolrules
(03.06.20)
8 gb minimum sınır şu anda, 7 sene gibi uzun bir hedefin varsa 16 al; ram'in fazlası olmaz.
0
Bruce
(03.06.20)
Günlük işler için air al bence. Hafif olması da büyük avantaj.
0
black mamba
(03.06.20)
Hocam 8 son demlerini yaşıyor şu aralar, hatta yetersiz bile sayılır. 16 tavsiye ediyorum bu ikilemde, ben geçen ay mbp aldım 32 tercih ettim, onu da tavsiye ederim, 5 sene sonra daha rahat edersiniz.
0
plutongezegendegilmi
(03.06.20)
Air yazıcaktım. mobilim tam yazamamışım.
0
black mamba
(03.06.20)
16 al tabii ki. ileriyi de dusun.
0
lycoxin
(03.06.20)
bence 16 alt sınır artık
0
nuisance
(03.06.20)
office ve spotify icin 16 gb ram alt sinir olmaz. hangi dunyada yasiyorsunuz anlamiyorum ki. evet 16 daha uzun omurlu olur ama o dediklerinizi 4gb ram de yapar.
0
icim urperiyor
(03.06.20)
2020 air aldım. Finalcut 4k video edit yapıyorum şuanda neredeyse hiç takılmadı.
0
denizmaniaherif
(28.07.21)
(8)

uzun ilişkisi bitenlere soru

diffarentiationation
Hiç yaşamadığım için bilmiyorum. Yıllarca birlikte olduğunuz kişiden ayrılıyorsunuz. Aylar, belki yıllar sonra başkasıyla görüyorsunuz onu, uzaktan veya fotoğraflardan. Belki çocukları olmuş. Ne hissediyorsunuz böyle durumlarda? Çok acı değil mi? Ben mi abartıyorum acaba yaşamadığım için ve melankol
Hiç yaşamadığım için bilmiyorum. Yıllarca birlikte olduğunuz kişiden ayrılıyorsunuz. Aylar, belki yıllar sonra başkasıyla görüyorsunuz onu, uzaktan veya fotoğraflardan. Belki çocukları olmuş. Ne hissediyorsunuz böyle durumlarda? Çok acı değil mi? Ben mi abartıyorum acaba yaşamadığım için ve melankolik anıma denk geldiği için?
0
diffarentiationation
(02.06.20)
Uzun süreli bir ilişkim oldu halen kıskanıyorum. Bu da demek oluyor ki hala seviyorum ama garip.
0
allah yazdiysa bozsun
(03.06.20)
Başta böyle acayip üzülüyorsun da sonra garip bir hal alıyor tanimlayamadığın. Garip. Ama başta canını çok yakıyor. Öyle böyle yakmiyor. Değişik. Her bireyin çekmesi gereken bir olay bence. İnsana güç veriyor.
0
westblack
(03.06.20)
Hayatımız toplam 70 sene. Azcik yani. Bunlari dert etmek ve kafaya takmak icin oldukca az ömürlerimiz var. Takma kafana. Gecer , öyle bir geçer ki hem de ...
0
bu benim teorim
(03.06.20)
o "yıllarca birlikte olduğun" kişiden ayrılıyorsan genelde geçerli ve mantıklı bir sebebi oluyor(taraflardan biri salak değilse tabii). olgun insanlar aldıkları kararların sonuçlarına katlanmayı bilirler, o yüzden kahrolacak bir şey genelde olmaz. eski günler elbet hatırlanır, hatta belki de bir daha o zamankarki gibi mutlu olunmaz ama bitmesi gerekiyordur ve bitmiştir; yola bakılır.
0
Bruce
(03.06.20)
Uzun iliski bitince zaten her yonuyle tukenmislik oldugundan arada o tur bir sevgi kalmis olmasi mumkun olmuyor.

Oluyor, ben kiskandim o durumda diyen sevgi degil kontrolculukten o duyguyu yasiyor. Normal insanlarda bir sure sonra o kontrolcu duygunun da duzelmesi lazim.
0
Sahikaa
(03.06.20)
ozlemekten duygulardan bahsediyoruz, beyin ile mantikla ne alakasi var. unutun gitsin baska kiz mi yok mu demesi kolay ama oyle degil iste. belki de hayatinda gulmedigin kadar o kisiyle guldun, belki inanilmaz bir sekilde birbirinizi tamamliyordunuz, bunlari nasil sileceksin hafizandan?
0
baldur2
(03.06.20)
eğer severek ayrıldıysan 1-2 yıl boyunca için cız edebiliyor.
ama hayatına devam ettiysen, senin de hayatına birileri girip çıktıysa, işine gücüne bakıyorsan, sevgiyle hatırladığında da mutlu olsun istiyorsun.

bence bu noktada helalleşebilmek, affedip olanları olduğu gibi kabullenmek insanın hayatına devam edebilmesinde önemli rol oynuyor.
yani onun da mutlu olmasını isteyip kıskançlıkla, üzüntüyle hatırlamamanın ve takılı kalmamanın anahtarı bu bence.
0
blatta hiberna
(03.06.20)
hic bir sey hissetmiyorsun, aksine mutlu oluyorsun. aa ne guzel yolunu bulmus zamaninda iyi kotu biseyler yasadik birbirimize cok sey kattik guzel zamanlardi deyip yoluna devam ediyorsun.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(03.06.20)
(3)

canon eos m6 mark ii vs sony a6400

mind mischief
merhabayın, bir kamera alacağım. kullanım amacım ticari bir iş yapmak, fotoğrafçılık vs. olmayacak. fotoğraf kompozisyonlarını öğrenebileceğim, öğrendikten sonra da bir kenara atmayacağım bir makine almak istiyorum. kısa film çekmek, ucundan kıyısından sinemaya bulaşmak istiyorum. aynasız dünyasında
merhabayın, bir kamera alacağım. kullanım amacım ticari bir iş yapmak, fotoğrafçılık vs. olmayacak. fotoğraf kompozisyonlarını öğrenebileceğim, öğrendikten sonra da bir kenara atmayacağım bir makine almak istiyorum. kısa film çekmek, ucundan kıyısından sinemaya bulaşmak istiyorum. aynasız dünyasındaki gelişmelerden haberdar olduktan sonra dslr fikrini komple kaldırdım attım. yüzlerce inceleme videosu, onlarca mesaj-mail fasilitesinden sonra yine de kararsız kaldım.


7000 civarı bir bütçem var. ilk başta m50 yapıştırıp geçecektim fakat croplu 4K olayı baya canımı sıktı. 1.6 üzerine ekstra crop kısa film işlerinde canımı çok sıkar diye düşündüm.

iki cihaz arasında temel fark sony'nin 1.5 canon'un da 1.6 croplu olması. sony'nin 24megapiksel canon'un ise 32megapiksellik bir sensörü var. bu 32megapiksel büyük bir avantaj mıdır anlayamadım. (yabancı forumlarda renk aralığının sonye göre çok daha iyi olduğu söyleniyor.) son olarak sonylerin lensleri canona göre daha pahalı. şu aşamada kit lens dışında bir lens alternatifim olmadığı için bunu şu an düşünmüyorum.

2 haziran 2020 itibariyle canon eos m6 mark ii'nin fiyatı 7400 lira civarı.
yine sony a6400 de türkiyede 8500 liraya bulanabilmesine rağmen sony'nin türkiye fiyat politikasından ötürü bir arkadaşıma yurt dışından 7200 lira civarına getirteceğim. canon'un vizörü bodyde değil, aparat olarak takılıyor. o da fiyata dahil. napayım ne alayım?
0
mind mischief
(02.06.20)
üç tercih hakkım olsa üçünde de Sony derim.

* imza A9MKII kullanıcısı.
0
ismailbüyük
(02.06.20)
ben ikisini de almaz, aynı bütçede ikinci el a7 serisinden yeni bir model kovalardım(modeller çok coştu o yüzden direkt önerim yok benim). ilk alacağın ürün ve bu işi ciddileştireceksen sana yetmeyecek her halükarda. o yüzden sıfır almaya gerek yok, daha çok şey yapabileceğin bir makine olursa öğrenme sürecin hızlanır.

illa ikisinden biri diyorsan ben sony alırdım çünkü eye oto focus gibi iş videoya gelince gimmick'ten ziyade faydaya dönücek irili ufaklı özellikleri var. renk aralığı dediğin şey önemli ama sen video işine kısa film odaklı giriyorsan ham çekip düzenlemek zorundasın. bu sebeple s-log ve c-log olarak araştır iki kameranın yapabildiklerini.

ayrıca kısa film çekeceksen kameraların ekranları yetmiyor, harici monitör alman lazım. vizördü falan o yüzden önemli değil.

muhtemelen overall özellikler arasından karşılaştırmalara baktın ama işin içine kısa film girince farklı dinamikler daha ağır basıyor. panasonic'in gh modelleri bir ara revaçtaydı çok bu alanda, sinema öğrencilerine önerilirdi, bilmiyorum şimdi ne durumdalar. sen de güncel önerilerden gidebilirsin, sinema öğrencilerine önerilen kameralar gibi kısa film odaklı aramalarla.
0
Bruce
(03.06.20)
Amator kullaniciyim, M50'yi gec hocam. Alip ertesi ay sattik. Bi ise yaramaz.

6d vardi zamaninda acaip memnundum.

Simdi arkadasta sony a7ii var. Kullandim biraz ama niyeyse isinamadim. Benimki teknik ozelliklerden ziyade makinenin verdigi hissiyat.

Canon'la cektigim seyler hep daha guzel geldi bana. Simdi alacak olsam 6d mark ii alirim. Tamamen bu hissiyattan dolayi :)
0
brkylmz
(03.06.20)
(11)

Önemli kişiler araştırması

ırene adler
>>Selam arkadaslar, karantinada her hafta bir kişinin hayatını inceliyorum ve bilgi topluyorum. Başarıları,özgeçmişi,dünyaya kattıkları vs. Süreç gayet keyifli ilerliyor. Edebiyat,sanat,bilim belki politika camiasından olabilir. Dünyada kalıcı izler bırakmış, alanında ikon sayılabilecek veya olmaya
>>Selam arkadaslar, karantinada her hafta bir kişinin hayatını inceliyorum ve bilgi topluyorum. Başarıları,özgeçmişi,dünyaya kattıkları vs. Süreç gayet keyifli ilerliyor. Edebiyat,sanat,bilim belki politika camiasından olabilir. Dünyada kalıcı izler bırakmış, alanında ikon sayılabilecek veya olmaya yaklaşmış kişilere yogunlasıyorum daha çok.

Şimdiye kadar incelediklerim: Albert Einstein, Nikola Tesla, Dostoyevski,Sigmund Freud,Salvador Dali,Newton, Simone De Beuavoir.

Şu aralar biraz tıkandım gibi. Sizden de güzel fikirler gelecektir eminim.8 hafta daha sürecek bu durum. 8 kişi daha lazım. Sizce kimleri ekleyebilirim listeye?
0
ırene adler
(02.06.20)
Alexander Fleming. Ortalama insan ömrüne kafadan +30 yıl eklemiştir muhtemelen.
0
angelus
(02.06.20)
dennis ritchie
0
alperz
(02.06.20)
(bkz: Lev Pontryagin) :))

ilginç bir hayat hikayesi var.
0
levpontryagin
(02.06.20)
Dünya tarihine yön veren en etkin 100 , kitabından da araştırabilirsin.
0
Erva
(02.06.20)
Marie Curie'siz o liste olmaz.

edit: Hasan Ali Yücel
0
fezagezgini
(02.06.20)
(bkz: robert capa) savaş fotoğrafçısı, dramatik bir hayatı olmuş
(bkz: lorenzo di medici) italyan rönesansının yükselişindeki temel şartların oluşmasını sağlamış ilerici ve sanat destekçisi bir devlet adamı. medici hanedanı ile beraber de incelenebilir.
(bkz: caravaggio) barok dönemin en önemlilerinden, ilgi çekici bir hayat hikayesi var
(bkz: john milton) ingiliz edebiyatının incelemeye değer şairi
(bkz: oliver cromwell) tartışmalı bir devrimci, ingiltere'nin politik tarihinde yaptıklarının etkisi uzun süre hissedilen adam
(bkz: thomas aquinas) filozof, teolog, din adamı. tarihteki din adamları arasında felsefe tarihine en fazla katkı yapmış kişi olduğunu düşünüyorum.
(bkz: marco polo) yukarıdakilerden daha jenerik ve bilinen bir isim ama incelemesi keyifli bir serüveni var
(bkz: edgar allan poe) hakkında az çok bilinen genel şeyler vardır ama derinlemesine inceleyince hayatını, en dramatik edebi karakterlerden biri
0
Bruce
(02.06.20)
atatürk? :)

rousseau, isaac newton, tolstoy.
0
tabudeviren
(02.06.20)
Alexander von Humboldt
0
sys coyg
(02.06.20)
Gottfried Wilhelm Leibniz
Carl Friedrich Gauss
Wolfgang Amadeus Mozart
0
rusalka
(02.06.20)
vincent van gogh

gandi

freud
0
bugisme
(03.06.20)
Naim Süleymanoğlu
0
since1907
(07.09.20)
(2)

siperlik kullanıyor musunuz?

dali dili havali korna
sürekli maske satın almaktansa birkaç tane siperlik alayım birkaç ay işimi görsün diyorum. aslında uzun vadede daha ekonomik olduğu halde etrafta pek kullanan görmüyorum. siperlik kullanmak daha mantıklı ve aynı zamanda daha güvenli değil mi?
sürekli maske satın almaktansa birkaç tane siperlik alayım birkaç ay işimi görsün diyorum. aslında uzun vadede daha ekonomik olduğu halde etrafta pek kullanan görmüyorum. siperlik kullanmak daha mantıklı ve aynı zamanda daha güvenli değil mi?
0
dali dili havali korna
(02.06.20)
Siperlik yüzüne direkt gelecek damlacıkları engellemek için uygun. Elden yüze bulaşacak ya da siper altındaki seviyede kalan damlacıkları engellemiyor.

Dahası maskenin olayı bizi korumaktan çok başkalarını korumak, siperlik takan bir taşıyıcı etrafa damlacık yayabiliyor.

İnsanlarla surat surata kalmak zorunda değilsen maskeden daha koruyucu değil yani.
0
Bruce
(02.06.20)
evet yüyüşte bile maske+siperlik
0
jimjim
(02.06.20)
(2)

internet bağlantımın sürekliliğini nasıl test ederim

tejeve
merhabalar, çevrimiçi gireceğim sınav için internetimin hiç kesilmemesi gerekiyor, lockdown browser üzerinden gireceğimiz bir sınav. gün içinde elektrik kesintileri olabilen bir bölgede yaşıyorum, daha dün 8-10 kez elektrik kısa süreli de olsa kesildi. telefondan hücresel veri açıp bilgisayarımı bu
merhabalar, çevrimiçi gireceğim sınav için internetimin hiç kesilmemesi gerekiyor, lockdown browser üzerinden gireceğimiz bir sınav.

gün içinde elektrik kesintileri olabilen bir bölgede yaşıyorum, daha dün 8-10 kez elektrik kısa süreli de olsa kesildi.

telefondan hücresel veri açıp bilgisayarımı bu hücresel veriye bağlayarak kesinti ihtimali daha az olabilecek bir yönteme başvurmayı düşünüyorum. Operatör Vodafone.

İnternet bağlantısının sürekliliğini test edebileceğim bir yöntem var mıdır şimdi sanki sınavdaymış gibi denesem? en az 1 saat kesinti olmaması gerekiyor.

Çok teşekkürler
0
tejeve
(02.06.20)
windows tuşu ile beraber r'ye basıyorsun, gelen ekrana cmd yazıp enter yapıyorsun. siyah matrixvari bir sayfa geliyor. şunu kopyalayıp yapıştırıyorsun.

ping 8.8.8.8 -t

enter yapıyorsun ve bekliyorsun. request time out diyorsa peş peşe, kopma vardır. ms cinsinden ping değerleri 4 haneli rakamlara ulaşıyorsa yine sıkıntı çıkar.
0
Bruce
(02.06.20)
windowsta terminalde asagidaki sekilde google'i surekli olarak pingleyebilirsin.
ping -t google.com

macosta direkt asagidaki komutu calistirirsan sen durdurana kadar calisir. (control + c)
ping google.com
0
fakyoras
(02.06.20)
(5)

Yurt disi internet cikislarinda bir yavaslik yasayan var mi?

bollocks44
Sb. Superonline/Vodafone Fiber
Sb. Superonline/Vodafone Fiber
0
bollocks44
(02.06.20)
İkiye katladıkları hızları normale çevirdiler ondan olabilir.
0
bahoho
(02.06.20)
hocam benim hep 100mbps idi, text bazli web siteleri dahi acilmiyor
0
🌸bollocks44
(02.06.20)
bizim şirket bağlantımızda problem var avrupa'daki serverlara çıkışta, kesintiler olduğuna dair mail geldi it'den. bağlantı superonline.

şimdi ortak erişilen bir pdf'i açmaya çalıştım, 6,4 mb'lık dosyayı 25kbps ile açıyor.
0
Bruce
(02.06.20)
Tam olarak nereye çıkıyor bilmiyorum ama genel olarak yavaşlık var. Mailler gitmiyor kaç gündür.
0
IncredibleMau
(02.06.20)
Superonline Fiber ve evde tek kullanıyorum şu an.bir teams görüşmesi bile yapamadım.
0
en bi orijinal
(02.06.20)
(3)

Babam bana ev al dedi

i ve been mistreated
Faizler düşmüş. Ayda ödeyebileceğim para 5000 6000 falan. Bu paraya sosyoekonomik seviyesi görece iyi ve merkezi hangi semtte nasıl bir ev alınabilir? Anadolu yakasını pek bilmiyorum. Avrupa yakası daha iyi olur. Çok merkezi değilse de arabamı park edebileyim ve arabamla merkeze kolayca gelebileyim
Faizler düşmüş. Ayda ödeyebileceğim para 5000 6000 falan. Bu paraya sosyoekonomik seviyesi görece iyi ve merkezi hangi semtte nasıl bir ev alınabilir? Anadolu yakasını pek bilmiyorum. Avrupa yakası daha iyi olur. Çok merkezi değilse de arabamı park edebileyim ve arabamla merkeze kolayca gelebileyim en azından. Şehir İstanbul.

Not: Hayalimde hep tekfen bomonti estetiğinde bir yerde oturmak var ama öylesi bu paraya zor sanırım.
0
i ve been mistreated
(02.06.20)
Ayda ödeyebileceğiniz miktar gayet iyi. Ödeme gücünüz varken bu faiz oranlarıyla ev almak çok mantıklı bir hareket olur. Semt bilmem Ankara'dayım ben. Ankara'ya ne kadar uzak o kadar iyi Avrupadan alın :P
0
benfakirdegilim
(02.06.20)
Ayda 6 bin liraya, yeni kamu banka faizi hesabıyla, 10 yıl vadeli alabileceğin kredi tutarı 720bin lira civarı olur. İstediğin gibi bir ev bulursun biraz da şansla.
0
Bruce
(02.06.20)
tekfen bomonti benim de hayalim ara ara yürürken önünden geçip bi iç geçiriyorum.

Ayda 6K ödemeyle maks. 700binlik bi eve çıkılabiliyor eğer elinde birikim yoksa, bu şekilde bakarsak her iki yakada da 1+1 istediğin semtte oturabilirsin. Ama 2+1 bakıyorsan pek güldürmez.

Kredi faizleri sadece almak isteyene düşmediği için, tüm evlerin fiyatı da paralelinde arttı. Saçma sapan Şişli Perihan sokakta 1,25Milyona ev satıyolar. Delilik!
0
lcha
(02.06.20)
(9)

IMDB Top 250 benzer siteler ve Imdb'ye Alternatif

put it in your appropriate place
İzole günlerde Imdb Top 250'ye sarmıştım. 152 adet filmi izledim. Biraz ara verdim, arada izleyeceğim tabii fakat şöyle bir problem yaşıyorum; liste dışına çıktığımda izleyecek film bulamıyorum. Imdb Top 250'de izlediğim çoğu filmi beğensem de tartışmaya açık ve bunun dışına çıkmak istiyorum.Bu list
İzole günlerde Imdb Top 250'ye sarmıştım. 152 adet filmi izledim. Biraz ara verdim, arada izleyeceğim tabii fakat şöyle bir problem yaşıyorum; liste dışına çıktığımda izleyecek film bulamıyorum. Imdb Top 250'de izlediğim çoğu filmi beğensem de tartışmaya açık ve bunun dışına çıkmak istiyorum.

Bu listeye ve siteye alternatif ne önerisiniz?

Gereksiz not: Yazarken yerçekimsiz ortamda çilek yiyim ama muz tadı gelsin gibi isteğim varmış geldi.
0
put it in your appropriate place
(02.06.20)
rotten tomatoes
0
voucher
(02.06.20)
www.metacritic.com

imdb'den çok farklı değil galiba.
0
sanat guresi
(02.06.20)
empire dergisinin listeleri oluyor filmlerle ilgili, onlara bakabilirsin.
www.empireonline.com
www.empireonline.com
www.empireonline.com

guardian da yapar böyle listeler. movie lists diye aratırsan daha farklılarına da ulaşırsın.
www.theguardian.com
0
Bruce
(02.06.20)
yönetmen bazlı gidebilirsin. beğendiğin filmlerin yönetmenlerinin diğer filmlerini izleyebilirsin.
büyük yönetmenlerin önerdiği filmlere bakabilirsin (hemen hemen her yönetmenin böyle bir listesi vardır).
yönetmen ve oyuncuların konuşmalarını takip edip arada zikrettikleri filmleri izleyebilirsin (örneğin, criterion'un closet picks videoları).
belirli bir festivalde yıl yıl hangi filmlere ödül verilmiş, bakabilirsin.
dönem sineması olarak araştırıp tonlarca filme ulaşabilirsin (örn: dogme 95, no wave)

vb. vb.
0
lesmiserables
(02.06.20)
kafadanbacakli
(02.06.20)
imdbde filmin puanlama sayısını tıkla.
puanlama detayları ekranında
"top 1000 voter" 'in ortalama puanı yada 45+ kişilerin ortalama puanı daha gerçekci
puan veriyor
0
aslindasorunumpsikolojik
(02.06.20)
Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film

www.sinefil.com
0
kendi helvasını kavuran zombi
(02.06.20)
trakt.tv'ye üye ol. süper listeler keşfedebilirsin. kendi listeni de oluşturup paylaşabilirsin tabi.
0
ozdek
(02.06.20)
Letterbox'a bakın. Benzer şekilde listal sitesine bakın.

Google'a lesser known veya similar movies yazıp arama yapın.

Bir yönetmem veya oyuncu seçip erken dönem filmlerine bakın. Aynı şeyi senarist için de yapabilirsiniz. Yukarıda söylenmişti

Imdbnin top 500 listesi olacak. Google'a yazın

Tema üzerinden aratın. Movies with kidnapping theme, 90s children movies gibi

Oyuncuların ve yönetmenlerin favori filmlerini inceleyin. Yukarıda söylenmişti.
0
EasyTiger
(02.06.20)
(5)

Doğum günü

izninizolursatahtinizatalibim
Selamlar,Bugün doğum günüm ama kendimi çok mutsuz hissediyorum. Her sene doğum günüm yüzünden böyle oluyor :( niye bu kadar etkiliyor beni ya... sizlerde durum nedir? Böyle hisseden tek kişi olmak istemiyorum.
Selamlar,

Bugün doğum günüm ama kendimi çok mutsuz hissediyorum. Her sene doğum günüm yüzünden böyle oluyor :( niye bu kadar etkiliyor beni ya...
sizlerde durum nedir? Böyle hisseden tek kişi olmak istemiyorum.
0
izninizolursatahtinizatalibim
(01.06.20)
doğum günün yüzünden niye mutsuz oluyorsun? pişman mısın doğduğuna?
0
Bruce
(01.06.20)
Doğum gününüz kutlu olsun öncelikle.

Nişanlınızın 25 yaşında olduğunu düşünürsek, yaşınızın 20-25 skalasında olduğunu var sayıyorum. En güzel dönemlerinizdesiniz.

Ayrıca Fransızca biliyorsunuz. Şu an o dili bilmek isteyip de, "ulan keşke Fransızca bilseydim de, tüm doğumgünlerimde mutsuz hissetseydim" diyecek tonla kişi vardır.

Çevremde pek çok arkadaşım doğumgünlerini artık eskisi gibi umursamamaya başladı. İçten içe beklentileri vardır elbet ama yıllar geçtikçe bu farklı bir şeye evriliyor sanırım.


Genel olarak dünyanın son dönem yaşadığı şeylerden sonra, pek mutlu hissetmiyor insanlar.
Yine de, doğmuşsanız bence vardır bir sebebi. Gülümseyin

au revoir
0
la traviata
(01.06.20)
dogum gunun kutlu olsun kar$im

www.insity.com

ben kendi dogum gunumu unutuyorum bile, dogmusuz da ne olmus cok da anlam yukleme bence...
0
exlibris
(01.06.20)
Doğum gününüz kutlu olsun. Bana da bu tarz güzel günlerde hüzün çöktüğü olur. Yaradılıştan sanırım biraz melankolik bir insanım. Boşverin eğlenmeye bakın. Nice yıllara.
0
black holes in the sky
(02.06.20)
Teşekkür ederim her birinize...
Sanırım iyileştiremediğim bazı durumlar ya da içten içe beklentilerimin yarattığı hüzün, bilemiyorum.
Ama tekrar teşekkür ediyorum:)
0
🌸izninizolursatahtinizatalibim
(02.06.20)
(16)

Bu evlilik bitmeli mi?

el magico
Selamlar,Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim. 4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şe
Selamlar,

Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim.

4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şey değişmedi.

Eşimle kavga etmediğimiz zamanlarda güzel vakit geçiriyoruz ama bu zamanlar çok nadir. Çocuktan önce de böyleydi ama çocuktan sonra ikiye, üçe katlandı neredeyse. Kavgalarımızın sonunda artık sürekli boşanma davası açılıyor. İşin sıcaklığı geçince dava hemen kapanıyor.

Kavgalarımızın dört ana konusu var;

1- Eşimin benim kadar tertipli ve düzenli olmaması. Düzensiz demiyorum ama onun için öncelik keyif yapmak daha sonra ortalığı toplamak. Benim içinse tam tersi. Ortalık derli toplu olsun ki rahatça keyif yapabileyim. Bu zamanla biraz düzelse de hala onun dağınıklığını ben topluyorum. Ben de eskisi kadar şikayet etmiyorum artık. Bazı şeylere gözümü yumuyorum.
2- Çocuğumuz olmaya yakın kendi evimizi bırakıp eşimin annesinin yakınına, kiraya çıktık. Maksadımız doğum izni sonrası eşim çalışmaya başlayınca bakıcı tutmak yerine annesinin çocuğumuza bakmasıydı. Ama diğer torun yüzünden bu olmadı. Maddi durumumuz biraz daha iyileşince eşim ücretsiz izin aldı ve kızımıza kendimiz bakmaya devam ediyoruz. İzin bitince ne olacak belli değil. Şu an için çocuk bakmasını geçtim, eşime biraz daha fazla vakit ayırmasını istiyorum. Ama diğer kızı ve torun yüzünden o da olmuyor. Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz.
3- Onun ve benim ailemdeki davranışlar. İkimizin de ailelerinde sevmediğimiz davranışlar var. Ben bunları eleştirip düzelmesini sağlamak istiyorum. Ama eleştirdiğim kişiyle de aramı bozmuyorum. Küsme huyum yok. Ama o benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. Ben bizim taraftaki eleştirilen davranış ile ilgili konuşup düzeltmeye çalışıyorum. Ama eşimin ailesi hakkında en ufak eleştiri yüzünden kavga çıkıyor.
4- Arkadaşlar ve alkol. Bekarken daha sık dışarı çıkıp içkili ortamlara takılıyordum. Evlendikten sonra bunu azalttım. Çocuk olduktan sonra neredeyse ayda bire indi. Evlenmeden önce eşimle de çıkar, yer, içer, eğlenirdik. Arkadaşlarımla da hep beraber takılırdık. Evlendikten sonra çok istememeye başladı. Çocuk olduktan sonra ise gece hiç dışarı çıkmaz oldu. Kahvaltı ya da kısa ev oturması olursa tamam ama bar, meyhane filan yok. Hatta çocuğun düzeni bozulmasın diye evimize bile misafir kabul edemez olduk. Ben de sürekli çıkalım, edelim, evimize birileri gelsin demiyorum. Ama ayda bir de olsa çocuğun düzeni bir akşamlık bozuluversin. Gerekirse o akşam için çocuğu kayınvalideye bırakalım diyorum. Bu da bir ihtiyaç bence. Haa bunu söylerken çocuk bakmanın zorluğunu da bilerek söylüyorum. Yükün çoğunluğu eşimde olsa da çocuğu uyutmak, yemek yedirmek, altını değiştirmek vs. işleri elimden geldiğince ben de yapıyorum. Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor. Olan şey ise herhangi bir insanın sarhoş olduğunda yaptığı; Barda dans etmek, meyhanede şarkı söylemek, arkadaşına sarılıp halay çekmek, hoplayıp, zıplamak, gülmek, eğlenmek. Şimdiye kadar ara sıra kusma dışında kavga, dövüş vs. bir duruma düşmedik. Arkadaşlarımla erkek erkeğe çıkmama bir şey demiyor ama insan karı koca olarak da takılmak istiyor. Yılda bir kez bile olsa arkadaşlarımı eve davet etmek istediğimde, eğer içki varsa burası pavyon mu? Evli barklı adamsın diyor. Kendi arkadaşlarıyla takıldığımızda içilmesi o kadar sorun olmuyor. En son tartışmamızda dediği şu; "Ben istemediğim ortama girmek zorunda değilim. Benim sınırım bu." Bense insanın eşi için bazı şeylerde fedakarlık yapması gerektiğine inanıyorum. Ben de onun her arkadaşına/akrabasına bayılmıyorum. Ama bir yere gidilecekse ya da misafir gelecekse buyursunlar gelsinler diyorum. Arkadaşlarıyla planı varsa sorgusuz sualsiz katılıyorum. Ayrıca bu konuyu açtığımda ailemi alkol ve arkadaşa tercih ettiğimi söylüyor. Benimse öyle bir niyetim yok. Sadece eşimle arkadaşlarımı ortak bir paydada buluşturmaya çalışıyorum. Tabii ki öncelik her zaman eşim ve çocuğumda.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Hadi 1 ve 2. maddeleri siktir et ama 3 ve 4 için dayanamıyorum artık. Ailem ve arkadaşlarım hakkında sürekli olumsuz düşünmesi ve onlarla görüşmek istememesi beni üzüyor. Bu yüzden sorunumun çözümünü iki şıkka indirdim. Siz ne yapardınız? Lütfen cinsiyet bilgisi ile yanıt verin.

A) Boşan gitsin. Böyle hayat geçmez. Kızın bu gergin ortamda büyümemiş olur hem.
B) Ufacık kızın var. Onun günahı ne? Bırak arkadaşlarınla ailenle samimi olmasın, çok görüşmesin. Nasıl olsa erkek erkeğe çıkabiliyormuşsun, buna şükret. Aile ve arkadaş konusuna gözünü yum ve evliliğine devam et.
0
el magico
(01.06.20)
Eğer iki insan konuşabiliyorsa ve birbirini seviyorsa, bunlar hiç büyük aşılmayacak problemler değil. Sizi anlayabiliyorum. Ama bunun sonucu boşanmak bence kesinlikle olmamalı. Saygı ve de sevgi varsa. İnsanlar neler yaşıyor da birlikteliklerini boş ve gereksiz yere devam ettiriyorlar.
Konuşmaya çalışın, diliniz sevgiyle olsun. Empatiyle olsun. Ona verdiğiniz değerden, birlikte yapmaktan hoşlandığınız, özlediğiniz şeylerden bahsetmeyi deneyin.
0
Semi
(01.06.20)
Evlilik başlı başına sakat iş zaten. Bence birinci şık. En azından sağlıklı bir psikolojiniz olur. Kızınıza da daha iyi babalık edersiniz.

K
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
evliliğe antipatik yaklaşan biri olarak ben de bunların aşılamayacak problemler olmadığını düşünüyorum. böyle çift kişiyi içeren durumlarda eşinin de ne diyeceği de önemli, bi de ondan dinlemek lazım belki de.

4'ü bu kadar büyük problem etmen tuhaf, sevdiğin insanla beraber olmak güzel ama o da istiyorsa. istemiyorsa istemiyordur. evlenirken her şeyin eskisi gibi olacağını sanıyordun muhtemelen ama evliliğin normali bu. hele bi de çocuk var, millet arkadaşlarıyla çıkmak için bile izin alamıyorken senin durumun şımarıklık oluyor.

3 de idare edilebilir bir problem. eleştirip düzeltemezsin karşı tarafın ailesini, hele ki eşinin böyle bir niyeti yoksa. yine evlilik böyle bir şey bizim toplumumuzda; ya komple bağ koparılacak -ki kayınvalideden çocuk bakmasını istiyorsan bunu isteyemezsin- ya da idare edilecek. bununla yaşamayı ve anlık sorunları çözmeye çalışman lazım.

2- "Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum"
bunun adı dırdır etmek, olmuş bitmiş, kayınvalidenden bunu isteyemezsin. öbür torun olmasa bakacakmış, şartlar değişmiş. eşin için üzülüyorsan bu konudan ötürü eşini üzmemeyi deneyebilirsin.

1- evlenmeden önce düşünmen lazımdı bunu, bir anda değişmedi muhtemelen. başka bir insanla beraber yaşamak -o kişi eş de olsa, çocuk da olsa, anne de olsa- bu tarz durumlarda ortak payda yakalamayı gerektiriyor. aşırı bir dağınıklığı varsa sen de toplamazsın tepki olarak, bir noktada toplayacaktır. hatta hiç söylemeden bir anda kesersin, ortalık çöp eve dönüp sana söylenmeye başlarsa fark etmiş olur belki. bu sorunlar arasında en konuşulup çözülecek olanı zaten.

biraz control freak'lik sezdim sende. bunu aşabileceğini kendi kendine, eşinden bağımsız düşünüyorsan ortak noktada buluşabilirsiniz. sen üzerine düşeni yapıyorsan ve ondan hamle gelmiyorsa o zaman düşünürsün ayrılma seçeneğini.
ama orta noktada buluşmaya niyetin yoksa, sen elinden geldiğini ve daha fazlasını yapmayacağını düşünüyorsan çocuğu bu ortamda büyütmek cidden sorun.
0
Bruce
(01.06.20)
hepsi düzeltilebilir problemler ama sen her konuda kendi istediğinin olması için baskı yapıyorsun, olmayınca da huzursuzluk çıkarıyorsun gibi duruyor yazdıklarına bakınca. daha ılımlı olmalısın, özellikle de evliysen. karşındaki insanın da istekleri ve kararları var, ortak bir noktada buluşmanız gerekiyor. ben de birinci şık diyorum, kadının ruh sağlığı açısından özellikle.
0
pearson
(01.06.20)
Siz sanırım henüz evliliğe adapte olamamışsınız.

"Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz."

Eşiniz büyük ihtimal annesine yakında oturduğu için çocuk açısından kendisini rahat hissediyor. En azından bir şey olsa annem yakınımda gelir bakar diyebiliyordur. Siz bu ev mevzusunda zaten sürekli eleştiride bulunup, hatta eleştirinin şikayet etmenin dozunu kaçırdığınızı kabul etmişsiniz.

"O benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. "

En ufak kusurdan kastınız sanırım ufak bir kusur değil. Yoksa bizimkilerde "suç yok demiyorum" yazmazdınız. Sizin ailenizi sizin idare etmeniz gerekir eşinizin değil. Uzaktayız zaten eşim ailemden gelen eleştirileri, sözleri kabul etsin, duymamazlıktan gelsin demeye çalışmışsınız.

"Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor."

Eşiniz önceden de sizin kadar gece dışarı çıkan biri değilmiş. Siz de belli ki içki içme konusunda ayarı olan biri değilsiniz. Bunun ayarını kaçırdığınız için eşiniz rahatsız oluyor. Arkadaşlarınızı eve toplayıp, içki keyfi yapmamanızı istemesi de gayet normal. Zaten erkek erkeğe çıkmanıza da tamam diyormuş.

Siz sanırım evinizi silip süpüren, sizin ailenizle güzelce geçinen, sizin dışarı çıkıp eğlenmenize ses çıkarmayan bir köle arıyorsunuz.

Ben eşiniz adına üzüldüm. Allah kolaylık versin kendisine. Siz evlilik ve çocuk olayına alışamamış kabul edememişsiniz. Boşanın rahat edin.
0
GoodMorningTeacher
(01.06.20)
bence esine cok baski yapiyorsun. hicbir evlilige bitsin diyemem kadin ya da erkek cok buyuk suclu degilse bu yuzden bosanma, isleri yoluna koymaya calis. esinin gonlunu al, uyum saglamaya calis diyorum. sen esine iyi davrandikca o da sana iyi davranmaya baslar.
0
anais
(01.06.20)
Gördüğüm kadarıyla genelde gömülen taraf siz olmuşsunuz. Ama bence o kadarını hak etmiyorsunuz. Sonuçta buraya bile gelip derdini anlatmaya çalışan objektif yazmaya çaba gösteren bir adam esasında "evliliği nasıl kurtarabilirim?" diye soruyordur. umut ve çözüm arayışı sizinki. o yüzden gömmek haksızlık olur.

bence ilişkinizde olumsuz taraflara değil olumlu taraflara odaklanmayı deneyin. gerçekten de evli ve küçük yaşta çocuklu bir erkeğin, erkek arkadaşlarıyla alkollü gecelere devam etmesi, her evlilikte bulunan bir şey değil. bu eşinizin hanesine artı olarak yazmanız gerek. ama kocaman bir artı. öyle karalama bir şey değil.

insanların eğlence anlayışı zaman içinde değişebilir. eskiden alkollü ortamlarda eşlik eden eşiniz şimdi artık sevmiyor olabilir. zorlamayın. ailenizi alkol ve arkadaşa değiştiğinizi söylüyorsa bunlar onların hisleri. niye böyle hissetmiş olabileceğini biraz düşünün. bunlar öyle bir çırpıda ulaşılabilecek hisler değil.

boşanmak işin en basit kısmı. burada öyle "boşa gitsin" yazanlara sormak lazım, çünkü bekara karı boşamak kolay diye bir laf var. acaba kaç tanesi ortada 1,5 yaşında çocuk varken eşlerinden ayrıldılar.

bence, eşinizin kendisine zaman ayırmasını istemek yerine siz biraz ona zaman ayırın. anlaşılan bebek doğduktan 1 yıl sonra başlamış bu gergin ortam. bence eşiniz ilgi istiyor, sevildiğini görmek ve gerçekten hissetmek istiyor. başbaşa olmak istiyor. ama sizin dayattığınız şekilde değil. kendi mutlu olabileceği bir başbaşa zaman ve ilgi istiyor. eskiden olduğu gibi, "alkolden ve arkadaşlarınızdan" daha değerli olduğunu hissetmek istiyor.
0
elestirman
(01.06.20)
Bu ilişkiye zehri salan sensin görünüyor.
0
osssy
(01.06.20)
genel olarak bruce+1

1. çok titiz bir erkeğin eşi küvetin giderinde saçlarını bırakan, temizliğe hiç dikkat etmeyen biriyse o evliliğin yürümeyeceğine inanırım.
yani birinci madde hafife alınacak bir madde olmaz benim için ama söylediğiniz konuda ben sizde biraz "bilmişlik" ve kontrolcülük sezdim açıkçası.

2. siz bir düşünceyle hareket etmişsiniz ama evdeki hesap çarşıya uymamış.
kaldı ki, eşinizin annesi sizin çocuğunuza bakmakla yükümlü değil.
yani onun garantisine güvenip çocuk yapmadığınıza göre, şu durumda konuşup durmanın anlamı yok.
eşiniz yoruluyor diye üzülüyorsanız konuşmak yerine bakıcı tutun.
tutamıyorsanız, huzur verin.
devamlı olmuş bitmiş bir konu hakkında yorum yapmak kadar saçma bir şey yok.
sonuçta yine de annesine yakınsınız ve elbette önemli bir şey olsa, "annem yakında" hissini eşiniz her şekilde hissediyordur.
yani bu neden tartışma konusu haline getirip olaya bu kadar saplandığınızı anlayamadım.

3. eleştirerek düzelme sağlayamazsınız.
zaten eşinizi de, ailesini de, başka birini de değiştiremezsiniz.
değiştirebilecek olsaydınız da yine bu konuşarak yapılamazdı.
bazen saygı gösterip susabilmek lazım.
dediğiniz gibi küsmemeniz elbette doğru bir davranış.

fakat sizin aileniz uzakta olduğu için iki tepkinin ölçüsünün aynı olduğuna inanmıyorum.
eşinizin ailesiyle daha çok yüz yüze bakıyorsunuz ve görüşüyorsunuz belli ki.
sosyal olarak zaten dediğiniz şey değiştirmeye çalışmak ve sürekli eleştirmek dışında normal.

benim anlamadığım, sizin aileniz uzaktan bile nasıl ilişkiyi kesmeye sebep olabilecek kadar bir müdahalede bulunuyor?
ki "bizimkilerde suç yok demiyorum" demişsiniz.
zaten az görüşüyorsunuz, uzaktasınız, bu yorumu da yaptığınıza göre ortada saçma şeyler var gibi geldi.
tavır koymak eşinizin hakkı, yapılacak şey durumu idare etmek.
eğer ortada gerçekten bir haddini aşma durumu varsa, eşinizden anlayış beklemek yerine, ailenizi dizginlemeniz lazım.

4. eşinizle dışarı çıkma keyfinin ayrı olmasını anlıyorum ama sanki eşiniz sizin eğlence tarzınızdan hoşlanmıyor gibi geldi.
yani bir akşam yemeğine çıkıp, iki kadeh şarap içip dönmek de mi kabul görmüyor?
o da kabul görmüyorsa bilemem, ama meyhane ve gece hayatına dahil olan şeylerden tepki aldığınıza göre, muhtemelen sizinle eğlenmiyor.
arkadaşlarınızla ortamınızdan, hatta arkadaşlarınızdan hoşlanmıyor da olabilir bu arada.
o da bir ihtimal.

çocuğun düzeni bence de bozuluversin, onda bir şey yok.
ama sanki o biraz mazeret ediliyor gibi geldi bana.

evlenmeden önce de böyleyse, o zaman yine "zaten öyleymiş, neden şikayet ediyorsunuz?" diyeceğim.
evlendikten sonra böyle olduysa, artık öyle şeylerden keyif almıyor olabilir.
yaşlar kaç bilmiyorum ama şimdi meyhaneye gitmek var, meyhaneye gitmek var.
ben de meyhaneye gidiyorum ama dediğiniz tarzda hoplamalı zıplamalı şeylerden ben de hoşlanmam.
o yüzden acaba eğlenme şeklinizden rahatsız oluyor olabilir mi diye düşündüm.

bu durumda kendinize özel bir aktivite yaratabilirsiniz belki.
yani arkadaşlarla eşi bir araya getirme konusunda ısrarı bırakın, karı koca bir yemek yiyip dönün mesela.
"seni akşam yemeğine çıkarayım" diye flört edin, çocuk işini de gerekirse kayınvalidenizle konuşup organize edin.
böyle bir teklifi de reddediyorsa, onu bilemem.

sizi evlilik içinde biraz kontrolcü, ısrarcı ve "fazla konuşan-dırdır yapan" kişi olarak gördüm açıkçası.
biraz rahat verin bence, çünkü sanki siz "sussanız" ortada pek bir sorun kalmayacak.
susmaktan kastım kendinizi şişirin anlamında değil elbette.
ama çözümü olmayan, iş işten geçmiş konularda ve düzeltemeyeceğiniz şeylerde fazla ısrarcı ve tutturan bir tavrınız var gibi.
halbu ki bu sorunlara alternatifler yaratabilirsiniz.
mesela gündelikçi ya da bakıcı tutun, evdeki dağınıklık ve anneyle ilgili sorunu çözmüş olursunuz.
yapamıyorsanız da destek olun.

gece dışarı çıkma konusunu önce karı koca aktiviteleriyle canlandırın, belki çocuk büyüdükçe o da biraz ayak uydurur, arkadaşlarınızın ortamına da girer.
bunlar seçenekleri olan konular.
niyetiniz iyi olsa da, karşıda sürekli söylenen ve konuşan birinin olması insanda gerginlik yaratır.
üstelik bütün gün çocukla ilgilenen biri zaten gergindir diye tahmin ediyorum, üstüne gitmeyin.
bunlar biraz çocukça serzenişler, yani ortada derin bir konu yok aslına bakarsanız.
0
blatta hiberna
(01.06.20)
öncelikle sorunlu bir evliliği çocukla taçlandırdığınız için sizi tebrik ederim.

neyse.

ben ortada boşanacak bir problem göremedim. hele ortada çocuk varken arkadaşlarım eve gelemiyor diye ağlanmak mantıksız geliyor.

1 ve 2 ise hayatımda duyduğum en saçma kavga sebepleri. dillendirebiliyor olmak bile komik. ilkini salla zaten çok düzen ve temizlik merakın var varsa kendin yap, temizlikçi tut. kayınvalidenin çocuk bakmaması konusunda ise bu duruma üzülüp kızmış olabilirsin ama dillendirip kavga çıkarmanın manası ne? daha neyini eleştiriyosun olmuş bitmiş, eşinin suçu ne?
0
elorelia
(01.06.20)
Hepsini okudum. Pardon ama sizin derdiniz ne? Bunlar problem mi? Bunun icin yuva yıkmayı cocugu bosanmis aile psikolojisi ile mahvetmeyi dusunuyorsaniz siz olgunlasmamissiniz bence. Rahat batmis gibi de. Boşanmış bi aile cocugu olarak gicik oldum sorunuza kusura bakmayin. ayrıca @blatta +1

edit: siz derken ikinizi de kastettim.

K
0
sanguine mcqaer
(01.06.20)
1- Sonuçta o ev bi şekilde düzenleniyor. Ha önce ha sonra, biraz esnemelisin.
2- Karın bu konudan şikayetçi değilse, senin yorum yapmana gerek yok.
3- Aileleri evin dışında bırakın. Kimse ana babasını seçemiyor, 60 yaşına gelmiş insanları değiştirmek sizin vazifeniz değil. Boşuna eleştiriyle siz kendinizi yormayın. İkiniz de ailelere saygıyla yaklaşıyorsanız yeterli, kimseyi sevmek zorunda değilsiniz.
4- Burada mevzu garip. Eve arkadaşla gelince "Burası pavyon mu?" çok kalitesiz bir söylem. Kaç yaşına gelmiş insanlar ağzınızla içemiyor hala sağa sola kusma moduna geliyorsanız o da garip. Ağzınızla içiyosanız bu laf gelmezdi sanki?

Özetle: Esnemen lazım hocam. Yoksa bu iş olmaz.

Ha bi de çocuktan önce de bu kadar olay vardıysa bu rağmen çocuk yaptıysanız "B" şıkkı sizin en başta düşünmeniz gereken şeydi. Kavga gürültü içinde bi eve çocuk getirme kararını verirken daha bencilce davranmışsınız ikiniz de. Şimdi boşansanız da devam da etseniz o çocuğa çok yazık.
0
lcha
(02.06.20)
şikayet ettiğiniz şeylerden 1-3-4 hepsi karı koca olarak aşmış olmanız gereken sorunlardı. bu konuda önerim yok sadece şunu soracağım. 5 yıllık evlisiniz, 1,5 yaşında çocuğunuz var. hadi 1 yıl diyelim hamilelik sürecini de çıkaralım. 2,5 yıllık evliyken çocuk yapmışsınız. geldiğiniz noktanın sebebinin karı-koca olmayı beceremeden anne baba olmak olduğunun farkında mısınız?
0
halanne
(02.06.20)
Öncelikle sebepler çok geçersiz. Yani bu tip sebepler bana boşanmak için çok eften püften geliyor, rahatlık batması gibi geliyor bu yüzden (b) şıkkı diyorum. Milletin ne sorunları var siz neyin derdindesiniz.

Erkeğim.

1- belki çok tertipli biri değilim diyedir ama yine de obsesif insanlara biraz kıl oluyorum. Evin düzenli tertemiz olması güzel şey eyvallah da eğlenmeye manilik bi tarafı yok.

2- kiracınızı çıkarıp geri taşının olsun bitsin. Bakıcı da tutmuşsunuz işte. Eşiniz hamile iken güven duygusunu annesine hissedip olmayacak bir şeye kalkışmış olsa da böyle olacağını bilse kendi de taşınmazdı, size eziyet olsun diye yapmış gibi anlatıyorsunuz, siz zaten gözden çıkartmışsınız gibi geldi.

3- çözümü şöyle bulabilirsiniz: eleştirme noktasında karşılıklı anlaşın, eleştirtmeyin, eleştirmeyin olsun bitsin. Dedikodu tarzı şeylerinden hoşlanmadığınızda da konuyu değiştirin ya da konuya ilgisiz davranın, dedikodudan hoşlanmadığınzı belirtin.

4-sadece bu konuda size hak verdiğim yan, eşinizle dışarıda yapmak istediğiniz olabilir ama bu da boşanmak için pek tutarlı değil. Milletin karısı sizin imtiyazlarınıza bile sahip olamıyor. Sizinde kendinize ait bir alanınız var demek ki ne güzel işte.
0
Unde bach canim
(03.06.20)
Umarım aranız düzelir. Evlilik ciddi bir şey, ortada çocuk da var. Sunduğunuz argümanlar evliliği sonlandırmak için bence çok basit. Bu olayların boşanmayı düşündürmesi asıl düşünülecek şey belki de. Gerçekten sadece bunlar mı?

28, E.
B şıkkı.

3 numaraya dair yorumum yok. can sıkıcı bir durum ama bu kadarsa boşanma için bir sebep olamaz.

Ben asıl 4'e çok şaşırdım. Sizin bir kerecik olsun eşiniz ve arkadaşınızla beraber olmak istemeniz kadar onun da arkadaşlarınızla beraber olmak istememe hakkı var. O kırılmasın diye istemediğiniz ortama girmeniz onun hatası değil. Belki bundan hoşnutsuz olduğunuzu bile göstermediniz ya da o kadar hoşnutsuz olduğunuzu bilmiyordu. Eşinizle beraber takılabiliyorsunuz, dışarı çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla evde görüşebiliyorsunuz. ama eşiniz ve arkadaşlarınızla hep beraber alkollü bir buluşma yapamadığınız için çok bunalmış hissediyorsunuz.

bence sizin bu ısrarınız eşinizin size saygı duymasını azaltacak. hatta belki o alkollü eğlencelerde şarkı söylemek, dans etmek gibi sıradan sarhoş aktivitileri size olan saygısını azalttı bile. yazdıklarınızdan bu anlamı çıkarıyorum.
0
biseysorcaktim
(03.06.20)
Bence boşanırsanız boşanma sebebiniz bu konular değil bu konuları bile halledemiyor oluşunuz olabilir. Bu konular halledilebilir şeyler, demek ki taraflardan biri egosundan ödün vermiyor.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.06.20)
(7)

Kanyon,Sapphire arkası

ırene adler
Herkese selam,bölgeyi bilenlerden yorum istiyorum. Bir ev almayı düşünüyoruz da. Levente yakın bölgeleri begeniyoruz. Avrupa yakasına çok alıştık.Kanyon,Sapphire gibi avmlerin arka tarafları nasıl? Güvenlik açısından bir sıkıntı yaşar miyiz? Şu an oturduğumuz semt baya nezih ama kiradayız. Kanyonun
Herkese selam,bölgeyi bilenlerden yorum istiyorum. Bir ev almayı düşünüyoruz da. Levente yakın bölgeleri begeniyoruz. Avrupa yakasına çok alıştık.

Kanyon,Sapphire gibi avmlerin arka tarafları nasıl? Güvenlik açısından bir sıkıntı yaşar miyiz? Şu an oturduğumuz semt baya nezih ama kiradayız. Kanyonun biraz ilerisinden Vestelin merkez ofisine doğru dönünce Talatpaşa Mahallesi var,orayı beğenmiştim bir kaç kez gittiğimde.

Bu civarlara yakın oturan var mı? Fikirlerinizi bekliyorum.
0
ırene adler
(01.06.20)
Çeliktepe ve Ortabayır olarak geçiyor oralar. Kanyon civarında çalışan beyaz yakalılar oralarda yaşıyor. Büyükdere Caddesinden uzaklaştıkça profil de düşüyor. Biraz fazla aşağı doğru inince küçük arabistanla karşılaşabilirsin. Kanyona yakın yerler bir nebze daha iyi. Öyle aşırı nezih bir yer değil, aşırı kötü de değil. Ortalama bir yer.
0
himmet dayi
(01.06.20)
otoparklı ev bulmak çooook zor, sokaklar çok dar ve sürekli araç park ediliyor yollara. bazı sokaklara ambulans, itfaiye girmesi imkansız görünüyor. yine de avrupa yakasında merkezi noktalar arasında en "bütçe dostu" bölge orası denebilir. böyle olmasının sebebi de yukarıdaki gibi sebepler; bir şeylerden feragat etmek zorunda olduğun için nispeten uygun yani.
0
Bruce
(01.06.20)
aracınız varsa otopark meselesinden katil olursunuz. plaza bölgesi olduğu için hafta sonu o bölgeler çok tekin olmayabilir. çünkü bir anda ıssızlaşıyor. keza saat 18'den sonra da aynı. plazalara çok yakınsan o bölgede yürümek belli bir saat sonrasında sıkıntı.

yine aynı yerlerde çok uzak olmayan site tipi yapılanmalar var sanırım sapphire arkasına doğru. mümkünse onlara bakın. hatta kağıthane tarafına bile inebilirsiniz hiç sıkıntı değil oradan daha nezihtir.
0
ozdek
(01.06.20)
hocam oralar leş
ana cadde cok pahalı
bir alt sokak cingene mahallesi
gercekten leş

avrupa pahalı hocam ev anlamında
0
kingcyrax
(01.06.20)
Bruce +1

Ben sapphire’in arkasında oturuyorum. Bence sapphire’in arkası kanyon’un arkasına göre çok daha iyi. Kanyon’un arkası gültepe, sapphire’in arkası çeliktepe olarak geçiyor.
Çeliktepe’ye taşınmadan önce gültepe’deki nef’lere bakmıştım. Mahalleler o kadar kötüydü ki güvenlikli site bile kurtaramaz yani. Çeliktepe’de ise, sapphire’den ne kadar uzaklaşırsan, ne kadar yokuşun aşağısına inersen o kadar daha az nezih bir mahalle çıkıyor karşına hatta bir süre sonra mahallede nezih kelimesinin anlamını bilen biri kalmaz muhtemelen.

Güvenlik konusunda hiç sorun yaşamadım.
Sadece bir kere park yeri yüzünden gece birisi kapıma dayanmıştı, o da o şahsın manyaklığı. Park edecek asla yer yok. Var olan tek tük yerler ise adeta parsellenmiş. Ben bilmeden kendi kapımın önüne araba koymuştum. Meğer bir ruh hastasının park yeriymiş, o da işte gece eve geldiğinde arabasını park edemeyince soluğu kapımda almış.

Kiralar uygun diye genelde bu taraflar tercih ediliyor yoksa evimde geçirdiğim vakit haricinde çeliktepe’de hiçbir şey yapmıyorum. İşim levent’te, spor yaptığım yer etiler’de. İkisine de yürüyerek gidiyorum. Gönül isterdi ki etiler’de müstakil evim olsun ama param çeliktepe’ye yetti :)
0
irene
(01.06.20)
Benim arkadaş Kanyon'un arkasında Gültepe'de Zincirlikuyu'nun dibinde yaşıyor. Mahalle biraz kötü. Bir keresinde Kanyon'dan eve yürürken bu mahallede içki içemezsiniz diye durdurup tartışmışlardı. Yobaz, cahil insanlar. Ama öyle yankesici, tekin olmayan bir ortam görmedim. Sokaklar acayip dar, otopark yoksa park yeri büyük sıkıntı.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(01.06.20)
Yatırım amaçlı alınır ama oturmak için alınmaz
0
ikikerekac
(01.06.20)
(18)

makarnaların farkı var mı ve nasıl tüketiyorsunuz?

tabudeviren
filiz, nuhun ankara, piyale, oba vb..bunların arasında lezzet olarak "ben şunu tercih ediyorum" dediğiniz bir marka var mı?bir de nasıl tüketiyorsunuz?ben sadece ton balığı ile yiyebiliyorum.
filiz, nuhun ankara, piyale, oba vb..

bunların arasında lezzet olarak "ben şunu tercih ediyorum" dediğiniz bir marka var mı?

bir de nasıl tüketiyorsunuz?
ben sadece ton balığı ile yiyebiliyorum.
0
tabudeviren
(01.06.20)
Sadece barilla yiyorum.

Ton balik, kiymali domatesli sos, sarimsakli yogurt + nane
0
Kittie
(01.06.20)
Ankara alıyoruz biz hep. Aliskanlik sanırım. Kremalı mantarlı vs özel yapacaksak barilla penne alıyoruz.

Değişik sos soruyosan
Krema Soslu Sebzeli Makarna www.nefisyemektarifleri.com
Bu ablanın anlattığı sos çok güzel oluyor.
0
elorelia
(01.06.20)
barilla yoksa pastavilla

bunlar pişirince diğer markalara göre daha diri kalıyorlar o yüzden
0
freebird5406_2
(01.06.20)
Makarna bekarın kara gün dostudur, her halini severim <3
Salçalı soslu, domatesli sos ve evdeki malzemeye göre türevleri, peynirli (evdeki peynirlere göre, varsa kavrulmuş yer fıstığı da ekliyorum), bolonez soslu+sarımsaklı yoğurtlu, pesto soslu... her hali güzel.
0
pati
(01.06.20)
barilla hala en iyisi.

diğerleri arasında nuhun ankara, geçen corbada kullandıgımız sehriyede bile farkettik farkını. ama maalesef rıfat hisarcıklıoglunun karısına aitmiş bu şirket.
0
art vandaley
(01.06.20)
Neden bilmiyorum sadece barilla alıyorum. Daha kaliteliymiş gibi geliyor.
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
özenli yapacağım makarnalar için de cecco alıyorum, normalde barilla. ben fark olduğunu düşünüyorum de cecco, barilla ve türk markaları arasında. özellikle al dente pişen makarnada fark ediliyor farklar.

soslu yiyorum makarnayı bitek, peynir olur mantar olur pesto olur alfredo olur.
0
Bruce
(01.06.20)
Genelde sade, bol yoğurtla.

Pastalaya diye bir tarif keşfettim onu da yapıyorum arada güzel oluyor.

Bol domates sosuyla.
0
Sahikaa
(01.06.20)
italyanlar > nuhun ankara > diğerleri
0
cptxxx
(01.06.20)
barilla veya filiz. aynı fabrikanın ürünü zaten.
0
sutlu nescafe
(01.06.20)
Eskiden Arbella iyiydi ama tadını değiştirmişler.
0
bitchesaintshit
(01.06.20)
Mantarlı falan istiyorsam yaş makarna alıyorum migrostan. Onun dışında barilla veya Ankara.
0
kestane gürgen palamut
(01.06.20)
barilla alıyorum.
yoksa, bulamadıysam, nuhun ankara.

bizim evde makarna hiç sade yenmezdi, şimdi ben de en kötü ihtimalle domates soslu normal makarna yapıyorum.

onun dışında en sık yaptığım kıymalı.
ve bazen de fettucini alfredo.

arada bir değişik tarifler ya da malzemelerle doğaçlama da yapıyorum ama düzenli olarak yaptıklarım bunlar.
0
blatta hiberna
(01.06.20)
filiz veya ankara alırdım eskiden.

ayrı ayrı olmak üzere, ton balığı, hindi/tavuk göğsü, kasap sosisi, kıymalı domatesli sos, ketçap+mayonez, krema+sarımsak, soya soslu sarımsaklı pırasa sotesi (bunun omleti de süper oluyor. pırasaları nispeten ince ince doğrayıp tavada azıcık öldürüp üstüne yumurta kırınca kıyır kıyır yemesi çok keyifli oluyor.).

bir de makarnayı süzgece aldıktan tencerede tereyağı eritip hafiften nane ve sarımsak döndürüyorum, makarnayı buna ekleyip birazcık suyla açılmış süzme yoğurt ekliyorum. bu da efsane oluyor.
0
chezidek
(01.06.20)
Genelde yas makarna kullaniyorum ve kendim aciyorum, kismen zevk icin, kismen de tercih meselesi. Yas makarna ile yapabileceklerinizin siniri yok, ayrica 20 kusur lira gibi absurd rakamlara ulasan lazanyalari pogaca parasina yapmaniz mumkun. Tek dezavantaji al dente yapmak pek mumkun degil. Oyle bir tat ararsam da barilla kullaniyorum. Kalitesi diger makarnalar ile fark ediliyor.

Nasil tuketiyorsunuza cevaben de lazanya ile ya ispanakli ya da kiymali ragu yapiyorum. Bunun disinda firinda fume soslu veya kremali mantarli tavuklu gibi soslarla ve farkli icler hazirlayarak tortellini, ravioli ve cannelloni yemeyi cok seviyorum. Ama bir tanesini sec derseniz hakiki, kisik ateste 2-3 saat pismis ragu bolonezli lazanya derim.

İnternetten youtube’dan filan pek cok tarif bulabilirsiniz. Gennaro’yu oneririm youtube’dan, kitap olarak da marcello hazan’in kitabi italyan mutfaginin textbook’u gibi biseydir. Makarnanin bekar ve fakir yemegi olarak adinin cikmasi uzuyor beni :)
0
gibicibicis
(01.06.20)
Ek olarak ev yapimi pesto ve domates kereviz soslu makarnayi da epeyce tuketirim. Pesto tarifi her yerde var zaten, kerevizli olanin linkini de suraya birakayim

yemek.com

Bir de ravioli tarifi vereyim

yemek.com
0
gibicibicis
(01.06.20)
Olmaz mi farki!

Temporin´in klasik spagettisi harika. Her türlü sosla iyi gidiyor, ama asidetisi yüksek domates soslariyla cosuyor. De Cecco´nun spagettesi lastik gibi, hic sevmiyorum.

Antichi poderi´nin picisini bulursam, porcini mantarina bogarim. Ama iste, hep bulunmuyor. En sevdigim makarna üreticisi ve makarna türü bu.

Buitoni No.72, kremali soslara cok iyi gidiyor, sosla cok iyi birlesiyor. Mesela yesil kuskonmazli, beyaz sarapli soslarla.

Siradan makarna salatalari icin Barilla aliyorum. Memnunum.
0
buf-e kür
(01.06.20)
pesto + takip.
0
kumandanim
(01.06.20)
(2)

Cevahir Avm önü durağı Biletmatik var mı?

Semi
Merhaba, Cevahir otobüs duraklarının orda biletmatik veya yükleme talimatımı aktarabileceğim bir zımbırtı var mı? Te metrobüs durağına yürümek istemiyorum.
Merhaba, Cevahir otobüs duraklarının orda biletmatik veya yükleme talimatımı aktarabileceğim bir zımbırtı var mı? Te metrobüs durağına yürümek istemiyorum.
0
Semi
(01.06.20)
istanbul kart'a yükleme yapmak için değil mi? evet var. sol tarafta kalıyor. geçmeniz lazım biraz durağı. görürsünüz zaten.
0
matilda
(01.06.20)
altındaki metro girişinde de var.
0
Bruce
(01.06.20)
(9)

Katlanan bisiklet mi, değil mi?

patlamis misir
Yaz aksamları sahil yolunda kullanmalık, cok uzak mesafeler için kullanılmayacak bir bisiklet arayısındayım. Ancak katlanan bisiklet mi almalıyım, normal bir şehir bisikleti mi karar veremiyorum. Artıları eksileri de cok bilmiyorum açıkçası. Katlanan bisikletler çok mu uyduruk? https://www.hepsibura
Yaz aksamları sahil yolunda kullanmalık, cok uzak mesafeler için kullanılmayacak bir bisiklet arayısındayım. Ancak katlanan bisiklet mi almalıyım, normal bir şehir bisikleti mi karar veremiyorum. Artıları eksileri de cok bilmiyorum açıkçası.

Katlanan bisikletler çok mu uyduruk?

www.hepsiburada.com

Şu nasıldır mesela?
0
patlamis misir
(01.06.20)
katlanabilir olması senin bir sorununu çözecek mi? genelde insanlar toplu taşımada götürebilmek için bu özelliğe ihtiyaç duyuyor. sen uzak mesafeye gitmeyeceksen, gittiğin mesafe sadece bisiklet sürmek için olacaksa hiç gerek yok. çünkü katlanır olması için bazı özelliklerden feragat edilmesi gerekiyor; boşuna etmiş olursun.
0
Bruce
(01.06.20)
benim 2 katlanir bisikletim var. hem sabah evin onunden trene katlayip biniyorum hem trenden indikten sonra 20 dakika biniyorum. ayrica ev 1+1 oldugu icin tam boy bisikleti koyacak bi yerim yok.

eger boyle ihtiyaclarin yoksa, normal bi bisiklet al. linkteki bisiklet 13 kilo, yani katladiktan sonra tasimasi hic hos degil. katlama mekanizmasi ne kadar kullanisli, gormek lazim.
0
try again fail again fail better
(01.06.20)
katlanan bisikletlerin iki teker arası mesafesi az ve küçük tekerleri normal bisikletlere göre daha yüksek manevra kabiliyeti sağlıyor, sahil gibi yürüyüş yapanların bisikletlilerin yoğun olduğu yerlerde daha kullanışlı bir sürüş sağlıyor

almadan önce sürme fırsatın olsa demek istediğimi anlarsın, sana belki uyar belki uymaz
0
freebird5406_2
(01.06.20)
kron fd 750 katlanır bisiklet var ben de, gayet memnunum.

sahilde kullanıyorum, yeri geliyor hız yapıyorum yeri geliyor sakin sahin deniz havası alıyorum. katlayıp vapurda yanımda taşıyorum. evde de kilere koyuyorum ne yağmur ne çamur etkilenmiyor. kaş tatilimde de arabanın bagajıyla yanımda gelecek.

bianchi 20 folding tavsiye etmem açıkçası, dahon öncelikli ikinci kron.
0
redeath
(01.06.20)
ben katlanabilir bisiklet kullaniyorum. tam bir cehennem otobuse koy devrilmemesi icin ugras etc. ama yararli mi bazi durumlarda evet. birkac kez korsana 35 lira vermek zorunda kalmadim.
0
charlotte blanc
(01.06.20)
3-4 senedir katlanir bisiklet kullaniyorum.

evinde kucuk bir yerde tutabilmek,
toplu tasimaya sorunsuz binebilmek(minibusler bile sorunsuz aliyor),
bir mekana gidersen katlayip masanin altina koyabilmek

icin katlanir alinir. eger bisikleti saklayacak yerin varsa ve toplu tasima kullanmayacaksan katlanira gerek yok. katlanir bisiklet uzun yolda da cok efektif degil.

Bianchi'yi bilmiyorum, dahon var bende cevremdekilere de onu oneriyorum.
0
fakyoras
(01.06.20)
Sahilde sürüş amaçlı katlanır bisiklet kullanıyorum, asansörle çıkarıp indirmek de çok pratik, yer konusu da. ama uzun yol, daha çok yol gibi durumlarda konforsuz kalabilir. bu durumda kendi adına konforun tanımlamalarına bakman lazım, bi kafede oturup kahve içerken de yanında olması büyük konfor bence.
0
amelie poulain
(01.06.20)
Carraro flexi 121 öneririm. Fiyat olarak ilandaki ürün ile yakın.
0
pepélepew7
(01.06.20)
Bianchi nin rengi çok güzel retro falan da. Bu işin ustası dahon. İyi bir bisikletciye git. 2. El katlanabilir dahon ayarlasin sana. Bakımları yapılmış vs.

Mosso ve dahon kullandım. Dahon Mercedes, mosso Renault Clio gibi kalıyor. Selenin altından pompa falan çıkarmıştı bisikletçi. Görünce şaşırmıştım pek anlamayan biri olarak.

Ama Bianchi'nin duruşu çok güzel evet. Beni de cezbediyor her zaman. Ama Kullanmadığım için yorum yok.

Dahon iyidir.
0
westblack
(01.06.20)
(17)

Favori yonetmeniniz kim?

encokbenisevinnolur
Ve neden o?Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
Ve neden o?
Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
0
encokbenisevinnolur
(01.06.20)
Özellikle biri yok.

Almodovor filmiyse kesin bakarım. Sürprizli hikaye anlatımlarını seviyorum.

David Fincherin ışık kullanımı, yarattığı atmosfer çekiyor. fight club ve benjamin button'dan epey bir kredisi var.

james cameron, christopher nolan, peter jackson ya da ridley scott yazıyorsa kesin sağlam filmdir. konusu önemli değil. hata payı 10da 1 filan olabilir.

yazarken fark ettim. hepsini unut. benim yönetmenim Tim Burton. Burton varsa masal var, sürrealizm var, komedi var, fantastik var, efekt var, aksiyon var, absürtlük var, sağlam mesajlar var, ince göndermeler var demektir.
0
elestirman
(01.06.20)
Of zor soru.

Türkiye sinemasından çoook var. Yönetmen sıralamaya üşendim ama en en en sevdiğim filmi paylaşayım
www.youtube.com

Sevdiğim sahnelerden birini de paylaşayım, 1 buçuk dakikalık kadar olan kısmına bakabilirsin
youtu.be

Yabancı olarak en sevdiğim Xavier Dolan
www.youtube.com
www.youtube.com
0
buff
(01.06.20)
Filmden çok anlamam ve istikrarlı bir film izleyicisi değilim. Şu ana kadar istisnasız tüm filmlerini beğendiğim iki yönetmen oldu; Haneke ve NBC. Sonuçta film dediğimiz şey yapay. Ama bu yönetmenlerin filmlerini izlerken hayatı izliyormuşum gibi geliyor. Her şey olağan.
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
Sirf Guz Sonati'ndan dolayi Bergman diyebilirim sanirim.
0
cerquanne
(01.06.20)
psikolojik gerilim seven bünyem için David Lynch tabi ki, Çünkü renkleri güzel kullanıyor, seyirciyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. kesinlikle dehasına hayranım.Çok zeki bir adam ve gerçek bir sanatçı.

özellikle mulholland dr. ve lost highway favorilerim. Her sahnesi, her saniyesi birer akıl oyunu, sanat eseri resmen!
0
bugisme
(01.06.20)
bir sürü alakasız insan var sevdiğim, takip ettiğim ya da severek izlediğim filmlerden sonra "bunun filmiymiş" dediğim.
aklıma gelmeyen de elbet vardır.

filmlerinin yüzde 80'ini ya da fazlasını beğendiğim/sevdiğim yönetmenler:
billy wilder
martin scorsese
robert zemeckis
wes anderson
michael haneke
hitchcock
david fincher
alfonso cuaron

sempati duyduklarım:
tim burton
christopher nolan
spike lee
danny boyle
sam mendes
almodovar
nora ephron
nancy meyers
tony scott
0
blatta hiberna
(01.06.20)
favori seçmek zor da, filmlerini sevme oranlarına göre bakarsak gaspar noe, lars von trier, andrei zvyagintsev, tarkovsky, tarantino, taika waititi, edgar wright, kubrick, guillermo del toro gibi karışık bir liste çıkıyor.

bir de bazı filmlerini yukarıdaki yönetmenlerin çoğu filminden daha çok sevdiğim ama film/beğeni oranı yukarıdakilerden düşük olanlar var; bu kısımda da genelde bergman, fassbinder, agnes varda, wong kar wai, fritz lang, angelopulos gibi kült amca ve teyzeler var.
0
Bruce
(01.06.20)
Nolan.

Kafasını seviyorum. Prestij'den beri.
0
fezagezgini
(01.06.20)
Guy ritche
Onur ünlü
0
dunyatuhaf
(01.06.20)
türk: zeki demirkubuz konuyu işleyişi gerçekçi ve filmlerin senaryosu sıradan ama ilgi çekici. masumiyet, kader, yazgı, üçüncü sayfa.

yabancı: gaspar noe rahatsız edici ve farklı bir üslubu var. irrivesible filmini herkes sonuna kadar izleyemeyebilir.
0
tantunizade murat efendi
(01.06.20)
Denis Villeneuve

Ağır işleyen konuları inanılmaz sürükleyici anlatıyor.
0
baal
(01.06.20)
Bergman, polanski, tarkovsky, jeunet, haneke

Nbc, reha erdem. Kız kardeşler filminden sonra emin alper.
0
adivar
(01.06.20)
Gaspar noe, çüknkü filmleri uyuşturucu gibi başka filmlerin uyandırmadığı hisleri uyandırıyor.
0
turkce konusan uzayli
(01.06.20)
ezel akay türkiye de değil de avrupa da doğsaydı dünyaca ünlü olabilirdi.
0
luluki
(01.06.20)
cok var ama ilk aklima gelenlerden biri wes anderson oldu. cunku sukuneti pastel renkleri ve simetriyi seviyorum.
0
in vino veritas
(01.06.20)
Polanski. Repulsion ve The Tenant kadar sevdigim filmler cok az. Cevap kesinlikle en iyi teknik, en iyi kamera kullanimi, en iyi hikaye anlatimi vs. degil. Kurulan duygusal bag onemli.

Isledigi konularla benim de derdimin olmasi: Alt metinde gocmenlik ve yabanci gorulmenin, varolussal sikintilarin cok agir basmasi.

Mekanin rol üstlenip "oynatilmasi"ni seviyorum, hem edebiyatta hem sinemada. Benim uzerimde de buyuk etkisi var mekanlarin, yasadigim alanin. Bu iki filmde de mekanlar bir film karakteri gibi oynuyor, hatta bazen basrolde oynuyor.

Repulsion´da Catherine Deneuve buz gibi, abartisiz role sokulmus. Tam bir Polanski isi.
0
buf-e kür
(01.06.20)
Lars von Trier. Tektir benim için. Başkası aklımın ucuna dahi gelmedi.
0
velvetmorning
(01.06.20)
(3)

adımı aratınca çıkan gereksiz siteler

milord
google aramasında kullanıcı adımı yazınca cok sacma sitelerde hesabım cıkıyor. justagram, picagram gibi siteler. ben uye olmadım bunlara ve cıkmalarını da istemiyorum. bunu düzeltmenin bir yolu var mı? ismimi / kullanıcı adımı yazınca üye olmadıgım alakasız siteler cikmasin istiyorum.teşekkürler
google aramasında kullanıcı adımı yazınca cok sacma sitelerde hesabım cıkıyor.
justagram, picagram gibi siteler. ben uye olmadım bunlara ve cıkmalarını da istemiyorum. bunu düzeltmenin bir yolu var mı? ismimi / kullanıcı adımı yazınca üye olmadıgım alakasız siteler cikmasin istiyorum.

teşekkürler
0
milord
(31.05.20)
avrupa birliği'nde adalet divanında kabul edilen bir kanun var "unutulma hakkı" diye. türkiye'de avrupa birliği'ne uyum yasaları kapsamında bunu uyguluyor. bunun için bir avukat ile görüşmeniz gerekebilir. avukat ilgili sitelere başvurusunu yapar. yabancı site bile olsa kabul edeceklerdir.

kullanıcı adınız jenerik bir şeyse o zor. ama kimlik direkt olarak size aitse olur. örn. bir haber sitesinde ali veli karısını öldürdü diye haber çıkıyor sizin adınız da ali veli ise o haberi sildiremezsiniz. karısını öldüren siz iseniz o zaman unutulma hakkından faydalanırsınız.
0
phonex
(01.06.20)
Üye değilsindir zaten oralara. İnstagram dışı instagram arama motorudur o kesin.
0
glamdr1ng
(01.06.20)
o siteler instagram'dan bilgi çekip derleme yapıyorlar, senin üye olmandan bağımsız. bilmiyorum instagram'da "bilgilerimi 3. parti sitelerle paylaşma" gibi bir seçenek var mı, varsa oradan bakılabilir.
0
Bruce
(01.06.20)
(10)

Mubi

000000
Mubi'de alt ve ustte kocaman siyah bosluklar olmasi uygulamanin cogunlukla laptop, tablette kullanildigini dusunursek cok sacma degil mi?Buna nasil takilmiyor kullanicilari?
Mubi'de alt ve ustte kocaman siyah bosluklar olmasi uygulamanin cogunlukla laptop, tablette kullanildigini dusunursek cok sacma degil mi?
Buna nasil takilmiyor kullanicilari?
0
000000
(31.05.20)
Tam olarak hangi boşluklar onlar? Ekran görüntüsü alabilir misin?
0
himmet dayi
(31.05.20)
Filmin kendi bosluklari olur ya programlarda falan ayari olur.
0
🌸000000
(31.05.20)
nesi saçma 16:9 işte
0
yeteramadenedimherseyi
(31.05.20)
Yani zaten kucucuk ekranda izleyip iyice kuculmesi bana sacma geldi. Bende 10 inç tablet var torrentten indirip ful ekran izliyorum. Mubide ekranin yarisinda film, direkt biraktim bu nedenle.
0
🌸000000
(01.06.20)
Iyi de onu yonetmenin tercihi. Ekrani genisletsen kenarlardan yersin.
0
brkylmz
(01.06.20)
torrentten indirdigimde o bosluklar olmuyor bilmiyorum valla. Kayipsiz sekilde fullscreen yapmak da mumkun
0
🌸000000
(01.06.20)
Bosluk genelde alt ve ustten olur, eger izledigin ekranda sagda ve solda da bosluk varsa haklisin.
0
brkylmz
(01.06.20)
Filmler normalde 21:9 çekildiği için 16:9 ekranlarda o şekilde olması normal. ama netflixte falan genelde pek olmuyor/az oluyor. 16:9 versiyonunu yayınlıyorlar heralde çok hakim değilim oraya.
0
fezagezgini
(01.06.20)
Ne dediğini çok iyi anlıyorum.

Bunu yıllarca ben de anlayamadım, insanlara anlatıyorum "yooo normal o" filan diyorlar. Küçük işte, ekranın yarısı simsiyah. Kaça kaç çektiklerinin hiçbir önemi yok benim için, ekranın yarısını niye siyahlık kaplıyor, hepsinde niye görüntüyü göremiyorum ben?

DVD'leri vs açınca 16:10 yapıyorum, benim laptopumda tam ekran oluyor ama çözüm bu değil :))
0
hayirsiz
(01.06.20)
16:9 çekilmiş filmi altta boşluk kalmayacak şekilde ayarlarsan yanları kesilmiş olur, filmi eksik görürsün. torrent'lerde çıkmıyor dediklerin ya aspect ratio'su değiştirilmiş(haliyle yanlardan bastırılmış süngere benzeyen) ya da aspect ratio'su 16:9 olmayan, daha kareye yakın çekilmiş filmlerdir.

16:9 aspect ratio'nun izlenceye katkısı vardır, bile isteye yapılmış ve bir amaca hizmet ettiği için takmıyoruz. aspect ratio'lar ile ilgili detaylı bilgi için buraya bakabilirsin.
tinyurl.com
0
Bruce
(01.06.20)
(5)

İş Sözleşmesi Kime Hazırlatılır?

hala mi ceren yahu
Belirsiz Süreli Uzaktan Çalışma Şeklind bir sözleşmeye ihtiyacım var? Nereden bulabilir ya da kime hazırlatabilirim?
Belirsiz Süreli Uzaktan Çalışma Şeklind bir sözleşmeye ihtiyacım var? Nereden bulabilir ya da kime hazırlatabilirim?
0
hala mi ceren yahu
(31.05.20)
Bruce
(31.05.20)
Çok bilmiş arkadaşa teşekkür ederek kendi sorumu kendim cevaplayayım.

Ücret karşılığında her çeşit sözleşme veren bir site buldum, buradan temin edeceğim. Benim ihtiyacım olan sözleşme türü uzaktan çalışma içindi, sonradan ihtiyacı olacaklar için linki ekliyorum, diğer sözleşme türleri de sitede var.
estore.isteasistan.com ara
0
🌸hala mi ceren yahu
(31.05.20)
bir hukukçu olarak verdiğin linkte yer alan tek sayfalık sample da ciddi bir hukuka aykırılık-hata buldum. içinde de muhtemelen vardır. işgören iseniz çok önemli değil ama işverenseniz büyük risk alıyorsunuz. tabi 39 tl iyi bir avantaj sağlıyorsunuz.
0
fistikthecat
(31.05.20)
Avukat veya hukukçu dışında kime hazırlatabilirsiniz ki? Kim daha vakıf olabilir?

Avukata hazırlatılması gerektiğini yazan arkadaşa verdiğiniz cevapla ya sitenin reklamını yapıyorsunuz ya da İş Hukuku'nu iş sözleşmesinden ibaret zannediyorsunuz.
0
Smithsonian
(31.05.20)
Lexpera gibi sitelerde çok sayıda sözleşme örneği var. Oralara bakabilirsiniz.

İş sözleşmelerinin yüzde 80’inde hukuken geçersiz maddeler oluyor. İş biraz da fiiliyatta işlerin nasıl işlediğine bağlı. Çoğu kez mahkemeler sözleşmedeki maddelere rağmen fiiliyata göre karar veriyorlar. İşverenseniz istihdam süresince danışmanlık almanız hem para cezalarını hem de olası dava kayıplarını önleyecektir.
0
kojonotsuki
(31.05.20)
(40)

Ev sahibi-komsu şikayeti

Fusha
Ev sahibim komşumuz aynı zamanda. Tek kişi var yani şikayet ettiğim. Küçük bir kasabada yaşıyoruz. 30000 nüfus. Evimiz harika, bahçeli, dubleks. Ikiz evler. Hemen bitişiğimiz değil en sahibinin evi. Arada bir ev var. Neyse;İlk gün (geçen sene yani) biz kiracı değil komşu istiyoruz dediler. Sık sık b
Ev sahibim komşumuz aynı zamanda. Tek kişi var yani şikayet ettiğim.

Küçük bir kasabada yaşıyoruz. 30000 nüfus. Evimiz harika, bahçeli, dubleks. Ikiz evler. Hemen bitişiğimiz değil en sahibinin evi. Arada bir ev var. Neyse;

İlk gün (geçen sene yani) biz kiracı değil komşu istiyoruz dediler. Sık sık bize gelin, biz de size gelelim dediler.

BiZ de evde kedi besliyoruz sorun olur mu dedik. Hayvan seven insanı daha çok sever dediler. ( bunlar bahçede besleyecegimizi sanmışlar sonra anladık. Her gördüğünde, kedinin tüyü sizi hasta etmez mi falan diye milyon defa sordu adam. Karısından şikayetim yok)


Bahçede çeşit çeşit meyve ağaçları var, ilk haftalar hariç adam her gün kapısı olan bahçenimize gelip sulamaya başladı. Eşim acayip rahatsız bundan. Ben de onun kadar olmasa da rahatsızdim. Kendimi kandırmaya çalıştım seni zahmetren kurtarıyor, adam ağaçların bakımıyla uğraşmış bunca yıl, ben üç yıl oturucam diye ağaçların ölme ihtimalini mi göze alsin yani falan dedim kendi kendime )

Sonra bir gün gezmeden geldik eve. Adamın karısı, eşime bizim bahçenin dibinde ateş yakıp ekmek pişireceklerini söyleyip davet etti. Sonra orası rüzgar alıyor diye oradan bizim bahçeye geçip ateş yaktılar bize sormadan (kendi bahçeleri var zaten yahu) benim eşim acayip trip attı haklı olarak. Ben orta yolu bulmak adına gittim onlara çay verdim biraz sohbet ettim eve girdim. Bahçe mahremiyeti yok, sıfır.

Eskiden iki üç günde gelirdi adam bahçeye. Çoğu zaman gürültülü çalışıyor ki duyup da gideyim sohbet edeyim. Yardımdan ziyade sohbet istiyor. Bu günlerde her gün geliyor Coronadan dolayı sıkılıyor canı. Ben bahçeye inmiyorum çünkü evden çalışıyorum. Ama Ben de hemen her gün uğruyorum onların bahçeye ( genelde akşam 6 civarı) gitmediğim günün hesabını soruyor ertesi gün (bir iki aydır böyle, ise giderken böyle değildi.) Edit: ise giden benim, adam çalışmıyor

Aşırı yardım severler, ramazanda 20 günden fazla yemek verdiler iftar için. Inatla istememe rağmen.

İlk başta fazla samimiyet beklediklerini söylediler kendilerince ama ben bu kadar beklemiyordum çünkü Ankara'da ev sahibimiz karşı komşumuzdu ve bir gün varlığını hissetmedim yahu.

Bomba olay: bugün gittim bahçeye, uzaktan sesleniyorum müsaitler mi diye. Hem edep meselesi hem de teyze kapalı. Edit 2: onların bahçeye gittim.

Gittiğimde bir şeyler ikram ettiler yedik sonra dedi ki "karpuz aldım, alırken satıcıya biz iki eviz, bize büyük ver dedim" diyor bana. Iki ev dediği de ben yani. Bu arada ramazandan önce eşim memlekete gitti o yüzden bana yemek veriyolar vs.

Neyse karpuzu da getireyim akşam veya sen alırsın dedi. Neyse ben oturdum işlerimi yapıyorum pcden. Telefon çaldı ama yarım saniye. Dedim yanlışlıkla aradı sanırım. Beş dakika sonra bahçeye çıkan balkon kapısına vuruyor acele etmeden, yavaş yavaş gittim mutfağa, (mutfaktan bslkona çıkılıyor) bir baktım balkon kapısını açmış bekliyor elinde karpuzla. Ya bi sınır oldum. Bi sınır oldum. Bı şey de demedim. Suratsız bir şekilde teşekkürler dedim.

Ayrıntı eksik ama en önemlileri;

Bunların çocuklarınin ikisi yurtdışnda ikisi yakın bir şehirde.

O yüzden sen bizim evladimizsin falan diyorlar, hanımdan yüz bulamıyorlar o kadar, ona demiyrlar muhtemelen.

En önemlisi, bunlar bir ara tefeciyle sıkıntı yaşamış. Oğlunun biri zenginken baya fakir olmuş baya bir yıpranmışlar ailece, anti depresan fln kullanıyor. Edit3 ilaç kullanan ev sahibi, oğlunu bilmiyorum.

Buraya daha önce de yazmayı düşündüm ama hep vaz geçtim, çoğunluk büyük şehirlerde yaşadığı için küçük şehir komşuluğu Hk bilgi sahibi değildir diye düşündüm ama bugünkü olay olunca tutamadım kendimi.

Kötü yazı , imla hatası vs için kusura bakmayın. Sinirden kendimi döveceğim. Saat sekizdeki olayı atlatamadım hala.

Edit: genel bir imla ve anlam düzenlemesi yaptım. Hala hata vardır. Sinirim azaldı ama geçmedi.
0
Fusha
(31.05.20)
Allah sabır versin ne deyim. Ben okurken darlandım.

normal bir daireye çıkın. Bu komşu istiyoruz ayağı kontrol altında tutma isteği. Sen sohbet etmek zorunda mısın. Laf alacaklar ya işteç
0
kickboxer
(31.05.20)
İstanbul'dan küçük bir sahil kasabasına göçmüş bir arkadaşımız var; geçen gün konuştuk. Birebir sizin anlattığınıza benzer komşular tasvir etti ama o bu durumdan çok memnun. Hiç aile, arkadaş eksiği hissetmedi; burada bir arada çok mutluyuz diyor. Anladığım kadarıyla biz büyük şehir insanlarına tuhaf gelse de küçük şehirlerde böyle şeyler normal. Cunku anlattiklariniz nerdeyse aynı. O yüzden kötü niyetli olduklarını düşünmedim ilk bakışta.

Siz kendi alanınıza girildiğini hissediyorsanız, rahatsız oluyorsanız bunu kalplerini kırmadan güzelce anlatın bence. Devam ederlerse tasinirsiniz en kötü imkan varsa.
0
fraise
(31.05.20)
Çocukları üzerinde acayip kontrol sahibi. Benim üzerimde de öyle olmaya çalışıyor. Yahu yürüyüş yapıyoruz sitede geçen. Elektrikçi faturayı yazarken sayacın kapağını açık bırakmış. Önemli bir şey anlatıyorum siyaset Hk vs bana diyor ki şu kapağı kapat takmadım önce. Bir daha dedi: e hocsm bir sey anlatıyorum burada dedim. (emekli öğretmen)

Bir de en önemli olaylardan birini anlatmayı unuttum. Evin yedek anahtarını vermemus bana. Onu da şöyle öğrendim. Evde arada tadilat işi oluyordu, ustaları falab o ayarlıyor hep. Ben şehri bilmiyordum ya ona danıştım ilk başta sonra öyle devam etti. Neyse tadilat işi okuyor usta gelecekse izin alıyorum işten falan. Birgün ben işteyken usta gelecek dedi, (daha önce gelemedi bir türlü isincikti falan) işten erken gelebilir misin dedi. Izin alamam dedim. Neyse benim anahtarın var zaten dedi :)))))))))

Ben izin aldım. Arabayla son sürat gittim eve. Adama hafif bir trip ya attım ya stmadim. Biliyorum ki ortam yok. Maksat eve girmesin tek. Halbuki hayırdır hocam ya, anahtarın ne işi var. Sen hepsini bana verseydin muhtemelen ben size verirdim zateb bir anahtar fln demeliydum. Ya da son dediğimi söylemeye gerek bile yok.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
@frauss hocsm Ben de o arkadaşıniz gibitim hiraz. Ama eşim soğuk bir insan. Ondan etkileniyorum çokca. Bunlardan önce bazı konularda o bana benzemeye başladı. Bazı konularda ben ona. Evlilik böyle bir şey sanırım.

Edit: Buradakikere her şey normal geliyor hocam o konuda haklısınız. Eşim trip attığında falan gram anlamıyorlar ve üzülüyorlar.

Bir de, karpuzu aldım, kapıyı kapadım buzluğa koyduktan sonra gittim balkon kapısını kitledim. Bunu duymussa tepkili olduğumu anlamıştır belki :)
0
🌸Fusha
(31.05.20)
allah sabır versin kardeşim.

bana kalırsa bi telefon et, akşam size gelicez çay içmeye de, ciddi bi şey konuşcam de. evlerine gidin. sonra dersin hocam siz komşu arıyodunuz, bizim de hoşumuza gitti ilk başlarda falan ama ben bu kadar mahremiyet ihmali beklemiyordum de. sizi çok seviyoruz ama ben anamla babamla bile bu kadar yakın olamam de. evi kiraladık, bahçede sizi buluyorum eve gelince de. yanlış anlama ama madem bu kadar düşkündün bahçeye de niye kiraya verdin madem de.

lafa güzel sözlerle başla, güzel sözlerle bitir. biz de sizi çok seviyoruz gibisinden. bazı insanlar açık konuşulmadıkça takmaz. açık koşulunca da takmayan çok insan var ama neyse. bi de bu evden taşınmak durumunda kalabileceği bil, öyle git konuşmaya, göze al yani. ulan böyle hayat mı olur. düşünüyorum da mutfakla bişeyle uğraşırken kapıda bi adam belirdiğini, o sersemlikle vururum yeminle.

ondan fazla ev değiştirdim, şuna kanaat getirdim. en iyi ev sahibi havale yoluyla parasını alan, arayıp sormayan, eviyle ilgilenmeyen ev sahibi. adaptır, evini kiraya verince bi süre sonra çay içmeye gidersin, bi bakarsın nasıllar diye, sonra tamam arkadaş. bu nedir yahu. evlatlık da alsınlar bari de karışmanın görüşmenin bi adı olsun.

gece gece oturduğum yerde sinirlendim valla :)
0
antihero
(31.05.20)
hocam geçmiş olsun öncelikle. sizin de hata payınız var, muhtemelen yaşa hürmetten biraz da alttan almışsınız ama bu tarz insanlar anlamaz. sürekli bahçeye çıkmak, onlara gidip gelmek vs iyice alıştırmışsınız. durum aşırı anormal değil ama tabiri caizse çok yüz vermişsiniz. eşinizin bahçeye her allahın günü giren çıkan olmasından rahatsız olması da gayet normal. ki bu balkon mevzusu siz değil o evde yalnızken de yaşanabilirdi, ben kadın olarak çıldırırdım şahsen böyle bir şey olsa.

kendi tecrübeme dayanarak söylüyorum: 1) ev sahibine yakın evde çok mecbur değilseniz oturulmaz. 2) ev kiralamadan önce mümkünse konu komşunuzu da araştırın. çünkü komşuyla kavgalı olsanız kapıyı suratına çarparsınız ama ev sahibiyle öyle olmuyor. ev sahibi ne kadar uzak o kadar iyi. emlakçı çocuk bu sene beni ev sahibinin dairesi karşıda ama onlar köyde yaşıyor diye kandırmıştı, yılın 6 ayı karşımdalarmış meğer sdkfldf ama allahtan dediğiniz eski ev sahibi gibi varlığı yokluğu belli olmuyor.

kalp kırmadan söyleme yolunuz varsa söyleyin. kontratınız ne zaman bitecek bilmiyorum ama tatsızlık çıkar diyorsanız en kısa zamanda çıkın evden. insan evde huzurlu olmayınca hiç çekilmiyor

edit: antihero'nun yazdığına ayrıca imzamı atıyorum, nasıl konuşmanız gerektiğini güzelce anlatmış
0
amugochi
(31.05.20)
Evet boğucu. Pek özel alan kalmıyor gibi ama kötü niyetli değiller kesinlikle. O kadar bencil, düşüncesiz insanlar var ki karpuz alırken bile sizi düşünmesi güzel bir şey bence. Bırak yemek getirmeyi insanlar komşularının haklarını gaspediyor. Üstelik tek yaşayan biri olarak yemek gerçekten bir sorun diyebilirim. Her gün bunu düşünmeleri gerçekten güZel. Rahatsızsanız da kesinlikle kırmadan bunu çözmeye çalışın.
0
black mamba
(31.05.20)
Bence araya mesafe koy zamanla onlar da uzaklaşır zaten. Çağırdığında 1 2 defa işim var de. zamanla daha az çağırırlar zaten. Diğer türlü ne kadar yumuşak da konuşsan orada farklı algılanır ve kırılırlar.
0
black mamba
(31.05.20)
Mesafe koyma olayını denedim. Trip atıyor mesafe koyunca, açık açık söylüyor, biz komşu istiyoruz diye. Eski kiracının adını ağzından düşürmüyor ben mesafe koyunca. Ömer'im de Ömer'im diye. Herkese teşekkürler, size de cevap yazacağım uykumu aldıktan sonra
0
🌸Fusha
(31.05.20)
eskiden böyle beraber yaşayan komşular vardı. anahtarlar da birbirlerinde kalır girer çıkar yemekler haftada 3-4 gün ortak yapılır vs vs vs

sizin elemanın böyle komşusu varmış muhtemelen eskiden ondan istiyor yine. ama yıl 2020 1990 değil. onun farkında değil sizin ev sahibi.

yapacak birşey yok baştan izin vermişsiniz bir kere.
0
duyurukullanıcısı
(31.05.20)
Onlar için bunlar normal şeyler. Ben küçük bir yerdeki hastane inşaatında şantiye şefiydim. Etrafta evler var. Adam elini kolunu sallaya sallaya inşaata giriyor, sohbet etmek için, ne yapılıyor bakmak için, canı sıkılmış. Kovuyorum, bak burada ayağına çivi batsa ben ifade vermeye giderim diyorum, bu sefer eşine börek tatlı falan yaptırmış onunla geliyor falan. En sonunda uğraşmayı bıraktım. Yani onlar senin baktığın gibi olaylara bakmıyorlar, yaklaşamıyorlar. köy hayatını bilirsiniz herhalde az çok, her şey ortaklaşa yapılır. Öyle kişisel alan falan olmaz, tuvalet falan açıkta olur vb. Bu insanlar o background'dan geliyorlar. Şimdi size kiraya verdi evi ama o hatta şöyle düşünüyor: "Evi kiraya verdik de, tapusunu da mı verdik, eğer bizim evde misafire yer bulamazsak orada yatırırız" diyorlar.

Ya taşınacaksınız, ya da tahmin ediyorum tayininiz gelene kadar öyle kabul edip dişinizi sıkacaksınız.
0
malheiros
(31.05.20)
Ev alma komşu al olayını epey yanlış anlamışlar.
Eğer siteyi beğeniyorsanız site içinde kiralıkları takip edin. Aynı sitede başkasının kiracısı olun.Bu amca dövsen de gitmez.
0
elestirman
(31.05.20)
malheiros +1

Küçük yerlerde kişisel alan algısı yoktur. Küçük yerler böyledir. Nereye gitseniz kaçamazsınız. Büyükşehire geri dönün rahatsızsanız.
0
komando kani var bende
(31.05.20)
Kesinlikle normal değil, küçük yerler böyle şöyle diyerek konuyu normalleşmetirilmesine müsade etmeyin.

Bizim de yazligimiz köyde evimiz var öyle pat diye bahçeye izinsiz girilmez hatta insanlar çekinir ha ev ha bahçe hiç farketmez.

Bu adam veya amcaya dikkat et belli yaş üstü macera arar, müge anlı'da ki olayların genel konsepti fazla samimi insanlardan kaynaklanıyor.
0
Fritz-X
(31.05.20)
@antihero, hocam konuşursam ana baba kısmını söylemeyi düşünüyorum çünkü gerçekten babam böyle bir şeyi yapmaz kesinlikle, annem de büyük ihtimalle yapmaz.

@amugochi, hocam bu kadar sık gidip gelme corona sürecinde oldu, önceden de sürekli lafını ederdi ama iş-güç deyip geçiştirirdim. sürekli eski kiracısından bahsederdi beni eve gelirken gördüğünde (evi de sitenin girişinde anasını satayım, bakkala giderken falan tutardı beni, ömerim de ömerim :D -ömer eski kiracısı- o sık sık uğrardı vs)

@black mamba, hocam kötü niyetli değiller kesinlikle, öyle olsalar çok farklı boyutlara giderdi durum. Eşim biraz daha sıcakkanlı olsaydı, arada bir gitseydik belki de adam o kadar suyunu çıkarmayacaktı bahçeye gelip gitmeye. onlar başta belirtti ama bizim hatun pek sallamadı maalesef bu meseleyi. pek gidip gelmedi :D AYrıca yumuşak da konuşsam kırılacaklarını ben de düşünüyorum. mesafe olayı nedense hiçbir şeyi değiştirmedi. zaten mesafeliydim hocam corona süreci öncesinde. inatçı biri, elektrik panosu olayı inatcı ve takıntılı olduğunu gösteriyor bence. bir de ufak bir şey ama anlatacağım yine de.. ramazanın son günleri, bahçesindde oturuyoruz. bana telefon geldi ve önemli (kısa sürecek aynı zamanda, normalde biri varken yanımda açmam ama o sık sık benim yanımda birileriyle telefonda konustugu için açtm) telefonda konusmama rağmen bana bir şeyler soruyor, ben de kale almamazlık etmedim, duymazdan gelemedim, hocam konuşmayı bitirmem lazım dedim. normalde duymamam lazım yahu neyse bu biraz gereksiz ayrıntı oldu.

@duyurukullanıcısı, aynen öyle de, bilemedim nasıl tepki vereceğimi, adam da danışma, sorma huyu yok ki, pat bahçede gördük bir gün. sonra ardı arkası kesilmedi.


@malheiros, ara ara taşınmayı düşünüyoruz, bu son yaşadığımı eşime anlatsam çıldırır valla :D hocam benim hissettiğim de öyle, hatta sanırım biz bahçeyi değil evi kiralamışız :) bazen kafamda kuruyorum konuşmayı " hocam sık sık diyorsun ki bize, bahçede kahvaltı yapın vs. eşim orayı kabullenemedi, sahiplenemedi ki, galiba siz bize bahçeyi değil sadece evi kiraladınız" diye ama kırılır, hatta perişan olur gibi geliyor. adamın bahçesine gittiğim her gün " allah razı olsun, gelmeseydin napardık, sıkılıyoruz, sen olmasan naparız" diyor. her gün yahu.

arada bir de komşuları kötülüyor, kimse gelip gitmiyor, bir sen bir de şu komşu hariç kimse beş para etmez falan diyor :D

@elestirman valla onu da düşündük hocam, bekliyoruz kiralık çıkarsa diye. öyle yaparsak, hiç laf söz etmeden, mesajı net vermiş olacağız. kırılmış olabilir ama, ben bir şey demedim ki sana hocam, neyine kırılıyorsun allasen diye dalga bilem geçerim belki :D

@komando hocam aslında kişisel alan olayı bence var burada da ev sahibine yok :D çünkü ikizimizdeki aile bir gram rahatsız etmedi bizi. altı tane çocukları var, rahatsız edecek kadar gürültü yapmadılar hiç, bahçemizi ayıran uzun boylu çalı gibi bir şey var, oradan bazen selamlaşıyor bazen selam vermiyor :D varligini pek hissettirmiyor yani

NOT: EN ÖNEMLİ ŞEYİ FAZLA VURGULAMADIM SANIRIM, adamın psikolojisi bozuk (kendi ifadesi) tam olarak öyle demedi de, perişan olduk, ilaç kullanır olduk, depresyondan uyuyamaz olduk falan diyor.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
fritz, ilk dediğinize katılıyorum ama son dediğinize katılmıyorum hocam.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
yukarıda herkes bir sürü şeyi yazmış zaten.
bence "eşim soğuk" ya da "eşim öyle davranmasaydı" demeyin, hatalı davranan sizsiniz.
bu tarz bir komşuluk ilişkisi ihtimali varsa, en başından samimi olmayacaktınız.
yani gitmeli, gelmeli, yemeli, içmeli, siyaset konuşmalı bir ilişki kurmamanız gerekirdi.

şimdi bence açık ve kısa bir özetle konuşulmalı, büyük bir olaymış gibi değil.
yani bu olayı hususi olarak, "bir şey konuşacağım" şeklinde değil, bir şey olduğunda anında tepki vererek yansıtmalısınız.
mesela kendisinde yedek anahtar varken usta için eve gireceğini ima ettiğinde hemen "ben yokken eve girmeyin lütfen, ben hoşlanmam öyle şeylerden. usta beklesin." diye açıkça söyleyeceksiniz.
"anlatmaya çalışmak" gereksiz tribe ve konunun uzamasına neden olur.
gerçi siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın şu noktadan sonra kırılacak ve bozulacaklar.
gerekirse bozacaksınız.

ama dediğim gibi, eşiniz hatalı değil.
siz de onun gibi davransaydınız, şu anda bu kadar yüz bulamazlardı.
0
blatta hiberna
(31.05.20)
@blatta, hocam normalde eşimde hata bulmam ama kendileri başta dediler biz kiracı değil komşu arıyoruz, ananız babanız uzakta, bizi de ana baba belleyin, gidip gelin. bunu defalarca söylediler ilk gün. başbaşa kaldığımızda ben eşime söyledim yapabilecek misin diye? alışırım dedi bu tarz bir yaşama :) (daha evi tutmamıştık, eşim böyle deyince tuttuk)

sonra ilk günden ne gitti ne geldi. o zaman söz vermeseydin de mi? ben de bunun mahcubiyeti olduğu için biraz taviz verdim, o da biraz. fazla taviz vorona sürecinden beri.. ayrıca benim işten dönüşte de çalışmam gerekiyor, o yüzden bunları anlatıp gitmiyordum fazlaca yanlarına, ama eşimde gitmeyince ben bazen gitmek istemesem de gitmek zorunda hissediyordum kendimi :) ama ısrarla her gittiğimde söyleniyordu kibarca. yahu adam olan bıkar değil mi söylenmekten, gelmiyor işte, ayda bir, iki ayda bir anca geliyor işte. arada bir de ayaküstü, sitede veya bahçede konusuruyoz işte. insanlar meşgul yahu :D
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bir de damadına hayatı zehir ediyor sanırım, gelinlerine bir şey yapamıyor, onu da anlatıyor, zamane kızları burunlarından kıl aldırmıyor diyerek. damadın kumar sorunu varmış, sürekli iddia falan oynuyormuş, adama kredi çektirip araba aldıracak, ki para krediye gitsin kumar oynayamasın falan. neyse mantıklı olabilir, damadını kızını düşünüyordur da bana anlatması biraz garip, eşim ise acayip şaşırır bana anlattığını bilse.

eşim paylaşımı zayıf bir insan, kimseye bir şey anlatmaz. uzun süreli arkadaşlıkları yok :D varsa yoksa ablası ve anası (onlarla da sık görüşmez, yanlış anlaşılmasın. derdini veya elbise fikirlerini falan onlara sorar anlatır)
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Doluyum arkadaşlar :D

kötü niyetli komşu ile uğraşmışlığım var. birkaç defa sabredip polis çağırmışlığım var yıllar öncesinde ama bunlar iyi niyetli insanlar. ve önemli bir nokta, psikolojisi sanırım gerçekten bozuk.

edit: bir de kendisi dediğim dedik biri ama ben inatlaşıyorum. örneğin geçenlerde sizin bahçenin çalılarını kısaltalım dedi (yola bakan tarafı kestik sorun yok burada) sonra bitişiğimizdeki komşumuz ile bahçemizi ayıran çalıyı kısaltmak istedi. kısaltmayalım dedim, çiçekler güneş almaz ama falan dedi. valla hocam benim için mahremiyet daha önemli, eşim, ben, bahçeye çıkasımız gelmiyor fazla kısa olursa, komşu için de iyi olur dedim. sonra mahremiyet temalı konuştum, bunlar önemli şeyler vs vs. pek ortam yoktur, o yüzden biraz sinirli bir şekilde söyledim bunları, nefes alış verişim bile değişti yani.. zaten orta yolum olsaydı başlarda söylerdim. ya sineye çekiyorum ya da patlıyorum.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Amca teyzeye zıt gidersen olay funny games'in yaşlı versiyonuna dönecekmiş gibi geldi bana, bi tekinsizlik sezdim.

Bence olayı eşin üzerinden yönlendir, o rahatsız oluyor böyle şeylerden kusuruna bakmayın ama evdeki huzurumuz bozuluyor, mesafeyi biraz açalım falan de. Eşine sor tabii bunu önce.
0
Bruce
(31.05.20)
"komşu arıyoruz" demek, devamlı gidip gelmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor ki.
arada bir ayak üstü sohbet, belki arada bir aşure vb gibi şeylerin gidip gelmesi ve selamlaşmak yeterince komşuluk zaten.
sizin kendinizi mecbur hissedeceğiniz bir durum yokmuş ki.
muhtemelen eşiniz de benim gibi düşündü.
güler yüzlü davranmak, selamlaşmak, hal hatır sormak komşuluk zaten.
sizin anlattığınız başka bir şey.
ayrıca adam kontrata "komşu istiyoruz, şartları da şunlardır" yazmamış.
yani belli bir kol mesafesinde olup medeni davranacaktınız, o kadar.

benim de ev sahibim üçüncü katta oturuyor.
kira artışı falan gibi konularda sinir olsam da, mahremiyet ve mesafe anlamında sağ olsunlar düzgün insanlar.
beni de 1-2 kere davet ettiler mesela, gitmedim.
ama karşılaşınca ayak üstü sohbet ediyoruz.
komşuyuz işte, daha ne?
yani eşinizle komşuluk anlayışınız uymuyor olabilir.
fazla yaklaşmışsınız, erkekler bu gibi konularda eşleri daha soğuksa onun adına da gereksiz yere mahcup olup daha yakın davranabiliyorlar.
sizde de o olmuş biraz sanki.
0
blatta hiberna
(31.05.20)
okurken sinir oldum. kim olursa olsun bu kadar içli dışlı olmayı zaten sevmem. herkes önerisini yazmış.
ben sadece tek bir şey eklemek istiyorum. yeni bir eve taşındığınızda mutlaka evin dış kapısının kilidini değiştirin. sizin örnekte ev sahibi başka bir örnekte hırsız olabilir. bir gece uyurken ev sahibi, gençler böyle de uyunmaz ama diye karşınızda bitebilir :)
0
scudman1
(31.05.20)
siz bu komşuluk meselesinin avantajlı yönlerinden faydalanmak (yemek, muhabbet vesaire) ama bu faydayı kendi çizdiğiniz sınırlarda yaşamak istiyorsunuz. sizin yaklaşımınız sadece gerçekten en baştan söylediler ama napalım yani, yaşlılar, yalnızlar samimiyet kuralım, eşim adına da ben daha fazla yakın davranayım olsa bu durumlardan rahatsız olmazdınız. bence önce kendinize bir sorun, iki yetişkin evli barklı insan olarak yaşadığımız evle ilgili bu kadar özel alan ihlali yapan insanların getirdikleri yemekleri neden kabul ediyorum (istemiyorum demekten bahsetmiyorum, isteseniz doktorun özel diyeti var ben kendim hazırlıyorum der geçersiniz), bütün bunlara neden müsade ediyorum, bu çizgiyi gerçekten neden çizmiyorum diye. bir sürü bahane sıralamışsınız ama bence kendinize karşı şeffaf değilsiniz. şeffaf olsanız kendi içinizde bu boyutta çatışmalar yaşamazsınız.
0
Phoebe
(31.05.20)
@blatta, hocam adam ayrıntı verdi. sadece komşu istiyoruz demediler, hatta bir önceki kiracıdan örnekler verdi, şöyle gider gelirdi vs diye. yine de bu kadar beklediklerini anlayamadık gerçekten.

@secduman, hocam zaten öyle bir kültür varmış, hatta kimileri hep aynı kiliti taşırmış yeni taşındığı eve falan. ben yeni öğrendim :D

@phoebe, hocam haklı olabilirsiniz derim normalde ama yemek yemeyi zul gören biriyim neredeyse :D annemin bana taktığı lakap "kendinden yemli" idi. bunu da ilk defa tanımadığım birilerine söylüyorum. ben yemek yemeyi çıkarıma uyduğu için değil kıramadığım için kabul ettim. hatta kaç defa yalan söyledim valla, bugün yemek yaptım diye. yemin ediyorum ona rağmen getirdi yemeği. dediğiniz gibi hekim diyeti vs aklıma gelseydi söylerdim.. o daha iyi bir çözüm.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bu arada son iki aydır eşim memlekette, onu tekrar hatırlatayım, öncesinde yemek getirip götürme yoktu.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
kardeş sen haklısın da evsahiplerine de kızamıyorum yalnızlıktan sıkılmış yaşlı tipler. kötü bir niyetleri yok. sinirlenmeye gerek yok. anlaşamıyorsanız ufaktan yeni yer aramaya başla.
0
prizmatik
(31.05.20)
hahahha bahçe hariç kendimi gördüm. ben taşınıyorum ama işle ilgili nedenlerden dolayı. allah sabır versin üstte yeterince yazılmış zaten öneriler benim ekleyebileceğim bir şey yok
0
papuayenigine02561
(31.05.20)
Ta en başından belli etmişler, siz anlamamışsımız.

"Biz kiracı değil komşu istiyoruz" demek, aynı evin içinde yaşıyor gibi olalım, senin evinde ne oluyor ne bitiyor kim giriyor kim çıkıyor hayatınızda ne oluyor ne bitiyor her şeyi bileşim demek.

Küçük yerde, Anadolu'da böyle diyip normalleştirmek saçma. O iş şöyle daha doğrusu, eskiden küçük kırsal ilçelerde, evler genellikle bahçeli müstakil olurdu ve o evlerde oturanlar onlarca yıldır aynı evlerde olduklarından içli dışlı olurlardı.

Devir o devir değil, bu kafadaki insanlar da siz tatlı tatlı kibar kibar konuşunca, hmm çok mu içli dışlı olduk, çocukları rahatsız mı ettik diye düşünüp akıllanmaz. Aranız bozulacak size de nankör damgası basacaklar.

Bir de sürekli bir iyi niyet lafı geçmiş. Birinin iyi niyetli olması, bir şeyi kendince iyi niyetlerle yapması rahatsızlık veren davranışları normalleştirmez, böyle olmamalı. Aşağı yukarı 35 yaşıma geldim, bu milletteki iyiniyet kelimesine sığınıp insanların hayatına burnunu sokma hastalığını milyon örnekte gördüm.

Adam resmen sizin huzurunuzu bu iyiniyetle perdelenmiş bu her şeye dahil olma dürtüsü ile skip atmış. Öylesine dolmuş ansiklopedi gibi yazmışsın.

Daha da canının sıkılmasını istemiyorsan, hiç gidip konuşma boşuna. Anadolu kırsalının aşırı meraklı insanının, yaşlı öğretmen bilmişliği egosu ile upgrade edilmiş hali, adamın resmini bile görmeme gerek yok gözümde canlandırabiliyorum. Konuşursanız ya size ajitasyon ile karışık laf sokacak ya da direkt hain evlat Ökkeş muamelesi göreceksiniz.

Bir ev bulun, bulunca da tayinim çıktı vs bir bahane ile hiçç bu anlattığınız mevzulara girmeden çıkın gidin. Tantana çıkmaz, baş ağrısı olmaz.
0
wilhelmwasmuss
(31.05.20)
Biz anlamamışız hocam, doğru. Onlar da bizi anlamamış kedi konusunda. Aynı dili konuşmamışız zamanında kısacası
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Merhaba arkadaşım. Eşiniz soğuk bir insan olup da komşu istiyoruz kiracı değil dedikleri anda biz kiracı olmayı tercih ederizi hissettirmemis olmanız sizin hatanız. Evler dip dile olmamasina rağmen ev sahibi çok yakınmış ve 30000 nüfuslu bir yermiş. Keşke benim böyle bir ev sahibim olsaydı. Tavsiyem bu durumu hem siz hem eşiniz kabullenin ve komusulugun avantajlarını kullanın. Evinizde çok değerli kıymetli bir şey de yoktur girin çıkın mutlu olmaya bakın. Olmuyorsa ayrilacaksiniz maalesef. Dediğim gibi çok imrendim.
0
lion de la Turquie
(31.05.20)
Hocam ben iki üç yıl önceki halimle olsam çok mutlu olabilirdim ama insanlar karakter olarak birbirlerine benziyor yavaş yavaş galiba. Benim küçüklüğümde yaşadığım komşuluk buna benzerdi. Ama bu halimle eşime benzediğim için biraz, moralim bozuluyor. Aslında beni yoran şu hocam bir de: sürekli bir talep olmasa belki ben isteyerek gidip geleceğim. Bir gün gitmeyince hesabı (!) Sorunlunca vazife gibi gidip geliyorum, seve seve değil. Insandan çok talep olunca yapasu varsa bile yapmak istemiyor
0
🌸Fusha
(31.05.20)
yahu bir şey aklıma takıldı siz taşındığınız evin giriş kapısının anatharını değiştirmediniz mi bu nasıl bir güven? Siz değiştirdikten sonra istediği kadar yedek olsun. evden çıakrken eski kilit/anahtarı da takarsınız istediği gibi kullanır anahtarlarını.
Annemde böyle izansız bir komşu vardı bahçenin arkasından, kapı ile girilen, mutfak kapısına dan diye gelmişti bir gün direkt cevabını aldı annemden, böyle gelmeniz uygun değil ev hali olur, lütfen bir daha ön kapıyı kullanın diye, bir daha yapmadı. ister üzülsün ister kırılsın, özel alan diye bir şey var. olay olduğu anda cevap vermek en doğrusu. özellikle karşılarında genç görünce özel hayatı hiçe sayabiliyorlar, iyi niyet de bir yere kadar diye düşünüyuorum. evini kiraladığın adamın hayatını da kiralamıyorsun ya..
0
ruz
(31.05.20)
Hocam anahtar degistirme olayını birkaç ay önce öğrendim. Daha öncek hiç tecrübe etmedjm. Evli olarak tuttuğumuz ikici ev zaten bu. Öğrenciyken hiç aklımıza bir gelmemişti. Valla laftan anlamaz diye tahmin ediyorum veya kibarca değil de kabaca uyarırım diye de korkuyor olabilirim.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Yazilanlari okumadim ama bence bir gun sizi uygunsuz (!) yakalarlarsa bir daha boyle densizlik yapmazlar bence.
O yuzden uygunsuz yakalanin mumkunse.
0
kuehles blondes
(31.05.20)
Yahu düşünüyorum da ben bu insanla neden konuşmuyorum diye, türlü türlü sebep buluyorum. şimdi de şu geldi aklıma, 65 yaşındaki bir insana bu yaştan sonra doğruyu yanlışı nasıl öğreteyim ki ya. adam yanlış yaptığını bilmedikten sonra benim kapımı açmış ne açmamış ne. bilemiyorum altan :) yahu komik değil mi ya? hayat tecrübesi senin yarın kadar olmayan biri gelecek ve diyecek ki: hocam bak evde dal da**ak dolaşıyor olabilirim neden kapıyı açıyorsunuz? yahu komedinin dibi taaaa aq.... sinirlendim yine :D bir de dal da**ak dolanıyorum dememe gerek bile yok yahu. lan nasıl bir kafa bu ya :D

yanına gitmiyorum bundan kelli hadi bakalım :) bir daha desin gelip gitmiyorsun diye. bundan sonra böyle hocam derim muhtemelen :D
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Herkese teşekkür ediyorum arkadaşlar. Bundan sonra yoluma nasıl devam edeceğimin kararı netleşmek üzere.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bence eşini suçalama soğuk diye. soğuk olmasa daha yakın olabilirlerdi :D ondan çekinip biraz uzak da duruyor olabilir.er
0
black mamba
(01.06.20)
Hocam bugün baya hak verdim eşime :) çünkü şöyle bir şey fark ettim Coronadan önce ayda bir veya iki ayda bir giderdim ve hiç gelmiyorsun lafını duyardım. Bu aralar ise bir gün gelmesem, dün niye gelmedin diye soruyor :) yani yetmiyor hiç. Hatta bir gün öğlen vakitlerinde gittim, o gün dedi ki akşam da gel :))))

Bu arada son meseleden sonra hiç gitmedim, bugün eve giderken denk geldik. Yine "yan sen nerelerdesin? Dün hiç gorunmedin" falan dedi. Direkt "valla hocam bundan sonra böyle, benim evde çalışmam gerekiyor, kimse benim yerime çalışmıyor, kimse benim işimi benden fazla düşünmez haklı olarak, ben de kendi işimi düşünmek zorundayım" dedim. Valla bundan sonra böyle lafımı duyunca bozuldu ama bozuntuya vermedi pek. Kem küm vs dedi :)
0
🌸Fusha
(01.06.20)
Aylar önce yapmam gereken şeyi de az önce yaptım. Kilidi değiştirdim.
0
🌸Fusha
(01.06.20)
(4)

işten ayrılırken biriken yıllık izinler ile ihbar süresi konusu ?

maden suyu
arkadaşlar işten ayrılırsam 6 haftalık ihbar sürem var. bu süreyi doldurmadan çıkarsam, 6 haftalık ücreti işverene ben ödüyorum.fakat aynı şekilde 6 hafta kullanılmamış yıllık iznim var. bu ikisi birbirini götürür mü ?yani direkt işten ayrılabilirmiyim, bu durumda bana dava vs açılsa sıkıntı olur mu
arkadaşlar işten ayrılırsam 6 haftalık ihbar sürem var. bu süreyi doldurmadan çıkarsam, 6 haftalık ücreti işverene ben ödüyorum.

fakat aynı şekilde 6 hafta kullanılmamış yıllık iznim var. bu ikisi birbirini götürür mü ?

yani direkt işten ayrılabilirmiyim, bu durumda bana dava vs açılsa sıkıntı olur mu ?
0
maden suyu
(30.05.20)
mahsuplaşma diye bir şey yok. ihbar süresi tarafları korumak için olan bir durum. eğer üzerinizdeki işlerin devredilmesi gerekmiyorsa bu dediğiniz işverenin işine gelen bir durum.

edit: ben işin teorisini yazdım. sizin niyetiniz mahsuplaşmak ise işveren çok aksi bir durum yok ise bunu seve seve kabul edecektir.
0
surprise
(31.05.20)
Bakiye ücretli yıllık izinlerin işten çıkarken ücret olarak ödenmesi lazım size. İhbar tazminatıyla yıllık ücretli izin ücretini mahsup edebilirsiniz. Miktarları farklı çıkabilir hesaplamada, dolayısıyla tamamen götürmeyebilir.

Şirket size alacak davası açabilir tabii ki.
0
kojonotsuki
(31.05.20)
anlaşırsanız götürür, anlaşmanıza bağlı. tabii öncesinde seni ihbar boyunca tutmak isteyip istemeyeceklerini öğren. ben işveren olsam ve senin ihbarda durmak istemediğini bilsem 6 haftalık yıllık izin paranı ödememek için(normalde ödemeleri gerekiyor çünkü) ihbara zorlarım. yok ben illa gidicem diyorsan da "ehh madem öyle yıllık iznine karşışık salalım seni" derim. o yüzden tok satıcı ol biraz, yaklaşımlarına göre hareket et.
0
Bruce
(31.05.20)
İşten ayrılma sebebiniz nedir? İşveren tüm yükümlülüklerini yerine getiriyor mu? Teoride bahsedildiği gibi bir işverenin işçidin ihbar tazminatı alması çok zordur. Size dava açacak da haklılığını ispat edecek de sizden ihbar tazminatı alacak... Çok zor.

Bana kalırsa işten ayrılmak için makul gerekçeleriniz varsa hiç işverenin ihbar hakkından bahsetmeyin. Böyle bir hak yokmuş gibi davranın. Yıllık izin ücretini talep edip ayrılın. Eğer amacınız yıllık izinlerin yanmaması ise ihbar süresinde çalıştıktan sonra da o ücreti ödemeyebilirler boş yere ihbarda çalışmış olursunuz.

Yok benim amacım sadece kötü olmadan alacaklı borçlu olmadan ayrılmak diyorsanız direk olarak ayrılın yıllık izin talep etmezziniz onlar da ihbar talep etmez. Olur da dava açma saçmalığına girerlerse kendinizi savunursunuz zaten.

Bunlar kabaca önerilerdir. İşin durumuna göre işverene göre değişebilir. Herhangi bir kesinliği ve bağlayıcılığı yoktur :)
0
bayc
(31.05.20)
(10)

Is gorusmesine CV ile gitmek

freedonia
Gorusmeye Cvnizin ciktisi ile gidin arti puan kazanirsiniz diye bir kac yerde okudum. Diyelim CV ile gittik, Cv nezaketen karsi tarafa mi uzatilir yoksa bizde mi kalir, gostermelik onumuzde mi tutulur?
Gorusmeye Cvnizin ciktisi ile gidin arti puan kazanirsiniz diye bir kac yerde okudum. Diyelim CV ile gittik, Cv nezaketen karsi tarafa mi uzatilir yoksa bizde mi kalir, gostermelik onumuzde mi tutulur?
0
freedonia
(30.05.20)
görüşmeye girdikten sonra cvyi uzat sonra karşındaki zaten onu bir yandan inceleyecek bir yandan seni dinleyecek
0
neira
(30.05.20)
Nerede okuduysan 90'larda kalmış orası. Hadi götürdün, uzatıp verirsen çok tuhaf olur. Davet edildiği bir mülakat için gereksiz çünkü ik'cı hem sana verdiği başvuru formunu hem de önceden gördüğü cv'yi çıktı alıyor.

İş için direkt önemli sertifikaları, resmi onaylı belgeleri, yani cv'nin eki olanları yanında götürmen mantıklı olabilir; bazen orijinal belgeyi görmek istenebiliyor. Onu da istemedikleri sürece vermeye çok gerek yok ama cidden seninle ilgili fikri etkileyecek bir şeyse mülakat öncesi verilebilir.
0
Bruce
(30.05.20)
ben her zaman çantama cv'yi koyup gidiyorum bu güne kadar 1 kez bile sormadılar, zaten az biraz ciddi bir firma ise onlar kendileri çıkartmış oluyorlar.
0
valkin rockefeller
(30.05.20)
yanında cv var diye artı puan verileceğini hiç düşünmüyorum. sizin cv'nin çıktısı onlarda olur zaten. sizin önünüzde kendi cv'nizin durması tuhaf olur. onun yerine tecrübelerinizi aktardığınız dolu bir cv daha önemli.
0
surprise
(30.05.20)
CV ile girmeyi bırak, gelirken CV getir diyen şirket ilk baştan gözümde değer kaybediyor. Zaten başvuru için CV alıyorlar, bir zahmet çıkartıp yönetici önüne koysunlar
0
gazozailacatmauzmani
(31.05.20)
aşırı saçma bir olay. bence götürme.
0
jelly bear
(31.05.20)
bazı ikcılar beceriksiz oluyor, önlerinde cv olmuyor, yahut saçma salak kariyer net cv si oluyor vs, bu tarz durumlarda onlara uzatıyorum. Zaten onlarda varsa aynısı, senin önünde olmasının bir anlamı yok. Çantamda oluyor benim. Fakat bir not defteri ve kalemle giderseniz, 3 5 not tutarsanız + olabilir.
0
The_Lollok
(31.05.20)
Hayatımda hiç böyle bir şey yapmadım. Görüşmeye gittiğin yere CV gönderiyorsun, seni ona bakarak çağırıyorlar zaten. Bir zahmet çıktısını alıp gelsinler.
0
synesthesia
(31.05.20)
CV'yi onceden gondermiyor musun zaten? cv'ne bakip da cagirriyorrlar zaten. neden tekrar cv goturesin ki?
0
crucio
(31.05.20)
Normalde goturmem ama son 2 gorusmeye goturdum, birinde aa supersin cok iyi vs dediler ama korona patladi donus olmadi digerinde ise alindim ama cv goturmus olmam ne kadar etkilidir bilemem.
0
passive aggressive
(31.05.20)
(19)

öldükten sonra tüm soruların cevabını öğrenecek miyiz?

bugisme
ölümden sonra dünyadaki sıfır noktasından- mutlak kıyamete kadar, ya da en azından kendi doğumumuzdan ölümümüze kadar tüm soruların ve gizemlerin cevabını öğrenecek miyiz?Buna inanıyor musunuz?
ölümden sonra dünyadaki sıfır noktasından- mutlak kıyamete kadar, ya da en azından kendi doğumumuzdan ölümümüze kadar tüm soruların ve gizemlerin cevabını öğrenecek miyiz?

Buna inanıyor musunuz?
0
bugisme
(30.05.20)
Hayir. Sadece olecegiz.
0
logisticsmanager
(30.05.20)
Sen bir damlasin, okyanusa karisacagin icin, sen artik ait oldugun yere okyanusa doneceksin. Okyanus olacaksin. Bu soru bu boyutta aklina geliyor. O boyutta gelmeyecek. Şoyle ki, anne rahminde de bi yerdeyim ama neredyim diyordun. Iste ciktin ve burdasin. Burada da neredeyim diyorsun ayni sekilde.
0
tunaktunaktun
(30.05.20)
İnanmıyorum. Öğrenmek bu dünyaya mahsus, en azından bildiğimiz anlamda.
0
vedatchilipeppers
(30.05.20)
bilemeyiz ama kurzgesagt kanalı geçenlerde andy weir'ın egg öyküsünü animasyon haline getirdi kafa açıcı olabilir :) türkçe altyazısı da var

youtu.be
0
freebird5406_2
(30.05.20)
bir yaratıcıya inanıyorum o yüzden evet
0
deranzo1
(30.05.20)
Nerde okumuştum hatırlamıyorum. Varsayım o ki, ölümden sonra bir uyanış olacaksa eğer evrenin fizik yasalarından koparak zamandan münezzeh bir formda uyanacağız. İzafiyet teorisiyle de destekliyordu bunu. Haliyle ne olacaksa ölümün hemen ardından, o anda olacak. Bana en çekici gelen fikir bu. Ben şahsen bu şekilde düşünmeyi seviyorum :)
0
IncredibleMau
(30.05.20)
Böyle bir şey olsun çok istiyorum ama inanıyor muyum bilemiyorum. İnanasım var. Lütfen olsun çünkü.
0
kedili bisiler
(31.05.20)
İnanılmaz istiyorum bunu. Ölümden sonrası hiçlik,yani dogmadan önceki bilinçsizlik olursa şayet bu baya hayal kırıklığı olur.Tabi o zaman hayal kırıklığını hissedecek bilinçte olmayacak ya. Ölünce uyanır insan gibi yaklaşımlar var, farklı bir boyuta geçme hali. Bu düşünceler bana baya yakın geliyor. Milyarlarca galaksi,yıldız,gezegen. Devasa bir evren. Sırrını açıklamazlarsa darılırım valla.

Beni bundan çok daha fazla heyecanlandıran evrenin sırrının hayatta olduğumuz zaman içinde çözülmesi.
0
ırene adler
(31.05.20)
aslında günlerdir hatta yıllardır bilinçaltımı kurcalayan hatta kemiren bir soruydu bu. Öyle bir soru ki buna herkes inanmak ister gibi geliyor. inanmak isteyince de iş yaratılışa inanmaya gidiyor. Tek bildiğim şey ben buna çok inanmak istediğim için inanıyorum ve beni hayatta tutan, yaşama tutunmama sebep olan düşünce.içimden en azından hep “ nasıl olsa cevaplarını er geç öğreneceksin, yaşamana bak, kısırlı zamanını mutlu geçir” derken buluyorum.
0
🌸bugisme
(31.05.20)
hayır, bunları sadece yaşarken kafanı kullanarak öğrenebilirsin, öbür tarafta bi şey yok.
0
chezidek
(31.05.20)
cocukken hep buna inanirdim. simdi ise olmasini cok istiyor fakat pek de inanamiyorum. sadece ölücez ve film bitecek gibi geliyor.
0
in vino veritas
(31.05.20)
niye öğrenmemiz gerekiyor ki? her şeyi de bilmeyiverelim. bazı şeyleri bilemeyecek olmanın verdiği bir rahatlık var bence. bilmek lanetlenmektir, cehalet mutluluktur diye boşuna dememişler.

başka türlü bakalım; "tüm soruların cevabını" öğrenmiş olma fikri seni ürkütmüyor mu? düşünsene, her şeyi biliyorsun ve bilecek bir şey yok. ortaya büyük bir "boşluk" çıkar bence insanın zihninde.
0
Bruce
(31.05.20)
Çok sevdiğim bi filozof şöyle der, here şeyi bilmek zorunda değiliz
0
olaylar olaylar
(31.05.20)
Kimse bilmiyor. Evet veya hayır diye bir cevabi yok. Evet veya hayır diyen varsa bunlar inançtır.
0
Sellim
(31.05.20)
Tanrı inancım var o yüzden evet. Olmasa dahi öğrenmek isterdim. Gerçi her şey bittikten sonra öğrenmenin ne anlamı olur bilmiyorum.
0
black holes in the sky
(31.05.20)
bir üst evren olmama ihtimali yok bence.
biz kimiz? neredeyiz? bilinç neden var? bir araya gelmiş bir yığın atom olarak bu soruya nasıl cevap veriyorum?

bu durumda yok olmayacağımı düşünüyorum.
yok olabilirim de ama bizi bilinçli olarak yaratan tanrının bizi yok etmeyeceğine, hesap gününe inanıyorum.

sanırım cennete gidenler tüm soruların cevaplarını öğrenecek.
0
işimdeyim gücümdeyim
(31.05.20)
Freebird +1 animasyon herseyi ozetlemis.
0
tunaktunaktun
(31.05.20)
Doğmadan önce nasıldın? Öldükten sonra da öyle olacaksın.
0
elitoangelito
(31.05.20)
Evet. Herşeyi öğreneceksin. Bazıları için iyi ki derken bazen de pişmanlık duyacaksın. Senin dışında gelişen olayları neden merak ediyorsun ki
0
opitseri
(31.05.20)
(5)

sizce sony-microsoft türkiye için farklı bi fiyatlandırma yapar mı?

floydian
yoksa "bize ne kardeşim tr piyasası bizi bağlamaz o kadar da" diye mi düşünürler? olay şu çünkü, tahminen çıktığında 8-10 bin arası bir fiyattan satılacak bu aletler ve o dönemde sıfırdan benzer belki daha iyi özelliklerde bir pc de 12 bin liraya falan kurulabilecek çoğu kişi pc'mi upgrade ederim ve
yoksa "bize ne kardeşim tr piyasası bizi bağlamaz o kadar da" diye mi düşünürler? olay şu çünkü, tahminen çıktığında 8-10 bin arası bir fiyattan satılacak bu aletler ve o dönemde sıfırdan benzer belki daha iyi özelliklerde bir pc de 12 bin liraya falan kurulabilecek çoğu kişi pc'mi upgrade ederim veya yeni pc kurarım falan diye düşünmez mi? belki ilk dönem olmaz ama daha sonra satışları arttırmak için yapmazlar mı bi şeyler?

#fakirtesellisi
0
floydian
(30.05.20)
yurtdışına gidip tatil yapıp gelince aynı fiyata denk gelecek. Kim niye alsın ki buradan :(
0
bahoho
(30.05.20)
microsoft kesin yapar diye düşünüyorum. son 1 senedir yeniden yapılandılar ülkede ve pazardaki sony gücünü kırmak için topla tüfekle savaşıyorlar. hele ki sony hiç rekabetçi bir fiyat açıklamazsa -ki onlar da pazardaki güçlerine güvenip tok satıcıyı oynuyorlar- sony'nin altında fiyatlandırma için çaba sarf edeceklerdir.

500 dolarlık aleti 3 bin liraya satmazlar tabii de, bi ayar çekiceklerini düşünüyorum. tabii o zamanki kur dalgalanmalarına da bakıcaklardır. bizim pazardaki yabancı teknolojik ürünler kurun yakında zamanda çıkabileceği seviyeleri de düşünüp ona göre fiyatlandırma yapıyorlar. örneğin ürün piyasaya çıktığında dolar 7 lira olursa 7,50'den bile hesaplayabilirler. ki sene içinde o seviyeye çıkarsa tekrar fiyat arttırmış olmasınlar.
0
Bruce
(30.05.20)
Yapamazlar, playstation 3 ve 4 ilk çıktığında zararına satıldı, yani cihazın satışından para kazanmak amaçlanmıyor zaten, devam eden süreçte maliyetler azalıyor. Yani türkiye'ye özel bir fiyatlama yapmaları çok.
İyi özelliklerde bir pc monitör hariç 1500 euro civarına mal oluyor gibi, biraz daha orta segmente inilirse de 1000 euro civarı olur. Neredeyse ps5 fiyatıyla aynı olur yani.
Türkiye güzel bir pazardı ama gelecekte pek güzel bir pazar olabileceği söylenemez, genel olarak yavaş yavaş tasarruf uygulamalarına geçecekler temel ihtiyaçlarını karşılama yoluna gidecekler, eğlence mobil cihazlardan karşılanacak daha çok, o kadar.

Daha kötüsü şu, fiyatlar çok yüksek olmak zorunda olunca, yani bugün 8000 liraya çıktığında bu cihaz alabilecek insan sayısı az olacak ve alabilenlerin büyük kısmı için 8k olması ile 10k olması arasında fark olmaz ise daha da pahalıya satmaları beklenebilir maalesef. Bu durumu ithal ürün satılan marketlerde görebilirsiniz daha çok, döviz kurundan dolayı erişilebilirliği düşen ürünlerin fiyatları fahiş seviyelere çekiliyor.
0
atom karincanin torunu
(30.05.20)
Türkiye'nin ps3/ps4 pazari nasıldı bilmiyorum ama ne sony ne microsoft'un Türkiye'den acayip bir talep öngörüsü oldugunu sanmiyorum.

Yani bana göre 8000 ile 10000 arasındaki farki kapatacak kadar bir satis olamaz malesef. Ben acik soyliyim; ailemin maaşini dusunursem ve kendimi universitede ps3 aldigim yasa dondurursem, ps5 alamazdim. Ben o donem 1-1.5 falan vermistim su an ps4lerin 4-5 oldugu bir ortam var. Benim gibi cok kisi olacagini dusunursek ne olursa olsun satislari düşecek ve artık pricing ve marketin ne tahminleyecek ona bagli. Eğer zararina satisin getirisi zararsiz satistan az olursa hic umursamayip basip gecerler.
0
logisticsmanager
(31.05.20)
Henüz fiyat açıklanmadan bu konular gereksiz. Ps3 500, ps4 400 dolar civarından çıkmıştı. Ps5 in de 500 dolar olacağı düşünülüyor, avrupa fiyatı ise 500 avro olur. Türkiye'de de %20 ötv, %20 gümrük vergisi ile 720 avro civarı olması lazım.

Gelelim ülkemize bölgesel fiyatlandırma olur mu? Microsoft yapar, Sony yapmaz, yaparsa büyük süpriz olur. Adamlar oyunlarda bütün dünyaya verdiği indirimi vermiyor Türkiye'ye :)
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(31.05.20)
(13)

Google Drive ve korkular

vedatchilipeppers
Bu sisteme daha yeni geçiş yaptım (evet teknolojiyi bir hayli geriden takip ediyorum) ve harici hard diskimi boşaltıp olan biten tüm dijital varlığımı buluta koydum. Ancak, hani olmaz da, bir dünya krizi meydana gelir bir virüs peydah olur da koskoca Google çöküverir. O zaman bizim bu dosyalarımıza
Bu sisteme daha yeni geçiş yaptım (evet teknolojiyi bir hayli geriden takip ediyorum) ve harici hard diskimi boşaltıp olan biten tüm dijital varlığımı buluta koydum. Ancak, hani olmaz da, bir dünya krizi meydana gelir bir virüs peydah olur da koskoca Google çöküverir. O zaman bizim bu dosyalarımıza ne oluverir acaba? Akşam akşam aklıma karpuz kabuğu düştü, tüm hayatımı bağladım oraya resmen ve çok ciddi emek verdiğim dosyalar var içinde. Aralarından en önemli olanları harici yedeklemeye devam mı etsem acaba? O dosyalara bir şey olursa kafama sıkarım çünkü.
0
vedatchilipeppers
(29.05.20)
tüm verini sadece Google'a teslim etme tabii ki. Harddiskinin bozulma ihtimaline karşı Google veya başka bir clouda DA yedekle. Ek olarak. Bu servisler çeşitli şekillerde yedekleme yapıyorlar çok bir şey olacağını sanmam ama sonuçta verilerin Amerika'da çeşitli serverlarda duruyor. Bilemeyiz.
0
nhk ni youkosu
(29.05.20)
Hiç bir şeyin güvencesi yok. Geçen gün birinin başına gelmişti burdan. Artık hangi hesabı google hesabıyla ilişkilendirdiyse. Google şüpheli hesap diye kapatmış hesabını. İçinden hiç birşeye erişememiş
0
efruz
(29.05.20)
Bu sorun sadece Google ile ilgili değil, bulut sistemine depolama yapan hepsi için geçerli. Depoladığın veriler Google'ın diskinde bulunuyor, bu disk yok olursa dosyalara erişimin de artık mümkün olmaz.
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
(29.05.20)
Her zaman kisisel harddiskinde yedegin olsun. Google'in batmasindan ziyade hesabini ele geciren kotu niyetli biri de tum dosyalarini silebilir.
0
brkylmz
(29.05.20)
burak yilmaz arti 1.

kisisel guvenligin yok zaten merak etme, google, apple, microsoft falan giydigin donun rengini biliyor. onemli olan onlari harici harddiskte yedeklemen. kendi erisimin acisindan onemli.
google drive'a koy. bilgisayarinin windows olmayan diskinde bulundur ayriyetten 1 ya da 2 tane harici bellekte/harici diskte tut, tamamdir.
0
baldur2
(29.05.20)
O halde başka bir buluta gitmek de çok mantıklı değil gibi; Google bulutlarını dağıtan her bulutu dağıtır gibi geliyor. Harici hard diskin de bir kesinliği yok tabii, hatta en sakatı o gibi geliyor, bir şey dökerim üstüne falan cozurdar gider.

Bilgisayarın dahili depolama sistemine de depolarsam üç katlı depolama yapmış olurum sağlam olur sanırım? Üçü birden aynı anda iptal olursa da artık salla gitsin zaten ilahi planlar devreye girmiştir.
0
🌸vedatchilipeppers
(30.05.20)
pratikte boyle bir ihtimal yok. Google'daki verilerin tek bir diskte durmuyor tabiki. dunyanin farkli yerindeki yuzlerce diskte birebir kopyalari mevcut. ayrica duzenli backuplarda aliniyor. amerika'ya meteor dusse, avrupa'da 10 tane nukleer bomba patlasa hala asya avusturalya ve baska antartikadaki datacenterlarda verilerinin yedegi olur, yine verilerine erisirsin
0
crucio
(30.05.20)
En garanti yedek her zaman 2 ve üstü yedektir, öyle yapın. Yine bir şey olursa bahtiniz karaymış demek ki.
0
encokbenisevinnolur
(30.05.20)
İnternette Bedava olan her hizmete çok güvenme. Ayrıca yedeğin olsun .
Sistemi kuran ve sistemi kullanan bir noktada aynı düşünmezler.
0
Erva
(30.05.20)
bu işin sonu yok. evine hırsız girer fiziksel yedeğini çalar. bunun başına gelme ihtimali google'ın çökmesi ihtimalinden daha fazla mesela.

2 farklı bulut(güvenilir olmalı), evde fiziksel yedek, 3. bir mekanda fiziksel yedek. bunları yaptıktan sonrası "eşeğimi sağlam kazığa bağladım, artık hepsi de gidiyorsa lanetlenmişim herhalde derim" olmalı.

not: fiziksel yedeklerde de disklerin hasar görme ihtimaline karşı gerekli raid kurulumu ile riski azaltmak mümkün.
0
Bruce
(30.05.20)
yedek 3 farklı yere yapılır. bu işin raconu bu.
0
alperz
(30.05.20)
@alperz +1

3-2-1 kurali diye gecer. 3 kopya 2 farkli lokasyonda, 1 tanesi de bulutta
Olmak uzere bu sekilde yapilmakta genelde.
0
kaiserr76
(30.05.20)
başka bir diskte daha tut, çok önemli ise uzun ömürlü dvd içine de yedekle derim.
google bir servis ve anlaşma şartları değişebilir. 3 ay ödemedin diye silebilirler vs.
0
orpheus
(30.05.20)
(4)

Adobe Lightroom Google Snapseed (Mobil)

tolgame
Merhabalar mobil de fotoğraflarımı düzenlemek için lightroom ve snapseed kullanıyorum sizin tercihiniz daha çok hangisi olur ?
Merhabalar mobil de fotoğraflarımı düzenlemek için lightroom ve snapseed kullanıyorum sizin tercihiniz daha çok hangisi olur ?
0
tolgame
(29.05.20)
Snapseed
0
bagcivan
(29.05.20)
İkisini de kullanıyorum. Lightroom'un ışık, renk ve yapısal efektlerini kullanıyorum en çok. Mesela sisi kaldırma denen efekt benim genelde vermek istediğim o "karanlık" havayı sağlıyor.
Ayrıca tabii ki preset oluşturma konusu çok önemli. Belli çizgide fotoğraflar çekip düzenlediğim için 5 farklı preset oluşturdum zaman içinde, onları uygulama kolaylığı snapseed'de yok.

Öte yandan snapseed'in perspektif değiştirme imkanı vermesi çok iyi. Anlık çekilen, kadraj ya da açıyı mükemmel yapma imkanın olmadığı durumlarda çok işe yarıyor. Diğer konu da seçmeli seçeneği ile fotoğrafın herhangi bi noktasına ayrıca düzenleme yapabilmek. Fırça özelliğini de çok kullanıyorum, vurgulamak istediğim bi nokta varsa fotoda.
Grenli film filtreleri de işime yarıyor çoğu zaman. Nesne temizleme özelliği bedava bir uygulama için çok başarılı ama onun için ayrıca bir uygulama aldığım için onu kullanıyorum genelde. (touch retouch)

Önce lightroom'a atıp preset uyguluyorum, orada biraz rötuş, sonra snapseed'e atıp düzenliyorum. Tamamlıyorlar birbirlerini bence. Deneme yanılma yöntemi kullanmayı sevdiğim için ne kadar çok varyasyon o kadar çok hareket alanı benim için; bu yüzden ikisinin kombosu bence faydalı oluyor.
0
Bruce
(29.05.20)
@bruce preset tam olarak nasıl yapıyorsun belli bir yerlerden mi indiriyorsun yoksa kendi hazırladıkların mı var
0
🌸tolgame
(29.05.20)
Kendim hazırladım, zaman içinde deneye deneye bulduğum şeyler.
0
Bruce
(29.05.20)
(8)

Mont yorumu 2

pek ılımlı baterist
+25 için fazla çocuksu mu? Tiki kız montu mu? Ufak tefek zayıf biriyim. Çok kabarık değil aslında ama içinde gömülü görünmek istemiyorum.
+25 için fazla çocuksu mu? Tiki kız montu mu? Ufak tefek zayıf biriyim. Çok kabarık değil aslında ama içinde gömülü görünmek istemiyorum.
0
pek ılımlı baterist
(28.05.20)
bi özelliği olmayan bir mont, çocuksu olmak zorunda değil ama o kadar mont varken niye bunu alasın.
0
Bruce
(28.05.20)
ufak tefek minyonsan olmaz bu. başka seçeneklere bak.
0
yedek
(28.05.20)
bence asil ufak tefek minyonsan bu montlar iyi duruyor obur turlu iri gosteriyor iyice sisip. bence kotu degil cocuksu da degil. eger begendiysen alinabilir.
0
in vino veritas
(28.05.20)
Liseye giden çocuk montu bu.
0
ruhen hastayim ben
(28.05.20)
fena değil aslında, minyon olduğun için gider.
0
tabirimekruh
(28.05.20)
mont yorumu 1'e baktım. kesinlikle bu daha iyi.

kişisel fikrim de manken iri olduğu için yakışmamış ama minyonda daha iyi durabilir.

alıp giymek ve duruma göre iade etmek seçeneği değerlendirilebilir.
0
eeb
(28.05.20)
Ben de var bunun aynısının açık rengi. Çok memnunum duruşundan. Yaş 28 bu arada :)
0
Kediyi üzdün
(28.05.20)
gayet güzel
0
bir garip melek
(28.05.20)
(3)

hüzünç

Semi
son zamanlarda ucundan duygusal düşünsem gözlerim doluyor. engel olamıyorum. yukarı bak diyorlar akmasın diye ama ona da bağışıklık kazandım sanırım. hel halta gözleri dolan bir ponçik olmak istemiyorum. hep bir eksiklik, hep bir içi içine sığamama durumu.iyi şeyler yaşarken kısa zamanda içimde bir
son zamanlarda ucundan duygusal düşünsem gözlerim doluyor. engel olamıyorum. yukarı bak diyorlar akmasın diye ama ona da bağışıklık kazandım sanırım. hel halta gözleri dolan bir ponçik olmak istemiyorum.
hep bir eksiklik, hep bir içi içine sığamama durumu.iyi şeyler yaşarken kısa zamanda içimde bir kara deliğin oluşacağı hissine bürünüp üzülmek. nereye kadar demek.
acı arsızı mıyım neyim?
her şey çok güzel aynı zamanda çok kötü.
bunu yazarken bile gözlerimden pcye pıt bir damlanın intiharı :(
çok sulugöz oldum be.
0
Semi
(28.05.20)
kendinle ilgili yüzleşemediğin şeyler var muhtemelen, arkalara atmışsın ama yok olmadıkları için içini kemiriyorlar. içindekileri karşına alıp delikanlı gibi konuşmadığın sürece bunu aşman çok zor. kendine dürüst ol, şeffaf ol. sorunlarını hemen çözemesen bile onların varlığıyla barışman şimdikinden iyi durumda olmanı sağlar.
0
Bruce
(28.05.20)
karantinadan dolayı hala evde misin? evdeyken çok fazla kendimize maruz kaldık. biraz öyle bir zaman.

zamanla kötü hisler kaybolur ya, doğrularımızı bile hatalı görmeye başladık. insanları özledik, yarın akşama plan yapmayı özledik... muhtemelen bununla ilgilidir. normal bir süreç, çok fazla üzerinde düşünüp kısır döngüye alma kendini.
0
sanzelize canavari
(28.05.20)
@sanzelize Kısmi çalışmadayım. Yani onunla alakalı değil galiba. Sanırım kendime çok acıyorum. Dünyayla hiç tanışmamış olmayı isterdimli cümlelerim çok. İnsani yönü kuvvetli şefkat dolu bir insanla birlikteyim, çoğu şeyi unutuyorum kısmen beraberken fakat içten içe kemiriliyorum, ukteler,pişmanlıklar yaşanamamışlıklar,eksiklikler,hep bi’ yaşanamayan normalliklerin,günlerin içimde cenazesi var, bir köşede duruyor, o olmayınca tekrar içimde yaşadıklarımla baş başa kalıyorum.
Bulunduğum duruma yine de bin şükür ama yine de gelmeseydim ya şu dünya denen yere. Bir hiç olmak, tanışmamış, doğmamış, ölmeyecek olmak, düşünmemek, iyi kötü yaşamayacak olmak. Ölmek değil en baştan hiç var olmamayı dilerdim. Sonuçta beni seven bir iki insana acı cektirmek istemezdim ölümümle. Sanırım geçmişe gitmek ve beni engellemek için bi Walter Bishop gerek :)
0
🌸Semi
(29.05.20)
(8)

Mesajlaşma aralığı

pek ılımlı baterist
Bir arkadaşım var. Bazen sohbet olsun diye ya da iş yüzünden mesaj atıyor. Görünce cevap veriyorum birkaç dakika içinde ama o 1 saat sonra cevap veriyor. Her mesaj aralığı 1,5-2 saat. Sinir oluyorum buna. Söyledim birkaç kez. Görmüyorum dedi. Elinde telefon ve sürekli bildirim gidiyor yani nasıl gör
Bir arkadaşım var. Bazen sohbet olsun diye ya da iş yüzünden mesaj atıyor. Görünce cevap veriyorum birkaç dakika içinde ama o 1 saat sonra cevap veriyor. Her mesaj aralığı 1,5-2 saat. Sinir oluyorum buna. Söyledim birkaç kez. Görmüyorum dedi. Elinde telefon ve sürekli bildirim gidiyor yani nasıl görmüyor olabilir ki. Ayrıca arkadaşlarına hemen cevap veriyor. Ha beni önemsemiyor yazmıyor desem kendi mesaj atıyor sohbet etmek için genelde. Sıkılıyor desem daha ilk mesajlarda böyle durum. Merhaba yazıyor, merhaba yazıyorum ama nasılsın mesajı 2,5 saat sonra geliyor örneğin. Baya sinirlerimi bozuyor bu durum. Yerimde olsaydınız nasıl tepki verirdiniz?
0
pek ılımlı baterist
(27.05.20)
müsait değildir muhabbet edecek durumda değildir o an. mesaj atıp 2. mesajı atmasa daha ayıp olur gibi geliyordur. ben de yapıyorum bunu bazen.
0
kelepir
(27.05.20)
yazamayacak durumda olduğum zamanlarda insanlara mesaj atmadığım için beni de rahatsız ederdi bu durum. 1-2 sefer olsa sebebi var derdim ama hep böyle yapıyorsa kasıtlı olması lazım diye düşünürüm.
0
Bruce
(27.05.20)
geç cevap ver, aynısını yap, merhaba yaz 2. cevabı 2 saat sonra yaz.

2,5 saat sonra cevap verdiğinde k.bakma görmedim gibi bir şey diyor mu ? yoksa normal devam mı ?
0
fezagezgini
(27.05.20)
ya buna ben de sinir oluyorum. 1 kez 2 kez değil her seferinde yapan biri bilerek yapıyordur. hepimiz telefonumuza yapışık yaşıyoruz sonuçta kimse kimseyi kandırmasın.
0
sanguine mcqaer
(27.05.20)
demiyor. normal devam ediyor konuşmaya. @fezagezgini

bir kere, iki kere olsa neyse derim de hep yaptığı şey bu. @kelepir
0
🌸pek ılımlı baterist
(27.05.20)
arkadaşlarına anında dönüyor ama? @the cat
0
🌸pek ılımlı baterist
(27.05.20)
herkese sıra sıra yazıp duruma göre devam ediyor olabilir.benim de çok sinir olduğum bir durum bu , " işim var yarım saat sonra konuşalım mı ? " bile diyemeyecek birisine gibtir git deyip iletişimi kesiyorum ben.
0
uzunincemalbrodayim
(27.05.20)
Bilerek yapiyor, o 2 saate cevap veriyorsa sen 4 saat sonra cevap ver. 2 3 gun sonra ya sana asiri kizgin bir mesaj aticak(senden hoslandigini gosterir) ya da hicbirsey yapmyacak
0
monicapp
(27.05.20)
(4)

İngilizce Çeviri - Please Help :)

dereotu
-Fakat unutulmaması gereken bir şey var ki, değişim bazen hızlı bazen ise fark edilmeyecek kadar yavaş olur. -One thing to keep in mind is that change is sometimes fast and sometimes not noticeably slow. Çevirdim ama noticeably slow hoşuma gitmedi, bunun yerine alternatif nasıl bir cümle kurabiliri
-Fakat unutulmaması gereken bir şey var ki, değişim bazen hızlı bazen ise fark edilmeyecek kadar yavaş olur.


-One thing to keep in mind is that change is sometimes fast and sometimes not noticeably slow.

Çevirdim ama noticeably slow hoşuma gitmedi, bunun yerine alternatif nasıl bir cümle kurabiliriz?
0
dereotu
(27.05.20)
...sometimes so slow to be realized ya da too slow to be realized, vermek istediğin anlama göre değişir.
0
Bruce
(27.05.20)
...too slow to be noticed.

realized deyince ben gerçekleşmeyecek kadar yavaş gibi anladım mesela.
0
himmet dayi
(27.05.20)
noticed daha güzel duruyor.
0
pek ılımlı baterist
(27.05.20)
illa "notice" olacaksa "unnoticeably" yerinde olur.
0
late viper
(27.05.20)
(7)

Ahşap kesme tahtası nasıl temizlenir?

azazel13
Sirke, tuz, limon vs tavsiye ediliyor da tahta üzerindeki lekeleri çıkartmaya yetmiyor. Nedir bunun en doğru yolu?
Sirke, tuz, limon vs tavsiye ediliyor da tahta üzerindeki lekeleri çıkartmaya yetmiyor. Nedir bunun en doğru yolu?
0
azazel13
(27.05.20)
Lekeler içine işlediyse tek yol zımpara, sonra da üzerine danish oil denilen yağla yağlama.
Başka yağlarda var ama çok iyi bilmiyorum.
Ya da hiç yaglamazsiniz. Vernik ise sağlığa zararlı olabilir, bilgim yok.
0
kisa
(27.05.20)
at. içine her türlü bakteriyi alıyor. cam al dicem o da çok ses yapıyor.
0
mikahakkinen
(27.05.20)
Valla hiçbir şey anlamadım bu işten. Cam desen rahat çalışılmıyor, plastik desen tehlikeli deniyor. Ahşap desen temizlik açısından pratik değil. Yani hijyen açısından ahşap tahtada ne tavsiye ediyorsunuz kısaca?
0
🌸azazel13
(27.05.20)
Geçenlerde ahşap için o kadar da kötü olmadığını okumuştum ama şimdi bulma. İmkanım yok Malesef.

Ben arada bir ahsabi ocakta alev üzerine tutuyorum doğrusu. Leke vs temizliğinden ziyade hijyen için ise yaradığını düşünüyorum.
0
kisa
(27.05.20)
çiğ et kestiğin tahtayı ayrı kullanırsan bu hijyen konusunda çok sorun yaşamazsın. bağışıklık sistemimiz o kadar da güçsüz değil, kesme tahtasındaki hijyensizlik sorun yaratıyor olsaydı hepimiz hastalanmıştık.

et için kullandığında risk daha yüksek, kestikten sonra pişirme yapmayacağın(salata vb) malzemeler için ayrı bir tane kullanırsan riski oldukça azaltmış olursun.
0
Bruce
(27.05.20)
Ayrı kullanıyorum hepsi için en az 4-5 tane kullanıyorum. Peki ne kullanayım temizlik için bir tavsiyesi olan yok mu? Sirke, karbonat, limon vs. Siz ne kullanıyorsunuz?
0
🌸azazel13
(27.05.20)
Ahşap tahta malesef temizlenemez. Belirli bir süre sonra atmak gerek. Zımpara vs. de yapsanız gözenekleri bakterileri bir süre sonra yine içinde barındıracak. Sorunuza yanıt değil ancak en sağlıklı malzeme polietilen. Polietilen kesme tahtaları prof. mutfaklarda kullanılsa da, ev için küçük boyutluları var. Bunları da mümkünse her ürün için renklerine göre, değilse en azından et-tavuk ve sebze için en az iki tane almanızı tavsiye ederim. Bu tahtaların da traşlanması için özel aparatlar var, ancak fiyatlar uygun. Periodik olarak bunları da traşlar ya da traşlatırsanız en sağlıklı sonuca ulaşırsınız.

Edit : Örnek link bırakıyorum, rastgele ilk karşıma çıkan bu. Araştırıp kendi ölçünüze göre alabilirsiniz urun.n11.com
0
tss
(27.05.20)
(5)

az bilinen bilim kurgu ya da spiritüel film tavsiyesi

durme
çoğunu izledim galiba, yeni bir şeylere ihtiyacım var. teşekkürler.
çoğunu izledim galiba, yeni bir şeylere ihtiyacım var. teşekkürler.
0
durme
(26.05.20)
ikisini de karşılayan high life var, izlemesi zor ama alternatif bilimkurgu sineması için bence son yılların önemli örneklerinden.
www.imdb.com

bunlar nispeten az bilinenler, belki çıkar aralarından izlemediğin
gattaca
event horizon
la cite des enfants perdus
district 9
0
Bruce
(26.05.20)
the fountain
0
nothing in my way
(26.05.20)
Triangle, timecrimes, the witch
0
nucleon
(27.05.20)
The fountainnn
0
nax
(27.05.20)
(bkz: cypher)
0
kakalamar
(27.05.20)
(2)

ingilizce bir cümle çevirisi

aydonno
Neither the assumption that economy had the potential to recover sooner than expected nor the belief that it was inevitable to experience recovery to a certain extent after a difficult period of economic hardships is ***hardly wrong***.Ne ekonominin beklenen vakitten önce düzelme potansiyeline sahip
Neither the assumption that economy had the potential to recover sooner than expected nor the belief that it was inevitable to experience recovery to a certain extent after a difficult period of economic hardships is ***hardly wrong***.

Ne ekonominin beklenen vakitten önce düzelme potansiyeline sahip olduğu varsayımı, ne de ekonomik zorluklarla dolu zor bir dönemin ardından, belirli bir noktaya kadar iyileşme yaşanmasının kaçınılmaz olduğu inanışı ***tamamen doğrudur.***

hardly wrong kısmı için başka öneriniz var mı, bu şekilde olmuş mu sizce?
0
aydonno
(26.05.20)
"tamamen yanlış diyemeyiz", "pek de yanlış olmaz" daha karşılıyor sanki.
0
Bruce
(26.05.20)
Pek de yanlış olmaz bence de daha doğru.
Ama o zaman "ne ... ne de" yanlış oluyor.
Ekonominin beklenenden önce düzelme potansiyeline sahip olduğu varsayımı da, ekonomik zorluklarla dolu bir dönemin ardından belirli bir noktaya kadar iyileşme yaşanmasının kaçınılmaz olduğu inanışı da pek yanlış sayılmaz.
0
kobuzchu kiz
(27.05.20)
(18)

Son zamanlarda 0-500 tl aralığında hangi elektronik cihazları aldınız?

hayaletimsi
Online alışveriş kullanarak neler aldınız? Speaker, powerbank, kablo vs vs.edit: aldığınız ürünlere marka-model link vs eklerseniz sevinirim.Kendi ihtiyaçlarımı belirlemek için böyle bir başlık oluşturdum.
Online alışveriş kullanarak neler aldınız? Speaker, powerbank, kablo vs vs.

edit: aldığınız ürünlere marka-model link vs eklerseniz sevinirim.

Kendi ihtiyaçlarımı belirlemek için böyle bir başlık oluşturdum.
0
hayaletimsi
(26.05.20)
Mi box s
0
kisa
(26.05.20)
şunun başka markasını aldım.

www.gittigidiyor.com
0
hem şişko hem deli
(26.05.20)
el feneri
şarjlı pil ve şarj cihazı
micro sd kart
0
cowboy
(26.05.20)
powerbank
0
NightBringer
(26.05.20)
Mi box s 4k,
Microsoft all in one klavye,
JBL tune 600btnc
0
inheritance
(26.05.20)
Philips hue
0
brkylmz
(26.05.20)
kindle, xiaomi masa lambası, logitech bluetooth fare
0
tejeve
(26.05.20)
n11 aracılığı ile braun alından ateş ölçer aldım.fiyatı bende kalsın.bu bandın üzerinde bayağı.
0
since1907
(26.05.20)
biz yazıp hatırlıyorsan pek de ihtiyaç değil gibi.

ssd

mouse

edit: tost makinesi
0
fezagezgini
(26.05.20)
xiaomi inface
0
legolasin son oku
(26.05.20)
Mi box s. Korona günlerinde TV İzler olduk.
0
renegade
(26.05.20)
ssd ve wi-fi adaptör aldım.
0
Bruce
(27.05.20)
karacigerim vur kadehlere
(27.05.20)
ssd, ram, mouse, jbl go 2, elektronik sayılmasa da saç kesme makinesi aldım.
0
chezidek
(27.05.20)
mi box, bir de juul almayi planliyorum
0
hjarteblod
(27.05.20)
Huawei Bluetooth kulaklık-160tl
Baseus 10.000 mah powerbank-60tl
Baseus 0.5m şarj kablosu-25tl
0
sylr
(27.05.20)
desdenova34
(27.05.20)
true wireless kulaklık
1more e1026bt
www.hepsiburada.com
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(27.05.20)
(12)

bana oyun öneriyoruz.

matilda
gta v yeni bitirdim. gta vice city bitirdim bundan önce. san andreas var ama oynamadım çok sevmedim onu. gta iv ise 120 tl falan steam'de o fiyata değmez diye düşünüyorum. sleeping dogs yükledim onu da beğenmedim. gta tarzı, insanı içine çekecek bi oyun var mıdır acaba? türkçe yamasını da bulabilece
gta v yeni bitirdim. gta vice city bitirdim bundan önce. san andreas var ama oynamadım çok sevmedim onu. gta iv ise 120 tl falan steam'de o fiyata değmez diye düşünüyorum. sleeping dogs yükledim onu da beğenmedim.
gta tarzı, insanı içine çekecek bi oyun var mıdır acaba? türkçe yamasını da bulabileceğim.
öneri bekliyorum. teşekkürler herkese.
0
matilda
(25.05.20)
mafia serisini oynadın mı?
0
aziz dostum jack
(25.05.20)
(bkz: l.a. noire)
0
Bruce
(25.05.20)
Türkçe yamasını bilmiyorum ama Saints Row 3 güzeldir.
0
heritage
(25.05.20)
Grand Theft Auto Episodes from Liberty City'e baktın mı? GTA IV eklentisi olsa da tek başına oynanabiliyor, ayrı hikayesi var, gayet güzel oyundur.
www.playstore.com

ya da bunu listene ekle:
store.steampowered.com

indirim zamanı iyi fiyata gelir.
0
late viper
(25.05.20)
watchdogs vardı 1 ve 2. yine openworld az biraz ilgini çeker. bulabilirsen eski de olsa prototype 1 ve 2 de güzeldir
0
argent dawn
(25.05.20)
Önerilere kendi çaımda cevap vereyim;

*Mafia serisi, 3 hariç güzel oyun ama 1 çok eski, mekanikleri bu devirde sarmaz. hikayesi güzel, yani işleyişi güzel hikayenin. ikinci oyunda aynı, hikayesi güzel ama bence hala oynanır ikinci oyun. Grafikleri bile göze hoş geliyor. Ama 3 çok boş.

L.A. noire dedektiflik muhabbeti sarar ama gta tarzında bir oyun değil. Zaten başları çok güzel olmasına rağmen sonlara doğru aynı etkiyi veremeyen bir oyun.

Sains row 3, evet bu sarabilir. Çünkü absürt bir oyun, yer yer gülersin, bolca eğlenirsin. Gta tarzına giden bir oyun olabilir.

prototype 1-2 ise oradan buraya uçmak, duvarlar tırmanmak falan keyif verici. Sınırsız güç kullanımı gaza getiriyor falan ama görevleri çok boktan, hep aynı şeyleri tekrar tekrar yapıyorsun ve bu çok bayıyor.

Gta 4 ise, gta işte. Pahalıymış benim steam'de var isteyene hesabı paslayayım indirsin. Bence gta serisinin hem fizik, hem hikaye anlatımı konusunda en iyi işi. Sırf ev satın alınamıyor diye gömmüşlerdi şu oyunuaq

haa unuttum watch dogs 1-2 :D Watch Dogs 1'i herkesin, özellikle ubisoft gömücülerinin aksine ben sevmiştim. O karanlık atmosferi güzeldi ama ikinci oyunu sevmemiştim. Ama oynanır oynanmaz dedğil. Fiyatı uygunsa bir bak.
0
eazy
(25.05.20)
gta tarzı bir oyun gta'dan başka yok aslında. batman arkham serisine bak bence çok başarılı bir seri özellikle 2. oyun.

EDİT: bir de far cry 3 bence hem oynanış hem hikaye olarak güzeldi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.05.20)
daha ahlaklı takılayım dersen watchdogs derim. birincisinin hikayesi iyiydi bence, ikinciyi henüz oynamadım. GTA gibi tümüyle kanunsuz takılmak zorunda değilsin, seçimi sana bırakması iyiydi.

bu arada mafia 1 için de ağustos ayında remake çıkacak.
0
late viper
(25.05.20)
far cry 3
0
we are floating in space
(26.05.20)
Just cause
0
baal
(26.05.20)
Kesinlikle Crysis 1-2-3 serisi hem yapımcılar türk hem de konusu etkili
0
un4given
(26.05.20)
gears 5 öneririm hocam.
değme aksyon filmlerine taş çıkarır!
zaten bu gidişle, bilgisayar oyunları iyice sopalayacak film sektörünü.
0
pangea
(26.05.20)
(10)

1 milyon dolarınız olsa

problem34
Bugun 1 milyon dolarınız olsa nerede yaşardınız ? Bu paranın alım gücünü mukayese ettiğinizde Türkiyede bir çok şeyi yapabiliyorsunuz değil mi ? 1-Boğaz gören ev 2-Lüks araba 3-İyi kar getiren iş ! Siz napardınız ?
Bugun 1 milyon dolarınız olsa nerede yaşardınız ? Bu paranın alım gücünü mukayese ettiğinizde Türkiyede bir çok şeyi yapabiliyorsunuz değil mi ?

1-Boğaz gören ev
2-Lüks araba
3-İyi kar getiren iş !

Siz napardınız ?
0
problem34
(25.05.20)
3 tabi ki :D mini servetime servet katmaya bakarım.
0
theseachange
(25.05.20)
Muhtemelen Artvin gibi bir şehirde, doğanın çepeçevre sardığı bir konumda küçük bir ev satın alırdım veya inşa ederdim. Satın alacağım tek şey bu olurdu. İstanbul'da yaşamaya devam ederdim ama büyükşehir çok üstüme geldiği zamanlarda kaçacağım bir sığınak olurdu.

Senin seçeneklerine gelirsek; boğaz görmekse olay onun için boğaz gören konumda bir evde oturmaya lüzum yok. Lüks araba kişisel olarak içinde bulunmaktan hoşlandığım bir şey değil. İyi kâr getiren işe ihtiyacım yok, kâr odaklı çalışmaktan zevk alamadım bir türlü.
0
vedatchilipeppers
(25.05.20)
burada 1 milyon liralık hesaplı bir mesaj vardı, sildim.

boğaz gören ev ve lüks araba alırdım. eve 4 verirdim, 1 milyona da 2 tane araba alırdım farklı kullanım alanları için. iş kurucak bilgi birikimim yok ama bilgi birikimi olan birini bulup yatırımla iş kurulabilir 2 milyonla. iş kurma işine çok hevesli değilim kendi işinin patronu olmak hele ki bilgi yoksa stres sinir. kafası rahat bir beyaz yaka işiyle devam edebilirim de. 1 sene çalışmam gezerim falan. iyi paraymış ya boşuna pintilik yapıp o kadar ev baktım ben tl sanıp, kafama sıçam.
0
Bruce
(25.05.20)
@bruce 1 milyon dolar hocam, tl değil. yani yaklaşık 7 milyon. orasını karıştırdınız galiba..

zira 1 milyon dolar kullanmasını bilene çok ama çok büyük bir para dünya üzerindeki her ülke için geçerli bu. iyi kullanan adamın ömür boyu sırtı yere gelmez bence.
0
garavel
(25.05.20)
Oncelikle paradan para kazanmak icin varlik dagilimini nasil yapacagimi dusunur guzel bir dagilim yapardim.Sonrasinda gunluk harcamalarimi finanse edecek bir kismini 20 senelik eurobonda yatirir kuponlarla gecinirdim.Datca'da yasardim.Arabami asiri luks almam BMW 5 serisi yada audi q5 serisi bir araba alirdim.Yilin cogunu seyehatte gecirirdim.
0
turkuaz
(25.05.20)
arsa alip ev yapip satar ve isi bir sure bu sekilde devam ettiririm. her sey pesin parayla ilerleyecegi icin hizlica pafayi katlar yeterli birikim yaptiktan sonra da henuz karar veremedigim refah seviyesi yuksek bir ulkenin kucuk bir kasabasinda guzel bir ev alip al satlara oradan devam ederdim sanirim.
0
in vino veritas
(25.05.20)
1 milyon dolar ile güzel bir AA oyun yapmaya çalışırdım.
0
bir peynir kutusu kibrit
(25.05.20)
1 M dolar bana hayatımın sonuna dek fazlasıyla yeter. 2 milyona güzel bi müstakil ev, 500 bine bi araba, kalanıyla da faiz, dolar, vs risksiz yatırımlar. Çok iyi bildiğim tek bir iş var, o da o parayı yatırmaya değmez. Bilmediğim işlere girersem de beni tokatlarlar.
0
roket adam
(25.05.20)
denizin olduğu bir şehirde ormanda konforlu bir ev yaptırırdım. içine kayıt stüdyosu kurardım. yeni araba falan almazdım. para kenarda dururdu. ben müzikle edebiyatla falan ilgilenirdim, özgürce yaşardım.

yatırım için de ev vs satın alırdım sanırım. iş kurmazdım.

olur inşallah :)
0
durme
(29.05.20)
bogaz goren ev ile para bitmiyor mu zaten?
0
baldur2
(29.05.20)
(4)

VPN sorusu?

Fritz-X
Opera VPN kullanıyorum ip adresi kontrol edeyim dedim bir baktım telefonum markası modeli, kullandığım android sürümü, kullandım tarayıcı ve kullandığım dil ve ekran çözünürlüğüm kabak gibi meydanda :)Sadece ip adresi Fransa'da böyle VPN olur mu? Hani bunun gizliliği ?
Opera VPN kullanıyorum ip adresi kontrol edeyim dedim bir baktım telefonum markası modeli, kullandığım android sürümü, kullandım tarayıcı ve kullandığım dil ve ekran çözünürlüğüm kabak gibi meydanda :)

Sadece ip adresi Fransa'da böyle VPN olur mu? Hani bunun gizliliği ?
0
Fritz-X
(25.05.20)
normal vpn'lere bile güvenilemiyorken opera vpn'e mi güveniyorsun?
0
sting
(25.05.20)
bahsettiğiniz bilgileri gizlemek vpn'nin işi değil
0
Sir Anthony Hopkins
(25.05.20)
Bedava vpn olmaz. Olunca da o parayı çıkartmak için farklı yollardan kullanıcı datası toplanır, o data satılır. Birinden birini feda etmek zorunda kalıyorsun. İkisini de etmek istemiyorsan ücretli (ve yetmez) güvenli bir vpn satın alman lazım.

İşin gizlilik değil de "big data" yönüne bakarsak, senin kim olduğun değil demografik yapın ve interneti kullanma tercihlerin para yapıyor. Bunu paralı vpn'ler de satıyor olabilir, o yüzden güvenilir olanı bulmak lazım.

Bu bilgilere sahip olunması senin için ne kadar önemli, senin üzerinden para kazanmaları mı üzücü yoksa tercihlerini loglayıp ilgini çekip sana hitap eden reklamlar sunmaları mı faydalı; istediğin açıdan bakabilirsin.
0
Bruce
(25.05.20)
Sir Anthony Hopkins +1
istersen onları randomize vs edersin de ömrün captchalara abi valla billa ekemk kuran kitap aşkına ben robot değilim yol verin de geçeyim diye ağlamakla geçer.
0
Wasking
(25.05.20)
(9)

sosyal medyada

bir soru sorcam
sorum 30lu yaşlardakileresevgili bulma uygulamalarında yaş filtreleme yaparken kaç yaş üstü ve altını seçerseniz
sorum 30lu yaşlardakilere

sevgili bulma uygulamalarında yaş filtreleme yaparken kaç yaş üstü ve altını seçerseniz
0
bir soru sorcam
(24.05.20)
valla bi arkadaş 29 yaşında 18-50 arası yapıyor. bana saplayacak diye korkuyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.05.20)
28-38 yapıyorum ben. 33 yaşındayım.
0
epistemic_regress
(24.05.20)
25-35

30'ların başındayım :D
0
passion rules the game
(24.05.20)
26-40
0
freebird5406_2
(24.05.20)
-4 +6
0
Bruce
(24.05.20)
20 - 28
0
roket adam
(24.05.20)
24-40
0
tabudeviren
(24.05.20)
Duruma göre +-10, genelde +-5 normali.
0
neymis
(24.05.20)
27 yaş, kadın
28-38 yapıyordum.
0
callosum
(25.05.20)
(1)

Hes Kodu hakkında

grid
Hes kOd u seyehat izin belgesi yerine geçiyor mu? Bu konuda kesin ve net bilgiye ihtiyacım var?
Hes kOd u seyehat izin belgesi yerine geçiyor mu? Bu konuda kesin ve net bilgiye ihtiyacım var?
0
grid
(24.05.20)
Sitesine girdiğinde kocaman karşında yazıyor "seyahat izin belgesi yerine geçmez" diye

hayatevesigar.saglik.gov.tr
0
Bruce
(24.05.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.