[]

Kitap konusunda skor mu önemli süreç mi?

Haftada 1 kitap okuyanların kitapları tam anlamıyla anladığını düşünmüyorum. Bu tartışma yaratacak sözüme geri dönmeden 1 2 kelamim olucak.

Bunlardan birincisi Biz Türklerin en çok başvurduğu "okumaya vaktim yok"

İkincisi de "okuduğum kitapların bana bir şeyler katmasını istiyorum"

Bunları Biz Türkler söyleyince aşağılık Kompleksi'ne giriyoruz. elin Japon'u metroda bile kitap okuyor ama biz burada Kitap okuyacak vaktimiz olmamasından şikayet ediyoruz . birincisi Japonların okuduğu şeyler genellikle mangalar . Evet Japonların çok zeki olduğuna İtiraz etmiyorum Ama cidden bu konuyu da Türklerin zamansızlığına bağlayacağım çünkü Türkiye'de ortalama 8 saat ağır şartlarda çalışan pek çok insan var. günün 8 saati bedenen ve zihnen yorulduğunu hesaba katınca kitaba zaman ayıramamak bana bir bahanenin arkasına saklanmak gibi gelmiyor. ha şöyle denilirse anlarım: bir insan kitap okuma alışkanlığını edinememiştir ama sadece kitap okumak için tek yöntem basılı kitap okumak değildir Sonuçta dijital kitaplar önem kazanmaya başladı. bunu da yapamıyorsan sesli kitaplar var , dinleyebilirsin Böylece zamandan tasarruf da etmiş olursun . ama bir yandan da tabii ki 2. değineceğim konu kitapların bize bir şey katmaması. özellikle son zamanlarda çıkan bestseller lar Kusura bakmayın ama kitap olmaktan ziyade birer tuvalet kağıdı. yani bundan yüzyıllar önce yazılmış olan klasik eser lere bakıyorum bir de bugün çıkan popüler kitaplara bakıyorum Neyse bu konu biraz daha ağır bir eleştiriye dönüşmeden ben en başa dönüyorum;

ben ayda bir kitap okuyorum. bu da yılda 12 kitap ediyor. ben haftada bir kitap okuyarak bir rekor kırmaya çalışmıyorum Çünkü ben bir kitap okuduğum zaman genelde seçtiğim Kitabın yazarının biyografisini araştırmayı severim . ondan sonra kitabın analizlerini okurum. 2 hafta boyunca vaktimi analizlere ayırırım Ondan sonra kitabın yapılmış bir film adaptasyonu varsa onu izlerim . yani bir kitabı sindiririm . bütün bunları topladığımızda 1 aylık bir zaman birikiyor yani kitabı okuduktan sonra onun üzerine uzun uzun düşünür, yorum yapar, tartışırım . kitabı bir haftada okuyanların bu kadar zahmete girdiğini düşünmüyorum Bence bir kitabı bir ayda sindire sindire okumazsanız zaten yıllar sonra o kitaptan Geriye hiçbir şey kalmıyor . bu düşünceme ne kadar destekçi bulabileceğimi merak ediyorum . sizce çok kitap okuyan mı kendisine daha fazla sey katiyor,yoksa zamana yayarak kitabı sindire sindire okuyan mı daha çok yarar görür?

 
Kime neyin rekorunu kırmaya çalışsın ki bu insanlar? 1 haftada okuduğunu anlamasa bi dahakine 2 haftada anlar? Kime karşı sorumluluğu var ki anlamadan, keyif almadan okusun?

Sosyal hayatına dese, kimse kanıtlayamaz zaten okumadığını, yalan söyler geçer.

Herkesin okuduğu sindirmesi günler alan kitaplar olmuyor. Sindirmelik bile okumuyor olabilir, sadece okurken aldığı zevke bakıyordur. Bu durum o kişiyi yanlış yapmaz.

En son ve hiç hesaba katmadığın, senin 1 ayda sindirdiğin kitabı 1 haftada sindiriyor olabilir bu insanlar. Senin sonradan yaptığın yazar biyografisi, further reading'leri o kişi daha önceden yapmıştır belki. Ya da genel kültürü, tarih sosyoloji bilgisi o kitabı daha kısa sürede sindirmesini sağlıyordur?

Kitap okumayı kutsallaştırmaya gerek yok, herkesin popisi kendine. Kimin ne açıdan yarar gördüğünün hesabını yapamayacak kadar geniş bir şey "kitap okuma" eylemi.
  • Bruce  (11.06.20 22:19:38) 
Kitap okuma, okuyucuyla kitap arasındaki bir ilişki. Gönül ilişkileri gibi bu da geniş yelpazede. Biraz ilgi meselesi, biraz tarz. Kimi kitabın altını çizmez, kimi kıvırır. Biri bir günde 400 sayfa okur, diğeri ağır ağır. Kıyaslamak akıl işi değil.

Siz kitapla kurduğunuz dünyadan memnunsanız, dünyanın kalanı sizi neden ilgilendirsin ki?

Kim kaç kitap okumuş ne önemi var? Aslolan okuduklarınızdan kendinize bir şey katabilmek değil mi?

Her ne kadar sosyal medya nedeniyle dikkatim kolay dağılsa da, okumaya çalışıyorum. Bu çağda alışkanlıklarını yönetmeyi başaramayan bireylerin kitapla derin bağ kurmasını beklemiyorum. Eskiden bir arkadaşım vardı, anlatmak için yaşardı. Bazı okuyucular da öyle. Anlatmak için yiyip içiyorlar, okuyup geziyorlar.
  • EasyTiger  (11.06.20 22:33:20) 
hocam kitap okumak tavla oynamaktan daha mühim veya daha özel bir şey değildir. buna bu kadar takılma bence. keyfi bir şeydir kitap okumak. seversen okursun, sevmezsen okumazsın. bir aktivitedir nihayetinde. sen ayda 1 kitap okursun ben ayda 3 kitap okurum sonra önümüzdeki 3 ay hiç okumam, okuyasım gelmez, kimisi haftada bir tane okuyacağım illa der, kimisinin devam etmediği her hangi bir kitap olmazsa elinin altında rahatsız olur falan... insanlar çeşit çeşit yani. bence kitap kişinin kendisine hiçbir şey katmıyor. keyif dışında. okumaktan keyif alıyorsan tek artısı bu kitabın. benim okuma hızımı kitabın kendisi belirliyor. bazen yer gibi okuyorum kitabı yine hoşuma gidiyor, kimisini kağnı hızında okuyorum o da ayrı hoşuma gidiyor. ''niye böyle yavaşladım bu kitapta ya'' demiyorum yani. sen çok istersen yine de bir dene haftada 1 kitap okumayı sonra mukayese et falan. ama bu kitap okumaya aşırı anlam yüklemeyi milletçe aşmamız lazım bence. kitap okumanın youtube'dan video izlemekten bir farkı yok özünde.


  • fyodor fyodorovic  (11.06.20 22:48:50 ~ 22:58:04) 
video izlemezsin diye daha konuşmayı transkrip etmiştim.

tuğla kitabı okuyor adam hava atıyor onu da. uyduruk saçma sapan kitaplar. burası çöplük mü. yahu allahu teala burayı çöplük diye yaratmadı kardeşim. okumak bir temizlik operasyonudur, temizlik. lüzumsuz kitapları okumayacaksınız. çok kitap okumayacaksınız. iyi bir kitabı, çokça okuyacaksınız, döne döne okuyacaksınız, sema edercesine okuyacaksınız, hazmede hazmede okuyacaksınız. o zaman okursunuz. o zaman okuduğunuzu hazmedersiniz. o zaman okuduğunuzu üretirsiniz. yani dolayısıyla tüketen okuyucudan, üreten okuyucuya geçmiş olursunuz.

twitter.com
  • blue eyes white dragon  (11.06.20 23:00:07) 
fyodor +1

Valla ben herkesin kitap okuması gerektiğini düşünmüyorum. Edebi, kurmaca eserler zaten tamamen keyif işidir. Tamam herkesin klasikleri okuduğu bir dünya güzel olurdu ama o kadar da değişik, daha iyi bir dünya olmazdı muhtemelen. Çünkü her kitap herkeste aynı etkiyi bırakmaz. Yazarların bir amacı, vermek istediği mesaj olsa dahi okuyucu bunu yanlış yorumlarsa yine bir işe yaramaz. O yüzden özellikle romandır, hikayedir tamamen kişiye bağlı okunup okunmaması. Bunu romanı bütün edebi türlere tercih eden biri olarak söylüyorum. Karantinada fark ettiğim 1 yıldır güzel kitap okumuşum ama çok az roman okumuşum. Bu kadar çok sevmem seçiciliğe yol açmış ben de. Her romanı okumak zorunda hissetmiyorum.

Ayda bir kitap, haftada 2 kitap okuyana göre az ilkokuldan beri kitap okumamış birine göre çoktur. Dediğim gibi kimse kitap okumak zorunda değil. Herkesin işi gücü, çalışma ve yaşam şartları, boş vakti farklıdır. Kitap okumak boş vakit aktivitesi değildir geyiğine girmeyeceğim ama yazar ya da akademisyen değilsek hayatımızdaki birinci öncelik kitap okumak olmuyor. Olmaması çok normal bir şey, ayıplanacak bir durum yok. Bütün bunlarla birlikte bir insanın okuma hızı, okuduğu kitaba ne kadar odaklandığı, bu odağı ne kadar sürdürebildiği de bunları etkiler. Bazen öyle zamanlar oluyor ki yirmi sayfa okumuşum ama dönüp bakıyorum basit bir romandan bile hiçbir şey anlamamışım, kafam başka yerde. Bir sözcüğe takılıp gitmişim, okurken çok başka şeyler düşünmüşüm... Bunlar hep etken.

Kitap okumayı seven biriyim, liste yaparım, okuduğum kitapları tarihleriyle beraber listelerim, notlar almışım. O zamanlarda ne düşünmüşüm diye. Bu bende biraz skor tutuyor muyum hissi bırakıyor mu, evet diyebilirim. Ama bu insana motivasyon sağlayıp daha fazla okumasını sağlayabilir ve daha fazla okumanın bir zararı olduğunu düşünmüyorum.

Sizin bir haftada sindirdiğinizi bir başkası iki günde sindirebilir yukarıda saydığım bütün koşullar yüzünden. Bir kitabı bitirmek için asgari bir süre koyamayız o yüzden. Herkes çok kısa bir sürede okuyacak diye bir kaide yok. Okuma ve yazmak tamamen şahsi meselelerdir. Kimseye ne kadar şarkı dinlediğimizi, film izlediğimizi kanıtlamak zorunda değilsek kitap okuduğumuza da kanıtlamak zorunda değiliz.

Ve bence kitap okumak abartılıyor. Okumak istemeyene silah zoruyla okutmanın bir manası yok. 17. yüzyılda değiliz bilgi kaynakları sadece kitap olsun. Herkesin kitaptaki saf bilgiye ihtiyacı yok. Bazı insanlar hap bilgilerle de yaşamını idame edebiliyor sonuçta. Tabi bu hap bilgilerle çokbilmişlik taslayan insanlara gıcık olurum.
  • black holes in the sky  (11.06.20 23:12:24) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.